işletmelerin kümelere bakış açısı ve kümelenmelerde elektronik

advertisement
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
İŞLETMELERİN KÜMELERE BAKIŞ AÇISI VE
KÜMELENMELERDE ELEKTRONİK TİCARETİN
UYGULANABİLİRLİĞİ: ESSİAD ÖRNEĞİ
Yüksek Lisans Tezi
ELİF BODUROĞLU
Ankara-2016
1
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
İŞLETMELERİN KÜMELERE BAKIŞ AÇISI VE
KÜMELENMELERDE ELEKTRONİK TİCARETİN
UYGULANABİLİRLİĞİ: ESSİAD ÖRNEĞİ
Yüksek Lisans Tezi
ELİF BODUROĞLU
DANIŞMAN
Doç. Dr. Dilber ULAŞ
Ankara-2016
CAN BABAM’A…
i
ÖZET
Bu çalışma Türkiye’de kümelenme oluşumu, küme üyesi firmaların
kümelerden sağladıkları faydaların araştırılması amacı ile yapılmıştır. Alt amaç ise
küme üyesi işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının tespit edilmesidir.
Çalışmada kümelenmelerin oluşum yapısı incelenmiş, üye işletmelerin profili ortaya
konmuştur. İşletmelerin rekabet kouşllarına uyum sağlamasında kümelenme
faaliyetlerinin rolü incelenmiştir. Bu bağlamda Türkiye’ de faaliyette olan kümelerin
durumunun tespiti için örnektir.
Çalışma, firmaların rekabet koşullarına uyum sağlamak için kullanılan pazar
kanallarından biri olan elektronik ticareti nasıl algıladığını incelemektedir. E-ticaret
yapan firmaların e-ticarretten sağladığı faydalar, e-ticaret yapmayan firmaların ise eticaret yapmama nedenleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma, firmaların e-ticete
yönlendirilmesi konusunda yol gösterici olmayı hedeflemektedir. Yeni pazar
kanallarına girmeyi kolaylaştıracak ve rekabet gücünü artırıcı bir güç olan e-ticarete
uyum sağlanması için yapılan literatür çalışmasına katkı yapacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmada Türkiye’ de kümelenmenin mecvut durumunun ortaya konması ve küme
üyesi işletmelerin e-ticarete bakış açısının tespiti anlamında literatüre katkı sağlamak
hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kümelenme, Rekabet, E-ticaret ,Engeller
ii
ABSTRACT
This study aims to explore the formation of business clustering in Turkey as
well as the benefits that firms, as members of a cluster, gain through such clusters.
Sub-goal, on the other hand, is to determine the ways in which the member businesses
approach e-commerce. The study has examined the formation structure of clusters,
revealed the profile of member businesses, and analyzed how clustering activities play
a role in the way businesses comply with the conditions of competition. In this regard,
it serves as a model to identify the conditions of clusters operating in Turkey.
This study examines how the firms perceive e-commerce, which is one of the
marketing channels used for compliance with the conditions of competition. It tries to
manifest the benefits which the firms gain through e-commerce, and the reasons why
some companies do not do businesses via e-commerce. It also aims to be guiding in
leading companies to e-commerce. This study is also thought to be contributing to the
literature research done for compliance with e-commerce, which will ease the path to
new marketing channels, and is an amplifying power that will increase the competitive
strength. What this study targets in brief is to demonstrate the present status of
clustering in Turkey, and contribute to the literature in regard to determination of the
view of cluster member businesses to e-commerce.
Key Words: Business Clustering, Competition, E-Commerce, Obstacles
iii
KISALTMALAR CETVELİ
c.
: Cilt
Çev.
: Çeviren
ESSİAD
: Ege Soğutma Sanayiicileri ve İşadamları Derneği
KOBİ
: Küçük ve Orta Boylu İşletmeler
p.
: Page
s.
: Sayfa
S.
: Sayı
vd.
: Ve Diğerleri
VIF
: Varyasyon Enflasyon Faktörü
Vol.
: Volume
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET.......................................................................................................................... ii
ABSTRACT .............................................................................................................. iii
KISALTMALAR CETVELİ .................................................................................. iv
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... v
TABLOLAR LİSTESİ ........................................................................................... viii
GİRİŞ ......................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
KÜMELENME KAVRAMI
1.1. Kümelenme Kavramının Gelişimi ve Tanımı .................................................. 4
1.2. Kümelenmenin Diğer Kavramlardan Farklılıkları ........................................... 8
1.3. Oluşumu Bakımından incelendiğinde Kümelenme Kavramı ......................... 12
1.4. Kümelenmelerin Özellikleri- Kavramsal Yapısı- Temel Unsurları ............... 14
1.5. Kümelenme, Bölgesel Rekabet ve Porter’ın Elmas Modeli ........................... 17
1.6. Kümelenmelerin İşletmeler İçin Sağladığı Faydalar ...................................... 21
1.6.1. Ölçek Ekonomileri ................................................................................... 22
1.6.1.1. Tedarik Zincirini Geliştirmek ........................................................... 22
1.6.1.2. Yeni Pazar Kanalları ......................................................................... 23
1.6.1.3. İhracatı Artırmak ............................................................................... 23
1.6.1.4. Sektörel Teşviklerden Yararlanmak .................................................. 23
1.6.1.5. Yeni Finansal Kaynaklardan Yararlanmak ....................................... 24
1.6.2. Verimlilik Artışı ve Esneklik ................................................................... 24
1.6.2.1. Maliyet Avantajı ............................................................................... 25
v
1.6.2.2. Marka Avantajı.................................................................................. 25
1.6.2.3. İş Verimliliğini Artırmak .................................................................. 26
1.6.2.4. Kalifiye İşçi Havuzundan Yararlanmak ............................................ 26
1.6.2.5. Yeni Ürün Geliştirme Fırsatından Yararlanmak ............................... 27
1.6.3. Öğrenme ve Yenilikçilik.......................................................................... 27
1.6.3.1. Eğitim ve Danışmanlık Hizmeti Almak ............................................ 28
1.6.3.2. Ar-Ge Desteğinden Yararlanmak ...................................................... 28
1.6.3.3. Teknolojik Gelişmelerden Haberdar Olmak ..................................... 28
1.6.3.4. Sektörel İletişim ve Bilgi Paylaşımını Güçlendirmek ....................... 29
1.7. Kümelenmelerin Uyguladıkları Politikalar .................................................... 29
1.8. Türkiye’de Kümelenme’nin Gelişimi............................................................. 33
İKİNCİ BÖLÜM
ELEKTRONİK TİCARET
2.1. Tanımı ve Gelişimi ile Elektronik Ticaret ...................................................... 41
2.2. Tarafları ve Şartları ile E-Ticaret ................................................................... 43
2.3. Taraf Olarak KOBİ’ler ................................................................................... 44
2.4. Sınıfları ile E-Ticaret ...................................................................................... 46
2.5. Elektronik Ticaretin Temel Araçları .............................................................. 47
2.6. Avantajları ile E-Ticaret ................................................................................. 49
2.7. E-Ticaretin Benimsenmesi Önündeki Engeller .............................................. 53
2.8. Türkiye’de E-ticaretin Gelişimi ve Bugünkü Durumu ................................... 55
2.9. Elektronik Ticaretin Ekonomik Etkileri ......................................................... 59
2.10. Küme Üyesi İşletmelerde E-Ticaret Uygulamaları ...................................... 62
vi
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ESSİAD KÜMELENME ÜYESİ İŞLETMELER ÜZERİNE BİR UYGULAMA
3.1. Araştırma Modeli ve Hipotezler ..................................................................... 66
3.1.1. Araştırmanın Amacı................................................................................. 66
3.1.2. Araştırmanın Önemi ............................................................................... 66
3.1.3. Araştırmanın Problemi............................................................................. 68
3.2. Araştırmanın Hipotezleri ................................................................................ 69
3.3. Veri Toplama Yöntemi, Anket Formu Hazırlanması ve Ölçekler ................. 70
3.3.1. Araştırmanın Yöntemi ............................................................................. 70
3.3.2. Evren ve Örneklem Seçimi ...................................................................... 72
3.3.3. Sınırlılıklar ............................................................................................... 73
3.4. Veri Analizi .................................................................................................... 74
3.4.1. Betimleyici İstatistikler ............................................................................ 74
3.4.2. Araştırmanın Güvenirliği ......................................................................... 84
SONUÇLAR ve ÖNERİLER ................................................................................. 92
KAYNAKLAR ...................................................................................................... 100
EKLER ................................................................................................................... 110
EK-1 Essiad Kümelenme Üyesi Işletmeler Için Anket Sorulari ......................... 110
vii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1.
Kavramsal çerçeve .................................................................................. 11
Tablo 2.
E- ticaret benimsenmesi önündeki engeller ............................................ 55
Tablo 3.
İşletmelerin Demografik özelliklerine göre dağılımı .............................. 75
Tablo 4.
E-ticaret Yapan İşletmelere Yönelik Sorular .......................................... 77
Tablo 5.
E-ticaret Yapmayan İşletmelere Yönelik Sorular ................................... 80
Tablo 6.
E-ticaret Fayda Algısı ............................................................................. 82
Tablo 7.
KMO ve Bartlett's Test............................................................................ 83
Tablo 8.
Kümelenme Fayda Algısı Faktör Yükleri ............................................... 84
Tablo 9.
Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının
Değerlendirilmesi .................................................................................... 85
Tablo 10. Üç Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği ile Kümelenme Destek
Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi
Tablosu .................................................................................................... 86
Tablo 11. İhracat Yapma Durumu ile Kümelenme Destek Faktörlerinin
Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu.................... 87
Tablo 12. KMO ve Barthlet’s Testi ......................................................................... 87
Tablo 13. İşletmelerin E-ticaret Yapması Önündeki Engellerin Faktör Yükleri..... 88
Tablo 14. Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının
Değerlendirilmesi .................................................................................... 89
Tablo 15. Kümenin Web Sitesinde E-Ticaret Yapma İsteği İle E-Ticaret
Algısına Yönelik Regresyon Analizi Sonuçları ...................................... 90
Tablo 16. İhracat
yapma
durumu
ile
e-ticaret
algısı
Faktörlerinin
Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu.................... 91
Tablo 17. Araştırma Hipotezlerinin Desteklenmeme Durumu ................................ 91
viii
GİRİŞ
Dünyada son 30 yıldır etkisi çok daha güçlü biçimde hissedilen küresel rekabet,
küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) küresel pazarda yer alabilmesi için
çok daha zor şartlar doğurmuştur. İletişim teknolojilerinin her geçen gün
hızlanmasıyla pazarda koşullar çok daha hızlı değişim göstermekte, bu değişimi takip
etmek ve işletmelerin bu değişime ayak uydurması zorlaşmaktadır. Günümüz
pazarında işletmelerin kestirim yapması da aynı oranda zorlaşmaktadır.
Küresel ekonominin bu zorlayıcı koşullarında, büyük oyuncuların tekelindeki
piyasadan pay alabilmek için uygulanabilecek yaklaşımlardan birisinin de kümelenme
olduğu söylenebilir. Kümelenme bölgesel ve ulusal anlamda rekabetçiliği artıran bir
yaklaşımdır.
Kümelenmelerin destekleyici unsurları göz önüne alındığında güçlü bir
kümenin üyesi küresel ekonominin rekabet koşullarında tek başına hareket eden
işletmelerden daha hızlı büyüyebilir ve daha hızlı hareket edebilir. Küme üyelerinin
olumlu yöndeki bu değişimi bulunduğu coğrafyayı ve daha geniş bakıldığında ülke
için de ekonomik olarak ve rekabet gücü anlamında olumlu katkı sağlayacaktır.
Kümelenme üyesi işletmeler, kümeler tarafından, rekabet edebilirliği sağlamak için
çeşitli konularda desteklenirler. Bu bağlamda işletmelerin kümelerden sağladığı
faydaların incelenmesi yeni ürün ve ihracat gibi rekabetçi unsurların küme üyesi
işletmeler tarafından nasıl algılandığının tespiti önemlidir. Bu bağlamda yapılan
çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kümelenme oluşumunun
kavramsal çerçevesi, işletmeler için sağladıkları faydalar, rekabet gücü ve ülkenin
kümelenme politikası açıklanmıştır. Çalışmaya konu olan kümenin yapısının
1
anlaşılabilmesi için küme üyesi işletmelerin yapısı, büyüklüğü, ihracat durumu, yeni
ürün üretme isteği ölçülmeye çalışılmış ve kümelenmeden sağladığı faydalar
araştırılmıştır. Bu amaçla kümelenmenin sağladığı faydalar boyutlandırılmış ve hangi
boyutun öne çıktığı tespit edilmiştir. Böylece işletmelerin rekabet edebilirlik için
desteklenmesi gereken özellikler tespit edilmiştir.
İkinci bölümde elektronik ticaret kavramı anlatılmış, işletmelerin elektronik
ticaret yapması önündeki engeller ve e-ticaretin faydaları yer almaktadır. Araştırma
bulguları ışığında küme üyesi işletmelerin profili, kümeleri nasıl algıladıkları ile
elektronik ticarete bakış açıları ortaya konmuştur. Rekabetçiliğin bir diğer unsurunun
pazarda tutunmaktır. Küresel piyasada tutunmak için uğraşan firmaların ticari bir araç
olan e-ticareti nasıl algıladığının ortaya konması bu çalışma için önemli olacaktır. Bu
nedenle elektronik ticaret yapan küme üyesi işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı
faydalar araştırılmış, hangi özelliklerin öne çıktığı tespit edilmiştir. Bu tespit; aynı
sektörde, aynı iş kolunda çalışan işletmeler için örnek olacaktır. Elektronik ticaret
yapmayan küme üyesi işletmeler için ise elektronik ticaret yapmaları önündeki
engeller araştırılmış, hangi nedenle elektronik ticaret yapmadıkları boyutlandırılmıştır.
Küresel pazara uyum sağlayabilmek için kullanılabilecek olan elektronik ticareti
algıları ile işletmelerin elektronik ticaret yapma niyetleri arasındaki ilişki
incelenmiştir. Rekabet gücünü etkileyen bir diğer unsur olan ihracat ile işletmelerin
elektronik ticaret yapması önündeki engellerin ilişkisi incelenmiştir. Elektronik ticaret
yapmayan işletmelerin önündeki engellerin tespit edilmesi kümelenme yöneticileri
için yol gösterici olabilir. Rekabet gücünü artırmayı ve küresel piyasada tutunmayı
hedefleyen kümelenme, işletmelerin elektronik ticarete yönlendirmede adımlarını bu
2
bilgiler ışığında atabilir. Aynı zamanda e-ticaret konusunun daha iyi anlaşılması ve
geliştirilmesi için literatüre katkı sağlayacaktır.
Üçüncü bölümde ise araştırmanın metodolojisine ilişkin bilgiler verilmiş, veri
toplama yöntemi, yöntem anlatılmış ve istatistik analiz ve bulgular anlatılmıştır. Son
bölümde ise araştırmaya yönelik sonuç ve önerilerden oluşmaktadır. Çalışmanın teorik
kısmında açıklanan hipotezler, bir UR-Ge projesi olan İzmir merkezli ESSİAD
iklimlendirme kümesinden toplanan veriler ile test edilmiştir. Çalışmanın son
bölümünde; verilerin analizinden çıkan sonuçlar ile küme yöneticilerine gelecekte
yapılacak çalışmalara yardımcı olabilecek öneriler yer almaktadır. Araştırma bulguları
ışığında küme üyesi işletmelerin profili, kümeleri nasıl algıladıkları ile elektronik
ticarete bakış açıları ortaya konmuştur.
Kümelenme olgusunun değerini ve önemini kavrayabilmek için zaman içinde
gelişimini ve kavramsal çerçevesini incelemek gerekir.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
KÜMELENME KAVRAMI
1.1. Kümelenme Kavramının Gelişimi ve Tanımı
Kümelenme
kavramı
literatürde
ingilizce
olarak
''cluster''
,
''clustering'',''busines cluster'', ''industrial cluster'' , ''competitive cluster'', ''porterian
cluster'' veya ''stratejic allience'' olarak ifade edilmekte, terime ilişkin genel kabul
görmüş bir ifade bulunmamaktadır. Türkçe yazında küme, kümelenme veya
kümeleşme, iş kümesi, endüstriyel kümelenme veya stratejik ortaklık biçiminde farklı
ifadeler vardır. Bu farklılık yazarın bakış açısına, ifade ediş biçimine ve kümelenme
yaklaşımının uygulanış biçimine göre şekillenir. Nitekim uygulanıştaki bu farklılık
nedeni ile kümelenme tanımının yazında farklı şekillerde yer almasına neden olduğu
söylenebilir.
Literatürde kümelenme fikrinin temellerini ilk ortaya atan kişinin ünlü iktisatçı
Alfred Marshall olduğu düşünülmektedir. 1890’larda İngiltere’de sanayi bölgelerinde
başarılı çalışmalarda bulunan Marshall’ın ekonomi literatüründe önemli yeri olan
ekonominin esasları kitabında (agglomeration economies), yığılma ekonomileri olarak
adlandırılabilecek kümelenmenin başlıca özelliklerini üç temel ekonomik ayak üstüne
oturtarak, kümelenme kavramının literatürde ilk tanımını yaptığı söylenebilir.
Marshall’ın tanımına göre kümelenme;
4
- İş gücü arzına karşılık vermek,
- Özel uzmanlık gerektiren bilgilerin paylaşımı ve
- İletişimin sağlanması üzerine kurulmuştur.
Marshall’ın tanımında önem arz eden bu üç noktanın ortak yanı, o günün
teknolojisiyle düşünüldüğünde kümelenmeyi coğrafi yakınlık ve ilişki ağları ile
ilişkilendirmesidir (Bacak ve Altaş, 2012:12). Dikkati çeken diğer bir nokta ise
bugünün küresel ekonomisinde de rekabet ve farklılaşmayı sağlayan, özel uzmanlık
ve bilgi gerektiren üretim sistemine sahip, özel ürün üretebilen sistemlerin öneminden
bahsetmesidir (Alsaç,2010).
Marshall’dan
sonra
1960’larda
sanayileşmenin
kalkınma
planlarıyla
desteklenerek kurulması ve genişletilmesi amacı ile kümelenme kavramının tekrar
gündeme geldiği düşünülmektedir. Böylece mekansal yakınlığı gözeten organize
sanayii bölgeleri oluşturmanın amaçlandığı düşünülebilir. Nitekim ülkemizde de
sanayii bölgelerinin yeşermesi bu planlarla sağlanmıştır. 1970’lerde petrol krizinin
ardından Kuzeydoğu İtalya’nın esnek uzmanlaşmaya yönelen sanayii bölgelerinin
rekabetçi başarı göstermesi ile coğrafi yakınlık ve esnek uzmanlaşma alanında pazarda
fark yaratma kavramları gündeme gelmiştir (Timurçin, 2010).
1990 yılında yayınlanan The Competitive Advantage of Nations kitabında
uluslararası rekabet gücünü inceleyen Micheal Porter, farklı ülkeleri ve sektörleri
inceleyen çalışmalarından kümelenme özelliği gösteren firmaların rekabet gücünün
yüksek olduğunu fark etmiştir. Kümelenmenin temel özelliklerini taşıyan farklı
kavramlar literatürde kullanılsa da Porter tarafından 1990 yılında farklı bir bakış açısı
ile kullanılmış ve kümelenme kavramının bugünkü yapısının temelleri tanımlanmıştır.
5
Porter çalışmalarında kümelenme bulgularına ek olarak uluslararası rekabet gücünün
yerel faktörlere göre farklılaştırdığını görmüştür. Böylece kümelenme kavramına içsel
faktörleri de ekleyen Porter’ın, sanayi politikası, KOBİ politikaları, bölgesel gelişim
politikalarına farklı ve yeni bir yaklaşım edindirdiği söylenebilir (Alsaç, 2010).
Porter’ın coğrafi yakınlığın önemine vurgu yapan kümelenme tanımı; aynı iş
sektöründe faaliyet gösteren, birbirleriyle ilişkili ve aynı zamanda rekabette bulunan
işletmelerin, küme paydaşları ile aynı coğrafi bölgede toplanmaları olarak ifade
edilebilir (Porter, 1998:78).
Burada küme paydaşlarından kasıt; kamu kurumları, üniversiteler, mesleki
eğitim kurumları, konusunda ihtisas sahibi araştırma geliştirme çalışmaları yapan,
teknik destek sağlayan kurumlar, bölgesel kalkınma ajansları gibi danışmanlardan
oluşmaktadır (Porter,1998:78).
Porter' ın yaptığı çalışmalarla yeniden güncellenen kümelenme kavramı, yeni
ekonomiyle daha da önem kazanmış, rekabet koşullarının sonuçlarının meydana
getirdiği yeni oluşumlar ile gün yüzüne çıkmış ve açık inovasyonun aracı haline
gelmiştir. Porter' ın bu oluşumları keşfetmesinden sonra kümelenme kavramı bir çok
akademik çalışmaya konu olmuştur (Timurçin, 2010).
Kümelenme kavramının farklı yazarlardan derlenmiş tanımı ise; katma değeri
yükselten üretim zinciri ile sektörün, bölgenin ve yerel coğrafyanın ekonomik gücünü
artıran, birbirleriyle ilişki bağları güçlü ve birbirine bağımlı, tedarikçileri işletmeleri
de kapsayan, destekleyici kurumlar, bilgi üreten kurumlar, kamu kurumları, yerel
yönetimler, sivil toplum kuruluşları, müşterileri, sektöre yönelik iletişim ve medya
6
kuruluşlarını kontrol ve standartları düzenleyici kuruluşları da içine alan ağ ve coğrafi
alan olarak tanımlamaktadır (Eraslan,1990:25 ve Roelandt ve Hertog,1999).
2000’li yıllarda rekabetin gittikçe önem kazanmıştır. Günümüz koşullarına
uygun bir tanIm için; kümelenme özelliklerini rekabetçiliği öne çıkarmak için kullanan
Cooke’un tanımını incelersek; bulunduğu sektörde pazar arayışı içinde olan, küresel
pazarda kendine yer arayan, birbiri ile rekabet eden ve aynı zamanda işbirliği
yapabilen yerel girişimciliği de içine alan, birbiri ile yatay ve dikey ilişkilerde bulunan,
coğrafi olarak yakınlaşan işletmeler topluluğu olarak tanımlamıştır (Cooke,2008).
Cooke’un tanımladığı dikey ilişki; üretim zincirinde var olan yetenek, teknoloji, ortak
girdi gibi iç ilişkiler olarak tanımlanır. Yatay ilişkiler ise aynı sektörde bulunan küme
paydaşlarının tedarik kanalları ve müşteri havuzunun ortak kullanılması için kurduğu
işbirliği şeklinde tanınlandığı görülür.
Diğer güncel bir tanım ise Timurçinin doktora tezinde; bölgesel zenginlik
yaratan, birbiriyle rekabet eden ya da birbirini tamamlayan ve birbirine bağımlı olan
iş letmelerin oluş turduğu bir bölgesel yoğunlaş ma olarak tanımlanmaktadır. Bu
kümeler; modern küresel ekonomilerin temel rekabet birimleri olan “değer
zincirlerini” oluş turmakta ve zaman içinde geliş mektedir (Timurçin,2010:139).
Literatür çalışması sonucunda tanımlanan kümelenmelerin altyapısı, etkileşim
grubu, büyük ölçekli firmalarla ve kobiler, hedef kitle yani tüketicileri de içine alan
geniş kapsamlı bir yapısının olduğu söylenebilir. Kümelenme kavramının geniş
kapsamlı bir yapıya sahip olması benzer kavramlar ile de karışmasına neden
olmaktadır. Bu karmaşayı ortadan kaldırmak için kümelenme kavramının diğer
kavramlardan farkını incelemek gerekir.
7
1.2. Kümelenmenin Diğer Kavramlardan Farklılıkları
Kümelenmelerin ilkel halini Marshall’ın tanımı ile endüstri bölgeleri
oluşturmaktadır. Coğrafi olarak sınırlandırılmış bölgeler genellikle endüstri bölgeleri
olarak tanımlanmaktadır. Endüstri bölgeleri, işletmelerin arasında güçlü bağlar ve
işbölümü bulunması ile öne çıkarlar (Keskin, 2009;69).
Ancak bu bölgedeki işletmeler sınırlı uzmanlığa sahip küçük ölçekli, rekabet
avantajına sahip olmamaları sebebi ile kümelenmenin çok daha basit bir formu olarak
kalırlar (Kaygalak, 2011;37).
Kümelerin inovatif çevre, öğrenen bölgeler, bölgesel yenilik sistemleri,
endüstriyel kalkınma ve bölgesel ekonomileri de içeren daha geniş kapsamlı bir formu
olduğunu söyleyebiliriz (Doloreux, 2002).
Yeni sanayii odakları
Coğrafi yoğunluğun sağladığı faydalar ile firmaların geçmişten gelen
birikiminin sağladığı uzmanlığın birleşmesi, 1980’ lerde sanayii bölgesi kavramı
tanımını doğurmuştur.
Kümelenmelerin sanayii sitelerinden farklılığı ise iki önemli özellik ile
ayrılmaktadır. Birincisi; tek başına sanayii sitesinde yer alan bir işletme için yerel
düzeyde gerçekleş en üretimin, uluslararası piyasalara yönelimi ve rekabet gücüne
eriş mesinin daha zor olmasıdır. İkincisi ise, innovasyon (yenilikçilik) ve yaratıcılık
potansiyeline sahip olan işletmeler olsa bile bu bilginin sanayii sitelerinde
paylaşılmamasıdır.
8
Öğrenen bölgeler
Rekabet avantajının temel taşının inovasyon olduğu bölgeler, ‘öğrenen
bölgeler’ olarak isimlendirilir. Nitekim Tekeli’ de; bölgenin gelişiminin yatırım
miktarının artırılması ile değil, öğrenebilme kapasitesi ile ölçülmesi gerektiğini ifade
etmektedir (Tekeli, 2011:317).
Burada farklılık ise; kümelenmelerin kitle üretiminde önemli olan işgücüne
dayalı üretim sistemine sahip çalışan verimliliğini maksimize etmeye dayalı, sabit iş
eğitimi veren yerele yönelik sabit yönetimli rekabetçi ilişkiler kurmaktır. Öğrenen
bölgelerde ise; sürekli eğitimi benimseyen, bilgiye dayalı üretim yapan, bilgili ve
yetenekli işgücünü önemseyen küresel rekabete yönelik esnek yönetim anlayışını
benimseyen öğrenen bölgelerdir (Keskin,2009:71-75).
Yenilikçi çevre
Akdeve’ye göre yenilikçi çevrenin rekabetçiliği artıran itici güç olarak
üretimde yenilik anlayışını benimsediği söylenebilir. Bu çevre için iletişim
sağlanması, bilgi ve becerinin aktarılması ile kiritik başarı faktörlerini yerel
ağyapılarında uygulanarak üstünlük elde edilmesine dayandırmıştır (Akdere, 2008:3).
Ağyapılar
Kümelenmelerin bölge özelliklerine göre yapılanması ağyapı ve kümelenme
kavramlarının birbiri yerine kullanılmasına sebep olmuştur. Ancak kümelenmeler ile
ağyapılar üretim biçimlerinde farklılık gösterirler. Ağyapıların odak noktası
KOBİ’lerdir. Kümelenmelerin odak noktası ise KOBİ’lerin karşılıklı bilgi alışverişi
ile elde ettikleri becerilerinin kümenin becerisine eşdeğer olmasıdır. Ağyapılar
9
planlayarak gelişmezler. Ağyapılar işbirliği yolu ile rekabet ederken kümelenme
işbirliği ile tek bir işletmeymiş gibi rekabet ederler. Ağyapılar rekabet avantajını
kullanamazken, kümelenmeler coğrafi yakınlıktan doğan rekabet avantajını
kullanabilen oluşumlardır. Ağ yapılar denizaşırı veya kıtalararası olabilirken,
kümelenmeler coğrafi yakınlığı önemserler (Akdere, 2008:16,25)
Bölgesel İnovasyon ve Yenilik Sistemleri
Bölgesel yenilik sistemi de kümelenenler gibi coğrafi tanımlı bölgeler gibi
yenilik ağlarına odaklanırlar. Yeni ve ekonomik açıdan faydalı olan bilginin yayılması,
kullanılır duruma gelmesi ve bilginin yayılımından kullanımına kadar olan ilişki
bütünüdür. Bölgesel yenilik sistemi de ağ yapıları ve yenilikçi kümeleri içine aldığı
söylenebilir. Yani bölgesel yenilik sistemi birden fazla kümeyi içine alan yani
kümeleri kapsayan bir sistemdir (Cansız,2011:16).
