Referandum Yalanı Ortaya Çıktı! - Basında Kültür Sanat-Sen

advertisement
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasasında Yapılmak İstenen Değişiklikler ile
Grevsiz Toplusözleşme Düzeni Getirilmek İsteniyor!
25 Haziran 2001 tarihinden itibaren yürürlükte olan ve bu gün üzerinde değişiklik yapılmaya çalışılan 4688
Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu yıllardır kamu emekçilerinin yaşadığı sendikal hak ihlallerinin ve
sefaletin temel kaynağı olmuştur.
12 Eylül referandumunda “memura toplusözleşme müjdesi” ile “EVET” oyu isteyenler bu amaçlarına
ulaştıktan sonra bugün, mevcut 4688 Sayılı yasadaki yasak ve sınırlamaları daha da artıran bir düzenleme
yapmayı tercih etmiştir. Yasa taslağının hazırlanış sürecinin her adımında sadece iktidara yakınlığı ile bilinen
konfederasyonun talepleri dikkate alınmış, diğer konfederasyonların görüş ve önerileri görmezden gelinmiştir.
4688 Sayılı Yasadaki Değişiklikler Ne Getiriyor?
 Toplugörüşme yerine “toplusözleşme” ifadesi
kullanılarak, göz boyanmaya çalışılıyor. Grev
hakkından hiç söz edilmiyor.
 Kamu emekçileri adına TİS masasına oturacak; Kamu
Görevlileri Sendika Heyeti Memur-Sen başkanının
başkanlığında, hizmet kollarında yetkili 11 sendika
başkanı ve 3 konfederasyondan birer temsilcisi olmak
üzere toplam 15 sendikacı masada temsil edilecek.
Mevcut dağılıma göre masada; 515 bin üyesi
bulunan Memur-Sen’den 9, Toplam 630 bini aşkın
üyesi bulunan iki konfederasyon 6 kişi ile (KamuSen 4, KESK 2 kişi) görüşmelere katılacak.
 Toplu sözleşme masasında iki bölümden oluşan “tek
sözleşme” imzalanacak. Memurların geneline yönelik
maddelerin ve “zammın” yer aldığı birinci bölümü
Memur-Sen Başkanı imzalayacak. Başkan imza
atmazsa Hakem Kurulu’na götürecek. İkinci alt bölümü
ise toplam 11 hizmet kolunda yetkili sendikaların
başkanları imzalayacak. Başkanlar uyuşmazlık halinde
sadece kendi hizmet kolundaki alt bölümü Hakem
Kurulu’na taşıyabilecek. Dolayısıyla hakem heyetine
sadece uzlaşılamayan bölümler götürülebilecek.
Referandum Yalanı Ortaya Çıktı!
Yıllardır “toplu görüşme değil toplu sözleşme ve
grev hakkı” talebiyle alanlarda yerini alan kamu
emekçilerine, Anayasanın 53. maddesinde
değişiklik öngören 12 Eylül 2010 tarihinde
yapılan referandum ile toplu sözleşme hakkı
verildiği iddialarının gerçek olmadığı ortaya çıktı.
Yasaya göre toplu sözleşme yapılması sırasında
uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu
Görevlileri
Hakem
Kuruluna
(KGHK)
başvurabilecekler ve KGHK kararları kesin ve
bağlayıcı olacak.
Toplu
sözleşmenin
kapsamı
daraltılarak
ekonomik ve mali haklarla sınırlandırılıyor.
Ekonomik dengeyi bozacak taleplerin önü
kesiliyor.
4688
Sayılı
Yasada
yapılmak
istenen
değişiklikler ile kamu emekçilerine grevsiz bir
toplusözleşme düzeni getiriyor.
 Uyuşmazlık durumunda devreye girecek olan Kamu
Görevlileri Hakem Kurulu’nun (KGHK) yapısı da
hükümetin dediğini yapacak şekilde sağlama
alınıyor. 11 kişiden oluşan kurul üyelerinin 7’si
Bakan ve Bakanlar Kurulu tarafından seçilerek
“AKP vesayeti” getiriliyor. Kurulda: Hükümetin
beğendikleri arasından Memur-Sen 2, KESK ve
Kamu-Sen ise birer üye ile göstermelik olarak temsil
edilecek.
 Çıkarılmak istenen yasa ile kamu emekçilerinin
çoğunluğunun iradesi tamamen işlevsiz bırakılıyor.
Toplusözleşme sürecinde bütün yetki görünüşte
en çok üyesi olan, gerçekte ise azınlığı temsil
eden sendikaya veriliyor. Diğer sendikaların temsili
göstermelik hale getiriliyor.
 Kamu Personeli Danışma Kurulu uygulamasıyla
kamu emekçileri sendikaları “sosyal diyalog”
mekanizması içine çekilerek tamamen etkisiz hale
getirilmek isteniyor.
 Şube açma, birleştirme ve “kuruluş şartını
kaybedince” kapatma yetkisi merkez yönetim
kurullarına
verilerek,
sendikal
bürokrasinin
güçlenmesinin önü açılıyor.
Dünyada eşi benzeri olmayan, bir sendika yasasında olması gereken en temel düzenlemelere bile
yer verilmeyen böylesine “ucube” bir yasa tasarısını kabul etmemiz mümkün değildir.
Uluslararası Çalışma Örgütü; hiçbir sendika, çalışanların salt çoğunluğunu temsil edemediğinde
her sendikanın üyeleri adına toplusözleşme yapacağını belirtmektedir. Şu anda hiçbir
konfederasyon kamu görevlilerinin salt çoğunluğunu temsil etmemektedir.
Kültür Sanat Sen olarak mücadelemiz; kamu emekçilerinin insanca yaşabileceği ücreti ve koşulları
kendi iradeleri ile belirleyecekleri, her aşamasında söz haklarının olduğu, bunun için de her
sendika ve konfederasyonun kendi üyeleri adına toplu pazarlık yapabileceği, GREV HAKKI ile
güvenceye alınmış bir toplu sözleşme sistemi kurma mücadelesidir.
Kültür Sanat Sen, kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini yok sayan bu yasa tasarısına karşı,
yıllardır “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkemizin rehberliğinde sürdürdüğü fiili meşru
mücadelesini her platformda, ilkelerinden taviz vermeden sürdürmeye devam edecektir.
Kamu hizmetlerini adım adım paralı hale getirerek tasfiye eden, esnek, güvencesiz, performansa
dayalı çalışmayı asli çalışma tarzına dönüştüren düzenlemeler karşısında tüm kültür, sanat ve
turizm emekçilerini haklarına ve geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Bugüne kadar emekçilerin taleplerini yok sayan kendi bildiğini okuyan iktidarların hepsi tarihin
çöplüğündeki yerlerini almışlardır. Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme talebini görmezden
gelen AKP iktidarı, daha önceki emek düşmanı iktidarlar gibi tarihin çöplüğündeki yerini mutlaka
alacaktır…
GREVLİ TOPLUSÖZLEŞMELİ SENDİKA HAKKIMIZI İSTİYORUZ!
YAŞASIN İŞ-EKMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ!
KÜLTÜR SANAT-SEN
(KÜLTÜR VE SANAT EMEKÇİLERİ SENDİKASI)
GENEL MERKEZİ
Download