T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İŞLETMELERİN KÜMELERE BAKIŞ AÇISI VE KÜMELENMELERDE ELEKTRONİK TİCARETİN UYGULANABİLİRLİĞİ: ESSİAD ÖRNEĞİ Yüksek Lisans Tezi ELİF BODUROĞLU Ankara-2016 1 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İŞLETMELERİN KÜMELERE BAKIŞ AÇISI VE KÜMELENMELERDE ELEKTRONİK TİCARETİN UYGULANABİLİRLİĞİ: ESSİAD ÖRNEĞİ Yüksek Lisans Tezi ELİF BODUROĞLU DANIŞMAN Doç. Dr. Dilber ULAŞ Ankara-2016 CAN BABAM’A… i ÖZET Bu çalışma Türkiye’de kümelenme oluşumu, küme üyesi firmaların kümelerden sağladıkları faydaların araştırılması amacı ile yapılmıştır. Alt amaç ise küme üyesi işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının tespit edilmesidir. Çalışmada kümelenmelerin oluşum yapısı incelenmiş, üye işletmelerin profili ortaya konmuştur. İşletmelerin rekabet kouşllarına uyum sağlamasında kümelenme faaliyetlerinin rolü incelenmiştir. Bu bağlamda Türkiye’ de faaliyette olan kümelerin durumunun tespiti için örnektir. Çalışma, firmaların rekabet koşullarına uyum sağlamak için kullanılan pazar kanallarından biri olan elektronik ticareti nasıl algıladığını incelemektedir. E-ticaret yapan firmaların e-ticarretten sağladığı faydalar, e-ticaret yapmayan firmaların ise eticaret yapmama nedenleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma, firmaların e-ticete yönlendirilmesi konusunda yol gösterici olmayı hedeflemektedir. Yeni pazar kanallarına girmeyi kolaylaştıracak ve rekabet gücünü artırıcı bir güç olan e-ticarete uyum sağlanması için yapılan literatür çalışmasına katkı yapacağı düşünülmektedir. Bu çalışmada Türkiye’ de kümelenmenin mecvut durumunun ortaya konması ve küme üyesi işletmelerin e-ticarete bakış açısının tespiti anlamında literatüre katkı sağlamak hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kümelenme, Rekabet, E-ticaret ,Engeller ii ABSTRACT This study aims to explore the formation of business clustering in Turkey as well as the benefits that firms, as members of a cluster, gain through such clusters. Sub-goal, on the other hand, is to determine the ways in which the member businesses approach e-commerce. The study has examined the formation structure of clusters, revealed the profile of member businesses, and analyzed how clustering activities play a role in the way businesses comply with the conditions of competition. In this regard, it serves as a model to identify the conditions of clusters operating in Turkey. This study examines how the firms perceive e-commerce, which is one of the marketing channels used for compliance with the conditions of competition. It tries to manifest the benefits which the firms gain through e-commerce, and the reasons why some companies do not do businesses via e-commerce. It also aims to be guiding in leading companies to e-commerce. This study is also thought to be contributing to the literature research done for compliance with e-commerce, which will ease the path to new marketing channels, and is an amplifying power that will increase the competitive strength. What this study targets in brief is to demonstrate the present status of clustering in Turkey, and contribute to the literature in regard to determination of the view of cluster member businesses to e-commerce. Key Words: Business Clustering, Competition, E-Commerce, Obstacles iii KISALTMALAR CETVELİ c. : Cilt Çev. : Çeviren ESSİAD : Ege Soğutma Sanayiicileri ve İşadamları Derneği KOBİ : Küçük ve Orta Boylu İşletmeler p. : Page s. : Sayfa S. : Sayı vd. : Ve Diğerleri VIF : Varyasyon Enflasyon Faktörü Vol. : Volume iv İÇİNDEKİLER ÖZET.......................................................................................................................... ii ABSTRACT .............................................................................................................. iii KISALTMALAR CETVELİ .................................................................................. iv İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... v TABLOLAR LİSTESİ ........................................................................................... viii GİRİŞ ......................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KÜMELENME KAVRAMI 1.1. Kümelenme Kavramının Gelişimi ve Tanımı .................................................. 4 1.2. Kümelenmenin Diğer Kavramlardan Farklılıkları ........................................... 8 1.3. Oluşumu Bakımından incelendiğinde Kümelenme Kavramı ......................... 12 1.4. Kümelenmelerin Özellikleri- Kavramsal Yapısı- Temel Unsurları ............... 14 1.5. Kümelenme, Bölgesel Rekabet ve Porter’ın Elmas Modeli ........................... 17 1.6. Kümelenmelerin İşletmeler İçin Sağladığı Faydalar ...................................... 21 1.6.1. Ölçek Ekonomileri ................................................................................... 22 1.6.1.1. Tedarik Zincirini Geliştirmek ........................................................... 22 1.6.1.2. Yeni Pazar Kanalları ......................................................................... 23 1.6.1.3. İhracatı Artırmak ............................................................................... 23 1.6.1.4. Sektörel Teşviklerden Yararlanmak .................................................. 23 1.6.1.5. Yeni Finansal Kaynaklardan Yararlanmak ....................................... 24 1.6.2. Verimlilik Artışı ve Esneklik ................................................................... 24 1.6.2.1. Maliyet Avantajı ............................................................................... 25 v 1.6.2.2. Marka Avantajı.................................................................................. 25 1.6.2.3. İş Verimliliğini Artırmak .................................................................. 26 1.6.2.4. Kalifiye İşçi Havuzundan Yararlanmak ............................................ 26 1.6.2.5. Yeni Ürün Geliştirme Fırsatından Yararlanmak ............................... 27 1.6.3. Öğrenme ve Yenilikçilik.......................................................................... 27 1.6.3.1. Eğitim ve Danışmanlık Hizmeti Almak ............................................ 28 1.6.3.2. Ar-Ge Desteğinden Yararlanmak ...................................................... 28 1.6.3.3. Teknolojik Gelişmelerden Haberdar Olmak ..................................... 28 1.6.3.4. Sektörel İletişim ve Bilgi Paylaşımını Güçlendirmek ....................... 29 1.7. Kümelenmelerin Uyguladıkları Politikalar .................................................... 29 1.8. Türkiye’de Kümelenme’nin Gelişimi............................................................. 33 İKİNCİ BÖLÜM ELEKTRONİK TİCARET 2.1. Tanımı ve Gelişimi ile Elektronik Ticaret ...................................................... 41 2.2. Tarafları ve Şartları ile E-Ticaret ................................................................... 43 2.3. Taraf Olarak KOBİ’ler ................................................................................... 44 2.4. Sınıfları ile E-Ticaret ...................................................................................... 46 2.5. Elektronik Ticaretin Temel Araçları .............................................................. 47 2.6. Avantajları ile E-Ticaret ................................................................................. 49 2.7. E-Ticaretin Benimsenmesi Önündeki Engeller .............................................. 53 2.8. Türkiye’de E-ticaretin Gelişimi ve Bugünkü Durumu ................................... 55 2.9. Elektronik Ticaretin Ekonomik Etkileri ......................................................... 59 2.10. Küme Üyesi İşletmelerde E-Ticaret Uygulamaları ...................................... 62 vi ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ESSİAD KÜMELENME ÜYESİ İŞLETMELER ÜZERİNE BİR UYGULAMA 3.1. Araştırma Modeli ve Hipotezler ..................................................................... 66 3.1.1. Araştırmanın Amacı................................................................................. 66 3.1.2. Araştırmanın Önemi ............................................................................... 66 3.1.3. Araştırmanın Problemi............................................................................. 68 3.2. Araştırmanın Hipotezleri ................................................................................ 69 3.3. Veri Toplama Yöntemi, Anket Formu Hazırlanması ve Ölçekler ................. 70 3.3.1. Araştırmanın Yöntemi ............................................................................. 70 3.3.2. Evren ve Örneklem Seçimi ...................................................................... 72 3.3.3. Sınırlılıklar ............................................................................................... 73 3.4. Veri Analizi .................................................................................................... 74 3.4.1. Betimleyici İstatistikler ............................................................................ 74 3.4.2. Araştırmanın Güvenirliği ......................................................................... 84 SONUÇLAR ve ÖNERİLER ................................................................................. 92 KAYNAKLAR ...................................................................................................... 100 EKLER ................................................................................................................... 110 EK-1 Essiad Kümelenme Üyesi Işletmeler Için Anket Sorulari ......................... 110 vii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Kavramsal çerçeve .................................................................................. 11 Tablo 2. E- ticaret benimsenmesi önündeki engeller ............................................ 55 Tablo 3. İşletmelerin Demografik özelliklerine göre dağılımı .............................. 75 Tablo 4. E-ticaret Yapan İşletmelere Yönelik Sorular .......................................... 77 Tablo 5. E-ticaret Yapmayan İşletmelere Yönelik Sorular ................................... 80 Tablo 6. E-ticaret Fayda Algısı ............................................................................. 82 Tablo 7. KMO ve Bartlett's Test............................................................................ 83 Tablo 8. Kümelenme Fayda Algısı Faktör Yükleri ............................................... 84 Tablo 9. Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının Değerlendirilmesi .................................................................................... 85 Tablo 10. Üç Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği ile Kümelenme Destek Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu .................................................................................................... 86 Tablo 11. İhracat Yapma Durumu ile Kümelenme Destek Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu.................... 87 Tablo 12. KMO ve Barthlet’s Testi ......................................................................... 87 Tablo 13. İşletmelerin E-ticaret Yapması Önündeki Engellerin Faktör Yükleri..... 88 Tablo 14. Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının Değerlendirilmesi .................................................................................... 89 Tablo 15. Kümenin Web Sitesinde E-Ticaret Yapma İsteği İle E-Ticaret Algısına Yönelik Regresyon Analizi Sonuçları ...................................... 90 Tablo 16. İhracat yapma durumu ile e-ticaret algısı Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu.................... 91 Tablo 17. Araştırma Hipotezlerinin Desteklenmeme Durumu ................................ 91 viii GİRİŞ Dünyada son 30 yıldır etkisi çok daha güçlü biçimde hissedilen küresel rekabet, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) küresel pazarda yer alabilmesi için çok daha zor şartlar doğurmuştur. İletişim teknolojilerinin her geçen gün hızlanmasıyla pazarda koşullar çok daha hızlı değişim göstermekte, bu değişimi takip etmek ve işletmelerin bu değişime ayak uydurması zorlaşmaktadır. Günümüz pazarında işletmelerin kestirim yapması da aynı oranda zorlaşmaktadır. Küresel ekonominin bu zorlayıcı koşullarında, büyük oyuncuların tekelindeki piyasadan pay alabilmek için uygulanabilecek yaklaşımlardan birisinin de kümelenme olduğu söylenebilir. Kümelenme bölgesel ve ulusal anlamda rekabetçiliği artıran bir yaklaşımdır. Kümelenmelerin destekleyici unsurları göz önüne alındığında güçlü bir kümenin üyesi küresel ekonominin rekabet koşullarında tek başına hareket eden işletmelerden daha hızlı büyüyebilir ve daha hızlı hareket edebilir. Küme üyelerinin olumlu yöndeki bu değişimi bulunduğu coğrafyayı ve daha geniş bakıldığında ülke için de ekonomik olarak ve rekabet gücü anlamında olumlu katkı sağlayacaktır. Kümelenme üyesi işletmeler, kümeler tarafından, rekabet edebilirliği sağlamak için çeşitli konularda desteklenirler. Bu bağlamda işletmelerin kümelerden sağladığı faydaların incelenmesi yeni ürün ve ihracat gibi rekabetçi unsurların küme üyesi işletmeler tarafından nasıl algılandığının tespiti önemlidir. Bu bağlamda yapılan çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kümelenme oluşumunun kavramsal çerçevesi, işletmeler için sağladıkları faydalar, rekabet gücü ve ülkenin kümelenme politikası açıklanmıştır. Çalışmaya konu olan kümenin yapısının 1 anlaşılabilmesi için küme üyesi işletmelerin yapısı, büyüklüğü, ihracat durumu, yeni ürün üretme isteği ölçülmeye çalışılmış ve kümelenmeden sağladığı faydalar araştırılmıştır. Bu amaçla kümelenmenin sağladığı faydalar boyutlandırılmış ve hangi boyutun öne çıktığı tespit edilmiştir. Böylece işletmelerin rekabet edebilirlik için desteklenmesi gereken özellikler tespit edilmiştir. İkinci bölümde elektronik ticaret kavramı anlatılmış, işletmelerin elektronik ticaret yapması önündeki engeller ve e-ticaretin faydaları yer almaktadır. Araştırma bulguları ışığında küme üyesi işletmelerin profili, kümeleri nasıl algıladıkları ile elektronik ticarete bakış açıları ortaya konmuştur. Rekabetçiliğin bir diğer unsurunun pazarda tutunmaktır. Küresel piyasada tutunmak için uğraşan firmaların ticari bir araç olan e-ticareti nasıl algıladığının ortaya konması bu çalışma için önemli olacaktır. Bu nedenle elektronik ticaret yapan küme üyesi işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı faydalar araştırılmış, hangi özelliklerin öne çıktığı tespit edilmiştir. Bu tespit; aynı sektörde, aynı iş kolunda çalışan işletmeler için örnek olacaktır. Elektronik ticaret yapmayan küme üyesi işletmeler için ise elektronik ticaret yapmaları önündeki engeller araştırılmış, hangi nedenle elektronik ticaret yapmadıkları boyutlandırılmıştır. Küresel pazara uyum sağlayabilmek için kullanılabilecek olan elektronik ticareti algıları ile işletmelerin elektronik ticaret yapma niyetleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Rekabet gücünü etkileyen bir diğer unsur olan ihracat ile işletmelerin elektronik ticaret yapması önündeki engellerin ilişkisi incelenmiştir. Elektronik ticaret yapmayan işletmelerin önündeki engellerin tespit edilmesi kümelenme yöneticileri için yol gösterici olabilir. Rekabet gücünü artırmayı ve küresel piyasada tutunmayı hedefleyen kümelenme, işletmelerin elektronik ticarete yönlendirmede adımlarını bu 2 bilgiler ışığında atabilir. Aynı zamanda e-ticaret konusunun daha iyi anlaşılması ve geliştirilmesi için literatüre katkı sağlayacaktır. Üçüncü bölümde ise araştırmanın metodolojisine ilişkin bilgiler verilmiş, veri toplama yöntemi, yöntem anlatılmış ve istatistik analiz ve bulgular anlatılmıştır. Son bölümde ise araştırmaya yönelik sonuç ve önerilerden oluşmaktadır. Çalışmanın teorik kısmında açıklanan hipotezler, bir UR-Ge projesi olan İzmir merkezli ESSİAD iklimlendirme kümesinden toplanan veriler ile test edilmiştir. Çalışmanın son bölümünde; verilerin analizinden çıkan sonuçlar ile küme yöneticilerine gelecekte yapılacak çalışmalara yardımcı olabilecek öneriler yer almaktadır. Araştırma bulguları ışığında küme üyesi işletmelerin profili, kümeleri nasıl algıladıkları ile elektronik ticarete bakış açıları ortaya konmuştur. Kümelenme olgusunun değerini ve önemini kavrayabilmek için zaman içinde gelişimini ve kavramsal çerçevesini incelemek gerekir. 3 BİRİNCİ BÖLÜM KÜMELENME KAVRAMI 1.1. Kümelenme Kavramının Gelişimi ve Tanımı Kümelenme kavramı literatürde ingilizce olarak ''cluster'' , ''clustering'',''busines cluster'', ''industrial cluster'' , ''competitive cluster'', ''porterian cluster'' veya ''stratejic allience'' olarak ifade edilmekte, terime ilişkin genel kabul görmüş bir ifade bulunmamaktadır. Türkçe yazında küme, kümelenme veya kümeleşme, iş kümesi, endüstriyel kümelenme veya stratejik ortaklık biçiminde farklı ifadeler vardır. Bu farklılık yazarın bakış açısına, ifade ediş biçimine ve kümelenme yaklaşımının uygulanış biçimine göre şekillenir. Nitekim uygulanıştaki bu farklılık nedeni ile kümelenme tanımının yazında farklı şekillerde yer almasına neden olduğu söylenebilir. Literatürde kümelenme fikrinin temellerini ilk ortaya atan kişinin ünlü iktisatçı Alfred Marshall olduğu düşünülmektedir. 1890’larda İngiltere’de sanayi bölgelerinde başarılı çalışmalarda bulunan Marshall’ın ekonomi literatüründe önemli yeri olan ekonominin esasları kitabında (agglomeration economies), yığılma ekonomileri olarak adlandırılabilecek kümelenmenin başlıca özelliklerini üç temel ekonomik ayak üstüne oturtarak, kümelenme kavramının literatürde ilk tanımını yaptığı söylenebilir. Marshall’ın tanımına göre kümelenme; 4 - İş gücü arzına karşılık vermek, - Özel uzmanlık gerektiren bilgilerin paylaşımı ve - İletişimin sağlanması üzerine kurulmuştur. Marshall’ın tanımında önem arz eden bu üç noktanın ortak yanı, o günün teknolojisiyle düşünüldüğünde kümelenmeyi coğrafi yakınlık ve ilişki ağları ile ilişkilendirmesidir (Bacak ve Altaş, 2012:12). Dikkati çeken diğer bir nokta ise bugünün küresel ekonomisinde de rekabet ve farklılaşmayı sağlayan, özel uzmanlık ve bilgi gerektiren üretim sistemine sahip, özel ürün üretebilen sistemlerin öneminden bahsetmesidir (Alsaç,2010). Marshall’dan sonra 1960’larda sanayileşmenin kalkınma planlarıyla desteklenerek kurulması ve genişletilmesi amacı ile kümelenme kavramının tekrar gündeme geldiği düşünülmektedir. Böylece mekansal yakınlığı gözeten organize sanayii bölgeleri oluşturmanın amaçlandığı düşünülebilir. Nitekim ülkemizde de sanayii bölgelerinin yeşermesi bu planlarla sağlanmıştır. 1970’lerde petrol krizinin ardından Kuzeydoğu İtalya’nın esnek uzmanlaşmaya yönelen sanayii bölgelerinin rekabetçi başarı göstermesi ile coğrafi yakınlık ve esnek uzmanlaşma alanında pazarda fark yaratma kavramları gündeme gelmiştir (Timurçin, 2010). 1990 yılında yayınlanan The Competitive Advantage of Nations kitabında uluslararası rekabet gücünü inceleyen Micheal Porter, farklı ülkeleri ve sektörleri inceleyen çalışmalarından kümelenme özelliği gösteren firmaların rekabet gücünün yüksek olduğunu fark etmiştir. Kümelenmenin temel özelliklerini taşıyan farklı kavramlar literatürde kullanılsa da Porter tarafından 1990 yılında farklı bir bakış açısı ile kullanılmış ve kümelenme kavramının bugünkü yapısının temelleri tanımlanmıştır. 5 Porter çalışmalarında kümelenme bulgularına ek olarak uluslararası rekabet gücünün yerel faktörlere göre farklılaştırdığını görmüştür. Böylece kümelenme kavramına içsel faktörleri de ekleyen Porter’ın, sanayi politikası, KOBİ politikaları, bölgesel gelişim politikalarına farklı ve yeni bir yaklaşım edindirdiği söylenebilir (Alsaç, 2010). Porter’ın coğrafi yakınlığın önemine vurgu yapan kümelenme tanımı; aynı iş sektöründe faaliyet gösteren, birbirleriyle ilişkili ve aynı zamanda rekabette bulunan işletmelerin, küme paydaşları ile aynı coğrafi bölgede toplanmaları olarak ifade edilebilir (Porter, 1998:78). Burada küme paydaşlarından kasıt; kamu kurumları, üniversiteler, mesleki eğitim kurumları, konusunda ihtisas sahibi araştırma geliştirme çalışmaları yapan, teknik destek sağlayan kurumlar, bölgesel kalkınma ajansları gibi danışmanlardan oluşmaktadır (Porter,1998:78). Porter' ın yaptığı çalışmalarla yeniden güncellenen kümelenme kavramı, yeni ekonomiyle daha da önem kazanmış, rekabet koşullarının sonuçlarının meydana getirdiği yeni oluşumlar ile gün yüzüne çıkmış ve açık inovasyonun aracı haline gelmiştir. Porter' ın bu oluşumları keşfetmesinden sonra kümelenme kavramı bir çok akademik çalışmaya konu olmuştur (Timurçin, 2010). Kümelenme kavramının farklı yazarlardan derlenmiş tanımı ise; katma değeri yükselten üretim zinciri ile sektörün, bölgenin ve yerel coğrafyanın ekonomik gücünü artıran, birbirleriyle ilişki bağları güçlü ve birbirine bağımlı, tedarikçileri işletmeleri de kapsayan, destekleyici kurumlar, bilgi üreten kurumlar, kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, müşterileri, sektöre yönelik iletişim ve medya 6 kuruluşlarını kontrol ve standartları düzenleyici kuruluşları da içine alan ağ ve coğrafi alan olarak tanımlamaktadır (Eraslan,1990:25 ve Roelandt ve Hertog,1999). 2000’li yıllarda rekabetin gittikçe önem kazanmıştır. Günümüz koşullarına uygun bir tanIm için; kümelenme özelliklerini rekabetçiliği öne çıkarmak için kullanan Cooke’un tanımını incelersek; bulunduğu sektörde pazar arayışı içinde olan, küresel pazarda kendine yer arayan, birbiri ile rekabet eden ve aynı zamanda işbirliği yapabilen yerel girişimciliği de içine alan, birbiri ile yatay ve dikey ilişkilerde bulunan, coğrafi olarak yakınlaşan işletmeler topluluğu olarak tanımlamıştır (Cooke,2008). Cooke’un tanımladığı dikey ilişki; üretim zincirinde var olan yetenek, teknoloji, ortak girdi gibi iç ilişkiler olarak tanımlanır. Yatay ilişkiler ise aynı sektörde bulunan küme paydaşlarının tedarik kanalları ve müşteri havuzunun ortak kullanılması için kurduğu işbirliği şeklinde tanınlandığı görülür. Diğer güncel bir tanım ise Timurçinin doktora tezinde; bölgesel zenginlik yaratan, birbiriyle rekabet eden ya da birbirini tamamlayan ve birbirine bağımlı olan iş letmelerin oluş turduğu bir bölgesel yoğunlaş ma olarak tanımlanmaktadır. Bu kümeler; modern küresel ekonomilerin temel rekabet birimleri olan “değer zincirlerini” oluş turmakta ve zaman içinde geliş mektedir (Timurçin,2010:139). Literatür çalışması sonucunda tanımlanan kümelenmelerin altyapısı, etkileşim grubu, büyük ölçekli firmalarla ve kobiler, hedef kitle yani tüketicileri de içine alan geniş kapsamlı bir yapısının olduğu söylenebilir. Kümelenme kavramının geniş kapsamlı bir yapıya sahip olması benzer kavramlar ile de karışmasına neden olmaktadır. Bu karmaşayı ortadan kaldırmak için kümelenme kavramının diğer kavramlardan farkını incelemek gerekir. 