ATATÜRK’ÜN M$LLÎ MEDEN$YET UFKU The National Civilization Horizon Of Atatürk arika GED$KL$ BERBER1 Özet Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olan Mustafa Kemal Pa a’nõn hayatõnõn iki hâkim inancõ Türk ulusuna ve ilerlemeye olan inancõ idi. Atatürk, Batõlõ bir tarzda millet örgütlenmesini hayata geçirmek istemekteydi fakat öte yandan millî devlet kültürünün genel özelliklerinin de toplum tarafõndan benimsenmesini sa!lamak zorundaydõ. Türkiye Cumhuriyeti devletinin hedeÞ millî devlet modelinin ve kültürünün Türkiye’de hayata geçirilmesiyle sõnõrlõ olmayacak, gücünü millîlikten alan bir medeniyet ülküsü yeni devletin nihai gayesi olacaktõr. Anahtar Kelimeler: Medeniyet, Türkiye Cumhuriyeti, Kültür, Sosyal Ya am Astract There were two basic ideas of Mustafa Kemal Pahsa that were believe in Turkish people and believe in advancement. Atatürk wanted to implement Western type of national state but he had to supplied with general principles of national state culture by Turkish society. The state of Turkish Republic’s goal would not limited by practising national state and national culture, the main aim of the state would be civilization idea based on Turkis nationalizm. Keywords: Cilivisation, Turkish Republic, Culture, Social life Giri" Osmanlõlar Devleti yükselme devrinde, kendi medeniyetlerini Batõ medeniyetinden üstün saymõ!lar ve Avrupa’da ki de i!im ve geli!melere çok da duyarlõ davranmamõ!lardõr2. Osmanlõ Devleti’nin 16. yüzyõldan itibaren devletin askerî yapõsõnõn dejenere olmasõ, buna ba lõ olarak merkezî otorite gücünün zayõßamasõ, te!kilât ve hukuk yapõsõnõn geli!me kabiliyetini kaybetmesi, zamanõn de i!mesiyle birlikte mevcut kurumlarõn iktisadî ve sosyal gereksinimleri yerine getiremeyi!i, meydana gelen sorunlarõn da halledilememesi, anlõk çözüm yollarõnõn açõlan yarayõ onarmaktan uzak kalõ!õ gibi nedenler, Batõ kar!õsõndaki üstünlü ünü kaybetmeye ba!lamasõna sebep olmu!tur3. Osmanlõ Devleti gerilemeye ba!lamadõ õ bu süreçte devletin gerileme nedenleri hakkõnda çe!itli görü!ler ileri sürülmü!, devletin gerilemesinin temel sebebinin önce devlet yönetimdeki bozulmalar oldu u iddia edilmi!, sonra ise devletin geri kalõ!õ Batõnõn askerî üstünlü ü gösterilerek izah edilmeye çalõ!õlmõ!tõr4. Osmanlõ devlet adamlarõ, devletin iktisadî, idarî ve sosyal alanlardaki problemlerinin farkõnda olmasõyla birlikte, bu problemlerin çözümüne yönelik ilk 1 Ar!. Gör. Dr., Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, sarika@gazi.edu.tr. 2 Norman $tzkowitz, Osmanlõ $mparatorlu!u ve $slamî Gelenek, (çev. $smet Özel), "ule Yayõnlarõ, $stanbul 1989, s.139-140. 3 A. Hamid Ongunsu, “Tanzimat ve Amillerine Umumi Bir Bakõ!”, Tanzimat I, Maarif Vekaleti, $stanbul 1940, s.6-7. 4 "erif Mardin, Türk Modernle"mesi, (Yay. Haz.: Mümtazer Türköne-Tuncay Önder), $leti!im Yayõnlarõ, $stanbul 1994, s.9-10. Bahar 2009 / 4 155 "arika GED$KL$ BERBER õslahat te!ebbüsleri kendi aksaklõklarõnõ gidermekle düzelece i inancõ ile, kendi metotlarõ ile bir takõm çalõ!malar yapõlmõ!tõr. Osmanlõ’nõn Batõya yöneli!i pratikte etkin olan bir kõsõm sorunlarõn çözümünü sa lama iste inden ortaya çõkmõ!tõr. Osmanlõ Devleti’nin Batõ kar!õsõnda askerî yenilginin süreklilik kazanmaya ba!lamasõ, yönetimin de i!me zorunlulu unu da ortaya çõkarmõ!tõr5.Bu amaçla, ilk layiha ve risalelerde, devletin ve toplumun õslahõ için temel dinî prensipler dikkate alõnarak, fertlerin dinî, ahlakî, sosyal ve kültürel açõdan düzeltilmesi ve iyile!tirilmesi ile Müslüman toplumlarõn yeni ba!tan yapõlandõrõlmasõ dile getirilmi!tir. Buna göre, ilk dönem õslahatlarõ tamamõyla dõ! baskõ olmadan, Devlet’in kendi çabalarõyla te!ebbüs etti i õslahat faaliyetleridir6. Osmanlõ Devleti’nde ba!layan Batõlõla!ma, ba!langõçta Batõ uygarlõ õnõn de erlerine ve avantajlarõna inanmõ! olmaktan dolayõ gerçekle!tirilmek istenen bir akõm de ildir. 19. yüzyõlõn ba!larõndaki Batõlõla!ma ihtiyacõ, ordunun yeniden düzenlenmemesi durumunda Osmanlõ Devletinin yok olma noktasõna gelece i endi!esiyle ba!lamõ!tõr. Bu erken atõlõmõn arkasõnda yatan en büyük itici güç, devletin kurtarõlma dü!