CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ PDR BÜLTENİ 2016-2017 SAYI:03 CİNSELLİĞE YÖNELİK MERAK DUYGUSU Davranışlarımız, doğduğumuz andan itibaren farkında veya farkında olmadan çevremizden direkt veya dolaylı olarak edindiğimiz bilgilerden etkilenir. Çocuklar büyürken çevresinde olup biten her şeyi kamera gibi kayıt eder ve bunların bir kısmını yaşantısı boyunca kullanır. Bu edinilen bilgilerin bir kısmı ise cinsellikle ilgilidir. Çevremizde o kadar çok şey olup bitmektedir ki doğrular, yanlışlar, iyiler ve kötüler bütün bu bilgiler nasıl ayırt edilebilir? Bu bilgileri ayırt edebilmek için anne-babanın verdiği eğitim çok önemlidir. Bu eğitim anne-babanın desteği yanı sıra okulda da sürmektedir. Ailemiz ve okulda aldığımız temel ve hayata uygun doğru bilgiler ana eksenimizi oluşturur ve çevreden gelen bilgilerden doğru ve sağlıklı olanları alınarak kullanılır. İşte bu temel yapılanma olmazsa kişi dışarıdan gelen bilgilerin doğru veya yanlış olup olmadıklarını ayırt edemeyecek, her türlü bilgi süzülmeden geçecek ve uygulamaya konulacaktır. Yani gerçeklik ve doğru sınırı olmadan yaşayacaktır. Çocuklar, dünyayı keşfetmek isterler, sordukları sorulara ısrarla cevap bulmaya çalışırlar. Bu soruları ilk olarak anne-babalarına sormak ve öğrenmek isterler. Bu süreç onların araştırma duygularının pekişmesi için büyük bir fırsattır. Bir çocuğun cinsellikle ilgili merakları ‘rüzgâr nasıl oluşur?’ sorusunu sorması kadar doğal ve normal karşılanmalıdır. Cinsel gelişim, doğumdan itibaren başlar ancak merakın en çok arttığı ve soruların yöneltildiği dönem 4 – 6 yaş arasıdır. Bu dönemde çocuğun dikkati, ilgisi ve haz duygusu cinsel organlara yönelmiştir. Çocuğun cinsel organına dokunmasını da erişkinlikteki gibi seksüel bir davranış olarak görmek yerine, haz veren bir duyum olarak değerlendirmek gereklidir ve eşlik eden başka bir sorun yoksa çocukluk çağındaki mastürbasyondan endişe edilmesine de gerek yoktur. Bununla birlikte başka bir sorunun eşlik ettiği ve normalin dışında bir mastürbasyon davranışı varsa sebeplerine de bakılması için uzman desteği gerekebilir. CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİNDE ANNE-BABANIN ROLÜ 3-6 yaş döneminde anne-baba giyinirken onu seyretmek, okulda arkadaşı ile aynı tuvalete girmek, birbirlerine bedenlerini göstermek, cinsellik içeren kelimeleri sıkça kullanmak; çocukların cinsel sergileyebileceği davranışlar gelişimleri arasındadır. ile ilgili Bütün bunlar, çocuğun yaş dönemi gereği doğal bir gelişim sürecidir. Anne-babaların çocuklara yönelik olarak aşağıdaki maddelere uygun davranması dönemin sağlıklı geçirilmesine katkı sağlayacaktır. Çocuğunuzun sorduğu sorulara net ve anlaşılır yanıtlar vermek, Yargılamamak, kızmamak, Anlayış gösterilirken mahremiyet sınırlarının belirlenmesi gerekir. Örneğin; giyinirken odanın kapısının kapatılması, tuvalet ve banyonun mahremiyet alanı olduğu bilgisinden yola çıkarak, bu alanda çocuğun yalnız bırakılması önemlidir. Anne ve babaların çocuklara bilgi vermekte en çok zorlandığı iki durum vardır. Birincisi, kendileri yeterince bilgiye sahip değildirler, sorulara nasıl cevap vermeleri gerektiğini bilmezler. O zaman okumak ve doğru bilgiye sahip