Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler ve Biyogüvenlik (Tarımsal Üretime Etkileri) Sebahattin Özcan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Yeşil Devrim • Bitkilerin insan ve hayvan beslenmesinde kullanımı amacıyla iyileştirilmesi çalışmalarında iki önemli dönem göze çarpmaktadır. • Yeşil Devrim, Klasik bitki ıslahı ve ticari gübreler ile diğer agronomik tekniklerin gelişiminin etkili olduğu dönemdir. • Ürünlerin verim ve kalitesinde çok önemli artışlar gözlenmiştir. • Yüksek verim ve kaliteye sahip bitki çeşitleri çoğu zaman hastalıklar ile böceklere karşı dayanıksız olmuşlardır. • Bu dayanıksızlık genelde uygulanan ıslah metotlarından kaynaklanmaktadır. • Islah programlarında seleksiyon yapılırken ürün kalitesi ve miktarı gibi bitkisel özellikler ön planda tutulduğundan, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılık her zaman ikinci planda kalmıştır. Klasik bitki ıslahında karşılaşılan sınırlamalar • • • • • • Aralarında melezlemenin yapılabildiği tür sayısının azlığı, Türler arasında melezlemelerde istenen karakterlerle birlikte istenmeyen özelliklerin de birlikte geçişinin önlenememesi, İstenmeyen karakterlerin geri melezleme ıslahıyla elimine edilmesinin çok uzun zaman alması Melezleme ve seleksiyon teknikleriyle sonuca ulaşmanın yavaş olması, Klasik ıslah yöntemleriyle bitkilerde hastalıklara ve zararlı böceklere karşı dayanıklı çeşit geliştirilemediğinden dolayı yıllardan beri bitkiler bu etmenlere karşı kimyasal ilaçlar kullanılarak korunmuşlardır. Ancak, bu kimyasal ilaçların toprakta ve besin zincirinde ayrışmadan uzun süre kalabilmesi insan ve hayvan sağlığı açısından giderek artan bir endişe kaynağı olmaktadır. Biyoteknoloji Devrimi • Biyoteknoloji devriminde geliştirilen çok etkili ve yeni teknikler sayesinde verimi ve kalitesi yüksek bitki çeşitlerine bir ya da bir kaç gen, yeni özellikler kazandırmak amacıyla kolayca aktarılabilmektedir. • Bu işlem sonucunda da bitki çeşitlerinin diğer özelliklerinde hiçbir değişiklik olmamaktadır. • Biyoteknolojik tekniklerinin kullanılmasıyla, ıslah süresinin kısaltılmasının yanında; melezlemede karşılaşılan engeller, genetik bağlılık sorunları ve gen havuzlarından yararlanmadaki sınırlamalar kolayca ortadan kaldırılabilmektedir. Biyoteknoloji Devrimi • İki önemli genetiği değiştirilmiş bitkilerin temelini oluşturmuştur. • Bunlardan ilki tek bitki hücrelerinden laboratuar şartlarında doku kültürü (in vitro) tekniklerini kullanarak ve hücrenin genetik yapısını değiştirmeksizin yeni bitkilerin elde edilmesidir. • İkincisi ise bitkilerde kök boğazı uruna neden olan Agrobacterium tumefaciens bakterisinden bitki kromozomlarına yapılan doğal gen aktarımın mekanizmasının keşfedilmesidir. • Bu iki buluşun birlikte kullanılmasıyla son 25 yıl içerisinde hemen hemen tüm kültür bitki türlerine gen aktarımı mümkün hale gelmiştir. Genetiği Değiştirilmiş (GD) Bitkiler • Birinci Nesil GD Bitkiler: Herbisit, böcek, hastalık ve