GÖZÜN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJiSİ YAZAR Doç. Dr. Hikmet BAŞMAK Eskişehir Osmangazi Üniversitesi EDİTÖR - REDAKSİYON KURULU Prof. Dr. Naci EKEM Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Prof. Dr. Sumru YURDAKUL Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet ÖZER Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Şadan KORKMAZ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan SAVAROĞLU Yrd. Doç. Dr. Gül ARSLAN Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uzman Dr. Afsun ŞAHİN Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğr. Gör. Ertekin AKSAK Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 1 Bu eserin yayın hakları Türkiye Optik ve Optometrik Meslekler Derneği’ne aittir. Eser üzerinde 5846 sayılı FSEK tarafından sağlanan tüm haklar saklıdır. TOOMD’nin ve yazarın adı belirtilmek koşuluyla eserden yasalar çerçevesinde alıntı yapılabilir. TOOMD’nin yazılı izni olmadan eserin tamamı veya bir bölümü fotokopi, faksimile veya başka bir araçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, elektronik ortamlarda ticari bir amaçla kullanılamaz. Bu eser TOOMD’nin bir hizmetidir ve para ile satılamaz. Türkiye Optik ve Optometrik Meslekler Derneği Hamidiye Caddesi Doğubank İş Hanı No.: 503 Sirkeci - İstanbul / TÜRKİYE Tel.: 0 212 512 56 04 + 526 84 80 • Fax: 0 212 513 27 87 web: www.gozder.com • e-mail: gozder@gozder.com 2 KURS’A BAŞLARKEN Fizik ve tıp bilim dalları gözlükçülük için temel bilim dallarıdır. Bu bilim dallarında yapılan çalışmalar arttıkça alt bilim dalları oluşmuş ve bilimsel bilgiler bu alt bilim dallarında en ince detayına kadar incelenerek bilim dünyasına sunulmuş ve sunulmaktadır. Anatomi ve Fizyoloji tıp biliminde birer alt bilim dalı olarak yer alırken Gözün Anatomisi ve Gözün Fizyolojisi de bu alt bilim dallarının birer özel alanları olarak bilim dünyasında yerini almaktadır. Göz ile ilgili tıbbın diğer dersleri olan Görme Optiği ve Refraksiyon, Göz Hastalıkları, Kontak Lens ve benzeri derslerin anlaşılabilmesi için öncelikle Gözün Anatomisi ve Fizyolojisi çok iyi öğrenilmelidir. Başka bir deyişle Gözün Anatomisi ve Fizyolojisi göz ile ilgili temel taşları niteliğindedir. Öğrenilmesi zorunlu temel bilgilerdir. Gözlük ve gözlükçülük açısından olaya baktığımızda en basit deyişle ihtiyaç malzemesi olan gözlüğün kullanıldığı gözün yapısı, işleyiş şekli gibi birçok temel bilgiler bu derste işlenmektedir. Bunlar bilinmeden o göze ait bir gözlük hazırlanması mümkün değildir. Bu nedenle siz kursiyerlerin Gözün Anatomisi ve Fizyolojisini çok iyi öğrenmeniz gerekir. Tıp biliminde Latince temel bilimsel dil olarak kullanılmaktadır. Tıp terminolojisi de bu dil üzerine oturtularak geliştirilmiştir. Kurs notlarında siz kursiyerlerin daha ilk sayfalarda karşılaşacağınız tıbbi terimler, tanımlar ve isimlendirmeler bu yapılanmanın gerektirdiği değişmez değerlerdir. Bu yapılanmadan - sizlerin tedirgin olmamanız için aşağıda belirtilen noktalara dikkat etmeniz yeterlidir. 1. Karşılaştığınız yabancı kelimelerin Türkçe karşılıkları EK-1 de Tıbbi Terimler Sözlüğü şeklinde verilmiştir. Buradan yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarını öğreniniz. Sözlükten Türkçe karşılıkları bulduğunuzda bir kelimenin anlaşılması için bir cümle veya birden fazla cümle ile açıklanabildiğini görüyorsunuz. İşte bu nedenle kurs notunda konu anlatılırken kelimenin o şekilde kullanılması gereklidir. 2. Karşılaşılan yabancı kelimelerin ezberlenmesi gerekmez. Birçoğu sizin için gerekli olmayıp sadece tıbbi olarak anlatımın bir gereği nedeni ile mecburen yer almıştır. 3. Dersin işlenişi sırasında kullanılacak görsel materyal ve hoca anlatımı ile bu yabancı terimler anlaşılır hale gelecektir. 4. Kursiyerler için gerekli olan bilgiler (Latince ve yabancı kelime ile verilmiş olabilir) ders müddetince vurgulanarak anlatılacak ve soruları sorular ile öğrenilmesi sağlanacaktır. Nasıl Çalışalım: Gözün Anatomisi ve Fizyolojisi dersi için yukarıda ifade edilenler diğer tıp ile ilgili dersler için de söylenebilir. Tüm dersler için söz konusu olan çalışma ilkeleri de bu ders içinde geçerlidir. 1. Her bir üniteyi çalışmadan önce, ünitenin amaçlarını inceleyerek o üniteyi çalıştıktan sonra hangi bilgi, beceri ve tutumlara sahip olacağınız konusunda bilgi edininiz. 2. “Ünitenin İçindekiler” bölümüne göz atarak o ünitenin neleri içerdiğini önceden kabaca biliniz. 3. “Ünitenin Çalışılmasına İlişkin Özel Uyarılar” bölümünde yapılan uyarılara olabildiğince uyunuz. Üniteye başlamadan bakmanız önerilen başka bölüm veya kaynakları muhakkak en iyi şekilde çalışıp öğreniniz. 3 4. Ünitenin içerisinde önemli görülen kısımlar dikkatinizi çekecek şekilde kalın yazıyla yazılmıştır. Bu bölümleri en iyi şekilde öğreniniz. 5. Büyüteç içerisine alınarak verilen; diğer kitaplara veya bu kitabın diğer bir ünitesine bakmanız istenen uyarılara muhakkak uyunuz. Böylece hem dersler arasındaki ilişkiyi öğrenecek hem de bilgileri ezbere değil de öğrenerek özümlemiş olacaksınız. 6. Ünitenin özet bölümünü muhakkak tekrar tekrar gözden geçiriniz. Ancak özetleri ezberleme gibi bir yanılgıya düşmeyiniz. Özeti okurken anlamakta zorluk çektiğiniz yerleri ünite içerisinden tekrar gözden geçirerek tam öğrenmeyi sağlayınız. 7. Ünite sonunda yer alan Değerlendirme Sorularını kendiniz cevaplamaya çalışınız. Yanlış cevapladığınız sorular için ilgi bölümü tekrar çalışarak öğrenmeden bir sonraki soruya geçmeyiniz. 8. Ünitelerde geçen önemli konuları meslektaşlarınızla tartışınız. 9. Çeşitli nedenlerle anlayamadığımız yerleri dersin hocasına veya eğitimden sorumlu diğer yetkililere söyleyerek en kısa zamanda yapmanız gerekenleri belirleyiniz ve yapınız. Etkin bir öğrenme için yukarıdaki çalışma uyarılarına dikkat ederken dersi de çok iyi takip etmeniz gerekliliğini unutmayınız Hazırlanan bu kurs notunun kursiyerlere verilmek üzere Gözlükçülük kurs notları serisi içerisinde yer alarak basılması ve tüm kursiyerlere ücretsiz verilmesini üstlenen Tüm Optik ve Optometrik Meslekler Birliği ve Gözlük İmalatçılar Derneğine, basıma hazırlık ve redaksiyon çalışmalarında bilimsel ve teknik tüm olanakları sağlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğüne ve yoğun bir çalışma ortamına girerek, bu notların kısa zamanda ortaya çıkmasında emeği geçen çok değerli bilim adamlarımıza, sekretarya hizmeti verenlere, gecesini gündüzüne katarak dizgi ve basım işlemlerini yürütenlere en içten teşekkürlerimizi sunarız. Sevgili kursiyerler, sınavda elde edeceğiniz başarıya bu kurs notlarıyla birazcık da olsa, katkıda bulunmuş olursak ne mutlu bizlere. Editör - Redaksiyon Kurulu adına Prof. Dr. Naci EKEM 4 ÖNSÖZ Gözlükçülük kursiyerleri için göz anatomisi ve fizyolojisi konusunda hazırlanan bu ders notlarının temel amacı, kursiyerlerin göz anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili temel konular hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Kursiyerlerin çok geniş bir yaş ve eğitim dağılımına sahip olmalarından dolayı konular mümkün olduğunca basit bir dille ele alınmış olup, mutlak bilinmesi gereken noktalar bilinçli olarak çeşitli defalar tekrarlanmıştır. Ders notlarından faydalanırken notlar içerisinde yapılan öneriler doğrultusunda hareket edilmesi durumunda elde edilecek faydalar daha fazla olacaktır, Anatomi konusunun sizlere daha anlaşılabilir bir şekilde aktarılabilmesi için geniş bir kaynak yelpazesinden yararlanılmıştır. Bu bağlamda Tıp Fakültelerinde ve Optisyenlik okullarında okutulan ders notları da gözden geçirilmiştir. Konuların daha akılda kalıcı olmasını sağlamak amacı ile anlatılanlar renkli şekiller ile desteklenmiş, bunun yanı sıra konular içinde geçen latince terimlerin anlamları kitabımızın en arka kısmında yer alan mini sözlükte verilmiştir. Optisyenlerin göz anatomisi ve fizyolojisini daha iyi kavramaları ile birlikte göz doktorları ve hastalar ile kuracakları ilişkinin daha sağlıklı olabileceğini düşünmekteyim. Kitabımızın tüm optisyenlere faydalı olması dileğiyle. Doç. Dr. Hikmet Başmak 5 İÇİNDEKİLER 1. GÖZ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİNE GİRİŞ............................................. Sayfa No 11 - 17 2. ORBİTA ANATOMİSİ............................................................................. 19 - 29 3. KRANİYAL SİNİRLER............................................................................ 31 - 39 4. GÖRME YOLLARI................................................................................. 41 - 45 5. GÖZ KAPAKLARI................................................................................. 47 - 56 6. GÖZYAŞI SİSTEMİ.............................................................................. 57 - 65 7. GÖZ DIŞI KASLAR.............................................................................. 67 - 74 8. GÖZ KÜRELERİNİN TOPOGRAFİK YAPISI................................................ 75 - 80 9. KONJONKTİVA)................................................................................... 81 - 85 10. SKLERA VE KORNEA)......................................................................... 87 - 95 11. UVEA)............................................................................................. 97 - 105 12. LENS.............................................................................................. 107 - 112 13. GÖZ KÜRESİNİN BOŞLUKLARI........................................................... 113 - 119 14. RETİNA:......................................................................................... 121 - 131 15. SÖZLÜK......................................................................................... 132 - 137 16. DEĞERLENDİRME SORULARININ YANITLARI....................................... 138 17. KAYNAKLAR.................................................................................... 139 - 140 6 Ünite 1 GÖZ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİNE GİRİŞ ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz Anatomisi ve Fizyolojisi hakkında genel bir bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz Anatomisi ve Görme Fizyolojisine giriş ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Bu üniteden itibaren Göz Anatomisi ve Fizyolojisi ile ilgili bir takım özel terimlerle karşılaşacaksınız. Bu terimlerin birçoğunun Türkçe karşılığı olmayıp yazıldıkları şekillerde kullanılmaktadırlar. 7 1.1 GÖZ ANATOMİSİ ve GÖRME FİZYOLOJİSİNE GİRİŞ Göz küreleri (glob; bulbus okuli), orbita boşluğu içinde bağ dokusundan zengin bir yağ yastığına yerleşmiş görme fonksiyonu ile görevli bir çift organdır. Dört rektus kası ve iki oblik kas ile orbita tepesine (apex) tespit edilmiştir. Normalde 22 - 26 mm yarıçapında bir küre olan gözlerimizin çok az bir kısmı, yaklaşık 1/5’i dışarıdan görünür haldedir. Göz küresi, göz çukurunun kemik kenarları tarafından çevrelenmektedir. Gözler alt ve üst göz kapakları ile dış etkenlerden korunurlar. Kapakların kırpma refleksi gözleri dış etkenlerden koruyan bir diğer faktördür. Kapaklardan başka gözyaşı bezleri (Glandula lakrimalis) ve onun drenaj sistemleri (Nazolakrimail sistem), orbita içindeki diğer oluşumlar ve kirpikler gözün yardımcı organlarını oluştururlar. Gözün yapılarının önden ve yandan görünümleri Şekil 1.1 ve 1.2’de gösterilmiştir. Şekil 1.2: Gözün önden görünümü Şekil 1.2: Gözün önden ve yandan kesit olarak şematik görünümü Beyinden çıkan 12 çift sinirden (Kraniyal sinir) 6’ sı gözler ile ilgilidir. Göz küresinin hareketlerini ayarlayan göz dışı kasları, parasempatik ve sempatik sinir sistemi ile uyarılan pupiller ve silier kasları, gözyaşı sistemi, aköz hümor salınımı, dolaşımı ve emilimi, zengin bir damarlanma ağı, görmeyi en iyi şekilde sağlamak üzere ışığı çeşitli kırma güçleriyle kıran saydam ortamlarıyla göz, pek çok farklı sistemi kullanarak ışığı mükemmel bir şekilde retinada odaklar. Retinada odaklanan ışık, fotokimyasal reaksiyonla etektrik enerjisine çevrilir (aksiyon potansiyeli) ve optik sinir yolu ile beyne iletilir. Beyin ise her iki gözden gelen bilgileri~birleştirerek tek bir görüntü elde eder. Bilinç düzeyine ulaşan bu görüntüleri, üç boyutlu (derinlik hissi) ve renklidir. 8 Beş duyumuz (Görme, dokunma, işitme, tat alma ve koku alma) yolu ile beyne iletilen bilgilerin yarısını görme organımız oluşturur. Göze gelen asıl uyaran, yansıyan veya direkt olarak gelen ışıktır. Görme için temel stimilutör olan ışık enerjisi elektromagnetik spektrumda küçük bir yer alır. Elektromagnetik radyasyon kısa kosmik ışınlardan femtometre yani dalga boyu 10-15 metrelerden 1,6x108 metrelere uzanan bir spektrum içinde bulunur. İnsan retinası tarafından görülebilen en kısa dalga boyu 380 nm (nanometre) iken en uzun dalga boyu ise 760 nm dir. Gözün saydam ortamları olan kornea, hümör aköz, lens ve vitreus bu dalga boylarına geçirgenlerdir. Böylece retina yüzeyindeki fotoreseptörlere sadece hassas olduğu dalga boylarındaki elektromagnetik radyasyon (görülebilir ışık) spektrumu ulaşır. Gözün ortamları saydam olduğundan ışık kolaylıkla göze girebilir, dolayısı ile göze giren ışık dışarı çıkabilir. Bu sayede uygun aletler kullanıldığında gözün yapıları ayrıntılı olarak incelenebilir. Yaşayan bir organizmada görerek muayene edilebilen damar sistemi ve sinir sadece retinadaki damarsal yapılar ve görme siniri (optik sinir)’dir. Görme siniri ve retina beynin bir uzantısı olarak kabul edildiğinde, retinal damarların muayenesi ile beyindeki ve vücuttaki damarların durumu hakkında fikir sahibi olunabilir. Bu yüzden retinal damarların muayenesi son derece önem kazanmaktadır. ÖZET Göz küreleri (glob; bulbus, okuli), orbita boşluğu içinde bağ dokusundan zengin bir yağ yastığına yerleşmiş görme fonksiyonu ile görevli bir çift organdır. Yaklaşık 22 mm yarıçapında bir küre olan gözlerimizin yaklaşık 1/5’i görünür haldedir. Göz küresi, göz çukurunun kemik kenarları tarafından çevrelenmektedir. Kapaklar, gözyaşı bezleri ve onun drenaj sistemleri; orbita içindeki diğer oluşumlar ve kirpikler gözün yardımcı organlarını oluştururlar. Beyinden çıkan 12 çiftsinirden 6’ sı gözler ile ilgilidir. Retinada odaklanan ışık, fotokimyasal reaksiyonla elektrik enerjisine çevrilir ve optik sinir yolu ile beyne iletilir. Beyin ise her iki gözden gelen bilgileri birleştirerek tek bir görüntü elde eder. İnsan retinası tarafından görülebilen en kısa dalga boyu 380 nm (nanometre) iken en uzun dalga boyu ise 760 nm dir. Yaşayan bir organizmada görerek muayene edilebilen damar sistemi ve sinir sadece retinal damarsal yapılar ve görme siniri (optik sinir)’dir. 9 1. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Normal insan gözünün çapı yaklaşık olarak ne kadardır? a)12-16 b)22-26 c) 32-36 d)42-46 e)52-56 mm mm mm mm mm Soru 2: Beyine gelen uyarıların yüzde kaçı gözden gelir? a)% b)% c) % d)% e)% 50 60 70 80 90 Soru 3: Göz küremizin yüzde kaçı görünür haldedir? a)2/5 b)3/5 c) 1/5 d)4/5 e)5/5 Soru 4: Beyinden kaç çift sinir çıkmaktadır? a)8 b)9 c) 10 d)11 e)12 Soru 5: Işık enerjisi gözün hangi katmanında elektrik enerjisine çevrilir? a)Kornea b)Lens c) Retina d)Vitreus e)Sklera Soru 6: İnsan retinası hangi dalga boylarını algılayabilir? a)380-760 nm b)1200-1400 nm c) 100-5200 nm d)150-300 nm e)200-600 nm Soru 7: Gözlerimizi hareket ettiren kaç adet ekstraoküler kasımız vardır? a)3 b)4 c) 5 d)6 e)7 10 Ünite 2 Orbita Anatomisi ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz küresinin içinde bulunduğu kemik yapı olan orbitanın anatomisi hakkında bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz küresi dışındaki yapılar - Orbita ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • 1. Ünitedeki bilgileri gözden geçiriniz 11 2.1 GİRİŞ Göz anatomisi iki bölümde incelenebilir. 