marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının etkisi

advertisement
T.C.
EGE ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ
HALKLA ĐLĐŞKĐLER ANA BĐLĐM DALI
MARKA DEĞERĐNĐN ĐLETĐLMESĐNDE
TELEVĐZYON REKLAMLARININ ETKĐSĐ
DOKTORA TEZĐ
Hazırlayan
Özkan ULUKÖK
Danışman
Prof.Dr. Müge ELDEN
ĐZMĐR-2009
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne sunduğum MARKA
DEĞERĐNĐN ĐLETĐLMESĐNDE TELEVĐZYON REKLAMLARININ ETKĐSĐ
adlı doktora tezinin tarafımdan bilimsel, ahlak ve normlara uygun bir şekilde
hazırlandığını, tezimde yararlandığım kaynakları ve bibliyografyada ve dipnotlarda
gösterdiğimi onurumla doğrularım.
....../.../2009
ĐÇĐNDEKĐLER
ŞEKĐLLER VE TABLOLAR DĐZĐNĐ
VI
ARAŞTIRMANIN TABLOLAR DĐZĐNĐ
VII
GĐRĐŞ
1
BÖLÜM 1: PAZARLAMA ĐLETĐŞĐMĐ KAVRAMI
4
I. Pazarlama Đletişimi ve Bütünleşik Pazarlama Đletişimi Kavramı
4
A. Pazarlama Đletişimi Tanımı ve Özellikleri
5
B. Pazarlama Đletişimi Süreci
6
C. Bütünleşik Pazarlama Đletişimi Tanımı ve Özellikleri
17
II. Pazarlama Đletişiminde Tutundurma Karması Elemanları
24
A. Kişisel Satış
34
B. Satış Tutundurma
42
1. Tüketicilere Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
46
2. Aracılara Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
51
3. Satış Ekibine Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
51
C. Halkla Đlişkiler
1. Halkla Đlişkilerin Türleri
D. Reklam
52
56
62
1. Reklamın Amaçları
63
2. Reklam Türleri
69
BÖLÜM 2: MARKA VE MARKA DEĞERĐ KAVRAMI
I. Marka ve Marka Đle Đlgili Kavramlar
75
75
A. Marka Tanımları
75
B. Marka Kişiliği
78
C. Marka Kimliği
81
I
D. Marka Đmajı
82
E. Marka Denkliği
86
II. Marka Yönetimi
86
A. Marka Stratejileri
91
B. Marka Yönetim Modelleri
95
1. Marka Kimliği Planlama Modeli
96
2. Marka Piramidi Modeli
98
III. Marka Değeri Kavramı
BÖLÜM
100
A. Marka Farkındalığı
104
B. Algılanan Kalite
105
C. Marka Sadakati
106
D. Diğer Marka Değerleri
109
E. Değer Önerisi
110
F. Marka Değeri Ölçüm Sistemleri
112
3:
MARKA
DEĞERĐNĐN
ĐLETĐLMESĐNDE
TELEVĐZYON
REKLAMLARI
117
I. Bir Reklam Ortamı Olarak Televizyon
117
A. Televizyon Reklamcılığının Genel Özellikleri
117
B. Televizyon Reklamcılığının Avantajları ve Dezavantajları
122
II. Televizyon Reklamcılığı ve Yaratıcı Çalışmalar
124
A. Yaratıcı Strateji ve Televizyon Reklamcılığı
124
B. Senaryo ve Storyboard
127
C. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Yaklaşımlar
128
1. Düz Anlatım (Hard Sell)
128
2. Dolaylı Anlatım (Soft Sell)
129
3. Mizahi Anlatım
130
4. Abartılı Anlatım
131
D. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Anlatım Formatları
131
II
1. Gösterim
132
2. Tanıklık
135
3. Günlük Yaşamdaki Sorunları Çözme ya da Hayattan Örnekler
136
4. Sunucu Kullanılan Format
137
5. Yalnız Ürün
140
6. Gerçek Görüntülere ve Belgelere Dayanan Format
141
7. Fantezi
141
8. Müzikal
142
9. Kısa Kısa Görüntülerle Anlatım
143
10. Öyküsel Anlatım Formatı
144
11. Dizi Öykülü Anlatım Formatı
144
12. Cinselliğin Kullanıldığı Format
144
13. Doğanın Kullanıldığı Format
145
14. Benzetme
146
15. Duran Fotoğraflar ve Sanat Eserleri
146
16. Masa Üstü
146
17. Duran Hareket
147
E. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Yapım Teknikleri
147
1. Canlı Çekim
147
2. Film veya Video Üzerine Kayıt
148
3. Animasyon
149
4. Özel Efektler
151
F. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Çekim Ölçekleri
154
1. Ayrıntı (Detay) Çekim
155
2. Yüz Çekim
155
3. Yakın Plan (Baş) Çekim
155
4. Omuz Çekim
156
5. Göğüs Çekim
156
6. Bel Çekim
157
III
7. Diz Çekim
157
8. Boy Çekim
157
9. Genel Çekim
158
10. Toplu Çekim
158
11. Uzak Çekim
159
G. Televizyon Reklamcılığında Hareket
1. Çevrinmeyle Elde Edilen Hareket
159
160
2. Kameranın Dikey Yükselme, Düşey Alçalmasıyla Elde Edilen
Hareket
3. Optik Kaydırma Hareketi (Zoom)
H. Televizyon Reklamcılığında Görüş Açısı
162
163
164
1. Göz Seviyesi
164
2. Üst Açı
165
3. Alt Açı
165
4. Öznel Alıcı ve Nesnel Alıcı
165
I. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Görüntüsel Geçişler
166
1. Kesme
166
2. Zincirleme
167
3. Açılma – Kararma
168
4. Bindirme
168
5. Silinme
169
Đ. Marka Değerinin Đletilmesinde Televizyon Reklamlarının Etkisine
Yönelik Reklam Örneklerinin Đncelenmesi
170
1. Bioblas Reklamı
171
2. Aptamil Reklamı
172
3. Ufo Vantilatör Reklamı
174
4. Nivea Oxygene Power Reklamı
175
5. Johnson’s Baby Shampoo Reklamı
177
6. Aymar Kanola Yağı Reklamı
178
IV
7. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamı
180
8. Rocco Sıkı Şeker Reklamı
181
9. Shell Fuel Save 95 Reklamı
183
BÖLÜM 4: MARKA DEĞERĐ BĐLEŞENLERĐNDEN DEĞER ÖNERĐSĐNĐN
AKTARILMASINDA
TELEVĐZYON
REKLAMLARININ
ETKĐSĐNĐN
ARAŞTIRILMASI
185
I. Araştırmanın Amacı
185
II. Araştırmanın Önemi
185
III. Araştırmanın Sınırlılıkları
186
IV. Araştırmanın Modeli
187
A. Örneklem
187
B. Hipotezler
187
C. Verilerin Çözümlenmesi
188
V. Veriler ve Bulgular
188
A. Frekans Dağılımı ve Yüzdeler
188
B. Anket Sorularının Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tabloları
198
C. Anket Sorularının Cinsiyete Göre Çapraz Tabloları
222
D. Anket Sorularında Yer Alan Ürünlerin Fiziksel Faydalarının,
Duygusal Ve Kişisel Faydalarla Çapraz Tabloları
249
E. Anket Sorularında Yer Alan Beğenmeli Ürünlerin,
Kolayda Ürünlerle Çapraz Tabloları
F. Değer Önerisinin Marka Tercihine Etkisine Yönelik Çapraz Tablolar
257
272
SONUÇ
281
KAYNAKÇA
285
EK (ARAŞTIRMA SORULARI)
296
ÖZGEÇMĐŞ
300
TEZ ÖZETĐ
301
V
ŞEKĐLLER VE TABLOLAR DĐZĐNĐ
Şekiller
Şekil 1: Pazarlama Đletişimi Süreci
7
Şekil 2: Ürün Yaşam Eğrisi Dönemlerinde Tutundurma Çalışmaları
29
Şekil 3: Đtme ve Çekme Tutundurma Stratejileri
32
Şekil 4: Đletişim Süreci Olarak Reklam
65
Şekil 5: Reklam Nedir?
66
Şekil 6: Reklamın Dört Türü
68
Şekil 7: Marka Bileşenleri Arasındaki Đlişki
78
Şekil 8: Marka Yönetiminin Hedefi
89
Şekil 9: Marka Yönetim Süreci
91
Şekil 10: Marka Stratejileri: Pazarlama Karması-Tüketici Arasındaki Köprü
94
Şekil 11: Marka Kimliği Planlama Modeli
96
Şekil 12: Marka Piramidi Modeli
98
Şekil 13: Marka Piramidi Modelinin IBM ve Apple’a Uyarlanması
100
Şekil 14: Marka Değeri Bileşenleri
103
Şekil 15: Televizyon Reklamlarında Yaratıcı Süreç
126
Şekil 16: Televizyon Reklam Senaryosu Formu Örneği
127
Tablolar
Tablo 1: Tutundurma Karması Elemanları
27
Tablo 2: Sipariş Alan ve Sipariş Getiren Tekniklerinin Karşılaştırılması
37
Tablo 3: Satış Tutundurma Yöntemleri
50
Tablo 4: Proaktif ve Reaktif Halkla Đlişkilerin Özellikleri
61
Tablo 5: Marka ve Ürün Arasındaki Farklar
77
Tablo 6: Değer Önerisi
111
Tablo 7: Interbrand Modelinde Bir Markanın Değerlendirme Kriterleri
112
Tablo 8: Interbrand Best Global Brands 2008 Araştırması
114
VI
ARAŞTIRMANIN TABLOLAR DĐZĐNĐ
Frekans Dağılımı ve Yüzdeler
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu
188
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tablosu
189
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
189
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
189
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu 190
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tab.
190
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu 190
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu 191
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu
191
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tablosu 191
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
192
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
192
Tablo 13: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu 192
Tablo 14: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tab. 193
Tablo 15: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu 193
Tablo 16: Ariel Proffesional Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu 193
Tablo 17: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu 194
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tablosu 194
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
194
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
195
Tablo 21: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu
195
Tablo 22: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tablosu 195
Tablo 23: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
196
Tablo 24: Johnson’s Baby Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
196
Tablo 25: Cinsiyete Ait Dağılım Tablosu
196
Tablo 26: Yaş Gruplarına Ait Dağılım Tablosu
197
VII
Anket Sorularının Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tabloları
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
198
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
199
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
200
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
201
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
202
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
203
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
204
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
205
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
206
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
207
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
208
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
209
Tablo 13: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
210
Tablo 14: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
211
VIII
Tablo 15: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
212
Tablo 16: Ariel Proffesional Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
213
Tablo 17: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
214
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
215
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
216
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
217
Tablo 21: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
218
Tablo 22: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
219
Tablo 23: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
220
Tablo 24: Johnson’s Baby Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
221
Anket Sorularının Cinsiyete Göre Çapraz Tabloları
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
222
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
223
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
224
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
225
IX
Tablo 5: Bioblas Reklamının Sunduğu Değer Önerisi ve Marka Tercihinin
Cinsiyete Göre Karşılaştırılması
226
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
227
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
228
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
229
Tablo 9: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
230
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
231
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
232
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
233
Tablo 13: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
234
Tablo 14: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
235
Tablo 15: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
236
Tablo 16: Ariel Proffesional Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
237
Tablo 17: Ariel Proffesional Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
238
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
239
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
X
Göre Çapraz Tablosu
240
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
241
Tablo 21: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
242
Tablo 22: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
243
Tablo 23: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
244
Tablo 24: Johnson’s Baby Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
245
Tablo 25: Johnson’s Baby Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
246
Anket Sorularında Yer Alan Ürünlerin Fiziksel Faydalarının, Duygusal ve Kişisel
Faydalarla Çapraz Tabloları
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
249
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
250
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
251
Tablo 4: Ariel Proffesional Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
252
Tablo 5: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
253
Tablo 6: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
254
XI
Anket Sorularında Yer Alan Beğenmeli Ürünlerin Kolayda Ürünlerle Çapraz
Tabloları
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Fiziksel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
257
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Fiziksel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
258
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Fiziksel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
260
Tablo 4: Bioblas Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Duygusal Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
261
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Duygusal Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
263
Tablo 6: Ufo Vantilatör Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Duygusal Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
264
Tablo 7: Bioblas Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Kişisel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
265
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Kişisel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
266
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Reklamlarının
Kişisel Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
268
XII
Değer Önerisinin Marka Tercihine Etkisine Yönelik Çapraz Tablolar
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
272
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
273
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
274
Tablo 4: Ariel Proffesional Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
275
Tablo 5: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
276
Tablo 6: Johnson’s Baby Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
277
XIII
GĐRĐŞ
Günümüz değişen pazar yapısı ve pazarlama anlayışları içerisinde marka
kavramının
büyük
önemi
bulunmaktadır.
Markanın
bu
kadar
büyük
önem
kazanmasındaki ilk önemli etken pazarda birbirine benzeyen ve birbiri yerine ikame
edilebilecek pek çok ürün bulunmaktadır. Bu ürünler arasından farklılaşmak ve tercih
edilebilmek güçlü bir marka olmakla bağlantılıdır.
Markanın bilinmesi ve güven uyandırması tüketici açısından da önemlidir. Zira
tüketici bildiği ve güven duyduğu markayı tercih edecek ve tatmin olması halinde de
sürekli olarak kullanacaktır.
Marka kavramının önem kazanmasındaki ikinci etken ise pazarlama iletişimi
kavramının yerleşmesi ve bütünleşik pazarlama iletişiminin önem kazanmasıdır.
Şirketler ürün, hizmet ve markaları için bütünlük gösteren, birbiriyle uyumlu ve
destekleyici tanıtım çalışmaları yürütmektedir. Bu çalışmalar arasında ne kadar büyük
bir sinerji oluşturulursa markanın başarılı olması da o kadar fazladır.
Bu gelişmelerin sonucunda şirketler için marka çalışmaları önem kazanmış ve
kendi içinde marka yönetimini yürütecek profesyonel marka yöneticileri istihdam
etmeye başlamıştır.
Bir markanın temelinde yatan ana vaat, kişilik, kimlik, sunduğu değer, tüketici
zihninde yaratılan imaj hep bu profesyonel çalışmalar çerçevesinde belirlenmekte,
uygulanmakta ve denetlenmektedir.
Tüm marka yönetimi çalışmalarının temelinde tüketicilerin markanın sadık
müşterisi olmasını sağlama amacı yer almaktadır. Hatta günümüzde bunun bir ileri
aşaması olarak markayı sürekli savunan ve memnuniyetini her yerde ve koşulda dile
getiren marka elçilerini oluşturabilmek tüm marka yöneticilerinin rüyasıdır. Markayı
tercih eden, kullanımından memnun kalan, satın alma noktalarında ısrarla markasını
arayan, çevresindeki kişilere kullandığı markayı öneren ve kullanmaları için teşvik eden
tüm marka sadıklarının oluşmasını sağlayan en önemli kavramda marka değeri
olmaktadır.
1
Marka değeri akademik çalışmalarda daha çok markanın finansal değeri olarak
ele alınmış ve bu doğrultuda değerlendirilmiştir. Kesinlikle bu açıdan da bir marka
değeri bulunmaktadır ancak bu kavram markanın daha çok finansal değeri, kağıt
üzerindeki rakamlara ifade etmektedir.
Ancak
günümüzde
markanın
değeri
sadece
somut
rakamlara
belirlenmemektedir. Markanın tüketiciye sunduğu bir değerden de bahsetmemiz gerekir.
Đşte bu kavram, tüketiciye sunulan diğer değerleri kapsamaktadır. Bu değer, fiziksel,
duygusal ve kişisel faydaların birleşiminden oluşmakta, tüketiciye sunulan kalite,
yaratılan sadakat ve satın almadan başlayın satın alma sonrasına kadar süren bir tüketici
ilişkisini ve elbette satış noktasında tüketiciyle kurulan ilişkiyi de kapsamaktadır.
Markanın kullanımıyla tüketicinin elde edeceği fiziksel yarar, yani somut ve elle
tutulabilir bir yarar artı duygusal bir yarar ve kişisel yani kendini gerçekleştirmesini
sağlayan yarar bir araya gelip markanın değer önerisini oluşturmaktadır. Tüketici,
kendisine sunulan bu marka değerini kabul etmesi ve benimsemesi durumunda markayı
kullanmaya
karar
verecek
ve
tatmin
olduğunda
da
tekrar
satın
almayı
gerçekleştirecektir.
Marka değeri, bu yönüyle finansal değere de katkıda bulunmakta ve markanın
değerini arttırmaktadır. Marka değerinin tüketiciye aktarılması ise pazarlama iletişimi
elemanları sayesinde olmaktadır. Yapılan bir halkla ilişkiler uygulamasından, satış
tutundurma çalışmalarına, satış elemanının müşteriyle kurduğu diyalogdan hazırlanan
reklamlara kadar tüm çalışmalar marka değerinin iletilmesinde etkili olmaktadır.
Đşte bu pazarlama iletişimi elemanları içerisinde reklam hala az zamanda daha
çok kişiye ulaşmayı sağlama özelliği nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Gerek
internetin bazı uygulamalarında olduğu gibi daha kişisel, gerekse televizyon gibi daha
kitlesel reklam ortamlarında yayınlanan reklamlar ile marka değeri tüketicilere
iletilmektedir.
Reklam ortamları içerisinde de televizyon, hala büyük bir öneme sahip olması ve
daha çok sayıda kişiye ulaşması gibi özellikleri nedeniyle şirketlerin reklam
2
bütçelerinde en büyük paya sahip olmaya devam etmektedir. Bu durumda marka
değerinin iletilmesinde televizyonu en önemli reklam ortamı durumunda getirmektedir.
Çalışmanın “Pazarlama Đletişimi Kavramı” başlıklı birinci bölümünde pazarlama
iletişimi ve bütünleşik pazarlama iletişimi kavramları ele alınmıştır. Bütünleşik
pazarlama iletişiminin özelliklerinin aktarılmasından sonra pazarlama iletişiminde
kullanılan tutundurma karması elemanlarına değinilmiştir. Kişisel satış, satış
tutundurma, halkla ilişkiler ve reklam konuları bu bölüm içerisinde ele alınmaktadır.
Tezin ikinci bölümünde marka ile ilgili genel kavramlara değinildikten sonra
marka yönetim süreci, marka kimliği modelleri ve marka değeri kavramlarına
değinilmiştir. Marka kimliği modeleri içerisinde Aaker’ın Marka Kimliği Planlama
Modeli ve Kapferer’in Marka Piramidi Modelleri incelenmiştir. Yine bu bölüm
içerisinde marka değerinin bileşenleri, değer önerisi, ve ölçümleme de kullanılan iki
global yönteme de kısaca değinilmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde ise televizyon reklamcılığı ele alınmaktadır.
Televizyon reklamcılığının yapısı, özellikleri, türleri, avataj ve dezavantajları,
kullanılan anlatım formatları, çekim tekniklerinin irdelendiği bu bölümde televizyon
reklamcılığının yapısı detaylı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca bu bölüm içerisinde
marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının etkisi, 2008-2009 yılları
içerisinde Türkiye’de yayınlanan televizyon reklamlarından seçilen dokuz reklam, değer
önerilerinin aktarılması açısından analiz edilmiştir.
Tezin “Marka Değeri Bileşenlerinden Değer Önerisinin Aktarılmasında
Televizyon Reklamlarının Etkisinin Araştırılması” başlıklı dördüncü bölümünde ise bir
önceki bölümde analiz edilmiş reklamlardan altı tanesinin değer önerisinin algılanması
ve marka tercihine etkisine yönelik bir araştırma yapılmıştır.
3
BÖLÜM 1: PAZARLAMA ĐLETĐŞĐMĐ KAVRAMI
Pazarlamanın temelinde yer alan 4P kavramı geçen zaman içerisinde çeşitli
değişimler gösterse de özünde hep 4P olarak kalmıştır. Ürün, fiyat, dağıtım ve
tutundurma çalışmaları hazırlanan tüm pazarlama planlarının iskeletini meydana
getirmekte ve uygulamaların temelini oluşturmaktadır.
Piyasaya sunulacak ürün veya hizmetin fiyatı ve tüketicilerle buluşacağı noktalar
belirlendikten sonra en önemli kısım bu ürün veya hizmeti daha doğrusu çerçeveyi
genişletirsek markayı tüketicilere duyurabilmek ve tanıtabilmektir. Pazarda birbirine
benzeyen birçok marka içerisinden kendi markamızın fark edilmesi ve seçilmesini
sağlamamız güçlü tutundurma faaliyetlerine bağlı olmaktadır.
Klasik dönem pazarlama çalışmalarında, tutundurma faaliyetlerinin her birisi
ayrı elden ve bir bütünlük içerisinde olmadan yapılmaktaydı. Ancak gelişen pazarlama
anlayışlarıyla beraber tüm tutundurma çalışmaları pazarlama temelli ve birbiriyle
bütünleşik halde yürütülmektedir. Ayrıca markanın en küçük detayına kadar her
noktasında pazarlama iletişimi çalışmaları desteklenmekte ve tüketiciye anlatılmak
istenenler ahenk ve bütünlük içerisinde iletilmektedir.
I. Pazarlama Đletişimi ve Bütünleşik Pazarlama Đletişimi Kavramı
Son yıllarda birçok alanda olduğu gibi pazarlamada da baş döndürücü bir
değişim yaşanmaktadır. Geleneksel pazarlama anlayışı bu değişim sonucunda yerini
pazarlama iletişimi ve bütünleşik pazarlama iletişimi kavramlarına bırakmıştır.
Pazarlama iletişimi, en temel haliyle pazarlamada kullanılan tüm elemanların
tüketiciye aktarılmak istenen mesaj ve marka değerini destekleyecek şekilde
planlanmasını anlatmaktadır. Hazırlanan ambalajdan dağıtım noktasına kadar tüm
öğeler bu çerçevede seçilmeli ve hazırlanmalıdır.
Pazarlama iletişimi kavramının bir adım ilerisi olan bütünleşik pazarlama
iletişiminde ise, marka için hazırlanan tüm bu iletişim çalışmalarının ya tek elden ya da
ayrı ayrı planlanıyorsa
bir
bütünlük
ve
eşgüdüm içerisinde
hazırlanmasını
belirtmektedir.
4
A. Pazarlama Đletişimi Tanımı ve Özellikleri
En temel tanımla pazarlama iletişimi, hedef kitlede arzu edilen tepkiyi
uyandırma amacıyla bütünleşik uyarıcıları sunmak, mevcut işletme mesajlarını
değiştirmek ve iletişim olanakları yaratmak amacıyla, kurulu iletişim kanalları
aracılığıyla, pazardan mesajları alma, açıklama ve o doğrultuda hareket etme sürecidir
(Delozier, 1976: 168).
Bir başka tanıma baktığımızda da pazarlama iletişimi, ürün, hizmet ya da üretici
işletmeye ait tüm fiziksel, yapısal, kavramsal boyuttaki özellikleri hedef tüketiciye
mesaj iletmek için birer araç olarak kullanırken, diğer taraftan da hedef kitle ile ilgili
bilgileri, incelemeleri de bu kitleye ulaşmak için yapılacak etkinliklerin tabanını
oluşturacak veriler olarak değerlendirir (Göksel, vd., 1997: 26).
Pazarlamaya söz konusu olan her yaklaşım ve uygulama bir tür iletişimdir.
Örneğin; ürün dizaynı ile tüketiciye farklı mesajlar ve duygular gönderilmektedir.
Dağıtımın kendisi de bir iletişimdir. Prestijli mağazalarda ürünün bulunması ve satışa
sunulması kendi içerisinde ürünün değeri ile ilgili mesajlar içermektedir (Odabaşı,
Oyman, 2007: 36).
Tanımlardan da görüldüğü gibi pazarlama iletişimi son derece karmaşık ve geniş
bir sistemdir. Pazarlama iletişimi içerisinde ürün tasarımları, ambalaj, fiyatlama
kararları, dağıtım noktaları, mağaza dizaynı, çalışanların kıyafetleri, müşteriye
yaklaşımları gibi birçok noktanın yer almasının yanı sıra satın alma sonrasındaki
hizmetlerde yine bu sistem içerisinde ele alınmaktadır.
Pazarlama iletişiminin genel olarak özelliklerini şöyle sıralayabiliriz (Odabaşı,
Oyman: 2007: 38-39):
•
Pazarlama iletişimi, genel iletişim modeline dayanır ve tüm iletişim öğelerini
içerir. Kaynak, mesaj, kanal ve alıcı olarak bilinen bu öğeler, pazarlama
boyutu içerisinde ele alınıp incelenir.
•
Pazarlama iletişimi ile iletilen mesajların tüketicinin zihninde bilgi olarak
kalması ve dolayısıyla gelecekteki satın alma kararını etkilemesi
arzulanmaktadır. Bu özelliği ile ikna edici iletişim özelliklerine sahiptir. Đkna
5
edici iletişim, yeni bir tutum kazandırma ve/veya tutum değiştirme süreci
olarak kabul edilebilir. Bu süreç, tüketicinin mesajı alıp ona katılmasından,
kavranması, kabullenmesi ve amaçlanan hedef davranışının tüketici
tarafından gösterilmesine kadar sürmelidir.
•
Pazarlama iletişimini yönetenlerin, tüketicinin deneyim alanını çok iyi analiz
edip, bu alan içerisine girebilecek mesajları oluşturmaları gerekmektedir.
•
Pazarlama iletişimi iki yönlü iletişimdir. Đki yönlü bilgi ve deneyim alışverişi
gerçekleştirilir. Özellikle, yeni teknolojik gelişmeler bu tür iletişime
olanaklar sağlamaktadır. Veri tabanının oluşturulması ve karar almada
kullanılması,
pazarlama
iletişimine
büyük
olanaklar
getirmektedir.
Araştırmalarla iletişimin etkileri, tüketicilerin eğilimleri belirlenmeye
çalışılır. Böylece tüketici iletişimin kaynağı durumuna geçer. Elde edilen
bilgiler sayesinde, yeni pazarlama iletişim olanakları ortaya çıkar.
•
Pazarlama iletişimini oluşturan öğeler arasında uyum ve tutarlı mesaj birliği
vardır. Bu kavramı açıklamaya bütünleşik
pazarlama iletişimi de
denilmektedir.
Tüm bu özelliklerde de görüldüğü gibi bütün pazarlama karması değişkenleri,
hatta tüm işletme faaliyetleri, işletmenin hedef kitleye sunduğu toplam mesajın bir
parçası olarak değerlendirilmektedir. Đşletmenin her hareketi, toplam iletişimde konuşan
bir eleman olarak kabul edilmekte ve her birinin pazarlama iletişimi stratejisinde
birbirini etkileyen rolleri olduğunun gözden kaçırılmaması gerekmektedir (Delozier,
1976: 163).
B. Pazarlama Đletişimi Süreci
Pazarlama iletişimi süreci, klasik iletişim süreciyle benzerlikler göstermektedir.
Kaynak, mesaj, kodlama, alıcı, kod açma, geri bildirim ve gürültü öğeleri pazarlama
iletişimi sürecinde de yer almaktadır. Kişiler arası iletişimde iki kişi arasında olan bu
süreç bu sefer bir marka çevresinde markayı üreten firma ile tüketiciler arasında
gerçekleşmektedir.
6
Klasik iletişim sürecinden yola çıkarak pazarlama iletişimini Şekil 1’de
görebiliriz:
GÜRÜLTÜ
Düşünce
Kodlama
Kod
Açma
KANAL
ya da
Medya
KAYNAK
Üretici
Aracı
Hizmet Örgütü
Politikacı
Devlet
Özel ve kar
amacı
gütmeyen
şirketler
Ulaşılan
Düşünce
ALICI
Tanımlamalar
Gazete
Sözcükler
Dergi
Resimler
TV
Çizimler
Radyo
Şekiller
Pankart
Hareketler
Postalama
Çözümün
dayanağı
Hedef Pazar
Deneyimle
algılama
Gruplar
Tutum
Đşletmeler
Tüketiciler
Aracılar
Seçim
GERĐ BESLEME
Şekil 1: Pazarlama Đletişimi Süreci
Kaynak: Gaedeke ve Tootelion’dan aktaran Yavuz Odabaşı, Mine Oyman;
Pazarlama Đletişimi Yönetimi, MediaCat Kitapları, 7. Baskı, Đstanbul, 2007,
s.47.
Pazarlama iletişimi sürecinde kaynak, üreticiler, aracılar, kamu kuruluşları,
politikacılar gibi birçok farklı kişi veya kurum olabilir. Günümüzde pazarlamanın
genişleyen uygulama alanları sonucunda kaynağın yapısı sürekli çeşitlenmektedir.
Pazarlama iletişiminde kaynak konumundaki bu kişi veya kurumlar hedef kitleye
aktarılmak istenen mesajı kodlama işlemini de gerçekleştirmektedir. Bu işlemi üretici
firmalar kendileri yapabileceği gibi bunu yaparken dışarıdan uzman kuruluşlardan da
yararlanabilirler. Örneğin reklam, halkla ilişkiler veya interaktif hizmet veren ajansları
7
bu duruma örnek olarak gösterebiliriz. Kodlama ile marka hakkında aktarılmak istenen
mesajla ilgili sözcükler, görüntüler, çizimler, hareketler oluşturulmaktadır.
Kodlanan bu mesaj belirli bir iletişim kanalı üzerinden alıcıya yani hedef kitleye
aktarılmaktadır. Burada medya olarak da adlandırılan iletişim kanalları başta televizyon
ve gazete olmak üzere, outdoor, dergi, radyo, web siteleri, doğrudan postalama, katalog
vb. olarak kendisini göstermektedir. Kodlanmış mesajı eski deneyimleri çerçevesinde
açan hedef kitle hazırlanan çalışmaya göre kişi, kurum veya aracılar olabilir. Hedef
kitlenin kendisine gelen mesaja verdiği olumlu veya olumsuz tüm yanıtlarda geri
bildirim olmaktadır. Pazarlama iletişiminde geri bildirim, kişiler arası iletişimde olduğu
gibi hemen o anda kendisini göstermez. Bu daha dolaylı bir süreçtir. Örneğin satış
arttırma hedefiyle hazırlanmış bir pazarlama kampanyasıyla ilgili hazırlanan tanıtım
çalışmaları sonucunda ölçülebilir bir artış gözlemlendiğinde tüketiciden o marka ile
ilgili olarak olumlu bir geri bildirim alınmış olunacaktır.
Pazarlama iletişimi süreci her zaman istenilen biçimde çalışmayabilir. Eğer
kaynağın düşüncesi ile alıcının ulaştığı düşünce aynı ise iletişim başarılıdır, denilebilir.
Ancak, şu durumlarda iletişim sorunları kendini gösterebilir (Odabaşı, Oyman, 2007:
46):
•
Kaynak, sorunu doğru olmayan biçimde algılar ve bu yüzden yanlış kavramı
kodlar.
•
Kaynak sorunu anlar, ancak istenilen anlamı vermeyen mesajı gönderir.
•
Alıcı, mesajı doğru anlar fakat ya unutur ya da umursamaz.
Bu tarz iletişim sorunlarının yaşanmaması için kaynağın etkinliği önem
kazanmaktadır. Kaynağın etkinliği, kullanıldığı pazarlama iletişimi ortamına göre
farklılık gösterebilir. Đletişim araştırmacıları, kaynağın taşıması gereken kabul görmüş
üç nitelik belirlemişlerdir. Bunlar (Ray, 1982: 306),
•
Đnanılırlık
•
Çekicilik
•
Güç olarak kendisini göstermektedir.,
8
Bu üç temel kaynak özelliği sonucunda hedef kitlede özümseme, özdeşleşme
veya uyma şeklinde bir davranış görülecektir.
Hedef kitlede tutum değişikliği yaratmayı hedefleyen pazarlama iletişimi
çalışmalarında başarılı olup olunamayacağını gösteren en önemli özellik inanılırlık
olmaktadır. Mesaj kaynağının inanılırlık derecesi arttıkça, pazarlama iletişimi
çalışmalarının başarıya ulaşma oranı da artmaktadır. Kaynağın inanılırlığına iki öğe
olumlu katkıda bulunmaktadır. Bunlar kaynağın saygınlığı ve güvenilirliğidir.
1. Saygınlık: Pazarlama iletişimi sürecinde saygınlığı daha çok uzmanlık olarak
ele almamız gerekmektedir. Bilgi, deneyim, niteliklilik ve yetenek gibi kavramlardan
oluşan uzmanlığın hedef kitle tarafından algılanması durumunda ikna daha etkili
olabilmektedir. Satış elemanlarının uzman kişiler olmasının istenmesi bu nedenledir.
Yapılan araştırmalar, markaları uygun uzman kişilerle eşleştirmenin başarılı sonuçlar
verdiğini göstermektedir. Michael Jordan’ın Nike ürünleriyle eşleştirilmesi buna örnek
olarak verilebilir (Till ve Busler’dan aktaran Odabaşı, Oyman, 2007: 48).
2. Güvenilirlik: Bir mesaj kaynağının inanılır olarak algılanmasında rol oynayan
ikinci etken güvenilirliktir. Konusunda ne kadar uzman olarak algılanılırsa algılansın,
bir ileti kaynağı aynı zamanda güvenilir olarak algılanmıyorsa, söylediklerinin tutumlar
üzerindeki etkisi çok az olacaktır (Göksel, vd., 1997: 69).
Güvenilirliği etkileyen en önemli etken, kaynak ile mesajı aktarılan marka
arasında bir bağlantı olup olmamasıdır. Dolaylı yoldan bile olsa aralarında bulunan
herhangi bir bağ, kaynağın güvenilirliğini zedeleyecektir.
Kaynakla ilgili ikinci önemli özellik çekiciliktir. Bu özellik, psikolojik
süreçlerden özdeşleşme ile bağlantılıdır. Kaynağı çekici bulan bir kişi ona benzeme
arzusu duyacaktır. Benzer biçimde reklam veya halkla ilişkiler çalışmalarında da
kullanılan kişilerin sevilen, beğenilen kişilerden seçilmesi bu nedenledir. Kaynağın
çekiciliğinde de iki faktör önemlidir. Bunlar sevilme ve benzerliktir.
1. Sevilme: Yapılan çeşitli araştırmalar, mesaj kaynağının sevildiği veya sevimli
bulunduğu durumlarda tutum değişikliğinin meydana gelme olasılığının daha yüksek
olduğuna işaret etmektedir (Göksel, vd., 1997: 70). Sevilen mesaj kaynağının etkili
9
olması iki nedene dayanmaktadır. Đlk olarak yukarıda da değinildiği gibi, sevilen
kişilerle özdeşleşme isteği duyan hedef kitle mesajı kabul etmektedir. Bir diğer neden
ise insanların, sevdikleri kişilerin kendileriyle benzer fikirlere sahip olmalarını
rahatlatıcı bulmalarıdır.
2. Benzerlik: Mesaj kaynağı ile hedef kitle arasındaki benzerlik de olumlu
sonuçlar doğurtmaktadır. Bunu daha çok reklam çalışmalarında gözlemleyebiliriz.
Çamaşır deterjanı reklamlarında, ev hanımı hedef kitleye mesajı iletmek için onlara
benzeyen bir ev hanımı kullanılarak etkili olmaya çalışılmaktadır. Böyle bir kaynak
karşısında alıcının mesajı kabul etme olasılığı artmaktadır. Ancak burada seçilen
marka/ürün de önem kazanmaktadır. Yani sadece belirli ürünlerde bu benzerlik alıcı
üzerinde etki yaratacaktır. Aynı ev hanımının otomobil motor yağı markası reklamında
oynaması durumunda aynı ev hanımı hedef kitle bu reklamdan önceki reklamdan
olduğu gibi etkilenmeyecektir.
Pazarlama iletişimi çalışmalarında kaynağın çekici olmasını sağlamak için ünlü
kişilerde kullanılmaktadır. Çok sık kullanılan bu yöntemde bazı noktalara dikkat
edilmesi gerekmektedir. Eğer dikkat edilmezse pazarlama iletişimi çalışmasının başarılı
olması beklenemez. Pazarlama iletişimi çalışmalarında ünlü kullanımında şu noktalar
üzerinde önemle durulması gerekmektedir (Karafakioğlu, 1988: 17-18):
•
Ünlü kişinin, kendi dalında bilgili ve tecrübeli olduğu kabul edilmiş
olmalıdır.
•
Ünlü kişinin, reklamını yaptığı ürün ya da hizmet konusunda tarafsız olması
gerekir.
•
Ünlü kişi hakkında doğru ya da yanlış düşüncelerin ve önyargıların bilinmesi
gerekir.
•
Ünlü kişi açısından, reklamın getireceği olumlu ve olumsuz sonuçların
dikkate alınması gerekir.
Marka ile ünlü kişi arasında kuvvetli bir bağ oluşması uzun yıllar devam edecek
bir çalışma ve bütünlük sağlayacaktır. Burada seçilen ünlü ve marka arasında uyum
olması ve birbirini tamamlaması önemlidir.
10
Daha önce bir markayla ilişkilendirilmemiş bir ünlünün tercih edilmesi, ünlünün
markaya uyumu ünlü kişi kullanımını başarılı kılabilmektedir (Till, 1998: 400). Bununla
ilgili olarak Pepsi’nin Yeni Nesil (Generation Next) kampanyası gösterilebilir. Michael
Jackson, Madonna gibi ünlü kullanımlarının yanı sıra Türkiye’de de en çok sevilen pop
şarkıcısı Tarkan kullanılarak markanın yeni neslin seçimi özelliği vurgulanmış ve marka
değeri bu ünlüler üzerinden aktarılmıştır.
Kaynakla ilgili üçüncü ve son nitelik güçtür. Alıcı, kaynağın gücünden dolayı,
kaynağın iletişim çabalarına uyum gösterir. Kaynak, güç ilişkisinden dolayı uyum
sağlanması için zorlamada bulunur ve sonuçta ödüllendirmeyi ya da cezalandırmayı
kullanır. Pazarlama iletişiminde güç rekabet ortamının gelişmesiyle en az kullanılan
özelliklerden biri haline gelmiştir (Odabaşı, Oyman, 2007: 50).
Pazarlama iletişimi sürecinde kaynak, kendisini dört farklı türde göstermektedir.
Bunlar (Schiffman, Kanuk, 1983, 332):
1. Mesajı başlatan (reklam mesajını onaylayan ve ücretini ödeyen firma)
2. Perakendeci (ürünü sunan ve satan)
3. Kanal (mesajı aktaran)
4. Şirket sözcüsü (mesajı aktaran aktör ya da satış elemanı)
Bu dört kaynak türüne kısaca değinmemiz gerekirse, mesajı başlatanlar daha çok
üretici firmalar veya ticari kuruluşlar olmaktadır. Gerek reklamı yapılan markanın satışı
için gerekse firmanın kurumsal tanıtımının yapılmasında pazarlama iletişimini
kullanmaktadırlar. Perakendeci kuruluş,
markanın kendi mağazalarında satışa
sunulduğunu anlatmak istemektedir. Bu noktada bir kuruluş ne kadar güvenilirse o
kadar başarılı olunmaktadır. Kanal, mesajı hedef kitleye aktaran medyadır. Mesajın
aktarıldığı medyada da güvenilirlik çok önemli olmaktadır. Şirket sözcüleri de satış
elemanları veya o şirketteki yöneticiler olmaktadır.
Pazarlama iletişimi sürecinde kaynak kadar mesajın özellikleri de büyük önem
taşımaktadır. Etkin mesaj unsurlarına ilişkin bir ölçüt gerçekleştirebilmek için dört
temel düşünceden oluşan bir set bulunmaktadır. Bunlar (Webster’dan aktaran Göksel,
vd., 1997: 73):
11
1. Mesajın hedef izleyicinin dikkatini çekmesi gereklidir.
2. Mesajın, gerek alıcının gerek kaynağın deneyim alanına giren simgeleri
içermesi gereklidir.
3. Mesaj, alıcının temel gereksinimlerini uyarmalı ve bunları doyuma
ulaştıracak potansiyele sahip olmalıdır.
4. Đletişimci tarafından önerilen gereksinimlerin karşılanma biçiminin alıcının
toplumsal durumu ile kabul edilebilir olmalıdır.
Mesajın doğru biçimde kodlanması çok önemlidir. Zira kodlamada yapılacak
hartalar, alıcının mesajı kabul etmesini hatta daha da öncesinde seçip, algılayamamasına
yol açacaktır. Mesajın kodlanmasında üç önemli nokta bulunmaktadır. Bunlar (Busch,
1985: 637):
1. Đçerik – Ne söylenecek?
* Rasyonel yaklaşım
* Duygusal yaklaşım
* Tehdit edici ve korku unsuru taşıyan yaklaşım
* Mizahi yaklaşım
* Çağrı unsuru taşıyan yaklaşım
2. Yapı – Nasıl söylenecek?
* Tek yönlü – çift yönlü mesaj
* Mesajda ikna edici unsurların sunuş sırası
* Mesaj sonucunun vurgulaması
3. Yapı – Sembolik olarak nasıl söylenecek?
* Sözlü
* Sözsüz
Mesajın ne söyleyeceğinin belirlenmesinde öncelikle rasyonel veya duygusal
yaklaşımın belirlenmesi gerekmektedir. Mesajda kullanılacak olan rasyonel uyarıcılar,
12
daha çok bir kanıta ve mantığa dayalı olmaktadır. Duygusal uyarıcılar ise, kanıt ve
mantığa dayanmadan hedef kitleyi duygusal yönden etkilemeye çalışmaktadır. Bu iki
mesaj türü içerisinde duygusal yaklaşım, rasyonel yaklaşıma göre daha dikkat çekicidir
ancak mesajın kabul edilmesinde rasyonel uyarıcılar etkili olmaktadır. Ayrıca hedef
kitlenin eğitim düzeyi yükseldikçe rasyonel, düştükçe duygusal yaklaşımdan etkilenme
oranları artmaktadır.
Tehdit edici ve korku unsuru taşıyan yaklaşımda temel amaç, bireyin kendini
koruma gereksinimi hatırlatılarak, mesajı sunulan ürün veya hizmetin çözüm olduğunun
vurgulanmasıdır (Göksel, vd., 1997: 80). Özellikle şampuan, sigorta ve diş macunu
reklamlarında gördüğümüz bu tip mesajların sunumunda dikkat edilmesi gereken nokta
tehdit unsurlarının çok dikkatli seçilmesidir. Zira hedef kitle bu tehdide inanmayabilir,
olayın kendisinden uzakta olduğunu düşünebilir veya tehdidin kendisi için önemsiz
olduğuna karar verebilir. Tehdit unsuru eğer fazla abartılırsa hedef kitle bu sefer de
savunma mekanizması oluşturarak tehdidi görmezden gelebilir.
Mizahi yaklaşımın kullanımı, mesajın algılanmasında izleyicinin daha az bir
psikolojik direnç göstereceği anlayışına dayanmaktadır. Ayrıca mesajın iyi biçimde
düzenlenmiş bir güldürü unsuruyla verilmesi, mesajın uzun süre akıllarda kalmasına da
yardımcı olmaktadır (Göksel, vd., 1997: 82). Mizahi yaklaşım seçilirken uygun marka
ve uygun hedef kitle çok iyi belirlenmelidir. Bu yaklaşımın en büyük dezavantajı
mizahın, markanın önüne geçmesidir. Bu nedenle mesajın çok iyi hazırlanması
gerekmektedir. Dikkat çekme, reklama olumlu duygu yaratma ve kulaktan kulağa
iletişimi harekete geçirme gibi üç temel işleviyle reklamda mizah amaçlara doğrudan
hizmet eden bir teknik olmaktadır (Bir, 1993: 80).
Çağrı unsuru taşıyan yaklaşımda da hedef kitlenin markayı kullanmaya yöneltme
amaçlı bir yapısı söz konusudur. Kişi ya da gruba doğrudan seslenen ve mesajı daha çok
pekiştirme görevini üstlenen bu
yaklaşım özellikle kişisel satışta çok sık
kullanılmaktadır.
Mesajın yapısal formatındaki en önemli nokta tek yönlü ve çift yönlü
mesajlardır. Ürün veya hizmete ilişkin olumlu ve olumsuz özelliklerin mesajda
verilmesine bağlı olarak, mesajları tek yönlü ve çift yönlü mesajlar biçiminde
13
sınıflandırabiliriz. Eğer kaynak, ürün veya hizmetle ilgili sadece olumlu yönleri
vurguluyorsa tek yönlü, hem olumlu hem olumsuz yönleri birlikte vurguluyorsa çift
yönlü mesaj adı verilmektedir (Göksel, vd., 1997: 85). Hedef kitlenin eğitim düzeyi
düşükse, kaynağa karşı olumlu tutumda bulunuyorsa ve mesajı yüz yüze iletişim
kanallarından alıyorsa tek yönlü, eğitim düzeyleri yüksek, kaynağa karşı olumsuz
tutumda bulunuyorlarsa ve karşıt görüşü de dinleme olanakları varsa çift yönlü mesaj
kullanımı yararlı olmaktadır. Çift yönlü mesaj kullanımının en büyük tehlikesi eğer alıcı
olumsuz durumların farkında değilse mesaj ile bunları fark edecektir.
Mesajın yapısal formatındaki ikinci aşama ikna edici unsurların sunum sırasıdır.
Daha çok kitle iletişim araçlarında hedef kitlenin dikkatini hemen çekebilmek için ikna
edici unsurlar mesajın başında sunulmaktadır. Televizyon, gazete, dergi reklamlarının
çoğunluğunda hedef kitlenin izlememe, okumama kısaca ilgilenmeme ihtimali daha
yüksek olduğundan güçlü iddianın hemen mesajın başında sunulduğu görülmektedir.
Kişisel iletişim türlerinde ise bu durum değişkenlik göstermesine rağmen ikna edici
unsur genellikle sonda verilmektedir. Buna en iyi örnek olarak kişisel satışı
gösterebiliriz. Hedef kitlenin başta dikkat ve merakı çekilmeye çalışılmakta, ardından
da güçlü iddia sunulmaktadır.
Pazarlama iletişiminde mesajın yapısal formatı hazırlanırken ele alınacak son
nokta mesaj sonucunun vurgulanacağı mı, yoksa izleyiciye mi bırakılacağıdır.
Mesajlarda sonuçların vurgulanması daha çok eğitim düzeyi düşük olan kesim için
kullanılmaktadır. Beklenilen eylemi mesajın içinde belirginleştirmeyi amaçlayan
kaynağın göz önünde bulundurması gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunlar
(Kotler, 1972: 641, Murphy, Levine 1943: 135’den aktaran Göksel, vd., 1997: 91–92):
•
Mesaj kaynağının güven sağlayamadığı durumlarda, hedefin bunu sonuca
yansıtması olasılığı söz konusudur. Mesajdan beklenen etki ise bundan zarar
görmektedir.
•
Çok kişisel konularda, hedef rahatsız olabilir ve kaynağın kendi işine
karıştığı kanısına varabilir.
14
•
Çok belirgin sonuçların anlatımında, açık seçik bilinenin bir kez daha
açıklanması hedef kitleyi ilgisizliğe itebilir.
•
Birey, kendi tutum ve değer yargılarına ters düşecek nitelikteki mesajları,
daha zor kavramakta ve daha çabuk unutmaktadır.
•
Đç çelişki ve kuşkuların çözümlenmesine ters düşecek mesajları birey,
genellikle görmemezlikten gelmektedir. Bireyin önyargı ve tutumu ne denli
köklü olursa, bunlara ters düşen uyaranın da böyle bir ilgisizlikle karşılaşma
olasılığı o ölçüde artar. Bu yüzden tüketicinin tutum ve yargılarına ters düşen
sonuçları vurgulamaya yönelik mesajlar etkileme gücünü yitirmektedir.
•
Tüm bunların yanı sıra unutulmaması gereken bir nokta da hedefin eğitim
düzeyidir. Yüksek eğitim düzeyinde ve uzman kişilere mesaj sunuluyor ise
sonucun belirginleştirilmesi hedef kitleyi sıkabilecektir.
Mesaj biçimi, mesaj içeriğini vurgulamak için kullanılan semboller ve kodlardır.
Sözlü kodlar konuşulan ya da yazılan sözcüklerdir. Sözsüz kodlar ise göze-kulağa hitap
eden eylem ve jestlerimizi içerir. Duygularımızı sözsüz iletişimle daha iyi kodlarken,
düşüncelerimizi sözlü iletişimle daha iyi kodladığımız görülmektedir (Odabaşı, Oyman,
2007: 53).
Pazarlama iletişiminde mesajın etkinliğini belirleyen iki önemli etmen daha
bulunmaktadır. Bunlardan ilki sıklık ve tekrardır. Mesajın daha sık ve tekrarlarla
kullanılması etkinliği arttırmaktadır. Ancak burada önemli olan ürünün yaşam eğrisinde
bulunduğu noktadır. Yeni bir ürünle olgunluk aşamasına gelmiş bir ürün mesajlarının
tekrar oranları kesinlikle farklı olacaktır. Yeni üründe hedef kitleye sesini duyurabilmek
ve tanınmak için daha sık mesaj tekrarı yapılırken, olgunluk aşamasına gelmiş ve
tanınmış bir ürünün mesaj tekrarı daha seyrek olacaktır. Mesajın aktarılmasında müzikte
bir
diğer
önemli
unsurdur.
Özellikle
mesajın
aktarılmasında
kullanılan
cıngıllar,hatırlanmadaki en önemli faktörlerdendir. Ancak aynı mizahta olduğu gibi
burada da kullanılan müzik veya cıngılın, mesajın önüne geçmesine izin verilmemelidir.
Müzik temel amaç değil sadece mesajın etkinliğini arttırmaya yarayan bir etmendir.
15
Pazarlama iletişimi sürecinde alıcı konumundaki hedef pasif bir öğe değildir.
Ancak burada kişiler arası iletişimden farklı olarak geri bildirim hemen alınamaz.
Mesajın aktarıldığı yayını izleme, mesajı kabul etme, satın alma davranışını
gerçekleştirme veya gerçekleştirmeme gibi şekillerde geri bildirim kendisini
gösterecektir.
Hedef çeşitli iletişim kanallarından kendisine ulaştırılmaya çalışılan iletileri,
oluşturduğu ön eğilimleri ile algılar ve değerlemelerini yapar. Bu nedenle etkili bir
pazarlama iletişiminin sağlanmasında öncelikle hedefin ön eğilimlerinin neler
olduğunun anlaşılması gereği ortaya çıkmaktadır. Kısaca, pazarlama iletişiminde hedefe
bir mesaj göndermeden önce onun ön eğilimlerinin hangi yönde olduğunun araştırılması
gerekmektedir. Tutumları içeren ön eğilimler olumlu ise pazarlama iletişiminde bu
olumlu ön eğilimler pekiştirilmelidir. Eğer hedefin ön eğilimleri olumsuz ise, bu
olumsuz ön eğilimleri değiştirmek çok güç olabileceğinden, pazarlama iletişimi yolu ile
yeni, olumlu ön eğilimler yaratılmaya çalışılmalıdır (Göksel, vd., 1997: 95-96).
Hedefin ilgilenim düzeyi de hazırlanacak mesajları etkilemektedir. Đlgilenim
genel olarak hedef kitlenin ürün, marka, mesaj veya medyaya olan ilgisinin
yoğunluğunu açıklayan bir kavramdır. Otomobil, kıyafet, tatil gibi konularda tüketiciler
yüksek ilgilenim düzeyindedir ve mesajı sunulan marka ile ilgili daha detaylı bilgi
araştıracak ve değerlendirecektir. Aksi durumda diş macunu, sakız, temel süpermarket
eşyaları gibi düşük ilgilenim düzeyindeki markalarda ise tüketiciler ise çok fazla detaya
önem vermeden satın almayı gerçekleştirmektedir (Wells, vd., 1995: 193). Bu nedenle
yüksek ilgilenim mesajlarında marka ile ilgili rasyonel ve bilgilendirici öğelere yer
verilmesi gerekmektedir. Düşük ilgilenim mesajlarında ise slogan, görsel imgeler daha
çok önem kazanmaktadır.
Görüldüğü gibi pazarlama iletişimi süreci planlaması ve yönetilmesi son derece
karmaşık ve önemli bir konudur. Bir marka için hazırlanan pazarlama çalışmalarının
başarılı olması bu sürecin iyi yönetilmesinin yanı sıra programdaki bütün öğelerin eş
güdümlü ve birbirini tamamlayıcı şekilde hazırlanması ve yürütülmesine bağlı
olmaktadır. Đşte bu noktada da günümüz pazarlama anlayışının merkezinde yer alan
bütünleşik pazarlama iletişimi kavramı bulunmaktadır.
16
C. Bütünleşik Pazarlama Đletişimi Tanımı ve Özellikleri
Bütünleşik pazarlama iletişimi yaklaşımının en önemli özelliği ve klasik
pazarlama iletişimi yaklaşımlarından farkı, hiç kuşkusuz pazarlama ile ilgili bütün
çalışmaların ortak bir amaca hizmet etmesini sağlamak üzere, stratejik olarak
planlanması, yönetilmesi ve yürütülmesidir (Bozkurt, 2000, s:83).
Schultz ve arkadaşlarına göre bütünleşik pazarlama iletişimi; reklam, halkla
ilişkiler, satış tutundurma, kişisel satış gibi ayrı ayrı ele alınan iletişim işlevlerini bir
bütün olarak görmektedir. Merkezinde işletmelerin satış ya da kar hedefleri değil,
mevcut ya da potansiyel müşterilerin olması gerektiğine işaret ederek, mesajları ve
hedefini bütünleştirerek tüketicilerle bütünsel bir yapıya dayanan bir iletişim kurulması
amaçlanmaktadır (Schultz, vd., 1993: 58).
Bütünleşik pazarlama iletişimi kavramını, insan ve müşteri merkezli bir yönetim
anlayışıyla beslenen ve pazarlama karmasının tüm değişkenlerinin bir araya toplandığı
ve faaliyetlerinin bir plan çerçevesinde düzenlendiği bir pazarlama iletişimi yaklaşımı
olarak tanımlayabilir (Kocabaş, vd., 1999: 61).
Tanımlarda da gördüğümüz gibi bütünleşik pazarlama iletişiminin iki temel
özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bütün pazarlama elemanlarının ve
tutundurma karması öğelerinin bir bütünlük içerisinde olması ve tek mesaj ve konsept
üzerine kurulması gerekliliği, ikincisi de tüm pazarlama çalışmalarının temelinde
tüketici yani insan kavramının yer almasıdır.
Günümüz pazarlama sistemlerindeki değişimleri sonucunda işletmelerin
bütünleşik pazarlama iletişimine yöneliş nedenleri de şöyle sıralanabilir (Gürgen, 1996:
10):
•
Müşteri ve tüketiciler ile her düzeydeki satıcıların pek çok ürün ve Pazar
hakkında giderek daha fazla bilgili hale gelmeleri ve kendilerine satın almak
ya da satışını gerçekleştirmek üzere önerilen ürüne yönelik daha fazla bilgiyi
talep etmeleri.
•
Yoğun iletişim ortamında, giderek artan iletişim kirliliği ile birlikte hedef
kitleye ulaşmakta ve satın almaya ikna etmekte giderek artan zorluklar ile,
17
buna bağlı olarak geleneksel reklamcılığın giderek artan maliyeti, özellikle
televizyon kanallarının çoğalmasıyla birlikte, artan zapping ve hedef kitleyi
izlediği kanalda yakalamanın zorluğu.
•
Pazarlardaki gelişmeler ve artan küresel rekabet ortamı.
•
Yeni medya ve iletişim kanalları nedeniyle geleneksel medyanın etkisinde
düşüş.
•
Gelişen bilgisayar sistemlerinin yaygınlaşması ile veri tabanı maliyetlerinde
gözlenen önemli düşüşler.
•
Mesaj güvenilirliği ölçümlerinde gözlenen önemli düşüşler.
Başarılı bir bütünleşik pazarlama iletişimi programı hazırlamanın anahtarı,
programın tasarımı ve uygulaması için bir süreç yaratmaya bağlıdır. Ayrıca hazırlanan
kampanyada sürekli denetlenmelidir. Denetleme, şirketin iç iletişim ağı, anahtar hedef
kitlelerin tanımlanması, tüketici veri tabanları oluşturulması, halkla ilişkiler yayınları,
ambalaj, kurumsal kimlik çalışmalarının hepsi, satış tutundurma çalışmaları, doğrudan
postalama gibi tüm alanlarda uygulanmalıdır (Berkowitz, vd., 1997: 506).
Bütünleşik pazarlama iletişimi, iletişim modeli tarafından sağlanan alt yapı
temelinde şekillenmektedir. Bazı pazarlama uzmanlarına göre kavram günümüzün en
son gelişen kavramlarındandır. Bir diğer gruba göreyse isim yenidir; fakat içerik olarak
uzun bir zamana dayanmaktadır. Bu bağlamda tüm pazarlama fonksiyonlarının ve
tutundurma aktivitelerinin etkili bir şekilde birleştirilmesinin önemi çok uzun yıllardır
pazarlama literatüründe tartışılan bir konudur. Bütünleşik pazarlama iletişimi;
tüketiciler ve son kullanıcılar üzerinde az bir maliyetle maksimum etki yaratacak
bütünsel bir program için, şirket içinde tüm pazarlama iletişimi araçlarının ve
kaynaklarının koordinasyonu ve birleştirilmesidir. Bu birleşme ve bütünleşme firmanın
pazarlama kanallarını, tüketici odaklılığı ve direkt iletişiminin tümünü etkiler (Clow,
Baack, 2002: 9).
Bu anlatılanlar çerçevesinde kalarak bütünleşik pazarlama iletişiminin özelliklerine
de kısaca değinmemiz gerekir. Bunlar (Bozkurt, 2000: 17-18, Pickton, Broderick, 2001:
67):
18
•
Bütünleşik pazarlama iletişimi yaklaşımında bütün iletişim araçlarının
pazarlama karması ile bütünleşmesi esastır.
•
Teknoloji pazarlama alanında tam anlamı ile kullanılmaktadır. Özellikle veri
tabanı oluşturma ve birebir pazarlama bilgisayar teknolojilerinin kullanılması
ile mümkün olabilmiştir.
•
Tüketici ve müşterilere odaklanma temeldir. Bütünleşik pazarlama iletişimi
yaklaşımı marka farkındalıkları yaratma ve tekrar eden satın alma
davranışlarının oluşturulmasını amaçlamaktadır.
•
Bütünleşik pazarlama iletişimi ölçülebilirdir. Kurumsal hedeflerin ve
amaçların tanımlandığı bu yeni yaklaşımda pazarlama iletişimi alanına
uygulanacak olan bütün aktiviteler aynı hedef ve amaçlar doğrultusundaki
başarıları da test edebilmektedir.
•
Đnteraktif bir iletişim süreci oluşturmaktadır. Bu süreçte tüketiciler aktif
taraflar olarak karşılıklı ve çift yönlü bir etkileşim içinde bulunmaktadır.
•
Veritabanı bazında planlama ve uygulama yapılmaktadır Bütünleşik
pazarlama iletişiminde bütün pazar segmentleri ve tüketici grupların satın
alma alışkanlıkları, marka ve kurumsal kimliğe yönelik davranış ve
tutumları, demografik, sosyolojik, psikolojik ve coğrafik özellikleri
tanımlanmakta ve stratejiler bu veriler baz alınarak oluşturulmaktadır.
•
Đçeriden dışarıya değil, dışarıdan içeriye doğru planlama yapılmaktadır.
Bütünleşik pazarlama iletişiminde bütün stratejik kararlar pazar bazlı olarak
ve tüketicilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmaktadır.
•
Sıfır bazlı planlama esastır. Bütünleşik pazarlama iletişimi kararları
oluşturulurken bir önceki yıla ait verilerden ve bütçelerden çok planların
uygulanacağı döneme ait kurumsal hedef ve amaçlara göre bütçeler ve
planlar oluşturulmaktadır.
•
Diğer örgütsel amaçlarla tutarlı açıkça tanımlanmış pazarlama iletişimi
amaçlarına sahiptir.
19
•
Uyumlu ve sinerjik bir biçimde pazarlama iletişimini tüm yönleriyle kapsayan
planlanmış bir yaklaşımdır.
•
Sadece tüketiciler ve son kullanıcılarla sınırlandırılmamış geniş bir hedef kitleye
(seçilmiş hedef kitleler-çıkar grupları, çalışanlar, tedarikçiler, hissedarlar, halk,
halkın içinden seçilmiş belli bir grup ve eşik bekçileri, tüketiciler, müşteriler
vb.) yönelir.
•
Pazarlama iletişimi aktivitelerinin temelini biçimlendirebilen ilişkilerin tüm
biçimlerinin yönetimidir.
•
Etkili yönetim, tüm tutundurma faaliyetlerinin bütünleştirilmesidir.
•
Bütün ürün, marka ve kuruma yönelik pazarlama iletişimi çabalarının
birleştirilmesidir.
•
Tutundurma araçlarının geniş etki alanı söz konusudur. Tüm tutundurma
karması kişisel ve kişisel olmayan iletişim biçimlerini içerir.
•
Sunulan mesajların geniş bir etki alanı vardır. Kurumsal ve ürün marka teklifleri
tek ve tutarlı bir stratejiden türetilmelidir. Bu durum tek ve standardize edilmiş
bir mesajı içermez. Bütünleşik pazarlama iletişimi çabaları karşılıklı yarar ya da
en az uyumsuzluğu ortaya koyacak şekilde mesajların belirlenmesini
sağlamalıdır.
•
Đletişim kanallarının çeşitliliği ve geniş menzili söz konusudur. Sadece kitle
iletişim araçları değil, herhangi bir taşıt aracı bile pazarlama iletişimi
mesajlarının iletilmesini sağlayacak bir güce sahiptir.
Pazarlama karması içinde yer alan tutundurma karması kadar diğer karma elamanları
da bütünleşik pazarlama iletişimi anlayışı kapsamında tüketiciyle markanın iletişim içine
girmesi, markaya yönelik bir bağlılık yaratılması ve dolayısıyla ürünün satın alınmasının
sağlanması noktasında önemli bir etkiye sahiptir. Ürünün kendisi, ürünün sahip olduğu
özellikler, ürün dizaynı, ambalajın şekli gibi unsurların yanı sıra ürünün tüketiciyle
buluştuğu dağıtım kanalının hedef kitle tarafından nasıl algılandığı yani sahip olduğu
prestij, ürünün alışveriş merkezinde sergilendiği raf ya da standın dizaynı, satış yerinde
20
yapılan düzenlemeler de ürünle ilgili mesajların iletilmesinde bir reklam ya da halkla
ilişkiler çabası kadar etkili olmaktadır. Benzer şekilde ürünün ya da hizmetin fiyatı da
markaya yönelik tüketici algısının oluşmasında etkilidir (Elden, vd., 2005: 40-41).
Bütünleşik pazarlama iletişimi, yararları bir çok noktada kendisini göstermesine
rağmen temelde sinerji yaratmak ve kurumsal bütünlük oluşturmak olarak iki büyük fayda
sunmaktadır.
Bir kurumun bütün düzeylerinde rekabetçi üstünlüğü artırmada, sinerji önemli rol
oynamaktadır. Sinerji ile bireysel, bağımsız çabaların karşılıklı olarak birbirini
desteklemesiyle, her bir fonksiyonel alana bu çabaların bağımsız çalışmasından çok daha
fazla etki yaratılabilmesi kastedilir (Duncan ve Everett’dan aktaran Odabaşı, Oyman, 2007:
71).
Sinerji oluşmasıyla pazarlama iletişimindeki tüm öğelerin ayrı ayrı çalışması yerine
bir bütünlük içerisinde çalışmasıyla daha başarılı olunacağı fikri yer almaktadır. Bütünleşik
pazarlama iletişimi teorisindeki sinerjinin önemi, tüm mesajların toplamının yaratacağı
etkinin, aynı mesajların ayrı ayrı yaratacağı etkiden daha fazla olmasıdır (Bozkurt, 2000:
37).
Sinerjinin sağlanması pazarlama iletişimi çalışmalarında da bir mesaj bütünlüğünün
oluşmasını sağlayacaktır ki bu durum, günümüz pazar ortamında bir çok ürünle ilgili
binlerce mesaja maruz kalan tüketicilerin zihinlerinde yer alabilmek için çok büyük öneme
sahiptir. Markayla ilgili bütünsel bir bakış açısından geçirilerek hazırlanmış ve her ortamda
aynı şekilde sunulan mesaj, tüketicinin zihninde karışıklığa neden olmayacak ve etkili bir
uygulama sağlayacaktır. Markayla ilgili halkla ilişkiler çalışmaları, satış noktası çalışmaları,
web sitesi, reklamları aynı sinerji ve bütünlükle hazırlandığında markanın kazançları
düşünülenden çok daha fazla olacaktır.
Sinerji ve mesaj bütünlüğünü destekleyecek son önemli fayda da kurumsal bütünlük
olmaktadır. Kurum imajından, kimliğe, çalışanlardan, iç iletişime kadar tüm noktalarda aynı
bütünlüğün sağlanması kurumun tüketici gözündeki imajını güçlendirecektir. Tüketiciler,
kendilerine güven veren, kurumsal firmaları daha çok tercih etmektedir. Bütünleşik
21
pazarlama iletişiminin temelinde yatan fikri kurum içinde de yerleştirmek o kurumun
başarısını artıracaktır.
Günümüz yeni iş çevrelerinde işletmeler, bütünleşik pazarlama iletişimi
temellerinin ve uygulamalarının müşterilerle güçlü ilişkiler kurulmasını sağladığını ve
bununda kazançlı markaların oluşmasına katkıda bulunduğunu öğrenmişlerdir
(Gronstedt, 2000: 7). Müşterilerle güçlü ilişkileri oluşturabilmek için bütünleşik
pazarlama iletişimi, tüketicilerle ilgili veri tabanlarını kullanmakta ve böylece
tüketicileri belirleyip onlarla iki yönlü ve kişisel bir diyalog kurmaktadır (Spotts, vd.,
1998: 214).
Bu faydalarının yanı sıra bütünleşik pazarlama iletişiminin uygulamasını güçleştiren
bazı engellerde bulunmaktadır. Bu engeller kuruma bağlı içsel faktörler olabileceği gibi
kurum dışı özellikle ajanslarla bağlantılı dışsal faktörlerde olabilir.
Đçsel faktörlerin en önemli nedeni değişime dirençtir. Bütünleşik pazarlama iletişimi,
kurum içinde bir takım yeni düzenlemelere, yani değişime neden olacağından önemli bir
engel olan değişime karşı direnç sorunuyla karşılaşılmaktadır (Schultz, vd., 1993: 157). Bu
direncin nedenleri, yönetimin bütünleşik pazarlama iletişimi kavramını anlamaması, kurum
içi birimler arasındaki üstünlük sağlama çatışmaları, planlamada aksaklıklar ve uzmanlık
alanının yitirilme korkusu olabilir.
Yine özellikle müşteri temelli değil de kar odaklı çalışan işletmelerde bütünleşik
pazarlama iletişimine sıcak bakmamaktadırlar. Elbette her kurumun nihai hedefi kardır
ancak karı sadece maliyetleri kısarak elde etmeyi amaçlayan bu yaklaşım için bütünleşik
pazarlama iletişimi yan bir maliyet kalemi olacağından desteklenmeyecektir.
Bu tarz bir yaklaşım bütünleşik pazarlama iletişimi için bir engel oluşturmaktadır.
Çünkü bütünleşik pazarlama iletişimi, planlamaya kar gibi finansal faktörlerle içsel bir
yaklaşımla değil, müşteri beklentiler ve tatmini gibi müşteri odaklı yaklaşımları
savunmaktadır (Schultz, vd., 1993: 158-160).
Đçsel faktörler kadar dışsal faktörlerde hala bütünleşik pazarlama iletişiminin önünde
büyük engeller oluşturmaktadır.
22
Ajanslarla işletme arasındaki ilişkiler de zaman zaman sorun yaratabilmektedir. Bu
sorun işletme açısından birimler, ajanslar gibi iletişim tedarikçileri ve hatta coğrafik sınırlar
arasında faaliyetlerin koordinasyonu olarak görülebilir. Ajanslar açısından ise gücü ve
kontrolü kaybetme kaygılarıyla sorun kendini hissettirmektedir. Oysa ki bütünleşik
pazarlama içsel ve dışsal paydaşlarla koordinasyonu ve işbirliğini gerektirir. Bu gibi
durumlarda hem ajans yapıları hem de firma yapıları bütünleşik pazarlama iletişimine
elverişli hale getirilmelidir. Ajanslarla olan ilişkilerde özellikle bütçe kaygılarıyla bir tek
ajansın gücü elinde tutma kaygıları ön plana çıkabilmektedir (Fill’den aktaran Odabaşı,
Oyman, 2007: 75).
Bütünleşik pazarlama iletişimi kavramını bu kadar çok savunanının olmasına karşı
eleştirenleri de bulunmaktadır. Kavrama getirilen en büyük eleştiri aslında pazarlama
anlayışı içinde zaten böyle bir bütünlük olması gerektiğinin bilindiği ve bu nedenle
bütünleşik pazarlama iletişiminin yeni bir şey sunmadığıdır.
Bütünleşik pazarlama iletişiminin pazarlama kavramı ve kapsamını yanlış olarak ele
aldığı ve en az altmış yıllık bir pazarlama literatürünü göz ardı ederek, zaten mevcut olan
kavramlar için farklı bir terminoloji sunarak pazarlama teorisini yeniden icat ettiğini
savunanlar bulunmaktadır (Spotts, vd., 1998: 210-218).
Benzer olarak küçük iletişim ajanslarının müşterileri için uzun zamandır planlı
çalışmalarda bulunduğunu ve yaptıkları çalışmalarda koordineli ve bütünleşik bir yapıda
bulunduğu bu nedenle de kavramın yeni bir şey olmadığını söyleyenler bulunmaktadır.
Bu konuda reklam tarihine Doğal Drama kavramını kazandıran Leo Burnett’da
benzer görüşlerini yıllar önce dile getirmiştir. Üretici işletmeden gelecek her türlü iletişim
akışının bütünsel olması gerektiğini çok önceleri gören Leo Burnett, reklamın iletişim
faaliyetlerinde tek bir aktör olmadığını, genel ve bütün bir pazarlama çalışması içinde
bir eleman olduğu ve hepsinin birbiriyle uyumlu biçimde hazırlanması gerektiğini
söylemiştir (Elden, 2003: 79).
Bütünleşik pazarlama iletişimine getirilen eleştiriler dışında kavramın önündeki
asıl en büyük sorun, organizasyon yapısı içerisinde bütünleşik pazarlama iletişimi
uygulamasının kimin sorumluluğunda olacağıdır. Bu noktada uygulamanın ya kurum
23
içinde yer alması veya kurum dışı ajanslar bünyesinde yürütülmesi görüşleri
bulunmaktadır.
Kurum içinde kalmasını savunanlara göre pazarlama iletişimi yöneticisi
sorumluluğunda
ancak
halkla
ilişkiler
tarafından
da
denetlenen
bir
yapı
savunulmaktadır.
