İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri TÜRKİYEDE SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLAR II l Sindirim l Akciğer Sistemi Hastalıkları Kanserine Güncel Yaklaşım Sempozyum Dizisi No:58 l Kasım 2007; s.113-118 Akciğer Kanserinin Epidemiyolojisi ve Etyolojisi Doç. Dr. Benan Müsellim Akciğer kanseri tüm dünyada en sık görülen kanser türüdür. Her yıl yaklaşık 1 milyon kişi akciğer kanserinden ölmektedir. Ortalama sürvi 8 aydır ve 5 yıllık sağ kalım oranı % 15’ tir. Gelişmiş ülkelerde insidens 100000’de 71, gelişmekte olan ülkelerde 14’tür. Avrupa Birliği ülkelerinde ise 52.5 bulunmuştur. Ülkemizdeki insidens oranları konusunda doğru veri yoktur ancak Sağlık Bakanlığına bildirilen vakaların sonucuna göre insidens 100000’de 11.5, erkeklerde 100000’de 9.9, kadınlarda 1.0’dır. Erkeklerdeki kanserlerin %30, kadınlardaki kanserlerin %5’i akciğer kanseridir. Ancak İzmir ilinde 1992-1996 yılları arasında yapılan çalışmada insidens 100000’de 23.7 olarak hesaplanmıştır. Görülme sıklığı yaşla birlikte artar (tablo 1). Hastaların çoğu 50-70 yaş grubundadır. Ortalama tanı yaşı 60 civarındadır. Ancak %3’ü 40 yaşın altında genç hastalardır. Türkiye’deki olguların yaş ortalaması 58.4’tür. Hastalık erkeklerde daha sık görülür. 113 Yaş 100000’ de insidens Erkek Kadın 0-4 0.0 0.0 5-9 0.0 0.0 10-14 0.1 0.1 15-19 0.1 0.1 20-24 0.3 0.2 25-29 0.5 0.4 30-34 1.5 1.0 35-39 4.0 3.0 40-44 12.1 7.8 45-49 31.4 17.3 50-54 72.0 29.0 55-59 137.5 46.8 60-64 218.9 64.5 65-69 296.2 82.3 70-74 354.4 89.2 75-79 356.3 84.4 80-84 317.7 80.7 Tablo 1: Erkek ve kadınlarda yaşla akciğer kanseri insidens ilişkisi (Kaynak 11’den değiştirilerek kullanılmıştır). Doç. Dr. Benan Müsellim Avrupa Birliği ülkelerinde erkeklerdeki kanserlerin %21’i, kadınlardaki kanserlerin %5’i akciğer kanseridir. Bu sigara alışkanlıklarındaki farktan kaynaklanmaktadır. Akciğer kanseri erkeklerde ölüme yol açan birinci sıradaki kanserdir. Kadınlarda da son yıllarda meme kanserini geçerek birinci sıraya yerleşmiştir. Çeşitli ülkelerde erkek/kadın oranı 5’ten 2’ye değişmiştir. Ülkemizdeki akciğer kanser olgularında erkek/kadın oranı 9.4’tür. Siyah ırkta beyaz ırka göre daha fazla görülür. Sigara, akciğer kanseri etyolojisinde sorumlu başlıca faktördür. Akciğer kanseri hastalarının yaklaşık %90’ı sigara kullanmaktadır. Sigara ile akciğer kanseri ilişkisi ilk defa 1950 yılında gösterilmiş ve daha sonra yapılan çalışmalarla doğrulanmıştır. Akciğer kanseri görülme riski sigara kullananlarda 24-36 kat daha fazladır. ABD’de sigara tüketimi 1. Dünya savaşı ve 1960’lar arasında artmış ancak 1970’ten bu yana azalma gözlenmiştir. Diğer batı ülkelerinde de benzer eğilim gözlenmiştir. ABD’de erkeklerin %16-20’ si sigaraya 15-19 yaşları arasında başlamaktadır. Gelişmiş ülkelerde erkeklerde sigara prevalansı %40-60, kadınlarda %20-40 iken gelişmekte olan ülkelerde bu oranlar %40-60 ve %2-10’dur. Türkiye’ deki oranlar 1988 yılında erkeklerde %63, kadınlarda %24 olarak saptanmıştır. Türkiye’deki hastaların %88.7’sinin sigara hikayesi mevcuttur. Sigara dumanında 4000’den fazla kimyasal madde bulunur. 