İşitme Engelli (FİTYE) Gençlerin İş Sahibi Olmaları İçin Neler Yapılmalı

advertisement
İşitme Engelli (FİTYE) Gençlerin İş
Sahibi Olmaları İçin Neler Yapılmalı
Türk İşaret Dilinde izlemek için tıklayınız.
Yaptığımız anket çalışmaları ülkemiz şartlarında FİTYE (farklı iletişim yöntemleri
geliştiren işitsel yetersizlikten etkilenmiş) gençlerin iş sahibi olma konusunda en
önemli beklentilerinin, ―bir tanıdığının yardımı‖ olduğu göstermektedir. ―İşitme
engelliler‖ meslek liselerine ve üniversitelere devam eden FİTYE gençler bu
beklentilerini, muhtemelen daha gizli bir şekilde ifade edecek uygun kelimeler
bulamadıkları (ve belki de işiten ve konuşan toplum kültüründe olumsuz bir anlamı
olduğunun da farkında olmadıkları) için açıktan açığa ―torpil‖ kelimesini kulanmakta
ve ―yeğen torpil, iş bulacak‖ ya da ―baba torpil tanıyor, iş hazır‖, ―torpil aranıyor‖ gibi
ifadeler ile bir tanıdığın referans ve belki de kayırmasıyla ancak iş sahibi olmayı
beklediklerini ifade etmektedirler.
Bununla birlikte, FİTYE gençlerin önemli bir kısmı ailelerinin ve öğretmenlerinin
yönlendirmesiyle yükseköğrenimin iş bulmaları ve daha iyi bir hayatı şekillendirmeleri
için gerekli olduğu kavramına sahip olduklarını, anketlere verdikleri cevaplarda
belirtmişlerdir. Fakat anketlere verilen cevaplardan ve görüşmelerden üniversite
ümitlerinin son derece sınırlı olduğu, gidebilseler bile bitirmenin çok zor olduğunu ve
bitirdiklerinde de iş sahibi olmalarının önünde yine engeller çıkacağını düşündükleri
anlaşılmaktadır. Bu bağlamda da ifade ettikleri en büyük sorun ―işitme engelli‖
olmalarının yarattığı dezavantajdır, çünkü eğitim ortamlarında ―işaret dili tercümanı‖
bulunmamaktadır.
Türkiye Özürlüler Araştırması (TÖA, 2002) ve İş Kurumu’nun verileri incelendiğinde
ülkemizdeki işitme engellilerin sadece % 13’ünün iş gücüne katıldığı ve bunun da
yaklaşık % 5.5’inin hala iş aradığı görülmektedir (TÖA-İleri Raporu). Ülkemiz FİTYE
toplumunun sadece % 0.5’i yükseköğrenim mezunudur.
Bu bilgiler çerçevesinde yapılması gerekenler konusundaki önerilerimiz aşağıda
sıralanmıştır:
1)
FİTYE gençlere daha yeterli bir yükseköğrenim sağlanmalıdır. Bu nedenle bu
proje bu amaca hizmet için gerçekleştirilmiştir ve önerilerimiz maddeler halinde
sıralanmıştır. Burada sadece genel olarak birkaç hususa değinilecektir.
a.
Bunun için öncelikle FİTYE’lerin farklılıkları olan ama diğer öğrenciler kadar
eğitim alma hakkı olan öğrenciler olduğu, yan, eşit ve saygın birer vatandaşımız
oldukları gerçeğinin benimsenmesiyle başlanmalıdır (bakınız: madde 1 ve madde 2).
FİTYE gençlere (ve elbette diğer yetersizlikten etkilenmiş bireylere) yaklaşımın
temelini ―acıma ve kollama‖ değil, farklılıklarını anlama ve bu farklılıklara göre onlara
eğitim verme ve bilgilerini değerlendirerek hak ettikleri ölçüde başarı notu alma
şansının verilmesi oluşturmalıdır.
―Acıma‖, onlarla yeterli iletişim kuramadıkları için yeter not verme taahhüdüyle
uygulamalardan uzak tutma, devam mecburiyetini, ödev hazırlama mecburiyetini vb
görmezden gelme; ya da tam tersine ―umursamama‖ (―sizi ben çağırmadım, burası
özelliği olan öğrenciler için bir yer değil (!), buraya geldinizse her öğrenci gibi
davranacaksınız‖, yaklaşımı en az ―acıma ve kollama‖ kadar yanlıştır), sınıf ortamını
ve ders işleme tarzını onların gereksinimlerini düşünmeden belirleme ve sürdürme
(bakınız: işitme engelli öğrencinin olduğu bir sınıfta öğretici/eğitici nasıl davranmalı),
sınav, ödev vb değerlendirmelerde onların farklılıklarına göre çözümler bulmama
FİTYE gençlerin yükseköğrenim başarısını engelleyen en önemli nedendir.
