namesi

advertisement
IÇ! NDEKILER
Divan Edebiyatında Peygamber
(S.A.)in Mu'cizeleri
Selçuk Eraydm 3
•
UÇ AYLIK
Dmi~ llmiJ Edehl .·
ArQ,§tırmalar Mecmuası
Oilt : IV~. Sayı · : 2
Kasım 1979 - Muharrem 1400
SAHlBl
ISLAM MEDENIYET! VAKFI
Adına Başkan
Selçuk ERAYDIN
Yazı !şleri MüdüTü ·
Dr. Oahid BALTAOI
NEŞJR HEY~ETl
İslam İctimai
Hayatmda
Mescid ve Cami
Orhan Bayıkal 13 ·
Hadaiku'ş-şaka1k
hakaik'te Buluninayan Ulema
Hakkında N otlar
Dr. Cahid Baltacı 54
XVİ. Asırda Osmanlı-Hicaz
Münasebetleri
Notlar
Ha.kkında
Hulilsi Yavuz 66
Dr. Oahid BALTAOI
Selçuk ERAYDIN
Dr. !smail ERUNSAL
Dr. Mehmed lBŞlRLl
Av. Mevlüt UYSAL
laari ve Teknik Işler
Seyyid Ali Kahraman
Hattat-Ressam
Turan Sevgili
lddre Yeri
Bozdoğan Kemeri Cemal Yener
Gad. Nr: 132 VEFAjlST
Haberleşme ve Havele
PK. 1315 Sirkeoi/lSTANBUL
.TTJRKEY · •
Fiyatı : · 50 TL.
Abone Şartları
Yurt !çi : 150 TL.
Yurt Dışı : 300 TL.
DizgijBaskı .
Dilek Matbaası. Tel : 26 63 78
ve Hadatlm'I-
Gelibolulu Mustafa All'nin
Eserlerinin Yeni Bir Tasnifi ve
"Meva'ıdü'n-Nefais fi Kava'ıd'l­
Me.calis" Adlı Eseri
Dr. Mehmed Şeker 81
Kıyafet İlmi
Lokman
ve Seylyid
Çelebi'nin Kıyafet -
namesi
Mehmed Serhan
Tayşi
91
N eşredilineyen yazılar. iste-.
nildiğlııde iade edilir. Mecmuanm ismi zikredilmeden iktihas
edilemez.
J&.VWWWW.WWGV®'WU'VWWWUWG ... W'WVW'UVWWW
·;.., -.. • .• ·-_;t- -
-
:
.
.;',
·--·
.
:;'
..
.:
.
. .
. -. ·. _;· .
.. •
......
:
·- İslam-lctima·ı Hayatında· Mescid ve Cami ·
-··· _.tt
.:·:: ...
-
. ..
·---··
'
.
•'
·..
. .
'.ı
Orhan BAYKAi.
.
. ..
.
.
.
-=Iı~stV.ul1ıı4 <S.A.v_.ı şöyle buyurmuştur: Am eller Cin· kıymeti).
ancak niyetiere göredir.. Herkesin niy~t , ettiği· ne jse eli.n~ ,geçecek
olan ancak odur. Her kimin hicreti Allaha ve Resülüne
müteveccih
..
ise hicreti Allaha ve Resülüne müntehidir. Artık nail olacağı bir dünya veya nikah edeceği bir kadından dolayı hicret etmiş kimse varsa
hicreti (Allahın ve Resülünün nzasına ·değil), hicret sebebi olan şe­
ye ulaşır~»
· Bu hadis, sıhihatinde ittifak edilen· bir hadıistir. Alimler bunun :
mevkiinin büyüıklüğü ve azameti hakkında hemfiıkirdirler. Aynı zamanda İslamın üzerinde deveran ettiği '(prensip kaıbul edilen) hadislerden· 'birisidir. Selef, ve haleften · r-) onlara tabi olanlar herhangi
bir esere bu hadis-i şerifle başlaanayi severlerdı. Bu da okuyucuy-u ihlas ·ve samimdyet -hususunda uyaİ-mak ve bu mevzuda dikkatli olma-·
ya davet için olmalıdır. (2 )
Zikredilen geleneğe uyarak «İslam ictimai hayaiinda mescid ve
cami» adlı yazılı çalışmaya veya risaleye manası sunUJ.•an hadisle
başlamaıyı uygun buldum .
. İmam-ı Buhan hazretleri meşhur eseri «Sahih,me mezlklir hadisle b'aışlamı.ştır.
lv:1ESC1JD VE CAMİİN MENŞEİ, · KIŞACA T~1ıHÇESİ
ı.
Kelime manası: Mescid kelimesi bir mekan ismidir. Arapça
<sececl.el mazi ko.künden veya <sücüdl mastanndan tü.n:ı-m.iştir. Mas(1) Buradaki selef ve halaftan mak>sat Ilk devir
(2) en.Nevevi, ei-Ezldir, s. 4.
\
allmleııı
va
o0nları
.tt\'kibedenlerd-lr,
13
dar ola.ıra;k; meyl etme~. baş ·eğ:m~k. alıunı yere koymak· gibi manaIara gelir. Böylece mesçid,, seeele edecek. yer dernek olduğunıdan:~ts.:..­
lamda
ibadet y€ti, 'mesciid ve cami manalarını ifade etmektedir. (3)::
.
_ 2. Kur'an'da Zikri. - Mescid kelimesi, Kıir'an-ı Kerim'de · iZafet
terkibi (isim tanilaması), müfred ve cemi olara!k: geçnielçtedfr. · · - _,
el..ıMescid el-iH~ra.rl:ı tabiri ile 15 · ayette ziık!redilir. Bu ay·etleriri:
ait olduğu süreler ve numaraları şöyle&ir: · · · .·_~:'c,-,Balkara, 144, 149, 150, 191, 196, 217; Maide; 2; En:fıiU, 34; Te.vbe,-7,-19, 28;"İsra,
1; Hac, 25; Fetih,_ 25, 27. .
.
.
«Mescid-i Haram ifadesiyle ya Ka:be ·veya_ Mekk:e, yıiliiııt-da Haram kastedilmekteclir. Fakat aklıa ilk gelen Ka'be-i Muazzamayı çev- -_
releyen mesciddir. (4 ) ·
Mesela:. Tevbe süresinin 7. ayetinde geçen Mescid-i. Haram ter-.kıi·qi -Hruremi ifade eder.
.
Kudüs Mabedi için de İsra süreslnin .. Hk ayetindeMescid-Laıksa
tabiri yer alır.
·
· · ··
· · ·
.
~
Miifred ş~kliyle geÇtiği süreler şunlardır:
· A'raf,_ 29, 31; Tevbe, io7, 108; İsra, 7; Kehf, 21.
· Cemi haJi olan -«mesacid» kelimesıi şu ayetlerd-e yer ·alrr:
Bakara, 114,· Hl'i; Tevbe, :1.7, 18; Hac, 40; Cin, 18.
·
~ 3. Mekke\l·e ilk müslüman cemaıatin hususi bir.ibadet.yeri yok-:·
·tu.
1 .. Efen-elimiz eliğer ımüslümanlarla ·birlikte. bazan l\.1:eO.tke'n-in dar
sokEVklarında, .bazan. da .Mekke · dışında na:m:az kılarlardı. İslamın -ilk ~
senelerinde Makike'de açı.:ktan naınıaz kılmak güçtü; Kıimi zama::n da
Nebiy~i Muhterem CS.A.VJ .eshabın eskilerinden Erkarn b. Ebi'l-Er-• ·
.kaıİı'm evinde kendine t~bi ol·anl:arla beraber, tOplanır orada .ibadet
ederierdi. - .· .
.
.
. - .
.
..
-
Ri;vayete
·göre Hz. Ebubekir CR.A.J evinde gizlice namaz· kılark en
bu _görüşünü değiŞtirerek evinıin avlusunu mescid yaptı. · .
-
"
(3) Namazın mühirn rükunlartndan blrr olan sücOd (secde etmek). dan alınması, see·
denln ehemmlyetlne ve azametine açıtk bir delildir. Halbuki namazın diğer· ~ük{)nlarını
Ifade eden. 1kelimelerden de namaz iç iri hazırlanmış bir. mekana, mekan ismi lştikakı
mümkün Idi. Çünkü secde, Jhadetln hi kmetinf apı;ıçik -ortaya: -koyar; Zira onda en 'kiyniet11 aza olan alnını yere koymak keyfiıyeti vaııdır. Namazda secde, Allah Tealaya boyun ·
~eğmeyl·ve -kal&leııden klbrl çıkarmaıyı remzeder. Bundan ötürô MüsHm'ln Sahihlnde, EbO ·
oavOd'un Sünenl ve Nese1'de Nebi (SA.V.)'in ·şöyle buyurduğu rivayet edilmiŞtir: "Ku·
lun Rabbine en yalkın olduğu zaman ·secde halidir" (Risalet el-mescld; s. 107).
· ·
.(4) ,A:bdull'!h Yılmaz •. Mescı<t_.ı Haram (Haıksas, .1977. sayı: 155,. s. 9),. . :
1
14·
{'
.
•.
. (,_J3ı.ı lıusll5ta.--:muht-elif rivayetler. vardır.·· ·Bunlarda/n ·bm ·oıd.u!kça:
u~ ca.. Qlup Hz. Eıbubekir fR.AJ 'in I-:Iabeşistan,',~·f,hlcret · etmek:. üzere
~ken İbnü'd·::Deği:iıe tarafından·. çeşitli
-iltifatlarla vaz geçirildiğiiıden;
b:u. aşb.sın hi:mayesin~ girip Kureyş tarafından, yüksek sesle ol:maksizıit evfnde .namaz .:kılıp Kur'an okı..pnasına mÜ$ade edildiğinden,
bır .ınüddet böylece. c1evam ettiıkten. sonra filciT değiştirip· evinin avmesc:iıd edinip
açıktan
.ibadet etmeye .başladığından bıilisediı.: '
.
.
. mekt.edk C(Suhari, _Kefale, bab 4 ve tür. ye.rL >.
Diğer bir rivayetin·..iıse yaklaş:ıık. olaraik tercemesi şöyledir:
·«Nebi (S.A.V.J 'in zevcesi Aişe m.A.J şöyle demiştir: Ben, akiım
erdi-ereli .ana-habainın !bir idine ÜslamaJ bağlı :olduklannı biliyoruıfi.
(yani İşiarndan önceki devrelerini hatırlamıyorum}'· Muttasıl Resiilüllah aleyhi ve sel! em her· gün sabahleyin ve ·akşam üstü bize gelirdi. Sonra Ebübekir geçmiştekini bırakıp evinin: avlusrinda -bir mes- .
cid yaptı. Orada namaz kılar ve Kur'an okurdu~ Oraya Kiıreyş ka.dınHın ve çocukları gelir, ona hayret ederlerdi ve ona bakarlarclı.
Ebubekir çok ağlayan bir ,kimse idi. Kur'an okuduğu zaman göz yaş­
lanın tutamazdı. Bu durum müş:riklerden Kureyşin ileri gelenlerini
korkuttu CiBuhari, Sa:lat, bas as,·· s. 122J;
. Mekke müşrikleri, Meısoid-i Haram'da ibadete mani olma:ıkla (~)
ka1mıyorla.r, ·bir hAnenin avlusunda yapılan ibadetten bile gocunuyor~a.rdı..
.
· .: Bütün bunlş.r Me'k:ke'de müslrünianlann din hürriyeti olmadığına
delli ~-eş.kll eder. Hicretin de sebebi işte bu ·idi.
Bazı müellifler Hz. Ebubekir üR.AJ'ih avlusundaki mescidi ts.;
lamda ilk mescid olarak göstenrıektedirler. J 6 ) .
Bu mescid, Kuba mesciıcli ·gibi bugünkü manada bir mescid de~
. ğildi. · Ceni.aatie namaz, ilim ·ve istİşare meclisi, müslümaiılann toplan. tı yeri olma hrususla.rına sahne olmadı.~ İslamda eVin. herhangi bir ·
· yerini mescid yapmaık edepdendir, müstehabdır.
Bir eserde şu. satırlar yer alma~tadır: «'Hz. Peygamber CS.A.VJ .
in dini aıkideleri, esas olarak bir ibadetgahın mevcudiyetini zarliri ._.
kılmama&tad.ır. Allah naza.rında her yer bir idi. ve namaz vasıtasıy­
la, .AUa;hın· huzurunda S!3cdeye varmak _l~er yerde ~ümkün- idi; ~a­
ha.önce:ki ·peygamberler ancak havralarda .ve kiliselerde ibadet et-
lusunu
.
.
~
l5)
(6)
ıBk.
··-
.
.
Bakara, 217.
Müslümanlı'kta 'l:bad~t
tar.fhl, s. 27-28.
15.
ti.klerthalde, peygamber CS.A;VJ. bütün dünyayı bir ıp.escid otarak
tani:c4ğını söylemiştir.» (7 ).
Bu ifadeler bir gerçeği if.ade ediyorsa da, yanlış yönleri ·de var-:
dır. ·Delil olara;k gösterilen «yeryüzü benim içüi mescid •ve teımiz kı­
lındı», hadis-i şerlfi İsUımda ibadet için belirli bir yerin seçilip ma·bet ve cam.ı yapma zarüreti olmadığını ifade etmez: :Bu husus mescidlerin--fa.ziJ:eti .ve imarı bölümünde ele alınacaktır.
··
Me:kke'de muayyen bir mescidin yapılamayışı ve Mescid-i hara._
ının Mekıke devrinde mfus1üıma:nlar ·tarafından dini merkez edinilememesi baskı yüzündendir.
_4. islı1m tarihinde ~ yapılan cami, tsıam aJ:eminin iillk ihs.det
yep .olmaJk şeerfini kazanan mekan Kuba mabedidir. (8 ) Efendimiz
Mekke'den Medine'ye hicret ederken Kuba'ya uğradı. Burada ilık iş·
olarak mescid yapma;k ·faaliyetine ba.şladı. (9 )
Tahirü'l.JMevlevi bir eserinde Kuba mescidi hakkıında _şu bilgileri dercetmiştjr: «Orası Kuıba köYü eşrafından Külsüın b: el-Hidin'in
mirbedi yani hurma kuruturlacak arsası ddi. Medilia-i eelnesi (10 ) bu
mescid haıkkınd:adir. ·Kuba m escidi Hz. Osman ile Ömer b. Abdiliaziz
tarafından tevsi ve tezyin edilmiş ve müteaddit kimselerin himmetlyle mükerrerentamirolunmuştur. En son tamiri II. Mahmud'un iradesiyle icra lkılınmıştır ki, 1245 tarihine müsadiftiİ'. Aleyhi's-se-ıat·
Efendimiz ~uba'yı teşr.if huyurunca Kü1süın b. El~Hidm'in hanesme
·misafir olmuştur. Bu evin ımescid-i Kuba kıble duvarının artkasina
tesadüf ettiği ve yerinde Mescid-i Fatrma namiyle· bir mabet bulunduğu da ylııe Mir'at-ı Medine'de yazıllıdır. (11 )
ResUl-i Ekrem Kutba'da 4-5 günlük bir IDisafirliği sırası:iıda bu
mübarek mescidii. inşa buyurdu. Kendisi de bir işÇi gibi çalıştı. (12 )
'Bir rivayete göre Mescid-i Kuba'nın eski sahası eni boyu müsavi olm.a:k üzere ·66 zira'dan ibaretti.
Kuba nieıscidini ·ziyaret etrrıek: ve orada iki ya da dörıt reık'at na(7) lA, VIII, •s. 2, stn. 2.
- · (8) Tecrld, IV, s. 210; iA, VIII, s. 4.
(9) Risalet el~Mescld, s. 219_ ve tür. yer.
(10) Tevbe, 108: Muha:kkalk kl bu mescid, ·Inşası günü takvü ve tevhTd temeiJ üze-
rıne kurulmuŞ ve tböyle ·devam ede"gelmi·ştlr. Ha:blblml Bu meseldda senin namaz kılman
doğrii ve hayırlıdır. · Bu mescidde son der<ıce temizliği ve nezahetl seven müttekT ·
bir cemaat vardır. Allah da çok temiz ve faziletli olanları sever.
