ULUSAL MÜZİK OKULLARI Kazım ÇAPACI ULUSAL MÜZİK OKULLARI • • XIX. yy. müziğinde Ulusalcılık, yazılı ve sözlü gelenekler doğrultusunda halk kültürüne duyulan ilgiyle gelişmiştir. Besteciler bu dönemde Avrupa’da egemen olan müzik anlayışına tepki olarak kendi ulusal değerlerini öne çıkaran yeni bir anlayışa yönelmişler böylece bu alanda önemli besteler vermişlerdir. Yerel kaynaklardan gelen bağımsız bir müzik dili arayışı özellikle Rusya, Fransa, İspanya, İngiltere ve Doğu Avrupa ülkelerinde önem kazanmıştır. Her ülkenin kendi geleneğine, tarihsel geçmişine sahip çıkmasıyla başlayan bu süreçte besteciler halk şarkılarını ve danslarını işleyerek kendi ulusal okullarını kurmuşlardır. RUS OKULU • XIX. yy. ikinci yarısında Alman, İtalyan, Fransız kökenli müziğin egemenliğini reddeden Rus Beşleri adıyla anılan bestecilerden Cesar Cui, Modest Musorgski, Mili Balakirev, Nikola Rimsky Korsakov, Alexander Borodin halk şarkıları ve modal dizilerini, ülkelerinin doğasını ve efsanelerini müziklerinde duyurarak gerçek Rus ruhunu taşıyan müzik dilini oluşturmuşlardır. RUS BEŞLERİ • • • • • • • Balakirev, Borodin, Musorgski ve Korsakov’dan oluşan besteciler grubudur. «Rus Beşleri» ya da «Güçlü Küme» olarak adlandırılan grubun öncüsü, «Novotor»ların ve ulusal Rusişi halk dramının baş yaratıcısıdır. «Rus Beşleri» ya da «Güçlü Küme» olarak adlandırılan grubun öncüsü, «Novotor»ların ve ulusal Rusişi halk dramının baş yaratıcısıdır. Musorgski sanatında gülünç ve acıklı ögeleri ostalıkla biçimlendirmiş ve bu özelliklerinden dolayı dünya opera literatürünün büyük yaratıcı kişilikleri arasında yer almıştır. Musorgski’nın yanısıra tarihsel konularda daha sınırlı, fakat daha çok Rus efsanesi ve masalı üzerinde çalışan, çalgılama ve orkestralama sanatının büyük ustası Nikolai Rimsky-Korsakov ve Prens Igor Operası le ülkesinin etkileyici bir kültürel resmini, gerçekçi ve güçlü bir anlatımla betimleyen Alexander Borodin aynı ulusal ülküyü izlemişlerdir. Rus beşlerinin akıl babası olan Balakirev ise, opera sanatına hiç eğilmemiş, Fransa doğumlu Cui ise müzik tarihinde pek önemli ve özgün sayılmayan bir sanatçı olarak değerlendirilmiştir. Beşlerin bestelerinde insan aşkı da önemli bir yer tutar. Ama bu aşk artık ulusların ve imparatorlukların yazgısına hükmetmez. Brodin’in Prens İgor’u, Musorgski’nin Boris Godunov’u ve Kovançina’sı gibi eserler tarihi gerçekliği bir şekliyle dinleleyenlerine sunar. Boris’te dramin en güçlü baş oyuncusu bizzat halktır. César Cui • • • 6 Ocak 1835 – 13 Mart 1918 Rus besteci, Fransız ve Litvanya asıllı müzik eleştirmeni. Askeri mühendislik profesörüdür. Mesleğinde generallik rütbesine kadar yükselmiştir. Gençliğinde öğrendiği fakat daha sonra askeri eğitimden dolayı ikinci plana ittiği müzik öğrenimiyle şarkılar, piyano parçaları ve Victor Hugo’nun oyununa dayalı “Angela” adlı bir opera bestelemiştir. Modest Mussorgsky • • • • • Modest Petroviç Musorgski 21 Mart 1839, Karevo, Rusya – 28 Mart 1881, Saint Petersbug, Rusya. Rus müzisyen, besteci. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Müziğe karşı ilgisi destek bulmuşsa da O, ordu hizmetine oradan da kamu hizmetine geçmiştir: Fakat müziğe karşı ilgisi Harp okulunu bitirip muhafız alayına subay olarak atanmasıyla tekrar canlanır ve Balakirev’in etkisiyle besteciliğe başlar. Eserlerindeki modal (makamsal) karakter zamanının ve sonraki kuşakların Avrupa bestecilerini etkilemiştir. Modest Mussorgsky • • Musorgski'nin ailesi zengin ve soyludur, babası bir büyük toprak sahibidir. Musorgski müzikle altı yaşında, annesinden aldığı piyano dersleriyle tanışmış, yeteneği sayesinde daha dokuz yaşında aile ve aile dostlarının çevresine kısa dinletiler vermeye başlamıştır. Henüz 12 yaşında, babasının parasıyla bir polka eseri yayınlayan Musorgski, 13 yaşında askeri okula kaydolmuştur. Dört zorlu yılın ardından (kimilerine göre Musorgski'nin sonu olacak alkolizminin kökenleri askeri okuldaki şiddet dolu disiplindir) mezun olan Musorgski, İmparatorluk Muhafızları'na katılmıştır. Modest Mussorgsky • • Musorgski müzik hayatına mezuniyetinin ardından Alexander Dargomzski'nin çevresinde boy göstermeye başlayarak atılır. Dargomzski, Glinka'dan sonra en önemli Rus bestecisidir. Bu dönemde Musorgski, briyantinli saçları, aristokratik tavırları, konuşmasının içine kattığı Fransızca kelimeler ve sıradışı piyano emprovizasyonlarıyla çevresindeki kadınlardan alkış alan, ancak yeteneğini henüz nitelikli bir sanatsal faaliyete adamamış bir yeniyetmedir. Borodin, ardından da Balakirev'le tanışması bu döneme rastlar. Bu, Musorgski'nin hayatında büyük bir etki yaratır. Balakirev'le çalışmaya başlayan Musorgski, birkaç ay sonra ordudan ayrılır. Bir yandan şiddetli bir kişilik bunalımı yaşamakta olan Musorgski (Balakirev'e mektuplarında bu bunalımın kendisini bir inanç sorunu olarak gösterdiği sezilmektedir), 1861'de serfliğin yasaklanmasının ardından ailesi artık yoksul köylüleri eskisi gibi istismar edemediği için parasal açıdan da sıkıntıya düşer, zira artık eskisi gibi baba parasıyla yaşaması zora girmiştir. Modest Mussorgsky • 1863'te Musorgski, bir süreliğine gittiği Moskova'dan St. Petersburg'a döner ve kendisine bir memuriyet bulur. Artık eski rahat yaşantısından çok farklı ve düşünsel açıdan çok daha derin bir hayatı vardır: Altı kişilik bir komünde yaşamaktadır, çalışmadığı saatleri beste yapmaya ve okumaya adamıştır. Bu dönemde bilhassa, ileriki yıllarda Lenin'in düşüncelerini oluşturma sürecinde de önemli bir faktör olacak olan Çernişevski'nin yazdıkları Musorgski'nin düşüncelerini etkiler. Ne var ki Çernişevski'nin Musorgski'de yarattığı etki, mülkiyeti sorguladığı düşüncelerinden çok, sanatta biçim ve özün zıtlık içerisinde olduğu/olabileceği yönündeki iddialarından kaynaklanmaktadır. Bu, Musorgski açısından klasik dönemin, bilhassa da Beethoven'in form ve tema bütünlüğünün kökten bir reddi manasına gelecektir. Modest Mussorgsky • • Aşağı yukarı 1873'te, Boris Godunov operasının tamamlanması ile sona eren bu dönem, Musorgski'nin en üretken ve alkolizminin de görece kontrol altında olduğu yıllardır. Bunda, 1871'den itibaren RimskyKorsakov ile ev arkadaşı olmasının da etkisi olmuştur. 1874'te, en büyük eseri olan Bir Sergiden Tablolar'ı bestelemesinin ardından hızla alkolizme ve Rus Beşleri'nin dağılıyor olmasından da kaynaklı bir melankoliye gömülen Mussorgski, bu tarihten itibaren eline aldığı hemen her besteyi yarım bırakmıştır. 1880 yılında devlet memurluğundan atılan Musorgski, yoksulluktan neredeyse dilenecek hale gelir. Arkadaşlarının bazı eserlerini tamamlayarak maddi kaynak yaratma çabası ise art arda dört nöbet geçirip hastanelik olduğunda anlamını yitirir. Modest Musorgski, 28 Mart 1881'de, büyük Rus ressam İlya Repin'in durumunu olağanüstü bir gerçekçilikle anlatan meşhur tablosuna poz verdikten birkaç gün sonra ölür. Modest Mussorgsky • • Musorgski'nin belki de en trajik yönü, Rus Beşleri'nin geri kalanıyla olan sorunlu ilişkisidir. Müziği, en yakın çevresinde dahi anlaşılmamakta, Balakirev tarafından sürekli, şiddetle eleştirilmektedir. Bu nedenle pek çok eserini revize eden Musorgski, bir yandan da açık ya da örtülü hakaretlere maruz kalmıştır. Balakirev Musorgski için "neredeyse ahmağın teki" diyecek kadar ileri gitmiştir. Rimsky-Korsakov ise daha sahiplenici ve sorun konusunda daha gerçekçidir: Musorgski beste yaparken bütünlükle hiç ilgilenmediği için ortaya "birbirinden kopuk harmoniler, şoke etmeye yönelik parçalar, insanı hayrete düşürecek derecede mantıksız ton geçişleri" çıkmaktadır. İhtiyaç duyulan şey ise eserlerin "pratik ve sanatsal amaçlara yönelik bir düzenlemeye tabi tutulması, böylelikle Musorgski'nin dehasının değerini anlayacak ancak sanata karşı işlediği günahları dinlemek istemeyecek insanlara icra edilebilecek hale getirilmesidir." Rimsky-Korsakov, diğerlerinin aksine bu çözüm yolunda katkıda bulunmaya çalışmış, Musorgski'nin pek çok fragmanını düzenleyerek icra edilebilecek hale getirmiştir. Modest Mussorgsky • • Eserleri Rimsky-Korsakov ve başkaları tarafından tamamlandıkça Musorgski'nin müziğinin etkisi artmış ve tüm dünyada, bilhassa da Sovyetler Birliği dönemi Rus klasik müziğinde en önemli ilham kaynaklarından biri olmuştur. Şostakoviç'in geç dönem senfonileri ve Prokofiyev'in operalarında Musorgski'nin şaşırtıcı ton geçişleri kendilerini gösterir. Bir başka örnek olarak, Musorgski tarafından yazılan ve Rimsky-Korsakov tarafından bitirilen Kovanşçina operasının Şostakoviç tarafından revize edilip tekrar yayınlanması gösterilebilir. Musorgski'nin müziği, sanatçının piyanoya olan yatkınlığını da yansıtır. Musorgski'nin eserlerinin çoğu 2 ve 4 elli piyano için yazılmıştır. Mily Balakirev • • • • • 2 Ocak 1837 – 29 Mayıs 1910 Rus piyanist, orkestra şefi, besteci. Beşler’in müzik eğitimini genç yaşlardan hiç aksatmadan sürdüren tek üyesidir. “Rusya” adlı senfonik şiirinde ve “İslamey” adlı piyano fantezisinde ülkenin her yöresinden halk ezgilerini etkin bir şekilde kullandığını görürüz. Eserleri arasında bulunan Do Majör Senfonisi’ni tamamlaması tam otuz yılını almıştır. Nikolai Rimsky Korsakov • • • • 18 Mart 1844, Tikhvine, Rusya – 21 Haziran 1908, Lubensk, Rusya. Rus müzisyen, besteci, müzik eğitimcisi. Rus beşlerinin en genç üyesidir. St. Petersburg Deniz Harp Akademisi’nde öğrenim görürken kendini bir müzikçi olarak eğitmeyi ihmal etmemiştir. Bu arada Balakirev’ten ders alması onun Beşler’in diğer üyeleriyle tanışmasına sebep olur. Donanmadaki görevinden ayrılıp bandoları denetleme görevine geçer. Ve ölümüne kadar St. Petersburg’daki konservatuvarda öğretmenlik yapar. Nikolai Rimsky Korsakov • • • St. Petersburg'un 200 kilometre uzağındaki küçük Tikhvin kasabasında dünyaya geldi. Doğduğunda babası 60, annesi 42, erkek kardeşi ise 22 yaşındaydı. Küçük Nikolay, piyano çalmayı Tikhvin'de öğrendi. Yeteneğini ve kulağının iyi olduğunu farkeden ailesi, bunun pek üzerinde durmadı. Çünkü Nikolay'ı, ağabeyi gibi ülke donanmasının başarılı bir denizcisi olarak görmek istiyorlardı. Ve genç adam, 12 yaşında St. Petersburg'daki donanma okuluna girdi. Korsakov, o günden sonra müzikal çalışmalarına hız verse de geçinebilmek için donanmadaki işini de sürdürmüş ve ancak 8 yıl sonra aktif işinden ayrılabilmiştir. Bestecinin müzikal alandaki çalışmaları, yalnız yaratıcı işleriyle sınırlı değildir. 1871'den yaşamının sonuna kadar St. Petersburg Konservatuarı'nda profesörlük yapmıştır. 27 yaşında bu onurlu mesleği icra etmeye başlayan Korsakov, donanmanın brass grubunda on yıl çalışmış, Müzik Okulu'nda yedi yıl müdürlük, Imperial Capella'da ise 10 yıl müdür yardımcılığı yapmıştır. 1874-1907 tarihleri arasında St. Petersburg, Moskova, Kiev, Brüksel ve Paris'te çok sayıda senfonik konser yöneten besteci, 64 yaşında Loubensk'te yaşamını yitirmiştir. Nikolai Rimsky Korsakov • • • • Eserleri 11 senfoni, 15 opera, 3 enstrümental ve orkestral çalışma, 79 rmans, 2 koleksiyon ve çok sayıda piyano çalışması üreten büyük bir bestecidir. Binbir Gece Masalları’ndan esinlenilmiş olan Şehrazad adlı eseri çok bilinir. "Armoni Üzerine Yazılar", "Orkestrasyonun İlkeleri" ve "Müzikal Yaşamımın Efsanesi" adlı üç kitap yazmıştır. Alexander Borodin • • • • • 31 Ekim/12 Kasım 1833, Saint Petersburg, Rusya – 15/27 Şubat 1887, Saint Petersburg, Rusya. Rus besteci ve kimyacı. 