olmak önemlidir. Çocuğun sorduğu soruları geçiştirmek veya yanlış cevap vermek uygun değildir. İkincisi ise ‘Çocuğum daha fazlasını sorarsa’ diye kaygılanmalarıdır. Küçük çocukların cinsellikle ilgili soruları, cinsel duygular değil, üreme konusudur. ‘Bebekler nasıl olur?, Ben nereden geldim’ vb. soruları gerçeklere dayanarak, çocuğunuzun yaşını göz önüne alarak kısaca yanıtlayınız. Çocuğunuz cinsellik ile ilgili bilgileri sizden edinsin ve bilgileri aktaran siz olun ki cinsiyet ve üreme ile ilgili bilgileri başkaları ile konuşması gerektiğini düşünmesin. Tartışmaktan kaçınmayın, kötü ve yasak diye düşünmesin. Çocuk daha fazlasını da sorar diye kaygılanmayın. Çocuklar iki-üç basamak sorudan fazlasını sormazlar. Çocuğa cinsel bilgiler vermenin ideal zamanı onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Çevresini ve dış dünyayı yeni tanımaya çalışan çocuğun özellikle 3-4 yaş civarında aşırı meraklı olduğu ve bu dönemlerde anne-babasına çeşitli konularda sorular sormaya başladığı bir gerçektir. Bu sorulardan anne-babayı en çok zorlayanı çocuğun cinsel içerikli soruları olmaktadır. Çocuğun sorularına yol açan sadece bilgi edinme isteğidir. “Sen daha çok küçüksün, anlamazsın” gibi cevaplar çocuğun merakını daha da arttırır. Sorduğu soru ne olursa olsun (cinsellik, üreme vb.) her şeyi bir anda anlatmaya çalışmayınız. Kısaca sadece sorulan soruyu doğru yanıtlayınız. Çocuğun sorularına verilecek cevaplar onun merakını giderici ve doyurucu olmalıdır. Ancak bilgi verme amacıyla çocuğa her şeyi tüm detayları ile anlatmak da uygun değildir. Çocuğun neyi anlayıp anlamayacağını kavramak zor değildir. Her çocuğa yaşına uygun anlayabileceği bir dil kullanarak bilgi verilebilir. Çocuğun sorduğu soruyu yanıtlamanın en iyi yolu çocuklara uygun çizimlerle yapılmış kitaplar olacaktır. Hem meraklı gözler ile izleyecek hem de sorusuna yanıt alacaktır. İleride kullanacaktır. doğru Çocuklar olarak yanıtladığınız anne-babalarından bu bilgileri edindikleri hatırlayacak, bilgileri doğru arkadaşları ile paylaşırlar, bunda da bir sakınca yoktur. Ancak kendi cinsel yaşantınız ile ilgili bilgileri vermemeniz gerekmektedir. Böyle bir soru sorduğunda bunun sizin için özel olduğunu, paylaşmak istemediğinizi belirtiniz. ERGENLİK DÖNEMİNDE CİNSELLİK Eğer anne-baba ve çocuk arasında bir iletişim yoksa ya da aile cinsellikle ilgili konularda bilgisiz ise çocuğun kişilik gelişimi olumsuz etkilenecektir. Gençlerin olumsuz deneyimleri olabilir. Eğer deneyimler ve sıkıntılar paylaşılmazsa gençler bu durumun sadece kendi başlarına geldiğini düşünebilir. Gençler, duygularını tam olarak ifade edemezler. Özellikle karşı cinsteki arkadaşlarıyla iletişim kurmaları çok zordur. Çocukluktan erişkinliğe giden yolda gençler, duygu, düşünce ve davranışlarıyla, çevreleriyle uyum içinde yaşamayı öğrenirler. Bu uyum kazanma sürecinin önemli bir parçası cinsel konularla ilgilidir. Bu süreç, büyük ölçüde kişinin aile bireylerinden, öğretmenlerinden ya da yakın arkadaşlarından, önemli saydığı insanların görüşlerinden etkilenir. Cinselliğin doğal olduğunu, utanılacak bir şey olmadığını kavramaları için çocuklara cinsel konularda açık ve onaylayıcı bir biçimde yaklaşılmalıdır. Anne-baba