V. C – SİSTEMİK BAKTERİYEL ENFEKSİYONLARIN KOMPLİKASYONU OLAN ENSEFALİTLER Bazı ensefalitler bakteriyel enfeksiyonların komplikasyonu olarak ortaya çıkarlar. Bu ensefalitler genellikle bakteriyel enfeksiyon geçtikten sonra ortaya çıkan immün reaksiyonlara bağlı olarak 2-4 hafta sonra ortaya çıkarlar. MİKOPLAZMA ENSEFALİTİ: Mycoplazma pneumonia enfeksiyonlarının seyri sırasında (özellikle pnömoni) % 5 ila 10 oranında nörolojik tutulum görülür. M. Pneumonia enfeksiyonunu takiben 3 ila 28 gün içinde nörolojik semptomlar ortaya çıkar. Nörolojik komplikasyonlar ensefalit, deliryum, epileptik ataklar, hemiparezi, koreatetoz, Reye sendromu şeklinde olabilir. Prodromal dönemde şiddetli başağrısı görülebilir. BOS da lenfositer pleositoz ve protein artışı vardır glukoz normaldir. Tanı eş zamanlı veya geçirilmiş M. Pneumonia enfeksiyonunun varlığı ve BOS da artmış antikor titresinin gösterilmesiyle konur. M.Pneumonia enfeksiyonunun tedavisini takiben nörolojik semptomlar hızla geriler. Tedavide eritromisin veya tetrasiklin kullanılır. LİSTERİA MENİNGOENSEFALİTİ: Listeria monocytogenes gram pozitif, hareketli çomaktır, doğada hayvanlarda, bitkilerde ve toprakta yaygın halde bulunur. Yenidoğanlarda ve immun sistemi bozuk olan hastalarda, yaşlılarda menenjit, ensefalit ve sepsise neden olabilir. Ateş, başağrısı, bulantı kusmayı takiben meningoensefalit bulguları ortaya çıkar: hemiparezi, kuadriparezi, kafaçiftlerinin felçleri ve serebellar bozukluklarla seyreder. Periferik yaymada monositoz vardır, BT ve MR da fokal serebrit, serebellitle uyumlu görünüm vardır. Tedavide penisilin veya ampisilin kullanılır. LEJYONER HASTALIĞI: Legionella pneumonia enfeksiyonlarının seyri sırasında nörolojik komplikasyonlar sıklıkla hastalığa eşlik eder. Solunum sistemi şikayetleri ve yüksek ateşle beraber başağrısı, konfüzyon, deliryum gibi ensefalit bulguları görülür. Legionella enfeksiyonunun tedavisiyle nörolojik bulgular hızla geriler. Tanı eş zamanlı legionella enfeksiyonunun varlığıyla ve anti legionella antikorlarının gösterilmesiyle konur. BOS ve BT bulguları normaldir. Tedavide makrolid grubu antibiyotikler kullanılır. KEDİ TIRMIĞI ENSEFALİTİ: Etken Bartonella henselae dir. Enfekte kedilerin tırmalamasıyla bulaşır. Tırmalamayı takiben bölgesel lenfadenopati gelişir, bunu ateş, ensefalopati ve epileptik nöbetler izler. Tanı antikor titresinde artış veya PCR yöntemiyle enfekte lenfeadenopatide etkenin gösterilmesi ile konur. Vakaların birçoğu tedavisiz iyileşir. Nörolojik tutulum varsa tedavide gentamisin 5 mg/kg/gün IV 8 saatte bir uygulanır. Gentamisin yerine rifampisin, trimetoprim sülfometaksazol veya siprofloksazin kullanılabilir. BRUSELLA MENİNGOENSEFALİTİ: Meningoensefalite sebep olan diğer bir bakteride Brucellalar dır. Brucella abortus, melitensis veya suis enfeksiyonları sırasında meningoensefalit gelişebilir. Etken enfekte hayvanlarla kontak veya enfekte sütlerin kullanılmasıyla insanlara bulaşır. Bruselloz: gece terlemeleri, lenfadenopatiler, hepatosplenomegali ve spondilitle karakterizedir. Nörolojik tutulum nadirdir. Nörobruselloz kendini akut meningoensefalit veya kronik menenjit tablosu şeklinde gösterebilir. Brucellaya bağlı kronik menenjitte BOS da lenfositik pleositoz, protein miktarında artış, glukozda düşme görülür. Brucellaya bağlı meningoensefalitte ise meningeal irritasyon bulgularına ek olarak kafa çiftlerinin tutulumu, hemiplejiler, paraplejiler ve geçici parkinsonizm görülür. Tanı için BOS da herhangi bir titrede antikor varlığının gösterilmesi yeterlidir. Kan ve BOS da etken izole edilebilir. Tedavide doksisiklin 100 mg günde 2 kez ( veya tetrasiklin 500 mg günde 4 kez ) 3 – 6 hafta ve streptomisin 1 gr IM günde bir 14 gün beraber uygulanır. Tedavi edilmemiş nörobruselloz tekrarlama eğilimindedir, kronikleşmiş nörobruselloz multipl skleroz ile karışır. HİV TESTİ ELİSA ve Western blot HİV testleri; Human immunodeficiency virus yani HİV virüsü kan yoluyla bulaşarak immün sistemin çalışmasını bozar ve AİDS ( Adult İmmune Deficiency Senrome ) denen hastalığa neden olur. HİV testi kanda virüs olup olmadığını gösteren test dir. ELİSA yöntemi ile yuapılan bu testin Western Blot yöntemi ile sağlamasının yapılması gerekir. HİV testi kanda yapılır, yurt dışında yanak mukozasından yapılan HİV testleri de mevcuttur. HİV testi ne için yapılır? Test HİV virüsü kapıp kapmadığınızı tespit amacıyla yapılır, özellikle şüpheli cinsel temas, yüksek risk gurubu içinde olan insanlar, immün sistem hastalığ bulguları varsa, hamilelik taraması sırasında, evlilik öncesi testler içinde, beklenmesik enfeksiyon hastalıkları varlığında HİV testi istenir. ELİSA pozitifliği ne anlama gelir? ELİSA pozitifliği HİV pozitif anlamına gelmez. Bunun için testin doğrulanması gerekir. ELİSA testi birçok durumda yanlış pozitif sonuç verebilir. Pozitif ELİSA sonucu mutlaka Western Blot testi ile doğrulanmalıdır. ELİSA negatifliği ne anlama gelir? ELİSA negatif demek HİV negatif demek değildir. HİV virüsü bulaştıktan sonra antikorların ortaya çıkması bir zaman alır buna pencere dönemi ( Windows periyod ) denir. Bu dönem süresince hastada HİV virüsü vardır ancak antikor gelişmediğinden test negatif çıkar. Şüpheli temastan sonra 1. 