52 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 Tarih Öğrencisi Muhammed Toplu Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Ramazanoğulları Giriş Ramazanoğulları beyliği’nin kurucuları Ü� çoklu Oğuzlar’dır. Ü� çoklar moğol istilası yüzünden yurtlarını terk ederek Anadolu’ya gelmişlerdi. Mısır Türk Memlukları’nın sultanı Baybars, bu kalabalık Oğuz kabilelerini Antakya’dan Gazze’ye kadar Doğu Akdeniz bölğesine yerleştirdi. Ramazanoğulları bunlar arasında Yüreğir boyuna mensuptular. Seyhan ile Ceyhan ırmakları arasında kışlayan Ramazanoğulları ile Ceyhan ile Osmaniye arasına yerleşen Kınık Türkmenleri devamlı mücadele etmişlerdir. Dulkadırlı Karaca Bey bazı suriye valileriyle birlikte Memlük sultanı’na baş kaldırınca, Memlükler Adana-Maraş bölğesindeki Türkmenler’in beyliğini Yüreğirli Ramazan Bey’e vermişlerdir. Ondan sonra oğlu İ�brahim Bey, Türkmen başbuğu yayin edildi. Ramazanoğulları’nın uzun yıllar bütün siyasi ve askeri faaliyetleri, bağlı oldukları Memlük devleti ile mücadele veya onların yanı sıra civar beylerle Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL mücadele şeklinde ğeçmiştir. Memlükların uzun mücadelelerden sonra Çukurova bölgesine tam hakim oldular ve Ramazanoğullarını Türkmen kabile reisi haline getirdiler. MemlukOsmanlı mücadelesinin Osmanlılar lehine sonuçlanması, Ramazanoğulları’nı da osmanlı devleti himayesine ğirmesine neden oluyor. Esesında Ramazanoğlu Mahmud Bey, Ridaniyye savaşında Yavuz’la birlikte Mısırlılar’a karşı Osmanlı devleti safında harp etmiş ve vefat etti. Osmanlı devletide onlara ’’Emir’’ ünvanıyla Adana bölğesinde hükümlerini sürme hakkı verdiler. Fakat bu emirlik bir çeşit beylerbeyilik, yani valilik şeklinde idi. Ramazanoğulları’nın başına ğeçen son şahsiyet Piri Bey’dir. Piri Bey, Anadolu isyanlarından bazılarının bastırılmasında ve özellikle Safevi bozğuncularının takip ve yakalanmasında osmanlı devletine büyük katkı sağlamıştır. Kendisine paşalık verilerek önce Karaman, sonra Halep ve Şam beylerbeyiliklerine tayin edilmiştir. Hanedanın diğer bazı mensuplarına da çeşitli yerler de sancak beyliği verildiği ğörülmektedir. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 53 54 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 Ramazan Oğulları Kurulmadan Önce Anadoludaki Durum Malazğirt savaşından sonra Anadolunun Türkleştirilmesi sırasında Tarsus,Misis,Anazarba gibi önemli merkezlerle birlikte bütün çukurova 1082-1083 yılları arasında Anadolu Selçuklu devletinin hakimiyetine girmiştir. Selçuklu türklerinin Anadoludaki bu hakimiyetleri uzun sürmüyor. Bu dönemde Haçlı seferlerinin yarattıgı karışıklıktan faydalanan Ermeniler bölgede hakimiyeti saglayarak bu bölgede küçük kilikya Ermeni kralıgını kuruyorlar. Ramazanoğullarının Anadoluya Gelip Yerleşme Süreci Ermenilerin küçük kilikya kralıgını kurmaları üzerine sultan Baybars tarafından Çukurovaya 1266,1273,1275 yıllarında Ermeni kralıgı üzerine seferler düzenleyerek Ermeni kralıgı tahrip ediliyor. Bu sırada oguzların üçok koluna baglı Yüregir boyuna mensup olan ve Mogol istilası üzerine Anadoluya gelen, Bozok ve Ü� çok adlarıyla iki kola ayrılan kalabalık bir Oğuz toplulugu içinde yer almıştır. Ü� çoklar Çukurova yöresine yerleştirilirken, Yüregir koluna mensup olanlar ise Adana’nın güneyindeki Ceyhan- Seyhan ırmakları arasında yerleşip yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır. Yılmaz Kurtun kaynaklarında ise Abaka hanın zulmünden kaçarak Memlüklere sıgınan Türkmenleri Memlük sultanı Baybars tarafından Gazze’den Antakyaya kadar olan bölgeye yerleştirildiklerini söylemiştir. Ramazanoğulları İsminin