Tanımlanan tüm bu oluşumları inovasyon özelliklerine göre tablo 1’de
Kaygalak tarafından incelenmiştir. İnovasyon özellikleri; kurumların rolü, bölgesel
kalkınmaya etkisi, kültür anlayışı olarak farklılıkları ortaya koymaktadır.
10
Tablo 1. Benzer Kavramların Karşılaştırılması
Kaynak:Kaygalak,2011
Bener özellikler gösteren bu tanımlardan yola çıkarak; kümelenme kavramının
amacının sanayii siteleri gibi birden çok firmanın bir araya gelerek oluşturduğu
topluluğun rekabet içinde iş birliği yapması olduğunu söyleyebiliriz. Rekabet içindeki
bu işbirliğinin nasıl oluştuğunu öğrenmek için kümelenmenin oluşumunu incelemek
gerekir.
11
1.3. Oluşumu Bakımından incelendiğinde Kümelenme Kavramı
Kümelenme kavramı ortaya çıkışı ve oluşumu bakımından incelendiğinde
literatürde dikkati çeken önemli hususlardan birinin küme ve kümelenme
kavramlarının aynı kavramlar olmadığıdır. Akgüngör’e göre bu farklılığın temeli
stratejik ortaklığın kuruluş biçimi olarak tanımlanabilir. Her yoğunlaşmanın bir küme
olarak algılanmaması gerektiğini ifade etmektedir (Akgüngör,2006).
Küme aynı iş sektöründe çalışan işletmelerin aynı coğrafi bölgede içgüdüsel
olarak toplanmaları ve birbirleri ile iletişim halinde olmaları, ortak çalışma yapmaları
olarak ifade edilebilir. Kümelenme ise devlet desteği ile gerçekleşen, küme paydaşları
ile iletişim halinde olan, bilgi paylaşımı yapan sistemli bir organizasyon olarak ifade
edilebilir. Belirli bir bölgede oluşan potansiyel kümenin farkedilmesi ile devlet ve stk
‘lar tarafından desteklenmeye başlanması ile rekabetçi yapıya kavuşması için politikalar
belirlenmesi o kümeyi artık kümelenme formuna çevirmek olduğu söylenebilir.1
Küme ve kümelenme kavramlarının temel farklılığının sebebi kümelenmenin
yeni bir oluşum olmamasıdır. Şirketler asırlardır kümelenmektedir. Kümeler; ilişkiler,
kültürel normlar ve örgütlenme davranışları ile şekillenirler. Kümelerin gelişimi veya
evrimi uzun yıllar sürmektedir. Kümelenmenin ise kendiliğinden oluştuğunu
söylemek çok doğru olmaz.
Bu kümelerin daha çok işgücü, techizat gibi KOBİ’lerin arasında komşuculuk
yapmakta
oldukları
söylenebilir.
Kümelerin
oluşumlarına
göre
aşamaları;
yoğunlaşma, potansiyel küme, yeni ortaya çıkmış küme ve gelişmiş küme olarak
1
Beyaz Kitap, 2013:24
12
adlandırmıştır (Akgüngör,2006). Akgüngör; kümelerin genellikle örgütlenmeden,
politika gütmeden, doğal şartlarda bir bölgede yoğunlaşan olgular olduğunu ifade
etmiştir. Stratejisi ve politikası olmayan kümeleri ''potansiyel küme'' olarak
tanımlamıştır (Akgüngör 2006:3).
Porter yaşayan bir dinamizmi olan kümelerin değişken ş artlar, faktörler ve
çevresel etkenlere göre farklı yapılanmakta ve farklı safhalar geçirdiğinden
bahsetmektedir. Bu safhaları üç gruba ayırmak mümkündür. Bunlar: doğum safhası,
evrim veya olgunlaşma safhası ve gerileme safhasıdır (Porter,1998:84).
Bir kümelenmenin oluşması ve zaman içinde gelişmesi bir dönüşümü ifade
eder. Basit kümenin oluşma döneminde aynı bölgede bulunan işletmeler birbirleriyle
iletişime geçerek işbirliği yapmaya başlar. Zamanla bölgeye gelen yeni işletmelerle
iletişime geçerek ağlarını genişletirler. İletişim ağı içindeki işletmeler finans
kuruluşlarıyla resmi ve gayri resmi olarak işbirliği yapmaya başlayarak gelişmekte
olan küme evresine geçiş yaparlar. Kümelerin oluşumundan itibaren özellikle yerel
kurumların rekabeti güçlendirici desteklerinin olması ise kümenin büyümesinde
önemli bir etkendir (Gözek, 2012:30).
Olgunlaşan kümenin özelliği ise gelişmekte olan kümenin aktivitelerini yapan
kümenin yeterli paydaş sayısına ulaşmasıdır. Olgunlaşan küme zaman içinde bazen
yaratıcılığını yitirerek sürecini tamamlarken; bazen de küme içindeki dinamiğiyle
evrimleşerek yeni kümeler oluşturabilir (Akgüngör, 2006).
Kümelerin yaratıcılıklarını yitirmesi süreci gerileme dönemi olarak
adlandırılır. Kümelerin gerileme dönemine girmelerinin nedeni küme içi veya dışından
kaynaklanan bir sorundan kaynaklanan rekabet avantajını, inovasyon güçlerini veya
13
küme paydaşlarının birlikte hareket etme becerilerini kaybetmeleri olabilir. Gerileme
safhasının en belirgin özelliği gelişme kabiliyetinin iş yapma maliyetinin gerisinde
kalmasıdır (Porter,1998). Diğer taraftan Enrigt (2000); bölgesel kümelerin
tanımlanması çalışmasında kümelenmeleri işleyen kümeler, gizli kümeler, politika
güdülü bir diğer deyişle zorlama kümeler biçiminde sınıflandırmayı önermektedir.
İşleyen küme: üye firma sayısı kritik seviyeye ulaşmış, küme özellikleri olan
uzmanlık, personel havuzu, yerelliğin avantajını ve kaynaklarını kullanarak kümenin
dışında kalan firmalarla rekabet eden kümelerdir.
Gizli küme; üye firma sayısı kritik seviyeye ulaşmasına rağmen coğrafi
yakınlık ve yerel bilgi avantajından faydalanmak için gerekli ilişki ağı ve bilgi
paylaşımı bulunmayan topluluktur. Potansiyel kümeler ise; küme oluşturmak için
gerekli temel özelliklere sahip ancak henüz kendini keşfedememiş topluluklardır.
Zorlama kümeler ise; potansiyel kümenin aksine kümelenmenin gerektirdiği yetenek
ve temel özelliklere sahip olmamasına rağmen hükümet politikaları nedeni ile
desteklenerek oluşturulan kümelerdir. Bu tür kümelere kümelenme denmektedir.
(Enright,2000:12).
1.4. Kümelenmelerin Özellikleri- Kavramsal Yapısı- Temel Unsurları
Tanımı ve gelişimini ve yapısı incelendiğinde kümelenmenin bulundukları
çevrelere göre oluşan organik yani yaşayan yapılar olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu
yapıların var olabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri için bazı gereklilikler
bulunmaktadır.
14
Kümelerin yapılanmasında KOBİ’lerin yanı sıra üniversiteler, standart koyucu
kurumlar, beyin takımı, mesleki eğitim sunan işletmeler, araştırma kurumları ve
sendikalar gibi özel öğretim, eğitim, bilgi, araştırma ve teknik destek sağlayan devlet
kurumları ile diğer kurum ve kuruluşların birbirleriyle kurduğu ilişkilerin de etkisi
vardır (Timurçin, 2010:142).
Öncelikle bölgenin dış ekonomik ölçek faktörlerini, coğrafi yoğunluğunu,
sosyal sermayesi ve değişime açık olması gerekir. Küme potansiyeli taşıyan sektörün
yapısnın uzmanlaşmaya önem vermesi ile akademik ortam, kamu kuruluşları ve özel
kuruluşlar ile ortak çalışmalar yapması beklenir. Böylece yenilikçi ve teknolojik ve
rekabetçi yapılar olmaya meyilli olması koşulu gerektiği söylenebilir.
Sermaye paylaşımı bakımından kümelenme içindeki işbirliğinin yapısı
incelendiğinde ise sermaye paylaşımı bakımından; makina parçaları, dijital bilgi gibi
fiziksel ve finansal sermaye, kalifiye ve uzman eleman, yabancı çalışan gibi insan
kaynakları sermayesi ve güven, işbirliği ve yerel kültür gibi sosyal sermaye olarak
ayrıştırılabilir (Sölvell, Lindqvist, Ketels, 2003).
Kümelenmeyi oluşturan üyeler birbirlerine yasal zorunluluklarla bağlı değildir.
Kümelenme üyeler arası güven ve işbirliğine dayalı olarak varlığını sürdürür
(Humphrey ve Schmitz,1995:1). Kümeleri oluşturan sistem yapısal olarak
incelendiğinde ise üyeler arası ilişkilerin tanımı ve bu yapının sağladığı faydalara
bakılabilir.
Kümeler aynı zamanda, müşterilere ve tamamlayıcı ürünleri üretenlere ve
ustalık, teknoloji veya genel girdiler ile ilgili sanayilerdeki işletmelere göre farklı
yapılanmalar gösterirler.
15
Yapılan literatür çalışmasında, kümelenmelerin coğrafi yakınlıktan kısıtından
bahsedilmiştir. Ancak coğrafi sınırların belirli bir kurala bağlı olduğuna dair bir
çalışmaya rastlanmamıştır. Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile beraber
coğrafi yakınlık kısıtının bir şart olmadığı sonucuna varılabilir (Macgregor, 2004,a).
Örneğin; Ankara’da bulunan OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde kurulan kümelerin
paydaşları aynı ilde faaliyet göstermektedir. OSTİM’ de bulunan kümelenmelerin
aksine Eskişehir Seramik Kümesi Kütahya ve İstanbul illerinde de paydaşlara sahiptir.
Bu örnekler de iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı değişimin sağladığı
olanaklarla, artık coğrafi sınırlamalardan kurtularak daha geniş bölgelere yayılmanın
mümkün olduğu sonucunu destekler niteliktedir.
Akdeve’nin yaptığı literatür
çalışması da benzer biçimde coğrafyacıların kümelerin etkilerinin belirli bir coğrafya
ile sınırlandırılamayacağı üzerinedir (Akdere, 2008:40). Ayrıca Eroğlu ve Yalçın
yaptıkları literatür çalışması sonucu; bir coğrafyada yoğunlaşan her işletme topluluğu
küme olarak adlandırmanın doğru olmadığını ifade etmiştir. Bu söylemi destekleyen
kanıt ise sanayii bölgelerinin varlığıdır (Eroğlu ve Yalçın, 2013).
Bir bölgede yoğunlaşan topluluğun küme olabilmesi için gerekli şartlar
Voyer’e göre (Eroğlu ve Yalçın, 2013 çevirisi ile);
- Bölgede bulunan yöneticilerin potansiyele sahip endüstrilerin farkına
varması,
- Bölgenin rekabet edebilir koşulları sağlayabilmesi için desteklenmesi
gereken özelliklerin tespit edilmesi,
- Bölge liderlerinin etkilerinin yayılmasının sağlanması
- Bölgede girişimciliğin desteklenmesi,
16
- Bölgede yapılacak faaliyetler için finansal kaynaklar sağlanması,
- Bilgi paylaşımı sağlayabilmek için ağyapı geliştirilmesi ve uyumlu
çalışabilmesi sağlanması,
- AR-GE desteği sağlanabilmesi için eğitim kurumlarıyla ilişki kurulması,
- Küme’nin uzun süreli bir oluşum olduğu gözetilerek gücünü muhafaza
etmesidir.
Tüm bu özellikleri taşıyan oluşumu rekabet edebilir hale gelmesi için model
önerisi olmuştur. Bu model literatürde geniş yer bulan Porter’ın rekbaet gücü ve elmas
modeli yükseltmeyi hedefleyen elmas modelini incelemek gerekir.
1.5. Kümelenme, Bölgesel Rekabet ve Porter’ın Elmas Modeli
Yerel kalkınma süreci olan kümelenme, ekonominin büyümesi ve yoksulluğun
önüne geçilmesinde bölgesel kalkınma, girişimcilik, inovasyon ve ülkelerin sanayii
politikalarının odağında yer almaktadır. Yapılan bir çalışmada bu odaklanmada
işletme ve sanayiilerin payı %30, teknoloji ve bilimin payı %33 ve istihdam, bölgesel
rekabet edebilirlik gibi bölgesel kalkınmanın payı %16 olarak yoğunlaştığı
belirlenmiştir (Sayın ve Sayın,2013).
Kümelenmelerin küresel pazara sağladığı uyum temel rekabetçilik göstergesi
olarak kabul edilebilir. Küresel ekonominin getirdiği değişim ekonomilerin güçlüzayıf ayrımını da bulanıklaştırmıştır. Bilgi ve yenilikçilik rekabet edebilirliği de
güçlendirmektedir. Örneğin Dünya yazılım piyasasında gelişmekte olan ülkelerden
biri olan Hindistan Japonya’yı gerisinde bırakabilmektedir (Keskin,2009:20).
17
Alsaç ise günümüzde kümelenmelerin rekabet avantajının geçmişte
olduğundan farklı olarak, ölçek ekonomisine bağlı olarak değil, verimlilik ve teknoloji
kullanımı ve yenilik yapma kapasitesine bağlı olarak değiştiğinden bahsetmektedir.
İşletmeler yöntemlerini yenileyerek, ileri teknoloji kullanarak veya özgün ürün veya
hizmetler sağlayarak işletmenin verimliliğini ve rekabet güçlerini artırabilir. Bu
görüşler doğrultusunda Alsaç yerel ekonomik kısıtlar ve temel avantajlar çerçevesinde
bölgelerin rekabet avantajlarının üç yönden geliştiğini ifade etmektedir. Bunlar; küme
üyesi işletmelerin verimlilik düzeylerinin artması, küme paydaşlarının yenilik gücünü
artırmak ve kümelenmenin büyüyerek yeni iş alanlarına da imkan sağlamasıdır
(Alsaç,2010:48).
Benzer şekilde OECD’nin yaptığı araştırmalarda yerel ekonomik kalkınma
sürecini destekleyen kamu- özel sektör ortaklığı ile oluşan kümelenme modelinde,
ekonomik destek rolündeki paydaşlardan yararlanılması ve bu paydaşların aktif rol
oynaması kümelenmede verimlilik ve etkinliğin artmasını sağlamıştır (Sayın ve
Sayın,2013).
Burada rekabetçilik kavramı ile sektörel anlamda rekabet seviyesinden
bahsedilmektedir. Ancak Porter’ın elmas modeliyle beraber rekabetçilik analizi
değişik sektörlerin karşılaştırılması için de kullanılmaya başlanmıştır. Böylelikle, aynı
zamanda, Elmas Modelinde uygulanan rekabetçilik analizi ile hangi kümenin
öncelikle kurulması gerektiğinin analizinin yapılmasını sağlanmıştır. (Cihan ve
Başer,2014:26).
Kümelenmenin yapısında yenilikçilik, rekabet gücü ve kalkınmanın
olduğundan bahsedilmişti. İnovasyon pazarda farklılık yaratarak rekabet gücünü
18
desteklerken, rekabet gücü de kalkınmanın lokomotifi olarak görülebilir. Kümelenme
işte bu döngünün başlatıcısı konumundadır (Aziz ve Norhashim, 2008:365).
Porter’ın Elmas Modelinde; bir ülkenin belirli endüstrilerde başarıya ulaşması
için ülkenin en verimli olduğu endüstrilere yönelmesi gerektiğinden bahsedilmektedir
(Porter,1990:71). Porter’ın elmas modelinde kümelenme, ülke içinde rekabet
avantajını kullanabilen işletmelerdir. Rekabet avantajının odağında ise yerel
dinamikler bulunmaktadır (Gürpınar ve Sandıkçı, 2008:105).
Porter’ in 1990 yılında yaptığı çalışmalar ile ulusal üstünlük dörtgeni
kavramının gelişmesini sağladığı söylenebilir. Ulusal üstünlük için bölgesel dinamiğin
ilk basamağındaki kümelenme modeli Porter’ın elmas modelinde dört temel
bileşenden oluşur. Bu dört temel faktörün birbirleri ile etkileşimden bahsetmekte ve
birbirleri arasında pozitif korelasyon kurmaktadır. Korelasyonun yüksek olması; yani
faktörlerin aralarındaki etkileşim ne kadar kuvvetli olur ise, firmaların verimlilikleri
ve rekabet edebilirlikleri de o derece yüksek olacağı sonucuna varılabilir (Aziz and
Norhashim, 2008:364-365). Girdi (Faktör) koşulları; kümelenmenin oluşabilmesi ve
işleyebilmesi için firmaların aynı bölgede bulunmasından kaynaklanan avantajlar
sağlayabilmeli ki kümeler diğer işletmeler için de cazibe merkezi haline gelebilsin ve
bölgesel yığılma ekonomileri gerçekleşebilsin (Cihan ve Başer,2014:3).
Girdi koşulları; parametreleri ihtisaslaşmış işgücü, bilgi kaynakları, fiziki
altyapı, hammadde gibi kümelenmenin rekabetçiliğini etkileyen faktörlerdir.
Talep koşulları; kümelenmeye elverişli bölgenin yapısını ve doğasını inceler.
Bölgedeki iç ve dış talep, kümelenmenin ilgi alanındaki potansiyel pazarlar, talep
sürekliliği, talep niteliği, müşteri protföyünün karakteri, talep koşullarını oluşturur.
19
Bu faktörlerin süreklilik ve miktarı, işletmenin kendisini geliştirmeye ve yenilemesine
teşvik etmesi, standardizasyon ve spesifikasyonun sağlanması gibi itici güçleri ortaya
çıkarmıştır.
İlgili ve destekleyici aktörler; yenilikçilik ve uluslarasılaşmayla ilgili itici
güçtür. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi, süreçlerin iyileştirilmesi, inovasyon için
kümelenme üyesi işletmelerin motive edilmesini sağlayan kurum ve kuruluşlar dahil
edilebilir.
Firma stratejisi, yapı ve rekabet faktörü; kümelenmeye katılacak firmaların
kuruluş amacı, kendilerine yükledikleri vizyon ve misyonu, örgüt yapıları, yönetim
biçimleri rekabet açısından önemlidir. Aynı zamanda bulundukları çevrede rekabet
içinde olması, işletmelerin doğal yollarla rekabet yeteneklerini geliştirir, inovasyona
yönlendirebilir. Bölgesel şartlar, sektörde faaliyet gösteren diğer firmaların yapısı,
yerli-yabancı sermaye, kurumsallık, yenilikçilik kapasiteleri rekabete yaklaşımlarını
ölçmede kullanılabilir (Cihan ve Başer, 2014:24).
Bu tanımlardan elde edilen bulgulara göre rekabette avantaj yaratmanın yolları
yenilikçilik, markalaşma, maliyetleri azaltma verimlilik artışı gibi avantajların
birleşimi olarak düşünülebilir. Ulusal rekabet için iyileştirilmesi beklenen üç boyut;
marka boyutu, altyapı boyutu ve arz boyutu olarak sıralanabilir (Cihan ve Başer,
2014:3).
Makro Boyutu; vergi politikaları, ekonomik değerlerin ve piyasanın güven
vermesi, ithalat için gümrük engelleri, tarife dışı kısıtlamalar olarak sıralanabilir.
Altyapı boyutu ise; gümrük işlemleri, lojistik faaliyetleri ve iş yapma maaliyeti olarak
sıralanabilir. Arz Boyutu; Teknoloji geliştirme ve adapte olma, ürün standardizasyonu
20
ve sertifikalandırma, ihracatın desteklenmesi ve kalifiye işgücü için insan
kaynaklarının geliştirilmesi olarak sıralanabilir (Cihan ve Başer, 2014:4). Buradan
hareketle kümelenmelerin faydalarını daha detaylı incelemek gerekir.
1.6. Kümelenmelerin İşletmeler İçin Sağladığı Faydalar
Kümelerin genel faydaları; üyesi olduğu KOBİ’leri rekabet edebilir hale
getirmek için uluslararasılaşması, istihdama olumlu katkı sağlaması, sektörde yenilikçi
yapıları ile KOBİ’lerin öncü yapıya kavuşturmak olduğu söylenebilir. Kümelerin
yapılandığı
bölgelerde
KOBİ’lerin
daha
dinamik
ve
donanımlı
olmaları
amaçlanmaktadır. Kümelenmelerin araştırma geliştirme faaliyetlerini ve yenilikçi
anlayışı desteklediği söylenebilir (Sölvell, 2003). Ekonomik anlamda kümelenmenin
faydası; sektör bazında düşünüldüğünde küresel pazarda rekabet eden ülkelerin,
yapılan işin mükelleştirilmesi ile daha iyi koşullara getirilmesi için çalışmasıdır
denilebilir.
Kümelenmeye dahil olan işletmeler, birbirleriyle etkileşim halinde olduğunda,
iletişim kurduğunda ve rekabete girdiğinde rekabet için avantajlı hale geçebilirler.
Mikro düzeydeki bu avantajlar makro düzeydeki avantajlar ile birleşince kümelerin
rekabet edebilirliği bölgesel rekabet edebilirliğe dönüşür. Nihayetinde ulusal rekabet
edebilirliğe katkı sağlayacaktır.2
Literatür incelendiğinde kümelenmelerin üyelerine sağladığı faydalar 3 boyuta
indirgenmiştir. Bunlar finansal boyutu kapsayan ölçek ekonomileri, firmaların iş
2
Beyaz Kitap,2013:24
21
potansiyeline yönelik olan verimllik artışı ve esneklik, piyasada farklılaşmasını
sağlayan öğrenme ve yenilikçiliktir (Diğer Kaynaklar3, 2008: 24-25, Tutar ve
Eren,2011:103; Alsaç,52;).
1.6.1. Ölçek Ekonomileri
Tek başına hareket eden işletme her işini kendi görürken, küme üyesi işletme
paydaşlarından sağladığı bilgi ve tecrübeyle karşılaştıkları zorlukları daha kolay ve
kısa sürede atlatabilme becerisi gösterebilir. Güçlü bir kümenin üyesi küresel
ekonominin rekabet koşullarında tek başına hareket eden işletmelerden daha hızlı
büyüyebilir (Humphrey and Schmitz,1995:3). Kümeler özellikle KOBİ’lere tek
başlarına elde edebilecekleri hacimden daha yüksek hacime ulaşma olanağı
sağlayabilirler.3
1.6.1.1. Tedarik Zincirini Geliştirmek
Kümelenmeler coğrafi yoğunlaşma olmaları sebebi ile aynı bölgede tedarik
tabanı da halihazırda bulunmaktadır. Sağlıklı geliştirilmiş bir küme derin ve
uzmanlaşmış tedarik tabanı sunmaktadır. Tedarik zincirinin kümelenmenin içinde
olması uzaktaki tedarikçilere ulaşırken envanter, zaman, ithalat masrafı gibi
gecikmeleri de ortadan kaldırmaktadır. Tedarik zinciri için yerel kaynaklar, faaliyet
gösterilen alanla ilgili teknoloji, bilgi ve hizmet gibi işletmenin ihtiyacı olan girdilerin
3
Beyaz Kitap,2013:24
22
yakın mesafeden karşılanması işletme için oldukça önemli ve olumlu bir sonuçtur
(Gözek,2012:37).
1.6.1.2. Yeni Pazar Kanalları
Kümelenme bulunduğu bölgenin ününü artırarak alıcı ve satıcıların o bölgeye
yönelmesini sağlar. Örneğin, Ankara Siteler doğal kümesi ahşap, dekorasyon, mobilya
ile uğraşan alıcı ve satıcıları o bölgede toplamış, mobilya denince akla ilk gelen
yerlerden biri konumuna getirmiştir. Alıcılar ziyaret sırasında birden fazla satıcı ile
bağlantı kurabilme olanağı bulabilir. Yani birçok kaynağa erişim ve ihtiyaçlar
farklılaştığında veya arttığında diğer satıcılara da kolaylıkla ulaşmayı sağlayabilir
(Porter,1998).
1.6.1.3. İhracatı Artırmak
Kümelerin dış pazara açılması ihracat artışını ve yabancı yatırımcının dikkatini
çekmeyi beraberinde getirecektir (Porter,2000). Aynı zamanda küme üyesi işletmeler
rakipleriyle karşılaşma fırsatı bulurlar (Eraslan,2009:12). Bu etkileşim gelişmişlik,
teknoloji ve verimlilik performansını da etkilediğinden işletmelerin rekabet gücünü de
etkiler (Porter,2000).
1.6.1.4. Sektörel Teşviklerden Yararlanmak
Kümelenmeler kurum ve kuluşuşlar tarafından zaman zaman ülke ekonomileri
gereği ülkelerin diğer ülkeler ile anlaşma yapmaları, gümrük indirimleri, sektörel
23
teşvik kredileri gibi teşvik edilirler. Bu teşviklerden işletmelerin haberdar edilmesi ve
nasıl kullanacakları hakkında bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Yapılan çalışmalar
göstermiştir ki; küme üyesi işletmelerin rekabet edebilirliği ve fırsatlara erişimi daha
kolay olmaktayken, küme üyesi olmayan işletmeler aynı fırsat ve imkanlardan
yararlanamamaktadırlar (Enright,2000).
1.6.1.5. Yeni Finansal Kaynaklardan Yararlanmak
Kümelenme
üyesi
işletmeler
finansman
konularında
kümelenmenin
destekleyici etkisinden faydalanabilirler. Kümelenmeler üyeleri için uygun faizli, ucuz
maliyetli banka kredi anlaşmaları yapabilirler. Yurt içi veya yurtdışından gelen büyük
hacimli talepleri karşılayabilmeleri için işbirliğinin yanı sıra finansal konularda da
birlik sağlayabilirler (Yüce,2012:66).
1.6.2. Verimlilik Artışı ve Esneklik
Bir sanayii dalında kümelenmeye gidilmesi kümelenme içinde işbirliği
yapılması anlamına gelir. Küresel pazarda tutunabilmek için her işi yapmaya çalışan
işletmeler işbirliği sayesinde uzman oldukları konularda üretim yaparak hem zaman
açısından tasarruf ederken hem de uzmanlaşmayla maliyetlerin düşmesi sağlanabilir.
Küme içinde işbölümü yaparak işletmelerin en iyi bildiği işi yapması aynı zamanda
işletmelerin birbirlerine bağlılıklarını da geliştirmesini sağlamaktadır (Porter,1998).
24
1.6.2.1. Maliyet Avantajı
Bir işletmenin amacına ulaşmak için yaptığı bütün aktivitelerin toplamının
maliyetinin rakiplerden düşük tutulduğunda maliyet avantajı elde edilmiş olur. Burada
önemli olan maliyet avantajının sürdürülebilir olmasıdır. Sürdürülebilirliği sağlamak
için de maliyet avantajının elde edildiği alanda rakiplerin taklit ve kopya etmesindeki
zorluk derecesine bağlıdır. Maliyet avantajının performansa dönüşebilmesi için
müşteriye sunduğu değerin rakiplerinden daha düşük fiyatlı olmasından kaynaklanan
düşük kar marjının hala tatmin edici bir kar marjı olarak kalmasıdır. Maliyetlerde
düşük optimizasyonun sağlanması aynı pazara girmeye çalışan ve ikame ürün sunan
rakiplere rağmen pazarda pozisyonunu korumasına da yardımcı olacaktır (Porter,
1998:35).
1.6.2.2. Marka Avantajı
Kümelenmenin marka haline gelmesi üye işletmeler ve aynı sektördeki diğer
işletmeleri için e kümelenmeyi cazibe merkezi haline getirir. Markalaşma sayesinde
küme üyesi işletmeler ortak amaç ve ortak değer algısı etrafında toplanırlar. Güçlü bir
küme imajı sektörel anlamda küme üyesi işletmelere de olumlu katkı sağlayacaktır
(Cansız,2011).
Kümeler parçaların toplamından daha büyük sonuçlar meydana getirebilir.
Örneğin, bir turizm kümesinde bir ziyaretçinin deneyimi ve kalite algısı aynı zamanda
bu tür oteller, restoranlar, alışveriş mağazaları ve ulaşım tesisleri gibi tamamlayıcı
işletmelerin de kalite ve verimlilik performansına da bağlıdır. Küme üyeleri birbirine
25
bağımlı olduklarından küme üyesi işletmelerin birinin iyi performansı diğer işletmeler
için de olumlu bir referans oluşturacaktır (Porter, 2001).
