‹Ç‹NDEK‹LER Yazarlar ix Önsöz xv Çeviri Editörü Önsözü xvii Çeviriye Katk›da Bulunanlar xix Teflekkürler xxi I. GENEL OBSTEKR‹K SONOGRAF‹ 1. Ultrasonun Etkileri ve Güvenlili¤i: Uygulay›c›n›n Bilmesi Gerekenler 2 Çeviri: Dr. Gökhan Y›ld›r›m, Dr. Verda Alpay 2. Transvaginal Sonografi ile Normal Pelvik Anatomi De¤erlendirilmesi 21 Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Selen Gürsoy 3. Erken Rahimiçi Gebelikte Transvajinal Sonografi 39 Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Samet Topuz 4. Ektopik Gebeli¤in Transvajinal Sonografi 71 Çeviri: Dr. ‹smet Gün, Dr. Samet Topuz 5. Fetal Biyometri 99 Çeviri: Dr. Selim Büyükkurt 6. Do¤umsal Kalp Hastal›klar›n›n Prenatal Tan›s› 121 Çeviri: Dr. Rukiye Eker Ömero¤lu 7. Plasenta, Kordon ve Zarlar 155 Çeviri: Dr. Mahmut Tuncay Özgün 8. Plasenta Akreatan›n Prenatal Tan›s› 187 Çeviri: Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu, Dr. Cihan Çetin 9. Fetal Büyüme Gerili¤i 195 Çeviri: Dr. Bilge Çetinkaya Demir, Dr. Yalç›n Kimya 10. Uteroplasental Dolafl›m›n Doppler Velosimetrisi 223 Çeviri: Dr. Halil Aslan 11. Fetal Dolafl›m›n Doppler ‹ncelenmesi 257 Çeviri: Dr. ‹smail Özdemir 12 Obstetrikte Renkli Doppler Sonografi 309 Çeviri: Dr. Özgür Deren, Dr. Mert Tur¤al 13. Ço¤ul Gebelikte Sonografi 337 Çeviri: Dr. Murat Yayla, Dr. Rahime Nida Ergin II. FETUSTAK‹ ANORMALL‹KLER VE BOZUKLUKLAR 14 Fetusun Anomalileri: Genel Bak›fl 376 Çeviri: Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu, Dr. Ayfle Filiz Gökmen 15 Merkezi Sinir Sistemi Anomalilerinin Prenatal Tan›s› 413 Çeviri: Dr. Selim Büyükkurt 16 Fetal Boyun ve Toraks Anomalileri 441 Çeviri: Dr. Cem Batukan 17 Fetal Gastrointestinal Sistem Anomalileri 461 Çeviri: Dr. Meryem Hocao¤lu, Dr. At›l Yüksel 18 Fetal Ürogenital Sistem 509 Çeviri: Dr. Meryem Hocao¤lu, Dr. At›l Yüksel 19 Fetal ‹skelet Anomalileri 523 Çeviri: Dr. Semih Özeren, Dr. Yi¤it Çak›ro¤lu 20 Fetal Sendromlar 593 Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has 21 Kromozom Anomalilerinin Ultrason ile Saptanmas› 651 Çeviri: Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu, Dr. Asl› Nehir III. R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ 22. ‹lk Trimester Taramas› 682 Çeviri: ‹smail Özdemir 23 Fetal Biofizik Skorlama: Teorik Düflünceler ve Pratik Uygulama 705 Çeviri: Dr. Elif Demirci, Dr. Oya Demirci, Dr. Fuat Demirci 24 Koryonik Villus Örneklemesi 715 Çeviri: Dr. Mert Kazand› 25 Amniyosentez 733 Çeviri: Dr. Ayfle F. Gökmen Karasu, Dr. Alkan Y›ld›r›m 26 Fetal Kan Örneklemesi 775 Çeviri: Dr. Lemi ‹brahimo¤lu 27 Fetal Tedavi: Konjenital Anomaliler için Maternal Fetal Cerrahi ve Perkütan Ultrason Eflli¤inde Fetal Tedavi Teknikleri 793 Çeviri: Dr. Ahmet fiahbaz, Dr. Ahmet Gül ‹çindekiler IV. MATERNAL HASTALIKLAR 28 Uterin Serviksin Sonografik ‹ncelenmesi 816 Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has 29 Trofoblastik Hastal›klar›n Sonografisi 849 Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has 30 Postpartum Ultrason 859 Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has viii 39. Transvajinal, Transperineal ve Transrektal Sonografi ile Yap›lan ‹fllemler 1063 Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Cemil Akgül 40. Pelvis Taban› Ultrasonografisi 1087 Çeviri: Dr. Önay Yalç›n 41 Temel Meme Sonografisi 1111 Çeviri: Dr. Memduh Dursun 42. Geliflmifl Meme Ultrasonu 1119 V. JINEKOLOJIK SONOGRAFI 31 Transabdominal ve/veya Transvajinal Ultrasonografi ile Pelvik Kitlelerin Ultrasonografik De¤erlendirmesi 870 Dr. Özlem Ç›nar Dural, Dr. A. Cem ‹yibozkurt 32. Pelvik Kitlelerin Renkli Doppler Ultrasonografisi 897 Çeviri: Dr. Fuat Demirk›ran, Dr. fi. Onur Güralp 33. Uterin Hastal›klar›n Sonografik De¤erlendirilmesi 933 Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. O¤uzhan Kuru 34. Endometrial Hastal›klar›n Transvaginal Sonografisi 961 Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Serhat fien 35 Over ve Endometrium Kanseri Erken Tan›s›nda Ultrasonografik Teknikler 979 Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Mehmet Özsürmeli, Dr. Murat Do¤an 36 Akut Pelvik A¤r›: Transvaginal ve Doppler ile De¤erlendirme 1001 Dr. Selen Gürsoy, Dr. A. Cem ‹yibozkurt 37 Jinekolojik ‹nfertilitede Transvaginal Sonografi 1011 Çeviri: Dr. Faruk Buyru, Dr. Zeki Duman 38 Sonohisterografi ve Sonohisterosalfingografi 1043 Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Bülent Baysal Çeviri: Dr. Memduh Dursun VI. TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME MODALITELERI 43. Hacim Sonografisi: Klinik Uygulama için Temel Kavramlar 1134 Çeviri: Dr. Artür Salmasl›o¤lu 44. Üç Boyutlu Ultrasonografinin Obstetride Kullan›m› 1171 Çeviri: Dr. Funda Güngör U¤urlucan 45. 3D ve 4D Ultrasonografi ile Fetal Kardiyak De¤erlendirme 1205 Çeviri: Dr. Rukiye Eker Ömero¤lu 46. Obstetrikte Manyetik Rezonans Görüntüleme 1235 Çeviri: Dr. Bar›fl Bak›r, Dr. Erdem Y›lmaz 47. Jinekolojide Üç-Boyutlu Hacimsel Sonografi 1263 Çeviri: Artür Salmasl›o¤lu 48. Pelviste Manyetik Rezonans Görüntüleme: Sonografik Belirsizliklerin Çözümünde 1295 Çeviri: Dr. Bar›fl Bak›r, Dr. Vinil Akbulut ‹ndeks 1319 ÖNSÖZ Alt›nc› bask›n›n yay›nlanmas›ndan sonra major yeni geliflmeler olmufl ve çeflitli obstetrik ve jinekolojik hastal›klar daha iyi anlafl›lm›flt›r. Ayn› zamanda sonografik görüntülemede önemli iyileflmeler ve yeniliklere tan›k olunmufltur. Birkaç örnek vermek gerekirse; 3D/”canl› 3D” görüntüleme, daha duyarl› Doppler teknikleri ve 3D/4D sonografi ile pelvik taban›n de¤erlendirilmesi say›labilir. Editörler bu “mega-projeyi” hem standart bir konu kitab› olacak hem de dinamik çal›flmalar ve bir dizi konu hakk›nda güncel bilgi içeren iliflkili Web adreslerini içerecek flekilde revize etmeye ve güçlendirmeye çal›flm›flt›r. Umut ediyorum ki bu e¤itim materyalini kullanan okuyucu/Web kullan›c›s› obstetrik ve jinekolojide sonografi uygulamalar› ile ilgili yeterli bilgiyi edinecektir. Her bölümde önemli tan›mlar› ve klinik korelasyonlar› dahil ederek ve önemli referanslar› vurgulayarak ö¤renme potansiyelini optimal hale getirmeye çal›flt›k. Bu kitap ve Web adresini kullan›rken lütfen sorgulamaya ve yarat›c› flekilde düflünmeye devam edin ve nihai olarak kad›nlar›n sa¤l›klar›na katk›da bulunun. Arthur C. Fleischer, MD Nashville, Tennessee ÇEV‹R‹ ED‹TÖRÜ ÖNSÖZÜ Say›n Meslektafllar›m›z, Ultrasonografi, Obstetri ve Jinekoloji prati¤inin her alan›nda gittikçe önemini art›rmakta ve muayenenin ayr›lmaz bir parças› haline gelmektedir. Bu alandaki çal›flmalar ve ultrasonografi teknolojisinde geliflmeler sayesinde bilgi birikimi her geçen gün artmaktad›r. Fleischer Ultrasonografi kitab› bilimsel içeri¤i, bilgi zenginli¤i, yazarlar›n›n konular›nda öncü rolünü üstlenmesi ve bask› kalitesi aç›s›ndan bu alanda büyük bir bofllu¤u doldurmaktad›r. Böylesine önemli bir kitab›n çeviri yoluyla Türk T›bb›na kazand›r›lmas›n›n onurunu ve mutlulu¤unu yafl›yoruz. Bu vesile ile kitab›n orijinal yazarlar›na, büyük bir özveri ve titizlikle çeviride görev alan meslektafllar›m›za, bir önceki çevirinin editörü hocam Prof. Dr. At›l Yüksel’e, Günefl T›p Kitabevlerinin de¤erlerli çal›flanlar›na, yetiflmemde çok bü- yük eme¤i olan baflta Prof. Dr. Sinan Berkman olmak üzere tüm hocalar›m›za teflekkür ederim. Bu kitab›n tüm meslektafllar›m›za ve hastalara faydal› olmas› dile¤i ile.. Ülkemizde her geçen gün, gerek çal›flma koflullar›, gerek özlük haklar› ve gerekse kamuoyunda sayg›nl›¤› aç›s›ndan hekimlik yapmak ne yaz›k ki zorlaflmaktad›r. Hekimlere yönelik fliddet artarak devam etmektedir. Bu kitab› tam da bu günlerde vahfli cinayetlerle kaybetti¤imiz sevgili arkadafl›m Doç. Dr. Bilgin Güratefl ve genç meslektafl›m›z Uzm. Dr. Ersin Arslan’›n aziz ruhlar›na ithaf ediyorum. Sayg›lar›mla Doç. Dr. Samet Topuz ÇEV‹R‹YE KATKIDA BULUNANLAR Dr. Vinil Akbulut ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Radiodiagnostik Anabilim Dal› Yrd. Doç. Dr. Yi¤it Çak›ro¤lu Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Cemil Akgül ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Op. Dr. Cihan Çetin ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Dr. Verda Alpay Kanuni Sultan Süleyman E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i Uzm. Dr. Bilge Çetinkaya Demir Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. Halil Aslan Kanuni Sultan Süleyman E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Perinatoloji Klini¤i Uzm. Dr. Elif Demirci Zeynep Kamil Kad›n ve Çocuk Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Perinatoloji Klini¤i Doç. Dr. Bar›fl Bak›r ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Radiodiagnostik Anabilim Dal› Prof. Dr. Fuat Demirci Kad›köy fiifa Hastaneler Grubu Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i Op. Dr. Ercan Bafltu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. Cem Batukan Ac›badem Maslak Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Bölümü Prof. Dr. Bülent Baysal ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Faruk Buyru ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Yrd. Doç. Dr. Selim Büyükkurt Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. Oya Demirci Zeynep Kamil Kad›n ve Çocuk Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Perinatoloji Klini¤i Prof. Dr. Fuat Demirk›ran ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Özgür Deren Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Dr. Murat Do¤an ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. Yasemin Do¤an Kars Do¤umevi Uzm. Dr. Zeki Duman ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. Özlem Ç›nar Dural ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. Memduh Dursun ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Radiodiagnostik Anabilim Dal› Uzm. Dr. Rahime Nida Ergin ‹çerenköy Özel Bay›nnd›r Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Bölümü Dr. Ayfle Filiz Gökmen ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. Ahmet Gül Kanuni Sultan Süleyman E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i Yrd. Doç. Dr. ‹smet Gün Gülhane Askeri T›p Akadamesi Haydarpafla E¤itim Hastanesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Klini¤i Dr. fi. Onur Güralp ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Op. Dr. Selen Gürsoy ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Recep Has ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Dr. Asl› Nehir ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. Samet Topuz ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Dr. Meryem Hocao¤lu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Rukiye Eker Ömero¤lu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, Pediatrik Kardiyoloji Bilim Dal› Uzm. Dr. Mert Tur¤al Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Lemi ‹brahimo¤lu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Doç. Dr. A. Cem ‹yibozkurt ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Op. Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Dr. Ayfle F. Gökmen Karasu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Mert Kazand› Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Yalç›n Kimya Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. O¤uzhan Kuru ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. ‹smail Özdemir Düzce Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Semih Özeren Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal›-Emekli Doç. Dr. Mahmut Tuncay Özgün Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Dr. Mehmet Özsürmeli ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Yrd. Doç. Dr. Artür Salmasl›o¤lu ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Radiodiagnostik Anabilim Dal› Op. Dr. Ahmet fiahbaz Kanuni Sultan Süleyman E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Perinatoloji Klini¤i Op. Dr. Serhat fien ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. Funda Güngör U¤urlucan ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Önay Yalç›n ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› Prof. Dr. Murat Yayla Serbest Hekim Prof. Dr. Alkan Y›ld›r›m ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal› Uzm. Dr. Gökhan Y›ld›r›m Kanuni Sultan Süleyman E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Perinatoloji Klini¤i Uzm. Dr. Erdem Y›lmaz ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Radiodiagnostik Anabilim Dal› Prof. Dr. At›l Yüksel ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Kad›n Hastal›klar› Do¤um Anabilim Dal› TEfiEKKÜRLER Sayg› duyulan kitab› bir Web adresine sahip olan Steven Gabbe, MD bu çal›flmaya cömertçe rehberlik etmifl ve desteklemifltir. Ben kiflisel olarak Dekan Gabbe’ye, bafllang›c›ndan tamamlanmas›na dek proje boyunca yapt›¤› öneri ve desteklerinden dolay› müteflekkirim. Dr. Gabbe’ye ek olarak ben bu çal›flmay› yarat›c› çal›flmalar›mda beni sürekli destekleyen ebeveynlerim Lucille ve Gene Fleischer ve gece geç ve sabah erken saatlerde söndürmeyi unuttu¤um ›fl›klar› kapatan ailem Lynn, Braden, Jared ve Amy’e ithaf etmek istiyorum. Kitab›n son haline getirilmesine birçok insan yard›m etmifl ve önemli katk›larda bulunmufltur. McGraw-Hill Yay›nlar› editörleri olan Marsha Loeb ve Alyssa Fried, ayr›ca Vera Merriweather ve Area Young’un yan›nda departman›m›zdaki iflitsel-görsel uzman olan John Bobbitt çok yard›mc› oldular. Rajni Pisharody ve Glyph International personeline taslak ve görüntüleri güzel bir ürüne dönüfltürmekteki çabalar›ndan dolay› teflekkürler. Arthur C. Fleischer, MD Metodist Hastanesi Houston’da çal›flan Dr. Alan Kaplan ve Southwest Toplum Sa¤l›k Merkezi, Houston’da çal›flan Patricia Fernandez’e, RDMS kitaba yapt›¤› yard›mlardan dolay› flükranlar›m›z› sunuyoruz. Eugene C. Toy, MD Yolculu¤umda bana halen rehberlik yapan ve fetal görüntülemeye yapt›klar› katk›lardan dolay› ö¤retmenlerim ve e¤itimime katk›da bulunanlara –özellikle de Dr. Christine Comstock ve Roberto Romero’ya- içten teflekkürlerimi sunuyorum. Ve tabii ki gösterdi¤i tüm flarts›z deste¤inden dolay› sevgili eflim Pam’e özel olarak “teflekkürü” etmek istiyorum. Wesley Lee, MD Motivasyonumu korumam› sa¤layan Annie ve k›zlar›ma ve bana ilham veren tüm meslektafllar›ma çok müteflekkirim. Frank A. Manning, MD Elde etti¤im fleyleri mümkün k›lan eflim Ginny, ebeveynlerim Asdrubal ve Zoila, erkek ve k›z kardefllerim ve ninem Angela Galue’ye; ayr›ca NICHD/NIH Perinatoloji Araflt›rma Dal›, Wayne Devlet Üniversitesi, Yale Üniversitesi, AIUM ve ISUOG’da beraber çal›flt›m ola¤an üstü ve yetenekli meslektafllar›m ve arkadafllar›ma flükranlar›m› sunuyorum. Roberto J. Romero, MD KISIM 1 GENEL OBSTETRiK SONOGRAFi 2 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ Bölüm 1 ULTRASONUN ETK‹LER‹ VE GÜVENL‹L‹⁄‹: UYGULAYICININ B‹LMES‹ GEREKENLER Jacques S. Abramowicz ● Eyal Sheiner Dr. Gökhan Y›ld›r›m, Dr. Verda Alpay Tan›mlar1 1. Akustik ak›m: ultrason dalgalar›n›n pozitif ve negatif de¤iflken geçifline ba¤l› oluflan doku veya s›v› hareketi. 2. ALARA kural›: “As Low As Reasonably Achievable” (kabul edilebilir en düflük dozda) söz grubunun bafl harflerinden oluflan k›saltma, ultrasonun yo¤unlu¤unu ve maruziyetini olabilecek en düflük düzeyde tutarak klinik aç›dan en anlaml› görüntüyü elde etme yolu anlam›na gelir. 3. Kavitasyon: Ultrasonun insonasyonuna ba¤l› oluflan baloncuk aktivitesi. Ultrason dalgalar›n›n pozitif taraf› baloncuklar›n bask›lanmas›na yol açarken, negatif taraf›, di¤er bir deyiflle yo¤unlu¤u azalm›fl olan k›sm› (rarefaksiyonel) baloncuklar›n oluflmas›na veya var olanlar›n genifllemesine yol açar. Kavitasyon stabil veya hareketsiz olabilir. • Stabil kavitasyon: baloncuklar›n sönmedi¤i (bak›n›z afla¤›da, inert kavitasyon) ancak doku veya s›v›n›n içinde ileri-geri hareket etti¤i baloncuk aktivitesidir; böylece ak›m için uygun ortam oluflur. (sürekli ak›m) • ‹nert (hareketsiz) (eskiden bilinen ad›yla geçici) kavitasyon: baloncuklar›n bask›land›¤› ve geniflledi¤i, her bask›lay›c› (pozitif) komponent ile hacmen küçülmenin biraz daha ilerledi¤i ve sonunda baloncuklar›n sönmesinin gerçekleflti¤i baloncuk aktivitesi. Bu sönme esnas›nda çok k›sa bir zaman diliminde ve çok dar bir alanda (buna adyabatik tepkime denir) çok yüksek bir ›s› ve bas›nç art›fl› ortaya ç›kar. Buna ba¤l› biraz daha baloncuk oluflabilir, bölgesel hücre hasar› ve/veya serbest radikal oluflumu izlenebilir. 4. Kapasitenin Azalt›lmas›: ak›m›n geçti¤i dokunun ultrason tarama alan›na göre attenüasyonunu belirlemek için bir düzeltici faktör ile standart yöntemlerle suda ölçülen bir de¤erle çarp›larak yeniden düzenlenmesi (genellikle 0.3 dB/cm/MHz). 