―Acıma ve kollama‖, FİTYE’lerin daha önceki yıllarda yaşadıkları, koruyucu ama
onlara bir fert olarak saygısız yapının bir devamıdır ve sonunda okul bittiğinde
kendilerine doğal olarak hiç de böyle bakmayacak olan bir iş dünyasıyla baş başa
kalacaklardır; daha da kötüsü iş dünyası, bu öğrencilerin diğer öğrenciler kadar iyi
yetiştirilmediğini bilecek ve mecbur kalmadıkça onlarla çalışmamayı tercih edecektir.
―Umursamama‖ ise zaten son derece düşük olan umutlarının tamamen kırılmasına ve
bulundukları yere ait olmadıklarını ve o toplumun geneli tarafından istenmediklerini
düşünmelerine ve daha da izole olmalarına nedene olacak, sonuçta da üretken
toplumun dışında kalmayı tercih edeceklerdir.
Yapılması gereken zor olandır; ―acıma, kollama ya da umursamama‖ gibi kolay
tercihlere kaçmak değil, onarla eşit bir vatandaş olarak saygı göstermek, farklılıklarını
anlamak ve onarla ulaşabilecek bir eğitim sistemi yaratmak hedefleriyle yola
çıkıldığında FİTYE’lerin yükseköğrenim başarısı artacak, dolayısıyla da daha iyi
eğitimli ve kalifiye mezunlar olarak daha büyük oranda üretken nüfus içinde yerlerini
alma şansı bulacaklardır.
b.
Yükseköğrenim sürecinde FİTYE’lere özel iş arama ve iş bulma eğitiminin
verilmesi ve iş görüşme tekniklerinin öğretilmesi, bu süreçte çok önemli bir eksikliğin
giderilmesini sağlayacaktır. Elbette ki FİTYE’ler bu iş görüşmelerine kendi
tercümanları ya da Türkiye İş Kurumu veya Sosyal Hizmetler Kurumu gibi kamu
kuruluşlarının sağladığı İDİT’ler ile gideceklerdir *. Ama orada elleriyle de olsa
konuşan onlar olmalı ve kendilerini ve yapabileceklerini başarılı bir şekilde nasıl ifade
edeceklerini bilmelidirler.
Günümüzde işitebilen-konuşabilen üniversite öğrencilerine bile, nasıl iş bulacakları
konusunda danışmanlık hizmeti verildiği düşünülecek olursa, pek çok noktada
kavram ve sosyal deneyim eksikliği olan, kendilerine güvenleri pekiştirilmemiş, izole
olmaya meyilli ve ülkemizin yetersizlikten etkilenen bireylerine sunduğu genel
hizmetlerin yetersizliğinden dolayı, başta ulaşım ve güvenlik olmak üzere pek çok
konuda sorunu yaşayan FİTYE’lerin bağımsız olarak iş aramaları ve iş görüşmelerine
gitmeleri bu şekilde desteklenmelidir.
FİTYE gençlere özgeçmiş hazırlama, mesleki eğitimlerinin yeterliliğini gösteren
belgeleri toplama ve sunma konusunda yardımcı olunmalı üniversitelerde düzenlenen
ve potansiyel eleman arayanların üniversite öğrencileriyle buluşmasını sağlayan
organizasyonlarda FİTYE’lere (ve elbette diğer yetersizlikten etkilenmiş bireylere)
özel bir yer ayrılmalıdır.
c.
Üniversitelerin ilgili enstitü ve fakülteleri, FİTYE’lerin nasıl daha iyi bir eğitim
alabilecekleri, topluma nasıl daha iyi entegre olabilecekleri ve onlara nasıl daha iyi iş
imkânları sağlanabileceği konusunda araştırma projeleri, seminerler ve konferanslar
düzenlemelidirler.
d.
FİTYE gençlerin meslek tercihlerinde spor ve bilgisayar başta olmak üzere teknik
ve mesleki eğitim alanları ilk sırayı almaktadır. Bu bağlamda, bu alanlarda eğitim
veren üniversitelerden bazıları, YÖK’ün katkı ve teşviki ile, FİTYE’ler için çekim
merkezi olacak bir ―işitme engelliler‖ için ideal bir eğitim alt yapısı oluşturmalıdır.
