SUÇ VE ÇOCUK Bana bulaşmak istemezsin. Ben de otoriteye karşı saygı eksikliği varmış! Prof.Dr.Bengi SEMERCİ ÇOCUK VE SUÇ • Suç ve Çocuk asla yan yana gelmemesi gereken iki sözcük • Tarihsel süreçlere baktığımızda çok eski tarihlerden başlayarak bu iki kelimeyi bir araya getirdiğimizi görüyoruz. • Roma imparatorluğu ile başlayan süreçte tüm ülkeler bir çocuk adalet sistemi oluşturmaya çalışmış • Erişkinler kendileri tarafından oluşturulan suç dünyasına sürükledikleri çocuklar için o günden bu güne gerçekten adaletli bir adalet sistemi oluşturmayı başaramamışlar • Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe artan sayılarda çocuk yaş grubunun suç kavramı ile bir şekilde tanışmaktadır • Sonuç olarak çocuklarımız ister bir suçun kurbanı ister faili olsun her zaman MAĞDUR olmaktadırlar ÇOCUK Okul öncesi dönemde, çocuğu erişkinden ayıran özellikler vardır. Çocuk, erişkinin küçük bir modeli değil, devamlı gelişen ve değişen bir varlıktır. Çocuk güçsüzdür, bakılmak, korunmak ister. Sürekli deneme ve öğrenme içindedir. Mantıklı düşünme yeteneği sınırlı ve düşüncelerini anlatım gücü zayıftır. Olup biteni kendi hayal gücü ve korkularına göre çarpıtır. Çocuklar bencildir. Dürtü ve isteklerini dizginlemeyi beceremezler. ÇOCUK Ben merkezcidirler. Yani dünyada olup biten her şeyin kendileriyle ilişkili olduğunu düşünürler. Duyguları çabuk iniş-çıkış gösterir. Zaman kavramı iyi gelişmemiştir. Çocuk somut düşünür. Canlı-cansız ayrımı yapamazlar. Duygu ve düşüncelerini gerçekle bir tutar. Korku ve kaygılarını abartma eğilimindedir. Çocukların uyum yetenekleri, erişkinden fazladır. MAĞDUR ÇOCUKLAR Çocukların mağdur olduğu durumlar çok çeşitli ve kapsamlıdır. Belli başlıklar altında toplamak gerekirse: 1-Cinsel İstismar 2-Öldürülme 3- Şiddete uğrama 4-Suça sürüklenme 5-Kayıp çocuklar 6-Sokakta yaşayan çocuklar 7-Sokakta çalışan çocuklar Şeklinde olabilir. Genel olarak,çocuğun ihmal ve istismarından bahsetmek gerekir. İHMAL: • 1-Fiziksel • 2-Duygusal • 3-Eğitimsel İSTİSMAR • 1-Fiziksel • 2-Cinsel • 3-Duygusal olabilir. CİNSEL İSTİSMAR Utanç Çaresizlik Ruhsal sorunlar Kendine zarar verme kaçma ÖLDÜRÜLME Azımsanmayacak sayıda çocuk erişkinler tarafından öldürülmektedir. Aile içi çocuk öldürülmelerinde ebeveynlerin ruhsal hastalıkları, madde bağımlılığı en önemli nedenlerdir. Anne-baba arasındaki anlaşmazlıklar önemli bir başka nedendir. Kız çocukları aile içinde “namus” cinayetlerine kurban gitmektedir. Yine kız çocukları yaşıtları ya da genç erişkinler tarafından sevgi, karşılıksız sevgi ya da namus adı altında öldürülmektedir. ŞİDDET Aile içi şiddetin en önemli mağdurları çocuklardır. Şiddete uğryan çocuk şiddet uygulamak için adaydır. Çocukların ebeveynleri tarafından ihmale uğraması gözardı edilmektedir. Yeterince beslenmeme, kişisel bakımının sağlanmaması, kazalara karşı korunaksız bırakılması, eğitimden yoksun bırakılması, yeterince ilgi gösterilmemesi sık görülür. SOKAKTAKİ ÇOCUKLAR Sokağı mesken tutarak günlük hayatının tamamını sokakta geçiren, yaşadıkları ortamlarda her türlü ihmal, istismar, sömürü ve kötü davranışa maruz kalan, Aile veya yasal yakınlarıyla bağları kısmen ya da tamamen kopmuş, risklere karşı kendilerini koruyamayan, çoğunlukla da yaşadıkları