ONUR İŞERİ İNKILAP TARİHİ 1 TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ İNKILAP TARİHİ TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ ONUR İŞERİ ĠNKILAP TARĠHĠNE GĠRĠġ Ġnkılap(Devrim):Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için siyasi,ekonomik,sosyal alanlarda ileriye dönük yapılan çağdaş ve köklü değişiklik ĠNKILABIN ÖZELLĠKLERĠ Bir halk hareketi olan inkılap,ihtiyaçların ve aydınların yönlendirmesi ile oluşur İhtiyaçlara cevap veremeyen mevcut düzeni yıkma olayıdır Çağın gerisinde kalmış kurumları kaldırarak yeni düzen kurmayı amaçlar Demokratik düzen amaçlanır ĠNKILABIN AġAMALARI I.EVRE:Fikri Hazırlık(Örgütlenme-Halkı Aydınlatma) AĢaması: Aydınların yenilik fikrini topluma aşıladığı dönemdir II.EVRE:Aksiyon (Ġhtilal) AĢaması:Eski düzenin silah zoruyla değiştirilmesi aşamasıdır. III.EVRE:Yeni Düzenin Kurulması AĢaması:Yenilikler ve hukuki düzenlemenin olduğu aşamadır Yapılan hareket ileriye dönük bir düzeni getiriyorsa inkılap,geriye dönük bir düzeni getirmeyi amaçlamışsa irtica olarak nitelendirilir. TÜRK ĠNKILABINI DĠĞER ĠNKILAPLARDAN AYIRAN ÖZELLĠKLER Ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik aynı anda gerçekleşmiştir. Türk inkılabının hazırlığını yapanlar ve başarıya ulaştıranlar aynı kişilerdir Yıkılan devletin yerine yeni bir devlet kurulmuştur Kültürel alanda çağdaş batı kültürüne geçiş sağlanmıştır Ġhtilal:Mevcut düzene karşı hukuki kurallara başvurmaksızın güce dayalı olarak yapılan halk hareketidir.Fransız İhtilali,Rusya’daki Bolşevik ihtilal örnek olarak gösterilebilir. Hükümet Darbesi: Demokratik bir düzende,meşru olmayan yöntem ve araçlarla yürütme gücüne zorla el koymaktır.Türkiye’De 1960 ve 1980’de ordunun yönetime el koyması hükümet darbesi olarak gösterilebilir. Reform (Islahat):Islah etme düzeltme anlamındadır.Mevcut düzenin devamı için yapılan iyileştirme çabalarıdır.Köklü bir değişiklik gerektirmez.Osmanlı tarihindeki yenilik çalışmaları buna örnektir. Evrim: Zaman içerisinde meydana gelen değişikliktir. MonarĢi:Yönetme yetkisinin tek bir kişide toplanmasıdır. OligarĢi:Egemenliğin kaynağının,yönetme yetkisinin belirli biz zümreye ait olmasıdır.İlkçağda Yunanistan’da görülen ilk demokrasi örneklerinde sadece asillerin veya belirli bir gelir düzeyine sahip kişilerin seçme seçilme hakkına sahip olması gibi. Teokrasi:Dini ve siyasi yetkilerin tek bir elde toplandığı yönetimlerdir.Devlet başkanı aynı zamanda din başkanıdır.(Halifelik gibi).Egemenliğin kaynağının dini temelli olmasıdır. Demokrasi:Gücünü halktan alan yönetim anlayışıdır.Yönetime halk iradesi egemendir.Eşitlik,özgürlük,insan hak ve hürriyetlerine saygı prensibine dayanır. MeĢrutiyet:Hanedanın yanında halkında yönetime katıldığı sistemdir.Hükümdarın yanında halkın seçmiş olduğu temsilcilerden oluşan bir meclis yer alır. Cumhuriyet:Halkın kendi kendisini yönetmesidir.Yönetim,halkın belirli süreler için seçtiği kişiler tarafından gerçekleştirilir. Evrensellik:Bir ulus yada ülkeye ait olmayıp,dünya için geçerli olan değerler. Örneğin,demokrasi,insan hakları gibi. ÇağdaĢlık:Dünyanın gelişmiş toplumları ile uyum içinde olma durumu Hukuken Tanıma:Muhatap kabul etme,yazılı belgeye dayalı olmayan görüşme Resmen Tanıma:Yazılı belgeyle ya da sözleşmeyle sonuçlanan görüşmeler,devletlerin karşılıklı olarak hukuki varlıklarını resmi yazılı açıklamayla kabullenmesi Fiilen(eylemsel) sona erme: Bağımsızlığın yitirilmesi,egemenliğin işgalcilerin eline geçmesi Hukuki malvarlığın resmen sona ermesi:Bir devletin yetkililerinin yasal muhatap kabul edilmemesi durumu Resmen sona erme:Bir devletin başkenti,hükümeti,devlet başkanlığı gibi temel belirtilerinin ortadan kaldırılması Devlet:Bir insan topluluğunun,bir toprak parçası üzerinde teşkilatlanarak varlığını diğer toplumlara kabul ettirmesiyle ortaya çıkan siyasi organizasyondur. Egemenlik (Hakimiyet): Bir devlette yönetme hakkına sahip güç Millet (Ulus):Aralarında dil birliği bulunan ve bir arada yaşama arzusunda olan insan topluluğudur. Bağımsızlık:Devletin veya milletin yabancıların güdümünde veya işgalinde olmada varlığını sürdürmesi durumudur. Ulusal egemenlik: Ulusun,yönetme yetkisine sahip olmasıdır. Liberalizm: Siyasi,sosyal,ekonomik ve bireysel özgürlüklerin benimsendiği anlayıştır. Ġmparatorluk:Çok uluslu devlet Emperyalizm: Ekonomik, siyasi, kültürel alanda sömürü. Kapitalizm: Kapital, ana mal, sermaye anlamındadır. Kapitalist sitemde temel amaç kardır.Bütün teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir.Gelir dağılımında dengesizlikler görülür. Liberalizm: Siyasal, sosyal ve ekonomik alanda serbestliği savunan sistemdir. Liberal ekonomilerde teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Rekabeti ve kaliteyi ön plana çıkartmaya çalışır. Sosyalizm: Teşebbüslerin devlet tarafından gerçekleştirildiği, kar amacı gütmeyen sitemdir. Özel mülkiyet hakkı, tamamen ya da büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Gelir dağılımında denge sağlamaya çalışır. -XX.yy DA OSMANLI DEVLETĠ 1909 istibdat 1909 1911-12 1912-13 1914-18 31 Mart Anayasa Trablusgarp Balkan Birinci Olayı Değiş. Savaşı Dünya Savaş. Savaş. 1908 1877-78 II.MeĢrutiyet Bu dönemlerde devlet ideolojisi olarak; 1876 1856 I.MeĢrutiyet -1800’lerden itibaren OSMANLICILIK, -İstibdat döneminde ĠSLAMCILIK - II. Meşrutiyet’in akabinde TURANCILIK 1839 Islahat Fermanı 1808 Tanzimat fermanı Sened-i Ġttifak -II. MeĢrutiyet‟in ardından yapılan 1909 Anayasa değiĢikliği ile; Padişah’ın yetkileri kısıtlandı, Meclis yetkileri arttı. Türk tarihinde ilk kez çok Partili hayata geçildi. DÖNEMĠN GELĠġMELERĠ -Meşrutiyet’in İlanı -Trablusgarp Savaşı -Balkan Savaşları -Birinci Dünya Savaşı II. MEġRUTĠYET‟ĠN ĠLANINA ORTAM HAZIRLAYAN GELĠġMELER Reval GörüĢmeleri (1908) Genç Subayların saraya başkaldırısı ve ordu içerisinde isyan belirtilerinin ortaya çıkması Osmanlı hanedanından başka birinin tahta geçeceği söylentileri -REVAL GÖRÜġMELERĠ (1908) Reval GörüĢmeleri 9 Haziran 1908 tarihinde günümüzde Estonya'nın başkenti olan Tallinn'de İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı Nikola'nın yaptığı görüşmedir. Reval Görüşmeleri'nde Osmanlı ile ilgili konular da konuşulmuştur. Bu görüşmelerin temelinde Almanya’ya karşı izlenecek politika yer almaktadır. Ġngilizlerin bu görüĢmelerdeki temel amacı; Almanya‟ya yaklaĢan Osmanlı Devleti‟ni Rusya karĢısında zor durumda bırakmaktır. Görüşmeler hakkında net bir açıklama yapılmaması "Osmanlı devletin parçalanacağı düĢüncesini" güçlendirdi. Jön Türkler, bu görüşmede sultanın pasif politikasından dolayı imparatorluğun paylaşıldığı yönünde yoğun bir propagandaya başlamışlardır. Jön Türkler, bu dönemde İttihat ve Terakki çatısı altında teşkilatlanıp, Sultan Abdülhamid’e karşı faaliyet yürütüyorlardı. İttihatçılar, Reval görüşmesini yabancı postaneler aracılığıyla kendilerine ulaşan Avrupalı gazeteler ile Makedonya’daki Avrupalı konsoloslardan öğrendiler. Avrupalı gazeteler de iki hükümdarın görüşmelerinde çeşitli meselelerin yanı sıra Makedonya‟nın da masaya yatırılıp, bu Osmanlı toprağında yapılacak ıslahatın ele alındığı yazıyorlardı. Islahat demek, o bölgenin kısa bir süre sonra imparatorluktan koparılması demekti. İttihatçılar, Reval’de Rusya ile İngiltere’nin Türkiye’ye son darbeyi vurmaya, hasta adamın ölümünü erkene almaya, Makedonya’yı, hatta Osmanlı İmparatorluğu paylaşmaya karar verdiklerine inandılar. Bu duruma da İkinci Abdülhamid’in yanlış dış politikasının sebep olduğu kanaatindeydiler. Eğer meclis açılır, Osmanlı vatandaşlarına eşitlik verilirse Makedonya elden çıkmaz, ülkenin bütünlüğü sağlanır diye düşünüyorlardı. Not: II. MeĢrutiyet‟in ilanını hızlandıran gelişmelerden birisi de REVAL görüşmeleridir. -II. MEġRUTĠYET‟ĠN ĠLANI SONRASI ÜLKEDE YAġANAN KARIġIKLIKLAR SIRASINDA; Avusturya-Macaristan Bosna Hersek‟i topraklarına kattı. Yunanistan Girit‟i tam ele geçirdi. Bulgaristan bağımsızlığını kazandı -31 MART OLAYI(13 NİSAN 1909) MeĢruti düzeni sonlandırmak amacıyla çıkmış bir isyandır. Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan Ġttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması ve Ġngilizlerin İttihat ve Terakkicilere söz geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bazı muhalefet gruplarının kısa sürede İttihat ve Terakki'ye karşı İngilizlerin de desteğiyle birleşmelerine zemin hazırladı. politik istikrarsızlık ve çatışmalar, İttihat ve Terakki'ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin ajanlar tarafından öldürülmesiyle daha da şiddetlendi. İsyanın başını Taksim Kışlasındaki avcı taburları çekiyordu. İsyanı Selanik’ten gelen Hareket Ordusu bastırdı. Eski düzeni geri getirmek istediğinden „irtica‟ olarak nitelendirilir. Osmanlı Devleti’nde rejimi yıkmaya yönelik ilk isyandır. Hareket ordusunun komutanı Mahmut Şevket Paşa; kurmay baĢkanı ise M.Kemal‟dir. M.Kemal ilk kez tarihi bir olayda karşımıza çıkmaktadır. Bu ayaklanmadan sonra Mebusan Meclisi II.Abdulhamid’i tahttan indirerek V.Mehmet Reşat’ı tahta çıkardı. Meclis kararıyla tahttan indirilen ilk PadiĢah II.Abdulhamid‟dir. OSMANLI DEVLETĠ‟NĠ DAĞILMAKTAN KURTARMA AMACIYLA ĠLE ORTAYA ÇIKAN FĠKĠR AKIMLARI FĠKĠR AKIMI Batıcılık SAVUNUCULARI -Abdullah Cevdet -Celal Nuri Osmanlıcılık -Genç Osmanlılar Ġslamcılık -Mehmet Akif -Sait Halim Paşa -Ziya Gökalp –İsmail Gasp. -Yusuf Akçura -Ömer Seyf. -Prens Sebahattin Türkçülük (Turancılık) Adem-i Merkeziyetçilik AMAÇ -Batının örnek alınarak devletin kurtarılacağı düşüncesi -Osmanlı sınırları içinde yaşayan tüm toplulukları eşit hale getirmek -Tüm Müslümanları tek çatı altında toplama -Bütün Türkleri tek bayrak altında toplama -Federal yönetim –liberal ekonomi AKIMIN ETKĠLĠ OLDUĞU DÖNEM -Lale Devri, Tanzimat Dönemi -I.Meşrutiyet -İstibdat Dönemi -II. Meşrutiyet Dönemi -II. Meşrutiyet Dönemi -TRABLUSGARP SAVAġI(1911-1912) -İtalya ve Osmanlı Devleti arasında olmuştur. -Trablusgarp bugünkü Libya’dır. SavaĢın Sebebi: Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın sanayisi için hammadde ve pazar aramasıdır.(emperyalizm-sömürgecilik) Trablusgarp’ın siyasi konum olarak İtalya’ya yakın olması İtalya’nın Recconigi AntlaĢması ile Rusya’nın desteğini alması.(1909) İç karışıklıklar sebebiyle Osmanlı Devleti’nin bu bölgeyi savunacak durumda olmaması Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’a kara ve denizden müdahale etme şansı yoktu. Çünkü; -1882‟de Mısır Ġngiltere tarafından iĢgal edilmiĢti ve Osmanlı Devleti‟nin bölgeyle kara bağlantısı kalmamıĢtı. -Denizden müdahale yapılamazdı ve Osmanlı Donanması kullanılamaz haldeydi. Bunun üzerine Osmanlı Genelkurmayı kendinden izin isteyen gönüllü subayların Trablusgarp’a gitmesine izin verdi. Bu subaylar; Enver PaĢa, Fethi Bey, Fuat Bey, Nuri Bey ve Mustafa Kemal‟di. Burada yerli halkı örgütleyen Türk komutanlar başarılı savunma savaşları yaptılar. Enver Paşa Bingazi’de;M.Kemal Derne ve Tobruk‟ta İtalyanlara karşı başarılar elde ettiler. Bölgede istediği sonuca ulaşamayan İtalya Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Onikiada‟yı işgal etmiştir. Balkan Savaşları çıkınca Osmanlı Devleti İtalya ile UġĠ AntlaĢması’nı yaptı UġĠ ANTLAġMASI(15 Ekim 1912) İSVİÇRE’NİN Lozan kentinde imzalanan antlaşmaya göre; -Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakılacak.(Böylece Osmanlı Devleti Afrika‟daki son toprağını da kaybetmiĢ oluyordu. -Afrika‟da Osmanlı kayıpları; 1830 Cezayir (Fransa) 1881 Tunus (Fransa) 1882 Mısır (İngiltere) 1912 Libya (İtalya) -Onikiada Balkan savaşları sonuçlanana kadar geçici olarak İtalyanlarda kalacak -Trablusgarp dini bakımdan halifeye bağlı kalacak. Ayrıca Trablusgarp SavaĢı; -M.Kemal’in içinde yer aldığı ilk savaĢtır. -Osmanlı Devleti’nin üç kıtaya yayılma özelliği sona ermiştir. -Tarihte ilk kez uçakların kullanıldığı bir savaş olmuştur. -M.Kemal bu savaşta emperyalizme karĢı ilk mücadelesini vermiĢtir. -BALKAN SAVAġLARI (1912–1913) Nedenleri -Milliyetçilik -Rusya’nın Panslavizm düşüncesini hayata geçirmek isteme -Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum savaşın çıkmasında etkili olmuştur. -Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki varlığına son vermek istemesi.(Şark Meselesi) -Balkan Devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlardan atmak istemesi -Kiliseler Kanunu‟nun çıkarılması(Bu kanuna göre Balkan topraklarında ihtilaflı kilise, mektep ve mukaddes yerlerde hangi unsurun nüfusu çok ise ona aittir" esasını kabul etti. Böylece ortaya çıkan sürtüşme ile kiliseler ve dolayısıyla bunlara bağlı olan gruplar yıllarca birbirleriyle mücadele etti ve birbirlerini devamlı hasım olarak gördüler. İşte Kiliseler Kanunu bu düşmanlığı sona erdirdi, o zamana kadar birbirleriyle mücadele edenlerin birleşerek Osmanlı Devletine karşı mücadele etmelerine sebep oldu. Böylece Balkan ittifakının gerçekleşmesi için en büyük problem ortadan kalkıyordu.) BĠRĠNCĠ BALKAN SAVAġI (8 Ekim 1912–30 Mayıs 1913) Balkanlarda Osmanlı Kayıpları; Bulgaristan Yunanista Sırbistan Karadağ OSMANLI DEVLETİ Yunanistan-1829 Edirne Antlaşması Sırbistan, Karadağ, Romanya(1878 Berlin Ant.) Bulgaristan (1908 II. Meşrutiyet’teki karışıklar esn.) Arnavutluk (I.Balkan savaşı sırası) Not: Savaş devam ederken ARNAVUTLUK‟TA durumdan yararlanarak bağımsızlığını kazanmıştır. Arnavutluk Osmanlı‟dan ayrılan son Balkan milletidir Osmanlı Devleti‟nin I.Balkan SavaĢında baĢarısız olmasının nedenleri: -Ordudaki subaylar arasındaki siyasi çekiĢme -Ordunun önemli bir bölümünün terhis edilmesi -Düzenli bir haberleşme ağının olmaması -Silah, cephane, gıda gibi lojistik unsurların yeterli olmaması Not:Balkan savaşları devam ederken M.Kemal 25 Kaım 1912’de Çanakkale ve Gelibolu’nun savunulması için kurulan Çanakkale ve Boğazlar Birleşik Kuvvetler Harekât Şubesi Müdürlüğüne getirildi. LONDRA ANTLAġMASI (30 MAYIS 1913) Osmanlı Devleti Midye-Enez hattının doğusuna çekilecek. Edirne ve Kırklareli kaybedildi. Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a kalmıştır. Güney Makedonya Girit Yunanistan’a bırakılmıştır. Arnavutluk ve Ege adalarının durumunu Avrupalı büyük devletler belirleyecek. Batı Trakya:(Meriç ırmağının batısı ile Kavala arasındadır). Gümülcine, Dedeağaç, Yanya,Sofulu, İskeçe… I.BALKAN SAVAġI‟NIN SONUÇLARI -Rumeli’deki Osmanlı egemenliği sona erdi. -Ege’deki Türk hâkimiyeti sona erdi -Arnavutluk bağımsızlığını kazandı. -BAB-I ALĠ BASKINI (23 Ocak 1913) İttihat ve Terakkiciler Londra’da konferans devam ederken Kamil Paşa Hükümeti’ni Edirne’yi düşmana teslim etmekle ve Balkan Savaşı’ndaki yenilgiyle sorumlu tuttular. Enver Bey önderliğinde bir grup İttihat ve Terakki yöneticisi, Bâb-ı Âli'de bulunan Bakanlar Kurulu'nu toplantı halindeyken bastı. Tarihte Bâb-ı Âli Baskını adıyla anılan bu askeri darbede Harbiye Nazırı Nazım Paşa çıkan arbedede öldürüldü, başbakan Kâmil PaĢa silah tehdidi altında istifa ettirildi. Erkân-ı Harbiye Reisi (genelkurmay başkanı) Mahmut ġevket PaĢa sadrazam ilân edildi. 11 Haziran'da Sadrazam Mahmut Şevket Paşa makam arabasının içinde uğradığı bir suikast sonunda hayatını kaybetti. Bu olay üzerine alınan baskı tedbirleriyle ülke yönetimi oldukça baskıcı bir sürece girdi. Mahmut Şevket Paşa cinayetiyle ilgili 15 kişi idam edildi, çok sayıda yazar ve aydın Sinop Kalesine sürgün edildi. Sait Halim PaĢa'nın sadrazamlığı altında, ülke Mehmed Talat PaĢa, Enver PaĢa ve Cemal PaĢa'lardan oluşan üçlü tarafından yönetildi. Bu üçlü Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde de etkili oldu. Not: Bab-ı Ali Baskını bir hükümet darbesidir. Rejimi değiştirmek için yapılmamıştır. ĠKĠNCĠ BALKAN SAVAġI (30Haziran 1913) Nedeni: Birinci Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan’ın en büyük payı alması. Not: Birinci Balkan Savaşında yer almayan Romanya’da savaş katıldı. Osmanlı Devleti Balkan Devletleri arasındaki mücadeleden faydalanıp,Edirne ve Kırklareli’yi geri almıştır. Savaş Bulgaristan’ın yenilgisiyle sona ermiş ve çeşitli antlaşmalar imzalanmıştır. II. Balkan SavaĢı Sonunda: -Balkan Devletleri kendi arasında BükreĢ AntlaĢmasını imzaladı.(10 Ağustos 1913)Buna göre; Dobruca’nın bir kısmı Romanya’ya Manastır,Üsküp ve Priştine Sırbistan’a Girit,Makedonya ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı. -Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında ĠstanbulAntlaĢması imzalandı.(29 Eylül 1913)Buna göre; Edirne, Dimetoka ve Kırklareli Osmanlıda kalacak; Dedeağaç ve Kavala Bulgaristana verilecek, Meriç Nehri iki devlet arsında sınır olacak. Bulgaristan’daki Türkler Bulgarlarla eşit haklara sahip olacak. Türkler Bulgaristan’da azınlık statüsüne kavuştular -Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında Atina AntlaĢması imzalandı.(1913) Buna göre; Yanya, Selanik, Girit Yunanistan’a ver. Meriç nehri sınır olarak belirlenecek. Yunanistan’dai Türklerin hakları güvence altına alınacak. Not: Osmanlı Devleti sınırı olmamasına rağmen bölgedeki Türklerin haklarını korumak için Sırbistan ile de Ġstanbul AntlaĢmasını yapmıştır.(1914) Not: Osmanlı’nın imzaladığı her üç antlaşmada da; Balkan devletlerinin sınırları içinde kalan Türk topluluğunun durumuna ilişkin hükümler bulunmakta, Balkanlardaki Türk halkının din ve mezhep özgürlüğü, Türkçe öğretim yapan ilk ve ortaokulların açılması gibi hususlara yer verilmektedir. BALKAN SAVAġLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Arnavutluk, bütün Makedonya, Batı Trakya, Ege Adaları (Bozcaada ve Gökçeada hariç) Osmanlı Devleti’nin elinden çıktı. Batı Trakya Türkleri, Ege’de kıta sahanlığı ve karasuları gibi günümüze kadar gelecek sorunlar ortaya çıktı. İttihat ve Terakki, yönetimi tamamen ele geçirdi ve orduda ıslahatlar başlatıldı. Bu amaçla Almanya’dan çok sayıda subay getirildi. Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğü iyice ortay çıkmış oldu. Balkan topraklarından Anadolu’ya yapılan göçler sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntıların artmasına neden oldu. -BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI (1914-1918) KONU BAġLIKLARI -Savaşın Sebepleri -Bloklaşmalar -Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi -Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler -Gizli Antlaşmalar -ABD’nin savaşa girmesi-Wilson İlkeleri -Savaşı Sona Erdiren Ateşkesler -Paris Barış Konferansı -Savaşı Genel Sonuçları SAVAġIN SEBEPLERĠ GENEL SEBEPLER Milliyetçilik(ulusalcılık/nasyonalizm) Silahlanma yarışı(Militarizm) Ekonomik rekabet(sömürgecilik/emperyalizm) ÖZEL SEBEPLER İngiltere ve Almanya arasındaki ekonomik ve siyasi rekabet Fransa’nın 1871 Sedan savaşıyla Almanya’ya kaptırdığı Alsas-Loren bölgesini geri almak istemesi Rusya’nın Balkanlarda izlediği Panslavizm politikasının Avusturya’yı rahatsız etmesi ve Almanya’nın Pangermenizm politikasıyla çatışması. Rusya’nın tarihi emellerini gerçekleştirme düşüncesi, sıcak denizlere inme isteği İtalya’nın Akdeniz’de hâkim olma isteği Japonya’nın Asya’da yayılma amacı GÖRÜNÜR SEBEP: Avusturya-Macaristan Ġmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand,28 Haziran 1914 günü Saraybosna'yı ziyaretinde bir Sırp Milliyetçisi olan 'Princip' tarafından öldürüldü. İki devleti bir arada tutan tek unsur olan Habsbourg Hanedanı'nın tek veliahtı öldürülmüştü. Avusturya Hükümeti'nin tepkisi çok sert oldu. Fakat Rusya'yı tek başına karşısına almaya çekinen Avusturya, öncelikle Almanya'ya danıştı. Almanya'nın verdiği üstü kapalı desteğin ardından, Avusturya Sırbistan'a 48 saat süreli ve bağımsız bir devletin kabul edemeyeceği ağır bir nota verdi. Sırbistan bu notaya Rusya'nın desteğiyle, kaçamak yanıtlar verdi. Bunun üzerine Avusturya,28 Temmuz 1914'te Belgrad'ı bombalamaya başlayarak, Sırbistan’a savaş ilan etti BLOKLAġMALAR Ġtilaf Devletleri (AnlaĢma) -İngiltere -Fransa -Rusya -Sırbistan,Japonya,Romanya ABD,Yunanistan,Belçika Karadağ,Çin ve Hollanda Ġttifak Devletleri (BağlaĢma) -Almanya -İtalya -Avusturya-Macaristan -Savaş başladıktan sonra İtalya taraf değiştirdi -Osmanlı Devleti ve Bulgaristan savaş girdi. OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SAVAġA GĠRMESĠ -Bu sırada Padişah V.Mehmet ReĢat‟tır.3 Temmuz 1918’e kadar tahttadır. -3 Temmuz 1918’de VI. Mehmet Vahdettin tahta çıktı. -Sadrazam Sait Halim PaĢadır. Şubat 1917’ye kadar. -Enver PaĢa: Harbiye Nazırı ve Genel Kurmay Başkanıdır. -Cemal PaĢa: Bahriye Nazırıdır. -Talat PaĢa: Dâhiliye Nazırı’dır. Şubat 1917’de Talat Paşa Sadrazam olacaktır. SavaĢ BaĢlayınca Osmanlı Devleti‟nin Tutumu; Tarafsızlığını ilan etti Boğazları kapattığını açıkladı Kapitülasyonları tek taraflı kaldırdığını açıkladı Genel seferberlik ilan edildi. -İtilaf devletleri, savaşın geniş bir alana yayılmasını engellemek ve savaş sonrası Osmanlı topraklarını paylaşmak istemeleri gibi nedenlerle Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmasını istiyorlardı. İttihat-Terakki Hükümeti, savaĢın kaçınılmaz olduğunu fark ettiği andan itibaren, İngiltere ve Fransa ile uzlaşmak amacıyla çalışırken, Almanya ile de ilişkilerini aynı ölçüde sıkı tutmaya çalışmıştır. İtilaf Devletleri tarafsız kalması karşılığında Osmanlı Devleti’ne kapitülasyonları kaldırmayı ve Osmanlı Devleti’nin borçlarını silmeyi teklif ediyorlardı. -Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri’nin yaklaşımını samimi bulmadı. Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli boş döndü. Hatta bu sırada Osmanlı-Alman yakınlaşmasından rahatsız olan İngiltere Osmanlı Devleti'nin sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı Devleti'ne teslim etmekten vazgeçti. -Almanya‟nın Osmanlı Devleti’ne bakış açısı ise farklıydı. Almanya özellikle Osmanlı Devleti’nin kendi yanında savaşa girmesini istiyordu. Almanya, Osmanlı Devleti’nin stratejik konumundan yararlanmak istiyordu. Almanya‟nın, Osmanlı Devleti‟ni kendi yanında savaĢa sokarak ulaĢmak istediği hedefler: Savaşı geniş alana yayarak, kuşatma altına alınmaktan kurtulmak. Yeni cephelerin açılmasını sağlayarak, İtilaf devletlerinin askeri gücünü bölmek. Boğazları itilaf devletlerine kapatarak Rusya’ya yardım ulaşmasını engellemek. Süveyş kanalını alarak İngiltere’nin sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek. Halifeye “cihat” ilan ettirerek Müslümanları kendi yanına çekmek ve İngiltere’yi içten çökertmek. Ortadoğu petrollerinden yararlanmak. Osmanlı’nın askeri gücünden (nüfus bakımından) yararlanmak. Osmanlı Devleti‟nin Almanya‟nın yanında savaĢa girmesi ve ilgili hedefleri Ģunlardır; İngiltere ve Fransa’ya duyulan güvenin yitirilmesi. Kaybedilen toprakları geri alma düşüncesi. Siyasi yalnızlıktan kurtulmak. İttihat ve Terakki’nin Almanya hayranlığı. Almanya’nın yardımıyla bozulmuş olan ekonomiyi düzeltmek. Kapitülasyonlardan ve dış borçlardan kurtulmak. Ege Denizi’nde üstünlük kurarak Yunanistan’ın “Megalo Ġdea”sını engellemek ve Anadolu kıyılarını güvenlik altına almak. Osmanlı Devleti‟nin SavaĢa GiriĢine Sebep Olan GeliĢme; -Osmanlı Harbiye nazırı Enver Paşa, Almanlarla gizli bir ittifak antlaĢması imzaladı.(2 Ağustos 1914)Bu anlaşmayla Osmanlı Devleti savaşa girmiş oluyordu. Ancak Osmanlı tarafsız durumunu bir müddet daha sürdürdü. Seferberlik faaliyetleri ise devam ediyordu. Öte yandan Ġki Alman savaĢ gemisi (Goben ve Breslav) İngiliz donanması önünden kaçarak Osmanlı Devleti’ne sığınmıştı. Enver Paşa’nın talimatıyla Yavuz ve Midilli adı verilen gemilerin Almanya’dan satın alındığı açıklanarak, gemilere Türk bayrağı çekildi. Daha sonra Koramiral Souchon yönetimindeki gemiler Karadeniz’deki Rus limanı olan Sivastopol ve Odesa’sı topa tuttular (28 Ekim 1914). Bunun üzerine,30 Ekim günü Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açmış, bundan birkaç saat sonra Enver Paşa, Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya savaş ilan ederek, savaşa İttifak Bloğu yanında girdiğini duyurmuştur. Bu duyurudan sonra İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmiştir. OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SAVAġTIĞI CEPHELER CEPHELER TAARRUZ CEPHELERĠ -Kafkasya -Kanal SAVUNMA CEPHELERĠ SINIRLARI DIġINDAKĠ CEPHELER (Müttefiklere yardım) -Çanakkale -Irak -Hicaz-Yemen -Suriye-Filistin -Galiçya -Romanya -Makedonya KAFKASYA CEPHESĠ Ruslara karşı savaşılmıştır. Taarruz amaçlı açılmış bir cephedir. Açılmasındaki amaç, Rus kuvvetlerini Kafkasya’da tutmak(Almanya’nın amacı),İran ve Afganistan üzerinden Hindistan’a geçmek buradaki Müslümanları İngiltere’ye karşı ayaklandırmak, Türkistan’a ulaşıp „Turan‟ idealini gerçekleştirmek, Bakü petrollerinin kontrolünü sağlamak Enver Paşa’nın emriyle 20 Aralık 1914’te harekete geçen Osmanlı ordusu bu cephede soğuk hava ve salgın hastalıktan dolayı ağır kayıplar verdi (SarıkamıĢ harekâtı ) Osmanlı ordusunun ağır kayıplar veresi üzerine, Rus ordusu önündeki engel kalktı ve Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rus işgaline uğradı. Rusların kışkırtmasıyla Ermeniler bu bölgede isyan ettiler. Bunun üzerine “1915 Tehcir Kanunu” çıkarıldı. Tehcir; zorunlu göç anlamındadır, Anadolu’daki Ermeniler Suriye ve Lübnan’a zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır. Bu cephedeki tek baĢarı, Mustafa Kemal’in 16. Kolordu Komutanı olarak Muş ve Bitlis’in Rus işgalinden kurtarması olmuştur. Bu başarısından dolayı Mustafa Kemal generalliğe terfi etti. Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali (1917) nedeniyle Rusya, barış istemek zorunda kaldı. 3 Mart 1918‟de Rusya ve Ġttifak Devletleriyle Brest-Litowsk AntlaĢmasını imzalandı. Bu antlaşma ile savaştan resmen çekilen ilk devlet Rusya oldu. Berlin Antlaşması’nda Ruslara bırakılan; Kars, Ardahan ve Batum (elviye-i selase) geri alındı.(Toprak kazanılan tek cephe)(Brest-Litowsk AntlaĢması Sovyet Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki tek resmi anlaĢmadır) ÇANAKKALE CEPHESĠ Savunma amaçlı bir cephedir. Ġngiltere ve Fransa‟nın amacı Boğazı geçip, İstanbul’u ele geçirmek, Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak, Rusya’ya yardım etmek, henüz savaşa girmemiş Balkan Devletlerinin Almanya’nın yanında savaşa girmesine engel olmaktı. 1915’te yapılan deniz savaşlarını İngiltere ve Fransa kaybetti (18 Mart 1915). Nusret Mayın gemisi bu başarıda etkili olmuştur. İngiltere ve Fransa Nisan 1915’te de kara savaşlarına giriştiler. General Hamilton komutasındaki birlikler, Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı, Kireçtepe, Kumkale’de 9 ay süren kara savaşlarını kaybettiler. Bu başarıda Anafartalar Grubu komutanı Albay M. Kemal Paşa’nın Conkbayırı’ndaki ustaca manevraları etkili olmuştur. (Anafartalar Kahramanı) Ocak 1916’da İtilaflar Gelibolu yarımadasını tamamen boşalttılar. Böylece ilk kapanan cephe de Çanakkale cephesi olmuş oldu. Mustafa Kemal Arıburnu’nda “Ben size savaĢmayı değil, ölmeyi emrediyorum.” sözünü de burada söyledi. Bu baĢarı sonucun da; -I.Dünya savaşının süresi uzadı. Rusya savaştan çekildi. Almanya doğu cephelerinde başarı elde etti. Bulgaristan’ın İttifak grubuna katılmasına sebep olmuştur. Mustafa Kemal’in içte ve dışta tanınmasına sebep oldu. Sömürgelerde milli ayaklanmalar başladı. İngilizler Irak cephesine daha fazla önem verdiler. Bu cephe I.Dünya savaşında Osmanlı’nın başarılı olduğu tek cephedir. Çok sayıda aydınımız ve eğitimli insanımızı kaybettiğimiz bir cephedir. Bundan dolayı Aydınlar SavaĢı olarak geçer. KANAL CEPHESĠ(SÜVEYġ-MISIR) Almanya’nın isteği üzerine Osmanlı Devleti tarafından açılan taarruz amaçlı bir cephedir. Amaç; Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek ve İngiltere’nin sömürgeleriyle bağını kesmekti. Ayrıca Osmanlı bu cephe vasıtasıyla Mısır’ı geri almayı düşünüyordu. Osmanlı ordusu iki kez taarruz etmesine karşın başarılı olamamıştır. Osmanlı Devleti bu cephede, Araplardan destek göreceğini düşünüyordu ama İngiltere’nin bağımsız devlet kurma vaatlerine kanan Araplar, İngiltere ile işbirliği yaptılar. Bu durum hem Osmanlı Devleti’nin yenilmesine neden oldu, hem de ümmetçilik fikrinin geçersizliğini ortaya koydu. IRAK CEPHESĠ Savunma amaçlı bir cephedir. İngilizlerin, Ortadoğu (Abadan) petrollerini kontrol altına almak istemesi ve Ruslara yardım göndermek amacıyla açılmıştır. 1914’te İngilizlerin Basra’ya asker çıkarması ile başladı. Amaçları Abadan petrollerini korumaktı. Ayrıca Ruslarla karadan da birleşmek istiyorlardı. 