‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri Bafl, Boyun, Bel A¤r›lar› Sempozyum Dizisi No: 30 • May›s 2002; s. 145-146 Boyun ve Bel A¤r›lar›na Radyolojik Yaklafl›m Uz. Dr. Sait Albayram Boyun ve bel ağrıları insanlarda en sık rastlanan patolojilerden biridir. Her on kişiden sekizi hayatının herhangi bir döneminde en az bir defa akut boyun ve bel ağrısı atağı geçirir. Bu durum ikinci en sık işgücü kaybı ve en sık iş görmezlik sebebidir. Bu ağrıların çoğu kas kaynaklı olup zaman içerisinde kas hasarlarının çabucak iyeleşme özelliğinden dolayı kısa zamanda gerilerler. Boyun ve bel ağrılarının yaklaşık %50’si iki hafta içerisinde, %90’ı da üç ay içerisinde kendiliğinden geçer. Bu patolojilerin ancak 5-10’u kronik bir hal alır. Bu patolojilerin çoğunun kendiliğinden kaybolması görüntüleme stratejisi açısından önem taşır. Kronikleşen bel ağrılarında 20-60 yaş arasında en sık sebepler Lomber disk hernisi, dejeneratif disk hastalıklari ve istmik spondilolistezistir. 60 yaş üzerinde ise faset eklem dejenerasyonu, dejeneratif spondilolistezis ve lomber spinal stenoz en sık sebeplerdir. Boyun ağrılarında ise kronikleşme disk hernileri, foraminal stenoz, osteoartrit ve dejeneratif disk hastalıklarında izlenir. Bel ve sırt ağrılarında radyolojik teşhis yöntemleri bu patolojilere sebep olan anatomik lezyonun ortaya konmasında ve tedavinin planlanmasında kullanılırlar. Radyolojik teşhis yöntemleri 4-6 hafta standart konservatif tedavi sonrasında iyileşme göstermeyen olgularda uygulanır. Ancak hastada akut gelişen idrar yada gaita inkontinansı ya da ilerleyici nörolojik fonksiyon kaybında radyolojik yöntemler hemen uygulanmalıdır. Bu patolojilerin teşhisinde bir çok modalite kullanılabilir ancak ilk seçenek kısa zamanda elde edilebilen ve ucuz olan direk grafilerdir. Direk grafiler özellikle instabil spinal kolon, tümoral patolojiler ve kırıklarda faydalıdır. Ancak özellikle sinir ve disk lezyonlarında duyarsız bir yöntemdir. Bilgisayarl› Tomografi (BT), mükemmel kemik detay ve kesitsel görüntüler elde edilebilmesinden dolayı lombar disk hernisi ve spinal stenoz tanısında kullanılabilecek bir yöntemdir. Ancak yine özellikle sinir köklerinin ve disklerin ayrıntılı görüntülenmesinde pek başarılı değildir. BT ve myelografinin birleştirldiği BT myelografide ise sinir kökleri en ince ayrıntısına kadar izlenebilir. Özellikle sinir kökü basılarında ve hasarlarında 145 • Sait Albayram oldukça değerli bit yöntemdir. Direk grafi ve BT’nin hamile kadınlarda kullanılamayacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) 1980 yılından sonra kullanıma girmiş olup buyun ve bel ağrıları olan hastaların tedavilerinin yönlendirilmesinde çığır açmıştır. Genel olarak omurganın görüntülenmesinde ilk seçenek radyolojik modalitedir. MRG sağlıklı ya da hasta diskin değerlendirmesinde, herhangi bir tümoral oluşumun saptanmasında ya da sinir kökünün disk tarafından olan basısının ortaya çıkarılmasında oldukça hassastır. Ayrıca cerrahi tedavi kararı vermeden önce enfeksiyon yada tümör tanısı ekartasyonu, daha önce cerrahi tedavi olmuş hastada nüks herni ya da skar dokusu ayırıcı tanısında oldukça faydalıdır. Ancak MRG özellikle kırıkların tanısında başarısız olup bu durumda özellikle travmalı hastalarda BT uygulanmalıdır. İdrar-gaita inkontinansı olan ya da ilerleyici nörolojik semptomları olan hastalarda MRG acil olarak yapılmalıdır. MRG genel indikasyonlari ise sırası ile aşağıda özetlenmiştir: • 4-6 haftadır devam bacağa yansıyan bel ağrısı olan ve konservatif tedavinin başarısız olduğu hastalar, • 3-6 aydır devam eden ve konservatif tedavinin başarısız olduğu bel ağrısı olan olgular, • Ağrılara eşlik eden iştah kaybı, ateş, kilo kaybı gibi durumlar olduğunda, • Klinik olarak spinal stenoz düşünülen olgular, • Cerrahi tedavi sonrasında 4-6 hafta sonra iyileşmeyen ağrıları olan hastalarda MRG indikedir. MRG’nin kontraindike olduğu hasta grupları ise kalp pili olan hastalar, vücudunda metalik yabancı cisim bulunan hastalar ve ağır kapalı yer korkusu olan hastalardır. 146