İslam’da devlet vardır ve farzdır! Her şeyden önce biz müslüman bir milletiz, Hz. Muhammed’in ümmetiyiz! Müslüman olarak devletimiz olmalıdır ve bu farzdır. Farz olan bu devlet İslam Devleti’dir, Hilâfet Devleti’dir! İslam’da devlet vardır ve farzdır! Eğer siz müslümanız diye iddiada bulunuyorsanız, müslüman olduğunu iddia eden bizlerin de size bir çift sözü var: İslam hem dindir, hem devlettir! İslam’da devletin olduğunu bir misalle izah edelim: Haşir Suresi’nin 7. ayet-i kerime’sinde, “Allah’ın (fethedilen diğer kâfir) memleketler halkın(ın malın)dan, Resulü’ne ganimet verdiği şeyler; Allah’a, Peygamber’e, akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlara aittir. Ta ki, (bu mallar) içinizden yalnız zenginler arasında elden ele dolaşan bir servet olmaması içindir. Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse ondan da vazgeçin. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir!” diye buyurulmaktadır. Ayet-i kerime’de geçen “fey” kelimesi düşmandan savaşsız, harpsız alınan mal demektir. Vergiler, haraçlar vesaire de buna dahildir.’’Fey, yalnız zenginler arasında bir devlet olmaya!“ diye, yani sadece ve sadece zenginlerin elinde ve arasında dolaşmasın buyurulmaktadır. Zenginlerden, zenginlerin elinden zekâtları, fitreleri, vergileri, sadakaları kim alacak? Bunun için bir Emir’e ihtiyaç vardır. O emir de Veliyy’ul-Emir’dir! Yani İmam, Halife, devlet reisi zenginlerin ellerinden malları alacak, fakir-fukaraya dağıtacaktır. İşte bunun için de devletin var oluşu şarttır, dolayısıyla Kur’an’da da vardır. Ayet-i celile’de buyrulduğu gibi, -ki bu ayet bir kaidedir- bir vacib tamam olmaz, ancak onunla tamam olur. O da nedir? Vacibdir! İslam’ın bir hükmü ki, o 1 tek başına tamam olmaz, yerine gelmez, ancak devlet eliyle yerine gelir, o devletin olması da, var olması da vacibdir, farzdır. Usul-i Fıkıh’ta vücüb, farz manasınadır. Yine İslam’da devletin olduğu mevzuu ile ilgili birçok hadis’ler vardır: “İslam ile sultan iki ikiz kardeştir!” Sultan derken, devlet reisinin gücü kuvveti demektir. Ne yaptılar? Hilâfet’ten önce sultanlığı kaldırdılar. Halbuki sulta nedir? Hilâfet’in bir gücüdür, yaptırıcı gücüdür. Yaşar Nuri’nin bel’amlığını yaptığı rejimin kurucusu o M. Kemal evvela sultanlığın güç kuvvetini kaldırdı, güçsüz kuvvetsiz, devletsiz bir halife ortada kaldı, eli ayağı bağlı bir şekilde kaldı, ve arkasından onu da lağvetti. İşte hadis’te buyurulduğu gibi “İslam ile sultan, yani din ile devlet ikiz kardeştirler!”, ondan birisi olmadı mı olmaz. Din emredicidir, devlet de yaptırıcı bir güçtür. Din emredecek, “Ey müslüman! Namazını kıl, orucunu tut, zina yapma, adam öldürme, hırsızlık yapma, şunu yapma, bunu yapma!” diyecek, devlet de ona yardımcı olacak, yaptırıcı olacak, yerine getirecek. Ahmed bin Hanbel’in sahih senetle rivayet ettiği bir hadis-i şerif’te Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Dört şey velayet sahiplerine aittir: 1- Fey, yani ganimet, mal; 2- Sadakalar; 3- Hadler; 4- Cuma’lar