1833’de Luka Semyonovich Gedeanishvili adında bir Gürcü prensin gayrimeşru oğlu olarak doğdu. Babası onu kendi yerine, serflerinden Porfiry Borodin’in evladı olarak kaydettirdi. Piyano derslerini de kapsayan iyi bir eğitim aldı. Erken yaşta hem bilim hem de müzikte kabiliyet gösterdi. Daha sonraları her iki alanda yoğun bir yaşam sürdü ve 54 yaşında katılığı bir balo sırasında ani bir kalp krizi sonucu öldü. St. Petersburg’da tıp ve kimya okumuş askeri doktorluk yapmış ve profesör olarak akademik kariyerini sürdürmüştür. Müzik bilgisini Balakirev’in yardımıyla geliştirmiştir. İlk gençlik yıllarında Mendelssohn’a karşı ilgi duymuşsa da daha sonraki yıllar Rus halk müziği onu bu tutkusundan kolayca uzaklaştırmıştır. Alexander Borodin • • • Kimya Çalışmaları 24 yaşında kimya doktorasını tamamladıktan sonra Almanya’da Heidelberg’de Emil Erlenmeyer’in Laboratuvarında üç sene benzen türevleri üzerine çalıştı. Bu dönemde bir süre de Pisa’da organik halojen bileşikleri üzerine çalışma yapan Borodin 1862’de yayınlanan bir deneyde benzilklorid’de, flor’un klor’la nükleofil yer değişmesini ilk olarak ele alan kişiydi. 1939’da Hunsdiecker tarafından yayınlanan ve Batı ülkelerinde Hunsdiecker reaksiyonu olarak bilinen benzer bir reaksiyon Sovyetler Birliği tarafından "Borodin reaksiyonu" olarak adlandırıldı. Rusya’ya döndükten sonra küçük aldehidlerin selfkondansasyonu üzerine çalışmaları 1864 ve 1869’da yayınlandı ve bu alanda August Kekule rekabet etti. Aldol reaksiyonunun keşfi CharlesAdolf Wurtz ile birlikle Borodin’e atfedilir. 1872’de Rus Kimya Cemiyetine aldehid reaksiyonlarında alkole benzer özellikleri olan bir yan ürünün ortaya çıktığını bildirdi ve aynı yıl yayınlanan Wurtz’un makalesindeki bileşiklerle olan benzerliğine işaret etti. 1872’de yayınlanan son bilimsel makalesinde amid reaksiyonları ve hayvan idrarından üre elde edilmesi yöntemleri konu edildi. Alexander Borodin • • Bu ikili mesleki yaşamı Borodin’in evinde sevimli bir karmaşaya yol açıyordu. Besteci Rimsky-Korsakov hatıralarında bu durumu şöyle naklettl: ”Onu ziyaret ettiğimde sıklıkla yan dairedeki laboratuvarında çalışmakta olur işini bitirip benimle birlikte evine geçip müzik işlerine, sohbetlerine dalardı. Aniden fırlar, bir şeylerin kaynayıp yanmadığını kontrol amacıyla, laboratuvara koşardı. Bu sırada koridorlar inanılmaz bir sesle söylediği yedili sekizli melodi sekanslarıyla dolardı.” Bunların yanı sıra , Arkadaşlarına, öğrencilerine ve özellikle akrabalarına karşı iyi huylu cömertliği evinin 1960’larda moda olan şekilde ücretsiz han gibi dolmasına yol açıyordu. Tarihçi Richard Anthony Leonard’a göre: “...İnsanlar günün veya gecenin her saatinde evin içinde ordan oraya oğul veren arılar gibi dolanıyordu. Tüm yataklar dolduğunda koltuklar, koridorlar veya sandalyelerde kestiriyorlardı ; pek seyrek olmayarak Borodin’in yatağında yatanlara da rastlanıyordu. Ev genellikle bir karışıklık ve düzensizlik yuvasıydı. Buraya taşındıktan beş yıl sonra bile karı koca Borodin’ler kitap ve müzik materyali kümeleri, tamamen yerleştirilmemiş eşya paketleri arasında yollarını arıyorlardı... Borodin, en son ne zaman yemek yediğini hiçbir zaman hatırlamış gibi görünmediği için öğünler -akşam saat 11’de başlayan öğle yemekleri- gibi, aklın almayacağı biçimde düzensizdi. Geçici misafirler, akrabalar ve kısmen yabancıların yanı sıra bir kedi kolonisi de -bir kedi özgürlüğü salonu olarak algıladıkları Borodin konağında- sofradaki yerini alırdı. Tüm bu nedenlerle Borodin müzikte çağdaşları kadar verimli olamadı. Alexander Borodin • • • 1862’de tanıştığı Mily Balakirev’den bestecilik dersleri aldı ve bestelediği ilk senfoni 1869’da onun yönetiminda icra edildi. Aynı yıl başladığı ikinci senfoni 1877’de Eduard Napravnik yönetiminde icra edildi ve dikkate değer bir beğeni sağlamadı. Ancak Rimsky-Korsakov’un yaptığı küçük orkestrasyon değişiklikleri sonrası 1879’da yine onun yönetiminde başarı kazandı. 1869’da ilk başladığı eser olan 2.Senfoni’nin yanı sıra bazılarınca en başarılı yapıtı olarak kabul edilen, aynı zamanda en iyi Rus tarihsel operaları arasında sayılan Prens İgor’a başladı. Bugün konserlerde ayrı bir parça olarak da çalınan ve Borodin’in en tanınan eseri olan ‘Poloveç Dansları’ bu opera içinde yer alır. Maalesef Prens İgor Borodin tarafından yarım kalmış ve ölümünden sonra Rimsky-Korsakov ile Alexander Glazunov tarafından tamamlanmıştır. Çok tanınan diğer eserlerleri arasında Orta Asya Steplerinde adlı senfonik şiiri ile iki tane yaylı çalgılar dörtlüsü de vardır. Bu dörtlülerin ikincisindeki “nocturne” adlı bölüm bestecinin güçlü lirisizmini gösterir. 1882’de başladığı üçüncü senfoni ölümünden sonra Glazunov tarafından tamamlanmıştır. Eserleri lirik gücü ve zengin armonileriyle tanınır. Batılı bazı bestecilerin etkilerinin yanı sıra bestelerinde Rusya’ya has tadlar de inkar edilmeyecek biçimde hissedilir. Tutkulu ve alışılmadık armoniler içeren müziği Claude Debussy ile Maurice Ravel üzerinde güçlü tesir bırakmış Ravel 1913’de "À la manière de Borodine" isimli bir beste yapmıştır. Tikhvin Mezarlığındaki büst ÇEK OKULU • • Çek ulusal okulunu kuran besteci Bedrich Smetana ’dır. Çek besteciler, Smetana ve Antonin Dvorak programlı müziklerinde, operalarında ülkelerinin kaynaklarına belirli ölçüde yönelmişler ancak müzik dili olarak Avrupa’yı benimsemişlerdir. Bedřich Smetana • • • • 2 Mart 1824, Litonmyschl, Bohemya – 12 Mayıs 1884, Prag Çek müziğinin kurucusu kabul edilen piyanist, orkestra şefi, besteci. Müzik tarihindeki ilk milliyetçi bestecilerden biridir. İlk müzik eğitimini kemancı olan babasından aldı. Prag’taki bir okula yazıldıysa da şehirdeki konserleri takip etmeyi ve arkadaşları için küçük eserler yazmayı tercih ettiğinden okulu ihmal etti ve babası onu Pilsen’deki başka bir okula yazdırmak zorunda kaldı. 1843’te Prag’a yerleşti ve geçimin öğretmenlikle sağladı. Kont Leopold Thun’un evine yerleşerek bu aristokrat aileye müzik dersleri verdi ve kendisi de Josef Proksch’tan dersler aldı. Bedřich Smetana • • • 1847’deki konser piyanisti olma girişimi başarısız olunca Franz Liszt’in özendirmesiyle Prag’ta bir müzik okulu kurmaya karar verdi. Tahttan indirilen İmparator Ferdinand’a düzenli olarak çalarak ve özel ders vererek geçimini sağladı. 1849’da Pilsen günlerden beri tanıdığı piyanist Katerina Kolárová ile evlendi. Bu evlilikten olan dört kızından üçü, 1854-56 arasında öldü. Smetana, çocukluk aşkı Katerina Kolarova ile evlenmiş ve bu evlilikten 4 kızı olmuştur. Ancak, bu çocuklardan üçü 1854 ve 1856 yılları arasında trajik bir biçimde ölmüşlerdir. Büyük bir müzikal yeteneği olan Bedriska’nın ölümü karşısında bestecinin duyguları 1855 yılında yazdığı Piano Trio’da saklıdır. Bedřich Smetana • • 1856’da Göteborg’ta piyano öğretmenliği yapma fırsatı bulunca İsveç’e gitti. İsveç’te piyanist, öğretmen ve şef olarak başarılı bir kariyer yaptı ve Liszt’den etkilenerek senfonik şiirler yazdı. Eşinin sağlık sorunları nedeniyle 1859’da ülkesine dönmek için yola çıktı, ancak eşi yolda, Dresden’de hayatını kaybetti. Göteburg’ta ki yaz daha geçirdi ve bu arada Bettina Ferdinandová ile ikinci evliliğini yaptı. Macaristan’ın Avusturya’yı yenmesinin ardından doğmaya başlayan Çek Milliyetçiliği’nde aktif bir rol oynamak için ülkesine geri dönen Smetena, başlangıçta Prag’ta eskisinden daha başarılı olamayarak hayal kırıklığına uğradı. 1866’da ilk operası Brandenburglar Bohemya’da sahneleninceye kadar ülkesinde fazla ilgi görmedi. Bunu, ikinci operası Satılmış Nişanlı izledi. Daha sonra Dalibor ve İki Dul operalarını yazdı. 1866-74 arasında Çek Ulusal Operası’nı yönetti ve 42 opera daha besteledi. Libuše adlı operası 1881’de Prag Ulusal Tiyatrosu’nun açılışında sergilendi. Bu operadan sonra Vatanım başlıklı senfonik şiirler besteledi. 1876’da Hayatımdan isimli, yaşamını anlattığı yaylı çalgılar dörtlüsünü yazdı. Bedřich Smetana • • • • 1872’den sonra frengi hastalığına yakalanan ve işitme yetisini kaybetmeye başlayan Smetana, buna karşın beste yapmaya bir süre daha devam etti. Ruhsal çöküntü içinde nöbetler geçirmeye ve dengesizlik belirtileri göstermeye başlayınca Prag’ta bir akıl hastanesine yatırıldı.12 Mayıs 1884’de bu hastaneden hayatını kaybetti. Smetena operaları ve senfonik şiirleri ile ülkesinin efsanelerini, tarihini, kahramanlarını orijinal bir müzik tarzı ile anlatmış ve ülkesinde ulusal kahraman olmuştur. Operaları içinde Satılmış Nişanlı bir başyapıt olarak kabul edilir. En çok bilinen ve sevilen eseri ise Bohemya’daki bir nehrin kaynağında doğuşundan denize dökülene kadarki öyküsünü anlattığı senfonik şiiri Moldau’dur (6 senfonik şiirden oluşan Vatanım’ın içinde yere alır). Smetana, Antonín Dvořák ve Leoš Janáček gibi sonraki kuşak Çek bestecileri için de ilham kaynağı olmuştur. Bedřich Smetana • 1944 yılında Prag Bahar Festivali’ndeki Smetana’nın 120. doğum günü kutlamasında, Nazilerin bütün engellemelerine rağmen ülkenin istilasına bir başkaldırı ve ulusal dayanışmanın sembolü olarak, “Má Vlast” kullanılmıştır. Bedřich Smetana -seçilmiş eserleri• • • • • • • • • • • • • • • • • • • Operalar Braniboři v Čechách (Bohemya'da Brandenburglu) (1862– 1863, prömiyer 1866) Dalibor (1866–1867, prömiyer 1868) Prodaná nevěsta (Satılmış Nişanlı)) (1864–1866, prömiyer 1866) Libuše (1872, prömiyer 1881) Dvě vdovy (İki Dul) (1873–1874, prömiyer 1874) Hubička (Öpücük) (1875–1876, prömiyer 1876) Tajemství (Gizli) (1877–1878, prömiyer 1878) Čertova stěna (Şeytanın Duvarı) (1880, prömiyer 1882) Viola – Bitmemiş (1872–1884) Senfonik eserler Symphonie triomphale (1854) Švédské písně (İsveç şarkisi) - Richard III, senfonik şiir (1858) Le Camp de Wallenstein, senfonik şiir (1859) Hakon Jarl, (1861) Má Vlast (Vatanım), 6 bölum senfonik şiir (1879) Vltava (Moldau) Oda müziği Piyano Trios op.15 piyano, keman ve viyolonsel, Kuartetler – – – Yaylı çalgılar kuarteti No. 1 (De ma vie) (1876) Yaylı çalgılar kuarteti No. 2 (1883) Antik Zamanlar müziği (1884) Bitmemiş Bedřich Smetana -seçilmiş eserleri• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Piyano müziği Sonate (1846) Polka Fa-diyez minör Polka La minör Polka Fa majör Polka Si-bemol majör Furiant Slepička Oves Medvěd Cibulička Dupak Hulán Obkročák Sousedská Skocna Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.12 No.2 Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.13 No.1 Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.13 No.2 Polka poétique op.7 n°2 Polka de salon op.7 n°1 Rêves Am Seegestade, concert study op. 17 Freundliche Landschaft (skizzen op.5 No.3) Macbeth und die Hexen Sehnsucht (Charactkterstrücke op. 1 No.4) Hirtenweise (Charakterstrücke op. 1 No.3) Lied (op. 2) Antonín Dvořák • • • • • 8 Eylül 1841 – 1 Mayıs 1904, Prag. Geç romantik dönem, Çek klasik batı müziği bestecisi, keman ve org virtüözü. Bohemya’da Prag yakınlarında olan Nelahozeves kasabasında bir kasabın oğlu olarak dünyaya geldi. Smetana’nın müziğini işittiğinde besteci olmaya karar verdi. Sonunda, Smetena’nın orkestra şefi olduğu Prag Ulusal Tiyatrosu’nda viyolacı oldu. Bestelerini üretebilmek için 1873 yılında orkestradan ayrıldı ve 1 yıl içinde Avusturya Ulusal Ödülü’nü alan 3 numaralı senfonisini yazdı ve Johannes Brahms’ın takdirini kazandı. 