023 Acil Trans ZB 311-323 - Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

advertisement
‹.Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Sürekli T›p E¤itimi Etkinlikleri
‹ç Hastal›klar›nda Aciller
Sempozyum Dizisi No: 29 • Mart 2002; s. 311-323
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller
Doç. Dr. Zafer Bafllar
Transfüzyon, ya bizzat uygulanması ya da komplikasyonlarının giderilmeye çalışılması şeklinde tıbbın hemen her dalında karşılaşılan bir tedavi yöntemidir. Kan ya da kan bileşenlerinin transfüzyonu ile pek çok hayat kurtarıldığı gibi kimi zaman da yapılan transfüzyonlar dolayısıyla bazı hayatlar kaybedilebilmektedir. Hekimler transfüzyon kararı alırlarken bu tedavinin endikasyonlarını, kontrendikasyonlarını ve yan etkilerini çok iyi bilmekle yükümlüdürler. Bu çok önemli tedavinin doğru hastada uygun biçimde kullanılabilmesi için konu hakkındaki temel bilgilerin yerleşmesi ve bunun için de konunun sürekli tıp eğitimi kavramı içinde fakültedeki eğitim programından başlayarak hak ettiği kadar yer bulması gerekmektedir.
Bu bölümde önce kan ve kan ürünleri ile ilgili bilgiler, sonra transfüzyon
uygulamasının tekniği kısaca hatırlatılacak; daha sonra da transfüzyon endikasyonları gözden geçirilecek ve transfüzyonun yan etkileri üzerinde durulacaktır. Her ne kadar bölümün başlığında iki kez ’acil’geçmekte ise de her
transfüzyonun acil bir uygulama olduğu göz önüne alınarak acil durumlardaki transfüzyonlar ayrıca vurgulanmayacaktır.
KAN VE KAN ÜRÜNLER‹
Transfüzyon için vericiden alınmış olan kan, ya tam kan veya tam kandan
elde edilen ürünler olarak kullanılır. Bir dizi santrifüj etme basamağı ve dondurma süreci sonrasında 1 ünite kandan gerekirse her biri ayrı kişiler için farklı amaçlarla kullanılabilecek çeşitli kan ürünleri elde edilmektedir (Tablo 1).
Ayrıca, aferez cihazları sayesinde bazı kan ürünleri torbadan değil de vericinin kanının işlenerek ayrıştırılması yoluyla da elde edilebilmektedir.
Uygun olduğunda tam kan yerine kan ürünleri ile tedavinin pek çok üstünlükleri mevcuttur:
1. Hastaya ihtiyacının olmadığı bileşenler sunulmamaktadır.
2. Transfüzyon reaksiyonu riski azalmaktadır.
311
• Zafer Bafllar
3. Hastalık etkeni bulaşması riski azalmaktadır.
4. Bileşenlere ayırma sayesinde daha az ünite kan ile daha çok hastanın
ihtiyacı giderilebilmektedir.
5. Tam kanın içindeki trombositler ve pıhtılaşma faktörleri hızla etkinliklerini yitirdiklerinden hemostazı sağlama açısından tam kan çoğunlukla iyi
bir kaynak olamamaktadır.
Tablo 1. Kan›n bileflenlerine ayr›lmas›*
Tam kan → Eritrosit konsantresi + Trombositten zengin plazma
Trombositten zengin plazma → Trombosit konsantresi + Trombositten fakir plazma
Trombositten fakir plazma → Taze donmufl plazma / Kriyopresipitat /
Faktör konsantreleri / Albümin / ‹mmün globülinler
*Kullan›labilen ürünler daha koyu, ara basamaklar normal yaz›lm›flt›r.
Bu temel ürünler ve onların modifiye edilmiş biçimleri aşağıda gruplanmış olarak topluca belirtilmiştir:
a. Tam kan
b. Eritrosit süspansiyonlar›: Basit eritrosit konsantresi, yıkanmış eritrosit
konsantresi, lökositi azaltılmış eritrosit konsantresi, dondurulmuş-çözünmüş
eritrosit konsantresi
c. Trombosit süspansiyonlar›: Basit trombosit konsantresi, havuzlanmış
trombosit konsantreleri, aferez trombositleri
d. Granülosit süspansiyonu
e. Plazma ve bileflenleri: taze donmuş plazma, sıvı plazma, kriyopresipitat, faktör konsantreleri, albümin, plazma protein fraksiyonu, immün globülinler, fibrin yapıştırıcılar
Yukarıda sıralanmış olanlardan günlük uygulamada en çok kullanılanlar
hakkında bazı bilgiler Tablo 2’de verilmiştir.
