2016 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tarih Danışma Kurulu Prof. Dr. Erhan Afyoncu Muzaffer Albayrak Arşiv / Koleksiyon Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Kütüphane Başkanlığı Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) ve Denetleme Başkanlığı Arşivi Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Taksim Atatürk Kitaplığı Necmettin Özçelik - Orhan Peker - İ. Bahtiyar İstekli Mustafa Karagüllüoğlu - Serdar Ataksor - Haluk Oral Sertaç Kayserilioğlu - Atadan Tunacı Proje Koordinasyon Sergi ve Katalog Tasarım İlhan Gündoğdu Küratör Aykut Can Yasin Tütüncü Nihal Metin Editör Metin Güney Ongun Muzaffer Albayrak Grafik Tasarım Fotoğraf Jana Ohanesyan Halit Ömer Camcı 29 Nisan 1916 UNUTULAN ZAFER: KÛTULAMÂRE 1916 Osmanlı Devleti, bir ölüm-kalım mücadelesi verdiği I. Dünya Savaşı’nda yedi cephede, yedi devletin ordularıyla harp etmişti. 19141918 yılları arasında dört yıl süren bu amansız mücadelede Türk tarihinin en şanlı sayfalarının yazıldığı Çanakkale Zaferi’nden sonra kazanmış olduğumuz diğer büyük ve anlamlı zafer; Irak Cephesi’nde 29 Nisan 1916’da Kûtulamâre’de kuşatılarak 4,5 aylık bir muhasaradan sonra 13.300 kişilik İngiliz ordusunun esir alınmasıyla sonuçlanan Kûtulamâre Zaferi’dir. Osmanlı Devleti, 1914 Ağustos ayında I. Dünya Savaşı başladığında tarafsızlığını ilan ederek bu savaşa dahil olmamıştı. Ancak Almanya ile imzalamış olduğu ittifak antlaşması sebebiyle 1914 yılı Ekim ayı sonunda “Karadeniz Baskını” adıyla bilinen, Türk donanmasının Rus limanlarını topa tutmasıyla bir oldu-bitti ile fiilen savaşın içine çekilmişti. İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa ve Rusya) derhal Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ederek harekete geçtiler. 1914 yılı Kasım ayı başında Rusya, Kafkasya üzerinden doğu cephesine saldırırken, İngiltere de Basra Körfezi’ne asker çıkararak bu bölgeyi işgale başladı. Uzun yıllardan beri Basra Körfezi ile yakından ilgilenen İngiltere’nin fırsatı ganimet bilerek Irak’ta bir cephe açmasının kendi açısından mühim sebepleri vardı. Bunları şöyle sıralayabiliriz: - İngiliz İmparatorluğunun can damarı olan Hindistan yolunun güvenliği için Basra Körfezi’ne hakim olmak, - Irak, İran ve Basra Körfezi’nde elinde bulundurduğu petrol kaynaklarını kontrol altında tutmak, - İngiliz nüfuzunu Irak’tan itibaren Arap coğrafyasında yaymak ve Arapları Osmanlı Devleti aleyhine döndürmek. İngilizler siyasi ve askeri açıdan son derece gerekli gördükleri bu gerekçelerle 6 Kasım 1914’te önce Basra Körfezi kıyısında bulunan Fav’a asker çıkardılar. Hemen peşinden İran sınırında petrol tesislerinin bulunduğu Abadan’a yerleştiler. Basra Körfezi’nin güvenliğini sağlamak için Basra şehrinin de alınması gerekiyordu ve 22 Kasım 1914’te İngilizler Basra’yı işgal etti. İngilizlerin Irak içlerinde ilerlemesini durdurmak üzere Osmanlı Devleti, Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından Süleyman Askeri Bey’i bir kısım kuvvetlerin başında bölgeye gönderdi. Süleyman Askeri nizami kuvvetlere, bölgede Osmanlı’ya bağlı Arap aşiretlerinden oluşturulan milis kuvvetleri de katarak İngilizleri Rota mevkiinde durdurmayı başardı. İngilizler uğradıkları başarısızlık üzerine kuvvetlerini artırarak yeniden harekete geçti. 14 Nisan 1915’te Şuayyibe Muharebesi’nde Osmanlı kuvvetleri mağlup olarak geri çekildi. Bu muharebede yaralanan ve mağlubiyeti kabullenemeyen Süleyman Askeri maalesef canına kıydı. Irak cephesi kumandanlığına Albay Nureddin Bey tayin edilerek İngilizlerin durdurulmasına çalışıldı. Ancak karşılarındaki Osmanlı kuvvetlerinin zayıflığını fark eden İngilizler bundan istifade ederek hızla kuzeye doğru ilerlediler. Nureddin Bey, Kûtulamâre’de bir savunma hattı oluşturarak İngilizleri durdurmak istediyse de buna muvaffak olamadı ve Kûtulamâre 29 Eylül 1915’te İngilizlerin eline geçti. İngiliz ordusunun Bağdat üzerine yürümesi Irak cephesinde tehlikeli