3. Ve 6. Ayın sonunda yapılan testler negatif ise bulaş olmadığı kabul edilir. Testler negatif ancak hastada akut HİV enfeksiyonu olduğundan şüpheleniliyor ise HİV viral load testi istenir. Referanslar: Dewar R, Goldstein D, Maldarelli F. Diagnosis of human immunodeficiency virus infection. In: Mandell GL, Bennett GE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill Livingstone; 2009:chap 119. Sax PE, Walker BD. Immunopathogenesis of human immunodeficiency infection. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007:chap 408. KOMPLEMAN Complement; Kompleman immün sistemin yardımcı proteinleridir, 9 adet proteinden oluşur C1 den C9 a dek adlandırılır. İltihabi reaksiyonlarda yer alır test kanda ve diğer vücut sıvılarında bakılır. Total kompleman aktivitesi ( CH50, CH100) kompleman sisteminin tamamını test etmekte kullanılan laboratuar testleridir. C3 ve C4 en sık test edilen kompleman proteinleridir. Kompleman testi neden istenir? Kompleman testi immün sistemin hastalıklarının takip edilmesinde özellikle otoimmün hastalıkların alevlenmelerini tespit ve tedaviye verdikleri cevabı ölçmek için istenir. Örneğin bir Sistemik Lupus Eritematozus hastasında aktif dönemde C3- C4 düşük bulunur, tedavi ile seviye yükselir. Kompleman sistemi vücudun her yerinde aynı değildir örneğin romatizma da kanda kompleman seviyesi normal hatta yüksek bulunurken iltihaplı eklem sıvısında çok düşük bulunur. Ağır enfeksiyonlar sırasında C3 kompleman düşer. C3 alternatif kompleman sisteminin göstergesidir ve sıtma gibi Paraziter hastalıklar ve ağır mantar hastalıklarında da düşer. Kompleman seviyesinin normal değeri nedir? Total kan kompleman seviyesi : 41 ila 90 hemolitik unit C1: 16 to 33 mg/dL C3: Erkek: 88 ila 252 mg/dL Kadın: 88 ila 206 mg/dL C4: Erkek: 12 ila 72 mg/dL Kadın: 13 ila 75 mg/dL Not: normal değerler gösterebilir. Kompleman nelerdir? laboratuarlar seviyesini arasında arttıran değişiklik hastalıklar Bazı kanserler, Bazı enfeksiyon hastalıkları, Ülseratif kolit sırasında kompleman seviyesi artar. Kompleman seviyesini düşüren hastalıklar: Siroz, Glomerülonefrit gibi böbrek hastalıkları, Herediter anjioödem, Hepatit, Böbrek transplant rejeksiyonu, Lupus nefriti, Kötü beslenme, Sistemik Lupus Eritematozus alevlenmeleri sırasında kompleman düşer. Kompleman proteinleri iltihabi olaylar sırasında sırayla aktive olarak birbirlerine yapışır ve zararlı maddelerin ortadan kaldırılması için immün sistemi harekete geçirirler. Örneğin: Aktive olmuş kompleman sistemi bakterinin zarını delerek ölmesini sağlar. HİV ve AİDS HİV virüsü; AİDS hastalığı; Human İmmunodeficiency Virüs; Acquired İmmunodeficiency Syndrome; Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu. HİV virüsünün neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. İmmün sistemi (bağışıklığı) bozar. İmmün sistem mikroplarla, tümörlerle savaşmamızı sağlayan sistemdir, bozulursa vücut mikroplarla savaşamaz. HİV virüsü immün sistemin anahtar hücresi olan T lenfositlerinin içinde yerleşir ( CD4 T Lenfositleri). HİV virüsü bu hücreleri öldürmeye başlar bu 2 ila 10 yıl kadar sürebilir. T Lenfositleri ölünce immün sistem mikropları, tümörleri tanıyamaz ve savaşamaz, sürekli iltihabi hastalıklar ve tümörler ortaya çıkmaya başlar, bu duruma AİDS hastalığı (Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu) denir. AİDS; HİV enfeksiyonu nun son dönemidir, immün sistemin tamamen çöktüğünü vücudun mikroplarla savaşamadığını gösterir. Normal insanlarda hastalık yapmayan mikroplar sürekli hastalığa neden olmaya başlar. HİV virüsü nasıl bulaşır? HİV virüsü hasta insanların kan ve vücut sıvılarıyla temas ile bulaşır. Kan, semen, vajinal salgı, anne sütüyle temas ile bulaşır. • Cinsel temas, • Manikür pedikür, • Dövme, • Vücut deldirme, • Kirli aletler ile yapılan cerrahi müdahaleler, • Kirli iğneler, • Diş müdahaleleri vb. ile ve • Anneden bebeğe, ana karnında, doğumda veya anne sütü ile bulaşır. HİV bulaşma riskini yükselten sebepler: • Çok eşli cinsel yaşam, • Korunmasız cinsel yaşam, • HİV pozitif yada yüksek riskli insanlar ile cinsel ilişkiye girmek, • Damardan