1 476 YIL SONRA PREVEZE GERÇEĞİ Biz Türkler dünya siyasi çoğrafyasında var olduğumuz müddetçe Tarih yapmış, ama Tarih yazamamış bir milletiz maalesef. Adımını attığımız XXI. yüz yılda bile Prof. Dr. bazı tarihçilerimiz <maksadımız gücendirmek değil, onun için isim belirtmek yok!> Osmanlı Tarihini genç kuşaklara aktardıklarında Tarih yerine Hikayeyi tercih ediyorlar. İşte size Tarihçi bir Prof. Dr.'umuzun Preveze bölümünden çok kısa bir pasaj: "Her iki canipten demir taşlar birbirine yağmur gibi yağardı. Bunlar deryaya düştükçe sıcaklığından sular kaynardı. İçinde olan hayvanatın ve balıkların feryadı ayyuka çıkıp sanki bağrışa çağrışa PİŞERLERDİ!!!*" VE........ Preveze hikayesi XXI. yüz yılın Şubat 2013'ünde yedinci baskısını yapmış Osmanlı Tarihi'nin 4. cildinde Türk gençliğine Tarihini öğrenmesi için sunuluyor!!!* Oysa, Osmanlının Humbara adı ile tabir ettiği < timing fuse shell > barut fitilli top güllesi daha o asırda icat edilmediğinden topçu atışlarında mermer veya granit gülle kullanılıyordu. Bu taş gülleler isabet ettikleri gemilerin ahşabından dağılan kıymıklarla gemi personeline 2 yaralayıcı zararlar verirdi. XVI. yüz yılda top tekmolojisinde en üstün ülkeler Portekiz ve Osmanlı idi ve taş gülle kullanırlardı. Maalesef de denize düştüğünde balıkları haşlamazdı. İlk döküm demir gülleyi topta kullanan Fransızlar idi. Ancak o tarihlerde bu demir gülleler bir elin kavrayacağı büyüklükte olup tesiri ancak bir ufak delik idi. O delik de bir gemide rahatça kapatılabiliyordu. Fransız donanması Preveze olayına katılmamıştır. Yazımın sonunda kaynaklar ve o tarihte Batılıların ağzından İngilizce izahatler mevcuttur. Maksadımız kimseye Tarih Dersi vermek değil, estağfurullah; ancak gerçeği yeni kuşaklara masalsız aktarmaktır vesselam. Preveze adı geçince Barbaros’u, Barbaros adı geçince de Prevezeyi her Türk denizcisi bilir. Bilirde 1538’in 25’inden 28 Eylülüne kadar süren o dört günlük güç hesaplaşmasında ‘Holly League’ Mukaddes ittifak donanmasının tartışmasız ateş gücü üstünlüğüne rağmen Barbaros’un ve onun reisleri ile levendlerinin denizcilik disiplinlerinin bir olmazı nasıl olur hale getirdiklerinin gerçek anlatımına ne bizim tarih kitaplarında ne de yabancı yayınlarda rastlayabiliriz. Çoğumuzun bellekleri Atatürk’ün “Tarihi yazanlar tarihi yapanlara riayet etmezlerse yazdıkları masaldan ibaret olur” deyimine uygun yazılarla doldurulmuştur. Yabancılarsa, Britanica ve Universal ansiklopedilerinin Preveze bölümlerinde “Andrea Doria Mukaddes İttifak donanmasını Barbaros’un önünden kurtarmıştır”cümlesinden fazla bir şey yazmak lüzumunu görmemişlerdir.Yabancı tarihçiler, tam deyimi ile “duba dubaya” < Head on engagement> bir deniz savaşı olmayan Preveze çatışmasını gerçek bir deniz savaşı olarak hiçbir zaman kabul etmek istememişler; Lepanto deniz muharebesine kıyasla Preveze çatışmasını ‘önemsiz olay’ <Trifling Affair> deyimiyle geçiştirmişlerdir. Hıristiyan dünyası Lepanto'da her ne kadar kesin bir deniz zaferi kazanmışsa da neticesinde Akdenizde asla Osmanlıya karşı bir üstünlük sağlayamamış ve Akdenizin kontrolunu eline geçirememiştir. Lepantodan bir yıl sonra 1571’de Osmanlı kapsamlı bir deniz harekatı ile Kıbrıs ele geçirirken Avrupadan hiç bir Hıristiyan deniz gücünün Kıbrıs kampanyasına müdahele edememesi o tarihlerde Akdenizdeki Türk deniz gücünün üstünlüğü hakkında en açık ve kesin delildir. Preveze olayını ayrıntıları ile araştıran yabancı denizciler politik tarihçilerden daha gerçekçi ve faydalı bilgileri günümüze adeta canlı gibi aktarmışlardır. Demek ki şükürler olsun denizcilere ve deniz gibi engin düşüncesi olanlara. Altı dil bilen Barbaros, Prevezede çelik gibi sinirleri, engin denizcilik bilgisi ve Akdenizde kurduğu geniş haber alma ağı ile o devrin en büyük yüzer ateş gücünü tam anlamıyla ’fos’ çıkarmıştır. Preveze deniz savaşının perde arkası Akdeniz’in iki güçlü denizcisi Barbaros ve Doria : Barbaros ( Hızır Reis ): l473-l546 Kardesi Oruç’un şahadeti ile l5l8 de Cezayir’e hakim oldu. Osmanlı hizmetine girişi l5.Mayıs l5l9; Osmanlı Derya Kaptanlığına getirilişi 5 Nisan l534 yılında olmuştur. Devrin Osmanlı vezirleri ”Balıkçı kayıkları ile küçük ticaret gemilerini yakalayan bu balıkçıya galilerimizi nasıl 3 teslim ederiz” itirazlarını Divan’da yaparak, Barbaros’a Kapudan-ı Deryalığın verilmemesi için çok direnmişlerdir. Ancak o sıralarda Akdenizde meydana gelen güç değişikliği Barbarosun Osmanlı donanmasının başına getirilmesini gerekli kılmıştır. Bu güç değişikliği ise Anrea Doria’nın 12 kadırgası ile Fransa kralı I. Francois’in emrinden çıkararak Alman İmparatoru V. Charles’in ermine girmesidir. 