ve buhranlı bir durum oluşturmuştu. Derhal bu cepheyi savunmak üzere müstakil bir ordu kuruldu. VI. Ordu adı verilen bu kuvvetin başına Alman Mareşal von der Goltz getirildi. Kûtulamâre’yi ele geçiren İngilizler, Bağdat üzerine yürüdü. Osmanlı kuvvetlerinin komutanı olan Nureddin Bey Bağdat’ın hemen güneyinde Selman-ı Pâk’ta İngilizleri karşıladı. Çok çetin geçen Selman-ı Pâk Muharebesi’nde son derece kahramanca ve azimle muharebe eden Osmanlı kuvvetleri İngiliz Generali Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu mağlup ederek 25 Kasım 1915’te geri çekilmek zorunda bıraktı. İngiliz birlikleri hızlı bir geri çekiliş hareketiyle 3 Aralık 1915 günü Kûtulamâre’ye gelerek kasaba çevresinde savunma tertibatı aldı. Nureddin Bey kumandasındaki Osmanlı birlikleri de 7 Aralık 1915 günü Kûtulamâre mevzilerini kuşattı. Kûtulamâre’ye sığınan ve savunma pozisyonuna geçen İngiliz ordusunun amacı, Osmanlı kuvvetlerinin Basra’ya inmesine mani olmak, Kûtulamâre’yi bir köprübaşı yapıp yetişecek olan takviye kuvvetlerle yeniden Bağdat üzerine yönelmekti. General Townshend ve askerleri, Kûtulamâre’ye sığındıklarında kendilerinden son derece emindi ve en geç bir ay içinde Basra bölgesinden gelecek takviye kuvvetlerin, Osmanlı ordusunu mağlup ederek kendilerini kurtaracakları inancındaydı. Kûtulamâre’de sıkışıp kalan İngiliz birliklerini kurtarmak için İngiliz Irak Komutanlığı derhal harekete geçti. Bir taraftan Kûtulamâre’yi kuşatan Osmanlı ordusu, öte yandan kuvvetlerinin önemli bir kısmı 30 km. güneyde bulunan Felahiye bölgesine kaydırılan diğer birlikler takviye olarak gelen İngilizleri karşıladı. 15 Ocak 1916’dan 22 Nisan 1916 tarihine kadar Dicle Nehri’nin sol sahilinde bulunan Felahiye mevzilerine İngilizler dört defa taarruz ettiyse de başarılı olamadı. Aynı taarruzları Dicle’nin sağ sahilinde bulunan Beytiisa ve Sabis mevzilerinde bulunan Osmanlı birliklerine yönelten İngiliz ordusu bu cenahta da başarılı olamadı. Kûtulamâre’de mahsur kalan İngilizler kasabada bulunan 6 bine yakın yerli Arap ahaliyi de savunmanın bir parçası haline getirip kullanmışlardı. Bu Arap ahaliden bazıları çeşitli yollarla kaçarak Türk kuvvetlerine geçmekteydi. Kûtulamâre’de esir alınan İngiliz askerlerinin muzaffer Türk askerleri önünden geçişini tasvir eden Almanya menşeli bir resim Şark-ı Vüsta (Ortadoğu). 1914-1918 yılları arasındaki I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti sınırlarını gösteren harita. Kûtulamâre’den Türk tarafına yapılan ilticalardan bir diğeri de İngiliz ordusu içinde bulunan Müslüman Hintli askerlerdi. Müslüman Hintliler karşılarında gördükleri dindaşlarına kurşun atmamak için ölümü göze alarak muhtelif yollarla kaçıp Türk mevzilerine iltica etmekteydiler. General Townshend bu girişimleri önlemek için sıkı tedbirler almış, hatta ibret için iltica etmek isterken yakalanan 12 Müslüman Hintliyi kurşuna dizdirmişse de kuşatma boyunca yüzlerce Müslüman Hintli asker kaçarak Türk tarafına geçmişti. Kûtulamâre’nin güneyinde Osmanlı-İngiliz kuvvetleri arasında bu muharebeler yaşanırken, yiyecek stoku tükenen ve orduda nakliye-binek için kullanılan at ve katırları yemeye başlayan İngilizlere havadan ve nehir yoluyla yiyecek ve malzeme yardımı yapılmaya çalışıldı. Şubat ayından itibaren İngiliz uçakları her gün 5-10 sefer yaparak çuvallar ve paketler içinde gıda malzemesini Kûtulamâre’de mahsur kalan askerlere attılar. Ancak havadan yapılan bu yardımlar çok başarılı olmadı. Türk askerinin ateşinden sakınmak için yüksekten atılan paketlerin bir kısmı Dicle Nehri’ne, bir kısmı Türk siperlerine düşerken az bir miktarı Kûtulamâre’ye düşüyordu. Uçaklarla yeterince yardım gönderilemeyince son bir umut olarak Julnar isimli bir vapura 270 ton gıda maddesi yükleyerek bu vapuru gece karanlığında Türk hatlarının arasından geçirip Kûtulamâre’ye ulaştırmayı denediler. 