SA'LEBE (Beni Sa'lebel Sa'lebe b. YerbQ' irtidad hareketleri içerisinde etkin biçimde yer aldı (Taberl, lll, 244, 248, 278) Gatafan'ın Sa'lebe, Eşca', Fezare gibi kolAbbasller döneminde daha çok duyulmaya başlandı. Sa'lebe, Gatafan 'ın bazı kollarıyla birlikte 230'daki (844-45) bedevi isyanına katıldı. Boğa ei-Keblr tarafından bastırılan bu isyandan sonra kabilenin önemli bir kısmı aataffın'ın diğer kollarıyla birlikte Arabistan 'ı terketti. Beni Sa'Iebe b. Ka'b. Kahtanller'in Kehlan koluna mensup olan Gassanller'in alt koludur. 200-636 yılları arasında hüküm sürdükleri Suriye ve çevresinde Lahmller'e ve Sasanller'e karşı Bizans saflarında mücadele eden Gassanller'in önemli bir kısmı­ nı Beni Sa'lebe b. Ka'b b. Müzeykıya oluş­ turuyordu. Bundan dolayı GassanTier'e Sa'lebiyyün (Al-i Sa'lebe) adı verilmiştir (Cevad Al i, III, 349, 391). Halid b. Velid'in Hlre halkı ile antlaşma yaparken huzuruna çı­ kanlar arasında Beni Sa'lebe de zikredilir (İbn Sa'd, VII, 278). larının adı Beni Sa'lebe b. Amr. Evs ve Hazrec'in bu ismi taşır. Bu kollar arasında Beni Sa'lebe b. Amr b . Avf, Beni Sa'lebe b. Abdüavf b . Ganm. Beni Sa'lebe b. Ubeyd ve Beni Sa'lebe b. Mazin özellikle zikredilmelidir. İbn Hacer, Hz. Peygamber'in Beni Sa'lebe b. Amr'ın liderlerinden Sayfi b. Amir'i kabilelerine amil tayin ettiğini kaydeder (el-İşabe, III, 367). İkinci Akabe Biatı'nda bulunan Sayfi, Medine'nin müslümanlaşmasında önemli rol oynamıştır. Hz. Ebu Bekir'in halife seçilmesinden sonra genellikle siyasetten uzak duran ve Medine'de yaşamayı sürdüren Beni Sa'lebe, Emevller döneminde meydana gelen Harre Savaşı'nda kayıplar vermiştir (Halife b. Hayyat, s. 188) kollarından bazıları Beni Sa'lebe b. Selaman. Kahtan1ler'den Tay kabilesinin kolu olan Beni Sa'lebe b. Selaman yoğun olarak Cev ile Necid'de yaşıyordu. Beni Sa'lebe b. Selaman zaman içerisinde Arabistan'ı terkederek Şam'a ve Mısır'a göç etti. Kabilenin İslamiyet öncesinde olduğu gibi bedevi hayat sürdüğü bazı faaliyetlerinden anlaşılmaktadır. 57Tde (1181-82) Selahaddin-i Eyyı1bl, Franklar'a erzak kaçıran Beni Sa'lebe'nin iktalarını ellerinden alarak onları Buhayre'ye sürdü (Şeşen, s. 240). Selahaddin, Franklar'a üstünlük sağlayınca Beni Sa'lebe Mısır'a gitti. Kalkaşendl bunların Mısır ve Suriye'de yoğun olarak yaşadığını ve müslüman ordusu içerisinde yer aldığını kaydeder (i'lihayetü'l-ereb, s. 183). Tay kabilesinin Sa'lebe b. Amr kolu Gazze ve çevresinde yerleşik hayata geçmiştir. 28 Beni Sa'lebe b. Fityevn. Sa'lebe adı Arabistan'da yahudiler tarafından da kullanılmıştır. Beni Sa'lebe b. Fityevn, Medine'de yaşayan yahudi kabilelerinden Beni Kaynuka'ın önemli kollarındandır. Medine vesi kasında Beni Sa'lebe ve onun bir kolu olan Cefne ile Sa'lebe'nin mevlalarının bizzat Sa'lebeler gibi kabul edileceği kayıt altına alınmıştı. Yahudi Beni Sa'lebe'den olan alimler Resı11-i Ekrem'e düşmanlık besleyenierin başında geliyordu. Bunlardan Muhayrlk adlı biri