MALİ ÇÖZÜM ÖRNEKLERLE İŞ HUKUKUNDA TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA VE HÜKÜMLERİ Bünyamin ESEN* I- GİRİŞ Ülkemiz iş mevzuatında toplu işçi çıkarma ile ilgili hükümler yasal temelde 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre işyerinde çalışan işçi sayısı, 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin; 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin, 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin işine süreli fesih yoluyla fesih bildirimi süreleri içerisinde yâda bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır. Toplu işçi çıkarma iş ilişkileri açısından özellikli bir durumdur. İş akitlerinin toplu halde feshi şüphesiz ki çalışma ilişkilerine derin etkiler yapabilme potansiyeline sahip bir durumdur. Bu nedenledir ki yasa koyucu iş barışının bozulmaması ve iş akdinin taraflarının hiçbirinin haklarının muhtel hale getirilmemesi için toplu işçi çıkarmayı mevzuatta özel olarak düzenlenmiştir. Bu yazımızda ülkemiz iş mevzuatında toplu işçi çıkarmanın kapsamı ve kavramın temel unsurları açıklanacak, toplu işçi çıkarma halinde oluşan yasal yükümlülükler ele alınacak ve nihayetinde yüksek yargının toplu işçi çıkarma ile ilgili içtihatlarına değinilecektir. II-TOPLU İŞÇİ ÇIKARMANIN NEDENLERİ VE BİLDİRİMİ Toplu işçi çıkartılma olgusu; işveren, ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu istihdam ettiği işçi sayısını kanunca belirlenmiş sayı üzerinde azaltmaya karar verdiğinde gerçekleşmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu toplu işçi çıkarma olgusuna neden olabilecek halleri örnekleme yöntemiyle saymış, bu nedenlerin işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu ortaya çıkması gerektiğini belirtmiştir. Neyin toplu işçi çıkarma olduğunu kavramak amacıyla 4857 sayılı Kanun’da belirtilen toplu işçi çıkarmaya neden olabilecek halleri açıklamakta fayda vardır. Kanunun toplu işçi çıkarmaya gerekçe olarak sunduğu başlıkları sırasıyla açalım: * Sosyal Güvenlik Denetmeni OCAK - ŞUBAT 2013 327 MALİ ÇÖZÜM Toplu işçi çıkarmaya dair ekonomik nedenler; küresel, ulusal, bölgesel veya sektörel krizlerden kaynaklanabileceği gibi işletmenin yâda işyerinin ekonomik olarak darboğaza girmesi şeklinde de tezahür edebilir. İşletmenin faaliyetini sürdürebilmesi, darboğazdan çıkması yahut karlılığının ve etkinliğinin korunabilmesi için işçi çıkartılmasına gerek duyulması mümkün olabilecektir. Bu takdirde kanuni sınır üzerindeki işçinin fesih süresi içerisinde yahut bir aylık süre içerisinde ayni tarihte veya farklı tarihlerde işten çıkarılması toplu işçi çıkarma hükümlerine tabi olacaktır. Toplu işçi çıkarmaya dayanak olabilecek bir başka neden de teknolojik nedenlerdir. Teknolojik nedenler işin görülmesi için ihtiyaç duyulan istihdam sayısının işe teknoloji ve inovasyon katılması ile azalmasını ifade eder. İşin otomasyonu, yeni makine ve teknoloji uygulanması, iş gücü ihtiyacını azaltan araştırma-geliştirme adaptasyonu, iş süreçlerinin yeni teknolojik imkanlar sonucu kısalması gibi olgular sonucunda yapılan işin emek yoğunluğu azalmakta, sermaye yoğunluğu ise artmaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle yapılacak kanuni sınır üzerindeki işçi çıkarmalarda da toplu işçi çıkarma kavramından söz edilebilecektir. Yapısal nedenler işyerinin organizasyonel yapısının değişmesi başta olmak üzere işçi çıkartılmasını objektif ölçülerle haklı kılan nedenleri tanımlar. Yapısal nedenler objektif değerlendirilmelidir. İşverenin iş organizasyonu üzerinde genişletilmiş yönetim hakkı bulunmaktadır. Organizasyonun sadeleştirilmesi, iş süreçlerinin yeniden düzenlenmesi, çeşitli departmanların kapatılarak yahut başka departmanlarla birleştirilerek istihdam edilen personel sayısının azaltılması toplu işçi çıkartmaya neden olabilecek durumlardır. Burada mevsimsel işlerde işletme döneminin son bulması sonucu ortaya çıkan mevsimlik işsizliğin yapısal