1.6.2.3. İş Verimliliğini Artırmak
Kümelenmeler derinlikleri ve özelliklerine dayalı olarak değiş ik boyutlarıyla
rekabetçiliği
besleyerek,
kümelenme
içindeki
iş letmelerin
üretkenliğini
ve
verimliliğini artıracaktır. Bu üretkenlik ve verimlilik yenilikçiliğe yönlendirerek yeni
ürünlerin oluş umunu sağlayacaktır. Yine, üretkenlik açısından bakılacak olursa, bir
kümelenmenin üyesi olmak; girdilere sahip olmada bilgiye, teknolojiye ve gerekli
kurumlara eriş mede iliş kili ş irketleri koordine etmede, geliş imi ölçmede ve teş vik
etmede daha verimli çalış malarını sağlayacaktır (Eraslan 2009:24).
1.6.2.4. Kalifiye İşçi Havuzundan Yararlanmak
Gelişmiş ve çalışan kümelere dahil olan işletmeler uzmanlaşmış ve konusunda
deneyimli işçi havuzuna sahiptirler. Bu işçi havuzunu aynı coğrafyada çalışan
işletmeler ile çalışanlar arasında sosyal ve kültürel etkiler ile sağlanan güven ortamı
oluşturur. Aynı zamanda kümelenmenin sağladığı iş fırsatları ve işçilerin bu bölgede
istihdamnın sağlanması aynı sektörde çalışan uzman iş gücünü de aynı bölgeye
çekecektir. Bu imkan işletmelerde işlem maliyetlerini düşürür ve süreci kısaltır
(Porter,1998).
26
1.6.2.5. Yeni Ürün Geliştirme Fırsatından Yararlanmak
Girişimciliğin bir adımı olan yenilik işletmeye rekabet etme üstünlüğü
sağlamaktadır (Timurçin,2010:41). Firmaların rakiplerinden ayrışabilmeleri için
rekabet gücü bölgesel, ulusal ya da global piyasalarda yenilik ve icat yapabilmesi
gerekmektedir (Aktan ve Vural,2004:12). Aynı zamanda yeniliğin işletmeye
sağlayacağı kazançlar düşünüldüğünde yeni ürün üretmenin, işletmeler için teşvik
edici bir unsur olduğu görülür. İşletmeler rakiplerinden sıyrılabilmek için üretim
tekniklerini geliştirip değiştirmeyi zorunlu görürler (Timurçin,2010:18). İşletmelerin
bu verimliliği sağlayabilmeleri için yeni üretim teknikleri ve tekonlojilerine ihtiyaç
duyarlar. Kümelenme ortak bilgi havzu sayesiyle bu gelişme ve bilgi akışı desteğini
işletmelere yenilik yapma fırsatı için sunarlar ve teşvik ederler (Timurçin,2010).
1.6.3. Öğrenme ve Yenilikçilik
Kümeler işletmeler için rekabet edebilirliğin en önemli özelliklerinden biri
olan yenilikçiliğin gelişebileceği ortam sunarlar. İşletmeler ile kurumlar arasında
yoğun etkileşimli, çok taraflı ve teknolojik yenilikçiliğin ortaya çıkmasını sağlar.
Kümelenmeler paydaşlar bilgi dolaşımını sağlarlar. Böylece küme paydaşları ve
üyelerine bilginin yayılması ve hatta bölgeye de taşması ile resmi ve gayrı resmi bilgi
akışını sağlarlar.4
4
Beyaz Kitap,2013:24
27
1.6.3.1. Eğitim ve Danışmanlık Hizmeti Almak
Örneğin, uluslararası Rekabet Araştırma Kurumu Derneği (URAK) tarafından
Sultanhamet turizm kümelenemsinde yönetim bilgi sistemleri eğitimleri verilmiştir.
Bu eğitimlerin amacı otellerde kullanımını yaygınlaştırmaktır. Pilot olarak seçilen bazı
işletmelerde uygulanan bu teknolojik kullanım ile işletmelere verimlilik artışı
kazanımı hedefi güdüülmüştür. Nitekim kümelenme üyesi diğer firmaların da bu
teknolojiyi kopyalayarak etkin şekilde kullandıkları tespit edilmiştir (Eraslan,
2009:24).
1.6.3.2. Ar-Ge Desteğinden Yararlanmak
Araştırma Geliştirme olarak ifade edilen bu kavram; teknoloji, araştırma,
geliştirme, üretim, pazarlama ve satış sonrası hizmetleri de kapsayan, bilgi ve
becerinin işlenmesi olarak ifade edilebilir. Ar-Ge rekabet gücünü belirleyen temel
faktörlerden birisidir. İnovasyon kaynaklı sürdürülebilir verimlilik artışı olarak
tanımlanabilir. Küresel piyasada rekabet gücü elde etmek demek; yenilik faaliyetlerini
devam ettirecek ve müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak ürün
üretebilmek demektir. Bununla beraber işletmelerin rakiplerine kıyasla daha kısa
sürede ürünü piyasaya sürmelerini sağlayacaktır (Timurçin, 2010:42).
1.6.3.3. Teknolojik Gelişmelerden Haberdar Olmak
Kümelenmelerin yenilikçi ürün üretmesi rekabetçiliklerini etkileyen ve
kümelenmelerden beklenen bir özelliktir. Kümelenme üyesi işletmeler kendi
28
aralarında veya kümelenmenin diğer paydaşları olan destekleyici kurumlardan
sektörel gelişimler, teknolojik değişimler, parça ve teçhizat erişimi, hizmet gibi
kavramları öğrenmelerinde yardımcı olacaktır. Bu özellik aynı zamanda yenilikçi ve
rekabet avantajı yüksek ürün üretilmesinde önem arz eder ve işletmelere teknoloji
transferi kabiliyeti kazandırır (Gözek,2012:39).
1.6.3.4. Sektörel İletişim ve Bilgi Paylaşımını Güçlendirmek
Pazarda yer alma fırsatı bulan işletmeler rakipleriyle iletişime girerek fayda
sağlayıcı sektörel bilgiler de edinmelerine yardımcı olacaktır (Eraslan, 2009:12).
Uzmanlaşmış işgücünün çekim merkezi olan kümeler, yatırımcıları yatırım
yapılabilecek yeni alanlar hakkında da bilgilendirirler.
Kümelerin üyesi oldukları işletmelere sağladıkları bu özellikleri içerisinde
bulundukları sektörde pazar payını artırması, rekabet koşullarını uyum sağlamalarına
yardımcı olmasını sağlar. Bu öelliklerin amacı kümenin işletmeleri bulundukları
coğrafyada ekonomik güç kazanmalarına yardımcı olarak bölgeyi geliştirmesine
yardımcı olmasıdır. Bölgesel kalkınmayı hedef alan bu amaçları gerçekleştirebilmek
için ülkelerin ihtiyacı olan politikaları geliştirmeleri gerektiği söylenebilir.
1.7. Kümelenmelerin Uyguladıkları Politikalar
Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler sosyal ve ekonomik değişimlerin
yanında ticaret koşullarını da etkilemiştir. Pazarın çeşitliliği, güçlü ekonomiye sahip
gelişmiş ülkelerin firmalarının yanında, geri kalmış ve gelişmekte olan küçük
29
ekonomik ölçekli firmaları da uluslararası arenada rekabet edebilir hale getirmiştir.
Bölgelerin gücü; işletmelerin performansı ile birlikte geliştirilen sosyal sermaye, güçlü
işbirliğine sahip farklı aktörlerin bir arada iş yapması ve yenilik yapma kapasitesine
sahip olması gibi kümelenme unsurları ile beraber pazarda avantaj sağlayabilmektedir.
Uluslararası rekabetteki bu değişim bölgesel gelişim politikalarını da etkilemiştir.
Yerel avantajların ön plana çıkarılması ile sürdürülebilir rekabet avantajı elde
edilebilir olmasıdır.Aynı zamanda kümelenme paydaşları olarak sayılan işletmeler,
eğitim kurumları, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yeni bölgesel
politikaların önemli unsurlarıdır (Alsaç,2010:2). Kümelenme politikaları iş kümelerini
geliştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayan kamu faaliyetidir (Ketels vd,2006).
Kümelerin ülke ekonomisine sağladığı katkıların fark edilmesiyle ülkelerin
kümelere verdikleri destekler artmıştır. Kümelenmenin bir ekonomi politikası olarak
algılanmaya başlaması işletmeler ile kurumlar arasında da ilişkiler geliştirilmesini
önemli
kılmıştır.
Kümelenmeler
genellikle
kümelenme
planı
yapmadan
oluştuklarından bölgesel ve ulusal kalkınma planları içerisinde yer alırlar. Ancak
belirli bir plan dahilinde oluşturulan kümelenmelerin de yıllar içinde kümelenme
uygulamalarının sonuçlarının değerlendirilmesiyle kümelenmelerin gelişmesine katkı
sağlayacak modeller oluşturulmuştur. Bu modeller kümelenmelerin daha verimli
olmasını sağlamak amacıyla gücünün desteklenmesine yönelik politikalarıdır (Taylor
ve Raines, 2001:3).
Kümelerin desteklenmesinde ana hedef; yenilikçi ve ulusal ve küresel pazarda
rekabet edebilen ve kendini yönetebilen küme bilinci oluşturmaktır (Taylor ve
Raines,2001:3). Kümeye dahil paydaşlar arasında işbirliğinin ve ilişkilerin
30
güçlendirilmesi, çağının teknolojisinden geri kalmaması ve rekabet gücünün
artırılması hedeflenir. Kümelenme yalnız işletmeler arasında değil, kümeye dahil
kamu kurumları üniversiteler, araştırma enstitütleri, kurumlar da dahil olduğu
unutulmamalıdır. Kümenin bu ilişkileri işletmelerin yenilik ve rekabet edebilirliğini
kontrol edecektir. Aynı zamanda kümeye sadece finansal kaynaklardan yararlanmak
amacı ile giren kümeyi yavaşlatması muhtemel adayların da belirlenmesinde aktif rol
oynayacaktır (Ketels, 2009).
Kümelenmeler bulundukları bölgelere göre farklı özellikler gösterirler.
KOBİ’lerin sağladığı istihdam ve
sürdürülebilir rekabetçilik seviyesindeki
farklılıklara gore KOBİ’lere farklı destekler verilmektedir. Bu farklılık küme için
uygulanacak politikaların da farklı olmasına neden olur. Küme politikası ulusal
ölçekte sanayinin hedeflerine göre ya da küçük ölçekli bir grup işletmenin hedeflerine
göre değişebilen projeler üretebilir. Literatürde kümelenmelerin nasıl desteklenmesi
gerektiğini gösteren belirli bir politika bulunmamaktadır (Raines, 2001:4 Alsaç 2010
aracılığı ile.). Bu belirsizlik devlet yardımlarının verimliliğin ve etkinliği düşürürken
izleme ve değerlendirmeleri de olumsuz etkilediği görüşü savunulmaktadır (Cansız,
2008:116).
Ketels(2009)’in çalışmasında ise kümelenme politikaları iki başlık ve dört
model olarak genelden özele doğru sıralanabilir;
Ulusal üstünlük modeli ulusal düzeyde kümelenme politikaları ulusal düzeyde
rekabet edebilirliğe yönelik kararlar alır.
Bölgesel küme geliştirme modeli ise bölgesel küme gruplarının desteklenerek
bölgesel rekabeti göz önünde bulunduran politikalardır.
31
KOBİ ağ modelinde ise KOBİ’lerin kişisel faydalarından ziyade küme üyesi
tüm işletmelerin yararını gözeten yerel kobi ağ dikkate alınır. Kobiler arası iş birliğine
önem verilir. Sanayii ve ar-ge modelinde ise üniversite ile sanayii işbirliğini hedef alan
politikalar uygulanmaktadır (Ketels, 2009). Bu modellerin temel özelliği ülkenin
uluslararası arenada veya bölgesel kalkınmada seçilen sektörün belirlenen hedefe
ulaşmasıdır (Timurçin,2010;Alsaç,2010; Ketels,2009).
Kümelenme politikaları kamu ve özel sektör iletişimi, AR-Ge konularının
tanımlanmasıdır. Tedarikçi ile yüklenici işletmeler arasında ortak çalışmaların
geliştirilmesi gibi özelliklerin yerel iş kümesinin bağlantılarının desteklenmesi olarak
tanımlanmıştır (Boekholt ve Thuriaux,1999).
Sönmez (2008)’e göre kümelenme politikaları ise; KOBİ’leri odak olarak
gören, şirket ve kurumların ortaklaşa gerçekleştirdikleri fuarlara katılım, markalaşma
çalışmaları, ortak yatırımlar ve pazarlama faaliyetleri gibi unsurları dolaylı olarak
destekleyen, girişimcilik, sanayii politikası, bölgesel kalkınma politikaları, AR-Ge ve
inovasyon politikaları ile eşgüdümlü olan destekleri kapsar (Sönmez,2008).
Kümelenme
politikaları
KOBİ’lerin
istihdam
oluşturma
kapasitesi,
sürdürülebilir rekabetçilik potansiyeli, yapısal esnekliği ve yenilikçilik özellikleri ile
büyük firmaların ölçek ekonomilerinden yararlanarak katma değeri yüksek ürünler
üretebilme ve bu pazarlara girebilme imkanı sağlayabilirler. Bu özellikleri ile bir araya
gelmiş KOBİ’lerin toplu halde desteklenme fırsatını elde etmelerini sağlar. Bu
bağlamda düşünüldüğünde; destekleme politikaları, KOBİ’lerin finansman erişimini
kolaylaştırarak lider sektörlere yatırım yapma imkanı da elde edebilecektir. Böylece
32
katma değeri yüksek
alanlarda uluslararası rekabet edebilirliği yükselebilecektir
(Bacak ve Altaş,2012).
Nihayetinde küreselleşme kavramının ticari sınırları ortadan kaldırması ülkeler
ve kıtalar arası ticaretin teknoloji ve emtia bakımından yaygınlaşması, kıtalar arası
ticaretin yaygınlaşması ile ortaya çıkan küresel işletmeler ve uluslararası tüketici hakları
normlarının oluşmasına yol açmıştır. Küresel dünya pazarında yer almak isteyen üretici
işletmelerin de iktisadi örgütlenme biçimini hem işletme ile tüketici arasında ilişkileri
düzenleyen mikro düzeyde, hem de ülkenin rekabet edebilirliğini korumak amacıyla
ülkesel yani makro düzeyde değişime zorlamıştır.
İktisadi örgütlenmeyi doğru
uygulayabilmiş olan ülkeler, hem satın alma gücü bakımından makroekonomik olarak
hem de rekabet gücü yüksek sektörel kümelenmesini tamamlamış olduğu
gözlenmektedir. Kümelenmelerde başarılı olan ülkeler incelendiğinde temel kamu
politikalarının rekabet gücünü üretici ve tüketicinin refahını artırmayı sağlayacak
kümelenme politikası olduğu söylenebilir (Timurçin, 2010).
Bu bilgiler ışığında kümelenme politikalarının ülkelerin uluslararası arenada
rekabet edebilmesi, farklılıklarını öne çıkarması için kendine özgü yorumlaması ve
uygulaması küreselleşen dünya ekonomisinde yer edinebilmesi için oldukça önemli
olduğu görüşüne varılabilir.
1.8. Türkiye’de Kümelenme’nin Gelişimi
Gelişimi göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de kümelenmenin ilk
tohumları Devlet Planlama Teşkilatı’nın Beş Yıllık Kalkınma Planları ile atılmıştır,
fakat dokuz plan sonrasında ilk kez çok net ve belirgin şekilde 2007-2013 yılları arası
33
kalkınma planında ivedi ve etkili bir değişim ön görülerek bir vizyon belirlenmiştir.
Bu planda risk ve fırsatların arttığı bir yapı içerisinde “İstikrarlı büyüyebilen, adil gelir
paylaşımını sağlayabilen, küresel rekabet gücüne erişmiş, bilgi toplumuna dönüşümün
tohumları atılmış, Avrupa Birliği uyum sürecinde ilerlemiş bir devlet” görüşü hakim
kılınmıştır. (DPT,2007) Bu hedeflere ulaşılmasında ekonomik büyümenin istikrarlı ve
olumlu bir yapıda sağlanması için beş madde halinde öncelikler sıralanmıştır.
(DPT,2007) Bunlar;
1-Rekabet gücünün arttırılması
2-İstihdamın arttırılması
3-Beşeri gelişim ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi
4-Bölgesel gelişimin arttırılması
5-Kamu hizmetlerinde etkin ve kaliteli bir hizmete ulaşılmasıdır.
Bu hedeflerden yola çıkarak dokuzuncu kalınma planının odak noktalarından
birinin bölgesel rekabet ortamının adil bir seviyeye getirilmesi olduğu görüşü
savunulabilir. Nitekim bölgeler arası gelişmişlik düzeylerinin eşit bir konuma
getirilme gayesi kümelenmenin makro amaçları ile örtüştüğü sonucuna varılabilir..
Burada bahsi geçen dengeli bölgesel kalkınma gayesinin araçları olarak tüm bölgelerin
rekabet gücünü arttırıcı politikalar benimsenmesi ve ekonomik refahın dengeli
dağıtımı gösterilmektedir (Yaman ve Kara,2008).
Bir başka araç olarak cazibe merkezleri yaklaşımı da göz önünde
bulundurulmalıdır. Cazibe merkezleri büyüme potansiyeli yüksek olan ve gelişimi
etrafındaki bölgelere yayma potansiyeli olan coğrafi noktalar olarak tanımlanmaktadır
(DPT,2007).
34
Beş yıllık kalkınma planı haricinde KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı da bir
başka araçtır ve kümelenme kavramının isim, tanım olarak yer aldığı ilk devlet
belgesidir. Bu belgede beş adet stratejik alan seçilmiş ve bu alanlar girişimciliğin
arttırılması, işlermelerin geliştirilmesi, KOBİ’lerin global pazara entegre edilmesi, iş
ortamının geliştirilmesi, yenileşim kapasitesinin artırılması olmuştur. Yerel kümelerin
desteklenmesi hususuna odaklanan bu belgede kümelenme kavramı KOBİ’lerin
rekabetçi bir yapıya ulaşabilmeleri için en önemli araç olarak vurgulanmıştır.
Bilimsel araştırma bağlamında ise; ülkemizde kümelenme adına tanımlama
yapılması ve mevcut kümelenmelerin analizi amaçlı öncü kabul edilebilecek
çalışmalar da yapılmıştır. “Türkiye’nin rekabet avantajı projesi” söz konusu projedir
(Akgüngör,2006).
Söz konusu bu çalışma, mega-düzey küme analizi uygulamalarını baz alarak
sanayinin bölgesel konumlanmasını, gelişimini araştırmaya odaklanmaktadır. Yapılan
bu çalışmada ülkemizin bütün coğrafi bölgelerinde bulunan kümelenmelerin
potansiyel büyümeleri ile tersi durumları analiz edilerek sınıflandırmalar yapılmıştır.
Akgüngör bu çalışmasında yaptığı analizlerin daha ileri taşınması adına tüm
paydaşların incelendiği, özel ve kamusal kurumların da katıldığı bir araştırmanın
yapılması gerektiği vurgulanmaktadır (Akgüngör, 2006).
Kümelenme yaklaşımının gelişmesinde etkili olan paydaşlar olarak ilk sırada
gerekli ve önceliği olan politikaların yaratıcısı olan Bilim, Teknoloji ve Sanayi
Bakanlığı, KOBİ’lerin ihtiyaç duydukları politikaları oluşturan ve bilgi, birikim,
kaynak desteği veren, rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen KOSGEB, yenileşim
35
kabiliyeti kazandırma ve bilimsel çalışma yöntemlerini benimsetme adına TÜBİTAK
ile Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı yer almaktadır.
Kurumların sıralanmasının akabinde yapılandırılmalardan da bahsedilmesi
gerekmektedir; Bunların ilk başında bölgesel gelişimin hızlandırılması ve farklılıkların
giderilmesi amacı ile kurulan Organize Sanayi bölgeleri bulunmaktadır. ÜniversiteSanayi işbirliği ile rekabet gücünün arttırılmasını hedefleyen Teknoloji Geliştirme
Merkezleri ve Teknoparklar da önemli paydaşlar arasındadır (Yurdakul, 2005).
Avrupa Kalkınma Ajansı, KOSGEB, Hazine Müsteşarlığı ve Teknoloji
Bakanlığı ve Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) işbirliği ile ilk
ortaya konan KOBİ kümelenme projesini ilk defa 2003 yılında Bartın ili bölgesel
kalkınma projesidir. Bartın ilinde Ulusal arenada rekabet edebilecek sektörlerin öne
çıkarılması, rekabet gücünün ortaya konması ve rekabet gücünün yükseltilerek
bölgesel ve ekonomik kalkınma hedeflenmiştir.
2007 yılında OSTİM Organize
Sanayii Bölgesi yönetimi bulunduğu bölgede kümelenme analizi yaptırarak rekabet
edebilecek sektörlerin belirlenmesi ve desteklenmesi amacı ile Rekabetçilik ve
Kümelenme Analizi Çalışması başlatmıştır.
Kümelenme yapılarının ilk güçlü örneği olarak OSTİM Savunma Sanayii
Sektörü Kümelenmesi OSTİM Organize sanayi bölgesi idaresi liderliğinde başlatılmış
ve yapılan rekabetçilik analizi sonucu bölgenin savunma sanayi için kolay gelişebilir
bir yönü olduğu kararlaştırılmıştır. 2007 yılında temelleri atılan bu yapılanma
ekonomik gelişimi istikrarlı ve planlı şekilde arttırmayı hedefleyen bir yapılanma
olmuştur. Ortalama 1900 personeli ve 92 üyesi ile OSTİM Savunma Sanayisi
kümelenmesi aktif ve gelişerek katkıda bulunmaya devam etmektedir.
36
Yine
OSTİM
de
bir
başka
kümelenme
örneği
Medikal
Sanayii
Kümelenmesidir. Küme 54 firma ve üniversite, sivil toplum kuruluşları ve diğer
kurumların da dahil olduğu 16 paydaş ile faaliyetlerine devam etmektedir. Diğer bir
medikal kümelenmesi Samsun ilinde 50 firmanın yer aldığı MEDİKÜM Samsun
medikal sanayii kümelenme derneği tarafından desteklenmektedir. Yine Aynı
kümelenme çalışmasından Havacılık ve uzay Kümelenmesi ile sektörel destek ve
ihracat payının artırılması hedeflenmektedir.
İzmir Organik Gıda Kümelenmesi ise Ege İhracatçıları Birlikleri ve Ekolojik
tarım organizasyonu Dernekleri’nin ortak hareketi ile İzmir Kalkınma Ajansı’nında
desteği sayesinde hayata geçmiş bir rekabet gücünü arttırma projesidir. Yaklaşık 60
üyesi olan bu kümelenme iç pazarda giderek artan organik gıda talebine bölgesel
tarımın gelişimini sağlayarak cevap vererek ithal ikame politikası güden bir
yapılanmadır. Bir başka kümelenme yapılanması ise Moda ve Tekstil Kümesi
Oluşturma projesidir. Avrupa Topluluğu tarafından sağlanan mali yardımlar ile
yapılanması hazırlanan bu program İstanbul Tekstik ve Konfeksyion İhracatcı
birlikleri liderliğinde ve çevresinde mevcut özel sektör paydaşları ile oluştulmayı
hedefleyen bir proje olmuş ve 2011 yılında başarılı olarak raporlanmıştır
(İTKİB,2011). Bu kümelenme sayesinde moda enstitüsü kurulmuş, ihtiyaç analizleri
yapılmış, bir küme haritası ortaya çıkarılmış ve sektörün ihtiyaçlarına yönelik işgücü,
bilgi ve iş ağı gibi altyapıların temelleri atılmıştır.
Bölgesel kümelenme çalışmaları zaman içinde yaygınlaşmış ve GAP bölgesel
kümelenme çalışmaları ile Şanlıurfa ili organik tarım, Diyarbakır ili mermercilik ve
Adıyaman ili hazır giyim sektörlerinin kümelenme analizleri yapılmıştır. Adıyaman ili
37
hazır giyim sektörü geliştirilebilir bulunmuşur. 2006 yılında İstanbul Büyükşehir
Belediyesi İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) Sanaii
ve Hizmet Sektörleri Rekabetçilik Analizleri yapılmış, bölgelerde öne çıkan
sektörlerin ortaya çıkması sağlanmıştır. Konya Sanayii Odası tarafından Konya’nın
öne çıkan sektörlerinin belirlenmesi ve rekabet gücü yüksek sektörlerin
desteklenmesini sağlamak amacı ile kümelenme çalışmaları yapılmış, öne çıkan
otomotiv sektörü için gerekli adımlar atılmıştır. Trakya Bölgesinde ise Tekirdağ
valiliği ve Tekirdağ, Çorlu, Çerkezköy ve Malkara Ticaret ve Sanayii Odaları ve
Tekirdağ KOSGEB İşletme Geliştirme Müdürlüğü tarafından kümelenme temelli
stratejik ekonomik kalkınma projesi başlatılmış, öne çıkan sektörlerin geliştirilmesi
için çalışmalar başlatılmıştır.
Elazığ valiliği tarafından Kümelenme Temelli Stratejik Ekonomik Kalkınma
Projesi başlatılmış, il düzeyinde kümelenme çalışmaları yapılmıştır. Su ürünleri ve
merker sektöründe kümelenme çalışmaları başlatılmıştır. Eskişehir Bilecik Kütahya
Seramik İş Kümesi, İzmir Atatürk Organize Sanayii Bölgesi Makine metal döküm
sektörü kümelenmesi, İNOVİZ İzmir Kalkınma ajansı tarafından sağlık sektöründe
teknolojik ürünler üreten kümelenme, Merzifon Ankastre Kümelenmesi ve İzmir
İşlenmiş Meyve Sebze Kümesi ile zincir marketlere ürün tedariki ve Ar-Ge çalışmaları
hedef alınan kümelenme projeleri devam etmektedir.
2013 yılı itibari ile pilot bölgelerde gerçekleştirilen kümelenme çalışmalarının
olumlu sonuçlar vermesi ile kümelenme projesi ülkenin 2023 kalkınma hedefleri
arasında yerini almıştır. Yapılan analiz ve tespitler sonucunda 2013 mayıs ayı itibari
38
ile kümelenme çalışmaları 80 ile yayılması için çalışmalar başlatılmıştır (Ekonomi
Bakanlığı Rekabet Raporu, 2013).
Bugün sanayii bakanlığı önderliğinde Uluslararası Rekabet Araştırmaları
Kurumu (URAK) tarafından 157 kümelenme projesi devam etmektedir.
Sanayii Bakanlığı’nın açıkladığı Kümelenme Destek Programının genel
hedefleri ise aşağıdaki gibidir (Sanayii Bakanlığı, 2013);
 Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin, yenilikçiliğinin ve verimliliğinin
yükseltilmesi,
 Küresel ihracattan daha fazla pay alınması,
 Ağırlıklı olarak yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi,
 Nitelikli işgücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir
sanayii yapısına dönüştürülmesi.
Programın amacı; kümelenme birlikteliklerinin başlatılması, etkin bir şekilde
ilerletilmesi amacıyla gerekli işbirliği ortamının güçlendirilmesi olarak özetlenebilir.
39
İKİNCİ BÖLÜM
ELEKTRONİK TİCARET
Teknolojik gelişmeler zaman içerisinde medeniyetlere paralel olarak, hatta
daha yüksek bir ivme ile evrimleşmiştir. Bu ivmesi yüksek, şiddetli gelişim bilginin
hızlı birikimi ile gerçekleşmiştir. Günümüze yaklaştıkça, özellikle 90’lı yıllarda
internet ağının kurumsal amaçlı kullanımı dışına çıkartılarak özelleştirilmesi ile
İnternet trafiğinde büyüme patlamıştır. İlk defa 1985 yılında etkisini gösteren internet
hala büyümeye devam etmektedir. Bugün internet çoğumuz için yeni veya özel
olmaktan çıkmış ve kökleşmiştir (Dean ve ark,2012).