sonradan İslamiyet'i kabul etmiştir (İbn Hişam , Il , 156). Kaynaklarda Sa'lebe adını taşıyan diğer kabHelere ait rivayetler şöylece özetlenebilir: Cahiliye devrinde ve İslamiyet'in ilk zamanlarında Arap kabileleri arasında meydana gelen savaşlarda (eyyamü'l-Arab) Sa'lebe adını taşıyan kabHelerin önemli rol oynadığı görülmektedir. Beni Sa'lebe b . Bekir ile Beni YerbQ' arasında Yevmü ereb, Beni Süleym'in kolu Beni Sa'lebe ile Beni Yerbu' arasında Yevmü'l-liva ve Adnanller'den Beni Sa'lebe b. YerbQ' ile Beni KiIab arasında Yevmü'r-rigam adıyla bilinen mücadeleler bunların en meşhurlarıdır. Mekke;ye ve ticaret için panayırlara gelenleri İslamiyet'e davet eden Hz. Peygamber'in ulaşabildiği kabileler arasında Bekir b. Vail'in kollarından Beni Sa'lebe b. Ukabe de bulunuyordu (Ebü'l-Fida İbn Keslr, lll, 144) . MQte Savaşı'nda Beni Hactes'in kolu olan Beni Sa'lebe savaşın müslümanların aleyhine gelişmesinde önemli rol oynamıştır (İbn Hişam, IV, 22; Taberl, lll, 42) Hz. Ali'ye karşı muhalefet hareketlerine katılanlar arasında Sa'lebe adını taşıyan kabHelere mensup kişiler de vardı (Ebü'lFida İbn Keslr, VII, 321 ). Ezd kabilesinin Beni Sa'lebe kolu Sıffin Savaşı'nda Muaviye b. EbQ Süfyan tarafında yer almıştır (Taber!, V, 27) . Haridier'in kollarından biri olan Sealibe, Sa'lebe b. Mişkan veya Sa'lebe b. Amir'e nisbet edilmektedir (bk. SEALİBE) Muaviye, Ben! Sa'lebe b. Şeyban'­ dan Maskale b. Hübeyre'yi Taberistan'a vali tayin etmiş (Belazürl, Fütüh, s. 481), Irak Valisi Ziyad b. Eblh de Basra'daki şur­ ta görevine Beni Sa'lebe b. YerbQ'dan Abdullah b. Hısn'ı getirmiştir (Halife b. Hayyat, s. ı 59). Adnanller'den Esed kabilesinin Beni Sa'lebe b. DQdan kolu Küfe ile Mekke arasında yer alan konak yerine adları­ nı vermişlerdi (İbn Hazm, s. ı 92; Cevad Ali, lll , 364) Şairliği kadar cengaverliğiyle ünlü olan sahabeden Dırar b. Ezver ile şa­ ir olan kız kardeşi Havle bint Ezver bu kabiledendir. "Şairu Ehli'l-beyt" unvanıyla tanınan Kümeyt ei-Eseöı de bu kabileye mensuptur. Adnan11er'den Beni Süleym'in alt bazı kollarından Beni Sa'lebe b. Behte'ye mensup olan Amr b. Anbese'nin Hz. Peygamber'in bi'set öncesi arkadaşlarından olduğu rivayet edilir (Kalkaşend!, s. 182). BİBLİYOGRAFYA : Vakıdi, el-Megazf, ı, 160-161 , 170, 193-194, 395-396; Il, 551-552, 555; İbn Hişam, es-Sire [nşr. Ömer Abdüsselam Tedmürl), Kahire 1987, n, 156, 159; IV, 22; İbn Sa'd, et-Tabah:at [nşr. M. Abdülkadir Ata). Beyrut 1410/1990, ı, 227; Il, 47, 65-67; lll, 362-364; IV, 281; VII, 278; Halife b. Hayyat, et-Tari/] (Zekkar), s. 40, 159, 188; Beliizür!, Ensab (Zekkar). ı, 483-484; a.mlf., Fütüh (Fayda). s. 481; Tabert Tari/] (Ebü'I-Fazl). lll, 42, 244,248, 278; V, 27; İbn Hazm, Cemhere, s. 192; Sem'an!, el-Ensab, lll, 127-130; İbnü'I-Es!r, Üsdü'l· gabe (nşr. Halll Me' mGn Şlha). Beyrut 1418/ 1997, ll, 464; Ebü'I-Fida İbn Kes!r, el-Bidaye ve'n-nihay e (nşr. Ali Abdüssatir v. dğr.), Kahire 1408/ 1988, lll, 144, 