Rönesansta Müzik (1450

advertisement
ULUSAL MÜZİK OKULLARI
Kazım ÇAPACI
ULUSAL MÜZİK OKULLARI
•
•
XIX. yy. müziğinde Ulusalcılık, yazılı ve sözlü gelenekler doğrultusunda halk
kültürüne duyulan ilgiyle gelişmiştir. Besteciler bu dönemde Avrupa’da egemen olan
müzik anlayışına tepki olarak kendi ulusal değerlerini öne çıkaran yeni bir anlayışa
yönelmişler böylece bu alanda önemli besteler vermişlerdir.
Yerel kaynaklardan gelen bağımsız bir müzik dili arayışı özellikle Rusya, Fransa,
İspanya, İngiltere ve Doğu Avrupa ülkelerinde önem kazanmıştır. Her ülkenin kendi
geleneğine, tarihsel geçmişine sahip çıkmasıyla başlayan bu süreçte besteciler halk
şarkılarını ve danslarını işleyerek kendi ulusal okullarını kurmuşlardır.
RUS OKULU
•
XIX. yy. ikinci yarısında Alman, İtalyan, Fransız kökenli müziğin egemenliğini
reddeden Rus Beşleri adıyla anılan bestecilerden Cesar Cui, Modest Musorgski, Mili
Balakirev, Nikola Rimsky Korsakov, Alexander Borodin halk şarkıları ve modal
dizilerini, ülkelerinin doğasını ve efsanelerini müziklerinde duyurarak gerçek Rus
ruhunu taşıyan müzik dilini oluşturmuşlardır.
RUS BEŞLERİ
•
•
•
•
•
•
•
Balakirev, Borodin, Musorgski ve Korsakov’dan oluşan besteciler grubudur.
«Rus Beşleri» ya da «Güçlü Küme» olarak adlandırılan grubun öncüsü, «Novotor»ların ve ulusal Rusişi halk dramının baş
yaratıcısıdır.
«Rus Beşleri» ya da «Güçlü Küme» olarak adlandırılan grubun öncüsü, «Novotor»ların ve ulusal Rusişi halk dramının baş
yaratıcısıdır.
Musorgski sanatında gülünç ve acıklı ögeleri ostalıkla biçimlendirmiş ve bu özelliklerinden dolayı dünya opera literatürünün
büyük yaratıcı kişilikleri arasında yer almıştır.
Musorgski’nın yanısıra tarihsel konularda daha sınırlı, fakat daha çok Rus efsanesi ve masalı üzerinde çalışan, çalgılama ve
orkestralama sanatının büyük ustası Nikolai Rimsky-Korsakov ve Prens Igor Operası le ülkesinin etkileyici bir kültürel
resmini, gerçekçi ve güçlü bir anlatımla betimleyen Alexander Borodin aynı ulusal ülküyü izlemişlerdir.
Rus beşlerinin akıl babası olan Balakirev ise, opera sanatına hiç eğilmemiş, Fransa doğumlu Cui ise müzik tarihinde pek
önemli ve özgün sayılmayan bir sanatçı olarak değerlendirilmiştir.
Beşlerin bestelerinde insan aşkı da önemli bir yer tutar. Ama bu aşk artık ulusların ve imparatorlukların yazgısına
hükmetmez. Brodin’in Prens İgor’u, Musorgski’nin Boris Godunov’u ve Kovançina’sı gibi eserler tarihi gerçekliği bir şekliyle
dinleleyenlerine sunar. Boris’te dramin en güçlü baş oyuncusu bizzat halktır.
César Cui
•
•
•
6 Ocak 1835 – 13 Mart 1918
Rus besteci, Fransız ve Litvanya asıllı müzik
eleştirmeni.
Askeri
mühendislik
profesörüdür.
Mesleğinde
generallik
rütbesine kadar yükselmiştir.
Gençliğinde öğrendiği fakat daha sonra
askeri eğitimden dolayı ikinci plana ittiği
müzik öğrenimiyle şarkılar, piyano parçaları
ve Victor Hugo’nun oyununa dayalı “Angela”
adlı bir opera bestelemiştir.
Modest Mussorgsky
•
•
•
•
•
Modest Petroviç Musorgski
21 Mart 1839, Karevo, Rusya – 28 Mart
1881, Saint Petersbug, Rusya.
Rus müzisyen, besteci.
Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Müziğe karşı
ilgisi destek bulmuşsa da O, ordu hizmetine
oradan da kamu hizmetine geçmiştir: Fakat
müziğe karşı ilgisi Harp okulunu bitirip
muhafız alayına subay olarak atanmasıyla
tekrar canlanır ve Balakirev’in etkisiyle
besteciliğe başlar.
Eserlerindeki modal (makamsal) karakter
zamanının ve sonraki kuşakların Avrupa
bestecilerini etkilemiştir.
Modest Mussorgsky
•
•
Musorgski'nin ailesi zengin ve soyludur,
babası bir büyük toprak sahibidir. Musorgski
müzikle altı yaşında, annesinden aldığı
piyano dersleriyle tanışmış, yeteneği
sayesinde daha dokuz yaşında aile ve aile
dostlarının çevresine kısa dinletiler vermeye
başlamıştır.
Henüz 12 yaşında, babasının parasıyla bir
polka eseri yayınlayan Musorgski, 13
yaşında askeri okula kaydolmuştur. Dört
zorlu yılın ardından (kimilerine göre
Musorgski'nin sonu olacak alkolizminin
kökenleri askeri okuldaki şiddet dolu
disiplindir)
mezun
olan
Musorgski,
İmparatorluk Muhafızları'na katılmıştır.
Modest Mussorgsky
•
•
Musorgski müzik hayatına mezuniyetinin
ardından Alexander Dargomzski'nin çevresinde
boy
göstermeye
başlayarak
atılır.
Dargomzski, Glinka'dan sonra en önemli Rus
bestecisidir. Bu dönemde Musorgski, briyantinli
saçları, aristokratik tavırları, konuşmasının içine
kattığı Fransızca kelimeler ve sıradışı piyano
emprovizasyonlarıyla çevresindeki kadınlardan
alkış alan, ancak yeteneğini henüz nitelikli bir
sanatsal
faaliyete
adamamış
bir
yeniyetmedir. Borodin, ardından da Balakirev'le
tanışması bu döneme rastlar.
Bu, Musorgski'nin hayatında büyük bir etki
yaratır.
Balakirev'le
çalışmaya
başlayan
Musorgski, birkaç ay sonra ordudan ayrılır. Bir
yandan şiddetli bir kişilik bunalımı yaşamakta
olan Musorgski (Balakirev'e mektuplarında bu
bunalımın kendisini bir inanç sorunu olarak
gösterdiği sezilmektedir), 1861'de serfliğin
yasaklanmasının ardından ailesi artık yoksul
köylüleri eskisi gibi istismar edemediği için
parasal açıdan da sıkıntıya düşer, zira artık
eskisi gibi baba parasıyla yaşaması zora
girmiştir.
Modest Mussorgsky
•
1863'te Musorgski, bir süreliğine gittiği
Moskova'dan St. Petersburg'a döner ve
kendisine bir memuriyet bulur. Artık eski
rahat yaşantısından çok farklı ve düşünsel
açıdan çok daha derin bir hayatı vardır: Altı
kişilik
bir
komünde
yaşamaktadır,
çalışmadığı saatleri beste yapmaya ve
okumaya adamıştır. Bu dönemde bilhassa,
ileriki
yıllarda
Lenin'in
düşüncelerini
oluşturma sürecinde de önemli bir faktör
olacak olan Çernişevski'nin yazdıkları
Musorgski'nin düşüncelerini etkiler. Ne var ki
Çernişevski'nin Musorgski'de yarattığı etki,
mülkiyeti sorguladığı düşüncelerinden çok,
sanatta biçim ve özün zıtlık içerisinde
olduğu/olabileceği yönündeki iddialarından
kaynaklanmaktadır.
Bu,
Musorgski
açısından klasik dönemin, bilhassa da
Beethoven'in form ve tema bütünlüğünün
kökten bir reddi manasına gelecektir.
Modest Mussorgsky
•
•
Aşağı
yukarı
1873'te,
Boris
Godunov
operasının tamamlanması ile sona eren bu
dönem,
Musorgski'nin
en
üretken
ve
alkolizminin de görece kontrol altında olduğu
yıllardır. Bunda, 1871'den itibaren RimskyKorsakov ile ev arkadaşı olmasının da etkisi
olmuştur.
1874'te, en büyük eseri olan Bir Sergiden
Tablolar'ı bestelemesinin ardından hızla
alkolizme ve Rus Beşleri'nin dağılıyor
olmasından da kaynaklı bir melankoliye
gömülen Mussorgski, bu tarihten itibaren eline
aldığı hemen her besteyi yarım bırakmıştır.
1880 yılında devlet memurluğundan atılan
Musorgski, yoksulluktan neredeyse dilenecek
hale gelir. Arkadaşlarının bazı eserlerini
tamamlayarak maddi kaynak yaratma çabası
ise art arda dört nöbet geçirip hastanelik
olduğunda anlamını yitirir. Modest Musorgski,
28 Mart 1881'de, büyük Rus ressam İlya
Repin'in durumunu olağanüstü bir gerçekçilikle
anlatan meşhur tablosuna poz verdikten birkaç
gün sonra ölür.
Modest Mussorgsky
•
•
Musorgski'nin belki de en trajik yönü, Rus
Beşleri'nin geri kalanıyla olan sorunlu ilişkisidir.
Müziği, en yakın çevresinde dahi anlaşılmamakta,
Balakirev
tarafından
sürekli,
şiddetle
eleştirilmektedir. Bu nedenle pek çok eserini revize
eden Musorgski, bir yandan da açık ya da örtülü
hakaretlere maruz kalmıştır. Balakirev Musorgski
için "neredeyse ahmağın teki" diyecek kadar ileri
gitmiştir.
Rimsky-Korsakov ise daha sahiplenici ve sorun
konusunda daha gerçekçidir: Musorgski beste
yaparken bütünlükle hiç ilgilenmediği için ortaya
"birbirinden kopuk harmoniler, şoke etmeye yönelik
parçalar, insanı hayrete düşürecek derecede
mantıksız ton geçişleri" çıkmaktadır. İhtiyaç duyulan
şey ise eserlerin "pratik ve sanatsal amaçlara
yönelik bir düzenlemeye tabi tutulması, böylelikle
Musorgski'nin dehasının değerini anlayacak ancak
sanata
karşı
işlediği
günahları
dinlemek
istemeyecek insanlara icra edilebilecek hale
getirilmesidir." Rimsky-Korsakov, diğerlerinin aksine
bu çözüm yolunda katkıda bulunmaya çalışmış,
Musorgski'nin pek çok fragmanını düzenleyerek icra
edilebilecek hale getirmiştir.
Modest Mussorgsky
•
•
Eserleri Rimsky-Korsakov ve başkaları
tarafından tamamlandıkça Musorgski'nin
müziğinin etkisi artmış ve tüm dünyada,
bilhassa da Sovyetler Birliği dönemi Rus
klasik
müziğinde
en
önemli
ilham
kaynaklarından biri olmuştur. Şostakoviç'in
geç dönem senfonileri ve Prokofiyev'in
operalarında Musorgski'nin şaşırtıcı ton
geçişleri kendilerini gösterir. Bir başka örnek
olarak, Musorgski tarafından yazılan ve
Rimsky-Korsakov
tarafından
bitirilen
Kovanşçina
operasının
Şostakoviç
tarafından revize edilip tekrar yayınlanması
gösterilebilir.
Musorgski'nin müziği, sanatçının piyanoya
olan yatkınlığını da yansıtır. Musorgski'nin
eserlerinin çoğu 2 ve 4 elli piyano için
yazılmıştır.
Mily Balakirev
•
•
•
•
•
2 Ocak 1837 – 29 Mayıs 1910
Rus piyanist, orkestra şefi, besteci.
Beşler’in müzik eğitimini genç yaşlardan hiç
aksatmadan sürdüren tek üyesidir.
“Rusya” adlı senfonik şiirinde ve “İslamey”
adlı piyano fantezisinde ülkenin her
yöresinden halk ezgilerini etkin bir şekilde
kullandığını görürüz.
Eserleri arasında bulunan Do Majör
Senfonisi’ni tamamlaması tam otuz yılını
almıştır.
Nikolai Rimsky Korsakov
•
•
•
•
18 Mart 1844, Tikhvine, Rusya – 21 Haziran
1908, Lubensk, Rusya.
Rus müzisyen, besteci, müzik eğitimcisi.
Rus beşlerinin en genç üyesidir. St.
Petersburg Deniz Harp Akademisi’nde
öğrenim görürken kendini bir müzikçi olarak
eğitmeyi ihmal etmemiştir.
Bu arada Balakirev’ten ders alması onun
Beşler’in diğer üyeleriyle tanışmasına sebep
olur. Donanmadaki görevinden ayrılıp
bandoları denetleme görevine geçer. Ve
ölümüne
kadar
St.
Petersburg’daki
konservatuvarda öğretmenlik yapar.
Nikolai Rimsky Korsakov
•
•
•
St. Petersburg'un 200 kilometre uzağındaki
küçük Tikhvin kasabasında dünyaya geldi.
Doğduğunda babası 60, annesi 42, erkek kardeşi
ise 22 yaşındaydı.
Küçük Nikolay, piyano çalmayı Tikhvin'de öğrendi.
Yeteneğini ve kulağının iyi olduğunu farkeden ailesi,
bunun pek üzerinde durmadı. Çünkü Nikolay'ı,
ağabeyi gibi ülke donanmasının başarılı bir denizcisi
olarak görmek istiyorlardı. Ve genç adam, 12
yaşında St. Petersburg'daki donanma okuluna girdi.
Korsakov, o günden sonra müzikal çalışmalarına
hız verse de geçinebilmek için donanmadaki işini de
sürdürmüş ve ancak 8 yıl sonra aktif işinden
ayrılabilmiştir.
Bestecinin
müzikal
alandaki
çalışmaları, yalnız yaratıcı işleriyle sınırlı değildir.
1871'den yaşamının sonuna kadar St. Petersburg
Konservatuarı'nda
profesörlük
yapmıştır.
27
yaşında bu onurlu mesleği icra etmeye başlayan
Korsakov, donanmanın brass grubunda on yıl
çalışmış,
Müzik
Okulu'nda
yedi
yıl
müdürlük, Imperial Capella'da ise 10 yıl müdür
yardımcılığı
yapmıştır.
1874-1907
tarihleri
arasında St. Petersburg, Moskova, Kiev, Brüksel
ve Paris'te çok sayıda senfonik konser yöneten
besteci, 64 yaşında Loubensk'te yaşamını yitirmiştir.
Nikolai Rimsky Korsakov
•
•
•
•
Eserleri
11 senfoni, 15 opera, 3 enstrümental ve
orkestral çalışma, 79 rmans, 2 koleksiyon ve
çok sayıda piyano çalışması üreten büyük
bir bestecidir.
Binbir Gece Masalları’ndan esinlenilmiş olan
Şehrazad adlı eseri çok bilinir.