7 1.2. Kümelenmenin Diğer Kavramlardan Farklılıkları Kümelenmelerin ilkel halini Marshall’ın tanımı ile endüstri bölgeleri oluşturmaktadır. Coğrafi olarak sınırlandırılmış bölgeler genellikle endüstri bölgeleri olarak tanımlanmaktadır. Endüstri bölgeleri, işletmelerin arasında güçlü bağlar ve işbölümü bulunması ile öne çıkarlar (Keskin, 2009;69). Ancak bu bölgedeki işletmeler sınırlı uzmanlığa sahip küçük ölçekli, rekabet avantajına sahip olmamaları sebebi ile kümelenmenin çok daha basit bir formu olarak kalırlar (Kaygalak, 2011;37). Kümelerin inovatif çevre, öğrenen bölgeler, bölgesel yenilik sistemleri, endüstriyel kalkınma ve bölgesel ekonomileri de içeren daha geniş kapsamlı bir formu olduğunu söyleyebiliriz (Doloreux, 2002). Yeni sanayii odakları Coğrafi yoğunluğun sağladığı faydalar ile firmaların geçmişten gelen birikiminin sağladığı uzmanlığın birleşmesi, 1980’ lerde sanayii bölgesi kavramı tanımını doğurmuştur. Kümelenmelerin sanayii sitelerinden farklılığı ise iki önemli özellik ile ayrılmaktadır. Birincisi; tek başına sanayii sitesinde yer alan bir işletme için yerel düzeyde gerçekleş en üretimin, uluslararası piyasalara yönelimi ve rekabet gücüne eriş mesinin daha zor olmasıdır. İkincisi ise, innovasyon (yenilikçilik) ve yaratıcılık potansiyeline sahip olan işletmeler olsa bile bu bilginin sanayii sitelerinde paylaşılmamasıdır. 8 Öğrenen bölgeler Rekabet avantajının temel taşının inovasyon olduğu bölgeler, ‘öğrenen bölgeler’ olarak isimlendirilir. Nitekim Tekeli’ de; bölgenin gelişiminin yatırım miktarının artırılması ile değil, öğrenebilme kapasitesi ile ölçülmesi gerektiğini ifade etmektedir (Tekeli, 2011:317). Burada farklılık ise; kümelenmelerin kitle üretiminde önemli olan işgücüne dayalı üretim sistemine sahip çalışan verimliliğini maksimize etmeye dayalı, sabit iş eğitimi veren yerele yönelik sabit yönetimli rekabetçi ilişkiler kurmaktır. Öğrenen bölgelerde ise; sürekli eğitimi benimseyen, bilgiye dayalı üretim yapan, bilgili ve yetenekli işgücünü önemseyen küresel rekabete yönelik esnek yönetim anlayışını benimseyen öğrenen bölgelerdir (Keskin,2009:71-75). Yenilikçi çevre Akdeve’ye göre yenilikçi çevrenin rekabetçiliği artıran itici güç olarak üretimde yenilik anlayışını benimsediği söylenebilir. Bu çevre için iletişim sağlanması, bilgi ve becerinin aktarılması ile kiritik başarı faktörlerini yerel ağyapılarında uygulanarak üstünlük elde edilmesine dayandırmıştır (Akdere, 2008:3). Ağyapılar Kümelenmelerin bölge özelliklerine göre yapılanması ağyapı ve kümelenme kavramlarının birbiri yerine kullanılmasına sebep olmuştur. Ancak kümelenmeler ile ağyapılar üretim biçimlerinde farklılık gösterirler. Ağyapıların odak noktası KOBİ’lerdir. Kümelenmelerin odak noktası ise KOBİ’lerin karşılıklı bilgi alışverişi ile elde ettikleri becerilerinin kümenin becerisine eşdeğer olmasıdır. Ağyapılar 9 planlayarak gelişmezler. Ağyapılar işbirliği yolu ile rekabet ederken kümelenme işbirliği ile tek bir işletmeymiş gibi rekabet ederler. Ağyapılar rekabet avantajını kullanamazken, kümelenmeler coğrafi yakınlıktan doğan rekabet avantajını kullanabilen oluşumlardır. Ağ yapılar denizaşırı veya kıtalararası olabilirken, kümelenmeler coğrafi yakınlığı önemserler (Akdere, 2008:16,25) Bölgesel İnovasyon ve Yenilik Sistemleri Bölgesel yenilik sistemi de kümelenenler gibi coğrafi tanımlı bölgeler gibi yenilik ağlarına odaklanırlar. Yeni ve ekonomik açıdan faydalı olan bilginin yayılması, kullanılır duruma gelmesi ve bilginin yayılımından kullanımına kadar olan ilişki bütünüdür. Bölgesel yenilik sistemi de ağ yapıları ve yenilikçi kümeleri içine aldığı söylenebilir. Yani bölgesel yenilik sistemi birden fazla kümeyi içine alan yani kümeleri kapsayan bir sistemdir (Cansız,2011:16). Tanımlanan tüm bu oluşumları inovasyon özelliklerine göre tablo 1’de Kaygalak tarafından incelenmiştir. İnovasyon özellikleri; kurumların rolü, bölgesel kalkınmaya etkisi, kültür anlayışı olarak farklılıkları ortaya koymaktadır. 10 Tablo 1. Benzer Kavramların Karşılaştırılması Kaynak:Kaygalak,2011 Bener özellikler gösteren bu tanımlardan yola çıkarak; kümelenme kavramının amacının sanayii siteleri gibi birden çok firmanın bir araya gelerek oluşturduğu topluluğun rekabet içinde iş birliği yapması olduğunu söyleyebiliriz. Rekabet içindeki bu işbirliğinin nasıl oluştuğunu öğrenmek için kümelenmenin oluşumunu incelemek gerekir. 11 1.3. Oluşumu Bakımından incelendiğinde Kümelenme Kavramı Kümelenme kavramı ortaya çıkışı ve oluşumu bakımından incelendiğinde literatürde dikkati çeken önemli hususlardan birinin küme ve kümelenme kavramlarının aynı kavramlar olmadığıdır. Akgüngör’e göre bu farklılığın temeli stratejik ortaklığın kuruluş biçimi olarak tanımlanabilir. Her yoğunlaşmanın bir küme olarak algılanmaması gerektiğini ifade etmektedir (Akgüngör,2006). Küme aynı iş sektöründe çalışan işletmelerin aynı coğrafi bölgede içgüdüsel olarak toplanmaları ve birbirleri ile iletişim halinde olmaları, ortak çalışma yapmaları olarak ifade edilebilir. Kümelenme ise devlet desteği ile gerçekleşen, küme paydaşları ile iletişim halinde olan, bilgi paylaşımı yapan sistemli bir organizasyon olarak ifade edilebilir. Belirli bir bölgede oluşan potansiyel kümenin farkedilmesi ile devlet ve stk ‘lar tarafından desteklenmeye başlanması ile rekabetçi yapıya kavuşması için politikalar belirlenmesi o kümeyi artık kümelenme formuna çevirmek olduğu söylenebilir.1 Küme ve kümelenme kavramlarının temel farklılığının sebebi kümelenmenin yeni bir oluşum olmamasıdır. Şirketler asırlardır kümelenmektedir. Kümeler; ilişkiler, kültürel normlar ve örgütlenme davranışları ile şekillenirler. Kümelerin gelişimi veya evrimi uzun yıllar sürmektedir. Kümelenmenin ise kendiliğinden oluştuğunu söylemek çok doğru olmaz. Bu kümelerin daha çok işgücü, techizat gibi KOBİ’lerin arasında komşuculuk yapmakta oldukları söylenebilir. Kümelerin oluşumlarına göre aşamaları; yoğunlaşma, potansiyel küme, yeni ortaya çıkmış küme ve gelişmiş küme olarak 1 Beyaz Kitap, 2013:24 12 adlandırmıştır (Akgüngör,2006). Akgüngör; kümelerin genellikle örgütlenmeden, politika gütmeden, doğal şartlarda bir bölgede yoğunlaşan olgular olduğunu ifade etmiştir. Stratejisi ve politikası olmayan kümeleri ''potansiyel küme'' olarak tanımlamıştır (Akgüngör 2006:3). Porter yaşayan bir dinamizmi olan kümelerin değişken ş artlar, faktörler ve çevresel etkenlere göre farklı yapılanmakta ve farklı safhalar geçirdiğinden bahsetmektedir. Bu safhaları üç gruba ayırmak mümkündür. Bunlar: doğum safhası, evrim veya olgunlaşma safhası ve gerileme safhasıdır (Porter,1998:84). Bir kümelenmenin oluşması ve zaman içinde gelişmesi bir dönüşümü ifade eder. Basit kümenin oluşma döneminde aynı bölgede bulunan işletmeler birbirleriyle iletişime geçerek işbirliği yapmaya başlar. Zamanla bölgeye gelen yeni işletmelerle iletişime geçerek ağlarını genişletirler. İletişim ağı içindeki işletmeler finans kuruluşlarıyla resmi ve gayri resmi olarak işbirliği yapmaya başlayarak gelişmekte olan küme evresine geçiş yaparlar. Kümelerin oluşumundan itibaren özellikle yerel kurumların rekabeti güçlendirici desteklerinin olması ise kümenin büyümesinde önemli bir etkendir (Gözek, 2012:30). Olgunlaşan kümenin özelliği ise gelişmekte olan kümenin aktivitelerini yapan kümenin yeterli paydaş sayısına ulaşmasıdır. Olgunlaşan küme zaman içinde bazen yaratıcılığını yitirerek sürecini tamamlarken; bazen de küme içindeki dinamiğiyle evrimleşerek yeni kümeler oluşturabilir (Akgüngör, 2006). Kümelerin yaratıcılıklarını yitirmesi süreci gerileme dönemi olarak adlandırılır. Kümelerin gerileme dönemine girmelerinin nedeni küme içi veya dışından kaynaklanan bir sorundan kaynaklanan rekabet avantajını, inovasyon güçlerini veya 13 küme paydaşlarının birlikte hareket etme becerilerini kaybetmeleri olabilir. Gerileme safhasının en belirgin özelliği gelişme kabiliyetinin iş yapma maliyetinin gerisinde kalmasıdır (Porter,1998). Diğer taraftan Enrigt (2000); bölgesel kümelerin tanımlanması çalışmasında kümelenmeleri işleyen kümeler, gizli kümeler, politika güdülü bir diğer deyişle zorlama kümeler biçiminde sınıflandırmayı önermektedir. İşleyen küme: üye firma sayısı kritik seviyeye ulaşmış, küme özellikleri olan uzmanlık, personel havuzu, yerelliğin avantajını ve kaynaklarını kullanarak kümenin dışında kalan firmalarla rekabet eden kümelerdir. Gizli küme; üye firma sayısı kritik seviyeye ulaşmasına rağmen coğrafi yakınlık ve yerel bilgi avantajından faydalanmak için gerekli ilişki ağı ve bilgi paylaşımı bulunmayan topluluktur. Potansiyel kümeler ise; küme oluşturmak için gerekli temel özelliklere sahip ancak henüz kendini keşfedememiş topluluklardır. Zorlama kümeler ise; potansiyel kümenin aksine kümelenmenin gerektirdiği yetenek ve temel özelliklere sahip olmamasına rağmen hükümet politikaları nedeni ile desteklenerek oluşturulan kümelerdir. Bu tür kümelere kümelenme denmektedir. (Enright,2000:12). 1.4. Kümelenmelerin Özellikleri- Kavramsal Yapısı- Temel Unsurları Tanımı ve gelişimini ve yapısı incelendiğinde kümelenmenin bulundukları çevrelere göre oluşan organik yani yaşayan yapılar olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu yapıların var olabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri için bazı gereklilikler bulunmaktadır. 14 Kümelerin yapılanmasında KOBİ’lerin yanı sıra üniversiteler, standart koyucu kurumlar, beyin takımı, mesleki eğitim sunan işletmeler, araştırma kurumları ve sendikalar gibi özel öğretim, eğitim, bilgi, araştırma ve teknik destek sağlayan devlet kurumları ile diğer kurum ve kuruluşların birbirleriyle kurduğu ilişkilerin de etkisi vardır (Timurçin, 2010:142). Öncelikle bölgenin dış ekonomik ölçek faktörlerini, coğrafi yoğunluğunu, sosyal sermayesi ve değişime açık olması gerekir. Küme potansiyeli taşıyan sektörün yapısnın uzmanlaşmaya önem vermesi ile akademik ortam, kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar ile ortak çalışmalar yapması beklenir. Böylece yenilikçi ve teknolojik ve rekabetçi yapılar olmaya meyilli olması koşulu gerektiği söylenebilir. Sermaye paylaşımı bakımından kümelenme içindeki işbirliğinin yapısı incelendiğinde ise sermaye paylaşımı bakımından; makina parçaları, dijital bilgi gibi fiziksel ve finansal sermaye, kalifiye ve uzman eleman, yabancı çalışan gibi insan kaynakları sermayesi ve güven, işbirliği ve yerel kültür gibi sosyal sermaye olarak ayrıştırılabilir (Sölvell, Lindqvist, Ketels, 2003). Kümelenmeyi oluşturan üyeler birbirlerine yasal zorunluluklarla bağlı değildir. Kümelenme üyeler arası güven ve işbirliğine dayalı olarak varlığını sürdürür (Humphrey ve Schmitz,1995:1). Kümeleri oluşturan sistem yapısal olarak incelendiğinde ise üyeler arası ilişkilerin tanımı ve bu yapının sağladığı faydalara bakılabilir. Kümeler aynı zamanda, müşterilere ve tamamlayıcı ürünleri üretenlere ve ustalık, teknoloji veya genel girdiler ile ilgili sanayilerdeki işletmelere göre farklı yapılanmalar gösterirler. 15 Yapılan literatür çalışmasında, kümelenmelerin coğrafi yakınlıktan kısıtından bahsedilmiştir. Ancak coğrafi sınırların belirli bir kurala bağlı olduğuna dair bir çalışmaya rastlanmamıştır. Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile beraber coğrafi yakınlık kısıtının bir şart olmadığı sonucuna varılabilir (Macgregor, 2004,a). Örneğin; Ankara’da bulunan OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde kurulan kümelerin paydaşları aynı ilde faaliyet göstermektedir. OSTİM’ de bulunan kümelenmelerin aksine Eskişehir Seramik Kümesi Kütahya ve İstanbul illerinde de paydaşlara sahiptir. Bu örnekler de iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı değişimin sağladığı olanaklarla, artık coğrafi sınırlamalardan kurtularak daha geniş bölgelere yayılmanın mümkün olduğu sonucunu destekler niteliktedir. Akdeve’nin yaptığı literatür çalışması da benzer biçimde coğrafyacıların kümelerin etkilerinin belirli bir coğrafya ile sınırlandırılamayacağı üzerinedir (Akdere, 2008:40). Ayrıca Eroğlu ve Yalçın yaptıkları literatür çalışması sonucu; bir coğrafyada yoğunlaşan her işletme topluluğu küme olarak adlandırmanın doğru olmadığını ifade etmiştir. Bu söylemi destekleyen kanıt ise sanayii bölgelerinin varlığıdır (Eroğlu ve Yalçın, 2013). Bir bölgede yoğunlaşan topluluğun küme olabilmesi için gerekli şartlar Voyer’e göre (Eroğlu ve Yalçın, 2013 çevirisi ile); - Bölgede bulunan yöneticilerin potansiyele sahip endüstrilerin farkına varması, - Bölgenin rekabet edebilir koşulları sağlayabilmesi için desteklenmesi gereken özelliklerin tespit edilmesi, - Bölge liderlerinin etkilerinin yayılmasının sağlanması - Bölgede girişimciliğin desteklenmesi, 16 - Bölgede yapılacak faaliyetler için finansal kaynaklar sağlanması, - Bilgi paylaşımı sağlayabilmek için ağyapı geliştirilmesi ve uyumlu çalışabilmesi sağlanması, - AR-GE desteği sağlanabilmesi için eğitim kurumlarıyla ilişki kurulması, - Küme’nin uzun süreli bir oluşum olduğu gözetilerek gücünü muhafaza etmesidir. Tüm bu özellikleri taşıyan oluşumu rekabet edebilir hale gelmesi için model önerisi olmuştur. Bu model literatürde geniş yer bulan Porter’ın rekbaet gücü ve elmas modeli yükseltmeyi hedefleyen elmas modelini incelemek gerekir. 1.5. Kümelenme, Bölgesel Rekabet ve Porter’ın Elmas Modeli Yerel kalkınma süreci olan kümelenme, ekonominin büyümesi ve yoksulluğun önüne geçilmesinde bölgesel kalkınma, girişimcilik, inovasyon ve ülkelerin sanayii politikalarının odağında yer almaktadır. Yapılan bir çalışmada bu odaklanmada işletme ve sanayiilerin payı %30, teknoloji ve bilimin payı %33 ve istihdam, bölgesel rekabet edebilirlik gibi bölgesel kalkınmanın payı %16 olarak yoğunlaştığı belirlenmiştir (Sayın ve Sayın,2013). Kümelenmelerin küresel pazara sağladığı uyum temel rekabetçilik göstergesi olarak kabul edilebilir. Küresel ekonominin getirdiği değişim ekonomilerin güçlüzayıf ayrımını da bulanıklaştırmıştır. Bilgi ve yenilikçilik rekabet edebilirliği de güçlendirmektedir. Örneğin Dünya yazılım piyasasında gelişmekte olan ülkelerden biri olan Hindistan Japonya’yı gerisinde bırakabilmektedir (Keskin,2009:20). 17 Alsaç ise günümüzde kümelenmelerin rekabet avantajının geçmişte olduğundan farklı olarak, ölçek ekonomisine bağlı olarak değil, verimlilik ve teknoloji kullanımı ve yenilik yapma kapasitesine bağlı olarak değiştiğinden bahsetmektedir. İşletmeler yöntemlerini yenileyerek, ileri teknoloji kullanarak veya özgün ürün veya hizmetler sağlayarak işletmenin verimliliğini ve rekabet güçlerini artırabilir. Bu görüşler doğrultusunda Alsaç yerel ekonomik kısıtlar ve temel avantajlar çerçevesinde bölgelerin rekabet avantajlarının üç yönden geliştiğini ifade etmektedir. Bunlar; küme üyesi işletmelerin verimlilik düzeylerinin artması, küme paydaşlarının yenilik gücünü artırmak ve kümelenmenin büyüyerek yeni iş alanlarına da imkan sağlamasıdır (Alsaç,2010:48). Benzer şekilde OECD’nin yaptığı araştırmalarda yerel ekonomik kalkınma sürecini destekleyen kamu- özel sektör ortaklığı ile oluşan kümelenme modelinde, ekonomik destek rolündeki paydaşlardan yararlanılması ve bu paydaşların aktif rol oynaması kümelenmede verimlilik ve etkinliğin artmasını sağlamıştır (Sayın ve Sayın,2013). Burada rekabetçilik kavramı ile sektörel anlamda rekabet seviyesinden bahsedilmektedir. Ancak Porter’ın elmas modeliyle beraber rekabetçilik analizi değişik sektörlerin karşılaştırılması için de kullanılmaya başlanmıştır. Böylelikle, aynı zamanda, Elmas Modelinde uygulanan rekabetçilik analizi ile hangi kümenin öncelikle kurulması gerektiğinin analizinin yapılmasını sağlanmıştır. (Cihan ve Başer,2014:26). Kümelenmenin yapısında yenilikçilik, rekabet gücü ve kalkınmanın olduğundan bahsedilmişti. İnovasyon pazarda farklılık yaratarak rekabet gücünü 18 desteklerken, rekabet gücü de kalkınmanın lokomotifi olarak görülebilir. Kümelenme işte bu döngünün başlatıcısı konumundadır (Aziz ve Norhashim, 2008:365). Porter’ın Elmas Modelinde; bir ülkenin belirli endüstrilerde başarıya ulaşması için ülkenin en verimli olduğu endüstrilere yönelmesi gerektiğinden bahsedilmektedir (Porter,1990:71). Porter’ın elmas modelinde kümelenme, ülke içinde rekabet avantajını kullanabilen işletmelerdir. Rekabet avantajının odağında ise yerel dinamikler bulunmaktadır (Gürpınar ve Sandıkçı, 2008:105). Porter’ in 1990 yılında yaptığı çalışmalar ile ulusal üstünlük dörtgeni kavramının gelişmesini sağladığı söylenebilir. Ulusal üstünlük için bölgesel dinamiğin ilk basamağındaki kümelenme modeli Porter’ın elmas modelinde dört temel bileşenden oluşur. Bu dört temel faktörün birbirleri ile etkileşimden bahsetmekte ve birbirleri arasında pozitif korelasyon kurmaktadır. Korelasyonun yüksek olması; yani faktörlerin aralarındaki etkileşim ne kadar kuvvetli olur ise, firmaların verimlilikleri ve rekabet edebilirlikleri de o derece yüksek olacağı sonucuna varılabilir (Aziz and Norhashim, 2008:364-365). Girdi (Faktör) koşulları; kümelenmenin oluşabilmesi ve işleyebilmesi için firmaların aynı bölgede bulunmasından kaynaklanan avantajlar sağlayabilmeli ki kümeler diğer işletmeler için de cazibe merkezi haline gelebilsin ve bölgesel yığılma ekonomileri gerçekleşebilsin (Cihan ve Başer,2014:3). Girdi koşulları; parametreleri ihtisaslaşmış işgücü, bilgi kaynakları, fiziki altyapı, hammadde gibi kümelenmenin rekabetçiliğini etkileyen faktörlerdir. Talep koşulları; kümelenmeye elverişli bölgenin yapısını ve doğasını inceler. Bölgedeki iç ve dış talep, kümelenmenin ilgi alanındaki potansiyel pazarlar, talep sürekliliği, talep niteliği, müşteri protföyünün karakteri, talep koşullarını oluşturur. 19 Bu faktörlerin süreklilik ve miktarı, işletmenin kendisini geliştirmeye ve yenilemesine teşvik etmesi, standardizasyon ve spesifikasyonun sağlanması gibi itici güçleri ortaya çıkarmıştır. İlgili ve destekleyici aktörler; yenilikçilik ve uluslarasılaşmayla ilgili itici güçtür. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi, süreçlerin iyileştirilmesi, inovasyon için kümelenme üyesi işletmelerin motive edilmesini sağlayan kurum ve kuruluşlar dahil edilebilir. Firma stratejisi, yapı ve rekabet faktörü; kümelenmeye katılacak firmaların kuruluş amacı, kendilerine yükledikleri vizyon ve misyonu, örgüt yapıları, yönetim biçimleri rekabet açısından önemlidir. Aynı zamanda bulundukları çevrede rekabet içinde olması, işletmelerin doğal yollarla rekabet yeteneklerini geliştirir, inovasyona yönlendirebilir. Bölgesel şartlar, sektörde faaliyet gösteren diğer firmaların yapısı, yerli-yabancı sermaye, kurumsallık, yenilikçilik kapasiteleri rekabete yaklaşımlarını ölçmede kullanılabilir (Cihan ve Başer, 2014:24). Bu tanımlardan elde edilen bulgulara göre rekabette avantaj yaratmanın yolları yenilikçilik, markalaşma, maliyetleri azaltma verimlilik artışı gibi avantajların birleşimi olarak düşünülebilir. Ulusal rekabet için iyileştirilmesi beklenen üç boyut; marka boyutu, altyapı boyutu ve arz boyutu olarak sıralanabilir (Cihan ve Başer, 2014:3). Makro Boyutu; vergi politikaları, ekonomik değerlerin ve piyasanın güven vermesi, ithalat için gümrük engelleri, tarife dışı kısıtlamalar olarak sıralanabilir. Altyapı boyutu ise; gümrük işlemleri, lojistik faaliyetleri ve iş yapma maaliyeti olarak sıralanabilir. Arz Boyutu; Teknoloji geliştirme ve adapte olma, ürün standardizasyonu 20 ve sertifikalandırma, ihracatın desteklenmesi ve kalifiye işgücü için insan kaynaklarının geliştirilmesi olarak sıralanabilir (Cihan ve Başer, 2014:4). Buradan hareketle kümelenmelerin faydalarını daha detaylı incelemek gerekir. 1.6. Kümelenmelerin İşletmeler İçin Sağladığı Faydalar Kümelerin genel faydaları; üyesi olduğu KOBİ’leri rekabet edebilir hale getirmek için uluslararasılaşması, istihdama olumlu katkı sağlaması, sektörde yenilikçi yapıları ile KOBİ’lerin öncü yapıya kavuşturmak olduğu söylenebilir. Kümelerin yapılandığı bölgelerde KOBİ’lerin daha dinamik ve donanımlı olmaları amaçlanmaktadır. Kümelenmelerin araştırma geliştirme faaliyetlerini ve yenilikçi anlayışı desteklediği söylenebilir (Sölvell, 2003). Ekonomik anlamda kümelenmenin faydası; sektör bazında düşünüldüğünde küresel pazarda rekabet eden ülkelerin, yapılan işin mükelleştirilmesi ile daha iyi koşullara getirilmesi için çalışmasıdır denilebilir. Kümelenmeye dahil olan işletmeler, birbirleriyle etkileşim halinde olduğunda, iletişim kurduğunda ve rekabete girdiğinde rekabet için avantajlı hale geçebilirler. Mikro düzeydeki bu avantajlar makro düzeydeki avantajlar ile birleşince kümelerin rekabet edebilirliği bölgesel rekabet edebilirliğe dönüşür. Nihayetinde ulusal rekabet edebilirliğe katkı sağlayacaktır.2 Literatür incelendiğinde kümelenmelerin üyelerine sağladığı faydalar 3 boyuta indirgenmiştir. Bunlar finansal boyutu kapsayan ölçek ekonomileri, firmaların iş 2 Beyaz Kitap,2013:24 21 potansiyeline yönelik olan verimllik artışı ve esneklik, piyasada farklılaşmasını sağlayan öğrenme ve yenilikçiliktir (Diğer Kaynaklar3, 2008: 24-25, Tutar ve Eren,2011:103; Alsaç,52;). 1.6.1. Ölçek Ekonomileri Tek başına hareket eden işletme her işini kendi görürken, küme üyesi işletme paydaşlarından sağladığı bilgi ve tecrübeyle karşılaştıkları zorlukları daha kolay ve kısa sürede atlatabilme becerisi gösterebilir. Güçlü bir kümenin üyesi küresel ekonominin rekabet koşullarında tek başına hareket eden işletmelerden daha hızlı büyüyebilir (Humphrey and Schmitz,1995:3). Kümeler özellikle KOBİ’lere tek başlarına elde edebilecekleri hacimden daha yüksek hacime ulaşma olanağı sağlayabilirler.3 1.6.1.1. Tedarik Zincirini Geliştirmek Kümelenmeler coğrafi yoğunlaşma olmaları sebebi ile aynı bölgede tedarik tabanı da halihazırda bulunmaktadır. Sağlıklı geliştirilmiş bir küme derin ve uzmanlaşmış tedarik tabanı sunmaktadır. Tedarik zincirinin kümelenmenin içinde olması uzaktaki tedarikçilere ulaşırken envanter, zaman, ithalat masrafı gibi gecikmeleri de ortadan kaldırmaktadır. Tedarik zinciri için yerel kaynaklar, faaliyet gösterilen alanla ilgili teknoloji, bilgi ve hizmet gibi işletmenin ihtiyacı olan girdilerin 3 Beyaz Kitap,2013:24 22 yakın mesafeden karşılanması işletme için oldukça önemli ve olumlu bir sonuçtur (Gözek,2012:37). 1.6.1.2. Yeni Pazar Kanalları Kümelenme bulunduğu bölgenin ününü artırarak alıcı ve satıcıların o bölgeye yönelmesini sağlar. Örneğin, Ankara Siteler doğal kümesi ahşap, dekorasyon, mobilya ile uğraşan alıcı ve satıcıları o bölgede toplamış, mobilya denince akla ilk gelen yerlerden biri konumuna getirmiştir. Alıcılar ziyaret sırasında birden fazla satıcı ile bağlantı kurabilme olanağı bulabilir. Yani birçok kaynağa erişim ve ihtiyaçlar farklılaştığında veya arttığında diğer satıcılara da kolaylıkla ulaşmayı sağlayabilir (Porter,1998). 1.6.1.3. İhracatı Artırmak Kümelerin dış pazara açılması ihracat artışını ve yabancı yatırımcının dikkatini çekmeyi beraberinde getirecektir (Porter,2000). Aynı zamanda küme üyesi işletmeler rakipleriyle karşılaşma fırsatı bulurlar (Eraslan,2009:12). Bu etkileşim gelişmişlik, teknoloji ve verimlilik performansını da etkilediğinden işletmelerin rekabet gücünü de etkiler (Porter,2000). 1.6.1.4. Sektörel Teşviklerden Yararlanmak Kümelenmeler kurum ve kuluşuşlar tarafından zaman zaman ülke ekonomileri gereği ülkelerin diğer ülkeler ile anlaşma yapmaları, gümrük indirimleri, sektörel 23 teşvik kredileri gibi teşvik edilirler. Bu teşviklerden işletmelerin haberdar edilmesi ve nasıl kullanacakları hakkında bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; küme üyesi işletmelerin rekabet edebilirliği ve fırsatlara erişimi daha kolay olmaktayken, küme üyesi olmayan işletmeler aynı fırsat ve imkanlardan yararlanamamaktadırlar (Enright,2000). 1.6.1.5. Yeni Finansal Kaynaklardan Yararlanmak Kümelenme üyesi işletmeler finansman konularında kümelenmenin destekleyici etkisinden faydalanabilirler. Kümelenmeler üyeleri için uygun faizli, ucuz maliyetli banka kredi anlaşmaları yapabilirler. Yurt içi veya yurtdışından gelen büyük hacimli talepleri karşılayabilmeleri için işbirliğinin yanı sıra finansal konularda da birlik sağlayabilirler (Yüce,2012:66). 