1878’de Dvořák’ın ünü dünyaya yayılmıştı. Sadece Brahms’ın değil, eserlerini konserlerinde ve turnelerinde seslendiren Richard Wagner, Edward Elgar gibi bestecilerin de desteğini aldı. Antonín Dvořák • Bu dönemde defalarca İngiltere’ye gitti. Prag Konservatuarı'nda profesör oldu. Cambridge Üniversitesi’nden onursal doktora aldı. New York’taki Ulusal Müzik Konservatuarı’nın yöneticiliğine getirildi. Yurt sevgisinden dolayı Amerika’dan gelen teklifi başlangıçta kabul etmediyse de, Prag’taki işinden kazandığının 25 katının ödeneceğini öğrenince fikrini değiştirdi. • 3 yıl ABD’de yaşayan Dvořák, çok verimli bir dönem geçirmesine karşın büyük vatan özlemi yaşadı. Bu özlemin etkisiyle eserlerinde Amerikan folk geleneklerinin öğelerini kullandığı söylenir. Yeni Dünya Senfonisi’nde Amerikan yerlilerinin melodilerini tema olarak almış, ancak bu tematiklik Dvořák’ın düşüncelerindeki tahminsel ve kurgusal bir üretim olmuştur. Özellikle bu eserdeki «Amerikan Folk Müziği» Dvořák’ın kendi tasarısı olan bir üründür. Antonín Dvořák • • • • • • 1895’te ailesiyle birlikte yurduna döndü ve Prag Konservatuvarı’ndaki görevine geri geldi. 1901’de konservatuvarın yöneticisi oldu. 1904’te inme sonucu öldü. En popüler seri 9. Senfoni’dir. Bu eserin popülerliği nedeniyle diğer eserleri uzun zaman göz ardı edilmiştir. Brahms etkisinin açıkça görülebildiği 8 numaralı Sol Majör Senfonisi de oldukça popülerdir. 7 numaralı Re minör senfonisi en önemli eserlerindendir. Çello Konçertosu No:2 ve Keman Konçertosu, en önemli konçertolarıdır. Bestelediği 10 opera arasında Rusalka, başyapıtıdır ve yurtdışında tanınmasını sağlamıştır. Bununla beraber, senfonik şiirleri (Vodnik, Polednice) orkestral müzik açısından önemli eserleridir. İSPANYOL OKULU • • Felipe Pedrell (1841-1922), kendine özgü bir İspanyol müziğinin yaratılmasını savunarak zengin İspanyol halk müziğini incelemiş, XVI.yy İspanyol bestecilerini ve operalarını yayınlatmıştır. Böylece İspanyol müziğinde ulusal akım başlamıştır. Daha sonra İsaac Albeniz, Enrique Granados, Manuel de Falla ve üç yaşından itibaren yaşamını kör olarak sürdüren Joaquin Rodrigo İspanyol halk ezgilerinden yararlanarak İspanyol ulusal müziğini oluşturmuşlardır. Felipe Pedrell • • 19 Şubat 1841 – 19 Ağustos 1922 Katalan besteci, müzikolog. İsaac Albéniz • • • • • • • 29 Mayıs 1860, Campradon, Katalonya – 18 Mayıs 1909, Cambo-les-Bains, Fransa. İspanyol besteci, piyanist. Küçük yaşlarda müziğe olan yeteneği fark edilen Albéniz, beş yaşındayken ilk konserini vererek dikkatleri üzerine çekti. Paris’te Marmontel ile çalıştı. 15 yaşına geldiğinde Amerika ve Avrupa’nın birçok yerinde piyano resitlleri vermişti. İspanya Kralı’nın desteğiyle Brüksel’de eğitim gördü. Fauré, Debussy, Chausson gibi bestecilerle dostluk kurdu. Londra’da Henry Clifford operasını, The King Arthur Trio üçlemesini ve Pepita Jimenez adlı lirik güldürüyü besteledi. 1893 yılında evlenerek Paris’e yerleşti. Bir süre sonra piyano konserlerini bırakarak kendini beste yapmaya adadı. İsaac Albéniz • • • • • • 1899 yılında Paris’te bestelediği Catalonia adlı orkestra şarkısıyla büyük başarı kazandı. Schubert ve tanışma fırsatı bulduğu Liszt’den etkilendi. Asıl ününü tipik İapanyol şenliklerini (fiesta) anımsatan 12 piyano parçasının oluşturduğu dört defterlik «İberia Suiti» (1906-1909) adılı evrensel nitelikteki başyapıt ile kazandı. İsaac Albéniz en iyi vurgularını Endülüs’ü düşünürken yapmış, «Navarra»’ yı tamamlayamadan ölmüştür. Yapıtlarının birçoğunun orkestrasyonu E. F. Arbòs tarafından yapılmıştır. Romantik dönem bestecilerinden olan Albéniz, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eski eşi Cécilia Sarkozy’nin büyük büyük dedesidir. Enrique Granados • • • • • • • Pantaléon Enrique Costanzo Granados y Campiña 27 Temmuz 1867 – 24 Mart 1916 İspanyol piyanist, besteci. Müziği İspanyol tarzıdır ve müzikal milliyetçiliğin örneğidir. İspanyol ressam Francisca Goya’dan çok etkilenmiş ve onun stilini benimsemiştir. İspanya’nın Katalan bölgesindeki Lérida kentinde doğdu. Gençliğinde Barceleno’da piyano eğitimi aldı. Eğitmenleri arasında Francisco Jurnet ve Joan Baptista Pujol gibi isimler vardı. 1887 yılında Charles-Wilfrid de Bériot ve Felipe Pedrell ile çalışmak üzere Paris’e gitti. 1889’da Barcelona’ya döndü. Fransa’dayken bestelediği Maria del Carmen kral XIII. Alfonso’nun dikkatini çekti. Enrique Granados • • • 1911’de Goyescas adlı piyano suitini ilk kez sundu. Bu çalışmasıyla ünlendi. Altı parçadan oluşan ve Goya’nın tablolarından esinlenen suiti gemişletmeye karar veren Granados, 1914 yılında Goyescas adlı operasını yazdı. O sırada çıkan I. Dünya Savası nedeniyle Avrupa prömiyeri ertelendi. Opera ilk kez 28 Ocak 1916’da New York’ta sergilendi ve iyi eleştiriler aldı. Kısa bir süre sonra besteci Beyaz Saray’a başkan Woodrow Wilson’a resital vermek üzere davet edildi. New York’tan ayrılmadan önce Granados canlı bir piyano kaydı da gerçekleştirdi. Bu kayıtlar onun dinlenebilen son performansıdır. Beyaz Saray’dan gelen resital talebini kabul etmesi, bestecinin İspanya gemisini kaçırmasına neden oldu. Bunun üzerine İngiltere’ye gidecek olan Sussex adlı yolcu gemisine bindi. İngiliz Kanalı’nı geçerken Alman savaş gemileri tarafından bombalandılar. Eşi Amparo’nun içinde bulunduğu botun yakınında yüzmekte olduğunu gören Granados, eşini kurtarmak için bottan atladı. Hem eşi hem Granados bu sırada boğularak öldü. Enrique Granados • • • Müziği Granados’un iki önemli İspanyol müzisyen olan Manuel de Falla ve Pablo Casals üzerinde etkisi büyüktür. Besteci, çoğunlukla piyano müzikleri, şarkılar, zarzuelalar ve Dante’nin İlahi Komedya’sını temel alan orkestra çalışmaları yaptı. Pek çok piyano kompozisyonu klasik gitarla da yorumlandı. Manuel de Falla • • • • 23 Kasım 1876, Cadiz, İspanya – 14 Kasım 1946, Alta Gracia, Arjantin. İspanya’nın en tanınmış ve sevilen bestecilerinden biridir. Kendi vatanının geleneksel müziğinden etkilenmiş, onu diğer Avrupa stilleri ile birleştirerek kendine özgü bir müzik dili yaratmıştır. Baleler, şarkılar, piyano ve orkestra eserleri bestelemiştir. 1876’da İspanya’nın güneyindeki Cadiz’de doğdu. Cadiz’de başladığı öğrenimini önce Madrid, sonra Paris’te sürdürdü. Paris’te bulunduğu 1907-1914 yılları arasında Maurice Ravel, Claude Debussy gibi bestecilerle tanıştı ve onlardan etkilendi. 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı nedeniyle Madrid’e döndü. 1920’de, arkadaşı Federico Garcia Lorca’nın da bulunduğu Granada’ya yerleşti. 1921-1939 arasında Granada’da yaşadı. Manuel de Falla • • • • • 1936’da sevgili arkadaşı Lorca’nın öldürülmesine engel olmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. İspanya İç Savaşı’ndan sonra General Franco’nun zaferi üzerine Arjantin’in başkenti Buenos Aires’e taşındı. Granada’da başladığı, İspanyol şair Jacinto Verdaguer’in bir metnine dayanan Atlantida adlı koral eser üzerinde çalıştıysa da eser 1946’da yaşamını yitirdiğinde de henüz tamamlanmamıştı. Bu eser daha sonra Ernesto Haffler tarafından tamamlandı. Hiç evlenmeden ve yaşamı boyunca kız kardeşi ile yaşayan Falla, servetini yitiren Madrid’deki ailesinin geçimini, tipik İspanyol müzikal komediler besteleyerek sağladı. 1905’te yazdığı ve ilk kez 1913’te Fransa’nın Nice kentinde sahnelenen La vida breve, ilk önemli sahne eseri idi. Manuel de Falla • • • • Çingene kıskançlığını anlatan El amor brujo balesi ise 2 yıl sonra Madrid’de sahnelenmişti. El sombrere de tres picos balesine son halini baleyi 1919’da sahneleyen Sergei Dyagilev verdi. Cervantes’in klasik romanı Don Kişot’a dayanan kukla operası El retablo de maese Pedro 1922’de tamamlandı. Bu dört eserin ilk üçünün orkestra suitleri populer olmuştur. Besteci, El amor brujo ve El sombrero de tres picos’tan iki suitin konser versiyonlarını yazdığı gibi solo piyano ve orkestra için Noches en los jardines de España (İspanya Bahçeleri’nde Geceler) adlı çok güzel bir orkestra eseri daha bestelemiştir. Falla, vokal müzik alanında 7 ispanyol halk şarkısını düzenledi. Bazı oda müziği ve piyano eserleri de yazdı. Joaquin Rodrigo • • • • • • 22 Kasım 1901, Sagunto, İspanya – 6 Temmuz 1999, Madrid, İspanya. Klasik müzik bestecisi ve piyano virtüözü. Erken yaşta kör olmasına karşın, büyük başarılar kazandı. Rodrigo’nun, ünlü bestecilerin arasında, klasik gitar çalışmalarının en özel olduğu düşünülür. Rodrigo’nun Gitar Konçertosu olarak da bilinen Concierto de Aranjuez adlı repertuarı, İspanyol müzik ve gitar konçertoları arasında önemli sayılır. Aranjuez, eski İspanyol krallarının eğlence saraylarına verilen addır. Rodrigo da, konçertosunun genel yapısı içinde bu eğlencelerin tasvirini hayal etmiştir. Joaquin Rodrigo • • • • • • • Valencia, Sagunto’da doğdu. Difteriye yakalandıktan sonra yaklaşık 3 yaşında kör oldu. Sekiz yaşında solfej, piyano ve keman eğitimine başladı. On altı yaşında armoni ve kompozisyon dersleri aldı. Beklenenin aksine, gitar repertuarı için evrensel bir müzik aleti olarak saygınlık kazanmış İspanyol gitarlarını hiçbir zaman çok iyi çalamadı. 19 Ocak 1933’te Valencia’da Türk piyanist Victoria Kamhi ile evlendi. 27 Ocak 1941’de kızları Cecile doğdu. Rodrigo 199’da karısı Kamhi’den iki yıl sonra, 97 yaşında, Madrid’de öldü. Kendisinin ve eşinin mezarları Aranjuez mezarlığındadır. İSKANDİNAV OKULU • İskandinav ülkeleri XVIII. Avrupa müzik akımlarının dışında kalırken, XIX: yüzyıl romantizmi içinde Ulusal akımlara duyarlı olmuşlar ve ancak yirminci yüzyıl başında üne kavuşan besteciler yetiştirmişlerdir. Jean Sibelius, Edward Grieg, Carl Nielsen ve Hilding Rosenberg İskandinav okulunun önemli temsilcileri olmuşlardır. Jean Sibelius • • • • • • • Johan Julius Christian "Jean" Sibelius. 