ilaç bağımlılığı, • Kan ve vücut sıvıları ile sürekli temas gerektiren işte çalışmak ( laboratuar, kan merkezi, klinik, cerrahi ), • HİV pozitif bir anneden doğmak, • Kontrol edilmemiş; kan, doku, organ veya artifisyel inseminasyon yaptırmak, • HİV pozitifliğinin yoğun olduğu bölgede yaşamak HİV pozitifliği için risk faktörleridir. HİV enfeksiyonunda şikayetler: 1- Akut HİV enfeksiyonu: HİV virüsü bulaştıktan sonra ilk bir iki ay içinde olur. HİV virüsü bulaştıktan sonra ilk bir – iki ay içinde hafif şikayetler olur ve bu şikayetler bir- iki haftada düzelir buna akut HİV enfeksiyonu denir, en sık görülen şikayetler: Kilo kaybı, Kuru öksürük, Boğaz ağrısı, Ateş, Gece terlemesi, Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, Lenf bezlerinde şişme, Dil, ağız boğazda pamukçuklar, beyaz noktalar, Baş ağrısı, Işıktan rahatsız olma, Döküntü, Depresyon, Huzursuzluk, Hafıza bozuklukları ve nörolojik şikayetler olur, bu şikayetler hafiftir ve uzun sürmeden kendi kendine düzelir. Hasta grip geçirdiğini sanır. 2- İyilik dönemi: Daha sonra HİV virüsü uzun yıllar hiçbir şikayete neden olmaz. Şikayet olması için T Lenfositlerin belli bir sayının altına düşmesi gerekir, bu zaman alır. HİV virüsünün T Lenfositleri öldürmesi aylar – yıllar sürebilir. Bu süre içinde çoğu insan hasta olduğunun bile farkında değildir, çünkü hastanın hiçbir şikayeti yoktur, ancak hastalığı bulaştırmaya devam eder. 3- AİDS hastalığı: T Lenfositleri sınır değerin altına inmeye başlayınca hastada şikayetler görülmeye başlar. Akut HİV enfeksiyonunu takiben Aylar – yıllar sonra şikayetler görülmeye başlar, şikayetlerin ortaya çıkışı 1-3 yılı bulur. En sık görülen şikayetler: Tüm vücutta lenf bezlerinde şişme, Ağız ve tırnaklarda mantar hastalıkları, Sık tekrarlayan vajinit, Siğillerin çıkması, Önceden geçirilmiş hastalıkların alevlenmesi; zona, Herpes, egzema, psöriazis vb. Gece terlemeleri, Kilo kaybı, Kronik ishal dir. HİV enfeksiyonu nun AİDS hastalığına dönmesi bazen 10 yılı bulur. İleri dönemlerde fırsatçı enfeksiyonlar, tümörler ve komplikasyonlar görülmeye başlanır. En sık görülenler: Ağızda pamukçuk ( kandida enfeksiyonu ) Zatürre ( özellikle normal insanda zatürre yapmayan P. Carini zatürresi), Beyin ve akciğerlerde mantar enfeksiyonları, Toksoplazma enfeksiyonu, Tüberküloz, Viral beyin enfeksiyonları, Koposi sarkomu ( birçeşit tümördür) , Lenfoma, Cervikal kanser, Viral göz hastalıkları, Ciddi barsak hastalıkları ( salmonella, şigella vb.) Kilo kaybı, Deri döküntüleri, İlaçlara karşı tahammülsüzlük, Depresyon ve demans gibi nöro-psikolojik rahatsızlıklar görülür. HİV ve AİDS laboratuar testleri: HİV enfeksiyonunun teşhis HİV testleri ile konur. Bu testler hızlı sonuç veren testlerdir. 1- ELİSA testi bu amaçla yapılan ve kabul görmüş standart testtir. o ELİZA HİV 1+2 VİRÜS testi şüpheli temastan en erken 14 gün sonra pozitif olmaya başlar, o Şüpheli temastan 3 ay sonra yapılan ELİZA testi % 95 oranında doğru sonuç verir, o Şüpheli temastan 6 ay sonra yapılan ELİZA testi % 99 oranında doğru sonuç verir. o ELİZA pozitifliği her zaman HİV pozitifliği anlamına gelmez, o ELİZA pozitif ise western blot testi ile bu sonucu doğrulamak gerekir. 2- WESTERN BLOT testi: ELİZA testi ni doğrulamak amacıyla kullanılır. HİV enfeksiyonunda tedavi: İlaçlar ile HİV pozitif kişilerde AİDS hastalığının ortaya çıkışı geciktirilmekte ve durdurulabilmektedir. HİV pozitif hastaların hayat kalitelerini ve sürelerini normale getiren ilaçlar ve tedavi protokolleri mevcuttur. HİV pozitiflik ne kadar erken yakalanır ise tedavi o kadar başarılı olmaktadır. HİV virüsünden korunma: HİV virüsü sosyal ilişki ile bulaşmaz. Sosyal anlamda öpüşme, el sıkışma, kucaklaşma ile bulaşmaz. HİV den korunmak için Korunmasız cinsel temastan kaçınmak, Çok partnerli olmamak, Riskli cinsel temas sırasında kondom kullanmak, Kesici delici alet ( şırınga, manikür pedikür seti, jilet, traş bıçağı vb. ) paylaşmamak, Temizliğinden şüphe duyduğunuz alet ve cihazlar ile diş ve cerrahi müdahale yaptırmamak, Temiz olmayan aletler ile dövme, body piercing ve kulak deldirme yaptırmamak en önemli korunma önlemleridir. Referanslar: 1- American Foundation for AIDS Research http://www.amfar.org/ 2- Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 3- AIDS Committee of Toronto http://www.actoronto.org/ 4- Canadian AIDS Society http://www.cdnaids.ca/ 5- Adult male circumcision significantly reduces risk of acquiring HIV [press release]. National Institutes of Health website. http://www3.niaid.nih.gov/news/newsreleases/2006/AMC12_06.htm . 6- AIDS Info. Guidelines for the use of antiretroviral agents in HIV-1-infected adults and adolescents. AIDS Info website. http://aidsinfo.nih.gov/contentfiles/AdultandAdolescentGL.pdf . 