24 Nisan 1916 akşamı yola çıkarılan Julnar vapuru, ilk Türk hatlarını geçmeyi başardıysa da fark edilerek yoğun ateş altına alındı ve karaya oturarak ele geçirildi. Vapura “Kendi Gelen” ismi verilerek nehir filosuna katıldı. Bu gemideki gıda malzemesi en az bir ay Kûtulamâre’deki İngiliz birliklerini idare edecek miktardaydı. Bu hayati yardımı alamayan General Townshend, kendisini kurtarmaya gelen birliklerin de bir türlü buna muvaffak olamaması üzerine bütün ümitleri kırılarak teslim müzakerelerine başladı. 19 Nisan 1916’da tifüs hastalığından vefat eden Alman Mareşal Goltz Paşa’nın yerine Irak’taki VI. Ordu komutanlığına tayin edilen ve rütbesi generalliğe terfi edilen Halil Paşa ile General Townshend, teslim şartlarını görüşmek üzere 26 Nisan 1916’da Dicle nehri üzerinde buluştular. General Townshend, 1 milyon İngiliz sterlini ve bütün silahlarla malzemeleri teslim etme karşılığında kendisi ve askerlerinin serbest bırakılmaları teklif etti. Halil Paşa ise İngilizlerin kayıtsız şartsız teslim olmalarını ileri sürdü. Bu yüzden görüşmelerden bir sonuç alınamadı. 28 Nisan 1916 günü başka çaresi kalmayan General Townshend, Halil Paşa’ya bir mektup göndererek 29 Nisan günü öğleden sonra teslim olacağını bildirdi. 29 Nisan 1916 saat 14.30’da Binbaşı Nazmi Bey komutasındaki 3. Alay marşlar söyleyerek Kûtulamâre’ye girdi ve hükümet binasına Türk bayrağını çekti. Teslimden sonra Kûtulamâre’ye gelen Halil Paşa, General Townshend’le görüştü. Townshend teslim gereği kılıcını Halil Paşa’ya uzattı. Ancak Halil Paşa, bir alicenaplık örneği olarak askerlik vazifesini hakkıyla yerine getiren generalin kılıcını kendisine iade ederek onu onurlandırdı. Teslim alınan Kûtulamâre’de bulunan bütün personel, malzeme, eşya ve her çeşit mühimmatın toplanması ve muhafazası görevi 3. Alay’a verildi. Teslim olan İngiliz kuvvetlerinin subay ve er olarak sayısı şöyledir: General rütbesinde İngiliz subayı: 5 Teğmenden albaya kadar değişik rütbede İngiliz subayı: 272 Hintli subay: 204 İngiliz eri: 2592 Hintli er: 6988 Muharip olmayan er ve hizmetli sınıfı: 3248 Toplam: 13.309 Teslim alınan İngiliz ordusu içinde bulunan hasta ve yaralı olanlar, yapılan antlaşma üzerine İngilizlerin elinde esir olan Türk askerleriyle mübadele edildi. Bu şekilde Kûtulamâre’de esir alınan askerlerden hasta ve yaralı olan 10’u subay 1085 kişi iade edildi ve karşılığında aynı sayıda Türk askeri esirlikten kurtarıldı. Kûtulamâre’nin diğer esirleri nehir ve karayolu ile Bağdat’a, oradan da Anadolu’da muhtelif vilayetlere gönderilerek esir kamplarına yerleştirildi. Kûtulamâre’de kuşatılıp esir alınan İngiliz kuvvetlerinin komutanı General Townshend ise 3 Mayıs 1916’da yanında bulunan emir subayı ve üç emir eriyle, Yarbay İshak Bey muhafazasında motorla Bağdat’a oradan da trenle İstanbul’a gönderildi. Townshend, 30 Ekim 1918’deki Mondros Mütarekesi’ne kadar İstanbul’da esir olarak tutuldu. KÛTULAMÂRE ZAFERİ’NİN ÖNEMİ VE SONUÇLARI Kûtulamâre’de tam 4 ay 23 gün boyunca kuşatılarak teslime mecbur edilen İngiliz ordusunun bu akıbeti, Çanakkale’deki mağlubiyetten sonra İngiliz ordusunun aldığı ikinci büyük darbe oldu. Daha da önemlisi Kûtulamâre’de kuşatılan 13 bin İngiliz erini kurtarmak için harekete geçen Irak İngiliz ordusu, önünü kesen Osmanlı kuvvetleriyle yaptığı muharebelerde 22 bin asker kaybetmişti. Bu muharebelerde Osmanlı ordusunun kayıpları şehit ve yaralı olarak 15 bine ulaşmıştı. Bu önemli kayıpların karşılığında, Irak cephesinde durum kontrol altına alınmış, İngilizlere Bağdat yolu kapanmıştı. Osmanlı ordusunun zaferi, bölgede bulunan Arap aşiretlerinin de Osmanlı Devleti yanında yer almasına yol açarak siyasi açıdan da oldukça faydalı neticeler verdi. Kûtulamâre’de 13.309 İngiliz askerinin esir alınması, bütün dünyada yankı buldu. Bu zafer, başta İslam aleminde olmak üzere Osmanlı devletinin müttefiki olan Almanya ve Avusturya’da da büyük bir sevinçle karşılanmış, padişaha ve Osmanlı hükûmetine tebrik mesajları yağmıştı. Kûtulamâre zaferi üzerine başta