19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI 19 MAYIS 1919 TARİHİNİN ANLAMI VE ÖNEMİ 19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk gençlerden bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” DÜZENLİ SPOR YAPMANIN SAĞLIĞA FAYDASI Düzenli spor yapanlar ve sporu yaşam tarzı haline getirenler, mutlaka onun sağlık ve form için ne kadar faydalı ve gerekli olduğunu, bizzat yaşayarak görür ve hissederler. Düzenli spor yapmayıp da başlamayı düşünenler veya bana bundan sonra ne faydası olacak diye kaderine razı olanların da, aşağıda madde madde belirttiğimiz sporun faydalarnı gözden geçrimeleri ve yeni bir yaşam tarzı başlatmalarını öneriririz. 7’den 70’e herkesin sağlıklı yaşaması için gerekli olan spor, ruh sağlığı açısından yaş gruplarını farklı boyutta etkiliyor. Spor, çocuk ve gençlerde mutluluk, öfkeyi kontrol edebilme, saldırganlığı frenlemeye yardımcı oluyor. Erişkinlerin, dinç ve dinamik görünmelerini sağlıyor. Yaşlılar, dinç yapıları ile toplum içinde sevilen kişiler oluyor. ALKOL VE SİGARADAN UZAK TUTUYOR Spor genç yaş gruplarında sorumluluk duygusunun yanı sıra, öfkeyi kontrol edebilme, saldırganlığı frenlemede sporun göz ardı edilemeyecek etkisi olduğunu, ayrıca dikkat dağınıklığının önüne geçmesine destek olur. Spor yapan çocuklar, enerjilerini sporla boşalttıkları için dersin başına oturduklarında daha verimli çalışır ve boşa vakit geçirmezler. Yaşıtlarına göre daha az hastalıklara yakalanır ayrıca, daha çabuk iyileşir. Takım ruhuna sahip oldukları için de yalnızlık hissetmez ve kendilerini dinleyecek bol zamanları kalır. Gençlik döneminde de bu çağın dinamizmini sporla değerlendirdikleri için alkol ve sigaradan uzak kalırlar. Gençliğin aşırı heyecanını spora aktarmak, olaylara yaklaşımlarda daha serinkanlı olmayı sağlar. Aynı zamanda gençler için çok gerekli olan kendine güven duygusu ve ifade yeteneği artar. Yediklerine, içtiklerine ve uykularına dikkat ettikleri için de iyi beslenir. OLUMLU DÜŞÜNCE YAPISI KAZANDIRIP, GÜNLÜK HAYATI DA OLUMLU YÖNDE ETKİLİYOR Spor yapan erişkinler, günlük hayatın stresini attıklarını ruh ve beden sağlığını daha uzun yıllar koruyabilirler . Spor,orta yaşta başlayan kalp ve tansiyon hastalıklarına yakalanma riskini azaltmakta, sigara ve alkolden uzaklaştırdığı için yaşlanmayı geciktirmektedir. Günlük hayatın monotonluğundan uzaklaşan orta yaşlılar, sıkıntı ve öfkelerini sporla attıkları için daha sağlıklı evlilikler yürütür ve gelecek nesillere örnek anne ve babalar olur. En önemlisi de dinç ve dinamik görünürler. ZAMANLA HAFIZADA MEYDANA GELEN UNUTKANLIĞI ÖNLEMEDE VE GÜCÜNÜ ARTTIRMADA DOĞAL BİR İLAÇDIR. Spor yaşlılar için sadece bedensel yetilerle sınırlı kalmaz, bu yaş grubundakiler için çok önemli olan ruh haline de etki eder. Spor yapan yaşlılar, bu yaş grubunda sık görülen depresyona daha az yakalanır, kendilerini yalnız ve mutsuz hissetmezler. Fiziksel kapasitelerini ileri yaşlara kadar muhafaza ettikleri için kemik erimesi, kalp damar hastalıklarına daha az yakalanırlar. Dinç yapıları ile toplum içinde sevilen kişiler haline geldikleri için, evredekilerin takdirini kazanırlar. Yaşlıların beyin aktivitelerini artıran spor, unutkanlıkları da azaltır. Spor her yaşta insanların hayatını kolaylaştıran, yaşamın niteliğini arttıran bir uğraştır. Spora başlama yaşı olmadığı gibi, bitiş yaşı da yoktur. Önemli olan uygun sporun seçilmesidir. 