Az bulutlu o En Yüksek C o En Düþük C YIL:3 SAYI:596 35 YKR 5 MART 2008 ÇARÞAMBA Danýþtay: Zorunlu Din dersi hukuksuz Danýþtay 8. Dairesi, “ilk ve ortaöðretim kurumlarýnda verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriði ile zorunlu tutulmasýný hukuka aykýrý” buldu. ANKARA - Danýþtay 8. Dairesi, iki velinin, çocuklarýnýn, zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olmasý amacýyla yaptýðý baþvurularý karara baðladý. Bir veli, ilköðretim okulu 4. sýnýf öðrencisi olan çocuðunun, zorunlu din dersi eðitiminden muaf tutulmasý yönündeki 12 Temmuz 2005 tarihli baþvurusunun, Ýstanbul Valiliði Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü tarafýndan reddedilmesi üzerine, bu iþlemin iptali istemiyle dava açmýþtý. Ýstanbul 5. Ýdare Mahkemesi, çocuðunun zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmasý gerektiði görüþüyle iþlemi iptal etmiþti. Ýstanbul Valiliði, Ýdare Mahkemesi kararýný temyiz MELÝH PEKDEMÝR melihpekdemir @birgün.net Radyo Danýþtay 8. Dairesi’nin, iki davaya iliþkin kararlarýnýn ortak gerekçesinde, þöyle denildi: internet üzerinden tüm dünyaya sesleniyor “Anayasa’nýn 24. maddesinde, din kültürü ve ahlak bilgisi öðretiminin zorunlu olduðunun belirtilmesi, ilk ve ortaöðretim kurumlarýnda verilen öðretimin adýnýn din kültürü ve ahlak bilgisi olmasýna raðmen, içerik olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öðretimi olarak kabul edilemeyeceði açýk olduðundan ve din eðitiminin de ancak kiþilerin kendi isteðine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine baðlý olmasý karþýsýnda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriði ile zorunlu tutulmasýnda hukuka uyarlýk bulunmamaktadýr.” NTV - 3 Mart 2008 Küreselleþme ve Siyasal Ýslam Öz-özgürlükçülük ve sýrýlsýklam salaklýk üzerine Müjdeler olsun! Artýk yüzde doksan dokuzu özgürlükçü bir memlekette yaþýyoruz, çünkü yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkedeyiz ve handiyse yüzde seksenimiz "türbana özgürlük" diye çýðýrtýyor... Ayrýca türban tartýþmasý sayesinde, ýlýmlý Ýslamcýlar ile ýlýmlý Solcular kol kola girdi ve bir de 'hakiki-öz özgürlükçüler' türedi. Bizim gibi kendisini özgürlükçü sananlar da, öz-özgürlükçülerin karþýsýnda üvey-özgürlükçü muamelesine maruz kahrolduk... 3’DE Öðrencilerden örnek kampanya! AÇIK BÝR DEMOKRASÝ VE HOÞGÖRÜ PLATFORMU SULUCAKARAHÖYÜK GAZETESÝ’NE ULAÞMAK ÝÇÝN: www.hacibektaslilar.com www.insan.eu www.alevihaber.de www.aleviyol.eu www.dogruhaber.eu www.hacibektas.eu www.haberciler.de www.hacibektasgazetesi.com www. hacibektaslilar.com www. hacibektasgazetesi.de sitelerini kullanabilirsiniz. GAZETEMÝZE ABONE OLMAK ÝÇÝN TEL: 0 384. 441 39 47 Abone bedelleri: Þehir dýþý için: 3 aylýk 35 YTL 6 aylýk 70 YTL Yýllýk 140 YTL Þehir dýþý abone ödemeleri Posta Çek Hacibektaþlýlar A.Þ adýna 5156763 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ BOÐAZÝÇÝ ÜNÝVERSÝTESÝ ÖÐRETÝM ÜYESÝ Prof. Dr. Ayþe BUÐRA Sorunlar, hayýrseverlik duygularýna havale ediliyor Amerika'daki hayýrseverlik vurgulu, hayýrseverlik merkezli modelin, Türkiye'de Ýslami bir çerçevede ortaya çýktýðýný görüyoruz. Türkiye'de benimsenen yaklaþým dünyadaki, özellikle ABD'deki geliþmelerle uyum içinde... Yardýmlardan faydalanmak isteyen yoksul kadýnlar bütün günlerini bir kuyruktan diðer kuyruða koþturarak yardým peþinde geçiriyor. Bu tabii ki son derece onur kýrýcý ve berbat bir sistem. Ýkinci AKP dönemi ile bu iþ týrmanmaya baþladý... Nevþehir Lisesi öðrencileri tarafýndan, günlük hayatýmýza giren yabancý kelime ve iþyerlerindeki yabancý levhalara karþý 'Türkçe'mize Sahip Çýkalým' kampanyasý baþlatýldý. 6’DA Hacýbektaþlýlar projesi ederek, bozulmasýný istedi. Temyiz istemini görüþen Danýþtay 8. Dairesi, Valiliðin istemini reddederek, Ýstanbul 5. Ýdare Mahkemesi kararýný oy birliðiyle onadý. Danýþtay 8. Dairesi, ayný yöndeki bir baþka davayý da karara baðladý. Bir baþka veli de, ilköðretim 7. sýnýf öðrencisi olan çocuðunun zorunlu Din ve Ahlak dersinden muaf tutulmasý yönündeki baþvurusunun Ýstanbul Valiliði Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü tarafýndan reddedilmesi üzerine, bu iþlemin iptali istemiyle dava açmýþ, Ýstanbul 6. Ýdare Mahkemesi de davayý reddetmiþti. Velinin temyiz baþvurusu üzerine, dosyayý görüþen Danýþtay 8. Dairesi, oybirliðiyle, Ýstanbul 6. Ýdare Mahkemesi kararýnýn bozulmasýna karar verdi. 16 1 Yazý dizimizin bugünkü bölümünde AKP'nin sosyal devlet uygulamalarýný nasýl týrpanladýðýný tartýþtýk. Sosyal devletin yok edilme südecinde yerine hangi araçlarýn ikame edildiðini, dinci ideolojinin bu süreçte nasýl bir rol oynadýðýný sorguladýk, Sosyal politikalar alanýnda çalýþan Prof. Dr. Ayþe Buðra bu konuda geliþtirilebilecek sol politikalara dair önerilerini de paylaþtý. Sosyal devletin küçüldüðü bir dönemden geçiyoruz. Muhafazakâr AKP, sürecin baþrolü konumunda. Ýslami bir kökenden gelen bir partinin sosyal haklarý bu denli týrpanlamasýný nasýl buluyorsunuz? "Sosyal haklarýn týrpanlandýðý dönemden geçiyoruz" cümlesinin biraz açýlmasý gerekiyor. Batýda geliþmiþ refah devletinin olduðu ülkelerde de "refah devleti çöktü mü çökmedi mi" tartýþmalarý sürüyor. Bazen Türkiye'de de bu tartýþmalar olduðu gibi alýnýp Türkiye'deki durum bunlarýn üzerinden konuþuluyor. Bu çok doðru bir þey deðil. Türkiye'de hiçbir zaman Batý'daki gibi bir refah devleti olmadý. Çok büyük bir kesim zaten sosyal haklar dünyasýnýn dýþýndaydý. Demek ki biz, sosyal haklarýn nüfusun çok geniþ bir kesimi için pek önem taþýmadýðý bir noktadan konuþuyoruz. Dolayýsýyla AKP'nin politikalarýný deðerlendirirken bu bilgi temelinde deðerlendirmek durumundayýz. Devamý 4’ DE Haydi Kadýnlar Ülkemiz için, ilçemiz için,çocuklarýmýzýn yarýnlarý için gün birlik günüdür. Haydi Kadýnlar el ele kol kola, Çaðdaþ kazanýmlarýmýza sahip çýkmaya, Haydi kadýnlar DAYANIÞMAYA. 9 MART Pazar günü saat 13.00 te Süha Savaþ Düðün Salonunda el ele kol kola halaya Program Açýlýþ, Günün anlam ve önemini belirten konuþmalar, þiirler, Slayt, Skeç gösterimi ikram ve eðlence çerçevesinde olup etkinliðimiz ÜCRETSÝZDÝR. Katýlýmcýlar Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü SHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü ÖDP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü Eðitim-Sen Halk Evi Sulucakarahöyük Gazetesi Erzurum Yoðurtçular Köyü Derneði HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 35 62 2 5 Mart 2008 Çarþamba "Baþýmý Artýk Örtmüyorum Ama TKP, AKP'ye karþý Kadýköy'deydi Baþörtüsü Hâlâ Hepimizin Sorunu" ve çeþitli sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi. Türkiye Komünist Partisi (TKP), tarafýndan Ýstanbul Kadýköy Ýskele Meydaný'nda "AKP'yi istemiyoruz" mitingi düzenlendi. Haydarpaþa garýnda sabah saatlerine bir araya gelen TKP'liler, kortejler halinde Kadýköy Ýskele Meydaný'na kadar yürüdü. Yaklaþýk 10 bin kiþinin katýldýðý mitinge, Yurtsever Cephe iþçileri, Barýþ Derneði, Sanat Cephesi, Ýlbek Tekstil iþçileri ARAZÝ DEÐERLERÝ DÜÞÜRÜLÜYOR Daha önce bu kadar büyük bir özelleþtirmeyle karþý karþýya kalmadýklarýný ve itiraz olmadýkça fiyatlarýn düþtüðünü söyleyen yöre halký, evlerine karþýlýk ev istiyor. Geçimini zeytincilikten saðlayan belde sakinleri ev sorunu hallolsa bile iþsiz kalacaklarýný söylüyor. Bir dönümde en az 20 aðaç olduðunu belirten yöre halkýna göre istimlak