İsmail EGE1 SAINT PIERRE (KİLİSESİ) MAĞARASI (ANTAKYA

advertisement
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail EGE1
SAINT PIERRE (KİLİSESİ) MAĞARASI (ANTAKYA/HATAY)
Özet
Çalışma konumuzu oluşturan Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası, Hatay ili, Antakya
ilçe merkezi, Küçük Dalyan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kuseyr
Platosu’nun batı kısmını şekillendiren, Antakya-Samandağ Grabenini meydana
getiren fay yamacında gelişen mağara, Antakya-Narlıca yolu üzerinde Hacıkürüş
Deresi’nin kuzey kesiminde yer almaktadır. Oluşum bakımından doğal bir
mağaraya karşılık gelen Saint Pierre Mağarası, tarihi dönemlerde insanlar
tarafından (Aziz Petrus) mabet halinde kullanılmaya başlanmıştır. Mağaranın iç ve
dış kısımları insan eli ile şekillendirilmiştir.
Mağaralar gerek günümüzde gerekse tarihi dönemlerde birçok yerde değişik
amaçlarla kullanılmaktadır. Bazı mağaralar; mesken, hayvan barınağı, su deposu,
hayvansal ürünlerin depolandığı ve tarım ürünlerinin muhafaza edildiği yer olarak
değerlendirilmektedir. Konumu uygun olan bazı mağaralar ise sığınma(saklanma)
ve mabet olarak kullanılmaktadır. İçerisinde çözünme sonucu oluşmuş galeriler,
suların eriyik halde CaCO3 biriktirmesi sonucu oluşmuş sarkıtlar, dikitler, sütunlar
ve akma taşlar bulunan mağaralar turizm açısından cazibe merkezi olmuşlardır.
Bazı mağaralar ise insanlar tarafından kutsallık atfedilmesi sonucu fonksiyonel
olarak önemli bir yere sahiptir. Saint Pierre Mağarası günümüzde Hristiyanların
hac merkezi olması, buranın bir mabet olarak kullanılması (valilik izni ile 29
Haziran da ayin yapılması), dini fonksiyonu gibi nedenlerden dolayı binlerce turist
çekmektedir. Bu durum mağaranın inanç turizmi açısından önemli bir yere sahip
olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Saint Pierre Mağarası, Aziz Petrus'un Mağarası, Antakya,
İnanç Turizmi, Paleolitik Mağara.
1
Yrd. Doç. Dr., Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü,
ismailege01@gmail.com
İsmail Ege
166
SAINT PIERRE (CHURCH) CAVE (ANTAKYA/HATAY)
Abstract
Saint Pierre Cave which is our study subject is located in the boundary Küçük
Dalyan neighborhood in the Center of Antakya City in the province Hatay. This
Cave is occurred in the west part slope of Kuseyr Platue (tableland) on the fault
shaped to Antakya-Samandağ depression (graben). St. Pierre Cave is on the way of
Narlıca far to center the 2th km and North side of Hacıkürüş rivulet. This cave was
natural but it was shaped with artificial effects in the historical time. Firstly, it was
used as a temple during the Saint Petrus who was a disciple and monk A.C. 30s
years.
Caves are used different purposes both todays and during the historical times.
Some caves are used as settlement, animal pound, water tank, animal products
store and agricultural products housing etc. Some caves, in the suitable location,
are used as a saving and template. Caves are tourism magnet places on the score of
galleries which are shaped after the resolution and CaCO3 deposition stalactites,
stalagmites, columns, flowstones. Some caves are also important in terms of
functions that people offloaded sanctity. As Saint Pierre Cave is a center
pilgrimage (for Christians) nowadays and it is deliberately used to solemnize (29
June sanction with governorship) as a temple, it has very important location in
terms of faith tourism.
Key Words: Saint Pierre Cave, Aziz Petrus Cave, Paleolithic Cave, Faith Tourism,
Antakya.
1.GİRİŞ
Karstik sahalarda derinlik karstının en önemli oluşumu mağaralardır (Uzun ve Zeybek,
1996; 40). Karbondioksitli yeraltı sularının kireçtaşını çözerek yerin derinliklerinde meydana
getirdiği boşluklar, speleolojik bilgiler vermesi yanında, jeolojik, jeomorfolojik, klimatik,
arkeolojik özellikler ve gelişimleri konusunda da ipuçları vermektedir. Ayrıca topoğrafik
bakımdan mağaraların bulunduğu seviyelerin karşılaştırılmasıyla taban seviyesi değişimleri
belirlenebilmekte, taraçalar ve aşınım yüzeyleri daha sağlıklı yaşlandırılabilmektedir (Nazik,
1989;1).
Türkiye arazisinin yaklaşık 1/3’i çözülebilen kayaçlardan (Kalker, jips, dolomit vb.)
meydana gelmektedir. Bu kayaçlar başta Toros dağları olmak üzere Güney Marmara, Batı ve
Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesi’nin güney ve kuzey kesimleri ile İç Batı Anadolu’da
yüzeylenmektedir (Nazik, 1989; 54). Karbonatlı kayaçların karstlaşmasıyla ilgili yaklaşık
35.000 – 40.000 mağara vardır. Bunların çoğu Toros dağlarındaki karstik platolar sisteminde
yer almaktadır (Nazik, 1989; 54: Sür, 1994; 16, Kopar, 2008). Saint Pierre Mağarası inanç
turizm etkisiyle bilinen mağaralar arasında yer alıp Hristiyan isminin söylendiği ilk yer olarak
kabul edilmektedir.
Mağaralar çok değişik litolojilerde ve değişik alanlarda çok geniş alanlı bir yayılımı
bulunan karstlaşmaya uygun sahalarda çok değişik şekillerde gelişmişlerdir. Mağaralar gerek
içerisindeki ilginç şekilleri (sarkıt, dikit, sütun, damlataş, akmataş vb. gibi) gerekse kendisine
özgü sıcaklık ve nem şartları gibi durumundan dolayı insanlar tarafından ilk çağlardan beri ilgi
çekmektedir. Bu nedenle mağaralar dini, barınma, sığınak, savunma ve turizm gibi amaçlara
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
167
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
yönelik hizmet etmektedir (Uzun,1991, Uzun ve Zeybek, 1996; Zeybek, 2004; Nazik, 2008;
Huggett, 2010). Son zamanlarda mağaralar turizm potansiyeli açısından büyük bir önem arz
etmektedir. Bunlar içerisinde kültür ve inanç turizmi de ayrı bir öneme sahiptir.
1.1.Çalışma Alanının Yeri ve Sınırları
Saint Pierre Mağarası Akdeniz bölgesinin Antakya yöresinde; Kuseyr Platosunun batı
yamaçlarında, Habibineccar Platosunun2 etek kısmında gelişmiş bir mağaradır. Daha ayrıntılı
olarak ise Antakya’nın 2 km Kuzeydoğusunda, Reyhanlı Karayolu üzerinde 36°12'33'' Kuzey
36°10'42'' Doğu lokasyonunda bulunmaktadır (Şekil 1; Foto 1).
Şekil 1. Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası ve Yakın Çevresinin Lokasyon Haritası
2
En yaygın bilinen adı Habibi Neccar Dağı, bazı rivayetlerde Haç (Stauris) Dağı olarak ta geçmektedir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
168
Foto 1. Habibineccar Platosu Etek Kısmındaki St. Pierre (Kilisesi) Mağarası
1.2. Amaç
Türkiye karstik potansiyel olarak çok zengin bir değere sahip olmakla beraber hem
yüzey, hem de yer altı karstlaşmasıyla oluşan şekillerin oluşturduğu topografyalar turizm
açısından çeşitlilik sunar. Bu karstik şekiller kompleksinin arasında kuşkusuz mağaralar ayrı bir
yere sahiptir. Mağaraların kendisi büyük bir karstik çözünme şekli olmasına rağmen, içerisinde
değişik formlara sahip pek çok karstik aşınım-birikim şekli barındırması ve bu şekillerin
binlerce yılda oluştuğunun bilinmesi, onu diğer karstik şekillere göre çok daha cazip yapar. Bu
nedenledir ki tüm Dünya’da karstik mağaralar gizemli mekânlar olarak kabul edilir.
