Bitkilendirme Tasarımı Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER Estetiğin Kaynağı Bir tasarımın güzel bir tasarım olup olmadığı hakkında kişilerin nasıl karar verdiklerinin bilinmesi, tasarım çalışmalarının bir görsel sanat düzeyine erişmesinde yardımcı olur. Bunun bilinmesi için estetiğin felsefesinin kısaca tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Teorisyenler, düşünürler, eleştirmenler ve sanatçılar, güzelliğin kişi üzerindeki etkisini belirlemek ve hüküm vermek amacıyla uygun anlamlı kavramlar bulma konusunda yüzyıllardan beri yanılgıya düşmektedirler. Gerçekte güzellik, nicelik ve nitelik bakımından ölçülemez, ancak gözleyen kişi tarafından farkedelebilir ve ayırdedilebilir bir öğedir. Güzellik kavramı, sanki güzelliğin fiziksel esası varmış gibi öne sürülür. Oysaki güzelliğin, dokunulabilir anlamda herhangi bir maddesi ve kütlesi yoktur. Daha çok, gözleyen kişi yani gözlemci ile gözlenen obje arasındaki ilişkiyle ilgisi vardır. Görme sürecinde, bir tablonun ya da peyzajın algılanması kişinin reaksiyonunu, yani tepkisine neden olur. Aynı obje ve tabloyu gözleyen iki kişi yetiştiği ortam, eğitim, amaçları ve bulundukları sosyal çevrenin farklı olması nedeniyle, farklı reaksiyon, yani tepki göstereceklerdir. Bu durumda, “güzellik seyredenin gözündedir diyen özdeyiş iki kişinin bir tablo ya da objenin güzelliği konusunda anlaşamayacağı anlamına geliyor gibi görünmektedir. Fakat, bu doğru değildir. Coughlin ve Goldstein’in araştırmaları, çeşitli peyzajların çekiciliği konusunda kişiler üzerinde dikkate değer bir fikir birliği bulunduğuna, çevrenin çekiciliğinin belirlenebileceğini ve analiz edilebileceğini ortaya koymuştur. Söz konusu araştırma, her bir bireyin gözlenen obje ya da tablonun güçlü duygulara sahip olmayacağını, ama genel bir fikir birliğinin yaygın olacağını öne sürmektedir. Gerektiği gibi düzenlendiğinde, her bir obje ve peyzaj insanda hoşa giden ve tatmin edici duygular oluşmasına neden olacak fiziksel niteliklere sahiptir. Bu duygusal tepkiyi çizgi, form, tekstür ve rengin fiziksel nitelikleri yaratır. Her obje bu dört tasarım ögesine sahiptir. Bunlar estetik ve güzelliğin hammaddeleridir. Bitkinin yalnızca fiziksel özellikleridir ve tasarım esnasında ustalıkla kullanılabilirler. Tasarım ögeleri estetik hakkında hüküm vermede temeli oluşturduğundan, gözleyen kişilerin bunların herbirini analitik olarak değerlendirdiği sanılır. Fakat durum böyle değildir. Yalnızca, çok alıştırma yaparak gözlem yapabilen kişiler, birbirinden ayrı olarak ele alınan herbir tasarım ögesini iyi veya kötüyü analiz edip, ayırabilir. Deneyimsiz bir gözlemci ise, bir obje ya da tabloya dikkatli bakmadığından tasarım ögelerinin yalnızca birine değil de, tümünün karma etkisine tepki gösterir. Bu bakma ve tepki gösterme süreci hem bilinçsiz hem de bilinçli safhaları kapsar. Bilinçsiz safha, istek duyma, zevk alma veya nefret etme, tiksinme şeklinde irade dışı duyguları kapsar. Bunlar görme, işitme, dokunma, koku alma ve tat alma duyu organları vasıtasıyla alınan duyumsal bilgilere dayanır. Duyumsal alıcılardan biri, birkaçı ya da hepsi birden buna katılmış olabilir. Bilinçli safha ise ikinci aşamayı oluşturur. Gözleyici, gördüklerini, geçmişde gördükleriyle karşılaştırmaya başlar. Güzellik hakkında verilecek hüküm, aşinalık, ön