60’dan fazlasının kanıtlanmış karsinojen özelliği vardır. Bunların bir kısmı radyoaktif özelliktedir; radon, kurşun, bizmut ve polonyum. Polisiklik hidrakarbonlar ve N-nitrozamin özellikle prokar-sinojenik olarak tanımlanmıştır. Sigara içme süresi, içilen sigara sayısı, içilen sigara tipi ve sigaraya başlama yaşı kanser gelişimini etkiler. Ayrıca sigaranın filtresiz olması ve yoğun katran içermesi de ek faktörlerdir. Mentollü sigaraların daha kanserojen olduğuna dair bulgular mevcuttur. Bunu daha derin nefes çekilmesine yol açarak, nikotinin metabolizmasını yavaşlatarak, reseptörleri duyarsızlaştırarak sigaranın irritasyonunu engelleyerek, sigaradaki toksik maddelerin permeabilitesi ve difüzyonunu artırarak yaptığı düşünülmektedir. Erkekler sigaraya daha erken yaşta başlayıp, daha fazla sayıda sigara tüketmektedir. Ayrıca katran içeriği yüksek sigarayı tercih etmektedirler. Pasif sigara içiminde de akciğer kanseri riski 3,5 kat artmıştır. Çünkü etrafa yayılan sigara dumanında tüm karsinojenler aynen bulunur ve sigara filtresinden de geçmediğinden çok daha yoğundur. Sigara içen erkeklerle evli, sigara içmeyen kadınlarda risk 1.3 kat artmıştır. 22 yaşından daha Relatif risk Sigara bırakma süresi Erkek Kadın 2-9 yıl 0.66 0.41 10-19 yıl 0.27 0.19 20-29 yıl 0.17 0.08 30 yıldan fazla 0.08 0.13 Hiç sigara içmemiş 0.04 0.11 Halen sigara kullanan 1.00 1.00 Tablo 2: Sigarayı bıraktıktan sonra geçen süre içinde akciğer kanseri riski (Kaynak 10’dan değiştirilerek kullanılmıştır). 114 Akciğer Kanserinin Epidemiyolojisi ve Etyolojisi erken sigaraya maruz kalan kadınlarda risk belirgin olarak artmaktadır, en yüksek risk 7 yaşın altındaki maruziyette görülmüştür. Sigara ile ilişkili başlıca histolojik tip skuamöz hücreli kanserdir. Kadınlarda özellikle sigara içimi ile küçük hücreli akciğer kanseri arasında ilişki belirgindir. 20 yıldan daha az sigara içenlerde sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra risk çok azalır ve 1015 yıl sonra sigara içmeyenlerle aynı düzeye inmektedir. Akciğer kanseri gelişiminin erkeklerde %15, kadınlarda %5 oranında mesleki maruziyet sorumlu tutulmuştur. Akciğer kanseri ile ilişkisi gösterilmiş maddeler ve bunlarla ilgili meslekler Tablo 3’te gösterilmiştir. Risk oranı Sigara içmeyen mesleki maruziyet yok İlgili meslek 1 Asbest işçisi Sigara içmeyen 5 Sigara içen 92 Uranyum Madenciler, çimento, yapı malzemeleri, fren balatası yapımı, tekstil, izolasyon, tersane Uranyum madenleri Sigara içmeyen 7 Sigara içen 38 Kömür kurumu, katran 2-6 Havagazı işçileri, asfalt, katran, kok fırını işçileri, baca temizleyicileri, madenciler Hardal gazı 2-36 Hardal gazı işçileri Vinil klörür 4 Plastik sanayii işçileri Arsenik 3-8 Maden ve kaynak işçisi, böcek öldürücüler, şarapçılar, petro-kimya işçileri Krom 3-40 Çamaşır suyu üretimi, cam-seramik, muşamba, mezbaha, basın endüstrisi ve batarya işçileri, itfaiyeciler Nikel Nikel rafinerisi, kaynak işçisi, Bisklorometileter (BCME) Tekstil, boya, ev izolasyonu Demir-çelik Dökümhaneler, çelik işçileri Dizel-egzoz Kamyon sürücüleri, demiryolu işçileri Berilyum Berilyum madenleri Kadmiyum Eritme işçileri Elektromanyetik alanlar Telekomünikasyon işçileri Polisiklik aromatik hidrokarbonlar Sigara, kömür fırını işçileri Formaldehit Kimya endüstrisi, lastik imalatı, fotoğrafçılık, kozmetik sanayii Tablo 3: Akciğer kanseri ile ilişkili mesleki maruziyete yol açan maddeler (kaynak 7’den değiştirilerek alınmıştır). 115 Doç. Dr. Benan Müsellim Mesleki maruziyette en önemli madde asbesttir. Amfibol tipi daha büyük risk taşır. Maruziyet yoğunluğu ve süresi de önemlidir. 