MÜHENDİSLİK EĞİTİMİNDE DİL

advertisement
MÜHENDİSLİK EĞİTİMİNDE DİL
(*) Okay DOĞUTEPE
1.ÖZET
Yabancı dil bilmenin toplumumuzda öneminin artmasıyla üniversitelerimizde yabancı
dilde eğitim tartışması başlamıştır. Bu bidiride de dilin toplum üzerindeki etkisi» yabancı dil bilmenin avantajları ele alınmış ve üniversitelerimizde yabancı dilde eğitim
yapılması İncelenmiştir. Bunun sonucunda da yeni bir sistem önerilmiştir Ayrıca bilim dilinin önemi vurgulanmış ve bilim dilimizin geliştirilmesi gerektiğine değinilmiştir,
2. GİRİŞ
Dil insanlar arasındaki ilişki ve etkileşimi sağlaması, düşüncelerin oluşturulması ve
aktarılmasında oynadığı rol ve kültürümüzün önemli bir parçası olması nedeniyle,
toplum için çok önemlidir.
Teknolojinin gelişmesi, yeni iletişim ve ulaşım araçlarının geliştirilmesiyle, "dünya oldukça küçülmüştür!. Bu oluşum içinde yabancı ülkeler ile iletişim ve etkileşim giderek
artmaktadır. Bu nedenlerden ötürü en az bir yabancı dil bilmek gereklilik halini almıştır.
Yabancı dil bilmenin günümüz koşullarında, sağladığı pek çok avantaj vardır. Ama
bu avantajları biz yabancı dilde eğitimin avantajları olarak algılamamalıyız. Üniversitelerde» özellikle mühendislik bölümlerinde eğitim dili olarak yabancı dilin kullanılması eğitimin vermini düşürmekte ve öğrenciyi sıkıntıya sokmaktadır.
Mühendislik bölümlerinde, eğitim ve teknik bilim dillerinde, belki de en önemli boşluk,
anadilimizin kapsamlı bir bilim diline sahip olmayışıdır, Bu boşluğu en kısa zamanda
gidermeliyiz,
Bütün bu etmenler göz önüne alındığında , üniversitelerde yabancı dil eğitimiyle desteklenmiş Türkçe eğitim yapılmalıdır. Bu süreç içerisinde de özellikle üniversiteler
bazında Türkçe bilim dili oluşturma konusunda kapsamlı çalışmaları yapılmalıdır,
3. DİLİN ÖNEMİ
Dilin, insanlığın gelişmesinde, İlerlemesinde, iletişim kurmasında, düşüncelerini açığa vurmasında, kısaca insanlığın varlığını sürdürebilmesinde çok önemli bir yeri vardır. Dil, insanlar arasındaki en temel, en etkili iletişim aracıdır. Bu etkileşimin doğru
etkili ve verimli bir biçimde yapılabilmesi için iki tarafın da, yani konuşanın ve dinleyenin veya yazanın ve okuyanın , aynı dili yeterli derecede bilmesi gereklidir,
(*) Öğrenci, M.M.O. Ankara Şubesi Öğrenci Komisyonu
^™~
^ ^ _ _ _ _ _
___
184
Dil ayrıca soyut düşünceleri aktarım aracıdır.Dolayısıyla hem toplumdaki diğer bireylerle iletişimin hem de kişinin yaratıcılık ve hayal gücünün kısıtlanmaması için bir dilin çok iyi bilinmesi gereklidir, Dil ile düşünce arasındaki o bitmez tükenmez ilişkiden
dolayı , anlama, yaratma, zihindeki belirginliği ve açık seçikliği sağlama ancak ulusal
dil ile etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir. Bunun sağlanabilmesi içinde ana dilin her
yönüyle zenginleştirilmesi ve geliştirilmesi gereklidir.Çünkü dil, düşünce ve kültür
arasındaki önemli etkileşim yadsınamaz. Dil, kültürün ve geleneklerin aynasıdır,
Çinli felsefeci konfuçius'a bir ülkenin başına gelseydiniz yapacağınız ilk iş ne olurdu?
diye sorduklarında verdiği cevap oldukça etkiliyicidir.HHiç kuşkusuz önce dili gözden
geçirmekle başlardım İşe. Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz, düşünce İyi anlatılmazsa, yapılması gerekenler doğru yapılamaz.Ödevler gerektiği gibi
yapılmazsa , töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını işin nereye varacağını bilemez. İşte bu yüzdendir ki, toplum için hiç bir şey dil kadar önemli değildir,
4. YABANCI DİL BİLMENİN ARTILAR!
Küreselleşmenin çağdaş toplumların gözde kavramları arasına girmesi, kitle iletişim
araçlarının yaygınlaşması ve teknolojinin gelişmesiyle adeta "dünya küçülmüştür.