Kurum dışı ajansların yönetiminde olması durumunda ise her ajans kontrolü
kendi elinde tutmak isteyecektir. Bu noktadan hareketle bütünleşik pazarlama iletişimi
ajansı organizasyonuna yönelik beş yaklaşım önerilmektedir. Đlk model, işbirliği modeli
olarak tanımlanmakta ve ana reklam ajansı kontrolünde halkla ilişkiler, doğrudan
pazarlama vb. çeşitli uzmanlık ajansları çalışmaktadır. Đkincisi, bir ajansla işbirliği
modelinde farklı uzmanlık alanlarıyla ajanslar bulunmakta, ancak baskın rolüyle
kontrolü reklam/halkla ilişkiler ajansları paylaşmaktadır. Üçüncü modelde bağımsız
uzman ajansların işbirliği esastır. “Matriks Örgütlenme” olarak tanımlanan dördüncü
modelde farklı görevleri üstlenmiş halkla ilişkiler, tutundurma, doğrudan pazarlama gibi
birimler müşteri esasına göre birlikte hareket etmektedir. Son yaklaşım olan “bütünleşik
yapı modeli”nde, gerekli bütün uzmanlık alanları tek bir ajans bünyesinde toplanmakta
ve müşteri bazında çalışmaktadır (Gronstedt ve Thorson’dan aktaran, Odabaşı, Oyman,
2007: 76-77).
Bütünleşik pazarlama iletişimi uygulamasının kimin kontrolünde olacağı şirket,
ürün ve pazar koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak son yıllarda bu konuda
gerek firmaların gerekse ajansların sahiplenici değil paylaşımcı bir modeli savundukları
görülmektedir. Karşılıklı iletişim ve işbirliğine önem vermeleri, bütünleşik pazarlama
iletişimi yaklaşımının özündeki bütünlük, sinerji, işbirliği, uyum gibi kavramlarla
örtüşmesi nedeniyle de daha başarılı olunmasını sağlamaktadır.
II. Pazarlama Đletişiminde Tutundurma Karması Elemanları
Pazarlama iletişimi uygulamaları içinde en yaygın ve en geniş boyuttaki
çalışmaları tutundurma oluşturmaktadır. Hatta bu nedenle pazarlama iletişimi
denildiğinde çoğu zaman akla ilk gelen tutundurma iletişimidir. Tutundurma, bir ürün
veya hizmetin, bir kurumun, bir kişinin veya bir fikrin hedef pazara olumlu bir biçimde
24
tanıtılıp benimsetilmesine denilmektedir. Hedef pazardaki müşterilere tanıtılıp
benimsetilecek ürün, hizmet, kurum, kişi, fikir hakkında bilgilendirilmeleri ve olumlu
yanıt vermeye ikna edilmeleri gerekmektedir (Oluç, 1989: 3).
Tutundurma kavramının günümüzde öneminin artması ve yaygınlaşmasında
etkili olan faktörler de şunlardır (Mucuk, 1994: 185):
•
Üreticiler ile tüketiciler arasındaki fiziksel mesafenin artması
•
Nüfus artışı sonucunda tüketici sayısındaki artış
•
Gelir artışı sonunda pazarın büyümesi
•
Đkame ürünlerin çoğalması ve rekabetin artması
•
Aracı kuruluşların artması ve dağıtım kanallarının genişlemesi
•
Tüketici istek ve ihtiyaçlarının değişmesi, tüketicinin farklılık, üstün kalite
ve nitelikler araması.
Etkili bir tutundurma bilgi verme yoluyla tüketici ile iletişimi gerektirir. Ancak,
tüketiciye mal ve hizmetler hakkında bilgi vermek yeterli değildir, onun mevcut tutum
ve davranışları istenilen yönde ise bunu güçlendirmek, değilse bu durumu değiştirmek
amacı da güdülür. Böylece hedef kitlenin istenilen yönde hareket etmesi, mal veya
hizmeti benimsemelerini sağlamak önem kazanır (Babacan, Çalışkan, 2000: 45).
Pazarlama yönetimi, hedef aldığı gruba sunmuş olduğu ürün ve hizmetlerin
uygunluğunu fiyat ve dağıtımı da göz önüne alarak bildirmek durumundadır. Bu
çalışmalarını ancak tutundurma uygulamaları ile yerine getirebilir. Bu doğrultuda
tutundurmanın temel özellikleri de şu şekilde oluşmaktadır (Odabaşı, Oyman, 2007:
83):
•
Tutundurma, iletişim kuramına dayanır ve ikna edici olma özelliği vardır.
•
Tutundurma, doğrudan satışları kolaylaştırma amacına yönelik olduğu kadar,
tutum ve davranışlara da yöneliktir.
•
Tutundurma, diğer pazarlama eylemleri ile birlikte uygulanır ve onların
etkisi altındadır.
25
•
Tutundurma, ürün, fiyat ve dağıtım arasında planlı ve programlı bir çalışma
gerektirir ve sonuçta birlikte sinerjik etkiyi oluştururlar.
•
Tutundurma, işletmelerin genellikle dış çevre ile olan iletişimimi içerir.
•
Tutundurma, genellikle fiyata dayalı olmayan bir rekabet aracıdır.
•
Tutundurma, sadece tüketicilere yönelik değil, pazarlama kanal üyelerine de
yöneliktir.
Tutundurma çalışması, diğer pazarlama eylemeleri olmadan asla düşünülemez
ve tek başına asla başarıyı getiremez. Pazarlamanın temelini oluşturan ürün, fiyat,
dağıtım ve tutundurma birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğinden dağıtımı iyi
yapılmamış bir ürün için çok başarılı tutundurma çalışmaları yapılsa bile tüketiciler
ürünü, satış noktalarında bulup satın alamadıklarında pazarlama kampanyası başarısız
olacaktır.
Benzer şekilde tüketicinin gerçekten ihtiyacını gidermeyen, zayıf bir marka için
yapılacak başarılı bir tutundurma kampanyası ürünü sadece bir kere satın aldırabilir.
Markanın kendi problemini gidermediğini gören tüketici hem o ürünü bir daha satın
almayacak hem de markanın imajı zarar görecektir.
Tutundurma ile ilgili önemli bir nokta da tutundurma çalışmalarının sadece nihai
tüketiciye yönelik değil aracı kuruluşlara yönelik çalışmalarda olduğudur. Bununla
birlikte tutundurma çalışmaları şirketler için fiyat dışı rekabet stratejilerini
desteklemektedir. Fiyata dayalı rekabet stratejilerinde rakipler daha fazla veya az fiyat
seçip uygulayarak farklı konumları elde etmeye çalışmaktadır. Ancak fiyat dışı rekabet
stratejilerinde şirketler rekabet üstünlüklerini tutundurma çalışmalarıyla elde etmeye
çalışmaktadır. Örneğin, akaryakıt fiyatlarının her satıcı firmada aşağı yukarı aynı
olmasına rağmen, firmalar promosyon, hizmet farklılığı, ürün kalitesi gibi çalışmalarla
tüketicileri etkilemeye çalışmaktadır.
Tutundurma karması; reklam, halkla ilişkiler, satış tutundurma ve kişisel satış
olmak üzere dört temel elemandan oluşmaktadır. Bölüm içerisinde her bir tutundurma
elemanını ayrı başlıklar altında inceleyeceğiz ancak Tablo 1’de tutundurma karması
26
elemanlarının araçlarını genel özelliklerini ve üstün ve zayıf oldukları yönleri kısaca
gösterilmektedir.
Tutundurma
Kitlesel - Kişisel
Ödeme Biçimi
Üstün Yönleri
Zayıf Yönleri
Elemanı
Reklam
Kitlesel
Satın alınan yer
* Çok sayıda
veya zamana göre
insana aynı
zamanda
ulaşabilmesi
Kişisel Satış
Kişisel
* Yüksek maliyet
* Đyi geri bildirim
alınmasında
zorluk
Satış personeline
* Anında geri
* Müşteri başına
yapılan maaş ya
bildirim alınır
çok yüksek
da komisyonlara
göre değişiklik
* Oldukça ikna
edicidir
gösterir
* Müşteriler
seçilebilir
maliyet
göstermektedir
* Satış
elemanlarının
mesajı sunmada
* Karmaşık
bilgiler
farklılıklar
göstermesi olasıdır
aktarılabilir
Halkla Đlişkiler
Satış Tutundurma
Kitlesel
Kitlesel
Doğrudan belirli
* Tüketici
* Medya
bir ücret ödenmez
zihninde olumlu
araçlarına
ve güvenilir
ulaşmada güçlük
imajlar oluşturur
gösterir
Seçilen
* Kısa sürede
* Kolaylıkla
promosyona göre
davranış
istismar edilebilir
çok geniş bir
değişikliği
yelpazede ödeme
oluşturur
yapılır
* Oldukça esnek
uygulama fırsatı
sunmajtadır
* Promosyon
savaşlarına neden
olur
* Kolaylıkla taklit
edilebilir
Tablo 1: Tutundurma Karması Elemanları
27
Kaynak: Eric N. Berkowitz, Roger A. Kerin, Steven W. Hartley, William
Rudelius; Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997, s.499.
Đşletmeler,
amaçlarına
ulaşabilmek
bakımından
tutundurma
karması
oluşturmanın en ekonomik yollarını ararlar. Ancak, tutundurma karması elemanlarının
birbirlerinden farklı özellikleri, aralarında tercih yapmayı oldukça güçleştirmektedir
(Kotler, Armstrong, 1999: 474).
Pazarlama yönetiminde uygun bir tutundurma karması hazırlayabilmek bazı
faktörlere bağlı olmaktadır. Bunlardan ilki işletmenin finansal kaynakları ve toplam
tutundurma bütçesidir.
Tutundurma bütçesi, tutundurma harcamalarının marjinal katkıyı sağladığına
inanılan miktarda belirlenebileceği gibi, rakiplerin harcama miktarları, satışların belirli
bir yüzdesi ve yatırımların geri dönüş oranı dikkate alınarak da oluşturulabilir. Ayrıca,
tutundurma amaçlarına uygun miktarın belirlenmesi veya tamamen keyfi olarak da
tutundurma bütçesi belirlenebilir. Bu tür yöntemler daha çok reklam bütçesinin
belirlenmesinde kullanılsa da, diğer tutundurma elemanlarının bütçelenmesinde de
kullanılabilmektedir (Kurtuluş, 1973: 69-100).
Ürünün özellikleri de tutundurma karmasının belirlenmesinde etkili olmaktadır.
Ekonomik, demografik, teknolojik, pazarın yapısı gibi pek çok faktör tutundurma
karmasının oluşumunda etkili olmaktadır. Tüketim ürünleri ve endüstriyel ürünler
arasında da tutundurma karmasının kullanımı açısında büyük farklılıklar bulunmaktadır.
Tüketim ürünlerinde satış tutundurma ve reklam daha büyük bir yer alırken, endüstriyel
ürünlerde kişisel satış en büyük paya sahip bulunmaktadır.
Tutundurma karmasını etkileyen bir diğer faktörde ürün yaşam eğrisidir. Ürün
yaşam eğrisinin giriş döneminde ürünün tüketiciler tarafından fark edilmesini
sağlayacak bilgilendirici çalışmalar çok önemlidir. Bu dönemde hemen tüm tutundurma
karması elemanları kullanılmaktadır. Kullanım oranı ve şekli ürün ve pazar yapısına
göre değişkenlik gösterebilir. Çok sayıda kişinin dikkat ve ilgisini çekmede yararlı
olacağından reklam bu dönemde önemlidir. Ayrıca halkla ilişkiler ve tanıtım çalışmaları
da yine bu dönemde etkili kullanılır. Büyüme dönemine girmiş bir ürün için önemli olan
28
tüketiciyi satın almaya ikna etmektir. Pazarlama yöneticisi tüketicilerin marka tercihini
kazanmalı ve güçlü bir dağıtım sistemi uygulamalıdır. Satış tutundurma ve tanıtım bu
dönemde önemli değildir. Bu dönemin asıl büyük gücü reklam olacaktır. Çünkü reklam
ile marka farkındalığı daha güçlü sağlanır. Ayrıca gerek aracı kurumlarla güçlü bir
dağıtım sistemi kurabilmek için gerekse endüstriyel tüketici için kişisel satış da
önemlidir. Olgunluk aşamasındaki bir ürün için reklam artık sadece hatırlatıcı bir işlev
görmektedir. Satış tutundurma çalışmaları, kuponlar bu dönemde önem kazanmaktadır.
Düşüş döneminde ise tutundurma karması elemanları için çok az para harcanmaktadır
ve harcandığında da bu ağırlıklı olarak satış tutundurmaya ayrılmaktadır (Berkowitz,
vd., 1997: 502-503).
Ürün Hayat
Eğrisi
Dönemleri
Tutundurma
Amacı
Giriş
Büyüme
Olgunluk
Düşüş
Bilgilendirmek
Đkna Etmek
Hatırlatmak
Yok
* Önemli
* Aracılara
* Hatırlatıcı
* Satış
dergilerde
yönelik kişisel
reklamlar
tutundurmaya
duyurum
satış
* Reklam
Tutundurma
Çalışmaları
* Satış ekibinin
aracılara
çalışmaları
şeklinde
yaratıcı reklam
hazırlanmış
(Bu sayede
çalışmaları
rakip markalar
ürün
dağıtımları
kuponlar
* Farklılık
yönelik
*Bedava örnek
* Đndirim ve
arasında ayırt
harcanan az
miktarda para
satış
tutundurma
çalışmaları
edilebilmeyi
* Sınırlı kişisel
sağlama)
satış
Şekil 2: Ürün Yaşam Eğrisi Dönemlerinde Tutundurma Çalışmaları
Kaynak: Eric N. Berkowitz, Roger A. Kerin, Steven W. Hartley, William
Rudelius; Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997, s.502.
29
Dağıtım biçimi de tutundurma karmasını etkilemektedir. Ürünün dağıtımını
kendisi yapan firmalar daha çok satış elemanına yönelecektir. Ancak dağıtımda aracılar
kullanıldığında aracılara yönelik tutundurma çalışmaları önem kazanacaktır.
Dağıtım sisteminde yer alacak aracıların sayısı dağıtımın yoğunluğu olarak
tanımlanır. Üç tür yoğunluktan bahsedilebilir. Yoğun dağıtımda, ürünün istenilen yerde
ve zamanda bulunmasını sağlamak için çok geniş bir dağıtım kullanılır. Rekabet şartları
ağır ve hedef tüketici grubu büyüktür. Bu durumda reklam çalışmaları önem kazanır,
satış elemanlarının etkisi azalır. Sınırlı dağıtım sisteminde bir ya da birkaç aracı
kullanılmaktadır. Doğal olarak satış elemanları ile yürütülen tutundurma çalışmaları
önem kazanır. Đşletmeler sınırlı sayıda aracılara ulaşma olanağına sahip olduklarından
satış elemanlarının etkin kullanımına çalışılır. Seçimli dağıtımda, en kârlı olan aracılarla
çalışılır. Genellikle beğenmeli ürünler için söz konusudur. Marka imajını artıran her
türlü tutundurma çabası etkili biçimde uygulanmalıdır (Odabaşı, Oyman, 2007: 88-89).
Đtme ve çekme stratejileri de tutundurma karması elemanlarının kullanım
yoğunluğunu belirlemektedir.
Đtme stratejisi, satış gücüyle ticari promosyonun kullanılarak bir ürünün
pazarlama kanalları boyunca iletilmesi olayıdır. Üretici etkin bir biçimde sürekli
ürününü toptancılara satmaya çalışmaktadır. Toptancılarda yine aynı etkinlikle bu ürünü
perakendecilere pazarlamaya çalışmaktadırlar ve perakendeciler de, tüketiciye bu
ürünün promosyonunu yapmaya çalışırlar (Saçkan, 1995: 5).
Etkili bir itme stratejisi için üretici açısından bazı koşulların oluşması
gerekmektedir. Bunlar (Stanley, 1982: 104):
•
Ürün, farklı özellikleri olan ve kaliteli bir ürün olmalıdır. Ayrıca satış
ekibinin ürünle ilgili olarak anlatabileceği önemli noktalar olmalıdır.
•
Göreceli olarak yüksek fiyatlı ürün olmalıdır.
•
Aracı kuruluşlar ve satış ekibi için yeterli düzeyde ekonomik teşvikler
sunulabilmelidir.
30
Đtme stratejisi uygulanırken en önemli tutundurma karması elemanı kişisel satış
olmaktadır. Kişisel satışla beraber satış tutundurma çalışmaları ve aracılara yönelik
hazırlanan reklam kampanyaları da ürün veya hizmetin özellikleri ve pazar yapısına
göre belirli oranlarda kullanılmaktadır.
Para indirimleri, satış ekibine yönelik ve ticari yarışmalar, satış elemanı ödülleri,
gösteriler, doğrudan postalama çalışmaları, eğitim programları, kredi imkanları satış
ekibine yönelik ve ticari amaçlı yapılan itme stratejilerine örnek olarak gösterilebilir
(Lancester, Massinghan, 1993: 266).
Đtme stratejisinin aksine çekme stratejisinde üretici tüm tanıtım çalışmalarını
tüketiciye yönelik olarak hazırlamaktadır. Toptancı veya perakendecilerin üreticiden
yeni ürün siparişi verme konusunda direnç gösterdiği durumlarda kullanılan çekme
stratejisinde amaç, tutundurma karması elemanlarını kullanarak nihai tüketiciye ulaşıp
ürünü tanıtmak ve onlarında bu ürünü perakendeciden istemesini sağlamak
amaçlanmaktadır. Perakendeci bunu toptancıya o da üretici firmaya soracak böylece
ürün satışı gerçekleşecektir (Berkowitz, vd., 1997: 506).
Çekme stratejisinin uygulanabilmesi için gerekli olan koşullarda şunlardır
(Odabaşı, Oyman, 2007: 93):
•
Daha çok tüketiciye yönelik reklam çalışmaları yapılmalıdır.
•
Satış
elemanlarının
görev
biçimleri
değişiktir.
Sipariş
alan
türde
olduklarından ücretleri de düşüktür.
•
Aracılara verilen kâr oranları düşüktür. Çünkü, satış çalışmaları ve
harcamaları düşük düzeydedir.
•
Perakendeci seviyede, fiyatlar göreli olarak düşüktür ancak yüksek devir
hızına sahiptir.
•
Finansal bakımdan güçlü işletmelerin uygulayabileceği bir politikadır.
Reklamlara harcanan miktar çok yüksektir. Bu yüzden ufak işletmelerin
seçeceği bir politika değildir.
31
Tüketicilere yönelik yapılan çekme stratejilerine örnek olarak; fiyat indirimleri,
kuponlar, satış tutundurma çalışmaları, ambalaj üstü hediyeler, tüketicilere yönelik
yarışmalar,
ücretsiz
örnekler,
satın
alma
noktasında
reklam
ve
ürünün
konumlandırılması, ambalaj, sponsorluk, kredi imkanları ve doğrudan postalama
çalışmaları gösterilebilir (Lancester, Massingham, 1993: 265-266).
Đtme ve çekme stratejilerini ve uygulama şekillerini karşılaştırmalı olarak şu
şekilde gösterebiliriz.
Đtme Stratejisi
Çekme Stratejisi
ÜRETĐCĐ
ÜRETĐCĐ
Talep
Uyarılması
Akımı
Tutundurma
Çabaları Akımı;
ağırlıklı olarak
aracılara
yönelik kişisel
satış
Talep
Uyarılması
Akımı
TOPTANCI
TOPTANCI
PERAKENDECĐ
PERAKENDECĐ
TÜKETĐCĐ
TÜKETĐCĐ
Tutundurma
Çabaları Akımı;
ağırlıklı olarak
tüketicilere
yönelik reklam
Şekil 3: Đtme ve Çekme Tutundurma Stratejileri
Kaynak: Eric N. Berkowitz, Roger A. Kerin, Steven W. Hartley, William
Rudelius; Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997, s.505.
Đşletmeler çoğu zaman itme ve çekme stratejilerini ayrı ayrı kullanmak yerine,
iki stratejiyi de bir arada kullanmayı tercih ederler. Đtme ve çekme stratejilerinin birlikte
kullanıldıkları stratejiye birleşme stratejisi denilmektedir. Birleşme stratejisinde
pazarlamacı; tüketici talebini yaratmak için çekme stratejisini kullanırken, aynı
zamanda aracıları da itme stratejisiyle güdülemektedir. Pazarlamacı, uyguladığı kişisel
satış ve yaptığı ticari promosyonlarla ürünü pazarlama kanalları boyunca iterken, bir
32
yandan da reklam ve tüketici promosyonlarıyla tüketicileri ürün alımı için motive
etmektedir (Kocabaş, vd., 1999: 67).
Hedef kitlenin satın alma karar aşaması da tutundurma karması elemanlarının
kullanımını etkilemektedir. Satın alma öncesi dönemde bulunan bir tüketici için reklam,
kişisel satıştan daha yararlı olmaktadır. Çünkü reklam ile ptansiyel tüketici, ürünün
hakkında ilk bilgileri alacaktır. Satış tutundurma çalışmaları içerisinde dağıtılan bedava
ürün örnekleri de düşük risk içermesi nedeniyle tüketiciler için önem taşımaktadır. Satın
alma aşamasındaki tüketici için kişisel satış, reklamdan daha etkili olacaktır. Kuponlar,
satış noktası ürün teşhirleri ve indirimler tüketiciyi ürünü satın almaya cesaretlendirecek
uygulamalar olmaktadır. Satın alma sonrası aşamadaki tüketiciler içinde satış elemanı
hala büyük önem taşımaktadır. Gerçekten satış sonrası daha fazla kişisel ilgi tüketicinin
daha fazla tatmin olmasını sağlamaktadır. Benzer olarak tüketiciye doğru tercih
yaptığını hissettirmek için reklam da önem kazanmaktadır. Reklam ve kişisel satış,
tüketicinin satın alma sonrasında yaşayabileceği kaygı oranını azaltmada etkili
olmaktadır. Satış tutundurma çalışmalarından kuponlar da ürünü ilk defa deneyen ve
tatmin olmuş tüketicileri tekrar satın alma davranışı gerçekleştirmesi için yardımcı
uygulamalar olmaktadır (Berkowitz, vd., 1997: 504).
Elbette hedef pazarın özelliklerinden ekonomik, sosyal ve psikolojik faktörler de
tutundurma karmasının oluşturulmasında etkili olmaktadır. Ekonomik nitelikler
arasında harcama yapısı, enflasyon, durgunluk, kredi ve tasarruf yapıları gibi konular
incelenmelidir. Sosyal ve psikolojik faktörler ise tüketici davranışları çatısı altında ele
alınmalıdır. Satın alma karar sürecini etkileyen tüm bu faktörlerin etkisi hedef pazarın
yapısını ortaya çıkarır. Örneğin; yeniliklere açık, özgür kararlar alabilen, yeni sunulan
ürün ve hizmetleri kullanmaya istekli olan hedef pazar yapısı için oluşturulacak
tutundurma karması, bu özelliklere sahip olmayan tüketicilere yönelik tutundurma
karmasına göre farklı olacaktır (Odabaşı, Oyman, 2007: 90-91).
Tutundurma karması elemanlarının pazarlama iletişimi çalışmalarında kullanım
yoğunluğunun belirlenmesi için öncelikle bilinmesi gereken en önemli nokta bu dört
elemanın da temek özellikleri ve kullanım şekilleri olmaktadır. Bu bilgiler çerçevesinde
33
pazarlama iletişiminin en can alıcı noktası olan tutundurma faaliyetleri hazırlanacak ve
tüm kampanyanın başarısını etkileyecektir.
A. Kişisel Satış
Kişisel satış, bir veya daha çok potansiyel müşteri ile karşılıklı konuşmak,
görüşmek ve sonuca ulaşmaktır. Diğer tutundurma elemanlarından en önemli farkı da
müşteriler ile doğrudan iletişim kurmasıdır. Bu iletişim sonucunda dostluk ilişkileri
geliştirme, dinleme ve karşılık verme zorunluluğu olması ve ürün veya hizmeti satan
firmaya doğrudan bilgi toplama imkanı sunması kişisel satışı önemli bir konuma
getirmektedir (Engel, vd., 1991: 74).
Bu tanım çerçevesinde ele aldığımızda kişisel satışın temel özellikleri şunlardır
(Arpacı, vd., 1992: 206-207):
•
Kişisel satış, yüz yüze ilişki ve etkileşimden oluşur.
•
Söz konusu yüz yüze ilişkiler ve iletişim, yetenekli ve bu konuda eğitim
görmüş, uzmanlaşmış ve deneyimli satış elemanlarınca gerçekleştirilir.
•
Kişisel satış, hedef kişi ya da kişileri belirli bir davranışın yapılmasına iter.
•
Kişisel satış pahalı bir tutundurma aracıdır.
•
Kişisel satış genel olarak, pahalı, sık satın alınmayan, gösteri ve özel teknik
bilgi verilmesini gerektiren, sipariş yoluyla satışı yapılan mal ya da
hizmetlerde (örneğin, endüstriyel ürünler, mülk, sigorta ...) daha çok tercih
edilmektedir.
Kişisel satışın amaçları, diğer iletişim çalışmalarının amaçları ve pazarlama
amaçları ile tutarlı ve uyum içerisinde olmak zorundadır. Kişisel satışın amaçları
arasında satışın gerçekleştirilmesi diğer amaçlara göre daha ön planda olmasına karşın
tek amaç olarak düşünülmemelidir. Genel olarak amaçlarda aranan özellikler, kişisel
satış amaçları içinde geçerlidir. Bu açıklamalar ışığında kişisel satışın genel amaçları şu
şekilde özetlenebilir (Odabaşı, Oyman, 2007: 171):
•
Müşteriyi ikna ederek satışın gerçekleşmesini sağlamak
•
Đşletmeye pazar, rakipler ve müşteriler hakkındaki bilgilerin doğru ve
zamanında ulaştırılmasını sağlamak
34
•
Müşterilere uygun seviyede hizmetlerin gitmesini sağlamak
•
Müşteri tatminini sağlamak ve geliştirmek.
Kişisel satış, kişiler arası iletişimin özel bir şeklidir. Đşletmenin satış elemanları
alıcıyla yüz yüze görüşerek malı sözlü olarak tanıtırlar. Diğer tutundurma eylemlerinden
en önemli farkı da alıcıyla dorudan iletişim kurmasıdır (Yükselen, 1994 :161).
Diğer tutundurma elemanlarından farklı olarak müşterilerle doğrudan iletişim
kurulmasını ve geri bildirimlerin hemen değerlendirilmesini sağlayan kişisel satışın
iletişimle ilgili görevleri de şunlardır (Babacan, Çalışkan, 2000: 46):
•
Đşletmenin politikaları ve ürün veya hizmetleri hakkındaki karmaşık
bilgilerin aktarılması
•
Belirgin müşterilerin özgün ihtiyaç ve ilgilerine yönelik iletinin ya da ürün
bilgilerinin tekniklerinin ayarlanması
•
Müşteri, işletmenin ürünleri ya da hizmetlerinin rakiplerininkinden daha iyi
olduğu konusunda ikna etmedir.
Tutundurma karması elemanları içerisinde kişisel satış pahalı bir uygulamadır.
Bu nedenle kişisel satış tercih edilmeden önce avantaj ve dezavantajlarının iyi bir
şekilde bilinmesi gerekmektedir.
Kişisel satışın en büyük avantajı kişisel iletişime dayandığı için müşteriden
gelecek geri bildirimi hemen alması ve buna göre mesajı tekrar düzenleyebilmesidir.
Kişisel iletişim aynı zamanda daha sıcak bir iletişim türü olduğundan müşterilere de
daha samimi gelebilmektedir. Bunlara ek olarak reklamlara oranla tüketicileri ikna etme
olasılığı daha fazladır ve doğası gereği tüketicilerin dikkatlerinin yüksek tutulmasını
sağlamaktadır.
Dezavantajlarına bakıldığında da kişisel satışın en büyük eksisinin belirli süre
içerisinde az sayıda kişi ile ilişki kurabilmeye olanak sağlamasıdır. Bununla birlikte her
bir müşteri ile bağlantı kurmanın maliyetleri yüksek olmaktadır. Bu da kişisel satışı
pahalı bir uygulama yapar. Ayrıca kısa dönemli hedefler için kullanımı uygun değildir.
Zira kişisel satışta amaç uzun ve sürekli bir ilişkidir. Bu nedenle satış ekibinin yönetimi
çok büyük öneme sahiptir. Son olarak tüketicilerin zihninde satış elemanına duyulan
güvensizlikte bazı durumlarda dezavantaja dönüşebilir. Bu dezavantajı avantaja
çevirmek satış elemanının tüketicide yaratacağı güvene bağlı olmaktadır.
35
Tüm pazarlama çalışmaları içinde kişisel satış önde gelen bir faaliyettir. Bazen
bir işletmenin tutundurma politikası geniş ölçüde kişisel satışa dayanmaktadır. Reklam
da dahil olmak üzere diğer tutundurma metod ve çalışmalarının hiçbirisi etkin bir kişisel
satışın ve satış elemanlarının yerini tutamaz; diğer bir deyişle, onlar kişisel satışın
yerine ancak kısmi birer ikame olabilmektedirler. Çünkü çoğu kez tüm tutundurma
programını istenen satış hacmine ulaştıran son adım kişisel satış olmaktadır (Mucuk,
1994: 190).
Bu açıdan bakıldığında özellikle endüstriyel ürünlerin satışında kişisel satış çok
etkili olmaktadır. Buna ek olarak satın alım miktarı göreli olarak büyük olduğunda,
ürünün bazı özelliklerinin açıklanması ve gösterilmesi gerekli olduğunda, ürün düzenli
olmayan aralıklarla satın alındığında ve potansiyel müşteriler ürünün eski modellerine
sahip olduklarında ve bundan dolayı ticari bir tolerans talep ettiklerinde kişisel satışın
tercih edilme oranı artmaktadır (Scott, vd., 1985: 468).
Kişisel satışın iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlar sipariş alım ve sipariş getirme
yöntemleridir.
Klasik sipariş alım yönteminde, şirketin sattığı ürünlerin rutin olarak sipariş ve
yeniden siparişleri alınır. Sipariş alımını yapan kişisel satış uzmanının öncelikli
sorumluluğu varolan müşteriler ve ana satışlarla olan ilişkisidir. Sipariş alımı şeklinde
çalışan kişisel satış uzmanları iki çeşittir. Đlk türünde kişisel satış uzmanı sahada
çalışarak ve müşteri ziyaretleri yaparak, toptancı veya perakendecilerde stoklarda
eksilen ürünlerin yenilenmesini sağlamaktadır. Diğer türde ise kişisel satış uzmanı bir
ofiste çalışarak, tüketicilerden gelen sorulara yanıt vermekte, siparişleri almakta ve
ürünün satılmasını sağlamaktadır. Bu tarz çalışmalar için çoğu şirket dışarıdan
telemarketing hizmeti satın almakta ve tüketicilerine ücretsiz olarak arayabilecekleri
telefon numaralarını vererek satış işlemlerini gerçekleştirmektedir (Berkowitz, vd.,
1997: 551).
Sahada çalışıp sipariş alan kişisel satış uzmanı türüne örnek olarak Türkiye’de
plasiyer dediğimiz satış elemanlarını gösterebiliriz. Sigara, sakız, cips, çikolata vb.
ürünlerin satışlarında bu tip kişisel satış uzmanları yer almaktadır. Bu kişiler, saha
ziyaretleri yaparak perakende satış noktalarındaki eksik ürünlerin siparişlerini alarak
36
satış işlemini gerçekleştirmektedir. Diğer yöntemde ise şirketin ya kendi içinde ya da
dışarıdan destek alarak oluşturduğu satış ekibi sipariş alımlarını yaparak. Özellikle
telemarketing uygulamasıyla birlikte yürütülen sistemde reklamı gören tüketici telefonla
şirketi arar ve ürün siparişini verir. Türkiye’de “Her Eve Lazım” programı ile Doğan
Teleshopping çalışması yapılmakta ve programı izleyen müşteriler ilgilerini çeken ürün
için telefonla sipariş verebilmektedir.
Sipariş getiren kişisel satış uzmanları ise, olası müşterileri bulma, onlara gereken
bilgileri aktarma ve satın almaya ikna etmeye çalışmaktadırlar. Sipariş getiren kişisel
satış uzmanlarında olduğu gibi sahada çalışan ve mağazada çalışan olmak üzere iki
çeşidi bulunmaktadır. Klasik araba satıcılarını bu kategoriye koyabiliriz. Sipariş getiren
kişisel satış uzmanının yüksek derecede yaratıcılığa ve tüketiciyle kurması gereken
güçlü bir empatiye ihtiyacı vardır. Ayrıca satılan ürünle ilgili karmaşık ve teknik
özellikler varsa bunlar hakkında da tam bir bilgi ve uzmanlığının olması gerekir. Bu
nedenle gerek ürün bilgisi, gerekse satış teknikleri konusunda eğitim almaları önemlidir
(Berkowitz, vd., 1997: 552).
Đki kişisel satış şeklinin karşılaştırılmasını Tablo 2’de görebiliriz:
Sipariş Alan
Sipariş Getiren
Ürünün sipariş ve yeniden
Yeni tüketici ve tüketici
siparişlerinde rutin bir yapı.
isteklerini bulma.
Satın Alma
Doğrudan tekrar satın alma ya da
Yeni satın alma ve düzenlenmiş
Durumu
basit satın alma durumlarına
yeniden satın alımlara odaklanır.
Hedef
odaklanır.
Etkinlik
Sipariş alma sürecindeki
Yaratıcı problem çözme
fonksiyonlarda performans
aşamasında görev almaktadır.
gösterir.
Eğitim
Önemli olan ofis eğitimlerini
Önemli olan satış, ürün ve
alması gerekmektedir.
tüketici eğitimlerini alması
gerekmektedir.
37
Tablo 2: Sipariş Alan ve Sipariş Getiren Tekniklerinin Karşılaştırılması
Kaynak: Eric N. Berkowitz, Roger A. Kerin, Steven W. Hartley, William
Rudelius; Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997, s.551.
Klasik dönem pazarlama anlayışında bulunan “ne üretirsem satarım” döneminde
satış uzmanları tüketicilere bir şeyler satabilmek için birçok ikna tekniği denemiştir. Bu
dönemin satış anlayışında sadece ürünü satmak önemlidir ve tüketicilerin beklenti ve
istekleri ikinci plandadır.
Günümüz değişen modern pazarlama anlayışı kişisel satış uygulamalarının da
değişmesi ve modernleşmesini sağlamıştır. Günümüzde kişisel satış çalışmaları da
müşteri odaklı olmaktadır. Müşteri odaklı satış kavramının temelinde, müşterinin satın
alma karar sürecinde nerede olduğunu öğrenme ve onun karar almasına yardımcı olma
yatmaktadır (Loles, 1998: 38).
Klasik dönem satış yaklaşımları ne kadar ürün temelliyse modern satış yaklaşımı
da o kadar müşteri bazlı olmaktadır. Burada amaç ürünü sadece satmak değil müşteri
ihtiyacının giderilmesini sağlamak olmaktadır. Bu açından müşteri odaklı satış
yaklaşımının bazı özellikleri bulunmaktadır (D’Innocenzo, Cullen, 1998: 41):
•
Đnsanların ilgilendikleri konuları konuşarak ilgi uyandırmak.
•
Đhtiyaçları, hedefleri, öncelikleri ve kişisel kazançları ortaya çıkarmak.
•
Müşteri odaklı bir çözüm önermek.
Müşteri odaklı kişisel satışın temelinde, tüketicinin ihtiyaçlarını, istek ve
beklentilerini çok iyi tespit etmek ve satılmak istenen ürün ya da hizmetin sunduğu
yararın bu beklentileri karşıladığını doğru bir şekilde aktarabilmek yatmaktadır. Bunu
sağlayabilmek için kişisel satış uzmanının öncelikle müşteriyle iyi bir empati kurması
gerekmektedir. Ardından doğru belirlenen müşteri ihtiyacını karşılayacak ürün yararları
müşteriye aktarılmaktadır. Burada önemli olan nokta müşteriye ürünü aldığında
kazanacağı yararı net olarak anlatılabilmektir. Bu yarar maddi bir kazanç (ürün fiyat
indirimi, taksit avantajı vb.) olabileceği gibi dolaylı bir yarar da (hava yastığının hayat
kurtarması) olabilir. Bu süreç düzgün bir şekilde yürütüldüğünde müşteri, satın aldığı
38
ürün için verdiği paranın karşılığını aldığını hissedip tatmin olacak ve satış sonrasında
memnuniyet oluşmasıyla markanın sadık müşterileri arasına katılacaktır.
Kişisel satış çalışmalarında satış ekibinin doğru müşteriye, doğru yer ve
zamanda doğru yöntemle ulaşabilmesi için işletmeler bazı yöntemler denemektedir.
Bunlar (Đslamoğlu, 1999: 520-521):
•
Doğrudan tüketici ile ilişki kurma,
•
Tüketici grupları ile iletişim kurma,
•
Satış timinin tüketici grupları ile ilişki kurması,
•
Tüketicilerle konferans tipi ilişki kurma,
•
Aracılarla ilişki kurma,
•
Hizmet işletmeleri ile ilişki kurma olarak özetlenebilir.
Đşletmelere pazarlama stratejileri ve hedefleri doğrultusunda bu yöntemlerden bir
ya da birkaç tanesini kullanmaktadır.
Kişisel satış uygulamalarında en önemli noktalardan birisi de satış elemanının
özellikleri olmaktadır. Satış elemanında bulunması gereken özellikleri dört başlık
altında ele alabiliriz. Bunlar (Gilliam, 1982: 15-20):
•
Kişilik
•
Bilgi
•
Yargılama yeteneği
•
Đkna etme yeteneği.
Satış elemanlarının hepsinin benzer bir kişiliğe sahip olması gerekmemektedir.
Önemli olan satış elemanının kendi başarısını arttıracak bazı kişilik özelliklerine sahip
olmasıdır. Bu özelliklerin başında gayretli ve istekli olma gelmektedir. Satışın doğası
gereği daha canlı ve enerjik bir yapıda gerçekleşmesi gerekir bunu sağlamada da satış
elemanın gayreti etkili olacaktır.
39
Bir satış elemanında olması gereken bir diğer kişilik özelliği de zekadır. Müşteri
ziyaretlerinde konuyu hemen kavrayabilmek, çabuk karar verme, inisiyatif kullanabilme
ve müşteriyi yönlendirme konularında satış elemanının zeki olması büyük önem
kazanmaktadır.
Satış elemanı işini yaparken birçok zorlu durumla karşı karşıya kalabilir. Marka
ile ilgili şikayetler, anlatılanlara inanmama, kabul etmeme gibi birçok zor durum
karşısında satış elemanının
cesur
olması
ve
bunlarla
mücadele
edebilmesi
gerekmektedir.
Bir satış elemanında olması gereken önemli bir diğer kişilik özelliği de dürüstlük
ve güvenilirlik olmaktadır. Bu iki özelliği birbirinden ayırmamız imkansızdır. Satış
elemanının müşterilerine karşı dürüst davranması ve sözlerini tutarak bunu
davranışlarıyla da kanıtlayıp güven uyandırması müşteriler gözünde olumlu bir ölçü
olarak değerlendirilmektedir.
Kişilik özellikleri ne kadar eksiksiz olursa olsun bir satış elemanının bu kişilik
özelliklerini alanında sahip olduğu bilgi birikimiyle desteklemesi satışın gerçekleşmesi
için önem teşkil etmektedir. Satış elemanı çalıştığı firmanın yapısı hakkında, sattığı
ürün ya da hizmet hakkında, pazarda yer alan rakip firmalar ve rekabet koşulları
hakkında, çalışma bölgesinin yapısı ve müşteri özellikleri hakkında ve genel ticari
durum hakkında bilgi sahibi olmalı ve bunları satış görüşmelerinde gerektiği yerde ve
yararına olacak şekilde kullanması gerekmektedir.
Satış elemanının yargılama yeteneği de önemli bir özelliktir. Müşteriden gelen
itirazları değerlendirmede, satışı gerçekleştirmede, müşteriyi ikna etmede satış
elemanının satış sürecini yorumlaması ve bu yorumları kararlarına uyarlayabilmesi
önem kazanmaktadır.
Son olarak satış elemanının ikna edici olması gerekmektedir. Özellikle gün
içerisinde birçok farklı satış elemanı tarafından ziyaret edilem bir müşteriyle görüşen
satış elemanının rakip markalar arasından kendi markasının satılmasını sağlayabilmesi
müşteriyi ikna etmesiyle gerçekleşir. Đkna edebilmenin en önemli şartı da müşterinin
40
gerçek ihtiyaçlarının belirlenmesi ve markanın bu ihtiyaçları hangi özellikleriyle
giderdiğinin doğru bir şekilde aktarılmasına bağlıdır.
Satış
ekibinin
yönetilmesinde
ücretlendirme
de
önemli
ir
noktayı
oluşturmaktadır. Genellikle sabit ücret ve değişken ücret arasında en uygun sistem
seçilmeye çalışılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında satış elemanına ödenecek ücret dört
farklı türde ödenebilmektedir. Bunlar (Taşkan, 1994: 103):
•
Sadece Ücret
•
Sadece Prim
•
Ücret ve Prim
•
Ücret ve Komisyon
Satış elemanına aylık olarak belirli bir ücret ödenmesi sistemi sadece ücret
yöntemi olmaktadır. Bu yöntemde, çalışan güven hissi duyacaktır. Ancak daha başarılı
olan satış elemanlarını değerlendirmede yetersiz kalınacağından dolayı rekabetçi bir
yöntem değildir.
Prim
sistemi,
satış
elemanı
belirli
bir
rakamın
üzerine
çıktığında
uygulanmaktadır. Esnek bir yöntemdir ancak primin verileceği koşullar çok iyi ve
objektif bir şekilde belirlenmelidir.
Komisyon sistemi ise daha çok belirli bir ürün ya da müşteriler için özel
çalışmalar gerektirdiğinde uygulanmaktadır. Komisyon oranı ve oranın uygulandığı
müşteriler ya da ürün pazar koşullarına göre değerlendirilmektedir.
Đşletmeler genellikle bu üç sistemi belirli oranlarda bir arada kullanmaktadır.
Satış ekibinin satış volümünü yükseltebilmek için genellikle sabit bir maaş ve bu maaş
üzerine satış oranlarından verilen prim ya da komisyon sistemi şeklinde ücretlendirme
kullanılmaktadır.
Satış ekibinin yönetiminin önemli konularından birisi de satış ekibinin
örgütlenmesidir. Örgütlenmede genellikle iki tür örgüt yapısına rastlanmaktadır
(Odabaşı, Oyman, 2007: 190):
•
Coğrafi temele göre örgütlenme
41
•
Müşterilere göre örgütlenme
Coğrafi temele göre örgütlenme, genellikle müşterilerin bölgesel dağılımı göz
önüne alınarak müşteri ihtiyaçlarının daha etklili biçimde giderilmesini amaçlamaktadır.
Daha çok tüketim ürünlerinin pazarlanmasında görülen bir uygulamadır.
Müşterilere göre örgütlenmede amaç, müşterilerin ihtiyaçlarının eksiksiz
biçimde analiz etmektir. Bu sistemde satış elemanları belirli bir müşteri grubunu daha
iyi tanıyacağından etkinlik daha fazla olacaktır.
Kişisel satış konusu içerisinde ele alınacak son noktada satış elemanı ve satış
ekibinin performansının değerlendirilmesidir. Değerlendirmede objektif davranabilmek
için işletmeler genellikle satış hacmi, kâra katkı gibi ölçülebilir çalışmalarını temel
almaktadır. Satış elemanının genel değerlendirmesinde üç temel nokta ön plana
çıkmaktadır (Wilmhurst, 1984: 170):
•
Kotalara göre elde edilen performans
•
Yeni kazanılan müşteriler
•
Kaybedilen müşteriler
Bunlara ek olarak yapılan görüşme sayısı, siparişlerin görüşmeye oranı ve
siparişlerin miktarı da satış elemanının değerlendirilmesinde etkili olmaktadır.
Günümüzde satış elemanının değerlendirilmesinde sadece ve sadece satış üzerinden
ölçülebilir değerler ele alınmamaktadır. Satış elemanının yaptığı işi sahiplenmesi,
şirkete bağlılığı, kişisel gelişimi, müşterileri ve çalışma arkadaşlarıyla olan ilişkileri de
değerlendirmelerde göz önünde bulundurulmaktadır.
B. Satış Tutundurma
Satış tutundurma ya da satış geliştirme, pazarlama iletişimi karmasına nispeten
yeni dahil olan bir çalışma türüdür. Kişisel satış, halkla ilişkiler ve reklam dışında,
tüketici veya kullanıcıların alımını harekete geçirmeye ve aracıların etkinliğini
arttırmaya, özendirmeye yönelik, süreklilik göstermeyen, olağan rutinde olmayan, kısa
dönemde satın almayı teşvik edici, kendine özgü tutundurma ve satış çabalarına satış
geliştirme denilmektedir (Tek, 1999: 780).
42
Satış geliştirmenin son yıllarda hızla gelişmesinde çeşitli pazarlama çevresi
faktörlerindeki değişmeler önemli rol oynamıştır. Đlk olarak yeni ürünlerin ve
markaların çoğalması, yeni potansiyel alıcıları bunları denemeye sevk etmek için yoğun
satış çabalarını gerektirmektedir. Buna karşılık yerleşmiş durumdaki markalar karşı
tutundurma çabalarına girişmekte ve bu amaçla yeni usul ve metodlar bulmaya
yönelmektedir. Đkinci olarak, enflasyon vb. nedenler tüketicilerin fiyata karşı
duyarlılığını artırmakta, böylece kuponlar, çekilişler, hediyeler, indirimler, birkaç ürün
alana bir tane bedava verme gibi çeşitli şekillerdeki tutundurma yolları çekici hale
gelmektedir. Üçüncü olarak genelde rekabetin artması ve dördüncü olarak da eşantiyon
verme, hediye verme gibi birçok satış geliştirme aracının satış artırıcı etkisini hemen
göstermesi ve bu durumunun artık yöneticilerce daha iyi anlaşılmasıdır (Mucuk, 1994:
234).
Günümüzde şirketlerin satış tutundurma çalışmalarına daha fazla önem
vermesinin nedenleri de şunlardır (Belch, Belch, 1990: 530):
•
Perakendecilerin artan gücü
•
Tüketicilerde marka sadakatinin azalması ve pazara sürekli yeni markaların
sunulması
•
Tüketici pazarındaki değişiklikler
•
Kısa dönemli bakış açıları
•
Ölçülebilirlik
Günümüz pazar koşullarında tüketiciler hakkında geniş bilgiye ulaşabilmeleri,
kendi markalarını pazara sunabilmeleri gibi avantajları sayesinde güç dengesi
üreticilerden perakendecilere kaymaktadır. Bunun sonucunda da üretici firmalar,
perakende
noktalarındaki
yer
alabilmek
için
satış
tutundurma
yöntemlerini
kullanmaktadır.
Birçok ürün grubunda birbirinin yerine ikame edilebilecek çok sayıda marka
bulunmaktadır. Bu markalar arasında büyük bir fark olmadığı ve tüketicilerin marka
43
sadakati göstermediği durumlarda tüketicileri ürüne çekebilmek için satış tutundurma
yöntemleri önem kazanmaktadır.
Tüketici pazarları kitlesellikten uzaklaşıp daha küçük pazar dilimlerine
bölünmeye başlamıştır. Bunun sonucunda da üretici işletmeler daha ayrıntılı ve detaylı
çalışarak bu küçük pazar dilimlerine ulaşmaya çalışmaktadır. Bunu sağlamada da satış
tutundurma çalışmaları kullanılmaktadır.
Satışların kısa dönemli artışını sağlamada da satış tutundurma çalışmaları
önemlidir. Pazara yeni bir ürün sunulduğunda ya da yoğun rekabet ortamında diğer
markalar arasından sıyrılıp fark edilmeyi sağlamada satış tutundurma çalışmaları
işletmelere yardımcı olmaktadır.
Son olarak ölçülebilirlik de işletmelerin satış tutundurmaya önem vermesinin
nedenleri arasında yer almaktadır. Bilgisayar ve veri tabanı sistemlerindeki gelişmeler
sayesinde satış tutundurma çalışmalarının sonuçları günlük olarak rahatlıkla
ölçülebilmektedir.
Satış tutundurma çalışmalarının uygulama şekli ve sıklığı şirketler ve sektörler
arasında farklılıklar gösterebilmektedir. Ancak genel olarak satış tutundurmanın bazı
avantajları bulunmaktadır. Bunlar (Stanley, 1982: 300):
•
Satış tutundurma yöntemleri gerek aracılar gerekse tüketiciler içinde bir
şeyler kazanma duygusu uyandırır. Bu da ürüne yönelik olumlu tutumlar
geliştirir.
•
Satış tutundurma çalışmaları doğrudan harekete geçirici uygulamalardır ve
satışlara yansıya sonuçlar hemen gözlenebilir. Örneğin bir akaryakıt
firmasının belirli bir miktarda ürün alımı karşılığı bir hediye verilmesi
durumunda tüketiciler satın alma miktarını satış noktasında artırabilecektir.
Bu da günlük satışlara yansır.
•
Satış tutundurma yöntemi oldukça esnektir. Yeni ürün tanıtımlarında
kullanılabilir.
44
•
Satış tutundurma diğer çalışmalara ek olarak uygulanmaktadır. Tüketiciler
bu sayede satın almalarının sonucunda ekstra bazı faydalar elde etmektedir.
•
Her
türlü
işletme
tarafından
etkinlikle
kullanılabilir.
Reklamla
karşılaştırıldığında ucuz olması küçük işletmeler tarafından da tercih
edilmesini sağlamaktadır.
Bu avantajlarına karşılık satış tutundurmanın dezavantajları da şunlardan
oluşmaktadır (Odabaşı, Oyman, 2007: 197):
•
Satış tutundurma çalışmaları geçici ve kısa ömürlüdür. Uzun dönemli
planlandıklarında yararlı olmaz.
•
Satış tutundurma çalışmaları tek başına kullanılmaz. Genellikle diğer
tutundurma çalışmalarıyla birlikte uygulanır.
•
Satış tutundurma çalışmalarının aynen tekrar edilmesi zordur.
•
Bir ürün için yapılan çok çeşitli satış tutundurma uygulamaları ürünün
imajını olumsuz etkileyebilir.
•
Reklam ajanslarında en yaratıcı yetenekler bu işlere ayrılmaz. Genellikle
ajanslar, satış tutundurma çalışmalarını düşük statüde görürler.
Satış tutundurma, satış gücünü desteklemek, ürünün pazarlanmasında aracı
desteklerini sağlamak ve tüketiciler tarafından ürünün satın alımını arttırmak gibi bazı
genel amaçlara sahiptir (Stanley, 1982: 304). Ancak bu amaçlar fark edildiği gibi daha
çok satış temelli amaçlardır. Satış tutundurma çalışmalarının marka sadakati sağlama
veya satış ekibini motive etme gibi farklı amaçları da bulunabilir. Bu açıdan
baktığımızda satış tutundurmanın taşıdığı farklı amaçları kısaca şu şekilde
özetleyebiliriz:
•
Yeni müşterileri tanımak ve onları çekmek,
•
Yeni ürünü sunmak,
•
Tutunmuş bir markanın kullanma sayısını arttırmak,
•
Eski müşterilerin daha çok kullanmalarını özendirmek,
•
Müşterileri ürün iyileştirmeleri hakkında eğitmek,
45
•
Perakendeci mağazalarına daha çok müşteri getirmek,
•
Satışlardaki oynamaları istikrara kavuşturmak,
•
Aracıların stoklarını arttırmalarını sağlamak,
•
Rakibin pazarlama çabalarını karşılayıcı önlemler almak,
•
Süpermarketlerde ve bölmeli mağazalarda raflarda ve standlarda daha fazla
yer ve teşhir sağlamak. (Oluç, 1989: 7)
•
Öteki pazarlama bileşenlerinin etkinliğini artırmak, ilave katkılarda
bulunmak,
•
Planlanmamış, anında güdülenmiş satın almaları arttırmak,
•
Müşterilere bir değer aktarmak, vermek,
•
Satışları kısa dönem için veya hemen artırmak,
•
Tüketiciyi ürünü denemeye teşvik etmek,
•
Satış sıkıntısını geçici olarak geciktirmek,
•
Ürün ya da diğer pazarlama bileşenlerinde yapılan yeniliği vurgulamak,
güçlendirmek, bütünlemek,
•
Müşteriler, tüketiciler, kanal üyeleri, firma satış elemanları ve diğer
gruplarda coşku sağlamak, onları motive etmek (Kaya, 1983: 22).
Satış tutundurma çalışmalarının sınıflandırılmasında da pek çok farklı çeşit
bulunmaktadır. Ancak en sık kullanılan sınıflandırmaya göre satış tutundurma
çalışmaları, tüketicilere yönelik çalışmalar, aracılara yönelik çalışmalar ve satış ekibine
yönelik çalışmalar olarak üçe ayrılmaktadır.
1. Tüketicilere Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
Tüketicilere yönelik satış tutundurma çalışmaları tüketicilere dolaysız olarak
ulaşan ve perakendeciler aracılığıyla ulaşan uygulamalar olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Dolaysız uygulamalar genellikle işletmelerin aracı kurumlara ihtiyaç
duymadan yaptıkları çalışmalardır. Örnek ürünler, kuponlar, yarışmalar, çekilişler bu
alana girmektedir.
En sık kullanılan satış tutundurma çalışmalarından birisi tüketicilere ücretsiz ya
da indirimli fiyattan sunulan örnek ürünlerdir. Genellikle yeni ürün sunumlarında
46
kullanılır ve örnek ürün küçük bir ambalajla tüketicilere sunularak ürünü denemeleri ve
satın almaları sağlanmaya çalışılır (Berkowitz, vd., 1997: 511).
Ambalajın çok küçük olması ürün hakkında yeterli bilgiyi tüketiciye
vermeyecek, fazla büyük olduğunda ise satın alma olumsuz etkilenecektir. Örnek ürün
dağıtımı olgunluk aşamasında olan ve bilinen bir ürün için kullanılmamalı ve mutlaka
reklamlarla desteklenmelidir. Ayrıca perakendecilerden gelecek ürün taleplerini
karşılayabilmek için de yeterli düzeyde ürün bulundurulması gerekmektedir (Odabaşı,
Oyman, 2007: 206).
Yarışma ve çekilişlerde satış tutundurma kapsamında sıklıkla kullanılan
uygulamalardır. Birbirlerine benzemelerine rağmen aralarında küçük bir fark
bulunmaktadır. Yarışmada tüketiciden bir şey yapması istenir ve biraz beceri unsuru
bulunmaktadır, çekilişte ise tamamen şans faktörü yer alır. Yarışmalarda genellikle
tüketiciden bir şey yapması istenir bu bir isim bulma, hikaye yazma, mesaj atma
olabilir. Bunu başaranlar arasında çekilişle hediye verilir. Çekilişler ise tamamen şansa
dayalıdır, tüketiciden ürünün ambalajını ya da üründe bulunan bir şifre, kodu
göndermesi istenir. Gönderenler içerisinden yapılan çekilişle kazanana hediye
gönderilir.
Gerek yarışma gerekse çekilişlerde ürün kullanımını ispat etmek koşulu yasal
olarak kabul edilmemektedir. Bu durumda, çalışmaların doğrudan satışlar üzerindeki
etkisini ölçebilmek oldukça zordur ve uzun bir zaman dilimini gerektirebilir (Odabaşı,
Oyman, 2007: 209).
Bir diğer satış tutundurma çalışması olan kuponlar, üzerinde belli bir parasal
değer taşıyan, değişik yöntemlerle dağıtılan ve tüketiciye satın alacağı üründe
üzerindeki yazılı parasal değer kadar tasarruf sağlayan bir araçtır (Kavas, 1989: 21).
Kuponlar müşterilere gazete, dergi ya da doğrudan postalama yoluyla aktarılabilir ya da
ürün paketinin, ambalajının üzerinde bulunabilir. Özellikle gıda ürünleri kuponları çok
sık kullanmaktadır. Pizza markaları alınan pizzanın aynısından ikinciyi bedava vermek
için bu tarz kuponlar kullanarak satış tutundurma çalışmaları yapmaktadır.
47
Tüketicilere yönelik yapılan satış tutundurma çalışmalarından dolaylı olanlarda
da perakendeci kuruluşların etkisi ön plana çıkmaktadır. Mağaza içi çalışmalar, hediye
dağıtımları, fiyat indirimleri, hediye pulları bu tarz satış tutundurma çalışmalarına örnek
olarak verilebilir.
Mağazalarda daha çok satış yeri uygulamaları adı altında bazı satış tutundurma
çalışmaları uygulanmaktadır. Ürün veya örneği mağaza içerisinde yoğunluğun olduğu
yerlerde veya kasa önlerinde bağlantılı reklam çalışmasıyla sergilenerek veya reklam
çalışmasının şekli verilerek sergilenmekte ve dikkat çekilmeye çalışılmaktadır
(Berkowitz, vd., 1997: 511-512). Bu uygulamanın bir başka çeşidi olarak mağaza
içerisinde ürünle ilgili bilgi sahibi kişiler ürünün tanıtımını ve kullanım şekillerini
gösterebilir. Bu yönüyle maliyeti yüksek bir uygulamadır.
Hediye dağıtımı, bir ürün ya da hizmetin satın alınmasından dolayı, herhangi bir
şeyin ücretsiz ya da düşük fiyatla verilmesidir. Dağıtılacak hediyeler, hitap edilecek
grubun özelliklerine ve beklentilerine uygun seçilmelidir. Bu yüzden potansiyel
müşterilerin demografik ve psikografik özelliklerinin bilinmesi zorunludur (Odabaşı,
Oyman, 1997: 210-211).
Hediye dağıtımı genellikle doğrudan veya posta yoluyla olmak üzere iki şekilde
yapılmaktadır. Doğrudan hediye dağıtımında satın alınan ürünle beraber ayrı bir hediye
verilebilir veya ürün paketinin yanında o ürünü tamamlayıcı ek bir hediye ürün verilir.
Şampuanın yanında saç kremi hediyesi buna örnek olarak verilebilir. Bundan başka da
ürünün kabı hediye olarak verilir ki bunun en iyi örneği yüksek miktarlarda satılan
deterjanlardır. Bu ürünlerin kapları ileride saklama kabı olarak kullanılabilmektedir.
Posta yoluyla hediyeler ise müşterilerin ürünü satın aldıklarını gösteren bir
belgenin (kapak, isim, marka gibi) posta ile gönderilmesi sonucu dağıtılması ile
yapılmaktadır. Tüketici açısından doğrudan dağıtılan armağanlardan farkı, anında
ödüllendirme olmaması, armağanı elde etmek için bir süre beklemenin gerekmesidir
(Öztürk, 1989: 25).
48
Bir başka satış tutundurma türü de indirimlerdir. Fiyat indirimleri, belirli taksit
imkanları, para iadeleri bu başlık altında ele alınabilir. Benzer şekilde ürün miktarının
daha fazla olduğu ambalajları aynı fiyata satmak da bir fiyat indirimi sayılmaktadır.
Hediye pulları, belirli bir perakendeciden alışveriş yapıldığı için verilen bir
ikramiyedir (Stanley, 1982: 318). Bu uygulamadaki amaç, tüketicinin aynı
perakendeciye gelmesini sağlayıp bir marka sadakati oluşturmaktır.
Hediye pullarının yerini günümüzde daha çok sadakat kartları ya da programları
almaktadır. Birçok alışveriş merkezi kendi sadakat kartlarının kullanımıyla belirli bir
puan avantajı sunmakta ve bu puanları indirim ya da hediye olarak müşterilerine geri
döndürmektedir. Shell’in uyguladığı Club Smart Card buna örnek olarak verilebilir.
Akaryakıt alımlarında puan kazandıran bu kart ile müşteriler hediye kataloğundan
hediyeler seçebilmekte veya güncel bir kampanya da puanlarının bir kısmını
kullanabilmektedir. Amaç satış tutundurma teknikleriyle müşteri memnuniyetini
arttırmak ve sadık müşteri oluşturmaktır.
Tüketicilere yönelik satış tutundurma yöntemlerinin amaç, avantaj ve
dezavantajlarını Tablo 3’de karşılaştırmalı şekilde inceleyebiliriz.
49
Satış Tutundurma
Amaç
Avantajları
Dezavantajları
Đstek duymayı sağlamak
Perakende satıcıyı
Tüketici satın almayı
cesaretlendirir
sonraya bırakabilir
Tüketici için riski
Müşteri satın
düşüktür
almayabilir, algılanan
Çeşidi
Kuponlar
Anlaşmalar
Denemeyi artırmak
ürün değerini düşürür
Tüketiciler, bedava ya
Tüketiciler sadece
da indirimli ürünleri
hediyeyi alabilir, ürünü
sever
satın almaz
Tüketici satın alımlarını
Tüketicinin ürüne olan
Yaratıcı ve analitik
artırmak
bağlılığını artırır
düşünmeyi gerektirir
Mevcut müşterileri daha
Müşterilerin, ürünü
Çekilişler sonrasında
çok satın almaya teşvik ve
kullanma oranının her
satışlar düşebilir
marka değişimini
zamankinden fazla
minimalize etmek
olmasını sağlar
Yeni ürün denemeye teşvik
Tüketici için düşük risk
Şirket için yüksek
etmek
vardır
maliyetler oluşturur
Sadakat
Tekrar satın almayı teşvik
Sadakat yaratmada
Şirket için yüksek
Programları
etmek
yardımcı olur
maliyetler oluşturur
Satış noktası
Ürün denenme oranını
Đyi ürün
Perakendecilerin
uygulamaları
arttırır, mağaza içinde
görüntülenmesini
kullanım alanlarında
uygulanan diğer
sağlamaktadır
zorluk oluşabilir
Müşterileri satın almaya
Talebi uyarmada
Kolaylıka taklit
teşvik etme ve satış
etkilidir
edilebilir, gelecekte
Hediyeler
Yarışmalar
Çekilişler
Örnekler
Firma değeri oluşturmak
tutundurma elemanlarıyla
koordineli çalışma
Đndirimler
azalmasını durdurma
satışları etkileyebilir,
algılanan ürün değerini
düşürür
50
Ürün Yerleştirme
Yeni ürünleri tanıtmak,
Ürünün reklam ortamı
Ürünün sunumu
ürün kullanımını
olmayan bir alanda yer
üzerinde çok az bir
göstermek
almasıyla marka
denetleme olanağı
hakkında olumlu mesaj
olması
aktarılır
Tablo 3: Satış Tutundurma Yöntemleri
Kaynak: Eric N. Berkowitz, Roger A. Kerin, Steven W. Hartley, William
Rudelius; Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997, s.510.
2. Aracılara Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
Aracılara yönelik faaliyetler; kataloglar, broşürler, ortaklaşa reklam, kısa
dönemli fiyat indirimleri, mal avansı, satın alma avansı, yeniden alım avansı, karşılıksız
mal verme olabilmektedir (Babacan, Çalışkan, 2000: 51).
Bunlara ek olarak satın alma noktası reklam uygulamaları, fuarlar ve sergiler,
bayi toplantıları da aracılara yönelik satış tutundurma faaliyetleri arasında yer
almaktadır.
Tüm bu çalışmalarda da amaç, aracı kuruluşların ürünü üreten firmaya desteğini
sağlamak veya desteğini arttırmaktır. Bunu sağlayabilmek içinde aracılarında yapılan
çalışmalardan kazanç sağlaması gerekir. Bu nedenle aracılara yönelik satış tutundurma
çalışmaları uygulanarak destek sağlanmaya çalışılır. Satış artışını getirecek hediyeler,
sorunların tartışılacağı bayii toplantıları, ürününün satıldığı noktada yapılan reklam
çalışmaları, fuar ve sergilere katılım ve ürünün tanıtımının yapılması, iskontolar,
yarışmalar ve hediyeler hep bu desteğin sağlanması için kullanılan satış tutundurma
çalışmalarıdır.
3. Satış Ekibine Yönelik Satış Tutundurma Çalışmaları
Bu çalışmaların iki ana amacı vardır. Birincisi, satış elemanlarının, işlerinde
daha başarılı olmalarını sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için, değişik programlar
ile satış elemanlarının daha iyi hazırlanmaları arzu edilir. Đkincisi ise, satış
elemanlarının daha çok ve arzulu çalışmalarını sağlamaktır. Bu amaca yönelik
51
çalışmalar, satış elemanlarını teşvik etmeye yönelik uygulamaları ve programları içerir
(Odabaşı, Oyman, 2007:217).
Satış toplantıları, kataloglar, şirket amblemli hediyeler, satış el kitapları her iki
ana amaca da hizmet eden ve satış elemanlarının motivasyonunu artırmayı hedefleyen
satış tutundurma çalışmalarıdır.
Satış tutundurma çalışmaları tüketici, aracı kuruluşlara ve satış ekibine yönelik
bir sınıflandırma dışında ürüne, fiyata, satış yerine ve iletişime yönelik olarak da 4
başlık altında da sınıflandırılabilir. Bu alanlarda yapılan tutundurma çalışmalarından
kısaca bahsetmemiz gerekirse (Kocabaş, vd., 1999: 56-58):
•
Ürüne Yönelik Satış Tutundurma: Ürün satış tutundurmasının temel taşı
örnek üründür ve ücretsiz olarak denenir. Örnek ürün genellikle ürünün
kendisinden daha küçük boyuttadır. Örnek ürünlerin yaklaşık yüzde 90’ı,
yeni bir ürün piyasaya sunulurken kullanılmaktadır.
•
Fiyata Yönelik Satış Tutundurma: Fiyata yönelik yapılan satış tutundurma,
ürün fiyatında yapılan düşüşlerle gerçekleştirilir. Böylece ürün ya daha az
fiyata satılmakta ya da aynı fiyata iki kat ürün almak mümkün olmaktadır.
•
Satış Yerine Yönelik Satış Tutundurma: Satış yerine yönelik satış
tutundurma
çalışmaları,
satın
alma
noktasında
reklam olarak
da
adlandırılmaktadır.
•
Đletişime Yönelik Satış Tutundurma: Üreticiler; yarışma, bahis ve diğer şans
oyunlarıyla satışları arttırmaya ve müşteri ilgisini ayakta tutmaya çalışırlar.
C. Halkla Đlişkiler
Halkla ilişkiler, bir örgütün, toplumdaki kişiler ve gruplar ile etkileşim içine
girerek, eylemlerini açıklamasını; toplumun desteğini kazanmasını ve onlardan
gelebilecek tepkilerle yeni düzenlemelere gitmesini sağlayan yönetim işlevi olarak
tanımlanabilir (Ataol, 1987: 6).
Bir başka tanıma göre halkla ilişkiler; özel ya da tüzel kişilerin belirtilmiş
kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek, onları olumlu inanç ve eylemlere
52
yöneltmesi, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön vermesi, böylece karşılıklı yarar
sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır
(Asna, 1997: 214).
Bir diğer tanıma göre işletmeler açısından halkla ilişkiler ise ilişki içinde
bulunduğu kişi ve kuruluşlarla karşılıklı olarak sağlıklı, doğru ve güvenilir ilişkiler
kurmak, geliştirmek, kamuoyunda olumlu izlenimler yaratmak ve toplumsal
bütünleşmek olarak tanımlanabilir (Sabuncuoğlu, 2001: 5).
Tüm iletişim çabalarını kullanabilen halkla ilişkiler, değişik gruplar ve
kamuoyunun organizasyona karşı olan tutumlarını olumlu etkileme üzerine kuruludur.
Organizasyonun müşteriler, yatırımcılar, pay sahipleri, çalışanlar, işçi kuruluşları, yerel
topluluk, hükümet ve toplum gibi değişik hedef kitleler gözünde uygun bir imaj
oluşturmaya çalışmaktadır. Bu tür etkileme ve olumlu imaj ise, gönüllü olarak
toplumsal projeleri desteklemeye dayalı iyi halkla ilişkiler çabaları sonucu elde
edilebilir (Stanton, vd., 1991: 471).
Halkla ilişkilerin kapsamını da halkla ilişkilerin görevleri bağlamında şöyle
sıralayabiliriz (Cutlip, vd., 2000: 4-6’dan aktaran Odabaşı, Oyman, 2007: 131):
•
Örgüt yönetiminin bir parçası olarak planlı ve sürekli bir programı
uygulamak.
•
Örgüt ve kamuoyu arasındaki ilişkileri ele almak.
•
Örgüt içinde ve dışında farkındalığı, görüşleri, tutumları ve davranışları
izlemek.
•
Politikacılar ve eylemlerin kamuoyu üzerindeki etkisini analiz etmek.
•
Kamuoyu çıkarları ve örgütün varlığını sürdürmesi açısından zıtlıklar
bulunan politikalara, prosedür ve eylemlere düzenleme getirmek.
•
Örgüt ve onun kamuoyu açısından bu her iki tarafa da yarar sağlayan yeni
politikalar,
prosedürler
ve
eylemlerin
oluşturulmasında
yönetime
tavsiyelerde bulunmak.
53
•
Örgüt ve onun kamuoyu arasında iki yönlü bir iletişim kurmak ve
sürdürmek.
•
Örgütün içinde ve dışında farkındalık, fikirler, tutumlar ve davranışlarda
özgün değişimler sağlamak.
•
Kuruluş ve onun kamuoyu arasında yeni ilişkiler kurmak ve/veya var olan
ilişkileri korumak için çalışmak.
Halkla ilişkilerde kuruluşun dikkate alma gereği duyduğu, ortak beklentileri olan
insanlar topluluğu, yani kuruluşlarla doğrudan ya da dolaylı bağı olan alt gruplar, halkı
oluşturur. Bir başka deyişle halkla ilişkiler alanındaki halk sözcüğü kuruluşun muhatap
almak durumunda kaldığı hedef kitleyi açıklamaktadır (Peltekoğlu, 1998: 117).
Halkla ilişkilerde hedef kitle çok çeşitli gruplardan oluşmaktadır. Bu gruplar
birbirinden demografik, sosyo kültürel, psikolojik ve ekonomik anlamda farklılık
gösterebilir ama hepsinin işletmeye yönelik davranışları önem teşkil etmektedir. Bu
hedef kitleleri kısaca şöyle sıralayabiliriz (Jefkins, 1983: 60-64):
•
Firmanın faaliyet gösterdiği çevre: Bu çevrede yer alan halkın yanı sıra aynı
çevrede
bulunan
eğitim
kurumları,
yönetimlerde
bu
hedef
kitle
kapsamındadır. Hedef kitlenin kapsamı firmanın iş alanına göre değişiklik
gösterebilir.
•
Çalışanlar: Đşletmenin sadece başarısında değil kurum kimliği içinde
önemlidir. Halkla ilişkiler etkinliklerinde önemli bir yer tutan çalışanların
işletmeye karşı tutum ve davranışları, sadakati, güveni büyük önem
taşımaktadır.
•
Potansiyel işgücü: Firmaların gelecekteki işgücü adaylarını oluşturan yeni
mezunlar, üniversite öğrencileri, diğer şirketlerde çalışanlarda halkla
ilişkileri hedef kitlesi içerisinde yer almaktadır.
•
Tedarikçiler: Đşletmenin iş alanına göre temel hammaddesini ya da enerji,
teknik donanım gibi hizmetleri sunan kurum ya da işletmelerde hedef kitle
içerisindedir.