üncesiydi. Böylece Batõla!ma hareketi, medrese ve $slamî yasal sistem gibi geleneksel kurumlarõ bir yandan korurken, Batõ tipi kurumlar ve yöntemleri de bunlara eklemekteydi. Ancak Batõla!ma gerçekte nüfusun büyük bir bölümünün kalplerine ve akõllarõna nüfuz etmi! hareket olmadõ7. Osmanlõ Devleti’nde Batõlõla!ma hareketi, 19. yüzyõl boyunca Tanzimat dönemi ve bunu izleyen II. Abdülhamit hükümdarlõ õ süresinde, yava! ve duraksayarak da olsa, kesintisiz olarak ilerlemi!tir. Batõlõla!ma önce Türk ordusu içinde ve daha sonra merkezî ve yerel yönetimlerde kök salmõ! bunu e itim sistemindeki reformlar izlemi!tir. 1876 Kanun-i Esâsi’si, vatanda!lõk kavramõnõ düzenlerken din unsurunu dikkate almayan bir tarif yapmõ!, bu yüzden vatanda! ile din arasõndaki ba hukuken kopmu!tur. Bu durum Osmanlõ Devleti’nin artõk din temelli millet sistemini terk ederek modern anlamda devlet-yurtta! ili!kisine geçti ini göstermektedir8. Me!rutiyet sonrasõ ise Osmanlõ’da $ttihat ve Terakki dönemi olarak nitelendirebilece imiz Batõlõla!ma yolunda yapõlan reformlar sava!lar sebebiyle yava!lamõ!tõr. Cumhuriyetin kurulu!undan itibaren Türkiye’de batõlõla!ma gayesi, modern millet örgütlenmesi ile tezahür etmi!tir. Batõ tipi modern millet modelinin Türkiye için örnek bir model olu!turmasõnda iki ana neden varlõk kazanõr: Birincisi, Batõ uygarlõ õnõn geli!mi!lik düzeyini yakalayabilmek için böyle bir örgütlenme !ekline ihtiyaç duymasõ; ikincisi ise Osmanlõ Devleti bünyesindeki farklõ etnik topluluklarõn çõkardõ õ problemlerden alõnan dersler sonucunda millî bir topluma duyulan gerekliliktir9. Modern anlamõyla millet, bir sosyal varlõk olarak, Batõnõn tarihi geli!imi içinde kendini gösterir. Millî monar!ilerin kurulmasõyla ba!layan bir süreç sonunda do an Milleti !u !ekilde ifadelendirebiliriz: “Millet, kendi birli!inden haberdar olan, siyasî 5 M. "ükrü Hanio lu, Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlõ $ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük, $leti!im Yayõnlarõ, $stanbul 1986, s.10. 6 $dris Küçükömer, Düzenin Yabancõla"masõ Batõlõla"ma, Ant Yay., $stanbul 1994, s.17.; $ra M. Lapidus, Modernizme Geçi" Sürecinde $slam Dünyasõ, (Çev.: $smail S. Üstün), $.F.A.V., $stanbul 1996, s.18, 64. 7 Osman Okyar, Atatürk ve Türkiye’nin Modernle"mesi, (Editör: J. Landau), Sarmal Yayõnevi, $stanbul, 1999, s.82. 8 Levent Ürer, Azõnlõklar ve Lozan Tartõ"malarõ, $stanbul 2003, s.186. 9 Ömer Say, Millî Devlet Kültürü, Kaknüs Yayõnlarõ,$stanbul 1998, s s.186. 156 Gazi Türkiyat Atatürk’ün Millî Medeniyet Ufku bakõmdan devlet eklinde te kilatlanmõ ve Millî devlet kurma kabiliyetine sahip sürekli ve te kilâtlõ insan zümreleridir.” Batõ Avrupalõ toplumlarõn örgütlenmelerini olu!turan be! temel özellik vardõr ve bu özellikler milleti de açõklamaktadõr. Bu temel özellikler; ortak siyasî birlik ve siyasî kimlik, ortak tarihi kader, ortak co rafya-vatan, ortak kültür ve toplumdur. Modern millet, millî monar!ilerin ortaya çõkõ!õyla birlikte ba!layan merkezile!me, sosyal siyasal bütünle!me ve sanayile!me ili!kileriyle irtibatlõ olarak ortaya çõkmõ!tõr. Milletin olu!umu bu ili!kilerin etkisi nedeniyle tarihi süreç içinde Batõ Avrupa’daki toplumlarõn örgütlenme esasõna uygun olarak geli!mi!tir10. Batõ Avrupa’da millî devletin geli!imi uzun bir sürede gerçekle!ti inden toplumlarõn kültürel yapõsõnda da a!amalõ olarak de i!meler ortaya çõkmõ!tõr. Bu haliyle millî devlet modelinin geli!imi ile millî devlet kültürünün olu!umu birbirlerini destekleyecek !ekilde geli!mektedir. Türkiye Cumhuriyetinin toplumsal örgütlenmesi millî devlet modeli çerçevesinde olu!turulmaya çalõ!õldõ õndan, devletin me!ruiyeti için millî devlet kültürünün toplumda olu!turulmasõnõ sa lamaya zorunlulu u hissedilmi!tir11. Millî Mücadele sonrasõ gerçekle!en köklü de i!im dönemi ba!ta asker, bürokrat ve aydõnlarõn bulundu u devrimci kadrolarõn çabalarõyla siyasî ve sosyal hayatta, geçmi! üzerine kurulmak istenilen yeni olu!um ve de erler, dönü!ümde ya!anmõ!tõr12. Yeni devletin kurulma a!amasõnda en önemli konularõn ba!õnda yer alan ve õslahattan inkõlâba geçi!te, Batõlõla!ma hareketlerinin belki de en önemlisi olan devletin yönetim !eklindeki de i!iklik dü!üncesi ve yeni rejimin hazõrlõklarõ, 20 Ocak 1921’de Büyük Millet Meclisince kabul edilen Te!kilât-õ Esasiye Kanunu ile yapõlmõ!tõr. Yeni kurulan Millet Meclisi’nin kabul etti i bu ilk anayasada egemenli in kayõtsõz !artsõz millete verilmesi maddesi, beraberinde saltanatõn kaldõrõlmasõ ve nihayet Cumhuriyet’in ilânõ ile sonuçlanan millî devlet modeli sürecini ba!latmõ!tõr. Di er taraftan Cumhuriyet’in ilânõ, örnek alõnan Batõ ülkelerindeki Cumhuriyet rejimlerinin sayõsõnõn azlõ õ göz önüne alõndõ õnda bu durum yeni devlet için o zaman !artlarõnda oldukça köklü bir de i!imdir13. Cumhuriyet dönemi, Batõlõla!ma hareketlerini önceki dönemlerin devletçe hissedilen aksaklõklarõnõ tamamlamaya yönelik “õslahat” hareketlerinden ayrõlmõ!, inkõlâp ve ihtilâl kavramlarõnõ içeren bir yöntem izlenerek, bütünsel bir medeniyet ve kültür de i!mesi hedeÞni gerçekle!tirilmeye çalõ!õlmõ!tõr. Bu nedenle Cumhuriyet döneminde artõk Batõlõla!mak bir amaç olmaktan çõkar, bir hareket ve ba!langõç noktasõ haline gelir. Gerçekle!tirilen köklü de i!imlerle, Türk toplumunun Batõ uygarlõ õ içerisine yerini almasõ için u ra!õlõr. Bu dü!üncelerin olu!masõnda 19. yüzyõl sonunda, Osmanlõ Devleti içinde yayõlan materyalist dü!ünürlerin pozitif bilimlerle toplum sorunlarõnõn çözülebilece i dü!