5. Yerleflme zaman›: ultrason dalgalar›n›n belirli bir organa, vücut parças›na veya bütün organizmaya çarpmas› için geçmesi gereken süre. 6. Mekanik indeks (MI): dokuya ulaflan ultrason dalgalar›n›n termal olmayan (mekanik de denebilir) etki potansiyelini ifade eder. Bas›nç ve frekansa ba¤l›d›r. (= P/√f) 7. Üretilen Görüntünün Standart› (Output display standard = ODS): güncel ismi tan›sal ultrason ekipman›nda termal ve mekanik akustik iflaretlerin gerçek zamanl› görüntüleme standard›. Ultrasonun dokulardaki potansiyel etkileri hakk›nda efl zamanl› olarak kullan›c›lar›n haberdar olmas› anlam›na gelir. Ayr›ca bak›n›z mekanik indeks ve termal indeks. 8. Radyasyon gücü: akustik dalga enerjisinin bir k›sm›n›n doku taraf›ndan emilmesi ve ›s›ya dönüfltürülmesiyle oluflan güç 9. Taramal› mod: B-mod ve renkli ak›m Doppler’de odu¤u gibi yüzeye genifl hacimli bir enerjiyle yay›lan ultrason dalgalar›na iflaret eder. 10. Termal indeks (TI): ultrason dalgas›n›n geçti¤i dokudaki ›s› art›fl potansiyelini ifade eder. Transduser’den yay›lan güç ile özel maruziyet flartlar›nda doku ›s›s›n› 1°C artt›rmak için gereken ultrason gücünün oran›d›r. Relatif bir beliteçtir ve güncel ›s› art›fl›n› yans›tmak zorunda de¤ildir. Üç termal iflaretten biri görüntülenmifltir, bunlar yumuflak doku (T‹S, s›kl›kla ilk trimester ve ikinci trimesterin erken dönemi), kemik (T‹B, ikinci trimesterin geç dönemi ve üçüncü trimester) ve yetiflkin kafatas› dokusudur (T‹C). 11. Taramas›z mod: M-mod ve spektral Doppler’de oldu¤u gibi ultrason ›fl›nlar› tek bir hat üzerinde yo¤unlaflm›flt›r. G‹R‹fi “Bebe¤im için güvenli mi?” Ultrason yapanlar günlük uygulamalarda bu soruyu neredeyse her gün duyarlar. S›kl›kla verilen cevap fludur: “Tabii ki. Ultrason, x-ray ›fl›nlar› içermez, invaziv bir ifllem de¤ildir, yaklafl›k 50 y›ld›r kullan›lmaktad›r ve tamamen güvenlidir.” Her ne kadar bu cevap baz› do¤ru gerçekleri içerse de (ultrason x-ray de¤ildir), tamamen güvenli olma kavram› bilimsel olarak geçerli de¤ildir ve dahas› klinisyenlerin ultrasonun dokulardaki potansiyel etkileri üzerindeki bilgisi oldukça k›s›tl›d›r. Ultrasonun obstetride kullan›m› rahatt›r, a¤r›s›zd›r ve sonuçlara h›zl› ulafl›l›r. Gebe ve fetus için herhangi bir risk teflkil etmedi¤ine inan›l›r. Ancak, ultrason bir enerji formudur ve buna ba¤l› olarak biyolojik dokular üzerinde bir tak›m etkileri vard›r (biyoetkiler). Bölüm 1 Ultrasonun Etkileri Ve Güvenlili¤i: Uygulay›c›n›n Bilmesi Gerekenler Bu etkilerden sorumlu fiziksel mekanizmalar termal veya non-termal (mekanik) olabilir. Termal olmayan mekanizmalar, akustik kaviasyon (hareketsiz veya hareketli) ve akustik radyasyon gücü (ultrason dalgalar›n›n uygulad›¤› zaman ayarl› güç), akustik radyasyon dönme gücü (ultrasona maruz kalan dokuda dönme veya burulmaya e¤ilim yaratma) veya akustik ak›m (dolaflan ak›m) gibi örnekleri olan kavitasyon ba¤›ms›z mekanizmalar olarak ikiye ayr›l›r. Bu biyoetkilerin zararl› olup olmad›¤›n› göstermek bilimin iflidir. Bu soru, ultrasonun klinik obstetride kullan›lmaya bafllanmas›ndan beri sorulmaktad›r, özellikle de fetal sinir sistemi2,3 ile iliflkisi araflt›r›lmaktad›r ve günümüzde de halen tart›fl›lan bir konudur.4-9 Bu bölüm, ultrasonla iliflkili sesbilim (akustik) ve fizik kavramlar›n›, biyoetkiler üzerine çeflitli bilgileri ve ultrasonla iliflkili kurulufllar›n üzerinde fikir birli¤ine vard›klar› yarg›lar› içermektedir. Ayr›ca tan›sal ultrasona (DUS) maruz kalan bir fetustaki potansiyel risklerin s›n›rlar›na pratik bir yaklafl›m sunmaktad›r. ULTRASONUN TEMEL F‹Z‹K KURALLARI Ultrasonun fizik kurallar›na iliflkin detayl› bir tan›m bir çok yay›nda bulunabilir.10-12 Ancak ultrasonun baz› özellikleri, biyoetkilerini ve güvenlili¤ini anlamada çok önemlidir. Doku özellikleri de, örne¤in atenüasyon (güçsüzlefltirme) sabiti, ayn› derecede önem arz eder. Araçlar›n kontrolü üzerine temel bilgiler de (knoboloji) sadece klinik kullan›m aç›s›ndan de¤il, potansiyel zararlar›n önüne geçmek aç›s›ndan da, kritik önem tafl›r. Ultrason Dalgas› Ses, enerjinin mekanik titreflimler içeren bir formudur. Belli bir kaynaktan ç›kar ve bir ortamda, o ortamdaki partiküllerin hareketi arac›l›¤›yla dalgan›n pozitif ve negatif bileflenlerinin etkisine ba¤l› de¤iflkenlik göstererek yay›l›r. Bas›nc›n birimi megapaskal’d›r (MPa). Ultrason arac› 5 MPa ve üzerinde bir Pik bas›nc› oluflabilir. Bu de¤er 0.1 MPa olan atmosfer bas›nc› ile karfl›laflt›r›labilir. Ultrason dalgalar›n› belirleyen baz› karakteristik özellikler vard›r. Ultrason dalgas›, uyguland›¤› dokuda sesin ve dokunun özelliklerinin belirledi¤i bir h›zda ilerler. Pratik uygulamada, sesin biyoloik dokulardaki ortalama ilerleme h›z› 1540 ms/sn’dir. Frekans, bir saniyedeki devir say›s›d›r ve Hertz (Hz) ile ölçülür. ‹nsan kula¤›n›n duyabildi¤i sesler 20 ila 20000 Hz aras›ndad›r. Tan›sal ultrasonda kullan›lan ses, genel olarak, 2 ila 10 milyon Hz (megahertz, MHz) civar›ndad›r. Dalgaboyu, belirli bir dalga üzerindeki 2 ard›fl›k nokta aras›ndaki mesafedir. Frekans ile ters orant›l›d›r. Cihaz›n çözünürlü¤ü (iki nesneyi veya bir nesnenin iki parças›n› gösteren iki ayr› ses aksi aras›ndaki en k›sa mesafe) dalgaboyuna ba¤l›d›r: aksiyel çözünürlük 2-4 dalgaboyu aras›nda de¤iflir. Bu yüzden, dalgaboyu k›sald›kça (di¤er bir deyiflle frekans artt›kça), çözünürlük iyileflir(iki nesne aras›ndaki mesafe k›sal›r). Baflka bir deyiflle söylenecek olursa, frekans artt›kça (daha iyi çözünürlükte), ultrason dalgas›n›n dokuya nüfuz etme oran› azal›r (fiekil 1-1). 3 Rezolüsyon Penetrasyon fiekil 1-1. Artan frekans (X ekseninde gösterilen) ile çözünürlük (kesiksiz çizgi) ve penetrasyon (kesikli çizgi) iliflkisi. Y eksenindeki say›lar gereçek birimleri yans›tmamaktad›r, sadece artan de¤erleri göstermektedir. K›rm›z ok, daha yüksek frekansta gerçekleflen penetrasyona iflaret etmektedir. Tan›sal ultrason vuru tarz›ndad›r, “sessiz” boflluklarla birbirinden ayr›lan ses enerjisi vurular› fleklinde düflünülebilir. 1 saniyede oluflan vuru say›s› vuru tekrar frekans› (pulse repetition frequency = PRF) olarak adland›r›l›r ve B-mod’da cihaz taraf›ndan kontrol edilir. Doppler modunda ise kullan›c› taraf›ndan de¤ifltirilebilir. Di¤er bir önemli parametre ise, görev gücü (duty factor)’dür: vurulu (pulse) ultrasonun kullan›mda oldu¤u zaman›n oran›n› gösterir. PRF artt›kça, duty factor de art›fl gösterir. Vuru büyüklü¤ü (puls amplitüdü) bas›nc› yans›t›r ve taban de¤ere göre en fazla de¤iflkenlik gösteren noktad›r, megapaskal (MPa) olarak ifade edilir. Ultrason dalgas› sinüzoidal patern gösterdi¤i için, bas›nc›n negatif ve pozitif dönemleri vard›r. Ultrason dalgas› direnç gösteren dokuya bas›nç uygulad›¤› zaman, ifl oluflur. Dalga, enerjisi (birimi joule) sayesinde ifl yapabilir. Enerjiyi bir formdan di¤erine dönüfltü¤ü h›z, güçtür (birimi watt veya miliwatt). fiiddet (yo¤unluk), birim alana düflen enerji oran›d›r. Bir dalgan›n fliddeti, dalga gücünün (miliwatt, mW olarak), dalgan›n kesit alan›na (cm2 olarak) bölünmesi ile elde edilir ve mW/cm2 olarak ifade edilir. Daha önce belirtildi¤i gibi, DUS (tan›sal ultrason) vurular halinde geline dalgalar uygular. fiiddet, bir ultrason dalgas›n›n o anki bas›nc›n›n karesi ile orant›l›d›r. Enerji vurular›, hiç enerji yay›lmayan dönemlerle bir aradad›r. O yüzden ölçüm zaman›na ve yerine ba¤l› olarak, baz› parametreler zamanla ve yerle iliflkilendirilerek tan›mlanabilir: zamansal pik fliddet (temporal peak intensity) (en yüksek fliddet), belirli bir zamandaki ortalama fliddet, vurular aras›ndaki “sessiz” dönemleri de içerir (zamansal ortalama fliddet, belirli bir noktadaki maksimum fliddet (uzaysal pik fliddet spatial-peak intensity) ve ayr›ca uzaysal ortalama fliddet (average-spatial intensity). Zaman ve yer kavramlar› birlefltirilerek, 6 fliddet tan›mlanabilir: uzaysal ortalama-zamansal ortalama (spatial average-temporal average) (ISATA), uzaysal ortalama-vuru ortalama (spatial averagepulse average) (ISAPA), uzaysal ortalama-zamansal pik (spatial 4 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ MODAL‹TEYE VE TANIMLANMA YILINA GÖRE ISPTA DE⁄ERLER‹ Tablo 1-1 Modalite/ Uygulama 1976 De¤erleri 1986 De¤erleri 1992 De¤erleri Fetal görüntüleme 46 94 720 Kardiyak 430 430 720 Periferik damarlar 720 720 720 17 17 17 Oftalmik 2 Not: Tüm de¤erler mW/cm cinsindedir. Kaynaklar: Nyborg WL. Biological effects of ultrasound: development of safety guidelines. Part II: general review. Ultrasound Med Biol 2001;27:301-33; Abramowicz JS. Prenatal exposure to ultrasound waves: is there a risk? Ultrasound Obstet Gynecol 2007;29:363-7; Gressens P, Huppi PS. Are prenatal ultrasounds safe for the developing brain? Pediatr Res 2007;61:265-6. average-temporal peak) (ISATP), uzaysal pik-zamansal ortalama (spatial peak-temporal average) (ISPTA), uzaysal pik-vuru ortalama (spatial peak-pulse average) (ISPPA), uzaysal pik-zamansal pik (spatial peak-temporal peak) (ISPTP). Kullan›m› en pratik olan ve en çok baflvurulan ISPTA de¤eridir. ‹zin verilen en yüksek de¤er, klinik uygulamaya göre de¤iflkenlik gösterir. Bu de¤er ilk olarak 1976’da Birleflik Devletler’de Amerikan G›da ve ‹laç Dairesi (FDA) (13) taraf›ndan belirlenmifltir, ancak 1986’da yeniden düzenlenmifltir.14 En son tan›mlamalar 1992 y›l›nda yap›lm›flt›r.15 Bu de¤erler Tablo 1-1’de gösterilmifltir. Tabloda dikkat çeken en önemli nokta fludur: 1992’de fetal görüntüleme için ISPTA de¤erinin, 1976’da ilk aç›klanan de¤ere göre 16 kat, 19862da aç›klanan de¤ere göre 8 kat artmas›na izin verilmifltir ve fetal etkilere dair tüm epidemiyolojik veriler 1992 y›l›na aittir. Çarp›c› bir gerçek ise, oftalmik de¤erlendirme için kabul edilen fliddet de¤erinin ilk tan›mland›¤› 17 mW/cm2 de¤erine göre hiç de¤iflmedi¤idir, bu de¤er günümüzde fetal görüntüleme için izin verilenden yaklafl›k 42.5 kat daha düflüktür. Doku Özellikleri Ultrason dalgas› bir ortamda ilerlerken, fliddeti, kat etti¤i mesafe artt›kça azal›r.16 Tamamen homojen, ideal maddelerde sinyalin fliddeti sadece dalga yay›ld›¤› için azal›r. Ancak biyolojik dokular farkl›d›r, emilim ve saç›lma (attenüasyon ad› verilen bir etki) ve yans›tma gibi etkiler yoluyla bu azalman›n oran›n› daha da artt›r›r. Özellikle obstetrik taramada attenüasyonu hesaplamak için pek çok model gelifltirilmifltir,17 ancak en çok kullan›lan modeldeki ortalama attenüasyon miktar› 0.3 dB/cm/MHz’dir.18 Attenüasyonun frekansa ve kat edilen mesafeye ba¤l› olarak logaritmik olarak artt›¤› unutulmamal›d›r. Teknik olarak, akustik güce dair pek çok ölçüm, attenüasyonun olmad›¤› suda yap›lm›flt›r. Bu ölçümleri dokuya uygulamak için, elde edilen sonuçlar bu de¤erle çarp›lm›flt›r, buna kapasitenin azalt›lmas› etkisi denir.19 Emilim [absorpsiyon], baflka enerji formlar›na dönüfltürülen ses enerjisi, saç›lma ise kendi ilerleme do¤rultusu d›fl›nda baflka yönlere yans›t›lan sestir. Attenüasyon sesin frekans›n›n karesi ile orant›l› oldu¤u için, daha yüksek frekansl› transduser’lerin nas›l daha az penetrasyona (ancak daha iyi çözünürlü¤e; bak. fiekil 1-1) neden oldu¤u aç›kl›k kazanmaktad›r. Bu durumda bir çözüm, ilgilenilen organa daha yak›n olmakt›r, buna transözofagial ulrason veya obstetrik ve jinekolojide transvajinal tarama gibi örnekler verilebilir. Di¤er bir olas›l›k ise, arac›n gücünü artt›rmak ve buna ba¤l› çözünürlü¤ün daha iyi olmas›d›r; flekil 1-1’de bu etki k›rm›z› ok ile gösterilmifltir. Bu flekilde bak›ld›¤›nda olay›n çözümü basit gibi durmaktad›r, ancak ultrason araçlar›n›n ç›k›fl ayarlar› Birleflik Devletler’de yap›lmaktad›r (bak. Üretilen Görüntünün Standard› bölümü). Di¤er bir önemli parametre ise, ultrason dalgas›na karfl› uygulanan direnç olarak tan›mlanan akustik empedans’d›r. Sesin dokudaki h›z›yla (1540 ms/sn olarak kabul edilir) ve doku yo¤unlu¤uyla do¤ru orant›l›d›r. Araç Ç›kt›lar› Araç ç›kt›lar› üzerine birçok yay›n bulunsa da,20-22 bunlar genel olarak, üreticiler süratle geliflen beklentileri karfl›lamak amac›yla yeni ticari makineleri pazara sunar sunmaz (veya var ola üzerinde de¤ifliklikler yapar yapmaz) çok h›zl› bir flekilde güncelli¤ini kaybeder. Klinik aç›dan bak›l›rsa, kullan›mdaki araçlar›n güncel ç›kt›lar›n› do¤rulamaktan daha kolay bir yol yoktur. Farkl› araçlara ek olarak, kullan›lan her transduser de ayr› bir output gerektirir; bunlara, uygulanan de¤iflik modaliteler de eklenince tablo hayli kar›fl›k bir hal al›r.23 Kullan›lan modaliteler karfl›laflt›r›ld›¤›nda, ISPTA de¤eri B-moddan (ortalama 34 mW/cm2), M-moda, renkli Doppler’e ve spektral Doppler’e (ortalama 1180 mW/cm2) do¤ru giderek art›fl gösterir. Doppler modda zamansal ortalama fliddetin ortalama de¤erleri 1 W/cm2’dir ancak 10 W/cm2’ye kadar ulaflabilir.23 Bu yüzden, Doppler mod uygulamas›nda özellikle de ilk trimesterde büyük dikkat gösterilmelidir. Renkli Doppler, B-moddan daha yüksek fliddete sahipse de, spektral Doppler’den çok daha düflük fliddete sahiptir. Bunun nedeni temelde ilgilenilen alan›n taramas› boyunca at›mlar›n operasyon sekans modudur. Ölçümlerin ço¤u laboratuar flartlar›nda yap›lm›flt›r, bunlara üreticilerin yay›nlad›¤› el kitaplar›ndan ulafl›labilir. Ancak gerçek hayatta flartlar farkl›d›r.24 Dahas›, cihaz›n kontrolü de output’u etkileyebilir. Ak›lda tutulmas› gereken en önemli nokta, s›cakl›k art›fl›n›n derecesinin ultrasonun bir vurusunun uzunlu¤u ve PRF taraf›ndan belirlenen ses dalgas›n›n büyüklü¤ü ile do¤ru orant›l› oldu¤udur. Dolay›s›yla, bu özelliklerden herhangi birinde oluflabilecek bir de¤ifliklik (yükselme), s›cakl›k art›fl› aç›s›ndan artm›fl risk tafl›r ve çeflitli biyoetkiler yönünden potansiyel mekanizmay› oluflturur (bak. Termal etkiler). Kullan›c›n›n kontrolü alt›nda bulunan 3 önemli parametre flunlard›r: tarama (iflletme) modu, tranduser seçimini de içerir, sistem ayarlar› ve output kontrolü yerleflme zaman›. 1. Taramal› mod: B- mod en düflük riske sahipken, Spektral doppler en yüksek riski tafl›r (M-mod ve renkli Doppler ikisinin ortas›nda risk düzeyine sahiptir). Vurulu Doppler tekniklerinde, yüksek vuru tekrar frekans› kullan›l›r, dolay›s›yla daha yüksek zamansal ortalama fliddet ve güç gerektirir, yani daha yüksek ›s›t›c› potansiyele sahiptir. ‹lave risk oluflturan bir durum daha vard›r, spektral Doppler’de ultrason dalgas›, ilgilenilen damar üzerinde görece sabit pozisyonda tutulmas› gerekti¤i için, zamansal ortalama fliddette Bölüm 2 Transvaginal Sonografi ‹le Normal Pelvik Anatomi De¤erlendirilmesi 21 Bölüm 2 TRANSVAG‹NAL SONOGRAF‹ ‹LE NORMAL PELV‹K ANATOM‹ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Selen Gürsoy Tan›mlar 1. Koronal: “elevasyonel” planda elde edilen kesitler. 2. E¤ri (konveks) transduser: e¤ri flekilde düzenlenmifl transduser elemanlar. 3. Linear dizi: do¤rusal olarak düzenlenmifl transuserler. 4. Faz ayarl› transduserler: transduser elemanlar›n selektif aktivasyonu ile seçilen ›fl›n demeti. 5. Sagital: vücudun uzun ekseninde al›nan kesitler. 6. Sektör transduser: görüntünün turta dilimi fleklinde al›nmas›n› sa¤lar. 7. Tranvers: vücudun k›sa ekseninde al›nan kesitler. G‹R‹fi Transvaginal sonografi (TVS), konvansiyonel transabdominal sonografiye (TAS) göre uterus ve overlerin rezolusyonunu daha iyi ortaya koyar. Her ne kadar TVS’ de transduser/prob pelvik organlara daha yak›n olsa ve daha detayl› inceleme sa¤lasa da, sonografiyi yapan kifli için konvansiyonel TAS ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda TVS’ de görüntü elde etmeye al›flmak, görüntü alan›n›n k›s›tl› olmas›ndan ve al›fl›lmad›k tarama planlar›ndan ötürü daha zordur. Uterus ve overlerin sistemik de¤erlendirilmesi TVS ile yap›ld›¤› takdirde muayene kolaylafl›r. Ek 2-1 Amerikan Ultrason Enstitüsünün (AIUM) tüm pelvik sonografinin kurallar›n› listeler. Bu bölümde uterus, over ve di¤er adneksiyel ve pelvik yap›lar›n sonografik görüntüleri anlat›lacak, ayr›ca TVS ile bu yap›lar›n en iyi nas›l de¤erlendirildikleri ayr›nt›l› olarak vurgulanacakt›r. TARAMA VE KULLANMA TEKN‹⁄‹ (fiekil 2-1’den fiekil 2-3’e kadar) TVS’de tarama için kullan›lan 3 manevra vard›r: 1. Sagital görüntüleme için üst vaginada prob bir taraftan di¤er tarafa do¤ru hareket ettirilir. 2. De¤iflik derecelerde yar› aksiyal, yar› koronal planlarda görüntüleme için prob transvers yerlefltirilebilir. 