1915’te İngilizler Bağdat’ın 16O KM güneyindeki Kutul-Amara‟ya girdiler. Kutul Amara’nın hemen kuzeyindeki Selman-ı Pakt’ta Türk ordusu savunma kurmuştu. İngiliz General Towsent 18000 askeri ile teslim alındı. İngilizler yeniden harekete geçtiler.1917 Martında önce Bağdat’a ve daha sonra da Musul’a kadar ilerlediler. Bu cephe I.Dünya savaşında en uzun süre devam eden cephedir. FĠLĠSTĠN-SURĠYE CEPHESĠ Bu cephe Kanal cephesinin devamı sayılan bu cephede İngilizlere karşı savaşılmıştır. Başarısızlık üzerine Liman Van Sanders yerine Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal bu cephede itilaf devletlerini Halep’in kuzeyinde durdurmayı başarmıştır. YEMEN-HĠCAZ CEPHESĠ Bu cephede de Suriye Filistin cephesindeki gibi Arap-İngiliz İttifakı ile savaşıldı.. Bu durum ümmetçilik anlayışının önem kaybettiğini gösterir. Fahreddin PaĢa‟nın Medine‟de yaptığı Ģanlı savunma da ateşkesin imzalanmasıyla son buldu. OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SINIRLARI DIġINDA SAVAġTIĞI CEPHELER: 1- Galiçya Cephesi: Galiçya, Avusturya - Macaristan toprakları içerisindedir. Rusya’ya karşı savaşan Almanya ve Avusturya’ya yardım edildi. Gönderilen kuvvet ise 1 kolordudur. Rusya’da İhtilal çıkınca birliklerimiz de geri dönmüştür. 2-Makedonya Cephesi: Fransa ve Sırp İttifaklarına karşı Bulgarlara yardım edilmiştir. 3-Romanya Cephesi: Bu bölgede Bulgarları Romanya ve Rus ittifakına karşı desteklenmiştir. Not: I.Dünya Savaşı’nda M.Kemal; -1915’te Çanakkale;19.Tümen Komutanı -1916’da Kafkas;16.Kolordu -1917’de Suriye 7.ordu -1918’de Suriye Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı I.DÜNYA SAVAġI DEVAM EDERKEN YAPILAN GĠZLĠ ANTLAġMALAR Bu antlaşmaların ortak amacı Osmanlı topraklarını paylaşmaktır başlayacaktır. Bu antlaşmalar 1915–1917 yılları arasında olmuştur. ĠSTANBUL ANTLAġMASI: (Boğazlar AntlaĢması) (1915) İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Rusya’nın isteğiyle yapılmıştır.4 Mart–10 Nisan 1915 tarihlerinde yapılan bu antlaşmaya göre; Ġstanbul ve Boğazlar Ruslara verilecek. Midye-Enez ile Sakarya arasındaki topraklar da Rusya’ya verilecek. Rusya da İngiltere ve Fransa’nın Anadolu ve Orta doğudaki yayılma alanlarını kabul edecek. LONDRA ANTLAġMASI: (1915) 1915’te İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapıldı. On iki ada kesin olarak İtalya’nındır. Anadolu işgal edilecek olursa Antalya ve çevresi de İtalya’ya verilecek. Ġtalya Ġttifak grubundan Ġtilaf grubuna geçti. PETROGRAD PROTOKOLÜ: (1916) İngiltere ve Fransa'nın boğazlara ek olarak Doğu Karadeniz kıyıları ile Erzurum, Bitlis ve Van'ı Rusya'ya bıraktıkları antlaşmadır. SYKES - PĠCOT ANTLAġMASI: (1916) İngiliz General Mark Sykes ve Fransız General Picot arasında 1916’da imzalandı. Ayrıca Rusya’dan da onay alınmıştır. Buna göre; Boğazlar ve Doğu Anadolu Rusya’ya, Suriye, Musul, Adana, Mersin, Harput, Kayseri Fransa’ya Irak ve Akka,Hayfa Limanları İngiltere’ye bırakılacak. MAC MAHON ANTLAġMASI: (1916) İngilizlerin Mısır valisi Mac Mahon ve Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır. Buna göre Araplar bulundukları bölgede Türklere karşı ayaklanacak ve Türkleri bölgelerinden çıkaracaklar. Bunun karşılığında Başkenti Hicaz olan büyük bir Arap İmparatorluğu kurulacak, başına da Şerif Hüseyin geçecektir. ST. JEAN DE MAURĠENNE ANTLAġMASI: (1917) Rusya savaştan çekilince İtalya’nın önemi de arttı. İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yapıldı. (1917) Buna göre; İzmir, Aydın ve Konya bölgeleri İtalyanlara verilecektir. BOULFOUR DEKLERASYONU (1917) İngiltere Dış İşleri Bakanı'nın Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vereceklerine yönelik deklarasyonla ABD'deki Yahudi lobisinin desteği alınmak istenmiştir. Not:I. Dünya SavaĢı sırasında yapılan gizli antlaĢmalar, Sovyet Rusya tarafından, BolĢevik Ġhtilali ile beraber, dünya kamuoyuna açıklanmıĢtır. ABD‟nin SAVAġA GĠRMESĠ VE WĠLSON ĠLKELERĠ ABD savaş sırasında tarafsızlığına ilan etmiş olmasına rağmen, İngiltere ve Fransa’ya silah satıyordu. Bu gelişme karşısında Almanya’nın uyarılarına rağmen ABD silah satmaya devam edince Atlas Okyanusu’nda Alman denizatlıları bazı ABD ticaret gemilerini batırdı. Aynı zamanda, Almanya’nın kurmaya çalıştığı Alman-Meksika Ġttifakı‟da ABD’de büyük bir tepkiye yol açmıştı.(Almanya ABD’nin savaşa girmesi durumunda Meksika’nın ABD’ye saldırmasını istiyordu.) Bu iki nedenin ABD’de kamuoyu oluşturmasıyla, Amerikan Kongresi 6 Nisan 1917‟de Almanya‟ya savaĢ ilan etti. ABD’nin savaşa girmesi, aynı zamanda dönemin en büyük ekonomik imkânlarına sahip olan bir devletin savaşa girmesi demekti. Bu da savaşın kaderine çok önemli etkilerde bulunmuştur. ABD,savaşa girdikten bir süre sonra ABD başkanı Woodrov Wilson kendi adıyla anılan ilkeleri yayımladı. İtilaf devletleri de ABD’yi yanlarında tutmak istediklerinden dolayı bu ilkeleri kabul ettiklerini bildirmişlerdir. WĠLSON ĠLKELERĠ(8 Ocak 1918) ABD savaşa girerken, dünya barışını teminat altına almak üzere bazı ilkeleri dünya kamuoyuna duyurdu. 14 maddeden oluĢan Wilson Ġlkeleri‟nin temel ilkeleri Ģunlardır; Her millet, çoğunlukta olduğu topraklar üzerinde kendi bağımsız devletini kuracak (Self Determination). Bu madde sömürgeciliğe ve imparatorluğa karşıdır. Galip devletler mağlup devletlerden savaş tazminatı ve toprak almayacak. Devletlerarası gizli diplomasiye ve silahlanmaya son verilecek. Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) devletlerarası anlaşmazlıklara çözüm bulmak için kurulacak. Almanya Alsace Loren’i Fransa’ya verecek Polonya devleti kurulacak. Belçika’nın egemenlik hakları iade edilecek İtalya sınırları milliyetçi esaslara göre çizilecek Wilson Ġlkeleri‟nin Osmanlı Devleti ile ilgili hükümleri; Osmanlı Devleti sınırları içerisinde, Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerde kesin olarak Türk egemenliği tanınacaktır. Osmanlı Devleti’nin egemenliği altında yaĢayan diğer uluslara da (azınlıklar) kendi geleceklerini belirleme hakkı verilecektir. (Ermeniler bu maddeye dayanarak bağımsızlık mücadelesini hızlandırmışlarıdır.) Boğazlar bütün dünya ticaret gemilerine açık olacak ve bu durum, tüm devletlerin garantisi altında olacaktır. NOT: Ġtilaf devletleri savaĢtan sonra bu ilkelere uymadılar. Sömürgeciliği manda ve himaye yönetimi Ģeklinde devam ettirdiler. ABD kendisine 1823‟te Monroe doktrini denilen bir dış politika belirlemiştir. Buna göre Avrupa kıtasında ki herhangi bir olay ABD’yi ilgilendirmeyecek. ABD hiçbir ittifak ya da anlaşmaya dâhil olmayacak. Dış politikadaki kendisi dışında gerçekleşen Avrupa olaylarına hiçbir zaman müdahil olmayacaktı. I.Dünya savaşındaki durumu Monroe doktrinin geçersiz olduğunu gösterir. ABD başkanı Woodrow Wilson 1917’de bu ilkeleri ilan ederek savaşa resmen girecektir. Amacı dünya siyasetinde etkili olmaktır. BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġINI SONA ERDĠREN ATEġKESLER ABD’nin katılmasıyla güçlenen itilaf devletleri karşısında savaşın kaybedileceğini anlayan Bulgaristan I. Dünya savaşından çekildi (29 Eylül 1918-Selanik AteĢkesi). Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle Müttefikleriyle kara bağlantısı kalmayan ve Alman yardımlarını alamayan Osmanlı Devleti Mondros AteĢkes AntlaĢmasını imzalayarak savaştan çekildi (30 Ekim 1918). 3 Kasım 1918’de de Avusturya-Macaristan, Willaquiste AteĢkesi ile savaştan çekildi. 11 Kasım 1918’de Rethandes AteĢkesi ile Almanya’da yenilgiyi kabul etmiş ve savaştan çekilmiştir. Bu sebeple savaşı hukuki olarak bitirmek üzere Paris’te Paris Barış Konferansı toplandı (18 Ocak 1919). PARĠS BARIġ KONFERANSI (18 Ocak 1919) Konferansa 32 devlet katıldı. Wilson İlkeleri ihlal edilerek şartları çok ağır antlaşmalar imzalandı. İngiltere’nin girişimleriyle Yunanistan’a Anadolu’yu işgal hakkı tanındı. Yunanistan’ın devreye sokulması İtalya’yı rahatsız etti ve itilaf devletleri arasındaki ilk görüş ayrılığı ortaya çıktı. Durumu en çok tartışılan devlet Osmanlı devleti oldu, bu nedenle Osmanlı Devleti ile yapılacak antlaşma daha sonraya bırakıldı. Yapılan antlaşmalar; Almanya ile Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran 1919) Avusturya ile Saint German (Sen Jermen) Antlaşması (10 Eylül 19199 Bulgaristan ile Neuilly (Nöyyi) Antlaşması (27 Kasım 1919) Macaristan ile Trianon (Triyanon) Antlaşması (4 Haziran 1920) Osmanlı Devleti ile Sevres (Sevr) AntlaĢması (10 Ağustos 1920) -VERSAY ANTLAġMASI: I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919'da başlayan Paris Barış Konferansı'nda müzakere edilmiş, 7 Mayıs 1919'da son metin Almanlara deklare edilmiş, 23 Haziran'da Alman Parlamentosu'nca kabul edilmiş ve 28 Haziran'da Paris'in Versay banliyösünde imzalanmıştır. Bu antlaĢma ile; Almanya, mecburi askerliği kaldırıyor, en çok 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak yetkisine sahip oluyordu. Ayrıca, Almanya denizaltı ve uçak da yapamayacaktı. Bütün gemilerini de İtilaf Devletleri'ne teslim edecekti. Almanya, ödeme kabiliyetinin çok üstünde bir tamirat borcu ile de yükümlü tutuluyordu. Almanya, ekonomik ve siyasi bakımdan ağır yükümlülükler altında idi. Birçok Alman da yeni kurulan devletlerin sınırları içinde kalmıştı. Bu durumun doğal bir sonucu olarak azınlık meselesi, Barış Antlaşmasının uygulanması ile ortaya çıkmıştır İçerdiği ağır koşullardan ötürü Versay Antlaşması Almanya'da büyük tepkiye yol açmıştır. Birçok tarihçi Almanya'da 1920'lerde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa, Nazi Partisi'nin iktidara geliĢine ve Ġkinci Dünya SavaĢı'na nihai olarak Versay Antlaşmasının neden olduğu düşüncesindedir. -SEN-JERMEN ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri ile Avusturya arasında imzalanan ve I. Dünya Savaşı'nın ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarının yeniden düzenlenmesini açıklayan antlaşmadır. Bu antlaşmayla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toprakları içindeki Avusturya, Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya'nın bağımsızlığı tanınmaktadır. Yine bu antlaşmaya göre, Bukovina Romanya'ya, Galiçya Polonya'ya, Hırvatistan Yugoslavya'ya, Tirol ve Trieste İtalya'ya bırakılmaktadır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toplaklarının bu antlaşmayla yüzde 85'i dağılmıştır.Ayrıca Versay Antlaşması'ndaki ana fikirlerden biri de bu antlaşmada yer almış, Avusturya ordusu, 30 bin kişi olarak sınırlanmıştır -NÖYYĠ ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri'yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919 tarihinde imzalanmıştır.Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısmını Sırp-HırvatSloven Krallığına, Güney Dobruca'yı Romanya'ya, Gümülcine ve Dedeağaç'ı Yunanistan'a bırakmıştır. Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmü getirmektedir. SAVAġA GENEL BAKIġ: ĠTALYA:Savaş sırasında taraf değiştiren devlet ABD:Savaşın süresini kısaltan devlet ĠNGĠLTERE:Savaştan en karlı çıkan devlet JAPONYA:Savaştan ilk çekilen devlet RUSYA:Rejim değiştiren devlet-resmi olarak ilk çekilen YUNANĠSTAN:İtilaf grubuna ve savaşa en son katılan devlet JAPONYA-ABD: Ekonomisi en fazla gelişen devletler I.DÜNYA SAVAġININ GENEL SONUÇLARI Ġmparatorluklar parçalandı; -Bu İmparatorluklar Osmanlı Devleti, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Rusya’dır. Yeni devletler ortaya çıktı. Bunlar; Polonya: Almanya ve Avusturya’dan da toprak alarak yeniden kuruldu. Yugoslavya: Sırbistan-Karadağ’ın birleşmesiyle ve Bosna-Hersek’in de katılımıyla kuruldu. Çekoslovakya: Avusturya - Macaristan topraklarında kuruldu. Macaristan: Avusturya’dan ayrıldı. Türkiye: Osmanlı’nın yerine kuruldu Suriye, Lübnan ve Irak: Osmanlı’dan ayrıldı. Burada İngiltere ve Fransa Mandası kuruldu. Arabistan: Şerif Hüseyin Osmanlı’dan ayrılarak kurdu. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan. Litvanya, Estonya, Ukrayna, Letonya: Rusya’dan ayrıldılar.(1918) Yeni rejimler ortaya çıktı. -1917’de Rusya’da Lenin’in başlattığı Komünizmi 1924’te Stalin devam ettirdi.(1953’e kadar) -1922’de İtalya’da Benito Mussolini ile FaĢist iktidar başladı -Almanya’da ise Başta Cumhuriyet ilan edildi. 1933 de Hitler (Naziler) Almanya’da Şansölye (Başbakan) oldu. -1936’da İspanya’da FaĢist Franco iktidara geldi. Almanya, Avusturya, Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı için sınır değişikliği, ekonomik yaptırımlar ve askeri yaptırımlar getirildi. Yapılan ağır şartlı antlaşmalar, özellikle Versay, II. Dünya Savaşının çıkmasına sebep olmuştur. Büyük Hanedanlar ortadan kalktı. Rusya’da Romanoflar Avusturya’da Habsburglar Almanya’da Hohenzoller Osmanlı’da Osmanoğulları Bu savaştan en karlı çıkan devlet İngiltere ve Fransa ile ABD’dir. İngiltere ve Fransa dünyanın yarısına egemen oldular. En zararlı çıkan devlet ise Osmanlı Devletidir. Tank, kimyasal silah ve denizaltı ilk olarak I.Dünya savaşında kullanıldı. Sivil Savunma örgütleri kuruldu. Dünya barışını korumak için Milletler Cemiyeti kuruldu. 10 milyon insan hayatını kaybetmiştir Bazı bölgesel Paktlar kuruldu. Bunlar: Kellog, Lokarno, Küçük Antant, Balkan Antantı, Sadabat Paktı gibi paktlardır. -MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI (30 EKĠM 1918) Limni adasının Mondros Limanında İngiliz Amiral Caltrophe ile Bahriye Nazırı Rauf ORBAY arasında imzalanmıştır. Ġmzalayan hükümet ise Ahmet Ġzzet PaĢa Hükümetidir. Osmanlı Devleti’nin Mondros’u Ġmzalama Nedenleri Wilson İlkelerinde yer alan maddelere güvenilmesi İngilizlerin „Biz Türkleri ne pay-i tahtlarından ne de meskun bulundukları Anadolu ve Rumeli topraklarından mahrum bırakmak için savaĢıyoruz’ açıklamasına güvenilmiş olması Osmanlı Devleti‟nin lojistik açıdan tükenmiş durumda bulunması Bulgaristan‟ın savaştan çekilmesiyle Almanya ile kara bağlantısının kalmaması Maddeleri: 1- Ġtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düĢürecek bir durum karĢısında gerekli gördükleri herhangi bir yeri iĢgal edebileceklerdir (7. madde olup en tehlikeli maddedir). 2- Vilayet-i Sitte’de de (Erzurum,Elazığ(Harput),Diyarbakır,Sivas,Bitlis,Van) herhangi bir karışıklık çıkarsa itilaf devletleri burayı da işgal edebilirler.(24.Madde) 3- Boğazlar İtilaflara teslim edilecektir. 