Bu çalışmada ki ana amaç Dünya’nın ilk mağara kilisesi olan Saint Pierre Mağarası’nın
oluşum mekanizmasını ortaya koymaktır. Mağara oluşumundan bu yana ana hatları ile
doğallığını korumuş olsa da, insan elinin etkisi ile çok büyük bir değişime uğramış adeta insan
eli ile açılmış bir mağara görünümü kazanmıştır. St. Pierre Mağarasının uğradığı bu değişimi
göstermek bu çalışmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Bu çalışmanın en önemli
amaçlarından bir diğeri ise; içerisindeki karstik aşınım ve birikim şekillerinin doğallığını
koruyan kısımlarının tanıtılması ve mağaranın inanç turizmi açısından turizm potansiyelinin
ortaya konmasıdır.
1.3. Metot ve Malzeme
Bu çalışmada yöntem olarak; öncelikle genel olarak karstlaşma ile ilgili, özelde ise
mağaralar ve inanç turizmi ile ilgili yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Daha sonra alanın
1/25.000 ölçekli ANTAKYA P36 d2 topografya haritası ile 1/25.000, 1/100.000 ve 1:500 000
ölçekli jeoloji haritaları ve çalışmaları temin edilmiştir (Yılmaz, 1984, Tekeli ve Erendil, 1986;
Över vd. 2001; Kavuzlu, 2006; Herece, 2008; Tüysüz vd.2012). Literatür taramasından sonra
arazi çalışmaları yapılmıştır. Arazi çalışmaları ilk olarak keşif, ikinci olarak haritalama ve
üçüncü olarak ise tüm eksiklerin giderilmesi -mağaranın oluşumu ile ilgili görüşlerin
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
169
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
netleştirilmesi- için üç defa gerçekleştirilmiştir. Çalışma esnasında GPS, lazermetre, dijital
altimetre, jeolog pusulası, nemölçer ve şerit metre gibi malzemeler kullanılarak çeşitli ölçümler
gerçekleştirilmiştir. Hem literatür, hem harita analizleri, hem de arazi çalışmalarıyla elde edilen
bütün bulgular birbiriyle bağlantılı bir şekilde düzenlenerek metin, şekil ve haritalara
aktarılmıştır. Bu çalışma esnasında mağaranın iç profili çıkartılarak resmedilmiştir. Nihayetinde
tüm veriler derlenip toplanarak çalışma metne dökülmüştür.
1.4. Daha Önce Yapılmış Çalışmalar
Ülkemizde karst jeomorfolojisi ile ilgili oldukça fazla çalışma bulunmaktadır (Bilgin,
1963; Güldalı, 1971; Atalay, 1988; Nazik, 1989, 2005, 2008; Alagöz, 1994; Doğu ve
Diğ.1994a; Sür, 1994; Pekcan 1999; Zeybek 2003; Doğan, 2004; Keser 2004; Ege, 2010a;
Kopar 2008, 2009, 2010; Kopar ve Toroğlu 2014; Ege, 2015). Karstlaşma sonucu oluşan
şekillerden birini de şüphesiz ki mağaralar oluşturmaktadır. Mağaraların jeomorfolojik
özellikleri, sınıflandırılması ve turizm potansiyeli ile ilgi literatürde oldukça yeni ve tipik
çalışmalar mevcuttur (Storm, & Smith 1991; Dunkley, 1993; Viles, 2009; Grimes, 2012;
Martini ve Grimes. 2012). Mağara çalışmalarının bazıları coğrafyacılar tarafından yapılırken
(Ertek,1989, Uzun, 1991, Uzun ve Zeybek 1996; Doğu ve Diğ.1994b, Nazik, 1989, 2005;
Bekdemir vd. 2004; Zeybek, 2004; Ege, 2015), bazıları da arkeologlar ve peyzajcılar
(Şenyürek,1958, Şenyürek ve Bostancı,1958, Erek, 2008; Gözcü ve Mazı Zükladiroğlu, 2014)
tarafından yapılmaktadır. Antakya bölgesinde kısmi olarak karst jeomorfolojisi ile ilgili
çalışmalar sınırlı sayıdadır (Korkmaz, 2006; Ege, 2010b; Gönençgil ve Karataş, 2012; Ege
2014a, 2014b; Tüysüz, 2012; Ege 2015).
Mağaraların ve Manevi yerlerin inanç turizmi açısından değerlendirildiği sayısızca
çalışma bulunmaktadır (Aygen, 1984; Rinschede G., 1990; Vuconik, 1996; Şenesen 2004;
Sargın, 2006; Doğaner, 2009; Collins-Kreiner, N, 2009; Okuyucu ve Somuncu, 2013;
Harbalıoğlu ve Özel, 2013; Kayadibi vd. 2013; Çetin ve Kaymaz, 2014; Kayhan, 2014;
Maciejowski vd., 2015). Bu çalışmalarda inanç turizmi açısından Hac olayı değerlendirildiği
gibi, mağaraların gerek tarihi süreçler içerisinde gerekse günümüzde çok farklı amaçlarla
kullanıldığını göstermektedir. St. Pierre Mağarası (Kilisesi) Hatay da oldukça önemli bir
destinasyon merkezi ve çok büyük bir turist çekiciliğine sahiptir.
2. Çalışma Alanın Jeolojik Özellikleri
Habibi-Neccar Platosu Tersiyer yaşlı kireçtaşı, killi kireçtaşı ve kiltaşı litolojisi gibi
birçok kayaç biriminden meydana gelmektedir (Derman, 1979; Yılmaz, 1984; Selçuk,1985;
Ateş ve diğ. 2004; Över, vd. 2004; Korkmaz, 2006; Herece, 2008; Ege, 2014b). Kuseyr
Platosu’nun temelinde Kretase yaşlı ofiyolitler mevcuttur (Yılmaz, 1984; Tüysüz vd. 2012; Tarı
vd. 2014). St. Pierre Mağarası Kretase yaşlı ofiyolitler üzerinde uyumsuz olarak bulunan, AltOrta Eosen yaşlı kireçtaşı içerisinde gelişmiş bir mağaradır (Şekil 2).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
170
Şekil 2. St. Pierre Mağarası ve Yakın Çevresinin Jeoloji Haritası
Mağaranın üzerinde geliştiği Formasyon Okçular Formasyonu olarak
tanımlanmaktadır. Birim ilk defa Selçuk (1985) tarafından Okçular Formasyonu olarak
adlandırılmıştır. Litolojik olarak kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı ve detritik kireçtaşlarından oluşur.
Yayladağı’ndan başlayarak yaklaşık KD-GB yönünde oldukça geniş bir alanda yayılım
göstermektedir. Tipkesit yeri olarak, Okçular, Yayladağı, Kuruyer, Habibineccar Dağı, Serinyol
(Bedirge) kuzeyini kesit lokaliteleri olarak vermek mümkündür (Selçuk 1985, Boulton, vd.
2006, Kavuzlu, 2006; Tüysüz, vd.,2012) Okçular Formasyonu Kretase yaşlı ofiyolitler üzerinde
uyumsuz olarak bulunmaktadır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
171
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
Okçular Formasyonu; kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı ve detritik kireçtaşından oluşmaktadır.