çevresel stres koşullarına dayanıklılık gibi özelliklerinin kazandırıldığı bitkiler (üretim aşamasında). • İkinci Nesil GD Bitkiler: Verim ve besleme kalitesinin artırıldığı bitkiler (araştırma ve geliştirme aşamasında). • Üçüncü Nesil: insan tedavisinde kullanılan çok pahalı aşı ile ilaçların üretildiği ve biyo-yakıt üretimine daha yatkın GD bitkiler (araştırma ve geliştirme aşamasında). Herbisitlere Dayanıklı GD Bitkiler • • • • • • • Yabancı otlar son derece yayılıcı ve mücadelesi zor olan zararlılardır. Özellikle yabancı ot mücadelesinin yapılmadığı alanlarda bu zarar %60-70 seviyelerine ulaşabilmektedir. Ayrıca, yabancı ot tohumları dane ürünlerine karışarak kaliteyi de etkilemektedirler. Yabancı otlarla mücadele yapılmasına rağmen, tarım alanlarında yabancı otlar verimi %15 oranında düşürmektedir. Yabancı ot mücadelesi büyük oranda herbisit kullanımı, çapalama veya elle yolma şeklinde olmakta ve çok büyük işgücü gerektirmektedir. Son yıllarda geliştirilen glifosat ve phosfinotrisin gibi geniş spektrumlu total herbistlerin toprakta daha hızlı parçalanabilmektedir. Streptomyces hygroscopicus bakterisinde klonlanan tek bir gen (bar) kültür bitkilerine aktarıldığında elde edilen bitkiler fosfinotrisn-Nasetil transferaz (PAT) enzimini üretmekte ve bu enzimde geniş spektrumlu fosfinotrisin (PPT) herbisitini parçalayarak herbisitlere tam dayanıklı bitkiler elde edilebilmektedir. Herbisitlere Dayanıklı GD Bitkilerin Getirdiği Yenilikler • • • • • Bu bitkilerin üretildiği alanlarda bitkiler toprak yüzeyine çıktıktan sonraki aşamalarda yabancı ot yoğunluğuna göre az bir herbisit uygulamasıyla %100 yabancı ot kontrolü yapılabilmektedir. GD bitkiler herbisite tam dayanıklı olduğundan dolayı gelişmelerinde de herhangi bir yavaşlama veya gerileme olmamakta ve herbisit uygulaması için geniş bir zaman aralığı da bulunabilmektedir. Etkili yabancı ot kontrolü sayesinde hasat masrafları azaltıldığı gibi daha temiz ve kaliteli ürün elde edilebilmektedir. Bu durumda işcilikten önemli tasarruf sağlanabildiği gibi yabancı ot kontrolünün tam yapılması sonucu verimde de önemli artışlar gözlenmektedir. Ayrıca, toprak işlemenin azaltılması sonucunda toprak mikroflora ve faunasının korunmasına yardımcı olunduğu gibi erozyonda azaltılabilmektedir. Böceklere Dayanıklı GD Bitkiler • • • • • • • • Verimli ve kaliteli kültür bitki çeşitleri çoğunlukla böceklere dayanıksızdır. Günümüzde zararlı böcekler bitkisel üretimi tehdit eden en büyük etmen haline gelmiştir. Zararlı böceklerle mücadele yapılmadığında bazı bitkilerde oldukça yüksek sayılabilecek kayıplar oluşabilmektedir. Zararlı böceklerle yapılan mücadelelere rağmen dünya genelinde böceklerden kaynaklanan ürün kayıplarının yaklaşık %20 civarındadır. Ayrıca, böcekler birçok hastalığın yayılmasında ve gelişmesinde de önemli rol oynamaktadırlar. Zararlı böceklerle mücadelede kültürel ve biyolojik savaş yöntemleri kullanılsa da, en etkili ve yaygın olanı kimyasal ilaç (insektisit) kullanımıdır. Zararlı böceklere karşı kullanılan insektsitlerin olumsuz etkileri acil olarak böceklere dayanıklı bitkilerin geliştirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Modern bitki biyoteknolojisinin kullanımı sonucunda Bacillus thuringiensis (Bt) bakterisinden kopyalanarak verimli kültür çeşitlerine aktarılan tek bir gen (cry) sayesinde önemli zararlı böceklere karşı %100 dayanıklı GD bitkiler üretilebilmiştir. Böceklere Dayanıklı GD Bitkilerin Getirdiği Yenilikler • • • • Verimde %50’lere varan verim artışı. İnsektisit kullanımında azalma. İnsektisit ve ilaçlama maliyetinde azalma. Kocan ve kütlüde oluşan, kaliteyi doğrudan etkileyen böcek zararları ve buna bağlı olarak gerçekleşen mikotoksin üretiminin azalması. • Çiftçi sağlığında gelişme Çukurova Bölgesinde GD mısır denemeleri Adana koşullarında 2004–2005 yıllarında yürütülen 2. ürün denemelerinde Bt mısır ve geleneksel çeşitlerin birim alan verimleri. Dane verimi (ton/ha) Çeşit İlaçlı (3 defa) İlaçsız 11,39 11,28 33P66 8,04 4,86 TTM 815 7,82 4,42 GD 33P67 Bt Cerit vd. 2006’dan alınmıştır Aynı çalışmada hedef olmayan Zaralı böcekler, predatör böcekler ve örümcekler de GD Bt mısır çeşitlerinden negatif olarak etkilenmediği belirtilmiştir (Güllü vd. 2004 Cerit vd. 2006). Çukurova Bölgesinde GD mısır denemeleri • Yine, Çukurova bölgesinde mısır dane ürününde yaygın olarak (%69) bulunan Fusarium moniliforme’nin neden olduğu kanserojen mikotoksin fumonisin üretimi GD mısır çeşidinde, klasik mısır çeşitlerine göre 2001 yılında 6–7 kat ve 2002 yılında ise 15–20 kat daha düşük bulunmuştur (Tatlı vd. 2004). • Bölgede Bt mısır çeşitlerinin üretilmesiyle 2. üründe verim geleneksel hibrit çeşitlerine göre %30 daha fazla olmuştur • Yapılan ekonomik analizlerde ikinci ürün mısır üreticilerinin kg başına ilave olarak net %22 daha fazla kazanç sağlayabilecekleri ifade edilmiştir. (Koç 2003; Aktaş ve Yurdakul 2005; Aktaş 2006). Dünya Genelinde GD Bitkilerin Ekim Alanları Yıl Ekim Alanı (Milyon Hektar) % Artış 1996 1.7 1997 11.0 547 1998 27.8 153 1999 39.9 44 2000 44.2 11 2001 52.6 19 2002 58.7 12 2003 67.7 13 2004 81.0 16 2005 90.0 11 2006 102.0 13 2007 114.3 12 2008 125.0 9 Kaynak: www.isaaa.org . 2008 yılında GD bitkilerin üretildiği ülkeler Kaynak: www.isaaa.org Sıra Ülke E. Alanı (M. Hektar) Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler 1 ABD 62.5 Soya (%94), Mısır (%80), Pamuk (%86), Kolza, Papaya, Yonca, Ş. pancarı (%59) 2 Arjantin 21.0 Soya (%99), Mısır (%65), Pamuk (%60) 3 Brezilya 15.8 Soya (%60), Pamuk 4 Kanada 7.6 Kanola (%95), Mısır (%60), Soya (%65) 5 Hindistan 7.6 Pamuk (%81) 6 Çin 3.8 Pamuk (%69), Domates, Kavak, Petunya, Papaya, Biber 7 Paraguay 2.6 Soya (%93) 8 Güney Afrika 1.8 Mısır (%30), Soya (%65), Pamuk (%95) 9 Uruguay 0.7 Soya (%100), Mısır 10 Bolivya 0.6 Soya 11 Filipinler 0.4 Mısır 11 Avustralya 0.2 Pamuk 12 İspanya 0.1 Mısır 13 Meksika 0.1 Pamuk, Soya 14 Kolombiya <0.1 Pamuk, Karanfil 15 Şili <0.1 Mısır, Soya, Kanola 