1. HAREKET SİSTEMİ VE EKLEMLER Sporun sağlığa yararlı olduğu tartışılmaz bir gerçektir, ama yaşınıza ve fizik kondisyon düzeyinize uygun spor türünü seçmek önemlidir. Hareket sistemi üzerine sportif aktivitenin yararları çoktur. Kas düzeyinde, çalışan kasların tonusunda ve kuvvetinde artış görülür. * Sportif aktivite eklemlerin doğal genişlik derecesinin korunmasına ve gelişmesine olanak sağlar, ankiloza (eklemlerin katılaşması) karşı mücadele eder. * Beslenmeyi ve kıkırdakların devinme yeteneklerini kolaylaştırarak eklemlerin en iyi şekilde korunmasını ve bakımını sağlar, * Kemik düzeyinde; kalsiyum tutulmasını kolaylaştırır, yaşlı insanlarda sıklıkla görülen osteoporose hastalığına karşı mükemmel bir korunma aracıdır. * Kas tonusunun iyileşmesi sayesinde; sportif aktivite kalça, dizler ve özellikle omurga düzeyindeki ağrıların önüne geçilmesine olanak sağlar, * Bel ağrılarına karşı en iyi ilaçtır fakat, şayet omurganızın durumuna salık verilmeyen sporları ya da kötü jimnastik hareketleri yaparsanız, zararlı da olabilir. 2. KARDIO VASKULER - KALP - DAMAR SİSTEMİ ; Salık verilmeyenler hariç, düzenli antrenmanlar kalp-damar sisteminin işlevi üzerine yararlı etkilere sahiptir; aynı kırmızı ve çizgili kas yapısında olan kalp, kasılma kapasitesini yükseltir ve büyük bir etkinlik gücüne ulaşır, böylece kan organizmanın dokularına en iyi bir şekilde dağılım gösterir. Özetle; * Kalbin çalışma sistemini düzenler, efektif ve ekonomik çalıştırır, * Periferik damar direnci azalacağından kalp üzerindeki yük kalkar, * Hipertansiyon düzelir, * Dolaşım hızlanır, bundan dolayı metabolik artıkların atılımı kolaylaşır, 3. GENEL GÖRÜNÜŞ VE FORM Spor bedeni geliştirir ve belli bir görünüş sağlar, fakat zayıflatmaz. Terleme ile kilo kaybı düşünülmemelidir, ter ile kaybedilen su daha sonra geri alınır. Fizik aktivite sellülite karşı etkili mücadele yöntemidir, kasları uyumlu hale getirir, Bazı kilo alınması gereken sporlar dışında aşırı kilo alımına yol açmaz. 4. PSİKOLOJİK ETKİLERİ VE RAHATLAMA HİSSİ Bu etkiler uygulanan spor türüne bağlıdır ki bunlar en az fizik etkiler kadar önemlidir. Spor; * Kendine güveni uyandırır, hırsı artırır, * Heyecanı ve stresi azaltır, * Bedenin bilincine varılır, seksüel yaşamın düzenine katkı sağlar, * Beynin daha iyi oksijenlenmesi sayesinde, zekasal etkinliği yükseltir, * Grup düşüncesi, bireyler arasında ilişkiler, karşılıklı olarak saygı kavramı gelişir, * Zevk alma duyusu gelişir; bu beyinden salgılanan hormonlar ile olur; endorfinler; aile ve mesleki kaygılardan kurtulmaya olanak sağlar. ESKİ TÜRK SPORLARI Eski Türk sporlarının önemli bir özelliği Spor müsabakalarının bir kısmı iki rakip takım arasında yapılırdı. Cirit, çevgân (polo), tomak gibi oyunlar böyle oyunlardır. Buna karşılık, güreş ve matrak gibi kişisel olarak oynanan oyunlar da vardı. Kimi atla oynanır, çevgân gibi; kimi