TBMM 25 . 10 . 2007 B: 12 O: 3 Bu bağlamda, örneğin, buğday, pirinç ve mısır gibi daimi ürünlerde ortalama rekolte düzeyiyle maksimum rekolte düzeyi arasında çok büyük farklar olduğu görülüyor. Bu nedenle, sulama organi­ zasyonlarının yeni baştan yenilenmesi gerekiyor, ama burada Pakistan'ın şöyle bir sıkıntısı var: Ve­ rimli toprakların yüzde 40'ı büyük, varlıklı toprak sahiplerinin elinde ve sulama potansiyelinin ve sulama kaynaklarının da kontrolü bu büyük, yüzde 40, verimli toprakları elinde tutan varlıklı toprak sahiplerinin ve işin ilginç yönü, bu varlıklı toprak sahiplerinin elindeki verimli topraklarda verim düzeyi, küçük topraklı işletmelerdeki verim düzeyinin çok çok altında. Yani, küçük ve orta ölçekli Pakistan çiftçisinin elindeki verimli topraklar çok daha etkin bir şekilde kullanılıyor. Tabii ki bu, Pakistan'daki kurumsal düzenlemelerin topraklarda, işletmelerde bir ölçek büyüklüğü açısın­ dan reform anlayışında bir düzenlemenin yaşamsal önemde olduğunu bize gösteriyor. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, bu genel bilgi çerçevesinde Türk tarımı acaba Pa­ kistan'a dönük hangi konularda yeniden düzenlenebilir ve bu işbirliği çerçevesinde acaba biz Pakis­ tan'la nasıl, hangi konularda işbirliği yapabiliriz? Bu konuya geçmeden önce acı bir gerçeği sizlerle paylaşmak durumundayım. Bakınız, 2002 yılından bu yana, yani AKP'nin iktidara geldiğinden şu ana kadar, ne yazık ki ta­ rımda uygulanan politikalar çiftçiyi üretimden caydırıcı, İMF destekli politikalar olmuştur ve çiftçi­ mizin büyük ölçüde üretim yapma gücü ve özellikle hayvancılıktaki önemli çöküşle birlikte üretim yapma gücü büyük ölçüde tahribata uğramıştır. Çiftçimiz, şu anda gerçekten ciddi bir borç batağı al­ tında. Konumuzun sınırlarını aşmamak için bu noktayı daha fazla burada irdelemek istemiyorum. Bu kısa bilgilerden sonra, acaba -bu iş birliği açısından konuya baktığımızda- Türkiye'nin Pa­ kistan'la dış ticaretindeki tablosu nedir? Pakistan'la Türkiye'nin dış ticaretine baktığımızda, dış ti­ caret hacmimizin 507 milyon dolar olduğu 2006 yılında ortaya çıkıyor. 507 milyon dolarlık bir dış ticaret hacmimiz var Pakistan'la -2006 yılı- ve bu 507 milyon doları -ithalat ve ihracat toplamı tabii- Pakistan'ın toplam dış ticaret hacmine oranladığımızda yüzde 1 dolayında bir hacimde olduğu or­ taya çıkıyor. Yani, bu yasa tasarısının bu açıdan ne kadar önemli olabileceğine işaret etmek istiyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Pakistan ile Türkiye'nin dış ticaret hacmi son derece dü­ şük. Bu 507 milyon dolarlık dış ticaret hacminde bizim Pakistan'dan ithalatımız 377 milyon dolar, ihracatımız 130 milyon dolar. Pakistan'la bu dış ticaretimizdeki açık 247 milyon dolar, yani Pakis­ tan'a ihraç ettiğimizden çok daha fazlasını Pakistan'dan ithal ediyoruz. Pakistan'dan ithalatımız ih­ racatımızın yaklaşık 2 katı, yüzde 190. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelelim ihracat kalemlerine. Bu 130 milyon dolarlık ihra­ catta acaba tarım ürünleri ne kadar? Bakıyoruz, tarım ürünleri son derece az. Yani, biz -2006 yılı ra­ kamlarıyla konuşuyorum- Pakistan'a kuru nohut, kabuksuz nohut satmışız, ihraç etmişiz, pamuk ihraç etmişiz, kuru mercimek ihraç etmişiz, peynir altı suyu ve tadil edilmiş peynir altı suyu, 1,5 milyon do­ larlık da pamuk ipliği ihraç etmişiz. Toplam -tarım ürünleri açısından ve tarıma dayalı sanayi açısın­ dan söz ediyorum, yani bu yasa tasarısının kapsamı çerçevesinde -12 milyon dolarlık bir ihracatımız var. 12 milyon dolarlık. Devede kulak bile değil. Yani, hiçbir şey satamıyoruz biz tarım açısından. İthalatımıza gelince, Pakistan... ASIM AYKAN (Trabzon) - Pakistan zaten tarım ülkesi. ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Efendim, gayet tabii, gayet tabii. Bunu söylemeye gerek yok değerli arkadaşlarım. İşte, bu iş birliğini nasıl daha sağlıklı bir aşa­ maya getirebiliriz, ihracat-ithalat farkını nasıl kapatabiliriz, ona ışık tutma açısından bu bilgileri siz­ lerle paylaşıyorum. Gayet tabii. -265-