Tam kan 1-6 °C’de 21- 35 gün (koruyucu-antikoagülan solüsyona göre değişir), basit eritrosit konsantresi 1-6 °C’de 21- 42 gün (koruyucu-antikoagülan
solüsyona göre değişir), dondurulmuş eritrosit konsantresi <-65 °C’de en az 3
yıl, basit trombosit konsantresi oda ısısında 3-5 gün, aferez trombositleri oda
ısısında 1 ya da 5 gün (torbanın plastiğine göre değişir), granülosit konsantresi oda ısısında en çok 24 saat, taze donmuş plazma <-18 °C’de 1 yıl saklanabilir. Trombosit konsantreleri ışıktan korunarak ve tercihen bir ajitatörde olmak
üzere hafifçe çalkalanarak saklanmalıdır.
312
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
Tablo 2. Tam kan ve daha s›k kullan›lan kan ürünlerinin baz› özellikleri
Kan ürünü
Özellikleri
Tam kan
1 ünite=480-550 ml (ort. 450 ml kan + 60 ml solüsyon)
Htc %35-45
Eritrosit süspansiyonlar›
1 ünite = 250-300 ml,
Htc %65-80
Trombosit süspansiyonlar›
Basit konsantre: 1 ünite = 40-70 ml,
≥5 x 1010 /ml trombosit
Aferez trombositleri: 1 ünite = 200-300 ml,
≥3 x 1011 /ml trombosit
Taze donmufl plazma
1 ünite = 180-300 ml,
1 Ü/ml faktör ve 200-400 mg fibrinojen
Tam kan ve eritrosit konsantreleri saklama ısısından çıktıktan sonra en erken zamanda kullanılmalıdır, en geç 24 saate kadar beklenebilir. Taze donmuş
plazma eritildikten sonraki 6 saat içinde kullanılmalıdır.
TRANSFÜZYONDA ‹LKELER
Güvenli ve etkili bir transfüzyon uygulaması ile ilgili bazı önemli noktalar
aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte en etkili önlemin gereksiz
transfüzyonlardan kaç›nmak oldu¤u unutulmamal›d›r.
• Aynı ABO-Rh grubundan transfüzyon yapılmalıdır. Ancak, transfüzyon ihtiyacı kesin ve uygun gruptan kan temin edilemiyorsa ya da grup tayini, çapraz karşılaştırma için bile beklenemeyecekse O grubu kan kullanılabilir. O grubu kanın, menopoza girmemiş kadın hastalar için Rh negatif olması
tercih edilirken diğer kadın ve erkek hastalar için Rh faktörü önemli olmayabilir. Olağan koşullardaki tam kan, eritrosit ve diğer kan ürünlerinin uygunluk değerlendirmesi için bir rehber Tablo 3’de verilmiştir.
• Transfüzyon öncesi mutlaka çapraz karşılaştırma yapılmalıdır. Alıcının plazmasında verilecek eritrositlere karşı antikor varsa (ABO uyuşmazlığı)
aglütinasyon görülecektir. Aglütinasyon gerçek bir uyuşmazlık dışında nedenlerle de oluşabilir (yalancı aglütinasyon): hiperglobülinemi durumlarında
görülen psödoaglütinasyon birkaç damla fizyolojik serum eklendiğinde kaybolacaktır. Soğuk aglütininlerden ileri gelen otoaglütinasyon test 37 °C’de tekrarlandığında görülmeyecektir. Her türlü serumla aglütinasyon gözleniyorsa
(panaglütinasyon) ürünün bakterilerle kontamine olduğu akla gelmelidir.
• Transfüzyon öncesi yapılması gerekli olan kontroller -hastanın kimliği,
hastanın ve vericinin kan grupları, kan ürününün testlerinin yapılıp yapılmadığı, son kullanma tarihi, çapraz karşılaştırma yapılıp yapılmadığı ve sonucu,
313
• Zafer Bafllar
Tablo 3. Transfüzyon öncesi uygunluk araflt›r›lmas› için bir rehber
Eritrosit
Serumdaki
antijeni
antikor
Al›c› serum
Uygun kan gruplar›
Al›c› hücreler
A
A
Anti-B
A, O
A, AB
B
B
Anti-A
B, O
B, AB
O
O
Anti-A, Anti-B
O
O, A, B, AB
AB
A, B
-
AB, A, B, O
AB
Rh–pozitif
D
-
Rh +, Rh -
Rh dikkate al›nmaz
Rh-negatif
-
Anti-D
(immünize ise)
Rh -
Rh dikkate al›nmaz
Al›c›n›n kan grubu
Tam kan
Al›c›n›n kan grubundan olmal›
Eritrosit süspansiyonu
Al›c›n›n serumu ile uyumlu olmal›
Plazma
Al›c›n›n hücreleri ile uyumlu olmas› istenir
Trombosit süspansiyonu
Al›c›n›n hücreleri ile uyumlu olmas› istenir, ancak uyumlu
gruptan bulunam›yorsa herhangi bir gruptan olabilir
kan ürününün görünüşü, vb. bir kez daha gözden geçirilerek uygun kan ürününün doğru hastaya verileceğinden emin olunmalıdır.
