MUHAMMED eserlerinin yazılışındaki başlıca amaç da Hz. Peygamber'in kişiliğini ortaya koyup ümmetin onu örnek almasını sağlamak­ tır. ResGl-i Ekrem'in davranışlarının örnek sadece dini etkeniere bağlı olmayıp bunun önemli bir sebebi de Peygamber hatırasına duyulan derin saygı ve ona karşı beslenen vefa duygusud ur. Sünnetin canlılığını korumasında bu saygı ve vefanın önemli bir payı vardır. Bununla ilgili olarak Medine'ye hayli geç bir tarihte hicret eden Ebu Bürde şunu anlatmaktadır: "Medine'ye girdiğirnde beni Abdullah b. Selam karşıladı ve. 'Gel seni evime götüreyim, Hz. Peygamber'in içtiği kase ile sana su ikram edeyim. ardın­ dan ResOiullah'ın namaz kıldığı meseldde sen de kılarsın' dedi. Bana sevik içirdi. hurma ikram etti. daha sonra Peygamber'in meseldinde namaz kıldım" (Buharl. "İ'tişam", 16). Ashaptan EbO Berze'nin. müslümanların ulaştığı manevi zenginlik ve yükselişin İslam ve Hz. Muhammed sayesinde gerçekleştiğini belirten sözü de (Buhar!, "hişa m" , giriş) bu vefanın güzel ifadelerinden biridir. alınması Hz. Peygamber'in şahsiyeti, bilim ve konulardaki görüşleri için de örnek teşkil etmiştir. islam alimleri arasında daha çok hadisçi ve fıkıhçıların ahlak anlayışı ve dünya görüş­ leri üzerinde ResOl-i Ekrem'in ahlak ve yaşayışının formel yanı etkili olmuştur. Nitekim bunların yazdığı ahlak kitapları çoğunlukla "adab" tarzında eserlerdir. Bunlarda hayatın çeşitli alanlarıyla ilgili davranışların adab ve erkanı Peygamber'in davranış tarzı örnek alınarak işle­ nir. Hadis mecmualarının "edeb", "birr'', "nişam" gibi başlıklar taşıyan bölümleriyle Buharl'nin el-Edebü'l-müfred'i, düşünce adamlarının çeşitli Ebü'ş-Şeyh ei-İsfahanl'nin Al].lfı]fu'n-ne­ bi ve ô.dabüh adlı eseri. Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaki'nin el-Adab'ı sayısı yüzlere varan bu tür eserlerden bazılarıdır. BİBLİYOGRAFYA : Wensinck, el-Mu'cem, "re'y", "sm'a" md.leri; el-Muuatta', "l;!üsnü'Hı ulul('. 8; Müsned, ll, 93; Buhar[. "Bed'ü'l-vaJ:ıy", 6, "Cihad", 109, " AJ:ıkam" . ı, "İ'ti şam". giriş, ı. 2, 16; Müslim. "Müsafir!n", 13.9, "İmare", 32; İbn Hişam. esSire, ı. 336; Farabi, Kitabü'l-Mille ınşr. Muhsin Mehdi). Beyrut 1986, s. 64-65; ibn Sina, eş-Şi­ ta' el-İlahiyyfıt (2), s. 451-455; a.mlf. , en-f'lecfıt (nşr. M. Taki Danişpe jQh). Tahran 1364 hş./ ı985, s. 7ıO, 712; ibn Hazm. el-AI]lal): ue 's -siyer, Beyrut 1405/1985, s. 24, 56-57; Gazzali, İ/:ıya', ll , 358-387; Kurtubi. el-Cami', XIV, 154156; M. AbdürraGf el-Münavi. Feyzü 'l-l):adir (n şr. Hamdi ed -D emürtaş Muhammed). Me kk eRiyad 1418/1998, ı , 429; Şevkani. Fet/:ıu '1-l):a- 446 dir, Beyrut 1412/ ı 991, IV, 311; W. Montgomery Watt, Hz. Muhammed (tre. Ha yrullah Örs). istanbul 1963, s. 246; a.mlf.. İs lam f'ledir (tre. El if Rıza). istanbul 1993, s. 292-294; De Boer. Tari!] u '/-felsefe fi'l-İslam (tre. M. Abdü lhadi EbQ Ride). Beyrut 1981 , s. 222; A. Neher. /'Essen ce du prophetisme, Paris ı983, s. 1012; Mehmed Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşün ce­ sinde Sünnet, Ankara 1993, s. 209-214; Raşit Küçük, "Hz. Peygamber ve örnekliğinin Mahiye ti", İs lam 'ın Anlaşılmasında Sünnet'in Yeri ve Değeri, Ankara 2003, s. 281-301. li] MUSTAFA ÇAGRICI D) Mucizeleri. Sözlükte "benzeri başka­ larınca gerçekleştirilemeyen harikulade olay" anlamına gelen mucize peygamberlerin doğruluğunu kanıtlayan yegane delildir. Ahd-i Atik'te Hz. Musa'ya. YeşO. İl­ ya ve Elişa'ya , Ahd-i Cedld'de Hz. Isa'ya, Kur'an 'da Hz. NOh, İbrahim, Salih. MOsa, Ya'küb, Süleyman'a ve Isa'ya mucizeler nisbet edilmiştir. Hz. Muhammed dünyaya gelmeden önce Zend Avesta. Hint Veda ve Puranalar'ı, Eski Ahid ve Yeni Ahid gibi kutsal metinlerde ahir zamanda bir peygamberin geleceğine ilişkin müjdeler yer almıştır (bk BEŞAiRU'n-NÜBÜWE). Kur'an - ı Kerim'de de (e i-Bakara 2/ 146; el-A'raf 7/1 57; es-Saf 61/6) Tevratve incil'de onun peygamber olarak gönderileceğinin yazılı olduğu bildirilmektedir. Kutsal metinterin etkilerinin görüldüğü Ortadoğu bölgesinde yaşayanlar arasında yeni bir peygamber beklentisinin mevcut olduğu (Hamldullah. ı . 24). zaman ilerledikçe beklentilerin daha da arttığı (Mave rdl. s. 222-242) bilinmektedir. Hz. Muhammed'le ilgili olarak nübüvvet öncesinde birtakım harikulade olayların meydana geldiği rivayet edilmektedir. Bunların bazıları şunlardır: Arnine'nin ona hamile iken gördüğü bir rüyada dağuracağı çocuğun önemli bir mevkiye sahip olacağının kendisine bildirilmesi (İbn İ shak. s. 22). babasının alnında bulunan nurun ona hamile kalması üzerine annesine intikal etmesi (NO redd in ei-Halebl. ı. 46). doğumu esnasında meleklerin kendisine yardımcı olması (Ebu Nuayın ei-İsfahanl. ı. 535-537). sütannesinin yanında iken çevresinde bazı fevkalade- Hulüsi Efendi'nin celi ta'lik levhası (Feth sUresi 48/28-29) (Şevkel Rado koleksiyonu) Ilkierin görülmesi, Ehl-i kitap alimlerinin ve kahinierin onun son peygamber olacağını keşfetmesi (Tirmizi, "Menal5ıb", 3; İbn İshak. s. 53-57; İbn Hi şa m . ı. 180-1 83). Ayrıca Duha ve inşirah sOrelerinin muhtevasından (93/6-8; 94/1-4) Allah Teala ' nın Hz. Muhammed'e gençliğinde bazı olağan üstü lutuf ve yardımlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. ResOl-i Ekrem'e peygamberliği döneminde verilen mucizeler farklı şekillerde gruplandırılmıştır. Mucizeler mahiyetleri bakımındanakli (manevi). hissi (maddi) ve haberi mucizeler, muhatapları yönünden helak ve hidayet mOcizeleri , kaynakları açısından Kur'an'la ve sahih rivayetlerle sabit olanlar ve zayıf senedlerle rivayet edilenler şeklinde ele alınabilir (Matürldl. s. 314-332; Nesefl. ı. 487-502; Süleyman