Padişah Mehmed Reşad olmak üzere Harbiye Nazırı Enver Paşa gibi önemli devlet erkanı, Irak’taki VI. Ordu’ya tebrik mesajları göndermişlerdi. Bu mesajları birliklerine tebliğ eden VI. Ordu komutanı Halil Paşa; kazanılan zaferden dolayı askerlerini överek tebrik ederken, İngilizlere karşı kazanılan muharebeler ve teslim alınan İngiliz ordusunun hatırasının yaşatılması için 29 Nisan gününü “Kut Bayramı” olarak ilan etmişti. İşte Halil Paşa’nın 1916’da “Kut Bayramı” ilan ettiği bu parlak muzafferiyetin yaşandığı 29 Nisan günü, sonraki senelerde “Kut Bayramı” olarak ordu içinde kutlanan ve o günün hatırasına şehit ve gazilerin yâd edildiği özel bir gün olmuştu. Bu güzel ve anlamlı anma günü 1952 yılına kadar devam etmişse de bir rivayete göre 1952’de NATO’ya girildiğinde artık müttefik olduğumuz İngilizlere cemile olarak bir daha kutlanmamıştır. Tam 100 yıl önce Irak cephesi gibi Osmanlı coğrafyasının uzak bir köşesinde imkansızlık ve yokluk içinde, karşılarında bulunan her bakımdan donanımlı, zamanın tekniğinin getirdiği bütün silahlarla donatılmış İngiliz ordusunu mağlup eden 13.300 İngiliz askerini esir alan Osmanlı ordusuna mensup kahraman şehit ve gazileri anmak bizlere düşen mukaddes bir görev ve dahi borçtur. Her ne sebepten olursa olsun I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’den sonra kazanılan bu son derece parlak ve önemli zafer, 60 yıldır unutturulmuş olsa bile artık yeniden hatırlanmalı/hatırlatılmalıdır. Selman-ı Pâk’ta, Felahiye’de, Sâbistepede, Garraf’ta, Kûtulamâre’de, Osmanlı vatanının bu uzak köşelerinde kahramanca muharebe etmiş olan şehit ve gazilerimizi 100 yıl sonra rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Ruhları aziz ve şâd olsun. Muzaffer ALBAYRAK BASRA YOLUNDA BiR LİMAN KENTİ KÛTULAMÂRE 16 Mehmed Emin Bey’in gözünden Kûtulamâre 17 İngiliz tarihinde, bir birliğin 1781’de Yorktown’da Amerikan askerlerine teslim olmasından bu yana gerçekleşmiş en büyük esaret hadisesi, 29 Nisan 1916’da Türklere karşı Kûtulamâre’de yaşanmıştır. 19 20 Mehmed Emin Bey’in tasviriyle Kûtulamâre ve çevresi 21 Dönemin Osmanlı Sultanı Mehmed Reşad 22 Başkumandan Vekili Enver Paşa 23 VI. Ordu Komutanı Halil Paşa İngiliz birliklerinin kumandanı VI. Ordu’nun komutanlığını yapan General Townshend Mareşal von der Goltz 24 Irak ve Havalisi Komutanı Albay Muharebe esnasında şehit düşen Nureddin Bey Dağıstanlı Mehmet Fazıl Paşa 25 OSMANLI ASKERLERİ KÛTULAMÂRE YOLUNDA Irak cephesinde Osmanlı piyade neferi 28 Dünya Savaşı’nda Irak cephesinde Akıncı Alayı. El yazısıyla, “Basra yolunda neler çektik!” Yerel aşiret kuvvetleri 29 Basra Yolunda Neler Çektik! Kûtulamâre Zaferi’nde büyük pay sahibi olan 18. Kolordu askerleri, ordu komutanı önünde resmi geçit yaparken Irak cephesinde Osmanlı askerleri ve yerel Arap aşiret kuvvetleri Irak cephesinde mola yerinde Osmanlı askerleri 32 Cephe gerisinde gündelik hayat. Tıraş olan askerler Irak cephesinde görev yapan Osmanlı süvari birliklerine mensup iki süvari neferi 33 TA R İ H E G E Ç E N K U Ş AT M A 36 7 Aralık 1915 Kûtulamâre Muhasarasından sonra Osmanlı-İngiliz kuvvetlerinin konumu 37 Kûtulamâre’yi kuşatan Türk ordusunun konumu ve Hıdeyri Kalesi’ne yapılan taarruzu gösteren kroki 38 Kûtulamâre’yi kuzeyden kuşatan Osmanlı birliklerinin hatlarını gösteren harita 39 20 Aralık 1915 tarihli Tasvir-i Efkar gazetesinin, Kûtulamâre 29 Aralık 1915 tarihli Tasvir-i Efkar gazetesinin, “İmdat Etrafında manşetiyle yaptığı haber ve bölgenin haritası Kuvvetlerinin Yolu Kesildi” manşetiyle yaptığı haber 40 Irak cephesinde mücahit Arap süvarileri 41 Irak cephesinde Arap aşiretlerinden kurulan süvari birliği Dicle Nehri üzerinden keleklerle Kut’a nakledilen askerler 42 Arap aşiretlerinin İngilizlere karşı vatan savunması yapacaklarına ant içmeleri Orduya alınan milis kuvvetleri talim yaparken 43 Yaşasın Kırk Dördüncü Alay! 5 Mart 1916, Pazar Büyük Gün Havanın gayet güzel olduğu bugün, alayımın en