İRAN’IN NÜKLEER PROGRAMI VE TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ Orta Doğu’daki kitle imha silahlarının yayılması süreci ya da nükleer biyolojik kimyasal ayrı ayrı kendi süreçlerini takip etseniz bile İsrail Arap İsrail sorununu anlamadan konuyu anlamanız mümkün değil yahut dünyanın diğer bölgelerinde nükleer silahların yayılması sorunu ve diğer kitle imha silahlarının yayılması sorunu olduğuna dikkat edersek örneğin Hindistan Pakistan arasında ne oluyor dediğimiz zaman tüm Güney Asya Bölgesine bakmamız lazım. Kuzey Kore’deki gelişmeler bunun Japonya’nın güvenliği üzerine etkileri konusunu bilmek zorundasınız. Latin Amerika’da şuan devam etmiyor ama 90’lı yılların başında bu süreç durdu. Ama Arjantin Brezilya arasında ciddi bir nükleer silahlanma yarışına doğru giden bir süreç başlamıştı. Bütün bunların tabii ister istemez detayına girmek zorundasınız. Nükleer konusunda genel nükleer teknolojisi: Bu teknolojiyi kazanma çabaları bu nükleer başlıkla bu nükleer bombayı yapmak başlı başına bir olay ama bunu belli menzillerdeki hedeflere gönderme yeteneği yani füze balistik füze ya da diğer gönderme araçlarına sahip olma bu yönde yapmış olduğu çalışmaların bir arka plana bakmakta fayda var. Tabii bu çalışmalar bölgesel birtakım dengeler açısından değerlendirildiğinde ilk başta İsrail olmak üzere ve bunun çok yakın müttefiki ve her alanda neredeyse hamisi koruyucusu konumunda olan Amerika Birleşik Devletleri’nin tepkileri ve Amerika’nın hem kendi adına hem İsrail adına hem de başka ülkelerin peşi sıra katarak İran’ın Nükleer Programına yönelik buna karşı davranışları bunlara neden olmuş. Tabii diğer ülkeler buna nasıl reaksiyon vermiş bunlara bir bakmakta fayda var. Biz her ne kadar bilim insanı olarak evrensel düşünmemiz gerekirse de hem bu ülkenin bir vatandaşı olarak mesela bu yönde çok sorular almamız üzerine acaba Türkiye üzerine nasıl bir etkileri olabilir bunları da tartışmakta fayda var ve buna karşı Türkiye’nin yapabilecekleri… Bilim yapmanın amacı nedir? 1- Anlamak: İster iklimde olsun, ister zoolojide olsun, ister yazı bilimi olsun, ne olursa olsun. Ne olmuş ne oluyor bunu anlamak lazım. 2Açıklamak: O konuda yeterli donanımı olmayanların bile anlayacağı lisanla. 3Geleceği öngörmek: İnsanın en temel niteliklerinden bir tanesi merak ve bu merakın bir şekilde karşılanması gerekiyor. Dolayısıyla bizim uluslararası ilişkilerde yaptığımız ki ben her dönem derslere başlarken hangi dersi veriyorsam vereyim çoğunlukla güvenlik, dış politika kurumunda mastır, doktora ya da lisans 3–4 sınıf 3. 4. sınıflara veriyoruz. Hep söylediğim bir şey var sosyal bilimler zaten epeyce tartışılıyor. Bana göre hala bitmedi, ne kadar bilimlerle karşılaştırır, öngörme yeteneği hep sorgulanır. Ama yine de sosyal bilimler içinde sosyoloji gibi bir yerde görevimiz insanları bir yerden gözlemleyerek davranışları not ederek belirli birtakım davranış biçimlerini ortaya çıkartarak oradan hareketle tümevarım bir öngörü de bulanabilirsiniz ya da ekonomi alanında ne bileyim Merkez Bankası gidip ya da bazı dış ticaret müsteşarlığına başvurup “ben şu konuda araştırma yapıyorum bana bu konuda bilgiler verin ki data sağlayayım veritabanı sağlayayım, ben de bunun üzerine bir model kurdum bakalım ne sonuç çıkacak” diyebilirsiniz. Her ne kadar bir laboratuardaki kimya, fizik deneyi gibi ya da mühendislik gibi kesin sonuç vermese bile üç aşağı beş yukarı sosyal bilimler alanında da öngörüde büyük oranda güvenilir öngörülerde bulunma yeteneğimiz var ama uluslararası ilişkilerde bu çok zor. Çünkü uluslararası ilişkiler doğası gereği gizlilik arz eden konularda büyük oranda ilgileniyor. Tabii uluslararası ilişkileri sadece güvenlik konusuyla indirgemek istemiyorum.