Nedvl, lll, 1306, I 364, I 394 ). Akli Mucizeler. ResOiullah'ın en büyük mucizesi Kur'an-ı Kerlm'dir. Önceki peygamberlere kendi dönemlerinde önemli görülen alanlarda mucizeler verildiği gibi Hz. Muhammed'e de kendi devrinde en çok itibar gören dil, üsiOp, hitabet ve edebi sanatlar alanında olağan üstü bir özelliğe sahip Kur'an -ı Kerlm indirilmiştir. Kur'an'da kendisinin mucize oluşu , benzerinin gerçekleştirilemeyece­ ğini bildiren meydan okuma (tehaddl) ayetleriyle ortaya konmuştur. Bu meydan okuyuş Kur'an'ın tamamının (ei-İsra ı 7/88; etTür 52/ 34). on sOresinin (HO d ı 1/ 13- ı 4) veya bir sOresinin (YOn us 10/38) benzerinin meydana getirilmesi hususunda inkarcılara çağrıda bulunma şeklinde ifade edilmiştir. Tehaddl Medine döneminde de sürmüştür (el-Bakara 2/23-24). İslam tarihinde Kur'an'ın benzerini yazmaya katkışan bazı şair ve edebiyatçıların teşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır (Ahmed Cevdet Paşa, I. 75-80) . Kur'an üsIObu, edebi tasvirleri, iç kompozisyonu, muhteva bütünlüğü. farklı seviyedeki insanlara hitabı, gönüllere etkisi, i'cazı ve gayba ilişkin haberleriyle erişilmesi mümkün olmayan bir eserdir. Hz. Peygamber'in nübüwetinin ispatı­ na yer veren alimler onun risaletle görev- MUHAMMED lendirildiği zamana ve coğrafyaya da dikkat çekmişlerdir. Miladi VII. yüzyılın başla­ rında hemen bütün insanlar o dönemde mevcut dinlerden birine mensup bulunuyordu. Hz. Muhammed, atalarından intikal eden herhangi bir hakimiyet mirasına sahip olmadığı gibi kırk yaşına kadar bu alanda bir iddia da ileri sürmüş değildi. Nübüwetini izhar ettiği coğrafya o günkü dünya şartlarında dikkat çekmeyen önemsiz bir yerdi. Mensup bulunduğu kabilenin ileri gelenleri kendisini destekleyecek yerde ona karşı direnmişlerdi. Bu engellere rağmen onun tebliğ ettiği dinin kısa zamanda dünya dinleri içinde yerini alması ve günümüzde müslüman sayısının dünya nüfusunun dörtte birini teş­ kil etmesi olağan üstü sayılması gereken bir durumdur. Bazı müellifler, Hz. Peygamber'in hayatının her safhasında her türlü şartta üstün ahiakın canlı örneğini ortaya koymasını da bir tür akli mucize olarak değerlendirmiştir (Fahreddin erRazi, ll, 88-89; Yavuz v.dğr.. s. 203-204) rirken müşriklerin yüzlerine ve ellerine (ei-Enfal 8/12). Bu destek çerçevesinde savaşa iştirak eden müminlerle müşriklerin sayısı birbirine farklı gösterilmiş (ei-Enfal 8/4344). müminlerin kalbine sükunet verilmiş. susuzluk çekmemeleri için yağmur yağdırılmıştır (ei-Enfal 8/1 ı). Ayrıca Kur'an'da Hendek ve Huneyn savaşlarında vurmaları emredilmiştir Cenab-ı Hakk'ın düşmaniarına karşı fırtı­ na ve görünmeyen ordular gönderdiği, müminlere de sükunet verdiği bildirilmektedir (et-Tevbe 9/25-26; ei-Ahzab 33/ 9). Ayetlerde yer alan "destekleme" ve "hezimet verme" kavramlarını