8 Aralık 1865 – 20 Eylül 1957 Finlandiyalı besteci. Müziği, Finlandiya’nın ulusal kimliğinde büyük rol oynamıştır. Sibelius Hämeenlinna'da Finlandiya’nın Rus Büyük Dükalığı’nda İsveçli bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Christian Sibelius şehrin doktoru, annesinin adı ise Maria idi. Aile arasında «Janne» olarak bilinmesine karşın, öğrencilik yıllarında denizcilikle uğraşan amcasının getirdiği yığınla kartla adının Fransızcada söylendiği şekliyle Jean’in kullanmaya başladı. Jean henüz 2 yaşındayken babası tifodan hayatını kaybetti. Bu üzüntü daha sonra ekonomik sıkıntılarla devam etti. Babası hayattayken hiçbir zaman elindeki parayı iyi kullanamamış, bu ailenin geriye kalan üyelerinin Maria’nın annesine ait bir eve taşınmasına neden olmuştu. Bu evde Jean’in babasının ölümünden sonra bir bebek dünyaya gelmişti. Jean Sibelius • • • Jean, Hämeenlinna'da okula gitti ve okulun orkestrasında erken yaşta çalmaya başladı. Ablası ve kendisinden küçük erkek kardeşi müzik bakımından yetenekliydi. Annelerinin de babalarının da aileleri müzikle iç içeydiler. Jean’in babası Christian gitar çalardı. Romantik, otantik, iyi kalpli bir adam olarak bilinirdi. Okuduğu akademi daha sonra adını Jean Sibelius’tan alan Sibelius Akadamisi’dir. Sibelius ailesinin Hämeenlinna'daki evi günümüzde bir müzedir. Ev 1834’te yapılmış olup, Jean’ın babasının ölümüne kadar kiralıktı. Evinde beş tane kuş kafesi vardı ve odalar saksı bitkileriyle doluydu. İnsanın içini ısıtan bu müze dünyanın ünlü bestecilerinden birini tanımak için iyi bir fırsattır. Jean Sibelius -orkestra eserleri• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Kullervo, Symphony for soprano, baritone, chorus and orchestra, Op.7 (1892) En Saga, Tone Poem for orchestra, Op.9 (1892) Karelia Overture for orchestra, Op.10 (1893) Karelia Suite for orchestra, Op.11 (1893) Rakastava (The Lover) for male voices and strings or strings and percussion, Op.14 (1893/1911) Lemminkäinen Suite (Four Legends from the Kalevala) for orchestra, Op.22 (1893) - these legends, which include The Swan of Tuonela, are often performed separately Skogsrået (The Wood Nymph), Tone Poem for orchestra, Op.15 (1894) Vårsång for orchestra, Op.16 (1894) Kung Kristian (King Christian), Suite from the incidental music for orchestra, Op.27 (1898) Sandels, Improvisation for chorus and orchestra, Op.28 (1898) Finlandia for orchestra and optional chorus, Op.26 (1899) Snöfrid for reciter, chorus and orchestra, Op.29 (1899) Tulen synty (The Origin of Fire), Op.32 (1902) Symphony No. 1 in E minor for orchestra, Op.39 (1899/1900) Symphony No. 2 in D major for orchestra, Op.43 (1902) Violin Concerto in D minor, Op.47 (1903/1905) Kuolema (Valse Triste and Scene with Cranes) for orchestra, Op.44 (1904/1906) Dance Intermezzo for orchestra, Op.45/2 (1904/1907) Pelléas et Mélisande, Incidental music/Suite for orchestra, Op.46 (1905) Pohjolan tytär (Pohjola's Daughter), Tone Poem for orchestra, Op.49 (1906) Symphony No. 3 in C major for orchestra, Op.52 (1907) Svanevit (Swan-white), Suite from the incidental music for orchestra, Op.54 (1908) Nightride and Sunrise, Tone Poem for orchestra, Op.55 (1909) Dryadi (The Dryad) for orchestra, Op.45/1 (1910) Two Pieces from Kuolema for orchestra, Op.62 (1911) Symphony No. 4 in A minor for orchestra, Op.63 (1911) Two Serenades for violin and orchestra, Op.69 (1912) Barden (The Bard), Tone Poem for orchestra and harp, Op.64 (1913/1914) Luonnotar, Tone Poem for soprano and orchestra, Op.70 (1913) Aallottaret (The Oceanides), Tone Poem for orchestra, Op.73 (1914) Symphony No. 5 in E flat major for orchestra, Op.82 (1915, revised 1916 and 1919) Oma Maa (Our Fatherland) for chorus and orchestra, Op.92 (1918) Jordens sång (Song of the Earth) for chorus and orchestra, Op.93 (1919) Symphony No. 6 in D minor for orchestra, Op.104 (1923) Symphony No. 7 in C major for orchestra, Op.105 (1924) Stormen (The Tempest), Incidental music for soloists, chorus and orchestra, Op.109 (1925) Väinön virsi (Väinö's song) for chorus and orchestra, Op.110 (1926) Tapiola, Tone Poem for orchestra, Op.112 (1926) Andante Festivo for string orchestra (1925/1930) Jean Sibelius -diğer eserleri• • • • • Viisi joululaulua, Op. 1, five Christmas songs (1895–1913) Seven Songs, Op.17, with lyrics by J. L. Runeberg, K.A. Tavaststjerna, Oscar Levertin, A.V. Forsman (Koskimies, Finnish surname), and Ilmari Calamnius (Kianto, Finnish surname). Composed between 1891 and 1904. Incidental music to Hjalmar Procopé's play Belshazzar's Feast, Op.51 (1906); this was mainly for orchestra but voices were called for in some places. He later rescored some sections of the incidental music as a purely orchestral suite; in 1939 he wrote a new version of the section called "Solitude" (originally called "The Jewish Girl’s Song" in the incidental music) as a song, dedicated to Marian Anderson Voces intimae, Op.56, string quartet (1909) Jääkärimarssi (1915) Edward Grieg • • • • • • Edvard Hagerup Grieg 15 Haziran 1843, Bergen, Norveç – 4 Eylül 1907 Norveçli besteci, piyanist. La Minör Piyano Konçertosu, Henrik İbsen’in Peer Gyny oyunundaki müzikleriyle tanınır. Esinini Norveç halk müziğinden alan bir bestecidir. Yazdığı pekçok kısa piyano parçasından ötürü kimilerince «kuzeyin Chopin’i» olarak adlandırılan bestecinin Norveç tarihinde yeri büyüktür. İlk müzik derslerini kendisine piyano dersi veren annesinden aldı. Tanınmış bir kemancı olan aile dostu Ole Bull 1858 yazında yeteneğini fark etti ve ailesini Leipzig Konservatuarı’na gönderilmesi konusunda ikna etti. Konservatuarın disiplininden hoşlanmasa da başarılı bir öğrenci olan Grieg, piyanoya yoğunlaştı. Edward Grieg • • Konser piyanisti olarak kariyerine 1861 yılında İsveç’te verdiği bir konserle başladı. 1862’de eğitimini tamamlayarak doğduğu kent olan Bergen’de bir konser verdi. Norveç müziği bestelemek istiyordu ama bir besteci olarak daha iyi yetişmek için ülke dışına çıkması gerektiğini gördü. 1863’te Danimarka’ya gidip 3 yıl Kopenhag’ta yaşadı. Bu zaman içinde Danimarkalı bestecilerin yanısıra kendisine iyi bir dost ve ilham kaynağı olacak Norveçli besteci Rikard Nordraak (Norveç Ulusal Marşı’nın bestecisi) ile tanıştı. Halk melodilerine dayanarak beste yapma konusundaki görüşlerinden etkilendi. Nordraak kısa süre sonra öldüğünde onun için bir cenaze marşı besteledi. Edvard Grieg - Funeral March for Rikard Nordraak Edward Grieg • • 1867’de kuzeni, şarkıcı Nina Hagerup ile evlendi, ertesi yıl çocukları Alexandra doğdu. Eşi, ona ilham kaynağı ve eserlerinin iyi bir yorumcusu oldu. O yıllarda Oslo’da müzisyen olarak geçimini sağlayabilmek için öğretmenliğe ve şefliğe ağırlık veren Grieg, sadece yaz tatillerini beste yapmaya ayırabiliyordu. 1868 yazında Danimarka’da tatilde iken La Minör Piyano Konçertosu’nu besteledi. Grieg bu eserde Norveç Halk Müziği ve Norveç doğası ile karakterine ilişkin kendi algısını bir araya getirmeyi başarmıştı. Eser ilk kez 1869’da Kopenhag’ta seslendirildi. Zamanla Norveç denince akla gelen bir eser oldu ve uluslararası repertuara girip tüm dünyada çalındı. Edward Grieg • • • 1868’de Franz Liszt’in Norveç Eğitim Bakanlığı’na yazdığı bir tavsiye mektubu ile bir seyahat bursu alan Grieg, henüz Liszt ile tanışmamıştı. İki besteci 1870’de Roma’da karşılaştılar. Liszt, Grieg’in piyano konçertosunu yorumladı ve orkestralama hakkında tavsiyelerde bulundu. Bu karşılaşma bestecinin kendine güvenini arttırdı ve yeni bir enerji verdi. 1869’da 13 aylık kızı Alexandra, menenjit nedeniyle öldü. 1870’lerin başlarında Bjornstjerne Bjornson ile beraber çalışıp onun eserlerine müzik yazdı. Norveç Kralı Olav Trygvason'un hikâyesini anlatan bir opera besteleme projesi ise aralarındaki bir anlaşmazlık yüzünden yarım kaldı. Müzik mi yoksa metin mi önde olmalı sorunu üzerinden anlaşamayınca proje rafa kaldırıldı ve bu da Grieg'e Henrik Ibsen'in oyununa bestelemek için zaman sağladı. 1876'da Henrik Ibsen'in Peer Gyntadlı oyununun prömiyeri için yazarın isteği üzerine bestelediği parçalar çok beğenildi ve tanındı. Edward Grieg • • • Besteci, her zaman sıkı ilişkilerini koruduğu Bergen Filarmoni Orkestrası'nın müzik direktörlüğünü 1880-1882 yılları arasında yürüttü. 1888'de Leipzig'de Tchaoikovsky ile tanıştı. Tchaoikovsky Grieg'in müziğinin güzelliği, sıcaklığı, orijinalliği hakkında çok olumlu düşünceler içindeydi. Sonraki yıllar besteciye ün getirdi ama zenginlik getirmedi. Norveç hükümeti kendisine bir emekli aylığı bağladı. Besteci 1903'te Paris'te tüm eserlerinin gramafon kaydını yaptı. Daha sonra bu kayıtlar CD'lere de aktarılmıştır. Ayrıca Grieg, Welto Mignon firmasının otomatik tertibatlı piyanoları için canlı kayıtlar yapmıştır ve bu kayıtlar günümüze kadar gelmiştir. Edward Grieg • • • • • Edvard Grieg 1907 sonbaharında 64 yaşındayken uzun bir hastalık döneminin ardından hayatını yitirdi. Cenazesine kendi şehrinin sokaklarını dolduran 30.000-40.000 kişi katıldı. İsteği üzerine cenazede Rikard Nordraak için bestelemiş oldu cenaze marşı (yeğeni ile evli olan arkadaşı Johan Halvorsen 'in orkestrasyonu ile) çaldı. Külleri, eşinin külleri ile beraber evinin yakınındaki bir dağ kriptine konuldu. Ölümünün 100. yılı olan 2007, Norveç Hükümeti tarafından resmi Grieg yılı ilan edilmiş ve anısına pe çok ulusal-uluslararası etkinlik organize edilmiştir. 1885'ten ölümüne kadar yaşamış olduğu villa, anısına müze olarak düzenlenmiştir. Edward Grieg • Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) – Plörezi (17 yaşındayken) – Ciddi solunum problemleri (1860) – Akciğer ve vertebrab tüberkülozu – Akciğer ve kalp yetmezliği Carl Nielsen • • • • 9 Haziran 1865, Fyn Adası, Danimarka - o. 3 Ekim 1931, Kopenhag, Danimarka Danimarka'nın yetiştirdiği en ünlü klasik batı müziği bestecisi ve aynı zamanda bir virtüöz kemancı, kornet çalgısı, orkestra şefi, müzik eğitimcisi. Carl Nielsen Danimarka'nın en büyük adası olan Fyn Adası'nda fakir ama çok müziksel yetenekli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç yaşında büyük müziksel yeteneği olduğunu gösterdi. Nielsen müzik kariyerine girdikten sonra eserleri ilk dafa, kendi ülkesi olan Danimarka'da bile, pek rağbet görmedi. Carl Nielsen • • • Nielsen'in gençlik müzik besteleri kalsık beşte olan Brahms ve Greig tesirinde hazırlanmıştı. Ama çok geçmeden Nielsen progresif tonalite ile deneyler yaparak klasik müzik kompozisyon kurallarından ayrılmaya başladı ve 20.yüzyıl modern müzik yaklaşımlarına uygun kendine has bir müzik stili geliştirmeyi başardı. Böylece 20.yy ikinci yarısından itibaren eserleri sadece kendi ülkesinde değil, diğer Avrupa ülkeleri ve ABD'de popülerlik kazandı ve uluslararası klasik müziğin modern repretuvarının öğelerinden biri olmaya başlayıp konserlerde çok daha fazla çalınmaya başladı. Carl Nielsen özellikle 6 senfonisi; üflemeli çalgılar konçertosu; keman, flüt ve klarnet konçertoları ile tanınan ve sevilen bir besteci oldu. Kendi ülkesi olan Danimarka'da ise "Maskerad" operası ve çok sayıda şarkısı ülkenin önemli milli kültür mirasları olarak kabul edilmektedir. Neilsen'in portresi, Danimarka Euro sistemine katılmadan önceki yıllarda, Danimarka banknotları üzerinde bulunmaktaydı. Carl Nielsen - seçilmiş eserleri• • • • Operalar – Snefrid, melodram (1893) – Saul ve David (Davud ile Calud} (1902) – Maskarad (1906) Orkestra müziği – Petita Suiti (1888) – Senfoni No. 1 Sol-minor (1892) – Senfoni No. 2 "Dört Mizaç" (1902) – Senfoni No. 3 "Expansiva" (1911) – Senfoni No. 4 "Sondurulemiyenler" (1916) – Senfoni No. 5 (1922) – Senfoni No. 6, "Basit" (1925) – Helios Uverturu (1903) – Sagadrom (Gunnar'in Ruyasi) (1908) – Op.33 Keman Koncertosu (1911) – Pan ve Syrinx (1918) – Franz Neruda hatirasi icin (1918) – Aladdin icin 7 Parca (1919) – Flut Koncertosu(1926) – En Fantasirejse til Færøerne (Faroe Adaları'na bir hayali seyahat): (1927) – Op.57 Klarnet Koncertosu (1928) – Bohemya ve Danimarka Halk Havalari (1928) Tiyatro müziği – Aladdin (Metin: Adam Oehlenschläger) (1918–19) – Op.41 Moderen (Anne): Metin: Helge Rode) (1920) – Op.54 Amor og Digteren (Eros tanrisi ve Sair): Metin: Sophus Michaëlis (1930) Koro müziği – Hymnus amoris (1897) – Søvnen (Uyku) (1904) – Fynsk foraar (Fyn Adasi'nda Ilkbahar) (1921) – Hyldest til Holberg (Holberg'e Saygi ) (1922) – 3 motet (1929) – Hymne til Kunsten (Sanata Ilahi) (1929) – Kantatalar Carl Nielsen - seçilmiş eserleri• • • • Vokal müzik – 40 Danimarka sarkilari (1914, 1917) – 20 Populer Melodi (1921) – 10 Kisa Danimarka sarkisi (1924) Oda müziği – Sol-minor Yaylısazlar Kuarteti (1888) – Sol-major Yaylısazlar Kuarteti (1888) – Fa-minor Yaylısazlar Kuarteti(1890) – Mi-bemol Yaylısazlar Kuarteti (1898) – Fa-major Yaylısazlar Kuarteti(1919) – Sol Keman Sonati (1882) – No.1 Keman Sonati (1895) – No.2 Keman Sonati (1919) – Ved en ung Kunstners Baare (Genc bir sanatcinin tabutu onunde) (1910) – Serenat In Vano Klarnet, Fagot, Trumpet, Violonsel ve kontrabas icin (1914) – Uflemeli sazlar icin kuintet (1922) – Prelud ve Tema Varyasyonlari (1923) Piyano müziği – 2 Karakteristik parca (yak.1882-3) – 5 Parca (1890) – Senfonik Suit (1894) – 6 Humoresk-Bagatel (1894-7) – Yeni Yüzyıl Şenligi icin Prelud (1899) – Sarki (1916) – Tema ve Varyasyonlar (1917) – Suit (1920) – Tre Klaverstykker (Piyano icin Uc Parca) (1928) – Gencler ve yaslilar icin 5 Parmak icin 24 parca Piyano Muzigi (1930) Org müziği – 29 Kisa prelud (1929) – 2 Prelud (1930) – Commotio (1931) Hilding Rosenberg • • • • • • 21 Haziran 1892, Bosjökloster – 18 Mayıs 1985, Stockholm. İsveçli ilk modern besteci, orgcu, konser piyanisti, müzik öğretmeni. 