"Armoni Üzerine Yazılar", "Orkestrasyonun
İlkeleri" ve "Müzikal Yaşamımın Efsanesi"
adlı üç kitap yazmıştır.
Alexander Borodin
•
•
•
•
•
31 Ekim/12 Kasım 1833, Saint Petersburg,
Rusya
– 15/27 Şubat 1887, Saint
Petersburg, Rusya.
Rus besteci ve kimyacı.
1833’de Luka Semyonovich Gedeanishvili
adında bir Gürcü prensin gayrimeşru oğlu
olarak doğdu. Babası onu kendi yerine,
serflerinden Porfiry Borodin’in evladı olarak
kaydettirdi. Piyano derslerini de kapsayan iyi
bir eğitim aldı. Erken yaşta hem bilim hem
de müzikte kabiliyet gösterdi. Daha sonraları
her iki alanda yoğun bir yaşam sürdü ve 54
yaşında katılığı bir balo sırasında ani bir kalp
krizi sonucu öldü.
St. Petersburg’da tıp ve kimya okumuş
askeri doktorluk yapmış ve profesör olarak
akademik kariyerini sürdürmüştür. Müzik
bilgisini Balakirev’in yardımıyla geliştirmiştir.
İlk gençlik yıllarında Mendelssohn’a karşı ilgi
duymuşsa da daha sonraki yıllar Rus halk
müziği onu bu tutkusundan kolayca
uzaklaştırmıştır.
Alexander Borodin
•
•
•
Kimya Çalışmaları
24 yaşında kimya doktorasını tamamladıktan sonra
Almanya’da Heidelberg’de Emil Erlenmeyer’in
Laboratuvarında üç sene benzen türevleri üzerine
çalıştı. Bu dönemde bir süre de Pisa’da organik
halojen bileşikleri üzerine çalışma yapan Borodin
1862’de
yayınlanan
bir
deneyde benzilklorid’de, flor’un klor’la nükleofil yer
değişmesini ilk olarak ele alan kişiydi.
1939’da Hunsdiecker tarafından yayınlanan ve Batı
ülkelerinde Hunsdiecker reaksiyonu olarak bilinen
benzer bir reaksiyon Sovyetler Birliği tarafından
"Borodin reaksiyonu" olarak adlandırıldı. Rusya’ya
döndükten
sonra
küçük
aldehidlerin
selfkondansasyonu üzerine çalışmaları 1864 ve
1869’da yayınlandı ve bu alanda August Kekule
rekabet etti. Aldol reaksiyonunun keşfi CharlesAdolf Wurtz ile birlikle Borodin’e atfedilir. 1872’de
Rus Kimya Cemiyetine aldehid reaksiyonlarında
alkole benzer özellikleri olan bir yan ürünün ortaya
çıktığını bildirdi ve aynı yıl yayınlanan Wurtz’un
makalesindeki bileşiklerle olan benzerliğine işaret
etti. 1872’de yayınlanan son bilimsel makalesinde
amid reaksiyonları ve hayvan idrarından üre elde
edilmesi yöntemleri konu edildi.
Alexander Borodin
•
•
Bu ikili mesleki yaşamı Borodin’in evinde sevimli bir
karmaşaya yol açıyordu. Besteci Rimsky-Korsakov
hatıralarında bu durumu şöyle naklettl: ”Onu ziyaret
ettiğimde sıklıkla yan dairedeki laboratuvarında çalışmakta
olur işini bitirip benimle birlikte evine geçip müzik işlerine,
sohbetlerine dalardı. Aniden fırlar, bir şeylerin kaynayıp
yanmadığını kontrol amacıyla, laboratuvara koşardı. Bu
sırada koridorlar inanılmaz bir sesle söylediği yedili sekizli
melodi sekanslarıyla dolardı.”
Bunların yanı sıra , Arkadaşlarına, öğrencilerine ve
özellikle akrabalarına karşı iyi huylu cömertliği evinin
1960’larda moda olan şekilde ücretsiz han gibi dolmasına
yol açıyordu. Tarihçi Richard Anthony Leonard’a göre:
“...İnsanlar günün veya gecenin her saatinde evin içinde
ordan oraya oğul veren arılar gibi dolanıyordu. Tüm
yataklar
dolduğunda
koltuklar,
koridorlar
veya
sandalyelerde kestiriyorlardı ; pek seyrek olmayarak
Borodin’in yatağında yatanlara da rastlanıyordu. Ev
genellikle bir karışıklık ve düzensizlik yuvasıydı. Buraya
taşındıktan beş yıl sonra bile karı koca Borodin’ler kitap ve
müzik materyali kümeleri, tamamen yerleştirilmemiş eşya
paketleri arasında yollarını arıyorlardı... Borodin, en son ne
zaman yemek yediğini hiçbir zaman hatırlamış gibi
görünmediği için öğünler -akşam saat 11’de başlayan öğle
yemekleri- gibi, aklın almayacağı biçimde düzensizdi.
Geçici misafirler, akrabalar ve kısmen yabancıların yanı
sıra bir kedi kolonisi de -bir kedi özgürlüğü salonu olarak
algıladıkları Borodin konağında- sofradaki yerini alırdı. Tüm
bu nedenlerle Borodin müzikte çağdaşları kadar verimli
olamadı.
Alexander Borodin
•
•
•
1862’de tanıştığı Mily Balakirev’den bestecilik dersleri aldı
ve bestelediği ilk senfoni 1869’da onun yönetiminda icra
edildi. Aynı yıl başladığı ikinci senfoni 1877’de Eduard
Napravnik yönetiminde icra edildi ve dikkate değer bir
beğeni sağlamadı. Ancak Rimsky-Korsakov’un yaptığı
küçük orkestrasyon değişiklikleri sonrası 1879’da yine
onun yönetiminde başarı kazandı.
1869’da ilk başladığı eser olan 2.Senfoni’nin yanı sıra
bazılarınca en başarılı yapıtı olarak kabul edilen, aynı
zamanda en iyi Rus tarihsel operaları arasında sayılan
Prens İgor’a başladı. Bugün konserlerde ayrı bir parça
olarak da çalınan ve Borodin’in en tanınan eseri olan
‘Poloveç Dansları’ bu opera içinde yer alır. Maalesef Prens
İgor Borodin tarafından yarım kalmış ve ölümünden sonra
Rimsky-Korsakov ile Alexander Glazunov tarafından
tamamlanmıştır. Çok tanınan diğer eserlerleri arasında
Orta Asya Steplerinde adlı senfonik şiiri ile iki tane yaylı
çalgılar dörtlüsü de vardır. Bu dörtlülerin ikincisindeki
“nocturne” adlı bölüm bestecinin güçlü lirisizmini gösterir.
1882’de başladığı üçüncü senfoni ölümünden sonra
Glazunov tarafından tamamlanmıştır.
Eserleri lirik gücü ve zengin armonileriyle tanınır. Batılı bazı
bestecilerin etkilerinin yanı sıra bestelerinde Rusya’ya has
tadlar de inkar edilmeyecek biçimde hissedilir. Tutkulu ve
alışılmadık armoniler içeren müziği Claude Debussy ile
Maurice Ravel üzerinde güçlü tesir bırakmış Ravel 1913’de
"À la manière de Borodine" isimli bir beste yapmıştır.
Tikhvin Mezarlığındaki büst
ÇEK OKULU
•
•
Çek ulusal okulunu kuran besteci Bedrich Smetana ’dır.
Çek besteciler, Smetana ve Antonin Dvorak programlı müziklerinde, operalarında
ülkelerinin kaynaklarına belirli ölçüde yönelmişler ancak müzik dili olarak Avrupa’yı
benimsemişlerdir.
Bedřich Smetana
•
•
•
•
2 Mart 1824, Litonmyschl, Bohemya – 12
Mayıs 1884, Prag
Çek müziğinin kurucusu kabul edilen
piyanist, orkestra şefi, besteci.
Müzik tarihindeki ilk milliyetçi bestecilerden
biridir.
İlk müzik eğitimini kemancı olan babasından
aldı. Prag’taki bir okula yazıldıysa da
şehirdeki konserleri takip etmeyi ve
arkadaşları için küçük eserler yazmayı tercih
ettiğinden okulu ihmal etti ve babası onu
Pilsen’deki başka bir okula yazdırmak
zorunda kaldı. 1843’te Prag’a yerleşti ve
geçimin öğretmenlikle sağladı. Kont Leopold
Thun’un evine yerleşerek bu aristokrat
aileye müzik dersleri verdi ve kendisi de
Josef Proksch’tan dersler aldı.
Bedřich Smetana
•
•
•
1847’deki konser piyanisti olma girişimi
başarısız
olunca
Franz
Liszt’in
özendirmesiyle Prag’ta bir müzik okulu
kurmaya karar verdi. Tahttan indirilen
İmparator Ferdinand’a düzenli olarak çalarak
ve özel ders vererek geçimini sağladı.
1849’da Pilsen günlerden beri tanıdığı
piyanist Katerina Kolárová ile evlendi. Bu
evlilikten olan dört kızından üçü, 1854-56
arasında öldü.
Smetana, çocukluk aşkı Katerina Kolarova
ile evlenmiş ve bu evlilikten 4 kızı olmuştur.
Ancak, bu çocuklardan üçü 1854 ve 1856
yılları arasında trajik bir biçimde ölmüşlerdir.
Büyük
bir
müzikal
yeteneği
olan
Bedriska’nın ölümü karşısında bestecinin
duyguları 1855 yılında yazdığı Piano Trio’da
saklıdır.
Bedřich Smetana
•
•
1856’da Göteborg’ta piyano öğretmenliği yapma
fırsatı bulunca İsveç’e gitti. İsveç’te piyanist,
öğretmen ve şef olarak başarılı bir kariyer yaptı ve
Liszt’den etkilenerek senfonik şiirler yazdı. Eşinin
sağlık sorunları nedeniyle 1859’da ülkesine dönmek
için yola çıktı, ancak eşi yolda, Dresden’de hayatını
kaybetti. Göteburg’ta ki yaz daha geçirdi ve bu
arada Bettina Ferdinandová ile ikinci evliliğini yaptı.
Macaristan’ın Avusturya’yı yenmesinin ardından
doğmaya başlayan Çek Milliyetçiliği’nde aktif bir rol
oynamak için ülkesine geri dönen Smetena,
başlangıçta Prag’ta eskisinden daha başarılı
olamayarak hayal kırıklığına uğradı. 1866’da ilk
operası
Brandenburglar
Bohemya’da
sahneleninceye kadar ülkesinde fazla ilgi görmedi.
Bunu, ikinci operası Satılmış Nişanlı izledi. Daha
sonra Dalibor ve İki Dul operalarını yazdı. 1866-74
arasında Çek Ulusal Operası’nı yönetti ve 42 opera
daha besteledi. Libuše adlı operası 1881’de Prag
Ulusal Tiyatrosu’nun açılışında sergilendi. Bu
operadan sonra Vatanım başlıklı senfonik şiirler
besteledi. 1876’da Hayatımdan isimli, yaşamını
anlattığı yaylı çalgılar dörtlüsünü yazdı.
Bedřich Smetana
•
•
•
•
1872’den sonra frengi hastalığına yakalanan ve
işitme yetisini kaybetmeye başlayan Smetana,
buna karşın beste yapmaya bir süre daha
devam etti. Ruhsal çöküntü içinde nöbetler
geçirmeye ve dengesizlik belirtileri göstermeye
başlayınca Prag’ta bir akıl hastanesine
yatırıldı.12 Mayıs 1884’de bu hastaneden
hayatını kaybetti.
Smetena operaları ve senfonik şiirleri ile
ülkesinin efsanelerini, tarihini, kahramanlarını
orijinal bir müzik tarzı ile anlatmış ve
ülkesinde ulusal kahraman olmuştur.
Operaları içinde Satılmış Nişanlı bir başyapıt
olarak kabul edilir. En çok bilinen ve sevilen
eseri ise Bohemya’daki bir nehrin kaynağında
doğuşundan denize dökülene kadarki öyküsünü
anlattığı senfonik şiiri Moldau’dur (6 senfonik
şiirden oluşan Vatanım’ın içinde yere alır).
Smetana, Antonín Dvořák ve Leoš Janáček gibi
sonraki kuşak Çek bestecileri için de ilham
kaynağı olmuştur.
Bedřich Smetana
•
1944
yılında
Prag
Bahar
Festivali’ndeki
Smetana’nın
120.
doğum günü kutlamasında, Nazilerin
bütün engellemelerine rağmen ülkenin
istilasına bir başkaldırı ve ulusal
dayanışmanın sembolü olarak, “Má
Vlast” kullanılmıştır.
Bedřich Smetana
-seçilmiş eserleri•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Operalar
Braniboři v Čechách (Bohemya'da Brandenburglu) (1862–
1863, prömiyer 1866)
Dalibor (1866–1867, prömiyer 1868)
Prodaná nevěsta (Satılmış Nişanlı)) (1864–1866, prömiyer
1866)
Libuše (1872, prömiyer 1881)
Dvě vdovy (İki Dul) (1873–1874, prömiyer 1874)
Hubička (Öpücük) (1875–1876, prömiyer 1876)
Tajemství (Gizli) (1877–1878, prömiyer 1878)
Čertova stěna (Şeytanın Duvarı) (1880, prömiyer 1882)
Viola – Bitmemiş (1872–1884)
Senfonik eserler
Symphonie triomphale (1854)
Švédské písně (İsveç şarkisi) - Richard III, senfonik şiir
(1858)
Le Camp de Wallenstein, senfonik şiir (1859)
Hakon Jarl, (1861)
Má Vlast (Vatanım), 6 bölum senfonik şiir
(1879) Vltava (Moldau)
Oda müziği
Piyano Trios op.15 piyano, keman ve viyolonsel,
Kuartetler
–
–
–
Yaylı çalgılar kuarteti No. 1 (De ma vie) (1876)
Yaylı çalgılar kuarteti No. 2 (1883)
Antik Zamanlar müziği (1884) Bitmemiş
Bedřich Smetana
-seçilmiş eserleri•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Piyano müziği
Sonate (1846)
Polka Fa-diyez minör
Polka La minör
Polka Fa majör
Polka Si-bemol majör
Furiant
Slepička
Oves
Medvěd
Cibulička
Dupak
Hulán
Obkročák
Sousedská
Skocna
Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.12 No.2
Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.13 No.1
Souvenirs de Bohême en forme de Polka : op.13 No.2
Polka poétique op.7 n°2
Polka de salon op.7 n°1
Rêves
Am Seegestade, concert study op. 17
Freundliche Landschaft (skizzen op.5 No.3)
Macbeth und die Hexen
Sehnsucht (Charactkterstrücke op. 1 No.4)
Hirtenweise (Charakterstrücke op. 1 No.3)
Lied (op. 2)
Antonín Dvořák
•
•
•
•
•
8 Eylül 1841 – 1 Mayıs 1904, Prag.
Geç romantik dönem, Çek klasik batı müziği
bestecisi, keman ve org virtüözü.
Bohemya’da
Prag
yakınlarında
olan
Nelahozeves kasabasında bir kasabın oğlu
olarak dünyaya geldi.