Bu zamana kadar sınırlı bir topluma hizmet eden araştırma ağı olan internet
artık ekonomik ve sosyal önemi büyük küresel bir fenomen olmuştur (Weller ve
Woodcock,2012:8). Bu çapta bir iletişim ağı, ticari anlamda da değer taşıyan bir yapı
haline gelmiştir. Dolayısı ile; İnternet trafiğinin değişimi için ticari düzenlemeler,
verimlilik ve uyumluluk üzerine atılan adımlar son onbeş yıl içinde Internet kullanım
alanını genişletmede, özellikle ticari bağlamda, önemli bir rol oynamıştır. Bu adımlar
ile internet piyasası zamanla hızla gelişmiştir. İnternet piyasasında yapısal değişim
devam eden bir süreçtir, daha rekabetçi yapı oluşturmak, dünya çapında internet
kullanımını yaymak için türlü çözümler ve kullanıcılara hizmet geliştirme araçları ve
amaçları desteklemiştir (Weller vd.,2012:12). 2006 yılında hazırlanan son OECD
raporunda bugüne değin, internette trafik hacmi yılda yaklaşık% 50 ortalama bir hızda
büyümeye devam etmektedir. Yani özetle, internet üzerindeki trafik toplam hacmi
artık 2006'ya nazaran bugün yaklaşık sekiz kat daha fazladır. Her bir abonenin günlük
40
kullanımı da toplam kullanım sayısına paralel olarak artmıştır. Dolayısıyla büyüme
hızlı olmanın yanında yoğun da olmuştur. Bu gelişmelerin neticesi olarak elektronik
ticaret, yarattığı iş fırsatları ile son dönemin en popüler iş modeli olarak öne
çıkmaktadır. Bu yeni iş yapma biçimi müşteri tedarik ilişkilerini, iş süreçlerini, hatta
sanayilerin yapısının bile yeniden tanımlanmasına zorlamıştır. Hızla gelişen iletişim
teknolojisi ve internete uyum sağlama dünya çapında elektronik ticaretin (e-ticaret)
büyümesine katkıda bulunmuştur. Son yıllarda işletmeler, iş yürütmek için güçlü bir
araç olarak internetin potansiyel rolünün farkına vardıkça ''e-ticaret'' terimi de aynı
paralellikte önem kazanmıştır. Geçtiğimiz on yıl içinde, e-ticaret büyük ölçüde iş
dünyası etkilemiştir ve öneminin artması beklenmektedir (Wang ve Lin, 2009:2750).
2.1. Tanımı ve Gelişimi ile Elektronik Ticaret
Uluslararası kuruluşların ve akademisyenlerin farklı yaklaşımları nedeniyle
literatürde pek çok farklı tanım kullanılmıştır. Bu durumun temel nedeni iletiş im
teknolojilerindeki hızlı değiş ime bağlı olarak ortaya çıkan yeni imkânlar nedeniyle
elektronik ticaretin sınırlarının tam olarak belirlenememesidir (Yumuş ak,2001:3).
Ayrıca e-ticaret yeni bir olgu olması ve buna dayanarak yapılan aktivitelerin yüz yüze
muhatap olmadan, alışveriş aracı yapılması, olan paranın somut yollarla değil sanal
ortamda ve üstüne bir de coğrafi sınır olmadan kullanılması nedenleri ile kullanıcıların
algılarında yerine oturtulmasında zorluk çektirmektedir. Yani alışılagelmiş klasik
alışveriş yöntemlerinin kemikleşmiş algısının etkisi konunun kavranmasını
zorlaştırmaktadır.
41
Elektronik ticaret genelde insanlar tarafından internet kullanılarak yapılan alım
satım işlemleri olarak algılanmaktadır. Fakat, işletmeler ve müşteriler arasında
elektronik finansal aracılık yapma işlemlerinden daha fazlasını içermektedir. Birçok
uzman e-ticareti, işletmeler ve işletmelerle ilişkide bulunan üçüncü bölümler arasında
elektronik aracılık işlemleri olarak tanımlamaktadır (Çöğürcü, 2000:2).
Bir başka tanım olarak; Türkiye Elektronik Ticaret Kurulu (ETİK)’na göre,
mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış , sigorta, dağıtım ve ödeme iş lemlerinin
bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. Elektronik ticaret, ticari iş lemlerden biri veya
tamamının elektronik ortamda gerçekleş tirilmesi yoluyla reklam ve pazar araş tırması,
sipariş ve ödeme ile teslim olmak üzere üç aş amadan oluş maktadır (ETİK, 2010). Yine
sadece işleve odaklanan yüzeysel bir tanım olarak; Dünya ticaret örgütüne (WTO)
göre genel anlamda telekomünikasyon ağları üzerinden üretim, reklam, satış ve ürün
dağıtımı olarak tanımlanmıştır.
Tanımı kendi algısı ile kısıtlamayarak e-ticaret paydaşlarının algısını da
sentezleyerek yapılan bir tanım belirleyen İktisadi İş birliği ve Kalkınma Teş kilatı ise;
2001 yılında, elektronik ticaret tanımları yorumlamak için üye ülkelerin kurallarını
dikkate alarak yapılan anketler ile yönergeler hazırlamıştır. Buna göre geniş anlamda;
işletmelerin, hane, bireyler, hükümetler ve bilgisayar ağları ağı üzerinden yürütülen
diğer kamu veya özel kuruluşlar arasında mal veya hizmet alımı içeren, malın teslimi
veya ödemesi offline olarak gerçekleştirilebilen bir elektronik işlem olarak
tanımlanmıştır (OECD, 2002:89).
Buraya kadar bütün tanımlar metaların sanal iletişim ağı ile alım-satım yönüne
odaklanmıştır. Bu tanımlardan bir fark ile ayıran CEFACT (Birleşmiş Milletler
42
Yönetim, Ticaret ve Ulaştırma İşlemlerini Kolaylaştırma Merkezi) E-Ticaret tanımını
şöyle yapmaktadır.
E-Ticaret İş, yönetimi ve tüketim faaliyetlerinin yürütülmesi için
yapılanmış ve yapılanmamış iş bilgilerinin, üreticiler, tüketiciler ve kamu kurumları
ile diğer organizasyonlar arasında elektronik araçlar (Elektronik posta ve mesajlar,
elektronik bülten panoları, WWW teknolojisi, akıllı kartlar, elektronik fon transferi,
elektronik veri değişimi vb.) üzerinden paylaşılması olarak yapılmasıdır. Mevcut
tanımlardan farklı olarak enformasyon ve bilginin de e-ticaret yolu ile etkileşim
halinde olduğunu savunmaktadır.
Yukarıda bütün tanımlarda belirtildiği gibi e-ticaret tarafları olan bir olgudur.
Temel olarak talep eden ve arz eden taraflar olarak bakmak mümkün olsa da, daha
spesifik bir taraflandırma daha bilimsel bir algı oluşturacaktır. Bu fikre dayanarak eticaretin paydaşlarını sıralarsak; Alıcılar, Satıcılar, Bankalar; Sigorta şirketleri;
Komisyoncular; Nakliye şirketleri; Özel sektör bilgi teknolojileri; Sivil toplum
örgütleri; Üniversiteler Onay kurumları; Elektronik Noterler Kamu kurumları ve
Tüketicilerdir (Yücedağ,2002:6).
2.2. Tarafları ve Şartları ile E-Ticaret
Bu noktaya kadar temel işlevine dayanarak ve paydaşlarını aralarındaki ilişkiyi
belirterek bir tanım oluşturduk. Tanımın eksiksiz olması adına sanal ortamda yapılan
bir alım satım işleminin e-ticaret aktivitesi olarak tanımlanabilmesi için gerekli bu
aktivitenin taraflarını ve şartlarını da açıklamamız gerekmektedir; Detaysız ve yalın
bir sıralandırma yapılırsa; Alıcılar, Satıcılar, Bankalar; Sigorta şirketleri;
Komisyoncular; Nakliye şirketleri; Özel sektör bilgi teknolojileri; Sivil toplum
43
örgütleri; Üniversiteler Onay kurumları; Elektronik Noterler Kamu kurumları ve
Tüketiciler (Yücedağ,2002:6).
Sayılan bu taraflar arasındaki etkileşimin e-ticaret sayılması şartları içinse;
Akbulut bir işlemin elektronik kapsama girebilmesi için taşıması gereken şartları şu
şekilde özetlemiştir; İşlem tamamen elektronik ortamda gerçekleşmelidir. İki veya
daha fazla taraf arasında hizmet veya mal alımı gerçekleşmelidir. Ayrıca metin, ses ve
görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline
dayanmalıdır. Ticari nitelikte bir işlem olmalı veya ticari işlemi desteklemelidir. Son
olarak ise bir değer yaratmayı amaçlamalıdır.
2.3. Taraf Olarak KOBİ’ler
Bir önceki başlıkta sıraladığımız paydaşlar arasından KOBİ’leri seçerek
anlatmamızın sebebi, çalışmamızda ilerleyen bölümlerde incelenecek saha
araştırmasının KOBİ’ler arasında yapılmış olması ve e-ticareti kullanan aktörler
arasında en aktif rol alan paydaş olmalarıdır.
KOBİ’ler ekonominin gelişmesinin ana aktörleri olarak adlandırılmaktadır.
Bunun sebebi, ekonominin büyük bir kısmını özellikle nüfussal anlamda KOBİ’ lerin
oluşturmasıdır. Ülkemizde KOBİ sınıfının tanımı mikro, küçük ve orta ölçekleri bir
çatı altında toplayan KOSGEB tarafından yapılmıştır. On kişiden az çalışan sayısı olan
ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançodan herhangi biri 1 milyon TL’yi aşmayan
işletmeler mikro işletmeler olarak adlandırılmaktadır. Elli ve altı çalışanlar küçük
işletme olup yıllık satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 8 milyon TL’yi
aşmayan işletmeler olarak sınırlandırılmıştır. İkiyüzelli çalışan sayısından az istihdam
44
ve yıllık satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan
işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak kabul edilmektedir. Bu fikre istinaden
ticaret hayatının büyük bir kısmını oluşturan KOBİ’ler e-ticaret ortamının sunduğu
fırsatlar Türk işletmelerinin ileriye dönük rekabeti geliştirmesinde yardımcı olacaktır.
Önemli bir aktör ve yeri geldiğinde her iki tarafta (alıcı ve satıcı olarak) yer
alan KOBİ’ler dünyanın genelinde olduğu gibi ekonomik gelişme alanında Türkiye’de
de ivmelenen bir tablo sergilemektedir. KOBİ’ler %99 üzeri bir oranla ülkedeki
işletmelerin büyük bölümünü oluşturmakta ve %76 gibi bir oran ile toplam çalışan
sayısında pay oluşturmaktadır. E-ticaretin geleceğini, kaderini belirlemek adına
KOBİ’ler başrol oynamakta ve ayakta kalınmasını sağlayıcı sorumluluğu
üstlenmektedirler (Stansfield, 2003).
Tüm bu rolleri üstlenirken KOBİ’ler e-ticaret olanaklarını müşteri ilişkilerini
geliştirmek, ürün ve hizmetlerin tanıtımını yapmak, satış öncesi ve sonrası hizmetlerin
alanını genişletmek kalitesini arttırmak gibi çeşitli amaçlar ile kullanmaktadırlar.
(Doherty ve Ellis-Chadwick, 2003:47). Aynı zamanda internet ortamının alıcının
satıcıya kolay ulaşılabilirliği KOBİ’ler açısından daha mümkün bir ticaret yolu olarak
görülmektedir. (Kathuria ve Joshi 2007:1).
Bu sebeple, Türkiye’de KOBİ’ler internet ortamı üzerinden alışveriş olanağını
giderek daha çok benimsemektedirler. TÜİK verilerine göre 2005 yılında 10
çalışandan fazla personeli olan işletmelerde internet erişimi %80 oranlarında ilen 2011
verilerine göre bu oran %92’nin üzerine çıkmıştır (TÜİK,2012).
45
2.4. Sınıfları ile E-Ticaret
E ticaret, ticaret yapacak taraflar arasındaki ilişkinin türüne göre altı farklı
kategoriye ayrılabilir. E ticaret türlerini tanımlarken B harfi ile ticari işletmeler
(Busines), C harfi ile tüketiciler (Customers), G harfi devlet kurumlarını (Goverment)
ifade ederken; 2 ile ingilizcede to edatının sembolik hali ile karşılıklı ilişkiyi ifade
eder. Doğrudan ticaret E-ticaret iş-iş (B2B), iş-müşteri, (C2C), (B2C), (B2G), (C2G),
(G2G) iş hacimleri ve stratejik ittifak için sanal iş ilişkileri yükselişe geçmiştir (Wang
ve Lin, 2009:2750).
B2B ticaret sınıfı, iki ticari işletme arasındaki e-ticareti ifade etmek için
kullanılır. Başarılı B2B e-ticaret uygulamalarının yaygın olarak kullanılmasına
rağmen, bazı olumsuz geri dönüşleri de meydana gelmiştir. B2B e-ticaret uygulanması
zaman alıcı ve bir organizasyon üzerinde uzun vadeli etkileri bir süre belirsiz olabilir
(Wang ve Lin, 2009:2750).
B2C ticaret sınıfında işletmeden tüketiciye elektronik ticaret olarak
adlandırabileceğimiz bir ticaret türüdür. Ticari işletme ile tüketici arasında e- ticaret
yapmaktadır. Bu sistemde iş letmeden tüketiciye elektronik ticaret internette tüketiciler
pazarına yönelik uygulamalardır. Amazon ve Barnes&Noble gibi kitap satış
noktalarının başarısını ispatladığı bu pazarda iş letmeler, tüketicilere mal ve
hizmetlerini pazarlamaktadır (Kırcova,2001:22). B2C insanların ihtiyaçlarına daha
hızlı cevap verirken maliyetleri daha düşük olduğu ve ulaşılması kolay olduğu için
tercih edilmektedir.(Huang vd., 2010:348).
46
Çin'de ortaya çıkan online tüketici-tüketici arası (C2C) market Çin'in e-ticaret,
pazarda önemli bir rol oynamaktadır. Bu ticaret biçimine sosyal ağlara dayalı
elektronik ticaret de denmektedir. Bu ticaret biçiminde en önemli olgu alıcılar ile
satıcılar arasındaki güven ilişkisidir (Huang vd.,2010).
2.5. Elektronik Ticaretin Temel Araçları
Yaptığımız tanımlamaların hepsinde sanal ortam üzerinden yapılan bir aktivite
olduğu belirtilmiştir. Tanımın pekişmesi adına sanal ortamda bu imkanı sağlayan
temel araçlara dair bilgi verilecektir. Bunun amacı yapılan aktivitelerin hangi sınırlar
arasında e-ticaret olarak tanımlanabileceğini göstermektir. Basitçe bu araçlar; telefon
ve mobil sistemler, faks, televizyon, internet ağları, elektornik ödeme sistemleri,
elektornik veri değişimi (EDI), olarak sıralanabilir.
En temel iletişim araçları olan telefon, televizyon ve faks araçları da elektronik
ticaret ortamı sunan teknolojilerdendir. Kısaca her birine değinmek gerekirse; Telefon
elektronik araçlar arasında en eski iletişim aracı olarak sayılabilir. Günümüzde
geçerliliğini korumaktadır. Bunun sebebi mobil iletişim araçlarının ortaya çıkması ve
internet teknolojini bünyesinde bulundurmasıdır. Gelişen bilgisayar teknolojisi de
telefonun gelişimine katkı sağlamakta ve bir kenara itmemektedir (Bozkurt,2010:102).
Faks ise telefonun sağlayamadığı hukuki bağlayıcılık için gerekli olan yazılı
işlemlerin yapılması amacıyla kullanılmaktadır. Mektup gibi uzun zaman gerektirecek
iletişim yöntemlerine başvurulmasına gerek kalmadan, çok kısa bir süre içerisinde
taraflar arasında doküman transferini mümkün kılmaktadır. Ancak görüntü kalitesinin
düşük olması, sesli iletişim imkanı olmaması, etkileşimdi iletişimde bulunulmasına
47
fırsat vermemesi ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle işletmeler arasında tercih
edilmemektedir (Taşlıyan,2006:68).
Bugün her evde bulunabilen tek taraflı bir iletişim aracı olarak televizyon en
sık kullanılan elektronik ticaret araçlarından birisidir. Ancak televizyonun tek taraflı
bir iletişim aracı olması nedeniyle tanıtımı yapılan ürünün telefon ve faks ile sipariş
ödeme emirleri verilebilmektedir. Elektronik ticarette internet dışındaki tüm iletişim
araçları birbirinin tamamlayıcısıdır. Tek başlarına kullanılmaları mümkün değildir.
Ancak gelişen multimedya teknolojisi televizyonun tek yönlü iletişim sağlıyor olma
dezavantajını ortadan kaldırmaktadır. Web TV, internet TV, interaktif TV, Dijital TV
gibi
gelişmeler
Televizyonların
televizyonun
internete
geleneksel
bağlanabilmelerini
yapısını
değişime
sağlayan
zorlamaktadır.
teknolojik
gelişmeler
sonucunda televizyonlar aracılığıyla ticaret yapılabildiği gibi, doğrudan televizyon
aracılığıyla (doğrudan satış, tele pazarlama gibi) elektronik ticaret yapılabilmektedir
(Zerenler, 2007:149). Fark edileceği üzere sıralanan araçların temel fonksiyonu ve tek
amacı elektronik ticaret imkanı sunmak değildir.
Bu noktadan yola çıkarak en yaygın, en verimli araç olan “İnternet ağı”
anlatılacaktır. Çok yönlü bir iletiş im aracı niteliğinde olan internet ağları bazı ürünlerin
üretiminden dağıtımlarına kadar her aş amasında aktif rol oynamaktadır. Veriler bu
yolla hem görüntülü hem de sesli olarak iletilebilmekte, kullanıcı bu verileri sağlıklı
bir ş ekilde saklayabilmekte veya üzerinde değiş iklik yapabilmektedir. İnternetin bir eticaret aracı olarak sağladığı en büyük kolaylık ş üphesiz mesafeleri ortadan
kaldırmasıdır (Çak,2002: 25). E-ticaret acısından en etkin araç olarak kabul edilen
yeni internet teknolojileri ses, görüntü ve yazılı metni aynı anda, daha hızlı ve güvenli
48
bir ş ekilde ilettiğinden, daha az maliyetli olmuş ve böylece kitlesel bir kimliğe de
bürünmüş tür (Akbulut, 2007:6).
Başka bir temel araç olarak “elektronik veri değişimi sistemi” (EDI) kamu ve
özel sektörün birbirleri ile ihtiyaç duydukları iletişim ihtiyacından ortaya çıkmıştır.
Kamu kurumlarının yapısı ile özel sektör yapısının kurumsal farklılıklarından çıkan
çakışmaları ortak bir platformda kolay bir yolla çözmek amacı ile yaratılmıştır. EDI
iki paydaş arasında insan faktörü olmadan ağlar aracılığıyla gerçekleşen bir sistem
olarak tanımlanabilir. EDI e-maile benzemekle beraber, içerik yönünden daha
zengindir. e- mail yalnız yapılandırılmamış veri olarak tanımlanan mektup, notlar gibi
dökümanları içerirken, EDI yapılandırılmamış dökümanlar ve teslim belgesi, fatura
sipariş formu gibi yapılandırılmış dökümanları da içerir (Whiteley,2000:4). Standart
bilgilerin karşı tarafa hızlı ve daha düşük maliyetli ve daha az hatalı bir şekilde
geçirilmesini sağlamaktadır. Bu sistem dünya çapında ticaretin kolaylaş tırılması
amacıyla kurulan Birleş miş Milletler 4. Çalış ma Grubunun yaklaş ık on yıl süren
araş tırmalarının sonucu olarak ortaya çıkmış tır (Özbay,2004:21).
2.6. Avantajları ile E-Ticaret
E-ticaret, işletmelerin ürün veya hizmetlerini son kullanıcıya ulaştırma
süresinin kısaltılması, arz eden paydaş ile talep eden müşterilere hiçbir aracı olmadan
alışveriş imkanı sunması hem süreci hızlandıracak ve daha etkin bir hale getirecektir
hem de aracıların oluşturduğu ek maliyetlerin ürünün fiyatına yansıtılmamasını
sağlayacaktır. E-ticaret ile satış sürecinin sadeleşmesi, müşterilerin talep ettikleri
ürünün internet ortamında kataloglaştırılması, karşılaştırılma şansı edinmesi, ürünün
49
detaylı teknik özelliklerine ulaşabilmesi gibi hususlarda hizmet kalitesinin artmasını
da yanında getirdiği söylenebilir. Oluşturulan e-ticaret ortamı ile işletmelerin müşteri
edinme çabası daha verimli ve daha az maliyetli şekilde olacaktır (Susaria 2000:35).
Porter,
e-ticaret
olanaklarının
müşterilerin
birbirine
rakip
olarak
nitelendirilebilecek tedarikçilerin hizmetlerini karşılaştırmasına olanak sunacak ve
hizmet anlayışını kalite ile sunan işletmelerin rekabette öne çıkmalarını
sağlayacağından bahsetmektedir (Porter,2001). Gelişmiş, kalitesi artmış bir hizmet
işletmelere, müşterileri ile kişiselleşmiş, güven seviyesi yükselmiş bir iletişim ortamı
sunma ve marka bağımlılığı oluşturma şansı sunacaktır. Geleneksel satış
yöntemlerinde ajanslar veya benzeri hizmet kurumlarından dış kaynak kullanımı ile
alınacak bu hizmetlerin e-ticaret modeli ile kendi kendine oluşturabilme imkanı
sunabilecek ve dolayısı ile rekabet gücü oluşturabilecek başka bir avantaj sunacaktır
(Abdulsamid, 2001:143).
Pazarda mevcut rakipler ile mücadelenin ilk ve esas koşulunun fiyat avantajı
olduğunu düşünürsek (Adam Smith) e-ticaret platformlarının işletmelere ürün
fiyatının anlık güncelleştirme imkanını vermesi, rekabet açısından büyük bir avantaj
sunacaktır (Turban,2004). Hızlı etkileşim ile müşteri portföyünün geliştirilmesi
sağlanacaktır. Hemen her alanda olduğu gibi e-ticaret alanında da pazara ilk
girenlerden biri olmanın avantajı aşikar olarak gözlemlenmektedir. İlk olmanın verdiği
Pazar payının geneline hakim olma avantajının yanında rakiplere nazaran en yüksek
deneyime sahip olacağı anlamına gelmektedir. Bu noktaları göze alırsak e-ticarette
bulunma yaşı başarının bir faktörü olarak algılanabilir (Auger,2005).
50
İnternetin satış ve satın alma için yaygın kullanımı işletmelere ve yöneticilerine
kurumsal iletişim ve kurum içi süreçleri geliştirmek için imkan tanımaktadır. Bu
gelişime ek olarak, internet üzerinden ticaret verimliliğini artırmak adına işletmelere
katkı sağlamaktadır (Applegate vd., 2001). Çoğu işletme e-ticaret olanaklarını iş
ortakları ile iş geliştirme amaçlı iletişimi arttırma, müşteriye ulaşma, daha verimli
operasyonel kapasiteye ulaşma gibi olanakları sağlamaktadır (Chong, 2008).
E-ticaret sistemleri işletmelerin hizmetlerinin rakiplerine karşı olan
farklılıklarını müşterilere tek tek ulaştırmak yerine topluca duyurabilme, herkesi aynı
anda haberdar edebilme şansı sunacaktır (Susaria 2000:36). Tek tek ulaşılması yerine
toplu halde müşteriye ulaşma işletme için zaman tasarrufu sağlayacaktır. Böylelikle
işletmenin hizmet veya ürünü müşterilerine daha hızlı sunulacak, pazarda tercih
edilirliği artacaktır.
E-ticaret küçük işletmelere, büyük işletmelerin operasyonel kapasiteleri
sayesinde yapabildikleri “yeni satış kanalları oluşturulması, hizmete çabuk ulaşılması,
hizmetin çabuk ulaştırılması, müşteri memnuniyet ortamı oluşturulması, kendi
imkanları ile reklam avantajı sunması ve yeni pazarlarda yer alma şansı vermesi” gibi
önemli avantajlar sunmaktadır (Walczuch vd., 2000; Nath vd., 1998; Poon and
Swatman, 1999)”.
Müşterilerin geleneksel alışveriş yöntemlerinde günün belirli saatlerinde
gerçekleşiyorken e-ticaret ortamında günün yirmidört saati, tatil günleri de dahil olmak
üzere hizmet sunabilmesi işletmelerin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesini
sağlayacaktır (Turban 2004).
51
Sistem düşük fiyatlarla alternatifler sunmakta ve daha düşük maliyet avantajı
sağlayarak, klasik alışveriş olgusunun kısıtladığı coğrafi bağımsızlık işletmeler
açısından pazarın geneline ulaşmak adına büyük avantaj sunmaktadır. İnternet
ortamında günün her saati haftanın her günü hizmet veren bir alışveriş sitesine
dünyanın her yerinden her dileyen ulaşabilmektedir. Klasik alışveriş ortamında ise bu
durum günün belirli saatleri, haftanın iş günleri ve sadece dükkanların bulunduğu
alanlarda kısıtlı kitlelere kısıtlı zamanda hizmet verilmektedir.
E-ticaretin sunduğu sistem KOBİ’ler için de küçük birer işletme olarak büyük
çaplı işletmelere karşı en büyük dezavantajı olan coğrafi kısıtlılık konusunun
aşılmasında faydalı olmaktadır (Chong,2008). İnternetin global kullanımı ve hizmet
hakkında bilgi ve talebe sınırları aşarak ulaşılabilmesi için önemli bir avantajdır.
Dolayısı ile e-ticaret olgusu işletmelere dünya çapında bir rekabet ortamında özellikle
ulaşılabilir olmak konusunda eşit şartlar sunmaktadır (Lawson ve Body, 2008).
E-ticaret sistemleri ile işletmenin ürünün müşteriye ulaşmasındaki sürecin
analizinin elde edilmesi gibi bir avantajı da vardır (Porter,2001). E-ticaret
sistemlerinin kişisel bilgileri içeren üyelik başvuruları ile oluşmasından dolayı
müşterilerin tercihleri, satın alma alışkanlıkları, yatkınlıkları, ürün tercihi üzerine
davranışlarına dair veriler elektronik ortam üzerinden yaş, cinsiyet, millet ve türevi
sınıflara ayrılarak incelenebilir ve işletmenin geleceğe dair stratejilerinde
kullanılabilir. Çünkü her bir üyelik ve o üyelik ile yapılan alışveriş, ürün incelemesi,
yorumlar bir müşteri profili oluşturacaktır (Rosenfield, 2001). İşletmelerin ihtiyacı
olabilecek anlık veri analizleri, genel vaziyet veya spesifik bir başlığın incelenmesi
gereğinde ihtiyaç duyulan verilere ulaşmak sistematik ve hızlı olacaktır. Bu verilere
52
ulaşım ile fiyatlandırma politikasından, ürün sunumuna, pazarlama stratejisine kadar
birçok alanda stratejik adım atma kabiliyeti sunacaktır. Ayrıca sözü geçen veri
zenginliği yenilikçi ve inovatif bir tutum sergilemek isteyen firmalar için de hareket
kabiliyeti sağlayan bir avantaj olarak değerlendirilebilir (Turban, 2004).
İşletmelerin sahip olduğu beceri ve deneyimler o şirketin sahip olduğu beşeri
sermayedir. Teknolojiye adapte olabilme hızının, seviyesinin rekabette önemli bir
unsur olduğu e-ticaret sektöründe bir işletmenin sahip olduğu deneyim rekabette öne
geçme adına önemli bir unsur olarak atfedilmektedir (Sparling vd, 2007).
2.7. E-Ticaretin Benimsenmesi Önündeki Engeller
Yapısı ve yakın tarihte oluşmasından dolayı e-ticaret platformları iş dünyasının
geneli tarafından az bilinen bir araçtır. Düşük bilinirlik seviyesinin neticesi olarak iki
bariyerden söz etmek mümkündür; E-ticaret platformunun sunacağı Pazar
fırsatlarından habersizlik ve sistemin işleyiş şekli ve yöntemi hakkındaki bilgisizlik
öğeleri iki önemli bariyer olarak görülmektedir (Lawrence,1997).
Bu bilgisizlik ve ilgisizlik ortamı ilerideki çoğu örnekte olacağı gibi yeni
bariyerleri de peşi sıra getirmektedir; e-ticaret adaptasyon sürecinde dış kaynaklardan
hizmet alımına yüksek derecede bağımlılık (Quayle, 2002). İşletmelerin konuya
uzaklığı, isteksizliklerine rağmen zorunluluktan dolayı e-ticaret ile tanışmaları
durumunda, işletmenin bu ihtiyacı konunun uzmanı kuruluşlardan temin etmesi
ihtiyacını doğuracaktır. Bu ihtiyaç; maliyet gibi önemli bir mevzuyu da su yüzüne
çıkaracaktır.
53
E-ticaret olgusu hızlı gelişen ve sürekli değişen bir yapıda olduğundan dolayı
işletmelerin adapte olması da bu çalışmada diğer bölümlerde belirttiğimiz sebeplerden
dolayı değişkenlik göstermektedir. E-ticaret uyumuna en büyük engel olarak ve ilk
olarak adaptasyon sürecinin çok yüksek maliyetli oluşu ortaya çıkmaktadır
(Riquelme,2002). Zamanın para olarak algılandığı kapitalist sistemde e-ticaret
uygulamalarına ayrılacak vaktin işletmenin para kazanmaya ayıracağı vakitten
gideceği düşüncesi de e-ticaret adaptasyonunda bir bariyer olarak ifade edilmektedir
(Walzuch, 2000).