Eşitlik ve saygı kavramları çerçevesinde ve ülkemizin tabii olduğu uluslararası
mevzuata göre, ―engelliler‖in eğitim tercilerinin alan ve kurum olarak sınırlandırılması
doğru bir yaklaşım değildir. Ama ülkemizde Anadolu Üniversitesi’ndeki Entegre
Yüksekokul benzeri bir çekim merkezinin de FİTYE gençler için oluşturulması, bu
anlayışa ters düşecek bir yapılanma olmayaacaktur. Yapılması gereken konuşma
yetisi gelişmemiş ―işitme engelliler‖in (FİTYE) rahatça derse girip sosyal olarak da
aktif olabilecekleri bir üniversite/yüksekokul alt yapısı kurmaktır.Bu konu ağırlıklı
olarak model önerisi bahsinde tartışılacaktır.
e.
FİTYE gençler kendi işlerinin sahibi olma konusunda özendirilmelidir. Özellikle
gerek ön lisans gerekse lisans düzeyinde meslek ve teknik bölümleri bitiren mezunlar
(ve hatta meslek lisesi mezunları), kültür ve bilim alanlarında eğitim alanlara göre
daha kolay şekilde kendi işini kurma ve sürdürme şansına sahiptirler. Bağımsız ama
üretken bir birey olmak, pek çok FİTYE için, bir başka kurumun içinde çalışıyor
olmaktan çok daha kabul edilebilir, olmalıdır. (Ancak, ülkemizde FİTYE’lerin
beklentileri ne yazık ki ya bir torpille kolay yoldan iş bulma ya da yükseköğrenimden
sonra –tercihan bir kamu kuruluşunda- çalışan olma şeklindedir; aileleri de onları
daha çok bu şekilde yönlendirmekte ve serbest meslek sahibi olma konusunda –
eğer bir aile işi yoksa- cesaretlendirmemekte ve destek sağlamamaktadır) ABD’de bu
alanda çalışan özel sivil toplum ve üniversite grupları vardır (bakınız: Galluadet
Üniversitesi) ve her yıl FİTYE’ler için özel ―expo-show‖lar düzenlenmektedir (―deafthemed trade shows‖, DeafNation Expos- http://deafnation.com-, ASL Expos). (bu
seneki Deafnation World Expo‖ 13-23 Temmuz 2010 tarihleri arasında ABD-Las
Vegas’da yapılacaktır).
2)
FİTYE gençler kendi çevrelerindeki hayatın dışındaki gerçek hayat hakkında
daha fazla ―şey‖ bilmelidirler. Bu sadece beklentilerini yükseltmek için değil
yaratıcılıklarının gelişmesi için de gereklidir (Bakınız: ―Madde 7- Çevre ve Yaşam ile
İlgili Genel Kültür ve Bilgi Düzeyini Geliştirecek Faaliyetleri Destekleme‖)
a.
Bu husus öncelikle FİTYE gençlerin hayattan, dolayısıyla da eğitimden ve
meslek sahibi olmaktan beklentilerinin yükseltilmesi için gereklidir: İşitebilen ve
konuşabilen bir öğrenciye ileride ne olmak istersiniz sorusuna, pek çok cevap
alınabilirse de, herhalde en az alınacak cevaplardan birisi, ―emekli olmak‖ ya da
―emekli olacak bir iş bulup, olunca rahat etmek‖ şeklindeki bir açıklama olurdu. Ancak
belki hepsi için değil, ama FİTYE’lerin önemli bir kısmı için hayattan en önemli
beklenti, o ana kadar ailelerinin ve kısmen de devletin sağladığı koruyucu ortamın
devamının garanti altına alınmasıdır. Bu tercihte o zamana kadarki yaşantılarının ve
önlerindeki örneklerin önemli yeri vardır; ama muhakkak ki en önemli yeri günümüz
toplumunda daha iyi bir eğitim ve iyi bir meslek sahibi olmanın onlara sağlayacağı
maddi ve manevi olanakları bilmiyor olmaları tutmaktadır.
b.
FİTYE gençlerin doğumdan itibaren çevrelerini ve toplumu algılamaları, işiten ve
konuşan yaşıtlarından farklı olmuştur. Üç boyutlu görsel algıya dayanan bir
bilinçlenme ve bilgi edinme tarzı geliştirmiş olmaları, kendilerine bu şekilde bilgi
sunacak ve dünyayı tanıtacak olanaklar olmadığı için onlar yönünden bir
dezavantajdır. Ancak, eğer kendilerine etkin kullanabildikleri iletişim yoluyla yeterli
eğitim ve bilgi edinme şansı verilecek olursa, farklı algılama yeteneklerinin bir avantaj
haline geleceği unutulmamalıdır. Yükseköğrenim programlarında, FİTYE’lerin
farklılıkları ele alınırken sadece dezavantajları değil, avantajları da göz önüne
alınmalı ve farklı algılama tarzları yaratıcılıklarının geliştirilmesinde kullanılacak
şekilde programlar yapılmalıdır. Özellikle görsel algıya dayanan mesleklerde ve
kültür-bilim—spor alanlarında FİTYE’ler dezavantajları kadar avantaja da sahiptirler.