1532’de V. Charles’in gücünü arkasına alan Adrea Doria Korent körfezindeki Coron’u bir deniz harekatı ile Türklerin elinden aldı. Corondaki Türk garnizonu Anrea Doria kuvvetlerinin sargısı altında zor durumda kalınca ertesi yıl Lütfü paşa komutasındaki Osmanlı filosu yardıma geldi ise de körfezdeki deniz muharebesinde Anrea Doria Türk donanmasını bozguna uğrattı. 1533’te sadrazam İbrahim paşanın dört ay süren Kanuni Sultan Süleyman’ı ikna çabaları sonucunda Sultanın elçileri Barbarosu ziyaret etti. Otuz yıl evvel iki küçük kadırgası ile Ege’den ayrılan ağabeyinin emrindeki Hızır Reis şimdi hemen hemen Cezayir’in hakimi sıfatını taşıyor ve Sultan elçileri ile kendisini huzuruna çağırıyordu. Davetteki ilk maksat Istanbuldaki Osmanlı donanmasının revizyon ve organizasyonu için çağrılması idi. Barbaros ( Hızır ) ise Sultanın insan gücü ile deniz gücünü devam ettirecek silah temini için bu daveti kabullendi. Karşılıklı menfaatler din birliği ile pekişince Barbaros 61 yaşında XVI. y.y. dünyasının en güçlü kara gücüne sahip olan Osmanlı İmparatorluğunun deniz kuvvetleri kumandanı oldu. Oysa Barbaros Osmanlı Donanmasının başına getirilmeden evvel de mükemmel seyir bilgsine sahip Akdenizin tartışmasız en iyi denizcisi idi. Dört yıl sonra Prevezede ise Barbaros 65 yaşındadır. Barbaros l5l9’da 46 yaşında iken Osmanlı hizmetine girmiştir. 46 yaşından çok evvel ise Akdenizde Barbaros kardeşlerin namı biliniyordu. O devirde İspanyol gemilerinin seyir hatasından karaya gittiği belgelenirken hiçbir Cezayir gemisinin seyir hatasından karaya gittiği görülmemiştir. Barbaros’un Cezayiri Avrupalı güçlere karşı elinde tutabilmesi için Osmanlının silah desteği ve insan gücüne ihtiyacı vardı. Ancak bu güç Osmanlıda deniz için nasıl kullanılacağı bilinmeyen hantal bir güçtü. Barbaros bilgi ve tecrübesi ile bu gücü hareketli, netice alıcı bir güce çevirmiştir. Osmanlı ise büyük bir kara gücüne sahip olmasına rağmen sınırları içindeki deniz aşırı yerleri elinde tutacak beceriye sahip değildi. Barbarosdan evvel Osmanlı tersanelerinde hiçbir verim yoktu. Gemilerdeki mürettebat Yunan ve Anadolu dağlarındaki çobanlardan toplanır küreğe verilirdi. Yelken takım ve armalarıysa eksik ve yetersizdi. Kürek çekmesini bilmeyen, denize alışkın olmayan personelle hiçbir sefer iyi sonuca ulaşamazdı. Barbaros bu sistemi Osmanlı donanmasında büyük ölçüde değiştirerek Levent adı altında yeni bir deniz askeri bölümü yaratmıştır. Osmanlı deniz gücü insan kaynağı Levent adı altında Garp Ocakları: Tunus ve Cezayirden, Ege Adaları, Yunan yarımadası, Antalya ve Alanya sahilleri, Aydın ve Bursa köylüleri, Konyalı Rum çobanlardan seçilerek deniz eri veya kürekçi mükellefi olarak yetiştirilmeğe başlanmıştır. 1533-34 kışını Barbaros sarayın Topkapı'da kendisine tahsis ettiği dairede değil, yemesi ve yatması ile hep Tophane'de geçirdi. İstanbul’da o kış, tüm hayatı tersane ile Tophane arasında gidip gelmekle geçti. Bir kışta İstanbul tersanelerinde 6l gemi yaptırdı. l534 baharının sonunda 84 gemi ile başkentten sefere çıktı. Dört yıl sonra da Osmanlı kaynakları ve kendi becerisi ile yarattığı deniz gücü; ateş gücü çok daha yüksek Hıristiyan Avrupa’nın birleşik deniz gücünü netice alamaz hale getirdi. O tarihlerde Avrupalı 4 güçler Akdeniz egemenliği için Barbaros’u çok yakından takip etmekteydiler. İspanya İmparatoru V.Charles Akdeniz egemenliği için en büyük rakip olarak kendisine Osmanlıları değil Venediği görüyordu. Prevezedeki hesaplaşmada esas tahrip edilecek deniz gücü Osmanlıdan ziyade Venedik deniz gücüydü. Eğer Barbaros V.Charles’in hizmetine girerse Akdeniz egemenliği için Venedik devreden çıkartılabilir; İspanya Akdenizde rakipsiz olabilirdi. Ancak, o zamanda Fransa Akdenizde II. deniz gücü olarak kalırdı ki bu I.Francois’nın kabul edebileceği bir durum değildi. Bundan dolayı I. Francois’da Barbaros’u hizmetine almak istemiştir. Fransanın kaynaklarının yetersizliğini iyi bilen Barbaros konu ile ilgilenmeyince I. Francois Kanuni ile ittifaka girdi. Bu politik yakınlaşmaya Avrupada o tarihte bir Hıristiyan devletle bir müslüman devletin anlaşmasından dolayı ’İtikatsız İttifak’ adı takıldı. 21.Eylül 1538 de Imp,V Charles’in ajanı Alarcon Barbaros’un oğlu Hasan Reis aracılığı ile Barbaros’a V.Charles’in I. mektubunu getirdi. 