yargılar, bilgi ve yaşanılan çevre ile yakından ilgilidir. Bilinçli ve bilinçsiz safhalar birbirlerinden ayrı fonksiyon olarak görülmemelidirler. Bu iki safha zihnimizde tek bir süreç olarak ortaya çıkar, ve birbirinden ayrılmaz. Görme sürecinin güzellik hakkında hüküm vermede önemli bir yeri olmasına rağmen, gerçekte güzelliğin yalnızca çizgi, form, tekstür ve rengin tasarım özelliklerine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, bitkisel kompozisyonun elemanları olarak, bunların herbirinin çok iyi bir şekilde bilinmesi ve tanınması zorunluluktur. BİTKİLERİN TASARIM ÖĞELERİ Çizgi (Hat) Çizgi; bir noktanın uzaydaki hareketinin sonucudur. Çizgi için belirli bir uzunluk ve genişlik kabul etmek, onu sınırlamak mümkün değildir. Genişliği ve uzunluğu ne olursa olsun eğer bir şey çizgi etkisi yapıyorsa, o şey tasarım içerisinde bir çizgi rolü oynuyor demektir. Çizgi; tasarımcının bir eseri yaratmak ya da yaratılan eseri kontrol etmek için kullandığı bir araçtır. Peyzajda çizgilerin ustaca kullanımıyla, tasarımcı kullanıcının dikkatini odak bir noktaya yönlendirebilir. Tasarımcı sınırları, çizgiyi kullanarak oluşturur. Bir peyzaj tasarımında dikkatlice tasarlanmış bitki grupları, algılayıcının ilgisini bir noktaya veya bir bölgeye toplar. Çizgiler aynı zamanda görsel ya da fiziksel hareketi, düz ya da eğri olarak kontrol ederler. Çit gibi bitki sıraları çizginin kullanımına bir örnektir. Düz çizgiler etkili ve sabittir. Gözlemcinin gözünü eğri çizgilerden daha fazla bir noktaya yönlendirir. Eğri ya da serbest çizgiler akıcı, çekici ve dinlendiricidir. Eğrisel çizgilerin etkili kullanımına bir örnek Doğrusal ve eğrisel çizgilerin bir arada kullanımı Çizgi, hem durağan hem de hareketli olabilir. Yolların sınırları, çitler, duvarlar, bir binanın dış hattı ve bir çimin sınırları durağan çizgilerdir. Hızlı büyüyen bir ağacın dış hattı ve bir gölgenin sınırı ise hareketli çizgilerdir Çizgi ve form mantıksal olarak birbirinden ayrılamazsa da, kolaylık olsun diye çizgi formdan ayrılmış olarak düşünülmektedir. Çizgi her yerde mevcuttur. Hem doğal, hem de insan yapısı tüm materyaller çizginin kaynağını oluşturmaktadır. Şekil ve formu belirleyen kenarlar çizgi (hat) olarak ortaya çıkabilir. Dallar, çiçek yastığının kenarı bitkilerin oluşturduğu bir sıra veya bir bitki kütlesinin siluet çizgisi doğrusal bir birim olabilir. Tasarımda çizginin göze yön ve hareket vermesi, duyguyu ifade etmesi, mesafeyi belirtmesi ve perspektif oluşturması şeklinde işlevleri vardır. Çizginin niteliği, mekanın belirlenmesi ve sınırlandırılmasında da kullanılır. Tüm bu fonksiyonların bitkisel tasarımda büyük önemi vardır. Çizgi, kaynağı ister bir kütlenin kenarı olsun isterse bir doğrusal birim olsun, gözü daima kendi üzerinde tutar ve uzanış yönünde aşağıya yukarıya veya yatay ya da diyagonal olarak hereket ettirir. Bunun bilinmesi ve kabul edilmesi halinde, tasarımcı, gözleyicinin hareketlerini kontrol edebilir ve gözü seçtiği, belirlediği yere getirebilir. Gözün hareketi gözleyiciyi duygusal ve ruhsal tepkilere sevkeder. Örneğin, dikey hatlar yani çizgiler sert, katı ve kesindir. Çok fazla kullanılması halinde ürkeklik, çekingenlik ve gerginlik yaratır. Dikey hatlar Juniperus communis ‘Hibernica’ Cupressus sempervirens ‘Pyramidalis’ Dikey hatlar Juncus