Günümüzde özellikle dünya dili kabul edilen İngilizce, yiyecek giyecek etiketlerinde,
dergi, gazete ve televizyonlarda evimize, yaşantımıza girmiş durumdadır. Bu nedenlerden dolayı en az bir yabancı dil bilmek çağdaş insan için lüks olmaktan çıkmış bir
gereklilik ertelenemez bir görev halini almıştır. Bu olay, özellikle toplumumuzun aydın kesiminin başında gelen üniversite öğrencileri ve öğretim görevlileri için çok büyük bir gereklîliktir.Eskiden yabancı dil bilmek bir mühendis İçin avantaj teşkil etmekteydi. Günümüzde ise, neredeyse "mühendis11 tanımlamasının içinde yabancı dil bilmek de var,
Yabancı dil yurt dışı ile ileşitimin sağlanabilmesi için gerekli bir araçtır. Yabancı dilin
bilmenin avantajlarından biri de, yabancı yayınları takip edebilmek ve yabancı ülkelerde gelişen olayları yabancı teknolojileri günü gününe izleyebilmektir. Ayrıca kendini mesleki açıdan geliştirmek isteyen bir mühendisin yabancı ülkelerde yayınlanmış
teknik ve bilimsel yayınları takibinde yabancı dilin-özellikle İngilizce'nin rolü büyüktür.
Bundan da önemlisi öğretim görevlilerinin akademik kariyerlerini İlerletebilmeleri ve
dünyaya açılabilmeleri için yabancı dilde makaleler ve araştırma raporları yazmaları
gereklidir. Yabancı dilde yazılmış ders kitaplarının» ders notlarının Türkçe olanlara kıyasla içeriklerinin, kalitelerinin ve sayılarının fazla olması da yabancı dil bilenler açısından önemli bir avantajdır. Ayrıca bir yabancı dil bilmenin, ister akademisyen olsun
ister herhangi bir meslek sahibi olsun her insan için gerekli olduğu, kişinin ufkunu genişlettiği, başka dillerin kültürlerinin düşünme tarzını öğrettiği ve değişik bakış açıları
yakalanmasını sağladığı bir gerçektir,
5. ÜNİVERSİTEDE YABANCI DİLDE EĞİTİM
Günümüzde özel üniversitelerin tümü ve devlet üniversitelerinin 46'sı tamamıyla yabancı dilde eğitim sunmaktadır 64 üniversitede de 1/3 oranında yabancı dilde eğitim
verilmektedir,
—
-
—
—
—
185 —
^ ^ ^ = _ „ _
Bunların yanı sıra tümüyle Türkçe eğtim veren üniversiteler de vardır. Bu bilgilerden
de anlaşılacağı gibi eğitim sistemimizde dil konusunda tam bir bütünlük sağlanamamış gözükmektedir. Çoğunlukla üniversitelerimiz imkanları dahilinde yabancı dille
eğitime geçmeye çalışmaktadır. Bunun yanında bazı üniversitelerimiz Türkçe eğitimde ısrar etmektedir. Durum böyle olunca insanın aklına bir soru geliyor. "Eğitim dili
neve nasıl olmalı?
Unutulmamalıdır ki yukarıda bahsedilen avantajlar yabancı dil bilmenin avantajlarıdır, yabancı dille eğitim vermenin değil! Üniversitelerde, özellikle mühendislik bölümlerinde, okutulan ders konularıyla ilgili yabancı dilde basılı yayınların, Türkçe olanlara
oranla içerik ve sayı bakımından fazla olması da ülkemizde yabancı dilde eğitimde
bir avantajdır, Buna ek olarak, bu yayınların fazlalığı öğretim üyelerinin ders notu hazırlamalarında kolaylık sağlamakta ve içerik zenginliği kazandırmaktadır.