20.yy İsveç Klasik Müziği’nin et etkili isimlerinden biridir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra önemli bir orkestra şefi olarak Avrupa’da turnelere çıktı. 1932’de İsveç Kraliyet Operası’na müzik direktörü olarak atandı. 14 yaylı çalgılar kuarteti (1920-1972), 8 senfonisi (1917-1974) vardır. İNGİLİZ OKULU • • Ulusalcı yönelim İngiliz müziğine çok geç ulaşmıştır. Edward Elgar, Vaughan Williams, Gustav Holst ve Frederic Delius halk ezgilerini, törenlerini ve efsanelerini araştırarak İngiliz müziğini Orta Avrupa müziğine yaklaştıran besteciler olmuşlardır. Sir Edward Elgar • • • • 2 Haziran 1857, Broadheath, Birleşik Krallık - 23 Şubat, 1934, Worcester, Birleşik Krallık Britanyali geç romantik stil müzik bestecisi ve orkestra şefi. Edward Elgar'ın hazırladığı eserlerin çoğu Britanya ve uluslarası klasik batı müziği konserleri repertuvarına girmiştir. Orkestra için bestelediği ilk önemli eseri olan "Enigma Varyasyonları" çok büyük sükse kazanmıştır. Sonra oratoryolar, oda müziği eserleri, senfoniler, enstrumental konçertolar, keman ve viyolonsel için konçertolar, birkaç koro eseri (bunlar arasında popüler «Gerontius’un Rüyası» vardır) ve şarkılar da bestelemiştir. Sir Edward Elgar • • • Bestelediği müzik arasında "Pomp ve Circumstance" marşları bulunmakta ve bu marşlardan ilki olan "Land of Hope and Glory" Ingıltere'nin ikinci gayriresmi milli marşı şeklini almıştır ve İngiltre'de önemli konserlerde (örneğin yıllık BBC Prom konserlerinden sonuncusunda) seyircinin yüksek sesle şarkısını söyleyerek orkestraya katılması bir gelenek haline gelmiştir. Diğer ülkelerde aynı müzik marşları düğün ve nikahlarda çalınmaktadır. 1924'de ulusal bir şeref ve ödül olarak "Britanya Kraliyet Müzik Ustası (King's Master of Musick)" unvanı verilmiştir. Elgar çok kere tipik bir İngiliz bestecisi olduğu kabul edilmekle beraber, müziğine etki yapanlar İngiliz değil kıtasal Avrupa'dandilar. Hayatı boyunce Elgar kendini, sadece müziksel açıdan değil sosyal açıdan da, İngiliz cemiyetine bir yabancı gibi hissetmiştir. Britanya müzik çevrelerinde egemen olanlar akademik olarak yetişmişler ve akademik çalışmalar yapan müzisiyenlerken Elgar müzisiyen olarak kendi kendini yetiştirmişti. Sir Edward Elgar • • Britanya hristiyanlığı başta Anglikan Protestan olduğu için Elgar'ın Katolik mezhebinde olması bazı yüksek çeverelde şüpheler yaratmaktaydı. Britanya'da Krailçe Viktoriya döneminde ve Kral Edward döneminde sınıf farkları çok büyüktü ve yukarı sınıflar alt sınıfları küçümsemekteydiler. Elgar kariyerinde çok başarı kazanıp iyi tanındığı dönemlerde bile aslının alt sınıftan olduğu için yüksek sınıflardan kişilerin kendini küçümsemelerine karşı çok hassastı. Buna rağmen çok yüksek rütbeli bir İngiliz ordu subayının kızı ile evlenmişti. Karısı ona hem müzik kariyeri ve hem de cemiyette sosyal gelişmesinde ilham sağlamıştır. Sir Edward Elgar • • Fakat Elgar 40 yaşlarına gelmeden önce devamlı başarı elde etme kavgası vermiştir. Britanya'da ve dış ülkelerde ancak "Enığma Varyasyonları" eserini hazırladıktan sonra birdenbire tanındai ve müziksel başarısı hayatını rahatlattı. Bu Varyasyonlar eserini takiben "Gerontius'un Rüyaş (1900)" adlı eseri de başarılı oldu. Ama bu eserin kaynağı bir Katolik konuya eğildiği için Britanya'nın Anglika Protestan çevereleri içinde bazı kuşkular uyandırdı. Fakat bu eser de Britanya ve diğer ülkelerde klasik batı müziği konserler repretuvarının bir nüve eseri oldu. Daha sonra hazırladığı uzun dinsel koro müziği besteleri kritiklerce çok iyi karşılanmakla beraber konser repretuvarında önem kazanmadılar. "Pomp and Cırcumstance" Marşları (1901) ise çok daha ilgi çekti ve birinci mars dünyanın İngilizce konuşulan bölgelerinde cpok yaygın olarak bilinmeye başladı. Sir Edward Elgar • • Elgar elli yaşlarında bir senfoni ve bir keman konçertosu hazırladı ve bunlar hemen gayet başarı kazandılar. Hazırladığı ikinic senfoni ve viyolonsel konçertosu müziksevenler arasında onlar kadar popüler olmadı ve Britanya orkestralarının konser repretuvarlarında olağan olarak bulunmaları sonraki dönemlerde ortaya çıktı. Elgar'ın hayatının son dönemlerinde klasik batı müziği sevenler, özellikle Britanya konser seyircileri tarafından, çok beğenilip popüler oldu. Fakat ölümünden sonra gelen nesil Elgar'ın eserlerinden pek hoşlanmamaktaydılar. 1960'lı yıllarda eserlerinin ses kayıtları yapılıp bunlar halk arasında yaygınlaşınca Elgar'ın unu ve popülerliği tekrar yükseldi. Elagr'in bazı eserlerison yıllarda tekrar uluslararası üne eriştiyse de müziği Britanya'da çok tutulmakta; Britanya'daki konserlerde çalınmakta ve ses kayıtlarının önemli müşterileri Britanyalılar olmaktadır. Sir Edward Elgar • Elgar bazı çevrelerde gramafon ses kayıtlarına ve plak satışlarına ciddi olarak önem veren ilk klasik müzik bestecisi olarak tanımlanma misti. 1914-195 döneminde kendi eserlerinin mikrofon olmadan akustik kayıtlara geçmesi için bir orkestra şefi olarak ses kayıtları yapılmasını sağlamıştır. 1925'den sonra ses kayıtlarai için daha hassas mikrofonların gelişmesi ile çok daha gerçeğe yakın ses kayıtlarının yapılması imkanı ortaya çıkardı. Bu yeni teknolojiyi kullanan Elgar en önemli eserlerinin (başta "Gerontius'un Rüyası") y ses kayıtlarını yapmak için stüdyolarada orkestra yöneticiliği yaptı. Bu yeni yaptığı seslendirme eniden edit edilerek ve sesleri iyileştirilerek 1970'lerde "LP plak" olarak 1980'li yıllarda "teyp" olarak ve 1990'li "CD" olarak yeniden satış yapıldı ve bu satışlar nisbeten klasik müzik için başta gelmeye başladılar. Vaughan Williams • 12 Ekim, 1872 Down Ampney, Gloucestershire, Birleşik Krallık – 26 Ağustos 1956 Londra • • İngiliz müzisyeni ve bestecisi. Senfoniler, oda müziği, koro müziği ve film müziği bestelemiştir. İngiliz folklor müziği toplayıcılığı ile uğraşmış ve İngiliz folklor müziğinin çok popüler olan bazı yeni aranjamalarını yapmış ve ayrıca bu parçalardan ilham alarak orijinal müzik paracaları bestelemiştir, örneğin folklor şarkılarının melodilerini kullanan "English Hymnal (İngiliz İlahileri)". Vaughan Williams - seçilmiş eserleri • • Orkestra müziği Senfoniler – – – – – – – – – – • • • • • • • • • In the Fen Country, orkestra için (1904) Norfolk Rapsodisi No. 1, (1906, rev. 1914) The Wasps, Aristophanes'in oyunu icin suit (1909) Fantasia on a Theme by Thomas Tallis. (1910, rev. 1913 ve 1919) Fantasia on "Greensleeves" (1934) Five Variants of Dives and Lazarus', (1939) Concerto Grosso, Yaylı çalgılar için üç bölüm farklı teknik muziksel beceri gerektirir, (1950) Konçertolar Piyano – – • • The Lark Ascending Keman ve orkestra için (1914) Konçerto AccademicoKeman ve orkestra için(1924–25) Viyola – – – • • • Piyano konçerto Do (1926–31) Iki Piyano ve Orkestra İçin Konçerto (yak. 1946; Piyano konçerto Dodan yararlanarak ) Keman – – • Senfoni No.1 "Sea Symphony", 1910 ; Senfoni No.2 "London Symphony", 1913 ; Senfoni No.3 "Pastoral Symphony", 1921 ; Senfoni No.4 Mi-Minor, 1931 ; Senfoni No.5 Re-Major, 1938-1943 ; Senfoni No.6 Mi-Minor, 1946-1947 ; Senfoni No.7 "Sinfonia Antartica", 1949-1952 ; Senfoni No.8 RE-Minör, 1953-1955 ; Senfoni No.9 Mi-Minör, 1956-1957. Senfoni No.10 Fa-Majör 1957-1958. Flos Campi Viyola, anlamsiz ses korosu, küçük orkestra için (1925) Viyola ve Küçük Orkestra İçin Suit (1934) Viyola ve Küçük Orkestra İçin Romans (1925-yak. 1934) Oboa Koncerto La-Minör, oboa ve yaylı çalgılar için (1944) Fantasia (quasi variazione) on the Old 104th Psalm Tune piyano, koro ve orkestra (1949) Armonika ve Orkestra İçin Romans Re-Bemol) (1951) (Armonika üstadı Larry Adler için hazırlandı) Tuba Konçertosu Fa-Minör (1954) Vaughan Williams - seçilmiş eserleri • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Enstrümental ve oda müziği Piyano Kuintet Do-Minor Keman, viyola, viyolonsel, kontrabas ve piyano için (1903) Yaylı Çalgılar Kuarteti No.1 Sol-Minor (1908) Phantasy Quintet 2 keman, 2 viyola ve viyolonsel için (1912) İngiliz Halk Şarkısı için Altı Etüd, viyolonsel ve piyano için(1926) Yaylı Çalgılar Kuarteti No.2 La-Minor("For Jean, on her birthday,") (1942–44) Keman ve Piyano İçin La-Minör Sonata" (1952) Viyola ve Piyano İçin Romans (tarihsiz) Opera Hugh the Drover or Love in the Stocks (1910–20). Romantik ballad opera. Libretto: Harold Child Sir John in Love (1924–28) The Poisoned Kiss (1927–29; rev. 1936–37 ve 1956–57). Libretto: Evelyn Sharp (sonraki ekler Ralph ve Ursula Vaughan Williams) Riders to the Sea (1925–32), John Millington Synge oyunundan uyarlama Çarmıh Yolcusu (Pilgrim's Progress) (1909–51), John Bunyan'in algorik eserinden uyarlama Bale Old King Cole, (1923) On Christmas Night, (1926) Job: A Masque for Dancing, (1930) The Running Set, (1933) The Bridal Day, (1938–39) Gustav Holst • • • • • • • Gustavus Theodore von Holst 21 Eylül 1874, Cheltenham, Gloucestershire – 25 Mayıs 1934, Londra. 20.yy’da yaşamış Rus asıllı İngiliz besteci. En ünlü yapıtı «Gezegenler Süiti» (The Planets)’ dir (1914-1916’da bestelenmiştir). Bunun dışında çok fazla tanınmasa da koro için birçok eseri de bulunur. Askeri orkestralar için bestelediği birinci ve ikinci süiti de mutlaka dinlenmelidir (first suite in e-flat for military band, second suite in f for military band). Gezegenler süitindeki savaş temalı Mars ile geçmiş zamanda da metal müziğin var olabileceğinin ipuçlarını vermiştir. Başta Star Wars olmak üzere birçok bilim-kurgu film müziğinde etkileri hissedilebilir. 