HAFTALIK ORTADOĞU BÜLTENİ (01-07 MART 2010) İÇİNDEKİLER A. POLİTİKA A.1. Maliki Şii rakipleriyle koalisyona hazır A.2. Tılkif’li Hıristiyanlar Peşmerge’ye destek yürüyüşü düzenledi A.3. Irak, seçimlerde geleceğine oy verecek A.4. Irak Başbakanı Nuri El Maliki; Yeni Hükümet’te Koalisyon Gereklidir! A.5. Irak başbakanlığından Mukteda Sadr’ın tutuklanması ile ilgili haberlere açıklama A.6. Sarkozy’den IKYY başkanı Barzani’ye davet A.7. Irak seçiminde ABD-İran çekişiyor A.8. Irak seçimleri bölgesel rekabeti tetikliyor A.9. Irak'tan Suriye'ye zeytin dalı A.10. Karayılan: Irak seçimlerinde tarafsızız A.11. Terör Örgütünden "Seçim Sahteciliği" A.12. Serttürkmen: Irak'ta Demokrasi Kültürü Oluşmaya Başladı A.13. Maliki’den oya karşılık silah A.14. Sadr grubu: Suudiler dedikodu üreterek psikolojik savaş yapıyor A.15. Barzani: “Halen Kürt kanına susamış birçok şövenist ve faşist var” A.16. Kürdistan İttifakı Maliki ile ittifaka sıcak bakıyor A.17. Irak Halkı Sadece Yabancı Gözlemcilere Güveniyor A.18. Irak'ta İlk Oylar Sandıkta A.19. Irak 20 yıl sonra Kuveyt'e büyükelçi atadı A.20. ABD ile Iran Arasında Adeta Bilek Güreşi! A.21. Irak’taki Şii merceiyeti seçimlerde hile yapılmasından endişeli A.22. Barzani, Kürdistan Fetva Meclisi ile toplandı A.23. Oy kullanmaları için tüm hazırlıkları yaptık A.24. Mesud Barzani; “Bugün Kerkük şehrinin bir Kürt şehri olduğunun ispatlanması için önemli bir fırsat” A.25. Seçimlerde 46 Gözlemci A.26. 2.4 Milyon Kürt Bugün Sandık Başına Gidiyor A.27. Irak’ta dini liderler halkı Pazar günkü seçimde sandık başına gitmeye çağırdı A.28. Talabani “4 Büyük Liste Benden Tekrar Aday Olmamı İstiyor” A.29. Maliki “Oy Kullanamayanlar Yarın Sandık Başına Gitsinler” A.30. Irak'ta sandık başı B. GÜVENLİK B.1. Irak işgali Tony Blair'i depresyona soktu B.2. Irak güvenlik güçlerinde Baasçı temizliği B.3. Yaver:”Peşmerge kuvvetleri seçim merkezlerine yaklaşmayacak” B.4. Odierno, 2011’den sonra Kerkük’te bir tugay’ın kalması istiyor B.5. Irak’ta Silahsızlanmaya Karşı İşbirliği Çağrısı! B.6. Irak'ta işbirlikçi Ordu kontrol noktasına saldırı B.7. Irak’ta şubat ayında 352 kişi öldü B.8. Irak Temyiz Mahkemesi Halepçe Olaylarını Soykırım İlan Etti! B.9. Irak Hükümeti 600 Subay ve Polisi Baas’a Bağlılar Diye Görevden Aldı! B.10. ABD’nin Lojistik Güvenlik Birimleri Peşmergeyi Eğitmek İçin Kuzey Irak’ta B.11. Irak’ta mücahitlerden havan ve füze saldırısı B.12. Türkmenleri öldüren çete çökertildi! B.13. Sadiye’de KYB yetkilisinin evine el bombası atıldı B.14. Bağdat'ta patlamalar C. EKONOMİ C.1. Irak’a 1 milyon 100 bin $ ihracat D. TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER D.1. Irak'a yük taşıyan şoförler kontak kapatma eylemi başlattı D.2. Önümüzdeki ay Türkiye konsolosluğu Erbil’de açılacak D.3. TPAO Irak'ta ihale kazandı A. POLİTİKA A.1. Maliki Şii rakipleriyle koalisyona hazır (CNN) Irak Başbakanı Nuri el Maliki, 7 Mart'ta yapılacak genel seçimlerin ardından çoğunluğu elde etmek için ortaklara ihtiyacı olabileceğini belirterek, Iraklı Kürt ya da diğer Şii gruplarla koalisyona hazır olduğunu söyledi. Ulusal Basın Merkezi tarafından duyurulan açıklamasında, "gelecekteki hükümetin oluşturulmasında ittifakların bir zorunluluk olduğunu" belirten Maliki, "Irak Milli İttifakı (IMİ) ile koalisyon ve Kürt koalisyonu, ülkenin inşası açısından önemli bir konu. Bu birlikler, siyasi sürecin ve ulusal birliğin gerektirdiği tarihi ilişkilere sahip" dedi. Başbakan Nuri El Maliki, kendi partisi Dava ile aralarında bazı Sünni aşiret liderlerinin, Şii Kürtlerin, Hıristiyanların ve bağımsızların bulunduğu geniş tabanlı bir ittifak oluşturdu. Dava partisinin kökeni Şii olsa da ittifak mezhepçi olmayan bir platformda seçime katılıyor. İttifakın güvenliğin artmasından fayda sağlama umutları, Bağdat'taki hükümet hedeflerine yapılan bir dizi büyük saldırıyla yara aldı. Bunun yanı sıra ittifak liderlerinin Saddam Hüseyin'in Baas partisi yanlılarının seçime girmesini yasaklama girişimleri de ittifaka zarar verdi. İttifak geçen yıl ocak ayında yapılan yerel seçimlerin birincisiydi. Daha ziyade Şiilerden oluşan IMİ ise Şii oyları açısından Maliki'nin ittifakının baş rakibi durumunda. Kürt ittifakı ise Mesud Barzani'nin lideri olduğu Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) ile Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden (IKYP) oluşuyor. A.2. Tılkif’li Hıristiyanlar Peşmerge’ye destek yürüyüşü düzenledi (Dengê Azad/Musul) Tılkif’li Hıristiyanlar, Peşmerge güçlerinin Musul’da Hıristiyanların öldürülmesinde parmağı olduğu iddiasına karşı rahatsızlıklarını dile getirmek ve Peşmerge güçlerine destek vermek amacıyla gösteri yürüyüşü düzenlendi. Musul’da Hedba ve birkaç Arap çevresinin Kürdistan Peşmerge güçlerinin Musul’da Hıristiyanların öldürülmesinde parmağı olduğu iddiasına karşı rahatsızlıklarını dile getirmek ve Peşmerge güçlerine destek vermek amacıyla dün Tılkif’li Hıristiyanlar gösteri yürüyüşü düzenledi. Gösteride Hıristiyanlar Peşmerge güçleri aleyhinde atılan iddiaları reddederek, Peşmerge güçlerinin bölgedeki Hıristiyanların tek koruyucusu olduğunu dile getirdiler. Hıristiyanlar gösteride ayrıca, Peşmerge güçlerinin denetimi altındaki bölgelerin güvenli bölgeler olduğu için o bölgelere göç ettiklerini dile getirdiler. A.3. Irak, seçimlerde geleceğine oy verecek (Referans) Irak'ta 7 Mart seçimlerinde 325 sandalyeli parlamento için 6 binin üzerinde aday yarışacak. Baas bağlantılı olduğu iddiasıyla Sünni politikacıların bir kısmı yasaklanmış durumda. Bu durum daha seçim gerçekleşmeden havayı gerginleştirdi. Yasağı koyan ise Şii ağırlıklı Güvenilirlik ve Adalet Komisyonu. Irak'taki Amerikalı komutan Ray Odierno bile Sünnilerin adaylıklarını düşürmesine tepkili. Olan bitenin arkasında İran'ın olduğunu düşünüyor. Zaten Irak seçimleri neredeyse ABD ile İran'ın çekişmesine dönmüş durumda. Irak'ta İran'ın etkisi giderek artarken tarihin bir cilvesi olsa gerek ABD, işgal öncesinde ve sonrasında kara listeye aldığı Sünnilere bel bağlamış durumda. ABD ile İran çekişiyor Bağdat'taki gazetecilerden Ömer El Kayyum, "Hatırlayacak olursanız, Irak hakkında hiçbir şey bilmeyen ABD işgal sonrası Baas'la bağlantılı hemen herkesi siyasetten dışlamış, orduyu feshetmiş (bunlar hep Çelebi'nin marifetleri) ülkeyi bir anlamda Şiilere teslim etmişti. Sünnileri hatta Baasçıları denkleme sokmadan Irak'ta istikrar sağlayamayacağını neden sonra anlamıştı. Bu yüzden Sünni aşiretlere para ve silah verilerek El Kaide'ye karşı savaştırılmış; bu durum biraz olsun Sünni-Şii dengesini sağlamıştı. Şimdi de Sünnilerin olmayacağı bir seçimin İran etkisini güçlendireceğini, ülkede çatışmaları yeniden artıracağını düşünüyor. Başka çaresi yok. Sizin ‘çuvalcı general' olarak bildiğiniz General Odierno da Sünnileri denkleme sokmaya çalışıyor" diyor. Kayyum, bu seçimin Irak kadar ABD açısından da önemli olduğunu vurguluyor: "ABD, Şiilerin güçlenmesi halinde ülkenin karışacağını düşünüyor. İran'dan çekiniyorlar. Tüm planlarını asker çekme üzerine yaptılar. Bu planın bozulması halinde kurdukları denklem bozulacak." Kim kiminle yarışıyor Seçimde Şiiler kendi aralarında da kapışacak gibi görünüyor. Başbakan Nuri El Maliki'nin Kanun Düzeni İttifakı ile Şiilerin önemli isimlerinden Ammar El Hekim ile Mukteda Es Sadr'ın Irak Ulusal İttifakı çoğunluk için iddialı. Başbakan Maliki listesine Sünnileri ve laik isimleri de alarak "birlik" görüntüsü vermeye çalışıyor. Yapılan yoklamalarda Başbakan Maliki'nin ittifakı yüzde 30 ile birinci, Sünnilerle birlikte seçime giren eski Başbakan İyad Allawi'nin laik eğilimli Irak Listesi yüzde 22 ile ikinci sırada yer alıyor. NTV'ye konuşan eski akademisyen Ömer Duleymi, "Maliki ve Allawi Şii olmalarına rağmen Sünniler olmadan ve laikliği öne çıkarmadan başarılı olamayacaklarını düşünüyorlar ki bu doğru. Ama etnik partiler hâlâ çok güçlü" değerlendirmesini yaptı. Kürtler de seçime en fazla bölünerek girenlerden. Barzani ve Talabani'nin Kürdistan Listesi, Kürt bölgesinin yeni muhalefet hareketi Değişim Grubu, Kürdistan İslami Birliği ve Kürdistan İslami Hareketi 325 sandalyenin en fazla 60'ını alabilecek. Tabii ki seçildiklerinde mecliste birlikte hareket edecekler. En şansızlar ise Türkmenler. Türkiye'de bilinenin aksine sayıları az olan Türkmenlerin, kendi kimlikleri ile çıkarabilecekleri sandalye sayısı 1 ya da 2. Birçok Türkmen aday etnik değil mezhebi kimlikleriyle ittifaklara katılıp, seçilmeye çalışacaklar. Türkiye için önemli Bu seçim Türkiye açısından da çok önemli. Özellikle ABD'nin çekilme süreci, Kürt açılımı, PKK ile mücadele, ekonomik yatırımlar gibi konuların geleceği de sonuçlara bağlı. Türkiye ve eski Irak koordinatörü olan Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik seçimi çok yakından takip ediyor. Irak'ta seçim, seçim sistemi, seçimden sonraki beklentiler çok karmaşık. Eğer Irak seçimini gönüllü bir birliktelik değil de mezhepler, dinler, etnik kimlikler üzerinden yapacaksa ülkenin geleceği ile ilgili umutlu olmak için hiçbir neden yok. Göreceğiz. A.4. Irak Başbakanı Nuri El Maliki; Yeni Hükümet’te Koalisyon Gereklidir! (kerkukfeneri) Irak Başbakanı Nuri El Maliki Bu sabah Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı ve Bağdattaki kontrol noktalarını ziyaret ederek seçimler öncesi alınan güvenlik önlemleri hakkında bilgiler aldı. Irak’lı Subay ve Askerlerden güvenliğin sağlanması konusunda kendi önerilerinin dinlendiği bir brifing alan Başbakan Maliki, güvenlik kuvvetlerinin alınan güvenlik önlemleri ve istihbarı çalışmaları neticesinde alınan sonuçlardan da övgüyle bahsetti. Güvenlik kuvvetlerinin en büyük görevinin halkı potansiyel terörist saldırılardan koruyarak seçimlerin en üst düzeyde huzurlu ve istikrarlı geçmesini sağlamak olduğunun altını çizen Başbakan Maliki, Irak halkına da güvenlik kuvvetlerine yardımcı olmak bakımından büyük görevler düştüğünü de sözlerine ekledi. Başbakan Maliki, tüm siyasi parti ve koalisyonlardan seçimler sonrasında siyasi çoğunluğu elde edenlerin hükümeti kurma yetkisine sahip olacağını belirtirken, kendilerinden sonra kurulacak hükümetin koalisyon yapmasının şart olduğunu düşündüğünü belirtti. A.5. Irak başbakanlığından Mukteda Sadr’ın tutuklanması ile ilgili haberlere açıklama (YDH) Irak Başbakanlık bürosu, Sadr Hareketi Lideri Mukteda Sadr’ın tutuklanacağı yönünde basında çıkan bazı haberlerle ilgili bir açıklamada bulundu. İran’ın Arapça yayın kuruluşu el-Alem televizyonu, Irak Başbakanlık bürosundan güvenilir bir kaynağın Irak’ın etkili dini ve siyasi liderlerinden Mukteda Sadr’ın ülkeye dönmesi durumunda tutuklanmayacağını söylediğini duyurdu. Irak basınında Sadr hareketi Lideri Mukteda Sadr’ın Irak’a dönmesi durumunda tutuklanabileceğine ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirten söz konusu Iraklı yetkili, el-Alem televizyonuna verdiği demeçte “Iraklı siyasi liderlerden Mukteda Sadr ülkeye dönmesi durumunda tutuklanmayacaktır. Onun ülkeye dönmesi durumunda tutuklanacağına ilişkin basında yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır” dedi. Uzun bir süredir dini tahsilini tamamlamak üzere İran’da bulunan Mukteda Sadr’ın liderliğini yaptığı Sadr grubu, 7 Mart’ta yapılacak parlamento seçimlerine liderliğini