Amaçlarımız Anahtar Kavramlar

advertisement
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
<j$> Modemizmin ve postm odem izm kavramlannın temel özelliklerini sıralayabi­
lecek,
<®> Postmodemizmin örgüt kuramlan ile ilişkisini açıklayabilecek,
<5S> Postmodern örgüt kuramının kapsamını tanımlayabilecek,
0 > Postm odem izm in işletm e işlevlerindeki yansım alarını değerlendirebile­
ceksiniz,
Anahtar Kavramlar
•
•
•
•
Postmodemizm
Modemizm
Dönemsel Postmodemizm
Felsefi Postmodemizm
•
•
•
•
Yorumsamacılık
Yapıbozum
Büyük Anlatılar
Söylem Analizi
POSTMODERNİZME GİRİŞ
Postmodernizm kavramı, yaklaşık 100 yıldır sanattan mimariye, siyasetten sosyolo­
jiye, edebiyattan ekonomiye pek çok alanda kullanılıyor olsa da sosyal bilimler
alanında özellikle 1980’li yıllardan sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
1990’lı yıllardan itibaren ise örgüt kuramı alanında da postmodernizm ile ilgili tar­
tışmalar boy göstermeye başlamıştır. Postmodernizm en genel anlamıyla modernizmden farklı bir düşünce biçimini ifade etmektedir. Bu farklılık kimilerine göre
tarihsel bir ardışıklığı, kimilerine göre ise felsefi temellerdeki bir karşıtlığı yansıt­
maktadır. ister ardışıklık ister karşıtlık, hangi anlamıyla kullanılırsa kullanılsın postm odem izm bir şekilde modem izm den hareketle tanımlanmaktadır.
Modernizm
Köken itibarıyla m odem kelimesi, Latince ‘m odem us’tan gelmektedir, ilk defa 5.
yüzyılda, resmî dini Hristiyan olan dönemi, Romalı ve pagan olan geçmişten ayırt
etmek amacıyla kullanılmıştır. Bu dönem den sonra da m odem kelimesi, bir döne­
min önceki dönem lerden farklı olduğunu ifade etmek için kullanılır olmuştur (Ze­
ka, 1994; Demirhan, 1992). Modernleşme, 16. yüzyılda başlayan ve 20. yüzyıla ka­
dar devam eden, batının son üç yüzyıllık dönemini kapsayan bir süreç olarak ele
alınmakta ve akıl çağı olarak da adlandırılmaktadır. Bu sürecin yapı taşlan olarak
öncelikle Orta Çağ Avrupa’sında temel ideoloji olan Katolikliğin uygulanışına du­
yulan tepkiler ve dini yeniden akla uygun yorumlama (reform) çabalan, dinsel
kozmoloji yerine bilimin geçmesi ve ekonominin yaşama hakim olması, monarşi
ve oligarşilerin yıkılıp siyasal sistemlerin demokratikleşmesi gibi gelişmeler örnek
verilebilir. Bu sürecin etik değerlerini de hümanizm, özgürlük ve eşitlik gibi kav­
ramlar oluşturmaktadır (Şayian, 1999). Dolayısıyla m od ern izm kavramı, A ydın­
lanm a Çağı ile gelen zihinsel dönüşüm ün ortaya çıkardığı ideoloji ve yaşam biçi­
mini; h üm anizm , sek ü lerizm ve demokrasi üzerine kurulu, egemenliği insana
özgüleştiren, kurtuluşu dinde değil bilimde arayan, insan-biçimci ve insan-merkezci dünya görüşünü ifade etmektedir (Demir ve Acar, 1997; Cevizci, 1999).
Bu çerçevede m odemizmin m odem yönetim ve örgüdenm e yaklaşımlannı da
etkileyen temel özellikleri şu şekilde özetlenebilir (Erdemir, 2006):
• Modernizm akılcıdır. Akıl dışında bilimsel olarak denenem eyecek, ispat edi­
lemeyecek ve eleştirilemeyecek bir bilgi kaynağı veya otorite yoktur.
Modernizm: Modernizm,
insanoğlunun aklıyla evrende
varolan her şeyi
öğrenebileceğine, onu istediği
gibi yönlendirerek gerçek
mutluluğa kavuşacağına
inanan bir düşüncenin
ürünüdür.