1) Göz küresi dışındaki yapılar, 2) Göz küresi. 2.2 GÖZ KÜRESİ DIŞINDAKİ YAPILAR Bunlar orbita, kaşlar, göz kapakları, kirpikler, konjonktiva ve göz dışı kaslarıdır. Bu ünitede orbitadan bahsedilecektir. 2.2.1 Orbita 2.2.1.1 Giriş Orbita, göz küresini, ilgili kasları, sinirleri, ve bağ dokusunu içeren, kafatası kemiklerinden oluşan ve kafatasımızın üst 1/3 kısmında yer alan boşluktur. Burnun her iki yanında olmak üzere iki tanedir. Orbita, göz dışı kaslar, göz küresi, damar ve sinirler ve üzeri bağ dokusu ile sarılı yağ dokusu tarafından doldurulur. Orbital kavitenin iç duvarları periosteum ile örtülüdür. 2.2.1.2 Orbital Hacim Bir yetişkinde orbita’nın hacmi ,yaklaşık 30 cm3’tür. Orbita girişinde 35 mm. yüksekliğe ve 45 mm. genişliğe sahiptir. Maksimum genişliğe girişten 1 cm. sonra ulaşır. Erişkinde orbitanın derinliği 40¬45 mm’dir. Bu ölçümleri cinsiyet ve ırk etkileyebilir. 2.2.1.3 Kemik yapılar Orbitayı toplam olarak 7 adet kemik oluşturur: Maksilla Frontal Zigomatik Palatin Sfenoid Etmoid Lakrimal Orbitayı oluşturan kemikler Şekil 2.1’de gösterilmiştir. Şekil 2.1: Orbitayı oluşturan kemikler 12 2.2.1.4 Orbital kenarlar • Üst (Superior) kenar: Frontal kemik tarafından oluşturulur, medial 1/3’lük kısımda supraorbital damar ve sinirin geçtiği supraorbital çentik bulunur. • Dış (Lateral) kenar: Altta zigomatik kemiğin frontal prosesi (çıkıntısı) ve üstte frontal kemiğin zigomatik prosesi tarafından oluşturulur. • İç (Medial) kenar: Yukarıdan frontal kemiğin maksiller prosesi, alttan maksiller kemiğin ön lakrimal çıkıntısı (anterior lakrimal krest) ve lakrimal kemiğin arka lakrimal çıkıntısı (posterior lakrimal krest) tarafından oluşturulur. • Alt (İnferior) kenar: Lateralde zigomatik kemik, medialde ise maksiller kemik tarafından oluşturulur. 2.2.1.5 Orbita Duvarları • Lateral duvar: En kalın ve güçlü duvardır. İki kemik tarafından oluşturulur. Ön 1/3’lük kısım zigomatik kemik, arka 2/3’lük kısım ise sfenoid kemiğin büyük kapadı tarafından oluşturulur. Önde Lateral duvar ve tavan birleşiktir ancak arkada superior orbital fissür ile ayrılırlar. Lateral orbital çıkıntı (tüberkül) (Whitnall tuberkülü) zigomatik kemik üzerinde bulunan bir çıkıntıdır. Frontal ve zigomatik kemiğin birleşim yerinden 11 mm aşağıdadır. Buraya şu önemli anatomik oluşumlar yapışır. Lateral rektus kasının kontrol ligamentleri Göz küresinin elastik ligamanları Lateral palpebral ligament Levator kasının apenorözu • • • Tavan: Frontal kemiğin orbital plağı ve posteriorda sfenoid kemiğin küçük kapadı tarafından oluşur. Anterolateral yerleşimli bir fossa içerisinde lakrimal bezin orbital kısmı yer alır (lakrimal fossa). Supraor-bital çentik medialinde, orbital kenardan 4 mm. kadar geride superior oblik kasının makarası olan troklea için bir fossa bulunur. İç duvar: Dört kemik tarafından oluşturulur. Önden arkada doğru; maksillanın frontal prosesi, lakrimal kemik, etmoidin orbital plağı, ve sfenoid kemiğin küçük kapadı tarafın dan oluşturulur. Etmoid kemik, medial duvarın en büyük kısmını oluşturur ve etmoid sinüsleri orbital boşluktan ayırır. Etrnoid kemik yer yer 0.2-0.4 mm kalınlığındadır. Bu ince kemik yapıya ‘lamina paprisea’ adı verilir. Ön tarafta, lakrimal kese fossası vardır. Lakrimal fossa, arkada lakrimal kemik, önde ise maksiller kemiğin frontal prosesi tarafından oluşturulur. İçinde lakrimal keseyi barındırır. Lakrimal fossa, aşağıda nazolakrimal kanal ismini alan kemik kanalla devam eder ve burunda inferior meatusa açılır. Lakrimal sistemin drenaj yollarını oluşturur. Taban: Orbita tabanı veya maksiller sinüsün tavanı üç kemiğin birleşmesiyle oluşur. Maksiller kemiğin orbital plağı, zigoma ve palatin kemikler orbita tabanını oluştururlar. Anteriorda lateral duvarla birleşiktir, posteriorda ise infraorbital fissür vardır. Bu fissür öne doğru geldikçe bir kanala dönüşür ve maksiller kemikte orbita kenarından aşağıda infraorbital foramen olarak açılır. İnferior oftalmik venden kaynaklanan damarlar bu fissür ile pterjoid venöz pleksus ile birleşir, gene trigemirıal sinirin maksiller dalı bu fissürden geçerek infraorbital foramenden yüze çıkar. Maksiller sinüs ile komşu olan kemik yapı oldukça incedir, ve burada künt travmalar sonucu ‘Blow out kırıklarına’ yol açabilir. Blow out kırıkları sonucu kişide diplopi (çift görme), enoftaimus (gözün orbitaya doğru içe çökük olması), hipoestezi (his azalması) ve maksiller sinüsde röntgende havalanma azlığı veya hava sıvı seviyesi görünümü oluşabilir. Orbital Duvarlar • Globu korurlar • Tepesi optik kanalda olan bir piramit şeklindedir • Üst duvar: Frontal kemik, sfeneoid kemiğin küçük kanadı, • İç duvar: Maksilla, lakrimal, etmoid ve sfenoid kemik, • Alt duvar: Maksilla ve palatin ve zigomatik kemik, • Dış duvar: Zigomatik kemik ve sfenoid kemiğin büyük kanadı’ndan oluşmuştur. 13 2.2.1.6 Orbita delikleri, kanalları ve yarıkları Optik kanal, supraorbital çentik, infraorbital kanal, inferior ve superior fissürler şekilde gösterilmiştir. • Optik foramen: Sfenoid kemiğin gövdesinde, orbita apeksindedir. Orbita apeksi ile orta kraniyal fossayı birbirine bağlar. 4-10 mm. uzunluğundadır. İçinden oftalmik arter, optik sinir ve karotid. pleksususndan gelen sempatik sinirler geçer. Supraorbital foramen (sup-raorbital çentik): Üst orbital kenarın iç 1/3’ünde bulunur. Bu bölgeden kan damarları ve 5. kraniyal sinirin (Trigeminal sinir) bir dalr ol-an Supraorbital sinir geçer. Anterior (ön) etmoidal foramen: Frontal ve etmoidal birleşim yerlerinde bulunur. Ön kemiklerin etmoidal arterleri ve sinirleri icerir. Posterior (arka) etmoidal foramen: Orbital medial ve superior duvarlarının birleşim yerinde bulunur. Frontal kemikte bulunan bu foramenden posterior etmoidal artier ve sinirler geçer. Zigomatik foramen: Zigomatik kemiğin temporalinde bulunur. Buradan Zigomatik sinirin Zigomatikofasial ve Zigomatikotemporal dalları ile Zigomatik arter geçer. Fissura orbitalis superior: Sfenoidin büyük ve küçük kanatları arasındadır. Optik foramenin alt temporalinde yer alır. Oküler adalelerin köken aldığı Zinn halkası tarafından lateral ve medial iki kısma ayrılır. Zinn halkasının içinden III.(Okülomotor), VI. (Abdusens) sinirler, V.(Trigeminal) sinirin oftalmik bölümünün tüm dalları (lakrimal ve frontal dalları hariç), superior oftalmik ven ve sempatik sinirler geçer. Halkanın dış, üst kısmından IV.(Troklear) sinir ve V. sinirin (akrimal ve frontal dalları geçer. Optik kanal, Supraorbital tentik, infraorbital kana~, inferior ve superior fissürlerin orbita içindeki yerleşimleri Şekil 2.2’de gösterilmiştir. Şekil 2.2: Optik kanal, Supraorbital çentik, infraorbital kanal, inferior ve superior fissürlerin orbita içindeki yerleşimleri Fissura orbitalis inferior: Sfenoidin büyük kanadıyla maksiller kemik arasındadır. İçinden V. Sinirin maksiller dalı ve infraorbital ven geçer, İnfraorbital ven buradan geçerek kavernöz siriüse dökülür. Nazolakrimal kanal: Lakrimal fossadan burunda inferior meatusa uzanan kemik kanaldır. Lakrimal sistemin drenaj sisteminin bir parçasıdır. İnfraorbital kanal: Orbita alt duvarında bulunan infraorbital yarığın öne devam ederken bir kanal haline gelmesiyle oluşur. Alt orbital kenarın yaklaşık 4 mm altından çıkar. İçerisinden 5. kraniyal Sinirin bir dalı olan infraorbital sinir geçer. 14 Orbital foramenler • Optik foramen: Sfenoid kemiktedir. İçerisinde optik sinir ve oftalmik arter vardır. • Superior orbital fissür.: Sfenoidin büyük ve küçük kanatları arasındadır. III, IV, V, VI. sinirler geçer • İnferior orbital fissür: Sfenoidin büyük kanadı ile maksiller kemik arasında V’in dalı maksiller sinir ve infraorbital ven geçer 2.2.1.E Orbitanın arterleri: İnternal karotis arter sisteminden köken alan oftalmik arter aracılığı ile göz beslenmesi sağlanır. Yüzeysel fasiyal arterler aracılığı ile eksternal karotis arter sistemi ile anastomoz yapar. Bu yüzeysel arterler konjonktiva, göz kapakları ve lakrimal sistemi besleyen eksternal karotis arterden köken alan küçük arterlerdir. Orbitanın esas arteri olan oftalmik arter, optik kanal yoluyla optik sinirle birlikte optik kanaldan orbitaya girer ve burada dallarını vererek orbitayı ve göz küresini besler. Genellikle ilk dal olarak retinayı besleyen santral retinal arteri verir. Orbita arterleri Şekil 2.3’de gösterilmiştir. Şekil 2.3: Orbita arterlerinin dağılımı 2.2.1.7 Orbitanın venleri: Orbitanın venöz drenajı temelde superior ve inferior oftalmik venler aracılığı ile olur. Superior oftalmik ven superior oftalmik fissürden, inferior oftalmik ven ise inferior orbital fissürden geçerek kavernöz sinüse drene olurlar. Superior oftalmik ven yüzün ve burun sırtının dolaşımını sağlayan anguler ven ile anastomoz yapar. Bu anastomoz yolu ile yüzdeki enfeksiyonların orbitaya taşınabileceği hatırda tutulmalıdır. 2.2.1.8 Orbitanın lenf sistemi: Orbitada lenf yolları ve nodulleri yoktur. Sadece göz kapaklarında ve konjonktivada lenf damarları bulunur. Alt ve üst göz kapaklarının dış 2/3’ü yüzeysel parotis lenf nodlarına, iç 1/3’ü submandibular lenf nodlara drene olur. ÖZET Orbita, göz küresini, ilgili kasları, sinirleri, ve bağ dokusunu içeren, kafatası kemiklerinden oluşan ve kafatasımızın üst 1/3 kısmında yer alan boşluktur. Bir yetişkinde orbita’nın hacmi yaklaşık 30 cm3’tür. Orbita girişinde 35 mm. yüksekliğe ve 45 mm. genişliğe sahiptir. Orbitayı maksilla, frontal, zigomatik, palatin, sfenoid, etmoid, lakrimal kemik oluşturur. Orbital duvarlar globu korurlar. Lateral duvar en güçlü ve kalın duvardır. Optik foramen, superior orbital fissür ve inferior orbital fissür orbitayı kraniyal fossaya bağlar. Orbitanın esas arteri olan oftalmik arter, optik kanal yoluyla optik sinirle birlikte optik kanaldan orbitaya girer ve burada dallarını vererek orbitayı ve göz küresini besler. Orbitanın venöz drenaji temelde superior ve inferior oftalmik venler aracılığı ile olur. Orbitada lenf yolları ve nodulleri yoktur. 15 2. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Aşağıdakilerden hangisi orbita içindeki oluşumlardan değildir? a)Bulbus okuli b)Glandula lakrimalis c) Ekstraoküler kaslar d)Nazolakrimal sistem e)Maksiller sinüs Soru 2: Erişkinde ortalama orbita hacmi ne kadardır? a)10 b)20 c) 30 d)40 e)50 cm3 cm3 cm3 cm3 cm3 Soru 3: Erişkinde ortalama orbita derinliği kaç mm dir? a) 20-25 b) 30-35 c) 40-45 d) 50-55 e) 15-20 Soru 4: Aşağıdaki kemiklerden hangisi orbita oluşumunda yer almaz? a)Maxilla b)Frontal c) Zigomatik d)Temporal e)Palatin Soru 5: Orbitanın en kalın ve en güçlü duvarı hangisidir? a)Üst b)Alt c) İç d)Dış e)Hiçbiri Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi orbitanın üst duvarında yeralır? a)Maxilla b)Zigomatik c) Sfenoid kemiğin küçük kapadı d)Sfenoid kemiğin büyük kapadı e)Palatin kemik 16 Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi üst orbital fissürden geçmez? a)Üçüncü kraniyal sinir b)Dördüncü kraniyal sinir c) Besinci kraniyal sinir d)Altıncı kraniyal sinir e)Yedinci kraniyal sinir Soru 8: Orbitanın arterleri hangi arter sisteminden köken alır? a)Eksternal karotik arter b)Femoral arter c) Radial arter d)İnternal karotik arter e)Hiçbiri 17 Ünite 3 Kranİyal Sİnİrler ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Kraniyal sinirler hakkında bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Kraniyal Sinirler (Kafa Çiftleri) • Otonom Sinir Sistemi ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 18 3.1 KRANİYAL SİNİRLER (KAFA ÇİFTLERİ) 12 kraniyal sinirden 6’sı direkt olarak gözü veya etraf dokularını inerve eder (2-7. kraniyal sinirler). Koku alma ile ilgili olan 1. Kraniyal sinirin (Olfaktor sinir) tümörleri gözle ilgili semptomlar verebildiğinden gözcüler için bu sinirde önem taşımaktadır. 3.1.1 Gözle ilgili olan kraniyal sinirler Gözle ilgili olan kraniyal sinirler şunlardır II. Kraniyal sinir: (Optik sinir) III. Kraniyal sinir: (Okülomotor sinir) IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir) V. Kraniyal sinir: (Trigeminal sinir) VI. Kraniyal sinir: (Abdusens sinir) VII. Kraniyal sinir: (Fasiyal sinir) • II. Kraniyal sinir: (Optik sinir) Retinadaki gangliyon hücrelerinin aksonlarından oluşan sinir lifleri optik diskte birleşerek optik siniri oluştururlar. Optik sinirde yaklaşık olarak 1-1.2 milyon sinir lifi vardır. Beynin bir uzantısı olarak düşünebileceğimiz optik sinir optik diskten kiyazmaya kadar uzanır. Uzunluğu 35-55 mm arasındadır. Dört bölüm olarak incelenebilir. Optik sinirin bölümleri Şekil 3.1’de görülmektedir • Göz içi parçası (papilla, optik disk) Ortalama 1.5 mm çapında ve 1 mm uzunluğundadır. Retinada sinir lifi tabakasını oluşturan aksonlar papilla hizasına gelince sklerada bulunan lamina kribrozaya doğru yönelirler. Şekil 3.1: Optik sinirin bölümleri Lamina kribroza denilen skleradaki deliklerden geçen lifler daha sonra orbital parçayı oluştururlar. Optik sinirin bu bölümü miyelinsizdir. Optik diskin ortasında içinden santral retinal arter ve venin geçtiği beyaz renkte fizyolojik çukurluk vardır. Bu çukurluğun çapının optik disk çapına oranı cup/disk (c/d) oranı olarak bilinir. Glokomun tanı ve takibinde önemlidir. • Orbital parça Bu bölümde sinir lifleri myelinlenir ve optik sinirin kalınlığı artar. 3-4 mm çapa ulaşır. Optik sinirin orbital kısmı göz küresinin hareketlerine uymak için “S” şeklinde kıvrımlıdır ve yaklaşık 3 cm uzunluğundadır. Orbital apekste, oftalmik arter ve superior oftalmik ven optik sinir ile yakın komşuluk içerisindedir. Oftalmik arter, göz küresine yaklaşık 1 cm uzaklıkta iken optik sinirin dura kılıfını deler ve optik sinirin içerisine girer bundan sonra artık, santral retinal arter olarak adlandırılır. 