T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI AKUT KORONER SENDROM SONRASINDA UYGULANAN KARDİYAK REHABİLİTASYONUN SOL VENTRİKÜL FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ Kardiyoloji Uzmanlık Tezi Dr. Fatih BEŞİROĞLU İSTANBUL -2015 1 T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI AKUT KORONER SENDROM SONRASINDA UYGULANAN KARDİYAK REHABİLİTASYONUN SOL VENTRİKÜL FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ Kardiyoloji Uzmanlık Tezi Tez Danışmanı: Prof. Dr. Ayşe Yelda BAŞARAN Dr. Fatih BEŞİROĞLU İSTANBUL -2015 2 ÖNSÖZ Eğitim sürem boyunca gerek tıbbi gerekse tıp dışı konularda engin bilgi ve tecrübesinden faydalanma fırsatı bulduğum, tez çalışmamın planlanması ve gerçekleştirilmesinde yardımlarını esirgemeyen, değerli tez hocam ve anabilim dalı başkanımız Prof. Dr. Ayşe Yelda BAŞARAN' a, Eğitim sürem boyunca bilgi ve becerilerimin gelişmesinde önemli katkıları olan değerli öğretim üyelerimiz Prof. Dr. Osman YEŞİLDAĞ’ a, Prof. Dr. Mehmet AĞIRBAŞLI’ ya, Prof. Dr. Oğuz CAYMAZ’ a, Prof. Dr. Okan ERDOĞAN’ a, Prof. Dr. Bülent MUTLU’ ya, Prof. Dr. İbrahim SARI' ya, Doç. Dr. Nurten SAYAR’ a, Doç. Dr. M. Kürşat TİGEN’ e, Doç. Dr. Beste ÖZBEN SADIÇ’ a, Asistanlığa başladığım ilk günden itibaren beni her şekilde destekleyen, kendisi ile birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum, tezimin tüm aşamalarında sonsuz desteğini esirgemeyen değerli ağabeyim Yrd. Doç. Dr. Murat SÜNBÜL' e, Tez çalışma sürem boyunca devamlı irtibat halinde olduğumuz, kardiyak rehabilitasyon konusunda bilgi birikimi ve yardımlarını esirgemeyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker YAĞCI’ ya, Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum tüm uzmanlarıma, Değerli mesai arkadaşlarım kardiyoloji asistanlarına, Tüm hayatım boyunca bana her zaman destek olan aileme ve özellikle tez çalışmamın veri giriş aşamasında çok yardımları olan sevgili eşim Nurdan BEŞİROĞLU’na teşekkürü bir borç bilirim. Dr. Fatih BEŞİROĞLU Nisan 2015 İstanbul 3 İÇİNDEKİLER Önsöz…………………………………………………………………………………3 Özet…………………………………………………………………………………...6 İngilizce özet (Abstract)………………………………………………………………7 Simgeler ve kısaltmalar………………………………………………………………8 1. GİRİŞ VE AMAÇ……………………………………………………………….10 2. GENEL BİLGİLER………………………………………………………..……11 2.1. Kardiyak rehabilitasyonun tanımı ve tarihçesi ………..………………………11 2.2. Kardiyak rehabilitasyon için aday hastalar…………………………..………...12 2.3. Kardiyak rehabilitasyon için kontraendikasyonlar…...………………………...12 2.4. Kardiyak rehabilitasyonun evreleri.…………………………………………….13 2.5. Sol ventrikül diyastolik fonksiyonları…………………………………………..19 2.6. Diyastolik disfonksiyonun değerlendirilmesi……...…………………………...22 2.6.1. Mitral akım hızları…..………………………………………………………..22 2.6.2. Mitral anülus velositeleri.………………………………………………..…...23 2.6.3. Sol atriyal hacim (LA) ve hacim indeksi (LAVI)………….……...………….24 2.6.4. Mitral flow propagasyon velositesi (MFPV)……………..……..……………24 2.6.5. İzovolumetrik relaksasyon süresi (IVRT)……..……………………………...24 2.6.6. Sol ventrikül elastansı (Ed)………………………..………………………….25 2.6.7. E-E’ zaman farkı (TE-e’)…………………………..….……………………….25 2.7. Sistolik fonksiyonların değerlendirilmesi…………..…………………………..25 2.7.1. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu………………..…….……………………25 2.7.2. Miyokardiyal performans indeksi…………………………………………….26 2.7.3. Strain, strain rate görüntüleme ve speckle tracking ekokardiyografi…..…….27 2.7.4. Stres ekokardiyografi…….…………………………………………………...28 2.8. Brain natriüretik peptit…………………………………....…………………….29 3. GEREÇ VE YÖNTEM………………………………………………………….30 3.1. Çalışmanın tasarımı…………………………………………………………….30 3.2. Çalışmaya dahil edilme ölçütleri……………………………………………….30 4 3.3. Çalışmaya dahil edilmeme ölçütleri…………………………………………….30 3.4. Çalışma protokolü………………………………………………………………31 3.5. Konvansiyonel transtorasik ekokardiyografik değerlendirme………………….32 3.6. Sol ventrikül speckle tracking ekokardiyografi analizi………………………...33 3.7. Stres ekokardiyografi…………………………………………………………...33 3.8. Kardiyak rehabilitasyon süreci…………………………………………………34 3.9. ProBNP ölçümü………………………………………………………..……….34 3.10. Fiziksel aktivite ile yakılan günlük kalori hesabı……………………………..35 3.11. İstatistiksel analiz……………………………………………………………...35 4.BULGULAR……………………………………………………………………...36 5.TARTIŞMA………………………………………………………………………49 5.1.Çalışmanın kısıtlılıkları……………………………………………………….…52 6.SONUÇ………………………………………………………………………...…52 7.KAYNAKLAR…………………………………………………………………...54 5 ÖZET: GİRİŞ: Yapılan çalışmalar, diyastolik disfonksiyonun miyokard enfarktüsü sonrası yaşanabilecek kardiyovasküler olayları öngörmek açısından bağımsız bir tahmin edici olduğunu göstermiştir. Kardiyak rehabilitasyonun sistolik ve diyastolik kalp fonksiyonları üzerine olumlu etkileri gösterilmiş olmakla birlikte, literatürde diyastolik disfonksiyon üzerine yapılmış çalışmalar görece az sayıdadır. Çalışmamızın amacı akut miyokard enfaktüsü nedeniyle hastaneye yatırılan ve başarılı primer perkütan girişim sonrası taburcu edilen hastalara taburculuk sonrası verilen kardiyak rehabilitasyonun diyastolik kalp fonksiyonları üzerine etkisini araştırmaktır. METOD: Çalışmamıza akut koroner sendrom kliniği ile yoğun bakıma yatırılan ve primer perkütan girişim sonrası medikal tedavi ile taburcu edilen ve kardiyak rehabilitasyona katılması planlanan ardışık 44 hasta ile kardiyak rehabilitasyon programına katılmak istemeyen ardışık 15 hasta dahil edildi. Hastalara rehabilitasyon öncesi ve sonrası egzersiz testi, iki boyutlu (2D) ekokardiyografi ve stres ekokardiyografi yapıldı, fiziksel aktivite ile yaktığı günlük kalori harcanımı hesaplandı, pro beyin tipi natriüretik peptid (ProBNP) değerleri ölçüldü. Kardiyak rehabilitasyon almayan hastalara aynı ölçümler taburculuk sonrası 0. ve 3. ayda uygulandı. BULGULAR: Kardiyak rehabilitasyon grubunda deselerasyon zamanı (DZ) değerlerinde anlamlı azalma tespit edildi. Kardiyak rehabilitasyon grubunda stres ekokardiyografide mitral flow propagasyon hızında (MFPV) anlamlı azalma izlendi. Her iki grupta sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) değerlerinde anlamlı artış izlenirken, stres ekokardiyografide yalnızca kardiyak rehabilitasyon grubunda LVEF değerlerinde artış saptandı. Bazal ve stres ekokardiyografik incelemede yalnızca kardiyak rehabilitasyon grubunda sol ventrikül global longitüdinal strain (LVGLS) değerlerinde anlamlı artış saptandı. Her iki grupta da başlangıca kıyasla proBNP değerleri anlamlı olarak azalmakla birlikte bu azalma kardiyak rehabilitasyon grubunda daha belirgin olarak gözlendi. Hastalar 3. ay ölçümlerine göre AHA/ACC kılavuzu tanımlarına uygun olarak diyastolik disfonksiyonu olanlar ve olmayanlar olarak sınıflandırıldığında yaşlı hastalarda, proBNP değeri yüksek olanlarda ve kardiyak rehabilitasyon almayan hastalarda diyastolik disfonksiyon oranı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla tespit edildi. Çok değişkenli regresyon analizinde yaş ve kardiyak rehabilitasyonun istatistiksel olarak anlamlı düzeyde diyastolik disfonksiyon için öngördürücü olduğu saptandı (P değeri sırasıyla 0,005 ve 0,042). SONUÇ: Çalışmamızın sonuçları, kardiyak rehabilitasyonun miyokard enfarktüsü sonrası diyastolik ve sistolik kalp fonksiyonları üzerine iyileştirici etkisi olduğunu göstermektedir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Kardiyak rehabilitasyon, akut koroner sendrom, ekokardiyografi, diyastolik disfonksiyon 6 ABSTRACT OBJECTIVES: The aim of our study is to investigate the impact of cardiac rehabilitation (CR) on left ventricular diastolic function in patients with acute coronary syndrome and revascularised by percutaneous coronary intervention (PCI). BACKGROUND: Diastolic dysfunction is an independent predictor of cardiovascular events after acute coronary syndrome. There is no consensus in studies concerning the long term effect of CR on left ventricular systolic and diastolic dysfunction. MATERIAL AND METHODS: 59 consecutive patients diagnosed as an acute coronary syndrome and discharged after primary percutaneus coronary intervention with optimal medical therapy were enrolled the study; 44 patients were participated in a CR program and 15 who were unable to attend the program defined as a control group. Exercise stress test, two dimensional (2D) echocardiography and stress echocardiography were performed. Daily calorie expenditures with physical activity were calculated and proBNP values of the patients were measured before and after the rehabilitation program. The same echocardiographic indices were compared with baseline and the third month values of the patients in two groups. RESULTS: In cardiac rehabilitation arm, significant decrease in DT values were spotted. Also a significant decrease in mitral flow propagation velocity (MFPV) was seen in the cardiac rehabilitation arm in stress echocardigraphy. Although significant increase in left ventricular ejection fraction (LVEF) was seen in both arms of our study; in stress echocardiography, a significant increase in LVEF was spotted only in cardiac rehabilitation arm. Significant increase in left ventricular global longitudinal strain measurements (LVGLS) was found in only cardiac rehabilitation arm of the study group in baseline and stres echocardiography. While proBNP values were decreased significantly as compared to baseline values in both groups, the percentage of the decrease was more prominent in CR group. It was seen that diastolic dysfunction was significantly more frequent in patients with older age, higher proBNP levels and who refused cardiac rehabilitation program. In multivariate regression analyse model, it was found that age and cardiac rehabilitation were significant predictors of diastolic dysfunction (P value 0,005 and 0,042 respectively). CONCLUSION: Results of our study identified the positive effect and prognostic benefits of cardiac rehabilitation on both diastolic and systolic left ventricular functions after acute coronary syndrome. KEY WORDS: Cardiac rehabilitation, acute coronary syndrome, echocardiography, diastolic dysfunction 7 Simgeler ve Kısaltmalar: A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı A’: mitral anülüs doku Doppler geç velosite ACC: American Collage of Cardiology AHA: American Heart Association AV: Atriyoventriküler BNP: Beyin natriüretik peptit CO: Kardiyak debi CI: Kardiyak indeks DZ: Deselerasyon zamanı EKG: Elektrokardiyografi E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite Ed: Sol ventrikül elastansı İVKZ: İzovolümetrik kontraksiyon süresi IVRZ: İzovolumetrik relaksasyon zamanı. İVSd: interventriküler septum kalınlığı LA: Sol atriyum LAVI: sol atriyum hacim indeksi LVED: Sol ventrikül end diyastolik çap LVEF: Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu LVEFt: Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (teichotz) LVEFs: Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (simpson) LVES: Sol ventrikül end sistolik çap 8 LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite LVGLS: sol ventrikül global longitudinal strain; METs: Egzersiz yoğunluğunun metabolik eşdeğeri MFPV: Mitral Flow Propagasyon Velositesi NT-proBNP: N-terminal fragmanında PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı RAA: sağ atriyum alanı SR: Strain rate VO2 max: Maksimum oksijen tüketimi 2D: İki boyutlu 3D: Üç boyutlu 9 1. GİRİŞ ve AMAÇ Akut koroner sendrom, Avrupa ve Amerika’da ilk sıradaki ölüm nedenidir. Çok geniş bir populasyonu ilgilendirmesi, ciddi bir mortalite ve morbidite sebebi olması sebebiyle birçok araştırmanın ve endüstrinin ilgi odağı olmuştur. Akut koroner sendromların, kalp yetersizliğinin de en önemli sebeplerinden olduğu düşünüldüğünde hasta hayatını psikolojik, sosyal ve fiziksel anlamda çok olumsuz etkileyen bir durum olduğu anlaşılır. Bu da hastalara multidisipliner olarak yaklaşılması gerektiği gerçeğini vurgular. (1-2) Kardiyak rehabilitasyon, kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda kişinin durumuna uygun düzenlenmiş egzersiz, psikososyal destek ve hasta eğitiminden oluşan bir programdır. Kardiyak rehabilitasyonda amaç, kardiyovasküler hastalığı olan bireylerin normal yaşama yeniden uyumunu kolaylaştırmak, maksimal fonksiyonel duruma ulaştırmak, risk faktörlerini azaltmak ve mortalite ve morbiditeyi olumlu yönde etkilemektir. Yapılan çalışmalarda kardiyak rehabilitasyon sonrası hastaların egzersiz testinde egzersiz yoğunluğunun metabolik değerlerinin (METs) ve ekokardiyografi ile değerlendirilen kalp fonksiyonlarının arttığı gösterilmiştir. (1-2) Diyastolik disfonksiyonun akut koroner sendrom hastalarında fonksiyonel kapasite ve prognoz ile güçlü ilişkisi gösterilmiştir. Eski çalışmalarda akut koroner sendrom hastaları daha çok sistolik kalp fonksiyonları açısından değerlendirilirken son zamanlarda diyastolik disfonksiyonun önemi anlaşılmaya başlanmış ve çalışmalar bu alana odaklanmıştır. (56) Çalışmamızın amacı akut koroner sendrom kliniği ile yoğun bakıma yatırılan ve primer perkütan girişim sonrası taburcu edilen hastalara, taburculuktan altı hafta sonra başlanan kardiyak rehabilitasyon programının (Faz 3) hastaların fonksiyonel kapasitesi ile transtorasik ekokardiyografi kullanılarak değerlendirilen kardiyak fonksiyonları üzerine etkisini araştırmaktır. 10 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Kardiyak rehabilitasyonun tanımı ve tarihçesi Kardiyak rehabilitasyon kalp ve damar hastalığı olan kişilerin maksimal fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel kapasiteye ulaştırılması amacı ile uygulanan işlemlerin tamamıdır. Eskiden enfarktüs ya da koroner bypass geçiren hastalar birkaç aya kadar uzayan yatak istirahatine alınırken, sonraları erken hareket eden hastaların günlük yaşamlarına daha kolay uyum gösterdikleri, komplikasyonlara daha az maruz kaldığı gözlenmiş ve bu yönde yapılan çalışmaların ışığı altında kardiyak rehabilitasyon doğmuştur. (1) Kalp ve damar hastalıklarının teşhis ve tedavisinde modern tetkik ve tedavi yöntemlerinin yaygınlaşmış olmasına rağmen, risk faktörlerine yönelik mücadele yeterli olamamaktadır. Buna bağlı olarak hastalık insidansı yüksek seyretmektedir. Özellikle genç bir nüfusa sahip olduğumuz göz önüne alındığında, koroner olay sonrası etkilenen genç populasyonda erken yaşta iş gücü kaybı ve depresyonun giderek artması da hastalığa ek olarak gelişen diğer önemli sorunlardır. Miyokard enfarktüsü sonrası sosyal hayata adaptasyonda ve eski fizik aktivitenin kazanılmasında kardiyak rehabilitasyon çok önemli bir yer almaktadır. (2) Kardiyak rehabilitasyon programı yalnızca egzersiz tedavisinden oluşmamaktadır. Kardiyolog, fizyoterapist, rehabilitasyon hemşiresi, diyetisyen ve psikolog bulunan bir ekiple, tedavinin yanı sıra hasta eğitimi ve psikolojik danışmanlık da verilmektedir. Kardiyak rehabilitasyon Avrupa ve Amerikan tedavi kılavuzlarında kardiyovasküler hastalıkların tedavisinin ayrılmaz bir parçası olarak yer almaktadır. Önceden miyokard enfarktüsü geçirmiş, revaskülarize olmuş veya anginası olan her yaştan kadın ve erkeğin değerlendirildiği 2000 yılına ait Cochrane analizinde, kardiyak rehabilitasyonla egzersiz uygulanmasının, tüm nedenlere bağlı ölümde %27, kardiyak nedenlere bağlı ölümde %31 ve birleşik sonlanımlarda (ölümcül olmayan miyokard enfarktüsü, ölüm) %19 azalma sağladığı gösterilmiştir.