için verilen paralar 2 yýllýk gelire eþit. Daha önceki istimlak çalýþmasý sýrasýnda arazisi için biçilen fiyata itiraz eden Kazým Kuzgun'a, itiraz sonucu yapýlan deðer tespitinde ilk defa önerilenden daha az para teklif edilmiþ. Kuzgun, "Ýtirazdan sonra elime geçen para azalýnca, avukat gelip, 'bir daha itiraz edecek misin' diye sordu" diyor. Turgut Belediyesi'ne baðlý Hacýbayramlar Köyü'nde ise ikinci termik santral projesi tartýþýlýyor. Bölgeye yapýlmasý düþünülen 320 MW gücündeki santral için yapýlan bilgilendirme toplantýsýnda akýþkan yatak teknolojisiyle çalýþtýrýlacak bu santralýn diðer santral gibi çevre ve saðlýk sorunlarýna yol açmayacaðý belirtilmiþ. Buna karþýn yöredeki insanlarýn çoðunluðu santralýn yapýlmasýný istemiyor. Ant Enerji tarafýndan yapýlacaðý öne sürülen santral için henüz EPDK'ye ulaþmýþ bir lisans baþvurusu yok. Yataðan Termik Santralý'nýn çevreye verdiði zararlar için köylülere düzenli olarak verilen tazminatlar ise geçtiðimiz yýl takýlan filtrelerden sonra durdurulmuþ. KRAL YOLU KÖMÜR YOLU OLACAK Bölge halký sadece istimlak yüzünden tepkili deðil. Tarihi Stratonikeia ve Lagina kentleri arasýndaki kral yolunun da kül daðlarý ve kömür ocaklarý arasýnda heba olacaðýný söylüyor. www.ozgurgurbuz.blogspot.com Antik Kent kül daðlarýyla çevrildi YATAÐAN Termik Santrali'nden Bodrum'a doðru uzanan yolda yer alan Eski Hisar (Stratonikeia) kenti kül daðlarýyla kuþatýlmýþ durumda. 27 yýldýr çalýþan santralden çýkarýlan küllerin arasýnda kalan ve SÝT alaný olarak ilan edilen köyde hala 10 kiþi yaþýyor. 45 yýldýr köyde yaþayan Hasan ve Müþerref Arýk, iki kez yeri deðiþtirilen köyden maddi nedenlerle taþýnmayý reddetmiþler ve özel izinle kentte yaþamaya devam ediyorlar. Hasan Arýk, 1956'da deprem olunca köyü 500 metre yukarýya, kömür madenleri ortaya çýkýnca tekrar 1 kilometre batýya taþýdýklarýný belirtiyor. Temiz sulan olmadýðýndan þikayetçi olan ve ilgililerden yardým isteyen Arýk, 1,5 kilometre uzaktan gelen suyun kaynaðýnda geçtiðimiz yýl zehirlemiþ bir domuz bulduklarýný ama mecburiyetten suyu içmeye devam ettiklerini söylüyor. ( BÝRGÜN 03/03/2008) Petrol KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ 250 dekar Otel Ýnþaatý ----- HACIBEKTAÞ 2 0384 441 31 62 Þ ÞTA --BE 587m2 Hüseyin Sümen’in evi m2 -------- 610 Hasan Danacý <- Erkek Öðr.Yurdu zisi pus Ara site Kam Üniver m2 609 Müracat: Kýz Öðrenci Yurdu m2 ite ers Fýrýn ------>MERKEZ 634 iv Ün 617m satýlýktýr. 638m2 8 parça tarla Dedebað 27 yýl önce Muðla'nýn Yataðan ilçesinde kurulan termik santral için yeni kömür ocaklarýnýn açýlacak olmasý, bölgede istimlak tartýþmalarýný baþlattý. Termik santralýn batýsýndaki antik Eski Hisar kentinden baþlayan yeni kazý alaný, kuzeyde Yeþilbaðalar Belediyesi'ne kadar uzanýyor. 2007'de 5 bin dönüme yakýn alandaki zeytinlikler ve sayýlarý 600'ü bulan evlerin istimlak bedelleri belirlendi ve büyük bir bölümünün satýn alýnmasý için anlaþma saðlandý. Önümüzdeki 2 yýl içerisinde Yeþilbaðalar Belediyesi tarih olacak ve yerini kömür ocaklarý alacak. Uzun yýllardýr arýzalarla ve çevre sorunlarýyla gündeme gelen Yataðan Santralý'nýn, özelleþtirme kapsamýnda rehabilite edilmesi ve kapasitesini yükseltmesi bekleniyor. Bu da daha fazla kömüre ihtiyaç duyulacaðý anlamýna geliyor. Yeþilbaðalar'da yaþayan halk ise tedirgin ve tepkili. Bir yanda tek geçim kaynaðý olan zeytinlikleri elden gidiyor öte yandan doðup büyüdükleri evleri... Yeþilbaðalar Belediye Baþkaný Mesut Mavi, TOKÝ'nin bölgede 378 yeni konut yapýlmasý için giriþimde bulunduðunu belirtiyor. Son nüfus sayýmý sonucu belediye olma avantajýný da yitirdiklerini belirten Mavi, belediyenin köye dönüþmemesi için çabalýyor. SATILIK TARLA Tel: "AKP'yi istemiyoruz", "AKP'nin türbaný Amerikan bayraðý", "Sermayenin imamý kaça sattýn vataný", þeklinde sloganlar atýlan mitingte, TKP Genel Baþkaný Aydemir Güler de bir konuþma yaparak, AKP'nin 12 Eylül rejiminin mirasçýsý olduðunu söyledi. Kürt sorununa da deðinen Güler, "ABD'nin çözeceði bir sorun deðildir. Sorunun çözümü operasyonlarda deðil, Kürt ve Türk emekçilerinin birleþik mücadelesinden geçer. Bu operasyon ABD'nin Türkiye'yi terbiye ettiði operasyondur" þeklinde konuþtu. Türban tartýþmalarý konusunda ise Güler, "Gericilik sadece türban deðildir. Gericilik açlýk ve yoksulluða mahkum edilen iþçi ve emekçilerin oturup hallerine þükür etmesidir. Sorun laiklik sorunu deðildir" deðerlendirmede bulundu ( BÝRGÜN 03/03/2008) Santral 1700 kiþilik beldeyi göçe zorluyor 2 626m Gökçe GÜNDÜÇ "Dindar bir çevrede yaþadýðým için baþörtüsü takmaya baþladým. Doðal olarak geliþti, örtme kararý alýþýmý bile hatýrlamýyorum. Üniversitede çok baþka türlü hayatlarýn yaþanabileceðini gördüm. Artýk dindar yaþamak istemediðime ve baþörtülü olduðum için karþýlaþtýðým haksýzlýklarla daha fazla muhatap olmamaya karar verdim. Baþörtüsünü çýkardým." Üniversitede baþörtüsü serbestliði için yapýlan anayasal düzenlemenin ardýndan söyleþi yapma fikri doðduðunda aklýma hemen o geldi. Boðaziçi Üniversitesi'nden mezundu. Dolayýsýyla Anayasa düzenlemesinden önce de o, çoðu üniversitedeki baþörtülülere göre görece daha özgürdü. "Ýsmimi açýklarsam gerçekle ilgisiz yorumlara maruz kalýrým" Telefonlaþtýk. Söyleþide ismini gizli tutmaya karar verdik. Bunun nedeniyse onun aðzýndan þöyle: "Bu röportajda ismimin açýklanmamasýný 'önce baþörtülüydü sonra modernleþti' gibi gerçekle ilgisi olmayan, muhtemel bir algýlamanýn sonucunda yöneltilecek sorulara muhatap olma isteksizliðim nedeniyle tercih ediyorum." Bir de endiþesi var: "Sorularý cevapladým ama en fazla bu kadar kýsa tutabildim. Konu beni hâlâ çok acýttýðý için ne kadar saðduyulu cevap verebildim emin deðilim." "Yasak saçma olduðundan AKP'nin düzenlemesi de saçma" Baþörtüsü takmayý býraktýðýndan beri en üzüldüðü nokta insanlarýn bu tercihini yasaðý destekliyor gibi algýlamasý: "Baþörtüsü takmayý býrakmaktan hiç piþman olmadým ama bu algý beni hep üzdü. Yasaðý kesinlikle desteklemiyorum. Bir transseksüelin, bir siyahýn, bir eþcinselin özgürlük sorunu nasýl herkesi ilgilendiriyorsa, bu sorun da herkesi ilgilendiriyor." Peki Adalet ve Kalkýnma Partisi'nin (AKP) öncülüðünü yaptýðý anayasal düzenleme konusunda ne düþünüyordu, acaba bu düzenleme baþörtülü kadýnlarý üniversiteden iyice uzaklaþtýran bir öðrenci kamplaþmasýna neden olur muydu? "Yasak saçma olduðu için yapýlan düzenleme de saçma. Yaþanan belirsizlik de çok acý. En sýkýntýlý dönemler ne olacaðýnýn bilinmediði dönemler oluyor, 'Nasýl gireceðiz, alacaklar mý, almayacaklar mý' gibi düþünceler asýl okula gitme sebebinizi gölgeleyen ve insanýn ruhunu ALÝ CEMAL KARABUDAK 643m2 Ýsmini vermedi çünkü "baþörtülüydü artýk modern" yorumlarýný istemiyor. Bu, onun için bir "kadýn meselesi" ve bu yüzden hâlâ onun da sorunu. Diyor ki: "Boðaziçi'ndeki uygulama rektörlere göre farklýlaþýyordu." çürüten sorular. Þimdi yine böyle bir dönem baþladý." "Boðaziçi'ndeki uygulama iyi miydi hâlâ karar veremiyorum" Boðaziçi Üniversitesi öðretim üyesi Doç. Dr. Koray Çalýþkan'ýn da dediði gibi Boðaziçi'nde baþörtülü öðrenciler için hep görece özgürlükçü bir ortam vardý. Yine de baþörtülüler diðer kadýnlar kadar "özgür" pek olamýyordu ve baþörtülülerin yaþadýðý özgürlük rektörlerin tutumlarýna baðlý olarak deðiþiyordu: "Bireysel tepkilerle karþýlaþtýðým oluyordu ama dýþarýyla