• Kullanılacak olan damar yolu amaca uygun özellikte olmalıdır: akışın
rahat olduğu bir periferik ven en uygunu olmakla birlikte kateter yerleştirilmiş bir santral ven de kullanılabilir; damar yolunda daha önce giden bir başka tedavi olmuşsa yol fizyolojik serum ile yıkanmalı/açık tutulmalıdır.
• Transfüzyon yapılacak torbada eritrosit var ise 18 G veya daha geniş
iğne kullanılmalıdır; daha küçük iğnelerle eritrositler mekanik olarak zedelenebilirler.
• Tüm transfüzyonlarda her zaman duruma uygun bir filtre kullanılarak
torba içindeki olası agregatların dolaşıma geçmeleri önlenmelidir.
• Torbanın içine veya setine yalnızca fizyolojik serum veya %5’lik albümin güvenle katılabilir; %5 dekstroz gibi solüsyonlar hipotonik olduklarından
eritrositlerde hemolize yol açarlar ve kalsiyum içeren solüsyonlar da pıhtılaşmaya neden olurlar.
• Torbanın içine bu koşulda kullanımlarının güvenli ve etkili olduğu bilinmediği sürece ilaç katılmamalıdır; farklı pH değerleri hemolize neden olabilir ya da ilaç etkinliğini yitirebilir.
• Bazı özel durumlar dışında kanın ısıtılması gerekmez. Bu durumlar
arasında massif transfüzyonlar, kan değişimi, soğuk aglütinin hastalığı ve in-
314
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
füzyon bölgesinde ısıtılmamış ürün ile vazospazm gelişmesi sayılabilir. Isıtma
oda ısısında veya 37 °C su banyosunda yapılmalı; kontrolsüz, ısısı bilinmeyen
ısı kaynakları kullanılmamalıdır.
• Başlangıçta kan çok yavaş verilmelidir; ilk 5-10 dakikada yan etki gözlenmezse hız biraz arttırılır, ilk 30 dakikada sorun gelişmemişse hız 200-400
ml/saate çıkarılabilir. Eritrosit süspansiyonu ve tam kan transfüzyonunun süresi 4 saatten uzun olmamalıdır, daha uzun sürelerde bakteri kontaminasyonu riski artmaktadır.
• Transfüzyon süresince hasta yakın gözlem altında tutulmalı ve vital
bulgular (nabız ve soluk sayısı, arter kan basıncı) düzenli aralıklarla değerlendirilerek kaydedilmelidir.
TRANSFÜZYON END‹KASYONLARI
Transfüzyon kararı verirken durumun değerlendirilmesi iyi yapılmalı ve
transfüzyonun beklenen yararının olası zararlarından daha çok olacağından
emin olunmadan transfüzyon yapılmamalıdır. Transfüzyonda amaçlar birkaç
grupta toplanabilir:
a. Akut kanamalarda kan kaybının (= eritrosit + hacim kaybının) yerine
konulması
b. Eksik kan bileşenlerinin (eritrosit, trombosit, lökosit, plazma proteinleri, pıhtılaşma faktörleri gibi) yerine konulması
c. Kan değişimi ve vücut dışı dolaşım uygulanması
d. Transplantasyon öncesi hiposensitizasyon (?)
Kanama
Akut kanama durumlarında kanama miktarı ve transfüzyon ihtiyacı açısından kan sayımı yerine hastanın klinik olarak değerlendirilmesi daha anlamlıdır. Hemoglobin ya da hematokrit değerlerinin kayıbı gerçek ölçüsünde
gösterebilmesi için en azından 6 saat geçmesi gerekmekte ve bu süre içinde
değerler yanıltıcı olarak normal, hatta başlangıçta biraz yüksek olabilmektedir. Yine de bazal değer olarak veya etyoloji açısından ipucu olarak başlangıç
kan sayımı mutlaka yapılmalıdır; bu sayımda bile düşük değerleri olan hastaların ya çok kanadıkları ya da öncesinde de anemik oldukları düşünülmelidir.