25 Eylül l538 de Barbaros’a V.Charles’dan II. mektup gelmiştir. Arabulucu imparatorluk ajanı Barbaros’un oğlu Hasan Reise, Charles’in Mulay Hasan’a söz verdiğinden Tunus’u veremeyeceğini, (belli ki pazarlıkta Barbaros tarafından Tunus istenmiştir), buna karşılık Bon, Bugia, Malta Şövalyeleri razı olursa Trablusgarp dahil Kuzey Afrika kıyılarının kalan kısmını Barbaros’a teklif etmiştir. Karşılık olarak Barbaros’un Türk komutasından ayrılıp Cezayir’e dönmesi, bölgenin beyi olması, başta Napoli ve Sicilya olmak üzere imparatorluk topraklarına saygı göstermesi istenmiştir. V.Charles zamanın şartlarında Tunus’u Barbaros’a vaat edemezdi. Zira Avrupa o tarihlerde Kuzey Afrika’nın buğdayına muhtaçtı. Mulay Hasan’la arasını bozamazdı. V.Charles mektubunda Barbaros’a “Sana Grand Senyör’e (Kanuni) ihanet et demiyorum, yalnızca hizmetini benden yana sun.” diyordu. 2 Bu mektuplardan çok evvel V.Charles tarafından Barbaros’la muhabere için Andrea Doria ve Sicilya valisine tam yetki verilmişti. Andrea Doria l Eylül l538 e kadar Barbaros’la direkt temas kurmuştur. 27 Eylül l538’ in bir gece evveli A.Doria’ya ait bir elçi kadırga Barbaros’un kadırgasının yanına gelmiş ve bir heyet Barbaros’la görüşmüştür. Ancak Barbaros tüm bu mektuplar ve görüşmelerden Osmanlı Kara Kuvvetleri Komutanı Lütfü Paşayı haberdar etmiştir. 3 l İtalyan Dz Kuvvetleri Dergisi Temmuz l896 2 Simancas arşivi sayfa 358 3 Preveze ile ilgili Muradi Sinan Ağa tarafından kaleme alınan yazılar: Topkapı Müze Kitaplığı ve İst.Üniversitesi Kitaplığı kopya no:94 ve 2490 Lütfü Paşa Barbaros’a,karşı tarafla diyaloğunu kesmemesini ve Osmanlı Kuvvetleri hazırlanana kadar V.Charles’in ajanlarını oyalamasını bildirmesine rağmen yine de Divanın taziği ile Barbaros’un yanına saray ajanlarını sokmuştur. Zamanın en gelişmiş haber alma ağına sahip 6 dil bilen Barbaros pek tabii ki bütün bu gelişmelerden haberdardır. Andrea Doria:l468-l560 Soylu ve zengin Cenovalı bir ailedendir. Kendi yaptırdığı ve finanse ettiği kadırgalarla Akdeniz’de İmparator ve Krallara hizmetini sunmakta olup bir nevi özel askeri deniz gücüdür. 5 Fransa Kralı I. Francois adına maaş karşılığı l2 kadırgası ile hizmet sunmuştur. Bu hizmet Akdenizde özellikle müslüman gemilerinden zaptedilen mal ve insanlardır. Getirdiği ganimetlerden ’devlet malı’ gerekçesiyle I.Francois pay vermeyince kontratı bitiminde Doria hizmetini para karşılığı İspanya İmparatoru V.Charles’e sunmuştur. Doria sırası ile Papa, I.Francois ve V.Charles’ın hizmetine girmiştir. O devirde Venedik harici Avrupa devletlerinin belirli bir denizcilik politikası yoktu. Açıkcası para karşılığı gemileri ile korsanlık hizmeti kiralama anlayışı hakimdir Akdeniz’de. Doria Prevezeye kendisine ait 22 kadırga ile katılmıştır. Doria genel politika olarak, yapılacak deniz muharebesini zamanının deniz korsanlığının yaygın anlayışı ile bir din savaşı değilde ganimet savaşı olarak değerlendirmiş ve V.Charles’in planları doğrultusunda Preveze kampanyası boyunca kendisine ait filoyu hiçbir zaman direkt olarak savaşa sokmamıştır. Aslında Andrea Doria V.Charles’in emri ile Preveze deniz savaşında Osmanlı donanmasına karşı savaşmamıştır. Zira Andrea Doria’nın siyasi politikacılığı denizciliğinden daha üstündü. Preveze Sahnesi Perde Arkası: Cenova ve Venedik Osmanlıyla yakın ticari ilişkileri olan Osmanlının başkenti İstanbul’da bir hayli işyeri açmış birbirlerini hiç sevmeyen rakip iki ayrı Hıristiyan şehir devletiydi. Floransaysa Fatih Devrinden beri İtalyan şehir devletlerini zayıflatmak için Osmanlıya askeri teknoloji aktarıyordu. Örneğin top yapımı için gerekli kalay madeni ithalatı Cenova’nın tekelinde olup İngiltere’den alınıp Osmanlıya satılıyordu. Venediğin İtalyan devletleriyle dostluğu yoktu. İspanyollar İtalyanları sevmezdi. Fransa ise kara sınırları ile komşu olduğu V.Charles’in İmparatorluğunu Akdenizde güçlenmesini asla istemiyordu. Andrea Doria V.Charles’i almak için Barselona’ya giderken Fransız kadırgaları 60 mil onları izlemiştir. Doria V.Charles’ı alıp Cenova’ya dönerken 12 Fransız kadırgası İmparator V.Charles’ın forsunu selamlamamış ve tehlikeli biçimde Cenova kadırgalarına yaklaşınca Doria Fransız gemilerini top ateşi ile uzaklaştırmıştır. Fransız Deniz Kuvvetleri Komutanının kardeşi St.Blanchard’ın bulunduğu 2 kadırgayı zaptedince diğer Fransız gemileri Doria’nın gemilerine ateş açıp tahribat vererek kaçmışlardır. Papa III. Paola Savoi dükasından şüphelenerek Nis’e girmemiştir. I.Francois’da şehrin dışında beklemiştir. Taraflar birbirlerini görmeden l0 yıllık mütarekeyi zorla yapmışlardı. Venedik ise V.Charles’in İspanyasına zerre kadar güvenmiyordu. Savaşın en kızgın anında denizde Osmanlı filosu ile yalnız başına kalacağı şüphesi içinde idi. Venedik senatosu muharebe taraftarı iken l0’lar meclisi Osmanlı ile kara hududu olduğu ve