1.6.2. Verimlilik Artışı ve Esneklik Bir sanayii dalında kümelenmeye gidilmesi kümelenme içinde işbirliği yapılması anlamına gelir. Küresel pazarda tutunabilmek için her işi yapmaya çalışan işletmeler işbirliği sayesinde uzman oldukları konularda üretim yaparak hem zaman açısından tasarruf ederken hem de uzmanlaşmayla maliyetlerin düşmesi sağlanabilir. Küme içinde işbölümü yaparak işletmelerin en iyi bildiği işi yapması aynı zamanda işletmelerin birbirlerine bağlılıklarını da geliştirmesini sağlamaktadır (Porter,1998). 24 1.6.2.1. Maliyet Avantajı Bir işletmenin amacına ulaşmak için yaptığı bütün aktivitelerin toplamının maliyetinin rakiplerden düşük tutulduğunda maliyet avantajı elde edilmiş olur. Burada önemli olan maliyet avantajının sürdürülebilir olmasıdır. Sürdürülebilirliği sağlamak için de maliyet avantajının elde edildiği alanda rakiplerin taklit ve kopya etmesindeki zorluk derecesine bağlıdır. Maliyet avantajının performansa dönüşebilmesi için müşteriye sunduğu değerin rakiplerinden daha düşük fiyatlı olmasından kaynaklanan düşük kar marjının hala tatmin edici bir kar marjı olarak kalmasıdır. Maliyetlerde düşük optimizasyonun sağlanması aynı pazara girmeye çalışan ve ikame ürün sunan rakiplere rağmen pazarda pozisyonunu korumasına da yardımcı olacaktır (Porter, 1998:35). 1.6.2.2. Marka Avantajı Kümelenmenin marka haline gelmesi üye işletmeler ve aynı sektördeki diğer işletmeleri için e kümelenmeyi cazibe merkezi haline getirir. Markalaşma sayesinde küme üyesi işletmeler ortak amaç ve ortak değer algısı etrafında toplanırlar. Güçlü bir küme imajı sektörel anlamda küme üyesi işletmelere de olumlu katkı sağlayacaktır (Cansız,2011). Kümeler parçaların toplamından daha büyük sonuçlar meydana getirebilir. Örneğin, bir turizm kümesinde bir ziyaretçinin deneyimi ve kalite algısı aynı zamanda bu tür oteller, restoranlar, alışveriş mağazaları ve ulaşım tesisleri gibi tamamlayıcı işletmelerin de kalite ve verimlilik performansına da bağlıdır. Küme üyeleri birbirine 25 bağımlı olduklarından küme üyesi işletmelerin birinin iyi performansı diğer işletmeler için de olumlu bir referans oluşturacaktır (Porter, 2001). 1.6.2.3. İş Verimliliğini Artırmak Kümelenmeler derinlikleri ve özelliklerine dayalı olarak değiş ik boyutlarıyla rekabetçiliği besleyerek, kümelenme içindeki iş letmelerin üretkenliğini ve verimliliğini artıracaktır. Bu üretkenlik ve verimlilik yenilikçiliğe yönlendirerek yeni ürünlerin oluş umunu sağlayacaktır. Yine, üretkenlik açısından bakılacak olursa, bir kümelenmenin üyesi olmak; girdilere sahip olmada bilgiye, teknolojiye ve gerekli kurumlara eriş mede iliş kili ş irketleri koordine etmede, geliş imi ölçmede ve teş vik etmede daha verimli çalış malarını sağlayacaktır (Eraslan 2009:24). 1.6.2.4. Kalifiye İşçi Havuzundan Yararlanmak Gelişmiş ve çalışan kümelere dahil olan işletmeler uzmanlaşmış ve konusunda deneyimli işçi havuzuna sahiptirler. Bu işçi havuzunu aynı coğrafyada çalışan işletmeler ile çalışanlar arasında sosyal ve kültürel etkiler ile sağlanan güven ortamı oluşturur. Aynı zamanda kümelenmenin sağladığı iş fırsatları ve işçilerin bu bölgede istihdamnın sağlanması aynı sektörde çalışan uzman iş gücünü de aynı bölgeye çekecektir. Bu imkan işletmelerde işlem maliyetlerini düşürür ve süreci kısaltır (Porter,1998). 26 1.6.2.5. Yeni Ürün Geliştirme Fırsatından Yararlanmak Girişimciliğin bir adımı olan yenilik işletmeye rekabet etme üstünlüğü sağlamaktadır (Timurçin,2010:41). Firmaların rakiplerinden ayrışabilmeleri için rekabet gücü bölgesel, ulusal ya da global piyasalarda yenilik ve icat yapabilmesi gerekmektedir (Aktan ve Vural,2004:12). Aynı zamanda yeniliğin işletmeye sağlayacağı kazançlar düşünüldüğünde yeni ürün üretmenin, işletmeler için teşvik edici bir unsur olduğu görülür. İşletmeler rakiplerinden sıyrılabilmek için üretim tekniklerini geliştirip değiştirmeyi zorunlu görürler (Timurçin,2010:18). İşletmelerin bu verimliliği sağlayabilmeleri için yeni üretim teknikleri ve tekonlojilerine ihtiyaç duyarlar. Kümelenme ortak bilgi havzu sayesiyle bu gelişme ve bilgi akışı desteğini işletmelere yenilik yapma fırsatı için sunarlar ve teşvik ederler (Timurçin,2010). 1.6.3. Öğrenme ve Yenilikçilik Kümeler işletmeler için rekabet edebilirliğin en önemli özelliklerinden biri olan yenilikçiliğin gelişebileceği ortam sunarlar. İşletmeler ile kurumlar arasında yoğun etkileşimli, çok taraflı ve teknolojik yenilikçiliğin ortaya çıkmasını sağlar. Kümelenmeler paydaşlar bilgi dolaşımını sağlarlar. Böylece küme paydaşları ve üyelerine bilginin yayılması ve hatta bölgeye de taşması ile resmi ve gayrı resmi bilgi akışını sağlarlar.4 4 Beyaz Kitap,2013:24 27 1.6.3.1. Eğitim ve Danışmanlık Hizmeti Almak Örneğin, uluslararası Rekabet Araştırma Kurumu Derneği (URAK) tarafından Sultanhamet turizm kümelenemsinde yönetim bilgi sistemleri eğitimleri verilmiştir. Bu eğitimlerin amacı otellerde kullanımını yaygınlaştırmaktır. Pilot olarak seçilen bazı işletmelerde uygulanan bu teknolojik kullanım ile işletmelere verimlilik artışı kazanımı hedefi güdüülmüştür. Nitekim kümelenme üyesi diğer firmaların da bu teknolojiyi kopyalayarak etkin şekilde kullandıkları tespit edilmiştir (Eraslan, 2009:24). 1.6.3.2. Ar-Ge Desteğinden Yararlanmak Araştırma Geliştirme olarak ifade edilen bu kavram; teknoloji, araştırma, geliştirme, üretim, pazarlama ve satış sonrası hizmetleri de kapsayan, bilgi ve becerinin işlenmesi olarak ifade edilebilir. Ar-Ge rekabet gücünü belirleyen temel faktörlerden birisidir. İnovasyon kaynaklı sürdürülebilir verimlilik artışı olarak tanımlanabilir. Küresel piyasada rekabet gücü elde etmek demek; yenilik faaliyetlerini devam ettirecek ve müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak ürün üretebilmek demektir. Bununla beraber işletmelerin rakiplerine kıyasla daha kısa sürede ürünü piyasaya sürmelerini sağlayacaktır (Timurçin, 2010:42). 1.6.3.3. Teknolojik Gelişmelerden Haberdar Olmak Kümelenmelerin yenilikçi ürün üretmesi rekabetçiliklerini etkileyen ve kümelenmelerden beklenen bir özelliktir. Kümelenme üyesi işletmeler kendi 28 aralarında veya kümelenmenin diğer paydaşları olan destekleyici kurumlardan sektörel gelişimler, teknolojik değişimler, parça ve teçhizat erişimi, hizmet gibi kavramları öğrenmelerinde yardımcı olacaktır. Bu özellik aynı zamanda yenilikçi ve rekabet avantajı yüksek ürün üretilmesinde önem arz eder ve işletmelere teknoloji transferi kabiliyeti kazandırır (Gözek,2012:39). 1.6.3.4. Sektörel İletişim ve Bilgi Paylaşımını Güçlendirmek Pazarda yer alma fırsatı bulan işletmeler rakipleriyle iletişime girerek fayda sağlayıcı sektörel bilgiler de edinmelerine yardımcı olacaktır (Eraslan, 2009:12). Uzmanlaşmış işgücünün çekim merkezi olan kümeler, yatırımcıları yatırım yapılabilecek yeni alanlar hakkında da bilgilendirirler. Kümelerin üyesi oldukları işletmelere sağladıkları bu özellikleri içerisinde bulundukları sektörde pazar payını artırması, rekabet koşullarını uyum sağlamalarına yardımcı olmasını sağlar. Bu öelliklerin amacı kümenin işletmeleri bulundukları coğrafyada ekonomik güç kazanmalarına yardımcı olarak bölgeyi geliştirmesine yardımcı olmasıdır. Bölgesel kalkınmayı hedef alan bu amaçları gerçekleştirebilmek için ülkelerin ihtiyacı olan politikaları geliştirmeleri gerektiği söylenebilir. 1.7. Kümelenmelerin Uyguladıkları Politikalar Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler sosyal ve ekonomik değişimlerin yanında ticaret koşullarını da etkilemiştir. Pazarın çeşitliliği, güçlü ekonomiye sahip gelişmiş ülkelerin firmalarının yanında, geri kalmış ve gelişmekte olan küçük 29 ekonomik ölçekli firmaları da uluslararası arenada rekabet edebilir hale getirmiştir. Bölgelerin gücü; işletmelerin performansı ile birlikte geliştirilen sosyal sermaye, güçlü işbirliğine sahip farklı aktörlerin bir arada iş yapması ve yenilik yapma kapasitesine sahip olması gibi kümelenme unsurları ile beraber pazarda avantaj sağlayabilmektedir. Uluslararası rekabetteki bu değişim bölgesel gelişim politikalarını da etkilemiştir. Yerel avantajların ön plana çıkarılması ile sürdürülebilir rekabet avantajı elde edilebilir olmasıdır.Aynı zamanda kümelenme paydaşları olarak sayılan işletmeler, eğitim kurumları, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yeni bölgesel politikaların önemli unsurlarıdır (Alsaç,2010:2). Kümelenme politikaları iş kümelerini geliştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayan kamu faaliyetidir (Ketels vd,2006). Kümelerin ülke ekonomisine sağladığı katkıların fark edilmesiyle ülkelerin kümelere verdikleri destekler artmıştır. Kümelenmenin bir ekonomi politikası olarak algılanmaya başlaması işletmeler ile kurumlar arasında da ilişkiler geliştirilmesini önemli kılmıştır. Kümelenmeler genellikle kümelenme planı yapmadan oluştuklarından bölgesel ve ulusal kalkınma planları içerisinde yer alırlar. Ancak belirli bir plan dahilinde oluşturulan kümelenmelerin de yıllar içinde kümelenme uygulamalarının sonuçlarının değerlendirilmesiyle kümelenmelerin gelişmesine katkı sağlayacak modeller oluşturulmuştur. Bu modeller kümelenmelerin daha verimli olmasını sağlamak amacıyla gücünün desteklenmesine yönelik politikalarıdır (Taylor ve Raines, 2001:3). Kümelerin desteklenmesinde ana hedef; yenilikçi ve ulusal ve küresel pazarda rekabet edebilen ve kendini yönetebilen küme bilinci oluşturmaktır (Taylor ve Raines,2001:3). Kümeye dahil paydaşlar arasında işbirliğinin ve ilişkilerin 30 güçlendirilmesi, çağının teknolojisinden geri kalmaması ve rekabet gücünün artırılması hedeflenir. Kümelenme yalnız işletmeler arasında değil, kümeye dahil kamu kurumları üniversiteler, araştırma enstitütleri, kurumlar da dahil olduğu unutulmamalıdır. Kümenin bu ilişkileri işletmelerin yenilik ve rekabet edebilirliğini kontrol edecektir. Aynı zamanda kümeye sadece finansal kaynaklardan yararlanmak amacı ile giren kümeyi yavaşlatması muhtemel adayların da belirlenmesinde aktif rol oynayacaktır (Ketels, 2009). Kümelenmeler bulundukları bölgelere göre farklı özellikler gösterirler. KOBİ’lerin sağladığı istihdam ve sürdürülebilir rekabetçilik seviyesindeki farklılıklara gore KOBİ’lere farklı destekler verilmektedir. Bu farklılık küme için uygulanacak politikaların da farklı olmasına neden olur. Küme politikası ulusal ölçekte sanayinin hedeflerine göre ya da küçük ölçekli bir grup işletmenin hedeflerine göre değişebilen projeler üretebilir. Literatürde kümelenmelerin nasıl desteklenmesi gerektiğini gösteren belirli bir politika bulunmamaktadır (Raines, 2001:4 Alsaç 2010 aracılığı ile.). Bu belirsizlik devlet yardımlarının verimliliğin ve etkinliği düşürürken izleme ve değerlendirmeleri de olumsuz etkilediği görüşü savunulmaktadır (Cansız, 2008:116). Ketels(2009)’in çalışmasında ise kümelenme politikaları iki başlık ve dört model olarak genelden özele doğru sıralanabilir; Ulusal üstünlük modeli ulusal düzeyde kümelenme politikaları ulusal düzeyde rekabet edebilirliğe yönelik kararlar alır. Bölgesel küme geliştirme modeli ise bölgesel küme gruplarının desteklenerek bölgesel rekabeti göz önünde bulunduran politikalardır. 31 KOBİ ağ modelinde ise KOBİ’lerin kişisel faydalarından ziyade küme üyesi tüm işletmelerin yararını gözeten yerel kobi ağ dikkate alınır. Kobiler arası iş birliğine önem verilir. Sanayii ve ar-ge modelinde ise üniversite ile sanayii işbirliğini hedef alan politikalar uygulanmaktadır (Ketels, 2009). Bu modellerin temel özelliği ülkenin uluslararası arenada veya bölgesel kalkınmada seçilen sektörün belirlenen hedefe ulaşmasıdır (Timurçin,2010;Alsaç,2010; Ketels,2009). Kümelenme politikaları kamu ve özel sektör iletişimi, AR-Ge konularının tanımlanmasıdır. Tedarikçi ile yüklenici işletmeler arasında ortak çalışmaların geliştirilmesi gibi özelliklerin yerel iş kümesinin bağlantılarının desteklenmesi olarak tanımlanmıştır (Boekholt ve Thuriaux,1999). Sönmez (2008)’e göre kümelenme politikaları ise; KOBİ’leri odak olarak gören, şirket ve kurumların ortaklaşa gerçekleştirdikleri fuarlara katılım, markalaşma çalışmaları, ortak yatırımlar ve pazarlama faaliyetleri gibi unsurları dolaylı olarak destekleyen, girişimcilik, sanayii politikası, bölgesel kalkınma politikaları, AR-Ge ve inovasyon politikaları ile eşgüdümlü olan destekleri kapsar (Sönmez,2008). Kümelenme politikaları KOBİ’lerin istihdam oluşturma kapasitesi, sürdürülebilir rekabetçilik potansiyeli, yapısal esnekliği ve yenilikçilik özellikleri ile büyük firmaların ölçek ekonomilerinden yararlanarak katma değeri yüksek ürünler üretebilme ve bu pazarlara girebilme imkanı sağlayabilirler. Bu özellikleri ile bir araya gelmiş KOBİ’lerin toplu halde desteklenme fırsatını elde etmelerini sağlar. Bu bağlamda düşünüldüğünde; destekleme politikaları, KOBİ’lerin finansman erişimini kolaylaştırarak lider sektörlere yatırım yapma imkanı da elde edebilecektir. Böylece 32 katma değeri yüksek alanlarda uluslararası rekabet edebilirliği yükselebilecektir (Bacak ve Altaş,2012). Nihayetinde küreselleşme kavramının ticari sınırları ortadan kaldırması ülkeler ve kıtalar arası ticaretin teknoloji ve emtia bakımından yaygınlaşması, kıtalar arası ticaretin yaygınlaşması ile ortaya çıkan küresel işletmeler ve uluslararası tüketici hakları normlarının oluşmasına yol açmıştır. Küresel dünya pazarında yer almak isteyen üretici işletmelerin de iktisadi örgütlenme biçimini hem işletme ile tüketici arasında ilişkileri düzenleyen mikro düzeyde, hem de ülkenin rekabet edebilirliğini korumak amacıyla ülkesel yani makro düzeyde değişime zorlamıştır. İktisadi örgütlenmeyi doğru uygulayabilmiş olan ülkeler, hem satın alma gücü bakımından makroekonomik olarak hem de rekabet gücü yüksek sektörel kümelenmesini tamamlamış olduğu gözlenmektedir. Kümelenmelerde başarılı olan ülkeler incelendiğinde temel kamu politikalarının rekabet gücünü üretici ve tüketicinin refahını artırmayı sağlayacak kümelenme politikası olduğu söylenebilir (Timurçin, 2010). Bu bilgiler ışığında kümelenme politikalarının ülkelerin uluslararası arenada rekabet edebilmesi, farklılıklarını öne çıkarması için kendine özgü yorumlaması ve uygulaması küreselleşen dünya ekonomisinde yer edinebilmesi için oldukça önemli olduğu görüşüne varılabilir. 1.8. Türkiye’de Kümelenme’nin Gelişimi Gelişimi göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de kümelenmenin ilk tohumları Devlet Planlama Teşkilatı’nın Beş Yıllık Kalkınma Planları ile atılmıştır, fakat dokuz plan sonrasında ilk kez çok net ve belirgin şekilde 2007-2013 yılları arası 33 kalkınma planında ivedi ve etkili bir değişim ön görülerek bir vizyon belirlenmiştir. Bu planda risk ve fırsatların arttığı bir yapı içerisinde “İstikrarlı büyüyebilen, adil gelir paylaşımını sağlayabilen, küresel rekabet gücüne erişmiş, bilgi toplumuna dönüşümün tohumları atılmış, Avrupa Birliği uyum sürecinde ilerlemiş bir devlet” görüşü hakim kılınmıştır. (DPT,2007) Bu hedeflere ulaşılmasında ekonomik büyümenin istikrarlı ve olumlu bir yapıda sağlanması için beş madde halinde öncelikler sıralanmıştır. (DPT,2007) Bunlar; 1-Rekabet gücünün arttırılması 2-İstihdamın arttırılması 3-Beşeri gelişim ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi 4-Bölgesel gelişimin arttırılması 5-Kamu hizmetlerinde etkin ve kaliteli bir hizmete ulaşılmasıdır. Bu hedeflerden yola çıkarak dokuzuncu kalınma planının odak noktalarından birinin bölgesel rekabet ortamının adil bir seviyeye getirilmesi olduğu görüşü savunulabilir. Nitekim bölgeler arası gelişmişlik düzeylerinin eşit bir konuma getirilme gayesi kümelenmenin makro amaçları ile örtüştüğü sonucuna varılabilir.. Burada bahsi geçen dengeli bölgesel kalkınma gayesinin araçları olarak tüm bölgelerin rekabet gücünü arttırıcı politikalar benimsenmesi ve ekonomik refahın dengeli dağıtımı gösterilmektedir (Yaman ve Kara,2008). Bir başka araç olarak cazibe merkezleri yaklaşımı da göz önünde bulundurulmalıdır. Cazibe merkezleri büyüme potansiyeli yüksek olan ve gelişimi etrafındaki bölgelere yayma potansiyeli olan coğrafi noktalar olarak tanımlanmaktadır (DPT,2007). 34 Beş yıllık kalkınma planı haricinde KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı da bir başka araçtır ve kümelenme kavramının isim, tanım olarak yer aldığı ilk devlet belgesidir. Bu belgede beş adet stratejik alan seçilmiş ve bu alanlar girişimciliğin arttırılması, işlermelerin geliştirilmesi, KOBİ’lerin global pazara entegre edilmesi, iş ortamının geliştirilmesi, yenileşim kapasitesinin artırılması olmuştur. Yerel kümelerin desteklenmesi hususuna odaklanan bu belgede kümelenme kavramı KOBİ’lerin rekabetçi bir yapıya ulaşabilmeleri için en önemli araç olarak vurgulanmıştır. Bilimsel araştırma bağlamında ise; ülkemizde kümelenme adına tanımlama yapılması ve mevcut kümelenmelerin analizi amaçlı öncü kabul edilebilecek çalışmalar da yapılmıştır. “Türkiye’nin rekabet avantajı projesi” söz konusu projedir (Akgüngör,2006). Söz konusu bu çalışma, mega-düzey küme analizi uygulamalarını baz alarak sanayinin bölgesel konumlanmasını, gelişimini araştırmaya odaklanmaktadır. Yapılan bu çalışmada ülkemizin bütün coğrafi bölgelerinde bulunan kümelenmelerin potansiyel büyümeleri ile tersi durumları analiz edilerek sınıflandırmalar yapılmıştır. Akgüngör bu çalışmasında yaptığı analizlerin daha ileri taşınması adına tüm paydaşların incelendiği, özel ve kamusal kurumların da katıldığı bir araştırmanın yapılması gerektiği vurgulanmaktadır (Akgüngör, 2006). Kümelenme yaklaşımının gelişmesinde etkili olan paydaşlar olarak ilk sırada gerekli ve önceliği olan politikaların yaratıcısı olan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, KOBİ’lerin ihtiyaç duydukları politikaları oluşturan ve bilgi, birikim, kaynak desteği veren, rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen KOSGEB, yenileşim 35 kabiliyeti kazandırma ve bilimsel çalışma yöntemlerini benimsetme adına TÜBİTAK ile Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı yer almaktadır. Kurumların sıralanmasının akabinde yapılandırılmalardan da bahsedilmesi gerekmektedir; Bunların ilk başında bölgesel gelişimin hızlandırılması ve farklılıkların giderilmesi amacı ile kurulan Organize Sanayi bölgeleri bulunmaktadır. ÜniversiteSanayi işbirliği ile rekabet gücünün arttırılmasını hedefleyen Teknoloji Geliştirme Merkezleri ve Teknoparklar da önemli paydaşlar arasındadır (Yurdakul, 2005). Avrupa Kalkınma Ajansı, KOSGEB, Hazine Müsteşarlığı ve Teknoloji Bakanlığı ve Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) işbirliği ile ilk ortaya konan KOBİ kümelenme projesini ilk defa 2003 yılında Bartın ili bölgesel kalkınma projesidir. Bartın ilinde Ulusal arenada rekabet edebilecek sektörlerin öne çıkarılması, rekabet gücünün ortaya konması ve rekabet gücünün yükseltilerek bölgesel ve ekonomik kalkınma hedeflenmiştir. 2007 yılında OSTİM Organize Sanayii Bölgesi yönetimi bulunduğu bölgede kümelenme analizi yaptırarak rekabet edebilecek sektörlerin belirlenmesi ve desteklenmesi amacı ile Rekabetçilik ve Kümelenme Analizi Çalışması başlatmıştır. Kümelenme yapılarının ilk güçlü örneği olarak OSTİM Savunma Sanayii Sektörü Kümelenmesi OSTİM Organize sanayi bölgesi idaresi liderliğinde başlatılmış ve yapılan rekabetçilik analizi sonucu bölgenin savunma sanayi için kolay gelişebilir bir yönü olduğu kararlaştırılmıştır. 2007 yılında temelleri atılan bu yapılanma ekonomik gelişimi istikrarlı ve planlı şekilde arttırmayı hedefleyen bir yapılanma olmuştur. Ortalama 1900 personeli ve 92 üyesi ile OSTİM Savunma Sanayisi kümelenmesi aktif ve gelişerek katkıda bulunmaya devam etmektedir. 36 Yine OSTİM de bir başka kümelenme örneği Medikal Sanayii Kümelenmesidir. Küme 54 firma ve üniversite, sivil toplum kuruluşları ve diğer kurumların da dahil olduğu 16 paydaş ile faaliyetlerine devam etmektedir. Diğer bir medikal kümelenmesi Samsun ilinde 50 firmanın yer aldığı MEDİKÜM Samsun medikal sanayii kümelenme derneği tarafından desteklenmektedir. Yine Aynı kümelenme çalışmasından Havacılık ve uzay Kümelenmesi ile sektörel destek ve ihracat payının artırılması hedeflenmektedir. İzmir Organik Gıda Kümelenmesi ise Ege İhracatçıları Birlikleri ve Ekolojik tarım organizasyonu Dernekleri’nin ortak hareketi ile İzmir Kalkınma Ajansı’nında desteği sayesinde hayata geçmiş bir rekabet gücünü arttırma projesidir. Yaklaşık 60 üyesi olan bu kümelenme iç pazarda giderek artan organik gıda talebine bölgesel tarımın gelişimini sağlayarak cevap vererek ithal ikame politikası güden bir yapılanmadır. Bir başka kümelenme yapılanması ise Moda ve Tekstil Kümesi Oluşturma projesidir. Avrupa Topluluğu tarafından sağlanan mali yardımlar ile yapılanması hazırlanan bu program İstanbul Tekstik ve Konfeksyion İhracatcı birlikleri liderliğinde ve çevresinde mevcut özel sektör paydaşları ile oluştulmayı hedefleyen bir proje olmuş ve 2011 yılında başarılı olarak raporlanmıştır (İTKİB,2011). Bu kümelenme sayesinde moda enstitüsü kurulmuş, ihtiyaç analizleri yapılmış, bir küme haritası ortaya çıkarılmış ve sektörün ihtiyaçlarına yönelik işgücü, bilgi ve iş ağı gibi altyapıların temelleri atılmıştır. Bölgesel kümelenme çalışmaları zaman içinde yaygınlaşmış ve GAP bölgesel kümelenme çalışmaları ile Şanlıurfa ili organik tarım, Diyarbakır ili mermercilik ve Adıyaman ili hazır giyim sektörlerinin kümelenme analizleri yapılmıştır. Adıyaman ili 37 hazır giyim sektörü geliştirilebilir bulunmuşur. 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) Sanaii ve Hizmet Sektörleri Rekabetçilik Analizleri yapılmış, bölgelerde öne çıkan sektörlerin ortaya çıkması sağlanmıştır. Konya Sanayii Odası tarafından Konya’nın öne çıkan sektörlerinin belirlenmesi ve rekabet gücü yüksek sektörlerin desteklenmesini sağlamak amacı ile kümelenme çalışmaları yapılmış, öne çıkan otomotiv sektörü için gerekli adımlar atılmıştır. Trakya Bölgesinde ise Tekirdağ valiliği ve Tekirdağ, Çorlu, Çerkezköy ve Malkara Ticaret ve Sanayii Odaları ve Tekirdağ KOSGEB İşletme Geliştirme Müdürlüğü tarafından kümelenme temelli stratejik ekonomik kalkınma projesi başlatılmış, öne çıkan sektörlerin geliştirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Elazığ valiliği tarafından Kümelenme Temelli Stratejik Ekonomik Kalkınma Projesi başlatılmış, il düzeyinde kümelenme çalışmaları yapılmıştır. Su ürünleri ve merker sektöründe kümelenme çalışmaları başlatılmıştır. Eskişehir Bilecik Kütahya Seramik İş Kümesi, İzmir Atatürk Organize Sanayii Bölgesi Makine metal döküm sektörü kümelenmesi, İNOVİZ İzmir Kalkınma ajansı tarafından sağlık sektöründe teknolojik ürünler üreten kümelenme, Merzifon Ankastre Kümelenmesi ve İzmir İşlenmiş Meyve Sebze Kümesi ile zincir marketlere ürün tedariki ve Ar-Ge çalışmaları hedef alınan kümelenme projeleri devam etmektedir. 2013 yılı itibari ile pilot bölgelerde gerçekleştirilen kümelenme çalışmalarının olumlu sonuçlar vermesi ile kümelenme projesi ülkenin 2023 kalkınma hedefleri arasında yerini almıştır. Yapılan analiz ve tespitler sonucunda 2013 mayıs ayı itibari 38 ile kümelenme çalışmaları 80 ile yayılması için çalışmalar başlatılmıştır (Ekonomi Bakanlığı Rekabet Raporu, 2013). Bugün sanayii bakanlığı önderliğinde Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) tarafından 157 kümelenme projesi devam etmektedir. Sanayii Bakanlığı’nın açıkladığı Kümelenme Destek Programının genel hedefleri ise aşağıdaki gibidir (Sanayii Bakanlığı, 2013); Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin, yenilikçiliğinin ve verimliliğinin yükseltilmesi, Küresel ihracattan daha fazla pay alınması, Ağırlıklı olarak yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi, Nitelikli işgücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir sanayii yapısına dönüştürülmesi. Programın amacı; kümelenme birlikteliklerinin başlatılması, etkin bir şekilde ilerletilmesi amacıyla gerekli işbirliği ortamının güçlendirilmesi olarak özetlenebilir. 