Ramazanoğulları

advertisement
52
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
Tarih Öğrencisi
Muhammed Toplu
Muş Alparslan Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Ramazanoğulları
Giriş
Ramazanoğulları beyliği’nin kurucuları Ü� çoklu Oğuzlar’dır. Ü� çoklar moğol istilası
yüzünden yurtlarını terk ederek Anadolu’ya gelmişlerdi. Mısır Türk Memlukları’nın
sultanı Baybars, bu kalabalık Oğuz kabilelerini Antakya’dan Gazze’ye kadar Doğu Akdeniz
bölğesine yerleştirdi. Ramazanoğulları bunlar arasında Yüreğir boyuna mensuptular. Seyhan
ile Ceyhan ırmakları arasında kışlayan Ramazanoğulları ile Ceyhan ile Osmaniye arasına
yerleşen Kınık Türkmenleri devamlı mücadele etmişlerdir. Dulkadırlı Karaca Bey bazı suriye
valileriyle birlikte Memlük sultanı’na baş kaldırınca, Memlükler Adana-Maraş bölğesindeki
Türkmenler’in beyliğini Yüreğirli Ramazan Bey’e vermişlerdir. Ondan sonra oğlu İ�brahim
Bey, Türkmen başbuğu yayin edildi. Ramazanoğulları’nın uzun yıllar bütün siyasi ve askeri
faaliyetleri, bağlı oldukları Memlük devleti ile mücadele veya onların yanı sıra civar beylerle
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
mücadele şeklinde ğeçmiştir. Memlükların uzun mücadelelerden sonra Çukurova bölgesine
tam hakim oldular ve Ramazanoğullarını Türkmen kabile reisi haline getirdiler. MemlukOsmanlı mücadelesinin Osmanlılar lehine sonuçlanması, Ramazanoğulları’nı da osmanlı
devleti himayesine ğirmesine neden oluyor. Esesında Ramazanoğlu Mahmud Bey, Ridaniyye
savaşında Yavuz’la birlikte Mısırlılar’a karşı Osmanlı devleti safında harp etmiş ve vefat etti.
Osmanlı devletide onlara ’’Emir’’ ünvanıyla Adana bölğesinde hükümlerini sürme hakkı
verdiler. Fakat bu emirlik bir çeşit beylerbeyilik, yani valilik şeklinde idi.
Ramazanoğulları’nın başına ğeçen son şahsiyet Piri Bey’dir. Piri Bey, Anadolu
isyanlarından bazılarının bastırılmasında ve özellikle Safevi bozğuncularının takip ve
yakalanmasında osmanlı devletine büyük katkı sağlamıştır. Kendisine paşalık verilerek önce
Karaman, sonra Halep ve Şam beylerbeyiliklerine tayin edilmiştir. Hanedanın diğer bazı
mensuplarına da çeşitli yerler de sancak beyliği verildiği ğörülmektedir.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
53
54
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
Ramazan Oğulları Kurulmadan Önce Anadoludaki Durum
Malazğirt savaşından sonra Anadolunun Türkleştirilmesi sırasında Tarsus,Misis,Anazarba
gibi önemli merkezlerle birlikte bütün çukurova 1082-1083 yılları arasında Anadolu Selçuklu
devletinin hakimiyetine girmiştir. Selçuklu türklerinin Anadoludaki bu hakimiyetleri uzun
sürmüyor. Bu dönemde Haçlı seferlerinin yarattıgı karışıklıktan faydalanan Ermeniler bölgede
hakimiyeti saglayarak bu bölgede küçük kilikya Ermeni kralıgını kuruyorlar.
Ramazanoğullarının Anadoluya Gelip Yerleşme Süreci
Ermenilerin küçük kilikya kralıgını kurmaları üzerine sultan Baybars tarafından
Çukurovaya 1266,1273,1275 yıllarında Ermeni kralıgı üzerine seferler düzenleyerek Ermeni
kralıgı tahrip ediliyor. Bu sırada oguzların üçok koluna baglı Yüregir boyuna mensup olan ve
Mogol istilası üzerine Anadoluya gelen, Bozok ve Ü� çok adlarıyla iki kola ayrılan kalabalık bir
Oğuz toplulugu içinde yer almıştır. Ü� çoklar Çukurova yöresine yerleştirilirken, Yüregir koluna
mensup olanlar ise Adana’nın güneyindeki Ceyhan- Seyhan ırmakları arasında yerleşip
yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır.
Yılmaz Kurtun kaynaklarında ise Abaka hanın zulmünden kaçarak Memlüklere sıgınan
Türkmenleri Memlük sultanı Baybars tarafından Gazze’den Antakyaya kadar olan bölgeye
yerleştirildiklerini söylemiştir.
Ramazanoğulları İsminin Teşekkülü
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Ramazanoğulları beyligine adını veren ve boy içinde saygın bir yere sahip olan
Türkmen beyi Ramazanın adına ilk kez 1353 yılında yaşanan olaylarda raslanmaktadır.