Smetana’nın müziğini işittiğinde besteci
olmaya karar verdi. Sonunda, Smetena’nın
orkestra
şefi
olduğu
Prag
Ulusal
Tiyatrosu’nda viyolacı oldu. Bestelerini
üretebilmek için 1873 yılında orkestradan
ayrıldı ve 1 yıl içinde Avusturya Ulusal
Ödülü’nü alan 3 numaralı senfonisini yazdı
ve Johannes Brahms’ın takdirini kazandı.
1878’de Dvořák’ın ünü dünyaya yayılmıştı.
Sadece
Brahms’ın
değil,
eserlerini
konserlerinde ve turnelerinde seslendiren
Richard Wagner, Edward Elgar gibi
bestecilerin de desteğini aldı.
Antonín Dvořák
•
Bu dönemde defalarca İngiltere’ye gitti. Prag
Konservatuarı'nda profesör oldu. Cambridge
Üniversitesi’nden onursal doktora aldı. New
York’taki Ulusal Müzik Konservatuarı’nın
yöneticiliğine getirildi. Yurt sevgisinden dolayı
Amerika’dan gelen teklifi başlangıçta kabul
etmediyse de, Prag’taki işinden kazandığının
25 katının ödeneceğini öğrenince fikrini
değiştirdi.
•
3 yıl ABD’de yaşayan Dvořák, çok verimli bir
dönem geçirmesine karşın büyük vatan
özlemi yaşadı. Bu özlemin etkisiyle
eserlerinde Amerikan folk geleneklerinin
öğelerini kullandığı söylenir. Yeni Dünya
Senfonisi’nde
Amerikan
yerlilerinin
melodilerini tema olarak almış, ancak bu
tematiklik
Dvořák’ın
düşüncelerindeki
tahminsel ve kurgusal bir üretim olmuştur.
Özellikle bu eserdeki «Amerikan Folk
Müziği» Dvořák’ın kendi tasarısı olan bir
üründür.
Antonín Dvořák
•
•
•
•
•
•
1895’te ailesiyle birlikte yurduna döndü ve Prag
Konservatuvarı’ndaki görevine geri geldi.
1901’de konservatuvarın yöneticisi oldu.
1904’te inme sonucu öldü.
En popüler seri 9. Senfoni’dir. Bu eserin
popülerliği nedeniyle diğer eserleri uzun zaman
göz ardı edilmiştir. Brahms etkisinin açıkça
görülebildiği 8 numaralı Sol Majör Senfonisi de
oldukça popülerdir. 7 numaralı Re minör
senfonisi en önemli eserlerindendir. Çello
Konçertosu No:2 ve Keman Konçertosu, en
önemli konçertolarıdır.
Bestelediği 10 opera arasında Rusalka,
başyapıtıdır
ve
yurtdışında
tanınmasını
sağlamıştır.
Bununla beraber, senfonik şiirleri (Vodnik,
Polednice) orkestral müzik açısından önemli
eserleridir.
İSPANYOL OKULU
•
•
Felipe Pedrell (1841-1922), kendine özgü bir İspanyol müziğinin yaratılmasını
savunarak zengin İspanyol halk müziğini incelemiş, XVI.yy İspanyol bestecilerini ve
operalarını yayınlatmıştır.
Böylece İspanyol müziğinde ulusal akım başlamıştır. Daha sonra İsaac Albeniz,
Enrique Granados, Manuel de Falla ve üç yaşından itibaren yaşamını kör olarak
sürdüren Joaquin Rodrigo İspanyol halk ezgilerinden yararlanarak İspanyol ulusal
müziğini oluşturmuşlardır.
Felipe Pedrell
•
•
19 Şubat 1841 – 19 Ağustos 1922
Katalan besteci, müzikolog.
İsaac Albéniz
•
•
•
•
•
•
•
29 Mayıs 1860, Campradon, Katalonya – 18
Mayıs 1909, Cambo-les-Bains, Fransa.
İspanyol besteci, piyanist.
Küçük yaşlarda müziğe olan yeteneği fark
edilen Albéniz, beş yaşındayken ilk konserini
vererek dikkatleri üzerine çekti.
Paris’te Marmontel ile çalıştı. 15 yaşına
geldiğinde Amerika ve Avrupa’nın birçok
yerinde piyano resitlleri vermişti.
İspanya Kralı’nın desteğiyle Brüksel’de
eğitim gördü. Fauré, Debussy, Chausson
gibi bestecilerle dostluk kurdu.
Londra’da Henry Clifford operasını, The
King Arthur Trio üçlemesini ve Pepita
Jimenez adlı lirik güldürüyü besteledi.
1893 yılında evlenerek Paris’e yerleşti. Bir
süre sonra piyano konserlerini bırakarak
kendini beste yapmaya adadı.
İsaac Albéniz
•
•
•
•
•
•
1899 yılında Paris’te bestelediği Catalonia
adlı orkestra şarkısıyla büyük başarı
kazandı.
Schubert ve tanışma fırsatı bulduğu
Liszt’den etkilendi.
Asıl ününü tipik İapanyol şenliklerini (fiesta)
anımsatan 12 piyano parçasının oluşturduğu
dört defterlik «İberia Suiti» (1906-1909) adılı
evrensel nitelikteki başyapıt ile kazandı.
İsaac Albéniz en iyi vurgularını Endülüs’ü
düşünürken
yapmış,
«Navarra»’
yı
tamamlayamadan ölmüştür.
Yapıtlarının birçoğunun orkestrasyonu E. F.
Arbòs tarafından yapılmıştır.
Romantik dönem bestecilerinden olan
Albéniz, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy’nin eski eşi Cécilia Sarkozy’nin
büyük büyük dedesidir.
Enrique Granados
•
•
•
•
•
•
•
Pantaléon Enrique Costanzo Granados y
Campiña
27 Temmuz 1867 – 24 Mart 1916
İspanyol piyanist, besteci.
Müziği İspanyol tarzıdır ve müzikal
milliyetçiliğin örneğidir.
İspanyol ressam Francisca Goya’dan çok
etkilenmiş ve onun stilini benimsemiştir.
İspanya’nın Katalan bölgesindeki Lérida
kentinde doğdu. Gençliğinde Barceleno’da
piyano eğitimi aldı. Eğitmenleri arasında
Francisco Jurnet ve Joan Baptista Pujol gibi
isimler vardı.
1887 yılında Charles-Wilfrid de Bériot ve
Felipe Pedrell ile çalışmak üzere Paris’e
gitti.
1889’da
Barcelona’ya
döndü.
Fransa’dayken
bestelediği
Maria
del
Carmen kral XIII. Alfonso’nun dikkatini çekti.
Enrique Granados
•
•
•
1911’de Goyescas adlı piyano suitini ilk kez sundu.
Bu çalışmasıyla ünlendi. Altı parçadan oluşan ve
Goya’nın tablolarından esinlenen suiti gemişletmeye
karar veren Granados, 1914 yılında Goyescas adlı
operasını yazdı.
O sırada çıkan I. Dünya Savası nedeniyle Avrupa
prömiyeri ertelendi. Opera ilk kez 28 Ocak 1916’da
New York’ta sergilendi ve iyi eleştiriler aldı. Kısa bir
süre sonra besteci Beyaz Saray’a başkan Woodrow
Wilson’a resital vermek üzere davet edildi. New
York’tan ayrılmadan önce Granados canlı bir piyano
kaydı da gerçekleştirdi. Bu kayıtlar onun
dinlenebilen son performansıdır.
Beyaz Saray’dan gelen resital talebini kabul etmesi,
bestecinin İspanya gemisini kaçırmasına neden
oldu. Bunun üzerine İngiltere’ye gidecek olan
Sussex adlı yolcu gemisine bindi. İngiliz Kanalı’nı
geçerken Alman savaş gemileri tarafından
bombalandılar. Eşi Amparo’nun içinde bulunduğu
botun yakınında yüzmekte olduğunu gören
Granados, eşini kurtarmak için bottan atladı. Hem
eşi hem Granados bu sırada boğularak öldü.
Enrique Granados
•
•
•
Müziği
Granados’un iki önemli İspanyol müzisyen
olan Manuel de Falla ve Pablo Casals
üzerinde etkisi büyüktür.
Besteci, çoğunlukla piyano müzikleri,
şarkılar, zarzuelalar ve Dante’nin İlahi
Komedya’sını
temel
alan
orkestra
çalışmaları
yaptı.
Pek
çok
piyano
kompozisyonu klasik gitarla da yorumlandı.
Manuel de Falla
•
•
•
•
23 Kasım 1876, Cadiz, İspanya – 14 Kasım
1946, Alta Gracia, Arjantin.
İspanya’nın en tanınmış ve sevilen
bestecilerinden biridir. Kendi vatanının
geleneksel müziğinden etkilenmiş, onu diğer
Avrupa stilleri ile birleştirerek kendine özgü
bir müzik dili yaratmıştır. Baleler, şarkılar,
piyano ve orkestra eserleri bestelemiştir.
1876’da İspanya’nın güneyindeki Cadiz’de
doğdu. Cadiz’de başladığı öğrenimini önce
Madrid, sonra Paris’te sürdürdü. Paris’te
bulunduğu 1907-1914 yılları arasında
Maurice Ravel, Claude Debussy gibi
bestecilerle tanıştı ve onlardan etkilendi.
1914’te başlayan I. Dünya Savaşı nedeniyle
Madrid’e döndü. 1920’de, arkadaşı Federico
Garcia Lorca’nın da bulunduğu Granada’ya
yerleşti. 1921-1939 arasında Granada’da
yaşadı.
Manuel de Falla
•
•
•
•
•
1936’da
sevgili
arkadaşı
Lorca’nın
öldürülmesine engel olmaya çalıştıysa da
başarılı olamadı.
İspanya İç Savaşı’ndan sonra General
Franco’nun
zaferi
üzerine
Arjantin’in
başkenti Buenos Aires’e taşındı.
Granada’da başladığı, İspanyol şair Jacinto
Verdaguer’in bir metnine dayanan Atlantida
adlı koral eser üzerinde çalıştıysa da eser
1946’da yaşamını yitirdiğinde de henüz
tamamlanmamıştı. Bu eser daha sonra
Ernesto Haffler tarafından tamamlandı.
Hiç evlenmeden ve yaşamı boyunca kız
kardeşi ile yaşayan Falla, servetini yitiren
Madrid’deki ailesinin geçimini, tipik İspanyol
müzikal komediler besteleyerek sağladı.
1905’te yazdığı ve ilk kez 1913’te Fransa’nın
Nice kentinde sahnelenen La vida breve, ilk
önemli sahne eseri idi.
Manuel de Falla
•
•
•
•
Çingene kıskançlığını anlatan El amor brujo
balesi ise 2 yıl sonra Madrid’de
sahnelenmişti.
El sombrere de tres picos balesine son
halini baleyi 1919’da sahneleyen Sergei
Dyagilev verdi. Cervantes’in klasik romanı
Don Kişot’a dayanan kukla operası El
retablo
de
maese
Pedro
1922’de
tamamlandı. Bu dört eserin ilk üçünün
orkestra suitleri populer olmuştur.
Besteci, El amor brujo ve El sombrero de
tres picos’tan iki suitin konser versiyonlarını
yazdığı gibi solo piyano ve orkestra için
Noches en los jardines de España (İspanya
Bahçeleri’nde Geceler) adlı çok güzel bir
orkestra eseri daha bestelemiştir.
Falla, vokal müzik alanında 7 ispanyol halk
şarkısını düzenledi. Bazı oda müziği ve
piyano eserleri de yazdı.
Joaquin Rodrigo
•
•
•
•
•
•
22 Kasım 1901, Sagunto, İspanya – 6
Temmuz 1999, Madrid, İspanya.
Klasik müzik bestecisi ve piyano virtüözü.
Erken yaşta kör olmasına karşın, büyük
başarılar kazandı.
Rodrigo’nun, ünlü bestecilerin arasında,
klasik gitar çalışmalarının en özel olduğu
düşünülür.
Rodrigo’nun Gitar Konçertosu olarak da
bilinen Concierto de Aranjuez adlı
repertuarı, İspanyol müzik ve gitar
konçertoları arasında önemli sayılır.
Aranjuez, eski İspanyol krallarının eğlence
saraylarına verilen addır. Rodrigo da,
konçertosunun genel yapısı içinde bu
eğlencelerin tasvirini hayal etmiştir.
Joaquin Rodrigo
•
•
•
•
•
•
•
Valencia, Sagunto’da doğdu. Difteriye
yakalandıktan sonra yaklaşık 3 yaşında kör
oldu.
Sekiz yaşında solfej, piyano ve keman
eğitimine başladı.
On altı yaşında armoni ve kompozisyon
dersleri aldı.
Beklenenin aksine, gitar repertuarı için
evrensel bir müzik aleti olarak saygınlık
kazanmış İspanyol gitarlarını hiçbir zaman
çok iyi çalamadı.
19 Ocak 1933’te Valencia’da Türk piyanist
Victoria Kamhi ile evlendi. 27 Ocak 1941’de
kızları Cecile doğdu.
Rodrigo 199’da karısı Kamhi’den iki yıl
sonra, 97 yaşında, Madrid’de öldü.
Kendisinin ve eşinin mezarları Aranjuez
mezarlığındadır.
İSKANDİNAV OKULU
•
İskandinav ülkeleri XVIII. Avrupa müzik akımlarının dışında kalırken, XIX: yüzyıl
romantizmi içinde Ulusal akımlara duyarlı olmuşlar ve ancak yirminci yüzyıl başında
üne kavuşan besteciler yetiştirmişlerdir. Jean Sibelius, Edward Grieg, Carl Nielsen ve
Hilding Rosenberg İskandinav okulunun önemli temsilcileri olmuşlardır.
Jean Sibelius
•
•
•
•
•
•
•
Johan Julius Christian "Jean" Sibelius.
8 Aralık 1865 – 20 Eylül 1957
Finlandiyalı besteci.
Müziği, Finlandiya’nın ulusal kimliğinde büyük
rol oynamıştır.
Sibelius Hämeenlinna'da Finlandiya’nın Rus
Büyük Dükalığı’nda İsveçli bir ailenin oğlu
olarak dünyaya geldi. Babası Christian Sibelius
şehrin doktoru, annesinin adı ise Maria idi.
Aile arasında «Janne» olarak bilinmesine
karşın, öğrencilik yıllarında denizcilikle uğraşan
amcasının getirdiği yığınla kartla adının
Fransızcada
söylendiği
şekliyle
Jean’in
kullanmaya başladı.
Jean henüz 2 yaşındayken babası tifodan
hayatını kaybetti. Bu üzüntü daha sonra
ekonomik sıkıntılarla devam etti. Babası
hayattayken hiçbir zaman elindeki parayı iyi
kullanamamış, bu ailenin geriye kalan
üyelerinin Maria’nın annesine ait bir eve
taşınmasına neden olmuştu. Bu evde Jean’in
babasının ölümünden sonra bir bebek dünyaya
gelmişti.
Jean Sibelius
•
•
•
Jean, Hämeenlinna'da okula gitti ve okulun
orkestrasında erken yaşta çalmaya başladı.