Kestirilen ya da ölçülen kayıp total kan hacminin %20-30’una kadar ise
muhtemelen yalnız kristalloid veya kristalloid ve kolloid solüsyonlar ile damar içi hacim tamamlanabilecektir. Daha büyük kayıplarda ise eksiğin bu şekilde giderilmesi yeterli olmayacak ve doku oksijenlenmesini sürdürebilmek
için eritrositlerin de yerine konması gerekecektir. Bu amaçla tam kan ya da
eritrosit konsantresi kullanılabilir.
315
• Zafer Bafllar
Tam kan kullanımı ciddi kanamalar, kan değişimi ve vücut dışı dolaşım ile
sınırlandırılmalı, uygun isteklerle kan merkezleri kan bileşenlerinin elde edilmesine yönlendirilmeli ve böylelikle kaynaklar ve mevcut rezervler daha çok
hastanın faydalanacağı biçimde kullanılabilmelidir.
Anemi
Başka bir nedenle yapılan bir kan sayımında hastanın anemisinin olduğunu görmek alışılmamış bir durum değildir. Asemptomatik anemiler çoğunlukla hafiftirler ve genellikle kroniktirler. Öte yandan daha derin anemisi olan
hastalar özellikle de akut gelişim söz konusu ise acil servise birtakım belirtilerle başvurabilirler.
Anemili bir hastanın acilde yapılacak değerlendirilmesinde aktif, devam
eden bir kanama olup olmadığı ve varsa hayatı tehdit edici özellikte olup olmadığı; acilen transfüzyona gerek olup olmadığı ve aneminin akut ya da kronik olup olmadığının açıklanmaya çalışılması gereklidir.
Hipotansiyon, açıklanamayan taşikardi veya ortostatik değişiklikler aneminin yakın zamanda geliştiğini düşündürür. Aşikar dış kanama dışında künt
travmalarda, yaşlı hastalarda, öyküsünde hipertansiyon olanlarda, kanama
eğilimi bilinen ya da bundan şüphelenilenlerde iç kanama olasılığı düşünülmeli ve kanama lehine belirti ve bulgu saptanamadığında da hemoliz olasılığı
akla gelmelidir.
Etyolojisi aydınlanmamış anemili bir hastaya transfüzyon yapılması gerekli görülecekse aneminin transfüzyon sonrası açıklanabilmesi için transfüzyon öncesine ait kan örnekleri ve çevresel kan yaymaları alınarak değerlendirilmeli ve tetkikler hemen yapılamayacaksa uygun şekilde saklanmalıdır.
Oksijen taşıma kapasitesini arttırmak amacıyla transfüzyon kararı verilirken eritroid değerler (hemoglobin, hematokrit, eritrosit sayısı) yanı sıra hipoksi semptomları, intravasküler hacim ile hastanın kardiyovasküler ve pulmoner
durumunun da dikkate alınması gerekmektedir. Bir ölçü olarak Hb düzeyi 10
g/dl’nin üstünde ise transfüzyonun nadiren endike olabileceği, 7 g/dl’nin altında ise genellikle endike olduğu, 7-10 g/dl arasındaki değerlerde diğer verilere göre karar verilmesinin uygun olacağı düşünülebilir. Bu amaç için tam
kan değil de eritrosit konsantresi kullanılması uygundur (Tablo 4). Bir ünite
tam kan veya bir ünite eritrosit süspansiyonu 70 kg’l›k ortalama bir eriflkinde Hb’i 1
g/dl, Htc’i %3 artt›r›r.
Trombositopeni
Trombosit sayısı 10.000-20.000/mm3 ise kanama belirtisine bakılmaksızın,
<50.000/mm3 ise kanama varsa veya invazif bir girişim söz konusu olacaksa
trombosit konsantresi verilebilir. Sayı >20.000/mm3 ise profilaktik olarak verilmemeli, >50.000/mm3 ve aktif kanama varsa büyük olasılıkla faydalanma-
316
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
Tablo 4. Eritrosit içeren kan ürünlerinin kullan›m endikasyonlar›
Tam kan
Oksijen tafl›ma kapasitesindeki semptomatik eksilmenin ve belirgin hipovoleminin giderilmesi
Basit eritrosit süspansiyonu
Oksijen tafl›ma kapasitesindeki semptomatik eksilmenin giderilmesi
Lökositten fakir eritrosit süspansiyonu
Oksijen tafl›ma kapasitesindeki semptomatik eksilmenin giderilmesi ve tekrarlayan febril nonhemolitik transfüzyon reaksiyonlar›n›n, CMV aktar›m›n›n ve olas›l›kla HLA alloimmünizasyonunun önlenmesi
Y›kanm›fl eritrosit süspansiyonu
Oksijen tafl›ma kapasitesindeki semptomatik eksilmenin giderilmesi ve ciddi ürtikeryal
reaksiyonlar ile Ig A eksikli¤i olanlarda anafilaksinin önlenmesi
Ifl›nlanm›fl eritrosit süspansiyonu
Oksijen tafl›ma kapasitesindeki semptomatik eksilmenin giderilmesi ve graft versus host
hastal›¤›n›n önlenmesi
Dondurulmufl eritrosit süspansiyonu
Nadir kan gruplar›nda yedekleme
yacağı düşünülerek verilmemeli ve başka neden aranmalıdır. Trombosit say›s›n› bir ünite basit trombosit süspansiyonu 4-5.000/mm3, bir aferez ünitesi trombosit ise
20-50.000/mm3 artt›rabilmektedir.