maddi veya manevi olarak anlamak mümkündür. Hatta "müjde ve iyimserlik", "gönül rahatlığı" ifadeleri (Al-i im ran 3/126; el-Enfal 8/1 0) göz önüne alındığı takdirde manevi destekleme biçimindeki yorumun güç kazanacağı söylenebilir. Bununla birlikte hadis ve siyer kitaplarında Kur'an'ın beyanlarını somutlaştıran bazı rivayetler yer almaktadır (Buhar!. "Mena~ıb", 27. "Tefslr", 54/1. "Cihad", 89. "Megazl", 4; Müslim. "Cihad", 58; ibn Hişam. ıı. 672673) Hissi Mucizeler. İslam alimlerinin büyük çoğunluğu, ResGl-i Ekrem'e Kur'an dışında da mucizeler verildiği ve bunların başında hissi mGcizelerin geldiği kaHz. Peygamber'in hayatı incelendiğin­ naatindedir (bk .MÜCİZE ) Bazılarına Kurde kendisine daha çok manevi destek ve'an'da temas edilen. çoğu hadis literatürildiği görülür. Nitekim Mekke'de müşrik­ ründeki rivayetlere dayandırılan bu tür lerin baskısının arttığı, boykot ve öldürmGcizelerin sayısı Kütüb-i Sitte'de fazla me dahil her türlü şiddete başvurulduğu olmamakla birlikte a'lamü'n-nübüwe. dönemde müslümanların bir kısmı Habedelailü'n-nübüwe ve hasaisü'n-nebl türü şistan'a göç etmiş, İslam'ı tebliğ etmek eserlerde büyük bir yekün tutmaktadır. amacıyla gittiği TElif'te çeşitli eziyetlere Kur'an-ı Kerim'de kıyametin yaklaştığını uğrayan ResGiullah'a mi'rac gibi hidayet ve ayın ikiye ayrıldığını ifade eden ayetle ve nusret mucizeleri verilmiştir. inşika­ (el-Kamer 5411) bazı hadis rivayetlerine ku'l-kamer dışındaki mGcizelerin iddia ve dayanan alimler ekserisi Mekke dönemintalep üzerine değil. ResGl-i Ekrem'in ve de müşriklerin Hz. Peygamber'den hissi müminlerin çaresiz duruma düştüğü zamucize istediğini, bunun üzerine ayın ikimanlarda desteklenmeleri için vuku bulye ayrılıp tekrar birleştiğini kabul eder duğu görülür. Mucizede iddia ve meydan (Buhar!. "Mena~ıb", 27; Müslim. "Şıfa­ okuma nitelikleri arandığı halde Kur'an'da tü'l-münafi~ln", 43-48; Ta beri. Cami'u'lsözü edilen olaylarda bu nitelikler mevcut beyan, XXVII. ll 1-1 16) . Bazı alimler ise değildir. böyle bir mucizenin meydana gelmediği­ Hadis ve siyer literatüründe Hz. Peyni. ayette SÖZÜ edilen olayın kıyametin gamber'e ait çeşitli hissi mGcizelere yer kopmasından önce bir alarnet olarak vuverilmiş, bunun için listeler düzenlenmişku bulacağını söylemektedir (b k. iNŞiKA­ KU'I-KAMER). İsra ve mi'rac hadisesinin . tir. Bunlardan bazıları şunlardır: Ağacın hareket ederek ResGiullah'ın yanına gelalimierin çoğunluğu tarafından ruh- bemesi, çakıl taşlarının kendisine selam verden ilişkisi çerçevesinde (ci sman!) germesi, devenin halinden şikayette bulunçekleştiği kabul edilirken bazıları onu Hz. Peygamber'in yaşadığı ruhi tecrübe ola- · ması, kızartılmış koyun etinin, zehirli olduğunu ResGl-i Ekrem'e haber vermesi, rak görmektedir (bk. Mİ'RAC). Kur'an'da nübüwet öncesinde bir bulutun onu debildirilen hissi mucizelerden biri de Bedir vamlı gölgelendirmesi, omuzları arasında Gazvesi'nde müminlerin meleklerle desteklenmiş olmasıdır (Al-i imran 3/123nübüwet mührünün bulunması, karan125; ei-Enfal 8/9-12. 