Ablası ve kendisinden küçük erkek kardeşi
müzik bakımından yetenekliydi. Annelerinin
de babalarının da aileleri müzikle iç
içeydiler. Jean’in babası Christian gitar
çalardı. Romantik, otantik, iyi kalpli bir adam
olarak bilinirdi.
Okuduğu akademi daha sonra adını Jean
Sibelius’tan alan Sibelius Akadamisi’dir.
Sibelius ailesinin Hämeenlinna'daki evi
günümüzde bir müzedir. Ev 1834’te yapılmış
olup, Jean’ın babasının ölümüne kadar
kiralıktı. Evinde beş tane kuş kafesi vardı ve
odalar saksı bitkileriyle doluydu. İnsanın içini
ısıtan
bu
müze
dünyanın
ünlü
bestecilerinden birini tanımak için iyi bir
fırsattır.
Jean Sibelius
-orkestra eserleri•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Kullervo, Symphony for soprano, baritone, chorus and orchestra, Op.7 (1892)
En Saga, Tone Poem for orchestra, Op.9 (1892)
Karelia Overture for orchestra, Op.10 (1893)
Karelia Suite for orchestra, Op.11 (1893)
Rakastava (The Lover) for male voices and strings or strings and percussion, Op.14
(1893/1911)
Lemminkäinen Suite (Four Legends from the Kalevala) for orchestra, Op.22 (1893) - these
legends, which include The Swan of Tuonela, are often performed separately
Skogsrået (The Wood Nymph), Tone Poem for orchestra, Op.15 (1894)
Vårsång for orchestra, Op.16 (1894)
Kung Kristian (King Christian), Suite from the incidental music for orchestra, Op.27 (1898)
Sandels, Improvisation for chorus and orchestra, Op.28 (1898)
Finlandia for orchestra and optional chorus, Op.26 (1899)
Snöfrid for reciter, chorus and orchestra, Op.29 (1899)
Tulen synty (The Origin of Fire), Op.32 (1902)
Symphony No. 1 in E minor for orchestra, Op.39 (1899/1900)
Symphony No. 2 in D major for orchestra, Op.43 (1902)
Violin Concerto in D minor, Op.47 (1903/1905)
Kuolema (Valse Triste and Scene with Cranes) for orchestra, Op.44 (1904/1906)
Dance Intermezzo for orchestra, Op.45/2 (1904/1907)
Pelléas et Mélisande, Incidental music/Suite for orchestra, Op.46 (1905)
Pohjolan tytär (Pohjola's Daughter), Tone Poem for orchestra, Op.49 (1906)
Symphony No. 3 in C major for orchestra, Op.52 (1907)
Svanevit (Swan-white), Suite from the incidental music for orchestra, Op.54 (1908)
Nightride and Sunrise, Tone Poem for orchestra, Op.55 (1909)
Dryadi (The Dryad) for orchestra, Op.45/1 (1910)
Two Pieces from Kuolema for orchestra, Op.62 (1911)
Symphony No. 4 in A minor for orchestra, Op.63 (1911)
Two Serenades for violin and orchestra, Op.69 (1912)
Barden (The Bard), Tone Poem for orchestra and harp, Op.64 (1913/1914)
Luonnotar, Tone Poem for soprano and orchestra, Op.70 (1913)
Aallottaret (The Oceanides), Tone Poem for orchestra, Op.73 (1914)
Symphony No. 5 in E flat major for orchestra, Op.82 (1915, revised 1916 and 1919)
Oma Maa (Our Fatherland) for chorus and orchestra, Op.92 (1918)
Jordens sång (Song of the Earth) for chorus and orchestra, Op.93 (1919)
Symphony No. 6 in D minor for orchestra, Op.104 (1923)
Symphony No. 7 in C major for orchestra, Op.105 (1924)
Stormen (The Tempest), Incidental music for soloists, chorus and orchestra, Op.109 (1925)
Väinön virsi (Väinö's song) for chorus and orchestra, Op.110 (1926)
Tapiola, Tone Poem for orchestra, Op.112 (1926)
Andante Festivo for string orchestra (1925/1930)
Jean Sibelius
-diğer eserleri•
•
•
•
•
Viisi joululaulua, Op. 1, five Christmas songs
(1895–1913)
Seven Songs, Op.17, with lyrics by J. L. Runeberg,
K.A. Tavaststjerna, Oscar Levertin, A.V. Forsman
(Koskimies, Finnish surname), and Ilmari
Calamnius (Kianto, Finnish surname). Composed
between 1891 and 1904.
Incidental music to Hjalmar Procopé's
play Belshazzar's Feast, Op.51 (1906); this was
mainly for orchestra but voices were called for in
some places. He later rescored some sections of
the incidental music as a purely orchestral suite; in
1939 he wrote a new version of the section called
"Solitude" (originally called "The Jewish Girl’s Song"
in the incidental music) as a song, dedicated
to Marian Anderson
Voces intimae, Op.56, string quartet (1909)
Jääkärimarssi (1915)
Edward Grieg
•
•
•
•
•
•
Edvard Hagerup Grieg
15 Haziran 1843, Bergen, Norveç – 4 Eylül
1907
Norveçli besteci, piyanist.
La Minör Piyano Konçertosu, Henrik İbsen’in
Peer Gyny oyunundaki müzikleriyle tanınır.
Esinini Norveç halk müziğinden alan bir
bestecidir. Yazdığı pekçok kısa piyano
parçasından ötürü kimilerince «kuzeyin
Chopin’i» olarak adlandırılan bestecinin
Norveç tarihinde yeri büyüktür.
İlk müzik derslerini kendisine piyano dersi
veren annesinden aldı. Tanınmış bir
kemancı olan aile dostu Ole Bull 1858
yazında yeteneğini fark etti ve ailesini
Leipzig
Konservatuarı’na
gönderilmesi
konusunda
ikna
etti.
Konservatuarın
disiplininden hoşlanmasa da başarılı bir
öğrenci olan Grieg, piyanoya yoğunlaştı.
Edward Grieg
•
•
Konser piyanisti olarak kariyerine 1861
yılında İsveç’te verdiği bir konserle başladı.
1862’de eğitimini tamamlayarak doğduğu
kent olan Bergen’de bir konser verdi.
Norveç müziği bestelemek istiyordu ama bir
besteci olarak daha iyi yetişmek için ülke
dışına çıkması gerektiğini gördü. 1863’te
Danimarka’ya gidip 3 yıl Kopenhag’ta
yaşadı. Bu zaman içinde Danimarkalı
bestecilerin yanısıra kendisine iyi bir dost ve
ilham kaynağı olacak Norveçli besteci
Rikard Nordraak (Norveç Ulusal Marşı’nın
bestecisi) ile tanıştı. Halk melodilerine
dayanarak beste yapma konusundaki
görüşlerinden etkilendi. Nordraak kısa süre
sonra öldüğünde onun için bir cenaze marşı
besteledi.
Edvard Grieg - Funeral March for Rikard Nordraak
Edward Grieg
•
•
1867’de kuzeni, şarkıcı Nina Hagerup ile
evlendi, ertesi yıl çocukları Alexandra
doğdu. Eşi, ona ilham kaynağı ve eserlerinin
iyi bir yorumcusu oldu. O yıllarda Oslo’da
müzisyen olarak geçimini sağlayabilmek için
öğretmenliğe ve şefliğe ağırlık veren Grieg,
sadece yaz tatillerini beste yapmaya
ayırabiliyordu.
1868 yazında Danimarka’da tatilde iken La
Minör Piyano Konçertosu’nu besteledi. Grieg
bu eserde Norveç Halk Müziği ve Norveç
doğası ile karakterine ilişkin kendi algısını bir
araya getirmeyi başarmıştı. Eser ilk kez
1869’da Kopenhag’ta seslendirildi. Zamanla
Norveç denince akla gelen bir eser oldu ve
uluslararası repertuara girip tüm dünyada
çalındı.
Edward Grieg
•
•
•
1868’de
Franz
Liszt’in
Norveç
Eğitim
Bakanlığı’na yazdığı bir tavsiye mektubu ile bir
seyahat bursu alan Grieg, henüz Liszt ile
tanışmamıştı. İki besteci 1870’de Roma’da
karşılaştılar.
Liszt,
Grieg’in
piyano
konçertosunu yorumladı ve orkestralama
hakkında tavsiyelerde bulundu. Bu karşılaşma
bestecinin kendine güvenini arttırdı ve yeni bir
enerji verdi.
1869’da 13 aylık kızı Alexandra, menenjit
nedeniyle öldü.
1870’lerin başlarında Bjornstjerne Bjornson ile
beraber çalışıp onun eserlerine müzik yazdı.
Norveç Kralı Olav Trygvason'un hikâyesini
anlatan bir opera besteleme projesi ise
aralarındaki bir anlaşmazlık yüzünden yarım
kaldı. Müzik mi yoksa metin mi önde olmalı
sorunu üzerinden anlaşamayınca proje rafa
kaldırıldı ve bu da Grieg'e Henrik Ibsen'in
oyununa
bestelemek
için
zaman
sağladı. 1876'da Henrik Ibsen'in Peer Gyntadlı
oyununun prömiyeri için yazarın isteği üzerine
bestelediği parçalar çok beğenildi ve tanındı.
Edward Grieg
•
•
•
Besteci, her zaman sıkı ilişkilerini koruduğu
Bergen Filarmoni Orkestrası'nın müzik
direktörlüğünü 1880-1882 yılları arasında
yürüttü. 1888'de Leipzig'de Tchaoikovsky ile
tanıştı. Tchaoikovsky Grieg'in müziğinin
güzelliği, sıcaklığı, orijinalliği hakkında çok
olumlu düşünceler içindeydi.
Sonraki yıllar besteciye ün getirdi ama
zenginlik getirmedi. Norveç hükümeti
kendisine bir emekli aylığı bağladı.
Besteci 1903'te Paris'te tüm eserlerinin
gramafon kaydını yaptı. Daha sonra bu
kayıtlar CD'lere de aktarılmıştır. Ayrıca
Grieg, Welto Mignon firmasının otomatik
tertibatlı piyanoları için canlı kayıtlar
yapmıştır ve bu kayıtlar günümüze kadar
gelmiştir.
Edward Grieg
•
•
•
•
•
Edvard Grieg 1907 sonbaharında 64
yaşındayken uzun bir hastalık döneminin
ardından hayatını yitirdi. Cenazesine kendi
şehrinin sokaklarını dolduran 30.000-40.000
kişi katıldı.
İsteği üzerine cenazede Rikard Nordraak
için bestelemiş oldu cenaze marşı (yeğeni
ile evli olan arkadaşı Johan Halvorsen 'in
orkestrasyonu ile) çaldı.
Külleri, eşinin külleri ile beraber evinin
yakınındaki bir dağ kriptine konuldu.
Ölümünün 100. yılı olan 2007, Norveç
Hükümeti tarafından resmi Grieg yılı ilan
edilmiş ve anısına pe çok ulusal-uluslararası
etkinlik organize edilmiştir.
1885'ten ölümüne kadar yaşamış olduğu
villa, anısına müze olarak düzenlenmiştir.
Edward Grieg
•
Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011)
– Plörezi (17 yaşındayken)
– Ciddi solunum problemleri (1860)
– Akciğer ve vertebrab tüberkülozu
– Akciğer ve kalp yetmezliği
Carl Nielsen
•
•
•
•
9 Haziran 1865, Fyn Adası, Danimarka - o. 3
Ekim 1931, Kopenhag, Danimarka
Danimarka'nın yetiştirdiği en ünlü klasik batı
müziği bestecisi ve aynı zamanda bir virtüöz
kemancı, kornet çalgısı, orkestra şefi, müzik
eğitimcisi.
Carl Nielsen Danimarka'nın en büyük adası
olan Fyn Adası'nda fakir ama çok müziksel
yetenekli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya
geldi.
Genç yaşında büyük müziksel yeteneği
olduğunu gösterdi. Nielsen müzik kariyerine
girdikten sonra eserleri ilk dafa, kendi ülkesi
olan Danimarka'da bile, pek rağbet görmedi.
Carl Nielsen
•
•
•
Nielsen'in gençlik müzik besteleri kalsık beşte
olan Brahms ve Greig tesirinde hazırlanmıştı.
Ama çok geçmeden Nielsen progresif tonalite
ile deneyler yaparak klasik müzik kompozisyon
kurallarından ayrılmaya başladı ve 20.yüzyıl
modern müzik yaklaşımlarına uygun kendine
has bir müzik stili geliştirmeyi başardı.
Böylece 20.yy ikinci yarısından itibaren eserleri
sadece kendi ülkesinde değil, diğer Avrupa
ülkeleri ve ABD'de popülerlik kazandı ve
uluslararası
klasik
müziğin
modern
repretuvarının öğelerinden biri olmaya başlayıp
konserlerde çok daha fazla çalınmaya başladı.
Carl Nielsen özellikle 6 senfonisi; üflemeli
çalgılar konçertosu; keman, flüt ve klarnet
konçertoları ile tanınan ve sevilen bir besteci
oldu. Kendi ülkesi olan Danimarka'da ise
"Maskerad" operası ve çok sayıda şarkısı
ülkenin önemli milli kültür mirasları olarak kabul
edilmektedir. Neilsen'in portresi, Danimarka
Euro sistemine katılmadan önceki yıllarda,
Danimarka
banknotları
üzerinde
bulunmaktaydı.