(11) oMüslümarilıkita ııbadet tarihi, s. 44.
(12) Bk Tecrld, IV, s. 209-210. ·
çok
16'
maz·
kı1mak. müstehabclır:
Nebiy-i Muhterem her· cumartesi buraya
yaya veya süvari olarak gelir iki re·kat namaz kılard.ı.. (13 )
5. Medine Mescidinin· yapı~ışı.
'
Peygamber Efendimiz Medine'yi teşrif edince burada önce bir
· mescid yaptırmayı tasavvur etmişlerdir.
·. Aleyhi's-salatü ve's-selain Efendimiz nerede namaz vakti gelirse
oracııkta na;maz kılınayı severdi. Ağıllarda kıldığı variddir. · Efendimiz ·sonra mescidiıi btiıa olunmaJSını emretti. Akrabası olan Neccar
oğullarının çevrili bir bahçesi vardı. Burasını onlardan satın almak
±stedivse de onlar bunu bahşettiler. Burası oyuk ve tümsekti. İçin­
de müşrtk kabirieri vardı. Hurma ağaçlan da bulunuyorou. MüŞrik
:kaıbirleri vardı. Hurma ağaçlan da bulunuyordu. Müşrik kabileleri
çıkarılıp başka yere .taşındı. Baıkılmamış harap yerler tesviye .edildi.
Hurma ağaçlan kesildi. Göv:d~Jeri direk olarak kullanıldı. Kapı­
nın yan taraflan taştan örüldü. (14 ) Yapı malzemesi olarak kerpiç
Uebin) kullanıldı. (15)
«'Bina bir avlu, avlu:tıun ortasında taş t•emeller üzerine çıkılmış
kerpiş bir duvardan ibaretti~ duvarda üç kapı bulunuyordu .... Şark
tarafında, aynı malzeme ile, .Sev da ve Aişe CR. anha) için, iki küçük ev yapıldı; bunların medhali avluya açılmalrta olup, halı ile kapalı idi.
.
Sonraıdan bu evlerin sayısı artırıldı; böylece Peyga;mber (S.A.VJ
in zevceleri için .dokuz küçük ev yapılmış oldu ... Biİıa yecll ayda tamamlandı. (16 )
·
. . Mescid çok sade olup, aslırida etrafı duvarlarla çevrili bir avludan ibaret idi.·
Mescid-i Nebevi, İslam mabedlerinin umumi Şekline. örnek olmuştur.·
Bura.sı
müslüman cemaatin dini ve siyasi merkezi idi.
RESÜL-İ EKREMDEN SO~ İNŞA EDİLEN BAZI MESCİDLER
ı.
Medine'deki mescidin idare ve ibadet merkezi sıfatıyla kazandığı ehemmiyet ·müslüman lrumandanların fe.thettiği veya yeni
kurduğu şehirlerin planına tesir etti. Yeni kurulan şehirlere misal
olarak Basra, Küfe ve Fustat gösterilebilir.
{13)
(14)
(15)
(16)
Buhari, cüz 2, s. 57.
Bk. Buhari, Salat, bab 48; Tecrld, Il, s. 371.-375.
Buhari, Salat, Mb 62.
iA, VIII, s. 3, stn. 1.
17
. «Basra, hicretin 14. · (yad:ıut 16.· veya 17L yılında, kışı geçiıımek
maksadıyla, Utbe b. Nafi tarafından, bir ordugah
olarak kuruldu.
OrdUgahın orta yerinde· cami ve karşısına kumandan maıkam . Cdar
el-imareJ, hapisane ve divan. yaptırıldı. (17 )
Aynı kaynakta şu ifadeler yer almaktadır:·
o:Sa'd b~ Ebi Vakkas hicretin 17. ·yılında kurduğu Ktife.'de de aynı şekilde hareket etti. .. O.rıta yere mescid yanıbaşına da dar el-imare yaptırdı. .. Burası 40.000'den fazla insanı alacak kadar geniş
ı'di .» (18) .
·Kısacası İslam kumandanlan, sonradan yeni elde ettikleri şehir..:
lerde daima bir merkez cami yaptırm.akta idiler.
2. Kabile ve fırkalar cami yaptırmışlardır.
Cami, umumi içtima yerlerinden,- cemaat halinde namaz kılman
bir yer olma.kla aynlır. O itibarla her müslüman toplumda mescide
lüzum hissedilir. .
KabUelerin mescid yaptırmasma örnek olarak Beni Selime mescidi gösterilebilir. Buna Mescidü'l-kıbleteyn adı verilmiştir.
3. Eski tapmaklarm mescide çevrilmesi.
Müslümanlar muhtelif kiliseleri camiye çevi.rımişlerdir. o:İslaıni­
yetin kütle halinde kabul edildiği duşünülür ise, bu türlü hare·ketin
tabii olduğu görülür... Bilhassa köylerde, ahalinin yavaş-yavaş islamı· kabulden sonra, kiliseler cami haline getirilmiştir. (19 ) ·
İslam cemaati Hicaz'da Peygamber Efendirriiz'in, ailesinin ve sa,.
h~be-i kiramın hatırasına dayanarak çeşitli mescidler inşa ettiler.
Bunlar İslam tarihinin hatıralannı canlandırmaktadır.
4. İslam dünyasmda türbe camiler de vardır.·
Bunlann bir tarafı türbe bir tarafı da camidir.
5. Fertler tarafından· yapılan caıntler.
İlk zamanlar cemaat reisi sıfatıyla cami yaptırmak hükümdann
vazifeleri cümlesindendi. Fa.kat bir müddet sonra fertler de cami
yaptırmaya başladılar. Çünkü İslam prensipleri bu hususu umfunileştirmiş ve. mescid bina edenlerin büyük ecirlere nail olaca:klarını
müjdelemiştir. (20 )
.
(17) ayn. esr., s. 5, stn. 2.
(18)
aöst. yer.
(19) ayn. esr. s. 8, stn. 1,2.
(20) bk. Buhari, Salat, bfib 65.
18
...
6. Musalla.
tBu kelime Buhari'de geçmektedir. İdeyn, bab 6'da Resül-i Ekrem'in Ramazan ve Kurban Bayramlannda musallaya gittiği rivayeti vardiT. Aynı rivayeı başka bir alaka dolayısıyla Hayz, bab 7'de
geçmektedir. Bunun zikredildiği başka yerler de vardır. (21 )
Dilimizde biı kelime namazgalı olarak ifadesini lıulmuştur;
·Musalla keli!1llesi; bir ibadet yeri, dolayısıyla bir medresedeki husüsi .namaz yeri manasma gelebilir.Peygamber Efendimiz'in bayram namazlannı kıldığı yer Beni
Selima'ye ait bir musaila idi. ,Efendimiz, s:alatü'l-:i.stiska' için de. yine
musallaya giderdi. Bu musaila açık bir yer olup üzerine bina yapıl­
ması yasaıklanmıştır.
7. Cami ve mescid kelimeleri birbirinin müteradifidir. Bununla
beraber cami :kelimesi bazı kayna;klarda Cmsl. Makrizi) d~inıa cuma
namazı kılinan yer manasma gelmektedir. (22 )
· «Hz. Ömer CR.AJ devrinde her şehirde cuma namazı kılman bir
mescid-i cami' var idi.,.· (28)
«Cuma carrnilerinin son derece artması dilde de tesirini göstermiştir. VIII. asrın kitabalerinde büyükçe camilere halA mescid denli- .
. diği halde, IX. asırda hemen hepsine cami denilmektedir... Mescid
kelimesi hala umümiyetle herhaiıgi bir camü ifade eder ise de daha
ziyade küçük camiler için kullanılmaktaıdır.» (24 )
«Birçok cuma cfunileri arasmda umfımiyetle biri ulu cami idi ve bunun için Arapçaıda camiu'l-a'zam tabiri kulanılırdı. Mesela Raımazanm
başını ve- sonunu tesbit etmek bu ulu ·camiye ait bir iş idi. (25 )
Öyle anlaşılıyor ki, cfumi kelimesi, · mescid~i cami tamlamasmd~
mescid kelimesinin atılmasından sonra meydana gelmiştir.
\
''
1
ı
ı
CAMİLERİN
1
TARZ! VE BAZI EŞYASI
ı. İlk camiler - Me~ke-i Mükerreme h~riç - etrafı çit ile çevrili
· ve zullesi bulunan açık bir yer idi. Zulle gölgelik anlamına gelir. KiliseTerin cami olarak :kuUamlışı, diğer !lled-eniyetlerle temas
ve iklim şartlan değişikliğe sebep olmuş olabilir. Şunu, burada kaydetmekte fayda vardır: İslam cami mimarisi ıiristiyanlan taklitten
(21) göst. yer., ·bab 65: Gusl, bab 17.
l22r lA. VIII. s. 18.
(23) Aynı eser, s. 17.
·(24) Aynı eser s. 18.
(25) lA, VIII, s. 19, stn. 1. 2. syn. esr., s. 24, stn. 2.
19
ibar-et değildir. Nev'i şahsına mahsustur. Tesiri olsa da bu asıl
siyete tesir edecek yönde değildir~
. · ·
şa:h-
Einevilerde Abdü'l-Melik oglıı-halif-e I. Velid (86-96 hJ zamanın­
da .cami inşaatı kadim. mimari seviyesine· ulaştı ve san'at tarihine
mal oldu.
2. Vaktiyle cami v-e müştemilatıiıda talebe, zahid, seyyah için
kEJ<!acak y-erler var idi. Camide ·kalanlar için mühirn bağışlar yapılır
idi.
.
·. 3. Camilerde bir çok mukadd-es emanetl-er vardır. Bunlar kıy- .
metli mushaflar, Efendimiz'in hırkası ve sakalının telleri gibi şeylerdir.
·;
Öte yandan antika nev'inden rahl-e, şamdan V'e levhalar gibi eş­
yalar da mevcuttur.
4 .. Cami eşyası içinde dikkat edilmesi· gereken mühim bir nokta vardır: Camilerde asla ·taSvir bulunarn az.
5. Cami eşya.Sı içinde en göze çarpanlan halılardır. Esefle söylenm-e.si gere•ken bir husus varsa, o da; pek çok camide halilann bir
demirbaş defterde kaydediim-emiş olmasıdır,
· 6. Aydınlatma.
Bazı namazların karanlığa rastlaması, camilerde aydınlaıtma :liarüretini doğ:urmuştur. Bu h:usus baŞlangıçta çok basit olduğu halde zamanla değişmiştir. Hele bazı cfumilerde milirablar göz .alacak
şekilde· flor-e·san lamba ile donatılıyor. Kıbl-e tarafına :gözü· işgal ed-ecek şe~ler konulması nasıl caiz değilse, bu davranışında yerinde ol-:maması gerekir.
•· Mesdd-i Nebevi'ye
U.k ele•ktriik
1908'd-e
konuldu. . 'Müslümanlıkta
.
.
.
.
. .
ibadet tarihi, s. 53'te şu satırlar y-er almaktadır:
c:Terivir vasıtalarının bulunmaması dolayısıyla g-eceleri Mescid-1
Nebevide hurma yapraklan ve budaklan yaikma:k suretiyle aydın­
lık husUle geliyor, yahut mehtaplı ve yİldızl.ı gec-elerd-eki aydınhkla
iktifa ediliyordu.
Hicretin dokuzuncu gec-esinde Medine'ye gelip müslüman olan
remim Dari'nin Şam'dan ge.tirmiş olduğu kandillerin asılmasıyla
mescid-i şerif daimi sürette tenvir edilmey-e başladı. II. Sultan Abdülhamid bihakkın «Ceiail-i asanridan» . bulunan Hicaz şömendiferi­
nin Medine'ye vusUlünde Har-em-i şerif dahili elektrik ziyasiyle tenvir edilmiştir (28 Şa'ban 326/1908) .
. 20
.
.
• N ot: Yeni bir konuya girmeden şu noktanıri hatırda kalmasmda
fayda vardır: Kubbeli cami gelişimini ancak Osman!ılarda tamamlamiş ve eri yüksek noktasına İstanbul'da erişrriiştir.
·--
CAMİLERİN İDARESi
i. Yalnız cami yaptırmaikla iktifa edilmiyor, aynı zamanda mevcut camilere
ve vazifelfi.eri
için vakıflar da tahsis ediliyordu. -Vaklf..
.
.
.
..
lar ve gayelE!ri, mahkeme huzurunda, kadı nezaretinde, ve şahitler
muvacehesinde, tasdik olunan Vaikıf şeraiotnamesinde, açık . olarak
gösterilme!kt-edir. Bakıroma yetecek. bir va·kfa veya gelire sahip oı..:
mayan biT cami ya büsbütün söner yahut maaşlar indirilirdi.
2. Camiierin yönetimi şöyle olmuştur:
al Halif? ve naibi tarafından yönetilen camiler.
· bl Kadılar tarafından idare edilen camiler.
cl Mütevelliler tarafından idare edilen camiler. ·
Bu~~ umülni kaide olarak, İslam ülıkelerindeki vakıflar hus"Çı_si
bir vekalete, (Türkiye'de Vakıflar Um um Müdürlüğüne), bağlı bulunmaktadır. Mem.leketimiz:de camiierin intifa hakkı Diyamıt İşleri
Başkanlığı'nınd:ır. Görevlileri orası tayin eder. Ha1buki 1950'lerdeh
biraz sonral~ra kadar cami hizmetiilerinin tayini vaıkıflar tarafın. dan yapılmakta id'i. Maaşlar da oradan almırdı.
Bir mrüellif beş va:k:it namaz kılman ·me·scidleri, sultan m~sdd-.
leri
ve aımme m escidieri olarak i'kiye ayırma~ktadır. Sultan i.nescid-·
.
..
lerini de şöyle tarif ediyor: «Sultan mescidleri: - ·cemaati az olsun
çok olsuri - sultanm · riayeti ve idaresi altında olan mescidler, c"amiler ve meşhedlerdir. Buralarda imamet için sultanın tayin erttiği ·
kimse müstesna bir başkasının ortaya çıkması layık ve caiz değil­
dir.» (20 ) Bu camilerde görevli imam ve müezzinlerin maaŞlan · hususiında da şöyle denilm.ektedi~: «Bu imam ve müezzinler imanıet
ve ezıEJ,n için Bey-tü'I--Mal'den maıslahatlar hissesinden nzık (maaŞ)'
almalan caizdir. İmam-ı A'zam bunıu men eder.» (27 )'
Sonralan hanefi mezhebinde · de buna fetva verilmiştir.
Am.IIl€ me s cidileri ki, bunları belde sakinleri. bina etmiştir. Buralarda~ki imamiık görevini, orada oturanlar tesbH eder. İmametine
razı oldti!kları birisini bu işe görevlendirirlerdi. (28 ) ·
{26) Maverdi,
(27)
(28)
el-ıA!hkam,
s. 96.
ayn. esr. s. 96.
göst. yer.
21
MESCİDLERİN FAZİLETİ VE
1MARI
1. Kur'an-ı Kerim'in ayetlerine ResUl-i Ekremin hadislerine ve
ihlaslı alimlerin araştırmalarına baikıldığı zaman İs[am'da ma".bedle-
rin fa zile.ti ve kudsiyeti açıkça ortaya .ç11kar.
Cenabı_ Hak b'ir slirede şöyle buyurmaktadır:
«Hakikatte ıiıescidler Allah'ındır. Onun için Allah ile birlikte
hiç , bir (şeye, hiç bir kimseyel tapmayın». (29 ) gerçi «göklerde ve
yerde· ne var ise hepsi Allah'ındır.» (30 ) Bu uniumi ifadeden sonra
mescidlerin tahsis edilmesi onların şerefine delalet eder. Bu fazilete
yer- yüzünün diğer parça_Jarı asla nail olamaz. ·
.
Aynı şekilde: «Ey Adem oğullan her mescide girdi~de ziynetinizi alın», (31 ) ayet-i kerimesi de mescidlerin üstünlüğüne huccet
olur.