19 • Optik kanal parçası: Yaklaşık 5-7 mm uzunluğundadır. Optik kanalın içerisinde oftalmik arter ile birlikte geçer. • Kafa içi parçası: Bu bölümde optik sinir artık kafatası içine girmiştir. Optik kiyazmaya kadar 10-12 mm uzunluğa sahiptir. Optik sinirin orbita ve kanal içi bölümleri beynin zarlarının uzantısı olan duramater, araknoid ve piyamater ile sarılıdır. Kafaiçi parçası ise sadece piyamater ile kaplıdır. • III. Kraniyal sinir: Okulomotor sinir, orta beyinden köken alır, kavernöz sinüsün lateralinden geçtikten sonra intrakonai alana girmeden önce superior ve inferior olmak üzere iki dala bölünür. Üst dal superior rektus (SR), ve levatör kasını innerve eder. İnferior dal ise inferior rektus (İR), medial rektus (MR) ve inferior oblik (İO) kaslarını innerve eder. İnferior dal içerisinde Edingher-Westphal nukleusundan köken alan parasempatik lifler vardır, bunlar silier ganglionda sinaps yaptıktan sonra kısa silier sinirler olarak göz küresine girer ve silier cisme ve pupillaya giderler. Hasarlandıklarında akomodasyon ve miyozis bozulur. • • IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir) Sadece üst oblik kası inerve eder. Beynin arka yüzünden çıkan ve liflet-i beyinde çaprazlaşan tek kastır. V. Kraniyal sinir (Trigeminal sinir) Orbifanın duyusal inervasyonu, trigeminal sinir tarafından sağlanır. Yüz ve kafanın sensitif siniri olmakla birlikte çiğneme kaslarının motor liflerini de içermektedir. Lifleri Gasser ganglionunda toplandıktan sonra üç ana sinire ayrılır. • Oftalmik sinir • Mandibular sinir • Maksiller sinir Oftalmik sinir ise Orbitaya girmeden hemen önce üç dala ayrılır Frontal Lakrimal Nazosiliyer Frontaf sinir daha sonra Supraorbital ve Supratroklear sinirlere ayrılır. Supraorbital sinir alın, kafa ve üst kapağı inerve eder. Supratroklear sinir ise yine kafa, üst kapak ve konjonktivayı inerve eder. Lakrimal sinir a1t ve üst göz kapağının deri ve konjonktivasını inerve eder. Aynı zamanda gözyaşı bezinin salgılama fonksiyonlarını da kontrol eder. Nazosiliyer sinir ise göz küresinin sensitif inervasyonunu sağlar. Bu sinirden çıkan iki uzun siliyer sinir kısa siliyer sinirlerle birlikte sklerayı delerek göz içine girerler. Hem sensitif hem sempatik lifleri içerirler şekil 3.2: Orbitanın sensitif sinirleri 20 • • VI. Kraniyal sinir (Abdusens sinir): Sadece latereal rektus kasını uyarır. Kafa travmalarında ve kafa içi basınç artışlarında en fazla etkilenen sinirdir. VII. Kraniyal sinir (Fasiyal sinir): Yüz ve kafanın motor siniridir. Fasiyal sinirin, temporal ve zigomatik dalları gözü kapatan orbikülaris kasını, frontal kası ve kaş kaslarını inerve eder. Bu sinirin paralizisi halinde göz kapakları kapatılamaz ve gözlerin açıkta kalarak çeşitli problemlerin oluşmasına yol açar. 3.2 OTONOM SİNİR SİSTEMİ İstem dışı meydana gelen ve insan organizmasının devamı, korunması ve çevreye uyabilmesi için gerekli bir çok fonksiyonu sağlayan ve santral sinir sisteminden yapı ve işleyiş şekli bakımından farklı bir sistemdir. Vücutta kalp atışlarını, sindirim sisteminin çalışması gibi önemli rolleri bulunan otonom sinir sistemi, gözde de önemli rollere sahiptir. Birbirine zıt olarak çalışan parasempatik ve sempatik sistem olarak iki ana bölümü vardır. Gözün intraoküler kasları, bütün göz damarlarının inervasyonu, göz yaşı sekresyonu ve orbita çevresi derinin terlemesi otonom sinir sistemi ile kontrol edilir. Bunların içerisinde en önemlilerinden birisi, pupilla reaksiyonu ve ona bağlı reflekslerinde oynadığı roldür. Otonom sinir sisteminin orbitada yer alan önemli kontrol noktalarından birisi de Siliyer gangliondur. Siliyer ganglion optik foramenin 6-8 mm önünde lateral rektusla optik sinir arasında yer alır. Bu gangliondan çıkan kısa siliyer sinirler sempatik, duyusal ve parasempatik lifler içerirler. ÖZET 12 kraniyal sinirden 6’sı direkt olarak gözü veya etraf dokularını inerve eder. Gözle ilgili olan kraniyal sinirler şunlardır: II. Kraniyal sinir: (Optik sinir), III. Kraniyal sinir: (Okülomotor sinir), IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir), V. Kraniyal sinir: (Trigeminal sinir), VI. Kraniyal sinir: (Abdusens sinir) VII. Kraniyal sinir: (Fasiyal sinir). II. Kraniyal sinir: (Optik sinir) Retinadaki gangliyon hücrelerinin aksonlarından oluşan sinir lifleri optik diskte birleşerek optik siniri oluştururlar. III. Kraniyal sinir: Okulomotor sinir, orta beyinden köken alır, Üst dal superior rektus (SR), ve levatör kasını innerve eder. İnferior dal ise inferior rektus (İR), medial rektus (MR) ve inferior oblik (İO) kaslarını innerve eder. IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir) Sadece üst oblik kası inerve eder. Beynin arka yüzünden çıkan ve lifleri beyinde çaprazlaşan tek kastır. V. Kraniyal sinir (Trigeminal sinir) Orbitanın duyusal inervasyonu, trigeminal sinir tarafından sağlanır. VI. Kraniyal sinir (Abdusens sinir): Sadece lareal rektus kasını uyarır. Kafa travmalarında ve kafa içi basınç artışlarında en fazla etkilenen sinirdir. VII. Kraniyal sinir (Fasiyal sinir) Yüz ve kafanın motor siniridir. Gözün intraoküler kasları, bütün göz damarlarının inervasyonu, göz yaşı sekresyonu ve orbita çevresi derinin terlemesi otonom sinir sistemi ile kontrol edilir. Bunların içerisinde en önemlilerinden birisi, pupilla reaksiyonu ve ona bağlı reflekslerinde oynadığı roldür. 3. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR 21 Soru 1: Aşağıdaki kafa çiftlerinden hangisi retinadaki gangliyon hücrelerinin aksonlarından oluşur? a)Oculomotor sinir b)Optik sinir c) Troklear sinir d)Fasiyal sinir e)Trigeminal sinir Soru 2: Aşağıdaki kafa çiftlerinden hangisi ekstraoküler kasları inerve eder? a)Trigeminal sinir b)Okülomotor sinir c) Fasial sinir d)Silier sinir e)Nazosilier sinir Soru 3: Optik sinir kafa- içindeki parçası hangisi ile sarılıdır? a)Arachnoid b)Duramater c) Piamater d)Epinörium e)Endomisyum Soru 4: 3. (Okülomotor) sinir aşağıdakilerden hangisini inerve etmez? a)İnferior rektus b)Lateral rektus c) Superior rektus d)İnferior Oblik e)Medial rektus Soru 5: Kafa içi basınç artışından en çok etkilenen sinir hangisidir? a)Oculomotor sinir b)Optik sinir c) Troklear sinir d)Fasiyal sinir e)Abdusens sinir Soru 6: Bir kişi göz kapaklarını kapatamıyorsa aşağıdaki sinirlerden hangisi etkilenmiştir? a)Oculomotor sinir b)Optik sinir c) Troklear sinir d)Fasiyal sinir e)Abdusens sinir Soru 7: Lateral rektus ile optik sinir arasında aşağıdaki ganglionlardan hangisi bulunur? a)Silier ganglion b)Palatin ganglion c) Genikulat ganglion d)Otik ganglion e)Gasser ganglion 22 Soru 8: Orbitanın duyusal inervasyonu hangi sinirle yapılır? a)Trigeminal sinir b)Okülomotor sinir c) Optik sinir d)Fasiyal sinir e)Abdusens sinir 23 Ünite 4 GÖRME YOLLARI ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Görme yolları hakkında bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Görme yolları ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 24 4.1 GÖRME YOLLARI Fotoreseptörler (rod ve koni hücreleri) üzerine düşen ışık enerjisi fotokimyasal reaksiyonla elektrik enerjisine çevrilir (aksiyon potansiyeli). Fotoreseptör hücreler görme yollarının birinci nöronu olan bipolar hücrelerle sinaps yaparlar. Bipolar hücreler ise görme yollarının ikinci nöronu olan ganglion hücreleri ile sinaps yaparlar. Ganglion hücrelerinden çıkan sinir lifleri papillada toplanarak optik siniri oluştururlar. Optik sinir orbita içerisinde ilerleyip optik kanaldan geçtikten sonra kafa içine girer ve iki optik sinir birleşerek kiyazmayı oluşturur. Kiyazmada temporal retinadan gelen sinir lifleri çaprazlaşmadan geçerken nazal retinadan gelen lifier çaprazlaşarak karşı tarafa geçerler. Kiyazmadan sonra lifier optik traktus adını alırlar. Optik traktus yolu ile lateral genikûlat gangliona gelen sinir lifleri burada bir sinaps daha yaparlar. Burada görme yollarının üçüncü nöronu bulunur. Lateral genikülat gangliondan kalkan üçüncü nöronun lifleri optik radyasyoyu oluşturarak oksipital Loba yani visüel kortekse (görme korteksi) gelir. Beynin bu bölgesine Broka’nın 17. bölgesi adı verilir. Görme yollarının şematik resmi Şekil 4.1’de görülmektedir. Görme alanı değerlendirilirken kiyazmadaki çaprazlaşmayı akılda tutmak gereklidir. Bu çaprazlaşma sayesinde medial lifier yani nazal retinadan gelen lifier karşı tarafa geçer. Böylece sağ optik traktusda sol görme alanı sol optik traktusda ise sağ görme alanının lifleri taşınır. Şekil 4.1: Görme yolları ve görme alanlarının şematik görünümü Optik sinir lezyonlarında lezyon olan göz tarafında görme kaybı olur. Kiyazmanın ortasında bulunan bir lezyon medial lifleri tutacağı için her iki temporal görme alanı etkilenecektir. Optik traktusda bulunan bir lezyonda ise bir gözün temporalinden diğer gözün nazalinden gelen lifler etkileneceğinden sağ veya sol görme alanı kaybı olur. Optik traktusda seyreden liflerin % 20-30’u Korpus genikülatum lateraleye gelmeden optik traktusden ayrılarak pretektal bölgeye, superior kollikulusa geçerler. Pretektal nukleuslarda sinaps yapan lifler pupilla ışık refleksi ile ilgili liflerdir. ÖZET Fotoreseptör hücreler görme yollarının birinci nöronu olan bipolar hücrelerle sinaps yaparlar. Bipolar hücreler ise görme yollarının ikinci nöronu olan ganglion hücreleri ile sinaps yaparlar. Ganglion hücrelerinden çıkan sinir lifleri papillada toplanarak optik siniri oluştururlar. iki optik sinir birleşerek kiyazmayı oluşturur. Kiyaznıada temporal retinadan gelen sinir lifleri çaprazlaşmadan geçerken nazal retinadan gelen lifler çaprazlaşarak karşı tarafa geçerler. Kiyazmadan sonra Lifler optik traktus adını alırlar. Optik traktüs lateral genikulat cisimcite 3.sinapsi yapar; buradan kalkan nöronlar optik radyasyo yolu ile görme korteksine giderler. 25 4. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 7: Gözün hangi bölümünde ışık enerjisi elektrik enerjisine çevrilir? a)Kornea b)Retina c) Lens d)Vitreus e)Silier cisim Soru 2: Görme korteksi beynin hangi bölgesindedir? a)Frontal bölge b)Oksipital bölge c) Paryetal bölge d)Temporal bölge e)Orta bölge Soru 3: Görme yollarında kaç tane nöron vardır? a)1 b)2 c) 3 d)4 Soru 4: Kiyazmada optik sinir lifleri için hangisi doğrudur? a)Temporalden gelen lifler çaprazlaşırlar b)Nazalden gelen lifler çaprazlaşmadan aynı tarafta yollarına devam ederler c) Bütün sinir lifleri çaprazlaşarak karşı tarafa geçer d)Sadece nazal lifler çaprazlaşır e)Her sinir lifi kendi tarafında yoluna devam eder Soru 5: Fotoreseptör hücreler hangi nöronla sinaps yaparlar? a)Bipolar hücrelerle b)Kiyazmal hücrelerle c) Lateral genikülat gangliondaki hücrelerle d)Oksipital lobdaki hücrelerle e)Optik sinirdeki hücrelerle 26 Ünite 5 GÖZ KAPAKLARI ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz kapakları ~hakkında bi1g~ edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz kapakları - Göz kapaklarının kasları - Orbital septiam ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 27 5.1 GÖZ KAPAKLARI Göz kapakları; gözü yabancı cisimlere karşı koruyan, gözyaşının kornea ve konjonktiva yüzeyine homojen dağılmasını sağlayarak kurumasını önleyen, göze giren ışık miktarını sınırlayan koruyucu yapılardır. Palpebral açıklık (göz kapakları arasındaki açıklık ışığın göze girmesine izin verecek kadar geniş, globu nemli tutacak kadar dar olmalıdır. Kapak sınırları ve açıklıkları kozmetik bütünlüğü sağlamak için simetrik olmalıdır. Üst göz kapağı alt göz kapağına göre daha hareketlidir. Levator palpebra kasının yardımı ile 15 mm kadar hareket edebilir. Primer pozisyondaki bir gözde , üst kapak serbest kenarı üst limbusun 1,5-3 mm altında yer alır. Levator palpebra kası III.Kraniyal sinir (Okülomotor sinir) tarafından uyarılır. Levator palpebra kası üst göz kapağını açarken orbikülaris oküli kası tersine çalışarak göz kapaklarını kapatır. Göz kapaklarımızı istemli olarak kapatabildiğimiz gibi normalde göz kırpma refleksi ile gözlerimiz açılıp kapanır. Göz kırpma refleksi ile göz yaşı oküler yüzeye homojen olarak dağıtılır ve gözün kuruyarak fonksiyonlarını kaybetmesi önlenmiş olur. Tiyroid hastalıklarında, miyastaneia gravis hastalığında, konjenital ptozis olgularında, horner sendromunda, fasial paralizide, ve III. kraniyal sinir paralizilerinde göz kapaklarında klinik olarak önemli değişiklikler olur. Göz kapakları medialde ve lateralde iç ve dış kantuste birleşirler. Erişkinlerde alt ve üst göz kapağı arasındaki açıklık (Palpebral fissür) yatay olarak 27-30 mm, dikey olarak 10-11 mm’dir; yaşla birlikte dikey aralık daralır ve 8-10 mm’ye düşer. İki pupilla arasındaki uzaklığa interpupiller mesafe denir erkeklerde ortalama 65 mm’dir. Her iki medial kantüsler arasındaki aralık ise ortalama 32.5 mm’dir. Bu mesafeler ırka ve cinsiyete göre değişiklik gösterebilir. Kapak aralıkları ve interpupiller mesafe Şekil 5.1’de gösterilmiştir. , şekil 5.1: Kapak aralıkları ve iki göz arasındaki uzaklıklar Göz kapakları • Gözü korur • Göz yaşının gözün yüzeyine eşit bir şekilde dağılmasını sağlayarak kurumasını önler • Göze giren ışık miktarını kısıtlar 28 Göz Kapaklarının Yapısı: Üst göz kapağı dıştan içe dokuz anatomik bölge halinde incelenebilir. 1. Deri 2. Kapak kenarı 3. Derialtı doku 4. Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri 5. Orbital septum 6. Levator palpebra kası 7. Tarsal plaklar 8. Düz kas (MülEer kası) 9. Konjonktivadan, oluşur • Deri: Vücuttaki en ince deri bölümüdür. Kapakların ön yüzünü örter. Üzerinde vücüdün diğer bölgelerindeki yapıya benzer olarak ince kıllar, yağ ve ter bezleri bulunur. Tarsın üst sınırı boyunca genellikle bir deri kıvrımı vardır. Bu kıvrım levator palpebra kasının aponörozonun deriye verdiği uzantılar nedeniyle oluşur. • Kapak kenarı: Her bir göz kapağının kenarı 3 mm kalınlığında ve 30 mm uzunluğundadır. Lateraldeki 6/5’lik kısım köşeli ve ‘içteki 1/6 ‘ lik kısım yuvarlaktır. Medialden yaklaşık 5 mm dış kısımda papilla lakrimalis yer alır. Her bir papillanın ucunda lakrimal kanal olarak devam eden punktum lakrimale yer alır. Papilla lakrimalisin iç yanı kirpiksizken dış 5/6 ‘lık kısmında kirpikler ve salgı bezleri bulunur. Kapakların kirpikli bölümündeki serbest kenar ön (kütanoz) ve arka (konjonktival) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Bu iki bölümü birbirinden ayıran mükokütonoz birleşim yeri gri hat olarak tanımlanır. Kapak cerrahisinde önem kazanır. Kirpikler kütanöz bölümde 2-3 sıra halinde dizilmişlerdir. Üst göz kapağında daha fazla sayıda ve daha kalındırlar. Şekil 5.2: Göz kapaklarının yandan kesit olarak anatomik görünümü Kapak serbest kenarına yakın yerleşimli bezlerden, ter bezlerine benzeyen Moll bezleri ile yağ bezlerine benzeyen Zeiss bezleri kütanöz bölgeye açılır. Tarslarda yerleşmiş meibomius bezlerinin boşaltıcı kanalları ise konjonktival bölüme açılırlar. Şekil 5.2’de göz kapaklarının anatomik kesiti görülmektedir. • Deri altı yağ dokusu: Deri altı dokusu çok ince ve gevşektir. Yağ dokusu bakımından fakirdir. Kan birikmesi veya inflamasyona bağlı olarak sıvı birikmesiyle çok hızlı ve dramatik bir şekilde şişebilir. 5.2 Göz kapaklarının kasları 5.2.1 Göz kapaklarını kapatan kaslar Orbikülaris Okuli: Orbital kenarı çevreleyen eliptik ve yassı bir kastır. İçte ve dışta kantal tendon denilen ve kemiğe yapışan fibröz doku sayesinde yerinde durur. Dış halkadan içe doğru orbital, palpebral ve silier kısımlardan oluşur. Orbital kısım, alnın, şakağın ve yanağın üst kısmının derisini kese ağzı gibi büzer, böylece gözler korunur, bu kısım istemli olarak kasılır ancak refleksif olarak kasılması da mümkündür. Palpebral kısım göz kapaklarının kapanmasını sağlar hem refleksif olarak hem de istemli olarak kasılır. Fasiyal sinirle inerve olur. 29 M. Korrugator supersilii: Kaş bölgesinin iç yan kısmından orbita kenarının üst -nazal bölümüne uzanır. M. Proserus: Orta hatta bulunur. Alın bölgesinden maksiller kemiğin frontal çıkıntısına uzanır. 