mesut, en parlak günlerinden bir gündür. Öğleden sonra saat 2.45’te Alay ordugâhının üzerinden doğudan batıya, menzile doğru düşmanın çift kanatlı büyük harp tayyaresi geçiyordu. Buna karşı piyade ve makineli tüfek ateşi açtırıldı. Piyade ateşi mıntıkasından geçmiş, tam makineli tüfeklerin yerleştirildiği hizaya gelmişti. Bölüğün dört tüfeği de yirmişer metre aralıkla sürekli bir şekilde ateş etti. Tayyare havada birdenbire alt-üst oldu. Mermiler, ya bir bombayı veyahut benzin deposunu isabet almıştı. Tayyarede patlama oldu ve parçalandı. Paçavra halinde düşmeye başladı. Zannedildiği gibi süratle düşmedi, ağır ağır indi. Bütün alayda bir sevinç tufanı koptu. Herkes tayyarenin düştüğü istikâmete koşuyor, hep bir ağızdan “Yaşasın Kırk Dördüncü Alay!” sadâları işitiliyor, aynı zamanda Cenâb-ı Hakk’a hamd ü senâlar ediliyordu. 44. Alay Komutanı Yarbay Mehmed Reşid 45 Kûtulamâre üzerinde İngiliz uçağı 46 Donanma dergisi kapağında 5 Mart 1916 günü düşürülen İngiliz uçağını gösteren temsili resim 47 4 Ay 23 Gün Mehmet Emin Bey’in çizimiyle “Kendi Gelen” Gemisi 300 ton erzakla yüklü olduğu halde Kûtulamâre’de Kûtulamâre’nin 9 km. doğusunda gıda ve malzeme ile kuşatılan İngiliz birliklerine gıda malzemesi dolu olarak ele geçirilen İngiliz Julnar vapuruna Kendi ulaştırmaya çalışırken 26 Nisan 1916 tarihinde ele Gelen ismi verildiğine dair Halil Bey’den geçirilen Julnar isimli vapura askerlerimiz tarafından Başkumandanlığa gönderilen 27 Nisan 1916 tarihli Kendi Gelen isminin verildiği haberinin, Genelkurmay telgraf İstihbarat Şubesi kanalıyla gazetelerde neşredilmesi 50 KENDİ GELEN 24 NİSAN 1916 Julnar Olayı Yapılan bütün teşebbüslere rağmen Türk mevzilerini yarmayı başaramayan İngilizler, havadan ikmal suretiyle de istenilen yardımı yapamayınca, nehir yoluyla gıda maddesi göndermeyi planladılar. Özel olarak hazırlanan Julnar isimli vapur, Türk askerlerinin ateşine karşı zırhla kaplanmıştı. Julnar vapuru 24 Nisan 1916 günü akşamı saat 19’da 3 subay ve 12 kişilik mürettebatıyla 270 ton muhtelif erzağı yüklemiş olarak harekete geçti. Bu sırada İngilizler geminin makine gürültüsünü örtmek için bütün cephede topçu ve piyadeleriyle ateş açtırdı. Felahiye mevzilerini geçen Julnar, Es-Sin sahiline kadar nehirde ilerlemeyi başardı. Bu sırada uyanık davranan 52. Tümen’e bağlı birlikler tarafından fark edilerek ordu komutanlığı ikaz edildi. Derhal emirler verilerek gerekli tertibat alındı. Nehrin her iki tarafından ateş altına alınan Julnar vapuru, Makasis yakınlarında kuma oturdu ve teslim oldu. Julnar’da ele geçirilen un, pirinç, bisküvi, konserve vs. gıda maddeleri yiyecek sıkıntısı çeken Türk birlikleri için iyi bir ganimet olmuştu. Ele geçirilen vapura “Kendi Gelen” ismi verilerek nehir nakliye filosuna katıldı. 44. Alay Komutanı Yarbay Mehmed Reşid 51 Almanca mizah gazetelerinde bir karikatür. Kûtulamâre’de İngilizlerin son günleri; General Townshend zayıf ve bitap düşmüş, İngiliz askerler fareleri kovalıyor. 52 Karagöz dergisinde çıkan Kûtulamâre temalı bir karikatür 53 Açlıkla boğuşan Kut’ta esir alınmış Hintli bir asker Kayıtsız Şartsız Teslim! Kûtulamâre’de kuşatılan İngiliz ordusu komutanı Townshend’ın teslim şartları için görüşme talebini içeren, Halil Bey’e gönderdiği 26 Nisan 1916 tarihli mektubu. 58 IV. Ordu Kumandanı Halil Paşa’nın, Başkumandanlığa gönderdiği 27 Nisan 1916 tarihli telgraf. Burada Townshend’ın bütün silah ve mühimmatı teslim etmek, 1 milyon İngiliz lirası ve harbin sonuna kadar Osmanlı ordusu ve müttefiklerine karşı savaşmayacaklarına dair namusları üzerine söz vermeleri karşılığında serbestçe çıkıp gitmelerine izin verilmesini talep ettiği arz edilmektedir. 