Siyah, Beyaz ve Gri Bildiğimiz üzere son yılların en popüler yorumculuk türü video oyunu yorumculuğudur. Sosyal paylaşım platformlarında da oyun yorumculuğu diğer tüm yorumculuk türlerinin önüne geçmiştir. Youtube’da en çok aboneye sahip olan kanal Felix Kjellberg (PewDiePie) isimli bir oyun yorumcusuna aittir. Ben de bu modaya uyarak, bu dönemki son blog yazımı en sevdiğim ve beni en çok etkileyen oyun üzerine yazmak istedim. Bethesda Softworks tarafından yaratılan ve geliştirilen Elder Scrolls serisi coğrafyasının kuzeyindeki Skyrim’de gerçekleşen olayları konu alan beşinci oyunu The Elder Scrolls V: Skyrim… 15 yılı aşkın zamandır video oyunları oynayan biri olarak, oyun oynamak benim hayatımın bir parçası ve hayatımı daima aklımda bir oyun yapma düşüncesi ile yaşadım. Bir oyun sevdalısı, belki de bağımlısı olarak şunu söyleyebilirim ki oyunu ilk açtığım andan itibaren çok farklı anlar yaşayacağımı hissettim. Klasik senaryolu rol yapma oyunlarından farklı olarak bir karakteri oynamıyorsunuz bu oyunda. Karakterinizi siz yaratıyorsunuz. Irkını, yaşını, boyunu, omuz genişliğini, kaşını, gözünü, diş şeklini, kısaca fiziksel özelliklerini geçiyorum kişisel özelliklerine, hatta savaş stiline kadar karakterin her özelliğini ayarlamak sizin elinizde. Bunların da üstünde olan farklılığı ise Skyrim’de mutlak iyi ya da mutlak kötü olmanız gerekmemesi. Oyundaki kararlarımı o anki psikolojime göre verebiliyor olmak benim için bu oyununun en büyük ayrıcalığı. Sırf görünüşünü sevmediğiniz için bir köylüyü ya da bir saray muhafızını öldürebilirsiniz ya da bir tüccarı ya da köyde dolaşan bir tavuğu… Oyunda özgürsünüz. Tüm kararlar sizin elinizde ve kararlarınız ve onları gerçekleştirdiğinizdeki koşullar oyundaki geleceği şekillendiriyor. Skyrim’de gözünüzü ilk açtığımda bir at arabasında ellerim ve ayaklarım bağlı oturuyordum, geçmişe dair hiçbir anı yoktu aklımda bir anda bilmediğim bir dünyada açmıştım gözlerimi daha neye benzediğimin bile farkında değildim. Korkunç çöllerden çıkmış bir khajit miydim yoksa görkemli ormanların içinden çıkmış bir elf mi onu bile bilmiyordum ve o an gerçekten oyunun mistik havası beni içine almıştı. Hiçbir şey bilmememize rağmen idamımıza gittiğimizi öğreniyorum ve bir ejderin idam edileceğimiz yere saldırması ile idamımız iptal oluyor. Sadece oynuyor olmama rağmen hiçbir şey anlamıyorum olanlardan… Eğer oyunu oynarsanız yapımcıların sizi gerçekten karakterle bütünleşmeye zorladığını kesinlikle fark edeceksinizdir. Yanan kalenin içinde hiçbir şey bilmeden dolaşırken iki ayrı kişi bana onları takip etmemi söylüyor. Bir seçim geliyor karşıma ilk dakikadan ve oyun şekilleniyor seçimime göre ve benim nasıl şekilleneceğine dair hiçbir fikrim olmadan oluyor bunlar. Yolda gördüğünüz, konuşmak zorunda olmadığınız, hiçbir niteliği olmayan bir karakterle konuşabiliyorsunuz isterseniz ve o size bir görev verebiliyor. Bu görev bazen “Bahçedeki patatesleri topla.” bile olabiliyor. Tabii ki görevi yapıp yapmamak da sizin elinizde hatta bu görevi beğenmediyseniz size bunu söyleyen kişiyi yakıp cesedini de en yakındaki nehre atabilirsiniz. Dediğim gibi çok oyun oynadım, nice oyunlar bitirdim ama hiç birinde sonuçlarını bilmeden seçimler yapmıyordum. Skyrim güzel grafikleri, mistik havası, mükemmel düzenlenmiş coğrafyası oyuncuya seçenek vermesi ve açık uçlu senaryosu ile oyun dünyasında ve benim aklımdaki “oyun” kavramında çok büyük yenilikler ve değişiklikler yarattı. Senaryosu belli olmayan bir kitabı okumak insana saçma gelir ya da senaryosuz bir filmi izlemek o yüzden senaryosunu yapımcılarının bile bilmediği bir oyunun saçma olacağını düşünebilirsiniz. The Elder Scrolls V: Skyrimden önce benim kanaatim de sizinle aynı yönde olurdu ama Bethesda bana senaryosuz bir oyunun hayat gerçekliğinde olabileceğini gösterdi. Senaryonun bizi beyazı veya siyahı seçmemiz için zorladığını fark ettirdi. Bu yazıyı yazarken oyunu tekrar oynama isteği oluştu içimde ve ne mutlu ki “Senaryoyu zaten biliyorum, aynı şeyleri tekrar yapmaya ne gerek var.” demiyorum ve yazının ortasında oyunu yüklemeye başladım. İşte The Elder Scrolls V: Skyrim böyle bir oyun…