5.2.2 Göz kapaklarını açan kaslar: Üst kapak retraktörleri: Üst kapak levatör kası ve üst tarsal kastan oluşur. • • Üst kapak levatör kası (M levator palpebra superioris): Okülomotor sinirle inerve olan bu kas orbita apeksinden başlar. Superior rektusun üzerinde öne doğru seyrederek üst kapak tarsına yapışır. Üst tarsal kas (müller kası): Üst tarsın yaklaşık 12-15 mm yukarısından levator aponevrozunun alt yüzünden çıkar ve üst tarsın üst kenarına tutunur. Arka yüzü konjonktiva ile örtülüdür. Çizgisiz kas yapısındadır. Ve sempatik sinirlerle inerve olur. Alt kapak retraktörleri Alt tarsal kas ve alt rektus kasının kapsülopalpebral fasyasından oluşur. • Alt tarsal kas (M. tarsalis inferior): Müller kasının alt kapaktaki karşılığıdır. Çizgisiz kas yapısındadır ve sempatik sinir sistemi ile inerve olur. Alt rektusun kapsülopalpebral başından çıkarak alt tarsın kenarına tutunur. • Kapsülopalpebral fasya: Alt rektusun kılıfından çıkar, alt oblik kılıfına yapışarak onu sarar ve Lokwood ligamanına katılır. Daha sonra öne uzanarak alt fornikse ve alt tarsın alt kenarına tutunur. Tars: Göz kapaklarına şekil ve sertlik veren yapılardır. Sert fibroz dokudan oluşmuş plaklardır. Üst ve alt kapaklarda birer tane bulunur. Bunlar hilal şeklindedir, üst kapaktaki alt kapaktakinden büyüktür. Her iki alt ve üst kapakta boyları ortalama 29 mm, kalınlıkları ise 1 mm kadardır. Kapak merkezindeki vertikal yükseklik ise üst tarsda 10-11 mm, alt tarsda ise 3,5-4 mm dir. Yanlara gidildikçe bu yükseklik azalır. Her iki tars iç kenarı içte ve dışta birleşerek iç ve dış kantal ligamanları oluştururlar. Tarslar bu tendonlarla orbita kenarlarına tutunurlar. Bu şekilde göz kapaklarının iskeleti ve bütünlüğü sağlanmış olur. Tarsların içlerinde, kapak kenarına açılarak göz yaşı lipid bileşenini katkıda bulunan Meibomius bezleri vardır. Bunlar tarsal plak içerisinde dikey olarak dizilmiştir. Üst kapakta 25-30, alt kapakta 15-20 kadardır. Dikey olarak yerleştikleri için kapak cerrahisinde bu bezlere zarar vermemek için tarslara uygulanacak cerrahide kesiler, kapak kenarına dik olarak yapılmalıdır. 5.3 Orbital septum: Orbita kemik kenarından tarslara uzanan fibröz bir dokudur. Orbita Göz kapaklarını orbitadan ayırır. Arkasında orbital yağ dokusu bulunur. Orbita kemik penceresinde üstten alta uzanarak orbita girişini kapatır. Böylece enfeksiyonların ve hemorajilerin önden arkaya veya arkadan öne geçmesini kısıtlar. Kapakların damarları: Göz kapakları esas olarak internal karotis arterin dallarından beslenir. Üst kapak, Oftalmik arterin dalları (Lakrimal arter, Palbebral medial superior arter, Supraorbital arter, Supratroklear arter) ile beslenir. Alt kapak ise Oftalmik arterin dallarının yanısıra eksternal karotis arterin dallarından da beslenir. Kapakların tarsların önündeki venöz kanı içte anguler vene, dışta ise yüzeyel temporal vene drene olur. Tarsların gerisindeki venöz drenaj ise oftalmik venler yolu ile kavernöz sinüse olur. Konjonktiva: Palpebral konjonktiva Göz kapaklarının altındaki kısımdır, alttaki tarsal plakların arkasına sıkıca yapışıktır. Kapak konjonktivasının bulbar konjonktivaya döndüğü forniks konjonktivasıyla devam eder. 30 ÖZET Göz kapakları, gözü yabancı cisimlere karşı koruyan, gözyaşının kornea ve konjonktiva yüzeyine homojen dağılmasını sağlayarak kurumasını önleyen, göze giren ışık miktarını sınırlayan koruyucu yapılardır. Üst göz kapağı dıştan içe dokuz anatomik bölge halinde incelenebilir: deri, kapak kenarı, derialtı doku, orbikularis okuli, orbital septum, tarsal plaklar, Müller kası ve konjonktiva. Deri, vücuttaki en ince deri bölümüdür. Deri altı dokusu çok ince ve gevşektir. Yağ dokusu bakımından fakirdir. Göz kapaklarını kapatan kaslar orbikülaris okuli, korrugator süpersilii ve proserustur. Göz kapaklarını açan kaslar üst kapak levatör kası, üst tarsal kas, ait tarsal ve kapsülopalpebral fasyadır. Orbital septum, Orbita kemik kenarından tarslara uzanan fibröz bir dokudur. Göz kapakları esas olarak internal karotis arterin dallarından beslenir. 5. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Levator palpebra kası hangisi tarafından inerve edilir? a)Optik sinir b)Okulomotor sinir c) Troklear sinir d)Trigeminal sinir e)Fasial sinir Soru 2: Erişkinde alt ve üst göz kapağı arasındaki açıklık ortalama ne kadardır? a)10-18 mm b)20-30 mm c) 10-11 mm d)30-40 mm e)5-8 mm Soru 3: Müller kaslar hangi kasın aponeurozunun alt yüzünden çıkar? a)Levator palpebra superior b)Rektus inferior c) Medial rektus d)Superior oblik e)İnferior oblik Soru 4: Göz kapaklarına sertlik ve şekli veren hangisidir? a)Müller kası b)Levator palpebra c) Tars d)Konjonktiva e)Deri 31 Soru 5: Göz kapaklarının başlıca damarlanmasını sağlayan arter hangisidir? a)Fasial arter b)Temporal arter c) Carotik arter d)Oftalmik arter e)Femoral arter Soru 6: Göz kapakları kapatılamıyorsa hangi sinir etkilenmiştir? a)Optik sinir b)Okulomotor sinir c) Troklear sinir d)Trigeminal sinir e)Fasial sinir Soru 7: Göz kapakları için hangisi yanlıştır? a)Vücudun en ince derisine sahiptir b)Kalın bir cilt altı yağ dokusu vardır c) Deri altı bağ dokusu gevşektir d)Deri altı yağ dokusu çok azdır e)Kolayca ödemlenebilir Soru 8: Göz kapakları için hangisi yanlıştır? a)Gözü korur b)Göz yaşının oküler yüzeye eşit olarak dağılmasını sağlar c) Göze giren ışık miktarını azaltır d)Gözümüzü hiç kırpmadan durabiliriz e)Göz kırpma refleks bir harekettir 32 Ünite 6 GÖZYAŞI SİSTEMİ ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz yaşı sistemi hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Gözyaşı • Gözyaşı salgı bezleri • Gözyaşı boşaltım yolları ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 33 6.1 Göz yaşı: Gözyaşının primer fonksiyonu oküler yüzeyde optik olarak saydam ve pürüzsüz bir ortam sağlamaktır. Göz yaşı dıştan içe doğru lipid, aköz ve müsin olmak üzere üç tabakadan oluşmuş sandviç bir yapıdır. Göz yaşının fonksiyonlarını yapabilmesi için bu üçlü yapının korunması gereklidir. Göz yaşının yapısı şekil 6.1’de gösterilmiştir. Şekil6.1: Gözyaşının üçlü sandviç yapısı Göz yaşının görevleri aşağıdaki gibi sıralanabilir o Düzgün bir optik ortam sağlamak • Gözdeki yabancı cisimleri uzaklaştırmak • Kornea epiteline oksijen ve glukoz sağlamak • İçerdiği antimikrobiyal ajanlarla gözü enfeksiyonlardan korumak • Kapakları yağlayarak göz kırpma işlevini kolaylaştırmak • Lipid tabaka: Meibomian bezlerinden salgılanır. Bu bezler alt ve üst kapak tarslarında bulunurlar ve kirpik diplerine boşalırlar. Lipid tabakanın görevleri şunlardır. - Yüzey gerilimini arttırarak hidrofobik bir bariyer oluşturur. - Buharlaşmayı geciktirir. - Göz kapakları ile glob arasındaki sürtünmeyi azaltır. • Aköz Tabaka: Ana lakrimal bez ve aksesuar bezler olan Krause ve Wolfring bezlerinden salgılanır. Yardımcı bezler konjonktivada bulunurlar ve bazal sekresyondan sorumludurlar. Aköz tabakanın görevleri şunlardır. - Avasküler olan kornea epiteline oksijen sağlamak - Antibakteriyel ajan gibi çalışmak - Kornea yüzeyindeki küçük düzensizlikleri kapatmak - Yabancı cisimleri oküler yüzeyden uzaklaştırmak • Müsin Tabaka: Konjonktivada bulunan goblet hücrelerinden salgılanır. Hidrofobik kornea yüzeyini hidrofilik hale getirerek aköz tabakanın bütün göz yüzeyinde homojen olarak dağılmasını sağlar. 6.2 Lakrimal Bez: Lakrimal bez, büyük bir orbita) kısım ve daha küçük olan palbebral kısımdan oluşur. Her iki kısım arasında levatör aponörozisi (levatör kası tendonu) yer alır ancak bezi tam olarak ikiye bölmez. Orbital kısım daha büyüktür ve orbita üst lateralinde bir fossa içerisine yer alır. Orbital kısım önde orbita) septum ile arkada ise retrobulbar yağ dokusu ile sınırlıdır. Daha küçük olan palpebral kısmı, levatör kası tendonu altında yer alır, alt yüzü üst forniks konjonktivası ile komşudur. Üst kapak ters çevrildiğinde göz kapağının dış kısmında görülebilir. Yaklaşık olarak 12 tane olan lakrimal bez kanalı palbebral kısımdan geçtikten sonra üst forniks korıjonktivasına açılır. Lakrimal bez hem otonomik hem de duyusal inervasyona sahiptir. Parasempatik lifler, fasiyal sinirin lakrimal nukleusundan köken alırlar, preganglionik lifler sfenopalatin gangliona “nervus intermedius” aracılığı ile gelirler, daha sonra postganglionik lifler halinde maksiler sinir içerisine 34 katılır ve zigomatikotemporal dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal beze ulaşırlar. Sempatik postganglionik lifler, superior servikal gangliondan çıktıktan sonra, internal karotis arter etrafındaki pleksus ile kafa içine girerler,daha sonra, derin petrozal sinir, pterjoid kanal, maksiller sinir, zigomatik sinir ve zigomatikotemporal dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal beze ulaşırlar. Parasempatik sinir lifleri, gözyaşı bezinin refleks üretimini, Sempatik sinirler ise yardımcı gözyaşı bezlerinin temel üretimini kontrol etmektedirler. 6.2.1 Aksesuar Bezler (yardımcı bezler) Ana bez yanında bir çok aksesuar göz yaşı bezi konjonktivada, özellikle fornikslerde daha fazla olmak üzere bulunur. Ana bezden parasempatik inervasyonlarının olmaması, sadece Sempatik inervasyonlarının olması ile ayrılırlar. Krause ve Wolfring olmak üzere iki yardımcı göz yaşı bezi vardır. Bu bezler normal durumlardaki salgıdan sorumludurlar (bazal sekresyon). Gözde normal durumlarda sürekli bir gözyaşı salgısı vardır. Refleks gözyaşı salgısı ise ruhsal durumlar, olfaktör sinir uyarıları ya da konjonktiva ve/veya korneanın irritasyonu sonucu gelişir. Şekil 6.2: Nazolakrimal sistem ve gözyaşı drenaj yolları 6.3 Lakrimal sistem: Göz yaşını burun boşluğuna ileten yollardır. Kapakların serbest kenarı ile göz küresi arasında biriken gözyaşı punktumlar aracılığı ile boşaltıcı sisteme girer ve kanaliküller, gözyaşı kesesi, nazolakrimal kanalı izleyerek, burunda inferior meatusa ulaşır. Şekil 6.2 ve 6.3’de nazolakrimal sistem anatomisi şematik olarak gösterilmiştir. Punktumlar, göz kapakları iç 1/5’lük kısımda yer alırlar. Normalde hafif arkaya doğru dönmüşlerdir ve göz küresi ile temas halindedirler. Şekil 6.3: Nazolakrimal sistem anatomisi Kanaliküller punktumdan sonra 2 mm boyunca dikey olarak uzanırlar (vertikal kanalikül). Vertikal kanalikülün sonuna doğru hafif bir genişleme gösterir, bu bölge ampulla olarak adlandırılır. Daha sonra 90 derece mediale doğru dönerler ve yatay kanalikül (horizontal kanalikül) adini alır. Bu bölüm ortalama 8 mm’dir. İnsanların %90’ında alt ve üst kanaliküller tek bir kanalikül olarak birleşir ve ortak kanalikül adini alarak Lakrimal kese ile birleşir. Lakrimal kese ve kanalikül bileşkesinde mukozal bir flep (Rosenmuller valvi) yer alır ve keseden kanaliküllere göz yaşının geri kaçmasını önler. Lakrimal kese yaklaşık 10 mm boyundadır ve anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fossada yer alır. Nazolakrimal kanal 12 mm uzunluğundadır ve lakrimal kesenin 35 uzantısıdır, burun kavitesi içerisinde alt meatusda inferior konka lateralinde ve altında sonlanır. Nazolakrimal kanalın açıklığı Hasner valvi denilen mukozal bir katlantı ile örtülmüştür. Lakrimal punktumlar ve kanaliküller çok katlı yassı keratinize epitelle örtülüdür. Bu epitel kapak kenarındaki kütanöz epitelin devamıdır. Lakrimal kesede bu epitel iki katlı epitele döner: yüzeysel kolumnar epitel, ve derin düzleşmiş epitel. Bu epitel içerisinde goblet hücreleri de bulunmaktadır. Yeni doğanların % 30’u nazolakrimal kanallarının alt ucu tıkalı olarak doğarlar. Ancak pek çoğu 6. aya kadar basit müdahalelerle açılırlar. Konjenital dakriyostenoz adı verilen bu durumda, çocuklara antibiyotikli göz damlaları ve kese bölgesine masaj önerilir. Açılmazsa çocuklarda 1 yaşına kadar sondalama denilen bir işlem yapılmalıdır. Sondalamada nazolakrimal kanala özel bir tel sokulur, burun boşluğuna kadar ilerletilir. Böylece genellikle nazolakrimal kanalın alt ucunda (Hasner membranı) bulunan tıkanıklık açılmış olur. Göz yaşının bir kısmı buharlaşma ile kaybolur, bu interpalpebral alan, göz kırpma frekansı ve ortam nemi gibi faktörlere bağlıdır. Göz yaşının büyük bir kısmı nazolakrimal keseden burundaki alt meaya gelir ve yutulur. Göz kapakları kapanmaya lateralden başlar. Bu hareket göz yaşını iç kantüsde toplar, punktumlardan göz yaşı kapiller çekim etkisi ile önce kanaliküllere daha sonra lakrimal keseye alınır. Göz kapakları kapandığı sırada, orbikülaris oküli kası kasılır. Bu hareket ampullaların sıkışmasına yol açar, lakrimal kese ise bu sırada genişler ve negatif bir basınç oluşur, ve kanaliküllerdeki gözyaşı lakrimal keseye emilmiş olur, gözler açıldığı zaman ise kese küçülerek içeriğini boşaltır. ÖZET Lakrimal bez, büyük bir orbital kısım ve daha küçük olan palbebral kısımdan oluşur. Yaklaşık olarak 12 tane olan lakrimal bez kanalı palbebral kısımdan geçtikten sonra üst forniks konjonktivasına açılır. Lakrimal bez hem otonomik hem de duyusal inervasyona sahiptir. Krause ve Wolfring olmak üzere iki yardımcı göz yaşı bezi vardır. Bu bezler normal durumlardaki salgıdan sorumludurlar (bazal sekresyon). Lakrimal sistem, göz yaşını burun boşluğuna ileten yollardır. Kapakların serbest kenarı ile göz küresi arasında biriken gözyaşı punktumlar aracılığı ile boşaltıcı sisteme girer ve kanaliküller, gözyaşı kesesi, nazolakrimal kanalı izleyerek, burunda inferior meatusa ulaşır. İnsanların %90’ında alt ve üst kanaliküller tek bir kanalikül olarak birleşir ve ortak kanalikül adını alarak lakrimal kese ile birleşir. Lakrimal kese ve kanalikül bileşkesinde mukozal bir flep (Rosenmuller valvi) yer alır ve keseden kanaliküllere göz yaşının geri kaçmasını önler. Lakrimal kese yaklaşık 10 mm boyundadır ve anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fossada yer alır. Yeni doğanların % 30’u nazolakrimal kanallarının alt ucu tıkalı olarak doğarlar. Göz yaşının büyük bir kısmı nazolakrimal keseden burundaki alt meaya gelir ve yutulur. Göz kapakları kapandığı sırada, orbikülaris oküli kası kasılır. Bu hareket ampullaların sıkışmasına yol açar, lakrimal kese ise bu sırada genişler ve negatif bir basınç oluşur, ve kanaliküllerdeki gözyaşı lakrimal keseye emilmiş olur. Gözler açıldığı zaman ise kese küçülerek içeriğini boşaltır. 36 6. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Lakrimal bezin parasempatik uyarısını hangi sinir besler? a)3. b)4. c) 2. d)6. e)7. kraniyal kraniyal kraniyal kraniyal kraniyal sinir sinir sinir sinir sinir Soru 2: Gözün bazal salgısından sorumlu olan hangisidir? a)Parotis bezi b)Krause-wolfring bezi c) Tiroid bezi d)Lakrimal bez e)Adrenal bez Soru 3: Lakrimal gland hangi kas tarafından ikiye ayrılır? a)Levator palpebra kası b)İnferior rektus c) İnferior oblik kas d)Superior oblik kas e)Superior rektus Soru 4: Gözyaşı film tabakası dıştan içe doğru hangi sırayladır? a)Aköz-lipid-müsin b)Lipid-aköz-müsin c) Müsin-lipid-aköz d)Müsin-aköz-lipid e)Lipid-müsin-aköz Soru 5: Yeni doğanlarda % kaç oranında nazolakrimal kanal alt ucu tıkalı bulunur? a)% 10 b)%30 c) % 50 d)%70 e)%90 Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi gözyaşının fonksiyonu değildir? a)Kornea epiteline oksijen sağlamak b)Antimikrobiyal bir ajan gibi çalışmak c) Düzgün bir optik yüzey oluşturmak d)Gözyaşının buharlaşmasını kolaylaştırmak e)Oküler yüzeyi temizlemek Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi gözyaşı için yanlıştır? a)Gözyaşı sadece ağlarken salgılanır b)Drenajı nazolakrimal yol ile olur c) Burunda inferior meatusa drene olur d)Gözyaşı drenajı için aktif bir pompa sistemi çalışır e)Gözyaşı salgısı sinirsel inervasyonla kontrol edilir 37 Ünite 7 Göz Dışı Kasları ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz dışı kasları hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz dışı kasları ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 38 7.1 Göz dışı (ekstraoküler) kaslar Göz küresinin hareketlerini sağlayan ekstraoküler kaslar, 4 tane rektus (Rektus lateralis, rektus medialis, rektus superior, rektus inferior) ve 2 tane oblik (superior oblik kas, inferior oblik kas) olmak üzere toplam 6 kastan meydana gelir. Kasların anatomik yerlerinin başlangıç ve bitiş yerlerinin bilinmesi kasların fonksiyonlarını anlamak için önemlidir. Rektus kasları: Orbita apeksindeki Zinn tendon halkasından köken alırlar. Sup. oblik kas orbitanın apeksinden, optik foramenin üst ve medialinden, inf. oblik kas orbita tabanından köken alırlar. Bir başka deyişle inferior oblik kas haricindeki tüm kaslar orbita apeksinden köken alırlar. Rektuslar göz küresinin ön bölümünde skleraya yapışırlar. Yapışma bir spiral şeklindedir ve “Tillaux spiral halkası” ismini alır. Orbita apeksinde kasların başlama konumları Şekil 7.1’de gösterilmiştir. Medial rektus kası limbusa en yakın yapışan kas iken (5,5 mm) superior rektus kası limbusa en uzak yapışan kastır. (7,7 mm) Lateral rektusda bu rakam 7 mm, inferior rektusda 6,5 mm’dir. Şekil 7.1: Orbita apeksinde optik sinir ve ekstraoküler kasların oluşturduğu Zinn tendon halkası. II; Optik sinir, SR; Superior rektus kası, MR; medial rektus kası, IR; inferior rektus kası, LR; lateral rektus kası, LEV; levator palpebra kası, SO; Superior oblik kası İç rektus kası Zinn tendon halkasından çıktıktan sonra optik sinire yakın seyreder ve limbusdan 5,5 mm geride skleraya yapışır. Görevi göz küresini içeriye baktırmaktır. Okülomotor sinir (III. kraniyal sinir) tarafından uyarılır. Alt rektus kası Zinn tendon halkasından başladıktan sonra üst rektusa benzer olarak görme aksı ile 23 derecelik açı yaparak dışa doğru uzanır. Limbusdan 6,5 mm geride skleraya yapışır. Okülomotor sinir tarafından uyarılan kasın görevi göz küresini aşağıya baktırmaktır. Bu fonksiyon göz dışa bakarken en kuvvetlidir. Göz içe bakarken ise aşağı bakış hareketi yanında gözün saat yönünde dışa dönmesine katkıda bulunur. Zinn tendon halkasından köken almayan tek kas olan alt oblik orbita iç yan duvarından köken alır. Dışa ve arkaya seyrederek, aşağıdan gözü bir hamak gibi sarar. Ekvatorun gerisinde lateral rektusun yapışma yerinin altında skleraya yapışır. Okülomotor sinir tarafından uyarılan kasın görevi gözü yukarı baktırmak ve gözü saat yönünde dışa doğru çevirmektir. Yukarı baktırma fonksiyonu göz içe bakarken en fazla dışa bakarken ise azdır. 39 Şekil 7.2: Ekstraoküler kasların yandan görünümü Dış rektus kası Zinn halkasından köken aldıktan sonra limbustan 7 mm geride skleraya yapışır. Görevi gözü dışa baktırmaktır. Abdusens sinir (VI. Kraniyal sinir) tarafından uyarılır. Üst rektus kası Zinn halkasından köken aldıktan sonra görme aksı ile 23 derecelik acı oluşturacak şekilde dışa açılır. Limbustan 7.7 mm geride skleraya yapışır. Okülomotor sinir tarafından uyarılan kasın görevi yukarı baktırmaktır. Yukarı bakış hareketi göz dışa bakarken en kuvvetlidir. İçe bakarken ise yukarı bakış yanında gözün saat yönünde içe dönüş hareketine katkıda bulunur. Üst oblik kas optik foramenin üst medialinden başlar. Trokleaya kadar kas olarak seyrederken, trokleadan sonra tamamen tendonlaşır. Frontal kemiğin troklear çıkıntısında geriye dönen tendon ekvatorun gerisinde skleraya yapışır. Şekil 7.3: Ekstraoküler kasların üstten görünümü Troklear sinir (IV. Kraniyal sinir) tarafından uyarılan kasın görevi göz güresini aşağı baktırmaktır. Bu fonksiyonun yanı sıra gözün saat yönünde içe doğru döndürülmesinde katkıda bulunur. Kasların yan temporalden ve üstten görünümü Şekil 7.2 ve 7.3’de görülmektedir. Aşağı bakış hareketi göz içe bakarken kuvvetli, dışa bakarken ise zayıftır. Göz dışı kaslarının vücudun diğer bölümündeki çizgili kaslara göre önemli farklılıkları vardır. Örneğin vücutta 140 kas lifine bir sinir lifi düşerken, göz kaslarında bu oran 1/10’ dur. Göz kaslarında aynı zamanda derin duyu (propriosepsiyon) özelliği vardır. Göz hareketlerinde, ve cisimlerin uzaydaki yerlerini saptamada propriosepsion duyusunun önemi büyüktür. 40 ÖZET Göz küresinin hareketlerini sağlayan ekstraoküler kaslar, 4 tane rektus (Rektus lateralis, rektus medialis, rektus superior, rektus inferior) ve 2 tane oblik (superior oblik kas, inferior oblik kas) olmak üzere toplam 6 kastan meydana gelir. İnferior oblik kası haricindeki rektus kasları orbita apeksindeki Zinn tendon halkasından köken alırlar. Zinn tendon halkasından köken almayan tek kas olan alt oblik orbita iç yan duvarından köken alır. Rektuslar göz küresinin ön bölümünde skleraya yapışırlar. Yapışma bir spiral şeklindedir ve “Tillaux spiral halkası” ismini alır. İç rektus kasının görevi göz küresini içeriye baktırmaktır. Okülomotor sinir (III: kraniyal sinir) tarafından uyarılır. Dış rektus kasının görevi gözü dışa baktırmaktır. Abdusens sinir (VI. Kraniyal sinir) tarafından uyarılır. Okülomotor sinir tarafından uyarılan üst rektusu kasının görevi yukarı baktırmaktır. Okülomotor sinir tarafından uyarılan alt rektus kasının görevi göz küresini aşağıya baktırmaktır. Alt oblik kası gözü yukarı ve saat yönünde dışarı çevirir. Üst oblik kası gözü aşağı ve saat yönünde içe çevirir. Göz kaslarında aynı zamanda derin duyu (propriosepsiyon) özelliği vardır. Göz hareketlerinde, ve cisimlerin uzaydaki yerlerini saptamada propriosepsion duyusunun önemi büyüktür. 7. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Orbita tepesinden kaç ekstraoküler kas köken alır? a)3 b)4 c) 5 d)6 e)7 Soru 2: Aşağıdakilerden hangisi dışında tüm kaslar orbita apeksinden köken alır? a)İnferior rektus kası b)Medial rektus kası c) Superior oblik kası d)İnferior oblik kası e)Lateral rektus kası Soru 3: Lateral rektus hangisi tarafından uyarılır? a)3. b)3. c) 4. d)5. e)6. kraniyal kraniyal kraniyal kraniyal kraniyal sinir sinir sinir sinir sinir Soru 4: Gözün ekstraoküler kaslarından olmayan hangisidir? a)İnferior rektus kası b)Sfinkter pupilla kası c) Superior oblik kası d)İnferior oblik kası e)Lateral rektus kası Soru 5: Aşağıdaki kaslardan hangisi gözü sadece mediale döndürür? a)İnferior rektus kası b)Medial rektus kası c) Superior oblik kası d)İnferior oblik kası e)Lateral rektus kası 41 Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi 4. sinir tarafından uyarılır? a)İnferior rektus kası b)Medial rektus kası c) Superior oblik kası d)İnferior oblik kası e)Lateral rektus kası Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi Okülomotor sinir tarafından uyarılmaz? a)İnferior rektus kası b)Medial rektus kası c) Superior oblik kası d)İnferior oblik kası e)Levator palpebra kası 42 Ünite 8 GÖZ KÜRELERİNİN TOPOGRAFİK YAPISI ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz kürelerinin topografik yapısı hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz kürelerinin topografik yapısı ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 43 8.1 Göz kürelerinin topografik özellikleri Göz küreleri orbita boşluğu içerisinde bağ dokusundan bir yağ yastığı içerisine yerleşmişlerdir. Orbitanın yaklaşık 1/3’ünü kaplarlar. Sadece ön yüzü dış ortamla temasta olup yaklaşık olarak 1/5’i görülebilir haldedir. Normal erişkin gözünün ön arka çapı ortalama 24 mm’dir. 21-26 mm arası erişkinde normal olarak kabul edilir. Bu çap doğumda ortalama 16 mm’dir. 3 yaşındaki bir çocukta 23mm’e ulaşır. Maksimum uzunluğuna 18 yaş civarında ulaşır. Göz küresinin hacmi 7 cm3 olup ağırlığı ise 7-9 gr’dır. Korneanın en dik olduğu bölüme ön kutup, göz küresinin arka eğriliğinin merkezi arka kutup olarak adlandırılır. Bu iki ekseni birleştiren çizgiye geometrik eksen denir. Bakılan cisim ile fovea arasındaki çizgiye ise görme ekseni denir. Kornea merkezi ile lensin merkezinden geçen hayali çizgiye ise optik aks adi verilir. Ön ve arka kutba eşit uzaklıktaki noktaların oluşturduğu hayali çizgiye ekvator denir. Ekvatorun çevresi 69-85 mm arasında normal olarak kabul edilir. Ön ve arka kutbu birleştiren hayali çizgilere ise meridyonel çizgi adi verilir. Göz küresinin meridyonel kesiti Şekil 8.1’de görülmektedir. Ön (anterior) kutup: Kornea eğiminin merkezidir. Arka (Posterior) kutup: Globun arka eğiminin merkezidir. Optik sinirin hafif temporalinde lokalizedir. Geometrik (anatomik) aks: Ön ve arka kutpu birleştiren hayali çizgidir. Görme (vizüel) aksı: Foveanın merkezinden bakılan noktaya çizilen hayali çizgidir. Optik aks: Kornea merkezi (ön kutup) ile lensin merkezinden geçip retinaya uzanan hayali çizgidir. Ekvator: Her iki ön ve arka kutup arasındaki orta noktada gözü çepeçevre saran hayali çizgidir. Meridyen: Ekvatora dik, ön ve arka kutupdan geçen dairesel çizgidir. Ön arka çap: 22-26 mm., ortalama 24 mm. Çevre : 69-81 mm. Şekil 8.1: Göz küresinin meridyonel kesiti 8.1.1 GÖZÜN TABAKALARI Esas olarak üç tabakadan oluşur, dıştan içe 1. Dış destek kılıfı (fibröz tabaka): Saydam kornea, opak sklera ve limbus. 2. Orta tabaka (uvea) (vasküler tabaka): İris, korpus siliyare ve koroid. 3. İç tabaka (sensöryel tabaka) (retina): Duyusal retina ve tek katlı retina pigment epiteli. 44 ÖZET Normal erişkin gözünün ön arka çapı ortalama 24 mm’dir. 21¬26 mm arası erişkinde normal olarak kabul edilir. Bu çap doğumda ortalama 16 mm’dir. 3 yaşındaki bir çocukta 23mm’e ulaşır. Maksimum uzunluğuna 18 yaş civarında ulaşır. Göz küresinin hacmi 7 cm3 olup ağırlığı ise 7-9 gr’dır. Korneanın en dik olduğu bölüme ön kutup, göz küresinin arka eğriliğinin merkezi arka kutup olarak adlandırılır. Bu iki ekseni birleştiren çizgiye geometrik eksen denir. Bakılan cisim ile fovea arasındaki çizgiye ise görme ekseni denir. Kornea merkezi ile lensin merkezinden geçen hayali çizgiye ise optik aks adı verilir. 8. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Göz küresinin ön arka çapı ortalama ne kadardır? a)12-25 b)21-26 c) 30-35 d)5-15 e)30-40 mm Soru 2: Aşağıdakilerden hangisi gözün fibröz tabakasına aittir? a)iris b)Retina c) Koroid d)Korpus siliar e)Kornea Soru 3: Gözün tabakaları hangisinde doğru sıralanmıştır? a)Fibröz-sensoriyel-vasküler b)Vasküler- sensoriyel-fibröz c) fibröz-vasküler-sensoriyel d)Sensoriyel-fibröz-vasküler e)Vasküler-fibröz-sensoriyel Soru 4: Göz küresinin ortalama hacmi ne kadardır? a)5 cm3 b)7 cm3 c) 150 cm3 d)15 cm3 E:17 cm3 Soru 5: Aşağıdakilerden hangisi uvea tabakasını oluşturur? a)İris-kornea-siliyer cisim b)Sklera-kornea-limbus c) Limbus-pupilla-iris d)İris-siliyer cisim-koroid e)Koroid-retina-Sklera Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi optik aksı doğru tanımlar? a)Foveanın merkezinden bakılan noktaya çizilen hayali çizgidir. b)Ön ve arka kutru birleştiren hayali çizgidir. c) Globun arka eğiminin merkezidir. d)Kornea merkezi (ön kutup) ile lensin merkezinden geçip retinaya uzanan hayali çizgidir. e)Ekvatora dik, ön ve arka kutupdan geçen dairesel çizgidir. 45 Ünite 9 Konjonktiva ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Konjonktiva hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz kapakları ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 46 9.1 Konjonktiva: Göz kapaklarının arka yüzeylerini ve gözün dış ortam ile temas halindeki kısımlarını örten mukoz bir membrandır. Üst ve alt kapak serbest kenarlarından başlayan konjonktiva kapakların arka yüzeylerini örttükten sonra katlantı yaparak göz küresini sarmaya başlar. Limbusda sonlanır. Üç bölüm halinde incelenebilir: kapak konjonktivası, forniks, bulber konjonktiva. 9.1.1 Palpebral konjonktiva: Göz kapaklarının altındaki kısımdır, alttaki tarsal plakların arkasına sıkıca yapışıktır. Konjonktival forniksle devam eder. 9.1.1.1 Konjonktiva forniksleri: Altta ve üstte göz kapakları ile göz küresi arasındaki cep şeklindeki boşluğa denir. Levator palpebra ve rektus kaslarının fasiyasına gevşek bir şekilde bağlıdır, bu sayede göz hareketleri ile uyum içerisinde hareket eder. Göz yaşı bezinin kanalları üst lateral fornikse açılır. Medial’de forniks yoktur burada plika semilunaris ve karünkül olarak adlandırılan yapılar vardır. Plika semilunaris kapak aralığının iç kısmında bulunan bir konjonktiva kıvrımıdır. Goblet hücreleri bakımından zengindir. Lakrimal karankül, birkaç ince renksiz tüy ve yağ bezleri içeren modifiye olmuş epitelden oluşur. 9.1.2 Bulbar (Oküler) konjonktiva: Göz küresinin ön yüzünü ve kapakların iç yüzünü örten ince saydam zardır. Hareketlidir. Saydam olduğu için altındaki yapılardan dolayı beyaz görünür. Konjonktiva epiteli, stratifiye kolumnar hücrelerden oluşur, ve gevşek bir bağ dokusu üzerinde yer alır. limbusta (kornea kenarı) strafiye skuamöz ve non-keratinize bir yapıya bürünür. Bulbar kısmı saydamdır ve alttaki sklera, damarlar gibi yapılar izlenebilir. Konjonktivada, küçük aksesuar göz yaşı bezleri, Goblet hücreleri yer alır. Dış kısımdaki konjonktival lenf drenajı yüzeyel parotis lenf noduna, iç kısımdaki ise submandibular lenf nodlarınadır. Plika semilunaris, göz laterale hareket ettiğinde konjonktivanın gerilmesini önler. 9.2 Tenon Kapsülü Göz küresini saran, kollajen liflerden ve az miktarda fibroblastlardan oluşmuş bir kılıftır. Önde korneaskleral birleşme yerinin hemen arkasında konjonktiva ile birleşir. Arkada ise optik sinir kılıfları, posterior silier damarlar ve sinirler tarafından delinir. Tenon kapsülü ve intermüsküler fibröz membran birlikte dört rektus kasını sararlar. Göz küresinin rahat hareket etmesi için bir yastık görevi görür. ÖZET Göz kapaklarının arka yüzeylerini ve gözün dış ortam ile temas halindeki kısımlarını örten mukoz bir membrandır. Üç bölüm halinde incelenebilir: kapak konjonktivası, forniks, bulber konjonktiva. Konjonktiva forniksleri altta ve üstte göz kapakları ile göz küresi arasındaki cep şeklindeki boşluğa denir. Bulbar (Oküler) konjonktiva: Göz küresinin ön yüzünü ve kapakların iç yüzünü örten ince saydam zardır. Konjonktiva epiteli, stratifiye kolumnar hücrelerden oluşur, ve gevşek bir bağ dokusu üzerinde yer alır. Konjonktivada, küçük aksesuar göz yaşı bezleri, Goblet hücreleri yer alır. Göz küresini saran, kollajen liflerden ve az miktarda fibroblastlardan oluşmuş bir kılıftır. 47 9. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Konjonktiva epiteli hangisinden oluşur? a)Kübik b)Skuamöz c) çok katlı yassı d)Stratifiye kolumnar e)Yassı Soru 2: Dış konjonktiva lenf drenajı hangisine olur? a)Ant. servikal b)Post. servikal c) Yüzeyel parotis d)Submandibuler e)Submental Soru 3: Göz küresinin ön yüzünü ve kapakların iç yüzünü örten hangisidir? a)Sklera b)Konjonktiva c) Koroid d)Retina e)Vitreus Soru 4: Göz küresini tümüyle saran kollajen izlerden oluşmuş yapı hangisidir? a)Tenon kapsülü b)Sklera c) Koroid d)Retina e)Kornea 48 Ünite 10 Sklera ve kornea ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Sklera ve Kornea hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Sklera • Kornea ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 49 10.1 Dış kılıf (Fibröz tabaka, Sklera) Sert fibröz yapılı bir tabaka olup göz küresine koruyucu bir kılıf oluşturur. Opak, beyaz renkte olan, Sklera gözün 5/6 arka kısmını, saydam kornea ise 1/6 ön kısmını oluşturur. Sklera ve korneanın birleştiği gri çizgiye ise limbus adi verilir. En dıştaki beyaz katmandır. Göz küresine yuvarlak şeklini verir. Yoğun fibrokollajenöz bir yapıdır. Önde episklera, tenon kapsülü ve konjonktivayla örtülüdür. Arkada tenon kapsülüne yapışıktır. Ön ve arkada iki büyük açıklığı vardır. Öndeki açıklıkta saydam olan kornea, arkadaki açıklıkta ise optik sinir vardır. Optik sinir bölgesinde delikli bir yapıya sahiptir. Bu bölgeye lamina kribroza adi verilir. Arka kutup bölgesinde en kalındır (1 mm.), rektus adale insersiyolarının gerisinde ise en incedir (0.3 mm). Üç tabakadan oluşur : Dıştan içe episklera, stroma ve lamina fusca. Episklera, tenon kapsülüne bantlarla bağlantılı gevşek fibröz dokudan yapılmıştır. Kan damarları bakımından zengindir. İkinci tabaka olan stromadaki kollajen liflerin irregüler dizilimi ve farklı çapları nedeniyle beyazdır. Su içeriği % 65 - 70 dir. Üçüncü tabaka olan lamina fusca koroideya komşudur. Elastik lif bakımından zengindir. Sklera damar açısından fakir bir dokudur. Episkleral ve koroidal damar ağlarından kanlanır. Arka Sklera kısa siliyer sinirin dallarıyla, ön bölüm uzun siliyer sinir tarafından inerve edilir. 