3. Fundustan servikse kadar en uygun görüntüleme için de¤iflik derecelerdeki derinli¤e prob yerlefltirilebilir. Serviksin görüntülenmesi için prob a¤›r a¤›r alt vaginaya do¤ru çekilebilir. Konvansiyonel TAS’›n aksine TVS için mesane dolumu gerekli de¤ildir. Esasen, mesanenin afl›r› dolumu TVS’de görülmesi istenen alana mani olabilir. Uterusu afl›r› antefleksiyonda olan hastalarda mesanenin minimal distansiyonu ile uterus düz bir plana getirilebilir. Konvansiyonel sonografik ekipmanda yeterli penetrasyon ve ilgi alan›n› iyi de¤erlendirme için mümkün oldu¤unca en yüksek frekansl› transduser kullan›lmal›d›r. Bundan dolay›, yüksek santral frekansa sahip transduserler tercih edilmektedir (genifl bant 5.5–7.8 MHz). Daha yüksek frekansl› (>8MHz) transucerler görüntü alan›n› probun sadece 6 cm ötesinde s›n›rlar. TVS’de kullan›lan bafll›ca transduser/ problar tek eleman içeren dalgal› transduser içerenler, multipl küçük transduser elemanlar›n e¤ri çizgi halinde dizildi¤i ve multipl küçük transduserlerin elektonik aflamal› dizi tarafndan yön verildi¤i problard›r. Tüm bu problar, anatomiyi genellikle 100–120 derece içine alacak flekilde incelemeyi sa¤lar. Deneyimlerimize göre en iyi rezolusyon multipl (200’ye kadar) birbirinden ayr›, verici elemanlar›n e¤ri linear dizide topland›¤› prob ile sa¤lan›r. Mekanik sektör dönüfltürücülerde, histereze ba¤l› (durdurmada ve bafllatmada gecikme efekti) görüntü alan›n›n kenarlar›nda imajda küçük bozulmalar oluflabilir. Yans›yan artefaktlar kondom, prob ve vagina yüzeyleri aras›ndaki uyumsuzluktan kaynaklan›r. Her ne kadar faz ayarl› transduserlerde uzak alanda imaj kalitesi bozuk olsa da, yak›n alanda anlaml› derecede bozulma olmaz. Bu nedenle, faz ayarl› transduserler transvaginal muayenelerde sektör ve e¤ri lineer dizi dönüfltürücülere benzer rezolusyona sahiptirler. Transvaginal problar›n dezenfeksiyonunda AIUM k›lavuzu uygulanmal›d›r. Bu k›lavuz Apendiks 2-2’ de anlat›lm›flt›r. ‹nfeksiyonu kontrol etmek amac›yla, prob bir defa kullan›l›p at›labilecek koruyucu k›l›f ile örtülmelidir. Prob, kon- K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ 22 A Uzun aksen Kısa aksen A Uzun aksen Kısa aksen B B C fiekil 2-2 A-C. Transabdominal (TAS) ve transvaginal sonografide (TVS) C fiekil 2-1 A-C. Tarama planlar› (A) ve örnek transabdominal sonogramlar (B ve C). Sagital ve transvers planlarda uterus ve sa¤ overi gösteren uzun (B) ve k›sa (C) aksta al›nan transabdominal sonogramlar (TAS) (imleçler aras›). Kural olarak, transvers planda imaj›n sol taraf› hastan›n sefalik veya superiorunu gösterirken hastan›n sa¤ taraf› ise imaj›n sol taraf›nda tan›mlan›r. majör tarama planlar›. A: Do¤um yapm›fl eriflkin kad›nda mesane dolu iken uzun ve k›sa aksta al›nan transabdominal sonografi (TAS). B: Transvaginal sonografide (TVS) uzun aksta antefleksiyondaki uterus. Probu tutmayan di¤er el optimal görüntü için uterus ve overleri yönlendirecek flekilde hafifçe bast›rabilir. C: Retrofleksiyondaki uterus, TVS. Prob vagina arka forniksinde; uterin korpus ve fundus ile ayn› do¤rultuda. Bölüm 2 Transvaginal Sonografi ‹le Normal Pelvik Anatomi De¤erlendirilmesi 23 A B C D fiekil 2-3 A-D. Uterusu incelemek için kullan›lan tipik TVS tarama planlar›. A: Birinci olarak, uzun aksta uterus görüntüsü. B: Yar› sagital planda prob önce sa¤ korna sonra sola korna do¤ru aç›land›r›l›r. Uzun aksta sonohisterografi kateteri görülmekte. C: ‹kinci olarak, prob uterusu k›sa aksta görüntülemek için döndürülür; fundustan servikse do¤ru taran›r. D: Yar› koronal planda proba yön verilerek ilave görüntüler al›nabilir. Bu planda, transvers endometriyal kal›nl›k ölçülür. dom gibi bir k›l›f ile örtüldükten sonra paket lasti¤i ile ba¤lan›r, probun tepesine ve çevresine kayganlaflt›r›c› jel sürülüp vaginaya yerlefltirilir, servikal dudaklar ve forniks etraf›nda en iyi, en ayr›nt›l› görüntü elde edilinceye kadar dolaflt›r›l›r. Prob longitudinal veya sagital düzlemde yerlefltirildi¤inde uterusun uzun ekseni genellikle orta hatta hafif aç›land›r›ld›¤›nda de¤erlendirilir. Uterus di¤er adneksiyel yap›lar›n de¤erlendirilmesinde nirengi noktas›d›r. Uterus bulundu¤unda prob sagital planda orta hattan sa¤a veya sola aç›land›r›larak overler bulunabilir. ‹nternal iliak arter ve ven, pelvik yan duvar boyunca uzanan tübüler yap›lar olarak izlenir. Bu damarlar içinde düflük seviyedeki kan ak›m›na iliflkin ekolar görülebilir. Overler tipik olarak bu damarlar›n medialinde yer almaktad›r. Sagital planda uygun görüntülerin elde edilmesin- den sonra prob saate ters yönde 90 derece döndürülürse bu yap›lar aksiyal veya yar›-koronal planlarda incelenir. Özellikle obez hastalarda, bir el tarama için kullan›l›rken di¤er elin nazikçe abdominal palpasyonla yap›lar› hareket ettirmesi, overlerin bu hareket sayesinde mümkün oldu¤unca proba yaklaflt›r›lmas›, oldukça yard›mc›d›r. UTERUS (fiekil 2-4’den fiekil 2-5’e kadar) Uterus de¤erlendirmesi uzun eksende inceleme ile bafllar. Tipik olarak ekojenik olan endometriyal yüz, uzun eksende de¤erlendirme için nirengi noktas›d›r. Endometriyumun sonografik görüntüsü, daha sonraki bölümlerde de anlat›laca¤› Bölüm 3 Erken Rahimiçi Gebelikte Transvajinal Sonografi 39 Bölüm 3 ERKEN RAH‹M‹Ç‹ GEBEL‹KTE TRANSVAJ‹NAL SONOGRAF‹ Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Samet Topuz Tan›mlar 1. Embryo: pekçok organ›n olufltu¤u erken geliflim (<8 hafta) aflamas›ndaki gebelik ürünü 2. Fetüs: organlar›n büyüdü¤ü aflama (>8 hafta). 3. Subkoryonik hemoraji: koriyon alt›nda kanama. GENEL BAKIfi Erken gebeli¤in anlafl›lmas› ve de¤erlendirilmesi için transvajinal sonografi (TVS) standart bir uygulama haline gelmifltir. Embryo, fetüs ve koriyondesiduas›n›n ayr›nt›l› fleklini ortaya koyarken, yaflayan embryo ve fetüsün, ölü embryo ve fetüsten kalp hareketleri sayesinde ay›rt edilmesini sa¤lar. Transabdominal sonografi (TAS) ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda tüm erken gebelik ölçümleri TVS ile bir hafta öncesinden yap›labilir.1 Bu bölüm rahim içi gebeli¤in ilk üç ay›nda TVS’nin rolünü irdelemektedir. Bölüm 4 ise ektopik gebel¤in sonografik de¤erlendirmesi üzerinedir. Bölüm 22 gebeli¤in ilk trimestrinde anuplidi ve anomalilerin taranmas›n› kapsar. ‹lk 10 haftada Obstetrik Sonografi ile ilgili Amerikan T›bbi Ultrason Enstitüsü (AIUM)’nün yönergesi Ek 3-1’de yer almaktad›r. KL‹N‹K END‹KASYONLAR Gebeli¤in ilk trimestrinde transvajinal sonografi birçok klinik endikasyon tafl›r. Bunlar›n ço¤u gebeli¤in yerinin tespiti ve embriyonik ve fetal hayat›n belirlenmesi üzerinedir. Di¤er endikasyonlar ise vajinal kanaman›n belirlenmesini ve gebelik prognozu hakk›nda bilgilendirmeyi kapsar. Gebeli¤in ilk birkaç haftas›nda hastalar›n %20-50’si kanama yaflayabilir.2 Bu kanaman›n sebebi desidüalize endometriyumun içine blastokistin girmesiyle koriyodesiduanin sabitleflmesi olarak nitelendirilmifltir. Bu tür kanamalar rahim kramplar›yla genellikle s›n›rl›d›r ve iliflkili de¤ildir. Öte yandan hastalar›n %20-30’u kanama sonras› abortus ihtima- li yaflayacakt›r.2 Bu durum büyük ihtimalle retrokoriyonik hemoraj›n uzant›s›d›r (implantasyon bölgesinin daha ço¤unu kapsama ad›na). Retrokoriyonik hemoraj›n büyüklü¤ü, klinik sonuçla korele edilebilir.3 Ektopik gebelik flüphesi olan hastalar›n de¤erlendirilmesinde tranvajinal sonografi büyük rol oynar. En önemlisi, TVS rahimiçi gebeli¤i net olarak görüntüleyerek, ektopik ihtimalini elimine edebilir. Mens sonras› 4-5 hafta içinde bile rahimiçi gebelik transvajinal görüntüleme ile belirlenebilir.4,5 ‹lk trimestirde TVS’in en önemli endikasyonlar› flunlar› içerir: 1. Özellikle ektopik gebelik flüphesi oldu¤unda rahimiçi gebeli¤in teyidi 2. Retrokoriyononik hemoraj, inkomplet abortus, erken gebelik termini rezorpsiyon ile veya komplet abortus gibi erken gebelik komplikasyonlar›n›n de¤erlendirilmesi 3. Embriyonik ve fetal hayat›n belirlenmesi 4. Erken gebelik ile ilintili rahimiçi araçlar›n›n tam yerlerinin belirlenmesi 5. Klinik olarak flüphelenildi¤inde çoklu gebeliklerin belirlenmesi ENSTRÜMASYON VE TARAMA TEKN‹⁄‹ Gebeli¤in ilk trimestrinde vakalar›n ço¤unda TAS yerine TVS tercih edilir. Bunun sebebi, hastalar›n bu yöntemi artan kabulü ve rahimiçi ö¤elerin daha iyi çözünürlükle izlenebilmesidir.4 Aktif kanama veya dilate olmufl d›fl servikal os durumlar›nda artan enfeksiyon riskinden dolay› TVS tercih edilmemelidir. 8-10 haftal›ktan fazla gebeliklerde transabdominal sonografigebeli¤in yeri ve teyidi için güvenilir bilgi verir ve TVS ile birlikte veya tek bafl›na kullan›labilir. TVS tekni¤i sonografi probunun kondom v.b. bir ö¤e ile kaplanarak üzerine ultrasonik jel sürülmesi ile bafllar. Bu sayede prob lubrike olur ve sonras›nda orta vajinaya sokulur. Vajinada prob semikoronal ve sagital yüzeylerde, 40 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ adnekste ise uzun ve k›sa akslarda manipüle edilip rahimin flekillenmesi sa¤lan›r. ‹drar torbas› öne flekse olmufl rahmi görüntülemede yard›mc› olabilir, ancak daha büyük idrar torbalar› rahimi probun görüntü alan›ndan d›flar› ç›kar›r ve embriyo ve koriyodesiduan›n ayr›nt›l› de¤erlendirilmesini zorlaflt›r›r. ‹lk trimestirdeki rutin TVS taramas›nda, baz› olgular erken tan›mlanabilir. Bulunan olgular ‚-human koriyonik gonadotropin (β-hCG) de¤erlerinin ilgili aral›¤›na korole edilebilir.6,8 Tan›mlanan olgular aras›nda gestasyon kesesinin yeri ve koriyodesiduas›n›n normalli¤i, embriyonun ve yolk sacnin varl›¤› yada yoklu¤u, adneksin ve cul-de-sac›n de¤erlendirilmesi gerekir. Embriyo bulundu¤unda, bafl-popo mesafeside ayr›nt›l› ölçülebilir. Embriyo tam flekillenmediyse, gestasyon kesesi ölçüleride gebelik sürecinin belirlenmesinde fikir verebilir. Bu ölçüm için içten içe 3 ölçüm al›n›r (uzun, k›sa, anteriyor-posteriyor) ve ortalamas› bulunur. Embriyo belli de¤ilken, gestasyon kesesinde yumurtal›k kesesinin sonografik olarak belirlenmesi gebeli¤in rahimiçi gerçekleflti¤inin teyidi için önemli bir veridir.10 Erken gebelikte genelde TVS yeterlidir, ancak rahim d›fl›nda ve probun görüfl mesafesi d›fl› alanlar›n görüntülenmesi için transabdominal görüntülemede faydal› olabilir. Normal ‹lk Trimestir Gebeli¤i Normal geliflim süreci üçe ayr›l›r: 4-6 hafta, 7-8 hafta ve 9-11 hafta (Tablo 3-1 A-D). Gestasyonal Yafl (Hafta) 5. Yüzdelik 50. Yüzdelik 95. Yüzdelik 7 0.15 0.28 0.47 8 0.62 0.63 0.64 9 0.82 0.86 0.91 10 1.07 1.16 1.28 11 1.40 1.56 1.82 12 1.83 2.11 2.57 13 2.37 2.85 3.64 14 3.08 3.85 5.15 GESTASYONAL YAfiA KARfiIN BAfi ÇAPI (CM) Tablo 3-1C Gestasyonal Yafl (Hafta) 5. Yüzdelik 50. Yüzdelik 95. Yüzdelik 9 2.05 3.20 4.78 10 3.23 4.57 6.35 11 4.42 5.91 7.92 12 5.59 7.26 9.49 13 6.78 8.61 11.06 14 7.96 9.95 12.63 GESTASYONAL YAfiA KARfiIN BAfi-POP MESAFES‹ (CM)11 Tablo 3-1A Gestasyonal Yafl (Hafta) GESTASYONAL YAfiA KARfiIN B‹PAR‹TEYAL ÇAP (CM) Tablo 3-1B 5. Yüzdelik 50. Yüzdelik 95. Yüzdelik 6 0.15 0.28 0.47 7 0.47 0.70 1.03 8 0.95 1.32 1.82 9 1.61 2.13 2.83 10 2.43 3.14 4.07 11 3.43 4.34 5.52 12 4.60 5.74 7.20 13 5.94 7.33 9.10 14 7.44 9.11 11.22 GESTASYONAL YAfiA KARfiIN ABDOM‹NAL ÖLÇÜM (CM) Tablo 3-1D Gestasyonal Yafl (Hafta) 5. Yüzdelik 50. Yüzdelik 95. Yüzdelik 9 1.89 2.85 3.16 10 2.32 3.62 6.95 11 2.85 4.62 9.36 12 3.49 5.88 12.61 13 4.28 7.59 16.98 14 5.25 9.55 22.86 Kaynak: Lasser DM, Peisner DB, Vollebergh J, Timor-Tritsch I. Firsttremester fetal biometry using transvaginal sonography. Ultrasound Obstet Gynecol 1993;3:104-8’den izinle Bölüm 3 41 Erken Rahimiçi Gebelikte Transvajinal Sonografi Embriyonik dönemde tüm iç organlar oluflur. Fetal dönemde oluflan bu yap›lar büyür ve fonksiyonel geliflimlerini tamamlar. Ayr›m daha çok teoriktir ve embriyolojideki terminolojiyi temel al›r. Embrjiyolojik metinlerde kullan›lan gestasyonal yafl tabiri klinik kullan›mdan farkl›d›r. Embrjiyolojik metinler geliflimi gestasyonal yaflla tan›mlarken (gebe kal›nan an), klinik kullan›mda kay›t edilebilir oldu¤undan mens yafl› tercih edilir. Fertilizasyon günü ve son mens günü aras›nda genelde 2 haftal›k bir süre olsa da, bu dönem ±8 gün oynayabilir. Bu bölümde tan›mlanan olaylar mens tarihleri ile s›n›fland›r›lm›flt›r. 4-6 Hafta Dördünce hafta ile alt›nc› mens haftas› aral›¤› genelde geliflimin orta embriyonik dönemi olarak tan›mlan›r (fiekil 3-1 ve 3-2). Erken embriyonik geliflim dönemindeki embriyonik anatomi genelde düzgün bir çözünürlükte günümüz görüntüleme sistemleri ile taranabilir. ‹ç hücre kütlesi Endoderm Ba¤ dokusu Kan damar› Uterin gland Blastosel RENKL‹ OLACAK... Koryon Amnionik kavit Embryonic disk Endoderm Uterus epiteli Selüler trofoblast mezoderm Primer yolk sak Sinsityal trofoblast Girifl Bölgesinde p›ht› fiekil 3-1 Embriyonik ve fetal geliflimin diyagramsal betimlemesi. A: Fertilizasyon esnas›nda insan oositi (x420). B: ‹mplantasyon öncesi maymum embriyosu (insan embriyosuna benzer), morula, blastokiste dönüflürken. Ok: sütun segmentasyon bofllu¤u. PV: perivitelin bölge. ZP: zona pelusida. C: Erken iç hücre kitlesi ve trofoblastlar› gösteren blastokist çizimi. D: Hücresel ve sinsisyal trofoblast› gösteren 11 günlük insan embriyo kesiti. Bölüm 4 Ektopik Gebeli¤in Transvajinal Sonografisi 71 Bölüm 4 EKTOP‹K GEBEL‹⁄‹N TRANSVAJ‹NAL SONOGRAF‹S‹ Arthur C. Fleischer ● Michael P. Diamond ● Peter S. Cartwright ● Melinda New Çeviri: Dr. ‹smet Gün, Dr. Samet Topuz Tan›mlar 1. Ay›rt edici bölge: ‹ntrauterin gebeli¤in transvajinal sonografi ile görülmesi gereken β-hCG de¤eri. 2. ‹kiye katlanma zaman›: Normal erken intrauterin gebelikte β-hCG seviyelerinin ikiye katlanmas› için beklenen zaman aral›¤›. β-hCG’nin beklenen normal art›fl›, 48 saat içinde %50’ye eflit veya daha fazlad›r. 3. “Bilinmeyen Konum” Gebeli¤i”: Yerleflimleri (intraveya ekstrauterin) sonografik olarak tespit edilemeyen gebelik. G‹R‹fi Uterin ve adneksiyal yap›lar›n transvajinal sonografi ile sonografik olarak tan›mlanmas›ndaki son geliflmeler ve insan koryonik gonadotropin (hCG) testlerinde yap›lan iyilefltirmeler hekimin erken gebeli¤in lokalizasyonunu tan›mlama yetene¤ini art›rm›flt›r. Ektopik gebelikte sonografik bulgular›n izlenmesi zor olabilse de, ço¤u vakada sonografik bulgular tek bir hCG testi veya seri hCG testleri sonuçlar›yla kombine edildi¤inde bu oluflumun kesin tan›s› mümkündür. En önemlisi, sonografi ektopik gebelik flüphesi olan hastalar›n de¤erlendirmesinde hem intrauterin gebeli¤in varl›¤› veya yoklu¤unu do¤rulamak, hem de adneksiyal ektopik gebeli¤i tan›mlamak için kullan›fll›d›r. Erken tan› ço¤unlukla daha az invaziv tedavi seçene¤ine ve cerrahi bir acil olan rüptürün önlenmesine olanak sa¤lar. Erken ve kesin tan› ektopik gebeli¤i olan kad›nlar›n sonuçlar›n› optimize etmede hayati öneme sahiptir. Üstelik, sonografi ektopik gebeli¤i olan kad›nlardan medikal yolla tedavi edilebilecekler ile cerrahi giriflim gerektirenlerin ay›rt edilmesinde hayati bir rol oynar. Ayr›ca, ektopik gebelik içeren fallop tüpünün parsiyel veya komplet salpenjektomiye karfl›n lineer salpingostomi ile kurtar›lma ihtimali ektopik gebeli¤in tespit edilme evresiyle yak›ndan iliflkilidir. Tüp bir kez rüptüre oldu¤unda, ço¤unlukla kurtar›lamaz. Bu yüzden en çok istenen, ektopik gebelik tan›s›n›n mümkün olabildi¤i kadar erken konulmas›d›r. E¤er tan› konulmazsa, ektopik gebelik ciddi maternal mortalite ve morbiditeye neden olabilir. Ektopik gebelik tüm maternal ölümlerin %4 ile %10’undan sorumludur.1,2 Alt bat›n a¤r›s› ve amenore ile baflvuran kad›nlarda ektopik gebelik tan›s› ço¤unlukla düflünülmesine ra¤men, ilk muayene eden hekim taraf›ndan olgular›n yaklafl›k %70’inde tan› atlanmaktad›r.3 Ektopik gebeli¤i oldu¤undan flüphelenilen hastalar›n h›zl› ve do¤ru konulan tan›s› önemlidir, böylece zaman›nda müdahale ve uygun yönetimn sa¤lanabilir. E¤er erken tespit edilebilirse, tubal ruptür öncesi gestasyonel kesenin lineer salpingostomi ile cerrahi olarak ç›kar›lmas›, böylelikle tüpün ve gelecekte elde edilebilecek gebelik flanslar›n›n korunmas› mümkün olabilir. ‹lerlemifl ektopik gebelikler tubal yap›ya, ço¤unlukla salpenjektomiyle sonuçlanan önemli zararlar verebilir. E¤er kalan tüp de kötü durumda ise, sonuç olarak fertilite önemli oranda azalabilir. Hasta bir kez ektopik gebelik geçirdi¤inde, gelecekteki gebeliklerinde belirgin bir tekraralama riski (yaklafl›k 4’te 1) vard›r.3 Erken tan› ektopik gebeli¤in medikal tedavisini alan hastalarda da oldukça önemlidir. Medikal tedavi baflar› oran›n›n, düflük hCG seviyelerinde (≥10,000) ve fetal kardiyak aktivite yoklu¤unda en yüksek oldu¤u izlenmektedir ki bu da tahminen serum hCG seviyelerinin yans›tt›¤› tubal muskuler tabakaya trofoblastik infiltrasyonun miktar›n› ve konseptusun intrensek viabilitesini iflaret eder. Ektopik gebeliklerin önemli bir k›sm›n›n karyotip olarak anormal oldu¤u ve spontan olarak regrese olabilece¤i ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r.1 Transvajinal renkli doppler sonografi (CDS), koryodesiduan›n tüpün içindeki rölatif vaskülaritesine ve embriyonik kardiyak aktivitenin varl›¤›na veya yoklu¤una dayanarak, hangi tedavi fleklinin en uygun oldu¤unun seçiminde (medikal, lokal, metotreksat veya KCl enjeksiyonu) önemli