Sonuç olarak; FİTYE’lerin hem beklentilerinin yükseltilmesi ve hem de
dezavantajalrının avantaja dönüştürerek yaratıcılıklarının geliştirilmesi için, kendi
çevrelerindeki hayatın dışındaki gerçek hayat hakkında daha fazla ―şey‖ bilmeleri
sağlanmalıdır. Bu sorunun çözümü, kamusal alanda görev alan her kurum ve
kuruluşa düşen bir sorumluluktur (bakınız: ―hayatı ve toplumu tanıma‖). Bu konuda
sorumluluk ilgili bölümde de bahsedildiği gibi, kamu kuruluşlarından, değişik
alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine, TV ve gösteri dünyasına, film
festivallerinden siyasi partilere kadar toplum yaşantısı içinde yer kaplayan her kurum
ve kuruluşa ve kültür, sanat ve spor alanındaki lider kişilere düşmektedir. Bu
toplumumuzun içinde sayıları az da olsa, FİTYE’lerin olduğunu bilmeli ve verdikleri
hizmet, yayın, tanıtım-propaganda ve gösterilerinde onlara da ulaşacak bir iletişim
yolu kullanmalıdırlar. Üniversite idareleri ve öğrenci toplulukları, sadece kendi
içlerinde düzenledikleri her türlü organizasyonda FİTYE öğrencilerini ve arkadaşlarını
unutmayıp onarlın da faydalanabileceği iletişim ortamları yaratarak ve onların da
sürece aktif katılımını sağlayarak bu sorunun çözümüne belli oranda katkı
sağlayabilirler.
3)
Türkiye İş Kurumu, her eğitim seviyesindeki FİTYE için işaret dili merkezli olarak,
alandaki kavram bilgisini de içerecek şekilde teorik ve pratik meslek edindirme
programları düzenlemelidir. Bu programlar ilgili meslek alanının teşekkülleri,
üniversiteler ve mutlaka ―işitme engelliler‖ sivil toplum örgütleriyle birlikte
gerçekleştirilmelidir.
4)
Türkiye İş Kurumu başta olmak üzere iş sağlama amacıyla faaliyette bulunan her
türlü özel kuruluş ve sivil toplum örgütüne, yetersizlikten etkilenmiş bireylere iş bulma
konusunda kotalar konulmalıdır.
5)
Türkiye İş Kurumu başta olmak üzere iş sağlama amacıyla faaliyette bulunan
her türlü özel kuruluş ve sivil toplum örgütüne, haberleşmelerinde yazılı mesaj (SMS,
e-mail vs) kullanma ve İDİT temini mecburiyeti getirilmelidir.
a.
İş görüşmeleriyle ilgili her türlü randevu, yer, saat ve kişi olarak net bilgiler
içerecek şekilde yazılı yapılmalıdır.
b.
Ne kadar genel olarak bilindiği varsayılan kısaltmalar olsa dahi bu mesajlarda
kısaltmaların kullanılmasından kaçınılmalıdır.
c.
İş görüşmesine giden FİTYE’ye mutlaka İDİT sağlanmalıdır. Eğer kendi
ailesinden bir İDİT temin edebiliyorsa, bu durumda bu İDİT’in yolluk ve yevmiyesi
ödenmelidir.
6)
FİTYE’ler başta olmak üzere yetersizlikten etkilenen bireyler alanında
çalışanların en önemli sorunlarından birisi, alanla ilgili tam ve doğru istatistiklere
ulaşılamamasıdır. Bu ayrı bir madde olarak ele alınmıştır; Türkiye İş Kurumu ve MEB
başta olmak üzere FİTYE öğrencisi olan üniversiteler dâhil, ilgili bütün kurum ve
kuruluşlar FİTYE’lerin eğitim aşamaları ve iş gücüne katılımlarıyla ilgili gerçek
sayılara ulaşma imkânı sağlamalıdırlar.
7)
Pek çok işveren, FİTYE’leri çalışan olarak alma konusunda tereddüt etmektedir.