1912 yılında bestelediği St Paul’s Süiti, 1922 yılına kadar icra edilmemiştir. Gustav Holst • • Holst, hayatı boyunca solo şarkılardan oda müziklerine, konçertolardan operalara kadar pek çok esere imza atmış olsa da, kazandığı büyük başarıdan dolayı, çoğunlukla, “Gezegenler”in (The Planets) bestecisi olarak anılmaktadır. Bu yapıtın gördüğü ilgi sonucu, Holst’tan yeni “Gezegenler” yaratması beklenirken o, tepki göreceğini bile bile, kendini tekrarlamamak için farklı kaynaklardan beslenerek farklı çalışmalarla besteci kimliğini kendi bildiği yolda çizmiştir. Gustav Holst • Gustav Holst’un büyük dedesi Mathias (1767-1854), pek önemli olmasa da piyano eserleri yazan bir besteciydi. 19. yüzyılda İngiltere’ye yerleşmek üzere Riga’dan ayrıldı. İsveç kökenliydi, kuzenleri Alman, eşi Rus idi. Mathias’ın oğlu Gustavus Valentin (1799-1871) İngiltere’de Cheltenham’a yerleşti ve bir İngiliz kadınla evlendi; bu evlilikten, sonradan bir müzisyen olacak, Adolph (1846-1901) isimli bir çocuğu oldu. Adolph von Holst, org çalıyor, koro şefliği yapıyor, piyano resitalleri ve dersleri veriyordu. Eşi Clara von Holst ise bir şarkıcıydı. Gustav Holst, işte bu evlilikten doğdu. Sağlık açısından kırılgan bir yapıya sahipti; miyop ve astımlıydı. 1882 yılında henüz sekiz yaşındayken annesini kaybetti. Clara’nın bu zamansız ölümü karşısında baba Adolph tekrar evlendi ve bu ikinci evlilikten iki çocuğu daha oldu. Gustav Holst • • Çocukluğunda keman ve piyano çalmayı öğrenen Holst, beste yapmaya 12 yaşındayken başladı. O sıralar Cheltenham Grammar School’da öğrenciydi. Holst’un arzusu piyanist olmaktı. Ancak, sağ omzundaki nevritten dolayı bu mümkün değildi. Babası, bunun üzerine, onu trombon çalmaya teşvik etti ve böylece trombon, Holst’un esas enstrümanı oldu. Holst, 17 yaşına geldiğinde Cheltenham yakınlarındaki köy korolarını yönetiyordu. 1893 yılında, Londra’da bulunan Royal College of Music’e girdi. Daha sonra burs kazandı. Bu okulda, Britanya müziğinin 19. yüzyılda yaşadığı rönesansın önde gelen isimlerinden Charles Stanford ile komposizyon çalıştı. Holst, Stanford’dan disiplin ve öz eleştiri yapmayı öğrendi. Ayrıca, Hoyte ile org, Sharpe ile piyano çalıştı. İlk yazdığı müziklerde Wagner’in izlerini bulmak mümkündü; Covent Garden’da düzenlenen Wagner gecelerinde ayakta bekler, performans bittikten sonra evine ateşli bir heyecan içinde dönerdi. Gustav Holst • • 1895 yılında, aynı okulda öğrenci olan Ralph Vaughan Williams ile karşılaştı; bu karşılaşma Holst ve Williams’ın hayat boyu sürecek arkadaşlıklarının başlangıcıydı. Britanya klasik müzik tarihine damgalarını vuran bu iki besteci, yaptıkları eserleri ilk önce birbirleriyle paylaştılar; birbirlerinin fikirlerine her zaman önem verdiler. Holst’un İngiliz halk ezgilerinden etkilenmesi Ralph Vaughan Williams yoluyla olmuştur. Ancak, her iki bestecinin müzikleri farklı özelliklere sahiptir. Holst’un Cecil Sharp’a adadığı geleneksel şarkılara dayanan “A Somerset Rhapsody” (1906-1907) ve Vaughan Williams’a adadığı, melodileri kendine ait olan “Two Songs without Words” (1906), Holst-Williams arkadaşlığının etkilerini anlamamıza yardımcı olan yapıtlardır. Gustav Holst • • Holst, öğrenciliği sırasında William Morris’in evinde Hammersmith Sosyalist Korosu’nu yönetmek için davet aldı. Onlara Morley’nin madrigallerini ve Purcell’ın koro eserlerini öğretti. Korodaki en genç soprano (sonradan evlenecekleri) Isobel Harrison’a, burada aşık oldu. Holst’un Hindu felsefesi ve kültürüne, Sanskrit edebiyatı ve diline ilgisi muhtemelen Morris’in evinde başladı. Sanskritçe okumayı öğrenen Holst, bu kaynaklardan ilham alarak daha sonra bir perdelik operası “Savitri” (1908) ve Hinduizmin kutsal metni “The Rig Veda”dan çeviriler yaparak dört setten oluşan “Choral Hymns from the Rig Veda”yı (1908-1912) yazdı. Gustav Holst • Gustav Holst’un Royal College of Music’teki eğitimi 1898 yılında tamamlandı. 1900 yılına kadar Carl Rosa Opera Company ve 19001903 yılları arasında da Glasgow’daki Scottish Orchestra’da tromboncu olarak çalıştı. Buralardaki tecrübeleri, ona bir orkestranın ne anlama geldiğini ve işleyişini öğretti. 1901 yılında Isobel ile evlendiğinde Holst, tromboncu olarak hayatını kazanması gerektiğine inanıyordu çünkü yayınladığı koro şarkılarından kazandığı para ile yaşamaları çok zordu. Ancak, turnelerle ve yolculuklarla geçen iki yılın sonunda, besteciliğe hiç zaman ayıramadığını gördü ve trombonculuğu bırakmayı göze aldı. Bunun ardından gelen sıkıntılı bir dönemde eşi Isobel, bir süre terzilik yaparak geçimlerini sağlamaya çalıştı. Gustav Holst • • Holst, tam o sıralar Dulwin’deki James Allen’s Girls’ School’dan bir öğretmenlik teklifi aldı. O dönemden başlamak üzere yaşamının sonuna kadar pek çok okulda öğretmenlik ve müzik direktörlüğü yaptı. Gustav Holst, halk ezgilerini, madrigalleri ve kilise müziğini içeren İngiliz vokal ve koro müziği geleneğini tekrar canlandırarak İngiltere’deki okulların müzik eğitimine öncü katkılarda da bulundu. Koro eserleri konusunda çok yetenekliydi; sevilen çalışmalarından biri, 1917 yılında yazdığı “İsa’nın İlahisi” (The Hymn of Jesus) oldu. Bu eser, Holst’un koro müziği besteleme konusunda sahip olduğu yeteneğin en önemli örneği olarak kabul edilir. Gustav Holst • • Holst, alışılmış bir öğretmen değildi. Ders kitaplarına ve sınavlara karşıydı. Onun düşüncesine göre “yaparken öğrenmek” önemliydi. Holst’un öğretmenlik yaptığı okullar arasında, ölene kadar görev yaptığı St Paul’s Girls’ School, Hammersmith (1905-34) bulunuyordu. Bu okulda kullandığı oda, günümüzde “Mr Holst’s Room” olarak muhafaza edilmektedir. Bestecinin sevilen eserleri arasında yer alan “St Paul’s Suite” (1913), okulun orkestrası için yazdığı neşeli bir süit olup İngiliz halk şarkılarının özelliklerini taşıyordu. Holst, 4 bölümden oluşan bu eserin final bölümünde “The Dargason” ve “Greensleeves” isimli İngiliz halk melodilerini kullanmıştır. Holst, St Paul’s Girls’ School’da görevine devam ederken 1907-1924 yılları arasında Morley College’da da işçi sınıfından gelen kadın ve erkeklerin oluşturduğu orkestra ve koroları yönetti. Buradaki çalışmaları, Holst’un sosyalist yanını anlamada önemli bir işlev görebilir. Gustav Holst • • 1. Dünya Savaşı yılları. Bu dönemde Holst, miyop ve nevrit hastalığından dolayı savaşa alınmadı. Ancak, 1918 yılının sonbaharında YMCA’in ordu müzik eğitimiyle uğraşmak üzere Orta Doğu’ya gönderildi; buradaki birliklerde askerlik görevini tamamlamayı bekleyen yüzlerce öğrenci vardı. Selanik ve İstanbul’da konserler verdi. Holst, 1923 yılında Reading’deki Univer- sity College’da bir öğrenci orkestrasını yönetirken dengesini kaybederek podyumdan düşüp kafasını çarptı. İlk önceleri bu durum fazla rahatsızlık vermese de University of Michigan’daki çalışmalarını tamamlayıp İngiltere’ye döndükten sonra uykusuzluk nöbetleri ve yinelenen başağrıları ortaya çıktı. Bu sorunlar, Holst’un psikolojik durumunu da etkiliyordu. Doktorunun kesin isteği üzerine 1924 yılını Essex’de, gürültüden uzak Thaxted isimli kasabada geçirdi. • Gustav Holst • Holst, buradaki günlerini “gerçek bir bes- tecinin hayatı” olarak tanımlamaktadır. Bu dönem eserleri, hayranları tarafından çok “karanlık” bulunsa da Holst, hissettiği ve inandığı müziği yapmaktan hiç bir zaman ödün vermedi. 1925 yılında Londra’ya döndüğünde öğretmenlik yükünü bir hayli azaltmak durumunda kalan Holst, besteci- lik faaliyetlerine böylece daha fazla zaman ayırabildi. Londra’da, bir kaç yıl önceki kadar populer olmadığını görmek Holst’u mutlu etti. Eleştirmenler Holst’un son dönemde yazdığı eserleri çok sert ve soğuk buluyorlardı. Yakın arkadaşı Ralph Vaughan Williams bile “Choral Symphony”nin prömeriyerinden sonra esere biraz mesafeli durup, Holst ile müzikal açıdan ayrılmama ümidi taşıdığını ifade etti. Ancak, Holst, belki de Hindu felsefesinin de etkisiyle, zaman zaman bu tür “ayrılmaların” yararlı olabileceğine ve senfonisinin de daha önce yazdığı diğer eserler kadar iyi olduğuna inanıyordu. Doğum yeri Cheltenham’daki heykeli. Sağ kolundaki nörit nedeniyle batonu genellikle sol koluyla kullanmıştır. Gustav Holst • • Holst, 1927 yılında Britanya edebiyatının önemli isimlerinden Thomas Hardy’nin “The Return of the Native” isimli romanından esinlenerek “Egdon Heath” başlıklı senfonik şiirini yazdı ve eseri “En iyi eserim” diye tanımladı. Müziğin diliyle çizilen bir doğa tablosu güzelliğini taşıyan bu eserde Holst, karanlık bir atmosfer yaratmıştı. “Egdon Heath”, bestelendikten bir yıl sonra New York Symphony Orchestra tarafından icra edildi. Olgunluk yıllarında ödüllerden hoşlanmasa ve bunları geri çevirse de 1930 yılında Yale Üniversitesi’nin sanata katkılarından dolayı verdiği “Howland Memorial Prize” ve Royal Philharmonic Society’nin altın madalya- sını almaktan memnuniyet duydu. Holst, 1932 yılında, Harvard Üniversitesi’nin daveti üzerine konuk öğretim görevlisi olarak Amerika’ya komposizyon dersleri vermeye gitti; burada başarılı çalışmalar yaptı. Ancak, Harvard’daki yoğun çalışma temposunun ardından ülser nedeniyle hastanaye kaldırıldı. İngiltere’ye geri döndüğünde sağlığı kısa bir süre sonra düzelse de kendisini eskisinden daha yaşlı hissettiğini ifade etti. • Gustav Holst • • 1933 yılında viyola ve orkestra için “Lyric Movement” ve St Paul’s Girls’ School’daki öğrencileri için “The Brook Green Suite” gibi eserleri yazan Holst, 1934’ün başında geçirdiği ülser ameliyatından iki gün sonra 5 Mayıs 1934 tarihinde kalp yetmezliğinden öldü. Holst’un vedası, Elgar’ın ölümünden dört hafta sonraya, Delius’un ölümünden iki hafta önceye rastlamıştı. Bestecinin külleri, Chichester Katedrali’nde gömülüdür. İngiliz besteci Holst’un ilk dönem müziklerinde Grieg, Wagner, Richard Strauss ve Vaughan Williams’dan etkilendiği görülmektedir. Ravel, Stravinsky, Hindu dini ve kültürüne duyduğu ilgi, İngiliz halk ezgileri sevgisi, müziğindeki Wagner ve Strauss etkilerini azaltmış ve tüm bu etkileşimleri özümseyerek Holst, kendine özgü sesini bulmayı başarmıştır. Holst’un müziğinde ritm çok önemlidir. Ritmden yoksun müzik, ona hep eksik gelmiştir. Amatör müzisyenlere karşı son derece töleranslı ve yol gösteren bir yaklaşımı benimsemesine rağmen profesyonel müzisyenlikte “ikinci sınıf ” müziğin olamayacağını vurgulamıştır. • Gezegenler – The Planets • “Gezegenler” yani “The Planets”, Gustav Holst’un 19141916 yılları arasında bestelediği 7 bölümden oluşan görkemli bir senfonik süittir. Eserdeki her bir bölüm, güneş sistemindeki bir gezegeni anlatır. Ancak, bu anlatım içerisinde, Dünya ve eserin bestelendiği dönemde henüz keşfedilmemiş olan, günümüzde ise artık “Cüce Gezegen” olarak adlandırılan Plüton yer almaz. Holst’un anlatımı, çoğu kez düşünüldüğünün aksine “astronomik” bir bakışı içermez; bunun yerine Holst, astrolojinin penceresinden bakmış; gezegenlerin astrolojideki özelliklerini gözönünde bulundurarak bunların insan doğası ve yaşamı üzerindeki etkilerini ifade etmiştir. Holst’un müzisyen olan kızı Imogen’a göre, “Gezegenler”deki astroloji etkisi, bestecinin arkadaşı Clifford Bax ve gerçek adı Frederick William Allan olan Alan Leo isimli yazarın “What’s a Horoscope?” isimli kitabından gelmektedir. Leo’nun kitabındaki bazı bölüm başlıklarını Holst, gezegenleri adlandırırken kullanmıştır. “Gezegenler”deki her bir bölüm, gençlikten yaşlılığa doğru giden bir yolculuğun durakları olarak da algılanabilir; bu