17) Savaşa katılan lık ve yağmurl1:1 bir gecede yolculuk yapmeleklerin müminlere manevi destek vema durumunda olan bir sahabiye verdiği asanın yolunu aydınlatması, az miktarda su ve yiyecekle çok sayıda insanın dayurulması (Buhar!. "Mena~ıb", 25; ibn ishak. s. 257-264; Kadi iyaz. ı , 341-533; Süleyman Nedvi. IV. 1655- I 671; Hamldullah. ı. 135-138). Bazı kimseler. Hz. Peygamber'e ne kadar çok mucize nisbet edilirse nübüwetinin o derecede ispat edilmiş olacağı kanaatini taşımaktadır (Meclisi. XVII. 342-362; Seffarlnl. ıı . 278-279; Hasan Ziyaeddin ltr. s. 236) Ancak bu yaklaşım Kur'an'ın ifadeleriyle uyuşmadığı gibi hadis ilmi açısından da sağlıklı görünmemektedir. Kur'an-ı Kerim inkarcıların ResGl-i Ekrem'den kaynak fışkırtması, içinden sular akan hurma ve üzüm bağ­ ları icat etmesi, altından bir eve (el-isra 17/90-91. 93) veya hazinelere (Hud ı 1/12; ei-Furkan 25/8; ez-Zuhruf 43/53) sahip olması. semaya yükselip oradan okuyacakları bir kitap getirmesi, Allah'ı ve melekleri kendilerine göstermesi (el-isra 17/ 92-93). haber verdiği azabın bir an önce gelmesi (ei-Enfal 8/32; ez-Zariyat 5111214) şeklinde mucizeler talep ettiklerini, fakat ResGiullah'ın onlara mGcizelerin Allah katında bulunduğunu , kendisinin sadece bir uyarıcı olduğunu (ei-AnkebGt 29/ 50). yanında Allah 'ın hazinelerinin bulunmadığını, gaybı bilmediğini ve melek olmadığını (ei-En"am 6/50) söylediğini haber vermektedir. Kur'an-ı Kerim'de ayrı­ ca peygamberlerden cahil ve inkarcıların mucize istediği (ei-Bakara 2/ll8;Taha 20/ 133). onların mucizeleri gördüklerinde yüzlerini çevirip bunun eskiden beri devam edegelen bir büyü olduğunu söyledikleri (el-Kamer 54/2). önceki kavimlerden. istedikleri mucizeler verildiği halde iman etmeyen birçok topluluğun helak edildiği (el-Enbiya 21/6). bu sebeple müş­ riklere bekledikleri mGcizelerin gösterilmeyeceği (el-isra 17/59) bildirilmektedir. ResGiullah, önceki peygamberlere muhatapla rının iman etmesine yardımcı olacak mucizeleri n verildiğini bildirmiş. kendisine verilen mucizenin ise ilahi vahiyden ibaret bulunduğunu, bu sebeple kı­ yamet gününde tabilerinin çok olacağını umduğunu ifade etmiştir (Buhari. "Feza'ilü'l-]\uı"an", ı . "İ'tişam", l; Müslim. "Iman", 239). Ahad yolla sabit olan bu haberler, ResGl-i Ekrem'den hissi mGcizelerin zuhur ettiği konusunda bir kanaat meydana getirirse de (tevatür-i ma·nevl) bunlar kesinlik derecesine ulaşmadıkları için tek tek iman konuları arasında düşü­ nülmemiştir. Haberi Mucizeler. Hz. Peygamber'in içinde bulunduğu zamana veya geçmişe , 447 