ıııııııııııı

advertisement
CUMHURİYET
SAYFA
HABERLER
Galata Kulesi, İstanbul’u seyrediyor
Karaköy'den yukarı yokuşlardan birini çıktığınızda karşınıza bir “taş du­
var" gelecek; Galata Kulesi'nin bedeni bir duvar gibi sokağı kapatacak ve
yokuşun sonu Kuledibi’ne açılacak...
empolu uzun adımla­
rına ayak uydurmak
için elinden sıkı sıkıya
tuttuğu babasının pe­
şinden akıntı çağano­
zu gibi savrularak koşturan küçük
çocuğun, aradan 40 yıl geçtikten
sonra, birbirine sıkı sıkıya sokulmuş
ve gökyüzünü kapatacak kadar yük­
sek ve eskisi gibi eski taş binaların
arasından hiç bitmeyecekmişçesine
kıvrılarak uzayıp giden o dar yoku­
şun sonuna doğru, “çıkmaz sokağın
duvarı” niyetine baktığı taş örgü­
nün kulenin bedeni olduğunu anım­
sayıp silikleşmiş anılarından ayrın­
tılar yakalayacağını; kulenin dibin­
de soluklanırken tepesini görmek
için başmı boşuna kaldıracağını ve
ilk iş yine kulenin çevresinde amaç­
sız dolanacağım kim bilebilirdi!
Yedi tepenin karşısındaki bir tepe­
den İstanbul’a bakan ve kendisine
bakanları uzaktan selamlayan Ga­
lata Kulesi’ne uzun yıllar sonra ko­
caman bir merhaba...
Yüzyıllardır başına dert olmuş;
yerin sallanmasıyla düşen, rüzgârın
üfurmesiyle savrulan, alevin yala­
masıyla yanan külahı yenilenmiş,
ziyaretçilerini ağırlıyor...
Giriş 2 milyon 500 bin lira.
Yazarkasadan çıkan fişte “Ünal
Kardeşler Varisleri Ortaklığı Gala­
ta Kulesi Turizm Tes.” yazıyor...
Varis... Mirasçı... Herhalde kule
miras kalmamıştır; miras kalan or­
taklık olmah!
İki martının bağrışarak çevresin­
de süzüldüğü Galata Kulesi kimden
miras kalmış?
Tarih, Cenevizlilerden diyor... Ta­
rih ‘Ceneviz’ dediği için biz de İtal­
ya’nın kuzeybatısındaki Cenova’yı
unutmuş ama Levante kıyısındaki
Cenova’dan gelerek Doğu Roma’ya
yerleşenlerin torunlarına Levanten
demeyi unutmamışız! Tarihin eksik
bırakılmış parçalarını sonradan bir
araya getirmek karışıklık yaratsa da
İstanbul’un ilk fethi 1204’tür... Va­
tikan’la Konstantinopolis 1054’te
kiliselerini ayırdıktan sonra dördün­
cüsü düzenlenen Haçlı Seferi’nde
Venedik’ten gelen donanma 13 Ni­
san 1204’te Konstantinapolis’i fet­
hedip Latin Devleti’ni kuruyor ki
Venediklilerin ilk işi Cenevizlileri
kentten kovmak oluyor.
Bir kedi kış güneşinin keyfini Ga­
lata Kulesi’nin önünde yatarak çıka­
rıyor...
İkinci fetih 1261’de... VnLMihael Paleólogos, Latinleri Konstantinapolis’ten çıkarınca Cenevizlilere ti­
caret kolonisi kurup yerleşmeleri
için Haliç’in karşı kıyısı Galata’yı
veriyor...
Karşı sokaktan bir köpek geliyor;
kedi, köpeği gördü...
Galata adı nereden geliyor? Ta­
rihte rivayet çok ama içlerinden bi­
rini günümüzde turizm için değer­
lendirmek gerekiyor: Milattan Ön­
ce 280’de Avrupa’nın batısından ko­
pup üç koldan Balkan Yanmadası’na inen ve bir kolu Boğaz’ı geçe­
rek Anadolu’ya giren Galatlar var
ya, işte onlar eski Yunanlıların Kü­
çük Asya’da Galates dediği Galyalılar... Çizgi romanın sevimli kahra­
manı Asterisk’in hemşerilerinin Bo­
ğaz’ı geçmek için mola verdikleri
çayır, Galata olmasın!
Bizans, Galata’da sur yapmaları­
nı bile istemediği halde Cenevizli­
ler 1349’da surların üstüne bir de
‘İsa Kulesi’ni diktiğine göre istenir­
se neden olmasın... Silindir şekliy­
le ince uzun bir fıçıyı andıran kule­
nin yanında fıçı gibi görüntüsüyle
Hopdediks; zaman dilimi farklı da
olsa Galata’da bir Galyalı... Yaşasın
turizm!
Hayır ve asla, çünkü 1453 yılının
29 Mayıs Salı sabahı Cenevizlile­
rin, Galata kolonisinin anahtarını
Fatih Sultan Mehmet’e teslim ettiği
ve 1 Haziran Cuma günü Galata’nın
teslim alındığı mermer bir kaideye
yazılarak fethin 500. yılında kulenin
dış cephesine çakılmıştır.
