Konjonktürel Etkilerden Arındırılmış Cari Açık

advertisement
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
EKONOMİ NOTLARI
Konjonktürel Etkilerden Arındırılmış Cari Açık1
Hakan Kara
Özet:
Çağrı Sarıkaya
Türkiye’de makro finansal riskleri sınırlamaya yönelik politikalar cari işlemler dengesindeki
gelişmelere özel bir önem atfetmektedir. Cari dengeye yönelik politika tasarımının sağlıklı bir
şekilde yapılabilmesi için herhangi bir dönemde cari açığın ne kadarının konjonktürel (çevrimsel) ne
kadarının yapısal unsurlara atfedilebileceği sorusu önem taşımaktadır. Bu not, basit bir teknik kullanarak
cari işlemler dengesini dış talep, iç talep ve dış ticaret fiyatları gibi konjonktürel/geçici etkilerden
arındırmaktadır. Çeşitli varsayımlar altında yapılan hesaplamalar, yakın dönemde Türkiye’de cari işlemler
dengesinin milli gelire oranının yüzde 5 civarında bir ana eğilim sergilediğine işaret etmektedir. Çalışmanın
bulguları, son yıllarda cari denge dinamiklerinin ve buna yönelik uygulanan politikaların anlaşılmasına
katkıda bulunmaktadır.
Abstract:
Economic policies focusing on macro-financial risks in Turkey attribute special emphasis
on current account developments. In this context, quantifying the role of cyclical factors in driving current
account deficit is crucial for the design of an appropriate policy response against current account volatility.
Using a simple methodology, this note decomposes the cyclical/transitory part of the current account in
Turkey, with special reference to its three components, namely foreign demand, domestic demand and
foreign trade prices. The estimations under various assumptions indicate that the main trend of the current
account deficit/GDP is around 5 percent in recent years. Our findings contribute to the understanding of
recent dynamics in the current account and the associated policies.
1.
Giriş
Türkiye ekonomisinde yakın dönemde uygulanan makro ihtiyati politikalarda yüksek cari açık
ve buna bağlı makro finansal riskler öne çıkmaktadır. Özellikle sermaye girişlerinin güçlü olduğu
hızlı büyüme dönemlerinde değerlenen yerli para birimi ve buna eşlik eden aşırı kredi genişlemesi
dış dengeyi bozarak ekonomiyi küresel likidite şoklarına karşı kırılgan hale getirebilmektedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2010 yılının sonlarından itibaren araç çeşitliliğine
giderek finansal istikrarı da gözeten bir politika yaklaşımı benimsemiş ve tarihsel olarak yüksek
seviyelerde seyreden cari açığı sınırlamaya yönelik tedbirler almıştır. Bununla birlikte, cari açığın
1
Çalışmanın hakemlerine ve editöre faydalı önerileri için teşekkür ederiz.
Ekonomi Notları
1
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
önemli bir bölümünün yapısal unsurlardan kaynaklanması uygulanan politikaların sınırlarının iyi
analiz edilmesini gerektirmektedir. Para politikasının cari açığın yapısal kısmına değil iç ve dış
çevrimlere bağlı olarak değişebilen konjonktürel (çevrimsel) bölümüne odaklanması daha sağlıklı
olabilecektir. Dolayısıyla, makro finansal riskleri ve dış dengesizlikleri gözeten bir politika
çerçevesinde, cari dengenin konjonktürel bileşenlerinin tespit edilmesi konusundaki çalışmalar
önem kazanmaktadır. Bu not, söz konusu çerçevenin daha sağlıklı bir temele oturtulmasına
katkıda bulunmak amacıyla basit ve anlaşılır bir teknik kullanarak cari açığın çevrimsel
bileşenlerini ayrıştırmayı amaçlamaktadır.
Grafik 1. GSYİH ve İthalat Yıllık Büyümesi
(Yüzde)
GSYİH
Grafik 2. Cari Dengenin Milli Gelire Oranı
(Yüzde)
İthalat
Cari Denge
20
40
4
15
30
2
10
20
5
10
0
0
-5
-10
-10
-20
-15
-30
-20
-40
Enerji Hariç Cari Denge
2,2
0
1,0
-4
0,7
-0,3
-2
-0,6
0,0
-1,2
-1,4
-1,6
-2,0
-2,5
-3,5
-3,6
-6
-4,4
-6,0
-8
-5,8
-5,5
-5,9
-6,2
Kaynak: TÜİK.
07.12
10.11
01.11
04.10
07.09
10.08
01.08
04.07
07.06
10.05
01.05
04.04
07.03
10.02
01.02
04.01
07.00
10.99
01.99
-10
-9,7
-12
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak: TÜİK, TCMB.
Türkiye’de üretim sürecinde başta enerji olmak üzere ithal girdi bileşeninin yüksek olması
ithalatın milli gelirle beraber hareket etmesine ve dolayısıyla cari dengenin büyümeye
duyarlılığının yüksek olmasına neden olmaktadır (Grafik 1). 2001 krizini takiben güçlü bir büyüme
eğilimine giren Türkiye ekonomisinde cari açığın milli gelire oranı 2006 yılında yüzde 6’ya
ulaşmıştır (Grafik 2). 2007 yılından itibaren gözlenen kademeli yavaşlama sürecinde emtia
fiyatlarının seyri nedeniyle yüksek düzeylerini koruyan cari açığın milli gelire oranı, 2009 kriziyle
birlikte tarihsel olarak oldukça düşük düzeylere gerilerken, bu dönemde iktisadi faaliyetteki keskin
daralma enerji dışı cari dengenin milli gelirin yaklaşık yüzde 2’si kadar fazla vermesine neden
olmuştur. Kriz sonrasında gözlenen yurt içi talep kaynaklı güçlü toparlanma ve zayıf dış talep
görünümü cari açığın hızla genişlemesine yol açmıştır. 2011 yılında yüzde 10’a yaklaşan cari
açığın milli gelire oranı yakın tarihin en yüksek düzeyi olarak gözlenmiştir. Bu gelişmelerin
finansal istikrar üzerindeki olası olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla uygulamaya koyulan
politikaların etkisiyle, 2012 yılında cari açığın milli gelire oranında kayda değer bir iyileşme
olmuştur.