MUHAMMED geleceğe ilişkin bazı hususları haber vergerçekleşmesidir. ResOluilah okuma yazma bilmediği . tahsil görmediği ve kimseden özel bilgi almadığı halde geçmiş peygamberlerin mücadeleleri ve Ashab-ı Kehf kıs­ sası gibi tarihi olayları haber vermiş. baş­ ta Ehl-i kitap olmak üzere dönemin alimleri tarafından herhangi bir itirazla karmesi ve bunların bildirdiği şekilde şılaşmamıştır. Aynı şekilde Bizanslılar'ın İranlılar'ı yeneceğini (er-ROm 30/2-4 ı. müş­ riklerin ileride bozguna uğrayacağını (e IKamer 54/44 -45). Mekke'nin fethedileceğ i ni ve müslümanların geleceğinin parlak olacağın ı (en-N Or 24/55; el-Ahzab 33/ 22; el-Feth 48/1 ı , ı 5- ı 6, 27) bildirmiştir. Hz. Peygamber'in düşmanlarının kendisi için kurduğu tuzakları (Buhar!, "Tıb". 47, 49, 50, 55), bazı şehir ve ülkelerin fethedileceğini (Buhar!, "Mena~ıb" , 25; Müslim, "Fiten", 75-78) önceden haber vermiştir. Fitne ve savaşların ortaya çıkacağı (Buhar!, "Mena~ıb", 25, "Fiten", 2-8; Müslim, "Fiten", 9- ı 3), kıyametin kopmasına doğru bazı alametlerin zuhur edeceği (Buharl, "Fiten" , 24-25; Müslim, "Fiten", 39-84 ı gibi sünnet kaynaklı haberler de söz konusudur (Çe lebi, İslam inancmda Gayp Problemi, s. I 03- I 09, I 23 - I 42) ResOl-i Ekrem'in mucizelerikelam literatüründe önemli bir yer tutmaktadır. Bu konuda Kur' an'ın yaklaşımını esas alan kelamcılar hissi mucizelerden çok akli mucizeler üzerinde durmuştur. EbO MansOr el-Matürldl. Hz. Peygamber'den sadır olan olağan üstü hadiseleri onun erdemli şahsiyeti, hissi ve akli mucizeleri ve ona duyulan ihtiyaçtan doğan sosyolojik realitelerden hareketle ortaya koymaya çalışmıştır (Kitabü 't·Tevf:ıid, s. 3 ı 4- 332). Eş­ 'a ri. ResOiullah'ın mucizelerini Kur'an-ı Kerim ve hissi mucizeler şeklinde ele almış, Kur'an'ın i'cazına dair bilgilere yer verirken bazı hissi mOcizelere de temas etmiştir (el-Lüma', s. ı 96- ı 97) . Kadi Abdülcebbar. hissi mucizeleri reddeden Nazzam gibi alimiere karşı çıkarak mucizeleri zarurl (hissi) ve istidlall şeklinde ikiye ayır­ dıktan sonra birincisine çok sayıda insanın az miktarda yemekle doyması, elindeki taşların Allah'ı tesbih etmesi , çağ­ rısı üzerine ağacın hareket etmesi, üzerinde hutbe okuduğu kütüğün inlemesi gibi hadisleri örnek göstermiş , ikincisi için de Kur'an'ın muhtevasını zikretmiş­ tir ( Teşbftü dela'ili'n-nübüvve, 1, 46-59; ll, 403-405, 509-5 I O; Şerf:ıu '1-Uşüli ' l-l]amse, s. 585-597; el-Mul]taşar, s. 239). Ebü'J-Mu- ln en-Nesefı de mucizeleri hissi ve akli diye ele almakta, birincisini Peygamber'in 448 zatının dışında olanlar, zatıyla ilgili bulunanlar ve güzel ahlaki olmak üzere üçe. ikincisini de onun hali. nesebi. duaları, haberleri, yaşadığı yer ve zaman. getirdiği kitap ve şeriata dair olmak üzere sekize ayırmaktadır ( Tebşıratü '1-edille, 1, 48 7502). Kelam