54
•
Aracılar: Firmaların, ürünlerinin yerel, bölgesel, ulusal ya da uluslar arası
pazarlara ulaşmasını sağlayan kişi ya da kurumlardır.
•
Finansal kurumsal: Firmaların varlığını sürdürebilmesi için gerekli finansal
desteği sağlayan bankalar, yatırım uzmanları ve yatırımcılar bu hedef kitle
grubu içerisinde yer almaktadır.
•
Tüketiciler ve endüstriyel alıcılar: Đşletmenin ürün ve hizmetlerini bireysel
ya da ailesel ihtiyaçlarını karşılamak üzere satın alan tüketiciler ve
ürünlerini üretmek, satmak gibi nedenlerle satın alan endüstriyel alıcılar bu
hedef kitleyi oluşturmaktadır.
•
Fikir liderleri: Görüşleriyle firmaları olumlu ya da olumsuz etkileyebilen ve
bilgili olduklarına olan inanç nedeniyle görüşlerine değer verilen fikir
liderleri de önemli bir hedef kitle olmaktadır. Fikir liderlerinin tarafsız
olduklarına inanç fazlaysa bu kişilerin etkisi çok daha büyük olmaktadır. Bu
nedenle firmalar için önemli bir hedef kitleyi oluştururlar.
Halkla ilişkiler yapısı gereği reklam ve propaganda ile karşılaştırılmaktadır.
Reklamın satış gibi ticari sonuçlara yönelik amaçları, halkla ilişkilerin ise kuruluş
hakkında kamuoyunda olumlu bir imaj yaratmak, prestijini yükseltmek, güven ve destek
sağlamak gibi amaçları vardır. Dolayısıyla halkla ilişkilerde amaçlar uzun yıllar gereken
çalışmaları ve programları gerektirmektedir (Asna, 1997: 216). Bununla birlikte
medyayı kullanma açısından da halkla ilişkiler ve reklam arasında farklılıklar
bulunmaktadır. Reklam, kullandığı medyadaki alan ya da süre için belirli bir bedel
öderken, halkla ilişkiler ise yaptığı uygulama ile o medyadaki alan ya da süreyi bir
bedel ödemeksizin kullanmaktadır.
Reklamcılık ve halkla ilişkiler arasındaki önemli bir farklılık da halkla ilişkiler,
kuruluşların politikalarının oluşturulmasında,
yönetim plan ve programlarının
hazırlanmasında bu çalışmalara ışık tutucu önemli bir etkendir. Bu yapısı ile halkla
ilişkiler bir yöneticilik sanatı olarak da dikkatleri üzerinde toplamaktadır. Buna karşın
reklamcılık ise, satış teşkilatının çalışmalarını kolaylaştıran bir uygulama olarak kabul
edilmektedir (Göksel, Yurdakul, 2004: 104).
55
Reklam ve halkla ilişkiler arasındaki son farklılık da reklamın kuruluşun ürettiği
ürün ve hizmet yelpazesinden sadece bir tanesini tanıtmaya yönelik mesajlar
oluştururken, halkla ilişkiler kuruluşun faaliyet alanlarının tamamını, yöneticisini, iş
görenini ve sermayedarını da tanıtmaktadır. Başka bir deyişle reklamda “Marka Đmajı”
yaratılmaya çalışılırken halkla ilişkilerde amaç “Kurum Đmajı” yaratmaktır (Budak,
Budak, 1998: 12).
Halkla ilişkilerde kuruluşla hedef kitlesi arasında karşılıklı ve iki tarafın da
yararına bir iletişim kurulması esastır. Propaganda ise tek taraflı bir mesaj
bombardımanı, bir beyin yıkama çalışmasıdır. Amaç ne olursa olsun propaganda yapan,
hedef kitleyi kendi yönünde inanç ve eyleme yöneltmeye çalışır. Amaca ulaşmak için
propagandanın gerçekleri saptırdığı, bir ahlaki ilkeye bağlı olmadığı görülür (Odabaşı,
Oyman, 2007: 132).
Propaganda ve halkla ilişkiler arasındaki bir diğer farklılık da halkla ilişkiler
uygulamalarında yüz yüze ilişkilerin önemli bir yer tutmasıdır. Oysa ki propaganda da
sadece kitle iletişimi ve dolayısıyla kitle iletişim araları önemlidir. Yüz yüze ilişkilerin
propaganda uygulamalarında ki yeri son derece önemsizdir (Göksel, Yurdakul, 2004:
120).
1. Halkla Đlişkilerin Türleri
Pek çok farklı şekilde ele alınmasına rağmen halkla ilişkiler yedi türe
ayrılmaktadır. Bu sınıflandırmanın temelinde halkla ilişkilerin iletişim kuracağı taraflar
ve iletişim yer almaktadır.
a. Medya ile Đlişkiler
Halkla ilişkiler çalışmalarının temelinde kamuoyuyla iletişim kurmak ve bu
iletişimi devam ettirmek yatmaktadır. bu iletişimi kurabilmek için halkla ilişkilerin
medyaya gereksinimi olacaktır. Medya ve halkla ilişkiler uzmanı arasındaki ilişkiler
uzlaşma veya muhalefet şeklinde olabilir. Özellikle işletmenin yaşadığı kriz gibi zorlu
durumlarda medya, işletmeyi kendisine hedef belirleyecektir. Televizyon, radyo, gazete
veya internet olsun medyanın dört temel beklentisi olacaktır (Stone, 1995: 160):
•
Đyi bir hikaye
56
•
Rakiplerinkinden daha iyi bir hikaye
•
Rakiplerinkinden daha iyi ve doğru bir hikaye
•
Rakiplerinkinden daha iyi, doğru ve kamuoyunu ilgilendiren bir hikaye
b. Kriz Yönetimi
Kriz, örgütün üst düzey hedeflerini tehdit eden, işletmenin yaşamını tehlikeye
sokan ve işletmenin hızla tepki göstermesinin zorunlu olduğu özel durumlardır (Budak,
Budak, 1998: 201).
Kriz yönetimi ise; kuruluşun içinde bulunduğu zor durumun atlatılmasına
yönelik olarak yapılan yönetsel çabaların tümünü ifade etmektedir (Göksel, Yurdakul,
2004: 424).
Her krize hazırlıklı olunamayabilir ancak yine de genel hatlarıyla hazırlanacak
bir krize karşı başarılı olunacaktır. Krize karşı etkili ve başarılı olabilmek için kriz
ekibinin oluşturulması gerekir. Halkla ilişkiler uzmanı da kriz ekibinde olması gereken
bir elemandır. Kriz durumlarında medya ile ilişkileri yürütmede, ilgili birimlere hızlı bir
şekilde yanıtları verebilmek halkla ilişkiler uzmanının sorumluluğundadır.
c. Çalışanlarla Đlişkiler
Bir işletmenin başarısında en önemli etkenlerden birisi de çalışanlarıdır.
Çalışanlarla kurulan doğru ve etkili bir iletişim hedeflere ulaşma konusunda yararlı
olacaktır. Đşte bu iletişimi kurma ve yürütme görevi halkla ilişkilerin alanına
girmektedir.
Çalışanlarla olan iletişimde ilk olarak mesajları, bilmesi gereken herkese
ulaştırmak önemlidir. Bunun içinde mesajı alacak kişilerin doğru belirlenmesi gerekir.
ikinci önemli nokta iletişime geçilecek kişilerle doğrudan iletişim kurulması yer alır.
Son olarak da çalışanların tam olarak neyi yapmaları istendiğini aktarmak için en etkili
araçları seçip, neyin hedeflendiği çalışanların verdiği tepkiler doğrultusunda
iletilmelidir (Stone, 1995: 111-113).
57
d. Finansal Đlişkiler
Đşletmenin varoluşu ve işleyişi ile ilgili finansal kaynakları sağlayan kişi ve
kuruluşlarda halkla ilişkiler için iletişim kurulması gereken önemli hedef kitlelerden
biridir. Firmaların finansal performansları ile ilgili analizleri yaparak şirket hisselerinin
değer kazanması ya da kaybetmesi konusunda rol oynayan kişi ve kuruluşlar da bu
kitleye dahil edilmelidir. Ayrıca küçük bir kuruluş için yerel bankalarla başlayan
finansal hedef kitle, sigorta şirketleri, kredi kurumları, ticari bankalar, yatırım aracıları,
ticari birlikleri de kapsamaktadır (Göksel, Yurdakul, 2004: 259-260).
e. Devletle Đlişkiler
Bu ilişkiler, yerel yönetimlerle olan ilişkilerden, yasa koyucularla olanlarına
kadar geniş bir yelpazede ele alınmaktadır. Devletle ilişkiler kapsamında lobicilik
faaliyetleri akla gelmektedir.
Lobicilik; halkın, baskı gruplarının, şirketlerin ya da lobilerin ülkelerinde ya da
yabancı ülkelerdeki yasama, yürütme hatta yargı organlarına yönelik, çıkarları
doğrultusundaki
yasaların
desteklenip,
desteklenmemesi
doğrultusunda,
baskı
gruplarının yetkilileri, ülke temsilcileri veya kiralanan lobiciler aracılığı ile
sürdürdükleri bir dizi organize eyleme verilen addır (Dinçer, 1998: 51).
f. Toplumla Đlişkiler
Bu çalışmalar genellikle sosyal sorumluluk kampanyalarında kendisini
göstermektedir. Đşletmelerin gerek faaliyet gösterdikleri çevrede ya da genel toplumsal
bir konuda toplum yararına yaptığı çalışmalarda halkla ilişkilerin alanına girmektedir.
Tarihi eserlerin korunması, hayvanların korunması, çocukların korunması, eğitim
çalışmaları, kültürel faaliyetler hep toplumla iyi ilişkiler kurabilmek için şirketlerin
halkla ilişkiler üzerinden kullandığı yöntemler olmaktadır.
g. Kurumsal Halkla Đlişkiler
Kurumun başarısını etkileyebilecek çevresel konulara-sorunlara kurumun
tepkisini, çeşitli kitlelerin gözündeki imajını, kurumun ünü hakkındaki değerlendirmeler
yapma ve yönetime tavsiyelerde bulunma faaliyetlerini kapsamaktadır (Odabaşı,
Oyman, 2007: 141).
58
CPR (Corporate Public Relations) olarak da bilinen kurumsal halkla ilişkiler için
kurum imajı, kurum kültürü ve kurum kimliği kavramları önemlidir.
Kurum imajı, bir kuruluşun ya da kişiler grubunun bir kuruma gösterdiği
duygusal olduğu kadar, rasyonel bağdaştırmaların bütünü olarak tanımlanmaktadır
(Peltekoğlu, 1998: 288). Kurumsal imajı şekillendiren unsurlar da başta kurum kültürü
olmak üzere kurum felsefesi ve kurum kimliğidir. Kurum kimliği de kurumsal dizayn,
kurumsal daranış ve kurumsal iletişim olarak kurum imajına etki etmektedir.
Kurum kültürü, kurum tarafından benimsenen değerler, örgütün çalışanlarına ve
müşterilerine yönelik politikasına kılavuzluk eden felsefesi, örgüt üyelerince paylaşılan
temel inanç ve varsayımlar, işin nasıl organize edilmesi, otoritenin nasıl kullanılması,
insanların nasıl ödüllendirilmesi ve kontrol edilmesi gerektiğine ilişkin kuvvetli inançlar
bütünüdür (Akıncı, 1998: 33).
Kurum kimliği, örgütün iç ve dış hedef kitlesine kendini anlatma aşamasında
başvurduğu tüm yöntemleri, yani başvurulan toplam iletişimi içermektedir. Bu
yaklaşıma göre toplam iletişim, kurum çalışanları, kurumun çevresi, kurumun ürün ve
hizmetleri aracılığıyla gerçekleşmektedir (Topsümer, 1991: 79).
Kurum kimliği bir örgütün yaptığı bütün faaliyetlerin ya da bir çoğunun ortak
yönlerinden oluşmakta ve kurumun kim olduğunu, ne yaptığını ve bunu nasıl
gerçekleştirdiğini ortaya koymaktadır. Kurum kimliği, kuruluşun kullandığı logosu,
rengi, amblemi gibi görsel unsurların yanında kurumsal dizaynı, kurumsal iletişimi,
kurumsal davranışı ve kurum felsefesini de içermektedir. Bu bağlamda kurum kimliğine
yalnızca dizayn açısından yaklaşmak yanıltıcı olmakta, sözü edilen diğer unsurlar bir
arada o örgüte özgü bir biçimde kullanıldıklarında kurum kimliği oluşmaktadır
(Okay’dan aktaran Göksel, Yurdakul, 2004: 209-210).
Kurum kimliğini oluşturan üç kavramdan ilki olan kurumsal davranış, işletmenin
belli alanlarda aynı tip davranışı sergilemesini anlatmaktadır. Kurumsal davranışın
temelinde işletme hangi ülkede faaliyet gösterirse göstersin aynı tür davranış kalıplarını
sergileme yatmaktadır.
59
Đkinci kavram kurumsal dizayndır ve işletmelerin kendisini görsel olarak ifade
etmesi olarak açıklanmaktadır. Ürün dizaynından ambalaja, işletmenin şirket
binasındaki çevre dizaynından logolara, sembollere, kartvizitlere kadar tüm öğeler
kurumsal dizayn çerçevesinde hazırlanmakta ve bütünlük gösterecek şekilde
yapılmaktadır.
Kurumsal iletişim tüm pazar alanlarına kurumsal davranış etkinliğini iletir.
Kurumsal iletişim, pazarda başarılı olması için reklam, halkla ilişkiler, satış geliştirme,
pazar ve kamuoyu araştırması, personel iletişimi, fuarlar, sponsorluk vb. araçlardan
yararlanmaktadır (Okay, 1999: 66).
h. Pazarlama Amaçlı Halkla Đlişkiler
Pazarlama hedeflerine hizmet etme amaçlı halkla ilişkiler; satışı ve müşteri
memnuniyetini teşvik eden, şirketleri ve ürünleri tüketicilerin istekleri, ihtiyaçları,
çıkarları ve özel ilgi alanları ile özdeşleştiren inanılır, güvenilir bilgi ve etkileşim
iletişimini kullanan toplam bir planlama, yürütme ve değerlendirme programı sürecidir
(Saçkan’dan aktaran Kocabaş, vd., 1999: 85).
Kurumsal halkla ilişkilerde hedef kitlelerle iletişim kurarak kurum kimliğini
kurumsal imaja dönüştürmek, kuruma güven ve anlayış kazandırmak için çalışılırken
pazarlama amaçlı halkla ilişkilerde ürüne yönelik imaj, satış sürekliliği gibi amaçlar
tüketici tatmini ve sadakatiyle bütünleştirilir (Tosun, 2000: 36).
Günümüzde modern pazarlama anlayışının önem kazanması ve rekabetin de
yoğunlaşması sonucunda MPR (Marketing Public Relations) olarak da bilinen
pazarlama amaçlı halkla ilişkiler çalışmaları önem kazanmış ve şirketlerin tutundurma
karmalarında kendisine daha çok yer bulmuştur.
Pazarlama amaçlı halkla ilişkiler proaktif ve reaktif olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Proaktif halkla ilişkilerde, işletmenin pazarlama hedefleri, şirket tanıtım
çalışmaları, ürün ve hizmetleri geniş ölçüde kabul görür. Ortada bir sorun yoktur, her
şey yolundadır. Bu durumda MPR stratejisi de savunucu olmaktan çok hücuma
yöneliktir. Reaktif halkla ilişkilerde ise dış etkiler bazında düşünülür ve bu dış etkilerle
uzun vadeli planların değişmesi söz konusudur. Pazarda meydana gelen değişiklikler,
60
tüketici davranışlarındaki değişiklikler, rekabet koşullarındaki değişiklikler gibi
olumsuz etkiler söz konusudur. Bu durumda halkla ilişkiler, hemen harekete geçmeli ve
bu olumsuz durumlara karşı stratejileri uygulamalıdır. Proaktif halkla ilişkilerin aksine
reaktif halkla ilişkiler savunmaya önem vermektedir (Kocabaş, vd., 1999: 85-86).
Proaktif ve reaktif halkla ilişkilerin detaylı karşılaştırmasını Tablo 4’de şu
şekilde görebiliriz.
PROAKTĐF HALKLA ĐLĐŞKĐLER
REAKTĐF HALKLA ĐLĐŞKĐLER
Hücum stratejili
Savunma stratejili
Uzun dönem pazarlama politikası
Sorun çözücü
Uzun dönem pazarlama politikası
O anlık ve yakın dönemle ilgili değişikliklerle
ilgili politikalar
Đç etkiler (işletme kararları, programlar, Dış etkiler (pazardaki dalgalanmalar, hükümet
planlar)
politikaları, tüketici tutumları)
Đşletmenin güçlü yönleriyle ilgili
Đşletmenin zayıf yönleriyle ilgili
Destekleyici
Düzeltici
Pozitif değişikliklerle ilgili
Negatif değişikliklerle ilgili
Sorulan soru: Nasıl yapmalı?
Sorulan sorun: Ne ve nasıl yapmalı?
Tablo 4: Proaktif ve Reaktif Halkla Đlişkilerin Özellikleri
Kaynak: Goldman’dan derleyen Füsun Kocabaş, Müge Elden, Serra Đnci
Çelebi, Marketing PR, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş., Ankara, 1999, s: 88.
61
D. Reklam
Reklam, kişisel olmayan bir satış çabası, bir pazarlama iletişimi yöntemidir.
Reklamda, reklam yapanın kimliği açıkça belli olmalıdır ve yapılan reklam için reklamı
taşıyan ya da yayımlayan araca para ödenmelidir (Cemalcılar, 1994: 286).
Erol Mutlu Đletişim Sözlüğü’nde reklamı şu şekilde tanımlamaktadır: Bir ürün
veya hizmeti satmak üzere tasarımlanan ikna edici mesajlar, daha geniş bir tanımda ise,
malların ve hizmetlerin elde edilebilirliğiyle ve nitelikleriyle ilgili bilgilerin geniş bir
kamuya bildirilmesi süreci ve araçları (basın, film, televizyon, vb.) şeklindedir (Mutlu,
1998: 286). Benzer olarak reklam terimleri sözlüğüne göre de reklam, herhangi bir ürün
ya da hizmet için en ikna edici satış mesajını, en düşük maliyetle uygun kitleye ulaştıran
bir pazarlama işlemidir (Der:Melek, 1995: 9).
Her tanımda öne çıkan en önemli özellik reklamın bir ikna edici iletişim süreci
olduğudur. Ayrıca reklamın nihai hedefi satış olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak
reklamın satışın yanı sıra iletişim amacı da bulunmaktadır.
Bu yönüyle reklam, bir bilgi verme ve ikna etme aracı olarak düşünülmekte,
geniş halk kitlelerine bir ürün ya da hizmetin duyurulması anlamında kullanılmaktadır.
Bu bağlamda, bir ürün veya hizmetin para karşılığında, kitle iletişim araçlarının
kullanımı ile, belirlenen hedef kitlelere duyurulması ve istenen yönde tutum ve
davranışların oluşturulması sağlanmaktadır (Gürüz, 1998:20).
Tüketici gözüyle reklam ise; pazarda kendi ihtiyaçlarına cevap veren binlerce
ürün arasından kendi yararına en uygun ve rasyonel bir seçim yapmasına yarayan bir
araç olduğu gibi, çeşitli mal ve hizmetleri tanıtan, bu mal ve hizmetleri nereden, nasıl,
ne fiyatla sağlayabileceği ve ne şekilde kullanacağını tanımlayan, günümüz yaşam
biçiminde zaman açısından tüketiciye yardımcı olan bir yapıdadır (Kocabaş, Elden,
1997: 11).
Genel bir tanımla da reklam, ürün, hizmet ve görüşlerin bedeli kimin tarafından
ödendiği bilinecek şekilde çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla geniş halk kitlelerine
aktarılması olarak tanımlanan reklamda analiz ve yaratıcılık kavramlarının önemi
üzerinde yoğun olarak durulmaktadır. Analiz, hangi medya ile hedef kitleye en etkin
62
biçimde seslenildiği, yaratıcılık ise, ürün imajının çeşitli görsel ve işitsel unsurlar
kullanılarak arttırılması çabasını dile getirir (Peltekoğlu, 1998: 26).
Tüm tanımlarda ön plana çıkan noktaları ele aldığımızda reklamla ilgili şu temel
özellikleri sıralayabiliriz (Kocabaş, Elden, 1997: 16):
1. Reklam, pazarlama iletişimi içerisinde yer alan bir elemandır.
2. Reklam, belirli bir ücret karşılığı yapılır.
3. Reklam, reklamverenden tüketiciye doğru akan bir iletiler bütünüdür.
4. Reklam, bir kitle iletişimidir.
5. Reklamı yapan kişi, kurum, kuruluş bellidir.
6. Reklam ile tüketici bilgilendirilmeye ve ikna edilmeye çalışılır.
7. Reklam mesajlarında mallar, hizmetler, vaatler, ödüller, sorunlara çözümler
vardır.
8. Reklam, diğer pazarlama iletişimi elemanları ile, işletmenin belirlediği
pazarlama stratejisi doğrultusunda saptanan pazarlama hedeflerine ulaşmak
için koordineli bir şekilde çalışır.
1. Reklamın Amaçları
Reklam çalışmalarının başında yer alan reklam ile ilgili stratejik kararların
verilmesi aşamasında, amaçların belirlenmesi gerekmektedir. Kampanya bütününde
ortak bir anlayışın oluşturulmasında, yaratıcı strateji ve medya stratejilerinin doğru
belirlenmesinde ve hedef kitle üzerinde istenilen etkinin yaratılmasında reklamın
amaçlarının doğru bir şekilde belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Reklamın satış, iletişim ve özel amaçları olarak üç amacı bulunmaktadır.
a. Reklamın Satış Amacı
Reklamın satış amacı, hedef tüketicinin reklamı yapılan ürün ya da hizmete
yönelik
tutum
ve
algılarında
değişiklik
yaparak,
satın
alma
davranışını
gerçekleştirmelerini sağlamayı amaçlar. Reklamın satış amacını uzun ve kısa vadede
satış amacı olarak değerlendirmek mümkündür. Uzun vadede, ürün ya da hizmet
63
hakkında olumlu bir imaj oluşturarak satışları arttırma hedeflenirken; reklamın kısa
vadede satış amacında ise, ürün ya da hizmetin hedef tüketici tarafından kısa sürede
satın alınması amaçlanmaktadır (Elden, 2003: 22).
Reklamın kısa dönemde satışları gerçekleştirmeyi amaçladığında yapabilecekleri
kısaca şu şekilde özetlenebilir (Göksel, vd., 1997:147-146):
•
Satışı baştan sona gerçekleştirme –hedef tüketiciyi, satın almaya kadar
giden bütün zihinsel evrelerden sırasıyla geçirme.
•
Satın almaya çok yaklaşmış olası alıcılara, satışı fiilen gerçekleştirme –
sipariş isteme, satışı gerçekleştirme tanıtımları.
•
Hemen satın alma için nedenler duyurma –indirim, hediye vb.
•
Satın almayı hatırlatma.
•
Özel bir durum/dönem vb. ile satın alma arasındaki bağlantıyı kurma.
•
Đçgüdüsel, ani satışları arttırma.
•
Belirli bir ürün veya markanın varlığını hedef tüketicilerin bilinçlerine
yerleştirme.
•
Marka imajı ya da markaya karşı olumlu duygusal eğilimler geliştirme.
•
Markanın üstünlükleri ya da avantajlarına yönelik bilgi yayma ya da
davranış oluşturma.
•
Rakiplerin iddialarıyla savaşma, bunları etkisiz kılma.
•
Satışı engelleyen, yanlış izlenim, yanlış bilgi vb. şeyleri düzeltme.
•
Ambalajın, logonun ya da marka simgesinin kolaylıkla tanınmasını ve
benimsenmesini sağlama.
b. Reklamın Đletişim Amacı
Bir iletişim biçimi olarak reklam, hedef tüketicileri reklamı yapılan mal ya da
hizmet hakkında bilgilendirerek onların tutum ve davranışlarını istenilen yönde ise
64
güçlendirmeyi, tersi yönde ise bunu değiştirmeyi ya da amaçlanan yeni bir tutum ve
davranış oluşturmayı hedefler (Yüksel, 1994: 161).
Đletişim süreci olarak reklamı Şekil 4’de görebiliriz.
KAYNAK
Reklam veren
kişi/kuruluş
MESAJ
Reklam mesajı
KANAL
TV, gazete,
dergi, radyo,
doğrudan
postalama vb.
ALICI
Seçilmiş hedef
kitle
Geri Besleme (Tepkiler)
Şekil 4: Đletişim Süreci Olarak Reklam
Kaynak: Yavuz Odabaşı, Mine Oyman Pazarlama Đletişimi Yönetimi,
MediaCat Kitapları, 7. Baskı, Đstanbul, 2007, s.99.
Jim Ring, reklamın genelde iki tür enformasyon taşıdığından bahseder ve reklamı
iletişim amacı bağlamında tarif eden bu iki unsuru Şekil 5’teki gibi şematize eder.
Bunlar (Ring, 1996: 79-80):
• Potansiyel alıcıların yeni bir ürün veya hizmetin ilk anda farkına varmalarının
ve daha fazla sayıda kişinin markanın farkına varmasını sağlayacak bilgiler.
• Hedef kitlenin var olan bir hizmet veya ürün hakkındaki duygu ve
düşüncelerini değiştirmeye yönelik bilgiler.
65
REKLAM
ENFORMASYON
ĐLETĐMĐ
FARKINA VARMA
ĐMAJ DEĞĐŞTĐRME
Şekil 5: Reklam Nedir?
Kaynak: Jim Ring, Reklam Dünyasının Đçyüzü, Çev: Şefika Komçez,
Financial Times Milliyet Yayınları, Đstanbul, Nisan 1996, s.80.
Reklamın iletişim etkisiyle hedef kitle üzerinde şu ana noktalarda değişimler
yapması beklenmektedir. (Yüksel, 1994: 162):
• Alıcının bilgi düzeyinde görülen değişmeler,
• Alıcının tutumlarında görülen değişmeler,
• Alıcının açık davranışlarında görülen değişmeler.
Reklamın iletişim amacı üzerinde duran görüşler, tüketicilerin satın alma
aşamasına gelene kadar ve hatta bu aşamayı geçtikten sonra bile bir takım evrelerden
geçtiğini ve bu evrelerin sonunda ilk satın alma kararını, tatmin oldukları takdirde ise
tekrar satın alma kararlarını gerçekleştirdiklerini belirtmektedirler. Hedef kitlenin satın
alma aşamasına gelene kadar bilgi düzeylerindeki değişimlere paralel ve birbirini takip
eden bir takım basamaklardan geçerek satın alma aşamasına ulaştığını ifade eden
modellerin ana amacı, hedef kitlelerin içinde bulundukları aşamaları belirleyip, bir
sonrakine geçiş süresini belirlemek ve bu evreye geçiş için gerekli olan planlamayı
gerçekleştirmektir.
Bu
modellerden
en
bilenenleri
NAIDAS
ve
DAGMAR
Modelleri’dir (Elden, vd., 2005: 74-75).
NAIDAS modeli, ihtiyaç (need), dikkat (attention), ilgi (interest), arzu (desire),
eylem (action) ve tatmin olma (satisfaction) aşamalarından oluşmaktadır. NAIDAS
modelinin temelinde bu aşamaları doğru sırayla takip sonucunda tüketicinin reklamı
66
yapılan ürünü satın alacağı ve memnun kalması durumunda da tekrar satın almayı
gerçekleştireceği fikri yatmaktadır.
Buna göre süreç, tüketicilerin bir ihtiyacı ile
başlamakta ve bu ihtiyacını gidermesini sağlayacak ürünlere dikkatinin çekilmesiyle
devam etmektedir. Reklamla ürüne ilgi duyması ve ürünü istemesi sağlanan tüketici
satın alma eylemini gerçekleştirir. Satın alma sonrasında memnun kalıp tatmin olan
müşteri aynı ürünü tekrar tekrar satın alabilir. Eğer tatmin olmazsa alternatif ürünlere
yönelecektir.
Russel H. Colley tarafından geliştirilen DAGMAR Modeli’nin adı yazarın
“Defining Advertising Goals for Measured Advertising Results” (Ölçülebilir Reklam
Etkileri Đçin Reklam Amaçlarının Saptanması) adlı kitabının baş harflerinden
oluşmaktadır. Reklam sürecini bir etkiler hiyerarşisi olarak ele alan bu model, farkında
olma (awarensess), anlama (comprehension), ikna (conviction) ve eylem (action)
aşamalarından oluşur(Yüksel, 1994: 162).
Bu süreci biraz daha açmamız gerekirse modelin çıkış noktası, bireyin pazar
içindeki bir markanın varlığından habersiz olmasıdır. Ürün ya da marka bu noktada ilk
olarak yapılacak işlem tüketicinin dikkatini çekme çalışmasıdır. Markanın anlaşılmasını
sağlamada ikinci adım tüketicinin marka hakkında bir şeyler öğrenmesinin sağlanmasını
içermektedir. Üçüncü aşamada ise bireyin markayı anlama ve satın alma eylemi
arasında bulunması ve satın alma davranışı göstermesi aşamasıdır (Yaylacı, 1999: 145).
Bu bağlamda reklam iletişim boyutuyla dört temel kategoride değerlendirilebilir.
Bu kategoriler Şekil 6’daki gibi gösterilebilir (Ring, 1996: 85-86):
•
Ürünün farkına varılmasını sağlayan reklamlar
•
Đnsanların düşüncelerini değiştirmeye yönelik reklamlar
•
Đnsanların görüşlerini güçlendiren reklamlar
•
Eğlendirici reklamlar
67
Đlgi Uyandırma
Tutumu
Güçlendirme
Reklam
Tutumu Değiştirme
Eğlendirme
Şekil 6: Reklamın Dört Türü
Kaynak: Jim Ring, Reklam Dünyasının Đçyüzü, Çev:Şefika Komçez, Financial
Times Milliyet Yayınları, Đstanbul, Nisan 1996, s.86
Tüm bunlar çerçevesinde reklamın iletişim amacı açısından dikkat etmesi
gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz (Karpat, 1998:
48):
•
Reklamın hedef kitlesinin doğru saptanması,
•
Hedef kitleye ulaşmayı sağlayacak araçların tespit edilerek en etkili olanın
bulunması
•
Yaratıcı çabaların titizlikle hazırlanarak verilmek istenen olguların orijinal,
çarpıcı ve dikkat çekici olmasına dikkat edilmesi,
•
Đletişimde en önemli faktörlerden bir olan gürültü öğesinin en aza
indirgenmesi,
•
Reklamverenin, reklamının sürekliliğini sağlayacak yeterli mali güce sahip
olması.
c. Reklamın Özel Amaçları
Reklamın satış ve iletişim amaçları dışında birçok özel amacıda bulunmaktadır.
Bunları da kısaca şöyle maddeleyebiliriz (Cemalcılar, 1994: 286, Ünlü, 1987: 91):
•
Kişisel satış programını desteklemek.
•
Satışçıların ulaşamadığı kişilere ulaşmak.
•
Aracılarla ilişkileri geliştirmek.
68
•
Yeni bir pazara girmek ya da yeni bir tüketici grubunu çekmek.
•
Malın satışını arttırmak.
•
Sanayi dalının satışlarını geliştirmek.
•
Ön kanılara karşı durmak.
•
Đşletmenin saygınlığını arttırmak.
•
Malı denemeye ikna etmek.
•
Malın kullanımını yoğunlaştırmak.
•
Malın tercihini devam ettirmek.
•
Đmajı doğrulamak ya da değiştirmek.
•
Alışkanlıkları değiştirmek.
•
Đyi hizmeti vurgulamak.
2. Reklam Türleri
Reklamların türleri ile ilgili bir çok farklı sınıflandırma yapılmaktadır. Bu
sınıflandırmalar içinde en çok karşılaşılan reklam türlerini aşağıdaki gibi altı ana başlık
altında toplayabiliriz (Kocabaş, Elden, 1997: 28):
•
Reklamı yapanlar yönünden reklamlar (üretici reklamı, aracı reklamı,
hizmet işletmesi reklamı)
•
Amaç açısından reklamlar (birincil talep yaratan reklamlar, seçici talep
yaratan reklamlar)
•
Hedef pazar açısından reklamlar (tüketici reklamı, aracı reklamı)
•
Taşıdığı mesaj açısından reklamlar (mal reklamı, kurumsal reklam)
•
Zaman kriterine yönelik reklamlar (hemen satın aldırmaya yönelik
reklamlar, uzun dönemde satın aldırmaya yönelik reklamlar)
•
Coğrafi kriterlere yönelik reklamlar (bölgesel reklamlar, ulusal reklamlar,
uluslararası reklamlar, global reklamlar)
69
a. Reklamı Yapanlar Yönünden Reklam
Reklamı yapanlar açısından ele aldığımızda reklam üç türe ayrılmaktadır. Üretici
reklamı, ürünü üreten şirketlerin yaptığı reklamlardır. Đşletme, reklamı ülke bazında ya
da bölgesel olarak yayınlatabilir.
Đkinci olarak aracı reklamından bahsedilmektedir. Ürünü nihai tüketiciye
ulaştıran perakende şirketlerinin o ürünün mağazalarında bulunduğunu anlatmak için
kullandıkları reklam çeşidi aracı reklamı olmaktadır.
Genel reklamı yaptıran, her yerde kendi markasının satılmasını ister; lokal
reklamı yaptıran ise o malın sadece kendi mağazasında bulunabileceğini duyurmaya
çalışır. Özet olarak, genel reklam malı; lokal reklam ise malın satıldığı yeri tanıtma
amacındadır (Ünsal, 1984: 14).
Son olarak hizmet işletmesi reklamları ise banka, sigorta şirketi, sağlık kuruluşu
gibi hizmet sunan işletmelerin hizmetlerini tanıtmak amacıyla hazırladığı reklam
türüdür.
b. Amaç Açısından Reklamlar
Reklam, ya birincil talebi, ya da seçici talebi oluşturmak için yapılır. Birincil
talebin oluşturulmasında, belirli bir markaya değil, belirli bir çeşit mala karşı talep
uyandırılır. Bu tür talep, hiç bilinmeyen yeni bir mal için özellikle önemlidir. Birincil
talep oluşturarak, söz konusu malın satışını arttırmak, pazarı genişletmek amacı güdülür
(Cemalcılar, 1994: 288).
Seçici talep yaratma amacı güden reklamlar, genel ürün kategorisine değil belirli
bir markaya yönelik talep yaratmayı amaçlayan reklamlardır. Bu reklamlar, pazarda
belli bir yer edinmiş olan markanın tüketiciler nezdinde daha çok dikkat çekmesi,
tutundurulmasının sağlanması amacıyla yapılmaktadır. Amaç marka bağımlılığı
yaratmak ve söz konusu markanın rakip markalardan ayırt edilmesini sağlamak yani
farkını ortaya koyabilmektir (Elden, 2003: 29).
70
c. Hedef Pazar Açısından Reklamlar
Reklam, hedef pazar açısından ele alındığında tüketicilere yönelik reklam ve
aracılara yönelik reklam olarak ikiye ayrılmaktadır.
Tüketicilere yönelik reklamlar, ürün ya da hizmetin son tüketicisi olan hedef
kitleye yani nihai tüketiciye ürünün özellikleri, faydaları, satış yeri ve satış koşulları
gibi özelliklerin tanıtılması için hazırlanan reklamlardır.
Reklamın ulaşılması istenilen kitle ya da hedef pazar, aracılar olduğunda yapılan
reklam aracılara yönelik reklamdır. Bu tür reklamın hedef kitlesi, dağıtım kanalındaki
kuruluşlar, toptancılar ve dağıtımcılardır (Gürüz, 1998: 26).
d. Taşıdığı Mesaj Açısından Reklamlar
Taşıdığı mesaj açısından reklamlar mal reklamları ve kurumsal reklamlar olarak
değerlendirilmektedir.
Günümüzde hazırlanan reklamların çoğu reklam mal reklamıdır. Bu tür
reklamlarda, belirli bir malın ya da belirli markalı bir malın satışını arttırma amacı
güdülür. Bu tür reklamlar, üreticiler ya da aracılar tarafından yapılır. Yapılan reklam,
malın fiyat ve kalite gibi nitelikleriyle doğrudan ilgilidir (Cemalcılar, 1994: 289).
Kurumsal reklamlar ise, reklamı yapan kurumun içinde bulunduğu pazarda
saygınlık kazanmak amacıyla uyguladığı ve bir malın satışını arttırmaktan çok kuruma
karşı olumlu davranış yaratılmaya çalışılmaktadır (Karpat, 1999: 56).
Kurumsal reklamlarda kurumun kişiliğini (benliğini) oluşturan, kendine has
felsefesi doğru ve güvenilir bir şekilde hedef kitlelere anlatılmaya çalışılırken, ayrıca
kurum kimliğinin görsel unsurları olan kurumu yansıtan logo, amblem, slogan, kurum
renkleri gibi kurumsal dizayn unsurları da hedef kitlelere aktarılmakta, böylece hedef
kitlelerin beyninde kurumun fark edilirliği ve satın almada tercih sırasının başında yer
alma çabası gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Kurumsal reklam hem kurumun vizyon,
amaç ve hedeflerini içeren kurum felsefesini hem de kurumsal imajın oluşturulmasında
kullanılan görsel unsurları hedef kitlelere aktarma görevini üstlenir (Yeygel, 2002: 449).
71
e. Zaman Kriteri Açısından Reklamlar
Tüketiciyi hemen satın aldırmaya özendiren ya da uzun dönemde satın
aldırmaya yönelik olmalarına göre reklamları sınıflandırmak mümkündür.
Hemen satın aldırmaya yönelik reklamlar, tüketicinin hemen karar vermesi ve
istenilen yönde bir satın alma davranışını vakit kaybetmeden gerçekleştirmesi üzerinde
durur. Tüketici ürünün özellikleri ya da satış koşulları ile ilgili merak ettiği her konuda
açıkça bilgilendirilir (Elden, vd., 2005: 93).
Bunun yanında bazı ürünlerin satın alınmasının sağlanması bir ikna sürecini
gerektirir. Ürünün tanıtılması, hedef kitlede ürüne yönelik bir bilgi edinme, ve olumlu
tutum ve imaj oluşturma sürecinin geçmesi gerekir ki, bu tür reklamlar da ikna süreci
taşıyan ya da uzun dönemde satın aldırmaya yönelik reklamlar olarak tanımlanır (Elden,
2003: 32).
f. Coğrafi Kriterlere Yönelik Reklamlar
Coğrafi kriterler açısından reklam; bölgesel, ulusal, uluslararası ve global reklam
olarak dörde ayrılmaktadır.
Bölgesel reklam sadece belirli bir coğrafi bölge ile sınırlı kalan ve sadece o
bölgedeki tüketicilere ulaşmayı hedefleyen reklamlardır. Ulusal reklamlara göre
maliyeti daha düşüktür ancak ulaştığı kitle daha sınırlıdır.
Ulusal reklam, ülke sınırları içerisinde her yerde yayınlanan ve tüm tüketicileri
hedefleyen reklamlardır. Reklam, tüm ülkede yayınlanmasını sağlayacak reklam
ortamlarına verilir ve tüketicilere ulaşır.
Uluslararası reklamlar, hem büyük firmaların değişik ülkelerdeki pazarlara
girmesi, hem de büyük reklam ajanslarının birçok ülkede şubeler açması sonucu önem
kazanmıştır. Dünya çapındaki bu firmaların değişik ülkelerdeki, değişik pazarları
hedeflediği bu reklam türüne uluslararası reklam denmektedir.
Global reklamcılık, reklamcılık çekicilikleri, mesajları, sanat, kopya, fotoğraflar,
hikayeler ve video film parçalarını (ya da spotlarını) bir ülkeden diğerine transfer
etmektir (Sezgin, 1994: 73-74). Kısaca global reklamda hazırlanan kampanya, tüm
72
dünya tek bir pazar olarak hazırlanır. Hazırlanan reklam kampanyası global anlamda
tüm dünyada hemen hemen aynı tarihlerde, aynı biçimde uygulanmaktadır.
Bu genel sınıflandırmanın yanına son dönemlerde gelişen reklamcılık anlayışı
doğrultusunda birkaç tür daha eklenebilir. Bunları da yukarıdaki sınıflandırmaya ek
olarak ele almamız gerekmektedir.
g. Kullandığı Mesajın Dayanağı Yönünden Reklam
Bu açıdan reklamlar, duygusal mesajlı reklamlar ve olgusal reklamlar olarak iki
boyutta karşımıza çıkar. Duygusal mesajlı reklamlar, daha çok güzellik ürünleri,
kozmetik ürünler, zayıflatıcı ürünler, moda lüks tüketim malları üreten sektörlere
yönelik ürünlerin tanıtımında kullanılan duygusal içerikli reklamlardır. Olgusal
reklamlar ise, daha çok endüstriyel ürünlerde kullanılan, belli tanıklık ve belgelere
dayanan daha çok mantığa seslenen, rasyonel temelli reklamlardır. Günümüzde bu
sınıfta yer alan ürünler için de duygusal reklamlar yapılmaktadır (Tek, 1999: 715-716,
734).
h. Reklamın Açık Yapılıp Yapılmaması (Ürün Yerleştirme) Yönünden Reklam
Bu açıdan reklamlar açık, gizli ve infomersiyal reklamlar olmak üzere üç şekilde
sınıflandırılabilir (Tek, 1999: 735-736):
Açık reklamlar, tamamen bedeli ödenerek, ajans, müşteri ve medya arasında
karşılıklı anlaşmalarla yürütülen ve paralı reklam olduğu açıkça belli olan reklamlardır.
Gizli reklamlar, asıl reklamı yapılan ürün ve hizmetin reklamının, ilişkisiz bir
konu içinde dolaylı olarak yapılmasıdır. Örneğin, bir filmde ünlü bir artistin kullandığı
otomobil, çakmak ve sigarının markasının görünmesi, maçlarda futbolcuların
formalarındaki sponsor isimleri, marka isimleri ve panolardaki reklamlar gibi.
Đnfomersiyal,
Đngilizce’deki
information
ve
commercials
kelimelerinin
birleştirilmesiyle oluşturulan bir kavramdır. Özel tanıtıcı reklamlar da denilebilir. Bu
reklamlar da, müşteri tarafından eğitim, sanat, kültür, turizm vb. alanlarda hazırlanan
uzun programlar olup, başında ve/veya sonunda firma/ürünü tanıtıcı duyurulara yer
verilir. Bilgi ve eğlence ile ürün/firma promosyonlarını birleştiren 30-60 dk’lık
73
televizyon reklamlarıdır. Bilgilendirmeyle karışık reklam yapmadır. Gizli reklam
değildir.
ı. Ödeme Açısından Reklam
Ödeme açısından reklam, bireysel reklam ve kolektif reklam olarak iki türe
ayrılmaktadır.
Üretici veya aracının
reklam ücretini tek başına ödediği reklamlar bireysel
reklamlar olarak adlandırılmaktadır.
Ortaklaşa ya da kollektif reklamda ise firmalar diğer üreticilerle ya da aracılarla
ortaklaşa reklam düzenlerler ve bu reklamın ücretlerini de kendi içlerinde belirledikleri
bir sisteme göre öderler. Bu tür reklamlar 2 şekilde kendini gösterir. Yatay ortaklaşa
ödeme ve dikey ortaklaşa ödeme.
Đlk yaklaşımda aynı üretim ya da dağıtım alanındaki bir grup işletme reklam
ücretini aralarında paylaşır (Cemalcılar, 1994: 289). Đkinci yaklaşımda ise reklam
giderleri, birbirinden farklı düzeylerde bulunan üreticiler ya da aracılar tarafından
ödenir. Buna örnek olarak belli bir ürünün reklamının ücretini üretici firma ve
dağıtımını sağlayan firmaların ortaklaşa ödemesi verilebilir.
Reklamın marka çalışmaları açısından da önemli bir konumu söz konusudur.
Pazara giren tüm markalar için reklam vermek gem bilinirliği hem de marka
saygınlığını sağlamaktadır.
Olumlu bir marka imajı geliştirmiş ve marka denkliği güçlü olan şirketlerin
ürünlerinin, rakip ürünlerden farklılaşabilmesi ve markanın tercih edilirliğinin artması
da mümkün olacaktır. Başarılı markalar, tüketici zihninde en tepede olmak ve
tüketicinin satın alma tercihlerinde ilk sırada yer almak hedefindedirler. Tüketiciye belli
bir ürün kategorisinde ilk aklına gelen marka sorulduğunda, söylediği ilk marka
zihninde ilk sırada yer alan markadır. Markanın satın alma kararında tüketicinin tercih
sırasının başında olması ise, tüketicinin alternatif olası satın alma yapılarını
düşündüğünde birinci ya da ikinci sıradaki markayı ifade eder (Elden, vd., 2005: 78-79).
74
BÖLÜM 2: MARKA VE MARKA DEĞERĐ KAVRAMI
I. Marka ve Marka ile Đlgili Kavramlar
Pazarlama
anlayışındaki
gelişmelerle
beraber
günümüzde
en
önemli
kavramlardan birisi marka olmuştur. Sanayi devrimi ile birlikte pazarlama ve reklam
tekniklerinin gelişmeye başlaması özellikle Amerika’da satılan ürünlerin belirli bir
isimle satılmaya başlandığı görülmüştür.
Benzer ürünler içerisinde farklılaşmayı ve tercih edilmeyi amaçlayan ürünler
kendilerine bir isim ve logo hazırlamaya başlamış, böylece ilk marka çalışmalarının
temeli atılmıştır. Levi’s, Coca Cola, Budweiser, Campbell’s Soup, Maxwell House hep
bu dönemlerde ilk adımları atılmış markalardır.
Günümüz pazarlarında ise artık birbirinin yerine ikame edilebilecek pek çok
ürün ve hizmet bulunmaktadır. Her bir ürün ve hizmetin yoğun bir şekilde pazarlama
iletişimi çalışmaları kullanması sonucunda da karmaşa ve markanın önemi artmıştır. Bu
nedenle pazarda yer alan bütün ürün ve hizmetlerini güçlü bir marka olması
gerekmektedir.
A. Marka Tanımları
Marka, üreticilerin ya da satıcıların mallarının kimliğini belirleyen ve mallarını
rakiplerinden ayırt eden bir isim, simge, şekil veya bunların birleşimi şeklinde
tanımlanabilir (Cemalcılar, 1994: 116).
De Chernatony ve McDonald’a göre ise başarılı marka, müşterinin ihtiyaçlarını
en iyi şekilde karşılayan, müşteri tarafından değer katılmış olarak algılanan,
tanımlanabilir ürün, hizmet, kişi ya da yerdir (Blythe, 2001: 135).
Amerikan Pazarlama Birliği ise markayı şöyle tanımlanmaktadır: Bir satıcının ya
da satıcılar grubunun mal ve hizmetlerini tanımlayan ve onları rakiplerinden ayırt
etmeyi amaçlayan bir isim, terim, işaret, sembol, şekil ya da bunların bileşimidir
(Wood, 2000: 662).
Marka tanımının farklı ifade edilişi üzerine Đngiltere’de yapılan bir çalışma, 9
ayrı marka tanımına ulaşmıştır. Bunlar, (1) Bir yasal araç olarak marka, (2) Bir
75
farklılaştırma aracı olarak marka, (3) Firma olarak marka, (4) Bir kimlik olarak marka,
(5) Tüketici belleğinde bir imaj olarak marka, (6) Bir kişilik özelliği olarak marka, (7)
Bir ilişkilendirme olarak marka, (8) Katma değer olarak marka, (9) Bir girdi ve çıktı
olarak marka kendisini göstermektedir (Bakkaloğlu, 2000: 92).
Markayla ilgili bir diğer tanımda markayı, müşteri ve tüketicilerden gelen,
onların imgelerinde algılanan duygusal ve işlevsel getirilere dayanan, ayrıcalıklı bir
konum yaratan tüm izlenimlerin içselleştirilmiş bir özeti olarak tanımlamaktadır
(Knapp, 2002: 7).
Pazarlama karması içinde ise marka teriminin birkaç anlamı vardır. Belirli bir
ürün ya da ürün grubunun rakiplerinden farklılaşmasını sağlayan isim, sembol ya da
tasarım (veya bu üçünün kombinasyonu) marka olarak tanımlanmaktadır (Aktuğlu,
2008: 13).
Güven Borça ise markayı; tüketici tarafından alınan, fiziksel ve duygusal
tatminler sağlayan bir karışımdır ve kişiliği vardır olarak tanımlamaktadır (Borça, 2008:
79).
Pazarlama çalışmaları içerisinde sıklıkla karıştırılan bir durum da ürün ve
markayı aynı sanmak ya da markanın sadece ürünün ismi olduğuna inanmaktır. Marka
sadece bir ürün ismi değildir (Bivainiené, 2007: 307).
Pazarlama iletişimi markaların gelişmesinde hayati bir rol oynamaktadır ve
ürünlerin marka haline gelmesini sağlamaktadır ki tüketiciler ürünün nasıl farklı
olduğunu görebilmekte ve markanın duruşunu ve değerlerini algılayabilmektedir.
Bir ürün ya da hizmetle ilgili kimlik, kişilik, imaj ve değerler sunan, profesyonel
bir yönetim gerektiren ve sadakat oluşturmayı amaçlayan markanın ürünle olan
farklılıkları Tablo 5’de kısaca şöyle gösterilebilir.
76
Ürün
Marka
•
Fabrikada üretilir.
•
Marka yaratılır.
•
Nesne ya da hizmettir.
•
Tüketici tarafından algılanır.
•
Biçimi, özellikleri vardır.
•
Kalıcıdır.
•
Zaman içinde değiştirilebilir veya
•
Tüketici ihtiyaçlarının giderilmesinde
geliştirilebilir.
tatmin sağlar.
•
Tüketiciye fiziksel yarar sağlar.
•
Somuttur, fiziksel bileşenleri vardır.
•
Beynin sol (rasyonel) tarafına hitap
•
Kişiliği vardır.
eder.
•
Soyuttur, duygusal bileşenleri vardır.
•
Beynin sağ (duygusal) tarafına hitap
•
Tüketici tarafından statü göstergesi
olarak değerlendirilebilir.
eder.
Tablo 5: Marka ve Ürün Arasındaki Farklar
Kaynak: Işıl Karpat Aktuğlu, Marka Yönetimi Güçlü ve Başarılı
Markalar Đçin Temel Đlkeler, Đletişim Yayınları, 2. Baskı, Đstanbul, 2008, s.
15.
Ürünlere isim vererek pazara sunmak basit anlamda ürünü markalamaktır.
Ancak bu marka olmak ya da markalaşmak anlamına gelmemelidir. Çünkü markalar
tüketicinin zihninde yaratılır. Ürünü ambalajlayıp, bir marka ismi vererek, onu
diğerlerinden ayırmak mümkündür. Sonuçta bir marka tüketici zihninde bir isimdir. Bu
açıdan bakıldığında, marka birinci işlevini yerine getirmektedir: Tüketici tarafından
tanınmak, ayırt edilmek. Bir ürün kötü, kalitesiz olarak da pekala tanınıp ayırt edilebilir.
Bu durum, bir ürünü markalamanın gerekli ama yeterli olmadığını göstermektedir.
Önemli olan, markanın tüketici zihninde iyi, kaliteli gibi olumlu kavramlarla tanıtılması,
anımsanması ve tekrar eden satın alma davranışını sağlamasıdır. Marka, tüketicinin
gözünde, ürüne ya da hizmete artı bir değer kattığında marka olmaktadır (Göksel,
Köseoğlu, 2003: 46).
Marka tanımları kapsamında markanın bileşenlerine de değinilmesi yararlı
olacaktır. Marka bileşenleri Şekil 7’de gösterilmektedir.
77
ÖZ
YARARLAR
ÖZELLĐKLER
Şekil 7: Marka Bileşenleri Arasındaki Đlişki
Kaynak: David Arnold, The Handbook of Brand Management,
International Management Series, Addison Wesley Publishing Company,
U.S.A., 1992, s. 17.
Markanın özü, genellikle müşteri sadakati ve marka değeri ile birlikte
aktarılmaktadır. Markanın analiz edilmesine bu noktadan başlamak markaya ait,
hatırlanması zor duygusal bileşenlerin ortaya konularak markanın sunduğu yararları
ortaya çıkarmaya yardımcı olmaktadır. Markanın kullanım türüne bakarak da
karşılanması gerektiği iddia edilen ihtiyaç ve istekler anlaşılmakta ve markanın
özellikleri değerlendirilebilmektedir. Tüketiciye aktarılacak marka vaadi ve değerinin
etkisinin arttırılabilmesi için öncelikle marka özünün iyi bir şekilde belirlenmesi
gerekmektedir. Bu doğrultuda; ürün özellikleriyle marka vaadinin çakışması, marka
vaadinin ürün yararlarını aktarıp aktarmadığı, marka kişiliğine uymayan özellikleri olup
olmadığı ve markanın ürün nitelikleriyle bağdaşıp bağdaşmadığı konusunda ayrıntılar
değerlendirilmelidir (Arnold, 1992: 17-18).
B. Marka Kişiliği
Marka kişiliği kavramı, temelde markaların da insanlar gibi kişilik özelliklerine,
belli duygular ya da izlenimlere sahip olduğu varsayımına dayanmaktadır. Marka
kişiliği kavramı, "bir marka ile çağrışımlandırılmış insani özellikler" olarak; çağdaş,
78
genç, entelektüel, tutucu, yaşlı gibi sıfatların markalara taşınmasını açıklar (Uztuğ,
2003: 41).
Marka kişiliği; marka ve tüketici arasında oluşan bağ olarak oldukça basit bir
şekilde tanımlanabilmektedir. Marka kişiliği, markanın yapısını çevreleyen fiziksel
özelliklerin bir parçası olup, markayı sadece tanımlamayıp markayı ifade edebilen ve
tüketiciye marka hakkında bir şeyler söyleyebilen fikirlerdir (Arnold, 1992: 4).
Günümüz pazarlama iletişimi çalışmaları içerisinden de marka kişiliği
belirlenirken markanın geçmişi, aktarmak istedikleri, hedef kitlesi ve sunduğu değerler
önem kazanmaktadır.
Bir marka için tanımlanabilir kişiliğin oluşumunda pek çok etken bulunmaktadır.
Bu etkenlerden birincisi, gerek birbirine benzeyen gerekse birbirine rakip olan ürünler
içerisinde marka kişiliğinin, markayı rakiplerinden ayıran tek faktör olmasıdır. Đkincisi
ise, duygusal tepkileri gerektiren (ya da/hatta ona bağımlı olan) satın alma kararlarında
sevilen bir kişilik, tüketiciyle gerekli olan duygusal bağlantının kurulmasında yarar
sağlayan etmendir. Üçüncü olarak; yoğun bir marka kişiliği sadece markaya yardımcı
olmaz; hatta markanın reklamını devam ettirir ve kolay tanınmasına yardımcı
olmaktadır (Kuperman, http://www.chiatday.com/raw_materials’dan aktaran Aktuğlu,
2008: 28).
Marka kişiliğinin tüketici tercihleri üzerindeki etkisinin ürün grubunun
özelliklerine göre farklılaştığı ileri sürülmektedir. Bu fikir özellikle araba ya da giyim
gibi toplumsal kullanımı olan, sembolik bir boyuta sahip ürünlerde marka kişiliğinin
daha etkili olduğu görüşüne dayanmaktadır (Kapferer, 1992: 32-33).
Marka kişiliğinin açıklanması amacıyla bireylere özgü kişilik betimlemeleri
kullanılmaktadır,
fakat
kavram
bireylerin
niteliklerini
belirleyen
demografik
özelliklerden (yaş, cinsiyet, gelir, sosyal sınıf) daha geniş bir anlam taşımaktadır. Marka
kişiliği, belirgin bir karakter, sembol, aktarımlar, yaşam tarzı, kullanıcı tipleri gibi
unsurları kapsamaktadır (Aaker, Batra, Myers, 1992: 254).
Ürünlerin farklılığını vurgulayıcı marka kişiliği, markanın özünü oluşturan temel
değerle bütünleşerek yaşamında bu değeri ön planda tutan bireylere hitap etmektedir.
79
Güçlü marka kişiliğini oluşturabilmek için de ürünün hedef pazarında yer alan tüketici
kitlenin analizi yapılmalı, değerleri, inançları ve yaşam tarzlarına ait bilgiler elde
edilmelidir (Aktuğlu, 2008: 29).
Marka kişiliği çeşitli yollarla ölçülebilmektedir. En dolaysız yol aşağıdaki test
sorularına alınan açık cevaplardan oluşmaktadır (Keller’dan aktaran Yüksel, Mermod,
2005: 96-97):
•
Marka dünyaya bir kişi olarak gelmiş olsaydı, nasıl olurdu, ne yapardı,
nerede yaşardı, nasıl giyinirdi, bir eğlence/sohbet partisine katılsaydı,
kimlerle konuşurdu. Ne hakkında konuşurdu?
Bu sorulara verilen yanıtlar üzerinden marka kişiliği çıkarılabilmektedir. Marka
imajı ile marka kişiliği arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Marka imajı,
tüketicilerin marka ismiyle ilişkilendirdikleri özellik ve çağrışımlar bütünüdür. Marka
kişiliği ise marka sahibinin yani üretici firmanın markayı tanımlamasıdır. Bu doğrultuda
marka imajı, marka kişiliğinin bir parçası olarak yorumlanmakta ve bir markanın
değerinin daha çok marka imajı ile marka algılamasına bağlı kaldığı söylenebilmektedir.
Bu nedenle marka imajı çalışmalarının da planlanması gerekmektedir (Aktuğlu, 2008:
35).
ABD’de yapılan bir araştırma
kaosamında Marka Kişiliği Ölçeği olarak
adlandırılan bir skala geliştirilmiştir. Buna göre kişilik özellikleri beş ana grup altında
toplanmaktadır ve ölçülen markaların %90’ının bu ana gruplarda yer aldığı ortaya
konmuştur. Bu araştırmaya göre marka kişiliğinin 5 ana kişilik özelliği aşağıdaki gibi
sıralanabilir (Borça, 2008: 126):
•
Samimiyet: (Kodak, Solo, Sütaş)
Ayakları yere basan: Aileye yönelik, küçük kasaba, geleneksel, mavi yakalı
Dürüst: Đçten, gerçek, ahlaklı, düşünceli, dikkate alan
Sağlıklı: Orijinal, gerçek, eskimeyen, klasik, eski moda
Neşeli: Duyarlı, dostça, sıcak, mutlu
•
Heyecan: (Porsche, Power FM, Hazır Kart)
80
Cesur: Moda, heyecan, olağandışı, gösterişli, kışkırtıcı
Canlı: Soğukkanlı, genç, hayat dolu, cana yakın, maceracı
Yaratıcı: Benzersiz, komik, şaşırtıcı, artistik, eğlenceli
Modern: Bağımsız, çağdaş, yenilikçi, atılgan
•
Uzmanlık: (CNN, IBM, ECA)
Güvenilir: Çalışkan, emniyetli, verimli, dikkatli
Zeki: Teknik, kolektif, ciddi
Başarılı: Lider, kendinden emin, etkili
•
Sofistikasyon: (Mercedes, Vakko, Hillside)
Üst sınıf: Çekici, iyi görünüşlü, gösterişli, görmüş geçirmiş
Çekici: Feminen, yumuşak, seksi, nazik
•
Sertlik: (Levi’s, Marlboro, Nike)
Dışadönük: Erkek, kovboy, aktif, atletik
Dayanıklı: Güçlü, dayanıklı, anlamlı
Marka kişiliği, tüketiciye sunulacak marka değeri önerisinin tamamlayıcısı
konumundadır. Eğer sağlam bir marka kişiliği hazırlanmışsa, marka değerinin sunumu
daha güçlü olacaktır. Ayrıca marka imajının da daha net oluşmasını sağlama açısından
marka kişiliği çok büyük önem taşımaktadır.
C. Marka Kimliği
Marka kimliği, tek ve eşsiz marka çağrışımları seti olarak tanımlanmaktadır
(Aaker, 1996: 68).
Bu çağrışımlar, marka eksenini (concept), inançları ya da kaliteyi temsil eder ve
kurum üyelerinin müşterilerine yönelik vaadini -promise- içermektedir. Marka kimliği
kavramı, dayanıklılık, bütünlük (coherence), gerçekçilik gibi üç özellik temelinde
değerlendirilebilir. Kimliğin marka yaratma ve yönetim süreçlerinde bütünlükçü bir
strateji kaygısı ile gündeme geldiği söylenmektedir (Uztuğ, 2003: 43).
81
Marka kimliği, herhangi bir ürün üzerine bir giysi giydirmektir. Đnsan
özelliklerinin yaşamsal içerikle evcilleştirdiği bir oluşumdur. Đnsani özellik vermek,
markanın bir insan karakterine sahip olması ve tüketici ile konuşan, duygularına ortak
olan, vb. özellikler sergilemesidir. Tüm diğer marka özellikleri arasında marka kimliği
belki de marka düşüncesinin ilk ve temel odak noktasıdır (Elitok, 2003: 47-48).
Marka kimliği yaratma, müşterilerin ne istediklerini ya da algıladıklarını
söylemelerinden daha boyutlu bir çerçeveyi gerektirmektedir. Marka kimliği,
markaların ruhunu, vizyonunu ve ne başarmayı umduğunu yansıtmaktadır (Uztuğ, 2003:
45).
Marka kimliği konusunda marka kimliği yönetim modelleri önemli bir yere
sahiptir. Tez kapsamında bu modeller, marka yönetimi başlığı altında ele alınacağından
burada değinilmemektedir.
D. Marka Đmajı
Marka imajı, anlamlı biçimde örgütlenmiş bir dizi çağrışım olarak çeşitli
iletişimler sonucunda tüketicinin zihninde oluşturduğu algılamalardır (Uztuğ, 2003: 40).
Đmaj bir dizi bilgilendirme sonucunda oluşan imge olarak tanımlanabilmektedir.
Objektif bilgiler ya da sübjektif yargılardan oluşan imajın tutum ve davranışlar üzerinde
belirleyici rolü bulunmamakla birlikte politika saptanmasından planlamaya, yürütülecek
tanıtım eylemlerinden pazarlama faaliyetlerine kadar pek çok konuda etkili olmaktadır.
Đmaj bireylerin zihninde; bilgilenme düzeyi, sahip olunan yargılar ile sunulan yararlar
ve hizmetlerin etkileşimi sonucunda yavaş yavaş oluşmaktadır (Tolungüç, 1992: 11).
Marka imajı, tüketicilerde ürün hakkında oluşan duygusal ve estetik izlenimlerin
toplamı olarak görülmediktedir. Marka imajının belirlenebilmesi için tüketici gözünde
markanın neleri çağrıştırdığı, neleri anımsattığı gibi çeşitli özelliklerin yanında
tüketicinin satın alma davranışı üzerinde de durulması gerekmektedir. Her marka belirli
bir ürün üzerine dayandırılmakta ve bunlar markayla bütünleştirilmeye çalışılmaktadır.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, markalı bir malın tüketiciye sunduğu
faydayla uyumlu olması gerekliliğidir (Aktuğlu, 2008: 34).
82
Bir müşterinin zihnindeki marka imajı, dört tür kaynak ile yaratılır (Doyle, 2003:
398):
•
Deneyim: Müşteriler çoğunlukla markayı daha önceden kullanmıştır.
Markanın özellikleri ve inanılırlığı konusunda sıklıkla iyi bir şekilde
bilgilendirilirler.
•
Kişisel: Arkadaşlar, meslektaşlar ve ürünü kullanırken görülen diğer
kimseler, markanın özelliklerini ve bazı çağrışımları iletirler.
•
Halk: Marka, kitle iletişim araçlarında görülmüş ya da tüketici raporlarında
analiz edilmiş olabilir.
•
Ticari: reklam, raflar, ambalaj ve satış görselleri markanın özelliklerini ve
değerini diğerlerine iletmede önemli kaynaklardır.
Bir marka ile tüketicide yaratılacak olan imaj, yalnız o mamulün birden fazla
tercih edilmesi ile sınırlı kalmayacak, o markayı taşıyan mamul yelpazesindeki tüm
mamulleri aynı oranda etkileyecektir. Sonuçta firma, marka imajını oturtmak yoluyla
mevcut markalarında olduğu kadar, gelecekte de üretmeyi planladığı markaların satışını
garanti altına almaktadır (Karaosmanoğlu, 1995: 84).
Üç tür marka ve marka imajı vardır (Doyle, 2003: 398-399):
1.
Özellikli Markalar: Ürünün, fonksiyonel özelliklerine yönelik inanışın
yarattığı güvene dayalı bir imaja sahip olması halidir. Çoğunlukla
müşterinin kaliteyi ve mevcut birçok ürün alternatifi arasında ürünlerin
özelliklerini objektif olarak değerlendirmesi zordur, bu durumda bazı
özelliklere sahip olduğu iddia edilen ürünleri seçer.
2.
Tutku markaları: Markayı satın alan insanların imajını yansıtırlar. Đmaj,
ürün hakkında çok az şey iddia ederken, arzulanan yaşam stili hakkında
vaadler sunar. Bu, markanın satın alınmasıyla alıcının zenginlik ve ün ile
ilişkilendirme yaptığı durumdur.
83
3.
Deneysel markalar: Çağrışımlara ve duygulara ait bir imajı yansıtır.
Tutkunun da ötesine gider, ürün ile tüketici arasındaki felsefeyi yansıtır.
Başarılı deneysel markalar bireyselliği, kişisel gelişimi ve fikirleri vurgular.
Tutku duyulan markalar, sosyal sınıf etkilerinin azalması ve bireysel yaşam
tarzının daha fazla benimsenmesi gibi nedenlerle tehlikededir. Deneysel markalar da bir
ürün ya da görüntü ön planda olmadığı için daha güçlenmektedir. Bu markaların bir
başka avantajı ise kişisel değerler üzerine kurulmaları nedeniyle daha fazla
genişletilebilmeleridir. Tutku duyulan markalar ait oldukları ürün kategorisine sıkı
sıkıya bağlı ve pazarla yakından ilişkilidirler. Oysa bunun aksine deneysel markalar,
ilgili olabilecek her kişisel değerle ilişkilendirilebilirler (Doyle, 2003: 400).
Marka imajı planlaması süreci doğrultusunda, etkin bir marka imajının üç
işlevinin bulunduğu ileri sürülebilir (Kotler, 1997: 292):
1.
Marka vaadini ve ürün karakterini oluşturan tek bir mesaj iletilmesi,
2.
Rakiplerin benzer mesajlarıyla karışmasını önleyici şekilde bu mesajın
iletilmesi,
3.
Tüketicilerin zihinlerine olduğu kadar hislerine de hitap eden duygusal
etkinin aktarılmasıdır.
Marka çalışmaları içerisinde marka imajının işletme tarafından yaratıldığı
düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Đşletmeler, markaları için bir kişilik ve kimlik
yaratabilirler ancak marka imajı bu kişiliğin algılanma biçimi olmaktadır. Kısaca marka
kişiliği ile marka imajı her zaman birbirini tutmayabilir. Bu noktada marka yöneticisinin
çalışmalarında kişiliğin doğru belirlenmesi ve pazarlama iletişimi elemanları
aracılığıyla doğru aktarılması önem kazanmaktadır.
Pazar dinamikleri, tüketici davranışları ve daha birçok etken nedeniyle marka
imajı oluşturulmasında sorunlar olabilir. Tüketicide oluşması istenen marka imajının
yaratılmasında ortaya çıkabilecek temel sorunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Doyle,
2003: 412-414):
1.
Rakiplerin mesajları: Müşteriler bir günde binlerce mesaj alırlar ve bunların
yaklaşık %5'i dikkat çekerken %1'inden azına bir şekilde tepki verilir. Çok
84
para harcamadan ya da şanslı olmadan, marka hakkında bir mesajı yaymak
çok zor olacaktır.
2.
Etkin olmayan bir kimlik: Hedef müşteriler, marka konumlamasının
ihtiyaçlarını karşıladığını düşünmeyebilir, iddialara inanmayabilir ya da
reklamı yapılan ürün özelliklerini istemeyebilirler. Eğer verilen mesaja
olumsuz tutumlar geliştirirlerse, mesajı reddederler. Genelde marka kimliği,
markanın halihazırda yarattığı algılara yakın olduğunda daha etkin
olmaktadır.
3.
Markalara ait diğer mesajlar: Şirket, markasına ait her bilgiyi kontrol
edemez. Müşterilerin geçmiş deneyimleri, diğerlerini markayı kullanırken
görmeleri ve şirketin marka ile ilişkisi olmayan diğer eylemlerini izlemeleri,
bilgi kaynağı olabilmektedir.
4.
Etkin olmayan mesajlar: Mesajın yaratıcılığı, markanın kimliğini iletmede
çok büyük etkiler yapabilmektedir. Đçeriği, çekiciliği, sunuluş ve iletişim
biçimi, mesajı fark eden insanların sayısını ve mesaja tepki verme biçimini
etkileyebilmektedir.
5.
Yanlış medya: Mesajlar, satış gücü gibi kişisel medya ortamları ile TV,
gazete, Internet gibi kişisel olmayan medya ortamlarında iletilir. Medya
ortamının seçiminin, mesajın ilgili kitlelere ulaşmasında ve mesajı alanların
ona inanmasında önemli etkileri vardır.
6.
Diğer Engeller: Bir marka imajının arzulanan tepkileri alabilmesi,
pazarlama karmasının diğer elemanlarına da bağlıdır.
Marka imajı tüketicilerin şirket marka değerleri söylemlerinden doğduğuna göre
marka değerlerinin müşterilere nasıl iletildiği konusunda marka imajı literatürüne göz
atmakta faydalı olacaktır. Van Riel, imajı “bir objenin insanların onu tanımlaması,
hatırlaması ve ilgilendirmesiyle oluşu ve düşünülüşünü anlatan bir dizi anlam” olarak
tanımlamaktadır. Nguyen ve Leblanc ise şirket imajını etkileyen faktörleri ele almıştır.
“Đletişim elemanlarıyla” marka iletişiminin, tüketicilerin marka değerlerini kavramaları
için önemli bir kanal olduğunu bulmuşlardır. “Đletişim elemanları” hem müşterilerle
85
etkileşimde olan çalışanları hem de hizmetin sunulduğu fiziksel ortamı kapsamaktadır.
Fakat marka değerlerinin müşterilere iletiminde pazarlamanın da rol oynadığını
belirtmişlerdir (De Chernatony, Cottam, Segal-Horn, 2006: 824).
E. Marka Denkliği
Đngilizce Brand Equity kavramından gelen marka denkliği, genellikle markanın
finansal değerini anlatan bir kavram olarak değerlendirilmektedir. Ancak tezin
bütünlüğü ve marka değeri (brand value) kavramıyla olan bağlantısı nedeniyle marka
denkliğine burada yer verilmemektedir. Marka denkliği ve günümüzde daha sık
kullanılan çeşidiyle marka değeri kavramı ilerleyen bölümlerden marka değeri başlıklı
ana bölüm altında detaylı biçimde incelenecektir.
