18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ Kaynak 100 yılı devirmiş olan Çanakkale Zaferi’nin yıldönümüne sayılı günler kalmışken bu önemli başarının Türkiye Tarihi’ni nasıl etkilediğinden bahsedeceğiz. 18 Mart Çanakkale Zaferi Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren ve Türk tarihinin dönüm noktası sayılabilecek olaylardan biridir. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı’nın kendileri için bir zafer ve toprak paylaşımı olacağına inanan İtilaf ülkeleri ile Osmanlı ve Almanya başta olmak üzere İttifak devletlerinin kanlı harbinin en önemli galibiyeti sayılabilecek 18 Mart Çanakkale Zaferi ile Türkler direniş gücünü tüm dünyaya göstermiştir. İtilaf Devletleri’nin içerisinde yer alan İngiltere ve Fransa; müttefikleri Rusya’ya yardım götürebilmek için en doğru hamle olarak gördükleri şeyi yapmış ve Çanakkale Boğazı’nı ardından ise kara harekatı gerçekleştirdikleri Gelibolu’yu kuşatmak istemişlerdir. Zaten zayıf olarak gördükleri Osmanlı’yı ve dolayısıyla askerlerini burada yenilgiye uğratıp ardından kolayca İstanbul’a geçebileceklerini düşünürken hesaba katmadıkları şey gerçekleşmiş; Türkler Conk Bayırı’nda, Arı Burnu’nda, Anafartalar’da ve mücadele edilen diğer her toprakta büyük bir direniş gücü göstermiştir. Türk askerleri dökülen onca kan ve yitirilen binlerce cana karşın vatanlarını tüm güçleriyle savunmuş ve Çanakkale’nin geçilmez olduğunu dünyaya kanıtlamıştır. Kaynak Kazanılan galibiyet bu yüzyıl içerisindeki daha pek çok olaya yön vermiş ve hem savaşın seyrini hem de dünyadaki bundan sonraki düzeni etkilemiştir. Nasıl mı? Türkler, Çanakkale Boğazı üzerinden Gelibolu’ya çıkarılan askerlerle yakın temas halinde savaşmış ve düşmanını geri püskürtülmeyi başarmıştır. Gelibolu’ya yapılan kara harekatları bu zafer sonucunda durdurulmuş ve savaşın kaderi değişmiştir. Artık dünyanın “Hasta Adam” tabiriyle andığı Osmanlı Devleti henüz ölmediğini, hastalığına rağmen tüm gücüyle direndiğini ve düşmanlarını kendi topraklarından püskürmek için varını yoğunu ortaya koyacağını tüm dünyaya kanıtlamıştır. Kendilerine göre sayıca ve imkanlar bakımından çok daha üstün olan düşman kuvvetlerini yenen Türklerin tarihteki en unutulmaz zaferlerinden biri olan bu savaş; ileride yaşanacak olan Kurtuluş Muharebesi için gerekli olan birlik ve güven duygusunu doğurmuştur. Savaşa alay komutanı olarak dahil olan Mustafa Kemal bu ve diğer cephelerde gösterdiği başarılar dolayısıyla Anafartalar Kahramanı olmuş ve askeri dehasını tüm dünyaya göstermiştir. Bu bilinirlik ve inanç da Kurtuluş Savaşı’nın önderi olmasının yolunu açmıştır. İngiltere ve Fransa’dan yardım alamayan Rusya yalnız kalmış ve ülkede çıkan iç ayaklanmalara karşı koyamamıştır. Böylece Rus Çarlığı yıkılmış ve ülkede Bolşevik İhtilali yaşanmıştır. Ülkede yaşanan bu devrim Rusya’nın Brest-Litowsk Anlaşması ile apar topar savaştan çekilmesine de neden olmuştur. Yani Rus Çarlığı savaşın sonunu görememiş Mondros Ateşkesi’ne de katılamamıştır. Birinci Dünya Savaşı 1914 yılında bitebilecekken Türklerin galibiyeti ile 2 yıl daha uzamış ve savaş daha geniş alana yayılmıştır. Her an yıkılabilecekmiş gibi duran Osmanlı Devleti Mondros Ateşkesi’ne kadar ayakta kalmayı bu zafer ve kendi sınırları içerisinde gerçekleşen diğer cephe savaşlarındaki başarılarına borçludur. Bu başarı sadece Türklere bağımsızlık inancı sağlamamış sömürülen diğer milletlere de örnek olmuştur. Eğer Çanakkale zafer değil de yenilgi olsaydı Sadece maddi anlamda değil manevi bakımdan da çökmüş olan ve savaşı kazanma inancı kalmayan Türk ulusu işgal edilen toprakları savunma gayretini de ulusal ölçüde sırtlanamayabilirdi. Halk tüm imkanlarını seferber ederek Kurtuluş Savaşı başkumandanı Mustafa Kemal’in etrafında bu kadar çabuk bir araya gelemeyebilirdi veya hiç gelmezdi. Çanakkale’den ilerleyerek Türk topraklarına yayılan düşman kuvvetleri yapılan gizli anlaşmaları gerçeğe çevirebilir ve Türklerin içerisindeki kurtuluş inancını daha alevlenmeden söndürebilirdi. Belki de Çanakkale’de beklediği başarıyı sağlayamayan Mustafa Kemal, kurtuluş mücadelesinin fitilini ateşleyecek güveni kendinde ve halkında göremediği için bu büyük yükü üstlenemezdi bile. İhtimaller ve felaket senaryoları daha da çoğaltılabilir fakat tarihin akışı bizi zafere götürmüşse bize düşen de bu zaferi daha 100 yıllarca kutlamaktır. Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Son bir temenni olarak, “dünya bir savaşa daha şahit olmasın; barış ve kardeşlik baki olsun” diyebilirim.