alimleri genelde bu çerçeveyi korumakla birlikte son dönemlerde kaleme alınan bazı eserlerde ResOiullah'ın şahsında ve çevresinde gerçekleşen bütün olaylar mucize olarak takdim edilmiş­ tir. Halbuki ResOJ-i Ekrem'in sireti incelendiğinde kendisinin fiil ve davranışla­ rında sebep-sonuç ilişkisine titizlikle riayet ettiği görülür. Mesela Bedir Gazvesi'nde düşman hakkında bilgi toplamak üzere keşif kolları çıkarmış. ordusunu savaş bölgesinin coğrafi şartlarına göre yerleş­ tirmiş. ihtiyaç anında kullanılmak üzere yedek kuwetler ayırmıştır. Bu hazırlıklar­ dan sonra dua ederek Allah'tan dinine ve müminlere zafer vermesini istemiştir. Hz. Peygamber, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara tebliğ ederken öncelikle akli ve mantık! deliliere başvurmuş. baslret sahibi, ön yargısız insanlar bu öğretile­ rinden hareketle onun doğru sözlü olduğunu kabul etmiştir. Bazı kişiler de akli ve mantık! delillerle yetinmeyerek mucize talebinde bulunmuş. bu sebeple ona hidayet mucizeleri verilmiştir. Art niyetli bir üçüncü grup ise ondan hissi mucize istemiş, ancak Kur'an'da özellikle bu kategoriye giren talepler reddedilmiştir. BİBLİYOGRAFYA : /11üsned, IV, 128, 185; V, 89, 95, 105, 139; a.e. (ArnaOtJ. XXVIII, 395; XXIX , 196; XXXV, 182; XXXVI , 596; Buhari. "Mena~b" , 25, 27, "Tefsir" , 54/1, "Cihad ", 58, 89, "Tıb", 47-55, "Megazi", 4, "Feza'ilü'l-l):uran", ı, "i'tişam", ı , "Fiten", 28, 24-25; Müslim. "İman", 239, "Fiten", 9-13, 39-84, "Şıfatü'l-münafıl:;in" , 43-48, "Cihii.d", 58; Tirmizi. "Mena}5 ıb ", 3; İbn ishak. es-Sire, s. 22, 53-57, 257-264; ibn Hişam, es-Siretü'n-nebeviyye, Kahire, ts. (Darü 'l-fikr J. I, 180-183; ll, 672673; ibn Sa'd, et-Taba~atü '1-kübra, Beyrut 1960, 1, 152; Taber!, Tarfl:ı (Ebü 'l-Fazli. ll, 166-ı67 ; a.mlf .. Cami'u '/-beyan 1nşr. Sı d ki Cem ll el-Attar). Beyrut 1415/1995, XXVII, ll ı -1 ı6; Eş'ar!. el-Lüma', s. 196-197; Matür!d!, Kitabü't-Tev/:ıid (nşr. Bekir Topa J oğ lu -Muhammed Aruçi), Ankara 1423/2003, s. 294-296, 314 -332; Kadi Abdülcebbar. Teşbitü dela'ili'n-nübüvve 1nşr. Abdül kerim Osman ı. Beyrut 1386/1966,1, 46-59; ll , 403-405, 509-510; a.mlf.. Şerf:ıu'l-Uşuli'l­ f:ıamse (nşr. Abdü lker! m Osman), Kahire 1988, s. 585-597 ; a.mlf .. el-/11uf:ıtaşar {i uşuli 'd-din (nşr. Muhammed imare, Resa'llü'l-'adl ve't-tevf:ıid içinde). Kahire 1971, s. 239; Ebu Nuaym el-isfahan!, Dela'ilü 'n -nübüvve, H alep 13971 1977, ı, 46-48, 96, 535 -537; Maverd!, A'lamü 'nnübüvve ( nşr. Muhammed ei-Mu'tasım- Bill ah e i-Bağdad!J. Beyrut 1407 /]987, s. 222-242; Beyhaki. Dela'ilü'n-nübüvve ı rişr. Abdurrahman Mu hammed Osman). Kahire 1389/]969, 1, 103- 107; Nesefı. Tebşıratü 'l-edille(Sal ameı. 1, 487502; Kad! iyaz. eş-Şifa', ı, 341-533; Fahreddin er-Razı. Kitabü '1-Erba'fn 1nşr. Ahmed Hicaz! esSekka). Kahire 1406/1986, ll , 76-101 ; Zeheb!, Tari/] u '!