HEDEFLER İÇİNDEKİLER TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ VE TOPLU İŞ UYUŞMAZLIKLARI • Toplu İş Sözleşmesinin İçeriği • Toplu İş Sözleşmesinin Meydana Gelmesi • Toplu İş Sözleşmelerinin Değişen Şartlara Uygulanması • Toplu İş Uyuşmazlıkları • Grev ve Lokavt • Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Toplu iş sözleşmesi ve içeriği hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Toplu sözleşme yapılma süreci hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Toplu iş uyuşmazlıkları ve çözüm yolları hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Grev ve lokavt hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz, İŞ HUKUKU Prof. Dr. Fahrettin KORKMAZ BÖLÜM 14 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları GİRİŞ Daha önceki dönemde yürürlükte olan 2822 sayılı Kanuna göre toplu iş sözleşmesi; hizmet akdinin yapılması, muhtevası ve sona ermesi ile ilgili hususları düzenlemek üzere, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmedir. Anayasanın 53. maddesinde, 07.05.2010 tarihinde yapılan değişiklikle “Toplu İş Sözleşmesi Hakkı”, Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu Sözleşme Hakkı” olarak değiştirilmiştir. Bu madde, işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olduklarını belirtmektedir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 1. maddesinde, toplu iş sözleşmesi hakkının işçi ve işverenlere karşılıklı olarak tanınan bir hak olduğu, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri ihtiva ettiği belirtilmiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 1. maddesinde, toplu iş sözleşmesi hakkının işçi ve işverenlere karşılıklı olarak tanınan bir hak olduğu, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri ihtiva ettiği belirtilmiştir. 6356 sayılı yasanın 33/2. maddesinde toplu iş sözleşmelerinde; tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, sözleşmenin uygulanmasını ve denetimini, uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmektedir. TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN GENEL NİTELİKLERİ Muhteva Kanunun iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesi ile ilgili hususları (normatif kısmı) düzenlemek üzere toplu iş sözleşmesinin yapılabileceğini belirten 2. maddesinin 1. fıkrası, sözleşmenin taraflarına emredici hukuk kuralları koyabilme hakkını tanımış ve bu hakkın sınırlarını da çizmiş bulunmaktadır. Yeni düzenleme ile "tarafların karşılıklı hak ve borçlarını" düzenleyen hükümlerin konulabileceği hükme bağlanmıştır. Bu durum, tıpkı bireysel iş sözleşmelerinde olduğu gibi karşılıklı hak ve borçların sözleşmede yer almasına olanak tanımaktadır. Dolayısıyla, yapılan toplu iş sözleşmesinde iş sürelerinin kanuni sürelerin altına çekilmesi, fazla çalışmayı düzenleyen yeni hükümler konulması, sendika üyelerinin yönetime katılmalarına ve disiplin kurullarında görev almalarına ilişkin konulan hükümler, taraflar arasında birer sübjektif hak ve borç meydana getirmekte ve borçlar hukuku niteliğini kazanmaktadır. Toplu iş sözleşmelerinde, hizmet akitlerinin sona ermesine ilişkin hükümlere de yer verilebilir. Bizdeki uygulamada da görüldüğü gibi, fesih bildirimi sürelerinin kanundakilerin üstüne çıkarılmasına, işverenin fesih hakkının Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları kısıtlanmasına ait hükümler, hizmet akitlerinin sona ermesine ilişkin toplu iş sözleşmesi hükümlerinin başlıcalarını oluşturmaktadır. Bizdeki toplu iş sözleşmesi uygulamasında sendikanın sorumluluğu, şikâyetlerin toplu iş sözleşmesinin uygulanmasında ve yorumlanmasında çıkacak uyuşmazlıkların çözümlenmesi ile ilgili hükümler de bu sözleşmede yer alabilir. Hukuki nitelik bakımından toplu iş sözleşmeleri, gerek meydana gelme safhasında ve gerekse ihtiva ettiği hükümler bakımından sözleşmeler hukukunun metot ve kaidelerine tabidir. Gerçekten, toplu iş sözleşmesinin kaynağını, tarafların müşterek iradeleri oluşturmaktadır. Sözleşme, müzakere ve pazarlıklardan sonra yazılı şekilde meydana getirilecek ve tarafların imzaları ile tekemmül edecektir. Devlet, tarafların yerine geçip onlara muayyen bir toplu iş sözleşmesi yaptıramaz. Bunun tek istisnası, mecburi tahkim hâllerinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılan toplu iş sözleşmelerinde görülür. Türk hukukunda toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi, 6356 sayılı yasaya göre kurulmuş sendikalara tanınmıştır. Toplu iş sözleşmesi, yarattığı hükümler bakımından da borç ve alacak doğuran bir kaynak meydana getirmektedir. Diğer taraftan toplu iş sözleşmesi, süresi sona ermeden ortadan kaldırılamaz. İlgililer, toplu iş sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarını yargı organına veya hakeme tevdi edebilirler. Ancak hâlin icabına göre; toplu iş sözleşmesinde sonradan yapılacak değişiklikler, geçmişte geçerli olmayacak (makable şamil değildir), değişiklik tarihinden sonraya etkili olacaktır. Bununla birlikte toplu iş sözleşmesi, bir özel hukuk sözleşmesi de değildir. Özel hukuk kaidelerinden farklı olarak devletin müdahalesi veya katılımını öngören kaidelere bağlanmıştır. Anayasanın 53/2 maddesinde, "Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir." denilmektedir. Bu madde ile anayasa, toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağının kanunla düzenleneceğini belirtmiş olup muhtevasını serbest bırakmıştır. Dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin muhtevasını, taraflar serbestçe tayin edebileceklerdir. Buna, “toplu iş sözleşmesinin özerkliği” denmektedir. Toplu İş Sözleşmesinin Meydana Gelmesi Ehliyet (yetki) tespit safhası Toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi sendikalara verilmiştir. Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için, işçi tarafının mutlaka sendika olması şarttır. İşveren taraf sendika olabildiği gibi, sendika üyesi olmayan bir işveren de olabilmektedir. Demek ki Türk hukukunda toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi, 6356 sayılı yasaya göre kurulmuş sendikalara tanınmıştır. Bu kanuna göre, kurulmuş olmayan meslek teşekküllerinin (örneğin; ticaret ve sanayi odaları, işçi ve işveren dernekleri vs.) toplu iş sözleşmesi yapma hak ve yetkileri yoktur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 41. maddesi, toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini, sadece işçi sendikaları için sayısal bir şarta bağlamıştır. Kanunun aradığı sayısal ehliyet şartı, ülke genelinde sendikanın kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünün o sendikaya üye bulunmasıdır. Bir iş kolunda çalışan işçilerin yüzde üçünün tespitinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimleri esas alınır. Her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayınlanacak istatistikler esas alınır. Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için işçi sendikasının, ülke genelinde, o iş kolunda çalışan işçilerin en az %3 ünün sendikasına üye olduğunu, toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan bir fazlasının sendikasına üye olduğunu, işletmelerde ise en az %40 ının sendikalarına üye olduğunu ispat etmesi durumunda toplu iş sözleşmelerinde temsil yetkisini elde etmiş sayılır. Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için işçi sendikasının, ülke genelinde, o iş kolunda çalışan işçilerin en az %3 ünün sendikasına üye olduğunu, toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan bir fazlasının sendikasına üye olduğunu, işletmelerde ise en az %40 ının sendikalarına üye olduğunu ispat etmesi durumunda toplu iş sözleşmelerinde temsil yetkisini elde etmiş sayılır. Bir iş yerinde çalışan işçilerle ilgili olarak toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazıyla başvurarak, kurulu bulunduğu iş kolunda üye sayısı itibarıyle ülke genelinde, o iş kolunda çalışan işçilerin en az %3 ünün sendikasına üye olduğunu, toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan bir fazlasının sendikasına üye olduğunu, işletmelerde ise en az %40 ının sendikalarına üye olduğunu ileri sürerek sözleşmenin kapsamına girecek iş yeri veya işletmelerde, başvuru tarihinde çalışan işçiler ile üyelerinin sayısının tespitini ister (STİSK m. 42). Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş yerinde sendikanın çoğunluğa sahip olduğunu anlar anlamaz, durumu altı iş günü içinde işçi ve işveren sendikalarına veya işverene bildirir (STİSK m. 42/2). Yetki tespitine karşı işçi ve işveren sendikaları iki türlü itiraz edebilirler. Yetki itirazı, ya taraflardan birinin veya her ikisinin yetkili olmadıkları ya da kendisinin çoğunluğa sahip olduğu yönünde olur. Yetkiye itiraz eden taraf, sebeplerini de göstererek tespit yazısının tebliğinden itibaren altı iş günü içinde iş yerinin bağlı bulunduğu iş mahkemesine itiraz edebilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata iddiasıyla süreye ilişkin itirazları mahkeme, altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir. Duruşma sonunda verilecek karar, temyiz edildiği takdirde Yargıtay’ca on beş gün içinde kesin karara bağlanır (STİSK m.43/3). Tespit yazısına öngörülen süre içinde itiraz edilmemişse, sürenin bitişini takip eden altı iş günü içinde veya yapılan itiraz reddedilmişse, mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde ilgili sendikaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca bir yetki belgesi verilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Yetki belgesi alınmadan yapılan toplu iş sözleşmeleri hükümsüzdür. Hükümsüzlük konusundaki dava, Bakanlık tarafından kırk beş gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde açılan dava sonunda görülerek sonuçlandırılır (STİSK m.45/1). Toplu görüşmeye çağrı safhası Toplu iş görüşmelerine çağrı, hem işçi sendikası tarafından ve hem de işveren sendikası tarafından yapılabilir. Tespit yazısını alan işveren sendikası, yazıyı aldığından, yetki belgesini alan işçi sendikası da yetki belgesini aldığı tarihten itibaren on beş gün içinde karşı tarafı görüşmeye çağırır. Toplu iş görüşmelerine çağrı, hem işçi sendikası tarafından ve hem de işveren sendikası tarafından yapılabilir. Tespit yazısını alan işveren sendikası, yazıyı aldığından, yetki belgesini alan işçi sendikası da yetki belgesini aldığı tarihten itibaren on beş gün içinde karşı tarafı görüşmeye çağırır. Çağrıyı yapan taraf, toplu görüşmede ileri süreceği tekliflerin bütününü çağrı süresi içinde karşı tarafa vermek zorundadır. Tarafların toplu görüşme gereği ileri sürecekleri tekliflerde değişiklik yapma hakları saklıdır (STİSK m. 46/3). Buradaki maksat, tekliflerin tümünden karşı tarafı haberdar etmektir. Böylece, karşı tarafın toplantıya hazırlıklı gelmesi sağlanmış olur. Ancak teklifte yer alan hususlarda taraflar, bilahare görüşmeler esnasında değişiklik yapabileceklerdir. Çağrı tarihi, derhâl görevli makama bildirilir. Çağrının on beş gün içinde yapılmaması durumunda yetki belgesini almış olan sendika, yetkisini kaybetmiş olur. Toplu görüşme safhası Kural olarak toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin ne şekilde cereyan edeceği yasada belirtilmemiştir. Ancak doğrudan doğruya görüşme usulü ile ilgili olmayan, fakat görüşme safhasında yapılması gereken bazı muamelelerde birtakım düzenlemeler getirilmiştir. Bunlar: -Toplantı yer, gün ve saatinin tespiti, çağrıya gelmemenin neticeleri, grev ve lokavta katılmayacak işçi kadrosunun tespitidir. Çağrının karşı tarafa tebliği tarihinden itibaren altı iş günü içinde taraflar, toplu görüşmenin yer, gün ve saatini aralarında anlaşarak tespit ederler ve bunu görevli makama yazı ile bildirirler. Taraflar toplantı tarihinde anlaşamaz iseler, taraflardan birinin başvurması üzerine, görevli makamca toplantı yeri, günü ve saati başvurma tarihinden başlayarak altı iş günü içinde tespit edilir ve taraflara bildirilir (STİSK m. 47/1). İşçi sendikası, çağrı tarihinden itibaren otuz gün içinde toplu görüşmeye gelmez ve toplu görüşmeye başlanmazsa yetkisi düşer. Yetki kendiliğinden düşmüş olup bu konuda adli ve idari bir karar alınmasına gerek yoktur. Yetkiyi kaybeden taraf tekrar yetki almak isterse, prosedüre uygun olarak yeniden talepte bulunması gerekir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Çağrıyı yapan taraf; otuz gün içinde toplu görüşmeye gelmiş, fakat görüşmeye başlamamış, toplu görüşme başladıktan sonra gelmemiş veya devam etmemişse, yetki kaybından söz edilemez. Kanun, görüşmelerin başlamasından itibaren altmış günle bu süreyi sınırlandırmıştır. Bu sürenin sonunda anlaşma sağlanamazsa uyuşmazlığın çözümünde müteakip yasal sürece devam edilir. Bu süreçte resmî ara bulucunun gayretlerini, Yüksek Hakem Kurulunu ve grev ve lokavt uygulamalarını görüyoruz. Toplu iş sözleşmesinin tanzimi safhası Toplu iş sözleşmeleri yazılı şekle tabidir. Bu şekil, bir sıhhat şartı olup aksi hâlde sözleşme geçerli olamaz. Toplu iş sözleşmeleri, yazılı şekle tabidir. Bu şekil, bir sıhhat şartı olup aksi hâlde sözleşme geçerli olamaz. Toplu iş sözleşmeleri, dört nüsha olarak düzenlenir ve taraf temsilcilerince imza edilir. Birer nüsha taraflara, iki nüsha da çağrıyı yapan tarafça, imza gününden başlayarak altı iş günü içinde görevli makama tevdi edilir (STİSK m.48/1). Görevli makam, kendisine tevdi edilen toplu iş sözleşmelerinin iki nüshasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığına; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da bu nüshalardan birini Devlet İstatistik Enstitüsüne gönderir. Toplu iş sözleşmesinin sicili ve sözleşmenin ilanı Çalışma ve İş Kur Müdürlükleri, toplu iş sözleşmeleri için bir sicil tutar. Toplu iş sözleşmesi metni üzerinde anlaşmazlık çıktığı takdirde, sicilde saklanan metin esas alınır. Bu sicilin nasıl tutulacağı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkartılacak bir yönetmelikte belirtilir. Bir toplu iş sözleşmesi ile veya toplu sözleşme hükmündeki özel hakem ya da Yüksek Hakem Kurulu kararı ile bağlı olan işveren, bunların aslını veya görevi veren makamca onaylanmış birer örneğini, iş yerinin işçileri tarafından görülebilecek uygun yere asmaya mecburdur. Toplu İş Sözleşmesinin Hükümleri Türk hukuk sisteminde toplu iş sözleşmelerinin özerkliği prensibi kabul edilmiştir. Bununla birlikte sözleşmelere de birtakım yasal kısıtlamalar getirilmiştir. Bu mevzuatın genel mahiyetine göre toplu iş sözleşmeleri, kanunların emredici hükümlerine aykırı nitelikte suç sayılan, ahlaka, adaba veya kanuna, nizama yahut şahsiyet haklarına aykırı hükümler ihtiva edemez. Keza toplu iş sözleşmelerine; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, milli güvenliğe, kamu düzenine, genel asayişe, genel ahlaka ve genel sağlığa aykırı hükümler ile kanunlarda suç sayılan fiilleri teşvik, tahrik ve himaye eden veya kanun veya tüzüklerin emredici hükümlerine aykırı hükümler konulamaz. İşte Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları toplu iş sözleşmelerindeki serbestlik hususu, bu yasal çerçevede mütalaa edilmelidir. Toplu iş sözleşmeleri, tarafları arasında hüküm doğurur. Taraflar, sözleşmenin uygulanmasını güçleştirecek tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadırlar. Yapılan toplu iş sözleşmesi ile işçinin ferdi hizmet sözleşmesi arasında tenakuz meydana gelirse işçi lehine olan hüküm uygulanır. Toplu İş Sözleşmesinin Süresi ve Sona Ermesi Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 35/2. maddesine göre, toplu iş sözleşmelerinin süresi bir yıldan az ve üç yıldan çok olamaz. Bu süreler kesin olup tarafların azaltma ve çoğaltma yetkileri yoktur. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 35/2. maddesine göre, toplu iş sözleşmelerinin süresi bir yıldan az ve üç yıldan çok olamaz. Bu süreler kesin olup tarafların azaltma ve çoğaltma yetkileri yoktur. Toplu iş sözleşmesine taraf olan sendikanın feshi, infisahı ya da faaliyetten men edilmiş veyahut yetkiyi kaybetmiş olması veya toplu iş sözleşmesinin uygulandığı iş yerinde işverenin değişmesi, toplu iş sözleşmesini sona erdirmez. Ancak faaliyeti bir yıldan az süren işlerde, toplu iş sözleşmesinin süresi bir yıldan az olabilir. Ne var ki işin bitmemesi durumunda bu sözleşmeler, bir yılın sonuna kadar uygulanır. Yani faaliyetleri bir yıldan fazla devam ettiği takdirde, bir yılın sonunda toplu iş sözleşmesi sona erecek ve yeni bir toplu iş sözleşmesine gitmek icap edecektir. Toplu iş sözleşmesinin bitmesinden önceki yüz yirmi gün içinde, yeni sözleşme için yetki işlemlerine başlanabilir. Ancak yapılacak toplu iş sözleşmesi, önceki sözleşme sona ermedikçe yürürlüğe giremez. Sözleşmedeki "Topluluk" Unsuru Toplu iş sözleşmelerinde hakim olan unsur, topluluk unsurudur. Bu unsur, sözleşmenin meydana gelmesinde ve sonuçlarında kendisini göstermektedir. Sözleşmenin meydana getirilmesinde topluluk unsuru Sözleşme, "İşçi sendikası" ile "işveren sendikası" veya "işveren" arasında yapılır. Yani esas itibarıyle topluluklar arasında inşa edilir. Burada sözü edilen topluluklar, tüzel kişiliği haiz ve kanunun sendika olarak kabul ettiği teşekküllerdir. Toplu iş sözleşmesi, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılır. Demek oluyor ki ancak bir hâlde kanun, sözleşmenin taraflarını tespit ederken "topluluk" unsurunu feda etmektedir. O da işveren sendikasına üye olmayan işverenin, kendi iş yerinde çalışan işçiler hakkında yapılan toplu iş sözleşmesinde taraf olma yetkisidir. Bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları hükmün mefhumu muhalifinden, sendika üyesi bulunan işverenin, toplu iş sözleşmesini sendikasından bağımsız olarak yapamayacağı sonucu çıkar. Sözleşmenin sonuçlarında topluluk unsuru İmzalanmış toplu iş sözleşmesi, taraflarını bağlar (ilzam eder). Sözleşmenin icrası hususunda tarafların her türlü kolaylığı göstermeleri gerekmektedir. Toplu iş sözleşmesinin önemli yönlerinden birisi, hiç şüphesiz sözleşmeyi meydana getiren toplulukların üyelerini de bağlayıcı (ilzam edici) bir özellik taşımasıdır. Kanun, işçilerin ve işverenlerin bağlılıklarını değişik açılardan ele almıştır. Kanunun 39. maddesi "Toplu iş sözleşmesinden, taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar." hükmünü getirmiştir. Yararlanma tabirinden, bağlılık sonucu da çıkarılmaktadır. Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar, yapılan sözleşmeden yürürlük tarihinden itibaren yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinden, taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra üye olanlar ise, üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar. Burada önemli olan üyelik tarihi değil, üyeliğin işverene bildirildiği tarihtir. Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyelerde, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler. Grev sonunda yapılan toplu iş sözleşmesinden, 65’ inci maddeye göre zorunlu olarak çalışanlar dışında iş yerinde çalışmış olanlar, aksine hüküm bulunmadıkça yararlanamaz. Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan iş yerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar ya da çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakati aranmaz (STİSK m. 39/4). Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. Toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek yararlanılabilmesi için, başvurunun toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra yapılması gerekir. Bu tarihten önce yapılan bir yararlanma talebi hüküm ifade etmez. Dayanışma aidatı ödemek şartıyla yetkili sendikadan istifa edip başka bir sendikaya geçenler de toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler, imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur. Dayanışma aidatının miktarı, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirlenir. Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı ödenmez. Bu kanun anlamında işveren vekilleri ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar, toplu iş sözleşmesinden yararlanamazlar. Kararname İle Teşmil Bir toplu iş sözleşmesinin aynı iş kolunda çalışan diğer işçilere ve onların işverenlerine teşmili hususunda Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir. Kanuni teşmilin uygulanabilmesi için o iş kolunda uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin bulunması gerekmektedir. Kanunun 40. maddesi, bir toplu iş sözleşmesinin aynı iş kolunda çalışan diğer işçilere ve onların işverenlerine teşmili hususunda Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir. Kanuni teşmilin uygulanabilmesi için, o iş kolunda uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin bulunması gerekmektedir. İş kolunda var olan sözleşmenin tarafların ittifakıyla veya Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılmasının teşmil bakımından herhangi bir fark yaratmayacaktır. Toplu İş Sözleşmesinin, tarafların hak ve borçlarını düzenleyen hükümleri ile özel hakeme başvurma hakkındaki hükümleri teşmil edilemez. Bundan anlaşıldığı kadarıyla teşmil edilen toplu iş sözleşmesinin hak ve borç doğurucu hükümleri teşmil edilemeyecektir. Bakanlar Kurulu, teşmil kararını vermeden önce Yüksek Hakem Kurulunun "istişari" mütalaasını alacaktır. Teşmil kararının içerisine alınmayan iş yerlerinde çalışan işçiler, teşmil kararından yararlanamayacaklardır. Şayet özel bir kayıt konulmamışsa alınan teşmil kararı o iş kolunda toplu iş sözleşmesi bulunmayan iş yeri, iş yerleri ya da işletme olarak kabul edilir. Bakanlar Kurulu, gerekçesini açıklamak suretiyle her zaman teşmil kararnamesini yürürlükten kaldırabilir. Fakat her hâlükârda, teşmil edilen toplu iş sözleşmesinin sona ermesi ile teşmil kararı da ortadan kalkmış olur. Tarafların Durumunda Değişiklik Toplu iş sözleşmesine taraf olan sendikanın feshi veya infisahı yahut faaliyetten men edilmiş olması ya da yetkiyi kaybetmiş olması veya toplu iş sözleşmesinin uygulandığı iş yerlerinde işverenin değişmesi, toplu iş sözleşmesini sona erdirmesi gibi durumlarda işçiler, bu sözleşmeden yararlanmaya devam ettikleri gibi, yeni işveren de toplu iş sözleşmesi ile bağlı olur. Dolayısıyla Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları tarafların mukadderatı, sözleşmenin devamını etkilememektedir. Sözleşme ve sözleşmeye bağlılık mecburiyeti devam eder. Toplu İş Sözleşmesinin Yorumu Yorum davaları ile ilgili 6356 sayılı yasanın 53. maddesinde; “Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabilir.” denilmektedir. Aynı zamanda Borçlar Kanunu’nun 19/1. maddesinde yer alan düzenlemede; “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde, yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek veya ortak iradeleri esas alınır.” denilmektedir. Toplu iş sözleşmelerinde biri normatif, diğeri borçlar hukuku niteliğinde olmak üzere iki çeşit hüküm bulunmaktadır. Bu iki unsurun birleşmesinden toplu iş sözleşmelerinin, karmaşık (karmaşık) özel hukuk niteliği ağırlıklı bir sözleşme olduğu fikri, doktrinde ve uygulamada hakim bulunmaktadır. Gerçekten, toplu iş sözleşmesinin bir tarafını mutlaka bir işçi sendikası, diğer tarafını gene bir işveren sendikası veya işveren teşkil eder. Sözleşme, bunların karşılıklı irade beyanları ile meydana gelir. Kurulan toplu iş sözleşmesi, sendika üyelerini bağlamaktadır. Bir bakıma sendikanın iradesi, üyelerinin iradesi yerine kaim olmaktadır. Daha da ötesinde, özel hakem ve Yüksek Hakem Kurulunun aldığı kararlar, toplu iş sözleşmesi niteliğinde kabul edilmiş ve üyenin bağlı bulunduğu sendikanın dahi görüşüne yer verilmeden, tamamen tarafların iradeleri dışında meydana gelmiştir. İrade dışı sözleşme dahi sendikayı ve üyelerini bağlamaktadır. Hatta sözleşme esnasında sendika üyesi olmayan işçiler de bazı durumlarda sözleşme hükümlerinden yararlanabilmekte, Bakanlar Kurulu kararıyla teşmil dahi edilebilmektedir. Yorum davaları ile ilgili 6356 sayılı yasanın 53. maddesinde; ;“Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabilir.” denilmektedir. Aynı zamanda Borçlar Kanunu’nun 19/1. maddesinde yer alan düzenlemede; “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde, yorumlanmasında tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek veya ortak iradeleri esas alınır.” denilmektedir. Mevzuatta yer alan düzenlemeler ve Yargıtay kararlarında ise, uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta sözleşmenin taraflarından her biri, yetkili iş mahkemesinde yoruma ilişkin bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay’ın ilgili dairesi, bozma söz konusu olan hâllerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir. Kesinleşen yorum kararına uymayan taraf hakkında ceza uygulanır. Kişilerin, yorum kararına uyulmamasından doğan tazminat hakları saklıdır. Toplu iş sözleşmelerinin yorumunda esas alınacak unsurun, sözleşmeye taraf olanların açık veya zımni irade beyanlarının olduğu kanaatinden hareketle amaç, tarafların müşterek maksatlarını ortaya çıkarmaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Toplu iş sözleşmelerinin yorumunda, faydalanma metodu esas olarak alınmaktadır. Ancak bu faydayı, sözleşme kapsamında ele alıp yorumlamak gerekir. Bu durumda sözleşmede olmayan, fakat ekseriya sözleşmelerde bulunması adetten sayılan kayıtların, mahkeme kararıyla toplu iş sözleşmesine ilave edilmesi veya sözleşmede bulunuyormuş gibi farz edilmelerine, adalet ve nesafet kaidelerinden hareket etmek sureti ile toplu iş sözleşmesini ikmal etmeye veya tarafların ortak maksatlarını aşmayan geniş yorum yoluna müracaat etmeye cevaz vardır. Daha önceki toplu iş sözleşmelerinde yorumlanan hüküm, eski toplu iş sözleşmelerinde bulunuyorsa; önceki tatbikatta tarafların tutumlarına, görüşmeler sırasında tutulan zabıtlara, tarafların karşılıklı olarak verdikleri yazılı teklif ve mukabil tekliflere, ara bulucuya gidilmişse ara bulucu dosyasına; toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu kararı ise, kararda dermeyan edilen gerekçelere ve tarafların beyanlarına müracaat edilebilmelidir. Toplu iş sözleşmelerinin yazılı şekle tabi olmaları, sözleşme dışı unsurlardan faydalanma imkânlarını daraltmakla