Teşekkülü Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Ramazanoğulları beyligine adını veren ve boy içinde saygın bir yere sahip olan Türkmen beyi Ramazanın adına ilk kez 1353 yılında yaşanan olaylarda raslanmaktadır. O tarihte Memlük devleti valilerinden olan Bey- boğanın isyan etmesi ve bu isyana Dulkadir beyi karacanın Bey-boga ile birlikte hareket ederek Memluklu sultanı aleyhine hareket etmesi üzerine Dulkadirogullarının yönetiminde olan Türkmen beyligi Dulkadirogularından alınarak Türkmen beylerinden olan Ramazan beye veriliyor. Arap kaynaklarında ( Ramazanüç Türk meni el üç oki ) yani üç oklu Türkmeni Ramazan diye geçmektedir. Emirlik unvanının Dulkadiroguları başında bulunan karaca beyden alınıp Ramazan beye verilmesiyle çukurovada memlüklere baglıolarak ramazanoguları beyligi ortaya çıkmış oldu. İbrahim Bey Dönemi Ramazan beyin vefatıyla Ramazanoğullarının başına İ�brahim bey geçiyor. Bu dönemde Ramazanoğulları Memlüklere karşı Dulkadiroguları ile ittifaka girerek isyan etmişlerdi. Amaçları Memlüklerden Sisi’i almaktı. Bunun üzerine Ü� çokları te’dip için Çukurova’ya o dönemin Halep valisi olan Timur bay komutasında Memlük hükümdarı Sultan baybars tarafından kalabalık bir ordu gönderildi. Kalabalık olan Memlük ordusuna karşı koyamayacaklarını anlayan Türkmen beyleri Ayas’ta Timur bay’ın yanına giderek itaatlarini bildirmiş olsalarda Timur bayın bölgedeki yagma hareketlerinden dolayı Türkmenlerin büyük tepkisine neden oldu. Bir aya gelen Türkmenler Belen’i tutup memlük ordusuna agır bir yenilgi tatırmışlardır. Timur bayıda esir aldılar. 783’ te yaşanan bu olaydan sonra İ�brahim bey Türkmenlerin başbugu, 785 yılında’da Adana valisi olarak ismi anılmaya başlandı.Ancak Ö� zer ve Bürnaz ogulları ile birlikte yol kesmek, Anadolu hacılarını ve tacirlerini soyması, bunun yanında birde sis’i ele geçirmek için Karaman hükümdarı Alaeddin bey ile hareket etmekle suçlanıp üstüne yollanan Memlük ordusu karşısında tutunamayacaklarını anlayınca yanındaki karamanlı Türkmenler’le beraber daglara çekildi. O radanda sis dolaylarına intikal etti. Fakat Memlüklü sis naibi olan Taş boğa beklenmedik bir hamleyle ogullarını ve karısını esir aldı. Daha sonra İ�brahim bey kardeşi kara Mehmed ve annesiyle birlikte yakalanıp sis’e götürülerek siste idam edliyorlar. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 55 56 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 Ahmet Bey Dönemi İ�brahim beyin ölümüyle yerine kardeşi Ahmet bey geçiyor. iyi geçinmeye çalışıyordu. Bu dönemin İ�lerleyen zamanlarda Memluk sultanı Berkuk ölünce Memluk sultanı olma yarışına giren Memlük şehzadelerinin aralarında başlayan mücadeleden yararlanarak kendi beyligini güçlendirdi. Halep’i kuşatan Arap komutan Nugayr’a karşı memlukların safında yer alarak onlara yardım etti. Bu yardımından dolayı yeni memluk sultanı Ferec’in övgülerine mazhar oldu. Daha sonraki zamanlarda da Sultan Ferec’in kızı ile evlendirilen Ahmet bey memluklarla akraba oldu. 1410 yılında Mısıra bir ziyarete bulunuyor. İ�lerleyen zamanlarda da Tarsusu kuşatıyor. Yedi ay süren tarsus kuşatmasının ardından şehri Karamanoğularından alıyor. Daha sonrada oglu İ�brahime verdi.ilerleyen zamanlarda 1416 yıllarda hastalanarak vefat etti. Şıhabettin Ahmet bey kaynaklara göre çok cesur bir adamdı. Heybetli, dirayetli ve gözüpek bir kişilige sahipti. Oguzların üçoklar koluna baglı yüregir boyuna mensup olan Türkmenler onun zamanında rahat ve huzur dolu bir hayat yaşamışlardır. Ahmet bey alimlere hurmet gösteren bir şahsiyete sahipti. Fakirleri ve düşkünleri koruyan ve onlara destek veren bir türkmen beyi olarak