nedenle oluşmakta olsa da toplu işçi çıkarma kapsamında olmayacağına değinmekte yarar bulunmaktadır. Makalemizin ilerleyen kısımlarından mevsimsel işler dolayısıyla yapılan işçi çıkartmaları örneklerle ayrıntılandırılacaktır. Toplu işçi çıkarmanın gerekçesi olan işletme, işyeri veya işin gerekleri toplu halde değerlendirilirse farklı hallerde tezahür edebilecekleri görülmektedir. Hizmet sektöründe çokça görülüğü üzere yapılan işe katılan emek faktörünün iş süreci boyunca değişken olduğu işler yanında, inşaat işleri gibi belirli bir süre sonunda işin tamamlanması nedeniyle emek ihtiyacının ortadan kalkması yahut işin kendi doğasından kaynaklanan bir şekilde süreç içerisinde emek yoğunluğunun azalması söz konusu olabilir. 328 OCAK - ŞUBAT 2013 MALİ ÇÖZÜM Gerçekten de bazı işler işe katılacak emek faktörüne zamanla daha az ihtiyaç göstermektedir. Bir örnek ile açıklayalım: Örnek 1: Petrol arama işiyle iştigal eden A A.Ş. unvanlı tüzel kişiliğe ait Raman petrol sahasndaki işyerinde 350 işçi çalışmaktadır. Bazı kuyularda petrol çıkmaması ve yönetim kurulunca bu arama kuyularının kapatılmasına karar verilmesi dolayısıyla 30 işçinin iş akitleri ihbar süreleri dikkate alınarak ayni tarihte sona erdirilmiştir. Bu durum iş hukukunda tanımlanan işyeri veya işin gerekleri dolayısıyla topluca işten çıkartılma olgusuna işaret etmektedir. Örnek 2: Kat otopark inşaatı ve işletmeciliği yapan B Ltd.Şti. unvanlı tüzel kişilik işvereni İstanbul’un Şişli ilçesinde yaptığı kat otoparkı inşaatında 120 işçi çalıştırmaktadır. İnşaatın tamamlanması sonucu işveren işçilerinin bir kısmını çıkartmaya ve otoparkı işletmeye yeter kadar işçiyle devam etmeye karar vermiştir. Bu işyerinde en az 12 işçinin toplu halde işten çıkartılması toplu işçi çıkarma olarak vasıflandırılacaktır. Örnek 3: Yap-işlet-devret sistemi ile C A.Ş. unvanlı tüzel kişilik işverenince yapılan hidroelektrik santrali işinde inşaat safhasının bitmesi sonucu 490 olan çalışan sayısı önemli ölçüde azaltılarak, 250 işçinin işine toplu şekilde son vermiştir. İşletmede yalnızca santrali işletmeye yetecek sayı ve evsafta personelin istihdamının korunması söz konusudur. Bu durum iş sürecinin doğasından kaynaklanan bir şekilde istihdamın toplu halde azaltılmasıdır ve kanuni sınır üzerinde işçi topluca çıkartılmış olduğu için hukuki açıdan “toplu işçi çıkarma” sayılacaktır. III- BİLDİRİM ZORUNLULUĞU VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER Toplu işçi çıkarmanın iş barışına olası etkilerini azaltmak isteyen İş Kanunu, toplu işçi çıkarmak isteyen işverenlere önceden yerine getirilmesi gereken bazı yükümlülükler getirmiştir. Buna göre işveren toplu olarak işçi çıkarmadan bu durumu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine ve ilgili Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirmek zorundadır.1 Yapılacak bildirimde işçi 1 4857 sayılı Kanunda ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumu’na ayrı ayrı bildirim zorunluluğu düzenlenmiş olsa da 11.10.2011 tarihli ve 665 sayılı KHK ile söz konusu kamu idareleri kapatılarak Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri tesis edilmiş olduğundan bildirimin ilgili Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne yapılması gerekmektedir. Bkz: 665 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 02.11.2011 tarih ve 28103 sayılı Mükerrer Resmi Gazete. OCAK - ŞUBAT 2013 329 MALİ ÇÖZÜM çıkarmanın sebepleri, bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur. İş hukukumuzun işverenin sendika temsilcileri ile görüşmeler yapması esasını getirmenin temel nedeni toplu işçi çıkarmanın iş barışını bozmasını önlemek ve mümkünse toplu işçi çıkarmayı engelleyecek idari tedbirlerin müştereken tespit edilmesini sağlamaktır. Bildirimden sonra işyeri sendika temsilcileri ile işveren arasında yapılacak görüşmelerde, toplu işçi çıkarmanın önlenmesi yâda çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır. Görüşmelerin