Carl Nielsen
- seçilmiş eserleri•
•
•
•
Operalar
–
Snefrid, melodram (1893)
–
Saul ve David (Davud ile Calud} (1902)
–
Maskarad (1906)
Orkestra müziği
–
Petita Suiti (1888)
–
Senfoni No. 1 Sol-minor (1892)
–
Senfoni No. 2 "Dört Mizaç" (1902)
–
Senfoni No. 3 "Expansiva" (1911)
–
Senfoni No. 4 "Sondurulemiyenler" (1916)
–
Senfoni No. 5 (1922)
–
Senfoni No. 6, "Basit" (1925)
–
Helios Uverturu (1903)
–
Sagadrom (Gunnar'in Ruyasi) (1908)
–
Op.33 Keman Koncertosu (1911)
–
Pan ve Syrinx (1918)
–
Franz Neruda hatirasi icin (1918)
–
Aladdin icin 7 Parca (1919)
–
Flut Koncertosu(1926)
–
En Fantasirejse til Færøerne (Faroe Adaları'na bir hayali seyahat): (1927)
–
Op.57 Klarnet Koncertosu (1928)
–
Bohemya ve Danimarka Halk Havalari (1928)
Tiyatro müziği
–
Aladdin (Metin: Adam Oehlenschläger) (1918–19)
–
Op.41 Moderen (Anne): Metin: Helge Rode) (1920)
–
Op.54 Amor og Digteren (Eros tanrisi ve Sair): Metin: Sophus Michaëlis (1930)
Koro müziği
–
Hymnus amoris (1897)
–
Søvnen (Uyku) (1904)
–
Fynsk foraar (Fyn Adasi'nda Ilkbahar) (1921)
–
Hyldest til Holberg (Holberg'e Saygi ) (1922)
–
3 motet (1929)
–
Hymne til Kunsten (Sanata Ilahi) (1929)
–
Kantatalar
Carl Nielsen
- seçilmiş eserleri•
•
•
•
Vokal müzik
–
40 Danimarka sarkilari (1914, 1917)
–
20 Populer Melodi (1921)
–
10 Kisa Danimarka sarkisi (1924)
Oda müziği
–
Sol-minor Yaylısazlar Kuarteti (1888)
–
Sol-major Yaylısazlar Kuarteti (1888)
–
Fa-minor Yaylısazlar Kuarteti(1890)
–
Mi-bemol Yaylısazlar Kuarteti (1898)
–
Fa-major Yaylısazlar Kuarteti(1919)
–
Sol Keman Sonati (1882)
–
No.1 Keman Sonati (1895)
–
No.2 Keman Sonati (1919)
–
Ved en ung Kunstners Baare (Genc bir sanatcinin tabutu onunde) (1910)
–
Serenat In Vano Klarnet, Fagot, Trumpet, Violonsel ve kontrabas icin (1914)
–
Uflemeli sazlar icin kuintet (1922)
–
Prelud ve Tema Varyasyonlari (1923)
Piyano müziği
–
2 Karakteristik parca (yak.1882-3)
–
5 Parca (1890)
–
Senfonik Suit (1894)
–
6 Humoresk-Bagatel (1894-7)
–
Yeni Yüzyıl Şenligi icin Prelud (1899)
–
Sarki (1916)
–
Tema ve Varyasyonlar (1917)
–
Suit (1920)
–
Tre Klaverstykker (Piyano icin Uc Parca) (1928)
–
Gencler ve yaslilar icin 5 Parmak icin 24 parca Piyano Muzigi (1930)
Org müziği
–
29 Kisa prelud (1929)
–
2 Prelud (1930)
–
Commotio (1931)
Hilding Rosenberg
•
•
•
•
•
•
21 Haziran 1892, Bosjökloster – 18 Mayıs
1985, Stockholm.
İsveçli ilk modern besteci, orgcu, konser
piyanisti, müzik öğretmeni.
20.yy İsveç Klasik Müziği’nin et etkili
isimlerinden biridir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra önemli bir
orkestra şefi olarak Avrupa’da turnelere
çıktı.
1932’de İsveç Kraliyet Operası’na müzik
direktörü olarak atandı.
14 yaylı çalgılar kuarteti (1920-1972), 8
senfonisi (1917-1974) vardır.
İNGİLİZ OKULU
•
•
Ulusalcı yönelim İngiliz müziğine çok geç ulaşmıştır.
Edward Elgar, Vaughan Williams, Gustav Holst ve Frederic Delius halk ezgilerini,
törenlerini ve efsanelerini araştırarak İngiliz müziğini Orta Avrupa müziğine
yaklaştıran besteciler olmuşlardır.
Sir Edward Elgar
•
•
•
•
2 Haziran 1857, Broadheath, Birleşik
Krallık - 23 Şubat, 1934, Worcester, Birleşik
Krallık
Britanyali geç romantik stil müzik bestecisi
ve orkestra şefi.
Edward Elgar'ın hazırladığı eserlerin çoğu
Britanya ve uluslarası klasik batı müziği
konserleri repertuvarına girmiştir.
Orkestra için bestelediği ilk önemli eseri olan
"Enigma Varyasyonları" çok büyük sükse
kazanmıştır. Sonra oratoryolar, oda müziği
eserleri,
senfoniler,
enstrumental
konçertolar, keman ve viyolonsel için
konçertolar, birkaç koro eseri (bunlar
arasında popüler «Gerontius’un Rüyası»
vardır) ve şarkılar da bestelemiştir.
Sir Edward Elgar
•
•
•
Bestelediği müzik arasında "Pomp ve
Circumstance" marşları bulunmakta ve bu
marşlardan ilki olan "Land of Hope and Glory"
Ingıltere'nin ikinci gayriresmi milli marşı şeklini
almıştır ve İngiltre'de önemli konserlerde
(örneğin yıllık BBC Prom konserlerinden
sonuncusunda)
seyircinin
yüksek
sesle
şarkısını söyleyerek orkestraya katılması bir
gelenek haline gelmiştir. Diğer ülkelerde aynı
müzik
marşları
düğün
ve
nikahlarda
çalınmaktadır.
1924'de ulusal bir şeref ve ödül olarak "Britanya
Kraliyet Müzik Ustası (King's Master of Musick)"
unvanı verilmiştir.
Elgar çok kere tipik bir İngiliz bestecisi olduğu
kabul edilmekle beraber, müziğine etki yapanlar
İngiliz değil kıtasal Avrupa'dandilar. Hayatı
boyunce Elgar kendini, sadece müziksel açıdan
değil sosyal açıdan da, İngiliz cemiyetine bir
yabancı gibi hissetmiştir. Britanya müzik
çevrelerinde egemen olanlar akademik olarak
yetişmişler ve akademik çalışmalar yapan
müzisiyenlerken Elgar müzisiyen olarak kendi
kendini yetiştirmişti.
Sir Edward Elgar
•
•
Britanya
hristiyanlığı
başta
Anglikan
Protestan olduğu için Elgar'ın Katolik
mezhebinde olması bazı yüksek çeverelde
şüpheler yaratmaktaydı. Britanya'da Krailçe
Viktoriya döneminde ve Kral Edward
döneminde sınıf farkları çok büyüktü ve
yukarı
sınıflar
alt
sınıfları
küçümsemekteydiler.
Elgar kariyerinde çok başarı kazanıp iyi
tanındığı dönemlerde bile aslının alt sınıftan
olduğu için yüksek sınıflardan kişilerin
kendini
küçümsemelerine
karşı
çok
hassastı. Buna rağmen çok yüksek rütbeli
bir İngiliz ordu subayının kızı ile evlenmişti.
Karısı ona hem müzik kariyeri ve hem de
cemiyette sosyal gelişmesinde ilham
sağlamıştır.
Sir Edward Elgar
•
•
Fakat Elgar 40 yaşlarına gelmeden önce
devamlı başarı elde etme kavgası vermiştir.
Britanya'da ve dış ülkelerde ancak "Enığma
Varyasyonları" eserini hazırladıktan sonra
birdenbire tanındai ve müziksel başarısı
hayatını rahatlattı. Bu Varyasyonlar eserini
takiben "Gerontius'un Rüyaş (1900)" adlı eseri
de başarılı oldu. Ama bu eserin kaynağı bir
Katolik konuya eğildiği için Britanya'nın Anglika
Protestan çevereleri içinde bazı kuşkular
uyandırdı. Fakat bu eser de Britanya ve diğer
ülkelerde
klasik
batı
müziği
konserler
repretuvarının bir nüve eseri oldu.
Daha sonra hazırladığı uzun dinsel koro müziği
besteleri kritiklerce çok iyi karşılanmakla
beraber
konser
repretuvarında
önem
kazanmadılar. "Pomp and Cırcumstance"
Marşları (1901) ise çok daha ilgi çekti ve birinci
mars dünyanın İngilizce konuşulan bölgelerinde
cpok yaygın olarak bilinmeye başladı.
Sir Edward Elgar
•
•
Elgar elli yaşlarında bir senfoni ve bir keman
konçertosu hazırladı ve bunlar hemen gayet
başarı kazandılar. Hazırladığı ikinic senfoni
ve viyolonsel konçertosu müziksevenler
arasında onlar kadar popüler olmadı ve
Britanya
orkestralarının
konser
repretuvarlarında olağan olarak bulunmaları
sonraki dönemlerde ortaya çıktı. Elgar'ın
hayatının son dönemlerinde klasik batı
müziği sevenler, özellikle Britanya konser
seyircileri tarafından, çok beğenilip popüler
oldu.
Fakat ölümünden sonra gelen nesil Elgar'ın
eserlerinden pek hoşlanmamaktaydılar.
1960'lı yıllarda eserlerinin ses kayıtları
yapılıp bunlar halk arasında yaygınlaşınca
Elgar'ın unu ve popülerliği tekrar yükseldi.
Elagr'in bazı eserlerison yıllarda tekrar
uluslararası üne eriştiyse de müziği
Britanya'da çok tutulmakta; Britanya'daki
konserlerde çalınmakta ve ses kayıtlarının
önemli müşterileri Britanyalılar olmaktadır.
Sir Edward Elgar
•
Elgar bazı çevrelerde gramafon ses
kayıtlarına ve plak satışlarına ciddi olarak
önem veren ilk klasik müzik bestecisi olarak
tanımlanma misti. 1914-195 döneminde
kendi eserlerinin mikrofon olmadan akustik
kayıtlara geçmesi için bir orkestra şefi olarak
ses kayıtları yapılmasını sağlamıştır.
1925'den sonra ses kayıtlarai için daha
hassas mikrofonların gelişmesi ile çok daha
gerçeğe yakın ses kayıtlarının yapılması
imkanı ortaya çıkardı. Bu yeni teknolojiyi
kullanan Elgar en önemli eserlerinin (başta
"Gerontius'un Rüyası") y ses kayıtlarını
yapmak
için
stüdyolarada
orkestra
yöneticiliği
yaptı.
Bu
yeni
yaptığı
seslendirme eniden edit edilerek ve sesleri
iyileştirilerek 1970'lerde "LP plak" olarak
1980'li yıllarda "teyp" olarak ve 1990'li "CD"
olarak yeniden satış yapıldı ve bu satışlar
nisbeten klasik müzik için başta gelmeye
başladılar.
Vaughan Williams
•
12 Ekim, 1872 Down Ampney, Gloucestershire,
Birleşik Krallık – 26 Ağustos 1956 Londra
•
•
İngiliz müzisyeni ve bestecisi.
Senfoniler, oda müziği, koro müziği ve film
müziği bestelemiştir. İngiliz folklor müziği
toplayıcılığı ile uğraşmış ve İngiliz folklor
müziğinin çok popüler olan bazı yeni
aranjamalarını yapmış ve ayrıca bu
parçalardan ilham alarak orijinal müzik
paracaları bestelemiştir, örneğin folklor
şarkılarının melodilerini kullanan "English
Hymnal (İngiliz İlahileri)".
Vaughan Williams
- seçilmiş eserleri •
•
Orkestra müziği
Senfoniler
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
•
•
•
•
•
•
•
•
•
In the Fen Country, orkestra için (1904)
Norfolk Rapsodisi No. 1, (1906, rev. 1914)
The Wasps, Aristophanes'in oyunu icin suit (1909)
Fantasia on a Theme by Thomas Tallis. (1910, rev. 1913 ve 1919)
Fantasia on "Greensleeves" (1934)
Five Variants of Dives and Lazarus', (1939)
Concerto Grosso, Yaylı çalgılar için üç bölüm farklı teknik muziksel beceri gerektirir,
(1950)
Konçertolar
Piyano
–
–
•
•
The Lark Ascending Keman ve orkestra için (1914)
Konçerto AccademicoKeman ve orkestra için(1924–25)
Viyola
–
–
–
•
•
•
Piyano konçerto Do (1926–31)
Iki Piyano ve Orkestra İçin Konçerto (yak. 1946; Piyano konçerto Dodan yararlanarak )
Keman
–
–
•
Senfoni No.1 "Sea Symphony", 1910 ;
Senfoni No.2 "London Symphony", 1913 ;
Senfoni No.3 "Pastoral Symphony", 1921 ;
Senfoni No.4 Mi-Minor, 1931 ;
Senfoni No.5 Re-Major, 1938-1943 ;
Senfoni No.6 Mi-Minor, 1946-1947 ;
Senfoni No.7 "Sinfonia Antartica", 1949-1952 ;
Senfoni No.8 RE-Minör, 1953-1955 ;
Senfoni No.9 Mi-Minör, 1956-1957.
Senfoni No.10 Fa-Majör 1957-1958.
Flos Campi Viyola, anlamsiz ses korosu, küçük orkestra için (1925)
Viyola ve Küçük Orkestra İçin Suit (1934)
Viyola ve Küçük Orkestra İçin Romans (1925-yak. 1934)
Oboa Koncerto La-Minör, oboa ve yaylı çalgılar için (1944)
Fantasia (quasi variazione) on the Old 104th Psalm Tune piyano, koro ve orkestra (1949)
Armonika ve Orkestra İçin Romans Re-Bemol) (1951) (Armonika üstadı Larry Adler için
hazırlandı)
Tuba Konçertosu Fa-Minör (1954)
Vaughan Williams
- seçilmiş eserleri •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Enstrümental ve oda müziği
Piyano Kuintet Do-Minor Keman, viyola, viyolonsel, kontrabas ve
piyano için (1903)
Yaylı Çalgılar Kuarteti No.1 Sol-Minor (1908)
Phantasy Quintet 2 keman, 2 viyola ve viyolonsel için (1912)
İngiliz Halk Şarkısı için Altı Etüd, viyolonsel ve piyano için(1926)
Yaylı Çalgılar Kuarteti No.2 La-Minor("For Jean, on her birthday,")
(1942–44)
Keman ve Piyano İçin La-Minör Sonata" (1952)
Viyola ve Piyano İçin Romans (tarihsiz)
Opera
Hugh the Drover or Love in the Stocks (1910–20). Romantik ballad
opera. Libretto: Harold Child
Sir John in Love (1924–28)
The Poisoned Kiss (1927–29; rev. 1936–37 ve 1956–57). Libretto:
Evelyn Sharp (sonraki ekler Ralph ve Ursula Vaughan Williams)
Riders to the Sea (1925–32), John Millington Synge oyunundan
uyarlama
Çarmıh Yolcusu (Pilgrim's Progress) (1909–51), John Bunyan'in
algorik eserinden uyarlama
Bale
Old King Cole, (1923)
On Christmas Night, (1926)
Job: A Masque for Dancing, (1930)
The Running Set, (1933)
The Bridal Day, (1938–39)
Gustav Holst
•
•
•
•
•
•
•
Gustavus Theodore von Holst
21 Eylül 1874, Cheltenham, Gloucestershire
– 25 Mayıs 1934, Londra.
20.yy’da yaşamış Rus asıllı İngiliz besteci.
En ünlü yapıtı «Gezegenler Süiti» (The
Planets)’ dir (1914-1916’da bestelenmiştir).
Bunun dışında çok fazla tanınmasa da koro
için birçok eseri de bulunur.
Askeri orkestralar için bestelediği birinci ve
ikinci süiti de mutlaka dinlenmelidir (first
suite in e-flat for military band, second suite
in f for military band).
Gezegenler süitindeki savaş temalı Mars ile
geçmiş zamanda da metal müziğin var
olabileceğinin ipuçlarını vermiştir. Başta Star
Wars olmak üzere birçok bilim-kurgu film
müziğinde etkileri hissedilebilir.
1912 yılında bestelediği St Paul’s Süiti, 1922
yılına kadar icra edilmemiştir.
Gustav Holst
•
•
Holst, hayatı boyunca solo şarkılardan oda
müziklerine, konçertolardan operalara kadar
pek çok esere imza atmış olsa da, kazandığı
büyük
başarıdan
dolayı,
çoğunlukla,
“Gezegenler”in (The Planets) bestecisi
olarak anılmaktadır.