(3) Benzer şekilde bir başka değerlendirmede sekonder korunma programında egzersizin yanı sıra multidisipliner yaklaşımla kardiyak rehabilitasyonla %50’ye yakın mortalite azalmasından bahsedilmektedir. (4) 11 1950’li yıllarda akut miyokard enfarktüsü sonrası hastalar, uzun süre yatak istirahati ile tedavi edilmekteydi. O dönemlerde Amerika Birleşik Devletlerinde fonksiyonel kapasitenin tekrar kazandırılmasına yönelik girişimlerle ilk kardiyak rehabilitasyon çalışmaları başladı. Son 50 yılda hastalığın patofizyolojisinin daha iyi anlaşılmasıyla erken dönemde hareket etmenin güvenli olduğu ve egzersizin faydalarına yönelik kanıtlar arttıkça rehabilitasyon daha da önem kazandı.(5) Ülkemizde de önemi yeni yeni anlaşılmakta olan kardiyak rehabilitasyon yavaş yavaş yaygınlaşmaktadır. Ancak tüm dünyada da programa refere edilen hasta sayısı %11-38 gibi beklenenin çok altında kalmaktadır. Sebepler arasında merkezlerin yaygın olmaması, yeterli finansal desteğin bulunmaması, hastanın tedaviye katılıma isteksizliği gibi nedenler önde gelmektedir. 2.2. Kardiyak rehabilitasyon için aday hastalar Kardiyak rehabilitasyon programına hem yatan hastalar hem de ayaktan takipli hastalar alınabilir. Aterosklerotik koroner arter hastalığı olan hastalar (akut koroner sendromlar, koroner arter by-pass operasyonu sonrası, perkütan koroner girişimler sonrası, stabil koroner arter hastalığı), aterosklerotik periferik arter hastalığı olanlar, kalp nakli yapılmış hastalar, stabil kalp yetersizliği olan hastalar, kapak hastalıkları olan ve kapak cerrahisi yapılmış hastalar, ventriküler yardımcı cihaz taşıyıcıları kardiyak rehabilitasyona uygun hasta gruplarıdır. (6) 2.3. Kardiyak rehabilitasyon için kontraendikasyonlar Kardiyak rehabilitasyon için kontraendikasyonlar şu şekilde sıralanabilir; 1. Kararsız angina pektoris 2. Sistolik kan basıncı >200 mmHg, diyastolik>110 mmHg (istirahat halinde) 3. Sistolik kan basıncında >20 mmHg düşme 4. Ciddi aort stenozu 5. Akut sistemik hastalık ve ateş 6. Kontrol edilemeyen malign atriyal veya ventriküler aritmiler 7. Dekompanse kalp yetersizliği 12 8. Aktif perikardit/miyokardit 9. Tromboflebit 10. Egzersize engel olabilecek ortopedik problemler 11. Kontrol edilemeyen diyabet (7) 2.4. Kardiyak rehabilitasyonun evreleri Kardiyak rehabilitasyon programı 4 evreden oluşmaktadır: (8) Evre I: Hastanın yaşamında kardiyak nedene bağlı ciddi bir değişiklik olmasından hemen sonraki dönem (ortalama 2 hafta). Evre II: Hastanın taburcu olması ile başlar (ortalama 6 hafta). Evre III: Hastane koşullarında egzersiz programlarına başlanması ve risk faktörlerine yönelik eğitimlerin verilmesi. Rehabilitasyon çalışmalarının en yoğun uygulandığı dönem (ortalama 12 hafta). Evre IV: Elde edilen değişikliklerin devamının sağlandığı dönem (sürekli). Evre I Rehabilitasyon: Kardiyak olayın hemen sonrasında, hastanın hastalığı ile bilgilendirilmesi ve risk faktörlerinin önemi üzerinde durulması psikolojik olarak çok etkili olmaktadır. Hekim hastayı değerlendirirken; hastanın kardiyak teşhisi ve sağlık durumu, kardiyovasküler hastalık risk faktörleri ve devam eden bir komplikasyonun veya rehabilitasyona engel durumun varlığı hakkında detaylı bir sorgulama ve muayene yapması gerekir. Bu sorgulama sırasında hastanın kardiyak tanısı (ST yükselmeli (anterior, inferior vs), ST yükselmesiz), bulguları (atriyal aritmi, ventriküler aritmi, hipotansiyon, hipertansiyon vs.), semptomları (tipik angina, atipik angina, dispne, baş dönmesi vs.), kardiyak özgeçmişi (perkütan koroner girişim, bypass cerrahisi, kalp yetersizliği, kalp pili vs.), hipertansiyon tanısı (süre, ilaçları tansiyon değeri), diabetes mellitus tanısı (süre, ilaçları, kan şekeri), sigara kullanımı (süre, miktar), lipid profili (ilaçları), alkol kullanımı (süre, miktar), fizik aktivite durumu (sedanter, az derecede fizik aktivite, orta derecede, hareketli), kilo durumu (vücut kitle indeksi, boy, kilo, bel çevresi), psikolojik durumu (depresif, kızgın, 13 suçlu), mesleki durumu (ne yoğunlukta iş gücü isteyen bir iş), sosyal durumu (evli, bekâr, aile yanında bakım) gibi açılardan değerlendirilmesi önem taşır.(9) Hastane içi dönemde kardiyak rehabilitasyon hastanın durumunun stabilleştiği andan itibaren yavaş yavaş başlayabilir. Bunun için en az 8 saatten fazla yeni veya tekrar eden göğüs ağrısının olmaması, kardiyak belirteçlerin düşmeye başlamış olması, kalp yetmezliği bulgularının olmaması, en az 8 saatten fazla yeni bir ritim bozukluğunun olmaması gerekmektedir. (10) Komplikasyonsuz bir miyokard enfarktüsü sonrası taburculuğa kadar olan rehabilitasyon hedefleri şu şekilde sıralanabilir: (11) 1. Gün: Yatak istirahati, hasta stabil ise yatak başı komot kullanımı ile sınırlı aktivite; yoğun bakım hakkında, hastalık ve hastalık süreci hakkında hastanın bilgilendirilmesi. 2. Gün: Hastanın istekliliği ve öğrenmeye hazır olup olmaması hakkında değerlendirilmesi; oturma, yoğun bakım içerisinde yürüme aktivitesi; hastalık hakkında, tekrar eden bulgular hakkında hastanın bilgilendirilmesi; hastane dışı ağrı durumunda yapılacakların anlatılması. 3. Gün: Servis odasında izlem, günde 2-3 defa 5-10 dakikalık refakatçi eşliğinde yürüme; yaşam desteği ve acil durumlar hakkında bilgilendirme. 4. Gün: Koridorda 3-4 defa 5-10 dakikalık yürüme; refakatçi eşliğinde 1 kat merdiven inip çıkma; taburculuk sonrası takip süreci ile ilgili bilgilendirme; opsiyonel olarak 6 dakika yürüme testi ya da semptom kısıtlı egzersiz testi uygulaması. Perkütan koroner girişimlerin yaygınlaşması nedeniyle hastane içi kalış süreleri çok kısaldığından Evre I rehabilitasyon süresi de kısalmıştır. Bu evre tamamlandığında ulaşılması gereken hedefler şunlardır: (12-13) Hastanın hastalığı hakkında ve risk faktörleri hakkında aydınlanmış olması Tekrar eden olaylar karşısında kendi başına neler yapabileceği ve en yakın yardıma nasıl ulaşabileceğinin eğitimini almış olması Taburculuk sonrası dönemde kendini günlük aktivitelerini korkmadan yapmaya hazır hissetmesi Psikolojik olarak daha pozitif bir bakış açısının temini 14 Evre II rehabilitasyon: Hasta taburcu olduktan sonra Evre II rehabilitasyon programına, ayaktan veya yurt dışında bazı merkezlerde bulunan hastane içi taburculuk öncesi hazırlık kliniklerinden devam edebilir. Kardiyak Rehabilitasyon Klinik Pratiği kılavuzu Evre II rehabilitasyona başlama dönemini kardiyak olay sonrası ilk 1-3 hafta olarak önerir.(14) Bu dönem özellikle hastanın fonksiyonel kapasitesini arttırmakla birlikte hastalığın ilerlemesini azaltmaya yönelik risk faktörlerinin çok sıkı ele alındığı ve eğitimlerin verildiği süreci de kapsar. Bu dönemde kardiyak rehabilitasyonun bünyesinde bulunan diğer unsurlarda tek tek ele alınır. (15) 1. Beslenme danışmanlığı 2. Lipid tedavisi 3. Hipertansiyon tedavisi 4. Sigara bıraktırılması 5. Kilo verilmesi 6. Diyabet tedavisi 7. Psikososyal tedavi 8. Fiziksel aktivitede danışmanlık Hastanın hem egzersiz sırasındaki riskini belirlemek hem de genel riskini belirlemek amacıyla iki ayrı bölümde risk sınıflaması yapılır. Hastaya egzersiz reçetesi yazılmadan önce bisiklet ergometri veya treadmill egzersiz testi ile tercihen semptom sınırlı veya submaksimal egzersiz testi yapmak gerekir. Submaksimal egzersiz testi kalp hızı 120/dk olduğunda veya hasta 5 MET egzersiz düzeyine eriştiğinde sonlandırmak şeklinde belirlenir. Submaksimal test taburculuk öncesi 4.-6. günler arasında uygulanabilir. Semptom sınırlı testler ise enfarktüsten en az 14 gün geçtikten sonra uygulanabilir. Test sırasında da risk skorlamasında kullanılan bulguların varlığı ve hastanın fonksiyonel kapasitesi belirlenmiş olur. Test öncesi beta bloker kullanmakta olan hastalar ilaç kullanımını kesmemelidir. Egzersiz programına başladıklarında ise beta blokeri egzersiz çalışması sonrasında alacak şekilde kullanmaya devam etmelidirler. (16-17) Özellikle taburculuktan sonraki ilk 1-2 hafta içinde başlayan Evre II fazında, hastanın program süresince dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekir. Düşük egzersiz riski taşıyan hastalar için izlem süresi ortalama 6-18 egzersiz seansı veya 30 gündür. 15 Aynı süre orta riskli hastalar için 12-24 egzersiz seansı veya 60 gün, yüksek riskli hastalar için 18-60 egzersiz seansı veya 90 gün kadar olmalıdır. Gerekli görüldüğünde bu süreler daha uzun tutulabilir. (2) Bir egzersiz programında başlangıçta 5-15 dakika ısınma dönemi bunu takip eden 15-60 dakika kadar çalışma (egzersiz) dönemi olmalıdır. Bu süre hastanın kondisyonuna ve fonksiyonel kapasitesine göre değişkenlik gösterir. Çoğunlukla ortalama 20-40 dakika kadar sürer. Egzersiz sonunda yine 10-15 dakika kadar soğuma egzersizi, kas ağrısı ve sakatlanmaları azaltmak amacıyla uygulanır. Bu fazda daha çok esneme egzersizleri yapılır.(18-20) Hastanın egzersiz reçetesini hazırlarken 4 unsur hekim tarafından belirlenmelidir. (21) 1-Sıklığı: Egzersiz sıklığı hastanın kliniğine ve fonksiyonel kapasitesine göre haftada 1-5 gün olabilir. Genelde bir gelişme sağlayabilmek için haftada en az 3 gün olacak şekilde düzenlenmelidir. Haftada 5 günün üstünde olan programların ek bir katkısı bulunmamaktadır. Şayet hastanın fonksiyonel kapasitesi çok kısıtlıysa (<5 MET) 10-15 dakikalık kısa seanslar biçiminde günde 2 seans uygulanabilir. Buna karşılık temelde kilo kaybı planlanan yoğunluğu düşük bir programda sıklık, haftada 6’ya kadar çıkarılabilir. Rezistans egzersizleri haftada 2-3 gün yeterlidir. (22) 2- Yoğunluğu: Uygulanacak egzersizin şiddetini belirler. Yoğunluk, fonksiyonel kapasiteyi arttıracak kadar yeterli ancak semptom oluşturmayacak ağırlıkta olmalıdır. Sağlıklı bireyler için Amerikan Spor Hekimliği Birliğinin belirlediği egzersiz düzeyi, maksimum kalp hızının %60-90 veya maksimum oksijen tüketiminin (VO2max) %50-85’i aralığında çalışmaktır. Birçok kalp hastasının başlangıç düzeyi %40-50 VO2max kadardır. Fonksiyonel kapasitenin iyileştirilebilmesi için gereken yoğunluk, en az hastanın başlangıç fonksiyonel kapasitesinin %50’si kadar olmalıdır. Egzersizin yoğunluğu; maksimum kalp hızının hekim tarafından belirlenen yüzdesine göre, kalp hızı rezervi hesaplamasına göre, belirlenmiş MET düzeyine göre, 15 basamaklı Borge Zorluk Derecelendirmesi değerlendirmesine göre belirlenebilir. Hekim hangi yoğunluk metodunu kullanmak istiyorsa bu metodun hastaya uygun olan yoğunluk derecesine göre egzersiz önerir. 16 Çoğunlukla kalp hızına göre hazırlanmış egzersizler daha kolay uygulanabilir. Egzersiz yoğunluğu hastanın günlük performansına göre veya günün hangi saatinde çalıştığına göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle belirlenen yoğunluğun %10 alt ve üst aralıkları arasındaki pencerede çalışılmalıdır. Örneğin %60 yoğunlukta çalışması istenilen bir hastanın program öncesi egzersiz testinde fonksiyonel kapasitesi 10 MET ise bu hastaya yazılacak program 6 MET düzeyinde bir egzersiz olmalıdır. %10’luk alt ve üst sınırlar da eklendiğinde aynı hasta 5,4-6,6 MET aralığındaki bir egzersiz programında çalışabilir. (22-23) 3- Mode: Hangi tür egzersizin uygun olduğunun belirlenmesi. Bu hastanın fiziksel özelliği, özel bir hedefin varlığına göre değişebilir. Örneğin kilolu, lumbal diskopatisi olan bir hasta için bisiklet egometrisi daha uygun olabilirken, kilo kaybetme hedefi önde olan bir hasta için daha fazla kalori yakması açısından treadmill programı daha iyi bir seçenek olacaktır. Genelde büyük kas gruplarını çalıştıran egzersizler önerilir. Dayanıklılık egzersizleri rezistans egzersizlerine göre tercih edilir. Son dönemlerde düşük yoğunluklu, hafif ağırlıklarla yapılan rezistans egzersizlerinin de fonksiyonel kapasiteyi geliştirdiği ve kardiyak rehabilitasyonda güvenli olduğuna dair öneriler bulunmaktadır.(24) Bu egzersizler sırasında özellikle hastanın nefes tutmaması çok iyi anlatılmalıdır. İzometrik egzersizler tansiyon ve nabız cevabının artmasına neden oldukları için kardiyak rehabilitasyonda tercih edilmezler. 4-Süresi: Fonksiyonel kapasitede gelişme elde edebilmek için en az aerobik egzersiz süresi 15 dakika olmalıdır. Fonksiyonel kapasitesi çok düşük olan hastalar için kısa tekrarlayıcı interval programları uygun olabilir. Bu durumda hastada semptomlar geliştiğinde egzersize ara verip, bulgular geçince tekrar egzersize devamı istenir. (25-26) Evre III rehabilitasyon: Kardiyak rehabilitasyonun dış hasta eğitim ve planlı egzersiz programının yer aldığı komponentidir. Faz 3 döneminde diğer fazlarda yerleştirilen risk faktör değişikliği ve hasta eğitimi devam eder. Genellikle bu faz hastane temelli olmasına rağmen, toplumda da güvenli ve başarılı bir şekilde uygulanabilceği fikri yaygınlaşmaktadır. (27-28) Aynı zamanda ilk yarısı hastanede, daha sonra toplumda uygulanabilecek şekilde yapılandırılabilir. (29) 17 Hastaneden çıktıktan sonra 1-3 hafta arasında başlar ve çoğunlukla 6-12 hafta sürer. En az haftada iki egzersiz seansı içerir. Egzersiz eğitimi, aerobik egzersiz eğitimi ile birlikte, kuvvetlendirme eğitimi, kalistenik egzersizler, esneklik, denge ve koordinasyon egzersizlerinden oluşur. (30) Gevşeme eğitimi kardiyak iskemik olaydan sonra toparlanmayı hızlandırabilir ve kardiyak rehabilitasyonun bütün aşamalarında kullanılabilir. Klinik olarak en anlamlı etkileri istirahat kalp hızının azalması, endişenin ve angina pektoris sıklığının azalması, işe dönüşü arttırması ve ölüm riskinin azalmasıdır. (31) Egzersize dayalı kardiyak rehabilitasyon uygulamaları mortalitenin ve tekrar miyokard infarktüs geçirme olasılığının azalması ile ilişkilidir. Kısa süreli kardiyak rehabilitasyon uygulamaları bile uzun dönemde iyi sonuçlara yol açabilir. (32) Haftada bir seans da eğitim için ayrılmalıdır. Eğitim uygulamalarının fiziksel aktivite seviyeleri üzerinde olumlu bir etkisinin olduğu gösterilmiştir. Beslenme alışkanlıkları ve sigara içme üzerine de potansiyel etkileri vardır. Hedef belirleme, problem çözme, kendi kendini monitorize etme ve rol model gibi stratejiler bu değişiklik üzerinde etkili görünmektedir. (33) Evre IV rehabilitasyon: Faz 4 kardiyak rehabilitasyon programı birincil bakımda uzun dönem takip ile birlikte risk faktör modifikasyonunun uzun dönem sürdürülmesidir. Faz 4 programındaki hastalar primer korumadaki hastaları, faz 2 ve 3 programına katılmış stabil hastaları içerir. Bu dönemde uygun fiziksel aktivitelerin devam etmesi ve ilerlemesi için hastaların hastane dışında programlara katılmaları önerilmektedir. Faz 4 programları, kardiyak rehabilitasyon servisinin mantığına göre değişiklik gösterir. Bazı programlar faz 3 programının aynısını sunmaktadır, diğer programlar ise medikal olmayan sağlık merkezlerinde verilmektedir. Bu aşamada, hastalar egzersiz kapasitelerinin farkında olmalı ve uygun şekilde kendi kendilerini monitorize etmeyi bilmelidirler. (34) Bu egzersiz olanakları bütün bölgelerde yer almamaktadır. Bazı hastalar ulaşım problemleri, zaman ayarlama, iş ve ev sorumlulukları nedeni ile toplumsal programlara da katılamamaktadır. Egzersiz konsültasyonu kardiyak hastalar için rutin olarak sağlanırsa fiziksel aktivitenin sürdürülmesinde etkili olabilmektedir.