üncesinin payõ hayli büyüktür. Cumhuriyet neslinin yeti!ti i ortam; Batõ Þkir akõmlarõnõn etkisinde geli!en, dönemin e itim kurumlarõndan Harbiye, Tõbbiye ve Mülkiye okullarõnda !ekillenmi!tir14. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olan Mustafa Kemal Pa!a’nõn hayatõnõn iki hâkim inancõ Türk ulusuna ve ilerlemeye olan inancõ idi; her ikisinin de 10 Say, Millî Devlet Kültürü, s.12. 11 Say , Millî Devlet Kültürü, s.187. 12 $lbeyi Özer, Osmanlõ’dan Cumhuriyet’e Ya"am ve Moda, Truva Yayõnlarõ, $stanbul 2006, s. 103. 13 Niyazi Berkes, Türkiye’de Ça!da"la"ma, haz. Ahmet Kuya!, Yapõ Kredi Yayõnlarõ, $stanbul 2002, s. 494. 14 Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Do!u"u, (Çev.: Metin Kõratlõ), Türk Tarih Kurumu Yayõnõ, Türk Tarih Kurumu Basõmevi, Yedinci Baskõ Basõm, Ankara 1998, s. 290 Bahar 2009 / 4 157 "arika GED$KL$ BERBER gelece i, onun için Batõ’nõn modern medeniyetinden ba!ka bir !ey demek olmayan medeniyette yatõyordu. Milliyetçili i sõhhatli ve makul idi; di er uluslarõn haklarõnõ veya emellerini kibirle çi neme, ulusal geçmi!in sorumlulu unu sinirlilikle reddetme gibi !eyler yoktu. Türklerin, uygar uluslar toplulu unda yerini bulmak üzere tekrar ilerleme yoluna konmalarõ gerekliydi.1924’te: “…Türkler bütün medeni milletlerin dostlarõdõr… Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin ilerlemesi için de biricik medeniyete i tirak etmesi lazõmdõr15.” diyordu. Pek çok reformcudan farklõ olarak, Kemal Atatürk salt bir modernle!me görünü!ünün de ersiz oldu unu ve Türkiye zamanõmõzõn dünyasõnda tutunacaksa, toplumun ve kültürün bütün yapõsõnda temelden de i!ikliklerin zorunlu oldu unu iyi biliyordu16. Atatürk’ün kültür ve medeniyet telakkisi, Türk inkõlâb hareketini tanõmlar bir mahiyet arz eder. Atatürk’ün milli medeniyet prensibinin harcõ olan kültür ve medeniyet olgusu, bu tanõm etrafõnda olu!an Þkir cümbü!ünü tahlil ettikten sonra daha iyi anla!õlacaktõr. Öncelikle Batõ dünyasõnda kullanõlan ve Latince’de, topra õ sürmek, ekip biçmek anlamõna gelen kültür kelimesini bu anlamõnõ 17. yüzyõla dek korumu!tur. $lk kez Fransõz dü!ünürü Voltaire, kültür sözcü ünü insan zekâsõnõn olu!umu ve yüceltilmesi anlamõnda kullanarak, söz konusu sözcü e yeni bir anlam kazandõrmõ!tõr. Böylece 17. yüzyõldan sonra $spanyolca, $ngilizce ve Slav dillerine de geçmi!; “kültür” kavramõ, zamanla hemen tüm dünya dilerinde yer almaya ba!lamõ!tõr. 18. yüzyõla kadar kültür, bir ölçüde sorunsuz bir kavramdõr. Tarõm ve hayvan yeti!tiricili i anlamõna gelen kültür sözcü ü zamanla insan yeteneklerinin geli!tirilmesi, iyile!tirilmesi anlamõnda kullanõlmaya ba!lanõr. 18. yüzyõlda ise kar!õsõna rakip bir kavram çõkar; ‘medeniyet’. Bu sözcük de yeni de ildir; Latince’de düzenli, e itilmi! ya da kibar gibi anlamlar ta!õyan “civil” sözcü ünden türemi!tir17. 18. yüzyõl boyunca kültür ve medeniyet henüz birbirinin yerine kullanõlabilen terimlerdir ama kültür kavramõ inançlarõ ve dini içerirken, medeniyet sözcü ü, yalnõzca din dõ!õ ilerlemeyi anlattõ õ görülür. Aydõnlanma dü!üncesi, bu iki terim arasõnda keskin bir ayrõm yapmamõ!, kültürü de medeniyeti de her toplum için geçerli bir geli!me modeli olarak de erlendirmi!tir 18. 15 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,Türk $nkõlap Tarihi Enstitüsü, Yayõnlarõ, Cilt 3, Ankara 1961, s. 67-68. 16 Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Do!u"u, s.290–291. 17 17. yüzyõlda ilim dünyasõnda ba!layan farklõ kültür tanõmlamalarõ 18. yüzyõlda Almanlar, belki biraz da megalomaniye kaçarak milletlerinin di er uluslardan farklõ nitelik ve özellik ta!õdõ õnõ ifade maksadõyla, ba!ka medeniyetlerden söz etmeye ba!ladõlar. Böylece medeniyetlerin birbirinden farklõ oldu u, ayrõ medeniyetlerin varlõ õ söz konusu edilmeye ba!lanmõ!tõr. Sulhi Dönmezer, “Cumhuriyet Döneminin Türk Kültürüne Bakõ!õ ve Kültür Politikalarõ”, Atam Dergisi, C: XI, S:31, Mart 1985, s.21. 18 “Mesela geleneksel bir cemiyet ziraî tekni i dahi do rudan do ruya dinî bir mana ta!õr ve ziraat faaliyeti adeta bir ayin mahiyetindedir. Ekonomik faide gayesi tamamen geri plana atõlmõ!tõr. Ba!ka bir deyi!le kainata bakõ! tarzõ medeniyete bir kül olarak !ekil vermektedir. Temel hayat görü!ü, bütün medeniyet unsurlarõna !ekil ve mana veren prensiptir. Kültürmedeniyet, insanõn cemiyete ve kainatla münasebetlerinde belli bir yorumlama ve de erlendirme sistemidir ve organik bir bütün te!kil eder. Netice olarak, modernle!mede en önemli olay da, hayat görü!ü ve davranõ!larda meydana gelen de i!medir”. Bkz.: Halil $nalcõk, “Atatürk ve Türkiye’nin Modernle!mesi”, Atatürk ve Ça!da"la"ma Belgeler ve Görü"ler, (Yay. Haz.: Mehmet Saray, Hüseyin Torun), Atatürk Ara!tõrma Merkezi Yayõnõ, Ankara 2005, s.118. 158 Gazi Türkiyat Atatürk’ün Millî Medeniyet Ufku 18. yüzyõlõn sonuna do ru iki kavram arasõnda bir farklõlõk, giderek bir kar!