Cari açığın, konjonktürel unsurlarla da beslenerek bazı dönemlerde finansal istikrarı olumsuz
etkileyecek düzeylere ulaşması, makro finansal riskleri dengeleyici politikaları gündeme
getirmektedir. TCMB, 2010 yılının sonlarında cari açığın konjonktürel gelişmelerden kaynaklanan
kısmını sınırlamaya yönelik bir politika bileşimi uygulanmasında öncü rol üstlenmiştir. Bununla
birlikte, cari dengeye yönelik sağlıklı bir politika izlenebilmesi açısından şu soruların yanıtlanması
Ekonomi Notları
2
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
gerekmektedir: Herhangi bir dönemde cari dengenin ne kadarı konjonktürel unsurlara
atfedilebilir? İç talep, dış talep ve fiyatların rolü nedir? Cari açıkla mücadelede para politikası
hangi noktaya kadar müdahil olmalıdır? Bu sorulara verilecek yanıtlara göre cari açığa yönelik
alınacak politika tedbirlerinin niteliği farklılaşabilecektir. Bu not, söz konusu soruların
yanıtlanmasına katkıda bulunmak için cari işlemler dengesinde konjonktürel gelişmelerin etkisini
ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Bu ayrıştırmanın yapılması, cari açığın eğiliminde zaman içinde
kalıcı bir değişim olup olmadığının yanı sıra uygulanan dengeleyici politikaların etkilerinin
anlaşılması hususunda da önemli bilgi sağlayabilecektir.
2.
Çevrimden Arındırılmış Cari Denge Kavramı ve Yöntem
0199
0899
0300
1000
0501
1201
0702
0203
0903
0404
1104
0605
0106
0806
0307
1007
0508
1208
0709
0210
0910
0411
1111
0612
Cari dengenin konjonktürel (çevrimsel) etkilerden arındırılması şu sorunun yanıtına
eşdeğerdir: İç ve dış talep “normal” konumunda olsaydı (uzun dönemli ana eğilimlerinden
sapmamış olsaydı) cari denge hangi noktada olurdu? Bu sorunun yanıtı, iç ve dış konjonktürdeki
dalgalanmaların cari denge üzerindeki etkisinin hesaplanmasını gerektirmektedir. Bunun için de
öncelikle Türkiye’de cari dengenin ana
Cari Denge ve Mal/Hizmet Dengesinin
bileşenlerinin belirlenmesi faydalı olacaktır. Grafik 3. Yıllıklandırılmış
Milli Gelire Oranı (Yüzde)
Cari Denge-Mal/Hizmet Dengesi
Türkiye’de cari dengenin en önemli bileşeninin
Cari Denge
Mal/Hizmet Dengesi
mal-hizmet dengesi olduğu, kalan kısmın
4
GSYİH’ye oranının zaman içinde istikrarlı bir
2
seyir izlediği görülmektedir (Grafik 3). Bu
0
-2
nedenle, mal-hizmet dengesine yapılacak bir
-4
çevrimsel uyarlamanın cari açık açısından
-6
büyük
ölçüde
yeterli
olacağı
-8
değerlendirilmektedir.
Dolayısıyla
bu
-10
-12
çalışmada temelde mal-hizmet ithalatı ve
ihracatına odaklanılmakta, gelir dengesi ve
cari transferlere herhangi bir uyarlama Kaynak: TÜİK, TCMB.
yapılmamaktadır.
Dış ticaret açığının çevrimsel unsurlardan arındırılması için herhangi bir dönemde ithalat ve
ihracat üzerindeki konjonktürel etkilerin hesaplanması gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye
ekonomisine dair önceki çalışmalara paralel olarak, dış ticaret açığının en önemli belirleyicilerinin
iç talep ve dış talep olduğu varsayılmıştır.2 Bu çerçevede, ithalatın yurt içi talep, ihracatın ise
küresel talep ile ilişkisi ve bir iş çevriminde ortaya çıkabilecek olası kombinasyonlar Şekil 1’de
şematik olarak gösterilmiştir. Burada D yurt içi talebi, M ithalatı, Yf küresel talebi (yabancı geliri),
X ihracatı, yıldızlı ifadeler ise ilgili değişkenlerin uzun vadeli eğilimlerini temsil etmektedir.
2
Bkz. kaynakça kısmındaki çalışmalar.
Ekonomi Notları
3
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
Şekil 1. İş Çevrimlerinde İthalat ve İhracat
Örneğin, 4 numaralı bölge yurt içi
talebin (dolayısıyla ithalatın) uzun vadeli
eğiliminin üzerinde, Yf ile ifade edilen
küresel talebin (dolayısıyla da ihracatın)
ise uzun vadeli eğiliminin altında seyrettiği
dönemleri temsil etmektedir. “Güçlü iç
talep-zayıf
dış
talep”
şeklinde
özetlenebilecek bu dönemler, tıpkı küresel
krizi takip eden süreçte 2010-2011
döneminde olduğu gibi cari denge
açısından en olumsuz konjonktüre tekabül
etmektedir. Öte yandan, dış denge
Kaynak: TÜİK, TCMB.
açısından en olumlu görünüm dış talebin
ve ihracatın güçlü, iç talebin ve ithalatın ise zayıf olduğu 2 numaralı bölge ile temsil edilmektedir.
Şekil 1’deki çerçeveye göre yurt içi
(dışı) talebin uzun vadeli eğiliminin
üzerinde/altında olması, ithalat (ihracat)
için de normal üstü/altı bir seviye ima
edecektir. Bu bağlamda, öncelikle basit
istatistiksel yöntemlerle reel iç ve dış talep
değişkenlerinin uzun vadeli eğilimleri
tahmin edilmekte, daha sonra bu
değerlerden sapmalar ve basit esneklikler
(Ɛ) kullanılarak ihracat ve ithalat için
konjonktürel
uyarlama
yapılmaktadır
3
(Şekil 2).
Şekil 2. Cari Dengede Çevrim Uyarlaması
(Yf-Yf*) ve (D-D*) şeklinde ifade edilen uzun vadeli eğilimlerden sapmalar logaritmik
Uyarlamanın pratikte nasıl yapıldığının Not:
fark olarak yorumlanabilir.
Kaynak: TÜİK, TCMB.
anlaşılması açısından basit bir örnek
verilmesi faydalı olacaktır. Herhangi bir t dönemi için ihracat ve ithalatın 100 dolar seviyesinde
olduğu, dolayısıyla cari işlemler dengesinin fazla veya açık vermediği bir durumu ele alalım. Aynı
dönemde iç ve dış talep uzun vadeli eğilimlerinin sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 5 üzerinde olsun.