kýyaslanýnca bu Boðaziçi'nde çok daha azdý. Ama bir keresinde bizzat rektör Sabih Tansal, öðrenci kulüperinden birinin odasýnda baþörtülü olduðum için herkesin içinde azarlamýþtý. Bu meselede sürekli unutulan þey karþýnýzdakinin de insan olduðu. Baþörtülü kadýný bir maþa olarak algýladýðýn an konuþacak çok bir þey kalmýyor. Seni zor bir sýnavý kazanýp okula gelmiþ biri gibi deðil de 'falanca'nýn ülkeyi þöyle þöyle bir hale getirme amaçlarýnda kullandýðý bir kukla olarak düþünüyorlar. Kolay ve ucuz bir yol..." Baþörtüsü takarken Boðaziçi'nde hissettiklerini anlatmayý sürdürüyor: "Baþka üniversitelerdeki gibi sokak ortasýnda baþýmýzý açmak zorunda kalmýyorduk; aynasý, masasý, ýþýðý olan kabinler koymuþlardý. Bunun iyi bir þey olup olmadýðýna hala karar veremiyorum. Hiç unutmam bir keresinde baþörtü kabininde çok yoðun bir trafik vardý ve turnikelerden geçen bazý baþka kadýn öðrenciler dönüp bunlar orada ne yapýyorlar, telefon mu ediyorlar demiþti. Herkesin önünde kabine girip çýkmak, kiþi için çok rencide edici bir durum oluyor." "Ben farklý bir baþörtülü deðilim" Önerdiði çözümse insanlarýn baþörtülülerle kiþisel iliþki kurmasý, çünkü o zaman karþýlarýndakinin bir kukla olduðunu düþünemeyecek, daha duyarlý olacaklar: "Hayatta en nefret ettiðim söz 'Ne kadar farklý bir baþörtülüsün'. Bu laf hemen hemen her baþörtülü arkadaþýma da söylendi. Bunu söyleyenlerin genellikle iliþki kurduklarý tek baþörtülü zaten bizdik." "Kadýnlara aptal muamelesi yapýlýyor" Yine de iyimser olmak gerek: "Ýyimser olmayý tercih ediyorum. Bazýlarýnýn baþörtülülere ya da genel olarak dindar insanlara öfkesi artsa da gerçekten demokratik bir ülkede yaþamayý isteyen kiþiler, haksýzlýklarý da görecek. Baþörtülü kadýnlar þimdiye dek hem baþörtüsünü yasaklamak isteyen çevrelerle, hem de kendi çevrelerinde baþlarýný açtýklarýnda mücadele ettiler. Onlarca trajik hikaye anlatabilirim." Ona göre eðer baþörtüsüz kadýnlara baský olursa hukuk devletinde bu örneðin soruþturma açýlarak çözülebilir: "Yýllarca baþörtülülerin aileleri, çevreleri tarafýndan beyinleri yýkandýðý için baþlarýný örttükleri gibi bir argümanla bu kadýnlara aptal muamelesi yapýldý. Þimdi de geri kalanlar sanki aptalmýþ, baþörtülü insanlar üniversiteye alýnýrsa diðerleri de onlardan etkilenip ya da korkup hemen örtüverirlermiþ gibi her iki yakayý da küçültücü þeyler söyleniyor." (GG) BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul 03 Mart 2008, Pazartesi SATILIK ARSALAR Çep: 0535 764 26 72 Tel: 0384 441 32 65 5 Mart 2008 Çarþamba MELÝH PEKDEMÝR ZÝHÝNSEL ENGELLÝ FUTBOLCULARIMIZ BÖLGE BÝRÝNCÝLÝÐÝNÝ KAZANDI melihpekdemir @birgün.net Melih PEKDEMÝR : Öz-özgürlükçülük ve sýrýlsýklam salaklýk üzerine Melih PEKDEMÝR : Öz-özgürlükçülük ve sýrýlsýklam salaklýk üzerine Müjdeler olsun! Artýk yüzde doksan dokuzu özgürlükçü bir memlekette yaþýyoruz, çünkü yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkedeyiz ve handiyse yüzde seksenimiz "türbana özgürlük" diye çýðýrtýyor... Ayrýca türban tartýþmasý sayesinde, ýlýmlý Ýslamcýlar ile ýlýmlý Solcular kol kola girdi ve bir de 'hakiki-öz özgürlükçüler' türedi. Bizim gibi kendisini özgürlükçü sananlar da, öz-özgürlükçülerin karþýsýnda üvey-özgürlükçü muamelesine maruz kahrolduk... *** Geçtiðimiz günlerde ODTÜ öðrencileri türbanla ilgili bir gösteri yaptýlar, bu gösteriden bir fotoðraf yayýnlandý, baþýna fes takmýþ gençlerden biri elinde "Özgürlükçüyüz ama salak deðiliz!" pankartý taþýyordu. BirGün okurlarý belki hatýrlar, aslýnda bir ay kadar önce bu baþlýkla bir yazý yazmýþtým. Bizim gençler belli ki bu sözü sevmiþler. Ayný söz basýnýn da ilgisini çekti. Önce 28 Þubat günü Radikal'de Tarhan Erdem'in gencin meramýný çok iyi anlayan ve pankarttaki sözleri baþlýðýna taþýyan yazýsý yayýnlandý. Þöyle diyordu: "Gençler hem üniversiteye istedikleri giysiyle gelinmesini ilan ediyor hem de iki aydan beri oynanan oyuna itiraz ediyor ve kolayca aldatýlabilen, ne yapýlmak istendiðini anlamayan insanlar olmadýklarýný söylüyorlardý..." Ertesi gün Hürriyet'te Ahmet Hakan "Özgürlükçüymüþ ama salak deðilmiþ" diye dalga geçen ve Vatan'da Haþmet Babaoðlu da "Özgürlükçülük salaklýktýr, gücü ve güzelliði oradadýr!" diye ironi yapan birer yazý kaleme aldýlar. Burada gençlerin avukatlýðýna soyunacak deðilim; ama pankarttaki cümleyi yazan kiþi olarak, sanýrým bir gýdým bana da cevap hakký doðmuþtur. *** Ahmet Hakan önce damardan giriyor ve nabza kýzýlcýk þerbeti veriyor: "Sevgili komünist kardeþim..." diyor; "Biliyor musun, bu mantýkla, bu memlekette kaç tane komünist tevkifatý yapýldý? Bir zamanlar komünist tutuklamayý, vatanperverliðin iþareti haline getirenler de, senin gibi düþünüyorlardý..." Yok be Ahmet Hakan! Onlar özgürlükçü filan deðildiler, üstelik salaktýlar. Senin verdiðin örnektekiler, yani iþkenceciler salaktýr, zorbalar dangalaktýr; çünkü sadece gücüne dayanýrlar ve zulme inanýrlar! *** Ahmet Hakan þunu da söylüyor: "Kýsacasý sevgili komünist dostum, salak olmadýðýný kanýtlamak için çýrpýnmana falan gerek yok... Hiç merak etme... Burasý niyet okuyarak ve tehlike pompalayarak salak olmadýklarýný kanýtlayan çok zinde güçlerin her daim uyanýk mý uyanýk olduklarý bir memlekettir..." Ama Ahmet Hakan, bizler niyet okumuyoruz ki! Kuran'dan ayet okuyoruz ve iþte bu yüzden korkuyoruz. Tehlike pompalamýyoruz, dinin gerekleri yerine getirildikçe seküler bir dünyada yaþamanýn ve özgürlüklerimizin birer birer elimizden alýnmasýnýn adeta bir 'mukadderat' olduðunu fark ediyoruz. Üstelik Ahmet Beyin bile Vakit gazetesinden korktuðu bir memlekette yaþamýyor muyuz? Ama bizler darbenin gelmesinden de korkuyoruz. Ahmet Hakan gibi "merak etme zinde güçler yani askerler her daim uyanýktýr, þeriata izin vermez" deyip bir kenara çekilmiyoruz. *** Haþmet Babaoðlu da yine bizim gençlere özgürlük dersi veriyor. Oysa bizim gençler de bilir ki, elbette "Ahmet'e ayrý, Necla'ya ayrý yaklaþmak" özgürlükçülük olmaz! Elbette "Sen benim özgürlüðümü vermezsen ben de senin özgürlüðünü kazanmandan yana olmam" tavrý da savunulmaz... Mevzu bu deðil... Madem Haþmet Bey "Mutlaka uyanýk bir zekâ mýdýr özgürlükçülük?" diye soruyor, bunun cevabýný da, zekâsýndan kuþku duymadýðým Adnan Bostancýoðlu'ndan aktarýyorum: "Sorun þu ki, bu arkadaþlara 'sizin hayat tarzýnýzý benimsemiyorum ama bunu özgürce yaþamanýz için kellemi vermeye hazýrým' dediðiniz zaman, nedense içlerinden þöyle düþündüklerini düþünmeden edemiyorum: 'Merak etme, zaten o kelle o omuzlarýn üzerinde uzun süre durmayacak. Her þeyin bir zamaný var!'" *** Haþmet Bey; özetle özgürlükçü olmanýn aslýnda tam da salaklýk yapmak olduðunu, halk dilinde buna "abdallýk" denildiðini de hatýrlatýyor, yani özgürlükçülüðün gerektiðinde kalabalýðýn "akýl ve mantýðý"ndan vazgeçebilmek; bu cesareti göstermek olduðunu söylüyor... Zaten iþte bunu kendi gençliðine bakýp da hatýrlamýþ... Çok güzel! Biz de ancak kendi rýzamýzla bu anlamda bir "salaklýk" yaparýz... Mesela.... Düzenin nimetlerinden vazgeçeriz... Ama asla kendimizi salak yerine de koydurtmayýz... Yoksa özgürlükçü olmazdýk, bize bir tokat atana diðer yanaðýmýzý çeviren "Hýristiyan þeriatçýsý" olurduk... Evet tam da yüzde doksan dokuzun Müslüman ve yüzde seksen kalabalýðýn türban yanlýsý olduðu bir memlekette, özgürlükçülük AKP siyasetlerinin yanlýsý olmamaktýr! Bu memlekette, hele