Bir başka engel olarak; e-ticaret platformu yeni gelişen ve klasik işletme
anlayışından oldukça farklı bir algı ve kültür gerektiren bir yöntem olması sonucunda
uygulanması çok karmaşık bir yöntem oluşudur (Quayle,2002). Bu anlayışın çalışanlar
üzerindeki etkisi yeni bir bariyeri doğurmaktadır. Çalışanlar ve yönetim tarafından eticaret platformunun kendi işletmelerinin çevresine uygun olmadığı düşüncesi
adaptasyon süreci önündeki önemli bir bariyerdir (Poon&Swatman,1997). Aynı
düşünce tarzının işletmenin ürün gamına uygun olmadığı düşüncesi de bir bariyer
olarak sayılmalıdır (Walzuch,2000).
Yukarıda bahsettiğimiz karmaşıklık ve gerekli olan kültürün olmadığı
durumlarda işletme içerisinde çalışanların teknolojiden korkusu yüzünden oluşan
organizasyon direnişi de bir başka bariyer olarak kaydedilmelidir (Lawrence,1997).
Çalışanların bu korkusunun kaynağı olan bilişim teknolojisine olan yabancılık da ilgili
başka bir bariyer olarak sayılabilir (Riquelme,2002;Lavrence,1997;Turner,2002).
E-ticaret platformlarının yeni gelişen bir ortam olması bir başka bariyeri de
akabinde başka bir sorunu getirmektedir; her işletmenin farklı ihtiyaçları farklı ürün
54
gamına sahip olması her bir e-ticaret adaptasyonu sürecini eşsiz hale getirmektedir. Bu
durum bir problemi yaratmaktadır; her işletmenin ihtiyaçlarına cevap verebilecek
şekilde bir donanım ve/veya yazılım desteği bulunmamaktadır. (Lawrence,1997).
Tablo 2. E- ticaret benimsenmesi önündeki engeller
E-Ticaret Adaptasyonuna Etkiyen
Engeller
Çalışma Yapan Akademisyenler
E-ticaret adaptasyonunun yüksek
maliyetli oluşu.
Iacovou et al (1995); Fielding (1996);Lawrence
(1997); Purao & Campbell (1998); Van Akkeren &
Cavaye (1999); Riquelme (2002); Quayle(2002)
E-Ticaretin uygulanmak için çok
karmaşık bir sistem oluşu.
İşletmelerin ihtiyaçlarına uyum
sağlayacak donanımların yoksunluğu.
Çalışanlar arasında yeni teknolojiye karşı
olumsuz tutumun varlığı.
Mevcut klasik yöntemlerin (yüz yüze
,telefon, faks yolu ile) kullanılmasında
çalışanlar tarafından ısrar edilmesi.
Bilişim teknolojileri kabiliyetlerinden
yoksunluk.
E-ticaretin uygulanması için yeterli
zaman ayırılamaması.
E-ticaretin işletmenin tarzına uygun
olmadığı inancı.
E-ticaretin sunduğu şans ve fırsatlardan
haberdar olunmaması.
E-ticaret konusunda bilgi yoksunluğu.
E-ticaretin güvenirliliği konusunda
tedirgin olunması.
E-ticaret adaptasyonunda dış kaynaklara
bağımlı kalınma ihtimali.
E-ticaret standartlarının oluşmamış
olması.
Kaynak: Macgregor,2005,b
Fielding (1996) ; Quayle (2002)
Lawrence (1997)
Lawrence (1997); Van Akkeren & Cavaye (1999)
Lawrence (1997); Poon& Swatman(1999); Venkatesan
& Fink (2002)
Iacovou (1995); Lawrence (1997); Damsgaard &
Lyytinen (1998); Van Akkeren & Cavaye (1999);
Quayle (2002); Riquelme (2002); Chau & Turner
(2002)
Lawrence (1997); Van Akkeren & Cavaye (1999);
Walczuch et al (2000)
Iacovou et al (1995); Abell & Limm (1996); Poon &
Swatman (1997); Hadjimanolis (1999)
Iacovou et al (1995); Quayle (2002)
Lawrence (1997)
Abell and Limm (1996); Purao & Campbell (1998);
Hadjimanolis (1999); Van Akkeren & Cavaye (1999);
Poon & Swatman (1999); Quayle (2002); Riquelme
(2002)
Abell and Limm (1996); Hadjimanolis (1999)
Robertson & Gatignon (1986); Tuunainen (1998)
2.8. Türkiye’de E-ticaretin Gelişimi ve Bugünkü Durumu
İnternet kullanımı son yıllarda ülkemizde de daha yaygın hale gelmekte ve
tüketiciler tarafından daha çok benimsenmektedir. Gelişen teknolojik altyapı
işletmeler ve müşterilerin konuya olan ilgisini arttırmaktadır. OECD kayıtlarına göre
55
Türkiye’deki internetin yayılma oranı 295% oranında yükselme göstermektedir. Bu
yayılma oranının işletmelerin pazar gelişimine olan ilgisini arttıracağı aşikar bir
düşüncedir (OECD,2013).
Ülkemizde E-ticaret olgusu 20 yıldır.tr alan adlarının varlığı ile başladığı ve
sürdüğü öne sürülebilir (BST,2013). Geçen bu süre içerisinde kendi Pazar büyüklüğüne
göre Türkiye’de oldukça hızlı potansiyel kazanmış bir e-ticaret ortamı vardır. Bu siteler
genel olarak perakende sektörü üzerine hizmet veren işletmelere aittir. Hepsiburada,
GittiGidiyor, Markafoni, Limango Ve Trendyol bu siteler arasında en göze batanlarıdır.
Öyle ki Türk e-ticaret firmaları yurtdışı yatırımcılarının dikkatini çekmeye
başlamış ve yatırım tercihleri arasına yerleşmişlerdir. eBay, Amazon Ve Intel Gibi
önemli yabancı oyunculardan ciddi seviyede yatırım çekilmiş ve günümüz global
pazarında bir yer edinmeyi başarmıştır (BST,2013).
Bu bilgilerden yola çıkarak Türkiye’nin e-ticaret arenasında dünyadaki
konumunu belirlemeye çalışmak doğru bir hareket olmaz. Çünkü bu tür bir sıralama
yapılabilmesi için gerekli veriler bulunmamaktadır. Fakat öte yandan internet
kullanımına dair veriler ile bir çıkarım yapmak da mümkün gözükmektedir. Dolayısı
ile ilk olarak kullanıcı sayıları üzerine bir karşılaştırma yapılması gerekirse Avrupa
Birliği ülkelerinde internet kullanıcısı oranı %71 iken ülkemizde bu oran %43’te
kalmaktadır. Kullanıcı sayısı çokluğunda “Avrupa’da Sadece Birleşik Krallık, Fransa,
Almanya Ve Rusya’da Türkiye’den Daha fazla kullanıcı olduğu gözlemlenmektedir.”
(BST,2013). Bu düşük göstergelerin sebeplerinden biri olarak ülkemizde internet
erişim noktalarının %16’lık kısmının internet kafelerden yapılıyor oluşu olarak
yorumlayabiliriz (TÜİK,2012).
56
Diğer taraftan bir başka olumsuz gösterge ise Türkiye’de yapılan perakende
satış oranının tüm satışlar içerisinde sadece %1’lik bir kısım tutmasıdır (EIU,2012).
Deloitte türkiye’nin proje danışmanlığını yaptığı Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği
(TÜBİSAD) tarafından Türkiye e-ticaret pazar analizi sonucunda Türkiye e-Ticaret
2014 Pazar Büyüklüğü raporuna göre Türkiye e-ticaret pazar büyüklüğü bir önceki
seneye göre %35 büyüme göstererek 18,9 milyar TL’ye ulaşmıştır . Sektörel bazda
baktığımzda ise en hızlı büyümeyi %47 ile çok kanallı perakende kategorisinde
göstermiştir (TÜBİSAT,2015).
Pazarda en büyük payı 6,8 milyar dolar ile tatil seyahat, 6,5 ile online
perakende sektörü alırken, pazarın geri kalanını 3,5 milyar tl ile çok kanallı perkande
kanalları ile 2,1 milyar tl ile online bahis siteleri almıştır (TÜBİSAT,2015).
Dünya çapında 2015 yılında beklenen e-ticaret hacminin 1 trilyon 700 milyar
dolara yükselmesi beklenirken, Avrupa’ nın e-ticaret hacmi 153 milyar Euro
seviyesinde ve bunun % 30’luk kısmının Almanya’da olduğu göze çarpmaktadır.
Küresel ekonominin bir diğer büyük oyuncusu olan Amerika ise 275 milyar Dolar’lık
e-ticaret hacmine sahip görünüyor. Geçen seneye oranla %50 büyüme gösteren Çin
ise pazar payından 181,62 milyar dolar ile diğer büyük oyuncu olarak göze
çarpmaktadır.
Ekonomik veriler ve büyüme hızı baz alındığında bu rakamların 2018 yılına
kadar Avrupa için 272 milyar Euro, Almanya için ise 55 Milyar Euro’ ya ulaşılacağı
tahmin edilmektedir. Amerika’nın ise 2018 yılı için payını 281 milyar Dolar’a
çıkaracağı tahmin ediliyor.
57
Türkiye’de de e- ticaret hacminin yıllara göre hızlı bir ivmeyle büyüdüğü yıllık
yaklaşık %35lik büyüme sağladığı söylenebilir. Dünya e-ticaret sektöründe
Türkiye’nin pazar payı %5 ile %10 arasında olduğu düşünülmektedir. (Eticaretmag,2015).
İnternet kullanım süresi söz konusu olduğunda Türkiye gelişmekte olan
ekonomiye sahip ülkelere benzer bir davranış profili çizmektedir; ComScore’a göre,
Türk İnternet kullanıcıları, haftada ortalama 38 Saat online olmaktadır. Bu Rakam
BRICI Ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin Ve Endonezya) Gibi gelişmekte olan
diğer ülkelerle aşağı yukarı aynıdır, ancak Birleşik Krallık (26 saat), Fransa (24 saat)ve
Almanya (20 saat) gibi gelişmiş ekonomilerdeki ortalamalardan çok daha fazladır
(BST,2013).
Türkiye’de genel olarak kullanıcı odaklı sorunlardan söz edebiliriz. Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından yapılan araştırmaya göre her üç internet kullanıcısından
biri İnternet üzerinden alışverişin güvensiz bir sistem olduğundan dolayı tercih
etmediğini söylemektedir (TÜİK,2012).
İnternet erişim oranlarının bölgesel dağılımı da farklılık göstermektedir.
Kentsel kesimde internete erişim oranı %57, kırsal alanlarda ise bu oran %26 gibi
düşük bir değerde kalmaktadır (TÜİK,2012).
Bu veriler ile yola çıkılarak bir yorum yapılması gerekirse Türkiye’nin e-ticaret
kullanım oranı altyapı ve internet kullanım kültürü ile paralel gelişmektedir. Zaman
içerisinde sistemin gelişmesi ile haline evrimleşecek olduğu söylenebilir (Ulaş,
Çalıpınar ve Marşap,2012).
58
2.9. Elektronik Ticaretin Ekonomik Etkileri
İnternet üzerinden yapılan işletme faaliyetleri ekonominin makro boyutunda
değişikliklere sebep olabilir. Klasik ticaret anlayışının aksine elektronik ticaret
kuralları kökünden değiştirmektedir. İşletmelerin temel amacı olan kar gütmek aynı
kalmakla birlikte maliyetlerden kısma, avantaj elde etme, rekabette öne geçme gibi
unsurlar da bir o kadar önemli hale gelmiştir. Bu değişimler ekonomide büyük
değişiklikler olarak yansımakta, ortaya çıkmaktadır.
E-ticaret platformuna uyum sağlamak adına yapılan yatırımlar sonucu
işgücünde verimlilik artacaktır ve buna bağlı olarak maliyetler kısılacak ve genel
çerçevede ekonomik büyümede etkili olacaktır (Moelhi,2009).
En kolay gözlenen ekonomik etki ticaretin önündeki engellerin kalktığı daha
etkin aktörlerin bulunduğu bir ekonomi olmasıdır. Teknolojinin hızlı gelişimi
ekonomiye de paralel bir şekilde yansımaktadır (Bozkurt,2000). Bu serbestinin
bulunduğu ortamda işletmelerin piyasaya giriş ve çıkışlarında, reklam, pazarlama
aktiviteleri gibi konularda büyük işletmeler ile küçükler arasındaki fark kalkmaktadır
(Swann ve Peter,2007).
Daha detaylı paragraflarda sıralamak gerekirse;
E-ticaretin maliyetlere etkisi; üretim girdilerinin azalmasına sebep olarak,
satınalma ve sipariş alma süreçlerini arttırarak, satış sonrası hizmet sunumunun
maliyetini de düşürmektedir (Ersoy,2000). E-ticaret sürecinin sunduğu fiziksel altyapı
maliyetlerinin azalması, personel sayısının otomasyona bağlı olarak düşmesi,
59
tüketicilerin ve alışkanlıklarının izlenebilmesi gibi hususlar sağlanan maliyet
avantajlarıdır (Yazıcı,2002).
Fiyatlara etki; müşterinin satıcının sunduğu ürün veya hizmete hiçbir aracı
olmadan, fiziki bir mekan olarak mağaza ihtiyacı olmaması, irtibat kişilerine ihtiyaç
duyulmaması gibi unsurların satıcının maliyetlerinden kısılması sonucunda satıcı
tarafından fiyatlara da yansıtılacaktır (Bozkurt,2000).
Rekabete etkisi ise; diğer alanlardan daha ciddi ve derin boyutlarda olmuştur.
Küçük ölçekli işletmelerin büyük kurumsal şirketlere nazaran daha esnek bir yapıda
oluşu sebebi ile kolay uyum sağlama yetenekleri ile e-ticaretin ihtiyaçlarına,
gelişmelerine büyük şirketlerden daha hızlı adapte olmalarıdır. Büyük işletmelerin
diledikleri coğrafyaya ulaşabilmeleri mümkünken KOBİ’ler için aynı husus geçerli
değildir. E-ticaret platformu bu durumu tersine çevirerek küçük işletmelere de tüm
coğrafyalara ulaşarak rekabet edebilme gücü vermiştir (Banger,2000).
Pazarlama unsurlarında e-ticaret platformunun sunduğu eşitlikçi ortam, küçük
işletmelere düşük maliyetler ile etkili stratejiler geliştirerek kurumsal ve büyük
işletmeler ile boy ölçüşebilme fırsatı sunmaktadır.
Verimliliğe etkisi; Yukarıda sayılan sebepler de dahil olarak daha az gider ve
artan girdiler sayesinde verimliliğin artışı aşikar bir tablo olarak ortaya çıkacaktır. Tüm
bunların yanında zamandan kazanılan avantaj, otomasyonun verdiği düşük yanlış
ihtimali gibi unsurlar verimlilik oranını arttırmaktadır (Altun,2005).
Pazar yapılarına etkisi; Fiziksel olarak somut bir ortamdan evrimleşerek eticaret platformu ile soyut bir pazara geçiş sağlanması ile somut pazarın sunduğu mesai
60
saatleri sınırı, ürünün mağaza stoklarındaki kısıtlılığı, iletişimin sınırsız ve zamansız
oluşu gibi etkiler pazarın yapısının da değiştiğini göstermektedir (Özbay ve
Akyazı,2004).
İşletmelerin yapısına etkisi; e-ticaret platformlarının çoğu personel ihtiyacını
ortadan kaldırması sebebi ile organizasyonel yapıda değişikliklere sebep olacak
şekilde etkilendiği açıktır.
İşletmelerin pazarlama anlayışına etkisi; Klasik satış yöntemlerinde alıcı ile
satıcı arasındaki paydaşların çokluğu ve bu durumun pazarlamaya etkisinin, e-ticaret
ile alıcı-satıcı arasında hiçbir aracının olmayışı işletmelerin pazarlama karmasındaki
yöntemlerinde değişikliklere sebep olmaktadır. İşletmelerin pazarlama önceliği
kullanışlı, müşeteri odaklı bir internet sitesi yaratmak olmuştur. İnternet üzerinden
yapılan reklamlar, viral kampanyalar ise klasik satış yöntemine ait pazarlama
stratejilerinden farklı olan detaylardır.
E-ticaretin istihdam üzerindeki etkisi; Perakende sektöründe olumsuz bir etkisi
olan e-ticaret öte yandan imalat ve hizmeti sunan işletmelerde teknik konular üzerine
ihtiyaç duyulan personelin artışına sebep olacaktır (Yazıcı,2002 ve Bozkurt,2000).
Ekonomik büyümeye etkisi; E-ticaret konsepti bilgi ekonominin bir parçası
olması sebebi ile istikrarlı bir büyümenin önemli sebepleri arasında görülmektedir
(Kargı,2006). Pazarda sınırları kaldırması, üretkenliği teşvik etmesi, coğrafi sınırları
ortadan kaldırması e-ticaretin büyümeye olan olumlu etkilerinin parçalarındandır.
61
2.10. Küme Üyesi İşletmelerde E-Ticaret Uygulamaları
E-ticaret kümelenmelerde söz konusu olduğunda, e-ticaret platformlarının
önemi, akademik anlam da dahil, göz ardı edilmiştir (Porter,1998). Porter’a göre
kümelenmeler işletmelerin kitlesel olarak belirli bir noktada organize olduğu ve belirli
bir konu üzerine uzmanlaşmış bir iş ilişkisi yürüten organizasyonlar olarak kabul eder
(Porter,1998).
Ayrıca özellikle son dönemde bölgesel gelişme hedeflendiğinde, kümelenme
oldukça popüler bir yöntem olarak ortaya çıkmakta ve kümelenmelerin başarı araçları
arasında inovatif yöntemler güderek e-ticaret platformlarından faydalanılması yer
almaktadır (Porter,2000; Palazuelos,2005).
Artık
şirketler
internet
ile,
şirketlerin
ve
ülkelerin
ihtiyaçlarını
öğrenebilmektedir. Teoride, daha açık küresel pazarlar, hızlı taşımacılık ve haberleşme
işletmelerin rekabet konumu etkisini azaltmaktadır.
Sonuçta küresel piyasalarda kurumsal ağlar yolu ile mesafeden bağımsız olarak
ulaşılabilir hale gelmesi rekabet avantajında mesafe kaynaklı ulaşım sorunu yaşayan
işletmeyi geride bırakmaktadır (Porter,1998,a).
Son dönemde popüler olmasına rağmen kümelenmelerde e-ticaretin kökleri
özellikle Avrupa Birliği içerisindeki programlar ile 1985 yılına kadar uzanmaktadır
(Doukidis,1993:23). Temel olarak bu adımlar Avrupa Birliği üyesi ülkeler içerisindeki
kümelenmelerin aktif, kolay ve verimli bir şekilde hem ülkeleri hem de birlik
içerisinde ticaret etmelerini hedeflemekteydi (Doukidis vd., 1998:42).
62
Basitçe tarif edilen bu ekonomik amaca benzer şekilde b2b e-ticaret
platformları da paralel bir hedef gütmektedir. Uzmanlaşılmış ürün veya hizmetler
üzerine gelişmiş ulaşılabilirlik sağlanması, işletmeler arası irtibatların, çalışmaların
düşük maliyeti ve son olarak da alınacak ürün ve hizmetlere yönelik tamamlayıcı
servis ve ürünlere kolay ulaşımdır. Porter bu özelliklerin kümelenme ve e-ticaret
platformlarında paralel olduğunu savunmaktadır (Porter,1998:a).
Bir başka akademik çalışmada ise, tekstil sektöründe yer alan küçük ve orta
ölçekli firmaların katıldıkları kümelenmelere ek olarak yaptıkları e-ticaret
faaliyetlerinin pazar taleplerine nasıl ulaşabildiğini, organize olmuş bir enformasyon
sisteminin firmalar arası koordinasyonu olumlu desteklediğini göstermektedir.
(Johsnton ve Lawrence,1998:21).
Klasik ticaret anlamında bakıldığında; E-ticaret ortamında gerçekleşen
işlemleri fiziksel temas olarak takip etmesi gerekmektedir. Fakat coğrafi bağımlılık
kümelenmelerdeki b2b e-ticaret sayesinde aşılmış ve ticaret ilişkisi sadece internet
servisini sağlayan firma ve müşteri arasından kurtulmuş olup, internet kullanma
kapasitesine sahip tüm firmalar arasında gerçekleşmeye başlamıştır (Castel, 2001).
Bilişim teknolojisinin bir nimeti olan e-ticaret ve bu sistemi kullanan
kümelenmelere ilk olarak, alanı ile de bütünleşik olan, bir Paris bölgesi kümelenmesi
olan “Cap Digital” verilebilir. Temel olarak bilişim teknolojileri üzerine kurulu bir
kümelenme olan ve ana konusu dijital ürün/hizmet/servis üzerine çalışan bir
kümelenmedir.
2006 yılında temeli atılan ve 2009 yılında aktif hale gelen Cap Digital yedi
yüzün üzerinde işletme ile bir kümelenme oluşturmaktadır. Verdikleri hizmetin doğası
63
gereği E-ticaret platformu kullanarak hizmet veren bu kümelenmede 2006 yılından
beri 440 adetin üzerinde proje gerçekleştirilmiş ve 1.350.000,00 Avro’nun üzerinde
gelir elde edilmiştir.
Bir başka örnek de Yunanistan’da bulunan EDI Kümelenme programı
paydaşlarıdır. EDI açılım olarak Electronic Data Interchange yani Elektronik Veri
Değişimi programıdır (Doukidis, 1998). Çoğu örneğe nazaran erken bir tarih olan 1992
yılında programa başlanmıştır (Kearney,1992). Çoğu yazara göre kümelenmeler
üzerine olan e-ticaret platformlarının bel kemiğini oluşturan ilk örnek olmuştur
(Raman,1996). Farklı sınıftan sektörleri de birleştirme özelliği ile iletişim ve
etkileşimin maliyetlerini de düşüren ilk örneklerden biridir (Manthou ve
Vlachopoulou,2001).
Yunanistan örneğindeki EDI programının hedeflerini sıralayabiliriz. İlk olarak
firmaları birbirleri ile çalışmaya zorlamak. İkinci olarak Yunan pazarı içerisinde ticari
etkileşimi arttırmak. EDI kullanıcısı işletme sayısını arttırmak, E-ticaret için gerekli
ve önemli altyapı ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem oluşturmak ve son olarak geleceğe
yönelik projelerde bir pilot pazar oluşturmaktır (Manthou ve Vlachopoulou,2001).
Diğer örneklere nazaran küçük ölçekte bir ekonomi içerisinde yer alan
Avustralya örneğinde ise ileri teknoloji ürünleri/hizmetlerinden ziyade doğal
kaynaklar üzerine bir yapılanma mevcuttur (Maude,2004). 2004 yılında yapılan bir
çalışmada girişimcilik oranında dünya listesinde ilk beşte yer alan Avustralya’da
küresel
ekonomik
büyümenin
en
önemli
aktörü
kümelenmeler
olmuştur
(Cripps,2009). Bu başarının odağında ise devlet politikası olarak kümelenmelerin
desteklenmesi ve kümeler arası ilişkilerin geliştirilmesi için gerekli altyapı ortamının
64
devletçe sağlanması olmuştur (Roberts ve Enright,2004). Fiziksel temas yollarının
geliştirilmesinin yanı sıra inovasyon kabiliyetinin aşılanarak bilişim teknolojisi
altyapısı sunularak gerek Avustralya içi gerek ise uluslararası firmaların Avustralya
kümelenmeleri ile alışverişe geçmesi sağlanmıştır. Oluşturulan altyapı ile uluslararası
pazarlara açılma yolu sunulmuş ve istikrarın sürekliliği adına önemli adımlar atılmıştır
(Macgregor ,2004,b).
65
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ESSİAD KÜMELENME ÜYESİ İŞLETMELER ÜZERİNE BİR UYGULAMA
3.1. Araştırma Modeli ve Hipotezler
3.1.1. Araştırmanın Amacı
Bu tezin amacı; kümeye dahil olan işletmelerin bulundukları küme hakkındaki
görüşleri ve kümenin yenilik yapma, rekabet edebilirlik, etkileşimli öğrenme
özellikleri üzerinde ne denli etkili olduğunun araştırılmasıdır. Alt amaç olarak küme
üyesi olan işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının tespiti hedeflenmiştir. Küme
üyesi işletmelerin e-ticaret yapması önündeki engeller ve elektronik ticareti yapan
işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı faydalar araştırılmıştır.
3.1.2. Araştırmanın Önemi
Küresel ekonominin getirdiği piyasa şartlarına uyum sağlamak, piyasada
tutunmak ve rekabet edebilir halde olmak için kümelenme firmalar için itici bir güç
olarak görülebilir. Ülkemizin kümelenme politikası ulusal rekabet edebilirliği
sağlamak amacı taşır. Bu bağlamda bölgesel kümelenme ile firmaların desteklenmesi
ve rekabetçi piyasaya uyum sağlaması kümelenme hedefleri için önem arz etmektedir.
Bu amaçlar doğrultusunda hareket eden kümelenmeler, üyesi olan işletmelere
de birçok fırsat sunmaktadır. Bu avantajlardan bazıları; işletmelerin inovasyon ile
kendini farklılaştırması, AR-Ge çalışmaları ile teknoloji yoğun üretime yönelmesi,
66
standartların yükseltilmesi, ortak araştırma geliştirme faaliyetlerinden yararlanarak
ortak tedarik, pazarlama kanallarını çeşitlendirme, ihracat ağını genişletme olarak
sıralanabilir.
Kümelenme girişimlerinin başarılı olabilmesi için öncelikli olarak küme
politikasının uygulanması için yönlendirmede bulunan kurumlar ve kümelenme
yöneticilerinin kümelenme kavramını, hedeflerini ve sağlayabileceği faydaları
özümsemeleri gerekmektedir.
Bu çalışma, küme üyesi işletmelerin kümeden beklentilerini ve üyesi olduğu
kümeyi nasıl algıladığını ortaya koymaktadır. Böylece küme için bir geribildirim
niteliği taşımakta, küme yöneticilerine iyileştirme çalışmalarında yol gösterici olma
özelliği taşımaktadır.
İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle KOBİ’ler sadece bulundukları bölgede,
ülke sınırları içinde değil, dünya pazarında rol alabilecek hale gelmiştir. Böylece
gelişmiş ülkelerin yanında gelişmekte olan ülkelerin KOBİ’lerinin de küresel
pazarlardan pay alması mümkün olmaktadır.
İletişim teknolojilerini gelişmesi ile pazardan pay alabilmek için kullanılan
yöntemlerin en yaygın olanı ise elektronik ticarettir. Ancak yapılan çalışmalar
elektronik ticaretin KOBİ’ler tarafından hala yeterince bilinmediği ve kullanılmadığını
göstermektedir.
Devletin girişimlerine rağmen KOBİ’ler için e-ticaretin benimsenmesi ve
fayda sağlaması için yapılan çalışmalar henüz yeterli seviyeye ulaşamamıştır. Bu
çalışma ülkelerin kalkınması ve rekabet gücünü artırması amacıyla desteklenen
67
sanayii kümelerine üye KOBİ’lerin elektronik ticareti benimsemesi önündeki
engellerin belirlenmesi açısından da önemlidir. Böylece KOBİ’leri elektronik ticaret
yapması önündeki engeller belirlenerek, adapte olmaları için atılabilecek adımların
belirlenmesi tezin bir diğer katkısı olabilir.
Yapılan araştırmada Türkiye’de KOBİ’lerin elektronik ticarete geçişleri
önündeki engelleri ve mevcut durumu inceleyen birçok çalışma olmasına rağmen
kümelenmelerde elektronik ticaretin rolünü bu ayrıntıda araştıran başka bir çalışmaya
rastlanmamıştır. Küme üyesi işletmeleri elektronik ticaret ile tanıştırabilmek veya
daha yaygın kullanmalarını sağlamak açısından neler yapılabileceği hakkında fikir
verebileceği, tezin bu anlamda literatüre, katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
3.1.3. Araştırmanın Problemi
Ülkemizde kümelenme özellikle pilot uygulamaların başarılı sonuçları
sonrasında 2013 yılı itibari ile gittikçe yaygınlaşmaktadır. Küresel piyasada yer
alabilmek ve yenilik ile farklılaşabilmek için kümelenme günümüz ekonomik
politikalarında önemli bir stratejidir. Dünyada özellikle son 20 yıldır KOBİ’ler
piyasalarda yerlerini koruyabilmek, rekabete katılabilmek, farklı pazarlara ulaşabilmek
için çeşitli yollar aramaktadır. Rekabet ortamındaki güçlü işletmelerin varlığı KOBİ’leri
işbirliğine yönelerek çevresini genişletmeleri üzerine yoğunlaşmıştır.