II. Marka Yönetimi
Marka yönetimi, markanın her boyutta korunmasına yönelik çabaları da üstlenir.
Markanın korunması yasal anlamda taklitler ya da markamızı çağrıştırıcı imleri
kullanan başka ürünlere karşı hassas olma gerekliliğini de gündeme getirir. Bu konuda
hukuki kanalların yanı sıra iletişim de kullanılmaktadır (Uztuğ, 2003: 54).
Marka yönetimi sisteminin rasyonel anlamda ilk kez 1931 yılında Procter &
Gamble firmasında kullanıldığı görülür. Marka yönetim sisteminin bir örgütlenme şekli
olarak popülerlik kazanması 1950 sonrasına rastlamaktadır. Bu dönem ABD ve daha
sonra Avrupa’da pazarlama kavramının yaygınlaşmaya başladığı dönemdir. Pazarlama
açısından devrimci bir nitelik de taşıyan bu dönemde odak noktası firmadan müşteriye
kaymış, kurumun tüm fonksiyonlarının pazara yönelik olması, tüketici istek ve
ihtiyaçlarını ön plana geçirmiştir. O dönemde Nestle, P&G, Colgate, Palmolive dünya
düzeyinde çağdaş pazarlamayı uygulayan firmalardır ve bu firmalardaki önemli içsel
(örgütsel) etkilerden biri gücün, fonksiyonel örgütlerden pazarlama departmanlarına
transfer edilmesi olmuştur (Öztürk, 1998: 4).
Marka yönetiminin sağladığı yararlar genel olarak şöyle sıralanabilir (Borça’dan
aktaran Aktuğlu, 2008: 54):
•
Ürüne ilişkin bilgileri taşır, ürün-tüketici iletişimini sağlar.
86
•
Ürünler arasında belirgin farklılıkları oluşturur, ürünün kişiselleştirilmesine
yardımcı olur.
•
Marka bağımlılığı yaratarak sabit bir tüketici grubuna sahip olma şansını
verir.
•
Yasal avantaj sağlar.
•
Tüketiciyi korur, satın alımda kolaylık ve uyum sağlar.
•
Tanınmış bir pazarda imajı güçlü bir marka ile yeni ürün sunumunu
kolaylaştırır.
•
Kurum imajı oluşturulmasına, firmanın devamlılığına katkıda bulunur.
•
Karlı bir hedef pazar oluşturulmasına yardım eder.
•
Tanıtım çalışmalarına yardım eder.
•
Aynı markaya ait diğer ürünlerin (yedek parçaların) satın alımını
kolaylaştırır.
Marka yönetiminin iki temel faaliyet alanını içerdiği söylenebilir. Bunlardan ilki,
marka farkındalığını (hatırlanma ve tanınırlık) gerçekleştirerek; marka imajının
yaratılması ve markayı zamana ve diğer etkilere karşı dayanıklı kılmaktır. Đkincisi ise
markanın güçlendirilmesidir. Marka yönetiminde bu ikinci faaliyet, güçlü ve başarılı bir
markanın şirketin diğer ürünlerine genişletilme olanağı nedeniyle günümüzde çok önem
kazanmıştır. Çünkü bir ürün için yeni bir marka yapılandırmak, şirketler açısından
büyük bir maliyeti gündeme getirmektedir (Uztuğ, 2003: 52).
Marka yönetimi çalışmaları gerek işletmelerin pazarlama yönetimleri açısından,
gerek tüketiciler gerekse de aracı kuruluşlar açısından büyük önemler taşımaktadır.
Marka yönetiminin pazarlama yönetimi çalışmalarıyla bir arada yürütülmesi nedeniyle
marka yönetimi de tutundurma kararları üzerinde etkili olmaktadır. Bu açıdan
bakıldığında marka yönetiminin işletmeler için ilk büyük avantajı pazar kontrolü
sağlamasıdır. Markalama sayesinde firmalar ürünlerine ait belirli bir pazar payını
sağlamaya çalışır. Özellikle ürün üretildikten sonra iyi bir marka adı ve imajı sağlarsa
konumunu uzun süre koruyacaktır. Markanın prestijini ya da kalitesini vurgulama
87
amacıyla çeşitli fiyatlandırma stratejilerine olanak sağlaması bir diğer avantajdır. Ayrıca
piyasada iyi tanınan markaların yeni ürünlerin sunumunda işletmeye büyük yararı
dokunmaktadır. Bundan başka eğer bir marka tüketici zihninde iyi bir konuma
yerleşmişse ve tanınıyorsa yapılacak tutundurma çalışmaları daha az maliyetle
yapılabilir. Tanınmış bir marka için daha çok imaj geliştirici çalışmalar yapılmaktadır.
Son olarak da yeni bir marka adı piyasada bulunan ürüne çoğunlukla yeni bir yere
konumlanması konusunda yardımcı olmaktadır.
Tüketiciler açısından da marka yönetimi büyük önem taşımaktadır. Markalar
sayesinde tüketiciler ürün kalitesi hakkında bilgi sahibi olurlar ve ayrıca rakip ürünler
arasında bir seçme özgürlüğü şansına sahip olurlar. Markanın ürün kalitesi ile ilgili
aktardıklarının yanı sıra satın alma sonrası hizmetler, bakım, montaj, iade gibi
avantajlar sunması da markanın tüketiciler açısından önemini göstermektedir. Pazardaki
rekabet koşulları sonucunda markalar yeni ürünler çıkarmakta ve genellikle bunu yeni
bir isimle yapmaktadırlar. Burada da yeni ürünün arkasında markanın imajı ve gücü
etkili olmaktadır. Marka yönetiminin tüketiciler açısından en önemli avantajı belki de
seçim olanağı tanımasıdır. Pazarda birbirine benzer birçok ürün olduğu düşünülürse
marka yönetimi tüketiciler için zamandan tasarruf sağlama olanağı sunmaktadır.
Son olarak marka yönetimi aracı kuruluşlar için de aynı üreticilere olduğu gibi
bazı yararlar sunmaktadır. Öncelikle markalı malın bulunduğu satış noktası olumlu bir
imaj elde edecektir. Ayrıca aracı kuruluşlar pazarda daha fazla denetim şansına sahip
olabilir. Đşletmenin aracı kuruluşa özel bir fiyat uygulamasını sağlayabilir. Son olarak da
haksız rekabete karşı koruma sağlar.
Marka yönetimi, markanın farkındalığı ve tanınırlığı ile başlayan süreci marka
sadakatine ulaştırmayı amaçlamaktadır. Marka tercihinin sürekli hale gelmesi ve
tüketicilerin sadık birer müşteri olmasını hedefleyen marka yönetiminin hedefi
aşağıdaki şekilde süreç üzerinden gösterilmektedir.
88
Marka tanınırlığı
Marka farkındalığı
Marka bilinirliği
Marka imajı
Markayı kabul etme
Markayı kabul etmeme
Marka tercihi
Marka sadakati
Şekil 8: Marka Yönetiminin Hedefi
Kaynak: Işıl Karpat Aktuğlu, Marka Yönetimi Güçlü ve Başarılı
Markalar Đçin Temel Đlkeler, Đletişim Yayınları, 2. Baskı, Đstanbul, 2008,
s.53.
Bu sürecin son halkasına, kullandığı markaya aşırı derecede bağlı ve her
ortamda markasının savunuculuğunu üstelenen tüketicileri anlatan marka elçiliği
kavramını da yerleştirebiliriz.
Başarılı bir marka yönetimi için gerekli olan ilkeler ise şu şekilde sıralanabilir
(Arnold, 1992: 14-15):
1.
Bir marka ürün seviyesinde düşünüldüğünde ve rekabet koşulları göz önüne
alındığında, en azından pazar ihtiyaçlarını karşılayacak kadar fonksiyonel
ihtiyaçları giderebilmelidir. Bir marka sadece reklam ve ambalaj değildir
Ürünün
performansı,
yeterli
değilse
uzun
dönemde
gelişim
89
gösterememektedir. Bundan dolayı, marka yönetimi uygulanacak ürün
öncelikle sağlam temellere oturtulmalıdır.
2.
Marka kimi zaman üründen daha fazla soyut yararlar sunmaktadır. Özellikle
marka sadakati oluşturabilmek için markanın bu soyut yararlar üzerine
kurulması gerekmektedir.
3.
Bir markanın sunduğu yararlar ve diğer özellikleri uyumlu olmalı, marka
kişiliği ile bütünleşmelidir. Marka algılama çalışmalarının analizlere
dayanmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Çünkü tüketiciler çoğu
zaman hızlı ve yüzeysel değerlendirme yaparak satın almayı gerçekleştirir.
Bu nedenle piyasadaki rakiplere rağmen marka belli bir zaman dilimi
içerisinde tutarlı ve herkesin anlayabileceği bir marka kişiliği oluşturmalıdır.
4.
Markanın
sunduğu
değerler
tüketici
tarafından
istenmelidir.
Eğer
tüketicilere bir değer vaat ediliyor ve markanın bu değer ve yararları
sunabilecek tek marka olduğu vurgulanıyorsa, uzun dönemde tüketici
tercihlerinden bahsedilebilir. Ancak marka yöneticisinin müşteri istek ve
beklentilerinin zaman içerisinde değişebileceğini göz ardı etmemesi
gerekmektedir.
Marka yönetimi içerisinde marka yönetim sürecinden de bahsetmemiz
gerekmektedir. Marka yönetim sürecinin ilk basamağında pazar analizi yer almaktadır.
Burada pazarın tanımlanmasının ardından pazar bölümlenmesi ve rakiplerin konumu
incelenmektedir.
Marka durum analizinde marka algılanmasına ait tüm detaylar belirlenir.
Markanın güçlü ve zayıf yönleri açığa çıkarılmaktadır. Bu noktada marka kişiliği
belirlenmektedir.
Marka yönetim süreci markanın gelecekteki konumlarının hedeflenmesi yani
marka stratejisinin belirlenmesi, yeni sunumların test edilmesi ve planlama, uygulama
ve değerlendirme süreciyle devam etmektedir. Marka yönetim sürecini Şekil 9’da
detaylı bir şekilde inceleyebiliriz.
90
1. PAZAR ANALĐZĐ
* Pazarın Tanımlanması
* Pazar Bölümlemesi
* Rakiplerin Konumu
* Eğilimler
2. MARKA DURUM ANALĐZĐ
* Marka Kişiliği
* Bireysel Katkılar
3. GELECEKTEKĐ
KONUMLARI
HEDEFLENMESĐ
* Gelecek dönemlerdeki olası
değişimler
* Marka Stratejisi
* Rakiplerin Konumu
4. YENĐ SUNUMLARIN TESTĐ
* Pazarlama Karması
Elemanlarının Değerlendirilmesi
* Pazar Ortamının Test Edilmesi
5. PLANLAMA VE
PERFORMANS
DEĞERLENDĐRME
* Harcamaların Düzeyi
* Tanıtım Faaliyetlerinin Çeşidi
* Amaçlara Ulaşma Derecesi
Şekil 9: Marka Yönetim Süreci
Kaynak: David Arnold, The Handbook of Brand Management,
International Management Series, Addison Wesley Publishing Company,
U.S.A., 1992, s. 34.
A. Marka Stratejileri
Bir marka stratejisi, markanın devam ettirilebilir rekabet avantajını elde etme,
hedef tüketiciyi tanımlama ve tüketicinin markadan sağlayacağı yararları sunarak
tüketici iletişimini sağlama görevlerini yerine getirir. Ancak marka stratejisinde dikkat
edilmesi gereken husus, tüketicilerin neden bu markayı tercih edeceklerini açıkça ifade
etmelerinin gerekliliğidir (Aktuğlu, 2008: 116).
91
Marka stratejisi çerçevesinde işletmelerin altı tür ürün marka ilişkisinden söz
edilebilir (Kapferer, 1992: 149-151).
•
Ürün Marka Stratejisi: Bir ürüne ait marka adı ve konumlandırma.
•
Ürün Dizisi (Line) Marka Stratejisi: Birden fazla benzer ürün sınıfında yer
alan ürünlere orijinal ürün markasının genişletilmesi.
•
Yaygınlaştırılan (Range) Marka Stratejisi: Birden fazla üründe tek isim, tek
vaat.
•
Şemsiye Marka Stratejisi: Tek bir marka adı ile farklı iletişimlerle
desteklenen ürünler.
•
Marka Ailesi Stratejisi: Şemsiye markadan farkı, farklı ürünlere ait farklı
markaların olmasıdır.
•
Kurumsal Đmzalı (Endorsing) Marka Stratejisi: Farklı ürün ve "markaların"
üzerinde yer alan tek marka (Nestle gibi kurum-markalar).
Bu çerçevede en önemli karar marka adlandırma kararlarında verilmektedir.
Marka yöneticisinin bu noktada değerlendirebileceği dört temel strateji bulunmaktadır
(Lazer, Curley, 1983: 501-504’den aktaran Aktuğlu 2008: 119-120):
1.
Kişisel Marka Adı Stratejisi: Bu stratejide pazarlama çalışmaları tek bir isim
üzerinde yoğunlaşmamaktadır. Ürünler, birbirinde farklı adlarla piyasaya
sürülür ve tüm pazarlama iletişimi çalışmaları bu doğrultuda gerçekleştirilir.
2.
Bütünleştirici Ürün Grubu Adı Stratejisi: Firmanın bütün ürünlerinin firma
adını taşıdığı strateji olarak tanımlanır. Bu stratejide ürünlerin kurum
imajından faydalanması amaçlanır.
3.
Ürün Grubunda Ayrı Ayrı Marka Adı Stratejisi: Bu stratejinin kullanımında
her ürün grubuna, karışıklığı önlemek ve marka imajının bulanıklaşmasını
engellemek için ayrı ayrı isimler verilir.
4.
Kişisel Ürün Adı Stratejisi: Bu strateji kişisel marka adı ve bütünleştirici
ürün grubu adlarının avantajlarının birleşmesinden doğmuştur. Netleşmiş
92
ürün imajı, ticari firma adıyla bütünleştirilerek firmanın genel saygınlığı ile
yeni sunumların dayanıklılığını arttırmaya yardımcı olmaktadır.
Marka adlandırma
stratejisi
belirlendikten
ve
markanın
adlandırılması
gerçekleştirildikten sonra firmanın ihtiyaçları doğrultusunda marka geliştirme, marka
esnetme, birden fazla markalama, özel marka stratejisi, jenerik marka stratejilerinden
birisi benimsenmektedir. Söz konusu bu marka stratejileri ise aşağıdaki gibi
özetlenebilir (Mendell, vd.’den aktaran Aktuğlu 2008: 120-122):
1.
Marka Geliştirme Stratejisi (Brand Extension): Yeni ürünleri ya da ürün
değişikliklerini tanıtmak amacıyla varolan bir marka adının kullanıldığı
stratejilerdir. Bu yaklaşımın temelinde tüketicilerin orijinal ürünü tanıması
ve büyük çoğunluğunun bu markayı düzenli olarak kullanması sonucunda
pazarlama maliyetlerinin azalması yer almaktadır.
2.
Marka Esnetme Stratejisi (Brand Strechting): Pazarlama yöneticilerinin
marka geliştirme yaklaşımına bağlı olarak marka adının en çok ne kadar
geliştirilebileceği sorunuyla ilgilenmek zorunluluğunu hissetmesi ile gelişen
bir stratejidir.
3.
Birden Fazla Markalama Stratejisi (Multibranding): Bu yaklaşım aynı
işletmenin belirli bir ürün kategorisinde yer alan iki ya da daha fazla
markasının rakipleriyle yarışmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Kişisel
marka adı stratejisine benzemekle birlikte, birden fazla markalama çabası
tek bir pazarda yoğunlaştırılmıştır.
4.
Özel Marka Stratejisi: Dağıtım kanalı marka stratejisi adı da verilen bu
uygulama pek çok tedarikçi tarafından kullanılmaktadır.
5.
Jenerik Marka Stratejisi: Genel marka olarak da adlandırılan bu markalar
pazardan büyük oranda pay alabilmektedir. Ambalajında sadece ürün
türünün adı yer alan bu ürünler ucuza satılır.
Hangi strateji seçilirse seçilsin marka yöneticisinin unutmaması gereken üç
önemli nokta bulunmaktadır. Marka stratejisi; pazarlama karması planlarının özeti
olarak düşünülmemelidir, ikinci olarak ulaşılması hedeflenen bir pazarlama amacının
93
ifadesi değildir ve son olarak da pazar bölümlerinden doğan ihtiyaçların giderilmesi
amacıyla ürün hattının geliştirilmesi değildir (Arnold, 1992: 128).
Marka stratejileri hedef tüketicilere ve markanın yararlarına bağlı olarak
belirlenmektedir.
Ancak
strateji
belirlenmeden
evvel
kurum
stratejileri
değerlendirilmeli, buna en uygun marka stratejisi seçilerek marka vaadinin tanıtım
çalışmaları ile desteklenerek tüketiciye ulaşması gerekmektedir. Bu süreç şekil üzerinde
de şematize edilmektedir.
HEDEF TÜKETĐCĐLER
MARKANIN YARARLARI
MARKA VAADĐ
Markanın en iyi olarak
algılanması
MARKA STRATEJĐSĐ
Arzulanan marka konumunun ifadesi. Pazarlama
karması pazarda markanın konumu ile ilgilidir.
KURUM STRATEJĐSĐ
Kurumdaki tüm markaların koordinasyonu ve
bunlardan hangilerinin ön plana çıkartılacağına
ilişkin kararlar
Şekil 10: Marka Stratejileri: Pazarlama Karması-Tüketici Arasındaki Köprü
Kaynak: David Arnold, The Handbook of Brand Management,
International Management Series, Addison Wesley Publishing Company,
U.S.A., 1992, s. 128.
Marka ile ilgili stratejiler içerisinde en önemli noktalardan bir tanesi de marka
adının seçilmesi aşamasında kendisini göstermektedir.
94
Marka adı, markanın vaatlerini aktaran ifade tarzı ya da anlatım biçimi olarak
tanımlanabilmektedir. Ayrıca marka adı; markanın fonksiyonel ve sembolik bileşenleri
ile marka vaadini bütünleştirerek marka kişiliği ve marka konumlandırma stratejisiyle
tüketicinin buluşmasını sağlayan unsurdur (Kırdar, :239).
Marka adı belirlenirken bazı noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Bunlar
aşağıdaki gibi sıralanabilir (Karpat, 2000: 157):
•
Marka adının hatırlanması ve söylenişi kolay olmalıdır.
•
Ürünün yararlarını ve kalitesini yansıtmalıdır.
•
Ayırt edici olmalıdır.
•
Dil bilimsel özelliklerine dikkat edilmelidir.
•
Uyarlanabilir olmalıdır.
•
Uluslararası alanda uygulanabilirliğine dikkat edilmelidir.
B. Marka Yönetim Modelleri
Marka modeli geliştirmek, bir ürünü modellemekten daha zordur. Bir ürünün
boyutları gerçek ve fonksiyoneldir; hız, ağırlık, büyüklük gibi... Oysa bir markanın
boyutları çoğunlukla duygusal ve algısaldır ve bu, yöneticilerin boyutlar ve boyutların
nasıl ölçüleceği konusunda karar vermelerini zorlaştırmaktadır (Doyle, 2003: 401-414).
Özellikle 90’lı yılların başıyla beraber stratejik marka yönetiminin önemi
artmıştır. Bunun sonucunda da marka yönetim modelleri geliştirilmiştir. Tüm bu
modellerin temelinde, markanın tüketicilerle iletişim kurmadan önce üst bir stratejik
çerçevenin değerlendirilmesi gerekliliği yatmaktadır.
Marka yönetim modelleri, marka kimliği planlama modeli ve marka piramidi
modeli olarak iki tanedir.
95
1. Marka Kimliği Planlama Modeli
Aaker’ın geliştirdiği marka kimliği planlama modelinde marka kimliği, stratejik
ve geleceğe yönelik bir araç olarak tanımlanmaktadır. Aaker’a göre marka kimliği,
fonksiyonel, duygusal ve bireysel yararları kapsayan bir değer vaadi, marka ve tüketici
arasında bağlantı kurmaya yarayan kavram olarak ifade edilmektedir (Aaker, 1996: 78).
Tüketici analizi
Trendler
Güdülenme
Karşılanmamış
ihtiyaçlar
Bölümleme
STRATEJĐK MARKA ANALĐZĐ
Rakip analizi
Đç analiz
Mevcut markanın
imajı
Marka mirası
Üstün yönler,
yetenekler
Marka imajı / Kişiliği
Üstün yönler / Stratejiler
Zayıf yönler
Kurumsal değerler
MARKA KĐMLĐĞĐ SĐSTEMĐ
MARKA KĐMLĐĞĐ
Genişletilmiş
Öz
Öz
Ürün Olarak Marka Kurum Olarak Marka
1.Ürün alanı
2.Ürün Özellikleri
3.Kalite/değer
4.Kullanım
5.Kullanıcılar
6.Kaynak Bölge
7.Kurum Özellikleri
(örn. yenilik, tüketici ilgisi)
Kişi Olarak Marka
Sembol Olarak Marka
9.Kişilik (örn. enerjik) 11.Görsel Đmaj
Metaforlar
10.Marka – tüketici ilişkileri 12.Marka
(örn. arkadaş,danışman)
Mirası
8.Yerele karşı küresel
DEĞER VAADĐ
* Fonksiyonel yararlar * Duygusal yararlar * Đfadesel yararlar
SAYGINLIK
* Diğer markaları destekleme
MARKA-TÜKETĐCĐ ĐLĐŞKĐLERĐ
96
MARKA KĐMLĐĞĐ UYGULAMA SĐSTEMĐ
MARKA KONUMU
* Marka kimliği ve değer vaadinin air parçaları
* Hedef kitlede
* Alternatif Üretme
* Etkin iletişim kullanımıyla
* Rekabetçi üstünlük sağlar
UYGULAMA
* Semboller ve Metaforlar
* Test etme
ĐZLEME
Şekil 11: Marka Kimliği Planlama Modeli
Kaynak: David Aaker, Building Strong Brands, The Free Pres, New York,
1996, s.79.
Aaker’ın marka kimliği planlama modeli Şekil 11’de gösterilmiştir. Şekilde de
görüldüğü gibi marka kimliği oluşturmanın ilk aşaması analizdir. Markanın rakipleri,
tüketicilerinin analizinden başka markanın güçlü ve zayıf yönlerini gösteren bir analiz
de yapılmaktadır.
Stratejik marka analizinin ardından geliştirilen marka kimliği sistemi içerisinde
marka kimliği, dört
ana çerçeve etrafında detaylandırılmış on iki boyutu
barındırmaktadır. Bunlar:
•
Ürün olarak marka: Ürün alanı, ürün özellikleri, kalite/değer, kullanımlar,
kullanıcılar, kaynak ülke ya da bölge.
•
Kurum olarak marka: Kurumsal özellikler, yerele karşı küresel
•
Kişi olarak marka: kişilik, marka ilişkileri
•
Sembol olarak marka: görsel imgeler ve metaforlar, marka mirası
Bu noktalar üzerinden oluşan marka kimliği fonksiyonel, duygusal ve ifadesel
yararları barındıran bir değer vaadi ve saygınlık göstermektedir.
97
Marka kimliğinin nihai noktasında marka-müşteri ilişkisi yer almaktadır.
Đnsanlar arası ilişki analojisine bağlı olarak marka kişiliğinin müşterilerle bir tür ilişki
kurmasının işletmeye sağladığı çok yönlü faydalar bu noktanın önemini artırır. Marka
müşteri ilişkisi, değer önerisi ile temellenmektedir. Değer önerisinin bu ilişkiyi kapsama
etkinliği düşükse ilişki için marka kimliğine başvurulması önerilmektedir (Uztuğ, 2003:
63).
2. Marka Piramidi Modeli
Kapferer’in geliştirdiği marka piramidi modeline göre güçlü bir marka, her
şeyden önce bir fiziğe, buna ek olarak bir kültüre (değerler sistemi) ve özel bir ilişki
vaadine ayrıca müşteri yansıtması ve benlik imajını da kapsayan çok boyutlu bir yapıya
sahip olmaktadır (Kapferer, 1992: 176-178).
Markanın Özü
Kültür
Kişilik
Markanın Stili
Benlik Đmajı
Fiziksel
Yansıma
Marka Teması
Đlişki
Şekil 12: Marka Piramidi Modeli
Kaynak: Jean Noel Kapferer, Strategic Brand Management, The Free Pres,
New York, 1992, s.100.
Marka piramidi modeli, bir markayı uzun dönemli planlama ve yönetmede hem
analiz hem de yönetim açısından işlevsel bir öneri olarak sunulmaktadır. Piramidin
98
tepesinde markanın genetik kodu yani odak noktası yer alır. Ortasında, markanın
anlamını taşıyan sözler ve imajlardan oluşan stil ve marka kodları yer alır. En alt
kısmında ise iletişim teması yer alır (Uztuğ, 2003: 66).
Kapferer’e göre, çoğu markanın kimliği altı boyut ile ortaya konulabilir. Her
boyutun, müşterinin marka imajını etkileyecek şekilde yönetilmesi gerekir. Bu altı
boyut:
1.
Fiziksel: Seçilen marka isminin, renginin, logosunun ve ambalajının
görüntüsüdür.
2.
Yansıma: Marka iletişiminde kullanılan "hedef kitlenin imajı"dır.
3.
Đlişki: Markanın müşteriyle nasıl ilişki kurduğunu ifade eder.
4.
Kişilik: Bir markanın karakteridir.
5.
Kültür: Bir markanın birikimine ve değerlerine yöneliktir.
6.
Benlik imajı: Bir müşterinin kendini marka ile nasıl ilişkilendirdiğidir.
Marka piramidi olarak tanımlanan modelde, fiziksel, ilişkisel ve yansıma
boyutları marka teması olarak kavramlaştırılmıştır, bu boyutların zaman içinde
değişmesi mümkündür ve alt markalar arasında değişkenlik gösterebilirler. Kültür,
kişilik ve benlik imajı ise marka stili olup bu boyutların yalnızca zaman içinde ve
kademeli olarak değişmesi gerekir. Son olarak marka özü, sürekli olmalı ve marka
temasının ve stilinin değişimine rehberlik etmelidir (Doyle, 2003: 415-416).
Marka piramidi modelinin IBM ve Apple’a uyarlanmış halinin şeklini aşağıda
görebilirsiniz.
99
Büyük Đşletme, Doğu Sahili.
Kültür
Kendinden Emin
Profesyonelim
Kişilik
Benlik
Đmajı
IBM
Tüm Veri Sistemleri
Yansıma
Fiziksel
Đlişki
Đşini ciddiye alan
insanlar
Güvenlik, emniyet
California
Kültür
Yaratıcı, hoş
Kendini geliştirme
Kişilik
Benlik
Đmajı
Apple
Kişisel bilgisayar
Yansıma
Fiziksel
Đlişki
Genç zihniyetli,
bağımsız
Dostça
Şekil 13: Marka Piramidi Modelinin IBM ve Apple’a Uyarlanması
Kaynak: Peter Doyle, Değer Temelli Pazarlama, Çev: Gülfidan Barış,
Media Cat Kitapları, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş. Đstanbul, 2003, s.416.
III. Marka Değeri Kavramı
Marka denkliği ya da bazı kaynaklarda marka değeri olarak da ele alınan "Brand
Equity" kavramı ilk olarak 1990'larda ortaya çıkmıştır. Bu kavram, iyi niyet ve olumlu
etkilerin bir birikimi olarak bilinmektedir. (Odabaşı, Oyman, 2007: 372-373).
Bir diğer tanıma göre de marka denkliği, bir markanın gelecekte yaratacağı nakit
akışlarının net şimdiki değeri olarak tanımlanır. Başka bir deyişle, markasız bir ürünün
sahip olabileceği değerin, marka sahibi olmakla artırılmasıdır (Doyle, 2003: 390).
Marka denkliği bu boyutuyla ele alındığında sadece tüketicilerine değil hissedarlarına
da bir değer katacağı anlamını kazanmaktadır.
100
Markalar bu tanımlar çerçevesinde işletmeler açısından işletme tablolarında
değerlendirilen önemli bir finansal varlık olarak ele alınmaktadır. Hissedarlar,
yatırımcılar, alıcılar açısından hep bu şekilde değerlendirilen markaların satın alımlarda
da bu kriterler üzerinden işlem görmesi bu kavramın önemini artırdı. Ancak zaman
içerisinde tüketicinin markaya verdiği değer daha doğrusu bir markanın ürüne kattığı ve
rakiplerden farklılaşmasını sağlayan değer kavramının ön plana çıkmasıyla marka
değeri kavramının yeniden tanımlanması gerekmiştir.
Bir marka üründen farklıdır ve bu farklı olan şey tüketiciler tarafından yüklenir.
Böylesi bir tanımlamada tüketici, değerin yaratılmasında etkin bir katılımcı olarak göze
çarpar (Uztuğ, 1997: 19).
Marka denkliği kavramında, markanın sahip olduğu değere bağlı olarak elde
edilen finansal fırsatlara dikkat çekilmektedir. 1980'lerde iş çevresinde markaların çok
büyük paralarla el değiştirdiğinin görülmesi markanın para değeri olarak önem
kazanmasının da bir göstergesini ortaya koymaktadır (Feldwick, 1996: 89).
Tüketici esaslı marka değeri, finansal esaslı marka değerinin temelini oluşturur.
Tüketici gözünde güçlü bir marka değeri, tüketici tercihleriyle satışların karı, pazar
payını etkileyecektir (Odabaşı, Oyman, 2007: 373).
Değer, yaşam tarzı içerisinde öncelikli hedeflerin başarılmasında bireysel
faaliyetlerle karmaşık durumlarda karar verme sürecine rehberlik eden merkezi nitelikli
ve sürekli olan inançlardır. Heyecanlı bir yaşam sürme, bireysel saygınlık kazanma,
kendini ifade etme arzusu vb. değerlere örnek gösterilmektedir. Bireyler yaşam
merkezlerine aldıkları, daha fazla benimsedikleri değerlerle farklılaşmaktadırlar (Aaker,
Batra, Myers,1992: 255).
Marka değeri iki şekilde göz önüne çıkmaktadır. Đlk olarak kurumun kimliğinden
kaynak bulurlar ki bu da kurucunun veya yöneticilerin etkisinden kaynaklanmaktadır.
Đkinci olarak da tüketicilerin bakış açısından kaynaklıdır (harici işlem) ki firma imajının
bir parçasını oluşturmaktadır. Bu ayrım marka değerlerinin tanımlanmasında kullanılan
metotların yansıtılmasında verilmektedir: dâhili metotlar kurum kimliğine bakarken
harici metotlar markanın dışında olan tüketicilerin algıladığı imaj gibi faktörlere
101
odaklanır. Marka değerlerini derinlemesine anlamak ve firma imajı ve kimliği
arasındaki çelişkileri anlamak için harici ve dahili metotların her ikisine de bakılması
gerekmektedir (De Chernatony, Drury, Segal-Horn, 2004: 77).
Marka değeri kavramı üç değişik anlamda kullanılabilir (Şahin, 1998: 236):
1.
Markanın satıldığında veya envanterde gösterildiğinde ayrıştırılabilir bir
varlığı olarak toplam değeri,
2.
Tüketicilerin markayla bağlantısının gücünü gösteren bir ölçüm,
3.
Tüketicinin marka hakkındaki çağrışım ve inançlarının tanımı.
Marka değeri iki seviyede önemlidir. Makro ya da firma seviyesinde
yatırımcıların ve finanssal analistlerin bakış açısını etkiler ve sürekli olarak firmaların
borsa değerlerini belirlemekte rol oynamaktadır. Mikro ya da tüketici seviyesinde ise
davranış çıktılarını pozitif olarak etkilemektedir ki buna tüketim eğilimi de dahildir
(Chu, Keh, 2006: 324).
Marka değeri, geniş anlamıyla markanın değerini işaret eder ve pazardaki bir
ürün için başarılı bir isim olmasını sağlar. Günlük yaşantımızda bir mal/hizmet satın
alırken önce markasına dikkat ederiz. Hangisinin, zihnimizde iyi bir izlenimi varsa,
hangisi bizim ilgimizi daha çok çekebilmişse, onu satın almayı düşünürüz. Bu yüzden
marka yaratırken tüketiciyi satın alma konusunda ikna edebilecek ölçüde ve güçte bir
tanıtım politikasına ihtiyaç vardır (Ar, 2007: 112).
Marka değeri, markayla ilgili özelliklerin geliştirilmesi ve korunması için bir
dizi atılımın yapılmasını gerektirmektedir. Marka ismi ve sembolüyle bir firma ya da
onun müşterilerine mal veya ürün sunumuyla eklenen (ya da çıkartılan) değerler,
yararlar ve eğilimler bütünüdür ve yarar sağlayıcı dört temel kategoriye sahiptir (Aaker,
1991: 16):
•
Marka Farkındalığı
•
Algılanan Kalite
•
Marka Sadakati
•
Diğer Marka Değerleri
102
Marka değeri bileşenlerini şekil üzerinde Şekil 14’de inceleyebiliriz.
Marka
bağımlılığı
Azalan pazarlama
maliyetleri
Ticari üstünlük
Yeni tüketicileri
etkileme
1. Farkındalık yaratma
2. Rahatlama
Rekabetçi tehditleri
Karşılayacak zaman
Marka
farkındalığı
Algılanan
Kalite
Marka
Değeri
Marka
çağrışımları
• Diğer çağrışımlara
eklenebilecek
bağlantı
• Tanıdıklık/Hoşlanma
• Đçerik işareti/Taahhüt
• Dikkate alınacak
marka
Satın alma nedeni
Farklılaşma/Konum
Fiyat
Kanal üyelerinin
ilgisi
• Genişletme
•
•
•
•
Tüketiciyi
geliştirerek
tüketici değeri
yaratır
1. Yorumlama/
Bilgiyi işlemek
2. Satın alma
kararında
güvence
3. Kullanım
tatmini
Firmayı
geliştirerek değeri
yaratır
1. Pazarlama
programlarında
etkinlik ve
verimlilik
2. Marka
bağımlılığı
3. Fiyatlar/Marjlar
4. Marka
genişletme
5. Ticari üstünlük
6. Rekabet avantajı
1.
• Yardım süreci/
Bilgiyi hatırlatma
Mal
sahibine ait
varlıklar
• Satın alma nedeni
• Olumlu tutum ve
duygu yaratma
• Genişletme
Rekabet avantajı
103
Şekil 14: Marka Değeri Bileşenleri
Kaynak: David Aaker, Building Strong Brands, The Free Pres, New York,
1996, s.9.
A. Marka Farkındalığı
Marka farkındalığı kavramı, markanın tüketici belleğinde sahip olduğu izlerin
gücü olarak temelde marka tanınırlığı ve marka hatırlanırlığını içermektedir.
Farkındalık, markaya dair algılamaların, fikirlerin oluşması için ön koşul niteliğinde
olmaktadır (Uztuğ, 2003: 29).
Marka farkındalığı, marka değerinin diğer boyutu olan algılanan kaliteyi de
olumlu etkilemektedir. 1990 yılında fıstık ezmesi ürünü için üç marka üzerinde yapılan
bir araştırmada deneklerin %70’i diğer iki markayı bizzat kullanmış ya da kör
testlerinde diğer iki markanın daha kaliteli oldukları kanıtlanmış bile olsa, tanınan
markayı seçtikleri görülmüştür. Marka değeri içerisindeki bir başka boyut olan marka
sadakatinin gerçekleşmesi için de farklılık zaten zorunlu bir etkendir (Tığlı, vd., 2007: ).
Marka farkındalığı ölçümünde kullanılan farkındalık düzeyleri altı başlık altında
değerlendirilmektedir (Aaker, 1996: 114-115):
•
Tanınma (X markasını duydunuz mu?)
•
Hatırlama (Hangi … markalarını hatırlıyorsunuz?)
•
Hatırlamada ilk marka (… alanında hatırlanan ilk marka)
•
Marka baskınlığı (ürün grubu içerisinde hatırlanan tek marka)
•
Marka bilgisi (markanın konumu biliniyor mu?)
•
Marka kanısı (marka hakkında bir fikri var mı?)
Marka farkındalığının içerdiği bir diğer önemli kavram olan marka hatırlanırlığı
ise markaya dair ipucu verildiğinde tüketicinin önceki bilgilerini kullanma yeterliliği
olarak tanımlanmaktadır. Marka farkındalığı kavramı, tanınırlık ve hatırlanılırlık
bileşenleri ile birlikte marka tercihini yönlendirebilmektedir. Hiç kuşkusuz yeni
markalar için farkındalık daha da önem taşımaktadır (Uztuğ, 2003: 30).
104
B. Algılanan Kalite
Algılanan kalite, ürünün gerçek kalitesi değil tüketici tarafından algılanan
subjektif bir değerlendirmedir. Bir markanın satın alınmasının en önemli nedeninin
tüketici ihtiyaçlarını gidermek olduğu göz önüne alınırsa algılanan kalitenin mutlaka
asgari bir düzeyde olmasını sağlamak gerekmektedir.
Algılanan kalite, bir markanın kullanıcılarının, markadan beklentilerini onların
algılarında karşılama derecesiyle belirlenir. Bu beklentiler değişiktir. Örneğin; hizmet
markalarında bunlar hizmetin kendisine, hizmetin sağladığı fiziksel koşullara, hizmetin
güvenilirliğine,
hizmet
sağlayıcının
yardımseverliğine,
dakikliğine,
empatiye,
garantilere vb. şeylere ilişkin olabilir (Franzen, 2002: 109).
Tüketiciler beklenen kalite ile algılanan kalite arasındaki farklara göre karar
verirler. Beklenen kalite, tüketicinin ürün ve hizmetlerden beklediği yararlar ya da
özelliklerdir. Bu noktada gerçek kalite ile algılanan kalite arasındaki farklılıkların
belirlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla algılanan kalitenin arttırılması açısından gerçek
kalitenin, tüketicinin anlayabileceği, basit ve yalın bir şekilde sunulması gerekmektedir
(Özgül, Önce, 2005: 265).
Bütünsel kalite algılaması kalite ipuçlarına dayanmaktadır. Bunlar markanın
kalite karakteristiklerinin değerlendirilmesi amacıyla kullanılırlar: sunmakta olduğu
işlevsel ve psikososyal faydalar gibi. Kalite karakteristikleri, markanın tüketiciye
kullanım açısından teklif ettiği şeyleri temsil etmektedir. Tüketici, ipuçlarını inceler ve
bunlardan kalite karakteristiklerini çıkarır. Đpuçları somuttur ancak karakteristikler
soyuttur (Franzen, 2002: 108-109).
Satın alma nedeni, farklılaşma, ilk fiyatlandırma, marka uzantıları hep algılanan
kalite üzeride etkisi olan kavramlardır. Algılanan kaliteyi etkileyen özelliklerde ürün ve
hizmete göre değişiklik göstermektedir. Bir ürün için algılanan kalite; performans,
özellikler, uygunluk, güvenilirlik, kalıcılık, servis kalitesi ve yeterlilik çerçevesinde
oluşurken, bir hizmet için algılanan kalite; somutluklar, güvenilirlik, yeterlilik, bilgi,
heveslilik ve empati özelliklerinden etkilenmektedir (Elitok, 2003: 116-118).
105
C. Marka Sadakati
Gerek oluşturma, gerekse ölçme açısından markanın en önemli değer aracı olan
marka sadakati, marka gelişimi üzerinde son derece derin etkiler yaratmaktadır. Marka
sadakati en önemli değer göstergesidir ve oluşturulması yönünde kayda değer bir
kaynak ayrılmaktadır (Elitok, 2003: 94).
Marka sadakati ölçümü için satın alma davranışına yönelik iki temel soru
sorulabilir. Bunlar “Bir dahaki sefere markayı satın alır mısınız?” ve “Bu marka
kullandığınız iki, üç ya da dört markadan biri mi, yoksa kullandığınız tek marka mı?”
sorularıdır. Bunlara ek olarak daha ileri bir derecede de “Markayı başkalarına önerir
misiniz?” sorusu marka sadakatinin ölçümünde kullanılmaktadır (Lannon, 1993: 167).
Marka sadakati seviyeleri de müşteriler içerisinde farklılık göstermektedir. En
üst sadakat seviyesinden en alt dereceye kadar marka sadakat seviyeleri beş tanedir.
Bunlar (Elitok, 2003: 96-97):
•
Kendini Adamış Alıcılar: Müşteri her zaman markayı savunur. Önemli olan
markanın bir spor kulübü gibi kendini adamış taraftar yaratabilmesidir.
•
Marka Dostu: Markanın disiplinli bir alıcısıdır. Markayla arasında sıcak bir
dostluk bulmuş müşteridir. Onun ,çin çoğunlukla fonksiyonellik ve prestij
önemlidir. Ürün bunları karşılıyorsa markayla arasında satın alma dostluğu
başlar.
•
Fiyat Değişimleri ile Memnun Olmuş Müşteriler: Fiyat indirimlerini takip
eden ve bu dönemlerde markayı tercih eden müşterilerdir. Bu fırsatı
çoğunlukla kaçırmak istemezler.
•
Memnun/Alışılmış Müşteriler: Bunlar belirli rutinlikle birden fazla marka ile
ilgilenen ve o dönemki beğenilerine bağlı olarak tercih kullanan
müşterilerdir. Ne istediğinden çoğunlukla emindirler ve mutlaka alışveriş
yaparlar. Bağlı olmak istemezler.
•
Marka Sadakati Yok: Marka konusunda hiçbir ilgi ve bilgi taşımazlar ve
ürünün hiçbir değeri yoktur onlar için. Marka, bu tür müşteriler için sıradan
106
bir üründen farklı değildir. Bu grup, kazanılması gereken potansiyel müşteri
grubudur.
Marka değerinin önemli bir parçası olan marka sadakati azalan pazarlama
maliyetleri, ticari üstünlük, yeni tüketicileri markaya çekebilme, marka farkındalığı
yaratma gibi rakiplerinden kaynaklanabilecek tehditlere karşı koyabilme gücünü
kazandırmaktadır. Marka farkındalığı ise dikkate alınacak marka, markadan hoşlanma,
marka çağrıştırıcı unsurların dikkate alınması gibi özellikleriyle marka değerini etkiler
(Aktuğlu, 2008: 41).
Đşletmelerin pazar değeri sahip olduğu müşterilerin sayısı ve değeriyle ölçülür.
Bu nedenle müşterilerin bağlılık derecesinin bilinmesi ve bu bağlılığı arttıracak
pazarlama faaliyetlerinin uygulanması marka değerinin arttırılması açısından önemli bir
konudur. Marka bağlılığı ya da marka sadakati tekrar satın almanın uzun dönemde
devam etmesidir. Bağlılık düzeyi yüksek müşteriler işletmeye nakit girişi sağlayan ve
rakip markaların pazara girmesine önemli ve aşılması güç bir sermaye unsurudur.
Şüphesiz işletmenin sahip olduğu müşterilerin bağlılık derecesi aynı değildir. Satın alma
alışkanlıklarına göre marka bağlılığı dereceleri değişecektir. Đşletmenin ana amacı hiç
kuşkusuz tam bağlılığa sahip müşterilerin sayısını arttırmaktır. Bu da yüksek bilinirlik
düzeyine sahip, güçlü ve eşsiz çağrışımlarla hatırlanan ve kaliteli olarak bilinen bir
marka adı yaratma yoluyla olacaktır (Özgül, Önce, 2005: 265-266).
Marka sadakatinde tüketicilerin yedi farklı davranış gösterdiği karşımıza
çıkmaktadır. Bunlar (McQueen, vd., 2003: 238):
1.
Uzun Dönemli Sadakat: Sadece bir markayı satın alma
2.
Kısa Dönemli Sadakat: Birden fazla markanın satın alınması ve her birinin
kısa ya da uzun süre kullanımı
3.
Devingen-Değişken: Bir markanın ardından çeşitli markaların satın alınması
4.
Alışveriş Sırasında Seçici: Genellikle alışveriş sırasında markayı tercih etme
ve sınırlı markalar arasında seçim.
5.
Fiyat Odaklı Satın Alma: Birçok farklı markayı pazarlıkla satın alma.
107
6.
Fiyat Odaklı Mağaza Marka Satın Alma: Temel olarak jenerik ya da özel
nitelikli marka satın alma.
7.
Hafif Kullanıcılar: Satın alma şekli ölçülemeyecek kadar çok az satın
alanlar.
Marka sadakatinin yaratılmasında da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar ve
yöntemler bulunmaktadır. Bunlar dikkatli bir şekilde uygulanırsa marka sadakati
sağlanabilir (Elitok, 2003: 99-103):
1.
Müşterilere Doğru Davranmak: Müşteriler, çoğunlukla ürünün kalite
şartları ile değil, hizmetleriyle ilgilenirler. Kuruluşlar mükemmel ürünlerine
rağmen, müşterileri ile ilişkilerini dengeleyememeleri nedeni ile büyük
sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Buna meydan vermemek aşağıdaki
hususlarda duyarlı ve etkin olmayı gerektirir:
- Müşterilere sorunsuz ürün sunmak.
- Satılan ürün için verilen hizmetin etkin olmasını sağlamak.
- Satış sonrası müşteriyi unutmamak ve sorunları ile ilgilenmek.
- Müşterileri, iade, tamir, servis vb. hizmetlerinde yalnız bırakmamak.
- Müşterinin gelecekteki alışveriş kararları üzerinde yatırım yapmak.
2.
Müşteriye Kapalılık: Bir kez yapılan bir sadakat sağlama, yalnızca bir süre
devam eder, ardından düşüşe geçerek başlangıç noktasına döner. Bunun
olmaması için müşteri ile iletişimde bulunurken kapalı olmamak
gerekmektedir.
3.
Memnuniyet Ölçme ve Yaratma: Marka değerini yaratmanın en önemli
göstergelerinden biri, memnuniyet düzeylerini ölçmek ve bu sonuçlara göre
stratejileri belirleyip yönetmektir. Bunun için aşağıdaki kriterlerin ölçülmesi
yararlı olmaktadır:
Fiyat: Temel müşteri sadakati sağlayan etmendir. Çoğunlukla, alım
kararları ve bağlılık sağlayıcı önemli şarttır. Özellikle, işin duygusal
108
yönüne değil de fiyat yönüne bakan tüketiciler için son derece önemli
bir etmendir.
Talep: Talep artış ve azalmalarının ölçülmesi tüketici beklentilerinin
nasıl seyrettiğini izlemek açısından son derece önemli bir öğedir.
Davranış: Müşteri davranışlarının ölçülmesini içerir. Bu sayede
güncel müşteri davranışları izlenmiş olur.
Tavır: Genel olarak müşterinin hoşlanıp hoşlanmadığının ölçümüdür.
Müşterinin genel tavrının ölçümünü içerir.
Farkındalık: Ürün kategorisinin marka ortaklığını tanımlar. Yani,
müşterinin tüm ürün portföyünü bilmeleri ve tanımalarının ölçümüdür.
Kontrollü değişebilen fiyat yaratmak: Ürün üzerinde fiyat esnekliği
yaratabilme yeteneğidir. Bir ürünün fiyatlarında yapılabilecek
düşüşlerin müşteri sadakati açısından önemi büyüktür.
Ekstra yararlar: Müşterinin ölçülemeyen değerleri üzerinde etki
bırakmayı amaçlar.
D. Diğer Marka Değerleri
Daha önce değindiğimiz marka değer kategorisine girmeyen ancak göz ardı
edilmemesi gereken marka değerleri de şunlardır (Elitok, 2003: 119-120):
•
Patent: Yeni bir ürün veya buluşun başkaları tarafından ticari amaçlar için
kullanımını engellemek için oluşturulan bir korumadır. Yeni, tekniğin
bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar patent
verilerek korunmaktadır.
•
Ticari Marka: Marka isminin korunmasını sağlar. Aynı ismin başkaları
tarafından kullanımını engeller. Bu aynı zamanda ürünün uluslararası
tescilidir.
•
Telif Hakkı: Bir markanın özgün ürünlerinin korunmasını amaçlayan bir
yaklaşımdır. Markanın tüm değer sağlayıcı isim, sembol, ürün gibi
109
kıymetlerinin taklit ve istek dışı kullanımını önlemek, bir anlamda da haksız
rekabeti engellemek amaçlanmaktadır.
•
Lisans: Bir markaya ait ürün ya da hizmetlerin izne bağlı sınırlı kullanım
hakkını oluşturmaktadır. Bir iş alanında ticari anlaşmalar çerçevesinde şartlı
olarak kullanma hakkı elde etmedir.
•
Kanal Đlişkisi: Kanal, bir ürünün pazara sunumunu tanımlamaktadır. Kanal
bağlantıları ve gücü marka gelişimine olumlu katkıda bulunur. Yaratılan
doğru kanallar gerek satış gerekse marka değeri açısından büyük önem
taşımaktadır.
•
Çalışanlar: Đşletme içerisinde çalışanlar da marka değerinin oluşmasında ve
aktarılmasında büyük önem taşımaktadır.
•
Müşteri Listeleri: Müşterilerin sistematik olarak tanımlanması ve izlenmesi
onlara değer verme açısından önemlidir.
E. Değer Önerisi
Markanın değer önerisi de üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bazı
kaynaklarda marka kimliği başlığı altında karşımıza çıkan değer önerisi, tüketicinin
markayı kullanmasıyla elde edeceği değerleri ya da yararları ve bu değerlerin kanıtı olan
destekleri kapsamaktadır.
Buradan hareketle değer önerisi geliştirmek şu açıdan yararlı olmaktadır (Elitok,
2003: 56-57):
•
Hedef müşterileri tanımak
•
Problemleri karakterize etmek, çözmek ya da bunları yarara çevirmek
•
Açık olarak değeri zorlamak (problem ve yararların çözümü)
Bu kavram ile marka değerinin sadece finansal bir değer olarak ele
alınamayacağı bir kere daha önem kazanmaktadır. Tüketiciye sunulan yarar ya da fayda
anlamında da değer markanın en önemli unsurlarından birisini oluşturmaktadır.
110
Bir değer önerisi, fiziksel fayda, duygusal fayda, kişisel fayda ve destekler
olarak formüle edilmektedir. Değer önerisini tablo üzerinde şu şekilde gösterebiliriz
(Borça, 2008: 112):
Marka
Pantene
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Saçı kökünden
Sağlıklı saç parlar
Kendinize
ucuna besler
Volvo
Emniyetli araba
Pro-vitamin
güveniniz artar
Çocuklarım
Đyi babayım
Testler
Đyi anneyim
Testimonial
güvende
Sana
Besleyici
Sağlıklı çocuklar
margarin
Tablo 6: Değer Önerisi
Kaynak: Güven Borça, Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı?, 10.
Baskı, MediaCat Kitapları, Đstanbul, 2008, s.112.
Değer önerisi içerisinde yer alan fiziksel fayda, ürün ya da hizmetin göstermiş
olduğu performans olmaktadır. Ürün ya da hizmeti kullanan tüketicinin elde edeceği
fiziksel ve doğrudan gözlenebilir bu yarar tüketiciye sunulan ilk değer önerisidir.
Fiziksel fayda ile bağlantılı olarak duygusal fayda da tüketiciye ürünü kullandığı
zaman elde edeceği dolaylı faydaları yansıtmaktadır. Bu kısım daha çok ürün kullanımı
sonucunda elde edilen psikolojik tatminle alakalı olmaktadır.
Kişisel fayda ise, ürün ya da hizmetin kullanılmasıyla elde edilen kişisel tatmin
daha doğrusu kendini gerçekleştirme amacıyla bağlantılı olmaktadır. Değer önerisinin
belki de en önemli son parçası ise destekler diye adlandırabileceğimiz tüm bu faydaların
sunulduğunun kanıtı olan ürün ya da hizmette yer alan özelliklerdir. Bu kısım faydalarla
aktarılmak istenen değerin kanıtlandığı nokta olmaktadır.
Günümüz marka çalışmaları içerisinde bu faydalara ek olarak manevi fayda da
eklenebilir. Manevi faydadan kasıt, tüketicilerin satın aldıkları ürünle herhangi bir
111
sosyal sorumluluk çalışmasını desteklemesi ya da satın aldığı ürünün çevreye,
hayvanlara, başka kişilere zarar vermemesini beklemesi olarak değerlendirebilir. Marka
yaratmada üçüncü boyut olarak da ele alınan bu değer, tüketicinin satın aldığı marka ile
yararlı bir şeyler yapmayı ve başka bazı sosyal konularda da faydalı olmayı arzulamaya
işaret etmektedir.
Bu durum özellikle Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisiyle de bağlantılıdır. Birçok
tüketici artık özsaygı ve kendini gerçekleştirme seviyesine ulaştığından, satın aldığı
markanın da kendisiyle aynı düzeyde bulunmasını istemektedir (Pringle, Thompson,
2000: 84).
Tüketiciler ayrıca bir hareketi destekleyen markayı sosyal olarak, desteklemeyen
markadan, daha duyarlı olarak görmektedir. Pracejus ve Olsen’ın 2004 yılında
yaptıkları çalışmada sponsorlukların parasal anlamda çıktılarının negatif olduğunu
belirtmişlerdir (yatırılan para satışların artmasıyla kazanılan paranın üzerindedir). Belki
de markaya eklenen ve parasal olmayan değer, parasal değeri uzun sürede etkileyecek
uzun vadeli bir fayda sağlamaktadır (Wymer, Samu, 2009: 5).
F. Marka Değeri Ölçüm Sistemleri
Marka
değerinin
belirlenmesinde
pek
çok
farklı
şirketin
çalışması
bulunmaktadır. Bunların içerisinde en bilinen ve takip edileni Interbrand’ın yaptığı
marka değeri ölçüm çalışmaları olmaktadır.
Bir Đngiliz danışmanlık şirketi olan Interbrand; hukuksal koruma, piyasa
liderliği, istikrar ve uzun yaşam isteği, pazar, uluslararasılık, pazar eğilimleri ve
pazarlama desteği gibi ana başlıklar altında ele alınabilecek 19 kriter ile marka değerini
belirlemektedir (Yüksel, Mermod, 2005: 157). Bu kriterleri aşağıdaki tabloda da detaylı
olarak inceleyebiliriz.
1. Pazar Liderliği (pazarı etkileme imkanları)
- Mevcut rol ve statüsü (pazar payı, pazar pozisyonu, rakiplerin pazar payları,
pazar payları, pazar
segmenti, yerel/ulusal/uluslararası durum vb.)
- Bu pozisyona nasıl gelindi? (Pazar yapısı, tüketici temeli genişliği, ticarete kendini kabul
ettirebilme derecesi, ürünün üstünlükleri ve tüketicideki imaj)
- Gelecek beklentileri
112
2. Đstikrar
(uzun ömür yeteneği)
- Tarihçe (bu markalı ürünlerin yaşları, uzun ömürlülükleri)
- Mevcut durum (ürünün derece ve yeri, görsel sunum, tüketici kabulü, sürüm kanallarına
bağımlılık)
- Gelecekteki gelişim
3. Pazar
- Genel bakış (rekabet yapısı, pazar segmenti, tüketicinin bağlanma durumu, değer, hacim)
- Trend (tüketici talebi, markadan bağımsız etkiler, pazar dinamizmi)
- Gelecek beklentileri
4. Uluslararasılık
(kültürel ve coğrafi sınırları aşabilmeye elverişlilik)
- Mevcut durum (Yabancı pazar temsilcilikleri)
- Geçmiş (Đhracat tarihçesi, pazarın istikrarı, yurt dışındaki reklamlar)
- Gelecek beklentileri
5. Marka Trendi
- Gelişim (satış hacmi, satış değeri, pazar payı)
- Statü (rekabet trendi, riskler)
- Planlama (gelişim planları, gelecekteki şanslar)
6. Pazarlama destekleri
- Kalite ve süreklilik (reklam etkinlikleri, promosyonlar, ticaret desteği, satıştaki yeri)
- Kalite (marka kişiliğinin gelişimi, imajla iletilen mesajın bağdaşmışlığı, marka değerlerinin
varlığını kabul ettirebilmesi)
- Gelecekle ilgili strateji
7. Marka hukuku korumasının etkinliği
Tablo 7: Interbrand Modelinde Bir Markanın Değerlendirme Kriterleri
Kaynak: Esch, 2001 ve Hammann 1992’den aktaran Ülkü Yüksel, Aslı
Yüksel Mermod, Marka Yönetimi ve Marka Değerinin Ölçülmesi, Beta
Basım Yayım, Đstanbul, 2005, s.161-162.
Interbrand her yıl, geçen yılın en değerli global markaları araştırmasını
yayınlamaktadır. 100 markadan oluşan bu listede markaların değerleri finansal
rakamların yanı sıra, markanın önümüzdeki yıllarda kendisini ikame ettirmesi,
bilinirliği, tüketiciye sunduğu somut bir değer (value) ile hesaplanmaktadır. 2008 yılının
113
en iyi global markaları listesinin ilk yirmi sırasındaki markaları aşağıdaki tabloda
inceleybiliriz.
2008
2007
Marka
Ülke
Sektör
2008 Marka
Değeri ($m)
Marka
Değerinde
ki Değişim
1
1
Coca Cola
ABD
Đçecek
66,667
2%
2
3
IBM
ABD
Bilgisayar
Hizmetleri
59,031
3%
3
2
Microsoft
ABD
Bilgisayar
Yazılımı
59,007
1%
4
4
GE
ABD
Çeşitli
53,086
3%
5
5
Nokia
Finlandiya
Elektronik
35,942
7%
6
6
Toyota
Japonya
Otomotiv
34,050
6%
7
7
Intel
ABD
Bilgisayar
Donanımı
31,261
1%
8
8
McDonald’s
ABD
Restoran
31,049
6%
9
9
Disney
ABD
Medya
29,251
0%
10
20
Google
ABD
Đnternet
Hizmetleri
25,590
43%
11
10
Mercedes
Almanya
Otomotiv
25,577
9%
12
12
HP
ABD
Bilgisayar
Donanımı
23,509
6%
13
13
BMW
Almanya
Otomotiv
23,298
8%
114
2008
2007
Marka
Ülke
Sektör
2008 Marka
Değeri ($m)
Marka
Değerinde
ki Değişim
14
16
Gillette
ABD
Kişisel
Bakım
22,689
8%
15
15
American
Express
ABD
Finans
Hizmetleri
21,940
5%
16
17
Louis Vutton
France
Lüks
21,602
6%
17
18
Cisco
ABD
Bilgisayar
Hizmetleri
21,306
12%
18
14
Marlboro
ABD
Tütün
21,300
0%
19
11
Citi
ABD
Finans
Hizmetleri
20,174
-14%
20
19
Honda
Japonya
Otomotiv
19,079
6%
Tablo 8: Interbrand Best Global Brands 2008 Araştırması
Kaynak: http://www.interbrand.com/best_global_brands.aspx?langid=1000
Interbrand’ın
kullandığı
yöntem
dışında
global
reklam
ajansı
Young&Rubicam'ın Marka Kıymeti Değerlendiricisi Yöntemi’de bulunmaktadır.
Bir işletme marka değerliliğinin kıymetini nasıl tayin eder? Bu konuda araştırma
yapan global reklam ajansı Young&Rubicam (Y&R), Brand Asset Valuator'ı (Marka
Kıymeti Yöntemi) geliştirmiştir. Dünya geenelinde 8000'den fazla işletmenin, marka
değerliliği pozisyonunu araştıran Young&Rubicam, marka kişiselliğinin belirleyici
unsurları etrafında marka değerliliğini inşa etmektedir (Ar, 2007: 115).
Araştırmada, 4 önemli faktör marka değeriliğinin üzerine inşa edilebilecek
özellikleri oluşturmaktadır. Bunlar (Boone, Kurtz, 1999: 468’de aktaran, Ar, 2007:
115):
115
•
Farklılık
•
Đlgi
•
Đtibar (Hürmet, Saygı)
•
Kanaat
Bu dört aşamayı geçtikten sonra bir markanın değerinden söz edilebilir.
Bu modelde farklılaştırma, başlangıç noktasıdır. Marka, rakiplerinden farklı
olarak, onlardan daha iyi ve daha önemli olduğunun vurgulanmasına ihtiyaç duyar.
Uygun marka farklılaştırmasının sonucu bilgidir. Marka bilgisi, başarılı bir marka
oluşturmanın sonucudur. Hareket noktası değildir. Bu sadece "farkına varmadan" daha
fazla bir şeydir ve markanın, tüketicinin zihnine girme derecesini gösterir (Ar, 2007:
115-116).
Sadece farklılık marka değeri oluşması için yeterli değildir. Tüketicide markaya
yönelik bir ilginin oluşması ve bunun ardından da itibar yani markaya karşı bir saygı
duyması önemlidir. Genellikle çok beğenilen markalar kaliteli ve yüksek saygınlığa
sahip markalar olmaktadır.
Bu kriterler çerçevesinde Coca Cola, Nescafe, Kodak, Budweiser, Kellog’s,
Nike, Marlboro, Motorola, Gillette ve Bacardı yüksek marka değeri yaratmış 10 global
marka olarak karşımıza çıkmaktadır.
116
BÖLÜM
3:
MARKA
DEĞERĐNĐN
ĐLETĐLMESĐNDE
TELEVĐZYON
REKLAMLARI
Reklamcılık alanındaki en son güncel değişim ve gelişmeler, sıklıkla ortaya
çıkan yeni reklam mecraları ya da ortamların reklam amaçlı kullanımını özellikle de
internet reklamcılığının gün geçtikçe önem kazanması ve tüketicilere daha yakın ve özel
mesajlar aktarmasına rağmen geleneksel reklam ortamlarının bel kemiğini oluşturan
televizyon hala tüketiciler tarafından en çok tercih edilen ve izlenen reklam ortamı
konumunda bulunmaktadır.
Marka değerinin aktarılması konusunda da benzer bir durum göze çarpmaktadır.
Đşletmeler pazara sundukları yeni veya zaman içerisinde yerleşmiş güçlü markalarının
tüketicilere sunmak istedikleri değerlerini, farklılıklarını ve marka çalışmalarını
hazırlarken televizyonu iletişim çalışmalarının temeline yerleştirmektedirler.
Bu noktada marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının etkisini
araştırmadan önce televizyon reklamcılığının genel karakteristiklerini ele almamız
reklam ortamı olarak televizyonun bize marka değerinin iletilmesi konusunda
sağlayabileceği avantajları ortaya sermesi açısından yardımcı olacaktır.
I. Bir Reklam Ortamı Olarak Televizyon
Televizyon, diğer reklam ortamlarından daha farklı ve özellikli bir mecradır.
Örneğin; basılı reklamlarda okur, genellikle reklamı inceleyecek ve bilgi almak için
okuyacaktır. Oysa televizyonda böyle bir durum söz konusu değildir. Birkaç saniye
içerisinde hedef kitle reklamda aktarılmak istenen mesajı ya alacak ya da almayacaktır.
Bu nedenle televizyon reklamlarında ağırlıklı olarak duygusal içeriklere önem
verilmekte ve reklam başladığı andan bitene kadar izleyicisini içine alıp mesajı
aktaracak bir şekilde hazırlanmaya çalışılmaktadır.
A. Televizyon Reklamcılığının Genel Özellikleri
“Televizyon reklamları ilk kez ABD'de 1940'lı yıllarda reklam aracı olarak
kullanılmaya başlamıştır. Aynı anda hem göze hem de kulağa hitap edebilmesi, hemen
her evde bir televizyonun bulunması, yayın akışı içerisinde her yaş ve sosyo ekonomik
gruba seslenen programların bulunması, okuma yazma oranı düşük kesimlerce de takip
117
edilmesi gibi nedenlerle kısa sürede en gözde reklam ortamı konumuna gelmiştir”
(Elden, 2003: 124).
Bir televizyon reklamında eş zamanlı olarak oluşan iki bilgi yolu vardır: işitsel
ve görsel. Bunlar bir dereceye kadar birbirine uymak zorundadır. Eğer yollardan biri
diğerinden fazla uzaklaşırsa, izleyici hangisi ile meşgul olacağını bilemez, ilgisini
kaybeder ve kafasında izlediği kanalı değiştirme fikri oluşmaya başlar. Diğer taraftan
ekranda gördüğü şeyi bir de kulağıyla duymasını sağlayan içi içe geçmiş ses ve görüntü
yumağını da kimse istemez (Sullivan, 2000: 147).
Çünkü televizyon doğası gereği insan belleğini iki yönde sarmaktadır.
Bunlardan ilki sunulan mesajın içeriği, başka bir deyişle göz ve görüntüler aracılığı ile
iletilen konudur. Görme işlevinin dışımızdaki dünyaya ilişkin bilgileri alma ve
biriktirmede, diğer duyu organlarımıza oranla daha çabuk, daha nesnel ve daha gerçekçi
olduğu bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar göz ve kulağa aynı anda gelen
mesajların %70’inin göz, %30’unun da kulak yoluyla alınmakta olduğunu tespit
etmiştir. Bu noktada televizyonun kulaktan çok göze hitap eden görsel bir araç
olduğunu ve televizyon için ses unsurunun, görüntüyü destekleyen, dramatik etkiyi
güçlendiren, görüntü ile aktarılamayacak mesajların alıcı kitleye iletilmesine yardımcı
olan bir yan öğe durumunda olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır (Gürgen, 2001:
72).
Đlk televizyon reklamı 1 Haziran 1941 yılında Amerika'da Brooklyn Dodgers ve
Philadelphia Phillies beyzbol maçı arasında yayınlanan 20 saniyelik Bulova saat
reklamıydı. Reklamın sloganı “ America Runs on Bulova Time!”dı. Bu reklam için
şirket televizyon kanalına 9 dolar ödeme yapmıştı (www.azbuz.com).
Televizyon reklamları ilk zamanlarda canlı yayın olarak ekrana gelmiştir. 1960'lı
yıllarla birlikte ise önceden kaydedilip yayınlanmaya başlanmıştır. Bu durum reklamı
hazırlayanlara büyük bir rahatlık sağlamıştır. Reklamcılar, sözün yanı sıra görsel açıdan
da güzel ve etkili reklamlar yaratmak adına yeni teknikler, yöntemler ve denemeler
yapmaya başlayacaktır. Reklamcılar reklamlarını hazırlarken resimler, sözler, sesler,
müzik, vücut dili, jestler ve mesajlarını hızlandırmak için de hareket kullanmak gibi
olağan üstü geniş uyarılar yelpazesinden yararlanabilmiştir (Yolcu, 1998: 330).
118
Türkiye'de ise ilk televizyon reklamı 1972 yılında TRT ekranlarında televizyon
reklamları yayınlanmıştır. Yeni ve etkili bir iletişim aracı olması, okuma-yazma oranı
düşük olan kitleyi kavraması, her zevk ve ilgiye hitap etmesi, az maliyetli ve sürekli bir
eğlence aracı olması gibi sebeplerle toplumumuz tarafından da hızla kabul görmüş bu
araç, reklamcılar tarafından hedef kitleye mesajlarını iletmek üzere süratle etkin ve
yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır (Elden, 2003: 128).
Televizyon reklamları izleyicilerin ilgisini çekebilmek için mesajın etkinliğini
artırmak adına bazı temel özellikleri bünyesinde barındırmak durumundadır. Bu
özellikleri şöyle sıralamak mümkündür (Yolcu, 2001: 36-38):
•
Đleti (mesaj), hedeflenen kitlenin ilgisini çekecek biçimde kurulup, sunulup,
dağıtılmalıdır yani bir ürün ya da hizmetin, hedef kitle tarafından kabul
edilmesi için çok ustaca sunulması gerekmektedir. Sadece mantığa dayanan,
içinde çözülecek bir şey bırakılmayan ileti ilgi görmemektedir. Đzleyici kitle
algıladığı iletiyle, işin içine girmek ve kendini bulmacanın bilinmeyen
karelerini çözen biri olarak görmek istemektedir. Yanı sıra ileti elde
edilebilir ve erişilebilir de olmalıdır. Tv izleyicisi, reklamlarda ileti
bombardımanına tutulmaktadır. Reklamı yapılan ürünün iletisi öyle
hazırlanmalıdır ki, tüketiciler arasında hedeflediğimiz kitle, iletiyi diğer
iletiler arasından açıklayıp, algılamalıdır. Đletiler, izleyici kitlenin izlenimi ve
algılamaları doğrultusunda seçilip, ayıklanır. Đletinin içinde bulunan bir söz,
bir alıcı hareketi, renk, ışık vb. izleyen kitlenin ilgisini çekebilir.
Anlaşılmaktadır ki ileti, bir bütün olarak ele alınmalı ve tüketiciye
sunulmalıdır. Ancak böylece belirlenen hedef kitle, izleyen kitle arasından
sıyrılıp reklamı yapılan ürün ve verilen mesajla ilgilenir. Ama gönderilen
ileti dikkat çekici olmazsa, izleyen kitleyi etkilemez ve mesaj da hedeflenen
kitleye ulaşmaz.
•
Đleti, bütünün anlamını bozmadan aktarılabilecek biçimde kaynağın ve hedef
kitlenin, ortaklaşa sahip oldukları yaşam deneyimlerini anlatan işaretlerle
verilmelidir.
Đleti
hedef
kitleyle
çatışmaya
girmeyecek
biçimde
oluşturulmalıdır. Araştırmalar ve kanıtlarla oluşturulmuş olan düşünceler
119
bile ne olursa olsun, hedef kitlenin algılayabileceği biçimde olmalıdır. De
Fleur, üretilen iletilerin bir anlamıyla kodlayan, bir anlamıyla da alıcının bu
iletiyi algıladığı anlamıyla var olduğunu, eğer iki anlam arasında uyum varsa
iletişimin gerçekleştiğini söyler. Gönderilen ileti hedef kitlenin satın alma
gücüyle, sosyal ve kültürel düzeyi ile dünyaya bakış açısıyla çatışmaya
girmemelidir. Đzleyici kitlenin içinde belirlenen hedef kitle, ileti ile çelişirse,
kendini aynı bakış açısına sahip görmezse, iletiyi dinlemez, izlemez, kısacası
istemez ve reddeder.
•
Đleti, hedef kitlede ürüne karşı ihtiyaç uyandırmalı, ihtiyacını karşılayacak
önerilerde bulunmalı ve yol göstermelidir. Tüketicilerin günlük hayatta bir
çok ihtiyacı vardır. Bunları en kolay ve en çabuk biçimde karşılamak isterler.
Böylece
etkin
bir
iletinin
oluşturulabilmesi
için,
iletinin
tüketici
ihtiyaçlarından birinin üzerine kurulmuş olması gerekir. Bu ihtiyaçlar, kişisel
güvende olma, sınıf değiştirme, temel ihtiyaçlar, bir gruba ait olma vb. gibi
istekler olabilir. Đletinin bir güdüyü canlandırıp, eyleme geçirmesi gerekir.
Đleti, tüketiciyi bir ihtiyacı olduğunda ikna etmeye, bunun ardından ihtiyacını
bir eylemle ortadan kaldırabileceğini düşünmeye ve eyleme geçmesini
sağlayıp onu kontrol etmeye çalışır. Özetle; ileti hedef kitleyi uyarır, eyleme
geçmesini sağlar ve eylemi kontrol altında tutar.