(35) 18 Egzersizin birçok kardiyak hasta için güvenilir olması ve sosyal güvenlik kurumlarının 3 aydan fazla rehabilitasyon programlarını ödememesi nedeni ile hastalar toplum temelli programlar veya ev programlarına yönlendirilir. Morrin L. Ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada 3 aydan daha uzun kardiyak rehabilitasyon programına katılımın sürdürülmesinin önemli yararlar sağladığı gösterilmiştir. (36) 2.5. Sol ventrikül diyastolik fonksiyonları Altmışbeş yaş üstü hastalarda hastane yatışlarının en önemli sebebi kalp yetersizliğidir. Genelde araştırmacılar kalp yetersizliği semptomlarını açıklamak için kalbin sistolik fonksiyonları üzerine odaklanmıştır. Buna karşılık, diyastolik fonksiyon anormallikleri de kalp yetersizliği gelişimini hızlandırmakta ve prognozu etkilemektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan 5 milyon kalp yetersizliği hastasının ve her yıl görülen yeni 500000 kalp yetersizliği vakasının yarısında ana sebep, korunmuş ejeksiyon fraksiyonu ile birlikte görülen diyastolik disfonksiyondur. (37-38) Kardiyak fonksiyonun tamamen normal olduğunun söylenebilmesi için üç durumun sağlanmış olması gerekmektedir: Normal sistolik fonksiyon, normal miyokardiyal relaksasyon, istirahatte ve egzersizde normal diyastolik dolum basınçları. AHA/ACC kılavuzlarına göre diyastolik kalp yetersizliği, kalp yetersizliği belirti ve bulguları olup normal ejeksiyon fraksiyonu olan hastalarda düşünülmelidir. Ayrıca, diyastolik kalp yetersizliği tanısı için anormal miyokardiyal gevşeme ve artmış dolum basınçları gösterilmelidir. (39-40) Doluş paternini ve miyokardiyal gevşeme fonksiyonlarını değerlendirmek için en pratik yöntem Doppler ekokardiyografidir. Atrioventriküler kapaklar, santral venler ve miyokard dokusundan akım ve hız kayıtları alınarak diyastolik değerlendirme yapılır. (48) Normal diyastolik fonksiyon, istirahat ve egzersizde ventriküllerin anormal diyastolik basınç değerlerine yükselmeden yeterli miktarda dolmasını sağlamaktadır. Yeterli miktardaki diyastolik doluş da Frank-Starling kanununa göre normal atım hacmini oluşturmaktadır. Sol ventrikül doluşu iç ve dış birçok faktörden etkilenen bir dizi hemodinamik olaydan oluşmaktadır. Miyokardiyal relaksasyon, enerji bağımlı 19 bir olaydır. Ve kontraksiyon sonrası erken diyastol döneminde sol ventrikül içerisinde hızlı bir basınç azalmasına yol açmaktadır. (41) Kardiyak kontraksiyon ve relaksasyonun normal döngüsünün sürebilmesi için kalsiyum iyonunun hücre içi konsantrasyonunun geçici olarak artması ve azalması gerekmektedir. Hücre içi kalsiyum oranının hassas şekilde düzenlenmesi görevini sarkoplazmik retikulum yapmaktadır. (42-43) Aksiyon potansiyeli ile L tipi sarkolemmal kalsiyum kanalları açılır ve bu değişiklik kalsiyum iyonlarının sitozole geçmesine sebep olur. Bu durum kalp kasının kontraksiyonunu başlatır. Kalsiyum iyonlarının sitozole girişi, ryanodin reseptör kanalları aracılığı ile sarkoplazmik retikulumdan daha fazla kalsiyum iyonunun hücre içerisine girmesine sebep olur. Bu olay ‘Kalsiyum ile tetiklenen kalsiyum salınımı’ olarak adlandırılır. Kalsiyum iyonlarının troponin C’ye bağlanması aktin ve miyozin arasındaki çapraz bağların oluşmasına sebep olur. (4445) Miyokardiyal gevşeme ise sarkoplazmik retikulumdan salınan bir enzim aracılığı ile kalsiyum iyonlarının troponin C’den ayrılması ile başlar. Bu enzim sarkoplazmik retikulum adenozin trifosfatazdır (SERCA-2). Protein kinaz A ve diğer kinazlar ile yapılan fosforilasyon ile (enerji gerektiren bir süreçtir.) fosfolamban, SERCA-2 aracılığı ile yapılan kalsiyum geri alımını arttırır. Kalsiyum iyonunun geri alım mekanizmalarında yetersizlik olursa, relaksasyonda yavaşlama veya sitozoldeki kalsiyum oranının normal diyastolik seviyelere dönmesinde yetersizlik oluşur. Son zamanlarda yaşlı insan miyokardiyumunda SERCA-2 seviyesinin belirgin şekilde azaldığı tespit edilmiştir. Bu azalma, bazaldeki relaksasyon bozukluğu ve hipoksi durumunda relaksasyon fonksiyonlarındaki daha fazla bozulma ile ilişkilidir. (46-47) Aktif miyokardiyal relaksasyon sonucu, sol ventrikül basıncı sol atriyum basıncının altına düşer ve mitral kapak açılır, erken diyastolik doluş başlar. Erken diyastolik doluşu esas belirleyen kuvvetler elastik recoil ve sol ventrikülün normal relaksasyonudur. Bu evrede sol ventrikül doluşunun yaklaşık %80’i gerçekleşmektedir. Geç diyastolde sol atriyum sistolü ile sol ventrikül doluşunun diğer %15-20’si tamamlanır. (48) Kardiyak siklus sırasında değişen transmitral gradiyentler, mitral giriş Doppler velositeleri ile gösterilebilir. Bu velositeler diyastol sırasında sol ventrikül ile sol 20 atriyum arasındaki basınç ilişkisini yansıtır.(49-50) Longitüdinal, dairesel ve radial olarak üç tip miyokardiyal lif vardır. Bunların koordineli bir şekilde çalışması ile normal miyokardiyal relaksasyon gerçekleşir. Sistol ve diyastolde ‘twisting – untwisting’ denilen bükülme hareketi ve bunun tersi gerçekleşir. Miyokardiyal relaksasyon ile sol ventrikül kavitesi genişler ve uzar. Bu sırada mitral anülusun longitüdinal hareketi, miyokardiyal relaksasyonun hızını yansıtır. Mitral anülus hızının Doppler tekniği ile kaydı diyastolik fonksiyonların değerlendirilmesinde önemli yer tutar. (51-53) Diyastolik ekokardiyografik parametrelerin çeşitli durumlar için prognostik değeri vardır. Örneğin asemptomatik olan bir hastada diyastolik disfonksiyon varlığı klinik olarak kötü prognoz göstergesidir. Aynı zamanda, diyastolik fonksiyonların incelenmesi bize kalp hastasının tedaviye yanıtı ve takibi açısından da önemli bilgiler sunmaktadır.(54-57) Akut miyokard enfarktüsü sonrası; deprese sistolik fonksiyonlara ek olarak, klinik ve radyolojik olarak kalp yetersizliği bulgularının olması kötü sonuçlar için anlamlı ve güçlü bir öngördürücüdür. Kalp krizi sonrası çok az miyokardiyal hasar oluşmuş, sol ventrikül sistolik fonksiyonları korunmuş hastaların pulmoner yüklenme bulgularının olması, artmış sol ventrikül diyastol sonu basıncının bir göstergesidir. Patofizyolojisi net aydınlatılmamış olsa da aktif miyokardiyal relaksasyonun bozulması ve artmış miyokard sertliği sonucu oluşan diyastolik bozukluğun temel sebep olduğu düşünülmektedir. (58-60) 2008 yılında yayınlanan bir metaanalizde, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normal bile olsa diyastolik disfonksiyonun tüm sebeplerle ölümü 2 kattan daha fazla arttırdığı tespit edilmiştir. Yapılan başka çalışmalarda da artmış sol atriyal basıncın bir göstergesi olarak kabul edilen sol atriyal dilatasyonun da artmış mortalite ile birlikte olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan, sistolik fonksiyonları deprese hastalarda da diyastolik disfonksiyon fonksiyonel kapasitenin belirleyicisidir. (61-63) Miyokard enfarktüsü sonrası diyastolik disfonksiyon sıktır ve hastaların %50’sinden fazlasını etkiler. Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre diyastolik disfonksiyon düşük fonksiyonel kapasitenin belirleyicisidir ve azalmış hayat kalitesi ile birliktedir. Yapılan çalışmalar diyastolik disfonksiyonun kalp krizi sonrası yaşanabilecek kardiyovasküler olayları öngörmek açısından bağımsız bir tahmin 21 edici olduğunu göstermiştir. Diyastolik disfonksiyonun öneminin anlaşılması bu konuda araştırmaların yoğunlaşmasına neden olmuştur. (64-65) 2.6. Diyastolik Disfonksiyonun Değerlendirilmesi 2.6.1. Mitral Akım Hızları Diyastolik doluş sıklıkla mitral pik akım hızları olan erken doluş velositesi (E), geç doluş pik velositesi (A) ve E/A oranı göz önüne alınarak sınıflandırılmaktadır. E ve A hızlarının güvenilir olması için Doppler hız kayıtlarının doğru bir şekilde yapılması gereklidir.(48) Diyastolik patern daha ayrıntılı olarak, deselerasyon zamanına (DZ) göre incelenebilir. Deselerasyon zamanı, E dalgasının pik noktasından bazal çizgi ile buluştuğu noktaya kadar geçen süredir. Sağlıklı genç bireylerde, kuvvetli sol ventrikül relaksasyonu ve elastik recoil’ e bağlı hızlı doluş sonucunda DZ kısalır. Gevşeme (relaksasyon) anormalliği olan hastalarda, sol ventrikül kompliyansının azaldığı veya sol atriyum basıncının arttığı durumlarda ise DZ uzamaktadır. Çünkü sol ventrikül basıncı orta ve geç diyastol dönemine kadar azalmaya devam eder. Bozulmuş relaksasyon ve hafif-orta derecede artmış sol ventrikül doluş basıncı olan hastalarda mitral akım paterni, normal doluş paterni (psödonormalize) şeklinde gözlenebilir. Bunun nedeni miyokardiyal relaksasyonun ve artmış doluş basınçlarının mitral akım üzerinde ters etkilerinin bulunmasıdır. (48) Mitral akım hızları diyastolik disfonksiyon dışında kalp hızı, kalp ritmi, PR mesafesi, kalp debisi, mitral annulus çapı ve sol atrium fonksiyonlarından etkilenir. Bu nedenle sol ventrikül diyastolik ve sistolik hacimlerindeki ve basınçlarındaki değişiklikler doğrudan mitral annuler hızlarını ve zaman intervallerini (DZ, IVRT) etkiler. Mitral annuler hızlara ve zaman intervallerine göre belirlenen doluş paternleri, dilate kardiyomyopatilerde dolum basınçları, fonksiyonel sınıf ve prognozu gösterme açısından sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonuna göre daha değerlidir. Fakat LVEF değeri %50’nin üzerinde olan koroner arter hastalarında ve hipertrofik kardiyomyopatilerde mitral akım hızlarının hemodinami ile ilişkisi 22 zayıftır. Bunun yanında, taşikardi ve birinci derece AV blokta E ve A dalgaları füzyona uğrayabilir ve DZ ölçülemeyebilir. (66) 2.6.2. Mitral Anülus Velositeleri Doku Doppler görüntüleme ile mitral anulusun longitudinal velositeleri değerlendirilebilinir (70-71) Bu velositeler, apikal dört boşluk görüntüsünde mitral anulusun medyal veya lateral kısmına 2-5 mm örnek hacminin yerleştirilmesi ile ölçülmektedir. Normalde, üç ayrı velosite tanımlanmaktadır; sistolik (S’), erken diyastolik (E’) ve geç diyastolik (A’) velositeler. E’ velositesi diyastolik doluş paternlerinin sınıflandırılması ve doluş basınçlarının tahmininde önemli rol almaktadır. Ayrıca konstriktif perikardit ve diğer diyastolik kalp yetersizliklerinin ayırt edilmesinde yardımcı olmaktadır. A’ velositesi üzerinde daha az çalışılmakla birlikte, sol atrium fonksiyonu ile korele olduğu gösterilmiştir. (72) E’ velositesi myokardiyumun relaksasyonunu yansıtmaktadır. Normalde, egzersiz ve ön yük artışı gibi transmitral akımın arttığı durumlarda E’ dalgası artış göstermektedir. Bununla birlikte, bozulmuş myokardiyal relaksasyonu olan hastalarda E’ velositesi azalır ve ön yük artışında normal şahıslardaki olan kadar artış göstermez. (73) Bu nedenle E’ velositesindeki azalma diyastolik disfonksiyonun en erken göstergesidir. (70,72) Normal E’ velositeleri lateral anulüste ≥15cm/sn ve medial anulüste ≥10cm/sn olacak şekilde lateral anulüste daha yüksektir. (48) Mitral annuler E’ velositesinin hemodinamik belirleyicileri sol ventrikül relaksasyonu, ön yükü, sistolik fonksiyonu ve diyastolik basıncıdır. A’ velositesinin belirleyicileri sol atrium sistolik fonkisyonu ve sol ventrikül sistol sonu basıncıdır. Mitral E hızı ile mitral annular E’ hızı oranlanarak elde edilen E/E’ değeri dolum basınçları ile ilişkilidir. Bununla birlikte, E’ velositesi normal bireylerde ön yüke bağımlı olduğu için E/E’ değeri dolum basınçlarını yansıtmaz. Ayrıca E’ değeri belirgin mitral annular kalsifikasyon, cerrahi ring, mitral darlık ve prostetik kapak hastalarında da düşük ölçülürken, ileri mitral yetersizliği olan normal LV relaksasyonu olan hastalarda da yüksek ölçülür. (66) 23 2.6.3. Sol Atriyal Hacim (LA) ve Hacim İndeksi (LAVI) Diyastolik disfonksiyon ilerledikçe sol atrium hacminin arttığı gösterilmiştir. Sol atriyal hacim indeksi sol atriyum hacminin vücut yüzey alanına bölünmesi ile elde edilir. Mitral akım hızları anlık doluş değişikliklerini yansıtırken, LA ve LAVI uzun süredir var olan diyastolik disfonksiyonu gösterir. Ayrıca atriyal fibrilasyon, kalp yetmezliği ve ölüm gibi kardiyovasküler olaylar için öngördürücüdür. Tamamen normal LAVI değeri klinik olarak önemli bir diyastolik disfonksiyon olmadığını gösterir. (48) 2.6.4. Mitral Flow Propagasyon Velositesi (MFPV) Mitral giriş akımının renkli M-mod görüntülemesinde mitral anulüsten apekse kadar renkli kodlanan ortalama velositeler izlenir. (74-75) Renkli M-mod, kürsör hattı mitral giriş akımının merkezinden geçecek şekilde yerleştirilerek ölçülür. Renkli akım bazal çizgisi, nyquist sınırının altında olacak şekilde ayarlanmalıdır. Böylece merkezden geçen en yüksek velosite jeti mavi olarak izlenir. MFPV birkaç yol ile ölçülebilmekle birlikte en pratik yol, mitral kapak düzleminden sol ventriküle doğru 4 cm distalde elde edilen ilk aliasing velositesinin (kırmızı-mavi) eğimini ölçmektir. Mitral flow propagasyon hızı myokard relaksasyonu ile ilişkilidir. Başlangıçta ön yükten bağımsız olduğu düşünülmekle birlikte son zamanlarda ön yük ve kalp büyüklüğünden etkilendiğini öne süren çalışmalar da yapılmıştır. MFPV değerinin bir diğer kısıtlılığı da normal LVEF değerine sahip kişilerde yanlış normal olabilmesidir. Bu da LVEF değeri normal olan hastalarda kullanımını kısıtlar. (48,66) 2.6.5. İzovolumetrik Relaksasyon Süresi (IVRT) Diyastolde aort kapağın kapanması ile mitral kapağın açılması arasındaki süredir. Bu süre relaksasyonun bozulması ile birlikte uzar. Ön yüke çok bağımlı bir parametre olması kullanımını kısıtlar. Bununla birlikte taşikardi ve PR uzaması durumunda DT ölçümü zorlaşırken, IVRT ölçümü etkilenmez. (66) 24 2.6.6. Sol Ventrikül Elastansı (Ed) Sol ventrikül end diyastolik elastansı (Ed), E/E’ değerinin atım hacmine bölünmesi ile elde edilir. Sol ventrikül basınç-hacim ilişkisini kullanarak sol ventrikül performansını değerlendirir. Elastans üzerine yapılan sınırlı sayıdaki çalışmalardan birisinde kadınlarda istirahatteki değerinin daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Bir başka çalışmada ise diyabetik hastalarda efor sonrası kontrol grubuna göre yüksek olduğu tespit edilmiştir. (67) 2.6.7. E-E’ Zaman Farkı (TE-e’) QRS kompleksi ile E velositesi arasındaki süreden QRS kompleksinden E’ velositesi arasındaki sürenin çıkarılması ile elde edilir. Myokardiyal relaksasyonun bozulması ile birlikte TE-e’ süresi uzar ve bu süre sol ventrikül diyastol sonu basıncı ile iyi korelasyon gösterir. Normal kardiyak fonksiyonlar ve mitral kapak hastalığı gibi E’ velositesinin kısıtlılıklarının olduğu durumlarda kullanışlıdır. (66) 2.7. Sistolik Fonksiyonların Değerlendirilmesi 2.7.1. Sol Ventrikül Ejeksiyon Fraksiyonu Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF), global sol ventrikül fonksiyonu için en sık kullanılan