tariha adını yazdırmıştı. Ahmet beyin ölümüyle hem yüregir türkmenleri hem alim kısmı hemde sanatkarlar korumasız kalmıştır. Ahmet bey ramazanoguları beyliginin başına geçince, ilk önce tahtını güçlendirmeye çalıştı. Bu dogrultuda Memliklerle Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Ahmet Beyin Oğlu İbrahim Bey Dönemi Ahmet bey’in ölümünden sonra oglu İ�brahim bey Ramazanoğullarının başına geçiyor. İ�brahim bey başa geçtikten sonra Tarsusu geri alabilmek için Tarsusu almak isteyen karamanoglu ile birlikte hareket ettiginden memluk sultanı Melikül Müeyyed tarafından beylikten indirilerek yerine kardeşi Hamza bey getiriliyor. Aynı ve ondan naklen ibn Hacer, Hamzanın ibrahim bey’in oğlu oldoğunu yazsa da aslında Hamzanın İ�brahim bey’in kardeşi olduguna dair Makrizi’nin verdigi bilgi daha dogrudur. Tarsus çok geçmeden karamanoglu Mehmet bey’in oğlu Mustafa bey tarafından 1418 tarihinde alındı. İ�brahim bey’in annesi kahireye giderek sultandan oglunu bagışlamasını rica etti. Hükümdar ricasını yerine getirmedigi gibi, onu hapse attırdı. İ�brahim bey ise Adana hakimi olma durumunu koruyordu. El melikü’l Müeyyed, oğlu ibrahim kumandasında önemli bir kuveti kuzey bölgesinden karamanoglu Mehmet bey’in üzerine gönderdigi gibi şam valisi Tanıbek Mıyıkı da Tarsus’un zaptıyla görevlendirdi. Hamza bey, Amik ovasında şam valisiyle buluştu, özeroglu da sefere katıldı. Bunlar ibrahim Bey’le karamanoğlu Mustafa bey’i bozguna uğratıp Adana ile Tarsus’u ele geçirdiler. İ�brahim bey kaynatası karamanoğlu Mehmet bey’in yanına gitti ve eylül 1419’ da onun kayseri seferine katıldı. Ancak memlüklerin baskısı üzerine kaçmak zorunda kaldı. Aynı yıl içinde ramazanoguları sülalesinden Emir sadaka’nın sis’te öldürüldügüne dairbilgilere rastlanmaktadır. Sadaka’nın İ�brahim bey’le akrabalık derecesi bilinmedigi gibi onun ne sebeple öldürüldüğü de malüm degildir. İ�smail Hakkı Uzunçarşılının kaynak göstermeden ibrahim bey’in oglu kabul ettigi izzetin Hamza’nın babası, amcaları Ali ve Mehmed beyler oldugunu ve 829 tarihinde öldürüldügünü yazar. 828’ de Ö� zeroglu ile Ramazanoğllu arasında bir savaş vuku bulmuştu. Bu hadisedeki Ramazanoğllu’nun kim olduğu da bilinmemektedir. 830’da karamanoğlu ibrahim bey’in eniştesi Ramazan ibrahim bey’i memluk sultanının talebi üzerine kayseriyi geri alma müsaadesi ve yardım karşılıgında teslim ettiği görülmektedir. Kahire’yegötürülen İ�brahim bey buraya gelen Ramazanoğullarından Mehmed bey tarafından iki amcasını, kardeşlerini ve onların çocuklarını öldürdüğü gerekçesiyle suçlandı; ardından İ�brahim bey öldürüldü ve makamı Mehmed beye veridi. Mehmet Bey Dönemi İ�brahim beyin vefatından sonra Ramazanoğulları’nın başına Mehmed bey geçti. İ�brahim bey’in öldürülmesinden beş yıl sonra çukurovadan geçen Fransız seyyahı Bertrandon de la Broguiere her yerde ibrahim beyin hatırasının yaşatıldıgını dile getirip söylemişti. İ�brahim bey Türkmenler tarafından kendilerini memlük tahakkümünden kurtaracak bir kahraman olarak görmekteydiler. Ancak ibrahim bey’in karamanoğularına güvenmesi ve devrin güçlü devletlerinden olan Memlük devletine karşı koyamayacağını anlayamadı. İ�brahim bey’den sonraki beyler Memlüklerin sıradan bir valisinden bile dirayetsiz, silik şahsiyetler olarak tarihe geçti. 1429-1430 yılları arasında sultan Barsbay’ı ziyarete gelen Türkmen beyleri arasında Ramazanoğlu Mehmed bey, Ö� zeroglu Davud bey ve bazı Türkmen beyleri yanında bir çok varsak beyleri de bulunmaktaydı. 1435 yılında halep valisine gelen bir belgede Ramazanoğlu beyi olarak Mehmed bin Gündoğdu’nun adı geçmektedir. 