•
Tüketici ihtiyaçlarının giderilmesinde izlenecek yol, tüketicinin eyleme
geçerken, hangi grubun içindeyse, o gruba uygun iletinin gönderilmesi
biçiminde olmalıdır. Örneğin; Müslüman topluma domuz eti satmak, çok iyi
bir reklamla bile mümkün değildir. Tüketiciler yaşadıkları grubun içinde, o
grubun onaylamadığı eylemleri yapmak istemezler.
•
Đletide ürünün ya da hizmetin nitelikleri doğru biçimde verilmelidir. Temel
nitelikleri; ürünün fiziksel özellikleri (etiket üzerinde bulunan miktarı,
üretim tarihi, fiyatı ve modeli) ve ürünün işlevi –ne işe yaradığı- oluşturur.
Örneğin; köyde tavuk yumurtası toplayan biri gündeme geldiğinde, tüketici
reklamı yapılan yumurtanın köy yumurtası olduğunu düşünecektir. Ama
120
gerçekte reklamı yapılan ürün suni yemlerle beslenen tavuklara ait ise ileti
yanıltıcı olur.
Televizyon reklamlarına baktığımızda dört temel reklam türünün olduğunu
söyleyebiliriz (Elden vd., 2005:367):
•
Hareketsiz Reklamlar: Bu reklamlarda hareket unsuru yoktur. Tek bir
görüntü ve bu görüntü üzerinde seslendirme ve gerekliyse müziklendirmenin
yapılmasıyla hazırlanırlar. Genellikle 10 sn.lik sürelerde olup, reklam
mesajını kısa, net ve yalın ifadelerle hedef kitlesine aktarmaya çalışırlar.
•
Hareketli Reklamlar: En sık kullanılan televizyon reklamı türüdür. Müzik,
söz ya da her ikisinin bir arada kullanımı ve çeşitli görüntülerin dramatik
olarak hazırlanmasıyla oluşturulan sahnelerden meydana gelir. 15, 20, 30,
45, 60 ve 90 sn’ler gibi sürelerde hazırlanabilirler.
•
Özel Tanıtıcı Reklamlar: Belirli konularda, (kültür, sanat, eğitim ve turizm
gibi) bilgilendirici, eğitici, eğlendirici yapıda hazırlanan ve programın sadece
başında ve sonunda reklamı yapılan ürün ya da hizmete yönelik mesajların
aktarıldığı reklamlardır. 10 ile 40 dakika arasında hazırlanabilirler.
•
Program Görüntüleri Üzerinde Yer Alan Bant Reklamlar: Televizyonda
yayınlanmakta
olan
programlar
üzerine
bilgisayar
programlarından
yararlanılarak hazırlanan animasyonlar ve çeşitli görsellerin bant şeklinde
yerleştirilmesiyle yapılan reklam türüdür. Bantlar, dikey, yatay veya daha
farklı yaratıcı uygulamalarla program üzerine yerleştirilir ve bantlar üzerinde
genellikle reklamı yapılan markanın logosu ve sloganı yer alır. Yer
kısıtlaması nedeniyle uzun metinler kullanılamaz. Genellikle imaj ve
kurumsal reklamlar için birebirdir.
Yine bundan başka sponsorluk tarzında da hazırlanan televizyon reklamları
bulunmaktadır. Reklamveren gerek program gerekse programda yer alan tüm reklamları
finanse eder. Buna geçmişten verilebilecek en güzel örnek Bonanza adlı dizinin
Chevrolet sponsorluğunda hazırlanmasıdır (Wells vd. 1995: 370).
121
B. Televizyon Reklamcılığının Avantajları ve Dezavantajları
Tüm reklam ortamlarında olduğu gibi televizyonunda gerek doğasından gerekse yapım
koşullarından kaynaklanan bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Televizyonun
reklam ortamı olarak avantajlarını ve dezavantajlarını kısaca şöyle sıralayabiliriz (Wells
vd., 1995: 377-378, Evans, 1988: 46, Elden, 2003: 129-130, Book, Schick, 1998: 98):
•
Televizyon reklamlarının yapım aşamasındaki maliyetleri çok yüksek
olmasına rağmen ulaştığı kişi sayısı hesaplandığında kişi başı maliyeti en
düşük reklam ortamlarından bir tanesidir.
•
Televizyon reklamlarının en büyük avantajı hem görüntü hem de ses
öğelerini etkili ve uyumlu bir şekilde kullanması nedeniyle yarattığı güçlü
etki olmaktadır. Basılı reklam ortamlarının ses, radyonun görüntü eksikliği
dezavantajı
televizyon
reklamlarında
bulunmamaktadır.
Televizyon
reklamları dinamiktir ve ürün hakkındaki avantajları, kullanım özelliklerini
rahatlıkla tüketiciye aktarır.
•
Televizyonun mal ve hizmet hakkındaki bilgileri çeşitli görüntüler eşliğinde
vermesinin yanı sıra başka çarpıcı görüntüler ile ürün ya da hizmet hakkında
istenilen imajı rahatlıkla yaratabilmesi de onu aynı zamanda tüketici
gözünde inandırıcı kılmaktadır.
•
Ürün yararının gösterilmesinde en etkili reklam ortamı televizyondur.
Göstermek, anlatmak ya da söylemekten çok daha etkili ve ikna edicidir.
Televizyon anlatım formatlarının da etkisiyle marka hakkında gösterilmek
istenen her şey rahatlıkla tüketiciye gösterilebilir.
•
Televizyon reklamlarında nostalji, hüzün, mutluluk vb. tüm duygular ses
yardımıyla rahatlıkla ön plana çıkarılabilir. Müzik ve ses, televizyon
reklamlarını daha güçlü kılmaktadır.
•
Televizyon reklamları pahalı olması nedeniyle reklamverenin tüketici
gözünde itibarı, inanılırlığı ve ikna ediciliği artmakta, markasına güven
duyulması sağlanmaktadır.
122
•
Animasyonlar, çizgi karakterler ve giderek gelişen bilgisayar teknolojisinin
yardımıyla hemen hemen istenilen tüm görüntüler hazırlanabilmektedir. Bu
da reklamı hazırlayana sınırsız bir yaratıcılık ortamı sunmaktadır.
•
Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası yayın yapan televizyon kanalları
sayesinde amaca, hedef kitleye, pazarlama planlarına ve bütçeye göre yerel,
bölgesel, ulusal ve uluslararası reklam vermek olanaklı hale gelmiştir.
Böylelikle gereksiz yere kampanya bütçelerinin kabarması da önlenmiş
olmaktadır.
•
Kablolu televizyon, uydu kanaları, dijital platformlar gibi yeni ve gelişen
uygulamalara daha spesifik ve doğru hedef kitleye ulaşabilmesi de
televizyonun son zamanlarda sahip olmaya başladığı avantajlardan birisidir.
Bu hem hedef kitle seçimini hem de hedef kitleye uygun reklam mesajlarının
daha spesifik aktarılabilmesini sağlamaktadır. Eskiden sadece bir televizyon
programı çerçevesinde sınırlı kalan bu durum günümüzde bir televizyon
kanalıyla ölçülebilmektedir.
Bu avantajlarının yanı sıra televizyonun sahip olduğu dezavantajlarda şunlardır.
•
Televizyon reklamlarının ömrü çok kısadır. En fazla 30 saniye içerisinde
reklam tamamlanacak ve bu süre içerisinde tüketiciye aktarmaya çalıştığı
mesajı sunacaktır. Bu da hatırlanma ve bellekte kalmayı sağlayabilmek için
televizyon reklamlarını hazırlayanlar çarpıcı görüntüler kullanmaya
çalışmaktadır. Bu noktada tekrarlama yöntemi de kampanya başlarında
yararlı olsa da bir süre sonra tüketiciyi sıkacak ve reklama ilgi
göstermemesine neden olacaktır.
•
Televizyon reklam kampanyalarının toplam maliyeti yüksektir. Özelikle
reklam film ya da filmlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli mekan, stüdyo,
personel, sanatçılar, ajans maliyetleri, post prodüksiyon giderleri ve
televizyon kanallarına ödenecek gösterim bedelleri oldukça yüksek
bütçelerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
123
•
Bir diğer dezavantaj reklamların, reklam kuşakları içerisinde yer almasıdır.
Đzleyiciler ilk reklamı izlemekte ya da en azından görebilmektedir ancak
ilerleyen reklamlar takip edilmemekte hatta uzun reklam kuşakları
nedeniyle sıkıntı yaratabilmektedir. Bu noktada izleyici ya zapping yaparak
başka kanalı izlemekte, ya zipping yaparak hızlı kanal turu yapmakta ya da
muting yaparak televizyonun sesini kısabilmektedir.
•
Televizyon reklamlarının hazırlanma süresinin uzun olması nedeniyle
güncel olaylarla fazla bağlantısı bulunmamaktadır. Özellikle ani güncel
değişimler ya da krizlerden en çabuk televizyon reklamları etkilenmekte ve
reklam mesajının güncelliği yitmektedir.
•
Özellikle genel televizyon kanallarında hedef kitle seçmede problem
bulunmaktadır. Programı izleyenler bunun içinde televizyon reklamını
izleyenler ve bunun içinde de reklamı yapılan markanın hedef kitlesine
ulaşmak ve reklam mesajını aktarmak gerçekten zorlu bir iş olmaktadır.
•
Televizyon reklamlarının bir diğer dezavantajı da birçok ülkede yasal
kısıtlamaların bulunmasıdır. Bazı ürün ya da hizmetlerin televizyonda
reklamının yapılması ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin ülkemizde
televizyonda alkollü içeceklerin, tütün mamullerinin ve ilaçların reklamının
yapılması kanunlarla yasaklanmıştır.
II. Televizyon Reklamcılığı ve Yaratıcı Çalışmalar
Televizyon reklamları göze ve kulağa hitap etmesi nedeniyle reklamcıya çok
geniş bir yelpazede yaratıcı olanaklar sunmaktadır. Reklamın içeriği, anlatım şekli,
kullanılan görüntü açıları, müzik, ışık vb. pek çok etmen reklam mesajını ve reklamı
yapılan ürün/markanın tüketicisine söylemek istediklerini vurucu, eksiksiz ve harekete
geçirici şekilde sunmasına yardımcı olur.
A. Yaratıcı Strateji ve Televizyon Reklamcılığı
Reklamda tüketiciye sorununun çözümü ya da başka bir deyişle markanın
sunacağı yarar, vaat belirlenir. Bu noktada reklamın genellikle aşağıdaki sorunların
çözümünü sunması beklenir (Schultz, Tannenbaum, 1988: 16):
124
•
Reklam, ürünün vaat ettiği yarar, dağıtım sistemi, fiyat ya da bizzat ürünün
kendisi veya kullanımı gibi konularda bilgi iletilmesini sağlar.
•
Reklam, tüketiciye sorunlarının ürün ya da hizmet tarafından nasıl
çözüleceğini gösterir. Ancak sorun öncelikle açık ve net bir şekilde ortaya
konmalıdır. Aksi takdirde reklam, tüketicileri amaca hizmet etmeyen
konularda bilgilendirmiş olur. Tüketicinin sorunun varlığından haberdar
olmadığı durumlarda ise, reklam önce soruna dikkat çeker, sonra bir çözüm
önerir.
•
Reklam, tüketicinin kendisine pazarlanan ürün/hizmet ya da firma hakkında
yanlış algılamaları olduğu durumlarda da yardımcı olur.
Bunlara
ek
olarak,
satışları
arttırmada
da
reklamdan
yararlanıldığı
unutulmamalıdır. Doğrudan satışı destekleyen bir anlatımla hazırlanabileceği gibi
reklamı yapılan markanın değerini ön plana çıkararak marka farkındalığı sağlayarak
markanın tercih edilmesini bu sayede de satışın gerçekleşmesini sağlar.
Televizyon reklamında ürün, hedef kitle ve pazar ortamı hakkında gelen detaylar
çerçevesinde kullanılacak yaratıcı strateji seçilir ve reklamda “ne söyleneceği” ve “nasıl
söyleneceği” belirlenir.
Reklamda “ne söyleneceği” markanın sunduğu değer, ürünün avantajları,
rakiplerden farklılaşmış mesajlar ve özelliklerdir. Burada fazla nokta belirlenmemeli,
tek ve ana bir marka değeri üzerinden reklam hazırlanmalıdır.
Reklamda mesajın “nasıl söyleneceği” kısmı ise söylenmesi istenen mesajın ya
da aktarılması istenen değerin tüketiciye hangi yaklaşım, anlatım formatı ya da yapım
teknikleriyle sunulacağının belirlenmesidir.
Televizyon reklamlarında yaratıcı süreci aşağıdaki şekilde şematize edebiliriz.
125
ÜRÜN / HĐZMET
* Ürünün Adı
* Ürünün içinde yer aldığı kategori
* Ürünün/hizmetin yaşam eğrisi
içindeki yeri
* Ürün/hizmetin genel özellikleri
(içeriği, ambalajı, kullanım özellikleri
vb.)
* Ürün/hizmetin üretim süreci ve
şartları
* Kurum ve Marka Đmajı
HEDEF KĐTLE
* Demografik Özellikleri
* Psikografik Özellikleri
* Sosyo-Kültürel Özellikleri
* Hedef kitlenin kitle iletişim
araçlarını kullanım sıklık ve
yoğunluğu
* Hedef kitlenin satın alma davranışı
* Hedef Kitlenin ürün/hizmetten
beklentileri
PAZAR ORTAMI
* Ürün/hizmetin pazarın mevsimsellik
özelliğinden etkilenip etkilemediği
* Ürünün pazardaki satış yüzdesi ve
rakip ürünlerin satış yüzdesine oranı
* Birincil ve ikincil rakiplerin
tanımları
* Birincil ve ikincil rakiplerin reklam
faaliyetlerinin analizi
* Satışların eski ve yeni tüketiciler
arasındaki dağılım yüzdesi
* Pazarın yapısını etkileyen genel
çevresel faktörler (ekonomik, yasal,
kültürel, teknolojik vb.)
REKLAM YAKLAŞIMLARI
* Düz Anlatım Tarzı
* Dolaylı Anlatım Tarzı
* Mizahi Anlatım Tarzı
* Abartılı Anlatım Tarzı
REKLAM FORMATLARI
* Gösterim
YARATICI FĐKĐR
(Ne Söylenecek?)
* Sorun
* Ürünün Sunduğu Vaat
ya da Tüketici Yararı
* Yaratıcı Stratejilerin
Belirlenmesi
-Temel Satış Vaadi
- Marka Đmajı
- Konumlandırma
UYGULAMA
KARARLARI
(Nasıl Söylenecek?)
Şekil 15: Televizyon Reklamlarında Yaratıcı Süreç
Kaynak: Müge Elden, Reklam Yazarlığı, Đletişim Yayınları, 2003: 135
* Tanıklık
* Günlük Yaşamdaki Sorunları
Çözme /Hayattan Örnekler
* Sunucu/Seslendiren Kullanılan
Format
* Yalnız Ürün
* Gerçek Görüntülere ve Belgelere
Dayanan Format
* Fantezi
* Müzikal
* Kısa Kısa Görüntülerle Anlatım
* Öyküsel Anlatım Formatı
* Dizi Öykülü Anlatım Formatı
* Cinselliğin Kullanımı
* Doğanın Kullanıldığı Anlatım
Formatı
* Benzetme
* Duran Fotoğraflar ve Sanat
Eserleri
* Masa Üstü
* Duran Hareket
REKLAM YAPIM TEKNĐĞĐ
* Canlı Çekim
* Film ya da Video Üzeri Kayıt
* Animasyon
* Özel Efektler
126
B. Senaryo ve Storyboard
Reklam filmi senaryosu, reklamda yer alan tüm görsel ve işitsel ve malzemenin
yazılı olduğu bir dokümandır. Bu doküman çekimden önce ve çekim sırasında
prodüksiyon ekibine ve yönetmene kılavuzluk görevi görür (Elden, 2003: 136).
Televizyon reklam senaryosu aşağıdaki şekilde hazırlanmaktadır.
Reklamverenin Adı:
Başlık:
Ajans Adı
Format
:
Ürün/Hizmetin Adı:
GÖRÜNTÜ
Uzunluk:
SES
SAYFANIN 1/3’LÜK
Reklam filminde yer alacak her türlü işitsel malzeme sayfanın
DĐLĐMĐNE REKLAM
sağ tarafında ve 2/3’lük bölümünde küçük harflerle yazılır.
FĐLMĐNDE YER ALACAK
GÖRÜNTÜLER BÜYÜK
Vurgulama yapılmak istendiğinde alt çizgi ya da büyük harfler
HARFLERLE YAZILIR.
kullanılabilir. Đşitsel malzeme ile ilgili her türlü açıklama
HER SAHNE
parantez içinde ve büyük harflerle yazılır.
NUMARALANDIRILIR, ĐÇ
Reklam filminde yer alacak konuşmalar, bu konuşmakarın hangi
YA DA DIŞ MEKAN
tonlamada hangi duygusal ifade ile yapılacağı, müzikler,
OLDUĞU, ÇEKĐM
müziklerin nerede ön plana çıkıp nerede arka planda olacağı, ses
ÖLÇEKLERĐ VE GEÇĐŞLER
BELĐRTĐLĐR.
efektleri vb. hepsi en ince ayrıntısına kadar senaryoda ses için
ayrılmış olan bu bölüme yazılır.
FĐLM SESLĐ
KAYDEDĐLECEKSE SKF
ĐLE, SLAYT
KULLANILACAKSA SL ĐLE
BELĐRTĐLĐR VE
AÇIKLAMA BĐLGĐLERĐ
VERĐLĐR.
ÖZEL BĐR GÖRSEL EFEKT
KULLANILACAKSA, O DA
SAYFANIN SOLUNDA
AÇIKLANIR.
Şekil 16: Televizyon Reklam Senaryosu Formu Örneği
Kaynak: Müge Elden, Reklam Yazarlığı, Đletişim Yayınları, 2003: 136
127
Şekilde de görüldüğü gibi televizyon reklam senaryosu formunda en üst kısıma
reklamveren, ajans, reklamın adı, format, uzunluk, başlık gibi teknik bilgiler yazılır.
Ardından alttaki bölümde solda yer alan 1/3'lük alana söz konusu reklamdaki görüntüler
ve sağda kalan 2/3'lük alana da görüntülerin olduğu zamanda geçen sesler yani
konuşma, müzik, efektler yazılır. Reklam yazarı senaryoyu yazarken ne kadar çok
detaya girerse ve ne kadar titiz davranırsa gerçekleştirmek istediği reklama da o kadar
yaklaşacaktır.
Senaryodan sonraki adım ise “stroyboard”dur. Resimli öykü olarak da
adlandırılan storyboardlarda reklam senaryosunda yazı ile aktarılmış görsel tasarımların
alt alta ya da yan yana dizilmesidir. Her görsel kareye uygun işitsel öğeler, kamera
açıları, geçiş teknikleri ve diğer özelliklerde bu karelerin altına veya yanına yazılır.
Storyboard ile reklam filmindeki anahtar kareler ön plana çıkarılmaktadır.
Özellikle metinden çok görsel ağırlıklı reklam filmlerinde storyboard kullanımı çok
büyük önem taşımaktadır (Evans, 1988: 66).
C. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Yaklaşımlar
Televizyon reklamları hazırlanırken alınan en önemli kararlardan birisi de
kullanılacak yaklaşımın seçilmesidir. Kullanılacak yaklaşım doğrultusunda televizyon
reklamının vermek istediği mesajın ve markanın aktarmak istediği değerin nasıl
aktarılacağı, ne ölçüde ve hangi tonlamayla verileceği belirlenir.
Televizyon reklamlarında 4 tür yaklaşımdan bahsedebiliriz.
1. Düz Anlatım (Hard Sell)
Ürün ya da hizmetin özelliklerinin ve tüketiciye sunduğu vaadlerin doğrudan ve
en yalın haliyle aktarıldığı bir anlatım türüdür. Tamamen tüketiciyi bilgilendirmek ve
ikna etmek için yalın bir sunuş kullanılır. Reklama konu olan ürün ya da hizmet üzerine
yoğunlaşılan bu anlatımda diğer ayrıntılar geri planda bırakılır, ürün ya da hizmet ön
plana çıkartılır (Elden, 2003: 139).
Reklamda inandırıcılığı yitirmemek için mizah ve abartılı anlatımlardan
kaçınılmalıdır. Ayrıca aktarılan mesaj ve marka değerinin gösterilenlerle uyumlu ve
birbirini destekleyici olması da inandırıcılığı arttıracaktır.
128
Düz anlatım yaklaşımında önemli olan bir diğer nokta da marka değerinin ve
reklam mesajının tüketiciye gerçekten bir ödül sunmasıdır. Doğrudan satın alma
eylemine geçiren mesajların yanı sıra, markanın temel özelliklerinin rasyonel bir şekilde
sıralandığı ve tüketiciye doğrudan aktarıldığı mesajlarda bu yaklaşımda sıklıkla
kullanılmaktadır.
Arçelik'in tek tuşlu bulaşık makinesi reklamı bu yaklaşıma örnek olarak
verilebilir. Dünyanın tek tuşlu ilk bulaşık makinesi olarak konumlanan ürünün
reklamında makinenin özellikleri doğrudan anlatılmış ve ürünün tüketiciye sunduğu
vaad direkt olarak aktarılmıştır.
2. Dolaylı Anlatım (Soft Sell)
Bu anlatım türünde, reklamı yapılan ürünle ilgili doğrudan vaadler yerine marka
üzerine odaklanılır. Düz anlatıma kıyasla daha yumuşak bir yaklaşımdır. Amaç,
tüketiciyi doğrudan satın almaya itmek değil, reklamı yapılan marka ile bir bağ kurarak
markaya karşı olumlu bir tutum geliştirmek, marka farkındalığını sağlayarak tüketici
zihninde marka imajını oluşturmak ve marka değerini aktararak uzun vadede satın
almayı sağlamaktır.
Dolaylı anlatımların kullanılacağı reklamlarda kurulacak atmosfer, ışıklandırma,
çekim açıları, renk ve müzik seçimi büyük önem taşır. Reklam mesajı, kesin ve direkt
satın alma çağrılarından uzak, markayla dolaylı ve duygusal bir bağ yaratacak şekilde
hazırlanır (Elden vd., 2005: 370).
Bu atmosferin reklamda etkili ve doğru biçimde yaratılabilmesi çok önemlidir.
Çünkü dolaylı anlatım duygusal bir yapı üzerine kurulur. Tüketiciye reklama konu olan
marka ile ilgili aktarılmak istenenler bu yapı üzerinden aktarılacak ve eğer başarılı
olunursa tüketici ile uzun vadeli bir bağ kurulacaktır.
Dolaylı anlatımın kullanıldığı televizyon reklamlarına Omo'nun uzun soluklu
“Kirlenmek Güzeldir” kampanyasını gösterebiliriz. Reklamlarda ürünün herhangi bir
özelliği doğrudan anlatılmamakta, bunun yerine çocukların hayatı tanırken, eğlenirken,
oynarken kirlenmelerinin çok doğal olduğu, Omo'nun bu kirleri temizleme de annelere
129
her zaman yardımcı olacağı duygusal ve dolaylı bir dille aktarılmakta ve marka değeri
bu yapı üzerinden sunulmaktadır.
3. Mizahi Anlatım
Günümüzde en sık kullanılan yaklaşımlardan bir tanesi olan mizahi anlatımda
amaç, mizahi öğeler kullanarak hedef kitlenin markaya karşı olumlu duygular beslemesi
ve mesajın ve marka değerinin de mizahi bir yolla aktarılmasıdır.
Mizahi anlatım en büyük gücü kulaktan kulağa yayılmadaki başarısıdır.
Gerçekten başarılı bir şekilde hazırlanmış reklam, birçok kişi tarafından birbirine
aktarılacak ve reklamı yapılan markanın reklam dışında da konuşulmasını sağlayacaktır.
Mizahi anlatım seçildiğinde özellikle mizahi unsurların belirlenen hedef kitleye
komik gelebilecek temalar olmasına, hedef kitle tarafından kolayca anlaşılabilir
olmasına, ürün ya da markanın kendisinin komik duruma düşmemesine ve satış fikrinin
ya da reklam için tespit edilmiş olan mesajların iletilebilmesine katkı sağlayacak şekilde
düzenlenmesine dikkat edilmelidir (Elden, 2003: 140).
Mizahi yaklaşım kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir diğer noktada
reklamda kullanılan mizahın, reklamı yapılan markanın önüne geçmesidir. Bu gerek
anlatım, gerek reklamda geçen herhangi bir metin ve sıklıkla görüldüğü şekliyle ise
reklamda kullanılan ünlü, markanın önüne geçebilir ve reklamın doğru hedefe ve
amacına ulaşmasını engelleyebilir. Bu noktada unutulmaması gereken, reklamın amacı
marka hakkında bir mesaj aktarmak ve nihai olarak da satışları desteklemektir ve mizah
da bunu sağlamada kullanılan bir yaklaşımdır.
Mizahi anlatım tarzı şu özellikleri taşımalıdır (Baldwin, 1992: 35):
•
Öncelikle
mizah ürün
veya
hizmetin kendisinden doğmalı,
satış
düşüncesinin iletilmesinde katkıda bulunmalıdır. Mizah yapmak için mizah
yapılmamalıdır.
•
Mizah anlaşılır olmalıdır. Reklamda tüketiciler mizahın içine sokulup
onların katılımı sağlanmalıdır. Mizah tüketicilerin ürün veya hizmetin
yararına olmalı ve yaşamdan bir kesiti içermelidir.
130
•
Mizah çok iyi gerçekleştirilmelidir. Đyi mizahın kötü anlatılması çok sık
karşılaşılan bir durumdur.
Mizahi yaklaşıma verilecek en güzel örnek Cem Yılmaz'ın yer aldığı
reklamlardır. Telsim, Doritos, Opet ve son dönemlerde Türk Telekom reklamlarında yer
alan Cem Yılmaz, reklamların yayınlandığı dönemlerde çok konuşulmasını sağlayan ve
marka bilinirliğini arttıran en önemli etkenlerden birisi olmuştur. Özellike Doritos
reklamları hem iletişim hem de satış açısından büyük başarı sağlamıştır.
4. Abartılı Anlatım
Özellikle son yıllarda reklamda gerçeküstü anlatım yöntemlerinin kullanılmasıyla
önem kazanan bir yaklaşımdır. Ses, görüntü, müzik, efektler, mekan ya da oyunculuk
abartılı olabilir. Amaç bu sayede farklılaşmayı sağlayıp tüketicinin hergün karşılaştığı
yüzlerce reklam mesajı arasından sıyrılmayı sağlayabilmektir. Abartılı anlatım
öğeleriyle dikkat reklama çekilir ve ardından mesaj sunulur. Markanın hatırlanma
olasılığı yüksektir. Abartılı anlatım genellikle mizahi anlatımla birlikte kullanılır (Elden,
vd., 2005: 373) .
Buna örnek olarak birkaç yıl önce yayınlanan Ülker Chewydent reklamlarını
verebiliriz. Mizahi anlatıma da örnek olabilecek bu reklamlarda abartılı bir anlatım
kullanılarak bir seri yakalanmıştır. Sakız çiğneme kurslarına katılan kişiler, evde,
işyerinde, durakta her yerde kullanabileceğiniz sakız çiğneme aleti reklamı ve elbette
kaybolmayan sakız isteyen kişilerin yer aldığı reklamlar mizahi yaklaşıma örnek olarak
gösterilebilir. Bu reklamlardaki temel vurgu, sakız çiğnemenin zor bir iş olduğu bunun
için Ülker Chewydent’in üretildiği mesajını vermektir.
D. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Anlatım Formatları
Reklamda kullanılacak yaklaşımın belirlenmesinin ardından anlatım formatı
seçilmektedir. Anlatım formatı reklamda aktarılmak istenen mesajın, hedef kitleye nasıl
aktarılacağının belirlenmesidir.
Karar verilen yaklaşım reklamın içeriğini belirler, uygulama ise bu içeriğin
aktarılma biçimidir. Yaklaşımlar ve uygulama formatları birbirinden farklıdır. Başka bir
131
ifade ile; belirli bir yaklaşım farklı uygulama yollarıyla anlatılabilir (Belch, Belch,
1990: 478).
Bununla beraber bir televizyon reklamında mesaj sadece tek bir anlatım formatı
ile aktarılmayabilir. Birbirini destekleyen birkaç anlatım formatı reklam içinde birlikte
kullanılabilmektedir. Televizyon reklamlarında kullanılan anlatım formatları şunlardır.
1. Gösterim (Demonstration)
Televizyon reklamlarında en sık kullanılan anlatım formatıdır. Bunun nedeni,
televizyonun gerek ses gerekse görüntü özelliklerine sahip olmasıdır. Gösterim
sayesinde reklamı yapılan ürün, hizmet ya da marka ile ilgili aktarılmak istenen tüm
mesajlar net bir şekilde sunulmaktadır. Reklamı izleyenler marka hakkında detaylı bilgi
edinmekte ve kendilerine sunacağı vaadi, değeri daha net bir şekilde görebilmektedir.
Bu nedenle marka değerinin aktarılmasında da en yararlı ve güçlü anlatım
formatlarından birisi gösterim olmaktadır.
Hedef kitle üzerinde etkili ve iyi bir gösterimin ölçütleri şunlardır (Baldwin,
1992: 73, Kleppner, Russel, Lane, 1990: 507):
• Đlgi çekici ve çarpıcı olmalıdır.
• Hedef kitleye iletilmek istenen mesaj, satış vaadlerine uygun olmalıdır.
• Gösterimde yer alan satış vaadi, hedef kitleye ikna edici bir şekilde
aktarılmalı ve reklamda yer alan bir vaad kesinlikle kanıtlanmalıdır.
• Her türlü yapaylıktan kaçınılmalıdır.
• Gösterimin hedef kitle tarafından izlenmesi ve anlaşılması kolay olmalıdır.
Çünkü insanlar televizyon izledikleri (özellikle reklamlar) çoğu zaman
bulmaca
çözmek
istemezler.
Fazla
karmaşık
gösterimler
izleyiciyi
uzaklaştırabilir.
• Yapılan gösterim hedef kitlede hiçbir kuşkuya yol açmayacak şekilde
kurgulanmalı ve mutlaka inandırıcılık sağlanmalıdır.
132
• Reklam boyunca mümkün olduğu kadar yakın çekimler kullanılmalı bu
sayede hedef kitlenin detayları ve olup biteni daha net bir şekilde
algılayabilmesine yardımcı olunmalıdır.
Gösterim 4 farklı türde uygulanmaktadır.
a. Açıklayıcı Gösterim (Explonary):
Ürünün ne yaptığının ve nasıl yaptığının ve nasıl yaptığının gösterilmesidir. Bu
format ürünün tek başına kullanıldığı yalnız ürün formatına benzemektedir. Ancak
burada ürünün gerçekten kullanıldığının ayrıntılı olarak gösterilmesi gerekmektedir
(Özgür, 1994: 68).
Bu formatta öncelikle ürünün bütün özellikleri en ince ayrıntısına kadar hedef
kitleye tanıtılır. Daha sonra ürün kullanıldığı takdirde, tüketicinin hangi sorunlardan
kurtulacağı gösterilir (Elden, 2003: 142-143).
Açıklayıcı gösterim formatına örnek olarak Arçelik buzdolabı reklamını
verebiliriz. Yeni hamile eşine buzdolabının özelliklerini anlatan kocanın yer aldığı
reklamda ürünün farklı özellikleri (soğutucunun altta olması gibi) açıklayıcı bir
gösterimle aktarılmaktadır. Yine benzer olarak Danone Activia reklamında da ürünün
yararları bir vücut animasyon çizimi üzerinden anlatılmaktadır
b. Yanyana ya da Kıyaslama Gösterim (Side-by-Side):
Ürünün öbür ürünlerin yanında daha güçlü ve üstün olduğunu kanıtlamak için
kullanılmaktadır. Ürün öbür ürünlerle yanyana getirilir. Öbür ürünlerin özellikleri.
gösterilir. Daha sonra reklamı yapılan ürünün, öbür ürünlere göre üstün yanları
izleyicilere sunulmaktadır (Yolcu, 2001: 50).
Bu formatta bazı ülkelerde hazırlanan reklamlardaki gibi kıyaslama doğrudan
rakip markayı göstererek yapılabileceği gibi ülkemizde uygulanan biçimiyle yani rakip
firmayı göstermeden, isim vermeden de rahatlıkla uygulanabilmektedir.
Bu gösterim türü, hijyenik ped, ev temizlik ürünleri ve benzerlerinin
reklamlarında da sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tür reklamlarda reklamı yapılan ürün ve
kıyaslandığı rakibi ekranda bir arada gösterilir ve reklamı yapılan ürünün rakibine göre
133
üstün yanı (emicilik, daha çok beyazlatma, renkleri soldurmama vb.) sunulur (Elden
vd., 2005: 377).
Bu formata Clear şampuanları örnek olarak verilebilir. Clear, yıllar süren
kampanyalarında kepeğe karşı etkili yararını işlemiş ve buna uygun reklamlar
hazırlamıştır. Aynı anda iki farklı kişinin saçının yıkanması, ya da aynı kişinin
saçlarının yarıdan ayrılarak iki farklı şampuanla yıkandığı reklamlar yanyana ya da
kıyaslama gösterim formatına örnek olarak gösterilebilir.
c. Önce ve Sonra Gösterim (Before and After):
Bu gösterim türünde tüketicinin sorunu tanımlanır ve ürün ile bu sorun giderilir.
Problem çözme formatına da benzeyen bu gösterim türünde amaç tüketicinin ürünü
kullanması durumunda bir ödül elde edeceğinin gösterim ile aktarılmasıdır.
Kıyaslama gösterim formatında olduğu gibi bu format da çoğunlukla temizlik,
kişisel bakım ve kozmetik ürünleri reklamlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Reklamda
tüketicinin ürünü kullanmadan önceki sorunlu dönemi yansıtılır ardından da ürünü
kullandıktan sonraki yeni durum aktarılır. Bazı reklamlarda ekran ikiye bölünür ve ürün
kullanım öncesi ve sonrası bir arada gösterilir.
Bu gösterim formatına örnek olarak Ülker Special K’nın 2 Hafta 2 Öğün 2 Kase
reklamını örnek olarak verebiliriz. Reklamdaki kadınlar en sevdikleri pantolonlarını
giyememektedir. Ancak Special K’nın 2 Hafta 2 Öğün 2 Kase formülünü
uyguladıklarında bunu başarırlar. Önce ve sonra gösterim formatının uygulandığı
başarılı bir örnek olarak bu reklamı gösterebiliriz.
d. Dayanıklılık Testi (Torture Test):
Dayanıklık testi gösteriminde ürün değişik ortamlarda dayanıklılık testine
sokulmakta
ve
ürünün
sağlamlığı
ve
dayanıklılığı
izleyicilere
gösterilmeye
çalışılmaktadır (Yolcu, 2001: 51).
Sağlamlığı ya da zorlu koşullar altında dayanıklılığı marka değeri olarak sunan
markaların reklamlarında sıklıkla kullanılan anlatım formatı olmaktadır. Son
dönemlerde televizyonlarda yer alan Castrol motor yağı reklamı bu formata örnek
olarak verilebilir. Đki otomobilden birisine Castrol, diğerine başka marka iki motor yağı
134
konulur ve çalıştırılıp hangisinin motoru daha iyi koruduğu test edilir. Yanyana
gösterim türü ile beraber kullanılan bir dayanıklık testi formatı olan bu reklamda amaç
markanın zor ve uzun süre çalışma koşullarında bile motoru aynı performans ile
koruyacağının tüketiciye aktarılmasıdır.
2. Tanıklık (Testimonials)
Bu anlatım formatında ürün ya da hizmeti kullanan kişilerin tanıklığına
başvurulmaktadır. Sıradan insanlar, tanıklık formatında marka ile ilgili duygu ve
düşüncelerini,
deneyimlerini,
markayı kullanmalarının
ardından
elde
ettikleri
kazançlarını veya markanın kendilere sağladığı yararları izleyicilere aktarmaktadır.
Tanıklık uygulamasının da çeşitli formları vardır. Bunlar sunuculu ya da bir
kişinin konuştuğu reklam formatında da olabilir. Bu formatta bir kişi reklamın tüm
süresi boyunca ürünle ilgili deneyimlerini anlatır. Başka bir formda tanıklık eden kişiler
ile birlikte ürünle ilgili bir gösterimde yer alabilir ya da format görüşme şeklinde
işlenebilir. Bu, sokaktaki bir kişi ile veya gizli kamera üslubuyla yapılabilir.
Đnandırıcılığın sağlanabilmesi için görüşülen kişiler hazırlıksız olmalı ya da filme
alındıklarını bilmemelidirler (Özgür, 1994: 76).
Tanıklık uygulamasına benzeyen bir başka format da “onaylama”dır. Hedef
kitle tarafından tanınan, saygınlığı olan bir ünlü ya da uzman, marka ya da şirket adına
konuşur (Belch, Belch, 1990: 494).
Bu tür reklam filmleri günümüzde pek inandırıcı sayılmamaktadır. Bu
olumsuzluğu ortadan kaldırabilmek için reklamcılar gizli kamera, birden fazla kamera
ve noter huzurunda yapılan çekimlere ağırlık vermektedir (Yolcu, 2001: 56).
Özdeşleşme işlemi, reklamdaki memnun müşteriler ne kadar hedef kitleye
benziyorsa tanıklığında o kadar etkili olacağını belirtmektedir. Bunun sonucunda da
çoğu ülkede tanıklık reklam formatı çiftçiler, tesisatçılar veya inşaatçılar gibi özel
meslek gruplarına ürün pazarlayan şirketler tarafından kullanılmaktadır (Sutherland,
Sylvester, 2000: 149).
Son dönemlerde Arzum Onan'ın annesiyle beraber oynadığı Garnier saç boyası
reklamı, tanıklık anlatım formatına örnek olarak verilebilir. Arzum Onan, bu reklamda
135
ürünün tüm özelliklerini, kullanımını ve fiyat avantajını ürünü kullanmış ve memnun
kalmış bir kullanıcı olarak annesine ve dolayısıyla reklamı izleyen hedef kitleye
aktarmaktadır.
3. Günlük Yaşamdaki Sorunları Çözme ya da Hayattan Örnekler (Problem
Solution / Slice of Life)
Televizyon reklamlarında en sık kullanılan formatlardan birisidir. Günlük
hayatta tüketicinin karşılaşabileceği problemler, yaşamdan bir kesit şeklinde aktarılır ve
reklamı yapılan ürünün bu problemi gidermedeki başarısı izleyicilere sunulur.
Bu anlatım formatında yapı oldukça basittir (Özgür, 1994: 69):
•
Bir kişinin bir sorunu vardır. Bu sorun hedef kitle tarafından da aynı
koşullarda pek çok kez yaşanmış olan bir sorundur.
•
Bir kişi iyi bir tavsiye ile ortaya çıkar. Bu bir “komşu” olabilir, bir “sanatçı”
olabilir, ya da o konuda uzman olarak tanıtılan, reklamın sürekli karakteri
olabilir. Bu kişi kim olursa olsun ürün ya da hizmeti kullandığını ve iyi
sonuç aldığını ileri sürer.
•
Sorunu olan kişi de ürün ya da hizmeti kullanır ve iyi bir sonuç elde eder.
Problemin çözümünün sonucunda bir ödül gerekir. Bu bir övgü, bir öpücük
ya da herhangi bir şey olabilir.
Bu uygulama yalnızca tüketici ürün reklamlarıyla sınırlı değildir. Đş dünyasında
faaliyet gösteren işletmelerin sunduğu hizmetlerin, iş sorunlarına nasıl çözümler
getirdiğini anlatmak için de kullanılabilir (Belch, Belch, 1990: 492).
Yaratıcılık konusunda az bir yetenek gerektirmesine rağmen bu anlatım formatı
asla sıradan, modası geçmiş ve banal değildir. Doğru bir şekilde uygulayabilmek için
yaratıcı değişiklikleri dikkatli bir şekilde düzenlemek gerekir. Hayattan örnekler
formatı, ürünün yararlarını tüketiciye iletmekte kullanılan en etkili formatlardan birisi
olmaktadır (Evans, 1988: 50).
Bu
formatı
kullanırken
bazı
noktalar
üzerinde
özellikle
durulması
gerekmektedir. Bunlar (Yolcu, 2001: 51, Baldwin, 1992: 76):
136
•
Sorun hedef kitlenin çoğunluğunu yakından ilgilendirmelidir ve reklam filmi
gerçek ortamda çekilmelidir. Gerçek mekanlar inandırıcılığı arttıracaktır.
•
Filmde yer alan karakterler doğru saptanmalıdır, klişe tipler kullanmaktan
kaçınılmalıdır. Ayrıca seçilen oyuncular ya da reklam filminde yer alan
tüketiciler günlük yaşamdaki gibi doğal davranmalı ve konuşmalıdırlar.
•
Ürünün sorunu çözdüğü açık bir şekilde kanıtlanmalıdır. Gerekirse burada
bir gösterim veya ufak bir tartışma ile bu kanıt pekiştirilmelidir.
•
Reklamı yapılan ürünü, hedef kitleye tanıtan ve anlatan kişinin uzman, iyi
giyimli, iyi konuşan biri olmasına dikkat edilmelidir.
•
Reklam mutlaka bir ödülle son bulmalıdır. Sorunun çözümünün ardından
tüketiciye bir ödül sunulmalı ve bu ödül inandırıcı olmalıdır.
Birçok temizlik ürününde sıklıkla kullanılan bu formata son dönem
reklamlarından örnek olarak Mr. Muscle reklamını verebiliriz. Zor kirlerle baş edemeyn
ev hanımının yardımına gelen Mr. Muscle ürünün yararlarını anlatmakta ve
göstermektedir. Yine benzer olarak Kosla, Calgon gibi ürünlerin reklamlarında da
günlük
yaşamdaki
sorunları
çözme
ve
hayattan
örnekler
anlatım
formatı
kullanılmaktadır.
4. Sunucu Kullanılan Format (Presenter/Spokes Person)
Bu uygulamada bir kişinin kamera karşısında mesajı tek başına iletmesini yer
almaktadır. En heyecan uyandırıcı anlatım biçimi olmamakla birlikte, etkili bir metinle,
konsepte uygun bir sunucu seçimiyle, güçlü bir konuşma tarzıyla ve konuyu
destekleyen ilginç bir mekan ya da dekordan yararlanarak reklam ilgi çekici duruma
getirilebilir (Jewler, 1989: 233).
Bu anlatım formatında birkaç farklı tür bulunmaktadır.
a. Satıcı Sunucu:
Reklamı yapılan ürünün bir temsilcisi ürünün ve firmanın tanıtımını yapar.
Ürünü ve firmayı hedef kitleye aktarır. Bu kişi çalıştığı firmada konusunun uzmanıdır.
Ancak yönetici konumunda değildir (Yolcu, 2001: 53).
137
b. Uzman Sunucu:
Ürünün reklamını yapan kişi konusunda uzmandır. Uzman sunucu ürünle ilgili
bilgileri hedef kitleye aktarır ve ürüne güvenmelerini sağlamaya çalışır. Uzman sunucu,
bilgi ve deneyim sahibi olduğundan mesleğinde yaşadığı olaylardan yola çıkarak, hedef
kitleyi bu konuda bilgilendirir (Yolcu, 2001: 53).
Calgon reklamlarında kirecin çamaşır makinelerine verdiği zararı anlatıp ürünün
bu konudaki yararını aktaran tamirciler, diş macunu reklamlarında ürünü anlatan diş
hekimleri uzman sunucu formatına örnek olarak gösterilebilir.
c. Ünlü Sunucu:
Bu formatta, reklam mesajı hedef kitle tarafından sevilen biri tarafından aktarılır.
Daha çok softsell yaklaşımının kullanıldığı reklamlarda uygulanır. Hedef kitle,
kullanılan ünlü kişiyle arasında duygusal bir bağ kurabilir ve böylece satış mesajlarını
daha kabul ettirilmesi sağlanabilir (Elden, vd., 2005: 383).
Televizyon reklamlarında en sık kullanılan anlatım formatlarından bir tanesidir.
Özellikle fikir lideri ya da toplum tarafından çok sevilen bir sanatçının kullanımıyla
ürün ve markanın reklam mesajı aktarılmaya çalışılır. Buna en iyi örnek olarak Cem
Yılmaz'ın oynadığı reklamları gösterebiliriz. Bir dönem Telsim, Opet ve Doritos
reklamlarıyla hatırladığımız sanatçı son dönemlerde de Türk Telekom reklamlarının
yüzü olmuştur. Turkcell reklamlarında Recep Đvedik karakteriyle yer alan Şahan
Gökbakar, Axess reklamlarında Özgü Namal yine bu formatta yer alan ünlülere örnek
olarak verebileceğimiz diğer sanatçılardır.
d. Reklamveren Sunucu:
Firmanın sahibi ya da yöneticilerinden biri, kendi ürününü tanıtmak için reklam
filminde rol alır. Ürünün özelliklerini anlatan yönetici, hedef kitlenin ürüne
güvenmesini sağlamaya çalışır. Hedef kitle için yönetici ya da firma sahibinin ürün
hakkında anlattıkları ürünün garantisidir (Yolcu, 2001: 55).
Bu sunucu türü daha çok kurumsal reklamlarda kullanılmaktadır. Birebir
reklamverein görülmediği, markanın vaadini ya da değerini tüketicilere sadece arka
fondan gelen bir sesle aktarıldığı türleri de bulunmaktadır. Bir dönem Bosch
138
reklamlarında kullanılan ve şirketinin kurucusu tarafından söylendiği anlatılan
“Đnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim” metninin geçtiği
reklamlar bu formata örnek olarak verilebilir.
e. Ürünü Kullanan Sunucu:
Bu anlatım formatında ise, daha çok hardsell yaklaşımı yer almaktadır. Reklamı
yapılan ürün veya hizmeti daha önce kullanıp memnun kalmış kişiler reklam mesajını
aktarır. Genellike öyküsel anlatım formatıyla bir arada kullanılır. Buradaki temel iddia,
ürün ya da hizmetin, hedef kitlenin problemini çözebileceğidir ve bunu hedef kitleyle
benzer özelliklere sahip ve benzer problemi olan kişilerin kullanımıyla aktarılmasının
iknayı gerçekleştireceğidir (Elden, vd., 2005: 383).
Derya Baykal'ın oynadığı Ariel reklamı bu anlatım formatına örnek olarak
verilebilir. Otelde, oda temizlik görevlisiyle konuşan Baykal, buradaki havlu vb.
ürünlerin nasıl temizlendiğini sorar ve görevlide profesyonel temizlik yaptırdıklarını
anlatır. Görüntü değiştiğinde Baykal, kendi banyosundadır ve kendi eşyalarınız için
profesyonel temizlik artık sizinle diyerek Ariel'i gösterir. Ürünü kullanan sunucu
formatının kullanımıyla ürünün yararı aktarılmıştır. Bu format içinde ayrıca tanıklık ve
ünlü sunucu formatları da kullanılmıştır.
Benzer olarak Braun Silk Epil reklamında da ürünü anlatan kişi ürünü kullanan
sunucu formatına örnek olarak gösterilebilir.
f. Özel Kişiliğe Sahip Sunucular:
Ürünle, sunucunun kişiliği özdeşleştirilir. Reklamı yapılan ürünü, en iyi
tanıtacak kişi reklam filminde sunucu olarak kullanılır. Bu formatta, sunucunun
anlatımı, yüz ifadeleri, gülümsemesi, kararlılığı vb. özellikleri, hedef kitle ile sunucuyu
özdeşleştirir. Sunucu hedef kitleye güven verir ve ürünü satın alması için ikna eder
(Elden, 2003: 147).
Bu anlatım formatı hazırlanırken seçilen sunucunun özellikleri ile marka
arasında sıkı bir bağ kurulacaktır. Örneğin bir spor ayakkabı reklamında bir sporcunun
seçilmesi, seçilen sporunun hız, kararlılık, disiplin, dayanıklılık gibi özelliklerinin
aynen ayakkabıda da bulunduğu imajı yaratılmaya çalışılmaktadır.
139
Bu anlatım formatına örnek olarak bir dönem Rinso reklamlarında oynayan
Beyaz takma adlı Beyazıt Öztürk verilebilir. Beyaz'ın toplumdaki imajı ve buna ek
olarak kullandığı takma isim oynadığı reklamlar üzerinden Rinso ile özdeşleştirilmiş ve
marka ile bir bütünleşme sağlanmıştır.
Sunucu-seslendiren formatında bir de ayakta reklam (stand up commercial)
formatı vardır. Bu formatta sunucu kamera önünde ayakta dikilir ve satış mesajını iletir.
Elinde ürünü tutmaktadır. Ayakta reklam ucuzdur, basittir ve içtendir. Mesaj, sunucu ile
özdeşleştiğinde daha anlamlı bir şekilde verilebilir (Berkman ve Gibson'dan aktaran
Özgür, 1994: 73).
Televizyon reklamcılığının ilk zamanlarındaki çoğu reklam bu formata örnek
olarak gösterilebilir. Bu formatın daha geliştirilmiş haline örnek olarak da Maximum
Card reklamlarını verebiliriz. Bu reklamlarda markanın yüzü konumuna gelen .... kendi
şovunu da hatırlatan sahneler ve replikler eşliğinde Maximum Card'ın yeni hizmetlerini
tüketiciye mizahi bir dille anlatmaktadır.
Bir reklamda konuşmayı yapanın reklamveren yerine bir sunucu olması, bir
çıkarı olduğu için bize doğrudan hitap eden ve zorla birşey satmaya çalışan biriyle karşı
karşıya olduğumuz hissini azaltmaktadır. Mesajı, reklamvereni ve ürünü hoş bir şekilde
sunan, cana yakın ve tanıdık bir sima aracılığıyla almak hedef kitle üzerinde daha etkili
olmaktadır (Sutherland, Sylvester, 2000: 156).
5. Yalnız Ürün (Product as Star)
Bu formatta tamamıyla ürün üzerine odaklanılır. Her iyi televizyon reklamı
ürünü tanıtmakla birlikte, burada ürün reklamın yıldızı olarak belirgin biçimde ön
plandadır (Jewler, 1989: 233).
Ürünle ilgili öykü hazırlanırken doğrudan ürünün yararı üzerinden durulur.
Dolaylı anlatımlata fazla yer verilmez. Ancak burada ürün yararı ve marka değerinin
hedef kitleye gerçekten ilginç gelmesi ve dikkat çekici olmasının sağlanması
gerekmektedir.
Ürünün neler yaptığı ve nasıl yaptığı konusunda bilgiler iletilmektedir. Bu tür
reklamda reklamın formatı değil ürünün kendisi ilgi çekici ve ilginçtir. Bu özellik
140
sayesinde reklam izlenmekte ve ürün hatırlanmaktadır. Bu anlatım formatında
gösterilenler hedef kitlenin yararına olmalı ve ürünle ilgi yarar, vaad ve değerleri
içermesi gerekmektedir. Ürünün tanımladığı düşünce, çözdüğü sorun, tüketicinin ürünü
satın alma ve onu kullanma nedeni ile ilişkili olmalıdır (Baldwin, 1992: 71-72).
Ferrore Rocher çikolata reklamı bu formata örnek olarak gösterilebilir. Ekranda
sadece ürünün yer aldığı reklamda arka fondaki ses ürünle ilgili hedef kitleye
aktarılmak istenen mesajları aktarır. Reklamda herhangi başka görsel öğe yer
almamaktadır. Đzleyenler sadece ürünü görmektedir.
6. Gerçek Görüntülere ve Belgelere Dayanan Format (Documantary)
Gerçek olaylar, ürün ile ilişkilendirilerek hedef kitleye aktarılır. Hedef kitleye,
ürünle ilgili verilen sözlerin doğruluğunu ispat etmek için bu format kullanılır. Ürünü
kullanan gerçek kişilerle görüşülür. Ürün için verilen garantiler, kullanım kolaylıkları,
sağlamlık belgesel bir anlatım biçimiyle ispat edilmektedir (Yolcu, 2001: 57).
Bu tür anlatım formatında, reklamı yapılan ürün ya da hizmetin tüketiciye
sağladığı yarar veya vaad, gerçek bir olayla ilişkiledirilerek belgesel bir anlayışla
anlatılmaktadır (Teker, 2002: 165).
7. Fantezi (Fantasy)
Bu format duygusal yaklaşım için çok popüler olan bir türdür. Fantezi
karakterlerin kullanıldığı bu format özellikle televizyon reklamcılığı için çok uygun
olmaktadır çünkü bu uygulama ile 30 saniyeliğine izleyiciyi başka bir aleme ya da
yaşam biçimine götürülür. Özellikle kozmetik reklamlarında markayla ilişkilendirilen
imajlar ve semboller yaratmak için bu format sıkça kullanılmaktadır (Belch, Belch,
1990: 495).
Son dönemlerde yayınlanan Molfix reklamı, fantezi formatına örnek olarak
verilebilir. Müzikal formata da örnek verilebilecek bu reklamda dönemin popüler
şarkılarından birisinin sözleri Molfix'e göre revize edilmiş ve reklamda oynayan
animasyon bebekler şarkıyı söyleyerek reklam mesajını aktarmıştır.
Bu format düş gücü kuvvetli, yaratıcı öyküler ve mekanlar kullanan reklamları
ifade etmektedir. Çizgi karakterlerin, konuşan hayvanların, kuklaları, canlandırmaların,
141
animasyonların ve ürünün merkezde olduğu rüyaların yer aldığı reklamlar bu kategoriye
girmektedir (Dunn, vd., 1990: 324).
Fantezi formatı içerisinde günümüzde en çok kullanılan hazırlanan animasyon
karakterler olmaktadır. Reklam mesajının sürekli bu karakterler ile aktarılması
sonucunda bu karakterler reklamı yapılan markanın, şirketin veya marka değerinin
temsilcisi konumuna gelmekte ve satış vaadini sembolize etmektedir.
Buna örnek olarak uzun soluklu bir karakter olarak Arçelik'in robotu Çelik'i
gösterebiliriz. Arçelik'in çoğu reklamında ürünleri aktaran, kurumsal reklamlarda
mesajları sunan, satış noktası uygulamaları, promosyonlarla markayla özdeşleşen
başarılı bir karakter konumundadır.
Yapı Kredi Bankası'nın World Card'ı için hazırlanan Vada karakterleri de
başarılı bir uygulamadır. Bu karakterlerin enerjikliği ve sevimliliği reklamların ötesinde
kredi kartı pos cihazlarından seslerinin duyulmasına kadar geliştirilmiş ve markanın
değerinin aktarılmasında etkili olarak kullanılmıştır.
8. Müzikal (Musical)
Müzik reklamın önemli bir öğesidir. Reklamda müziği kullanmak için pek çok
geçerli neden bulunmaktadır. Sinema filminin müziği nasıl filmin duygusal atmosferine
heyecanlı ve gerilimli anlamında katkıda bulunuyorsa, reklamda kullanılan müzik de
reklamın duygusal içeriğini yükseltir ya da dramatik bir etki sağlamaktadır (Özgür,
1994: 80).
Müzikal anlatım formatı sayesinde reklamda verilmek istenen bütün duygular;
sevgi, korku, öfke, heyecan, üzüntü, zafer müzik sayesinde rahatlıkla aktarılabilmekte
ve reklamın oluşturması istenen dramatik atmosfer yaratılabilmektedir. Hatta bazı
reklamlarda hiç söz olmadan sadece müzik kullanımıyla da bu atmosfer oluşturulabilir.
Bu atmosfer genellikle fon müzikleri sayesinde ortaya çıkmaktadır.
Bunun yanı sıra gerek fon müziği, gerekse popüler bir müzik parçasıyla markayı
çağrıştırmak, zihinlerimizde markanın ilgi düzeyini ve o müziği her duyduğumuzda söz
konusu markayı düşünme olasılığımızı arttırmaktadır (Sutherland, Sylvester, 2000:
149).
142
Bunun ötesinde müzikal anlatım formatı içerisinde reklamın satış mesajını ve
ürünün ya da hizmetin tüketici yararını aktaran sözlerle bezenmiş olan ve “cıngıl” adı
verilen müzik parçaları üzerine döşenmiş görüntülerle işlenen bir uygulamada
bulunmaktadır. Cıngılların her defasında sözlü olması da gerekmemektedir. Bu formatta
önemli olan; reklamda hareketi sağlamak için müziğe gereksinim duyulmasıdır. Bu
nedenle seçilen ya da reklam için özellikle bestelenen müzik parçaları ürün ya da
hizmetle bütünleşir, ona biriciklik özelliği katar ve akılda kalıcılığı arttırır (Jewler,
1989: 232).
Müzikal anlatım formatı için birçok örnek verilebilir. Advantage Card
reklamlarında kullanılan “Avantajın varsa avantajın var” metni ve buna uygun
hazırlanan müzik uzun bir dönemdir tüm reklamlarında kullanılmaktadır.
Eski reklamlardan Eti'nin “Bir bilmecem var çocuklar” diye başlayan cıngılı ya
da Ülker'in “Akşama babacığım unutma Ülker getir” cıngılı hala hatırlanmakta ve
tüketici zihninde markaların oluşmasını sağlamaktadır.
9. Kısa Kısa Görüntülerle Anlatım (Vignette)
Ürünü kullanan birbirinden farklı kişiler veya potansiyel alıcıların, farklı
hareketleri ve ürünün, hızlı, birbirini izleyen ve seri bir şekilde ardarda
görüntülenmesiyle hazırlanan anlatım formatıdır (Evans, 1988: 58).
Amaç hedef
kitlenin ilgisini reklama çekmenin yanısıra, izleyenleri reklamı yapılan ürün hakkında
bilgilendirmektir (Ramacitti,: 8)
Bu formatın en önemli özelliği iletinin görüntülerle verilmesidir. Reklam filmi
yaklaşık dakikada 150 görüntü içerebilmektedir. Görüntüler arka arkaya sıralanarak bir
bütünü oluşturmaktadır. Hedef kitleye aktarılan bu vurucu görüntüler vasıtasıyla hedef
kitle ile iletişim kurmak ve bir çok görüntü arasından onların algıladıklarını
hatırlayarak, yorum yapmalarını sağlamak üzere kurgulanan bir formattır (Yolcu, 2001:
65).
143
10. Öyküsel Anlatım Formatı (Narrative Story)
Bu formatta hazırlanan reklam filmleri, küçük, kısa bir sinema filmi gibi
başlangıcı, gelişimi ve sonu olan bir öykü anlatmaktadır. Hedef kitlenin dikkatini görsel
olarak gelişen öyküye yoğunlaştırarak, ilgiyi reklamın sonunda verilen reklam vaadine
kadar, giderek artan oranda çekmektedir. Reklamda sinema filmlerinde kullanılan
dramatik öğeler kullanılarak kişiler, mekanlar, ilişkiler, konuşmalar aracılığıyla bir olay
örgüsü ve bir hikaye kurgulanmaktadır (Elden, 2003: 150).
Süre olarak biraz daha uzun olmasına rağmen doğru hazırlandığınında etkili olan
bu format daha çok duygusal temalı reklamlarda kullanılmaktadır. Genellikle reklam
oturduktan sonra kısaltılmış versiyonları yayınlanmaya devam eder. Marka kişiliği ve
değerinin hedef kitleye aktarıldığı reklamlarda sıklıkla kullanılmaktadır.
Bu reklam formatının hazırlanması basit, izlenmesi kolaydır. Ancak formatın
başarıyla işlemesi iyi bir metne, çekime ve kurguya bağlı olduğu kadar, ürünle ilgili
verilmek istenen mesaja uygunluğuyla da bağlantılı olmaktadır (Özgür, 1994: 79).
11. Dizi Öykülü Anlatım Formatı
Öyküsel anlatım formatının daha ileri bir versiyonudur. Bu sefer uzun ve tek bir
öykü bölünerek birkaç reklamda anlatılabileceği gibi, birbirini tamamlayan öykülerle
reklamı
yapılan
ürün
ya
da
hizmetin
farklı
özellikleri
farklı
reklamlarla
anlatılabilmektedir. Özellikle merak uyandırıcı reklamlarda kullanılır ve hedef kitlenin
ilgisi reklam üzerinde tutularak reklam mesajı aktarılmaktadır.
Zamanında Yapı Kredi Bankası için hazırlanan “Bay Pardon” reklamları, Đş
Bankası'nın “Bay Sağduyu” ve Turkcell Hazır Kart'ın “Özgür Kız” reklamları dizi
öykülü anlatım formatına örnek olarak gösterilebilir.
12. Cinselliğin Kullanıldığı Format
Günümüzde en sık kullanılan formatlardan bir tanesidir. Hazırlanan reklamda,
reklamı yapılan markayı kullananları arzu edilen olmak, karşı cinse çekici gelmek ya da
marka sayesinde karşı cinsten arzu edileni elde etmek için kullanılan bir ürün olarak
konumlandırılmaktadır.
144
Bu formatta, kadınlar erkekler tarafından, erkeklerde kadınlar tarafından
beğenilmek isteyen bu yüzden de seksi olması gereken kişiler olarak gösterilmektedir.
Özellikle kozmetik ve kişisel bakım ürünleri için gerçekleştirilen bu tür
reklamlarda hedef kitlenin dikkati öncelikle cinselliğe çekilerek bu kitle kavranmaya
çalışılır. Ardından da hedef kitlenin yukarıda sözü edilen beğenilme, karşı cins
tarafından arzu edilme güdülerine seslenilerek reklama konu olan ürün ya da markaya
olan talep artırılmaya çalışılmaktadır (Elden, 2003: 151).
Günümüz markaları içerisinde bu formatı en sık kullanan Algida Magnum olarak
kendisini göstermektedir. Markayı cinsellik temalı konumlandıran ve bu doğrultuda
reklamları yayınlanan Magnum'un son dönemlerdeki reklamında da yine bu tarz anlatım
tercih edilmiş ve çekilen reklam için popüler televizyon dizilerinden Lost'un
yıldızlarından Josh Holloway, Türkiye'ye gelmişti. Buzdolabı dolabındaki tüm
Magnumların bittiğini gören kadının bileğini burkması, Holloway'in Onu limuzinine
alması, Magnum ve ardından reklamın sonunda kadının aslında oyun oynadığının
anlaşılmasıyla tamamlanan reklam, Magnum'un daha önceki reklamlarındaki anlatımları
desteklemiştir.
Yine benzer olarak üç boyutlu cips Patos Critos reklamında da otobüs durağında
iki boyutlu halde oturan kız ve erkek karakterler cipsi yedikçe üç boyutlu hale gelmeleri
cinsel semboller kullanılarak gösterilmiştir. Ürünün diğer reklamı Patos Critos'un acı
soslu ürünü reklamında da benzer tema devam etmiş marka için bir bütünlük
sağlanmıştır.
13. Doğanın Kullanıldığı Format
Bir çok marka saf, katıksız, temiz, duru, taze olduğunu anlatmak için doğa
temasını kullanır. Bu anlamda reklamcılar reklam filmlerinde doğanın saflığından,
temizliğinden, renklerinden ve doğada bulunan seslerden yararlanırlar. Çoğu zaman da
“doğadan gelen güzellik”, “doğanın saflığı” vb. sloganlarla reklama konu olan ürün ya
da marka ile doğanın özelliklerini birleştirirler (Yolcu, 2001: 67).
Lipton reklamları bu anlatım formatı için örnek olarak gösterilebilir. Lipton Ice
Tea Green ve Red için hazırlanan reklamlarda bu ürünlerin doğal olmaları ve doğadan
145
katıksız olarak geldiği, antioksidan olduğu gibi özellikler anlatılmakta ve anlatılanlar
görsel öğelerle desteklenmiştir.
Benzer olarak Doğadan markası da siyah çay pazarına girişi nedeniyle
hazırladığı reklamda müzikal anlatım kullanılmış ve şarkı sözleriyle bu anlatım doğanın
kullanıldığı formatla birleştirilmiştir. Reklamın son dizesinde de hem marka adı hem de
marka değeri yer alacak şekilde “Doğadan siyah çay” denilmektedir.
14. Benzetme (Analogy)
Metaforların, metonimlerin yoğun biçimde kullanıldığı bu reklam formatında
reklam mesajı ve marka değeri doğrudan değil dolaylı yollardan aktarılmakta ve
kullanılan sembollerle marka arasında bağlantı kurulmaktadır.
Benzetme, sembolizmin yani simgesel anlatımın bir formudur. Benzetme de
ürün ya da hizmetin bir özelliği, yerine getirdiği bir fonksiyon, somut bir şeyle
benzeştirilmektedir. Benzetme çok karmaşık olmadığı, bilinir ya da anlaşılır olduğu
zamanlarda hedef kitle ile iletişim kurabilme ve hatırlanabilirlik açısından başarılı bir tv
anlatım formatı olmaktadır (Baldwin, 1992: 118).
15. Duran Fotoğraflar ve Sanat Eserleri
Karikatür çizimleri ve yazıları da içeren resimler, fotoğraflar ve sanat eserleri
kullanılmasıyla ve kameranın anlatıma uygun kullanımıyla görsel bir malzemeye
inanılması zor bir hareket verilebilir. Durağan nesne üzerinde yapılan kamera
hareketleri, reklama hareket kazandırır ve etkileyici kılar. Maliyeti düşük, yalın, çekici
ve kolay bir yapım formatıdır (Russel, Lane, 1990: 508).
16. Masa Üstü (Table Top)
Görüntüde sadece ürünün olduğu formattır. Ürün genellikle animasyon teknikleri
kullanılarak hareket ettirilmektedir. Bir paket bisküvi bir anda kendisini paketinden
çıkarabilir, dans etmeye, yukarı aşağı hareket etmeye hatta çizgi film karakteri gibi
hayat bularak el ve yüze sahip olabilmektedir (Evans, 1988: 58).
146
Genellike yakın plan çekimler kullanılmaktadır ve bu sayede ürün ve marka
hakkında aktarılmak istenen tüm özellikler, detaylar ve yararlar net bir şekilde hedef
kitleye gösterilebilir.
17. Duran Hareket (Stop Motion)
Sinemada kullanılan duran hareket tekniği televizyon reklamlarında da
kullanılmaktadır. Bir ürün ya da reklamda kullanılan belirli nesneler bir seri farklı
hareket yaparken görüntülenir ve bu görüntüler doğru bir şekilde kurgulanırsa hareket
yaratılmış olur. Bu formatta hazırlanan reklamda paketler ya da nesneler
yürüyebilmekte, belirli bazı hareketleri yapabilmekte, dans edebilmektedir (Russel,
Lane, 1990: 509).
Bu format günümüzde bilgisayar teknolojisi kullanılarak uygulanmaktadır.
Belirli bazı reklamlarda hala klasik tekniklerle duran hareket uygulamaları yapılsa da
ağırlıklı olarak bilgisayar ortamında hazırlanan reklamla görülmektedir. Vada
karakterleri, Aymar adam, Cif adamlar, Molfix bebekleri vb. birçok reklamda hareket
bilgisayar programları sayesinde hazırlanmıştır.
E. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Yapım Teknikleri
Televizyon reklamlarında reklam mesajını aktaracak anlatım formatlarının
belirlenmesinin ardından yapım tekniklerinin de belirlenmesi gerekmektedir. Yapım
teknikleri ile reklam mesajını hedef kitleye en iyi şekilde aktaracak görüntüler
bulunacaktır.
Televizyon reklamlarında mesajın aktarılmasında kullanılan birkaç yapım
tekniği bulunmaktadır. Bunlar, canlı çekim, film veya vido üzerine kayıt ya da
animasyon teknikleri olmaktadır (Wells vd., 1995: 497). Bunlara ek olarak özellikle
bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle beraber çeşitliliği de artan özel efektleri de
ekleyebiliriz.
1. Canlı Çekim
Canlı çekim, televizyon reklamlarındaki yapım tekniklerinin en temel olanıdır.
Sunucu kullanılan tek çekimlik yapımlardan, çok ayrıntılı, birden fazla oyuncunun, pek
çok mekanın kullanıldığı yapımlara kadar geniş bir yelpazeden oluşmaktadır. Canlı
147
çekim tekniği gerçekçidir ve ürün ya da hizmetin sunulmasında izleyicilerin ilgisini
çekmek için iyi bir yöntemdir (Özgür, 1994: 87).
Televizyonun ilk yıllarındaki çoğu reklam canlı çekim tekniğiyle hazırlanmıştır.
Bunun sonucunda da reklamcılık tarihinde kapağı açılmayan buzdolapları, mamalarını
yemeyen köpekler gibi bir çok örnek bulunmaktadır. Bu tarz kötü örnekler zaman
içerisinde reklamverenleri reklamı yayınlanmadan önce film ya da kasete çekmeye
itmiştir (Wells vd., 1995: 497).
Canlı reklamın en iyi yanı kendiliğinden hemen o anda oluyor gibi
görünmesinde yatmaktadır. Aynı zamanda, izleyici ve dinleyici ile zaten bir bağ kurmuş
olan gösteri yıldızının
hizmetinden
mali destek
sağlayanların (sponsorların)
yararlanması olanağı da gerçekleşiyordu. Canlı yayının reklamverenlere kazandırdığı
bir diğer avantaj ise yapım maliyetleri fazla olmadığından daha ucuz olmasıdır
(Rutheford, 1996: 28).
1960 yılının ortalarından itibaren televizyon reklamlarının canlı çekiminden
vazgeçilmiştir. Ancak uzun zaman sonra Coca Cola 1996 yılında böyle bir reklam
uygulaması yapmayı düşündüğünü açıklamıştır.
1996 Yaz Olimpiyatları için planlanan kampanyada Coca Cola reklamları ya
canlı yayınlanacak ya da 17 gün sürecek olimpiyatlar sırasında filme alınacak
görüntüler yine aynı 17 gün içinde kullanılacaktı. Coca Cola Global Olimpiyat
Pazarlama Direktörü Eric Schulz ise bu konuda reklam planı için çok ciddi teknik ve
lojistik problemler olduğunu, projenin hayata geçirilmesine bu problemlerin engel
olacağını söylemiş ve canlı yayın yapılamamıştır. Ancak olimpiyatlarda çekilen
görüntüler 17 gün içinde yayınlanmıştır (Marketing Türkiye, 1996: 20).
2. Film veya Video Üzerine Kayıt
Reklamların filme çekilmeye başlanması, reklam yapımcılarına reklamın
görüntüsü ve yarattığı izlenim üzerinde daha çok denetim olanağı vermiştir. Bu da
yapımcılara ellerindeki paranın el verdiği ölçüde stüdyodan çıkıp istedikleri yerde
çekim yapma olanağı sağlamıştır (Rutherford, 1996: 29).
148
Reklam filmi, film ya da elektronik görüntünün kurgulanmış biçimidir. Bu
teknikte elektronik olmayan görüntü film olarak adlandırılır ve 8, 16 ve 35 mm’lik
filmler kullanılır, elektronik olan görüntü ise video olarak adlandırılır. Film, görüntüleri
ve sesi taşıyan selüloitten, saydam ve bükülebilir karelerdir. Film görüntüsü ışığa
duyarlı gümüş bromür kat (duyarkat) üzerinde oluşur. Film tekniği hareketli görüntü
elde etmek için saniyede 24 kare çeker. Birbirinin devamı kareler arka arkaya hızla
gösterildiğinde devinim elde edilir. Reklamların yaklaşık %90’ı 16 ya da 35 mm’lik
filmlere çekilmektedir (Elden, 2003: 153-154).