Bu artılarının yanında» yabancı dilde eğitimin geçerli pek çok dezavantajlı yönü vardır. Yabancı dilin, eğitim dili olarak kullanılması öğrencilerin, kendi alanlarında okuma becerilerini geliştirsede bu dili kullanarak dersiçi etkinliklere katılmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Yabancı dilde eğitimin , öğrencilere, bu dilde İletişim yetileri kazandırmaktan çok uzak olduğu ve bölüm derslerinin kavranmasında da zorluklar
yarattığı bir gerçektir. Ders esnasında öğrenci anlatılanları anlamakta va algılamakta
zorluk çekmektedir. Ve öğretim elemanı ile öğrenci arasında diyalog kopukluğu oluşmaktadır. Bu da dersin verimini ve etkinliğini oldukça düşürmektedir Bir çok öğretim
üyesi bu iletişim kopukluğunu gidermek ve dersin verimini arttırmak amacıyla ders
esnasında dersi Türkçe anlatmakta ve Türkçe-İngilizce karışımı yeni bir karma dil
oluşturmaktadır, Bu davranış, anadilimizi etkilemekte ve anadil öğretimi yeterince başarılı olmadığından dolayı iki dilin yerine yarım dilli insanlar oluşturmaktadır.
Yabancı dilde eğitim ile bilim dünyasına daha kolay girilebileceği, yabancı bilim çevreleyle etkileşimin, iletişimin daha kolay olacağı düşünülmektedir. Ancak Japonya Almanya ve birçok Avrupa ülkesindeki uygulamalar karşısında bu savı desteklemek
kolay görülmemektedir. Birkaç istisna ülke dışında bütün ülkelerde eğitim o ülkenin
anadilinde yapılmaktadır. İşte bu noktada bilim dilinin önemi ortaya çıkmaktadır. Yabancı dilde eğitime yönelinmesinin belki de en önde gelen nedeni, kapsamlı ve yeterli bilim diline sahip olmayışımızdır. Fakat bu geçerli bir neden olamaz. Türk ulusunun belki de en kötü yönü uyuşukluktur, hazıra alışmış bir toplumuz, yaratıcılığımızı
ve bilgimizi kullanarak birşeyler oluşturmaktansa taklit etmek işimize geliyor. Bu belki
de rahatımıza düşkün olduğumuz içindi, ama taklit ettiğimiz yerdeki koşullar ve olanaklar ile bizimkilerin aynı olmadığını gözardı ediyoruz.
Bu nedenledir ki çok iyi işleyen bir sistem, biz uyguladığımızda verimsiz ve faydasız
hale dönüşebilemekte.Eğitim konusunda uyuşukluk kabul edilemez!., Özellikle de ülkemiz için eğitimin, kalkınmamız, gelişmemiz ve dünya üzerindeki hakettiğimiz noktaya gelebilmemiz İçin çok çok önemli olduğu bir zamanda, konu eğitim olduğunda
hiç bir şeyden kaçınmamalıyız, Tamam, belki günümüz koşullarında bilim dilimiz yeterli değil, ama onu yeterli kılmak için herkes katkıda bulunmalı ve kültürümüze, özümüze sahip çıkmalıdır. Bu konuda en önemli iş de üniversitelerimize düşmektedir.
188
6. BİLİM DILI
Öncelikle bilim dili nedir? Bilim dili, en genel anlamda bilimi oluşturan veri, bilgi ve terimleri sözlü veya yazılı olarak başkalarına aktarmak İçin kullanılan, bilim dallarına
özgü özel kavramlar ve olgular taşıyan sözcük ve terimlerden oluşan dildir, Bilim dili
ulusal dilin bir parçası olarak görülmeyip yabancı dillere dayandmlmışsa, bilim adamı-öğrenci-halk arasında iletişim kurmak oldukça güçleşmektedir.
Bir kavramı mantık ölçüleri içinde hiç bir noktada boşluk duymadan kavrayabilmek,
üretkenliği yaratır. Çünkü kullanılan dilin mantığı, kullananın mantığından çok ufak
bir nokta da bile ayrılsa» o kavramda, kavram alanında ve onunla ilgili çağrışım alanında boşluk olur. Dolayısıyla düşüncede kopukluk görülür yada düşünce hiç oluşmaz. Bu nedenle, bir ulusun çağdaş araştırmalarının verilerini ve bulgularını kesintisiz olarak yayınlayabiimesi ve eğitimde uygulayabilmesi için, ana dilinin bütünlüğünü
ve tutarlılığını bozmadan bir bilim dili oluşturmuş olması gerekir. Bence, "Bilimsel terimler ve sözcükler uluslararasıdır, aynen alınıp kullanılmalıdır, bunlar Türkçeleştirilemez! sözü hiç de doğru değildir. Çünkü alınması gereken bilimin sonuçları, kavramlarıdır. Yabancı dildeki sesler, sözcükler değil. Gelişmekte olan bazı ülkeler gibi Türkiye'de de, bu çok emek ve özveri isteyen bilim dili oluşturma çabasının üzerinde durulmamaktadır. Bu olayın üstesinden geiinemediği için dil, düşünce eğitim, bilim ve
teknik bilim arasındaki birbirini sürekli besliyen ve geliştiren etkillşimler göz ardı edilerek sorun, yabancı bir dilde yüksek öğretim yaparak çözülme yoluna gidiliyor.