Kedi kısa bir gerinmeden sonra
kalktı gidiyor; köpek kedinin far­
kında değil, kendi yolunda ilerli­
yor...
Galata Kulesi’nin kapısındaki ki­
tabe de Fatih’in gerçek torunların­
dan II. Mahmut döneminde kon­
muş... Arap abecesi ile kutsallaştı­
rılmaya hazır bir şiirsel bildirim:
“Sezadır pertev-1 gevherle tezyin
olsa tarihi, bu külle pek metin oldu
pek âlâ yaptı Mahmut Han.”
Giriş katındaki asansör, 3,4 ve 5.
kat düğmeleri olsa da doğrudan 7.
kata çıkıyor. Yaklaşık 30 saniye son­
ra artık ‘fuaye’ denilen büyük sa­
hanlıktasınız... Bundan sonrası 68
basamaklı tahta merdiven... 8. kat
restoran, 9. kat gece kulübü. 9. katı
çevreleyen dar balkon, seyir terası...
Martılar göz hizanızda uçuyor;
köpeğin gittiğini gören kedi aynı ye­
re yatmış...
Buradan İstanbul görünüyor...
Hezarfen Ahmet Çelebi gibi kanat­
larınızın değil ayaklarınızın altında
bir İstanbul... 360 derece dönerken
kulenin dibindeki mezbelelikten ufiık hatundaki beton çizgiye kadar
bir İstanbul... Her adımda durup dü­
şünerek ve hatta değdiğinde betonu
yok eden sihirli bir değneği hayal
ederek... Şu hemen yanınızda fotoğ­
raf çeken Japon turist... Objektifini
aşağıya, pislik içindeki dama çevir­
di... Deklanşörün sesi geldi... De­
mek ki hiç de hoş olmayan bu man­
zarayı çekti... Binaların tepesine çe­
kidüzen vermek için sihirli bir değ­
nek mi gerekir, yoksa adam gibi be­
lediyecilik mi?
1867’de belediyecilik Beyoğlu’na
ilk girdiğinde Osmanlı, çevreye çe­
kidüzen vermek, modernleştirmek
için Galata’nın surlarıyla surların
arasındaki küçük kuleleri yıkmış,
biliyor musunuz? Metruk taş binay­
la çatısı yanık binanın oralarda gö­
rülen ve tepesine kiremit döşenmiş
kalıntılar Osmanlı modernliğinden
kurtulmuş ama ne yazık ki günü­
müz klasik saygısızlığından kurtu­
lamamış tarihi kulelerden biri olma­
lı!
Yazık... Tarihten iz taşıyan her­
hangi bir taş parçasının bile özenle
korunduğu uygar dünyada bu kadar
saygısızlığı ancak uygarlıktan nasi­
bini almamış mirasyediler yapabi­
lir!
Çek Japon arkadaşım, şurayı da
çek!
Varis olmak kolay değil...
Kolay olsa, varislerin ortaklığı ile
işletilen Galata Kulesi’nin sekizin­
ci katımn dış cephesine klima ci­
hazları konmaz... Yüzyıllardır yıkıl­
dıkça ve eskidikçe onarılan bede­
nindeki incecik kırmızı tuğlaların
arasından elektrik kablolan sallan­
dırılıp uçlanna kırmızı ampuller ta­
kılmaz. .. Pencerelerin geniş boşluk­
larından birine askı çakılarak vesti­
yer yapılmaz... Bir çivi bile çakar­
ken düşünülür, cjanışılır, izin alınır;
aklına estiği gibi değil, eser koruna­
rak yapılır.
Kuledibi’ndeki evler şimdi pek
moda...
Para sahibi olanlar eski taş bina­
lardan daire satın alıp tstanbul’u
seyrediyor da ahşap çerçeveyi plas­
tik kaplı alüminyumla değiştirmek
neyin nesi?
Galata Kulesi’nden İstanbul’u
görüyorsunuz...
Kulenin dibinden ufuk çizgisine
kadar uzanan görgüsüzlüğü de...
Yüksekliği kimine göre 50, kimi­
ne göre 51, kimine göre 61, kimine
göre 62, kimine göre 69 metre olan
Galata Kulesi’nin boyunu bile sap­
tamaktan aciz kalmışız...
Galata Kulesi’nden İstanbul sey­
rediliyor...
Kedi, yerinden kalktı gidiyor...
İstanbul Galata Kulesi’ni, Galata
Kulesi İstanbul’u seyrediyor...
OsmanlI'nın belediyeciliği Beyoğlu’na girdiğinde, 1867’de modernleşmek
için Galata'nın surları ve surların arasındaki küçük kuleler yıkılacak...
Ayakta kalan kuleler ise başka bir “modenı”liğin kurbanı olacak!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği
•
Taha Toros Arşivi
ıııııııııııı
* 0 0
1
5 0 0
9
2 2
0 0
i
Download