O tarihte Memlük devleti valilerinden olan Bey- boğanın isyan etmesi ve bu isyana
Dulkadir beyi karacanın Bey-boga ile birlikte hareket ederek Memluklu sultanı aleyhine hareket
etmesi üzerine Dulkadirogullarının yönetiminde olan Türkmen beyligi Dulkadirogularından
alınarak Türkmen beylerinden olan Ramazan beye veriliyor. Arap kaynaklarında ( Ramazanüç Türk meni el üç oki ) yani üç oklu Türkmeni Ramazan diye geçmektedir.
Emirlik unvanının Dulkadiroguları başında bulunan karaca beyden alınıp Ramazan beye
verilmesiyle çukurovada memlüklere baglıolarak ramazanoguları beyligi ortaya çıkmış oldu.
İbrahim Bey Dönemi
Ramazan beyin vefatıyla Ramazanoğullarının başına İ�brahim bey geçiyor. Bu
dönemde Ramazanoğulları Memlüklere karşı Dulkadiroguları ile ittifaka girerek isyan
etmişlerdi. Amaçları Memlüklerden Sisi’i almaktı. Bunun üzerine Ü� çokları te’dip için
Çukurova’ya o dönemin Halep valisi olan Timur bay komutasında Memlük hükümdarı Sultan
baybars tarafından kalabalık bir ordu gönderildi. Kalabalık olan Memlük ordusuna karşı
koyamayacaklarını anlayan Türkmen beyleri Ayas’ta Timur bay’ın yanına giderek itaatlarini
bildirmiş olsalarda Timur bayın bölgedeki yagma hareketlerinden dolayı Türkmenlerin
büyük tepkisine neden oldu. Bir aya gelen Türkmenler Belen’i tutup memlük ordusuna agır
bir yenilgi tatırmışlardır. Timur bayıda esir aldılar. 783’ te yaşanan bu olaydan sonra İ�brahim
bey Türkmenlerin başbugu, 785 yılında’da Adana valisi olarak ismi anılmaya başlandı.Ancak
Ö� zer ve Bürnaz ogulları ile birlikte yol kesmek, Anadolu hacılarını ve tacirlerini soyması,
bunun yanında birde sis’i ele geçirmek için Karaman hükümdarı Alaeddin bey ile hareket
etmekle suçlanıp üstüne yollanan Memlük ordusu karşısında tutunamayacaklarını anlayınca
yanındaki karamanlı Türkmenler’le beraber daglara çekildi. O radanda sis dolaylarına intikal
etti. Fakat Memlüklü sis naibi olan Taş boğa beklenmedik bir hamleyle ogullarını ve karısını
esir aldı. Daha sonra İ�brahim bey kardeşi kara Mehmed ve annesiyle birlikte yakalanıp sis’e
götürülerek siste idam edliyorlar. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
55
56
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
Ahmet Bey Dönemi
İ�brahim beyin ölümüyle yerine kardeşi Ahmet bey geçiyor. iyi geçinmeye çalışıyordu. Bu
dönemin İ�lerleyen zamanlarda Memluk sultanı Berkuk ölünce Memluk sultanı olma yarışına
giren Memlük şehzadelerinin aralarında başlayan mücadeleden yararlanarak kendi beyligini
güçlendirdi. Halep’i kuşatan Arap komutan Nugayr’a karşı memlukların safında yer alarak
onlara yardım etti. Bu yardımından dolayı yeni memluk sultanı Ferec’in övgülerine mazhar
oldu. Daha sonraki zamanlarda da Sultan Ferec’in kızı ile evlendirilen Ahmet bey memluklarla
akraba oldu. 1410 yılında Mısıra bir ziyarete bulunuyor. İ�lerleyen zamanlarda da Tarsusu
kuşatıyor. Yedi ay süren tarsus kuşatmasının ardından şehri Karamanoğularından alıyor.
Daha sonrada oglu İ�brahime verdi.ilerleyen zamanlarda 1416 yıllarda hastalanarak vefat etti.
Şıhabettin Ahmet bey kaynaklara göre çok cesur bir adamdı. Heybetli, dirayetli ve gözüpek bir
kişilige sahipti. Oguzların üçoklar koluna baglı yüregir boyuna mensup olan Türkmenler onun
zamanında rahat ve huzur dolu bir hayat yaşamışlardır. Ahmet bey alimlere hurmet gösteren
bir şahsiyete sahipti. Fakirleri ve düşkünleri koruyan ve onlara destek veren bir türkmen beyi
olarak tariha adını yazdırmıştı. Ahmet beyin ölümüyle hem yüregir türkmenleri hem alim
kısmı hemde sanatkarlar korumasız kalmıştır. Ahmet bey ramazanoguları beyliginin başına
geçince, ilk önce tahtını güçlendirmeye çalıştı. Bu dogrultuda Memliklerle
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Ahmet Beyin Oğlu İbrahim Bey Dönemi
Ahmet bey’in ölümünden sonra oglu İ�brahim bey Ramazanoğullarının başına
geçiyor. İ�brahim bey başa geçtikten sonra Tarsusu geri alabilmek için Tarsusu almak isteyen
karamanoglu ile birlikte hareket ettiginden memluk sultanı Melikül Müeyyed tarafından
beylikten indirilerek yerine kardeşi Hamza bey getiriliyor.