õtlõk ortaya çõkar. Kültür, insanõn “içsel” olgunla!masõnõ, medeniyet ise “dõ!sal” geli!mesini, do a üzerindeki egemenli ini belirtmek için kullanõlmaya ba!lar. Örne in, Rousseau’ya göre: “…medeniyet, yönetimin despotizmini azaltmõ ama gücünü de arttõrmõ tõr; uygarla an insan, kendisine sunulan maddi rahatlõkla eski özgürlük duygusunu yitirmi tir.” Rousseau’nun bu savõ, medeniyete kar!õ kültürü ön plana çõkaracak, kültür kavramõnõn çevresinde siyasal bir ittifak olu!turacaktõr. Nitekim Alman etnolog G. Klemn, “$nsanõn Genel Kültür Tarihi” adlõ kitabõnda kültür sözcü ünü medeniyet ve kültürel evrim kar!õlõ õnda kullanmasõyla, kültür kelimesinin çe!itli anlamlarõ bilim adamlarõ arasõnda tartõ!õlõr hale gelmi!tir19. Kültür sözcü ünü, C. Wiesler: “Bir toplulu!un ya ama tarzõ...”, E. Sapir: “Atalardan gelen maddî-manevî de!erler yekûnu.”; A. Young: “"nsanõn tabiyatõ ve kendini idare etme yolu ile bizzat meydana getirdi!i eser.”; R. Thurnwald: “Bir toplulukta örf ve adetlerden, davranõ tarzlarõndan te kilât ve tesislerden kurulu ahenkli bütün.”; A. K. Kohen: “Umumî olarak inançlar, de!er hükümleri, örf ve adetler, zevkler, kõsaca insan tarafõndan yapõlmõ her ey.”; F. A. Wolf: “Bir millet fertlerinin i tirâk halinde bulundu!u manevî hayat.” olarak tanõmlamõ!lardõr20. Bugün oldukça eskimi! bulunmakla beraber, Tylor, yaptõ õ bütüncül kültür tanõmõyla, sosyal antropolojinin kültür oldu unu ifade etmi!tir21. Kültürü, yalnõzca medeniyetlerin sanatsal ve zihinsel ürünleri çerçevesinde de il, insano lunun geli!iminin her a!amasõnda kazandõ õ teknolojik ve ahlâksal geli!meler çerçevesinde de incelenmesi gerekti ini ileri süren Edward Burnett Tylor, geçerlili ini hâlâ koruyan !u tanõmõ yapmõ!tõr: “Kültür ya da medeniyet, bir toplumun üyesi olarak insano!lunun ö!rendi!i bilgi, sanat, gelenek-görenek ve benzeri yetenekleri, beceri ve alõ kanlõklarõ içine alan karma õk bir bütündür”.22 Tylor’dan sonra, Polonyalõ antropolog Broinslaw Malinowski, Tylor’unkine benzeyen bütüncül bir tanõmla kültürün bilimsel yönüne a õrlõk veren tanõmlarõna bir yenisini eklemi!tir. Malinowski’nin tanõmõ !öyledir: ”Kültür, açõkta aletlerden ve tüketim mallarõndan, çe itli toplumsal grupla malar için yapõlan anayasal belgelerden, insana özgü dü ün ve becerilerden, inanç ve törelerden olu an bütünsel bir toplamdõr”. Kroeber ise: “Kültür bir toplumu olu turan fertlerin içgüdüsel ve Þzyolojik olmayan, ö!renme ve artlanma yolu ile bir ku aktan di!erine geçirilen faaliyetlerin bütünüdür. Kazanõlan ey temelde, insanõn, varolan hakkõnda farklõ yollarla edindi!i bilgilerdir. Edinilen bilgi insanda pasif olarak kalmaz, insanõn edindi!i bilgi ile varolanlar kar õsõnda vaziyet alõr, yani davranõ ekilleri kazanõr. Ayrõca edindi!i bilgiyi çe itli gayeler için çe itli yollarla dõ arõya aktarõr. Bu aktarma bilim eseri olabilir, felseÞ eser olabilir, sanat eseri olabilir, folklor faaliyeti olabilir, dini faaliyet olabilir, teknik faaliyet olabilir vs...”23 eklinde tanõmlamaktadõr. Türkiye’de dilimize kültür sözcü ünü ilk kez Ziya Gökalp ‘hars’ diye çevirerek sokmu!tur24. Hars sözcü ü, Arapça’da “topra õn i!lenmesi, tarõm” anlamõna gelen hõrasetten türetilmi!tir. Ziya Gökalp kültür kelimesini !öyle açõklamaktadõr: “Kültür 19 Dönmezer, “Cumhuriyet Döneminin Türk Kültürüne Bakõ!õ ve Kültür Politikalarõ”, s.21 20 $brahim Kafeso lu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yay., 19. Basõm, $stanbul, 2000, s. 15-16 21 "erafettin Yamaner, Atatürk Öncesi ve Sonrasõ Kültürel De!i"im, Toplumsal Dönü üm Yayõnlarõ, $stanbul 1998.s.102. 22 Broislaw Malinowski, $nsan ve Kültür, (Çev.: M.Fatih Gümü!), Verso Yayõncõlõk, Ankara 1990, s.39. 23 Necati Önder, “Zihniyet Farklõlõklarõ ve Kültür”, Erdem, C:1, S:1, Ocak 1985, s.84. 24 Cevdet Perin, Atatürk ve Kültür Devrimi, $kinci Baskõ, $nkõlâp ve Aka Kitabevleri Koll. "ti., $stanbul 1981, s.22.. Bahar 2009 / 4 159 "arika GED$KL$ BERBER bir halkõn gelenekleri, töreleri, alõ kanlõklarõ, yazõlõ ya da sözlü edebiyatõ, dili, dini, müzi!i, ahlakõ, esteti!i ve ekonomisi ile ilgili ürünlerin tümüdür.”25 Erol Güngör ise: “Sosyal ilimlerde kültür denince bir toplulu!un kendi hayati problemlerini çözmek üzere denedi!i ve uzun yõllar içinde standart hale getirdi!i usuller ve vasõtalar anla õlõr. #u halde bir toplulu!un ihtiyaçlarõnõ kar õlamak üzere benimsemi bulundu!u hayat tarzõ bütün maddî ve manevî unsurlarõyla birlikte onun kültürünü te kil etmektedir.”26 !eklinde izah etmektedir. Kültür ve medeniyetin birbirinden ayrõlamaz bir bütün olmadõ õnõ dü!ünenler de azõmsanmayacak kadar fazladõr. $brahim Kafeso lu, ‘Türk Millî Kültürü’ adlõ kitabõnda; tarihî-sosyal geli!meyi gözden kaçõran bir kõsõm Avrupa bilgininin kendi kültürlerini yüksek ve üstün, di erlerini geri ve ilkel sayarak i!i, kültür ile medeniyetin aynõ !ey oldu unu kabul edecek kadar ileri götürdüklerini belirterek hem Batõ uygarlõ õnõn egemenli ine kar!