7- Berkow R. The Merck Manual of Medical Information . New York, NY: Simon and Schuster, Inc.; 2000. 8- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR. 2010;59(No. RR-12):1-110. 9- HIV/AIDS A-Z index. Centers for Disease Control and Prevention website.http://www.cdc.gov/hiv/az.htm . 10- National Center for HIV/AIDS, Viral Hepatitis, STD, and TB Prevention. Centers for Disease Control and Prevention website. http://www.cdc.gov/nchstp/od/nchstp.html . 11- Rey D, Krebs M, Partisani M, Hess G, et al. Virologic response of zidovudine, lamivudine, and tenofovir disoproxil fumarate combination in antiretroviral-naive HIV-1-infected patients. J Acquir İmmüne Defic Syndr . 2006;43: 530-534. 12- Ross LL, Parkin N, Gerondelis P, et al. Differential impact of thymidine analogue mutations on emtricitabine and lamivudine susceptibility. J Acquir İmmüne Defic Syndr . 2006;43(5):567-570. 13- 3/8/2007 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Auvert B, Taljaard D, Lagard E, Sobngwi-Tambekou J, Sitta R, Puren A. Randomized, controlled intervention trial of male circumcision for reduction of HIV infection risk: the ANRS 1265 Trial. PLoS Med. 2005;2(11):e298. Epub Oct 25, 2005. 14- Bailey RC, Moses S, Parker CB, et al. Male circumcision for HIV prevention in young men in Kisumu, Kenya: a randomised controlled trial. Lancet. 2007 Feb 24;369(9562):643-656. Gray RH, Kigozi G, Serwadda D, et al. Male circumcision for HIV prevention in men in Rakai, Uganda: a randomised trial. Lancet. 2007 Feb 24;369(9562):657-666. 15- 2/21/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Mallal S, Phillips E, Carosi G, et al. HLA-B5701 screening for hypersensitivity to abacavir. N Engl J Med. 2008;358:568-579. 16- 6/11/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Del Romero J, Castilla J, Hernando V, Rodríguez C, García S. Combined antiretroviral treatment and heterosexual transmission of HIV-1: cross sectional and prospective cohort study. BMJ. 2010:c2205 BENCE – JONES PROTEİNİ İdrarda Bence-Jones proteini; Immunoglobulin light chains – urine; Urine Bence-Jones protein; Bence – Jones proteini immün sistemin bir parçası olan immün globülinlerin hafif zinciridir. Bir proteindir, böbreklerden süzülerek idrarla atılır. Test idrarda bakılır. Normalde idrarda bulunmaz ancak Multipl Myelom hastalığında anormal miktarlarda üretildiği için idrarla atılır. Bence Jones Proteini için normal değerler: Normalde Bence –Jones proteini negatif olmalıdır. Bence Jones Proteinin varlığı neyi gösterir? İdrarda Bence Jones proteini aşağıdaki hastalıklarda pozitif olur: • • • • Multipl Myelom, Waldenstrom makroglobülinemisi, Kronik lenfositik lösemi, Amiloidoz hastalıklarında test pozitif olur. Referanslar: 1. McPherson RA, Pincus MR, eds. Henry’s Clinical Diagnosis and Management by Laboratory Methods. 21st ed. Philadelphia, Pa: WB Saunders; 2006. 2. Hoffman R, Benz Jr. EJ, Shattil SJ, et al., eds. Hematology: Basic Principles and Practice. 5th ed. Philadelphia, Pa: Churchill SÖZLÜK HEPATİT SÖZLÜĞÜ Adefovir dipivoxil (Hepsera): Hepatit B tedavisinde kullanılan ağızdan alınan virüs öldürücü ( anti viral ) ilaç. Nüklesoid analoğu da denir. Virüsün çoğalmasını durdurur. Kronik Hepatit B tedavisinde kullanılır. Akut Hepatit: Yeni gelişen karaciğer iltihabıdır. Birçok sebebe bağlı olabilir. En sık sebebi hepatit virüsleridir. Albümin: Karaciğerde yapılan bir proteindir. Vücudun ana proteinlerinden birisidir ve damar içindeki sıvının yerinde durmasını sağlar. Karaciğer hastalıklarında albümin yapımı bozulur ve kandaki seviyesi düşer, damar içindeki sıvı dışarı kaçar ve ödem, karın şişmesi ortaya çıkar. Karaciğer yetmezliklerinde albümin düşmesine bağlı olarak karın içinde büyük miktarda sıvı birikebilir bu duruma asit denir. Alfa-feto protein (AFP): karaciğer kanseri ve hamilelikte ortaya çıkan bir proteindir. Kanda Alfa Feto protein arışı karaciğer kanserinin habercisidir. Kronik hepatit hastalarında AFP değerine sık aralıklarla bakılmalıdır. Antikor – Antibody: İmmün sistemin savaş silahıdır. Antikorlar proteindir ve yabancı maddeler, virüsler ve mikroplara karşı savaşta yer alırlar. Aşı sonrası oluşan antikorlar vücudumuzu korurlar. Anti-HCV (Hepatit C virüs antikoru): Hepatit C Virüse karşı oluşan antikordur. Vücutta Anti-HCV varlığı hepatit C virüse karşı bir immün cevap olduğunu virüse karşı savaşan antikorlar olduğunu gösterir. Anti HCV antikorları çok koruyucu değildir kronikleşmeyi önlemez. Antijen – Antigen: Virüs, bakteri ve mantar gibi mikropların yüzeyinde bulunan protein tabiatında yabancı