Filme çekilen reklam görüntülerinin televizyonda yayınlanabilmesi için daha
sonra video formatına çevrilmesi gerekmektedir. Bu işleme telesine adı verilir. Film,
telesine cihazından geçirilerek yüksek kalitede televizyon yani video görüntüleri elde
edilir. Video formatına dönüştürülen filmin tekrar filme dönüştürülmesine de sinetele
denilmektedir (Yolcu, 2001: 72)
Video, saniyede 25 resim ve bir karesindeki resim de 625 satırdan oluşmaktadır.
Video ve kalitesi, amatör kullanım sistemi, yarı profesyonel sistem, profesyonel sistem
ve yayın kalitesi düzeyinde olmak üzere dört biçimdedir (Kafalı, 1993: 76).
3. Animasyon
Animasyon cansız nesneleri canlandırma olarak tanımlanabilir. Bu tür bir
tanımlama, kuklalar ve diğer üç boyutlu nesneleri de kapsamakla birlikte, animasyon
çizilen nesneler yani çizgi filmler içinde kullanılır (Gürsaç, 1993: 5).
Günümüzde
özellikle
bilgisayar
teknolojisindeki
gelişmeler
sonucunda
animasyon daha sık kullanılan bir teknik olmaktadır. Özellikle çocukları hedef alan
reklamar için kullanılan animasyon tekniği, bu gelişim sonucunda bir çok ürün ve
hizmet reklamında kullanılmaktadır.
Animasyonun televizyon reklamlarında tercih edilmesinin nedenlerini kısaca
şöyle maddeleyebiliriz (Münevver Köküer’den aktaran Ergün Yolcu, 2001: 74-75):
• Reklamcıların anlatılarına yardımcı olup, yaratıcı düşüncenin görsel açıdan
güçlenmesini sağlar. Değişik yorum ve estetik, izleyici kitlenin ilgisini çeker.
Çizgi karakterlerin canlandırılması izleyici kitlenin hoşuna gider. Örneğin
149
Scotte Britte reklam filminde, ürünün logosunda bulunan çizgi kadın
reklamın sonunda göz kırpar.
• Animasyon ürünün gerçekte görülmeyen işlevlerini görünür hale getirir.
Deterjan reklamında lekelerin ortadan kalkması. Kireç çözücülerin kireci
engellemesi. Bulaşık bezinin kirleri temizlemesi animasyonla gösterilir.
• Ürünün işlevlerinin animasyonla gösterilmesi, hedef kitlenin iletiyi daha basit
olarak
algılamasını
sağlar.
Algılanması
güç
ve
karmaşık
ürünün
hatırlanmasına yardımcı olur. Kepek önleyici şampuanın kepeği nasıl
önlediği animasyon sayesinde reklamlarda basitleştirilerek hedef kitleye
sunulur.
• Animasyonda canlandırılan karakterler ya da ürünün logosundaki karakterler,
ürüne bir kişilik kazandırır. Persil reklamlarında yeşil bir karakter
canlandırılmış ve bu karakter güç, temizlik ve hızla özdeşleştirilmiştir.
• Çizgi film çocuklar tarafından sevilir. Aynı zamanda büyüklerin de ilgisini
çeker. Reklamın ilgi çekici ve akılda kalıcı olmasını sağlar.
Animasyon bir reklamın tesirini ve niteliğini değiştirmek için kullanılabilir.
Özellikle başka, türlü ciddi ve sevimsiz olabilecek bir mesajı hafifletmek için
kullanılabilir (Sutherland, Sylvester, 2000: 166). Buna örnek olarak çoğu tiksindiği için
televizyon reklamlarından böcek görüntüleri çoğunlukla animasyon tekniği ile
hazırlanmaktadır. Benzer olarak gözle görünemeyen mikroplarda temizlik ürünleri
rekamlarında da hep animasyon tercih edilmektedir.
Çizgi film ve animasyon karakterlerin reklamverenler açısından sahip oldukları
cazibe, reklam yapımcılarının karakterin davranışlarına bütünüyle hakim olmalarıdır.
Gerçek insanları kullanan reklamverenler daima nefeslerini tutup, ümit etmek zorunda
kalırlar. Karakterin başı derde girebilir ve bu da markaya yansıyabilecek bir itibar kaybı
yaratabilir. M&M karakterleri gibi çizgi film karakterleriyle böyle bir tehlikenin
oluşması söz konusu değildir (Sutherland, Sylveter, 2000: 166-167).
Animasyonun reklam filminde kullanılmasının getirdiği anlamsal kolaylıkların
yanında, ölçülü kullanılması gerekmektedir. Reklamda animasyonun fazlalığı
150
inandırıcılığı yok edebilir. Tüketici ikna olmayabilir. Animasyon reklamın amacına ve
mesajına uygun olacak biçimde kullanılmalıdır (Yolcu, 2001: 75).
4. Özel Efektler
Sinema filmlerinde kullanılan özel efektler, reklamcılar tarafından da
kullanılmaktadır. Renk, gölgelendirme, görüntünün parçalara bölünmesi, hızlandırılıp,
yavaşlatılması, dondurulması gibi birçok efekt reklam filmlerinde kullanılmaktadır.
Seyircisini görsel efektlerle etkilemeye çalışan sinemanın yanında, reklamcılar da özel
efektlerle tüketicilerinin ilgisini çekmeye çalışmaktadır (Yolcu, 2001: 75).
Özel efektler film yapımında çok çeşitli tekniklerle gerçekleştirilmektedir.
Bunlar teknik açıdan oldukça basittir ancak yaratılan görsel efekt açısından ilginç ve
komplekstir. Özel efektlerle illüzyonlar yaratılır. Farklı iki görüntü optik bir işlemle tek
karede birleştirilebilir, görüntüde mercekler yardımıyla perspektif bozulmaları
yapılabilir, küçük modellerle gerçek kişiler kullanılabilir (Baldwin, 1992: 101-102).
Görüntü hileleri ya da görsel efektler, optik, sayısal (dijital), mekanik, kimyasal
vb. uygulamalarla elde edilir ve genel olarak özel efektler olarak adlandırılır. Bazı özel
efekt uygulamaları aşağıdaki gibidir (Şenyapılı, 2002: 88-135):
•
Hızlandırılmış ve Yavaşlatılmış Devinim ve Tersten Oynatma: Teknik açıdan
bir çekimin tersten oynatılması mümkün olmaktadırç Örneğin, tramplenden
suya atlayan bir adam, havuzdan çıkıp tramplene uçuyormuş gibi
gösterilebilir. Devinimin hızlandırılması ya da yavaşlatılması çekimle
ilgilidir. Çekim hızlandırılır ve sonrasında normal bir çekim aygıtında
oynatılırsa, görüntü yavaşlatılmış devinimde izlenir. Tersi uygulandığında
ise, görüntü hızlanır.
•
Görüntüyü Bölmek: Kamera merceğinin önüne ışık geçirmez bir örtü
koyarak gerçekleştirilen bu hile görüntünün bölünmesini sağlamaktadır. En
eski tekniklerden birisidir. Örtü sayesinde farklı iki aksiyonu aynı film
kareleri üzerine görüntülemek mümkün olmaktadır. Đkizi olmayan birini ikizi
varmış gibi aynı karede göstermek de bu teknikle yapılmaktadır.
151
•
Geriden Gösterme: Bu hilede önceden çekilmiş görüntüler stüdyoda
kurulmuş bir perde üzerine düşürülür, oyuncular bu görüntülerin önünde
oynarlarken çekim yapılmaktadır. Böylece stüdyoda çekim yapıldığı halde,
örneğin açık mekanda ya da farklı bir ortamda çekim yapılmış gibi görüntü
elde edilmiş olmaktadır.
•
Schüfftan Đşlemi: Alman görüntü yönetmeni Eugen Schüfftan'ın bulduğu ve
Schüfftan işlemi diye anılan, geriden gösterime benzeyen bir görüntü elde
etme yöntemdir. Kameranın önüne mercekle 45 derecelik bir açı oluşturacak
biçimde yerleştirilen ayna aracılığı sayesinde uzak bir yerin ya da çekim
yapmaya elverişli olmayan bir yerin görüntüsü çekime katılmaktadır.
•
Dıınning Đşlemi: Dunnig işleminde kameraya konulan negatif filmin önüne
yansıtılacak dekorun saptandığı sarı renkli pozitif bir film konulur.
Kameranın çekim yaptığı mavi-yeşil bir diplik önünde yer alan oyuncular da
sarı renkli bir ışıkla aydınlatılırlar. Oyunculardan gelen sarı ışık sarı renkli
pozitif filmi geçerek negatife ulaşır, mavi-yeşil diplikten gelen ışıklar ise
pozitif filmin sarısınca tutulduğu için negatif filme pozitif filmdeki görüntü
çıkar. Böylece pozitif filmdeki görüntü ile çekim yapılan oyuncuların
görüntüsü birleşmiş olmaktadır.
•
Optik Hileler/Kamera Hileleri: Bunlar doğrudan kameradan yararlanarak
yapılmaktadır. Filmi banyo ederken görüntü üzerine görüntü bindirmek
böylece aynı kare üzerinde birden çok imgeyi birleştirmek de optik hilelere
girmektedir. Günümüzde bu işlemlerin çoğu bilgisayar programları
aracılığıyla yapılmakta ve bu nedenle çok sayıda değişik imgenin aynı
karede birleştirilmesini olanaklı olmaktadır.
•
Etkili Perspektif: Etkili perspektif, kareye giren kimi görüntülerin doğaldan
büyük gözükmesine olanak veren bir yöntemdir. Bu yöntemde ön plana
minyatürler yerleştirilmekte, bunların üstündeki ya da arkasındaki/yanındaki
oyuncular doğaldan büyükmüş gibi gözükmesi sağlanmaktadır.
152
•
Mekanik Efektler, Maket Yapımı: Ejderha, ahtapot, köpek balığı gibi
mekanik nesnelerin çoğu zaman önce bir maketi yapılmaktadır. Yapılacak
mekanik canavarın istenilen hareketleri yapıp yapamayacağı araştırılır. Kimi
zaman da kullanılacak nesne gerçek boyutlarında yapılmaz. Nesnenin belli
oranda küçültülmüş bir maketi yapılır ve çekimler bu maket kullanılarak
gerçekleştirilir.
•
Stop Motion Tekniği: Tek kare canlandırma yöntemidir. Özellikle maketler
ve kuklalarla çalışıldığı zaman stop motion tekniği kullanılmaktadır.
Maketin ya da kuklaların her küçük hareketi kare kare görüntülendiği ve her
kareden sonra çekim maket ya da kuklaya gerekli görünümü vermek için
durdurulduğu için bu işleme stop motion adı verilmektedir.
•
Mavi Kutu (Blue Box) Tekniği: Bu teknikte mavi fon önünde çekim yapılır.
Bir süzgeç yardımıyla kameranın mavi rengi görmemesi sağlanır. Böylelikle,
film mavi dışındaki diğer renkleri saptar. Elde edilen soyutlanmış görüntü
ise, daha sonra başka bir görüntüyle birleştirilmektedir.
•
Bilgisayar Efektleri: Bilgisayarlar, çekim tekniklerine olağanüstü yenilikler
getirmiştir. Bu yeniliklerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
1. Sayısal Terminoloji: Sayısallaştırmak ya da dijitalleştirmek, herhangi bir
görüntünün, sesin ya da akla gelebilecek herhangi bir verinin sayılara
dönüştürülerek (0-1 biner dili) bilgisayar ortamına aktarılması işlemdir.
2. Tarama: Bir nesne ya da görüntünün çok sayıda optik okuyucusu bulunan
bir aygıt yardımıyla taranarak (scanning) sayısallaştırılması ve bilgisayar
ortamına aktarılmasıdır.
3. Beden Taraması: Tarama işleminin insan bedenine uygulanmasıdır
Böylelikle
bilgisayar
ortamında
istenen
tüm
devinimleri
gerçekleştirilebilmektedir.
4. Bilgisayarda Üretilmiş Đmge (Computer Generated Image): Gerçek
görüntülerin üzerinde oynama yerine tamamen bilgisayar programlarıyla
153
yaratılan nesneler ve görüntülerdir. Bu nesneler sonsuz devinim olanakları
sunmaktadır.
5. Morf Tekniği (Morphing): Nesnenin görüntüsünün başka bir nesneye
dönüştürülmesi işlemine Morf tekniği denilmektedir. Bir insanın ardarda
başka şekil veya hayvanlara dönüşmesi buna örnek olarak verilebilir.
6.
Akan
Devinim
(Flow
Motion):
Bu
teknikte
kamera
hızla
hareketlendirilmektedir (sağdan sola, soldan sağa, yukarıdan aşağıya gibi).
Sahneler ağır gösterime olanak sağlayan hızlı çekimle filme alınır. Bu
çekimler yeşil ekran önünde gerçekleştirilir.
Günümüzde bilgisayarların gösterdiği büyük gelişim sonucunda yukarıda sayılan
bütün efektler ve animasyonlar bilgisayar ortamlarında rahatlıkla hazırlanabilmektedir.
Daha etkili olması, zaman kazandırması ve görüntünün kalitesi gibi etkenlerle çoğu
reklam filminde efektler bilgisayarlarla hazırlanmaktadır.
F. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Çekim Ölçekleri
Televizyon reklamlarında mesajın aktarılmasında kullanılan en önemli
noktalardan birisi de çekim ölçekleridir. Çekim ölçekleri sayesinde daha geniş bir
perspektif gösterilebilir ve izleyiciye daha çok detay aktarılabilir. Ayrıca atmosferi
oluşturmada ve görüntüye bir duygu katmada da çekim ölçekleri büyük bir öneme
sahiptir (Evans, 1988: 66).
“Televizyon yapımının amacına uygun olarak, yapımda yer alan nesnelerin
ekranda kapladığı alan farklılık göstermektedir. Nesnelerin ekranda kapladığı alan
çekim ölçeği diye adlandırılır. Çekim ölçeği genellikle sinema ve televizyon
yapımlarında insan boyutları ölçü alınarak sınıflandırılmaktadır” (Kılıç’dan aktaran
Özgür, 1994: 121).
Çekim ölçekleri genelde yakın, orta ve genel çekim olarak üç ana gruba ayrılır
ama daha detaylandırırsak on bir temel çekim ölçeği bulunmaktadır.
154
1. Ayrıntı (Detay) Çekim
Çok yakın çekim olarak da adlandırılan bu çekim ölçeği televizyon
reklamlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çekim ölçeği ile genel görüntü içerisinde yer
alan ayrıntı ve detaylar izleyiciye gösterilmektedir.
“Özellikle kulak, burun, dudak, el gibi bazı önemli detay çekimlerinde etkili
olması nedeniyle kozmetik ürünlerin reklamlarında kullanılır, ya da herhangi bir olay
karşısında kişinin tepkisini göstermede de yararlı olmaktadır” (Elden, 2003: 160).
Ayrıntı çekim ölçeğinde, ürünün özel bir işlevi gösterilmektedir. Örneğin ürünü
kullanan birinin yüzündeki tepkisi, konserve kutusunun kolay açılır kapağının
işlevselliği ön plana çıkarılabilmektedir (Yolcu, 2001: 96).
2. Yüz Çekim
“Bu çekim ölçeğiyle yüzdeki bazı ifadeler yakalanabilir, dramatik açıdan etkili
bir ölçektir. Özellikle yüz bakımıyla ilgili bir ürünün reklamında ürün etkisini
göstermesi açısından kullanılabilir” (Elden, 2003: 160).
Ürünün
özelliği
nedeniyle
kullanıcının
yüzünde
beliren
ifadelerin
yakalanmasında bu çekim ölçeği etkili olmaktadır. Şaşkınlık, korku, hayranlık, aşık
olma gibi duyguların gösterilmesinde kullanılmaktadır.
Bir dönem Burger King’in reklamlarında bu çekim ölçeği çok sık kullanılmıştır.
Acı Jalapeno biberli hamburger reklamında hamburger’i yiyen karakterin yüzündeki
değişimler ard arda yüz çekim ölçeğiyle gösterilmiştir.
3. Yakın Plan (Baş) Çekim,
Ürünün kendisi, tek bir yüz ya da belirli bir hareket gösterilmek istendiğinde
kullanılan çekim türüdür. Detaylar önemli değildir önemli olan gösterilmek istenen
nesne ya da olaydır. Önemli olan ne ise, aktarılmak istenen ne ise sadece o görüntü de
yer almaktadır.
Bu çekim ölçeğinde de dramatik bir etki bulunmaktadır bu nedenle görüntü
geçişlerinde de yumuşak geçişler kullanılmalıdır.
155
Yakın plan çekim iki türlü olmaktadır. Birincisi içe kesim yakın plan, ikincisi
dışa kesim yakın plandır. Đçe kesim yakın plan, bir önceki geniş ölçekli çekilmiş
sahnenin büyütülmüş bir bölümüdür. Dışa kesim yakın plan ise, bir önceki sahne ile
bağlantılıdır ancak onun bir parçası değildir. Aynı anda başka bir yerde olan olayı
göstermektedir (Yolcu, 2001: 97).
Televizyon reklamlarında yakın plan çekimlerin kullanış biçimleri şöyle
sıralanabilir (Baldwin, 1992: 112-113):
•
Bir kişi önemli bir şey söylediği zaman.
•
Detay hareketlerin büyütülmesi gerektiği zaman.
•
Đzleyicinin ekrandaki görüntüye nasıl bir tepki göstereceğinin işaret
edileceğinde.
•
Görüntüde yer alan anlaşma veya tartışmayı görüntüleyerek yorum
katılacağında.
4. Omuz Çekim
Görüntü çerçevesine baş ile beraber omuzda girmektedir. Yakın plan çekim
ölçeklerinden birisi olarak sayılmaktadır. Đzleyenin dikkati bir ya da iki kişi üzerinde
yoğunlaşmaktadır. Bu çekim ölçeğiyle tamamen psikolojik nitelik taşıyan çekimler
başlamış olmaktadır (Yolcu, 2001: 97).
Bu çekim ölçeği daha çok yakın plan çekime geçiş aşamasında kullanılmaktadır.
Ürün ya da reklamdaki kişiye omuz çekim kullanarak yaklaşılmakta ve ardından yakın
plan hatta ayrıntı çekim ölçeklerine geçerek reklamda aktarılmak istenen mesaja
odaklanılmaktadır.
5. Göğüs Çekim
Bu ölçekte görüntü göğüs ve üstünü kapsar. Kişiler arasındaki yakın ilişkiler bu
çekim ölçeği kullanılarak yansıtılır. Orta ölçekli çekimdir. Özellikle karşılaştırmalı ürün
reklamlarında kullanılır. Görüntüye bir çok ürün girer, asıl ürün diğerlerinden
farklılaştırılarak izleyiciye reklamı yapılan ürünü alması için çağrı yapılır (Elden, 2003:
161).
156
6. Bel Çekim
Belden yukarısının kapsayan çekim ölçeğidir. Ürünün kullanmanın getirdiği
yararları anlatan kişilerin yer aldığı reklamlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Bel çekim,
orta çekim ile yakın çekim arasında bir çekim ölçeğidir.
Bu çekim ölçeğinde, görüntünün arka tarafında nesne ya da insanlar
seçilebilecek biçimde görünmektedir. Đzleyiciler bu sayede arka plan görüntüleriyle
karşılaşırlar. Ürünün sloganı ya da logosu arka plana yerleştirilerek bilinçaltına mesajlar
gönderilebilir. Bel çekimde genellikle birden fazla kişi gösterilir (Yolcu, 2001: 98).
7. Diz Çekim
Çekim ölçeği görüntüye diz ve yukarısını alır. Görüntüdeki kişinin çevresiyle
olan ilişkisini, öbür kişilerle ilişkilerini dramatik biçimde yansıtmada kullanılır.
Reklamlarda mesajın daha net, kolay ve hızlı aktarılmasını sağlamada bu çekim
ölçeğinden yararlanılır (Elden, 2003: 161).
Diz çekimde ön plan ve arka plan net olarak gözükmektedir. Reklam filmlerinde
ürünün öbür ürünlerle, kişilerin de öbür kişilerle, ilişkileri ve tepkileri bu çekim
ölçeğiyle gösterilmektedir. Hollywood sinemasının çok sık kullanması nedeniyle
“Amerikan Plan” da denilmektedir (Yolcu, 2001: 98).
8. Boy Çekim
Bu çekim ölçeğinde reklamda oynayan karakterin boydan görüntüsü yer
almaktadır. Detay ve yakın plan çekimlerde önem kazanan yüz ve ayrıntıların yerini
kişinin tamamı ve dekordaki görüntüler almaktadır. Bedenle dekor arasında bağlantı
kurulan bu çekim ölçeğinde ortam yavaş yavaş önem kazanmaya başlamaktadır. Genel
çekim ile orta çekim arasındaki sınırda yer almaktadır.
Bu çekim ölçeğinde ön ve arka plan devamlı olarak açık seçiktir, görüntüdeki
konu ve nesnelerin ilişkisi daha belirgin olarak görülmektedir (Baldwin, 1992: 112).
Televizyon reklamlarında iletilen mesajın, izleyicilere daha hızlı ve doğru olarak
ulaşmasını sağlamak amacıyla genellikle orta çekimler kullanılabilir. Televizyon reklam
filmlerinde en fazla kullanılan ve en fazla önem taşıyan çekimler yakın çekimlerdir.
157
Reklam filmlerindeki yakın çekimlerin, izleyicileri şaşırtmaması için aralarda orta
çekime yer verilir ve böylece izleyicinin yakın çekimlerdeki görüntülere hazırlanması
sağlanır (Özgür, 1994: 123).
9. Genel Çekim
Nesnenin tümünün içinde bulunduğu mekanla birlikte görüldüğü çekim ölçeğidir
ve çekime konu olan nesne çevresiyle birlikte görüldüğünden, görüntüdeki mekan,
nesneden daha çok alan kaplamaktadır (Kılıç’tan aktaran Özgür, 1994: 122).
Bu çekim ölçeği de reklamlara çok sık kullanılmaktadır. Yalnızlık, terk
edilmişlik izlenimi vermede bu ölçek tercih edilmektedir. Genel çekimlerin reklam
filmlerinde kullanılmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz (Yolcu, 2001: 99):
•
Đzleyiciye çekim uzamı hakkında çabuk bilgi verir. Görüntüye gelen
ürünün ilk bakışta detayı görünmez. Dekor ya da doğal ortam izleyiciyi
etkiler
•
Görüntü içindeki nesnelerin birbirine olan uzaklıklarını belirtir. Ürün,
çevresindekilerle ilintilendirilir. Uzamda nesne veya insanların yerleri
belirlenir.
•
Reklam
filminde
ortamın
ve arka planın
etkileyici
gücünden
yararlanılmak isteniyorsa bu çekim kullanılır. Örneğin doğadan
yararlanılırken bu tür çekim tercih edilir.
•
Dramatik etki yaratabilir. Televizyon ekranının küçük olmasından dolayı
genel çekimlerde arka plan anlaşılmayabilir. Psikolojik bunalımı
yansıtmak bu durumda kolaydır.
10. Toplu Çekim
Birden fazla kişiyi belli bir dekor önünde veren çekim ölçeğidir. Genel çekim
daha çok dekorla ilgiliyken, toplu çekim kişilerle ilgilidir. Bu, özellikle bir grup insan
içinden ön plana bir kişinin çıkarıldığı reklamlarda etkilidir. Ancak burada dikkat
edilmesi gereken nokta ön plana çıkarılacak kişinin diğerleri arasında kaybolmayacak
biçimde yerleştirilmesi gereğidir (Elden, 2003: 162-163).
158
Kozmetik ürünleri reklamları ve şampuan reklamlarında çok sık kullanılan bir
çekim ölçeğidir. Kullandığı şampuan nedeniyle birçok kişi arasında hemen fark edilen
karakteri gösterme de bu çekim ölçeğinden yararlanılmaktadır.
11. Uzak Çekim
Bir insanın, bir nesnenin yüksek bir yerden geniş görüntüsünün verildiği çekim
ölçeğidir. Öndeki ve arkadaki konular arasında uzaklığı rol oynamasından dolayı bu
çekim ölçeğine uzak çekim denilmektedir. Uzak çekimde mercek sonsuzda ve acı geniş
açıda olmaktadır. Görüntüye uzamın büyük bir bölümü girer. Dramatik bir ölçektir.
Sonsuzluk, çaresizlik, aldatılmışlık gibi duyguların aktarılmasında kullanılmaktadır
(Yolcu, 2001: 99).
G. Televizyon Reklamcılığında Hareket
Reklam ortamları içerisinde televizyonun diğer ortamlar karşısındaki en büyük
avantajı hareket olmaktadır. Dergi reklamcılığında hareket yaratma amacıyla
hazırlanmış görseller, bazı açıkhava reklam uygulamaları hep reklam ortamının
doğasından kaynaklanan hareket eksikliğini gidermek için seçilmektedir.
Televizyonun sahip olduğu bu avantaj son zamanlarda hazırlanan bazı internet
reklamlarında da yer almaktadır. Ancak bu reklamlarda da televizyondaki kadar etkili
bir hareket unsuru bulunmamaktadır.
Televizyon reklamlarının en büyük artısı olan ses ve görüntünü bir arada olması
ve bu görüntü aktarılırken çok geniş hareket seçeneklerinden yararlanılmasıdır.
Televizyon reklamlarında hareket kendisini kamera önündeki nesnelerin hareketi ve
kameranın hareketi olarak iki şekilde göstermektedir.
Kamera önündeki nesnelerin hareketleri daha önce anlatılan yapım formatları ya
da senaryoda belirlenen koşullar doğrultusunda kişilerin ya da ürünlerin hareketlerinden
oluşur (Elden, 2003: 163).
Burada asıl önemli konu kameranın hareketidir. Kamera hareketleri, kameranın
kendisinin yaptığı hareketlerdir. Konum, açı, uzaklık ve nesnenin kenarda görülme
miktarına göre değişiklikler göstermektedir (Kılıç’tan aktaran Özgür, 1994: 126).
Kamera hareketleri, çevrinmeyle elde edilen hareket, kameranın dikey yükselme/düşey
159
alçalmasıyla elde edilen hareket ve optik kaydırmayla elde edilen hareket olarak üçe
ayrılmaktadır.
1. Çevrinmeyle Elde Edilen Hareket
Çevrinme ile iki nesne arasındaki ilişkiyi kurmak, nesnelerle insan arasındaki
ilintinin kurulması sağlanır (Yolcu, 2001: 101). Çevrinmede kamera yatay veya düşey
eksen çerçevesinde sağa, sola ya da yukarıya, aşağıya hareket etmektedir. Çevrinme
hareketi yapılırken kamera üç ayak üzerinde sabittir ve oynatılmaz. Sadece kameranın
bakış açısı değişir bu yönüyle kaydırmadan farklılaşmaktadır.
Çevrinme şu nedenlerle kullanılmaktadır (Özgür, 1994: 127):
•
Ekrandaki nesnelerin hareketini ve çerçeveye giriş çıkışlarını izlemek.
•
Filmde oluşan tepkiyi ve nedenini göstermek.
•
Bilinmeyeni ya da daha önce gösterilmemiş olan olay ve olguları ortaya
çıkarmak.
•
Dikkati çekmek, konunun önemini arttırmak.
•
Görüntü düzenlemesi ve çerçevelemeyi düzenlemek.
•
Mekanı tanıtmak ve çağrışımlar yaratmak.
a. Sağa-Sola Çevrinme (Pan):
Kameranın sabit olarak kendi ekseni etrafında soldan sağa ya da sağdan sola
doğru yapmış olduğu çevrinmeye denilmektedir. 360 derecenin bir bölümü kadar
çevrinme yapılacağı gibi tam bir dönüş de yapılabilir. En çok kullanılan kamera
hareketidir. Sağa-sola çevrinmeyle konunun izleyici üzerinde etki yaratması beklenir
(Yolcu, 2001: 102).
Đki kişi ya da nesne arasındaki uzaklığı belirtmede, koşan ya da yürüyen birisinin
hareketini vurgulamada, ekrana giriş ve çıkışları göstermede, kişide oluşan bir tepki ve
bu tepkinin nedenini göstermede bu çevrinme türü etkili biçimde kullanılır (Elden,
2003: 164).
160
Sağa sola çevrinme ile konudaki hareketin izlenmesi de sağlanabilmektedir.
Ancak hareketin hızıyla çevrinme hızı aynı olmalıdır. Özelikle sunucu anlatım formatı
kullanılan reklamlarda sunucunun hareketlerini yakalamada ve sunucunun anlatımı
boyunca bulunduğu yerleri göstermede kameranın sağa sola çevrinme hareketi yardımcı
olmaktadır.
b. Yukarı-Aşağı Çevrinme (Tilt):
Kameranın ayaklar üzerinde sabit bir biçimde aşağı yukarı çevrinmesine yukarıaşağı çevrinme denir. Bu hareket kameranın dikey yükselme ve düşey alçalmasıyla
karıştırılmamalıdır. Çevrinme de kamera sabittir ve sadece başı oynamaktadır. Oysa
diğer harekette kamera komple yukarı aşağı hareket etmektedir. Kamera çevrinmeleri
iki nokta arasındaki köprüyü sağlamaktadır (Yolcu, 2001: 103).
Aşağı yukarı çevrinme de televizyon reklamlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Görüntü geçişlerinde kullanılmasının yanı sıra, yüksekteki görüntüleri aktarmada,
aşağıya düşen ya da yukarıya çıkan bir nesne veya özneyi göstermede, aşağı ve yukarı
iki farlı nokta arasındaki uzaklığı göstermede ve çevreyi daha net tanımlamada aşağı
yukarı çevrinme hareketi kullanılmaktadır.
c. Kaydırma:
Kaydırma da çevrinme içinde ele alınabilecek bir kamera hareketidir. Kaydırma,
kameranın ileri, geri, sağa, sola hareket ettirilmesiyle elde edilir. Kaydırmada kamera
sabit değildir istediği yöne doğru hareket edebilir (Elden, 2003: 164).
Kaydırma hareketi, kamera üç ayağının tekerlekleriyle, yere döşenmiş raylara,
dolly adı verilen araçla ve özel bir taşıtın üzerine bağlanarak yapılmaktadır. Yere
döşenmiş raylara şaryo denilmektedir. Kamera, tekerlekli üç ayak üzerinde ileri-geri ve
sağa-sola hareket etmektedir (Yolcu, 2001: 104).
Đleriye doğru yapılan kaydırma hareketinde konu ve kişiye odaklanma söz
konusu olmaktadır. Dramatik etki yaratmada, yakın çekim ölçeklerine geçişte, daha
detay bir anlatım istenildiğinde, izleyiciyi konuya dahil etmede ileriye doğru kaydırma
hareketi kullanılmaktadır.
161
Geriye doğru kaydırmada da tam tersi bir etki söz konusudur. Konudan
uzaklaşma, geniş açı ölçeklerine geçişte, yalnızlık ve boşluk hisleri yaratmada, daha
fazla çevresel öğe göstermede geriye doğru kaydırma kullanılmaktadır.
Kaydırma hareketi yapılırken hızda yaratılacak duygusal etkiyi belirlemektedir.
Yavaş kaydırma hareketleri daha dramatik bir etki yaratırken, hızlı kaydırma hareketi
hem dinamizm hem de bir zaman geçişi etkisi oluşturmaktadır.
Kaydırma hareketine; anlatılacak mesaja katkı getirmek, dramatik etki yaratmak,
oyuncuları vurgulamak, zaman ve mekanda sürekliliği sağlamak, nesnelerin hareketini
izlemek, çerçeveye girişini-çıkışını göstermek ve mekanı tanıtmak amacıyla başvurulur
(Özgür, 1994: 128).
2. Kameranın Dikey Yükselme, Düşey Alçalmasıyla Elde Edilen Hareket
Kameranın yükselme ve alçalması iki şekilde gerçekleşmektedir. Đlk olarak
kamera, üç ayak üzerinde bu hareketi gerçekleştirir. Đkinci olarak da bir vinç ya da özel
taşıtlar üzerinde yükselme alçalma hareketi yapılır.
Daha kolay sahnelerde ilk yöntem tercih edilirken, daha geniş ve büyük
çekimlerde vinç tercih edilmektedir. Elbette, prodüksiyonun bütçesi de seçilecek
yöntemde etkili olmaktadır.
a. Kameranın Üç Ayağının Üzerinde Yükseliş ve Alçalış:
Hareketsiz sahnelerin görselleştirilmesinde kullanılmaktadır. Đkili konuşma
sahnelerinde, üstün durumda olan kişi çerçevenin üst kısmına yerleştirilir. Bu dramatik
bir etki yaratır. Bir kişin başka bir kişi üzerindeki üstünlüğünün etkisini vermektedir
(Öngören, 1982: 114-115).
Görüntüde yer alan nesnelerden birisi oyuncu görüntüsüne olumsuz etkide
bulunursa bu hareket sayesinde nesne ve oyuncu birbirinden ayrılabilir. Yükseliş ve
alçalış yapabilen bir kamera, konuya yukarıdan, aşağıdan veya göz seviyesinden
bakabilir. Bir nesneyi önemli diğerini önemsiz ya da ikisini de eşit duruma getirebilir.
Reklamda yaratılmak istenen dramatik yapıya göre kamera devinimi ayarlanır. Her
çekimde alıcı yüksekliğinin birbirine uygun olması gerekmektedir (Yolcu, 2001: 107).
162
b. Vinç Yardımıyla Elde Edilen Hareket:
Yapılması zor hatta olanaksız hareketler için vinçten yararlanılır. Bir düzeyden
başka bir düzeye geçen kişileri görüntülemede kullanılır (Elden, 2003: 166).
Bir eylemi yukarıdan izlemek için vinçlerden yararlanılmaktadır. Ön plandaki
küçük gruptan, arka plandaki büyük gruba hareket edilmesinde
vinçler yardımcı
olmaktadır. Yavaş dikey hareketle bir sahnenin atmosferine duygusal bir yorum
katılabilir. Sahnenin yukarıdan görünümü tarafsızlık yorumu getirmektedir (Yolcu,
2001: 107-108).
Özellikle kalabalık sahnelerin çekiminde kullanılan vinç, durağan ortamlarda bir
hareket yaratmada da yararlı olmaktadır. Bununla birlikte genel çekim ve özel çekim
arasındaki geçişlerde vurgu yaratmada, aynı ortamda bulunan ama birbirini fark
etmeyen iki nesne veya özneyi göstermede de vinç yardımıyla elde edilen kamera
hareketi kullanılmaktadır.
3. Optik Kaydırma Hareketi (Zoom)
Optik kaydırma kamera objektifinin ileri geri hareketidir. Kamera durağandır ve
nesnelere ya da kişilere yaklaşır ya da uzaklaşır. Zoom sayesinde kameranın yeri
değişmeden çekimin görüş alanını sürekli değiştirmek mümkündür. Bu sayede uzaktaki
bir nesneye yakınlaşma, genel çekimden özel çekimlere geçiş kolaylıkla sağlanabilir
(Elden, 2003: 166).
Optik kaydırma hareketinin kullanıldığı üç temel yöntem bulunmaktadır. Birinci
yöntemde, mercek bir nesneye odak uzaklığını değiştirerek yaklaşır veya uzaklaşır.
Yani genel çekim ve ayrıntılı çekim yapılabilir. Đkincisi, optik kaydırma ile hareketli bir
varlık izlenebilir. Son olarak da odak uzaklığı değiştirilirken kamerada kayma hareketi
yapar. Đlk iki durumda kamera sabittir ancak üçüncü durumda ise kamera hareket
etmektedir. En çok kullanılan optik kaydırma hareketi, yavaş, hızlı, yavaş biçiminde
yapılmaktadır. Nesneye yavaş yaklaşılır, daha sonra nesne büyümeye başladıkça
hızlanır ve tekrar yavaş biçimde nesnenin görüntüsü sabitlenmektedir (Kafalı, 1993:
197).
163
Optik kaydırma hareketi çok hızlı olabileceği gibi çok da yavaş olabilir. Ancak
reklam
yapımlarında
kullanılan
optik
kaydırma
hareketi
hızlı
olarak
gerçekleştirilmektedir. Çünkü reklam filminde zaman çok kısadır ve bir film en fazla 60
saniye yayınlanır ve biter. Bu yüzden optik kaydırma hareketinin reklam filminde fazla
zaman almaması için hızlı yapılması gerekebilir (Özgür, 1994: 129).
H. Televizyon Reklamcılığında Görüş Açısı
Reklam filminin yönetmeni, reklam mesajını izleyicilere iletmede yapılacak her
çekimin nasıl görüneceğine, kamera açısının nasıl olacağına karar verir. (Elden, 2003:
167). Görüş açısı, anlatılan konuya psikolojik ve dramatik etkiler yapmaktadır,
izleyicinin olaya katılımını, belli bir görüş noktasına yönelimini ya da tepkide
bulunulmasını sağlamada kullanılmaktadır (Kılıç’tan aktaran Özgür, 1994: 129).
Kamera yönetmenin gözü ve bakış açısıdır. Đzleyiciye çekimin görüntü boyutu
kamera açısıyla yansıtılmaktadır. Kameranın bakış açısı, kameranın nesnelere hangi
açıyla baktığını göstermektedir (Yolcu, 2001: 110).
Görüş açısı, göz seviyesi, üst açı ve alt açı olmak üzere üç farklı türdedir.
Bunlara ek olarak kameranın öznel ya da nesnel konumuna göre öznel alıcı ve nesnel
alıcı konularına da burada değinmek gerekmektedir. Kameranın öznel ya da nesnel
konumu aktarılmak istenen mesajı ve reklamı farklı bir şekilde etkilemekte ve izleyici
üzerinde farklı etkiler bırakmaktadır.
1. Göz Seviyesi
Bu bakış açısında görüntüler orta boy bir insanın görüş açısı ölçü alınarak
görüntülenir. Çekilen nesne ya da kişiye özel bir anlam katmak istenmiyorsa, nesnel bir
bakışla olaylar görüntülenmek isteniyorsa bu açı kullanılır. Psikolojik ve dramatik etkisi
azdır (Elden, 2003: 167).
Bu açıdan yapılan çekimlerde çerçeveye giren görüntüler gözümüzün
görebileceği seviyededir. Sinema filmlerinde olduğu gibi, reklam filmlerinde de izleyici
yönlendirilmeden rahatça görüntüleri seyredebilmesi için bu alıcı açısı çok sık
kullanılmaktadır (Yolcu, 2001: 111).
164
2. Üst Açı
Üst açı çekimleri, görüntülenen nesne ya da kişiye yukarıdan aşağıya bakılarak
çekme olanağı sağlamaktadır. Üst açı çekimleri zıtlık, verimlilik gibi bazı dramatik
etkiler verebilmektedir (Baldwin, 1992: 115).
Üst açılı çekimler televizyon reklamlarında şu şekilde kullanılmaktadır (Yolcu,
1994: 131):
Teknik Nedenler: Olayı anlama ve izlemeyi kolaylaştırma da üst açı
kullanılmaktadır. Örneğin futbol maçının izlenimini kolaylaştırmak için bu açı tercih
edilir.
Estetik Nedenler: Đzleyiciye artistik görüntüler sunmak için kullanılmaktadır. Üst
açıdan görülen nesnelerin biçimi bozuk ve küçük görülebilir. Üst açıdan çekilen
görüntülerde derinlik vardır.
Psikolojik Nedenler: Üst açı, bir oyuncunun ister çevresiyle ister karakteri ile
küçültüleceği zaman kullanılmaktadır. Prestijini veya onurunu yitirmiş bir oyuncuyu
vermek için bu açı kullanılır. Đzleyiciye psikolojik üstünlük duygusu yaratır.
3. Alt Açı
Göz seviyesinin altından yapılan görüş açısıdır. Nesneler ya da kişiler aşağıdan
yukarıya eğim verilerek çekilmektedir. Bu görüş açısında varlıklar olduğundan daha
büyük görünürler. Üst açının yarattığı etkiler tam zıttı etkiler yaratılır. Bu açıyla yapılan
çekimlerde çekilen öğeler görkemli görünür. Üstünlük, güç, yüceltme, korkutma gibi
etkiler yaratılabilir (Elden, 2003: 168).
Göz seviyesiyle yapılan çekimler etki yaratmamakta, üst ve alt açılar ise bakış
açısını çerçevenin orta çizgisinin aşağısına ya da yukarısına yerleştirmektedir (Yolcu,
2001: 112).
4. Öznel Alıcı ve Nesnel Alıcı
Kamera üç biçimde konumlanırken, izleyicinin bakış açısı ile kameranın bakış
açısı çakıştırılabilir. Kamera, izleyici yerine geçer. Onun yerinden olaylara bakar. Bu tür
kamera kullanımına “Öznel Alıcı” kullanımı denilmektedir. Kamera bir göz gibi
165
olayların içine girer. Hem aktif katılım içindedir hem de görüntüdeki bir kişinin yerini
alarak, o olayı o kişinin gözüyle izlemektedir (Yolcu, 2001: 112).
Bu kamera görüntüsünde reklamın ya da filmin baş kahramanı izleyici
konumundadır. Reklamdaki karakterin başına gelenleri kamera sayesinde onun bakış
açısından izleyen izleyicinin karakterle özdeşleşmesi ve reklam mesajını bu yapı
üzerinden alması hedeflenmektedir.
Öznel bakış açısının tam karşısında nesnel bakış açısı vardır. Öznel anlatım
birinci tekil şahıssa, nesnel anlatımda üçüncü tekil şahıstır. Nesnel alıcının bakış açısı
olayı tamamen tarafsız bir tanık gibi izlemektedir (Yolcu, 2001: 113).
I. Televizyon Reklamcılığında Kullanılan Görüntüsel Geçişler
Bir görüntüden diğer bir görüntüye anlamlı bir geçiş sağlamak kurgu işlemiyle
sağlanmaktadır. Bu işleme görüntüsel geçişeler de denilmektedir. Reklam mesajının ve
marka vaadi, değerinin televizyon reklamlarıyla aktarılmasında görüntüsel geçişlerin
doğru kullanımı büyük önem taşımaktadır.
Bitmemiş bir reklam basit görüntü ve çekimler üzerinde oluşur. Genellikle seri
olarak değişik çekimler bir araya getirilerek anlamlı bir bütün oluşturulur. Buna kurgu
denilmektedir (Özgür, 1994: 131).
Televizyon reklamlarında da sıklıkla kullanılan bu görüntüsel geçişler 5 temel
türde ele alınmaktadır.
1. Kesme
Bir görüntüden diğerine aniden geçme kesmedir. Đzleyiciye ne görmesi
gerekiyorsa ve ne istiyorsa onu göstermek için kullanılır. Kesme, öyküyü geliştirmede,
filmde ritm ve hareketi sağlamada, dramatik etki yapmada, görsel anlatımı
zenginleştirmede, mekan değişimlerinde, hareketli ve aksiyonu yüksek görüntülerin
sağlanmasında etkili olur (Elden, 2003: 168-169).
Kesmede filmin iki ucu basitçe birleştirilmektedir. Görüntüde bir çekim bittiği
gibi diğer çekim başlar. Reklam filmlerinde en çok kullanılan görüntüsel geçiş türüdür.
166
Kesmede, uzun çekimler ile sakin ve rahat bir hava, kısa çekimlerle ise hızlı bir ritm
yaratılmaktadır (Baldwin, 1992: 119-121).
Görüntüsel geçişlerden kesmenin kullanılma nedenlerini de kısaca şöyle
maddeleyebiliriz (Öngören, 1982: 362):
•
Öyküyü geliştirmek.
•
Filmde ritmi ve sürekliliği sağlamak.
•
Dramatik etki ve izleyicilerde çağrışım yaratmak.
•
Görsel anlatımı zenginleştirmek.
•
Filmdeki mekan değişimini sağlamak.
Görüntüsel geçişlerden kesme de kendi içine birkaç türe ayrılmaktadır.
Bunlardan basit kesme, doğrudan doğruya birbirleriyle ilintili bir görüntüden başka bir
görüntüye geçmek için yapılmaktadır. Paralel kesme aynı sürem diliminde yaşanan
olayların varlığını belirtmek için kullanılmaktadır. Sıçrama kesim bazen bir devinimin
ayrıntılı biçimde anlatılmasına gerek duyulmadığında filmin akışını bozarak yeni bir
devinime geçmek için önemli olmaktadır (Yolcu, 2001: 142).
Televizyon reklamlarında en sık kullanılan görüntüsel geçiş türü kesmedir.
Bunun en büyük nedeni de televizyon reklamlarının süre olarak kısıtlı bir zamana sahip
olmasıdır. Hareketli ve dinamik reklamlarda yoğunlukla kullanılan kesme geçişi
özellikle anlatım formatları içerisinde yer alan kısa kısa görüntülerle anlatımın
kullanıldığı reklamlarda kendisini göstermektedir.
2. Zincirleme
Çok yumuşak ve yavaş biçimde bir görüntüden öbürüne geçiş yapılmasıdır.
Đşlevi geçişi kolaylaştırmaktır. Zincirleme, bir uzamdan başka bir uzama, bir süremden
öbürüne taşıyabilir. Yönetmenin izleyiciyi, sürem ve uzam içinde istediği gibi hem ileri
hem geri taşıyan sürem makinesidir. Zincirleme, iki ayrı bölümü tek bir bölüm halinde
birleştirerek, bitmekte olan ve başlamakta olan sahneleri birbirine bağlamaktadır
(Yolcu, 2001: 142).
167
Bir çekimden diğerine yumuşak bir geçiş yöntemidir. Bu geçişte ilk çekim yavaş
yavaş silinip giderken, ikinci çekim yavaş yavaş belirginleşir. Belli bir noktada iki
görüntü üst üste biner. Burada geçiş kesmedeki gibi ani değil daha yavaş şekilde
gerçekleşir (Elden, 2003: 169).
Zincirleme geçiş, kesme gibi hızlı bir geçiş yöntemi değildir. Reklam filmlerinde
yönetmen zamana karşı yarıştığından, mesajını izleyicilere sunmak için zincirleme geçiş
yöntemini kullanmayabilir. Ayrıca zincirleme geçişte, aynı anda ekranda iki görüntü
belirdiği için, algılamada eksiklikler yaşanabilir (Öngören, 1982: 362).
3. Açılma - Kararma
Siyah bir ekranın bir anlam dolayısıyla, parlaklaştırılması ve bir anlam
dolayısıyla karartılmasıdır (Baldwin, 1992: 119).
Açılma ve kararma, romanlardaki duraklara benzemektedir. Görüntüde ışık
yavaş yavaş azalır ve görüntü kararır. Bunun karşıtı açılma da ise karanlık yavaş yavaş
açılır ve nesnelerle insanlar tam anlamıyla görülür (Yolcu, 2001: 143). Bu geçiş
yöntemi, reklamda özellikle zaman ve mekan değişimi anlatılmak istenildiği zaman
kullanılmaktadır.
Açılma ve kararma, bir olayın başlangıcında ve bitişinde kullanılmaktadır.
Genellikle reklam programları, ekrandaki görüntünün siyahtan görüntüye dönüşmesiyle
başlar. Programdaki zaman ve mekan değişimlerini belirtmek için açılma ve kararmaya
başvurulabilir. Filmlerde zaman kısaltmanın en iyi yolu açılıp kararmadır. Ancak
reklamlarda zaman çok kısa ve değerli olduğu için bu geçiş yöntemine reklamlarda
fazla yer verilmemektedir (Özgür, 1994: 133).
4. Bindirme
Bindirme, iki görüntünün aynı anda televizyon ekranında görülmesidir
(Öngören, 1982: 377). Televizyonda çok sık kullanılan geçiş türüdür. Reklamlarda da
görüntünün üzerine görüntü ya da yazı bindirilir. Ürünün sloganı görüntünün üzerine
gelir. Bu tür görüntüde üçüncü boyut, derinlik yoktur (Yolcu, 2001: 143).
Televizyon reklamlarında özellikle gösterim anlatım formatının kullanıldığı
reklamlarda bindirme kullanılmaktadır. Farklı deterjanlarla yıkanmış gömlekler, farklı
168
şampuanlarla yıkanmış saçlar ve benzeri pek çok anlatımda bindirme kullanıldığı
görülmektedir. Bundan başka birbirinden uzakta yer alan iki şeyi birleştirmede de
bindirmeden yararlanılmaktadır. Reklamda ayrı yerlerde yaşayan ve telefonla konuşan
kişiler, internet üzerinden sohbet edenler hep bindirmenin kullanılması sayesinde aynı
karede yer almaktadır.
Bu tarz reklamlarda kullanılmasına rağmen bazı kaynaklara göre de televizyon
reklamlarında bindirme geçişinin kullanılması çok kullanışlı değildir. Buna göre iki
görüntünün aynı anda ekrana verilmesi, görüntülerin anlamını tam olarak vermeyebilir
ve izleyicilerde algı eksikliğine neden olabilir (Özgür, 1994: 134).
5. Silinme
Silinme, ikinci görüntünün, birinci görüntüyü iterek görülmesidir. Silme
karakterinde yatay, dikey, açısal, azalma, çoğalma olarak yüzlerce özel efekt
kullanılabilir (Baldwin, 1992: 120).
Sert bir geçiş türüdür. Silinme, zincirlemeden daha hızlıdır. Bir dizi olayı
göstermek için çok elverişlidir. Reklam filmlerinde çok sıklıkla kullanılmamaktadır
(Yolcu, 2001: 143-144).
Silinme içerisinde ele alınabilecek wipelarda görüntü efektleridir. Silinme
birbirinde farklı ve yaratıcı yüzlerce şekilde gerçekleşebilir. Yeni görüntü eski
görüntünün yerini kare, yuvarlak, yıldız, elmas, çaprazdan giriş gibi bir çok farklı
şekilde silerek alabilir ve görüntüsel geçiş bu şekilde sağlanır (Evans, 1988: 70-71).
Bu yöntem özellikle daha eski sinema ve reklam filmlerinde kullanılmıştır.
Günümüzde çok az da olsa bazı reklamlarda özellikle abartılı ve mizahi anlatımlarda
kullanılabilmektedir.
Televizyon reklamlarında yer alan görüntüsel geçişler, reklam filminin yapısına
göre gerek tek başına gerekse iki üç tanesi bir arada kullanılabilir. Bu karar, reklamda
verilmek istenen mesaj, markanın değeri ve hedef kitlenin özellikleri gibi bir çok faktör
çerçevesinde verilmektedir.
169
Daha dinamik ve hareketli reklamlarda dinamizmi vermede kesmeler, daha
duygusal anlatımlarda ise yumuşak geçişleri sağlamak için zincirlemeler televizyon
reklamlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Đ. Marka Değerinin Đletilmesinde Televizyon Reklamlarının Etkisine
Yönelik Reklam Örneklerinin Đncelenmesi
Marka değerinin sadece finansal değer olmadığı, tüketici odaklı bir değer
sunduğu görüşünden hareketle televizyon reklamlarının marka değerinin iletilmesinde
etkili bir reklam ortamı olacağı fikri önem kazanmaktadır.
Bunu sağlamada televizyon reklamcılığının gerek genel gerekse karakteristik
bazı özellikleri önem taşımaktadır. Öncelikle televizyon reklamlarının çok sayıda kişiye
ulaşması ve dikkat çekici olması marka değeri aktarılmasında en etkili reklam
ortamlarından birisi olmasını sağlamaktadır. Markayla ilgili aktarılmak istenene fayda
ve değer, hazırlanan reklam mesajıyla hedef kitleye rahatlıkla ulaşmakta ve onlarda bir
marka farkındalığı sağlayarak kullanım ve sadakat oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının seçilmesinin bir diğer
önemli nedeni de yukarıda televizyon reklamcılığı bölümünde de değinildiği gibi
televizyon reklamlarının birçok farklı anlatım formatına imkan sağlaması ve teknik
birçok avantaja da sahiptir. Bu teknik avantajlar kameranın sunduklarının yanı sıra
günümüz gelişen bilgisayar teknolojileri sayesinde birçok yaratıcı ve farklı görsel efekte
olanak sağlamasından da oluşmaktadır.
Bu özellikleri sayesinde televizyon reklamlarında markanın değerini aktarmak
daha rahat ve etkili bir konuma gelmiş bulunmaktadır. Marka değeri sadece bir
görüntüyle de aktarılabileceği gibi, kullanılan metin, reklamın müziği, seçilen oyuncular
ya da ünlüler, anlatım şekli, kullanılan kamera açıları, görüntüsel geçişler, sembolik
anlatımlar aracılığıyla da tüketiciye aktarılabilmektedir.
Marka değeri bileşenlerinden değer önerisinin tüketiciye doğru bir şekilde
aktarılmasında da televizyon reklamları etkili olmaktadır. Fiziksel, duygusal ve kişisel
faydadan ve kanıttan oluşan değer önerisi, televizyon reklamlarının temel özellikleri
sayesinde tüketicilere gerek görsel gerekse sözel olarak aktarılabilmektedir. Gösterim,
170
kıyaslama, sembolik anlatım ve diğer tüm formatların kullanımı sayesinde tüketici
ürünü kullandığında elde edeceği faydaları doğrudan görebilmektedir. Buna ilaveten
televizyon reklamlarının kısıtlı sürede mesajı aktarmaya çalıştığ düşünülürse değer
önerisinden fiziksel faydanın algılanma oranı daha yüksek olmaktadır.
Đşte buradan hareketle değer önerisinin televizyon reklamlarıyla nasıl
aktarıldığını bazı reklam örnekleri üzerinden inceleyebiliriz.
1. Bioblas Reklamı
Reklam: Bioblas
Marka
Bioblas
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Saç dökülmelerini
Daha güçlü saçlar
Kendinize
önler
Complex C 26
güveniniz artar
Bioblas kozmetik şampuanlardan kendisini ayırmaktadır. Reklamın giriş
cümlesinde sunucu bunu reklamdaki metinle dile getirir ve kozmetik şampuanların
171
saçını yeterince güçlendirmediğini anlatır. Bu sorunu gidermek için kullanılan Bioblas
ise uzmanlar tarafından geliştirilmiş ve içindeki Complex C 26 ile saç dökülmesini
önlediği ve saç oluşumunda artış sağladığının klinik olarak kanıtlandığı anlatılmaktadır.
Markanın değer önerisini incelediğimizde sunulan ana değer saçların daha güçlü
olmasını sağlamasıdır. Diğer kozmetik şampuanlarının karşısına klinik yönden test
edilmesi argümanıyla çıkarak ürün kendisini diğer şampuanlardan ayırmakta ve
karşılarına konumlanmaktadır.
Markanın sunduğu bu faydalar çerçevesinde sunulan marka değeri de
güzelliğinize sağlık katar sloganı ile tüketiciye aktarılmaktadır.
Reklam formatı açısından baktığımızda sunucu, belgelere dayanan ve gösterim
modellerinin bir arada kullanıldığı bir reklam yapısından bahsedebiliriz. Markanın
sunduğu değer bilgisayar görüntüleriyle desteklenmekte ve markayı kullanan
sunucunun saçlarının görüntüsüyle reklam kapanmaktadır. Ayrıca markanın sunduğu
değerin kanıtı olan ürünün geliştirildiği ve test edildiği ortamlarda reklamda yer alarak,
markanın ciddiyetine ve profesyonelliğine gönderme yapılmaktadır.
2. Aptamil Reklamı
Reklam: Aptamil
172
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Bebeğinizin
Bebeğim daha
Đyi bir anneyim
bağışıklık
sağlıklı ve güvende
Marka
Aptamil
Immunofortis
sistemini geliştiri
Bebeklerin ilk 6 ay anne sütüyle güçlenen bağışıklık sistemini 6 aydan sonra
güçlendirmeyi amaçlayan
Aptamil reklamında da klinik
bir
test
argümanı
bulunmaktadır.
Markanın en önemli değer önerisi artık sizin bebeğinizin bağışıklık sistemini
güçlendiremeyeceğiniz noktada Aptamil bu görevi yerine getirir fikri yer almaktadır. Bu
sayede markanın kullanımın getireceği fiziksel fayda bebeğin daha sağlıklı ve
mikroplara karşı güçlü olmasını sağlamasıdır.
Duygusal fayda ise elbette Aptamil kullanımıyla bebeğinin sağlıklı ve dayanıklı
olacağı bilincidir. Bunun sonucunda marka kullanımı sonucunda elde edilecek kişisel
fayda ise iyi bir ebeveyn olma hissidir.
Reklamda hikaye formatı kullanılmıştır. Anlatılan tüm metni destekleyici
görüntülerin yanı sıra Aptamil kullanan bebeğin etrafındaki mavi çizgilerle koruma
altında olduğu gösterilmiş hatta bebeği seven başka birisinin hapşırmasında bile anne
herhangi bir tepki göstermemiştir.
Reklamda sunulan tüm bu faydaların desteği ise Aptamil’de bulunan
Immunofortis olmaktadır. Reklamda altyazı ile üst solunum yolları enfeksiyonlarına
karşı etkili olduğu klinik testlerle kanıtlanmıştır yazısı da hızla geçmektedir.
Sonuç olarak markanın tüketiciye sunduğu en büyük değer bebeğin sağlıklı ve
mikroplara karşı bağışıklık sistemi güçlü olmasıdır. Bu da reklamda başarılı bir şekilde
tüketiciye iletilmiştir. Kampanyanın devam filmlerinde de benzer görüntüler ve
mesajlarla aynı marka değeri aktarılmaya devam etmektedir.
173
3. Ufo Vantilatör Reklamı
Reklam: Ufo Vantilatör
Marka
Ufo
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Temiz ve ferah
Daha az stres ve
Daha huzurlu ve
Ufo Đyonizer
bir hava
kargaşa
doğal bir yaşam,
Teknolojisi
çevreye saygı
Ufo’nun bu vantilatör reklamında yeşil bir tepede denize doğru ilerleyen
beyazlar giymiş bir erkeğin denizden esen ferahlığa doğru kollarını açması ve ardından
kamera etrafında dönerken ortamın değişip evi olması ve karşısında da Ufo
vantiolatörün bulunmasıyla devam etmektedir.
Arka fonda sunucunun Ufo’nun iyonizer teknolojisiyle ürettiği vantilatörlerle
havayı temizleyen, stresi azaltan, doğanın mucizesi enerji yüklü iyonların artık Ufo
vantilatörleriyle her yerde olduğunu söylemesiyle tamamlanmaktadır.
174
Markanın sunduğu en büyük değer doğanın insana sunduğu huzur ve temizlik
hissini verebilmesidir. Bu çerçevede hazırlanan değer önerisinde de markanın fiziksel
faydası daha temiz ve ferah bir hava, duygusal fayda bu sayede daha az stres ve kişisel
fayda olarak da elde edilen huzur hissi ve çevreye saygılı olmanın yararı. Bu yönüyle
markanın sunduğu değerde bir de manevi boyut yani sosyal sorumluluk boyutu
olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bu faydaları sunmadaki destek ise Ufo vantilatörün
iyonizer teknolojisi olmaktadır.
Reklamda gerek görsel ortamların sunumu, gerek reklamda oynayan kişinin
giydiği kıyafetlerin rengi (beyaz), çalan müzik hep bu marka değerini destekleyen bir
yapıda sunulmuştur. Aktarılmak istenen mesaj net bir şekilde gösterilmiştir.
4. Nivea Oxygene Power Reklamı
Reklam: Nivea Oxygene Power
175
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Nivea
Ciltteki makyaj,
Cildin nefes
Daha güzel
Đçeriğindeki
Oxygene
kir ve yağı
almasını sağlar
görünmemi sağlar
oksijen
Power
temizler
Marka
Nivea Oxygene Power temizleme jeli reklamında da net bir değer önerisi
bulunmaktadır. Oksijen yaşam ve sağlık için gereklidir ve cildimiz içinde aynı öneme
sahiptir. Nivea Oxygene Power’da bu sorunu çözmek için sunulmuştur.
Reklamda ürünün hedef kitlesine uyan bir kadın kullanımı, enerjik bir müzik,
sudaki hava kabarcıkları gibi görüntülerle marka değerinin aktarılması sağlanmıştır.
Markanın sunduğu faydalar temiz bir cilt, cildin nefes alması ve böylece genç
kalması ve kişisel fayda olarak da daha güzel görünmek değer önerisini
oluşturmaktadır. Bu faydaların kanıtı ise ürünün içeriğinde bulunan oksijendir.
Seçilen renkler, görüntüdeki su, mavi tonlar, müzik gibi tüm özellikler ile marka
değerinin aktarılması başarıyla sağlanmıştır. Markanın sunduğu
yarar, diğer
markalardan farklılaşma, bu reklamla tüketiciye aktarılmıştır.
176
5. Johnson’s Baby Shampoo Reklamı
Reklam: Johnson’s Baby Shampoo
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Johnson’s
Bebeklerin
Bebekler daha
Đyi bir ebeveynim
Baby
gözlerini yakmaz,
sağlıklı ve mutlu
su kadar saf ve
Shampoo
kızartmaz
olur
yumuşak
Marka
Johnson’s Baby,
Reklam bebek şampuanlarının en önemli değerinin göz yakmaması özelliğinin
ön plana çıkarıldığı bir reklamdır. Reklamın giriş cümlesinde “bebeklerin gözleri her
renkte güzeldir kırmızı hariç” diyerek sunulacak marka değeri için bir giriş ve
meraklandırma yapılmaktadır.
Bebekler yıkanırken şampuanın gözlerini yakması sonucu kızaran gözlere atıfta
bulunan bu girişin ardından ürünün desteği yani Johnson’s Baby’nin su kadar saf ve
177
yumuşak olduğu vurgulanmakta ve Johnson’s Baby kullanan ailelerin bebeklerinin
gözlerinin kızarmadığı söylenmektedir.
Markanın fiziksel faydası bebeklerin gözlerinin yanmaması, kızarmaması,
duygusal faydası bebeklerin daha mutlu olması ve kişisel faydası ise anne ve babaların
iyi bir ebeveyn olduklarını hissetmesidir.
Bu reklamda ürün kullanımı gösterilmiş, arka fonda sunucu reklam mesajını
söylerken demostrasyon ile marka değeri tüketiciye aktarılmıştır.
Markanın değer önerisindeki tek eksi yöne desteklerin fazla açık olmamasıdır.
Ürünün hangi özelliğinin bunu sağladığı bu reklamda net olarak söylenmemiştir. Bunun
en önemli nedeni de Johnson’s Baby Şampuanının yıllar içerisinde yerleştirdiği marka
konumudur. Tüketicinin zaten ürün hakkında belirli bir fikri olduğu, marka değerinin
tekrarlandığı bir reklam olarak öne çıkmaktadır.
6. Aymar Kanola Yağı Reklamı
Reklam: Aymar Kanola Yağı
178
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Aymar
Kalp sağlığını
Daha sağlıklı bir
Daha uzun bir ömür
Kanola
korur
yaşam
Marka
Türk Kalp
Vakfının Önerisi
Yağı
Aymar Kanola yağı reklamında da marka değeri tüketiciye daha sağlıklı ve daha
uzun bir yaşam için kullanması gereken yağ olarak belirlenmiştir.
Reklam “yediklerinizi hafife alın” cümlesiyle açıklamaktadır. Yeşil br tepde
güneşli bir günde koşturan çocukların el ele kalp şeklini oluşturmasıyla da arka fonda
“Aymar Kanola yağ kalpten destek” cümlesi duyulmaktadır. Ardından Türk Kalp
Vakfının desteği ve sağlıklı bir nesil için Aymar Kanola yağı önerilmesiyle reklam
tamamlanmaktadır.
Reklamda markanın sunduğu değer son derece açık bir şekilde verilmiştir. Eğer
Aymar Kanola yağını kullanırsanız kalp sağlığınızı korumuş olursunuz bu da daha
sağlıklı bir nesil oluşmasını sağlar. Markanın değer önerisini desteği ise Türk Kalp
Vakfı’nın önerisidir.
Reklamda kullanılan çocuklar sağlıklı nesli, beyaz renk kıyafetleri sağlık ve
temizliği simgelemektedir. Koşmaları, yeşillikler içinde olmaları, gülmeleri hep sağlıkla
bağlantılı öğelerdir ve marka değerinin sunumunu desteklemektedir. Ayrıca reklamda
yer alan sarı tonlarda markanın rengine gönderme yapmaktadır.
Bu marka değerinde de bir manevi boyut bulunmaktadır. Aymar Kanola yağı
sadece kullananlar için değil daha sağlıklı bir nesil yetiştirebilmek içinde kullanılması
gereken markadır. Bu yönüyle sosyal sorumluluk boyutu da bulunmaktadır.
179
7. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamı
Reklam: Ariel Professionel Leke Çıkarıcı
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Ariel
Tüm lekeleri
Daha temiz ve
Profesyonellerin
Professionel
temizler
lekesiz çamaşırlar
temizliği
Marka
Özel formül
Deterjanın üzerine eklenen Ariel Professionel Leke Çıkarıcı reklamında
markanın sunduğu değer, deterjanın bile etkili olamadığı lekelere karşı iyi sonuçlar
vermesi ve çamaşırları temizlemesi olmaktadır.
Reklamın giriş cümlesi de bu sorunu aktararak başlamaktadır. “Eskiden çimen
gibi zorlu lekeler beni düşündürürdü” diyen sunucu, artık bunun sorun olmadığını zira
profesyonellerin kullandığı tarza bir leke çıkarıcı kullandığı söylemektedir.
Markanın sunduğu fiziksel fayda elbette tüm lekeleri temizlemesi, duygusal
faydası ise daha temiz ve parlak çamaşırlara sahip olma hazzı olmaktadır Kişisel fayda
180
ise profesyonellerin temizlik anlayışını aynen evinde uygulamanın verdiği histir. Bu
noktada Ariel özel bir destekten bahsetmiyor reklam içerisinde. Ancak Ariel markasının
bu alanda zaman içerisinde elde ettiği konum sayesinde destek olarak Ariel’in özel
formülünden bahsedebiliriz.
Reklamda ürünü kullanan hedef kitleye uygun genç bir ev hanımı görülmektedir.
Bu kişi temizliğe ve işine önem veren, en mükemmelini isteyen birisidir. Reklamda
demostrasyon formatına ve özel efektlere yer verilmiştir.
Çimen lekeli bir kıyafetin Ariel Professional kullanımıyla temizlenmesi ve
markanın sunduğu değer görsel olarak aktarılmaktadır.
8. Rocco Sıkı Şeker Reklamı
Reklam: Rocco Sıkı Şeker
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Rocco Sıkı
Sıfır şekerli bir
Formunuzu
Güzelliğim ve
Lezzet ve
Şeker
şeker
korumayı sağlar
formum aynı
formülü
Marka
kalacak
181
Reklamda birincil hedef kitle kadınlar olarak seçilmiştir ve bu nedenle sadece
kadın kullanımı yer almıştır. Markanın sunduğu iki değer bulunmaktadır. Bunlardan ilki
sıkı bir şeker olmasıdır. Diğer şekerler kendisini daha tatlı, sulu vb. konumlara
yerleştirirken Rocco Sıkı Şeker’in özelliği yapı itibariyle sıkı ve sert olmasıdır. Bu
özelliği ayrıca ürünün kutusunda da görmemiz mümkündür. Küçük ve sıkı bir ambalaj
içersinde ürün sunulmaktadır.
Markanın sunduğu bir diğer değer ise sıfır şeker özelliğidir. Bu yönüyle de
birincil hedef kitlesi gözünde önemli bir konumda yer almaktadır. Zira kadınlar için
şeker yemesine rağmen kilo almamak çok büyük önem taşımaktadır.
Reklamda bu fiziksel faydaların sonucunda elde edilecek duygusal ve kişisel
faydalarda formunuzu korumayı sağlaması ve güzelliğin kaybedilmemesidir.
Ayrıca reklamın bir diğer sunduğu önemli değer olan sıkı özelliği ile
diğerlerinden farklılaşma duygusuna gönderme yapılmakta ve kullanıcının daha farklı
ve aykırı bir yapısını da tüketiciye sunmaktadır.
Marka değerinin iletilmesinde reklamda şekere gönderme yapacak bir enerjik
müzik, ürünler ve içeriğindeki meyvelere gönderme olarak rengarenk kıyafetler
kullanılmıştır. Ayrıca ürün, ürün kullanımı gibi anlatım formatları da marka değeri
aktarılmasında kullanılan yöntemler olmaktadır.
182
9. Shell Fuel Save 95 Reklamı
Reklam: Shell Fuel Save 95
Fiziksel Fayda
Duygusal Fayda
Kişisel Fayda (Self
Destekler
(Physical benefit)
(Emotional benefit)
expressive benefit)
(Reason why)
Shell Fuel
Diğer yakıtlara
Aynı miktarda
Paramın değerini
Shell’e özel
Save 95
göre daha
yakıt ile daha fazla
biliyorum
yakıt formülü
tasarrufludur
yol gidebilmesi
Marka
Shell Fuel Save 95 reklamında ürünün seğer önerisi çok açık bir şekilde
aktarılmaktadır. Reklamın açılış cümlesi “Yola çıkmak için pek çok sebebiniz olabilir”
ile araç kullanmanın pek çok farklı nedeni olabileceği ama hiçbirinden vazgeçmenin
kolay olmadığı söylenmektedir.
Bu girişin ardından da markanın sunduğu ana değer aktarılır. Shell’in
yolculuklarınızdan vazgeçmemeniz için geliştirilen yeni 95 oktanlık benzini Fuel Save
ile depoda 1 litreye kadar tasarruf edilebileceği söylenmektedir. Burada en önemli
vurgulardan birisi de daha fazla ödemeden bu yakıtın alınabileceğidir.
183
Görsel olarak akaryakıt damlalarının düştüğü noktalardaki birçok farklı araç
kullanma nedeni ile bu daha net gösterilmekte ve reklamın giriş cümlesi
desteklenmektedir. Reklam boyunca anlatımın bu şekilde akaryakıt damlaları ile
aktarılması ayrıca Shell’in “Her damladan en fazlasını alın” sloganına da atıfta
bulunmnaktadır.
Değer önerisi ile markanın sunduğu fiziksel fayda diğer yakıtlara (95 oktanlık
benzinlere) göre daha tasarruflu olduğu, depoda da 1 litreye kadar tasarruf
edebilmesidir. Fiziksel fayda çerçevesinde tüketiciye sunulan duygusal fayda ise aynı
miktarda yakıtla daha fazla yol gidebilmeyi sağlaması ve kişisel faydası ise elde edilen
tasarruf sayesinde daha az harcayarak daha çok yol gidebilmeyi sağlamasıdır. Bu da
kişisel fayda da tüketicilere paramın değerini biliyorum mesajını sunmaktadır.
Ek olarak aynı depo ile daha fazla yol katedip daha az yakıt harcamasının
çevreye de katkı sağlaması ile markanın tüketicilere sunduğu artı değer sayesinde
manevi markalama da yapılmaktadır.