Ammar elHekim’in yaptığı Irak İslami Yüksek Konseyi öncülüğündeki Irak Ulusal İttifakı listesinde giriyor. A.6. Sarkozy’den IKYY başkanı Barzani’ye davet (Dengê Azad/Hewlêr) Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’yi Fransa’ya davet etti. 28 Şubat’ta Kürdistan bölge başkanı Mesud Barzani ile bir araya gelen Fransa'nın Bağdat Büyükelçisi Boris Bouillon, Barzani’ye Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'in davet mektubunu illetti. Barzani de Sarkozy’nin davetini kabul ettiğini belirterek, uygun bir zamanda Fransa’yı ziyaret edeceğini kaydetti. Bouillon ayrıca görüşmede, Fransa’nın Kürdistan Bölgesinde tarihi yerler ve toplumsal bilimler alanında Hewler’de bir merkez açacağını ve Fransa’da okumak isteyen öğrencilere daha fazla bursu vereceklerini belirtti. Büyükelçi ayrıca üst düzey Fransalı bir heyet ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti yetkilileri arasında gerçekleşen bir toplantıda, Kürdistan Bölgesinde Petrol kimya sanayinin geliştirilmesine karar verildiğini ve Fransa’nın bu amaç doğrultusunda uzman bir heyeti Hewler’e göndereceğini açıkladı. A.7. Irak seçiminde ABD-İran çekişiyor (ntvmsnbc) Irak’ta 7 Mart seçimlerinde, 325 sandalyeli parlamento için 6 binin üzerinde aday yarışışacak. Baas bağlantılı olduğu iddiasıyla Sünni politikacıların bir kısmı yasaklanmış durumda. Bu durum daha seçim gerçekleşmeden havayı gerginleştirdi. Yasağı koyan ise Şii ağırlıklı Güvenilirlik ve Adalet Komisyonu. ABD İran’la Çekişiyor Irak’taki Amerikalı komutan Ray Odierno bile Sünnilerin adaylıklarının düşürülmesine tepkili. Olan bitenin arkasında İran’ın olduğunu düşünüyor. Zaten Irak seçimleri neredeyse ABD ile İran’ın çekişmesine dönmüş durumda. Irak’ta İran’ın etkisi giderek artarken tarihin bir cilvesi olsa gerek ABD’nin işgal öncesi ve sonrasında kara listeye aldığı Sünnilere bel bağlamış durumda. Hatırlatalım. Irak’ın yapısı hakkında hiçbir şey bilmeyen ABD, işgal sonrası Baas’la bağlantılı hemen herkesi siyasetten dışlamış, orduyu feshetmişti ve ülkeyi bir anlamda Şiilere teslim etmişti. İşgal öncesi Amerika’nın halis adamı sayılan ama şimdi kara listeye alınan Şii kökenli Ahmet Çelebi, Amerika’yı sahte istihbarat bilgileriyle işgale zorlamış, muhalefet oluşturma adı altında milyonlarca dolar götürmüş, ardından hakkında tutuklama kararı çıkmıştı. O isim şimdilerde İran için çalışıyor. Çelebi’nin şu anki misyonu Şii-Sünni bölünmesini derinleştirmek. Nitekim Amerika bile eski adamının bu oyunundan muzdarip. Olan bitenin arkasında İran’ın olduğunu düşünüyor. ABD, Sünnileri hatta Baas'çıları denkleme sokmadan Irak’ta istikrar sağlayamayacağını neden sonra anlamıştı. Bu yüzden Sünni aşiretlere para ve silah verilerek El Kaide’ye karşı savaştırılmış; bu durum biraz olsun Sünni-Şii dengesini sağlamıştı. İran'dan Çekiniyorlar ABD artık Sünnilerin olmayacağı bir seçimin İran etkisini güçlendireceği, ülkede çatışmaları yeniden arttıracağını düşünüyor. ABD, Şiilerin güçlenmesi halinde ülkenin karışacağını düşünüyor. İran’dan çekiniyorlar. Tüm planlarını asker çekme üzerine yaptılar. Bu planın bozulması halinde kurdukları denklem bozulacak. Kim Kiminle Yarışıyor Başbakan Nuri El Maliki’nin Kanun Düzeni İttifakı ile Şiilerin önemli isimlerinden Ammar El Hekim ile Mukteda Es Sadr’ın Irak Ulusal İttifakı çoğunluk için iddialı. Başbakan Maliki, Sünniler ve laik isimlerle “birlik” görüntüsü vermeye çalışıyor. Yapılan yoklamalarda Başbakan Maliki’nin ittifakı yüzde 30 ile birinci, Sünnilerle birlikte seçime giren eski Başbakan İyad Allavi’nin laik eğilimli Irak Listesi yüzde 22 ile ikinci sırada yer alıyor. NTV’ye konuşan eski akademisyen Ömer Duleymi ‘ye göre “Maliki ve Allavi Şii olmalarına rağmen Sünniler olmadan ve laikliği öne çıkarmadan başarılı olamayacaklarını düşünüyorlar ki bu doğru. Ama etnik partiler hala çok güçlü” Kürtler De Seçimlere Bölünerek Giriyor Kürtler de seçimde en fazla bölünerek girenlerden. Barzani ve Talabani’nin Kürdistan Listesi, Kürt bölgesinin yeni muhalefet hareketi Değişim Grubu, Kürdistan İslami Birliği ve Kürdistan İslami Hareketi 325 sandalyenin en fazla 60’ını alabilecekler. Tabii ki seçildiklerinde mecliste birlikte hareket edecekler. En Şanssızlar Türkmenler En şansızlar ise Türkmenler. Türkiye’de bilinenin aksine sayıları az olan Türkmenlerin, kendi kimlikleri ile çıkarabilecekleri sandalye sayısı 1 ya da 2. Birçok Türkmen aday etnik değil mezhebi kimlikleriyle ittifaklara katılıp, seçilmeye çalışacaklar. Bu seçim Türkiye açısından da çok önemli. Türkiye ülkedeki tüm gruplara aynı mesafede durmaya özen göstererek, herkesle ilişkiye geçiyor. Eski Irak koordinatörü olan Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik seçimi çok yakından takip ediyor. Özellikle ABD’nin çekilme süreci, Kürt açılımı, PKK ile mücadele, ekonomik yatırımlar gibi konuların geleceği de sonuçlara bağlı. Ayrıca 1 Mart 2003’deki tezkerenin reddi ile Türkiye’nin doğrudan Irak’a bulaşmamasının ne kadar hayırlı olduğunu o gün işgali destekleyenler bile teslim ediyor. Irak’ta seçim, seçim sistemi, seçimden sonraki beklentiler çok karmaşık. Eğer Irak seçimini gönüllü bir birliktelik değil de mezhepler, dinler, etnik kimlikler üzerinden yapacaksa ülkenin geleceği ile ilgili umutlu olmak için hiçbir neden yok. Son yıllarda etnik ve mezhebi kimliklere yapılan vurgunun abartılması; bu farklılıkların, birlikte yaşama iradesi göstermemesi halinde nasıl bir milliyetçi ve dini tahakküme yol açtığını görmek için Irak’a bakmak yeterli. A.8. Irak seçimleri bölgesel rekabeti tetikliyor (Reuters) Pazar günü Irak’ta yapılacak seçimler, bölgede büyük menfaatleri bulunan İran ve düşmanı ABD'nin yanında, Türkiye ve Suriye gibi komşu ülkeleri belirsiz bir rekabetin içine çekiyor. Irak’tan 2011’de çekilecek olan ABD’nin ardından, 2003’teki işgalden tartışmasız galip taraf olarak çıkan İran, işgalden bu yana Irak üzerindeki nüfuzunu artıran genişletmeye hazır görünüyor. Ancak İran’ın, Bağdat’ta görmek istediği barışçıl, Şii kontrolünde ve ABD düşmanı hükümetin kurulabilmesi için, Tahran’ın Irak’ta güçlü bir milliyetçilik karşıtı bir hareketi yönetmesi gerekiyor. Uluslararası Kriz Grubu (ICG), Irak hükümetinin çok güçsüz, ülkede egemenliğin çok zayıf ve politik sınıfın bölünmüş halde olduğunu ve bu yüzden Irak’ın yabancı güçleri iç işlerine müdahaleye davet eder bir halde olduğunu ifade etti. Seçim öncesi yayınlanan bir raporda, ICG Tahran’ın diplomasi, ticaret, doğalgaz anlaşmaları, yeniden yapılandırmaya yönelik yardımlar ve dini bağışlarda Irak pastasından pay kapmak isteyen diğer Arap ülkelerine göre çok daha etkin bir iş çıkardığı belirtildi. Türkiye Ve Suriye Türkiye ve Suriye sorunlu komşuları Irak’a temkinli yaklaşıyor. Türkiye’nin Kürt milliyetçilerin isteklerine yönelik hassasiyeti ve Kürt kontrolündeki Kuzey Irak’ta bulunan Türkmen nüfusa olan desteği, Irak’ta artan iş anlaşmaları yapmasına engel olmadı. Petrol ve doğalgaz kaynakları konusunda çok dikkatli olan Ankara, Bağdat hükümetiyle arasına mesafe koymak istemiyor. Diğer yandan hükümet İran’la iş yapmaktan memnun olsa da, Tahran’ın nükleer çalışmalarından endişe duyuyor. Türkiye ve İran’ın Kürtler konusundaki endişelerini paylaşan Suriye, Irak’ın Arap kimliğinin altını çiziyor. Şam’ın Irak’la ilişkilerini düzenlerken İran’la uzun süreli ittifakını, Washington’la tesis etme aşamasında olduğu barışı, Iraklı farklı gruplarla olan bağlarını ve Bağdat’ın Arap milliyetçilerinin elinde olması yönündeki arzusunu dengelemesi gerekiyor. Suudiler Tedbirli Kendini Sünni İslam’ın kalesi olarak kabul eden Suudi Arabistan, savaş sonrası İran’ın Irak’ta artan etkisi ve geçmişte azınlık olan Şiilerin güç kazanmasıyla alarma geçmiş durumda. Suudilerin düşüncelerine yakın olan Iraklı analist Mustafa Alani, Riyad’ın Irak’a müdahale etmekten kaçındığını belirtti. Alani, Suudilerin Irak’taki Sünnileri büyük baskı altında olmalarına rağmen desteklemediğini ve Suudilerin faydadan çok sorun getireceğini düşündükleri için Irak’a karışmak istemediklerini ifade etti. ABD’nin Rolü ICG’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika program direktör yardımcısı Joost Hiltermann, seçimlerin sonucu ne olursa olsun politikacıların güç, toprak ve kaynaklar üzerinde temel anlaşmalar yapılmadıkça Irak’ta düzenin sağlanamayacağını belirtti. ABD, geri çekilmesini erteleyecek olsa da Iraklıların hakiki bir etnik ve mezhepsel bütünlük sağlamaları için gerekli anlaşmaların sağlanmasında yardımcı olmalı. Hiltermann, Obama yönetiminin Irak analizinin oldukça iyi olduğunu ve yanlışları nasıl düzelteceklerini bildikleri gibi süresiz olarak Irak’ta kalmak istemediklerini söyledi ve ekledi: “Her halükarda Iraklıların elinde pişmemiş bir anlaşma var.” Seçim Yasağı Ocak ayında Şii kontrolündeki bir komisyon beş yüz civarındaki adayı Saddam Hüseyin’in Baas partisiyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle seçim dışında bırakmış, ABD ve Irak bu gelişmenin arkasında İran’ın olduğunu öne sürmüştü. Seçim yasağı getirilenlerin arasında iki Sünni politikacının olması, seçimlerin, 2005 seçimlerini boykot eden Irak’ın Sünni azınlığının gözünde geçerliliğini yitirmesinin yanında, mezheplerin bir araya gelmesine yönelik ümitleri baltalayacağı korkusunu uyandırdı. Iraklı sosyoloji uzmanı Falih Abdülcabbar, getirilen seçim yasağının İran’ın Maliki’yi küçük düşürmek için yaptığı bir girişim olarak belirtirken, Irak Sorumluluk ve Adalet Komisyonu başkanı Ahmed Çelebi, Reuters’a yaptığı açıklamada İran’ın yasağı tetiklediğine veya yasağın Sünnileri hedeflediğine yönelik iddiaları reddetti. A.9. Irak'tan Suriye'ye zeytin dalı (Zaman) Irak hükümeti, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a, "iki ülke ilişkileri ve ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki temennileri" içeren sözlü bir mesaj gönderdi. Mesaj, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi tarafından iletilirken, Esad ve El Haşimi bir süre görüştü. Resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre, Esad görüşmede, "Irak'taki seçim sürecinin, ülkenin istikrara kavuşması ve ülkede bütünlüğün sağlanması için dönüm noktası olması" yönündeki temennilerini iletti. Suriye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklediğini hatırlatan Esad, Suriye ve Irak arasında "en iyi düzeyde ilişkiler kurmak istediklerini" ifade etti. El Haşimi de Suriye'nin, bu ülkede bulunan Iraklı göçmenler için harcadığı çabaları takdirle karşıladıklarını söyledi. El Haşimi, dün başladığı Suriye ziyareti çerçevesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Suriye'yi ikinci vatanı olarak değerlendirmişti. Suriyeli yetkililerle görüşmelerinde Irak ve Suriye arasındaki anlaşmazlıkların ele alınacağını belirten El Haşimi, "Suriye ve Irak arasındaki anlaşmazlıkların aile içi anlaşmazlıklar olduğunu" vurgulamıştı. El Haşimi, Suriye'de yaşayan Iraklılarla da bir araya gelerek seçimlere katılmasını isteyecek. Irak hükümeti, Ağustos ayında başkent Bağdat'da meydana gelen ve 95 kişinin hayatını kaybettiği saldırılardan Suriye'yi sorumlu tutmuş, saldırıları düzenleyen kişilerin Suriye'de olduğunu öne sürmüştü. A.10. Karayılan: Irak seçimlerinde tarafsızız (Zagros) KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 