Nlir sliresinin $6. aye.ti şu meald-edir: .. öyle evlerde tesbihatta
buiunun ki, Allah onlann ta'zim edilmesine ve içlerinde adının anıl.:.
masına izin ve~iştir». İzinden maksat emir, evierden murat da mescidlerdir. (32 ).
Hak Teala b'ir şeyin ta'ziımini emrederse bu onun kıymeti için
ıkafi dellldir. AllaJ:i'ı zikir her yerde müinkün iıken,. mescidlerde yapılma emri de, onların eiheırrimiyetin·e ayrı bir ·Işarettir.
Aleyhi's-Salatü ·ve's-selam Efendimiz şöyle buyurrn:q,ştur: ..sizden
biriniz mescide girdiğinde oturmadan önce iki rekat namaz kılsın».
Bu kera-hat · vakti değilse "talıiyyetü'l-mescid" adı ile kılınan namazdır.
Bu namaz mescidin yani o makamın hakkıdir. Hadisi, Buhart ve
· Muslim rivayet etmiştir.
Yine Efendimiz, Aziz ve Ceill olan Allah'ın kitaplannın b.ir.iTide
şöyle dediğini nakletmiştir: «Şüphesiz arzımızda benim evlerim, mes. dimlerimdir; Oralarda benim ziyaretçilerim, onlan manen (yani ita.:
atla ihya
edenlerdir. Ne mutlu bir kuia ki, evinde abdest
alır, sonra
.
'
beni evimde ziyaret eder. Çünkü, ziyaret edilen bir .k4nse için, ziya- ·
· ·retçisine ikram etmek bir borçtur.» (33 )
(29) Cin, 18.
(3U) Bakara, 284.
l31) A'raf, 31.
(32) M edariık 4, III. 146.
(33) l·hya, ı. s. 203; Keşşaf, ıı, s. 179.
22
Diğer
taraftan Ne'b! (S.A.VJ :
..-En hayırlı yerleır mescidlerdir." (34 )
2. Mescidlerin i·ki türlü iman vardır: maddi ve manevi ..
Bu kısımda, bununla alaıkalı ayetlerde bu keyfiy-et açıklanacak­
tır.
Tevbe sliresi, ayet 18'de şöyle buyuruluyor:
«Ailah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan.,
namaza devam eden, zekatı veren ve Allah'tan başkasından .korkm~yan kimseler ma'mur eder. İşte bunların muvaffak olmala~ me'niuldür., Üstad. Hameli Yazır şöyle diyor: «Mescidin imareti iki manaya gelir: Birisi binası ve tecdidi, birisi de ziyaret ve içind-e bulunup ·
ibadet edilmesidir. Nitekim Beyt'-'i şerifi ziyaret-i mahsus?-ya «Umre» denilir. Ve m-escidlere çak giden v-e içlednde çok duran kimselere de «Ummar.:.ı mesacid» tal;ıir olunur. Bu sliretle bir mescidin ma'. muriyeti bu iki cihetin cem'iyle . olur. Birisi-umran-ı madd!sidir ·ki,
binası, ta'miratı, nazafeti, mefriışütı, tenviratı ve bunların idamesine müteallik cihatıdır. Birisi de :umran-ı ri:ıanevisidir ki, içinde Alla-h için ibadet, zikir, tedr!s-i ulfun gibi taat ve fezailin idamesi ve
bunlann idamesine müteferrl cihatı ve mesciqi mevzuunun lehinin ·
gayri şeylerden siyanet ile olur.» (35 )
Bu ayet-i ikerimenin tefsiri yapılırken
kaynaklarda
şu hadisiere
.
.
.
36
de ra·stlanır: «Kim mescidleri severse Allah da onu sever.» ( )
«Bir ;şahsın mescidlere gitme alışkanlığını kazandığını gördüğü­
nüz zaman, onun müslüman olduğuna şahadet ediniz., (37 )
!Bu ayetler mescidleri i'mar edecekler için dört şart ileri sürülmüştür:
ı
- Allah ve ahiret gününe iman.
2-
Namazı dosdoğru kılmak.
3-
Zekatı ~ermek. ., ·
Alla!h'tan başıkasından korıkmamaok.
·4 -
Bir müslüman pek çok mahzurlu şeylerden korkar. Onlardan
korkmama keyfiyetme malik değildir. Bu korku ve haşyet dini mevzularda ba:his konusudur. Allah'ın nzasını vaki bir korku · olsa bile
başkasının nzasına tercih etmemek, Allah'tan başkasından korıkmt:t:..
(34) RisiHet el•mescid, s. '566.
(35) Kur'an dili, lll, s. 2479 - 80.
(36) Keşşaf, ıı, ·s. 179; lhya, s. 203.
(37) gö&t. yer.
· •
23
mak olur. Bir kimse, nefsinin arzusu ve Allah'ın emriyle ·kaTşı· karşıya gelir de Hamkın nzasını nefsinin emrine tercih · ederse, bu da
onun Allah'tan korkusuna delil teşkil eder. (38 )
·
. Mevzu ile alakah ikinci ayet Bakara sures}nin 114.. ve 115. ayet-i
kerliri:eleıidir. · ·
· ·
·
«Allah'm mescidlerini içlerinde Allah'ın ismi anılmaktan men .
edtm ve harap olmalan zımmnda çalışan kimselerden ·daha zaliıiı
kim ·olabilir? Bunlar oralara korka korka ·olmaktan başka· sürett.e
gİİ'ıttek salahiyetini haiz değildirler~ bunlara dünyada bir ziliet var,
bunlara ahirette azim bir azap var. Maama.fih; meşrik de Allah'ın
mağrib de, nerede yönelirseniz orada Allaıi'a. durulacak cihet var,
. şü:phe yok ki Allah vasi'dir~· alim.dir.»
Bu· ayette geçen harap kelimesi iki yönlü anlaşılır: maddi harap,
manevi harap. Mescidin yıkılmasına veya muattal kalmasına veya.hut meselcilikten çıkanlmasına çalışmak maddi haraptır. (39 )
Bu ayetin hükmü, Allah'ın bütün mascidierine şamildir. Oralarda Allah'ı anmaktan men etmek ise zulümde had b'ir safhadır. Ayet~i
lkerimenin nüzUl sebebi şudUT:
Nasrani olan rumlar Kudüs mescid'in:e (40 ) pislik atıyorlar. ve
insanlan orada namaz kılma;ktan men ediyorlardı.. Rumlar . oranın_
halkına harb açtılar. Mescidi tahrip edip Tevrat'ı ya;ktılar. Halkın
bir kısmını öldürüp, diğerlerini de esir aldılar. Sebebi nüzuı· ha:kkmda şöyle bir rivayet de vardır. Ayetteki menden mura:t; ·müşıikleri­
Hudeybiye yılında ResUlillialı (S.A.VJ 'nin Mascid-i Harama gitmelerine mani · olmalandir, denildi.
13uradaki men de umumidir. Mascidierin maddi ve manevi i'mannı yasaklayan, bunlara· gizli ve aşikar delalet eden her fikir ve davranış, insanlan Alla-h'ın mescidleıinden men' olur. (41 ) ~
«O mascidierden men' 'edilen ve Allah'a cidden ibadet etmek isteyenler asla meyus olmamalıdır. Ve o mascidierden men' edildik
diye Allah'tan ve.Allah'a ibadetten ·vazgeçmemelidirler. ·çünkü «Meş­
rik de Allah'ın mağrib de.» Öyle olma·kla beraber sadece o mescidier
-de~il. bütün meşr:illr ve mağrib, yani bir tara:fı meşrık, bir tara:fı mağ-·
nb olan. bütün küre-i arz Allah'ındır. Binaenaleyh yani her nerede
yönelirseniz orada da Allah yüzü yani Allah'a durulacak .bir cihet.
(38)
(39)
(40)
(41)
24
Keşşaf, ır.
s. 180.
Kur'an dili, l, s. 472.
Beytü'l-makdis.
Keşşaf, s. 206.
. :vardır. O'nun bir mekanı yoktur. Alla:h ellietten inünezzehtir, fakat
bütün ellietler de onundur. Namazı kılmak için de herhalde bir meseidde bulunmak zaruri değildir. Zahicr olan arzın her tarafında hat-·
ta. indeızzarure
.
. her .c'ihette
.
. namaz kılınabilir ve Allah'ın rızasına eri-lS~bilir. Allah hem vais' hem de alimdir. Vasi'dir, rahmet-ü kudreti .
· geniş, her .şeyi muıJ:ı.it ve kullarına müsa,ade-_ıkardır, tahdid. olunmaz,
tazyiki sevmez. Burada kaide'-i fıkhiyyesine işaret vardır. Alimdir,
her şeyi bilir ve tamamiyle bilir, .kendisine. yapılan ibadet her nerede ·olursa olsun ona agah olur ... Görülüyor ki, bu ayette namaz kıl­
mak için .büyük bir te·vsi. .. vardır. Ümern-'i salife (geçmiş.· üm:nıet­
ler) meseidlerden başka· bir yerde namaz kılam-azlarken müslümanlara: 'küre-:i arzıi.ı. her tarafı namazgah yapılmıştır.» (42 )
Bu kısniı bir hadis-i şerif ile kapatalım:
. cResU.Iüllah (S.A.VJ şöyle buyurmuştur: Benden önceki peygamberlerden hiç birine verilmeyen beş şey bana verildi. m Bir aylık mesafeden korku ile yardım edildinı. UD . Yer-yüzü benim için
mescid ve temiz kılındı, Ümmetinıden herhangi bir kimseyi namaz
vakti ıı.erede idrak. ederse, ·orada namazını kılsın. um Bana ganimetler_heliH edildi. UVJ Vaktikle bir nebi sadece kavinine gönderilirdi; ben ise bütün insanlığa· gönderildim. (VJ Bana şefaat~i 'uzma
verildi.» f-43 )
· MESCİDLERE AiT BİR KISIM HÜKÜMLER
: ·Mescidlere aid bir çok fı:lrhi hüküm vardır. Ameli .kıymetin~en
dolayı bunların mühim. olanlarının bilinmesi gerekmektedir:
. ı ~ Şer'i :cezalar mescidlerde .icra edilemez.
2 .:...._. Mescid dahilinde müdafaa-1 hakikat ve ahlak ve bikmete
dair şiirleri inşadına Efendimiz müsaade ederdi. (44 )
3 - Müşrikler m escidiere giı·ebilir mi? BiT ayet-i kerimenin ma:.·
nası· şöyledir: «Ey iman edenler, müşrikler ancak bir necistir. Onun
için bu yıllarından sonra onlar Mescid-i ·, Haram'a yaklaşmasınlar.
Eğer fakirlikten korkarsanız, Allah dilerse, sizi yakında kendi fazlından zenginleştirir. Çünkü Allah, gerçek belirticidir, tam hüküm
ve hikmet sahibidir. (45 )
{42) Kur'an dili, 1, s. 476-77. ·
(43) Buhar!," Salat, ba'b 56,
(44) Müslümanfııkta ibadet tarihi,
(45) Tevbe, 28.
'S.
56,
25'
Bu ayetten ç:ukarilac~k hükümd-e mezıheplerin ..iih.tilafı · vardır:
ı - Hanefi mezhebine gör~ ehl:·i zimmetipı Mescid-i Haram'a
girmelerinde beis yoktur. Bizim bu husustaki delilimiz Nebi CS.A.VJ'
nin. kafir olduklan halde Sa:kif heyetini Mescid-i Saadetinde ··kabUl
·buyıurnıalandır.
.
Çün'kü pislik onların aJkidelerinded'ir. Bu durum, mescid:lıi kirlenmesine yol açmaz. Mezklir ayet-i kerime ise, istila. ve tekebbür
·yoluyla hazır olmalarına mı:ı;:Iımuldür. Yahut cahiliyat devrinde adetleri olduğu üzere çıplak olarak tavaf etmelerine hamledilir. (46 ) Bunun manası Nesefi'ye göre, «ca.:hiliyet devrinde yaptıklan gibi hac ve
.umre yapamazlar,» demektir. (47) .
2 - Şafiilere göre müŞriklerin Mescid-i Haram'a girmeleri rnekruhtur. Bunlar iqin delil yukandaki ayet-i kerimedir. (48 )
İmam"ı Şafii hazrertlerine göre ·lruffar sadece Mescid-i H~ram'­
dan men olunurlar. Bu itibarla bir müşri·k gizlice Harerne dahil olup
hastalansa, hasta halinde çıkarılması, eğer ölüp. gömülmüş ise, münı- kün ise kemiklerinin çıkarılması lazım gelir. Mezhebimize göre ise
bunlar Meseld-i Haram'da hac ve .umreden memnüdurlar. Mescid-i
Haraım'a ya!klaşmasınlar demek hac .ve umreye gelmesinler demektir. Bu iki husus dışında Meseld-i Haram- veya başka bir mescide gitmeleri bir takım şartlara tllbidir. İstedikleri tarzda olamaz. (49 )
· 3 -:- İmam Malik hazretleri demiştir ki, gerek Mescid-i Haram'a
ve gerek diğer· m escidiere kdfirin girmesi memnüdur. Çünkü kafir
cünüblükten hali olmaz. Zira kendisini bu halden ku,rtaracaik bir gusül He yıkanmaz. Cünüb ise mescidden uzak durur. Ayetteki neca. set illeti umıimidir, bütün mascidieri ihtiva eder; (150 )
4 - Temiz olmayan kişiler mescide giremezler. Peygamber
·Efendimiz şöyle buyurmuştur: .. şu evlerin mescide açılan kapılannı
değiştiriniz; çünkü ben mescidi hayız ve cünüb olaıi için helal etnıi..
yorum.,. (5ı)
.
5· -:-- Mescide sağ ayakla girilir, sol ayakla çıkılır. Efendimizin
de böyle yaptığı rivayet edilir. (52 ) ·
•
(46) Hidaye, s. 95.
(47) Medarlk, ll, 122.
(48) rHridaye, s. 95.
.
(49) !bk. Kur'an dili, HI, s. 250~/3.
(SO) Hidaye, IV, s. 95.
(i51) EbO DavO'd, Tahare, s. 53.
(52) •Buharr, Salat, ıbab 47.
26
1
. 6 -:- Özürsüz olarak mescidi yol edinmek· t~hrim.en. me~htur.
-.Bir özürden dolayı olursa caiz olur. Her gün bir defa tahiyyetü'lmescid kılma:k ·yeterlidir. 'Girişi tekerrür eder. ve giriş çı•kışı ahşkan­
.-1ı'k hal'ine getirip, özürs:üz bu ~ş çok olursa, ~asık olur. Fakat 'bir iki
defa ile fasJ!k olmaz. Fısktaın itikafa niyetle kurtulur, beıklemese
de -(53)
Garib ve itikafta olanlar müstesna camide uyumak rnekruhtur. Bunlar için ikertı~het
'yoktur.
Bir kimse mescidde uyumak is.
terse, itikafa niyet eder, ve niyet_ ettiği taatı yapar, ondan sonra uyursa. kerahet yoktur.
-8 -:- Mescidde kerih btr kokusu olmayan şeyi yemek tenzihen
rnekrUh olur.- Fı:ıkat soğan-sı:ı,rımsak gibi kokusu iyi olmayan bir şe•
yi yemek ise taJhri.men meıkr.uh olur. Böyle bir şey'i yiyenin mescide
girmeslııe mani olunur.
Bunu,n bir başka benzeri de, nefesi kokup namaz kılanlan rahatsız eden adıamın durumudur. Keza her eza verenin mescide girmesi yEiısaildanır.
,
·
.
7-
Bu eza verme dulilJllu lisAniyle olsa ~ile.
9 - Eğer namaz kılanların zihnjni karıştıriyor ve uyuyanlan
- uyandınyorsa, y~ek sesle mescidde zikretmek mekruhtur, aksi
takdirde rnekruh olmaz. Şayet zakirin kalbini ;ııyandıriyor ve uykudan onu uzakla.ştırıyors&- ve onu -taata teşvik ediyorsa o zaman bilakis yüksek sesle ziikir efdal olur.
