1. KONU: OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU XIV. YÜZYILIN BAŞINDA YAKIN DOĞU VE AVRUPA Anadolu, İran, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır’ı içine alan coğrafi bölgeye Yakın Doğu adı verilir. XIV. yüzyılın başlarında Yakın Doğu’da bulunan devletler; İlhanlılar, Altın Orda Devleti, Memlukler ve Bizans İmparatorluğu’ydu. Avrupa’nın siyasi yapısı hakkında bilgi edinelim. Avrupa’nın güneydoğusunda yer alan Balkan Yarımadası’nda (Rumeli) siyasi birlik yoktu. Rumeli’de Balkan devletleri kendi aralarında siyasi, dini ve ekonomik nedenlerle savaşıyorlardı. Bulgar, Sırp ve Macar krallıkları gibi devletler vardı. Bunların dışında Eflak ve Boğdan Voyvodalıkları, Bosna ve Arnavutluk beylikleri gibi küçük devletler de vardı. Mora da ise Bizans egemenliğine bağlı Mora Despotluğu vardı. Katolik Macarlar, Balkanları ele geçirerek Ortodoks Balkan devletlerini mezhep değiştirmeye zorluyordu. Bu da bölgede siyasi ve dini çatışmalara neden oluyordu. XIV. yüzyılın başında Orta Avrupa’da en önemli dini ve siyasi güç, Kutsal Roma Germen İmparatorluğuydu. Almanya ve Avusturya bölgesinde egemen olan bu imparatorluk, bir çok küçük prenslikten oluşmaktaydı. Batı Avrupa’da ise Endülüs Emevilerinin parçalanmasından sonra kurulan Ben-i Ahmer Devleti varlığını sürdürmekle birlikte İspanyollar da Aragon ve Kastil krallıkları çatısı altında güçlenmekteydi. Fransa ve İngiltere’de henüz güçlenmemiş krallıklar bulunmaktaydı. Avrupa’nın güneyinde bulunan İtalya Yarımadasında haçlı seferleri sırasında zenginleşerek güçlü donanmalar kuran Venedik, Ceneviz ve Napoli krallıkları hüküm sürmekteydi. Bu devletlerin yanı sıra dini otoriteyi temsil eden Papalık, kendi egemenliğinde toprakları olan ve Avrupa’daki krallıklar üzerinde hak iddia eden güçlü bir kurumdu. 1 Rumeli: Osmanlı döneminde Balkan Yarımadası’na verilen ad. Rumeli, Romalıların (Rumların) ülkesi anlamına gelir ve bu ifade genel olarak Bizans İmparatorluğu'nun sahip olduğu topraklar karşılığında kullanılır. Voyvoda: Osmanlıların Eflak ve Buğdan Beylerine verdikleri san. Despotluk: Bizans döneminde Mora’yı yöneten halk. Feodalite: Özellikle Avrupa’da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan Orta Çağ siyasal düzeni. Derebeylik. Bizans İmparatorluğu ( 395-1453): Osmanlı Devleti kurulurken Bizans; Marmara kıyılarındaki bazı şehirler, Kocaeli Yarımadası, Trakya, Makedonya ve Ege Adalarının bir kısmı dışında diğer topraklarını kaybetmişti. Anadolu’da Türkiye Selçuklu Devleti ve beylikler ile Balkanlarda da Sırplar ve Bulgarlar ile mücadele hâlindeydi. Kendi içinde de taht mücadeleleri vardı. Tekfurlar kendi başlarına hareket ediyorlardı. Halk ağır vergiler altında eziliyordu. Ortodoks ve Katolik kiliseleri arasında sık sık anlaşmazlıklar yaşanıyordu. Tekfur: Bizans imparatorluğunun valilerine verilen unvan. Mezhep: Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları sebebiyle ortaya çıkan kollarından her biri. Ortodoks: 1054’te Roma Katolik kilisesinden ve Papalıktan ayrılan, İstanbul'da Fener Patriğinin yönettiği, Rumlar, Yunanlılar ve İslavların çoğunluğunun bağlı olduğu Hıristiyanlık mezhebi. Katolik: İsa Peygamber'in aziz Petrus'a aktardığı yetkilerin kalıtçısı olan papayı dinsel başkan tanıyan Hıristiyan mezhebi. Çözümlü örnek soru: Osmalı Beyliği’nin kısa sürede gelişmesinde Bizans İmparatorluğu’nun aşağıdaki durumlarından hangisinin etkili olduğu savunulamaz? A) Sanatçıların din ve imparatorluk için çalışması B) Din ve mezhep anlaşmazlıklarının sık yaşanması C) Tekfurların kendi başına hareket etmesi D) Halka ağır vergiler yüklenmesi E) Taht kavgalarının yaşanması (YGS 2011) Çözüm: Din ve mezhep anlaşmazlıklarının sık yaşanması, Tekfurların kendi başına hareket etmesi, halka ağır vergiler