Hiç bir dil zengin bir dil olarak doğmamıştır. Tüm diller ancak zamanla İşlenip geliştirilerek bilimve sanat dili haline getirilebilir, bu unutulmamalıdır. Bu iş büyük özveri ve
sabır isteyen bir iştir.
7, ÖNERİLEN SİSTEM
Bütün bu yazılanlar incelendiğinde ortaya mantıklı tek bir çözüm çıkmaktadır. Eğitim
dili ve buna paralel olarak bilim dili Türkçe olmalıdır.Tüm üniversitelerde Türkçe'ye
geçiş sürecinde bilim dilinin özleştirilmesine özen gösterilmeli ve üniversiteler kendi
içlerinde çok iyi organize olmalıdırlar, Bilim dilinin özleştirilmesi esnasında üniversiteler arasındaki köprü görevini ve uygun, mantıklı terimleri seçme işini Türk Dil kuru«
mu'nun üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Böylece kapsamlı ve işlevsel bilim dili
oluşturmak mümkün olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da, artık halkın benimsediği, günlük hayatta sık sık kullandığımız kelimelerle vakit harcamamak
olmalıdır.
Televizyon, radyo gibi kelimelerin yerine "uzaktan gelen ışık", "uzaktan gelen ses" gibi sözcükler kullanmaya çalışmak yalnızca oluşturulan bilim diline adaptasyonu geciktirecek ve halkımızın kafasını karıştıracaktır. Bu tip kelimelerin ayıklanması İşi de
yine Türk dil Kurumu'na düşmektedir. Bilim dili oluşturulmasına ek olarak Türkçe kitap ve ders notu sayısını arttırmak amacıyla, üniversitelerdeki öğretim elemanları İlgi
alanlarına giren yabancı dildeki yayınları Türkçe'ye çevirmeli, derleme bile olsa kitap
yazmalıdırlar. Gerekirse öğretim görevlilerine bu konu ile ilgili teşvik edici uygulamalar getirilebilir.
187
Eğitim Türkçe yapılırken yabancı dilin önemi göz ardı edilmemelidir. Bu sebeple üniversite öncesinde veya üniversite hazırlık sınıflarında öğrencilere çok iyi bir yabancı
dil öğretilmelidir. Bu dilde, büyük olasılıkla dünyada 470 milyon" kişinin konuştuğu ingilizce olacaktır. Bu konu ile ilgili ortaöğretimde de değişikliklere başvurulabilir, Yabancı dil öğretilirken öğrenciye, yazma, okuduğunu anlama ve konuşma olgularının
hepsi kazandırılmalıdır. Öğrenci, günlük hayatta kendisini zorlanmadan ifade edebilecek konuma getirilmelidir ve birinci, ikinci sınıflarda da bu yabancı dil ile ilgili derslere kapsamlı bir şekilde devam edilmelidir. Hatta, belki de öğrenciye , bölüm İçin gerekli, İngilizce'den sonra başka bir dil daha öğretilebilir. Örneğin , bu dil Maklna Mühendisliği Bölümü için Almanca olabilir. Bu ikinci dilin kapsamlı boyutta olması gerek»
mez. Öğrenciye o dilin yapısını anlatmak ve öğrenciyi belli bir seviyeye getirmek yeterli olacaktır. En azından Öğrenci bu dille ilgili bir yazı gördüğünde kafasında bir şeyler oluşabilmelidir. Bu sayede öğretilen iki dilin kültürlerini, onların düşünce tarzlarını
anlamak dolayısıyla onların ürettikleri teknik bilimi anlamak ve düşünce sınırlarımızı
genişletmek mümkün olacaktır.
Anadilinde eğitilen, en az bir yabancı dili bilimsel iletişimde kullanacak düzeyde bilen
mühendisler yetiştirmek amaç olmalıdır, Bu noktada şöyle bir sorun ortaya çıkmakta,
Teknik terim ve sözcükler öğrenciye nasıl sunulacak? Bu konuda, çevremdeki üniversite öğrencileriyle ve öğretim elemanlarıyla yaptığım konuşmalar sonucu başlıca
üç çözüm ortaya çıktı.
188
Download