M Meclisi B : 84 buPun Rus'lara verilmesi gerekiyordu. Bu umumi hava içerisinde Sovyetler, 1947 de Kominformu kurdular. Kominform, Marşal Plânına karşı bir tepki idi. Marşa'l Plânı, sivil 'harlb eşiğinde olan Yu­ nanistan'ın taleplerini ve 'Türkiye'nin endişe­ lerini izhar etmesi üzerine ortaya atılmıştı. İk­ tisadi yardım, millî bağımsızlığı temin gaye­ sini güdüyordu. Bunun dışında, ne iane, ne ik­ tisadi ve ne de bir siyasi amaçları vardır. Mak­ sat dünyanın yaralarını sarmaktı. O sırada dünyanın yaralarını sarmada Sovet, Rusya Amerika'yla 'İşbirliği politikasını güder gözükmekte idi. d o k l a r ı n teşekkülü Haziran ayında Fransa ile İngiltere'nin Marşal yardımı ikonusunda Rusya'ya başvurmaları üzerine ol­ du. 17 - 18 Haziranda Fransa ve İngiltere bir konferans hususunda Rusya'yı davet etti. Rus­ ya Paris'teki konferansa katıldı ve hiçbir olum­ lu netice çıkmadı. Fransa ve İngiltere bunun üzerine Amerikan tekliflerini incelemek üze­ re, bütün Avrupa ülkelerini davet ettiler. Bu toplantıya İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanis­ tan,, Holânda, İzlanda, Belçika, Lüksenburıg, İsviçre, Avusturya, Danimarka, İsveç, Norveç ve Türkiye (katıldılar. Komünist devletler ka­ tılmadılar. Çekler kabul edip, delegasyon tef­ rik ettikleri 'halde, Sovyet baskısı sonunda 'özür dilemek mecburiyetinde kaldılar. 16 ülke Mar­ şal plânı, konusundaki raporlarını bildirirken, komünist ülkeler beri yandan kominformu ku­ ruyorlardı. Rusya, 1947 - 1948 arasında 5 dev­ lete hükümran olmuş, aynı zamanlarda faali­ yetlerini de şu alanlarda geliştirmekte idi. 1. Tahran konferansına ve Amerika'nın itirazlarına rağmen İran'ın Kuzeyinde Rus or­ duları yerleşme çabaları içerisindeydiler. 2. Türkiye'den Kars ve Ardahan'la birlik­ te, boğazlarda üs talebetmekte idiler. 3. Yunanistan'da 'gerilla savaşı sü­ resince Markos idaresindeki isyan ve sabotaj­ lar komünist devletlerinin desteğini görüyor­ du. 4. Asya'da Mançurya'nın büyük kışımı ve Kuzey Kore işgal edilmiş, Malezya, Birmanya ve Filipinler'de karışıklıklar tabrik edilmek­ teydi. Dünyanın 'bu manzarası karşısında Sosya­ list Pol Heari Spak 1948 de Birleşmiş Milletler 12 . 4 . 1967 O : 1 Toplantısına Belçika Dışişleri Bakanı srfatiyle gittiğinde, Sovyet delegasyon Başkanı Vişinsıki'ye ıhditalben, kürsüden şu .konuşmayı ya­ pıyordu. «Politükamıızm temeli nedir biliyor musunuz? Korku, sizin politikanızdan, sizin Hükümetinizden korku. Bahsettiğim korku, bir alçağın, 'korkusu değildir, titreyen bir ülkeyi temsil eden bir bakanın korkusu hiç değildir, merhamet ve af dileyen bir ülkenin korkusu ise asla. Hayır, bu karim ileriye bakan ve ile­ riye ba'ktığınlda istikbalde yer alabilecek faci­ aları görebilen bir insanın hissettiği ve hissetan'esi gereken 'korkudur. Gerçek şudur M, sizin bugün dış politikanız Çar devrindekinden çok daha ihtiraslı ve mütecavizdir.» Bu Dünya şartları içinde yerimizi almak ve politikamızı tesbit zorunluğundaydik. Yerimiz hür Batı alemi idi, kısaca Batı yakası, bunlda ihtilâf olmamak gerek... Bugünkü durum nedir? Doğu ve Batı bloku diye kutuplaşmış olan devletler, bugün yılda 80 - 100 milyar Türk Lirası harcıyarak geleceğin savaşlarına hazır­ lanıyorlar Çağımızda klâsik silâhlara dayalı sa­ vaş stratejisi geri plâna itilmiştir. Stratejik hava .kuvvetleriyle, atomik roketlerle bir nük­ leer savaş stratejisi geliş'miştir. Bizimi için tehlike devam etmektedir. Mesele var olmak veya olmamak mcs'eles'ild'ir. Devlet olarak ba­ ğımsızlık ve özgürlüğümüz, millet olarak hay­ siyet ve vakarımızda, tek [kelime ile bekamıızılıa1 ilgili olan bu konuyu dostluk edebiyatı ve bir­ birimizi aşırı Amerikan taraftarlığı ve Rus sempatlzanlığı idldİalariyle itham edere'k hal tarzı­ na bağlayamıyacağıımızı peşinen kabul zorun­ dayız. «Amerika ile ilgili konularda, Hükümetin (kıraldan ziyalde kıralcı olduğu şeklindeki iddi­ aları konunun ehemmiyet ve ciddiyeti ile ne kadar bağdaşlmaz buluyorsak, ne kadar inan­ mıyorsak, U 2 uçağı olayını büyütenlerin, Küba^daki üslerin U 2 uçaklariyle deşifre edilmiş olmasının rahatsızlığıyla, bu konuları sik sık ele aldıkları şeklindeki söylentilere de o kadar inanmak istemiyoruz. Her Türk vatandaşı, si­ yasi temayülü, benimsediği doktrin ve d'ünya görüşü ne olursa olsun, millî menfaatlerimiz ve bekamızla ilgili konularda millî menfaatle­ rimiz istikametinde düşünmeye mecburdur. 62 —