KOBİ’lerin kaynak bulma, son teknolojileri takip etme, verimlilik artışı,
nitelikli iş gücü sağlama, AR-Ge çalışmaları yapma, finansman fırsatları gibi birçok
konu ile tek başına uğraşması oldukça güç ve maliyetlidir. Kümelenmenin bu iş
68
yükünün paylaşılması için KOBİ’lerde etkisi araştırmanın ana problemi olarak
belirlenmiştir.
Küresel ekonomide farklılaşan ürünlerin pazarlanması ve iletişim kurulması
için bir pazarlama türü olan elektronik ticarete bakış açısı diğer bir problemdir.
Elektronik ticaretten sağladığı faydalar ve elektronik ticareti benimsemeleri önündeki
engellerin belirlenmesi araştırmanın problemi olarak belirlenmiştir.
3.2. Araştırmanın Hipotezleri
Ekonominin lokomotifi olan KOBİ’lerin sosyal ve ekonomik anlamda etkisi
göz önünde bulundurulduğunda kümelenme önemli bir destek yöntemidir. Bunun
yanında pazarlara girme ihtiyacı irdelendiğinde elektronik ticaret popüler ve ucuz bir
yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çalışmada irdelenecek hipotezler:
H1: Gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmek isteyen ve istemeyen işletmeler ile
kümeden sağlanan faydalar arasında anlamlı bir farklılık vardır.
H2: İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmalar arasında kümeden sağlanan
faydalar arasında farklılık vardır.
H3: İşletmenin elektronik ticaret yapma eğiliminin e-ticaret algısı üzerinde
etkisi vardır.
H4: İşletmenin ihracat yapması ile elektronik ticaret yapması önündeki
engeller arasında anlamlı bir farklılık vardır.
69
3.3. Veri Toplama Yöntemi, Anket Formu Hazırlanması ve Ölçekler
3.3.1. Araştırmanın Yöntemi
Araştırmanın uygulaması anket yöntemiyle toplanan verilerin istatistiksel
analizine dayanmaktadır. Veri toplama sahada yüz yüze görüşme, telefonda mülakat
ve anket, elektronik ortamda e-posta yoluyla gerçekleştirilmiştir. Anket uygulaması ve
görüşmeler işletmenin yöneticisi veya konu ile ilgili üst düzey bir yetkili ile
gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışma teorik ve uygulama olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. İzmir
birinci organize sanayii bölgesinde yer alan iklimlendirme sanayii iş kümesi üzerinde
uygulanmıştır. Tek sektörün seçilmesi sektörel farklılıkları ortadan kaldırmıştır.
Kümeye dahil olan aktif 46 KOBİ’ nin tamamının anketi doldurması sağlanabilmiştir.
Bu araştırma KOBİ yöneticileri için geliştirilmiştir. Anket KOBİ'lerin e-ticareti
benimsemesi önündeki engelleri belirlemek ve yöneticilerin tutumlarıyla ilgili veri
toplamak amacıyla kullanılmıştır. E-ticareti kullanmayan KOBİ'lerin e ticaret
kullanımı önündeki engellerin önem derecesinin belirlenmesi istendi. Bunun için
Likert ölçeği kullanıldı ve 1 önemsiz den 5 çok önemliye doğru derecelendirildi.
 İşletmenin temel bilgileri (çalışan sayısı, satış şekli, ürün satış türü, mali
bilgileri, hedef pazarları)
 Temel düzeyde teknoloji ile ilişkisi (elektronik haberleşme şekli, aktif
internet kullanımına yönelik sorular, elektronik ticaret tanımı)
 E-ticaret kullanan işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı avantajlar
70
 E-ticaret kullanmayan işletmelerin elektronik ticaret yapması önündeki
engeller
 Kümelenmenin işletmeye sağladığı katkılar.
Uygulama iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren UR-Ge projesi üyesi
işletmeler ile gerçekleştirilmiştir. İmalatçı, hizmet faaliyeti gösteren ve al-sat yapan
işletmelerin hepsi dahil edilmeye çalışılmıştır. Anket içerik olarak 4 ana bölüm ve 80
sorudan oluşmaktadır. Anketin başında içerik hakkında işletmeleri bilgilendirmeye
yönelik kısa bir metin hazırlanmıştır. Anket soruları ise sırası ile literatürden elde
edilen
işletmelerin
kümelerden
sağladıkları
faydalara
ilişkin
literatürdeki
boyutlandırmalara sadık kalınarak derlenmiştir. Elektronik ticaretten sağlanan fayda
algısı soruları literatürden derlenmiştir. Elektronik ticaret önündeki engel algısı için
MacGregor and Vrazalic (2005,a)’un “elektronik ticaret adaptasyonu önündeki
bariyerler’’ ölçeği kullanılmıştır.
Araştırmaya konu olan işletmelerin kümelerden sağladığı yararlar üç alt
boyutta incelenmiştir. Bunlar Ölçek ekonomisi etkisi, Verimlilik ve esneklik etkisi,
Öğrenme ve Yenilikçilik etkisidir.
Araştırmanın alt konusu ise işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının
ölçülmesine yönelik sorulardan oluşur. Bu sorular elektronik ticaretten sağlanan
faydaları ve elektronik ticaret yapmayan firmalar tarafından elektronik ticaret
yapmaları önündeki engelleri araştırmaya yönelik anket soruarından oluşur.
Elektronik ticaret yapma önündeki engeller anketinde iki alt boyutu vardır. Bu alt
boyutlar işletmelerin elektronik ticaret uygulamanın çok zor olduğunu düşünmesi ve
71
elektronik ticaretin işletmeleri için elverişsiz yani uygun bir yöntem olmadığı
yönündedir.
3.3.2. Evren ve Örneklem Seçimi
Anketin uygulanacağı örneklem seçilirken öncelikle OSTİM Sağlık kümesi ve
Samsun Sağlık kümesi yöneticileri ile görüşmeler yapılmış, ancak sektörel olarak
kamu kurumlarına hitap etmeleri nedeni ile e-ticarete yönelik bir çalışma yapmak
istemediklerini belirtmişlerdir. Yeni açılmakta olan İstanbul Tekstil Kümesi ile
görüşülmüş ancak kümenin yeni faaliyete geçecek olması nedeni ile mevcut
durumunun
tespitinin
mümkün
olmadığı
anlaşılmıştır.
Eskişehir
Seramik
Kümelenmesi ile yapılan görüşmeler sonucunda; kümenin hedefleri arasında e-ticaret
yapılmaması ve sektörün uygun olmaması nedeni ile yapılamamıştır. Antalya
Narenciye Kümesi ve Turizm Kümeleri de benzer şekilde e-ticaret faaliyetleri için
çalışma yapmayı düşünmediklerini ifade etmişlerdir. Gaziantep Ayakkabı Kümesi ise
firmaların çok küçük boyutlu olması ve küme yöneticileri tarafından henüz e-ticaret
için yeterli seviyede görülmemeleri nedeni ile çalışmaya katılmamışlardır. 400 üyeye
sahip ODTÜ Bilişim Kümesi ise küme üyesi firmaların coğrafi yakınlık
gözetilmeksizin kurulduğu için mail yolu ve kümenin web sitesinde anket duyurusu
yapılmasına rağmen yeterli sayıda dönüş alınamamıştır. Yine Konya otomotiv
sektörüne ait Otomotiv Yan Sanayi İş Kümesi ve Konya Döküm Kümesi üye
firmalarına gönderilmiş ancak yine yeterli sayıda firmadan dönüş alınamamıştır.
ESSİAD kümesi ise 3 yıldır faal olan bir küme olarak hem kümenin değerlendirilmesi,
hem de e-ticarete fikrine olumlu bakmaları nedeni ile çalışma yapmayı kabul etmişler
ve küme çalışanları ile yapılan ortak çalışma ile yüyüze anket yöntemi ve
72
ulaşılamayanlar için mail yolu, telefon ile görüşmeler yapılarak anketleri doldurmaları
sağlanmıştır. Anket 46 üyesi bulunan ESSİAD kümesinin tamamına uygulanmıştır.
Küme firmaları İzmir, Antalya ve Türkiye’de İklimledirme sanayiinde tek olan
kümenin tüm firmalarına ulaşılması nedeni ile tam sayım yapıldığı farz edilmiştir.
Anketin uygulanacağı örneklem lokasyon için bazı kısıtlar dikkate alınmıştır.
Bu kısıtlar;
 Kümelenmenin merkezi Konumu başkent olan bir merkezde olmalı.
 Kümeye dahil olan Kobilerin bir odaya üye olması beklenmektedir.
 Küme tam kapsamlı eğitim kurumlarının bulunduğu bir bölgede olmalı.
 Kümenin bulunduğu yerde sektörün, pazarın, büyüklüklerinin, işletmelerin
yaşlarının her kesitinden olması beklenir.
3.3.3. Sınırlılıklar
Kümelenmeler hakkında görüşler alınırken yalnız bir küme ile çalışılması
işletmelerin kümelere bakış açısı konusunda yapılacak yorum ve öneriler kısıtlı
kalmıştır. Ayrıca farklı sektörlerde çalışılmamış olması işletmelerin kümlenmeye
bakış açısını kısıtlı kılmıştır.
Sektöre bağlı tüm KOBİ’lere ulaşılmamış olması çalışmanın iklimlendirme
sektörünün elektronik ticarete bakış açısı konusunda yapılacak yorum ve öneriler
kısıtlı kalmıştır. Farklı sektörlerde çalışılmaması elektronik ticarete bakış açısını kısıtlı
kılmıştır.
73
3.4. Veri Analizi
Veriler SPSS 22 İstatistiksel paket programı aracılığıyla analiz edilmiştir.
Verilerin analizinde kullanılan yöntemler betimsel istatistikler, güvenirlik analizi,
faktör analizi, çoklu regresyon analizi ve ilişkisiz gruplar t- testi analizleridir.
Hipotezler regresyon analizi ve ilişkisiz gruplar t-testi analizlerinden çıkan sonuçlara
göre yorumlanmıştır.
3.4.1. Betimleyici İstatistikler
Bu bölümde, araştırmaya katılan işletmelerin demografik özelliklerinin ortaya
konulması, ESSİAD Kümelenme üyesi işletmelerin etkinliğinin değerlendirilmesi amacı ile
mutlak ve nispi frekansları içeren betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır.
74
Tablo 3. İşletmelerin Demografik özelliklerine göre dağılımı
Değişken
Çalışan sayısı
1-9 çalışan sayısı
10-49 çalışan sayısı
50-249 çalışan sayısı
250 ve üzeri çalışan sayısı
Yaş Ortalaması
20-30 Yaş
31- 40 yaş
41- 50 yaş
Ürün Satış Şekli
Kendi markası
Fason
Her ikisi de
Alım-Satım
Uygulama-montaj
Ürün Satış Türü
Nihai Ürün
Yarı mamül
Her ikisi de
Hizmet
KOSGEB Üyeliği
Var
Yok
İhracat
Var
Yok
İşletmenin Hedef İhracat Pazar Sayıları
1-4 Ülke
5-10 Ülke
11-20 Ülke
İşletmenin Geleceğe Dönük İlk Yatırım Planı
Üretim alanı
Pazarlama alanı
Bilişim Alanı
Henüz Karar Vermedim
Yatırım Planım Yok
3 Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği
Evet
Hayır
Tablo.3
ile
işletmelerin
demografik
Frekans
( fi )
Yüzde
(%)
12
22
12
0
26.1
47.8
26.1
0
15
27
4
32.6
58.7
8.7
16
5
15
4
6
34.8
10.9
32.6
8.7
13.0
26
7
5
8
56.5
15.5
10.9
17.4
34
12
73.9
26.1
30
16
65.2
34.3
7
11
8
27
42.3
30.7
29
21
3
4
3
45
45.7
6.5
8.3
6.5
31
10
75.6
24.4
özelliklerine
ilişkin
dağılımlar
incelendiğinde; kümelenme üyesi işletmelerin %26.1’inin 1-9 çalışan arası,
%47.8’inin 10-49 arası çalışan sayısı, %26’sının ise %26.1 çalışan sayısına sahip
olduğu görülmektedir. 250 ve üzeri çalışan sayısı olan büyük ölçekli işletme
bulunmamaktadır.
75
Sektöre ait işletmelerin çalışanlarının yaş ortalamalarının %32.6’sı 20-30 yaş
aralığı, %58.7’si 31-40 yaş aralığı, %8.7’sinin de 41 yaş üstü çalışan profiline sahip
olduğu görülmüştür.
İşletmelerin ürün satış şeklini incelediğimizde; %34.8’inin sadece
kendi
markasını kullandığını görmekteyiz. %10.9’luk bir kesim ise sadece fason üretim
yapmaktadır. Her ikisini yapan işletme sayısı %32.6 olarak belirlenmiştir. İşletmelerin
%8.7’si alım satım yaparak aracı konumundayken, %13’ü uygulama montaj çalışması
yapmaktadır.
İşletmenin ürettiği ürün veya hizmet şekli incelediğinde; %56.5’inin sadece
nihai ürün, %15.5’inin sadece yarı mamül ve %10.9unun her ikisini de üretirken,
%17.4’ünün de hizmet üretimi yaptığı belirlenmiştir. İşletmelerin hepsi KOBİ olup;
%73.9’u KOSGEB’e üye iken %26.1’i KOSGEB’e üyeliği bulunmamaktadır.
İşletmelerin dış pazarlara açılma durumu incelendiğinde; %65.2’sinin ihracat
yaptığı, %34.3’ünün ihracat yapmadığı belirlenmiştir. Yeni Pazar kanallarına ulaşmak
isteyen işletmelerin hedef edikleri ihracat pazar sayıları incelendiğinde; 1 ila 4 ülke
arası ülke hedefleyen işletmelerin %27, 5 ila 10 ülke hedefleyenlerin %42.3, 11ila 20
ülke üstü hedefleyenlerin ise %30.7 aralığında yoğunlaştığı görülmüştür.
İşletmenin küresel piyasada tutunmaları için yaptıklarını incelebilmek için
geleceğe dönük yatırım planları sorulmuştur. Geleceğe dönük ilk yatırım planı %45
ile pazarlama ve üretim alanlarında olmuştur. İkinci olarak %6.5’lik pay ile
işletmelerin cok azı bilişim alanında yatırım yapmaktan bahsetmiştir. %8.3’ü henüz
bir yatırım planı olmadığını, %6.5’inin gelecek 3 yıl için bir yatırım planı olmadığı
görülmektedir.
76
İşletmenin yenilik yatkınlığını ölçmek için sorulan 3 yıl içinde yeni ürün
üretme istiyor musunuz? Sorusunu %75.6’sı olumlu cevaplarken, %24.4’ünün yeni
ürün üretmek gibi bir düşüncesi olmadığı tespit edilmiştir.
Tablo 4. E-ticaret Yapan İşletmelere Yönelik Sorular
Frekans
( fi )
Değişken
E-ticaret Sitesi Üyeliği
Var
Yok
Özel hayatta e-ticaret kullanımı
Var
Yok
E-ticaret bilinirliğinin artacağına dair inanç
Evet
Hayır
E-ticaret için mali destek alımı
Evet
Hayır
Küme Tarafından e- ticarete yönlendirilme
Evet
Hayır
E-Ticaret Kullanma Süresi
12 aydan az bir süre
1-3 yıl
3 yıldan fazla
Faaliyet Yürütme Şekli
Yöneticinin Kendi
Personel yardımı
Dışarıdan destek
Faaliyet Yöntemi
Şirketin kendi yazılımı
E-ticaret sitesi üyeliği ile
E-Ticaretin Satışlar İçindeki Yüzdesi
%1-%10
%51-%75
Küme web sitesinde e-ticaret yapmak isteği
Evet
Hayır
Küme web sitesinde e-ticaret yapmanın faydalı
olacağına inanç
Olumlu
Kararsızım
Olumsuz
77
Yüzde
(%)
6
5
54.5
45.5
11
0
100
0
11
0
100
0
1
10
9.1
90.1
7
4
63.6
36.4
6
1
4
54.4
9.1
36.5
6
4
1
54.5
36.4
9.1
1
10
9.1
90.9
7
1
87.5
12.5
9
1
90
10
8
1
2
72.7
9.1
18.2
Tablo 4 İle Tablo 5 karşılaştırılarak e-ticaret yapan ve yapmayan işletmelerin
temel düzeyde teknoloji ile ilişkisi karşılaştırıldığında; e-ticaret yapan işletmelerin
%54.5’inin alibaba.com, kobi.net gibi elektronik ticaret sitelerine üyelikleri
bulunurken, %45.5’inin e-ticaret sitelerini kullanmadıkları görülmüştür. E-ticaret
yapmayan işletmeler için e-ticaret sitesi üyeliği %20 civarında kalmış, %70’inin eticaret sitelerine üyleikleri dahi bulunmadığı tespit edilmiştir.
İşletme yöneticilerinin özel hayatlarında %100’nün kendi ihtiyaçları için eticaret sitelerini kullandıkları görülmektedir. e-tcaret yapmayan işletme yöneticilernin
ise %8.8’inin özel amaçları için e-ticareti kullanmadığı görülmektedir. Yine e ticaret
yapan işletmelerin %100’ü e-ticaret bilinirliğinin artacağına inanırken, e-ticaret
yapmayan işletmeler için bu oran %90 civarında kalmıştır. İşletmelerin elektronik
ticaret yapmaları için KOSGEB, Kalkınma Ajansı gibi herhangi bir kurumdan e-ticaret
yapmaları için mali destek alıp almadıklarına yönelik soru sorulmuştur. E-ticaret
yapanlar işletmelerin %9.1 (1)’i mali destek aldığını ifade ederken, e-ticaret
yapmayanların %14.7 (5)’sinin mali destek aldığını ifade etmiştir. İşletmelerin üyesi
oldukları küme tarafından elektronik ticarete yönlendirilmede bulunup bulunmadığına
ilişkin soruya; e-ticaret yapan işletmelerin %63.6 (7)’sı yönlendirildiklerini ifade
ederken, e-ticaret yapmayan işletmeler için bu oran %14.7 (5) olarak kalmıştır.
İşletmeler, üyesi oldukları kümenin web sitesinde e-ticaret yapmak için bir platform
oluşturulsa e ticaret yapmak ister miydiniz? sorusuna; e- ticaret yapan işletmeler %90
(9) oranla evet demiştir. E-ticaret yapmayan işletmelerin %68.6’sı (24) olumlu
cevaplarken 11 işletme olumlu cevap vermemiştir. Bu oranlar işletmelere; kümenin
web sitesinde e-ticaret yapılmasının işletmeler için faydalı olacağına inanıyor
musunuz? Sorusu sorulduğunda e-ticaret yapan işletmeler %72.7 ile olumlu cevap
78
verirken, %9.1’i (1) kararsız kalmış, %18.2’si (2) ise olumsuz cevap vermiştir. Aynı
soruya e-ticaret yapmayan işletmeler %68.6 oranında katılırken, %17’sinin (6)
kararsız kaldığı, %14.3’ünün (5) de olumsuz cevap verdiği görülmüştür.
İşletmelerin kaç yıldır e-ticaret yaptıkları sorulmuş, %54.5’inin son bir yıldır
e-ticaret yaptıklarını ifade etmişlerdir. 3 yıldır e-ticaret yaptığını ifade edenlerin oranı
%9.1 ve 3 yıldır uzun süredir yapanların oranı %36.5’dir. İşletmelerin yarısından
fazlası e-ticarete kümelenme faaliyetine girdikten sonra elektronik ticaret kullanmaya
başlamıştır. İşletmelerin e-ticaret faaliyetlerinin kim tarafından organize edildiği
sorulmuş; %54.5’inin yöneticinin kendisinin e-ticaret faaliyetlerini yürüttüğü tespit
edilmiştir. %36.4’ü personel yardımı ile e-ticaret kullanırken, %9.1 (1) firma dışardan
destek almaktadır. İşletmelerin e-ticaret faaliyetlerini hangi yolla sürdürdükleri
sorusuna 1 (%9.1) firma şirketin kendi yazılımını kullandığı cevabını verirken,
%91’inin e-ticaret siteleri aracılığı ile faaliyetlerini yürüttüklerini ifade etmişlerdir.
Elektronik ticaretin satışları üzerindeki yüzdelik payı incelendiğinde; %87.5’inin %1
ila %10 arasında yoğunlaştığı görülürken, 1 (%12.5) işletmenin %50’nin üzerinde
rakam verdiği görülmektedir.
79
Tablo 5. E-ticaret Yapmayan İşletmelere Yönelik Sorular
E-ticaret Sitesi Üyeliği
Var
Yok
Özel hayatta e-ticaret kullanımı
Var
Yok
E-ticaret bilinirliğinin artması
Evet
Hayır
E-ticaret için mali destek görme
Evet
Hayır
E-ticaret Tanımı
Elektronik Ortamda E-mail Hesabının Olması
Elektronik Ortamda Tanıtım ve Reklam
Elektronik Ortamda Web Adresi Bulundurmak
Elektronik Ortamda Mal veya Hizmet Alımı
Elektronik Ortamda Ticari İşlem İmkanı Yaratan
bir Patform
Küme Tarafından e- ticarete yönlendirildiniz
mi?
Evet
Hayır
Küme web sitesinde e-ticaret yapmak ister
miydiniz?
Evet
Hayır
Küme web sitesinde e-ticaret yapmanın
faydalı olacağına inancınız
Olumlu
Kararsızım
Olumsuz
E-ticaret yapma planı
1 yıl içinde
3 yıl içinde
5 yıl içinde
Eticaret yapmayı planlamıyorum.
7
27
20.6
79.4
31
3
91.2
8.8
31
3
91.2
8.8
5
29
14.7
85.3
5
14
4
0
14.3
40
11.4
0
12
34.3
5
29
14.7
85.3
24
11
68.6
31.4
24
6
5
68.6
17.1
14.3
5
14
4
12
14.3
40
11.4
34.3
İşletmelerin %15’I elektronik ticaret için maddi destek almalarına rağmen hala eticarete geçmediklerini ifade etmiştir. E-ticaret yapmayan işletmelerden %14.3’ü bir yıl içinde
e-ticaret yapmaya başlayacağını ifade ederken, %40’ı 3 yıl içinde ve %11.4’ü 5 yıl içinde eticarete geçmeye planladığın belirtmiştir. %34.3’ü ise e-ticaret yapmayı planlamadığını ifade
etmiştir.
80
E-Ticaret Fayda Algısı
İşletmelerin e-ticaret uygulamasından sağladığı faydaları madde madde incelenirse; eticaretten sağlanan en yüksek faydanın 4.63 ortalama ile web sayfası bulundurmanın satışlar
üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmektedir. İkinci olarak reklam ve tanıtım faydasını 4.54
ortalama ile en önemli faydalar arasında yer almaktadır. İletişim ve işbirliği sağlamak ile
müşteri portföyünü büyütme faydalarının ortalamaları 4.45 ile üçüncü sırada sağlanan
faydalardır. İşletme için rekabet avantajı sağlamak 4.36 ortalama ile yine önemli bir fayda
olarak dikkat çekmektedir. Küresel pazarlara kolay erişim ve işletmelerin piyasadaki alıcılar
için 7/24 ulaşılabilir olması 4.27 ortalaması ile e-ticaretin işletmeye kazandırdığı bir başka
faydadır. Zaman tasarrufu sağlamak ve maliyet tasarrufu sağlamak özellikleri işletmeler için
eşit öneme sahiptir. İşletmeler için sektör ve piyasa koşulları hakkında bilgi toplamak 4.09
ortalama ile yine önemli ve sağlanan bir özelliktir. Yeni dağıtım kanalları oluşturma işletmeler
için oldukça önemli ve vermli bir özellik olup işletmenin performansına olumlu katkı sağlayan
bir özellik olarak 4.0 ortalama yine alt sıralarda yer almıştır. E-ticaretten sağlanan fayda da en
az fayda sağlanan özellik kağıt işlemlerinin ortadan kalkması olduğu sonucuna varılmıştır.
81
Tablo 6. E-ticaret Fayda Algısı
f
f
İFADELER
%
f
%
%
f
%
f
%
S. Sapma
3
Kesinlikle
Katılıyorum
4
5
Ortalama
Kesinlikle
Katılmıyorum
1
2
Web
sayfası
bulundurmanın
satışlar
üzerinde 1 9,1 0 0
olumlu
etkisi
olduğunu
düşünüyorum
0 0
0 0
10 90,9 4,63
1,20
1 9,1 0 0
0 0
1 9,1
9
81,8 4,54
1,21
Müşteri Portföyünü 1 9,1 0 0
Büyütme
0 0
2 18,2 8
72,7 4,45
1,21
İletişim ve işbirliği
1 9,1 0 0
0 0
2 18,2 8
72,7 4,45
1,21
Rekabet avantajı
1 9,1 0 0
0 0
3 27,3 7
63,6 4,36
1,20
1 9,1
2 18,2 7
63,6 4,27
1,27
1 9,1 1 9,1
0 0
1 9,1
8
72,7 4,27
1,42
0 0
0 0
4 36,4 1 9,1
6
54,5 4,18
0,98
0 0
1 9.1
1 9,1
4 36.4 5
45,5 4,18
0,98
2 18,2 2 18,2 6
54,5 4,09
1,30
0 0
63,6 4,0
1,78
45,5 3,90
1,22
Reklam ve Tanıtım
Küresel
pazarlara 1 9,1 0 0
kolay erişim
7/24 ulaşılabilirlik
Zaman tasarrufu
Maliyet tasarrufu
Bilgi toplama
1 9,1 0 0
Yeni
dağıtım 1 9,1 1 3,1
kanalları oluşturma
Kağıt
işlemlerinin 0 0
ortadan kalkması
2 18,2 7
2 18,2 2 18,2 2 18,2 5
82
Kümenin Fayda Etkisi İçin Faktör Analizi
İşletmelerin kümelerden sağladıkları faydalar için literatür çalışması sonucunda elde
edilen boyutlar üzerinde tek boyutluluk analizi için faktör analizi uygulanmıştır. Açıklayıcı
faktör analizi, birbiri ile ilişkili çok maddeli veri gruplarının verimli sonuçlar çıkarmak ve
birbiri ile ilişkili olanları gruplamak için kullanılan güçlü birçok değişkenli istatistik
tekniğidir.
Verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığına karar vermek için Kaiser-MeyerOlkin (KMO) testi uygulanmıştır. Bu test normalliği test etmek için kullanılır. KMO testi
yeterlilik ölçeği 0.60’nin üzerinde olması ve Sig<0.05 olması gerekir. Tablo 7 incelendiğinde
ölçekte yer alan değişkenlerin faktör analizine uygun olduklarını göstermektedir.
Tablo 7. KMO ve Bartlett's Test
Ölçek ekonomisi
faktörü
Verimlilik ve esneklik
faktörü
Öğrenme ve Yenilik
Faktörü
KMO
Değeri
Sig
Özdeğer
Varyans açıklanma
yüzdesi
Ortalama
,731
,000
3,151
%63,022
3,3870
,835
,000
3,171
%63,425
3,1609
,774
,000
2,617
%65,291
3,7772
Faktörler için ayrı ayrı tek boyutluluk analizine sokulan maddeler için özdeğerler
incelendiğinde 1’den büyük bir tane değer bulunmuştur. Bu da faktörün tek boyutlu olduğunu
kanıtlar niteliktedir. Faktörün varyansa yaptığı katkının ise %50’ den büyük olması istenir. Üç
faktör için de varyans değerlerinin %50den büyük olduğu görülmektedir. Faktörlerin
ortalamalarının 3’ten büyük olması faktörlerin anlamlı olmasını destekler.Öne çıkan faktör;
en büyük ortalamaya sahip olan “Öğrenme ve Yenilikçilik” faktörüne aittir.
Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principhal component analiysis) ve Varimax
dikey döndürme tekniği kullanılmıştır. Faktör yüklerinin anlamlı olması 0,30dan büyük
83
olmaları beklenir. Tablo 8 incelendiğinde yapılan analiz sonucunda faktöre giren maddelerin
içinden çıkarılacak anlamsız veya yetersiz bir madde olmadı gözlenmektedir.
Tablo 8. Kümelenme Fayda Algısı Faktör Yükleri
FAKTÖR
F1
Ölçek Ekonomisi Faydası
İhracatı artırmak
Yeni Pazar kanallarına ulaşmak
Sektörel teşviklerden yararlanmak
Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak
Tedarik zincirini geliştirmek
Verimlilik ve Esneklik Faydası
İş verimliliğini artırmak
Yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak
Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları hakkında bilgilenmek
Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak
Maliyetleri azaltmak
Öğrenme ve Yenilik
Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak
Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını güçlendirmek
Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak
AR-Ge desteğinden yararlanmak
F2
F3
,831
,818
,784
,784
,750
,902
,800
,783
,758
,728
,857
,837
,772
,763
İşletmelerin kümelerden sağladığı fayda etkisini incelediğimiz ölçekte yer alan 3
boyut için de ayrı ayrı faktör analizi yapıldığında özdeğerleri 1 ‘in üzerinde kalmakla beraber
boyutun kendi içinde ayrılmadığı gözlenmiştir. Faktör yükleri incelendiğinde Tablo 8 için
“Ölçek Ekonomisi”, “Verimlilik ve Esneklik” ve “Öğrenme ve Yenilikçilik” boyutlarının
faktör yüklerinin kendi içlerinde tutarlı olduğu gözlenmiştir.