Mescidde yüksek sesle konuşmaya gelince bu da ikiye ayrılır:
a) Eğer kelam, kıonuşulmMı caiz -olmayan cinsten ise tahrimen
me'kruh·tur.
b) !Koniışulmas;ı helal olan sözlerden olur da namaz kılanlan ve
bunlar gibi ziikir ve· taatta bulunanlan rahat-sız edecek tarzda; olursa rnekruh olur. Aksi halde kerahet yoktur. Meıkruib. olmama mahalli ibadet için mescide gi:r:dlği ·zamandır. Faıkat camiye sırf konuşma:k
niyetiyle girerse-, bu mutlaka rnekruh olur.
·
ıo - Camide alış-veriş.
Mescidlerde alış-veriş ve icare gibi karşıhklı mübadeleyi &'erektir-en akitle:r'i icra etmek m!ekruhtur. Ama hibe ve benzerlerini akdetmek ise rnekruh değildir. ·Camide nikah a.Jksi müstelb.abdır. ttikafta olan için sair akitleri de yapmak rnekruh değildi:ı:. Bunun da
•
•
• 1
.
{53) EI-Fıkh, ale'f.<mezahi!b ·.al•Erlbea, ı, s: 284,
27
şartlan; bu muamele :kendine veya eviadına airf olacaık
ve ticaret' ma-
li, oraya ·getitilmeyecek:tir. Müceq-et ticaret aıkitleri ona ve. diğerle~
rine mekruhtur.
ll - Meseldin nakşı ve necis olan bir şeyi oraya sokmak.
Bedeli vakıf malmda~ olmayıp, helal ~aldan ohnak şartiyie nıih,.
ra;bı ve kıble ·duvarlarını altın s~yu ile nakışlamaJk meıkruhtur. Eğe~.
vakıf malından veya haram bir maldan olursa, haram olur. Tavan
ve diğer duvarlarını helal bir' mal mu:kabili süslemek rnekruh olmfrz.
Zalimlerin elinde zayi cilmasından koPkulduğu ·zaman vakıf malıılın
süslenmede kullanılmasınçla bir beis yoktur. Naklş için yapılan har- ·
cam:a binayı. koruma gayesini grüdüyorsa veya va'kıfin hareketi .de
aynı tarzda ise du:rum aynıdır, yani beis görülmez.
·
Her necis ve müteneccis (pis ve pislik bulaşmış) bir .şe'yi cami~
ye sokma.ık veya pisliğe bulanmış bir şey ile cAmiyi ayd.İnlatmak veya necis olan bir şey He mescid bina etmek veya bevi etmek tanrimen mekruhtur.
12 - Çocuklann ve mecmunlann camiye sokulması.
Onların mescidi kirletecelcl·erine galip bir zan hasıl olursa mescide dahil edilmeleri tahrimen meıla.mh olur. Aksi halde tenzihen
mekruhtur. (Burada sadece kirletme bahis mevzuu . olmamalıciır. ·
Başkalarına zarar vermek ve a:bes bir iş yapmalan da bu cümleden.:..
dir. Şafii) ;
13 - Camiye süm'kürmek ve tükürrriek. tahrimen melrruhtur:
Mescid tükürülk, s~rük ve balgamlardan .temizlemek vacib ·oıur.
Bunlann
duvarlarda, yeroe,
yaygıların
altında veya üstünde alıması
.
..
.
müsavidir.
Bir k:imse bu gibi ker:ih şeyleri yaparsa kaldırması vacib. olur. ·
Mesaielin zemini toprak olsun, taş ve tuğla d:öşenmiş olsun veya,tefriş .edilmiş olsuiı,. hüküm değişmez .
. ResUlililah (S.A.VJ şöyle bu~rrı.uştur: .;Mescide tükürmek bir·
hatadır, onun kefareti ise gömmek Uzale) etmektir.» ( 54)
14 - Mescidde kayıp aramak.
ResUl-i Ekrem şöyle buyurmuştur: «Kim bir adama ·ınescidde
kayıp. ararken rastlarsa ona (şöyle) desin: Allah onu sana geri çe~
virmesin. ira mescidler bunun için yapılniadı.» ( 55 ) Bu nüküm müt"'
tefekun. aleyhtir. Şafiileİi.n aynlclıklan bazı hususlar vardır.· Onlara
'
(54) Ebu Davud, Salat, s. 111. ·
(55) göst. yer.
28
• göre na.:rp.az Julanla;n ve uyuyan1an -ra;h~tsız etmiyorsa, kayıp aramak mekruh, aksi halde haramdır. Bu, Me;scid-i Haram'ın gayn olan
mescidlerdedir. Orada yitik aramak p:ıekruh değildir, çün•kü orası
. iiısanlw toplandığı yerdir.
·
15 _:_ Mescidde
şiir
okumak (:buradaki . ikinci
maddentıı
şerhi~
.
.,
.
.
. . ..
. . ..
dirJ
Mescidlerıde okunan şiirler eğer öğüt ve hikmetleri ve Allah'ın
nimetlerine şUkrü ve müttekilerin sıfatıanın muhtevi ise bu güzeldir.
Şayet
harabeleri, geçmiş
zamanları,
eski milletierin
tarihlerini
.
.
. .
. .
.
.
müştemil ise bu mübahtır. Hiciv ve mantık dışı şeylerden bahsediyorsa bu· haramdır.
Şehveti tahrik etmemek şartiyle kadınların .bazı kısımlannı vasfeden ·şiirler me:kruh, ta~k ederse haram dır..
16 - Mescidlerde dilenrnek ve ilim ta'limi .
.Mescidlerıde dilenrnek ve dilaneiye para vermek haramdır. İ1im
ta'limi, Kur'·an okumak, ·vaaz. ve nasihat ,.namaz kılanların huzuruna dikkat etmek şartiyle- ittifakla caizdir. (Mescidlerde ilim öğren­
me bahsine te'krar ileride yer verilecektir).
Mesaidin üstü de hülmnen mesciddir. Mespidde . m:ekru!h ve haram olan orada··da rnekruh ve haram olur. Yalnız mescidlerin üstündeki evler için escidiere. ait' hükmler cari de~Ucİir. .
17 - Mescid duvarlarına, düşüp aya:Wa· hasılına ve küçümse~
me korkusundan dolayı
yazı yazmak layık olmaı;.
.
Hanefi ve Malikilere göre mescidde abdest almak mutlak rnekruhtur.
Eşyasının çalınma korkusu yoksa, namaz vakitleri ,harioinde
mesciqleri kapamak rnekruh olur. Hırsızlık tehlikesi vars.a, bu :kerehet ortadan kalkar. (11.6).
·.
.
'
•'
-
m
'
MESCİDLERİN ÜSTüNLÜK DERECELERİ
CNaıınaz kılma
yönünden olan
üstünlüıkJ
Beytullah ( «Allah'ın evi») tabiri özel mana.da Kab e için, geniş
anlamda bütün mescidler icin kullanılır.
. !Diğer dinlerde qlma . an.a:.:babala~ çocuklarını mabedlere vak..,
. fe;tme keyfiyeti, az da olsa !slamda da görülür. Bir müslüman kadı(56) Altıncı mı;ıddedan buraya kadar, ei•Fıkh ala'l-mezahib · el-aıibea, 1, s. ~84-291'dan
alınmıştır.
29
nın· doğa;caJk veya Çlıoğniuş olan ÇOCuğunu· bir camiye v~kfettiiD n~-
. diren
görülmüştür. (P1)..
·
··
·
«İslam :şeriati 2:atından ·dolayı· bir mekam diğerine tafdil etmez.,
\
Yerler arasındaki üstünlük, insanlar arasındaki üstünlükler gibidir.
Bu üstünlüğün sebebi manevi ineziyetlerdir. Bir mescid ile diğeri arasmdaki meziyetler :ve farklar; birinde, diğerinden daha fazla dini v~ ·
edebi hadiselerln vaki oluşuna bağlıdır. ıYanmda, Allah'ın kendisine·
husftsi bir tarzda ibadeti emrettiği, Ka'be'yi kuşatan Mescid.:.i
Haram
..
misal olarak ele alınabilir. Mescid-i Nebevi de böyledir. Büyük dini
hadiselerin orada meydana gelmesinden dolayı bunların kadri niş~
betinde, bu mescidin fazileti vardır. iBüyük jdini ;hadiseler; orada ·
vahyin .nüzfılü ve ResUluilah ı(S.A.VJ 'den dinin aıia esaslarını telak.ki eden sahabe-i kirama Medine Mescidi'nin merkez olması hususlandır. Daha bunlara ilaveler yapılabilir. Bu sebeplerden dolayı fakihler bazı mescidleri diğerlerinden üstün tutmuşlardır. Bunda da
ölçü, oralarda :vaki olan dini meziyetlerin alimler yanmda ortaya çı­
kan·. kıymetleridir. Bundan naşi fazilet telakkisinde .ınezheplerin ili'
tilatı olagelmiştir.» (58)
· RasliluilaJh şöyle buyurmuştur:
ı. Ebu Hureyre (R.AJ 'den rivayete göre N ebi .(S.A.VJ şöyle buytırmuştur: .«Ancak üç mescid için yolculuğa çıkılabilir. (Onlar daJ
:fy.tescid-i Haram, Mescid-i ResUl ve·Mescid-i Aksa'dır.»
. 2. Yine Ebu Hureyre'den mervi olduğuna göre N ebi · (S.A~VJ
şöyle buyurmuştur: '«Mescid-i Haram müstesna, benim bu mescidimde kılınan bir ;namaz ondan başkasmda kılınan bir namazdan daha
hayırlıdır. (:S 9 J;
iBu ha-dislerin taJkdimind~n sonra Hanefi ıgöruşünü nakledelim: Mescidlerin en efdali sırasiyle şunlardır: Mekke'de bulunan Mescid-i Haram, Medine'deki Mescid-i Nebevi, sonra Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dır. Bunlan Kuba mesçidi taJkip eder. Ondan sonra en eski mescid, ondan sonra da sahası en geniş. olan meıscid gelir. Bu sı­
rayı, musalliye en yakın olan mescid devam ettirir.
Dini derslerin verildiği bir camide namaz kılmak,· kadim mescid- .
de namaz kılınaiktan efdaldir. Mahalle mescidi, cemaa-ti çok olan
mescidden hayırlıdır. Zira bunun iç!rı, üzerinde bir hak vardır. Bu
i .
..
.
\
(57) Buhari, Salat, bab 74.
(58) ei-Frkh
ale'·l•mez~hlb,
(59) BuMrT, Faııl
el-erbaa, ı, 291.
-es-Salat, fi Meseld-I Mekke ve'I·Medlne, Mb 1.
eda etmesi· ve q mescidi manen i'mar etmesi gerekir. Bir mescidde ııamaz. kıJ.an: !Pmse için bu tartibe riay-et €tmesi eıfda! olur. (60 )
hı:vkkı
·cAMI·- riEviE:t iLişKisi
.• 1.. İslamda içtimai hayatın aynlmaz birer parçası ol·an mescidler, asr-ı saadetten bu yana çeşitli işlerin icrasınıa saıhne olmuştur.
F8:kat tarihi gelişmesi İçinde tahammül · ettiği :işler azal'agelmiştir.
• Medine mescidi, cemaatle narqaz kılınan bir yer olmaktan baş­
ka, miiminlerin içtima mahalli idi. Diğer tarafıtan Peygamber Efendimiz'in müslüman olmayan yabancılada müzaikereleri me..scidde
yaptığı va;ki idi. ..
Bir harb esiri camlin sütunlarından birine bağlanmıştır. (61 )
R:asül-i Ekrem Efendimiz, bağışlan burada k<abul eder, oııiarı,
lazım gelenlere yine mescidde dağıtırdı; (62 ) burada ticari müza:kereler de yapılırdı. Kaza işleri de keza mescidde icra edilmekte idi;
Kısaca söylemek gerekirse, Medine Mescidi müslümaniann liem di- .
ni hem de siyasi merkezi idi.
2. «Halife, niüslüman cemaatin namazda imam ve hatibi idi.
Camiin siyasi ehemmiyeti, sonradan mimberde tecelli etmiştir. Halifelik makamı, Peygamber CS.A.VJ 'in bu tahtında oturma keyfiyeti
ile tamamlanmış oluyordu. Ebü Bekir m.AJ İslam ileri gelemerinin
biatleri sıra;sında mimbere çıkmıştır. Cemaate hitapta bulunduktan
sonra, kendisine biat edilmiştir; bundan sonra hutbe okumuş ve idareyi ele almıştır.,.· cas)
Halife adına
olması şart idi.
.
. .biatin kabulü de yine mimberde
.
, cHalife bilhassa hükUmet merkezinin minberinden cemftıate hitap
ederdi; Hacca· gittiği zamailiarda ise Mekke ve Medine'deki minber- _
lerde konuşurdu. Halifenin merkezde camilere karşı durumu ne ise,
va.Hnin de eyaletlerde camilere karşı _vaziyeti o idi. Vali, «namaz ve
kılıç» için nasbedilmlş idi vıeya ha1ka «adalet dağıtır» ve namaz kıl­
dırır idi; valilik ve minher emri altında bulunuyordu.» (64 )
Miıiberden konuşmak Halifenin hakkı olduğundan, vali bu haklonı onun adına kullanırdı.
·
(60l ei-Fıkh ale'l-mezdhlb el-erbes, 1, s, 291.
· · (61} BuharT, Saldt, b~b 76, 82.
(62} ayn. esr., b!!b 42.
.
(63} lA, VIII, fl· 42, stn. 2. (.fbn-1 Hfşam'dan n~IIdlr.) ·
{64) ayn. esr., s. 43, stn. 1.
ı
1
31'
l
f
Peygamber. (S.A.VJ zamanından beri:genel.·olarak cami, ·Ji:usu.:..
.si olarak da ı:n;in'ber emir ve. · yasaklann resmen tebliğ edildiği -makam idi. (6 ö)
·
.A!'bbasi halifelıerinden ~ 255 (869) 'da ·halife olmuŞ olan - Mühtedi
gayretli bir şa:hıs idi. Her cuma günü vaaz etmiştir. B11. zat Emevi
halifelerinden öiner b. Abdühiziz'1 kendisine örnek edinniiştir. ·
. .3.. Ca:riuin amme idareshıde kullanılelığına başt~ . iŞ~ret:. ~dillllişti.
. ·«İdare işleri ilk zamanlardan beri, camiden husu·~i bir divan ve •
.ya ·meclise geçti... Fakat m.ali işlerin hal-k huzurunda . yürıÜtüirrı~si
icap edince, bu hususta, bilhassa Mısır;da olduğu gibi, ca.'miden fay-:
· dalanıldı.
. Baş·maliyeci · Amr ca,mihıde oturur, bir dellal·ve bir kaç hazine
memurunuri yardımı ile, emlaki ihale ederdi>> .. (66 ) . . . ·
..
· 4. · Peygamber (S.A.VJ 'in .kendi· cAmiinde, hukUki ihtiİMlan hallettiğini bir cümle ile yukanda · kaydetmiş idi:k. Buhari, Ahkam, bAb
18'de Resill-i Ekrem'in ;mescidde zingı, suçuyla ilgili olarak reqm .ce:.
zası v.erdiği nakledilmektedir. Ondan sonra;ki · ibabda da hasıriılara
Cdavalı ve . davacıya) nasihatta bulunduğu rivayet edil?leıktedir.
-
.
-
.
.
.
. .
.
.
MESCİDLERİN YAPILIŞ SEBEP VE GAYELERİ
A)
Namaz
kılmak.
ı. Buraya kadar yapİlan aç:ı:klamaiardan camiierin. ne gaye
..
. ile
· bina
Fakat b1.,1 husus, şu yazılı çalışma_nın: ana
fikrlııi içine aldığıiıdan .ayrıca Üzerinde durulması uygun _görülmüştür.·
·
İsla~da bazı naımazlann -cuma,. bayram gibi- . cemıiatla_ kılııim.~
zarOieti vardır. Bunlarda cemaat, namazni sıi-hih olma şartlarİndim. dır; piğer beŞ ~akit namazda ise cemaat, · namazın lm-~~1· şartıdir;
Yani cemaatsiz olarak eda edilen bir. namaz kasır olarak eda ediı­
m,iş _olur. Yalnız cemaate gitmeyemani bil," özür varsa durum değiŞir~ ·
. ŞÜphesiz mescidlerin inşasırrdan ıtsıl gay~ . içlerinde riamaz kıl,.
maktır. Yalnız bu kadarıyla yetinilirse, mabedlerd:eri elde· -edilecek
netice fazla olmaz. Zira cami hiç bir zaman umumi .içtima y~ri olma mevkiini kaybetmemiştir. Bundan ötüı:ü camie ibadetiri. dıŞnida,
edildiği anlaşılmıştır.