þimdi, türbana karþý çýkmak: Deliliktir! Abdallýktýr! Melih Pekdemir melihpekdemir@birgun.netBu mail adresi spam botlara karþý korumalýdýr, görebilmek için Javascript açýk olmalýdýr BirGün - 3 Mart 2008s Sulucakarahöyük-NEVÞEHÝR NEVÞEHÝR BELEDÝYESÝ SPOR KULÜBÜ ZORLU SINAVI BAÞARI ÝLE VERDÝ NEVÞEHÝR - Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen Ýç Anadolu Bölgesi futbol þampiyonasý’nda Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel Engelliler Futbol takýmý Ýç Anadolu Bölge birinciliðini kazandý. Gülþehir futbol sahasýnda 2 gün süre ile devam eden Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu Ýç Anadolu Bölgesi futbol þampiyonasý’’na Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor kulübü Zihinsel Engelliler Futbol takýmýnýn yaný sýra Hurin Yavuzalp Ýþ Okulu, Milli Piyango Baþkent Ýþokulu, 75. Yýl Ýstikbal Rehabilitasyon Spor Kulübü, Aksaray Akademi Spor Kulübü, Öðretmen Fatma Menekþe Eðitim Uygulama Okulu, Özel Özem Rehabilitasyon Merkezi, Saray Bakým ve Rehabilitasyon Merkezi ve Gönül Dostlarý Spor Kulübü katýldý. Ýdareci Zuhal Gönenç ve Antrenör Altan Altýntaþ tarafýndan bir süreden beri çalýþmalarýný sürdüren Mücahýt Özkaya, Nuri Keskin,Mehmet Akça,Ümit Kýlýç,Soner Atmaca,Mehmet Alan,Furkan Koyner ve Ramazan Atay ‘dan oluþan Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel Engelliler futbol takýmý, Ýç Anadolu futbol bölge birinciliðinde ilk karþýlaþmasýnda grubunda bulunan Aksaray Akademi Spor Kulübünü 1-0 yenmeyi baþardý.Daha sonra Öðretmen Fatma Menekþe Eðitim Uygulama Okulu’nu da 8-3 yenmeyi baþardý ve grubun birincisi oldu. B grubu birinciliðini elde eden Gönül Dostlarý Spor Kulübü ile finalde karþýlaþan Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel Engelliler futbol takýmý, rakibini 5-1 yenmeyi baþardý ve bölge birincisi oldu. Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel Engelliler futbol takýmý’na birincilik kupasýný Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu Baþkaný Tarýk Bitlis takdim etti. Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel Engelliler Futbol Takýmý Mayýs ayý içerisinde düzenlenecek Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu Baþkanlýðý futbol þampiyonasýna katýlacak. BAÞSAÐLIÐI Hacýbektaþ Esnaflarýndan Cafer TEKÝN’in Babasý Behçet TEKÝN Hakka Yürümüþtür. Ailesine veYakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz. 5 Mart 2008 Çarþamba Türkiye'de, sosyal güvenlik reformu özellikle mali sorunlar baðlamýnda gündeme geldi. Amaçlanan özellikle sosyal güvenlik sisteminin bütçe üzerindeki yükünü azaltmaktý. Ama bu tartýþmalar içinde, var olan sosyal güvenlik sisteminin iþleyiþinin niteliðiyle ilgili sorunlar da ortaya çýktý. Þimdi bu sorunlar da masanýn üzerine konuluyor ve konuþulmaya baþlanýyor. Dolayýsýyla þimdi, saðlýk konusunda Küreselleþme ve Siyasal Ýslam Barýþ ÝNCE - Önder ÝÞLEYEN (Birgün) (9) olsun emeklilik konusunda olsun, ne kadar büyük sorunlar olduðunun bilincindeyiz. Ýstenilen tabii, bu sorunlarý çözecek kapsayýcý, ekonomik sosyal haklar temelinde oluþturulmuþ bir sistem. Sosyal güvenlik reformundan biraz bahseder misiniz? Sosyal güvenlik reformu gündeme geldiði zaman, ilk konuþulmasý gereken þey kapsayýcý bir sistemin ortaya çýkmasý için neler gerektiði konusuydu. Türkiye'deki sosyal güvenlik sistemi çalýþanlarýn haklarýna odaklanmýþ bir sosyal güvenlik sistemiydi. Vergilere deðil iþçi ve iþverenlerin ödedikleri primlerle finanse edilen bir sistemdi. Haklar iþteki konuma göre tanýmlanýyor ve buna baðlý önemli eþitsizlikler içeriyordu. Hem bu yüzden, hem de formel sektörde çalýþmayanlarý dýþladýðý için, adil bir sistem deðildi. Bunun deðiþmesi için vergilerle finanse edilen ve özellikle saðlýk hizmetlerine ulaþýmda eþitlik ilkesini benimseyen bir sisteme geçmek gerekiyor. AKP'nin getirdiði sistem bu deðil. »Sosyal devletin yerini alan sadaka düzeni bazý Ýslami yardým kuruluþlarý eliyle yapýlýyor. Neo-libe-ralizmin içinde Ýslami motiflerden yararlanýldýðýný söyleyebilir miyiz? Þimdi burada neoliberal dediðimiz þeyle muhafazakârlýk çok güzel uyuþuyor. Sadece Türkiye'de deðil bütün dünyada, muhafazakâr liberallerin benimsediði görüþ, ekonomiyi piyasaya býrakmak, sosyal risk durumlarýnda kendini koruyamayan bireylerin sorunlarýný da aileye, dini kurumlara, hayýrseverlik, yardýmseverlik duygularýna havale etmek yönündedir. Bugün özellikle Amerika Birleþik Devletleri’nde bu model çok benimsenen bir model. Amerika'daki bu hayýrseverlik vurgulu, hayýrseverlik merkezli modelin, Türkiye'de Ýslami bir çerçevede ortaya çýktýðýný görüyoruz. Dolayýsýyla bugün Türkiye'de benimsenen yaklaþým dünyadaki geliþmelerle, özellikle Amerika Birleþik Devletleri'ndeki geliþmelerle uyum içinde... AKP hükümeti bir hayýrseverlik sistemi kurdu yani... Bu yönde bir gidiþ olduðunu söyleyebiliriz. Ýslam da bu yöndeki geliþmelere önemli bir dayanak saðlýyor. Ýslami hayýrseverlik duygularýnýn önem kazandýðý bir sosyal yardým anlayýþýna kayýþ, birinci AKP hükümetiyle ikinci AKP hükümeti arasýnda çok netleþmiþ bir halde. Birincisinde bu kadar belli deðildi, hâlâ sosyal haklardan, hak temelli sosyal yardýmdan, kapsayýcý bir sosyal güvenlik sisteminden bahsediliyordu. Bir, iki çok iyi uygulama da hayata geçti bu dönemde. Tabii bu dönemde de sosyal yardýmlar büyük ölçüde ayni yardým olarak yapýlýyordu ve özellikle geleneksel "hak eden yoksul" kesimini hedefliyordu, yani dullarý, yetimleri, sakatlarý.. Ama muhafazakâr liberal vurgu daha belirsizdi, þimdi daha net ve geliri belirli bir düzeyin altýnda kalan herkese bir sosyal hak olarak verilen nakdi destek anlayýþý iyice ortadan kalkmýþ durumda. Dolayýsýyla uzun vadeli bir çözüm getirmekten de uzak mý oluyor? Uzun vadeli sözünü biraz açmak gerekli. Sosyal yardým uzun vadeli çözümü hedeflemek zorunda deðil. Hedeflediði þey, gelir düzeyi asgari ihtiyaçlarýný karþýlamaya yetmeyen bir insana, kamu kaynaklarýný kullanarak destek vermektir. Düzenli, ölçütleri ve standartlarý belli bir asgari gelir desteði politikasý, insanýn kaderini piyasaya veya hayýrseverlerin merhamet duygularýna býrakmayan bir yaklaþýmýn benimsenmesi anlamýna gelir ki bu, Türkiye için, çok önemli bir adýmdýr. Ama bugün yapýlan yardýmlar böyle bir yaklaþýmý yansýtmýyor. Aradaki farký görebilmek için biraz kliþelerden uzaklaþmamýz gerekiyor. Yani refah devletinin çöküþü, neoliberal düzen, uzun vadeli çözüm deðil de palyatif çözümler vs gibi sloganlardan biraz sýyrýlýp, alýnan önlemlerin birey açýsýndan, bireyin toplumsal iliþkiler içindeki yeri açýsýndan ne anlama geldiðine bakmak gerek. Peki sol açýsýndan sadaka deðil de yurttaþlýk hakký üzerinden bir hat oluþturmak doðru mudur? Doðrudur tabii. Bu baðlamda neyin kabul edilemeyeceði açýk: devletin yapmadýðý yardým, devletten baþka bir kuruluþun Ýslami veya deðil herhangi bir hayýrsever kuruluþun yaptýðý yardým, sosyal hak anlayýþýyla baðdaþmaz. Sosyal hak dediðimiz þey, bireyle devlet arasýnda bir iliþkiyi tanýmlar. Gönüllülük bunun dýþýndadýr. Gönüllü birey veya kuruluþlar devreye girdiðinde, sosyal hak kavramý aþýnmaya baþlar, sosyal haklardan deðil, merhametten ve yardýmseverlikten bahsetmeye baþlarýz. Buna dikkat etmek lazým. Buna karþýlýk devletin yaptýðý yardýmlar da sadaka temelli olabilir. Eðer düzensizse, eðer nakdi deðil de ayniyse veya keyfi bir