Kireçtaşlarının ayrışmış yüzeyleri genellikle gri renkli, taze kırılma yüzeyleri ise, beyaz- krem
renklidir. Oldukça dayanıklı, sert, sağlam, ince taneli, sıkı çimentolu kırılma yüzeyleri keskin
köşeli olan kireçtaşları 15-60 cm. kalınlığında oldukça belirgin katmanlanma gösterir.
Çoğunlukla ince kalsit damarları kireçtaşlarını düzensiz olarak kesmektedir. Okçular
Formasyonunun ölçülmüş stratigrafi kesitinde kalınlığının 200-320 m. arasında değiştiği önceki
araştırıcılar tarafından belirtilmiştir. Bazı düzeylerinde litolojiler arasında yanal ve düşey yönde
fasiyes değişimleri yer alabilir. Okçular Formasyonunun alt sınırı; Uluyol Formasyonunun
üzerinde geçişli olarak yer alır. Üst sınırı ise Kışlak Formasyonu ile geçişlidir (Selçuk, 1985,
Kavuzlu, 2006; Boulton, vd. 2006, Tüysüz vd. 2012).
St. Pierre Mağarası’nın geliştiği kısım Okçular Formasyonu ile Kretase yaşlı Kızıldağ
Ofiyoliti’nin kontak noktasındadır. Kızıldağ Ofiyoliti Alloton bir kütle olup Amanos Dağlarının
güneybatıdaki en son birimidir. Ultrabazik - bazik kayaçlardan oluşan birim, İskenderun-BelenBedirge-Antakya Çevlik arasında yaklaşık 720 km2’lik bir alanda kuzeydoğu-güneybatı
yönünde yayılım gösteren birime ilk olarak Selçuk (1985) Kızıldağ ofiyoliti adını vermiştir.
Kızıldağ ofiyoliti Tekeli ve Erendil (1986) tarafından Tektonit Peridotit, Poiklitik Zon, Tabakalı
Gabro, İzotrop Gabro, Dayk Kompleksi ve Volkanik Karmaşık olarak bölümlere ayrılmıştır
(Kavuzlu, 2006).
3. St. Pierre Mağarası Fiziki Yapısı
Antakya-Reyhanlı karayolunun 2. km’sinde şehrin Kuzeydoğusuna düşen Saint Pierre
Mağarası Habibineccar Platosu (Stauris Dağı veya Hac Dağı) batısında suyun hidrolojik gücü,
karstik alanlarda eritme, çözünme ve birçok fiziksel ve kimyasal parçalanmanın etkisiyle
oluşmuş doğal bir mağaradır. Mağaranın mabet olarak kullanılmaya başlaması ile iç kısmı
simetrik bir şekilde düzeltilmiştir. Bu nedenle Mağaranın iç kısmı kubbemsi bir şekildedir.
St. Pierre Mağarasının bulunduğu alanın genel fiziki coğrafya özelliklerine
baktığımızda; Mağara, Habibi-Neccar (Kuseyr) Platosu’nun batı yamacında deniz seviyesinden
100 metre yükseltide oluşmuştur. St. Mağarası jeolojik olarak Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde
gelişmiştir (Şekil 2, Foto 2). Tamamen fay yamacında Doğu-Batı istikametinde şekillenmiş olan
mağaranın bulunduğu sahada Akdeniz iklimi gözükmektedir. Bununla birlikte çevresinde
Akdeniz iklimini temsil eden bitkiler bulunmaktadır. En yaygın Bitkiler; Zeytin (Olea),
Kızılçam (Pinus brutia), Menengiç (Pistecia terebinthus), Keçiboynuzu, (Ceratonia siliqua L.)
Kermez Meşesi (Quercus Coccifera), Katırtırnağı, (Spartium Junceum), Abdestbozan
(Sarcopoterium Spinosum) gibi maki elemanları yer almaktadır (Foto 3).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
172
Foto 2. St. Pierre Mağarasının Oluştuğu Eosen Yaşlı (Okçular Formasyonu) Kireçtaşı
Foto 3. St. Pierre Mağarası ve Yakın Çevresinin Genel Görünümü
Gerek mağara içerisi ve gerekse de mağara çevresi hidrografik açısından fakir
durumdadır. Mağaraya en yakın akarsu Mevsimlik akarsu karakterinde olan Hacıkürüş
Deresi’dir. Mağaranın güneyinde Habibineccar Platosunu doğu-batı istikametinde kat eden bir
akarsudur (Foto 4). Mağaranın batısında yaklaşık 1 km mesafeden Asi Nehri geçmektedir.
Mağara içerisinde çatlak sistemlerinden gelen su sızıntılarına da rastlanmaktadır. Zira bu su
mağaranın geri kısmında sağ tarafta kaya içerisine oyulmuş bir çukurluk içerisinde biriktirilip
kutsal olarak kabul edilen bu sudan içilmektedir. Mağara Antakya-Samandağ grabenini
şekillendiren Antakya Fayı yamacında gelişmiş olmasından dolayı yüksek eğim değerine
sahiptir (Foto 5). Bu durum toprak oluşumunu da sınırlandırdığı için zengin toprak varlığından
söz etmek mümkün değildir. Litolojinin kireçtaşından meydana gelmesinden dolayı Mağara
çevresinde gelişmekte olan toprak türü de Terra Rosa’lar ve Kolüviyal topraklardır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
173
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
Foto 4. Hacıkürüş Deresi
Foto 5. St. Mağarasının Geliştiği Fay Dikliği
Saint Pierre Mağarası dış kısmından giriş kısmına kadar yani mağara kapısının başladığı
alana kadar 14.35 m., giriş kısmından da kök kısmına doğru 17 m. uzunluktadır. Mağaranın
tabandan tavana doğru yüksekliği 7.2 m., eni ise 9,4 metredir (Şekil 3; Foto 6, 7). Böylece
mağaranın iç bölümü giriş kısmından itibaren 1155,2 m3’lük bir hacim’e sahip olup, taban kısmı
ise 161 m2’dir. Mağara normal bir daire (ev) ebatlarındadır. Dünyada ve ülkemizde çok daha
büyük mağaralar olmasına karşın St. Pierre Mağarası önemini İsa (AS) havarisinin buraya
gelmesi ve ilk Hristiyan tabirinin burada kullanılması, Küdüs’ten sonra 2.önemli hac merkezi
kabul edilmesi, günümüzde anıt müze olarak kullanılması ve 29 Haziran da Valilik izni ile ayin
yapılması gibi özelliklerinden almaktadır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
174
Foto 6. Çalışma Alanından Görünüm (Mağaranın Geri Kısmı)
Foto 7.Çalışma Alanında Kaçış Yolu Kapısı Görünümü
Mağaranın kök kısmında, sol köşede kaçış bölmesi diye adlandırılan K-KD
istikametinde daralarak ilerleyen baca şeklinde bir galeri bulunmaktadır. Tamamen karstik
doğal oluşumların devam ettiği bu galeri içerisinde akmataşlar, çok küçük ölçekli sarkıtlar ve
dikitler de mevcuttur (Foto 8). Galeri, ileri kısımda iki kola ayrılmaktadır. Galerinin uzunluğu
çatallanma noktasına kadar 7 m. olup, bu kısımdan itibaren sol galeri 4,5 m. ve sağ galeri ise 3,7
m. uzunluğundadır. Her iki galeri ancak bir insan girebilecek boyutta olup ileri kısımlarda iyice
daralmaktadır (Foto 9). Bu galeriler bu kısımlardan mağara içerisine doğru suyollarının
olduğunu ve mağaranın insan eli ile işlenmeden önce doğal oluşumlu bir mağara olduğuna en
büyük kanıt olarak gösterilebilir. Bu galeri içerisinde karstlaşma süreçleri devam etmektedir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
175
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
Şekil 3.Saint Pierre Mağarasının İç Profili (Çizim: Müslüm KAYA)
Foto 8. Galeri İçerisinde Yeni Oluşmaya Başlamış Dikit Örnekleri
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
176
Foto 9. Mağara içerisinde Kaçış Yolu Olarak Adlandırılan Galerinin İç Kısmı
Mağaranın Kök kısmına doğru gerek dışardaki hava ile temasın azalması ve gerekse de
yamaçlardan, galeri içerisinden sızan suların etkisi ile serinletici bir mağara havası söz
konusudur. Bu özellikler de mağaranın mabet olarak tercih edilmesinde önemli bir etken olmuş
olabilir.