sp. Iris sp. Yatay hatlar, yani yatay çizgiler ise gözleyicide huzur verici ve tatmin edici hislerin ortaya çıkmasına neden olur, çünkü yatay çizgiler gözün doğal hareket şekliyle ve yer çekimiyle uyum göstermektedirler. Yatay hatlar Cornus kousa Cedrus libani Yatay hatlar Albizia julibrissin Viburnum plicatum ‘Tomentosum’ Diagonal çizgiler de, yatay ve düşey çizgilerle kaynaştırılmadığı sürece sert, katı ve eksiktirler. Diyagonal çizgiler, yatay ve dikey çizgilerle, kombine edildiklerinde aşırı uç noktalar arasında geçişi etkili bir biçimde sağlarlar. Diyagonal hatlar Prunus serrulata ‘Kanzan’ Yucca gloriosa Diyagonal hatlar Phormium tenax ‘Variegata’ Agave americana Ağlayan veya sarkan hatlar dramatiktirler ve gözü yere doğru yönlendirdiklerinden eşsizdirler. Bunun sonucu olarak gözün aşağıya doğru hareket etmesini haklı gösterecek şekilde, yerde ilginç bir objenin, yani bir su yüzeyinin, bir heykelin ya da plastik objenin bulunması gerekir. Sarkan hatlar Betula pendula Salix babylonica Sarkan hatlar Wisteria sinensis Rosmarinus officinalis ‘Prostratus’ Bitkilerde çizgiler ya bitkinin kontüründen ya da dallanma yapısından kaynaklanır. Birçok bitki bir araya gelip, grup oluşturduğunda, bitki bireylerinin kontur çizgilerinin önemi kaybolmaktadır. Bu durumda çizgi, bütün bitkilerin beraberce oluşturdukları grubun siluetinde görülen dış hatların ya da kontürün ürünüdür. Bir bitkinin dallanma yapısından oluşan çizgiler dikey, yatay, eğri, eğik yukarıya doğru yönelmiş, yanlara doğru uzanan ve aşağıya doğru sarkan v.b. şeklinde adlandırılabilir. Form Form bitkinin 3 boyutlu biçimidir. Farklı bir ifadeyle bitkinin dış ana hattı veya silüeti olarak tanımlanır. Gövde, dallar ve yapraklar beraber formu oluşturur. Form sürekliliği olan bir tasarım ilkesidir ve tüm mevsimlerde algılanabilir. Form bitki türü seçiminde çok önemli bir kriterdir. İnsanlar ilk tepki olarak bitkilerin dış görünüşlerine reaksiyon verme eğilimindedirler. Form en sürekli olan tasarım ögesidir. Dalların ve sürgünlerin dizilişleri, yönleri ve çizgileri tarafından belirlenir. Fakat bitkinin yalnızca silueti değildir. Genişlik, derinlik ve yüksekliğe sahip olmasından dolayı, form belli bir kitle ve hacime sahiptir. Bazıları bitkinin formunu oluşturan kısımlarının sık ve yoğun olmalarından dolayı sıkı görülebilir. Dallar ve sürgünler arasındaki boşluklar geniş olduğundan bazı formlar yarı-yoğun, dağınık ve açık bir görünüm arz ederler. Sık ve yoğun dallanma gösteren bitkilerin formları daha seyrek ve az dallanma gösteren bitkilerin formlarına göre, daha az ışık ve gölge kontrasları gösterir. Renk ve tekstür, yüzeylerle çok yakından ilgili olduğundan ve ışık ve gölge etkileri sonucu dramatik bir şekilde etkilendiğinden form önemli bir tasarımı ögesidir. Bitkilerin çoğu, bitkilerin formları hakkında bilgi veren genel kategorilerde gruplandırılır. Fakat tasarımcı herbir bitkiyi yoğunluğuna ve sıklığına göre sınıflandırmalıdır. Örneğin kışın yaprağını döken çalılar dik, sütun, yuvarlak veya piramidal, herdem yeşiller ise sütun, dar piramidal, geniş piramidal, yuvarlak, yayılıcı veya sürünücüler şeklinde gruplandırılabilirler. Eldeki mevcut form çeşitliliği, istenilen forma sahip bitkiyi seçme olanağı vermektedir. Bu ise, arzulanan formu sağlamak için, makaslamaktan çok daha