. (65) Buhiir1, Sa!lat, Mb 70.
{66) lA, VIII, s. 45, stn. 1.
32
fa;ka;t ona }naikın ıbit çok maksatlar için gidilmelidir.. Şu. da ka.ydedil. melidir _!ki, bir müslüman camiye umlimiyetle namaz için gider.· Çün. İrli na.ma:z;, bedeni ibadetlerin en ~üyÜğüdür. Cena:bı Hak da mesctd~
lerde ıkendine ibadet edilmesini, isminin a.mlmasını emrediyor. (67 )
2. Cemaatle namaz kılmanın ehenııniyeti.
Bakara .süresinde (ayet 4_3) şöyle buyurulmaktadır: ·
«Dosdoğru .namaz ıkılın, rı:ekat _:verin:, I-ükü eden :(mü'min1 lerle
birlils.te rükü .edin (cemaate k:levam edin).
Alimlerden pek çoğu bu ayeti karimayle cemaat:le namaz kılına­
nın vücubuna istidlal etmişlerdir. (68 )
C€liJlaat Hanefilere göre sünnet-i . müek:ked!edir. (69 ) Fakat bu
sünnet vacib derecesinde kuvvetli bir sünnettir. Saıhih hadis kitap. lannda cemaatin faziletıne, terkinin de veıbaline dair müteaddit rivayetler vardır:
.
.
ResUJüllah CS.A.VJ şöyl•e ~üyurm:uştur: «Cemaatle namaz kılmak, (yalnız başına kılınan) yirmibeş vakit namaza muadil
olur.» (70 )
Ebu Hureyre CR.AJ'den rivayete göre Nebi CS.A.VJ şöyle buyurınaktadır: «Cemaatle kılınan namaz (bir kimsenin)
evinde ve
71
çarşıda kıldığı namazdan yirmibeş derece. üstüiıdür... ( )
Diğer taraıftaııi şu rivayetlıer de çok ibretlidir:
Nebi CS.A.VJ şöyle buyurmaktadır:' uCemaat Ue namaz kılma)
. hidayet yollarındanc4r. Ondan ancak münafık geri kalır.» (72 )
Reslilüllah- CS.A.VJ şöyle buyumnuştur: «Bir şehir, köy ve çölde üç kişi olur da aralannda ;namazı, cemaatle eda edilmezse, · onların mutlak sürette ,şeytan istila eder,· cemaate devam et, zira sürüden ayrılanı kurt yer., (73 )
.
.
3. Namaziarnı topluca kılınması erkekler için gereklidir. Kadınlara durum değişiık ve ihtilaflıdır. Şüphesiz kadınların namazl.arını evle~de kılmaları, camilerde .kı:lmalarından efdaldir.» .(H) Fakat Asr-ı saadetten ıberi kadınların mıe.scidlere devamı da görülegeı-·
'
(67) NOr, 36,
(68) ·lbn"i Kesir, ı. s. 147.
(69) Hldaye, ı, s. 55.
(70) ·Ebu Dava d, ı, Sal at, 132.
(71) ·BuMr7, Sal at, bab 87.
(72) Nasb · er-raye, ı, s. 21.
(73) EbO DavOd, ı, Salat, s. 129.
(74) Ebll DavOd, Salat, s. 134.
33
mektedir.· Bu m-evZ11da Hanefi
mezhefbindeki hükümler şunlardır:
Kadınlardan genç. olanlann, fitne korkusundan .dolayı cemaate gelineleri mekruhtur. İmam-ı A'zam <hazretlerine göre ·yaşlı kadınların
sabah, akşam ve yatsı narriazlanna gelmelerinde bir beis yoktur. ·
İmam-ı Ebıl Yusuf ile Muhammed hazretlerine göre ise bunlar bütün namaziara ·çıkarlar. (75 ) Daha sonraki kaynaklarda yaşlı kadın-.
· ların da cemaate iştirakl-eri. mekruh gösterilmiştir. (76 )
Kadınlar meıscidlere
gelip imama uyarıarsa namazlan sabihtir.
Bundan dolayı bazı yerlerde kadınlar için husılsi maksılreler y.apıl­
. ·mıŞtır. o halde kadınlar erkeklerden fazla ~lara.k ·hanıgi şartlara riayet etmelidirler:
.
a) Kadınıann cemaatteki yeri en arka saflardır.
b) Koku sürünmüş olduklan halde caı:i.rıie gitmemeleri icap
eder. Bir fitne de bahis mevzu olmamalıdır. Hele İslamın ~nladığı
;mı\nada örtünmezl:erse asla camie gelemezler. .
c) Erk-e!klerden .önce ca,miden çıkmalah lazım gelmektedir.
d) Hayız-:nifas zamanlannda namaz kılama:dı'klan gibi bir mes. ci de de gireinezler. Kadınlara· ayrı bir kapı tahsis edilmelidir. (7 7)
·.Bazı
camilerde kadınlarm ayn bir kapıdan girip çıkınalarmı
sağlamak mümkün olduğu halde, bunun ihmal e·dildiği görÜlmektedir. Bunun neticesi olarak; _mukabele, mevlid ve teravih için camie
gel.en hanımların erkıeklerle aynı kapıdan ye karışık tarzda giriş­
çıkışları esef veriç:idir. Bunun vıebali, camideıki vazifelll-ere aidtir.
4. Mescid ve ictim.ai ·ruh.
Cami, içinde beŞ vakit namazın topluca eda edildiği bir mekan
· 'Öİması dolayısiyle· içtimai ruhun teşekkülünde büyük bir amildir.
Cemaatl-e namaz . kılmanın bir çok hikmetleri vardır. Bu hal, once
-in;ana içtimai bir varlık olduğunu hatırlatır. Çünkü mescid oemaat. te öyle ·bir ruh meyd·ana getirir ki, o ruh sevgi, muhabbet, İslam:·
, kardeşliği şuuru ile dolup taşar. Böylece bir musalli, kardeşl·erinin
haline muttali olur, onlarla tanışır; Orada olmayaniann halini" ~o­
rar, ziyaretlerine gider, güz·ellik ve takvada onlarla yardımlaşır, iyiliği emir, kötülükten nehyeder,
srltintı ve ızdırap içinde olanların
yardımına koşar.
[75) Hi:daye, ı. s. 57.
(76) M. Zihnl, Nlrriet•l Islam, Kitabü's-salat, s. 233.
· (77) EbU Davud, ı. Salat, s. 109.
34
Camilerıe devamın ·fert
ve cemiyet hayatmda sayılamiyacak ka..dar müsbet tesirler hlJ.sUle ·g.8tireceği bir gerçektir. Bu tesirler hem
maddi hem de manevidir.
«'Beden ile ruh. arasında. sıkı bir münasebetin · mevcudiyeti ve
yapılan mü.Sbet veya menfl hareketLerin
ayniyle ruhta da. müsbet
veya meııfi (olumlu..ıolumsuz) tesirler icra edeceği ilmi gerçeği göz
önüne almacak olursa gayet ölçülü, mevzun (ritmik) hareketlerden
müteşekkil, ister farz ister sünnet, kılınan bu namazlarm, o namazları kılanların ruhunda müsbet bir tesir icra edere:k onların mutedil, ölçülü, her türlü aşırılıklardan sakınaJ?.. birer olgun insan olarak
yaşamal-arma se:b-e_p olacagı sonucu ortaya çıkar.» (78 )
Psikolojide bir kaide vardır: «Aynı işi yapanların:, ayni işle meş­
gul olanlarm 'aralarında sevıgi, mahaıbbet ·ve dolayısiyle bir dayanış­
manın h usUle gelir.» Toplumun bütün
fertlerini muayy-en .bir işle
meşgul etmek imkansızdır. İnsanlar · arasmda iş bölümü zaruridir.
Fak!at ibadet namma yapılanların bütün fertl-er-e şamil olduğu ve
bunlardan muaf tutulan hiç bir :rp.üslıüman bul~madığma göre, dihl davranışlar dolayısiyle bir cemiyet~eiki fertler aynı işleri yapmış
oluyorlar. Bu da .yukandaki kaide mucibince · dayanışmaya vesile
oluyor. Mesela namaz kılan. bir kimsenin kalbinde, naan.az kılmaya­
nın sevgisi başı'k:a bir namaz kılana karşı daha noksandır. ·
Cfumiler y-ediden yetmlşe herl_resin kolayca girip çıkabileceği
yerlerdir. Gençlerin ve ihtiyarların, bilenlerin ve bilmeyıenlerin iş. tirakinden meydana gele:Jl bir cemaatte karşılıklı pek çok manevi
intikall-er olacarktır. Bazı şahl!slar bilmediklerini öğrenecekler, bazı
örf, adet ve gelenekler· kuşaktam kuşağa intikal_ edecek, böylece toplumun esas· ve özlerde birleşmesi temin edilecektir.
Camiler fertleri disiplin ve intizama alıştırır. Her işin ancak en
iyi şekilde kendine has zamanda yapılabileceği .fikrini telkin eder.
Hasılı cemiyet l;ıayatmdaki bütün rtıüsbet davranışların ilk tohumları m escidi-erde e•kilir. Bu· mevzuda çok söz söylenebilir. Cemaatle namazda hayati, içtimai ve ahlaki çok sayıda hikmetler ve güzellikler vardır. (7 9 )
Bl Mescid zikiı" ıiıahallidir.
Zlkir esnasında kişinin tam bir huşua ihtiyacı vardır. Aksi ta·ktirde kul, kendisini Allah'a bağlayamaz. Bu, ister namaz olsun is(78) IM, sayı 24, s. 17.
.
(79) '!:ık. AH Murad Daryal, Cami sosyolojisl ve psikolojisi üzerine bir deneme (is.
l§m medeniyet!, sayı 23, 1969, s. 14-17; sayı 24, s. 24-27.
3Ş
tersei namazın dışındaki zJ.ITtirler olsun aynıdır. Bundan ötürü mescidler Cena.ıbı Hakkı iikir için en hayırlı yerlerdir.
Zikir, M€vUı.'nın isimlerini .ka~b ve dille tekrarlama.ık ·şeklinde
olduğu gibi, dua etniek, salevat getirmek sıiretiyle de olur. Fl'kıh öğ. renen, fetva veren, ders ta'lim eden, vaz eden ve Allah'ın azametini
düşünen de za.kir (zikir eden) olarak ka:bııl edilir. Keza Allah'ın emrine temessül eden, nehyinden kaçan da böyledir. Bu sayılanlar
için en güzel yer mesciddir.
Vruktiyle ehl-i tevhid ve'l-ma'rife camilerde toplanan zikir meclislerini meydana getitirler idi.
Cemaatle namazın dışında ca.milerde Kur'an-ı Kerim tilavet
edilir.
.
- .
Camilerde cuma .ve srur günlerde vaz verildiğ·i herkesin ·malıimudur.
/ Burada şunu da kaydetmekte fayda vardır. Niıkwh akdinin ca- ·
mide yapılması efdaldir. Eskiden eıkseriya nikah_merwsimi camilerde yapılırdı.
·
· CJ Cami; medrese ve mekteptir.
ı. Mescidler sadece beş vakit namaz için tahsis edilmiş yerler
değildir. Aynı zairna.ında İslam terbiyesi ve topluma faydalı olan bilgiler için ilim müesseseleridir. · ·
.
İslam -dininin doğurduğu yeni ilim, bünyesi ci!b.etiyl·e .mescide
bağİı idi. (80 ) Kur'an-ı Kerim ezfberlemek ye anlamak başta gelmektE? idi. Bunu hadisler takib ediyordu.
«Cami hem mahkemeye, hem me-ktebe, kısmen de misafirhaneye teka.ıbül etmekte idi.» (8 1 )
Müslim'de şöyle bir rivayet vardır:
~ Enes CR.AJ'den rivayete göre, ResUl-i Ekrem (S.A.V.l: ,«Şüp­
he yok ki,' bu mescidler yalnız Allah'ı :zikretmek ·ve Kur'an okumak
için tahsis edilmiştir. medevinin yaptığı gibil abdest bozmak ve sair
tiksinilecek şeyler buraya yaraşmaz,,. buyurmuştur.
,
Zikir kelimesi namaz ve ilmi içine alır.
.
Medine'ye hicrett~?n sonra yapılan ilk işin.- mescid ınşaısı olduğu baş sayfalarda kaydedilmişti. Bu mescidin. bir köşesine bir suffe
«güneşe karşı bir gölgelik, yapıldı. Efendimiz~in eshabından ·hayatını münhasrran ilim ve irfana vakfeden zatlar var idi. Bunlar dai(80) lA, VIII,
s. 47.
.
(81) göst yer. s. 49, stn_. 1.
36
.
ma. ResUl-i Ekrem'in ·beralberinde bulunurlardı. Aile efradlıan da
yoktu. Evlenenler aralanndan .aynliTdı. Geceleri. suffede · kalırlar.
İibadet ve Kur'an tilavetiyle meşgul olurlardı. Harice mürşid göndermek gerektiğinde bunlardan seçilirdi. Hz. Ebu Hureyre bunlardan biri idi. (82 ),
Mes~id-i Nebe:vi bu haliyle İslam taTihinde ilk mualliırn ve mür~bbi me;mtebi hüviyetini kazanmış oluyor.
Buradan ha:reketle, İsla:m:da medrese .ve meıktebin merrşeinin
mescid olduğunu rahatlıkla söyley-eıbiliriz.
Kütüphanelerin menşei de mescidlerdir. Zira büyük camiierin
· tasvibe ve vakıf y;oluyla toplanm.a~kta idi. Çoğu zaman da bir alimin
kitaplrannı mü'minlere ve ilim ehline bağışJ:adığı. oluyordu. Herhalde
bunlar sıyanet ve umumun istifade
etmesi için mescidlerde
mu.
.
.
hafaza eddliyordu.
Bugün bile yurdumuzdaıki camilere terkedilmiş sayısız kitap
vardır. (88 )
.
2.
Mescid~Medrese.
Sonradan mescidlere muvazi olara;k medreseler inşa edildi. Fakat ilık devir me'dreselerini camilerden ayırdetmek güç idi. o:En eski
medreselerin içinlde bir namazgıllı. ve dolayısiyle· bir «cami hüviye·tine sarup bulunduklarını taJsaıvvur edebiliriz. Bizce malüm olıail. medrese örneği tam bir cami olarak yapılmıştır. Eski camilerde de talebelerin- yatıp-kalktıkları odalar bulunduğunıa göre (mesela Bursa'da
ı. Murad Hüdavendtgar cami böyledir:), medrese ile mutad cami arasİndada es8oslı bir fark y;oktur.» (84 ) Öte yandan medreselerin ekseriya büyük camiierin hemen yanmda inşa .edildikleri de bir vakıadır.
Mütekamil manada ilk medrese olan Nizarniye medresesi 457
Eylül 1067) 'de· açıldı.
«Öğretim merkezıi olara4r cami v-e medr-esel€r aTasındaki fark ne
idi?
..
Esas gıay-eleri i·tiıbariyle cami tbadet, medrese ise öğretim için
kurulmuş binalar o1ma;kla beraber fiiliyatta bu ili müeS'sese ara(82) :bk. Mevlana Şılbli; .Islam tarll:ıi-Asr-ı Saa'det-(rtrc. Ömer Rı.za), 1, s. 203 v.-d., lstaın'bul, 1346 (1921).