bir rol oynayacakt›r. Transvajinal sonografinin (TVS) kullan›m›, ektopik gebelikten flüphelenilen hastalarda sonografik de¤erlendirilmeyi büyük ölçüde gelifltirmifltir. Özellikle intrauterin bir gebeli¤in varl›¤› veya yoklu¤u TVS ile transabdominal sonografiden (TAS) yaklafl›k olarak 1 hafta daha önceden saptanabilir. Buna ek olarak, ektopik gebelikler taraf›ndan oluflturulan adneksiyal kitleler TVS ile daha s›k tespit edilebilirler. Ek olarak transvajinal renkli doppler sonografinin (TVCDS) kullan›m›n›n, TVS’de izlenemeyen ektopik gebeliklerin 72 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ tespitini daha da gelifltirece¤i görülmektedir.4,5 Canl› trofoblastik dokular tüpün içinde, TV-CDS ile tan›nabilen, tipik bir vaskuler halka yap›s› olufltururlar. Bu halka overden ayr›ym›fl gibi izlenebilir, ancak fonksiyonel bir korpus luteuma benzer flekilde de görülebilir. CDS’nin obstetrik uygulamalar› daha sonra 12. bölümde tart›fl›lacakt›r. Transvajinal CDS, koryodesiduan›n tüpün içindeki rölatif vaskülaritesine ve embriyonik kardiyak aktivitenin varl›¤›na veya yoklu¤una dayanarak, hangi tedavi fleklinin en uygun oldu¤unun seçiminde (medikal, lokal, metotreksat veya KCl enjeksiyonu) önemli bir rol oynayabilir. Asl›nda TV-CDS, etkili bir tedavi ile kan ak›m› de¤iflece¤inden, gelecekte medikal tedavinin efektifli¤ini takip etmekte rol alabilir.6 Bu modalite ve laboratuar testleri ile, ektopik gebelik olas›l›¤›n› d›fllama veya varl›¤›n› ortaya koymada çok yüksek bir do¤ruluk derecesi (>%90) mümkündür.7 ‹NS‹DANS Farkl› epidemiyolojik çal›flmalar, k›smen tedavi edilmifl salpenjitin artm›fl prevalans›n›n oldu¤u kadar gebeli¤in erken tan›s› ve hCG seviyelerinin takibinin bir yans›mas› olarak, ektopik gebelik insidans›n›n artt›¤›n› göstermektedir.8,9 Örne¤in ektopik gebeli¤in yafla göre düzeltilmifl insidans› kuzey Kaliforniya’da yaflayan 100,000 kad›n için 1972’den 1978’e kadar 55.5’ten 84.2’ye yükseldi.8 Ulus çap›nda ektopik gebeliklerin say›s› 1970’te 17,800’den 1978’de 42,000’e yükseldi.9 Buna ra¤men ölüm oran› bu periyotta, hasta ve sa¤l›k çal›flanlar›n›n ektopik gebelik flüphelerindeki art›fl ve bu durumun erken evrelerde tan›s›n›n konulma kabiliyetindeki geliflmenin yans›mas› olarak %75 azald›. Ektopik gebeliklerin insidans›, salpenjit, geçirilmifl tubal cerrahi, geçirilmifl ektopik gebelik veya mevcut progesteron bask›n kontrasepsiyon kullan›m› hikayesi olan hastalarda en yüksektir.10,12 PATOGENEZ Ektopik gebelik terimi, konseptusun endometrial kavitenin d›fl›nda bir implantasyonunu ifade eder. Ektopik gebeliklerin yüzde doksanbefli tubaldir, ve bunlar›n ço¤unlu¤u da tüpün ampuller veya istmik bölümünde oluflur. Geri kalan %5’lik non-tubal ektopik gebelikler ise abdomen, over, serviks ve retroperitoneal bofllukta oluflur. Ampuller tubal gebelikte konseptus, tüpün duvar›nda trofoblastik dokuyla çevrili s›v› dolu bir gestasyonel kese oluflturmak için fallop tüpü epitelinin alt›na implante olur. Fallop tüpü sadece iki ince kas tabakas› içerdi¤inden, trofoblastik hücreler tubal duvara derin invazyon yaparak gerilmesine ve sonuçta da rüptüre olmas›na neden olabilmektedir. Tubal rüptüre ektopik gebelikte gestasyonel kese, komflu damarlar›n erozyonuna ba¤l› olarak ço¤unlukla s›v› ve kanla çevrelenmifltir. Vakalar›n büyük ço¤unlu¤unda, desiduan›n tubal duvardan ayr›lmas› embriyonun ölümüne neden olur. Ender vakalarda embriyonun abdomende reimplantasyonu ve kan deste¤ini omentum ve mezenterden yeniden sa¤lanmas›yla sa¤ kalabilece¤i öne sürülmüfltür. Hafif uterin büyüme ve endometrial desidualizasyon ço¤unlukla ektopik gebelikte mevcuttur ve bazen klinik olarak saptanabilir. Heterotopik gebelik yoklu¤unda ektopik gebeli¤i olan bir hastaya dilatasyon ve küretaj (D&C) uyguland›¤›nda koryonik villus olmaks›z›n sadece desidual materyal izlenecektir. Çal›flmalar gösteriyor ki, bütün ektopik gebeliklerin üçtebiri, desidual destek yetersizli¤i ve fetal kay›ba neden olan bir faktör olarak, anormal karyotipe sahiptir.1,12 Ektopik olarak implante olan embriyo alt›nc› gebelik haftas›ndan önce öldü¤ü için, desidualizasyon kesintiye u¤ram›fl veya hatal› olabilir.13 Rekürren ektopik gebeli¤in bir di¤er olas› etyolojisi ise spermin veya fertilize yumurtan›n kontralateral tüpe transperitoneal göçüdür. Muhtemelen bu da tubal duvara gecikmifl ve kusurlu bir implantasyonla sonuçlanacakt›r. Ektopik gebeli¤in geliflimine katk›s› olan bu faktörler daha iyi anlafl›ld›kça, ektopik gebeli¤i önleyebilecek tedbirler tespit edilebilir.14 KL‹N‹K BAKIfi Ektopik gebeli¤in geliflimi için önerilen aç›klamalar flunlar› içerir; gecikmifl fertilizasyon veya fallop tüpü malfonksiyonuna ba¤l› olarak fertilize zigotun gecikmifl geçifli; zigotun tüpten gecikmifl pasaj› ile birlikte kontralateral overden ovulasyon; zigot pasaj›n›n, pelvik inflamatuar hastal›¤a ba¤l› intratubal adezyonlara sekonder obstruksiyonu; endometriozis, cerrahi ve di¤er pelvi-abdominal enfeksiyonlar ve uterin kornuya komflu tüpün anormal aç›lanmas›.1 Pelvik inflamatuar hastal›k için antibiyotiklerin kullan›m› öncesinde, tubal inflamasyon, çok daha yüksek oranda komplet tubal t›kan›kl›k ve takip eden sterilite insidans›na neden oluyordu. Daha önce gebe kalan hastalar aras›nda, ektopik gebelik insidans›ndaki son dönemdeki 2-3 katl›k art›fl, paradoksik olararak tubal enfeksiyon tedavisi için antibiyotik kullan›m›na ba¤lanm›flt›r.15 Antibiyotikler tubal oklüzyon ve k›s›rl›k insidans›n› azaltmakta, ancak ço¤u kad›nda aç›k ancak malfonksiyone tüplere neden olmaktad›r. Bunun sonu ise, geçirilmifl tubal enfeksiyona sahip olan hastalarda artm›fl ektopik gebelik insidans›d›r. Pelvik inflamatuar hastal›k öyküsüne sahip hastalara ek olarak, tubal cerrahi geçirmifl, infertilite öyküsü olan veya rahim içi araç (IUD) kullanm›fl hastalar, artm›fl ektopik gebelik geçirme flans›na sahiptirler.10 Ektopik gebelik iki ucu keskin k›l›ç gibidir, çünkü hem non-viable gebelikle sonuçlan›r, hem de hastay› infertil yapabilme kabiliyeti vard›r.11 Hasta bir kez ektopik gebelik geçirmifl ise, gelecekteki gebeli¤inde rekürrens flans› 4’te 1 veya 15% veya daha fazlad›r.3 Birleflik Devletler’de ektopik gebelik insidans› 100’de 1 ile 400’de 1 aras›ndad›r, ancak baz› populasyonlarda bu oran 32 canl› do¤umda 1 kadar yüksek olabilmektedir.1,3 Klinik olarak alt abdominal a¤r› ile baflvuran her hastada ay›r›c› tan›da Bölüm 4 ektopik gebelik düflünülmelidir, çünkü bazen d›fl gebelik rüptürü ile iliflkili ciddi bir komplikasyon olan yo¤un intraperitoneal bir kanama olabilir.16 1990’l› y›llardaki ektopik gebelik ve 1930’lu y›llardaki pulmoner tüberküloz aras›nda bir k›yaslama yap›labilir; yani tan›mlamadaki klinik semptomlar tip ve fliddet aç›s›ndan çok büyük farkl›l›k gösterir.1 Nitekim, klinisyenler art›k “ektopik gebelik de¤erlendirmesini” alt kar›n a¤r›s› ile baflvuran do¤urganl›k yafl›ndaki herhangi bir kad›n için veya intrauterin bir gebelik teyit edilene kadar düflünmektedirler. D›fl gebeli¤in en s›k görülen baflvuru semptomlar› hafifintermitan veya devaml›-fliddetli olabilen pelvik a¤r› ve anormal vajinal kanamad›r.17 D›fl gebeliklerdeki klinik semptomlar ve rutin laborotuvar bulgular› tek bafl›na tan› için yeterli olmamaktad›r. Anormal vaginal kanama hemen hemen bu tarz gebelikteki kad›nlar›n dörtte üçünde görülebilir ve düflük tehdidi veya spontan düflük gibi birinci trimesterin kanamalar›yla kar›flt›r›labilir. Ancak, d›fl gebelik ile uyuflmayan kanama veya menstrual geçmifli bulunmamaktad›r. ‹statistiksel olarak, vaginal kanamalar ektopik gebelik yerine daha çok birinci trimester bulgular›yla ba¤lant›l›d›r (örne¤in; spontan tehdit edici düflük, servikal polip veya enfeksiyon).18 Difüz abdominal a¤r› görülmesinin yan› s›ra, serbest intraperitoneal kanamadan ötürü peritoneal irritasyon kaynakl› rebaund hassasiyet de mevcut olabilir. Adneksiyal bir kitlenin varl›¤› ektopik gebeli¤in tan›s› için spesifik de¤ildir, gebe hastada olan korpus luteum kisti gibi adneksiyel kitleler s›kl›kla gebeli¤in bafl›nda görülebilmektedir. Palpabl adneksiyal kitle, tüm vakalar›n üçte birinden daha az›nda görülmüfltür ve gebeli¤in rüptüre olup olmad›¤›n› göstermez.19 Her ne kadar yayg›n olmasa da, palpabl adneksiyal kitlenin varl›¤› (uterin fundusdan ve her iki overden ayr› olmas›), d›fl gebeli¤i yüksek oranda düflündürür. Acil durumlarda kuldosentez (arka cul-de-sac’dan s›v›n›n transvajinal aspirasyonu); rüptüre d›fl gebelik flüphesi olan hastalar›n de¤erlendirilmesinde bir alternatif olmaktad›r. P›ht›laflmam›fl kan›n aspirasyonu, hemoperitoneumun mevcut oldu¤unu gösterir. Ancak bu bulgular tek bafl›na d›fl gebeli¤in tan›s›nda yeterli de¤ildir ve hemorajik korpus luteum, komplet ya da inkomplet abortus, ovulasyon ya da kuldosentez neticesinde oluflmufl olabilir. Deneyimlerimize göre bu prosedürlerin uyguland›¤› ektopik gebeli¤e sahip hastalar›n %70’inde pozitif tap mevcut olmas› hastaneye baflvurmalar›ndaki en temel sebeptir.20 Yinede bu hastalar›n %56’s›nda tüpler rüptüre olmufltur; intak tubal gebelik tüpün fimbrial ucundan kanama yoluyla birkaç litre hemoperitoneum üretebilir. Negatif bir kuldosentez genellikle tubal rüptürü d›fllar. Yak›n zamanda yay›mlanan bir çal›flmaya göre; hemoperitoneumun sonografik bulgular› d›fl gebeli¤i kuldosenteze göre daha iyi tespit edebilmektedir. Otörler d›fl gebeli¤in de¤erlendirilmesi esnas›nda TVS uygulanamad›¤› ola¤and›fl› durumlar haricinde kuldosentezin aktif rolü olmamas› gerekti¤i sonucuna varm›fllard›r.21 D›fl gebeli¤in klinik seyri, implante oldu¤u bölgeye ba¤l›d›r.22 Tüpün ampullas› ektopik implantasyonun en yayg›n Ektopik Gebeli¤in Transvajinal Sonografisi 73 oldu¤u bölgedir. Di¤er bölgelerde ise d›fl gebelik tüpün duvar›n› rüptüre edinceye kadar yay›labilmektedir. Tüpün fimbria ucundan peritoneal kaviteye do¤ru kese içeri¤i çekilmifl halde tam veya k›smi tubal abort görülebilir. E¤er tüpün fimbrial ucu t›kanm›flsa, hematosalpenks ile sonuçlan›r. Tüpün dar istmik bölümünde oluflan d›fl gebelikler genellikle tüpün çap›n›n küçük olmas›ndan ötürü d›fla do¤ru fliflme yapt›¤›ndan gebeli¤in erken safhas›nda rüptüre olur. Tüpün interstisyel bölümünde d›fl gebelik oluflmas› yayg›n de¤ildir (ektopik gebeliklerin 3%-4%’ü), fakat en ciddi potansiyel komplikasyonlara sahiptir. Majör uterin damarlara yak›n olan uterusun kasl› bölgesindeki lokalizasyondan ötürü gebelik 3-4 ayl›k gestasyona kadar devam edebilmektedir. Bunun sonucu uterin arter ve venlerde çok ciddi kanamayla sonuçlanabilir. Cul-de-sac’taki hematom formasyonu ile sonuçlanan kronik d›fl gebelikler oluflabilir.23 Bu tip hastalarda genellikle tekrarlay›c› ve intermitant düflük atefl ile birlikte palpabl solid bir kitle mevcuttur. Fizik muayenede genellikle orta hatta belirmifl sert pelvik bir kitle mevcuttur ve uterustan ay›rt etmek zordur. Cul-de-sac’taki kan›n p›ht›laflm›fl olmas›ndan ötürü kuldosentez negatif olabilir. Çok nadir vakalarda konsepsiyona ba¤l› embriyo ve bileflenleri hücre içi s›v› kayb› ile litopedyon gebeli¤e yol açar. ‹mplantasyonun nadiren gerçekleflti¤i di¤er bölgeler; intraabdominal, ovaryan, servikal ve ekstraperitonealdir. Gerçek ve ileri düzeydeki abdominal d›fl gebelikleri normal intrauterin gebeliklerden ay›rt etmek zor olabildi¤inden uterusun amniyotik keseden ve içeri¤inden ayr› olarak ele al›nmas› gerekmektedir.24 Abdominal gebeliklerin baz›lar›; abort olan fetusun tüpün fimbrial ucundan geçerek mezenter veya omentuma tekrar implante olmas›yla oluflur.24 Bu gebelikler semptomsuz olarak terme kadar devam edebilir ve do¤umun bafllang›c›nda zorluklar, büyüme sorunlar›, a¤r› veya do¤umun sonlanmas› görülebilir. Ekstraperitoneal d›fl gebelikler çok nadirdir ve muhtemelen broad ligament yapraklar› aras›nda kesenin patlamas›yla oluflan tubal rüptür sonucu geliflir. Rüptür, tüpün fimbrial ucu (peritoneum ile kaplanmam›fl) ile z›t tarafl› gevflek 2 kez katlanm›fl broad ligament bölgesi aras›nda olur.24 Tubal içerikler, yumuflak dokuya ve mezosalpinkse boflalarak daha sonra o bölgede kalmaya devam ederler. HCG ÖLÇÜMÜ Erken d›fl gebelik flüphesi olan hastalar›n büyük ço¤unlu¤unu do¤ru bir flekilde de¤erlendirebilmek için, sonografik bulgular›n kantitatif serum gebelik testi sonucu ile korele edilmesi kesinlikle zorunludur. Buna ilave olarak sonografiyi yapan kiflinin kullan›lan ölçüm metodunu ve duyarl›l›¤›n› bilmesi önemlidir. ‹drar insan koryonik gonadotropini (hCG) tespit eden enzimle ba¤dafl›k immuno ölçümler niceliksel de¤ildir ancak çok duyarl›d›r ve klinik ortam›nda rahatl›kla yap›labilir. Bu testler gebeli¤in varl›¤›n› veya yoklu¤unu tan›mlarken fayda- Bölüm 5 Fetal Biyometri 99 Bölüm 5 FETAL B‹YOMETR‹ Eugene C. Toy ● Philippe Jeanty Çeviri: Dr. Selim Büyükkurt Tan›mlar 1. Biyometri: fetusun bedensel yap›lar›n› ölçerek gebelik yafl›n› hesaplayabilmeyi hedefler. 2. Bipariyetal çap (BPD): transtalamik planda fetusun kafatas›n›n yak›n olan taraftaki en ç›k›nt›l› k›sm›n d›fl kenar›ndan, uzak olan taraf›n en ç›k›nt›l› k›sm›n›n iç kenar›na uzanan enlemesine çapt›r. 3. Kar›n çevresi (AC): umbilikal ven ile hepatik venin birleflti¤i seviyeden geçen, gerçek bir enlemesine kesitte kar›n çevresinin d›fl çeperinin ölçümüdür. 4. Dolikosefali: daha düzleflmifl görünümlü anormal kafatas› flekli. 5. Brakisefali: daha yuvarlaklaflm›fl görünümlü anormal kafatas› flekli. 6. Bafl katsay›s› (sefalik indeks): BPD’nin, oksipitofrontal çapa (OFD) oran›d›r. Bu sayede bafl›n normal, brakisefalik ya da dolikosefalik olup olmad›¤›n›n ayr›m› yap›l›r. G‹R‹fi Gebeliklerin takibinde, do¤ru hesaplanm›fl gebelik yafl›ndan daha de¤erli bir bilgi yoktur. Gebelik yafl›n› bilmek sa¤l›k hizmeti verenlere do¤ru zamanda serum testlerini önermeyi, diyabet taramas› yapmay›, anti-D immünoglobulin uygulamay›, grup B streptokok testini yapmay› ve do¤um zaman›n› belirlemeyi sa¤lar. Gebelik yafl›n› hesaplarken son adet tarihini (SAT) kullanmak bir y›¤›n belirsizli¤i de beraberinde getirir. Bu karmafla özellikle oligoovülasyon, emzirme, hormonal kontrasepsiyon kullan›m›na ba¤l› düzensiz ovülasyonu olanlarda daha belirgindir. Ayr›ca kad›n SAT’›n› her zaman do¤ru hat›rlayamayabilir. Sonuç olarak kesin SAT, ancak baz› k›staslar›n varl›¤›nda geçerlidir (Tablo 5-1). Kesin SAT’›n varl›¤›nda bile, ilk üçay ya da ikinci üçay›n erken döneminde ultrasonografiyle elde edilen bilgiler daha do¤ru bir gebelik yafl› hesaplanmas›n› sa¤lar. Biyometri ölçümleri ve gebelik yafl›n› birlikte veren; titizlikle ve dikkatlice haz›rlanm›fl tablolar oldukça kullan›fll›d›r. T‹T‹Z YAKLAfiIMIN ÖNEM‹ Literatürde BPD, AC, femur ve orbita gibi ölçümler üzerinden fetusun normal büyümesini de¤erlendirmeye yarayan pek çok tablo ve nomogram bulunmaktad›r. Bu tablolar›n bir k›sm› büyük bir özenle ve temel matematik ilkelerine uyularak haz›rlanm›flt›r. Ancak bu titizlikten yoksun olarak haz›rlanm›fl tablolar da bulunmaktad›r. Günlük kullan›mda hangi tablonun seçilece¤i ve o tablonun s›n›rlar›n› bilmek bu aç›dan ayr›ca önemlidir. Buna örnek olarak “güvenlik s›n›r›” matematiksel bir veri olarak de¤il de, grafik olarak çizilmiflse (ya da daha kötüsü güvenlik s›n›r› olmayan bir tablo kullan›l›yorsa) do¤ru de¤erlendirme yapmaya engel olabilir. Kullan›lan temel ilkeler ortaya konmufl olup, günümüzde bunlarla ilgili yaz›l›m programlar› pek çok bilgisayar için haz›r haldedir. Bu bölümde sunulan temel tan›mlar, ultrasonografi literatüründeki karmafl›k ve sadece ifli bilenlerin anlayabilece¤i bir dili çözümlemeye yarayacakt›r. Bu sayede incelenen çal›flman›n uygun yap›l›p, yap›lmad›¤›n› de¤erlendirebilme imkan› do¤acakt›r. NEDEN FETAL B‹YOMETR‹? Ultrasonografi geliflmeden önceki zamanlarda fetusun ölçümleri radyolojik tekniklerle yap›labilmekteydi. Ultrasonografinin geliflimiyle fetusun kemik ve yumuflak dokular›n›, X ›fl›n›yla yap›landan, daha do¤ru ve h›zl› flekilde ölçmek mümkün olmufltur. Fetusun büyümesi çok h›zl› oldu¤undan BPD ve femur uzunlu¤u (FL), 1–2 hafta içinde belirgin olarak de¤iflmektedir. Bu ölçümler sayesinde afla¤›daki sorulara yan›t bulunur: 1. Fetusun yafl› nedir? 