4. St. Pierre Mağarası Jeomorfolojik Gelişimi
Daha öncede ifade edildiği gibi St. Pierre Mağarası Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde
oluşmuş doğal bir mağaradır. Mağaranın ortaya çıkmasında Kretase yaşlı Ofiyolitik serinin
üzerinde uyumsuz olarak bulunan Eosen yaşlı kireçtaşları içerisinde hareket eden su Ofiyolitik
zona geldikten sonra derine doğru ilerleyememektedir. Geçirimsiz ofiyolitik seri üzerinde kireç
doygunluğu oldukça yüksek olan suyun yan taraflara doğru hareketi sonucu bu zonda birçok
karstik çözülme boşlukları meydana getirmiştir. Kireçtaşı ile ofiyolitik zon arasında aynı
zamanda birçok karstik kaynakta (Harbiye su kaynakları gibi) söz konusudur.
Aktif tektonizmaya bağlı olarak Habibineccar Platosu sürekli bir yükselime
uğramaktadır. Bu durumun ortaya çıkmasında Arabistan Levhasının kuzeye doğru sıkıştırma
hareketi ve Antakya-Samandağ Grabenini şekillendiren faylar etkilidir. Bu yükselimler ile
yeraltı su seviyesinde meydana gelen değişmeler mağaranın oluşumunda çok büyük bir etkiye
sahiptir (Ege, 2015). Aynı sevide (yükseltide) birçok mağara meydana gelmiştir. Mağaranın
ortaya çıkmasında bir diğer etken ise Antakya Fayıdır. Zira Mağaralar bu fay yamacında
oluşmuşlardır. St. Pierre ve hemen girişteki mağaranın fay aynası üzerinde oluşması Mağaranın
daha yaşlı olabileceği ve bu fay ile yeraltında oluşmuş olan mağaranın gün yüzüne çıkmış
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
177
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
olabilme ihtimalide söz konusudur. Burada kesin olan bir şey var ki oda mağaranın oluşumunda
Antakya Fayı’nın etkin olduğudur.
Mağara içerisinde galeri bölümünde karstlaşmaya bağlı olarak mağara oluşum devam
etmektedir. Kaçış yolu olarak adlandırılan bu galeri ileri kısımda iki kola ayrılmaktadır.
Karstlaşma oranı çok düşüktür. Zira galeri duvarlarında çok az miktarda ıslaklık mevcuttur. İlk
oluşumu tamamen doğal olan mağara içerisinde, mabet olarak kullanılması nedeniyle birçok
düzenlemeler yapılmıştır. Mağaranın dış kısmında inşa edilen yapı mağarayı gizlemektedir.
Mağara iç kısmında revaklar yapılmış ve hatta daha sonraki tadilatlarda mabet sınırı çok daha
dışarıya çekilerek mağaranın ağız kısmı duvarla kapatılmış ve doğallığı nispeten bozulmuştur
(Foto 10).
Foto 10. Mağaranın İç Kısmı ve Kapı Tarafındaki Revaklar
Tarihi dönemler içerisinde mağaranın iç kısmında da büyük değişiklikler yapılmış
mağaranın tavan ve geri kısmı tamamen insan eli ile şekillendirilmiştir. Mağaranın tavanı
oldukça düzgün simetrik bir görünüme sahiptir. Geride bir kürsü ve kürsünün hemen arka
kısımda duvara Meryemana kabartması yapılmıştır.
5. St. Pierre Mağarası Turizm Potansiyeli
Karstik alanlar, özellikle mağaralar zaman zaman yerleşmeye sahne olmuşlardır. Bu
yüzden de gerek tarih öncesi gerekse tarihi açıdan izler taşırlar. Yani, yerleşme tarihi açısından
da ilgi çekici alanlardır. Ayrıca, mağaraların bir kısmı geçmişte ibadethane olarak kullanıldıkları
için kutsal yer özelliği de taşırlar. Saint Pierre Mağarası (Antakya) ve Hz. Eyüp Peygamber
Mağarası (Şanlıurfa) ülkemizdeki bu tip mağaraların başlıcalarıdır (Zeybek, 2001).
Türkiye inanç Turizmi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Hristiyanlığın ilk
dönemlerinde havarilerin ve önemli dini şahsiyetlerin Anadolu’da yaşamış olması ve bu dinin
yayılmasına bu topraklardan başlamaları nedeni ile önemli bir merkezdir. Ülkemizdeki pek çok
mekan (Efes, İznik, Antakya, İstanbul, vb.) bu dinin inananları tarafından kutsal sayılmaktadır
(Sargın, 2006). Antakya’nın etnik ve dini yapı bakımından karışık nüfus yapısı, ticari yollarının
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
178
kesişmesi ve kültürlerin birleşme noktasında bulunması Hristiyanlığın yayılmaya çalıştığı ilk
dönemlerinde bu kentin bir propaganda merkezi haline gelmesine yol açmıştır. Saint Pierre
Kilisesi bu kapsamda Hristiyanlığın ilk yıllarında dini toplantı merkezi olmuştur.
http://www.antakyaturu.com/index.php?okod=211
Hz. İsa’nın ölümünden sonra Antakya kilisesinin kurucusu ve ilk rahip sayılan havari
Saint Pierre M.S 29-40 yılları arasında şehre gelmiş ve ilk dini toplantısını bugün Saint Pierre
Kilisesi olarak bilinen mağarada yapmıştır. Tarihte ilk Hristiyan adı altında Antakya’da bu
kilise cemaatine verilmiştir. Bugün Saint Pierre Kilisesi Hristiyanlığın ilk mabetlerinden biridir.
3 Haziran 1098 yılında Antakya’yı ele geçiren Haçlılar kilisenin ön bölümünü birkaç metre
daha uzatıp iki kemerle ön cepheye bağlamışlardır. Ön cephe doğulu bir anlayışla ve yerel
malzemeyle yapılmıştır. Kilise içerisinde yerde bulunan ve M.S 4. ve 5. Yüzyıllara ait mozaik
parçaları ile sunağın sağında, çok azı görülen ve bir zamanlar kürsünün arkasında bulunan
fresklerden bazı izler kalmıştır. Sunağın solunda tünel ve sağında su haznesi bulunmaktadır.
Sunağın solunda yer alan tünel paganist askerlerin baskısından kaçan cemaati tahliye etmek için
kullanılmaktaydı. Kilisenin iç kısmında özellikle sunağın önünde din adamlarının mezarları
bulunmuş ve ön bahçe birkaç yüzyıl mezarlık olarak kullanılmıştır (Harbalıoğlu ve Özel, 2013).