(83) "f.unustaki Zeytüna camiinin bilyuk bir kiltüphanesi var ldl. Bağdad'da'kl Niza.
miye ciimiin'de de bir kiltüphane bulunuyordu; bUnun hafız-ı 'küti.fbü el-lsfera'ini (v. 488)
idi. Yakın zamami kadar istanbuldaki camiierin ·bir 'kı'smının da kiltüphaneleri bulunuyordu. Fatih, Pertevniyaıl VaLide, Yahya Efendi camileri buna misal olarak verilebilir. Daha ·
sonra bu mahalli kütüphaneler Süleymaniye ·kütüphanesine nakledildL ·
{84) :fA, Vlll, s. 51, stn. 2.
37
sında a~ da. olsa bir kanşiklık göı:illmektedir. Mer.s-ela hem Qsmanlılardan
önceki devirlerde ve hem de Osmanlılar de·vrinde medre,.
s-eliırde imamlık vazifesine, camilerd-e de müd-errislik-:vazifesine .tay'in edilen kimseler görmekteyiz.
_. Bu Nti taraflı tayin şe:kline s·ebep olaraık da İslamiyette.ilme ]ıba­
det kadar önem verj.ldiği gösterilebilir. Ayrı>ca okunan dersler İsla­
mi ·çerÇeve içindeki dersler olduğundan cılmiler bu hususta medre' seden pB'k farklı görünmüyorlardı. Nitelınm naımaz da medreselerdeki muidin Cmüd:erris yardımcısı) imameti ile kılınıyordu.» (8 fi)
«Okul: Belirli yttşt~. belirli kimselerin muayyen şartlarla, muayyen bir zaman zarfında eğitilip yetiştirilditkl<eri ·bir eğitbn müessesesidir.
·
.
.
Cami: Her yaşta, her çeşi·t vatandaşın hayatları boyunca, hiç bir
şarta bağlı . olmaiksızın e·ğitilip yetiştirildikleri bir egitim kuruluşu­
dur. (86 )
İlk mektep ta:hısilinden sonraıki devr·eler mecburi değildir. Zaten
her fert tahsil yapma imkanını bula-mıaz; ya kendi arzu e·tmez ya da
imkanlar elv·ermez. B_uıgün her türlü tedrisat cami dışında olması­
na rağmen mescidler· yine de bir ta'lim terıbiy-e müessesesidir. Cuma
ve bayramlarcia okunan hu~beler ve muht-elif vesiJ.eler ile v·erilen
vazlar takrir U!sıilü ile yapılan birer derstir.
Acaba, haif.ta;c1a bir defa dahi_ olsa belde sakinlerini :kendi arzulan ile cami-den ba·şka bir yerd·e toplamak milıı:nıkün olur muydu?
Bunu bize hangi m-addi kuvvet· temin ed-ebilirdi.
O halde camiin şumıllü daha geniştir. Mektepler hayati zarllretlerden doğmuştur. Onlardan da mescidle:r:den d·e beri olamay'ız.
Bunlar aynı g.ayeye hizmet etmesj g-ereken müesseselerdir.
'
S:ı:byan. mekteple:r1 için de camiden faydalanılmıştır. Buıgün bi:.
le çocuklar meşhur Ezher Camiinin sa:hmnda ders görmektedirler.
Mem.Ieketimizde; ise şehirlerde yaz tatillerinde okul çağındaıki çocuklara ilmihal bilgileri verilmektedir.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz: Şartıanna :riaye't edilfrse mescidler birer ilim ve .kültür müessesesi haline gelebilir; Bu da, bilhassa namaz kılanlar arasında elin-e okumak-:öğrenmek fırsflltı geçmeyenler için bir ganimet olur. (87 f
•
•
J
(85) Mustafa L Bilıge, Jrık Osmanlı Medreseleri, basılmamış doktora tezi, Istanbul,
1974. ~
(86) IM, sayı 19, s. 18.
{87) 'bk. iM, sayı 19, s. fS-19.
38
• · -\ 3. Mescidler aynı zamanda istişare mahıallidir. Madem ki,· mescidler bütün müslümaıtılani:ı evidir, o takdirde müşavere. için en efdal mekanlar da oralandır. Zira bir müslüma:h camide nefsinin hevasından ve şeytamn :vesvesesinden uzcı;k_ bulunur.
Nefsani arzu-·
lardan beri olaraslr yapılan içtimalardan hayır doğar.
Rivayet edilir ki; Ensar ve MuhacirJer Hz. Osman CR.AJ 'ın katllnden sonra _Mescid-i Netbem'de toplarup kendilerini idare edecek ·
şah.ıs için müzakereler yaptılar. Neticeda Ali CR.A.l 'ın. seçilmesine
karar verdiler.
Bahis aşağıdaiki maddelerle bitirilece·ktir.
Meısdd yapımının hedeflerini şöylece lıülasa etmek niümkünı-~-ı
dür:
'1
ı - Mü'minlerin ıkalıblerine İslam inam:cını yerleştirmek.
2 - Müslümaniann hayatında ruthi kıymetleri d-erinleştirmek.
3 - İnananları bir gaye etrafında toplamak, _saflannı ve meyillerini birleştirmek.
4 ---., İslam ceiniyeıtinde karşılıklı · yardım ve insanı duygulan
yaymak, geliştirmek.
·s - Elıl-i İslam ·arasında ahlaki güzellik1eri ·muhafaza etmek.·
6 - En güzel tarzda ibadetin edasını sağlamak ve kolayla.ştırmak.
·
,
7 -
İı.slami
kültürü
artırma:k.
(88 )
CAMiDEKi VAZİFELİLER
ı
Din ıstilahında imam devlet reisi demektir. Btma
imamet-i Irubra da denir. iniam kelimeısiiıin asli. manasından hareketle bir ilirnde ileri gitmiş 9torite mevkiindeki zatlara da imam denilmiştir.
·
-
İmam:
imam v-e tefsir.dıe imam gibi. ..
Manası yönünden; peşinden gidilen CıbaşkaınJ , kumandan, önder
gibi anlamlan içine alan bu kelime buıgili:ı sad-ece mihrabı işgal ed-en
zata isim olmuştur. Yani dar manada, namaz kıldıran 'şahsa imam
Hadiste
im:aırn, .fıkıh ta
denilmiştir.
İslamda
her iki manada da ilk imam ResUl-i Ekrem Efendimiz'-
dir.
[88) Hisalet el•mesc1d, s. 56-57.
39
«İslamın ilk günlıerinden beri, namazı hü:kürrndar ·kılıclırıidı. Hükümdar olması dolayısiyle, harbi, hükumet işlerini ve cemAalt ile !kı­
lman namazlan idare ederdi. Eyalet valileri de namaz kıldırır ve
vergi toplarlardı. .. Vı:ili namazı,. bHhassa cuma namazını kıldınr ve
hutbe okurdu. Vali bulunmadığı zaman, polis müJdürü ona vekalet
ederdi . .A:bbaısiler zamanmda bu vaziyet değişti.» (89 )
""İmamm artık siyasi bir ·mevıkii kalmayınca, her caiznie m'tmtazam · bir imam tayin edildi. İmam nizarnı muhafaza etmek ve· cami-
de namaz kıldırmak ile mükellef idi.» (90 )
·
İlk zamanlarda tayin edilen imam, dini mevzularda derin vu:. ·
kufu olanlar arasında, umılmiyetle Haşimllerden seçilirdi, imam aym zamanda kadı veya :kadı nai'bi olmakta idi. (91 )
Bir kaynakta üç kısım imamlıtktan bahsedilmektedir:
(1) Beş vaikit namazlardaki imamlık.
· (2) Cuma naJinazmdaiki imamlık.
(3) Nafile namazlardaki imamlıilc (92 )
Sonuncusu şöyle açıklanmaktadır: İki bayram namazı, husUfküsılf ve istis::ka' namazlanndaki. imamlııklar üçfuicü kısma dahildir.
CBuna te:rıaıvih namazını da ilave etmek gerekirJ • Bunlarda imam tayin etmek menduptur. Beş vakit namaz · kıldırmalda görevli olan
imam, bunlara da görevlandirildiği tasrih edilmemiş ise, onlardan
mes'ul tutulmaz. (98 )
İmamlık bizce müezzinlikten efdaldir. N ebi· aleyhi's-salatü ves'selam Efendimiz Hazretlerinin -·ve hulefe-i raşidin efendilerimizin
devamlan imametedir. (94)!Resulıüllah CS.A.VJ ·şöyle buyurmuştur:. «İmam zanıin Cceniaa- ·
tm namazını mulhafaza eden) qir, müezzin vakitler hususunda kendisine ,güvenilen ;bir kimsedir. Allah'un imarnlara ihidayet ver, :bir
hata sadır olduğu zaman, müezzinleri affeyle.» (95 )
Mekteplerden beJdenilen verim nasıl muallimlere bağlı ise, -mes. cidierden temine -çalışılan maddi-manevi faydalar da imarom ahla(89) fA, VIII, s. 81.
{90) göst..yer. s. 82
' (91) göSt. yer., s. 81,
(92) el-Maveı'di, tıl-Ahkam, s. 96.
{93) göst. yer., s. 100, 101. Me:zlkOr müeiHf şafiidir.
(94) Mehmed Zihnı, Nimet-i Islam, J<iita'bü's-Salat, s. 189.
(95) EbO Davud, ı, Saiat, s. 123.
4(}
•ıki ve ilmi
kurlreıtme bağlıdır.
Camllerin manen imar ve
i.hyası
önce
imamla kaimclir.
İmamlık bazı şartlara tabidir. Bunlar asgari şartlar ve ·kemal
. şartlar olmaik üzere i1d g:urupta toplanabilir.
Al ÖZ,ürsüz erkeklere namaz kıldırmanın sa.;hih olabilmesi için
gerekli şartlar altıdır:
ı -. İslam: Bu umumi şarttır. Küfrü muci'b olaniarin imameti
sahih. değildir .
. 2 - Büliiğ: Çünıkü .sa'binin kıldığı namaz nafileclir. Farz kılan
nafile kılana uyamaz, Kavi zayifa bina edil'ffill.ez.
3 - Akıl: Zira a'kh olmayanın namazı sahih değildir.. ·
4 __,. Erkek olmak: Bu şa:r.tla kadınlar hariç kalmıştır.
5 -· Kıraat: Na.maz saJhih ola;ca;k kadar ayetin ezber okunıma­
sıdır. Bu şarta 'binaen Kur'an O'kumayı bilenin dilsize. uyması sahi'h
değildir.
6 _...;__ Özürlerden saıinı olmak: Özürsüz olanların, özürlü olanlara uymcı,ları doğru olmaz. Devamlı burun kanaması ve sini se ökumak süretiyle olan kekeımelikler daimi olan özürlere mis~l teş'kll
eder. (98 )
'
-m
İmamlığ:ııri kemal şartları:
Mascidierin sadece :iJbadet mahalli olarak düşünıülmemesi gerelktiği, bu düşü:nJcenin düzeJ!iillmesi icap ~ttiği zahirdir.. İmaının da
işi yalnızca namaz kıldı:r.mak ve hutbe okumak olmamalıdır. Onun,
içinde bulurilduğu mu!hitte bunların dı:şında ö:ne'İrıli vazifeleri olmalİdır.· İçlerinde· yaşadığı büyük veya küçük topluluğun tenvir edil- mesi, İslami terbiyesi, imarnın görevleri cümlesmdendir. Bu da de'Vrurrılı toplantılar yapıp konferanslar yaparak hizmeti mesdd dışı­
na taşırmaılda olabilir.
Bilhassa mü:slümaınların, asrıım.İzdaki karşılaştığı batıl fikirler
üzerinde durulrrialı · ve bunlar karşiisında İslamın görüşü nrukledilmelidir.
İmam, çevre halkı ile çok samimi olmalı, tam bir kardeşliik havası içinde bulunmalı v-e bu havayı teıneffüs ettirmeJ]dir. İnsanların
ımüşkilatlarına ve hallerine aŞina olmalı, onların dertlerine deva aramalıdır.
•Bilindiği
gibi camide üç ma;kam
mevcuttur: mihra;b,
minıber,
ikürsü.
(96) ibk. Me'hmed Zihni, Nrmet·l islam, l<ltaıbü'ıs-salat, s. 192·196.
41
Bunların
,
her birinde vazife görebilmenin zorunlu kıldığı bazı
temel esaslar vardır. Mihr.aıb: «'Biz buJgün•kü te,şkilata ·göre, mihrabı
işgal eden zatın urrılim.i durumunu gözden geçirelim. Önce selatin
'<iamileri ile büyük 'şehirlerd,e ulu . camiierin imamet v.a;zifesinr ifa
edeceıkl_ere azami itinayı göstermek lazımdır. Sesi gür· ve güzel, kı­
raat ve tecvidi diizıgün ve. bilgisi cemaatin ibadete müıteallik sorularını cevaplandırabilecerk kudrett~. temizliik ve intizama çok dllk:katli,
mubalatsızlığı olmayan vakur z·evat arasından di.J.~katle seçUin.elidir.
Her ne kadar bu eıvsaf bütün imamlar için gere:.kli ise de, memleket
Çapında belki buna her zaman imkı1n bulunamaz. Bu takdirde ruhsatlara doğru gidilebilir.» (9 7)
,
Milıraıbı d'old.uran zatın, muntazam olarak beş vaikit namazı kıl­
ctırmanın dTşın.da i'kinci derecede mesUl olduğu husus caminin .te.,.
mizliğ.i!dir. Şah1S ve malzeme yönünden devlet· tarafından verilenler
kafi gelmiyorsa, cemaaıte müracaatı lazımdır. (98 )
·cuma namazının büyük ibir.
ehem;m.iye;ti vardır. Bu namaz sayesinde müslümanlar haftada mutlaka ıbir defa toplanırlar ve okunan hu'tbeyi dinlerler.
Hutbeıde, dini ve içtimai mevzular ele alınır, bir hafta içinde cemiyette cereyan ·eden hapiseler karışısında toplumun alması gereıken tavır bel:irıtili:t. İslam ve Kur'a.ın gözü ile hayata nasl.J. bakılınaiSı
gerektiği öğretilir. Allaılı ve Reslliü'nün emirleri tebliğ edilir.
2 - Minber ve hatib:
.İ!slamda
"
-
'
Meseidlerde her seviyeden iı;ısan bulunacağına göre, okunan
hutbelerin çok tatminkar olması gerekir.. Bu ise haıtibin şahsi kabiliyeti, İslami meselel-ere derin vuıktifu ve- umumi kültürü sayesinde
ınıfun.kün olur. ~olaYTsiyle, büyürk
camileride -yerine göre· h~tibHği
imamlıktan ayırma~ icapeder.
«Ha'tipliğin in·.kişafı . imamlığın inı:Itişafı ile
muvazi olmuştu~.
Abbasi halifeleri artık muntazam bir şekilde hutbe okumaz. olunca,
dini sahada bilgi sahibi olanlar bu vazifeye getirildi.» (99 ) UmUmiyeile kadılar hati!bli'k vazifesini de görürlerdi .
. «Dafu.a sonralar_:ı. büyük camil·erd-e bir çok hatib bulunuridu; bunlar sıra ile hutbe olrurlardı... Hatib, çok defa, biJihaıssa küçük camilerde ve bazen de büyük camilerde aynı zamanda imam idi.» (100 )
{97) •Din ve Cemiryet, s. 111·112.
(98) .göst. yer., s. 112.
(99) lA, VIII, s. 82, stn. 1.
( 100) iA, VIII, s. 82, stn. 2.
42
3· - Kürsü ve viUz: Kürsü; ta'lim, irşad ve telm malkamidır.
Vaizlerin de diğe::r göre;vliler gi!bi, ameli ilmine uygun, umlimi kültürü diğer münevverlerden farksız ve halkı hissinderi ziyade, fiılcrine
hltabeıden, onlan maddi "\Ce ·manevi i.şlerıde daima harekete se;v;keden ehil Itimselerden seçilmesi asıldır·. (101 )
Efeurumiz .eshabma mesctdde vaz etmiştir. Bu adet o :oa'Iliandan
bu yana devam edegelmiştir. Htrbbe birtakım kayıt "\Ce şartlara tabi
olduğu halde, kürsü konuışması dall:ıa serbesttir. Buradan mü'minler~- pek çok meseleler a:ktania1bilir. İslamın hükümleri mümkün olan
lbütün_ deliller ile isbata çalışılır.