nitelik taþýyorsa.. Bu üç ölçüt çok önemli: Keyfilik, aynilik ve düzensizlik... Ama bunun dýþýnda düzenli, nakdi, açýk ve þeffaf ölçütlere göre yapýlan sosyal yardýmlar, hak temelli sosyal yardýmlar olarak deðerlendirilebilir. Sizin böyle bir öneriniz de var. Bunu biraz açar mýsýnýz bize. Yani nasýl oluþturulur böyle bir sistem? Þimdi burada hak temelli sosyal yardýmdan bahsettiðimiz zaman, gelir desteðiyle ilgili iki farklý öneri var; bunlardan bir tanesi vatandaþlýk geliri, diðeri asgari gelir desteði. Bunlar birbirinden farklý þeyler. Vatandaþlýk geliri kavramý baðlamýnda önerilen þey þudur: Bir ülkenin vatandaþý olan herkesle bu mutlaka nüfus kaðýdý sahipliðine baðlý olmayabilir, mesela sadece ikamete baðlý olabilir herkese, düzenli olarak bir nakit transferi yapýlýr. Zengin -fakir ayýrmadan, herkese yapýlýr, geliri belirli bir düzeyin üstünde olanlardan vergiler vasýtasýyla geri alýnýr. Bu son derece insanidir, son derece etkilidir ve idari maliyetieri açýsýndan son derece ucuzdur. Ýhtiyaç tespiti yapýlmadýðý için idari maliyeti çok düþüktür. Ama bunun iyi iþlemesi için çok iyi iþleyen bir vergi sisteminiz olmasý gerekir. Yani insanlarýn vergi kayýtlarýnýn olmasý gerekir, herkesin gelirinin bilinmesi gerekir. Özellikle bu sebepten, ama ayný zamanda insanlarýn bunu ideolojik olarak kabul etmeleri de çok zor olduðu için, bunun Türkiye'de önerilmesi çok gerçekçi deðil. Gene de vatandaþlýk geliri kavramý, adil bir toplum tahayyülü ile ilgili olarak çok önemli ve yararlý bir kavram. Yani insanlarýn iþçi olarak, çalýþan olarak deðil, sadece vatandaþ olarak hak sahibi olduklarý bir toplumu tahayyül edebilmek açýsýndan, temel gelir önerisinin tartýþýlmasý çok anlamlý. Ama somut bir öneri olarak Türkiye'de önerilmesi gerçekçi deðil ve bunu da söylemek durumundayým. Çünkü sosyal politika gerçekçi olanla olmayanýn birbirinden ayrýlmasý gereken bir yerdir. Ýdeal olaný söyleyebilirsiniz, ama ideal olanla, yapýlabilir ve yapýlmasý gerekeni birbirinden ayýrabilmek önemlidir. Vatandaþlýk gelirinden farklý olan asgari gelir desteði de düzenli ve nakdi transferleri içerir. Gelirlerin belirli bir eþiðin altýna düþmesini önlemek üzere yapýlan bir transferdir, ama vatandaþlýk gelirinden farký ihtiyaç tespitidir. Asgari gelir desteðine herkese vermezsiniz, ihtiyaç tespitine göre yaparsýnýz, ihtiyaç tespiti tatsýz bir þeydir. Hem idari maliyeti fazladýr hem de insanlarýn onurlarýný kýran bir tarafý vardýr. Ama bu iki tür maliyeti de, hem maddi hem manevi maliyeti de azaltmak mümkün. Peki bu nasýl uygulanacak? Burada sosyal hizmet uzmanlarý büyük önem taþýyor. Türkiye'de sosyal politika konuþurken belki de ilk söylenmesi gereken þeylerden birisi, ihtiyaç tespiti alanýnda mutlaka sosyal hizmet uzmanlarýnýn kullanýlmasý gerektiðidir. Þimdi kapýyý çalan, yoksullarýn evine giriyor "bakayým sen gerçekten yoksul musun deðil misin?" diye araþtýrma yapmaya kalkýyor. Özel þahýslar, Ýslami olan veya olmayan STK'lar, özellikle kadýn kuruluþlarý bu alanda rol oynuyor. Saygý kavramýný akýllarýna getirmeden kapýlarý açýp insanlarýn evine girebiliyor. Bu þuna benzer: birisi doktora muayeneye gittiði zaman vücudunu açmaktan çekinmez çünkü karþýsýnda profesyonel bir doktor vardýr. Ayný þekilde ihtiyaç tespitine gelen bir sosyal hizmet uzmaný olduðu zaman bu baþka bir iliþkidir, bilmem hangi yardým kuruluþunun bunu yapmaya gelmesi baþka bir iliþkidir. Ýkincisinin yaralayýcýlýðý, onur kýrýcýlýðý çok farklýdýr. Bütün bunlarý dikkate alarak yapýlan ihtiyaç tespiti, etkin ve insani bir þekilde iþleyebilir. Bugün Türkiye'de pek çok yardým kuruluþu var. Sosyal Dayanýþma ve Yardýmlaþma Müdürlüðü'ne baðlý kuruluþlar, belediyeler var, vakýflar genel müdürlüðü var ve dünya kadar sivil toplum kuruluþu var. Bunlar insanlara kömür veriyor, erzak veriyorlar. Özellikle kadýnlar daha kolay yoksul olduklarýný kanlayabildikleri için, ya da erkekler sosyal yardým alanýndan tamamýyle dýþlandýðý için, kadýnlar dolduruyor bu alaný. Bu kadýnlar bütün günlerini bir kuyruktan diðer kuyruða koþturarak yardým peþinde geçiriyorlar. Bu tabii ki son derece onur kýrýcý ve berbat bir sistem... Ýkinci AKP hükümeti döneminde hükümet kurulur kurulmaz, hatta daha kurulmadan, bu iþ birden bir týrmanmaya baþladý. Hükümet kurulduktan sonra bu alanda yapýlan ilk eylemlerden biri baþbakanýn eþi tarafýndan yapýldý. Baþbakanýn eþi, milletvekili ve bakan eþlerini çaðýrdý ve onlarý toplumsal sorumluluða davet etti. Gidip seçmenleri ziyaret edip onlara yardým paketleri vermeleri tavsiye edildi ve paketlerin içine ne konulacaðý yazýlýp ellerine verildi. Bu þekilde baþladý ikinci AKP hükümeti. Bu þekilde mi oy arttýrdý AKP? Sosyal yardým alanýnda iyi icraat yapan hükümet oy alýr. Ama oy sadece iyi icraatla alýnmaz. Þimdi AKP'nin sadaka anlayýþýyla yaptýðý yardýmlarda yardýmý kimin yaptýðý çok iyi biliniyor. Halbuki benim dediðim türden hak temelli bir sosyal yardým, kanunla belirlenir, kime verileceði nasýl yapýlacaðý belli olur, ondan sonra da yardým bir partinin malý olmaktan çýkar. Dolayýsýyla doðrudan doðruya oya tahvili daha zordur. Bu yüzden kýsa vadede sadaka vererek oy almak kolaydýr. Bunu gelecek yerel seçimlerde özellikle Güneydoðu'da göreceðiz sanýyorum. Son günlerde yeniden alevlenen türban tartýþmasýnýn sosyal hak gasplarýnýn üstünü örttüðünü düþünüyor musunuz? Birçok þeyin üstünü örtüyor, sadece sosyal haklarýn deðil. *** 'Yediði darbeler solun siyasi reflekslerini yok etti' Peki sol nasýl kaldýracak bu örtüyü ve kitlelerin gönlünü nasýl kazanacak? Sosyalist sol zaten bin parçaya bölünmüþ durumda ve sol içindeki yoksulluk tartýþmalarý somut politika eleþtirileri ve önerileriyle deðil, "kapitalizm", "neo-liberalizm", "küreselleþme" karþýtlýðýnýn slogan düzeyinde dile getirilmesiyle sürüyor. Bu dil de yoksul kesimlere ulaþabilecek ve onlarýn ilgisini çekebilecek bir dil deðil. Tabii gerçek siyasetten kopukluðun, solun Cumhuriyet tarihi boyunca yediði darbelerle, bu darbelerin solun siyasi reflekslerini yok etmiþ olmasýyla ilgisi var. Bunu dikkate almadan solu eleþtirmek biraz haksýzlýk olur. AKP politikalarýna karþý çýkarken darbeci kanada kayan bazý çevreleri de görüyoruz. Ya da ulusalcýlýkla hesaplaþýrken AKP'ye yumuþak bakan solcularý... Muhalefetin bu ikilemini nasýl deðerlendiriyorsunuz? Neoliberal küreselleþmeyle birlikte yayýlan piyasa ekonomisi, insanlarýn yaþam koþullarýný radikal bir biçimde deðiþtirdi. Ýnsanlara bir anda "koca bir denizde yüz, yüzemezsen boðul" denildi. Kýsa bir süre içinde yaþanýlan böylesi bir deðiþim, bir þeylere tutunma içgüdüsüne yol açtý. Ulusalcýlýða kaymayý bu durumun yarattýðý belirsizlik ve güvensizliði göz önüne alarak anlamaya çalýþmalýyýz. Bu, tabii ki, ulusalcýlýðýn tezahürlerine hak vermek anlamýna gelmiyor. ( Devam edecek ) 5 Mart 2008 Çarþamba 1871 yýlýnýn (bazý kaynaklara göre 1870) 5 Mart'ýnda Yahudi bir ailenin çocuðu olarak Polonya'da doðdu. Daha genç yaþlarýnda sosyalizmle tanýþtý ve dönemin solcu gruplarýnda yer aldý. Sadece 18 yaþýndayken içinde bulunduðu gruplar ve politik görüþü yüzünden Ýsviçre'ye kaçmak zorunda kaldý. 1889'da Zürih Üniversitesi'ne girdi. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öðrenimi gördü, hayatýnda büyük etki býrakacak isimlerle tanýþtý. 