maddeler. Antijenler immün sistemimizi uyararak antikor yapımını başlatırlar. Anti HBs: Hepatit B virüsün yüzeyindeki proteine karşı vücudun yaptığı antikoru gösterir. Vücudun virüse karşı savaştığını gösterir. Ya aşı ile oluşur yada enfeksiyon ile oluşur. Anti HBs pozitif olması vücudun hepatit B virüse karşı savunması olduğunu gösterir. Anti HBc: Hepatit B virüsün içyapı maddesine (kor) karşı oluşan antikordur. Hepatit B kor antikor da denir. Hastalıktan korunmaya vücudu korumaya yardımcı olmaz, hepatit b virüse karşı bir immünite sağlamaz. Hepatit b hastalarının taranmasında kullanılan bir testtir. Anti HBc pozitif olması hastalın Hepatit B virüsü ile karşılaşmış olduğunu gösterir ancak hastalığın geçip geçmediği, kronikleşip kronikleşmediğini göstermez, bunun için diğer testleri de yapmak gerekir. Ansefalopati (ensefalopati): ileri karaciğer hastalıklarında beyin fonksiyonlarının bozulmasıdır. Uykuya meyil, oriyentasyon bozukluğu, uykusuzluk, yazma, konuşma ve hafıza bozuklukları görülebilir, komaya doğru ilerler. Asemptomatik: Belirti vermeyen anlamındadır. Belirti vermeyen hastalık anlamında kullanılır. Birçok Hepatit B ve Hepatit C hastasının hiç şikayeti olmaz hastalık hiçbir belirti vermez. Bu durumdaki hastalara asemptomatik hastalar denir. Hastalık ileri devreye ulaşıp karaciğer yetmezliği başlayınca hastanın şikayetleri de başlar. Asit – Ascites: karın içinde büyük miktarda sıvı toplanmasıdır. Karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri vakarlında karaciğer albümin yapımı bozulur ve sıvı damar dışına kaçarak karında birikir. Aşı: bir hastalığa karşı bağışıklık sağlamak amacıyla hastalık yapmayan benzerinin vücuda verilmesidir. Bilirübin: kırmızı kan hücrelerinin ömrü dolunca parçalanır ve içindeki hemoglobin bilirübine dönüştürülerek karaciğerden safra ile atılır. Karaciğer hastalıklarında safra atılamaz ise bilirübin kanda birikir ve sarılık ortaya çıkar. Cevapsız hasta: Tedavi veya aşılama ile istenen cevabın alınamadığı hastalar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Cinsel temas ile insandan insana bulaşan hastalıklardır. En önemli ve tehlikeli olan HİV, Hepatit B, Hepatit C dir ayrıca bel soğukluğu, papilloma virüs ( HPV), sifiliz ( treponema pallidum), Lenfo granüloma venerium (LGV), Lenfo granüloma inguinale (LGI), kasık biti dahil birçok hastalık cinsel temas yoluyla bulaşır. Dalak: sağ kaburga altında yer alan bir organımızdır. Kanın filtre işlevini görür ve immün sistemin en önemli organlarından birisidir. Ömrü dolan kırmızı kan hücrelerini ve mikropları kandan temizler, siroz ve karaciğer hastalıklarında şişer. Dekompanse Siroz: Sirozun ileri dönemi. Kan testlerinde bozulma ve siroz komplikasyonlarının ortaya çıktığı dönem. Bu dönemde hastaya karaciğer nakli gerekir. DNA Polimeraz: Hepatit B virüsün çoğalması için gereken bir enzimdir. Hepatit B tedavisinde kullanılan birçok ilaç bu enzime etki ederek virüsün çoğalmasını durdurmaya çalışır. Entekavir (Entecavir) : Kronik Hepatit B tedavisinde kullanılan ilaçtır. Virüsün çoğalmasını durdurarak etki eder, ağızdan alınır. Enzim: vücuttaki kimyasal reaksiyonları hızlandıran madde. Epidemiyoloji: Hastalıkların sebebi, yayılması, dağılması, bulaşması, hastalıklardan korunma ile ilgilenen tıp bölümü. Fibroz ( Hepatik Fibroz): Karaciğerde kronik iltihabi durumların neden olduğu düzensiz iyileşme. İyileşme sırasında oluşan dokular karaciğerin yapısını daha da bozarak siroza neden olur. Gastroenteroloji: Mide, bağırsak, karaciğer, pankreas ile ilgili tıp dalı. Genom: Canlının genetik materyali. İnsan, virüs, bakteri vb canlıların genetik kısmı. Genotip: Çeşit. Guruba özgü genetik yapı. Örneğin hepatit B nin 7, Hepatit C virüsün 6 ayrı genotipi ( çeşidi ) vardır ve doktorunuz en iyi tedavi için hepatit b genotip tayini ister. Bazı genotipler tedaviye dirençli olabilir. Hasta uyumu: doktorun çizdiği tedavi protokolüne riayet eden ve program dahilinde yapan hastalar. HBe Ab, Anti HBe (e- antikoru ): Hepatit B virüsüne karşı vücudun oluşturduğu antikor dur ( savunma proteinidir). Virüsün e-antijeni ne karşıdır. Testlerde e-antijeninin kaybolup e-antikorunun ortaya çıkmasına serokonversiyon denir ve immün sistemin virüsler savaştığını virüsü temizlemeye başladığının gösterir. HBsAg: Hepatit B yüzey antijeni. Hepatit B virüs varlığını gösterir. Hepatit B virüsün duvarında bulunan antijenik bir proteindir. HBsAg pozitif ise virüs var demektir. HBe Ag: Hastanın son derece bulaştırıcı olduğunu gösterir, kanda yüksek miktarda hepatit B virüsü olduğunu gösterir. Kronik hepatit b hastalarının tedaviye verdikleri cevabın izlenmesinde kullanılır. Hepatit: Karaciğer iltihabı