16 Fransa <0.1 Mısır 17 Burkina Faso <0.1 Pamuk 18 Honduras <0.1 Mısır 19 Çek Cum. <0.1 Mısır 20 Portekiz <0.1 Mısır 21 Almanya <0.1 Mısır 22 Slovakya <0.1 Mısır 23 Romanya <0.1 Mısır 24 Polonya <0.1 Mısır 25 Mısır <0.1 Mısır ABD’de GD değiştirilmiş bitkilerin ekiliş oranları (%) GD Bitkiler 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Toplam GD (HD) Soya 43 60 68 84 92 92 92 92 94 Sadece BD Pamuk 15 13 13 14 16 18 18 17 18 Sadece HD Pamuk 26 32 36 32 30 27 26 28 23 BD ve HD Pamuk 20 24 22 27 30 34 39 42 45 Toplam GD Pamuk 61 69 71 73 76 79 83 87 86 Sadece BD Mısır 18 18 22 25 27 26 25 21 17 Sadece HD Mısır 6 7 9 11 13 17 21 24 23 BD ve HD Mısır 1 1 2 4 5 9 15 28 40 Toplam GD Mısır 25 26 34 40 45 52 61 73 80 KAYNAK: Amerikan Tarım Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar Servisi (www.ers.usda.gov/Data/BiotechCrops) ABD’nin mısır ihraç ettiği başlıca ülkeler (bin ton) 2002 2003 2004 2005 2006 Japonya 14.383 14.611 15.510 15.950 15.108 Meksika 5.288 5.682 5.885 6.335 8.767 Tayvan 4.053 4.742 4.338 4.652 4.329 272 3.660 2.102 5.586 4.042 Mısır 2.685 3.198 3.853 4.045 3.376 Kolombiya 1.598 1.781 2.044 2.704 3.247 Kanada 3.945 2.028 2.374 1.881 2.049 Suriye 517 783 1.291 829 1.470 Dominik Cum. 937 809 988 1.034 1.202 Cezayir 897 1.269 1.072 1.234 854 İsrail 267 1.176 422 620 800 Guatemala 417 537 655 718 747 77 712 825 1.093 699 Kosta Riko 529 565 547 682 621 El Salvador 339 482 510 499 538 Küba 230 473 449 421 537 Venezüella 608 652 182 173 515 Tunus 122 618 209 394 458 Ülke Güney Kore Fas Kaynak: ABD Ticaret Bakanlığı SOYA İTHALATIMIZ (TON) 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 ROMANYA 23.839 31.790 11.562 5.462 0 15.600 7.809 29.995 36.021 14.695 0 UKRAYNA 402 2.899 2.654 851 5 7.611 33.430 73.969 131.977 141.821 32.345 158.892 258.254 301.328 301.354 541.243 399.328 317.625 555.618 637.161 456.278 330.304 0 0 0 0 0 0 10.058 0 0 33.803 2.021 90.761 20.564 53.140 7.087 0 56.745 18.123 188.732 169.638 99.939 120.165 PARAGUAY 0 0 0 0 0 13.849 53.620 66.049 8.789 0 64.978 URUGUAY 0 0 0 0 0 0 2.349 32.905 0 38.449 20.787 ARJANTİN 11.301 38.034 17.991 0 71.231 336.991 238.948 207.236 33.260 445.804 500.583 A.B.D. KANADA BREZİLYA Kaynak: DTM SOYA YAĞI ÜRETİMİNDEN ARTA KALAN KÜSPE VE KATI ATIK İTHALATIMIZ (TON) 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 HOLLANDA 3.712 150 500 288 288 1.519 1.077 902 1.524 2.925 2.150 İNGİLTERE 126 75 75 100 100 175 100 0 0 0 0 0 0 6.575 1.641 0 2.000 0 0 0 0 0 A.B.D. 143.795 325.449 296.245 307.384 262.095 208.118 173.261 297.960 103.580 132.868 105.216 BREZİLYA 209.814 131.448 151.957 28.660 45.344 89.886 76.245 40.113 23.015 9.089 10.253 PARAGUAY 0 0 0 0 0 0 0 0 25.250 0 19.892 URUGUAY 0 2.902 0 0 0 0 0 0 0 15.896 0 ARJANTİN 30.059 60.528 73.902 37.544 55.968 105.300 215.106 172.922 115.349 180.664 167.513 YUNANİSTAN Kaynak: DTM SOYA YAĞI İTHALATIMIZ (TON) 1998 1999 2002 2003 15.914 20.961 6.277 1.250 12.293 17.117 399 0 0 0 