Bu yapıtın gördüğü ilgi sonucu, Holst’tan
yeni “Gezegenler” yaratması beklenirken o,
tepki
göreceğini
bile
bile,
kendini
tekrarlamamak için farklı kaynaklardan
beslenerek farklı çalışmalarla besteci
kimliğini kendi bildiği yolda çizmiştir.
Gustav Holst
•
Gustav Holst’un büyük dedesi Mathias
(1767-1854), pek önemli olmasa da piyano
eserleri yazan bir besteciydi. 19. yüzyılda
İngiltere’ye yerleşmek üzere Riga’dan
ayrıldı. İsveç kökenliydi, kuzenleri Alman, eşi
Rus idi. Mathias’ın oğlu Gustavus Valentin
(1799-1871)
İngiltere’de
Cheltenham’a
yerleşti ve bir İngiliz kadınla evlendi; bu
evlilikten, sonradan bir müzisyen olacak,
Adolph (1846-1901) isimli bir çocuğu oldu.
Adolph von Holst, org çalıyor, koro şefliği
yapıyor, piyano resitalleri ve dersleri
veriyordu. Eşi Clara von Holst ise bir
şarkıcıydı. Gustav Holst, işte bu evlilikten
doğdu. Sağlık açısından kırılgan bir yapıya
sahipti; miyop ve astımlıydı. 1882 yılında
henüz sekiz yaşındayken annesini kaybetti.
Clara’nın bu zamansız ölümü karşısında
baba Adolph tekrar evlendi ve bu ikinci
evlilikten iki çocuğu daha oldu.
Gustav Holst
•
•
Çocukluğunda keman ve piyano çalmayı
öğrenen Holst, beste yapmaya 12 yaşındayken
başladı. O sıralar Cheltenham Grammar
School’da öğrenciydi. Holst’un arzusu piyanist
olmaktı. Ancak, sağ omzundaki nevritten dolayı
bu mümkün değildi. Babası, bunun üzerine, onu
trombon çalmaya teşvik etti ve böylece
trombon, Holst’un esas enstrümanı oldu. Holst,
17
yaşına
geldiğinde
Cheltenham
yakınlarındaki köy korolarını yönetiyordu.
1893 yılında, Londra’da bulunan Royal College
of Music’e girdi. Daha sonra burs kazandı. Bu
okulda, Britanya müziğinin 19. yüzyılda
yaşadığı rönesansın önde gelen isimlerinden
Charles Stanford ile komposizyon çalıştı. Holst,
Stanford’dan disiplin ve öz eleştiri yapmayı
öğrendi. Ayrıca, Hoyte ile org, Sharpe ile piyano
çalıştı. İlk yazdığı müziklerde Wagner’in izlerini
bulmak
mümkündü;
Covent
Garden’da
düzenlenen Wagner gecelerinde ayakta bekler,
performans bittikten sonra evine ateşli bir
heyecan içinde dönerdi.
Gustav Holst
•
•
1895 yılında, aynı okulda öğrenci olan Ralph
Vaughan Williams ile karşılaştı; bu
karşılaşma Holst ve Williams’ın hayat boyu
sürecek arkadaşlıklarının başlangıcıydı.
Britanya klasik müzik tarihine damgalarını
vuran bu iki besteci, yaptıkları eserleri ilk
önce birbirleriyle paylaştılar; birbirlerinin
fikirlerine her zaman önem verdiler.
Holst’un İngiliz halk ezgilerinden etkilenmesi
Ralph Vaughan Williams yoluyla olmuştur.
Ancak, her iki bestecinin müzikleri farklı
özelliklere sahiptir. Holst’un Cecil Sharp’a
adadığı geleneksel şarkılara dayanan “A
Somerset Rhapsody” (1906-1907) ve
Vaughan Williams’a adadığı, melodileri
kendine ait olan “Two Songs without Words”
(1906),
Holst-Williams
arkadaşlığının
etkilerini
anlamamıza
yardımcı
olan
yapıtlardır.
Gustav Holst
•
•
Holst, öğrenciliği sırasında William Morris’in
evinde Hammersmith Sosyalist Korosu’nu
yönetmek için davet aldı. Onlara Morley’nin
madrigallerini ve Purcell’ın koro eserlerini
öğretti. Korodaki en genç soprano (sonradan
evlenecekleri) Isobel Harrison’a, burada aşık
oldu. Holst’un Hindu felsefesi ve kültürüne,
Sanskrit
edebiyatı
ve
diline
ilgisi
muhtemelen Morris’in evinde başladı.
Sanskritçe okumayı öğrenen Holst, bu
kaynaklardan ilham alarak daha sonra bir
perdelik operası “Savitri” (1908) ve
Hinduizmin kutsal metni “The Rig Veda”dan
çeviriler yaparak dört setten oluşan “Choral
Hymns from the Rig Veda”yı (1908-1912)
yazdı.
Gustav Holst
•
Gustav Holst’un Royal College of Music’teki
eğitimi 1898 yılında tamamlandı. 1900 yılına
kadar Carl Rosa Opera Company ve 19001903 yılları arasında da Glasgow’daki
Scottish Orchestra’da tromboncu olarak
çalıştı. Buralardaki tecrübeleri, ona bir orkestranın ne anlama geldiğini ve işleyişini
öğretti. 1901 yılında Isobel ile evlendiğinde
Holst, tromboncu olarak hayatını kazanması
gerektiğine inanıyordu çünkü yayınladığı
koro şarkılarından kazandığı para ile
yaşamaları çok zordu. Ancak, turnelerle ve
yolculuklarla geçen iki yılın sonunda,
besteciliğe hiç zaman ayıramadığını gördü
ve trombonculuğu bırakmayı göze aldı.
Bunun ardından gelen sıkıntılı bir dönemde
eşi Isobel, bir süre terzilik yaparak
geçimlerini sağlamaya çalıştı.
Gustav Holst
•
•
Holst, tam o sıralar Dulwin’deki James
Allen’s Girls’ School’dan bir öğretmenlik
teklifi aldı. O dönemden başlamak üzere
yaşamının sonuna kadar pek çok okulda
öğretmenlik ve müzik direktörlüğü yaptı.
Gustav Holst, halk ezgilerini, madrigalleri ve
kilise müziğini içeren İngiliz vokal ve koro
müziği geleneğini tekrar canlandırarak
İngiltere’deki okulların müzik eğitimine öncü
katkılarda da bulundu.
Koro eserleri konusunda çok yetenekliydi;
sevilen çalışmalarından biri, 1917 yılında
yazdığı “İsa’nın İlahisi” (The Hymn of Jesus)
oldu. Bu eser, Holst’un koro müziği
besteleme
konusunda
sahip
olduğu
yeteneğin en önemli örneği olarak kabul
edilir.
Gustav Holst
•
•
Holst, alışılmış bir öğretmen değildi. Ders
kitaplarına ve sınavlara karşıydı. Onun
düşüncesine göre “yaparken öğrenmek”
önemliydi. Holst’un öğretmenlik yaptığı okullar
arasında, ölene kadar görev yaptığı St Paul’s
Girls’
School,
Hammersmith
(1905-34)
bulunuyordu. Bu okulda kullandığı oda,
günümüzde “Mr Holst’s Room” olarak
muhafaza edilmektedir. Bestecinin sevilen
eserleri arasında yer alan “St Paul’s Suite”
(1913), okulun orkestrası için yazdığı neşeli bir
süit olup İngiliz halk şarkılarının özelliklerini
taşıyordu. Holst, 4 bölümden oluşan bu eserin
final
bölümünde
“The
Dargason”
ve
“Greensleeves” isimli İngiliz halk melodilerini
kullanmıştır.
Holst, St Paul’s Girls’ School’da görevine
devam ederken 1907-1924 yılları arasında
Morley College’da da işçi sınıfından gelen
kadın ve erkeklerin oluşturduğu orkestra ve
koroları yönetti. Buradaki çalışmaları, Holst’un
sosyalist yanını anlamada önemli bir işlev
görebilir.
Gustav Holst
•
•
1. Dünya Savaşı yılları. Bu dönemde Holst,
miyop ve nevrit hastalığından dolayı savaşa
alınmadı. Ancak, 1918 yılının sonbaharında
YMCA’in ordu müzik eğitimiyle uğraşmak üzere
Orta Doğu’ya gönderildi; buradaki birliklerde
askerlik görevini tamamlamayı bekleyen
yüzlerce öğrenci vardı. Selanik ve İstanbul’da
konserler verdi.
Holst, 1923 yılında Reading’deki Univer- sity
College’da bir öğrenci orkestrasını yönetirken
dengesini kaybederek podyumdan düşüp
kafasını çarptı. İlk önceleri bu durum fazla
rahatsızlık
vermese
de
University
of
Michigan’daki
çalışmalarını
tamamlayıp
İngiltere’ye döndükten sonra uykusuzluk
nöbetleri ve yinelenen başağrıları ortaya çıktı.
Bu sorunlar, Holst’un psikolojik durumunu da
etkiliyordu. Doktorunun kesin isteği üzerine
1924 yılını Essex’de, gürültüden uzak Thaxted
isimli kasabada geçirdi.
•
Gustav Holst
•
Holst, buradaki günlerini “gerçek bir bes- tecinin
hayatı” olarak tanımlamaktadır. Bu dönem
eserleri, hayranları tarafından çok “karanlık”
bulunsa da Holst, hissettiği ve inandığı müziği
yapmaktan hiç bir zaman ödün vermedi. 1925
yılında Londra’ya döndüğünde öğretmenlik
yükünü bir hayli azaltmak durumunda kalan
Holst, besteci- lik faaliyetlerine böylece daha
fazla zaman ayırabildi. Londra’da, bir kaç yıl
önceki kadar populer olmadığını görmek Holst’u
mutlu etti. Eleştirmenler Holst’un son dönemde
yazdığı eserleri çok sert ve soğuk buluyorlardı.
Yakın arkadaşı Ralph Vaughan Williams bile
“Choral Symphony”nin prömeriyerinden sonra
esere biraz mesafeli durup, Holst ile müzikal
açıdan ayrılmama ümidi taşıdığını ifade etti.
Ancak, Holst, belki de Hindu felsefesinin de
etkisiyle, zaman zaman bu tür “ayrılmaların”
yararlı olabileceğine ve senfonisinin de daha
önce yazdığı diğer eserler kadar iyi olduğuna
inanıyordu.
Doğum yeri Cheltenham’daki heykeli. Sağ kolundaki nörit
nedeniyle batonu genellikle sol koluyla kullanmıştır.
Gustav Holst
•
•
Holst, 1927 yılında Britanya edebiyatının önemli
isimlerinden Thomas Hardy’nin “The Return of
the Native” isimli romanından esinlenerek
“Egdon Heath” başlıklı senfonik şiirini yazdı ve
eseri “En iyi eserim” diye tanımladı. Müziğin
diliyle çizilen bir doğa tablosu güzelliğini taşıyan
bu eserde Holst, karanlık bir atmosfer
yaratmıştı. “Egdon Heath”, bestelendikten bir yıl
sonra New York Symphony Orchestra
tarafından icra edildi.
Olgunluk yıllarında ödüllerden hoşlanmasa ve
bunları geri çevirse de 1930 yılında Yale
Üniversitesi’nin sanata katkılarından dolayı
verdiği “Howland Memorial Prize” ve Royal
Philharmonic Society’nin altın madalya- sını
almaktan memnuniyet duydu. Holst, 1932
yılında, Harvard Üniversitesi’nin daveti üzerine
konuk öğretim görevlisi olarak Amerika’ya
komposizyon dersleri vermeye gitti; burada
başarılı çalışmalar yaptı. Ancak, Harvard’daki
yoğun çalışma temposunun ardından ülser
nedeniyle hastanaye kaldırıldı. İngiltere’ye geri
döndüğünde sağlığı kısa bir süre sonra düzelse
de kendisini eskisinden daha yaşlı hissettiğini
ifade etti.
•
Gustav Holst
•
•
1933 yılında viyola ve orkestra için “Lyric
Movement” ve St Paul’s Girls’ School’daki
öğrencileri için “The Brook Green Suite” gibi
eserleri yazan Holst, 1934’ün başında geçirdiği
ülser ameliyatından iki gün sonra 5 Mayıs 1934
tarihinde kalp yetmezliğinden öldü. Holst’un
vedası, Elgar’ın ölümünden dört hafta sonraya,
Delius’un ölümünden iki hafta önceye
rastlamıştı. Bestecinin külleri, Chichester
Katedrali’nde gömülüdür.
İngiliz besteci Holst’un ilk dönem müziklerinde
Grieg, Wagner, Richard Strauss ve Vaughan
Williams’dan etkilendiği görülmektedir. Ravel,
Stravinsky, Hindu dini ve kültürüne duyduğu ilgi,
İngiliz halk ezgileri sevgisi, müziğindeki Wagner
ve Strauss etkilerini azaltmış ve tüm bu
etkileşimleri özümseyerek Holst, kendine özgü
sesini bulmayı başarmıştır. Holst’un müziğinde
ritm çok önemlidir. Ritmden yoksun müzik, ona
hep eksik gelmiştir. Amatör müzisyenlere karşı
son derece töleranslı ve yol gösteren bir
yaklaşımı benimsemesine rağmen profesyonel
müzisyenlikte
“ikinci
sınıf
”
müziğin
olamayacağını vurgulamıştır.
•
Gezegenler – The Planets
•
“Gezegenler” yani “The Planets”, Gustav Holst’un 19141916 yılları arasında bestelediği 7 bölümden oluşan
görkemli bir senfonik süittir. Eserdeki her bir bölüm,
güneş sistemindeki bir gezegeni anlatır. Ancak,
bu anlatım içerisinde, Dünya ve eserin bestelendiği
dönemde henüz keşfedilmemiş olan, günümüzde ise
artık “Cüce Gezegen” olarak adlandırılan Plüton yer
almaz. Holst’un anlatımı, çoğu kez düşünüldüğünün
aksine “astronomik” bir bakışı içermez; bunun yerine
Holst, astrolojinin penceresinden bakmış; gezegenlerin
astrolojideki özelliklerini gözönünde bulundurarak
bunların insan doğası ve yaşamı üzerindeki etkilerini
ifade etmiştir. Holst’un müzisyen olan kızı Imogen’a
göre, “Gezegenler”deki astroloji etkisi, bestecinin
arkadaşı Clifford Bax ve gerçek adı Frederick William
Allan olan Alan Leo isimli yazarın “What’s a
Horoscope?” isimli kitabından gelmektedir. Leo’nun
kitabındaki bazı bölüm başlıklarını Holst, gezegenleri
adlandırırken kullanmıştır. “Gezegenler”deki her bir
bölüm, gençlikten yaşlılığa doğru giden bir yolculuğun
durakları olarak da algılanabilir; bu nedenle müzikal
anlamda, eserin bölümleri insanın hayatındaki yedi ayrı
yaş dönümünü ifade eden metaforlar olarak
yorumlanabilir. Astrolojik açıdan gezegenlerin zıt
karakterleri, Holst’un müziğine de yansımış ve ortaya,
İngiltere’de o güne kadar yapılanlara benzemeyen bir
eser çıkmıştır.