ifadedir. LVEF, diyastol sonu hacminin ne kadarının ejeksiyona uğradığını veya her kontraksiyonda sol ventrikülden ne kadar kan pompalandığını basit bir şekliyle ölçmektedir. Atım hacminin (diyastol sonu hacim - sistol sonu hacim) diyastol sonu hacime oranının yüzde olarak ifadesidir. EF yüzdesi = Atım hacmi / Sol ventrikül diyastol sonu hacmi x 100. Bu basit ölçüm neredeyse tüm kardiyak durumlar için klinik gidişatı gösteren güçlü bir göstergedir. İntrakardiyak defibrilatör veya biventriküler pacing dahil olmak üzere optimal tedavi stratejisini belirlemede de kullanılır. (76-78) Sıklıkla LVEF, sol ventrikülün iki boyutlu 25 ekokardiyografik görüntülerinden görsel olarak kararlaştırılır. Bu görsel değerlendirme, ekokardiyografiyi yapan kişinin tecrübesiyle koreledir. Bu nedenle, LVEF, volümetrik ölçümler kullanılarak daha objektif olarak değerlendirilmelidir. Nicel olarak LVEF’ si M-mod, 2D ve 3D ekokardiyografi ile hesaplanabilmektedir. (48) Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu aşağıda belirtilen formülle hesaplanır. (79) LVEF =(%∆D2)+([1-∆D2])[ %∆L]) %∆D2=LVED2-LVES2/LVED2×100 %∆D2, kısa eksenin karesinin fraksiyonel kısalma yüzdesidir. %∆L, uzun eksenin fraksiyonel kısalma yüzdesidir ve çoğunlukla apikal kontraksiyonla ilişkilidir. LVEF, 2D veya 3D hacim ölçümlerinden de hesaplanabilinmektedir. Sol ventrikülün 2D ekokardiyografik görüntülerinden sol ventrikül hacminin ölçümü için farklı yöntemler bulunmakla birlikte en sık ‘’biplane Simpson’’ yöntemi kullanılmaktadır. Uniform bir kontraktilite durumunda, tek plan ile hesaplanan sol ventrikül hacim değerleri biplan Simpson yöntemi ile elde edilen değerlere çok yakın olmaktadır. Buna karşın sol ventrikül bölgesel duvar hareket anormalliklerinde, sol ventrikül hacmini hesaplamak için biplan Simpson yöntemi tercih edilmelidir. (48) 2.7.2. Miyokardiyal Performans İndeksi Miyokardiyal performans, sistolik ve diyastolik zaman intervallerini içererek global ventriküler performans hakkında bilgi vermektedir. (80) Sistolik disfonksiyonda pre-ejeksiyon süresi (izovolümetrik kontraksiyon süresi (İVKZ)) uzamakta ve ejeksiyon zamanında (EZ) kısalma olmaktadır. Sistolik ve diyastolik disfonksiyon, miyokardiyal relaksasyonda anormalliğe neden olarak relaksasyon peryodunda uzamaya yol açmaktadır (izovolumetrik relaksasyon zamanı (IVRZ)). Miyokardiyal performans indeksi =İVRZ+İVKZ/ EZ 26 2.7.3. Strain, Strain Rate Görüntüleme ve Speckle Tracking Ekokardiyografi Strain (ɛ), miyokardiyal kontraksiyon ve relaksasyon süresince olan uzunluk değişiminin yüzdesidir ve yüzde ile ifade edilir. ɛ = (L1-L0)/L0 = ΔL/L0 L0 orijinal uzunluk, L1 final uzunluk ve ΔL uzunluklar arası değişimdir. Strain rate, iki noktadaki hızların farkının bu noktaların birbirine olan mesafesine oranıdır. Saniye olarak ifade edilir. Kısalma negatif değerlerle, uzama ise pozitif değerler ile tanımlanır. SR = (Va-Vb)/d Va-Vb, a ve b noktalarının anlık farkıdır. d, bu iki nokta arasındaki mesafedir. Normal miyokarda kardiyak siklus boyunca üç düzlemde deformasyon olur. Uzun eksende sistolde kısalma, diyastolde uzama (longitudinal); transvers eksende sistolde kalınlaşma, diyastolde incelme (radiyal); sirkumferansiyal eksende ise sistolde kısalma, diyastolde uzama kaydedilir. (81) Kalp kasının sıkıştırılamaz olma özelliği nedeniyle her üç boyuttaki deformasyonu birbiriyle ilişkilidir. Bir düzlemdeki strain aslında birden fazla düzlemdeki straini yansıttığı için bir segmentte duvar kalınlaşması ile kısalması aynı bölgesel işlevi gösterir. (82) Strain görüntülemede ölçüm miyokardiyal hız gradiyentlerine benzer şekilde yapılır. Bu teknik, ultrason hattına paralel yönde kasılan miyokard dokusunun analizi ile kısıtlıdır. Buna karşın strain rate görüntüleme, daha iyi uzaysal çözünürlüğe ve daha yüksek kare hızına sahiptir. Böylece strain rate görüntüleme ile seçilmiş bir miyokard kesiminde anlık strain rate hesaplaması mümkündür. Strain rate ölçümlerinin doğruluğu da ultrason hattının miyokardiyal harekete paralel olmasına bağlıdır. (48) Bölgesel strain ve strain rate miyokardiyal iskeminin erken safhasında bozulur. Bazı çalışmalarda miyokardiyal iskeminin tespitinde strain görüntülemenin, bölgesel duvar hareket analizine göre daha hassas olduğu ileri sürülmüştür. (83-84) Speckle tracking, 2D görüntülerde miyokardiyal hareketin değişik düzlemlerde değerlendirilmesidir. Miyokard dokusu içerisinde ultrason dalgalarının yansıması, dağılması ve engellenmesi sonucunda noktalardan oluşan bir görüntü elde edilir. Gri 27 skalalı 2D görüntülerde, miyokard bölgelerinin o bölgeye özel noktalı paterni olur. ‘Speckle’ denilen bu noktaların hareketlerinin takibi bize miyokardın sistol ve diyastoldeki hareketler ile ilgili bilgi verir. Speckle yönteminin doku Doppler inceleme ve strain ölçümlerde olduğu gibi bir açı kısıtlaması bulunmamaktadır. (48) Yapılan çalışmalar speckle tracking incelemesinin bölgesel duvar hareketlerinin değerlendirilmesinde intra ve interobserver değişkenlikleri azalttığını ve subklinik hastalığın erken fark edilmesini sağlayarak sağlık harcamalarını azalttığını göstermektedir. (85) 2.7.4. Stres Ekokardiyografi Genellikle, altta yatan patoloji hastanın artmış iş yükü veya stres karşısında artan ihtiyacını karşılayacak normal veya fizyolojik artışa izin vermiyorsa, hastanın kardiyovasküler semptom ve bulguları ortaya çıkar. Stres ekokardiyografi, istirahat durumunda belirgin olmayan bir patolojiyi (koroner arter hastalığı veya miyokardiyal iskemi, kapak hastalıkları, pulmoner hipertansiyon veya diyastolik disfonksiyon gibi); stres öncesi ve sonrası duvar hareketlerini, transvalvüler basınç gradiyentlerini, pulmoner basıncı, kapak yetersizlik derecelerini ve dolum basınçlarını kıyaslayarak tanımlayabilir. (48) Stres ekokardiyografi egzersiz, farmakolojik bir ajanın uygulanması, mental stres veya transözefajiyal pacing ile yapılabilir. Egzersiz stres ekokardiyografi protokolünde ya egzersizden hemen sonra ekokardiyografik görüntülerin alındığı bir koşu bandı veya egzersizin zirvesindeyken ekokardiyografik görüntülerin alındığı oturur pozisyonda veya supin pozisyonda yapılan bisiklet egzersizi kullanılır. (86) İskemiye bağlı egzersizin tetiklediği bölgesel duvar hareket anormallikleri, egzersizin sonlandırılmasından sonra birkaç dakika daha devam ettiği için, egzersizden hemen sonra alınan görüntüler egzersiz öncesi alınan bazal görüntülerle karşılaştırılarak egzersizin indüklediği bölgesel duvar hareket anormallikleri araştırılır. Bu nedenle egzersizin sonlandırılmasından hemen sonra görüntülerin alındığı ekokardiyografili treadmill egzersiz incelemeleri, miyokard iskemisini veya koroner arter hastalıklarını tespit etmek için en sık başvurulan egzersiz 28 ekokardiyografi tipidir. Birbirini takip eden kardiyak siklusları yakalayıp hafızasında saklayabildiği için dijitalleştirilmiş ekokardiyografi, karşılaştırmalı egzersiz sonrası değerlendirmenin doğru ve yeterli bir şekilde yapılmasını sağlamaktadır. (48) Egzersiz yapamayan hastalarda, iskemi farmakolojik olarak dobutamin, dipiridamol veya adenozinle indüklenebilir. Farmakolojik stres, ayrıca operasyon öncesi risk sınıflamasını yapmak için de kullanılır. En sık kullanılan farmakolojik ajan dobutamindir. (87) 2.8. Brain Natriüretik Peptit Brain natriüretik peptit (BNP) kardiyak miyositlerde sentezlenen bir protein yapıda bir hormondur. Yüz sekiz aminoasit içeren öncü BNP “pro-BNP” şeklinde üretilir. Pro-BNP molekülü, biyolojik olarak aktif, olgun 32 aminoasitli BNP molekülü ile 76 aminoasitten oluşan N-terminal fragmanından (NT-proBNP) oluşur. Biyolojik olarak aktif BNP, intakt 108 aminoasitli pro-BNP ve prohormonun geri kalan kısmı NT-proBNP üçü birden plazmada dolaşımda bulunurlar ve immunoassay testleri ile ölçülebilirler. Normal kişilerde NT-proBNP ve BNP plazma konsantrasyonları benzerdir. BNP, basınç ve volüm yükü ile orantılı olarak sentezlenir. BNP hormonu diüretik, natriüretik ve vazodilatör etkileri ile kalbin art ve ön yükünü azaltır. Bununla birlikte kardiyovasküler hastalıklarda önemli tanısal ve prognostik bilgiler sağlar. Akut miyokard enfarktüsü sonrası ölçülen BNP düzeylerinin prognoz ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. (88-91) 29 3. GEREÇ VE YÖNTEM 3.1. Çalışmanın Tasarımı Tanımlayıcı tipte ve prospektif olarak veri toplama yönteminin kullanıldığı çalışmamıza, 01.07.2013 ile 01.03.2015 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı koroner yoğun bakım ünitesine akut koroner sendrom tanısı ile yatırılarak primer perkütan girişim sonrası medikal tedavi ile taburcu edilen hastalar dahil edilmiştir. Çalışmamız Marmara Üniversitesi Araştırma Etik Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve onaylanmıştır. Hastalardan çalışmaya alınmayı uygun görülenler yazılı bilgilendirilmiş onam formları alınarak çalışmaya dahil edilmiştir. 3.2. Çalışmaya dahil edilme ölçütleri Çalışmaya anabilim dalımız koroner yoğun bakım ünitesine akut koroner sendrom tanısı ile yatırılarak primer perkütan girişim sonrası medikal tedavi ile taburcu edilen ve kardiyak rehabilitasyon programına katılmak için kontraendike bir durumu olmayan hastalar ardışık olarak dahil edilmiştir. Çalışmanın kardiyak rehabilitasyon almayan koluna ise yine aynı hasta grubundan kardiyak rehabilitasyon programına katılamayacağını beyan eden hastalar dahil edilmiştir. 3.3. Çalışmaya dahil edilmeme ölçütleri Çalışmaya katılmayı onaylamayan, kardiyak rehabilitasyon programına fiziksel kısıtlılıkları veya sosyoekonomik koşulları nedeniyle alınamayacak hastalar ile kardiyak rehabilitasyon programına alınmadan önce yapılan kontrol efor testi sırasında göğüs ağrısı, senkop, presenkop, EKG’de ST segment değişikliği gelişen hastalar dahil edilmemiştir. 30 3.4. Çalışma Protokolü Çalışmamıza, anabilim dalımız koroner yoğun bakım ünitesine akut koroner sendrom tanısı ile yatırılan ve primer perkütan girişim sonrası medikal tedavi ile taburcu edilen ve kardiyak rehabilitasyon programına katılmak için kontraendike bir durumu olmayan ardışık 90 hasta davet edildi. Tüm hastalar demografik özellikleri ve koroner arter hastalığı risk faktörleri açısından sorgulandı, klinik özgeçmişleri ve kullanmakta oldukları medikal tedaviler not edildi. Tüm hastaların ayrıntılı fizik muayeneleri yapıldı. Hastalara kardiyak rehabilitasyon programına uygun olarak, taburculuk esnasında Faz 1 rehabilitasyon programı ve taburculuk sonrası altı hafta süresince Faz 2 rehabilitasyon programı bilgisi verildi. Fiziksel veya sosyoekonomik nedenlerle kardiyak rehabilitasyon programına katılamayacaklarını belirten 36 hastadan 15’i çalışmanın rehabilitasyon almayan koluna dahil edildi. Diğerleri çalışma dışı bırakıldı. Geriye kalan 54 hastaya taburcu edildikten altı hafta sonra kardiyak rehabilitasyon programına uygunluklarını değerlendirmek amacıyla efor testi yapıldı. Efor testinde 5 hastada göğüs ağrısı, 2 hastada presenkop ve 3 hastada yaygın ST depresyonu saptanması üzerine bu hastalar çalışma dışı bırakıldı. Kardiyak rehabilitasyon programı için kontraendike bir durumu saptanmayan 44 hasta ve 15 kontrol hastası çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastalara kardiyak rehabilitasyon programına (Faz 3) alınmadan önce bazal transtorasik ekokardiyografi ve stres ekokardiyografi yapıldı. Hastaların fiziksel aktivite ile yaktığı günlük kalori harcanımı hesaplandı. Kan örnekleri alınarak ProBNP değerleri ölçüldü. Bazal değerlendirmeyi takiben kardiyak rehabilitasyon alan gruptaki hastalara 30 seans (yaklaşık 2,5 ay) kardiyak rehabilitasyon uygulandı. Program sonrası beş gün içinde tüm hastaların transtorasik ve stres ekokardiyografileri, efor testi, fiziksel aktivite ile yaktığı günlük kalori harcanımı hesaplaması ve ProBNP ölçümü tekrarlandı. Hastaların rehabilitasyon programı süresince medikal tedavilerinde değişiklik yapılmadı. 31 3.5. Konvansiyonel transtorasik ekokardiyografik değerlendirme Çalışmaya katılan tüm hastalara kardiyak rehabilitasyon öncesi ve sonrası aynı kardiyolog tarafından transtorasik ekokardiyografi yapıldı. İnceleme Philips iE33 (Philips Medical Systems, Bothell, WA) cihazı ile yapıldı. Veri toplama işlemi 3,5 MHz erişkin prob kullanılarak parasternal ve apikal görüntülerde 16 cm derinlikte yapıldı. Standart M-mod, 2D ve renkli akım TDI görüntüleri hasta sol lateral dekübit pozisyonda yatarken, hastanın nefes tutması sırasında 3 ardışık atım boyunca kaydedildi ve ileri analiz yapılabilmesi için başka bir ortama aktarıldı QLAB V6.0 (QLab-Philips version 9.1; Philips Medical systems). Gain ayarları, filtreler ve nabız tekrarlama frekansları renk doygunluğunu optimize etmek için ayarlandı. Renkli akım doku Doppler inceleme için renkli Doppler frame tarama hızı 100-140Hz, gri skala görüntüler için de frame hızı 44-82 frames/sn olarak ayarlandı. Konvansiyonel ekokardiyografi parametreleri, Amerikan Ekokardiyografi Cemiyeti’ nin önerilerine uygun olarak değerlendirildi. Parasternal uzun eksen kesitinde iki boyutlu ve M-mod ile sol atriyum çapı, sol ventrikül diyastol sonu ve sistol sonu çapları, sağ ventrikül diyastol sonu çapı, diyastolik arka duvar ve interventriküler kalınlıkları ölçüldü. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu Teicholtz ve biplane Simpson metodu kullanılarak ölçüldü. Kapaklar renkli Doppler görüntüleme ile darlık ve yetersizlik açısından değerlendirildi. Apikal 4 boşluk görüntüde, pulsed wave Doppler inceleme ile örneklem hacmi mitral kapakçıklarının uç kısmına yerleştirilerek kapağa ait erken (E) ve geç (A) diyastolik akım hızları, deselerasyon zamanı ölçüldü. Doku Doppler inceleme ile örneklem hacmi sol ventrikül lateral duvarının mitral anülüs ile kesiştiği noktaya yerleştirilerek sol ventriküle ait tepe sistolik akım hızı (S’), erken diyastolik akım hızı (E’), geç diyastolik akım hızı (A’) ölçüldü, elde edilen parametrelerden E/E’ hesaplandı. İzovolümetrik kasılma ve gevşeme zamanlarının toplamının ejeksiyon zamanına oranı ile miyokard performans indeksi (MPİ) hesaplandı. Apikal 4 boşluk görüntüde, sağ atriyum alanı ölçüldü, triküspit anülüs lateral ile serbest duvarın birleştiği noktadan M-mod trasesi çizilerek hesaplandı. Doku Doppler ile örneklem hacmi triküspit lateral anülüsüne konularak sağ ventrikül S’ hesaplandı. 32 3.6. Sol ventrikül speckle tracking ekokardiyografi analizi Sol ventrikül speckle tracking ekokardiyografi analizi QLAB programı (QLabPhilips version 9.1; Philips Medical systems) kullanılarak yapıldı. Longitudinal strain ve strain rate analizinde apikal 4 boşluk, 3 boşluk, 2 boşluk ve uzun aks görüntüleri kullanılırken, sirkumferansiyal ve radiyal strain analizinde parasternal kısa aks görüntüler (bazal, papiller kas seviyesi ve apikal) kullanıldı. Kayıtların enddiyastolik fazında endokardiyal kavite tarandı ve tüm endokardiyal segmentler ve epikarda yakın ikinci konsantrik daire otomatik olarak oluşturuldu. Sol ventrikül speckle tracking ekokardiyografi verileri kardiyak döngü üzerinde beneklerin hareketinin otomatik olarak analiz edilmesiyle hesaplandı. Ortalama strain değeri parasternal kısa aks, apikal uzun aks, apikal 4 ve 2 boşluk görüntülerde elde edilen 6 segment end-sistolik strain değerleri toplanıp altıya bölünmesiyle hesaplandı. Global longitudinal strain değeri apikal 4 boşluk, 2 boşluk ve uzun aks görüntülerden longitudinal strain değerlerinin ortalaması alınarak elde edildi. 