184
BÖLÜM 4: MARKA DEĞERĐ BĐLEŞENLERĐNDEN DEĞER ÖNERĐSĐNĐN
AKTARILMASINDA
TELEVĐZYON
REKLAMLARININ
ETKĐSĐNĐN
ARAŞTIRILMASI
I. Araştırmanın Amacı
Marka çalışmalarının işletmeler tarafından önem kazanması ve planlı bir
yönetim çerçevesinde yürütülmesi sonucunda önem kazanan kavramlardan bir tanesi de
marka değeri olmaktadır. Tüketiciye sunulan ve rakamsal değerlerden daha fazlasını
ifade eden marka değeri ile işletmeler, hedef kitlelerine markalarının tüketiciye sunacağı
fiziksel, duygusal ve kişisel faydaları yani değer önerisini de belirlemektedir. Değer
önerisinin aktarılmasında da pazarlama iletişimi elemanlarından reklamların ve özellikle
de daha geniş bir kitleye ulaşmayı sağlaması açısından televizyon reklamlarının önemi
büyüktür.
Đşte bu çerçeve içerisinde araştırmanın amacı marka değerinin iletilmesinde
televizyon reklamların etkisinin araştırılmasıdır. Bu doğrultuda markanın sunduğu değer
önerisinin televizyon reklamlarıyla aktarılması araştırılmıştır.
Diğer amaçlar, marka değerini oluşturan fiziksel fayda, duygusal fayda ve kişisel
faydaların televizyon reklamları aracılığıyla algılanmaları arasında anlamlı bir ilişki
olup olmadığı, değer önerisinin marka tercihi üzerindeki etkisinin araştırılmasıdır.
Ayrıca cinsiyet farklılıklarının ve yaş gruplarının etkisinin değer önerilerini algılama
üzerindeki ilişki de araştırılmıştır.
II. Araştırmanın Önemi
Tüketiciye sunulan en önemli vaad olan marka değerinin tüketici tarafından
algılanması ve benimsenmesi marka tercihini olumlu yönde etkileyecek ve bunun
sonucunda da markanın hedeflediği büyüme gerçekleşecektir. Ayrıca hala en önemli
kitle iletişim aracı olan televizyonun ve tüketicilerin en çok maruz kaldıkları reklam
türü olan televizyon reklamlarının marka değerini aktarmadaki etkisi, pazarda birbirine
benzeyen ürünler içerisinde farklılığını vurgulamaya çalışan ve bütünleşik pazarlama
iletişiminin koşullarını yerine getirerek başarıyı hedefleyen markalar için çok önemli
olmaktadır. Bu nedenle bu araştırma marka değerinin televizyon reklamlarıyla
185
tüketiciye aktarılmasında değer önerisinin algılanmasının etkisini ölçmesi ve değer
önerisi algısının marka tercihine etkisine açıklık getirmesi açısından önemlidir.
III. Araştırmanın Sınırlılıkları
Araştırma sürecinde karşılaşılan sınırlama ve kısıtlılıklar aşağıda sıralanmaktadır:
•
Televizyon reklamlarının çok geniş ve birçok marka tarafından tercih
edilmesi nedeniyle tüm reklamların ve tüm ürün türlerinin reklamlarına
ulaşmak mümkün değildir. Bu nedenle analizde 3 tane kolayda mal, 3 tane
de beğenmeli mal reklamı seçilmiştir. Kolayda ve beğenmeli mal
seçilmesinin nedeni tüketicilerin gün içerisinde en sık tükettikleri ürünler
olmaları ve pazarda birbiri yerine ikame edilebilecek alternatif ürünlerden
farklılaşabilmek için marka değerlerini ön plana çıkarmaya çalışmalardır.
•
Beğenmeli mallar ve kolayda malların seçilmesine karşılık özel tüketim
malları ya da aranmayan mallardan seçilen markalar çalışma kapsamına
dahil edilmemiştir.
•
Televizyonun doğası gereği daha çok tüketiciye ulaşma fikrinden hareketle
marka değerinin de daha çok kişiye ulaşmasının etkisini düşünerek çalışma
kapsamına sadece genel televizyon kanallarından yayınlanan reklamlar
seçilmiştir. Özel kanallar, şifreli kanallar ya tematik kanallar da yayınlanan
reklamlar hem ulaşılan hedef kitle açısından hem de reklamın yapısındaki
farklılıklar nedeniyle araştırma kapsamına dahil edilmemiştir.
•
Araştırma kümesini daraltabilmek için üniversite öğrenciler ve bunun
altında da Ege Üniversitesi öğrencileri seçilmiştir. Genç denek grubu
seçilmesinde kolayda ve beğenmeli malların tüketiminde de büyük bir paya
sahip olmaları ve Türkiye nüfusunun genç nüfus oranının fazla olması etken
olmuştur. Ayrıca ek olarak değer önerisinin algılanmasında da genç nüfus
içerisinde üniversite öğrencilerinin daha yüksek oranlarda algılama
göstereceği düşüncesiyle Ege Üniversitesi öğrencileri seçilmiştir.
186
IV. Araştırma Modeli
Araştırma
modeli
olarak
tarama
seçilmiştir.
Tüketicilerin
televizyon
reklamlarıyla aktarılan marka değerinin algılamaları anket yoluyla test edilmiştir.
Araştırma için seçilen 6 televizyon reklamı araştırmaya katılan deneklere izlettirilmiş,
her reklamdan sonra o reklamla ilgili soruların yanıtlamaları istenmiştir.
Televizyon reklamlarıyla aktarılan değer önerisinin algısını ölçebilmek için
reklamların mutlaka izletilmesi gerekmiştir. Ayrıca her bir denekten aynı reklamla ilgili
olarak çok farklı yanıtlar gelmesi ihtimaline karşı anket sorularında bir tanesi araştırılan
fayda olmak üzere çoktan seçmeli şıklar hazırlanmıştır. Anket sonuçlarında da faydayı
algılayanlar “Olumlu” diğer şıkları seçenler ise “Olumsuz” olarak SPSS’e girilip
karşılaştırmaları yapılmıştır.
A. Örneklem
Televizyon
reklamlarının
marka
değerini
aktarmasındaki
etkisinin
araştırılmasında çalışma kümesi olarak Ege Üniversitesi öğrencileri seçilmiştir. Ege
Üniversitesi’nin birçok farklı ilden öğrenciyi barındırması ve birçok farklı fakülteyle
geniş bir eğitim yelpazesinin olması tercih edilmesinde etken olmuştur.
B. Hipotezler
Araştırmanın cevabını aradığı 4 soru ve test etmeyi amaçladığı 4 ana hipotez
bulunmaktadır. Bunlar:
Araştırma Sorusu 1: Değer önerisinin aktarılmasıyla televizyon reklamları
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Hipotez 1: Televizyon reklamları değer önerisinin aktarılmasına olumlu yönde
etki eder.
Araştırma Sorusu 2: Değer önerisi bileşenlerinden fiziksel faydanın televizyon
reklamını izleyenler tarafından algılanması duygusal ve kişisel faydaya oranla daha
fazla mıdır?
Hipotez 2: Değer önerisi bileşenlerinden fiziksel faydanın televizyon reklamını
izleyenler tarafından algılanması duygusal ve kişisel faydaya oranla daha fazladır.
187
Araştırma Sorusu 3: Televizyon reklamlarıyla değer önerisinin aktarılmasında
beğenmeli malların değer önerisinin algılanması diğer mallara göre daha fazla mıdır?
Hipotez 3: Televizyon reklamlarıyla değer önerisinin aktarılmasında beğenmeli
malların değer önerisinin algılanması diğer mallara göre daha fazladır.
Araştırma Sorusu 4: Televizyon reklamlarıyla değer önerisi aktarılan markalar
ile marka tercihi arasında bir ilişki var mıdır?
Hipotez 4: Değer önerisinin televizyon reklamlarıyla aktarılması marka tercihini
olumlu yönde etki eder.
C. Verilerin Çözümlenmesi
Ege Üniversitesi öğrencilerinden 120 kişi araştırma kapsamında 6 markanın
reklamını izlemiş ve anket formlarını doldurmuştur. Anket formunu dolduranların
%68,3’ü erkek, %31,7’s, kadındır.
Hipotezler doğrultusunda oluşturulan anket soruları ile toplanan verilen SPSS
programına girilmiştir. Araştırmada istatistik metod olarak anket sorularının cinsiyet ve
yaş gruplarına göre çapraz tabloları oluşturulmuş ve Ki Kare analizi yapılmıştır.
Anket sorularının kendi aralarındaki çapraz tablolarında McNemar Test
kullanılmıştır.
Tüm analizlerde istatistik önemlilik eşit düzeyi olarak p<0.05 alınmıştır.
V. Veriler ve Bulgular
A. Frekans Dağılımı ve Yüzdeler
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
78
65,0
65,0
65,0
Olumsuz
42
35,0
35,0
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamında sunulan fiziksel faydayı
yakalayabilmiş, %35’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
188
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
73
60,8
60,8
60,8
Olumsuz
47
39,2
39,2
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %60,8’i Bioblas reklamında sunulan duygusal faydayı
yakalayabilmiş, %39,2’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
52
43,3
43,3
43,3
Olumsuz
68
56,7
56,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %43,3’ü Bioblas reklamında sunulan kişisel faydayı
yakalayabilmiş, %56,7’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
64
53,3
53,3
53,3
Olumsuz
56
46,7
46,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %53,3’ü Bioblas reklamının markayı tercih etmesini
sağlayabileceğini, %46,7’si ise tercihini etkilemeyeceğini söylemiştir.
189
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
98
81,7
81,7
81,7
Olumsuz
22
18,3
18,3
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamında sunulan fiziksel
faydayı yakalayabilmiş, %18,3’ü ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
89
74,2
74,2
74,2
Olumsuz
31
25,8
25,8
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %74,2’si Shell Fuel Save 95 reklamında sunulan duygusal
faydayı yakalayabilmiş, %25,8’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
75
62,5
62,5
62,5
Olumsuz
45
37,5
37,5
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %62,5’i Shell Fuel Save 95 reklamında sunulan kişisel
faydayı yakalayabilmiş, %37,5’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
190
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
79
65,8
65,8
65,8
Olumsuz
41
34,2
34,2
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %65,8’i Shell Fuel Save 95 reklamının markayı tercih
etmesini sağlayabileceğini, %34,2’si ise tercihini etkilemeyeceğini söylemiştir.
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
78
65,0
65,5
65,5
Olumsuz
41
34,2
34,5
100,0
Toplam
119
99,2
100,0
Kayıp
1
,8
120
100,0
Toplam
Ankete katılanların %65,0’i Ufo Vantilatör reklamında sunulan fiziksel faydayı
yakalayabilmiş,
%34,2’si
ise
farklı
değer
önerilerini
işaretlemiştir.
Anketi
yanıtlayanlardan bir kişi (%0,8) bu soruya yanıt vermemiştir. Bu değer çıkarılıp geçerli
yüzde hesaplandığında %65,5’i fiziksel faydayı yakalamış, %34,5’i farklı değer
önerilerini işaretlemiş sonucu çıkmaktadır.
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
63
52,5
52,5
52,5
Olumsuz
57
47,5
47,5
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %52,5’i Ufo Vantilatör reklamında sunulan duygusal faydayı
yakalayabilmiş, %47,5’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
191
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
82
68,3
68,3
68,3
Olumsuz
38
31,7
31,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %68,3’ü Ufo Vantilatör reklamında sunulan kişisel faydayı
yakalayabilmiş, %31,7’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
50
41,7
41,7
41,7
Olumsuz
70
58,3
58,3
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %41,7’si Ufo Vantilatör reklamının markayı tercih etmesini
sağlayabileceğini, %58,3’ü ise tercihini etkilemeyeceğini söylemiştir.
Tablo 13: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
84
70,0
70,0
70,0
Olumsuz
36
30,0
30,0
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %70,0’i Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamında sunulan
fiziksel faydayı yakalayabilmiş, %30,0’u ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
192
Tablo 14: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Duygusal
Faydanın Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
76
63,3
63,9
63,9
Olumsuz
43
35,8
36,1
100,0
Toplam
119
99,2
100,0
Kayıp
1
,8
120
100,0
Toplam
Ankete katılanların %63,3’ü Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamında
sunulan fiziksel faydayı yakalayabilmiş, %35,8’i ise farklı değer önerilerini
işaretlemiştir. Anketi yanıtlayanlardan bir kişi (%0,8) bu soruya yanıt vermemiştir. Bu
değer çıkarılıp geçerli yüzde hesaplandığında %63,9’u fiziksel faydayı yakalamış,
%36,1’i farklı değer önerilerini işaretlemiş sonucu çıkmaktadır.
Tablo 15: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
55
45,8
45,8
45,8
Olumsuz
65
54,2
54,2
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %45,8’i Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamında sunulan
kişisel faydayı yakalayabilmiş, %54,2’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 16: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Marka Tercihine Etkisinin
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
70
58,3
58,3
58,3
Olumsuz
50
41,7
41,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %58,3’ü Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının
193
markayı tercih etmesini sağlayabileceğini, %41,7’si ise tercihini etkilemeyeceğini
söylemiştir.
Tablo 17: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
66
55,0
55,0
55,0
Olumsuz
54
45,0
45,0
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %55,0’i Rocco Sıkı Şeker reklamında sunulan fiziksel
faydayı yakalayabilmiş, %40,0’u ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
63
52,5
52,5
52,5
Olumsuz
57
47,5
47,5
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %52,5’i Rocco Sıkı Şeker reklamında sunulan duygusal
faydayı yakalayabilmiş, %47,5’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
54
45,0
45,0
45,0
Olumsuz
66
55,0
55,0
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %45,0’i Rocco Sıkı Şeker reklamında sunulan kişisel
faydayı yakalayabilmiş, %55,0’i ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
194
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Dağılım
Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
76
63,3
63,3
63,3
Olumsuz
44
36,7
36,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %63,3’ü Rocco Sıkı Şeker reklamının markayı tercih
etmesini sağlayabileceğini, %36,7’si ise tercihini etkilemeyeceğini söylemiştir.
Tablo 21: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
79
65,8
65,8
65,8
Olumsuz
41
34,2
34,2
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %65,8’i Johnson’s Baby Shampoo reklamında sunulan
fiziksel faydayı yakalayabilmiş, %34,2’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 22: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
61
50,8
50,8
50,8
Olumsuz
59
49,2
49,2
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %50,8’i Johnson’s Baby Shampoo reklamında sunulan
duygusal faydayı yakalayabilmiş, %49,2’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
195
Tablo 23: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
52
43,3
43,3
43,3
Olumsuz
68
56,7
56,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %43,3’ü Johnson’s Baby Shampoo reklamında sunulan
kişisel faydayı yakalayabilmiş, %56,7’si ise farklı değer önerilerini işaretlemiştir.
Tablo 24: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Marka Tercihine Etkisinin
Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Olumlu
86
71,7
71,7
71,7
Olumsuz
34
28,3
28,3
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %71,7’si Johnson’s Baby Shampoo reklamının markayı
tercih etmesini sağlayabileceğini, %28,3’ü ise tercihini etkilemeyeceğini söylemiştir.
Tablo 25: Cinsiyete Ait Dağılım Tablosu
Geçerli
Kümülatif
Sayı
Yüzde
Yüzde
Yüzde
Erkek
82
68,3
68,3
68,3
Kadın
38
31,7
31,7
100,0
Toplam
120
100,0
100,0
Ankete katılanların %68,3’ü erkek, %31,7’si kadındır.
196
Tablo 26: Yaş Gruplarına Ait Dağılım Tablosu
Sayı
Yüzde
Geçerli
Kümülatif
Yüzde
Yüzde
18-21
36
30,0
30,0
30,0
22-25
46
38,3
38,3
68,3
26-+
38
31,7
31,7
100,0
120
100,0
100,0
Toplam
Ankete katılanların %30,0’u 18-21 yaşları arasında, %38,3’ü 22-25 yaşları
arasında ve %31,7’si ise 26 yaş ve üstündedir.
197
B. Anket Sorularının Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tabloları
Araştırma Sorusu 1: Değer önerisinin aktarılmasıyla televizyon reklamları
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Hipotez 1: Televizyon reklamları değer önerisinin aktarılmasına olumlu yönde
etki eder.
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına Göre
Çapraz Tablosu
Soru 1
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
13
36
Yaş Grubu %
63,9%
36,1%
100,0%
Soru 1 %
29,5%
31,0%
30,0%
Toplam %
19,2%
10,8%
30,0%
36
10
46
Yaş Grubu %
78,3%
21,7%
100,0%
Soru 1 %
46,2%
23,8%
38,3%
Toplam %
30,0%
8,3%
38,3%
19
19
38
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 1 %
24,4%
45,2%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
78
42
120
65,0%
35,0%
100,0%
Soru 1 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,0%
35,0%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
23
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Ki Kare
7,333(a)
df
(2-sided)
2
,026
Ankete katılanlardan 78 kişi (%65,0) Bioblas reklamının fiziksel faydasını
yakalamıştır. 78 kişinin %29,5’i, 18-21 yaşları arasında, %46,2’si 22-25 yaşları arasında
ve %24,4’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare
198
analizine göre p değeri =0,026 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak yaş grupları ile Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında
anlamlı bir bağımlılık vardır.
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş Gruplarına Göre
Çapraz Tablosu
Soru 2
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
11
36
Yaş Grubu %
69,4%
30,6%
100,0%
Soru 2 %
34,2%
23,4%
30,0%
Toplam %
20,8%
9,2%
30,0%
28
18
46
Yaş Grubu %
60,9%
39,1%
100,0%
Soru 2 %
38,4%
38,3%
38,3%
Toplam %
23,3%
15,0%
38,3%
20
18
38
Yaş Grubu %
52,6%
47,4%
100,0%
Soru 2 %
27,4%
38,3%
31,7%
Toplam %
16,7%
15,0%
31,7%
73
47
120
60,8%
39,2%
100,0%
Soru 2 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
60,8%
39,2%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
25
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,193(a)
df
(2-sided)
2
,334
Ankete katılanlardan 73 kişi (%60,8) Bioblas reklamının duygusal faydasını
yakalamıştır. 73 kişinin %34,2’si, 18-21 yaşları arasında, %38,4’ü 22-25 yaşları
arasında ve %27,4’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,334 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak yaş grupları ile Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması arasında
199
anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına Göre
Çapraz Tablosu
Soru 3
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
18
36
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 3 %
34,6%
26,5%
30,0%
Toplam %
15,0%
15,0%
30,0%
21
25
46
Yaş Grubu %
45,7%
54,3%
100,0%
Soru 3 %
40,4%
36,8%
38,3%
Toplam %
17,5%
20,8%
38,3%
13
25
38
Yaş Grubu %
34,2%
65,8%
100,0%
Soru 3 %
25,0%
36,8%
31,7%
Toplam %
10,8%
20,8%
31,7%
52
68
120
43,3%
56,7%
100,0%
Soru 3 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
43,3%
56,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
18
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,040(a)
df
(2-sided)
2
,361
Ankete katılanlardan 52 kişi (%43,3) Bioblas reklamının kişisel faydasını
yakalamıştır. 52 kişinin %34,6’sı, 18-21 yaşları arasında, %40,4’ü 22-25 yaşları
arasında ve %25,0’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,361 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak yaş grupları ile Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması arasında
anlamlı bir bağımlılık yoktur.
200
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına Göre
Çapraz Tablosu
Soru 4
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
21
36
Yaş Grubu %
41,7%
58,3%
100,0%
Soru 4 %
23,4%
37,5%
30,0%
Toplam %
12,5%
17,5%
30,0%
30
16
46
Yaş Grubu %
65,2%
34,8%
100,0%
Soru 4 %
46,9%
28,6%
38,3%
Toplam %
25,0%
13,3%
38,3%
19
19
38
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 4 %
29,7%
33,9%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
64
56
120
53,3%
46,7%
100,0%
Soru 4 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
53,3%
46,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
15
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
4,749(a)
df
(2-sided)
2
,093
Ankete katılanlardan 64 kişi (%53,3) Bioblas reklamının marka tercihini olumlu
etkileyeceğini söylemiştir. 64 kişinin %23,4’ü, 18-21 yaşları arasında, %46,9’u 22-25
yaşları arasında ve %29,7’si de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,093 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Bioblas reklamının marka tercihine etkisi arasında
anlamlı bir bağımlılık yoktur.
201
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 5
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
4
36
Yaş Grubu %
88,9%
11,1%
100,0%
Soru 5 %
32,7%
18,2%
30,0%
Toplam %
26,7%
3,3%
30,0%
39
7
46
Yaş Grubu %
84,8%
15,2%
100,0%
Soru 5 %
39,8%
31,8%
38,3%
Toplam %
32,5%
5,8%
38,3%
27
11
38
Yaş Grubu %
71,1%
28,9%
100,0%
Soru 5 %
27,6%
50,0%
31,7%
Toplam %
22,5%
9,2%
31,7%
98
22
120
81,7%
18,3%
100,0%
Soru 5 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
81,7%
18,3%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
32
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
4,412(a)
df
(2-sided)
2
,110
Ankete katılanlardan 98 kişi (%81,7) Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 98 kişinin %32,7’si, 18-21 yaşları arasında, %39,8’i 22-25
yaşları arasında ve %27,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,110 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
202
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 6
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
6
36
Yaş Grubu %
83,3%
16,7%
100,0%
Soru 6 %
33,7%
19,4%
30,0%
Toplam %
25,0%
5,0%
30,0%
34
12
46
Yaş Grubu %
73,9%
26,1%
100,0%
Soru 6 %
38,2%
38,7%
38,3%
Toplam %
28,3%
10,0%
38,3%
25
13
38
Yaş Grubu %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 6 %
28,1%
41,9%
31,7%
Toplam %
20,8%
10,8%
31,7%
89
31
120
74,2%
25,8%
100,0%
Soru 6 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
74,2%
25,8%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
30
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,972(a)
df
(2-sided)
2
,226
Ankete katılanlardan 89 kişi (%74,2) Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 89 kişinin %33,7’si, 18-21 yaşları arasında, %38,2’si 22-25
yaşları arasında ve %28,1’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,226 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
203
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
Soru 7
Olumsuz
Sayı
18-21
22-25
Grubu
10
36
Yaş Grubu %
72,2%
27,8%
100,0%
Soru 7 %
34,7%
22,2%
30,0%
Toplam %
21,7%
8,3%
30,0%
27
19
46
Yaş Grubu %
58,7%
41,3%
100,0%
Soru 7 %
36,0%
42,2%
38,3%
Toplam %
22,5%
15,8%
38,3%
22
16
38
Yaş Grubu %
57,9%
42,1%
100,0%
Soru 7 %
29,3%
35,6%
31,7%
Toplam %
18,3%
13,3%
31,7%
75
45
120
62,5%
37,5%
100,0%
Soru 7 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
62,5%
37,5%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
26
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,080(a)
df
(2-sided)
2
,353
Ankete katılanlardan 75 kişi (%62,5) Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel
faydasını yakalamıştır. 75 kişinin %34,7’si, 18-21 yaşları arasında, %36,0’sı 22-25
yaşları arasında ve %29,3’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,353 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
204
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 8
Olumsuz
Sayı
18-21
22-25
Grubu
14
36
Yaş Grubu %
61,1%
38,9%
100,0%
Soru 8 %
27,8%
34,1%
30,0%
Toplam %
18,3%
11,7%
30,0%
32
14
46
Yaş Grubu %
69,6%
30,4%
100,0%
Soru 8 %
40,5%
34,1%
38,3%
Toplam %
26,7%
11,7%
38,3%
25
13
38
Yaş Grubu %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 8 %
31,6%
31,7%
31,7%
Toplam %
20,8%
10,8%
31,7%
79
41
120
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 8 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,8%
34,2%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
22
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,642(a)
df
(2-sided)
2
,726
Ankete katılanlardan 79 kişi (%65,8) Shell Fuel Save 95 reklamının marka
tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 79 kişinin %27,8’i, 18-21 yaşları arasında,
%40,5’i 22-25 yaşları arasında ve %31,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer
almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,726 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Shell Fuel Save 95 reklamının
marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
205
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
Soru 9
Olumsuz
Sayı
18-21
22-25
Grubu
13
36
Yaş Grubu %
63,9%
36,1%
100,0%
Soru 9 %
29,5%
31,7%
30,3%
Toplam %
19,3%
10,9%
30,3%
29
16
45
Yaş Grubu %
64,4%
35,6%
100,0%
Soru 9 %
37,2%
39,0%
37,8%
Toplam %
24,4%
13,4%
37,8%
26
12
38
Yaş Grubu %
68,4%
31,6%
100,0%
Soru 9 %
33,3%
29,3%
31,9%
Toplam %
21,8%
10,1%
31,9%
78
41
119
65,5%
34,5%
100,0%
Soru 9 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,5%
34,5%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
23
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,207(a)
df
(2-sided)
2
,902
Ankete katılanlardan 78 kişi (%65,5) Ufo Vantilatör reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 78 kişinin %29,5’i, 18-21 yaşları arasında, %37,2’si 22-25
yaşları arasında ve %33,3’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,902 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
206
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 10
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
12
36
Yaş Grubu %
66,7%
33,3%
100,0%
Soru 10 %
38,1%
21,1%
30,0%
Toplam %
20,0%
10,0%
30,0%
26
20
46
Yaş Grubu %
56,5%
43,5%
100,0%
Soru 10 %
41,3%
35,1%
38,3%
Toplam %
21,7%
16,7%
38,3%
13
25
38
Yaş Grubu %
34,2%
65,8%
100,0%
Soru 10 %
20,6%
43,9%
31,7%
Toplam %
10,8%
20,8%
31,7%
63
57
120
52,5%
47,5%
100,0%
Soru 10 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
52,5%
47,5%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
24
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
8,293(a)
df
(2-sided)
2
,016
Ankete katılanlardan 63 kişi (%52,5) Ufo Vantilatör reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 63 kişinin %38,1’i, 18-21 yaşları arasında, %41,3’si 22-25
yaşları arasında ve %20,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,016 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
207
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
Soru 11
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
10
36
Yaş Grubu %
72,2%
27,8%
100,0%
Soru 11 %
31,7%
26,3%
30,0%
Toplam %
21,7%
8,3%
30,0%
31
15
46
Yaş Grubu %
67,4%
32,6%
100,0%
Soru 11 %
37,8%
39,5%
38,3%
Toplam %
25,8%
12,5%
38,3%
25
13
38
Yaş Grubu %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 11 %
30,5%
34,2%
31,7%
Toplam %
20,8%
10,8%
31,7%
82
38
120
68,3%
31,7%
100,0%
Soru 11 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
68,3%
31,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
26
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,384(a)
df
(2-sided)
2
,825
Ankete katılanlardan 82 kişi (%68,3) Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını
yakalamıştır. 82 kişinin %31,7’si, 18-21 yaşları arasında, %37,8’i 22-25 yaşları arasında
ve %30,5’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine
göre p değeri =0,825 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak yaş
grupları ile Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
208
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
Soru 12
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
22
36
Yaş Grubu %
38,9%
61,1%
100,0%
Soru 12 %
28,0%
31,4%
30,0%
Toplam %
11,7%
18,3%
30,0%
21
25
46
Yaş Grubu %
45,7%
54,3%
100,0%
Soru 12 %
42,0%
35,7%
38,3%
Toplam %
17,5%
20,8%
38,3%
15
23
38
Yaş Grubu %
39,5%
60,5%
100,0%
Soru 12 %
30,0%
32,9%
31,7%
Toplam %
12,5%
19,2%
31,7%
50
70
120
41,7%
58,3%
100,0%
Soru 12 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
41,7%
58,3%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
14
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,490(a)
df
(2-sided)
2
,783
Ankete katılanlardan 50 kişi (%65,8) Ufo Vantilatör reklamının marka tercihini
olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 50 kişinin %28,0’i, 18-21 yaşları arasında, %42,0’si
22-25 yaşları arasında ve %30,0’u da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,783 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ufo Vantilatör reklamının marka tercihine
etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
209
Tablo 13: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın
Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 13
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
9
36
Yaş Grubu %
75,0%
25,0%
100,0%
Soru 13 %
32,1%
25,0%
30,0%
Toplam %
22,5%
7,5%
30,0%
33
13
46
Yaş Grubu %
71,7%
28,3%
100,0%
Soru 13 %
39,3%
36,1%
38,3%
Toplam %
27,5%
10,8%
38,3%
24
14
38
Yaş Grubu %
63,2%
36,8%
100,0%
Soru 13 %
28,6%
38,9%
31,7%
Toplam %
20,0%
11,7%
31,7%
84
36
120
70,0%
30,0%
100,0%
Soru 13 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
70,0%
30,0%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
27
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,342(a)
df
(2-sided)
2
,511
Ankete katılanlardan 84 kişi (%70,0) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. 84 kişinin %32,1’i, 18-21 yaşları arasında,
%39,3’ü 22-25 yaşları arasında ve %28,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer
almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,511 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
210
Tablo 14: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Duygusal
Faydanın Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 14
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
12
36
Yaş Grubu %
66,7%
33,3%
100,0%
Soru 14 %
31,6%
27,9%
30,3%
Toplam %
20,2%
10,1%
30,3%
31
14
45
Yaş Grubu %
68,9%
31,1%
100,0%
Soru 14 %
40,8%
32,6%
37,8%
Toplam %
26,1%
11,8%
37,8%
21
17
38
Yaş Grubu %
55,3%
44,7%
100,0%
Soru 14 %
27,6%
39,5%
31,9%
Toplam %
17,6%
14,3%
31,9%
76
43
119
63,9%
36,1%
100,0%
Soru 14 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
63,9%
36,1%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
24
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,833(a)
df
(2-sided)
2
,400
Ankete katılanlardan 76 kişi (%63,9) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. 76 kişinin %31,6’sı, 18-21 yaşları arasında,
%40,8’i 22-25 yaşları arasında ve %27,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer
almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,400 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
211
Tablo 15: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın
Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 15
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
22
36
Yaş Grubu %
38,9%
61,1%
100,0%
Soru 15 %
25,5%
33,8%
30,0%
Toplam %
11,7%
18,3%
30,0%
24
22
46
Yaş Grubu %
52,2%
47,8%
100,0%
Soru 15 %
43,6%
33,8%
38,3%
Toplam %
20,0%
18,3%
38,3%
17
21
38
Yaş Grubu %
44,7%
55,3%
100,0%
Soru 15 %
30,9%
32,3%
31,7%
Toplam %
14,2%
17,5%
31,7%
55
65
120
45,8%
54,2%
100,0%
Soru 15 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
45,8%
54,2%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
14
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,463(a)
df
(2-sided)
2
,481
Ankete katılanlardan 55 kişi (%45,8) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. 55 kişinin %25,5’i, 18-21 yaşları arasında,
%43,6’sı 22-25 yaşları arasında ve %30,9’u da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer
almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,481 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
212
Tablo 16: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Marka Tercihine Etkisinin
Yaş Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 16
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
15
36
Yaş Grubu %
58,3%
41,7%
100,0%
Soru 16 %
30,0%
30,0%
30,0%
Toplam %
17,5%
12,5%
30,0%
33
13
46
Yaş Grubu %
71,7%
28,3%
100,0%
Soru 16 %
47,1%
26,0%
38,3%
Toplam %
27,5%
10,8%
38,3%
16
22
38
Yaş Grubu %
42,1%
57,9%
100,0%
Soru 16 %
22,9%
44,0%
31,7%
Toplam %
13,3%
18,3%
31,7%
70
50
120
58,3%
41,7%
100,0%
Soru 16 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
58,3%
41,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
21
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
7,519(a)
df
(2-sided)
2
,023
Ankete katılanlardan 70 kişi (%58,3) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının marka tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 70 kişinin %30,0’u, 18-21
yaşları arasında, %47,1’i 22-25 yaşları arasında ve %22,9’u da 26 yaş ve üstü yaş
grubunda yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,023
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel
Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir
bağımlılık vardır.
213
Tablo 17: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 17
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
16
36
Yaş Grubu %
55,6%
44,4%
100,0%
Soru 17 %
30,3%
29,6%
30,0%
Toplam %
16,7%
13,3%
30,0%
27
19
46
Yaş Grubu %
58,7%
41,3%
100,0%
Soru 17 %
40,9%
35,2%
38,3%
Toplam %
22,5%
15,8%
38,3%
19
19
38
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 17 %
28,8%
35,2%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
66
54
120
55,0%
45,0%
100,0%
Soru 17 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
55,0%
45,0%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
20
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,642(a)
df
(2-sided)
2
,725
Ankete katılanlardan 66 kişi (%55,0) Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 66 kişinin %30,3’ü, 18-21 yaşları arasında, %40,9’u 22-25
yaşları arasında ve %28,8’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,725 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
214
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 18
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
10
36
Yaş Grubu %
72,2%
27,8%
100,0%
Soru 18 %
41,3%
17,5%
30,0%
Toplam %
21,7%
8,3%
30,0%
22
24
46
Yaş Grubu %
47,8%
52,2%
100,0%
Soru 18 %
34,9%
42,1%
38,3%
Toplam %
18,3%
20,0%
38,3%
15
23
38
Yaş Grubu %
39,5%
60,5%
100,0%
Soru 18 %
23,8%
40,4%
31,7%
Toplam %
12,5%
19,2%
31,7%
63
57
120
52,5%
47,5%
100,0%
Soru 18 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
52,5%
47,5%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
26
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
8,604(a)
df
(2-sided)
2
,014
Ankete katılanlardan 63 kişi (%52,5) Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 63 kişinin %41,3’ü, 18-21 yaşları arasında, %34,9’u 22-25
yaşları arasında ve %23,8’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,014 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
215
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş Gruplarına
Göre Çapraz Tablosu
Soru 19
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
16
36
Yaş Grubu %
55,6%
44,4%
100,0%
Soru 19 %
37,0%
24,2%
30,0%
Toplam %
16,7%
13,3%
30,0%
23
23
46
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 19 %
42,6%
34,8%
38,3%
Toplam %
19,2%
19,2%
38,3%
11
27
38
Yaş Grubu %
28,9%
71,1%
100,0%
Soru 19 %
20,4%
40,9%
31,7%
Toplam %
9,2%
22,5%
31,7%
54
66
120
45,0%
55,0%
100,0%
Soru 19 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
45,0%
55,0%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
20
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
6,042(a)
df
(2-sided)
2
,049
Ankete katılanlardan 54 kişi (%45,0) Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel
faydasını yakalamıştır. 54 kişinin %37,0’si, 18-21 yaşları arasında, %42,6’sı 22-25
yaşları arasında ve %20,4’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,049 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
216
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 20
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
11
36
Yaş Grubu %
69,4%
30,6%
100,0%
Soru 20 %
32,9%
25,0%
30,0%
Toplam %
20,8%
9,2%
30,0%
28
18
46
Yaş Grubu %
60,9%
39,1%
100,0%
Soru 20 %
36,8%
40,9%
38,3%
Toplam %
23,3%
15,0%
38,3%
23
15
38
Yaş Grubu %
60,5%
39,5%
100,0%
Soru 20 %
30,3%
34,1%
31,7%
Toplam %
19,2%
12,5%
31,7%
76
44
120
63,3%
36,7%
100,0%
Soru 20 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
63,3%
36,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
25
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,828(a)
df
(2-sided)
2
,661
Ankete katılanlardan 76 kişi (%63,3) Rocco Sıkı Şeker reklamının marka
tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 76 kişiden %32,9’u, 18-21 yaşları arasında,
%36,8’i 22-25 yaşları arasında ve %30,3’ü de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer
almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,661 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
217
Tablo 21: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 21
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
11
36
Yaş Grubu %
69,4%
30,6%
100,0%
Soru 21 %
31,6%
26,8%
30,0%
Toplam %
20,8%
9,2%
30,0%
31
15
46
Yaş Grubu %
67,4%
32,6%
100,0%
Soru 21 %
39,2%
36,6%
38,3%
Toplam %
25,8%
12,5%
38,3%
23
15
38
Yaş Grubu %
60,5%
39,5%
100,0%
Soru 21 %
29,1%
36,6%
31,7%
Toplam %
19,2%
12,5%
31,7%
79
41
120
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 21 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,8%
34,2%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
25
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,734(a)
df
(2-sided)
2
,693
Ankete katılanlardan 79 kişi (%65,8) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
fiziksel faydasını yakalamıştır. 79 kişinin %31,6’sı, 18-21 yaşları arasında, %39,2’si 2225 yaşları arasında ve %29,1’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,693 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
218
Tablo 22: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 22
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
19
36
Yaş Grubu %
47,2%
52,8%
100,0%
Soru 22 %
27,9%
32,2%
30,0%
Toplam %
14,2%
15,8%
30,0%
29
17
46
Yaş Grubu %
63,0%
37,0%
100,0%
Soru 22 %
47,5%
28,8%
38,3%
Toplam %
24,2%
14,2%
38,3%
15
23
38
Yaş Grubu %
39,5%
60,5%
100,0%
Soru 22 %
24,6%
39,0%
31,7%
Toplam %
12,5%
19,2%
31,7%
61
59
120
50,8%
49,2%
100,0%
Soru 22 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
50,8%
49,2%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
17
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
4,894(a)
df
(2-sided)
2
,087
Ankete katılanlardan 61 kişi (%50,8) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
duygusal faydasını yakalamıştır. 61 kişinin %27,9’u, 18-21 yaşları arasında, %47,5’i
22-25 yaşları arasında ve %24,6’sı da 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,087 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının
duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
219
Tablo 23: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 23
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
18
36
Yaş Grubu %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 23 %
34,6%
26,5%
30,0%
Toplam %
15,0%
15,0%
30,0%
22
24
46
Yaş Grubu %
47,8%
52,2%
100,0%
Soru 23 %
42,3%
35,3%
38,3%
Toplam %
18,3%
20,0%
38,3%
12
26
38
Yaş Grubu %
31,6%
68,4%
100,0%
Soru 23 %
23,1%
38,2%
31,7%
Toplam %
10,0%
21,7%
31,7%
52
68
120
43,3%
56,7%
100,0%
Soru 23 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
43,3%
56,7%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
18
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
3,168(a)
df
(2-sided)
2
,205
Ankete katılanlardan 52 kişi (%43,3) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
kişisel faydasını yakalamıştır. 52 kişinin %34,6’sı, 18-21 yaşları arasında, %42,3’ü 2225 yaşları arasında ve %23,1’i de 26 yaş ve üstü yaş grubunda yer almaktadır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,205 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
220
Tablo 24: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Yaş
Gruplarına Göre Çapraz Tablosu
Soru 24
Olumlu
Sayı
18-21
22-25
Grubu
8
36
Yaş Grubu %
77,8%
22,2%
100,0%
Soru 24 %
32,6%
23,5%
30,0%
Toplam %
23,3%
6,7%
30,0%
35
11
46
Yaş Grubu %
76,1%
23,9%
100,0%
Soru 24 %
40,7%
32,4%
38,3%
Toplam %
29,2%
9,2%
38,3%
23
15
38
Yaş Grubu %
60,5%
39,5%
100,0%
Soru 24 %
26,7%
44,1%
31,7%
Toplam %
19,2%
12,5%
31,7%
86
34
120
71,7%
28,3%
100,0%
Soru 24 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
71,7%
28,3%
100,0%
Sayı
26-+
Sayı
Toplam
Olumsuz
28
Sayı
Yaş
Toplam
Yaş Grubu %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
3,427(a)
df
(2-sided)
2
,180
Ankete katılanlardan 86 kişi (%71,7) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
marka tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 86 kişiden %32,6’sı, 18-21 yaşları
arasında, %40,7’si 22-25 yaşları arasında ve %26,7’si de 26 yaş ve üstü yaş grubunda
yer almaktadır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,180 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Johnson’s Baby
Shampoo reklamının marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
221
C. Anket Sorularının Cinsiyete Göre Çapraz Tabloları
Tablo 1: Bioblas Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete Göre Çapraz
Tablosu
Soru 1
Olumlu
Sayı
30
82
63,4%
36,6%
100,0%
Soru 1 %
66,7%
71,4%
68,3%
Toplam %
43,3%
25,0%
68,3%
26
12
38
68,4%
31,6%
100,0%
Soru 1 %
33,3%
28,6%
31,7%
Toplam %
21,7%
10,0%
31,7%
78
42
120
65,0%
35,0%
100,0%
Soru 1 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,0%
35,0%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
52
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,286(b)
df
(2-sided)
1
,593
Ankete katılanlardan 78 kişi (%65,0) Bioblas reklamının fiziksel faydasını
yakalamıştır. 78 kişinin %66,7’si, erkek, %33,3’ü kadındır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,593 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak cinsiyet ile Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
222
Tablo 2: Bioblas Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete Göre Çapraz
Tablosu
Soru 2
Olumlu
Sayı
29
82
64,6%
35,4%
100,0%
Soru 2 %
72,6%
61,7%
68,3%
Toplam %
44,2%
24,2%
68,3%
20
18
38
52,6%
47,4%
100,0%
Soru 2 %
27,4%
38,3%
31,7%
Toplam %
16,7%
15,0%
31,7%
73
47
120
60,8%
39,2%
100,0%
Soru 2 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
60,8%
39,2%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
53
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,570(b)
df
(2-sided)
1
,210
Ankete katılanlardan 73 kişi (%60,8) Bioblas reklamının duygusal faydasını
yakalamıştır. 73 kişinin %72,6’sı, erkek, %27,4’ü kadındır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,210 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak cinsiyet ile Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
223
Tablo 3: Bioblas Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete Göre Çapraz
Tablosu
Soru 3
Olumlu
Sayı
46
82
43,9%
56,1%
100,0%
Soru 3 %
69,2%
67,6%
68,3%
Toplam %
30,0%
38,3%
68,3%
16
22
38
42,1%
57,9%
100,0%
Soru 3 %
30,8%
32,4%
31,7%
Toplam %
13,3%
18,3%
31,7%
52
68
120
43,3%
56,7%
100,0%
Soru 3 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
43,3%
56,7%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
36
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,034(b)
df
(2-sided)
1
,853
Ankete katılanlardan 52 kişi (%43,3) Bioblas reklamının kişisel faydasını
yakalamıştır. 52 kişinin %69,2’si, erkek, %30,8’i kadındır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,853 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak cinsiyet ile Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
224
Tablo 4: Bioblas Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete Göre Çapraz
Tablosu
Soru 4
Olumlu
Sayı
39
82
52,4%
47,6%
100,0%
Soru 4 %
67,2%
69,6%
68,3%
Toplam %
35,8%
32,5%
68,3%
21
17
38
55,3%
44,7%
100,0%
Soru 4 %
32,8%
30,4%
31,7%
Toplam %
17,5%
14,2%
31,7%
64
56
120
53,3%
46,7%
100,0%
Soru 4 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
53,3%
46,7%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
43
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,083(b)
df
(2-sided)
1
,773
Ankete katılanlardan 64 kişi (%53,3) Bioblas reklamının marka tercihini olumlu
etkileyeceğini söylemiştir. 64 kişinin %67,2’si erkek, %55,3’ü kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,773 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak yaş grupları ile Bioblas reklamının marka tercihine etkisi arasında
anlamlı bir bağımlılık yoktur.
225
Tablo 5: Bioblas Reklamının Sunduğu Değer Önerisi ve Marka Tercihinin
Cinsiyete Göre Karşılaştırılması
Bioblas
Olumlu
Fiziksel Fayda
Erkek Duygusal Fayda
Toplam
Olumsuz
63,4%
36,6%
100,0%
64,6%
35,4%
100,0%
Cinsi
Kişisel Fayda
43,9%
56,1%
100,0%
yet
Marka Tercihi
52,4%
47,6%
100,0%
Fiziksel Fayda
68,4%
31,6%
100,0%
52,6%
47,4%
100,0%
Kişisel Fayda
42,1%
57,9%
100,0%
Marka Tercihi
55,3%
44,7%
100,0%
Kadın Duygusal Fayda
Bioblas reklamının faydalarının fark edilmesinde erkek ve kadın deneklerin
kendi grupları içerisinde karşılaştırılmasında da önemli bir nokta dikkat çekmektedir.
Fiziksel Fayda’nın fark edilmesinde erkek denekler %63,4, kadın denekler ise %68,4
oranında yer alırken, duygusal faydanın fark edilmesinde erkek denekler %64,6, kadın
denekler %52,6 oranındadır. Kişisel faydanın fark edilmesinde ise erkek denekler
%43,9, kadın denekler ise %42,1 oranında kalmıştır.
Reklam filminde kadın karakter kullanıldığı ve mesajların ağırlıklı olarak
kadınlara yönelik hazırlanmış olmasına rağmen reklamın sunduğu değer önerisinin
algılanmasında erkek denekler yüksek oranlarda yer almış ve iki fayda ölçümünde de
kadın deneklerden daha yüksek bir oran tutturmuştur.
Bu yüksek oranın nedeni Bioblas ürününün saç dökülmesine karşı bir şampuan
olması ve sürekli kullanımda saç oluşumuna yardımcı olması vaadinin saç dökülme
problemlerini belki de kadınlardan daha çok yaşayan erkekler üzerinde yarattığı etkiye
bağlanabilir. Marka tercihinde de erkeklerin kendi içindeki oranının (%52,4), kadınların
kendi içindeki oranına (%55,3) yakın olması da bu fikri destekler niteliktedir.
226
Tablo 6: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 5
Olumlu
Sayı
14
82
82,9%
17,1%
100,0%
Soru 5 %
69,4%
63,6%
68,3%
Toplam %
56,7%
11,7%
68,3%
30
8
38
78,9%
21,1%
100,0%
Soru 5 %
30,6%
36,4%
31,7%
Toplam %
25,0%
6,7%
31,7%
98
22
120
81,7%
18,3%
100,0%
Soru 5 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
81,7%
18,3%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
68
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,275(b)
df
(2-sided)
1
,600
Ankete katılanlardan 98 kişi (%81,7) Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 98 kişinin %69,4’ü erkek, %30,6’sı kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,600 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
227
Tablo 7: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
Soru 6
Olumlu
Sayı
19
82
76,8%
23,2%
100,0%
Soru 6 %
70,8%
61,3%
68,3%
Toplam %
52,5%
15,8%
68,3%
26
12
38
68,4%
31,6%
100,0%
Soru 6 %
29,2%
38,7%
31,7%
Toplam %
21,7%
10,0%
31,7%
89
31
120
74,2%
25,8%
100,0%
Soru 6 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
74,2%
25,8%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
63
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,958(b)
df
(2-sided)
1
,328
Ankete katılanlardan 89 kişi (%74,2) Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 89 kişinin %70,8’i erkek, %29,2’si kadındır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,328 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak cinsiyet ile Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
228
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 7
Olumlu
Sayı
29
82
64,6%
35,4%
100,0%
Soru 7 %
70,7%
64,4%
68,3%
Toplam %
44,2%
24,2%
68,3%
22
16
38
57,9%
42,1%
100,0%
Soru 7 %
29,3%
35,6%
31,7%
Toplam %
18,3%
13,3%
31,7%
75
45
120
62,5%
37,5%
100,0%
Soru 7 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
62,5%
37,5%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
53
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,503(b)
df
(2-sided)
1
,478
Ankete katılanlardan 75 kişi (%62,5) Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel
faydasını yakalamıştır. 75 kişinin %70,7’si erkek, %29,3’ü kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,478 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
229
Tablo 9: Shell Fuel Save 95 Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 8
Olumlu
Sayı
24
82
70,7%
29,3%
100,0%
Soru 8 %
73,4%
58,5%
68,3%
Toplam %
48,3%
20,0%
68,3%
21
17
38
55,3%
44,7%
100,0%
Soru 7 %
26,6%
41,5%
31,7%
Toplam %
17,5%
14,2%
31,7%
79
41
120
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 7 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,8%
34,2%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
58
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,762(b)
df
(2-sided)
1
,097
Ankete katılanlardan 79 kişi (%65,8) Shell Fuel Save 95 reklamının marka
tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 79 kişinin %73,4’ü erkek, %26,6’sı
kadındır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,097 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Shell Fuel Save 95 reklamının
marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
230
Tablo 10: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 9
Olumlu
Sayı
26
81
67,9%
32,1%
100,0%
Soru 9 %
70,5%
63,4%
68,1%
Toplam %
46,2%
21,8%
68,1%
23
15
38
60,5%
39,5%
100,0%
Soru 9 %
29,5%
36,6%
31,9%
Toplam %
19,3%
12,6%
31,9%
78
41
119
65,5%
34,5%
100,0%
Soru 9 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,5%
34,5%
100,0%
Sayı
yet
Kadın Cinsiyet %
Sayı
Toplam
Olumsuz
55
Erkek Cinsiyet %
Cinsi
Toplam
Cinsiyet %
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,623(b)
df
(2-sided)
1
,430
Ankete katılanlardan 78 kişi (%65,5) Ufo Vantilatör reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 78 kişinin %70,5’i erkek, %29,5’i kadındır. Uygulanan Ki Kare
analizine göre p değeri =0,430 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak cinsiyet ile Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında
anlamlı bir bağımlılık yoktur.
231
Tablo 11: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 10
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
45
37
82
Erkek Cinsiyet %
54,9%
45,1%
100,0%
Soru 10 %
71,4%
64,9%
68,3%
Toplam %
37,5%
30,8%
68,3%
18
20
38
Kadın Cinsiyet %
47,4%
52,6%
100,0%
Soru 10 %
28,6%
35,1%
31,7%
Toplam %
15,0%
16,7%
31,7%
63
57
120
Cinsiyet %
52,5%
47,5%
100,0%
Soru 10 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
52,5%
47,5%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,587(b)
df
(2-sided)
1
,443
Ankete katılanlardan 63 kişi (%52,5) Ufo Vantilatör reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 63 kişinin %71,4’ü erkek, %28,6’sı kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,443 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
232
Tablo 12: Ufo Vantilatör Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 11
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
53
29
82
Erkek Cinsiyet %
64,6%
35,4%
100,0%
Soru 11 %
64,6%
76,3%
68,3%
Toplam %
44,2%
24,2%
68,3%
29
9
38
Kadın Cinsiyet %
76,3%
23,7%
100,0%
Soru 11 %
35,4%
23,7%
31,7%
Toplam %
24,2%
7,5%
31,7%
82
38
120
Cinsiyet %
68,3%
31,7%
100,0%
Soru 11 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
68,3%
31,7%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,638(b)
df
(2-sided)
1
,201
Ankete katılanlardan 82 kişi (%68,3) Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını
yakalamıştır. 82 kişinin %64,6’sı erkek, %35,4’ü kadındır. Uygulanan Ki Kare analizine
göre p değeri =0,201 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak
cinsiyet ile Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
233
Tablo 13: Ufo Vantilatör Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 12
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
31
51
82
Erkek Cinsiyet %
37,8%
62,2%
100,0%
Soru 12 %
62,0%
72,9%
68,3%
Toplam %
25,8%
42,5%
68,3%
19
19
38
Kadın Cinsiyet %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 12 %
38,0%
27,1%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
50
70
120
Cinsiyet %
41,7%
58,3%
100,0%
Soru 12 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
41,7%
58,3%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,589(b)
df
(2-sided)
1
,207
Ankete katılanlardan 50 kişi (%41,7) Ufo Vantilatör reklamının marka tercihini
olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 50 kişinin %62,0’si erkek, %38,0’i kadındır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,207 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ufo Vantilatör reklamının marka tercihine
etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
234
Tablo 14: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 13
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
64
18
82
Erkek Cinsiyet %
78,0%
22,0%
100,0%
Soru 13 %
76,2%
50,0%
68,3%
Toplam %
53,3%
15,0%
68,3%
20
18
38
Kadın Cinsiyet %
52,6%
47,4%
100,0%
Soru 13 %
23,8%
50,0%
31,7%
Toplam %
16,7%
15,0%
31,7%
84
36
120
Cinsiyet %
70,0%
30,0%
100,0%
Soru 13 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
70,0%
30,0%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
7,988(b)
df
(2-sided)
1
,005
Ankete katılanlardan 84 kişi (%70,0) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. 84 kişinin %76,2’si erkek, %23,8’i kadındır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,005 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak cinsiyet ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının
fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
235
Tablo 15: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Duygusal
Faydanın Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 14
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
48
33
81
Erkek Cinsiyet %
59,3%
40,7%
100,0%
Soru 14 %
63,2%
76,7%
68,1%
Toplam %
40,3%
27,7%
68,1%
28
10
38
Kadın Cinsiyet %
73,7%
26,3%
100,0%
Soru 14 %
36,8%
23,3%
31,9%
Toplam %
23,5%
8,4%
31,9%
76
43
119
Cinsiyet %
63,9%
36,1%
100,0%
Soru 14 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
63,9%
36,1%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,332(b)
df
(2-sided)
1
,127
Ankete katılanlardan 76 kişi (%63,9) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. 76 kişinin %63,2’si erkek, %36,8’i
kadındır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,127 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak cinsiyet ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
236
Tablo 16: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 15
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
36
46
82
Erkek Cinsiyet %
43,9%
56,1%
100,0%
Soru 15 %
65,5%
70,8%
68,3%
Toplam %
30,0%
38,3%
68,3%
19
19
38
Kadın Cinsiyet %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 15 %
34,5%
29,2%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
55
65
120
Cinsiyet %
45,8%
54,2%
100,0%
Soru 15 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
45,8%
54,2%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,389(b)
df
(2-sided)
1
,533
Ankete katılanlardan 55 kişi (%45,8) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. 55 kişinin %65,5’i erkek, %34,5’i kadındır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,533 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak cinsiyet ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının
kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
237
Tablo 17: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Marka Tercihine Etkisinin
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 16
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
45
37
82
Erkek Cinsiyet %
54,9%
45,1%
100,0%
Soru 16 %
64,3%
74,0%
68,3%
Toplam %
37,5%
30,8%
68,3%
25
13
38
Kadın Cinsiyet %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 16 %
35,7%
26,0%
31,7%
Toplam %
20,8%
10,8%
31,7%
70
50
120
Cinsiyet %
58,3%
41,7%
100,0%
Soru 16 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
58,3%
41,7%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,272(b)
df
(2-sided)
1
,259
Ankete katılanlardan 70 kişi (%58,3) Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı
reklamının marka tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 70 kişinin %64,3’ü erkek,
%35,7’si kadındır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,259 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Ariel Proffesional Leke
Çıkarıcı reklamının marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
238
Tablo 18: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 17
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
40
42
82
Erkek Cinsiyet %
48,8%
51,2%
100,0%
Soru 17 %
60,6%
77,8%
68,3%
Toplam %
33,3%
35,0%
68,3%
26
12
38
Kadın Cinsiyet %
68,4%
31,6%
100,0%
Soru 17 %
39,4%
22,2%
31,7%
Toplam %
21,7%
10,0%
31,7%
66
54
120
Cinsiyet %
55,0%
45,0%
100,0%
Soru 17 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
55,0%
45,0%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
4,047(b)
df
(2-sided)
1
,044
Ankete katılanlardan 66 kişi (%55,0) Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. 66 kişinin %60,6’sı erkek, %39,4’ü kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,044 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
239
Tablo 19: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın Cinsiyete
Göre Çapraz Tablosu
Soru 18
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
43
39
82
Erkek Cinsiyet %
52,4%
47,6%
100,0%
Soru 18 %
68,3%
68,4%
68,3%
Toplam %
35,8%
32,5%
68,3%
20
18
38
Kadın Cinsiyet %
52,6%
47,4%
100,0%
Soru 18 %
31,7%
31,6%
31,7%
Toplam %
16,7%
15,0%
31,7%
63
57
120
Cinsiyet %
52,5%
47,5%
100,0%
Soru 18 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
52,5%
47,5%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,000(b)
df
(2-sided)
1
,984
Ankete katılanlardan 63 kişi (%52,5) Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. 63 kişinin %68,3’ü erkek, %31,7’si kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,984 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
240
Tablo 20: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 19
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
34
48
82
Erkek Cinsiyet %
41,5%
58,5%
100,0%
Soru 19 %
63,0%
72,7%
68,3%
Toplam %
28,3%
40,0%
68,3%
20
18
38
Kadın Cinsiyet %
52,6%
47,4%
100,0%
Soru 19 %
37,0%
27,3%
31,7%
Toplam %
16,7%
15,0%
31,7%
54
66
120
Cinsiyet %
45,0%
55,0%
100,0%
Soru 19 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
45,0%
55,0%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,309(b)
df
(2-sided)
1
,253
Ankete katılanlardan 54 kişi (%45,0) Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel
faydasını yakalamıştır. 54 kişinin %63,0’ü erkek, %37,0’si kadındır. Uygulanan Ki
Kare analizine göre p değeri =0,253 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
241
Tablo 21: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Marka Tercihine Etkisinin Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
Soru 20
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
49
33
82
Erkek Cinsiyet %
59,8%
40,2%
100,0%
Soru 20 %
64,5%
75,0%
68,3%
Toplam %
40,8%
27,5%
68,3%
27
11
38
Kadın Cinsiyet %
71,1%
28,9%
100,0%
Soru 20 %
35,5%
25,0%
31,7%
Toplam %
22,5%
9,2%
31,7%
76
44
120
Cinsiyet %
63,3%
36,7%
100,0%
Soru 20 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
63,3%
36,7%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
1,427(b)
df
(2-sided)
1
,232
Ankete katılanlardan 76 kişi (%63,3) Rocco Sıkı Şeker reklamının marka
tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 76 kişinin %64,5’i erkek, %35,5’i kadındır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,232 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak yaş grupları ile Rocco Sıkı Şeker reklamının marka tercihine
etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
242
Tablo 22: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Fiziksel Faydanın
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 21
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
54
28
82
Erkek Cinsiyet %
65,9%
34,1%
100,0%
Soru 21 %
68,4%
68,3%
68,3%
Toplam %
45,0%
23,3%
68,3%
25
13
38
Kadın Cinsiyet %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 21 %
31,6%
31,7%
31,7%
Toplam %
20,8%
10,8%
31,7%
79
41
120
Cinsiyet %
65,8%
34,2%
100,0%
Soru 21 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
65,8%
34,2%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,000(b)
df
(2-sided)
1
,994
Ankete katılanlardan 79 kişi (%65,8) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
fiziksel faydasını yakalamıştır. 79 kişinin %68,4’ü erkek, %31,6’sı kadındır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,994 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
243
Tablo 23: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Duygusal Faydanın
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 22
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
42
40
82
Erkek Cinsiyet %
51,2%
48,8%
100,0%
Soru 22 %
68,9%
67,8%
68,3%
Toplam %
35,0%
33,3%
68,3%
19
19
38
Kadın Cinsiyet %
50,0%
50,0%
100,0%
Soru 22 %
31,1%
32,2%
31,7%
Toplam %
15,8%
15,8%
31,7%
61
59
120
Cinsiyet %
50,8%
49,2%
100,0%
Soru 22 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
50,8%
49,2%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,015(b)
df
(2-sided)
1
,901
Ankete katılanlardan 61 kişi (%50,8) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
duygusal faydasını yakalamıştır. 61 kişinin %68,9’u erkek, %31,1’i kadındır.
Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,901 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak cinsiyet ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
244
Tablo 24: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Sunduğu Kişisel Faydanın
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 23
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
38
44
82
Erkek Cinsiyet %
46,3%
53,7%
100,0%
Soru 23 %
73,1%
64,7%
68,3%
Toplam %
31,7%
36,7%
68,3%
14
24
38
Kadın Cinsiyet %
36,8%
63,2%
100,0%
Soru 23 %
26,9%
35,3%
31,7%
Toplam %
11,7%
20,0%
31,7%
52
68
120
Cinsiyet %
43,3%
56,7%
100,0%
Soru 23 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
43,3%
56,7%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
,954(b)
df
(2-sided)
1
,329
Ankete katılanlardan 52 kişi (%43,3) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
kişisel faydasını yakalamıştır. 52 kişinin %73,1’i erkek, %26,9’u kadındır. Uygulanan
Ki Kare analizine göre p değeri =0,329 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak cinsiyet ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
245
Tablo 25: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Marka Tercihine Etkisinin
Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Soru 24
Olumlu
Sayı
Toplam
Olumsuz
55
27
82
Erkek Cinsiyet %
67,1%
32,9%
100,0%
Soru 24 %
64,0%
79,4%
68,3%
Toplam %
45,8%
22,5%
68,3%
31
7
38
Kadın Cinsiyet %
81,6%
18,4%
100,0%
Soru 24 %
36,0%
20,6%
31,7%
Toplam %
25,8%
5,8%
31,7%
86
34
120
Cinsiyet %
71,7%
28,3%
100,0%
Soru 24 %
100,0%
100,0%
100,0%
Toplam %
71,7%
28,3%
100,0%
Cinsi
Sayı
yet
Sayı
Toplam
Ki Kare Testi
Asymp. Sig.
Value
Pearson Chi-Square
2,691(b)
df
(2-sided)
1
,101
Ankete katılanlardan 86 kişi (%71,7) Johnson’s Baby Shampoo reklamının
marka tercihini olumlu etkileyeceğini söylemiştir. 86 kişinin %64,0’ü erkek, %36,0’sı
kadındır. Uygulanan Ki Kare analizine göre p değeri =0,101 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak yaş grupları ile Johnson’s Baby Shampoo
reklamının marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
246
Hipotez 1’in Genel Değerlendirmesi
Araştırmanın ilk hipotezi televizyon reklamlarının değer önerisinin aktarılmasına
olumlu etki ettiği görüşüdür. Bu hipotezin araştırılmasında dağılım tablolarının yanısıra
araştırmada seçilen reklamların değer önerisini oluşturan fiziksel, duygusal ve kişisel
faydaların algılanması ile yaş grupları ve cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki olup
olmadıkları araştırılmıştır.
Yaş grupları ile fiziksel faydanın algılanması karşılaştırmasında 6 reklam
içerisinden sadece bir tanesinde (Bioblas) Ki Kare analizine göre anlamlı bir bağımlılık
bulunmuştur. Duygusal faydanın algılanmasında ise yaş gruplarıyla sadece 6 ürünün 2
tanesinde (Ufo Vantilatör, Rocco Sıkı Şeker) anlamlı bir bağımlılık bulunmuş ve kişisel
faydanın algılanmasıyla yaş grubu ilişkisinde de 6 üründen sadece 1 tanesinde (Rocco
Sıkı Şeker) anlamlı bir bağımlılık bulunmuştur. Bu açıdan bakıldığında yaş gruplarıyla
değer önerisinin algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık bulunanamış ve ilk
hipotezin bu karşılaştırmasında bir bağ kurulamamıştır.
Cinsiyet ile fiziksel faydanın algılanmasının karşılaştırmasında ise 6 reklamdan
sadece 2 tanesinde ( Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı ve Rocco Sıkı Şeker) Ki Kare
analizine göre anlamlı bir bağımlılık bulunabilmiştir. Duygusal ve kişisel faydaların
algılanmalarında ise 6 reklamın her birinin duygusal ve kişisel faydalarının algılanması
ile cinsiyet arasında anlamlı bir bağımlılık bulunamamıştır.
Ancak ilk hipotezin değerlendirmesinde dağılım tablolarıyla ele aldığımız değer
önerisiyle sunulan faydaların farkedilme oranlarına da bakmamız gerekmektedir.
Araştırmaya konu edilen 6 reklamın hepsinde fiziksel faydaların algılanma yüzdesi,
algılanmama yüzdesinden daha fazla olmuştur. Aynı şekilde duygusal faydanın
algılanmasında da 6 reklamın hepsinde duygusal faydanın algılanma oranı daha
yüksektir. Kişisel faydanın algılanmasında ise 6 reklamdan sadece 2 tanesinde (Shell
Fuel Save 95, Ufo Vantilatör) algılanma yüzdesi daha yüksek çıkmış diğer dördünde ise
düşük oranlar elde edilmiştir.
Bu da televizyon reklamlarının kısıtlı süresi ile açıklanabilir. Kısıtlı bir zaman
içerisinde tüketiciye marka ile ilgili temel vaadleri aktarmaya çalışan televizyon
247
reklamlarıyla tüketiciye doğrudan sunulan rasyonel fayda ve yan faydası olan duygusal
fayda izleyiciler tarafından kolaylıkla algılanabilmektedir.
Değer önerisinin algılanması ile televizyon reklamları arasında bu değerler
üzerinden baktığımızda olumlu bir ilişki bulunmaktadır.
248
D. Anket Sorularında Yer Alan Ürünlerin Fiziksel Faydalarının, Duygusal
Ve Kişisel Faydalarla Çapraz Tabloları
Araştırma Sorusu 2: Değer önerisi bileşenlerinden fiziksel faydanın televizyon
reklamını izleyenler tarafından algılanması duygusal ve kişisel faydaya oranla daha
fazla mıdır?
Hipotez 2: Değer önerisi bileşenlerinden fiziksel faydanın televizyon reklamını
izleyenler tarafından algılanması duygusal ve kişisel faydaya oranla daha fazladır.
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve Kişisel Faydasına
Göre Çapraz Tablosu
Bioblas
Bioblas
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
65,0%
35,0%
Duygusal Fayda
60,8%
39,2%
Fiziksel Fayda
65,0%
35,0%
Kişisel Fayda
43,3%
56,7%
P Değeri
P=0,590
P=0,001
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamının fiziksel faydasını, %60,8’i ise
duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri
=0,590 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Bioblas
reklamının fiziksel faydasının algılanması ile duygusal faydasının algılanması arasında
anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde fiziksel faydanın duygusal
faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı
edilmemelidir.
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamının fiziksel faydasını, %43,3’ü ise
kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Bioblas reklamının
fiziksel faydasının algılanması ile kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
249
bağımlılık vardır.
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve Kişisel
Faydasına Göre Çapraz Tablosu
Shell Fuel Save 95
Shell Fuel
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
81,7%
18,3%
Duygusal Fayda
74,2%
25,8%
Fiziksel Fayda
81,7%
18,3%
Kişisel Fayda
62,5%
37,5%
P Değeri
P=0,136
Save 95
P=0,001
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını,
%74,2’si ise duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre
p değeri =0,136 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel
Save 95 reklamının fiziksel faydasının algılanması ile duygusal faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde fiziksel faydanın
duygusal faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz
ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını,
%62,5’i ise kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p
değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel
Save 95 reklamının fiziksel faydasının algılanması ile kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
250
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve Kişisel
Faydasına Göre Çapraz Tablosu
Ufo Vantilatör
Ufo
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
65,5%
34,5%
Duygusal Fayda
52,1%
47,9%
Fiziksel Fayda
65,5%
34,5%
Kişisel Fayda
68,1%
31,9%
P Değeri
P=0,064
Vantilatör
P=0,798
Ankete katılanların %65,6’i Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını,
%52,1’i ise duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p
değeri =0,064 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo
Vantilatör reklamının fiziksel faydasının algılanması ile duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde fiziksel
faydanın duygusal faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi
nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %65,5’i Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını,
%68,1’i ise kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p
değeri =0,798 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo
Vantilatör reklamının fiziksel faydasının algılanması ile kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
251
Tablo 4: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Fiziksel Faydasının,
Duygusal ve Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
Ariel Proffesional
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
70,6%
29,4%
Duygusal Fayda
63,9%
36,1%
Fiziksel Fayda
70,6%
29,4%
Kişisel Fayda
45,8%
54,2%
Ariel
Proffesional
P Değeri
P=0,280
Leke
Çıkarıcı
P=0,001
Ankete katılanların %70,6’sı Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel
faydasını, %63,9’u ise duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
analizine göre p değeri =0,280 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının algılanması ile
duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket
yüzdelerinde fiziksel faydanın duygusal faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi
desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %70,6’sı Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel
faydasını, %45,8’i ise kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının algılanması ile
kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
252
Tablo 5: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve Kişisel
Faydasına Göre Çapraz Tablosu
Rocco Sıkı Şeker
Rocco Sıkı
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
55,0%
45,0%
Duygusal Fayda
52,5%
47,5%
Fiziksel Fayda
55,0%
45,0%
Kişisel Fayda
45,0%
55,0%
P Değeri
P=0,804
Şeker
P=0,148
Ankete katılanların %55,0’i Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını,
%52,5’i ise duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p
değeri =0,804 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Rocco Sıkı
Şeker reklamının fiziksel faydasının algılanması ile duygusal faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde fiziksel faydanın
duygusal faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz
ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %55,0’i Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını,
%45,0’i ise kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p
değeri =0,148 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Rocco Sıkı
Şeker reklamının fiziksel faydasının algılanması ile kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde fiziksel faydanın
duygusal faydadan daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz
ardı edilmemelidir.
253
Tablo 6: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Fiziksel Faydasının, Duygusal ve
Kişisel Faydasına Göre Çapraz Tablosu
Johnson’s Baby
Johnson’s
Olumlu
Olumsuz
Fiziksel Fayda
65,8%
34,2%
Duygusal Fayda
50,8%
49,2%
Fiziksel Fayda
65,8%
34,2%
Kişisel Fayda
43,3%
56,7%
P Değeri
P=0,025
Baby
Shampoo
P=0,001
Ankete katılanların %65,8’i Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel
faydasını, %50,8’i ise duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
analizine göre p değeri =0,025 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması ile duygusal
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %65,8’i Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel
faydasını, %43,3’ü ise kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması ile kişisel
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
254
Hipotez 2’nin Genel Değerlendirmesi
Araştırmanın
ikinci hipotezi televizyon reklamlarıyla
değer
önerisinin
aktarılmasında fiziksel faydanın algılanması, duygusal ve kişisel faydaya göre daha
fazla olmalıdır görüşüdür. Bu ana hipotez, kendi içerisinde iki ayrı hipoteze ayrılarak
değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamındaki ürünlerin fiziksel faydalarının algılanması
önce duygusal faydalarının algılanmasıyla, ardından da fiziksel faydanın algılanması
kişisel faydanın algılanmasıyla karşılaştırılmıştır.
Bu doğrultuda ilk olarak fiziksel ve duygusal faydaların karşılaştırmasına genel
olarak bakabiliriz. Araştırmaya dahil edilen 6 reklamın 5 tanesinde uygulanan
McNemar Test analizine göre fiziksel faydanın algılanmasıyla duygusal faydanın
algılanması arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Sadece Johnson’s Baby reklamında
anlamlı bir ilişki kurulabilmiştir. Bu nedenle hipotezin fiziksel fayda ile duygusal
faydanın karşılaştırıldığı kısmı geçersiz olmuştur. Ancak McNemar Test’e göre anlamlı
bir ilişki kurulamayan 5 reklamda da fiziksel faydanın algılanması yüzdesel olarak
duygusal faydadan daha fazla çıkmıştır. Bunun da hipotezi destekleyen bir yön olması
nedeniyle göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Hipotezin fiziksel fayda ile kişisel faydanın karşılaştırılması kısmında ise 6
reklamın 4 tanesinde McNemar Test analizine göre anlamlı bir ilişki kurulabilmiştir.
Bu dört reklamda da p değeri 0.001 gibi yüksek bir değerde çıkmıştır. Anlamlı bir ilişki
kurulamayan diğer iki reklamdan da bir tanesinde (Rocco Sıkı Şeker) fiziksel faydanın
yüzdesi kişisel faydadan fazla çıkmış ve hiptotezi destekler bir bakış açısı
oluşturmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda hipotezin fiziksel fayda ile kişisel faydasının
karşılaştırıldığı kısmı geçerli çıkmıştır. Reklamlar içerisinde sadece Ufo Vantilatör
reklamının kişisel faydası, fiziksel faydasından daha yüksek bir algılanma oranına
sahiptir.