ticaretinden dolayı savaşa karşı idi. Andrea Doria’ya gizliden muharebe emri veren l0’lar meclisi kendi amiralı Capello’ya bu emri vermemiştir. Grimano ve Capello, Doria için zorla birleşmişlerdir. Genovalı Doria’nın kumandası altına girmek Venedikli Capello için çok zor bir durumdu. İşte, ’Mukaddes İttifak’ adı altında yelken açıp Barbaros’un komutasındaki Osmanlı donanması ile hesaplaşacak ortaklar bunlardı. Preveze, Güney-Doğu Adriyatiğin geniş Arta körfezinde, o zamanlar sahilinde ufak bir kale ile Osmanlı istihkamları olan küçük bir sahil kasabasıdır. Gemilerin barınması için son derecede müsait olan körfezin girişi takribi 3500 metre genişliğinde ve güneye doğru kavislidir. Dar ve kavisli bir su geçidinde dar açı apaz ve pupa seyrinden başka bir yelken seyrine müsait 6 olmayan zamanın yüksek güverteli , çok su çeken, bol toplu, ağır Atlantik kalyonları için bu geçidi geçmek son derecede güç ve tehlikeli olduğu gibi, az su çeken kürekli kadırgalarında bu geçidi geçseler bile sınırlı top ve cephane güçleri ile yiyecek ve su stoklarına güvenerek karşıt donanma ve sahil istikam gücü ile savaşı kabul etmeleri hemen hemen telef olmaları anlamıyla eş-değerdi. Barbaros emrindeki Osmanlı donanması ile Prevezeye geldiğinde birleşik hıristiyan donanması Korfu’daydı. Dolayısıyla Osmanlı donanması her deniz kuvvetinin kendini rahatça muhafaza ve müdafaa edebileceği geniş Arta körfezine sorunsuz olarak yerleşti. Artık Osmanlı kara istihkamları altında kıçtan kara yatan Türk donanmasının çoğrafik ve stratejik üstünlüğü tartışmasızdı. Mukaddes İttifak donanmasının Arta Körfezi açıklarında ikmal gücünü tüketmeden Türk donanmasının açık denizde ‘duba duba’ya’ savaşı kabul etmesi ise büyük bir felaketle sonuçlanabilecek denizcilik hatasından başka bir şey değildi. Bu hatayı Barbaros asla yapmazdı. Oysa bölgeye mevzilenen Türk Kara Kuvvetlerinin Komutanı Lütfü Paşa bir denizci olmadığı için 25 Eylül’de körfez girişinde gözüken ‘Mukaddes İttifak’ donanmasına karşı, Barbaros’u donanmayı açık denize çıkartarak savaşması yönünde devamlı tazyik ediyordu. İki karşıt donanmanın Akdenizde deniz üstünlüğü için kozlarını paylaşacak bu üç kilit ve kurt amirali Barbaros ve Doria ile Capello 70’ine yaklaşmış gereksiz ataklıktan uzak dikkatli denizcilerdi. Andrea Doria komutasındaki ‘Mukaddes İttifak’ filosu körfez dışında Barbaros’un açık denize çıkmasını beklerken gemilerindeki yiyecek ve su stokları her gün biraz daha azalmaktaydı. Doria mürettabatı doyuramamanın isyan getireceğini biliyor tedirginliği ümitsizliğine paralel artıyordu. Barbaros, yukarıda belirtiğimiz gibi deniz-derya bilmez Lütfü Paşanın tazyiği altındaydı. Preveze olayı gerçekte her denizcinin detaylı olarak okuması gereken bir taktik ve disiplin savaşıdır. Bu şavaş ancak engin görüşlü, sinirlerine hakim tecrübeli bir denizcinin başarıya ulaştırabileceği bir deniz savaşıdır. Nitekim Preveze'den 38 yıl sonra daha gelişmiş ve güçlü bir deniz gücüne sahip Osmanlı Lepanto'da Müezzinzade Ali Paşa'nın eksik denizcilik bilgisi ile hem donanma kumandanı canından olmuş hem de kara askeri ile doldurdurulan, savaş sırasında deniz tutmuş, erlerin telefi ve neticesinde de Uluç Ali Paşa <Calabria'lı papaz Cigavalo> emrindeki gemiler hariç tüm Osmanlı donanmasının, Mukaddes İttifakçıları dahi şaşırtarak, tam imhası ile neticelenmiştir. Emrindeki gemilerini kurtaran Uluç Ali Paşa bilahere Osmanlı donanmasının kaptan-ı Deryalığına getirilmiştir. Boşuna mı, "Gemisini kurtaran kaptandır" demişler! ‘Holly League’ Mukaddes İttifak Donanması: Muhtelif yabancı kaynakların birleştiği görüşe göre ittifak donanması 139 kadırga, 7l Navi’dir (salt yelkenli). Bunun yaklaşık 50 kadarı yüksek güverteli çok su çeken Atlantik kalyonlarıdır. Bu kalyonlar Preveze’de rüzgarsızlıklatan savaşa katılamamışlardır. Başka bir kaynak ise; özellikle vurguladığı, ‘Holy League’ donanmasının gemi ve ateş gücü Barbaros’un kumandasındaki Osmanlı donanmasından kat kat üstündü belirtmesinden sonra ‘Mukaddes İttifak’ donanmasının gemi, personel ve top adedini şu şekilde sıralamaktadır: 80 adet Venedik Kadırgası 7 36 adet Papalık Kadırgası 30 adet İspanyol Kadırgası 50 adet yüksek güverteli Portekiz Atlantik Kalyonu Yaklaşık 60.000 asker, denizci ve personel 2500 adet gemi topu Görünürde Genel Donanma Kumandanı: Cenovalı Adrea Doria Venedik Donanması Kumandanı Amiral Capello Papalık Donanması Kumandanı: Grimani’dir. ( Grimani Monaco prensinin ilk kuşaktan büyük babaları olup Akdenizde o tarihte milliyet ve din gözetmeksizin her gemiye saldıran azılı bir korsandır. Fransızlar