39 İKİNCİ BÖLÜM ELEKTRONİK TİCARET Teknolojik gelişmeler zaman içerisinde medeniyetlere paralel olarak, hatta daha yüksek bir ivme ile evrimleşmiştir. Bu ivmesi yüksek, şiddetli gelişim bilginin hızlı birikimi ile gerçekleşmiştir. Günümüze yaklaştıkça, özellikle 90’lı yıllarda internet ağının kurumsal amaçlı kullanımı dışına çıkartılarak özelleştirilmesi ile İnternet trafiğinde büyüme patlamıştır. İlk defa 1985 yılında etkisini gösteren internet hala büyümeye devam etmektedir. Bugün internet çoğumuz için yeni veya özel olmaktan çıkmış ve kökleşmiştir (Dean ve ark,2012). Bu zamana kadar sınırlı bir topluma hizmet eden araştırma ağı olan internet artık ekonomik ve sosyal önemi büyük küresel bir fenomen olmuştur (Weller ve Woodcock,2012:8). Bu çapta bir iletişim ağı, ticari anlamda da değer taşıyan bir yapı haline gelmiştir. Dolayısı ile; İnternet trafiğinin değişimi için ticari düzenlemeler, verimlilik ve uyumluluk üzerine atılan adımlar son onbeş yıl içinde Internet kullanım alanını genişletmede, özellikle ticari bağlamda, önemli bir rol oynamıştır. Bu adımlar ile internet piyasası zamanla hızla gelişmiştir. İnternet piyasasında yapısal değişim devam eden bir süreçtir, daha rekabetçi yapı oluşturmak, dünya çapında internet kullanımını yaymak için türlü çözümler ve kullanıcılara hizmet geliştirme araçları ve amaçları desteklemiştir (Weller vd.,2012:12). 2006 yılında hazırlanan son OECD raporunda bugüne değin, internette trafik hacmi yılda yaklaşık% 50 ortalama bir hızda büyümeye devam etmektedir. Yani özetle, internet üzerindeki trafik toplam hacmi artık 2006'ya nazaran bugün yaklaşık sekiz kat daha fazladır. Her bir abonenin günlük 40 kullanımı da toplam kullanım sayısına paralel olarak artmıştır. Dolayısıyla büyüme hızlı olmanın yanında yoğun da olmuştur. Bu gelişmelerin neticesi olarak elektronik ticaret, yarattığı iş fırsatları ile son dönemin en popüler iş modeli olarak öne çıkmaktadır. Bu yeni iş yapma biçimi müşteri tedarik ilişkilerini, iş süreçlerini, hatta sanayilerin yapısının bile yeniden tanımlanmasına zorlamıştır. Hızla gelişen iletişim teknolojisi ve internete uyum sağlama dünya çapında elektronik ticaretin (e-ticaret) büyümesine katkıda bulunmuştur. Son yıllarda işletmeler, iş yürütmek için güçlü bir araç olarak internetin potansiyel rolünün farkına vardıkça ''e-ticaret'' terimi de aynı paralellikte önem kazanmıştır. Geçtiğimiz on yıl içinde, e-ticaret büyük ölçüde iş dünyası etkilemiştir ve öneminin artması beklenmektedir (Wang ve Lin, 2009:2750). 2.1. Tanımı ve Gelişimi ile Elektronik Ticaret Uluslararası kuruluşların ve akademisyenlerin farklı yaklaşımları nedeniyle literatürde pek çok farklı tanım kullanılmıştır. Bu durumun temel nedeni iletiş im teknolojilerindeki hızlı değiş ime bağlı olarak ortaya çıkan yeni imkânlar nedeniyle elektronik ticaretin sınırlarının tam olarak belirlenememesidir (Yumuş ak,2001:3). Ayrıca e-ticaret yeni bir olgu olması ve buna dayanarak yapılan aktivitelerin yüz yüze muhatap olmadan, alışveriş aracı yapılması, olan paranın somut yollarla değil sanal ortamda ve üstüne bir de coğrafi sınır olmadan kullanılması nedenleri ile kullanıcıların algılarında yerine oturtulmasında zorluk çektirmektedir. Yani alışılagelmiş klasik alışveriş yöntemlerinin kemikleşmiş algısının etkisi konunun kavranmasını zorlaştırmaktadır. 41 Elektronik ticaret genelde insanlar tarafından internet kullanılarak yapılan alım satım işlemleri olarak algılanmaktadır. Fakat, işletmeler ve müşteriler arasında elektronik finansal aracılık yapma işlemlerinden daha fazlasını içermektedir. Birçok uzman e-ticareti, işletmeler ve işletmelerle ilişkide bulunan üçüncü bölümler arasında elektronik aracılık işlemleri olarak tanımlamaktadır (Çöğürcü, 2000:2). Bir başka tanım olarak; Türkiye Elektronik Ticaret Kurulu (ETİK)’na göre, mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış , sigorta, dağıtım ve ödeme iş lemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. Elektronik ticaret, ticari iş lemlerden biri veya tamamının elektronik ortamda gerçekleş tirilmesi yoluyla reklam ve pazar araş tırması, sipariş ve ödeme ile teslim olmak üzere üç aş amadan oluş maktadır (ETİK, 2010). Yine sadece işleve odaklanan yüzeysel bir tanım olarak; Dünya ticaret örgütüne (WTO) göre genel anlamda telekomünikasyon ağları üzerinden üretim, reklam, satış ve ürün dağıtımı olarak tanımlanmıştır. Tanımı kendi algısı ile kısıtlamayarak e-ticaret paydaşlarının algısını da sentezleyerek yapılan bir tanım belirleyen İktisadi İş birliği ve Kalkınma Teş kilatı ise; 2001 yılında, elektronik ticaret tanımları yorumlamak için üye ülkelerin kurallarını dikkate alarak yapılan anketler ile yönergeler hazırlamıştır. Buna göre geniş anlamda; işletmelerin, hane, bireyler, hükümetler ve bilgisayar ağları ağı üzerinden yürütülen diğer kamu veya özel kuruluşlar arasında mal veya hizmet alımı içeren, malın teslimi veya ödemesi offline olarak gerçekleştirilebilen bir elektronik işlem olarak tanımlanmıştır (OECD, 2002:89). Buraya kadar bütün tanımlar metaların sanal iletişim ağı ile alım-satım yönüne odaklanmıştır. Bu tanımlardan bir fark ile ayıran CEFACT (Birleşmiş Milletler 42 Yönetim, Ticaret ve Ulaştırma İşlemlerini Kolaylaştırma Merkezi) E-Ticaret tanımını şöyle yapmaktadır. E-Ticaret İş, yönetimi ve tüketim faaliyetlerinin yürütülmesi için yapılanmış ve yapılanmamış iş bilgilerinin, üreticiler, tüketiciler ve kamu kurumları ile diğer organizasyonlar arasında elektronik araçlar (Elektronik posta ve mesajlar, elektronik bülten panoları, WWW teknolojisi, akıllı kartlar, elektronik fon transferi, elektronik veri değişimi vb.) üzerinden paylaşılması olarak yapılmasıdır. Mevcut tanımlardan farklı olarak enformasyon ve bilginin de e-ticaret yolu ile etkileşim halinde olduğunu savunmaktadır. Yukarıda bütün tanımlarda belirtildiği gibi e-ticaret tarafları olan bir olgudur. Temel olarak talep eden ve arz eden taraflar olarak bakmak mümkün olsa da, daha spesifik bir taraflandırma daha bilimsel bir algı oluşturacaktır. Bu fikre dayanarak eticaretin paydaşlarını sıralarsak; Alıcılar, Satıcılar, Bankalar; Sigorta şirketleri; Komisyoncular; Nakliye şirketleri; Özel sektör bilgi teknolojileri; Sivil toplum örgütleri; Üniversiteler Onay kurumları; Elektronik Noterler Kamu kurumları ve Tüketicilerdir (Yücedağ,2002:6). 2.2. Tarafları ve Şartları ile E-Ticaret Bu noktaya kadar temel işlevine dayanarak ve paydaşlarını aralarındaki ilişkiyi belirterek bir tanım oluşturduk. Tanımın eksiksiz olması adına sanal ortamda yapılan bir alım satım işleminin e-ticaret aktivitesi olarak tanımlanabilmesi için gerekli bu aktivitenin taraflarını ve şartlarını da açıklamamız gerekmektedir; Detaysız ve yalın bir sıralandırma yapılırsa; Alıcılar, Satıcılar, Bankalar; Sigorta şirketleri; Komisyoncular; Nakliye şirketleri; Özel sektör bilgi teknolojileri; Sivil toplum 43 örgütleri; Üniversiteler Onay kurumları; Elektronik Noterler Kamu kurumları ve Tüketiciler (Yücedağ,2002:6). Sayılan bu taraflar arasındaki etkileşimin e-ticaret sayılması şartları içinse; Akbulut bir işlemin elektronik kapsama girebilmesi için taşıması gereken şartları şu şekilde özetlemiştir; İşlem tamamen elektronik ortamda gerçekleşmelidir. İki veya daha fazla taraf arasında hizmet veya mal alımı gerçekleşmelidir. Ayrıca metin, ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline dayanmalıdır. Ticari nitelikte bir işlem olmalı veya ticari işlemi desteklemelidir. Son olarak ise bir değer yaratmayı amaçlamalıdır. 2.3. Taraf Olarak KOBİ’ler Bir önceki başlıkta sıraladığımız paydaşlar arasından KOBİ’leri seçerek anlatmamızın sebebi, çalışmamızda ilerleyen bölümlerde incelenecek saha araştırmasının KOBİ’ler arasında yapılmış olması ve e-ticareti kullanan aktörler arasında en aktif rol alan paydaş olmalarıdır. KOBİ’ler ekonominin gelişmesinin ana aktörleri olarak adlandırılmaktadır. Bunun sebebi, ekonominin büyük bir kısmını özellikle nüfussal anlamda KOBİ’ lerin oluşturmasıdır. Ülkemizde KOBİ sınıfının tanımı mikro, küçük ve orta ölçekleri bir çatı altında toplayan KOSGEB tarafından yapılmıştır. On kişiden az çalışan sayısı olan ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançodan herhangi biri 1 milyon TL’yi aşmayan işletmeler mikro işletmeler olarak adlandırılmaktadır. Elli ve altı çalışanlar küçük işletme olup yıllık satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 8 milyon TL’yi aşmayan işletmeler olarak sınırlandırılmıştır. İkiyüzelli çalışan sayısından az istihdam 44 ve yıllık satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak kabul edilmektedir. Bu fikre istinaden ticaret hayatının büyük bir kısmını oluşturan KOBİ’ler e-ticaret ortamının sunduğu fırsatlar Türk işletmelerinin ileriye dönük rekabeti geliştirmesinde yardımcı olacaktır. Önemli bir aktör ve yeri geldiğinde her iki tarafta (alıcı ve satıcı olarak) yer alan KOBİ’ler dünyanın genelinde olduğu gibi ekonomik gelişme alanında Türkiye’de de ivmelenen bir tablo sergilemektedir. KOBİ’ler %99 üzeri bir oranla ülkedeki işletmelerin büyük bölümünü oluşturmakta ve %76 gibi bir oran ile toplam çalışan sayısında pay oluşturmaktadır. E-ticaretin geleceğini, kaderini belirlemek adına KOBİ’ler başrol oynamakta ve ayakta kalınmasını sağlayıcı sorumluluğu üstlenmektedirler (Stansfield, 2003). Tüm bu rolleri üstlenirken KOBİ’ler e-ticaret olanaklarını müşteri ilişkilerini geliştirmek, ürün ve hizmetlerin tanıtımını yapmak, satış öncesi ve sonrası hizmetlerin alanını genişletmek kalitesini arttırmak gibi çeşitli amaçlar ile kullanmaktadırlar. (Doherty ve Ellis-Chadwick, 2003:47). Aynı zamanda internet ortamının alıcının satıcıya kolay ulaşılabilirliği KOBİ’ler açısından daha mümkün bir ticaret yolu olarak görülmektedir. (Kathuria ve Joshi 2007:1). Bu sebeple, Türkiye’de KOBİ’ler internet ortamı üzerinden alışveriş olanağını giderek daha çok benimsemektedirler. TÜİK verilerine göre 2005 yılında 10 çalışandan fazla personeli olan işletmelerde internet erişimi %80 oranlarında ilen 2011 verilerine göre bu oran %92’nin üzerine çıkmıştır (TÜİK,2012). 45 2.4. Sınıfları ile E-Ticaret E ticaret, ticaret yapacak taraflar arasındaki ilişkinin türüne göre altı farklı kategoriye ayrılabilir. E ticaret türlerini tanımlarken B harfi ile ticari işletmeler (Busines), C harfi ile tüketiciler (Customers), G harfi devlet kurumlarını (Goverment) ifade ederken; 2 ile ingilizcede to edatının sembolik hali ile karşılıklı ilişkiyi ifade eder. Doğrudan ticaret E-ticaret iş-iş (B2B), iş-müşteri, (C2C), (B2C), (B2G), (C2G), (G2G) iş hacimleri ve stratejik ittifak için sanal iş ilişkileri yükselişe geçmiştir (Wang ve Lin, 2009:2750). B2B ticaret sınıfı, iki ticari işletme arasındaki e-ticareti ifade etmek için kullanılır. Başarılı B2B e-ticaret uygulamalarının yaygın olarak kullanılmasına rağmen, bazı olumsuz geri dönüşleri de meydana gelmiştir. B2B e-ticaret uygulanması zaman alıcı ve bir organizasyon üzerinde uzun vadeli etkileri bir süre belirsiz olabilir (Wang ve Lin, 2009:2750). B2C ticaret sınıfında işletmeden tüketiciye elektronik ticaret olarak adlandırabileceğimiz bir ticaret türüdür. Ticari işletme ile tüketici arasında e- ticaret yapmaktadır. Bu sistemde iş letmeden tüketiciye elektronik ticaret internette tüketiciler pazarına yönelik uygulamalardır. Amazon ve Barnes&Noble gibi kitap satış noktalarının başarısını ispatladığı bu pazarda iş letmeler, tüketicilere mal ve hizmetlerini pazarlamaktadır (Kırcova,2001:22). B2C insanların ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verirken maliyetleri daha düşük olduğu ve ulaşılması kolay olduğu için tercih edilmektedir.(Huang vd., 2010:348). 46 Çin'de ortaya çıkan online tüketici-tüketici arası (C2C) market Çin'in e-ticaret, pazarda önemli bir rol oynamaktadır. Bu ticaret biçimine sosyal ağlara dayalı elektronik ticaret de denmektedir. Bu ticaret biçiminde en önemli olgu alıcılar ile satıcılar arasındaki güven ilişkisidir (Huang vd.,2010). 2.5. Elektronik Ticaretin Temel Araçları Yaptığımız tanımlamaların hepsinde sanal ortam üzerinden yapılan bir aktivite olduğu belirtilmiştir. Tanımın pekişmesi adına sanal ortamda bu imkanı sağlayan temel araçlara dair bilgi verilecektir. Bunun amacı yapılan aktivitelerin hangi sınırlar arasında e-ticaret olarak tanımlanabileceğini göstermektir. Basitçe bu araçlar; telefon ve mobil sistemler, faks, televizyon, internet ağları, elektornik ödeme sistemleri, elektornik veri değişimi (EDI), olarak sıralanabilir. En temel iletişim araçları olan telefon, televizyon ve faks araçları da elektronik ticaret ortamı sunan teknolojilerdendir. Kısaca her birine değinmek gerekirse; Telefon elektronik araçlar arasında en eski iletişim aracı olarak sayılabilir. Günümüzde geçerliliğini korumaktadır. Bunun sebebi mobil iletişim araçlarının ortaya çıkması ve internet teknolojini bünyesinde bulundurmasıdır. Gelişen bilgisayar teknolojisi de telefonun gelişimine katkı sağlamakta ve bir kenara itmemektedir (Bozkurt,2010:102). Faks ise telefonun sağlayamadığı hukuki bağlayıcılık için gerekli olan yazılı işlemlerin yapılması amacıyla kullanılmaktadır. Mektup gibi uzun zaman gerektirecek iletişim yöntemlerine başvurulmasına gerek kalmadan, çok kısa bir süre içerisinde taraflar arasında doküman transferini mümkün kılmaktadır. Ancak görüntü kalitesinin düşük olması, sesli iletişim imkanı olmaması, etkileşimdi iletişimde bulunulmasına 47 fırsat vermemesi ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle işletmeler arasında tercih edilmemektedir (Taşlıyan,2006:68). Bugün her evde bulunabilen tek taraflı bir iletişim aracı olarak televizyon en sık kullanılan elektronik ticaret araçlarından birisidir. Ancak televizyonun tek taraflı bir iletişim aracı olması nedeniyle tanıtımı yapılan ürünün telefon ve faks ile sipariş ödeme emirleri verilebilmektedir. Elektronik ticarette internet dışındaki tüm iletişim araçları birbirinin tamamlayıcısıdır. Tek başlarına kullanılmaları mümkün değildir. Ancak gelişen multimedya teknolojisi televizyonun tek yönlü iletişim sağlıyor olma dezavantajını ortadan kaldırmaktadır. Web TV, internet TV, interaktif TV, Dijital TV gibi gelişmeler Televizyonların televizyonun internete geleneksel bağlanabilmelerini yapısını değişime sağlayan zorlamaktadır. teknolojik gelişmeler sonucunda televizyonlar aracılığıyla ticaret yapılabildiği gibi, doğrudan televizyon aracılığıyla (doğrudan satış, tele pazarlama gibi) elektronik ticaret yapılabilmektedir (Zerenler, 2007:149). Fark edileceği üzere sıralanan araçların temel fonksiyonu ve tek amacı elektronik ticaret imkanı sunmak değildir. Bu noktadan yola çıkarak en yaygın, en verimli araç olan “İnternet ağı” anlatılacaktır. Çok yönlü bir iletiş im aracı niteliğinde olan internet ağları bazı ürünlerin üretiminden dağıtımlarına kadar her aş amasında aktif rol oynamaktadır. Veriler bu yolla hem görüntülü hem de sesli olarak iletilebilmekte, kullanıcı bu verileri sağlıklı bir ş ekilde saklayabilmekte veya üzerinde değiş iklik yapabilmektedir. İnternetin bir eticaret aracı olarak sağladığı en büyük kolaylık ş üphesiz mesafeleri ortadan kaldırmasıdır (Çak,2002: 25). E-ticaret acısından en etkin araç olarak kabul edilen yeni internet teknolojileri ses, görüntü ve yazılı metni aynı anda, daha hızlı ve güvenli 48 bir ş ekilde ilettiğinden, daha az maliyetli olmuş ve böylece kitlesel bir kimliğe de bürünmüş tür (Akbulut, 2007:6). Başka bir temel araç olarak “elektronik veri değişimi sistemi” (EDI) kamu ve özel sektörün birbirleri ile ihtiyaç duydukları iletişim ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Kamu kurumlarının yapısı ile özel sektör yapısının kurumsal farklılıklarından çıkan çakışmaları ortak bir platformda kolay bir yolla çözmek amacı ile yaratılmıştır. EDI iki paydaş arasında insan faktörü olmadan ağlar aracılığıyla gerçekleşen bir sistem olarak tanımlanabilir. EDI e-maile benzemekle beraber, içerik yönünden daha zengindir. e- mail yalnız yapılandırılmamış veri olarak tanımlanan mektup, notlar gibi dökümanları içerirken, EDI yapılandırılmamış dökümanlar ve teslim belgesi, fatura sipariş formu gibi yapılandırılmış dökümanları da içerir (Whiteley,2000:4). Standart bilgilerin karşı tarafa hızlı ve daha düşük maliyetli ve daha az hatalı bir şekilde geçirilmesini sağlamaktadır. Bu sistem dünya çapında ticaretin kolaylaş tırılması amacıyla kurulan Birleş miş Milletler 4. Çalış ma Grubunun yaklaş ık on yıl süren araş tırmalarının sonucu olarak ortaya çıkmış tır (Özbay,2004:21). 2.6. Avantajları ile E-Ticaret E-ticaret, işletmelerin ürün veya hizmetlerini son kullanıcıya ulaştırma süresinin kısaltılması, arz eden paydaş ile talep eden müşterilere hiçbir aracı olmadan alışveriş imkanı sunması hem süreci hızlandıracak ve daha etkin bir hale getirecektir hem de aracıların oluşturduğu ek maliyetlerin ürünün fiyatına yansıtılmamasını sağlayacaktır. E-ticaret ile satış sürecinin sadeleşmesi, müşterilerin talep ettikleri ürünün internet ortamında kataloglaştırılması, karşılaştırılma şansı edinmesi, ürünün 49 detaylı teknik özelliklerine ulaşabilmesi gibi hususlarda hizmet kalitesinin artmasını da yanında getirdiği söylenebilir. Oluşturulan e-ticaret ortamı ile işletmelerin müşteri edinme çabası daha verimli ve daha az maliyetli şekilde olacaktır (Susaria 2000:35). Porter, e-ticaret olanaklarının müşterilerin birbirine rakip olarak nitelendirilebilecek tedarikçilerin hizmetlerini karşılaştırmasına olanak sunacak ve hizmet anlayışını kalite ile sunan işletmelerin rekabette öne çıkmalarını sağlayacağından bahsetmektedir (Porter,2001). Gelişmiş, kalitesi artmış bir hizmet işletmelere, müşterileri ile kişiselleşmiş, güven seviyesi yükselmiş bir iletişim ortamı sunma ve marka bağımlılığı oluşturma şansı sunacaktır. Geleneksel satış yöntemlerinde ajanslar veya benzeri hizmet kurumlarından dış kaynak kullanımı ile alınacak bu hizmetlerin e-ticaret modeli ile kendi kendine oluşturabilme imkanı sunabilecek ve dolayısı ile rekabet gücü oluşturabilecek başka bir avantaj sunacaktır (Abdulsamid, 2001:143). Pazarda mevcut rakipler ile mücadelenin ilk ve esas koşulunun fiyat avantajı olduğunu düşünürsek (Adam Smith) e-ticaret platformlarının işletmelere ürün fiyatının anlık güncelleştirme imkanını vermesi, rekabet açısından büyük bir avantaj sunacaktır (Turban,2004). Hızlı etkileşim ile müşteri portföyünün geliştirilmesi sağlanacaktır. Hemen her alanda olduğu gibi e-ticaret alanında da pazara ilk girenlerden biri olmanın avantajı aşikar olarak gözlemlenmektedir. İlk olmanın verdiği Pazar payının geneline hakim olma avantajının yanında rakiplere nazaran en yüksek deneyime sahip olacağı anlamına gelmektedir. Bu noktaları göze alırsak e-ticarette bulunma yaşı başarının bir faktörü olarak algılanabilir (Auger,2005). 50 İnternetin satış ve satın alma için yaygın kullanımı işletmelere ve yöneticilerine kurumsal iletişim ve kurum içi süreçleri geliştirmek için imkan tanımaktadır. Bu gelişime ek olarak, internet üzerinden ticaret verimliliğini artırmak adına işletmelere katkı sağlamaktadır (Applegate vd., 2001). Çoğu işletme e-ticaret olanaklarını iş ortakları ile iş geliştirme amaçlı iletişimi arttırma, müşteriye ulaşma, daha verimli operasyonel kapasiteye ulaşma gibi olanakları sağlamaktadır (Chong, 2008). E-ticaret sistemleri işletmelerin hizmetlerinin rakiplerine karşı olan farklılıklarını müşterilere tek tek ulaştırmak yerine topluca duyurabilme, herkesi aynı anda haberdar edebilme şansı sunacaktır (Susaria 2000:36). Tek tek ulaşılması yerine toplu halde müşteriye ulaşma işletme için zaman tasarrufu sağlayacaktır. Böylelikle işletmenin hizmet veya ürünü müşterilerine daha hızlı sunulacak, pazarda tercih edilirliği artacaktır. E-ticaret küçük işletmelere, büyük işletmelerin operasyonel kapasiteleri sayesinde yapabildikleri “yeni satış kanalları oluşturulması, hizmete çabuk ulaşılması, hizmetin çabuk ulaştırılması, müşteri memnuniyet ortamı oluşturulması, kendi imkanları ile reklam avantajı sunması ve yeni pazarlarda yer alma şansı vermesi” gibi önemli avantajlar sunmaktadır (Walczuch vd., 2000; Nath vd., 1998; Poon and Swatman, 1999)”. Müşterilerin geleneksel alışveriş yöntemlerinde günün belirli saatlerinde gerçekleşiyorken e-ticaret ortamında günün yirmidört saati, tatil günleri de dahil olmak üzere hizmet sunabilmesi işletmelerin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesini sağlayacaktır (Turban 2004). 51 Sistem düşük fiyatlarla alternatifler sunmakta ve daha düşük maliyet avantajı sağlayarak, klasik alışveriş olgusunun kısıtladığı coğrafi bağımsızlık işletmeler açısından pazarın geneline ulaşmak adına büyük avantaj sunmaktadır. İnternet ortamında günün her saati haftanın her günü hizmet veren bir alışveriş sitesine dünyanın her yerinden her dileyen ulaşabilmektedir. Klasik alışveriş ortamında ise bu durum günün belirli saatleri, haftanın iş günleri ve sadece dükkanların bulunduğu alanlarda kısıtlı kitlelere kısıtlı zamanda hizmet verilmektedir. E-ticaretin sunduğu sistem KOBİ’ler için de küçük birer işletme olarak büyük çaplı işletmelere karşı en büyük dezavantajı olan coğrafi kısıtlılık konusunun aşılmasında faydalı olmaktadır (Chong,2008). İnternetin global kullanımı ve hizmet hakkında bilgi ve talebe sınırları aşarak ulaşılabilmesi için önemli bir avantajdır. Dolayısı ile e-ticaret olgusu işletmelere dünya çapında bir rekabet ortamında özellikle ulaşılabilir olmak konusunda eşit şartlar sunmaktadır (Lawson ve Body, 2008). E-ticaret sistemleri ile işletmenin ürünün müşteriye ulaşmasındaki sürecin analizinin elde edilmesi gibi bir avantajı da vardır (Porter,2001). E-ticaret sistemlerinin kişisel bilgileri içeren üyelik başvuruları ile oluşmasından dolayı müşterilerin tercihleri, satın alma alışkanlıkları, yatkınlıkları, ürün tercihi üzerine davranışlarına dair veriler elektronik ortam üzerinden yaş, cinsiyet, millet ve türevi sınıflara ayrılarak incelenebilir ve işletmenin geleceğe dair stratejilerinde kullanılabilir. Çünkü her bir üyelik ve o üyelik ile yapılan alışveriş, ürün incelemesi, yorumlar bir müşteri profili oluşturacaktır (Rosenfield, 2001). İşletmelerin ihtiyacı olabilecek anlık veri analizleri, genel vaziyet veya spesifik bir başlığın incelenmesi gereğinde ihtiyaç duyulan verilere ulaşmak sistematik ve hızlı olacaktır. Bu verilere 52 ulaşım ile fiyatlandırma politikasından, ürün sunumuna, pazarlama stratejisine kadar birçok alanda stratejik adım atma kabiliyeti sunacaktır. Ayrıca sözü geçen veri zenginliği yenilikçi ve inovatif bir tutum sergilemek isteyen firmalar için de hareket kabiliyeti sağlayan bir avantaj olarak değerlendirilebilir (Turban, 2004). İşletmelerin sahip olduğu beceri ve deneyimler o şirketin sahip olduğu beşeri sermayedir. Teknolojiye adapte olabilme hızının, seviyesinin rekabette önemli bir unsur olduğu e-ticaret sektöründe bir işletmenin sahip olduğu deneyim rekabette öne geçme adına önemli bir unsur olarak atfedilmektedir (Sparling vd, 2007). 