1863 yılında ön cephe restore edilmiştir. 1932 yılında yapılan sunağın yerine 1931
yılında yenisi konmuş ve 1932 yılında sunağın üzerindeki nişe beyaz mermerlerden Aziz
Petrus’ un heykeli yerleştirilmiştir. Restore edildiği yılda sunağın arkasında, bir zamanlar
evrensel kilise anlamına gelen “Antakya’da Aziz Petrus Kürsüsü” bayramını hatırlamak için
taştan bir kürsü konmuştur. 1997 yılında T.C. Turizm Bakanlığı tarafından restorasyon ve çevre
düzenlemesi projesi hazırlanmış ve kilisenin ön bahçesi genişletilerek ikinci bir giriş
eklenmiştir. Böylece mağaranın giriş kısmından içeriye doğru 17 metre olmuştur (Harbalıoğlu
ve Özel, 2013). https://tr.wikipedia.org/wiki/Saint_Pierre_Kilisesi
Günümüzde dünyanın ilk kiliselerden biri olarak kabul edilen mağara Anıt Müze olarak
işlevini sürdürmekte olup, Hristiyan cemaat tarafından talep edildiği anda ayin, nikah, vaftiz ve
törenler için kullanılmaktadır. Kilise papalık tarafından 1983 yılında hac yeri olarak ilan
edilmiştir. Her yıl 29 Haziran günü din adamları ve kalabalık bir cemaatin katıldığı ayin
yapılmaktadır (Foto 11). St. Pierre (Kilisesi) Mağarası her yıl yerli ve yabancı olmak üzere
binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir (Tablo 1). Ziyaretçiler sadece Hristiyan olanlardan
değil Müslümanlardan da vardır. Bu yönü ile inanç turizmi ve Kültürel Turizm açısından önemli
bir destinasyon ve cazibe merkezidir. Mağara fiziki olarak çok büyük bir alan kapsamamasına
rağmen manevi olarak çok büyük bir potansiyele sahiptir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
179
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
Foto 11. 29 Haziran 2010 (Valilik İzni İle) Ayin Töreni, (Foto: Doç. Dr. Bayram ÇETİN)
YIL
2012
2013
2014
YERLİ
66477
47281
15174
YABANCI
17503
17551
8006
TOPLAM
83980
64834
23180
Tablo:1.Saint Pierre Mağarası Kilisesi Ziyaretçi Sayısı (2014, Hatay Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
180
Şekil:8.Saint Pierre Kilisesi Çevre Düzenleme Projesi
( Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Arşivi, 2007)
6. Sonuç ve Öneriler
Yapılan bu çalışma ile Saint Pierre Mağarası’nın oluşumu, bilinmeyen yönleri ve inanç
turizmi açısından turizm potansiyeli ortaya çıkartılmıştır. Mağara Eosen yaşlı Okçular
formasyonu ile Kretase yaşlı Kızıldağ Ofiyolitinin kontak noktasında gelişmiş doğal bir
mağaradır. Ancak mağara tarihi dönemler içerisinde insan eli ile birçok şekillendirmelere maruz
kalmıştır. Mağaranın Doğu – Batı istikametinde uzunluğu 17 m. yüksekliği 7,2 m. ve eni ise 9,4
m. ebatlarındadır. Mağaranın duvar kısmın içerisinde kalan kesiminin alanı 161 m2dir. Bu da
normal bir daire (ev) büyüklüğündedir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
181
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
Mağara çevresi fiziki coğrafya özellikleri bakımından değerlendirildiğinde; İklim
olarak, Akdeniz iklim özellikleri gözükmekte olup, kış mevsimi ılık ve yağışlı, yaz mevsimi ise
sıcak ve kuraktır. En fazla yağış kış mevsiminde düşerken, en sıcak günler ise Ağustos ayında
gözükmektedir. Bitki örtüsü olarak Mağara çevresinde Akdeniz fitocoğrafya bölgesine ait
bitkiler gözükmektedir. Çevrede en fazla dikkat çeken ağaçlar yüzyıllık zeytin (Olea)
ağaçlarıdır.
Mağaranın Güney kesiminde mevsimlik akarsulardan Hacıkürüş dersi bulunur. Yaklaşık
1 km batısından ise Asi Nehri geçmektedir. Mağara içerisinde çok zayıfta olsa çatlaklardan
sızıntı sular mevcuttur. Bunlar mağaranın geri kısmında sağ köşede taştan oyulmuş bir sitem
içerisinde birikir ve hac için gelenler bu sudan içerek hacı olurlar. Tamamen çatlak
sistemlerinden gelen bu sızıntı suya Hristiyanlar tarafından kutsiyet atfedilmektedir.
Mağara çevresi toprak oluşumu açısından da fakir durumdadır. Çevrede en yaygın örtü
çıplak kayalık alanlardır. Sınırlı alanlarda kolüviyal ve terra rossa toprakları gözükmektedir.
Saint Pierre Mağarası doğal bir mağaradır ve tarihi dönemlerde ibadet yeri yanı sıra
korunma alanı amacı ile de kullanılmıştır. Bunun kanıtı mağara içerisindeki kaçış yolu, mağara
içindeki heykel ve dini motifler, mağaraya yakın civardaki hac işaretleri ve mağara içinde yer
alan kürsünün altında olan kral mezarıdır. Mağaranın geçmiş devirde korunma amacıyla
kullanılması ayrıca tarih ve kültür turizm potansiyeline de sahiptir.
Saint Pierre Mağarası kaçış yolu içerisinde 7. metreden sonra çatallanan 11,5 ve 10,7 m
uzunluğuna sahip bir galeri sistemi bulunur. İçerisine girişin zor ve zahmetli olduğu bu galeri
içerisinde sarkıt, dikit, damlataş, traverten gibi karstik birikim şekilleri mevcuttur. Bu kısım
kaçış yolu olarak ta adlandırılmaktadır. Bu alan içerisindeki küçük ölçekli sarkıtlar, dikitler,
travertenler ve akmataşlar mağara da karstlaşmanın devam ettiğini göstermektedir. Bu galeri
sistemi dikkati zayıf olanların fark edemeyeceği bir konumdadır. İçerisinde aydınlatma sistemi
yoktur.
Mağara karstlaşma sonucu oluşmuş karstik doğal bir mağaradır. Oluşumunda AntakyaSamandağ Grabenini şekillendiren fayların etkisi büyüktür. Zira mağara fay aynası üzerinde
gelişmiştir. Bir ihtimal mağaranın daha önce oluşup düşey atımlı fayın etkisi ile gün yüzüne
çıkmış olma ihtimalide söz konusudur. Böyle bir durumda mağaranın oluşum yaşı Antakya
Fayı’ndan daha eski olacaktır.
Mağaranın en önemli sorunlarını şu şekilde sıralayabiliriz; Mağara büyük bir
destinasyon merkezi ve İnanç turizmi aşısından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen
çok az tanınmaktadır. Mağara çevresinde plastik atıklardan oluşan çok büyük bir kirlilik söz
konusudur. Mağara içerisinde gelen turistlere bilgi aktaracak bir rehberin bulunmaması gibi
sorunları sıralayabiliriz.
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası mağara turizm potansiyeli, tanıtım ve reklamının
yetersizliği gözlemlenmektedir. Tanıtım iyi yapıldığı takdirde, Mağaranın dünyanın ilk Mağara
Kilisesi olmasının bilgisi dünyanın farklı ülkelerinden gelen yerli ve yabancı turistler tarafından
tanınmasına, onlarında gittikleri yerlerde tanıtmasına neden olacaktır.
Şehre çok yakın mesafede bulunan ve Hristiyanlık dini açısından önem taşıyan St.
Pierre (Kilisesi) Mağarası Antakya’nın uluslararası tanıtımı için sürekli çaba içerisinde olmasını
sağlayacaktır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
182
Turistlerin yeme-içme alışkanlıklarını göz önüne alarak hazırlanmış mutfakları,
birbirine alternatif olacak şekilde temiz ve özenli mekânlar da hizmet verilmelidir. Aksi
durumda Antakyalıların acıyı çok sevmeleri ve yemeklerde tercih etmeleri turistlere yeme içme
zorluğu çıkaracaktır.