ve bayramlar!” İmam, devlet reisi, Veliyy’ül-Emir olmadan olmaz diye buyurduğunu Keşşaf da Cuma Suresi’nin tefsirinde nakletmiş ve Hamdi Yazır da haşir Suresi’nde kaydetmiştir. Biraz önce kaydettiğim ayet-i kerime’de “du’let” tâbiri geçiyor, devlet fethayla, yani devlet otorite ile manasına geliyor. Bunu üstün okursak “du’let”, du’le, zamme ile mülkiyet anlamına geliyor. Dikkat ederseniz bir mülkiyet var, bir de otorite, siyaset, devlet var. Yahut ötre ile mal manasına geliyor, üstün ile de yardım ve itibar manasına geliyor. Devlet malı zenginden alacak, ihtiyaçlılara, muhtaçlara verecek. İslam’da muhayyerlik yoktur. Gelelim devletin önemine: 1- İslam dinini koruyan ve gözeten bir devletin olması şarttır; 2- Nefsî arzuların peşinde koşanlardan, sapıkların sapıklıklarından; a) Zındıkların, zındıklıklarından, b) kafirlerin iğfallerinden inançlının korunması, c) Dinden dönenlerin (mürtedlerin) cezasını verebilmesi için İslamî bir devlete ihtiyaç vardır. 2 3- İbadetlerin yerine getirilebilmesi için, İslamî bir devletin olması şarttır ve esastır. Ta ki, ibadet mevzuunda: a) Namaz kılmayanlar, te’dib edilsin, b) Oruç tutmayanlar takip edilsin, c) Zekât vermeyenler cezalandırılsın, d) Güçleri yettiği halde hacca gitmeyenlere ceza verilebilsin. 4- Namusların korunabilmesi için İslamî bir devlete ihtiyaç vardır. Ayrıca aşağıdaki hükümlerin yerine getirilmesi için de bir İslam Devleti’ne ve imama zaruretle ihtiyaç vardır: İMAMIN VAZİFELERİ Ömer Nesefi’ye göre İmam’ın vazifeleri şunlardır: „1- Ahkâmı tenfiz.“ İslam nizamının emirlerini tatbik etmek (şer’î muhakeme). „2- Hadleri ikâme.“ Allah’ın hududunu (bir mü’minin dinden çıkması, içki içmesi, zina etmesi, birisine zina isnat etmesi, insanların haklarını gasbetmesi, katl ve yaralama suçları) ve İslam hükümetinin emirlerini çiğneyenleri cezalandırmak. „3- Askerî techiz.“ Topyekün millî müdafaa vazifeleri. „4- Sadakaları toplamak.“ İslam Devleti’nde mü’minlerden ve gayr-i müslimlerden alınan vergileri toplamak. „5- Mütegallibeyi, hırsızları ve yol kesenleri kahretmek.“ „6- Cuma ve bayram namazlarını kıldırmak.“ „7- İnsanlar arasında vuku bulan ihtilafları halletmek.“ „8- Hakların isbatına vesile olan şehadetleri (vesair isbat vasıtalarını tetkik ve) kabul etmek.“ „9- Velisi olmayan küçükleri evlendirmek.“ Bu ve benzeri vazifelerle sosyal emniyeti ve huzuru temin etmek. „10- Ganimetleri (harb neticesinde husule gelen kazançları adalete uygun olarak) taksim etmek.“ Bütün bu ayet ve hadis’lerden, gerçek din bilginleri imamlarımızın yazdıklarından sonra artık bir kimse çıkıp “İslam’da devlet yok!” derse, o ya echel-ü cüheladan tecehhül etmiş bir cahildir veyahut da siyonistler tarafından yetiştirilmiş İslam düşmanlarından birisidir! „Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şimdi sizden böyle yapanların cezası dünyada rüsvaylık, kıyamette ise en şiddetli azaba atılmaktır. Allah, sizin yaptıklarınızdan gafil değildir!“ (Bakara, 85) Muhammed Said http://www.hilafet.org 3