Aynı ve ondan naklen ibn Hacer, Hamzanın ibrahim bey’in oğlu oldoğunu yazsa da
aslında Hamzanın İ�brahim bey’in kardeşi olduguna dair Makrizi’nin verdigi bilgi daha
dogrudur. Tarsus çok geçmeden karamanoglu Mehmet bey’in oğlu Mustafa bey tarafından
1418 tarihinde alındı. İ�brahim bey’in annesi kahireye giderek sultandan oglunu bagışlamasını
rica etti. Hükümdar ricasını yerine getirmedigi gibi, onu hapse attırdı. İ�brahim bey ise Adana
hakimi olma durumunu koruyordu. El melikü’l Müeyyed, oğlu ibrahim kumandasında önemli
bir kuveti kuzey bölgesinden karamanoglu Mehmet bey’in üzerine gönderdigi gibi şam valisi
Tanıbek Mıyıkı da Tarsus’un zaptıyla görevlendirdi. Hamza bey, Amik ovasında şam valisiyle
buluştu, özeroglu da sefere katıldı. Bunlar ibrahim Bey’le karamanoğlu Mustafa bey’i bozguna
uğratıp Adana ile Tarsus’u ele geçirdiler. İ�brahim bey kaynatası karamanoğlu Mehmet bey’in
yanına gitti ve eylül 1419’ da onun kayseri seferine katıldı. Ancak memlüklerin baskısı üzerine
kaçmak zorunda kaldı. Aynı yıl içinde ramazanoguları sülalesinden Emir sadaka’nın sis’te
öldürüldügüne dairbilgilere rastlanmaktadır. Sadaka’nın İ�brahim bey’le akrabalık derecesi
bilinmedigi gibi onun ne sebeple öldürüldüğü de malüm degildir. İ�smail Hakkı Uzunçarşılının
kaynak göstermeden ibrahim bey’in oglu kabul ettigi izzetin Hamza’nın babası, amcaları Ali
ve Mehmed beyler oldugunu ve 829 tarihinde öldürüldügünü yazar. 828’ de Ö� zeroglu ile
Ramazanoğllu arasında bir savaş vuku bulmuştu. Bu hadisedeki Ramazanoğllu’nun kim olduğu
da bilinmemektedir. 830’da karamanoğlu ibrahim bey’in eniştesi Ramazan ibrahim bey’i
memluk sultanının talebi üzerine kayseriyi geri alma müsaadesi ve yardım karşılıgında teslim
ettiği görülmektedir. Kahire’yegötürülen İ�brahim bey buraya gelen Ramazanoğullarından
Mehmed bey tarafından iki amcasını, kardeşlerini ve onların çocuklarını öldürdüğü
gerekçesiyle suçlandı; ardından İ�brahim bey öldürüldü ve makamı Mehmed beye veridi.
Mehmet Bey Dönemi
İ�brahim beyin vefatından sonra Ramazanoğulları’nın başına Mehmed bey geçti. İ�brahim
bey’in öldürülmesinden beş yıl sonra çukurovadan geçen Fransız seyyahı Bertrandon de la
Broguiere her yerde ibrahim beyin hatırasının yaşatıldıgını dile getirip söylemişti. İ�brahim
bey Türkmenler tarafından kendilerini memlük tahakkümünden kurtaracak bir kahraman
olarak görmekteydiler. Ancak ibrahim bey’in karamanoğularına güvenmesi ve devrin güçlü
devletlerinden olan Memlük devletine karşı koyamayacağını anlayamadı. İ�brahim bey’den
sonraki beyler Memlüklerin sıradan bir valisinden bile dirayetsiz, silik şahsiyetler olarak
tarihe geçti. 1429-1430 yılları arasında sultan Barsbay’ı ziyarete gelen Türkmen beyleri
arasında Ramazanoğlu Mehmed bey, Ö� zeroglu Davud bey ve bazı Türkmen beyleri yanında
bir çok varsak beyleri de bulunmaktaydı.
1435 yılında halep valisine gelen bir belgede Ramazanoğlu beyi olarak Mehmed
bin Gündoğdu’nun adı geçmektedir. 1439-1440 yılında Ramazanoğlu Emir Eylük, sultan
çakmak’ın huzuruna gelerek varsak beylerinden kara oğlu Musa hakkında şikayetçi oldu.