İnanç turizminin gelişmesi için yöre halkının turizm konusunda bilinç düzeyini
yükseltmek gerekir. Böylece yatırımcılarda turizme yönelik bir ruh oluşumuna zemin
hazırlanmış olur.
Sonuç olarak, Antakya Şehrinin iyi tanıtılması ve inanç turizmi faaliyetlerinden
beklenen faydayı sağlayabilmesi için, St. Pierre (Kilisesi) Mağarası ve Diğer turizm
destinasyonları (Habibineccar Camii, Titus Tünelleri, Mozaik Müzesi) ile motor güç olarak ön
plana çıkarılması, inanç turizmi açısından değeri olan bu mekânın diğer alternatif turizm
faaliyetleri ile desteklenmesi gerekmektedir.
Teşekkür,
Bu çalışma da Arazi çalışmalarına katılan lisans öğrencilerimizden, Müslüm KAYA ve
Derya AKYURT’a, teşekkürlerimi sunarım.
KAYNAKLAR
ALAGÖZ , C .A ., (1994). Türkiye Karst Olayları Hakkında Bir Araştırma. Türk Coğr.
Kurumu Yay. No: 1 Ankara
ALAGÖZ, C. (1944).Coğrafya Gözüyle Hatay, Ankara Üniversitesi.DTCF. Der.,2(2)
ARPACI, Ö ., ZENGİN , B., BATMAN, O. (2012). “Karamanın Mağara Turizmi
Potansiyeli ve Turizm Açısından Kullanılabilirliği” , KMÜ Sosyal ve
Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Sayı: 14 (23),s.: 59-64.
ATALAY, İ.,(1988). “Toros Dağlarında Karstlaşma ve Karstik Alanların Ekolojisi”,
Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 16, s. : 1-8.
ATEŞ, Ş.;KEÇER, M.; OSMANÇELEBİOĞLU, R.; KAHRAMAN, S. (2004) Antakya
(Hatay) İl Merkezi ve Çevresinin Yerbilim Verileri, MTA. Enst., Jeoloji Etütleri
Dairesi, Derleme Raporu, No: 10717, Ankara
AYGEN, T .,(1971) ."Mağaralar Nasıl Meydana Gelir İller Bankası Dergisi, No: 45,
Ankara Hacettepe Üniversitesi ,Jeoloji Mühendisliği , Beytepe 06532 , Ankara
AYGEN, T., 1970 “Dünyanın En Uzun ve En Derin Mağaraları”. İller Bankası Derg.
YII: 3, S:40, s:20-22, Ankara
AYGEN, T. (1984), Türkiye Mağaraları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları,
İstanbul
BAYAN , S .,(2004). Türkiye’de Mağaralara Yönelik Tehditler ve Korunma Önlemleri,
Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Beytepe 06532, Ankara.
BENGÜER, G., 2001, İnanç Turizmi, Isparta’nın Dünü, Bugünü, Yarını Sempozyumu
Bildiriler Kitabı, Cilt-3, s.125-126, Isparta.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
183
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
BEKDEMİR , Ü ., SEVER , R ., UZUN , A . , ELMACI, S. (2004). “Yıldızkaya
Mağarası ” , Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 12, s. : 311-326.
BİLGİN, T. (1963). Gaziantep Batısında Platoda Bazı Karstik Şekillerin Teşekkülü ile
Vadi Yamaçlarının Tekamülü Arasındaki Münasebetler, İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü
Dergisi, Sayı:13, 164-170, İstanbul.
BİLİM, Yasin, 2013, İnanç Merkezlerinin Pazarlanması ve Türkiye Ölçeğinde Eleştirel
Noktalar: Hatay Örneği, İnanç Turizmi Seçme Konular, Sy: 257-281, Çizgi
Yayınevi, Meram/KONYA
BOULTON, S.J., ROBERTSON, A.H.F., ÜNLÜGENÇ, U.C., 2006. Tectonic and
sedimentary evolution of the Cenozoic Hatay Graben, Southern Turkey: A twophase, foreland basin then transtensional basin model. In: Robertson, A.H.F.
Mountrakis, D. (Eds.), Tectonic Development of the Eastern Mediterranean
Region: Geological Society of London Special Publication, 260, pp. 613–634.
BULUT , İ ., DOĞANAY , H. , GİRGİN , M., (1998).“Ballıca Mağarasının Turistik
Önemi”, 15. Türkiye Jeomorfoloji Bilimsel ve Tetkik Kurultayı (20-24Nisan
1998) , Türkiye Jeomorfologlar Derneği , Ankara
BÜYÜKTOPÇ, M. F.- , AKDEMİR, Ö ,(2011). “Kuşak Dağı’nda (Geyik Dağları-Orta
Toroslar) Enkaz Halinde Bir Mağaranın Yeniden Kurulması ”, Türk Coğrafya
Dergisi, Sayı: 56, s: 65 - 78.
CANİKLİ , B ., ÇELİK, M., NOVİNPOUR, E . A .,(1992). Ballıca Mağarası. Tokat
Kültür Araştırma Dergisi , (3) , 7, 46.
CEYLAN , S., (2007). “ Zeytintaşı Mağarası (Serik-Antalya) ”, Doğu Coğrafya Dergisi,
Yıl: 12, Sayı : 17 , s . : 223 - 243.
CEYLAN, S .,DEMİRKAYA , H .,(2006).“Dim Mağarasının(Alanya) Kaynak Değerleri,
Turizmde Kullanımı ve Sürdürülebilirliği”, Doğu Coğ. Der. Sy:15,s.:199-223.
COLLİNS-KREİNER, N, 2009, The geography of pilgrimage and tourism:
Transformations and implications for applied geography, Elsever, Applied
Geography xxx (2009) 1–12
ÇETİN, B. ve KAYMAZ, Ç.K., (2013), İnanç Turizminde Kutsal Mğaralar: Türkiye’deki
Ashab-ı Kehf Mağaraları (İzmir-Mersin-Kahramanmaraş-Diyarbakır). İnanç
Turizmi Seçme Konular, Sy: 257-281, Çizgi Yayınevi, Meram/KONYA
DEMİREL , Ö.,(2005). Doğa Koruma ve Milli Parklar Karadeniz Teknik Üniversitesi
Orman Fakültesi Genel Yayın No: 219,Trabzon.
DEMİRKOL , C.,(1988). “Türkoğlu (Kahramanmaraş) batısında yer alan Amanos
Dağlarının stratigrafisi yapısal özellikleri ve tektonik evrimi”, MTA Enst. Der.,
Sayı:108
DİNCER, İ., (1996), Sürdürülebilir Turizmin Hayata Geçirilmesi İçin Aktive olması
Gereken Dinamikler ve İşlevleri - Model Çalışması, Sürdürülebilir Turizm;
Turizm Planlamasına Ekolojik Yaklaşım, 19. Dünya Şehircilik Günü
Kollokyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul,
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
184
DOĞAN, U., (2004), Dolin Sınıflandırmasında Yeni Yaklaşımlar, G.Ü, Gazi Eğitim
Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı:1, s:249-269
DOĞANER, S., (2009). “Din ve Turizm; Türkiye’de İnanç Turizmi” Türkiye’de Toplum
Bilimlerinin Gelişimi II, Sosyoloji Yıllığı, 18 sy 338-350 İstanbul
DOĞU, A. F.,ÇİÇEK,İ ve GÜRGEN,G. TUNÇEL, H.ve SOMUNCU, M., (1994) Periliin
Mağarası. A. Ü. TUCAUM Dergisi Sayı :3 Sy:193-219
DOĞU, A. F.,ÇİÇEK,İ ve GÜRGEN,G.,(1994) Orta Toroslarda Karstlaşma Tipleri. A. Ü.
