1. Devletin Oluşumu: Toplum ve Topluluk 2. Demokratik Hukuk Devleti 3. Modern Devlette Laiklik ve İnsan Hakları 4. Sosyal Devlet 5. Devletin Temel Organları ve İşleyişi: Yasama, Yürütme ve Yargı 6. Kamu Yönetim Yapısı: Merkezi Yönetim 7. Kamu Yönetim Yapısı: Yerinden Yönetim Kuruluşları 8. Kamu Yönetimi ve Çevresi 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM 1 1 Dersin Adı : Yurttaşlık Ve Çevre Bilgisi Dersin Kodu : FEL203U Dersin Dönemi :Güz Yarıyıl :3 2 Dersin Kredisi :4 Dersin Soru Sayısı : 20 Ara Sınav Sorumlu Üniteler : 1-4 Dönem Sonu Sınavı Sorumlu Üniteleri: 1-8 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM 2 ÜNİTE:1 Dünyadaki 1. Devletin Oluşumu: Toplum ve Topluluk İnsan pek çok iyi doğası bütün insanların özsel ve değişmeyen bir karaktere sahip olması anlamında kullanılır. İnsan doğası kavramı, eğitim ve toplumsal deneyim yoluyla sonradan kazanılan birtakım özellikler eser, yerine insan yaşamında “doğal” ve insana içkin olduğu varsayılan ellerinden değişmeyen ve doğuştan gelen özellikler tarafından değil daha çok gelen her şeyi tamamen terk etmek anlamına gelmez. Aksine insan doğasının yapmış olan silik kişilerin eseridir. birtakım özelliklerin altını çizer. Ancak insan davranışlarının toplumsal olarak belirlendiğini söylemek insan doğası fikrini dışarıdan gelen etkenlerle biçimlendirip değiştirilmeye açık olduğu anlamına gelir. Devlet ve hükümet kavramları kimi zaman birbirlerinin yerine kullanılır. Oysa ikisi arasında bir ayrım yapmak zorunludur. Devlet hükümete göre çok daha geniş bir kavramdır. Devlet, kamusal alanın bütün kurumlarını kapsar ve toplumun bütün yurttaş üyelerini de içinde barındırır. Hükümet ise sadece devletin bir parçasını oluşturur ve bu anlamda hükümet devlet otoritesinin uygulama aracı olarak George Hoar tanımlanabilir. Ek olarak devlet kalıcı, sürekli bir oluşumken hükümet geçicidir. Şu an pek çok ülkede geçerli olan devlet yapısında hükümetler iş başına gelip gidebilirler, hükümet sistemleri reformda geçirilebilir ya da yeniden yapılandırılabilir. Toplum, insanlar arasındaki etkileşimin örgütlenmiş düzenidir. Toplum soyut ve belirsiz bir bütün değildir. Toplum somut bir olgudur çünkü insan-doğa ve insan-insan etkileşimi doğrultusunda oluşan ve bütünleşen nesnel bir gerçekliktir. Toplumlar benzer özelliklerine göre birleştirilmeye çalışılsa da belli bakış açılarına göre de farklılıklar taşırlar. Bu sınıflandırmalar farklı özellikler göz önüne alınarak farklı biçimlerde yapılabilir. opluluk, günlük ihtiyaçlarının büyük bir bölümünün karşılanması konusunda birbirine karşılıklı olarak bağımlı, genellikle birbirine yakın yerlerde yerleşik olan insan grupları olarak tanımlanabilir Her topluluk siyasal bir düzene 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM 3 3 sahiptir; bir yönetsel organ tarafından idare edilir ve sürekli kılınır. Yönetim, en geniş topluluk için kurallar koyan, yasalar yapan ve bunları uygulayan ve uygulamayı denetleyen kişileri ve kurumları anlatan bir terimdir. Bir yönetim, belli bir toprak parçası üzerinde yönetme iddiasını başarıyla ortaya koyduğunda egemenlik sahibi olduğu söylenir. Devlet gücünün doğası ile ilgili çok çeşitli görüşler mevcuttur. Bu