Evgeny Pashukanis, Leon Duguit, Çev.: Can Şimşek, Hukuk Kuramı, C. 2, S. 1, Ocak-Şubat 2015, ss. 30-32. LEON DUGUIT LEON DUGUIT Evgeny Pashukanis Evgeny Pashukanis Hukuk The original text is the related entry of the Soviet Ansiklopedisi’nin (1925-1927) ilgili maddesidir. Encyclopedia of State and Law (1925-1927). The İngilizce tercümesi Evgeny Pashukanis, Selected English Writings on Marxism and Law (eds. P. Beirne & Pashukanis: Selected Writings on Marxism and R. Sharlet), London & New York, 1980 içerisinde Law (eds. P. Beirne & R. Sharlet), London & New yer almaktadır; Türkçeye tercümesi ise İngilizce York, 1980; Turkish translation is being published çevirmeni Peter Maggs’in izniyle yapılmıştır. with the permission of its translator Peter Maggs. Copyright © Peter B. Maggs Copyright © Peter B. Maggs Orijinal metin, Sovyet Devlet ve in Evgeny Can Şimşek ** Can Şimşek" İ. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi. appeared Translated by Türkçesi " translation Doç.Dr., Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı, erugrulu@anadolu.edu.tr. ** Hukuk Kuramı, C. 2, S. 1, Ocak-Şubat 2015 Leon Duguit saygın bir Fransız hukukçu, Bordeaux Hukuk oranda, zorlayıcı güce sahip bir kişi grubunun varlığı Fakültesi’nin dekanı ve geleneksel hukuki görüş ve durumunda devlet vardır denilebilir. idealleri eleştiren bir dizi eserin yazarıdır. Doktrininin Duguit devletin “celladın baltası ve jandarmanın kılıcı” temelini geliştirmeye başladığı ilk eseri (L’etat, le droit olduğu yönündeki simgesel iddiaya itiraz etmez. Ancak objectif et la loi positive [Devlet, Nesnel Hukuk ve Pozitif devleti kaba kuvvet olarak ifşa edip egemenliğinin mistik Yasa])[1] meşhur Alman hukukçu George Jellinek’in Öznel Kamu pelerinini soldurduktan sonra Duguit, çabucak hukuk Hakları Sistemi’ne cevap niteliğindedir. Bu ve sonraki eserlerinde[2] Duguit, devletin ideolojisinin kapılarını açar. Bu ideoloji, devlet tarafından hukuki öngörülen ve devletin üzerinde duran “gönüllü uyulan kavramsallaştırılmasını eleştirir; ayrıca öznel hak fikrinin yasal kendisini Roma hukukçuları ve ortaçağ skolastiklerinden normlar” şeklinde görünür. Yönetenler ve yönetilenler, toplumsal dayanışma tarafından üretilen bir miras kalan ve Fransız devrimince [bugüne] aktarılan üst hukuk normunun emri altında, aynı seviyededir. “bireyci metafizik bir yapı” olarak reddeder. Duguit’ye göre bu kurgu çağdışıdır ve bireyler ile topluluklar arasında Yönetilenler ve yönetenlerin ilişkisinde sadece hukuki (ve bugün varolan çeşitli ve karmaşık ilişkileri kapsamakta yasal) [olan], bu üstün norma tekabül eder. kifayetsizdir. Öznel hak yalnızca sonu gelmez kısır Bütün toplumlarda en güçlüler yöneticilerdir; bunun argümanlara götürür. Hukuk ilmi alanıyla öznel haklar sonucu olarak hukuk normu onların güçlerini toplumsal arasında bir ayrım yaparak, Duguit nesnel hukukun dayanışmanın sağlanması için kullanmalarını emreder. tartışmasız olan yegâne topluluktan insanlara normlarının dayatılan aynı sosyal ve negatif pozitif Duguit toplumsal dayanışmanın iş bölümü ile gerçekleştiği ve bunun her bir kişiye toplumsal yükümlülük yüklediği yükümlülükler olarak belirler. Duguit Fransız sosyolog fikriyle ilerler. Bu nedenle her tür ortaklığa, derneklere, Emile Durkheim’ın fikirlerini takiben, nesnel hukuk sendikalara, meslek odalarına, büro ve ticaret birliklerine normlarının bir toplumsal dayanışma yasasına dayandığını vs. sıcak bakmaktadır ve onlarda "toplumsal bütünleşme" düşünür. Toplumsal dayanışma, insanların birlikte tatmin fenomenini görür: Ulusun amorf kitlesi, bu yolla ortak olabilecek ortak ihtiyaçları