3.4.2. Araştırmanın Güvenirliği
Çalışmada kullanılan likert tipi anketlerin iç tutarlılığının değerledirilmesi amacı ile
Cronbach’s Alpha yöntemi kullanılmıştır. Güvenirlik analizi ölçekteki maddeler arasında
korelasyon bağı uyum değerlerini ifade etmektedir. Yani ölçme aracı olarak seçilen anketin
duyarlılığı, maddelerin birbirleri ile olan tutarlılığı ve kararlı ölçme sonuçlarını tespit etme
84
gücüdür. Yapılan analiz sonucunda güvenirlik katsayısı (0;1) aralığında değer alabilen
cronbach alpha’nın 1.00’ e yakın olması anketin güvenirlik gücünü gösterir.
Önce ankette yer alan maddelere ilişkin istatistik paket programı SPSS 22 İstatistik
programında Cronbach’s Alpha Güvenirlik testi uygulanmıştır. Genellikle Crombach Alpha
değerinin 0.7’den büyük olması istenmektedir. Bu sayı sosyal bilimler testlerinin güvenirliği
için 0.5’e kadar esnetilebilmektedir (Saruhan ve Ödemirci,2011:171). Tablo 9’da belirtilen
Alpha değerleri incelendiğinde her faktör boyutu için 0.7den büyük oldukları gözlenmektedir.
Yani ölçeklerin güvenilir olduğu sonucuna varılabilir. Yine Tablo 9’da yer alan aritmetik
ortalama ve standart sapma değerleri de istatistiksel açıdan anlamlı görünmektedir.
Tablo 9. Aritmetik Ortalama
Değerlendirilmesi
standart
Ölçek Ekonomisi Faydası
Tedarik zincirini geliştirmek
Yeni Pazar kanallarına ulaşmak
İhracatı artırmak
Sektörel teşviklerden yararlanmak
Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak
Verimlilik ve Esneklik Faydası
Maliyetleri azaltmak
Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları
hakkında bilgilenmek
İş verimliliğini artırmak
Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak
Yeni ürün geliştirme fırsatından
yararlanmak
Öğrenme ve Yenilik
Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını
güçlendirmek
Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak
Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak
AR-Ge desteğinden yararlanmak
Sapma
Güvenirlik
Sonuçlarının
Aritmetik
Ortalama
Standart
Sapma
Crombach’s
Alpha ( α)
3,1957
3,7826
3,4130
3,5217
3,0217
1,29305
1,24567
1,43877
1,45662
1,37419
2,9565
1,57701
3,5000
1,41028
3,2609
3,1087
1,46719
1,35365
2,9783
1,46802
4,0870
1,29660
3,1087
3,8696
4,0435
1,41780
1,22218
1,19176
85
Ve
0,852
0,853
0,818
Araştırma Hipotezlerine İlişkin İstatistiksel Analizler
Kümenin başarılı olacağına dair inanç ile fayda faktörleri incelenmek istenmiştir.
Ancak kümeye inanan işletme sayısı 44 iken; kümenin başarılı olacağını düşünmeyen işletme
sayısı 2’dir. Bu nedenle istatistiksel testler yapılamamıştır.
Araştırma kapsamında hipoteleri test etmek için bağımsız örneklem için t-testi analizi
yapılmıştır. SPSS 22.0 istatistiksel paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Elde edilen
sonuçlar ve hipotez testleri sırası ile açıklanmıştır. Bağımsız örneklem t-testi; birbirinden
bağımsız iki grubun bağımlı değişkene göre ortalamalarının belirli bir güven düzeyinde
anlamlı olup olmadığının karşılaştırılması için kullanılan bir testtir. Bağımsız iki grup arasında
ortalamaları arasındaki farkın önemli olup olmadığını belirlemek için kullanılır
(Ural,2006;200).
Tablo 10. Üç Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği ile Kümelenme Destek Faktörlerinin
Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu
Faktör
Grup
N
Ortalama
Standart Sapma
t
df
P
hayır
14
2,7857
1,21899
-2,641
43
0,011
evet
31
3,6581
,92979
Verimlilik
Esneklik
hayır
14
2,2857
1,22214
-3,898
43
,000
evet
31
3,5613
,91275
Öğrenme
Yenilikçilik
hayır
14
3,1964
1,36642
-2,626
43
0,012
evet
31
4,0242
,75099
Ölçek Ekonomisi
Tablo 10 incelendiğinde; yeni ürün üretmek isteyen işletmelerin ortalaması, 3 faktör
için de, yeni ürün üretmeyi düşünmeyen işletmelerin ortalamasından daha yüksek olduğu
görülmektedir. Her 3 faktör için de anlamlılık değeri p <0.05 kalması nedeni ile yeni ürün
üretme isteği ile küme destek faktörleri arasında ilişkinin p<0.05 düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda en fazla etki ortalaması diğerlerinden büyük
olan öğrenme ve yenilikçilik faktörü tarafından sağlanmaktadır.
86
Tablo 11. İhracat Yapma Durumu ile Kümelenme Destek
Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu
Faktörlerinin
Faktör
Ölçek Ekonomisi
Grup
hayır
evet
N
16
30
Ortalama
3,4750
3,3400
Standart Sapma
1,04531
1,11436
t
,400
df
44
P
0,691
Verimlilik
Esneklik
hayır
16
3,1875
1,18540
,113
44
0,911
evet
30
3,1467
1,16018
hayır
16
3,8750
1,08781
,465
44
0,644
evet
30
3,7250
1,01784
Öğrenme
Yenilikçilik
Tablo 11 incelendiğinde ihracat yapan işletmeler ile ihracat yapmayan işletmeler
arasında kümeden sağladıkları faydalar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Hem ortalamalar
birbirine çok yakın, hem de p<0.05 anlamlılık düzeyinde iki grup arasında farklılık
bulunmadığı gözlenmiştir. İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmaların kümelerden
sağladıkları faydalar arasında farklılık yoktur denilebilir. Kümenin ihracat yapmayı
desteklemediği gözlenmiştir. İhracatın desteklenmesi için gerekli çalışmaların küme
tarafından yapılması gerekmektedir çıkarımı yapılabilir.
Elektronik Ticarete ilişkin İstatistiksel Analiz
Faktör analizi
Verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığına karar vermek için Kaiser-MeyerOlkin (KMO) testi uygulanmıştır. Bu test normalliği test etmek için kullanılır. KMO testi
yeterlilik ölçeği 0.60’nin üzerinde olması ve Sig<0.05 olması gerekir. Tablo 12 incelendiğinde
ölçekte yer alan değişkenlerin faktör analizine uygun olduklarını göstermektedir.
Tablo 12. KMO ve Barthlet’s Testi
Çok zor
KMO Değeri
,721
Sig
,000
Özdeğer
2,590
Varyans açıklanma yüzdesi
%64,757
Ortalama
3,20
Elverişsiz
,746
,000
2.519
%62,986
2,32
87
Tablo 12 için Faktör 1’in “Çok zor” ve Faktör 2’nin “elverişsiz” konularını
içeren değişkenlerden oluştuğu görülmüştür. Faktörler için ayrı ayrı tek boyutluluk
analizine sokulan maddeler için özdeğerler incelendiğinde 1’den büyük bir tane değer
bulunmuştur. Bu da faktörün tek boyutlu olduğunu kanıtlar niteliktedir. Faktörün
varyansa yaptığı katkının ise %50’den büyük olması istenir. Üç faktör için de varyans
değerlerinin %50’den büyük olduğu görülmektedir. Faktörlerin ortalamalarının 3’ten
büyük olması faktörlerin anlamlı olmasını destekler. Öne çıkan faktör; en büyük
ortalama “Çok zor” faktörüne aittir.
Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principhal component analiysis) ve
Varimax dikey döndürme tekniği kullanılmıştır. Faktör yüklerinin anlamlı olması
0,30dan büyük olmaları beklenir. Tablo 13 incelendiğinde; yapılan analiz sonucunda
faktöre giren maddelerin içinden çıkarılacak anlamsız veya yetersiz bir madde olmadı
gözlenmektedir.
Tablo 13. İşletmelerin E-ticaret Yapması Önündeki Engellerin Faktör Yükleri
FAKTÖR
Çok Zor
E-ticaret bizim organizasyonumuz için herhangi bir avantaj sağlamıyor
E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş yapma yollarımıza uygun
değildir.
E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun değildir.
E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız yeterli değildir.
Elverişsiz
E-ticaret uygulaması karmaşıktır.
E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir
E-ticaret uygulamak için vakit yok
E-ticaret kullanmak için gerekli finansal yatırım çok yüksek
F1
F2
,905
,860
,854
,550
,883
,812
,787
,679
Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principal component analysis) ve
varimax dikey döndürme tekniği uygulanmıştır. İşletmelerin kümelerden sağladığı
fayda etkisini Tablo 13’de incelediğimiz ölçekte yer alan 2 boyut için de ayrı ayrı
88
faktör analizi yapıldığında özdeğerleri 1 ‘in üzerinde kalmakla beraber boyutun kendi
içinde ayrılmadığı gözlenmiştir. Faktör yükleri incelendiğinde Tablo 13 için “Çok
Zor” ve “Elverişsiz” boyutlarının faktör yüklerinin kendi içlerinde tutarlı olduğu
gözlenmiştir.
Güvenirlik analizi
Önce ankette yer alan maddelere ilişkin istatistik paket programı SPSS 22
İstatistik programında Cronbach’s Alpha Güvenirlik testi uygulanmıştır. Genellikle
Crombach Alpha değerinin 0.7’den büyük olması istenmektedir. Bu sayı sosyal
bilimler testlerinin güvenirliği için 0.5’e kadar esnetilebilmektedir (Saruhan ve
Ödemirci,2011:171). Tablo 14’de belirtilen Alpha değerleri incelendiğinde her faktör
boyutu için 0.7den büyük oldukları gözlenmektedir. Yani ölçeklerin güvenilir olduğu
sonucuna varılabilir. Yine Tablo 14’de yer alan aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri de istatistiksel açıdan anlamlı görünmektedir
Tablo 14. Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının
Değerlendirilmesi
Faktör
Çok Zor
E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş
yapma yollarımıza uygun değildir.
E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun
değildir.
E-ticaret bizim organizasyonumuz için
herhangi bir avantaj sağlamıyor
E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız
yeterli değildir.
Elverişsiz
E-ticaret uygulaması karmaşıktır.
E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir
E-ticaret kullanmak için gerekli finansal
yatırım çok yüksek
E-ticaret uygulamak için vakit yok
89
Aritmetik
Ortalama
Standart
Sapma
3,2286
1,37382
3,3429
1,53283
2,8571
1,49790
3,3714
1,41600
2,2857
2,1714
1,17752
1,27154
2,4286
1,26690
2,4000
1,35473
Crombach’s
Alpha
,809
,797
Araştırma Hipotezlerine İlişkin İstatistiksel Analizler
Araştırma kapsamında hipotezleri test etmek için bağımsız örneklem için
regreyon analizi ve ilişkisiz gruplar arası t-testi analizi yapılmıştır. SPSS 22.0
istatistiksel paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ve
hipotez testleri sırası ile açıklanmıştır.
Tablo 15. Kümenin Web Sitesinde E-Ticaret Yapma İsteği İle E-Ticaret Algısına
Yönelik Regresyon Analizi Sonuçları
Katsayılar Tablosua
Standart Olmayan
Katsayılar
Model
B
Std. Error
Standart
Katsayılar
t
Sig.
Beta
Çoklu Bağlantı
Tolerans
VIF
(Sabit)
4,114
,500
8,234
,000
1Çok zor
-,432
,173
-,452 -2,501
,018
,663
1,508
Elverişsiz
-,167
,200
-,151
,411
,663
1,508
-,834
a.Bağımlı Değişken: e ticaret yapma niyeti
Tablo 15’de elektronik ticaret yapma eğiliminin elektronik ticaret algısı
üzerine kurulan modelin elektronik ticaret yapmayı çok zor bulmaları sebebi ile
elektronik ticaret yapmamaları arasında ilişki istatistiksel olarak anlamlı (β=,452;p<0.05) etkisi bulunurken, işletme için elverişsiz bulanlar ile aralarında
istatistiksel olarak anlamı bir etkisi bulunamamıştır (β=-,151;p>0.05).
β katsayıları incelendiğinde elektronik ticaret eğilimi ile elektronik ticareti çok
zor algılama arasındaki negatif ilişkiyi gösteriyor. Yani işletmelerin elektronik ticareti
çok zor olarak algılama ortalaması düştükçe, elektronik ticaret yapma eğilimlerinin
eğilimleri yükseliyor.
Tablo 15’de diğer bir önemli istatistik ise, tolerans ve varyans enflasyon
faktörü (VIF) değerleridir. Varyans Enflasyon Faktörünün yüksek çıkması ve
90
toleransın düşük çıkması değişkenler arasında çoklu bağlantı sorununa işaret eder. VIF
değerinin 10 değerinden küçük olması ve tolerans değerinin 0.2 değerinden büyük
olması beklenir. Tablodaki değerler incelendiğinde çoklu bağlantı sorunun olmadığı
görülmektedir. Bu tablodan işletmelerin elektronik ticaret yapmaları önnüdeki
engellerin işletme için elverişsiz olarak görünmediği ancak e-ticaret uygulamasının
çok zor olarak algılanması nedeni ile yapılmadığı yorumu yapılabilir.
Tablo 16. İhracat yapma durumu ile e-ticaret algısı Faktörlerinin Karşılaştırılması için
Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu
Faktör
Grup
N
Ortalama
Standart Sapma
Çok Zor
hayır
evet
hayır
evet
14
21
14
21
3,3214
3,1190
2,6250
2,1190
1,22250
1,14187
1,11696
,88607
Elverişsiz
Levene’s
Sig.
,730
t
df
P
,499
33
,621
,447
1,491
33
,145
Tablo 16’da ihracat yapan işletmelerin ortalaması, 2 faktör için de, ihracat
yapmayan işletmelerin ortalamasına yakın olduğu görülmektedir. Her 2 faktör için de
anlamlılık değeri p>0.05 kalması nedeni ile, ihracat ile küme destek faktörleri arasında
ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu bağlamda işletmenin ihracat
yapması ile e-ticaret algısı arasında istatistiksel olarak anlamı bir bağlantı bulunamamıştır.
Tablo 17. Araştırma Hipotezlerinin Desteklenmeme Durumu
DESTEKLENME
DURUMU
HİPOTEZLER
H1: Gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmek isteyen ve
istemeyen işletmeler ile kümeden sağladıkları faydalar
arasında anlamlı bir farklılık vardır
H2: İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmalar arasında
kümenin destek etkisi arasında farklılık vardır
H3: İşletmenin elektronik ticaret yapma niyeti ile e-ticaret
adaptasyonu önündeki engeller arasında farklılık vardır.
H4: İşletmenin ihracat yapması ile elektronik ticaret yapması
önündeki engeller arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
91
Desteklenmektedir
Desteklenmemektedir
Desteklenmektedir.
Desteklenmemektedir.
SONUÇLAR ve ÖNERİLER
Kümelenme, benzer ya da aynı sektörde çalışan birbiriyle rakip firmaların
coğrafi yakınlık avantajını kullanarak biraraya gelmesiyle oluşan organizasyondur.
Kümelenmenin hedefi kendi içinde rekabet etmek yerine firmaların birleşerek dış
pazarla rekabet edebilir hale gelmesidir. Bu hedefe ulaşıldığında; yerelde kalkınma
sağlanacak, bununla beraber bölgenin üretiminde artış olacak, bölgenin işsizlik
sorununu çözmede katkı sağlayacak, ülke bazında düşünüldüğünde de ekonomik
büyümeye katkı sağlayacaktır.
Küresel pazarda tutunabilmek için her iş i yapmaya çalış an iş letmeler iş birliği
sayesinde uzman oldukları konularda üretim yaparak hem zaman açısından tasarruf
ederken hem de uzmanlaş mayla maliyetlerin düş mesi ve inovasyon çalış malarına
ağırlık vermesi sağlanabilir. Küme içinde iş bölümü yaparak iş letmelerin en iyi bildiği
iş i yapması aynı zamanda iş letmelerin birbirlerine bağlılıklarını da geliş tirmesini
sağlamaktadır (Porter,1998,b).
Bu bağlamda düşünüldüğünde; ESİAD’da yer alan küme üyesi işletmelerin
kümelenmeden sağladıkları spesifik yararları ölçmek için kümenin firmaları ne
yönden desteklediği, hangi özelliklerinin geride kaldığının belirlenmesi açısından
önemlidir. Kümelenme üyesi işletmelerin yenilik yapma, ihracat yapma gibi temel
özelliklerini
desteklemeyen
firmaların
bulunduğu
gözlenmiştir.
Kümelenme
uygulamasının yeni bir uygulama olması nedeni ile küme üyesi işletmelerin homojen
seçilemediği düşünülebilir. Kümelenmeye dahil olan işletmelerin demografik
özellikleri incelendiğine; kümelenme modelinin tam olarak uygulanamadığı
söylenebilir. Kümelenme politikası gereği kümelerin hayat eğrisi 5 yıl olarak
92
belirlenmiştir. Bu anlamda kümelerin kurumsal kimliğe sahip olmaması kurumsal
işleyişte problemler olmasına neden olduğu söylenebilir. Ostim kümeleri için yapılan
benzer bir çalışmada da kümelenme politikasının uygulanması için kritikdeğere ulaşan
kümenin firmalar arası bölgesel yakınlık avantajlarının (ilişki ağı, bilgi paylaşımı,
ortak rekabet gücü gibi) tam olarak kullanılamadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeninin
rekabet için yeterli büyüklüğe ulaşan küme işletmelerinin rekabete katılmak için
gerekli niteliklerden bazılarına sahip olmadığı görülmüştür (Sungur vd,2013:99).
Rekabet gücünü hedefleyen kümeler, bu amaç için işletmeleri bir çok yönden
desteklerler. Bu destekleme işletmeye rekabet edebilme yetisini kazandırmayı
hedefler. Rekabet edebilmeyi artırmayı amaçlayan bu destekleme incelendiğinde;
küme işletmeleri yeni ürün üretme, sektörel iletişim ve bilgi paylaşımı, Ar-Ge
desteğinden yararlanma, yeni pazar kanallarına ulaşım, eğitim ve danışmanlık hizmeti
alma konularında kümeden yarar sağlamışlardır. Küme işletmeleri tedarik zinciri
geliştirmek, yeni finansal kaynaklardan yararlanmak, iş verimliliğini artırmak, kalifiye
işçi havuzundan yararlanmak, yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak, teknolojik
gelişmelerden haberdar olmak faydalarından katkı görmediklerini düşünmektedirler.
Bu faydalar literatürde daha genel başlıklar altında tanımlanmıştır. Literatüre uygun
olarak ölçek ekonomisi boyutu, verimlilik ve esneklik boyutu ile öğrenme ve yenilik
boyutu olarak 3 boyuta uygulanan faktor analizi sonucunda boyut maddelerini kendi
içinde tutarlı kaldığı ve tek boyut çıktığı gözlenmiştir. Bu boyutlandırma küme
yöneticilerinin işletmelerin sağladıkları faydaları önceliklendirmede yol gösterici rol
oynayabilir. Nitekim faydaların ortalamasına bakıldığında ise; ‘öğrenme ve yenilik’
faktörünün öne çıktığı görülmektedir. Ancak bu faktörden sağlanan fayda tüm
işletmeler için geçerli değildir. Kümenin sağladığı faydaların tüm işletmeler için aynı
93
değerde olmaması, firmaların kümeden eşit derecede yarar sağlayamaması nedeni ile
olduğu düşünülebilir. Verimlilik ve esneklik faktörü için küme işletmeleri için
neredeyse herhangi bir katkı sağlamadığı sonucuna varılmıştır. İşletmelerin fayda
sağlayamadığı kümelenme boyutları için küme yöneticilerinin önlem alması kümenin
gelecek yıllarda daha iyi organize olması için önemli bir yol gösterici kabul edilebilir.
Rekabet için gerekli diğer faktörlerlerden ikisi verimlilik ve yenilik faktörüdür.
İnovatif
faaliyetler
işletmenin
yeni
ürün
üretmesi
sonucunu
doğurur
(Eraslan,2009:23). İşletmenin yeni ürün üretme isteği konusundaki görüşü (işletme
gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmeyi düşünmeye evet cevabı verenlerin oranı:%75)
kümelenmenin yenilik yapma ve öğrenme özelliğini destekler niteliktedir. Dolayısı ile
kümeden bu yönde bir beklentide bulunulması ve küme üyesi işletmelerin en fazla
destek aldıkları fayda faktörünün yenilik ve öğrenme olması küme için beklentiyi
karşılama durumunu ortaya koymaktadır. Bununla beraber firmaların kümelerden
geleceğe dair beklenti içinde olunması bulguları ile örtüşecektir.
Sürdürülebilir rekabet edebilirlik, kümelerin kuruluş amacıdır. Buradaki
rekabet edebilirlik yerel veya bölgesel rekabetten ziyade küresel pazardaki rekabettir.
Küresel rekabetin en önemli göstergesi ihracattır. Bir firma ne kadar çok ürünü ile
pazarda yer alabiliyor ve satış yapabiliyor ise o kadar küresel rekabetin içindedir (
Bulu,2009:18). Bu çalışmada küme üyesi işletmelerin yarısından fazlasının ihracat
yaptığı tespit edilmiştir. İhracat yapan firmaların ise büyük çoğunluğunun (%70) hedef
ihracat pazarı ise 5 ülkeden fazladır. Bu oran işletmenin uluslarası rekabet edebilirliği
için yeterli düzeyde olmadığı söylenebilir. İhracat yapmayan işletmeler ile ihracat
yapan işletmeler arasıdan dış piyasalarda rekabet gücü anlamında farklılık vardır.
94
Küme üyelerinin sektördeki diğer firmalara öncü rol oynaması ve dengeli rekabet gücü
oluşturmamış olması küme üyesi firmaların
homojen dağılmadığı sonucuna
varılabilir. Bu oran işletmelerin kümeye bakış açısı ve kümeden sağladıkları fayda
etkisini de etkilediği yorumu yapılabilir.
ESSİAD yetkilileri ile yapılan görüşmelerde; kümelerin firmalar için
destekleyici bir güç olduğu ve birlikte hareket etme anlayışı içinde oldukları
vurgulanmıştır. Küme üyesi işletmeleri bilgilendirmek amacı ile düzenli aralıklarla
toplantılar düzenlendiği, birlikte hareket edebilmek ve ortak amaçlar belirlenebilmesi
içn firmaların kümeye katılımının önemi belirtilmiştir. Ayrıca küme yetkilileri
işletmeleri desteklemek için çeşitli konularda eğitim programları oluşturulduğunu
ifade etmişlerdir. Üniversite-sanayii işbirliği ile küme platform oluşturulduğu ifade
edilmiştir. Ancak küme işletmelerinin birbirlerini aynı sosyal sermayeye sahip olarak
güven duymaları gerekmektedir. Bu güveni sağlayabilmek için küme işletmelerinin
pazar payını olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde faydalanabileceği ortak projeler
geliştirilebilir. Böylece küme işletmelerine birlikte iş yapma yeteneği kazandırılarak
aynı gemide oldukları ve ortak rekabet anlayışı ile hareket etmeleri gerekliliği
farkettirilebilir. Bunun için işletmelere birlikte hareket ve rekabet etmenin önemi,
avantajı anlatılmalı vizyonunu benimsenmesi sağlanabilir.
Rekabetçiliğin bir diğer unsurunun pazarda tutunmak olduğu düşünüldüğünde;
küme üyesi işletmelerin küresel piyasada tutunmak için ticari bir araç olan e-ticareti
nasıl algıladığının ortaya konması bu çalışma için önemli olacaktır. Bu nedenle küme
üyesi işletmelerin elektronik ticaret yapan işletmeler için elektronik ticaretten
sağladığı faydalar araştırılmış, hangi özelliklerin öne çıktığı tespit edilmiştir. Bu tespit;
95
aynı sektörde, aynı iş kolunda çalışan işletmeler için örnek ve yol gösterici olacaktır.
Elektronik ticaret yapmayan işletmeler için ise elektronik ticaret yapmaları önündeki
engeller araştırılmış, hangi nedenle elektronik ticaret yapmadıkları boyutlandırılmıştır.
Küresel pazara uyum sağlayabilmek için kullanılabilecek olan elektronik ticareti
algılayış biçimlerine göre işletmelerin elektronik ticaret yapma niyetleri arasındaki
ilişki incelenmiştir. Rekabet gücün etkileyen bir diğer unsur olan ihracat ile elektronik
ticaret yapması önündeki engellerin ilişkisi incelenmiştir. Elektronik ticaret yapmayan
işletmelerin önündeki engellerin tespit edilmesi kümelenme yöneticileri için yol
gösterici olabilir. Rekabet gücünü artırmayı ve küresel piyasada tutunmayı hedefleyen
kümelenme, işletmelerin elektronik ticarete yönlendirmede adımlarını bu bilgiler
ışığında atabilir.
Bu projelerden biri kümenin web sitesi üzerinden bir elektronik ticaret platform
kurulması olabilir. Ortak bir elektronik ticaret platformu kurulması işletmelerin ortak
olarak rekabet piyasasına girmesi ve orada kendine yer açmasına olanak sağlayabilir.
Aynı zamanda işletmelerin e-ticaret şeklini tanımalarını sağlarken, e-ticaret yapma
fikrine de yaklaştırabilir. Bu bağlamda küme üyesi işletmelerin e-ticaret yapıp
yapmadığı incelenmiş, e-ticaret yapan işletmelerin elektronik ticaretten fayda
sağlandığı görülmüştür. Satışlar içindeki etkisi ise %5 düzeyinde tespit edilmiştir.
E-ticaret yapmayan işletmeler için e-ticaret yapmaları önündeki faktörleri
belirlemek amacı ile e-ticaretin benimsenmesi önündeki engeller incelenmiştir.
Yapılan faktör analizinde bu engeller lüteratürde yapılan çalışmalara uygun olarak
boyutlandığı görülmüştür. Bu boyutlar elektronik ticaretin çok zor olduğunu belirten
işletmeler ile elverişsiz bulan işletmeler olduğu görülmüştür. Bu işletmelerin faktör
96
analizi ve korelasyon analizi incelendiğinde Macgregor ve Vrazalic(2005,a:14)’in
aksine faktörler arası kayma olmadığı gözlenmiştir. E ticaret yapmayan küme
işletmelerinin e-ticareti algılama biçimi ile e-ticaret yapma niyeti arasındaki ilişki
regresyon analizi ile incelenmiştir. E-ticaret uygulamasını çok zor bulan işletmelerin
e-ticaret yapmak istedikleri anlaşılmıştır. İşletmelerin e-ticareti çok zor olarak
değerlendirmesi azaldıkça, e-ticaret yapma niyetlerinin arttığı sonucuna varılmıştır.
E-ticareti elverişsiz bulan işletmelerin ise e-ticaret yapmayı düşünmediği sonucuna
ulaşılmıştır.
Bir diğer önemli rekabet gücü olan ihracat durumları incelendiğinde ise; ihracat
yapmayan işletmeler ile ihracat yapan işletmeler arasında e-ticaret yapma istekleri
arasında fark bulunamamıştır.
Yapılan bazı çalışmalarda küçük işletme kümelerinin teknik bilgi, yetenek ve
becerilerini
üye
işletmelere
aktardıkları
ifade
edilmiştir
(Marchewka
ve
Towell,2000;Achrol ve Kotler,1999; Dean vd.,1997). Yapılan diğer çalışmalar da eticaretin, işletmelerin rekabet avantajı sağlaması için potansiyeline sahip olduğunu
savunmaktadır (Dignum 2002;Achrol ve Kotler,1999;Lee,2001). Bununla beraber
elektronik ticaret kullanan işletmelerin, kullanmayan işletmelere oranla %46 daha hızlı
büyüdüğü tespit edilmiştir (Macgregor ve Vrazalic,2005,b:5). Bu bağlamda kümeler
elektronik ticaretten nasıl fayda sağlayacakları konusunda işletmeleri daha çok
destekleyebilir.Aynı zamanda küme içi ilietişim ve bilgi paylaşımı ile elektronik
ticaretten fayda sağlayan işletmelerin deneyimlerini aktarmaları e-ticaret yapmayan
işletmelerin, e-ticarete bakış açısını değiştirebilir. İşletmelerin küme tarafından veya
97
küme içi bilgi paylaşımı ile e-ticaret ve ihracat hakkında daha fazla bilgilendirmeleri
ve desteklemeleri gerektiği sonucuna varılabilir.
