HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSİ EĞİTİM HAKKI RAPORU III 17 KASIM-17 ARALIK 2012 Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri olarak, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının ilk ayından başlayarak; bulunduğumuz tüm il ve ilçelerde tek tek okulları gezerek; veli, öğretmen ve öğrencilerin katılımı ile doldurduğumuz Okul Durum Raporlarının sonuçlarını ve eğitim alanında gündem taramasını içeren Eğitim Hakkı Raporumuzun üçüncüsünü yayınlıyoruz. Amacımız eğitimde yaşanan sorunların, temel ekseni gericileştirme ve piyasa mekanizmalarına bağlama olarak şekillenen eğitim alanına dönük saldırıların görünür kılınmasını sağlamak, alanın bilgisini eğitim hakkı mücadelesinin bilgisine çevirmektir. Sizler de eğitim alanında yaşadığınız, gördüğünüz sorunları, mücadeleleri, talepleri bizimle paylaşabilir, rapor çalışmasına katkı sunabilirsiniz. Rapora dair her tür eleştiri ve öneriyi duymak çalışmayı güçlendirecektir. Önceki raporlara ulaşmak için: Eğitim Hakkı Raporu I http://halkevleri.org.tr/sites/default/files/indir/19-11-2012halkevleriegitimhakkiraporu10eylul-16ekim2012.pdf Eğitim Hakkı Raporu II http://halkevleri.org.tr/sites/default/files/indir/19-11-2012halkevleriegitimhakkiraporu17ekim-17kasim2012.pdf İletişim: www.halkevleri.org.tr https://twitter.com/Halkevleri https://www.facebook.com/halkevleri.org.tr 0 212 245 82 65 - 0 312 419 27 17 1 İçindekiler Giriş ........................................................................................................................................... 3 A. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi Okul Durum Raporları Sonuçları ............................ 5 B. Eğitim-Öğretim Yılının 3. Ayında AKP Eğitimi Gericileştirmeye Dönük Saldırılarına Hız Verdi, Öğretmenler de Baskının Hedefinde .................................................................. 9 C. Eğitim Hakkı Mücadelesi Kesintisiz Sürüyor ................................................................ 19 2 GİRİŞ AKP iktidarı 2012-2013 eğitim-öğretim yılının 3. ayında da eğitim alanında sermaye programlarını uygulama sürecini, iktidarının sürekliliğinin de temeli olduğunu düşündüğü gerici ideolojinin kurumsallaşması, İslamcı temeller üzerinden yükselen muhafazakarlığın bir baskı biçimi olarak da eğitim sistemine yayılmasıyla birleştirerek attığı adımlarla ilerledi. 3. Raporumuza damgasını vuran temel noktalar ise Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri olarak okul durum raporlarımızı doldururken, okul denetimlerimizde görünen 4+4+4’ün yıkıcı sonuçları ve asıl olarak eğitimde gericileştirme atakları oldu. Bu ay eğitim hakkı raporunda da göreceğiniz gibi AKP, kılık kıyafet yönetmeliği değişikliği ile “özgürlük” ve “tek tipe karşı çıkış” söylemleri ile okullarda türbanı yasallaştırdı. Eğitim içeriği bakımından dinci muhafazakarlık ve piyasacılık uygulamalarıyla tek tip insan yaratma hedefindeki AKP ve onun işletmeci bakanı Ömer Dinçer bu değişikliği yine kadın bedeninin ve yaşamının denetimi üzerinden ilerletti. Kılık kıyafet yönetmeliğinin AKP’nin iktidarı altında okullarda nasıl yaşanacağına ilişkin ilk örnek Malatya Sürgü’den geldi. Çok programlı lisede okul müdürlüğünün kız öğrencilere ücretsiz türban dağıtarak, başı açık kız öğrencilere de türban takmaları konusunda baskı uyguladığı görüldü. ÖSYM başkanının üniversite sınavlarında 2013 yılından itibaren Din Kültürü ve Ahlak dersi sorularının da sorulacağını açıklaması “Sünni İslamı” tüm yurttaşlara dayatan AKP’nin bir diğer gerici adımı oldu. Yine Hopa okul durum raporlarına yansıyan, namaza giden öğrenciye ek not verilmesi eğitimdeki gericileştirmeyi gözler önüne serdi. İmam Hatip ortaokullarında din dersleri dışında örtünme serbestliğini, diğer okul türlerinde seçmeli din derslerinde örtünmeyi serbest bırakan düzenleme önümüzdeki eğitim yılında uygulanmaya başlayacak. Yönetmelikle tayt, kolsuz bluz, kısa etek gibi kadınların kıyafetinin kısıtlanması ise eğitimde AKP tarafından geliştirilen “özgürlük” söyleminin gerçek karşılığının olamayacağını gösterdi. Dinçer özellikle eleştirilerin yoğunlaştığı yoksul öğrencilerin durumuna “sanki zenginler ve fakirler aynı okula gidiyor” diyerek yanıtladı. Sorumlu olduğu kamusal eğitim alanındaki eşitsizlikleri de baştan kabul etmiş oldu. Okullar hayat bulsun projesi kentlerde yaygınlaşırken şimdiden birçok okulun kütüphanesi, spor salonu işletmeye döndü bile. Paralılaştırma uygulamaları ise hız kesmeden devam ediyor, bu ay İzmir’de 5,5 yaşındaki Mehmet Göçmen’in aidat ödemediği için okula alınmaması bu sürecin örneği oldu. Hopa’da Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu’nda ana sınıfı öğrencilerinin velilerine aidat sözleşmesi imzalatılması ve aidatı ödemeyene sözleşme gösterilerek tehdit edilmesi ise paralılaştırma uygulamalarının geldiği aşamaları gösteriyor. Bakan Dinçer her açıklamasında demokratik eğitimden yana olduğunu söylerken eğitimcilere karşı ne kadar anti-demokratik olduğu ise açtığı soruşturmalarla kendini gösterdi. Geçtiğimiz ay birçok ilde 4+4+4 eğitim sistemine karşı imza toplayan, eylem yapan onlarca öğretmene soruşturma başlattı. Bu ay öğretmenlere dönük baskılar; hizmet içi eğitimde kadın ve erkek öğretmenlerin ayrılması; felsefe öğretmenine açılan ateizm soruşturması, tatil 3 günlerinde içki içen öğretmenlerin dinci gazete tarafından hedef gösterilmesi ve haklarında açılan soruşturmalar, öğretmenlerin; dini simgelerle okullara girilmesine karşı yaptıkları “eşofman eylemi”ne dönük saldırılar, tehditler oldu. 4+4+4’le branş değiştirmek zorunda kalan öğretmenlerin mağduriyetleri ve birleştirilmiş sınıflar ile atanamayan öğretmenlerin eylemleri ise eğitimde emeğin diğer gündemleriydi. AKP ve Milli Eğitim Bakanı halkın eğitim hakkına yönelik saldırılarına devam ederken eğitim hakkı savunucusu örgütler, veliler, öğrenciler, sendikalar da eğitimde gericileştirmeye ve paralılaştırmaya karşı mücadele etmeye eğitim yılının üçüncü ayında da devam ediyor. Sürgün edilen öğretmenler hakları için bu ay da sokaklardaydı. Okulları imam hatip yapılan veliler, öğrenciler mücadelelerine devam ediyor. 4+4+4’ün sonucu olan birleştirilmiş sınıflar ve taşımalı eğitime karşı ülkenin birçok yerinde veliler ilçe milli eğitim müdürlerinin kapısına dayanıyor. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri mahallerde öğretmen, veli toplantılarına devam ediyor ve okullarını takip etmeyi sürdürüyor. Eğitim Hakkı Meclisleri olarak her ay yayınladığımız eğitim hakkı raporu ile saldırıları ve müdahaleleri görünür hale getirmek, deneyimleri paylaşmak istiyoruz. Rapor çalışmamız eğitim hakkına sahip çıkanların eleştirisi, katkısı ve önerileriyle zenginleşecek ve yaygınlaşacaktır. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri olarak 26-27 Ocak tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştireceğimiz, Eğitim Hakkı Forumu aylardır raporlarımıza yansıyan ihlallerin, hak gasplarının, eğitim alanına dönük saldırıların yaşayanlarca dile getirildiği ve bunların karşısında gelişen mücadelelerin katıldığı büyük bir eğitim hakkı buluşması olacak. Bir eğitim-öğretim döneminin analizi olarak Eğitim Hakkı Raporları da bu buluşmaya katkı sunacak. HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSİ 4 A. HALKEVLERİ EĞİTİM HAKKI MECLİSİ OKUL DURUM RAPORLARI SONUÇLARI 17 Kasım–17 Aralık tarihleri arasında Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi tarafından okullarda yapılan denetimler ve doldurulan okul durum raporları sonucunda aşağıdaki verilere ulaşılmıştır. 72 ay öncesi çocukların durumu: 4+4+4 eğitim modelinin en çok tartışılan maddelerinden birisi olan 72 ay öncesi çocukların 1. sınıfa başlatılmasının üzerinden üç ay geçmesine rağmen sorunlar çözülememiş aksine içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Eğitimcilerin, velilerin, tıp çevrelerinin, kısacası konuyla alakalı bütün kesimlerin duyduğu kaygıların ne kadar haklı olduğu ortaya çıkan sonuçlardan görülmektedir. Okullarda yapılan araştırmalarda 72 ay öncesi çocukların 1. sınıfa başlama oranının oldukça düşük olduğu gözlemlenmiştir. AKP’nin bu konudaki bütün ısrar ve ceza tehdidi etkili olmamıştır. Veliler rapor başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle çocuklarını 1. sınıfa göndermemişlerdir. Bununla birlikte birçok veli de okula başlayalı birkaç ay geçmiş olmasına rağmen çocuklarını anasınıfına aldırmak için çabalamaktadırlar. 72 ay öncesi çocuklara ilişkin değerlendirmeler bütün okullarda benzerlik göstermektedir. Hiçbir veli hiçbir öğretmen bu konuda olumlu bir görüş beyan etmemiştir. 