kolaydır. Form Bitkiler form incelenmektedir. açısından 8 farklı grupta Bunlar piramit (konik), yuvarlak(küresel), oval, sütun, geniş (yayılıcı), sarkıcı, pitoresk ve sürünücü formlardır. Ancak herhangi bir bitki bu formlardan birine kesin uymak zorunda değildir. Bazı bitkilerde bunların kombinasyonları da görülebilir. Oval-sütuni form, sütuni-piramit form gibi. Konik formlu Konik (piramit) formlu bitkiler Picea omorika Pseudotsuga menziesii Yuvarlak formlu Öbek (yuvarlak) formlu bitkiler Viburnum davidii Lavandula spica Dik Oval formlu bitkiler Carpinus betulus ‘Fastigiata’ Acer platanoides ‘Columnare’ Sütun formlu bitkiler Juniperus scopulorum ‘Skyrocket’ Taxus baccata ‘Fastigiata’ Yere serilmiş bitkiler Hebe sp. Convolvulus sabatius Yere serilmiş bitkiler Cotoneaster horizontalis Juniperus horizontalis Dik formlu bitkiler Cordyline terminalis Yucca sp. Pitoresk (heykel) formlu bitkiler Aloe polyphylla Agave attenuate Yay formlu bitkiler Cotoneaster salicifolius ‘Repens’ Buddleia davidii Palmiye formlu bitkiler Cyathea sp. Phoenix canariensis Düzensiz formlu bitkiler Hippophae rhamnoides Populus alba Düzeltilmiş formlu bitkiler Buxus sempervirens Cupressus macrocarpa ‘Goldcrest’ Bu çeşitli form grupları tüm diğer bitki sınıflarında da mevcuttur. Ağaçlar, çalılar ve otsu bitkilerde de aynı formları bulmak mümkündür. Her kategoride bu formların bulunması, tasarımcının birbirinden oldukça farklı bitkileri kombine ederek oluşturacağı uyumlu ve bütünlük arzeden kompozisyonu yaratma ve geliştirme çalışmalarını kolaylaştıracaktır. Daha önce belirtildiği gibi form sınıfları dahilinde, simetrik (bakışımlı) ve düzensiz formlar arasında olabilecek tüm formlar mevcuttur. Dağınık, açık, seyrek; sık, yoğun, ve masif gibi terimler, formu daha detaylı betimlemek için kullanılır. Bu varyasyonlar aynı zamanda bitkinin büyüme şeklidir. Hem form hem de büyüme şekli büyük ölçüde bitkinin görünüş, karakter ve kişiliğini belirler. Yapılacak göz alıştırmaları olgun çağa ulaşmış bitkiler üzerinde odaklaşmalıdır, çünkü bitkinin formu ve büyüme şekli yani habitusu, gençlik çağından olgunluk çağına geçerken, değişikliğe uğrar. Tasarım uygulamalarının çoğunda genç bitki bireyleri kullanılır, tasarımın başarısı ise büyük ölçüde bunların olgunluk çağında formuna ve büyüme şekline bağlıdır. Bazı bitkilerin formları; gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine göre değişir. Bunun en tipik örneği Pinus pinea dır. Gençken daha yuvarlak formlu olup, olgunluk döneminde şemsiye formuna ulaşmaktadır. İyi bir göz alıştırması tekniği de, herbir bitkinin çizgi diyagramlarının hazırlanmasıdır. Bu çizgi eskizleri yalnızca çizgi ile form arasındaki karşılıklı ilişkilerin anlaşılması ve kavranması kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bitkinin kişiliğinin ve karakterinin hissedilmesine de yardımcı olur. Form, gözleyen kişinin dikkatini gerektirir. Orta ya da uzak mesafeden görülen ilk tasarım ögesidir. Eğer kompozisyon form yönünden fakir yani zayıf ise, bitkisel aranjman eksik olacaktır. Bitkilerin formlarına dayanarak yapılan seçim, tertip ve düzenlemeler, bitkisel tasarımın güzelliğini ve sanatsal değerini, anlamını belirleyecek önemli işlemlerdir. Belirli formlar çok fazla derecede baskındırlar. Bir komposizyonda bir form ne kadar göz alıcı ve