2.7. E-Ticaretin Benimsenmesi Önündeki Engeller Yapısı ve yakın tarihte oluşmasından dolayı e-ticaret platformları iş dünyasının geneli tarafından az bilinen bir araçtır. Düşük bilinirlik seviyesinin neticesi olarak iki bariyerden söz etmek mümkündür; E-ticaret platformunun sunacağı Pazar fırsatlarından habersizlik ve sistemin işleyiş şekli ve yöntemi hakkındaki bilgisizlik öğeleri iki önemli bariyer olarak görülmektedir (Lawrence,1997). Bu bilgisizlik ve ilgisizlik ortamı ilerideki çoğu örnekte olacağı gibi yeni bariyerleri de peşi sıra getirmektedir; e-ticaret adaptasyon sürecinde dış kaynaklardan hizmet alımına yüksek derecede bağımlılık (Quayle, 2002). İşletmelerin konuya uzaklığı, isteksizliklerine rağmen zorunluluktan dolayı e-ticaret ile tanışmaları durumunda, işletmenin bu ihtiyacı konunun uzmanı kuruluşlardan temin etmesi ihtiyacını doğuracaktır. Bu ihtiyaç; maliyet gibi önemli bir mevzuyu da su yüzüne çıkaracaktır. 53 E-ticaret olgusu hızlı gelişen ve sürekli değişen bir yapıda olduğundan dolayı işletmelerin adapte olması da bu çalışmada diğer bölümlerde belirttiğimiz sebeplerden dolayı değişkenlik göstermektedir. E-ticaret uyumuna en büyük engel olarak ve ilk olarak adaptasyon sürecinin çok yüksek maliyetli oluşu ortaya çıkmaktadır (Riquelme,2002). Zamanın para olarak algılandığı kapitalist sistemde e-ticaret uygulamalarına ayrılacak vaktin işletmenin para kazanmaya ayıracağı vakitten gideceği düşüncesi de e-ticaret adaptasyonunda bir bariyer olarak ifade edilmektedir (Walzuch, 2000). Bir başka engel olarak; e-ticaret platformu yeni gelişen ve klasik işletme anlayışından oldukça farklı bir algı ve kültür gerektiren bir yöntem olması sonucunda uygulanması çok karmaşık bir yöntem oluşudur (Quayle,2002). Bu anlayışın çalışanlar üzerindeki etkisi yeni bir bariyeri doğurmaktadır. Çalışanlar ve yönetim tarafından eticaret platformunun kendi işletmelerinin çevresine uygun olmadığı düşüncesi adaptasyon süreci önündeki önemli bir bariyerdir (Poon&Swatman,1997). Aynı düşünce tarzının işletmenin ürün gamına uygun olmadığı düşüncesi de bir bariyer olarak sayılmalıdır (Walzuch,2000). Yukarıda bahsettiğimiz karmaşıklık ve gerekli olan kültürün olmadığı durumlarda işletme içerisinde çalışanların teknolojiden korkusu yüzünden oluşan organizasyon direnişi de bir başka bariyer olarak kaydedilmelidir (Lawrence,1997). Çalışanların bu korkusunun kaynağı olan bilişim teknolojisine olan yabancılık da ilgili başka bir bariyer olarak sayılabilir (Riquelme,2002;Lavrence,1997;Turner,2002). E-ticaret platformlarının yeni gelişen bir ortam olması bir başka bariyeri de akabinde başka bir sorunu getirmektedir; her işletmenin farklı ihtiyaçları farklı ürün 54 gamına sahip olması her bir e-ticaret adaptasyonu sürecini eşsiz hale getirmektedir. Bu durum bir problemi yaratmaktadır; her işletmenin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde bir donanım ve/veya yazılım desteği bulunmamaktadır. (Lawrence,1997). Tablo 2. E- ticaret benimsenmesi önündeki engeller E-Ticaret Adaptasyonuna Etkiyen Engeller Çalışma Yapan Akademisyenler E-ticaret adaptasyonunun yüksek maliyetli oluşu. Iacovou et al (1995); Fielding (1996);Lawrence (1997); Purao & Campbell (1998); Van Akkeren & Cavaye (1999); Riquelme (2002); Quayle(2002) E-Ticaretin uygulanmak için çok karmaşık bir sistem oluşu. İşletmelerin ihtiyaçlarına uyum sağlayacak donanımların yoksunluğu. Çalışanlar arasında yeni teknolojiye karşı olumsuz tutumun varlığı. Mevcut klasik yöntemlerin (yüz yüze ,telefon, faks yolu ile) kullanılmasında çalışanlar tarafından ısrar edilmesi. Bilişim teknolojileri kabiliyetlerinden yoksunluk. E-ticaretin uygulanması için yeterli zaman ayırılamaması. E-ticaretin işletmenin tarzına uygun olmadığı inancı. E-ticaretin sunduğu şans ve fırsatlardan haberdar olunmaması. E-ticaret konusunda bilgi yoksunluğu. E-ticaretin güvenirliliği konusunda tedirgin olunması. E-ticaret adaptasyonunda dış kaynaklara bağımlı kalınma ihtimali. E-ticaret standartlarının oluşmamış olması. Kaynak: Macgregor,2005,b Fielding (1996) ; Quayle (2002) Lawrence (1997) Lawrence (1997); Van Akkeren & Cavaye (1999) Lawrence (1997); Poon& Swatman(1999); Venkatesan & Fink (2002) Iacovou (1995); Lawrence (1997); Damsgaard & Lyytinen (1998); Van Akkeren & Cavaye (1999); Quayle (2002); Riquelme (2002); Chau & Turner (2002) Lawrence (1997); Van Akkeren & Cavaye (1999); Walczuch et al (2000) Iacovou et al (1995); Abell & Limm (1996); Poon & Swatman (1997); Hadjimanolis (1999) Iacovou et al (1995); Quayle (2002) Lawrence (1997) Abell and Limm (1996); Purao & Campbell (1998); Hadjimanolis (1999); Van Akkeren & Cavaye (1999); Poon & Swatman (1999); Quayle (2002); Riquelme (2002) Abell and Limm (1996); Hadjimanolis (1999) Robertson & Gatignon (1986); Tuunainen (1998) 2.8. Türkiye’de E-ticaretin Gelişimi ve Bugünkü Durumu İnternet kullanımı son yıllarda ülkemizde de daha yaygın hale gelmekte ve tüketiciler tarafından daha çok benimsenmektedir. Gelişen teknolojik altyapı işletmeler ve müşterilerin konuya olan ilgisini arttırmaktadır. OECD kayıtlarına göre 55 Türkiye’deki internetin yayılma oranı 295% oranında yükselme göstermektedir. Bu yayılma oranının işletmelerin pazar gelişimine olan ilgisini arttıracağı aşikar bir düşüncedir (OECD,2013). Ülkemizde E-ticaret olgusu 20 yıldır.tr alan adlarının varlığı ile başladığı ve sürdüğü öne sürülebilir (BST,2013). Geçen bu süre içerisinde kendi Pazar büyüklüğüne göre Türkiye’de oldukça hızlı potansiyel kazanmış bir e-ticaret ortamı vardır. Bu siteler genel olarak perakende sektörü üzerine hizmet veren işletmelere aittir. Hepsiburada, GittiGidiyor, Markafoni, Limango Ve Trendyol bu siteler arasında en göze batanlarıdır. Öyle ki Türk e-ticaret firmaları yurtdışı yatırımcılarının dikkatini çekmeye başlamış ve yatırım tercihleri arasına yerleşmişlerdir. eBay, Amazon Ve Intel Gibi önemli yabancı oyunculardan ciddi seviyede yatırım çekilmiş ve günümüz global pazarında bir yer edinmeyi başarmıştır (BST,2013). Bu bilgilerden yola çıkarak Türkiye’nin e-ticaret arenasında dünyadaki konumunu belirlemeye çalışmak doğru bir hareket olmaz. Çünkü bu tür bir sıralama yapılabilmesi için gerekli veriler bulunmamaktadır. Fakat öte yandan internet kullanımına dair veriler ile bir çıkarım yapmak da mümkün gözükmektedir. Dolayısı ile ilk olarak kullanıcı sayıları üzerine bir karşılaştırma yapılması gerekirse Avrupa Birliği ülkelerinde internet kullanıcısı oranı %71 iken ülkemizde bu oran %43’te kalmaktadır. Kullanıcı sayısı çokluğunda “Avrupa’da Sadece Birleşik Krallık, Fransa, Almanya Ve Rusya’da Türkiye’den Daha fazla kullanıcı olduğu gözlemlenmektedir.” (BST,2013). Bu düşük göstergelerin sebeplerinden biri olarak ülkemizde internet erişim noktalarının %16’lık kısmının internet kafelerden yapılıyor oluşu olarak yorumlayabiliriz (TÜİK,2012). 56 Diğer taraftan bir başka olumsuz gösterge ise Türkiye’de yapılan perakende satış oranının tüm satışlar içerisinde sadece %1’lik bir kısım tutmasıdır (EIU,2012). Deloitte türkiye’nin proje danışmanlığını yaptığı Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından Türkiye e-ticaret pazar analizi sonucunda Türkiye e-Ticaret 2014 Pazar Büyüklüğü raporuna göre Türkiye e-ticaret pazar büyüklüğü bir önceki seneye göre %35 büyüme göstererek 18,9 milyar TL’ye ulaşmıştır . Sektörel bazda baktığımzda ise en hızlı büyümeyi %47 ile çok kanallı perakende kategorisinde göstermiştir (TÜBİSAT,2015). Pazarda en büyük payı 6,8 milyar dolar ile tatil seyahat, 6,5 ile online perakende sektörü alırken, pazarın geri kalanını 3,5 milyar tl ile çok kanallı perkande kanalları ile 2,1 milyar tl ile online bahis siteleri almıştır (TÜBİSAT,2015). Dünya çapında 2015 yılında beklenen e-ticaret hacminin 1 trilyon 700 milyar dolara yükselmesi beklenirken, Avrupa’ nın e-ticaret hacmi 153 milyar Euro seviyesinde ve bunun % 30’luk kısmının Almanya’da olduğu göze çarpmaktadır. Küresel ekonominin bir diğer büyük oyuncusu olan Amerika ise 275 milyar Dolar’lık e-ticaret hacmine sahip görünüyor. Geçen seneye oranla %50 büyüme gösteren Çin ise pazar payından 181,62 milyar dolar ile diğer büyük oyuncu olarak göze çarpmaktadır. Ekonomik veriler ve büyüme hızı baz alındığında bu rakamların 2018 yılına kadar Avrupa için 272 milyar Euro, Almanya için ise 55 Milyar Euro’ ya ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Amerika’nın ise 2018 yılı için payını 281 milyar Dolar’a çıkaracağı tahmin ediliyor. 57 Türkiye’de de e- ticaret hacminin yıllara göre hızlı bir ivmeyle büyüdüğü yıllık yaklaşık %35lik büyüme sağladığı söylenebilir. Dünya e-ticaret sektöründe Türkiye’nin pazar payı %5 ile %10 arasında olduğu düşünülmektedir. (Eticaretmag,2015). İnternet kullanım süresi söz konusu olduğunda Türkiye gelişmekte olan ekonomiye sahip ülkelere benzer bir davranış profili çizmektedir; ComScore’a göre, Türk İnternet kullanıcıları, haftada ortalama 38 Saat online olmaktadır. Bu Rakam BRICI Ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin Ve Endonezya) Gibi gelişmekte olan diğer ülkelerle aşağı yukarı aynıdır, ancak Birleşik Krallık (26 saat), Fransa (24 saat)ve Almanya (20 saat) gibi gelişmiş ekonomilerdeki ortalamalardan çok daha fazladır (BST,2013). Türkiye’de genel olarak kullanıcı odaklı sorunlardan söz edebiliriz. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan araştırmaya göre her üç internet kullanıcısından biri İnternet üzerinden alışverişin güvensiz bir sistem olduğundan dolayı tercih etmediğini söylemektedir (TÜİK,2012). İnternet erişim oranlarının bölgesel dağılımı da farklılık göstermektedir. Kentsel kesimde internete erişim oranı %57, kırsal alanlarda ise bu oran %26 gibi düşük bir değerde kalmaktadır (TÜİK,2012). Bu veriler ile yola çıkılarak bir yorum yapılması gerekirse Türkiye’nin e-ticaret kullanım oranı altyapı ve internet kullanım kültürü ile paralel gelişmektedir. Zaman içerisinde sistemin gelişmesi ile haline evrimleşecek olduğu söylenebilir (Ulaş, Çalıpınar ve Marşap,2012). 58 2.9. Elektronik Ticaretin Ekonomik Etkileri İnternet üzerinden yapılan işletme faaliyetleri ekonominin makro boyutunda değişikliklere sebep olabilir. Klasik ticaret anlayışının aksine elektronik ticaret kuralları kökünden değiştirmektedir. İşletmelerin temel amacı olan kar gütmek aynı kalmakla birlikte maliyetlerden kısma, avantaj elde etme, rekabette öne geçme gibi unsurlar da bir o kadar önemli hale gelmiştir. Bu değişimler ekonomide büyük değişiklikler olarak yansımakta, ortaya çıkmaktadır. E-ticaret platformuna uyum sağlamak adına yapılan yatırımlar sonucu işgücünde verimlilik artacaktır ve buna bağlı olarak maliyetler kısılacak ve genel çerçevede ekonomik büyümede etkili olacaktır (Moelhi,2009). En kolay gözlenen ekonomik etki ticaretin önündeki engellerin kalktığı daha etkin aktörlerin bulunduğu bir ekonomi olmasıdır. Teknolojinin hızlı gelişimi ekonomiye de paralel bir şekilde yansımaktadır (Bozkurt,2000). Bu serbestinin bulunduğu ortamda işletmelerin piyasaya giriş ve çıkışlarında, reklam, pazarlama aktiviteleri gibi konularda büyük işletmeler ile küçükler arasındaki fark kalkmaktadır (Swann ve Peter,2007). Daha detaylı paragraflarda sıralamak gerekirse; E-ticaretin maliyetlere etkisi; üretim girdilerinin azalmasına sebep olarak, satınalma ve sipariş alma süreçlerini arttırarak, satış sonrası hizmet sunumunun maliyetini de düşürmektedir (Ersoy,2000). E-ticaret sürecinin sunduğu fiziksel altyapı maliyetlerinin azalması, personel sayısının otomasyona bağlı olarak düşmesi, 59 tüketicilerin ve alışkanlıklarının izlenebilmesi gibi hususlar sağlanan maliyet avantajlarıdır (Yazıcı,2002). Fiyatlara etki; müşterinin satıcının sunduğu ürün veya hizmete hiçbir aracı olmadan, fiziki bir mekan olarak mağaza ihtiyacı olmaması, irtibat kişilerine ihtiyaç duyulmaması gibi unsurların satıcının maliyetlerinden kısılması sonucunda satıcı tarafından fiyatlara da yansıtılacaktır (Bozkurt,2000). Rekabete etkisi ise; diğer alanlardan daha ciddi ve derin boyutlarda olmuştur. Küçük ölçekli işletmelerin büyük kurumsal şirketlere nazaran daha esnek bir yapıda oluşu sebebi ile kolay uyum sağlama yetenekleri ile e-ticaretin ihtiyaçlarına, gelişmelerine büyük şirketlerden daha hızlı adapte olmalarıdır. Büyük işletmelerin diledikleri coğrafyaya ulaşabilmeleri mümkünken KOBİ’ler için aynı husus geçerli değildir. E-ticaret platformu bu durumu tersine çevirerek küçük işletmelere de tüm coğrafyalara ulaşarak rekabet edebilme gücü vermiştir (Banger,2000). Pazarlama unsurlarında e-ticaret platformunun sunduğu eşitlikçi ortam, küçük işletmelere düşük maliyetler ile etkili stratejiler geliştirerek kurumsal ve büyük işletmeler ile boy ölçüşebilme fırsatı sunmaktadır. Verimliliğe etkisi; Yukarıda sayılan sebepler de dahil olarak daha az gider ve artan girdiler sayesinde verimliliğin artışı aşikar bir tablo olarak ortaya çıkacaktır. Tüm bunların yanında zamandan kazanılan avantaj, otomasyonun verdiği düşük yanlış ihtimali gibi unsurlar verimlilik oranını arttırmaktadır (Altun,2005). Pazar yapılarına etkisi; Fiziksel olarak somut bir ortamdan evrimleşerek eticaret platformu ile soyut bir pazara geçiş sağlanması ile somut pazarın sunduğu mesai 60 saatleri sınırı, ürünün mağaza stoklarındaki kısıtlılığı, iletişimin sınırsız ve zamansız oluşu gibi etkiler pazarın yapısının da değiştiğini göstermektedir (Özbay ve Akyazı,2004). İşletmelerin yapısına etkisi; e-ticaret platformlarının çoğu personel ihtiyacını ortadan kaldırması sebebi ile organizasyonel yapıda değişikliklere sebep olacak şekilde etkilendiği açıktır. İşletmelerin pazarlama anlayışına etkisi; Klasik satış yöntemlerinde alıcı ile satıcı arasındaki paydaşların çokluğu ve bu durumun pazarlamaya etkisinin, e-ticaret ile alıcı-satıcı arasında hiçbir aracının olmayışı işletmelerin pazarlama karmasındaki yöntemlerinde değişikliklere sebep olmaktadır. İşletmelerin pazarlama önceliği kullanışlı, müşeteri odaklı bir internet sitesi yaratmak olmuştur. İnternet üzerinden yapılan reklamlar, viral kampanyalar ise klasik satış yöntemine ait pazarlama stratejilerinden farklı olan detaylardır. E-ticaretin istihdam üzerindeki etkisi; Perakende sektöründe olumsuz bir etkisi olan e-ticaret öte yandan imalat ve hizmeti sunan işletmelerde teknik konular üzerine ihtiyaç duyulan personelin artışına sebep olacaktır (Yazıcı,2002 ve Bozkurt,2000). Ekonomik büyümeye etkisi; E-ticaret konsepti bilgi ekonominin bir parçası olması sebebi ile istikrarlı bir büyümenin önemli sebepleri arasında görülmektedir (Kargı,2006). Pazarda sınırları kaldırması, üretkenliği teşvik etmesi, coğrafi sınırları ortadan kaldırması e-ticaretin büyümeye olan olumlu etkilerinin parçalarındandır. 61 2.10. Küme Üyesi İşletmelerde E-Ticaret Uygulamaları E-ticaret kümelenmelerde söz konusu olduğunda, e-ticaret platformlarının önemi, akademik anlam da dahil, göz ardı edilmiştir (Porter,1998). Porter’a göre kümelenmeler işletmelerin kitlesel olarak belirli bir noktada organize olduğu ve belirli bir konu üzerine uzmanlaşmış bir iş ilişkisi yürüten organizasyonlar olarak kabul eder (Porter,1998). Ayrıca özellikle son dönemde bölgesel gelişme hedeflendiğinde, kümelenme oldukça popüler bir yöntem olarak ortaya çıkmakta ve kümelenmelerin başarı araçları arasında inovatif yöntemler güderek e-ticaret platformlarından faydalanılması yer almaktadır (Porter,2000; Palazuelos,2005). Artık şirketler internet ile, şirketlerin ve ülkelerin ihtiyaçlarını öğrenebilmektedir. Teoride, daha açık küresel pazarlar, hızlı taşımacılık ve haberleşme işletmelerin rekabet konumu etkisini azaltmaktadır. Sonuçta küresel piyasalarda kurumsal ağlar yolu ile mesafeden bağımsız olarak ulaşılabilir hale gelmesi rekabet avantajında mesafe kaynaklı ulaşım sorunu yaşayan işletmeyi geride bırakmaktadır (Porter,1998,a). Son dönemde popüler olmasına rağmen kümelenmelerde e-ticaretin kökleri özellikle Avrupa Birliği içerisindeki programlar ile 1985 yılına kadar uzanmaktadır (Doukidis,1993:23). Temel olarak bu adımlar Avrupa Birliği üyesi ülkeler içerisindeki kümelenmelerin aktif, kolay ve verimli bir şekilde hem ülkeleri hem de birlik içerisinde ticaret etmelerini hedeflemekteydi (Doukidis vd., 1998:42). 62 Basitçe tarif edilen bu ekonomik amaca benzer şekilde b2b e-ticaret platformları da paralel bir hedef gütmektedir. Uzmanlaşılmış ürün veya hizmetler üzerine gelişmiş ulaşılabilirlik sağlanması, işletmeler arası irtibatların, çalışmaların düşük maliyeti ve son olarak da alınacak ürün ve hizmetlere yönelik tamamlayıcı servis ve ürünlere kolay ulaşımdır. Porter bu özelliklerin kümelenme ve e-ticaret platformlarında paralel olduğunu savunmaktadır (Porter,1998:a). Bir başka akademik çalışmada ise, tekstil sektöründe yer alan küçük ve orta ölçekli firmaların katıldıkları kümelenmelere ek olarak yaptıkları e-ticaret faaliyetlerinin pazar taleplerine nasıl ulaşabildiğini, organize olmuş bir enformasyon sisteminin firmalar arası koordinasyonu olumlu desteklediğini göstermektedir. (Johsnton ve Lawrence,1998:21). Klasik ticaret anlamında bakıldığında; E-ticaret ortamında gerçekleşen işlemleri fiziksel temas olarak takip etmesi gerekmektedir. Fakat coğrafi bağımlılık kümelenmelerdeki b2b e-ticaret sayesinde aşılmış ve ticaret ilişkisi sadece internet servisini sağlayan firma ve müşteri arasından kurtulmuş olup, internet kullanma kapasitesine sahip tüm firmalar arasında gerçekleşmeye başlamıştır (Castel, 2001). Bilişim teknolojisinin bir nimeti olan e-ticaret ve bu sistemi kullanan kümelenmelere ilk olarak, alanı ile de bütünleşik olan, bir Paris bölgesi kümelenmesi olan “Cap Digital” verilebilir. Temel olarak bilişim teknolojileri üzerine kurulu bir kümelenme olan ve ana konusu dijital ürün/hizmet/servis üzerine çalışan bir kümelenmedir. 2006 yılında temeli atılan ve 2009 yılında aktif hale gelen Cap Digital yedi yüzün üzerinde işletme ile bir kümelenme oluşturmaktadır. Verdikleri hizmetin doğası 63 gereği E-ticaret platformu kullanarak hizmet veren bu kümelenmede 2006 yılından beri 440 adetin üzerinde proje gerçekleştirilmiş ve 1.350.000,00 Avro’nun üzerinde gelir elde edilmiştir. Bir başka örnek de Yunanistan’da bulunan EDI Kümelenme programı paydaşlarıdır. EDI açılım olarak Electronic Data Interchange yani Elektronik Veri Değişimi programıdır (Doukidis, 1998). Çoğu örneğe nazaran erken bir tarih olan 1992 yılında programa başlanmıştır (Kearney,1992). Çoğu yazara göre kümelenmeler üzerine olan e-ticaret platformlarının bel kemiğini oluşturan ilk örnek olmuştur (Raman,1996). Farklı sınıftan sektörleri de birleştirme özelliği ile iletişim ve etkileşimin maliyetlerini de düşüren ilk örneklerden biridir (Manthou ve Vlachopoulou,2001). Yunanistan örneğindeki EDI programının hedeflerini sıralayabiliriz. İlk olarak firmaları birbirleri ile çalışmaya zorlamak. İkinci olarak Yunan pazarı içerisinde ticari etkileşimi arttırmak. EDI kullanıcısı işletme sayısını arttırmak, E-ticaret için gerekli ve önemli altyapı ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem oluşturmak ve son olarak geleceğe yönelik projelerde bir pilot pazar oluşturmaktır (Manthou ve Vlachopoulou,2001). Diğer örneklere nazaran küçük ölçekte bir ekonomi içerisinde yer alan Avustralya örneğinde ise ileri teknoloji ürünleri/hizmetlerinden ziyade doğal kaynaklar üzerine bir yapılanma mevcuttur (Maude,2004). 2004 yılında yapılan bir çalışmada girişimcilik oranında dünya listesinde ilk beşte yer alan Avustralya’da küresel ekonomik büyümenin en önemli aktörü kümelenmeler olmuştur (Cripps,2009). Bu başarının odağında ise devlet politikası olarak kümelenmelerin desteklenmesi ve kümeler arası ilişkilerin geliştirilmesi için gerekli altyapı ortamının 64 devletçe sağlanması olmuştur (Roberts ve Enright,2004). Fiziksel temas yollarının geliştirilmesinin yanı sıra inovasyon kabiliyetinin aşılanarak bilişim teknolojisi altyapısı sunularak gerek Avustralya içi gerek ise uluslararası firmaların Avustralya kümelenmeleri ile alışverişe geçmesi sağlanmıştır. Oluşturulan altyapı ile uluslararası pazarlara açılma yolu sunulmuş ve istikrarın sürekliliği adına önemli adımlar atılmıştır (Macgregor ,2004,b). 65 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ESSİAD KÜMELENME ÜYESİ İŞLETMELER ÜZERİNE BİR UYGULAMA 3.1. Araştırma Modeli ve Hipotezler 3.1.1. Araştırmanın Amacı Bu tezin amacı; kümeye dahil olan işletmelerin bulundukları küme hakkındaki görüşleri ve kümenin yenilik yapma, rekabet edebilirlik, etkileşimli öğrenme özellikleri üzerinde ne denli etkili olduğunun araştırılmasıdır. Alt amaç olarak küme üyesi olan işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının tespiti hedeflenmiştir. Küme üyesi işletmelerin e-ticaret yapması önündeki engeller ve elektronik ticareti yapan işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı faydalar araştırılmıştır. 3.1.2. Araştırmanın Önemi Küresel ekonominin getirdiği piyasa şartlarına uyum sağlamak, piyasada tutunmak ve rekabet edebilir halde olmak için kümelenme firmalar için itici bir güç olarak görülebilir. Ülkemizin kümelenme politikası ulusal rekabet edebilirliği sağlamak amacı taşır. Bu bağlamda bölgesel kümelenme ile firmaların desteklenmesi ve rekabetçi piyasaya uyum sağlaması kümelenme hedefleri için önem arz etmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda hareket eden kümelenmeler, üyesi olan işletmelere de birçok fırsat sunmaktadır. Bu avantajlardan bazıları; işletmelerin inovasyon ile kendini farklılaştırması, AR-Ge çalışmaları ile teknoloji yoğun üretime yönelmesi, 66 standartların yükseltilmesi, ortak araştırma geliştirme faaliyetlerinden yararlanarak ortak tedarik, pazarlama kanallarını çeşitlendirme, ihracat ağını genişletme olarak sıralanabilir. Kümelenme girişimlerinin başarılı olabilmesi için öncelikli olarak küme politikasının uygulanması için yönlendirmede bulunan kurumlar ve kümelenme yöneticilerinin kümelenme kavramını, hedeflerini ve sağlayabileceği faydaları özümsemeleri gerekmektedir. Bu çalışma, küme üyesi işletmelerin kümeden beklentilerini ve üyesi olduğu kümeyi nasıl algıladığını ortaya koymaktadır. Böylece küme için bir geribildirim niteliği taşımakta, küme yöneticilerine iyileştirme çalışmalarında yol gösterici olma özelliği taşımaktadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle KOBİ’ler sadece bulundukları bölgede, ülke sınırları içinde değil, dünya pazarında rol alabilecek hale gelmiştir. Böylece gelişmiş ülkelerin yanında gelişmekte olan ülkelerin KOBİ’lerinin de küresel pazarlardan pay alması mümkün olmaktadır. İletişim teknolojilerini gelişmesi ile pazardan pay alabilmek için kullanılan yöntemlerin en yaygın olanı ise elektronik ticarettir. Ancak yapılan çalışmalar elektronik ticaretin KOBİ’ler tarafından hala yeterince bilinmediği ve kullanılmadığını göstermektedir. Devletin girişimlerine rağmen KOBİ’ler için e-ticaretin benimsenmesi ve fayda sağlaması için yapılan çalışmalar henüz yeterli seviyeye ulaşamamıştır. Bu çalışma ülkelerin kalkınması ve rekabet gücünü artırması amacıyla desteklenen 67 sanayii kümelerine üye KOBİ’lerin elektronik ticareti benimsemesi önündeki engellerin belirlenmesi açısından da önemlidir. Böylece KOBİ’leri elektronik ticaret yapması önündeki engeller belirlenerek, adapte olmaları için atılabilecek adımların belirlenmesi tezin bir diğer katkısı olabilir. Yapılan araştırmada Türkiye’de KOBİ’lerin elektronik ticarete geçişleri önündeki engelleri ve mevcut durumu inceleyen birçok çalışma olmasına rağmen kümelenmelerde elektronik ticaretin rolünü bu ayrıntıda araştıran başka bir çalışmaya rastlanmamıştır. Küme üyesi işletmeleri elektronik ticaret ile tanıştırabilmek veya daha yaygın kullanmalarını sağlamak açısından neler yapılabileceği hakkında fikir verebileceği, tezin bu anlamda literatüre, katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 3.1.3. Araştırmanın Problemi Ülkemizde kümelenme özellikle pilot uygulamaların başarılı sonuçları sonrasında 2013 yılı itibari ile gittikçe yaygınlaşmaktadır. Küresel piyasada yer alabilmek ve yenilik ile farklılaşabilmek için kümelenme günümüz ekonomik politikalarında önemli bir stratejidir. Dünyada özellikle son 20 yıldır KOBİ’ler piyasalarda yerlerini koruyabilmek, rekabete katılabilmek, farklı pazarlara ulaşabilmek için çeşitli yollar aramaktadır. Rekabet ortamındaki güçlü işletmelerin varlığı KOBİ’leri işbirliğine yönelerek çevresini genişletmeleri üzerine yoğunlaşmıştır. KOBİ’lerin kaynak bulma, son teknolojileri takip etme, verimlilik artışı, nitelikli iş gücü sağlama, AR-Ge çalışmaları yapma, finansman fırsatları gibi birçok konu ile tek başına uğraşması oldukça güç ve maliyetlidir. Kümelenmenin bu iş 68 yükünün paylaşılması için KOBİ’lerde etkisi araştırmanın ana problemi olarak belirlenmiştir. Küresel ekonomide farklılaşan ürünlerin pazarlanması ve iletişim kurulması için bir pazarlama türü olan elektronik ticarete bakış açısı diğer bir problemdir. Elektronik ticaretten sağladığı faydalar ve elektronik ticareti benimsemeleri önündeki engellerin belirlenmesi araştırmanın problemi olarak belirlenmiştir. 