72 ay öncesi çocukların durumuna ilişkin ortaya çıkan sonuçlar: • Kaslarının yeterli gelişmemiş olmasından kaynaklı el becerilerinin yetersiz olması. Kalem tutmada başarısız olma gibi sorunlar yaşanmaktadır. • Derse adapte olamama, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü, çabuk sıkılma ve bunun yanında dikkat süresinin kısa olması. • Öğrendiklerini çabuk unutma. Geç anlama ve okuma yazmada başarısızlık. • Birçok öğrencinin okulun farkında olmaması. Bundan dolayı okul ortamına uyum gösterememe. • Duygusal ve bedensel aktivitelerde başarısızlık ve buna bağlı olarak yaşadıkları yetersizlik duygusu. • 72 ay sonrası çocuklarla fiziksel, bedensel ve düşünsel farklılıktan kaynaklanan uyum problemleri. • Özgüven yitimi, çekingenlik, yakınlarından ayrılamama, ayrılık anksiyetesi, ağlama, birçok çocukta anne olmadan okulda kalamama. Bu nedenle birçok veli hala okulda bekliyor. • Ders yapmama, sürekli oyun oynama isteği. 6 saatlik ders programının çok uzun gelmesi. • Şimdiye kadar 72 ay öncesine okulda oyun oynatılırken, okuma-yazmaya geçilince çocukların sıkıldığı gözlemlendi. Buna bağlı olarak altına kaçırma, ağlama, anneyi isteme gibi davranışlar ortaya çıktı. • Okul fobisi, teneffüse çıkamama, kaybolma korkusu, kaygı bozuklukları, altına kaçırma. 5 • • • • • • Uygun olmayan fiziki koşullardan kaynaklanan sıkıntılar en çok tuvaletlerde kendisini göstermektedir. Okul giriş çıkışlarında zorlanma. Öğretmenlerin birçoğu 72 ay öncesi çocukların okuma-yazmaya geçemeyeceklerini söylüyor. 72 ay öncesine ayrı sınıf açılamaması oldukça yaygın bir durum. Öğretmenler 72 ay öncesi ve sonrasına ayrı program uygulamakta sorun yaşıyor. 72 ay öncesi çocuklara uygun eğitim verilme çabaları aynı sınıftaki 72 ay sonrası çocuklara programın oldukça hafif gelmesine neden olmaktadır. Yine 72 ay öncesi çocukların oldukça az olduğu sınıflarda öğretmenler eski müfredatı uygulamakta bu 72 ay öncesi çocuklarda ciddi sorunlara neden olmaktadır. Fiziki koşullar: • Okulların %20 sinde kütüphane ve laboratuvar bulunmamakta ya da hiç kullanılmamaktadır. • Okulların %70’inde spor salonu bulunmamakta • Okullarda sağlık odası ve sağlık görevlisi bulunmamaktadır. • Okulların %40’ı engelli çocuklara uygun değil. • Kantinlerin %22’sinde denetim yok; veliler %54’ünü pahalı; %37’sini sağlıksız bulmuş. • Okullarda spor ve sanat derslerinin yapılacağı sınıflar yok denecek kadar az okulda vardır. Bazı okullarda bodrumlar spor salonu-sınıfı yapılmıştır. Müzik, resim derslerine göre düzenlenmiş sınıf bulunmamaktadır. • Bazı okullarda bahçeler oldukça küçüktür. Özellikle ikiye bölünen okulların bahçeleri eğitime uygun değildir. • Okullarda temizlik en fazla görülen sıkıntıdır. Özellikle tuvaletlerin pisliği ciddi bir sorun olarak gözlemlenmektedir. Temizlik görevlileri yetersizdir. Bazı okul tuvaletlerinde sabun dahi yoktur. • Kırsal kesimlere doğru gidildikçe ısınma ciddi bir sorun olarak yaşanmaktadır. • Bazı okulların bahçeleri gelir getirmesi amacıyla otopark olarak kullanılmakta, düğünlere kiralanmaktadır. • Bazı okulların giriş çıkışlarında güvenlik problemleri yaşanmaktadır. • Kantinler genellikle küçük, sağlıksız ve pahalıdır. . Öğretmenler: • Özellikle 1. sınıf öğretmenleri 72 ay öncesi çocukların eğitiminde birçok zorlukla karşılaşmaktadır. • Okulların bölünmesinden ve okul değişikliğinden kaynaklı 5. sınıf öğretmenleri öğrencilerin uyum probleminden kaynaklı zorlanmaktadırlar. • Öğretmenler bazı okullarda her türlü işle ilgilenmek zorunda bırakılmaktadır. Yeterli memur olmamasından kaynaklı evrak işleriyle öğretmenler ilgilenmek zorunda bırakılmaktadır. 6 • • • Alo 147 ihbar hattı öğretmenleri mağdur etmektedir. Asılsız ihbarlar birçok öğretmeni zor durumda bırakmaktadır. Öğretmenler iktidarın eğitim politikalarından kaynaklı velilerle ve öğrenciler karşı karşıya gelmektedirler. Şimdiye kadar ülke genelinde 500’e yakın öğretmene bu ihbarlardan kaynaklı soruşturma açılmıştır. Bazı okullarda öğretmenler birleşerek temizlikçi maaşını ödemektedir. Çeşitli okullarda öğretmenler arlarında topladıkları paralarla çay servisi gibi kantin hizmetlerinin karşılanması için hizmetli tutmaktadır. Öğretmenler dünya görüşlerinden kaynaklı birçok okulda okul yönetimlerinin baskısına maruz kalmaktadır. Derslerde anlatılan bazı konular (örneğin felsefe) öğretmenlerin baskı görmesine neden olmaktadır. 66-72 ay aralığındaki çocuklar derslere geçemiyor. İlköğretim süresi şimdiden 3,5 yıla düşmüş durumda. Duruma bakılırsa okul fobisi, ders fobisi gibi nedenlerle okuma yazmaya geçmeleri yılsonuna kadar sürecek. Yani birinci sınıf anasınıfı programı uygulamak zorunda kaldığından ilk öğretim 4 yıl değil 3 yıla şimdiden düşmüş durumda. 3 aydan fazla bir zaman geçtikten sonra çocuklarını okuldan almak isteyen veliler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. . Seçmeli derslerin durumu • Bazı okullarda İngilizce, drama, teknoloji, yaşayan diller lehçeler dersi talep edilmesine rağmen yeterli başvuru yok denilerek açılmamıştır. • Seçmeli din derslerinde birçok okulda öğretmen olmayanlar girmektedir. • Birçok seçmeli derste sınıflar eğitim yapılamayacak derecede kalabalık olmaktadır. • Din dersleri seçmeyen bazı veliler yönetimler tarafından seçmeleri yönünde ikna edilmeye çalışılmış hatta bir okulda bizzat müfettiş veliyi bu konuda ikna etmeye çalışmıştır. Baskı ve ayrımcılık: • Okulların %10’unda cinsiyetçi yaklaşımlar görülmüştür. • % 10’nda ırkçı yaklaşımlara rastlanmıştır. • %14’ünde mezhepçilik görülmüştür. • Okullara mescit açma girişimleri hızla yayılmaktadır. Bu hızla ilerlediğinde gelecek yıl mescitsiz lise kalmayabilir. • Şiddet oranı %15 olarak görülmektedir. • %10 oranında ise para verenlere ayrıcalıklı sınıflar açılmıştır. • %5’inde varsıl-yoksul ayrımcılığıyla karşılaşılmıştır. • Dini vurguların sadece din derslerinde değil bütün derslerde arttığı görülmüştür. Sosyal bilgiler ve fen derslerinde dahi dini vurgular fazlaca yapılmaktadır. • Din dersleri başta olma üzere Türkçe, sosyal derslerinde müfredatın da içeriğinden kaynaklı din, mezhep, milliyet ve cinsiyet ayrımcılığı yapılmaktadır. • Bazı okullarda din derslerini seçmeyen öğrenciler ayrımcılığa maruz kalmaktadır. 7 • • Okullarda şiddet, tehdit, baskı uygulamaları sıradan vakalar halinde karşımıza çıkmaktadır. Bu disiplini sağlama bahanesiyle yapılmaktadır. Yöneticiler bazen öğrencilere hakarete varan ifadeler kullanmaktadırlar. Bazı örneklerde ortaya çıkan sonuçlara göre toplanan paraları getirmeyen öğrenciler “sınavlara alınmayacaksınız” gibi tehditlere maruz kalmaktadırlar. Aidat: • Okulların yüzde 99’unda çeşitli gerekçelerle para toplanmaya devam etmektedir. Kış ayları geldikçe toplanan para miktarı artmaktadır. Okulların temel giderlerinin büyük bölümü velilerin sırtına yıkılmaktadır. • Birçok okulda velileri bilgilendirmek için kullanılan SMS sisteminin parası bile velilerden alınmaktadır. 8 B. EĞİTİM-ÖĞRETİM YILININ 3. AYINDA AKP EĞİTİMİ GERİCİLEŞTİRMEYE DÖNÜK SALDIRILARINA HIZ VERDİ, ÖĞRETMENLER DE BASKININ HEDEFİNDE Arınç'tan "imam hatip lisesi" yorumu – 17 Kasım 2012 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, merkezi İstanbul'da bulunan Ensar Vakfı'nın Manisa şubesinin açılışında “…elbet bir gün günümüz gelirse bu yanlışlıkları düzelteceğimize Allah'ın önünde söz verdik. Çok şükür ki bugün 10 yıl geçtikten sonra yeni bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Bunun kod adı "444" olan 4+4+4 olan yeni bir sistem… Şimdi yeni eğitim sistemi içerisinde imam hatip liselerinde okunan pek çok ders bütün okullarımız için birer seçimlik ders haline getirildi" diyerek 4+4+4’le tüm okulların imam hatibe dönüştürülmeye çalışıldığını ifade etmiş oldu. Eğitim-Sen Adana Şubesi’nden 4+4+4’ün sorunlarına ilişkin açıklama – 17 Kasım 2012 Eğitim Sen Adana Şubesi gerici ve piyasacı 4+4+4 eğitim sisteminin 3 aylık uygulamalarını ve ortaya çıkardığı sorunları işyeri temsilcilerinin de katılımıyla yaptığı basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştı. Arınç'tan “Eğitime katkı dine katkıdır” açıklaması – 18 Kasım 2012 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Mardin Artuklu Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada eğitime katkının insana ve “dine” katkı anlamına geldiğini söyledi. Ömer Dinçer: 'Talep odaklı bir eğitim kurguluyoruz' – 19 Kasım 2012 Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Erzurum’da Abdurrahmangazi Vakfı Şehit Bahattin Yıldız Eğitim ve Kültür Merkezi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada “Eğer biz dünyada diğer ülkelerle birlikte yarışacak ve rekabet gücü yüksek bir ülke olacaksak, bu bölgede güç sahibi, söz sahibi bir ülke olacaksak bunun en yegane yolunun eğitimden geçtiğini ifade etmek isterim” dedi. Dinçer ayrıca, “Artık eğitim arz odaklı olmaktan çıktı, talep odaklı olmaya başladı. Türkiye’de yerleşik alışkanlıklarımız ve geleneklerimizle, devletin otoriter yapısı içerisinde devlet merkezli, arz merkezli bir eğitim sistemi yapıyorduk bugüne kadar… Dünyadaki gelişmelere paralel olarak, ona benzer bir şekilde talep odaklı bir eğitim kurguluyoruz. Eğitim sistemini demokratikleştiriyoruz ve esnekleştiriyoruz” dedi. Öğrencilere cami, öğretmene gasilhane – 19 Kasım 2012 Sivas’ın Başsöğüt Köyü’nde çevre köylerdeki öğrencilerin de taşımalı sistemle buraya gönderilmesi sonucu öğrenci sayısı 160 kişiye yükseldi. Öğrenci sayısının artması üzerine yeni bir okulun yapımına başlandı. Ancak yeni yapılan okul öğretim yılına yetişmeyince, eski okul 120 öğrenci için ortaokul olarak eğitime devam ederken, 40 ilkokul öğrencisi ise köy camisinde kontrplak malzemelerden bölümler yapılarak oluşturulan 3 sınıfta eğitim görmeye başladı. 