T.B.M.M. B : 13 4 . 1 1 . 2003 O :1 lı savaşlarından birini başlattıklarında, parlamento kararıyla kurulmaya başlayan Bosna-Hersek Or­ dusunun ilk Başkomutanı oldu. Cephede, Bosna Halkına karşı uygulanan akıl almaz katliama karşı ordusuyla direnirken, aynı zamanda, savaşı durdurmak için yapılan uluslararası konferanslarda ak­ tif bir diplomasi yürüttü. Savaş sonrası, bir ay süren Dayton barış görüşmelerinde de usta bir dip­ lomat olduğunu kanıtladı. Ölümünden kısa bir süre önce hastanede kendisini ziyaret eden Dayton Barış Antlaşmasının mimarı Richard Holbrooke şunu demişti: "Eğer, Aliya İzzetbegoviç ve onun kararlı tutumu olmasaydı, bugün Bosna-Hersek diye bir devlet olmayacaktı." Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bütün dünyada bilge kral olarak anılan İzzetbegoviç, çağımıza damgasını vuran büyük liderler neslinin belki de son temsilcisiydi. İnsan psikolojisi böy­ ledir: her şeyin ve herkesin değerini ancak kaybettikten sonra anlar. Bugün, bütün dünyada olay­ ların peşinden sürüklenmek yerine, tarih yazacak, hem kendi halkının hem de bütün dünyanın barış arayışına yön verecek büyük liderlere özlem var. İzzetbegoviç, işte, böyle karizmatik bir liderdi. Onun. hayatı boyunca, bütün teorik, kültürel ve pratik faaliyeti, hep belli bir yüce hedef doğrul­ tusunda gelişmiştir. O. bir özgürlük savaşçısı, genç bir eylemci, avukat, yazar, siyasetçi, baş­ komutan ve lider olarak hep kendi halkı ve insanlık için asil hedefler peşinde koşmuştur. İlahî kader, bu gibi liderleri, çocukluğundan itibaren tarihî bir misyona hazırlar. Kendi halkının kader anların­ da. misyon, kişilik kapasitesi bakımından hep onu buldu; yoksa, o, hiçbir zaman bir liderlik hırsıy­ la öne çıkmadı, siyasî makamlara kendiliğinden talip olmadı. Genç Müslümanlar Teşkilatı başkan ve yöneticilerinin hapishanelerde çektikleri işkence ve idam­ ların acılarını hiç unutmadı: hatta, yaşadığı süreç, onu liderlik koltuğuna getirdiğinde, kaybettiği tüm arkadaşları için "iyiler erken öldü, iş bize kaldı" diyecek kadar da örnek bir tevazu sahibiydi. Hayatı üç mücadele arasında geçti; İslamı anlama ve yaşama mücadelesi, komünist dönemde hapishanelerdeki özgürlük mücadelesi, komünizmin yıkılışından sonra ise. Sırp ve Hırvat kat­ liamına karşı halkının başında bir ölüm kalım mücadelesi. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; liderliğinin temelini oluşturan vizyonu, elbette, entelektüel kişiliğinden geliyordu. Gençliğinden itibaren, İslam. Doğu ve Batı kültürlerini anlamak için çabalayan Aliya, böylesine eşsiz bir sentezle dünyaya entelektüel bir bakış açısı kazanmıştı. Eflatun'un teori ile pratiği bünyesinde birleştiren ideal hükümdarı belirtmek için kullandığı "bilge kral" dev imiyle anılması, onun kişiliğini anlatmaya yeter aslında. Kısır bir döngüye hapsolmuş, sonu gelmez ayak oyunlarına indirgenmiş siyaset anlayışının aşılabilmesi için ondan alacağımız çok ders var. O. yerine göre son derece idealist, yerine göre tam gerçekçi bir vizyonla sonuca gitmesini bildi. Bunca yoğun mücadele dolu hayatına rağmen, aydın sorumluluğunun gereği olarak yazmayı ihmal etmedi. Çok sayıda kitabından üçünü anmadan geçemeyeceğim. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun Sayın Kansu. HÜSEYİN KANSU (Devamla) - Teşekkür ediyorum. 1984 yılında yazdığı Doğu ve Batı Arasında İslam adlı kitabı, bugünün düşünce ve olgu dün­ yasında İslamın yerini değerlendiren entelektüel bir eserdir. Ingilizceye ve Türkçeye çevrilmiş olan bu eseriyle Batı ve İslam dünyasına taze bir mesaj vermiştir. Sosyalist Yugoslavya döneminde düşüncelerinden dolayı hapiste geçen dokuz yıl boyunca tut­ tuğu notlarını Özgürlüğe Kaçışım adıyla 1999 yılında kitaplaştırdı. Hatıratı 2001 yılında yayımlan­ dı. Bu eseri. Türkçemize. Tarihe Tanıklığım adıyla kazandırıldı. Kendinden son derece emin. komplekssiz bir Avrupalı Müslüman Aliya îzzetbegoviç'ten. Av­ rupa Birliğinin kapısındaki Türkiye kadar. Avrupa'nın da öğreneceği çok şev' var. İnsanın, bu dün­ yada arkasında bırakacağı en önemli eser. yetiştirdiği vasıflı insanlardır. Bu bağlamda. Aliya, ken-10-