2. Fetusun boyutlar› gebelik yafl›yla uyumlu mu? 3. Malformasyon içeriyor mu? ‹lk soru modern do¤um hekimli¤i içinde mutlak bir öneme sahiptir. Rutin ultrasonografi uygulamas›n›n olmad›¤› ülkelerde en s›k ultrasonografi indikasyonu da yine bu soruya aranan yan›tt›r. Fetusun büyümesinin de¤erlendirilip, varsa geliflme gerili¤inin saptanmas› da çok önemlidir. Zira geliflme gerilikli bebeklerde ölüm ve ciddi hastal›k (morbidite) riski artm›flt›r. Perinatal ölümlerin geleneksel nedenlerinde ciddi bir azalma olmas›nda, konjenital anomalilerin tan›s› önemli bir yere sahiptir. Anomalinin varl›¤› fetusun ölçümlerini de etkileyebilir. Üstelik fetal biyometrik ölçümleri yaparken fetusun organlar›n›n da de¤erlendirmesi yap›lmal›d›r. Amerikan Ul- 100 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ Tablo 5-1 KES‹N SAT ‹Ç‹N KISTASLAR Düzenli adet olma öyküsü Adetler aras›nda normal zaman aral›¤›n›n olmas› (22–34 gün) SAT’tan önceki son 3 ayda hormon tedavisinin (oral kontraseptifler veya di¤erleri) kullan›lmam›fl olmas› Hastan›n SAT konusunda emin olmas› (takvime iflaretleme yapmas›) SAT’tan bu yana lekelenme ya da kanama görmemesi SAT’›n yap› ve süre olarak normal olmas› trasonografi Enstitüsü (AIUM) bu konuda bir k›lavuz haz›rlam›flt›r (Tablo 5–2). FETAL B‹YOMETR‹N‹N ‹LKELER‹ Normal De¤erler Ne Kadar Sapma Gösterir? Her gebelik haftas›na göre incelenen de¤iflkenin normal de¤erlerinin elde edilmesi (ortalama, normalin alt ve üst limitleri), incelenen fetusun ölçülen de¤iflken aç›s›ndan gebelik yafl›yla uyum içinde oldu¤unu gösterir. Bu amaçla veri toplan›rken kesitsel ya da uzunlamas›na yöntemler seçilebilir. Bu iki yöntem aras›ndaki farklar afla¤›da aç›klanm›flt›r. Tablo 5-2 AIUM’UN FETUSUN ANATOM‹K DE⁄ERLEND‹RMES‹ ‹Ç‹N ÖNER‹LER‹ Kafa, bafl, boyun Beyincik ● Koroid pleksus ● Sisterna magna ● Beyin yan ventrikülleri ● Orta hatta falks ● Kavum septum pellisidum ● Üst dudak ● Gö¤üs kafesi Kalbin 4 odac›k görüntüsü ve e¤er teknik olarak mümkünse kalbin ç›k›fl yollar› ● Kar›n Mide (varl›¤›, boyutu, yerleflimi) ● Böbrekler ● Mesane ● Umbilikal kordonun bat›na girifl yeri ● Umbilikal kordondaki damar say›s› ● Ekstremiteler Kollar ve bacaklar: varl›klar› ya da yokluklar› ● Cinsiyet ● Düflük riskli gebelerdeki tek t›bbi indikasyonu ço¤ul gebeliklerin de¤erlendirilmesidir. Kaynak: Obstetrik Ultrasonografi Muayenesi için AIUM’un Uygulama K›lavuzu Hasta seçimi Gebelik yafl›n›n ± 1 gün farkla hesaplanabildi¤i, in vitro fertilizasyon yap›lan hastalar, tarihlerin kesine yak›n hat›rlanabildi¤i hasta grubudur. Ovülasyon indüksiyonu ve inseminasyonun yap›ld›¤› hastalarda ise hata pay› biraz daha belirgindir (± 3 gün). E¤er düzenli bir flekilde vücut s›cakl›¤› ölçümü yap›larak yumurtlaman›n zaman› tayin edildiyse ya da döllenme zaman›ndan kesin olarak emin olmak mümkünse, bu bilgiler arac›l›¤›yla da gebelik yafl› kesin olarak hesaplanabilir. Hasta seçimindeki bir di¤er yol da düzenli adetleri olan, SAT’›ndan emin ve gebeli¤in erken dönemlerinde (< 14 hafta) ultrasonografi çekilerek sa¤lamas› yap›lan hastalar› kullanmakt›r. Adetlerinin zaman› konusunda kuflkular› olan hastalar, fetal biyometri çal›flmalar›na dahil edilmemelidirler. Bu k›staslara ek olarak, hastalarda gebelik yafl›n›n do¤rulu¤una etki edebilecek t›bbi, cerrahi ve obstetrik komplikasyonlar›n bulunmad›¤›ndan da emin olunmal›d›r. Tercihen hastalar, do¤umu 38–42 haftalar aras›nda gerçekleflen ve konjenital anomali veya büyüme gerili¤ine ait bulgu tafl›mayanlar aras›ndan seçilmelidir. Çal›flma Türleri: Kesitsel ya da Uzunlamas›na? Fetusun büyümesi iki ayr› türdeki çal›flmayla incelenebilir: kesitsel ya da uzunlamas›na. Kesitsel çal›flmada pek çok özelli¤e, gebelik boyunca sadece bir kez bak›l›r. Uzunlamas›na çal›flmada ise az say›daki fetus, ard›fl›k olarak incelenir. Kesitsel çal›flmalar baz› önemli yararlar sa¤lamaktad›rlar: (1) nispeten k›sa bir zamanda tamamlanabilir, (2) hastalar sadece bir kez muayene edildi¤inden verilerin toplanmas› kolayd›r ve (3) istatistiksel de¤erlendirme kolayd›r. Di¤er taraftan önemli zaaflar› da vard›r: (1) bireysel büyüme özelliklerini tafl›mazlar (“toplumun” büyüme özelliklerini gösterirler), (2) kesitsel çal›flmalardaki verilerin istatistiksel incelemesi, uzunlamas›na çal›flmalarda elde edilenlerinki kadar uygun sonuçlar vermeyebilir, (3) anormal büyüme e¤risine sahip fetuslar›n ve/veya gebelik yafl›n›n iyice de¤erlendirilemedi¤i hastalar›n çal›flmaya al›nmas› tehlikesi vard›r ve (4) olgu say›s›n›n fazlal›¤› nedeniyle yenido¤anlar›n takibi sorunludur. Bu sonuncu durum nedeniyle e¤rinin erken ve geç gebeli¤e ait bölümlerinde uç de¤erler ortaya ç›kar. Oldukça s›k yap›lan bir hata, her fetusun sadece 1 kez incelenmifl olmas› kural›n›n çi¤nenmesidir. Bu kurala uyulmad›¤›nda sapma de¤erlerinde bozulma ve güvenlik s›n›rlar›n›n do¤rulu¤unda kuflku meydana gelmektedir. Buna ra¤men makalelerde hala “150 hasta toplam 215 kez muayene edildi” ifadesine rastlanmaktad›r. Uzunlamas›na çal›flmalar›n birçok yarar› vard›r: (1) gebelik yafl› az say›daki hasta için hesaplan›r, (2) gebelik yafl› sadece erken gebelikte, bir kez hesaplan›r, (3) anormal büyüme e¤rileri kolayca tan›n›r, (4) istatistiksel incelemelerde kuvvetli uyum ve hesaplama kolayl›¤› vard›r. Ne yaz›k ki, çal›flmalar›n do¤as› nedeniyle ayn› fetusun tüm gebelik boyunca incelenmesi flartt›r. Bu nedenle veri toplanmas› uzun zaman al›r ve annelerin takipleri aksatmadan gelmesini sa¤lamak gerekir. Matematiksel, biyolojik ve epidemiyolojik olarak uzunlamas›na çal›flmalardan elde edilen verilerin daha de¤erli oldu¤unu gösteren pek çok kan›t bulunmaktad›r. Bölüm 5 Denklemlerden Tahmin Etme Fetal biyometrinin amac› fetusa ait bilgilerin tahmin edilmesi ve sonras›nda yap›lan tahminin ne kadar uyumlu oldu¤unun do¤rulamas›n›n yap›lmas›d›r. Grafiklerin x do¤rusu üzerinde ya da nomogramlar›n sol ucunda belirtilen de¤iflkenler (ör: gebelik yafl›) saptanan de¤er ad›n› al›r. y do¤rusundaki de¤iflken ise tahmin edilen de¤er olarak an›l›r. S›k yap›lan bir hata da tahmin edilen de¤eri kullanarak, saptanan de¤eri bulmaya çal›flmakt›r. Buna örnek olarak BPD ölçüldükten sonra, yaz›y› sa¤dan sola do¤ru okumaya çal›flarak, gebelik yafl› kolonunda bak›p yafl› elde etmeye çal›flmak gösterilebilir. Matematiksel olarak “iki yönlü” okuma do¤ru de¤ildir. Bu flekilde yap›lacak uygulaman›n uygunsuzlu¤unun bir di¤er nedeni de güvenlik s›n›r›n›n hatal› ölçekte temsil edilmesidir (ya da bulmak mümkün olmaz). Bu durum biraz kafa kar›flt›r›c› gibi görünmektedir. Veriler toplan›rken saptanan de¤er ile tahmin edilen de¤er aras›ndaki iliflki, tahmin edilen de¤erle saptanan de¤er aras›ndakinden farkl›d›r! E¤er BPD 45 mm ölçüldüyse buna karfl›l›k gelen gebelik haftas› 19’dur. Buradan hareketle 19 hafta için ortalama BPD de¤eri 45 mm olmal›d›r. Gerçekte, Tablo 5–3’te gösterilen ve yukar›da anlat›lan karelerin toplam› tekni¤ine göre tahmin edilen de¤er 46 mm olacakt›r. Fetal Biyometri 101 ken bir baflka konuysa çal›flman›n incelenen gebelik haftas›n› kapsayacak flekilde yap›l›p yap›lmam›fl oldu¤udur. Baz› çal›flmalar femurun sadece 12.-22. haftalar aras›ndaki büyümesini tarif ederler. Tan›mlanan haftalar›n d›fl›nda bu çal›flmay› kullanmak uyumsuz sonuçlar do¤uracakt›r. Bir de¤erden gebelik yafl›n›n hesaplanmas›n› sa¤layan tablo tersine bir ifllem için, yani gebelik yafl›ndan elde edilmifl de¤erin uygunlu¤unu hesaplamak için kullan›lmamal›d›r. Afla¤›da sunulan denklemler, aksi belirtilmedikçe Jeanty ve arkadafllar›na aittir. E¤ri kullan›lmas›n›n mant›¤› yukar›da aç›klanm›flt›r. Yay›nlanm›fl tüm e¤rileri tart›flmak, bu bölümün hedefinin d›fl›ndad›r. K›lavuzlar okuyucuya hangi e¤rinin kullan›m aç›s›ndan kullan›fll› oldu¤unu anlamada yard›mc› olacakt›r. Tek bafl›na yeterince uygun olmay›p, bir araya getirildi¤inde ortalama olarak mükemmelleflen “birlefltirilmifl” e¤rilerden kaç›n›lmal›d›r. Tüm nomogramlarda ölçülen de¤er sol kolonda, tahmin edilen de¤erse sa¤ kolonda listelenmektedir. Bunu standart hale getirmek için geçmiflte yo¤un emek harcanm›flt›r. Tüm ölümler ayn› üniteler kullan›larak belirtilmektedir: milimetre, SAT’›n ilk gününden itibaren hafta + gün ve gram. GEBEL‹K YAfiININ TAHM‹N ED‹LMES‹ Güvenlik S›n›rlar› Nas›l Hesaplanmal› Ortalama büyümeyi hesaplayabildikten sonra, bireyin normalden ne kadar sapma gösterebilece¤i ve bunun nereye kadar hala normal kabul edilebilece¤i sorusu gündeme gelmektedir. Ayn› soruyu istatistik terimleri içinde soracak olursak, “Normale göre da¤›l›m nedir?” demek gerekir. Bu da¤›l›m› de¤erlendiren istatistiksel de¤iflken standart sapmad›r. Standart sapma küçüldükçe, ele al›nan örne¤in ortalamaya göre farkl›l›¤› da azalmaktad›r. Standart sapma ayr›ca normalli¤in istatistiksel s›n›rlar›n› tan›mlamada da kullan›lmaktad›r. Bu de¤erler güvenlik s›n›r› olarak adland›r›lmaktad›r (fiekil 5–1 ve 5–2). Geleneksel olarak güvenlik s›n›rlar› 5. ve 95. yüzdelik dilimler (± 1.66 standart sapma) ya da 1. ve 99. yüzdelik dilimler (± 2.38 standart sapma) olarak kabul edilirler. ‹ki standart sapma toplumun %95’ine karfl›l›k gelmektedir ve bu da %2.5’u normalin alt›nda, %2.5’u da normalin üzerinde demektir. En alt ve üstteki yüzdelik dilimlerin d›fl›ndaki de¤erler anormal kabul edilmektedir. Ak›lda tutulmas› gereken bir baflka konuysa s›kl›kla kullan›lan 5. ve 95. yüzdelik dilimlerin, incelemeye al›nan toplumun %10’unu normal de¤erlerin d›fl›nda tutaca¤›d›r. Fakat bu durum, incelenen kiflinin anormal oldu¤u fleklinde yorumlanmamal›d›r. Yap›lan ölçümlerde elde edilen de¤erlerdeki farkl›l›klara ra¤men, standart sapmada anlaml› de¤ifliklikler olmuyorsa ele al›nan denklemin öngörme yetene¤inin yüksek oldu¤u kabul edilir. Standart sapmada de¤iflkenli¤in olmamas› Bartlett testi veya Levene testiyle irdelenebilir. Çal›flman›n yöntemi ve yap›lan istatistiksel inceleme, elde edilecek biyometrik bilginin güvenilirli¤ini ve en iyi biyometri-gebelik yafl› uyumunu verecek matematiksel modelin oluflumunu etkileyebilir. Ultrasonografi yapan kifli için hangi denklemin kullan›laca¤› önemli bir konudur. Seçilecek olan denklem genifl örneklem büyüklü¤üne sahip bir çal›flmadan elde edilmifl ve çok say›da ba¤›ms›z de¤iflkeni kullanan bir yap›da olmal›d›r. Denklem, e¤rinin uçlar›n› eflit flekilde temsil etmelidir. E¤er tüm bu k›staslar› karfl›layan birden fazla denklem varsa, kesitsel çal›flma yerine e¤ri temelli uzunlamas›na yap›lm›fl olan çal›flma seçilmelidir. Dikkat edilmesi gere- Tan›m Gebelik yafl›n› tahmin etmede farkl› yollar kullan›labilir. Döllenme yafl› SAT’›n ilk gününden hesaplanmaktad›r. Teorik olarak yumurtlaman›n meydana geldi¤i zamana 2 hafta eklenerek hesaplanan gebelik yafl›, genellikle kabul edilen de¤iflkendir. Bu yöntemin adete göre hesaplanan gebelik süresine üstünlü¤ü, oligomenore ve gecikmifl yumurtlama gibi sorunlar› ortadan kald›rmas›d›r. Haftalar say›l›rken, içinde bulunulan hafta yerine tamamlanm›fl hafta üzerinden hesap yap›l›r. Bu hesapla SAT’› 1 Ocak olan hasta, 1 fiubat’ta gebeli¤inin 4. haftas›nda olacakt›r. Gebelik Yafl›n›n De¤erlendirilmesinde Önerilen De¤iflkenler Bu bölümdeki tüm tablolarda gebelik yafl› teorik olarak normal adet döngüsüne göre (döllenme tarihinden 15 gün öncesi), hafta ve gün olarak gösterilmektedir. Günler haftalar›n yan›nda ondal›k sistem yerine (+ gün) olarak gösterilerek dönüfltürme s›ras›nda meydana gelecek kar›fl›kl›klar›n önüne geçilmeye çal›fl›lm›flt›r. Ölçümler santimetre yerine milimetre olarak verilmektedir. Bunun nedeni Uluslararas› Üniteler Sistemi’nin birincil üniteden ikincil üniteye do¤ru 103 olarak artacak flekilde (bin, milyon, milyar, binde bir, piko, vs.) yapt›¤› düzenlemenin santimetreyi içermemesidir1. Gebelik yafl›n› tahmin etmek için önerilen de¤iflkenler afla¤›da verilmifltir. Gebelik kesesi Endovajinal probla yap›lan ultrasonografik incelemede, tipik olarak embriyo ya da yolk kesesi görülmeden önce içi anekoik, çevresi ekojenik halka fleklinde bir yap› olarak gözlemlenir. Ortalama çap›n›n hesaplanmas› için üç ortogonal planda al›nan ölçümler kullan›l›r. Bu yolla elde edilmifl ortalama kese Bölüm 6 Do¤umsal Kalp Hastal›klar›n›n Prenatal Tan›s› 121 Bölüm 6 DO⁄UMSAL KALP HASTALIKLARININ PRENATAL TANISI James Huhta ● Ana Luisa Neves Çeviri: Dr. Rukiye Eker Ömero¤lu Tan›mlar 1. Kardiyovasküler profil skoru: fetal kalbin iyilik durumunu gösteren ve zay›f prognoz ile iliflkili bulunan semikantitatif skorlard›r. Befl kategoriden oluflur: Hidrops, venöz Doppler, arteriyel Doppler, kalp boyutu ve anormal myokard fonksiyonu. 2. Do¤umsal kalp hastal›¤›: kalbin gelifliminin bafllay›p tamamland›¤› 4-8 haftalar aras›nda (konseptüel yafl) ortaya ç›kan ve do¤umda mevcut olan kalp defektleridir. 3. Doppler ekokardiyografi: fetusda ultrasonik görüntüleme rehberli¤inde fizyolojik de¤erlendirme yap›lmas›n› sa¤layan tekniktir. Fetal dolafl›mda seçilen herhangi bir bölgeden kan ak›m h›z› örneklenebilir ve renk veya velosite (pulsed Doppler sonografi) ile gösterilebilir. Fetusda triküspid kapak regürjitasyonu gibi yüksek h›zdaki jetlerin de¤erlendirilmesinde kontinü Doppler sonografi kullan›l›r. 4. Disritmi: normal kardiyak siklusde, her biri ventriküler kontraksiyon ile devam eden düzenli atriyal kontraksiyonlar söz konusudur, bunun d›fl›ndaki herhangi bir anormal ritim disritmidir. 5. Fetal konjestif kalp yetersizli¤i: fetal dolafl›mdaki yetersiz doku perfüzyonu durumudur. Fetal sirkülasyon ve vital organlardaki kan ak›m› sensörleri taraf›ndan tetiklenen reflekslerle ortaya ç›kar. 6. Fetal ekokardiyografi: fetal kardiyak anatomi ve fizyolojinin, ekstrakardiyak damarlar›, periferal arter ve venleri de kapsayacak flekilde detayl› ultrasonik muayenesidir. Fetusda do¤umsal kalp hastal›klar› ve konjestif kalp yetersizli¤inin tan›s›nda kullan›lan bir testtir. 7. Fetal kalp taramas›: fetal kalbin 4 boflluk görüntüsü (temel) ve ç›k›fl yolu görüntülerini (geniflletilmifl temel) de¤erlendirmelerini içeren k›sa sonografik muayenesidir. G‹R‹fi Kardiyovasküler sistem fetusun iyilik hali hakk›nda çok genifl bilgiler sa¤lar. Noninvaziv tekniklerin, özellikle ultrasonografinin h›zl› geliflmesi bu de¤erlendirmeyi kolaylaflt›rmaktad›r. Fetus, ultrasonik teknoloji ve di¤er fetal de¤erlen- dirme tekniklerindeki h›zl› de¤iflimler nedeniyle yeni bir hasta grubu haline gelmifltir. Fetal biofiziksel profil fetal iyilik halindeki de¤ifliklikleri saptamakta faydal›d›r ve beyin fonksiyonlar›ndaki de¤ifliklikleri de de¤erlendirebilir.1,2 Fetusun kardiyak de¤ifliklikler nedeniyle erken do¤urtulma karar›, pre ve postnatal risklerin birlikte hesaplanmas› sonucu verilmelidir. Fetusta kardiyovasküler de¤iflikliklerin di¤er organ fonksiyonlar›yla etkileflimi henüz tam anlafl›lamam›flt›r. Bu nedenle herhangi bir de¤erlendirme obstetrisyen, perinatolojist, kardiyolog ve neonatolojilerden oluflmufl bir ekip gerektirir.3,4 Kardiyak defektler Amerika Birleflik Devletlerinde bebek ölümlerinin en s›k nedenidir.5 Yaklafl›k 1000 canl› do¤umda 8 olan s›kl›k oran›, spontan abortuslarda, ölü do¤anlarda ve erken gebelik haftalar›ndaki bebeklerde daha yüksektir.6 Kalp defektlerinin etyolojisinin bilinmemesine ra¤men, populasyon çal›flmalar› çok say›da faktörün do¤umsal kalp hastal›¤› riskini artt›rd›¤›n› düflündürmektedir. Do¤umdan sonra ilk 1 yaflda kalp cerrahisi gerektiren ciddi do¤umsal kalp hastal›¤› s›kl›¤› ise 1000 canl› do¤umda 2,5-3 civar›ndad›r. Orta derecede ciddi olan formlar ise 1000’de 3’lük k›sm› oluflturur.7 Maternal folat eksikli¤i gibi çeflitli faktörler konotrunkal defektler, nöral tüp defektleri, orofasiyal defektler ve ekstremite anormallikleri gibi anomalilerle beraber olabildi¤i gibi artm›fl spontan düflük oran› ile de beraberdir.8-11 Do¤umsal kalp hastal›klar›n› engelleyecek herhangi bir strateji prekonsepsiyonel folik asid deste¤i ve dengeli bir beslenme içermelidir.12,13 Diyafragma hernisi, kistik adenomatoid malformasyon, omfalosel ve atrioventriküler malformasyonlar gibi yap›sal malformasyonlar kadar intrauterin büyüme gerili¤i, hidrops, indometasin ile tokolitik tedavi ve fetal anemi gibi patofizyolojik durumlar da azalm›fl efektif kardiyak output ile birlikte olabilir.14 Bu durumlarda kardiyovasküler profil skorunu, fetal konjestif kalp yetersizli¤inin varl›¤› ve ciddiyetinin de¤erlendirilmesinde kullan›r›z.15 KARD‹YAK ANATOM‹ VE FETAL DOLAfiIM Kardiyak anatominin iyi anlafl›lm›fl olmas›, klinik ekokardiyografinin uygun yorumu için flartt›r. Normal kalpte, sa¤ atriyum kardiyak kitlenin sa¤ ön k›sm›n› oluflturur. D›fl duvar- 122 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ lar› venöz komponentler taraf›ndan yap›land›r›lm›flt›r (superior ve inferior vena cava ve koroner sinüsün boflald›¤›) ve ön k›s›mda üçgen fleklindeki apendaj› aortan›n sa¤ duvar›n› çevreleyecek flekilde uzan›r. Dahili olarak atriyumun düz yüzeyli venöz komponenti ile birleflir. Terminal krestten bafllayan taraks› kaslar sa¤ atriyumun serbest duvar ön yüzü boyunca paralel seyrederler.16 Atriyal septum interatriyal (sa¤ ve sol atriyum aras›) ve atriyoventriküler (sa¤ atriyum ve sol ventrikül aras›) olmak üzere iki komponente sahiptir. ‹nteratriyal k›s›m nisbeten küçüktür ve en belirgin özelli¤i fossa ovalisdir. Fetal ve neonatal dönemde, fossa