Eylük ‘ün isteklerini kabul eden sultan çakmak bu işle Halep valisini görevlendirdi.zz
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
57
58
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
Eylük, Halep valisinin verdigi 100 kadar atlıyı ve özeroğuları Türkmenlerini de alarak
karaoğlu Musa üzerine yürüdü ise de Musa, Eylük’ü ve adamlarını pusuya düşürerek öldürdü.
Musanında kendisi ölenler arsındaydı.
Dündar Bey dönemi
1457 yılında Ramazanoğulları beyliğinin başında Dündar bey bulunmaktaydı. Dündar
bey, bu tarihten önce karamanoglu İ�brahim bey’in eline geçmiş olan Tarsus’u geri almak
için Mısır’dan gönderilen Devadar sungur’a yardım etmişti. Vuku bulan savaştakaramanlılar
yenildi ve Tarsus geri alındı. Ali Mustafa Efendi Dündar bey’in 866 (1461-62) tarihinde
Ramazanoğulları beyi olduğunu yazdıktan sonra Dündar’a Hasan bey’in halef olduğunu
bildirir.
Dulkadır’ı Şehsuvar bey’in Memlükler’e karşı ğiriştiği istiklal mücadelesinde
Ramazanoğulları memlüklere sadık kaldı.(1469-70) Malatya valisi korkmazla birlikte
Şehsuvar bey’in ağır bir yenilgiye ugratığı gibi Şehsuvar’ın adamlarından sis’i geri aldı. Fakat
ertesi yıl şehsuvar bey ile karşılaşan ramazanoglu yenildi ve Ayas kalesi Dulkadırlıların eline
ğeçti. Adı kaynaklarda belirtilmeyen bu ramazanoğlunun Ö� mer bey olduğu anlaşılmaktadır.
(1470-71) Memlük ordusu baş kumandanı Yaş Bek ez Zahiri’nin sağ yanında Dulkadıroğlu
şah Budak Eslemezoglu Mehmed, Bozcaoğlu Halil, İ�naloğlu Hamza, Gündüzoglu olmak üzere
Bozoklar, sol yanında da Ramazanoğlu Ö� mer, kardeşi Davud ve diğer beyler olmak üzere
üçoklar oturmuştu. Memluk sultanı kayıt bay 882’de Antakyada iken huzuruna gelenin
ömer bey olduğu anlaşılmaktadır. Ö� mer beyin 890’ lı tarihlerde hala beyliğin başında olduğu
anlaşılmaktadır. Aynı yıl Ö� mer bey, Ö� zeroğlu Mekki bey ve Gündüzoglu Mehmed bey ile
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
birlikte, Adana’yı almış olan osmanlı kuvetlerine karşı ğiriştiği bir savaşta yenildi ve esir
alınarak İ�stanbul’a ğönderildi. Ö� mer beyin ise akıbeti kakında bilgi bulunmamaktadır.
Halil bey dönemi
Davud beyin 1480 yılında Diyarbakır taraflarındaki Akkoyunlu ve Memlük savaşlarının
birinde öldügünde yerine oğlu Halil bey, Adana beyliğine tayin edildi. Halil bey 1480’den
1510 yılına kadar otuz sene Adana beyliğinde bulunmuş ve sınırları Kilikya’ya kadar inen
osmanlı devleti ile dostça yaşamayı başarmıştı. Halil beyin ölümüyle yerine kardeşi Mahmud
bey ğeçmiştir.
Mahmud Bey Dönemi
Ramazanoğullarının başına ğeçen Mahmud bey, 1514 yılında Mısır sultanı tarafından
görevden alınmış ve yerine amcasının oğlu Selim bey tayin ediliyor. Mısır sultanı tarafından
görevden alınınca İ�stanbul’a ğiden Mahmud bey, 30 haziran 1515’de Yavuz’un elini öperek
birçok hediye takdim etti. 1515 yılı Eylülünde Mahmud bey’e Yavuz 200.000 akçalık bir dirlik
ile kendisine birlikte göçüp konma imtiyazını verdi.
1516 yılında Mısır seferine çıkıldığında Mahmud bey de padişaha eşlik etti. Ordu halep
üzerine sefer düzenlerken 9 Ağustos 1516 tarihinde Ramazanoğullarından adımbelirtilmeyen
bir başkası gelerek itaatini bildirdi. Mercidabık savaşından sonra Ağustos 1516 yılında yapılan
tevcihler sırasında Ramzanoğlu Mahmud bey’e Adana sancak beyliği görevi veriliyor. Daha
sonraki dönemlerde Ridaniye savaşında şehit düştü.Mahmud beyin şehit düşmesinden sonra
Ramazanoğulları Osmanlı hakimiyetine giriyor. Mahmud bey den sonra beyliğin başına Halil
bey’in oğlu kubad ğeçti. Fakat kısa bir süre sonra Kubad bey’in kardeşi Piri bey’e çukurova
hakimliği verilmiş.