Koagülasyon Faktör Eksikli¤i
Taze donmuş plazma spesifik konsantrelerin olmadığı durumlarda faktör
eksikliklerinde, oral antikoagülan doz aşımında hayatı tehdit eden kanamalarda ya da acilen operasyon yapılacaksa ve massif transfüzyonlarda kullanılabilir. Bir ünite plazman›n faktör düzeylerini %2-3 civar›nda artt›raca¤› kabul edilebilir.
TRANSFÜZYONUN YAN ETK‹LER‹
Transfüzyon tedavisinin kimi kaçınılabilir, kimi önceden kestirilemeyen
birtakım yan etkileri olabilmektedir. Bunlar değişik ağırlıkta ve zamanlarda
ortaya çıktıklarından gerçek oranları bilinmemekle birlikte yaklaşık olarak
transfüzyonların %20 sinde yan etki ortaya çıktığı ve 100.000 transfüzyondan
birinde de ölüme neden olduğu düşünülmektedir. Transfüzyon yan etkilerinin bir kısmı immünolojik bir kısmı da başka yollarla oluşmaktadır. İmmünolojik temeli olan yan etkiler transfüzyon reaksiyonlar› olarak bilinirler. Bu reaksiyonların bir kısmı transfüzyon sırasında veya bittikten sonraki birkaç saat
içinde gelişen erken tip, bir kısmı ise izleyen gün ve haftalarda ortaya çıkan
geç/gecikmifl tip reaksiyonlar şeklinde olmaktadırlar (Tablo 5 ve 6).
317
• Zafer Bafllar
Tablo 5. Transfüzyon komplikasyonlar›
Komplikasyon
Nedeni / Etkisi
‹mmünolojik mekanizmalarla oluflanlar
A.
Erken tip reaksiyonlar
Hemolitik reaksiyon
Al›c›daki/üründeki eritrosit antikorlar›ndan ileri gelir
Anafilaktik reaksiyon
Üründeki IgA’ya karfl› oluflur (IgA eksikli¤i olanlarda)
Pulmoner reaksiyon
Al›c›daki/üründeki lökosit antikorlar›ndan ileri gelir
Ürtikeryal reaksiyon
Üründeki plazma proteinlerinden ileri gelir
Febril reaksiyon
Üründeki lökositlerden ileri gelir
B.
Gecikmifl tip reaksiyonlar
Hemolitik reaksiyon
Al›c›daki eritrosit antikorlar›ndan ileri gelir
Transfüzyon sonras› purpura
Al›c›daki trombosit antikorlar›ndan ileri gelir
Graft versus host hastal›¤›
Üründeki aktif lenfositlerden ileri gelir (‹mmünitesi
zay›f al›c›larda)
Alloimmünizasyon
Daha sonra sorun oluflturabilir (Bak›n›z Tablo 7)
‹mmünmodülasyon
‹mmünsupresyon oluflabilir
‹mmünolojik temeli olmayanlar
Bakteriyel sepsis
Ürünün kontamine olmas›ndan kaynaklan›r
Dolafl›m›n yüklenmesi
Tam kan ile, özellikle yafll›larda geliflebilir
Transfüzyonla geçen hastal›klar
Vericiden gelen enfeksiyon etkenlerinden ileri gelir
Demir birikimi
Kronik transfüzyonlarla oluflur
Massif transfüzyon sorunlar›*
Is›, pH ve metabolik de¤iflikliler ile dilüsyondan
kaynaklan›r
* Metne bak›n›z
Transfüzyon reaksiyonlarında en çok rastlanılan belirtiler titreme, ateş ve
ürtikerdir. Bu ilk semptomlara bakılarak reaksiyonun nedeni veya ağırlığının
kestirilebilmesi mümkün değildir. Bundan dolayı transfüzyon sırasında ve bitiminden sonraki birkaç saat içinde gelişen belirti ve bulgular varlığında bunların en önemli transfüzyon reaksiyonundan ileri geldiği kabul edilmelidir.