õ çõkmõ!, hem de kültürün ulusallõ õnõ dile getirmi!tir. Mümtaz Turhan da, benzer bir yakla!õmla, kültür ve medeniyet birlikteli inin hiçbir bilimsel temele dayanmadõ õnõ ileri sürmü!tür27. Kültürü, basit ve karma!õk; çok dinamik ve az dinamik; ilkel ve uygar olmak üzere ayõran Sulhi Dönmezer, farklõ bir yakla!õmla, bir kültürün yazõlõ bir dile, bilime, felsefeye ve yüksek derecede uzmanla!mõ! i! bölümüne, karma!õk bir teknolojiye ve siyasal bir sisteme sahip oldu unda uygar kültür (medeniyet) halini aldõ õnõ ileri sürmektedir28. "erafettin Turan, içerik ve kapsam yönünden kültür ile medeniyet kavramlarõna ili!kin görü!leri; “iki kavram arasõnda ayrõm yapmayanlar”, “medeniyeti kültürden daha geni! daha geni! kapsamlõ sayanlar” ve “kültürü medeniyetten daha kapsamlõ bir kavram olarak kabul edenler” !eklinde, üç kümede toplamaktadõr.29 Kültür konusuna, bilimsel açõdan yakla!an Bozkurt Güvenç, hemen her dilde, anlam bilimi açõsõndan herhangi bir kavramõn genel ve özel anlamlarõnõn birbirinden ayrõldõ õnõ belirterek, özetle kültür sözcü ünün !u dört ayrõ anlamda kullanõldõ õnõ açõklamaktadõr: 1. “Bilimsel alandaki kültür: Medeniyet. 2. Be eri alandaki kültür: E!itim sürecinin ürünüdür. 3. Estetik alandaki kültür: Güzel sanatlardõr. 4. Maddî ve biyolojik alanda kültür: üretme, tarõm, ekin, ço!altma ve yeti tirmedir” Emre Kongar ise teknolojik de i!melerin hõzõ ile dinlerin de i!mezlik süreçlerini kar!õla!tõrarak, maddî kültür ö elerinin manevî kültür ö elerine göre daha hõzlõ de i!ti ini ve bu de i!imdeki hõz farklõlõ õnõn da maddî ve manevî kültür arasõnda bir uyumsuzluk olu!turdu unu ifade eder. Çünkü manevî kültür ö eleri, kendili inden de i!emezler. Bu durum, toplumda maddî ve manevî kültür ö elerinin “kültür (x) medeniyet” !eklinde çatõ!masõna yol açar. Aynõ konuya ba!ka bir terminoloji ile 25 Ziya Gökalp Eserlerinden Seçmeler Türkçülü!ün Esaslarõ, (Yay. Haz: Bülent Bora), Morpa Kültür Yayõnlarõ, $stanbul 2000, s. 160 Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, Ötüken Yayõnlarõ, $stanbul, 1995, s. 76 Mümtaz Turhan, Kültür De!i"meleri, Bayrak Yayõnlarõ, $stanbul 1987, s.39. Sulhi Dönmezer, Sosyoloji, Sava! Yayõnlarõ, Ankara 1982, s.123. "erafettin Turan, Türk Kültür Tarihi, Türk Kültür Tarihi, Türkiye Kültüründen, Türkiye Kültürüne ve Evrenselli!ine, Bilgi Yayõnlarõ Ankara, 1990. s.15-19. 26 27 28 29 160 Gazi Türkiyat Atatürk’ün Millî Medeniyet Ufku e ilen Marx: “…Son çözümlemede, alt yapõ üst yapõyõ belirler…” ilkesi ile maddî kültür de i!melerinin, çe!itli mekanizmalar yoluyla, sonunda manevî kültürü de biçimlendirece ini söylemektedir30. Kültür kelimesi hakkõnda sayõlamayacak kadar pek çok tanõm yapmak mümkündür. Genellikle kültür sözcü üyle, bu kavramõ olu!turan ö elerden herhangi biri anlatõlmak istenmekte; kimi zamansa kültür, medeniyet yerine kullanõlmaktadõr31. 18. yüzyõlõn sonlarõndan 20. yüzyõlõn ba!larõna de in asõl güçlü e ilim, kültür ve medeniyet kavramlarõnõn çatõ!masõdõr. Bu çatõ!manõn nedeni sanayile!menin, ticaretin ve kentle!menin yõkõcõ etkileri ile siyasal açõdan birbirinden çok farklõ dü!ünceler olmu!tur32. Soyut bir kavram niteli inde olan kültür kavramõnda anlam birlikteli ine varõlmamasõnõn nedeni ise bu yüzdendir. Konuya bilimsel olarak yakla!an dü!ünürler; e itimciler, toplumbilimciler ve antropologlar, kültür kavramõnõn !u veya bu parçasõna ya da belirli bir yönüne önem ve a õrlõk veren tanõmlarõ ile tam bir kavram karga!asõ içine dü!mü!lerdir33. Öte yandan, ço u bilim adamõ tek bir kültür yerine kültürlerden söz edilerek, kültürlerin co rafî alanlarõ ve de i!ik kültürlerin varlõ õ öne sürülmü!tür. Tek bir kültür modelinin geçerli olamayaca õ görü!ü, çok geni! bir antropologlar yelpazesi tarafõndan kabul edilmektedir. Her kültür, bazõ evrensel ö eleri farklõ bir düzenleme içinde, bir araya getirmesiyle öbürlerinden ayrõlõr. Ça da! antropologlarõn büyük ço unlu una göre, bu ö elerin farklõ bile!imleri, farklõ kültürleri olu!turur34. Atatürk’ün kültür-medeniyet görü!ünü do ru bir !ekilde ortaya koyabilmek için, dönemin siyasal ve toplumsal ko!ullarõnõ göz önünde tutmak gerekir. Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk yõllarõnda kültürden çok medeniyetten söz etmesi, 1930’lu yõllarda da kültürün ulusallõk boyutuna a õrlõk vermesi bu ko!ullarõn gere idir. Atatürk, politik görü!lerinden soyutlanmõ! olarak, kültürü insan olabilmenin bir unsuru kabul etmekte ve !u !eklinde açõklamaktadõr: “Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildi!inden anlam çõkarmak, ders almak, dü ünmek, zekâyõ terbiye etmektir… Kültür tabiatõn yüksek feyizleriyle mesut olmaktõr. Bu ifade içerisinde çok ey mündemiçtir. Temizlik, saßõk, yükseklik, insanlõk, vs. Bunlarõn hepsi insanlõk vasõßarõndandõr. " te kültür kelimesini mastar ekline soktu!unuz zaman, tabiatõn insanlara verdi!i yüksek vasõßarõ, kendi çocuklarõna, haÞdlerine ve âtîsine vermesi demektir.”35. Atatürk medeniyeti !