demektir. Birçok sebebe bağlı olabilir: alkol kullanımı, ilaçlar, zehirlenme, virüsler, bakteriler, parazitlere bağlı olabilir ancak en sık sebebi virüsler ile olan hepatitlerdir. Virüsler ile olanlara viral hepatitler denir. Karaciğerde iltihaba sebep olan birçok virüs vardır bunlar içinde 5 tanesi en sık görülenleridir: Hepatit A virüsü, Hepatit B virüsü, Hepatit C virüsü, Hepatit D virüsü ve Hepatit E virüsü. Hepatit A: Enfeksiyöz hepatit, bulaşıcı sarılık da denir. Hepatit A virüsü (HAV) ile meydana gelir. Hepatit A enfeksiyonu kronikleşmez. Hastalar genellikle 6 ila 10 haftada düzelirler. Hastaların dışkısı ve idrarıyla etrafa yayılır kanalizasyon sisteminin kötü olduğu yerlerde salgınlar yapar. Hepatit A aşısı vardır, aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Hepatit B: Serum hepatiti de denir. Hepatit B virüs (HBV) ile meydana gelir. Hastaların % 10 ila 15 i kronikleşir. Kan ve vücut salgıları ile bulaşır. Anneden bebeğe genellikle doğumda bulaşır. Yeni doğan bebeklerde hastalık kapılırsa %90 kronikleşir küçük çocuklarda ise %50 kronikleşir, bu nedenle doğum sonrası aşılama önemlidir. Korunmasız cinsel temas, temiz olmayan aletler ile yapılan manikür, pedikür, dövme, vücut deldirme, diş, diyaliz, cerrahi girişimler ile bulaşır. Hepatit B virüsüne karşı aşı vardır, hepatit b aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Hepatit C: non-a, non-b hepatit diye bilinir. Hepatit C Virüsü (HCV) ile meydana gelir. Vakaların % 70- 80 i kronikleşir. Kan ve vücut salgıları ile bulaşır. Korunmasız cinsel temas, manikür, pedikür, dövme, diş, diyaliz, cerrahi müdahaleler ile bulaşır. 1992 öncesi kan transfüzyonları ile bulaşmış olabilir. Hepatit C Virüsüne karşı aşı yoktur. Hepatit D: delta hepatit diye bilinir. Hepatit D virüsü ( HDV) ile meydana gelir. Bu virüs sadece Hepatit B hastalarına bulaşabilir. Hastada Hepatit B yoksa bulaşamaz. Hepatit B yi kötüleştirir, siroza gidişi hızlandırır. Hepatit D Virüse karşı aşı yoktur. Hepatit E: Ağızdan bulaşan non-a, non-b hepatiti diye de bilinir. Sebebi Hepatit E Virüsü (HEV) dir. Dışkı ile etrafa yayılır, kanalizasyon sisteminin kötü olduğu bölgelerde daha sık görülür. Hepatit E akut enfeksiyon yapar, kronikleşmez. Hepatit E nin aşısı yoktur. Hepatit E hamilelerde tehlikeli olabilir ve nadiren kronikleşir. Hepatit paneli: Hepatit teşhisi ve karaciğerin durumunu gösteren kan testleri. Hepatit serolojisi: Hepatit teşhisi için istenen kan testleri. Hepatit B İmmün Globülin (HBIG): Hepatit B virüsü için immün serum dur. Bulaşma sonrası hastayı korumak amacıyla aşı ile birlikte kullanılır. Herhangi bir şekilde hepatit b bulaşması durumunda örneğin: iğne batması, hepatit b taşıyan annenin doğum yapması, şüpheli cinsel temas vb. hepatit b aşısı ile birlikte hepatit b immün globülin (HBIG) de yapılır. Karaciğer nakli sonrası tedavide de kullanılır. HBV-DNA PCR: Hepatit B virüsün miktarını gösterir. Miktar arttıkça bulaştırıcılık da artar. Kronik hepatit b hastalarının tedaviye verdikleri cevabı izlemekte kullanılır. Hepato Sellüler Karsinom (HCC): Karaciğer kanseri. Karaciğerin malin tümörüdür. Kronik hepatit b ve hepatit C hastalarında kronik karaciğer ilerler. iltihabı siroz ve karaciğer kanserine Hepatosit: Karaciğer hücresi. IgG anti HBc: Hepatit B virüs kor antikorunun IgG türüdür. İlk aylardan sonra ortaya çıkar. HBs Ag ile birlikte IgG anti HBc pozitif olması kronikleşmeyi düşündürür ( IgM anti Hbc negatif ise). IgM anti HBc: Hepatit B virüs kor antikorunun IgM türüdür. IgM anti HBc pozitif olması akut enfeksiyonu, yakın zamanda hepatit B geçirildiğini gösterir( son altı ay içinde). İğne kazası: ( needlestick injury) hasta iğnesinin yanlışlıkla personele batmasıdır. Hastane, laboratuar ve sağlık hizmetleri sırasında sık karşılaşılan tehlikeli durumdur. İğne kazaları personele bulaşıcı hastalıklar bulaşmasına yol açabilir. Hepatit B, Hepatit C, HİV ve diğer hastalıklar iğne kazaları ile bulaşır. İmmün sistem: Vücudun savunma sistemidir. Özellikle bakteri, virüs, mantar, kanser hücresi gibi istilacılarla savaşmakta görev alır. İmmünoloji: immün sistem ve alerji ile ilgilenen tıp dalı. İnfeksiyon ( enfeksiyon): zararlı mikropların vücuda girmesi. İnfeksiyon akut ( kısa zaman önce başlamış ) yada kronik ( uzun zamandır devam eden ) olabilir. İnjeksiyon: vücut içine iğne ile ilaç, besin maddesi, vitamin vb. verme yolu. İntra Müsküler ( İM) injeksiyon: kas içine, İntra Venöz (İV) injeksiyon: damar içine, Subkutan injeksiyon ( SC): deri altına ilaç vermek demektir. İnterferon: Enfeksiyonları durdurmak için immün sistem hücreleri tarafından üretilen bir proteindir. Karaciğer hücreleri dahil birçok