hem at üzerinde, hem yaya oynanabilir: Cirit ve okçuluk gibi. OKÇULUK Okçuluk da eski Türklerde önemli ve sevilen bir spordu. Fatih Sultan Mehmed bu öneme uyarak İstanbul’u aldıktan sonra Ok Meydanı’nı ok sporu yapanlara ayırmıştı. Burada bir çeşit kulüp gibi okçuların da tekkesi vardı. Bugün Ok Meydanı diye bilinen yerde bu tekkeden hiçbir iz kalmamıştır. Okla iki türlü atış yapılırdı. Bunlardan biri hedefe atıştır. Hedefe ‘tabla’ ya da ‘puta’ denirdi. İkinci atış ise mesafe atışıdır. Buna ‘koşu’ adı verilirdi. Atılan okun gittiği mesafeye de menzil denilirdi. Mesafede rekor kırılırsa okun düştüğü yere bir taş dikilirdi. Bunun adı da menzil dikmektir. Atışın başlayacağı yere ‘ayak taşı’ denen bir taş konurdu ve okçular bu taşa basarak hizaya girerdi. CİRİT OYUNU Cirit çok eski bir Türk oyunudur. Bu spor, atlı olarak yapılırdı. Tıpkı günümüzdeki spor takımları gibi, bu iki takım da değişik renkte formalar giyerlerdi. Atlı cirit daha yaygındı; ancak yaya olarak oynandığı da olurdu. Oyuna katılan rakipler, ellerindeki değnekleri birbirlerine fırlatarak vurmaya çalışırdı. Bazen cirit o kadar hızlı fırlatılırdı ki, oyuncular yaralanır, hatta ölürdü. Değneğin rakibe her isabeti, atana sayı kazandırırdı. Değneğin ata değmemesi lazımdı. Bunu yapan ciritçi oyundan çıkarılırdı. DÜNÜN POLO OYUNU: ÇEVGÂN At üstünde oynanan bu oyun Türklerce çok eskiden beri biliniyordu. Oyunun çıkış yeri Asya’dır ve günümüzde de Hindistan’da, Orta Asya’da oynanmaktadır. Haçlı seferleriyle Doğu’dan Avrupa’ya geçmiş ve burada polo adını almıştır. Çevgân ucu eğri bir sopadır. At sürerken gûy denilen topa bu çevgân ile vurulur. Toplar 10-15 santimetre boyundadır. Oyunda amaç, topu aralarında 5-6 metre aralık bulunan iki taşın oluşturduğu kaleye göndermektir. Oyunculardan biri sopasıyla topu sürerken, rakibi de topu ters yöne çevirmeye çalışır. Günümüzde Türkiye`de çevgân oyunu oynanmıyor. Buna karşılık Anadolu`nun kırsal kesimlerinde daha çok çocukların oynadığı çeşitli değnek ve topla oynanan oyunlar vardır. BİR TAKIM OYUNU: TOMAK Tomak oyunu da bir takım oyunudur. Ciride benzer, ancak değnek yerine tomak denilen üstü meşin, içi keçe ve uzunluğuna kesilip kadın saçı gibi örülmüş, tutulacak yeri uzun, vurulacak ucu yassı, kamçı gibi bir spor aracıyla oynanırdı. Tomak oyununu daha çok saraylılar oynar, padişah da seyrederdi. Altmışar kişilik iki takımla oynanırdı. Eldeki tomak ile hasmın sırtına vurulmaya çalışılırdı. Saldırıları atlatmak için çok seri hareket etmek gerekirdi. Günümüzde bu oyunun bir benzeri ‘tura’ diye adlandırılır ve ucu düğümlü bir mendille oynanır. GÜREŞ: Güreş Türklerin severek yaptıkları spordur. Güreş günümüze kadar gelmiş, Türk güreşçileri yüzyıllar boyunca dünyada ün yapmıştır. Uluslararası birçok karşılaşmada Türk güreşçileri sık sık altın madalyalar almışlardır. Her yıl yapılan Kırkpınar geleneksel karşılaşması yalnız Türkiye`de değil, dış dünyada da ilgi toplamıştır. AV: sultanlara özgü bir spordu. Ayrıca eski Türklerde tüfek atışı, iyice yağlanmış yüksek direklere tırmanarak tepesindeki gümüş maşrapayı almak gibi sporların da yapıldığı bilinmektedir.