TUCAUM Dergisi Sayı :3 Sy:193-219
DUNKLEY, J.N., (1993), The Gregory Karst and caves,Northern Territory, Australia.
Proceedings ofthe 11th International Congress of Speleology, Beijing, 17-18.
EGE, İ., (2010a), Periglasiyal Süreçlerin Karstlaşmaya Etkisi ve Bolkar Dağlarındaki
Yüksek Polyeler, UJES-2010 (Prof. Dr. Oğuz EROL Onuruna) 2010,
Afyonkarahisar.
EGE, İ., (2010b). Determination of Fault Morphology of Antakya – Kahramanmaraş
Depression Area The Using methots of Remote Sensing (RS) and Geograpical
Informatoin Systems(GIS), The2ndİnternational Geography Syposyum, Kemer –
Antalya
EGE, İ.,(2010c). Antakya’nın İklim Özellikleri, HATAY ARAŞTIRMALARI-I, Cantekin
Matbaası
EGE, İ., (2014a), Antakya – Kahramanmaraş Grabeninde Aktif Tektoniğe Ait
Gözlemler, MKÜ, Sos. Bil. Enst. Derg. Cilt: 11 Sayı: 26, s. 71-88
EGE, İ., (2014b). Amik Ovası ve Yakın Çevresin Jeomorfolojik Özellikleri, Doğu Mat
Grup Yay, Malatya
EGE, 2015, Maymunlar Mağarası, Monkeys Cave, ASOS JOURNAL, Akademik Sosyal
Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015, s. 275-296 Doi Number
:http://dx.doi.org/10.16992/ASOS.771
ERİNÇ, S., (1960). Konya Bölümünde ve İç Toros Sıralarında Karst Şekilleri Üzerinde
Müşahedeler. Türk Coğrafya Derg. Sayı: 20; 83-106, Ankara
EROL, O. (1983). “Türkiye’nin Genç Tektonik ve Jeomorfolojik Gelişimi”, Jeomorfoloji
Dergisi, Sayı: 11, s: 1-22.
ERTEK, A. (1989) .“Sofular Mağarası (Şile-İstanbul)”, Atatürk Kültür ,Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu Coğrafya Araştırmaları Dergisi, Sayı: 1, s.: 143-147.
GÖKDENİZ, A., 2001, “Uluslararası turizm hareketleri içerisinde dinsel ve kültürel
amaçlı seyahatler ve Türkiye”, Hosgörü ve _nanç Turizminde Göller Bölgesi
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, SDÜ. Sosyal Bil. Enst., s.4-13, Isparta.
GÖZCÜ, M. ve MAZI ZÜLKADİROĞLU, D., 2014, Döngel Mağaraları’nın Doğa
Koruma Çalışmaları Yönünden İncelenmesi, II. ULUSAL AKDENİZ ORMAN
VE ÇEVRE SEMPOZYUMU “Akdeniz ormanlarının geleceği: Sürdürülebilir
toplum ve çevre” 22-24 Ekim 2014 - Isparta
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
185
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
GRIMES, K.G. 2012: Karst and paleokarst features in sandstones of the Judbarra /
Gregory National Park, Northern Territory, Australia. Helictite. 41: 67-73.
http://helictite.caves.org.au/pdf1/41.Grimes.Sstn.pdf
GÜLDALI, N. (1971). “Karstik Araştırmaların Türkiye İçin Önemi” ,Jeomorfoloji
Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 3, s.: 54-61.
GÜLDALI, N.,(1983).”Oluşumları, Gelişimleri ve Ekonomik Değerleriyle Mağaralar”.
Tübitak Bilim Teknik Dergisi, Sayı:188 Ankara
GÜNEYSU A.,(1993). “Cem, Kovada gölü doğusunun (Isparta) karst jeomorfolojisi”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve
İşletmeciliği Enstitüsü, İstanbul
HARBALIOĞLU, M. ve ÖZEL, G., Kültür ve İnanç Turizmi Kapsamında Hoşgörü Kenti
Hatay İlinin Değerlendirilmesi, International Conference on Religious Tourism
and Tolerance, Bildiriler Kitabı Sy: 1063- 1070; 9-12 May 2013, Konya
/TURKEY
Hatay Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2014,
HERECE, E. (2008) Doğu Anadolu Fayı (DAF) Atlası, Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü, Ankara.
HUGGET, R. J., (2010), (Çev. Edt. U. Doğan)Fundamentals of Geomorphology (Third
Edition), Routledge, London and New York, (Çev.Yay.Nobel Yay., Ankara)
KAVUZLU, M., 2006, Altınözü (Antakya) ve Yakın Civarının Tektono-Stratigrafisi, Ç.
Ü. Sos. Bil. Enst. (Yayımlanmaış) Yüksel Lisans Tezi, ADANA
KAYADİBİ, S., BİREKUL, M. ve KOYUNCU, A., 2013, Contribution of ReligiousTourist Attractions to Social Tolerance: The Case of Batu Caves in Malaysia,
International Conference on Religious Tourism and Tolerance,Bildiriler Kitabı
Sy:447-485; 9-12May 2013, Konya/TURKEY
KAYA, H., 1999, İnanç Turizmi, Özson Matbaacılık, Bursa
KAYHAN, M., 2014, “Çevre ve insan Bağlamında Kur’anın Turizm ve Seyehat’a
Yüklediği Mana” İnanç Turizmi, Seçme Konular: sy:283-312 Çizgi Yayınevi,
Meram/KONYA
KESER, N., (2004). “Bezirgan Polyesi ve Yakın Çevresinin Karst Jeomorfolojisi, Türk
Coğrafya Dergisi, Sayı:42, S. 11-46, İstanbul
KOÇYİĞİT, A. (1984). “Güneybatı Türkiye ve Yakın Dolayında Levha içi Yeni
Tektonik Gelişim”, TJK Bülteni, Cilt: 27, Sayı: 1, s: 1-15.
KOPAR, İ. (2008). “Elmalı Mağarası (İspir-Erzurum)”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 2, s.: 71-90.
KOPAR, İ. (2009). “Aladağlar ’da [Orta Toroslar (Yahyalı-Kayseri)] İki Fosil Mağara:
Zindan-ı Köşk-1 ve Zindan-ı Köşk-2”, TCD, Sayı: 53, s.: 69-83.
KOPAR, İ. (2010). “Aladağların (Orta Toroslar) Fosil Mağara Potansiyelinden Yeni Bir
Kayıt: Kapuzbaşı Mağarası (Divrik Dağı)”, TCD, Sayı: 54, s.: 31-40.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
186
KOPAR, İ.ve TOROĞLU, E., (2014). “Aladağlarda (Orta Toroslar) kaynak konumlu bir
mağara: Derebağ Mağarası (Yahyalı-Kayseri)”, TCD, Sayı: 62, s.: 9-19.
KORKMAZ, H. (2006). “Antakya’da Zemin Özellikleri ve Deprem Arasındaki İlişki”
Coğrafi Bilimler Dergisi, 2006, 4 (2), 49-66
MACIEJOWSKI, Wojciech, (2015), Batu Caves (Gua-gua Batu): Hindu Pilgrimage
Centre in Malaysia, PEREGRINUS CRACOVIENSIS 2015, 25 ( 4 ), 119–134
eISSN 2083-3113 doi: 10.4467/20833105PC.14.008.3738
MARTINI, J. E. J. ve GRIMES, K. G. (2012). Epikarstic Maze Cave Development:
Bullita Cave System,Judbarra/Gregory Karst, Tropic Australia. Helictite,(41), 3766.F
NAZİK, L. (1989). “Mağara Morfolojisinin Belirlediği Jeolojik - Jeomorfolojik ve
Ekolojik Özellikler”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 17, s.: 53–62.