3.2. Araştırmanın Hipotezleri Ekonominin lokomotifi olan KOBİ’lerin sosyal ve ekonomik anlamda etkisi göz önünde bulundurulduğunda kümelenme önemli bir destek yöntemidir. Bunun yanında pazarlara girme ihtiyacı irdelendiğinde elektronik ticaret popüler ve ucuz bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada irdelenecek hipotezler: H1: Gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmek isteyen ve istemeyen işletmeler ile kümeden sağlanan faydalar arasında anlamlı bir farklılık vardır. H2: İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmalar arasında kümeden sağlanan faydalar arasında farklılık vardır. H3: İşletmenin elektronik ticaret yapma eğiliminin e-ticaret algısı üzerinde etkisi vardır. H4: İşletmenin ihracat yapması ile elektronik ticaret yapması önündeki engeller arasında anlamlı bir farklılık vardır. 69 3.3. Veri Toplama Yöntemi, Anket Formu Hazırlanması ve Ölçekler 3.3.1. Araştırmanın Yöntemi Araştırmanın uygulaması anket yöntemiyle toplanan verilerin istatistiksel analizine dayanmaktadır. Veri toplama sahada yüz yüze görüşme, telefonda mülakat ve anket, elektronik ortamda e-posta yoluyla gerçekleştirilmiştir. Anket uygulaması ve görüşmeler işletmenin yöneticisi veya konu ile ilgili üst düzey bir yetkili ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma teorik ve uygulama olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. İzmir birinci organize sanayii bölgesinde yer alan iklimlendirme sanayii iş kümesi üzerinde uygulanmıştır. Tek sektörün seçilmesi sektörel farklılıkları ortadan kaldırmıştır. Kümeye dahil olan aktif 46 KOBİ’ nin tamamının anketi doldurması sağlanabilmiştir. Bu araştırma KOBİ yöneticileri için geliştirilmiştir. Anket KOBİ'lerin e-ticareti benimsemesi önündeki engelleri belirlemek ve yöneticilerin tutumlarıyla ilgili veri toplamak amacıyla kullanılmıştır. E-ticareti kullanmayan KOBİ'lerin e ticaret kullanımı önündeki engellerin önem derecesinin belirlenmesi istendi. Bunun için Likert ölçeği kullanıldı ve 1 önemsiz den 5 çok önemliye doğru derecelendirildi. İşletmenin temel bilgileri (çalışan sayısı, satış şekli, ürün satış türü, mali bilgileri, hedef pazarları) Temel düzeyde teknoloji ile ilişkisi (elektronik haberleşme şekli, aktif internet kullanımına yönelik sorular, elektronik ticaret tanımı) E-ticaret kullanan işletmelerin elektronik ticaretten sağladığı avantajlar 70 E-ticaret kullanmayan işletmelerin elektronik ticaret yapması önündeki engeller Kümelenmenin işletmeye sağladığı katkılar. Uygulama iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren UR-Ge projesi üyesi işletmeler ile gerçekleştirilmiştir. İmalatçı, hizmet faaliyeti gösteren ve al-sat yapan işletmelerin hepsi dahil edilmeye çalışılmıştır. Anket içerik olarak 4 ana bölüm ve 80 sorudan oluşmaktadır. Anketin başında içerik hakkında işletmeleri bilgilendirmeye yönelik kısa bir metin hazırlanmıştır. Anket soruları ise sırası ile literatürden elde edilen işletmelerin kümelerden sağladıkları faydalara ilişkin literatürdeki boyutlandırmalara sadık kalınarak derlenmiştir. Elektronik ticaretten sağlanan fayda algısı soruları literatürden derlenmiştir. Elektronik ticaret önündeki engel algısı için MacGregor and Vrazalic (2005,a)’un “elektronik ticaret adaptasyonu önündeki bariyerler’’ ölçeği kullanılmıştır. Araştırmaya konu olan işletmelerin kümelerden sağladığı yararlar üç alt boyutta incelenmiştir. Bunlar Ölçek ekonomisi etkisi, Verimlilik ve esneklik etkisi, Öğrenme ve Yenilikçilik etkisidir. Araştırmanın alt konusu ise işletmelerin elektronik ticarete bakış açılarının ölçülmesine yönelik sorulardan oluşur. Bu sorular elektronik ticaretten sağlanan faydaları ve elektronik ticaret yapmayan firmalar tarafından elektronik ticaret yapmaları önündeki engelleri araştırmaya yönelik anket soruarından oluşur. Elektronik ticaret yapma önündeki engeller anketinde iki alt boyutu vardır. Bu alt boyutlar işletmelerin elektronik ticaret uygulamanın çok zor olduğunu düşünmesi ve 71 elektronik ticaretin işletmeleri için elverişsiz yani uygun bir yöntem olmadığı yönündedir. 3.3.2. Evren ve Örneklem Seçimi Anketin uygulanacağı örneklem seçilirken öncelikle OSTİM Sağlık kümesi ve Samsun Sağlık kümesi yöneticileri ile görüşmeler yapılmış, ancak sektörel olarak kamu kurumlarına hitap etmeleri nedeni ile e-ticarete yönelik bir çalışma yapmak istemediklerini belirtmişlerdir. Yeni açılmakta olan İstanbul Tekstil Kümesi ile görüşülmüş ancak kümenin yeni faaliyete geçecek olması nedeni ile mevcut durumunun tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Eskişehir Seramik Kümelenmesi ile yapılan görüşmeler sonucunda; kümenin hedefleri arasında e-ticaret yapılmaması ve sektörün uygun olmaması nedeni ile yapılamamıştır. Antalya Narenciye Kümesi ve Turizm Kümeleri de benzer şekilde e-ticaret faaliyetleri için çalışma yapmayı düşünmediklerini ifade etmişlerdir. Gaziantep Ayakkabı Kümesi ise firmaların çok küçük boyutlu olması ve küme yöneticileri tarafından henüz e-ticaret için yeterli seviyede görülmemeleri nedeni ile çalışmaya katılmamışlardır. 400 üyeye sahip ODTÜ Bilişim Kümesi ise küme üyesi firmaların coğrafi yakınlık gözetilmeksizin kurulduğu için mail yolu ve kümenin web sitesinde anket duyurusu yapılmasına rağmen yeterli sayıda dönüş alınamamıştır. Yine Konya otomotiv sektörüne ait Otomotiv Yan Sanayi İş Kümesi ve Konya Döküm Kümesi üye firmalarına gönderilmiş ancak yine yeterli sayıda firmadan dönüş alınamamıştır. ESSİAD kümesi ise 3 yıldır faal olan bir küme olarak hem kümenin değerlendirilmesi, hem de e-ticarete fikrine olumlu bakmaları nedeni ile çalışma yapmayı kabul etmişler ve küme çalışanları ile yapılan ortak çalışma ile yüyüze anket yöntemi ve 72 ulaşılamayanlar için mail yolu, telefon ile görüşmeler yapılarak anketleri doldurmaları sağlanmıştır. Anket 46 üyesi bulunan ESSİAD kümesinin tamamına uygulanmıştır. Küme firmaları İzmir, Antalya ve Türkiye’de İklimledirme sanayiinde tek olan kümenin tüm firmalarına ulaşılması nedeni ile tam sayım yapıldığı farz edilmiştir. Anketin uygulanacağı örneklem lokasyon için bazı kısıtlar dikkate alınmıştır. Bu kısıtlar; Kümelenmenin merkezi Konumu başkent olan bir merkezde olmalı. Kümeye dahil olan Kobilerin bir odaya üye olması beklenmektedir. Küme tam kapsamlı eğitim kurumlarının bulunduğu bir bölgede olmalı. Kümenin bulunduğu yerde sektörün, pazarın, büyüklüklerinin, işletmelerin yaşlarının her kesitinden olması beklenir. 3.3.3. Sınırlılıklar Kümelenmeler hakkında görüşler alınırken yalnız bir küme ile çalışılması işletmelerin kümelere bakış açısı konusunda yapılacak yorum ve öneriler kısıtlı kalmıştır. Ayrıca farklı sektörlerde çalışılmamış olması işletmelerin kümlenmeye bakış açısını kısıtlı kılmıştır. Sektöre bağlı tüm KOBİ’lere ulaşılmamış olması çalışmanın iklimlendirme sektörünün elektronik ticarete bakış açısı konusunda yapılacak yorum ve öneriler kısıtlı kalmıştır. Farklı sektörlerde çalışılmaması elektronik ticarete bakış açısını kısıtlı kılmıştır. 73 3.4. Veri Analizi Veriler SPSS 22 İstatistiksel paket programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Verilerin analizinde kullanılan yöntemler betimsel istatistikler, güvenirlik analizi, faktör analizi, çoklu regresyon analizi ve ilişkisiz gruplar t- testi analizleridir. Hipotezler regresyon analizi ve ilişkisiz gruplar t-testi analizlerinden çıkan sonuçlara göre yorumlanmıştır. 3.4.1. Betimleyici İstatistikler Bu bölümde, araştırmaya katılan işletmelerin demografik özelliklerinin ortaya konulması, ESSİAD Kümelenme üyesi işletmelerin etkinliğinin değerlendirilmesi amacı ile mutlak ve nispi frekansları içeren betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. 74 Tablo 3. İşletmelerin Demografik özelliklerine göre dağılımı Değişken Çalışan sayısı 1-9 çalışan sayısı 10-49 çalışan sayısı 50-249 çalışan sayısı 250 ve üzeri çalışan sayısı Yaş Ortalaması 20-30 Yaş 31- 40 yaş 41- 50 yaş Ürün Satış Şekli Kendi markası Fason Her ikisi de Alım-Satım Uygulama-montaj Ürün Satış Türü Nihai Ürün Yarı mamül Her ikisi de Hizmet KOSGEB Üyeliği Var Yok İhracat Var Yok İşletmenin Hedef İhracat Pazar Sayıları 1-4 Ülke 5-10 Ülke 11-20 Ülke İşletmenin Geleceğe Dönük İlk Yatırım Planı Üretim alanı Pazarlama alanı Bilişim Alanı Henüz Karar Vermedim Yatırım Planım Yok 3 Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği Evet Hayır Tablo.3 ile işletmelerin demografik Frekans ( fi ) Yüzde (%) 12 22 12 0 26.1 47.8 26.1 0 15 27 4 32.6 58.7 8.7 16 5 15 4 6 34.8 10.9 32.6 8.7 13.0 26 7 5 8 56.5 15.5 10.9 17.4 34 12 73.9 26.1 30 16 65.2 34.3 7 11 8 27 42.3 30.7 29 21 3 4 3 45 45.7 6.5 8.3 6.5 31 10 75.6 24.4 özelliklerine ilişkin dağılımlar incelendiğinde; kümelenme üyesi işletmelerin %26.1’inin 1-9 çalışan arası, %47.8’inin 10-49 arası çalışan sayısı, %26’sının ise %26.1 çalışan sayısına sahip olduğu görülmektedir. 250 ve üzeri çalışan sayısı olan büyük ölçekli işletme bulunmamaktadır. 75 Sektöre ait işletmelerin çalışanlarının yaş ortalamalarının %32.6’sı 20-30 yaş aralığı, %58.7’si 31-40 yaş aralığı, %8.7’sinin de 41 yaş üstü çalışan profiline sahip olduğu görülmüştür. İşletmelerin ürün satış şeklini incelediğimizde; %34.8’inin sadece kendi markasını kullandığını görmekteyiz. %10.9’luk bir kesim ise sadece fason üretim yapmaktadır. Her ikisini yapan işletme sayısı %32.6 olarak belirlenmiştir. İşletmelerin %8.7’si alım satım yaparak aracı konumundayken, %13’ü uygulama montaj çalışması yapmaktadır. İşletmenin ürettiği ürün veya hizmet şekli incelediğinde; %56.5’inin sadece nihai ürün, %15.5’inin sadece yarı mamül ve %10.9unun her ikisini de üretirken, %17.4’ünün de hizmet üretimi yaptığı belirlenmiştir. İşletmelerin hepsi KOBİ olup; %73.9’u KOSGEB’e üye iken %26.1’i KOSGEB’e üyeliği bulunmamaktadır. İşletmelerin dış pazarlara açılma durumu incelendiğinde; %65.2’sinin ihracat yaptığı, %34.3’ünün ihracat yapmadığı belirlenmiştir. Yeni Pazar kanallarına ulaşmak isteyen işletmelerin hedef edikleri ihracat pazar sayıları incelendiğinde; 1 ila 4 ülke arası ülke hedefleyen işletmelerin %27, 5 ila 10 ülke hedefleyenlerin %42.3, 11ila 20 ülke üstü hedefleyenlerin ise %30.7 aralığında yoğunlaştığı görülmüştür. İşletmenin küresel piyasada tutunmaları için yaptıklarını incelebilmek için geleceğe dönük yatırım planları sorulmuştur. Geleceğe dönük ilk yatırım planı %45 ile pazarlama ve üretim alanlarında olmuştur. İkinci olarak %6.5’lik pay ile işletmelerin cok azı bilişim alanında yatırım yapmaktan bahsetmiştir. %8.3’ü henüz bir yatırım planı olmadığını, %6.5’inin gelecek 3 yıl için bir yatırım planı olmadığı görülmektedir. 76 İşletmenin yenilik yatkınlığını ölçmek için sorulan 3 yıl içinde yeni ürün üretme istiyor musunuz? Sorusunu %75.6’sı olumlu cevaplarken, %24.4’ünün yeni ürün üretmek gibi bir düşüncesi olmadığı tespit edilmiştir. Tablo 4. E-ticaret Yapan İşletmelere Yönelik Sorular Frekans ( fi ) Değişken E-ticaret Sitesi Üyeliği Var Yok Özel hayatta e-ticaret kullanımı Var Yok E-ticaret bilinirliğinin artacağına dair inanç Evet Hayır E-ticaret için mali destek alımı Evet Hayır Küme Tarafından e- ticarete yönlendirilme Evet Hayır E-Ticaret Kullanma Süresi 12 aydan az bir süre 1-3 yıl 3 yıldan fazla Faaliyet Yürütme Şekli Yöneticinin Kendi Personel yardımı Dışarıdan destek Faaliyet Yöntemi Şirketin kendi yazılımı E-ticaret sitesi üyeliği ile E-Ticaretin Satışlar İçindeki Yüzdesi %1-%10 %51-%75 Küme web sitesinde e-ticaret yapmak isteği Evet Hayır Küme web sitesinde e-ticaret yapmanın faydalı olacağına inanç Olumlu Kararsızım Olumsuz 77 Yüzde (%) 6 5 54.5 45.5 11 0 100 0 11 0 100 0 1 10 9.1 90.1 7 4 63.6 36.4 6 1 4 54.4 9.1 36.5 6 4 1 54.5 36.4 9.1 1 10 9.1 90.9 7 1 87.5 12.5 9 1 90 10 8 1 2 72.7 9.1 18.2 Tablo 4 İle Tablo 5 karşılaştırılarak e-ticaret yapan ve yapmayan işletmelerin temel düzeyde teknoloji ile ilişkisi karşılaştırıldığında; e-ticaret yapan işletmelerin %54.5’inin alibaba.com, kobi.net gibi elektronik ticaret sitelerine üyelikleri bulunurken, %45.5’inin e-ticaret sitelerini kullanmadıkları görülmüştür. E-ticaret yapmayan işletmeler için e-ticaret sitesi üyeliği %20 civarında kalmış, %70’inin eticaret sitelerine üyleikleri dahi bulunmadığı tespit edilmiştir. İşletme yöneticilerinin özel hayatlarında %100’nün kendi ihtiyaçları için eticaret sitelerini kullandıkları görülmektedir. e-tcaret yapmayan işletme yöneticilernin ise %8.8’inin özel amaçları için e-ticareti kullanmadığı görülmektedir. Yine e ticaret yapan işletmelerin %100’ü e-ticaret bilinirliğinin artacağına inanırken, e-ticaret yapmayan işletmeler için bu oran %90 civarında kalmıştır. İşletmelerin elektronik ticaret yapmaları için KOSGEB, Kalkınma Ajansı gibi herhangi bir kurumdan e-ticaret yapmaları için mali destek alıp almadıklarına yönelik soru sorulmuştur. E-ticaret yapanlar işletmelerin %9.1 (1)’i mali destek aldığını ifade ederken, e-ticaret yapmayanların %14.7 (5)’sinin mali destek aldığını ifade etmiştir. İşletmelerin üyesi oldukları küme tarafından elektronik ticarete yönlendirilmede bulunup bulunmadığına ilişkin soruya; e-ticaret yapan işletmelerin %63.6 (7)’sı yönlendirildiklerini ifade ederken, e-ticaret yapmayan işletmeler için bu oran %14.7 (5) olarak kalmıştır. İşletmeler, üyesi oldukları kümenin web sitesinde e-ticaret yapmak için bir platform oluşturulsa e ticaret yapmak ister miydiniz? sorusuna; e- ticaret yapan işletmeler %90 (9) oranla evet demiştir. E-ticaret yapmayan işletmelerin %68.6’sı (24) olumlu cevaplarken 11 işletme olumlu cevap vermemiştir. Bu oranlar işletmelere; kümenin web sitesinde e-ticaret yapılmasının işletmeler için faydalı olacağına inanıyor musunuz? Sorusu sorulduğunda e-ticaret yapan işletmeler %72.7 ile olumlu cevap 78 verirken, %9.1’i (1) kararsız kalmış, %18.2’si (2) ise olumsuz cevap vermiştir. Aynı soruya e-ticaret yapmayan işletmeler %68.6 oranında katılırken, %17’sinin (6) kararsız kaldığı, %14.3’ünün (5) de olumsuz cevap verdiği görülmüştür. İşletmelerin kaç yıldır e-ticaret yaptıkları sorulmuş, %54.5’inin son bir yıldır e-ticaret yaptıklarını ifade etmişlerdir. 3 yıldır e-ticaret yaptığını ifade edenlerin oranı %9.1 ve 3 yıldır uzun süredir yapanların oranı %36.5’dir. İşletmelerin yarısından fazlası e-ticarete kümelenme faaliyetine girdikten sonra elektronik ticaret kullanmaya başlamıştır. İşletmelerin e-ticaret faaliyetlerinin kim tarafından organize edildiği sorulmuş; %54.5’inin yöneticinin kendisinin e-ticaret faaliyetlerini yürüttüğü tespit edilmiştir. %36.4’ü personel yardımı ile e-ticaret kullanırken, %9.1 (1) firma dışardan destek almaktadır. İşletmelerin e-ticaret faaliyetlerini hangi yolla sürdürdükleri sorusuna 1 (%9.1) firma şirketin kendi yazılımını kullandığı cevabını verirken, %91’inin e-ticaret siteleri aracılığı ile faaliyetlerini yürüttüklerini ifade etmişlerdir. Elektronik ticaretin satışları üzerindeki yüzdelik payı incelendiğinde; %87.5’inin %1 ila %10 arasında yoğunlaştığı görülürken, 1 (%12.5) işletmenin %50’nin üzerinde rakam verdiği görülmektedir. 79 Tablo 5. E-ticaret Yapmayan İşletmelere Yönelik Sorular E-ticaret Sitesi Üyeliği Var Yok Özel hayatta e-ticaret kullanımı Var Yok E-ticaret bilinirliğinin artması Evet Hayır E-ticaret için mali destek görme Evet Hayır E-ticaret Tanımı Elektronik Ortamda E-mail Hesabının Olması Elektronik Ortamda Tanıtım ve Reklam Elektronik Ortamda Web Adresi Bulundurmak Elektronik Ortamda Mal veya Hizmet Alımı Elektronik Ortamda Ticari İşlem İmkanı Yaratan bir Patform Küme Tarafından e- ticarete yönlendirildiniz mi? Evet Hayır Küme web sitesinde e-ticaret yapmak ister miydiniz? Evet Hayır Küme web sitesinde e-ticaret yapmanın faydalı olacağına inancınız Olumlu Kararsızım Olumsuz E-ticaret yapma planı 1 yıl içinde 3 yıl içinde 5 yıl içinde Eticaret yapmayı planlamıyorum. 7 27 20.6 79.4 31 3 91.2 8.8 31 3 91.2 8.8 5 29 14.7 85.3 5 14 4 0 14.3 40 11.4 0 12 34.3 5 29 14.7 85.3 24 11 68.6 31.4 24 6 5 68.6 17.1 14.3 5 14 4 12 14.3 40 11.4 34.3 İşletmelerin %15’I elektronik ticaret için maddi destek almalarına rağmen hala eticarete geçmediklerini ifade etmiştir. E-ticaret yapmayan işletmelerden %14.3’ü bir yıl içinde e-ticaret yapmaya başlayacağını ifade ederken, %40’ı 3 yıl içinde ve %11.4’ü 5 yıl içinde eticarete geçmeye planladığın belirtmiştir. %34.3’ü ise e-ticaret yapmayı planlamadığını ifade etmiştir. 80 E-Ticaret Fayda Algısı İşletmelerin e-ticaret uygulamasından sağladığı faydaları madde madde incelenirse; eticaretten sağlanan en yüksek faydanın 4.63 ortalama ile web sayfası bulundurmanın satışlar üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmektedir. İkinci olarak reklam ve tanıtım faydasını 4.54 ortalama ile en önemli faydalar arasında yer almaktadır. İletişim ve işbirliği sağlamak ile müşteri portföyünü büyütme faydalarının ortalamaları 4.45 ile üçüncü sırada sağlanan faydalardır. İşletme için rekabet avantajı sağlamak 4.36 ortalama ile yine önemli bir fayda olarak dikkat çekmektedir. Küresel pazarlara kolay erişim ve işletmelerin piyasadaki alıcılar için 7/24 ulaşılabilir olması 4.27 ortalaması ile e-ticaretin işletmeye kazandırdığı bir başka faydadır. Zaman tasarrufu sağlamak ve maliyet tasarrufu sağlamak özellikleri işletmeler için eşit öneme sahiptir. İşletmeler için sektör ve piyasa koşulları hakkında bilgi toplamak 4.09 ortalama ile yine önemli ve sağlanan bir özelliktir. Yeni dağıtım kanalları oluşturma işletmeler için oldukça önemli ve vermli bir özellik olup işletmenin performansına olumlu katkı sağlayan bir özellik olarak 4.0 ortalama yine alt sıralarda yer almıştır. E-ticaretten sağlanan fayda da en az fayda sağlanan özellik kağıt işlemlerinin ortadan kalkması olduğu sonucuna varılmıştır. 81 Tablo 6. E-ticaret Fayda Algısı f f İFADELER % f % % f % f % S. Sapma 3 Kesinlikle Katılıyorum 4 5 Ortalama Kesinlikle Katılmıyorum 1 2 Web sayfası bulundurmanın satışlar üzerinde 1 9,1 0 0 olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum 0 0 0 0 10 90,9 4,63 1,20 1 9,1 0 0 0 0 1 9,1 9 81,8 4,54 1,21 Müşteri Portföyünü 1 9,1 0 0 Büyütme 0 0 2 18,2 8 72,7 4,45 1,21 İletişim ve işbirliği 1 9,1 0 0 0 0 2 18,2 8 72,7 4,45 1,21 Rekabet avantajı 1 9,1 0 0 0 0 3 27,3 7 63,6 4,36 1,20 1 9,1 2 18,2 7 63,6 4,27 1,27 1 9,1 1 9,1 0 0 1 9,1 8 72,7 4,27 1,42 0 0 0 0 4 36,4 1 9,1 6 54,5 4,18 0,98 0 0 1 9.1 1 9,1 4 36.4 5 45,5 4,18 0,98 2 18,2 2 18,2 6 54,5 4,09 1,30 0 0 63,6 4,0 1,78 45,5 3,90 1,22 Reklam ve Tanıtım Küresel pazarlara 1 9,1 0 0 kolay erişim 7/24 ulaşılabilirlik Zaman tasarrufu Maliyet tasarrufu Bilgi toplama 1 9,1 0 0 Yeni dağıtım 1 9,1 1 3,1 kanalları oluşturma Kağıt işlemlerinin 0 0 ortadan kalkması 2 18,2 7 2 18,2 2 18,2 2 18,2 5 82 Kümenin Fayda Etkisi İçin Faktör Analizi İşletmelerin kümelerden sağladıkları faydalar için literatür çalışması sonucunda elde edilen boyutlar üzerinde tek boyutluluk analizi için faktör analizi uygulanmıştır. Açıklayıcı faktör analizi, birbiri ile ilişkili çok maddeli veri gruplarının verimli sonuçlar çıkarmak ve birbiri ile ilişkili olanları gruplamak için kullanılan güçlü birçok değişkenli istatistik tekniğidir. Verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığına karar vermek için Kaiser-MeyerOlkin (KMO) testi uygulanmıştır. Bu test normalliği test etmek için kullanılır. KMO testi yeterlilik ölçeği 0.60’nin üzerinde olması ve Sig<0.05 olması gerekir. Tablo 7 incelendiğinde ölçekte yer alan değişkenlerin faktör analizine uygun olduklarını göstermektedir. Tablo 7. KMO ve Bartlett's Test Ölçek ekonomisi faktörü Verimlilik ve esneklik faktörü Öğrenme ve Yenilik Faktörü KMO Değeri Sig Özdeğer Varyans açıklanma yüzdesi Ortalama ,731 ,000 3,151 %63,022 3,3870 ,835 ,000 3,171 %63,425 3,1609 ,774 ,000 2,617 %65,291 3,7772 Faktörler için ayrı ayrı tek boyutluluk analizine sokulan maddeler için özdeğerler incelendiğinde 1’den büyük bir tane değer bulunmuştur. Bu da faktörün tek boyutlu olduğunu kanıtlar niteliktedir. Faktörün varyansa yaptığı katkının ise %50’ den büyük olması istenir. Üç faktör için de varyans değerlerinin %50den büyük olduğu görülmektedir. Faktörlerin ortalamalarının 3’ten büyük olması faktörlerin anlamlı olmasını destekler.Öne çıkan faktör; en büyük ortalamaya sahip olan “Öğrenme ve Yenilikçilik” faktörüne aittir. Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principhal component analiysis) ve Varimax dikey döndürme tekniği kullanılmıştır. Faktör yüklerinin anlamlı olması 0,30dan büyük 83 olmaları beklenir. Tablo 8 incelendiğinde yapılan analiz sonucunda faktöre giren maddelerin içinden çıkarılacak anlamsız veya yetersiz bir madde olmadı gözlenmektedir. Tablo 8. Kümelenme Fayda Algısı Faktör Yükleri FAKTÖR F1 Ölçek Ekonomisi Faydası İhracatı artırmak Yeni Pazar kanallarına ulaşmak Sektörel teşviklerden yararlanmak Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak Tedarik zincirini geliştirmek Verimlilik ve Esneklik Faydası İş verimliliğini artırmak Yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları hakkında bilgilenmek Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak Maliyetleri azaltmak Öğrenme ve Yenilik Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını güçlendirmek Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak AR-Ge desteğinden yararlanmak F2 F3 ,831 ,818 ,784 ,784 ,750 ,902 ,800 ,783 ,758 ,728 ,857 ,837 ,772 ,763 İşletmelerin kümelerden sağladığı fayda etkisini incelediğimiz ölçekte yer alan 3 boyut için de ayrı ayrı faktör analizi yapıldığında özdeğerleri 1 ‘in üzerinde kalmakla beraber boyutun kendi içinde ayrılmadığı gözlenmiştir. Faktör yükleri incelendiğinde Tablo 8 için “Ölçek Ekonomisi”, “Verimlilik ve Esneklik” ve “Öğrenme ve Yenilikçilik” boyutlarının faktör yüklerinin kendi içlerinde tutarlı olduğu gözlenmiştir. 