bu hıristiyan korsanın şerrinden denizde kurtulabilmek için Fransanın İtalya sınırına yakın Kuzey Batı Akdeniz sahilindeki dağlık kaya parçasını Grimani’ye vermişlerdir. Monaco’nun tarih sahnesine çıkışı korsan Grimani ile başlar. İttifak Donanmasının Savaş Düzeni: I.hat: Genovalı Francesco Doria ve Venedikli Bondelmiere komutasında 71 gemi II.hat: Marco Grimani komutasında 27 gemilik papalık donanması. III.hat: (ortada) İmparatorluk donanması: Antonyo Doria Komutasında 6 gemi –Ferranta Gonzaga komutasında 4 gemi (kaptanları Sicilyalı) - Napoliden 5 gemi (kaptanları Toledolu) – Malta Şövalyelerinin 4 gemisi - Monakonun 2 gemisi –Aquillar kontunun 4 gemisi - Andrea Doria’nın 22 kadırgası; toplam 47 gemi. İkişer deniz mili mesafe ile seyri planlanan bu üç filoda savaşa girecek kadırgaların çoğunun kaptanı Venediklidir. Artçı filo: Venedik baş amiralı Capello komutasında 65 kadırga. Ast komutanları Francesco Pasqualio ve Alessandro Contarini. Toplam 210 kadırga (galley) - Gelase (galiot) - Kalyon (galleon) - II. sınıf yelkenli (Nave ) Bu kadar yelken ve kürek çeşitliliği gösteren bu donanma Preveze açıklarındaki hava şartlarında plandaki düzenini muhafaza edememiştir. Barbaros Komutasındaki Türk Donanması: Eldeki kaynaklara göre Prevezedeki Türk donanması 117 ila 140 gemilik bir deniz gücüydü. Olesa Munido ve Chalcondyle göre 87 kadırga 30 gulet. Hacı Kahlifeh’e göre 122 az su çeken hafif kadırga. Meriman’a göre 140 iyi donanımlı kadırga.İngiliz Knolles ve Rycaut’un XVI.y.y Osmanlı kaynaklarına göre 130 kadırga. J.F.Guilmartinin Jr.’ın Gun Powder and Galleys’inde 90 kadırga 30 büyük gulet 20 sınıfsız kürekli gemi olarak belirtilmektedir. Munido ve Chalcondyle’in bilgileri daha doğru olabilir. Zira Barbaros’un büyük Cezayir guletlerinin Osmanlı filosunda artcı kuvvet olarak hazır bulundukları bilinen bir gerçektir. J.F.Guilmartin’de 30 büyük Cezayir guletinden bahsetmektedir. Türk Donanmasının Savaş Düzeni: 8 Öncü:Turgut Reis (Dragut) - Ortada: Barbaros - Yanlarda: Sinan, Murat, Salih Reisler-arkada ihtiyat büyük Cezayir guletleri. İttifak donanmasında da olduğu gibi bu düzen yerel deniz şartlarından dolayı Barbaros’un Preveze’den açık denize çıkışında bozulmuştur. Türk kadırgaları guletler hariç az su çeken, ateş gücü az, alçak ve fazla savaşçı taşıyamayan teknelerdi. Tüm tarihi belgelerde birleşilen ortak görüşe göre açık denizde göğüs göğüse veya denizcilik deyimiyle duba duba’ya (head on engagement) yapılacak bir deniz savaşında ittifak donanması gemilerinin Prevezedeki Türk donanmasına karşı su götürmez bir üstünlüğü vardı. Prevezede Sahne Açılıyor: 21.Eylül’de Doria Venedikllilerin baskısıyla genel deniz savaşı için Korfu adasından hareket etti. 22 Eylül’de İspanyol ve Portekizlilerin Atlantik seyri yapan yüksek güverteli 50 kadar kalyonu l6 bin kara askeri, bir hayli top ve cephanesiyle ittifak donanmasına katıldı. 23-2425-Eylül’de öncü ittifak donanması gemileri Preveze girişi kuzey berzahına asker ve top çıkartarak 3 günlük başarısız bir saldırı harekatı düzenledi. İttifak donanması komutanları Preveze boğazını karadan zorlayarak zaptetme fikrini sonbahar şartlarından dolayı kara birliklerini geri çekememe korkusuyla cazip görmüyorlardı. Kaleden karşı Türk saldırısı neticesinde denizden top ateşi desteğinde ittifak çıkarma birlikleri gemilerine çekildi. 25 Eylül’de ittifakın büyük kalyonları kuzey rüzgarlarıyla Preveze’ye hareket etti. Barbaros daha evvel Arta körfezine girerek kadırgalarının pruvalarını Preveze geçidine bakar vaziyette Türk sahil istihkamlarının korumasında demirlemişti. 26-27 Eylül’de ‘Holly League’ Mukaddes İttifakın kara kuvvetleri komutanı İspanyol asıllı Napoli valisi Preveze kalesine karadan tekrar saldırıp ele geçirilmesinde ısrar etti. Eğer Preveze kalesi düşerse Türk kadırgaları yiyecek ve su ikmali yapamayacaktı. Ancak bu fikrini müttefiklerine kabul ettiremedi. Özellikle Venedikliler zayıf düşecekleri gerekçesiyle gemilerinden kuvvet vermek istemiyorlardı. Çok iyi meteoroloji bilgisine sahip Barbaros’sa Preveze’den çıkış için Doria’nın komutasındaki yüksek güverteli ağır Atlantik gemilerinin güney rüzgarlarında orsasına gidemeyerek kürekli kadırgalardan ayrı düşeceği an ile güney rüzgarlarından evvelki durgun hava şartlarında büyük Atlantik kalyonlarının denizde hareketsiz birer kale durumuna geleceği zamanı sabırla bekliyordu. İttifak donanması Levkas adasının batı sahilinde Demata körfezinden Zuana burnuna, oradanda 10 Dz mili güneydeki Sesola adacığına kadar dağılmış olarak demir üstünde Türk donanmasının Arta körfezinden dışarı çıkmasını beklemekteydi. 