beraber, bunu tamamen ortadan kaldırmaz. Eğer sözleşme metni tümü ile tereddüt ve şüpheleri ortadan kaldırmaya kâfi gelmiyorsa, çok dikkatli ve titiz olmak kaydıyla sözleşme dışı unsurlara müracaat edilebilir. Sonuç olarak, daha önceki toplu iş sözleşmelerinde yorumlanan hüküm, eski toplu iş sözleşmelerinde bulunuyorsa; önceki tatbikatta tarafların tutumlarına, görüşmeler sırasında tutulan zabıtlara, tarafların karşılıklı olarak verdikleri yazılı teklif ve mukabil tekliflere, ara bulucuya gidilmişse ara bulucu dosyasına; toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu kararı ise, kararda dermeyan edilen gerekçelere ve tarafların beyanlarına müracaat edilebilmelidir. Yorum esnasında, akdin genel maksadı da göz önünde tutulacağına ve bu maksat ekseriya işçiler için asgari şartların tespiti olduğuna göre, işçi lehine neticelere varılabilecektir. Fakat işçi lehine yorumu bir temel kaide, ön fikir olarak aldığımız ve yorumumuzu bu esasa oturttuğumuz takdirde, yanlış neticelere varmamız mümkündür. Normatif mahiyette dahi olsa bir hükmün kuruluşunda, yani müşterek maksadın taraflarca kabulünde işveren iradesinin de rol oynadığını ve yorumun, tarafların müşterek maksatları ile sınırlı bulunduğunu daima hatırda bulundurmak gerekir. Son yıllarda Yargıtay, giderek bu görüşe yakın kararlar vermektedir. Değişen şartlara göre yorum ilkesinin toplu iş sözleşmelerinde geçerli olmadığı kanaati hakimdir. Bunun gerekçesi ise, ülkemizdeki toplu iş sözleşmelerinin bir ve iki yıl gibi kısa süreli yapılmasıdır. Ancak özellikle son yıllardaki yüksek enflasyon, bu modern yorum tarzının da ülkemizde uygulanmasını haklı kılmaktadır. Toplu iş sözleşmelerinin yorumunda hâkim, hükümlerin üçüncü şahıslar tarafından ne şekilde anlaşılacaklarını da göz önünde bulundurmalı, hükümlerin sebeplerinden çok içeriklerine önem vermek suretiyle yoruma gitmelidir. Netice itibarıyle İş hukukunun işçiyi himaye gayesini güden birçok hükümleri bulunmakla beraber, hukuk nizamının, işçi, işveren ve toplum Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları menfaatlerinin dengeli bir şekilde korunması gerekmektedir. Yorumda da dikkat edilmesi gereken en önemli husus budur. Toplu İş Sözleşmelerinin Değişen Şartlara Uyarlanması Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 38. maddesinde yer alan hükme göre işletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir iş yeri veya iş yerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı iş koluna giren iş yeri veya iş yerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise; devralınan iş yeri veya iş yerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Türk hukukunda uyarlama diye tabir edilen uygulamalar, ekonomik krizler döneminde söz konusu olmakta ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1995 yılında aldığı bir karara dayanmaktadır. Bu genel kurul kararı doğrultusunda, kamuda çalışan işçilerin ücret zamları bir süre ertelenmiştir. Bu genel kurul kararında; önceki (818 sayılı) Borçlar Kanunu’muzun 52. maddesinde yer alan “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” kuralına dayanılmıştır. Bu kanun hükmünü sadeleştirdiğimiz de eğer kast ve ağır ihmal olmadan bir düzenleme yapılmış ve yerine getirilmesi de borçluyu ciddi sıkışıklığa ve sıkıntılara maruz bırakıyorsa bu durumda hâkim, hakkaniyete uygun olacak şekilde zarar ve ziyanda indirim yapabilecektir. Bu yasal düzenleme gerekçe gösterilerek ülkemizde toplu iş sözleşmelerinden zaman içerisinde değişen şartlara uyarlamalar yapılmıştır ve bundan sonrada yapılabilecektir. İş Yeri Devirlerinin Toplu İş Sözleşmelerine Etkisi Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 38. maddesinde yer alan hükme göre işletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir iş yeri veya iş yerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı iş koluna giren iş yeri veya iş yerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise; devralınan iş yeri veya iş yerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Devralan işverenin iş yeri ya da iş yerlerinde uygulanan bir toplu iş sözleşmesi yok ise; devralınan iş yerinde yürürlükteki toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Toplu iş sözleşmesi bulunmayan bir iş yerinin işletme toplu iş sözleşmesi tarafı olan bir işverence devralınması durumunda iş yeri, işletme toplu iş sözleşmesi kapsamına girer. Kanunun bu hükmüne göre iş yerinin devri durumunda toplu iş sözleşmeleri ya iş sözleşmeleri hâline gelecek ya da toplu iş sözleşmesi olarak devam edecektir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Toplu İş Sözleşmesinin Hükümsüzlüğü Toplu iş sözleşmesinin yapılması esnasında sözleşmenin asli unsurlarından birinin yok olduğunun anlaşılması(örneğin ehliyetsiz kişiyle sözleşme yapılmışsa), mecburi şartlara aykırı sözleşme yapılması durumunda yapılan sözleşme hükümsüz sayılacaktır. Yetkisiz kişilerle yapılan toplu iş sözleşmelerinin iptali bakanlıkça durumun tespitinden itibaren 45 gün içerisinde mahkemede açılacak dava ile iptal ettirilebilir. Sözleşme hükümlerinden bir kısmının iptal edilmesi diğer hükümlerin geçerliliğini etkilemez. TOPLU İŞ UYUŞMAZLIKLARI İş uyuşmazlıkları, bir iş yerinde işçi veya işçi sendikası ile işveren ya da işveren sendikası arasında çıkan uyuşmazlıklardır. İşçi ve işveren arasındaki iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklar çeşitli ayrımlara göre incelenebilir. Bu ayrımlardan ikisi konumuzu doğrudan doğruya ilgilendirmektedir. Bunlar hak ve menfaat uyuşmazlıkları ile bireysel ve toplu iş uyuşmazlıkları ayrımlarıdır. İş uyuşmazlıkları, bir iş yerinde işçi veya işçi sendikası ile işveren ya da işveren sendikası arasında çıkan uyuşmazlıklardır. Hak ve Menfaat(Çıkar) Uyuşmazlıkları Bu ayrımın esası uyuşmazlığın niteliğine ve konusuna dayanmaktadır. Hak uyuşmazlıkları; işçi ile işveren arasındaki iş ilişkilerinin dayanağını oluşturan mevzuat, toplu iş sözleşmesi ve iş sözleşmesi hükümleri ile taraflara sağlanan haklara ilişkin olarak, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklardır. Burada anlaşmazlık var olan bir hak etrafında gerçekleşmektedir. Menfaat uyuşmazlığında ise yeni bir hak oluşturmak ya da çalışma şartlarını değiştirmek yapılan çalışmalarla ortaya çıkan bir anlaşmazlık hâlidir. Hak uyuşmazlıklarına örnek olarak, işverenin hizmet akdini feshettiği işçiye kanunda belirlenenden az miktarda kıdem tazminatı ödediği veya toplu sözleşmede kararlaştırılan normal ücretinin yüzde yetmiş beşi tutarındaki fazla çalışma ücreti yerine yüzde elli tutarında fazla çalışma ücreti ödediği durumlarda veya hizmet akdinde kabul edilen yılda iki aylık tutarındaki ikramiyeyi vermediği iddiası ile ortaya çıkan uyuşmazlıklar gösterilebilir. Aynı şekilde, işçinin işverene karşı yapmakla yükümlü olduğu edimi yerine getirmediği veya çalışma saatlerinin kararlaştırılandan daha uzun tutulması gibi hususular işçi ile işveren arasında çıkan uyuşmazlıklar da hak uyuşmazlıklarını oluştururlar. Menfaat uyuşmazlıkları ise, mevcut bir hakkın değiştirilmesi ya da yeni bir hakkın meydana getirilmesi amacıyla çıkan uyuşmazlıklardır. Bunlara örnek olarak yeni ücretlerin belirlenmesi, iş süreleri, yıllık ücretli izin sürelerinin Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları arttırılması, çalışma süresinin uzatılması talepleri üzerine çıkan uyuşmazlıklar gösterilebilir. Yürürlükteki 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi bu ayrıma uymakta ve bu madde hak uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde iş mahkemelerini yetkili kılmaktadır. Bireysel ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Bu ayrım yapılmaktadır. iş uyuşmazlıklarının tarafları göz önünde tutularak Bireysel iş uyuşmazlıkları, işçi işveren arasındaki bireysel iş ilişkilerinden iş sözleşmesinden veya mevzuattan doğan uyuşmazlıklardır. Buna örnek olarak, bir işçinin devamsızlık nedeniyle işten çıkarılması üzerine, işçinin bunun yasal olmadığını ve çıkarmanın haksız olduğunu iddia etmesi gösterilebilir. Toplu iş uyuşmazlıkları ise, işveren sendikası veya işveren ile işçi sendikası arasında çıkan uyuşmazlıklardır. Toplu iş uyuşmazlıkları, işçileri ilgilendiren ortak bir konu nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi, böyle bir konuda toplu iş sözleşmesi yapıldıktan sonra bir işçi ile işveren arasında çıkan bir bireysel iş uyuşmazlığının işçi sendikasınca benimsenmesi ve bu sendikanın uyuşmazlığa taraf olması ile de doğabilecektir. Ara Buluculuk Toplu iş uyuşmazlıkları, işveren sendikası veya işveren ile işçi sendikası arasında çıkan uyuşmazlıklardır. 