sonunda, toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenir. İşyerinin bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde, işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. Önemle belirmek gerekir ki işveren toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümleri 4857 sayılı Kanunun iş akdinin feshinde usulü ve geçerli nedenle fesih kurallarını belirlediği 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümlerinin uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamaz; aksi halde işçi bu maddelere göre dava açabilir. İş hukuku toplu işçi çıkarma prosedürünün uygulanması amacıyla idari ceza uygulamasını da düzenlemiştir. Toplu işçi çıkarma ile ilgili hükümlere aykırı olarak işçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkardığı her işçi için dört yüz elli Türk Lirası idari para cezası verilir.2 IV- TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA İÇİN SAYI SINIRLAMASI İş hukuku bir işçi çıkarma olayının toplu işçi çıkarma sayılabilmesi için belirli bir sayı şartının yerine gelmesini aramaktadır. Buna göre işyerinde çalışan işçi sayısı: a) 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin, b) 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin, 2 17.01.2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile söz konusu fiilin daha evvel “iki yüz milyon lira” olan ceza tutarı “dört yüz elli Türk Lirası” idari para cezasına çıkartılmıştır. Bk.: 6270 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 26.01.2012 tarih ve 28185 sayılı Resmi Gazete. 330 OCAK - ŞUBAT 2013 MALİ ÇÖZÜM c) 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin, işine 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca süreli fesih yoluyla fesih bildirimi süreleri içerisinde3 yâda bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır. İşyerinde çalışan işçi sayısı 20’nin altında ise işçilerin tümü toplu halde işten çıkartılsa dahi iş hukukuna göre “toplu işçi çıkarma” olgusundan söz edilemez. Toplu işçi çıkarma halinde fesih bildirimleri, hukuki açıdan işverenin toplu işçi çıkarma isteğini bölge müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur. Bir başka deyişle iş akitleri bu tarihe kadar askıdadır. 4857 sayılı İş Kanunu, işverenin toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırmasını vazetmiştir. Böylece işyerinin yetişmiş personel ihtiyacının önceki işçilerden karşılanması sağlandığı gibi toplu işçi çıkarma nedeniyle işinden olan işçilerin pozitif ayrımcılık ile korunması amaçlanmaktadır. Toplu işçi çıkarmaya gidilen işyerlerinde çıkarma tarihinden itibaren altı ay içinde toplu işçi çıkarmanın konusu olan işlerde geçici iş ilişkisi gerçekleştirilemez (4857, m. 7). Bu hükümlerle toplu işçi çıkarma müessesinin keyfi olarak kullanımının ve işçilerin haklarının bu suretle muhtel hale getirimesinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. V- MEVSİMLİK İŞLERDE TOPLU HALDE İŞÇİ ÇIKARMA Mevsim ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları hakkında, işten çıkarma, bu işlerin niteliğine bağlı olarak yapılıyorsa, toplu işçi çıkarmaya ilişkin hükümler uygulanmaz. İş Kanununun mevsimlik işleri özel nitelikteki toplu işçi çıkarma düzenlemelerinin dışında tutmasının mantığı açıktır. Mevsimlik işlerde çalışanlar zaten işin mevsimlik niteliğini bilerek iş akdi kurmaktadır. İşveren açısından da sürekli surette toplu halde işçi almak ve toplu halde işçi çıkartmak işin mevsimlik doğasından kaynaklanmaktadır. Kanun toplu 3 İş sözleşmeleri; a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılmaktadır (4857 m. 17). OCAK - ŞUBAT 2013 331 MALİ ÇÖZÜM işçi çıkarmayı özel düzenlemelere tabi tutarken, toplu halde işçi çıkarmayı imkansız hale getirmeyi değil, iş ve işyerinden kaynaklanan nedenlerle toplu işçi çıkartılması halinde işçilerin mağdur olmasını yahut iş barışının zedelenmesini önlemeyi amaçlamıştır. Bu noktada neyin mevsimlik iş olduğu önem arz etmektedir. Yüksek yargı içtihatlarında, çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanmıştır. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yitirilen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren ve bu dönemlerde iş akitlerinin askıya alındığı yahut önemli ölçüde azaltıldığı işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.4 Mevsimlik işlerin neyi kapsadığını ve işletme, işyeri ve işin gereklerinden kaynaklanan işçi çıkartmaları daha iyi anlamak açısından birkaç örneğe yer vermek yerinde olacaktır: Örnek 4: Nisan-Eylül ayları arasında yılın altı ayında hizmet vermekte bulunan Bozcaada’daki A Ltd. Şti. unvanlı tüzel kişiliğe ait 45 personeli bulunan otel işletmesinde belirsiz süreli iş akdiyle çalışmakta olan 40 işçinin işine 30 Eylül tarihinde topluca son verilmiştir. Sezonun bitmesi dolayısıyla gerçekleştirilen bu işten çıkarma 4857 sayılı Kanun kapsamında bildirim gerektiren bir toplu işçi çıkarma sayılmayacaktır. Zira iş akitlerinin feshi için sezon bitimi gerekçe gösterilmiştir. Bu ise işin mevsimlik niteliğinden kaynaklanan bir durumdur. İşçilerin 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ihbar ve 1475 sayılı Kanun (T.C. Yasalar 01.09.1971), hükümlerince kıdem tazminatı hakları saklıdır. Örnek 5: Örnek 2’de belirtilen A Ltd. Şti. unvanlı işletme, kapasite kullanımının düşük olması ve sektörde yaşanan küresel ekonomik kriz dolayısıyla rezervasyonların iptalinden ötürü 20 Ağustos tarihinde henüz sezon bitmeden önce 10 işçisini ihbar öneli dikkate alınarak topluca çıkarmaya karar vermiştir. Söz konusu bu işten çıkarma İş Kanununda tanımlanan 4 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Karar Tarihi: 07.03.2012, 2011/9-755 E., 2012/117 K. Benzer kararlar için bakınız: Yargıtay H.G.K., Karar Tarihi: 30.11.2011, 2011/9-596 E., 2011/725 K.; Yargıtay 9. H.D., Karar tarihi: 12.10.2010, 2008/35528 E., 2010/28674 K.; Yargıtay 9. H.D., Karar Tarihi: 04.10.2010, 2008/36852 E., 2010/26733 K. 332 OCAK - ŞUBAT 2013 MALİ ÇÖZÜM toplu işçi çıkarma kapsamındadır. Zira iş akitlerinin feshi mevsimlik işin doğasından kaynaklı olarak değil sektörel krizden dolayı gerçekleştirilmiştir. Örnek 6: Bursa ilinin Gemlik ilçesinde faaliyet göstermekte olan zeytin işletmesinde zeytin toplama işinde çalışmak üzere 01.09.2011 tarihinde işe alınan 40 işçi, zeytin toplama işinin bitmesi üzerine 31.12.2012 tarihinde iş akitleri feshedilerek ihbar öneli dâhilinde işten çıkartılmıştır. Söz konusu işyerindeki iş akitlerinin ayni tarihte feshedilmesi fiili iş hukuku açısından “toplu işçi çıkarma” kapsamına sokmaz. Zira iş mevsimlik bir iş kapsamındadır. VI- YÜKSEK YARGI KARARLARINDA TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA Yüksek yargı içtihatlarına baktığımızda 4857 sayılı İş Kanunu’ nun 29. maddesindeki prosedüre uymamak, bir başka anlatımla önceden ilgili kamu kurumlarına bilgi verme ve sendika ile görüşme yükümlülüklerini yerine getirmemenin toplu işçi çıkarmanın hükümsüz hale gelmesini gerektirmediği hukuki yorumunu görürüz. Yargıya göre bu yükümlülüklere uymamamnın yaptırımı yasanın 100 üncü maddesinde yer alan idari para cezasıdır. Hiçbir şekilde İş Kanununda vazedilen toplu işten çıkarma kurallarına uymamak iş sözleşmelerinin topluca feshini geçersiz kılmaz. Öte yandan yüksek yargı içtihatları toplu işçi çıkarmanın iş hukukunun özel bir uygulması olduğunu belirtmiş ve bu uygulamaya iş veya işletmeden kaynaklanan geçerli bir nedenle başvurulmuş olması koşulunu aramıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007 tarihli bir kararında işverenin iş sözleşmelerini işletmeden kaynaklanan geçerli bir nedenle feshedip feshetmediğini sorgulamış, kayıtlara göre toplu işçi çıkarma fiili sonrasında yeni işçi alımı yapılmasını ve fesih işlemi ile çelişen uygulamalara girilmesini hukuka uyar bulmamıştır. Buna göre yüksek yargı toplu işçi çıkarma