27 Eylül mü?- 28 Eylül mü? Biz Preveze zaferini her yıl 27 Eylül’de kutlarız. Oysa yabancı tarihçiler bu deniz savaşının bitişini 28 Eylül olarak belgelerler. O günkü olayın tüm belgeleri incelendiğinde 27 Eylül’de Andrea Doria, emrindeki filonun bir kısmı ile Arta körfezi açıklarına kadar geldiği gece rüzgarın durması ile gruptaki hermafrodit ağır kadırgalarla ince kadırgaların arasının açıldığı, kadırgaların kürek üstünde kalyon ve ağır gemileri beklemeye başladıkları anlaşılmıştır. 9 Venedikli komutan Bondelmiero komutasındaki bordası saç kaplı, ağır toplu dev Venedik sancak kadırgası rüzgarsızlıktan ittifak donanmasının dönüş hattının gerisinde kalmıştı. Çok su çeken Doria’nın donanması Levkas’ın güneyine tramola ederek Dukato burnuna doğru yol verdi. Gece rüzgarın kesilmesiyle Doria risk almayarak kendisine ait filoyu Sesola adacığı açığına çekmişti. Oysa Barbaros gece havanın kalmasıyla ittifak donanmasındaki gemilerin saflarının bozulup aralarının açıldığını tespit etmiştir. İşte şimdi gerçek denizcinin yelken ve küreği açık denizde konuşturacağı an gelmişti. Barbaros 27 Eylül’ü 28 e bağlayan gece denizdeki durgunluğun arkasından güney rüzgarlarının geleceğini bilecek kadar meteoroloji ustasıydı. Sabah daha şafak sökmeden gecenin karanlığında vira bismillah-çala kürek Arta körfezinden dışarı fırladı. Dağınık ittifak donanması artçıları öncü Türk filosunun Levkas’ın kuzey burnundan kürekle üzerlerine geldiklerini gördüklerinde şafak yeni sökmüş ve deniz palpa limanlıktı. Barbaros ilk düşündüğü savaş nizamını değiştirmişti. Ortada Barbaros Sancağında Turgut Reis - İskelesinde Salih reisin ince kadırgaları durgun suda yakaladıkları avantajı yitirmemek için rüzgarsızlıktan arkada kalan Venedik kadırgalarına Santa Mauro (Aya Mavro) adasının altından gelerek süratle saldırdılar. Bu manevra karşısında, (büyük bir ihtimalle V.Charles’dan aldığı direktif doğrultusunda), Doria’nın savaş nizamı Venediklilerin şüphesine yer verecek şekilde değişmişti. Venedik filosu öncü olarak Türk kadırgalarıyla karşı karşıya kalırken Grimani’nin komutasındaki 27 gemilik Papalık donanması artçı olarak kalmış merkezde olması gereken A.Doria muharebe sahası dışı Sesola adacıkları açığında demir üstünde kalmıştı. 28 Eylül sabahı rüzgar güneyden hafifçe esmeye başlamıştı. Ancak deniz daha durgundu. Doria Sesola açığında demirliyken diğer gemiler amiral gemisinin 5 deniz mili güneyinde sahile yakın demirliydiler. Dev Venedik kadırgası hala Levkas’ın güneyine yol veren İttifak filosuna yetişememiş ve 10 deniz mili kadar gerideydi. Doria dağılan filosunu toplayarak güney rüzgarlarını arkasına alıp Türk filosuna yüklenmeyi planlıyordu. Tam bu anda Levkas’in kuzey burnundan Türk kadırga filosu gözüktü. Durgun denizde Türk donanması: sağ kanatta Turgut Reis-ortada Barbaros-sol kanatta Salih reis nizamındaydı. Öncü Türk kadırga birliği sancak gemisi dev Venedik kadırgası Boccanegra’ya top ateşi açtı. İlk salvo Boccanegro’nun ana direğine isabet etti ve direği yıktı. Ancak Pruva topları çok güçlü olan bordası saç kaplı Venedik kadırgasına Barbaros’un sancak gemisi yanaşmadı. Diğer Türk kadırgaları dev Venedik sancak kadırgasına birkaç yüz yarda yaklaştıklarında komutan Bondelmiero topçularına ilk salvo emrini verdi. Bir Türk kadırgası hemen battı. Birkaç kadırga ağır yara alarak savaş dışı kaldı. Deniz üstü sağlam, yaralı Osmanlı asker ve denizcileriyle dolmuştu. Barbaros kadırgalarını Venedik kalyonuna sancak-iskele saldırıp okçularıyla güvertedekileri vurmalarını emretti. Komutan Bondelmiero rüzgardan hareketsiz kadırgasının topları ile erişebildiği Türk kadırgalarına hasar vermeye başlamıştı. Türk kadırgaları ile sarılmış Venedik sancak kadırgasına Andrea Doria kürekle iki buçuk saatlik uzaklıkta olduğu halde yardıma gitmedi. Tüm öğleden sonra savaş Venedik sancak kadırgası ile Türk kadırgaları arasında geçti. Akşamüstü yaklaşırken rüzgar güney yönden sertleşmeye başlamıştı. Papalık donanmasının amiralı Marcos Grimani ile Venedik donanmasının baş amiralı Vincenzo Capello çatışmanın en kızgın anında hızlı bir ‘kırlangıç’ la Doria’ya gidip kızgınlıkla neden savaşmadığını sormuşlardır. Her iki komutanda Doria’ya, Türk 10 donanmasına tüm ittifak gücü ile saldırması için adeta yalvardılar. Ancak 28 Eylül’ün akşamüstünde Doria filosuna Sesola açıklarından demir aldırarak kuzeye hareket emrini verdi. Fakat doğrudan Türk filosunun üzerine gitmeyip Kuzey-Batıya doğru bir yay çizerek Barbarosu açık denizde karşılamak istedi. Boldelmiero komutasındaki Venedik sancak kadırgası yeterli