10.2 Kornea Göz küresinin en dış kısmında bulunan, saat camı gibi saydam olan bölümüdür. Kornea aköz hümör, lens ve vitreus ile birlikte gözün kırıcı ortamlarından birisini oluşturur, Aköz hümör ile birlikte pozitif bir Lens gibi davranarak 43 diyoptrilik bir kırma gücü 8 oluşturur. Önden bakıldığında vertikal olarak 10.6 mm., horizontal olarak 11.7 -mm. uzunluğundadır. Santral kalınlığı 0.52 mm., perifer -kalınlığı 0,7 mm’dir. Santral 4 mm’lik kısımda sferik olarak kabul edilebilir. Bu bölümde eğrilik yarıçapı ortalama 7,8 mm’dir. Kornea avaskülerdir yani damarsızdır. Limbus damarlarından, aköz hümörden ve gözyaşından beslenmesini sağlar. Histolojik olarak 5 tabakadan oluşur (Şekil 10.1), Dıştan içe: Epitel Bowman tabakası, Stroma Descemet membranı Endotel Şekil 10.1: Korneanın histolojik tabakaları. 50 10.2.1 Epitel: Keratinleşmemiş çok katlı yassı epitel görüntüsündedir. Ortada 2-3 sıra halinde poligonal hücreler, en altta ise tek sıralı silindirik bazal hücreler vardır. Alttaki hücreler yaşlandıkça yukarı doğru itilirler. Hasara uğradığında epitel rejenere olabilir. 10.2.2 Bowman tabakası: Epitelin hemen altında bazal membran görevi görür. Hücresiz kollajenin yoğunlaşmasıyla oluşmuştur. Arka yüzü stroma ile devam eder. Hasara uğradığında tamir edilemez. 10.2.3 Stroma: Uniform çaplı, düzenli dizilimli kollajen lameller, keratositler ve mukopolisakkkaritlerden zengin bir matriks yapıdan oluşmuştur. Kornea kalınlığının % 90’ını oluşturur. Kollajen fibriller korneada eşit uzunlukta ve kalınlıkta düzenli olarak yerleşmişlerdir. Bu düzen sayesinde kornea saydamlığı kazanılmış olur. Hücre bakımından fakirdir. Kollajen fibriller arasına dağılmış keratosit hücreleri stromanın ana hücreleridir. 10.2.4 Descemet membranı: Mukopolisakkarit bir ortamda yer alan kollajen liflerinden yapılmıştır. Anatomik olarak endotelin bazal membranı olarak algılanabilir. Limbusda sonlanır ve trabeküler ağa açılır. Mekanik etkiyle stromadan kolaylıkla ayrılabilir. 10.2.5 Endotel: Tek sıralı poligonal hücrelerden oluşmuştur; mm2’de 3000-3500 hücre bulunur. Bu hücrelerin yenilenme yetenekleri yoktur. Pompa fonksiyonları ve hücreler arası sıkı bağlarla korneanın su dengesini sağlarlar. Çeşitli hastalıklar veya travma nedeniyle sayıları azalırsa hücreler büyüyerek ölen hücrelerin açıklarını kapatmaya çalışırlar. Hücre sayısı mm2’de 500’ün altına inerse endotel yetmezliği oluşur ve kornea ödemlenerek saydamlığını kaybeder. 10.3 Limbus: Kornea ile skleranın birleşim yerine verilen addır. Periferik kornea boyunca uzanan gri renkte, 1-1,5 mm genişliğinde bir alandır. Limbus bölgesi klinik olarak çok önemlidir. Aşağıdaki göz oluşumları limbusun yapısında yer alırlar (Şekil 10.2). Konjonktiva Tenon kapsülü Episklera Korneoskleral stroma Şlem kanalı (Aköz hümörün dışa akım yeri) Opak skleradan saydam korneaya geçiş 1-1,5 mm’lik bir geçiş zonunda oluşur. Bu bölgede Bowman tabakası ve Descemet membranı sonlanır. Descemet membranı Şlem kanalında sonlanır. Klinik histolojik ve patolojik olarak kesin bir sınırı yoktur. Patolojik olarak Limbus, Bowman membranından sonraki 1,5 mm’lik alanda sonlanır. Klinik olarak ise yaklaşık olarak 2 mm genişliktedir. Ve iki eşit bölgeye ayrılır; Önde saydam korneadan başlayarak Bowman membranından Schwalbe hattına kadar uzanan mavi-gri bölge, Bu sınırların bilinmesi katarakt cerrahisinde ve glokom cerrahilerinde son derece önemlidir. Trabeküler ağın üzerindeki ve Schwalbe hattından skleral mahmuza uzanan arka bölge veya beyaz limbus. arka limbus veya beyaz limbus Kornea, limbusdaki damarlar dışında başka damar içermez. Limbus ön siliyer arterlerden kanlanır. Korneada lenf damarlarında bulunmaz. Sinirsel inervasyonu V. Kraniyal sinirin oftalmik dalının uzantıları olan nazosiliyer sinir ve uzun siliyer sinirlerle sağlanır. Endotel ve Descemet tabakalarında sinir yoktur. Stroma ve epitel tabakaları ise yoğun olarak sinirlenmişlerdir. Bu yüzden kornea son derece hassastır, en ufak irritasyonda aşırı reaksiyon verir. Korneadaki sinirler, saydamlığı bozmamak için myelinsiz karakterdedirler. 51 Şekil 10.2: Limbus ve ridokorneal açıda yer alan oluşumlar. ÖZET Opak, beyaz renkte olan, Sklera gözün 5/6 arka kısmını, saydam kornea ise 1/6 ön kısmını oluşturur. Sklera ve korneanın birleştiği gri çizgiye ise limbus adi verilir. Sklera, en dıştaki beyaz katmandır. Önde episklera, tenon kapsülü ve konjonktivayla örtülüdür. Optik sinir bölgesinde delikli bir yapıya sahiptir. Bu bölgeye lamina kribroza adi verilir. Sklera damar acısından fakir bir dokudur. Episkleral ve koroidal damar ağlarından kanlanır. Kornea, göz küresinin en dış kısmında bulunan, saat camı gibi saydam olan bölümüdür. Aköz hümör ile birlikte pozitif bir lens gibi davranarak 43 diyoptrilik bir kırma gücü oluşturur. Histolojik olarak 5 tabakadan oluşur, Dıştan içe: Epitel, Bowman tabakası, Stroma, Descemet membranı, Endotel. Limbus, kornea ile skleranın birleşim yerine verilen addır. Konjonktiva, tenon kapsülü, episklera, korneaskleral Stroma ve Şlem kanalı limbusun içinde yer alırlar. 10. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Sklera ve korneayı birleştiren gri çizgiye ne ad verilir? a)Koroid b)Retina c) Limbus d)İris e)Lens Soru 2: Sklera dıştan içe doğru ne şekilde dizilir? a)Stroma- episklera- fusca b)Episklera -Stroma- fusca c) Lamina fusca-episklera-Stroma d)Stroma-fusca-episklera e)Fusca- episklera-Stroma Soru 3: Skleranın optik sinir tarafından delinen bölgesine ne ad verilir? a)Lamina fusca b)Lamina kribrosa c) Skleral mahmuz d)Limbus e)Suprakoroidal boşluk 52 Soru 4: Korneanın kırma gücü ne kadardır? a)43 b)26 c) 50 d)60 e)10 Soru 5: Korneanın sinirsel uyarımı hangi sinir ile olur? a)3. b)4. c) 5. d)6. e)7. sinir sinir sinir sinir sinir Soru 6: Aşağıdakilerden hangisi korneanın tabakalarından değildir? a)Endotel b)Epitel c) Stroma d)Bowman tabakası e)Bruch membranı Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi limbusun yapısında yer almaz? a)Konjonktiva b)Tenon kapsülü c) Episklera d)Korneaskleral Stroma e)Pupilla Soru 8: Kornea kalınlığının %90’ını oluşturan tabaka hangisidir? a)Epitel b)Endotel c) Bowman d)Descemet e)Stroma 53 Ünite 11 UVEA ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Uvea hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Uvea - İris - Siliyer cisim - Koroid ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 54 11.1 Uveal Tabaka (Vasküler Tabaka) Klinikte daha çok uveal tabaka ismiyle bilinir. Damar, sinir ve bağ dokusu hücrelerinden zengindir. Dışta sklera; içte ise retina ile komşuluktadır. Sadece önde skleral mahmuz bölgesinde, optik sinir çevresinde ve vorteks venleri bölgesinde sklera ile yapışıklığı vardır. Diğer bölgelerde skleraya yaslı olarak durur. Gözün vasküler tabakası da denilen uvea, zengin damarlanması sayesinde gözün ısı dengesini korurken retina pigment epitelini ve retinanın dış katlarını besler. Önden arkaya doğru üç bölüm halinde incelenir. İris Siliyer cisim Koroid 11.1.1 İris: Uveanın en önde yer alan tabakasıdır. Göze rengini veren tabakadır ve bu renk kişiden kişiye farklılık gösterir. İris içindeki pigment hücreleri miktarı bu rengi belirler. Açık renkli gözlü sahışlarda pigment epiteli az, koyu renkli gözlü. şahıslarda pigment epiteli çoktur. Lens ve korpus siliyarenin önünde, ön kamarayı arka kamaradan ayıran bir diyaframdır. Korneanın arkasında, lensin önünde bulunur, her iki yüzü de aköz hümör ile temastadır: Ortasındaki büyüyüp küçülebilen dairesel açıklığa pupilla adı verilir: İris periferde siliyer cisim tabanına tutunur. İris kökü olarak tanımlanan bu kısım, irisin en ince bölümüdür. Künt travmalar sonucu bu bölgeden yırtılarak iridodiyalize yol açabilir. İris iki histolojik yapı gösterir: Stroma Pigment epiteli Stroma: İrisin 3/4 ön kısmını oluşturur. Stromada kollajen ve elastik lifler, pigmentli hücreler, damarlar, sinirler ve mukopolisakkarit’lerden yapılı bir matriks bulunur. Pigment epiteli: İrisin arka yüzeyinde iki katlı hücrelerden oluşan tabakadır. Pigment epiteli ile stroma arasında sempatik sistemden uyarı alan diatatör pupilla kası (pupillayi genişletici kas) bulunur Lifleri iris kökünden sfinkter pupilla kasına (pupillayı küçültücü kas) kadar devam eder. Sfinkter pupilla adalesi arka stromada pupiller kenara yakın olarak yerleşmiştir. Pupillayı halkasal olarak çevreler. Parasempatik sinir lifleri ile uyarılır. Her iki adale de nöral ektodermden köken alırlar. Kanlanması irisin majör arteriyel halkasından çıkan radyal damarlar aracılığıyladır. Bu damarlar pupil kenarında minör arteriyel halkayı oluştururlar. Venöz boşaltım ise vorteks venleri yolu ile olur. İrisin hümör aköz ile temas halindeki endotel hücreleri zonula okludensler aracılığıyla bağlıdırlar. Vasküler endotel ve processus siliyarenin pigment epitelyumunun sıkı bağlantıları kan-aköz bariyerini oluştururlar. Pupilla: büyüyüp küçülerek göze giren ışık miktarını ayarlar. Hümör aközün arka kamaradan ön kameraya geçmesini sağlar. Kornea merkezinin hafif alt nazalinde yer alır. Oda ışığında 2,5-5 mm ortalama 4 mm çapındadır. Pupilla genç erişkinlerde en büyük boyutunu alır. Yaşla birlikte pupillanın çapı giderek azalır. Yeni doğanlarda da pupilla çapı küçüktür. Pupillanın büyümesine midriazis, küçülmesine myozis adı verilir. Pupillaların çapları normalde birbirine eşittir. Bu duruma pupillaların izokorik olması denir. Patolojik durumlarda pupillaların çapları arasındaki eşitlik bozulabilir; bu duruma pupillaların anizokorik olması denir. 55 11.1.2 Silier cisim: (Korpus siliyare) Skleral mahmuzundan ora serrataya kadar uzanır. Bir başka deyişle iris kökünden koroideya kadar uzanan 6 mm kalınlığında bir halkadır. Yandan bakıldığında tabanı kısa ikizkenar bir üçgen görünümünde olup tabanı ön kamerayla, diğer kenarlarından içteki vitreus, dıştaki sklera ile komşudur. Gözün anatomik bölümlerini gösteren yan kesit şekil 11.1’de görülmektedir. Siliyer cisim iki bölümden oluşur. Uveal Epitelyal Şekil 11.1: Gözün katmanlarını gösteren şematik resim Uveal kısım en önemli oluşumu Siliyer kastır. 3 grup düz kas fibrilinden oluşur. Longitudinal kas grubu: Brücke kas grubu da denir. Skleraya en yakın kas grubudurlar ve Siliyer kasın en kalın kısmını oluştururlar. Radier kas grubu: Longitudinal kas grubundan başlayarak sirküler liflerle devam ederler. Sirküler kas grubu: Müller kası olarak da bilinirler. Kasın en iç tabakasını oluştururlar. İrisin arkasında bir tekerlek gibi yerleşmişlerdir. Birlikte çalışan bu kas gruplarının kasılması sona erdiğinde içerisindeki elastik lifler yardımı ile eski halini alır. Siliyer kasın en önemli görevi akomodasyon yapmak yani uyum yapmaktır. Siliyer kasın çalışması sayesinde gözlerimiz uzak ve yakına odaklanabilirler; yani uyum yapabilirler. Siliyer cisimlere zonula lifleri denen ince iplikçikler tutunmu5tur. Zonula lifleri diğer uçları ile lensin ekvatoruna tutunmuşlardır. Dinlenme halinde zonula lifleri gergindir ve lensi yassı biçimde tutarlar. Akomodasyon yapıldığında siliyer kaslar kasılır. Siliyer halka küçülür, ve zonula lifleri gevşer. Elastik olan lens kendi üzerinde katlanarak kırma gücünü arttırır ve akomodasyon yapılmış olur. Siliyer kasların inervasyonu III. kraniyal sinir tarafından yapılır. Kısa siliyer sinirlerle göze ulaşan postgangliyonik parasempatik lifler siliyer kası inerve eder. Epitelyal bölüm: Siliyer cismin epitelyal bölümü arka kamaraya ve vitreusa bakan iç kısmıdır. İki kısımdan oluşur. Pars plana Pars plikata Pars plana koroide yakın olan 4 mm genişliğindeki arka kısma denir. Damar bakımından fakirdir. Cerrahi girişimlerde kullanılır. Pars plikata, 2-3 mm genişlikte ön bölüme verilen addır. Pars plikatada 70-80 tane siliyer proses bulunur. Siliyer proseslerin boyu 0,8 mm, eni 1 mm’ dir. Üzerleri iki katlı epitelle örtülüdür. Hümör aköz bu oluşumlardan arka kamaraya salgılanır. 56 Siliyer cismin kanlanması esas olarak irisin majör arteriyel halkasındandır. Bu halka, iki uzun posterior siliyer arter ve 7 tane ön siliyer arterden oluşur. Ön siliyer arterler rektus kasları ile öne gelirler, her kasta iki adet ön siliyer arter vardır, istisna olarak, lateral rektus kası bir tane siliyer arter içerir. Venöz dönüş vorteks venleri yolu ile olur. 11.1.3 Koroid: Retina pigment epiteli (RPE) ve duyusal retinanın dış yarısının beslenmesini sağlayan vasküler tabakadır. Arkada optik sinirden, önde korpus siliyareye kadar uzanır. Makula bölgesinde 0,25 mm, periferde ise 0,1 mm kalınlığa sahiptir. Koroideanın kanlanması, kısa siliyer arterlerden, iki uzun posterior siliyer arterden ve 7 tane ön siliyer arter tarafından sağlanır. Bu arterler koryokapillaris yolu ve kendi içlerinde yaptıkları anastomozlar ile birbirleriyle bağlantılıdırlar. Venöz dönüş vorteks venleri yolu ile olur. Duyusal inervasyonu yoktur. Sadece damarların tonusunu kontrol eden sempatik sinirler vardır. Dıştan içe üç bölüm halinde incelenebilirler. Suprakoroid tabaka (lamina fusca), Damar tabakası - Dış damar tabakası (Büyük venler), - Orta damar tabakası (Orta büyüklükte venler ve arteriyoller) - Koryokapillaris (Büyük fenestralı kapillerler) - Bruch Membranı Lamina Fusca: Gevşek yapıda elastik ve kollajen liflerden oluşmuştur. Suprakoroid boşluk olarak da bilinir. Bu boşluktan kısa ve uzun siliyer arter ve sinirler geçer. Damar Tabaka: En dışta büyük venlerden yapılı bir tabakadır. Vorteks venlerine boşalırlar. Haller halkası adıyla da bilinir. Daha içte orta büyüklükte venler ve arteriyoller vardır. Satler halkası olarak da bilinir. En iç vasküler tabaka koryokapillaris olarak bilinir. Kısa arka siliyer arterler tarafından oluşturulur. Arterler 40- 60 mikron kalınlıktaki kapiller damarlara bölünür. Bu tabakadaki kapillerlerin duvarlarında büyük açıklıklar vardır. Bu aralıklardan geçen kan elemanları, retina pigment epitelini ve retinanın dış tabakasını besler. Bruch membranı: Bağ dokusu katmanlarından oluşmuştur. Ortalama olarak 7 mikron kalınlığındadır. Retina pigment epitelinin bazal membranı olarak çalıştığı gibi, koryokapillaristeki kapillerlerin retina pigment epiteli ve retina katlarına yayılmaması için bir bariyer görevi yapar. Bu membran defektlerinde yüksek miyopi, psödoksantoma elastikum gibi hastalıklar görülebilir. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu bu membran bütünlüğü bozulduğunda karşımıza çıkan bir başka hastalık grubudur. ÖZET Uveal tabaka; Damar, sinir ve bağ dokusu hücrelerinden zengindir. Dışta sklera, içte ise retina ile komşuluktadır. Sadece önde skleral mahmuz bölgesinde, optik sinir çevresinde ve vorteks venleri bölgelerinde sklera ile yapışıklığı vardır. Önden arkaya doğru üç bölüm halinde incelenir: İris, siliyer cisim, ve koroid: İris, üveanın en _ önde yer alan tabakasıdır. Göze rengini veren tabakadır ve bu renk kişiden kişiye farklılık gösterir. İris içindeki pigment hücreleri miktarı bu rengi belirler. Açık renkli gözlü şahıslarda pigment epiteli az, koyu renkli gözlü şahıslarda pigment epiteli çoktur. Silier cisim (Korpus siliyare), iris kökünden koroideya kadar uzanan 6 mm kalınlığında bir halkadır. Siliyer cisim iki bölümden oluşur: Uveal, epitelyal. Koroid, retina pigment epiteli (RPE) ve duyusal retinanın dış yarısının beslenmesini sağlayan vasküler tabakadır. Pupilla büyüyüp küçülerek göze giren ışık miktarını ayarlar. Hümör aközün arka kamaradan ön kameraya geçmesini sağlar. 