Aydınlanma: İnsan ve doğayı
ortak bir akıl paydasında
birleştirerek, aklı nesnel bilginin
üretim kaynağı, insanı da
üretilen bu nesnel bilgiyle evreni
sınırsız bir şekilde dönüştürme
hak ve yetkisine sahip gören,
kendi zihinsel ürünleri dışında,
insanın hayatını biçimlendirecek
hiçbir ilke ve değer kabul
etmeyen anlayıştır.
Hümanizm: İlahi nitelikte ve
öbür dünya ile ilgili olanın değil,
bu dünya ve insanla ilgili olanın
yüceltildiği bir genel eğilimin uç
noktasını teşkil eden ve insanı,
kendi üzerinde sınırlayıcı hiçbir
otorite ihtiyacı olmayan bir
varlık olarak tanımlayan; onu,
hakikatin yegâne ölçüsü ve
kaynağı olarak kabul eden bir
dünya görüşü.
164
Örgüt Kuramı
Sekülerizm: Dinsel olan
• Modemizm gerçekçi ve pozitivisttir. Tabiattaki mükemmel işleyişin kuralla­
rını herkesi bağlayıcı temel doğrular olarak alır ve bu kurallan keşfederek
insan ilişkilerine uyarlamanın yollarını arar. Bu kurallar değişmezler. Dola­
yısıyla her konunun en iyi, en doğru tek açıklaması, her problemin tek doğ­
ru çözüm yolu vardır. Aklın yolu birdir. İnsana düşen bunu bulmaktır.
• Modemizm ilerlemecidir. İnsan bilgiyi doğaya hakim olmak amacıyla kulla­
nır. En gelişmiş toplumlar, doğaya en fazla hükm eden, doğadan en fazla ya­
rarlanan toplumlardır. Bu, teknolojinin her alanda en üst düzeyde kullanı­
mıyla, sanayileşmeyle mümkündür. İnsanlık üretme ve tüketme yanşı içeri­
sindedir. En çok katma değer üreten ve tüketen toplumlar daha öndedirler.
• Modemizm tektipleştirici, homojenleştiricidir. Bu, akılcılığın bir sonucudur.
Bütün insanlık için bir tek en iyi yaşam tarzı vardır. Bu yüzden alt kültürle­
rin yaşatılması gerekmez, çünkü onlar, insanlann sorunlarına en iyi çözüm­
leri bulamazlar. Bunun sonucu tek tip beslenme, tek tip eğlenme, tek tip gi­
yinme, sonuç olarak da tek tip yaşama biçimlerinin idealize edilmesidir.
• Modemizm belirlenimcidir. Tesadüflere yer yoktur. Evrendeki her olay ve
olgunun nedensellik zinciri çerçevesinde belirli kanunlar ya da kurallara
bağlı olarak meydana geldiğini, doğada bulunan her şeyin birbirine kırılmaz
bir neden-sonuç zinciriyle bağlı bulunduğunu kabul eder. Yapılması gere­
kenler, yapılanlann nedenleri, yapılacaklann ve yapılmayacakların sonuçla­
rı, her şey bellidir. İnsanlar, kendi başlarına bırakılırlarsa yanlış davranırlar,
bu yüzden bilime uygun davranış kalıplan oluşturulmuştur. Toplumsal ve
kurumsal ilişkilerde buna uygun bürokratik bir yapılanmaya gidilmiştir.
• Modemizm sistematiktir. Toplumlann belli bir düzen içerisinde varlıklannı
sürdürebilmeleri için, toplumsal sistemi meydana getiren kunım lann görev­
lerinin sistemin bekası doğrultusunda belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir
yapıda sistemi oluşturan unsurlann her birinin, sistemin işleyişine yaptıkları
katkı oranında değerli olduğu kabul edilmektedir.
• Modemizmin insanlık için büyük projeleri vardır. İnsanlık, bu büyük proje­
lerle eşitlik, özgürlük, adalet, insan haklan, mutluluk gibi hedeflerine ulaşa­
caktır. Bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak kurum ve kuruluşlar da oluşturul­
muş ve/veya oluşturulmaktadır.