nedenle müzikal anlamda, eserin bölümleri insanın hayatındaki yedi ayrı yaş dönümünü ifade eden metaforlar olarak yorumlanabilir. Astrolojik açıdan gezegenlerin zıt karakterleri, Holst’un müziğine de yansımış ve ortaya, İngiltere’de o güne kadar yapılanlara benzemeyen bir eser çıkmıştır. Gezegenler – The Planets • • Holst, 1. Dünya Savaşı patlak vermeden hemen önce Mars’ı bestelemiş; en son Merkür’ü yazarak eseri, 1916 yılında tamamlamıştır. Holst, bu yapıtını öncelikle piyano üzerinden çalışarak bestelemiştir. Bu amaçla kullandığı piyano, İngiltere’nin Cheltehham kasabasında bulunan Holst Müzesinde sergilenmektedir. Holst’un “Gezegenler”i bestelemeye başlamadan önceki dönem, iki önemli besteci; Arnold Schoenberg ve Igor Stravinsky, İngiltere’de konser vermişlerdi. Bu iki önemli ismin Holst üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. Örneğin, Schoenberg, İngiltere ziyaretinde “Five Orchestral Pieces, Op. 18” isimli ultra-modern eserini çalmıştı; “Gezegenler”i bestelerken Holst da eserine ilk önce “Seven Orchestral Pieces” adını vermişti. “Gezegenler”, ölçeği ve biçimiyle Holst’un Schoenberg’den ilham almış olabileceğini göstermektedir. Igor Stravinsky’ye gelince: O da İngiltere’deki konserinde “Bahar Ayini” (Le sacre du printemps) isimli eserini yönetmişti: “Gezegenler”in ilk bölümünü oluşturan Mars’ta orkestranın alışılmadık şekilde kullanılmasında, disonantlar ve ölçülerde Stravinsky etkisi olduğu belirtilmektedir. Gezegenler – The Planets • • Gustav Holst, orkestrasyon konusunda çok başarılıydı. Ralph Vaughan Williams, yaptığı eserlere son halini vermeden önce muhakkak Holst’un fikrini alır ve bundan sonra eserlerini tamamlanmış kabul ederdi. “Gezegenler”, Holst’un lirik ve dramatik bir anlatımı ilginç motiflerle süsleyip çok zengin bir orkestrasyon sunduğunun güzel bir kanıtıdır. Besteci, bu eserinde büyük bir orkestra kullanmıştır: bas obuanın da bulunduğu 16 üflemeli çalgı, tenor tubanın da olduğu 15 bakır çalgı, ayrıca tam takım yaylılar… ve eserin sadece son anlarında duyulan koro. “Gezegenler”, 1. Dünya Savaşının devam ettiği bir dönemde Henry Balfour Gardiner’in sayesinde, ilk kez, Queen’s Hall’da 1918 yılındaki bir konserde özel bir seyirci grubu karşısında icra edilmiş; orkestrayı o sıralar gencecik bir şef olan Adrian Boult (1889-1983) yönetmiştir. Eserin bir İngiliz besteciden beklenmeyen özellikleri, izleyenleri çok şaşırtmıştır. Ayrıca, seyirci Mars’ı, o sıra devam eden savaşın bir tasviri olarak algılamıştır. Ancak, ilginç olan eserin bu bölümünün, savaştan önce bestelenmiş olması gerçeğidir. “Gezegenler”in halkla buluştuğu ilk konser ise 1920 yılındadır. Bu konser sonrası, deyim yerindeyse, Gustav Holst bir “celebrity” oluvermiştir. Gezegenler – The Planets • • • Ancak, “Gezegenler” ile kazandığı başarı Gustav Holst’u her zaman rahatsız etmiştir. Arkadaşı W. G. Whitaker’a yazdığı mektupta kullandığı şu ifade önemlidir: “Bu durum, bana, bir kişinin yere göğe sığdırılamadığında onun için işlerin iyi gitmeyeceği gerçeğini görmemi sağladı.” Holst’un bir başka sözü daha, şöhret olmaktan duyduğu memnuniyetsizliği anlamamıza yardımcı olur: “Yaptığınız iş, beğenilmediğinde üzülmeyin; yolunuza devam edin. Bilin ki bu yolla insanların kendinizi tekrar ettirmesi tehlikesini bertaraf etmiş olursunuz.” Holst, yaşamı boyunca maddiyatçı olma- mıştır. Örneğin, “Gezegenler”in kazandığı başarıdan sonra 2-3 yıl boyunca göreceli bir varlıklı dönem geçirmesine ve eşi, hem şehirde hem kırda olmak üzere iki ayrı evde yaşamaktan hoşnut olsa da Holst için nere- de yaşadığının hiç bir önemi yoktu. Onun için önemli olan tek şey, beste yapabilmesi için gereken sessiz ve sakin bir yer bulabilmekti. “Gezegenler”in 1918 yılındaki ilk icrasında orkestrayı yöneten Adrian Boult, uzun kariyeri boyunca bu eseri tam 5 kez kaydetmiştir. Ancak, Boult’un kayıtlarındaki süreler Holst’un kayıtlarından farklıdır. Holst, 1923 ve 1926 yıllarında olmak üzere “Gezegenler”i London Symphony Orchestra ile 2 kez kaydetmiş olup bu kayıtlar antika eser değerindedir ve süreleri açısından tutarlılık taşımaktadır. Holst’un 1926 kaydında her bir bölüm için kullandığı süreler şöyledir: Mars – 6:07; Venüs – 7:13; Merkür – 3:29; Jüpiter – 6:55; Satürn – 6:51; Uranüs – 5:51; Neptün -5:29. Tamamen akustik olarak yapılan ilk kayıt esnasında eserin “Venüs” isimli bölümü 13 kez tekrarlanmış ve stüdyodaki sıcak ve boğucu hava sonucu kornocu baygınlık geçirmiştir. Gezegenler – The Planets Eserin Bölümleri • • Holst’un görkemli eseri “Gezegenler”, “Mars: The Bringer of War” ile açılır. Besteci, burada Mars’ı “savaş getirici” özellikleriyle anlatmaktadır. 1. Dünya Savaşının hemen öncesinde, 1913 yılında, İspanya’daki Majorca tatili sırasında bestelenmiş olsa da Mars, adeta savaşın beraberinde getireceği yıkımı, yarattığı korku atmosferini, apokaliptik bir resim çizerek anlatmaktadır. Raymond Head’in “Gezegenler”in gençlikten yaşlılığa doğru bir yolculuk olduğu yoru-munu gözönüne aldığımızda Mars, gençliğin kaotik enerjisini ve bu enerjinin nasıl kötüye kullanılabileceğini göstermektedir. “Venus: the Bringer of Peace” ise kaos sonrası ümidi, barışı, düzeni anlatırken Mars ile zıtlık oluşturur. Venüs, insan doğasındaki enerjinin kötü bir biçimde kullanıldığında yaşanabilecek yıkımın karşısında ümit vaadeder. Solo kornolar, arp, üflemeliler, yaylılar… hepsi Venüs’ün barış şarkısına katkıda bulunurlar. Eserin üçüncü bölümünü oluşturan Merkür, “Mercury: the Winged Messenger”, kısa ve parlak bir scherzodur. Merkür, dünyamız ve başka dünyalar arasında kanatlı bir elçidir; barış içinde olunduğunda insan doğasının olumlu yönde gelişeceğini işaret eder. Gezegenler – The Planets Eserin Bölümleri • • “Jupiter: the Bringer of Jollity”, yapıtın en çok bilinen bölümüdür. “Gezegenler”in tamamını hiç dinlememiş olanların bile “Jüpiter”i duymuş olma olasılıkları çok yüksektir. Adından da anlaşılacağı üzere Holst, Jüpiter’i “neşe getirici” olarak isimlendirir; bolluk, mutluluk vardır. Holst, daha sonraki yıllarda, Jüpiter’in orta bölümünde yer alan inanılmaz güzellikteki melodiyi Cecil Spring Rice’ın sözlerine (I wow to thee, my country) uyarlamıştır. Bu, Prenses Diana’nın 1981’deki evlilik ve 1997’deki cenaze törenlerinde de seslendirilmiştir. Beşinci bölümde dinlediğimiz “Saturn: the Bringer of Old Age”, geçen zamanın “tik tak”larını kullanarak yaşlılığa doğru yol aldığımızı hatırlatır. Satürn, aslında bir cenaze marşıdır; karanlık duygusu ve ağırbaşlılık öne çıkar. Holst’a göre, Satürn, fiziksel anlamda yaşlanmanın getirdiği çöküntüyü anlatsa da aynı zamanda tecrübelerin özümsenmesi sonucu duyulan bir tatmin duygusunu da içerir. Gezegenler – The Planets Eserin Bölümleri • • Eserin altıncı bölümü Uranüs, büyücü olarak adlandırılır: “Uranus: the Magician”. Hızla değişen müzik insanın değişken doğasını hatırlatır. Ve finalde Neptün yer alır: “Neptune: the Mystic”. Mistik olarak tasvir edilen Neptün, öteki dünyaya aitmiş hissi uyandırır. Neptün, dıştaki gezegendir; uçsuz bucaksız evrende yaşlanarak ulaştığımız son noktayı, yolculuğumuzun son aşamasını anlatır. Eserin finalinde kullanılan sözsüz kadın korosu yavaş yavaş duyulmaz oldu- ğunda adeta uzayın boşluklarında kaybolup gitmişizdir. Daha önce de belirtildiği üzere Holst’un “Gezegenler”i yazdığı dönem “Plüton” henüz keşfedilmemişti. 1930 yılında keş- fedilen gezegen için Holst, sonrasında bir ekleme yapmadı. Ancak, İngiliz besteci Colin Matthews, 2000 yılında Hallé Orchestra’nın siparişi üzerine “Pluto: the Renewer”ı yazdı (Plüton: Yenileştiren). Matthews’ın Plüton’u Holst’un eserindeki son bölüm olan Neptün’ün bittiği yerden başlamaktadır. Bu kayıtta Hallé Orchestra’yı Mark Elder yönetmektedir. Plüton, 2006 yılında gezegenler kategorisinden çıkarılmış ve “Cüce Gezegen” olarak adlandırılmıştır. Frederic Delius • • • • 29 Ocak 1862, Bradford – 10 Haziran 1934, Grez-sur-Loing, Fransa. Alman asıllı İngiliz, post-romantik dönem tipi eserler veren besteci. Kuzey İngiltere’deki Bradford şehrinde doğdu. Ailesi o zaman yün kumaş dokuma merkezi olan Bradfort'a bu sanayiye girmek için Bielefeld şehrinden gelmiş olan Almanlardı. Ailesi içinde 'Fritz' ve arkadasları arasinda 'Fred' olarak isimlendirilen Frederick ailenin on dört çocuğundan dördüncüsüydü. Bradford Grammar Okulunda eğitim yaptı. Hayatı boyunca Delius doğum ülkesi olan İngiltere'ye pek özel yakınlık duymadı ve yaşamının büyük bir bölümünü dış ülkelerde geçirdi. Önce Amerika Birleşik Devletleri‘nde bulundu; sonra Avrupa'ya geçti ve daha çok Fransa’da yaşadı ve öldü. Frederic Delius • • Avrupa'ya dondukten sonra Leipzing Konservatuvari'nda hocasi "Reiecke" altinda egitimini surdurdu. Bu sehirde iken besteci Edvard Grieg ile tanisti ve bu besteci Delius'un muzigini cok derin etkiler yapmistir. 1888de Greig'in babasina araciligi ile Paris'e yerlesti ve hayatinin sonuna kadar bu sehirde yasadi. 1924un sonlarina dogru frengi hastaligina yakalandi ve bu hastalik sonucu inme inip gozleri gormez oldu. Akilnda besteledigi muzigi yazamadigi icin, son bestelerini sekreteri olan Eric Fenby'ye dikte ettirmistir. 1934de Paris yakinlarinda Grez-sur-Loing kasabasinda hayat gozlerini kapadi. Frederic Delius • • Avrupa'ya döndükten sonra Leipzing Konservatuvari'nda hocası "Reiecke" altında eğitimini sürdürdü. Bu şehirde iken besteci Edvard Grieg ile yanıştı ve bu besteci Delius'un müziğini çok derin etkiler yapmıştır. 1888de Greig'in babasının aracılığıyla Paris'e yerleşti ve hayatının sonuna kadar bu şehirde yaşadı. 1924un sonlarına doğru frengi hastalığına yakalandı ve bu hastalık sonucu inme inip gözleri görmez oldu. Aklında bestelediği müziği yazamadığı için, son bestelerini sekreteri olan Eric Fenby'ye dikte ettirdi. 