İthalat ve ihracatın talep esnekliklerinin ise sırasıyla 2 ve 1 olduğunu varsayalım. Bu durumda, iç
ve dış talep uzun vadeli eğiliminden sapmasaydı ithalatın gerçekleşenden yüzde 20, ihracatın ise
yüzde 5 daha düşük olacağı hesaplanabilir. Diğer bir ifadeyle, ithalat ve ihracatın çevrim
uyarlaması yapılmış düzeyleri sırasıyla 80 ve 95 dolar olacaktır. Dolayısıyla konjonktürel
etkilerden arındırılmış cari işlemler hesabı 15 dolar düzeyinde bir fazlaya işaret edecektir
(Tablo 1).
3
Çebi ve Özlale (2012) benzer bir yaklaşımı Türkiye için yapısal bütçe dengesi hesaplamalarında kullanmaktadır.
Ekonomi Notları
4
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
Tablo 1. Cari Dengeye Çevrim Uyarlaması Konusunda Bir Örnek
Cari
Uyarlanmış Uyarlanmış
D-D*
Yf-Yf*
Denge
X
M
Uyarlanmış
Cari Denge
X
M
($)
($)
($)
(%)
(%)
($)
($)
($)
100
100
0
10
5
95
80
15
Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, cari dengeye konjonktür uyarlaması yapılırken, iç ve dış
talebin uzun vadeli eğiliminden sapmaları belirli esneklikler kullanılarak dolar cinsinden nominal
verilere yansıtılmaktadır. Ne var ki dolar cinsinden ifade edilen dış ticaret dengesi, yurt içi ve yurt
dışı talep kadar uluslararası fiyatlardan
Şekil 3. Çevrim Uyarlamasına Fiyat Etkisinin Dahil Edilme
da etkilenmektedir. Çevrimsel etkiden
arındırılmış cari dengede geçici fiyat
hareketlerinden
kaynaklanan
aşırı
oynaklıklar cari açığın yapısal boyutu
hakkında sağlıklı bir değerlendirme
(Yf-Yf*), (D-D*), (Px-Px*) ve (Pm-Pm*) şeklinde ifade edilen uzun vadeli eğilimlerden
yapmayı
zorlaştıracaktır.
Bu Not:
sapmalar logaritmik fark olarak yorumlanabilir.
Kaynak: TÜİK, TCMB.
düşünceden hareketle, ithalat ve
ihracat fiyatları için de ayrı bir düzeltme yapılmaktadır. Dolayısıyla, çevrim düzeltmesi yapılırken
iç ve dış talepte olduğu gibi dış ticaret fiyatlarındaki uzun dönem eğilimden sapmaların da
arındırılması faydalı olacaktır. Bu durumda Şekil 2’de gösterilen çevrim uyarlaması, fiyat etkisi
dahil edilerek Şekil 3’teki gibi yeniden düzenlenebilir.4
Burada PX ve PM sırasıyla ihracat ve ithalat birim değer endekslerini, (PX – P*X) ve (PM – P*M)
ise bu endekslerin trend değerinden sapmalarını göstermektedir. Dolayısıyla bu şekilde ithalat ve
ihracatta, hem iç ve dış talepteki çevrimsel hareketlerin hem de uluslararası fiyatlardaki trend dışı
dalgalanmaların etkisi büyük ölçüde arındırılmış olmaktadır.
2.1. Uzun Vadeli Eğilimler
İthalat ve İhracat
İthalat ve ihracat için çevrim uyarlaması, iç ve dış talebin uzun vadeli eğilimlerinden
sapmasının hesaplanmasını gerekmektedir. Makroekonomik göstergelerin ana eğilimlerinden
ayrıştırılması konusunda birçok yaklaşım bulunmaktadır. Bu çalışmada, herhangi bir iktisadi yapı
dayatmayan doğrusal eğilim ve Hodrick-Prescott (HP) filtresi anlaşılırlık ve kullanım kolaylığı
açısından tercih edilmiştir.5 Grafik 4-7’de ilgili seriler için bu şekilde tahmin edilen eğilimler ile bu
eğilimlerin ima ettiği çevrimler gösterilmektedir. Yurt dışı talep açığında doğrusal eğilim ve HP
4
Dış ticaret fiyatlarının değişmesi ithalat ve ihracat talebini de etkileyebilecek, dolayısıyla Şekil 3’te çevrim uyarlaması yapılırken
varsayılan fiyat esnekliği değişebilecektir. Burada, fiyatların dengede olduğu durumun dış ticaret miktarları için de geçerli
olacağı şeklinde basitleştirici bir varsayım yapılmıştır. Bu varsayımdan sapılması sonuçları etkileyebilecektir.
5
Filtreleme işlemi 1998-2012 dönemi için çeyreklik verilerle yapılmış, HP filtresinde düzleştirme parametresi (smoothing
parameter) olarak 1600 değeri kullanılmıştır (HP filtresi konusunda detaylı bilgi için bkz. Hodrick ve Prescott (1997)). Öte
yandan Alp ve diğerleri (2011) Türkiye için iş çevrimlerine dair analizlerde HP filtresi kullanımında optimal düzleştirme
parametresini 19 ve 98 olarak önermektedirler. Çalışmada sonuçlar bu değerler için de hesaplanmış, ancak bu şekilde
hesaplandığında çevrimden arındırılmış serilerin çevrimle korelasyonları arttığı için daha uzun vadeli bir yaklaşım gözetilerek
standart HP parametresi olan 1600 tercih edilmiştir.
Ekonomi Notları
5
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
yöntemleri son dönem için oldukça farklı tahminler verdiğinden alternatif bir değişken olarak
OECD’nin ürettiği açık göstergesi de kullanılmıştır (Tablo 2).6
Grafik 4. Yurt İçi Talep ve Eğilimi
(1998 Sabit Fiyatlarıyla, Milyar TL)
Yurt İçi Talep
Eğilim (HP_1600)
Grafik 5. Yurt İçi Talep Açığı
(Yüzde)
Eğilim (Doğrusal)
Doğrusal
HP_1600
20
35
15
30
10
5
25
0
20
-5
-10
15
-15
Yabancı Gelir
Eğilim (HP_1600)
Eğilim (Doğrusal)
6
*Yurt dışı talep göstergesi olarak ihracat payı ağırlıklı küresel üretim endeksi
kullanılmıştır. Bkz. Çıplak ve diğerleri (2011).