Ek olarak seçilen altı reklamın altısında da fiziksel faydanın algılanma oranı
algılanmama oranından daha yüksek çıkmasına rağmen bu oran kişisel faydada altı
reklamda sadece iki tanede kalmıştır. Bu sonuçta hipotezi desteklemektedir.
Bu oranlar daha önce değindiğimiz fiziksel faydanın algılanmasının diğer iki
255
faydaya göre daha fazla olacağı görüşünü desteklemektedir. Çünkü tüketicilerin kolayda
ya da beğenmeli bir üründe ilk önce değerlendirdiği fayda fiziksel fayda yani rasyonel
vaad olmaktadır. Tüketiciler markanın sunduğu fiziksel faydanın kendi sorunlarını
çözeceğini kabul ettikten sonra diğer faydaları dikkate almaktadırlar.
Johnson’s Baby Shampoo reklamı her iki alt hipotezde de anlamlı çıkan tek
reklam olmuştur. Johnson’s Baby reklamının fiziksel faydasının duygusal ve kişisel
faydaya naaran daha fazla algılanmasında da kuşkusuz ebeveynlerin bebeklerine olan
hassasiyeti etkili olmaktadır.
256
E. Anket Sorularında Yer Alan Beğenmeli Ürünlerin Kolayda Ürünlerle
Çapraz Tabloları
Araştırma Sorusu 3: Televizyon reklamlarıyla değer önerisinin aktarılmasında
beğenmeli malların değer önerisinin algılanması diğer mallara göre daha fazla mıdır?
Hipotez 3: Televizyon reklamlarıyla değer önerisinin aktarılmasında beğenmeli
malların değer önerisinin algılanması diğer mallara göre daha fazladır.
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional, Rocco Sıkı
Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Fiziksel Faydalarına Göre
Çapraz Tablosu
Fiziksel Fayda
Fiziksel
Olumlu
Olumsuz
P Değeri
Bioblas
65,0%
35,0%
P=0,512
Ariel Proffesional
70,0%
30,0%
Bioblas
65,0%
35,0%
Rocco Sıkı Şeker
55,0%
45,0%
Bioblas
65,0%
35,0%
Johnson’s Baby Shampoo
65,8%
34,2%
P=0,141
Fayda
P=0,100
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamının fiziksel faydasını, %70,0’i ise
Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,512 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması ile Ariel
Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamının fiziksel faydasını, %55,0’i ise
Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
257
analizine göre p değeri =0,141 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması ile Rocco Sıkı Şeker
reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak
anket yüzdelerinde Bioblas’ın fiziksel faydasının Rocco Sıkı Şeker’in fiziksel
faydasından daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı
edilmemelidir.
Ankete katılanların %65,0’i Bioblas reklamının fiziksel faydasını, %65,8’i ise
Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,100 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması ile
Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Fiziksel Faydalarına
Göre Çapraz Tablosu
Fiziksel Fayda
Fiziksel
Olumlu
Olumsuz
Shell Fuel Save 95
81,7%
18,3%
Ariel Proffesional
70,0%
30,0%
Shell Fuel Save 95
81,7%
18,3%
Rocco Sıkı Şeker
55,0%
45,0%
Shell Fuel Save 95
81,7%
18,3%
Johnson’s Baby Shampoo
65,8%
34,2%
Fayda
P Değeri
P=0,054
P=0,001
P=0,003
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını,
%70,0’i ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,054 bulunmuştur. p<0,05’e
258
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Shell Fuel
Save 95’in fiziksel faydasının Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı’nın fiziksel faydasından
daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Ayrıca p değerinin 0,05’e çok yakın bir değerle anlamsız olduğunu da eklemek
gerekmektedir.
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını,
%55,0’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının algılanması
ile Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %81,7’si Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını,
%65,8’i ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,003 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
259
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel Faydasının, Ariel Proffesional, Rocco
Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Fiziksel Faydalarına Göre
Çapraz Tablosu
Fiziksel Fayda
Fiziksel
Olumlu
Olumsuz
Ufo Vantilatör
65,5%
34,5%
Ariel Proffesional
69,7%
30,3%
Ufo Vantilatör
65,5%
34,5%
Rocco Sıkı Şeker
54,6%
45,4%
Ufo Vantilatör
65,5%
34,5%
Johnson’s Baby Shampoo
66,4%
33,6%
Fayda
P Değeri
P=0,583
P=0,111
P=0,100
Ankete katılanların %65,5’i Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını,
%69,7’si ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,583 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %65,5’i Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını,
%54,6’sı ise Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,111 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının algılanması ile
Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Ufo Vantilatör’ün fiziksel faydasının
Rocco Sıkı Şeker’in fiziksel faydasından daha fazla algılanmış olması hipotezi
desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %65,5’i Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını,
260
%66,4’ü ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,100 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Tablo 4: Bioblas Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional, Rocco Sıkı
Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Duygusal Faydalarına Göre
Çapraz Tablosu
Duygusal Fayda
Duygusal
Olumlu
Olumsuz
Bioblas
61,3%
38,7%
Ariel Proffesional
63,9%
36,1%
Bioblas
60,8%
39,2%
Rocco Sıkı Şeker
52,5%
47,5%
Bioblas
60,8%
39,2%
Johnson’s Baby Shampoo
50,8%
49,2%
Fayda
P Değeri
P=0,791
P=0,193
P=0,096
Ankete katılanların %61,3’ü Bioblas reklamının duygusal faydasını, %63,9’u ise
Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,791 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması ile Ariel
Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %61,3’ü Bioblas reklamının duygusal faydasını, %52,5’i ise
Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar
Test analizine göre p değeri =0,193 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması ile Rocco Sıkı
261
Şeker reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık
yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Bioblas’ın duygusal faydasının Rocco Sıkı Şeker’in
duygusal faydasından daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz
ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %60,8’i Bioblas reklamının duygusal faydasını, %50,8’i ise
Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,096 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması ile
Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Bioblas’ın duygusal faydasının
Johnson’s Baby Shampoo’nun duygusal faydasından daha fazla algılanmış olması
hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
262
Tablo 5: Shell Fuel Save 95 Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Duygusal
Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
Duygusal Fayda
Duygusal
Olumlu
Olumsuz
Shell Fuel Save 95
74,8%
25,2%
Ariel Proffesional
63,9%
36,1%
Shell Fuel Save 95
74,2%
25,8%
Rocco Sıkı Şeker
52,5%
47,5%
Shell Fuel Save 95
74,2%
25,8%
Johnson’s Baby Shampoo
50,8%
49,2%
Fayda
P Değeri
P=0,79
P=0,001
P=0,001
Ankete katılanların %74,8’i Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasını,
%63,9’u ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal faydasını
yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,79 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal
faydasının algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde
Shell Fuel Save 95’in duygusal faydasının Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı’nın
duygusal faydasından daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz
ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %74,2’si Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasını,
%52,5’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasının
algılanması ile Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının algılanması arasında
anlamlı bir bağımlılık vardır.
263
Ankete katılanların %74,2’si Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasını,
%50,8’i ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95
reklamının duygusal
faydasının algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Tablo 6: Ufo Vantilatör Reklamının Duygusal Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Duygusal
Faydalarına Göre Çapraz Tablosu
Duygusal Fayda
Duygusal
Olumlu
Olumsuz
Ufo Vantilatör
52,9%
47,1%
Ariel Proffesional
63,9%
36,1%
Ufo Vantilatör
52,5%
47,5%
Rocco Sıkı Şeker
52,5%
47,5%
Ufo Vantilatör
52,5%
47,5%
Johnson’s Baby Shampoo
50,8%
49,2%
Fayda
P Değeri
P=0,111
P=0,100
P=0,875
Ankete katılanların %52,9’u Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasını,
%63,9’u ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal faydasını
yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,111 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının duygusal
faydasının algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal
faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %52,5’i Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasını,
%52,5’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,100 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
264
açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasının algılanması
ile Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %52,5’i Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasını,
%50,8’i ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,875 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasının
algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Ufo Vantilatör’ün
duygusal faydasının Rocco Sıkı Şeker’in duygusal faydasından daha fazla algılanmış
olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Tablo 7: Bioblas Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional, Rocco Sıkı
Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Kişisel Faydalarına Göre
Çapraz Tablosu
Kişisel Fayda
Kişisel
Olumlu
Olumsuz
Bioblas
43,3%
56,7%
Ariel Proffesional
45,8%
54,2%
Bioblas
43,3%
56,7%
Rocco Sıkı Şeker
45,0%
55,0%
Bioblas
43,3%
56,7%
Johnson’s Baby Shampoo
43,3%
56,7%
Fayda
P Değeri
P=0,795
P=0,885
P=0,100
Ankete katılanların %43,3’ü Bioblas reklamının kişisel faydasını, %45,8’i ise
Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,795 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması ile Ariel
265
Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %43,3’ü Bioblas reklamının kişisel faydasını, %45,0’i ise
Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test
analizine göre p değeri =0,885 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik
olarak Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması ile Rocco Sıkı Şeker
reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %43,3’ü Bioblas reklamının kişisel faydasını, %43,3’ü ise
Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,100 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması ile
Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasının algılanması arasında anlamlı
bir bağımlılık yoktur.
Tablo 8: Shell Fuel Save 95 Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional,
Rocco Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Kişisel Faydalarına
Göre Çapraz Tablosu
Kişisel Fayda
Kişisel
Olumlu
Olumsuz
Shell Fuel Save 95
62,5%
37,5%
Ariel Proffesional
45,8%
54,2%
Shell Fuel Save 95
62,5%
37,5%
Rocco Sıkı Şeker
45,0%
55,0%
Shell Fuel Save 95
62,5%
37,5%
Johnson’s Baby Shampoo
43,3%
56,7%
Fayda
P Değeri
P=0,12
P=0,03
P=0,02
Ankete katılanların %62,5’i Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasını,
266
%45,8’i ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,12 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının
algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur. Ancak anket yüzdelerinde Shell Fuel
Save 95’in kişisel faydasının Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı’nın kişisel faydasından
daha fazla algılanmış olması hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir.
Ankete katılanların %62,5’i Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasını,
%45,0’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan
McNemar Test analizine göre p değeri =0,03 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu
açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının algılanması
ile Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir
bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %62,5’i Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasını,
%43,3’ü ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,02 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının
algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
267
Tablo 9: Ufo Vantilatör Reklamının Kişisel Faydasının, Ariel Proffesional, Rocco
Sıkı Şeker ve Johnson’s Baby Shampoo Reklamlarının Kişisel Faydalarına Göre
Çapraz Tablosu
Kişisel Fayda
Kişisel
Olumlu
Olumsuz
Ufo Vantilatör
68,3%
31,7%
Ariel Proffesional
45,8%
54,2%
Ufo Vantilatör
68,3%
31,7%
Rocco Sıkı Şeker
45,0%
55,0%
Ufo Vantilatör
68,3%
31,7%
Johnson’s Baby Shampoo
43,3%
56,7%
Fayda
P Değeri
P=0,02
P=0,001
P=0,001
Ankete katılanların %68,3’ü Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını, %45,8’i
ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,02 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının
algılanması ile Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel faydasının
algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %68,3’ü Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını, %45,0’i
ise Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar
Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının algılanması ile Rocco Sıkı
Şeker reklamının kişisel faydasının algılanması arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %68,3’ü Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını,
%43,3’ü ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının
268
algılanması ile Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasının algılanması
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
269
Hipotez 3’ün Genel Değerlendirmesi
Araştırmanın üçüncü hipotezi televizyon reklamlarıyla değer önerisinin
aktarılmasında beğenmeli ürünlerin değer önerisinin algılanması, kolayda ürünlere göre
daha fazladır görüşüdür.
Bu hipotezin değerlendirilmesinde seçilen 6 reklamdaki
ürünlerden beğenmeli ürünlerin (Bioblas, Shell Fuel Save 95, Ufo Vantilatör), kolayda
ürünlere göre (Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı, Rocco Sıkı Şeker, Johnson’s Baby
Shampoo) sırasıyla fiziksel, duygusal ve kişisel faydalarının karşılaştırması yapılmıştır.
Bu doğrultuda ilk olarak Bioblas reklamının diğer 3 kolayda ürünle fiziksel
fayda karşılaştırmaları yapılmış ve her üçünde de anlamlı bir ilişki kurulamamıştır.
Shell Fuel Save 95’in karşılaştırmalarında ise sadece 2 ürünle karşılaştırmasında
anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ufo Vantilatör reklamının karşılaştırmalarına ise her
üçünde de anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Bu yönüyle hipotezin fiziksel faydaların
karşılaştırıldığı kısmında 9 karşılaştırmanın 7 tanesinde anlamlı bir ilişki yoktur ve
hipotez geçersiz olmuştur. Ancak anlamlı ilişki kurulamayan 7 eşleşmenin 3 tanesinde
yüzdesel değerlerin hipotezi desteklediği de göz ardı edilmemelidir.
Duygusal faydaların karşılaştırıldığı kısımda ise Bioblas ürününün diğer 3 ürünle
karşılaştırmalarında her üçünde de anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Shell Fuel Save
95’in karşılaştırmalarında ise 2 ürünle karşılaştırmasında anlamlı bir ilişki kurulmuştur.
Ufo Vantilatör reklamının karşılaştırmasında ise her üç karşılaştırmada da anlamlı bir
ilişki yoktur. Bu yönüyle hipotezin duygusal faydaların karşılaştırıldığı kısmında 9
karşılaştırmanın 7 tanesinde anlamlı bir ilişki kurulamamış ve hipotez geçersiz
olmuştur. Ancak anlamlı ilişki kurulamayan 7 eşleşmenin 4 tanesinde yüzdesel
değerlerin hipotezi desteklediği de göz ardı edilmemelidir.
Hipotezin kişisel faydaların karşılaştırıldığı kısımda ise Bioblas ürününün diğer
3 ürünle karşılaştırmalarında her üçünde de anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Shell Fuel
Save 95’in karşılaştırmalarında ise 2 ürünle karşılaştırmasında anlamlı bir ilişki
kurulmuştur. Ufo Vantilatör reklamının karşılaştırmasında ise her üç karşılaştırmada da
anlamlı bir ilişki kurulmuştur. Bu yönüyle hipotezin kişisel faydaların karşılaştırıldığı
kısmında 9 karşılaştırmanın 5 tanesinde anlamlı bir ilişki kurulmuş ve hipotez geçerli
sayılmıştır. Ek olarak anlamlı ilişki kurulamayan 4 eşleşmenin 1 tanesinde yüzdesel
270
değerlerin hipotezi desteklediği de göz ardı edilmemelidir.
Hipotez 3’ün değerlendirmesinde en önemli noktalardan bir tanesi Shell Fuel
Save 95 reklamının değerleri olmuştur. Kendi içindeki 9 karşılaştırmanın 6 tanesinde
anlamlı çıkan ürünün ayrıca anlamsız çıktığı karşılaştırmada da McNemar Test
sonuçları anlamlılık değerine (=0,05) yakın değerler göstermiştir. Ayrıca Shell Fuel
Save 95, kolayda ürünlerle karşılaştırmalarının her bir fayda kriterinde yüzdesel olarak
daha yüksek değerlerde çıkarak hipotezi desteklemektedir.
Bu yönüyle aslında seçilen 3 beğenmeli ürün içerisinde maliyet açısından
aslında en yüksek olanı sayılabilecek akaryakıt ürününün bu değerlerde çıkması da
hipotezi desteklemektedir.
Hipotezi destekleyen bir diğer veri de kişisel faydaların algılanma yüzdeleridir.
Beğenmeli ürünlerin hepsinde kişisel faydaların algılanma oranı algılanmama oranından
daha çok çıkarken kolayda mallarda ise üç reklamın hepsinde kişisel faydanın algılanma
oranı, algılanmama oranının altında kalmıştır.
271
F. Değer Önerisinin Marka Tercihine Etkisine Yönelik Çapraz Tablolar
Araştırma Sorusu 4: Televizyon reklamlarıyla değer önerisi aktarılan markalar
ile marka tercihi arasında bir ilişki var mıdır?
Hipotez 4: Değer önerisinin televizyon reklamlarıyla aktarılması marka tercihini
olumlu yönde etki eder.
Tablo 1: Bioblas Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Bioblas
Bioblas
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
53,3%
46,7%
Fiziksel Fayda
65,0%
35,0%
Marka Tercihi
53,3%
46,7%
Duygusal Fayda
60,8%
39,2%
Marka Tercihi
53,3%
46,7%
Kişisel Fayda
43,3%
56,7%
P Değeri
P=0,065
P=0,356
P=0,162
Ankete katılanların %53,3’ü Bioblas markasını tercih edeceğini söylemiş,
%65,0’i ise Bioblas reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar
Test analizine göre p değeri =0,065 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak Bioblas reklamının fiziksel faydasının algılanması ile reklamın marka
tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %53,3’ü Bioblas markasını tercih edeceğini söylemiş,
%60,8’i ise Bioblas reklamının duygusal faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar
Test analizine göre p değeri =0,356 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak Bioblas reklamının duygusal faydasının algılanması ile reklamın marka
tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
272
Ankete katılanların %53,3’ü Bioblas markasını tercih edeceğini söylemiş,
%43,3’ü ise Bioblas reklamının kişisel faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar
Test analizine göre p değeri =0,162 bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından
istastistik olarak Bioblas reklamının kişisel faydasının algılanması ile reklamın marka
tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Tablo 2: Shell Fuel Save 95 Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Shell Fuel Save 95
Shell Fuel
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
65,8%
34,2%
Fiziksel Fayda
81,7%
18,3%
Marka Tercihi
65,8%
34,2%
Duygusal Fayda
74,2%
25,8%
Marka Tercihi
65,8%
34,2%
Kişisel Fayda
62,5%
37,5%
Save 95
P Değeri
P=0,004
P=0,212
P=0,699
Ankete katılanların %65,8’i Shell Fuel Save 95 markasını tercih edeceğini
söylemiş, %81,7’si ise Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,004 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %65,8’i Shell Fuel Save 95 markasını tercih edeceğini
söylemiş, %74,2’si ise Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,212 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının duygusal
faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
273
Ankete katılanların %65,8’i Shell Fuel Save 95 markasını tercih edeceğini
söylemiş, %62,5’i ise Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,699 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Shell Fuel Save 95 reklamının kişisel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Tablo 3: Ufo Vantilatör Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Ufo Vantilatör
Ufo
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
41,2%
58,8%
Fiziksel Fayda
65,5%
34,5%
Marka Tercihi
41,7%
58,3%
Duygusal Fayda
52,5%
47,5%
Marka Tercihi
41,7%
58,3%
Kişisel Fayda
68,3%
31,7%
Vantilatör
P Değeri
P=0,001
P=0,136
P=0,001
Ankete katılanların %41,2’si Ufo Vantilatör markasını tercih edeceğini
söylemiş, %65,5’i ise Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %41,7’si Ufo Vantilatör markasını tercih edeceğini
söylemiş, %52,5’i ise Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,136 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının duygusal faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
274
Ankete katılanların %41,7’si Ufo Vantilatör markasını tercih edeceğini
söylemiş, %68,3’ü ise Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Ufo Vantilatör reklamının kişisel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Tablo 4: Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel
Faydalarının Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Ariel Proffesional
Ariel
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
58,3%
41,7%
Fiziksel Fayda
70,0%
30,0%
Marka Tercihi
58,0%
42,0%
Duygusal Fayda
63,9%
36,1%
Marka Tercihi
58,3%
41,7%
Kişisel Fayda
45,8%
54,2%
Proffesional
Leke
P Değeri
P=0,070
P=0,427
Çıkarıcı
P=0,049
Ankete katılanların %58,3’ü Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı markasını tercih
edeceğini söylemiş, %70,0’i ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının fiziksel
faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,070
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ariel Proffesional Leke
Çıkarıcı reklamının fiziksel faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %58,3’ü Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı markasını tercih
edeceğini söylemiş, %63,9’u ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının duygusal
faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,427
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ariel Proffesional Leke
Çıkarıcı reklamının duygusal faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi
275
arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %58,3’ü Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı markasını tercih
edeceğini söylemiş, %45,8’i ise Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının kişisel
faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,049
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Ariel Proffesional Leke
Çıkarıcı reklamının kişisel faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi
arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Tablo 5: Rocco Sıkı Şeker Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel Faydalarının
Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Rocco Sıkı Şeker
Rocco Sıkı
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
63,3%
36,7%
Fiziksel Fayda
55,0%
45,0%
Marka Tercihi
63,3%
36,7%
Duygusal Fayda
52,5%
47,5%
Marka Tercihi
63,3%
36,7%
Kişisel Fayda
45,0%
55,0%
Şeker
P Değeri
P=0,212
P=0,072
P=0,002
Ankete katılanların %63,3’ü Rocco Sıkı Şeker markasını tercih edeceğini
söylemiş, %55,0’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,212 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Rocco Sıkı Şeker reklamının fiziksel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %63,3’ü Rocco Sıkı Şeker markasını tercih edeceğini
söylemiş, %52,5’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,072 bulunmuştur. p<0,05’e
276
uygunluğu açısından istastistik olarak Rocco Sıkı Şeker reklamının duygusal faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %63,3’ü Rocco Sıkı Şeker markasını tercih edeceğini
söylemiş, %45,0’i ise Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasını yakalamıştır.
Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,002 bulunmuştur. p<0,05’e
uygunluğu açısından istastistik olarak Rocco Sıkı Şeker reklamının kişisel faydasının
algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir bağımlılık vardır.
Tablo 6: Johnson’s Baby Shampoo Reklamının Fiziksel, Duygusal ve Kişisel
Faydalarının Algılanmasının Marka Tercihine Göre Çapraz Tablosu
Johnson’s Baby
Johnson’s
Olumlu
Olumsuz
Marka Tercihi
71,7%
28,3%
Fiziksel Fayda
65,8%
34,2%
Marka Tercihi
71,7%
28,3%
Duygusal Fayda
50,8%
49,2%
Marka Tercihi
71,7%
28,3%
Kişisel Fayda
43,3%
56,7%
Baby
Shampoo
P Değeri
P=0,382
P=0,001
P=0,001
Ankete katılanların %71,7’si Johnson’s Baby Shampoo markasını tercih
edeceğini söylemiş, %65,8’i ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının fiziksel faydasını
yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,382 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Johnson’s Baby Shampoo reklamının
fiziksel faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir
bağımlılık yoktur.
Ankete katılanların %71,7’si Johnson’s Baby Shampoo markasını tercih
edeceğini söylemiş, %50,8’i ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının duygusal
277
faydasını yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001
bulunmuştur. p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Johnson’s Baby Shampoo
reklamının duygusal faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında
anlamlı bir bağımlılık vardır.
Ankete katılanların %71,7’si Johnson’s Baby Shampoo markasını tercih
edeceğini söylemiş, %43,3’ü ise Johnson’s Baby Shampoo reklamının kişisel faydasını
yakalamıştır. Uygulanan McNemar Test analizine göre p değeri =0,001 bulunmuştur.
p<0,05’e uygunluğu açısından istastistik olarak Johnson’s Baby Shampoo reklamının
kişisel faydasının algılanması ile reklamın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir
bağımlılık vardır.
278
Hipotez 4’ün Genel Değerlendirmesi
Araştırmanın dordüncü hipotezi televizyon reklamlarıyla değer önerisinin
aktarılmasının marka tercihine olumlu etkisi olduğu görüşüdür. Bu hipotezin
değerlendirilmesinde seçilen 6 reklamdaki ürünlerin marka tercihi oranlarının sırasıyla
fiziksel, duygusal ve kişisel faydalarının karşılaştırması yapılmıştır.
Bu doğrultuda ilk olarak Bioblas reklamının marka tercihi oranlarının markanın
fiziksel, duygusal ve kişisel fayda karşılaştırmaları yapılmış ve her üçünde de anlamlı
bir ilişki kurulamamıştır.
Shell Fuel Save 95 reklamının marka tercihi oranlarının markanın fiziksel,
duygusal ve kişisel fayda karşılaştırmalarında ise fiziksel faydanın algılanmasıyla marka
tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulmuş ancak duygusal ve kişisel faydaların marka
tercihiyle ilişkisinde anlamlı bir bağımlılık bulunamamıştır. Ancak reklamı yapılan
markanın her üç faydasının algılanmasında ve marka tercihi oranında çıkan yüksek
değerlerin hipotezi desteklediği unutulmamalıdır.
Ufo Vantilatör reklamının marka tercihi oranlarının markanın fiziksel, duygusal
ve kişisel fayda karşılaştırmalarında ise fiziksel ve kişisel faydanın algılanmasıyla
marka tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulmuş ancak duygusal faydanın marka
tercihiyle ilişkisinde anlamlı bir bağımlılık bulunamamıştır.
Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklamının marka tercihi oranlarının markanın
fiziksel, duygusal ve kişisel fayda karşılaştırmaları yapılmış, fiziksel ve duygusal
faydaların algılanmasıyla marka tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulamamıştır.
Kişisel faydanın algılanması ile marka tercihi arasında ise anlamlı bir ilişki vardır.
Ancak özellikle fiziksel ve duygusal faydaların algılanmasının yüksek oranda çıkması
ve marka tercihinin de yüksek değere sahip olması hipotezi destekler görülmektedir.
Rocco Sıkı Şeker reklamının değerlendirilmesinde de Ariel reklamındakine
benzer değerler bulunmuş ve fiziksel ve duygusal faydaların algılanmasıyla marka
tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Ancak fiziksel ve duygusal faydaların
algılanmasının yüksek oranda çıkması ve marka tercihinin de yüksek değere sahip
olması hipotezi destekler görülmektedir. Kişisel faydanın algılanması ile marka tercihi
279
arasında ise anlamlı bir ilişki vardır.
Son
olarak
Johnson’s
Baby
Shampoo
reklamının
marka
tercihi
değerlendirmesinde ise fiziksel faydanın marka tercihine etkisi arasında anlamlı bir
bağımlılık bulunamamış ancak duygusal ve kişisel faydaların algılanması ile marka
tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulabilmiştir.
Hipotezi alt başlıklar içerisinde değerlendirdiğimizde ise seçilen 6 ürün
içerisinden sadece 2 tanesinde fiziksel faydanın algılanması ile marka tercihi arasında
anlamlı bir ilişki kurulabilmiştir. Bu durumuyla hipotezin bu kısmının geçersiz olduğu
söylenebilir ancak diğer 4 reklamda da fiziksel faydaların algılanması ile marka
tercihlerinin yüksek oranlarda çıkmasının hipotezi desteklediği göz ardı edilmemelidir.
Seçilen 6 ürün içerisinden sadece 1 tanesinde duygusal faydanın algılanması ile
marka tercihi arasında anlamlı bir ilişki kurulabilmiş diğer 5 reklamda herhangi bir
bağımlılık bulunamamıştır. Hipotezin duygusal fayda ile bağlantılı kısmı geçersiz
sayılmıştır.
Kişisel fayda ile marka tercihi karşılaştırmalarında ise 6 reklamın 4 tanesinde
anlamlı bir ilişki kurulabilmiştir. Diğer iki reklamdan da birinde (Shell Fuel Save 95)
kişisel faydanın algılanması ve marka tercihi oranları yüksek çıkmıştır. Bu yönden
hipotezin kişisel fayda ile bağlantılı kısmı geçerli çıkmıştır.
Son olarak marka tercihinin yüzdesel değerlerine baktığımızda 6 reklamın 5
tanesinde marka tercihi yüzdesi yüksek çıkmıştır. Altı ürün içerisinden Shell Fuel Save
95 reklamı her üç faydanın algılanma yüzdeleri ve marka tercihinin yüksek çıktığı tek
reklam olmuştur. Bioblas, Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı, Rocco Sıkı Şeker ve
Johnson’s Baby Shampoo reklamlarında ise fiziksel ve duygusal faydaların algılanma
oranları ve marka tercihi yüzdeleri yüksek çıkmıştır. Bu beş reklamın sonuçları da
hipotezi desteklemesi nedeniyle göz ardı edilmemelidir. Araştırmaya dahil edilen
reklamlardan sadece Ufo Vantilatör reklamında her üç faydanın da algılanma yüzdesi
yüksek çıkmasına rağmen marka tercihi oranı düşük kalmıştır.
280
SONUÇ
Markaların kazandığı bu büyük önem ve gelişen yapı çerçevesinden
baktığımızda tüketicilere marka değerini daha açık ve net bir şekilde sunan işletmeler
başarılı olmaktadır. Her geçen gün sayısı artan benzer ürünlerin arasından sıyrılmayı ve
farklılaşmayı sağlayan marka değeri belirlenirken de işletmenin dikkat etmesi gereken
bazı noktalar bulunmaktadır.
Her şeyden önce marka için belirlenen marka değerinin marka tarafından tam
olara karşılanması gerekmektedir. Sunulan fayda, önerilen vaad eğer marka tarafından
gerçekleştirilemiyorsa tüketici markayı ilk denemesinden sonra tercih etmeyecektir.
Bundan başka marka değerinin sunumunda da kullanılan kişi ya da mesaj
formatı bu değere uygun olmalıdır. Uygun olmayan, alakasız ve inandırıcılıktan uzak
mesaj ve tutundurma faaliyetleri inandırıcılığı zedeleyecek ve marka değerinin
tüketiciye ulaşmasını engelleyecektir.
Son olarak da güncel medyalar takip edilmeli ve çağa ayak uyduran bir marka
olduğu belirtilebilmelidir. Interbrand’ın yaptığı Best Global Brands araştırmasında iki
yıl evvel ilk 50 içerisinde bulunmayan internet devi Google’ın 2 sene gibi çok kısa bir
sürede birçok eski ve köklü markayı arkasında bırakıp ilk 10’a girmeyi başarması
geleceğin internet ve yeni medyalarda olduğunu kanıtlamaktadır. Bu nedenle şirketlerin
marka değerinin seçiminde ve aktarılmasında bu gelişmeleri gözden kaçırmaması
gerekmektedir.
Marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamları hala en etkin mecra
konumundadır. Yapılan çalışmada da birçok farklı ürün grubunda ve farklı formatlarda
hazırlanan reklamlarla marka değeri tüketicilere aktarılmaktadır.
Yapılan çalışmada televizyon reklamlarında ağırlıklı olarak beğenmeli mallar
kategorisinde marka değerinin daha net bir şekilde iletildiği gözlemlenmiştir. Bunun en
büyük özelliği beğenmeli malların tüketici ile duygusal bir bağ kurması ve marka
değerini aktararak satın almayı gerçekleştirme amacı yer almaktadır. Markanın değer
önerisi içerisindeki duygusal ve kişisel faydalar bu markaların reklamlarında gerek
sözel gerekse görsel açıdan detaylı bir şekilde ele alınmış ve iletilmeye çalışılmıştır.
281
Marka değerinin iletilmesinde etkili ve açık olan bir diğer ürün grubu da
temizlik ve kozmetik ürünleri olmaktadır. Bu ürünlerin özellikle içeriklerindeki özel
formülleri ve güçlü yapıları ön plana çıkarılmaya çalışılmakta ve tüketicilere iletilmeye
çalışılmaktadır. Bu reklamlarda marka değerinin iletilmesinde özelikle gösterim
(demostrasyon) anlatım formatı kullanılmaktadır.
Marka değerinin aktarılmasında dikkat çeken bir diğer önemli noktada değer
önerilerinden fiziksel faydanın, duygusal ve kişisel faydalara göre daha çok algılanması
ve daha fazla kabul edilmesi olmaktadır. Bunun iki önemli nedeni vardır. Đlk olarak her
ne kadar değişen pazar yapılarından ve pazarlama stratejilerinden bahsetsek de
tüketiciler için bir markanın tercih edilmesinde kendisine sunduğu rasyonel ya da
fiziksel fayda hala büyük bir önem taşımaktadır. Đnsanlar, satın aldıkları ürün veya
hizmetlerin kendilerine doğrudan katacakları değeri önce değerlendirmekte ardından
dolaylı ve duygusal bağı kurmaktadır.
Bunun yanısıra televizyon reklamlarıyla aktarılan marka değerinde fiziksel
faydanın daha çok algılanması ve kabul edilmesindeki diğer önemli etken ise televizyon
reklamlarının doğası olmaktadır. Kısıtlı süre ve kısıtlı bir metinle tüketiciye ulaşan
televizyon reklamları değer önerisi içerisinde fiziksel faydanın daha fazla algılanabildiği
bir reklam ortamı olmaktadır. Bu dar zaman içerisinde marka değerini algılamaya
çalışan tüketici ilk olarak fiziksel faydayı algılamakta ve reklama karşı geri bildirimini
bu doğrultuda yapmaktadır.
Marka değerinin iletilmesinde özellikle tüketicilerin bir marka için verdikleri
miktar arttıkça değer önerisini algılama oranının arttığı da söylenebilir. Araştırmada
kullanılan Shell Fuel Save 95 reklamının değer önerisinin algılanmasının diğer
reklamlara göre çok daha yüksek oranlarda olması da bu görüşü desteklemektedir.
Birçok reklam kuramına göre de kabul gören bu görüş, bu ürünle daha net bir
şekilde kendisini göstermiştir. Her ne kadar akaryakıt olarak düşünülse de, Türkiye
koşullarında akaryakıtın pahalı olması ve tam bir deponun dolumunun yüksek miktarda
olması akaryakıtın Türkiye standartlarında pahalı bir ürün olduğunu ortaya
koymnaktadır.
282
Đşte bu çerçevede de araştırma kapsamındaki denekler, Shell Fuel Save 95
reklamının sunduğu değer önerisini yüksek oranda algılamış ve bu doğrultuda reklamın
sunduğu mesajı kabul etmiştir.
Marka değerinin marka tercihine etkisinde de televizyon reklamlarının etkili
olduğu söylenebilir. Bu da kendisini iki noktada göstermektedir. Đlk olarak değer önerisi
algılanmasıyla televizyonun kısıtlı zamana rağmen gerek sözel gerekse görsel açıdan
tüketiciye birçok noktada fikir vermesi arasında olumlu bir ilişki bulunmaktadır.
Anlatım formatlarının çeşitliği, gösterim çeşitleri gibi birçok yaratıcı çalışma sayesinde
tüketici reklama konu olan markanın sunduğu değeri net bir şekilde algılanmakta ve
markayı tercih edebilmektedir.
Televizyon reklamlarıyla marka değerinin aktarılmasıyla marka tercihi
arasındaki ikinci bağlantı ise televizyonun hala en etkili reklam ortamı olmasına
bağlanabilir. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve özellikle internet gibi birçok farklı
reklam mecrasının önem kazanmasına rağmen reklam ortamları içerisinde televizyon,
hala en büyük paya ve en fazla kişiye ulaşma oranına sahip olmaktadır. Bu da marka
tercihine etkisi açısından televizyon reklamlarını diğer reklam ortamlarının bir adım
ilerisine taşımaktadır.
Marka değeri içerisinde tüketicilere sunulan manevi yarar da araştırma
kapsamında kendisini göstermiştir. Pringle ve Thompson tarafından ortaya atılan bu
kurama göre günümüz markalarının rasyonel ve duygusal bir yararın yanısıra
tüketicilere sosyal sorumluluk ya da çevre bilinci gibi bazı manevi boyutlu yararları da
sunmaları gerektiği ve bu sayede markanın daha çok sevilip güvenileceği
aktarılmaktadır.
Bu çerçevede araştırmaya tabii tutulan Shell Fuel Save 95 ve Ufo Vantilatör
reklamlarınıda ankete katılan bazı denekler bu ürünlerin çevreci olduklarını da
reklamları izledikten sonra belirtmiştir. Shell Fuel Save 95, yakıt tasarrufu sağlaması
sayesinde, Ufo Vantilatör ise geliştirdiği teknoloji sayesinde çevreci ürünlerdir. Ankete
katılan deneklerin reklamları izledikten sonra markanın sunduğu kişisel fayda ile
özdeşleştirerek ürünlerin çevreci olduklarını söylemesi aynı zamanda kendilerini de
çevreci misyonuyla bağdaştırarak söz konusu markaları tercih etmelerine hatta
283
savunucuları olmalarına destek olmaktadır. Bu da Pringle ve Thomspon’ın kuramını
desteklemektedir.
Sonuç olarak marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının olumlu bir
etkisi
olmaktadır.
Özellikle
değer
önerisi
bileşenlerinden
fiziksel
faydanın
algılanmasında ve beğenmeli malların sunduğu değer önerisinin aktarılmasında
televizyon reklamlarının büyük etkisi bulunmaktadır. Ulaştığı kişi sayısı, mesajın ilgi
çekiciliği, gerek sözel gerek görsel mesaj sunumu, birçok farklı anlatım formatı, özel
çekimler, efektler gibi pek çok özellik televizyon reklamlarının marka değerini
iletmesinde işletmelere yardımcı olmaktadır.
284
KAYNAKÇA
A. TÜRKÇE KĐTAPLAR
•
AKINCI Beril, Kurum Kültürü ve Örgütsel Đletişim, Đletişim Yayınları, Cep
Üniversitesi, Đstanbul, 1998.
•
AKTUĞLU Işıl Karpat, Marka Yönetimi Güçlü ve Başarılı Markalar Đçin Temel
Đlkeler, Đletişim Yayınları, 2. Baskı, Đstanbul, 2008.
•
AR Aybeniz Akdeniz, Marka ve Marka Stratejileri, Nobel Yayın Dağıtım, 2.
Baskı, Ankara, 2007.
•
ARPACI Tamer, AYHAN Doğan Y., BÖGE Erinç, TUNCER Doğan, ÜNER M.
Mithat, Pazarlama, Đkinci Baskı, Gazi Yayınları, Ankara, 1992.
•
ATAOL Alpay, Halkla Đlişkiler Örgütlerin Temsil Edilmesinde Kavramsal Bir
Model, Đzmir, 1987.
•
ASNA Alaeddin, Halkla Đlişkiler (Public Relations), Sabah Yayınları, Đstanbul,
1997.
•
BĐR Ali Atıf, Reklamda Mizahın Kullanımı ve Etkileri, Anadolu Üniversitesi
Yayın No:683, Eskişehir, 1993.
•
BLYTHE Jim, Pazarlama Đlkeleri, Çev: Yavuz Odabaşı, Bilim Teknik Yayınevi,
Đstanbul, 2001.
•
BOOK Albert C., SCHICK C. Dennis, Reklamcılıkta Metin ve Taslağın Đlkeleri,
Çev: Dilek Şendil, Yayınevi Yayıcılık, Đstanbul, 1998.
•
BORÇA Güven, Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı?, 10. Baskı,
MediaCat Kitapları, Đstanbul, 2008.
•
BOZKURT Đzzet, Bütünleşik Pazarlama Đletişimi, Media Cat Kitapları, Ankara,
2000.
•
BUDAK Gönül, BUDAK Gülay, Halkla Đlişkiler-Davranışsal Bir Yaklaşım, 2.
Baskı, Đzmir, 1998.
285
•
D’INNOCENZO Len, CULLEN Jack, Müşteri Odaklı Satış, Çev: Sabri Yarmalı,
Hayat Yayınları, Đstanbul, 1998.
•
DĐNÇER Müjde Ker, Lobicilik, Alfa Yayınları, Đstanbul, 1998.
•
DOYLE Peter, Değer Temelli Pazarlama, Çev: Gülfidan Barış, Media Cat
Kitapları, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş., Đstanbul, 2003.
•
CEMALCILAR Đlhan, Pazarlama Kavramlar Kararlar, Beta Basım Yayım
Dağıtım, Đstanbul, 1994.
•
ELDEN Müge, Reklam Yazarlığı, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2003.
•
ELDEN Müge, ULUKÖK Özkan, YEYGEL Sinem, Şimdi Reklamlar, Đletişim
Yayınları, Đstanbul, 2005.
•
ELĐTOK Bülent, Hadi Markalaşalım, Sistem Yayıncılık, Đstanbul, 2003.
•
FRANZEN Giep, Reklamın Marka Değerine Etkisi, Çev: Fevzi Yalım, Media
Cat Kitapları, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş., Đstanbul, 2002.
•
GÖKSEL Ahmet Bülent, KOCABAŞ Füsun, ELDEN Müge, Pazarlama Đletişimi
Açısından Halkla Đlişkiler ve Reklam, Yayınevi Yayıncılık, Đstanbul, 1997.
•
GÖKSEL Ahmet Bülent, YURDAKUL Nilay Başok, Temel Halkla Đlişkiler
Bilgileri, Ege Üniversitesi Đletişim Fakültesi Yayınları No: 15, Đzmir, 2004.
•
GRANT John, Markaların Đnovasyon Manifestosu, Çev: Aytül Özer, Kapital
Medya Hizmetleri A.Ş., Đstanbul, 2006.
•
GÜRÜZ Demet; Reklam Yönetimi, Ege Üniversitesi Basımevi, Đzmir, 1998.
•
HOLT Douglas B., Đkon Markalar, Çev: Sibel Kaçamak, Kapital Medya
Hizmetleri A.Ş., Đstanbul, 2005.
•
ĐSLAMOĞLU Ahmet Hamdi, Pazarlama Yönetimi (Stratejik ve Global
Yaklaşım), Beta Basım Yayım, Đstanbul, 1999.
•
KAFALI Nadi, Televizyon Yapımlarında Teknik ve Kuramsal Temeller, Ümit
Yayıncılık, Ankara, 1993.
286
•
KARPAT Işıl, Bankacılık Sektöründen Örneklerle Kurumsal Reklam, Yayınevi
Yayıncılık, Đstanbul, 1999.
•
KNAPP E. Duane, Marka Aklı, Çev: Azra Tuna, MediaCat Kitapları, Đstanbul,
2002.
•
KOCABAŞ
Füsun,
ELDEN
Müge,
Reklamcılık
Kavramlar,
Kararlar,
Kurumlar, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 1997.
•
KOCABAŞ Füsun, ELDEN Müge, ÇELEBĐ Serra Đnci, Marketing PR, Kapital
Medya Hizmetleri A.Ş., Ankara, 1999.
•
KURTULUŞ Kemal, Reklam Harcamaları, Đ.Ü. Đşletme Fakültesi Yayınları
No:16, Đstanbul, 1973.
•
MUCUK Đsmet, Pazarlama Đlkeleri, Der Yayınları, Đstanbul, 1994.
•
MUTLU Erol, Đletişim Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları /ARK, 3. Basım, Ankara,
1998.
•
ODABAŞI Yavuz, OYMAN Mine, Pazarlama Đletişimi Yönetimi, MediaCat
Kitapları, 7. Baskı, Đstanbul, 2007.
•
OKAY Ayla, Kurum Kimliği, MediaCat Yayınları, Ankara, 1999.
•
ÖNGÖREN Mahmut Tali, Senaryo ve Yapım, Ankara Đktisadi ve Ticari Bilimler
Akademisi Yayını, Ankara, 1982.
•
ÖZGÜR Aydın Ziya, Televizyon Reklamcılığı “Kavramlar-Süreçler”, Der
Yayınları, Đstanbul, 1994.
•
PELTEKOĞLU Filiz Balta, Halkla Đlişkiler Nedir, Beta Basım Yayım, Đstanbul,
1998.
•
PRINGLE Hamish, THOMPSON Marjorie, Marka Ruhu: Sosyal Sorumluluk
Kampanyaları Đle Marka Yaratmak, Scala Yayıncılık, Đstanbul, 2000.
•
RING Jim, Reklam Dünyasının Đçyüzü, Çev: Şefika Komçez, Financial Times
Milliyet Yayınları, Đstanbul, Nisan 1996.
287
•
RUTHERFORD Paul, Yeni Đkonalar-Televizyonda Reklam Sanatı, Çeviren:
Mustafa K. Gerçekler, Yapı Kredi Yayınları, Đstanbul, 1996.
•
SABUNCUOĞLU Zeyyat, Đşletmelerde Halkla Đlişkiler, 5. Baskı, Ezgi Kitabevi,
Bursa, 2001.
•
SCHULTZ Don E., TANNENBAUM Stanley, Başarılı Reklamın Đlkeleri, Çev:
Erol Köroğlu, Cevdet Serbest, Yayınevi Yayıncılık, 1991.
•
SEZGĐN Selime, Global Pazarlama (2) Stratejik Yaklaşım; 2. Baskı, Đletişim
Yayınları, Đstanbul, 1994.
•
SULLIVAN Luke, Satan Reklam Yaratmak, Çev: Sevtap Yaman, Media Cat
Kitapları, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş., Ankara, 2000.
•
SUTHERLAND Max, SYLVESTER Alice K., Reklam ve Tüketici Zihni, Çev:
Đnci Berna Kalınyazgan, Media Cat Kitapları, Kapital Medya Hizmetleri A.Ş.,
Đstanbul, 2003.
•
ŞENYAPILI Önder, Sinema ve Tasarım, Boyut Yayınları, Đstanbul 2002
•
TAŞKAN Erdoğan, Satışçı Yönetimi, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi
Yayınları, No: 400, Eskişehir, 1994.
•
TEK Ömer Baybars, Pazarlama Đlkeleri Global Yönetimsel Yaklaşım Türkiye
Uygulamaları, 8. Baskı, Beta Basım Yayım, Đstanbul, 1999.
•
TEKER Ulufer, Grafik Tasarım ve Reklam, Dokuz Eylül Yayınları, Đzmir, 2002.
•
UZTUĞ Ferruh, Markan Kadar Konuş!, Media Cat Kitapları, Kapital Medya
Hizmetleri A.Ş., Đstanbul, 2003.
•
ÜNLÜ Đlhan, Reklam Kampanyaları Planlaması, A.Ü. Açık Öğretim Yayınları,
No:127, Eskişehir, 1987.
•
ÜNSAL Yüksel, Bilimsel Reklam ve Pazarlamadaki Yeri; 2. Baskı, Tivi Reklam,
Đstanbul, 1984.
•
YAYLACI Gaye Özdemir, Reklamda Stratejilerle Yönetim, Alfa Yayınları,
Đstanbul, 1999.
288
•
YOLCU Ergün, Televizyon Reklamcılığı, Đstanbul Üniversitesi Yayın No: 4301,
Đstanbul, 2001.
•
YÜKSEL Ahmet Haluk, Đkna Edici Đletişim, Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Eskişehir, 1994.
•
YÜKSEL Ülkü, MERMOD Aslı Yüksel, Marka Yönetimi ve Marka Değerinin
Ölçülmesi, Beta Basım Yayım, Đstanbul, 2005.
•
YÜKSELEN Cemal, Temel Pazarlama Bilgileri-Đlkeler, Kavramlar, Örnek
Olaylar; Genişletilmiş 2. Baskı, Adım Yayıncılık, Ankara, 1994.
B. ĐNGĐLĐZCE KĐTAPLAR
•
AAKER, David, Building Strong Brands, The Free Pres, New York, 1996.
•
AAKER, David, Managing Brand Equity-Capitilizing on the Value of a Brand
Name, The Free Press, New York, 1991.
•
AAKER, David, BATRA Rajaev, MYERS John, Advertising Management, 3rd
Edition, Prentice Hall, Englewood Cliffs, 1992.
•
ARNOLD, David, The Handbook of Brand Management, International
Management Series, Addison Wesley Publishing Company, U.S.A., 1992.
•
BALDWIN Huntley, How to Create Effective TV Commercials, 2nd Edition,
NTC Business Boks, Lincolnwood, Illinois, U.S.A., 1992.
•
BELCH George E., BELCH Michael A., Introduction to Advertising and
Promotion Managment, Richard d. Irwin Inc., 1990.
•
BERKOWITZ Eric N., KERIN Roger A., HARTLEY Steven W., RUDELIUS
William, Marketing, 5th Edit., Irwin McGraw Hill, U.S.A., 1997.
•
CLOW Kenneth E., BAACK Donald, Integrated Advertising, Promotion &
Marketing Communications, Person Education, Inc., USA 2002.
289
•
DELOZIER M. Wayne, The Marketing Communications Process, Mc Graw Hill
Book Company, 1976.
•
DUNN S. Watson, BARBAN Arnold M., KRUGMAN Dean M., REID Leonard N,
Advertising-Its Role In Modern Marketing, 7th Edition, The Dryden Press,
U.S.A., 1990.
•
ENGEL James F., WARSHAW Martin R., KINNEAR Thomas C., Promotional
Strategy, 7th Edition, Richard D. Irwin Inc., U.S.A., 1991.
•
EVANS Robin B, Production & Creativity in Advertising, Pitman Publishing,
London, 1988.
•
GILLIAM Alan, The Principles and Practice of Selling, Heinemann Limited,
London, 1982.
•
GRONSTEDT Anders, The Customer Century: Lessons from World-Class
Companies in Integrated Marketing, New York: Routledge, 2000.
•
JEFKINS Frank, Public Relations, 2nd Edition, M&E Handbook Series, 1983.
•
JEWLER Jerome, Creative Strategy in Advertising, 3rd Edition, Wadsworth
Publishing Company, 1989.
•
KAPFERER, Jean Noel, Strategic Brand Management, The Free Pres, New York,
1992.
•
KOTLER
Philip,
Marketing
Management
–
Analaysis,
Planning,
Implementation and Control, 9th Edition, Prentice Hall Inc., U.S.A., 1997.
•
KOTLER Philip, ARMSTRONG Gary, Principles of Marketing, 8th Edition,
Prentice Hall Inc., New Jersey, 1999.
•
LANCESTER Geoff, MASSINGHAM Lester, Essentials of Marketing, McGraw
Hill Book Company, 2nd Edition, 1993.
•
LOLES Robert L., Customer Centered Selling, The Free Press, New York, 1998.
•
PICKTON
David,
BRODERICK
Amanda,
Integrated
Marketing
Communicarions, Peraon Education Ltd., England, 2001.
290
•
RAY Michael L., Advertising and Communication Management, Englewood Cliffs,
Prentice Hall Inc. 1982.
•
RUSSELL J. Thomas, LANE Ronald, Kleppner’s Advertising Procedure, 11th
Edition, Prentice Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1990.
•
SCOTT James D., WARSHOW Martin R., TAYLOR James R., Introduction to
Marketing Management, 5th Edition, Richard D. Irwin Inc., 1985.
•
SCHIFFMAN Leon G., KANUK Leslie Lazar, Consumer Behavior, 2nd Edition,
Prentice Hall Inc., Englewood Cliffs, U.S.A., 1983.
•
SCHULTZ Don E., TANNENBAUM Stanley I., LAUTERBORN Robert F.,
Integrated Marketing Communications, NTC Business Books, Chicago, 1993.
•
STANLEY E. Richard, Promotion: Advertising, Publicity, Personal Selling,
Sales Promotion, 2nd Edition, Prentice Hall Inc., Englewood Cliffs, U.S.A., 1982.
•
STANTON William J., ETZEL Michael J., WALKER Bruce J., Fundamentals of
Marketing, 9th Edition, McGraw Hill Inc., 1991.
•
STONE Norman, The Management and Practice of Public Relations, MacMillian
Pres, London, 1995.
•
WELLS William, BURNETT John, MORIARTY Sandra, Advertising Principles
and Practice, 3rd Edition, Prentice Hall Inc., New Jersey, 1995.
•
WILMHURST John, The Fundamentals and Practice of Marketing, 2nd Edition,
Heinemann Ltd, London, 1984.
C. TÜRKÇE MAKALELER
•
-------------,
“Coca Cola, Olimpiyatlar için Canlı Reklam Filmi Planlıyor”,
Marketing Türkiye, Sayı:117, Yıl:6, 1 Mart 1996.
•
GÖKSEL Ahmet Bülent, KÖSEOĞLU Özgür, “Markanın Toplam Değer Önerisi”
Akdeniz Üniversitesi Đletişim Fakültesi Dergisi, 2003/1.
291
•
GÜRGEN Haluk, “Bütünleşik Pazarlama Đletişimi ve Reklamda Yaratıcılık”, Media
Cat Pazarlama Đletişimi Dergisi, Yıl:4, Sayı:23, Aralık 1996.
•
KARAFAKĐOĞLU Mehmet, “Televizyon Reklamlarında Ünlü Đsimler”, Pazarlama
Dünyası, Yıl:2, Sayı:8, Mart/Nisan 1988.
•
KAVAS Ali Can, “Satış Özendirmede Bir Araç: Kupon Dağıtımı”, Pazarlama
Dünyası, Yıl: 3, Sayı: 18, Kasım/Aralık 1989.
•
KAYA Đsmail, “Satışta Teşvik (Sales Promotion), PE Pazarlama Dergisi, Yıl: 8,
Sayı: 3, Eylül 19-28.
•
KIRDAR Yalçın, “Marka Stratejilerinin Oluşturulması; Coca Cola Örneği, Review
of Social, Economic & Business Studies, Vol.3/4.
•
OLUÇ Mehmet, “Satış Tutundurma veya Satış Özendirme-Sale Promotion”,
Pazarlama Dünyası, Yıl:3, Sayı:18, Kasım/Aralık 1989.
•
OLUÇ Mehmet, “Tutundurma-Promotion Đletişim Communication”, Pazarlama
Dünyası, Yıl:3, Sayı:17, Eylül/Ekim 1989.
•
ÖZGÜL E, ÖNCE G., “Marka Sermayesi Kavramı ve Türk Markaları Açısından
Genel Bir Değerlendirme” Marka Yönetimi Sempozyumu, TMMOB Makine
Mühendisleri Odası, Gaziantep, 14-15 Nisan 2005.
•
ÖZTÜRK Sevgi Ayşe, “Marka Yöneticisi Sistemi: Marka Yönetimi Rolü Üzerine
Bir Değerlendirme” Pazarlama Dünyası, Yıl: 12, Sayı:68, Mart/Nisan 1998.
•
ÖZTÜRK Sevgi Ayşe, “Pazarlamada Armağan Dağıtımı Uygulamaları: Kavram ve
Özellikleri” Pazarlama Dünyası, Yıl: 3, Sayı:17, Eylül/Ekim 1989.
•
SAÇKAN Meral, “Pazarlamacılar PR’ın Öneminin Farkındalar mı?”, Marketing
Türkiye, Yıl:5 Sayı:103, Ağustos, 1995.
•
ŞAHĐN Akın, “Marka Kimliği” Đstanbul Üniversitesi Đletişim Fakültesi Dergisi,
Sayı: 8, Đstanbul, 1998.
292
•
TIĞLI
Mehmet,
PĐRTĐNĐ
Serdar,
ÇELĐK
Candan,
“Sosyal
Sorumluluk
Kampanyalarının Genç Tüketicilerin Marka Farkındalığı Üzerindeki Etkisinin
Đncelenmesi Üzerine Bir Araştırma” KSS Enstitüsü, Sayı: 9/1, 2007.
•
TOLUNGÜÇ Ahmet, “Tanıtım ve Đmaj”, Anatolia Turizm-Çevre Dergisi, Y:3,
Sayı: 27, Ankara, Mart-Nisan 1992.
•
TOPSÜMER
Füsun,
“Kurum
Kimliği
Oluşturma
Gereğ”i,
Düşünceler
E.Ü.B.Y.Y.O. Dergisi, Sayı: 5, Đzmir, 1991.
•
TOSUN Nurhan Babür, “Pazarlama Halkla Đlişkileri Yeteri Düzeyde Kavranabildi
mi?” Pazarlama Dünyası, Yıl:14, Sayı:82, Temmuz/Ağustos, 2000.
D. ĐNGĐLĐZCE MAKALELER
•
AAKER David, “Measuring Brand Equity Across Products and Markets”
California Management Review, V:38, No:3, Spring 1996.
•
BIVAINIENÉ Lina, “Brand Image Conceptualization: The Role of Marketing
Communications” Economics and Management, 2007.
•
CHU Singfat, KEH Hean Tat, “Brand Value Creation: Analysis of the InterbrandBusiness Week Brand Value Rankings” Marketing Letters, 17:323-331, 2006.
•
DE
CHERNATONY
Leslie,
COTTAM
Susan,
SEGAL-HORN
Susan,
“Communicating Services Brands’ Values Internally and Externally” The Service
Industries Journal Vol:26, No:8, December 2006.
•
DE CHERNATONY Leslie, DRURY Susan, SEGAL-HORN Susan, “Identifying
and Sustaining Services Brands’ Values” Journal of Marketing Communications, 10
73-93, June 2004.
•
FELDWICK Paul, “What is Brand Equity Anyway an How Do You Measure It”
Journal of the Market Society, Vol:38, No:2, April 1996.
•
HEAT Robert, “Emotional Engagement: How Television Builds Big Brands At Low
Attention” Journal of Advertising Research, March 2009.
293
•
HERREMANS Irene M., RYANS Johm K., AGGARWAL Raj, “Linking
Advertising and Brand Value” Business Horizons, May-June 2000.
•
LANNON Judie, “Asking the Right Questions: What Do People Do with
Advertising” Ed. David Aaker, Alexander L. Biel, Brand Equity & Advertising,
Lawrence Erlbaum Publishers, New Jersey, 1993.
•
McQUEEN Josh, FOLEY Carol, DEIGHTON John, “Decomposing a Brand’s
Consumer Franchise into Buyer Types” Ed. David Aaker, Alexander L. Biel, Brand
Equity & Advertising, Lawrence Erlbaum Publishers, New Jersey, 1993.
•
ROMANIUK Jenni, WIGHT Samuel, “The Influence of Brand Usage on Responses
to Advertising Awareness Measures” International Journal of Marketing Research,
Vol.51, Issue 2, 2009.
•
SPOTTS Harlan E., LAMBERT David R., JOYCE Mary L., “Marketing Deja Vu:
The Discovery of Integrated Marketing Communications”, Journal of Marketing
Education, Vol.20, No.3, Fall, 1998.
•
TILL Brian D., “Using Celebrity Endorsers Effectively-Lessons From Associative
Learning”, Journal of Product and Brand Management, Vol:7, No:5, 1998.
•
WOOD L., “Brand and Equity: Definiton and Management”, Management
Decision, Vol:38, No:9, 2000.
•
WYMER Walter, SAMU Sridhar, “The Influence of Cause Marketing Associations
on Product and Cause Brand Value” International Journal of Nonprofit and
Voluntary Sector Marketing, 14: 1-20, 2009.
E. ĐNTERNET
•
www.azbuz.com
•
http://www.interbrand.com/best_global_brands.aspx?langid=1000
294
F. DĐĞER
•
-------, --------; Reklam Terimleri Sözlüğü, Derleyen: Leyla Melek, Yayınevi
Yayıncılık, Đstanbul, 1995.
•
BABACAN Muazzez, ÇALIŞKAN Serpil, “Tutundurma Karmasında Đletişimin
Önemi”, 1. Ulusal Đletişim Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 2000.
•
BAKKALOĞLU Burçin, “Markalar, Yaşam Tarzları Tüketici Bilinci ve Marka
Performans Ölçümü” MediaCat Yazarlarından Her Yönüyle Pazarlama
Đletişimi, MediaCat Kitapları, Ankara, 2000.
•
GÜRSAÇ Yücel, Üç Boyutlu Bilgisayarlı Animasyon ve Yaratıcılık Đlişkisi,
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Eskişehir, 1993.
•
KARAOSMANOĞLU Kübra, “Tüketici Satın Alma Karar Sürecinde Marka
Etkinliğinin Ölçümlenmesi: Genç Giyim Üzerine Bir Uygulama” Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Đzmir, 1995.
•
KARPAT Işıl, “Marka Yönetimi Süreci ve Tanıtımın Rolü”, Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đzmir, 2000.
•
YEYGEL Sinem, “Kurum Kimliğinin Oluşturulmasında Halkla Đlişkilerin Rolü”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Đzmir, 2002.
295
EK (ARAŞTIRMA SORULARI)
1. Bioblass reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda nedir?
a) Saç dökülmesi problemlerini azaltır
b) Saçların daha dolgun ve hacimli olmasını sağlar
c) Güçlü ve sağlıklı saçlar sağlar
d) Saçların ışıltısını arttırır
e) Diğer (…………………………………………………………….)
2. Bioblass reklam filminin size sunduğu duygusal fayda nedir?
a) Daha güçlü saçlar
b) Daha parlak saçlar
c) Daha canlı saçlar
d) Daha az kırılan saçlar
e) Diğer (…………………………………………………………….)
3. Bioblass reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Kendime güvenimi arttırır
b) Fark edilmemi sağlar
c) Daha sağlıklıyım
d) Daha havalıyım
e) Diğer (…………………………………………………………….)
4. Bioblass reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep olur mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
5. Shell Fuel Save 95 reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda nedir?
a) Diğer yakıtlara göre daha tasarrufludur
b) Diğer yakıtlara göre performans özelliği daha fazladır
c) Araç motorunu korur ve daha uzun ömürlü olmasını sağlar
d) Motordaki bazı parçaların aşınmasını engeller
e) Diğer (…………………………………………………………….)
6. Shell Fuel Save 95 reklam filminin size sunduğu duygusal fayda nedir?
a) Aynı miktarda yakıt ile daha fazla yol gidebilmesi
b) Kullanılan aracın bakım süresinin uzaması
c) Kullanılan araçtan daha fazla verim almayı sağlaması
d) Kullanılan araçtan daha fazla performans elde etmeyi sağlaması
e) Diğer (…………………………………………………………….)
7. Shell Fuel Save 95 reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Paramın değerini biliyorum
b) Çevreye karşı saygılıyım
c) Aracımı daha iyi koruyorum
296
d) Bilinçli bir tüketiciyim
e) Diğer (…………………………………………………………….)
8. Shell Fuel Save 95 reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep olur mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
9. Ufo Vantilatör reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda nedir?
a) Temiz ve ferah bir hava
b) Daha serin bir ortam
c) Daha ekonomik bir teknoloji
d) Buhar oranı yüksek serinlik
e) Diğer (…………………………………………………………….)
10. Ufo Vantilatör reklam filminin size sunduğu duygusal fayda nedir?
a) Daha az stres ve kargaşa
b) Daha havadar bir ev ortamı
c) Daha yenilikçi bir teknoloji
d) Daha doğal bir yaşam
e) Diğer (…………………………………………………………….)
11. Ufo Vantilatör reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Daha sağlıklı bir yaşamı tercih ediyorum, çevreye saygılıyım
b) Teknolojiyi takip ediyorum
c) Çağa ayak uyduruyorum
d) Daha fazla enerji tasarrufu yapıyorum
e) Diğer (…………………………………………………………….)
12. Ufo Vantilatör reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep olur mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
13. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda
nedir?
a) Zorlu lekeleri kolaylıkla temizlemesi
b) Çamaşırları bembeyaz yapması
c) Çamaşırların yıpranmasını engellemesi
d) Tüm lekelere karşı etkili olması
e) Diğer (…………………………………………………………….)
14. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklam filminin size sunduğu duygusal fayda
nedir?
a) Daha temiz ve lekesiz çamaşırlar
b) Daha parlak ve beyaz çamaşırlar
297
c) Çamaşırların daha uzun süre dayanması
d) Daha az deterjan kullanmayı sağlaması
e) Diğer (…………………………………………………………….)
15. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Profesyonellerin temizliğini kullanıyorum
b) Yenilikleri yakından takip ediyorum
c) Aileme en iyi temizliği sunuyorum
d) En ekonomik temizliği tercih ediyorum
e) Diğer (…………………………………………………………….)
16. Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep
olur mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
17. Rocco Sıkı Şeker reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda nedir?
a) Sıfır şekerli bir şeker olması
b) Daha sulu ve tatlı bir şeker olması
c) Her yerde kolaylıkla bulunması
d) Ambalajının küçük olması
e) Diğer (…………………………………………………………….)
18. Rocco Sıkı Şeker reklam filminin size sunduğu duygusal fayda nedir?
a) Formunuzu korumanızı sağlar
b) Daha lezzetli bir şeker
c) Daha farklı ve aykırı bir şeker
d) Daha kolay taşınabilir
e) Diğer (…………………………………………………………….)
19. Rocco Sıkı Şeker reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Güzelliğimi korurum
b) Kendime özen gösteririm
c) Herkes tarafından fark edilirim
d) Daha havalıyım
e) Diğer (…………………………………………………………….)
20. Rocco Sıkı Şeker reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep olur mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
21. Johnson’s Baby Shampoo reklam filminin size sunduğu fiziksel fayda nedir?
a) Bebeklerin gözlerini kızartmaz
b) Bebeklerin gözlerini şampuanın olumsuz etkilerinden korur
298
c) Bebeklerin daha güzel kokmasını sağlar
d) Bebeklerin teninin daha yumuşak olmasını sağlar
e) Diğer (…………………………………………………………….)
22. Johnson’s Baby Shampoo reklam filminin size sunduğu duygusal fayda nedir?
a) Bebekler daha sağlıklı ve mutlu olur
b) Bebeklerin daha rahat yıkanmasını sağlar
c) Bebeklerin daha rahat uyumasını sağlar
d) Bebekler daha neşeli ve huzurlu olur
e) Diğer (…………………………………………………………….)
23. Johnson’s Baby Shampoo reklam filminin size sunduğu kişisel fayda nedir?
a) Đyi bir ebeveynim
b) Bebeğimin sağlığına önem veriyorum
c) Yenilikleri takip ediyorum
d) Bebeğim için en iyisini tercih ederim
e) Diğer (…………………………………………………………….)
24. Johnson’s Baby Shampoo reklam filmi, bu markayı tercih etmenize sebep olur
mu?
a) Evet
b) Belki
c) Hayır
25. Cinsiyetiniz?
a) Erkek
b) Kadın
26. Yaşınız?
a) 18-21
b) 22-25
c) 26-29
d) 30-+
Katılımınız için Teşekkürler...
299
ÖZGEÇMĐŞ
23.08.1977, Ankara doğumluyum. Đlk öğretimimi 1991 yılında, Đzmir Necatibey
Đlköğretim Okulu’nda; lise öğrenimimi 1994 yılında Đzmir Selma Yiğitalp Lisesi’nde
tamamladım. 1994-1999 yılları arasında Ege Üniversitesi Đletişim Fakültesi Halkla
Đlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde yüksek öğrenimimi bitirdim. 2002 yılında da Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla Đlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalında,
“Reklam Mesajlarının Hedef Kitleye ve Medyaya Göre Farklılaştırması ve Dergi
Reklamcılığı Örneği” konulu tez çalışması ile yüksek lisans eğitimimi tamamladım.
2002 yılından itibaren “Marka Değerinin Đletilmesinde Televizyon Reklamlarının
Etkisi” konulu tez çalışmamla doktora eğitimime devam etmekteyim.
2001 ila 2005 yılları arasında Ege Üniversitesi Đletişim Fakültesi Halkla Đlişkiler
ve Tanıtım Bölümü Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi
olarak görev yaptım. Görevli olduğum süre zarfında fakültede, Reklamcılık, Yaratıcı
Düşünce Yöntem ve Teknikleri, Reklam ve Halkla Đlişkiler Đçin Metin Yazarlığı,
Bütünleşik Pazarlama Đletişimi, Pazarlama Araştırmaları derslerini asiste ettim. 2005 2006 yılları arasında Đstanbul Akademisinde Eğitmen olarak çalıştım ve akademide
reklamcılık, pazarlama, halkla ilişkiler, reklam yazarlığı derslerini yürüttüm. 2007
yılından bu yana da Shell & Turcas Petrol A.Ş.de Eğitim Uzmanı olarak çalışmaktayım.
Reklamcılık, pazarlama, ve halkla ilişkiler alanlarında çalışmalarım ve sunduğum
bildiriler bulunmaktadır. Đletişim Yayınlarından 2005 yılında yayınlanan Müge Elden ve
Sinem Yeygel’le ortak çalışmamız olan Şimdi Reklamlar isimli bir de kitabım
bulunmaktadır.
Hobilerim kitap, bilgisayar oyunları ve blog yazarlığıdır. Blog çalışmalarımı
www.fistikyesili.com adresinden yürütmekteyim. Đyi derecede Đngilizce biliyorum.
300
ÖZET
Son yıllarda pazarlama iletişiminin iyice artan önemi ve pazarda birbirine
benzer birçok ürünün yer alması sonucunda şirketlerin pazarlama çalışmaları marka
temelli olmaya başlamıştır. Rakip ürün ve hizmetlerden farklılaşmayı ve tercih
edilmeyi sağlayan en önemli unsur olan markaların doğru şekilde yönetilmesinin yanı
sıra tüketiciye sunduğu değerlerinde doğru seçilmesi ve tüketiciye doğru bir şekilde
aktarılması gerekmektedir. Marka değerinin tüketiciye doğru aktarılmasını sağlayan
en önemli etken de kesinlikle seçilen tutundurma kanalının hedef kitle üzerindeki
etkinliği olmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, marka değerinin iletilmesinde televizyon reklamlarının
olumlu ve güçlü bir etkisi olduğu fikrine dayanmaktadır. Bu nedenle tezin birinci
bölümünde pazarlama iletişimi kavramı irdelenmekte ve pazarlama iletişimdeki
tutundurma karmasını oluşturan öğelerin özellikleri, avantaj ve dezavantajları
üzerinde durulmaktadır.
Pazarlama iletişimi ile ilgili genel bilgilerin ardından tezin ikinci bölümünde
marka kavramı ele alınmaktadır. Markanın tanımı, özellikleri, marka imajı, kişiliği,
kimliği gibi önemli kavramların incelenmesinden sonra marka yönetim sürecine de
değinilmiştir. Yine bu bölüm içerisinde marka değeri incelenmiş ve marka değerinin
finansal bir değerden fazlası olduğu, marka değerini oluşturan bileşenlerin yapısı ve
marka değeri ölçüm sistemleri irdelenmiştir.
Tezin üçüncü bölümünde televizyon reklamcılığı detaylı bir şekilde ele
alınmıştır. Televizyon reklamcılığının yapısı, kullanılan yaklaşımlar, anlatım
formatları, yapım teknikleri ve diğer tüm teknik öğeler detaylı bir şekilde ele
alınmıştır.
Son bölümde ise seçilen reklamların değer önerisinin algılanması ve marka
tercihlerine etkileri araştırılmıştır.
301
ABSTRACT
As a result of increasing importance of marketing communication and
presence of many similar products in the market in recent years, companies have
began to conduct their marketing operations on brand. As the most effecive element
which provides differentiation from other competing products and services, brand
should be effectively managed and the value it provides to the consumer should be
correctly selected and communicated to the consumer. The most important element
that provides the most adequate communication to the consumer is effectiveness of
the promotion channel on the target group.
The aim of this study is based upon the idea that television advertising has a
positive and strong effect on communicating the brand equity. Thus, in the first
chapter of the thesis, the concept of marketing communication and main features of it
as well as advantages and disadvantages of the elements of the promotion mix are
studied.
Following general information about marketing communication, the second
chapter of the study elaborates on the concept of brand. After a definition of brand
and analysis of some important concepts such as its features, image, character and
identity, brand management process is also studied. Moreover, within the same
chapter, brand equity and the fact that brand equity means much more than its
financial value and the structure of the components that create brand equity and
systems of brand equity evaluation are analyzed.
The third chapter of the thesis elaborates on a detailed analysis of television
advertising. Structure of television advertising, approaches which are adopted during
the process, formats of expression, production techniques and all other technical
elemens are studied in detail.
Finally, in the last chapter has been researched chosen advertisements’s
perceiving value proposition, and effects on the brand choices.
302
Download