Gezegenler – The Planets
•
•
Holst, 1. Dünya Savaşı patlak vermeden hemen
önce Mars’ı bestelemiş; en son Merkür’ü yazarak
eseri, 1916 yılında tamamlamıştır. Holst, bu yapıtını
öncelikle piyano üzerinden çalışarak bestelemiştir.
Bu
amaçla
kullandığı
piyano,
İngiltere’nin
Cheltehham kasabasında bulunan Holst Müzesinde
sergilenmektedir.
Holst’un “Gezegenler”i bestelemeye başlamadan
önceki dönem, iki önemli besteci; Arnold
Schoenberg ve Igor Stravinsky, İngiltere’de konser
vermişlerdi. Bu iki önemli ismin Holst üzerinde etkisi
olduğu düşünülmektedir. Örneğin, Schoenberg,
İngiltere ziyaretinde “Five Orchestral Pieces, Op.
18”
isimli
ultra-modern
eserini
çalmıştı;
“Gezegenler”i bestelerken Holst da eserine ilk önce
“Seven
Orchestral Pieces” adını
vermişti.
“Gezegenler”, ölçeği ve biçimiyle Holst’un
Schoenberg’den
ilham
almış
olabileceğini
göstermektedir. Igor Stravinsky’ye gelince: O da
İngiltere’deki konserinde “Bahar Ayini” (Le sacre du
printemps) isimli eserini yönetmişti: “Gezegenler”in
ilk bölümünü oluşturan Mars’ta orkestranın
alışılmadık şekilde kullanılmasında, disonantlar ve
ölçülerde Stravinsky etkisi olduğu belirtilmektedir.
Gezegenler – The Planets
•
•
Gustav Holst, orkestrasyon konusunda çok
başarılıydı. Ralph Vaughan Williams, yaptığı
eserlere son halini vermeden önce muhakkak
Holst’un fikrini alır ve bundan sonra eserlerini
tamamlanmış kabul ederdi. “Gezegenler”, Holst’un
lirik ve dramatik bir anlatımı ilginç motiflerle süsleyip
çok zengin bir orkestrasyon sunduğunun güzel bir
kanıtıdır. Besteci, bu eserinde büyük bir orkestra
kullanmıştır: bas obuanın da bulunduğu 16 üflemeli
çalgı, tenor tubanın da olduğu 15 bakır çalgı, ayrıca
tam takım yaylılar… ve eserin sadece son anlarında
duyulan koro.
“Gezegenler”, 1. Dünya Savaşının devam ettiği bir
dönemde Henry Balfour Gardiner’in sayesinde, ilk
kez, Queen’s Hall’da 1918 yılındaki bir konserde
özel bir seyirci grubu karşısında icra edilmiş;
orkestrayı o sıralar gencecik bir şef olan Adrian
Boult (1889-1983) yönetmiştir. Eserin bir İngiliz
besteciden beklenmeyen özellikleri, izleyenleri çok
şaşırtmıştır. Ayrıca, seyirci Mars’ı, o sıra devam
eden savaşın bir tasviri olarak algılamıştır. Ancak,
ilginç olan eserin bu bölümünün, savaştan önce
bestelenmiş olması gerçeğidir. “Gezegenler”in
halkla buluştuğu ilk konser ise 1920 yılındadır. Bu
konser sonrası, deyim yerindeyse, Gustav Holst bir
“celebrity” oluvermiştir.
Gezegenler – The Planets
•
•
•
Ancak, “Gezegenler” ile kazandığı başarı Gustav Holst’u her
zaman rahatsız etmiştir. Arkadaşı W. G. Whitaker’a yazdığı
mektupta kullandığı şu ifade önemlidir: “Bu durum, bana, bir
kişinin yere göğe sığdırılamadığında onun için işlerin iyi
gitmeyeceği gerçeğini görmemi sağladı.” Holst’un bir başka
sözü daha, şöhret olmaktan duyduğu memnuniyetsizliği
anlamamıza yardımcı olur: “Yaptığınız iş, beğenilmediğinde
üzülmeyin; yolunuza devam edin. Bilin ki bu yolla insanların
kendinizi tekrar ettirmesi tehlikesini bertaraf etmiş olursunuz.”
Holst, yaşamı boyunca maddiyatçı olma- mıştır. Örneğin,
“Gezegenler”in kazandığı başarıdan sonra 2-3 yıl boyunca
göreceli bir varlıklı dönem geçirmesine ve eşi, hem şehirde
hem kırda olmak üzere iki ayrı evde yaşamaktan hoşnut olsa
da Holst için nere- de yaşadığının hiç bir önemi yoktu. Onun
için önemli olan tek şey, beste yapabilmesi için gereken sessiz
ve sakin bir yer bulabilmekti.
“Gezegenler”in 1918 yılındaki ilk icrasında orkestrayı yöneten
Adrian Boult, uzun kariyeri boyunca bu eseri tam 5 kez
kaydetmiştir. Ancak, Boult’un kayıtlarındaki süreler Holst’un
kayıtlarından farklıdır. Holst, 1923 ve 1926 yıllarında olmak
üzere “Gezegenler”i London Symphony Orchestra ile 2 kez
kaydetmiş olup bu kayıtlar antika eser değerindedir ve süreleri
açısından tutarlılık taşımaktadır. Holst’un 1926 kaydında her
bir bölüm için kullandığı süreler şöyledir: Mars – 6:07; Venüs –
7:13; Merkür – 3:29; Jüpiter – 6:55; Satürn – 6:51; Uranüs –
5:51; Neptün -5:29. Tamamen akustik olarak yapılan ilk kayıt
esnasında eserin “Venüs” isimli bölümü 13 kez tekrarlanmış
ve stüdyodaki sıcak ve boğucu hava sonucu kornocu baygınlık
geçirmiştir.
Gezegenler – The Planets
Eserin Bölümleri
•
•
Holst’un görkemli eseri “Gezegenler”, “Mars: The
Bringer of War” ile açılır. Besteci, burada Mars’ı
“savaş getirici” özellikleriyle anlatmaktadır. 1. Dünya
Savaşının hemen öncesinde, 1913 yılında,
İspanya’daki Majorca tatili sırasında bestelenmiş
olsa da Mars, adeta savaşın beraberinde getireceği
yıkımı, yarattığı korku atmosferini, apokaliptik bir
resim çizerek anlatmaktadır. Raymond Head’in
“Gezegenler”in gençlikten yaşlılığa doğru bir
yolculuk olduğu yoru-munu gözönüne aldığımızda
Mars, gençliğin kaotik enerjisini ve bu enerjinin nasıl
kötüye kullanılabileceğini göstermektedir.
“Venus: the Bringer of Peace” ise kaos sonrası
ümidi, barışı, düzeni anlatırken Mars ile zıtlık
oluşturur. Venüs, insan doğasındaki enerjinin kötü
bir biçimde kullanıldığında yaşanabilecek yıkımın
karşısında ümit vaadeder. Solo kornolar, arp,
üflemeliler, yaylılar… hepsi Venüs’ün barış
şarkısına
katkıda
bulunurlar.
Eserin üçüncü bölümünü oluşturan Merkür,
“Mercury: the Winged Messenger”, kısa ve parlak
bir scherzodur. Merkür, dünyamız ve başka
dünyalar arasında kanatlı bir elçidir; barış içinde
olunduğunda insan doğasının olumlu yönde
gelişeceğini işaret eder.
Gezegenler – The Planets
Eserin Bölümleri
•
•
“Jupiter: the Bringer of Jollity”, yapıtın en çok bilinen
bölümüdür.
“Gezegenler”in
tamamını
hiç
dinlememiş olanların bile “Jüpiter”i duymuş olma
olasılıkları çok yüksektir. Adından da anlaşılacağı
üzere Holst, Jüpiter’i “neşe getirici” olarak
isimlendirir; bolluk, mutluluk vardır. Holst, daha
sonraki yıllarda, Jüpiter’in orta bölümünde yer alan
inanılmaz güzellikteki melodiyi Cecil Spring Rice’ın
sözlerine (I wow to thee, my country) uyarlamıştır.
Bu, Prenses Diana’nın 1981’deki evlilik ve 1997’deki
cenaze törenlerinde de seslendirilmiştir.
Beşinci bölümde dinlediğimiz “Saturn: the Bringer of
Old Age”, geçen zamanın “tik tak”larını kullanarak
yaşlılığa doğru yol aldığımızı hatırlatır. Satürn,
aslında bir cenaze marşıdır; karanlık duygusu ve
ağırbaşlılık öne çıkar. Holst’a göre, Satürn, fiziksel
anlamda yaşlanmanın getirdiği çöküntüyü anlatsa
da aynı zamanda tecrübelerin özümsenmesi sonucu
duyulan bir tatmin duygusunu da içerir.
Gezegenler – The Planets
Eserin Bölümleri
•
•
Eserin altıncı bölümü Uranüs, büyücü olarak
adlandırılır: “Uranus: the Magician”. Hızla değişen
müzik insanın değişken doğasını hatırlatır. Ve
finalde Neptün yer alır: “Neptune: the Mystic”. Mistik
olarak tasvir edilen Neptün, öteki dünyaya aitmiş
hissi uyandırır. Neptün, dıştaki gezegendir; uçsuz
bucaksız evrende yaşlanarak ulaştığımız son
noktayı, yolculuğumuzun son aşamasını anlatır.
Eserin finalinde kullanılan sözsüz kadın korosu
yavaş yavaş duyulmaz oldu- ğunda adeta uzayın
boşluklarında kaybolup gitmişizdir.
Daha önce de belirtildiği üzere Holst’un
“Gezegenler”i yazdığı dönem “Plüton” henüz
keşfedilmemişti. 1930 yılında keş- fedilen gezegen
için Holst, sonrasında bir ekleme yapmadı. Ancak,
İngiliz besteci Colin Matthews, 2000 yılında Hallé
Orchestra’nın siparişi üzerine “Pluto: the Renewer”ı
yazdı (Plüton: Yenileştiren). Matthews’ın Plüton’u
Holst’un eserindeki son bölüm olan Neptün’ün bittiği
yerden başlamaktadır. Bu kayıtta Hallé Orchestra’yı
Mark Elder yönetmektedir. Plüton, 2006 yılında
gezegenler kategorisinden çıkarılmış ve “Cüce
Gezegen” olarak adlandırılmıştır.
Frederic Delius
•
•
•
•
29 Ocak 1862, Bradford – 10 Haziran 1934,
Grez-sur-Loing, Fransa.
Alman asıllı İngiliz, post-romantik dönem tipi
eserler veren besteci.
Kuzey İngiltere’deki Bradford şehrinde
doğdu. Ailesi o zaman yün kumaş dokuma
merkezi olan Bradfort'a bu sanayiye girmek
için Bielefeld şehrinden gelmiş olan
Almanlardı. Ailesi içinde 'Fritz' ve arkadasları
arasinda
'Fred'
olarak
isimlendirilen
Frederick ailenin on dört çocuğundan
dördüncüsüydü.
Bradford
Grammar
Okulunda eğitim yaptı.
Hayatı boyunca Delius doğum ülkesi olan
İngiltere'ye pek özel yakınlık duymadı ve
yaşamının büyük bir bölümünü dış ülkelerde
geçirdi. Önce Amerika Birleşik Devletleri‘nde
bulundu; sonra Avrupa'ya geçti ve daha çok
Fransa’da yaşadı ve öldü.
Frederic Delius
•
•
Avrupa'ya dondukten sonra Leipzing
Konservatuvari'nda hocasi "Reiecke" altinda
egitimini surdurdu. Bu sehirde iken
besteci Edvard Grieg ile tanisti ve bu besteci
Delius'un muzigini cok derin etkiler
yapmistir.
1888de Greig'in babasina araciligi ile Paris'e
yerlesti ve hayatinin sonuna kadar bu
sehirde yasadi. 1924un sonlarina dogru
frengi hastaligina yakalandi ve bu hastalik
sonucu inme inip gozleri gormez oldu.
Akilnda besteledigi muzigi yazamadigi icin,
son bestelerini sekreteri olan Eric Fenby'ye
dikte ettirmistir. 1934de Paris yakinlarinda
Grez-sur-Loing kasabasinda hayat gozlerini
kapadi.
Frederic Delius
•
•
Avrupa'ya döndükten sonra Leipzing
Konservatuvari'nda hocası "Reiecke" altında
eğitimini sürdürdü. Bu şehirde iken
besteci Edvard Grieg ile yanıştı ve bu
besteci Delius'un müziğini çok derin etkiler
yapmıştır.
1888de Greig'in babasının aracılığıyla
Paris'e yerleşti ve hayatının sonuna kadar
bu şehirde yaşadı. 1924un sonlarına doğru
frengi hastalığına yakalandı ve bu hastalık
sonucu inme inip gözleri görmez oldu.
Aklında bestelediği müziği yazamadığı için,
son bestelerini sekreteri olan Eric Fenby'ye
dikte ettirdi. 1934de Paris yakinlarinda Grezsur-Loing kasabasında hayat gözlerini
yumdu.
Frederic Delius
- eserleri •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Operalar
Zanoni (ton muzigi), 1888;
Irmelin (opera), 1890-1892;
The magic fountain (lirik drama), 1893-1895;
Koanga (lirik drama), 1895-1897;
Folkeraadet (ton muziek), 1897;
A Village Romeo and Juliet (lirik drama), 1900-1901;
Margot la Rouge (lirik drama), 1902;
Fennimore and Gerda (opera, 11 sahne), 1909-1910;
Hassan (ton muzigi), 1920-1923
Orkestra eserleri
Florida, suit, 1887, rev. 1889;
2 parca: Schlittenfahrt, March caprice, 1887-1888;
Hiawatha, ton siiri, 1888;
Suit, keman ve orkestra icin 1888;
Idylle de Printemps, 1889;
Little suit, 1889-90;
Suit, kucuk bir orkestra icin, 1890;
3 kucuk ton siiri: Summer evening, Winter night‚ Spring morning;
Summer evening, 1890;
Paa Vidderne (sur les cimes), senfoni gedicht naar Henrik Ibsen, 1892;
Légende, keman ve orkestra, 1895;
Over the hills and far away, fantazi uvertur, 1895-1897;
Appalachia, 1896;
Piyano Koncertosu 1897, rev, naar concert in 1 deel, 1906;
La ronde se déroule, senfonik gedicht, 1899, rev, 1901 in Life Dance;
Paris: Bir buyuk Sehir sarkisi, 1899;
Brigg Fair: Bir Ingiliz rapsodisi, 1907;
In a summer garden, rapsodi, 1908;
Dans rapsodi no. 1, 1908;
Kucuk bir orkestra icin 2 parca: On hearing the first cuckoo in spring, 1912, Summer night on the river,
1911;
Kuzey country Sketches, 1913-1914;
Air and Dance, strijkers icin, 1915;
Ikili koncerto, keman, viyolonsel ve orkestra icin, 1915-1916;
Keman koncertosu, 1916;
Dans rapsodi no. 2, 1916;
Eventyr (once upon a time), ballade, 1917;
A Song before Sunrise, kucuk orkestra icin, 1918;
Viyolonsel koncertosu, 1921;
A Song of Summer, 1929-1930;
Caprice and Elegy, viyolonsel ve orkestra icin 1930;
Irmelin preludu, 1931;
Fantastik dans, 1931;
2 Aquarelles, voor strijkers, 1932;
Irmelin Suit [bewerkt door Thomas Beecham), 1954
POLONYA OKULU
•
Polonya’nın yüzyıllar boyunca Rusya’nın egemenliği altında yaşaması bu ülkede
ulusal bilincin uyanmasında etkili olmuştur. Ulusal Polonya Müziği’nin kurucusu
Stanislav Moniuszko ’dur. Henry Vieniavsky, İgnaz Paderevsky önemli eserler
vererek Polonya Ulusal Müziği’ne katkıda bulunmuşlardır.