yüklenmesi ve taht kavgalarının yaşanması; Osmanlı Beyliği’nin kısa sürede gelişmesinde etkili olmuştur. Anadolu’nun genel durumunu öğrenelim. Anadolu’da siyasi birlik yoktu. Türkiye Selçuklu Devleti, Kösedağ Savaşı’nda İlhanlılara ( Moğollara) yenilince eski gücünü kaybetti ve İlhanlılara bağlı hale geldi. XIII. yüzyılın sonlarında Moğol baskısının azalması ve Türkiye Selçuklu Devleti’nin otoritesinin kaybolması ile Anadolu’da yeni bir dönem başladı. Bu dönemde Türkiye Selçuklularının uç bölgelere yerleştirdiği Türkmen beyleri bağımsızlıklarını ilan ettiler. Özellikle Karamanoğulları, Germiyanoğulları, Candaroğulları ve Aydınoğulları gibi beylikler Anadolu Türk siyasi birliğini sağlamak için mücadeleye başladı. Bu dönemde Anadolu’da Doğu Karadeniz Bölgesinde de Trabzon Rum Devleti vardı. 2 Unutma: Osmanlı Beyliğinin ortaya çıktığı 14. yy başlarında, Anadolu siyasi birlikten yoksun, ekonomik ve sosyal bakımdan karışık durumdaydı. Çözümlü örnek soru: XIII. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu’da Moğol baskısının zayıflaması üzerine, sınırlara yerleştirilmiş Türkmen beyleri ve halk üzerindeki Selçuklu otoritesi de zayıflamıştır. Bu durum, aşağıdakilerden hangisine hız kazandırmıştır? A) Anadolu’da ticaretin gelişmesine B) Bizans’ta entrikaların başlamasına C) Anadolu’da nüfusun artmasına D) Anadolu’daki karışıklıkların artmasına E) Beyliklerin ortaya çıkmasına (1992 ÖSS) Çözüm: Moğol baskısının ve Selçuklu otoritesinin zayıflaması, beyliklerin ortaya çıkmasını hızlandırmıştır. yanıt: E KAYILARIN ANADOLU'YA GELİŞİ VE YERLEŞMESİ Osmanlı Devletini kuran Kayı boyu, Oğuzların bozok kolundandır. Kayı, güç ve kudret sahibi demektir. Kayı boyunun damgası ise ok ve yay’dır ( I-Y-I ). 3 Öğrenelim: Oğuzlar: IX. yüzyılda Harezm bölgesinde toplu olarak yaşayan ve daha sonra batıya doğru göç ederek bugünkü Türkmen, Azeri, Gagavuz ve Türkiye Türklerinin aslını oluşturan büyük bir Türk boyu. Kayılar, Selçuklularla birlikte X. yüzyılda İran yaylasına geldiler. Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun fethine katıldılar. Anadolu’da Ahlat yöresine yerleştiler. Bu dönemde başlarında Süleymanşah vardı. Süleymanşah Halep’e gitmek için Fırat Nehrini geçerken boğuldu ve Halep şehri yakınlarındaki Caber Kalesine defnedildi. Babasının ölümüyle Kayıların bir kısmının başına Ertuğrul Gazi geçti. Ertuğrul Gazi yönetimindeki Kayılar, I. Alaaddin Keykubat tarafından önce Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine daha sonra da Bizans sınırında Söğüt, Domaniç bölgesine uçbeyliği olarak yerleştirildiler. Söğüt’ü kışlak, Domaniç ise yaylak olarak kullanıldılar. Öğrenelim: Kışlak: Göçebelerin hayvanlarıyla birlikte kışı geçirdikleri, alçak, kuytu yerlerde kurulu ve genellikle kış mevsimi boyunca oturulan yerleşmelere verilen genel ad. Yaylak: Göçebelerin hayvanlarıyla birlikte yaz mevsimini geçirdikleri yüksek otlaklara ve orada kurulan ilkel yerleşmelere verilen ad. Caber Kalesi Suriye’nin kuzeyinde, Fırat Nehrinin sol kıyısında eski bir kale. Bu gün harabe halinde olan bu kale, Halep şehrinin 110 km doğusunda yer almaktadır. Osmanlı tarihçilerine göre Caber Kalesi, Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Beyin büyük babası, Fırat Nehrini geçerken boğulan Süleyman Şahın gömüldüğü yerdir. Burada Süleyman Şaha ait olduğu tespit edilen türbe, Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamit Han tarafından yeniden yaptırılmıştır. 4 20 Kasım 1921’de Türkiye ile Fransa hükümetleri arasında imzalanan Ankara Antlaşmasına göre; Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Beyin büyük babası Süleyman Şahın, Caber Kalesindeki mezarı Türk toprağı sayılmış ve Türkiye’ye de orada muhafızlar bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanınmıştır. 5