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
2004
2005
HP_1600
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
2005
2004
1998
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
-4
2005
-3
65
2004
-2
70
2003
75
2002
-1
2001
0
80
2003
1
85
2002
90
2001
2
2000
3
95
1999
100
2000
Doğrusal
5
4
1999
2003
Grafik 7. Yurt Dışı Talep Açığı*
(Yüzde)
105
1998
2002
Kaynak: Yazarların hesaplamaları.
Grafik 6. Yurt Dışı Talep ve Eğilimi*
(2008-II=100)
110
2001
2000
1998
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
1999
-20
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
1999
1998
10
* OECD bölgesi çıktı açığı verileri yıllık frekansta mevcut olduğundan grafikte yer
almamaktadır. Bu veriler Tablo 2’de sunulmaktadır.
Kaynak: Yazarların hesaplamaları.
Tablo 2. Çeşitli Eğilim Varsayımları Altında İç ve Dış Talep Açığı*
(Yüzde)
2003
İç Talep
2004
2005
2006
Doğrusal
-6,8
-1,4
3,5
5,6
HP
-2,9
0,3
3,0
3,8
Dış Talep
Doğrusal
-1,1
-0,3
0,3
2,2
HP
-1,1
-0,8
-0,8
0,5
OECD
-0,1
0,8
1,4
2,4
* Yıllık frekansta sunulan veriler, çeyreklik bazda yapılan filtreleme sonuçlarının
Kaynak: Yazarların hesaplamaları, OECD.
2007
2010
2011
2012
7,6
1,9
-9,8
-0,4
5,6
0,9
-10,0
-0,4
4,1
3,6
-2,3
-1,4
2,3
2,3
-2,6
-0,8
3,1
1,2
-4,0
-2,7
yıllık ortalamalarını ifade etmektedir.
2008
2009
4,6
4,4
-1,1
0,3
-2,5
-0,8
-1,0
-2,0
0,1
-2,9
Farklı eğilim varsayımları altında yapılan çevrim hesaplarının yer aldığı Tablo 2’ye göre 2001
ve 2009 krizlerinin ardından gözlenen güçlü toparlanmayla birlikte yurt içi talep 2005-2008
dönemi genelinde ve 2011 yılında uzun vadeli eğiliminin üzerine çıkmıştır. Küresel talep ise 20052008 döneminde yurt içi talebe benzer bir seyir izlerken son krizin ardından zayıf bir görünüm
sergilemiş ve uzun dönem eğiliminin altında kalmıştır (Grafik 4-7 ve Tablo 2).
6
OECD tarafından üretilen çıktı açığı serisi üretim fonksiyonu yaklaşımına dayanmaktadır. Daha detaylı bilgi için bkz.
http://www.oecd.org/eco/outlook/forecastingmethodsandanalyticaltools.htm.
Ekonomi Notları
6
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
2011 yılında yurt içi talepteki güçlü seyir ithalatı artırırken, dış talepteki zayıf görünüm ihracat
imkanlarını sınırlamıştır. Dolayısıyla hem yurt içi hem de yurt dışı talep koşulları dış denge
görünümünün aleyhine olmuştur (Şekil 1’deki 4 numaralı bölge). Nitekim bu dönemde ekonomiyi
daha dengeli bir büyüme kompozisyonuna yönlendirmeyi amaçlayan makro ihtiyati politikalar
gündeme gelmiştir. TCMB ve diğer ilgili kurumların aldığı tedbirler sonucu krediler ve yurt içi
talebin yavaşlatılmasıyla 2012 yılında iç talepte belirgin bir dengelenme gözlenmiştir (Tablo 2).7
Dış Ticaret Fiyatları ve Çevrimsel Etkiler
Tıpkı dış ticaret miktarları gibi dış ticaret fiyatları da küresel iş çevrimlerinden etkilenmektedir.
Uluslararası ekonomilerdeki genişleme/yavaşlama fazları küresel talebe aynı yönde yansımakta
ve fiyatlarda kısa vadeli dalgalanmalara sebep olmaktadır. Ayrıca, küresel likidite çevrimleri de
emtia fiyatları üzerinde etkili olabilmektedir. Bu nedenle cari dengenin ana eğiliminin tespit
edilmesi için dış ticaret fiyatlarının uzun dönemli eğiliminden sapmasının da hesaba katılması
önem taşımaktadır. Doğrusal trend ve HP filtresi kullanılarak yapılan eğilim hesaplamaları Grafik
8-9 ve Tablo 3’te sunulmaktadır.8
Grafik 8. İthalat Birim Değer Endeksi
(2010=100)
140
Grafik 9. İhracat Birim Değer Endeksi
(2010=100)
İhracat BDE
İthalat BDE
Eğilim (Doğrusal)
Eğilim (HP)
130
120
140
Eğilim (Doğrusal)
130
Eğilim (HP)
110
120
100
110
90
100
90
80
80
70
70
60
60
40
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
0198
0998
0599
0100
0900
0501
0102
0902
0503
0104
0904
0505
0106
0906
0507
0108
0908
0509
0110
0910
0511
0112
0912
50
40
0198
0998
0599
0100
0900
0501
0102
0902
0503
0104
0904
0505
0106
0906
0507
0108
0908
0509
0110
0910
0511
0112
0912
50
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
Tablo 3. Dış Ticaret Birim Değer Endeksleri
(2010=100)
İthalat
İhracat
Gerçekleşme
Doğrusal
HP
Gerçekleşme
Doğrusal
HP
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
64,6
72,6
65,6
69,2
77,9
70,0
75,0
77,2
72,9
80,7
81,7
77,8
80,2
81,8
80,7
85,6
85,5
85,2
87,1
86,4
88,9
88,6
89,3
92,5
95,5
91,0
97,0
99,8
93,0
100,0
114,7
95,6
101,7
115,3
96,8
104,2
92,3
100,2
102,0
96,7
100,6
103,8
100,0
104,8
104,2
100,0
104,4
104,4
114,9
109,4
109,0
111,5
108,1
107,0
111,9
114,0
112,7
108,4
111,9
109,3
* Yıllık frekansta sunulan veriler, aylık bazda yapılan filtreleme sonuçlarının yıllık ortalamalarını ifade etmektedir.
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
Yakın dönem gelişmeleri incelendiğinde, başta küresel kriz öncesinde 2008 yılı ve takip eden
toparlanma sürecinde 2011 yılı olmak üzere, küresel likiditenin bol ve/veya büyümenin güçlü
7
TCMB’nin son dönemdeki politika uygulamalarına dair bilgi için bkz. Başçı ve Kara (2011), Kara (2012), Alper ve diğerleri
(2013).
8
Filtreleme işlemi 1998-2012 dönemi için aylık verilerle yapılmış, HP filtresinde düzleştirme parametresi (smoothing parameter)
olarak 14400 değeri kullanılmıştır.
Ekonomi Notları
7
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
olduğu dönemlerde dış ticaret fiyatlarının uzun vadeli eğiliminin üzerinde seyrettiği görülmektedir.
2007 yılının sonlarından itibaren hızlı bir artış eğilimine giren ve 2008 yılının Temmuz ayında
zirve değerine ulaşan dış ticaret fiyatlarının cari denge üzerindeki net etkisi belirgin olarak artırıcı
yönde olmuştur. Bu dönemde dış ticaret fiyatlarının “normal” bir seyir izlemesi durumunda (bir
sonraki bölümde gösterileceği üzere) cari açığın milli gelire oranının yaklaşık 0,9 puan daha
düşük olacağı hesaplanmaktadır. 2009 kriz döneminde ise bu etki tersine dönmüş, dış ticaret
fiyatlarındaki normal altı seyrin cari açık/milli gelir oranındaki düşüşe ek katkısı yaklaşık 1 puan
olmuştur.
2.2. Esneklikler
Cari dengeye konjonktürel uyarlama yapılabilmesi için ithalat ve ihracata ilişkin talep
esnekliklerinin (Ɛ) tahmin edilmesi gerekmektedir. Dış ticaret esneklikleri konusunda en basit
yaklaşım, yeterince uzun bir örneklem için ithalat ve ihracat ile milli gelir ve yabancı gelir
serilerinin
ortalama
büyümelerinin
Tablo 4. Talep Bileşenlerinin Yıllık Büyüme Ortalaması
(Yüzde)
birbirine
oranlanması
şeklinde
X
M
D
Y
Yf
düşünülebilir. Talep bileşenlerinin yıllık
1998-2012
6,0
7,6
4,3
4,0
2,4
büyümelerinin ortalaması Tablo 4’te, iki
2003-2012
6,8
9,2
5,7
5,2
2,2
farklı alt dönem için bunlar kullanılarak
hesaplanan esneklikler ise Tablo 5’te Kaynak: TÜİK.
sunulmuştur.9 Tablo 4’teki değişkenler soldan sağa sırasıyla ihracat (X), ithalat (M), iç talep (D),
milli gelir (Y) ve küresel geliri (Yf) temsil ederken, Tablo 5’te yer alan ƐX,Yf ihracatın küresel talep
esnekliğini, ƐM,D ve ƐM,Y ise ithalatın iç talep ve milli gelir esnekliklerini göstermektedir.
İki farklı örneklem için ortalama büyüme oranları kullanılarak ihracatın küresel talep esnekliği
(Ɛ ) 2,5-3,1 aralığında, ithalatın yurt içi talep esnekliği (ƐM,D) ise 1,6-1,8 aralığında
hesaplanmıştır (Tablo 5). Bununla birlikte, ortalama büyümelerin oranlanması şeklindeki
yaklaşım, iki değişkenli bir regresyon mantığı içermekte, dolayısıyla ithalat ve ihracatı
etkileyebilecek diğer unsurları göz ardı etmektedir. Bu nedenle ithalat ve ihracat için açıklayıcı
değişken olarak talebin yanı sıra reel döviz kurunu da içeren denklemler tahmin edilmiş ve
ortalama büyümeler üzerinden hesaplanan talep esnekliklerinin değişip değişmediği sınanmıştır.
Ayrıca denklemler tahmin edilirken kullanılan değişkenler hem düzey hem de “açık” olarak ifade
edilen uzun vadeli eğilimden sapma şeklinde tanımlanmış, açık göstergeleriyle tahmin edilen
esneklikler Tablo 5’te parantez içinde sunulmuştur. Bu yöntemle, ihracatın küresel faaliyet
esnekliği (ƐX,Yf) 2,3-2,7 aralığında, ithalatın yurt içi talep esnekliği (ƐM,D) 1,2-1,8 aralığında tahmin
edilmiştir.10
X,Yf
9
Çalışmada yapılan esneklik hesaplamalarında 1998 sabit fiyatlarıyla açıklanan milli gelir serileri kullanılmıştır.
Hesaplamalarda kullanılan dış talep göstergeleri (ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksi ve OECD bölgesi çıktı açığı) Orta
Doğu ve Kuzey Afrika bölgesini içermediğinden Türkiye’nin dış talep potansiyelini tam olarak yansıtmamaktadır. Özellikle kriz
sonrası dönemde belirginleşen pazar farklılaşması (ihracatta Avrupa Birliği’nin payının azalmasına karşılık Orta Doğu ve Kuzey
Afrika bölgesinin payının artması) dış talep açığını ve ihracatın talep esnekliğini etkileyebilecektir. Bkz. Aldan ve Çulha (2012).
10
Ekonomi Notları
8
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
Türkiye
için
yapılmış
diğer
çalışmalar ihracatın talep esnekliğine
ilişkin oldukça geniş bir aralığa işaret
etmektedir. Örneğin Togan ve
Berument (2007) ihracatın küresel
gelir esnekliğini (ƐX,Yf) 3,4 olarak
tahmin
ederken,
Ulaşan
ve
Şahinbeyoğlu (1999), Aydın ve
diğerleri (2007) ile Binatlı ve Sohrabji
(2009)
çalışmalarında
üretilen
tahminler 0,9 ile 1,5 aralığında
değişmektedir.
Diğer
taraftan,
ithalatın milli gelir esnekliğine dair
yaptığımız hesaplamalar tabloda
gösterilen diğer çalışmalarla büyük
ölçüde uyumludur.
Tablo 5. Çeşitli Yöntemlerle Hesaplanan Esneklikler
Ɛ
X,Yf
Ɛ
M,D
Ɛ
M,Y
Ortalama Büyümelerin Oranlanmasıyla
Örneklem: 1998-2012
2,5
1,8
1,9
Örneklem: 2003-2012
1,8
3,1
1,6
Doğrusal Regresyon Tahminleriyle
M=f(D, RER) ve X=g(Y*, RER)
Örneklem: 1998-2012
2,7
Değişken Tanımı: Düzey (Açık)
(2,4)
Örneklem: 2003-2012
2,4
Değişken Tanımı: Düzey (Açık)
(2,3)
Diğer Çalışmalar
Örneklem: 1987-1998
Ulaşan ve Şahinbeyoğlu (1999)
Örneklem: 1987-1999
Kotan ve Saygılı (1999)
Örneklem: 1987-2003
Aydın ve diğerleri (2004)
Örneklem: 1987-2006
Aydın ve diğerleri (2007)
Örneklem: 1970-2005
Togan ve Berument (2007)
Örneklem: 1988-2002
Kee ve diğerleri (2008)
Örneklem: 1999-2008
Binatlı ve Sohrabji (2009)
Örneklem: 2003-2011
Aldan ve diğerleri (2012)
Örneklem: 1999-2008
Eren (2013)
1,3 (1,8)
1,2 (1,6)
1,3
(2,1)
1,1
(1,9)
1,2
1,4
2,0
1,31,5
Türkiye için benzer esneklikler
3,4
hesaplayan diğer çalışmalardan farklı
1,3
olarak, ithalat milli gelir yerine yurt içi
talebin bir fonksiyonu olarak ifade
0,9
1,1
edilmiştir. Bu şekilde yapılmış çevrim
1,9(1)
uyarlamasının,
talep
1,2
kompozisyonundan
kaynaklanan
dalgalanmaları daha sağlıklı bir (1) Enerji-dışı ithalat esnekliği
şekilde hesaplamaya dahil ettiği
düşünülmektedir. İhracat odaklı bir GSYİH büyümesi ile iç talebe dayalı bir GSYİH büyümesinin
cari denge ve makro finansal riskler üzerindeki yansımaları farklı olacaktır. Özellikle sermaye
akımlarının güçlü olduğu dönemlerde değerlenen yerli para ve hızlanan krediler kendini daha çok
iç talep büyümesinde göstermektedir. Dolayısıyla, çevrimden arındırılırken talep
kompozisyonunun da dikkate alınması, makro finansal risklere yönelik politika tasarımı açısından
daha sağlıklı sonuçlar elde edilmesini sağlayabilecektir.
3. Çevrimden Arındırılmış Cari Denge Hesaplamaları
Çevrimden arındırma işlemi sırasında yurt içi/dışı talep ve enerji fiyatlarının uzun vadeli
eğilimlerinin yanı sıra dış ticaret esnekliklerine ilişkin önemli belirsizlikler bulunmaktadır. Bu
nedenle, ilk aşamada çeşitli belirsizlik aralıklarının bileşimiyle oluşturulan bir yelpaze gösterimi
benimsenmiştir (Grafik 10). Kombinasyon sayısını sınırlamak amacıyla yurt dışı talep açığı için
OECD bölgesinin çıktı açığı serisi kullanılmıştır. Yurt içi talep açığı ve dış ticaret fiyatları için
Tablo 2 ve Tablo 3’te sunulan doğrusal ve HP filtre alternatiflerini içeren iki ayrı seçenek
oluşturulmuştur. Esnekliklerde ise Tablo 5’te sunulan hesaplamalar ışığında ithalatın yurt içi talep
esnekliği için 1,2-1,8 aralığı, ihracatın yabancı gelir esnekliği için 2,3-3,1 aralığı temel alınarak
Ekonomi Notları
9
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
dört ayrı bileşim esas alınmıştır.11 Sonuç olarak Grafik 10’da yer alan yelpaze gösterimi sekiz ayrı
bileşimi içermektedir.
Grafik 10. Alternatif Varsayımlar Altında
Çevrim Uyarlamalı Cari Dengenin Milli Gelire Oranı
(Yüzde)
Grafik 11. Cari Dengenin Milli Gelire Oranında
Çevrim Uyarlaması
(Yüzde)
0
-2,0
-2,5
-2
-3,0
-3,5
-4
-4,0
-6
-4,5
-5,0
-8
-5,5
-6,0
Çevrim Uyarlamalı Cari
Denge/GSYİH
-10
-6,5
Cari Denge/GSYİH
-7,0
-12
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak: Yazarların hesaplamaları.
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
Çevrim etkilerinden arındırılmış cari açık tahminleri, esneklikler için uç değerlerin dikkate
alınmış olması nedeniyle, yüzde 3 ile yüzde 6,5 gibi geniş bir bantta değişkenlik göstermektedir.
Ana eğilimlerin daha net takip edilebilmesi için yelpazeyi oluşturan alternatiflerin ortalaması Grafik
11’de çizdirilmiştir. Konjonktür etkilerinden arındırılmış cari açığın milli gelire oranı, arındırılmamış
orana kıyasla beklendiği gibi daha istikrarlı bir seyir izlemektedir. Buna göre arındırılmış cari
açığın milli gelire oranı genelde yüzde 4,5-5 aralığında dalgalanmaktadır. Seride aşağı veya
yukarı yönlü belirgin bir eğilim bulunmaması son 10 yıl içinde cari denge dinamiklerine etki
edecek önemli bir yapısal değişim olmadığına işaret etmektedir.
Yıllar itibarıyla kıyaslandığında konjonktürel
etkilerden arındırılmış ve arındırılmamış seriler
arasında 2009 ve 2011 yıllarındaki ayrışma
dikkat çekmektedir. 2009 yılında 3,5 puanlık bir
düşüşle yüzde 2 seviyesine gerileyen cari
açık/milli gelir oranındaki iyileşmenin büyük
ölçüde kriz dönemindeki çevrim etkilerinden
kaynaklandığı ve dolayısıyla kalıcı olmadığı
görülmektedir. 2011 yılında ise tam tersine
çevrimsel unsurların cari dengede belirgin bir
bozulmaya neden olduğu gözlenmektedir.
Grafik 12. Çevrim Uyarlamasına Katkılar
(Yüzde Puan)
6
4
Fiyat
Dış Talep
İç Talep
Toplam Uyarlama
2
0
-2
-4
-6
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak: Yazarların hesaplamaları.
Grafik 11’de sunulan iki seri arasındaki fark
cari açığın konjonktürel bileşenine tekabül etmekte ve Grafik 12’deki siyah çizgi ile
gösterilmektedir. Konjonktürel bileşenin pozitif olması, anılan yılda cari açığın “normal”
eğilimlerinden daha yüksek olduğunu göstermektedir. Yıldan yıla gözlenen hareketlerin daha iyi
11
Hesaplamaların doğrusal nitelik taşıması nedeniyle esneklikler için, ara bileşimleri de kapsayacak şekilde, dört alternatif
kombinasyon (1,2;2,3), (1,2;3,1), (1,8;2,3) ve (1,8;3,1) şeklinde oluşturulmuştur.
Ekonomi Notları
10
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
anlaşılması ve politika tasarımına yol göstermesi açısından Grafik 12’de konjonktür etkisi üç
bileşene ayrılmaktadır: İç talep, dış talep ve dış ticaret fiyatları.
2009 yılında cari dengenin ana eğilimine kıyasla daha olumlu bir görünüm izlemesinde ithalat
ve dolayısıyla iç talepteki daralmanın önemli bir rol oynadığı görülmektedir. 2011 yılında ise her
üç alt bileşenin katkısının da olumsuza dönmesiyle tam tersi bir resim ortaya çıkmıştır. Küresel
kriz sonrasında hızlı sermaye girişlerinin de etkisiyle güçlü iç talep ve zayıf dış talebin bir arada
gerçekleşmesi 2011 yılında cari açıktaki konjonktürel artışı zirveye çıkarmıştır. Grafik 12, bu
dönemde cari işlemler açığındaki hızlı artışın fiyat etkisinden ziyade iç ve dış talep dengesinin
bozulmasından kaynaklandığını net bir şekilde göstermektedir. Bu gözlem TCMB’nin 2011 yılına
girerken neden yüksek cari açık düzeyini finansal istikrar açısından risk olarak algılayarak politika
çerçevesini değiştirdiğini de büyük ölçüde açıklamaktadır. Bu dönemde bir yandan krediler ve iç
talebi sınırlayıcı önlemler alınırken diğer yandan döviz kurunun iktisadi temellerle daha uyumlu
hareket etmesi sağlanarak iç ve dış talep bileşenleri arasındaki dengesizlik büyük ölçüde
giderilmiştir.
Bunların yanı sıra, altın ticaretindeki oynaklık da cari dengede geçici dalgalanmalara yol
açmaktadır. Özellikle 2012 yılında altın ihracatındaki olağandışı artış nedeniyle ana eğilimi
sağlıklı yorumlamak mümkün değildir.12 Zira son 10 yılda net altın ihracatının milli gelire oranı
ortalama yüzde -0,3 iken 2012 yılında yüzde +0,7 olmuştur. Dolayısıyla çevrimden arındırılmış
cari dengeye altın ticaretindeki dalgalanmalardan arındırarak bakmak da faydalı olabilecektir. Bu
şekilde hesaplanan düzeltilmiş cari denge değerleri aşağıdaki tabloda son satırda sunulmaktadır.
Tablo 6. Çevrim Uyarlamalı Cari Denge ve Altın Etkisi
(Yüzde)
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
Net Altın İhracatı
(milyar dolar)
-2,5
-3,4
-3,8
-3,4
-4,3
-1,4
3,0
-0,5
-4,8
5,7
Net Altın İhracatı/GSYİH
-0,8
-0,9
-0,8
-0,6
-0,7
-0,2
0,5
-0,1
-0,6
0,7
-4,2
-4,7
-4,4
-5,1
-5,3
-4,7
-4,1
-5,1
-5,1
-4,3
-3,4
-3,8
-3,7
-4,5
-4,6
-4,6
-4,6
-5,1
-4,5
-5,0
Çevrim Uyarlamalı Cari
Denge/GSYİH
Altın Hariç Çevrim
Uyarlamalı Cari
Denge/GSYİH
Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları.
Tablo 6’nın son satırı hesaplanırken altın net ihracatının sıfır olduğu varsayılmıştır. Örneğin,
2012 yılında net altın ihracatının milli gelire oranla yüzde 0,7 yerine yüzde 0 olarak gerçekleştiği
varsayıldığında, uyarlanmış cari açık yüzde 5 olmaktadır. Tabloda göze çarpan önemli bir husus
2000’li yılların ikinci yarısında ilk yarıya kıyasla daha yüksek bir cari açık eğiliminin ortaya
çıkmasıdır. Son yıllarda ise uyarlanmış cari açığın yıldan yıla önemli bir değişim göstermediği ve
yüzde 5 civarında istikrar kazandığı dikkat çekmektedir.
12
2012 yılında İran’a ve Birleşik Arap Emirliklerine yapılan ihracat nedeniyle altın ihracatı ana eğiliminden ciddi oranda
sapmıştır. Bu gelişmenin hesaba katılmaması konjonktürel etkilerden arındırılmış cari dengeyi olduğundan daha iyi
göstereceğinden yanıltıcı olabilecektir.
Ekonomi Notları
11
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
4. Sonuç ve Değerlendirmeler
Bu çalışma Türkiye’de cari dengenin son 10 yılda izlediği ana eğilimi tespit etmeyi
amaçlamaktadır. Bu doğrultuda dış talep, iç talep ve fiyat etkisi ile düzeltilerek konjonktürden
arındırılmış cari denge hesaplanmaktadır. Çeşitli varsayımlar altında yapılan tahminlerin
ortalaması, son yıllarda Türkiye’de cari dengenin ana eğiliminin yüzde 5 civarında olduğuna işaret
etmektedir.
Çalışmanın bulgularından önemli politika çıkarımları yapmak mümkündür. Cari açıktaki
çevrimsel hareketlerin bileşenlerine ayrıştırılarak incelenmesi, para politikası veya diğer
konjonktürel (yapısal olmayan) politika tedbirlerinin sınırlarının anlaşılması açısından önemli bilgi
sunmaktadır. Yurt içindeki konjonktürel politikaların küresel talep veya ithalat fiyatları üzerinde
kontrolü son derece sınırlıdır. Bu nedenle yapısal olmayan yurt içi politikaların cari açığın daha
çok iç talep ve ithalattan kaynaklanan kısmına odaklanmaları daha sağlıklı olacaktır. Son 10 yıllık
dönem değerlendirildiğinde Türkiye’de cari dengenin konjonktürel kısmındaki dalgalanmaların her
iki yönde de 3 puana kadar ulaşabildiği ve bu oynaklığın daha çok ithalattan kaynaklandığı
görülmektedir. Dolayısıyla para politikasının (ve diğer konjonktürel politikaların) cari dengedeki
oynaklığı azaltma konusunda önemli bir alanı bulunmaktadır.
Çalışmanın sonuçları 2011 yılında alınan tedbirlerin ardından 2012 yılında iç talep kaynaklı ek
cari açığın büyük ölçüde sıfırlandığına işaret etmektedir. Nitekim TCMB, 2013 yılının başında cari
denge için para politikası ile yapılması gerekenlerin büyük ölçüde yapıldığını ve bundan
sonrasının yapısal tedbirlere bağlı olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir.13 Diğer bir ifadeyle
TCMB, cari açık konusunda para politikasının sınırlarını çizmiştir. Çalışmanın sonuçları bu
yaklaşımı desteklemektedir.
Son dönemde yapısal cari açığı azaltma konusunda önemli adımlar atılmıştır. 14 Ancak bu
düzenlemelerin etkisinin orta ve uzun vadede alınacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu
çalışmanın bulguları kısa vadede iktisadi büyümeden ödün vermeden cari açığı yüzde 5’lerin
belirgin olarak altına indirmenin oldukça güç olduğunu göstermektedir. Ayrıca en büyük ticaret
ortağımız olan Euro bölgesinde talebin uzunca bir müddet zayıf seyretme ihtimalinin bulunması,
önümüzdeki dönemde cari dengenin makroekonomik ve finansal istikrar açısından önemini
koruyacağına işaret etmektedir.
Son olarak, çalışmanın bu alanda bir başlangıç niteliği taşıdığı belirtilmelidir. Gerek esneklik
gerekse eğilim hesaplamalarının daha gelişmiş tekniklerle ve çeşitlendirilerek yapılması bu
çalışmayı tamamlayıcı olacaktır. Ayrıca, arındırma işlemi yapılırken kredi ivmesi gibi politika
değişkenlerinin cari denge üzerindeki etkisinin doğrudan kontrol edilmesi de faydalı olabilecektir.
Bütün bunlara rağmen bu çalışmanın, basit ve anlaşılabilir bir yöntem içermesi ve sonuçlarının
iktisadi sezgilerle uyumlu olması nedeniyle, cari dengeye dair orta vadeli politikalar oluşturulurken
faydalı bir bilgi kaynağı olabileceği düşünülmektedir.
13
14
Ocak 2013 Enflasyon Raporu Basın Toplantısı soru-cevap bölümü.
Yapısal reformlarla kastedilen özel emeklilik kanunu, sektörel yatırım teşvikleri ve enerji bağımlılığını azaltan yatırımlardır.
Ekonomi Notları
12
Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013
Kaynakça:
Aldan, A., Bozok, İ. ve M. Günay (2012), “Short Run Import Dynamics in Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği
No: 12/25.
Aldan, A. ve O. Çulha (2012), “Türkiye’nin İhracat Artışında Yayılma Marjının Rolü”, TCMB Ekonomi
Notları, 2012-36.
Alp, H., Başkaya, Y. S., Kılınç, M. ve C. Yüksel (2011), “Estimating Optimal Hodrick-Prescott Filter
Smoothing Parameter for Turkey”, İktisat İşletme ve Finans, 26(306), 9-23.
Alper, K., Kara, H. ve M. Yörükoğlu (2013), “Reserve Options Mechanism”, Central Bank Review, 13(1),
1-14.
Aydın, F., Çıplak, U. ve E. Yücel (2004), “Export Supply and Import Demand Models for the Turkish
Economy”, TCMB Çalışma Tebliği No: 04/09.
Aydın, F., Saygılı, H. ve M. Saygılı (2007), “Empirical Analysis of Structural Change in Turkish Exports”,
TCMB Çalışma Tebliği No: 07/08.
Başçı, E. ve H. Kara (2011), “Finansal İstikrar ve Para Politikası”, İktisat İşletme ve Finans, 26(302), 925.
Binatlı, A. O. ve N. Sohrabji (2009), “Elasticities of Turkish Exports and Imports”, Izmir University of
Economics, Working Paper, No: 0906.
Çebi, C. ve Ü. Özlale (2012), "Türkiye’de Yapısal Bütçe Dengesi ve Mali Duruş", İktisat İşletme ve
Finans, 27(310), 9-38.
Çıplak, U., Eren, O., Öğünç, F. ve M. Saygılı (2011), “Türkiye’nin İhracatı İçin Alternatif Dış Talep
Göstergeleri”, TCMB Ekonomi Notları, 2011-07.
Eren, O. (2013), “Pazar Büyüklüğü ve Pazar Payı Bileşenleri Kullanılarak Türkiye’nin İhracat Büyümesi
ve Dış Ticaret Açığı Projeksiyonları: 2013-2030”, TCMB Ekonomi Notları, 2013-05.
Hodrick, R. J. ve E. C. Prescott (1997), “Postwar U.S. Business Cycles: An Empirical Investigation”,
Journal of Money, Credit and Banking, 29(1), 1-16.
Kara, H. (2012), “Küresel Kriz Sonrası Para Politikası”, İktisat, İşletme ve Finans, 27(315), 9-36.
Kee, H. L., Nicita, A. ve M. Olarreaga (2008), “Import Demand Elasticities and Trade Distortions”, The
Review of Economics and Statistics, 90(4), 666-682.
Kotan, Z., M. Saygılı (1999), “Estimating an Import Function for Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği No:
99/09.
Şahinbeyoğlu, G. ve B. Ulaşan (1999), “An Empirical Examination of the Structural Stability of Export
Function: The Case of Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği No: 99/07.
Togan, S. ve H. Berument (2007), “The Turkish Current Account, Real Exchange Rate and
Sustainability: A Methodological Framework”, The Journal of International Trade and Diplomacy, 1(1), 155192.
Ekonomi Notları, ekonomik gelişmelere dair tartışmalara zamanlı bir katkıda bulunmak ve TCMB bünyesinde Türkiye
ekonomisi ve para politikası üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak amacıyla hazırlanan bir
yayındır. Burada sunulan görüşler tamamıyla yazarlara aittir, dolayısıyla TCMB’nin ya da çalışanlarının görüşlerini temsil
etmeyebilir. Bu seri Yusuf Soner Başkaya’nın editörlüğünde yayımlanmaktadır. Burada yer alan metnin tamamının başka bir
yerde yayımlanabilmesi için TCMB’den yazılı izin alınması gerekmektedir. Görüş ve öneriler için:
Editör, Ekonomi Notları, TCMB İdare Merkezi, İstiklal Cad, No: 10, Kat:15, 06100, Ulus/Ankara/Türkiye.
E-mail: ekonomi.notlari@tcmb.gov.tr
Ekonomi Notları
13
Download