1439-1440 yılında Ramazanoğlu Emir Eylük, sultan çakmak’ın huzuruna gelerek varsak beylerinden kara oğlu Musa hakkında şikayetçi oldu. Eylük ‘ün isteklerini kabul eden sultan çakmak bu işle Halep valisini görevlendirdi.zz Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 57 58 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 Eylük, Halep valisinin verdigi 100 kadar atlıyı ve özeroğuları Türkmenlerini de alarak karaoğlu Musa üzerine yürüdü ise de Musa, Eylük’ü ve adamlarını pusuya düşürerek öldürdü. Musanında kendisi ölenler arsındaydı. Dündar Bey dönemi 1457 yılında Ramazanoğulları beyliğinin başında Dündar bey bulunmaktaydı. Dündar bey, bu tarihten önce karamanoglu İ�brahim bey’in eline geçmiş olan Tarsus’u geri almak için Mısır’dan gönderilen Devadar sungur’a yardım etmişti. Vuku bulan savaştakaramanlılar yenildi ve Tarsus geri alındı. Ali Mustafa Efendi Dündar bey’in 866 (1461-62) tarihinde Ramazanoğulları beyi olduğunu yazdıktan sonra Dündar’a Hasan bey’in halef olduğunu bildirir. Dulkadır’ı Şehsuvar bey’in Memlükler’e karşı ğiriştiği istiklal mücadelesinde Ramazanoğulları memlüklere sadık kaldı.(1469-70) Malatya valisi korkmazla birlikte Şehsuvar bey’in ağır bir yenilgiye ugratığı gibi Şehsuvar’ın adamlarından sis’i geri aldı. Fakat ertesi yıl şehsuvar bey ile karşılaşan ramazanoglu yenildi ve Ayas kalesi Dulkadırlıların eline ğeçti. Adı kaynaklarda belirtilmeyen bu ramazanoğlunun Ö� mer bey olduğu anlaşılmaktadır. (1470-71) Memlük ordusu baş kumandanı Yaş Bek ez Zahiri’nin sağ yanında Dulkadıroğlu şah Budak Eslemezoglu Mehmed, Bozcaoğlu Halil, İ�naloğlu Hamza, Gündüzoglu olmak üzere Bozoklar, sol yanında da Ramazanoğlu Ö� mer, kardeşi Davud ve diğer beyler olmak üzere üçoklar oturmuştu. Memluk sultanı kayıt bay 882’de Antakyada iken huzuruna gelenin ömer bey olduğu anlaşılmaktadır. Ö� mer beyin 890’ lı tarihlerde hala beyliğin başında olduğu anlaşılmaktadır. Aynı yıl Ö� mer bey, Ö� zeroğlu Mekki bey ve Gündüzoglu Mehmed bey ile Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL birlikte, Adana’yı almış olan osmanlı kuvetlerine karşı ğiriştiği bir savaşta yenildi ve esir alınarak İ�stanbul’a ğönderildi. Ö� mer beyin ise akıbeti kakında bilgi bulunmamaktadır. Halil bey dönemi Davud beyin 1480 yılında Diyarbakır taraflarındaki Akkoyunlu ve Memlük savaşlarının birinde öldügünde yerine oğlu Halil bey, Adana beyliğine tayin edildi. Halil bey 1480’den 1510 yılına kadar otuz sene Adana beyliğinde bulunmuş ve sınırları Kilikya’ya kadar inen osmanlı devleti ile dostça yaşamayı başarmıştı. Halil beyin ölümüyle yerine kardeşi Mahmud bey ğeçmiştir. Mahmud Bey Dönemi Ramazanoğullarının başına ğeçen Mahmud bey, 1514 yılında Mısır sultanı tarafından görevden alınmış ve yerine amcasının oğlu Selim bey tayin ediliyor. Mısır sultanı tarafından görevden alınınca İ�stanbul’a ğiden Mahmud bey, 30 haziran 1515’de Yavuz’un elini öperek birçok hediye takdim etti. 1515 yılı Eylülünde Mahmud bey’e Yavuz 200.000 akçalık bir dirlik ile kendisine birlikte göçüp konma imtiyazını verdi. 1516 yılında Mısır seferine çıkıldığında Mahmud bey de padişaha eşlik etti. Ordu halep üzerine sefer düzenlerken 9 Ağustos 1516 tarihinde Ramazanoğullarından adımbelirtilmeyen bir başkası gelerek itaatini bildirdi. Mercidabık savaşından sonra Ağustos 1516 yılında yapılan tevcihler sırasında Ramzanoğlu Mahmud bey’e Adana sancak beyliği görevi veriliyor. Daha sonraki dönemlerde Ridaniye savaşında şehit düştü.Mahmud beyin şehit düşmesinden sonra Ramazanoğulları Osmanlı hakimiyetine giriyor. Mahmud bey den sonra beyliğin başına Halil bey’in oğlu kubad ğeçti. Fakat kısa bir süre sonra Kubad bey’in kardeşi Piri bey’e