40 öğrencinin eğitim gördüğü caminin, cenaze bekletmek ve yıkamak amacı ile kullanılan gasilhane bölümü de geçici olarak öğretmenler odası olarak düzenlendi. Köy 9 camisinin sınıfların dışında kalan kısmında da halen ibadet yapılıyor. Çocuklar ayrıca sınıflara ayakkabı ile değil çorap veya beraberlerinde getirdikleri terliklerle giriyor. Branş değiştirmeye zorlanan öğretmen1er pişman – 19 Kasım 2012 Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 4+4+4 eğitim sisteminin norm kadro fazlası konumuna düşürdüğü 30 bine yakın sınıf öğretmeni, “branş değişikliği” yoluyla eritme “çözümü” yeni sorunlara yol açtı. Sınıf öğretmenleri branşlarını değiştirdi; ancak pişman oldu. 17 yıllık bir sınıf öğretmeni durumu şöyle anlattı: “Norm kadro fazlalığı kaygısına düşerek eşimle birlikte branş değişikliği hakkından yararlanmak istedik. Bakanlık karar için 1 gün süre tanıdı sonra 3 güne çıkardı. O kaygıyla acele karar verip sınıf öğretmenliğinden ayrıldım ve sosyal bilgiler öğretmenliğine geçtim. Şimdi görüyoruz ki görev yapamıyoruz, öğrencilerimize yarardan çok zarar getiriyoruz. Sonuç olarak emin olun, elde var sıfır. Kendimiz mutlu değiliz, çocuklara faydamız yok.” CHP'li Özel, ders kitaplarını Meclis'e taşıdı – 20 Kasım 2012 CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, okullarda ücretsiz kitap dağıtımının kamu kaynaklarının AKP yanlısı sermayeye aktarımı biçiminde gerçekleşiyor olması üzerine Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi sunarak, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın her sene piyasadan yeni kitap alarak öğrencilere dağıtmasının nedeni nedir? Milli geliri bizim kat kat üzerimizdeki ülkelerde dahi örnekleri mevcut olan, bir önceki yılın kitaplarının yeniden değerlendirilmesi yöntemine neden seçilmemiştir?" diye sordu. Özel ayrıca şu soruları yöneltti: "2003 yılından beri ücretsiz dağıtılan kitaplar için hangi gerçek ya da tüzel kişiliklere ne kadar ödeme yapılmıştır? Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında alınacak yeni kitapların maliyeti olan 275 milyon TL'nin… Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu kaynaklarından karşılanacağı doğru mudur?" TOBB, dershaneleri savundu – 20 Kasım 2012 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 20 Kasım günü Türkiye Eğitim Sektör Meclisi'nden 'kamuoyuna duyuru' diye bir açıklama yaparak, dershanelerin kapanmamasından yana tavır aldı. TOBB, dershanelerin bazı istisnalar dışında birkaç öğretmen tarafından az sermayeyle kurulduğunu, bu nedenle de büyük sermaye gerektiren okula dönüşmelerinin mümkün olmadığını savundu. Dershanelerin kapatılmasının bir gerekçesini de “dar gelirli aileler için dershanenin tek seçenek olması” olduğunu öne süren TOBB, “Özel okulların desteklenmesiyle, özel öğretimin eğitimdeki payı artırılarak devletin bu alandaki yükünün azaltılması gerekmektedir” dedi. Açıklamada ayrıca dershanelerle, okulların işlevlerinin farklı olduğuna dikkat çekilerek, dershaneleri kapatmanın kontrolsüz oluşumlara yol açabileceği söylendi. Okul içinde okul – 20 Kasım 2012 İstanbul Büyükçekmece’de bulunan daha önce tabela kriziyle gündeme gelen Büyükçekmece İlköğretim Okulu’nda okulun bir binası, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kararıyla imam 10 hatip ortaokulu yapıldı. Velilerin itirazına karşın okulda hem imam hatip ortaokulu hem düz ilkokul hizmet vermeye başladı. Öğrenciler birbirine karışmasın diye bahçe tel örgüyle ikiye bölündü. Eğitim- Sen Adana Şube Başkanı Karaca: Türbanla derse giren öğrenciler var – 21 Kasım 2012 Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Kamuran Karaca, şube yöneticileriyle birlikte sendika binasında bir açıklama yaparak 17 Kasım’da 150 okul temsilcisiyle Adana Öğretmenevi’nde yaptıkları toplantının sonuçlarını aktardı. Açıklamada eğitimdeki 4+4+4 uygulamasıyla okullardaki sorunların daha da arttığı ifade edildi. Karaca ayrıca "Bazı ortaokullarda yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak türbanla derse giren öğrenciler var ve sayıları her geçen gün daha da artıyor. Biz birçok okulda bunun olduğunu biliyoruz. Toros, Sakarya, Bahçelievler ve Kiremithane okullarının adını sayabiliriz" dedi. 4+4+4'e karşı çıkan 35 kişi hakim karşısına çıktı – 21 Kasım 2012 4+4+4 eğitim sisteminin meclisten geçirileceği günlerde Eğitim-Sen’in grev ve Ankara eylemi çağrısına uyan; fakat İzmir’de polis saldırısıyla karşılaşan 35 kişi hakkında “Kamu görevlilerine görevlerini yaptırmama” iddiasıyla 1-3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bayraklı Adliyesi’nde görülen dava öncesinde İzmir Şubeler Platformu tarafından bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklama sonrasında 35 kişi alkışlar eşliğinde duruşma salonuna gönderildi. Davayı KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, KESK MYK üyesi Ali Kılıç ve BES Genel Başkanı Ahmet Kesik de takip etti. Mahkeme, 35 kişinin ifadesini aldıktan sonra duruşmayı 7 Şubat’a erteledi. Tablet çağı bilardoyla açıldı! - Kasım 2012 “Bilgi teknolojileri çağını açıyoruz” denilerek başlatılan Fatih Projesi’yle 17 ildeki 52 okulda tabletli eğitime geçildi. 12 bin 800 öğretmen ve öğrenciye tabletler dağıtıldı, 500 akıllı tahta kuruldu. Fakat dağıtılan tabletlerle şimdilik sadece müzik dinlenip bilardo oynandığı ortaya çıktı. Kartal Anadolu Lisesi’nden adını vermek istemeyen bir öğretmen de hayal kırıklığı yaşadığını belirtti: “Öğrenci artık tablet getirmiyor. Tabletlerde de ders kitapları var. Ha ders kitabından işlemişsin ha tabletten. İçeriği geliştirilmedi ki. Öğrencilerin normal cep telefonları çok daha aktif. Tahta ve tabletlerin yaydığı radyasyon nedeniyle okullara cihaz kurulacaktı. Onu da kurmadılar.” İstanbul Ataşehir’deki Mehmet Rauf Lisesi’nden bir öğretmen de durumu şu sözlerle anlattı: “Tabletler akıllı tahtayla bağlı olacaktı, değil. Ayrıca hâlâ kendi notlarımızı yükleyemiyoruz. Bunları öğrencilerin tabletleriyle paylaşamıyoruz” 9. sınıfta tablet dağıtılan öğrencilerin 10’uncu sınıfta alan seçerek farklı sınıflara gitmesi de bir başka sorun olarak ortaya çıktı. Çünkü yeni sınıflarda kiminin tableti oluyor, kiminin olmuyor. Bir 10. sınıf öğrencisi ise durumu şöyle anlattı: “Sınıfta herkeste tablet yok, o yüzden kullanmıyoruz. Tabletimle teneffüste internete giriyorum ya da müzik dinliyorum. Bilardo oynayanlar da var. Ama derste oyun oynanmasın diye kaldırtıyorlar.” 11 2, 3 ve 4. sınıflar aynı sınıfta – 22 Kasım 2012 Ordu'nun Kumru ilçesi Yukarıdamlalı beldesi Fatih Mahallesi’ndeki bir ilkokulda 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin birleştirilmiş sınıfta eğitim gördüğü açığa çıktı. Gerekli bütün birimlere dilekçeler yazıldığını belirten mahalle Muhtarı Dursun Soruç, "Aylardır okulumuza öğretmen kazandırmanın derdine düştüm. Kaymakamlık makamına bizzat çıktım, Milli Eğitim Bakanlığı'na dilekçe verdim. Kumru Milli Eğitim Müdürü’ne de defalarca çıktım; ama okulumuza öğretmen ataması yapılmadı" dedi. Okullarında birleştirilmiş sınıflarda eğitim verildiği için bir çok veli çocuklarını ya başka mahallelere ya da ilçe merkezindeki okullara gönderdi. Gölbaşı’nda 4 sınıfa tek öğretmen – 22 Kasım 2012 Ankara’nın Gölbaşı ilçesine bağlı Ahiboz Mahallesi’nde bulunan 5.sınıfın olmadığı Ahiboz İlköğretim Okulu’nda 4 sınıfın 21 öğrencisi aynı sınıfta tek öğretmenle eğitim görüyor. Okulun 5. sınıfı ise mevcut değil. Mahalle Muhtarı Şenol Ercan, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Dört sınıfı tek bir sınıfta birleştirerek eğitim verilmesi çocuklarımızın yeterli eğitim ve öğretimi almasını engelliyor” dedi. Ercan ayrıca okulun soba ile ısıtıldığını, okul hademesinin ücretini de öğrenci velilerinin kendi aralarında toplayarak karşıladığını söyledi. İçişleri Bakanlığı'ndan güldüren denetim – 22 Kasım 2012 Birkaç ay önce gazetelere ilan vererek 4, 5, 6 yaş gruplarına “Sübyan Medreseleri” adı altında medrese eğitimi verdiğini duyuran Silivri Furkan Eğitim ve Kültür Derneği’nin ilanlarını CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran Meclis’e taşıdı. Oran, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede Tevhid-i Tedrisat yasasına açıkça aykırı bu tür eğitimin nasıl verilebildiğini, Bakanlık olarak bu konuda ne yaptıklarını sordu. Gelen yanıt özetle şu oldu: “Bakanlığımızca yapılan denetimler sonucu söz konusu dernekte böyle bir eğitime rastlanmamıştır.” Çünkü İçişleri Bakanlığı denetimi bir gün önceden haber vererek yasaya aykırı eğitim faaliyetine rastlamamayı başardı. Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri’nden 4+4+4 raporu – 23 Kasım 2012 Eğitim Sen İstanbul Şubeleri 4+4+4 eğitim sisteminin sonuçlarıyla ilgili bir rapor hazırladı. Raporda 4+4+4 hakkındaki uyarılara aldırmadan hayata geçirilen sistemin birçok soruna yol açtığı anlatılırken, okullar açıldıktan sonra gelinen noktada karmaşa ve kaosun düşünülenden çok daha üst boyutta olduğu belirtildi. "AKP döneminde öğretmenlik prestij kaybediyor" – 23 Kasım 2012 CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'de görev yapan 880 bin 317 öğretmenin mevcut sorunlarına kalıcı çözümler üretilemediği gibi, her gün karşılarına çıkarılan yeni düzenlemelerle mücadele etmek zorunda bırakıldıklarını söyledi. Türeli, önergede öğretmenlik mesleğinin giderek prestij kaybettiğine, 4+4+4 sistemiyle norm uygulamalarının sürgüne dönüştüğüne ve performans tehdidiyle öğretmenlerin iş güvenliklerinin ellerinden alınmak istendiğine değindi. 12 MEB, öğrenci emeği, öğrencisiz okul derdinde -21 Kasım 2012 MEB Bilgi İşlem Grup Başkanı Volkan Akçay, 12. sınıf öğrencilerine yönelik YGS ve LYS'ye destek projesi hazırladıklarını belirtti. ''e-LYS Projesi'' kapsamında öğrencilerin web tabanlı olarak oluşturulan interaktif sınıflarda ileri düzeyde matematik ve fizik dersleri alacağını dile getiren Akçay, proje kapsamında 50 bin öğrenciye eğitim vereceklerini söyledi. ''Öğrencilerin bir kısmı evlerinde bilgisayarlarının başında, yatılı öğrenciler de etüt salonlarında bu dersleri alacaklar'' diyen Akçay, projeyle öğrencilere üniversite sınavlarında başarılı olmalarına yönelik eğitimin verileceğini söyledi. Akçay’ın açıklamalarından da anlaşılacağı gibi yaygınlaştırılan meslek liseleri ve açık lise uygulaması ile öğrenci olması gereken çocuklar küçük yaştan itibaren hem çalışacak hem de sözde okuyacak. Kılık kıyafet yönetmeliğinde değişiklik: türban artık serbest – 27 Kasım 2012 MEB’e bağlı okullarda yürürlüğe konulan yeni kılık kıyafet yönetmeliğiyle türban ilköğretime kadar girecek. İmam hatip ortaokul ve liselerinde kız öğrenciler bütün derslere türbanla girebilecek. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı okullarda öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine ilişkin yönetmeliğin yürürlüğe konmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Yeni yönetmelikle ilkokul, ortaokul ve liselerde belirli sınırlamalar dışında kılık ve kıyafet serbest bırakılacak. Öğrenciler okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. MEB’e bağlı özel kurumlarda ise öğrenci velilerinin yüzde 60’ının kabul etmesi durumunda yönetmelikte belirtilen sınırlara uyulması koşuluyla okul yönetimleri okul kıyafeti belirleyebilecek. 10 yaşındaki kız öğrencilere türban Yeni yönetmeliğe göre ortaokul ve liselerde seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerine giren kız öğrenciler başlarını “isteğe bağlı” olarak örtebilecek. Böylelikle 10 yaşındaki kız çocuklarının okullarda aile baskısı ile örtünmelerinin önü açılmış oldu. 4+4+4 düzenlemesinin yasalaşması sonrası dini içerikli seçmeli dersler nedeniyle ortaokullara türbanın girip girmeyeceği tartışma konusuydu. İmam hatiplerde tüm derslerde türban takılabilecek Yeni yönetmelikle bundan sonra kız öğrenciler imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında dini içerikli derslerle sınırlı kalmaksızın tüm derslerde başlarını örtebilmelerinin de önü açılmış oldu. Kıyafette sınırlamalar dikkat çekiyor Yeni yönetmelikteki kılık kıyafet sınırlamalarına göre öğrencilerin “vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek” giyemeyecekleri belirtilmekte. Son yıllarda kız öğrencilerin etek boyları gibi konularda gerici okul yönetimlerinin yaptığı baskılar göz önünde bulundurulduğunda bu tarz baskıların daha da artacağı düşünülmekte. 13 Felsefe öğretmenine “ateizm” soruşturması – 27 Kasım 2012 Milli Eğitim Müdürlüğü, İstanbul Ataşehir Nuri Cıngıllıoğlu Lisesi’nde felsefe öğretmeni ve Eğitim Sen işyeri temsilcisi Adnan Marangoz hakkında, “çocuklarımıza tevhit inancımıza aykırı bilgiler vermek ve ateizm gibi konulardan bahsederek çocuklarımızın kafasını bulandırmak” suçlamasına dayanılarak soruşturma başlattı. İstanbul Eğitim-Sen 2 No’lu Şube konuyla ilgili basın açıklamasında Ataşehir’de yaşanan olayın 4+4+4 sistemiyle yaşanacak olanlar hakkında ipucu verdiğini belirtti. Açıklamada felsefe dersinin içeriği gereği felsefi, bilimsel, sanatsal, gündelik ve dinsel bilgi konuları öğrencilere anlatıldığını hatırlatıldı ve “Sorgulamak, düşünmek bu dersin temel yöntemidir” denildi. Öğretmen Adnan Marangoz hakkında yapılan “tevhit inancımıza aykırı bilgiler…” şeklindeki suçlamanın kendisinin ise bir suç olduğu ifade edildi. Aynı okulda daha önce Van depreminin ardında nakille gelen öğrenciler, “Ahmet Kaya dinledikleri” gerekçesiyle ayrımcılığa maruz kalmış ve okul değiştirmek zorunda bırakılmışlardı. Öğretmenlere bu kez ‘rakı’ soruşturması! – 28 Kasım 2012 Antalya’da 3 yıl önce gittikleri piknikte rakı içerken çektirdikleri fotoğrafları facebookta paylaşan öğretmenler hakkında soruşturma açıldı! Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturmayı fotoğrafların bir gazetede “Lisede ahlaksızlık” başlığıyla haber yapması üzerine açtı. Antalya Lisesi’nde çalışan 11 öğretmen 3 yıl önce bir yaz döneminde aileleriyle birlikte “Topçam” mevkiine pikniğe gitti. Burada mangal yakıp, rakı içen öğretmenler, rakı kadehleriyle çektikleri fotoğrafları facebook sayfalarında paylaştı. Aradan 3 yıl geçtikten sonra, 22 Kasım 2012’de bir gazete öğretmenlerin bu fotoğraflarını “Lisede ahlaksızlık” başlığıyla haber yaptı. Bu haber üzerine Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü öğretmenler hakkında soruşturma başlattı. Müdürlüğe bağlı müfettişler öğretmenlere “Piknik ne zaman yapıldı?”, “rakı içerken yanınızda öğrenciler de var mıydı?”, “pikniği okul yönetimi mi düzenledi?”, “okul yönetiminin bilgisi var mıydı?” gibi sorular sordu. "Eğitimde norm kadro sistemi çökmüştür!" – 29 Kasım 2012 Eğitim-Sen Kastamonu Şubesi norm kadro ile ilgili yazılı açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada hiçbir hazırlık ve altyapı yatırımı yapılmadan hayata geçirilmeye çalışılan 4+4+4 kademeli eğitim dayatması, bir taraftan eğitimi tamamen piyasalaştırıp, toplumun geleceğini ipotek altına alırken; diğer taraftan on binlerce öğretmeni ciddi anlamda mağdur ettiğini söyledi. MEB 4 kardeşi 3 farklı okula kaydettirdi – 29 Kasım 2012 Çocuklarının okul kayıtları e-okul sistemi ile yapıldığını ifade eden Said Ekinci, sistemin hata yapması sonucu 4 çocuğunun 3 farklı okula kaydettirildiği için mağdur olduklarını söyledi. Batman'ın Kısmet Mahallesi’nde ikamet eden Said Ekinci, İlköğretim seviyesinde eğitim gören 4 çocuğunun 3 farklı okulda eğitim gördüğünü dile getirerek mağdur olduğunu dile getirdi. Ekinci "Çocuklarım 3 farklı okulda eğitim gördükleri için onların durumlarını takip edemiyorum. Veliler toplantısı oluyor gidemiyorum, çocuklarımın durumunu soramıyorum ve okullar evimden çok uzakta oldukları için tedirgin oluyorum" dedi. 14 Engelliler gününden memleket manzarası: Engelli çocukların eğitimi yarım kaldı - 3 Aralık 2012 Aydın ‘da yaklaşık 80 zihinsel engelli çocuk, gidebilecekleri okul olmadığı için eğitimlerini yarım bırakmak zorunda kaldı. Down sendromlu oğlu Cevdet’in eğitimi, 15 yaş sınırından dolayı yarım kaldığı için Aydın’a taşınmak zorunda aldığını belirten İlknur Kılavuz, "Nazilli’de engelli çocukların eğitim alabilmeleri için orta ve lise düzeyinde okul yok. O nedenle oğlumu okula gönderebilmek için Aydın’a taşındık" dedi. Nazilli’de oturan Ayten Koşul da engelli kızı Aysun’un alt sınıfta 9 yıl eğitim aldığını ancak, yaş sınırı nedeniyle 1 yıldan bu yana okula gidemediğini anlattı. Nazilli ve çevre ilçelerde yaklaşık 80 engelli öğrencinin eğitim görebileceği bir okul sıkıntısının yaşandığını doğrulayan İlçe Milli Eğitim Müdürü Faruk Ercan, Güzelköy’deki kullanılmayan iki okulun Özel eğitim ve uygulama okulu yapılabilmesi için müfettiş raporu istediğini ancak, olumsuz yanıt alındığını belirtti. Öğretmenlere alan sınavı rezaleti 2013'te başlıyor - 3 Aralık 2012 Öğretmen atamasında iki aşamalı sınav uygulaması ilk olarak Temmuz 2013'teki KPSS sırasında yapılacak. Öğretmenlere genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri konularının yanı sıra mezun oldukları branşla ilgili sorular da sorulacak. Alan sınavının genel puana etkisi ise yüzde 30 olacak. Öğretmene de harem selamlık eğitim - 4 Aralık 2012 Öğrencilerden sonra öğretmenler arasında da haremlik selamlık uygulama gündeme geldi. Cumhuriyet Gazetesi'nden Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre okul günlerinde ders saatlerinde verilecek eğitimle ilgili olarak Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Sadece öğrenciler için değil, öğretmenler için de geçerli olan karma eğitim ilkesi çiğneniyor” dedi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Uluslararası Antalya Üniversitesi ile ildeki öğretmenlere üniversite bünyesinde hizmet içi eğitim verilmesine ilişkin protokol imzaladı. Milli eğitim müdürlüğü, konferansa katılacak öğretmenler için bir liste hazırladı. 