20 yıl maruziyetten sonra risk artmaktadır. Türkiye’deki hastalarda % 1 oranında çevresel asbest maruziyeti saptanmıştır. Mesleki maruziyet yanında doğada da bulunan radonun son yıllarda akciğer kanserine yol açabileceğine dair bulgular mevcuttur. Radon doğada bulunan uranyumun bozunma ürünlerinden biridir. Üzerinde bulunduğu topraktaki radon miktarı yüksek olan evlerde de radon yüksek miktarda bulunabilir. Yer ve duvarlardaki çatlaklardan, borulardan, elektrik tesisatı ve diğer girişlerden girer. Akciğer kanseri riskini 2 kat artırdığı ve ABD’ deki akciğer kanseri olgularının %6’sının sebebi olduğu hesaplanmıştır. Hava kirliliği akciğer kanserlerinin %1 kadarından sorumlu tutulmaktadır. Benzopiren, SO2 gibi maddelere maruz kalan farelerde akciğer kanseri gelişmiştir. Aromatik hidrokarbonların yoğun olduğu bölgelerde akciğer kanseri olguları daha fazladır. Kentlerde yaşayanlarda risk 1.2-2.3 kat daha fazladır. Akciğerde bulunan fibrozis sahalarında kanser gelişim riski artmıştır. Sarkoidozda akciğer kanseri gelişim riski 3 kat fazla bulunmuştur. Tüberküloza bağlı skar mevcudiyeti riski 8 kat artırmaktadır. Sistemik sklerozda da risk yüksektir. Skar zemininde gelişen akciğer kanserinde özellikle adenokarsinom tipi gelişir. Türkiye’de akciğer kanseri hastalarının % 0.3’ünde idiopatik fibrozis, %2.9’unda akciğer tüberkülozuna sekonder gelişen fibrozis zemininde kanser geliştiği saptanmıştır. Kalıtsal faktörler de akciğer kanseri gelişiminde araştırılmıştır ve birinci derece akrabalarında kanser olanlarda akciğer kanseri riski 2.4 kat artmış bulunmuştur. Aril hidrokarbon hidroksilaz enzimi sigara dumanında yoğun bulunan polisiklik hidrokarbonları aktif karsinojenlere çeviren bir enzimdir. Yüksek enzim aktivitesi gösteren kişilerde risk artmış olabilir. Hücre büyümesi ile ilgili işlevleri olan bazı genlerde dış etkenlerle (radyasyon, kimyasal maddeler, virüsler) değişiklik meydana gelerek “onkogen” haline gelmesi karsinogenezde önemlidir. Bu onkogenlerin en önemli grupları “myc” (C-myc, L-myc, N-myc) ve “ras” (K-ras, H-ras, N-ras) aileleridir. Buna karşılık bazı tümör supresör genlerinde de (retinoblaston ve p53 geni) kanser hastalarında mutasyon saptanmıştır. Sigarada bulunan polisiklik aromatik hidrokarbonlar DNA bağlarını parçalar, DNA tamir, apopitoz ve hücre döngüsünü ayarlayan p53 geninde mutasyona neden olur. p53 geni akciğer kanseri hastalarında %50-70 oranında defektli bulunmuştur. Beslenme diyetindeki eksiklikler akciğer kanseri gelişiminde etkili olabilir. Vitamin A ve beta karotenden fakir beslenmenin hayvan modellerinde akciğer kanseri riskini artırdığı gösterilmiştir. İnsanlardaki çalışmalarda da diyetinde betakaroten/retinol miktarı yüksek olanlarda akciğer kanseri riskinin %40 azaldığını tespit etmiştir. Beta karoten, A vitamininin öncülüdür ve turunçgiller, yeşil sebzeler ile balıkta bulunur. Ayrıca yüksek yağlı diyetle beslenen sigara içicilerde kanser riski daha yüksektir. Sarı-yeşil sebze ve meyvelerin yeterli alımı riski azaltır. Çayın (özellikle yeşil çay) koruyucu olduğuna dair de bazı bulgular mevcuttur. 