23.12.2016 SON GÜNLER Çin Halk Cumhuriyeti… Rejim neydi, sistem ne oldu? İran İslam Cumhuriyeti… Rejim nedir, sistem ne? Birleşik Krallık… Rejim ne?.. Sistem ne? Binali bey son zamanlarda ısrarla bağırıyor “O iş 1923’de bitti arkadaş… Biz Cumhuriyeti seçtik… Bunda bir değişiklik yok.” Lütfen yukarıdaki ilk üç satırı bir daha okur musunuz. Bunlar neyin nesi. Krallık dediğin “bal gibi cumhuriyet…” Cumhuriyet dediğin “Bal gibi totaliterlik”. Kavramların canına okumuşuz. Gelelim bizdeki yeni Anayasa tartışmalarına… Arkadaş “Bizim adımız Türkiye Cumhuriyeti” bunda mutabıkız tamam mı?.. Tamam da bu Cumhuriyetin “kurumsal yapısı, umdeleri, güçler pozisyonu neyin nesi ?” BİZ RESİMLE OYNAMIYORUZ derken güçleri bir yerde toplarsan… Umdeleri değiştirirsen ve kurumları tek ele bağlamaya çalışırsan… İSTEDİĞİN KADAR CUMHURİYET DİYE BAĞIR dur… Kim inanır. Hayır, Başkanlık – Yarı Başkanlık – Partili Başkanlık gibi… Örnekli yapıların iyisini kötüsünü tartışalım… Hiç birine önyargılı bir karşıtlığımız yok… Asla yok. Ama bu kavramları konuşa konuşa “NE İDÜĞÜ BELİRSİZ” bir yapının içine düşüverirsek… Bu olmaz işte. Nitekim durum budur. ÖNÜNE GELEN… ÖNÜNE GELEN KAVRAMA… CANININ İSTEDİĞİ MİSYONU YÜKLERSE… İŞİN İÇİNDEN ÇIKILMAZ. Korkarız “Dimyat’a pirince giderken… Evdeki bulgurdan oluveririz.” Önce bir terminolojide anlaşalım. TERÖR Şu katil polisi bir uyuşturucu iğne ile veya bayıltıcı mermi ile “canlı ele geçirmek” olmaz mıydı? Sayın Cumhurbaşkanı bu olaya “oradaki görevlinin inisiyatifi” deyip çıktı işin içinden. Hayır… Olmaz… Bi’dakka… Asla böyle bir inisiyatif yoktur. Bu görevlilerin “davranış kalıpları ve refleksleri milimine kadar tanımlıdır” Bu böyle biline… TV’lerde gevezelik eden terör uzmanlarına da duyurulur.