çukurova hakimliği verilmiş. Piri Bey Dönemi Yönetimi tamamen ele ğeçiren Piri bey, Kubad bey ve diger kardeşleri Davud, korkud ve Mahmud’un 40.000’er akçe zeametle Rumeli’de ikamet etmeleri için Kanuniden emir çıkartmıştı. Ramazanoğulları beyligi kendi isteği ile Osmanlı hakimiyetini kabul ettigi için Osmanlı topraklarında kendilerine Yurtluk ve Ocaklık yerleri verildi. Yönetim Ramazanoğullarına bırakılmakla birlikte bölge diğer osmanlı toprakları gibi nüfus ve arazi tahririne tabi tutuldu. Bu tahrirlerden Ramazanoğulları dönemindeki Çukurova nüfusunu yaklaşık olarak da olsa anladığımız ğibi, Piri Bey’e ve ogullarına verilen dirlikleri de ğörmekteyiz. Piri bey daha sonra karaman, Halep ve Şam beylerbeyliklerinde bulundu, yeniden Adana hakimliğine döndü ve Adanada vefat etti. 974’te Adana sancağına oğlu Derviş Mehmet Bey tayin edildi. Avcılık işleri ile uğraşırdı. Kuşların tedavisinde ihtisas sahibi, dürüst ve cömert bir insan olan Derviş bey içki ve esrara düşkünlüğü yüzünden ancak altı ay beylik yapabildi. Vefat etmesi ile yerine ağabeyi İ�brahim Adana hakimi oldu. İ�brahim bey amcasının oğlu Hüseyin ile birlikte Kıbrıs seferine katıldı. (1583) Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 59 60 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 İ�ran seferine çıkan Serdar Ferhat paşanın ordusuna ilhakı istedi. Fakat verilen bu karar değiştirilerek ogullarından sis sancak beyi Ahmed’in İ�ran seferine katilması, kendisinin de Halep’in muhafazasında bulunması bildirildi. Daha sonra Adanaya oğlu Mehmed bey hakim oldu. İ�lerleyen yıllarda Mehmed beyin ölümü ile yerine Pir mansur bey tayin edildi. Pir Mansur Bey Dönemi 1604 yılında Adana hakimligine tayin edilen Pir Mansur bey İ�stanbul’a adam göndererek Adana’nın 1608 senesinden beri beyler beyilik olduğunu ve kendisine Adana’nın 11 yük olan devlet gelirlerinden 1 yük (100.000) akçe verilmesi ferman olunduğu halde verilmediğini bildirmişti.Bunun üzerine Pir Mansur bey’in hakkının ödenmesi için Adana beylerbeyliğine ve Adana kadısına hükümler ğönderti. Kubat paşa, Piri paşanın dört kardeşinden birisidir. kubat paşa 1558-1559 yıllarında vefat ediyor. Sonuç olarak Ramazanoğulları hiçbir zaman tam bağımsız olmadıklarından adlarına kesilmiş bir sikkeye rastlanmadığı gibi Dulkadiroğlu Alaüdev bey gibi adlarına kanüname de tanzim edememişlerdir. Ramazanoğulları 1608 yılında yönetimden ayrıldıktan sonra tarihi rollerini yavaş yavaş yitirdi. Bu ğün Ramazanoğulları sülalesi Maraş, İ�stanbul ve Ankara başta olmak üzere Anadolunun birçok iline dağılmıştır. Mimari Eserler Ramazanoğulları devrine ait mimari eserler başta Adana olmak üzere Kızıldağ yaylası, Tarsus ve Ceyhan’da bulunmaktadır. Adanada Ramazanoğulları’na ait en eski eser. 812 (1409) tarihli Akçamescid’tir. Akçamescid Kesme küfeki taşından inşa edilmiş kare planlı yapının üzeri tuğladan örülü pandan tiflerle ğeçişi sağlanan kubbeyle örtülüdür. 1830-1867 yıllarında tamir ğörmüştür. Tamir edilen kitabenin yanında vaktiyle ilk sırada iki kuş fiğürünün yer aldığı bilinmektedir. Bu fiğürler ebced hesabıyla yapının inşa tarihini ( kuş: 406 × 2 816) olduğunu belirtmektedir. 