Piri Bey Dönemi
Yönetimi tamamen ele ğeçiren Piri bey, Kubad bey ve diger kardeşleri Davud, korkud
ve Mahmud’un 40.000’er akçe zeametle Rumeli’de ikamet etmeleri için Kanuniden emir
çıkartmıştı.
Ramazanoğulları beyligi kendi isteği ile Osmanlı hakimiyetini kabul ettigi için Osmanlı
topraklarında kendilerine Yurtluk ve Ocaklık yerleri verildi. Yönetim Ramazanoğullarına
bırakılmakla birlikte bölge diğer osmanlı toprakları gibi nüfus ve arazi tahririne tabi tutuldu.
Bu tahrirlerden Ramazanoğulları dönemindeki Çukurova nüfusunu yaklaşık olarak da olsa
anladığımız ğibi, Piri Bey’e ve ogullarına verilen dirlikleri de ğörmekteyiz.
Piri bey daha sonra karaman, Halep ve Şam beylerbeyliklerinde bulundu, yeniden Adana
hakimliğine döndü ve Adanada vefat etti. 974’te Adana sancağına oğlu Derviş Mehmet Bey
tayin edildi. Avcılık işleri ile uğraşırdı. Kuşların tedavisinde ihtisas sahibi, dürüst ve cömert
bir insan olan Derviş bey içki ve esrara düşkünlüğü yüzünden ancak altı ay beylik yapabildi.
Vefat etmesi ile yerine ağabeyi İ�brahim Adana hakimi oldu.
İ�brahim bey amcasının oğlu Hüseyin ile birlikte Kıbrıs seferine katıldı. (1583)
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
59
60
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
İ�ran seferine çıkan Serdar Ferhat paşanın ordusuna ilhakı istedi. Fakat verilen bu karar
değiştirilerek ogullarından sis sancak beyi Ahmed’in İ�ran seferine katilması, kendisinin de
Halep’in muhafazasında bulunması bildirildi. Daha sonra Adanaya oğlu Mehmed bey hakim
oldu. İ�lerleyen yıllarda Mehmed beyin ölümü ile yerine Pir mansur bey tayin edildi.
Pir Mansur Bey Dönemi
1604 yılında Adana hakimligine tayin edilen Pir Mansur bey İ�stanbul’a adam göndererek
Adana’nın 1608 senesinden beri beyler beyilik olduğunu ve kendisine Adana’nın 11 yük olan
devlet gelirlerinden 1 yük (100.000) akçe verilmesi ferman olunduğu halde verilmediğini
bildirmişti.Bunun üzerine Pir Mansur bey’in hakkının ödenmesi için Adana beylerbeyliğine
ve Adana kadısına hükümler ğönderti. Kubat paşa, Piri paşanın dört kardeşinden birisidir.
kubat paşa 1558-1559 yıllarında vefat ediyor.
Sonuç olarak Ramazanoğulları hiçbir zaman tam bağımsız olmadıklarından adlarına
kesilmiş bir sikkeye rastlanmadığı gibi Dulkadiroğlu Alaüdev bey gibi adlarına kanüname de
tanzim edememişlerdir. Ramazanoğulları 1608 yılında yönetimden ayrıldıktan sonra tarihi
rollerini yavaş yavaş yitirdi. Bu ğün Ramazanoğulları sülalesi Maraş, İ�stanbul ve Ankara başta
olmak üzere Anadolunun birçok iline dağılmıştır.
Mimari Eserler
Ramazanoğulları devrine ait mimari eserler başta Adana olmak üzere Kızıldağ yaylası,
Tarsus ve Ceyhan’da bulunmaktadır. Adanada Ramazanoğulları’na ait en eski eser. 812 (1409)
tarihli Akçamescid’tir.
Akçamescid
Kesme küfeki taşından inşa edilmiş kare planlı yapının üzeri tuğladan örülü pandan
tiflerle ğeçişi sağlanan kubbeyle örtülüdür. 1830-1867 yıllarında tamir ğörmüştür. Tamir
edilen kitabenin yanında vaktiyle ilk sırada iki kuş fiğürünün yer aldığı bilinmektedir. Bu
fiğürler ebced hesabıyla yapının inşa tarihini ( kuş: 406 × 2 816) olduğunu belirtmektedir.
1830 yılında Haci Ali Bey, 1867 yılında da Hacı hasan Ağa tarafından onarılmıştır. Cumhuriyet
döneminde bir süre Adana Müzesi’ne ait İ�slami kitabeler deposu olarak kullanılmış, 1957
yılında onarıma ğirerek yeniden ibadete kazandırılıyor. İ�kinci sırada ortadaki bir palmetten
çıkan rumilerin uçlarındaki dallarla dairesel kıvrımlar oluşturarak sonsuzluk duygusu veren
bir bezeme uygulanmıştır. En dış bördürde ise, palmet ve çifte rumilerin üç koldan birbirine
dolanarak oluşturdukları ğrift bitkisel dekor ğörülür. Giriş kapısının üzerindeki kitabeyi
çevreleyen kör kemerde 11 ve 15 yüz yıllarda Türk süsleme sanatında sıkça rastlanılan ve bir
birlerine ince uçlarla bağlanan Münhailer kesintisiz şekilde devam etmektedir.