116 Akciğer Kanserinin Epidemiyolojisi ve Etyolojisi Sosyoekonomik durumu kötü olanlarda akciğer kanseri riski 2-6 kat fazladır ve bu muhtemelen bu grubun etyolojideki faktörlere daha fazla maruz kalması ile ilişkilidir. Bunların dışında uygulanan tedavilerde akciğer kanseri riskini artırabilir. Kadınlarda meme kanseri tedavisinde uygulanan radyoterapi ile aynı tarafta akciğer kanseri gelişme riski 2 kat artmıştır ve bu risk radyoterapiden 10 yıl sonra başlamaktadır. Aynı zamanda hasta sigara içiyorsa risk 40 kata kadar artar. Non-Hodgkin lenfoma hastalarında da radyoterapiden 5 yıl sonra başlayarak 1.5 kat artmıştır. Hodgkin lenfoma hastalarının 30 yıl izlendiği çalışmada akciğer kanseri riski 2.9 kat artmış bulunmuştur. Sonuç olarak AKCİĞER KANSERİ ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR. Bunun için tütün kullanımı konusunda gerekli önlemlerin alınması en önemli adımdır. KAYNAKLAR 1. Talcott JA, Thurber WA, Kantor AF, et al. Asbestos-associated diseases in a cohort of cigarette-filter workers.N Engl J Med 1989;321:1220-3. 2. Travis LB, Curtis RE, Boice Jr JD, et al. Second cancers following non-Hodgkin’s lymphoma. Cancer 1991;67:2002-9. 3. Neugut AI, Murray T, Santos J, et al. Increased risk of lung cancer after breast cancer radiation therapy in cigarette smokers. Cancer 1994;73:1615-20. 4. Van Loon AJ, Brug J, Goldbohm RA, et al. Differences in cancer incidence and mortality among socio-economic groups. Scand J Soc Med 1995;23:110-20. 5. Cangemi V, Volpino P, D’Andrea N, et al. Lung cancer in young patients. Panminerva Med 1996:38;1-7 6. Halilçolar H, Tatar D, Ertuğrul G, Çakan A, Acıtaş MG, Kömürcüoğlu B. Epidemiyoloji. In:Akkoçlu A, Öztürk C, eds.Akciğer kanseri; multidisipliner yaklaşım. First edition. Ankara, Toraks kitapları 1999; 1:17-22. 7. İtil O. Akciğer kanserlerinin epidemiyolojisi ve etiolojisi. In:Haydaroğlu A. Akciğer kanserleri; tanı ve tedavi. First edition. İzmir, Ege Üniversitesi Basımevi 2000; 15-34. 8. Swerdlow AJ, Barber JA, Hudson GV, et al. Risk of second malignancy after Hodgkin’s diseases in a colloborative British cohort: the relation to age at treatment. J Cin oncol 2000;18:498-509. 9. Van Zandwijk N. Aetiology and prevention of lung cancer. Eur Respir Mon, 2001; 17:13–33. 10. Simonato L, Agudo A, Ahrens W, et al. Lung cancer an, cigarette smoking in Europe: an update of risk estimatesandan assessment of inter-country heterogeneity. Int JCancer 2001;91:876-87. 11. Skuladottir H, Olsen JH. Epidemiology of lung cancer. Eur Respir Mon, 2001, 17, 1–12. 12. Hecht SS. Cigarette smoking and lung cancer: Chemical mechanism and approaches to prevention. Lancet Oncol 2002;3:461-9. 13. Albert AJ, Samet JM. Epidemilogy of lung cancer. Chest 2003; 123:21-49. 14. Zablotska LB, Neugut AI. Lung carcinoma after radiation therapy in women treated with lumpectomy or mastectomy for primary breast carsinoma. Cancer 2003;97: 1404-11. 15. Zablotska LB, Angevine AH, Neugut AI. Therapy-induced thoracic malignancies. Clinics in Chest Medicine 2004;25: 217-224. 16. Öztürk C, Yurdakul AS. Pulmoner neoplazmlar. In:Türktaş H. Synopsis of diseases of the chest. 3th eds. Ankara, Güneş kitabevi 2006; 337-422. 17. Toraks Derneği Akciğer Maligniteleri Çalışma Grubu. Akciğer kanseri tanı ve tedavi rehberi. Toraks Dergisi 2006; Ağustos Ek 2; 1-35. 18. Alberg AJ, Ford JG, Samet JM. Epidemiology of lung cancer; ACCP Evidence-based clinical practice guidelines (2th edition). Chest 2007;132:29S-55S. 117 118