ovalisin valvi ka¤›t inceli¤inde, translüsen bir membran fleklindedir. Fossa ovalisin tersine, foramen ovale iki atriyum aras›nda bir geçifl sa¤lar. Limbusun anterosuperior yüzü ile fossa ovalis valvi aras›ndan uzan›r, ard›ndan naturel valvüler perforasyon arac›l›¤›yla (ostium sekundum) sol atriyuma aç›l›r. Sol atriyum, orta hatta posterosuperior bir odac›kt›r, pulmoner venöz kan› alarak mitral kapak kanal›yla sol ventriküle ulaflt›r›r. Sol superior vena kava persiste etti¤i zaman, direne oldu¤u koroner sinüs genellikle oldukça genifltir, baz› vakalarda sol atriyal duvar›n belirginleflmesine neden olabilir bu da desendan torasik aorta ile kar›flt›r›labilir. Sa¤ tarafda oldu¤u gibi sol atriyum da serbest duvar ve septuma sahiptir. Serbest duvar kubbe flekillidir, pulmoner venleri al›r ve parmak fleklinde bir apendaj› vard›r. Sol atriyum taraks› kaslara sahip de¤ildir ve krista terminalis yoktur.16 Atriyoventriküler kapaklar kan ak›m›n›n tek yönlü olmas›n› sa¤lar ve atriyum ve ventrikülleri elektriksel olarak ay›r›r. Her kapak 5 komponente sahiptir. Anulus, lifletler, kommissurlar valvüler aparatusu flekillendirir, tendinöz kordlar (chordae tendineae) ve papiller adeleler ise tensör aparatlar› oluflturur. Her iki kapa¤›n da anülüsü, tam planar olmaktan çok biraz eyer fleklindedir ve lifletlerin bafllad›¤›, fibroz dokudan oluflan bir halka fleklindedir.16 Anatomik olarak, sa¤ ventrikül inlet, trabeküler ve outlet olarak üçe ayr›labilir. Üç parçal› odac›k yap›s›, sa¤ ventrikülün embriyolojik geliflimi ile iliflkilidir. ‹nlet k›s›m triküspid kapa¤›n oldu¤u bölgedir ve s›n›rlar› kordal insersiyon ile belirlenir. Anteroapikal olarak belirgin kas bandlar› septumdan serbest duvara do¤ru geçer ve trabeküler bölgeyi ay›r›rlar. Septal band, genifl ve uzun köke ilaveten küçük inferior ve anterior limbleri ile Y fleklinde bir yap›d›r. Bu iki limb, s›ras›yla outlet septumu kucaklar ve medial triküspid papiller adeleyi meydana getirir. Apikal olarak, septal band apikal trabekülasyonlarla birleflir ve anterior triküspid papiller adele taban›na eklenen moderatör band› oluflturur. Sol ventrikül, septal ve serbest duvar komponentlerinden oluflan sol arka boflluktur, girifli ve ç›k›fl›, s›ras›yla mitral kapak ve aort kapa¤› taraf›ndan oluflturulur. Ventriküler apeks düz, yüzeysel trabekülasyonlarla karakterizedir ve septal yüzeyin 1/2-1/3 apikal k›sm› ince trabeküllüdür.16 ‹ntrauterin hayatta, vena kava superiordan gelen oksijeni düflük kan sa¤ atriumdan triküspid kapak arac›l›¤› ile sa¤ ventriküle geçerken, inferior vena cava yoluyla gelen yüksek oksijenli plasental ak›m östakian valv taraf›ndan foramen ovale ve sol atriyuma yönlendirilir. Sonuçta, iyi oksijenlenmifl kan sol kalp taraf›ndan koroner arterlere, üst ekstremitelere ve h›zla geliflen santral sinir sistemine tafl›n›r (fiekil 6-1). Fetal hayat boyunca, patent duktus arteriyozus varl›¤› aort ve pulmoner arter bas›nçlar›n›n eflit olmas›na ve fizyolojik pulmoner hipertansiyona yol açar. Böylece fetal ve neonatal hayat boyunca sa¤ ventriküler hipertrofi mevcuttur ve sa¤ fiekil 6-1. Fetal dolafl›m. Fetal kalbin yolaklar› ve örnek oksijen satürasyon de¤erleri (rakamla). Sol taraf yolu (k›rm›z›), umblikal venden(UV) gelen iyi oksijenleflmifl kan duktus venozus (DV) (veya karaci¤erin sol yar›s›), inferior vena kava (IVC), foramen ovale (FO), sol atriyum (LA) ve ventrikül (LV), asendan aort (AO), aortik istmus yoluyla desandan AO ya ulafl›r. Superior vena kava (SVC) ve IVC’den gelen deoksijene kan ise sa¤ atriyum (RA), ventrikül (RV), pulmoner kök (PA) ve duktus arteriyozus (DA) dan oluflan sa¤ taraf yolunu (mavi) oluflturur. (CA, kommon karotis arter, FOV, foramen ovale valvi, LHV, sol hepatik ven; LP, sol portal branfl; MHV, medial hepatik ven; MP, portal ana kök; PV, pulmoner ven, RHV, sa¤ hepatik ven; RP, sa¤ portal branfl (Kriserud T.Physiology of the fetal circulation. Seminars in Fetal and Neonatal Medicine 2005; 10(6): 493-503). Bölüm 6 ventrikül kal›nl›¤› sol ventrikül gibidir. Fetal ventriküler bas›nçlar, fetal duktal konstriksiyon gibi sa¤ ventrikül ve pulmoner arter bas›nçlar›n› sol ventrikül bas›nc›n›n üstüne ç›kartan nadir haller d›fl›nda eflittir. Fetusda, pulmoner ve sistemik dolafl›mlar ayr› oldu¤u için, her ventrikülün at›m hacmi kendi ön yük, arka yük ve kontraktilitesine ba¤l›d›r. Ventriküller ortak kalp h›z› ve foramen ovale sayesinde benzer olan atriyal bas›nçlarla ba¤lant›l›d›r. Ba¤lant›l› olduklar› bir baflka fley de ventriküler septum ve geniflçe duktus arteriyozus aç›kl›¤› sonucu ortak arteriyel bas›nçlard›r. Sa¤ ve sol atriyal bas›nçlar foramen ovale nedeniyle daima eflittir, ventrikül bas›nçlar› da duktus arteriyozus nedeniyle eflittir. Sol ventrikül vücudun üst k›sm›na ve serebral dolafl›ma kan gönderirken, sa¤ ventrikül pulmoner arterlere ve duktus arteriyozus kanal›yla vücudun alt k›sm›na ve plasentaya gönderir. Vücudun üst ve alt vasküler yataklar› ise aortik istmus yoluyla iliflkilidir.17 Paralel ventriküler ejeksiyona özgü özellik, bir ventrikülün ön yükünün artmas› durumunda, o ventrikülün outputu düflerken, di¤er ventrikül outputunun kompansatuvar olarak artmas›d›r. Do¤umsal kalp hastal›klar›nda s›kl›kla görülen kalp boflluklar›n›n disproporsiyone büyümelerinin nedeni budur. Paralel dolafl›mda ventriküler outputlar farkl› olabilir ve kalbin bir yan›n›n obstrüksiyonunda, di¤er taraf çal›flmas›n› art›rabilir, hatta bütün dolafl›m› tek bafl›na sa¤layabilir (Bkz. fiekil 6-1).17 Tablo 6-1 Do¤umsal Kalp Hastal›klar›n›n Prenatal Tan›s› 123 Kalp h›z›n›n fetal kombine kardiyak output üzerine etkisi postnatal dönemden daha belirgindir. Fetus 50-200 aras›nda de¤iflen kalp h›z›na sahiptir ve bu düzeylerde ventriküllerin at›m hacimleri yeterli kombine kardiyak outputu ve doku perfüzyonunu idame ettirmeye adapte olabilir. Bu s›n›rlar›n d›fl›ndaki h›z s›kl›kla kalp yetersizli¤i ile sonuçlan›r. Kardiyak outputun major belirleyicisi fetal ventrikülün arka yüküdür. Ejeksiyona direnç oluflturan herhangi bir etki hem sistolik hem de diyastolik fonksiyonlar üzerine etki ederek ventriküler at›m hacmini düflürecektir. FETAL KALP ‹NCELEMES‹ Fetal ekokardiyogram fetal kalp taramas› ile kar›flt›r›lmamal›d›r. ‹kisi aras›ndaki fark tablo 6-1’de gösterilmifltir. ‹nternasyonal Obstetrik Jinekoloji Ultrason Derne¤i’nin önerileri göz önünde bulundurulmal›d›r.18,19 Fetal Kalp Taramas› “Temel” ve “geniflletilmifl temel” fetal kardiyak tarama muayenesi düflük risk gebelerde 18-22 gebelik haftalar›nda, do¤umsal anomaliler için yap›lan genel fetal anatomik ultrason görüntülemesidir. “Temel” kardiyak tarama muayenesi fetal kalbin 4 boflluk görüntüsünün spesifik kriterlerle dikkatli de¤erlendirmesine dayan›r. “Geniflletilmifl temel” kardiyak muayene ise ç›k›fl yollar›n›n gösterilmesini gerektirir.18 Sorumlu personeli obstetrisyenler, radyolojistler ve sonograf›rlar oluflturur. FETAL KALP TARAMASI ‹LE FETAL EKOKARD‹YOGRAMIN KARfiILAfiTIRILMASI Fetal Kalp Taramas› Fetal Ekokardiyogram Süre 15 dk 45 dk Endikasyon Herkese Kardiyak anomali riski artm›fl gebelere Sorumlu Personel Obstetrisyen veya radyolog Do¤umsal kalp hastal›klar› konusunda bilgili uzmanlar De¤erlendirme Kalbin 4 boflluk görüntüsü Kalp sol gö¤üs kafesinde görülür, Kardiyak apeks yaklafl›k 45 derece solu gösterir, LV/RV oran› yaklafl›k 1:1’dir, Sol ve sa¤ ç›k›fl yolu traktlar› birbirini çaprazlamal›d›r, pulmoner arter hafifçe genifl Kardiyak aks ve situs Ventriküler morfoloji Perikardiyal efüzyon Venöz-atriyal, atriyoventriküler ve ventriküloarteriyel ba¤lant›lar Sa¤ ve sol ventrikül ç›k›fl yolu traktlar›n›n büyüklükleri ve iliflkileri Duktal ve aortik arklar olmak üzere benzer çaptad›rlar. ‹nterventriküler septum Atriyal septum, atriyal boflluk boyutlar› ve foramen ovale Atriyoventriküler ve seminüler kapaklar Her ba¤lant›dan geçen ak›m, Doppler ak›m haritalamalar› görünümü 124 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ Fetal ekokardiyografi, fetal anatominin detaylar›na odaklan›r ve do¤umsal kalp hastal›klar›n›n prenatal tesbiti ve yorumu konusunda ilave tecrübesi olan hekimler taraf›ndan yap›l›r. Öyküde anomali varl›¤›, biyokimyasal anormallikler veya fetal patoloji düflündüren standart görüntüleme nedeniyle yap›l›r. Fetal kalp taramas› 4 boflluk planda kardiyak situs, aks, pozisyonun ve atriyoventriküler kapaklar›n de¤erlendirmesine dayan›r. Normal 4 boflluk görünümün anahtar komponentleri intakt interventriküler septum ve atriyal septum primumdur. Genellikle, sol ve sa¤ ventrikül aras›nda disproporsiyon yoktur. Moderatör band morfolojik sa¤ ventrikülün tan›nmas›nda yard›mc› olur (fiekil 6-2). Normal kalp gö¤üsün 1/3’ünden daha fazla bir alan kaplamaz. Kalp yetersizli¤i geliflme riski olan yap›sal ya da fonksiyonel kalp hastal›klar›nda kalbin gö¤se oran› faydal› prognostik bir bulgudur. Kalp çevresi ve toraks çevresi ölçülür ve oranlan›r. Bu oran en az bir kaburgan›n bütünüyle görüldü¤ü, abdominal bir yap›n›n görülmedi¤i, 4 boflluk görüntüyü de içine alan gö¤üs enine kesit plan›nda yap›labilir. Kardiyotorasik çevre oran› 17 haftal›kta 0.45, miadda 0.5’dir.20 Kalp alan› ve gö¤üs alan› hesaplanabilir ve oranlanabilir, bütün gebelik boyunca 0.35 veya daha az olan oran› nisbeten sabittir. (fiekil 6-3). Bu metodlar fetal kalp kardiyomegalisini de¤erlendirmede basit yöntemlerdir.21 Kalp normalde fetusun 45 ± 20 derece (2 standart deviyasyon) sol taraf›na deviyedir.22 Kardiyak aks ve pozisyon dikkatle gözden geçirilmelidir. Fetal kalp ve/veya mide sol tarafda olmad›¤› zaman situs anomalilerinden flüphe edilmelidir. Anormal aks özellikle ç›k›fl yolu anormalliklerini kapsayan kalp anomalisi riskini art›r›r. Baz› kalpler gö¤sün ön sol fiekil 6-2. 31 gestasyon haftas›nda normal bir fetusun dört boflluk görüntüsü. Morfolojik sa¤ ventrikül (RV) moderatör band (*) ve trikuspid kapa¤›n ventriküler septuma afla¤›da yap›flmas›yla karakterizedir. Atriyoventriküler septum mitral kapa¤a (MV) göre düflük triküspid kapak (TV) anüler insersiyonu ile karakterizedir. Sol ventrikül (LV) ve RV aras›nda orans›zl›k yoktur. fiekil 6-3. 25 gestrasyon haftas›nda normal bir fetusda 4-boflluk görünüm düzeyinden elde edilen kalp (1) ve toraks (2). Kardiyotorasik alan oran› (2.61/11.95= 0.22) ve çevre oran› (5.74/12.32= 0.47) normal limitler içindedir. santral bölgesindeki normal yerinden farkl› bir pozisyonda olabilir, bu durum diyafragma hernisi, kistik adenomatoid malformasyon gibi yer kaplayan bir lezyon nedeniyle ortaya ç›kabilir. Pozisyon anormallikleri fetal akci¤er hipoplazisine sekonder olarak da görülebilir. Her iki atriyal boflluk, benzer genifllikte görülür ve foramen ovale flepi sol atriyuma aç›lmal›d›r. Pulmoner venlerin sol atriyuma dönüflü s›kl›kla görülebilir. Atriyal septal dokunun alt rimi, septum primum görülmelidir. Moderatör band morfolojik sa¤ ventrikülün tan›nmas›nda yard›mc›d›r. Ventriküller de, duvar kal›nl›klar›nda art›fl olmaks›z›n benzer boyuttad›r. Disproporsiyon, fetal konjenital kalp hastal›klar›n›n en iyi belirtisidir.23 Sa¤ ventrikül genifllemesi sonucu olan hafif ventriküler disproporsiyon normal bir variyasyon olabilir, ancak daha ciddi disproporsiyon, hipoplastik sol kalp sendromu ve aort koarktasyonu sonucu ortaya ç›kabilir.23-25 Ventriküler septum, defekt yönünden dikkatlice incelenmelidir. Transdüser’in insonasyon aç›s› ventrikül duvar›na paralel oldu¤unda septal duvar defektini görmek güç olabilir. Bu durumda akustik “drop-out” artefakt› nedeniyle, hatal› olarak defektten kuflkulan›labilir. ‹ki ayr› atriyoventriküler kapa¤›n ayr› ve serbestçe aç›ld›¤› görülmelidir. Triküspid kapa¤›n septal lifleti ventrikül septumuna, mitral kapa¤a k›yasla daha apikal yap›fl›r. Atriyoventriküler septal defekt gibi kardiyak anomalilerde atriyoventriküler kapaklar›n anormal yerleflimi anahtar bir bulgu olabilir. Aort ve pulmoner arter çaplar› de¤erlendirilmelidir ve boflluk geniflliklerinde orant›s›zl›k ya da herhangi bir yap› anormal boyutta ise arter çaplar›n›n yaklafl›k ölçümleri normal de¤erlerle k›yaslanmal›d›r. ‹ki boyutlu ölçümler standart Bölüm 7 Plasenta, Kordon ve Zarlar 155 Bölüm 7 PLASENTA, KORDON VE ZARLAR Joan M. Mastrobattista ● Eugene C. Toy Çeviri: Dr. Mahmut Tuncay Özgün Tan›mlar 1. Bazal tabaka: plasentan›n maternal yüzeyi. 2. Koryoanjioma: plasentan›n fetal yüzeyinden kaynaklanan selim tümörler. 3. Koryal tabaka: plasentan›n fetal yüzeyi. 4. Plasenta previa totalis: Plasentan›n internal osu tamam›yla kapatmas› durumu. 5. Ekstrakoryal plasenta (plasenta sirkummarginata ve sirkumvallata: plasental zarlar›n villöz plasental s›n›r yerine plasentan›n fetal yüzeyine yap›flmas› durumudur. 6. Low-lying plasenta/afla¤› implantasyon: plasentan›n afla¤› ucu ile internal os aras›nda 2 cm veya daha az mesafe olmas› durumu. 7. Marjinal plasenta previa: plasentan›n servikse uzan›p, internal servikal osa ulaflmas› durumu. 8. Parsiyel plasenta previa: plasentan›n internal osu k›smi olarak kapatmas› durumu. 9. Ablasyo plasenta: normal implante olmufl olan plasentan›n ayr›lmas›. 10. Plasenta suksentriata: ana plasental yap›dan ayr› olarak bir ya da daha çok aksesuvar lobun bulunmas›d›r. 11. Trofotrofizm: vaskülaritesi kötü olan alanlar›n atrofiye oldu¤u ve perfüzyonu iyi olan alanlar›n büyüdü¤ü plasentan›n yeniden biçimlendirildi¤i dinamik süreç. 12. Uterin sinefli (amniyotik yaprak): amniyotik kavitede uzanan ancak amniyon ve koriyonun d›fl›nda olan genifl tabanl› doku. 13. Vasa Previa: fetal zarlarda bulunan fetal damarlar›n internal servikal os üzerinden geçmesi durumu. G‹R‹fi Plasenta, kordon ve zarlar gebeli¤in temelleridir. De¤iflikliklerin büyük bölümü ilk üç ayda meydana gelmekte ve bunlar gebelik boyunca sonografik olarak izlenebilmektedir. Plasenta anne ve geliflmekte olan fetus aras›nda temel ba¤lant›y› sa¤lamaktad›r. Patolojik inceleme ile her zaman aç›klanamamas›na ra¤men, birçok klinik problem plasentaya ba¤lanmaktad›r. Normal plasenta ve bunun varyasyonlar›n›n anatomisi ile birlikte, oluflabilecek patolojik durumlar›n kavranmas› sonografik görüntülerin do¤ru yorumlanmas› için gereklidir. Özellikle artan sezeryan oran› ve anormal plasentasyonun ›fl›¤›nda internal servikal os ve maternal mesaneye göre plasental yerleflim yeri gözden geçirilecektir. Umbilikal kordon ve zarlar ayn› geliflimsel kökeni paylaflmaktad›r ve dikkate al›nacakt›r. Intrauterin zarlar kanamas› olan hastalarda ve komplikasyonsuz gebeliklerde ultrasonografi ile görüntülenebilir. Zarlar›n de¤erlendirilmesi ço¤ul gebeliklerde klinik olarak önemlidir. Bu bölümde plasenta, kordon ve zarlar›n embriyolojisi incelenecektir. Plasentasyon ve umbilikal kordun geliflimi ile ilgili normal ve anormal durumlar gözden geçirilecek. ‹lgili klinik yönler vurgulanacakt›r. PLASENTANIN GEL‹fi‹M‹: EMBR‹YOLOJ‹ Desidual De¤ifliklik Endometriyum embriyo implantasyonuna haz›rl›k için, sekretuar endometriyumun desiduaya dönüfltü¤ü, desidual reaksiyon veya desidualizasyon olarak adland›r›lan de¤iflikliklere maruz kal›r.1,2 Bu de¤ifliklikler östrojen, progesteron ve invaze olmakta olan blastokist taraf›ndan salg›lanan faktörler taraf›ndan harekete geçirilmektedir. Desiduan›n üç bölümü vard›r: (1) desidua bazalis, implantasyon alan›n›n tam alt›nda desiduan›n de¤ifltirilmifl bölümü; (2) desidua kapsüllaris, blastokistin üzerindeki bölüm; ve (3) desidua pariyetalis, geri kalan endometriyum bölümünü kaplayan bölüm (fiekil 7-1). Önceleri, gestasyonel kese tüm uterusu doldurmad›¤›ndan desidua kapsüllaris ile desidua pariyetalis aras›nda boflluk bulunmaktad›r.2 Santral uterin kavitenin gestasyonel kese taraf›ndan deforme edilmemesi veya itilmemesinin erken sonografik görüntüsü intradesidual belirti olarak tan›mlanmaktad›r (fiekil 7-2A). Gestasyonel kese santral uterin kaviteye do¤ru büyümeye devam edince, ekojen desidua kapsüllaris ve periferik desidua pariyetalis ile çift desidual kese belirtisi izlenir (fiekil 7-2B).3 156 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ Desidua vera Yolak kesesi Emniyotik kese içinde fetus Koryon villusu Koryon villusu Desidua kapsülaris Desidua bazalis aras›ndaki lakünler birleflerek intervillöz boflluklar› oluflturarak embriyonik taraftaki laküner flebekeyi meydana getirir. Koryon villuslar› desidua bazalisi invaze eder ve intervillöz boflluklar genifller. Maternal damarlar›n sinsisyotrofoblastlar taraf›ndan daha da afl›nd›r›lmas› ile maternal kan laküner flebekeyi kanland›r›r.1 Plasenta ve Fetal Zarlar Eksoçölemik kavite Servikal kanal Uterin kavite fiekil 7-1. Desiduan›n üç bölümü (bazalis, kapsüllaris, ve vera veya pariyetalis) resmedilmifltir. Çizim amniyotik kavitenin desidua ve koryonla birleflme öncesi iliflkilerini göstermektedir. (Cunningham FG, Leveno KJ, Bloom SL, Hauth JC, Gilstrap LC, Wenstrom K. Implantation, embryogenesis, and placental development Williams Obstetrics. 