Farklı transfüzyon reaksiyonlarının belirtilerinin değişkenliği dolayısıyla hangi tip reaksiyonunun söz konusu olduğunu kesin olarak anlamak zor olsa da
mevcut spesifik sorunların giderilmesi gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak transfüzyon reaksiyonlarında karşılaşılabilen yan etkilerin düşündürdüğü
durumlar için olasılıkların daraltılmasına yardım edebilecek genişçe tutulmuş
bir liste Tablo 7’de verilmiştir.
318
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
Tablo 6. Transfüzyon ile immünizasyonun do¤urabilece¤i sorunlar
Antikorun hedefi
Olas› klinik sorunlar
Eritrositler
Hemolitik reaksiyonlar, kan uygunlu¤unu saptamada güçlük,
yenido¤an›n hemolitik hastal›¤›
Lenfositler (HLA)
Febril reaksiyonlar, organ uygunlu¤unu saptamada güçlük,
trombosit transfüzyonlar›na verimin azalmas›
Granülositler
Febril reaksiyon, akut akci¤er hasar›, alloimmün neonatal nötropeni, granülosit transfüzyonlar›na verimin azalmas›
Trombositler
Trombosit transfüzyonlar›na verimin azalmas›, alloimmün neonatal trombositopeni, posttransfüzyon purpura
Plazma proteinleri
Allerjik reaksiyon, anafilaktik reaksiyon (IgA)
Aşağıdaki belirti ve bulguların birlikteliği bazı komplikasyonları daha olası kılmaktadır:
Akut hemolitik reaksiyon - huzursuzluk, anksiyete, şiddetli titreme, vücut ısısının hızla yükselmesi, baş ağrısı, bel ağrısı, bulantı, kusma, taşikardi*, kan basıncında düşme*, yaralardan ve ponksiyon yerlerinden kan sızması*, hemoglobinüri, oligüri (* işaretli belirti ve bulgular özellikle anestezi altındaki hastalarda anlamlı olabilir)
Febril reaksiyon - üşüme, vücut ısısının yavaşça artışı, bulantı, kas ağrıları
Allerjik reaksiyon - kaşıntı, döküntü, kabarıklıklar, yüzün şişmesi, solunum
sıkıntısı
Kardiyak yüklenme - ani dispne, siyanoz, öksürük, köpüklü balgam, kan basıncında yükselme, boyun venlerinde dolgunluk, santral ven basıncında yükselme
Akut transfüzyon reaksiyonundan şüphelenildiğinde aşağıdaki adımlar
atılmalıdır:
1. Transfüzyon hemen durdurulur.
2. Kateter/iğne yerinde bırakılarak fizyolojik serum infüzyonuna başlanılır.
3. Hızlı bir fizik muayene yapılarak vücut ısısı, nabız, arter kan basıncı ve
soluk sayısı kaydedilir; kalp ve akciğer oskültasyonu yapılır; deride kabarıklıklar aranır; anormal kanama belirtileri araştırılır.
4. Hastadan yeni kan örnekleri alınır.
5. İdrar örneği alınır, alınamıyorsa idrar sondası yerleştirilebilir.
6. Pulmoner semptomlar belirginse yatakta akciğer grafisi çekilir.
7. Durumun ilk değerlendirmesi yapılmaya çalışılır.
319
• Zafer Bafllar
Tablo 7. Transfüzyon yan etkileri ve bunlar›n düflündürdü¤ü komplikasyonlar
Atefl
Akut ve gecikmifl hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Febril nonhemolitik reaksiyon
Akut akci¤er hasar›
Anafilaksi
Septik transfüzyon
Beklemifl kanda serbestleflen sitokinler
Üflüme-titreme
Akut ve gecikmifl hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Febril nonhemolitik reaksiyon
Anafilaksi
Septik transfüzyon
Beklemifl kanda serbestleflen sitokinler
Bulant›-kusma
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Anafilaksi
Septik transfüzyon
Beklemifl kanda serbestleflen sitokinler
Gö¤üste s›k›nt›-a¤r›
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Febril nonhemolitik reaksiyon
Akut akci¤er hasar›
Anafilaksi
Hava embolisi
Yüzde k›zarma
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Febril nonhemolitik reaksiyon
Anafilaksi
H›r›lt›l›/zorlu solunum
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Akut akci¤er hasar›
Anafilaksi
Hava embolisi
Dolafl›m yüklenmesi
S›rt/bel a¤r›s›
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Anafilaksi
Septik transfüzyon
‹nfüzyon yerinde rahats›zl›k
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Septik transfüzyon
Hipotansiyon
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Septik transfüzyon
Kanama/yayg›n damariçi p›ht›laflma
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
Massif transfüzyon komplikasyonu
Hemoglobinüri
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu
‹mmün olmayan hemoliz (Bak›n›z Tablo 8)
Kafl›nt› / ürtiker
Allerjik reaksiyon
320
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
Reaksiyon sonrası hastadan alınan yeni kan örneklerinde;
• biyokimyasal incelemeler (özellikle bilirubin, LDH, haptoglobin),
• kan sayımı (özellikle trombosit ve retikülosit sayıları)
• hemostaz çalışması (fibrin-fibrinojen yıkım ürünleri, fibrinojen düzeyi,
trombin-protrombin-aktive parsiyel tromboplastin zamanları)
• antiglobülin testleri yapılır
ve plazma/serum hemoliz açısından değerlendirilir. Transfüzyon bitmemişse çapraz karşılaştırma tekrarlanır ve hasta ile torba kanının kan grubu tayinleri tekrarlanır. İdrar örneğinde hemoglobin aranır.