ortam ve geçirdikleri travma sonucu uçucu ve uyarıcı madde kullanan çocuklara sokak çocuğu denmektedir. SOKAKTAKİ ÇOCUKLAR Sokakta çalıştırılan çocuklar, akşam bir eve dönselerde sokak kültüründe büyür ve hem çalıştıranlar hem de sokak tarafından istismar edilirler. Sokakta yaşamak zordur. Çocuk sokakda her türlü tehlikeye açıktır. Sokak çocuk için daha çok travma demektir. RİSKLER: Şiddet Madde Bağımlılığı Suça Karışma Cinsel İstismar Ticari Cinsel Sömürü Fiziksel Sorunlar Ruhsal Sorunlar SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR Çocuğun suç işlemiş olması, ona bakmakla yükümlü erişkinlerin nelerin yanlış olduğunu öğretmemiş olmasından ya da aynı erişkinler tarafından yanlış yapmak üzere yönlendirilmiş olmasından kaynaklanır. Bu nedenle suçlu çocuk yoktur, suça yönlendirilmiş, sürüklenmiş çocuklar vardır. Suç ve şiddet sıklıkla birlikte kullanılan kelimelerdir.Her ikisinin kökeninde kalıtsal, biyolojik ve fizyolojik nedenler kadar, duygusal, toplumsal ve yakın çevre etkenleri de sorumlu tutulmaktadır. Ahmet sokağa çıkıp, hırsızlık yapabilir mi? SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR • • • • • • • • ETKENLER İşsizlik Yoksulluk Siyasal durum Eğitim sistemi Yaşanılan çevre Aile Ruhsal sorunlar Suçun ele alınış biçimi EĞİTİM SİSTEMİ • Riskli çocukların tespiti • Ele alınması • Okul içinde sağlanan olanaklar • Eğitimin aile ve diğer kurumlarla iş Birliği ONU OKULA ÖNCEDEN HAZIRLAMAYA ÇALIŞIYORUZ. SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR AİLENİN ÖNEMİ • Ailenin birlik veya dağınık olması. • Ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi, onun ilk sosyal deneyimlerini oluşturacak ve kişiliğinin gelişmesinde, ayrıca ebeveynin çocuğa sert yada yumuşak tavırları, tutumları, ona değer verip vermemesi, ergenlik çağında ona yardımcı olup olmamasın da son derece önemli rol oynayacaktır. • sürekli karı-koca kavgası • Ailede alkol sorunu • Ailede suçlu bireylerin bulunması (Çünkü suçluluk) • Ailenin çocuk üzerindeki denetimini kaybetmiş olması • Aile içi şiddet olması ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • İLK AMAÇ ÇOCUKLARIN SUÇLA KARŞILAŞMALARINI ENGELLEMEK OLMALIDIR • KORUYUCU ÖNLEMLERİ ALMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR • ENGELLEYEMEDİĞİMİZDE CEZALANDIRAMAYIZ • KİLİT ALTINA ALMAK ÇÖZÜM GETİRMEZ • REHABİLİTASYON VE TEDAVİ GEREKİR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Çocukların değerlendirilmesi özel olmalıdır. İfadelerinin alınması ve muayeneleri özel olarak yapılmalıdır. Çocukların yargılanması özel olmalıdır. Çocukların mağdur olduğu davalar da özeldir. Yargının bu özel durum için özel ekipleri olmalıdır. Bu davalara bakan kolluk kuvetleri,savcı ve hakimler ayrı olmalı ve özel eğitim almalıdırlar. Çocuklarla çalışan herkes kendi görevini yapmalıdır. Karar verici hakimdir. Raporlar, ifadeler sorumlu ve eğitimli hakim tarafından değerlendirilmeli İster mağdur ister fail olsunlar çocukların tüm işlemleri bir merkezde yapılmalıdır. Anlaşılan bize erişkin cezası verince erişkin kıyafeti vermeleri gerekiyor! ÇOCUK VE ADLİ SÜREÇ Çocukları ilgilendiren çok sayıda kanun maddeleri çerçevesinde onların Haklarının korunmasında Bakım tedbiri alınmasında Suça sürüklenen çocuğun