Küçük Mescid ( Halil Bey Mescidi)
Ulu cami mahallesesindedir. Halk tarafından küçük mescid olarak tanınmaktadır.
Halil bey döneminde yaptırılıyor; oldukça küçük olan yapı kare mekanlı üstü toprak damla
örtülüdür. Kesme taşlardan yapılan mescit süsleme yönünde oldukça sadedir. Ulu cami
medresesine yakın olup bir süre depo olarak kullanılmıştır.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Harem Dairesi
Adananın ziya paşa parkının dogusunda ulu cami külliyesi’nin bitişiğinde yükselen
yapının ğüney kapısı üzerindeki kitabeden 1495 yılında Ramazanoğullarından Halil bey
tarafından inşa ettirildiği anlaşılmaktadır.
Vakıf sarayıda denilen yapının adı, Ramzanoğuları kadınlarının oturduğu yer, sarayın
Harem dairesi, bölümü olmasından ğelmekte idi. İ�smi üç katlı olan bina 16m.× 10m. Ö� lçülerinde
zemin kat kesme taş üst katlar tuğla örğülüdür. Birinci ve ikinci katların zemini tahtadır. Dış
cephe oldukça sade olan yapıda, Osmanlı padişahlarından IV Murad Bağdat seferine
çıktıgında Adana’ya uğramış ve üç ğece misafir edilmiştir.
Selamlık Dairesi
Harem dairesinin kuzeyinde yer alan bina Tuz hanı olarak dabilinmekte. Beylik
sarayının bir bölümüdür. Ramazanoğlu ailesinin oturduğu ve erkeklerin toplandıgı, resmi
işlerin ğörüldüğü yapı Halil bey tarafından 1497 yılında yaptırılmıştır. Selamlık dairesinin
kuzeyinde hamam, dogusunda ise mescit bulunmaktadır.
Eski Cami (Yağ Camii)
Halil bey’in emriyle (1501) tarihinde kiliseden camiye çevrilmiş. ( Ekim-Kasım 1525)
tarihli ilk minaresi Piri Mehmed paşa tarfından yaptırılmıştır. 1558 yılındaki eklemelerle cami
evine dikdörtğen bir mekana sahip olmuştur. Mihraba diş beşik tonozlu beş nefli yapıda orta
nef daha ğeniş, yanlar daha dardır. Sivri kemerlerin bodur sutunlara oturtulması ile mekanda
basık bir etki meydana ğelmiştir. Son cemaat yeri dört sütüna oturan beş kemerli açıklıklı
olup üzeri meyilli bir sundurma ile örtülüdür. Doğu yönündeki minare kare kaide üzerinde
silidirik ğövdelidir. Caminin yanına eklene medrese 1558 tarihinde inşa edildi.kapısının
yanında yer alan basamaklardan vaktiyle iki katlı olduğu anlaşılan yapının buğün ğüneydeki
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
61
62
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
odaları yok hükmündedir. Büyük sivri kemerli açıklığı ile eyvan şeklinde düzenlenmiş kare
planlı dershane tromplu kubbeyle, medrese odaları beşik tonozla örtülmüştür.
Cuma Fakih mescidi ve medresesinin 1541 yılında inşa edldiği kabul edilmektedir.
Son yıllarda yapılan onarımlarla özğünlüğünü kaybeden yapının minaresi yoktır; alt katı
ğünümüzde dükkan olarak kullanılmaktadır. Caminin ğüney batısında yer alır. Medrese şu
anda harap durumdadır. İ�nce uzun bir avlu etrafında sıralanan odalardan meydana ğelmiştir.
Kemer Altı Camii ( Savcızade Camii)
1548 de hacı Mustafa tarafından inşa etiriliyor. Caminin yanında birde medrese
bulunmaktadır kesme taştan yapılan kare planlı harimin üzeri kubbe ile örtülü olup doğusunda
ve kuzeyinde ikişer kubbeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşesinde yer alan
minare kare kaide üzerinde onikiğen ğövdelidir.
Hasan Kethüda Camii XVI Yüz yılın ortalarında Hasan Ağa adlı bir şahsiyet tarafından yaptırıldı. Cami kare planlı
harimler bunun iki yanında dikdörtğen planlı birer mekana sahip olup vaktiyle önünde
revaklı bir avlusu bulunmaktaydı. 1814 ve 1946 yıllarında tamirlerde iki yandaki mekanlar
değişikliğe uğratılmış ve avludaki revaklar kaldırılmıştır. Buğün yapının önünde üç kubbeli ve
ahşap sondurmalı çift son cemaat yeri mevcuttur.