0 BELÇİKA-LÜKS. 4.985 0 6.975 3.978 0 0 0 0 0 0 0 HOLLANDA 6.945 491 3.823 1.000 0 3.323 0 0 0 0 0 ALMANYA 4.892 12.381 7.326 0 2.994 5.873 3 3 1.207 0 1 17.213 16.147 6.291 0 0 0 7.244 7.907 0 0 0 2.280 1.000 4.426 3.019 0 0 0 0 0 0 0 0 2.038 3.230 3.698 1.495 2.273 6.602 1.492 1.400 1.610 25 5.009 0 0 6.299 15.790 8.646 8.454 17.202 2.649 0 0 İSPANYA 45.566 63.864 53.939 54.153 34.067 27.385 35.664 39.040 2.992 727 0 BELÇİKA 0 0 0 0 5.493 6.604 0 0 0 0 0 ROMANYA 0 0 4.975 0 0 0 4.504 9.133 2.050 0 0 A.B.D. 5.913 14.575 7.513 41.023 41.418 13.443 0 0 2.086 2.007 0 BREZİLYA 8.673 0 0 5.979 1.987 0 0 13.450 25.491 5.017 1.883 ARJANTİN 15.446 7.934 18.408 21.135 34.869 19.912 1.269 43.547 100.816 23.031 5.635 FRANSA İTALYA İNGİLTERE YUNANİSTAN PORTEKİZ Kaynak: DTM 2000 2001 2004 2005 2006 2007 2008 MISIR İTHALATIMIZ (TON) 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 FRANSA 0 919 21.432 24.105 208 184 384 İTALYA 144 116 25 585 311 389 113 İSPANYA 23 459 213 4.517 399 212 83 MACARİSTAN 5.061 315.861 163.621 45.361 32.043 34 131.064 ROMANYA 1.469 90.800 40.227 27.451 78.214 5.802 97.338 BULGARİSTAN 2.459 10.123 37.508 14.329 6.437 0 93.261 UKRAYNA 0 3.911 42.856 47.794 41.755 7.725 268.598 MOLDOVYA 0 10.992 2.407 2.597 7.835 4.820 8.068 130 193 7.809 95 145 11 5.997 0 0 0 0 0 113 19.739 1.652 2.639 215 107 65 228 0 460.959 697.429 1.113.684 682.471 15.030 1.661 366.815 62.739 0 31.352 0 0 0 0 0 21 69 90.512 10 87 619.525 2.100 39.524 356.753 197.460 35.013 9.262 136.149 AFGANİSTAN 0 994 0 500 0 0 0 AVUSTRALYA 0 5.347 14 6 0 0 0 TOPLAM 537.480 1.179.936 1.818.458 1.049.743 218.058 30.579 1.128.455 HIRVATİSTAN SIRBİSTAN GÜNEY AFRİKA CUM. A.B.D. BREZİLYA ŞİLİ ARJANTİN Kaynak: DTM İnsan ve Hayvan Sağlığı Açısından Riskler • Allerjik etki Örn: Methionince zengin soya • Toksik etki Ratların 90 gün boyunca Cry1Ab proteini üreten çeltikle beslenmesi sonucunda davranış ve ağırlık kazanma bakımında kontrole göre herhangi bir fark bulunamamıştır. Kanda yapılan tüm hematolojik ve biyokimyasal parametreler normal sınırlar içerisinde olmuştur. Çok sayıda organ üzerinde yapılan ağırlık, mikroskopik ve histokimyasal analizlerde çok minor değişiklikler gözlenmiştir. 90 günlük besleme sonucunda Bt çeltiğin toksik veya yan etkisine rastlanmamıştır. Üç generasyon boyunca uzun süre Bt mısır ile beslenen rat karaciğer ve böbreklerinde minimal histopatolojik değişiklikler olurken, organ ağırlıklarında bir faklılık ve önemli bir sağlık problemi olmamıştır. Ayrıca, kan örneklerinin biyokimyasal analizinde tüm parametrelerde kontrole göre istatistiki olarak fark bulunmazken, sadece erkek ratlarda kreatimin seviyesi kontrole göre düşük bulunmuştur (0.47/0.41). Farklı AB ülkelerinden 39 bilim adamının ortak raporu: GD mısır patates, çeltik, soya ve domatesle beslenen rat ve farelerin besin tüketimi, kan kimyası, organ ağırlıkları, histopatolojik bulgular üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu çalışmaların büyük