4- Tüm haberleşme istasyonları İtilaflara teslim edilecektir. 5- Tüm liman, Tersaneler ve Demiryolları İtilaflara teslim edilecek. 6- Tüm kömür yatakları ve Akaryakıt benzeri maddeler itilafların emrine bırakılacak. 7- Sınır güvenliği ve iç güvenlik için gerekli birlikler dışındaki tüm Osmanlı orduları terhis edilecek 8- Yemen-Hicaz, Suriye, Irak, Filistin ve Trablusgarp‟taki tüm birlikler en yakın İtilaf kumandanlıklarına teslim olacaklar. 9- Bütün itilaf esirleri serbest bırakılacak. Fakat itilafların elindeki Türk esirler serbest bırakılmayacak. 10- İran ve Kafkasya‟daki Osmanlı birlikleri derhal savaş öncesi sınırlarına çekileceklerdir. (Bu maddenin amacı, bu sırada Bakü‟ye kadar ilerlemiş olan Enver Paşa‟nın İslam Ordusunu durdurmaktı.) AteĢkes Ġle Ġlgili Açıklamalar: 7. Madde tüm Anadolu‟yu işgale açık hale getirmiştir. 24. Madde Doğu Anadolu‟da bir Ermeni devleti kurmayı amaçlamaktadır. 3. maddenin uygulanması Ġstanbul Hükümetinin fiilen bitiĢi demek olacaktır. 4, 5,7. ve 8. madde ile Mondros‟tan sonra başlayacak işgaller karşısında oluşabilecek direniş yok edilmeye çalışılmıştır. Mustafa Kemal Yıldırım Ordularını teslim etmemek için orduyu Suriye‟den tamamen çıkarıp Anadolu‟ya sokmuştur. Türk halkı Mondros‟tan sonra başlayan işgallere karĢı ilk etapta cemiyetler kuracak, daha sonra da Kuvay-ı Milliye ile silahlı direniĢe geçecektir. Mondros imzalandığı sırada işgal edilmemiş olan topraklar ve Türk Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu topraklar asli Türk Yurdu yani Misak-ı Milli sınırları sayılmıştır. M. Kemal bu sırada Halep‟in kuzeybatısındaki VII. Ordu‟nun komutanıdır. Ateşkes imzalandıktan sonra L. Von Sanders Yıldırım Orduları Grup komutanlığından ayrılınca yerine Mustafa Kemal Gelecektir -BU GELĠġEMELER ESNASINDA OSMANLI YÖNETĠMĠ Mondros‟un imzalanmasından hemen sonra İttihat ve Terakki‟nin önde gelen isimlerinden Talat, Enver ve Cemal Paşalar yurt dışına kaçtı.(1 Kasım 1918)Ardından Türk Harp Suçluları Tahkık Komisyonu kuruldu. Bu konuda Padişahla görüş ayrılığına düşen Ahmet Ġzzet PaĢa Hükümeti istifa etti.(9 Kasım 1918) 11 kasım 1918‟de Tevfık PaĢa hükümeti kurdu. İngilizlerin baskısıyla 21 Aralık 1918‟de Mebusan Meclisi Padişah tarafından kapatıldı.İngiliz baskısına çok fazla dayanamayan Tevfık Paşa Hükümeti 3 Mart 1919‟da istifa etti.4 Mart 1919‟da ise DAMAT FERĠT PAġA Hükümeti kurdu. 1.Kamil Paşa 2.Hüseyin Hilmi 3.Tevfik Paşa 4.Hüseyin Hilmi 5.Hakkı Paşa 6.Sait Paşa 7.Ahmet Muhtar 8.Kamil Paşa 9.Mahmut Şevket 10.Sait Halim 11.Talat Paşa 12.Ahmet İzzet 13.A.Tevfik Paşa 14.Damat Ferit 15.Ali Rıza Paşa 16.Salih Paşa 17.Damat Ferit 18.Ahmet Tevfik 8 Ağustos 1908 14 Şubat 1909 14 Nisan 1909 5 Mayıs 1909 12 Ocak 1910 3 Ekim 1911 21 Tem 1912 30 Ekim 1912 24 Ocak 1913 11 Haziran1913 21 Şubat 1917 14 Ekim 1918 11 Kasım 1918 4 Mart 1919 2 Ekim 1919 8 Mart 1920 5 Nisan 1920 21 Ekim 1920 MONDROS’TAN SONRA OSMANLI TOPRAKLARINDA YAġANAN ĠġGALLER Ġlk iĢgal edilen yer Musul’dur. (3 Kasım 1918- İngilizler) İngilizler daha sonra Maraş, Antep, Urfa, Samsun, Merzifon, Bilecik, Çanakkale, Kars ve Ardahan‟ı işgal ettiler. İngilizler Antep, Urfa, Maraş Bölgesini Suriye Ġtilafnamesi ile Fransa mandasına bıraktılar. 4–5 Kasım 1918‟de bu sefer Fransızlar Adana, Mersin, Hatay, İskenderun‟u işgal ettiler. İşgallere karşı ilk direnişi Hatay-Dörtyol‟da gösterilmiştir. 6–7 Kasım 1918‟de İtalyanlar Antalya ve Konya çevresini işgal ettiler. 13 Kasım 1918’de Ġtilaf Donanması Ġstanbul’u fiilen iĢgal etti. Bu sırada İstanbul‟a gelen M. Kemal İtilaf Devletleri Donanması için “Geldikleri gibi giderler” demiştir. 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar Ġzmir’i iĢgal ettiler. Yunanlılara ilk kurşunu İnsan Hakları (Hukuk-u Beşer) Gazetesi yazarı Hasan Tahsin (Osman Recep Nevres) atmıştır. Kuvay-ı Milliye ilk olarak İzmir‟in işgali üzerine Batı Anadolu‟da ortaya çıkacaktır. ULUSLARARASI HEYETLER VE RAPORLARI 1- Amiral Bristol Raporu(11 Ekim 1919) İzmir‟in işgali üzerine Dünya kamuoyunda büyük tepkiler yaşanacak. Bunun üzerine Paris‟te bulunan büyük devletlerin temsilcilerinden oluşan Yüksek Komiserlik Makamı ABD’li Amiral Bristol başkanlığında, İngiliz General Hare, Fransız General Bunoust ve İtalyan General Dall Olio‟dan oluşan bir heyeti Batı Anadolu‟ya gönderdi. Komisyon yaptığı incelemeler sonucunda Ege bölgesindeki karışıkların ve çatışmaların sebebinin Türkler değil Yunanlılar olduğunu bildirdi. “Ege bölgesinde nüfus çoğunluğu dahi Türklerden oluşmaktadır. Yunan ordularının yaptığı işgal yanlıştır” diyerek Türk Kurtuluş Savaşına destek veren uluslar arası bir belge olmuştur NOT:Amiral Bristol Raporu,Milli Mücadele’nin haklılığını ortaya koyan ilk uluslar arası belgedir. 2- General Harbourd Raporu (24 Eylül 1919) ABD‟li General Harbourd başkanlığındaki heyet Türkiye‟de manda idaresi ve Ermeni meselesi ile ilgili bir rapor hazırlamak üzere Anadolu‟ya geldi. Anadolu ve Kafkasya‟da bir aydan fazla araştırma yapan heyet Doğu Anadolu‟daki Ermenileri tamamıyla haksız bulmuş ve Doğu Anadolu‟da nüfus çoğunluğunun da Türklere ait olduğunu belirtmiştir .Bu rapor Doğu Anadolu Türk varlığını uluslar arası alanda destekleyen bir belgedir.Bu raporda şunlara yer verilmiştir: -Ermenilerle ilgili ortaya atılan katledikleri idiası doğru değildir. -Anadolu,kaynakları yönüyle ABD‟nin ihtiyaçlarını karşılayabilecek zenginlikte değildir. -Anadolu‟da mücadele verenler,yaptıkları iş konusunda kesin kararlıdırlar. 3- Milne Raporu ve Milne Hattı (3 KASIM 1919) Batı Anadolu‟da başlayan Yunan işgali üzerine Kuvay-ı Milliye direnişe geçecek ve bu durum karşısında kendi ilerleyişlerini durdurmaya çalışan Kuvay-ı Milliye‟den korunmak için İtilaf Devletleri Yüksek Komiserliği‟ne müracaat edeceklerdir. İtilaflar bu amaçla General Milne’yi görevlendirdiler. Milne Ayvalık‟ın kuzeyinden başlayarak doğudaki Akmaz Dağına ve oradan güneye dönerek Umurlu‟ya kadar uzanan ve Selçuk hizasından Ege Denizine uzanan bir hat çizmiş ve Kuvay-ı Milliye‟nin bu hattı geçemeyeceğini İstanbul Hükümetine bildirmiştir. Fakat Kuvay-ı Milliye bu Milne Hattına uymamıştır. Bu hattın kurulma amacı Yunan birliklerinin güvenliğini sağlamaktan baĢka bir Ģey değildir. CEMĠYETLER YARARLI(MĠLLĠ CEMĠYETLER) -Trakya Paşaeli Cemiyeti -İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti -İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti -Tarbzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti -Kars İslam Şurası -Doğu Anad. Müdafaa-i Hukuk Cem. -Kilikyalılar Cemiyeti -Vahdet-i Milliye Cemiyeti -Miili Müdafaa Cemiyeti -Milli Karakol Cemiyeti -Anadolu Kadınları Müdafaa-i Hukuk -Menteşeliler Cemiyeti -Milli Kongre Cemiyeti ZARARLI AZINLIKLARIN KURDUĞU MĠLLĠ VARLIĞA DÜġMAN -Pontus Rum -İngiliz Muhipler Cemiyeti -Mavr-i Mira Cemiyeti -Wilson İlkeleri Cemiyeti -Etnik-i Eterya Cemiyeti -Kürt Teali Cemiyeti -Musevi (Makabi-Alyans İsralit) -Teali İslam Cemiyeti -Hınçak ve Taşnak Sutyun -Sulh ve Selameti Osmaniye Cem. -Ermeni İntikam Alayları -Nigahban Cemiyeti -Hürriyet ve İtilaf Fırkası YARARLI(MĠLLĠ) CEMĠYETLER -TRAKYA PAġAELĠ CEMĠYETĠ:2 Kasım 1918‟de I.Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey‟in yardımları ile kuruldu.Merkezi Edirne olan bu cemiyetin amacı Doğu Trakya bölgesinin Yunanlılara verilmesini önlemek ve Mavri Mira Cemiyeti‟nin bölücü faaliyetlerini önlemektir.Bölgenin tarih,ırk,kültür bakımından Türk olduğunu kanıtlamak için yayınlar çıkarmıştır.Yeni Edirne ve Ahali gazetelerinde görüşlerini yayınlamışlardır.9-13 Mayıs 1919 tarihlerinde Edirne ve daha sonra Lüleburgaz kongrelerini toplamışlardır.Mondros’tan sonra kurulan ilk milli cemiyettir.Osmanlı Devleti’nin yıkılması durumunda Batı Tarkya ile birleĢerek bir Trakya devletide kurmayı amaçlamıĢtır. -ĠZMĠR MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:1 Aralık 1918‟de 17.Kolordu Komutanı Nurettin Paşa‟nın desteği ile İzmirli vatanseverler tarafından kurulmuştur. Amacı ;İzmir‟in Türklere ait olduğunu ilmi ve ikna edici yöntemlerle insanlığa kabul ettirmekti.Batı Anadlu‟yu savunan bu cemiyet Balıkesir ve AlaĢehir Kongrelerinden sonra İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti adını almıştır. -ĠZMĠR REDD-Ġ ĠLHAK CEMĠYETĠ: İzmir‟in işgalini önlemek ve buranın Türklere ait olduğunu dünyaya duyurmak için kurulmuştur.Balıkesir ve AlaĢehir Kongrelerinin toplanmasında etkili olmuştur. -TRABZON MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:12 Şubat 1919‟da Trabzon merkezli kurulan bu cemiyetin amacı Karadeniz‟de Pontus Rum Devleti‟nin kurulmasını önlemeye çalışmaktır. -KARS ĠSLAM ġURASI: Merkezi Kars‟tır. Ermenilere karşı kurulmuştur. -KĠLĠKYALILAR CEMĠYETĠ:1918‟de İstanbul‟da kuruldu. Daha sonra merkezini Adana‟ya taşımıştır. Amacı;Çukurova bölgesinin Fransızlar ve Ermeniler tarafından işgalini önlemektir.Pozantı‟da Çukurova için bir kongre toplandı. -DOĞU ANADOLU MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:4 Aralık 1918‟de İstanbul‟da kurulan bu cemiyet daha sonra merkezini Erzurum‟a taşımıştır. Cemiyetin amacı Doğu Anadolu‟da bir Ermeni Devleti‟nin kurulmasını önlemekti. Bu amaçla; Doğu illerinden göç edilmesini ve bölgede Türk nüfusunun azalmasını önlemeye çalıştı Ekonomi, bilim ve tarihsel alanda örgütlenerek Doğu Anadolu‟nun Türk vatanı olduğunu basın yayın yoluyla dünyaya duyurmaya çalışmıştır. Erzurum Kongresi’nin toplanmasında etkin rol oynamıştır. Haklarını duyurmak amacıyla LEPAYS(VATAN) adında Fransızca gazete çıkarmışlardır. VAHDET-Ġ MĠLLĠYE CEMĠYETĠ: Milli Cemiyetleri birleştirmeyi amaçlamıştır. MĠLLĠ MÜDAFAA CEMĠYETĠ: Anadolu halkına silah temin etmeye çalışmıştır. MĠLLĠ KARAKOL CEMĠYETĠ: İstanbul‟dan Anadolu silah ve insan sevkiyatı yapmıştır. ANADOLU KADINLARI MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:5 Kasım 1919‟da Sivas‟ta M.Kemal‟in isteğiyle kurulmuştur. MENTEġELĠLER CEMĠYETĠ: Muğla‟da kurulan bu cemiyet Milli mücadeleyi desteklemiştir. MĠLLĠ KONGRE CEMĠYETĠ:1918‟de İstanbul‟da kuruldu. Çeşitli parti, dernek, fakülte ocak ve hayır kurumlarından kimselerin bir araya gelmesi ile ortay çıkmıştır. Diğer cemiyetlerden farklı bir özelliğe sahiptir.Milli Mücadeleye bir bütün olarak bakmıĢ ve ulusal kurtuluĢu amaçlamıĢtır.Milli Mücadelenin haklılığını dünyaya duyurmak için basın-yayın yolunu kullanmıştır.Arapça,Fransızca ve İngilizce yayınlar hazırlamıştır.Kuvay-i Milliye sözü ilk kez bu cemiyetin kurucularından olan Dr. Esat Işık tarafından kullanılmıştır. YARARLI CEMĠTLERĠN ÖZELLĠKLERĠ -Bir ihtiyaç ve zorunluluk sonucu ortaya çıkmıştır. Bölgesel olarak kurulmuşlardır. -Genel olarak Müdafaa-i Hukuk (Hakları Savunma) Cemiyeti adını almışlardır. -Sivas Kongresi’nden sonra daha da güçlenmişlerdir. Anadolu ve Rumeli’de kurulan bu cemiyetler Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleĢmiĢlerdir. -Kaynakları Türk milliyetçiliğidir. -Hem azınlıklara hem de işgallere karşı mücadele etmişlerdir. AZINLIKLARIN KURDUĞU CEMĠYETLER PONTUS RUM CEMĠYETĠ:Merkezi Trabzon‟dur.Pontus Rum İmp. Yeniden kurmayı amaçlamıştır. İstanbul‟da bulunan Rum Patrikhanesi bu cemiyetin merkezidir. MAVRĠ MĠRA (KARA GÜN) CEMĠYETĠ:1919 sonlarında Fener Rum Patrikhanesi tarafından kurulan bir cemiyettir.Bizans İmparatorluğu‟nu yeniden canlandırma amacına sahiptir.(MEGOLA İDEA) Doğrudan Yunanistan‟dan yönlendirilmiştir.Azınlıkların kurduğu cemiyetler içerisinde en geniş kapsamlı faaliyet gösteren cemiyettir.Bu cemiyetin alt birimleri arasında;Yunan Kızılhaçı,Yunan Göçmenler Komisyonu,Rum İzci Kolları,Fener Rum Patrikhanesi,Yunan ve Trakya Komiteleri,Kardos Cemiyeti. ETNĠK-Ġ ETERYA (BÜYÜK MĠLLET CEMĠYETĠ):Kökü Yunanistan‟ın bağımsızlığına kadar gider. Rumlar tarafından kurulan ilk cemiyettir. Amacı Pontus Rum Cemiyeti kurmaktır. MUSEVĠ (ALYANS) CEMĠYETĠ: İstanbul Yahudileri tarafından Gençlik Teşkilatı adıyla kurulan bu cemiyet Makabi Yahudi Cemiyeti‟ne güç kattı. Fırsat bulduğunda İsrail birliğini kuracaktı. HINÇAK CEMĠYETĠ: Ermeni Patriği Zevan Efendi öncülüğünde Cenevre‟de kuruldu.1918‟den itibaren Doğu Anadolu‟da çalışmalara başladı.Pontusçularla beraber hareket ettiği durumlarda oldu. TAġNAK CEMĠYETĠ:1890‟DA Tiflis‟te kuruldu. İstanbul, İzmir ve Halep‟te şubeler açtı.Amaçları Çukurova‟da Vilayet-i Sitteyi içine alan bir Ermeni devleti kurmaktı. MĠLLĠ VARLIĞA DÜġMAN CEMĠYETLER ĠNGĠLĠZ MUHĠPLERĠ CEMĠYETĠ:1919‟da Said Molla tarafından İstanbul‟da kuruldu. Amacı İngiliz mandasına girmekti.Bu cemiyetin üyeleri İngilizleri „seçkin millet‟ olarak görüyor ve İngilizlerle olan dostluğun güçlendirilmesini istiyordu. WĠLSON PRENSĠPLERĠ CEMĠYETĠ:Halide Edip Adıvar,Refik Halit ve Celalettin Muhtar‟ın d aralarında bulunduğu aydın bir grup tarafından kurulmuştur.Ülkenin kurtuluşunu ABD mandasına girmekte görmüşlerdir. KÜRT TEALĠ CEMĠYETĠ:Wilson İlkelerinden yararlanarak İngilizlerin himayesinde Erzurum,Diyarbakır,VAN,Bitlis ve Elazığ illerini kapsayan bir Kürt devleti kurma amacına sahipti TEALĠ ĠSLAM CEMĠYETĠ:İstanbul‟da kurumuştur.Kurtuluşun Padişaha ve Halifeye bağlanmakla olacağını savunlar tarafından kurulmuştur. SULH VE SELAMET-Ġ OSMANĠYE CEMĠYETĠ: İngilizlerce desteklene bu cemiyet kurtuluşu Padişaha bağlanmakta görmüştür. NĠGAHBAN CEMĠYETĠ: Emekli Subaylar tarafından kurulmuştur. Milli Mücadeleye karşı çıkan ayaklanmaları desteklemişlerdir. HÜRRĠYET VE ĠTĠLAF FIRKASI:1911de İttihat ve Terakki Cemiyeti‟ne karşı kuruldu. Mondros Ateşkesinden sonra ön plana çıktı. Milli mücadeleye zara vermek için çok çaba gösterdi. Manda fikrini savunmuşlardır. ALEMDAR ve PEYAM-I SABAH gazetelerinde görüşlerini yayınlamışlardır. KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ KRONOLOJİSİ 19 Mayıs 22 Mayıs 25 Mayıs 28 Mayıs 22 Haziran 7/8Temmuz 23 Tem-5 Ağ 26/30Temmuz 16/25Ağustos 4/11 Eylül 30 Eylül 02 Ekim 20/22Ekim 27 Aralık 12 Ocak 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1919 1920 28 Ocak 16 Mart 1920 1920 M.Kemal’in Samsun’a çıkışı Samsun Raporu M.Kemal’in Havza’ya geçişi Havza Genelgesi Amasya Genelgesi M.Kemal’in askerlik görevinden istifası Erzurum Kongresi Balıkesir Kongresi Alaşehir Kongresi Sivas Kongresi Damat Ferit Hükümeti’nin istifası Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin Kurulması Amasya Görüşmesi(Protokolü) Temsil Heyeti’nin Ankara’ya gelmesi Son Osmanlı Mebusan Meclisinin toplanması Misak-ı Milli’nin ilanı İstanbul’un resmen işgali MĠLLĠ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMĠ (19 Mayıs 1919) Milli Mücadele; I. Dünya SavaĢı'ndan yenik çıkan Osmanlı Ġmparatorluğu'nun Ġtilaf Devletleri'nce iĢgali sonucunda Misak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için giriĢilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadele. 