23rd ed. New York McGraw-Hill, 2010:39-90’den izin ile bas›lm›flt›r.) Fertilizasyon ve ‹mplantasyon Ovumun fertilizasyonu genellikle tuba uterin›n ampulla bölümünde meydana gelir ve iç hücre kitlesi ve d›fl hücre kitlesini içeren kompakt hücre topu veya morula fertilizasyondan üç gün sonra uterin kaviteye ulaflmaktad›r (fiekil 7-3). Uterin kaviteden s›v› içine girince morula blastokiste dönüflür ve blastokist kavitesi iki bölüme ayr›l›r. D›fltaki hücre tabakalar› ço¤alarak trofoblast veya plasentan›n embriyonal bölümünü meydana getirir ve iç hücre kitlesinden embriyo meydana gelir.2,4,5 Trofoblastlar blastokistin fertilizasyondan yaklafl›k 6 gün sonra endometriyal dokuya yap›flmas›yla prolifere olur ve iç tabaka (sitotrofoblast) ve d›fl tabaka (sinsiyotrofoblast) olarak iki bölüme ayr›l›r. Blastokist içinde bir boflluk oluflur, bu erken amniyotik kavitedir. Sinsisyotrofoblastlar eroziv enzimler salg›layarak ikinci haftan›n sonunda blastokistin tamamen implante olmas›na ve endometriyal kan damarlar›n› afl›nd›rmas›na imkan sa¤lar (fiekil 7-4). Sinsiyotrofoblastlar Embriyo prekürsörlerinden trofoblastik hücrelerin farkl›laflmas› yaklafl›k konsepsiyondan 5 gün sonra meydana gelir. Trofoblastlar iki ö¤eye farkl›lafl›r: sitotrofoblast ve sinsiyotrofoblast. Sitotrofoblastlar tek çekirdekli sinsiyotrofoblastlar ise çok çekirdeklidir. Sinsiyotrofoblastlar human koriyonik gonadotropin salg›larlar ve desiduaya proteolitik invazyondan sorumludur. Trofoblastik doku ço¤ald›kça, koryon villuslar› tüm koryonik keseyi kaplar. Kesenin devaml› büyümesi ile, desidua kapsüllaristeki villuslar bask› alt›nda kal›r ve dejenere olarak sonunda koryonik zar haline gelen koryon leve veya düz koryon oluflur. Villöz koryon (koryon frondosum) yada plasentan›n fetal bölümü maternal bölüme (desidua bazalis) sitotrofoblastik yap› ile s›k›ca ba¤lanmaktad›r (fiekil 7-5).6 Koryon frondosum ilk trimesterde sonografik olarak, geliflmekte olan plasentan›n belirtisi olarak, gebelik kesesinin bir bölümünde s›n›r›n ekojenik kal›nlaflmas› olarak izlenebilir. Gebelik büyüdükçe, desidua kapsüllaris uterus bofllu¤una do¤ru büyür ve uterus bofllu¤unu doldurarak desidua pariyetalis ile birleflir. Sonografik olarak bu durum bir gebelik kesesi fleklinde izlenir (fiekil 7-6). Klinik olarak, bu zarlar›n yap›flmas›n›n zay›f bir ba¤lant› oldu¤u bilinmelidir, ve intervillöz aral›ktan gelen kan birleflmifl olan koryonik zar› desidua pariyetalisten ay›rarak hematom oluflumuna neden olabilir (fiekil 7-7A dan C’ye). Amniyotik kese koryon leve ile birleflerek amniyokoryonik zar› meydana getirir (fiekil 7-8A ve B, ve 7-9).6 Desidua bazalisteki spiral endometriyal arterler besin ve gaz de¤iflimi için intervillöz aral›¤› maternal kan ile kanland›r›rlar. Bu alanlar› endometriyal venler drene eder (fiekil 710).6 Oksijeni azalm›fl fetal kan iki umbilikal arter ile plasentaya gelmekte, ve oksijenlenmifl kan fetusa tek umbilikal ven ile dönmektedir. fiekil 7-2. A: ‹ntradesidual belirti. Gestasyonel kese (koyu halka) santral uterin kaviteyi deforme etmez ve desidua içinde gömülüdür. B: Çift desidual kese belirtisi. Gestasyonel kese santral uterin kaviteye ç›k›nt› yapar ve santral uterin kaviteyi iter. (Laing FC, Brown DL, Price JF, Teeger S, Wong ML. Intradecidual sign: is it effective in diagnosis of an early intrauterine pregnancy? Radiology. 1997;204(3): 65560’dan izinle bas›lm›flt›r.) Bölüm 8 Plasenta Akreatan›n Prenatal Tan›s› 187 Bölüm 8 PLASENTA AKREATANIN PRENATAL TANISI Christine H. Comstock Çeviri: Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu, Dr. Cihan Çetin Tan›mlar 1. Plasenta akreata: uterus duvar›na plasentan›n s›k› ve anormal flekilde yap›flarak yerleflimi. 2. Plasenta inkreata: plasentan›n myometriyum içine kadar ilerleyen anormal yerleflimi. 3. Plasenta perkreata: plasentan›n myometriyum içinden serozaya kadar olan anormal yerleflimi G‹R‹fi Plasenta akreata, masif kan kayb› ve ölüme yola açabilen ciddi klinik problemler ortaya ç›kartabilir. Uterus duvar›na anormal yerleflimli plasentan›n zorla ayr›lmas› esnas›nda çok fliddetli kanama oluflur. Plasenta akreata ve varyasyonlar› (plaseanta inkreata ve plasenta perkreata) tüm acil peripartum histerektomilerin %33-50’sini oluflturur.1-3 Ana risk faktörü olan geçirilmifl sezaryan say›s› h›zl› bir flekilde artmaktad›r; Amerika Birleflik Devletleri’ndeki baz› hastanelerde sezaryanlar do¤umlar›n oran› %40’› aflm›flt›r. Chicago Üniversitesi’nde, plasenta akreata 1982-2002 y›llar›nda 10 kat artm›flt›r, plasenta previal› kad›nlar›n ise %9.3’ünde izlenmifltir.4 Plasenta akreatan›n yönetiminde, k›sa zamanda büyük miktarlarda kan transfüzyonu ihtiyac› gibi fazla imkanlar gerekti¤inden , do¤umdan önce do¤ru tan›n›n konmas› yararl›d›r. Prospektif yönetimde, kan kayb› ve di¤er morbiditeleri azaltacak yeni metotlar mevcuttur. Her üç trimesterde de ultrasonla tan›n›n konmas›nda ciddi geliflmeler kaydedilmifltir. MR’›n yeri tam olarak belirlenememifltir fakat ilerde ultrasonda kuflku duyulan hastalar›n de¤erlendirilmesinde önemli olacakt›r. PATOLOJ‹ Plasenta akreatada, trofoblastlarla myometriyumu do¤rudan iliflki içinde b›rakacak flekilde, myometriyumla plasenta aras›ndaki desidua paryetalisin bir k›sm› veya tamam› eksiktir. Desiduan›n eksik olmas› demek do¤al ayr›lma plan›n›n ol- mamas› demektir, bu yüzden de plasenta myometriyuma s›k›ca yap›fl›kt›r. Plasenta inkreatada , myometriyum içine do¤ru trofoblast geliflimi varken plasenta perkreatada myometriyumun tamam›nda bu geliflim izlenir. Plasenta perkreatada, plasenta mesaneyi de invaze ederek uterusun ayr›lmas›n› oldukça zorlaflt›r›r hatta ço¤u zaman mesanenin bir k›sm›n›n da kayb›na yol açar. Perkreata, broad ligaman, serviks veya uterusun arterlerini de içerebilir. Ço¤unlukla desiduadaki bu eksiklik sadece plasentan›n tutundu¤u bir k›s›m myometriyal yüzeyde izlenmesine ra¤men plasentan›n zorla myometriyumdan ayr›lmaya çal›fl›lmas› problem yaratmaktad›r. Plasentan›n tamamen ayr›lmas›n›n gerçekleflmedi¤i, plasentan›n myometriyumda b›rak›ld›¤› vakalarda, uterus kontrakte olamaz; do¤um sonras› homeostaz› sa¤layan esas mekanizma uterusun kas›lmas›d›r. Plasenta akreata, inkreata ve perkreata plasental yap›flma bozukluklar› (PYB) olarak adland›r›l›r. Tart›flman›n ilerleyen k›s›mlar›nda, plasenta akreata terimi, her üç tip plasental yerleflim bozuklu¤unu da kapsamaktad›r. Sebebi belli de¤ildir, çünkü implantasyon birçok moleküler ve hücresel mekanizmalar›n kontrolündedir.5 Fakat servikse yak›n, alt uterus segmentine olan yerleflimleri problem yaratabilmektedir çünkü geçirilmifl cerrahisi olmasa bile plasenta previal› hastalarda plasenta yap›flma bozukluklar› insidans› daha yüksektir. R‹SK FAKTÖRLER‹ Plasenta previan›n kendisi bir risk faktörüdür.6,7 Geçirilmifl cerrahisi olmayan plasenta previal› hastalarda dahi plasenta akreata riski bazal risk olan 4/100000’in üzerinde olmakta ve anne yafl›n›n 35 alt› veya üstü olmas›na göre de¤iflmekle birlikte %2 ile 6.3 aras›nda bildirilmektedir.6 Wu ve ark. plasenta previa’n›n PYB için olas›l›k oran›n› 51.42 olarak bulmufltur ki bu katk›s› araflt›r›lan faktörlerden en yüksek olan›d›r.4 Sezaryan, myomektomi veya rekonstrüksiyon gibi uterus cerrahileri plasenta previal› hastalarda plasenta akreata için yüksek risk faktörleridir.4,6,7 Silver ve ark.’lar›na göre plasenta previal› hastalarda, plasenta akreata riski bazale göre birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beflinci ve daha fazla sezaryanlarda s›ras›yla 3, 11, 40, 61 ve 67 kat artm›flt›r.8 Clark ve ark. plasenta previal› hastalarda, geçirilmifl bir sezaryanda risk %24 iken, dört veya daha fazla sezaryanda riskin %67’e ç›kt›- 188 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ ¤›n› (plasenta uterus skar› üzerinde yerleflmemesine ra¤men artm›flt›r) bulmufllard›r. Fakat, plasenta skar›n üzerinde yer ald›¤›nda risk 5 kat artmaktad›r,6 bu da muhtemelen, plasenta previada plasentan›n alt uterus segmentinde myometriyuma cerrahi müdahale edilmifl alana yerleflmesinin katk›s›yla gerçekleflmektedir. Geçirilmifl plasenta akreata, ayr›ca bir risk faktörüdür. Plasentan›n ayr›lmas›ndaki güçlükten dolay› plasenta akreata düflünülen bir grup hastan›n %16’s›nda geçirilmifl plasenta akreata hikayesi vard›r.10 Eski küretaj ve abortus öyküsü bir çok yay›nda risk faktörü olarak bildirilmekteyken, bir vaka kontrol serisinde bunlar›n hiçbirinin anlaml› olmad›¤› saptanm›flt›r.4 Gielchinsky ve ark. dilatasyon küretaj›n(D&C) sadece daha az a¤›r vakalarda etkili bir faktör oldu¤unu bulmufllard›r; histerektomiye giden daha a¤›r vakalarda ise artm›fl parite, anteriyor afla¤› yerleflimli plasenta ve tekrarlayan sezaryanlar› önemli risk faktörleri olarak saptam›fllard›r.10 Plasenta previa vakalar›nda anne yafl› çeflitli nedenlerden dolay› riski artt›rmaktad›r. Otuzbeflin üzerinde anne yafl› bazal riski ikiye veya üçe katlar.6 Plasenta akreatal› hastalar›n ço¤unda plasenta previa olmas›na ra¤men, plasenta previa ve geçirilmifl cerrahi öyküsü olmayan(bunlarda ço¤unlukla fundal veya arka duvarda) hastalarda nadiren plasenta akreata olabilir. Gielchinsky ve ark.’lar›n›n serisinde %20’si hiçbir risk faktörü olmayan primipar kad›nlard›r.10 De¤erlendirmeye bafllamadan önce tüm hastalara geçirilmifl uterus cerrahisi öyküsünü sorun. Daha sonra skar›n üzerinde olabilir mi diye plasentan›n yerleflimine bak›n. B‹R‹NC‹ TR‹MESTERDA TANI Plasenta akreata, muhtemelen implantasyon esnas›nda bafllar. Yedi hafta gibi erken bir dönemde ilk trimesterde dilatasyon küretaj s›ras›nda, s›kl›kla da uterus cerrahisi geçirmifl hastalarda saptanabilmektedir.12-15 Bu hastalarda, eski sezaryan skar›na yerleflik kese, ilk trimesterde plasenta akreatan›n tipik görüntüsüdür. Normal gestasyonel kesenin s›kl›kla yerleflim yeri fundustur (fiekil 81A); sadece ara s›ra gestasyonel kese, uterusta daha afla¤› yerleflim gösterir.(fiekil 8-1B). Erken tarama yap›lan, patolojisi kan›tlanm›fl plasenta akreata serilerinde, eski sezaryan› olanlar›n hepsinde kesenin alt uterus segmentine yerleflti¤i saptanm›flt›r (6 tanenin 6’s›)(fiekil 8-2 ve 8-3). Eski sezaryanl› hastalar›n ortalama alt uterus segmenti kal›nl›klar› 7mm kadar ince bulunsa da17, bildirilen erken akreata vakalar›n›n hemen hepsinde ön uterus duvar› nerdeyse izlenememifl, ço¤u vakada da duvar kesenin hemen üzerinde oldukça ince izlenmifltir. ‹ki yay›ndaki erken akretal› 8 gebeli¤in 5 tanesi üçüncü trimestere ulaflm›flt›r.16,18 Anormal vasküler lakünler ilk trimesterde de görülmüfltür.19 Yak›n zamanda, birinci trimesterde yap›lan D&C sonras›nda bir hastada 2 hafta sonra, bir di¤erinde ise 4 ay sonra uterus ve mesane aras›nda izlenen kitlenin PYB oldu¤u bulunmufltur. Vakalara tekrar uygulanan D&C’lerde belirgin kanama olmufltur ve her ikisi de total abdominal histerektomiye gitmifltir. Patoloji, bir vakada plasenta akretan›n kal›nt›lar›n› di¤erinde ise sezaryan skar›n› perfore eden dejenere plasental dokunun oldu¤u plasenta fiekil 8-1 A: ‹ntrauterin gebeli¤in normal yerleflimi; uterusun üst üçte birlik k›sm›ndad›r. C,serviks. B,mesane. B: Afla¤› yerleflimli normal bir gebelik. Ön myometriyumun normal inceli¤ine dikkat ediniz (ok) .F, fundus fiekil 8-2 Plasenta akreatada afla¤› yerleflim. Kese ve mesane (beyaz çizgi) aras›nda myometriyum (ok) olmamas›na dikkat ediniz. Bölüm 8 Plasenta Akreatan›n Prenatal Tan›s› 189 fiekil 8-3 Plasenta akreatada afla¤› yerleflim. Myometriyumun (ok) daralmas›na dikkat ediniz. perkreatay› göstermifltir.20,21 Sonuç olarak, D&C’den sonra, ön uterus duvar›nda izlenen kitle, persiste hcg pozitifli¤i ve geçirilmifl cerrahi öyküsü olanlarda, plasenta akreata olabilir. Oldu¤u düflünülen bir fistül arac›l›¤› ile as›l skar dokusuna ulaflarak gerçekleflen gebelikler olabilir. Bunlara “skar gebeli¤i” denir ve bunlar endometriyal kavitede de¤ildir. Bunlar mevcut tart›flmaya dahil edilmemifltir. Akreta için risk faktörü olan22 veya olmayan,23 bat›n içinde serbest s›v› izlenen bir erken gebelikte plasenta perkreatadan flüphelenilmelidir. Rüptürler 20-25 haftalarda rapor edilmekle birlikte,27-28 rüptür en s›k 9-16 haftalarda perforasyonu takiben izlenmektedir.24-26 Bat›n içi serbest s›v› ile baflvuran riskli hastada, en muhtemel tan› perforasyondur (fiekil 84). Eski sezaryanl› hastada fliddetli kar›n a¤r›s› da bu tan›y› düflündürmelidir. ‹K‹NC‹ VE ÜÇÜNCÜ TR‹MESTERLAR Y›llar içinde plasenta akreatay› tahmin edecek birçok ultrason bulgusu tan›mlanm›flt›r. En duyarl› bulgu, lakün olarak bilinen, türbülan ak›ml›, lineer, düzensiz plasenta boflluklar›n›n olmas›d›r. Bunlar›n do¤alar› tam olarak bilinmemektedir; kimi zaman dakikadaki h›zlar› fetal orijinli olduklar›n› gösterse de ço¤u zaman h›zlar› maternal orijini göstermektedir. Vasküler Boflluklar Oniki y›ll›k dönemde uterus cerrahisi öyküsü olan, obstetrik ultrason için gelen tüm hastalar›n prospektif bir analizinde, plasenta akreata geliflen hastalar›n ço¤unun taramalar›nda veya 18. hafta randevular›nda, akreatan›n ultrason bulgular› izlenmifltir.11 En duyarl› belirteç, yuvarlak (fiekil 8-5B) ve içinde kan ak›m› olan boflluklardan(fiekil 8-6 ve 8-7) ziyade, uzun, ince, (fiekil 8-5A) radyolusen boflluklar olan vasküler lakünlerdir. Plasenta lakünleri ve vasküler bofluklar birçok fiekil 8-4. Uterusun erken perforasyonu. 16 haftal›kta plasentan›n(oklar) uterustan d›flar› ç›k›fl›n› gösteriyor. yay›nda plasenta akreatan›n bulgusu olarak tan›mlanm›flt›r.29-31 Finburg ve Williams plasentalar› anormal vasküler boflluklar›na göre derecelendirmifl ve plasentadaki lakünlerin miktar› ile plasenta akreata riskinin do¤ru orant›l› olarak artt›¤›n› bulmufllard›r. Bu çal›flma, Yang ve ark. taraf›ndan, Finburg ve Williams’›nkine benzer bir metod ile 51 riskli vaka ile derecelendirilerek desteklenmifltir.32 ‹kinci derece(4-6 düzensiz lakün) veya daha fazlas› için plasenta inkreata ve plasenta perkreata riskinin duyarl›l›¤› %100, özgüllü¤ü %97.2, pozitif prediktif de¤eri(PPV) %93.8 ve negatif prediktif de¤eri(NPV) %100 olarak bulunmufltur. Sezaryan histerektomi gerektiren vakalar›n›n hepsinde lakünler izlenmifl, iki tanesinde 1.derece, di¤erlerinde ise 2.- 4.derece olarak bulunmufltur. Lakün say›s› artt›kça daha s›k ve daha fazla miktarlarda transfüzyon ihtiyac› do¤maktad›r. Lakün varl›¤›nda %23’ünde dissemine intravasküler koagülasyon (DIK) geliflmekte, %46’s› yo¤un bak›mda takip edilmek zorunda kalmaktad›r. Finburg ve Williams plasenta akreatan›n bazen lakün olmadan da olabilece¤ini göstermekle birlikte, 4 veya daha fazla say›da lakün varl›¤›nda plasenta akreata tüm vakalarda izlenmifltir. Ekosuz Alan Bir di¤er s›kça bahsedilen bulgu ise plasenta ve myometriyum aras›ndaki ekosuz alan›n incelmesi veya kayb›d›r. Plasenta ve uterus duvar› aras›ndaki bu bofl ve ekolusen alan›n desidua paryetalisi temsil etti¤i düflünülmektedir (fiekil 8-8). Fakat normal hastalarda da s›kl›kla önde, nadiren de fundus ve arka duvarda da bu alan izlenmemektedir.33 Dolay›s›yla, Bölüm 9 Fetal Büyüme Gerili¤i 195 Bölüm 9 FETAL BÜYÜME GER‹L‹⁄‹ Christopher Harman ● Ahmet A. Baschat Çeviri: Dr. Bilge Çetinkaya Demir, Dr. Yalç›n Kimya Tan›mlar 1. Fetal büyüme gerili¤i: ultrasonografik olarak tahmini fetal a¤›rl›¤›n, gestayonel yafl›n 10. persentilinin alt›nda olmas›. 2. Fetal büyüme potansiyeli (Garlosi): tahmini fetal a¤›rl›k yüzdesi maternal vücut yap›s› ve fetal karakteristikler taraf›ndan belirlenir. 3. Placental Ünite: fetal vasküler elemanlar›n interaktif fetal ve plasental çevreleri tan›mlad›¤› hemokoryonal plasental yatak (maternal çevreyi gösteren maternal vasküler elemanlar) ve plasentan›n kendisinden oluflur. 4. Çoklu Damar ‹ncelemesi: Fetal, maternal ve plasental hemodinamik durumun de¤erlendirilmesi için umblikal arter, orta serebral arter ve duktus venosus dalga formlar›n›n ve maternal uterin arter dalga formunun incelenmesi. 5. Biyofizik Profil Skorlamas›: anl›k fetal iyilik halinin de¤erlendirilmesi için elektronik fetal kalp at›m›/ hareket korelasyonu, fetal solunum hareketi, vücut/ekstremite hareketi, fetal tonus ve amniotik s›v› hacminden oluflan 5’li skorlama sistemi. 