yoluyla feshin son çare olması gerektiği ilkesini göz önünde tutmaktadır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 29.01.2007) VII- SONUÇ Toplu işçi çıkarma ülkemiz iş hukukunda uygulama alanı bulmuş bir iş ilişkisidir. Yasaya göre işyerinde çalışan işçi sayısı, 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin; 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin, 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin işine süreli fesih yoluyla feOCAK - ŞUBAT 2013 333 MALİ ÇÖZÜM sih bildirimi süreleri içerisinde yâda bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır. Toplu işçi çıkarma müessesesi keyfi olarak kullanılamaz, ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gereklerine dayanmalıdır. Kanun mevsimlik ve kampanya işleri toplu işçi çıkarma hükümlerinin dışında tutulmuştur. İş barışını tehdit edebilme niteliğinden dolayı özel düzenlemeye tabi tutulan toplu işçi çıkarma düzenlemesine başvurmak isteyen işveren, bu durumu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine ve ilgili Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Sendika temsilcileri ile yapılacak görüşmede toplu işçi çıkartmanın engellenmesi yada etkilerinin azaltılması amaçlanır. Yargıtay toplu işçi çıkartma prosedürüne aykırılığın fesih bildirimlerini geçersiz kılmayacağı görüşündedir. Öte yandan yüksek yargının, işten çıkarmanın işletme, işyeri ve işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene bağlı olarak yapılması gerektiğine hükmettiği ve toplu işçi çıkarmanın son çare olması ilkesini benimsediği görülmektedir. KAYNAKÇA Albayrak, Candan (2012) “Küreselleşme ve Ekonomik Krizin İş Hukukuna Etkisi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 98 (Ocak- Şubat 2012). Büyüktarakçı, Sertaç (2010) “Mevsimlik İşler ve Kampanya İşlerinde Belirli Süreli İş Sözleşmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 11, (Özel Sayı: 2009) : 1071-1109. Cengiz (Urhanoğlu), İştar (2008), “Toplu İşçi Çıkarma Prosedürüne Aykırılığın Yaptırımı”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, 21, 2-3, (Kasım 2007/Şubat 2008). Eğrenci, Öner (2004), “Karar İncelemesi”, Çalışma ve Toplum, 2004/1 (2004). Karaman, Hüzüme (2010) Toplu İşçi Çıkarma, [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi] Ankara, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kelesli, Yunus, (2006), “Toplu İşçi Çıkarma”, Türk Hukuk Sitesi, 21.08.2012 tarihinde http://www.turkhukuksitesi.com/makale_442.htm adresinden erişildi. Kurt, Resul (2006). İş Hukuku Mevzuatında Usul ve Esaslar, İstanbul : İSMMMO Yayınları. Şakar, Müjdat (2008). Gerekçeli ve İçtihatlı İş Hukuku Yorumu. 4. bs. Ankara : Yaklaşım Yayıncılık. 334 OCAK - ŞUBAT 2013 MALİ ÇÖZÜM Şen, Murat (2005). “Toplu İşçi Çıkarma Prosedürüne Aykırılık”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, (Mayıs 2005). T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (06.04.2004), İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği, Ankara: Resmi Gazete (25425 sayılı). T.C. Yasalar (01.09.1971), 1475 sayılı İş Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (13943 sayılı). T.C. Yasalar (10.06.2003), 4857 sayılı İş Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (25134 sayılı). Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (04.10.2010) 2008/36852 Esas, 2010/26733 Karar sayılı Kararı. Ankara: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (12.10.2010) 2008/ 35528 Esas, 2010/28674 Karar sayılı kararı. Ankara: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (29.01.2007) 2006/29843 Esas, 2007/1029 Karar sayılı Kararı. Ankara: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (07.03.2012) 2011/9-755 Esas, 2012/117 Karar sayılı kararı. Ankara: Yargıtay Genel Kurulu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (30.11.2011) 2011/9-596 Esas, 2011/725 Karar sayılı kararı. Ankara: Yargıtay Genel Kurulu. OCAK - ŞUBAT 2013 335 336