5 Aralık’ta 10.00 - 12.00 saatleri arasında üniversitenin konferans salonunda gerçekleşecek eğitime katılacak öğretmenlerin belirlendiği 80 kişilik listenin tamamının erkek öğretmenlerden oluştuğu öğrenildi.6 Aralık’taki konferansınsa kadın öğretmenler için düzenlenmesini beklediklerini söyleyen Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Sönmez, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün karma eğitim ilkesine aykırı davrandığını ifade etti. Nurettin Sönmez, eğitimin “cemaate yakın olduğunu” belirttiği Uluslararası Antalya Üniversitesi'nde düzenlenmesiyle ilgili olarak da “Bunun tek amacı, yeni kurulmuş bu üniversitenin tanıtılmasıdır” diyerek tepkisini gösterdi. Okul aidatını ödemediği gerekçesiyle 5.5 yaşındaki öğrenci okula alınmadı! – 6 Aralık 2012 İzmir'in Konak ilçesinde, devlet okulunda okuyan 5,5 yaşındaki M.G.nin ailesi, Okul Aile Birliği adına yatırılması gereken aylık 25 lirayı ödemedikleri gerekçesiyle çocuklarının müdür talimatıyla okula alınmadığını dile getirdi. Oğlu M.G.yi okuluna bırakmaya giden anne Tuğba G., okul müdürü Ö.B.nin talimat verdiği okul personelinin, Kasım ayı aidatını yatırmadıkları 15 gerekçesiyle oğlunu okula almadığını söyledi. Kapı önünde büyük şok yaşadığını belirten anne, "Okul müdürü, personellere talimat vermiş, 'Aidatı yatırmayanları içeri almayın' diye. Okula girerken önümüzü kesip bana aidatı yatırıp yatırmadığımı sordular. Yatırmadığımı öğrenince, müdür beyin talimatı gereği oğlumu içeri almadılar. Bu nasıl bir sistem? Devlet okulunda kafasına göre iş yapıyorlar. Benim gibi aidatı yatırmayan 5 kişi daha vardı. Onların çocuklarını da içeri almadılar. Söylediklerine göre, bankaya aidatı yatırıp makbuzu getirdikten sonra çocuklarımızı okula alabilirlermiş. Oğlumun okula gitmediği günlerin hesabını kim verecek? Çocukları küçük yaşta eğitimden soğutuyorlar. Bunları İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ve Milli Eğitim Bakanlığı'na şikayet edeceğim" dedi. AKP’nin eğitim seferberliği kuran kurslarınaymış - 9 Aralık 2012 İlköğretim okullarına 4 din dersi koyan, birçok okulu imam hatip okuluna dönüştüren AKP, Diyanet İşleri eliyle yönettiği Kuran kurslarına tam 947 bin kişiyi kaydetti. Ülkenin birçok yerinde bisiklet, oyuncak gibi promosyonlarla Kuran kursu çağrısı yapan Diyanet 947 bin kişinin Kuran kursuna yazıldığını söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı Yaygın Din Eğitimi Daire Başkanı Belgin Aydın, yaptığı açıklamada 2 yıldır pilot uygulaması yapılan İhtiyaç Odaklı Kuran Kursları Öğretim Programı’nın 2012-2013 öğretim yılında, yurt genelinde uygulandığını ve 4 dönem sürekli kayıt aldıklarını söyledi. Lisede bedava türban dağıtımı - 12 Aralık 2012 Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü Beldesinde bulunan çok programlı lisede okul müdürlüğünün kız öğrencilere ücretsiz türban dağıtarak, başı açık kız öğrencilere de türban takmaları konusunda baskı uyguladığı iddia edildi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Baytemur, geçtiğimiz günlerde sendikal bir çalışma için beldeye gittiklerini ve bu durumun dikkatlerini çektiğini belirterek, "kız öğrencilerin büyük bir bölümünün lacivert renk başörtüsüyle (türban) derslere girdiğini tespit ettik. Yapılan öğretmen, öğrenci ve veli görüşmeleri sonucunda okul müdürlüğü tarafından bu başörtülerinin öğrencilere ücretsiz dağıtıldığı, öğrencilerin başörtüsüyle derse girmesini özendirici çalışmalar yapıldığı tespit edildi” dedi. 4+4+4’ü protesto edemezsin! - 13 Aralık 2012 Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, 27 Mart’ta KESK’in Ankara-Kızılay Meydanında düzenlediği 4+4+4 Eğitim Sistemini protesto mitingine katılmak isteyen aralarında 13 öğretmenin olduğu 22 kişi yargılanmaya başladı. Eğitim- Sen Bergama Temsilcisi 4+4+4‘ü protestodan yargılanıyor - 13 Aralık 2012 Bergama'da Eğitim- Sen temsilcisi Hasan Hüseyin Kuşçu, 4+4+4 eğitim sistemi uygulamaları nedeniyle velilerle birlikte İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gidince hakkında dava açıldı. Dava gerekçesi, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlyas Duman'ın şikayeti üzerine, 'işyeri dokunulmazlığını ihlal ettiği' iddiası. 16 MEB açıkladı: Okulları piyasayla buluşturma çalışmalarımız yaygınlaşıyor - 13 Aralık 2012 Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Biçerli, okulların eğitim öğretim saatleri dışında halkın (sermayenin) kullanımına açılmasına olanak sağlayan Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında 75 kentte 368 spor salonu, bin 333 laboratuvar ve bin 910 kütüphane halkın kullanımına açıldığını belirtti. İzmir’de okullar “hayat oluyor” ticarileşme adımları atılıyor - 15 Aralık 2012 Seferihisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Seferihisar Belediyesi arasında, İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu'nda uygulanacak "Okullar Hayat Olsun" projesi protokolü imzalandı. 4 yıl süre ile geçerli olacak olan protokole göre, Seferihisar İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu'nun kültür salonunun, dersliklerinin, spor salonunun, kütüphanesinin, bahçesinin, yatakhanelerinin eğitim-öğretim saatleri dışında, hafta sonları ve yaz aylarında Seferihisar Belediyesi ile işbirliği yapılarak velilerin, Seferihisar halkının, uluslararası projeler kapsamında yurt dışından gelen yabancı öğrencilerin, ulusal projeler kapsamında yurt içinden gelen öğrencilerin hizmetine açılması; okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer "hayat boyu öğrenme merkezi" ve eğlenme ve dinlenme aktivitelerine imkan veren "yaşayan güvenli alanlar" haline dönüştürülmesi hedefleniyor. Böylelikle okul bina ve eklentileri ile bahçesinden yeterince yararlanılması, halkın artan mesleki, sosyal ve kültürel talebinin karşılanması, okul kaynaklarının etkin kullanılması, belediyelerin okul bina ve bahçesini okul saatleri dışında kullanarak hizmet üretmesi, belediye hizmetlerinin yaygınlaştırılması, kamu birimleri arasında işbirliğinin kurumsallaşmasına katkı sağlanması sağlanacağı belirtiliyor. 4+4+4 taşımalı eğitim manzaraları! - 16 Aralık 2012 Şanlıurfa merkeze bağlı Güzeller köyü Başak mezrasında yaşayan 12 çocuk, okula gidebilmek için büyük mücadele veriyor. Mezranın köye uzaklığı 2 kilometreden 100 metre az olduğu için öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanamıyor. Her gün 4 kilometrelik yoldan okula yürüyerek gidip geliyor. Mehmet Zorlu (5) ise çoğu zaman bu yolu ağabeyinin sırtında tamamlıyor. Mehmet Çiftçi, “Her gün gözümüz yollarda.” derken, Hüseyin Demir geçen yıl bir çocuğun bu yolda yaşamını yitirdiğini, öğrencilerin 2-3 kere köpeklerin saldırısından kurtarıldığını anlatıyor. 2012 KPSS’de soruların çalındığı doğrulanıyor.- 16 Aralık 2012 10-11 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavında kopya çekildiği iddialarıyla başlayan soruşturmada, Ankara Cumhuriyet Savcılığı önemli sonuçlara ulaştı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla hazırlanan bilirkişi raporunda, hiçbir internet bağlantısı olmaması gereken ÖSYM’nin kozmik odası olarak adlandırılan TAB ve Bilgi İşlem Müdürlüğü’ndeki bilgisayarlardan "osym.gov.tr" uzantılı mail adreslerinden sınav sonuçlarının paylaşıldığı tespit edildi. Bilirkişi raporunda tespit edilen başka bir bulgu ise adayların TC Kimlik Numaraları’nın paylaşılması. Özellikle gizli olan bu bilgi, yine internet kanalı ile üçüncü kişilerle paylaşılmış... 