İm.am; hattb ve vaiz inisanları Allah'a çağiF.an şaJhıslar _demektir. Bunlar halk davetçileridir, mürşid ve mürebbidirler. İmam ise
aynı zamanda hem vaiz, hem de hatib'dir.
Bundan dolayı imametin
ıkemai. şarUarı, aynı zamanda vaizlik ve hitabetin şartlarıdır.
Halkik:a davet eden bi.r kimse olmalk; insa.nlara Allaih'ı tanıtan,
doğru olan İslam akidelerini gönüllere eken, toplumun gidıi·şatını
maddeden manaya
.
. qeıviren, her çe•şit batıla karşı İslamı müdafaa
.
eden bir kul d~mektir.
•Bu ağır f.a1kat çok ulrvi vazifey'i yapaıbilmek için lazım · olan eın
mühim şartlar şunla:ridır.
ı - Hitap ettiği mille·tin dilini ı:m güzel şekilde b'ilme'k. Bize ·
göre bu, Tıürkçedir.
2 - Kur'an dili olan Arapçayı öğrenmek. Bunun asgari derecesi ise temel eserleri anlayacaık seviyeye gelmeıkitir.
3 -:- Allah'ın kitabını ezberlemiş olmak. Hak yolcusu, (msl,
. imao:nJ Kur'an'a bağlıdır. Onu ezberler, mana.sım anlar· ve tefekkür
eder, güzel kıraat eder. Her gün ondan bir miktar okur. Her mevzuya delalet eden ayetleri 'göz önünde ibulundurtır.
«Ebu Said el~Hudrit lR.A.J 'den rivayet adildiğine göre Resiilüllah
(S.A.V.J Efendimb; .şöyle buyurmuştur: ibadetten gözlerinizin hiSsesint verin; Ya Resiilailahi onların ibadetten- nasibi nedir? (buyurdu
ki), Mushafa nazar etmek, onu tezekkür etmek (manalarını düŞün­
mek), ondaki acih (!haber) lerden ibret ve ders almak.» (102 )
4 - Hakiki tebliğ · eden şahıs, Allah Rasiilünün" sünneti, yani
ha;disleri ile hemhal olması lüzumunu da bilmelidir. Sünneti ihtiva
eden kitapların müh'im olanları da şunlardır: Sahili-i Buhari, Sa-~·
(101) ;Din ve 'cemiyet, s. 119.
(102) Ri·salet ei-Mescid, s. 561.
43
hih-i Müslim,
Tinmizi'nin
camii,. Nesaı; Elbu D~Vlld ·ve :iJbn-i
Maoo'nin
-· .
. .
. .
Sün_enleri.
~.- İslam tarihini, hasseten Resw~i _Ekrem'in hayatını bilmek.
.6 .-::-- le-ütün daıvra,nışlan ile örnek olmalle 'Böyle olunca kalıbler
· ken'Cline yöneliT.
7 · - . İslam fıkhnn ·okurri.uş olmak. Fıkhın men.şeini, 'delillerini,
bilhassa tbadet, muamelat ve aile hukukunu ·. öğrenmeli ve öğret­
melidir,.
8 -Tecrübeye dayaın.an mrüsbet ve akli ilimierin bilinmesi ta'.li bir mesele olmayıp, cemaati muayyen istika.me.tlere tervciiJ:ı içinbunlara da şiddetle ihtiyaç vardır. Mesela; a'stronomi, tabiat, kiinya,
nebMat ve hayvanata dair olan ilimler din aliminiiı meçfu.uli olm<&ı­
malıdır.
!Bugün şark lisanlarıının dışında, ba'tı dilleri ile yazılmış pek
çok dini eser mevcuttur. Gere\k bunlardan isttfade ve gerekse lüzumunda bunlara cevap verebilmek için en .az bir gavb lisanının bilinmesin'de faylda vardır. Öte yan!dan 1slamı yalbancılara aıktarma.(k: !çin
buna yine mtiyaç hasıl olduğu meydandadır.
10 - Alem-i İslaırrun CÔğrafyası, aniann halleri .ve ma:ddi yapılart bir imarnın ve benzerlerinin muttali olması lazım gelen mevzUiar cümlesindendlr.
11 - İrşad usUlü ve tevci!h yollannı beıklemek ise ilimali mümkün olmayan bir şarttır. İslam dışı -olan careyaniann. inkişafını takip etmek. İslamı nasıl naıkletmek gerektiği husuısunda bir fikir ve9 -
rir.
.
(108)i
.
Müezzin: Medine'de Peygamberimiz'in iki müezzini vardı.
Bunlardan biri Bilai b. Ribah, diğeri de İbn-i- Üonm-i Meiktuon idi.
Bunlar sıra ile görev yapmakta idiler. (104 ) sonuncusu ama idi. (105 )
. «Mağrlb camilerinde VIII. asırda her camide dört müezzin bulunuyordu ve bunlar namaz esn·asında camiin muhtelif yerlerinde
dururlardı. El~zhet camiinde el-Ha~ zamanında, her biri ayda
üç dinar maa;ş alan .15 müezzin .var idi. 1900 yilianna doğru Medine'de Efendimiz'in camiinde, 50 müezzin, 26 müezziın yaııdı:mcısı var
idi. Müezzinler uımumiyetle körlerden seçilirdi.» (106 )
·4 -
.
-
"
·. (103) ibk. ayn. esr., s. 559~63.
(104) ılA, VIII,
s. _85, stn. 2.
·(105) Buharr, Ezan, bab 11; Bbu Davud, Salat, s. 127.
(106) lA, VIII, s. 86, stn. 1.
44
. Bu:güiı memleketimizde bazı cam..:!Je:rıin müezzm adedi fazla kabul; t:ıdilmEiliied.ir. Sıulrtanahmed, Fatih :ve Süleymaniye camileri gibi
yerlerde yedi sekiz·
niüezzin vıe üÇ-dört
kayyunıri bulunması vazife. nin selSımeti yüzüniden şaritır. Bunların görevleri hafif görıilürse
~mıırat müezzinlerdir) ıkandilerinden Kur'an kursu hocası gibi isti, faxie· edilelbillr. Günde üç saat kaçlar ta'lim ve .ter:biye işi ile uğraşa­
bilirler.
• Şüphesiz ki, ,mü82JZinlik klıymetli bir hizmettir. Bu mevzU:da ResUl-i Ekreı.rn'den Şöyle bir hadis-i şerif rivayet edilmiştir:
«Müezzinler, seslerinin .ulaştığı _yere. kadar m.ağfiret pinnurlar
(yani Allaılı mağifiretini , tamaım.lar) . Canlı· ve cansız her şey ona
(lehte) şahitlik eder. Cemaate iştirak edene, tek başına kıldığı namazdan yirmi beş kat fazla sevap yazılır, iki namaz arasındaki günahlan bağışlanır,» (107)
Mesoidlerde müezz.inleride.n baş~a bir de murvaıkkit :bulunurdu.
Bazan baş-müezzin bu vazlfeyi de görmekte idi.·
5 - Hademeler: Camide görevli kayyımlar da vardır.
uEbu !Hüreyre'den ;rivayete göre ~iyah_ bir adam (zencil ·:veya
kadın Mescid-i !Nebevi'nin ıtemizlfğini (Yapmakta idi ve ı;onra öldü.
Bir mÜddet ~onra Nebi (CS.A.V.J onu s~rmuştu. Öldü dediler. Keşke
onu bana bildirseydiniz. Baıia (o erkek ve kadının) kabrini gösterin
dedi>. Hemen kalırine _gitti, üstüne {cenaze) namazı kıldı,» {108 )
.
Kudüs caım.iinde 300 yılına doğru eııi az 140 ihademe var idi. {1011 )
Büyük camilerde, umllrniyetle, çok sayıda hademe, bilhassa bevvab, farraş ve sucular bulun.Ürdu ..
5 - Layıha: Bir .kit_apta uMedresetü'l-eimme ve'l-lHutaJba~ baş­
lığı altında _şu •bilıgiler verilmektedir:
"'İmam, hatip ve müezzin yetişıtirmeık üzere 1329 {1913) ',te tesis
olunmuş .bir mesle:Jd metkteptir. Osmanlılarda · İmaJmların cemiyet
hayatındaki rolleri büyüktüz:. Mesela; bir imam cı1mideki vazifesinin dışında şu gibi işleri 'be resmen yapardı:
~
....:.. :Bulrunduğu malb.allm ahlak zab:ı:tası memurluğu.
II - Malhallenin nüfus ve tapu kaydını tutmak. ·
III - Evlenme ve boşanma işLerini tanz~ etmek.
(107) ıEbO DavOd, Salat, s. 123.
c108) Buhari, Salat, Mb 72.
(109) lA, VIII, s. 86, stn. 2.
45
i
Devletin o mahalle :p.a1ikina ula;ştıracağı emir ve te'bliğlere vaıSl!ta olmak.
V - Defn-i emvat ·müsaad:esi ·vermek Ü254 senesine kadar).··
Medresetü'l-eimme ve'l-1-Hutaba'nm iki kılsını .vardır.
L Kısırrn: İmam ve hatipler kısmı. Bu kısımıda okunan dersler:
Kur'an.:..ı Ke~m nazariyMı, Krur'aın-ı Kerim taifuiıkatı, malümat-ı
1
kanuniyye, ilm-i kelam, ankam-ı nikah ve talilk, hitabet-i arabiyye
nazariyat· ve tai:Jbikatı, Türkçe hitabet, a:hkaan-ı ]badet.
2. Kısım: Ezan ve ilahı bölümü. Bu bölümde tedris olunan dersler:.
.
. Kur'an-ı- Kerim nazariyMı, ezan ve ilflihi na.zariyaJtı ve tatbikatı idi. (110 )
IV -
.ZAMANIMIZDA MESCİDLERİN DURUMU
1
ı' - UmUmi Manzara: Mescidlerin hali, dün olduğu gi'bi bugün
ve rühen· farklıdır. Efendimiz ve hulefa-i raşidlıı deıvrinde .
yaygılarının ve binasının basit o1maJSına rağmen mascidierde büyük .
hizmetler yapılırıdı. Camllerin ehemmiye:ti, bu şekilde bir müddet
·daha devam etti. Bu zamanda mabedl·erin maddi iman ·arttı. M escidi er ibadet, taatla ve insaınlan mtis'bet hareketlere tevcih etmesi
cihetleriıyie mamur idi. Bu iki çeşit imarın fazileti hakkında müteaddit ayet ve hadisler varid olmuştur..
.
.
Bunlann bir kısmı da:ha önce ait olduğru yerde g:eçmıişti. (111 )
de
şeıklen
Günümüzde umümiyetle mascidierin
binasına, bezemelerine,
.
.
nakışlarına ihtimam edilmektedir.
Fakat asli yönü unutulmuştur.
Hatta vaktiyle öyle oldu kl, mescidler altın yaldızlı, süslü ve debde• · beli bir tarzda yapılmaya 'başlan:dı. Neticede, bazı hey·etler ve münasebetler için açılan, içinde--namaz kılınınayan müzeler halil;ı.e geldi (112)·
.
Şurası
sızın
bir g.erçeıktir ki, sadece maddi, imar, manevi imar alınak­
hiÇ bir mana ifade etın·ez. Çünkü islam şekle_ fazla kıyınet :ver-
(110) Osman. Öztü~k. ı -. Osmaniliarda askeri. teŞkilat ve ordu. 11.- Amme hiz·
matleri (Yaykur açık yüksek öğretim dairesi. Yüksek Islam Enstitülerı dışar;dan bltlrme
Sınıf: ı, Islam Türk medaniyeti tarih!, s. 150, Ankara W16.
(111) I!Jk. burada, 11-14
(112) !!)k. Rls~Het el-ımescld, s. 115
46
'Illez. BilaJkiıs ruh· ve manaya değer verir. Hatta şekli bir şeyi tasıvib
eder medheders·e,. bundan ancak ruih ve. haklkate bir yol bulmayı is~
· ter, Bundan ötürü Allah Teala kafirlerden mescid y.tı;pma ehliyetini
kaldırdı ve tev:be süresinde şöyle buyurdu:
·
«Allah'a :eş ;koşanlann, ikendi küfürlerine ·biZzat kendileri şahid
iken, Allah'ın mascidierini imar etmelerine (ehliyetleri) yoktur. On- .
larm (hayır nammal bütün yaptıkları boşa gitmiştir ve onlar ateş­
te .~bedi kalıcıdırlar.» 1(*l
Efenelliniz süsleı:rnede israfa gitmeJrten ve mescide yapılan lü- ·
zumsuz masraflarla öğünmekten yasaklamı.ştır. · · ·
·
«İnsanlar mescidler hususunda ;birbirlerine ,karşı iftihar edin·
eeye kadar kıyamet kopmaz.» J**J
Mescidler z;~manla bütün vazife ve fonksiyonlarından soyuldu.
Sadece muhlislerin dua ve ifl:)~det ebtikleri y·er haline geldi. Bunlann
içtimai cephesi ise tamamen unutuldu: Ekserisi kabristana döndü.
Bugün camileri emekiiier, yaşlılar ve işi o1mayan · kimseler doldurmaıktadır.
Zamanimızın
cami hizmetleri de: mabediere gerekli ihtimamı ·
göstermemektedirler. Verilen vaazlar, okunan hutbeler sadra şifa
verir durumda değildir. Temizlik nıoksandır.
Milletin eviadını ·dalaletin bütün çeşitleri· sarmışıken, bunlara lüzumlu ve kuvv·etli reddi~eleri ihtiva eden hutbe ve ders. me.vzülan
mescldlerde yer almariıaıktadırlar. Oysa batı! cephesi bütün silMıla­
nnı, topyekün im'kanlarını 4Uli{1nma:ktadır. Bizler ise elde mevcut
sermayeyi bile değ~rlendiremem~kteyiz ..
2 - Mascidierin tesirlerinin azalma sebepleri: İki esaslı amil
vardır:
·
·
·
Al «Müslüımanlann her sahada gerilemeleri, t·embellikleri, ulvi ve ebedi olan vazifeleriQ.e :ihtimam göstermemeleri, körükö:rıüne
1kafir devletlerin ®.detlerine uymalan.
Bl Düşmanların gizli ve açık islama ve m escidiere · dai'be ·vurmalan,. bu hususta her me·todıu kulla,nmalan, gençliği camilerden
· uzaklaştırmak ve kalbierinde soğuk}.ulli: meydana getirmek için bazı
din adamlarının hallerini husüsi olarak, bütün müslümanlarm duri:ımlaİinı da umümi olarak ~stişmar etmeleri, şaııkta ve garbdıa ller. leme ve -teıknolojinin dinden uzaklaşmak sayesinde olduğunu
izah
.
·(*1. Tevbe, 17.
~(**l
'
'
'Bba ogvad, Salat, s. 106
47
etmek istemeleridir. <islam. düşmainlann:a göre) muslümanlann düs~
m elerinin ve medeniyet kel"'Vamndan · geri · kalmalannın yegane s~­
bebi dindir. Bundan sonra Cislama: zıt olanların) bu hi.ısuıslan ger-_
çekleştirı:rnek maJksadiyle gazeteleri, mecmua ve kitaplan ve ·bütün:
- ilan vasıtalarını, müslümanlan mıh ve hayat merkezlerinden uzaık- ·
laştırmak hususunda kullai:ımaJk. üzere, dahilde ve haricde bazı iinkanlar ve şahıslar satın almaları» gilbi sebepler
gelir, (113 )
,
.
ASRIMIZDA MESCİD İÇİN YAPILMASI LAZlM GELENLER
mazı
temenni. ve teklifler)
Mesctdlerin eelbedilen halklannı vermek,. geçmişte olduğu gibi,
ta'lim. ve tevci!h göre·vini (rolünü) iade etmek zorunda-y:ız. Onlan yine
; insanları birbirine bağlayan maddi- ve ruhi merkezler haline getirilmeli, kalbieri ve· bedenleri cem e·tmelidir. Bu neticeye ulaşmak ba.zı şartlara ria'yetle mfunkündür. Bunlar üç kısımda toplana.lbilir.