öyle tanõmlamaktaydõ: “Medeniyetin ne oldu!unu ba ka ba ka tarif edenler vardõr. Bence medeniyeti harstan ayõrmak güçtür ve lüzumsuzdur. Bu nokta-i nazarõmõ izah için hars ne demektir tarif edeyim: “a- Bir insan cemiyetinin devlet hayatõnda, b- Fikir hayatõnda yani ilimde, içtimaiyatta ve 30 Emre Kongar, Kültür Üzerine, Remzi Kitabevi, Evrim Matbaasõ, $stanbul, 1994, s.39-40. 31 Bozkurt Güvenç, $nsan ve Kültür, Remzi Kitabevi, $stanbul 1984, s.98-99.: "erafettin Turan, Türk Kültür Tarihi, s. 12. 32 Halil $nalcõk, “Türkiye’nin Modernle!mesi”, Belleten, Cilt III, No.204, Kasõm 1988, s.985 33 “Yüz- yüz elli yõl önce, kültür “ ilkel” ya da “geleneksel” toplumlar için, medeniyet ise geli!mi! kentli uluslar için kullanõlõyordu. Bugün, bu ayrõm artõk geçerli de ildir.” Bkz.: Bozkurt Güvenç, Kültür Konusu ve Sorunlarõmõz, Remzi Kitabevi, $stanbul 1985, s.140. 34 Halil $nalcõk, “Türkiye’nin Modernle!mesi”, Belleten, Cilt III, No.204, Kasõm 1988, s.985 35 1936 yõlõnõn sonbaharõnda Atatürk’ün sözlerinden Afetinan’õn aldõ õ notlarõn tamamõ için bkz.: (Ay!e Afetinan, Atatürk Hakkõnda Hatõralar ve Belgeler, Türkiye $! Bankasõ Yayõnõ, Ankara 1959, s.261-262.) Bahar 2009 / 4 161 "arika GED$KL$ BERBER güzel sanatlarda, c-"ktisadî hayatta yani ziraatte, sanatta, ticarette, kara, deniz ve hava münakalâtçõlõ!õnda yapabildi!i eylerin muhassalasõdõr. Bir milletin medeniyeti denildi!i zaman hars namõ altõnda saydõ!õmõz üç nevi faaliyet muhassalasõndan hariç ve ba ka bir ey olmayaca!õnõ zannederim. #üphesiz her insan cemiyetinin hars, yani medeniyet derecesi bir olmaz. Bu farklar, devlet, Þkir, iktisadî hayatlarõn her birinde ayrõ ayrõ göze çarptõ!õ gibi, bu fark üçünün muhassalasõ üzerinde de görülür. Mühim olan muhassalalar üzerindeki farktõr. Yüksek bir hars, onun sahibi olan millette kalmaz di!er milletlerde de tesirini gösterir. Büyük kõtalara âmil olur. Belki bu itibârla olacak, bazõ milletler yüksek ve âmil harsa medeniyet diyorlar. Avrupa medeniyeti, asr-õ hazõr medeniyet gibi.36” Atatürk “kültür” ve “medeniyet” kavramlarõnõ beraber kullanmasõnõn temel nedeni, kültür ve medeniyet zõtla!masõnõ ortadan kaldõrmak, bu iki kavramõ birbirinden ayõrmanõn güç ve yetersizli ini belirtmektir. Özellikle Cumhuriyetin ilk yõllarõnda: “Ülkeler çe itlidir. Fakat medeniyet birdir. Bir ulusun ilerlemesi için bu tek uygarlõ!a (Batõ uygarlõ!õna) ortak olmasõ gerekir. Osmanlõ "mparatorlu!unun dü ü ü... kendisini Avrupa uluslarõna ba!layan ba!larõ kesti!i gün ba lamõ tõr. Bu bir hata idi, bunu tekrar etmeyece!iz... Uygarlõ!a girmeyi arzu edip de, Batõya yönelmemi ulus hangisidir?37” gibi sözleriyle “kültür” yerine “medeniyet” sözcü ünü kullanmasõ, bazõ Türkçü ve $slamcõlarõ ürkütmeden Batõ tarzõ de i!imlere uyum sa lamalarõnõ kolayla!tõrmak amacõna yöneliktir. Çünkü bu iki görü! taraftarlarõ, Batõnõn kültürüne “hayõr” demekle birlikte Batõ kültürünün, özellikle bilim ve teknolojiyi kapsayan, maddi yanõna, di er bir deyi!le uygarlõ õna sõcak bakmaktadõrlar. Atatürk, böylece kültür sözcü ünü kullanmadan, kültürü de içine alan bir medeniyet anlayõ!õ ile, sosyal de i!melere kar!õ olanlarõn tepkilerini önlemeye çalõ!mõ!tõr. Nitekim Atatürk’ün, medeniyet dedi i ço u zaman da “ça da! medeniyet” diye nitelendirdi i, binlerce yõl süren geli!meler sonunda, insan aklõnõn, bilim ve teknolojinin katkõsõ ile ortaya çõkan, bütün insanlõ õn eseri ve malõ olan medeniyettir38. Çünkü her medeniyet ya da kültür bir sentezdir. Batõ uygarlõ õ ya da kültürü de yalnõzca Batõ toplumlarõnõn de il, tarih boyunca sayõlamayacak kadar çok ülkenin ve ulusun katkõsõ ile olu!mu!tur. Atatürk, Batõyõ ve Batõ uygarlõ õnõ bu !ekilde de erlendirmekle; medeniyet ya da di er deyi!le evrensel kültürün olu!umunda bizim de katkõmõz vardõr. Öyleyse bunu almakta sakõnca yoktur demeye getirerek, Batõya kar!õ olanlarõ Batõya yakla!tõrmaya çalõ!mõ!tõr. Atatürk bunu yaparken önceki dönemlerde oldu u gibi, Batõda ne varsa, Batõ ne yapõyorsa do rudur zihniyeti ile hareket etmemi!, ulusal kültüre uyum sa layacak de erleri, kurumlarõ, bilim ve teknolojiyi almayõ ye lemi!tir. Do udan ve Batõdan gelebilecek ulusal karakterimiz ve tarihimizle uyumlu olmayan herhangi bir yabancõ kültürün, önceden oldu u gibi izlenen yabancõ kültürlerin yõkõcõ sonuçlarõnõ tekrar ettirebilece ini dü!ünen Atatürk halka gidece i yolu gösterirken dünyanõn her türlü ilminden, ke!ißerinden, ilerlemelerinden yararlanmayõ gerekli görmü! ancak aslõ temelin halkõn kendi içinden çõkarmasõ gere ini öngörmü!tür. Millete ki!ilik kazandõran nitelikler, di er milletlerle olan benzerlikleri de il ça da! ilkeler ile uyum sa layan kendilerine özgü de erleridir. Atatürk, kültürü de içine alan bir medeniyet anlayõ!