17 Üniversite sınavında “din” soruları – 17 Aralık 2012 ÖSYM Başkanı Ali Demir’in Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden YGS ve LYS-4‘te soru sorulacağını açıkladı. Yükseköğretim kurumlarına öğrenci seçme ve yerleştirme esaslarını belirleyen 2013-ÖSYS kılavuzu Yükseköğretim Genel Kurulu kararıyla yayımlanarak uygulamaya geçeceğini söyleyen Ali Demir, Din Kültürü derslerinin zorunlu olduğunu ifade etti. Eğitim-Sen bu gelişme üzerine bir açıklama yaparak; sadece İslam`ın Sünni mezhebinin öğretisini din olarak gören, Alevilere, Caferilere, Şafilere, Ezidilere vb. bu öğretiyi dayatan, dayatmakla da kalmayıp inançlar arasında hangisinin "din" olup, hangisinin olmadığına karar verebilen, inanmayanları ise "insandan" dahi saymayan AKP’nin 12 Eylül cuntacılarını da geçtiğini, tek tipçi, mantığın asıl olarak bu olduğunu ifade etti. 18 C. EĞİTİM HAKKI MÜCADELESİ KESİNTİSİZ SÜRÜYOR İzmir’de velilerin 4+4+4 direnişi – 16 Kasım 2012 İzmir Güzelbahçe ilçesinde bulunan M. Saadet Alanyalı Okulu velileri, okullarının birleştirilmiş sınıflara dönüştürülmesini ve öğretmenlerinin kadro fazlası gösterilerek sürgün edilmesine karşı 17 Kasım günü İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüdü. Velilerden 6 temsilci, İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı ile görüştü. Bardakçı, velilere uygulamanın 4+4+4 eğitim yasasıyla ilgili olduğunu ve kendilerinin bir şey yapamayacağını söyledi. Velilere taşımalı eğitim sistemini öneren Bardakçı, 4+4+4 eğitim sistemini savundu. Görüşme sonrası açıklama yapan veliler okulları için mücadeleye devam edeceklerini söylediler. Veliler, 14 Kasım günü de basın açıklaması yaparak aynı sorunları ve taleplerini dile getirmişlerdi. Ayrıca 16 Kasım Cuma günü Güzelbahçe İlçe Milli Eğitim Müdürü Fazıl Karatürk ve okul müdürüyle görüşmüşler, uygulamanın geri alınmadığını öğrenmişlerdi. Karatürk ayrıca “Bunlar 4+4+4’e karşı çıkıyorlar; önünü kesmek, bunları durdurmak lazım” diyerek velileri tehdit etmişti. Gaziosmanpaşa Eğitim Hakkı Atölyesi’nden toplantı – 18 Kasım 2012 Gaziosmanpaşa Eğitim Hakkı Atölyesi 18 Kasım Pazar günü bir araya gelerek bölgede toplanan okul durum raporlarını ve raporlar sonucu tespit edilen sorunları konuştu. Gaziosmanpaşa Kadri Yörükoğlu Lisesi, Güngören Osman Ülkümen Anadolu Lisesi, Bayrampaşa Kocatepe İÖO ve Gaziosmanpaşa Evliya Çelebi İÖ ve ortaokullarının sorunları atölye tarafından gündem edildi. Ayrıca toplanan raporların iki katına çıkarılması için görev paylaşımı yapıldı. Toplantının ikinci gündemi ise Gaziosmanpaşa ilçesinde büyük bir eğitim panelinin yapılması oldu. Eğitimde Piyasalaştırma, Gericilik ve Cinsiyetçilik başlığı altında 16 Aralık Pazar günü Gaziosmanpaşa'da büyük bir eğitim paneli yapılmasına karar verildi. İzmir'de 'imam hatip' eylemi – 22 Kasım 2012 İzmir’in Menemen ilçesinde yeni yapılan ve imam hatip lisesi olarak açılan okulun Anadolu Lisesi olması için Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) İzmir Şubesi üyeleri imza kampanyası başlattı. Dernek ayrıca 22 Kasım günü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan ÖVDER İzmir Şube Başkanı Orhan Yüce, yıllardır yapımı devam eden okulun 4+4+4 eğitim sistemiyle kendilerine sorulmadan imam hatip lisesi yapıldığını söylerken, okulun Anadolu Lisesi'ne çevrilmesini istediklerini ifade etti. Basın açıklamasının ardından okulun Anadolu Lisesi yapılması isteklerinin yer aldığı dilekçe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne verildi. "Öğretmenler Gününü Kutlamıyoruz" – 24 Kasım 2012 24 Kasım’da öğretmenler Türkiye’nin dört bir yanında “Öğretmenler gününü kutlamıyoruz” diyerek, yaşadıkları sorunlara, 4+4+4 eğitim sisteminin yol açtığı sorunlara, taleplerine dikkat çekti. Eğitim-Sen 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün 12 Eylül darbesinin sahte kutlaması 19 olduğunu, dünya öğretmenlerinin evrensel günü olan 5 Ekim’in kutlanması gerektiğini eylemlerde ifade etti. İstanbul’da Taksim Galatasaray Lisesi önünde, Erzincan’da Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, Çanakkale’de Öğretmenevinde toplanıp Akbulut Meydanı'na yürüyerek, Sinop’ta eski KESK Lokali önünde toplanıp Sinop Uğur Mumcu Meydanı’na yürüyerek, Adana’da 5 Ocak Meydanı’ndan İnönü Parkı’na yürüyüş yapılarak, Kayseri’de sendika binası önünde ayrıca Burdur’da, Kırşehir’de Açıklamalarda son 10 yıldır kadrolu öğretmenlerin esnek, güvencesiz çalıştırıldıklarına, performans ölçüm yöntemleri ile eğitimin piyasalaştırılmaya çalışıldığına ve buna karşı mücadelelerinin devam edeceğine değinildi. 4+4+4’ün öğretmenler açısından yıkıcı sonuçlarına her açıklamada vurgu yapılırken; öğretmenlerin sendikayla hak ve özgürlük aradığı, itibarsızlaştırmaya karşı gerçek saygınlık istediği; gerici, ırkçı, piyasacı eğitime karşı bilimsel, laik, demokratik, parasız, anadilinde eğitim için mücadele ettikleri vurgulandı. Bolu’da gerçekleşen açıklamada öğretmenlerin asli görevleri olan ders anlatma dışında Öğrenci Koçluğu, Eğitim Harcamaları Anketi (TEFBİS), İlköğretim Kurumları Standardı Anketi (İKS), mahallelerde okuma yazma bilmeyenlerin tespiti çalışması gibi ek çalışmalar yapmaya başladıklarına; ADEY, RİDEF, RİTA, Afet Yönetimi ve Aile Öğretmenliği gibi uygulamalarla, öğretmenleri mesai saatleri dışında angarya ve esnek çalıştırmaya dönük adımların hızlandırıldığına da değinildi. Öğretmeniz Atanamıyoruz – 24 Kasım 2012 Aynı gün İstanbul’da AYÖP (Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu) üyeleri de ataması yapılmayan öğretmenler ve 24 Kasım öğretmenler günü için protesto eylemi yaptı. Platform üyeleri adına açıklama yapan Sema Güner "34 işsiz öğretmen arkadaşımız işsizlik cehenneminde kendi hayatına son verme yolunu seçmiştir...2012 KPSS yine çeşitli skandallarla gündeme geldiği halde sessiz sedasız her şeyin üstü kapatılıp gitti. Bunlardan da anlaşıldığı gibi KPSS güvenirliliği tamamen yitirmiş bir sınavdır'' dedi. Öğretmenler gününü kutlamadıklarını ifade eden Güner "AYÖP olarak bizler, Öğretmenler Günü'nü kutlamıyoruz. Bugünü AKP hükümetine karşı birlik ve mücadele günü ilan ediyoruz'' dedi. Eğitim-Sen’den 4+4+4’e tepki – 28 Kasım 2012 Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal ve sendika üyeleri İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak 4+4+4’e tepki gösterdi. Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal yaptığı açıklamada 4+4+4 kademeli eğitim sisteminin toplumun geleceğini karattığını ve binlerce öğretmeni mağdur ettiğini söyledi. 80 bine yakın öğretmenin norm fazlası duruma düştüğünü belirten Ünsal, “İlk olarak il içi yer değiştirme kılavuzunda, isteğe bağlı yer değiştirmesi yapılan öğretmenlerin, iller arasında yer değiştirmeye başvuruda bulunması da engellenmiştir. Sadece il içinde ataması yapılamayanların iller arası yer değiştirme başvurusunda bulunabilecekleri belirtilerek başka bir mağduriyet yaratılmıştır” ifadelerini kullandı. Ünsal ve sendika üyeleri açıklamanın ardından oturma eylemi yaptı. 20 Çanakkale Eğitim Sen’den 4+4+4 eylemi – 29 Kasım 2012 Çanakkale’de Eğitim-Sen üyeleri, eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları paylaşmak adına İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gitti. Görüşme öncesi sendika üyeleri Valilik önünde bir basın açıklaması yaparak yaşanan sorunları kamuoyuyla da paylaştı. 4+4+4 eğitim sisteminin yarattığı sorunları yetkililere anlatmak için gittikleri ziyaret ile ilgili bilgiler veren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; İl Milli Eğitim Müdürü Şaban Karataş’ın olmamasına rağmen öğretmenlerin yaşadığı sorunları ilettiklerini belirterek; “4+4+4 sisteminden kaynaklanan sorunlarımızı aktarmak için İl Milli eğitim Müdürlüğü’ne gittik.” dedi. Ankara’da liseliler kıyafet yalanına karşı MEB önündeydi – 29 Kasım 2012 AKP’nin kıyafet serbestliği yalanına karşı Ankara’da liseliler Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. ‘Baş örtülecek, etek ölçülecek. AKP gericiliğine İsyan Et’ pankartı bir araya gelen Genç Umutçular Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. AKP’nin eğitim üzerindeki gerici, cinsiyetçi, ayrımcı politikaların kıyafet serbestliği ‘yalanı’ ile devam ettiğini vurgulayan liseliler, AKP’nin okullara özgürlük, öğrencilere tek tipleştirmeden kurtulma getireceğini söylese de asıl amacın 4+4+4 ile başlanan ‘dindar gençlik’ yetiştirme çalışması olduğunu anlatan liseliler AKP'nin tek tipleştirme, tüm okulları imam hatipleştirme çabalarına karşı “İsyan Et” demeye ve mücadele etmeye devam edeceklerini, okullarını AKP’ye bırakmayacaklarını haykırdılar. Samsun’da liseliler yeni kıyafet yönetmeliğine ‘İsyan Et’ dedi – 30 Kasım 2012 Samsun’da liseliler Çiftlik Caddesi Süleymaniye geçidinde “AKP’nin kılık kıyafet özgürlüğü başa örtü, eteğe ölçü. AKP gericiliğine ‘İsyan Et!” yazılı pankartın arkasında bir araya gelen Liseli Genç Umut üyeleri bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan bir liseli “Dindar, kindar nesiller yetiştirmek istediğini alenen beyan eden AKP iktidarı, eğitimi her geçen gün gericileştiriyor. Öğrencileri kendi kalıbına sokmak için ‘kılık kıyafet özgülüğü’ adı altında eğitimi tamamen bilim dışı, niteliksiz kılarken, istediği nesli yetiştirmek için bir adım daha atıyor” dedi. “Bizler AKP’nin bu ve buna benzer oyunlarına inanmıyor, sesimizi sokaklarda yükseltiyoruz. Okullarımızda söz bizimdir. AKP’nin gerici, piyasacı, cinsiyetçi, ırkçı