A)
ı
-
Mescide
t·aallıik. eden şartlar:
..
Cenb-ı
HaJk arzın t~ammı mü'minler için mescid kıllllhŞ­
tır. O halde her müessesade namaz :kılmaya elverişli bir yer yapılma­
lıdır. Meı~tepleri, bütün çalışma yerlerini, içtimai müesseseleri mescid haline getirmelidir. Böylece her yerde AJ)ah'ın emirlerini yerine
getirmek mümlkün olur.
getirmek mümkün olur.
\Büyük şehirlerde, ibazı semtlerde yeteri kadar camty~ rastlanmamaktadır. Yorucu olan şehir hayatı ve havası,· fertlerin uzak yer·lere kadar gildip cemaatle namaz kılmalanna mani olmaktadır..._B_un­
dan ötürü uygun ;görülen her yer ve semte cami yapılması içtimai
ibir zarılrettir.
2 - !Mesciidleri bütÜn bid'atlardan .temizlemelidir. Bu bid'atler,
namazlara, cemaatle namaz kılmaya, cuma narnazına taallıik edebilir. Bu m eyanda hurafe ve ehline de camilerde · yer verilmemelidir.
Bu maddenin kısaca anlamı fı:lillı kitaplarına göre hareket edilmesi
gerektiği hususunu. hatırlatmaık!tır. Cemaatle namazdan· maksat da
ibadet ve taatı aslına uygun olarak yapılmasını sağlamaktır. ·
3 ·_,.. Mescid ve müştemilatıp.a omın ha;vasına uyıgun kısımlar
ihazırlanmalıdır; Bilnlardan mescid için zartiri olanlar vardır. Bir yönüyle mescidler müslümanlarm mektepleridir. O sebeple camllerin
.
\
'
.·,
( 113) Hisalet el•mescid, s. 116.
48
./
'. .
kütüphaneler yapılmalı iveya bir odası kitaplık haline getirilmel1dir. Bunların: ikisi de mümkün olmadığı takqirde lüzumlu ve
faydalı kitapları alabilecek bir kitap dolabı camide y-er almalıdır.
Zira her şahsın evinde kendine y-etecek
kadar kitabı
olmayabilir.
·
..
.
.
dvaıma
.
.
Yine cami çevresinde ve dahilinde bir konferans salonunun bulunması, gari'bler ve IDisafider için bölümi-erin olması maslahata aykın değildir.
. 4 -.!. Kadınların mescidlerde buluna!bilmeleri için İslama uy.gun
yerler hazırla.nmalı .. Bu da onlara camide husı1si mahfeller hazırla-·
makla mümkün olur. (114 ) Resülülİah CS.A.VJ kadınlan mescidler. den menetmezdi. Çünkü kadınlar (cemiyetin yarısı) ve erkeklerin
!benzeridirler. Nitekim Resülüllah CS.A.V.J şöyle buyurmuştur: «Kadınlarınızı mescidlerden menetmeyiniz, bununla beraıber evleri on··
lar hakkında daha hayırlıfur., _(115 )
Oruarı mescidleiiden v:e oralarda yapılan derslerden menetmek,
din hususunda milletin yarısını ceıhalete itmeik olur. Biz-e gereken
onların mescicllerde ve vaazlarda bulunabilmeleri için icabeden ş.er'i
şartların hepsini hazırlamalktır.
Kadınlar günümüZlde bilhassa vaaza ne kadar da muhtaçtır! Zi:ra aralarında bid'atler, ·aklın ve dinin kabul etmediği kötülükler, hurafeler, kocalarına muhalefet gibi sayılamayacak kadar yasaklar
yayılmış.tır. (116 ).
'
5 - Mescidler gençlere sevdirilmelidir. Çoouklar, camilere git..:
meleri için teşvik edilmeli v-e 'bu hususa çok ilitirnam gösterilmelidir. İslam, çocuklar ve gençlerin terbiyesi Vl3 yetiştirilmesi üzerinde çok titiz davranılmasını ve b:una fazla ilitirnam gösterilmesini tavsiye eder. Bunun sebebi şudur: Küçükler geleceğin büyükleri ve yıa­
nnın t~minatıdırlar. Onları sokağa teıık etmek, mescid nimetinden
mahrum etmek caiz değildir: Zii'a mescid; Allah'ın evi, mü'minlerin
manevi sığınağı ve ilim irfan yuvasıdır.
Çocuklar Resülüllah <S.A.V.J ·devrinde mescide gelirlerdi. Efen- ·
dirniz onlarla ilgilenir, şef.kat gösterir id{ Bugün mescidlerde çocuklara yapılan ıp,uamele ise gayet katıdır. Bununla da İslamın .emrine
uyuldıuğu zannedilir.
·. Mflıbecllerden atılan veya getirilmeyen gençlerin gideceği ve oyalanacağı pek çok kötülük yerieri mevcuttur. Cı1mi cemaati ve görev(114) ıbk. burada, s. 31.
(115) EbO DavOd, Safat, s. 134.
,(116) Hisalet ıel·mescrd s.
49
öfkelenmez ve o;nlann hatalarını m"(inasip lisanla·hatıi'latırlarsa netice müsbet tecellL.eder.
·
--6 --· Mescidler.çie vazifenin selametle yürütülmesi için meşrıita'larrr;ı bulunması şarttır. Pek çok göreviiyi vazife ve camiye bağlayan
meskenlerdir. Büyük şehirlerde çok sayıda caminin görevlilere ait
-e\ı-ıeri satılıİnş veya işgal edilmiştir.- Bunların istirdadı ellietine gidil- .
ıheli veya yerine yenileri yapilmalıdır. Evleri. olmayan ' camiler- oks üz çocuJrlar gibidir, atlama taşı mesabesindedir.
-
,Iller
ı;:ocuklara
7 -. Camiler ·çok temiz- .tutulmalı ve onarımları ·ihmal .edilmemelidir.
-·
8 -- Mescidler her ·namaz va!ktin:de açık tutulm-alı:dır.
9 - Eskiden ;olduğu gibi camilere vaJkıflar tahsis edilmelidir.
Bl _ Camideki görevlileri alakadar eden · maddeler:
1-
Bunlar, imamlar, hatipler,
c:lır.
vaizler
.
ve
müezzip.-kaıyyımlar-
: _Camide hizmet edenleri seçerken, şartlara -haiz olanlar ve güzel
ahla·k sahibi bulunanlar tercih- edilmelidir. _Bu seçme -işinde tesir- altında kalınGlk ve adam kayırmak, İsl~ma zarar vermek demek olur.
' İ1im, ahlak ve iba-det sahibi olan bir fkimse, gÜzel örnsık olur. Uh:..
desindeki görevi biha:kkın yerine getirmeye çalışır. Elan, mesct.dlerin
mes'uliyet duygusu ile dolmuş kimselere çok ihtiyacı_ vardır. (117 )
· 2 ·- Cuma hutbelerinde kamil bir. ilitirnam gere;kir. Hutbeler,
her türlü mavzun içine alır. Gerek ·hazırlanması, gerek takdimi ·ayrı
ayn:şartlara tabidir. Hatiplik ilidası bir zarıiretten 'doğ_!lluştur.
- 3 ---. İmamlar m?hrab ve millher görevlerinin yanısıra Krir'an
ta.'-limi ve cemaate dini bilgiler vermek vazifesi ile de- kendiler:im sorum) u tutmalıdırlar. Bir imam günde en az bir defa cettıaatin huzu:niria ·Çıkıp- onlara ders verme1idir;_ Hatta lüz.um hasil olursa sabah~
öğle, ikindi ve yatsı namazlarındmı önce· veya sonra caminin btr ta~
rafmda müc:İdeti yarım saati geçmemek üzere halka 'bazı İsla:rİı.i ilimlerf·öğretİnek faaliyetinde bulunabilir. Mescidler anmik hı- tarzd~
iri€ktep hüviyetini kazanırlar. ··
Sabalı
akaid, öğlen vaktinde tefsir, ikindiden fıkıh ve yatsıda da
hadis· -okutabilir. Bunlar teşltiTatm gösterdiği kendi dilimizdeki eser.,
lerden de olabilir.
( 117) ıhk. burada s. 30-34 • .-.
, İmamlann başlıca vazifeleri~. ,şunlar -olmuş oluyor:
a) Beş rvakit namazı kıldırma,k.
b) . Cuma, bayram hutbelerini okumalk.
c) Ta'lim-tedris, vaz ve irşad görevinde bulunmalk.
d) Diğer <fini toplantı ve merasimleri yönetriıek;
.
C -
.
.
-
.
.
.
'
iDiyarret İşleri Başkanlığını ilgilendiren h:u•suslar:
Hiç .bir teşkilat idaresiz yürüyemez. Bir merkeze bağlı olmadan
birliği temin e.tmek ınüm!kün değildir. Her ne -kadar camide görev
yapanların kontrolü, vicdanları ve imanları olması 'gerekirse de tahkikat mevzuu olacak meseleler -ara-sıra da olsa bulunacaktır. Camideki hizme_tlerin yapılıp yapılmadığı taJkip edilecektir. Bu işi de Diy~et; müftülükler, muraıkıp. ve müfettişler vasl:tasiyle yapmaktadır.
Bu son bölümde - te.şkilata teklif olarak - bazı maddeler sa~
yılaralk baıhs~ son ·verilecektir.
..
Camilerden beıklenen neticelerin alınması ·için şu nolüaların ·da
gözden kaçırılmaması ic:4beder:
ı --. Nakil tayinde liy.aikaıt -esas o1ı;nalıdır. ·
2 ::.._ Büyük camiler ayrı bir ehemmiyet arz eder. Buralarda görev yapacak 'imamlarm ·kıraat ve hitaıbete ehil olmaları şarttır. Bir
mahalle camiinde hitabeti güzel bir imam; bir selatın camiinde de
kıraati düzgün bir imam bulunabilir. Bu taıkdiroe, cuma görevlerini
değişmeleri faydalı bir davranız olur.
·
3 - Camilerdeki kıdem esaısı tahsile göre ayarlı:ı,nmalıdır. Bu
ilme hürmet ve tı:Vhsile teşvik eder.- !çti-niai hizmetler yönünden de
hayırlı neticeler verir.
4 - Ba;ş-mıüezzinlik ya lağvedilmeli veya_ ezan, ikamet ve- temizlik görevlerinden muaf tutulmamalıdır. Bir camide bazan ~ki
imam üç müezzin :bulunabiliyor. Bunlardan birisi ba.:ş-müezzin olacağıb:a göre, diğer i~ üzerinde sırası ile üç amir bulunmuş oluyor.
Halbulki sadece baş-imamın ikontrolü ıkafi gelebilir.
5 ....:__ Cemaatle arası açılırı.ış görevliler yerlerinden alınıp uygun
yerlere nakledil!IIlelidir. Bundan cemaati haklı kılacak sebepler olmalıdır.
Birbiri ile anlaşarnıyan şahısla~ aynı camide kalmaları
da sakıncalıdır. Çünikü hi?met a;ksar.
7 - Liyakatini kaybetmiş, meslek adab ve erkanına hareketlerini uyduramıyan diİı görevlileri mutlaka görevden alınmalıdır. Fa6 -
51_.
kat bunun · beyyinelerle sabit olması zaruridir. . Te·şıltilatta gerekli ayıklama yapılmazsa İslami faaliyetler 'tesirsiz !kalır.
8 -. Bir memurun hizmette şevkli ola:bilmeısi kendini emniyette hissetmesine ve takdir edilmesine bağlıdır. Esasen ceza ve mükafat her davranışın temelini te.şkil eder. Görevli ezilmemeli, şahsiye­
ti zedelenmemeliclii'. Mü:f:itülük memurları ekseriyetle camideki görevlilere hoş davranmafnaktadırlar. Öyie memur ve mutemedler
vardır ki, bunlara maaşınkademe ve derecelerini sormak 'bile mümkün değildir.
Devlet. tarafından tedavi imkanları din görevlilerine- de· tanın­
dığı halde, memurların şiddetinden kendini hastahaneye sevıkettire­
meyen nice imam ve müezzinler mevcuttur.
9 - Bütün camilerde yeknesaklık temhı. edilmelidir. Deliliere
. dayanan ihtilaflar zarar vermez. Yeter ki, fıkıh ve sünnetten yeri
gösterileıbilsirı. Bugün her caminin kendine mahsus bir havası vardır. Aynı mezhepten oldukları halde aralarında davranış birliği yoktur.
ıo - Asrımızda camilerden nasıl istifade edileceği meselesi bunun tayin ve tesbiti ilk planda teş:kilatı alakadar eder. Bu itibarla
cami görevlileri yönetmeliği tadil edilip gerekli düzeltmeler yapıl.malıdır.
ll - Diyanetteıi ve mescidlerden beklenileni-erin tahakkuiku,
merk:ez teşıkilatının kin,- intikam ve menfaate dayanan günümüz politikasının üstünde tutulmasına bağlıdır. Siyasi dalgalanmalar, ·diyanet camiasma tesir etmemelidir. Hizmetlerin istenilen seviyede yürütülmesi istikrara bağlıdır.
. 52
. '·
BİBLİYOGRAFYA VE KISALTMALAR
. A!bdu'r-raihman Cezeri, tK. El-Fıldı ale'l-mezahi'b el-erbe a, I-IV,
Kahire.
Ahmed Naim ve !Ka;mil Miras, Sa'hih-i Buhari . mulıtasan Tecrid-i sari:h tercemesi, I-XII, Ankara 1970.
Ali Murad Daryal, Okul-cami, (İslaan medaniyeti
mecmua.s:,.
.
1969, sayı 19, iS. 118-19); Cami sosyolojisi ve psikıolojisi üzerine bh· deneme, (ayn. esr., s·ayı 23; s. 15-17; sayı 24, s. 24-27).
Buhari, bk. !E·bu !Ab\iillaih Muihammed.
Burihan ed-din; Ebu'I-Hasen Ali ib. Ebu Beikr Abd -el-Celil el-Fer..:
gaiıi, el-Mergkıani, el~Hidaye Şerhu Hidayet el-'IIl.übtedi,. I-IV, Mısır
Cet-tab at el-e'hire).
Cemal -ed-din ıEbu Muhammed Abdullah 'b. Yusuf el-Hanefi ezZeyle i, Nasb er-raye li-eh.a;dis el-Hidaye, I-IV, (yer rve tarih yak) .
. Ebu Abdilla!h MuJ::ı:ammed 'b. İsmail el-Bulıari, es-Sahih, Mathas-i
amire, 1237.
Ebu'l-beralkat Albdullah ib. Ahmed b. Mahmud en-Nesefi, Medariık et-tenzil ·ve lha:ksi'k et~te'vil, I-IV.
E•bru ıDa'VUd 'Süleyman lb. el-e:ş as ib. İsha'k eıs-Sicistani, Sünen,
Mısır, 1952 (1'371 !hJ
Ebu Samid MUhammed lb. Mu!haımmed el-Gazali, i'hya ü ulumi'ddin, I-V, Ka'hire, 1967 Ü387 lhJ.
Ebu'l-'Kasim Carullıaih Muhammed 'b. Ömer ez~Zemaıhşeri elHv.arzmi, -el..JKeşşa:f, I-IV, '1966 (1385 hJ, Mıısır. el-Fıkh ale'l-mezahib
el-erbe a, !bık. Abdurrail:ıman Cezeri.
Haıkses: Abdulla;h Yılmaz, Mascid-i Haram, CHakses mecmuası,
1977, sayı 155, s. 8-lll.
·
Hidaye, lb:k. lEurhan eid-ıdin Ebu'l-Hasen.
!mda •ed-din Ebu'l-Fida' İsma il b. Kesir, el-Kura·şi ed-Dima;şkl,
Tefsirü'l-'Kur'ani'l-azim, I~VII, 1970 (1389 hJ, !Beyrnt.
.
İA: İslam Ansiklopedisi, İsl-am alemi t~rih coğrafya~ etınografya
lügati; İstanlbul, 1940. v.d.
İbn-i Kesir, bk. Imad ed-din Ebu'l-Fida'.
1hya, lbk. ·Ebu Hamid Muhammed.
53
.
Download