t:f 21.$ . 1339 0:2 lor. Kaymakam Dörtyol'a gelerek Fırka Kuman­ danından Protostonameyi almış. Fakat tskenderuna avdetinde, 'girdiğinde tahkiren, tezyifen gezdirilmiştir. Efendiler, bunlar; birer hakikattir ve birçoklarımızoa zaten malûmdur. Tekrar arz ediyorum. Sözlerim hiçbir kavme husumeti mahsusaya ma­ tuf değildir. Yalnız dâvamıza, Millî dâvamıza münhasırdır. ' . iııeti tazyik etmişlerdir. Fakat şurası nıuhaik'kaktır İki, Harbi Umumide Fransız Cephesinde ıbir Türfo askeri görülmemiştir. Türtkler Fran­ sızlara taarruz etmemiştir. Onlar 'bizimle Filis­ tin'de carpıştılarsa, onlar 'bizimle Çanakkale'de karşılaştılarsa kabahat bizim imidir? Evet, hay­ di kabul edelim. Harbi Umumide 'biz ımağlûboldulk, vatanımızın mühim ıbir ikıisraı harben işgal edildi, F*a'kat sonra ımütare'ke akdedildi. Meydanda ıbir ımütarekename var. 30 Teşriniev­ vel 1334/1918 tarihli Mondros Mütare'kenaımosi. Mü'taretkenin esnayı akdinde bugün Meclisi­ mizin ikinci Riyasetini ihraz eden Ali Fuad Paşa Hazretleri bizzat Kilis havalisinde bulunu­ yorlardı. Kendilerinden sorarım : Tarafeyn orduları nerede bulunuyordu? Türk kuvvetleri Halep'in az Şimalinde Müslimiye civarında değilmiydi? Arkadaşlar! O tarihte Antakya, İskenderun, Musul hulâsa bu havalide TüıMerle (meskûn bütün manatık fiilen elimizde, fiilen tahtı hâkiımiyetimizdeydi. Musul takriben Teşrinisani evasıtında işgal edilmiştir. O da Babıâli üze­ rinde tazyik yapılmalk suretiyle olmuştur. NECİB B. (Mardin) — Mütarekeden on beş gün sonra. NİYAZİ B. (Mersin) — İskenderun'a e<-nebi «kuvveti 12 Teşrinisanide 'bahren girmiştir. Bü­ yük Müncimiz Muhterem Reisimiz Gazi Paşa Hazretleri o tarihte bizzat Adana'da bulunu­ yorlardı. Müşarünileyh Hazretleri müttefiklerin, yeni akdedilen henüz mürekkebi ikurumaaııış olan Mütareken a meye ilk tecavüzlerine bu­ rada şahidolımuşlar, bu tecavüzatın alacağı netayici görmüşler - ve şurasını arz edeyim - Müta­ rekeden sonra Ibaşlıyarafe devam eden müthiş haksızlıklara karşı ilk defa gür seslerini bura­ da yükseltmişlerdir. Nihayet vaziyeti feavramıyan Babıâli'yi ükaz için İstanbul'a hare'ket et­ mişlerdir". İsmet Paşa. Hazretlerinin Lozan Konferansı­ nın 14 Kânunuevvel 1922 Celsesinde ekalliyetler meselesinin müzakeresi esnasında murahhaslara karşı celâdetle söyledikleri gibi biz hiçbir ecnebi toprağına taarruz etmedik, istilâ ve tahribeylemedik. Biz efendiler kimsenin ocağını yıkmadık, kim­ senin toprağında gözümüz yoktur. Biz öz yurdu­ muzu, öz toprağımızı istiyoruz! (Şiddetli alkış­ lar) . . . KILIÇ ALI B. (Gazianteb) — Hakkımızı is-* tiyoruz. 12 Teşrinisanide işgal edilen İskenderun ka­ sabası ahaIMne Hükümeti Osmaniye namına geldik ve Türık Ikavaninine tevfikan iş görece­ ğiz, demişlerdir ve 'Memurini Devleti yerlerinde ipka etmişlerdir. Bu gelen işgal Ikuvveti eri aynı zamanda Ermeni gönüllülerinden mürekkepti. IBizzat biliyorum. Bu, Türk izzetinefsine no ka' dar giran gelmişti. İşgal kuvvetleri birkaç gün sonra şahsı meşhul tarafından atılan bir silâhı bahane ederek Hükümet memurlarına yol vermiş- NİYAZİ B. (Devamla) — Efendiler! Milli­ yet esasına hürmet istiyoruz, bu esas ki, bilhassa son zamanlarda hudutların tâyin ve tesbitinde umumen prensibolarak kabul edilmiştir. Bu esas ki, bizzat Fransızların millî dâvalarında is­ ti nadgâhları olmuştur. . Şu noktayı da ilâve edeyim ki; 25 Mart 1921 , de Fransız Parlâmentosunda Yukarı Silizya me­ selesi münakaşa edilirken Başvekil Müsyö Briyan etnik (ırkî) noktai nazara istinadetmiş ve Yukarı Silizya.'nm Lehistan hududuna mücavir ve Leh ek­ seriyetiyle meskûn bir mıntaka olmasını mukad­ deratının tâyininde en mühim bir delil (argüment) olarak göstermiştir. Biz bunu kendimize tatbik edelim! Bir memleket tasavvur ediniz ki, doğrudan doğruya Anavatana merbuttur. Büyük Türk kütlesine merbuttur. Türklerle meskûndur. Onun için başka mukadderat olamaz. (Alkışlar) Efen­ diler! Burada bulunan kardeşlerimiz ırkımın en asîl, ve en necib kısmıdır. Antakya ve havalisin­ de bulunan 'kardeşlerimiz tıpkı Anadolu Türkleri gibi Osmanlı Devleti kurulmadan evvel orada yerleşmişler, orada şanlı ve Millî Hükümetler kurmuşlardır. Burada yaşıyan, Antakya, Beylân ve havalisinde yaşıyan Türkler, Selçukiler, Ata­ beyler zamanında, Mısır Sultanlığı devrinde bü­ yük bir kuvvet ve kudret göstermişlerdir. 227 —