õ ile Batõnõn, Batõlõ dü!üncenin sonuçlarõna de il, temellerine, kaynaklarõna inmi!, uygar Batõya temel olan dü!ünceye uzanmõ!tõr39. 36 Afetinan, Atatürk Hakkõnda Hatõralar ve Belgeler, s.267-269 37 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,Türk $nkõlap Tarihi Enstitüsü, Yayõnlarõ, Cilt 3, Ankara 1961, s. 68, 38 Turhan Feyzio lu, Atatürk ve Fikir Hayatõ, Atatürk $lkeleri ve $nkõlâp Tarihi II, Ankara: Yüksekö retim Kurulu Yayõnlarõ, 1986, s.106-107. 39 Bedia Akarsu, Türk Devrimi ve Yorumlarõ, Üçüncü Baskõ, Türk Tarih Kurumu Yayõnlarõ, TÜkr Tarih Kurumu Basõmevi, Ankara 1981. S.36. 162 Gazi Türkiyat Atatürk’ün Millî Medeniyet Ufku Atatürk, Batõlõ bir tarzda millet örgütlenmesini hayata geçirmek istemekteydi fakat öte yandan millî devlet kültürünün genel özelliklerini de toplum tarafõndan benimsenmesini sa lamak zorundaydõ. Ancak devletin yapmak zorunda oldu u !ey sadece millî devlet modelinin ve kültürünün Türkiye’de hayata geçirilmesiyle sõnõrlõ olmayacak40 gücünü millîlikten alan bir medeniyet ülküsü yeni devletin nihai gayesi olacaktõr. Millî bir devletin olu!masõ için örnek alõnan Batõ medeniyeti ise tamamen rasyonel münasebetlerin bir terkibidir. Esas unsurlarõ da ilim, teknik, hukuk ve hürriyettir41. Bir kültür olarak Batõ kültürünü benimsemek imkânsõzdõr. Fakat Batõ medeniyetinin esas unsurlarõnõ benimsemek mümkündür42. Bu yüzden Atatürk, batõlõla!mayõ, batõlõ olmak anlamõnda algõlamamõ!, modern milli devlet modeli kurma yolunda kültür, medeniyet ve batõlõla!ma kavramlarõna birle!tirici ve bütünleyici bir yorum getirmi!tir. Atatürk’ün bu kavramlara getirdi i yorum !üphesiz batõlõla!ma yolunda olu!abilecek muhalefeti en az seviyeye indirme gayesinden kaynaklanmaktadõr. Böylece milliyet ve medeniyet prensibi ile ilerleyen bir Türk toplumu kurmayõ hedeßemi!tir. Her türlü Þkri te!ekkül öncelikle zihinde ba!lar ve !ekillenir. Atatürk’ün modern millî bir Türk devleti kurma yolunda kültür ve medeniyet tanõmlamasõ, rasyonel oldu u kadar çok da mânidardõr. Özellikle Cumhuriyet ku!a õnõ entelektüel ve politikacõlarõn beslendi i Tanzimat ve Me!rutiyet ku!a õ dü!ünürlerinin kültür ve medeniyet tanõmlamalarõ dönemin kültürel zenginli ine denk olarak oldukça çe!itli ve farklõdõr. Atatürk’ün ise: “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür…43” ifadesinden de anla!õlaca õ gibi Türk kültürü ile Batõ medeniyetini uyumlu bir !ekilde meczetmek istemi!tir. Atatürk için bir taraßõlõk vardõr; oda Cumhuriyet taraßõlõ õ, Þkrî ve sosyal inkõlâp taraßõlõ õ44. Atatürk, yeni kurulan millî medeniyet devlet temeli esasõna oturtulan Türkiye Cumhuriyeti terakkisi için de iki ihtimal öngörmektedir. Birisi Fransõz $htilâli’ndeki tarz; rejim de i!ikli i, ihtilâllere kar!õ mukabil ihtilâller yolu45 –ki yüz senelik bir zaman diliminde tekâmül bulmu!tur- di er yol ise, kültür ve millî medeniyet temeline oturtulan Türk inkõlâbõdõr. Sonuç 20. yüzyõlõn temel özelliklerinden biri, kökenleri Fransõz Devrimi’ne kadar dayanan ba õmsõzla!ma özleminin güçlü bir olgu olarak tüm dünyaya yayõlmasõdõr46. Ba õmsõzlõk denildi i zaman siyasi, hukuki, mali, iktisadi, askeri vs. gibi her alanda ba õmsõz olmak gerekmektedir. Bunlardan herhangi birinde ba õmsõzlõktan yoksun olunmasõ, milletin ve ülkenin gerçek anlamõyla tüm ba õmsõzlõ õndan yoksun olmasõ anlamõna gelmektedir47. 40 Say, Milli Devlet Kültürü, s.190 41 Nitekim Mustafa Kemal Atatürk: “Biz, Batõ medeniyetini bir taklitçilik yapalõm diye almõyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun buldu!umuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.” Sözleriyle Batõ medeniyetinin Türk terakkisi için nasõl model olmasõ gerekti ine açõklõk getirmi!tir. Bkz.: (Afetinan, Atatürk Hakkõnda Hatõralar Belgeler, s. 176.) 42 $NALCIK, “Atatürk ve Türkiye’nin Modernle!mesi”, s. 122-123. 43 Afetinan, Atatürk Hakkõnda Hatõralar ve Belgeler, s. 261-262 44 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt 2, s. 189. 45 $smail Habib Sevük, Atatürk $çin (Ölümünden Sonra Hatõralar ve Hayatõndayken Yazõlanlar), Cumhuriyet Matbaasõ, $stanbul 1939, s. 46 Suna K$L$, Atatürk Devrimi, Türkiye $! Bankasõ Yay., Ankara 1981, s. 1. 47 Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk, Cilt 2, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1997, s. 458. Bahar 2009 / 4 163 "arika GED$KL$ BERBER Her anlamda ba õmsõzla!mak için, geli!mek-modernle!mek gerekmektedir. Geli!me özleminde olan ba õmsõzlõ õna yeni kavu!mu! toplumlarõn önünde genellikle tek model vardõr ki o da Batõ medeniyetidir48. Cumhuriyet Türkiye’sinde ya!anan modernle!me ve Batõlõla!ma hareketinin tamamen kendi iç dinamikleri vardõr ve kendine özgüdür. Ba õmsõzlõk; ça da!la!makmodernle!mek, kalkõnmak ve demokratikle!mek üzerine kurulmu!tur. 1919’da Milli Mücadele Hareketi’nin ba!arõya ula!masõnõn ardõndan, 1923’te Cumhuriyet ilân edilmi!tir. Cumhuriyetin ilânõyla siyasi iradenin ba!