çoğunluğunda önemli klinik bulgular ile organ ve dokularda anormalliklere rastlanmamıştır. Bazı durumlarda yan etkiler gözlenmiş olup, bunların GD bitkilerden kaynaklandığını söylemek zordur. Yine GD bitkilerle beslenen koyun, domuz, tavuk, sığır ve balıklarda da GD olmayan bitkilerle beslenenlere göre önemli bir fark bulunmamıştır. Denemeler 90 gün 4 generasyon boyunca yürütülmüştür. NK603 EPSPS: (5-enolpyruvyl-shikimate-3-phosphate sythase) geni Taşımakta ve glyphosate herbisitine toleransı sağlamaktadır. MON810: CryAb geni taşımakta ve Lepidopter takımındaki böceklere Dayanıklılığı sağlamaktadır. Denemeler hem serbest, hem de akraba çiftleşmesi yapılan farelerle Kurulmuştur. Araştırmada Yavru üretimi, ana-baba ve yavru farelerin ağırlıkları Organ ağırlıkları ve histolojileri, immunehistokimyaları, moleküler analizler, Mikroarray ve q-RT-PCR yapılmıştır., Araştırmada serbest çiftleşen farelerde GD mısır ve normal mısır ile beslenen Fareler arasında çalışılan konular bakımından istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır. Kendine döllenen farelerde önemli farklılıklar gözlenmiştir. 1. GD mısır ile beslenen farelerde 3. ve 4. yavru döneminde yavru sayısında azalma olmuştur. 2. Ancak Normal mısırla beslenen farelerde ölüm oranı daha fazla olmuştur. 3. GD mısır ile beslenen farelerin ağırlıkları 3. ve 4. yavrulama döneminde Daha düşük olmuştur. 4. GD mısır ile beslenen F2, F3 ve F4 dişi farelerin ve F3 erkek farelerin böbrek ağırlıkları daha düşük bulunmuştur. 3. RNA mikroarray ve q-RT-PCR çalışmaları gen eksprasyonunda az da olsa Farklılıkların olduğunu göstermiştir. Ancak, araştırıcılar kesin bir hükme varabilmek için araştırmaların farklı hayvan gruplarını da içine alacak şekilde tekrarlanması gerektiğini ifade etmişlerdir. Velimirov vd. 2008 Kontrol ile karşılaştırıldığında MON810 GD mısır çeşidi 30 ve 90 gün boyunca beslenen yaşlı ve sütten kesilen farelerin bağırsak ve periferal bölgelerindeki T ve B hücre oranlarında ve CD4+, CD8+, ץỐT ve άßT alt populasyonlarında değişikliğe neden olmuştur. Ayrıca Serum IL-6, IL-13, IL-12p70 ve MIP-1ß seviyelerinde de artış olmuştur. Bu değişikliklerin bağışıklık siteminde herhangi bir zayıflamaya neden olabileceği açık olmamakla birlikte, biyogüvenlik değerlendirmelerinde yaş ile bağırsak ve periferal bağışıklık sistemi tepkisinin de değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Finemore vd 2008 Finemore vd 2008 Ratların 90 gün boyunca Cry1Ab protein veya PHA-E lektin (positif kontrol) üreten çeltikle beslenmesi Sonucunda total immunoglobulun seviyeleri, mutasyon ile teşvik edilen hücre çoğalması, kırmızı kan hücrelerinin T-bağımlı antikor tepkisi ve serumda antijene özel antikor tepkisine bakılmıştır. Cry1Ab geninin yan etkisine rastlanmamıştır. Ancak hem PHA-E lektin hem de Cry1Ab proteini özel bir savunma sistemi tepkisine (antikor üretimine) Neden olmuştur Farelerin CP4 EPSPS herbisitlere direnç genini içeren soya ile beslenmeleri