7 Mart’ta Irak ve Güney Kürdistan’da yapılacak parlamento seçimlerinde hiçbir listeyi desteklemediklerini açıkladı. Karayılan, "Duruşumuz, politikamız ulusal demokratik bir çizgidedir" dedi. ANF’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Irak parlamento seçimlerini önemsediklerini belirtirken, herhangi bir listeye destek vermediklerinin altını çizdi. Herhangi Bir Gücü Desteklemiyoruz Güney Kürdistan’daki seçim atmosferini değerlendiren Karayılan, tam demokratik olmasa da Irak ve Güney Kürdistan’da seçimlerin yapılıyor olmasını iyi bir gelişme olduğunu ifade etti. ‘’Biz olumlu görüyoruz’’ diyen Karayılan, bunun toplumda bir demokratik eğilim gelişmesine vesile olacağını dile getirdi. Karayılan, ‘’Bir iradeleşmeye, sivil toplumcu demokratik eğilimlerin gelişmesine zemin sunacaktır diye düşünüyoruz. Ama biz bu seçimlerde herhangi bir gücü desteklemiyoruz. Irak ve Güney Kürdistan’da yapılan parlamento seçimlerinde biz tarafsızız’’ şeklinde konuştu. Güney Kürdistan’daki birçok aydın, yazar ve gazetecinin PKK’nin tutumunu merak ettiğine dikkat çeken Karayılan, ‘’Bunun için yerel gazetelere açıklayıcı bazı demeçler verdik. Neden bu tutuma sahip olduk? Çünkü Güney Kürdistan’daki halkımız PKK’den bir mesaj bekliyor. Yani ‘PKK ne diyor, kimi destekliyor’, bunu anlamak istiyor ve dikkate de alıyorlar. İşte politikamız; ‘kimseyi desteklemiyoruz’ biçimindedir’’ ifadelerini kullandı. Listeler Çözüm Geliştirmede Yetersizler Neden herhangi bir listeyi desteklemediklerini anlatırken birinci neden olarak kendilerine yakın olan PÇDK’nin seçime girmediğine işaret eden Karayılan şöyle devam etti: ‘’Neden? PÇDK daha çok ideolojik, siyasal, örgütsel faaliyetlerle meşgul, öyle seçim taktiklerine şu aşamada başvurmak istemiyor. Ondan dolayı girmedi. Güney Kürdistan’da geri kalan mevcut dört liste var. Kuşkusuz hepsi aynı değil. Ama biz mevcut bu listelerin dayandığı politikaları yetersiz buluyoruz. Yani Güney Kürdistan’da yaşanan problemlere, Irak ve Güney Kürdistan eksenindeki sorunlara cevap olmada, çözümü geliştirmede eksik ve yetersiz görüyoruz. Çözümleyici olarak gördüğümüz herhangi bir programsal liste yoktur. Biz böyle düşünüyoruz. Ama tabi hepsi aynı değil. Birbirinden farkları vardır. Mesela bazıları daha fazla yerel güçlere, bölge devletlerine dayanma eğilimi içindedir. Bazıları bunu İslami çizgi ekseninde yapmakta, bazıları bunu daha farklı maddi çıkarlar ekseninde yapmakta. Biz öncelikle özgünce dayalı, bağımsız bir çizgiye dayanarak Güney Kürdistan’da çözümleyiciliğin geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Kendi özgücüne dayanan, bağımsız, demokratik ulusal bir çizgiye ihtiyaç olduğunu ve bu eksende siyasetin yapılması gerektiğini belirtiyoruz.’’ Ulusal Demokratik Çıkarla Öne Çıkarılmalı “Bu çerçevede yaklaşıldığında mevcut listelerde yetersizlik vardır. Bu tutumumuzun birinci nedeni budur’’ diyen Karayılan, ikinci neden olarak ise şunları ifade etti: ‘’Ortadoğu bölgesinde Kürt sorunu ve Kürt özgürlük mücadelesi önemli, tarihi bir sürece girmiş bulunmaktadır. Bu süreçte özellikle ulusal demokratik politikalara ihtiyaç vardır. Kürdistani güçlerin kendi aralarındaki çekişmesi ve mücadelesi tamamen demokratik eksende olmalıdır. Ama ulusal demokratik çıkarların öne çıkarılması gereken bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz. Bir de bu temelde böyle bir politikayı esas aldık. Kimse arasına fark koymadan buradaki insanlarımızın kendi tercihlerine göre demokratik gördükleri listelere oy verebileceklerini düşünüyoruz.’’ Karayılan, “Yani duruşumuz, politikamız ulusal demokratik bir çizgidedir. Ama yine de Güney’de ve Irak’ta yapılan seçimleri önemsiyoruz’’ diye kaydetti. Tartışmalı Bölgelerde Ortak Liste Olmalıydı Halkın seçimlere katılarak demokratik bir yarış içinde olması gerektiğini ifade eden Karayılan, ‘’Kimse kimseye şiddet ve zoru dayatmamalı. Bu konuda temennimiz bu çerçevedir. Biz esas olarak Kürt federe hükümetinin denetimindeki alanlarda tüm listelerin demokratik bir çerçevede yarışmalarının çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Ancak henüz problemli olan yani federe hükümetinin denetiminde olmayan, Kerkük, Musul, Ninova, Şengal, Diyala Bağdat’taki Kürtlere yönelik ortak ulusal bir listeyi daha doğru buluyoruz’’ şeklinde konuştu. Karayılan şöyle devam etti: "Oralarda ulusal demokratik güçler arasında güç birliği olabilirdi. Fakat Güney Kürdistan’da seçime giren dört ayrı liste var. Birbirleri arasındaki gerginliğe bakıldığında öyle bir araya gelmeleri de mümkün değil." Seçimlere Ulusal Çerçevede Yaklaşıyoruz PÇDK’nin seçimlerde aldığı pozisyona da dikkat çeken Karayılan şunları söyledi: ‘’Şimdi PÇDK ise kendi çevrelerine, hitap ettiği kitleye bir şeyler söylemek zorunda. Boykot etmiyor, ama somut bazı şeyler söylemek zorunda nihayetinde. Bu sorunu çözmek için, yerel düzeyde hangi partidendir değildir, buna bakmaksızın, kendisine yakın gördüğü, ulusal demokratik duruşa sahip bazı şahsiyetlerle anlaşma yapmış, protokoller imzalamış. Çünkü bu seçim sisteminde birey ve listeyi destekleme var. İşte bazı kişilerin tercih edilmesi ekseninde PÇDK anlaşma yaptığı demokratik insanları destekliyor. Biz PÇDK’nin bu politikasına saygı duyuyoruz. Ama biz PKK olarak ulusal çerçevede soruna yaklaşıyoruz.’’ Karayılan, son olarak ‘’Ulusal demokratik çerçevede bu soruna yaklaşıp bu seçimlerin Güney Kürdistan’da demokratizasyona vesile olmasını, demokratik zihniyetin, tarzın gelişmesine zemin olmasını teşvik ediyoruz. Mevcut güçler arasında da herhangi bir tercihte bulunmuyoruz. Biz bu temelde Güney’de seçimlere giren tüm demokratik yurtsever insanlara başarılar diliyoruz’’ dedi. A.11. Terör Örgütünden "Seçim Sahteciliği" (ebmhaber.com) Irak'ın kuzeyindeki kamplarda barınan terör örgütü PKK'nın, 7 Mart 2010 tarihinde yapılacak genel seçimlerde özellikle hassas bölgelerde "sahtecilik yapılacağı" yönündeki ihbarlarda da artış yaşandığı bildirildi. Irak'ın kuzeyindeki kamplarda barınan terör örgütü PKK'nın, 7 Mart 2010 tarihinde yapılacak genel seçimlerde özellikle hassas bölgelerde "sahtecilik yapılacağı" yönündeki ihbarlarda da artış yaşandığı bildirildi. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, genel seçimlere katılmayan, terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki siyasi uzantısı Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi'nin (PÇDK) seçimlerde "sahtecilik" yapmayı planladığı belirlendi. Bir ihbar üzerine harekete geçen yerel güvenlik güçleri, Kerkük kalesi civarındaki bir hücre evine baskın düzenledi. Yapılan operasyonda, Suriye uyruklu PKK yandaşları adına düzenlenmiş 500 sahte kimlik ele geçirildi. Aramalarda 250 bin sahte ABD Doları da bulundu. Operasyonda, sahte kimlik düzenlediği ve ülkeye sahte dolar getirdiği öne sürülen O.H. ve N.A. isimli örgüt sorumlularının yakalandı. Irak'ın kuzeyinde bulunan ABD Silahlı Kuvvetleri Komutanı Peter Noel, geçen ay, "Seçim öncesinde propaganda çalışmalarında kullanılmak üzere 4 milyon sahte dolar getirildiğini öğrendik" açıklamasını yapmıştı. A.12. Serttürkmen: Irak'ta Demokrasi Kültürü Oluşmaya Başladı (voanews) Irak 7 Mart Pazar günü yapılacak milletvekili seçimine hazırlanıyor. Uzmanlar Irak’ta ilk kez çok canlı bir seçim kampanyası yürütüldüğünü vurguluyor. Irak Türkmen Cephesi Kuzey Amerika Temsilcisi Asıf Serttürkmen, Amerika’nın Sesi’ne Iraklı Türkmenlerin seçim hazırlıklarını, beklentilerini ve kaygılarını değerlendirdi. Irak Türkmen Cephesi, 7 Mart’ta yapılacak seçimlere El Irakiye koalisyonu ile birlikte katılacak. Irak’ın 6 ilinde yaşayan Türkmenler, Kerkük’ten 2 adayla seçime giriyor. Irak Türkmen Cephesi, Kerkük’ün dışında Selahaddin, Erbil ve Musul gibi önemli kentlerde aktif bir seçim kampanyası sürdürüyor. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Irak Türkmen Cephesi Kuzey Amerika Temsilcisi Asıf Serttürkmen, Irak’ta seçimin bu kez çok farklı bir atmosferde gerçekleşeceğini söylüyor. Serttürkmen, bu durumu Iraklıların artık demokrasiye daha fazla inanıyor olmasından kaynaklandığını düşünüyor. Serttürkmen, "Geçmiş seçimlerle bu seçimler arasında fark var. Geçen seçimler sandıkların çalınması, Türkmenlerin sandık başına gitmesinin zorla engellenmesi gibi yollarla demokrasiden uzak bir ortam içerisinde gerçekleştirildi. Bu seçimlerde atmosferin farklı olmasını bekliyoruz. Çünkü son 7-8 yıl içerisinde Irak halkının demokrasiye inancı değişti. Demokrasiye daha fazla inanılıyor. Kürt partilerinin içinde parçalanmalar oldu. Yeni değişim hareketi de ortaya çıkınca onlar da değişik bir atmosfer içinde çalışıp Irak'ın bir parçası olmak istediklerine karar verdiler" diye konuşuyor. Serttürkmen, “seçimle gerginlikler giderilemez” diye düşünen bazı gözlemciler kadar olumsuz bir bakış açısı taşımadığını vurguluyor. Serttürkmen, şiddet olayları yaşanabileceğini ancak bölgede bazı dengelerin oturması için zamana ihtiyaç olduğunu söylüyor. Irak Türkmen Cephesi Kuzey Amerika Temsilcisi Asıf Serttürkmen, Türkmenler’in canlı bir seçim kampanyası yürüttüğünü ve olumlu beklentiler içinde olduğunu belirtiyor. Serttürkmen, "Kerkük'ten iki adayımız var. Birisi Eşret Salihi diğeri de Jale Neftçi. Kampanyalar devam ediyor. Diyala, Erbil, Selahaddin, Musul ve hatta Bağdat'ta kampanyalarımız devam ediyor. Biliyorsunuz Türkmenler Irak'ın 6 ilinde yaşıyorlar. Geçen seçimlere nazaran beklentilerimiz de çok büyük. Türkmenlerin, yüzde 85 ile yüzde 90'ı seçimde sandık başına gitme sözü verdi" diyor. "Kerkük Irak'ın Bir Parçasıdır, Ayrılamaz" Statüsü konusunda hala ilerleme sağlanamamış olan Kerkük’ün sadece Irak’ın sorunu olmadığını vurgulayan Serttürkmen, Türkmenlerin Kerkük’ü Irak’ın ayrılamaz bir parçası olarak gördüğünü vurguluyor. "Kerkük sadece Irak'ın sorunu değildir artık uluslararası bir konu haline gelmiştir" diyen Serttürkmen, "Kerkük bir Türkmen şehridir. Irak'ın bir parçasıdır. Kerkük'te Irak'ın bütün halkı yaşama hakkına sahiptir. Yani Kerkük küçük bir Irak olarak gözükmektedir. Kürt partileri bile Kerkük'ün sürekli bir Kürt kenti olduğunu iddia ettiler ama şimdi o iddialar da düşmeye başladı. Çünkü Kerkük Irak'ın bir parçasıdır ve Irak'tan ayrılamaz" şeklinde konuşuyor. Asıf Serttürkmen, kimi uzmanların Amerikan askerlerinin Irak’tan tamamen çekilmesinin bölgeyi daha büyük bir karmaşaya sürükleyebileceği endişesini de yorumladı. Serttürkmen, Amerika’nın Irak’ta her etnik kökenin temsil edildiği kuvvetli bir ordu kuruluncaya ve Irak bölgesel gücünü kazanıncaya dek Irak’tan tamamen çekilmeyeceğini düşünüyor. Serttürkmen, çekilme takviminin hayata konmasının tüm bu koşulların sağlanmasından sonra gerçekleşebileceğini söylüyor. A.13. Maliki’den oya karşılık silah (gercekgundem.com) Irak Başbakanı’nın seçim öncesinde aşiretlere para ve silah dağıttığı öne sürüldü. Irak Ulusal İstihbarat Servisi’nin eski sözcüsü El Alusi ve Meclis Ahlak Komisyonu Başkanı El Sayidi, El Maliki’nin seçimlerde kendisine oy vermeleri için aşiret liderlerine binlerce silah verdiğini söylediler. El Alusi, El Maliki’yi istihbarat servisini silahsız bırakmakla da suçladı. Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin yaklaşan seçimler öncesinde oylarını kazanmak için ülkedeki aşiret liderlerine silah ve para dağıttığı öne sürüldü. Bu pazar yapılacak seçimler öncesinde siyasetteki halihazırdaki yüksek tansiyon daha da artarken dikkatler oylamaya ilişkin yolsuzluk iddialarına çevrildi. Irak Ulusal İstihbarat Servisi’nin eski sözcüsü Saad el Alusi, Şii Başbakan El Maliki’yi, desteklerini almak amacıyla özellikle güneydeki aşiret liderlerine silah dağıtmakla suçladı. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesinin haberine göre, El Alusi ayrıca 2008 yılının sonunda kurumun istihbarat yetkililerinin kullanmaları için Sırbistan’daki üretici firmadan 8 bin silah sipariş ettiğini ancak son dakika El Maliki’nin bu anlaşmayı durdurduğunu iddia etti. Bu iptalin sonrasında El Maliki’nin kendilerinden bağımsız yaptığı yeni bir anlaşmayla 10 bin tabanca sipariş ettiğini öne süren El Alusi, bu silahların Başbakan tarafından seçim propagandası olarak kullanıldığını savundu. El Alusi, ilk anlaşmanın iptali sonucu şu anda istihbarat servisinin elinde yeterli silah bulunmadığını da söyledi ve hükümeti mezhepçi olmakla suçladı. ‘190 çalışan görevden alındı’ Haberde, yaklaşık bir hafta öncesine kadar Ulusal İstihbarat Servisi’nin sözcülüğünü yapan El Alusi’nin bu süre içinde başka bir bakanlıkta görev yapmasının istendiği ve ardından görevinden ayrıldığı kaydedildi. Yapılan yorumlarda, Ulusal İstihbarat Servisi’nin bugüne kadar hükümetle yakın işbirliği içinde olduğuna işaret edilerek yeni görevden ayrılan sözcünün açıklamalarının beklenmedik olduğu kaydediliyor. Bir dönem daha iktidarda kalma amacında olan El Maliki’nin Ofisi ile Ulusal İstihbarat Servisi arasında ilk gerginliğin sinyali geçen ağustosta gelmiş, hükümet kurumun başkanını görevinden almıştı. El Alusi de son haftalarda hükümetle kurum arasındaki gerginliğin yükseldiğine dikkat çekerek yaklaşık 190 çalışanın hükümet yetkililerinin kararıyla servisten atıldıklarını söyledi. Bu kişilerin görevlerine son verilmelerindeki asıl nedenin ise başbakanlık ofisinden gelen emirleri yerine getirmemek olduğunu belirtti. Irak Meclisi Ahlak Komisyonu Başkanı Şeyh Sabah el Sayidi de “El Maliki, Amara, Nasiriye, Divaniye ve daha birçok bölgede aşiret liderlerine yüzlerce silah dağıttı” dedi. El Sayidi, bu silahların Amerikan yapımı olduğunu ve geçen yıl ülkeye geldiğini savundu. Bunun oy satın alma için ucuz bir yol olduğunu söyleyen El Sayidi, “Saddam Hüseyin de aynısını yapmıştı. El Maliki bu silahları aşiretlere kendilerini korusunlar diye veriyor. Onları korumak istiyor ama hâlâ her gün yargıç ve avukatlar öldürülüyor. O zaman Irak ordusu ve polisinin rolü ne?” diye konuştu. El Sayidi, komisyonun El Maliki’ye seçim kampanyası için devlet kaynaklarından ne kadar kullandığını soracağını da belirtti. Zarf içinde para Ülkenin güneyindeki Nasiriye’deki Konsey üyesi Awda Ali ise El Maliki’nin geçen hafta bölgeye bir ziyaret gerçekleştirdiğini ve silahların yanı sıra liderlere içinde yaklaşık 1 milyon Irak Dinarı (yaklaşık 1500 TL) bulunan zarflar dağıttığını öne sürdü. Anbar’daki aşiret liderlerinden Şeyh Nuri el Duleymi de El Maliki’nin bir yardımcısının geçen hafta bölgeyi çantasında 10 milyon dinarla ziyaret ettiğini ancak kendilerinin bu rüşveti kabul etmediklerini söyledi. El Maliki yönetimi ise usulsüzlük iddialarını reddediyor. Ancak Irak hükümet sözcüsü Ali Debbağ’ın suçlamaları reddederken kullandığı ifadeler bazı soru işaretleri yarattı. Debbağ, silahların dağıtımını aşiretlerin güvenliklerini sağlamaya katkı olarak verilen hediye olarak değerlendirerek “Bunun seçim kampanyası ile bir ilgisi yok” dedi. A.14. Sadr grubu: Suudiler dedikodu üreterek psikolojik savaş yapıyor (YDH) Sadr grubu, Suudi Arabistan’a bağlı medya kuruluşlarını kendilerine yönelik psikolojik savaş yürütmekle suçladı. Sadr grubu, Suudi Arabistan’a bağlı medya kuruluşlarını kendilerine yönelik psikolojik savaş yürütmekle suçladı. Sadr grubu yetkililerinden Şeyh Abdulhadi Muhammedavi, Suudi Arabistan’ın Mukteda Sadr’ın tutuklanacağına dair yalan haberler üreterek kendilerine karşı psikolojik savaş yürüttüğünü söyledi. Bazı Arap ülkelerini kendilerine bağlı medya aracılığıyla seçimleri etkilemeye çalışmakla suçlayan Muhammedavi, İran’ın Arapça yayın kuruluşu el-Alem televizyonuna verdiği demeçte Suudilere bağlı medya kuruluşlarının Mukteda Sadr’ın tutuklanacağına dair haberler yapmasının Sadr Hareketi’ne yönelik bir psikolojik savaş olduğunu söyledi. Araştırmaları sonucunda Mukteda Sadr’ın tutuklanacağına ilişkin uydurma haberlerin Başbakan Nuri el-Maliki’nin bürosuna mensup bazı kişiler tarafından söz konusu edildiğini iddia eden Muhammedavi, el-Alem muhabirinin “Ama Başbakan Maliki’nin bürosu bu haberi yalanladı” hatırlatması üzerine “önce haberi yayıyorlar sonra da yalanlıyorlar, böylece halkı şaşkınlığa düşürmeyi amaçlıyorlar” dedi. Mukteda Sadr’ın halktan ülkenin onurunu ve bağımsızlığının koruyan, işgalcilere karşı çıkan ve yolsuzluklara bulaşmamış olan kişilere oy vermelerini istediğini söyleyen Muhammedavi, ülkenin bazı bölgelerinde parayla oy satın alındığına dikkat çekerek “Bazı Arap ülkelerinin Irak’ta çıkarları var; onlar bazı siyasi gruplara para vererek kişilerin oylarının satın alınmasını sağlıyorlar ve para aldıkları gruplara oy vereceklerine dair Kur’an üzerine yemin ettiriyorlar” dedi. Sadr grubu yetkilisi Muhammedavi, Irak halkının meselelerin farkında olduğunu belirterek Irak’ın siyasi haritasının değişeceğini söyledi. A.15. Barzani: “Halen Kürt kanına susamış birçok şövenist ve faşist var” (Dengê Azad/Hewlêr) Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani dün Hewlêr’de Peşmerge Kuvvetlerinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Bağdat’ta ki temsilcilerinin Kürtlerin haklarını koruması için, Kürdistan halkının seçimlere katılması gerektiğini belirtti. Barzani, Kürdistan Peşmerge Kuvvetlerini Kürt halkının düşmanları hakkında uyararak; ” Peşmerge şunu bilmeli ki halen Kürt kanına susamış birçok şövenist ve faşist var. Bundan dolayı peşmerge, Kürt halkını korumak ve Kürtlerin bir kez daha acı ve işkence çekmemesi için sürekli, silahlı bir güç olarak hazır bulunmalı” dedi. Barzani konuşmasına devamla; ”Biz başkasına zülüm yapan bir gücümüzün olmasını istemiyoruz, kimsenin bir daha Kürt halkına zülüm yapmaması için güç sahibi olmak istiyoruz. Kürdistan’ın tek çatı altında, peşmerge bakanlığının emri altında düzenli bir askeri güce sahip olması için kapsamlı bir plan uygulamaktayız. Sayın Celal Talabani de bu konuda tam destek veriyor. Bu süreç sorunsuz ilerliyor. Peşmerge bakanlığının sistemi büyük oranda kurulmuş, şu ana kadar 4 yeni tugay daha oluşturuluyor.” dedi. Barzani tüm siyasi tarafların bu sürece destek vermesini isteyerek; ”Peşmere bakanlığının oluşturulması konusu siyasi propaganda malzemesi yapılmamalı. Peşmerge, partiler arası çekişmelere malzeme yapılmamalı, çünkü peşmerge tüm Kürdistan’ın mülküdür” dedi. Kürt halkından 7 Mart’ta yapılacak Irak seçimlere aktif bir şekilde katılmasını isteyen Barzani, Kürtlerin Bağdat’taki konumunun güçlenmesi ve haklarının parlamentoda korunması için herkesin sandık başına gitmesi gerektiğini söyledi. A.16. Kürdistan İttifakı Maliki ile ittifaka sıcak bakıyor (Dengê Azad/Hewlêr) Kürdistan İttifak Listesi üyesi A. Zengene de, Maliki gibi seçimlerden sonra Kürdistan İttifakı ile Kanun Devleti Listesi’nin ittifak kurabileceklerini belirtti. Irak Parlamentosundaki Kürdistan İttifak Listesi üyesi Abdülgalib Zengene, Mart ayında yapılacak seçimlerden sonra Nuri Maliki ve Kürdistan İttifak Listesi arasında ittifak kurulabileceğini ve bunun çok normal olduğunu belirterek; “Bu seçimlerde hiç bir liste, Irak parlamentosunda tek başına 1+50 oranında sandalye alamaz” dedi. Zengene, Iraklı gazetecilere verdiği demeçte; “Nuri Maliki’nin seçimlerden sonra oluşacak parlamentoda Kürdistan İttifak Listesi ile ittifak kurmayı düşündüğüne yönelik açıklamalar yapmasını olağan karşılıyoruz. Çünkü şimdiden bu seçimlerde hiç bir siyasi gücün tek başına parlamentodaki 1+50 sandalyeyi alamayacağı öngörülüyor. Maliki’nin de başka siyasi gruplarla ittifak kurmak zorunda. Maliki’nin ittifak kuracağı en yakın güçler ise Kürdistan İttifak Listesi ile Ulusal İttilaf Listesidir. Tabiki Ayad Alavi’nin listesi El Irakiye ile de ittifak kurabilir” dedi. Zengene açıklamasında; “Bu ittifak uzlaşma prensibi temelinde olmayacaktır. Çünkü bu siyasi bir ittifak olacaktır. Yeni hükümet kabinesinin kurulması birkaç ayı alabilir ve seçimlerde sandalyelerin çoğunu alan liste yeni hükümet kabinesini kuracaktır” dedi. A.17. Irak Halkı Sadece Yabancı Gözlemcilere Güveniyor (haberfx.net) Irak halkı seçimleri takip edecek olan yabancı gözlemcilere güvendiklerini, ancak yerel gözlemcilere kesinlikle güvenmediklerini söyledi. Irak halkı seçimleri takip edecek olan yabancı gözlemcilere güvendiklerini, ancak yerel gözlemcilere kesinlikle güvenmediklerini söyledi. Genel seçime sayılı günler kala siyasiler halktan oy toplamak için gezilerini sürdürüyor. Irak Koalisyon Grubu'ndan Eski Irak Başbakanı İyad Allavi ve şimdiki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi halkın arasına girdi. Bağdat kent merkezinde bulunan İmam-ı Azam Türbesi'ne gelen siyasetçiler burada sevgi gösterileriyle karşılandı. İlk olarak gelen Tarık El Haşimi halkı selamladıktan sonra meydandan ayrıldı. Daha sonra Eski Irak Başbakanı İyad Allavi de halk tarafından sevgi gösterileriyle karşılandı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede onlarca polis görev aldı. Silahların gölgesinde halkı selamlayan Allavi türbeye girerek dua etti. Bu sırada türbe önünde kısa süreli bir izdiham yaşandı. Polis izdihama neden olan halkı kontrol etmekte güçlük çekti. Allavi, daha sonra türbeden ayrılarak yoğun güvenlik önlemleri altında bölgeden ayrıldı. Iraklı vatandaş Arsonel Adnan, yolsuzluğun olmadığı bir seçim istediklerini belirterek, "Biz bu seçimde yolsuzluk olmasını istemiyoruz. Kimin kazanacağına halk karar verecek. Biz Iraklılar olarak en çok yabancı gözlemci istiyoruz. Biz oyumuzun başkalarına gitmesini istemiyoruz. Biz yeni kurulacak devletten yolsuzluk istemiyoruz. Çünkü halk çok yoruldu. Durumumuz hiç iyiye gitmiyor. 4 yıldır bu hükümet başımızda ama hiçbir şey yapmadı. Devletin askerleri evimize giriyor ve ailemizi katlediyor. Bizim suçumuz nedir. Umarım bunlar değişecektir" dedi. Iraklı Osman Mehdi ise yabancı gözlemcilerin seçimi sonuna kadar takip etmesi gerektiğini ifade ederek, "Biz halka hizmet eden bir hükümet istiyoruz. Yolsuzluk olmasını istemiyoruz. Iraklı gözlemcilere güvenmiyoruz. Bu hükümete de güvenmiyoruz. Umarım ne Ahmedinejad ne de başka birileri seçimimize karışmazlar" dedi. Iraklı Said İbrahim de, herkesin sandık başına gitmesi gerektiğini ve kazanacak hükümetin yolsuzluklardan uzak durması gerektiğini söyledi. A.18. Irak'ta İlk Oylar Sandıkta (haberdiyarbakir.com) Irak genel seçimi için, durumları özellik oluşturan seçmenler için oy kullanma süresi, bugün başladı. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Hewler Ofis Sorumlusu Hendırên Muhammed Salih, AKnews'e verdiği demeçte, "oy kullanma işlemleri bu sabah saat 07.00’den başladı ve bu gün akşam saat 17.00’e kadar devam edecek" dedi. Irak'ta bugün oy kullanmaya başlayanlar, güvenlik güçlerinin yanı sıra, hastalar ile hastane çalışanlarını ve 5 yıldan az ceza alan mahkumları kapsıyor. Kürdistan Bölgesi'nde bu kapsamda 125 bini aşkın seçmen bulunuyor. Yüksek Seçim Komisyonu Hewler Ofis Sorumlusu Hendırên Muhammed, bugünden itibaren oy kullanılmaya başlanan sandıkların da, diğer sandıklar gibi 8 Mart günü açılacağını bildirdi. Irak genel seçimlerine 18 ilden 19 milyon ve yurt dışında 16 ülkede yaşayan bir milyon 900 seçmen katılacak. Partiler, Irak Temsilciler Meclisi'nin 82'si kadınlara ayrılan toplam 325 sandalyesi için yarışacak. Seçimde, bin 803'ü kadın toplam 6 bin 172 aday için oy verilecek. Bu seçimde 600 bin seçmen ilk defa oy kullanma hakkı olacak. Seçim süreci, 22 Ağustos 2009 tarihinde seçmen kayıtlarının yenilenmesiyle başlanmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) Bağdat, Ninova, Enbar, ve Kerkük illerinde 13 grup halinde seçimleri gözleyecek. Ayrıca, 500 uluslar arası gözlemci, 70 Arap Birliği gözlemcisi, 250 bin yerel gözlemci ve 100 de Avrupa Birliği (AB) gözlemcisi seçimlerde hazır bulunacak. ABD Kongresi üyesi 6 kişi de seçimde Irak'ta olacak. Bu arada, seçimi, yabancılar da dahil toplam bin 800 gazeteci takip edecek. A.19. Irak 20 yıl sonra Kuveyt'e büyükelçi atadı (Dünya Bülteni/Haber Merkezi) 1990 yılında Kuveyt'i işgal eden Saddam yönetimi döneminde kesilen diplomatik ilişkiler 20 yıl aradan sonra düzeliyor. Bağdat yönetimi 20 yıl aradan sonra Kuveyt'e ilk defa büyükelçi gönderiyor. 1990'da Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali ile kopan ilişkileri düzeltmeye yönelik en ciddi adım olarak görülen bu hamle, Irak dışişleri bakan yardımcısının bir yerel televizyona yaptığı açıklama ile duyuruldu. Mohammed Hac Mahmud, "Irak, Muhammed Hüseyin Bahr El-Ulûm'u Kuveyt'e 1990 yılından bu yana atanan ilk büyükelçisi olarak seçti" dedi. Irak'ta 2003 yılında Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasından bu yana bir büyükelçilik ve bir maslahatgüzar bulunuyordu. Ancak Irak 1990 işgalinden bu yana Kuveyt'e ilk kez bir elçi gönderdi. Kuveyt ise Irak'a bir yıl önce büyükelçisini atamıştı. İki ülke arasındaki ilişkilerde, özellikle Irak'ın Kuveyt'e ödemesi gereken 60 milyar dolarlık borç nedeniyle gerginlik devam ediyor. A.20. ABD ile Iran Arasında Adeta Bilek Güreşi! (haberalemi.net) Irak'ta yapılacak seçimlerden Şiilerin güçlü çıkarak ülkenin İran'a yakınlaşmasından endişe eden ABD, işgal sırasında mesafeli durduğu Sünnilere yakınlaşmaya başladı. Pravda gazetesi, Irak’ta 7 Mart’ta, gerçekleştirilecek seçimler sonrasında Şiilerin güçlenmesinden ve bunun Irak’ı İran’a yakınlaştırmasından endişe edildiğini yazıyor. Gazete, Irak’ı işgali sırasında Sünnilere mesafeli duran Amerika Birleşik Devletleri’nin, şimdi Sünnilere yakınlaşmaya çabaladığını yazıyor. Irak’ta 7 Mart seçimlerinde, 325 sandalyeli parlamento için 6 binin üzerinde aday yarışacak. Baas bağlantılı olduğu iddiasıyla Sünni politikacıların bir kısmı yasaklanmış durumda. Bu durum daha seçim gerçekleşmeden havayı gerginleştirdi. Yasağı koyan ise, Şiilerin çoğunlukta olduğu Güvenilirlik ve Adalet Komisyonu. Irak’taki Amerikan kuvvetlerinin komutanı Ray Odierno Sünnilerin adaylıklarının düşürülmesine tepkili. Olan bitenin arkasında İran’ın olduğunu düşünüyor. Zaten Irak seçimleri yüzünden Amerika Birleşik Devletleri ile İran arasında adeta bir bilek güreşi yaşanıyor. Amerika Birleşik Devletleri, işgal sonrası Baas’la bağlantılı hemen herkesi siyasetten dışlamış, orduyu feshetmiş ve ülkeyi bir anlamda Şiilere teslim etmişti. Amerikan yönetimi, başlangıçta dışladığı Sünnileri hatta Baasçıları denkleme sokmadan Irak’ta istikrar sağlayamayacağını anladı. Amerika Birleşik Devletleri artık Sünnilerin olmayacağı bir seçimin İran etkisini güçlendireceğini, ülkede çatışmaları yeniden arttıracağını düşünüyor. Amerikalı yetkililer, Irak’tan Amerikan askerlerinin çekilmesi durumunda, Şiilerin daha da güçlenmesinden ve Irak’ın tamamen İran’ın nüfuz alanına girmesinden kaygı duyuyor. Almanya’dayız Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Şili’de deprem sonrası yağmalama olaylarını durdurmakta yetersiz kalan hükümetin, afet bölgesinde olağanüstü önlemler aldığını yazıyor. Haberde depremden en fazla zarar gören yerlerden biri olan ülkenin ikinci büyük kenti Konsepsiyon’da sokakta zırhlı araçların dolaştığı bildiriliyor. Depremin ekonomik bilançosunun 25 milyar dolar olduğunu yazan gazete, bu rakamın Şili’nin gayrisafi yurtiçi hâsılasının yüzde 10’unu oluşturduğunu belirtiyor. Haber şöyle devam ediyor. Hükümet Konsepsiyon’a 11 binden fazla asker sevk etti ve yerel saatle 20.00’den sonra başlayan sokağa çıkma yasağı, ertesi gün öğlen saatlerine dek uzatıldı. Böylece kent halkı 16 saat boyunca evlerine ya da sığındıkları noktalara hapsoldu. Askerlerin su, yiyecek ve yatak dolu kamyonları sokağa çıkma yasağı kalkana dek kent dışında beklettiği bildiriliyor. Güvenlik kuvvetleri yağmalama olaylarına karışan yüzlerce kişiyi tutukladı. Bu arada başkent Santiago ile Konsepsiyon kenti arasında havadan yardım köprüsü oluşturuldu. Bu sayede afet bölgesine 120 tonu gıda olmak üzere 300 tondan fazla yardım gönderilmesi amaçlanıyor. A.21. Irak’taki Şii merceiyeti seçimlerde hile yapılmasından endişeli (YDH) Irak’taki Şii dini otoritelerinin 7 Mart’ta yapılacak parlamento seçimlerinde hile yapılmasından endişe duydukları bildirildi. Irak’taki Şii dini otoritelerinin 7 Mart’ta yapılacak parlamento seçimlerinde hile yapılmasından endişe duydukları bildirildi. Fransız haber ajansının bildirdiğine göre Necef’teki Şii merceiyetine yakın bir kaynak, kendilerine bazı seçim merkezlerinde kısa bir süre sonra çıkan mürekkepler kullanılacağı bilgisinin ulaştığını belirterek dini mercilerin seçimlerde hile yapılmasından endişe duyduklarını söyledi. Öte yandan İran’ın Arapça yayın kuruluşu el-Alem televizyonu, Irak’ın en büyük dini otoritesi Ayetullah Sistani’nin dini medrese öğrencilerinden halkı seçimlere yoğun olarak katılmaya davet etmelerini istediğini duyurdu. Ayetullah Sistani’nin seçimlere etkin bir şekilde katılımın sağlanması için seçimlerde dini ilimler havzasını tatil ettiğini belirten el-Alem, Iraklı din alilerinden Latif Amidi’nin Ayetullah Sistani’nin öğrencilerin halkı seçimlere katılma konusunda teşvik etmelerini sağlamak için medreseleri tatil ettiğini söylediğini nakletti. El-Alem, Iraklı siyasi gözlemcilerin Ayetullah Sistani’nin seçimlere katılım konusunda gösterdiği bu benzersiz tutumun 7 Mart seçimlerine beklenenden daha fazla katılım gösterilmesine sebep olacağını söylediklerini ifade etti. El-Alem’e demeç veren Irak Araştırmaları Merkezi Başkanı Nimet İbadi, seçimlere katılım oranının yüzde 70 civarında olacağını tahmin ettiğini belirterek “bu seçimlere herkesi şaşırtacak bir katılım olacak” dedi. Irak’ta geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimlere yüzde 51 oranında katılım olmuştu. A.22. Barzani, Kürdistan Fetva Meclisi ile toplandı (Dengê Azad/Hewlêr) Kürdistan bölge başkanı Mesud Barzani, bugün Salahaddin kasabasında Kürdistan Bölgesi Fetva ve Araştırma Yüksek Meclisi ile ilk toplantısını düzenledi. Kürdistan bölgesi Diyanetişleri Bakanı Kamil Ali Aziz toplantının başında yaptığı konuşmada, Kürdistan bölgesi hükümetinin yeni kabinesinin gerçekleştirdiği ilk toplantıda, bölge başkanı Mesut Barzani’nin Kürdistan bölgesinde dini bir merci rolü oynayacak bir fetva meclisinin kurulmasını istediğini hatırlatarak ;” O toplantıdan beri bakanlık olarak bu meclisin kurulması için yoğun bir şekilde çalıştık, Allah’a şükürler olsun bu meclisi kurduk. Bugün buraya başkan Barzani’ye teşekkür etmeye ve meclisin kurulduğu müjdesini vermeye geldik. Bu meclis Kürt halkının dini sorunlarını çözmeye çalışacak ve çıkarılacak fetvaları değerlendirecek, yüksek dini bir merci olacak. En kısa zamanda meclisin çalışma programını belirleyerek bölge başkanına sunacağız” dedi. Daha sonra söz hakkı alan Mesud Barzani, meclisin kurulmasını kutlayarak ;” Toplumda yüksek ahlakın yerleşmesi ve gelişmesi ile beraber Kürdistan bölgesi de gelişecektir. Din olumsuz davranışları engelliyor, din ve millet sevgisi birbirinden ayırt edilemez. İnsan’ın Allah korkusu olmayanlardan korkması gerek, eğer Allah korkusu olursa, makamı ver görevi ne olursa olsun kötü işler yapmaz” dedi. Barzani, Fetva Meclisi konusunda ise ;” Bazı durumlarda çözümünü dini bir mencinin bulması gereken sorunlar ile karşılaşıyoruz ve bu konudaki karar, dini konularda uzman ve alim olan kimseler tarafından verilmeli. Bu meclisin çağdaş bir akıl ve mantık ile çalışma yürütmesi gerek, aldığı kararlar toplumun bir kesiminin rahatsız ve tahrik olmasına neden olmamalı. Kürdistan, içinde yaşayan dini ve etnik toplulukların kardeşçe beraberce yaşaması ile tanınan bir coğrafyadır, sürekli de böyle kalması gerekiyor. Bu meclis fetva verilirken Kürdistan’ın özgün konumu göz önünde bulundurmalı, çünkü siyaset de olsun dini konularda olsun bu özgünlük göz önünde bulundurulmazsa, hatalar ile karşılaşılır.” A.23. Oy kullanmaları için tüm hazırlıkları yaptık (A.A) Irak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Farac El Haydari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yarın yapılacak seçimde 19 milyon Iraklı seçmenin, 51 bin seçim merkezinde sorunsuz bir şekilde oy kullanmaları için tüm hazırlıkları yaptıklarını söyledi. El Haydari, yurt dışında yaşayan ve sayıları milyonlarla ifade edilen Irak vatandaşları için aralarında Türkiye'nin de bulunduğu toplam 16 ülkede seçim merkezleri oluşturduklarını da hatırlattı. Seçimler için 100 ülkeden gözlemci istediklerini belirten El Haydari, şunları kaydetti: "Jimmy Carter ve Nelson Mandela'ya seçimlere gözlemci sıfatıyla katılmaları için davet gönderdik. BM, Avrupa Birliği, Arap Birliği, İslam Konferansı Teşkilatı'nın yanı sıra uluslararası sivil kuruluşlardan ve birçok ülkeden 500'e yakın gözlemci izleyecek. Irak'ta büyükelçiliği bulunan onlarca ülkenin büyükelçileri de gözlemci olarak seçimlerde yer alacak. Dünyada en fazla uluslararası gözlemcinin katıldığı seçim, pazar günü (yarın) yapılacak. Türkiye en fazla gözlemci gönderen ülkelerin başında yer alıyor" dedi. Türkiye'nin Katkıları Türkiye'den çeşitli kurum ve kuruluşlardan toplam 46 kişi, Irak seçimlerine uluslararası gözlemci sıfatıyla katılacak. Bu arada, Türkiye'nin Irak'taki seçim hazırlık çalışmalarına yaptığı katkılara değinen El Haydari, "Türkiye bize karşılıksız ve ön koşulsuz yardım sundu. Çalışanlarımız Türkiye'de eğitildi. Türkiye, her fırsatta her türlü yardıma hazır olduğunu dile getiriyor. Bundan dolayı Türkiye'ye teşekkür ediyoruz" dedi. Irak parlamentosundaki 325 sandalye için yarışacak ittifak, parti ve adaylar hakkında bilgi veren El Haydari, seçimde yarışacak 6 bin 200 adayın 167 partiden oluşan 12 koalisyon ve 74 partiden katıldıklarını ve bu adaylardan bir kısmının da bağımsız olduğunu söyledi. El Haydari, ayrıca, Adalet ve Soruşturma Komisyonu tarafından seçimlere katılması engellenen 512 adaydan 270'inin partileri tarafından başka adaylarla değiştirildiğini, 28'nin temyiz mahkemesinin kararıyla seçimlere katılma hakkını kazandığına dikkat çekti. Güvenlik Kuşakları Öte yandan, Irak İçişleri Bakanı Yardımcısı ve seçim güvenliğinden sorumlu olan Korgeneral Aydın Halid Beyatlı, aldıkları güvenlik önlemleri hakkında AA muhabirine bilgi verdi. Beyatlı, ordu, polis ve istihbarattan güvenlik güçlerinin seçmenlerin, seçim merkezlerinin ve adayların güvenliğini sağlamak için ortak çalışacaklarını, her tür önlemi aldıklarını, bu önlemlerin yeni hükümet kurulana kadar devam edeceğini kaydetti. Aldıkları güvenlik tedbirleri hakkında ayrıntılı bilgi vermeyen Beyatlı, hazırladıkları güvenlik planının duruma göre işleyeceği söyledi. Bu arada, bazı kaynaklar, seçimde alınan güvenlik önlemleri çerçevesinde bu akşamdan itibaren pazartesi sabahına kadar havaalanları ve sınır kapılarının kapanacağını, yine bu akşamdan pazartesi sabahı saat 06.00'ya kadar şehirlerarası ulaşımın yasaklanacağını belirtti. Seçim merkezlerinin etrafında 3 güvenlik kuşağı oluşturulacağı, bu kuşaklardan en dıştaki kuşağın ordu mensuplarından, ikinci kuşağın polislerden ve içteki kuşağın da istihbarat mensuplarından oluşacağı kaydedildi. Irak'ın 18 ilinde seçim boyunca güvenliği sağlayacak güvenlik gücü sayısının 800 bin civarında olduğu ifade edildi. Amerikan güçlerinin de, seçim boyunca Iraklı güvenlik güçlerine destek vermesi bekleniyor. A.24. Mesud Barzani; “Bugün Kerkük şehrinin bir Kürt şehri olduğunun ispatlanması için önemli bir fırsat” (Dengeazad) Mesud Barzani seçimler öncesi Kerküklülere seslenerek ;” Bugün Kerkük şehrinin bir Kürt şehri olduğunun ispatlanması için önemli bir fırsatın olduğuna inanıyor ve sizden elinizdeki bu fırsatı kaçırmamanızı istiyorum.” Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, 1991 yılındaki büyük Kürt halk ayaklanmasının yıldönümü ve 7 Mart’ta gerçekleşecek Irak seçimleri vesilesiyle Kürt halkına hitaben yayımladığı bir bildiride, Pazar günü yapılacak seçimlere değinerek, Kerkük’ün bir Kürt şehri olduğunun ispatlanması için seçimlerin önemli bir fırsat olduğunu belirtti. 1991 yılında başlayan büyük Kürt halk ayaklanmasının öneminden söz eden Mesud Barzani, Kürtlerin birlik olduğu müddetçe hiç bir güç ve hiç bir diktatörlüğün Kürtlerin özgürlüğü ve başarısı önünde engel olamayacağına vurgu yaparak; “ Kürtler nasıl ki diktatör Baas Rejimine karşı ortak bir ruhla birlik içinde mücadele edip başarı elde eti ise bugün de aynı ortak ruhla Federal Irak’ta birçok başarıyı elde edebilir” dedi. Kürtlerin ortak yaşam ve hoşgörü kültürünün çok güçlü olduğunu dile getiren Başkan Barzani, Kürtlere Irak genel seçimlerine aktif bir şekilde katılmaları konusunda çağrıda bulunarak; “Bizim gücümüz, aramızdaki ittifaktadır. Kürt halkı arasındaki birliğin ve ittifakın daha fazla güçlendirilmesi ve meşru haklarımızın güvence altına alınması için de Bağdat’a birçok temsilci göndermemiz gerekiyor. Kürtlerin kendi aralarında farklı görüş ve düşünceleri olabilir fakat önemli olan Bağdat’ta ortak bir tavra sahip olmamızdır. Kürt halkı hangi siyasi gruba oy vereceği konusunda özgürdür” dedi. Bildiride “Önümüzde halen birçok zorlu engel var. Halen bazı taraflar, Kürt halkının Irak Anayasasında güvence altına alınan kazanımlarının Kürt halkından geri alınmasını istiyor” diyen Mesud Barzani; “Bundan dolayı Bağdat’a göndereceğimiz temsilcilerimizin meşru haklarımızın güvence altına alınması konusunda mücadele yürütmek için Bağdat’a gittiklerini çok iyi bilmeleri gerekiyor ve onların mücadele silahları ise anayasa ve kanunlardır.” diye konuştu. Barzani ;”Seçimlerden sonra bizim dostumuz olan ve ortak birçok yönümüzün olduğu siyasi partilerle ittifak kuracağız. Her şeyden öncede başta 140. maddenin uygulanması olmak üzere anayasaya güveni olan olan siyasi güçler ile ittifak kuracağız. Ben burada özellikle Kerkük’teki sevgili kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Sevgili Kerküklü kardeşlerim! Bugün Kerkük şehrinin bir Kürt şehri olduğunun ispatlanması için önemli bir fırsatın olduğuna inanıyor ve sizden elinizdeki bu fırsatı kaçırmamanızı istiyorum. Ayrıca Kürdistan Peşmerge Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinden vatandaşların güvenli bir ortamda oylarını özgürce kullanmaları için gerekli güvenlik tedbirlerini almalarını istiyorum. Seçimlerin şeffaf ve başarılı bir şekilde gerçekleşmesini temenni ediyorum. Halk oy vermede özgür olmalıdır. Seçimlerde hiç bir siyasi grup ve partiye engel olunmamalıdır” diye belirtti. A.25. Seçimlerde 46 Gözlemci (Denge Azad) Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Irak'ta 7 Mart pazar günü yapılacak parlamento seçimlerinin, "Irak'taki demokratikleşme ve istikrar çabalarının başarıya ulaşması ve ülkenin bekleyen sorunlarının siyasi uzlaşı temelinde çözümü açısından hayati önem taşıdığını" bildirdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Gerek Irak'taki tüm siyasi gruplar, gerek uluslararası toplum, söz konusu seçimlerin güvenlik içinde, barışçıl bir ortamda, adil ve şeffaf bir şekilde, uluslararası teamüllere uygun olarak, mümkün olan en geniş katılımla gerçekleştirilmesini ve seçim sonuçlarının Irak halkının özgür iradesini yansıtmasını beklemektedir" denildi. Açıklamada, "seçim sürecinin Irak halkı ile uluslararası camia nezdinde herhangi bir meşruiyet tartışması yaratmadan tamamlanmasıyla Irak'taki siyasi süreçte önemli bir merhalenin aşılacağı" kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı, "Irak'ta siyasi uzlaşının ve demokrasi kültürünün pekişmesine büyük önem atfeden" Türkiye'nin, Irak Yüksek Seçim Komisyonu'nun davetini dikkate alarak, Irak seçimlerini "kalabalık bir gözlemci grubuyla" izleyeceğini bildirdi. Seçim sürecinde, Dışişleri Bakanlığı, Bağdat Büyükelçiliği, Musul ve Basra Başkonsoloslukları, üniversiteler ve akademik araştırma kuruluşları mensuplarından oluşan 46 gözlemcinin görev yapacağı, Türkiye dışından bazı ülke ve uluslararası örgütlerin de Irak'a seçim gözlemcisi gönderdikleri kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı, "Türkiye'nin, seçimlerin sükunet içinde adil, demokratik ve şeffaf şekilde başarıyla gerçekleştirilmesini ve Irak'ın istikrarı ile toplumsal ve siyasal ahenginin bu süreçte güçlenmesini temenni ettiğini; dost ve kardeş Irak halkının karşı karşıya bulunduğu güçlükleri beraberlik, hoşgörü ve sağduyuyla aşacağına inandığını" belirtti A.26. 2.4 Milyon Kürt Bugün Sandık Başına Gidiyor (PNA) Bugün Irak ve Kürdistan ’da Irak Genel seçimleri başladı. Yabancı devletlerden gelen 622 gözlemci seçim sürecini takip edecek. Kürdistan Bölgesinden 2,4 milyon vatandaş’ın sandık başına gitmesi bekleniyor. Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu dün Başkent Hewler’de uluslar arası gözlemcilerinden oluşan bir grubunda katıldığı bir toplantı gerçekleştirmişti. Toplantıda 38 yabancı ülkeden 622 kişi uluslararası gözlemci sıfatıyla seçim sürecini takip edecekleri bildirildi. Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Hewler Bürosu Başkanı, Özel Seçim günü isimleri listelerde yer almadıkları için oy kullanamayanların bugünkü Genel Seçimde oy kullanabileceklerini söyledi. Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun Kürdistan Hükümeti Sorumlusu Tara Abdullah da, Seçim sürecinin uluslar arası kamuoyunun takibinde yürüdüğünü belirterek, Kürdistan Bölgesi’nde 38 parti veya siyasi gruplardan toplam 381 parlamento adayı olduğunu ve 2,4 milyon Kürdistan vatandaşının sandık başına giderek oy kullanacağını bildirdi. A.27. Irak’ta dini liderler halkı Pazar günkü seçimde sandık başına gitmeye çağırdı (PNA) Bazı liderler Cuma hutbelerinde oy kullanmanın dini bir görev olduğunu söyledi. Bağdat’ta en güçlü Şii kuruluşlarından birinin lideri Ammar- el-Hakim, on binlerce yandaşını oy kullanmaya çağırdı. Bağdat Sadr bölgesinde de binlerce kişi radikal Şii lider Muktada el Sadr’ın gösterdiği adayları destekleme gösterisi düzenledi. Bu arada yurt dışında yaşayan Iraklılar parlamento seçimleri için oy vermeye başladı. Oy verme işlemleri halen 14 ülkede devam ediyor. BM göçmen dairesi yaklaşık 2 milyon Iraklının yurtdışında yaşadığını tahmin ediyor. Iraklı göçmenlerin çoğunluğu Suriye ve Ürdün’de yaşıyor. Öte yandan dün başlayan erken oy verme işlemi sırasında düzenlenen saldırılarda Bağdat’ta yedisi asker 15 kişi öldü. Aralarında asker, polis, sağlık görevlisi, hasta ve tutuklular bulunan yaklaşık 1 milyon Iraklı Pazar gününden önce oyunu kullanabiliyor. A.28. Talabani “4 Büyük Liste Benden Tekrar Aday Olmamı İstiyor” (PNA) Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Irak Genel Seçimlerine katılan dört büyük listenin kendisini tekrar Irak Devlet Başkanlığı için aday göstermesini istediklerini bildirdi. Talabani BBC’ye verdiği özel bir demecinde Irak Seçimlerine katılacak ve en çok oy getirmesi beklenen dört büyük listenin kendisinden tekrar Irak Devlet Başkanlığı için aday olmasını istediklerini bildirdi. Talabani, BBC’ye verdiği demeçte, “Bence yakında kurulacak olan yeni Irak Hükümeti çoğulcu bir hükümet olacak, çünkü ulusalcı hükümet tarzı başarı yakalayamıyor, hükümetin yapacağı işler önüne engel teşkil ediyor. Kürdistan İtifak Listesi’de yanı Irak Hükümeti kurucularından olacak.” İfadelerini kullandı. Talabani ayrıca, “Bence yakında Kurulacak Irak hükümetinde Şiilerin iki büyük listesi, Kürtler ve sembolik olarak Sünnilerden oluşup diğer partilerde muhalefette yer alacaklar.” Dedi. A.29. Maliki “Oy Kullanamayanlar Yarın Sandık Başına Gitsinler” (PNA) Federal Irak Başbakanı Nuri El Maliki, özel seçimde oy kullanamayanların yarınki genel seçimde sandık başına gitmelerini istedi. Nuri Maliki, özel seçimde oy kullanamayanların hatalarının olmadığını hatanın İç İşleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’ndan kaynaklandığını belirterek, İç İşleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nın birçok seçmenin isimlerini Irak Yüksek Seçim Komisyonuna iletemediğini söyledi. Maliki, özel seçimde oy kullanamayan bütün vatandaşların yarın Pazar günü yapılacak genel seçimlerde oy kullanabileceklerini ifade etti. A.30. Irak'ta sandık başı (BBC Türkçe) Kamuoyu yoklamaları, parlamentonun 325 üyesinin belirleneceği seçimlerde yarışın Başbakan Nuri el Maliki ile eski Başbakanlardan İyad Allavi'nin ittifakları arasında geçeceğine işaret ediyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra bölge ülkeleri, özellikle de İran seçimleri yakından izliyor. B. GÜVENLİK B.1. Irak işgali Tony Blair'i depresyona soktu (Independent) İngiltere’de piyasaya sürülen bir kitap, Irak Savaşı’nın gerekli olduğunda ısrar eden ve işgali başlatmak için kitle imha silahları yalanını bile öne süren eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in işgal sonrasında ciddi depresyona girdiğini öne sürdü. Andrew Rawnsley’in “The End of the Party” (Partinin Sonu) adlı kitabında, Tony Blair’in Irak işgalinin en şiddetli çatışmalara sahne olduğu 2003 ve 2004 yıllarında, gazetelere yansıyan savaş haberleri yüzünden moralinin çok bozuk olduğu belirtildi. Independent, söz konusu kitapta, savaş yüzünden aldığı eleştiriler nedeniyle ağır baskı altında kalan Blair’in parlamento görüşmeleri esnasında dalıp gittiği, hatta geceleri gördüğü kâbuslar nedeniyle yatağından fırladığı ifade edildi. Gordon Brown Baskısı 2004 yılında dönemin Ekonomi Bakanı Gordon Brown’a görevini bırakacağını söyleyen