1919-1922 yılları arasında gerçekleĢmiĢ ve 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan AntlaĢması ile resmen sona ermiĢtir. Milli Mücadele‟de dört belirgin dönem; 1. I. Dünya SavaĢı sonrası dönemi: Mondros Mütarekesi'nin yürürlüğe girdiği 30 Ekim 1918'den, Mustafa Kemal PaĢa'nın 9. Ordu müfettiĢi olarak Anadolu'ya yola çıktığı 19 Mayıs 1919'a kadardır 2. Halkı Bilinçlendirme ve Örgütlenme dönemi: Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkıĢından, Ankara'daki Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı 23 Nisan 1920'ye kadardır. 3. Hâkimiyetin sağlanması dönemi: 23 Nisan 1920'den, Mudanya AteĢkesi‟nin imzalandığı Ekim 1922‟ye kadardır. 4. BarıĢın sağlanması dönemi: Ekim1922'den, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923'e kadardır. SAMSUN‟A ÇIKIġ M.Kemal, Mondros Mütarekesinden sonra 13 Kasım 1918‟de Ġstanbul‟a gelmiĢtir. O gün deniz ortasında demirlenmiĢ düĢman donanmasını gördüğü zaman yaveri Cevat Abbas‟a „Geldikleri gibi giderler „ demiĢtir. Ġstanbul‟da çeĢitli görüĢmeler yapan M.Kemal PaĢa kurtuluĢun halkın kendisine gitmek, Anadolu‟da halkı teĢkilatlandırmak ve milli mücadeleyi baĢlatmakta olduğunu düĢünmüĢtür.Ancak bunun için kendisine olumlu bir fırsatın gelmesi gerekiyordu. Aynı günlerde ülkenin kurtuluĢu için ortay atılan diğer fikirler Ģunlardır: -bölgesel direniĢle kurtulma, -Ġngiliz mandası altına girme, -ABD mandası altına girme, -PadiĢah ve halife ile devam etme Bu dönemde tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Samsun'da da iĢgalciler ile Türk halkı arasında silahlı çatıĢmalara yaĢanmaya baĢlamıĢtı. Bunun üzerine Ġngiliz Yüksek Mütareke Komisyonu imzasıyla Ġtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetine bir nota vermiĢ ve bölgedeki karıĢıklıkların giderilmesini istemiĢ aksi halde Mondros AteĢkes AnlaĢması'nın 7. maddesinin gerekçe gösterilerek bölgenin iĢgal edileceğini beyan etmiĢtir. Dönemin Harbiye Nazırlığı ile Sadrazam Damat Ferid PaĢa karıĢıklıkların giderilmesi görevi için Mustafa Kemal'i uygun görmüĢtür.(M.Kemal ismini öneren Dahiliye Nazırı Vekili Mehmet Ali Bey‟di.Damat Ferit PaĢa biraz düĢündükten sonra kara verdi) Kendisine bu görev Harbiye Nazırlığı tarafından bildirilmiĢ ve görev Mustafa Kemal tarafından kabul edilmiĢtir. Kendisine 9. Ordu MüfettiĢliği verilmiĢ(15 Haziran 1919‟da 3.Ordu adını almıĢtır), görev yetkilerinin bulunduğu ferman imzalanmıĢtır. Ayrıca Mustafa Kemal bu fermanda bulunan bazı açıklamaları bizzat kendisi yazmıĢtır. Müfettişlik görev ve yetkilerinin yer aldığı fermanın görevleri içeren maddeleri kısaca şu şekildedir: Bölgede düzenin kurulması, yerleĢtirilmesi ve olayların sebebinin araĢtırılması. Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına yerleĢtirilerek korunması. Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniĢ topluluklarının dağıtılması. Ayrıca fermanda Mustafa Kemal'in 3. ve 4. kolordular ile Diyarbakır, Bitlis, Elazığ, Ankara ve Kastamonu illerinin kolordu komutanlarına doğrudan emir verebileceği yetki açıklamaları arasında yer almaktadır. Bu ferman ile 9. Ordu MüfettiĢi Mustafa Kemal, Anadolu coğrafyasının tüm doğu kısmına emir verebilecek rütbeye eriĢmiĢtir. M. Kemal‟in Samsun‟a çıkıĢı milli mücadelenin ilk adımıdır. Aynı zamanda NUTUK‟un ilk cümlesi “19 Mayıs 1919‟da Samsun‟a çıktım” cümlesidir. Nutuk 1919–1927 yılları arasını kapsar ve en çok da 1919–20 yıllarından bahseder. Nutuk 1927 yılında CHP parti kongresinde okunmuĢtur. MüfettiĢlik görevini kendisini Ġstanbul'dan uzaklaĢtırmak için verilmiĢ bir görev olarak düĢünen Mustafa Kemal kaleme aldığı NUTUK adlı eserinin 1. bölüm, Benim Kararım adlı kısmında görevi kabul ediĢinin ardındaki düĢüncelerini Ģu Ģekilde kaleme almıĢtır. “ Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey değildi. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamını yitirmiş birtakım anlamsız sözlerdi. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu? Öyleyse sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi? Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. „ 15 Mayıs 1919 tarihinde kendisi için hazırlanan ve onu Samsun'a götürecek olan Bandırma Vapuru'nun kaptanı Ġsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi almıĢ ve ertesi gün (16 Mayıs 1919) öğle üzeri hareket edeceklerini bildirmiĢtir. Yolculuk günü vapur, Sirkeci Garı açıklarında Ġngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutulmuĢ ve Mustafa Kemal, BeĢiktaĢ Ġskelesi'nden motor ile Kız Kulesi açıklarında vapura binmiĢtir. Vapur hareket etmeden önce Rauf Bey Mustafa Kemal'e "yola çıkmamasını, işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve vapurun batırılacağını" haber aldığını belirtmiĢ fakat o, yolculuğun plânlandığı gibi süreceğini söylemiĢtir. Vapur Mustafa Kemal hariç 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri Ġstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkmıĢtır. Rauf Bey'in belirttiği Ġngiliz gemisi, Bandırma Vapuru'nu izlemeye baĢlamıĢ ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini kaybetmiĢtir. Mustafa Kemal, Ġsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düĢman saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiĢtir Sert havada, dalgalı bir denizde yol alan gemi 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında Ġnebolu Limanı'na girmiĢ,18 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaĢmıĢtır Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile kıyıya çıkmıĢ ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiĢtir. Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıĢtır ĠZMĠR‟ĠN ĠġGALĠ: I. Dünya SavaĢı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barıĢ konferansının kararıyla Ġzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan tarafından iĢgali. 9 Eylül 1922'de Türk Ordusunun kente girmesiyle iĢgal sona ermiĢtir. ĠĢgalin en büyük gerekçesi; hazırlanan sahte raporlarla bölgedeki Rum sayısının Türk sayısından fazla olduğudur ve bu bölgenin Yunanlara verilmesinin kararlaĢtırılmasıdır. ABD baĢkanı Wilson buna önce karĢı çıksa da sonradan daha yumuĢak bir tavır göstermiĢtir. Ġzmir iĢgalinde, iĢgal güçlerine ilk somut tepkiyi Hukuk-u BeĢer gazetesi baĢyazarı Hasan Tahsin gösterdi ve Yunanlılara ilk kurĢunu sıktı. Ülkenin birçok yerinde iĢgali kınayan mitingler düzenlendi. ĠĢgali kınayan ilk toplantı Darülfunun Konferans Salonunda yapıldı.19 Mayıs‟ta Fatih,22-23 Mayıs‟ta Türk kadınları tarafından Kadıköy ve Sultanahmet mitingleri yapıldı. SAMSUN RAPORU(20-22 MAYIS 1919) M.Kemal bu raporda; Karadeniz‟deki Pontusçu faaliyetlerden bahsettikten sonra bölgedeki karıĢıklıkların asıl sebebinin Türkler değil bölgedeki Pontusçu Rumlar ve onların destekçisi olan iĢgalci Ġngilizler olduğunu Ġstanbul‟a bildirmiĢtir. HAVZA GENELGESĠ(28-29 MAYIS 1919) Havza‟da Ġzmir‟in iĢgalini protesto eden telgraflar çekildi. KurtuluĢ savaĢında iĢgallere ilk tepkidir. M. Kemal‟in iĢgallere, itilaflar ve Mondros AteĢkesine resmen ve açıkça ilk defa karĢı çıktığı geliĢmedir. Ġçeriği: Her tarafta iĢgalleri proteste için mitingler yapılmasını ve Ġstanbul Hükümeti ve Ġitilaf Devletleri‟ni iĢgalleri kınayan telgraflar çekilmesi istendi. Milli teĢkilatların halkı bilinçlendirmek için köylere kadar yayılması istendi. ĠĢgallere karĢı yapılan gösterilerde azınlıklara karĢı saldırgan tutumlar izlenilmemesi istendi Havza Genelgesi kısa sürede etkisini hissettirdi ve yurdun çeĢitli yerlerinde mitingler düzenlendi. Bu durum Ġngilizleri kızdırdı ve M.Kemal‟in geri çağrılmasını istediler. Ġstanbul Hükümeti Havza Genelgesi‟nden sonra M.Kemal‟i Harbiye Nazırlığı aracılığıyla ilk kez geri çağırdılar. Ancak M.Kemal bu çağrıya uymadı.12 Haziran 1919‟da Amasya‟ya geçti. AMASYA GENELGESĠ (22 HAZĠRAN 1919) Maddeleri; 1- Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir. Bu madde milli mücadelenin en önemli gerekçesidir. 2- Ġstanbul Hükümeti üzerine düĢen sorumluluğu yerine getirememekte, iĢgallere seyirci kalmakta ve bu durum da milletimiz yok saymaktadır. Ġlk defa resmen ve açıkça ilk kez Ġstanbul Hükümetine karĢı çıkılmaktadır. Bu madde aynı zamanda ikinci gerekçedir 3- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milli mücadelenin yöntemidir. Bu maddeden; Ġlerde yönetim Ģeklinin değiĢeceği yorumu çıkmakla birlikte genelgeye ihtilal beyannamesi özelliği kazandırmıĢtır. Ayrıca bu madde Milli Mücadelenin evrensel yönünü de gösterir. 4- Milleti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak ve sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul gereklidir. Burada kast edilen Milli Kurul gelecekte TEMSĠL KURULU ve ondan sonra TBMM olacaktır. 5- Anadolu‟nun güvenli bir bölgesi olan Sivas‟ta Milli bir kongre toplanmalı, bu kongreye her livadan halkın güvenini kazanmıĢ 3‟er delege katılmalı ve bu durum milli bir sır gibi saklanmalıdır. Bu maddeden amaçlanan milli mücadeleyi kiĢisel bir mücadele olmaktan çıkarıp halka mal etmek böylece katılımları arttırmaktır. 6- Sivas‟a gelecek delegeler Müdafaa-i Hukuk ,Redd-i Ġlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir. 7- Doğu illeri adına Erzurum‟a gidecek olan delegeler kongreden sonra dağılmadan derhal Sivas‟a gelecekler. 8- Asker ve sivil yöneticiler görev yerlerini terk etmeyecek ve ordular kesinlikle dağıtılmayacaktır. Silah ve Cephane elden çıkarılmayacak.(Bu madde 7 Temmuz‟da Erzurum‟da eklenmiĢtir.)(Ali Fuat Cebesoy sonradan eklenen bu maddeye Mukaddes Ġttifak ismini vermiĢtir) AMASYA GENELGESĠ‟NĠN ÖZELLĠKLERĠ; Bu genelgeye M. Kemal PaĢa, Albay Refet Bele, Albay Rauf Orbay, XX. Kolordu Komutanı Ali Fuat PaĢa, Konya‟da bulunan II. Ordu müfettiĢi Cemal PaĢa (telgrafla), Erzurum‟da bulunan XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir PaĢa (telgrafla) imza koymuĢlardır. Bunun üzerine Ġstanbul Hükümeti hem II. Ordu müfettiĢi Mersinli Cemal PaĢa‟yı (Konya‟da), hem de III. Ordu MüfettiĢi M. Kemal PaĢayı ĠçiĢleri Bakanı Ali Kemal aracılığıyla Ġstanbul‟a tekrar geri çağırdı (2 Temmuz). Mersinli Cemal PaĢa bu karara uymasına rağmen M. Kemal bu karara uymamıĢtır.26 Haziran‟da Tokat‟a,27 Haziran‟da Sivas‟a geçen M. Kemal 8–9 Temmuz gecesi görevinden alındığı mesajını alınca aynı gece kendisi de hem görevinden hem de askerlik mesleğinden istifa ettiğini bildirecektir. M. Kemal istifa ettikten sonra “Artık İstanbul Anadolu‟ya hâkim değil, tâbi olmak zorundadır” demiştir. AMASYA GENELGESĠ‟NĠN ÖNEMĠ: Ulusal egemenliğe dayalı yeni bir yönetim kurulması yolunda ilk adımdır. KurtuluĢ SavaĢı‟nın amacı, gerekçesi ve yöntemi ilk kez bu genelgede yer alır. KurtuluĢ savaĢı resmen baĢlamıĢtır. Bu genelge bir ihtilal beyannamesidir. ERZURUM KONGRESĠ(23 Temmuz-7 Ağustos 1919) 3 Temmuz‟da Erzurum‟a gelen Mustafa Kemal,7-8 Temmuz‟da aldığı geri dön çağrısına yine red cevabı verince görevinden alındığı kendisine bildirilmiĢtir. Bunun üzerine M.Kemal hem ordu müfettiĢliği görevinden ve hem de askerlik mesleğinden istifa etmiĢtir. -Kongreyi Toplayanlar: ġark Ġlleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti. -Kongrenin Toplanma Amacı: Doğu Anadolu‟daki Ermeni ve Doğu Karadeniz‟deki Pontus faaliyetlerine karĢı önlem almaktır. -Kongreye Katılan Ġller: Erzurum, Bitlis, Sivas, Van. (Elazığ, Diyarbakır ve Mardin delegeleri valilerin engellemesiyle kongreye katılamamıĢtır) -Kongredeki üye sayısı:54 Kongreyi geçici baĢkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmıĢ; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal PaĢa kongre baĢkanlığına getirilmiĢtir. Kongre aslında 10 Temmuz'da baĢlaması öngörüldü. Fakat delegelerin bir bölümünün gelememesinden ötürü 23 Temmuz'a ertelendi. Erzurum Kongresi ToplanıĢ ġekli Bakımından: BÖLGESEL Alınan Kararlar Bakımından: ULUSAL Kongre kararları: 1) Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. Ulusal sınırlardan ilk defa bahsedilmiĢtir. Misak-ı Millinin temeli atılmıĢtır 2) Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı, saltanat ve hilafetin korunması için Kuvay-ı Milliyeyi amil ve irade-i milliyeyi hâkim kılmak esastır: Buradaki saltanatın ve hilafetin korunmasının ulusal egemenlikle çeliĢtiği görülmektedir. Bunun sebebi ortamın henüz böyle bir değiĢikliğe hazır olmayıĢıdır. Bu madde aynı zamanda “esastır” kelimesi ile ulusal egemenliği kesinleĢtirmektedir. 3) Hıristiyan halka siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez. Her türlü ayrıcalığa karĢı çıkılmıĢtır. 4) Ülkemizi istilâ emeli taĢımayan her devletin fenni, sanayi yardımı kabul edilecektir. 5) Manda ve Himaye kabul olunamaz. Kastedilen manda ABD mandasıdır ve ilk defa açıkça reddedilmiĢtir. 6) Mevcut merkezi hükümet vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümetin üyeleri milli kongre toplanmamıĢsa,seçimleri Temsilciler Kurulu yapacaktır. Ġlk defa yeni bir hükümetten bahsedilmektedir. tarafından seçilecektir.Kongre Bu karar ihtilalcı özellik taĢımaktadır. 7) Milli meclis derhal toplanmalı ve ülke yönetimine el koymalıdır. Osmanlı Mebusan Meclisinin toplanması istenmiĢtir. 8) Doğu illerindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri “ġark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleĢtirildi. 9) Sivas kongresinde Doğu Anadolu Bölgesini temsil edecek olan 9 kiĢilik Temsil Heyeti seçildi ve baĢkanlığına da M. Kemal getirildi. 