NAZİK, L., (2005)., Mağara Nedir, Nasıl Oluşur?. Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu
(24-26.06.2005, Beyşehir-Konya), Türkiye Tabiat Koruma Derneği yayını,
Konya
NAZİK, L., ve GÜNDALI, N. (1985). “İncesu Mağaralar Sistemi (Taşkale/Karaman);
Jeomorfolojik Evrimi ve Ekonomik Olanakları”, Jeomorfoloji Dergisi, Sayı: 13,
s.: 47-52.
NAZİK, L., TÖRK, K., TUNCER, K., ÖZEL, E., İNAN, H., SAVAŞ, F. (2005).
“Türkiye Mağaraları”, 24-26 Haziran Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu
Bildiriler Kitabı, s.: 31-46.
NAZİK, L., (2008). Mağaralar; Araştırma, Koruma ve Kullanım İlkeleri. MTA Kültür
Serisi, No.2, Ankara.
OKUYUCU, A.ve SOMUNCU, M., (2013), Türkiye’de İnanç Turizmi: Bugünkü
Durum, Sorunlar ve Gelecek, International Conference on Religious Tourism and
Tolerance, Bildiriler Kitabı Sy: 627- 645; 9-12 May 2013, Konya /TURKEY
ÖVER Semir, ÜNLÜGENÇ Ulvi Can ve ÖZDEN Süha, (2001), “Hatay Bölgesinde Etkin
Gerilme Durumları”, Yerbilimleri, Sayı: 23, s.: 1-14.
ÖVER, S. KAVAK, K.S. BELLİER, VE ÖZDEN, S., 2004, Is the Amik Basin (SE
Turkey) a triple-junction area? Analyses of SPOT XS imagery and seismicity,
INT. J. REMOTE SENSING, 2004, VOL. 25, NO. 00, 1–17
ÖZDEMİR, Ü., (2005), Mencilis Mağarası Doğu Coğ. Der. Sayı:13, Çizgi Kitabevi,
Konya.
ÖZKAN, M. B.,(1993). Turizmde Çevreye Duyarlılık (Soft Turizm).Tabiat ve İnsan,
Türkiye Tabiatı Koruma Yayınları, 18-21.
ÖZTAŞ, T., (1992), “Boğsak Karst Kaynağı (Mersin-Taşucu) Dolayının Karst ve
Karstlaşma Özellikleri”, Jeoloji Mühendisliği Dergisi, Sayı: 41 ,s.: 118-130.
ÖZTEMİR, F.,NECİOĞLU, A., BAĞCI, G., (2000). “Antakya ve Çevresinin
Depremselliği ve Odak Mekanizması Çözümleri”, TMMOB Jeofizik
Mühendisleri Odası, Jeofizik, Sayı: 14 (1–2), s.: 87–102.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
187
Saint Pierre (Kilisesi) Mağarası (Antakya/Hatay)
PEKCAN, N.,(1999). Karst Jeomorfolojisi, Filiz Kitabevi, İstanbul.
RINSCHEDE G., 1990, Religious tourism, “Geographische Rundschau”, vol. 42, no. 1,
14–20
SARGIN, S., 2006, “Yalvaç’ta İnanç Turizmi” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt: 16, Sayı: 2 Sayfa: 1-18, ELAZIG
SEVER, R., (2008). “Polat Mağarası ve Turizm Potansiyeli (Doğanşehir-Malatya)”,
Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 12, s.: 311-326.
SELÇUK, H., 1985, Kızıldağ-Keldağ Hatay dolayının jeolojisi ve jeomorfolojik evrimi,
MTA Rapor no. 7787, Ankara
SHANİ A., RİVERA M.A., SEVERT D., 2007, „To bring God’s word to all people”: The
case of a religious theme-site, „Tourism: An International Interdisciplinary
Journal”, vol. 55, no. 1, 39–50
SÜR, A., (1994). “Karstik Yer şekilleri ve Türkiye’den Örnekler”, Ankara Üniversitesi
TÜCAUM, Sayı:3, s.: 65-78.
STORM, R. & SMİTH D. 1991: The caves of Gregory National Park, Northern Territory,
Australia. Cave Science, 18(2): 91-97.
ŞENGÖR, A. M. C. ,(1980).Türkiye’nin Neotektoniğinin Esasları, T.J.K Konferanslar
Serisi Yayını, Ankara.
ŞENESEN R. (2004). “Pagandan Hristiyanlık ve Müslümanlığa Bir İnanç Merkezi:
Ashâb-ı Kehf ve Günümüzde Tarsus Ashâb-ı Kehf‟te Hıdrellez Şenlikleri”,
Ankara: Uluslararası Türk Dünyası İnanç Merkezleri Kongresi Bildirileri.
Türksev Yayınları. ss. 1023-1041.
TEKELİ, O., ERENDİL, M., 1986, Kızıldağ ofiyolitinin Jeoloji ve Petrolojisi: M.T.A
Dergisi, 107, 33-49, Ankara
TOSUN, C.ve BİLİM, Y., (2004), “Şehirlerin Turistik Açıdan Pazarlanması: Hatay
Örneği, Anatolia: Journal of Tourism and Hospitality Research, 15(2) Güz,
Sy:125-13
TÜYSÜZ, O.- GENÇ, Ş.C., İMREN, C.ve TARI, U., (2012), Asi Nehri ve Samandağ
Kıyılarındaki Nehir ve Deniz Taraçaları ile Bunların Güneydoğu Anadolu’nun
Neotektoniğindeki Yeri, TÜBİTAK, Proje No: 109Y128
UZUN, A, ZEYBEK, H. İ. , (1996). “Akçakale Mağarası (Gümüşhane)”,Türk Coğrafya
Dergisi, Sayı: 31, s: 39-55.
UZUN, A. (1991). “Karaca Mağarası (Torul-Gümüşhane)”, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu, Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Coğrafya Araştırmaları
Dergisi, Sayı: 3, s: 15–24.
VILES, H. (2009): Biokarstic processes associated with karren development. in Ginés,
A., Knez, M., Slabe, T. & Dreybrodt, W. (eds), Karst Rock Features: Karren
Sculpturing, Založba ZRC, Ljubljana. 37-45.
VUCONIC, B., (1996), Tourism and Religion, London, Pergamon,
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
İsmail Ege
188
WALTHAM, A.C. , FOOKES, P.G. (2003). Engineering Classification of Karst Ground
Conditions. Quarterly Journal of Engineering Geology 36, 101-118.
YILMAZ, Y. ,(1984). “Amanos Dağlarının Jeolojisi”, Cilt: I-II-III, İstanbul Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi, Döner Sermaye İşletmesi, İstanbul.
ZAMAN, M. , ŞAHİN, İ. F., BİRİNCİ, S., (2011). “Çal Mağarası(Düzköy-Trabzon) ve
Çevresinin Ekoturizm Potansiyeli Açısından Önemi” ,Doğu Coğrafya Dergisi,
Yıl: 16, Sayı: 26, s.: 1-23.
ZAMAN, M., 2010, Türkiye’nin Önemli İnanç Merkezlerinden Biri: Sümela
(Meryemana) Manastırı, e-dergi.atauni.edu.tr
ZEYBEK, H. İ.,(2003). Akdağ’ın (Tokat) Doğal Ortam Özellikleri ve Turizm Potansiyeli.
Doğu Coğrafya Dergisi, 8(9), 117
ZEYBEK, H. İ.,(2004). Türkiye’de Karstik Alanların Korunma Gerekliliği ve
Alınabilecek Bazı Önlemler. Doğu Coğrafya Dergisi, Cilt:9 Sayı:11, 93-116
http://www.antakyaturu.com/index.php?okod=211
https://tr.wikipedia.org/wiki/Saint_Pierre_Kilisesi
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 165-188
Download