3.7. Stres Ekokardiyografi Tüm hastalara bisiklet (General Electronic GE E-BİKE EL ergometri) ile eforlu stres ekokardiyografi yapıldı. Test, 50 watt iş yükünde ve test süresince ortalama kalp hızı 60-70/dakika olacak şekilde 15 dakikada yapıldı. Efor sonrası ortalama 3-5 dakikalık süre içinde Philips iE33 (Philips Medical Systems, Bothell, WA) ekokardiyografi cihazı ile Amerikan Ekokardiyografi Cemiyeti’ nin önerilerine uygun olarak ekokardiyografik inceleme yapıldı. Konvansiyonel ekokardiyografik incelemelerin (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, E dalgası, E/E’) yanı sıra, izovolümetrik hız, izovolümetrik akselerasyon zamanı, sol ventrikül elastans ölçümü, mitral flow propagasyon hızı değerlendirmesi yapıldı. 33 3.8. Kardiyak Rehabilitasyon süreci Kontrol grubu dışındaki tüm hastalar kardiyak rehabilitasyon reçetesi oluşturma prosedürüne alındılar. Hastaların rehabilitasyon programı öncesi yapılan efor testi parametrelerinden faydalanılarak maksimal kalp hızları belirlendi. Hastalar Ergoline bisikletli (Ergoselect 2 model 600) ergometri sistemi ile test edildiler. Test Opticare yazılım programı ile gerçekleştirildi. Her 2 dakikada bir 20 watt’ lık artışlar ile dakikada 60 pedal çevrimi gerçekleştirilmeye çalışıldı. Maksimal kalp atım hızına ulaşıldığında veya yorgunluk nedeniyle hasta çalışmayı bırakmak istediğinde test sonlandırıldı. Test ile maksimal güç watt değeri üzerinden, MET değeri ise cihazın sabit formulasyonuyla belirlendi. Maksimal gücün hastanın kilosuna oranı hesaplandı. Hastalar bu değere göre; 1 watt/kg ve altı değerler düşük yoğunluklu aralıklı eğitim, 1-1,4 watt/kg değerler endurans eğitimi, 1.4 watt/kg üstü değerler yüksek yoğunluklu eğitim olacak şekilde programlara alındılar. Hastaların egzersiz reçetesi bireye özel planlandı. Bir egzersiz seansı germe ve ısınma hareketleri, bisiklet ergometri eğitimi ve güçlendirme egzersizlerinin birleşiminden oluşmaktaydı. Güçlendirme egzersizleri bir repetation maksimum değerinin hesaplanmasından sonra oluşturuldu. Hastalar haftalık olarak değerlendirilerek rehabilitasyon sürecinde değişiklikler yapıldı. Hastalara 30 seans (yaklaşık olarak 2,5 ay) kardiyak rehabilitasyon uygulanarak program tamamlandı. 3.9. NT-ProBNP ölçümü Çalışmaya katılan tüm hastalardan kardiyak rehabilitasyon öncesi ve sonrası, NT-proBNP değerlerini ölçmek için 2 kez venöz kan alındı. Plazma NT-proBNP ölçümleri Roche Diagnostics’in NT-proBNP kiti kullanılarak Modular Analytics E170 ’de yapıldı. Sonuçlar pg/ml olarak verildi. 34 3.10. Fiziksel aktivite ile yakılan günlük kalori hesabı Çalışmaya katılan tüm hastaların kardiyak rehabilitasyon öncesi ve sonrası, fiziksel aktivite ile yaktığı günlük kalori harcanımı hesaplandı. Fiziksel aktivite kaydı çok yönde hareketi kaydedebilen, içinde piazoelektrik bir devre bulunan bir cihaz (actical) ile yapıldı. Hastaların fiziksel aktivite ile yaktığı günlük kalori harcanımı saat bazında kaydedildi. Hastaların bel bölgesine takılan ve 2 gün takılı kalan cihazdan elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılıp, Actical version 2.1 ve 3.1 programı ile değerlendirildi. 3.11. İstatistiksel Analiz İstatistiksel analizler için “Statistical Package for the Social Science (SPSS) 20.0 for Windows, Chicago, IL, USA” yazılımı kullanıldı. Kategorik değişkenler yüzde olarak tanımlandı ve “ki-kare” testleri ile karşılaştırıldı. Sayısal değişkenler, ortalama ± standart sapma şeklinde belirtildi. Verilerin dağılımı Kolmogorow Smirnow testi ile değerlendirildi. Sayısal değişkenlerin iki grup arasında karşılaştırılmasında normal dağılım gösteren değişkenler için student t-testi ya da paired sample testi, normal dağılım göstermeyen parametreler için Mann-Whitney Utesti ya da Wilcoxon testi kullanıldı. Hastaların 3. ay yapılan kontrollerinde saptanan sol ventrikül diyastolik disfonksiyon öngördürücülerini saptamak için çok değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldı. P<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. 35 4. BULGULAR Anabilim dalımız koroner yoğun bakım ünitesine 01.07.2013 ile 01.03.2015 tarihleri arasında akut koroner sendrom tanısı ile yatırılan ve primer perkütan girişim uygulanan; sonrasında medikal tedavileri düzenlenerek taburcu edilen ve kardiyak rehabilitasyon programına katılmak için kontraendike bir durumu saptanmayan ardışık 44 hasta çalışmanın kardiyak rehabilitasyon alan hastalar koluna dahil edildi. Aynı özelliklere sahip fakat kardiyak rehabilitasyon programına katılamayacağını belirten 15 hasta da çalışmanın kardiyak rehabilitasyon almayan hastalar koluna dahil edildi. Hastaların genel özellikleri Tablo 1’ de gösterilmiştir. Tablo 1. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan grubun demografik özellikleri Kardiyak rehabilitasyon uygulanan (n= 44) 53,2 ± 9,9 40 (%90,9) 29 (%65,9) 13 (%29,5) 11 (%25) 26 (%59,1) 27,6 ±3,7 Yaş (yıl) Erkek cinsiyet (n-%) Hipertansiyon (n-%) Diyabet (n-%) Hiperlipidemi (n-%) Sigara (n-%) Vücut Kitle İndeksi (kg/m2) Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayan (n= 15) 57,7 ± 13,2 11 (%73,3) 7 (%46,7) 6 (%31,6) 2 (%13,3) 11 (%73,3) 26,5 ± 2,9 P 0,338 0,184 0,187 0,454 0,482 0,372 0,300 Kardiyak rehabilitasyon alan gruptaki hastalar taburcu edildikten altı hafta sonra kardiyak rehabilitasyon programına (Faz 3) alındılar. Hastalara program öncesi bazal transtorasik ekokardiyografi ve stres ekokardiyografi yapıldı. Bazal değerlendirmeyi takiben kardiyak rehabilitasyon alan gruptaki hastalara 30 seans (yaklaşık 2,5 ay) kardiyak rehabilitasyon uygulandı. Program sonrası beş gün içinde hastaların transtorasik ve stres ekokardiyografileri tekrarlandı. Kardiyak rehabilitasyon almayan gruptaki hastalara da taburculuk sonrası bazal transtorasik ekokardiyografi ve stres ekokardiyografi yapıldı. Tüm hastaların 3 ay sonra transtorasik ve stres ekokardiyografileri tekrarlandı. 36 Kardiyak rehabilitasyon alan ve almayan grupların bazal ve 3. ay transtorasik ekokardiyografi incelemeleri sırasıyla Tablo 2, Tablo 3, Tablo 4 ve Tablo 5’ te gösterilmiştir. Kardiyak rehabilitasyon alan ve almayan gruplardaki hastaların bazal ekokardiyografik değerlendirmesinde rehabilitasyon uygulanmayan grubun LAVI değeri daha yüksek izlenirken, teicholtz tekniği ile ölçülen sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEFt) değeri daha düşük izlendi. İki grubun Simpson tekniği ile ölçülen bazal sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEFs) değerleri ve sol ventrikül global longitüdinal strain (LVGLS) değerleri arasında anlamlı fark görülmedi. (Tablo 2) Bazal ve 3. ay ekokardiyografik ölçümleri karşılaştırıldığında her iki grupta da LVEF değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artış izlendi. Kardiyak rehabilitasyon grubunda hastaların 3. ay sonunda LV GLS değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı artış görülürken, bu değişiklik kardiyak rehabilitasyon almayan grupta izlenmedi. (Tablo 3-4) Her iki grubun 3. ay ekokardiyografik ölçümlerinde hem LVEFt değerinin hem de LVEFs değerlerinin kardiyak rehabilitasyon alan grupta istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu izlenirken, LVGLS değerlerinde anlamlı fark izlenmedi. (Tablo 5). Tablo 2. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların bazal ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon Rehabilitasyon P uygulanan (n=44) uygulanmayan (n=15) 37,4 ± 4,0 39,4 ± 5,8 0,345 LA (mm) 2 25,4 ± 6,4 32,2 ± 11,4 LAVI (mL/m ) 0,025 47,2 ± 4,7 48,3 ± 5,3 0,518 LVEDd (mm) 32,5 ± 5,4 35,4 ± 5,2 LVESd (mm) 0,022 10,5 ± 1,8 11,5 ± 1,8 İVSd (mm) 0,019 10,0 ± 1,3 9,3 ± 1,2 0,066 PWd (mm) 59,1 ± 7,9 54,3 ± 5,7 LVEFt (%) 0,014 56,5 ± 8,5 53,5 ± 5,6 0,062 LVEFs (%) -18,6 ± -3,0 -17,6 ± -4,5 0,219 LV GLS (%) 0,44 ± 0,07 0,60 ± 0,10 LV MPI <0,001 LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon 37 fraksiyonu (teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi Tablo 3. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan hastaların rehabilitasyon öncesi ve rehabilitasyon sonrası ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon öncesi Rehabilitasyon sonrası P 37,4 ± 4,0 36,4 ± 4,0 0,055 LA (mm) 2 25,4 ± 6,4 24,3 ± 6,6 0,165 LAVI (mL/m ) 47,2 ± 4,7 47,0 ± 4,3 0,790 LVEDd (mm) 32,5 ± 5,4 31,5 ± 5,1 LVESd (mm) 0,040 10,5 ± 1,8 10,9 ± 1,1 0,071 İVSd (mm) 10,0 ± 1,3 10,1 ± 1,1 0,524 PWd (mm) 59,1 ± 7,9 61,0 ± 7,3 LVEFt (%) 0,001 56,5 ± 8,5 59,1 ± 7,3 LVEFs (%) ˂0,001 -18,6 ± -3,0 -20,0 ± -3,3 LV GLS (%) <0.001 0,44 ± 0,07 0,44 ± 0,07 1 LV MPI LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LV GLS: left ventrikül global longitudinal strain; LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi Tablo 4. Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayan hastaların bazal ve 3. ay kontrol ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Bazal 3. ay takip P 39,4 ± 5,8 38,5 ± 5,3 0,084 LA (mm) 32,2 ± 11,4 31,9 ± 11,2 0,776 LAVI (mL/m2) 48,3 ± 5,3 48,0 ± 5,0 0,475 LVEDd (mm) 35,4 ± 5,2 34,9 ± 5,2 0,192 LVESd (mm) 11,5 ± 1,8 11,9 ± 2,2 0,290 İVSd (mm) 9,3 ± 1,2 9,5 ± 0,9 0,217 PWd (mm) 54,3 ± 5,7 55,2 ± 5,6 0,109 LVEFt (%) 53,5 ± 5,6 55,0 ± 5,5 LVEFs (%) 0,004 -17,6 ± -4,5 -18,4 ± -3,5 0,200 LV GLS (%) 0,60 ± 0,10 0,60 ± 0,10 0,855 LV MPI LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LV GLS: left ventrikül global longitudinal strain; LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi 38 Tablo 5. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların 3. ay kontrol ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon Rehabilitasyon P uygulanan (n=44) uygulanmayan (n=15) 36,4 ± 4,0 38,5 ± 5,3 0,255 LA (mm) 24,3 ± 6,6 31,9 ± 11,2 LAVI (mL/m2) 0,008 47,0 ± 4,3 48,0 ± 5,0 0,624 LVEDd (mm) 31,5 ± 5,1 34,9 ± 5,2 LVESd (mm) 0,005 10,9 ± 1,1 11,9 ± 2,2 0,284 İVSd (mm) 10,1 ± 1,1 9,5 ± 0,9 PWd (mm) 0,046 61,0 ± 7,3 55,2 ± 5,6 LVEFt (%) 0,002 59,1 ± 7,3 55,0 ± 5,5 LVEFs (%) 0,011 -20,0 ± -3,3 -18,4 ± -3,5 0,098 LV GLS (%) 0,44 ± 0,07 0,60 ± 0,10 LV MPI <0.001 LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi Kardiyak rehabilitasyon alan ve almayan grupların bazal ve 3. ay diyastolik incelemeleri sırasıyla Tablo 6, Tablo 7, Tablo 8 ve Tablo 9’ da gösterilmiştir. Hastaların sol ventrikül diyastolik parametrelerine bakıldığında bazal ölçümlerde mitral flow propagasyon hızı (MFPV) kardiyak rehabilitasyon almayan grupta anlamlı olarak daha düşük izlenmiştir. Diğer parametrelerde anlamlı fark izlenmemiştir. (Tablo 6) Kardiyak rehabilitasyon alan grupta rehabilitasyon sonrasında DZ değerinin istatistiksel açıdan anlamlı şekilde azaldığı izlenmiştir. Kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bazal ve 3. ay ölçümlerine bakıldığında DZ değerinde anlamlı değişiklik izlenmezken, A değerinin istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde arttığı tespit edilmiştir. Her iki grupta da diğer diyastolik parametrelerde anlamlı değişiklik izlenmemiştir. (Tablo 7-8) Üçüncü ay diyastolik ölçümlerine bakıldığında iki grup arasında DZ değerlerinde anlamlı fark görülmezken, E/E’ değeri ve A velositesi kardiyak rehabilitasyon almayan grupta daha yüksek izlendi. MFPV değeri ise kardiyak rehabilitasyon alan grupta daha yüksek tespit edildi. (Tablo 9) Bazal ölçümlerde iki grup arasında diyastolik disfonksiyonu olan ve olmayan hasta sayısında anlamlı farklılık yokken, 3. ayda kardiyak rehabilitasyon 39 almayan grupta diyastolik disfonksiyon istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha fazla izlendi. (Tablo 6 ve Tablo 9) Tablo 6. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların bazal sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarının karşılaştırılması Rehabilitasyon uygulanan (n=44) 0,60 ± 0,13 0,62 ± 0,14 194,5 ± 40,4 10,3 ± 2,9 10,0 ± 2,1 6,1 ± 1,4 103,1 ± 10,5 58,4 ± 12,9 56,6 ± 11,0 0,15 ± 0,06 22 Rehabilitasyon uygulanmayan (n=15) 0,66 ± 0,16 0,66 ± 0,15 177,0 ± 48,2 9,0 ± 3,5 8,7 ± 2,6 8,5 ± 4,6 105,3 ± 8,8 52,6 ± 4,9 56,4 ± 14,6 0,14 ± 0,08 11 P 0,311 E (m/s) 0,338 A (m/s) 0,123 DZ (ms) 0,125 E’ (cm/s) LV S (cm/s) 0,030 0,077 E/E’ 0,319 IVRT (ms) MFPV (cm/s) 0,024 0,894 Z (E-e’) (ms) 0,082 Elastans 0,142 Diyastolik disfonksiyon(n) E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Tablo 7. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan hastaların rehabilitasyon öncesi ve rehabilitasyon sonrası sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarının karşılaştırılması Rehabilitasyon öncesi Rehabilitasyon sonrası P 0,60 ± 0,13 0,61 ± 0,13 0,663 E (m/s) 0,62 ± 0,14 0,65 ± 0,14 0,094 A (m/s) 194,5 ± 40,4 181,7 ± 34,2 DZ (ms) 0,027 10,3 ± 2,9 10,7 ± 3,1 0,420 E’ (cm/s) 10,0 ± 2,1 10,0 ± 2,0 0,956 LV S (cm/s) 6,1 ± 1,4 6,1 ± 1,6 0,857 E/E’ 103,1 ± 10,5 107,7 ± 10,1 IVRT (ms) 0,019 58,4 ± 12,9 56,0 ± 12,4 0,233 MFPV (cm/s) 56,6 ± 11,0 54,0 ± 10,0 0,131 Z (E-e’) (ms) 0,15 ± 0,06 0,14 ± 0,05 0,073 Elastans E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı 40 Tablo 8. Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayan hastaların bazal ve 3. ay kontrol sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarının karşılaştırılması Bazal 3. ay takip P 0,66 ± 0,16 0,66 ± 0,14 0,987 E (m/s) 0,66 ± 0,15 0,73 ± 0,14 A (m/s) 0,041 177,0 ± 48,2 182,7 ± 39,2 0,547 DZ (ms) 9,0 ± 3,5 8,9 ± 3,3 0,792 E’ (cm/s) 8,7 ± 2,6 8,3 ± 2,1 0,424 LV S (cm/s) 8,5 ± 4,6 8,2 ± 3,2 0,645 E/E’ 105,3 ± 8,8 105,3 ± 8,3 1 IVRT (ms) 52,6 ± 4,9 51,0 ± 5,9 0,313 MFPV (cm/s) 56,4 ± 14,6 56,3 ± 12,9 0,967 Z (E-e’) (ms) 0,14 ± 0,08 0,12 ± 0,06 0,228 Elastans E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Tablo 9. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların 3. ay kontrol sol ventrikül diyastolik fonksiyonlarının karşılaştırılması Rehabilitasyon uygulanan (n=44) 0,61 ± 0,13 0,65 ± 0,14 181,7 ± 34,2 10,7 ± 3,1 10,0 ± 2,0 6,1 ± 1,6 107,7 ± 10,1 56,0 ± 12,4 54,0 ± 10,0 0,14 ± 0,05 21 Rehabilitasyon uygulanmayan (n=15) 0,66 ± 0,14 0,73 ± 0,14 182,7 ± 39,2 8,9 ± 3,3 8,3 ± 2,1 8,2 ± 3,2 105,3 ± 8,3 51,0 ± 5,9 56,3 ± 12,9 0,12 ± 0,06 12 P 0,271 E (m/s) A (m/s) 0,041 0,979 DZ (ms) 0,085 E’ (cm/s) LV S (cm/s) 0,006 E/E’ 0,026 0,199 IVRT (ms) MFPV (cm/s) 0,047 0,415 Z (E-e’) (ms) 0,210 Elastans Diyastolik 0,038 disfonksiyon(n) E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı 41 Kardiyak rehabilitasyon alan ve almayan grupların bazal ve 3. ay stres ekokardiyografi incelemeleri sırasıyla Tablo 10, Tablo 11, Tablo 12 ve Tablo 13’ te gösterilmiştir. İki boyutlu stres ekokardiyografik incelemede 0. ayda kardiyak rehabilitasyon alan grupta LVEFt değeri anlamlı olarak daha yüksek izlenirken, LAVI değeri kardiyak rehabilitasyon almayan grupta anlamlı olarak daha yüksek izlendi. Her iki grup arasında LVGLS ve LVEFs değerlerinde anlamlı fark izlenmedi. (Tablo 10) Kardiyak rehabilitasyon alan hastaların rehabilitasyon sonrası LVEF ve LVGLS değerlerinde istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde artış izlenirken, kardiyak rehabilitasyon almayan hasta grubunda bazal ve 3. ay LVEF ve LVGLS değerlerinde anlamlı değişiklik izlenmemiştir. Her iki grupta sol atriyal volüm indeksinde anlamlı farklılık tespit edilmedi. (Tablo 11-12) Hastaların 3. ay stres ekokardiyografik incelemesinde LVEFt ve LVEFs değerleri kardiyak rehabilitasyon grubunda anlamlı olarak yüksek tespit edilirken LAVI değeri anlamlı olarak daha düşük tespit edildi. LVGLS değerinde iki grup arasında anlamlı fark izlenmedi. (Tablo 13) Tablo 10. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların bazal stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon uygulanan (n=44) Rehabilitasyon P uygulanmayan (n=15) 36,7 ± 4,2 38,7 ± 5,2 0,256 LA (mm) 2 25,9 ± 7,2 32,3 ± 13,2 LAVI (mL/m ) 0.036 46,4 ± 4,1 49,1 ± 5,0 LVEDd (mm) 0,027 31,7 ± 5,2 35,7 ± 5,2 LVESd (mm) 0,001 10,6 ± 1,4 11,6 ± 2,0 0,071 İVSd (mm) 9,9 ± 1,0 9,5 ± 1,1 0,211 PWd (mm) 59,5 ± 8,3 55,3 ± 5,3 LVEFt (%) 0,019 57,3 ± 8,2 55,2 ± 4,6 0,072 LVEFs (%) -18,9 ± -3,5 -19,3 ± -5,1 0,668 LV GLS (%) 0,44 ± 0,07 0,56 ± 0,07 LV MPI <0,001 LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi 42 Tablo 11. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan hastaların rehabilitasyon öncesi ve rehabilitasyon sonrası stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon öncesi Rehabilitasyon sonrası P 36,7 ± 4,2 36,6 ± 3,9 0,926 LA (mm) 2 25,9 ± 7,2 24,5 ± 5,8 0.141 LAVI (mL/m ) 46,4 ± 4,1 47,1 ± 4,4 0,064 LVEDd (mm) 31,7 ± 5,2 31,2 ± 5,1 0,221 LVESd (mm) 10,6 ± 1,4 10,8 ± 1,2 0,229 İVSd (mm) 9,9 ± 1,0 10,0 ± 1,0 0,243 PWd (mm) 59,5 ± 8,3 61,6 ± 6,9 LVEFt (%) ˂0,001 57,3 ± 8,2 59,7 ± 7,2 LVEFs (%) ˂0,001 -18,9 ± -3,5 -20,8 ± -3,4 LV GLS (%) <0.001 0,44 ± 0,07 0,44 ± 0,07 0,893 LV MPI LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi Tablo 12. Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayan hastaların bazal ve 3. ay kontrol stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Bazal 3. ay takip P 38,7 ± 5,2 38,6 ± 5,5 0,653 LA (mm) 2 32,3 ± 13,2 31,6 ± 10,5 0,642 LAVI (mL/m ) 49,1 ± 5,0 49,1 ± 5,0 0,806 LVEDd (mm) 35,7 ± 5,2 35,3 ± 5,0 0,417 LVESd (mm) 11,6 ± 2,0 11,9 ± 2,3 0,262 İVSd (mm) 9,5 ± 1,1 9,8 ± 1,0 0,164 PWd (mm) 55,3 ± 5,3 55,9 ± 6,0 0,439 LVEFt (%) 55,2 ± 4,6 55,5 ± 4,6 0,238 LVEFs (%) -19,3 ± -5,1 -20,1 ± -3,7 0,288 LV GLS (%) 0,56 ± 0,07 0,59 ± 0,09 0,063 LV MPI LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi 43 Tablo 13. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların 3. ay kontrol stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon Rehabilitasyon P uygulanan (n=44) uygulanmayan (n=15) 36,6 ± 3,9 38,6 ± 5,5 0,301 LA (mm) 2 24,5 ± 5,8 31,6 ± 10,5 LAVI (mL/m ) 0,010 47,1 ± 4,4 49,1 ± 5,0 0,146 LVEDd (mm) 31,2 ± 5,1 35,3 ± 5,0 LVESd (mm) 0,001 10,8 ± 1,2 11,9 ± 2,3 0,110 İVSd (mm) 10,0 ± 1,0 9,8 ± 1,0 0,406 PWd (mm) 61,6 ± 6,9 55,9 ± 6,0 LVEFt (%) 0,003 59,7 ± 7,2 55,5 ± 4,6 LVEFs (%) 0,012 -20,8 ± -3,4 -20,1 ± -3,7 0,467 LV GLS (%) 0,44 ± 0,07 0,59 ± 0,09 LV MPI <0,001 LA: sol atriyum; LAVI: sol atriyum hacim indeksi; LVEDd: sol ventrikül diyastol sonu çapı; LVESd: sol ventrikül sistol sonu çapı; İVSd: interventriküler septum kalınlığı; PWd: sol ventrikül arka duvar kalınlığı; LVEFt: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Teicholtz); LVEFs: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (Simpson); LVMPI: sol ventrikül miyokardiyal performans indeksi Kardiyak rehabilitasyon alan ve almayan grupların bazal ve 3. ay diyastolik stres ekokardiyografik incelemeleri sırasıyla Tablo 14, Tablo 15, Tablo 16 ve Tablo 17’ de gösterilmiştir. Diyastolik stres ekokardiyografi incelemelerinde 0. ayda kardiyak rehabilitasyon alan grupta DZ ve E’ değeri istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha yüksek izlenirken diğer grupta E/E’ değeri anlamlı olarak yüksek izlendi. (Tablo 14) Diyastolik parametrelerinden mitral flow propagasyon hızı (MFPV) değerlerinde kardiyak rehabilitasyon alan grupta rehabilitasyon sonrasında istatistiksel olarak anlamlı azalma izlendi. Kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bazal ve 3. ay ölçümleri karşılaştırıldığında anlamlı değişiklik izlenmedi. Hastaların diğer diyastolik parametrelerinde de istatistiksel açıdan anlamlı fark tespit edilemedi. (Tablo 15-16) Üçüncü ay diyastolik ölçümlerine bakıldığında A velositesi kardiyak rehabilitasyon almayan grupta daha yüksek izlenirken, diğer diyastolik parametrelerde anlamlı farklılık izlenmedi. (Tablo 17) Sıfırıncı ayda iki grup arasında diyastolik disfonksiyonu olan ve olmayan hasta sayısında anlamlı farklılık 44 izlenmezken, 3. ayda kardiyak rehabilitasyon almayan grupta diyastolik disfonksiyon istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha fazla izlendi. (Tablo 14 ve Tablo 17) Tablo 14. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların bazal sol ventrikül diyastolik stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon uygulanan (n=44) 0,61 ± 0,11 0,66 ± 0,14 196,3 ± 41,0 10,6 ± 2,5 10,4 ± 2,2 5,9 ± 1,2 103,9 ± 7,4 56,1 ± 13,0 55,0 ± 12,3 0,13 ± 0,04 16 Rehabilitasyon uygulanmayan (n=15) 0,66 ± 0,15 0,70 ± 0,15 169,0 ± 27,1 8,9 ± 3,3 8,6 ± 2,3 8,4 ± 4,0 102,5 ± 8,1 51,5 ± 6,5 53,9 ± 15,3 0,13 ± 0,06 9 P 0,199 E (m/s) 0,219 A (m/s) DZ (ms) 0,012 E’ (cm/s) 0,040 LV S (cm/s) 0,017 E/E’ 0,009 0,612 IVRT (ms) 0,119 MFPV (cm/s) 0,930 Z (E-e’) (ms) 0,566 Elastans 0,110 Diyastolik disfonksiyon (n) E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Tablo 15. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan hastaların rehabilitasyon öncesi ve rehabilitasyon sonrası sol ventrikül diyastolik stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Rehabilitasyon öncesi Rehabilitasyon sonrası P 0,61 ± 0,11 0,64 ± 0,13 0,210 E (m/s) 0,66 ± 0,14 0,64 ± 0,13 0,518 A (m/s) 196,3 ± 41,0 188,3 ± 35,3 0,202 DZ (ms) 10,6 ± 2,5 10,7 ± 2,7 0,764 E’ (cm/s) 10,4 ± 2,2 10,4 ± 2,4 0,969 LV S (cm/s) 5,9 ± 1,2 6,2 ± 1,6 0,291 E/E’ 103,9 ± 7,4 106,1 ± 7,5 0,101 IVRT (ms) 56,1 ± 13,0 52,7 ± 12,8 MFPV (cm/s) 0,039 55,0 ± 12,3 53,0 ± 9,6 0,161 Z (E-e’) (ms) 0,13 ± 0,04 0,12 ± 0,04 0,269 Elastans 45 E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Tablo 16. Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayan hastaların bazal ve 3. ay kontrol sol ventrikül diyastolik stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması Bazal 3. ay takip P 0,66 ± 0,15 0,66 ± 0,17 0,965 E (m/s) 0,70 ± 0,15 0,78 ± 0,19 0,061 A (m/s) 169,0 ± 27,1 182,7 ± 44,0 0,098 DZ (ms) 8,9 ± 3,3 9,1 ± 3,1 0,757 E’ (cm/s) 8,6 ± 2,3 9,5 ± 2,5 0,138 LV S (cm/s) 8,4 ± 4,0 8,3 ± 3,8 0,876 E/E’ 102,5 ± 8,1 104,2 ± 10,0 0,259 IVRT (ms) 51,5 ± 6,5 51,7 ±6,0 0,930 MFPV (cm/s) 53,9 ± 15,3 56,3 ± 15,4 0,378 Z (E-e’) (ms) 0,13 ± 0,06 0,12 ± 0,07 0,700 Elastans E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Tablo 17. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların 3. ay kontrol sol ventrikül diyastolik stres ekokardiyografik ölçümlerinin karşılaştırılması E (m/s) A (m/s) DZ (ms) E’ (cm/s) LV S (cm/s) E/E’ IVRT (ms) MFPV (cm/sn) Z (E-e’) (ms) Elastans Diyastolik disfonksiyon (n) Rehabilitasyon uygulanan (n=44) 0,64 ± 0,13 0,64 ± 0,13 188,3 ± 35,3 10,7 ± 2,7 10,4 ± 2,4 6,2 ± 1,6 106,1 ± 7,5 52,7 ± 12,8 53,0 ± 9,6 0,12 ± 0,04 16 Rehabilitasyon uygulanmayan (n=15) 0,66 ± 0,17 0,78 ± 0,19 182,7 ± 44,0 9,1 ± 3,1 9,5 ± 2,5 8,3 ± 3,8 104,2 ± 10,0 51,7 ±6,0 56,3 ± 15,4 0,12 ± 0,07 11 P 0,747 0,014 0,491 0,053 0,124 0,088 0,294 0,827 0,543 0,413 0,018 46 E: mitral renkli Doppler erken boşalma hızı; A: mitral renkli Doppler geç doluş hızı; DZ: deselerasyon zamanı; E’: mitral anülüs doku Doppler erken velosite; LV S: mitral anülüs doku Doppler sistolik velosite, IVRT: İzovolümetrik relaksasyon zamanı; MFPV: Mitral flow propagation velocity, Z (E-e’): E-E’ zaman farkı Kardiyak rehabilitasyon alan grupta rehabilitasyon öncesi ve sonrası, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bazal ve 3. ay ölçülen proBNP değerleri ve bu değerlerdeki değişim yüzdeleri Tablo 18 ve 19’da gösterilmiştir. Hastaların sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normal olmasına ve hastaların hiçbirinde klinik olarak kalp yetersizliği bulgusu olmamasına rağmen proBNP değerlerinde her iki grupta istatistiksel açıdan anlamlı azalma saptandı. Her iki grupta da azalma yönünde bir değişiklik izlenmekle beraber, kardiyak rehabilitasyon alan grupta bu azalma %46,7 oranında izlenirken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bu azalma %31,4 oranında izlendi. Tablo 18. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların bazal ve 3. ay kontrol proBNP düzeyinin karşılaştırılması Kardiyak rehabilitasyon uygulananlar Kardiyak rehabilitasyon uygulanmayanlar Bazal 410,9 ± 529,4 3. ay takip 218,8 ± 274,1 P ˂0,001 1273,2 ± 2016,1 872,9 ± 1556,9 0,016 proBNP: pro b-tipi natriüretik peptit Tablo 19. Kardiyak rehabilitasyon uygulanan ve uygulanmayan hastaların 3. ay takip proBNP düzeyinin karşılaştırılması ProBNP’ de azalma (%) Rehabilitasyon uygulanan (n=44) 46,7 Rehabilitasyon uygulanmayan (n=15) 31,4 proBNP: pro b-tipi natriüretik peptit AHA-ACC kılavuzlarında belirilen tanıma göre hastalar 3. ay kontrollerinde diyastolik disfonksiyonu olanlar ve olmayanlar olarak gruplandırılarak çeşitli parametreler açısından değerlendirildi. Buna göre yaşlı hastalarda, proBNP değeri yüksek olan hastalarda ve kardiyak rehabilitasyon almayan hastalarda diyastolik disfonksiyon istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha fazla görüldü (Tablo 20). 47 Tablo 20. Çalışma grubunun 3. ay kontrollerinde sol ventrikül diyastolik disfonksiyon gelişimi bakımından karşılaştırılması Yaş Cinsiyet (erkek) Hipertansiyon Diyabet Hiperlipidemi Pro-BNP LVEF(t) Metabolizma Kardiyak Rehabilitasyon Diyastolik Disfonksiyon olanlar (n=33) 58,6 ± 10,3 28 (84,8) 22 (66,7) 14 (42,4) 7 (21,2) 870,7 ± 1464,4 57,2 ± 8,8 1948,7 ± 286,0 21 (63,6) Diyastolik Disfonksiyon olmayanlar (n=26) 49,0 ± 9,3 23 (88,5) 14 (53,8) 5 (19,2) 6 (23,1) 324,8 ± 415,4 58,8 ± 5,9 2056,8 ± 352,2 23 (88,5) P <0,001 0,687 0,316 0,092 0,864 0,029 0,641 0,187 0,038 Yapılan çok değişkenli regresyon analizi modelinde hastaların yaş, cinsiyet faktörlerinin; hipertansiyon tanılarının olup olmamasının; proBNP, LVEF(t) değerlerinin ve hastaların kardiyak rehabilitasyon almış ya da almamış olmasının diyastolik disfonksiyon açısından bir öngördürücü olup olmadığı değerlendirildi. Yaş ve kardiyak rehabilitasyon, istatistiksel anlamlılığa ulaşarak, diyastolik disfonksiyon açısından öngördürücü olarak tespit edildi (Tablo 21). Tablo 21. Çalışma grubunun 3. ay kontrollerinde diyastolik disfonksiyonun bağımsız öngördürücüleri Odds Ratio 95% Confidence Interval P 1,125 1,037 – 1,221 Yaş 0,005 Cinsiyet 1,570 0,217 – 11,365 0,655 Hipertansiyon 1,505 0,368 – 6,162 0,570 Baseline LVEF (t) 1,022 0,940 – 1,111 0,605 Baseline Pro-BNP level 1,006 0,993 – 1,019 0,385 Kardiyak rehabilitasyon 6,213 1,069 – 36,095 0,042 48 5. TARTIŞMA Kardiyak rehabilitasyon programlarının, akut miyokard enfarktüsü sonrası sol kalp fonksiyonları üzerine olan olumlu etkisi iyi bilinmektedir. Birçok kardiyak hastalıkta hastalığın erken döneminde sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları bozulur ve bu da dolum basınçlarının artmasına sebep olur. (1-2) Bu yüzden çalışmamızda akut miyokard enfarktüsü nedeniyle hastaneye yatırılan ve primer perkütan girişim yapılan, sonrasında optimal medikal tedavi ile taburcu edilen hastalara taburculuk sonrası verilen kardiyak rehabilitasyon programının kardiyak fonksiyonlar üzerine etkisi araştırıldı. Çalışmamızda kardiyak rehabilitasyon alan hastalarda bazal ve stres ekokardiyografik değerlendirmede LVEF değerlerinde istatistiksel açıdan anlamlı olarak artış tespit edilmiştir. Kardiyak rehabilitasyon almayan hasta kolunda ise stres ekokardiyografide LVEF artışı izlenmemiştir. Masoumeh ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada koroner arter hastalığı olan, hafif ve orta düzeyde sol ventrikül disfonksiyonu bulunan 140 hastada sekiz hafta boyunca uygulanan kardiyak rehabilitasyon sonrası ciddi kardiyak komplikasyon oluşmadan sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda anlamlı artış saptanmıştır. (92) Haddadzadeh ve arkadaşlarının 42 akut koroner sendrom sonrası hastada yaptıkları randomize çalışmada da, taburculuk sonrası 1. ayda başlanan 12 haftalık rehabilitasyon programı ile hastaların sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonlarında anlamlı bir yükselme izlenirken rehabilitasyon programına katılmayan hastalarda sol ventrikül ejeksiyon fraksiyon değerlerinde anlamlı değişiklik saptamamışlardır. (93) Yapılan çalışmalarda, daha çok hafif – orta düzeyde sol ventrikül disfonksiyonu olan hastalarda rehabilitasyonun yararı gösterilmiştir. Çalışmamızda ise kardiyak rehabilitasyonun ejeksiyon fraksiyonu normal olan hastalarda dahi sistolik parametrelerde iyileşmeye neden olduğu tespit edilmiştir. Speckle tracking ekokardiyografi sol ventrikül sistolik fonksiyonlarının değerlendirilmesinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu gibi konvansiyonel ekokardiyografik parametrelere göre daha hassastır. (94) Bu nedenle çalışmamızda 2D boyutlu ejeksiyon fraksiyonunun yanı sıra sol ventrikül strain analizi de yapılmıştır. Çalışmamızda kardiyak rehabilitasyon almayan grupta strain 49 değerlerinde anlamlı farklılık izlenmezken, kardiyak rehabilitasyon alan grupta bazal ve stres ekokardiyografik değerlendirmelerde LVGLS değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artış tespit edilmiştir. Claessens P. ve arkadaşlarının yaptığı 60 akut koroner sendrom hastasının takip edildiği ve miyokard enfarktüsü sonrası ölçümlerinin ilişkisinin değerlendirildiği çalışmada da kardiyak rehabilitasyonun strain değerlerini kardiyak rehabilitasyon ile sol ventrikül strain iyileştirdiği tespit edilmiştir. (95) Strain değerlerinin uzun dönem takipte akut miyokard enfarktüsü hastalarında kardiyovasküler mortaliteyi ve kalp yetersizliğine bağlı hastaneye yatışları öngördürücü olması (95-96) çalışmamızda tespit edilen strain değerlerindeki artışın önemini göstermektedir. Her ne kadar strain değerlerindeki düzelmenin önemi gösterilmiş olsa da literatürde kardiyak rehabilitasyon ile strain ilişkisini gösteren çalışmalar sınırlı sayıdadır. Çalışmamızda diyastolik ekokardiyografik incelemede de kardiyak rehabilitasyonun faydası gösterilmiştir. Kardiyak rehabilitasyon alan hastaların DZ değerlerinde rehabilitasyon sonrasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma tespit edilmiştir. Kardiyak rehabilitasyon almayan hastalarda ise DZ sürelerinde istatistiksel olarak anlamlı olmasa da sayısal olarak artış