Blair, eşi Cherie ve yakın arkadaşlarının isteği üzerine kararından vazgeçmişti. Blair, geçen ay işgal için sunduğu delilleri inceleyen Chilcott soruşturmasında, İngiltere’nin kaybettiği askerlerin ailelerini öfkelendirmemek için pişman olmadığını söylemişti. Ancak The Observer gazetesi yazarı Rawnsley’in kitabında, Blair’in söylediklerini tersini hissettiği ifade edildi. Kitapta ayrıca, Blair’in görevi süresince gergin olduğu Gordon Brown’ın baskısı altında kaldığı ve bu durumun onu iyice depresyona soktuğu ileri sürüldü. B.2. Irak güvenlik güçlerinde Baasçı temizliği (YDH) Irak güvenlik güçleri içerisinde görev yapan yüzlerce Baasçı subayın işten çıkarılması için çalışma başlatıldığı bildirildi. Irak güvenlik güçleri içerisinde görev yapan yüzlerce Baasçı subayın işten çıkarılması için çalışma başlatıldığı bildirildi. Irak’ta yayımlanan ed-Dustur gazetesi, Baasçıların devlet kademelerinden temizlenmesinden sorumlu Adalet ve Soruşturma Komisyonu Yürütme Kurulu Başkanı Ali Lami’nin, Irak güvenlik güçlerindeki yüzlerce Baasçının görevlerine son verilmesi için çalışma başlatıldığını söylediğini duyurdu. Ali Lami, gazeteye verdiği demecinde Irak güvenlik güçleri içerisinde eski rejimden kalma yaklaşık 150 subayın görev yapmakta olduğunu belirterek bu kişilerin de bu çalışma kapsamında ele alınacağını söyledi. Söz konusu 150 subay içerisinde “Saddam’ın Fedaileri” adlı grubun üyelerinin de bulunduğunu belirten Lami, Bağdat eski Operasyon Komutanı Abud Ganber’in de ordudan atılacak Baasçı subaylar arasında yer aldığını belirterek Ganber’in emekliye sevk edileceğini söyledi. B.3. Yaver:”Peşmerge kuvvetleri seçim merkezlerine yaklaşmayacak” (Dengê Azad) Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanlığı Resmi Sözcüsü Cebar Yaver, Kürdistan Peşmerge Kuvvetlerinin seçim gününde yalnız Kürdistan’ın sınır bölgelerini koruyacaklarını söyledi. Yaver peşmerge kuvvetlerinin seçimlerde uygulanacak güvenlik planındaki rolü hakkında yaptığı açıklamada; “Peşmerge gücü seçimlerin gerçekleşeceği gün, tüm seçim merkezlerinden uzak olacaktır. Peşmerge gücü yalnız her zaman olduğu gibi Kürdistan Bölgesinin sınırlarını korumakla yükümlü olacaktır. Kürdistan Bölgesinde Peşmerge gücü, seçim merkezlerini korumakla yükümlü olmayacaktır. Çünkü seçim merkezlerinin etrafı güvenlik güçleri ve polisler tarafından korunacaktır” dedi. Kürdistan Bölgesi Peşmerge gücünün sınır bölgelerdeki güvenliği sağlamanın yanı sıra, ihtilaflı bölgelerde de güvenliği sağlamakla yükümlü olduğunu belirten Cebar Yaver; “Peşmerge gücü Kerkük, Musul, Diyala da seçimlerden bir gün önce ve seçimler sonuçlanana kadar bu bölgelerde güvenliği sağlayacaktır ve daha sonra eski bölgelerine geri dönecektir. Seçim günü, Peşmerge gücü, ABD, Irak askeri güçleri ve emniyet güçleri ile birlikte bu bölgelerde güvenliği sağlayacaktır” diye konuştu. B.4. Odierno, 2011’den sonra Kerkük’te bir tugay’ın kalması istiyor (Dengê Azad/Kerkük) Irak’taki Amerikan güçleri komutanı Raymond Odierno, Amerikan Başkanı’ndan 2011’de başlanacak olan geri çekilmeden sonra Kerkük’te bir askeri tugay’ın kalmasını istedi. Amerikan Dış Siyaseti Dergisinde yayınlanan bir habere göre Irak’taki Amerikan güçleri komutanı Raymond Odierno resmi olarak Amerika Başkanı Barack Obama’dan geri çekilmeden sonra Kerkük’te bir askeri tugay kalmasını talep etti. Derginin iki önemli kaynağa dayandırdığı haberinde tugayın görevinin tartışmalı bölgelerin korunması olduğu bildirilirken, Amerika’nın bu konunun çözümü için ciddi çaba sarf ettiği dile getirildi. Dergi ayrıca, Odierno’nun gayri resmi olarak Barack Obama’nın konuya olumlu bakmadığı, Irak’ta kalacak askerlerin görevinin sadece danışmanlık olacağını ilettiği bildirildi. B.5. Irak’ta Silahsızlanmaya Karşı İşbirliği Çağrısı! (Kerkuk feneri) Irak güvenlik kuvvetleri sözcüsü Tümgeneral Kasem Atta bir basın toplantısı düzenleyerek, seçimlere bir kaç gün kaldığını ve aldıkları istihbaratlar doğrultusunda El Kaide ve diğer silahlı guruplardan kaynaklanabilecek saldırılara karşı tüm Irak halkının duyarlı olmasını beklediklerini söyledi. Özellikle demokratik ve huzurlu bir seçim için güvenlik kuvvetlerinin üst düzeyde alarmda olduğunu belirten Atta;”Irak halkının adımları bizler için çok önemlidir. Vatandaşlar gördükleri şüpheli şahısları ya da şüpheli araçları derhal güvenlik güçlerine bildirmedirler. Unutmamalıdır ki Irak güvenlik güçleri Irak halkının can ve mal güvenliği için vardır” diye konuştu. Tümgeneral Kasem Atta daha güvenli bir Irak için sivil halkı silahsızlanma konusunda da işbirliğine çağırdı. B.6. Irak'ta işbirlikçi Ordu kontrol noktasına saldırı (Heyet) Irak'ın Musul şehrinde sivil halkı hedef alan saldırılar düzenleyen işbirlikçi hükümet ordusuna intikam saldırıları düzenliyor. 1'i Albay 5 işbirlikçi hükümet askeri yaralandı. Musul şehrinde bulunan hükümet ordusuna bağlı kontrol noktasına el bombalı saldırı düzenlendiği kaydedildi. Saldırı sonucu içlerinde biri albay olmak üzere beş hükümet askeri yaralandı. Tamamının şehirdeki Devre el Hammam bölgesindeki hastaneye nakledildiği bilgisi verildi. Hükümete bağlı asker ve polis güçlerinin sivil halkı hedef alan saldırılarına aralıksız devam etmesi karşısında cevap olarak gecikmeden bu tür cevaplar geliyor. B.7. Irak’ta şubat ayında 352 kişi öldü (ANF) Irak'taki şubat ayında meydana gelen saldırı ve çatışmalarda 211’i sivil 352 kişinin öldüğü bildirildi. Sağlık, Savunma ve İçişleri bakanlıklarının verilerine göre, Şubat ayında 211’i sivil, 45’i polis ve 96’i asker olmak üzere toplam 352 kişi öldü. Yine aynı dönemde 414 sivil, 155 polis ve 115 asker olmak üzere toplam 684 kişi de yaralandı. Buna karşın geçen ay içinde 52 militanın öldürüldüğü, 661’inin de yakalandığı belirtildi. Irak’ta ocak ayında meydana gelen saldırı ve çatışmalarda 135 sivil hayatını kaybetmişti. Iraklı yetkililer, sivil ölümlerin artmasının, yaklaşan parlamento seçimleri nedeniyle artan saldırı ve çatışmalardan kaynaklandığını söyledi. B.8. Irak Temyiz Mahkemesi Halepçe Olaylarını Soykırım İlan Etti! (kerkukfeneri) Irak Temyiz Mahkemesi, yaklaşık 5 bin kişinin kimyasal silahla öldürüldüğü Halepçe katliamının “soykırım” olduğu yönünde tarihi bir karara imza attı Irak Temyiz Mahkemesi bugün aldığı kararda Halepçe’nin 16 Mart 1988’de maruz kaldığı kimyasal saldırıyı “soykırım” olarak kabul etti. Halepçe davası avukatlarından Bekir Hamad Siddiq, kararın mahkeme heyeti tarafından çoğunlukla kabul edildiğini belirterek, ‘insanlık karşı işlenen suç’ yerine soykırım ifadesinin kabul edildiğini söyledi. Halepçe’de Neler Olmuştu? Halepçe Katliamı İran-Irak Savaşı esnasında, Saddam Hüseyin’in, 1986-1988′de Irak’ın kuzeyinde yaşayan Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı imha operasyonunun bir parçasıdır. Saddam Hüseyin’in 23 Şubat – 6 Eylül 1988 tarihleri arasında El-Enfal Harekâtını şiddetlendirdiği dönemde Mart ayının ortasında İran ordusu Zafer-7 Harekâtı adlı genel taarruzu başlattı. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne bağlı Peşmergeler de İran Ordusu’yla güç birliği yaparak Halepçe kasabasına girdi. Saddam Hüseyin İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî’ye (batı medyası tarafından ‘Kimyasal Ali’ lakabı ile bilinir)’e zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti. ‘Kimyasal Ali’16 Mart 1988′de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Halepçe sakinleri, İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5.000′den fazla insanın öldüğü, 7.000′den fazla insanın da yaralandığı tahmin ediliyor. Ancak Irak Savaşı’ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edildi. 19 Ağustos 1988′de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçe’yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söylenmektedir. Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli ‘The Sydney Morning Herald’ gazetesinde yayımlanan ‘Experiment in Evil’ başlıklı makalesinde, Halepçe’de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki’nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. B.9. Irak Hükümeti 600 Subay ve Polisi Baas’a Bağlılar Diye Görevden Aldı! (kerkukfeneri) Iraklı yetkililer, yaklaşık 600 subay ve polisi, kapatılan Baas Partisi’ne bağlı kaldıkları gerekçesiyle görevlerinden aldı. Iraklı subayları görevlerinden almaktan sorumlu Komiteye Başkanlık eden Ali El Lami konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu karar, Adalet ve Sorgulama Komitesinin ilgili Bakanlıklarda ve üst düzey yetkililerin direktifleri üzerine incelendikten sonra alındı” dedi. Yine bu yetkilinin ifadesine göre, hâlihazırda Irak İstihbarat Bakanlığında çalışmakta olan 150 Subay ile Savunma Bakanlığından da 150 Subay daha emekliliğe ayrılmaları için tanıtıldılar. Iraklı bu yetkili ayrıca İçişleri Bakanlığından da 190 Subayın emekliliğe gönderildiklerini belirtirken, ülkenin eski diktatörü Saddam Hüseyin’e bağlı milis güçlerle irtibatları olmakla kuşkulu 84 kişinin de görevlerinden alındıklarını bildirdi. B.10. ABD’nin Lojistik Güvenlik Birimleri Peşmergeyi Eğitmek İçin Kuzey Irak’ta (PNA) Amerikan Birleşik Hükümetine bağlı Locistik güvenlik eğitmenleri Kürdistan Peşmerge Bakanlığı bünyesinde bulunan Peşmergeleri eğitmek için Kürdistan’a geldi. ABD’nin Lojistik özel eğitmenleri Peşmerge güçlerini eğitmek için Kürdistan’a geldi. Kürdistan Bölge Hükümetinin Peşmerge Bakanı Şeyh Cafer Mustafa ve Kürdistan bölgesinin Askeri Üst düzey yöneticileri Kürdistan’a gelen Amerikan Lojistik güvenlik güçlerini hava alanında karşıladı. Peşmerge Bakanı Şeyh Cafer Mustafa, Kürdistan’a gelen ABD’ye ait Locistik eğitmenlerine sıcak bir karşılama töreni düzenleyerek, en kısa sürede Kürdistan Peşmergelerinin iyi eğitilmesini umut etti. ABD’nin Lojistik askeri üst düzey komutanları Barbiro ve Mayerzi, Peşmergelerin en kısa sürede eksikliklerinin giderilmesi için düzenli bir program gerçekleştireceklerini dile getirdiler. Amerikan Locistik Eğitmenleri daha sonra Kürdistan’da ilk resmi toplantılarını gerçekleştirdiler. Locistik güçler Kürdistan Bölgesinin Üst düzey askeri birimleri ile bir araya gelerek yapacakları program hakkında bilgi verdiler. B.11. Irak’ta mücahitlerden havan ve füze saldırısı (Cihaderi.net) Irak'ta Mücahitler Ordusu işgalcilerin el Bekr üssünü havanlarla vurdu. Fatihin ordusu işgal üssünü füzeyle vurdu. İşgalcilere malzeme taşıyan araç imha edildi. Irak'ta Şubat 2010 faturası; Mücahitler Ordusundan Havan Mücahitler Ordusu havan topları birimine bağlı savaşçıların daha öncesinde hava üssü olarak kullanılan el Bekr üssünde konuşlanan Amerikan işgal üssünün 82 mm havan topu mermileri ile vurulduğunu söyledi. Operasyonun video kaydı kamuoyu ile paylaşıldı. Fatihin Ordusundan İşgalcilere Füze Fatihin Ordusu yayımladığı video kaydında kendisine bağlı Halid bin Velid Tugayına bağlı mücahitlerin güney Bağdat'ta Amerikan işgal karargahını füzeyle vurduğunu duyurdu. Hedefin direk isabet aldığı kaydedilen operasyonda mücahitlerin olay yerinden uzaklaştığı bilgisi verildi. Yabancı Güvenlik Şirket Aracı Vuruldu Selahaddin eyaletine bağlı Musul ile Kerkük şehrini birbirine bağlayan yol kenarına yerleştirilen mayının özel güvenlik şirketine ait bir devriye aracını hedef aldığı