Modemizm; 16. yüzyıldaki reform hareketlerine, 17. yüzyıldaki Galileo, Descartes ve Newton’la yaşanan bilimsel devrime, 18. yüzyıldaki Fransız aydınlanmasına
ve 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi’ne temel oluşturmuş, dünyanın gidişatım kökten
değiştirmiş bir felsefi düşüncedir. Berman (1994), m odern düşüncenin insanlık ta­
rihindeki etkilerini şu şekilde özetlemektedir:
• Fiziksel bilimlerde gerçekleşen, evrene ve onun içindeki yerimize dair dü­
şüncelerimizi değiştiren büyük keşifler,
• Bilimsel bilgiyi teknolojiye dönüştüren, yeni insan ortamları yaratıp eskileri­
ni yok eden, hayatın tüm tem posunu hızlandıran, yeni tekelci iktidar ve sı­
nıf mücadelesi biçimleri yaratan sanayileşme,
• Milyonlarca insanı atalanndan kalma doğal çevrelerinden kopanp dünyanın bir
başka ucunda yeni hayatlara sürükleyen muazzam demografik alt-üst oluşlar,
• Hızlı, çoğu kez sarsıntılı kentleşme,
• Dinamik bir gelişme içinde birbirinden çok farklı insanları ve toplundan bir­
birlerine bağlayan, kapsayan kitle iletişim sistemleri,
• Yapı ve işleyiş açısından bürokratik diye tanımlanan, her an güçlerini daha
da artırmak için çabalayan ve gitgide güçlenen ulus-devletler,
veya dinsellik atfedilen
bütün değer ve ilkeleri
bireysel ve toplum sal
yaşam ın dışına iten, sadece
bu dünyayı yaşa n a b ilir kabul
edip, öte dünya ile ilişkiyi
koparma tem eline dayalı,
insan-m erkezci b ir düşünm e
ve yaşam a biçim ini ifade
eder.
165
8. Ünite - Postmodern Örgüt Kuramı
•
Siyasal ve ekonom ik alandaki egem enlere karşı direnen, kendi hayatları
üzerine biraz olsun denetim sağlayabilmek için didinen insanların kitlesel
toplumsal hareketleri,
• Son olarak, tüm bu insanları ve kurumlan bir araya getiren ve yönlendiren,
keskin dalgalanmalar içindeki kapitalist dünya pazan.
Ancak modemizm, insanlığa yaptığı devasa katkılara rağmen, 300 yıllık geçmi­
şi itibanyla değerlendirildiğinde, daha ilk ortaya çıktığı dönem lerden itibaren çeşit­
li yönleriyle eleştirilmekten de kurtulamamıştır. Bu eleştiriler genellikle modemizmin toplumsal hayattaki görünür sonuçlanyla ilgili eleştiriler ve bu sonuçlann or­
taya çıkmasına neden olan modemizmin felsefi temellerine yönelik eleştiriler ol­
mak üzere iki başlıkta özetlenebilir.
Modernizm insanlık tarihindeki pek çok gelişmenin temelindeki düşünce biçimidir. Bu­
günkü modern hayatın temelinde bu düşünce bulunmaktadır. Ancak modemizm insanlığın
bugünkü hâle gelmesindeki önemli katkıları yanında bazı açılardan sadece postmodernistler değil modernistlerce de eleştirilmektedir.
m
DİKKAT^)
Modemizmin insanlığı daha ileri bir hayat biçimine ulaştıracağı iddiası, m odem
dönem in ürünü olarak görülen ekonomik, sosyal, bireysel ve çevresel pek çok so­
run nedeniyle sorgulanmaktadır. Modem dönem de insanlar arasındaki ekonomik
eşitsizlikler yayılarak devam etmiş ve hatta daha görünür hâle gelmiştir. Bireycilik
olgusu insanlığın daha üst amaçlar için karşılıklı fedakârlıklar yapabilme imkânını
yok etmiş, yaşama faydayı maksimize etmeye feda edilerek dünyanın büyüsü bo­
zulmuştur. Bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu pek çok çevresel felaket de
m odem ist ilerlemeciliğin yarattığı tüketim toplum unun bir sonucu olarak kabul
edilmektedir.
Diğer yandan, modernist düşünce bilimsel alandaki kimi gelişmelerin etkisiyle
felsefi temelleri açısından da sorgulanmaktadır. Fizikteki Heisenberg’in belirsizlik
ilkesi ve Einstein’in görecelik kuramını temel alan kuantum yaklaşımı, matematik­
teki Gödel İspatı ve kimyadaki entropi kavramı, sözü edilen büyük bilimsel dönü­
şümün ilk akla gelen örnekleridir. Bu bilimsel atılımlar, doğrunun bir olasılık ifa­
de ettiğini, bilim alanında belirsizliğin de söz konusu olabileceğini gündem e getir­
miştir. Buna göre, insanlık için neyin doğru ve neyin ilerleme olduğunu tayin eden
yalnızca bir yöntem değil, içinde bilim yapılan dünyanın, toplum un ve tarihin ko­
şullandır. Bugün batı biliminin yeryüzündeki tartışılmaz egemenliği, onun sahip
olduğu sağlam ilke ve mantıktan veya yöntem den değil, hizmet ettiği uygarlığın
egemenliğinden kaynaklanmaktadır (Erdemir, 2006).
Postmodernizm
P ostm odern izm , yukarıda özetlenen m odem izm e yönelik eleştirilerin ve bilimsel
alanda yaşanan gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkmış bir düşüncedir. Postmo­
dem izm çeşidi yazarlar tarafından meta-anlatıların sonu, geç kapitalizmin mantığı,
çok uluslu kapitalizm, medya kapitalizmi, üst modemizm, neo-modem izm, görecilik, gösteri toplumu, radikal modernlik gibi pek çok farklı şekillerde de ifade edi­
len bir kavramdır (Erdemir, 2006). Bu ifadelerden de anlaşılabileceği gibi postm o­
dem izm kapitalist kültürde ya da daha genel olarak batı dünyasında, yirminci yüz­
yılın son çeyreğinde, resim, edebiyat, mimari vb. güzel sanatlar alanlannda ve bu
arada özellikle de felsefe ve sosyolojide belirgin hâle gelen; aynı uygarlık düzlemi­
ni paylaşmakla beraber, modernliğe ve onun düşünm e tarzı olan m odem izm e ya-
Postmodernizm:
Modemizmin akılcılık,
ilerlemecilik, belirlenimcilik,
sekûlerizm, hümanizm,
yapısalcılık, işlevselcilik gibi
temel yaklaşımlarının
tümünü reddeden ve
bunlara alternatif yaklaşım
biçimleri öneren düşünce
biçimidir.
Örgüt Kuramı
166
pılan içsel eleştiri ve alternatif geliştirmeye yönelik çabaların tümü şeklinde tanım­
lanmaktadır (Demir ve Acar, 1997; Cevizci, 1999).
c
(
“Post" kelimesi İngilizcede sonra gelen, ardından gelen, ötesi anlamında kullanılan bir
ön-ektir.
D! K K A T
di kkat^
^SIRA
m
Postmodemizmin tarihsel temelleri m odem dönemin başlangıcına kadar götürülebilir. Daha 18. yüzyılda Rousseau ile başlayan m odem izm eleştirileri Nietzs­
che, Heidegger, Spengler, Danilevski vb. ile belki de en üst noktasına varmıştır. Yi­
ne ardından gelen Frankfurt Okulu ve takipçileri de postmodemizmi ve ilkelerini
belirleyen önemli akımlardan biridir. Çok farklı bilim dallarından beslenen postmodernizme yönelik yaklaşımlar belli başlı beş grup altında toparlanabilir (Erdemir, 2000):
• Birinci yaklaşım, bilgi ve bilim felsefesi alanında, aydınlanma ideallerinin
reddedilmesidir. Bunlar arasında, yukanda da ele alındığı gibi, hayatı bütü­
nüyle açıklama iddiasındaki özgürlük, eşitlik, adalet, evrim, rasyonalizm,
devrim, hümanizm, başkaldırı vb. büyük projeler bulunmaktadır. Bunun ya­
nı sıra, bilginin kaynağı olarak sadece aklı ve bilimsel yöntemi gören anla­
yışa karşı çıkılmaktadır.
• Bir başka yaklaşım Marksist düşünürlerin yaklaşımıdır. Onlar postm odem iz­
mi kapitalist ötesi, sanayi ötesi veya geç kapitalizm gibi değişik şekillerde
adlandınlan, bir anlamda kapitalist sömürü düzeninin incelikli bir şekilde
makyajlanarak hükm ünü sürdürdüğü dönem in kültürel mantığı olarak gör­
mektedirler.
• Üçüncü bir yaklaşım, Theory, Culture & Society (Kuram, Kültür ve Toplum)
dergisi etrafında şekillenen ve sosyal anlam da içinde yaşadığımız hayatın
m odem kavramlarla açıklanamayacağını, yeni bir disiplinin gerçekleştiril­
mesi gerektiğini iddia eden Turner, Robertson, Stauth ve Featherstone gibi
sosyologlann yaklaşımıdır.
• Dördüncü bir yaklaşım, Giddens ve Beck’in postmodemizmi modemizmin
daha da radikalleşmiş bir hâli olarak gören yaklaşımdır.
• Son yaklaşım da m odemizme yönelik postm odem eleştirilerdeki haklılıklan kabul etmekle birlikte, çözümün yine de modernlik içinde aranması ge­
rektiğinde ısrar eden Habermas’ın yaklaşımıdır.