Uzmanlaşmış işgücünün çekim merkezi olan kümeler, yatırımcıları yatırım
yapılabilecek yeni alanlar hakkında bilgilendirirler (Timurçin, 2010:45). İşletmenin
yeni bir yatırım aracı olarak e-ticaret hakkında bilgilendirilmesi ve desteklenmesi bu
bağlamda önemli olabilir. Nitekim işletmelerin büyük çoğunluğu (%70) kümenin web
sitesinde elektronik ticaret yapılmasının faydalı olacağını düşünmekte, yine büyük
çoğunluğu kümenin web sitesinde e-ticaret platform oluşturulsa, e-ticaret yapmak
istemeleri ortak bir proje için olumlu bir ticasret adımı olarak değerlendirilebilir. . Yine
e-ticaret yapmayan işletmelerin e-ticarete geçme planları sorulduğunda yarısından
fazlası e-ticaret yapmayı planladıklarını ifade etmişlerdir. Kümenin web sitesinde eticaret yapılması elektronik ticaret yapmak isteyen ama çok zor olduğunu ifade eden
işletmeler için kolaylaştırıcı rol oynarken, e ticaretin yaptıkları iş için elverişsiz
olduğunu düşünen işletmeler için zahmetsiz bir deneme platformu oluşacaktır.
Kümenin web stesinde e-ticaret yapılması işletmelerin tek tek yazılım almaları, eticaret için personel istihdamı, yabancı ülke pazarlarını ayrı ayrı araştırması reklam
vermesi gibi bir çok maliyetli faaliyeti tek elden yürüterek rekabet avantajı sağlarken
maliyet avantajı yakalayabilir.
Bu çalışmada iklimlendirme sektörü için Türkiye’de kurulan tek küme ile
çalışılmıştır. Bu nedenle verilerin tüm sektörü yansıtması mümkün olmayabilir.
Bununla beraber Türkiye’de kümelerde e-ticaret niyetini inceleyen bir başka bu
boyutta çalışma henüz yapılmamıştır. İşleyen kümenin durumunu yansıtan bu çalışma
benzer sektörlerdeki kümelere yol gösterici olabilir. Sektörel anlamda e-ticarete daha
98
yatkın bir küme ile çalışılamaması çalışmayı sınırlı bırakmıştır. E-ticaret için daha
uygun kümeler seçilerek çalışmanın sonuçları karşılaştırılabilir. Böylece faklı
sektörlerden elde edilen sonuçlar ile e-ticarete bakış açısı karşılaştırılarak işletmelerin
e-ticarete bakış açısı hakkında literature kakı sağlanabilir.
Bu çalışma aynı zamanda küme üyesi işletmelerin kümeden beklentilerini ve
üyesi olduğu kümeyi nasıl algıladığını ortaya koymaktadır. Böylece küme için bir
geribildirim niteliği taşımakta, küme yönetcilerine iyileştirme çalışmalarında
yolgösterici olma özelliği taşımaktadır. Aynı zamanda, yapılan araştırmada; Türkiye’
de KOBİ’lerin elektronik ticarete geçişleri önündeki engelleri ve mevcut durumu
inceleyen birçok çalışma olmasına rağmen kümelenmelerde elektronik ticaretin rolünü
bu ayrıntıda araştıran başka bir çalışma bulunmamaktadır. Küme üyesi işletmeleri
elektronik ticaret ile tanıştırabilmek veya daha yaygın kullanmalarını sağlamak
açısından neler yapılabileceği hakkında fikir vermektedir.
99
KAYNAKLAR
AKBULUT, A. (2007). “Biliş im Ekonomisi ve E-Ticaret”, Maliye Hesap Uzmanları
Derneği, Yapım Tanıtım, İstanbul.
AKDERE,E .,(2008), Organize Sanayi Bölgeleri ve Kümelenme, Sanayi Ve Ticaret
Bakanlığı, Osbük,Hatay.
AKGÜNGÖR, S. (2006). Geographic concentrations in Turkey's manufacturing
industry: Identifying regional highpoint clusters 1. European Planning Studies,
14(2), 169-197.
AKTAN, C.C., D.Y. VURAL, ( 2004), Rekabet Gücü ve Rekabet Stratejileri,Ankara,
TĐSK yayınları, Rekabet Dizisi: 2, Yayın no: 254
ALSAÇ, F. (2010), “Bölgesel Geliş me Aracı Olarak Kümelenme Yaklaş ımı ve
Türkiye İçin Kümelenme Destek Modeli Önerisi”, Uzmanlık Tezi, DPT,
Ankara.
APPLEGATE, L.M., AUSTIN, R. D., & MCFARLAN, F.W.(2002).Creating
Business Advantage in the Information Age. New York: McGraw-Hill.
AUGER,P. (2005).The Impact of Interactivity and Design Sophistication on the
Performance of Commercial Websites for Small Businesses. Journal of Small
Business Management.
BACAK, Ç. & ALTAŞ, F. (2012). Kümelenme Polı̇ Tı̇ Kalari Ve Önerı̇ Ler, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı.
BEYAZ KİTAP, 2013. Devlet Planlama Teşkilatı. Türkiye İçin Kümelenme
Politikasının Geliştirilmesi.
BOEKHOLT, P., & THURIAUX, B. (1999). Public policies to facilitate clusters:
background, rationale and policy practices in international perspective.
Boosting innovation: the cluster approach, 381-412.
BOZKURT, Veysel. (2010). Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Ġstanbul: Sistem
Yayıncılık, Ekim.
100
BRESCHI, S., & MALERBA, F. (2001). The geography of innovation and economic
clustering: some introductory notes. Industrial and corporate change, 10(4),
817-833.
ÇAK, M. (2002). “Dünyada ve Türkiye’ de Elektronik Ticaret ve Vergilendirilmesi”,
İTO (İstanbul Ticaret Odası) Yayınları.
CANSIZ, M., (2008), "Türkiye'de KOBİ'ler ve KOSGEB", Ankara, DPT Uzmanlık
Tezi.
CANSIZ, M. (2011). Türkiye'de kümelenme politikaları ve uygulamaları. OSB Üst
Kurulu.
CASTELLS, M. (2001). The Internet Galaxy. Oxford: Oxford University Press.
CHONG,S. (2008). Success in Electronic Commerce Implementation: A Cross
Country Study of Small and Medium Sized Enterprises. Journal of Enterprise
Information Management.
CHRISTENSEN, P., MCINTYRE, N., & PIKHOLZ, L. (2002). Bridging Community
& Economic Development. A Strategy for Using Industry Clusters to Link
Neighborhoods to the Regional Economy.
ÇÖĞÜRCÜ, Z. (2000). Ekonomik, Toplumsal, Teknik ve Yasal Yönleriyle Elektronik
Ticaret, İktisat Dergisi- Sayı–407, Kasım.
COOKE, P. N., & LAZZERETTI, L. (Eds.). (2008). Creative cities, cultural clusters
and local economic development. Edward Elgar Publishing.
CRIPPS, H., & Salo, J. (2009). The lost" E" in Clustering: An Australian Case Study.
BLED 2009 Proceedings, 29.
DAHUI LI A,1, JUN LI B,2, ZHANGXI LIN (2008). Electronic Commerce Research
and Applications 7.
DEAN,D., DIGRANDE,S., FIELD,D., LUNDMARK,A., O'DAY,J., PINEDA,J. VE
ZWILLENBERG,P. (2012).The Internet Economy in the G-20.
DOHERTY, N.F. & ELLIS-CHADWICK, F.E. (2003). The Relationship between
Retailers’ Targeting and E-Commerce Strategies: an Empirical Analysis,
Internet Research.
101
DOLOREUX, D. (2002). What we should know about regional systems of
innovation. Technology in society, 24(3), 243-263.
DOUKIDIS, G., POULYMENAKOU, A., TERPSIDIS, I., THEMISTICLEOUS, M.,
& MILIOTIS, P. (1998). The impact of the development of electronic
commerce on the employment situation in European commerce. Athens
University of Economics and Business, Athens.
ENRIGHT, M. J. (2000). Survey on the characterization of regional clusters: initial
results. University of Hong Kong.
ERASLAN, H. (2009). Kümelenme Temelli Kalkınma Stratejileri. Çerçeve, Yıl, 17.
EROĞLU, O., & YALÇIN, A. (2013). Kümelenmeye İlişkin Literatür Taraması.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 3(2), 81-96.
LU, Y., ZHAO, L., ve WANG, B. (2010). “From virtual community members to C2C
e-commerce buyers: Trust in virtual communities and its effect on consumers'
purchase intention,” Electronic Commerce Research and Applications (9:4),
pp. 346–360.
HATFIELD, L., & KOHN, J.W. (2001). Small and Large Firm Joint Venture
Performance Measures: A Structural Equation Modeling Approach using
Amos.
GÖZEK, Sadık. (2012). Kümelenme Ve Türkiye’de Kırsal Ve Tarımsal Kalkınma
Açısından Uygulanabilirliği, Doktora Tezi.
GÜRPINAR, K., ve SANDIKÇI, M. (2008). Uluslararası Rekabetçilik Analizinde
Michael E. Porter‟ ın Elmas Modeli YaklaĢımı: Türkiye‟ deki Bazı
Endüstrilerdeki Uygulanabilirliğinin ve Sonuçlarının Analizi. Selçuk
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik
Araştırmalar Dergisi, 9, 105-126.
http://eticaretmag.com/14-milyar-dolarlik-turkiye-e-ticaret-pazarinda-%900-karfirsati/
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16198. TÜİK,2012.
102
http://eticaretmag.com/2016da-dunyadaki-tuketicilerin-yuzde-93u-online-alisverisyapacak/
http://www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/tif_e/bey4_e.htm
https://osbbs.sanayi.gov.tr/ Sanayii Bakanlığı resmi sitesi (04.05.2013)
HUANG, C, WEN-YAU LIANG B,*, YU-HSIN LAI B, YIN-CHEN LIN C.-C.
(2010). Expert Systems with Applications 37 15 ,16The agent-based
negotiation process for B2C e-commerce.
HUMPHREY, J., & SCHMITZ, H. (1995). Principles for promoting clusters &
networks of SMEs (Vol. 1). Vienna: UNIDO.
INNOVA, E. (2008). Cluster Policy in Europe A Brief Summary Of Cluster Policies
in 31 European Countries Europe Innova Cluster Mapping Project.
KARAEV, A., LENNY KOH, S. C., & SZAMOSI, L. T. (2007). The cluster approach
and SME competitiveness: a review. Journal of Manufacturing Technology
Management,
18(7),
818-835.
OECD
2007
raporunda
DOI
10.1108/17410380710817273.
KATHURIA, R., & JOSHI, M.P. (2007). Environmental Influences on Corporate
Entrepreneurship: Executive Perspectives on the Internet. International
Entrepreneurship and Management Journal.
KAYGALAK, İ. (2013). Türkiye Sanayi Coğrafyasında Endüstriyel Kümelenme ve
Bölgesel Yoğunlaşma Eğilimi.
KEPENEK, Yakup. (2006). Ekonomik Yönleriyle Elektronik Ticaret, Elektronik
Ticaret, Der: Veysel Bozkurt, Alfa Yayınları: 771, Ankara.
KESKİN, H. (2010). Isparta İli Orman Ürünleri Endüstrisinin Kümelenme Açısından
Değerlendirilmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, (1), 59-78.
KETELS, C. (2009). Clusters, cluster policy, and Swedish competitiveness in the
global economy. Globalisation Council.
103
KETELS, C. H. (2006). Michael Porter’s competitiveness framework—recent
learnings and new research priorities. Journal of Industry, Competition and
Trade, 6(2), 115-136.
KETELS, C., Lindqvist, G., & Sölvell, Ö. (2006). Cluster initiatives in developing and
transition economies. Center for Strategy and Competitiveness, Stockholm.
KIRCOVA, İbrahim. (2001). İş letmelerarası Elektronik Ticaret, İTO Yayınları, Yayın
No:32, İstanbul.
KOBİ İşbirliği ve Kümelenme Projesi, 2013, Ekonomi bakanlığı.
KOSGEB, (2009), 2009 yılı Performans Programı Raporu. T.C. Sanayii ve Ticaret
Bakanlığı.
DPT,
(2007).Kümelenmenin Kobi’lere Sağladığı Avantajlar ve Kobi’lerin
Finansmana Erişim Kolaylıkları, hangisi? Dokuzuncu Kalkınma Planı, Devlet
Planlama Teşkilatı.
LAWRENCE, K.L. (1997). Factors Inhibiting the Utilisation of Electronic Commerce
Facilities in Tasmanian Small to Medium Sized Enterprises. Proceedings of
the 8th Australasian Conference on Information Systems.
LAWSON-BODY, A. (2003). An Instrument for Measuring the Effect of Trusted
Electronic Inter-Organizational Relationships on Customer Loyalty.90
Proceedings of the 2003 Americas Conference on Information Systems
(AMCIS 2003).
LU, Yaobin; ZHAO, Ling ; WANG, Bin. (2010). Electronic Commerce Research and
Applications 9.
LYBEREAS, P., MYLONOPOULOS, N. A., DOUKIDIS, G. I., & GALLIERS, R. D.
(1993). Information Systems Planning & Entrepreneurial Culture in Mediumsized Enterprises. University of Warwick, Warwick Business School Research
Bureau.
MACGREGOR, R. C. (2004). The role of strategic alliances in the ongoing use of
electronic commerce technology in regional small business. Journal of
Electronic Commerce in Organizations (JECO), 2(1), 1-14.
104
MACGREGOR, R., & VRAZALIC, L. (2004). Electronic commerce adoption in
Small to Medium Enterprises (SMEs). A Comparative study of SMEs in Wollongong
(Australia) and Karlstad (Sweden), University of Wollongong.
MACGREGOR, R., & VRAZALIC, L. (2005). The role of small business clusters in
prioritising barriers to e-commerce adoption: A study of Swedish regional
SMEs.
MANTHOU, V., VLACHOPOULOU, M., & NANOS, I. (2001). EDI
Implementation: The EDI Clusters Program in Greece. Journal of Information
Technology Impact, 2(2), 71-82.
MAUDE, A. (2004). Regional development processes and policies in Australia: a
review of research 1990–2002. European Planning Studies, 12(1), 3-26.
MEHRTENS,J.,CRAGG,P.B., & MILLS,A.M.(2003). A Model of Internet Adoption
by SMEs. Information & Management.
MEMIŞOĞLU, A., ARıCAN, T. (2016). Organize sanayii Bölgeleri ve Kümelenme,
T.C. Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanliği Verimlilik Genel Müdürlüğü
328 Issn: 1300-2414
OECD,Measuring The Information Economy 2002, Annex 4. The Oecd Definitions
Of Internet And E-Commerce Transactions.
ÖZASLAN, M.(2004). Küresel-Yerel Etkileşimin Yeni Örgütlenme Biçimleri, A􏰁Şebeke (Network ) Tarzı Firma ve İdari-Kurumsal Örgütlenmeler, Kensel
Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu (KEAS), Pamukkale, Denizli.
ÖZBAY, Sabahat ve Selma AKYAZI. (2004) Elektronik Ticaret (E-Ticaret). 1. b.
Ankara:Detay Yayıncılık.
PALAZUELOS, M. (2005). Clusters: Myth or realistic ambition for policy-makers?.
Local Economy, 20(2), 131-140. DOI:10.1080/13575270500053225
PIORE, M. J., & SABEL, C. F. (1984). The second industrial divide: possibilities for
prosperity. Basic books.
POON, S. & SWATMAN, P. (1997). The Internet for Small Businesses: An Enabling
Infrastructure. Fifth Internet Society Conference.
105
POON, S. & SWATMAN, P.M.C. (1999), An Exploratory Study of Small Business
Internet Commerce Issues, Information & Management.
PORTER, M. E. (1990). The competitive advantage of notions. Harvard business
review, 68(2), 73-93.
PORTER, M. (1998). “Clusters and the Economics of Competition”, Harvard Business
School Pres, 78-80, 84.
PORTER, M. E. (2000). Location, competition, and economic development: Local
clusters in a global economy. Economic development quarterly, 14(1), 15-34.
PORTER, Michael.(2001) “Strategy and the Internet”, Harvard Business Review,
Volume:79,Issue:2.
QUAYLE, M. (2002). E-commerce: the Challenge for UK SMEs in the Twenty-first
Century. International Journal of Operations and Production Management.
ROELANDT, T. J. ve HERTOG, P. (1999). Cluster analysis and cluster-based policy
making: The state of the art. Boosting innovation: The cluster approach, 413427.
RIQUELME, H. (2002). Commercial Internet Adoption in China: Comparing the
Experience of Small, Medium and Large Businesses. Internet Research:
Electronic Networking Applications and Policy 12(3).
ROBERTS, B. H., & ENRIGHT, M. J. (2004). Industry clusters in Australia: recent
trends and prospects. European Planning Studies, 12(1), 99-121.
ROSENFIELD, James R.(2001) “My Life as a Customer, or Why 'CRM' Is the Biggest
Hoax in Business”, Direct Marketing, Volume:64, Issue:3.
RÜCKER, A., ve TRAH, G. (2007). Local and Regional Economic Development.
Towards a common framework for GTZ's LRED Interventions in South Africa.
Eschborn,, GTZ.
SAYIN, M., ve SAYIN, E. (2013). Girişimcilik ve İnovasyon’un Küme Oluşumunda
Önemi ve Devlet Yardımlarının Etkisi. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 3(1), 86-94.
106
SCUPOLA, A. (2003). The Adoption of Internet Commerce by SMEs in the South
Italy: an Environmental, Technological and Organizational Perspective,
Journal of Global Information Technology Management.
SÖLVELL, Ö., LINDQVIST, G., & KETELS, C. (2003). The cluster initiative
greenbook. Stockholm: Ivory Tower.
SÖNMEZ T. (2008). Kümelenme‘08 Konferans Notu, Başbakanlık Diş Ticaret
Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü, 3 Aralık 2008, İstanbul.
SPARLING, L., TOLEMAN, M., & CATER-STEEL, A.(2007). SME Adoption of ECommerce in the Central Okanagan Region of Canada. Proceedings from 18th
Australasian Conference on Information Systems (ACIS), Paper 95.
Toowoomba, Australia.
STANSFIELD, M., & GRANT, K. (2003). An Investigation into Issues influencing
the Use of the Internet and Electronic Commerce among Small-Medium Sized
Enterprises. Journal of Electronic Commerce Research.
SUSARIA, Anjana; PARAMESWARAN, Manoj ve WHINSTON, Andrew.(2000)
“Emerging Market Structure in the Digital Supply Chain”, Internet Services,
September/October.
TAŞLIYAN, Mustafa. (2006). Elektronik Ticaret Kavramlar ve Uygulamalar, 1. b.
Adapazarı: Sakarya Kitabevi.
TAYLOR, S., ve RAINES, P. (2001). Learning to let go: the role of the public sector
in cluster building in the Basque Country and Scotland. University of
Strathclyde, European Policies Research Centre.
TEKELİ, İ. (2011). Türkiye'nin Kent Planlama ve Kent Araştırmaları Tarihi Yazıları,
Kitap.
The Boston Consulting Group, Türkiye İnternet Ekonomisi Raporu, 2013, İstanbul
TİMURÇİN, D. (2010). Türkiye’de Kobi’lerin rekabet gücü ve rekabet üstünlüğü
sağlamada kümelenmenin etkisi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul.
TURBAN,E., KING D., LEE J., VIEHLAND D., 2004. ElectronicCommerce A
Managerial Perspective, Prentice Hall, Upper Saddle River, NJ, 714s.
107
TUTAR, F., TUTAR, E., ve EREN, M. V. (2011). Bölgesel/Yerel Ekonomik
Kalkınmanın Popülerleşen Yeni Aktörü: Kümelenme. Uluslararası Alanya
İşletme Fakültesi Dergisi, 3(2).
US Council on Competitiveness. ( OCAK 2007). Innovation America, Cluster Based
Strategies for Growing State Economies. National Governors Association. s.
2,3,4.
WALCZUCH, R., VAN BRAVEN, G. & LUNDGREN, H. (2000). Internet Adoption
Barriers for Small Firms in The Netherlands. European Management Journal
18(5).
WANG A, Tien-Chin; LIN, Ying-Ling. (2009) Accurately predicting the success of
B2B e-commerce in small and medium enterprises, Expert Systems with
Applications 36.
WANG, S., MAO, J., ARCHER, N. (2012) On the performance of B2B e-markets: An
analysis of organizational capabilities and market opportunities, Electronic
Commerce Research and Applications 11.
WELLER, Dennis; WOODCOCK, Bill, (2012). OECD Internet Traffic Exchange
Market Developments And Policy Challenges.
WHITELEY,D. (2000). E-Commerce Strategy, Technologies and Applications,
London: McGraw-Hill Publishing Company.
YAMAN, A. ve KARA, M. (2008), Türkiye’de Bölgesel Politikanın Dönüşümü
Sürecinde Kalkınma Ajanslarının Kuruluş Çalışmaları: Son Durum Ve
Değerlendirmeler, İstanbul Politikalar Merkezi, Bölgesel Kalkınma Ajansları
Kitabı.
YÜCEDAĞ, Armağan. (2012). Elektronik Ticarette Tüketicinin Korunması,
Uzmanlık Tezi, Ankara: Nisan.
YUMUŞAK, İbrahim (2001). Elektronik Ticaretin Geliş mekte Olan Ülkelere Etkileri
ve Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme(Tebliğ). V.Uluslararası ODTÜ
Ekonomi Kongresi, Ankara.
YURDAKUL, E. (2005). Türkiye`de Sanayileşme Sürecinde Organize Sanayi
Bölgeleri ve Eskişehir OSB Uygulaması, Osmangazi Üniversitesi, Sosyal
108
Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 183 s.,
Eskişehir.
ZERENLER, Muhammer. (2007). Dijital İş Yaşamı: Tüm Boyutlarıyla Elektronik
Ticaret, Ankara, s. 149.
ZHU, K, KRAEMER, K ve XU, S.(2003). Electronic Business Adoption by European
Firms: A Cross-Country Assessment of the Facilitators and Inhibitors,
European Journal of Information System.
109
EKLER
EK-1 Essiad Kümelenme Üyesi Işletmeler Için Anket Sorulari
1. İşletmenizin çalışan sayısı?
0-9 çalışan sayısı
10-49 çalışan sayısı
50-249 çalışan sayısı
250 ve üzeri çalışan sayısı
2. İşletmenizin yaş ortalaması?
20-30 yaş arası
31-40 yaş arası
41-50 yaş arası
3. İşletmenizin ürün satış şekli nedir?
 Kendi markası
 Fason
 Her ikisi
Alım-Satım
 Uygulama montaj
4. İşletmenizin ürün satış türü nedir?
 nihai ürün
 yarı mamül ürün
 ham madde
 diğer
5. KOSGEB’e üye misiniz?
Evet
Hayır
6. İşletmeniz ihracat yapıyor mu?
Evet
Hayır
7. İşletmenizin hedef ihracat pazarlarını/ülkelerini belirtiniz.
8. İşletmenizin geleceğe dönük ilk yatırım planını hangi alanda yapmayı
düşünüyorsunuz.
 üretim alanında
 pazarlama alanında
 bilişim alanında
 henüz karar vermedim
 yatırım planım yok
110
9. İşletme gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmeyi düşünüyor mu?
Evet
Hayır
BURADAN İTİBAREN İŞLETMELERİN ÜYESİ OLDUKLARI İŞ KÜMESİ
HAKKINDA FİKİRLERİ ÖLÇÜLMEK İSTENMEKTEDİR.
Üyesi
olduğunuz
kümelenmenin
işletmenize
sağladığı
katkıları
değerlendiriniz. Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1kesinlikle katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5kesinlikle katılıyorum anlamını taşımaktadır.
1

2
3 554

Tedarik zincirini geliştirmek
Yeni Pazar kanallarına ulaşmak
İhracatı artırmak
Sektörel teşviklerden yararlanmak
Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak
Maliyetleri azaltmak
Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları hakkında bilgilenmek
İş verimliliğini artırmak
Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak
Yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak
Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını güçlendirmek
Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak
Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak
10. Üyesi olduğunuz küme işletmenizin e-ticaret yapması için herhangi bir
yönlendirmede bulundu mu?
Evet
Hayır
11. Üyesi olduğunuz kümenin web sitesinde e-ticaret yapmak için altyapı
oluşturulsa e-ticaret yapmak ister miydiniz?
Evet
Hayır
111
12. Üyesi olduğum küme’nin web sitesinde e-ticaret yapılması üye işletmeler
için fayda sağlayacağını düşünüyor musunuz?
Evet
Hayır
 Kararsızım
13. Üyesi olduğunuz kümenin başarılı olacağını düşünüyor musunuz?
Evet
Hayır
14. İşletmeniz e-ticaret yapıyor mu?
Evet
Hayır
15. İşletmenizin herhangi bir e-ticaret sitesine üyeliği var mı?
(alibaba.com,kobinet.com, vb.)
Evet
Hayır
16. Özel hayatınızda kişisel amaçlar için internetten en az bir defa alış-veriş
yaptınız mı?
Evet
Hayır
17. E-ticaretin önümüzdeki yıllarda bilinirliğinin artacağına inanıyor
musunuz?
Evet
Hayır
18. E-ticaret için herhangi bir kurumdan mali destek aldınız mı? (KOSGEB,
Ekonomi Bakanlığı.vb.)
Evet
Hayır
19. Sizce aşağıdaki tanımlardan hangisi e-ticaret tanımı için yeterlidir?
Elektronik ortamda e-mail hesabının olması
Elektronik ortamda tanıtım ve reklam
Elektronik ortamda web adresi bulundurmak
Elektronik ortamda mal veya hizmet alımı
Elektronik ortamda ticari işlem imkanı yaratan bir platform
20. Üyesi olduğunuz küme işletmenizin e-ticaret yapması için herhangi bir
yönlendirmede bulundu mu?
Evet
Hayır
BURADAN İTİBAREN E-TİCARET KULLANAN İŞLETMELERE YÖNELİK
SORULAR BULUNMAKTADIR
21. Kaç yıldır e-ticaret kullanıyorsunuz?
12 aydan az bir süre
1-3 yıl
3-5 yıl
5 yıldan zun bir süre
22. İşletmeniz e-ticaret faaliyetlerini nasıl yürütüyor?
 Kendim yürütüyorum.
Personel yardımı ile yürütüyorum.
112
Faaliyetlerin yürütülmesi için dışarıdan destek alıyorum.
23. E-ticareti hangi yöntem aracılığı ile kullanıyorsunuz?
İşletmenin şirket için aldığı bir yazılım ile
Üyesi olduğum e-ticaret sitesi aracılığı ile
24. Satışların ne kadarının e-ticaret aracılığı ile gerçekleştiğini
düşünüyorsunuz? (% olarak belritiniz.)
25. E-ticaretin size sağladığı faydalar nelerdir değerlendiriniz.
Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1- kesinlikle
katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5-kesinlikle
katılıyorum anlamını taşımaktadır.
1
5
2 3 4


Reklam ve tanıtım
Pazarlama,evrak,işçi maliyetlerinde tasarruf sağlama
Bilgi toplama
Müşteri portföyünü büyütme
Yeni dağıtım kanalları oluşturma
İletişim ve işbirliği
Rekabet avantajı
Kağıt işlemlerinin ortadan kalkması
Zaman tasarrufu
Küresel pazarlara kolay erişim
7/24 ulaşılabilirlik
Web sayfası bulundurmanın satışlar üzerinde olumlu etkisi
olduğunu düşünüyorum
113
BURADAN İTİBAREN E-TİCARET KULLANMAYAN İŞLETMELERE
YÖNELİK SORULAR BULUNMAKTADIR.
26. İşletmeniz e-ticaret kullanmaya kaç yılda geçmeyi planlıyor?
1 yıl içinde
3 yıl içinde
5 yıl içinde
E-ticaret yapmayı planlamıyorum
E- ticaret yapmama nedenlerinizi değerlendiriniz.
Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1- kesinlikle
katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5-kesinlikle
katılıyorum anlamını taşımaktadır
1

E-ticaret bizim organizasyonumuz için herhangi bir avantaj
sağlamıyor
E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş yapma yollarımıza uygun
değildir.
E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun değildir.
E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız yeterli değildir.
E-ticaret uygulaması karmaşıktır.
E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir
E-ticaret uygulamak için vakit yok
E-ticaret kullanmak için gerekli finansal yatırım çok yüksek
114
5
6
2 3 4
5

Download