neticesinde hepatocyte metabolizması, stres tepkisi, kalsiyum sinyali ve mitokondriye ait genlerin ekspresyonlarında değişiklik gözlenirken, yaşlanma markörlerinde artış olmuştur. Mekanizma bilenmemesine rağmen, bu çalışma GD soyanın yaşlanma sırasında karaciğerin bazı özelliklerini etkileyebileceğini göstermiştir. Daha uzun süreli araştırmalar yapılmalıdır. Gıda kalitesi/güvenliği • Bitkinin fonksiyonal genomunda aktarılan DNA parcasından kaynaklanan mutasyonlar • Protein biyosentezi veya düzenleyici genlerdeki mutasyonlar (Wilson vd. 2004) Çevre Açısından Riskler Vertikal gen kaçışı Super weed Yabancı Döllenmeyle Gen Kaçış Oranı Bitki Çeşitten çeşide Yabani akrabalara Kolza Yüksek Yüksek Şeker Pancarı Orta-yüksek Orta-yüksek Mısır Orta-yüksek Orta-yüksek Patates Düşük Düşük Buğday Düşük Düşük Arpa Düşük Düşük Çevre Açısından Riskler • Horizontal gen kaçışı Acinetobacter calcoaceticus Plasmodiophora brassicae • Hedef dışı organizmaların etkilenmesi Örn: Kıral kelebekleri (Losey vd. 1999 Nature; Stanley-Horn vd. 2001 PNAS, Sears vd. 2001 PNAS • Arılar Bitkilerden diğer çok hücreli ve tek hücreli canlılara gen geçişi son derece düşüktür. Virüslere gen geçişi potansiyel olarak daha yüksek olmakla birlikte, gen geçişi sıkı seleksiyon baskısı ile sınırlıdır. Çoğu zaman GD bitkilerden diğer organizmalara gen geçiş oranı background (arka plan) oranından daha düşük olacağı beklenmektedir. Bundan dolayı GD bitkilerden diğer organizmalara Horizontal Gen Transferi dikkate değer bir risk oluşturmamaktadır. Yapılan çalışmalarda genel olarak Bt genlerini içeren bitkilerin kuşlar, akarlar, toprak kurtları, namatodlar ve protozalar ile topraktaki çok sayıda enzim üzerine etkisi ya olmamış veya düşük olmuştur. Ancak bu etkinin Cry proteinlerinden değil de coğrafya, sıcaklık, bitki çeşidi ve toprak tipi gibi etmenlerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Farklı parasitoid ve predatorlar Cry1AC9 veya cry9Aa2 genlerini içeren patates bitkileri üzerinde gezinen larvalar ve yetişkin böceklerle muamele edildiklerinde kontrole göre gelişmelerinde önemli bir farklılık gözlenmemiştir. Tarımsal Açıdan Riskler • Hedef organizmların dayanıklılık kazanması • İkinci derecedeki zararlıların artması • Gen havuzunun daralması • Tekel oluşumu • Pahalı tohum • Terminatör teknolojisi SS SS SS RR SS SS SS SS SS SS SS RS SS RR SS Bt bitkiler SS Normal Bitkiler SS SS RS SS SS SS Barınak stratejisi ile Bt bitkilere dayanıklı böceklerin gelişiminin geciktirilmesi. Dr. Ruud A. de Maagd (Plant Research International, Hollanda)’ın VI. Ankara Biyoteknoloji Günleri sunusundan izin alınarak kullanılmıştır (de Maagd, 2007) Teksas’da F1 ve F2 bitkileri üzerine yapılan araştırmalarda şeker kamışı kurdunda major Bt dirençli allellerin frekansının 9 yıl sonra son derece düşük olduğu belirlenmiştir. Genel Riskler • Tarımda yüksek maliyet • Hukuki ve ahlaki konular • Etiketleme En kötü senaryo olarak Bt mısır yapraklarının öğütülerek yüksek oranlarda