alışılmışın dışında yani ender ise ve de diğer formlarla kontrast oluşturuyorsa, görsel çekiciliği de o kadar güçlüdür. Böyle bir kontrast komposizyona ilginçlik kazandırır, fakat çok fazla kontrast karmaşıklık ve çekingenlik yaratır. Form bir kompozisyonun ana, temel iskeleti olarak düşünülmeli; fakat aynı zamanda renk ve tekstür de katılmalıdır. Tekstür ve rengin belirlenmesinde seçilmiş olan bitki formu da etkili olur. Form çok ender ya da çok güçlü bir kontrast oluşturuyor ise, tekstür ve renk seçimleri buna bağlı olmalıdır. Komposizyonda Çizgi ve Form Çizgi karşı koyulmaz bir güce sahiptir ve göz onu sürekli takip eder, izler. Çizginin nasıl kullanıldığına bağlı olarak ya karmaşıklık ya da görsel hareketin planlı organize şekilleri ortaya çıkar. Bir kompozisyonda düşey düzlemde çizginin etkisini analiz edebilmek için kullanılacak en yararlı araç düşey kesit olup, komposizyonun iskeletini yani bitkilendirmenin ana çizgilerini gösteren bir eskize indirgemedir. Burada tek tek bitkiler dallanma strüktürlerine göre gösterilir. Bitki materyalinin üst kenarından geçen siluet hatları bitki kitleleri için çizgi incelemelerini oluşturacaktır. Çizginin kompozisyonda kullanımı kısıtlama ve sınırlama gerektirir. Fakat spesifik tasarım amaçlarına ulaşmada etkin olabilir. Hem düşey, hem de yatay çizgi yön ve hareket belirtir, şekillerin ve detayların ortaya çıkmasına imkan sağlar. Ayrıca derinlik hissi yaratır ve kompozisyona bir karakter ve kişilik kazandırır. Çizginin kaynağını bitkinin dallanma strüktürü oluşturur. Yapraklanma zamanı bu görülmez. Form için de bu dallanma strüktürü kaynak teşkil etmekte ise de, burada çizginin nitel özellikleri söz konusu değildir. Bunun yerine bir form sınıflandırılması yapılır. Form sürekliliği olan tek tasarım ögesidir.Tüm mevsimlerde algılanabilir. Renk ve tekstür yapraklanma ile sıkı sıkıya ilgili olduğundan, bitki kış aylarında yaprağını döktüğünde kaybolur. Bundan dolayı form kompozisyonu dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Bitkisel kompozisyonlar, bitkilerin doğal formlarına dayanarak oluşturulurlar. Burada bir istisna makaslama sonucu oluşan çitlerdir. Espalye formunda kullanılmış olan bitkiler, çok ender olarak kullanılmalarına karşın, diğer bir istisnai haldir. Tasarımcı, çoğu kez bitki formunun belli unsurlarıyla, toplam etkiden daha fazla ilgilenir. Örnek olarak ağaçların gövdeleri ve çok gövdeli bitkilerin etkileri gösterilebilir. Bu durumda, bitki, bu form unsurlarını gösterecek şekilde kullanılır. Fonksiyonel açıdan bakıldığında, form gözü çeken tasarım öğesi olduğundan, ya bir vurgu elemanı ya da bir tuzak olarak kullanılabilir. Vurgu amacıyla kullanıldığında form gözü ilgi noktasına çeker. Tuzak olarak kullanıldığında ise, form çekici olmayan bir alan ya da objeden gözü kaydırmak amacıyla düşünülür. Tasarımdaki diğer fonksiyonları, vurgu ve kontrast yaratma, çevredeki peyzaj elemanlarının hakim olan yatay ve düşey çizgilerin kırılması ve yumuşatılması şeklinde sıralanabilir. Ayrıca form peyzaj gelişiminde strüktürel ana çerçeveyi oluşturmada etkilidir. Bitki formlarının çoğu görsel etki bakımından genel olarak nötrdürler. Bu formlar komposizyonun kütlelerini oluşturmada önemli rol oynarlar. Ender ve ilginç olan formlar ise, ilgiyi çekmek istediğimiz alanlar için saklanmalıdır.