izlenmiştir. DZ değeri evre I diyastolik disfonksiyonda artar ve miyokardiyal relaksasyon bozulmasının ilk göstergesidir. Yu ve arkadaşlarının yaptığı, 269 miyokard enfarktüsü ya da perkütan girişim hastasının kardiyak rehabilitasyon öncesi ve sonrasında diyastolik kalp fonksiyonları açısından değerlendirildiği randomize, kontrollü çalışmada çalışmamızın sonuçları ile uyumlu olarak DZ değerlerinde kardiyak rehabilitasyon grubunda istatistiksel açıdan anlamlı olarak azalma tespit edilmiş, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta ise istatistiksel anlamlı fark tespit edilmemiştir. (97) Diyastolik disfonksiyonun miyokard enfarktüsü sonrası hastaların %50’sinden fazlasında görülmesi ve kalp krizi sonrası yaşanabilecek kardiyovasküler olaylar açısından bağımsız bir öngördürücü olması, kardiyak rehabilitasyon sonrası diyastolik fonksiyonlardaki iyileşmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. (64-65) Çalışmamızdaki stres ekokardiyografik değerlendirmelerde kardiyak rehabilitasyon grubunda kardiyak rehabilitasyon sonrasında MFPV değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı azalma görülürken, diğer grupta anlamlı değişiklik 50 izlenmemiştir. Coelho L. ve arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre MFPV değerleri sol ventrikül dolum basıncını yansıtan parametrelerle benzer şekilde sol ventrikül dolum basıncını yansıtmaktadır. (98) Sistolik fonksiyonlardan da etkileniyor olması nedeniyle çalışmamızda kardiyak rehabilitasyon sonrasındaki iyileşmesi hem sistolik hem de diyastolik parametrelerde tespit edilen iyileşme ile ilgili olabilir. Çalışmamızda hastaların diyastolik değerlendirmelerinde 3. ayda AHA/ACC kriterlerine göre diyastolik disfonksiyonu olan hasta sayısı kardiyak rehabilitasyon grubunda azalırken, kardiyak rehabilitasyon almayan hasta grubunda artmıştır. Yine çalışmamızdaki diyastolik stres ekokardiyografik incelemelerde 3. ayda kardiyak rehabilitasyon alan grupta diyastolik disfonksiyonu olan hasta sayısı değişmemişken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bu sayı artmıştır. Bu bulgular da kardiyak rehabilitasyonun diyastolik fonksiyonlar üzerine olan faydasını göstermektedir. Yüksek BNP ve NT-proBNP düzeylerinin akut koroner sendrom sonrası mortalite ve morbidite ile ilişkisi gösterilmiştir. Ayrıca akut miyokard enfarktüsü sonrası BNP, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonundan daha güçlü bir prognostik faktördür. (99) Çalışmamızdaki hastaların sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normal olmasına ve hastaların hiçbirinde klinik olarak kalp yetersizliği bulgusu olmamasına rağmen 3. ayda proBNP değerlerinde her iki grupta istatistiksel açıdan anlamlı azalma saptanmıştır. Her iki grupta da azalma yönünde bir değişiklik izlenmekle beraber, kardiyak rehabilitasyon alan grupta bu azalmanın %46,7 oranında izlenmesi, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta ise bu azalmanın %31,4 oranında izlenmesi kardiyak rehabilitasyonun prognoz üzerine olumlu etkilerini gösteren çalışmaları desteklemektedir. AHA-ACC kılavuzlarında belirilen tanıma göre hastalar 3. ay kontrollerinde diyastolik disfonksiyonu olanlar ve olmayanlar olarak gruplandırıldığında yaşlı hastalarda, proBNP değeri yüksek olan hastalarda ve kardiyak rehabilitasyon almayan hastalarda diyastolik disfonksiyon istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha fazla görüldü. Çok değişkenli regresyon analizi modelinde hastaların yaş, cinsiyet faktörlerinin; hipertansiyon tanılarının olup olmamasının; proBNP, LVEF(t) değerlerinin ve hastaların kardiyak rehabilitasyon almış ya da almamış olmasının diyastolik disfonksiyon açısından bir öngördürücü olup olmadığı değerlendirildi. Yaş ve kardiyak rehabilitasyon, istatistiksel anlamlılığa ulaşarak, diyastolik disfonksiyon 51 açısından öngördürücü olarak tespit edildi. Bu bulgular diyastolik fonksiyonların da sıklıkla etkilendiği akut koroner sendrom hastaları için kardiyak rehabilitasyonun önemini göstermektedir. 5.1. Çalışmanın Kısıtlılıkları Çalışmamızın majör kısıtlılıkları; vaka sayısının az olması, takip süresinin kısa olması, perkütan orta ve ileri sol ventrikül sistolik disfonksiyonlu hastaların çok az olması, hastaların sosyoekonomik durum ve diğer çeşitli nedenlerden dolayı kardiyak rehabilitasyon programına gelmemesi ve devam etmemesidir. 6. SONUÇ Çalışmamızın sonucunda kardiyak rehabilitasyon alan grupta DT değerinde anlamlı azalma tespit edilirken, bu artış kardiyak rehabilitasyon almayan grupta izlenmedi. Stres ekokardiyografik değerlendirmede ise kardiyak rehabilitasyon grubunda mitral flow propagasyon hızında (MFPV) istatistiksel olarak anlamlı azalma tespit edilirken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta herhangi bir azalma izlenmedi. Çalışmamızda hastaların diyastolik değerlendirmelerinde 3. ayda diyastolik disfonksiyonu olan hasta sayısı kardiyak rehabilitasyon grubunda azalırken, kardiyak rehabilitasyon almayan hasta grubunda artmıştır. Diyastolik stres ekokardiyografik incelemelerde ise 3. ayda kardiyak rehabilitasyon alan grupta diyastolik disfonksiyonu olan hasta sayısı değişmemişken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bu sayı artmıştır. Çalışmamızda her iki grupta bazal ve 3. ay ölçümlerinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda istatistiksel olarak anlamlı artış izlenirken, stres ekokardiyografik incelemede yalnızca kardiyak rehabilitasyon alan grupta LVEF 52 değerinde anlamlı artış izlendi. Ayrıca hastalara 0. ve 3. aylarda yapılan bazal ve stres ekokardiyografik incelemede LVGLS değerlerinde kardiyak rehabilitasyon alan grupta istatistiksel olarak anlamlı artış izlenirken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bu artış izlenmedi. Çalışmaya alınan hastaların büyük bir kısmının sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normal olmasına ve hastaların hiçbirinde klinik olarak kalp yetersizliği bulgusu olmamasına rağmen 3. ay kontrolünde proBNP değerlerinde her iki grupta istatistiksel açıdan anlamlı azalma saptandı. Kardiyak rehabilitasyon alan grupta bu azalma %46,7 oranında izlenirken, kardiyak rehabilitasyon almayan grupta bu azalma %31,4 oranında izlendi. AHA-ACC kılavuzlarında tanımlanan kriterlere göre hastalar 3. ay ekokardiyografik ölçümlerine bakılarak diyastolik disfonksiyonu olanlar ve olmayanlar olarak sınıflandırıldığında yaşlı hastalarda, proBNP değeri yüksek olan hastalarda ve kardiyak rehabilitasyon almayan hastalarda diyastolik disfonksiyon oranı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla tespit edildi. Çok değişkenli regresyon analizinde yaş, cinsiyet, hipertansiyon, proBNP, LVEF(t) ve kardiyak rehabilitasyon faktörlerinin diyastolik disfonksiyon gelişimi açısından öngördürücü olup olamayacağı değerlendirildi. Yaş ve kardiyak rehabilitasyonun istatistiksel olarak anlamlı düzeyde diyastolik disfonksiyon için öngördürücü olduğu saptandı. Bu sonuçlar ışığında çalışmamız, kardiyak rehabilitasyonun prognostik faydalarını gösteren çalışmalar ile paraleldir. Kardiyak rehabilitasyonun diyastolik ve sistolik kalp fonksiyonları üzerine iyileştirici etkisini göstermektedir. 53 7. KAYNAKLAR 1. H.Karapolat, B.Durmaz. Kardiyak rehabilitasyonda egzersiz Anadolu Kardiyo/ Derg 2008:8:51-7 2. Z.Tartan. Akut koroner sendromlarda kardiyak rehabilitasyon Turkiye Klinikleri J Cardiol-Special Topics 2012;5(2):82-8 3. Jolliffe JA, Rees K, Taylor RS, Thomson D, Oldridge N, Ebrahim S. Exercise based rehabilitation for coronary heart disease. Cochrane Database Syst Rev 2000;(4):CD001800. 4. Ford ES, Ajani UA, Croft JB, Critchley JA, Labarthe DR, Kottke TE, et al. Explaining the decrease in U.S. deaths from coronary disease, 1980-2000. N Engl J Med 2007;356(23):2388-98. 5. Catherine M Certo History of Cardiac Rehabilitation PHYS THER. 1985; 65:1793-1795. 6. Ballady JG, Carlson JJ, Comoss P, Humphrey R. Guidelines for cardiac rehabilitation and secondary prevention programs. In: Williams MA, ed. 4th ed. Ilinois: Human Kinetics Publishers;2004. 7. Figen A. Journal of Physical Medicine and Rehabilitation Sciences J PMR Sci 2010;13 Suppl:33-8 8. Rengin D. Kardiyak Rehabilitasyonda Egzersiz Turkiye Klinikleri J CardiolSpecial Topics 2012;5(2):47-51 9. Nesligül Y. Kardiyak Rehabilitasyon Kapsamında Sekonder Önlemede Genel İlkeler Turkiye Klinikleri J Cardiol-Special Topics 2012;5(2):21-5 54 10. American Association of Cardiopulmonary Rehabilitation In: Robertson L, ed. Guidelines for cardiac rehabilitation and secondary prevention programs Champaign (IL): Human Kinetics; 2004. 11. Macedo RM, Faria-Neto JR, Costantini CO, Casali D, Muller AP, Coctantini R, et al. Phase 1 of cardiac rehabilitation: A new challenge for evidence based physiotherapy. World J Cardiol 2011;3(7):248-55. 12. Bhattacharyya MR, Porras-Perkins L, Whitehead DL, Steptoe A. Psychological and clinical predictors of return to work after acute coronary syndrome. Eur Heart J 2007;28(2):160-5. 13. Houle J, Doyon O, Vadeboncoeur N, Turbide G, Diaz A, Poirier P. Innovative program to increase physical activity following an acute coronary syndrome: Randomized controlled trial. Patient Educ Couns 2011;85(3): e237-44. 14. Wenger NK, Froelicher ES, Smith LK, et al. Cardiac rehabilitation Clinical practice guideline No 17. In: Rockville MD, ed. US department of health and human services, public health service, agency for health care policy and research and the national heart lung and blood institude. AHCPR Publication No. 96-0672. October 1995. 15. Braverman DL. Cardiac rehabilitation. Am J Phys Med Rehabil 2011;90(7):599611. 16. Cahill KM. Exercise programming. In: Wegner MS, Ruff JE, eds. ACSM’S Clinical Certification Review. 1st ed. Baltimore: Williams& Wilkins, 2001. p.111-39. 55 17. Hamm LF, Sanderson BK, Ades PA, Berra K, Kaminsky LA, Roitman JL, et al. Core competencies for cardiac rehabilitation/secondary prevention professionals: 2010 update. J Cardiopulm Rehabil Prev 2011;31(1):2-10. 18. Fletcher GF, Balady GJ, Amsterdam EA, Chaitman B, Eckel R, Fleg J, et al. AHA Scientific Statement. Exercise standards for testing and training. Circulation 2001;104(14): 1694-740. 19. Hellerstein HK, Franklin BA. Exercise testing and prescription. In: Wenger NK, Hellerstein HK, eds. Rehabilitation of the Coronary Patient. 2.ed. Churchill Livingstone; 1984. p.197-284. 20. Wenger NK. Exercise testing and training of the elderly coronary patient. Chest 1992;101(5 Suppl):309S-311S. 21. Garber CE, Blissmer B, Deschenes MR, Franklin BA, Lamonte MJ, Lee IM, et al. American College of Sports Medicine position stand. Quantity and quality of exercise for developing and maintaining cardiorespiratory, musculoskeletal, and neuromotor fitness in apparently healthy adults: guidance for prescribing exercise. Med Sci Sports Exerc 2011;43(7):1334-59. 22. American College of Sports Medicine. ACSM’s guidelines for exercise testing and prescription. 7 th ed. Baltimore (MD): Williams and Wilkins; 2005. 23. Leon AS. Exercise following myocardial infarction, current recommendation. Sports Med 2000; 29: 301-11. 24. Bjarnason-Wehrens B, Mayer-Berger W, Meister ER, Baum K, Hambrecht R, Gielen S; German Federation for Cardiovascular Prevention and Rehabilitation. Recommendations for resistance exercise in cardiac rehabilitation. Recommendations of the German Federation for Cardiovascular Prevention and Rehabilitation. Eur J Cardiovasc Prev Rehabil 2004;11(4):352-61. 56 25. DeBusk RF, Stenestrand U, Sheehan M, Haskell WL. Training effects of long versus short bouts of exercise in healthy subjects. Am J Cardiol 1990; 65: 1010-3. 26. Murphy MH, Hardman AE. Training effects of short and long bouts of brisk walking in sedentary women. Med Sci Sports Exerc 1998: 30:152-7. 27. Hülya A. Kardiyak Rehabilitasyonun Evreleri Turkiye Klinikleri J CardiolSpecial Topics 2012;5(2):64-8 28. Balady GJ, Williams MA, Ades PA, Bittner V, Comoss P, Foody JM, et al. Core components of cardiac rehabilitation/secondary prevention programs: 2007 update: a scientific statement from the American Heart Association Exercise, Cardiac Rehabilitation, and Prevention Committee, the Council on Clinical Cardiology; the Councils on Cardiovascular Nursing, Epidemiology and Prevention, and Nutrition, Physical Activity, and Metabolism; and the American Association of Cardiovascular and Pulmonary Rehabilitation. Circulation 2007; 115(20):2675-82. 29. Armstrong G, Dunn M, Bredin Y, McCuskey F, Brown C. Patients’ Views on Community Cardiac Rehabilitation. Proceedings of the British Association for Cardiac Rehabilitation Conference, 2004. 30. Rehabilitation, Primary and Secondary Prevention Clinical Advisory Group, Northern Ireland Cardiac Network, Northern Ireland Cardiac Rehabilitation Guidelines & Standards Phases I - IV, Volume 2, 2010. 31. van Dixhoorn J, White A. Relaxation therapy for rehabilitation and prevention in ischaemic heart disease: a systematic review and meta-analysis. Eur J Cardiovasc Prev Rehabil 2005;12(3):193-202. 57 32. Lawler PR, Filion KB, Eisenberg MJ. Efficacy of exercise-based cardiac rehabilitation post-myocardial infarction: A systematic review and metaanalysis of randomized controlled trials. Am Heart J 2011;162(4): 571-84.e2. 33. Aldcroft SA, Taylor NF, Blackstock FC, O’Halloran PD. Psychoeducational rehabilitation for health behavior change in coronary artery disease. J Cardiopulm Rehabil Prev 2011;31(5): 273-81. 34. Bell JM. BACR Phase IV Training Manual, 3rd ed. Leeds: Human Kinetics; 2000. 35. Hughes A, Mutrie N. Maintaining physical activity in cardiac rehabilitation. Exercise Leadership in Cardiac Rehabilitation. An Evidence-Based Approach. Edited by Morag Thow. John Wiley & Sons, 2006. 36. Morrin L, Black S, Reid R. Impact of duration in a cardiac rehabilitation program on coronary risk profile and health-related quality of life outcomes.J Cardiopulm Rehabil 2000;20(2):115-21. 37. Dhingra A, Garg A, Kaur S, Chopra S, Batra JS, Pandey A, Chaanine AH, Agarwal SK. Epidemiology of heart failure with preserved ejection fraction. Curr Heart Fail Rep. 2014 Dec;11(4):354-65. doi: 10.1007/s11897-014-0223-7. 38. Bennett KM, Hernandez AF, Chen AY, Mulgund J, Newby LK, Rumsfeld JS, Hochman JS, Hoekstra JW, Ohman EM, Gibler WB, Roe MT, Peterson ED. Heart failure with preserved left ventricular systolic function among patients with non-ST-segment elevation acute coronary syndromes. Am J Cardiol. 2007 May 15;99(10):1351-6. Epub 2007 Apr 9. 39. Hunt SA, Baker DW, Chin MH, Cinquegrani MP, Feldman AM, Francis GS, Ganiats TG, Goldstein S, Gregoratos G, Jessup ML, Noble RJ, Packer M, Silver MA, 58 Stevenson LW, Gibbons RJ, Antman EM, Alpert JS, Faxon DP, Fuster V, Jacobs AK, Hiratzka LF, Russell RO, Smith SC Jr; American College of Cardiology/American Heart Association. ACC/AHA guidelines for the evaluation and management of chronic heart failure in the adult: executive summary. A report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines (Committee to revise the 1995 Guidelines for the Evaluation and Management of Heart Failure). J Am Coll Cardiol. 