toprağa karıştırılması toprak solucanının yaşama, gelişme, büyüme ve çoğalmasını etkilememiştir. Bt mısır kalıntıları kozadan çıkışı az da olsa negatif olarak etkilemiştir. Sonuç ve Öneriler • Ürün verimini artırmak için zararlı böcekler, hastalıklar ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan kimyasal ilaçların ekolojik denge ile insan ve hayvan sağlığına verdiği zararlar gibi, GD bitkilerin üretime girmesiyle dikkatli olunmadığında bazı risklerin oluşması da muhtemeldir. • Bilimsel temeli olmayan nedenlerle bu teknolojinin tamamen kullanımını engellemek yerine, ülkemizin kendi şartları da dikkate alınarak bilimsel veriler ve yaygın olarak üretildiği ülkelerdeki sonuçlar esas alınmalıdır. • GD bitkilerin üretimi ile gıda ve yem olarak tüketimi konusunda yasal düzenlemeler AB tarafından yapılmış olup, birçok AB ülkesinde GD bitkiler sınırlı da olsa üretilmeye başlanmıştır. • Ülkemizin, GD bitkilerin üretim ve tüketimi konusunda da yasal düzenlemeler yapması kaçınılmaz hale gelmiştir. • Özellikle yasal düzenlemeler bu bitkilerin üretim ve tüketimlerinin kontrol altına alınması için önemli olacaktır. Sonuç ve Öneriler • Ürün verimini artırmak için zararlı böcekler, hastalıklar ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan kimyasal ilaçların ekolojik denge ile insan ve hayvan sağlığına verdiği zararlar gibi, GD bitkilerin üretime girmesiyle dikkatli olunmadığında bazı risklerin oluşması da muhtemeldir. • Bilimsel temeli olmayan nedenlerle bu teknolojinin tamamen kullanımını engellemek yerine, ülkemizin kendi şartları da dikkate alınarak bilimsel veriler ve yaygın olarak üretildiği ülkelerdeki sonuçlar esas alınmalıdır. BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI • Kanunun amacı; modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla biyogüvenlik sisteminin kurulması ve uygulanması, bu faaliyetlerin denetlenmesi, düzenlenmesi ve izlenmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemektir. • Bu Kanun; GDO ve ürünleri ile ilgili olarak araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama ve benzeri faaliyetlere dair hükümleri kapsar. Gıda ve yem ile araştırma amaçlı GDO başvuru Tarım Bakanlığı Büyogüvenlik Kurulu (9 Kişi: TKB 4,ÇOB 1, SB 1, SDTB 1, DTM 1) Bilimsel komiteler (11 Kişi: Üniversite, TÜBİTAK, ilgili alanlardan) Değerlendirme İnsan, hayvan ve bitki sağlığı çevre ve biyoçeşitlilik Sosyo-ekonomik Etiketleme ve Pazara Sunum BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI • Araştırma yapmaya yetkili kuruluşlar tarafından bilimsel araştırma amacıyla ithal edilecek GDO ve ürünleri için Bakanlıktan izin alınır. • Araştırma amaçlı yapılacak faaliyet ve sonucundan Bakanlığa bilgi verilmesi zorunludur. BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI • Yasaklar a) GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması. b) Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi. c) GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı.