Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 EKONOMİ NOTLARI Konjonktürel Etkilerden Arındırılmış Cari Açık1 Hakan Kara Özet: Çağrı Sarıkaya Türkiye’de makro finansal riskleri sınırlamaya yönelik politikalar cari işlemler dengesindeki gelişmelere özel bir önem atfetmektedir. Cari dengeye yönelik politika tasarımının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için herhangi bir dönemde cari açığın ne kadarının konjonktürel (çevrimsel) ne kadarının yapısal unsurlara atfedilebileceği sorusu önem taşımaktadır. Bu not, basit bir teknik kullanarak cari işlemler dengesini dış talep, iç talep ve dış ticaret fiyatları gibi konjonktürel/geçici etkilerden arındırmaktadır. Çeşitli varsayımlar altında yapılan hesaplamalar, yakın dönemde Türkiye’de cari işlemler dengesinin milli gelire oranının yüzde 5 civarında bir ana eğilim sergilediğine işaret etmektedir. Çalışmanın bulguları, son yıllarda cari denge dinamiklerinin ve buna yönelik uygulanan politikaların anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır. Abstract: Economic policies focusing on macro-financial risks in Turkey attribute special emphasis on current account developments. In this context, quantifying the role of cyclical factors in driving current account deficit is crucial for the design of an appropriate policy response against current account volatility. Using a simple methodology, this note decomposes the cyclical/transitory part of the current account in Turkey, with special reference to its three components, namely foreign demand, domestic demand and foreign trade prices. The estimations under various assumptions indicate that the main trend of the current account deficit/GDP is around 5 percent in recent years. Our findings contribute to the understanding of recent dynamics in the current account and the associated policies. 1. Giriş Türkiye ekonomisinde yakın dönemde uygulanan makro ihtiyati politikalarda yüksek cari açık ve buna bağlı makro finansal riskler öne çıkmaktadır. Özellikle sermaye girişlerinin güçlü olduğu hızlı büyüme dönemlerinde değerlenen yerli para birimi ve buna eşlik eden aşırı kredi genişlemesi dış dengeyi bozarak ekonomiyi küresel likidite şoklarına karşı kırılgan hale getirebilmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2010 yılının sonlarından itibaren araç çeşitliliğine giderek finansal istikrarı da gözeten bir politika yaklaşımı benimsemiş ve tarihsel olarak yüksek seviyelerde seyreden cari açığı sınırlamaya yönelik tedbirler almıştır. Bununla birlikte, cari açığın 1 Çalışmanın hakemlerine ve editöre faydalı önerileri için teşekkür ederiz. Ekonomi Notları 1 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 önemli bir bölümünün yapısal unsurlardan kaynaklanması uygulanan politikaların sınırlarının iyi analiz edilmesini gerektirmektedir. Para politikasının cari açığın yapısal kısmına değil iç ve dış çevrimlere bağlı olarak değişebilen konjonktürel (çevrimsel) bölümüne odaklanması daha sağlıklı olabilecektir. Dolayısıyla, makro finansal riskleri ve dış dengesizlikleri gözeten bir politika çerçevesinde, cari dengenin konjonktürel bileşenlerinin tespit edilmesi konusundaki çalışmalar önem kazanmaktadır. Bu not, söz konusu çerçevenin daha sağlıklı bir temele oturtulmasına katkıda bulunmak amacıyla basit ve anlaşılır bir teknik kullanarak cari açığın çevrimsel bileşenlerini ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Grafik 1. GSYİH ve İthalat Yıllık Büyümesi (Yüzde) GSYİH Grafik 2. Cari Dengenin Milli Gelire Oranı (Yüzde) İthalat Cari Denge 20 40 4 15 30 2 10 20 5 10 0 0 -5 -10 -10 -20 -15 -30 -20 -40 Enerji Hariç Cari Denge 2,2 0 1,0 -4 0,7 -0,3 -2 -0,6 0,0 -1,2 -1,4 -1,6 -2,0 -2,5 -3,5 -3,6 -6 -4,4 -6,0 -8 -5,8 -5,5 -5,9 -6,2 Kaynak: TÜİK. 07.12 10.11 01.11 04.10 07.09 10.08 01.08 04.07 07.06 10.05 01.05 04.04 07.03 10.02 01.02 04.01 07.00 10.99 01.99 -10 -9,7 -12 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: TÜİK, TCMB. Türkiye’de üretim sürecinde başta enerji olmak üzere ithal girdi bileşeninin yüksek olması ithalatın milli gelirle beraber hareket etmesine ve dolayısıyla cari dengenin büyümeye duyarlılığının yüksek olmasına neden olmaktadır (Grafik 1). 2001 krizini takiben güçlü bir büyüme eğilimine giren Türkiye ekonomisinde cari açığın milli gelire oranı 2006 yılında yüzde 6’ya ulaşmıştır (Grafik 2). 2007 yılından itibaren gözlenen kademeli yavaşlama sürecinde emtia fiyatlarının seyri nedeniyle yüksek düzeylerini koruyan cari açığın milli gelire oranı, 2009 kriziyle birlikte tarihsel olarak oldukça düşük düzeylere gerilerken, bu dönemde iktisadi faaliyetteki keskin daralma enerji dışı cari dengenin milli gelirin yaklaşık yüzde 2’si kadar fazla vermesine neden olmuştur. Kriz sonrasında gözlenen yurt içi talep kaynaklı güçlü toparlanma ve zayıf dış talep görünümü cari açığın hızla genişlemesine yol açmıştır. 2011 yılında yüzde 10’a yaklaşan cari açığın milli gelire oranı yakın tarihin en yüksek düzeyi olarak gözlenmiştir. Bu gelişmelerin finansal istikrar üzerindeki olası olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla uygulamaya koyulan politikaların etkisiyle, 2012 yılında cari açığın milli gelire oranında kayda değer bir iyileşme olmuştur. Cari açığın, konjonktürel unsurlarla da beslenerek bazı dönemlerde finansal istikrarı olumsuz etkileyecek düzeylere ulaşması, makro finansal riskleri dengeleyici politikaları gündeme getirmektedir. TCMB, 2010 yılının sonlarında cari açığın konjonktürel gelişmelerden kaynaklanan kısmını sınırlamaya yönelik bir politika bileşimi uygulanmasında öncü rol üstlenmiştir. Bununla birlikte, cari dengeye yönelik sağlıklı bir politika izlenebilmesi açısından şu soruların yanıtlanması Ekonomi Notları 2 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 gerekmektedir: Herhangi bir dönemde cari dengenin ne kadarı konjonktürel unsurlara atfedilebilir? İç talep, dış talep ve fiyatların rolü nedir? Cari açıkla mücadelede para politikası hangi noktaya kadar müdahil olmalıdır? Bu sorulara verilecek yanıtlara göre cari açığa yönelik alınacak politika tedbirlerinin niteliği farklılaşabilecektir. Bu not, söz konusu soruların yanıtlanmasına katkıda bulunmak için cari işlemler dengesinde konjonktürel gelişmelerin etkisini ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Bu ayrıştırmanın yapılması, cari açığın eğiliminde zaman içinde kalıcı bir değişim olup olmadığının yanı sıra uygulanan dengeleyici politikaların etkilerinin anlaşılması hususunda da önemli bilgi sağlayabilecektir. 2. Çevrimden Arındırılmış Cari Denge Kavramı ve Yöntem 0199 0899 0300 1000 0501 1201 0702 0203 0903 0404 1104 0605 0106 0806 0307 1007 0508 1208 0709 0210 0910 0411 1111 0612 Cari dengenin konjonktürel (çevrimsel) etkilerden arındırılması şu sorunun yanıtına eşdeğerdir: İç ve dış talep “normal” konumunda olsaydı (uzun dönemli ana eğilimlerinden sapmamış olsaydı) cari denge hangi noktada olurdu? Bu sorunun yanıtı, iç ve dış konjonktürdeki dalgalanmaların cari denge üzerindeki etkisinin hesaplanmasını gerektirmektedir. Bunun için de öncelikle Türkiye’de cari dengenin ana Cari Denge ve Mal/Hizmet Dengesinin bileşenlerinin belirlenmesi faydalı olacaktır. Grafik 3. Yıllıklandırılmış Milli Gelire Oranı (Yüzde) Cari Denge-Mal/Hizmet Dengesi Türkiye’de cari dengenin en önemli bileşeninin Cari Denge Mal/Hizmet Dengesi mal-hizmet dengesi olduğu, kalan kısmın 4 GSYİH’ye oranının zaman içinde istikrarlı bir 2 seyir izlediği görülmektedir (Grafik 3). Bu 0 -2 nedenle, mal-hizmet dengesine yapılacak bir -4 çevrimsel uyarlamanın cari açık açısından -6 büyük ölçüde yeterli olacağı -8 değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu -10 -12 çalışmada temelde mal-hizmet ithalatı ve ihracatına odaklanılmakta, gelir dengesi ve cari transferlere herhangi bir uyarlama Kaynak: TÜİK, TCMB. yapılmamaktadır. Dış ticaret açığının çevrimsel unsurlardan arındırılması için herhangi bir dönemde ithalat ve ihracat üzerindeki konjonktürel etkilerin hesaplanması gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye ekonomisine dair önceki çalışmalara paralel olarak, dış ticaret açığının en önemli belirleyicilerinin iç talep ve dış talep olduğu varsayılmıştır.2 Bu çerçevede, ithalatın yurt içi talep, ihracatın ise küresel talep ile ilişkisi ve bir iş çevriminde ortaya çıkabilecek olası kombinasyonlar Şekil 1’de şematik olarak gösterilmiştir. Burada D yurt içi talebi, M ithalatı, Yf küresel talebi (yabancı geliri), X ihracatı, yıldızlı ifadeler ise ilgili değişkenlerin uzun vadeli eğilimlerini temsil etmektedir. 2 Bkz. kaynakça kısmındaki çalışmalar. Ekonomi Notları 3 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 Şekil 1. İş Çevrimlerinde İthalat ve İhracat Örneğin, 4 numaralı bölge yurt içi talebin (dolayısıyla ithalatın) uzun vadeli eğiliminin üzerinde, Yf ile ifade edilen küresel talebin (dolayısıyla da ihracatın) ise uzun vadeli eğiliminin altında seyrettiği dönemleri temsil etmektedir. “Güçlü iç talep-zayıf dış talep” şeklinde özetlenebilecek bu dönemler, tıpkı küresel krizi takip eden süreçte 2010-2011 döneminde olduğu gibi cari denge açısından en olumsuz konjonktüre tekabül etmektedir. Öte yandan, dış denge Kaynak: TÜİK, TCMB. açısından en olumlu görünüm dış talebin ve ihracatın güçlü, iç talebin ve ithalatın ise zayıf olduğu 2 numaralı bölge ile temsil edilmektedir. Şekil 1’deki çerçeveye göre yurt içi (dışı) talebin uzun vadeli eğiliminin üzerinde/altında olması, ithalat (ihracat) için de normal üstü/altı bir seviye ima edecektir. Bu bağlamda, öncelikle basit istatistiksel yöntemlerle reel iç ve dış talep değişkenlerinin uzun vadeli eğilimleri tahmin edilmekte, daha sonra bu değerlerden sapmalar ve basit esneklikler (Ɛ) kullanılarak ihracat ve ithalat için konjonktürel uyarlama yapılmaktadır 3 (Şekil 2). Şekil 2. Cari Dengede Çevrim Uyarlaması (Yf-Yf*) ve (D-D*) şeklinde ifade edilen uzun vadeli eğilimlerden sapmalar logaritmik Uyarlamanın pratikte nasıl yapıldığının Not: fark olarak yorumlanabilir. Kaynak: TÜİK, TCMB. anlaşılması açısından basit bir örnek verilmesi faydalı olacaktır. Herhangi bir t dönemi için ihracat ve ithalatın 100 dolar seviyesinde olduğu, dolayısıyla cari işlemler dengesinin fazla veya açık vermediği bir durumu ele alalım. Aynı dönemde iç ve dış talep uzun vadeli eğilimlerinin sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 5 üzerinde olsun. İthalat ve ihracatın talep esnekliklerinin ise sırasıyla 2 ve 1 olduğunu varsayalım. Bu durumda, iç ve dış talep uzun vadeli eğiliminden sapmasaydı ithalatın gerçekleşenden yüzde 20, ihracatın ise yüzde 5 daha düşük olacağı hesaplanabilir. Diğer bir ifadeyle, ithalat ve ihracatın çevrim uyarlaması yapılmış düzeyleri sırasıyla 80 ve 95 dolar olacaktır. Dolayısıyla konjonktürel etkilerden arındırılmış cari işlemler hesabı 15 dolar düzeyinde bir fazlaya işaret edecektir (Tablo 1). 3 Çebi ve Özlale (2012) benzer bir yaklaşımı Türkiye için yapısal bütçe dengesi hesaplamalarında kullanmaktadır. Ekonomi Notları 4 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 Tablo 1. Cari Dengeye Çevrim Uyarlaması Konusunda Bir Örnek Cari Uyarlanmış Uyarlanmış D-D* Yf-Yf* Denge X M Uyarlanmış Cari Denge X M ($) ($) ($) (%) (%) ($) ($) ($) 100 100 0 10 5 95 80 15 Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, cari dengeye konjonktür uyarlaması yapılırken, iç ve dış talebin uzun vadeli eğiliminden sapmaları belirli esneklikler kullanılarak dolar cinsinden nominal verilere yansıtılmaktadır. Ne var ki dolar cinsinden ifade edilen dış ticaret dengesi, yurt içi ve yurt dışı talep kadar uluslararası fiyatlardan Şekil 3. Çevrim Uyarlamasına Fiyat Etkisinin Dahil Edilme da etkilenmektedir. Çevrimsel etkiden arındırılmış cari dengede geçici fiyat hareketlerinden kaynaklanan aşırı oynaklıklar cari açığın yapısal boyutu hakkında sağlıklı bir değerlendirme (Yf-Yf*), (D-D*), (Px-Px*) ve (Pm-Pm*) şeklinde ifade edilen uzun vadeli eğilimlerden yapmayı zorlaştıracaktır. Bu Not: sapmalar logaritmik fark olarak yorumlanabilir. Kaynak: TÜİK, TCMB. düşünceden hareketle, ithalat ve ihracat fiyatları için de ayrı bir düzeltme yapılmaktadır. Dolayısıyla, çevrim düzeltmesi yapılırken iç ve dış talepte olduğu gibi dış ticaret fiyatlarındaki uzun dönem eğilimden sapmaların da arındırılması faydalı olacaktır. Bu durumda Şekil 2’de gösterilen çevrim uyarlaması, fiyat etkisi dahil edilerek Şekil 3’teki gibi yeniden düzenlenebilir.4 Burada PX ve PM sırasıyla ihracat ve ithalat birim değer endekslerini, (PX – P*X) ve (PM – P*M) ise bu endekslerin trend değerinden sapmalarını göstermektedir. Dolayısıyla bu şekilde ithalat ve ihracatta, hem iç ve dış talepteki çevrimsel hareketlerin hem de uluslararası fiyatlardaki trend dışı dalgalanmaların etkisi büyük ölçüde arındırılmış olmaktadır. 2.1. Uzun Vadeli Eğilimler İthalat ve İhracat İthalat ve ihracat için çevrim uyarlaması, iç ve dış talebin uzun vadeli eğilimlerinden sapmasının hesaplanmasını gerekmektedir. Makroekonomik göstergelerin ana eğilimlerinden ayrıştırılması konusunda birçok yaklaşım bulunmaktadır. Bu çalışmada, herhangi bir iktisadi yapı dayatmayan doğrusal eğilim ve Hodrick-Prescott (HP) filtresi anlaşılırlık ve kullanım kolaylığı açısından tercih edilmiştir.5 Grafik 4-7’de ilgili seriler için bu şekilde tahmin edilen eğilimler ile bu eğilimlerin ima ettiği çevrimler gösterilmektedir. Yurt dışı talep açığında doğrusal eğilim ve HP 4 Dış ticaret fiyatlarının değişmesi ithalat ve ihracat talebini de etkileyebilecek, dolayısıyla Şekil 3’te çevrim uyarlaması yapılırken varsayılan fiyat esnekliği değişebilecektir. Burada, fiyatların dengede olduğu durumun dış ticaret miktarları için de geçerli olacağı şeklinde basitleştirici bir varsayım yapılmıştır. Bu varsayımdan sapılması sonuçları etkileyebilecektir. 5 Filtreleme işlemi 1998-2012 dönemi için çeyreklik verilerle yapılmış, HP filtresinde düzleştirme parametresi (smoothing parameter) olarak 1600 değeri kullanılmıştır (HP filtresi konusunda detaylı bilgi için bkz. Hodrick ve Prescott (1997)). Öte yandan Alp ve diğerleri (2011) Türkiye için iş çevrimlerine dair analizlerde HP filtresi kullanımında optimal düzleştirme parametresini 19 ve 98 olarak önermektedirler. Çalışmada sonuçlar bu değerler için de hesaplanmış, ancak bu şekilde hesaplandığında çevrimden arındırılmış serilerin çevrimle korelasyonları arttığı için daha uzun vadeli bir yaklaşım gözetilerek standart HP parametresi olan 1600 tercih edilmiştir. Ekonomi Notları 5 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 yöntemleri son dönem için oldukça farklı tahminler verdiğinden alternatif bir değişken olarak OECD’nin ürettiği açık göstergesi de kullanılmıştır (Tablo 2).6 Grafik 4. Yurt İçi Talep ve Eğilimi (1998 Sabit Fiyatlarıyla, Milyar TL) Yurt İçi Talep Eğilim (HP_1600) Grafik 5. Yurt İçi Talep Açığı (Yüzde) Eğilim (Doğrusal) Doğrusal HP_1600 20 35 15 30 10 5 25 0 20 -5 -10 15 -15 Yabancı Gelir Eğilim (HP_1600) Eğilim (Doğrusal) 6 *Yurt dışı talep göstergesi olarak ihracat payı ağırlıklı küresel üretim endeksi kullanılmıştır. Bkz. Çıplak ve diğerleri (2011). Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2004 2005 HP_1600 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 1998 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 -4 2005 -3 65 2004 -2 70 2003 75 2002 -1 2001 0 80 2003 1 85 2002 90 2001 2 2000 3 95 1999 100 2000 Doğrusal 5 4 1999 2003 Grafik 7. Yurt Dışı Talep Açığı* (Yüzde) 105 1998 2002 Kaynak: Yazarların hesaplamaları. Grafik 6. Yurt Dışı Talep ve Eğilimi* (2008-II=100) 110 2001 2000 1998 Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. 1999 -20 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 10 * OECD bölgesi çıktı açığı verileri yıllık frekansta mevcut olduğundan grafikte yer almamaktadır. Bu veriler Tablo 2’de sunulmaktadır. Kaynak: Yazarların hesaplamaları. Tablo 2. Çeşitli Eğilim Varsayımları Altında İç ve Dış Talep Açığı* (Yüzde) 2003 İç Talep 2004 2005 2006 Doğrusal -6,8 -1,4 3,5 5,6 HP -2,9 0,3 3,0 3,8 Dış Talep Doğrusal -1,1 -0,3 0,3 2,2 HP -1,1 -0,8 -0,8 0,5 OECD -0,1 0,8 1,4 2,4 * Yıllık frekansta sunulan veriler, çeyreklik bazda yapılan filtreleme sonuçlarının Kaynak: Yazarların hesaplamaları, OECD. 2007 2010 2011 2012 7,6 1,9 -9,8 -0,4 5,6 0,9 -10,0 -0,4 4,1 3,6 -2,3 -1,4 2,3 2,3 -2,6 -0,8 3,1 1,2 -4,0 -2,7 yıllık ortalamalarını ifade etmektedir. 2008 2009 4,6 4,4 -1,1 0,3 -2,5 -0,8 -1,0 -2,0 0,1 -2,9 Farklı eğilim varsayımları altında yapılan çevrim hesaplarının yer aldığı Tablo 2’ye göre 2001 ve 2009 krizlerinin ardından gözlenen güçlü toparlanmayla birlikte yurt içi talep 2005-2008 dönemi genelinde ve 2011 yılında uzun vadeli eğiliminin üzerine çıkmıştır. Küresel talep ise 20052008 döneminde yurt içi talebe benzer bir seyir izlerken son krizin ardından zayıf bir görünüm sergilemiş ve uzun dönem eğiliminin altında kalmıştır (Grafik 4-7 ve Tablo 2). 6 OECD tarafından üretilen çıktı açığı serisi üretim fonksiyonu yaklaşımına dayanmaktadır. Daha detaylı bilgi için bkz. http://www.oecd.org/eco/outlook/forecastingmethodsandanalyticaltools.htm. Ekonomi Notları 6 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 2011 yılında yurt içi talepteki güçlü seyir ithalatı artırırken, dış talepteki zayıf görünüm ihracat imkanlarını sınırlamıştır. Dolayısıyla hem yurt içi hem de yurt dışı talep koşulları dış denge görünümünün aleyhine olmuştur (Şekil 1’deki 4 numaralı bölge). Nitekim bu dönemde ekonomiyi daha dengeli bir büyüme kompozisyonuna yönlendirmeyi amaçlayan makro ihtiyati politikalar gündeme gelmiştir. TCMB ve diğer ilgili kurumların aldığı tedbirler sonucu krediler ve yurt içi talebin yavaşlatılmasıyla 2012 yılında iç talepte belirgin bir dengelenme gözlenmiştir (Tablo 2).7 Dış Ticaret Fiyatları ve Çevrimsel Etkiler Tıpkı dış ticaret miktarları gibi dış ticaret fiyatları da küresel iş çevrimlerinden etkilenmektedir. Uluslararası ekonomilerdeki genişleme/yavaşlama fazları küresel talebe aynı yönde yansımakta ve fiyatlarda kısa vadeli dalgalanmalara sebep olmaktadır. Ayrıca, küresel likidite çevrimleri de emtia fiyatları üzerinde etkili olabilmektedir. Bu nedenle cari dengenin ana eğiliminin tespit edilmesi için dış ticaret fiyatlarının uzun dönemli eğiliminden sapmasının da hesaba katılması önem taşımaktadır. Doğrusal trend ve HP filtresi kullanılarak yapılan eğilim hesaplamaları Grafik 8-9 ve Tablo 3’te sunulmaktadır.8 Grafik 8. İthalat Birim Değer Endeksi (2010=100) 140 Grafik 9. İhracat Birim Değer Endeksi (2010=100) İhracat BDE İthalat BDE Eğilim (Doğrusal) Eğilim (HP) 130 120 140 Eğilim (Doğrusal) 130 Eğilim (HP) 110 120 100 110 90 100 90 80 80 70 70 60 60 40 Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. 0198 0998 0599 0100 0900 0501 0102 0902 0503 0104 0904 0505 0106 0906 0507 0108 0908 0509 0110 0910 0511 0112 0912 50 40 0198 0998 0599 0100 0900 0501 0102 0902 0503 0104 0904 0505 0106 0906 0507 0108 0908 0509 0110 0910 0511 0112 0912 50 Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. Tablo 3. Dış Ticaret Birim Değer Endeksleri (2010=100) İthalat İhracat Gerçekleşme Doğrusal HP Gerçekleşme Doğrusal HP 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 64,6 72,6 65,6 69,2 77,9 70,0 75,0 77,2 72,9 80,7 81,7 77,8 80,2 81,8 80,7 85,6 85,5 85,2 87,1 86,4 88,9 88,6 89,3 92,5 95,5 91,0 97,0 99,8 93,0 100,0 114,7 95,6 101,7 115,3 96,8 104,2 92,3 100,2 102,0 96,7 100,6 103,8 100,0 104,8 104,2 100,0 104,4 104,4 114,9 109,4 109,0 111,5 108,1 107,0 111,9 114,0 112,7 108,4 111,9 109,3 * Yıllık frekansta sunulan veriler, aylık bazda yapılan filtreleme sonuçlarının yıllık ortalamalarını ifade etmektedir. Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. Yakın dönem gelişmeleri incelendiğinde, başta küresel kriz öncesinde 2008 yılı ve takip eden toparlanma sürecinde 2011 yılı olmak üzere, küresel likiditenin bol ve/veya büyümenin güçlü 7 TCMB’nin son dönemdeki politika uygulamalarına dair bilgi için bkz. Başçı ve Kara (2011), Kara (2012), Alper ve diğerleri (2013). 8 Filtreleme işlemi 1998-2012 dönemi için aylık verilerle yapılmış, HP filtresinde düzleştirme parametresi (smoothing parameter) olarak 14400 değeri kullanılmıştır. Ekonomi Notları 7 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 olduğu dönemlerde dış ticaret fiyatlarının uzun vadeli eğiliminin üzerinde seyrettiği görülmektedir. 2007 yılının sonlarından itibaren hızlı bir artış eğilimine giren ve 2008 yılının Temmuz ayında zirve değerine ulaşan dış ticaret fiyatlarının cari denge üzerindeki net etkisi belirgin olarak artırıcı yönde olmuştur. Bu dönemde dış ticaret fiyatlarının “normal” bir seyir izlemesi durumunda (bir sonraki bölümde gösterileceği üzere) cari açığın milli gelire oranının yaklaşık 0,9 puan daha düşük olacağı hesaplanmaktadır. 2009 kriz döneminde ise bu etki tersine dönmüş, dış ticaret fiyatlarındaki normal altı seyrin cari açık/milli gelir oranındaki düşüşe ek katkısı yaklaşık 1 puan olmuştur. 2.2. Esneklikler Cari dengeye konjonktürel uyarlama yapılabilmesi için ithalat ve ihracata ilişkin talep esnekliklerinin (Ɛ) tahmin edilmesi gerekmektedir. Dış ticaret esneklikleri konusunda en basit yaklaşım, yeterince uzun bir örneklem için ithalat ve ihracat ile milli gelir ve yabancı gelir serilerinin ortalama büyümelerinin Tablo 4. Talep Bileşenlerinin Yıllık Büyüme Ortalaması (Yüzde) birbirine oranlanması şeklinde X M D Y Yf düşünülebilir. Talep bileşenlerinin yıllık 1998-2012 6,0 7,6 4,3 4,0 2,4 büyümelerinin ortalaması Tablo 4’te, iki 2003-2012 6,8 9,2 5,7 5,2 2,2 farklı alt dönem için bunlar kullanılarak hesaplanan esneklikler ise Tablo 5’te Kaynak: TÜİK. sunulmuştur.9 Tablo 4’teki değişkenler soldan sağa sırasıyla ihracat (X), ithalat (M), iç talep (D), milli gelir (Y) ve küresel geliri (Yf) temsil ederken, Tablo 5’te yer alan ƐX,Yf ihracatın küresel talep esnekliğini, ƐM,D ve ƐM,Y ise ithalatın iç talep ve milli gelir esnekliklerini göstermektedir. İki farklı örneklem için ortalama büyüme oranları kullanılarak ihracatın küresel talep esnekliği (Ɛ ) 2,5-3,1 aralığında, ithalatın yurt içi talep esnekliği (ƐM,D) ise 1,6-1,8 aralığında hesaplanmıştır (Tablo 5). Bununla birlikte, ortalama büyümelerin oranlanması şeklindeki yaklaşım, iki değişkenli bir regresyon mantığı içermekte, dolayısıyla ithalat ve ihracatı etkileyebilecek diğer unsurları göz ardı etmektedir. Bu nedenle ithalat ve ihracat için açıklayıcı değişken olarak talebin yanı sıra reel döviz kurunu da içeren denklemler tahmin edilmiş ve ortalama büyümeler üzerinden hesaplanan talep esnekliklerinin değişip değişmediği sınanmıştır. Ayrıca denklemler tahmin edilirken kullanılan değişkenler hem düzey hem de “açık” olarak ifade edilen uzun vadeli eğilimden sapma şeklinde tanımlanmış, açık göstergeleriyle tahmin edilen esneklikler Tablo 5’te parantez içinde sunulmuştur. Bu yöntemle, ihracatın küresel faaliyet esnekliği (ƐX,Yf) 2,3-2,7 aralığında, ithalatın yurt içi talep esnekliği (ƐM,D) 1,2-1,8 aralığında tahmin edilmiştir.10 X,Yf 9 Çalışmada yapılan esneklik hesaplamalarında 1998 sabit fiyatlarıyla açıklanan milli gelir serileri kullanılmıştır. Hesaplamalarda kullanılan dış talep göstergeleri (ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksi ve OECD bölgesi çıktı açığı) Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesini içermediğinden Türkiye’nin dış talep potansiyelini tam olarak yansıtmamaktadır. Özellikle kriz sonrası dönemde belirginleşen pazar farklılaşması (ihracatta Avrupa Birliği’nin payının azalmasına karşılık Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin payının artması) dış talep açığını ve ihracatın talep esnekliğini etkileyebilecektir. Bkz. Aldan ve Çulha (2012). 10 Ekonomi Notları 8 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 Türkiye için yapılmış diğer çalışmalar ihracatın talep esnekliğine ilişkin oldukça geniş bir aralığa işaret etmektedir. Örneğin Togan ve Berument (2007) ihracatın küresel gelir esnekliğini (ƐX,Yf) 3,4 olarak tahmin ederken, Ulaşan ve Şahinbeyoğlu (1999), Aydın ve diğerleri (2007) ile Binatlı ve Sohrabji (2009) çalışmalarında üretilen tahminler 0,9 ile 1,5 aralığında değişmektedir. Diğer taraftan, ithalatın milli gelir esnekliğine dair yaptığımız hesaplamalar tabloda gösterilen diğer çalışmalarla büyük ölçüde uyumludur. Tablo 5. Çeşitli Yöntemlerle Hesaplanan Esneklikler Ɛ X,Yf Ɛ M,D Ɛ M,Y Ortalama Büyümelerin Oranlanmasıyla Örneklem: 1998-2012 2,5 1,8 1,9 Örneklem: 2003-2012 1,8 3,1 1,6 Doğrusal Regresyon Tahminleriyle M=f(D, RER) ve X=g(Y*, RER) Örneklem: 1998-2012 2,7 Değişken Tanımı: Düzey (Açık) (2,4) Örneklem: 2003-2012 2,4 Değişken Tanımı: Düzey (Açık) (2,3) Diğer Çalışmalar Örneklem: 1987-1998 Ulaşan ve Şahinbeyoğlu (1999) Örneklem: 1987-1999 Kotan ve Saygılı (1999) Örneklem: 1987-2003 Aydın ve diğerleri (2004) Örneklem: 1987-2006 Aydın ve diğerleri (2007) Örneklem: 1970-2005 Togan ve Berument (2007) Örneklem: 1988-2002 Kee ve diğerleri (2008) Örneklem: 1999-2008 Binatlı ve Sohrabji (2009) Örneklem: 2003-2011 Aldan ve diğerleri (2012) Örneklem: 1999-2008 Eren (2013) 1,3 (1,8) 1,2 (1,6) 1,3 (2,1) 1,1 (1,9) 1,2 1,4 2,0 1,31,5 Türkiye için benzer esneklikler 3,4 hesaplayan diğer çalışmalardan farklı 1,3 olarak, ithalat milli gelir yerine yurt içi talebin bir fonksiyonu olarak ifade 0,9 1,1 edilmiştir. Bu şekilde yapılmış çevrim 1,9(1) uyarlamasının, talep 1,2 kompozisyonundan kaynaklanan dalgalanmaları daha sağlıklı bir (1) Enerji-dışı ithalat esnekliği şekilde hesaplamaya dahil ettiği düşünülmektedir. İhracat odaklı bir GSYİH büyümesi ile iç talebe dayalı bir GSYİH büyümesinin cari denge ve makro finansal riskler üzerindeki yansımaları farklı olacaktır. Özellikle sermaye akımlarının güçlü olduğu dönemlerde değerlenen yerli para ve hızlanan krediler kendini daha çok iç talep büyümesinde göstermektedir. Dolayısıyla, çevrimden arındırılırken talep kompozisyonunun da dikkate alınması, makro finansal risklere yönelik politika tasarımı açısından daha sağlıklı sonuçlar elde edilmesini sağlayabilecektir. 3. Çevrimden Arındırılmış Cari Denge Hesaplamaları Çevrimden arındırma işlemi sırasında yurt içi/dışı talep ve enerji fiyatlarının uzun vadeli eğilimlerinin yanı sıra dış ticaret esnekliklerine ilişkin önemli belirsizlikler bulunmaktadır. Bu nedenle, ilk aşamada çeşitli belirsizlik aralıklarının bileşimiyle oluşturulan bir yelpaze gösterimi benimsenmiştir (Grafik 10). Kombinasyon sayısını sınırlamak amacıyla yurt dışı talep açığı için OECD bölgesinin çıktı açığı serisi kullanılmıştır. Yurt içi talep açığı ve dış ticaret fiyatları için Tablo 2 ve Tablo 3’te sunulan doğrusal ve HP filtre alternatiflerini içeren iki ayrı seçenek oluşturulmuştur. Esnekliklerde ise Tablo 5’te sunulan hesaplamalar ışığında ithalatın yurt içi talep esnekliği için 1,2-1,8 aralığı, ihracatın yabancı gelir esnekliği için 2,3-3,1 aralığı temel alınarak Ekonomi Notları 9 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 dört ayrı bileşim esas alınmıştır.11 Sonuç olarak Grafik 10’da yer alan yelpaze gösterimi sekiz ayrı bileşimi içermektedir. Grafik 10. Alternatif Varsayımlar Altında Çevrim Uyarlamalı Cari Dengenin Milli Gelire Oranı (Yüzde) Grafik 11. Cari Dengenin Milli Gelire Oranında Çevrim Uyarlaması (Yüzde) 0 -2,0 -2,5 -2 -3,0 -3,5 -4 -4,0 -6 -4,5 -5,0 -8 -5,5 -6,0 Çevrim Uyarlamalı Cari Denge/GSYİH -10 -6,5 Cari Denge/GSYİH -7,0 -12 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Yazarların hesaplamaları. 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. Çevrim etkilerinden arındırılmış cari açık tahminleri, esneklikler için uç değerlerin dikkate alınmış olması nedeniyle, yüzde 3 ile yüzde 6,5 gibi geniş bir bantta değişkenlik göstermektedir. Ana eğilimlerin daha net takip edilebilmesi için yelpazeyi oluşturan alternatiflerin ortalaması Grafik 11’de çizdirilmiştir. Konjonktür etkilerinden arındırılmış cari açığın milli gelire oranı, arındırılmamış orana kıyasla beklendiği gibi daha istikrarlı bir seyir izlemektedir. Buna göre arındırılmış cari açığın milli gelire oranı genelde yüzde 4,5-5 aralığında dalgalanmaktadır. Seride aşağı veya yukarı yönlü belirgin bir eğilim bulunmaması son 10 yıl içinde cari denge dinamiklerine etki edecek önemli bir yapısal değişim olmadığına işaret etmektedir. Yıllar itibarıyla kıyaslandığında konjonktürel etkilerden arındırılmış ve arındırılmamış seriler arasında 2009 ve 2011 yıllarındaki ayrışma dikkat çekmektedir. 2009 yılında 3,5 puanlık bir düşüşle yüzde 2 seviyesine gerileyen cari açık/milli gelir oranındaki iyileşmenin büyük ölçüde kriz dönemindeki çevrim etkilerinden kaynaklandığı ve dolayısıyla kalıcı olmadığı görülmektedir. 2011 yılında ise tam tersine çevrimsel unsurların cari dengede belirgin bir bozulmaya neden olduğu gözlenmektedir. Grafik 12. Çevrim Uyarlamasına Katkılar (Yüzde Puan) 6 4 Fiyat Dış Talep İç Talep Toplam Uyarlama 2 0 -2 -4 -6 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Yazarların hesaplamaları. Grafik 11’de sunulan iki seri arasındaki fark cari açığın konjonktürel bileşenine tekabül etmekte ve Grafik 12’deki siyah çizgi ile gösterilmektedir. Konjonktürel bileşenin pozitif olması, anılan yılda cari açığın “normal” eğilimlerinden daha yüksek olduğunu göstermektedir. Yıldan yıla gözlenen hareketlerin daha iyi 11 Hesaplamaların doğrusal nitelik taşıması nedeniyle esneklikler için, ara bileşimleri de kapsayacak şekilde, dört alternatif kombinasyon (1,2;2,3), (1,2;3,1), (1,8;2,3) ve (1,8;3,1) şeklinde oluşturulmuştur. Ekonomi Notları 10 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 anlaşılması ve politika tasarımına yol göstermesi açısından Grafik 12’de konjonktür etkisi üç bileşene ayrılmaktadır: İç talep, dış talep ve dış ticaret fiyatları. 2009 yılında cari dengenin ana eğilimine kıyasla daha olumlu bir görünüm izlemesinde ithalat ve dolayısıyla iç talepteki daralmanın önemli bir rol oynadığı görülmektedir. 2011 yılında ise her üç alt bileşenin katkısının da olumsuza dönmesiyle tam tersi bir resim ortaya çıkmıştır. Küresel kriz sonrasında hızlı sermaye girişlerinin de etkisiyle güçlü iç talep ve zayıf dış talebin bir arada gerçekleşmesi 2011 yılında cari açıktaki konjonktürel artışı zirveye çıkarmıştır. Grafik 12, bu dönemde cari işlemler açığındaki hızlı artışın fiyat etkisinden ziyade iç ve dış talep dengesinin bozulmasından kaynaklandığını net bir şekilde göstermektedir. Bu gözlem TCMB’nin 2011 yılına girerken neden yüksek cari açık düzeyini finansal istikrar açısından risk olarak algılayarak politika çerçevesini değiştirdiğini de büyük ölçüde açıklamaktadır. Bu dönemde bir yandan krediler ve iç talebi sınırlayıcı önlemler alınırken diğer yandan döviz kurunun iktisadi temellerle daha uyumlu hareket etmesi sağlanarak iç ve dış talep bileşenleri arasındaki dengesizlik büyük ölçüde giderilmiştir. Bunların yanı sıra, altın ticaretindeki oynaklık da cari dengede geçici dalgalanmalara yol açmaktadır. Özellikle 2012 yılında altın ihracatındaki olağandışı artış nedeniyle ana eğilimi sağlıklı yorumlamak mümkün değildir.12 Zira son 10 yılda net altın ihracatının milli gelire oranı ortalama yüzde -0,3 iken 2012 yılında yüzde +0,7 olmuştur. Dolayısıyla çevrimden arındırılmış cari dengeye altın ticaretindeki dalgalanmalardan arındırarak bakmak da faydalı olabilecektir. Bu şekilde hesaplanan düzeltilmiş cari denge değerleri aşağıdaki tabloda son satırda sunulmaktadır. Tablo 6. Çevrim Uyarlamalı Cari Denge ve Altın Etkisi (Yüzde) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Net Altın İhracatı (milyar dolar) -2,5 -3,4 -3,8 -3,4 -4,3 -1,4 3,0 -0,5 -4,8 5,7 Net Altın İhracatı/GSYİH -0,8 -0,9 -0,8 -0,6 -0,7 -0,2 0,5 -0,1 -0,6 0,7 -4,2 -4,7 -4,4 -5,1 -5,3 -4,7 -4,1 -5,1 -5,1 -4,3 -3,4 -3,8 -3,7 -4,5 -4,6 -4,6 -4,6 -5,1 -4,5 -5,0 Çevrim Uyarlamalı Cari Denge/GSYİH Altın Hariç Çevrim Uyarlamalı Cari Denge/GSYİH Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. Tablo 6’nın son satırı hesaplanırken altın net ihracatının sıfır olduğu varsayılmıştır. Örneğin, 2012 yılında net altın ihracatının milli gelire oranla yüzde 0,7 yerine yüzde 0 olarak gerçekleştiği varsayıldığında, uyarlanmış cari açık yüzde 5 olmaktadır. Tabloda göze çarpan önemli bir husus 2000’li yılların ikinci yarısında ilk yarıya kıyasla daha yüksek bir cari açık eğiliminin ortaya çıkmasıdır. Son yıllarda ise uyarlanmış cari açığın yıldan yıla önemli bir değişim göstermediği ve yüzde 5 civarında istikrar kazandığı dikkat çekmektedir. 12 2012 yılında İran’a ve Birleşik Arap Emirliklerine yapılan ihracat nedeniyle altın ihracatı ana eğiliminden ciddi oranda sapmıştır. Bu gelişmenin hesaba katılmaması konjonktürel etkilerden arındırılmış cari dengeyi olduğundan daha iyi göstereceğinden yanıltıcı olabilecektir. Ekonomi Notları 11 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 4. Sonuç ve Değerlendirmeler Bu çalışma Türkiye’de cari dengenin son 10 yılda izlediği ana eğilimi tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda dış talep, iç talep ve fiyat etkisi ile düzeltilerek konjonktürden arındırılmış cari denge hesaplanmaktadır. Çeşitli varsayımlar altında yapılan tahminlerin ortalaması, son yıllarda Türkiye’de cari dengenin ana eğiliminin yüzde 5 civarında olduğuna işaret etmektedir. Çalışmanın bulgularından önemli politika çıkarımları yapmak mümkündür. Cari açıktaki çevrimsel hareketlerin bileşenlerine ayrıştırılarak incelenmesi, para politikası veya diğer konjonktürel (yapısal olmayan) politika tedbirlerinin sınırlarının anlaşılması açısından önemli bilgi sunmaktadır. Yurt içindeki konjonktürel politikaların küresel talep veya ithalat fiyatları üzerinde kontrolü son derece sınırlıdır. Bu nedenle yapısal olmayan yurt içi politikaların cari açığın daha çok iç talep ve ithalattan kaynaklanan kısmına odaklanmaları daha sağlıklı olacaktır. Son 10 yıllık dönem değerlendirildiğinde Türkiye’de cari dengenin konjonktürel kısmındaki dalgalanmaların her iki yönde de 3 puana kadar ulaşabildiği ve bu oynaklığın daha çok ithalattan kaynaklandığı görülmektedir. Dolayısıyla para politikasının (ve diğer konjonktürel politikaların) cari dengedeki oynaklığı azaltma konusunda önemli bir alanı bulunmaktadır. Çalışmanın sonuçları 2011 yılında alınan tedbirlerin ardından 2012 yılında iç talep kaynaklı ek cari açığın büyük ölçüde sıfırlandığına işaret etmektedir. Nitekim TCMB, 2013 yılının başında cari denge için para politikası ile yapılması gerekenlerin büyük ölçüde yapıldığını ve bundan sonrasının yapısal tedbirlere bağlı olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir.13 Diğer bir ifadeyle TCMB, cari açık konusunda para politikasının sınırlarını çizmiştir. Çalışmanın sonuçları bu yaklaşımı desteklemektedir. Son dönemde yapısal cari açığı azaltma konusunda önemli adımlar atılmıştır. 14 Ancak bu düzenlemelerin etkisinin orta ve uzun vadede alınacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın bulguları kısa vadede iktisadi büyümeden ödün vermeden cari açığı yüzde 5’lerin belirgin olarak altına indirmenin oldukça güç olduğunu göstermektedir. Ayrıca en büyük ticaret ortağımız olan Euro bölgesinde talebin uzunca bir müddet zayıf seyretme ihtimalinin bulunması, önümüzdeki dönemde cari dengenin makroekonomik ve finansal istikrar açısından önemini koruyacağına işaret etmektedir. Son olarak, çalışmanın bu alanda bir başlangıç niteliği taşıdığı belirtilmelidir. Gerek esneklik gerekse eğilim hesaplamalarının daha gelişmiş tekniklerle ve çeşitlendirilerek yapılması bu çalışmayı tamamlayıcı olacaktır. Ayrıca, arındırma işlemi yapılırken kredi ivmesi gibi politika değişkenlerinin cari denge üzerindeki etkisinin doğrudan kontrol edilmesi de faydalı olabilecektir. Bütün bunlara rağmen bu çalışmanın, basit ve anlaşılabilir bir yöntem içermesi ve sonuçlarının iktisadi sezgilerle uyumlu olması nedeniyle, cari dengeye dair orta vadeli politikalar oluşturulurken faydalı bir bilgi kaynağı olabileceği düşünülmektedir. 13 14 Ocak 2013 Enflasyon Raporu Basın Toplantısı soru-cevap bölümü. Yapısal reformlarla kastedilen özel emeklilik kanunu, sektörel yatırım teşvikleri ve enerji bağımlılığını azaltan yatırımlardır. Ekonomi Notları 12 Sayı: 2013-18 / 09 Temmuz 2013 Kaynakça: Aldan, A., Bozok, İ. ve M. Günay (2012), “Short Run Import Dynamics in Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği No: 12/25. Aldan, A. ve O. Çulha (2012), “Türkiye’nin İhracat Artışında Yayılma Marjının Rolü”, TCMB Ekonomi Notları, 2012-36. Alp, H., Başkaya, Y. S., Kılınç, M. ve C. Yüksel (2011), “Estimating Optimal Hodrick-Prescott Filter Smoothing Parameter for Turkey”, İktisat İşletme ve Finans, 26(306), 9-23. Alper, K., Kara, H. ve M. Yörükoğlu (2013), “Reserve Options Mechanism”, Central Bank Review, 13(1), 1-14. Aydın, F., Çıplak, U. ve E. Yücel (2004), “Export Supply and Import Demand Models for the Turkish Economy”, TCMB Çalışma Tebliği No: 04/09. Aydın, F., Saygılı, H. ve M. Saygılı (2007), “Empirical Analysis of Structural Change in Turkish Exports”, TCMB Çalışma Tebliği No: 07/08. Başçı, E. ve H. Kara (2011), “Finansal İstikrar ve Para Politikası”, İktisat İşletme ve Finans, 26(302), 925. Binatlı, A. O. ve N. Sohrabji (2009), “Elasticities of Turkish Exports and Imports”, Izmir University of Economics, Working Paper, No: 0906. Çebi, C. ve Ü. Özlale (2012), "Türkiye’de Yapısal Bütçe Dengesi ve Mali Duruş", İktisat İşletme ve Finans, 27(310), 9-38. Çıplak, U., Eren, O., Öğünç, F. ve M. Saygılı (2011), “Türkiye’nin İhracatı İçin Alternatif Dış Talep Göstergeleri”, TCMB Ekonomi Notları, 2011-07. Eren, O. (2013), “Pazar Büyüklüğü ve Pazar Payı Bileşenleri Kullanılarak Türkiye’nin İhracat Büyümesi ve Dış Ticaret Açığı Projeksiyonları: 2013-2030”, TCMB Ekonomi Notları, 2013-05. Hodrick, R. J. ve E. C. Prescott (1997), “Postwar U.S. Business Cycles: An Empirical Investigation”, Journal of Money, Credit and Banking, 29(1), 1-16. Kara, H. (2012), “Küresel Kriz Sonrası Para Politikası”, İktisat, İşletme ve Finans, 27(315), 9-36. Kee, H. L., Nicita, A. ve M. Olarreaga (2008), “Import Demand Elasticities and Trade Distortions”, The Review of Economics and Statistics, 90(4), 666-682. Kotan, Z., M. Saygılı (1999), “Estimating an Import Function for Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği No: 99/09. Şahinbeyoğlu, G. ve B. Ulaşan (1999), “An Empirical Examination of the Structural Stability of Export Function: The Case of Turkey”, TCMB Çalışma Tebliği No: 99/07. Togan, S. ve H. Berument (2007), “The Turkish Current Account, Real Exchange Rate and Sustainability: A Methodological Framework”, The Journal of International Trade and Diplomacy, 1(1), 155192. Ekonomi Notları, ekonomik gelişmelere dair tartışmalara zamanlı bir katkıda bulunmak ve TCMB bünyesinde Türkiye ekonomisi ve para politikası üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak amacıyla hazırlanan bir yayındır. Burada sunulan görüşler tamamıyla yazarlara aittir, dolayısıyla TCMB’nin ya da çalışanlarının görüşlerini temsil etmeyebilir. Bu seri Yusuf Soner Başkaya’nın editörlüğünde yayımlanmaktadır. Burada yer alan metnin tamamının başka bir yerde yayımlanabilmesi için TCMB’den yazılı izin alınması gerekmektedir. Görüş ve öneriler için: Editör, Ekonomi Notları, TCMB İdare Merkezi, İstiklal Cad, No: 10, Kat:15, 06100, Ulus/Ankara/Türkiye. E-mail: ekonomi.notlari@tcmb.gov.tr Ekonomi Notları 13