İşverenlerin tereddütlerinin altında muhtemelen aşağıda belirtilen sorular yer
almaktadır: i) işe alacakları FİTYE’nin iş ortamına uyum sağlayıp sağlayamayacağı,
ii) diğer çalışanlarla ve idarecilerle nasıl anlaşacağı, iii) sık sağlık vb nedenlerle sık
izin alarak işi aksatıp aksatmayacağı, iv) verimliliği, v) yasal olarak iş yerinde bazı
değişiklikler yapmak zorunda kalıp kalmayacağı.
FİTYE’lerin iş yerine uyumları ve verimlilikleri tamamen verilecek iş tanımıyla ilgilidir;
eğer FİTYE’lere verilen işin tanımı, görev ve sorumlulukları net olursa elde edilecek
verim de ona göre olacaktır. Muhakkak ki bir FİTYE gencin, ülkemizdeki pek çok
genç gibi iş hayatına uyumu kendine göre zorluklar içerecektir. Ancak bu zorlukların
aşılması için verilecek bir intibak süresi sonunda FİTYE çalışanlardan yeterli verim
sağlamak mümkün olacaktır (eğer sağlanamazsa ―bir daha FİTYE çalıştırmayalım‖
gibi bir sonuca varmak yerine, aynen işiten-konuşan ama verimsiz elemanlarda
yapıldığı gibi, bir diğer FİTYE’ye şans verilmesi yoluna gidilmelidir). FİTYE’lerle
anlaşmak günümüzdeki teknolojik olanaklarla bir iş yeri için sorun değildir; çünkü
alanları ne olursa olsun günümüzdeki FİTYE gençlerin en iyi olduğu alan bilgisayar
kullanımı, internet ve cep telefonuyla SMS iletişimidir. İşverenler, yolladıkları mail
veya SMS mesajlarını, FİTYE gençler kadar dikkatle takip eden ve hızla cevap veren
bir diğer çalışan bulamayacaklardır.
FİTYE’lerin var olan işitsel yetersizliği, çoğunlukla, diğer vücut sistemlerinde bir
yetersizlik ya da hastalıkla birliktelik göstermez. Bu nedenle FİTYE çalışanların, diğer
çalışanlardan daha fazla sağlık izni kullanacaklarını düşünmek mantıklı değildir.
İş yerinin özelliğine göre güvenlik, etik, sağlık vb yönlerden uyulması gereken
kurallar, FİTYE’lere mutlaka yazılı olarak verilmeli ve varsa kurum içi internet ağında
her an ulaşabileceği şekilde bulundurulmalıdır.
Bunların dışında FİTYE çalıştıran işyerlerine; a) FİTYE’lerin işyerlerine uyumu için
gerekli düzenlemeler varsa bu düzenlemeler için, b) işin özelliklerinden dolayı belli
aralıklarla meslek içi eğitim verilmesi gerekiyorsa, bu süreçlerde FİTYE’lere
sağlanacak tercüme masrafları için, vergi avantajları getirilmelidir.
İşverenler sayıları az da olsa ülkemizde bir FİTYE toplumu olduğunu ve bunların da
tüketici olduğunu bilmelidirler. En az 400.000 kişi olması gereken işitme engelliler ve
ailelerinin oluşturduğu bu camia, FİTYE çalıştıran işyeri için bir süre sonra ―dost bir
pazar‖ haline gelecektir. Özellikle FİTYE çalışanı tarafından, işaret diline çevrilen mal
ve hizmetlerinin sunumu bu camia için son derece cazip olacaktır.
8)
Bu bağlamda; İşitme Engelliler Milli Federasyonu ―FİTYE dostu kamu ve özel
sektör kuruluşları‖nı ilan ve teşvik eden bir program uygulamaya koymalıdır. FİTYE
müşterileri için işaret dilinde sunumlar hazırlayan ve FİTYE çalışanları olan kamu ya
da özel kurum ve kuruluşların bu şekilde teşvikinin ciddi anlamda olumlu etki
yapacağı kanaatindeyiz.
* Ülkemizde Sosyal Hizmetler Kurumu, Türkiye İş Kurumu ya da kamu fonlarıyla
sağlanan destek ile İşitme Engelliler Milli Federasyonu ve bağlı dernekler tarafından
sadece eğitim sürecinde değil iş görüşmeleri sırasında da FİTYE’lere tercüman
olanağı sağlanmalıdır. Sendikalar ve diğer meslek teşekkülleri de zaman içinde hem
kendi üyeleri olan FİTYE meslektaşları hem de kendilerinden hizmet ve/veya mal
alan müşteri FİTYE’ler için bu hizmeti sağlamalıdırlar (bakınız: ―madde 4- eğitim
desteği‖, ―madde 8- İzolasyonla Mücadele ve Farkındalığın Arttırılması‖)
Download