Eleştiri ihtiyacı

advertisement
On5yirmi5.com
Eleştiri ihtiyacı
Mustafa Kutlu'nun Yenişafak gazetesindeki yazısında Edebiyatımızdaki eleştiri ve
eleştirmen eksikliğinden şikayet ediyor...
Yayın Tarihi : 16 Aralık 2015 Çarşamba (oluşturma : 10/9/2017)
Edebiyatın itibar kaybetmesinden önce (70'li yılların sonu) iki kişinin (ikisi de vefat etti) sözüne
kıymet verilirdi.
Fethi Naci ile Memet Fuat.
O yıllarda bizim çevrelerde edebiyatın adı yoktu. Sonra Nuri Pakdil "Edebiyat" dergisini çıkardı,
ardından "Mavera" dergisi çıktı. Çıkış tarihlerini karıştırmış olabilirim. Bu iki derginin arkasında Sezai
Karakoç'un "Diriliş" dergisi ile Necip Fazıl'ın "Büyük Doğu" birikimi vardır. Bu iki dergi bizim
çevrelerde edebiyatın yaygınlaşmasını, değer bulmasını sağladılar. Bilhassa rahmetli Cahit
Zarifoğlu'nun emeklerini hatırlamalıyız.
Şu hususta içim yanar, yüreğim sızlar. Çocuk taşra üniversitelerinden birindedir. Binbir meşakkatle,
hemen her yaz İstanbul'a gelerek kitap temini, kütüphane dolaşması, bazı hocalarla görüşme gibi
oradan oraya koşturarak kaynak toplar. Anadolu'nun küçük bir şehrindeki küçük üniversitesine
döner.
Ne hocası vardır, ne danışacağı bir kişi; sıkıştığı zaman bir başka şehirde olan hocasını arar, adamın
adamlığı çerçevesinde bir ilgi görür veya görmez.
Bütün bu olumsuz şartlar altında doktorasını tamamlar.
Yıllarca emek verilmiş bu değerli çalışmaya kimse ilgi göstermez. Hocalarının her biri kendi
derdindedir.
Çocuk iki satır yazı yazabilirler diye hocalarına, meslektaşlarına, arkadaşlarına, bazı dergilere,
gazetelere kitabından gönderir.
Günlerce bekler.
Sessizlik.
Kimse oralı olmaz.
Oysa yaptığı gerçekten değerli bir çalışmadır. İlim âleminin popüler simaları tarafından yayımlanan
on para etmez risaleler için sayfalar ayıran dergiler bu çalışmayı tozlu rafların ardına atarlar.
Çocukta ne çalışma azmi kalmış ne de hevesi.
Yetmişli yıllardan bu yana bizim de bir edebiyat ortamımız, edebiyat-fikir, sanat dergilerimiz,
sinemadan şehirciliğe artan ilgilerimiz ve bu işlerle uğraşan yaşlı-genç nüfusunuz oluştu.
Ödüllerimiz, gazete ve televizyonlarımız var.
Ama acele çırpıştırılan kitap tanıtma yazıları dışında bir eleştiri odağımız bu alanda sözü sayılan
yazarımız az.
Ben mevcutların içinden iki ismin öne çıktığını söylüyorum.
Ömer Lekesiz ve Necip Tosun.
Bu iki arkadaş birikimleri fikri takip hususundaki gayretleri tarafsız duruşları, değerlendirmeleri ile
eleştiri alanına çok şey kattılar.
Ömer Lekesiz için bir iki söz söylemeliyim (ki bunu yüzüne söyledim) Ömer gibi birinin ülke edebiyat
ve sanatına (Ömer mimariden, resimden, şehir kültüründen vb. anlar) katkıda bulunacağı yerde
günlerce "paralelciler" için laf yetiştirmeye çalışması onun klasına yakışmamıştır.
Ömer'in ülke edebiyatı başta olmak üzere Fethi Naci ve Memet Fuat gibi her sözü merakla
bekleniyor.
Bu beklentiyi boşa çıkarmamalı, siyasi yazıları başkasına bırakmalıdır. O kadar çok yazan var ki.
Necip Tosun'un ise bir dergi veya esasen gazete köşesine ihtiyacı var. Yazılarının ne zaman, nerede
çıktığı bilinmiyor, onu takip etmek zor. Bu köşe işini sanıyorum hangi gazeteye teklif etse kabul
edilir. Kabul etmeyen yazı işlerine "yuh" olsun.
Bu iki isim dışında eleştiriyi kısmen icra edenler var. Ama bu iş devamlılık ister. Bakış açısı ve
değerler sistemi ister, en önemlisi sanatın her alanında belli bir birikim ister.
Eleştiriye ihtiyacımız var.
Eser çok, eleştiri yok.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Eleştiri ihtiyacı
Download