59 Irak cephesinde Hilal-i Ahmer (Kızılay) sahra hastanesi Bağdat’ta Dicle üzerindeki sallarda kurulan Hilal-i Ahmer (Kızılay) hastanesinin içi 60 Kûtulamâre Zaferi’nden on gün önce, 19 Nisan 1916’da vefat eden VI. Ordu Komutanı Mareşal Goltz’un Bağdat’ta yapılan cenaze töreni 61 Merhum Pederiniz Hücum Esnasında, Meydan-ı Harpte, Pek Kahramanâne ve Âni Bir Surette Bir Kurşunla Şehit Oldu Bir Kûtulamâre şehidi hakkındaki mektup 64 Gönderen: 43. Alay 3. Tabur katibi Reşid Efendi Alan: Fatih Sarıgüzel’de Yüksek Kahve müsteciri (kiracısı) Ali Bey’den Seyfeddin Bey’e takdim. Huzura Muhterem kardeşim; Mektubunuzu aldım. Meşguliyetimden dolayı fazlaca izahat veremeyeceğim. Lakin merhum pederiniz hücum esnasında, meydan-ı harpte, pek kahramanâne ve âni bir surette bir kurşunla şehit olduğu ve naâş-ı mağfireti derhal kaldırılıp, Kutül Amâre önlerinde ihtifâlât-ı lâyıka (lâyık olduğu merasimle) ile defnedildiği, hemen cenâb-ı Hak şehid-i mağfura gani gani rahmetlerle bâkide kalanlara ömr-i tavil (uzun ömür) ve sabr-ı cemil ihsan buyursun, amin. Eşyası usulen füruht edilmiştir (satılmıştır). Hayvanlardan biri zâtî (şahsına ait) olup bin beş yüz guruşa satılmış, diğeri ise mîrî (devlete ait) olup vermiş olduğu 462 guruş nakiti tesviye edilerek orduya alınmıştır. Eşya ve hayvanlardan teraküm eden (elde edilen) meblağdan borcu bade’l-mahsûb (düşüldükten sonra) mütebâki (geride kalan) =3466= guruş ba-defter (defteriyle birlikte) fi 26 Şubat sene 331’de fırkaya teslim edilmiş ve bittabi size verilmek üzere Harbiye Nezâret-i Celilesine gönderilmiştir. Oraca taharrisiyle (araştırılmasıyla) gözlerinden öperim şekerim. Fi 10 Mart 332 (Miladi: 23 Mart 1916) Tabur Katibi İmza 65 Kûtulamâre Zaferi’ni İstanbul’a müjdeleyen Halil Paşa’nın 29 Nisan 1916 tarihli telgrafı: Allah’ın yardımıyla bugün Kûtulamâre müstahkem mevkii zapt ve işgal edildi. Beşi general olmak üzere 500 subay ve 13 bin İngiliz askerinin esir alındığını arz ve müjdelerim. Bağdat Valisi ve VI. Ordu Kumandanı Mirliva (Tuğgeneral) Halil 66 30 Nisan 1916 tarihli Tanin gazetesinin manşeti: Kûtulamâre’de Mahsur Kalan Townshend Ordusu 13300 Mevcudu ile Teslim Oldu. 67 Türklere Şeref ve Şan Bit evendelicid que andi oditionsequi debit, et rerit, sitas dolesti ostrum eveliquae eume coneTia doluptur, offictium idit, etum nos por ad exeri blabo. Mod utecus eatquas ut facea il ipis repel ipsae occumqui debis apic tet volupta 68 temqui odiorum as pro eaquae enis qui tem iunt voles dentur sin et İngilizlere Kara Meydan Kûtulamâre Zaferi sonrasında Halil Paşa’nın orduya yaptığı konuşma 70 Kûtulamâre Zaferi’nin dönemin İstanbul gazetelerindeki resmi tebligatı 71 Townshend’in Birlikleri Türklere Teslim Oldu 1 Mayıs 1916 tarihli Tanin gazetesinde İngiliz General Townshend tarafından Halil Paşa’ya teklif edilen “1 milyon lira”nın haberi 74 Bİr Mİlyon Lİra! “Bugün onları bir esir halinde askerimizin eline geçmiş görüyorsak, bunu karşımızdaki düşmanın zaaf ve acziyetinde değil, bilakis ordumuzun onlara galip bir kuvvet ve kudrette bulunmasında aramak lazım gelir.” “Davaların ister haklı ister haksız olsunlar, galip gelmek için beşeri olan her şeyi yaptılar ve hatta bazen fevkalbeşer gayretler de gösterdiler. Bununla beraber her şeyin bir haddi vardı. Hak ve hayatını müdafaa eden bir ordu ile zalim ve hıyanet davasının müdafii olan bir ordu arasında elbet bir fark bulunmak lazım gelirdi.” “…Bu fark hiçbir tefsir ve tevilin dilinden düşüremeyeceği hiçbir inkarın saklayamayacağı bir delildir! Bir milyon lira. Evet, bir milyon lira. İngiliz vicdanında altından başka mabud, İngiliz imanında altından daha üstün bir kudret yaşamadığını gösteren hazin ve tarihi delil!” “General Townshend sükût anının verdiği heyecan içinde mantığı kaybedip sırf hissiyat ve teessüratın sevkiyle İngiliz ruhunun hakiki çehresini gösteren bir parlak delili elimize teslim etmiştir.” 