1890 yýlýnda Bismarck'ýn sosyal demokrasiyi yasaklayan kanunun laðvedilmesi ardýndan, sosyalist parlamentoya girdi. Parlamentoya giriþ, dönemin sosyal demokratlarýnýn devrimci uçtan uzaklaþmasýna ve parlamentoda daha etkin olabilmek için çalýþmasýna neden oldu. Bu, Rosa Luxemburg'un da dahil olduðu devrimci görüþ çizgisindekileri rahatsýz etmekteydi. Bu sýrada Zürih'te öðrenim görmeye devam eden Rosa 1898 yýlýnda doktorasýný tamamladý. Özgür bir Polonya için çalýþmalarýna devam etse de, onun kafasýndaki tabloda Almanya, Avusturya ve Rusya'da devrim gerçekleþtiði taktirde Polonya özgür olabilirdi. Bu tablo milliyetçi bir çizgi çizen Polonyalý sosyalist gruplarýn ve Polonya Sosyalist Partisi'nin ondan daha da uzaklaþmasýna neden oldu. Daha sonra bu görüþleri Rus sosyalist çevrelerle de iliþkisinin bozulmasýna yol açacaktý. 1898 yýlýnda Gustav Lübeck ile evlenerek Berlin'e taþýndý, Alman vatandaþlýðý kazandý. SPD'nin (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) aktif bir üyesi oldu. 1900 yýlýna gelindiðinde Luxemburg'un fikirleri tüm Avrupa'da sosyalist çevrelerde büyük yanký uyandýrmakta, yazdýðý makaleler ilgi görmekteydi. Özellikle Eduard Bernstein'in düþüncelerine getirdiði eleþtiriler ile öne çýkýyordu. Alman militarizminin yükselen deðer olmasý Luxemburg'u ziyadesiyle Rosa Luxemburg çýktý. Faaliyetlerine devam etti ve Liebknecht ile birlikte Alman Komünist Parti'sini kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Wilhelm Pieck, Freikorps tarafýndan tutuklandýlar, Pieck kaçmayý baþarýrken Luxemburg ile Liebknecht yedikleri darbelerle bilinçlerini kaybettiler. Ayný gün, Luxemburg ölene kadar dövülmüþ ve ölü vücudu nehre rahatsýz ediyordu, bu konuda partiyle de ters düþmüþtü. 1904 ile 1906 yýllarý arasýnda siyasi faaliyetleri ve görüþleri nedeniyle üç kez hapse girdi. Aldýðý hapis cezalarý onu yýldýrmadý, faaliyetlerine devam etti. SPD'nin eðitim merkezlerinde Ekonomi ve Marksizm öðretmeye baþladý. Savaþýn baþlamasýyla esen milliyetçi rüzgar SPD'nin de milliyetçi eðilime yönelmesine neden oldu, ki bu Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlýk oluþturuyordu bu sebeple partiyle olan tüm iliþkisini kesti. 5 Aðustos 1914'de Karl Liebknecht ile beraber Internationale grubunu kurdu. 1 Ocak 1916'da grubun adý Spartaküs Birliði (Spartakistler - Almanca Spartakusbund) oldu. Grubun devlete karþýt tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da Luxemburg hapis cezasýna çarptýrýldý. Hapiste geçirdiði yýllarda birçok makale kaleme aldý. Özellikle Rus devrimi üzerine yazdýklarý ve Bolþeviklere getirdiði eleþtiriler çarpýcýdýr. 1918 Kasým'ýnda Luxemburg hapisten atýlmýþ, Liebknecht de baþýndan yediði kurþunlarla öldürülmüþtü. Eserleri Gesammelte Werke ("Toplu Çalýþmalarý"), 5 cilt, Berlin 1970-1975. Gesammelte Briefe ("Toplu Mektuplarý"), 6 cilt, Berlin 1982-1997. Politische Schriften ("Politik Yazýlarý"), 3 cilt, Frankfurt am Main 1966. Bol ödüllü ressam Nuri Abac 82 YÖN Radyo'dan Türkiye radyolarýnda bir ilk yaþýnda hayata veda etti Örnekleri gösteriyor ki türkülerimiz doðru þekilde sunulduðunda dünyanýn her TÜRKÝYE resim sanatýnýn ustalarýndan ressam Nuri Abaç, 82 yaþýnda Ankara'da yaþamýný yitirdi. Abaç'ýn cenazesi 4 Mart Salý günü Kocatepe Camii'nde kýlýnacak cenaze namazýnýn ardýndan Ankara'da topraða verilecek. 1926 yýlýnda Ýstanbul Kocamustafapaþa'da doðan Abaç'ýn gerçek anlamdaki resim öyküsü 1944 yýlýnda Ýstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmesiyle baþladý. 1958'den itibaren 1991 yýlýna kadar tüm Devlet Resim ve Heykel sergilerine ve Birleþmiþ Ressamlar ve Heykel-traþlar Derneðinin tüm sergilerine katýlan Abaç, çeþidi kurum ve kuruluþlar ile özel galerilerin düzenlediði, çeþidi illerde açýlan 130'u aþkýn karma sergide yer aldý. Dýþiþleri Bakanlýðý'nýn yurtdýþýnda açtýðý çok sayýda karma sergiye de katýlan Abaç'ýn yapýdan çeþidi tarihlerde iki kez Venedik, iki kez de Monako Biennali'ne kabul edildi. tarafýnda müzikseverler tarafýndan ilgi görüyor. Ýþte YÖN Radyo, bu bilinç ile uluslararasý yayýncýlýk alanýnda bir adým Bazý yarýþmalarda jüri üyeliði de yapan sanatçý, 1991 yýlýndan itibaren bir süre Hacettepe Üniversitesi, bir süre de Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülteleri'nde 'Perspektif' dersi verdi. Nuri Abaç, çeþitli kurum ve kuruluþlar tarafýndan çok sayýda onur ödülüne de layýk görüldü. Abaç'ýn kurucularýndan olduðu Çaðdaþ Sanatlar Vakfý (ÇAÐSAV) Baþkaný Þefik Kahramankaptan da yaptýðý yazýlý açýklamada, Abaç'ýn ölümüyle Türkiye'nin büyük bir resim ustasýný kaybettiðini söyledi. ( BÝRGÜN 02/03/2008) daha atýyor. Hem Türkiye’de yaþayan YÖN Radyo, Türkiye radyolarýnda bir yabancýlar, hem de yurtdýþýnda Anadolu ilki daha gerçekleþtiriyor: Türküleri müziðini dinlemek isteyenlere Ýngilizce Ýngilizce sunuyor… sunumla Türküleri dinletiyor. Filiz Çekiç Nielsen’ýn hazýrlayýp sunduðu Music YÖN Radyo'dan Türkiye Radyolarýnda Bir Ýlk Junction (Müzik Kavþaðý) her Cuma günü saat 22:00’de 96.6 YÖN Radyo’da.. Music Junction: Dünyanýn sesi bu kavþakta... Bilgi için: 0212 253 36 36 E-mail : yon@yonradyo.com.trBu mail Anadolu’nun en deðerli kültür hazinelerinden türkülerimiz ayný zamanda dünya kültür mirasýnýn da bir parçasý… adresi spam botlara karþý korumalýdýr, görebilmek için Javascript açýk olmalýdýr Web : www.yonfm.com.tr 29-02-2008 5 Mart 2008 Çarþamba ÖÐRENCÝLER ÇEVRE KONUSUNDA BÝLÝNÇLENÝYOR Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver tarafýndan orta öðretim kurumlarýnda eðitimlerini sürdüren öðrencilere yönelik baþlatýlan Kentlilik bilinci ve çevre konulu konferans serisi, Nevþehir’deki ilköðretim okullarýnda halen devam ediyor. Her geçen gün büyüyen ve geliþen Nevþehir’de, çaðýn gerektirdiði bir yapý içerisinde ortaya konulan hizmetlerden yararlanacak çocuk ve gençlerin kentlilik bilinciyle hareket etmelerinin saðlanmasýnýn planlandýðý eðitim çalýþmalarý, 19 Mayýs Ýlköðretim Okulu ile 75. Yýl Ýlköðretim Okulu’nda devam etti. Aralýk ayýnda Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver tarafýndan orta öðretim kurumlarýnda baþlatýlan kentlilik bilinci ve çevre konusu konferans, ilköðretim okullarýnda Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Yusuf Kaya tarafýndan sürdürülüyor. Öðrencilerin de büyük bir ilgi gösterdiði konferans, Nevþehir Belediyesi tarafýndan hazýrlanan Kapadokya tanýtým CD’si izlenmesi ile baþladý. Daha sonra Nevþehir Belediyesi Strateji Geliþtirme Müdürlüðü Çevre Mühendisi Cemal Gürsoy, öðrencilere daha saðlýklý bir çevrenin oluþturulmasý için barkovizyon eþliðinde bilgiler aktardý. Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Yusuf Kaya, insan hayatýnýn her alanýnda kiþilerin belediye ile iç içe olduðunu vurguladý.Kaya, 2004 yýlýndan beri Nevþehir Belediyesi olarak çevrenin etkin bir þekilde güzelleþtirilmesine büyük bir önem verdiklerini dile getirerek,mahallelerde imar planlarýnda yeþil alan olarak belirlenen alanlarý çocuk ve dinlenme parký olarak dizayn ederek,kentin yeþillendirilmesine yoðun bir emek harcadýklarýný ifade etti. Ýlköðretim okullarýna yönelik eðitim amaçlý kentlilik bilinci ve çevre eðitiminin Nisan ayý içerisinde sona ermesi planlanýyor. Öðrencilerden örnek kampanya! Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR Nevþehir Lisesi öðrencileri tarafýndan, günlük hayatýmýza giren yabancý kelime ve iþyerlerindeki yabancý levhalara karþý 'Türkçe'mize Sahip Çýkalým' kampanyasý baþlatýldý. Nevþehir Lisesi Edebiyat Öðretmeni Hamiyet Kopartman öncülüðünde 10. sýnýf öðrencileri, iþ yerlerindeki yabancý kelimelerin bulunduðu tabelalar ve günlük hayatta kullanýlan yabancý kelimelere karþý, 'Türkçe'mize Sahip Çýkma ve Onu Yüceltme Projesi' baþlattý. Proje kapsamýnda il genelindeki yabancý kelimelerin bulunduðu iþyeri tabelalarýný tespit eden öðrenciler, yaptýklarý anketler ile de günlük hayatta yabancý kelimelerin kullanýlmasýnýn önüne geçmek istiyor. Edebiyat Öðretmeni Hamiyet Kopartman, proje ile ilgili olarak bir de www.sahlananturkce.com adlý bir internet sitesi hazýrladýklarýný, sitenin ileri ki günlerde yayýna geçeceðini söyledi.Projeye ilk tepkilerin oldukça olumlu olduðunu ifade eden Kopartman, "Günlük hayatýmýz da özellikle gençler arasýndaki konuþmalarda çok fazla yabancý kelime kullanýlýyor. Üstelik kullanýlan bu kelimelerin bir çoðunun da anlamý ya bilinmiyor ya da yanlýþ biliniyor. Örneðin çok sýk kullandýðýmýz 'Kreþ' kelimesi yabancý bir kelime ve Fransýzca'da anlamý 'Ahýr' demek.Bunun gibi çok fazla örnekler var" dedi. Öðrencilerden Gülsüm Çalýþýr ise, tabelalarýnda yabancý kelime bulunan iþyerine önümüzdeki günlerde mektup yazacaklarýný ve mektup Günün Sözü Hiçbir þeyi, ele geçince hayalde olduðu kadar güzel kalmaz. N. R. NASH sonrasýnda tabelalarýný deðiþtiren iþyerlerine 'Teþekkür Belgesi' vereceklerini kaydetti. Türkçe'yE her geçen gün yeni yabancý kelimelerin girdiðini ve Türkçe'nin yozlaþtýðýný ifade eden Çalýþýr, "Maalesef dilimizin kýymetini bilmiyoruz. Özellikle gençler çok fazla yabancý kelime kullanýyor. Bunu özellikle internet ortamýnda fazla yapýyoruz. Biz bunlarýn önüne geçmek ve Türkçe'ye karþý duyarlýlýðý arttýrmak istiyoruz" diye konuþtu. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 07 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 4413338 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 2006 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 7 5 Mart 2008 Çarþamba yeþil kartlýlarýn sayýsý. Yaklaþýk 31 bin Hanili yeþil kart sahibi. Demek oluyor ki neredeyse ilçe nüfusunun tamamý hiçbir sosyal güvence ve gelire sahip deðil. hiçbir þey yapýlmadý. Sel maðdurlarý çamur ve kanalizasyon içinde yaþýyor. AKP’nin örnek belediyeleri! 1 AKP’li belediyeci cinayetten aranýyor Sunu Türkiye’nin Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan, bir ortaçað fetihçisi gibi Diyarbakýr’ý “istediðini” sýk sýk dile getiriyor. Ocakta geldiði Diyarbakýr dönüþü DTP’li belediyeleri, “Diyarbakýr’a gittik. Çöpler sokaðýn ortasýnda. Halk da periþan. Oralarda doðru dürüst belediyecilik hizmeti yok. Diyarbakýr, Þýrnak, Batman, Tunceli’de belediye baþkanlýklarýný hizmet için almamýz lazým. Aldýðýmýz zaman görürler belediyeciliði” sözleriyle hedef göstermiþti Baþbakan. “Halkýn periþanlýðý”nda hükümetin sorumluluðunu sorgulama gereði duymayan Erdoðan ve AKP, kalkýnma politikalarý üretmek yerine yardým poþeti daðýtarak halkýn eþitlik ve özgürlük taleplerini de “dindarlýkla” törpülemeye çalýþarak bölgede yerel seçimlere hazýrlanýyor. AKP, Kürt halkýnýn demokratik taleplerini bölge belediyelerini “alarak” bastýrabileceðini düþünüyor olabilir. Ancak tam burada, yeðeni, askerliðini yaparken sýnýr ötesi operasyon için Irak’a gönderilmiþ bir Kürt kadýnýn sözleri önemli. Biz yaþadýðý AKP’li belediyeyi sormak istiyoruz ýsrarla, o ise daha önemli bir þeyin altýný çiziyor: “Biz açlýðý, sefaleti, her þeyi çekeriz ama asýl bu savaþ bizi çok eziyor.” Bu tek cümle bile hiçbir “iyi” belediyecilik hizmetinin; çöp konteynýrlarýnýn ya da temiz yollarýn bölge halkýnýn demokratik taleplerine alternatif olmayacaðýný göstermek için yeterli aslýnda. Buradan AKP’li belediyelerin iyi hizmet verdiði sonucu çýkmasýn. Diyarbakýr’da halihazýrda AKP’li ilçe ve belde belediyeleri zaten var. Yazý dizimizde de AKP’li belediyelerin bulunduðu Hani, Kulp, Çýnar ilçeleri ile belde belediyesi Baðývar’daki belediye hizmetlerini özetledik. Gördük ki AKP’li belediyeler gerçekten de “bir örnek.” Altyapý; baþta susuzluk olmak üzere kanalizasyon, yol, çöp gibi “Baþbakan’ýn eleþtirdiði” sorunlar, bu belediyelerin hepsinde yýllardýr yaþanýyor. .... Ýlk AKP’li belediyemiz Hani Belediyesi. Aðýrlýklý olarak Zazalarýn yaþadýðý bir ilçe Hani. Çamurdan ve temizlenmediði için daracýk sokaklarý yürünmez hale getiren kar yýðýnlarýyla, 1975 depreminden kalma yüzlerce tahta barakasý, açýktan akan kanalizasyonlarý ve akmayan sularýyla bir köy görünümünde. Ancak daha da önemlisi Hani Belediye Baþkaný AKP’li Celal Ayhan, bir yýlý aþkýn süredir “adam öldürmeye azmettirmek”ten aranýyor. 2004 yerel seçimlerinden sadece 4 ay sonra, Hani’de 20 Temmuz 2004 tarihinde Akçin ailesine ait evin duvarý hakkýnda yýkým kararý alan belediye ekipleri ile Akçin ailesi arasýnda kavga çýkar. Kavgada Belediye Baþkaný Kayhan’ýn oðlu Ali Ekrem Kayhan hayatýný kaybeder. Bir diðer oðlu da yaralanýr. Aralýk 2004’te ise Akçin ailesinden Mehmet Akçin Bingöl’de öldürülür. Bingöl Aðýr Ceza Mahkemesi ise Nisan 2005’te AKP’li Belediye Baþkaný Celal Kayhan hakkýnda “adam öldürmeye azmettirmekten tutuklama kararý” verir. Kayhan’ýn yeðeninden gazetemize ‘uyarý’ Bunlar medyaya yansýyanlar. Kayhan’ýn davasý ile ilgili geliþmeleri öðrenmek için önce Belediye Baþkan Vekili Hikmet Topkaya’yý arýyoruz; Topkaya, kendisinde dava süreci ile ilgili bilgi olmadýðýný, baþkanýn “izinli” olarak görüldüðünü söylüyor. Daha saðlýklý bilgi almak için ulaþtýðýmýz Kayhan’ýn avukatý; Diyarbakýr Barosu avukatlarýndan Velat Alan ise Kayhan’ýn ayný zamanda dayýsý olduðunu ve müvekkilinin davasý hakkýnda bilgi vermeyeceðini belirtiyor. “Yazdýklarýnýza dikkat edin, yanlýþ bir þey yazarsanýz sonuçlarýna katlanýrsýnýz” diyen Alan, “Bir hafta bekleyin, dava ile ilgili geliþmeler önümüzdeki hafta medyaya yansýyacak” diye konuþtu. ‘Musluk suyu dýþký kokuyor’ Hani’de belediye hizmetlerine gelince… Günde birkaç saat aktýðý söylenen musluk suyunun dýþký koktuðu halkýn en çok dile getirdiði sorun. Ýlçe halkýndan, aslýnda Hani isminin Zazaca Heni kelimesinden geldiðini ve anlamýnýn “su akan yer” yani çeþme olduðunu Tekel iþçisine polis copu ‘50 yýldýr pis su içiyoruz’ öðreniyoruz. Ancak ilçedeki en büyük sorun yine de susuzluk. Ýlçenin içme suyu þebekesi 50 yýl önce yapýlmýþ. Bugün bu þebekeden geçen sularýn çoðu halka ulaþamadan topraða karýþýyor. Bazen günlerce akmayan musluk suyuna ise kanalizasyon karýþýyor. Havva Baþat 60 yaþýnda. Çarþý Mahallesi’nde oturuyor. Suyun üç günde bir aktýðýný söylüyor önce. Sonra art arda sýralýyor sorunlarý: “Bazen bir hafta akmadýðý oluyor. Aktýðý zaman da resmen insan dýþkýsý kokuyor. Sokaklar da çamurdan geçilmiyor. Belediyenin hiçbir hizmeti yok. Belediyeyi aldýktan sonra bizi unutuyorlar. Sorunumuzu anlatacak muhatap bile bulamýyoruz. Bundan sonra oyumu satacaðým. Parayý veren oyumu alýr. Nasýl olsa hizmet yoktur.” Yüzlerce aile barakada yaþýyor Hani’de ilçe giriþi boydan boya tahta barakalarla dolu. Ýlk bakýþta dikkati çekenlerden birisi, “Afet konutlarý” denilen tahta barakalarýn bulunduðu bölgenin çamur içinde olmasý. 