olduğu zaman ve karşılıklı ihtiyaçları ve mesleki çıkarları etrafında bir araya gelen hizmet mübadelesiyle tatmin edilebilecek farklı ihtiyaç ve insanlardan oluşan yetenekleri olduğu zaman ortaya çıkar. Bu önermelerden Duguit hatta, salt siyasi partileri yansıtan parlamenter yola çıkarak, Duguit, a lá Kant, yasaları yükümlülüklerle ikame etmeye çalışır: “ Kişinin ödevini “belirgin bir hukuki yapı” kazanır. temsile ilave ve dengeleyici olacak özel bir mesleki temsil yerine de hayal eder. getirmesinden başka yasa yoktur”. Özel mülkiyet bile bireyci, kentsoylu toplumunun en karakteristik kurumu- Duguit sosyalizm karşıtı olduğunu defaten beyan etmiştir toplumsal bir işlev olarak sunulur: “Mülkiyet hakkı ancak teorileri buna rağmen, sıklıkla sosyalist olarak yalnızca belirli bir ekonomik konumdaki bireylerin sınıflandırılmıştır. toplumsal statülerinin gerektirdiği toplumsal amacın hukukçularımız bile Duguit’nin doktrinini sosyalizm için yükümlülüğünü yerine getirme gücü olarak anlaşılabilir.” bir pratiği Devrimi’nden zemini olarak sonra tasvir bizim etmeye kalkmışlardır.[3] Duguit’nin kurumların ve mevkilerin Devlet mefhumunu ve egemenliği “devlet iradesi”nin özel bir görünümü olarak hukuk Ekim temsiline olumlu bakışı, kimi rakiplerini kuramının pratik [değerlendiren] hukuk doktrinini çıktısının sovyet sistemi olduğuna ikna etmişti. Bu reddeden Duguit, devleti gücü fiilen elinde tutan kişi veya bağlamda Duguit sübjektif olarak, tabii ki, Anayasa kişiler topluluğu (yönetenler) olarak düşünür: Hukuku’nun ikinci baskısında gösterdiği üzere, Ekim Devlet, en basit haliyle, aynı topluluğa ait kişilerin doğal Devrimi ve Sovyet Cumhuriyeti’ne karşı büyük bir nefret farklılaşmasının iradesi ve anlamazlık sergiler. Objektif olarak ise, onun teorileri de yönetilenlerin iradesinden daha fazla hukuki değer bir tür kapitalizmin çelişkilerini gizleme ve maskeleme taşımaz… Tüm insan topluluklarında, büyük ya da küçük girişimidir. Kâr hırsı ve vahşi bir sınıf mücadelesi ile işleyen ürünüdür… Yönetenlerin 31 Pashukanis/Leon Duguit kapitalizmi toplumsal dayanışma temelinde kurulmuş bir bütünlük olarak tasvir eder. Kapitalist mülkiyeti toplumsal bir işlevi yerine getiriyormuş gibi, emperyalist ve militarist devleti ise otoriter bir güçten katılımcı bir topluluğa geçmiş bir kurum gibi sunar. Öte yandan, Duguit’nin müellifliği bireyci doktrinlerin ideolojik pathoslarını kaybettiklerinin ve birilerini etkileme ihtimallerinin kalmadığının kesin bir işaretidir. Ve bu, dogmatik avantajlarına rağmen böyledir: Hukuk dogmaları, “egemenlik” ve “öznel haklar” nosyonları halen modadır ve bu alanda eleştiri kökten bir değişim üretmeyecektir. Diğer yandan Duguit finans kapital dönemini tecessüm ettirerek özel mülkiyet edinme özgürlüğünü sorunsallaştırır ki bu, siyasal alanda büyük kapitalist ortaklıkların gerçek gücü olarak açıkça ortadadır. Bu ortaklıklar gerektiğinde oportünist sendika yöneticileriyle iş birliği yapar ve modası geçmiş sınıfsız devlet egemenliği kurgusuna kulak asmazlar. Duguit’nin en meşhur Fransız taraftarı Professor Jaise’ dir; İngiltere’de ise fikirleri genç siyaset teorisyeni Harold Laski tarafından paylaşılmaktadır. Notlar 1. L. Duguit, L’etat: droit objectif et droit positif (1901), Paris. 2. L. Duguit, L’etat, les gouvernants et les agents (1903), Paris; Les transformations du droit prive (1912), Paris; Traite de droit constitutionnel (1922-1923, 2nd edition), 5 vols. –ilk basısı Rusça’ya tercüme edilmiştir. 3. Bkzb A.G. Goikhbarg’in Duguit’nin Transformations’ının çevirisine Giriş’i, ve A Course on the Economic Law of the RSFSR daki çeşitli yerler. 32