10) Doğu vilayetleri Osmanlının ayrılmaz bir parçasıdır. ERZURUM KONGRESĠ‟NĠN ÖNEMĠ Bölgesel amaçlı toplanmıĢ fakat birçok ulusal karar da almıĢtır. Erzurum Kongresi bir yasama organı gibi hareket etmiĢ. Temsil heyeti de onun bir yürütme (hükümet) organı Ģeklini almıĢtır. Temsil heyeti ilk olarak burada oluĢturulmuĢtur. Kongre ilkleriyle de dikkat çekmektedir: -Milli sınırlar -Geçici bir hükümet -Manda ve himayeyi reddetme -Cemiyetlerin birleĢtirilmesi -Mebusan Meclisinin toplanması isteği -Temsil Heyeti Sivas Kongresi kararları Erzurum Kongresi kararlarına dayanır. Milli sınırlar kavramı Son Osmanlı Mebusan Meclisi‟nde Misak-ı Milli kararlarına dayanak oluĢturmuĢtur. BALIKESĠR KONGRESĠ: Batı Cephesi'nde Yunan Ordusu karĢısında mücadele eden Kuvay-ı Milliye'nin bir düzen altına alınarak sevk ve idaresini ve beslenmelerini sağlamak için 27 Haziran 1919'da Balıkesir'de bir kongre toplandı. Kongre'ye Ayvalık, Soma, Akhisar mıntıkaları ile Balıkesir'e bağlı diğer ilçelerin temsilcileri katıldı. BaĢkanlığına Hacım Muhittin Bey seçildi. 30 Temmuza kadar süren kongre ile Batı Cephesi oluĢturuldu. Ġngiltere, Amerika, Fransa ve Ġtalya siyasî temsilcilerine telgraflar çekildi. Çekilen telgraflarda Anadolu'nun hemen yabancı iĢgallerinden kurtarılması ve Türk'ün açık haklarının kabul edilmesi istendi. Bu kongrede PadiĢaha bağlılık bildirilmiĢtir. ALAġEHĠR KONGRESĠ : 15–25 Ağustos tarihlerinde yapıldı. BaĢkanlığına yine Hacım Muhittin Bey seçildi. Yunanlılara karĢı sonuna kadar savaĢılması gerektiği ifade edilmiĢtir. Kongrenin ilginç yönü ise Yunanlılara karĢı, diğer Ġtilaf Devletleri ile görüĢülebileceği fikrinin ortay atılmasıdır. Bu kongrede de Saltanata bağlılık bildirilmiĢtir. NAZĠLLĠ KONGRESĠ: Celal Bey (Bayar) önderliğinde toplanmıĢtır. Çevreden gelen 20 kadar delegenin katıldığı kongre 6-9 Ağustos tarihleri arasında sürmüĢ, Yunan iĢgal ve baskılarına karĢı mücadele edilmesine ve bu konuda Hükümete yardımcı olunmasına karar verilmiĢti. Ayrıca Nazilli‟de bir Yönetim Merkezi oluĢturularak, çevre ilçelerde buna bağlı Ģubeler açılmasına karar verilmiĢti. DĠĞER BÖLGESEL KONGRELER; -Edirne Kongresi: 10 Temmuz 1919 - Lüleburgaz Kongresi:31 Mart 1920 - Muğla Kongresi: 18 Ağustos 1919 -Afyon Kongresi: 2 Ağustos 1920 (M.Kemal baĢkanlığında) -Pozantı Kongresi: 5 Ağustos 1920 (M.Kemal katılmıĢtır) SĠVAS KONGRESĠ (4–11 Eylül 1919) M.Kemal 2 Eylül‟de Sivas‟a gelmiĢtir. Kongre, Amasya Genelgesi‟nde alınan karar gereği toplanmıĢtır. Sivas Kongresi'nde alınan kararlar, daha önce gerçekleĢtirilen Erzurum Kongresi kararlarını geniĢleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmıĢ ve yeni bir Türk Devleti'nin kuruluĢuna temel olmuĢtur; bu nedenle Sivas Kongresi'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür. Yurdun dört bir tarafından gelen 38 delegenin katılımı ile toplandı. Delegelerin tamamı katılamadı. Bunda Ġstanbul Hükümetinin engellemeleri, Elazığ Valisi Ali Galip‟in kongreyi dağıtacağı söylentileri, Ġngiliz BinbaĢı Noel‟in Ermenileri Türklere karĢı birlik olmaya çağıran faaliyetleri etkili olmuĢtur. Kongre BaĢlarken; ALĠ GALĠP OLAYI: Ġstanbul Hükümeti‟nin Sivas Kongresi‟nin toplanmasını engellemek amacıyla Elazığ(Harput) Valisi Ali Galip‟i görevlendirmesi olayıdır. Ancak bu olay sonuçsuz kalmıĢtır. Ayrıca Ankara Valisi Muhittin PaĢa‟da kongreyi engellemek istemiĢ ancak, o da baĢarı sağlayamamıĢtır. BAġKANLIK SORUNU: Kongrenin ilk gününde BAġKANLIK SORUNU yaĢandı. Kongre katılan delegelerden bazıları Mustafa Kemal‟in baĢkan seçilmesini önlemek istiyorlardı. Kendisine rakip olarak da RAUF (Orbay) gösterilmiĢtir. Yapılan oylama sonunda oy çokluğuyla M.Kemal baĢkan seçildi.(M.Kemal ilk muhalefetle Sivas Kongresinde karĢılaĢmıĢtır) Kongre Kararları: 1) Tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tek çatı altında toplandı ve adı “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” oldu (ARMHC) Milli güçler tek elde toplanmıĢtır. 2) Manda ve himaye kesin olarak reddedildi. Manda himaye fikri son kez ve kesin olarak reddedilmiĢtir. 3) “Temsil Heyeti Bütün Yurdu Temsil Eder” denildi ve üye sayısı 15‟e yükseltildi. M. Kemal de baĢkan seçildi. 4) Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edildi. Sadece yukarıdaki kararlarda değiĢiklikler yapıldı. Bunun dıĢında Erzurum‟da kabul edilen diğer maddeler aynen kabul edildi. SĠVAS KONGRESĠ‟NĠN ÖNEMĠ -Kongreden sonra temsil heyeti ilk yürütme görevini yaparak Ali Fuat Cebesoy‟u Batı Cephesi Kuvay-ı Milliye birlikleri komutanlığına atadı. Bu, Temsil Heyetinin artık resmen bir hükümet gibi hareket ettiğini gösterir. Ayrıca Sivas‟ta Ġrade-i milliye adlı bir de gazete çıkarıldı. Daha sonra bu gazete Ankara‟da Hâkimiyet-i Milliye olarak çıkarılmaya baĢlandı. Temsil Heyeti I.TBMM‟ye kadar varlığını devam ettirmiĢtir. -M. Kemal tarafından Kongreden sonra tüm sivil ve askeri yöneticilere Ġstanbul‟la her türlü haberleĢmenin kesilmesi emri verildi. Kongrenin toplanmasını engelleyemeyen Damat Ferit Hükümeti istifa etti ve yerine Ali Rıza PaĢa Hükümeti kuruldu. Bu temsil heyetinin ilk siyasal baĢarısıdır. Sivas Kongresi Temsilciler Heyeti AMASYA GÖRÜġMELERĠ(protokolü)(20-22 Ekim 1919) Damat Ferit Hükümetinin istifasının ardından göreve gelen Ali Rıza PaĢa Hükümeti‟nin en önemli yönü; Kuvay-i Milliye‟ye sempati duyan üyelerinin de bulunmasıdır. Ali Rıza PaĢa 9 Ekim 1919‟da Temsilciler Kurulu‟na görüĢme önerisinde bulunmuĢtur ve görüĢmelerin Amasya‟da yapılmasına karar verilmiĢtir. AMASYA GÖRÜġMELERĠ TEMSĠL HEYETĠ (M.Kemal) ĠSTANBUL HÜKÜMETĠ (Salih PaĢa) -GörüĢmelerde üçü açık ve imzalı, ikisi gizli ve imzasız beĢ protokol tespit edilmiĢtir. Birinci Protokol: Ordunun siyasetle uğraĢmaması, Hükümeti küçük düĢürücü müdahalede bulunulmaması, Hükümet hakkında yazı yazılmaması(Salih PaĢa‟nın istekleri) Ġkinci Protokol: Azınlıklara sosyal dengeyi ve siyasal egemenliği bozacak ayrıcalıkların verilmememsi, Mondros AteĢkesi ile belirlenen sınırların kabul edilmesi ve Mebusan Meclisi‟nin Ġstanbul‟da toplanmaması Üçüncü Protokol: Temsil Heyeti'nin seçimlere doğrudan müdahale etmemesi, ancak Ġttihatçıların ve tehcirle ilgili olanların seçilmemelerini telkin etmesi, Hıristiyanların seçimlere katılmalarının sağlanarak temsil gücünün ülkeyi kapsadığının gösterilmesi kararlaĢtırılmıĢtı. Dördüncü Protokol(Gizli):Bazı komutanların görevden alınması, Malta‟daki sürgünlerin Ġstanbul‟a getirilip yargılanması, Zararlı Cemiyetlerin faaliyetlerinin durdurulması, Milli Mücadeleye maddi kaynak aktarılması, Milli Mücadele yanlısı memurların görevlerine devam ettirilmesi BeĢinci Protokol(Gizli): Temsil Heyeti‟nin rızası olmadan barıĢ görüĢmelerine gidilmemesi ve BarıĢ Konferansı‟na gideceklerin listesi yer almıĢtır. AMASYA GÖRÜġMESĠ‟NĠN ÖNEMĠ: Ġstanbul Hükümeti, Temsil Heyeti‟ni ve Anadolu hareketini resmen ve hukuken tanımıĢ oldu. Ġstanbul Hükümeti Meclis‟in açılması ve seçimlerin yapılması dıĢındaki kararları kabul etmemiĢtir. Not: Mebusan Meclisi‟nin açılması kararı Temsil Kurulu, Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerince farklı değerlendiriliyordu; Buna göre: Temsil Kurulu‟nun Amacı: Ulusal bağımsızlık hareketini meĢrulaĢtırmak, bunu baĢaramazsa da Ġstanbul‟da sağlıklı kararlar alınamayacağını ispatlamaktır. Ġstanbul Hükümeti‟nin Amacı: Kendi otoritesini artırarak, Temsil Kurulu‟nu etkisiz ve yetkisiz kılabilmektedir. Ġtilaf Devletleri‟nin Amacı: Toplanacak olan Mebusan Meclisi‟ne, iĢgalleri onaylatarak resmileĢtirmektir. M.KEMAL‟ĠN MEBUSLAR MECLĠS‟NĠN ĠSTANBUL‟DA TOPLANMASINA KARġI ÇIKMA NEDENLERĠ: -Ġstanbul‟un Ġtilaf Devletlerince fiilen iĢgal edilip baskı altında tutulması -Ġstanbul‟da saltanat taraftarlarının çoğunlukta olması -Bütün zararlı cemiyetlerin merkezinin Ġstanbul olması -Ulusal iradenin özgürce tavır alamayacağı düĢüncesi KOMUTANLAR TOPLANTISI (16-29 Kasım 1919) 16-29 Kasım 1919 tarihleri arasında Sivas‟ta toplanan Heyet-i Temsiliye üyeleri ve Komutanların gündemindeki konular “Meclis-i Mebusan‟ın toplanma yerinin, Meclisin toplanmasından sonra Heyeti Temsiliye‟nin ve Millî teĢkilâtın alacağı Ģekil ve çalıĢma yönteminin, Paris BarıĢ Konferansı‟nın bizim için olumlu veya olumsuz bir karar vermesi haline tutulacak yolun belirlenmesiydi” Günlerce süren toplantılardan sonra Ģu kararlar alınmıĢtı: 1. Millî Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasının sakınca ve tehlikelerine rağmen, Saltanat Hükümeti Ġstanbul dıĢında toplanmayı kabul etmediği ve memleketi bir bunalıma sürüklemekten sakınıldığı için, Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanması zarureti kabul edildi. 2. Millî Meclis Ġstanbul‟da toplandıktan sonra, milletvekillerinin, tam bir güvenlik ve serbestlik içinde yasama görevlerini yapmakta olduklarını açıklayacakları güne kadar, Heyet-i Temsiliye Ģimdi olduğu gibi yine Ġstanbul dıĢında kalarak, millî görevine devam edecektir. 3. Paris BarıĢ Konferansı, bizim hakkımızda olumsuz bir karar verdiği ve bu karar hükümet ve Millî Meclis‟ce kabul edilip onaylandığı takdirde, elveriĢli en kısa yoldan millî iradeye baĢvurulacak, tüzükte açıklanmıĢ olan esasların gerçekleĢtirilmesine çalıĢılacaktır. TEMSĠL HEYETĠ‟NĠN ANKARA‟YA GELMESĠ (27 ARALIK 1919) Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasını istemeyen M.Kemal bu konuda çok çaba sarf etmesine rağmen istediği neticeyi alamamıĢtır. Bunun üzerine Ġstanbul‟da toplanacak Osmanlı MEBUSAN MECLĠSĠ‟NĠN çalıĢmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara‟ya gitmeyi uygun bulmuĢtur. Ankara‟nın merkez seçilme nedenleri; Konumu bakımından güvenli bir yer olması Burada Milli teĢkilatların örgüt yapısının kuvvetli olması Demiryolu ağının ortasında yer alması Ġstanbul ve diğer Ģehirlerle haberleĢme imkânlarının iyi olması Burada bir kolordunun bulunması Batı cephesine yakın olması NOT: Temsil Heyeti‟nin Ankara‟ya gelmesi ile bu Ģehir fiili bir merkez haline geldi. Ankara‟nın resmen baĢkent olması ise 13 EKĠM 1923‟te gerçekleĢecektir. SON OSMANLI MEBUSAN MECLĠSĠ‟NĠN TOPLANMASI (12 Ocak 1920) -Osmanlı Mebusan Meclisi, PadiĢah Vahdettin tarafından 21 Aralık 1918‟de kapatılmıĢtı. -Erzurum ve Sivas Kongresi‟nde Mebusan Meclisi‟nin tekrar açılması ve hükümet iĢlerinin meclis denetimine girmesi istenmiĢti. -Amasya görüĢmelerinde ise Ġstanbul Hükümeti ve Temsil Heyeti Mebusan Meclisi‟nin açılmasına karar vermiĢti. 7 Kasım 1919‟da yurt genelinde seçimler yapıldı. Ülke genelinde seçimleri genelinde Milli Cemiyetlere üye olanlar kazanmıĢtır. Bu seçimlerde M.Kemal Erzurum milletvekili olarak seçilmiĢtir. M.Kemal, Meclis‟e katılamadığı için Ġstanbul‟a gidecek milletvekillerinden Ģu isteklerde bulunmuĢtur: Kendisinin meclis baĢkanlığına seçilmesi, Meclis‟te Müdafaa-i Hukuk Grubu‟nun oluĢturulması, Misakı Milli‟nin kabulünün sağlanması. MĠSAK-I MĠLLĠ KARARLARI Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920‟de açıldı. Seçilen 142 milletvekilinden ancak 72‟sinin katılabildi. Meclis‟te ne M. Kemal baĢkan seçildi ne de Müdafaa-i Hukuk grubu kuruldu. Bunun yerine Felah-ı Vatan grubu kuruldu. BaĢkan olarak da ReĢat Hikmet Bey seçildi. Misak-ı Milli kararları 28 Ocak 1920‟deki gizli oturumda alındı. 17 ġubat 1920‟de de basına duyuruldu. Misak-ı Milli Kararları a) Sınırlar Mondros AteĢkesi imzalandığı sırada iĢgal edilmemiĢ olan Osmanlı Toprakları bir bütündür, parçalanamaz. ĠĢgal edilmiĢ olan Arap topraklarında da halk oylaması yapılmalıdır. Daha önce halk oylaması ile Anavatana katılan Elviye-i Selâse‟de (Kars, Ardahan ve Batum) gerekirse tekrar halk oylaması yapılabilir. Batı Trakya‟nın geleceğine de yine halk oylaması ile karar verilmelidir. b) Boğazlar Saltanatın, Ġstanbul‟un ve Boğazların güvenliği sağlandığı takdirde boğazlar uluslar arası ticarete açılabilir. Çanakkale ve Ġstanbul boğazlarının ticarete ve ulaĢıma açılması konusunda, ilgili devletlerin oy birliği ile verecekleri karar geçerli olacaktır. c) Azınlıklar Azınlıklara komĢu ülkelerdeki Müslüman azınlığa verilen haklar nispetinde haklar verilebilir. d) Kapitülasyonlar Kapitülasyonlar bütün yönleri ile kaldırılacaktır.(Ġlk kez ve açıkça yabancılara tanınan imtiyazlara karĢı çıkılmıĢtır.) e) Osmanlı Borçları Osmanlı Borçları uygun koĢullar içerisinde ödenecektir. Bunun için yeni bir borç ödeme planı yapılmalıdır. -Misak-ı Milli kararları Wilson ilkelerine de uygundur. Çünkü ulusal sınırları ve halkoylamasını (plebisit) öngörmektedir. MĠSAKIMĠLLĠ‟NĠNÖNEMĠ -Milli ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırlarını çizmiĢtir. -Erzurum ve Sivas Kongrelerince alınmıĢ kararlar Meclis tarafından onaylanmıĢtır. -Milli mücadelenin siyasi programı çizilmiĢ ve ana hedefler belirlenmiĢtir. -M.Kemal PaĢa askerlik görevinden kendisinin ayrıldığını açıklamıĢ ve 3 ġubat 1920‟de madalyaları ve niĢanlarını geri vermiĢtir. Misak-ı Milli Kararlarının Alınması Üzerine Ġtilaf Devletleri‟nin baskılarını artırıp Ģu hareketlerde bulunmuĢlardır: -Milli Mücadele‟ye taraftar gördükleri Harbiye Nazırı Cemal PaĢa ve Genel Kurmay BaĢkanı Cevat ġakir PaĢa‟nın görevden alınmasına yol açtılar. -Meclis BaĢkanını tutuklamaya kalktılar -Baskılara dayanamayan Ali Rıza PaĢa Hükümeti istifa etti.(3 Mart 1920) 8Mart 1920‟de Salih PaĢa hükümeti kuruldu. -9 Mart‟ta Türk Ocağını bastılar -15 Mart‟ta 150‟nin üzerinde Türk aydınını tutukladılar. -16 Mart 1920 de Ġstanbul‟u resmen iĢgal ettiler. -18 Mart‟ta meclis son toplantısını yaptı.20 Mart‟ta meclis Ġtilaf devletleri tarafından basıldı. Milletvekilleri Malta adasına sürgüne gönderildi. Böylece Meclis fiilen kapanmıĢ oldu. -Baskılara dayanamayan Salih PaĢa 2 Nisan 1920‟de istifa etti.5 Nisan 1920‟de tekrar Damat Ferit Hükümeti kuruldu. -11 Nisan 1920‟de Vahdettin bir daha açılmamak üzere Mebusan Meclisi‟ni resmen kapattı. Ġtilaf Devletleri; Ġstanbul‟un iĢgalini Ģu gerekçelere dayandırmıĢtır; -ĠĢgalin geçici olduğu ve ĠĢgalin amacının Saltanatı güçlendirmek olduğu -Herkesin saltanatın verdiği emirlere uyması gerektiği -TaĢrada isyan ya da katliam yapıldığı takdirde Ġstanbul‟un Türklerden alınacağı Ġstanbul‟un ĠĢgaline Temsil Kurulu‟nun Tepkisi; -Ġstanbul‟la her türlü haberleĢmenin kesilmesi -Ġstanbul‟daki tutuklamalara karĢı Anadolu‟daki Ġtilaf subayları tutuklandı. -Ġtilafların asker sevkiyatını engellemek için Geyve UlukıĢla civarındaki demiryolları tahrip edildi. -ĠĢgalin protesto edilmesi istendi. -Anadolu‟dan Ġstanbul‟a vergi gönderilmesi engellenmeye çalıĢılmıĢtır. Meclisi Mebusan‟ın iĢgalci güçler tarafından dağıtılması TBMM‟nin açılmasına zemin hazırlamıĢtır. MĠLLĠ MÜCADELEDEN YANA OLAN BASIN MĠLLĠ MÜCADELEYE KARġI OLAN BASIN Ġrade-i Milliye: Ulusal mücadelenin sözcülüğünü yapan ilk gazetedir.84 Eylül 1919) Hâkimiyet-i Milliye: Milli Mücadele döneminde TBMM Hükümeti‟nin yarı resmi yayın organı haline gelmiĢtir.