57 11. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Uvea tabakasının en önde bulunan tabakası hangisidir? a)Kornea b)İris c) Silier cisim d)Koroid e)Retina Soru 2: Pupilla çapı ortalama ne kadardır? a)2,5-5 mm b)1-3 mm c) 7-10 mm d)4-8 mm e)2-10 mm Soru 3: İris kökünden koroide uzanan halkaya ne ad verilir? a)Korpus siliare b)Vitreus c) Kornea d)Retina e)Hümor aköz Soru 4: Gözün akomodasyonundan sorumlu olan kas hangisidir? a)Orbiküler kas b)Levator palpebra kası c) Silier kas d)İnferior rektus kası e)Sfinkter pupilla kası Soru 5: Aköz hümor hangi oluşumdan salgılanır? a)Korpus siliare b)Retina c) Kornea d)Optik sinir e)Sklera Soru 6: Suprakoroid boşluk olarak bilinen yapı hangisidir? a)Retina b)İris c) Lamina fusca d)Hümör aköz e)Korpus siliare Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi koroid için yanlıştır? a)Gözün ısı dengesini sağlar b)Retinanın dış katlarını besler c) Damardan fakirdir d)İçerdiği pigment miktarına göre gözün rengini belirler e)Sinir bakımından zengindir. 58 Ünite 12 LENS ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Lens hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Lens ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 59 Lens (göz merceği): İrisin hemen arkasında bulunan saydam ve bikonveks bir yapıdır. Pupilla yolu ile göze giren ışığı kırarak retinada odaklar. Ana fonksiyonları şöyle sıralanabilir: Kendi saydamlığını korumak Gözün optik sistemi içinde kırıcılık rolü üstlenmek Akomodasyon (uyum) yapmak. (6 metre içindeki objelerin net görülebilmesi) Ultraviyole ışınlarını absorbe etmek. Lens korneadan sonra gözün ikinci refraktif elemanıdır. Kırma gücü ortalama 20 Diyoptridir. Lensin olmaması durumuna afaki denir. Gözün 20 Diyoptrilik bir kırma gücünden yoksun kalması demektir. Lens yassılaşmış bir topa benzer (Şekil 12.1). Erişkinlerde ortalama 10 mm çapında ve 4 mm kalınlığındadır. Lensin değişik anatomik bölgeleri vardır. En öndeki kısımına ön kutup, en arka kısımına arka kutup, Ön ve arka yüzlerinin birleştiği yere ekvator denir. Lens anatomisi basittir. Lens bir kapsül ile tamamen sarılıdır. Ön kapsülün altında lens epitel hücreleri vardır. Lens, kapsülünden uzanan zonüllerle korpus siliyareye tutunur. (Şekil 12.2). Akomodasyon sırasında lens kalınlığı artar. Siliyer kasların kasılmasıyla zonüler lifler gevşer, elastik olan lens, kalınlığını ve konveksitesini arttırır. Ön arka mesafesi artan lenste ön ve arka yüzeylerin eğrilik-yar çapları azalır, böylece lensin kırma gücü artmış olur. Akomodasyon gevşerken bu olayların tam tersi olur. Lensin diğer yapılardan farklı olarak alışılmadık anatomik özellikleri vardır; Lensin sinirsel inervasyonu yoktur. Damarsızdır, beslenmesini arkasındaki vitreus ve önündeki hümor aközden sağlar. Yaşam boyunca büyümeye devam eder. Kapsül denilen bir zar ile kaplıdır. 12.1.1 Lens Kapsülü: Lensi önde ve arkada tümüyle saran homojen hücresiz bir yapıdır. Lens epitel hücrelerinin bazal membranı olduğu kabul edilir. Ön kapsül arka kapsüle göre iki kat daha kalındır ve kalınlığını hayat boyu arttırır. En ince 2, en kalın 20 mikrometre kalınlığa sahiptir. 12.1.2 Lens epiteli: Ön kapsülün altında tek sıra kübik hücrelerden oluşur. Arka kapsülün üzerinde epitel hücresi yoktur. Ekvatorun hemen önündeki lens epitel hücreleri bölünerek çoğalırlar. Bu epitel hücreleri uzayarak kutuplara doğru uzanırlar ve lens fibrillerini oluştururlar. 12.1.3 Lens fibrilleri: Hayat boyu oluşmaya devam ederler. Yeni fibriller oluştukça eski fibriller merkeze itilir. Bu nedenle fibrillerin en yaşlıları merkezde en gençleri periferdedir. Eski fibriller giderek sertleşen ve büyüyen lens nükleusunu oluşturur. Yeni oluşan lifler ise nükleusun periferinde lens korteksini yaparlar. 12.1.4 Lens Zonülleri (Zinn Lifleri): Lens ekvatoru ile siliyer cisim arasında uzanan ve lensin yerinde durmasını sağlayan ince liflerdir. Siliyer cisimden çıkarak lens ekvatorunda kapsüle tutunurlar. 60 Şekil 12.2: Lensin yerinde durmasını sağlayan zonüllerin görünümü ÖZET İrisin hemen arkasında bulunan saydam ve bikonveks bir yapıdır. Pupilla yolu ile göze giren ışığı kırarak retinada odaklar. Görevleri: kendi saydamlığını korumak, gözün optik sistemi içinde kırıcılık rolü üslenmek, Akomodasyon yapmak ve ultraviyole ışınlarını absorbe etmek. Lens korneadan sonra gözün ikinci refraktif elemanıdır. Kırma gücü ortalama 20 Diyoptridir. Lensin olmaması durumuna afaki denir. Erişkinlerde ortalama 10 mm çapında ve 4 mm kalınlığındadır. Lens, kapsülünden uzanan zonüllerle korpus siliyareye tutunur. Akomodasyon sırasında lens kalınlığı artar. Siliyer kasların kasılmasıyla zonüler lifler gevşer, elastik olan lens, kalınlığını ve konveksitesini arttırır. Ön arka mesafesi artan lenste ön ve arka yüzeylerin eğrilik yarı çapları azalır, böylece lensin kırma gücü artmış olur. Akomodasyon gevşerken bu olayların tam tersi olur. Lens damarsız ve sinirsizdir, yaşam boyunca büyümeye devam eder ve kapsül denilen ince bir zarla kaplıdır. Lens kapsülü, lensi önde ve arkada tümüyle saran homojen hücresiz bir yapıdır. Lens epiteli, ön kapsülün altında tek sıra kübik hücrelerden oluşur. Arka kapsülün üzerinde epitel hücresi yoktur. Lens fibrilleri, hayat boyu oluşmaya devam ederler. Yeni fibriller oluştukça eski fibriller merkeze itilir. Bu nedenle fibrillerin en yaşlıları merkezde en gençleri periferdedir. Lens Zonülleri (Zinn Lifleri), lens ekvatoru ile Siliyer cisim arasında uzanan ve lensin yerinde durmasını sağlayan ince liflerdir. 12. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Akomodasyondan sorumlu olan ve gözün ikinci refraktif elemanı olan yapı hangisidir? a)Kornea b)Korpus siliare c) Retina d)Lens e)Sklera Soru 2: Lensin kırma gücü ne kadardır? a)42 b)60 c) 20 d)15 e)30 61 Soru 3: Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a)Lensin sinirsel innervasyonu yoktur b)Damarsızdır c) Büyümesi 2 yaşına kadar devam eder d)Kapsül ile çevrilidir e)Beslenmesi vitreus ve aközden olur Soru 4: Aşağıdakilerden hangisi lensin fonksiyonu değildir? a)Akomodasyon b)UV ışın absorbsiyonu c) Kendi saydamlılığın korunması d)Kırıcılık e)Işık enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi 62 Ünite 13 GÖZ KÜRESİNİN BOŞLUKLARI ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Göz küresinin boşlukları hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Göz küresinin boşlukları - Ön kamara - Arka kamara - Vitreus ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 63 13.1 Göz Küresinin boşlukları: Üç boşluk mevcuttur. Önden arkaya sırasıyla: • Ön kamara • Arka kamara • Vitreus 13.1.1 Ön kamara: Önde kornea, arkada iris ve pupilla vardır. Merkezde en derin iken, periferde ön kamara açısının bulunduğu bölgede en dardır. Ön kamara derinliği değişkendir. Katarakt ameliyatı olanlarda ve miyoplarda daha derinken hipermetrop olgularda daha dardır. Normal bir bireyde merkezde ön kamara derinliği 3 mm kadardır. İçerisinde Hümör Aköz denilen saydam bir sıvı vardır. İnsanlardaki miktarı 0.1 ml kadardır. Korpus siliarelerden salgılanan hümör aköz lensi ve korneayı beslerken gözün tonusunu (Göz içi basıncı) oluşturur. Aköz hümör korpus siliarelerden arka kamaraya salınır, pupilla yolu ile ön kamaraya geçer, ve iridokorneal açıdaki trabeküler ağdan Schlemm kanalına geçerek gözü terkeder. Schlemm kanalı ile drenaj da bir problem olduğunda göziçi basıncında artma olur. 13.1.1.1 Ön kamara açısı: Kornea ve irisin birleştiği bölgede oluşan açıya verilen addır. Şu oluşumları barındırır • Schwalbe hattı • Schlemm kanalı ve trabeküler ağ • Skleral mahmuz • Silier cismin ön kısmı o İris Ön kamara açısı gonyoskopi denilen bir teknikle görülebilir. Özel bir mercek yardımı ile yapılan bu incelemede en önde opak, beyaz bir hat olarak gözlenen yapı Schwalbe hattıdır. Burası korneanın Descemet membranının bitiş yeridir. Schwalbe hattından sonra trabeküler ağ görülür. Skleral mahmuza kadar uzanır. Skleral mahmuz beyazımsı dar bir bant şeklinde görülür. Bunun da hemen arkasında dar bir bant halinde gri- kahverengi olarak silier cisim görülür. Bunun da gerisinde irisin kökü görülür. İridokorneal açını yapıları Şekil 13.1’de görülmektedir Şekil 13.1: Ön kamara açısındaki yapıların görünümü. 13.1.1.2 Trabeküler ağ: Aköz hümörün drenajında en önemli rolü oynayan bölümdür. Trabeküler ağ ve Schlemm kanalının komşu dokularla ilişkisi son derece kompleksdir. Çünkü bu bölgede kornea, iris, sklera, ve silier cismin komşulukları ve ilişkisi vardır. Bu bölgede trabeküler ağdan süzülen aköz hümör Schlemm kanalına geçer. Burada toplanan sıvı da venöz dolaşıma katılır. 13.1.2 Arka kamara: Önde iris, arkada lens ve zonüllerle sınırlandırılmıştır. Silier cisimlerden buraya salgılanan hümör aköz pupilla yolu ile ön kamaraya geçer. 64 13.1.3 Vitreus boşluğu: Önde zonula lifleri, korpus siliare, lensin arka yüzü, arkada retina ve papilla arasında kalan boşluktur. Boşluk jel kıvamındaki vitreus ile doldurulmuştur. Göz küresinin 80’ini oluşturur. Vitreus su, kollajen fibriller, protein ve hyaluronik asit içeren saydam bir jeldir. Büyük bir kısmı (% 98.5), sudan oluşur. Vitreusun göz küresinin şeklini belirlemek, retinayı koroide yaslı tutabilmek, ve göz içi basıncına katkıda bulunmak gibi görevleri vardır. ÖZET Göz küresinde 3 boşluk mevcuttur: ön kamara, arka kamara, vitreus. Ön kamara, önde kornea, arkada iris ve pupilla vardır. Merkezde en derin iken, periferde ön kamara açısının bulunduğu bölgede en dardır. Ön kamara derinliği değişkendir. Normal bir bireyde merkezde ön kamara derinliği 3 mm kadardır. İçerisinde Hümör Aköz denilen saydam bir sıvı vardır. İnsanlardaki miktarı 0.1 ml kadardır. Korpus siliarelerden salgılanan hümör aköz lensi ve korneayı beslerken gözün tonusunu (Göz içi basıncı) oluşturur. Kornea ve irisin birleştiği bölgede oluşan açıya ön kamara açısı denir. Ön kamara açısı gonyoskopi denilen bir teknikle görülebilir. Trabeküler ağ, Aköz hümörün drenajında en önemli rolü oynayan bölümdür. Trabeküler ağ ve Schlemm kanalının komşu dokularla ilişkisi son derece kompleksdir. Arka kamara, önde iris, arkada lens ve zonüllerle sınırlandırılmıştır. Vitreus boşluğu, önde zonula lifleri, korpus siliare, lensin arka yüzü, arkada retina ve papilla arasında kalan boşluktur. Boşluk jel kıvamındaki vitreus ile doldurulmuştur. Göz küresinin % 80’ini oluşturur. 13. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Ön kamera içinde bulunan sıvı hangisidir? a)Bos b)Vitreus c) Serum d)Hümor aköz e)Kan Soru 2: Aköz hümörün drenajından sorumlu olan hangisidir? a)Schlemm kanalı b)Lakrimal kanal c) Vitreus d)Retina e)Koroid Soru 3: Önde iris, arkada lens ve zonüllerle sınırlanmış göz boşluğu hangisidir? a)Ön kamara b)Arka kamara c) Vitreus d)Retina e)Koroid Soru 4: Ön kamera açısında bulunmayan hangisidir? a)Schlemm kanalı b)Shwalbe hattı c) Skleral mahmuz d)Limbus e)İris 65 Soru 5: Vitreus göz küresinin % kaçını oluşturur? a)% 10 b)%20 c) % 50 d)%80 e)%70 Soru 6: Göz küresinin şeklini belirleyip göz içi basınca katkıda bulunan ve retinayı koroide yaklaştıran yapı hangisidir? a)Aköz b)Sklera c) Boş d)İris e)Vitreus Soru 7: Aköz hümör nereden salgılanır? a)İris b)Pupilla c) Lens d)Siliyer cisim e)Kornea Soru 8: Aşağıdakilerden hangisi vitreus yapısında bulunmaz? a)Su b)Kollajen fibriller c) Protein d)Hyaluronik asit e)Keratin 66 Ünite 14 RETİNA ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Retina hakkında genel bilgi edineceksiniz. ÜNİTENİN İÇİNDEKİLER • Retina ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR • Önceki ünitelerdeki bilgileri gözden geçiriniz 67 14.1 Retina: Gözküresi tabakalarının en içte yer alan ve ışığa duyarlı reseptörleri içeren bölümüdür. Retinanın fonksiyonu ışık enerjisi şeklinde kendine sunulan bilgiyi, algılayarak beyine göndermektir. İnsan beyni dış dünyadaki nesneleri tespit etmek için en çok kontrastlarla ilgilenir. Işığı elektrokimyasal enerjiye çevirirken, retina karanlık ve aydınlık kontrast durumunun oluşturduğu bilgiyi, görsel beyinde anlamı olan nöral sinyallere çevirir. Retinanın ana fonksiyonel komponentleri fotoreseptörlerdir. Fotoreseptörler karanlıkta görmeden sorumlu rod ve aydınlıkta görmekten sorumlu koni isimli hücrelerden oluşmuşlardır. Retinada yaklaşık 120 milyon rod, 6 milyon koni hücresi bulunur. Rod ve konilerin dış segment membranları boyunca vitamin A’nın bağlanabildiği özel bir protein bulunur. Vitamin A dış segmente girerek bu proteinle birleşir. Yeni oluşan bu molekül ışığa duyarlı bir yapıya sahiptir. Işığın retinadaki fotoreseptörleri etkilemesi ile vitamin A ile protein molekülü arasındaki bağ kopar. Bu sırada oluşan fotokimyasal enerji görme siniri aracılığı ile beyine iletilir. Beyinde değerlendirilen bu enerji görüntü olarak algılanır. Retinanın korideaya yakın olan kısımlarına dış, vitreusa komşu kısmına ise iç retina denir. Dışta bütün uzunluğu boyunca uvea ile komşuluktadır. Retinanın pigment epitel katı optik sinirden pupillaya kadar uzanır. Retina, siliyer cismin iç yüzeyi ve irisin arka yüzünde tek katlı epitel olarak devam eder. Bu bölüm ışığa duyarsızdır ve “Pars caeca retina” adı verilir. Sensöryel retina, papilladan ora serrata’ya kadar uzanır. Bu bölüme “pars optica” ismi verilir. Retina denildiğinde bu optik kısım anlaşılır. Ora serrata: Periferde retinanın optik parçasının bitiminde ora serrata denilen birleşim hattı bulunur. Retina ora serrataya testere dişi gibi girintiler yapmıştır. Ora serrata pars plana ile devam eder. Ora serrata limbusa nazalde 6mm, temporalde 7 mm uzaklıktadır. Ora serrata arka ve ön vasküler sistemlerin ayrılma noktasıdır. Retina genel olarak merkezi ve periferik retina olmak üzere iki bölümde incelenir. Merkezi retina, retinanın temporaldeki büyük damarlarıyla sınırlanmış bölgedir. Periferik retina ise bu damarlar ile ora serrata arasında kalan kısımdır. Retina muayenesi yapıldığında ilk dikkati çeken oluşum optik diskdir (papilla). Merkezi retinanın ortasında ise makula bulunur. Makula: Merkezi retinanın ortasında yaklaşık 5 mm çapındaki bölgedir. Histoiojik olarak ganglion hücreleri burada çok katlıdır. Makula bölgesinde fovea foveola ve umbo yer alır (Şekil 14.1). Şekil 14.1: Makula ve optik diskin görünümü Fovea: Makulanın ortasında yaklaşık 1.5 mm’lik çaplı bir alandır. Bu bölgede retina gangliyon hücreleri 6-8 katlıdır. Retinanın en kalın yeridir. 