3.4.2. Araştırmanın Güvenirliği Çalışmada kullanılan likert tipi anketlerin iç tutarlılığının değerledirilmesi amacı ile Cronbach’s Alpha yöntemi kullanılmıştır. Güvenirlik analizi ölçekteki maddeler arasında korelasyon bağı uyum değerlerini ifade etmektedir. Yani ölçme aracı olarak seçilen anketin duyarlılığı, maddelerin birbirleri ile olan tutarlılığı ve kararlı ölçme sonuçlarını tespit etme 84 gücüdür. Yapılan analiz sonucunda güvenirlik katsayısı (0;1) aralığında değer alabilen cronbach alpha’nın 1.00’ e yakın olması anketin güvenirlik gücünü gösterir. Önce ankette yer alan maddelere ilişkin istatistik paket programı SPSS 22 İstatistik programında Cronbach’s Alpha Güvenirlik testi uygulanmıştır. Genellikle Crombach Alpha değerinin 0.7’den büyük olması istenmektedir. Bu sayı sosyal bilimler testlerinin güvenirliği için 0.5’e kadar esnetilebilmektedir (Saruhan ve Ödemirci,2011:171). Tablo 9’da belirtilen Alpha değerleri incelendiğinde her faktör boyutu için 0.7den büyük oldukları gözlenmektedir. Yani ölçeklerin güvenilir olduğu sonucuna varılabilir. Yine Tablo 9’da yer alan aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri de istatistiksel açıdan anlamlı görünmektedir. Tablo 9. Aritmetik Ortalama Değerlendirilmesi standart Ölçek Ekonomisi Faydası Tedarik zincirini geliştirmek Yeni Pazar kanallarına ulaşmak İhracatı artırmak Sektörel teşviklerden yararlanmak Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak Verimlilik ve Esneklik Faydası Maliyetleri azaltmak Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları hakkında bilgilenmek İş verimliliğini artırmak Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak Yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak Öğrenme ve Yenilik Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını güçlendirmek Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak AR-Ge desteğinden yararlanmak Sapma Güvenirlik Sonuçlarının Aritmetik Ortalama Standart Sapma Crombach’s Alpha ( α) 3,1957 3,7826 3,4130 3,5217 3,0217 1,29305 1,24567 1,43877 1,45662 1,37419 2,9565 1,57701 3,5000 1,41028 3,2609 3,1087 1,46719 1,35365 2,9783 1,46802 4,0870 1,29660 3,1087 3,8696 4,0435 1,41780 1,22218 1,19176 85 Ve 0,852 0,853 0,818 Araştırma Hipotezlerine İlişkin İstatistiksel Analizler Kümenin başarılı olacağına dair inanç ile fayda faktörleri incelenmek istenmiştir. Ancak kümeye inanan işletme sayısı 44 iken; kümenin başarılı olacağını düşünmeyen işletme sayısı 2’dir. Bu nedenle istatistiksel testler yapılamamıştır. Araştırma kapsamında hipoteleri test etmek için bağımsız örneklem için t-testi analizi yapılmıştır. SPSS 22.0 istatistiksel paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ve hipotez testleri sırası ile açıklanmıştır. Bağımsız örneklem t-testi; birbirinden bağımsız iki grubun bağımlı değişkene göre ortalamalarının belirli bir güven düzeyinde anlamlı olup olmadığının karşılaştırılması için kullanılan bir testtir. Bağımsız iki grup arasında ortalamaları arasındaki farkın önemli olup olmadığını belirlemek için kullanılır (Ural,2006;200). Tablo 10. Üç Yıl İçinde yeni Ürün Üretme İsteği ile Kümelenme Destek Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu Faktör Grup N Ortalama Standart Sapma t df P hayır 14 2,7857 1,21899 -2,641 43 0,011 evet 31 3,6581 ,92979 Verimlilik Esneklik hayır 14 2,2857 1,22214 -3,898 43 ,000 evet 31 3,5613 ,91275 Öğrenme Yenilikçilik hayır 14 3,1964 1,36642 -2,626 43 0,012 evet 31 4,0242 ,75099 Ölçek Ekonomisi Tablo 10 incelendiğinde; yeni ürün üretmek isteyen işletmelerin ortalaması, 3 faktör için de, yeni ürün üretmeyi düşünmeyen işletmelerin ortalamasından daha yüksek olduğu görülmektedir. Her 3 faktör için de anlamlılık değeri p <0.05 kalması nedeni ile yeni ürün üretme isteği ile küme destek faktörleri arasında ilişkinin p<0.05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda en fazla etki ortalaması diğerlerinden büyük olan öğrenme ve yenilikçilik faktörü tarafından sağlanmaktadır. 86 Tablo 11. İhracat Yapma Durumu ile Kümelenme Destek Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu Faktörlerinin Faktör Ölçek Ekonomisi Grup hayır evet N 16 30 Ortalama 3,4750 3,3400 Standart Sapma 1,04531 1,11436 t ,400 df 44 P 0,691 Verimlilik Esneklik hayır 16 3,1875 1,18540 ,113 44 0,911 evet 30 3,1467 1,16018 hayır 16 3,8750 1,08781 ,465 44 0,644 evet 30 3,7250 1,01784 Öğrenme Yenilikçilik Tablo 11 incelendiğinde ihracat yapan işletmeler ile ihracat yapmayan işletmeler arasında kümeden sağladıkları faydalar arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Hem ortalamalar birbirine çok yakın, hem de p<0.05 anlamlılık düzeyinde iki grup arasında farklılık bulunmadığı gözlenmiştir. İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmaların kümelerden sağladıkları faydalar arasında farklılık yoktur denilebilir. Kümenin ihracat yapmayı desteklemediği gözlenmiştir. İhracatın desteklenmesi için gerekli çalışmaların küme tarafından yapılması gerekmektedir çıkarımı yapılabilir. Elektronik Ticarete ilişkin İstatistiksel Analiz Faktör analizi Verilerin faktör analizi için uygun olup olmadığına karar vermek için Kaiser-MeyerOlkin (KMO) testi uygulanmıştır. Bu test normalliği test etmek için kullanılır. KMO testi yeterlilik ölçeği 0.60’nin üzerinde olması ve Sig<0.05 olması gerekir. Tablo 12 incelendiğinde ölçekte yer alan değişkenlerin faktör analizine uygun olduklarını göstermektedir. Tablo 12. KMO ve Barthlet’s Testi Çok zor KMO Değeri ,721 Sig ,000 Özdeğer 2,590 Varyans açıklanma yüzdesi %64,757 Ortalama 3,20 Elverişsiz ,746 ,000 2.519 %62,986 2,32 87 Tablo 12 için Faktör 1’in “Çok zor” ve Faktör 2’nin “elverişsiz” konularını içeren değişkenlerden oluştuğu görülmüştür. Faktörler için ayrı ayrı tek boyutluluk analizine sokulan maddeler için özdeğerler incelendiğinde 1’den büyük bir tane değer bulunmuştur. Bu da faktörün tek boyutlu olduğunu kanıtlar niteliktedir. Faktörün varyansa yaptığı katkının ise %50’den büyük olması istenir. Üç faktör için de varyans değerlerinin %50’den büyük olduğu görülmektedir. Faktörlerin ortalamalarının 3’ten büyük olması faktörlerin anlamlı olmasını destekler. Öne çıkan faktör; en büyük ortalama “Çok zor” faktörüne aittir. Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principhal component analiysis) ve Varimax dikey döndürme tekniği kullanılmıştır. Faktör yüklerinin anlamlı olması 0,30dan büyük olmaları beklenir. Tablo 13 incelendiğinde; yapılan analiz sonucunda faktöre giren maddelerin içinden çıkarılacak anlamsız veya yetersiz bir madde olmadı gözlenmektedir. Tablo 13. İşletmelerin E-ticaret Yapması Önündeki Engellerin Faktör Yükleri FAKTÖR Çok Zor E-ticaret bizim organizasyonumuz için herhangi bir avantaj sağlamıyor E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş yapma yollarımıza uygun değildir. E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun değildir. E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız yeterli değildir. Elverişsiz E-ticaret uygulaması karmaşıktır. E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir E-ticaret uygulamak için vakit yok E-ticaret kullanmak için gerekli finansal yatırım çok yüksek F1 F2 ,905 ,860 ,854 ,550 ,883 ,812 ,787 ,679 Faktör analizi, temel bileşenler analizi (principal component analysis) ve varimax dikey döndürme tekniği uygulanmıştır. İşletmelerin kümelerden sağladığı fayda etkisini Tablo 13’de incelediğimiz ölçekte yer alan 2 boyut için de ayrı ayrı 88 faktör analizi yapıldığında özdeğerleri 1 ‘in üzerinde kalmakla beraber boyutun kendi içinde ayrılmadığı gözlenmiştir. Faktör yükleri incelendiğinde Tablo 13 için “Çok Zor” ve “Elverişsiz” boyutlarının faktör yüklerinin kendi içlerinde tutarlı olduğu gözlenmiştir. Güvenirlik analizi Önce ankette yer alan maddelere ilişkin istatistik paket programı SPSS 22 İstatistik programında Cronbach’s Alpha Güvenirlik testi uygulanmıştır. Genellikle Crombach Alpha değerinin 0.7’den büyük olması istenmektedir. Bu sayı sosyal bilimler testlerinin güvenirliği için 0.5’e kadar esnetilebilmektedir (Saruhan ve Ödemirci,2011:171). Tablo 14’de belirtilen Alpha değerleri incelendiğinde her faktör boyutu için 0.7den büyük oldukları gözlenmektedir. Yani ölçeklerin güvenilir olduğu sonucuna varılabilir. Yine Tablo 14’de yer alan aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri de istatistiksel açıdan anlamlı görünmektedir Tablo 14. Aritmetik Ortalama standart Sapma Ve Güvenirlik Sonuçlarının Değerlendirilmesi Faktör Çok Zor E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş yapma yollarımıza uygun değildir. E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun değildir. E-ticaret bizim organizasyonumuz için herhangi bir avantaj sağlamıyor E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız yeterli değildir. Elverişsiz E-ticaret uygulaması karmaşıktır. E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir E-ticaret kullanmak için gerekli finansal yatırım çok yüksek E-ticaret uygulamak için vakit yok 89 Aritmetik Ortalama Standart Sapma 3,2286 1,37382 3,3429 1,53283 2,8571 1,49790 3,3714 1,41600 2,2857 2,1714 1,17752 1,27154 2,4286 1,26690 2,4000 1,35473 Crombach’s Alpha ,809 ,797 Araştırma Hipotezlerine İlişkin İstatistiksel Analizler Araştırma kapsamında hipotezleri test etmek için bağımsız örneklem için regreyon analizi ve ilişkisiz gruplar arası t-testi analizi yapılmıştır. SPSS 22.0 istatistiksel paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ve hipotez testleri sırası ile açıklanmıştır. Tablo 15. Kümenin Web Sitesinde E-Ticaret Yapma İsteği İle E-Ticaret Algısına Yönelik Regresyon Analizi Sonuçları Katsayılar Tablosua Standart Olmayan Katsayılar Model B Std. Error Standart Katsayılar t Sig. Beta Çoklu Bağlantı Tolerans VIF (Sabit) 4,114 ,500 8,234 ,000 1Çok zor -,432 ,173 -,452 -2,501 ,018 ,663 1,508 Elverişsiz -,167 ,200 -,151 ,411 ,663 1,508 -,834 a.Bağımlı Değişken: e ticaret yapma niyeti Tablo 15’de elektronik ticaret yapma eğiliminin elektronik ticaret algısı üzerine kurulan modelin elektronik ticaret yapmayı çok zor bulmaları sebebi ile elektronik ticaret yapmamaları arasında ilişki istatistiksel olarak anlamlı (β=,452;p<0.05) etkisi bulunurken, işletme için elverişsiz bulanlar ile aralarında istatistiksel olarak anlamı bir etkisi bulunamamıştır (β=-,151;p>0.05). β katsayıları incelendiğinde elektronik ticaret eğilimi ile elektronik ticareti çok zor algılama arasındaki negatif ilişkiyi gösteriyor. Yani işletmelerin elektronik ticareti çok zor olarak algılama ortalaması düştükçe, elektronik ticaret yapma eğilimlerinin eğilimleri yükseliyor. Tablo 15’de diğer bir önemli istatistik ise, tolerans ve varyans enflasyon faktörü (VIF) değerleridir. Varyans Enflasyon Faktörünün yüksek çıkması ve 90 toleransın düşük çıkması değişkenler arasında çoklu bağlantı sorununa işaret eder. VIF değerinin 10 değerinden küçük olması ve tolerans değerinin 0.2 değerinden büyük olması beklenir. Tablodaki değerler incelendiğinde çoklu bağlantı sorunun olmadığı görülmektedir. Bu tablodan işletmelerin elektronik ticaret yapmaları önnüdeki engellerin işletme için elverişsiz olarak görünmediği ancak e-ticaret uygulamasının çok zor olarak algılanması nedeni ile yapılmadığı yorumu yapılabilir. Tablo 16. İhracat yapma durumu ile e-ticaret algısı Faktörlerinin Karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-Testi Tablosu Faktör Grup N Ortalama Standart Sapma Çok Zor hayır evet hayır evet 14 21 14 21 3,3214 3,1190 2,6250 2,1190 1,22250 1,14187 1,11696 ,88607 Elverişsiz Levene’s Sig. ,730 t df P ,499 33 ,621 ,447 1,491 33 ,145 Tablo 16’da ihracat yapan işletmelerin ortalaması, 2 faktör için de, ihracat yapmayan işletmelerin ortalamasına yakın olduğu görülmektedir. Her 2 faktör için de anlamlılık değeri p>0.05 kalması nedeni ile, ihracat ile küme destek faktörleri arasında ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu bağlamda işletmenin ihracat yapması ile e-ticaret algısı arasında istatistiksel olarak anlamı bir bağlantı bulunamamıştır. Tablo 17. Araştırma Hipotezlerinin Desteklenmeme Durumu DESTEKLENME DURUMU HİPOTEZLER H1: Gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmek isteyen ve istemeyen işletmeler ile kümeden sağladıkları faydalar arasında anlamlı bir farklılık vardır H2: İhracat yapan firmalar ile yapmayan firmalar arasında kümenin destek etkisi arasında farklılık vardır H3: İşletmenin elektronik ticaret yapma niyeti ile e-ticaret adaptasyonu önündeki engeller arasında farklılık vardır. H4: İşletmenin ihracat yapması ile elektronik ticaret yapması önündeki engeller arasında anlamlı bir farklılık yoktur. 91 Desteklenmektedir Desteklenmemektedir Desteklenmektedir. Desteklenmemektedir. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Kümelenme, benzer ya da aynı sektörde çalışan birbiriyle rakip firmaların coğrafi yakınlık avantajını kullanarak biraraya gelmesiyle oluşan organizasyondur. Kümelenmenin hedefi kendi içinde rekabet etmek yerine firmaların birleşerek dış pazarla rekabet edebilir hale gelmesidir. Bu hedefe ulaşıldığında; yerelde kalkınma sağlanacak, bununla beraber bölgenin üretiminde artış olacak, bölgenin işsizlik sorununu çözmede katkı sağlayacak, ülke bazında düşünüldüğünde de ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır. Küresel pazarda tutunabilmek için her iş i yapmaya çalış an iş letmeler iş birliği sayesinde uzman oldukları konularda üretim yaparak hem zaman açısından tasarruf ederken hem de uzmanlaş mayla maliyetlerin düş mesi ve inovasyon çalış malarına ağırlık vermesi sağlanabilir. Küme içinde iş bölümü yaparak iş letmelerin en iyi bildiği iş i yapması aynı zamanda iş letmelerin birbirlerine bağlılıklarını da geliş tirmesini sağlamaktadır (Porter,1998,b). Bu bağlamda düşünüldüğünde; ESİAD’da yer alan küme üyesi işletmelerin kümelenmeden sağladıkları spesifik yararları ölçmek için kümenin firmaları ne yönden desteklediği, hangi özelliklerinin geride kaldığının belirlenmesi açısından önemlidir. Kümelenme üyesi işletmelerin yenilik yapma, ihracat yapma gibi temel özelliklerini desteklemeyen firmaların bulunduğu gözlenmiştir. Kümelenme uygulamasının yeni bir uygulama olması nedeni ile küme üyesi işletmelerin homojen seçilemediği düşünülebilir. Kümelenmeye dahil olan işletmelerin demografik özellikleri incelendiğine; kümelenme modelinin tam olarak uygulanamadığı söylenebilir. Kümelenme politikası gereği kümelerin hayat eğrisi 5 yıl olarak 92 belirlenmiştir. Bu anlamda kümelerin kurumsal kimliğe sahip olmaması kurumsal işleyişte problemler olmasına neden olduğu söylenebilir. Ostim kümeleri için yapılan benzer bir çalışmada da kümelenme politikasının uygulanması için kritikdeğere ulaşan kümenin firmalar arası bölgesel yakınlık avantajlarının (ilişki ağı, bilgi paylaşımı, ortak rekabet gücü gibi) tam olarak kullanılamadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeninin rekabet için yeterli büyüklüğe ulaşan küme işletmelerinin rekabete katılmak için gerekli niteliklerden bazılarına sahip olmadığı görülmüştür (Sungur vd,2013:99). Rekabet gücünü hedefleyen kümeler, bu amaç için işletmeleri bir çok yönden desteklerler. Bu destekleme işletmeye rekabet edebilme yetisini kazandırmayı hedefler. Rekabet edebilmeyi artırmayı amaçlayan bu destekleme incelendiğinde; küme işletmeleri yeni ürün üretme, sektörel iletişim ve bilgi paylaşımı, Ar-Ge desteğinden yararlanma, yeni pazar kanallarına ulaşım, eğitim ve danışmanlık hizmeti alma konularında kümeden yarar sağlamışlardır. Küme işletmeleri tedarik zinciri geliştirmek, yeni finansal kaynaklardan yararlanmak, iş verimliliğini artırmak, kalifiye işçi havuzundan yararlanmak, yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak, teknolojik gelişmelerden haberdar olmak faydalarından katkı görmediklerini düşünmektedirler. Bu faydalar literatürde daha genel başlıklar altında tanımlanmıştır. Literatüre uygun olarak ölçek ekonomisi boyutu, verimlilik ve esneklik boyutu ile öğrenme ve yenilik boyutu olarak 3 boyuta uygulanan faktor analizi sonucunda boyut maddelerini kendi içinde tutarlı kaldığı ve tek boyut çıktığı gözlenmiştir. Bu boyutlandırma küme yöneticilerinin işletmelerin sağladıkları faydaları önceliklendirmede yol gösterici rol oynayabilir. Nitekim faydaların ortalamasına bakıldığında ise; ‘öğrenme ve yenilik’ faktörünün öne çıktığı görülmektedir. Ancak bu faktörden sağlanan fayda tüm işletmeler için geçerli değildir. Kümenin sağladığı faydaların tüm işletmeler için aynı 93 değerde olmaması, firmaların kümeden eşit derecede yarar sağlayamaması nedeni ile olduğu düşünülebilir. Verimlilik ve esneklik faktörü için küme işletmeleri için neredeyse herhangi bir katkı sağlamadığı sonucuna varılmıştır. İşletmelerin fayda sağlayamadığı kümelenme boyutları için küme yöneticilerinin önlem alması kümenin gelecek yıllarda daha iyi organize olması için önemli bir yol gösterici kabul edilebilir. Rekabet için gerekli diğer faktörlerlerden ikisi verimlilik ve yenilik faktörüdür. İnovatif faaliyetler işletmenin yeni ürün üretmesi sonucunu doğurur (Eraslan,2009:23). İşletmenin yeni ürün üretme isteği konusundaki görüşü (işletme gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmeyi düşünmeye evet cevabı verenlerin oranı:%75) kümelenmenin yenilik yapma ve öğrenme özelliğini destekler niteliktedir. Dolayısı ile kümeden bu yönde bir beklentide bulunulması ve küme üyesi işletmelerin en fazla destek aldıkları fayda faktörünün yenilik ve öğrenme olması küme için beklentiyi karşılama durumunu ortaya koymaktadır. Bununla beraber firmaların kümelerden geleceğe dair beklenti içinde olunması bulguları ile örtüşecektir. Sürdürülebilir rekabet edebilirlik, kümelerin kuruluş amacıdır. Buradaki rekabet edebilirlik yerel veya bölgesel rekabetten ziyade küresel pazardaki rekabettir. Küresel rekabetin en önemli göstergesi ihracattır. Bir firma ne kadar çok ürünü ile pazarda yer alabiliyor ve satış yapabiliyor ise o kadar küresel rekabetin içindedir ( Bulu,2009:18). Bu çalışmada küme üyesi işletmelerin yarısından fazlasının ihracat yaptığı tespit edilmiştir. İhracat yapan firmaların ise büyük çoğunluğunun (%70) hedef ihracat pazarı ise 5 ülkeden fazladır. Bu oran işletmenin uluslarası rekabet edebilirliği için yeterli düzeyde olmadığı söylenebilir. İhracat yapmayan işletmeler ile ihracat yapan işletmeler arasıdan dış piyasalarda rekabet gücü anlamında farklılık vardır. 94 Küme üyelerinin sektördeki diğer firmalara öncü rol oynaması ve dengeli rekabet gücü oluşturmamış olması küme üyesi firmaların homojen dağılmadığı sonucuna varılabilir. Bu oran işletmelerin kümeye bakış açısı ve kümeden sağladıkları fayda etkisini de etkilediği yorumu yapılabilir. ESSİAD yetkilileri ile yapılan görüşmelerde; kümelerin firmalar için destekleyici bir güç olduğu ve birlikte hareket etme anlayışı içinde oldukları vurgulanmıştır. Küme üyesi işletmeleri bilgilendirmek amacı ile düzenli aralıklarla toplantılar düzenlendiği, birlikte hareket edebilmek ve ortak amaçlar belirlenebilmesi içn firmaların kümeye katılımının önemi belirtilmiştir. Ayrıca küme yetkilileri işletmeleri desteklemek için çeşitli konularda eğitim programları oluşturulduğunu ifade etmişlerdir. Üniversite-sanayii işbirliği ile küme platform oluşturulduğu ifade edilmiştir. Ancak küme işletmelerinin birbirlerini aynı sosyal sermayeye sahip olarak güven duymaları gerekmektedir. Bu güveni sağlayabilmek için küme işletmelerinin pazar payını olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde faydalanabileceği ortak projeler geliştirilebilir. Böylece küme işletmelerine birlikte iş yapma yeteneği kazandırılarak aynı gemide oldukları ve ortak rekabet anlayışı ile hareket etmeleri gerekliliği farkettirilebilir. Bunun için işletmelere birlikte hareket ve rekabet etmenin önemi, avantajı anlatılmalı vizyonunu benimsenmesi sağlanabilir. Rekabetçiliğin bir diğer unsurunun pazarda tutunmak olduğu düşünüldüğünde; küme üyesi işletmelerin küresel piyasada tutunmak için ticari bir araç olan e-ticareti nasıl algıladığının ortaya konması bu çalışma için önemli olacaktır. Bu nedenle küme üyesi işletmelerin elektronik ticaret yapan işletmeler için elektronik ticaretten sağladığı faydalar araştırılmış, hangi özelliklerin öne çıktığı tespit edilmiştir. Bu tespit; 95 aynı sektörde, aynı iş kolunda çalışan işletmeler için örnek ve yol gösterici olacaktır. Elektronik ticaret yapmayan işletmeler için ise elektronik ticaret yapmaları önündeki engeller araştırılmış, hangi nedenle elektronik ticaret yapmadıkları boyutlandırılmıştır. Küresel pazara uyum sağlayabilmek için kullanılabilecek olan elektronik ticareti algılayış biçimlerine göre işletmelerin elektronik ticaret yapma niyetleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Rekabet gücün etkileyen bir diğer unsur olan ihracat ile elektronik ticaret yapması önündeki engellerin ilişkisi incelenmiştir. Elektronik ticaret yapmayan işletmelerin önündeki engellerin tespit edilmesi kümelenme yöneticileri için yol gösterici olabilir. Rekabet gücünü artırmayı ve küresel piyasada tutunmayı hedefleyen kümelenme, işletmelerin elektronik ticarete yönlendirmede adımlarını bu bilgiler ışığında atabilir. Bu projelerden biri kümenin web sitesi üzerinden bir elektronik ticaret platform kurulması olabilir. Ortak bir elektronik ticaret platformu kurulması işletmelerin ortak olarak rekabet piyasasına girmesi ve orada kendine yer açmasına olanak sağlayabilir. Aynı zamanda işletmelerin e-ticaret şeklini tanımalarını sağlarken, e-ticaret yapma fikrine de yaklaştırabilir. Bu bağlamda küme üyesi işletmelerin e-ticaret yapıp yapmadığı incelenmiş, e-ticaret yapan işletmelerin elektronik ticaretten fayda sağlandığı görülmüştür. Satışlar içindeki etkisi ise %5 düzeyinde tespit edilmiştir. E-ticaret yapmayan işletmeler için e-ticaret yapmaları önündeki faktörleri belirlemek amacı ile e-ticaretin benimsenmesi önündeki engeller incelenmiştir. Yapılan faktör analizinde bu engeller lüteratürde yapılan çalışmalara uygun olarak boyutlandığı görülmüştür. Bu boyutlar elektronik ticaretin çok zor olduğunu belirten işletmeler ile elverişsiz bulan işletmeler olduğu görülmüştür. Bu işletmelerin faktör 96 analizi ve korelasyon analizi incelendiğinde Macgregor ve Vrazalic(2005,a:14)’in aksine faktörler arası kayma olmadığı gözlenmiştir. E ticaret yapmayan küme işletmelerinin e-ticareti algılama biçimi ile e-ticaret yapma niyeti arasındaki ilişki regresyon analizi ile incelenmiştir. E-ticaret uygulamasını çok zor bulan işletmelerin e-ticaret yapmak istedikleri anlaşılmıştır. İşletmelerin e-ticareti çok zor olarak değerlendirmesi azaldıkça, e-ticaret yapma niyetlerinin arttığı sonucuna varılmıştır. E-ticareti elverişsiz bulan işletmelerin ise e-ticaret yapmayı düşünmediği sonucuna ulaşılmıştır. Bir diğer önemli rekabet gücü olan ihracat durumları incelendiğinde ise; ihracat yapmayan işletmeler ile ihracat yapan işletmeler arasında e-ticaret yapma istekleri arasında fark bulunamamıştır. Yapılan bazı çalışmalarda küçük işletme kümelerinin teknik bilgi, yetenek ve becerilerini üye işletmelere aktardıkları ifade edilmiştir (Marchewka ve Towell,2000;Achrol ve Kotler,1999; Dean vd.,1997). Yapılan diğer çalışmalar da eticaretin, işletmelerin rekabet avantajı sağlaması için potansiyeline sahip olduğunu savunmaktadır (Dignum 2002;Achrol ve Kotler,1999;Lee,2001). Bununla beraber elektronik ticaret kullanan işletmelerin, kullanmayan işletmelere oranla %46 daha hızlı büyüdüğü tespit edilmiştir (Macgregor ve Vrazalic,2005,b:5). Bu bağlamda kümeler elektronik ticaretten nasıl fayda sağlayacakları konusunda işletmeleri daha çok destekleyebilir.Aynı zamanda küme içi ilietişim ve bilgi paylaşımı ile elektronik ticaretten fayda sağlayan işletmelerin deneyimlerini aktarmaları e-ticaret yapmayan işletmelerin, e-ticarete bakış açısını değiştirebilir. İşletmelerin küme tarafından veya 97 küme içi bilgi paylaşımı ile e-ticaret ve ihracat hakkında daha fazla bilgilendirmeleri ve desteklemeleri gerektiği sonucuna varılabilir. Uzmanlaşmış işgücünün çekim merkezi olan kümeler, yatırımcıları yatırım yapılabilecek yeni alanlar hakkında bilgilendirirler (Timurçin, 2010:45). İşletmenin yeni bir yatırım aracı olarak e-ticaret hakkında bilgilendirilmesi ve desteklenmesi bu bağlamda önemli olabilir. Nitekim işletmelerin büyük çoğunluğu (%70) kümenin web sitesinde elektronik ticaret yapılmasının faydalı olacağını düşünmekte, yine büyük çoğunluğu kümenin web sitesinde e-ticaret platform oluşturulsa, e-ticaret yapmak istemeleri ortak bir proje için olumlu bir ticasret adımı olarak değerlendirilebilir. . Yine e-ticaret yapmayan işletmelerin e-ticarete geçme planları sorulduğunda yarısından fazlası e-ticaret yapmayı planladıklarını ifade etmişlerdir. Kümenin web sitesinde eticaret yapılması elektronik ticaret yapmak isteyen ama çok zor olduğunu ifade eden işletmeler için kolaylaştırıcı rol oynarken, e ticaretin yaptıkları iş için elverişsiz olduğunu düşünen işletmeler için zahmetsiz bir deneme platformu oluşacaktır. Kümenin web stesinde e-ticaret yapılması işletmelerin tek tek yazılım almaları, eticaret için personel istihdamı, yabancı ülke pazarlarını ayrı ayrı araştırması reklam vermesi gibi bir çok maliyetli faaliyeti tek elden yürüterek rekabet avantajı sağlarken maliyet avantajı yakalayabilir. Bu çalışmada iklimlendirme sektörü için Türkiye’de kurulan tek küme ile çalışılmıştır. Bu nedenle verilerin tüm sektörü yansıtması mümkün olmayabilir. Bununla beraber Türkiye’de kümelerde e-ticaret niyetini inceleyen bir başka bu boyutta çalışma henüz yapılmamıştır. İşleyen kümenin durumunu yansıtan bu çalışma benzer sektörlerdeki kümelere yol gösterici olabilir. Sektörel anlamda e-ticarete daha 98 yatkın bir küme ile çalışılamaması çalışmayı sınırlı bırakmıştır. E-ticaret için daha uygun kümeler seçilerek çalışmanın sonuçları karşılaştırılabilir. Böylece faklı sektörlerden elde edilen sonuçlar ile e-ticarete bakış açısı karşılaştırılarak işletmelerin e-ticarete bakış açısı hakkında literature kakı sağlanabilir. Bu çalışma aynı zamanda küme üyesi işletmelerin kümeden beklentilerini ve üyesi olduğu kümeyi nasıl algıladığını ortaya koymaktadır. Böylece küme için bir geribildirim niteliği taşımakta, küme yönetcilerine iyileştirme çalışmalarında yolgösterici olma özelliği taşımaktadır. Aynı zamanda, yapılan araştırmada; Türkiye’ de KOBİ’lerin elektronik ticarete geçişleri önündeki engelleri ve mevcut durumu inceleyen birçok çalışma olmasına rağmen kümelenmelerde elektronik ticaretin rolünü bu ayrıntıda araştıran başka bir çalışma bulunmamaktadır. Küme üyesi işletmeleri elektronik ticaret ile tanıştırabilmek veya daha yaygın kullanmalarını sağlamak açısından neler yapılabileceği hakkında fikir vermektedir. 