-islam: es-Siretü 'n -nebeviyye, s. 57 -59; ibn Kes!r. es-Sire, 1, 24 7; SüyQt!. el-ljaşa'işü '1kübra, Beyrut ı405/ı985, 1, 78-100, 141-146; Ali el-Karl. /11evzu'at, istanbul1289 , s. 109; NQreddin ei-Haleb!. insanü '/-'uyun, Kahire 1308, 1, 46; Meclisi. Bi/:ı!irü '1-envar, Beyrut 1403/1983, XVII, 342-362; Seffarını. Leva'if:ıu '1-envar, Ri yad 1994, ll , 278-279; Muhammed ei-Hüt. Esne'l-metalib {i ef:ı!idişi mul]teli{eti 'l-meratib (nş r. Hal\1 el-Meys), Beyrut 1403/1983, s. 375; Yusuf b. ismail en-Nebhani. ljüccetullah 'ale'l'alemin, Diyarbakır, ts. (e l-Mektebetü'l-islamiyye). s. 254-260; Şibl! Nu'man!. islam Tarihi: Asr-ı Saadet ı tre. Ömer Rıza [Do ğ ru i [ ). istanbul1346/ 1928, 1, 188-189, 199-202; Süleyman Nedv!. is- · lam Tarihi: Asr-ı Saadet (tre. Ömer R ı za [ Doğ­ ru lll. istanbul ı347/1928, lll, 1306, 1317-1318, 1364, ı394; IV, 1557-1558, 1605, 1655-1677, 1772-1777; Reş!d Rıza. Tefsirü 'l-menar, IV, 113; Ahmed Cevdet Paşa. Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hule{a, istanbul 1386/1966, 1, 75-80; Seyyid Kutub. Fi 4,ılali'l-Kur'an, Beyrut, ts . 1Daru ihyiii'ttürasi'I-Arab\), IV, 2237; Ham!dullah. islam Peygamberi, 1, 24, 51, 135-138 ; Hasan Ziyaeddin !tr. Nübüvvetü /11uf:ıammed {i'l-Kur'an, Halep 1393/1973, s. 236 ; Abdülaz!z es-Sealib!, /11u'cizü /11uf:ıammed Resulillah , Beyrut 1986, s. 114- ı 16; Muhammed Abduh. Risaletü 't-Tev f:ıid, Beyrut 1986, s. 88-129; Muhammed Ahmed ei-Gamrav!. el-islam fi 'aşri'l-'ilm, Kah i re 1987, s. 122-132; Gülgün Uyar. Hz. Muhammed'in Risalet Öncesi Hayatına Dair Bazı Riuayet Farklarının Tesbiti (yüksek lisans tezi , 199 3). MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü , s. 65-66; ilyas Çelebi. islam inancında Gayp Problemi, istanbul1996, s. ıo3-109, ı23-142 ; a.mlf .. islam inanç Sisteminde Akılcılık ve Kadı Abdü/cebbar, istanbul 2002, s. 318-322; Yusuf Şevki Yavuz v.dğr.. islam 'da inanç Esasları, isr:;;:ı . tanbul 1998, s. 195-206. ı;ıJ lLYAS ÇELEBİ IV. İSLAM KÜLTÜRÜNDE HZ. MUHAMMED A) Tasavvuf. 1 (VII) ve ll. (VIII.) yüzyıl­ larda abid ve zahidlerin ResOJ-i Ekrem'i algılayış tarzı, diğer müslümanlara nisbetle kendilerini daha fazla ibadete verme ve daha çok ahirete yönelme şeklin­ de ortaya çıkıyordu; bu da teorik olmaktan ziyade pratik bir farklılıktı. Bu tür anlayışlar Hz. Peygamber döneminde Ebu Zer ei-Gıfarl, Abdullah b. Ömer. Abdullah b. Amr b. As, Ebü'd-Derda ve Osman b. Maz'On gibi ibadet ve zühd hayatı ile tanınan sahabiler arasında da mevcuttu. Hz. Osman'ın son döneminde başlayan ve Emevller devrinde devam eden karışıklık­ lar ve iç savaşlar bazı müslümanları kendilerini i badete vermeye. dünyadan el etek' çekmeye sevketmiş. bu da söz konusu farkların belirgin hale gelmesine sebep olmuştur.