239, 326; VII, 321; Kalkaşend!, Nihayetü'l-ereb, Beyrut 1405/1984, s. 181-185; İbn Hacer ei-Askaliln!, el-İşabe [nşr. Adil Ahmed AbdülmevcGd v.dğr.), Beyrut 1418/ 1997, III, 367; IV, 164; V, 340; Cevad Ali, el-Mu{aşşal, ll, 590; lll, 216, 278, 330, 349, 364, 391; VI, 522; IX, 433; Ham!dullah, Islam Peygamberi, 1, 209, 509; Ramazan Şeşen. Salahaddin EyyQbi ve Devlet, istanbul 1987, s. 240; Kehhale, Mu'cemü h:aba'ili'l-'Arab, Beyrut 1412/1991, I, 142-147; H. H. Brau, "Tha'laba", EJ2 (İng.), X, 433-434. ı:;ı.ı f!l!lJ MusTAFA SABRi KüçüKAşcı SA'LEBE b. MiŞKAN ( uı.s::.;.., lo)!~ ı (II.NIII. yüzyıl) Harici fırkalarından Acaride'nin kolu Sealibe'nin kurucusu L (bk. SEALİBE). _j ...., SA'LEBI (~f) Ebu İshak Ahmed b. Muhammed b. İbrahim es-Sa'lebf en-Nisaburl (ö. L 427 /1035) Arap dili a.Iimi ve müfessir. _j İsnad zincirinde yer alan hocalarından hareketle lll. (IX.) yüzyılın ortalarında doğ­ muş olabileceği ileri sürülmüştür. Sa'lebi (bazı kaynaklarda Sealibl) onun nisbesi değil lakabıdır. Hocaları arasında İbn Habib en-Nisabüri, Ebu Tahir Muhammed b. Fazi b. Huzeyme, İbn Mihran en-Nisabüri, Ali b. Muhammed et-Taraz!, EbQ Muhammed Hasan b. Ahmed ei-Mahledi ve lfa]fii'~u't-tefsir sahibi Muhammed b. Hüseyin es-Süleml'nin adları zikredilebilir. Kaynaklarda talebelerinden sadece Ebü'I-Hasan ei-Vahiöı'nin adı belirtilir. el-Keşf ve'lbeyan adlı tefsirini kendisinden rivayet SALGURLULAR eden Ebü Ma'şer et-Taberi de (Sübkl, V, 152) talebeleri içinde sayılabili r. Sa'lebl, dönemin önde gelen müfessir ve dilcilerinden biri olarak kabul edildiği gibi hocası İbn Hablb ve talebesi Vahidl ile birlikte Nlşabur tefsir ekolünün en önemli temsilcileri arasında gösterilmektedir (Walid A. Saleh. s. 49) . Gerek müfessir, mukrl ve hafız gibi sıfatiarta anılması gerekse tefsiri onun Kur'an ilimlerine olan vukufunu gösterir. Dindar kişiliğine işaret edilen Sa'lebi Muharrem 427'de (Kasım 1035) vefat etti. Eserleri. 1. el-Keşf ve'l-beyan 'an tefsiri'l-Kur' an (et- Tefsirü '1-kebir, Tefsirü 'ş­ Şa'lebi). Eserin mukaddimesinde Sa'lebi kullandığı kaynakların müelliflerinden kendisine kadar ulaşan isnad zincirlerini zikreder. Kur'an'ı Kur'an'la, sahabe ve tabiinden gelen rivayetlerle tefsir eden Sa'lebi sürelerin ayet, kelime ve harf sayılarını verir. Sürelerin faziletiyle ilgili rivayetler, kı­ raat vecihleri, fıkha ve nahve dair izahlar üzerinde durur ve özellikle Kur'an kıssa­ ları hakkında İsrailiyat menşeli çeşitli rivayetleri kaydeder. Eser birçok müellif tarafından mükemmel ve sahih bir tefsir olarak nitelendirildiği halde (Goldfeld. Isi. , LVIII!! 