eğitim anlayışına karşı ‘İsyan Et’meye devam edeceğiz’' diyen liseliler ''AKP'nin gençliği olmayacağız' sloganı ile eylemi sona erdirdiler. Ankara Halkevleri “kılık kıyafet serbestliği” adıyla gerici dayatmaya karşı eylemdeydi – 30 Kasım 2012 AKP’nin eğitim sistemine dönük başlattığı gerici, ırkçı, cinsiyetçi politikalar 4+4+4 yasasından sonra kılık kıyafet değişiklikleri ile devam ediyor. AKP’nin “Kılık kıyafet serbestliği” adı altında başlattığı düzenleme yeni bir baskı döneminin oluşturulduğunun sinyallerini verirken, bu düzenlemenin türbanı serbestleştirip, serbest kıyafete de sınırlama getirmesi Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi tarafından protesto edildi. Meclis üyeleri saat 12.00’da Milli Eğitim Bakanlığı önüne buluştu. Skecin ardından Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi adına Sıla Uzunpınar basın açıklamasını okudu. Yeni düzenlemede “İnsan sağlığını 21 olumsuz etkileyen ve mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler giyemez”, “Yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemez”, “Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemez” maddeleri olduğuna dikkat çeken Uzunpınar, bunun yeni bir baskı döneminin işaretleri olarak niteledi. “Bu bir dayatmadır. Bu dayatma zaten fiili şekilde sürerken artık yasalarla güvence altına alınmıştır. Önümüzdeki günlerde öğrencilerimizin kılık kıyafetinden, etek boyundan dolayı gördüğü her türlü baskının sorumlusu AKP’dir. Bu aynı zamanda AKP’nin kadın düşmanlığı politikasıdır” diyen Uzunpınar, düzenlemeyi okulların imam hatipleştirilmesinin ve türban zorlamasının bir adımı olarak gösterdi. Ümraniye’de Eğitim Hakkı Meclisi toplandı – 2 Aralık 2012 2 Aralık 2012 Pazar günü öğretmenler, veliler, öğrenciler Ümraniye’de bir araya geldi. 30’u aşkın Veli, öğretmen ve öğrencinin katılımıyla gerçekleşen toplantı AKP’nin eğitim hakkına saldırıları ve verilen mücadele deneyimlerinin aktarımıyla başladı. Ardından AKP’nin 4+4+4’ünün yaptıkları ve yapacakları konuşuldu. AKP’nin eğitim hakkı saldırısına karşı verilecek, izlenecek mücadele biçimleri, programı ve Halkevleri’nin 26-27 Ocakta gerçekleştireceği “Büyük Eğitim Hakkı Buluşması”nın önemi tartışıldı. Ardından Eğitim Forumu’na giderken, Ümraniye de 23 Aralık Pazar saat 15.00 da daha geniş Eğitim Hakkı Meclisi buluşması örgütleme kararı alındı. Ayrıca Ümraniye dışında Sancaktepe-Çekmeköy hattında da bu ay “eğitim hakkı buluşması ya da buluşmaları” örgütleme kararı alındı. İstanbul’da liseliler Milli Eğitim Müdürlüğü önündeydi! - 3 Aralık 2012 Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yeni Kıyafet Yönetmeliği’ne karşı İstanbul’da Liseli Genç Umut saat 15.00’da Sultanahmet Meydanı’nda bir araya gelip Cağaloğlu’nda bulunan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüyerek burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasının ardından liseliler ellerindeki ‘Baş örtülecek, etek ölçülecek’miş. Ne dindar, ne kindar AKP’nin gençliği olmayacağız!’ pankartını İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün duvarına astı. Halkevci Kadınlar: AKP’nin seçmeli-zorunlu türban ve kıyafet dayatmasına hayır – 4 Aralık 2012 Halkevci Kadınlar AKP’nin ilköğretime yönelik hazırladığı kılık kıyafet yönetmeliğine karşı Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Hazırlanan yönetmeliğin kadını ikinci sınıf yurttaşlığa sürüklemenin yasal olarak güvence altına alınması amacını taşıdığını söyleyen kadınlar, AKP’nin eğitimi, toplumu gericileştirmenin bir aracı olarak kullanmaya devam ettiğini ifade etti. Çekmeköylü veliler: Mahallemizde imam hatip değil ilkokul istiyoruz! – 5 Aralık 2012 İstanbul Çekmeköy’de üç okulun velileri bir araya gelerek imam hatip yapılan okullarını geri istedi. Bölgede açılan imam hatipler, civar okullardaki sınıf mevcutlarını artırdı, eğitimdeki kaliteyi düşürdü. Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne giderek dilekçe veren veliler ‘Bizim imam hatibe değil, ilkokula ihtiyacımız var’ dedi. Mimar Sinan İmam Hatip 22 Ortaokulu, Mehmet Akif Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak açılan okul binaları daha önce bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda ilkokul ve çok programlı lise olarak planlanmıştı ama bu okullar 4+4+4 ile apar topar imam hatip ortaokuluna ve imam hatip lisesine dönüştürüldü. Bu nedenle öğrenciler çevre okullara dağıldı. Zaten kalabalık olan mevcutları daha da arttı. Öğrenciler mahallelerinde açılacak olan okula gitmeyi beklerken, uzak okullara gitmek durumunda kaldı. Çekmeköy’de Çekmeköy İlkokulu, Hatice Mehmet Ekşioğlu İlk-Orta Okulu ve İsmihan İsmet Süzer İlk-Orta Okulu’nun velileri bir araya gelerek “Okulumuzu Geri İstiyoruz İnisiyatifini oluşturdu. İnisiyatif, Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gitti. Veliler daha önce topladıkları imzaları ilettikleri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bu kez dilekçeleri ile başvurdu. Eğitim Sen’den “okula eşofmanla gitme” eylemi – 5 Aralık 2012 Eğitim Sen olarak, okullarda laik eğitim anlayışıyla temelden çelişen kimi uygulamalara dikkat çekmek, eğitimde dinsel simge ve söylemlerin kullanılması başta olmak üzere, eğitimin içeriğinin gericileştirilmesine karşı demokratik tepkilerini göstermek için Türkiye’nin dört bir yanında "okula eşofmanla gitme" eylemi yaptı. Eğitim Sen'in kılık kıyafet yönetmeliğinin dinsel öğelerin kullanıldığı yeni bir tek tipleştirme yaratacağını söyleyerek gerçekleştirdiği eşofmanlı eylem, pek çok kentte idareci-polis baskısına maruz kaldı. AKP'nin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın yasa ve yönetmelikler aracılığıyla yolunu açtığı türbanı yaygınlaştırma ve gericileştirme politikalarına karşı laik eğitim ile çelişen uygulamalara dikkat çekmek, eğitimde dinsel simge ve söylemlerin kullanılmasına tepki göstermek amacıyla ve “Eğitimde dinsel simgelerin kullanılmasına karşı” söylemiyle gerçekleştirilen eylem, ülkenin dört bir yanında baskılar ve fiili durumlarla engellenmeye çalışıldı. Eğitim Sen Genel Merkezi’ne gelen bilgilere göre İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte eşofmanlı eğitim eylemine katılanlar, okul yöneticilerinin tehditlerine maruz kaldı. Kimi kentlerde eğitim emekçilerine “sarı zarflı” uyarılar yapılırken, kimi kentlerde ise sözlü tehdit olayları yaşandı. İzmir, Antep ve Kırıkkale’de çok sayıda tehdit vakası yaşanırken, Balıkesir’de okullara gelen resmi polisler hangi öğretmenlerin eşofman giydiğinin bilgisini istedi. Baskılara ilişkin olarak bir açıklama yapan Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, demokratik bir eylemi engellemeye çalışanların, hak ve özgürlükleri sadece kendileri gibi düşünenlerden, kendi siyasal ve ideolojik amaçları doğrultusunda hareket edenlerden ibaret anladığını belirtti. Eğitim Sen tarihinin her türlü dayatma ve tek tipleştirmeye karşı mücadele örnekleriyle dolu olduğu hatırlatılan açıklamada AKP’nin dinsellik altında yeni bir tek tipleştirmeye gitmesine de sessiz kalınamayacağı dile getirildi. Gazi İlköğretim Okulu velileri, öğrencileri: Okuluma dokunma - 7 Aralık 2012 Fatih’teki Gazi İlköğretim Okulu’nun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürülecek olmasına karşı veliler, öğrenciler İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. "Okulumuza dokunmayın" yazılı pankart açarak İl Milli Eğitim binası önünde toplanan veliler, öğrenciler "Susma ses çıkar, okuluna sahip çık" sloganı attı. Grup adına açıklama yapan velilerden Semra Kaya, "Yıllardan beri bölge halkına eğitim öğretim hizmeti vermektedir. Okulun mezunları şimdilerde aynı okulun velisi olmuş, hatta anneanne olmuş, babaanne ve dede olarak torunlarını da bu okulda okutmaktadır. Bu okul çevrede nitelikli eğitim veren bir okul 23 olarak kök salmış, on yıllardır mahallelinin, esnafın, bölge halkının sahiplendiği bir değerdir. Bu anlamda okulumuz bir kültürdür, köklü bir gelenektir" diye konuştu. Daha sonra söz alan Hilal Erdoğan adlı öğrenci ise "Okulumuzu İmam Hatip yapmayın. Biz okulumuzu çok seviyoruz" dedi. Açıklamanın ardından grubu temsilen birkaç veli taleplerini iletmek üzere Milli Eğitim Müdürü ile görüşmek için binaya girdi. Ancak velilerin görüşme talebi reddedildi. Ataması yapılmayan öğretmenler eylemlerine devam ediyor - 8 Aralık 2012 Başbakan Erdoğan’a seslerini duyurmak için 12 gün Abdi İpekçi Parkı'nda oturan ataması yapılmayan öğretmenler, eylemlerini, Milli Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına taşıdı. Altı eğitim sendikasının da destek verdiği eylemde öğretmenler, bakanlığa 15 günlük süre verdi, eylemlerine de “virgül” koydu. Halkevleri, eğitim hakkı mücadelesi için Eğitim-Sen ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezleri’ni ziyaret etti - 10 Aralık 2012 Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve Genel Sekreteri Nuri Günay, Halkevleri’nin yürüttüğü eğitim hakkı mücadelesi, 26-27 Ocak’ta İstanbul'da, tüm ülkeden katılımla yapılacak "Eğitim Hakkı Forumu" çalışmaları çerçevesinde Eğitim-Sen Genel Merkezi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi’ni ziyaret etti. 4+4+4'le somutlanan 2012 eğitimöğretim yılının başladığı günden itibaren ise tam bir kaos içinde sürdürülmekte olan eğitimde piyasacı gerici dönüşümün belki hiç görülmediği kadar öğrenci, veli ve öğretmenleri aynı hedef tahtasına koyduğu, eğitim hakkını toplumun ana gündemlerinden biri haline getirdiği bir dönemde 1. eğitim-öğretim döneminin sonunda yapılacak Eğitim Hakkı Forumu eğitim hakkı mücadelesinin tüm bileşenlerini içeren bir buluşma olacak. Veli, öğretmen ve öğrencilerin, bilim insanlarının bu piyasacı-gerici saldırı karşısında yer alan tüm kesimlerin buluşacağı etkinlik için hem hazırlık sürecine dair katkıları almak hem de ortaklaşa eğitim hakkı mücadelesini büyütmek üzere görüşmeler yapmak için Halkevleri kurum ziyaretlerine başladı. İlk ziyaret Eğitim-Sen Genel Merkezi’ne yapıldı. Eğitim-Sen Genel Merkezi'nde Halkevleri yöneticilerini Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Örgütlenme Sekreteri Mustafa Ecevit, Mali Sekreter Abdullah Karahan ağırladı. 4+4+4 sonrası eğitimde yaşanan sorunların, gözlemlerin paylaşıldığı ziyarette 26–27 Ocak’ta Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin gerçekleştireceği forum hakkında bilgi verildi, katkılar alındı. İkinci ziyaret Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi’ne gerçekleştirildi. PSDAK Genel Başkanı Kemal Bülbül’le görüşen yöneticiler yürütülen eğitim hakkı mücadelesi ve gerçekleştirilecek Eğitim Hakkı Forumu hakkında bilgi verdi. TKP’li Eğitim Fakültesi Öğrencileri: AKP gericilikte sınır tanımıyor - 10 Aralık 2012 AKP’nin yeni kılık kıyafet yönetmeliğine ilişkin bir açıklama yapan TKP’li Eğitim Fakültesi Öğrencileri, AKP gericiliğinin sınırının olmadığına dikkat çekti. Eğitimde kılık kıyafet serbestliği adıyla başlatılan son düzenlemeye ilişkin bir açıklama yapan TKP’li Eğitim Fakültesi Öğrencileri, “Geleceğin öğretmeni olacak bütün arkadaşlarımızı AKP karanlığına karşı mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi. 24 Veliler öğretmenlerini geri istedi - 13 Aralık 2012 İznik’te 1927 yılında ilk milletvekillerinden Halil İbrahim Ağa'nın desteğiyle kurulan Müşküle İlköğretim Okulu'nun öğrenci azlığı sebebiyle kapanma noktasına gelmesi velileri isyan ettirdi. Öğrenci yetersizliği yüzünden köy okulunda 1, 2 ve 3. sınıflar birleştirildi. 5, 6, 7 ve 8. sınıflar ise Göllüce Köyü İlköğretim Okulu'nda taşımalı sistem ile eğitime başladı. Müşküleli kadın veliler Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yürüdü. Kadın veliler, okullarının kapatılmamasını ve çocuklarının başka bir okulda değil köyde eğitim görmelerini istedi İzmir Gültepe Halkevi’nde veli toplantısı yapıldı - 15 Aralık 2012 Gültepe Halkevi’nde veli toplantısı yapıldı. Velilerin birlikte okullarındaki sorunlara karşı nasıl mücadele edecekleri üzerine konuştukları toplantı sonunda, bu toplantıların düzenli yapılmasına karar verildi. Veliler, bir sonraki toplantıya kendi okullarındaki öğretmenlere ve velilere toplantıya katılma çağrısı yapacaklarını belirttiler. AKP iktidarının hazırladığı ilköğretime yönelik kılık kıyafet yönetmeliğinin tartışıldığı toplantıda, ‘serbestlik’ olarak sunulan kıyafet yönetmeliğinin AKP’nin gerici politikalarının bir parçası olduğuna dikkat çekildi. Kıbrıs Şehitleri İlköğretim Okulu velileri uygulamanın kendi okullarına fiilen başladığını ifade etti. Veliler, kıyafet serbestisine karşı imza kampanyası başlatma kararı aldılar. Hopa Eğitim Hakkı Meclisi eğitim toplantılarına devam ediyor – 15 Aralık 2012 Hopa Eğitim Hakkı Meclisi öğrenci, veli ziyaretlerine devam ediyor. Her hafta iki ev ziyareti gerçekleştirerek velilerle eğitimdeki sorunlar üzerine sohbetler gerçekleştiren meclis, eğitimde yaşanan sorunları ve mücadele yöntemlerini velilerle tartışıyor. Hopa ve Kemalpaşa da devam eden ev ziyaretlerinde farklı sorunlarla karşılaşılıyor. 4. sınıf öğretmeni bulunmayan Kemalpaşa’nın Köprücü Köyü ilköğretim okulunda okul idaresi, ücretli öğretmen çalıştırmakla açığı kapatmaya çalışıyor. Velilerin anlatımına göre; iki yıldır sınıf öğretmeni bulunmayan köyde öğrencilerin derslerine yurt dışından beden eğitimi öğretmen diploması olan ve aynı zamanda Kemalpaşa da bir lisenin müdürünün kardeşi olan bir kişi milli eğitim müdürlüğünün görevlendirmesiyle derslere giriyor. Derslere giren öğretmen aynı zamanda çay eksperliği yapıyor Eğitim yılının başlamasıyla derslere giren öğretmenin diğer bir mesleği de çay eksperliği. Özel bir çay fabrikasında çay eksperi olarak çalışan ücretli öğretmen mayıs ayının gelmesiyle dersleri bırakıyor ve öğrencilerin dersleri mayıs ayından sonra yılsonuna kadar boş geçiyor. İki yıldır böyle sürdüğünü belirten veliler şikâyet etmelerine rağmen sonuç alamadıklarını söylüyorlar. 25 Namaza gidenlere artı, gitmeyenlere eksi Yine Kemalpaşa’nın köprücü köyünde görev yapan din kültürü öğretmeni, öğrencilerini öğlen namazlarına götürüyor. Din kültürü öğretmeni peşine namaza gelen öğrencilere artı, namaza gelmeyen öğrencilere de eksi vererek öğrencilerin notlarına yansıtıyor. Hopa da yeni eğitim öğretim yılında açılan Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu müdürü ise bambaşka bir uygulamaya imzasını atıyor. Okul müdürü, ana sınıfı öğrencilerinin velilerine aidat sözleşmesi imzalatıyor. Hopa’daki bir aile ziyaretinde sözleşmeyi gösteren veli; müdürün kendilerini tehdit ettiğini ifade etti. Veliler, okul müdürün kendilerine, sözleşmeye göre 2 adet aidat ödenmediği takdirde öğrencilerin kaydının silineceğini söyleyerek tehdit edildiklerini ifade etti. Okul idaresi aidatlarını telefonlara mesaj göndererek hatırlatıyor Yine Hopa Atatürk Lisesinde öğrencisi bulunan bir veli, okula aidat ödemesi gerektiğine dair telefonuna mesajlar gönderildiğini söyleyerek, okulun ihtiyaçlarının velilerden karşılandığını ifade etti. Hopa Halkevi Eğitim Hakkı Meclisi oluşturduğu komisyonlarla öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin karşılaştığı sorunları tespit ederek rapor haline getirecek. Atanmayan öğretmenler İzmir’de sokağa çıktı - 16 Aralık 2012 Konak Meydanın da toplanan atanmayan öğretmenler bura da bir basın açıklaması yaptı. basın açıklamasında “Yüz binlerce öğretmeniz. Hepimiz gece gündüz ders çalışarak, bin bir zorlukla eğitimimizi tamamlayarak öğretmen olduk. Bakanımız, Şubat'ta atama yapılabilmesi için gerekli bütçenin mevcut olmadığını dile getiriyor. Eğer bu ülkenin bütçesi nesiller için kullanılmayacaksa ne için kullanılacak? Var olan bütçede çocuklarımıza geleceğimizi ayrılmış bir pay yok? Bize bu soruların cevabını verin. Biz güvercin değil öğretmeniz. Yem değil hakkımız olan atamayı istiyoruz. Biz Şubatta 30 bin atama istiyoruz” dedi. Ellerinde “Şubatta 30 bin atama istiyoruz”, “Tek suçumuz okumak mı”, “Devlet baba bize yem yardımı yap”, “4+4+4 burada öğretmenler nerede” yazılı dövizleri taşıdı. Eyleme iki kişi Noel Baba kıyafeti ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer maskeleri takarak katıldı. Noel baba ve bakan maskeli iki protestocu torbalarından üzerlerinde “30 bin atama bekleyen öğretmen” yazılı Milli Piyango biletleri çıkardı. Daha sonra atama bekleyen öğretmenler yazılı balonları havaya uçuruldu. Öğretmenler protestolarına, “Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek”, “Üsküdar’a giderken” şarkılarını sorunlarına uyarlayarak söyledi. İmam Hatip Lisesi’nde boykot – 17 Aralık 2012 Yozgat’ın Sorgun ilçesinde İmam Hatip Lisesi öğrencileri, bazı öğretmenlerin derslerde, "Bu okula okumak için gelinmez, Fatiha okumak için gelinir. Buradan mezunlar ya ev hanımı, ya da imam olur" dediğini öne sürerek 17 Aralık sabahı derslere girmedi. Öğrenciler “din” derslerinin önemsenmesi bilim ve matematik alanının küçümsenmesi gibi şikayetlerini ilettiler. Veliler de kendilerine destek verdi. Sorgun İmam Hatip Lisesi bahçesinde toplanan öğrenciler, bazı öğretmenlerin kendilerini küçümsediğini ve derslerde hakaret içeren sözlerde 26 bulunduğunu iddia etti. 12/A sınıfı öğrencisi B.C., "Okulumuzda sürekli ayrımcılık yapılıyor. Bazı öğretmenler düz lise ve anadolu lisesi gibi ayrımcılık yapıyor. 4 yıldır İmam Hatip Lisesi öğrenciyim ancak, doğru düzgün mesleki dersi alanında hiçbir şey öğretilmedi. Matematik çözdüğümde, ‘Neden matematik çözüyorsunuz? Siz Fen Lisesi öğrencisi misiniz?’ diyorlar. İmam Hatip Lisesi öğrencisi de matematik çözebilir. Biz okulumuzdaki bu ayrımcılığın kalkmasını, öğrenciye değer verilmesini ve öğrencilere hakaret içeren sözlerde kimsenin bulunmamasını istiyoruz" dedi. 27