belirlenmesinde İstismar bildiriminde Çocukların ifadelerinin değerlendirilmesinde Savcılık, kolluk kuvvetleri, sosyal hizmet birimleri ve diğer ilgili kurumlarla işbirliğinde Ceza ehliyeti, velayet ve diğer konularda bilirkişilik yapmak üzere Adli çocuk ve ergen psikiyatrisi uygulamaları gerekli olmaktadır ÇOCUK VE ADLİ SÜREÇ • Çocuk ruh sağlığı bilirkişi değerlendirmesinde – Ayrıntılı ruhsal muayene ve sonuçları – Gelişimsel özelliklerin tespit edilmesi – Anne baba özellikleri ve aile yapısının tanınması gerektiğinde raporlanması – Eğitim ortamı ve eğitim süreçlerinin değerlendirilmesi ÇOCUK VE ADLİ SÜREÇ – Mizaç özellikleri ve genetik farklılıkların tespiti – Akran ilişkileri ve sosyal gelişimin değerlendirilmesi – Çocuğun genel durumunu etkileyen tıbbi bir hastalık veya kullandığı ilaç/madde tespit edilmesi – Psikososyal stres faktörlerinin belirlenmesi önemlidir. Ceza Ehliyetinde bilirkişilik • Suça sürüklenen çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma/kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk • Ceza ehliyetinin olup olmadığı söylenecek çocuğun biyo-psiko-sosyal özellikleri tespit edilmesi gerekir Ceza Ehliyetinde bilirkişilik • Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal ve istismar edilen ya da suç mağduru çocuk • Ceza ehliyeti raporunda çocuğun içinde bulunduğu suç ortamı göz önüne alınmalıdır. Tekrarlayıcı bir şekilde suç süreci varsa çocuğun korunmaya alınması ve suç ortamından uzaklaştırılması gerekir. Ceza Ehliyetinde bilirkişilik • Ahlaki redaet: ahlaki kötülük, yani bir olayın ahlaken kötü olduğunun farkında olma • Bu kavramda özellikle işlemiş olduğu fiilin (kendi psikososyal-psikoseksüel gelişimi göz önüne alınarak) kötü olduğunun farkında olup olmadığı değerlendirilmektedir. Ceza Ehliyetinde bilirkişilik • Davranışlarını yönlendirme yeteneği: kendi davranışlarını kontrol ederek, iradi bir şekilde kullanabilme becerisi • Çocukların davranışlarını tam olarak yönlendirme yeteneği 12 yaştan sonra başlar, dolayısı ile bu yaştan sonra bu özelliğin gelişip gelişmediği değerlendirilmelidir. Ceza ehliyetinin belirlenmesinde önemli bir kavramdır Ceza Ehliyetinde bilirkişilik • Fiilin hukuki anlam ve sonuçları: herhangi bir suç unsurunun veya işlemiş olduğu fiilin kanunlar nezdindeki sonuçlarının farkında olmak, kötülüğünü bilmek, işlemesi durumunda ne gibi süreçlerin doğacağını bilebilmek, suç ile suç olmayanı ayırt edebilmek, birbirine yakın olayları ayırt etme, seçebilme ve uygulayabilme kabiliyeti, birbirine yakın durumlarda doğruyu bulabilme becerisi • 12 yaşından sonra gelişmeye başlar 15 yaşından sonra ise gelişmiş olduğu kabul edilir. Ceza ehliyetini etkileyen faktörler • Yaş: Çocukların gelişimsel süreci içerisinde yaş ile birlikte bazı yeterliliklerin kazanıldığı bilinmektedir. Kronolojik yaş ve zeka yaşı gibi değerlendirmeler yapılmaktadır. • Özellikle ergenlik dönemi (12 yaş ve sonrası) ile normal bir zeka gelişimi ile birlikte gelişen soyut düşünce, muhakeme ve yargılama becerileri davranışlarını yönlendirme yeteneğini olumlu olarak etkiler Ceza ehliyetini etkileyen faktörler • 0-12 yaş: 12 yaşını doldurmamış çocukların işlemiş olduğu kanunen suç kabul edilen fiillerden sorumlu tutulamayacağı, eğer