İntravasküler hemoliz oluşmuş ise plazma ilk saatlerde serbest hemoglobin varlığından pembe, daha sonra ise methemalbüminemi nedeniyle kahverengi görünecektir. Ancak hemolizin ABO uyuşmazlığı dışında da nedenlerinin olabileceği unutulmamalıdır (Tablo 8)
Tablo 8. Eritrosit transfüzyonlar›nda görülebilen hemoliz nedenleri
•
Al›c›daki eritrosit antikorlar›
•
Verilen ürünün plazmas›nda bulunan antikorlar
•
Üründe çok miktarda yafllanm›fl eritrosit olmas›
•
Ürüne eklenen ilaç ya da intravenöz s›v›lar
•
Ürüne bulaflan bakteriler
•
Vericide eritrosit enzim eksikli¤i olmas›
•
Ürünün fazla ›s›t›lmas›
•
Ürünün donmas›
•
Ekstrakorporeal dolafl›mda eritrositlerin mekanik travmayla karfl›laflmas›
Transfüzyonu durdurarak hasta yakın gözlem ve izleme alındığında, oluşan yan etki(ler)in gidişi de komplikasyonun tipi hakkında fikir verebilir. Yeni belirti ve bulgu eklenmiyor ve hasta klinik olarak daha kötü olmuyorsa hafif bir reaksiyon (febril reaksiyon, hafif allerji gibi) olasılığı artacaktır.
Hemolitik olduğu düşünülen bir transfüzyon reaksiyonunun tedavisinde
neler yapılabilir? Sıvı infüzyonu ile hipovolemi, hipotansiyon ve akut böbrek
yetersizliği önlenmeye çalışılır. Yeterli idrar çıkışı sağlanamazsa furosemid
veya mannitol uygulanabilir; bunlarla da başarılı olunamazsa diyaliz gündeme gelecektir. Diğer yandan yaygın damariçi pıhtılaşması tablosu açısından
izlenen hastada erken dönemde heparin, kanama eğilimi belirlenirse taze donmuş plazma ve trombosit verilmesi düşünülebilir.
321
• Zafer Bafllar
Reaksiyonun anafilaksi olduğu düşünülüyorsa adrenalin, kortikosteroid
ve antihistaminik uygulanmalı ve genel destekleyici tedaviler sürdürülmelidir.
Reaksiyon daha küçük ölçekli bir allerjik reaksiyon ise antihistaminik ve
kortikosteroid tedavi yapılması yeterli olacaktır.
Söz konusu tablo febril reaksiyon olarak değerlendirilebiliyorsa antipiretik
ve antihistaminik ile kontrol altına alınabilecek ve gerekiyorsa transfüzyona
devam edilebilecektir.
Bakteri kontaminasyonu diğer yan etkilerden farklı bir tabloya neden
olarak ayırdedilebilecek ve hızla gram negatif etken kökenli septik şok
tedavisi yapılması gerekecektir.
Transfüzyonun diğer erken tip yan etkilerinden olan dolaşım yüklenmesi
tablosu genel olarak akut sol kalp yetersizliği gibi tedavi edilmelidir. Daha çok
kardiyak ya da pulmoner rezervi azalmışlarda, yaşlı hastalarda, derin kronik
anemisi olanların ilk transfüzyonlarında, kısa sürede yoğun transfüzyon
yapılanlarda özellikle de transfüzyon hızlı yapıldığında görüldüğünden bu
hasta gruplarında transfüzyonun hızı ve yoğunluğuna biraz daha dikkat edilmelidir.
Kanların cam şişelerde saklandığı zamanlarda görülebilen hava embolisi
komplikasyonu günümüzde pek görülmemektedir; infüzyon setindeki az
miktardaki küçük hava kabarcıkları ciddi sorun oluşturmamaktadırlar.