Stanislav Moniuszko
•
•
•
5 Mayıs 1819, Ubiel – 4 Haziran 1872,
Varşova, Polonya
Polonyalı besteci, orkestra şefi
Eserleri Polonya-Litvanya Birliği halklarının
yurtsever hakl temaları ile doludur.
Henry Wieniawski
•
•
•
10 Temmuz 1835, Lublin, Polonya – 31 Mart
1880, Moskova
Polonyalı besteci
Çalınmış eserleri, Opus numaraları ile
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Grand Caprice Fantastique, Op. 1
Allegro De Sonate, Op. 2
Souvenir de Posen, Mazurka, Op. 3
Polonaise de Concert No. 1, Op. 4
Adagio Elegique, Op. 5
Souvenir de Moscow, 2 Russian Romances, Op. 6
Capriccio-Valse, Op. 7
Grand Duo Polonaise For Violin and Piano, Op. 8
Romance sans Paroles et Rondo Elegant, Op. 9
L'Ecole Moderne, 10 Etudes-Caprices For Violin Solo, Op. 10
Le Carnaval Russe, Improvisations and Variations, Op. 11
2 Mazurkas De Salon, Op. 12
Fantasie Pastorale, Op. 13
Concerto No. 1 In F# Minor, Op. 14
Theme Original Varie, Op. 15
Scherzo-Tarantelle, Op. 16
Légende, Op. 17
Etudes-Caprices Na Dwoje Skrzypiec, Op. 18
2 Mazurkas, Obertasse et Le Menetrier, Op. 19
Fantasie Brillante sur Gounod's "Faust", Op. 20
Polonaise Brillante, Op. 21
Concerto No. 2 In D Minor, Op. 22
Gigue in E Minor, Op. 23
Fantasie Orientale, Op. 24
Henry Wieniawski
•
Yayınlanmayan eserleri, Opus numarası
olmayan eserleri
•
•
•
•
•
•
•
WARIACJE NA TEMAT WŁASNEGO MAZURKA (ok. 1847)
ARIA Z WARIACJAMI E-DUR (przed 1848)
FANTAZJA I WARIACJE E-DUR (1848)
NOCTURNE POUR VIOLON SEUL (1848)
ROMANCE (ok. 1848)
RONDO ALLA POLACCA E-MOLL (1848)
DUO CONCERTANT NA TEMAT Z OPERY "ŁUCJA Z LAMMERMOORU"
DONIZETTIEGO (ok. 1850)
DUO CONCERTANT NA TEMAT HYMNU ROSYJSKIEGO A. LWOWA (ok.
1850)
DUO CONCERTANT NA TEMAT ROSYJSKIEJ MELODII LUDOWEJ (ok.
1850)
FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "PROROK" MEYERBEERA (ok. 1850)
MAZUR WIEJSKI (ok. 1850)
FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "RYSZARD LWIE SERCE" GRETRY'EGO
(ok. 1851)
DUET NA TEMATY FINLANDZKICH PIEŚNI (ok. 1851)
DWA MAZURKI (1851)
MARSZ (1851)
WARIACJE NA TEMAT HYMNU ROSYJSKIEGO (ok. 1851)
WARIACJE NA TEMAT "JECHAŁ KOZAK ZZA DUNAJU" (ok. 1851)
KUJAWIAK A-MOLL (1853)
WARIACJE NA TEMAT HYMNU AUSTRIACKIEGO (1853)
ROZUMIEM, pieśń na głos z fortepianem (1854)
SOUVENIR DE LUBLIN, polka koncertowa (ok. 1855)
FANTAZJA NA TEMAT Z OPERY "LUNATYCZKA" BELLINIEGO (ok. 1855)
WSPOMNIENIE Z SAN FRANCISCO (ok. 1874)
KUJAWIAK C-DUR
POLONAISE TRIOMPHALE
REVERIE FIS-MOLL NA ALTÓWKĘ I FORTEPIAN
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ignacy Jan Paderewski
•
•
•
•
1860-1941
Polonyalı piyanist, besteci, diplomat,
siyasetçi ve eski Polonya Başbakanı.
Polonya'nın
en
ünlü
piyanist
ve
bestecilerinden birisidir. 16 Ocak 1919- 10
Aralık 1919 tarihleri arasında Polonya
Başbakanı ve Dışişleri Bakanı olarak görev
yapmış bir devlet adamıdır.
1860 yılında Polonya'nın Podolya kentinde
(bugünkü Ukrayna) Kurylowka köyünde
dünyaya geldi. Annesini doğumundan birkaç
ay sonra kaybetti. Henüz 3 yaşında iken
babası 1863’teki Ocak Ayaklanması’na
katıldığı için tutuklanıp bir yıl kadar
hapsedildi; bu süre içinde ona ve ablasına
halası baktı. Yaşadığı ortam, milliyetçilik
duygusunun erken yaşta gelişmesini
sağladı.
Ignacy Jan Paderewski
•
•
•
12 yaşında Varşova Konservatuarı’nda müzik
eğitimine başladı. 1878’deki mezuniyetinden sonra
aynı okulda piyano dersi verdi.
1880’de ilk evliliğini öğrencisi piyanist Antonina
Korsak ile yaptı. Eşi, aynı yılın Ekim ayında özürlü
oğulları Alfred’i dünyaya getirdikten 10 gün sonra
hayatını kaybetti. Paderewski çocuk felci olan oğlu
Alfred’in bakımını önce kayınvalidesi, sonra babası,
daha sonra arkadaşlarına bıraktı; kendisi besteciliğe
ağırlık vererek 1882’de altı aylık kompozisyon
eğitimi için Berlin’e gitti.
Varşova’ya döndükten sonra arkadaşı kemancı
Gorski ile konserler verdi. Konserlerin arasında bir
yandan
da
Berlin’deki
eğitimini
sürdüren
Paderewski’yi piano virtüözü olarak kendisini
yetiştirmesi için Berlin’de arkadaş olduğu Anton
Rubinstein teşvik etti. Onun tavsiyesine uyarak,
1886’da
gittiği
Viyana’da
ünlü
piyano
öğretmeni Teodor Leszetycki’nin öğrencisi oldu.
Viyana’ya gitmeden önce efsanevi oyuncu Helena
Modrzejewska ile Krakov’da yaptığı sahne
gösterisinden elde ettiği gelirle yaşamını bir süre
finanse
etti.
Bir
sene
Straousburg
Konservatuarı’nda ders vermek için ara verdikten
sonra tekrar Viyana’ya dönerek Leszetycki ile
çalışmayı sürdürdü.
Ignacy Jan Paderewski
•
•
•
•
1888’de Paris’te verdiği resital ile piyano virtüözü
olarak kariyeri başladı. Viyana’daki ilk resitalini
1889’da verdi. Çok geniş bir repertuar hazırlayan
Paderewski, piyanistik yetenekleri hakkında kendine
güveni gelince 1890’da İngiltere turnesine çıktı;bu
turne sırasında Windsor Sarayı’nda Kraliçe
Viktorya huzurunda konser verdi; ertesi yıl ilk ABD
turnesi başladı. 1891’de ABD’de 90 günde 107
konser vermişti. Artık çok ünlü bir piyanist haline
gelen Paderewski 1894’teki ikinci, 1896’da üçüncü
ABD turnesini gerçekleştirdi.
1899’da ikinci evliliğini arkadaşı Gorski’nin eski eşi
Helena Rosen ile yaptı. 1901’de oğlu Alfred hayatını
kaybetti.
Pek çok piyano eseri besteleyen Paderewski’nin tek
operası
“Manru”,
1901’de
Dresden'de,
1902’de ABD’de Metropolitan Opera’da sahnelendi.
1904’te Avustralya ve Yeni Zelanda’ya turne yapan
sanatçı,
1907’de
yedinci
ABD
turnesi
sırasında Theodore Roosevelt ile tanışmak
için Beyaz Saray’a davet edildi. 1909’da Si Minör
Senfonisinin seslendirilişi nedeniyle Boston’a gitti.
1910’da Avrupa turnesine çıkan sanatçı, 15
Temmuz’da Krakov’da yaptırdığı Grunwald Anıtı’nın
açılışında bulunmak üzere bu şehre gitti. Bu olay,
onun siyasi yaşamının başlangıcı oldu.
Ignacy Jan Paderewski
•
•
•
Pederewski, 1910’dan itibaren konser programlarını
Polonya’nın bağımsızlığı ve açlıkla mücadele hakkında
konuşmalarla birleştirmişti. I. Dünya Savaşı başladığında
İsviçre’deki villasındaydı. Ertesi yıl Isviçre hükümetinin
onayını alarak Nobel Edebiyat Ödülü sahibi
yazar Henryk Sienkiewicz ile birlikte Polonya Savaş
Kurbanlarına Yardım Komitesi kurdular. Komitenin
başkanı olan Pederewski, Fransa ve İngiltere’de de
benzer örgütlerin kurulması için lobi yaptı.
1915’te onuncu kez ABD’de konser turnesine çıkan
sanatçının amacı bu defa ABD’deki Polonyalılar’dan
Polonya halkına destek sağlamaktı. 300’den fazla
konser verdi ve konuşma yaptı. 1916’da Beyaz Saray’da
Başkan Woodrow Wilson huzurunda da resital verip
konuşma yaptı. 1917’de Paris’te kuruluan Ulusal
Polonya Ulusal Komitesi’ne üye oldu ve ve komitenin
ABD temsilcisi olarak görevlendirildi.
1919'da bağımsızlığını kazanan Polonyan'nın Başbakanı
ve Dışişleri Bakanı oldu. Bir yıl süren bu görevi
sırasında Paris Barış Konferansı'nda ülkesini temsil etti.
Ülkenin savaştan sonraki sınırlarını çizen Versay Barış
Antlaşması'nı imzalayanlardan birisiydi. 1919 yılının
Aralık ayında hükümetteki görevlerinden ayrıldı; piyano
virtüözlüğü kariyerine devam etti.
Ignacy Jan Paderewski
•
•
•
Sanatçı, siyasi kariyerine son verdikten sonra
turneleri sırasında gittiği her yerde ona madalyalar,
ünvanlar, şövalyelikler verildi. Konserlerden elde
gelirlerin çoğunu hayır işlerine bağışladı. Konser
kariyerini 26 Mayıs 1939'da New York'ta Carniege
Hall'de verdiği konserle sonlandırdı.
Hayatının sonuna doğru II. Dünya Savaşı patladı.
1939 Eylül'ünde Polonya tekrar işgale uğradı.
Bunun üzerine Cenevre’deki Milletler Cemiyeti'ne
giden Paderewski, ülkesi için yardım istedi. Başkan
Roosevelt'in
daveti
üzerine
ABD’ye
gitti.
1941’de
New
York'ta
hayatını
kaybetti.
Cenazesi
Washington'daki
Arlington
Ulusal
Mezarlığı'na getirildi.
Vasiyeti, ülkesi bağımsızlığına kavuştuktan sonra
cenazesinin Polonya'ya gönderilmesiydi. Bu, 5
Temmuz 1992'de gerçekleşebildi. 5 Temmuz
1992'de ABD Başkanı George Bush ve Polonya
Devlet Başkanı Lech Walesa’nın katıldığı bir törenle
Varşova'daki St. John Katedrali'ne defnedildi.
MACAR OKULU
•
Macaristan’da 1848-1867 yılları arasında süren bağımsızlık savaşı sonunda gelişen
ulusal yapı müziğe de yansımıştır. Franz Liszt dışında, Ernö Dohnanyi, Bela Bartok,
Zoltan Kodaly yaptıkları çalışmalarla Macar Ulusal Müziği’ni geliştirmişlerdir.
Ernő Dohnányi
•
•
27 Temmuz 1877 – 9 Şubat 1960
Mavar besteci, piyanist, orkestra şefi
Zoltan Kodaly
•
•
•
•
•
•
16 Aralık 1882, Kecskemét – 6 Mart
1967; Budapeşte.
Macar
besteci,
etnomüzikolog,
eğitimci,
dilbilimci, filozof.
Kodály, 16 Aralık 1882 tarihinde Kecskemét'te
doğdu. Babası istasyon şefiydi ve hevesli bir
amatör müzisyendi. Kodály de keman çalmayı
küçük yaşta öğrendi. Ayrıca katedral korosunda
şarkı söylerdi ve pek de resmi sayılamayacak
bir müzik eğitimine rağmen beste yazardı.
1900 yılında Kodály Budapeşte Üniversitesi'ne
modern diller okumak için girdi ve aynı
zamanda Budapeşte'deki Franz Liszt Müzik
Akademisi'nde
müzik
okumaya
başladı.
Orada
Hans
von
Koessler
Kodály'a
kompozisyonu (beste yapmayı) öğretti .
Kodály, Béla Bartók ile beraber Güneydoğu
Avrupa'nın halk müziklerini derledi. Kodály'ın
orkestral ve oda müzikleri geleneksel Macar
ezgileriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Kendi adıyla
anılan Kodaly Metodu'nu geliştirmiştir.
Zoltan Kodaly
- seçilmiş eserleri •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Opera
Háry János (1925 - 1926)
İplik Eğirme Odası (1924 - 1936)
Czinka Panna (1946 - 1948)
Orkestra eserleri
Yaz Gecesi (1906, rev. 1929 - 1930)
Háry János-suit (1927)
Marosszek dansları (1930)
Galanta dansları (1933)
Tavus Kuşu Varyasyonları (1938 - 1939)
Orkestra için Konçerto (1939 - 1940)
Senfoni (1961)
Vokal ve orkestra
Psalmus Hungaricus, tenor, koro ve orkestra (1923)
Te Deum van Budavar (1936)
Missa brevis (1944)
Muzikmakers (1964)
Vokal ve org
Pange lingua (1929)
Kral St. Stephan için ilahi (1938)
Laudes Orgu (1966)
Missa Brevis, soloistler, koro ve org
Este (1904)
Matrai kepek (1931)
Jézus és a kufárok (1934)
Te Deum (1939)
Oda müziği
Intermezzo, yaylı çalgılar - keman, viola ve viyolonsel (1905)
Yaylı sazlar kuartet No.1 (1908 - 1909)
Yaylı sazlar kuartet No.2 (1916 - 1918)
Viyolonsel ve piyano için Sonat (1909 - 1910)
Viyola ve viyolonsel için Duo (1914)
Solo viyolonsel için sonat (1915)
Solo viyolonsel kappricio (1915)
Iki keman ve viola için Serenat (1919 - 1920)
Download