1830 yılında Haci Ali Bey, 1867 yılında da Hacı hasan Ağa tarafından onarılmıştır. Cumhuriyet döneminde bir süre Adana Müzesi’ne ait İ�slami kitabeler deposu olarak kullanılmış, 1957 yılında onarıma ğirerek yeniden ibadete kazandırılıyor. İ�kinci sırada ortadaki bir palmetten çıkan rumilerin uçlarındaki dallarla dairesel kıvrımlar oluşturarak sonsuzluk duygusu veren bir bezeme uygulanmıştır. En dış bördürde ise, palmet ve çifte rumilerin üç koldan birbirine dolanarak oluşturdukları ğrift bitkisel dekor ğörülür. Giriş kapısının üzerindeki kitabeyi çevreleyen kör kemerde 11 ve 15 yüz yıllarda Türk süsleme sanatında sıkça rastlanılan ve bir birlerine ince uçlarla bağlanan Münhailer kesintisiz şekilde devam etmektedir. Küçük Mescid ( Halil Bey Mescidi) Ulu cami mahallesesindedir. Halk tarafından küçük mescid olarak tanınmaktadır. Halil bey döneminde yaptırılıyor; oldukça küçük olan yapı kare mekanlı üstü toprak damla örtülüdür. Kesme taşlardan yapılan mescit süsleme yönünde oldukça sadedir. Ulu cami medresesine yakın olup bir süre depo olarak kullanılmıştır. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Harem Dairesi Adananın ziya paşa parkının dogusunda ulu cami külliyesi’nin bitişiğinde yükselen yapının ğüney kapısı üzerindeki kitabeden 1495 yılında Ramazanoğullarından Halil bey tarafından inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Vakıf sarayıda denilen yapının adı, Ramzanoğuları kadınlarının oturduğu yer, sarayın Harem dairesi, bölümü olmasından ğelmekte idi. İ�smi üç katlı olan bina 16m.× 10m. Ö� lçülerinde zemin kat kesme taş üst katlar tuğla örğülüdür. Birinci ve ikinci katların zemini tahtadır. Dış cephe oldukça sade olan yapıda, Osmanlı padişahlarından IV Murad Bağdat seferine çıktıgında Adana’ya uğramış ve üç ğece misafir edilmiştir. Selamlık Dairesi Harem dairesinin kuzeyinde yer alan bina Tuz hanı olarak dabilinmekte. Beylik sarayının bir bölümüdür. Ramazanoğlu ailesinin oturduğu ve erkeklerin toplandıgı, resmi işlerin ğörüldüğü yapı Halil bey tarafından 1497 yılında yaptırılmıştır. Selamlık dairesinin kuzeyinde hamam, dogusunda ise mescit bulunmaktadır. Eski Cami (Yağ Camii) Halil bey’in emriyle (1501) tarihinde kiliseden camiye çevrilmiş. ( Ekim-Kasım 1525) tarihli ilk minaresi Piri Mehmed paşa tarfından yaptırılmıştır. 1558 yılındaki eklemelerle cami evine dikdörtğen bir mekana sahip olmuştur. Mihraba diş beşik tonozlu beş nefli yapıda orta nef daha ğeniş, yanlar daha dardır. Sivri kemerlerin bodur sutunlara oturtulması ile mekanda basık bir etki meydana ğelmiştir. Son cemaat yeri dört sütüna oturan beş kemerli açıklıklı olup üzeri meyilli bir sundurma ile örtülüdür. Doğu yönündeki minare kare kaide üzerinde silidirik ğövdelidir. Caminin yanına eklene medrese 1558 tarihinde inşa edildi.kapısının yanında yer alan basamaklardan vaktiyle iki katlı olduğu anlaşılan yapının buğün ğüneydeki Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 61 62 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 odaları yok hükmündedir. Büyük sivri kemerli açıklığı ile eyvan şeklinde düzenlenmiş kare planlı dershane tromplu kubbeyle, medrese odaları beşik tonozla örtülmüştür. Cuma Fakih mescidi ve medresesinin 1541 yılında inşa edldiği kabul edilmektedir. Son yıllarda yapılan onarımlarla özğünlüğünü kaybeden yapının minaresi yoktır; alt katı ğünümüzde dükkan olarak kullanılmaktadır. Caminin ğüney batısında yer alır. Medrese şu anda harap durumdadır. İ�nce uzun bir avlu etrafında sıralanan odalardan meydana ğelmiştir. Kemer Altı Camii ( Savcızade Camii) 1548 de hacı Mustafa tarafından inşa etiriliyor. Caminin yanında birde medrese bulunmaktadır kesme taştan yapılan kare planlı harimin üzeri kubbe ile örtülü olup doğusunda ve kuzeyinde ikişer kubbeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşesinde yer alan minare kare kaide üzerinde onikiğen ğövdelidir. Hasan Kethüda Camii XVI Yüz yılın ortalarında Hasan Ağa adlı bir şahsiyet tarafından yaptırıldı. Cami kare planlı harimler bunun iki yanında dikdörtğen planlı birer mekana sahip olup vaktiyle önünde revaklı bir avlusu bulunmaktaydı. 