çocuk bir suç işlemişse ve bu suç çocuğun yetiştirilmesi ile ilgili yetersizlik ile ilgiliyse koruyucu tedbirlerin alınabileceği şeklinde çerçevelendirilmiştir. Ceza ehliyetini etkileyen faktörler 12-15 • İşlemiş olduğu fiil planlı ve sonuçları fark edilerek yapılmışsa • Sonuçları konusunda hukuki bir farkındalık varsa • Başka yönlerden davranışlarını yönlendirebiliyor ve normal gelişimsel özellikler gösteriyorsa • Soyutlama, yargılama, algı, frustrasyon toleransı gibi özellikleri normal zekaya eşlik ediyorsa • İşlemiş olduğu fiilin hukuki sonuçları konusunda bilgi ve malumatı varsa • İşlemiş olduğu fiilin sonuçları itibari ile ağır ve önemli ve o yaştaki çocuğun kolaylıkla fark edebileceği sonuçları varsa • Akran, içinde bulunduğu alt kültür ve gruba özgü etkenlerin olup olmadığı göz önüne alarak • Hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı değerlendirilir. Ceza ehliyetini etkileyen faktörler • 16-18 yaş: fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin geliştiği, davranışlarını yönlendirebildiği yaş dilimidir. • Ancak ceza ehliyetini etkileyen bir akıl hastalığının olup olmadığı araştırılır. Ceza ehliyetini etkileyen bir akıl hastalığı varsa (zeka geriliği, psikoz gibi) o zaman ceza ehliyetinin olmadığı belirtilir. Ceza ehliyetini etkileyen durumlar • Zeka gerilikleri ceza ehliyetini etkilemektedir. Bu durumda normal altı zeka düzeyinin çocuğun davranışlarını yönlendirme yeteneğini nasıl etkilediği belirlenmelidir. • Özellikle yaş ile birlikte kognitif yapının ceza ehliyetinde önemli olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun IQ seviyesi farklı düzeylerde olabilir. Geçici nedenler • Ceza ehliyetinin fiilin işlendiği anda bozulmasına sebep olan ruhsal bozukluklar söz konusu olabilir • Gayri iradi olarak psikoaktif madde kullanımına bağlı psikoz, beyin işlevini bozan organik nedenler (alkol psikozu, üremi vb), hipoglisemi,epileptik atak esnasında kişinin davranışlarını yönlendirme yeteneği ortadan kalkar Sağır ve dilsiz olma • 0-15 yaş: ceza sorumluluğu yoktur • 16-18 yaş: ceza sorumluluğu işlemiş olduğu fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediğine bakılarak belirlenir. • 19-22 yaş: ceza sorumluluğunu etkileyen herhangi bir akıl hastalığı olup olmadığına bakılır Tanık olarak çocuk • Çocukların tanıklığa zorlanmaması önemlidir • Özellikle travmatik olayların gelişimsel süreçlerde bozulmaya yol açacağı unutulmamalıdır • Ancak kanuni süreçlerin gerçekleşmesi ve çocuğun yüksek yararı göz önüne alındığında çocuk dostu görüşme ile tanıklık olabilir Tanık olarak çocuk • Tanıklık sürecinde çocuk tekrar tekrar örselenmemelidir • Çocuğun yaşı, bilişsel ve psikososyal gelişimi göz önüne alınmalıdır • Çocuk koruma kanunu bu süreci düzenlemiştir İfadelerine itibar edilebilirlik • Çocukların ruhsal değerlendirilmesinde ifadelerine itibar edilip edilmeyeceği değerlendirilmelidir • Çocukların gerçek ile hayali ayırt edebildiği yaşlardan itibaren ifadelerine itibar edilmemesi için bir sebep yoktur (3-4 yaş) • İfadelerine itibar edilmesine engel olabilecek veya ana hatları ile itibar edilmesinin faydalı olabileceği ruhsal bozukluklar mevcut olabilir • Ayrıca değerlendirmede çocuğun yaşı ve kognisyonu göz önüne alınmalıdır