nakledildi. İşgalcilerle birlikte çok sayıda masum Iraklıyı katletme, ülke içinde terör eylemleri düzenleme gibi olaylar gerçekleştiren özel güvenlik şirketine ait aracın patlama sonucu zarar gördüğü kaydedildi. Bir güvenlik elemanın yaralandığı hadise ile ilgili daha fazla detay verilmedi. İşgal Hükümeti 1 Mahkumu İşkenceyle Şehit Etti Mevcut işgal hükümetine ait cezaevlerinde masum tutuklulara yönelik işkence, kötü muamele ve cinayetler devam ediyor. Son olarak Rusafa cezaevindeki 7 numaralı kısımda korkunç şekilde işkenceye maruz kalan Sabri Dinar Cevde adlı vatandaşın şehit edildiği bildirildi. IMAH kaynaklarına ulaşan özel bilgilere göre şehit edilen masum vatandaş iki hafta önce serbest bırakılmıştı. Ancak hükümet güçleri kendisini tıpkı Amerikan işgalcilerince serbest bırakılan çok sayıda diğer Iraklıya yaptığı gibi tutuklayarak içeri tıkmıştı. Bilindiği üzere işgal hükümetine bağlı cezaevlerinde çok yüksek rakamlarda çoğu işgali ve bölücü hükümet politikalarını reddeden kesimlerden oluşan tutuklu bulunuyor. Bunlar sistematik olarak hakaret, küfür, dayak ve işkenceye maruz kalıyor. Belirli aralıklarla hapishanelere yapılan baskınlarda açılan rastgele ateşlerde ve darplarda da masum insanlar hayatlarını kaybediyor. Geçtiğimiz ay yine Rusafa cezaevinde yapılan saldırılarda 15 tutuklu şehit edilmiş çok sayıda insan da yaralanmıştı. İşgal Altındaki Irak'ta Şubat 2010; Mevcut hükümete bağlı Sağlık, Savunma ve İçişleri Bakanlığı kaynaklarının duyurduğuna göre geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde 211'i sivil olmak üzere 352 kişi öldü. Bakanlıklara dayandırılan haberlerde ölen kişilerden 211'i sivil, 45'i hükümet askeri ve 96 tanesi ise hükümet polisinden oluşuyor. Çeşitli hadiselerde yaralananlar ise 414 sivil, 155 hükümet polisi ve 115 hükümet askeri olarak tespit edildi. İnsan hakları örgütleri ve Irak'taki tarafsız kaynaklar ise verilen bu resmi makamların çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor. B.12. Türkmenleri öldüren çete çökertildi! (Kerkuk feneri) Öldürülen Türkmenler Pazar günü gözyaşları arasında toprağa verildi. Kerkük polisi, Türkmenleri öldüren çeteyi çökertmeyi başardı. 5 kişilik çete polis tarafından tutuklandı. Çete üyeleri, Tuzhurmatu’da çoğunluğu Türkmenlerden oluşan pek çok kişiyi kaçırdıklarını ve öldürdüklerini itiraf etti. Öldürülen Abbas Abid Hüseyin ile Ali Hadi Mecit’in cesetleri, Tuzhurmatu’nun kuzey doğusundaki Kadir Kerem Caddesi’ndeki yolda bulundu. İki Türkmen’in cesetleri gözyaşları arasında toprağa verildi. Abbas Abid Hüseyin’in amcası konuya ilişkin olarak DHA’ya yaptığı açıklamada, Abbas’ın Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde kaçırıldığını söyledi. Amca, Abbas’ı kaçıranların fidye olarak 20 bin Amerikan Doları istediklerini, fidyenin ödenmesine rağmen Abbas’ın birkaç gün önce cesedinin bulunduğunu belirtti. Öte yandan, Şehit Abbas’ın kardeşlerinde bir diğeri de üzerindeki bombaları Tuzhurmatu’da ki Hüseyniyerler’den birinde patlatılamaya çalışan bir intihar komandosunu engellemeye çalışırken hayatını kaybetmişti. Irak Türkmen Cephesi Salahattin milletvekili adayı ve Selahattin İl Meclis Üyesi Ali Haşim Muhtaroğlu, olayı şiddetle kınayarak, Türkmenlerin teröristlerin kolay hedefi hale geldiğini söyledi. Muhtaroğlu açıklamasının devamında, hükümetin Türkmen Bölgelerini korumaktan aciz olduğunu da belirtti. B.13. Sadiye’de KYB yetkilisinin evine el bombası atıldı (Dengê Azad/Süleymaniye) Bugün kimliği belirsiz kişilerce, Kürdistan Yurtseverler Birliğinin(KYB) Sadiye Teşkilat Sorumlusu yardımcısı Şakir Sultan’ın evine el bombası atıldı. Sadiye emniyet güçleri, olayın öğle saatlerinde meydana geldiğini, kimliği belirsiz kişilerin Sultan’ın ilçe merkezinde bulunan evine el bombası attıklarını ve olayda Şakir Sultan, eşi ve bir çocuğunun yaralandığını belirtti. İhtilaflı bölgelerden birisi olan Hanekin’e bağlı olan Sadiye’de, son süreçte seçimlerin yaklaşması ile beraber şiddet eylemleri artmaya başladı. İlçedeki Kürt yetkilileri ise seçimlerin yaklaşması ile beraber teröristlerin bölgedeki huzur ve güvenliği bozmak ve seçimlere katılım oranını düşürmek için eylemlerini arttırdığını ve bundan dolayı özellikle ihtilaflı bölgelerdeki güvenlik tedbirlerinin artırılmasını istiyor. B.14. Bağdat'ta patlamalar (kerküknet) Irak'ın başkenti Bağdat'ta, genel seçimler yapılırken iki binada meydana gelen patlamalarda, ilk belirlemelere göre 16 kişi öldü. İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, bir apartmanda meydana gelen ve en az 4 kişinin öldüğü patlamanın ardından bir başka binada meydana gelen patlamada da ilk belirlemelere göre 12 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Genel seçimler için oy verme işleminin başlamasından bu yana Bağdat'ta havan topu mermileri ve yol kenarına yerleştirilen bombaların yol açtığı patlama sesleri duyulduğu haber veriliyor. C.EKONOMİ C.1. Irak’a 1 milyon 100 bin $ ihracat (ilkhabergazetesi.com) Yumurta Üreticileri Birliğinin de ortakları arasında bulunduğu Bandırma Yumurta, Gıda Tarım AŞ 2009 yılında Irak’a toplam 1 milyon 100 bin dolarlık yumurta ihracatı yaptı. Geçen yıl şirket olarak Irak’a 13 milyon 680 bin adet yumurta ihracatı yaptıklarını açıklayan şirket yönetim kurulu başkanı Mustafa Ayhan, bu satışlardan elde edilen gelirin ise 1 milyon 100 bin dolar olduğunu söyledi. 2010 yılının ilk iki ayında ise Irak yapılan yumurta ihracatının 4 milyon 190 bin 400 adet olduğunu kaydeden Ayhan, bu satışlardan elde edilen gelirin ise 268 bin 610 dolar olduğunu açıkladı. Ayhan hedeflerinin 2010 yılında 1 milyon 100 bin dolar olan ihracat miktarını 2 milyon dolara çıkarmak olduğunu sözlerine ekledi. D. TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER D.1. Irak'a yük taşıyan şoförler kontak kapatma eylemi başlattı (CİHAN) Silopi ilçesinde bulunan Habur Sınır Kapısı üzerinden Kuzey Irak'a yük taşıyan kamyon şoförleri kontak kapatma eylemi başlattı. Şırnak İl Özel İdaresi TIR parkında eyleme başlayan şoförler, Kuzey Irak Hükümeti tarafından yapılan yeni uygulamalardan sonra çok mağdur durumda bırakıldıklarını dile getirdi. Araçlarına Türk bayrağı asarak kontak kapatan şoförler sorunlar çözülmeyene kadar kontak açamayacaklarını ifade etti. Kontak kapatma eyleminde bulunan şoförlerden Esat Tankar, Kuzey Irak hükümetinin kendilerine çok haksız bir uygulama yaptıklarını belirterek. "Muamele ve diğer cezaların ücretlerini iki katına çıkarmışlar. Biz zaten zor kazanıyorduk. Kazancığımız ancak bizim geçimimizi sağlıyordu. Ancak son yapılan haksız uygulamalardan sonra hiçbir şey kazanamayacağız. Bunun için eylem kontak kapatma eylemi başlattık. Sorunlarımız çözülünceye kadar kontak açmayı düşünmüyoruz." diye konuştu. Şoförlerden Şehmus Güzel ise Irak tarafına yük taşıyan kamyon şoförlerinin çok sahipsiz kaldığını ifade ederek, herkesin sırtlarından geçinmeye çalıştıklarını söyledi. Şehmus Güzel, "Kuzey Irak Hükümeti hali hazırda bulunan bütün cezaları iki katına çıkardı. Daha önce 5 dolar olan park ücretini 10 dolara çıkartı. Biz zaten zor kazanıyorduk. Bu yapılan son uygulamalar ile çok zor bir durumda kaldık. Zaten Karşı tarafta yeterince haksız uygulamalara tabii kalıyoruz. Bizim yetkilerden istediğimiz şoförlere sahip çıkılması ve bu sorunun bir an önce çözülmesi için Kuzey Irak tarafı ile görüşmeler yapılmasıdır." şeklinde konuştu. Bir başka kamyon şoförü Yılmaz Yaman da yeni araç aldıklarını ve aracının taksitlerini ödeyemez hale geldiğini dile getirdi. Yılmaz Yaman, "Şoförlerin çoğu yeni araç aldığı için çok zor durumlarda kaldılar. Bu şekilde çalışmak bize hiçbir şey kazandırmıyor. Bizim amacımız eylem yapmak değil sadece kendi hakkımızı istiyoruz ve yetkiliklerden bu konuya daha duyarlı olmalarını bekliyoruz." dedi. D.2. Önümüzdeki ay Türkiye konsolosluğu Erbil’de açılacak (Dengê Azad/Hewlêr) Dış ülkelerin Kürdistan Bölgesinde temsilcilik ve konsolosluk açma süreci devam ederken, Türkiye’nin de Mart ayı içinde bölge başkenti Hewlêr’de konsolosluk binasını açacağı bildirildi. Kürdistan Bölge Hükümeti Dış İlişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, İsveç konsolosluğunun Hewlêr’de açılmasından sonra, Kürdistan Bölgesinde dış ülkelerin konsolosluk ve ticari temsilciliklerin sayısının 17’ye ulaştığını açıkladı. Mustafa; “Kürdistan Bölgesinde son açılacak olan Konsolosluk, mart ayı içinde açılması planlanan Türkiye’nin olacak.” dedi. Felah Mustafa, Türkiye Konsolosluğunun açılmasından sonra birkaç Güney Amerika ülkesi, Avrupa ve Arap ülkelerinde bölge başkenti Hewlêr’de konsolosluklarını açacağını dile getirdi. Açılan bu konsoloslukların Kürdistan Bölge Hükümetinin dünya ülkeleri ile ilişkilerini ileri bir düzeye taşıması açısından önemli olduğunu dile getiren Mustafa, bu amaçla Kürdistan Bölgesi’nin dünya ülkelerine kendini daha iyi tanıtacağını bildirdi. D.3. TPAO Irak'ta ihale kazandı (emlakkulisi.com) Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın iştiraki TPIC, Irak'ın dev Rumaila petrol sahasında 318 milyon dolar tutarında ihale kazandı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın iştiraki TPIC, Irak'ın dev Rumaila petrol sahasında 45 petrol kuyusunun açılmasını öngören 318 milyon dolar tutarında ihaleyi kazandı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) iştiraki Turkish Petroleum International Company (TPIC) Irak'ın dev Rumaila petrol sahasında 45 petrol kuyusunun açılmasını öngören 318 milyon dolar tutarında ihaleyi kazandı. İngiliz petrol şirketi BP ve Çinli CNPC, 17 milyar varil rezervi olduğu tahmin edilen, Irak'ın en büyük petrol sahası Rumaila sahasının 20 yıllığına işletme hakkını geçen yıl almışlardı. Iraklı South Oil Companys şirketinin başkanı Dhiya Jaafar, 56 petrol kuyusunun daha açılması için ihaleye çıkıp çıkmamayı değerlendirdiklerini kaydetti. Irak'ın Petrol yataklarının geliştirilmesi için geçtiğimiz yıl yapmış olduğu ihalelerde, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ihale kazanan şirketlerin arasında yer aldı. TPAO, 12 Aralık 2009'da yapılan ikinci ihalede yüzde 10'luk bir hisseyle Rus Gazprom, Koreli Kogas ve Malezyalı Petronas şirketleriyle Bağdat'ın güneyinde yer alan Kut ilindeki Bedra petrol yataklarını geliştirme ihalesini kazandıktan sonra ve Irak hükümetiyle anlaşma imzaladı. Hedef 12 Milyon Varil Irak'ta kullanıma açılmamış en büyük 10 petrol sahasının işletim hakları konusunda geçen yıl açılan ihalelerden sadece ikisi sonuca ulaşmış, ihaleleri Shell, Petronas, Total ve Çin Ulusal Petrol Şirketi kazanmıştı. Irak, petrol yataklarının geliştirilmesi için geçtiğimiz yıl yaptığı ihaleler neticesinde imzaladığı anlaşmalarla önümüzdeki 7 yıl içerisinde günlük petrol üretimini 2 milyon 200 bin varilden 12 milyon varile çıkarmayı hedefliyor. Irak, dünyanın en büyük 3. petrol rezervine sahip ve dünyada en fazla petrol üreten ülkeler sıralamasında 11. sırada yer alıyor. 2009'da 51 bin metre kazdı TPIC, 2009'da 36 kuyuda 50 bin 841 metre sondaj yaptı. Kuyulardan 3'ü Kazakistan'da, 1'i Türkmenistan'da 32'si Türkiye'de bulunuyor. 17'si Kazakistan'da, 180'i Türkiye'de toplam 197 kuyu tamamlama servisi verdi. 1999-2008 arasında 4 adedi derin kuyu toplam 100 kuyu sondajı gerçekleştirdi. Derleyen Seval KÖK