rüzgar olmadığından hareketsiz savaşa devam etmekteydi. Lüzumsuz adam ve malzeme kaybetmek istemeyen Barbaros Preveze açıklarından uzaklaşmayarak Doria’nın bu yemini yutmadı. Sertlenen güney rüzgarlarıyla orsasına seyir edemeyen ağır hermafrodit kadırgalara Barbaros’un kürekli kadırgaları gece arkadan saldırarak istediği tahribatı yapabilirdi. Nitekim Doria’da bunun farkında olduğundan 28 Eylül’ü 29 a bağlayan gece tüm gemilerine fenerleri söndür emrini vermiştir. Gün sonunda Türk donanması bir Venedik, bir Papalık, beş İspanyol gemisi zaptetmiş, birleşik donanmadan iki Gelase su kesimine kadar yandığından mürettebatları filikalara binerek gemilerini terk etmiş. iki Venedik kadırgasından biri direklerini kaybetmiş, diğeride ağır hasar ve kayıplı olarak savaş alanının dışına çıkmıştır. Türk filosundan hiçbir Türk kadırgası ele geçmemiştir. Bir veya iki kadırga batmış, birkaç kadırgada Venedik sancak gemisinin toplarıyla ağır hasar görmüştür. Gece güney rüzgarları şiddetlenmişti. 29 Eylül sabahı Barbaros Dorianın gemilerinin kuzeye doğru yol aldığını gördü. Doria’nın birleşik donanması savaş alanından çekilmiş Korfu’nun kuzeyine doğru hareketleniyordu. 28 Eylül öğleden sonra şiddetlenen Güney rüzgarları daha da sertlenerek fırtına şiddetinde iki gün devam etti. Mukaddes İttifakın gemileri Doria’nın komutasından çıkmıştı. Gemi kaptanları teknelerini salim bir limana eriştirme telaşındaydı. Bu çatışmada Doria’nın asgari 50 gemilik bir üstünlüğü vardı. Filosundaki birçok geminin beher ateş gücü bir Osmanlı kadırga filosuna bedeldi. Mukaddes İttifakın birleşik donanması Barbarosun komutasındaki Türk donanması karşısında etkili olamamasının sebeplerinden biride donanmalarındaki gemi çeşitlerini etkin kullanamamalarından kaynaklanmıştır. Yabancı kaynakların çoğunluk ifadesine göre üç hıristiyan ülkenin 200 iyi donanımlı savaş gemisine sahip ‘Mukaddes İttifak’ın amirali Andrea Doria kendi savaş gücünden zayıf ve gemi adedi az olan Barbaros’un kumandasındaki Osmanlı donanmasının önünden kaçmıştır. Kanuni’ye Preveze zaferi haberi Bulgaristan Yanbolu’da ulaştı. Şehirde gece kandiller yakıldı ve fener alayı yapıldı. Zafer anısına Aya Sophia’da tören ve fener alayı yapıldı. Barbaros’un yıllık geliri l00 bin gümüş akçe arttırıldı. Türkler Prevezede Yenilmiş Olsalardı Hayali Paylaşımı: İttifak donanması ertesi yaz Çanakkale boğazını geçip İstanbul önlerinde olacaktı. İstanbul alınırsa Doğu Roma İmparatoru sıfatı ile V.Charles’e verilecek, Papa doğuda da belirli bir egemenlik elde edecek, Venedik Ege’deki eski kolonilerine sahip olacak, kalan avantajlarda pay edilecekti. Maksat Osmanlıyı bir yüz yıl evvelki sınırlara, Anadolu’ya atmaktı. Ancak Fransa Akdeniz egemenliğini İspanyollara kaptıracak ve Fransız Deniz kuvvetleri ilkel bir güç olarak kalacaktı. Doria’nın kendi filosu için ortaya koyduğu sermayeye göre toplayacağı ganimet daha az olacaktı. Zira Türkler genellikle gemileri batıncaya kadar dövüşüyorlardı. Mukaddes ittifakın uyumsuz ortaklarının hiç hesaba katmadıkları bir şey vardı ki, eğer Türk 11 donanması Preveze’de telef olsaydı ertesi yıl bu uyumsuz ortaklığın deniz kuvveti daha Çanakkale boğazına ulaşamadan karşılarında Prevezedeki donanmadan daha büyük bir Osmanlı deniz gücü ile karşılaşacaklardı. Zira Osmanlının XVI.y.y. daki mali gücü her kış yeni bir donanmayı imparatorluk sınırları içindeki tersanelerinde inşa edip topundancephanesine, yelkeninden-halatına-çıpasına kadar süratle donatacak durumdaydı. Nitekim 1570 Lepanto bozgunundan sonra 1571’de Osmanlının Akdenize saldığı donanma ve Kıbrıs adasının tamamının fethi esnasında Mukaddes İttifak donanmasının Osmanlı donanmasının karşısına çıkamaması bunun en somut kanıtıdır. En Son Olarak’ Bir Soru ve Bir Cevap: Peki, Osmanlı Barbaros’un değerini bilip, onun engin bilgisinden faydalanarak çok uluslu imparatorluğunu denizci bir toplum yapabildi mi? Denizcisine onun gerçek kimliğini anlatarak onun gibi dünya görüşü geniş derya kurtlarının yetişmesini sağlayabildi mi? Cevap: Heyhat! Ne gezer. Hayattayken Osmanlı sarayı hep ondan şüphelendi ve kontrol altında tuttu. Beşiktaş’daki evinde ecel geldikten sonrada unutuldu gitti. 