2822 sayılı yasayla kurulan ara buluculuk 6356 sayılı yasa döneminde biraz şekil değiştirerek varlığını korumuştur. Ara buluculuk menfaat uyuşmazlıklarında grev öncesinde gidilmesi gereken bir yoldur. Resmi ara bulucunun ilk yapacağı iş, uyuşmazlığın tespitidir. Konuya ilişkin olarak 6356 sayılı yasanın 49. maddesinde şöyle bir düzenleme getirilmiştir; "Toplu görüşme için tespit edilen yer, gün ve saatte taraflardan biri toplantıya gelmezse veya toplantıya geldiği hâlde görüşmeye başlamazsa ya da toplu görüşmeye başladıktan sonra taraflardan biri toplantıya devam etmezse, taraflar toplu görüşme süresi içerisinde anlaşamadıklarını bir tutanakla tespit ederlerse, taraflar arasında toplu görüşme süresi içerisinde anlaşma olmaksızın görüşmeler sona ererse, toplantıya gelen taraf durumu görevli makama altı iş günü içinde yazı ile bildirir." Taraflardan birinin durumu görevli makama bildirmemesi durumunda işçi sendikasının yetkisi düşecektir. Sayılın bu durumlar uyuşmazlığın tespiti ve ara bulucunun toplu görüşmelere dâhil olması anlamına gelmektedir. Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün içinde taraflar anlaşamadıklarını bir tutanakla tespit eder veya toplu görüşmenin başlamasından Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları itibaren altmışıncı günün sonunda anlaşmaya varamazlarsa, taraflardan biri durumu görevli makama yazı ile bildirir. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, yukarıda çeşitlerini saydığımız uyuşmazlık hâllerinden biri sebebiyle netice vermediği takdirde, kanun, bu safha ile grev arasında bir tampon devre koymuştur. Bu devre içinde "ara bulucu" adı verilen bir kişi, tarafların arasına girmek suretiyle onları uzlaştırmaya, tavsiyelerde bulunmaya ve sözleşmeyi bağıtlamaya gayret sarf edecektir. Kanun, esasen ihtiyari ara buluculuğu benimsemiştir. Ancak taraflar ara bulucuyu seçmekte anlaşamazlarsa taraflardan birinin talebi üzerine resmî listeden seçim yapılır. Toplantılara katılacak ara bulucunun tespiti amacıyla uyuşmazlık yazısını alan görevli makam, altı iş günü içinde taraflardan en az birinin katılımı ile veya katılım olmazsa resen resmî listeden bir ara bulucuyu görevlendirecektir. Tarafların ara bulucu ismi üzerinde anlaşma sağlamaları hâlinde o uyuşmazlığa bakacak ara bulucu, üzerinde anlaşma sağlanan kişidir (STİSK m.50/1). Toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanmasından itibaren otuz günlük süre geçmiş olmasına rağmen anlaşma sağlanamamışsa, taraflardan her biri görüşmelere bir ara bulucunun iştirakini görevli makamdan isteyebilir. Hukukumuzda grev ve lokavt ertelemeleri durumunda da ara buluculuğun devreye girdiğini görüyoruz. 6356 sayılı yasanın 60/7. maddesinde kanuni grev kararı alınan bir uyuşmazlıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, uyuşmazlığın çözümü için bizzat ara buluculuk yapabileceği gibi bir kişiyi de ara bulucu olarak tayin edebilmektedir. Grev ve lokavtın ertelendiği durumlarda, erteleme kararı yürürlüğe girdiğinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bizzat devreye girip ara buluculuk yapabileceği gibi uygun gördüğü bir kişiyi de ara bulucu olarak seçip uyuşmazlığın çözümü için gayret gösterebilecektir. Resmî Ara Buluculuk teşkilatı, Resmî Ara Buluculuk Daire Başkanlığı, seçici kurul ve resmî ara buluculardan oluşur. Resmi Arabuluculuk Daire Başkanlığı, seçici kurulun raportörlük hizmetlerini, resmî ara buluculara yapılacak ödemeleri karşılamak üzere oluşturulacak fona ilişkin işlemleri ve diğer büro hizmetlerini yürütür. Sendika üyesi veya sendikada görevli olanlar, sendikanın taraf olduğu; işveren veya işverene ait iş yerlerinde görevli bulunanlar da işverenin taraf olduğu uyuşmazlıklarda resmî ar buluculuk yapamazlar. Resmî ara bulucularda aranan nitelikler, başvurunun şeklini içeren ilanlar, seçim tarihinden bir ay önce Resmî Gazete ile ilan edilir. Kurul, ara buluculuk yapacakları belirler. Belirlenen arabulucular, görevlendirildikleri bölge müdürlüklerine bildirilir. Ara bulucuların görev süresi üç yıldır, yeniden seçilebilirler. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Görevli makam veya mahkemece belirlenen resmî ara bulucu ücretleri, taraflarca millî bir bankadaki hesaba yatırılır. Ara bulucu raporları, ilgili daire başkanlığına ulaştığında, resmî ara bulucuya ücreti ödenir. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanmasından itibaren otuz günlük süre geçmiş olmasına rağmen anlaşma sağlanamamışsa taraflardan her biri görüşmelere bir ara bulucunun iştirakini görevli makamdan isteyebilir. Görevli makam, ara bulucuyu belirlemek amacıyla tarafları toplantıya çağırır. Tarafların ittifakı olursa ara bulucu seçimi ittifakla olmazsa kura yoluyla yapılır. Eğer altmış günlük süre geçmişse görevli makam, ara bulucunun tayinini yetkili ve görevli iş mahkemesinden isteyecektir. Ara bulucular, taraflar arasındaki ihtilafı gidermek için her türlü çaba ve gayreti göstermek ve uyuşmazlığın barışçı yollarla çözümlenmesini sağlamakla yükümlüdürler. Tüm gayretlere rağmen anlaşma sağlanamazsa, ara bulucu toplantı tutanaklarını da eklediği raporunu görevli makama sunmak zorundadır. Eğer resmî ara bulucu taraflar arasındaki ihtilafı gidermiş ise hazırladığı metin, toplu iş sözleşmesi niteliğindedir. Ara buluculuk süresi on beş gün olup, tarafların muvafakati ile bu süre 6 iş günü daha uzatılabilir. Özel Hakem Menfaat uyuşmazlıklarında taraflar, sorunun çözümünü özel hakeme götürdükleri takdirde bu aşamadan sonra ara buluculuk, hakem kurulu, grev ve lokavt devre dışı kalmış olacaktır. 6356 sayılı yasanının 52. maddesinde düzenlenmektedir. Bu ihtiyari hakemliğin bizzat kendisidir. İhtiyari hakemlikte taraflar, kendi özgür iradeleriyle uyuşmazlığın çözümünü hakeme bırakmaktadırlar. Mevzuatımıza göre taraflar, toplu hak ve menfaat uyuşmazlıklarının her aşamasında özel hakeme başvurup sorunlarını bu suretle çözmeyi tercih edebilirler. Bu konuda toplu iş sözleşmelerine hüküm konularak taraflarından herhangi birisinin talebi üzerine de özel hakeme başvurulabilmektedir. Menfaat uyuşmazlıklarında taraflar, sorunun çözümünü özel hakeme götürdükleri takdirde bu aşamadan sonra ara buluculuk, hakem kurulu, grev ve lokavt devre dışı kalmış olacaktır. Taraflar kendi aralarında anlaşarak herhangi bir kişiyi özel hakem olarak seçebilecekleri gibi özel hakem olarak yüksek hakem kurulunu da seçebilirler. Özel hakemin vereceği kararlar toplu iş sözleşmesi hükmündedir. Toplu hak uyuşmazlıklarında özel hakemin verdiği kararlar genel hükümlere tabi olup verilen kararlar mahkeme kararı niteliğindedir. Taraflar, özel hakemin verdiği kararlara karşı temyiz yoluna gidebilirler. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulu Yüksek Hakem Kurulu belirli durumlarda görev icra eden bir kuruldur. İrade dışı toplu iş sözleşmesini yapmaya yetkili bir kuruldur. Bu kurul aşağıdaki hâllerde görevli olur ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı nihai olarak çözer ve verdiği kararlara itiraz mümkün değildir. Bu hâlleri şöyle sıralayabiliriz: Grev oylamasının olumsuz çıkması ve bu sonucun kesinleşmesini müteakip işçi sendikasının yüksek hakem kuruluna başvurması hâlinde Yüksek Hakem Kurulu uyuşmazlığa bakacaktır. Grev ve lokavtın yasak olduğu iş yerlerinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar Yüksek Hakem Kurulu tarafından giderilecektir. Bunun yapılabilmesi için ara bulucu raporunun taraflara tebliğinden itibaren altı iş günü içerisinde taraflardan birinin Yüksek Hakem Kuruluna başvuruda bulunması gerekmektedir. Diğer bir durum ise Bakanlar Kurulu tarafından bir iş yerinde veya işletmede alınan grev ve lokavt kararlarının altmış gün süre ile ertelenmesi ve erteleme süresi içerisinde taraflar arasındaki uyuşmazlık giderilemediği takdirde sürenin bitiminden itibaren taraflardan her biri altı iş günü içerisinde Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilecektir. Her üç hâlde de başvuran taraflardan birinin mutlaka işçi sendikası olması gerekmektedir. Aksi takdirde sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi ortadan kakmış olacaktır. Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen kararlar toplu iş sözleşmesi hükmünde olup kesin karar niteliğindedir. Kurul kararları toplantıya katılanların çoğunluğuyla alınmış olacaktır. Yüksek Hakem Kurulu sekiz üyeden oluşmaktadır. Uyuşmazlığın işçi tarafının farklı olması halinde iki üyeden biri bu konfederasyon tarafında belirlenecektir. O uyuşmazlıkta işçi sendikasını temsil edecektir. Yüksek Hakem Kurulu, üyelerinin tamamının katılmasıyla toplanır. Başkanın dışındaki üyelerden ikisinin katılmaması toplantının icrasına engel değildir. Başkanın katılmaması durumunda yerine yedek başkan veya üyelerden birinin başkanlığında toplantı icra edilir. Kararlar, katılanların çoğunluğu tarafından alınır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Grev ve Lokavt Grev İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle iş yerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak ya da bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir. İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle iş yerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak ya da bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir (STİSK m. 58). Bu tariften anlaşılacağı gibi grevin biri "işin terki", diğeri "terk hususunda anlaşma veya karar" olmak üzere iki temel unsuru bulunmaktadır. İşin bırakılması, işçilerin "ifa borcunu" yerine getirmemeleri, çalışmayı durdurmaları veya esaslı bir surette aksatmalarıdır. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanun’unun 58. maddesinde, bir iş yerinde grev veya lokavtın uygulanmaya başlamasıyla birlikte, işçilerin iş yerinden ayrılmak zorunda oldukları; ancak greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçenlerin iş yerinde çalışmalarının engellenemeyeceği bildirilmektedir. Şu kadar ki greve katılmayan ve katılmaktan vazgeçen işçileri işveren çalıştırıp çalıştırmamakta serbesttir. Çalışmayarak greve katılan, fakat işyerini terk etmeyen işçileri, işveren, işyerini terke zorlayabilir. İşçilerin bu tutumu aynı zamanda "iş yeri işgali“ne girer ki bu hâle, kanun dışı grevin müeyyidesi (yaptırımı) uygulanır (STİSK m.78, Anayasa m. 54/VIII). Bu durum karşısında, verimi düşürmek maksadıyla işi yavaşlatmak grev kavramına girmez. Zira bu hâlde işin terk edilmesi durumu yoktur. Kanun bu durumu grev olarak kabul etmemekle beraber, "işi yavaşlatma" "verimi düşürme" ve “diğer direnişlere” kanun dışı grevin müeyyidelerinin uygulanacağını bildirmektedir (STİSKm.78, Anayasa 55/VII). Grev oylaması, grevi engelleme yollarından biridir. Grev kararının iş yerinde ilan edildiği tarihte o iş yerinde çalışan işçilerin en az dörtte birinin ilan tarihinden itibaren altı iş günü içinde iş yerinin bağlı bulunduğu görevli makama yazılı başvurusu üzerine, görevli makamca talebin yapılmasından başlayarak altı iş günü içinde grev oylaması yapılır. Oylamaya ilişkin itirazlar, oylama gününden başlayarak üç iş günü içinde mahkemeye yapılır. İtiraz, mahkemece üç iş günü içinde kesin olarak karara bağlanır. Oylamada grev ilanının yapıldığı tarihte iş yerinde çalışan işçilerden oylamaya katılanların salt çoğunluğu grevin yapılmaması yönünde karar verirse, bu uyuşmazlıkta alınan grev kararı uygulanamaz. Bu durumda 60’ıncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen sürenin sonuna kadar anlaşma sağlanamazsa veya Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları 51’inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde işçi sendikası Yüksek Hakem Kuruluna başvurmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. Grev oylaması, grevi engelleme yollarından biridir. Grev kararının iş yerinde ilan edildiği tarihte o iş yerinde çalışan işçilerin en az dörtte birinin ilan tarihinden itibaren altı iş günü içinde iş yerinin bağlı bulunduğu görevli makama yazılı başvurusu üzerine, görevli makamca talebin yapılmasından başlayarak altı iş günü içinde grev oylaması yapılır. Grev sonunda bir toplu iş sözleşmesi yapılması durumunda, grev esnasında iş yerinde çalışmış olanlar bu sözleşme hükümlerinden yararlanamazlar. Şu kadar ki sözleşmeye bunun aksine bir hüküm konabilir. İşletme toplu iş sözleşmesi yapılmasına ilişkin uyuşmazlıkta grev oylaması talebi, işletmenin her bir iş yerinin bağlı bulunduğu görevli makama yapılır. Grev oylaması isteyen işçilerin sayısının yeterli orana ulaşıp ulaşmadığının tespiti ile grev oylamasının sonuçları işletme merkezinin bağlı bulunduğu görevli makamda toplanır ve toplu sonuç orada belirlenir. Grup toplu iş sözleşmesi yapılmasına ilişkin uyuşmazlıkta grev oylaması talebi, grubu oluşturan her bir iş yerinin bağlı bulunduğu görevli makama yapılır. Grev oylaması isteyen işçilerin sayısının yeterli orana ulaşıp ulaşmadığının tespiti ile grev oylamasının sonuçları her iş yeri için ayrıca belirlenir. Kanuni grev 6356 sayılı yasanın 53. maddesi kanuni grevin unsurlarını belirtmiştir. Buna göre bir grevin kanuni olduğundan söz edebilmemiz için; menfaat uyuşmazlığına dayanan bir toplu iş uyuşmazlığının bulunması, yasal sürecin ikmal edilmesi, o alanda grev yasağının bulunmaması, alınan grev kararının mesleki amaçlı olması, barışçı yolların denenmiş olması ve bu yollarla uyuşmazlığın çözümlenememiş bulunması, yetkili sendika tarafından usulüne uygun grev kararının alınmış olması alınan grev kararının tebliğ, tevdi ve ilan edilmiş olması, grev oylamasının yapılmış olması ve bu oylamada çoğunluğun grevin yapılması yönünde oy kullanmış olması greve katılmayacak işçilerin belirlenmiş olması gerekmektedir. Kanun, greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçen işçileri çalıştırıp çalıştırmamakta işvereni tamamen serbest bırakmıştır. Ancak bunların yerine işveren, hiçbir surette daimi veya geçici olarak başka işçi alamaz veya çalıştıramaz. Grev sonunda bir toplu iş sözleşmesi yapılması durumunda grev esnasında iş yerinde çalışmış olanlar, bu sözleşme hükümlerinden yararlanamazlar. Şu kadar ki sözleşmeye bunun aksine bir hüküm konabilir. İkinci unsur ise anlaşma ve karardır. Çalışmama olayının grev olarak nitelendirilebilmesi, bunun topluca yapılması hakkında anlaşmaya varılmış olmasına bağlıdır. Hatta kanunumuz bu anlaşmayı bir işçi teşekkülü kararı olarak kabul etmiştir. İşçi teşekkülü kararı yoksa mevcut grev kanunsuzdur. Bu sebeple "protesto" adı altında işçilerin anlaşarak işi durdurmaları pek tabii grev olayını meydana getirir. Buna karşılık, sokakta cereyan eden bir mitinge birçok işçinin, daha önceden bir anlaşma olmadan, heyecandan dolayı işi bırakarak katılmaları hâli, grev vakası olarak nitelenemez. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Topluca işi bırakmanın, bir hakkın kullanılması şeklinde kabul edilebilmesi için, grevin kendilerine bir hak olarak tanındığı çalışanlar tarafından meydana getirilmiş olması gerekir. Diğer bir ifade ile işi bırakanların, işçi sayılan kişilerden olması gerekir. Bazı durumlarda kanun gereği işçi sayılan kişilerin greve katılmaları yasaklanmıştır. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 65. maddesine göre: Niteliği bakımından sürekli olmasında teknik zaruret bulunan işlerde faaliyetin devamlılığını temin edecek; İş yerinin güvenliğinin, makina ve demirbaşlarının bakım ve korunmasını sağlayacak; Hayvan ve bitkilerin korunmasını sağlayacak; sayıda işçi, kanuni grev ve lokavt sırasında çalışmaya, işveren de bunları çalıştırmaya mecburdur. İşveren veya işveren vekili, grev ve lokavt dışında kalacak işçilerin sayısını, toplu görüşmenin başlamasından itibaren altı iş günü içinde iş yerinde yazıyla ilan eder ve bu ilanın bir örneğini işçi sendikasına bildirir. İlana karşı itiraz müddeti altı gündür. Bu süre geçtikten sonra ilanın mahiyeti kesinleşir. Süre geçtikten sonra grev ve lokavt dışı kalacak işçilerin sayısının tespiti Çalışma İşkur Müdürlüğü tarafından ya tarafların görüşü alınarak veya re’sen yapılır. Grev hakkının amacı, işçilerin iktisadi ve sosyal durumlarıyla çalışma şartlarını korumak veya düzeltmektir. Bu amaç dışında girişilen grev hareketleri kanun dışı grev olduğundan, yasaklanmış ve cezalandırılmıştır. Grev ve lokavt müddetince iş yerinde çalışmak zorunda olan işçiler, geçerli bir mazeretleri olmadan çalışmaz iseler, idari para cezası ödemeye maruz kalırlar. Çalışmak zorunda olan işçileri, grev ve lokavt süresince çalıştırmayan işverene de aynı ceza tatbik edilir. Grev ve lokavt kararlarının hukukiliğinde önemli unsurlardan biri de amacın hukuki olmasıdır. Yasada belirtildiği üzere bu hakkın amacı, işçilerin iktisadi ve sosyal durumlarıyla çalışma şartlarını korumak veya düzeltmektir. Bu amaç dışında girişilen grev hareketleri kanun dışı grev olduğundan, yasaklanmış ve cezalandırılmıştır. Kanun koyucu, kanuni grevi iktisadi ve sosyal amaçla sınırlandırırken, bu hususta sadece genel bir ifade kullanmakla yetinmemiş, gerek Anayasada, gerekse kanununda bu amacı aşan birçok hâlleri saymak suretiyle, bunların kanun dışı grev hükümlerine tabi olacağını belirtmiştir. Anayasanın 54. maddesi, siyasi amaçlı grevi, genel grevi ve dayanışma grevini kanun dışı grev olarak saymıştır. Bir grevin siyasi amaçlı olup olmadığını tespit her zaman kolay olmayabilir. Bu bakımdan ekonomik, sosyal hak ve menfaatlerin korunması ve Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları geliştirilmesi amacıyla değerlendirilemez. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 59/1. maddesi lokavtı; iş yerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda işveren veya işveren vekilinin kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşunun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca işten uzaklaştırması olarak tanımlamıştır. yapılan grevler, siyasi amaçlı grev olarak Kanuni grevin doğurduğu önemli sonuçlar bulunmaktadır. Bunlar arasında; greve katılma, katılmaya teşvik etmenin iş akdinin feshi için bir sebep oluşturamayacağı, greve katılan işçilerin iş akitlerinin askıda kalacağı, iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlarının grev sonuna kadar dondurulmuş sayılacağı, greve katılan işçilerin sigorta haklarının devam edeceği, grev esnasında işverenin işe yeni işçiler alamayacağı, işçilerinde grev boyunca başka işlerde çalışamayacakları, kanuni grevin konut haklarına olumsuz yansımasının olmayacağı, grevci işçilerin daha önce üretilmiş malların satışına ve ham maddelerin girişine engel olamayacakları yasal kurallara bağlanmış bulunmaktadır (STİSK m.64-65-66-67-68-69. maddeleri). Yetkili sendika tarafından alınan ve uygulamaya konan kanuni grev, tarafların anlaşması, işçi sendikasının grevi sona erdirmesi, özel hakeme başvurma, işçi sendikasının kapatılması, feshi veya infisahı veya işçi sendikasının üyelerini kaybetmesi durumlarında sona ermiş olacaktır. Yukarıda da kısmen belirtildiği gibi greve katılan ve lokavta maruz kalan işçilerin iş yerinden ayrılma mecburiyetleri vardır. Greve katılan ve sonradan vazgeçen işçileri işveren çalıştırıp çalıştırmamakta serbesttir. Grev süresince iş yerinde çalışanlar yapılan toplu iş sözleşmesinden yararlanamazlar. Yasanın 65. maddesi gereğince grev harici personelin yapılan toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakları mahfuzdur. Kanuni greve katılan veya greve katılmayıp iş yerinde çalışmak isteyip de işveren tarafından çalıştırılmayan veya lokavta maruz kalan işçilerin iş akitleri grev ve lokavt sona erene kadar askıda kalır. İşveren, grevdeki işçilerin yerine yeni işçi alamaz, işçi olmayan(eşi, çocuğu gibi) kimseleri de çalıştıramaz. İşveren greve katılmayan işçileri grevdeki işçilerin işlerinde çalıştıramaz. İşveren greve katılan işçileri iş yerinde bulunan ve işçilere lojman olarak verilen meskenlerden çıkartamaz. Lojman giderlerinin ve rayiç bedel üzerinden kira bedellerinin işverene ödenmesi gerekir. Kanun dışı grev Şartları gerçekleşmeden alınan grev kararı kanundışı grevdir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 58/3. maddesinde bu husus aynı şekilde belirtilmiştir. Ayrıca işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler hakkında da kanundışı grev hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca yasaklama ve erteleme durumlarında yapılan grevlerde kanun dışı grev olarak addedilmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Grev kararı, ancak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini alıp çağrıda bulunmuş ve görüşmeler safhasına girmiş işçi sendikası tarafından alınır. Bir grev kararının kanun dışı olup olmadığına mahkeme karar vermektedir. Mahkemeler bu kararlarını bir ay içerisinde vermek zorundadırlar. Alınan ve uygulanan grevin kanun dışı olması hâlinde işveren bu işçilerin iş akitlerini haklı nedenle feshedebilecektir (4857 sayılı İş K. M.25/II; STİSK.m. 70/1). İşverenin böyle bir grevle maruz kaldığı zararlar bu kararın alınmasına ve uygulanmasına sebep olanlardan tahsil edilecektir (STİSK m.70/2). Lokavt 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 59/1. maddesi lokavtı; iş yerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda işveren veya işveren vekilinin kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşunun verdiği karara uyarak, işçileri topluca işten uzaklaştırması olarak tanımlamıştır. Bu tariften hareket ettiğimizde lokavttaki temel unsurları şöylece sıralamak mümkündür. Bu unsurların en önemlisi, işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasıdır. Burada en göze çarpan nokta grevden farklı olarak işçilerin tamamının topluca işten uzaklaştırılmalarıdır. Keza lokavt durumunda iş yerinde faaliyet tamamen durmaktadır. Lokavtın bir hak olarak gerçekleşebilmesi için mevcut bir grev kararının bulunması gerekir. Lokavt, toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması ve işçi sendikası tarafından grev kararı alınması hâlinde mümkün olan bir haktır. Böyle bir duruma bağlı olmadan alınan lokavt kararı hukuki değildir. Lokavt hakkının doğuşu grev kararına bağlanmakla beraber, bazı hâllerde, kanunun bu ilişkiyi gevşettiğini görüyoruz. Örneğin, uyuşmazlık birden fazla iş yerini kapsadığı takdirde lokavt kararı, grev kararı alınmamış fakat o uyuşmazlığın kapsamındaki başka iş yerleri için de alınabilir. Bu hükme göre lokavt, grev yapılan yer ile bağlı olmayıp, yer itibarıyla lokavt hakkının genişlemesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yine Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre lokavtın sona ermesi, dayandığı grevin sona ermesine bağlı tutulmamıştır. Grevin uygulanmasına son verilmesi lokavtın; lokavtın uygulanmasına son verilmesi grevin kaldırılmasını gerektirmez. Burada sona erme bakımından lokavt hakkı genişletilmektedir. Lokavt hakkını doğuracak olan grevin amacı, lokavtın hukuki niteliğine tesir edecektir. Şayet grev, amacı itibarıyla kanun dışı ise, işveren için lokavt hakkı doğmayacak, olsa olsa kanun dışı greve terettüp eden hukuki ve cezai müeyyidelerin tatbiki söz konusu olacaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Bununla birlikte Anayasa ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, tıpkı grevde olduğu gibi siyasi amaçlı genel lokavt ile dayanışma lokavtını kanun dışı saymış ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millî egemenliğe, Cumhuriyete, millî güvenliğe aykırı amaçla yapılan lokavtları yasaklamıştır. Yasal Grev ve Lokavtta Şekil Şartları Alınan lokavt karının kanuni bir lokavt olabilmesi için, işçi sendikası tarafından alınmış bir grev karının olması, alınan lokavt kararının şartları taşıması, alınan lokavt kararının iş yeri veya iş yerlerine derhal ilan edilmesi, işçilerin topluca işten uzaklaştırılması, alınan lokavt karının başlama ve sona erme tarihlerinin noter marifetiyle bildirilmesi, işçi sendikasının grev kararından vaz geçmesinin lokavt kararı üzerinde etkisinin olmayacağı, lokavt uygulanacak işyerinin lokavt yasakları kapsamında olan bir işyeri olmaması gerekmektedir. Grev kararı, ancak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini alıp çağrıda bulunmuş ve görüşmeler safhasına girmiş işçi sendikası tarafından alınır. Lokavt hakkı, kural olarak işveren sendikasına tanınmıştır. Bununla beraber lokavt kararını sendika üyesi olmayan işveren de alabilir. 6356 sayılı kanun, greve gitmeden önce resmi ara buluculuk faaliyetinin gerçekleşmesini ve uyuşmazlığın ara bulucu tarafından rapor edilmesini gerekli görmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilemediğine dair ara bulucu raporunun tebliğinden itibaren altı iş günü geçmedikçe grev kararı alınamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra kanuni grev kararı, altı iş günü içinde uyuşmazlığın tarafı işçi sendikasınca alınabilir. Bu süre içinde grev kararı alınamazsa veya grev yasaklarında Yüksek Hakem Kuruluna başvurulmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. Lokavt Kararı Verme Süresi ve Bu Sürenin Başlangıcı 6356 sayılı yasada belirtildiği üzere lokavt hakkının doğması, grev kararı varlığının şartına bağlıdır. Kanuna göre, uyuşmazlığın tarafı olan işveren sendikası veya işveren bu kararı almaya yetkili bulunmaktadır. Alınan lokavt karının kanuni bir lokavt olabilmesi için, işçi sendikası tarafından alınmış bir grev karının olması, alınan lokavt kararının şartları taşıması, alınan lokavt kararının iş yeri veya iş yerlerine derhal ilan edilmesi, işçilerin topluca işten uzaklaştırılması, alınan lokavt karının başlama ve sona erme tarihlerinin noter marifetiyle bildirilmesi, işçi sendikasının grev kararından vaz geçmesinin lokavt kararı üzerinde etkisinin olmayacağı, lokavt uygulanacak iş yerinin lokavt yasakları kapsamında olan bir iş yeri olmaması gerekmektedir (STİSK m.59,60,62). Kanuni ve Kanun Dışı Lokavtın Sonuçları Lokavta katılan işçilerin iş sözleşmelerinden doğan hak ve borçları lokavtın sona ereceği ana kadar askıda kalacaktır. Lokavttan önce doğmuş işçi hak ve alacaklarını işverenin ödemesi gerekmektedir. Lokavtın devamı süresince işveren, lokavta maruz kalan işçilerin yerine yeni işçi alamayacaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları Lokavt hakkı millî servetin ziyanını doğuracak tarzda ve toplum zararına kullanılamaz(STİSK m.72/1). Böyle bir lokavt kararı Bakanlığın talebi üzene iş mahkemesi tarafından durdurulur. Kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulmadan alınan lokavt kararları kanun dışı olarak sayılmaktadır. Böyle bir lokavt kararını alan işverenler yasanın 78/1. maddesine göre idari para cezasını ödemek zorunda kalırlar. Bireysel Etkinlik Daha önceki sendikalar yasasında yer alan hapis cezaları 6356 sayılı yasayla idari para cezasına dönüştürülmüştür. İdari para cezaları Çalışma ve İşkur Müdürlükleri tarafından verilecektir (STİSK m. 78/1). • Grevin amacı ve sonuçları hakkında bilgi veriniz? Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24 Özet Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları •6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 1. maddesinde, toplu iş sözleşmesi hakkının işçi ve işverenlere karşılıklı olarak tanınan bir hak olduğu, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri ihtiva ettiği belirtilmiştir. •Türk hukukunda toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi, 6356 sayılı yasaya göre kurulmuş sendikalara tanınmıştır. •Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için işçi sendikasının, ülke genelinde, o iş kolunda çalışan işçilerin en az %3'ünün sendikasına üye olduğunu, toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan bir fazlasının sendikasına üye olduğunu, işletmelerde ise en az %40'ının sendikalarına üye olduğunu ispat etmesi durumunda toplu iş sözleşmelerinde temsil yetkisini elde etmiş sayılır. •Toplu iş sözleşmeleri yazılı şekle tabidir. Bu şekil bir sıhhat şartı olup, aksi hâlde sözleşme geçerli olamaz. •Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 35/2. maddesine göre toplu iş sözleşmelerinin süresi bir yıldan az ve üç yıldan çok olamaz. Bu süreler kesin olup, tarafların azaltma ve çoğaltma yetkileri yoktur. •Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 38. maddesinde yer alan hükme göre işletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir iş yeri veya iş yerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı iş koluna giren iş yeri veya iş yerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise; devralınan işyeri veya iş yerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. •Toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanmasından itibaren otuz günlük süre geçmiş olmasına rağmen anlaşma sağlanamamışsa taraflardan her biri görüşmelere bir ara bulucunun iştirakini görevli makamdan isteyebilir. •İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle iş yerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak ya da bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir. •6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 59/1. maddesi lokavtı; iş yerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda işveren veya işveren vekilinin kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşunun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca işten uzaklaştırması olarak tanımlamıştır. •Grev kararı, ancak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini alıp çağrıda bulunmuş ve görüşmeler safhasına girmiş işçi sendikası tarafından alınır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Dayanışma aidatı ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur? Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. a) Dayanışma aidatı yetkili sendikaya üye işçilerce ödenir. b) Dayanışma aidatı ödeyerek TİS’den yararlanma yetkili sendikanın rızasına bağlıdır. c) Dayanışma aidatının miktarı üyelik aidatını geçmemek üzere sendika tüzüğünde belirlenir. d) Dayanışma aidatı ödemek suretiyle TİS’den yararlanmak isteyen işçi talep tarihinden itibaren 1 ay geçmekle TİS’den yararlanabilir. e) Dayanışma aidatı üyelik aidatının 2/3’ü kadardır. 2. Toplu iş sözleşmesinin süresi aşağıdakilerden hangisinde tam ve doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e) 3 ay – 6 ay 1yıl – 3 yıl 6 ay – 12 ay 2 yıl – 4 yıl 1 yıl – 4 yıl 3. Toplu iş sözleşmesinin tarafları aşağıdakilerden hangisinde tam ve doğru olarak verilmiştir? a) b) c) d) e) İşçi - işveren İşçiler, işçi sendikaları - işverenler İşçiler - işverenler ve işveren sendikaları İşçi sendikası - işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren İşçi sendikası - işveren sendikası 4. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? a) Toplu iş sözleşmesi hukuki niteliği itibarıyle karmaşık, ancak özel hukuk yönü ağır basan sözleşmelerdir. b) Yürürlükte bulunan TİS, aynı iş kolundaki diğer iş yerlerini Bakanlar Kurulu kararıyla temsil edilebilir. c) Toplu iş sözleşmesinin yorumu ile ilgili uyuşmazlıklar yetkili mahkemelerce veya hakemlerce çözümlenir. d) Toplu hak uyuşmazlıklarında mücadeleci çözüm yollarına başvurulabilir. e) Toplu iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması geçerlilik şartıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları 5. Toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? a) Toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki tespiti Bakanlar Kurulu tarafından yapılır. b) Toplu iş sözleşmesi için ülke barajı 6356 sayılı yasa ile %3’e indirilmiştir. c) Toplu iş sözleşmesi için iş yeri barajı yarıdan bir fazladır. d) Toplu iş sözleşmesi için işletme barajı %40’dır. e) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası hem ülke barajını hem de iş yeri barajını sağlamak zorundadır. 6. Toplu iş görüşmesi süreci ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Toplu iş görüşmelerine çağrı yalnızca işçi sendikası tarafından yapılır. b) Tespit yazısını alan işveren sendikası 15 gün içinde toplu görüşme için çağrı yapar. c) Çağrının karşı tarafa tebliğinden itibaren 15 gün içinde toplantı yeri ve zamanı belirlenir. d) Çağrıyı yapan taraf otuz gün içinde toplu görüşmeye gelir, fakat görüşmeye başlamazsa yetkisi düşer. e) Toplu görüşme için hazırlanan tekliflerde değişiklik yapılamaz. 7. Grev ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Toplu iş görüşmeleri sırasında taraflar barışçıl çözüm yollarına başvurmaksızın doğrudan grev kararı alabilirler. b) İş yerinde işçilerin toplu olarak verimi düşürmek amacıyla işi yavaşlatmaları kanuni grevdir. c) Toplu hak uyuşmazlıklarında grev kararı alınabilir. d) Grev kararı alındığı tarihte uygulanır. e) Grev oylaması grevi engelleme yollarından biridir. 8. Lokavt ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) Lokavt, toplu iş sözleşmesi yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması ve grev kararı alınması hâlinde mümkün olan bir haktır. b) Lokavt hakkı işveren sendikası veya işverene tanınmıştır. c) Lokavtın devamı süresince işveren greve giden işçilerin yerine yeni işçi alabilir. d) Lokavtın toplum zararına olması hâlinde Bakanlığın talebi ile mahkemece durdurulması mümkündür. e) Kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulmadan alınan lokavt kararı kanun dışı lokavttır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları 9. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? a) Toplu iş uyuşmazlıklarının her safhasında taraflar isterlerse Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilirler. b) Toplu hak uyuşmazlıklarında özel hakemin verdiği karar genel hükümlere tabidir. c) Menfaat uyuşmazlıklarında taraflar uyuşmazlığı özel hakeme götürdükleri takdirde ara buluculuk, grev gibi yollara başvuramazlar. d) Toplu hak uyuşmazlıklarının çözümünde taraflar mücadeleci çözüm yollarına başvurabilirler. e) Özel hakemin vereceği karar toplu iş sözleşmesi niteliğindedir. 10. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur? a) Toplu iş sözleşmesine taraf sendikasının infisahı sözleşmeden yararlanan işçileri etkilemez. b) Toplu iş sözleşmesinin tarafların hak ve borçlarını düzenleyen hükümleri teşmil edilebilir. c) Grev kararına uymayan işçilerde grev sonunda yapılan TİS’den yararlanabilirler. d) Toplu iş sözleşmesinin borç doğurucu bölümü olmaksızın sözleşmenin varlığından söz edilemez. e) Toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesi ile ilgili hükümleri yalnızca tarafları bağlar. Cevap Anahtarı: 1.C, 2.B, 3.D, 4.D, 5.A, 6.B, 7.E, 8.C, 9.D, 10.A Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28 Toplu İş Sözleşmesi ve Toplu İş Uyuşmazlıkları YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu. Arıcı,K./Aktay N., Kaplan,T.(2013), İş Hukuku, 6. Baskı, Ankara. SÜMER, Haluk Hadi: İş Hukuku,14. Baskı, Mimoza Yayınları, Konya 2008. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 29