YO⁄UN TRANSFÜZYONLARDA SORUNLAR
Hastaya 24 saat içinde en azından total kan hacmi kadar veya üç saat içinde total kan hacminin %50’den fazlasının veya dakikada 150 ml’den çok veya
10 üniteden çok tam kan ya da 20 üniteden çok eritrosit şeklinde sık transfüzyon yapılması gibi farklı biçimlerde tanımlananabilen massif (yoğun) transfüzyonda birtakım özel sorunlar gelişebilmektedir. Yoğun transfüzyon sorunlarının bir kısmı hiperpotasemi, asidoz, hiperamonyemi gibi kanın beklemiş
kan olmasından kaynaklanmakta olup özellikle bu tür değişikliklere uyarlanması zor olan renal rezervi azalmış hastalarda önem kazanmaktadırlar. Çok
miktarda beklemiş soğuk kanın ısıtılmadan verilmesi sonucu hipotermi ve
buna bağlı olarak aritmiler gelişebilmektedir. Kan ürününün pıhtılaşmasını
önleyen sitratın yoğun olarak verilmiş olması özellikle hepatik rezervi azalmış
hastalarda toksisite yaratabilmektedir. Yoğun transfüzyon dolayısıyla dilüsyona uğrayan trombositler ve koagülasyon faktörleri nedeniyle de hemorajik
diyatez oluşabilmektedir.
Bu sorunları karşılamak üzere yoğun transfüzyon yapılacak olan ya da
yapılmış olanlarda kan ürünlerinin en azından bir kısmının uygun şekilde
ısıtılması, her 2-2.5 L transfüzyon başına 40-50 mEq sodyum bikarbonat veril-
322
Acil Transfüzyonlar ve Transfüzyonda Aciller •
mesi, ilk 2 L’den sonra her litre başına 10 ml %10 kalsiyum glukonat verilmesi
uygun olabilir. Kanama eğilimi açısından hastanın ve mümkünse trombosit
sayısı ile koagülasyon profilinin izlenmesi ve kanama eğilimi gözlendiğinde
ya da sayı düşük/testler bozulmuş olduğunda eksik olan bileşenin yerine
konması düşünülmelidir. Genel bir ölçü olarak trombosit sayısı: 50.000/mm3
altında ve kanama varsa, 30.000/mm3 altında kanama yok ama cerrahi girişim
sürecekse, 20.000/mm3 altında kanama olmasa da trombosit süspansiyonu;
protrombin/aktive parsiyel tromboplastin zamanı uzamış, fibrinojen düzeyi
100 mg/dl altında ve kanama varsa taze donmuş plazma verilebilir.
Transfüzyonun, gerçekten gerekli oldu¤u zaman yaflama döndürebilen ama önemli oranda morbidite daha az olarak ta mortalite nedeni olabilen bir tedavi oldu¤u hep
ak›lda tutularak, transfüzyon yap›lmas› karar›nda kolaya kaç›lmamas› iyi hekimli¤in
bir gere¤i olmal›d›r.
KAYNAKLAR
1.
Tangün Y. Acil transfüzyon sorunları. Dahili ve Cerrahi Acil Hastalıklar. Değerli Ü (editör), Tıbbi Kitaplar
Dağıtım Servisi, İstanbul, 1983.
2.
Pekçelen Y. Kan transfüzyonu (Endikasyonlar ve komplikasyonlar). Acil Dahiliye, Çalangu S (editör), İstanbul
Tıp Fakültesi (yayın no: 149), İstanbul, 1984.
3.
Jefferies LC. Clinical aspects of transfusion therapy. In: Hematology, Besa EC, Catalano PM, Kant JA, Jefferies
LC. Harwal Publishing, Philadelphia, ABD, 1992.
4.
Handin RI, Lux SE, Stossel TP (editörler). Blood, Principles & Practice of Hematology, JB Lippincott Co.,
Philadelphia, ABD, 1995.
5.
Beutler E, Lichtman MA, Coller BS, Kipps TJ (editörler). Williams’Hematology. Fifth edition, Mc Graw-Hill,
New York, ABD, 1995.
6.
Menitove JE. Blood transfusion. In: Cecil Textbook of Medicine, Twentieth edition, Wyngaarden JB, Smith LH,
Bennett JC (editörler). WB Saunders Co., Philadelphia, ABD, 1996.
7.
Transfüzyon (özel sayı). Bayık M (editör). Klinik Geliflim 14:2 (Nisan-Eylül 2001).
8.
Gottschall JL and Menitove JE. Transfusion: Blood and blood components. In: Manual of Clinical Hematology,
Third edition, Mazza JJ (editor). Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, ABD, 2002.
323
Download