1 1981 ı. s. 134) özellikle sürelerin faziletine dair mevzü hadislere. Şia kaynaklı bazı asılsız rivayetlere ve İsrailiyat türü kıssa ve haberlere yer vermesi açısından eleştirilmiştir. el -Keşf ve'l-beyan, aslın­ da bir rivayet tefsiri olmakla birlikte eserde Sa'lebl"nin hocası Sütemi'nin etkisiyle tasavvufi yorumlara yer verildiğinden işa­ ri tefsirler arasında sayılmakta ve Necmeddin-i Daye gibi bazı müeUiflerin Sa'lebl"den yararlandığı ifade edilmektedir (DİA, XXIII, 427). Hatta bazı araştırmacılar, Necmeddin-i Daye'nin Ba}:ırü'l-J:ıa~ii'ilf ve'l-me'ani adlı işari tefsirinin asıl kaynağının elKeşf ve'l-beyan olduğunu ileri sürmektedir (a.g.e., N, 515). Begavı~nin Me 'Cılimü't­ tenzil'i el -Keşfin muhtasarı olduğu gibi eseri ayrıca İbn Ebu Rendeka et- Turtüşi ve Ebü Muhammed Behzad b. Ali de ihtisar etmiş. Abdülkadir b. Ebü'I-Kasım ellraki kitaba bir haşiye yazmıştır (el-Fihrisü'ş-şamil, ı, 152-153) Mecdüddin İbnü'I­ Eslr, Sa'lebi'nin el -Keşf'i ile Zemahşerl" ­ nin el-Keşşafını cemettiği eserine el-İn­ şdt fi'l-cem' beyne'l-Keşt li'ş-Şa'lebi ve'l-Keşşat adını vermiştir (Keşfü'?-?Unün, I, 182; DİA, XXI, 29) Tefsir üzerine Velid A. Salih (Walid A. Saleh) bir doktora tezi hazır­ lamıştır (bk. bibl.) el - Keşf ve'l-beyan, Ebü Muhammed İbn Aşür tarafından on cilt (Beyrut 2002). Seyyid Kesrevi Hasan tarafından altı cilt (Beyrut 1425/ 2004) ha- linde neşredilmiş, tefsirin mukaddimesini Goldfeld de yayımiarnıştır (bk bi bl.). 2. 'Ara'isü '1-mecalis (Kaşaşü '/-enbiya', Nefa'isü '1-'ara'is). Esas itibariyle el-Keşfin kıssalarla ilgili bölümlerinden yapılan seçmeterin genişletilmesiyle meydana getirilen eser Sa'lebl"nin tefsirinden daha fazla şöhret bulmuştur. Ayet ve hadislerin yanı sıra şiirlerle desteklenen eserde el-Keşf­ te olduğu gibi mevzü hadislerle İsrailiyat'a dayalı rivayetlere yer verilmiştir. Çeşitli baskı l arı bulunan kitap (Kahire 1297. 1303, 1306; Bombay 1306) Mehmed b. Çerkez tarafından Osmanlı Türkçesi'ne (İstanbul ı 282). Muhammed Emir b_ Abdullah elYa'kübi tarafından Kazan Türkçesi'ne (Kazan 1903). William M. Brinner tarafından İngilizce'ye (Leiden 2002) çevrilmiştir. Eser üzerine yapılmış doktora tezleri arasında, eseri İsrailiyat türü rivayetler açısından ele alan Brian Michael Hauglid'in çalışması ile (A l-Tha 'labi's Qisas al-anbiya: Analysts of the Text, Jewish and Christian Elements, Jslamization, and Prefiguration of the Prophethood of Muhammad, The University of Utah. 1998) XIV. yüzyıla ait Türkçe tercümesini dil açısından inceleyen Meriç Ökten'in (Sa'lebi'nin KISasü'l-enbiya'sının XIV. Yüzyılda Türkçe Tercümesi: Metin-Sözlük, iü Yeni Türk Dili, 2000) ve Şerife Özer'in (Die namina/e Wortbildung im Altosmanischen anhand von Qisas al-Anbiya ': anonymes Manuskript, Ankara TDK 145, Hamburg Üniversitesi Felsefe Fakültesi , 2006) çalışmaları zikredilebilir. 3. Katld elKur' an. Kur'an okudukları veya dinledikleri için öldürülen kişilerden söz edilen eser üzerinde Beate Wiesmüller bir yüksek lisans tezi hazırlamış, daha sonra bu çalış­ masını eserin İstanbul ve Leiden'deki nüshalarını incelemek suretiyle genişleterek Die vom Koran Getöteten: At-Ta'labi's Qatla 1-Qur'an na ch der Istanbuler und den Leidener Handschriften, Edition und Koromentar adıyla neşretmiştir (Würzburg 2002). 