1975 depreminde “geçici” olarak yapýlan bu barakalarda yaþayanlar hâlâ devlet konut yapsýn diye bekliyor. Foseptik çukurlarýyla, tezek yakarak yaþamaya çalýþan insanlarýn sefaleti inanýlmaz boyutta. DTP Ýlçe Baþkaný Abdülbaki Korkmaz, “AKP’li belediyenin tek çalýþmasý din üzerinedir. Hizmet yok. Çarþýnýn sokaðý bile temizlenmemektedir. Kýþýn bile sular bazen 3-4 günde bir akýyor” diyor. Nüfusun tamamý yeþil kartlý Merkez nüfusu 11 bin kadar olan Hani’de, bu sayýnýn köyleriyle birlikte 3035 bine kadar çýktýðý tahmin ediliyor. Tarým ve hayvancýlýkla geçinilen ilçede iþsizlik çok yaygýn. Ýlçedeki yoksulluðu gösteren rakam ise Tekel iþçisine polis copu ''Tekel Adana Sigara Fabrikasý'na Sahip Çýk'' yürüyüþünde arbede yaþandý. Adana'da düzenlenen ''Tekel Adana Sigara Fabrikasý'na Sahip Çýk'' yürüyüþü sýrasýnda katýlýmcýlar ile güvenlik güçleri arasýnda arbede yaþandý. Arbedede 3'ü polis memuru 6 kiþi hafif yaralandý. Tek Gýda-Ýþ Sendikasý Adana Þubesince düzenlenen yürüyüþ ve miting için Ýnönü Caddesi'ndeki Türk-Ýþ 4. Bölge Temsilciliði önünde toplanan ve aralarýnda CHP Ýstanbul Milletvekili Bayram Meral, Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ile Tek GýdaÝþ Genel Sekreteri Mecit Amaç'ýn bulunduðu grup, Tekel Sigara Fabrikasý'na doðru yürüdü. D-400 kara yolundaki Celal Bayar Köprülü Kavþaðý'ný geçtikten sonra yolu Abdullah Cankurt (Dereli Mahallesi): Evimi sel bastý. Duvarlar çatlak, rutubetten yaþanamayacak halde. Hiçbir yardým almadým. Evimin önünde belediye kanalizasyon çalýþmasý baþlatmýþ. Yarým býrakmýþlar önümüzden pislik akýyor. Sorunlarýmýz çok. Hani köydür. Kimse memlekete hizmet yapmýyor. Su temiz deðil, içme suyu ile kanalizasyon birbirine girmiþ. Mehmet Emin Topkaya (Korucu): Su akmýyor. Çeþme var kapýmýn önünde, 3040 sene önce kazmýþýz, yazýn da az su akýyor, komþular da gelip alýyorlar. Kanalizasyon zaten düzgün yoktur. Herkes foseptikle idare ediyor. Ben þahsen hiç gitmedim belediyeye. Söylesem de biliyorum boþtur. Yüz kiþi dese bu sorun var, beþ yüz kiþi yok sorun der; çünkü particilik var orada. Veysi Mahir (Esnaf): Ýçme suyu zaten yoktur. Altyapý yoktur. Konut sýkýntýsý var. Ýnsanlar barakalarda yaþýyorlar. Belediye hizmetini siz görüyorsunuz var mý yok mu. Belediyeden hiçbir beklentimiz yoktur. Bir þey yapmaz, biz de bir þey beklemiyoruz. Barakalarda oturuyorum. Valla bir ara ev yapacaðýz dediler ama böyle duruyor. Samet Akkaya: Yazýn sular akmadýðý için itfaiye geliyor, evlerin depolarýna su dolduruyor. Ama AKP’ye oy verene getiriyorlar, oy vermeyene getirmiyorlar. Akan su da pistir. 52 senedir bu suyu içtiðimiz için artýk temiz su aksa midemiz kaldýrmaz. Fýrat Oruç (Barakalar): Biz doðma büyüme barakadayýz. Yeni konut yapacaðýz dediler ama icraat yok. Burasý hep böyledir çamurdur. Belediyeye kimse gitmiyor, sular ara sýra geliyor, ara sýra gelmiyor. Belediye baþkanýmýz da ortada yok. ( EVRENSEL03/03/2008) kapatmak isteyen katýlýmcýlar ile güvenlik güçleri arasýnda kýsa süreli arbede yaþandý. Arbede, milletvekilleri Meral ile Seyhan'ýn araya girmesiyle kýsa sürede yatýþtýrýldý. Yürüþe devam grup, sigara fabrikasý önüne geldiðinde tekrar yolu kapatmak isteyince Çevik Kuvvet ekipleri, gruba müdahale etti. Arbede, sendika yöneticileri ile Emniyet Müdür Yardýmcýsý Ömer Altýparmak'ýn müdahalesiyle son buldu. Arbedede 3 polis memuru ile katýlýmcýlardan Fadime Kýray (34), Ahmet Özyürek (35) ve Fatma Koç (38) hafif yaralandý. Yaralýlar, olay yerindeki 112 Acil Servis ambulanslarýna alýndý. Daha sonra mitinge baþlandý. AA - GERÇEK GÜNDEM - 2 Mart 2008 Latin Amerika’da askeri tansiyon yükseliyor Kolombiya ordusunun Ekvador sýnýrýný ihlal ederek gerçekleþtirdiði ve 17 FARC savaþçýsýnýn katledilmesine yol açan operasyon sonrasýnda Ekvador devlet baþkaný Rafael Correa Kolombiya büyükelçisini sýnýr dýþý ederek Kolombiya sýnýrýna askeri birlikler yolladý. Ýki ülke arasýnda artan gerilim, Kolombiya devlet baþkaný Alvaro Uribe’nin, Ekvador Ýç Güvenlik Bakaný’nýn FARC’la görüþmelerde bulunarak FARC’ý resmen tanýma yönünde görüþmeler yaptýðýna dair elinde belgeler bulunduðunu açýklamasý ve devlet baþkaný Correa’yý “FARC’la iþbirliði içinde” þeklinde tanýmasýyla yeni bir boyut kazandý. Aylardýr yaþanan ikili gerilimlerin sonucunda Venezüella devlet baþkaný Hugo Chavez de, Kolombiya ordusunun ve kontrgerillalarýn sýk sýk sýnýr ihlalleri gerçekleþtirdiðini hatta Venezüella’nýn sýnýr eyaletlerindeki muhalif unsurlarla iþbirliði içinde yasadýþý faaliyetlerde bulunduðunu iddia ederek, bundan sonra isteyerek ya da istemeden yapýlacak en ufak bir sýnýr ihlalinin “savaþ sebebi” sayýlacaðýný duyurmuþtu. Chavez’in özellikle FARC’la yaþanan rehine krizlerinde arabuluculuk yapmasý ve ardýndan da FARC ve ELN’yi resmen “savaþçý örgüt” olarak tanýmasý, Venezüella-Kolombiya iliþkilerinde biriken gerilimin açýða çýkmasýný tetiklemiþti. Son olarak da Ekvator sýnýrýnýn ihlal edilmesini “kabul edilemez” bulan Chavez, Kolombiya sýnýrýna binlerce askerin yaný sýra 10 tabura baðlý tanklarý göndererek, bütün hava üslerini “kýrmýzý alarm”a geçirdi, Kolombiya büyükelçiliðini de kapattý. Chavez, “savaþ istemiyoruz ancak burada bekleyip bizi bölüp zayýflatmalarýna da izin vermeyiz” þeklinde sert konuþtu. FARC liderlerinden Raul Reyes’in de katledildiði hava ve kara saldýrýsýnda Kolombiya Dýþiþleri Bakaný Fernando Araujo önce sýnýr ihlali olmadýðý yönünde açýklama yapmýþ ancak Ekvador’un tepkisi sonrasý “mecburen sýnýrdan 2 km kadar içeriye girmek zorunda kaldýklarýný” itiraf etmiþti. Öte yandan Amerikan Devletler Topluluðu (OAS) ve And Uluslarý Birliði’ni (ANC) acil toplantýya çaðýran Ekvador devlet baþkaný Correa da Kolombiya’nýn bölge barýþýna yönelik saldýrýlarýna daha fazla göz yumulamayacaðý açýklamasýný yaptý. Her yýl terörle mücadele yürütmek adý altýnda ABD’den 600 milyon dolara varan askeri ve mali yardým alan, uyuþturucu trafiði ve kontrgerilla faaliyetlerini doðrudan finanse eden Kolombiya hükümeti, Latin Amerika’da yaþanan sol yükseliþin de önünü kesmek için elinden geleni yapan bölgenin en iþbirlikçi devleti. Terörle mücadele etme kisvesi altýnda bütün bir toplumsal hayatý terörize eden Uribe hükümetinin sadece Kolombiya halký için deðil bölge için de bir “serseri mayýn” olmasý ve Latin Amerika siyasetinin yapýsal kýrýlganlýklarý, Venezüella’nýn ve Küba’nýn baþýný çektiði bölgenin emperyalist tahakkümden kurtulmasý sürecini de etkileyebilir. Öte yandan yakýn zaman önce ABD’nin bölgedeki donanmasýný aktif hale getirme yönünde aldýðý karar ve Kolombiya hükümetinin bölgedeki solcu iktidarlarý sürekli biçimde asýlsýz ve aðýr suçlamalarla tahrik etmesi, ABD’nin Venezüella ve Bolivya’da rejimleri istikrarsýzlaþtýrabilmek adýna oligarþik muhalefete yaptýðý açýk ve gizli yardýmlar, Kolombiya ve ABD hükümetlerinin FARC’la yapýlan barýþçýl görüþmeleri ve rehine operasyonlarýný baltalamasý, ExxonMobil’in Venezüella petrol þirketi PDVSA’nýn yurtdýþýndaki malvarlýklarýný dondurma yönünde mahkeme kararlarý çýkartmasý, Venezüella iç pazarýnda kýtlýk yaratmak için Kolombiya sýnýrýndan besin kaçakçýlýðýnýn örgütlenmesi gibi geliþmelere bakýlýnca, Kolombiya’nýn yarattýðý gerginliðin ABD’nin bölgesel planýnýn bir parçasý olmasý da bir ihtimal olarak kenarda tutulmalý. Latinbilgi 03 Mart 2008 BU FIRSAT KAÇMAZ KIRÞEHÝR birey DERSHANELERÝ 5,6,7’inci Sýnýflar ve Lise 9.10.11. Sýnýflara ÖZEL KAMPANYA 2. DÖNEM Dershanemize ÜCRETSÝZ GELMEK ÝSTERMÝSÝNÝZ? Müracat 213 44 48 KIRÞEHÝR Cacabey Cd. Cacabey Ýþmerkezi No:5