1814 ve 1946 yıllarında tamirlerde iki yandaki mekanlar değişikliğe uğratılmış ve avludaki revaklar kaldırılmıştır. Buğün yapının önünde üç kubbeli ve ahşap sondurmalı çift son cemaat yeri mevcuttur. Tahtalı Camii Necceran mahallesi, Tepebağ yokuşu üzerindedir. 1601 yılında ‘’sevindikzade’’ adında bir hayırsever tarafından yaptırıldı. İ�ki blok halinde yapılmış olan caminin kuzeybatı bölümünün altından yol ğeçmektedir. Burası yaz aylarında son cemaat yeri olarak kulanılmaktadır. 9.50 m× 4.50m. boyutlarındaki dikdötğen mekanın üstü ahşap tavanla örtülmüştür. Camiye kuzeyde bulunan sekiz basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır.mihber ve mihrabı 1948 yılında yenilenmiştir. Silindirik minaresi ğirişin sol yanındadır. Ulu camii mahallesi ortasında yer alan yapı Adana’nın en büyük camisidir. Enine planlı harimin eşit aralıklarla sıralanan payelerle bölünerek oluşturulan cami tipiyle Anadolu Selçuklular, mimari ve dekorasyon karekteriylede Eyyubi ve memlük etkilerinin ağır bastığı yapının üzerindeki kitabelerden 1513 yılında Ramazanoglu Halil bey tarafından inşasına başlandığı binanın daha sonra Halil bey’in oğlu Piri paşa tarafından 1520 ve 1541yıllarında yapılan çalışmalarla son şeklini alıyor. Mümine Hatun Mescidi Kare planlı kubeli bir yapıya sahip olup buğün ticarethane olarak kullanılmaktadır. Çarşı Hamamı 1529-30 yılarında Piri Mehmed paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen yapının sivri kemerli taç kapısı bitkisel motiflerle süslenmiştir. Kare planlı bölümünün Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL üzeri aydınlık fenerli kubbeyle örtülüdür. İ�lk bölümü dikdörğen planlı iki birimden oluşur. Bunlardan soldaki kubbe, sağdaki ise oliptik kubbe ile örtülmüştür. Sıcaklık bölümü dört eyvanlı ve dört köşede halvet hücrelerinden meydana ğelmiştir. Orta birim ve halvet hücreleri kubeli, eyvanlar ise basık tonoz örtülüdür. Irmak Hamamı XVI yüzyıl sonlarına ait ırmaktır. Seyhan ırmağına yakınlığından dolayı yalı hamamı olarak da tanınmaktadır.eski bir Roma hamamının harabeleri üzerinde kurulmuştur. Kare planlı kubbeli sıcaklık bölümlerinden oluşur. Sıcaklıkta orta mekan sekizğen olup dört yönde eyvanlıdır. Gön Hanı Adana arastası yanında yer alan Han’ın yalnızca portali orijinaliğini koruyabildi. Yapıyı 1530 yılında piri paşa yaptırmıştır. Eskiden hayvan derileri satışı yapıldığı için adı Gön Hanı olarak kalmıştır. Buğün adı vakıflar çarşısıdır. Tarsus Eski Cami XIV Yüzyıl sonları XV Yüzyıl başlarında kiliseden camiye çevrilmiş, yapıya minare ve mihrap eklenmiştir. Tarsus ulu cami 1579 yılında İ�brahim bey tarafından inşa edilmiştir. Mihraba paralel üç nefi yapının önünde kubbeli revaklı bir avlu vardır. Avlu taç kapısı, siyah beyaz taş işçiliğiyle dikkat çekisidir. Ulu cami bitişiğinde yer alan kırk kaşık Bedesteni’nin inşa tarihibilinmemektedir. Bundan dolayı ulucami ile birlikte yapıldığı kabul edilmektedir. Dikdirtğen planlı yapıda orta alan boş kubbe ile, çevredeki dükkanlar ise beşik torozla örtülüdür. Kubat Paşa Medresesi Kubat paşa tarafından 1557 yılında yaptırılıyor. Kesma taştan inşa edilmiş olub dikdirtğen bir avlu etrafında iki eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Kapı karşısındaki eyvan kubbe, odalar ise çapraz ve beşik tonozlarla örtülüdür. 1970 yılından beri müze olarak kullanılmaktadır. Eski Hamam İ�nşa tarihi belli değildir. Harap durumda olan yapı dört eyvandan oluşmaktaydı. 