1828 yılında İngiliz Dz.Binbaşısı Slade Osmanlı donanmasının modernleştirilmesi için görevliyken Beşiktaş’ta sahilde, şimdiki gibi değil, ufak metruk bir mezar görür. Kime sorsa bu mezarın sahibi hakkında bilgi alamaz. Mezar taşlarını okuyabilen birinin yardımı ile bu mezarın Türk denizcilik tarihinde yetişmiş en büyük denizci Barbaros’a ait olduğunu öğrenir ve de bu duyarsızlığa hayret eder. Binbaşı Slade Beşiktaş sahilindeki bu birkaç mezar taşından ibaret mezarlığa Barbaros’un gömülü olduğunu öğrendikten sonra, detaylar için, çok sık gittiğinden etrafta Slade’in büyük-büyük annesinin Barbaros’un cariyesi olup Slade’in de onun bilmem kaçıncı kuşaktan torunu olduğu dedikodusu ortaya yayılır. Slade, ulaşabildiği saray görevlileri vasıtası ile Sultan II. Mahmut’a konuyu aktarttırır ve bu büyük denizcinin, kısmende olsa, önemine layik bir mekan yapılmasını sağlar. Amiral Adolphus Slade’in Türkiye Hatıraları kitabında bu pasaja rastlayabilirsiniz. Atatürk’ün Türkiye’sinde bu gün Barbaros Hayrettin’i bilmeyenimizin yok olduğunu ummak istiyorum. Mekanı cennet olsun . O ait olduğu topluma aldığından fazlasını verdi. Kaptan & Dalgıç Ersin Süeren Kaynaklar: Roger B.Merriman Vo.III The Rise of The Spanish Emp The Emperor(N,Y,1925)Sayfa 324. Richard Knolls ve Sir Paul Reynaud the Turkish History (London l687) Simancas Arşivleri Preveze ile ilgili J.F.Guilmartin Jr.-Gun Powder ve Galleys 12 AGİT Library (DOB AL 02) The Barbary Coast AGİT Library (DOB AL 04) Barbary Corsairs-Stanley Lane-Poole 1890 AGİT Library (DO 129) The Sultan’s Admiral – Ernie Bradford Büyük Elçi Giocomo Tebaldini dosyası 4/1538 Venedik Alberini koleksiyonu seri I Cilt II syf.96 Venedik Büyük Elçisi Tiepolo’nun Nice konuşmaları raporu Duro syf. 414 – Gugliel Motti Cilt II syf. 21 Muradi Sinan Ağa Preveze yazıları Topkapı Müze ve İstanbul Üniversite kitaplığı Yabancı kaynak anlatımından Preveze olayı ve Barbaros ile ilgili görüşler: Summary of 1538 Preveze Action: Venice 55 galleys – Rome and St John Knights of Malta 27 galleys – Genoese and Spain 49 galley, galipot and galleon under the command of A. Doria. 2 Holy League – 3 Turkish vessel sunk. 5 Holy League vessels captured. The next day A. Doria withdrew the Holy League fleet rather than the risk of further fighting; his action credited the Turks with victory. After Preveze Venice preferred Turkish to Spain influence on the Mediterranean waters Source: ‘The Barbary Coast’ AGİT Library DOB A1 2 Sayings after the death of Barbarous: By his deadliest enemies Knights of St John: “The king of the sea is dead”. “Was there another such as he”. “Never even among the great Greek and Roman conquerors Of lands and kingdom was there another such as he”. Abbey de Brantome spent considerable time in Malta even going out in the knight’s galley on their caravans or offensive sweeps against Turks said: “France or any other country would have been proud to claim as her son” Philip II., who suffered two greatest defeats in his life time were his Great Armada against 13 England in 1588, and the battle of Jerboa in 1560 against the Turks said for when he heard his death: Barbarous “First seaman of his time” Notes of Preveze action: Turgut Reis (Dragot-Diavolo) commander of right wing fleet Salih Reis commander of left wing fleet Admiral Bondelmiero commander of Venetian ‘Carrack’ heavily steel armor covered both flanks and having great fire power by the advanced sea guns. During the final last day engagement two Venetian galleons burnt to water’s edge; third,’Boccanegras’, (probably Adm.Bondelmiero’s carrack) lost her main mast. 200 splendid vessels of the three great Christian States had fled before an inferior naval force of Ottomans. Preveze: The greatest Ottoman fleet victory of the xvı. cent. Was won with so little loss on the Christian side. ‘Trifling affair’ that can hardly be called a sea battle according to Lepanto, but Lepanto, even a decisive sea victory it did not produce control of the Mediterranean Sea. Therefore it couldn’t be decisive. At that century the continental powers of Europe less interested in maritime trade and unable to control the sea. ‘Gun Powder & Galleys’ by J.F.Guilmartin Jr. Yukarıdaki orjinal metinden alınma paragraftada açıkça belirtildiği gibi, Preveze deniz savaşı Hıristiyan dünyası tarafından her ne kadar ‘önemsiz olay’ olarak adlandırılsa bile Mukaddes İttifak donanmasının az bir kayıpla bu şavaşı kaybettiğini Avrupalı hıristiyan tarihçiler kabullenmektedir. Ayrıca aynı tarihçiler kesin bir mağlubiyet ile neticelenen 1570’teki Mukaddes İttifak donanması karşısındaki Osmanlı donanmasının Lepanto yenilgisini, kazanan tarafın buna rağmen Akdenizi Osmanlıya karşı kontrol edememesinden dolayı hıristiyan dünyasının kesin bir zaferi olarak kabul etmemektedirler. K. & D. E. S. 14 XVI. yy. Pusula ana yön ibareleri: Tramont Yıldız Karayel-Maestro Günbatısı-Ponente Greko-Poyraz X Lodos-Garbino Levante-Gündoğusu Sirocco-Keşişleme Ostro Kıble