75 OSMANLI’NIN ZAFERİ D Ü N YADA YAN K I L AN I YO R Kûtulamâre’nin teslim alınıp başta General Townshend olmak üzere 13.300 kişilik İngiliz ordusunun esir edildiğini o sırada bulunduğu Sivas’tan Sadaret’e bildiren Enver Paşa’nın 30 Nisan 1916 tarihli telgrafı Meclis-i Mebusan tarafından Halil Paşa’ya gönderilen tebrik telgrafı 78 Kûtulamâre’nin Osmanlı ordusunca teslim alınması münasebetiyle Avusturya’dan Karl Pollak tarafından Dahiliye Nazırı Talat Paşa’ya gönderilen tebrik kartı 79 Kûtulamâre Zaferi münasebetiyle Almanya’da imparatorun emriyle okulların bir gün tatil edilerek kutlamalar yapıldığına dair yazı 80 Prusya’da Königsberg şehrinde orkestra müdürü Paul İwan tarafından tanzim ve padişah Mehmed Reşad’a takdim olunan “Kûtulamâre” isimli marş ile ilgili yazışmalar 81 29 Nisan 1916’da Kûtulamâre’de İngiliz ordusunun teslim alınması hatırasına Berlin’de imal olunan Kûtulamâre zaferini temsil eden ipek şerit 82 Türklerin I. Dünya Savaşı’ndaki cephe mücadelesini anlatan, Almanya’da yayınlanmış bir kart 83 Next Time It’s Your Turn! Mind! 13.000, Not 1.300 Kut Zaferi sonrası Almanlar tarafından İngiliz birliklerine gönderilen not. “Kûtulamâre (Mezopotamya) Türkler tarafından zaptedildi. 13.000 İngiliz askeri esir alındı (General Townshend). Bir dahaki sefere sıra sizde (Bakın 13.000, 1.300 değil).” 85 Kûtulamâre Zaferi anısına Almanya’da çıkarılan bir kart. Üzerinde Goltz Paşa, Enver Paşa ve Cemal Paşa ile Kûtulamâre görüntüleri var. Kûtulamâre kuşatması sırasında şehit olan Türk askerleri için 1916 yılında kasaba civarında inşa edilen şehitlik 86 Bu büyük başarının hatırasına 1916’da Türk ordusu tarafından dikilen Kûtulamâre Zafer Abidesi Bit evendelicid que andi oditionsequi debit, et rerit, sitas dolesti ostrum eveliquae eume coneTia doluptur, offictium idit, etum nos por ad exeri blabo. Mod utecus eatquas ut facea il ipis repel ipsae occumqui debis apic tet volupta temqui odiorum as pro eaquae enis qui tem iunt voles dentur sin et 87 13.300 ESİRE NE OLDU? Kut’ta esir alınan İngiliz General Osmanlılar tarafından bir misafir gibi Esir İngiliz generalleri Bursa’daki Townshend (ortada oturan) ve Halil ağırlanan Townshend, İstanbul’da ikametgahlarında Paşa (sağda oturan) Hintli Müslüman esirlerin Bursa’daki 1 numaralı garnizonu (üstte) Hintli Müslüman esirlerin bir kısmı dağ kenarında gezintide (altta) 90 Townshend esir alındıktan sonra İstanbul’a gönderilirken yaveriyle birlikte bindiği bir kamyonda 91 6 General 481 Subay 13.300 Er 92 Dahiliye Nezareti’nden; Musul, Resülayn, Halep, Adana, Dahiliye Nezaretinden; Ankara, Konya, Kastamonu, Niğde, Konya, Eskişehir’e. Eskişehir, Kütahya’ya. Kûtulamâre’de esir edilen İngiliz subay ve erleri o yolla Kûtulamâre’de esir edilen İngiliz subaylarının orada sevk edileceklerinden askeri makamlara gerekli yardım ikametleri uygun görüldüğünden kiraları kendi ve kolaylığın gösterilmesi. taraflarından ödenmek üzere münasip ne kadar mahfuz hane bulunduğunun tahkik edilmesi ve onların şimdiden 5 Mayıs 1916 esir subaylara tahsisi ve neticenin bildirilmesi. 5 Mayıs 1916 93 Dahiliye Nezaretinden Bursa Valiliğine. Dahiliye Nezaretinden Bursa Valiliğine. Generallerin kalması için otel tahsis edilmesi uygundur. Kûtulamâre’de esir edilen Müslüman Hintlilerin halifelik Talat makamına karşı bağlılıklarını artırmak maksadıyla Bursa’ya gönderilmeleri Başkumandanlıkça uygun 18 Mayıs 1916 görülmüş olduğundan bu askerler için iki bin kişilik bir yerin hazırlanması. Talat 18 Mayıs 1916 94 Harbiye Nazırı Enver’den Hariciye Nezaretine. General Townshend’in esir düştüğü günden beri aylık 9500 kuruş maaş aldığına dair yazı. General Townshend’ın ailesinin İstanbul’a gelmesi uygun görülmüş olmakla ona göre gereğinin ifası. Enver 21 Haziran 1916 95 K Û T U L A M Â R E H AT I R A L A R I 98 I. Dünya Savaşı’nda İran, Irak ve Kafkas cephelerinde görev alan, Kûtulamâre kuşatmasındaki başarıları nedeniyle Gümüş Muharebe İmtiyaz Madalyası ile ödüllendirilen Yarbay Mehmed Reşid Bey’in savaş günlükleri 99 I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda görev yapan subaylara dağıtılan “Seferberlik Çantası” 100 Kûtulamâre’yi kuşatan Irak cephesindeki Osmanlı VI. Ordusunu teşkil eden iki kolordudan biri olan 13. Kolordu’nun Komutanı Albay Ali İhsan Bey’in (Ali İhsan Sabis Paşa) 1916 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarında emrindeki birliklere vermiş olduğu “Kolordu Emirleri”. Emirler orijinal belge olup üzerilerinde Ali İhsan Bey’in imzası bulunmaktadır. 