4. Divanü'ş -Ş a'lebi. Bir nüshası Arif Hikmet Kütüphanesi'ndedir (Nuayml, VII, 228). S. Rebi'u'l-mü~ekki­ rin . 6. el-Kamil fi'l-Kur'an. Öğrencisi Vahidi'nin Sa'lebl"den okuduğu kitaplar arasında saydığı bu eserle (Yaküt, XII, 268) bir önceki eserin günümüze ulaşıp ulaşma­ dığı bilinmemektedir. BİBLİYOGRAFYA : Sa'leb1, el-Keşfve 'l-beyan fi tefsfri'l-~ur'an (nşr. Seyyid Kesrev1 Hasan). Beyrut 1425/2004, I-VI, tür. yer.; Abdülgafir ei-Faris1, TarfJ:ıu Nfsabür: elMünteJ:ıab mine's-Siyak:, Kum 1403/ 1983, s. 109; Yaküt. Mu'cemü'l-üdeba', V, 36-38; XII, 268; Takıyyüddin İbn Teymiyye. Muk:addime fi uşuli 't-tefsfr, Beyrut 1408/1988, s. 97-99; Süb- ki, Tabakat (Tanah1). V, 152; ibnü'I-Cezerl. Gayetü'n-Nihaye, I, 100; İbn Hacer ei-Askalanl, el-Mu'cemü'l-müfehres (nşr. M. ŞekkOr el-Meyad1n1). Beyrut 1418/1998, 1, 112; Keşfü'?-?Unün, 1, 182; I. Goldfeld , Müfessirü şa rk:i 'l-'alemi'l-İslamf fi erba'ati'l-f!;uruni 'l-hicriyyeti'l-ü la, Akka 1984, tür.yer.; a.mlf.. "The Tafsir or Abdallah b. Abbas", Isi., LVIIlll (1981). s. 134; el-Fihrisü 'ş-şa­ mil: 'Ulümü'l-l)ur'an, maJ:ıtütatü't-tefsfr (nşr. elMecmau'l-melek1). Arnman 1987, I, 135-153; Hüseyin b. Kasım b. M. en-Nuayml- Hamza b. Hüseyin b. Kasım en-Nuaym1, İstidrakat 'ala TarfJ:ıi't-türaşi 'l-'Arabf, Cidde 1422, VII, 228; Walid A. Saleh, The Formatian of the Classical Tafsfr Tradition: Th e Qur'an Commentary of al-Tha 'labf, Leiden-Boston 2004, tür.yer.; Hamid Algar, "Bahrü'l-hakaik ve'l-meanl", DİA, IV, 515; Ali Osman Koçkuzu , " İbnü'l-Esir, Mecdüddin", a.e., XXI, 29; Süleyman Uludağ. "İşarl Tefsir", a.e., XXIII, r;ı;:ı 427. l!I!!J MEHMET SuAT MERToi'iLu -, ı SA'LEBİYYE (bk sEALiBE). L _j -, ı SALGURLULAR İran'ın Fars bölgesinde hüküm süren Türk-İsliim hanedam L (1148-1286). _j Hanedan adını yirmi dört Oğuz boyundan biri olan Salgur'dan (Sal ur) alır. Selçuklular'ın Fars meliki Melikşah b. Mahmud'un bölgede yaşayan Salgurlular'ın reisi olan, atabegi Muzafferüddin Sungur b. Mevdüd'un kardeşini suçsuz yere öldürmesi üzerine Atabeg Sungur isyan etti. Melikşah'ı yenilgiye uğratıp Şl'raz'ı ele geçirerek Salgurlular veya Fars Atabegleri adıyla bilinen hanedanın temellerini attı ( 54 3/ ı 148). Sungur, kendi ülkesiyle yetinmesine ve komşularının topraklarına göz dikmemesine rağmen zaman zaman Irak Selçuklu Devleti'ndeki taht mücadelelerine müdahale etmek zorunda kaldı. Adil, dindar ve hayır sever bir hükümdar olan Atabeg Sungur SS6'da (ı 161) ölünce Şl­ raz'da kendi adıyla anılan Sunguriyye Medresesi'ne defnedildi. Sungur'un ölümünün ardından oğlu Tuğ­ rul küçük yaşta olduğundan yerine kardeşi Muzafferüddin Zengi geçti. Bir ara Irak Selçuklu Sultanı Arslanşah b. Tuğrul'un yerine Şehzade Mahmud b. Melikşah b. Mahmud adına hutbe okutan Zengi (556/ ı 161) daha sonra Arslanşah ve Atabeg İl­ deniz'in huzuruna giderek itaatini bildirdi. Böylece Salgurlu hanedam resmen Irak Selçuklu Devleti'ne tabi oldu (560/1165) Zengi'nin Fars halkına kötü davranmaya 29