1934de Paris yakinlarinda Grezsur-Loing kasabasında hayat gözlerini yumdu. Frederic Delius - eserleri • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Operalar Zanoni (ton muzigi), 1888; Irmelin (opera), 1890-1892; The magic fountain (lirik drama), 1893-1895; Koanga (lirik drama), 1895-1897; Folkeraadet (ton muziek), 1897; A Village Romeo and Juliet (lirik drama), 1900-1901; Margot la Rouge (lirik drama), 1902; Fennimore and Gerda (opera, 11 sahne), 1909-1910; Hassan (ton muzigi), 1920-1923 Orkestra eserleri Florida, suit, 1887, rev. 1889; 2 parca: Schlittenfahrt, March caprice, 1887-1888; Hiawatha, ton siiri, 1888; Suit, keman ve orkestra icin 1888; Idylle de Printemps, 1889; Little suit, 1889-90; Suit, kucuk bir orkestra icin, 1890; 3 kucuk ton siiri: Summer evening, Winter night‚ Spring morning; Summer evening, 1890; Paa Vidderne (sur les cimes), senfoni gedicht naar Henrik Ibsen, 1892; Légende, keman ve orkestra, 1895; Over the hills and far away, fantazi uvertur, 1895-1897; Appalachia, 1896; Piyano Koncertosu 1897, rev, naar concert in 1 deel, 1906; La ronde se déroule, senfonik gedicht, 1899, rev, 1901 in Life Dance; Paris: Bir buyuk Sehir sarkisi, 1899; Brigg Fair: Bir Ingiliz rapsodisi, 1907; In a summer garden, rapsodi, 1908; Dans rapsodi no. 1, 1908; Kucuk bir orkestra icin 2 parca: On hearing the first cuckoo in spring, 1912, Summer night on the river, 1911; Kuzey country Sketches, 1913-1914; Air and Dance, strijkers icin, 1915; Ikili koncerto, keman, viyolonsel ve orkestra icin, 1915-1916; Keman koncertosu, 1916; Dans rapsodi no. 2, 1916; Eventyr (once upon a time), ballade, 1917; A Song before Sunrise, kucuk orkestra icin, 1918; Viyolonsel koncertosu, 1921; A Song of Summer, 1929-1930; Caprice and Elegy, viyolonsel ve orkestra icin 1930; Irmelin preludu, 1931; Fantastik dans, 1931; 2 Aquarelles, voor strijkers, 1932; Irmelin Suit [bewerkt door Thomas Beecham), 1954 POLONYA OKULU • Polonya’nın yüzyıllar boyunca Rusya’nın egemenliği altında yaşaması bu ülkede ulusal bilincin uyanmasında etkili olmuştur. Ulusal Polonya Müziği’nin kurucusu Stanislav Moniuszko ’dur. Henry Vieniavsky, İgnaz Paderevsky önemli eserler vererek Polonya Ulusal Müziği’ne katkıda bulunmuşlardır. Stanislav Moniuszko • • • 5 Mayıs 1819, Ubiel – 4 Haziran 1872, Varşova, Polonya Polonyalı besteci, orkestra şefi Eserleri Polonya-Litvanya Birliği halklarının yurtsever hakl temaları ile doludur. Henry Wieniawski • • • 10 Temmuz 1835, Lublin, Polonya – 31 Mart 1880, Moskova Polonyalı besteci Çalınmış eserleri, Opus numaraları ile • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Grand Caprice Fantastique, Op. 1 Allegro De Sonate, Op. 2 Souvenir de Posen, Mazurka, Op. 3 Polonaise de Concert No. 1, Op. 4 Adagio Elegique, Op. 5 Souvenir de Moscow, 2 Russian Romances, Op. 6 Capriccio-Valse, Op. 7 Grand Duo Polonaise For Violin and Piano, Op. 8 Romance sans Paroles et Rondo Elegant, Op. 9 L'Ecole Moderne, 10 Etudes-Caprices For Violin Solo, Op. 10 Le Carnaval Russe, Improvisations and Variations, Op. 11 2 Mazurkas De Salon, Op. 12 Fantasie Pastorale, Op. 13 Concerto No. 1 In F# Minor, Op. 14 Theme Original Varie, Op. 15 Scherzo-Tarantelle, Op. 16 Légende, Op. 17 Etudes-Caprices Na Dwoje Skrzypiec, Op. 18 2 Mazurkas, Obertasse et Le Menetrier, Op. 19 Fantasie Brillante sur Gounod's "Faust", Op. 20 Polonaise Brillante, Op. 21 Concerto No. 2 In D Minor, Op. 22 Gigue in E Minor, Op. 23 Fantasie Orientale, Op. 24 Henry Wieniawski • Yayınlanmayan eserleri, Opus numarası olmayan eserleri • • • • • • • WARIACJE NA TEMAT WŁASNEGO MAZURKA (ok. 1847) ARIA Z WARIACJAMI E-DUR (przed 1848) FANTAZJA I WARIACJE E-DUR (1848) NOCTURNE POUR VIOLON SEUL (1848) ROMANCE (ok. 1848) RONDO ALLA POLACCA E-MOLL (1848) DUO CONCERTANT NA TEMAT Z OPERY "ŁUCJA Z LAMMERMOORU" DONIZETTIEGO (ok. 1850) DUO CONCERTANT NA TEMAT HYMNU ROSYJSKIEGO A. LWOWA (ok. 1850) DUO CONCERTANT NA TEMAT ROSYJSKIEJ MELODII LUDOWEJ (ok. 1850) FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "PROROK" MEYERBEERA (ok. 1850) MAZUR WIEJSKI (ok. 1850) FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "RYSZARD LWIE SERCE" GRETRY'EGO (ok. 1851) DUET NA TEMATY FINLANDZKICH PIEŚNI (ok. 1851) DWA MAZURKI (1851) MARSZ (1851) WARIACJE NA TEMAT HYMNU ROSYJSKIEGO (ok. 1851) WARIACJE NA TEMAT "JECHAŁ KOZAK ZZA DUNAJU" (ok. 1851) KUJAWIAK A-MOLL (1853) WARIACJE NA TEMAT HYMNU AUSTRIACKIEGO (1853) ROZUMIEM, pieśń na głos z fortepianem (1854) SOUVENIR DE LUBLIN, polka koncertowa (ok. 1855) FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "LUNATYCZKA" BELLINIEGO (ok. 1855) WSPOMNIENIE Z SAN FRANCISCO (ok. 1874) KUJAWIAK C-DUR POLONAISE TRIOMPHALE REVERIE FIS-MOLL NA ALTÓWKĘ I FORTEPIAN • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Ignacy Jan Paderewski • • • • 1860-1941 Polonyalı piyanist, besteci, diplomat, siyasetçi ve eski Polonya Başbakanı. Polonya'nın en ünlü piyanist ve bestecilerinden birisidir. 16 Ocak 1919- 10 Aralık 1919 tarihleri arasında Polonya Başbakanı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış bir devlet adamıdır. 1860 yılında Polonya'nın Podolya kentinde (bugünkü Ukrayna) Kurylowka köyünde dünyaya geldi. Annesini doğumundan birkaç ay sonra kaybetti. Henüz 3 yaşında iken babası 1863’teki Ocak Ayaklanması’na katıldığı için tutuklanıp bir yıl kadar hapsedildi; bu süre içinde ona ve ablasına halası baktı. Yaşadığı ortam, milliyetçilik duygusunun erken yaşta gelişmesini sağladı. Ignacy Jan Paderewski • • • 12 yaşında Varşova Konservatuarı’nda müzik eğitimine başladı. 1878’deki mezuniyetinden sonra aynı okulda piyano dersi verdi. 1880’de ilk evliliğini öğrencisi piyanist Antonina Korsak ile yaptı. Eşi, aynı yılın Ekim ayında özürlü oğulları Alfred’i dünyaya getirdikten 10 gün sonra hayatını kaybetti. Paderewski çocuk felci olan oğlu Alfred’in bakımını önce kayınvalidesi, sonra babası, daha sonra arkadaşlarına bıraktı; kendisi besteciliğe ağırlık vererek 1882’de altı aylık kompozisyon eğitimi için Berlin’e gitti. Varşova’ya döndükten sonra arkadaşı kemancı Gorski ile konserler verdi. Konserlerin arasında bir yandan da Berlin’deki eğitimini sürdüren Paderewski’yi piano virtüözü olarak kendisini yetiştirmesi için Berlin’de arkadaş olduğu Anton Rubinstein teşvik etti. Onun tavsiyesine uyarak, 1886’da gittiği Viyana’da ünlü piyano öğretmeni Teodor Leszetycki’nin öğrencisi oldu. Viyana’ya gitmeden önce efsanevi oyuncu Helena Modrzejewska ile Krakov’da yaptığı sahne gösterisinden elde ettiği gelirle yaşamını bir süre finanse etti. Bir sene Straousburg Konservatuarı’nda ders vermek için ara verdikten sonra tekrar Viyana’ya dönerek Leszetycki ile çalışmayı sürdürdü. Ignacy Jan Paderewski • • • • 1888’de Paris’te verdiği resital ile piyano virtüözü olarak kariyeri başladı. Viyana’daki ilk resitalini 1889’da verdi. Çok geniş bir repertuar hazırlayan Paderewski, piyanistik yetenekleri hakkında kendine güveni gelince 1890’da İngiltere turnesine çıktı;bu turne sırasında Windsor Sarayı’nda Kraliçe Viktorya huzurunda konser verdi; ertesi yıl ilk ABD turnesi başladı. 1891’de ABD’de 90 günde 107 konser vermişti. Artık çok ünlü bir piyanist haline gelen Paderewski 1894’teki ikinci, 1896’da üçüncü ABD turnesini gerçekleştirdi. 1899’da ikinci evliliğini arkadaşı Gorski’nin eski eşi Helena Rosen ile yaptı. 1901’de oğlu Alfred hayatını kaybetti. Pek çok piyano eseri besteleyen Paderewski’nin tek operası “Manru”, 1901’de Dresden'de, 1902’de ABD’de Metropolitan Opera’da sahnelendi. 1904’te Avustralya ve Yeni Zelanda’ya turne yapan sanatçı, 1907’de yedinci ABD turnesi sırasında Theodore Roosevelt ile tanışmak için Beyaz Saray’a davet edildi. 1909’da Si Minör Senfonisinin seslendirilişi nedeniyle Boston’a gitti. 1910’da Avrupa turnesine çıkan sanatçı, 15 Temmuz’da Krakov’da yaptırdığı Grunwald Anıtı’nın açılışında bulunmak üzere bu şehre gitti. Bu olay, onun siyasi yaşamının başlangıcı oldu. Ignacy Jan Paderewski • • • Pederewski, 1910’dan itibaren konser programlarını Polonya’nın bağımsızlığı ve açlıkla mücadele hakkında konuşmalarla birleştirmişti. I. Dünya Savaşı başladığında İsviçre’deki villasındaydı. Ertesi yıl Isviçre hükümetinin onayını alarak Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Henryk Sienkiewicz ile birlikte Polonya Savaş Kurbanlarına Yardım Komitesi kurdular. Komitenin başkanı olan Pederewski, Fransa ve İngiltere’de de benzer örgütlerin kurulması için lobi yaptı. 1915’te onuncu kez ABD’de konser turnesine çıkan sanatçının amacı bu defa ABD’deki Polonyalılar’dan Polonya halkına destek sağlamaktı. 300’den fazla konser verdi ve konuşma yaptı. 1916’da Beyaz Saray’da Başkan Woodrow Wilson huzurunda da resital verip konuşma yaptı. 1917’de Paris’te kuruluan Ulusal Polonya Ulusal Komitesi’ne üye oldu ve ve komitenin ABD temsilcisi olarak görevlendirildi. 1919'da bağımsızlığını kazanan Polonyan'nın Başbakanı ve Dışişleri Bakanı oldu. Bir yıl süren bu görevi sırasında Paris Barış Konferansı'nda ülkesini temsil etti. Ülkenin savaştan sonraki sınırlarını çizen Versay Barış Antlaşması'nı imzalayanlardan birisiydi. 1919 yılının Aralık ayında hükümetteki görevlerinden ayrıldı; piyano virtüözlüğü kariyerine devam etti. Ignacy Jan Paderewski • • • Sanatçı, siyasi kariyerine son verdikten sonra turneleri sırasında gittiği her yerde ona madalyalar, ünvanlar, şövalyelikler verildi. Konserlerden elde gelirlerin çoğunu hayır işlerine bağışladı. Konser kariyerini 26 Mayıs 1939'da New York'ta Carniege Hall'de verdiği konserle sonlandırdı. Hayatının sonuna doğru II. Dünya Savaşı patladı. 1939 Eylül'ünde Polonya tekrar işgale uğradı. Bunun üzerine Cenevre’deki Milletler Cemiyeti'ne giden Paderewski, ülkesi için yardım istedi. Başkan Roosevelt'in daveti üzerine ABD’ye gitti. 1941’de New York'ta hayatını kaybetti. Cenazesi Washington'daki Arlington Ulusal Mezarlığı'na getirildi. Vasiyeti, ülkesi bağımsızlığına kavuştuktan sonra cenazesinin Polonya'ya gönderilmesiydi. Bu, 5 Temmuz 1992'de gerçekleşebildi. 5 Temmuz 1992'de ABD Başkanı George Bush ve Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa’nın katıldığı bir törenle Varşova'daki St. John Katedrali'ne defnedildi. MACAR OKULU • Macaristan’da 1848-1867 yılları arasında süren bağımsızlık savaşı sonunda gelişen ulusal yapı müziğe de yansımıştır. Franz Liszt dışında, Ernö Dohnanyi, Bela Bartok, Zoltan Kodaly yaptıkları çalışmalarla Macar Ulusal Müziği’ni geliştirmişlerdir. Ernő Dohnányi • • 27 Temmuz 1877 – 9 Şubat 1960 Mavar besteci, piyanist, orkestra şefi Zoltan Kodaly • • • • • • 16 Aralık 1882, Kecskemét – 6 Mart 1967; Budapeşte. Macar besteci, etnomüzikolog, eğitimci, dilbilimci, filozof. Kodály, 16 Aralık 1882 tarihinde Kecskemét'te doğdu. Babası istasyon şefiydi ve hevesli bir amatör müzisyendi. Kodály de keman çalmayı küçük yaşta öğrendi. Ayrıca katedral korosunda şarkı söylerdi ve pek de resmi sayılamayacak bir müzik eğitimine rağmen beste yazardı. 1900 yılında Kodály Budapeşte Üniversitesi'ne modern diller okumak için girdi ve aynı zamanda Budapeşte'deki Franz Liszt Müzik Akademisi'nde müzik okumaya başladı. Orada Hans von Koessler Kodály'a kompozisyonu (beste yapmayı) öğretti . Kodály, Béla Bartók ile beraber Güneydoğu Avrupa'nın halk müziklerini derledi. Kodály'ın orkestral ve oda müzikleri geleneksel Macar ezgileriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Kendi adıyla anılan Kodaly Metodu'nu geliştirmiştir. Zoltan Kodaly - seçilmiş eserleri • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Opera Háry János (1925 - 1926) İplik Eğirme Odası (1924 - 1936) Czinka Panna (1946 - 1948) Orkestra eserleri Yaz Gecesi (1906, rev. 1929 - 1930) Háry János-suit (1927) Marosszek dansları (1930) Galanta dansları (1933) Tavus Kuşu Varyasyonları (1938 - 1939) Orkestra için Konçerto (1939 - 1940) Senfoni (1961) Vokal ve orkestra Psalmus Hungaricus, tenor, koro ve orkestra (1923) Te Deum van Budavar (1936) Missa brevis (1944) Muzikmakers (1964) Vokal ve org Pange lingua (1929) Kral St. Stephan için ilahi (1938) Laudes Orgu (1966) Missa Brevis, soloistler, koro ve org Este (1904) Matrai kepek (1931) Jézus és a kufárok (1934) Te Deum (1939) Oda müziği Intermezzo, yaylı çalgılar - keman, viola ve viyolonsel (1905) Yaylı sazlar kuartet No.1 (1908 - 1909) Yaylı sazlar kuartet No.2 (1916 - 1918) Viyolonsel ve piyano için Sonat (1909 - 1910) Viyola ve viyolonsel için Duo (1914) Solo viyolonsel için sonat (1915) Solo viyolonsel kappricio (1915) Iki keman ve viola için Serenat (1919 - 1920)