( 10 Ocak 1920) Babalık:1910 yılında Konya‟da yayımlanmaya baĢla. Öğüt Gazetesi:20 Ocak 1918‟de Agdulgani Ahmet Bey tarafından kurulan gazetede Yunan iĢgalini protesto eden yazılar yazılmıĢtır. (Afyon-Ankara) Açıksöz Gazetesi: 15 Haziran 1919‟da Kastamonu‟da çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Mimber Gazetesi:21 Kasım 1918‟de M.Kemal ve Fethi Okyar tarafından Ġstanbul‟da çıkarılmıĢtır. Albayrak Gazetesi: Erzurum‟da yayın hayatına baĢlamıĢtır. Ġzmir‟e Doğru: Ġzmir‟de Vasıf Çınar tarafından çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Yeni Adana: 25 Aralık 1918‟de Adana‟da çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Ġstikbal: Faik Ahmet Barutçu tarafından çıkarılmaya baĢlanmıĢtır. Emel: Amasya‟da çıkarılmıĢtır. Küçük Mecmua: 18 Haziran 1922‟den itibaren Ziya Gökalp tarafından Diyarbakır‟da çıkarılmıĢtır. Sebilür-ReĢat: Mehmet Akif‟in baĢyazar olduğu dergidir. Ahali: Samsun‟da Ġsmail Cenani tarafından çıkar. Vakit Gazetesi:1875 yılında Ġstanbul‟da çıkarılmaya baĢlanan gazete Ahmet Emin Yalman baĢyazarlığında yayın hayatına devam etmiĢtir. Tercüman Gazetesi: Ankara Hükümetince yayımlanan resmi tebliğ ve cephe haberlerini yayımlayan gazetelerden biridir. AkĢam Gazetesi:1918‟de Falih Rıfkı ve Ali Naci Karacan tarafından Ġstanbul‟da çıkarılmıĢtır. Hukuk-u BeĢer Gazetesi:1918-1919 yılları arasında Ġzmir‟de yayımlanmıĢtır Yunan güçlerine ilk kurĢunu atan Hasan Tahsin baĢyazarıdır. Yeni Gün Gazetesi:1918‟de Yunus Nadi tarafından Ġstanbul‟da yayımlanmaya baĢlanmıĢtır. Alemdar Gazetesi Peyamı Sabah Gazetesi Güleryüz Gazetesi Aydede Gazetesi Ümit Gazetesi Tan Gazetesi Yeni Dünya Gazetesi ġarkın Sesi Gazetesi ĠrĢad Gazetesi Zafer Gazetesi Zincirbent Gazetesi Türkçe Ġstanbul Gazetesi TBMM’NİN AÇILMASI VE KURTULUŞ SAVAŞI MUHAREBELER DÖNEMİ KRONOLOJİSİ 23 Nisan 10 Ağustos 3 Aralık 5 Aralık 6/10 Ocak 20Ocak 23 Şub-12Mart 1 Mart 12 Mart 16 Mart 23 Mar-1Nisan 10/24 Tem. 5 Ağustos 7/8 Ağustos 23 Ağu-12Eylül 19 Eylül 1920 1920 1920 1920 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 13 Ekim 20 Ekim 26 Ağustos 30 Ağustos 9 Eylül 3/11 Ekim 1921 1921 1922 1922 1922 1922 TBMM’nin açılışı Sevr Antlaşması Gümrü Antlaşması Bilecik Görüşmesi I.İnönü Muharebesi Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Londra Konferansı Afgan Dostluk Antlaşması İstiklal Marşı’nın kabulü Moskova Antlaşması II.İnönü Muharebesi Eskişehir-Kütahya Muharebeleri M.Kemal’in Başkomutan olması Tekâlif-i Milliye emirleri Sakarya Meydan Muharebesi M.Kemal’e Gazilik unvanı ve Mareşallik rütbesinin ver. Kars Antlaşması Ankara Antlaşması B.Taarruzun başlaması Başkomutanlık Meydan Muharebesi İzmir’in kurtuluşu Mudanya Ateşkes Antlaşması I.TBMM DÖNEMĠ(23 Nisan 1920-11 Ağustos 1923) Mustafa Kemal, Ġstanbul‟un iĢgali ve Mebusan Meclisi‟nin dağıtılmasıyla Milli Mücadele‟yi PadiĢah adına da yürüttüğünü söyleme fırsatı bulmuĢtur. M.Kemal, Temsil Kurulu BaĢkanı Sıfatıyla 19 Mart 1920‟de valilere ve kolordu komutanlıklarına göndermiĢ olduğu bir bildiri ile olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması gerektiğini bildirmiĢtir. Meclise katılabilmek için yeni seçimler yapılmıĢtır. Mustafa Kemal, Mebusan Meclisi‟ne seçilen ve iĢgal üzerine Anadolu‟ya kaçarak Ankara‟ya geçen milletvekillerinin de yeni meclise katılma haklarının saklı tutulacağını belirtmiĢtir. M.Kemal‟de Ankara milletvekili seçilmiĢtir. Not 1: TBMM‟nin açılmasını hızlandıran geliĢmeler: Ġstanbul‟un resmen iĢgali, Mebusan Meclisi‟nin kapatılması Not 2: M.Kemal‟in Mebusan Meclisi‟ndeki milletvekillerine TBMM‟ye katılma hakkı tanıması mili iradeye verdiği önemin kanıtıdır. Ankara'ya gelebilen milletvekilleriyle birlikte meclisin 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar verildikten sonra bu karar Mustafa Kemal PaĢa tarafından 21 Nisan 1920'de çok acele kaydıyla Kolordulara, Bütün Valiliklere, Bağımsız Sancaklara Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye BaĢkanlıklarına bildirilmiĢti. Bu telgrafın metni Ģöyledir: 1. „‟Allahın lütfuyla Nisan'ın 23'ncü Cuma günü, Cuma namazından sonra, Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. 2. Vatanın istiklâli, yüce Hilâfet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi'nin açılıĢ gününü Cumaya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camii Ģerifinde Cuma namazı kılınarak Kur'an'ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra, sakalı Ģerif ve sancakı Ģerif alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir. Meclise girmeden bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Camii Ģerif'ten baĢlayarak Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı'nca askeri birliklerle özel tören düzeni alınacaktır. 3. AçılıĢ gününün kutsallığını belirtmek için bu günden baĢlayarak vilâyet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretleri'nin düzenleyeceği Ģekilde, hatim indirilmeye baĢlanacak ve Hatmi Ģerif'in son kısımları uğur getirsin diye Cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır. 4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köĢesinde bu günden itibaren aynı Ģekilde Hatmi Ģerifler indirilmesine baĢlanarak, Cuma günü ezandan önce minarelerde Salâ verilecek ve bütün vatan topraklarının kurtuluĢu için giriĢilen Millî Mücadele'nin önemini ve kutsallığını, milletin her bir ferdinin, kendi vekillerinden meydana gelmiĢ olan bu Büyük Millet Meclisi'nin vereceği vatani görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir. Daha sonra din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluĢu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasim yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilâyetlerinin her tarafında, hükümet konağına gelindikten sonra Meclis'in açılmasından dolayı resmî tebrikler yapılacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce uygun Ģekilde Mevlidi Ģerif okunacaktır. 5. Bu tebliğin hemen yayınlanarak, her tarafa ulaĢtırılabilmesi için her vasıtaya baĢvurulacak, sür'atle en ücra köylere, en küçük askeri birliklere, memleketin bütün teĢkilat ve kuruluĢlarına ulaĢtırılması sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olduğu yerlerde bastırılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır. 6. Yüce Allah'tan tam bir baĢarıya ulaĢtırması niyaz olunur. Heyet-i Temsiliye Adına Mustafa Kemal" - 22 Nisan 1920 tarihli bildiride ise M.Kemal; bütün vilayet ve bağımsız sancaklarla birlikte çeĢitli ordu birliklerine komutanlıklarına gönderdiği telgrafta, 23 Nisan'da meclisin açılıp çalıĢmalara baĢlamasından sonra bütün sivil ve askeri makamların bütün milletin tek baĢvuru yerinin Büyük Millet Meclisi olacağını bildirmiĢti. BĠRĠNCĠ TBMM‟NĠN AÇILIġI -TBMM, Ġstanbul‟dan gelebilen Meclis-i Mebusan üyeleri ile yeniden milletvekili seçilenlerden oluĢmuĢtu. Meclisin üye sayısı son yapılan araĢtırmalara göre 390‟dır.Meclis hiçbir zaman tam üye sayısı ile toplanamamıĢtır. Çünkü milletvekillerinin kimileri komutan, subay hatta er olarak cephelere gitmesi, kimileri de vali, müsteĢar, müdür olarak devlet iĢlerini yürütmeye devam etmekteydiler.23 Nisan 1920 günü meclis 115 milletvekili ile toplanmıĢtır.(Bazı kaynaklar faklı rakamlarda verebilmektedir)Ancak bu sayıda her geçen gün artıĢ olmuĢtur. Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunu hukukçu, asker, idareci, doktor, öğretmen, gazeteci gibi aydınlar oluĢturmaktaydı. Onları din adamları izlemekteydi. -Birinci TBMM ilk baĢkanı Sinop Milletvekili ġerif(Alkan) Bey‟in 23 Nisan 1920 saat 13.45‟teki açılıĢ konuĢmasıyla baĢlamıĢtır. AçılıĢ konuĢmasında Ģunu belirtmiĢtir: „İstanbul'un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler işgal olunduğu ve bütün temelleriyle halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepinizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demekti. Ancak ezelden beri hür ve bağımsız yaşamış olan milletimiz esaret altına alınmayı büyük bir şiddet ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplayarak yüce meclisini meydana getirmiştir. Bu yüce meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsız olarak kaderini (geleceğini) bizzat üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilân ederek Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum." -Ġlk TBMM‟ye Ankara milletvekili olarak katılan Mustafa Kemal, meclisin 24 Nisan‟daki toplantısında TBMM‟nin ilk baĢkanı olarak seçilmiĢtir. Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey Ġkinci BaĢkanlığa, Konya Milletvekili ve Mevlana Dergâhı PostniĢini Abdulhalim Çelebi ile KırĢehir Milletvekili Cemalettin Efendi de BaĢkan yardımcılıklarına seçilmiĢtir. Ardından 24 Nisan 1920 tarihli önerge verilmiĢtir. Buna göre; Hükümet kurmak zorunludur. Yorum: Ġstanbul Hükümeti dıĢında bir hükümetin kurulması gerekliliğinden bahsedilmiĢtir. Mecliste toplanan milli iradeyi, vatanın geleceğine iliĢkin en önemli güç olarak görmek, temel ilkedir. TBMM‟nin üzerinde hiçbir güç ve makam yoktur. Yorum: Osmanlı yönetimi(Ġstanbul Hükümeti) yok sayılmıĢtır. Geçici olarak bir padiĢah vekili ya da hükümet baĢkanı atamak uygun değildir. Yorum: TBMM‟nin kararlarında bağımsız olma isteğini ve meclisin süreklilik arz edeceğini gösterir. TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıĢtır. Yorum: Güçler birliği benimsenmiĢtir, bunun baĢlıca amacı karaların hızlıca alınması ve Meclisi tek yetkili organ hainle getirmektir. Ayrıca bu madde Cumhuriyet yönetimine geçileceğinin iĢaretlerini göstermektedir. Meclis tarafından seçilip vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet iĢlerine bakar; meclis baĢkanı bu kurulunda baĢkanıdır. Yorum: Meclis Hükümet Sistemi benimsenmiĢtir. PadiĢah ve Halife, Ġtilaf Devletleri‟nin baskısından kurtulduğu zaman, Meclisin düzenleyeceği yasaya göre hareket etmek durumundadır. Yorum: Bu madde ile ilk amacın ulusal bağımsızlık olması gerekliliği ifade edilmektedir. Aynı zamanda Saltanat taraftarlarının tedirgin olmaması amaçlanmaktadır. I.TBMM‟nin Genel Özellikleri Olağanüstü bir meclistir. Çünkü Güçler Birliği ilkesi vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı TBMM‟de toplanmıĢtır. Mecliste parti yoktur, gruplar vardır. Bunlar Halk zümresi, Ġstiklal, Tesanüd, YeĢilorducular, Müdafaa-i Hukukçular ve Islahat gruplarıdır. Daha sonra Müdafaa-i Hukukçular dıĢında kalanlar birleĢerek 2. grubu oluĢturdular ve grup sayısı 2‟ye düĢtü.(1.Grup-2.Grup) KurtuluĢ savaĢını yürüten meclistir. Süreklidir. Mecliste azınlık milletvekili yoktur. Bundan dolayı ulusal bir meclistir. Temsil heyetinin görevine son vermiĢtir. Çünkü artık buna ihtiyaç kalmamıĢtır. Kurucu meclistir. Çünkü 1921 TeĢkilâtı Esasiyeyi hazırlamıĢtır ve Hükümet kurmuĢtur. Bu meclis yetkilerini bir süre BaĢkomutanlık Yasası ile M. Kemal‟e devretmiĢtir. I.TBMM‟de belirgin bir Ģekilde güçler birliği ilkesi vardır Halkçıdır, çünkü halkın sorunlarıyla ilgilenmiĢ ve gücünü halktan almıĢtır. Ġhtilalcidir, Saltanatı ve Ġstanbul Hükümeti‟ni yok saymıĢtır. Çok sesli,geniĢ tabanlı ve demokratik özelliklere sahip bir meclistir. MeĢrudur;1921 Anayasası ile kendisine yasal bir nitelik kazandırmıĢtır. 3 Mayıs 1920‟de hükümet resmen kuruldu. Ġcra Vekilleri Heyeti Ģu bakanlardan oluĢmaktaydı: M.Kemal: Meclis BaĢkanı ve Hükümet BaĢkanı Cami (Baykut) Bey: ĠçiĢleri Bakanı Bekir Sami (Kunduh):DıĢiĢleri Bakanı Fevzi Çakmak PaĢa: Milli Savunma Bakanı Hakkı Behiç Bey: Maliye Bakanı Celalettin Arif Bey: Adalet Bakanı Mustafa Fehmi Bey: ġeriyye ve Evkaf Bakanı-Din Ġlleri ve Vakıflar Bakanı Dr.Adnan Adıvar: Sağlık Bakanı Ġsmail Fazıl PaĢa: Bayındırlık Bakanı Yusuf Kemal Bey: Ġktisat Bakanı Dr.Rıza Nur: Milli Eğitim (Maarif) Bakanı Birinci TBMM birçok kanun çıkarmıĢtır: Bunlar; 1- I. TBMM‟nin ilk çıkardığı kanun 24 Nisan‟da çıkarmıĢ olduğu Ağnam (Hayvan vergilerinin 4 katına çıkarılmasına dair) Kanunudur. 2- I. TBMM‟nin çıkardığı 2. Kanun ise Hıyanet-i Vataniye Kanunudur (29 Nisan 1920). Bu bir ceza kanunudur. Bu kanun ile TBMM‟ye karĢı isyan edenler Vatan haini sayılmıĢ ve 11 Eylül 1920‟de kurulan istiklal mahkemelerinde cezalandırılmıĢtır. Ġstiklal mahkemeleri 1927‟ye kadar devam etmiĢtir. 3- Yine 11 Eylül 1920‟de çıkarılan bir baĢka kanun olan Firariler Kanunu ile de asker kaçaklarının önlenmesine çalıĢıldı. 4- 5 Eylül 1920‟de çıkarılan Nisab-ı Müzakere Kanunu ise Meclis iç tüzüğüyle ilgilidir. Bu kanunda; Meclisin görev süresinin Ģartlara ve zamana bağlı olmadığı Mebusların yılda mazeretsiz olarak 2 ay toplantıya katılamazlarsa üyeliklerinin düĢeceği. Memuriyet ve mebusluğun aynı kiĢide olamayacağı (Askerler ve Sefirler ile Bakanlar Hariç) Karar yeter sayısı mebus toplamının yarısının 1 fazlası olacağı Mebus maaĢlarının yıllık 1250 lira olacağı ile ilgili maddeler vardır. Kısacası bu kanun meclis iç tüzüğüdür. 5- 10 Eylül 1920 Men-i Müskirat Kanunu ile Milli Mücadeleye mali kaynak sağlamak amacıyla içki ve tütün mamulleri yasaklandı. Yine aynı amaçla 25 Kasım 1920‟de Men-i Ġsrafat Kanunu ile her türlü israfın önüne geçilmek istendi. 6- I. TBMM‟nin çıkardığı en önemli kanun Ģüphesiz ki 5 Ağustos 1921‟de M. Kemal‟e BaĢkomutanlık yetkisini veren kanundur. I.TBMM‟YE KARġI ÇIKAN AYAKLANMALAR Nedenleri Uzun süren savaĢların halkı yıpratması ve asker kaçaklarının olması Ġngilizlerin Boğazlarda etkin olmak istemesi Osmanlı Hükümeti‟nin Milli Mücadelecileri, BolĢevik ve Ġttihatçı diye tanıtması Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerinin kıĢkırtmaları Kuvay-i Milliye birliklerinin disiplinsiz hareketleri Azınlıkların bağımsız devlet kurma istekleri Bazı çevrelerin manda ve himaye fikrini savunması Düzenli ordunun kurulmasından rahatsızlık duyanların olması Doğrudan Ġstanbul Hükümeti tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar a) Ahmet Aznavur Ayaklanması Susurluk, Gönen, Manyas ve Ulubat dolaylarında çıktı. Çerkez Ethem kuvvetleri tarafından bastırıldı. b) Kuvay-ı Ġnzibatiye (Halifelik Ordusu) Ayaklanması Geyve‟de çıkan bir isyandır. Amacı Kuvay-ı Milliye birliklerini boğazlara yaklaĢtırmamak ve uzaklaĢtırmaktı. Ali Fuat Cebesoy‟un emrindeki Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı. Ġstanbul Hükümeti‟nin Ayaklanmalar: ve Ġtilafların OrtaklaĢa Çıkardığı a) Bolu, Düzce, Hendek ve Adapazarı Ayaklanmaları:Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele komutasındaki Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı. b) Yozgat Ayaklanması (Çapanoğlu-Tokat Aynacıoğlu: Çerkez Ethem emrindeki Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı. c) Afyon Ayaklanması: Çopur Musa tarafından çıkarıldı. Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı. d) Konya Ayaklanması: Bozkır, DelibaĢ Mehmet ve Çumra isyanları adı altında 3 isyandan ibarettir. Bu isyan da Kuvay-ı Milliye tarafından bastırıldı. e) Milli AĢireti Ayaklanması: Urfa‟da milli aĢiretinin çıkardığı bir isyandır. Kuvay-ı Milliye tarafından bastırıldı. f)Ali Batı: Mardin, Midyat, Nusaybin bölgelerinde çıkmıĢtır18 Ağustos 1919‟da 5.Tümen tarafından bastırılmıĢtır. g)ġeyh EĢref: Bayburt‟ta çıkmıĢ, milli kuvvetlerce bastırılmıĢtır. h)Koçgiri: Zara, SuĢehri, Erzincan, Refahiye bölgelerinde çıkmıĢ, milli kuvvetlerce bastırılmıĢtır. ı)Cemil Çeto: Garzan Bölgesinde çıkmıĢ 12.Kolordu bastırmıĢtır. i)ġeyh Recep Ġsyanı: Sivas‟ta çıkmıĢtır. AzınlıklarınÇıkardığı Ayaklanmalar Doğu Anadolu ve Çukurova Bölgesinde Ermeniler, Karadeniz ve Ege Bölgesinde Rumların çıkardığı isyanlardır. Bunlar iĢgalci güçlerden yardım alıyorlardı. Bunlar en uzun süre devam eden ayaklanmalardır. 1918–1922 yılları arası sürmüĢtür. BaĢta Kuvay-i Milliyeci Olup Sonradan Ayaklananlar Bunlar Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem isyanlarıdır. Birçok ayaklanmayı da bastırmıĢ olan bu Kuvay-ı Milliyeciler, Ankara‟nın otoritesine girmek istememiĢ ve Düzenli ordunun emrine girmemiĢlerdir. Demirci Mehmet Efe isyanını Refet Bele bastırdı. Çerkez Ethem isyanı ise I. Ġnönü Zaferinin kazanılmasından sonra 20 Ocak 1921‟de de kesin olarak bastırıldı. -TBMM‟nin Ayaklanmalara KarĢı Aldığı Tedbirler 29 Nisan 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanununun çıkarılması. Bu bir ceza kanunudur. Ġstanbul ile her türlü haberleĢme kesilecek. 11 Eylül 1920‟de Ġstiklal Mahkemeleri kuruldu. Bu tarihte kurulan toplam Ġstiklal Mahkemesi sayısı 8 tanedir. Bu mahkeme üyelerinin milletvekillerinden oluĢması TBMM‟nin yargı yetkisine sahip olduğunu gösterir. Ġstiklal mahkemeleri 1927 yılına kadar görev yaptılar. 4ġeyhülislam Durizâde Abdullah Efendinin M. Kemal ve arkadaĢlarını Din ve Devlet düĢmanı ilan eden fetvasına karĢılık, M. Kemal de Ankara müftüsü Rıfat Börekçi ve 150 müftünün karĢı fetvasıyla Ġstanbul Hükümetini Vatan Haini ilan etti. 57 Haziran 1920‟de Matbuat ve Ġstihbarat Genel Müdürlüğü kuruldu. Anadolu Ajansı bu kuruma bağlandı. Bu kurum sayesinde milli mücadele yanlısı propagandaya baĢlandı. Bu ayaklanmalar TBMM‟ye zaman ve güç kaybettirdi. KurtuluĢ SavaĢının baĢarıya ulaĢmasını geciktirdi ve düĢman ilerleyiĢlerini hızlandırdı. 123- SEVR BARIġ ANTLAġMASI (10 Ağustos 1920) Birinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra toplanan Paris BarıĢ Konferansı‟nda Osmanlı Devleti ile yapılacak barıĢ antlaĢmasının esasları belirlenmemiĢti. Ġtilaf Devletleri Osmanlı topraklarını paylaĢma noktasında anlaĢmazlığa düĢtükleri için antlaĢmanın imzalanması gecikmiĢti. Esasında Ġtilaf Devletleri‟nin gerçek manada antlaĢmanın imzalanması için aceleci davrandıkları söylenemezdi. Zira Mondros AteĢkes AntlaĢması‟nın 7.maddesi hükmü gereği iĢgalleri baĢlatmıĢlardı ve bu ateĢkes bir antlaĢma gibi uygulanıyordu. Ġtilaflar en sona bıraktıkları Osmanlı BarıĢının taslağını ilk önce 12 ġubat-10 Mart 1920 tarihli Londra Konferansı‟nda ele almıĢlardır. Ġkinci olarak ise Ġtalya‟nın San Remo ġehrinde toplanılmıĢtır. Konferansa Ġngiltere, Fransa ve Ġtalya katılmıĢtı. Konferansa bir heyetle katılan Tevfık PaĢa anlaĢma hükümlerini inceledikten sonra Damat Ferit PaĢa‟ya gönderdiği mektupta bu antlaĢmanın ağır koĢullar içerdiğini ve kabulünün mümkün olmadığını ifade etmiĢtir. Ġtilaf Devletleri Osmanlı Devleti‟nin antlaĢmayı imzalamada gecikmesi üzerine “SPA Ültimatomu” ile 10 gün süre verdiler. Öte taraftan Yunanlılar, Trakya‟dan da saldırıya geçtiler. Edirne‟de bulunan I.Kolordu komutanı Cafer Tayyar PaĢa esir düĢtü. Yunan saldırıları Ġstanbul‟un gözünü korkuttu ve padiĢah barıĢ antlaĢmasının imzalanmasıyla birlikte iĢgallerin de sona ereceğini düĢünmeye baĢladı. Osmanlı yönetimi barıĢ projesini görüĢmek üzere 22 Temmuz‟da PadiĢah‟ın baĢkanlığında „SALTANAT ġURASI‟nı topladı. Katılan üyelerden Rıza PaĢa dıĢında herkes antlaĢmanın imzalanması yönünde oy kullandı. Bunun üzerine hükümet adına, Rıza Tevfık, Bağdatlı Hadi PaĢa ve Bern elçisi ReĢat Halis Bey Paris‟in SEVRES kasabasında antlaĢmayı imzalayarak teslim almıĢlardır. SALTANAT ġURASINDA SEVR ANTLAġMASI‟NIN KABULÜ Saltanat ġurası'nda yaĢananlar ise günümüzde hâlâ tartıĢılmaktadır. NUTUK'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr Muahedesi'ni bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denmektedir. Saray BaĢmabeyincisi Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılıĢ nutkunu okuduktan sonra baĢkanlığı Damat Ferit PaĢa‟ya bırakarak salonda durmamıĢ, çıkıp gitmiĢtir. Son Sadrazam Tevfik PaĢa‟nın oğlu Ġsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise Ģöyledir: “Nihayet Sevr‟i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah‟ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâr'a bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr‟in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah‟a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayan'dan Topçu Feriki Rıza Paşa, „Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr‟i kabul ettiğimizden değil‟ diye haykırarak Damat Ferid‟in oyununu açıkça protesto dahi etti.” Kimi tarihçiler bu olayı, Ģûrâda oy hakkı olmayan padiĢahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dıĢarı çıkması, fakat Damat Ferit'in olayı oldubittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır. Kimileri toplantının Sevr‟i onaylatmak üzere taraflı bir tarzda yürütülmesini protesto mahiyetinde, belki de biraz öfkeli bir Ģekilde ayağa kalktığını ve çıkıp yan odaya geçmiĢ olduğunu iddia etmektedir. Kimi tarihçiler ise bunun, padiĢah ile Damat Ferit PaĢa'nın antlaĢmayı kabul ettirebilmek için birlikte hazırladıkları bir plan olduğunu iddia etmektedirler. SEVR ANTLAġMASI‟NIN MADDELERĠ SINIRLAR: Doğu Trakya ve Batı Anadolu Yunanistan‟a bırakılacak. Urfa, Mardin, Antep ve Suriye Fransa‟ya bırakılacak. Ayrıca Adana, Kayseri, Malatya ve Sivas‟a kadar olan bölgede Fransız denetiminde kalacak. Arabistan ve Musul dâhil olmak üzere Irak, Ġngiltere‟ye bırakılacak. Aydın‟dan itibaren Batı Anadolu, Antalya ve Konya yöresi Ġtalya‟ya verilecek. Rodos ve Onikiada Ġtalya‟ya, diğer Ege adalarının tamamı Yunanistan‟a bırakılacak. Ayrıca Osmanlı Mısır üzerindeki haklarından tamamen vazgeçecek ve Hicaz‟da bağımsız bir devlet kurulacaktı. BOĞAZLAR: SavaĢ ve barıĢ zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; boğazların yönetimi „Boğazlar Komisyonu‟ denilen bir kurula verilecekti. Bu Komisyonda Türk üye bulunmayacaktı. Bu kurulun ayrı bir bayrağı, bütçesi olacaktı. Komisyon baĢkanlığının süresi 2 yıl olacak ve kararlar komisyonda oy çokluğu ile alınacaktı. AZINLIK HAKLARI: Türkiye‟de yaĢayan her topluluk dil, din ve mezhep özgürlüğünü kullanabilecek ve herkes eĢit olacaktı. Azınlıklar her derece okul açabilecekti. VĠLAYET-Ġ SĠTTE: Osmanlı Ermenistan tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD BaĢkanı belirleyecekti. Ayrıca antlaĢmanın imzalanmasından itibaren 6 ay içerisinde Ġstanbul‟da Ġngiltere, Fransa ve Ġtalya temsilcilerinden bir kurul oluĢturulacak ve bu kurul Fırat nehrinin doğusunda, Ermenistan‟ın güneyinde, Türkiye ile Suriye ve Irak arasında bir Kürdistan devletinin sınırlarını belirleyecekti. ORDU: Osmanlı ordusu 50.700 askerle sınırlandırılıyordu. Osmanlı kara kuvveti gönüllü olarak askere yazılanlardan oluĢacaktı. Askere alımlarda dil, din vs. gibi farklılıklar göz önüne alınmayacaktı. Ordunun subay ihtiyacını karĢılamak için açılacak subay okulları konusunda izin alınacaktı. Orduda ağır silah bulunmayacaktı. Deniz kuvveti 13 savaĢ gemisini geçemeyecekti. ĠSTANBUL: Ġstanbul Türklerde kalacak ve Osmanlı‟nın baĢkenti olmaya devam edecekti. Ancak Osmanlı Devleti azınlık haklarını koruyamaz ise Ġstanbul‟da elinden alınacaktı. EKONOMĠ: Türkiye‟nin kaynakları savaĢ tazminatı ödemeye yeterli değildi. Bu nedenle Türkiye‟nin kaynaklarını korumak ve artırmak için gerekli önlemleri almak üzere bir mali komisyon oluĢturulacaktı. Osmanlı bütçesi parlamentoya sunulmadan önce bu komisyonun onayından geçecekti. Bütçe ve mali yasların uygulanması bu komisyon tarafımdan denetlenecekti. Komisyonun izni olmadan iç ve dıĢ borçlanma yapılmayacaktı. KAPĠTÜLASYONLAR: Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak fesh ettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaĢları lehine yeniden kurulacaktı. Kapitülasyonlardan bütün devletler faydalanacaktı. Yabancı postaneler yeniden açılacaktı. Türkiye‟nin kara ve denizlerinden bütün Ġtilaf Devletleri serbestçe yararlanacaktı. Osmanlı topraklarından geçen yabancı taĢıtlardan vergi alınmayacaktı. Ayrıca Osmanlı uyruğundaki bir kiĢi, Ġtilaf Devletleri‟nin vatandaĢlığına geçebilecek, vatandaĢlığını değiĢtirdiği tarihten itibaren de kapitülasyonlardan faydalanabilecekti. Ayrıca, Osmanlı Hükümeti geçerli neden olmaksızın hiçbir ulusun bilgilerini kazı yapmaktan yoksun bırakamayacaktı. Sevr AntlaĢması‟na göre Osmanlı Devleti‟ne kalan topraklar: Tokat, Samsun, Ordu, Giresun, Amasya, Sinop, Çorum, Çankırı, Ankara, EskiĢehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik, Kayseri‟nin doğusu. SEVR BARIġ ANTLAġMASI‟NIN ÖNEMĠ Sevr AntlaĢması 433 maddeden oluĢmaktadır. Bu antlaĢmayı padiĢah imzalamamıĢ ve Osmanlı Parlementosundan geçmemiĢtir. Osmanlı anayasası olan Kanun-u Esasiye göre bir antlaĢmanın yürürlüğe girmesi için Mebusan Meclisince de onaylanması gerekir. Fakat Mebusan Meclisi 11 Nisan 1920‟de iĢgalciler tarafından dağıtılmıĢtı. Bu yüzden bu antlaĢma Mebusan meclisince onaylanmadığından dolayı yürürlüğe girmemiĢ ve geçersiz bir antlaĢma olmuĢtur. Geçersiz olmasının bir diğer sebebi de Türk KurtuluĢ SavaĢı‟nın baĢarıya ulaĢmıĢ olmasıdır 19 Ağustos 1920‟de TBMM bu antlaĢmayı imzalayanları ve onaylayanları vatan haini ilan etmiĢtir. Bu antlaĢmadan sonra Damat Ferit Hükümeti düĢmüĢ ve Tevfık PaĢa Hükümeti kurulmuĢtur. Not: Sevr AntlaĢması ile Ayestafanos AntlaĢmasının ortak yönü uygulanamamıĢ olmasıdır. Bilecik GörüĢmesi (5 Aralık 1920)TBMM adına Mustafa Kemal ile Ġstanbul‟daki Tevfik paĢa hükümeti adına Ahmet Ġzzet PaĢa ve Salih PaĢa arasında yapılmıĢtır. -Bu görüĢmede M.Kemal; Anadolu‟daki tek yetkili otoritenin TBMM olduğunu vurgulamıĢtır. SEVR ANTLAġMASI‟NA GÖRE ANADOLU‟NUN PAYLAġIMI Sevr AntlaĢmasından önce 1800‟lerden itibaren Avrupa‟nın inatla üzerinde durduğu tek Ģey Türkleri geldikleri yere, doğuya göndermekti.. Gelin o günlerin Avrupa basınında bu konunun nasıl iĢlendiğine Ģöyle bir gözatalım:”ĠĢte Sevr AntlaĢması‟nın temelleri: Aralık 1876 günlü Stanboul gazetesi Ģöyle yazıyordu. “Türkün artık Avrupa‟da hüküm sürmesine daha fazla hoşgörü gösteremeyiz. Türklere her şeyden önce yüzünü doğuya çevirip boğazların batısını tümüyle terk etmesi gerektiği anlatılmalıdır. Türkler Avrupa dan hemen çıkarılmalı, Avrupa‟ dan hemen yok olmalıdır.” 2 yıl sonra 19 Eylül 1878 günlü Daily News gazetesinde Ģu sözler yer alıyordu: “Türk yönetiminin üstün ırklar üzerindeki hâkimiyeti kaldırılmalıdır. 10 yıl sonra 18 Ekim 1888‟de bu kez Fransız Le Figaro gazetesinde bir makalede Ģu satırlar yer alıyordu: “Türklerin Avrupa‟daki günleri sayılıdır. Türkler geldikleri yere Asya‟ya yerleşmelidirler.” ÖZET: I.TBMM’NİN AÇILIŞI VE ÖZELLİKLERİ: -Yasama, yürütme yetkileri TBMM’nindir.(Bu Cumhuriyet yönetimine geçileceğinin kesin göstergesidir) (Bu uygulamaya Güçler birliği ya da Kuvvetler birliği denir) (Güçler birliği ilkesi Meclisin Olağanüstü özelliklerini gösterir.) -Temsil Heyeti’nin görevi bitmiş ve ‘İcra Vekilleri Heyeti’ oluşturulmuştur. -Azınlıklara yer vermemiş, ulusal bir meclistir. -Kurucu özelliğe sahiptir.(Devletin otoritesinin simgelerinden Anayasayı kabul ettiği için) -Parti yoktur, gruplaşmalar vardır. Gruplar: Tesanüd,.Halk Zümresi,İstiklal,Islahat ve Yeşil ordu gibi.) (1921 Mayısında M.Kemal öncülüğünde Müdafaa-i Hukuk grubu kuruldu.) (Genel olarak: M.Kemal ve çevresindekiler I.GRUP Muhaliflere ise II.GRUP adı verilir.) -Fiili bir Cumhuriyet’in kurulduğunu gösterir. -Milli Egemenlik tam manasıyla ilk kez gerçekleşmiştir. -Meclis Hükümet sistemini benimsemiştir.(Yani Meclisin Başkanı, hem Meclisin hem Hükümetin Başkanı) -En fazla harcamayı milli savunma için yani askeri alanda yapmıştır. -Osmanlı yönetimi ve İstanbul hükümetini yok saydığı için ihtilalcidir. -Yasalar önünde halkın eşitliği prensibini benimsediği için Halkçıdır. -Geniş tabanlı bir özelliğe sahip olup, çok seslidir. -Vatanın kurtuluşunu her şeyin üstünde tutmuştur. -1 kasım 1922’de Saltanatı kaldırması inkılapçı özelliğini gösterir. Not: TBMM açıldıktan sonra Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesi çıkarılmış ve Anadolu Ajansı kurulmuştur. 7 Şubat 1921’de CERİDE-İ RESMİ ( Resmi gazete ) çıkarıldı. ĠLK TBMM’NĠN ÖNEMLĠ HĠZMET VE BAġARILARI: -Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu kabul etti. -Ġstiklal Mahkemelerini kurdu.(Yargı yetkisini üzerine aldığını gösterir.) -Kaçaklar Kanunu’nu (firariler kanunu) çıkarttı. -Ayaklanmaları dağıttı. -Düzenli orduyu kurdu. -TeĢkilat-ı Esasiye Kanunu’nu kabul etti.(1921 ANAYASASI) -Ġstiklal MarĢı’nı kabul etti. -BaĢkomutanlık Yasasını çıkardı. -KurtuluĢ savaĢını yöneterek çok sayıda askeri ve siyasi zafer kazandı. -Saltanatı kaldırdı. -I.Ġzmir Ġktisat Kongresini topladı. -Lozan BarıĢ Konferansına delege gönderdi.(NOT: LOZAN ANTLAġMASI 23 AĞUSTOS 1923’TE II.TBMM TARAFINDAN onaylandı.)