Postnıodcrniznı nasıl tanımlanırsa tanımlansın sonrası, ötesi, karşısı, ilerisi, sonucu, de­
vamı, sonradan doğmuş hâli, gelişmiş hâli, inkârı veya reddi anlamında bir şekilde modernizmle ilişkili olarak ele alınmaktadır.
Postmodemizmin modemizmin daha da radikalleşmiş bir hâli olduğu iddiası sizce neyi
ifade etmektedir?
Genellikle pozitivist, teknoloji merkezli ve rasyonalist eğilimli olarak algılanan
evrensel modemizm, doğrusal gelişmeye ve mutlak doğrulara inançla, toplumsal
düzenin rasyonel biçimde planlanmasıyla ve bilgi üretiminin standartlaştınlmasıyla özdeşleştirilir. Buna karşıt olarak postm odem izm , kültürel söylemin yeniden ta­
nımlanmasında heterojenliği ve farklılığı, özgürleştirici güçler olarak öne çıkarır.
Parçalanma, belirsizlik ve bütün evrensel ya da bütüncül söylemlere karşı derin bir
güvensizlik, postm odernist düşüncenin temel özelliklerindendir. Postm odem izm
8. Ünite - Postmodern Ürgüt Kuramı
167
örgüt kuramına yansıyan yönleri ile gözden geçirildiğinde şu özellikler öne çık­
maktadır (Erdemir, 2006):
• Postmodemizm; düzenliliği, mantık ve simetriyi yadsır, çelişki ve kanşıklıktan hoşlanır.
• Postmodemizm, modernliği oluşturan ve Batı medeniyetinin ürünü olan de­
neyim birikimi, sanayileşme, kentleşme, ileri teknoloji, m odem ulus devlet,
kariyer, bireysel sorumluluk, bürokrasi, liberal demokrasi, hoşgörü, hüma­
nizm, eşitlikçilik, nesnellik ve gayrişahsilik gibi değer ve kurallara karşı çı­
kar.
• Postmodemizm, m odem öznede temellenen evrensel bir ahlak anlayışına
özellikle de faydacılık ve bireycilik anlayışına karşı çıkar.
• Postmodemizm, evrenselciliğe karşı çıkar, genel geçer, evrensel bir bilgiye
karşı şiddetli bir saldırı yöneltir. Tek, değişmez, evrensel bir akıl yerine, çe­
şidi akıllann varoluşundan bahseder. Bilginin göreceli olduğunu, hakikatin
herkese göre değişebilir olduğunu kabul eder.
• Postmodemizm, ilerleme düşüncesini reddederek bugünün geçmişten, mo­
dernin m odem öncesinden, kent yaşamının köy yaşamından vs. daha üstün
olduğu düşüncesini kabul etmez.
• Postm odem izm , temsilî bir sahtekârlık olarak görürken dem okrasiye de
şüpheyle bakar, birçok yeni siyasi hareketi destekler, çoğulculuğu, çok-kültürlülüğü savunur.
• Postmodemizmin bir başka özelliği de eklektik oluşudur. Tek doğru anlayı­
şının yadsınması birden çok doğruyu gündem e getirmiş, bunun sonucu da
her türlü bilginin insanlığa katkı sağlayabileceğini kabul eden ve her şey gi­
der sloganıyla ifade edilen eklekti(si)zm yani seçmecilik olmuştur.
• Postmodemizm anti-pozitivisttir. Dünyanın işleyişiyle ilgili değişmez doğru­
lar bulunduğunu ve bu doğruların sadece doğa bilimlerinin yöntemleriyle
keşfedilebileceğini kabul etmez.
• Postmodemizm yorumsamacıdır. Dünya, nesnelerden değil, onlara yükledi­
ğimiz anlam lardan oluşur. İnsanlar neyin doğru neyin gerçek olduğunu
kendi aralanndaki etkileşimlerle sosyal olarak inşa ederler.
Duchamp’in Çeşme
(Duchamp’s Fountain,
1917) olarak bilinen
sanat eseri postmodern
yorumsamacılığm klasik
örneklerinden biri olarak
kabul edilir. Pisuar
olarak kullanılan bir
nesne sadece 90 derecelik
bir yer değiştirmeyle
çeşme hâline getirilmiş,
farklı bir bakış açısıyla
asıl tasarlandığı işin tam
tersini yapan bir nesneye
dönüştürülmüştür.
Kaynak: McAuley vd.,
2007, s. 244.
Download