hücrede interferon üretilir. Laboratuarda da üretilir ve kronik hepatit B ve hepatit C tedavisinde interferon kullanılır. İnterferon Alfa-2b (Intron A): Doğal interferonun laboratuarda üretilmiş halidir. Haftada üç kez deri altından enjeksiyon yapılarak kullanılır. Kronik hepatit B tedavisinde ilk kullanılan ilaçtır ve 1991 de kullanılmaya başlanmıştır. İki yaşından itibaren kullanılabilir. Kalıcı cevap: Sustained Response: tedavi ile sağlanan düzelmenin uzun süre devam etmesidir. Örneğin kronik hepatit tedavisinde 6 aydan uzun süre virüs tespit edilemediği bir dönem elde etmek kalıcı cevap, sustained response olarak adlandırılır. Kanla bulaşan mikroplar: kanda bulunan ve kan ile insandan insana bulaşan mikroplardır. Hepatit B, Hepatit C ve Hepatit D kan ile bulaşan mikroplardır. Karaciğer: vücudun en büyük organıdır. Vücudun rafinerisidir. Bağırsaklara giren her madde karaciğerden geçmek zorundadır. Birçok fonksiyonu vardır. Protein, karbonhidrat, safra, pıhtılaşma faktörleri, immün globülin üretimi yapar, vitamin ve enerji depolar, birçok maddenin zararsız hale getirilip atılmasını sağlar. Karaciğer biyopsisi: karaciğerden küçük bir parça alınıp incelenmesi. Genellikle iğne ile alınır. Alınan parça karaciğerin durumunu gösterir. Karaciğer enzimleri: karaciğer içinde yapılan işlemleri hızlandıran proteinlerdir. Kandaki miktarlarının artması karaciğer hücrelerinde bir harabiyet olduğunu gösterir. En sık bakılanları ALT ve AST dir ( SGOT, SGPT). ALT karaciğere daha özgü bir testtir. AST karaciğer ve kalp kasında da bulunur, hepatit ve kalp krizinde artar. Karaciğer fonksiyon testleri: karaciğerin durumunu değerlendirmek amacıyla yapılan testlerdir. Karaciğer hastalıklarının tespiti ve tedaviye cevabın görülmesi için bu testlere bakılır. • Aspartate Aminotransferase (AST) Serum Glutamik Oksaloasetik Transaminaz (SGOT) de denir. • Alanine Aminotransferase (ALT) Serum Glutamik Pirüvik Transaminaz (SGPT) de denir. • Aspartat Aminotransferaz ( AST): • Alkalen Fosfataz (ALP): • Gamma Glutamik Transferaz (GGT) : • Albümin, • Total protein, • Bilirübin, • Laktat Dehidrogenaz, • Pıhtılaşma testleri ve INR, Karaciğer yağlanması: Karaciğerde aşırı yağ depolanmasıdır. Karaciğerin yapısını ve çalışmasını bozabilir. Karsinom: Kanserleşen hücreler Hepatosellüler Karsinom = karaciğer kanseri demektir. Komplikasyon: hastalığın tedavisi sırasında ortaya çıkan tıbbi problemler. Kronik Hepatit B Enfeksiyonu: 6 aydan uzun süre Hepatit B testleri pozitif olan hastalara kronik hepatit B enfeksiyonu denir. Lamivudine (Epivir-HBV, Zeffix, Heptodin): hepatit B virüsünün çoğalmasına engel olarak virüsü durduran ilaçtır. Hepatit B tedavisinde kullanılır, nükleosid analoğudur. PCR (polymerase chain reaction): virüs DNA sını tespit eden test yöntemi. Örnekte virüsün varlığının kanıtıdır. Sayı olarak da sonuç alınır, kanda mm küpte virüs sayısını tespit etmekte kullanılır. Pegile interferon: Peg Interferon Alfa-2a (Pegasys): interferon vücut tarafından üretilen ve virüsleri durduran bir proteindir. Pegile interferon vücudun yaptığı interferonun sentetik olarak üretilmiş olanıdır ve hepatit B ve Hepatit C tedavisinde haftada bir iğne olarak kullanılır. 2005 yılında kullanılmaya başlandı. Pegile formu yan etkisini azaltmıştır. Perinatal bulaşma ( anneden bebeğe bulaşma), Perinatal Transmission (vertical transmission): hastalığın anneden bebeğe bulaşmasıdır. Bulaşmanın çoğu doğum sırasında olur. Çok önemlidir çünkü hepatit B yeni doğan çocuğa bulaşırsa bu çocukların % 90 ında hastalık kronikleşir ve %25 i kronik karaciğer hastalıkları ve karaciğer kanserinden erken yaşta hayatını kaybeder. Bu nedenle hamilelerin gebelik sırasında hepatit taramasından geçmesi ve eğer hepatit B taşıyorlar ise bebeğin doğar doğmaz ( doğumu takiben 12 saat içinde ) hepatit B ile aşılanması ve hepatit B immün globülin yapılması gerekir. Persistan: geri dönen yada uzun zaman devam eden hastalık. Post transfüzyon hepatiti: kan naklinden sonra ortaya çıkan hepatit tablosudur. 