101 Gördüğüm Rüya! “Kut’un tesliminden birkaç gün önce bir rüya görmüştüm. İki düşman tayyaresi başımın üzerinde uçuyordu. Ben, belimdeki tabancayı çektim. Uçaklara doğru ateş ettim. Bu uçaklardan biri düştü. İkincisi ise süzülerek yere indi ve pilotu bana doğru ilerleyerek, “arkadaşım vuruldu, ben teslim oluyorum” dedi. Uyandım. Beyaz bayraklı bir sözcü subay, General Townshend’in teslim şartlarını bildiren mektubunu işte o gün bana getirmişti.” Kûtulamâre Kahramanı Halil Paşa’nın Hatıraları, Der. Şevket Süreyya Aydemir “Eskİden nasılsa bundan sonra da sİzİndİr” “Pek çok görüşme sonrasında tüm şartlar Enver Paşa tarafından reddedildi. Silahları ve malzemeleri yok etmemem karşılığında bana kişisel hürriyetim teklif edildi. Bu şartları, elbette, kabul etmek mümkün değildi. Nihayetinde, 29 Nisan’da telsiz kurulumuna kadar silahları ve tüm malzemeleri, mühimmatı yok ettim. Bir Türk birliği kasabaya girdi ve korumaları teslim aldı. Halil Paşa beni görmeye geldi ve kendisine kılıcımı ve tabancamı sundum. ‘Eskiden nasılsa bundan sonra da sizindir’ diyerek onları almayı reddetti.” My Campaign, Charles Vere Ferrees Townshend Enver Paşa tarafından VI. Ordu kumandanı Halil Paşa’ya gönderilen 29 Nisan 1916 tarihli telgrafta İngiliz subaylarından alınan kılıçlarla ilgili şöyle denilmektedir: “Daha sonra müzede muhafaza edilmek üzere, esir alınan İngiliz subaylarının kılıçları birbirine karıştırılmaksızın birer birer ayrılarak üzerlerine kıta numaralarıyla beraber isimlerinin eklenmesine ve bu gibi kıymetli hatıratın dağılıp kaybolmamasına özen gösteriniz.” 104 Enver Paşa’nın üzerinde hassasiyetle durarak muhafaza edilmesini istediği kılıçlar 100 yıl sonra Harbiye Askeri Müze’de sergilenmektedir. 105 Irak cephesinde görev almış Astsubay Nureddin Bey’in harp ve esaret hatıraları Alman Demir Haç Madalyası I. Dünya Savaşı’nda askerlere verilen Harp madalyasının hangi “Harp Madalyası” cephede verildiğini gösteren metal barı. Üzerinde “Kûtulamâre” yazıyor. 106 Nureddin Bey’in esirken metal mataradan bozup yaptığı tütün kutusu Esarette kullanılan pazubant 107 Esarette kullanılan bileklik Dicle Grubu 14. Fırka hücum müfrezesi hesap memuru ve ketebesi Mehmed Nuri Efendi bin Hasan Efendi’nin kaleme aldığı, Kûtulamâre’nin kuşatılmasını ve etrafında yaşanan muharebeleri anlattığı hatırat 108 Mehmed Nuri Efendi’nin hatıratı “Harb-i Umumi’de Irak Harekatı; Kûtü’l-Amâre” adıyla İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Yayını olarak basılmıştır. 109 K U T ’ TA B İ R T Ü R K Ş E H İ T L İ Ğ İ Kûtulamâre kasabasında bulunan Türk Şehitliğinin bulunduğu arazinin sahibi olan, Irak’taki Rebia Aşireti Şeyhi Ali El-Emir’in bu araziyi Türkiye Cumhuriyeti’ne hibe etmek istemesi üzerine resmi olarak işlemlerin tamamlanıp Irak Krallığı’nın 29 Nisan 1933 tarihli yazısı ile şehitlik arazisinin Türkiye’ye bırakılması onaylanmıştır. 1916 yılında Kûtulamâre’nin İngilizlerden alınmasından hemen sonra şehit olan Osmanlı askerleri için yapılan şehitlik ve bu şehitlikte bulunan abide tamire muhtaç durumda olduğundan tamirinin yapılıp şehitliğin bir duvar ile muhafaza altına alınması kararlaştırılmıştır. 112 Ayrıca sahibi olduğu araziyi Türkiye’ye hibe eden Rebia Aşireti Şeyhi Ali El-Emir’e devlet adına bir takdirname gönderilmesi ve uygun derecede bir Hilal-i Ahmer Madalyası’yla taltif edilmesi de kararlaştırılmıştır. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 30.10.259.744.7 113 Eski Kûtulamâre Anıtı Eski Kûtulamâre Türk Şehitliği 114 Yeni Kûtulamâre Anıtı Yeni Kûtulamâre Türk Şehitliği 115 K U T H AK K I N DA YA Z I L AN K İ TAP L AR Dünyada yayınlanmış Kûtulamâre kitapları 118 Türkiye’de yayınlanmış Kûtulamâre konulu kitaplar 119