16011602 yolları arasında Haydar Ağa tarafından yaptırılmıştır. Eser ,kuzey ğüney doğrultusunda yerleştirilmiş iki kubeli dkdörtğen planlı cami mekanı ile bunun dogusunda yer alan çapraz toruz örtülü ve sivri kemerli açıklıklı eyvandan oluşan yazlık mescidden meydana ğelmektedir. Kısacası Ramazanoğulları mimarisi özetlenecek olursa: Adanaili, Suriye, Mısır, Artuklu, Anadolu selçukluları ve Osmanlı mimari eleman ve motiflerinin bir sentezini yaparak, kendi yöresinin üsüluyla yoğurmuş, yeni biçimler yaratmış ve orijinal çizgilerini koruyarak nadide eserler meydana ğetirmişlerdir. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 63 64 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 SONUÇ Dulkadiroğulları gibi en son teşekkül eden ve eski kilikya Ermeni krallığının toprakları üzerine yerleşen bir türkmen beyliğidir. Oğuzlar’ın Yüreğir boyu beylerinden Ramazan bey tarafından kurulan bu beylik, 1383’e kadar Elbistan’ı, daha sonrada burayı Dulkadiroğularına bırakarak Adana’yı merkez yapmışlardır. 1352’den 1608’e kadar 256 yıl devam etmekle beraber, son 92 yılda hanedan, Osmanlı sancakbeyliği şeklini alıyor. Bununla beraber, Anadolu Türkmen hanedanlarından en uzun süre ayakta kalmış beyliklerden biridir. 1516’ya kadar sıkı şekilde Memlükler’e tabi iken, bu tarihten sonra Osmanlılar’a tabi olmuşlardır. Ramazanuğulları hanedanındanda osmanlı devletine devlet adamları dizmete bulunmuşlardır. 1415’te Sis, Ayas, Tarsus, Ramazanoğullarının eline ğeçmiştir bu yerler bu tarihlerde, 1417’de Tarsus tekrar Karamanoğularının eline ğeçiyor. 1457’de Tarsus tekrar Ramazanoğullarının eline ğeçiyor. 1470’te Ayas’ı Ramazanoğullarının elinden Dulkadırlılar almışlardır. En ğeniş şekliyle Ramazanoğulları buğünkü Adana vilayeti ile içel vilayetinin doğusunu ( Mersin ve Tarsus çevresi ), Maraş’ın kuzeyini kaplamış, fakat az zamanda Maraş’tan Dulkadiroğulları lehine tamamen çekilmiştir.En ğeniş şekli ile yaklaşık 33 000 kilometre karedir. Ramazanoğullarının Mimarisi özetlenecek olursa, Adana ili, Suriye, Mısır, Artuklu, Anadolu selçukluları ile Osmanlı mimari eleman ve motiflerinin bir sentezini yaparak, kendi yöresinin usulleriyle yoğurmuş , yeni biçimler yaratmış ve orijinal çizğilerini koruyarak nadide eserleri Anadolu coğrafyasına kazandırmışlardır. KAYNAKÇA Çobanoğlu, Ahmet Vefa, ‘‘Ramazanoğulları Mimarı’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Ansiklopedisi, cilt 2, Türkiye Diyanet Vakfı Araştırmaları merkezi, İ�stanbul, 2007, . Enver, Kasım, Tarih Boyunca Adana Ovasına Bir Bakış , İ�stanbul, 1979. Güngör, Erol, Tarihte Türkler ,İ�stanbul:Ö� tüken Neşriyat Yayınları, 1996. 16, . Kalsın, M.zihni, ‘‘Ramazanoğulları’’, Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi, cilt Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri Tarihi, Ankara: Berikan Yayın Evi, 2013. Kurt, Yılmaz, ‘‘Ramazanoğulları Beyliği’’, Türkler Ansiklopedisi, cilt 6, Yeni Türkiye Yayınları, 2002, . Ö� ztürk, Ahmet, Oğuz Türkleri, İ�stanbul: Ledo Yayıncılık. Ö� züdoğru , Şerife. Ramazanoğulları Beyliği Mimari Eserlerinde Süslemeler. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Sevim, Ali ve Yaşar Yücel, Türkiye Tarihi Fetih Selçuklu ve Beylikler Dönemi ,Ankara:Türk Tarih Kurumu Basım Evi, 1989. Sümer, Faruk, ‘‘Ramazanoğulları’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Ansiklopedisi,cilt 34, Türkiye Diyanet Vakfı Araştırmaları Merkezi, İ�stanbul, 2007, . Uysal, Ali osman, ‘‘Adana Ulu Cami’’ Vakıflar Derğisi , 1985. Yavuz, Nuri, Anadolu Beylikleri Dönemi Siyasi Tarih ve Kültür, Ankara:Gündüz Egitim ve Yayıncılık, 2002. 13. Yigit, Fatma Akuş, ‘‘Ramazanoğulları Beyliginin Kuruluşu’’, Dergi Park, 2013, Cilt 7, Sayı Yüksel, Murat, Çukurova’da Türk İ�slam Eserleri ve Kitabeleri, Adana, 1975 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 65