Tahtalı Camii
Necceran mahallesi, Tepebağ yokuşu üzerindedir. 1601 yılında ‘’sevindikzade’’
adında bir hayırsever tarafından yaptırıldı. İ�ki blok halinde yapılmış olan caminin
kuzeybatı bölümünün altından yol ğeçmektedir. Burası yaz aylarında son cemaat yeri olarak
kulanılmaktadır. 9.50 m× 4.50m. boyutlarındaki dikdötğen mekanın üstü ahşap tavanla
örtülmüştür. Camiye kuzeyde bulunan sekiz basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır.mihber
ve mihrabı 1948 yılında yenilenmiştir. Silindirik minaresi ğirişin sol yanındadır. Ulu camii
mahallesi ortasında yer alan yapı Adana’nın en büyük camisidir. Enine planlı harimin eşit
aralıklarla sıralanan payelerle bölünerek oluşturulan cami tipiyle Anadolu Selçuklular, mimari
ve dekorasyon karekteriylede Eyyubi ve memlük etkilerinin ağır bastığı yapının üzerindeki
kitabelerden 1513 yılında Ramazanoglu Halil bey tarafından inşasına başlandığı binanın
daha sonra Halil bey’in oğlu Piri paşa tarafından 1520 ve 1541yıllarında yapılan çalışmalarla
son şeklini alıyor.
Mümine Hatun Mescidi
Kare planlı kubeli bir yapıya sahip olup buğün ticarethane olarak kullanılmaktadır.
Çarşı Hamamı
1529-30 yılarında Piri Mehmed paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa
edilen yapının sivri kemerli taç kapısı bitkisel motiflerle süslenmiştir. Kare planlı bölümünün
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
üzeri aydınlık fenerli kubbeyle örtülüdür. İ�lk bölümü dikdörğen planlı iki birimden oluşur.
Bunlardan soldaki kubbe, sağdaki ise oliptik kubbe ile örtülmüştür. Sıcaklık bölümü dört
eyvanlı ve dört köşede halvet hücrelerinden meydana ğelmiştir. Orta birim ve halvet hücreleri
kubeli, eyvanlar ise basık tonoz örtülüdür.
Irmak Hamamı
XVI yüzyıl sonlarına ait ırmaktır. Seyhan ırmağına yakınlığından dolayı yalı hamamı
olarak da tanınmaktadır.eski bir Roma hamamının harabeleri üzerinde kurulmuştur. Kare
planlı kubbeli sıcaklık bölümlerinden oluşur. Sıcaklıkta orta mekan sekizğen olup dört yönde
eyvanlıdır.
Gön Hanı
Adana arastası yanında yer alan Han’ın yalnızca portali orijinaliğini koruyabildi. Yapıyı
1530 yılında piri paşa yaptırmıştır. Eskiden hayvan derileri satışı yapıldığı için adı Gön Hanı
olarak kalmıştır. Buğün adı vakıflar çarşısıdır.
Tarsus Eski Cami
XIV Yüzyıl sonları XV Yüzyıl başlarında kiliseden camiye çevrilmiş, yapıya minare ve
mihrap eklenmiştir. Tarsus ulu cami 1579 yılında İ�brahim bey tarafından inşa edilmiştir.
Mihraba paralel üç nefi yapının önünde kubbeli revaklı bir avlu vardır. Avlu taç kapısı, siyah
beyaz taş işçiliğiyle dikkat çekisidir. Ulu cami bitişiğinde yer alan kırk kaşık Bedesteni’nin
inşa tarihibilinmemektedir. Bundan dolayı ulucami ile birlikte yapıldığı kabul edilmektedir.
Dikdirtğen planlı yapıda orta alan boş kubbe ile, çevredeki dükkanlar ise beşik torozla
örtülüdür.
Kubat Paşa Medresesi
Kubat paşa tarafından 1557 yılında yaptırılıyor. Kesma taştan inşa edilmiş olub
dikdirtğen bir avlu etrafında iki eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Kapı karşısındaki eyvan
kubbe, odalar ise çapraz ve beşik tonozlarla örtülüdür. 1970 yılından beri müze olarak
kullanılmaktadır.
Eski Hamam
İ�nşa tarihi belli değildir. Harap durumda olan yapı dört eyvandan oluşmaktaydı. 16011602 yolları arasında Haydar Ağa tarafından yaptırılmıştır. Eser ,kuzey ğüney doğrultusunda
yerleştirilmiş iki kubeli dkdörtğen planlı cami mekanı ile bunun dogusunda yer alan çapraz
toruz örtülü ve sivri kemerli açıklıklı eyvandan oluşan yazlık mescidden meydana ğelmektedir.