68 Foveola: Fovea merkezindeki tabana verilen isimdir, çapı 350 mikron kadardır. Retinanın en ince bölümüdür. Bu bölgede ışığın daha iyi algılanmasını sağlamak üzere gangliyon hücreleri kenara çekilmiştir: Bu bölgede sadece koni hücreleri bulunur. Foveolanın beslenmesi koryokapillarisden sağlanır, bu bölgede retinal kan damarı yoktur. Bu damarsız bölgede “foveal avasküler zon” ismi verilir. Çapı değişken olmakla birlikte 250-600 mikron boyutlarında olabilir. Umbo: Foveanın merkezindeki yaklaşık 50 mikrometre çapındaki çukurluğa verilen addır. Optik sinir: Papilla, optik disk veya optik sinir başı olarak da tanımlanır. Makulanın nazalinde yaklaşık 1.5 mm’lik bir çapa sahiptir. Retina gangliyon hücrelerinden çıkan sinir liflerinin bu bölgede toplanması ile oluşmuştur. Sinir lifleri lamina kribrozadan geçerek gözü terk ederler. Lamina kribrozadan sonra myelinlenen lifler optik sinir adını alır. Optik diskde foto reseptör hücre bulunmaz bu nedenle kör nokta olarak da anılır. Merkezinde hafif bir çukurluk bulunur. Fizyolojik çukurluk denen bu bölgenin ortasından santal retinal arter ve ven çıkar. Fizyolojik çukurluğun optik diske oranına “Cup / Disk” oranı denir. 3/10’a kadar normal kabul edilir. Cup / Disk oranının 3/10’u geçtiği durumlarda glokomdan şüphelenilmelidir. Retina dışta pigment epiteli, içte nörosensöryel retina olmak üzere iki katmandan oluşur. Bu iki yapı arasında anatomik bağ yoktur Birbirlerine yaslı olarak dururlar. Sadece optik disk ve ora serratada yakışıklıları vardır. Retina yırtıklarında sensöryel retina pigment epitelinden ayrılarak retina dekolmanı denilen hastalık tablosunu oluşturur. Nörosensöryel retina arka kutupda kalın, (0,4-0,5 mm) ora serrataya yakın daha incedir. Nörosensöryel retina dıştan içe 10 kattan oluşur. Şekil 14.2’de retinanın katları şematik olarak görülmektedir. Bu resimde ışık üstten gelmektedir. Şekilden de anlaşılacağı gibi ışık retina katlarını geçerek rod ve kon hücrelerine ulaşmaktadır. Bu retinanın katmanlarının saydam olduğunun bir göstergesidir. Şekil 14.2: Retinal katların mikroskopik görünüşü 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. Retina pigment epiteli (RPE) Fotoreseptörler, Dış limitan zar, Dış nükleer kat, Dış pleksiform kat, İç nükleer kat, İç pleksiform kat, Gangliyon hücreleri katı, Sinir lifleri katı, İç limitan zar. 69 Retina Pigment epiteli: Optik diskten ora serrataya kadar uzanan tek katlı, pigmentli, altıgen hücrelerden oluşan bir tabakadır. Retina pigment epitelinin pek çok fonksiyonu vardır. • Vitamin A metabolizmasında rol oynar • Kan retina bariyerinin oluşmasına katkıda bulunur • Fotoreseptörlerin artıklarını ortamdan uzaklaştırırlar • Işığı absorbe ederler Fotoreseptör hücreler: (koni ve basil hücreleri) İleri derece özelleşmiş fotoreseptör hücrelerdir. Üzerlerine düşen ışık enerjisini elektrik enerjisine çevirirler. Koni hücreleri merkezi retinada bulunurlar. Işıklı ortamda keskin ve renkli görmeyi sağlarlar. Fovea bölgesinde sadece koni hücreleri bulunur. Perifere gittikçe koni hücrelerinin yoğunluğu azalır. Basil hücreleri periferik görmeden ve alacakaranlık ortamdaki görmeden sorumludurlar. Periferik retinada bulunurlar. Bipolar Hücreler: Fotoreseptör hücreler bipolar hücrelerle sinaps yaparlar. Bipolar hücreler görme yollarının birinci nöronudurlar. Şekil 14.3: Retinal katların mikroskopik görünüşü Gangliyon hücreleri: Görme yollarının ikinci nöronudurlar. Gangliyon hücrelerinden çıkan sinir lifleri retina iç yüzeyine çıkarlar ve retina yüzeyine paralel seyrederek sinir lifleri tabakasını oluştururlar. Şekil 14.3’de ganglion hücrelerinin uzantılarının izlediği yol görülmektedir. Optik disk ganglion hücrelerinin uzantılarından oluşur. Gözü optik sinir olarak terkeden sinir lifleri kiyazmaya ulaşırlar. Kiyazmada temporal retinadan gelen lifler çaprazlaşmadan geçerken nazal retinadan gelen lifler çaprazlaşarak optik traktusu oluştururlar. Lifler beyinde korpus genikülatum lateraleye geldiklerinde bir sinaps daha yaparlar. Korpus genikülatum lateralede görme yollarının üçüncü nöronu bulunur. Retinanın beslenmesi iki kaynaktan olur. Retinanın dış kısmı koryokapillaristen, iç kısmı Santral retinal arterin dallarından beslenir. Bu iki sistem birbirinin yerini alamadığı için retinanın normal fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için bu iki sistemin de çalışıyor olması gerekir. Santral retinal arteri oftalmik arterin dalı olup göz küresinin 12 mm gerisinde optik sinir içerisine girer. Santral retinal arter papillada üst ve alt olmak üzere iki dala ayrılır. Bu iki dalda temporal ve nazal dallara ve onlar da daha ufak dallara ayrılarak retinanın iç katmanlarını beslerler. Kapillerler, sinir lifleri ve iç nükleer tabakada iki damar ağı oluştururlar. Damarların endotel hücreleri birbirlerine siki bağlantılarla bağlıdırlar. Retina pigment epitelinin siki bağlantıları ile kan-retina bariyerini oluştururlar. • Rod ve koniler tercihen dalga boyu 400 ve 700 nm. arasında olan fotonları absorbe ederler. • 700 nm. den uzun ve 400 nm. den kısa dalga boyları absorbe edilmeden retinayı geçerler. • Koni fonksiyonunun kaybı yasal körlüğe neden olur. 70 ÖZET Retina, gözküresi tabakalarının en içte yer alan ve ışığa duyarlı reseptörleri içeren bölümüdür. Retinanın fonksiyonu ışık enerjisi şeklinde kendine sunulan bilgiyi, algılayarak beyine göndermektir. Retinanın ana fonksiyonel , komponentleri fotoreseptörlerdir. Fotoreseptörler karanlıkta görmeden sorumlu rod ve aydınlıkta görmekten sorumlu koni isimli hücrelerden oluşmuşlardır. Periferde retinanın optik parçasının bitiminde ora serrata denilen birleşim hattı bulunur. Ora serrata pars plana ile devam eder. Ora serrata arka ve ön vasküler sistemlerin ayrılma noktasıdır. Makula, merkezi retinanın ortasında yaklaşık 5 mm çapındaki bölgedir. Makula bölgesinde fovea foveola ve umbo yer alır. Fovea: Makulanın ortasında yaklaşık 1.5 mm’lik çaplı bir alandır. Bu bölgede retina gangliyon hücreleri 6-8 katlıdır. Retinanın en kalın yeridir. Foveola, fovea merkezindeki tabana verilen isimdir, çapı 350 mikron kadardır. Retinanın en ince bölümüdür. Umbo: Foveanın merkezindeki yaklaşık 50 mikrometre çapındaki çukurluğa verilen addır. Optik sinir, Retina gangliyon hücrelerinden çıkan sinir liflerinin bu bölgede toplanması ile oluşmuştur. Optik diskde foto reseptör hücre bulunmaz bu nedenle kör nokta olarak da anılır. Retina histolojik olarak dıştan içe 10 kattan oluşur. Retinanın dış kısmı koryokapillaristen, iç kısmı santral retinal arterin dallarından beslenir. Endotel hücreleri terminal barlarla bağlıdırlar ve RPE’nin sıkı bağlantıları ile KAN-RETİNA BARİYERİ’ni oluştururlar. 14. ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULAR Soru 1: Göz küresinin en iç tabakası hangisidir? a)Kornea b)Sklera c) Koroid d)Retina e)Vitreus Soru 2: Rod ve konilerin dış segment boyunca bulunan proteinlerin bağlandığı vitamin hangisidir? a)A vitamini b)B vitamini c) C vitamini d)D vitamini e)E vitamini Soru 3: Retinanın optik parçasının periferde bitim yerine ne ad verilir? a)Limbus b)Ora serrata c) Korpus siliare d)Sklera e)Trabeküler ağ Soru 4: Retinanın en kalın yeri hangisidir? a)Fovea b)Foveola c) Papilla d)Ora serrata e)Umbo 71 Soru 5: Rod ve koniler hangi dalga boyunda ışığı absorbe eder? a)300-400 b)400-700 c) 500-600 d)700-800 e)400-500 Soru 6: RPE görevi olmayan hangisidir? a)O2 diffüzyonu b)Dış segment abzorbsiyonu c) Dış segment pigmentle örtülmesi d)Vitamin A sentezi e)Subretinal mesafeden sıvı transformasyonu Soru 7: Vitamin A depolanması retinanın hangi tabakasında olur? a)İç pleksiform b)Dış pleksiform c) Sinir lifi katı d)Ganglion hücre katı e)Retina pigment epitel katı Soru 8: Hangi hücre retina tabakasında yer almaz? a)Horizontal b)Goblet c) Amakrin d)Bipolar e)Koni 72 SÖZLÜK Aa Absorbsiyon: Emilim. Akomodasyon: Farklı mesafedeki cisim görüntülerinin retina üstüne net düşmesini sağlamak için kaslar aracılığı ile göz merceğinin bu değişik mesafelere kendisini ayarlaması. Aköz Hümör: Göz içinde ön ve arka kamarayı dolduran saydam sıvı. Anastomoz: İki ayrı oluşum arasında geçit oluşturma. Angular: Açı şeklinde köşeye sahip. Anterior: Önde, önde bulunan. Aponöroz: Kas ile tutunduğu doku arasında aracı olarak hizmet gören kesif kollejen liflerden oluşmuş bağ dokusu. Araknoid: Dura mater ile Pia mater arasında bulanan ince zar. Dd Dejenerasyon: Organ veya dokunun yapı ve fonksiyon bakımından özelliğini kaybederek bozulması. Dura Mater (kılıfı): Beyin ve omuriliği saran en dıştaki zar. Ee Eksternal Karotis Arter: Beyine giden ana arterlerden dışta olanı. Epinörium: Sinir lifi demetlerinden oluşan ana siniri dıştan saran bağ dokusu. Extraoküler Kas: Göz hareketlerini sağlayan göz dışı kas grubu. Ff Fissür: Çatlak ,yarık, mukoza veya organ üzerinde uzunluğuna seyir gösteren açıklık. Foramen: Delik, geçit. Özellikle kemik içindeki delik. Forniks: Üst kemer şeklinde kapalı boş bölge. Fossa: Çukur, çukurluk. Gg Ganglion: Vücudun çeşitli yerlerine yerleşmiş sinir hücrelerinin bir araya gelmesi ile oluşan nodül şeklinde oluşum. Genikulat: Diz şeklinde bükülmüş. Glandula lakrimalis: Göz yaşı bezi. Globe: Küre, küre şeklinde herhangi bir oluşum, örn.: göz küresi. Glokom: Göz içi basıncının artımı ile belirgin -körlüğe uzanan- göz hastalığı, karasu. Hh Hemoraji: Kanama, herhangi bir damardan yırtılma veya sızma sonucu vücut içinde veya dışında oluşan kanama. Horizontal: Yatay. 73 İi İnflamasyon: Enfeksiyon yada harabiyet yaratıcı etkene karşı dokunun kendini savunmak için oluşturduğu reaksiyon. İnfra-: Alt. İnnervasyon: Sinir donanımı. İnternal: İçe yakın, iç kısımda bulunan. İnterpupiller mesafe: İki göz bebeği arasındaki mesafe. İntrakranyal: Kafatası içinde, beyin içinde. İntraoküler kas: Göz içi kas. İris: Korneanın arkasında yer alan, ortasında göz bebeğinin bulunduğu ince pigment tabakasından oluşmuş daire şeklinde kısım. Kk Kanalikül: Küçük kanal, kanalcık. Kantüs: Alt ve üst göz kapaklarının yanlarda birleşmesinden oluşan köse. Karünkül: İç kantüste yer alan et kıvamında küçük parça veya uzantı. Keratin: Saç, tırnak vs.’nin esas yapısını oluşturan sert madde. Kiyazma: Çaprazlaşma. Kolumnar: Sütunlar halinde diziliş gösteren. Konjonktiva: Göz kapaklarının iç yüzü ile kornea hariç göz küresinin ön yüzünü örten zar şeklinde ince mukoza. Konka: Her iki burun boşluğunun dış duvarı üzerindeki üç küçük kabartıdan biri. Kornea: Göz küresinin en önünde yer alan saydam kısım. Kutanöz: Deri ile ilgili. Ll Lakrimal Bez: Gözyaşı bezi Lateral: Dış. Lens: Göz merceği, gözün ışığı kırma yeteneği taşıyan bölümü. Ligament: Bağ, bağ ödevi gören şerit veya kordon şeklinde oluşum. Limbus: Kenar, sınır, herhangi bir oluşumun sınırı (kornea ile skleranın birleştiği yer). Lipid: Canlı vücudunda oluşan yağ veya yağdan oluşmuş bileşik. Mm Meatus: Geçit ağzı, kanalın giriş yeri. Medial: İç. Midriyazis: Göz bebeğinin büyümesi. Miyelin: Sinir lifleri çevresinde kılıf halinde oluşan yağa benzer yumuşak madde. Miyozis: Göz bebeğinin küçülmesi. Müsin: Mukusun yapısında yer alan şeker ve protein karışımı yapışkan bileşik. Nn Nazolakrimal Kanal: Göz yaşı kanalı. Nodül: Küçük düğüm, küçük yumru. Nükleus: Çekirdek. 74 Oo Olfaktor sinir: Koku duyusunu taşıyan sinir. Optik Disk (optik papilla): Görme sinirinin retinada oluşturduğu kabartı. Optik kiyazma: İki taraf görme sinirinin beyindeki çaprazlaşma noktası. Optik papilla: Görme sinirinin retinada oluşturduğu kabartı. Optik sinir: Görme siniri Orbita: İçinde göz küresinin bulunduğu kemik boşluk. Pp Papilla: meme başı şeklinde küçük kabartı. Paralizi: Sinir harabiyeti nedeniyle ait olduğu kas ve kasların görev yapamaması durumu Parotis: Kulakaltı tükürük bezi Periosteum: Kemiği dıştan zar şeklinde saran sert bağ dokusu. Pia mater: Beyin ve omuriliği saran en içteki zar tabaka. Plica Semilunaris: İç kantüste yer alan yarım ay şeklinde et katlantı. Post-: Sonra. Posterior: Arka, arkada bulunan. Pre-: Önce. Proprioseptive: Kas kemik vb. vücut dokularından gelen uyarıları alıcı, bu tarz uyarılara karşı hassas olan. Ptozis: Göz kapağı düşüklüğü. Punktum: Nokta, nokta şeklinde küçük bölge. Pupilla: İrisin ortasında yer alan delik (açıklık), gözbebeği. Rr Radyasyo: Yayılma. Retina: Gözün iç tabakası, ağ tabaka. SS Sekresyon: Salgı bezinin kendisine has salgı meydana getirmesi. Sensitif: Uyarıyı alabilme yeteneği taşıyan, aldığı uyarıyı iletebilme yeteneği olan. Sferik: Küresel. Siliyer kas: Göz içinde yer alan kirpiksi kas. Sinaps: İki komşu sinir hücresi (nöron)’nin uzantıları aracılığıyla birbiriyle bağlantı kurduğu bölge (bu bağlantı aracılığıyla sinirsel uyarı bir nörondan diğer nörona geçer). Sinüs: Etrafı çevreli boşluk (özellikle kemik içinde) Sklera: Göz küresinin kornea dışında kalan dış yüzeyini saran beyaz renkte sert tabaka, göz beyazı. Stratifiye: Çok katlı. Stroma: Bir organın bağ dokusundan oluşan iskeleti. Supra-: Üst. Tt Tars: Göz kapağı anlamına ön ek. Traktus: Kordon, demet, özellikle sinir liflerinin oluşturduğu kordon veya demet. Transformasyon: Değişim. Troklea: Organ veya oluşumun makara görevi yapan veya makaraya benzeyen kısmı. 75 U-V-Z u-v-z Uniform: Tümüyle aynı niteliği gösteren. Vasküler: Damarlı. Vertikal: Dikey. Vitreus: Cama benzeyen, cam gibi. Zonül: İnce liflerden oluşmuş asıcı bağ. ÜNİTELERDEKİ DEĞERLENDİRME SORULARININ YANITLARI ÜNİTE 1 ÜNİTE 2 ÜNİTE 3 ÜNİTE 4 ÜNİTE 6 ÜNİTE 7 ÜNİTE 8 ÜNİTE 9 ÜNİTE 11 ÜNİTE 12 ÜNİTE 13 ÜNİTE 14 1.B 2.A 3.C 4.E 5.C 6.A 7.D 8.D 1.E 1.B 1.B 2.C 2.B 2.B 3.C 3.B 3.C 4.D 4.B 4.D 5.D 5.E 5.A 6.C 6.D 7.E 7.A 8.A 1.E 1.D 1.B 1.D 2.B 2.D 2.E 2.C 3.A 3.E 3.C 3.B 4.B 4.B 4.B 4.A 5.B 5.B 5.D 6.D 6.C 6.D 7.A 7.C 1.B 1.D 2.A 2.C 3.A 3.C 4.C 4.E 5.A 6.C 7.C 1.D 2.A 3.B 4.D 5.D 6.E 7.D 8.E 76 1.D 2.A 3.B 4.A 5.B 6.D 7.E 8.B ÜNİTE 5 1.B 2.C 3.A 4.C 5.D 6.E 7.B 8.D ÜNİTE 10 1.C 2.B 3.B 4.A 5.C 6.E 7.E 8.C KAYNAKÇA • • • • • • • • • • • • • • • • Cossari AJ. Ocular Motility. Collins JF. Opthalmic Desk Referance. New York 1991; 85-6. Fırat T. Göz ve Hastalıkları, Ankara 1980; Cilt 1:21-98. Pavan - Langston d) Manual of Ocular Diagrıosis and Theraphy Little Brown and Company 1991; 327-52. Riordan - Eva P. Special Subjects of Pediatric Interest. Vaughan D, Asbury T, Tabbara KF. General Ophthalmolgy, Conneticut 1989:329 - 335. Roy FH. Ocular Differential Diagnosis. Philedelphia, Lea & Febiger 1993; 714. Spalton DJ, Hitching RA, Holder Ge) Methods of Ocular Examination, Spalton DJ, Hitching RA, Holder Ge) Atlas of Clinical Ophthalmology, London, Mosby 1993; Chapter 1:1-30. Ünal M. Optik Fizik ve Geometrik Flzik. Günalp İ. X. Oftalmoloji Kursu Kitabı: Refraksiyon. Anksra; 1990; 7-22. Yağcı A, Eğrilmez S. Görme Optiği. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Optisyenlik Bölümü Ders Notları. İzmir 2001 Gücükoğlu a) Anatomi ve Fizyoloji. Ed.:Özcetin H., Parson’s Göz Hastalıkları, Teşhis ve tedavi. Atlas Tıp Kitapçılık yayınları, Ankara, 1989; Bölüm 1:3-23. Gürün R. Embriyoloji-anatomi. Ed.: Özkan Ş, Pazarlı H, Oğuz V, Akar S. Göz Hastalıkları, İÜ Tip Fakültesi, İstanbul, 1997;Bölüm 1:1-40. American Academy of Ophthalmology, Fundamentals and Principles of Ophthalmology, 2000; Section 2, Part 1: Anatomy; 7-123. Moses, Ra) The eyelids, Adler’s Physiology of the eye, Clinical Application. Ed.: Moses RA, Hart, WM. The CV Mosby Company,Washington, 1987, Chspter 1:1-14. Milder B, The lacrimal apparatus, Adler’s Physiology of the eye, CI’ınical Application. Ed.: Moses RA, Hart, WM. The CV Mosby Company,WashWgton, 1987, Chapter 2:15-35. Waltman SR, Hart WM, The cornea, Adler’s Physiology of the eye, Clinical Application. Ed.: Moses RA, Hart, WM. The CV Mosby Company,Washington, 1987, Chapter 3: 36-59. Durukan AH, Göz anatoxrıisi ve görme fizyolojisi. İnternet sitesi www.gata.edu.tr/ cerrahibilimler/ goz/ saglikprof/ dersler/ anatomi.htm. Akkın C, Göz Hastalıkları Ders Notları. İnternet sitesi: www.med.ege.edu.tr/ophthal/kitap.html. 77