2001 Dec;38(7):2101-13. 40. European Study Group on Diastolic Heart Failure. How to diagnose diastolic heart failure. European Study Group on Diastolic Heart Failure. Eur Heart J. 1998 Jul;19(7):990-1003. 41. Grossman W. Evaluation of systolic and diastolic function of the myokardium. In: Grossman W, ed. Cardiac catheterization and angiography, 3rd ed. Philedelphia: Lea&febiger; 1986. p.301-309 42. Ebashi S. Excitation-contraction coupling and the mechanism of muscle contraction. Annu Rev Physiol. 1991;53:1-16. 43. Wahr PA, Michele DE, Metzger JM. Parvalbumin gene transfer corrects diastolic dysfunction in diseased cardiac myocytes. Proc Natl Acad Sci U S A. 1999 Oct 12;96(21):11982-5. 44. Brutsaert DL, Meulemans AL, Sipido KR, Sys SU. Effects of damaging the endocardial surface on the mechanical performance of isolated cardiac muscle. Circ Res. 1988 Feb;62(2):358-66. 45. Weiss JL, Frederiksen JW, Weisfeldt ML. Hemodynamic determinants of the time-course of fall in canine left ventricular pressure. J Clin Invest. 1976 Sep;58(3):751-60. 59 46. Hasenfuss G. Calcium pump overexpression and myocardial function. Implications for gene therapy of myocardial failure. Circ Res. 1998 Nov 2;83(9):9668. 47. Cain BS, Meldrum DR, Joo KS, Wang JF, Meng X, Cleveland JC Jr, Banerjee A, Harken AH. Human SERCA2a levels correlate inversely with age in senescent human myocardium. J Am Coll Cardiol. 1998 Aug;32(2):458-67. 48. Jae KO, James BS, Jamil T. The Echo Manual 3rd (Third) edition 2009 49. Appleton CP, Hatle LK, Popp RL. Relation of transmitral flow velocity patterns to left ventricular diastolic function: new insights from a combined hemodynamic and Doppler echocardiographic study. J Am Coll Cardiol. 1988 Aug;12(2):426-40. 50. Oh JK, Appleton CP, Hatle LK, Nishimura RA, Seward JB, Tajik AJ. The noninvasive assessment of left ventricular diastolic function with two-dimensional and Doppler echocardiography. J Am Soc Echocardiogr. 1997 Apr;10(3):246-70. 51. Nagueh SF, Sun H, Kopelen HA, Middleton KJ, Khoury DS. Hemodynamic determinants of the mitral annulus diastolic velocities by tissue Doppler. J Am Coll Cardiol. 2001 Jan;37(1):278-85. 52. Sohn DW, Chai IH, Lee DJ, Kim HC, Kim HS, Oh BH, Lee MM, Park YB, Choi YS, Seo JD, Lee YW. Assessment of mitral annulus velocity by Doppler tissue imaging in the evaluation of left ventricular diastolic function. J Am Coll Cardiol. 1997 Aug;30(2):474-80. 60 53. Ommen SR, Nishimura RA, Appleton CP, Miller FA, Oh JK, Redfield MM, Tajik AJ. Clinical utility of Doppler echocardiography and tissue Doppler imaging in the estimation of left ventricular filling pressures: A comparative simultaneous Doppler-catheterization study. Circulation. 2000 Oct 10;102(15):178894. 54. Schillaci G, Pasqualini L, Verdecchia P, Vaudo G, Marchesi S, Porcellati C, de Simone G, Mannarino E. Prognostic significance of left ventricular diastolic dysfunction in essential hypertension. J Am Coll Cardiol. 2002 Jun 19;39(12):200511. 55. Aurigemma GP, Gottdiener JS, Shemanski L, Gardin J, Kitzman D. Predictive value of systolic and diastolic function for incident congestive heart failure in the elderly: the cardiovascular health study. J Am Coll Cardiol. 2001 Mar 15;37(4):1042-8. 56. Møller JE, Søndergaard E, Poulsen SH, Seward JB, Appleton CP, Egstrup K. Color M-mode and pulsed wave tissue Doppler echocardiography: powerful predictors of cardiac events after first myocardial infarction. J Am Soc Echocardiogr. 2001 Aug;14(8):757-63. 57. Redfield MM, Jacobsen SJ, Burnett JC Jr, Mahoney DW, Bailey KR, Rodeheffer RJ. Burden of systolic and diastolic ventricular dysfunction in the community: appreciating the scope of the heart failure epidemic. JAMA. 2003 Jan 8;289(2):194202. 58. Cerisano G , Bolognese L. Echo-Doppler evaluation of left ventricular diastolic dysfunction during acute myocardial infarction: methodological, clinical and prognostic implications. Ital Heart J. 2001 Jan;2(1):13-20. 61 59. Yuasa F, Sumimoto T, Takeuchi M, Kaida M, Hattori T, Jikuhara T, Nakamura S, Sugiura T, Iwasaka T, Inada M. Effects of left ventricular diastolic dysfunction on exercise capacity three to six weeks after acute myocardialinfarction in men. Am J Cardiol. 1995 Jan 1;75(1):14-7. 60. Khumri TM, Reid KJ, Kosiborod M, Spertus JA, Main ML. Usefulness of left ventricular diastolic dysfunction as a predictor of one-year rehospitalization in survivors of acute myocardial infarction. Am J Cardiol. 2009 Jan 1;103(1):17-21. doi: 10.1016/j.amjcard.2008.08.049. Epub 2008 Oct 23. 61. Meta-Analysis Research Group in Echocardiography (MeRGE) AMI Collaborators, Møller JE, Whalley GA, Dini FL, Doughty RN, Gamble GD, Klein AL,Quintana M, Yu CM. Independent prognostic importance of a restrictive left ventricular filling pattern after myocardial infarction: an individual patient metaanalysis: Meta-Analysis Research Group in Echocardiography acute myocardial infarction. Circulation. 2008 May 20;117(20):2591-8. doi: 10.1161/CIRCULATIONAHA.107.738625. Epub 2008 May 12. 62. Salehi R, Samadikhah J, Azarfarin R, Goldust M. Effect of left atrium volume on patients' prognosis following acute myocardial infarction. Pak J Biol Sci. 2013 Dec 15;16(24):1936-42. 63) Yoon HJ, Jeong MH, Jeong Y, Kim KH, Song JE, Cho JY, Jang SY, Jeong HC, Lee KH, Park KH, Sim DS, Yoon NS, Hong YJ, Park HW, Kim JH,Ahn Y, Cho JG, Park JC, Kang JC Progressive dilation of the left atrium and ventricle after acute myocardial infarction is associated with highmortality. Korean Circ J. 2013 Nov;43(11):731-8. doi: 10.4070/kcj.2013.43.11.731. Epub 2013 Nov 30. 62 64) Rigolli M, Rossi A, Quintana M, Klein AL, Yu CM, Ghio S, Dini FL, Prior D, Troughton RW, Temporelli PL, Poppe KK, Doughty RN, Whalley GA; MeRGE Collaborators. The prognostic impact of diastolic dysfunction in patients with chronic heart failure and post-acute myocardialinfarction: Can age-stratified E/A ratio alone predict survival? Int J Cardiol. 2015 Feb 15;181:362-8. doi: 10.1016/j.ijcard.2014.12.051. Epub 2014 Dec 23. 65. Fontes-Carvalho R, Sampaio F, Teixeira M, Rocha-Gonçalves F, Gama V, Azevedo A, Leite-Moreira A. Left ventricular diastolic dysfunction and e/e' ratio as the strongest echocardiographic predictors of reduced exercise capacity after acute myocardial infarction. Clin Cardiol. 2015 Apr;38(4):222-9. doi: 10.1002/clc.22378. Epub 2015 Feb 23. 66. Nagueh SF, Appleton OA, Waggoner CP, Gillebert AD, Flachskampf TC, Marino FA, Pellikka PN, Oh JK, Smiseth PA, Evangelista Recommendations for the evaluation of left ventricular diastolic echocardiography. Am Feb;22(2):107-33. J Soc Echocardiogr. 2009 function A. by doi: 10.1016/j.echo.2008.11.023. 67. Ha JW, Lee HC, Park S, Choi EY, Seo HS, Shim CY, Kim JM, Ahn JA, Lee SW, Rim SJ, Oh JK, Chung N. Gender- related difference in left ventricular diastolic elastance during exercise in patients wit h diabetes mellitus. Circ J. 2008 Sep;72(9):1443-8. 68. Rivas-Gotz C, Khoury DS, Manolios M, Rao L, Kopelen HA, Nagueh SF. Time interval between onset of mitral inflow and onset of early diastolic velocity by tissue Doppler: a novel index of left ventricular relaxation: experimental studies and clinical application. J Am Coll Cardiol. 2003 Oct 15;42(8):1463-70. 63 69. Hasegawa H, Little WC, Ohno M, Brucks S, Morimoto A, Cheng HJ, Cheng CP. Diastolic mitral annular velocity during the development of heart failure. J Am Coll Cardiol. 2003 May 7;41(9):1590-7. 70. Sohn DW, Chai IH, Lee DJ, Kim HC, Kim HS, Oh BH, Lee MM, Park YB, Choi YS, Seo JD, Lee YW. Assessment of mitral annulus velocity by Doppler tissue imaging in the evaluation of left ventricular diastolic function. J Am Coll Cardiol. 1997 Aug;30(2):474-80. 71. Garcia MJ, Thomas JD, Klein AL. New Doppler echocardiographic applications for the study of diastolic function. J Am Coll Cardiol. 1998 Oct;32(4):865-75. 72. Khankirawatana B, Khankirawatana S, Peterson B, Mahrous H, Porter TR. Peak atrial systolic mitral annular velocity by Doppler tissue reliably predicts left atrial systolic function. J Am Soc Echocardiogr. 2004 Apr;17(4):353-60. 73. Nagueh SF, Sun H, Kopelen HA, Middleton KJ, Khoury DS. Hemodynamic determinants of the mitral annulus diastolic velocities by tissue Doppler. J Am Coll Cardiol. 2001 Jan;37(1):278-85. 74. Brun P, Tribouilloy C, Duval AM, Iserin L, Meguira A, Pelle G, Dubois-Rande JL. Left ventricular flow propagation during early filling is related to wall relaxation: a color M-mode Doppler analysis. J Am Coll Cardiol. 1992 Aug;20(2):420-32. 75. Garcia MJ, Smedira NG, Greenberg NL, Main M, Firstenberg MS, Odabashian J, Thomas JD. Color M-mode Doppler flow propagation velocity is a preload insensitive index of left ventricular relaxation: animal and human validation. J Am Coll Cardiol. 2000 Jan;35(1):201-8. 64 76. Schiller NB. Ejection fraction by echocardiography. The full monty ot just a peep show American Heart Journal, 2003; 146:380-382 77. Cleland JG, Daubet JC, Erdmann E,et al, Cardiac Resynchronization- Heart Failure study İnvestigators. The effect of cardiac resynchronization on morbidity and mortality in heart failure. New England Journal of Medicine, 2005 pr 14;352:15391549 .Epub 2005 Mar 7. 78. Grayburn PA, Echocardiographic Appleton CP, DeMaria AN, et al. BEST Trial Substudy Investigators. Echocardiographic predictors of morbidity and mortality in patients with advanced heart failure: The Beta-blocker Evaluation of Survival Trial . Journal of the American College of Cardiology 2005; 45 :1064-1071 79. Quinones MA, Waggoner AD, Reduto LA, et al. A new , splified and accurate, method for determining ejection fraction with two-dimensional echocardiography. Circulation, 1981;64:744-753 80. Tei C, Ling L, Hodge D, et al. New İndex combined systolic and diastolic myocardial performance: A simple and reproducible masure of cardiac function: A study in normals and dilated cardiomyopathy. Journal of Cardiology , 1995;26:357366 81. Pelerin D, Sharma R, Elliott P, Veyrat C. Tissue Doppler, strain, and strain rate echocardiography for the assesment of left and right systolic ventricular function. Heart 2003; 89 (Suppl 3) iii9-17. 65 82. Stoylen A, Heimdal A, Bjornstad K, Wiseth R, Vik-Mo H, Torp H, et al. Strain rate imaging by ultrasound in the diagnosis of coronary artery disease. J Am Soc Echocardiogr 2000;13: 1053-64 83. Kowalski M, Kukulski T, Jamal F, D'hooge J, Weidemann F, Rademakers F, Bijnens B, Hatle L, Sutherland GR. Can natural strain and strain rate quantify regional myocardial deformation? A study in healthy subjects. Ultrasound Med Biol. 2001 Aug;27(8):1087-97. 84. Pislaru C, Belohlavek M, Bae RY, Abraham TP, Greenleaf JF, Seward JB. Regional asynchrony during acute myocardial ischemia quantified by ultrasound strain rate imaging. J Am Coll Cardiol. 2001 Mar 15;37(4):1141-8. 85. Geyer H, Caracciolo G, Abe H, Wilansky S, Carerj S, Gentile F, Nesser HJ, Khandheria B, Narula J, Sengupta PP. Assessment of myocardial mechanics using speckle tracking echocardiography: fund amentals and clinicalapplications. J Am Soc Echocardiogr. 2010 Apr;23(4):351-69; quiz 453-5. doi: 10.1016/j.echo.2010.02.015. 86. Badruddin SM, Ahmad A, Mickelson J, et al. Supine bicycle versuspost-treadmill exercise echocardiography in the detection of miyocardial ischemia: A randomized single-blind crossover trial, Journal of the American College of Cardiology ,1993;33:1485-1490.Erratum in: Journal of the American College of Cardiology,1999;12:785-791 66 87. Mathias W Jr, Arruda A, Santos FC, Arruda AL, Mattos E, Osório A, Campos O, Gil M, Andrade JL, Carvalho AC. Safety of dobutamine-atropine stress echocardiography: A prospective experience of 4,033 consecutive studies. J Am Soc Echocardiogr. 1999 Oct;12(10):785-91. 88. Adam JE, Abendschein DR, Jaffe AS. Biochemical markers of myocardial injury. Circulation 1993;88(2):750-63 89. Roberts E, Ludman AJ, Dworzynski K, Al-Mohammad A, Cowie MR, McMurray JJ, Mant J; NICE Guideline Development Group for Acute Heart Failure The diagnostic accuracy of the natriuretic peptides in heart failure: systematic review and diagnostic meta-analysis in the acute care setting. BMJ. 2015 Mar 4;350:h910. doi: 10.1136/bmj.h910. 90. Maries L, Manitiu I. Diagnostic and prognostic values of B- type natriuretic peptides (BNP) and N-terminal fragment brain natriureticpeptides (NT-pro-BNP). Cardiovasc J Afr. 2013 Aug;24(7):286-9. doi: 10.5830/CVJA-2013055. 91. Pesaro AE, Katz M, Caixeta A, Makdisse MR, Correia AG, Pereira C, Franken M, Fava AN, Serrano CV Jr. Prognostic value of serial brain natriuretic Peptide measurements in patients with acute myocardial infarction. Cardiology. 2015;131(2):116-21. doi: 10.1159/000375398. Epub 2015 Apr 21. 92. Masoumeh S, Mohammad G, Mohsen K, N Mahboobeh T, Nizal S, Hamidreza R. The Impacts of Cardiac Rehabilitation Program on Echocardiographic Parameters in Coronary Artery Disease Patients with Left Ventricular Dysfunction. Hindawi Publishing Corporation Cardiology Research and Practice Volume 2013, Article ID 201713 67 93. Haddadzadeh MH, Maiya AG, Padmakumar R, Shad B, Mirbolouk F. Effect of exercise-based cardiac rehabilitation on ejection fraction in coronary artery disease patients: a randomized controlled trial. Heart Views. 2011 Apr;12(2):51-7. 94. Feigenbaum H, Mastouri R, Sawada S. A practical approach to using strain echocardiography to evaluate the left ventricle Circulation Journal Official Journal of the Japanese Circulation Society2012;76(7):1550-5. 95. Claessens P, Meulendijks J, Claessens C, Claessens M, Claessens M, Claessens J. Importance of strain imaging in cardiac rehabilitation. Asian Cardiovasc Thorac Ann. 2009 Jun;17(3):240-7. doi: 10.1177/0218492309104768. 96- Ersbol M, Valuer N, Mogenson UV. Prediction of All-Cause Mortality and Heart Failure Admissions From Global Left Ventricular Longitudinal Strain in Patients With Acute Myocardial Infarction and Preserved Left Ventricular Ejection Fraction. J Am Coll Cardiol Img: 2013; 23: 2365-73. 97. Yu CM, Li LS, Lam MF, Siu DC, Miu RK, Lau CP. Effect of a cardiac rehabilitation program on left ventricular diastolic function and its relationship to exercise capacity in patients with coronary heart disease: experience from a randomized, controlled study. Am Heart J. 2004 May;147(5):e24. 98. Coelho L, Pires R, Costa M, Oliveira L, Antunes A, Maldonado MJ, Martins R, Providência LA. Mitral flow propagation velocity assessed with M-mode color Doppler in patients with dilated cardiomyopathy Rev Port Cardiol. 2001 Jan;20(1):39-44. 68 99. de Lemos JA, Morrow DA, Bentley JH, Omland T, Sabatine MS, McCabe CH, Hall C, Cannon CP, Braunwald E. The prognostic value of B-type natriuretic peptide in patients with acute coronary syndromes. N Engl J Med. 2001 Oct 4;345(14):1014-21. 69