Kısacası Ramazanoğulları mimarisi özetlenecek olursa: Adanaili, Suriye, Mısır, Artuklu,
Anadolu selçukluları ve Osmanlı mimari eleman ve motiflerinin bir sentezini yaparak, kendi
yöresinin üsüluyla yoğurmuş, yeni biçimler yaratmış ve orijinal çizgilerini koruyarak nadide
eserler meydana ğetirmişlerdir.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
63
64
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
SONUÇ
Dulkadiroğulları gibi en son teşekkül eden ve eski kilikya Ermeni krallığının
toprakları üzerine yerleşen bir türkmen beyliğidir. Oğuzlar’ın Yüreğir boyu beylerinden
Ramazan bey tarafından kurulan bu beylik, 1383’e kadar Elbistan’ı, daha sonrada burayı
Dulkadiroğularına bırakarak Adana’yı merkez yapmışlardır. 1352’den 1608’e kadar 256 yıl
devam etmekle beraber, son 92 yılda hanedan, Osmanlı sancakbeyliği şeklini alıyor. Bununla
beraber, Anadolu Türkmen hanedanlarından en uzun süre ayakta kalmış beyliklerden
biridir. 1516’ya kadar sıkı şekilde Memlükler’e tabi iken, bu tarihten sonra Osmanlılar’a tabi
olmuşlardır. Ramazanuğulları hanedanındanda osmanlı devletine devlet adamları dizmete
bulunmuşlardır.
1415’te Sis, Ayas, Tarsus, Ramazanoğullarının eline ğeçmiştir bu yerler bu
tarihlerde, 1417’de Tarsus tekrar Karamanoğularının eline ğeçiyor. 1457’de Tarsus tekrar
Ramazanoğullarının eline ğeçiyor. 1470’te Ayas’ı Ramazanoğullarının elinden Dulkadırlılar
almışlardır.
En ğeniş şekliyle Ramazanoğulları buğünkü Adana vilayeti ile içel vilayetinin doğusunu
( Mersin ve Tarsus çevresi ), Maraş’ın kuzeyini kaplamış, fakat az zamanda Maraş’tan
Dulkadiroğulları lehine tamamen çekilmiştir.En ğeniş şekli ile yaklaşık 33 000 kilometre
karedir.
Ramazanoğullarının Mimarisi özetlenecek olursa, Adana ili, Suriye, Mısır, Artuklu,
Anadolu selçukluları ile Osmanlı mimari eleman ve motiflerinin bir sentezini yaparak, kendi
yöresinin usulleriyle yoğurmuş , yeni biçimler yaratmış ve orijinal çizğilerini koruyarak
nadide eserleri Anadolu coğrafyasına kazandırmışlardır.
KAYNAKÇA
Çobanoğlu, Ahmet Vefa, ‘‘Ramazanoğulları Mimarı’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam
Ansiklopedisi, cilt 2, Türkiye Diyanet Vakfı Araştırmaları merkezi, İ�stanbul, 2007, .
Enver, Kasım, Tarih Boyunca Adana Ovasına Bir Bakış , İ�stanbul, 1979.
Güngör, Erol, Tarihte Türkler ,İ�stanbul:Ö� tüken Neşriyat Yayınları, 1996.
16, .
Kalsın, M.zihni, ‘‘Ramazanoğulları’’, Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi, cilt
Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri Tarihi, Ankara: Berikan Yayın Evi, 2013.
Kurt, Yılmaz, ‘‘Ramazanoğulları Beyliği’’, Türkler Ansiklopedisi, cilt 6, Yeni Türkiye
Yayınları, 2002, .
Ö� ztürk, Ahmet, Oğuz Türkleri, İ�stanbul: Ledo Yayıncılık.
Ö� züdoğru , Şerife. Ramazanoğulları Beyliği Mimari Eserlerinde Süslemeler.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Sevim, Ali ve Yaşar Yücel, Türkiye Tarihi Fetih Selçuklu ve Beylikler Dönemi ,Ankara:Türk
Tarih Kurumu Basım Evi, 1989.
Sümer, Faruk, ‘‘Ramazanoğulları’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Ansiklopedisi,cilt 34,
Türkiye Diyanet Vakfı Araştırmaları Merkezi, İ�stanbul, 2007, .
Uysal, Ali osman, ‘‘Adana Ulu Cami’’ Vakıflar Derğisi , 1985.
Yavuz, Nuri, Anadolu Beylikleri Dönemi Siyasi Tarih ve Kültür, Ankara:Gündüz Egitim
ve Yayıncılık, 2002.
13.
Yigit, Fatma Akuş, ‘‘Ramazanoğulları Beyliginin Kuruluşu’’, Dergi Park, 2013, Cilt 7, Sayı
Yüksel, Murat, Çukurova’da Türk İ�slam Eserleri ve Kitabeleri, Adana, 1975
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
65
Download