õ olan Gazi Mustafa Kemal, devlet ve toplum hayatõnda bir dizi de i!im hareketlerine giri!mi!tir. Bu amaçla hilâfet kaldõrõlmõ!, tekke ve zaviyeler kapatõlmõ!, tevhidi tedrisat kanunu kabul edilmi!tir. Bunlarõ kõlõk kõyafet, !apka ve medeni haklar yapõlan de i!iklikler izlemi!tir. Atatürk’ün zihninde muasõr medeniyet seviyesine millîlik kimli iyle çõkmõ! bir Türk milleti hayali vardõr. Bunun için Atatürk Batõlõla!mayõ temel amaç, gaye ve hedef görmez, bilakis Batõlõla!ma muasõr, millî medeniyet olu!turmak için bir vasõta olarak kabul eder. Atatürk’ün bu yakla!õmõ, sosyo-kültürel antropolojinin konusu olan “kültür”ün medeniyet anlamõna geldi ini ve bu ikilik olgunun birbirinden ayrõlmazlõ õnõ kabul etmek, kültür-medeniyet çatõ!masõnõ sona erdirecek bir yakla!õmdõr. Atatürk’ün kültürü, millî; medeniyeti ise insanlõ õn ortak mirasõ olarak kabulü, Batõlõla!ma ve millîlik kavramlarõnõn çatõ!masõnõ önlemi!tir. KAYNAKLAR AFET$NAN, A. Atatürk Hakkõnda Hatõralar Belgeler, Türkiye $! Bankasõ Yayõnõ, Ankara 1959. AFET$NAN, A. Atatürk Hakkõnda Hatõralar ve Belgeler, Türk Tarih Kurumu Yayõnõ,Ankara 1969. AKARSU, Bedia, Türk Devrimi ve Yorumlarõ, 3.b., Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayõnlarõ, 1981. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,Türk $nkõlap Tarihi Enstitüsü Yayõnlarõ, Cilt 1-3, Ankara 1961. ATATÜRK, Mustafa Kemal, Nutuk, Cilt 2, Türk Tarih Kurumu Yayõnlarõ, Ankara 1997. Berkes, Niyazi, Türkiye’de Ça!da"la"ma, (Yay. Haz.: Ahmet Kuya!), Yapõ Kredi Yayõnlarõ, $stanbul 2002. DÖNMEZER, Sulhi, “Cumhuriyet Döneminin Türk Kültürüne Bakõ!õ ve Kültür Politikalarõ”, Atam Dergisi, Cilt XI, Sayõ 31, Mart 1985. DÖNMEZER, Sulhi, Sosyoloji, Sava! Yayõnlarõ, Ankara 1982. FEYZ$O#LU, Turhan Atatürk ve Fikir Hayatõ, Atatürk $lkeleri ve $nkõlâp Tarihi II, Yüksekö retim Kurulu Yayõnlarõ, Ankara 1986. GÜNGÖR, Erol, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, Ötüken Yayõnlarõ, $stanbul, 1995. 48 K$L$, Atatürk Devrimi, s. 17-18. 164 Gazi Türkiyat Atatürk’ün Millî Medeniyet Ufku GÜVENÇ, Bozkurt, Kültür Konusu ve Sorunlarõmõz, Remzi Kitabevi, $stanbul 1985. GÜVENÇ, Bozkurt, $nsan ve Kültür. Remzi Kitabevi, $stanbul 1984. HAN$O#LU, M. "ükrü, Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlõ $ttihat ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük, $leti!im Yayõnlarõ, $stanbul 1986 $NALCIK, Halil, “Türkiye’nin Modernle!mesi”, Belleten, Cilt III, No.204, Kasõm 1988. $NALCIK, Halil, “Atatürk ve Türkiye’nin Modernle!mesi”, Atatürk ve Ça!da"la"ma Belgeler ve Görü"ler, (Yay. Haz.: Mehmet Saray, Hüseyin Torun), Atatürk Ara!tõrma Merkezi Yayõnõ, Ankara 2005. $TZKOW$TZ, Norman, Osmanlõ $mparatorlu!u ve $slamî Gelenek, (Çev.: $smet Özel), "ule Yayõnlarõ, $stanbul 1989. KAFESO#LU, $brahim Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayõnlarõ, 19. Basõm, $stanbul, 2000. K$L$, Suna, Atatürk Devrimi, Türkiye $! Bankasõ Yayõnlarõ, Ankara 1981. KONGAR, Emre, Kültür Üzerine. Remzi Kitabevi, Evrim Matbaasõ, $stanbul, 1994. KÜÇÜKÖMER, $dris Düzenin Yabancõla"masõ Batõlõla"ma, Ant Yayõnlarõ, $stanbul 1994 LAPIDUS, $ra M., Modernizme Geçi" Sürecinde $slam Dünyasõ, (Çev.: $smail S. Üstün), $.F.A.V., $stanbul 1996. LEWIS, Bernard, Modern Türkiye’nin Do!u"u, Türk Tarih Kurumu Yayõnlarõ, Türk Tarih Kurumu Basõmevi, Yedinci Baskõ, Ankara 1998. MALINOWSKI, Broislaw, $nsan ve Kültür, Verso Yayõncõlõk, Ankara 1990. MARD$N, "erif Türk Modernle"mesi, (Yay. Haz.: Mümtazer Türköne-Tuncay Önder), $leti!im Yayõnlarõ, $stanbul 1994. OKYAR, Osman, Atatürk ve Türkiye’nin Modernle"mesi, (Editör: J. Landau), Sarmal Yayõnevi, $stanbul, 1999. ONGUNSU, A. Hamid “Tanzimat ve Amillerine Umumi Bir Bakõ!”, Tanzimat I, Maarif Vekaleti, $stanbul 1940. ÖNDER, Necati, “Zihniyet Farklõlõklarõ ve Kültür”, Erdem, Cilt 1, Sayõ 1, Ocak 1985. ÖZER, $lbeyi, Osmanlõ’dan Cumhuriyet’e Ya"am ve Moda, Truva Yayõnlarõ, $stanbul 2006. PER$N, Cevdet Atatürk ve Kültür Devrimi, $kinci Basõm, $nkõlâp ve Aka Kitabevleri Koll. "ti., $stanbul 1981. SAY, Ömer, Millî Devlet Kültürü, Kaknüs Yayõnlarõ,$stanbul1998. SEVÜK, $smail Habib, Atatürk $çin (Ölümünden Sonra Hatõralar ve Bahar 2009 / 4 165 "arika GED$KL$ BERBER Hayatõndayken Yazõlanlar), Cumhuriyet Matbaasõ, $stanbul 1939. TURAN, "erafettin, Türk Kültür Tarihi, Türkiye Kültüründen, Türkiye Kültürüne ve Evrenselli!ine, Bilgi Yay. Ankara, 1990. TURHAN, Mümtaz, Kültür De!i"meleri. Bayrak Yayõnlarõ, $stanbul 1987. ÜRER, Levent, Azõnlõklar ve Lozan Tartõ"malarõ, Derin Yayõnlarõ, $stanbul 2003. YAMANER, "erafettin Atatürk Öncesi ve Sonrasõ Kültürel De!i"im, Toplumsal Dönü!üm Yayõnlarõ, $stanbul, 1998. Ziya Gökalp Eserlerinden Seçmeler, (Türkçülü!ün Esaslarõ), (Yay. Haz.: Bülent Bora), Morpa Kültür Yayõnlarõ, $stanbul 2000. 166 Gazi Türkiyat