99 KAYNAKLAR AKBULUT, A. (2007). “Biliş im Ekonomisi ve E-Ticaret”, Maliye Hesap Uzmanları Derneği, Yapım Tanıtım, İstanbul. AKDERE,E .,(2008), Organize Sanayi Bölgeleri ve Kümelenme, Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı, Osbük,Hatay. AKGÜNGÖR, S. (2006). Geographic concentrations in Turkey's manufacturing industry: Identifying regional highpoint clusters 1. European Planning Studies, 14(2), 169-197. AKTAN, C.C., D.Y. VURAL, ( 2004), Rekabet Gücü ve Rekabet Stratejileri,Ankara, TĐSK yayınları, Rekabet Dizisi: 2, Yayın no: 254 ALSAÇ, F. (2010), “Bölgesel Geliş me Aracı Olarak Kümelenme Yaklaş ımı ve Türkiye İçin Kümelenme Destek Modeli Önerisi”, Uzmanlık Tezi, DPT, Ankara. APPLEGATE, L.M., AUSTIN, R. D., & MCFARLAN, F.W.(2002).Creating Business Advantage in the Information Age. New York: McGraw-Hill. AUGER,P. (2005).The Impact of Interactivity and Design Sophistication on the Performance of Commercial Websites for Small Businesses. Journal of Small Business Management. BACAK, Ç. & ALTAŞ, F. (2012). Kümelenme Polı̇ Tı̇ Kalari Ve Önerı̇ Ler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. BEYAZ KİTAP, 2013. Devlet Planlama Teşkilatı. Türkiye İçin Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi. BOEKHOLT, P., & THURIAUX, B. (1999). Public policies to facilitate clusters: background, rationale and policy practices in international perspective. Boosting innovation: the cluster approach, 381-412. BOZKURT, Veysel. (2010). Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Ġstanbul: Sistem Yayıncılık, Ekim. 100 BRESCHI, S., & MALERBA, F. (2001). The geography of innovation and economic clustering: some introductory notes. Industrial and corporate change, 10(4), 817-833. ÇAK, M. (2002). “Dünyada ve Türkiye’ de Elektronik Ticaret ve Vergilendirilmesi”, İTO (İstanbul Ticaret Odası) Yayınları. CANSIZ, M., (2008), "Türkiye'de KOBİ'ler ve KOSGEB", Ankara, DPT Uzmanlık Tezi. CANSIZ, M. (2011). Türkiye'de kümelenme politikaları ve uygulamaları. OSB Üst Kurulu. CASTELLS, M. (2001). The Internet Galaxy. Oxford: Oxford University Press. CHONG,S. (2008). Success in Electronic Commerce Implementation: A Cross Country Study of Small and Medium Sized Enterprises. Journal of Enterprise Information Management. CHRISTENSEN, P., MCINTYRE, N., & PIKHOLZ, L. (2002). Bridging Community & Economic Development. A Strategy for Using Industry Clusters to Link Neighborhoods to the Regional Economy. ÇÖĞÜRCÜ, Z. (2000). Ekonomik, Toplumsal, Teknik ve Yasal Yönleriyle Elektronik Ticaret, İktisat Dergisi- Sayı–407, Kasım. COOKE, P. N., & LAZZERETTI, L. (Eds.). (2008). Creative cities, cultural clusters and local economic development. Edward Elgar Publishing. CRIPPS, H., & Salo, J. (2009). The lost" E" in Clustering: An Australian Case Study. BLED 2009 Proceedings, 29. DAHUI LI A,1, JUN LI B,2, ZHANGXI LIN (2008). Electronic Commerce Research and Applications 7. DEAN,D., DIGRANDE,S., FIELD,D., LUNDMARK,A., O'DAY,J., PINEDA,J. VE ZWILLENBERG,P. (2012).The Internet Economy in the G-20. DOHERTY, N.F. & ELLIS-CHADWICK, F.E. (2003). The Relationship between Retailers’ Targeting and E-Commerce Strategies: an Empirical Analysis, Internet Research. 101 DOLOREUX, D. (2002). What we should know about regional systems of innovation. Technology in society, 24(3), 243-263. DOUKIDIS, G., POULYMENAKOU, A., TERPSIDIS, I., THEMISTICLEOUS, M., & MILIOTIS, P. (1998). The impact of the development of electronic commerce on the employment situation in European commerce. Athens University of Economics and Business, Athens. ENRIGHT, M. J. (2000). Survey on the characterization of regional clusters: initial results. University of Hong Kong. ERASLAN, H. (2009). Kümelenme Temelli Kalkınma Stratejileri. Çerçeve, Yıl, 17. EROĞLU, O., & YALÇIN, A. (2013). Kümelenmeye İlişkin Literatür Taraması. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 3(2), 81-96. LU, Y., ZHAO, L., ve WANG, B. (2010). “From virtual community members to C2C e-commerce buyers: Trust in virtual communities and its effect on consumers' purchase intention,” Electronic Commerce Research and Applications (9:4), pp. 346–360. HATFIELD, L., & KOHN, J.W. (2001). Small and Large Firm Joint Venture Performance Measures: A Structural Equation Modeling Approach using Amos. GÖZEK, Sadık. (2012). Kümelenme Ve Türkiye’de Kırsal Ve Tarımsal Kalkınma Açısından Uygulanabilirliği, Doktora Tezi. GÜRPINAR, K., ve SANDIKÇI, M. (2008). Uluslararası Rekabetçilik Analizinde Michael E. Porter‟ ın Elmas Modeli YaklaĢımı: Türkiye‟ deki Bazı Endüstrilerdeki Uygulanabilirliğinin ve Sonuçlarının Analizi. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 9, 105-126. http://eticaretmag.com/14-milyar-dolarlik-turkiye-e-ticaret-pazarinda-%900-karfirsati/ http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16198. TÜİK,2012. 102 http://eticaretmag.com/2016da-dunyadaki-tuketicilerin-yuzde-93u-online-alisverisyapacak/ http://www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/tif_e/bey4_e.htm https://osbbs.sanayi.gov.tr/ Sanayii Bakanlığı resmi sitesi (04.05.2013) HUANG, C, WEN-YAU LIANG B,*, YU-HSIN LAI B, YIN-CHEN LIN C.-C. (2010). Expert Systems with Applications 37 15 ,16The agent-based negotiation process for B2C e-commerce. HUMPHREY, J., & SCHMITZ, H. (1995). Principles for promoting clusters & networks of SMEs (Vol. 1). Vienna: UNIDO. INNOVA, E. (2008). Cluster Policy in Europe A Brief Summary Of Cluster Policies in 31 European Countries Europe Innova Cluster Mapping Project. KARAEV, A., LENNY KOH, S. C., & SZAMOSI, L. T. (2007). The cluster approach and SME competitiveness: a review. Journal of Manufacturing Technology Management, 18(7), 818-835. OECD 2007 raporunda DOI 10.1108/17410380710817273. KATHURIA, R., & JOSHI, M.P. (2007). Environmental Influences on Corporate Entrepreneurship: Executive Perspectives on the Internet. International Entrepreneurship and Management Journal. KAYGALAK, İ. (2013). Türkiye Sanayi Coğrafyasında Endüstriyel Kümelenme ve Bölgesel Yoğunlaşma Eğilimi. KEPENEK, Yakup. (2006). Ekonomik Yönleriyle Elektronik Ticaret, Elektronik Ticaret, Der: Veysel Bozkurt, Alfa Yayınları: 771, Ankara. KESKİN, H. (2010). Isparta İli Orman Ürünleri Endüstrisinin Kümelenme Açısından Değerlendirilmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (1), 59-78. KETELS, C. (2009). Clusters, cluster policy, and Swedish competitiveness in the global economy. Globalisation Council. 103 KETELS, C. H. (2006). Michael Porter’s competitiveness framework—recent learnings and new research priorities. Journal of Industry, Competition and Trade, 6(2), 115-136. KETELS, C., Lindqvist, G., & Sölvell, Ö. (2006). Cluster initiatives in developing and transition economies. Center for Strategy and Competitiveness, Stockholm. KIRCOVA, İbrahim. (2001). İş letmelerarası Elektronik Ticaret, İTO Yayınları, Yayın No:32, İstanbul. KOBİ İşbirliği ve Kümelenme Projesi, 2013, Ekonomi bakanlığı. KOSGEB, (2009), 2009 yılı Performans Programı Raporu. T.C. Sanayii ve Ticaret Bakanlığı. DPT, (2007).Kümelenmenin Kobi’lere Sağladığı Avantajlar ve Kobi’lerin Finansmana Erişim Kolaylıkları, hangisi? Dokuzuncu Kalkınma Planı, Devlet Planlama Teşkilatı. LAWRENCE, K.L. (1997). Factors Inhibiting the Utilisation of Electronic Commerce Facilities in Tasmanian Small to Medium Sized Enterprises. Proceedings of the 8th Australasian Conference on Information Systems. LAWSON-BODY, A. (2003). An Instrument for Measuring the Effect of Trusted Electronic Inter-Organizational Relationships on Customer Loyalty.90 Proceedings of the 2003 Americas Conference on Information Systems (AMCIS 2003). LU, Yaobin; ZHAO, Ling ; WANG, Bin. (2010). Electronic Commerce Research and Applications 9. LYBEREAS, P., MYLONOPOULOS, N. A., DOUKIDIS, G. I., & GALLIERS, R. D. (1993). Information Systems Planning & Entrepreneurial Culture in Mediumsized Enterprises. University of Warwick, Warwick Business School Research Bureau. MACGREGOR, R. C. (2004). The role of strategic alliances in the ongoing use of electronic commerce technology in regional small business. Journal of Electronic Commerce in Organizations (JECO), 2(1), 1-14. 104 MACGREGOR, R., & VRAZALIC, L. (2004). Electronic commerce adoption in Small to Medium Enterprises (SMEs). A Comparative study of SMEs in Wollongong (Australia) and Karlstad (Sweden), University of Wollongong. MACGREGOR, R., & VRAZALIC, L. (2005). The role of small business clusters in prioritising barriers to e-commerce adoption: A study of Swedish regional SMEs. MANTHOU, V., VLACHOPOULOU, M., & NANOS, I. (2001). EDI Implementation: The EDI Clusters Program in Greece. Journal of Information Technology Impact, 2(2), 71-82. MAUDE, A. (2004). Regional development processes and policies in Australia: a review of research 1990–2002. European Planning Studies, 12(1), 3-26. MEHRTENS,J.,CRAGG,P.B., & MILLS,A.M.(2003). A Model of Internet Adoption by SMEs. Information & Management. MEMIŞOĞLU, A., ARıCAN, T. (2016). Organize sanayii Bölgeleri ve Kümelenme, T.C. Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanliği Verimlilik Genel Müdürlüğü 328 Issn: 1300-2414 OECD,Measuring The Information Economy 2002, Annex 4. The Oecd Definitions Of Internet And E-Commerce Transactions. ÖZASLAN, M.(2004). Küresel-Yerel Etkileşimin Yeni Örgütlenme Biçimleri, AŞebeke (Network ) Tarzı Firma ve İdari-Kurumsal Örgütlenmeler, Kensel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu (KEAS), Pamukkale, Denizli. ÖZBAY, Sabahat ve Selma AKYAZI. (2004) Elektronik Ticaret (E-Ticaret). 1. b. Ankara:Detay Yayıncılık. PALAZUELOS, M. (2005). Clusters: Myth or realistic ambition for policy-makers?. Local Economy, 20(2), 131-140. DOI:10.1080/13575270500053225 PIORE, M. J., & SABEL, C. F. (1984). The second industrial divide: possibilities for prosperity. Basic books. POON, S. & SWATMAN, P. (1997). The Internet for Small Businesses: An Enabling Infrastructure. Fifth Internet Society Conference. 105 POON, S. & SWATMAN, P.M.C. (1999), An Exploratory Study of Small Business Internet Commerce Issues, Information & Management. PORTER, M. E. (1990). The competitive advantage of notions. Harvard business review, 68(2), 73-93. PORTER, M. (1998). “Clusters and the Economics of Competition”, Harvard Business School Pres, 78-80, 84. PORTER, M. E. (2000). Location, competition, and economic development: Local clusters in a global economy. Economic development quarterly, 14(1), 15-34. PORTER, Michael.(2001) “Strategy and the Internet”, Harvard Business Review, Volume:79,Issue:2. QUAYLE, M. (2002). E-commerce: the Challenge for UK SMEs in the Twenty-first Century. International Journal of Operations and Production Management. ROELANDT, T. J. ve HERTOG, P. (1999). Cluster analysis and cluster-based policy making: The state of the art. Boosting innovation: The cluster approach, 413427. RIQUELME, H. (2002). Commercial Internet Adoption in China: Comparing the Experience of Small, Medium and Large Businesses. Internet Research: Electronic Networking Applications and Policy 12(3). ROBERTS, B. H., & ENRIGHT, M. J. (2004). Industry clusters in Australia: recent trends and prospects. European Planning Studies, 12(1), 99-121. ROSENFIELD, James R.(2001) “My Life as a Customer, or Why 'CRM' Is the Biggest Hoax in Business”, Direct Marketing, Volume:64, Issue:3. RÜCKER, A., ve TRAH, G. (2007). Local and Regional Economic Development. Towards a common framework for GTZ's LRED Interventions in South Africa. Eschborn,, GTZ. SAYIN, M., ve SAYIN, E. (2013). Girişimcilik ve İnovasyon’un Küme Oluşumunda Önemi ve Devlet Yardımlarının Etkisi. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(1), 86-94. 106 SCUPOLA, A. (2003). The Adoption of Internet Commerce by SMEs in the South Italy: an Environmental, Technological and Organizational Perspective, Journal of Global Information Technology Management. SÖLVELL, Ö., LINDQVIST, G., & KETELS, C. (2003). The cluster initiative greenbook. Stockholm: Ivory Tower. SÖNMEZ T. (2008). Kümelenme‘08 Konferans Notu, Başbakanlık Diş Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü, 3 Aralık 2008, İstanbul. SPARLING, L., TOLEMAN, M., & CATER-STEEL, A.(2007). SME Adoption of ECommerce in the Central Okanagan Region of Canada. Proceedings from 18th Australasian Conference on Information Systems (ACIS), Paper 95. Toowoomba, Australia. STANSFIELD, M., & GRANT, K. (2003). An Investigation into Issues influencing the Use of the Internet and Electronic Commerce among Small-Medium Sized Enterprises. Journal of Electronic Commerce Research. SUSARIA, Anjana; PARAMESWARAN, Manoj ve WHINSTON, Andrew.(2000) “Emerging Market Structure in the Digital Supply Chain”, Internet Services, September/October. TAŞLIYAN, Mustafa. (2006). Elektronik Ticaret Kavramlar ve Uygulamalar, 1. b. Adapazarı: Sakarya Kitabevi. TAYLOR, S., ve RAINES, P. (2001). Learning to let go: the role of the public sector in cluster building in the Basque Country and Scotland. University of Strathclyde, European Policies Research Centre. TEKELİ, İ. (2011). Türkiye'nin Kent Planlama ve Kent Araştırmaları Tarihi Yazıları, Kitap. The Boston Consulting Group, Türkiye İnternet Ekonomisi Raporu, 2013, İstanbul TİMURÇİN, D. (2010). Türkiye’de Kobi’lerin rekabet gücü ve rekabet üstünlüğü sağlamada kümelenmenin etkisi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul. TURBAN,E., KING D., LEE J., VIEHLAND D., 2004. ElectronicCommerce A Managerial Perspective, Prentice Hall, Upper Saddle River, NJ, 714s. 107 TUTAR, F., TUTAR, E., ve EREN, M. V. (2011). Bölgesel/Yerel Ekonomik Kalkınmanın Popülerleşen Yeni Aktörü: Kümelenme. Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, 3(2). US Council on Competitiveness. ( OCAK 2007). Innovation America, Cluster Based Strategies for Growing State Economies. National Governors Association. s. 2,3,4. WALCZUCH, R., VAN BRAVEN, G. & LUNDGREN, H. (2000). Internet Adoption Barriers for Small Firms in The Netherlands. European Management Journal 18(5). WANG A, Tien-Chin; LIN, Ying-Ling. (2009) Accurately predicting the success of B2B e-commerce in small and medium enterprises, Expert Systems with Applications 36. WANG, S., MAO, J., ARCHER, N. (2012) On the performance of B2B e-markets: An analysis of organizational capabilities and market opportunities, Electronic Commerce Research and Applications 11. WELLER, Dennis; WOODCOCK, Bill, (2012). OECD Internet Traffic Exchange Market Developments And Policy Challenges. WHITELEY,D. (2000). E-Commerce Strategy, Technologies and Applications, London: McGraw-Hill Publishing Company. YAMAN, A. ve KARA, M. (2008), Türkiye’de Bölgesel Politikanın Dönüşümü Sürecinde Kalkınma Ajanslarının Kuruluş Çalışmaları: Son Durum Ve Değerlendirmeler, İstanbul Politikalar Merkezi, Bölgesel Kalkınma Ajansları Kitabı. YÜCEDAĞ, Armağan. (2012). Elektronik Ticarette Tüketicinin Korunması, Uzmanlık Tezi, Ankara: Nisan. YUMUŞAK, İbrahim (2001). Elektronik Ticaretin Geliş mekte Olan Ülkelere Etkileri ve Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme(Tebliğ). V.Uluslararası ODTÜ Ekonomi Kongresi, Ankara. YURDAKUL, E. (2005). Türkiye`de Sanayileşme Sürecinde Organize Sanayi Bölgeleri ve Eskişehir OSB Uygulaması, Osmangazi Üniversitesi, Sosyal 108 Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 183 s., Eskişehir. ZERENLER, Muhammer. (2007). Dijital İş Yaşamı: Tüm Boyutlarıyla Elektronik Ticaret, Ankara, s. 149. ZHU, K, KRAEMER, K ve XU, S.(2003). Electronic Business Adoption by European Firms: A Cross-Country Assessment of the Facilitators and Inhibitors, European Journal of Information System. 109 EKLER EK-1 Essiad Kümelenme Üyesi Işletmeler Için Anket Sorulari 1. İşletmenizin çalışan sayısı? 0-9 çalışan sayısı 10-49 çalışan sayısı 50-249 çalışan sayısı 250 ve üzeri çalışan sayısı 2. İşletmenizin yaş ortalaması? 20-30 yaş arası 31-40 yaş arası 41-50 yaş arası 3. İşletmenizin ürün satış şekli nedir? Kendi markası Fason Her ikisi Alım-Satım Uygulama montaj 4. İşletmenizin ürün satış türü nedir? nihai ürün yarı mamül ürün ham madde diğer 5. KOSGEB’e üye misiniz? Evet Hayır 6. İşletmeniz ihracat yapıyor mu? Evet Hayır 7. İşletmenizin hedef ihracat pazarlarını/ülkelerini belirtiniz. 8. İşletmenizin geleceğe dönük ilk yatırım planını hangi alanda yapmayı düşünüyorsunuz. üretim alanında pazarlama alanında bilişim alanında henüz karar vermedim yatırım planım yok 110 9. İşletme gelecek 3 yıl içinde yeni ürün üretmeyi düşünüyor mu? Evet Hayır BURADAN İTİBAREN İŞLETMELERİN ÜYESİ OLDUKLARI İŞ KÜMESİ HAKKINDA FİKİRLERİ ÖLÇÜLMEK İSTENMEKTEDİR. Üyesi olduğunuz kümelenmenin işletmenize sağladığı katkıları değerlendiriniz. Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1kesinlikle katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5kesinlikle katılıyorum anlamını taşımaktadır. 1 2 3 554 Tedarik zincirini geliştirmek Yeni Pazar kanallarına ulaşmak İhracatı artırmak Sektörel teşviklerden yararlanmak Yeni finansal kaynaklardan yararlanmak Maliyetleri azaltmak Marka yönetimi ve fikri mülkiyet hakları hakkında bilgilenmek İş verimliliğini artırmak Kalifiye işçi havuzundan yararlanmak Yeni ürün geliştirme fırsatından yararlanmak Sektörel iletişim ve bilgi paylaşımını güçlendirmek Teknolojik gelişmelerden haberdar olmak Eğitim ve danışmanlık hizmeti almak 10. Üyesi olduğunuz küme işletmenizin e-ticaret yapması için herhangi bir yönlendirmede bulundu mu? Evet Hayır 11. Üyesi olduğunuz kümenin web sitesinde e-ticaret yapmak için altyapı oluşturulsa e-ticaret yapmak ister miydiniz? Evet Hayır 111 12. Üyesi olduğum küme’nin web sitesinde e-ticaret yapılması üye işletmeler için fayda sağlayacağını düşünüyor musunuz? Evet Hayır Kararsızım 13. Üyesi olduğunuz kümenin başarılı olacağını düşünüyor musunuz? Evet Hayır 14. İşletmeniz e-ticaret yapıyor mu? Evet Hayır 15. İşletmenizin herhangi bir e-ticaret sitesine üyeliği var mı? (alibaba.com,kobinet.com, vb.) Evet Hayır 16. Özel hayatınızda kişisel amaçlar için internetten en az bir defa alış-veriş yaptınız mı? Evet Hayır 17. E-ticaretin önümüzdeki yıllarda bilinirliğinin artacağına inanıyor musunuz? Evet Hayır 18. E-ticaret için herhangi bir kurumdan mali destek aldınız mı? (KOSGEB, Ekonomi Bakanlığı.vb.) Evet Hayır 19. Sizce aşağıdaki tanımlardan hangisi e-ticaret tanımı için yeterlidir? Elektronik ortamda e-mail hesabının olması Elektronik ortamda tanıtım ve reklam Elektronik ortamda web adresi bulundurmak Elektronik ortamda mal veya hizmet alımı Elektronik ortamda ticari işlem imkanı yaratan bir platform 20. Üyesi olduğunuz küme işletmenizin e-ticaret yapması için herhangi bir yönlendirmede bulundu mu? Evet Hayır BURADAN İTİBAREN E-TİCARET KULLANAN İŞLETMELERE YÖNELİK SORULAR BULUNMAKTADIR 21. Kaç yıldır e-ticaret kullanıyorsunuz? 12 aydan az bir süre 1-3 yıl 3-5 yıl 5 yıldan zun bir süre 22. İşletmeniz e-ticaret faaliyetlerini nasıl yürütüyor? Kendim yürütüyorum. Personel yardımı ile yürütüyorum. 112 Faaliyetlerin yürütülmesi için dışarıdan destek alıyorum. 23. E-ticareti hangi yöntem aracılığı ile kullanıyorsunuz? İşletmenin şirket için aldığı bir yazılım ile Üyesi olduğum e-ticaret sitesi aracılığı ile 24. Satışların ne kadarının e-ticaret aracılığı ile gerçekleştiğini düşünüyorsunuz? (% olarak belritiniz.) 25. E-ticaretin size sağladığı faydalar nelerdir değerlendiriniz. Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1- kesinlikle katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5-kesinlikle katılıyorum anlamını taşımaktadır. 1 5 2 3 4 Reklam ve tanıtım Pazarlama,evrak,işçi maliyetlerinde tasarruf sağlama Bilgi toplama Müşteri portföyünü büyütme Yeni dağıtım kanalları oluşturma İletişim ve işbirliği Rekabet avantajı Kağıt işlemlerinin ortadan kalkması Zaman tasarrufu Küresel pazarlara kolay erişim 7/24 ulaşılabilirlik Web sayfası bulundurmanın satışlar üzerinde olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum 113 BURADAN İTİBAREN E-TİCARET KULLANMAYAN İŞLETMELERE YÖNELİK SORULAR BULUNMAKTADIR. 26. İşletmeniz e-ticaret kullanmaya kaç yılda geçmeyi planlıyor? 1 yıl içinde 3 yıl içinde 5 yıl içinde E-ticaret yapmayı planlamıyorum E- ticaret yapmama nedenlerinizi değerlendiriniz. Değerlendirmenizi 1’den 5’e kadar sınıflandırınız. 1- kesinlikle katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4-katılıyorum, 5-kesinlikle katılıyorum anlamını taşımaktadır 1 E-ticaret bizim organizasyonumuz için herhangi bir avantaj sağlamıyor E-ticaret müşterimizle/tedarikçilerimizle iş yapma yollarımıza uygun değildir. E-ticaret bizim ürün/hizmetimize uygun değildir. E-ticaret kullanmak için teknik alt yapımız yeterli değildir. E-ticaret uygulaması karmaşıktır. E-ticaret güvenli bir ticaret şekli değildir E-ticaret uygulamak için vakit yok E-ticaret kullanmak için gerekli finansal yatırım çok yüksek 114 5 6 2 3 4 5