konudaki temel duruşlar şu şekilde sıralanabilir: Liberaller devleti, toplumda çatışan grup ve bireyler arasında yansız bir arabulucu, toplumsal düzenin yegâne güvencesi, bir tür gerekli bir kötülük olarak nitelerler. Devleti en kapsayıcı topluluk ve birleştirici bir kurum olarak gören görüş, toplumu devletin bir alt birimi sayar. Aristo’dan başlayan ve Hegel ile gelişimi tamamlanan bu görüş, devleti ulaşılması gereken en yüce değer olarak tanımlar. Çoğunlukla Marksist düşünürlerce dile getirilen ve devletin, bir sınıfın diğer sınıflan egemenliği altında bulundurmasını sağlayan bir baskı aracı olarak gören görüşe göre, devlet; sınıfların ya da egemen toplumsal grupların varlıklarının bir güvencesi sayılmaktadır. Devlet, önce monarkın şahsına, daha sonra ise millete ve halka dayalı bir anlam kazanan egemenlik kavramına göre farklı meşruluk temelleri çerçevesinde farklı biçimler almıştır. Bir devletin devlet sayılabilmesi ve devletlerarası yardımlaşma ve dayanışmalardan yararlanabilmesi için öteki devletlerce de devlet olarak tanınması ve uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesi, devletlerarası toplantılarda, örgütlerde etkili olabilmesi gerekmektedir. Devlet sorunu üzerine yüzyıllardır sorgulamalar sürerken değişen, hatta bütünüyle tersine dönen şey, devlet ve toplum arasındaki ilişkinin kendisidir. Yüzyıllarca siyasal örgütlenme toplumsal yaşamla ilgili düşünce alıştırmalarının değişmez nesnesi oldu. Sanayileşmeyle beraber siyasal kurumlarla toplum arasındaki ilişkiler tersine döndü. Giderek toplum bütün haline gelmeye başladı. Buna karşılık devlet daralarak toplumun bir bölümünün diğer bölümleri üzerinde iktidar uygulamasını sağlayan bir baskı aracı olarak anlaşılmaya başladı. Siyasal ilişki bir tarafın buyruk verme hakkına sahip olduğu, diğer tarafınsa uyma yükümlülüğünde olduğu bir ilişki olarak anlaşıldığında, devlet sorunu, yöneten ya da yönetilen açısından farklı biçimlerde irdelenecektir. Modern çağın başında bireyin doğal haklarının keşfi tam bir dönüm noktası olmuştur. Bu haklar, herhangi bir siyasal toplumun ve bu toplumun iktidar yapısının oluşumundan daha önce gelir. Küreselleşme ile birlikte sermayenin ulusalın sınırlarını tanımayan bir biçimde sürekli genişlemesi ya da dünya ekonomisinin bütünleşmesi olgusu bir başka değişimi daha ateşledi. Son üç yüz yılı aşan bir süredir dünyanın ulus-devlet merkezli örgütlenmesi süreci giderek aşınmaya başladı. Bunun dışında kapitalizmin aşırılıklarını törpülemeye katkı yapan ve pek çok ülkede ulusdevletin işlevleri arasında giren sosyal devlet anlayışını sürdürme görevi askıya alındı. Toplumu somutlaştıran ve ona toplum olma özelliğini vererek, devamlı olmasını sağlayan temel unsurlar, bir toplumun içinde yer alan; işbirliği, süreklilik, coğrafi ve kültürel birlikteliktir. Toplumların bir anlamda yaşamlarının devamlılığı bu temel unsurlara bağlı olup, bunlardan birinin eksikliği toplumun farklı şekilde değişime uğramasına (asimile edilmesine) neden olabilir. Fransız İhtilali ile beraber eşitlik- özgürlükkardeşlik doktrinleri ortaya atılmış ve her ulusun kendi kaderini belirleme hakkı tanınmıştır. 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM 4 4