ve çocuklar arasında oluşturulacak özgür ve samimi bir tartışma ortamı yanlış kaynaklanabilecek gereksiz utancı ve suçluluk duygusunu engelleyecektir. bilgilerden ERGENLİKTE CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ NEDEN ÖNEMLİDİR? Çocukların iyiyi kötüyü, güzeli çirkini, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme yeteneğine sahip olmaları, yaşamlarını bilinçli seçeneklerle düzenleyebilmeleri, kendilerine ve başkalarına zarar vermemeyi öğrenmeleri gerekir. Yaş, cinsiyet, cinsel yönelim, ekonomik durum ve din farkı olmaksızın cinsellik, insan yaşamının her döneminde önemli bir değerdir. Bireylerin, sorumlu cinsel davranışları kazanabilmeleri için cinsel bilgilere gereksinimleri vardır. Toplumlar, cinsel konularda kapalıdır ve çifte standartlara sahiptir. Bu durum çocukların akıllarını karıştırabilir. Çocukların doğru bilgileri uygun yollarla öğrenebilmeleri için açıklayıcı bilgilere gereksinimi vardır. Ergenler, arkadaşlarından, akrabalarından ya da bazı yayınlardan yanlış bilgileri edinebilirler. Yanlış bilgilerin zararlı etkileri olabilir. Doğru bilgiler zararlı etkileri önler. Çocukların cinsel istismar konularında bilgilenmeleri ve bu durumda ne yapabileceklerine dair bilgileri öğrenmeleri önemlidir. Uygun yaşlarda sorularına doğru yanıtlar alan çocuklar, cinselliğe karşı olumlu tutumlar geliştirirler. Kendi cinsel kimliklerinden hoşnut, bedenlerinin ve duygularının bilincinde olan gençlerin kendilerine güvenleri, saygıları ve yeterlilikleri iyi gelişir. Ergenlikte yaşıtlarıyla karşılaşacakları kendilerini değişiklikler karşılaştırıp eksik hakkında veya bilgilendirilmiş fazlalık duyguları çocuklar, ve kaygıları yaşamaktan kurtulabilirler. Gençler ve çocuklar, cinsel bilgi yokluğundan cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inançlardan dolayı sıkıntılı anlar yaşayabilirler. Bu durumda danışacakları kaynaklara güçlük ve engellerle karşılaşmadan ulaşabilmelidirler. Erkek çocuklar, uykudayken boşaldıklarında ilk kez ıslak rüya gördüklerinde, cinsel hayal bilgiden kurmaya öte, başladıklarında, bir yetişkin mastürbasyonla rehberliğine ihtiyaç ilgili kararsızlık duyarlar. Bir yaşadıklarında, yetişkinin onlara bedenindeki değişiklikleri açıklaması, kız-erkek ilişkilerini anlatması, yeni hissettiği cinsel dürtülerle nasıl başa çıkabileceklerini öğretmesi gerekir. Bu bilgiler kaygıyı azaltır. Kız çocuklar, ilk kez adet gördüklerinde, bedenindeki değişiklikleri fark ettiğinde bilgi ve rehberliğe gereksinim duyarlar. Erkek çocuklarda olduğu gibi bir yetişkinin onlara bedenindeki değişiklikleri açıklaması, kız-erkek ilişkilerini anlatması, yeni hissettiği cinsel dürtülerle nasıl başa çıkabileceklerini öğretmesi gerekir. Bilgilenme kendine saygı ve güven duymayı sağlar. KAYNAKÇA Öğretmen ve Öğretmen Adayları İçin Cinsel Sağlık Eğitimi; Ayşen Bulut, M uhtar Çokar, Berrin Eylen, Arzu Akalın, Işık Gürşimşek, Hülya Hamurcu, Hacer Nalbant, Aynur Oksal, Nuriye Ortaylı. Çocukların Cinsel Eğitimi: Geçmişten Günümüze Bir Bakış; Fatma ÇALIŞANDEM İR, Saniye BENCİK, İsmihan ARTAN. Cisead-Cinsel Sağlık-Evlilik ve Aile Danışmanlığı Derneği-Cinsel Eğitim Çocukların Gelişimi İnternet Sitesi- Cinsellik ve Cinsel Eğitim