1993 öncesinde kanlar hepatit C taramasından geçirilmiyordu ve kan nakli sonrası hepatit C hastalığı görülüyordu. Günümüzde bütün kan ve kan ürünleri hepatit ve hiv taramasından geçmek zorundadır. Protein: amino asitlerden yapılmış zincirlerdir. Proteinler insan vücudunun ana yapı malzemeleridir. Recombinan DNA: genetik materyalin yeniden üretilmesidir. Laboratuarda DNA nın kesilip şekillendirilerek yeniden oluşturulmasıdır. Birçok ilaç ve hepatit aşıları bu yöntemle oluşturulmaktadır. Relaps: iyileşmeyi takiben bir süre sonra hastalık yada şikayetlerin geri dönmesi (recurrence). Remisyon: Hastalık şikayetlerinin ortadan kaybolduğu veya şikayetlerin azaldığı dönem. Remisyon kendi kendine yada tedaviyi takiben gelişebilir. Pıhtılaşma faktörleri: karaciğerde yapılan ve pıhtılaşmayı sağlayan proteinlerdir. Eksikliklerinde kanama durmaz. Pıhtılaşma faktörlerinin azalması karaciğerin işini aksattığını, bozulmaya başladığını ve karaciğer hastalıklarını gösteren önemli bir ipucudur. Kronik hepatit hastalarında kanama zamanının uzaması karaciğer nakli gerektiğini gösterir. Risk faktörü: hastalığın bulaşma ihtimalini arttıran davranış ve durumlar. Örneğin sigara akciğer kanserini arttıran bir risk faktörüdür. İğne kazası ihtimali olan işler ( doktorluk, hemşirelik) hepatit bulaşması için risk faktörüdür. İlaç ve uyuşturucu bağımlılığı hepatti B ve C bulaşması için risk faktörüdür. Serokonversiyon: vücudun savunma sisteminin üstün duruma geçtiğinin gösterilmesidir. Virüsün varlığını gösteren testler antijen testleri, immün sistemin silahlarını gösterenler antikor testleridir. Bir hastalık için testlerde antijen pozitif / antikor negatif iken durumun antijen negatif/ antikor pozitif hale gelmesine serokonversiyon denir. Örneğin hepatit B hastalığında HBe antijeni pozitif / HBe antikoru negatif iken serokonversiyon olmuş ve HBE antijeni negatif / Anti HBe antikoru pozitif olmuş ise vücut hepatit B virüsünü temizlemeye başlamış ve büyük miktar hepatit B virisi temizlenmiş demektir. Seroloji: kanın serum kısmında çalışılan antikor testlerine denir. Hepatit B ve hepatit C gibi mikroplarla karşılaşan vücut bunları ortadan kaldırmak için antikor denilen silahları üretir. Yapılan testler ile bu antikorların tespit edilmesi hastalığın varlığını gösterir. Sarılık: deri ve göz aklarında sararma. Bilirübin ömrünü doldurmuş kan hücrelerinin parçalanması sonucu ortaya çıkar ve safra ile karaciğerden atılır. Karaciğer hastalıkları ve safra kanallarının tıkandığı durumlarda bilirübin kanda birikir ve sarılık ortaya çıkar. Sarılık safra taşlarına, karaciğer kanserine, parazitlere, pankreas başı tümörlerine, alkolizme, zehirlenmeye, safra kesesini tıkayan bütün hastalıklara bağlı olabilir. Semptom: Hastalık bulgusu olarak vücutta değişiklikler yada fonksiyon kaybıdır. meydana gelen Siroz: karaciğerin işlemesini bozacak derecede geri dönüşü olmayan hasar. Kronik Hepatit B kronik hepatit C sürekli iltihaba neden olarak ve karaciğerin dokusunu bozarak siroza yol açan en önemli sebeplerdir. T- hücreleri: Yabancı maddeleri ve virüsleri fark ederek onlarla savaşan, antikor üretimini başlatan immün sistemin beyaz hücreleridir. Tam kan sayımı: kan içindeki kırmızı hücreler( eritrositler), beyaz hücreler (lökositler), pıhtılaşma hücreleri ( trombositler), hemoglobin miktarı ve hücre oranlarını gösteren testler gurubudur. Kronik hepatit hastalarında beyaz kürelerin ( lökositlerin) düşmesi siroza gidişi gösterir. Tarama testi: Screening: kan vericilerin hepatit ve diğer hastalıklar açısından tarama testinden geçirilmesidir. Tüm kan vericiler ve torba kanları hepatit B, hepatti C, HİV ve diğer kanla bulaşan hastalıklar açısından testten geçirilir. Tekrar tedavi (Retreatment): ilk tedaviye cevap vermeyen yada şikayetleri tekrar başlayan hastaların ikinci tedaviye alınmasıdır. Transaminazlar: karaciğer hücrelerinde bulunan enzimlerdir ve kandaki miktarlarının artması karaciğer hücrelerinde harabiyet olduğunu gösterir. ALT, AST ( eski adı SGOT, SGPT). Transmisyon: hastalığın bulaşma yoludur. Transfüzyon: kan veya kan ürünlerinin tedavi amacıyla hastaya verilmesidir. Trombosit: kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücreler. Trombositler kemik iliğinde yapılır ve kanın pıhtılaşmasını sağlarlar. Karaciğerde yapılan pıhtılaşma faktörleri bu süreci başlatır ve kolaylaştırır. Karaciğer hastalıklarında trombosit olsa da pıhtılaşma bozulur. Varis kanaması: karaciğer yetmezliği ve siroz hastalarına karaciğerden geçemeyen kanın yutak borusu etrafında varis yapması ve bu varislerin kanamasıdır. Bu kanamalar çok şiddetli olabilir. Viral hepatitler: karaciğer iltihabına sebep olan virüsler. Birçok virüs karaciğerde iltihaba yol açabilir ancak sadece karaciğeri seven ve hepatit yapan beş virüsü anlatmak amacıyla kullanılan bir deyimdir. Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D ve hepatit E. Viral yük: kronik hepatit hastalarında ( hepatit B ve C de) kandaki virüs miktarını tespit amacıyla yapılan ölçümdür. PCR yöntemiyle bakılır. Tedaviye başlama ve tedaviye alınan cevabın ölçülmesinde kullanılan bir testtir. Viremi: kan dolaşımında virüsün bulunmasıdır. Virüs: hastalık yapan bakteriden küçük mikroplardır. Sadece hücre içinde çoğalarak üreyebilirler. Yanlış pozitif: çıkması. Hastalık olmadığı halde testin pozitif