6. Entegre Fetal De¤erlendirme: komplike fetal büyüme gerili¤i olan gebenin yönetiminin en uygun yap›lmas› için çoklu doppler ve biyofizik skorlamas›n›n birlikte de¤erlendirilmesi. nografi de¤erlendirmenin sadece bir boyutunu oluflturmaktad›r. Fetal büyüme gerili¤inin bak›m› annenin, fetusun, obstetrik ve yenido¤an kaynaklar›n›n birlikte kapsaml› de¤erlendirilmesini gerektirir. FETAL BÜYÜME GER‹L‹⁄‹N‹N ETK‹S‹ Fetal büyüme gerili¤i perinatal ölümlerin prematüriteden sonra ikinci s›radaki sebebidir. Prematürite ve FBG birlikte seyreder ancak FBG gestasyonel yafl› hesapland›¤›nda dahi perinatal mortaliteyi 6 ila 10 kat artt›r›r.1 Yenido¤an ölümleri genellikle FBG ve prematüritenin birlikteli¤i sonucu oluflur yine de termde bir FBG de perinatal asfiksi, anormal dolafl›m ceavplar›, k›sa süreli dekompansasyon ve kal›c› organ hasarlar› riskini tafl›r (fiekil 9-1). Fetal malnutrisyonun ve bu durumun belirledi¤i kurban›n uzun dönem sonuçlar› Barker Hipotezinde özetlenmifltir.2 Fetal dönemde maruz kal›nan yoksunlu¤un eriflkin dönemde hipertansiyon, diabet, kardiak hastal›klar, immunite anormallikleri, baz› kanser türleri ve k›salm›fl ömür ile iliflkili oldu¤unu belirten veriler artmaktad›r. Bu sebeple FBG tan›mlamak, düzeltmek, kesmek ya da mümkünse patolojiyi tedavi etmek birçok aç›dan fayda sa¤layacakt›r. Burada bahsi geçen metodlar FBG yönetiminde önem arzetmektedir ancak öncelik gerili¤in önlenmesine yönelik olmal›d›r. NORMAL FETAL BÜYÜME G‹R‹fi Fetal büyümenin düzenlenmesi kompleks bir olayd›r. Fetal büyümeyi ›rksal ve ailesel girdilerin direktiflerinden bölgesel fetal hepatik dolafl›mda besinden zengin kan›n yönlendirilmesine kadar, kal›tsal, maternal, plasental, fetal ve edinsel pek çok faktör etkiler. Fetal büyüme gerili¤i (FBG) endifle uyand›rmak için bir endikasyon olsa da bu bulgu tan›mlaman›n bir sonucu de¤il bafllang›c›d›r. Fetal büyüme gerili¤inde ultrasonografi tan›da, monitorizasyonda ve yönetimde kritik bir rol oynar. Bu bölüm fetal büyüme gerili¤inin yönetiminde fetal görüntünün, biyometrinin, doppler velosimetri, biyofizik skoru ve fetal kalp at›m h›z›n›n (FKH) birlikte de¤erlendirilmesini incelenmektedir. Konunun komplike olmas› göz önüne al›nd›¤›nda ultraso- Normal fetal büyüme ve geliflme maternal, fetal ve plasental etkileflimin efl zamanl› kareografisini ifade eder. Maternal cevaplar implantasyon öncesinden, plasental yata¤›n perfüzyonunun ve böylece besinlerin fetus ve plasentaya sa¤lanmas›n›n artt›r›lmas›na odaklan›r. Bu ihtiyaçlar›n birçok parakrin ve endokrin seviyedeki iletiflimi plasental invazyona ba¤›ml›d›r. Plasental yap›flma, invazyon, vasküler de¤iflim, yüzey alan›n›n büyümesi ve maturasyonu gelifltikçe her iki taraf›n vasküler etkileri de de¤iflmektedir. Trofoblastlar›n invazyonu ile maternal vasküler bütünlük bozulur ve bas›nca duyars›z uterin arter kanallar› do¤ruca plasental yata¤a aç›l›r.3 Plasental kütlenin büyümesi artan metabolik kapasiteye, de¤iflim için yüzey 196 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ FGH G Yafl RO P BW PD A %50 %40 %30 %20 %10 N IC U Bi l N EK 3/ 4 T’ pe ni IV K So l %0 fiekil 9-1. Küçük prematür yenido¤anlar›n morbiditesi FBG, prematurite veya düflük do¤um a¤›rl›¤›na ba¤lanabilir. FBG olan vakalar (yeflil renkle gösterilen) ayn› do¤um a¤›rl›¤›ndaki prematür yenido¤anlar (± 100 gr DA mavi bar) ve ayn› gestasyonel haftada normal do¤um a¤›rl›¤› (AGA) ile do¤an yenido¤anlarla (± 1 gestasyonel hafta, k›rm›z› bar) karfl›laflt›r›lm›flt›r. Do¤um a¤›rl›¤›na göre efllefltirilen kontroller her zaman haftaca daha küçük olduklar›ndan grade 3-4 intraventriküler kanama gibi morbiditeler gestasyonel haftay› yans›t›r. Tüm morbiditeler için FBGlikli yenido¤anlar AGA l› do¤an akranlar›na göre her zaman daha kötü sonuçlara sahiptirler. Sol, kronik solunum yetmezli¤i; IVK 3/4, intraventriküler kanama grade 3 veya 4; T’peni, trombositopeni; NEK, nekrotizan enterekolit; Bil, tedavi gerektiren yenido¤an sar›l›¤›; PDA, tedavi gerektiren patent duktus arteriozus; ROP, prematuritenin retinopatisi; NICU, yenido¤an klini¤inde toplam kal›fl süreleri, s›ras›yla ortalama 87, 84 ve 48 gün. (Aucott SW, Donohue SW, Northington FJ. Increased morbidity in severe early intrauterine growth restriction. J Perinatol 2004; 24:435-40’dan modifiye edilmifltir.) alan›n›n artmas›na ve fetal hemodinamik durumlara cevap verme olana¤› sa¤lar. Artan plasental invazyon ile maternal vasküler dirençler düflerken fetal umblikal kan ak›m rezistans› da düfler. Bu durum fetus için geliflimsel bir süreçtir. Kesitsel villöz vasküler alan katlanarak art›nca fetoplasental vasküler direnç düfler ve bu iki farkl› damarsal olayla s›n›rlan›r. ‹lk süreç–dallanan anjiogenez- trimester›n sonlar›na yaklaflt›kça 14 ten 18inci haftaya kadar tamamlan›r. ‹kinci süreçdo¤rusal anjiogenez- yüksek hacimli düflük dirençli fetoplasental dolafl›m› sa¤lar ve 28-32 haftalarda tamamlan›r.4 Bu koordineli hemodinamik de¤iflikliklerin sonucu matür üçüncü trimester intrauterin dolafl›mla sonuçlan›r; 12 m2’lik de¤iflim alan› ve 200-300 ml/kg/dk’l›k düflük dirençli fetoplasental perfüzyonunu sa¤layan 600 ml/dk maternal kan ak›m›. Plasental transportu bu iki yüksek volümlü sistemi ay›ran 2 endotelyal tabaka en uygun flekilde gerçeklefltirir. Plasental kütle artt›kça besin transportu geliflir. Maternal fetal mesafe 4 μ a kadar düfltü¤ü için basit difüzyon bu transportta önemli rol oynar. Maternal metabolizman›n fetoplasental endokrin faktörler taraf›ndan manipulasyonunda aktif transportu yap›lan üç primer metabolit rol al›r; glukoz, amino asitler, serbest ya¤ asitleri. Glukoz en temel yak›t› sa¤lar, amino asitler proteinlerin yap› tafllar›n› oluflturur ve her ikisi de fetal büyümenin en önemli uyaran› olan insülin ve insülin benzeri büyüme faktörü (ILGFs) ile iliflkilidir.5 Her iki metabolit için de plasental transport h›zlan›r ve bu transplasental ak›m üçüncü trimesterda maternal katabolizmay› destekler. Koordineli üçparçal› metabolizman›n en önde gelen örne¤i, hücre zar›n›n ve nöronal yap› tafllar›n›n ve prostaglandinler gibi düzenleyici komplekslerinin yap›s›nda bulunan ya¤ asitlerinin sa¤lanmas›d›r. Maternal ya¤ metabolizmas› gebeli¤in ilk yar›s›nda insulin ve plasental ILGFs etkisi ile, lipojeniktir. ‹lerleyen haftalarda fetusun uzun-zincirli doymam›fl çoklu ya¤asitlerine olan ihtiyac› art›kça aktif transport ve enerji tüketen plasental metabolizma, maternal lipoliz, maternal lipoprotein lipaz enziminde azalma ve esansiyal ya¤ asitlerine plasental eriflimin art›fl› ile birliktelik gösterir.6 Da¤›t›m sistemindeki maturasyonla efl zamanl› olarak fetal metabolizma da özelleflir. Plasenta nas›l aktif bir kat›l›mc› ise (anneden gelen oksijenin %40 n› ve glukozun %70ini kullan›r) fetus da aktif kat›l›mc›d›r. Plasentadan dönen besinden zengin kan h›z k›s›tlay›c› duktus venosus taraf›ndan karaci¤ere yönlendirilir ve kan›n %55i dominant sol loba, %20si sa¤ loba ve kalan %18-25 lik k›s›m sa¤ atr›uma da¤›t›l›r.7 Foramen ovale taraf›ndan yönlendirilme ve duktus venosus taraf›ndan h›z›n k›s›tlanmas› myokard ve beyne en az at›k ve en yüksek besin içeren kan›n ulaflmas›n› sa¤lar. Plasenta, anne ve fetus birbirinden farkl› büyür. Plasenta h›zla büyür ve tepe noktaya ulafl›r, ard›ndan maternal de¤ifliklikler ve en son katlanarak artan fetal büyüme gelir. Üçüncü trimesterda fetal ya¤ birikimine ba¤l› olarak son 8 haftada 5 katl›k bir art›fl olur. Bu fizyolojik de¤ifliklikler a¤›nda, annenin beslenme durumunun, etnik kökeninin ve genetik durumun flartlar›na ba¤l› olarak annenin çevresel faktörleri (sigara içimi, vazokonstrüktör madde kullan›m›), fetusun cinsiyeti ve gestasyonel yafl nihai do¤um kilosunu belirler. Fetal büyüme gerili¤i bu yelpazedeki birçok anormallikle iliflkilidir. Birçok FBG vakas›n›n merkezinde olan yetersiz plasentasyon, seri doppler ultrasonografi ile tan›mlanabilir. Normal büyüme için gerekli etkileflimler düflünüldü¤ünde normalden sapmalar ve kompanzasyonlar için birçok seçene¤in oldu¤u aflikard›r. Normal büyümenin anlafl›lmas› gerili¤in tan›nmas› ve de¤erlendirilmesinde önemlidir. FETAL BÜYÜME GER‹L‹⁄‹N‹N TERM‹NOLOJ‹S‹ Büyüme gerili¤inde kullan›lan tan›mlar konu anlafl›ld›kça ortaya ç›kmaktad›r. Net do¤um a¤›rl›¤› (DA) s›n›flamalar› (çok çok düflük DA <1000 gr, çok düflük DA <1500 gr, düflük DA <2500 gr) yenido¤an risk gruplar›n› belirler ancak prematürite ve FBG’ni ay›rt etmez. Do¤um a¤›rl›¤› persentilleri, özellikle de anomaliler ve cinsiyet aç›s›ndan düzeltildi¤inde, uygunsuz düflük kilo (gestasyonel yafla göre çok küçük [VSGA], <3. Persentilden küçük; gestasyonel yafla göre küçük [SGA], <10. Persentilden küçük; gestasyonel Bölüm 9 Tablo 9-1 FETOPLASENTAL DURUMUN ‹L‹fiK‹LER‹ Fetal biometri Abdominal Çevre Bafl Çevresi Transserebellar Çap Ayak Uzunlu¤u Fetal Oranlar HC/AC oran› Ponderal ‹ndeks Fetal A¤›rl›k Tahmini Multifaktorial do¤um a¤›rl›¤› persentilleri Gardosi büyüme potansiyeli Amniotik s›v› hacmi Fetal Davran›fl Biyofizik profil skorlamas› Non stres test Komputarize kardiotokografi Doppler Velosimetresi Uterin arter PI/ çentiklenme Umblikal arter PI/ EDV Orta Serebral arter PI/PSV Duktus venosus PIV/ a- dalgas› Umblikal ven pulsasyonlar› Entegre Fetal Test Kombine doppler ve davran›flsal de¤ifliklikler yaflla uyumlu (AGA), 10-90. Persentil aras›) ile ilgili riskler ile daha yak›nen iliflkilidir.8 Fetal büyüme gerili¤inin mekanizmas› ‘beyin koruyucu etki’ye neden olarak zay›f ancak kafas› büyük bir bebekle sonlan›r ki bu sadece kilo ile de¤erlendirilme yap›ld›¤›nda FBG’li¤inin tan›nmas›n› engelleyebilir.9 Ponderal indeksleri veya basit bafl- abdomen çevresi oran›n›n kullan›lmas› asimetrik FBG olan fetuslar›n tan›nmas›n› sa¤larken simetrik küçük fetuslar›n tan›nmas›n› kaç›r›r.10 Do¤um kilo referans de¤erlerinin ilk trimester maternal boy, ›rk, do¤um s›ras› ve fetal cinsiyetle düzeltilmesi ile daha hassas sonuçlar elde edilir.11 Do¤um kilosunun kaç olaca¤› ile ilgili tahmini yaparken Gardosi büyüme potansiyeli, “küçük normal fetus/bebek” ile sonuçlanacak birçok faktörü iflaret eder ve perinatal sonuçlarla standart DA persentillerinden daha iyi korelasyon gösterir. Tablo 9-1 fetal durumun ultrasonografik de¤erlendirilmesi için kullan›lan s›ralamay› göstermektedir. Tart›flmalar gelifltikçe fetal durum ve FBG olan fetusu (tan›mlamas› nas›l olursa olsun sadece boyutunu de¤il) etkileyen patofizyolojik mekanizmalar perinatal sonuçlar› öngörmede ve yenido¤an bak›m›n› belirlemede daha fazla önem kazanacakt›r. FETAL BÜYÜME GER‹L‹⁄‹N‹N SEBEPLER‹ Büyümeye etki eden faktörlerin düzenlenmesindeki komplike yap›, bu faktörlerin sonuçlar›n›n öngörülmesini engeller. Fetal hemostaz ve büyüme çok esnek yap›dad›r; birçok hipoksemik kad›n›n normal do¤um kilosunda bebekleri mevcuttur. Gestasyonel etkiler kritik rol oynar; ilk trimesterda karfl›lanmam›fl hiperglisemi hipoplastik embriyolara neden Fetal Büyüme Gerili¤i 197 olurken12 gebeli¤in ilerleyen haftalar›ndaki sa¤lam insulinILGF aks› ile hiperplazi ve hipetrofi gerçekleflir. Büyümedeki bozulma birçok yolla gerçekleflir; CMV’nin sistemik etkisiyle oluflan hepatit, enterit ve plasental enfeksiyon hepsi FBG’ne yol açar. FBG’nin sebepleri maternal, fetal veya plasental olarak a¤›r bassa da birbirine ba¤l› birçok mekanizma mevcuttur. MATERNAL SEBEPLER Damarsal Hastal›klar Maternal vasküler hastal›klar özellikle de lupus, agreve diabet, renal hastal›klar, komplike hipertansiyon plasental yata¤›n perfüzyonunun azalmas›na ve sonuçta FBG’ne yol açar. Uterin kan ak›m›n›n azalmas› ve plasental invazyonun engellenmesi (ve akabinde artacak uterin kan ak›m›n›n engellenmesi) maternal vasküler hastal›klar›n önemli özelliklerindendir.13 Trombofililer Bu grup FBG mikrovasküler trombotik oklüzyon nedeniyle erken bafllar ve ciddi olur hatta midtirmester kay›plara neden olur. Primer olay plasental invazyonun engellenmesidir. Maternal Hipoksemi Orak hücreli anemi, maternal siyanotik kalp hastal›klar›, orta derecede solunum yetmezli¤i ve yüksek rak›mda yaflamak hepsi FBG ile birliktelik gösterir. Azalan oksijenlenme fetal büyüme gerili¤inin direkt etkisi gibi görünmekle birlikte küçük damarlarda t›kan›kl›k, hiperviskozite ya da belirgin polisitemi ve gebeli¤e maternal adaptasyonda defektler hepsi rol oynar ve bu durum iliflkileri daha komplike hale getirir. Yetersiz Kaynak Yetersiz besin al›m›n›n etkisi aç›k gözükmekle birlikte fetal büyümeye etki edecek kalori azl›¤›n›n ciddi boyutlarda olmas› gereklidir ki günlük 900 kalorinin alt›daki g›da al›m›n›n bile do¤um kilosuna etkisi s›n›rl›d›r.14 Spesifik diet k›s›tlamalar›n›n etkisi daha fazla olabilir. Erken gebelik haftas›ndaki protein k›s›tlamas› simetrik FBG’ne yol açabilir. Kronik hiperglisemi ve episodik hipoglisemi ataklar› gibi 3 saatlik glukoz tolerans testinde gösterilebilen anormal glukoz da¤›l›m›, fetal büyümenin k›s›tlanmas› riskini belirgin flekilde artt›r›r.15 ‹laçlar Kokain, eroin ve di¤er narkotik ba¤›ml›l›¤›; alkol (çok düflük düzeyde bile olsa); ve sigara içilmesi hepsi birden FBG’nin Bölüm 10 Uteroplasental Dolafl›m›n Doppler Velosimetrisi 223 Bölüm 10 UTEROPLASENTAL DOLAfiIMIN DOPPLER VELOS‹METR‹S‹ Lami Yeo ● Luís F. Gonçalves ● Roberto J. Romero ● Maria-Teresa Gervasi ● Percy Pacora Çeviri: Dr. Halil Aslan Tan›mlar 1. Anormal uterin arter Doppleri: mutlak bir kesme de¤erin (örne¤in, rezistans indeksi> 0.58), ya da belirli bir referans aral›¤›na ait persantilin üzerindeki ölçümler, ve/veya diastolik çentik varl›¤› olarak tan›mlan›r. 2. Aç›dan ba¤›ms›z Doppler indeksleri: Kan ak›fl›na karfl› olan direnci yans›t›r. Örnek: S/D (sistol/diyastol) oran›, RI (rezistans indeksi), PI (pulsatilite indeksi) içerir 3. Erken diastolik çentik: Erken diyastolik kan ak›m h›z›nda diyastolik tepe h›z›n›n alt›nda kalan persistan bir azalma olarak tan›mlan›r. 4. ‹nhibin A: A¤›rl›kl› olarak plasenta taraf›ndan salg›lanan, transforme edici büyüme faktörü ailesinin bir üyesidir. 5. PAPP-A (gebelikle iliflkili plazma protein A): A¤›rl›kl› olarak plasenta taraf›ndan üretilen büyük bir glikoprotein kompleksi. 6. Plasental büyüme faktörü: Bir pro-anjiyogenik protein. 7. PP-13 (plasental protein 13): A¤›rl›kl› olarak plasenta taraf›ndan üretilen galektin ailesinin bir üyesi. G‹R‹fi Doppler etkisi ad›n›, y›ld›zlar›n dünyadan uzaklaflmalar› ve yak›nlaflmalar›na ba¤l› olarak renk de¤iflimlerini tan›mlam›fl olan Avusturyal› bilim adam› Johann Christian Andreas Doppler’den alm›flt›r. Doppler sinyalleri sesi yayan ultrason probuna geri dönen dalgalar›n oluflturdu¤u, böylece kompleks bir dalga formu yaratan birçok frekans kaymas›ndan oluflur. Uteroplasental dolafl›m›n Doppler velosimetrisi çeflitli nedenlerden ötürü önemli bir yöntemdir. Bu yöntem aç›k anlafl›l›r bilgiler veren ve dolafl›mdaki kan ak›m›na karfl› direncin de¤erlendirilebildi¤i invazif olmayan bir tan› arac›d›r. Bu yöntem preeklampsi ve SGA fetüsler yönünden yüksek risk tafl›yan kad›nlar› belirlemede kullan›lacak bir tarama testi olarak düflüünlmüfltür. Ayr›ca, uterin arter Doppleri, bu hastal›klar›n ilk trimester taramalar› için daha fazla kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Bu bölümde uteroplasental dolafl›m›n anatomisi ve geliflimini, plasental implantasyon kusuru ile ilgili patolojik de¤ifliklikleri, bu de¤ifliklikleri tespit etmek için Doppler velosimetrisinin kullan›lma mant›¤› ve bu yöntemin birinci ve ikinci trimesterdeki preeklampsi ve SGA gibi kötü perinatal sonuçlar›n taranmas›ndaki etkinliklerini inceleyen çal›flmalar› gözden geçirece¤iz. UTEROPLASENTAL DOLAfiIMIN ANATOM‹S‹ VE GEL‹fi‹M‹ Uterusun kanlanmas› ovaryan arterlerden gelen küçük bir katk›yla birlikte esas olarak uterin arterler taraf›ndan sa¤lan›r. Uterin arterler internal iliak arterin dallar›d›r. Uterusun istmik k›sm›na ulaflt›ktan sonra uterus kornusunda ovaryan arterlerle anastomoz yapmadan önce yan duvar boyunca yükselirler (fiekil 10-1).1 Ön ve arka duvarlar›n kanlanmas› uterusun etraf›n› saran arkuat arterler taraf›ndan sa¤lanmaktad›r. Radyal arterler arkuat arterlerden ayr›l›r ve endometriuma dik aç› yapacak flekilde ilerleyerek iki ya da daha fazla say›da spiral arterlere dallan›rlar (fiekil 10-2).2-6. Gebelikte yaklafl›k 100 adet spiral arter arac›l›¤› ile maternal dolafl›mla plasentan›n intervilöz alan› bribirine ba¤lanm›fl olur.2 Bu damarlar fetüs ve plasentan›n metabolik ihtiyaçlar›n› karfl›layabilmek amac›yla 10 kat artan kan ak›m›na uyum sa¤lamak için önemli fizyolojik de¤iflimler gösterirler. Spiral arterlerin uteroplasental arterlere dönüflmesine “fizyolojik de¤ifliklik” ad› verilir. ‹lk üç ayl›k dönemde endovasküler trofoblast›n ilk dalgas› desiduada bulunan spiral arter duvarlar›n› invaze eder ve yaklafl›k.15 Gebelik haftas›nda desidual miyometriyal kesiflme noktas›nda ilk dalga son bulur. Daha sonra, ikinci üç ayl›k dönemde ikinci endovasküler trofoblast dalgas› spiral arterlerin miyometriyal segmentlerini iflgal eder ve radyal arterlerin terminal segmentiyle etkileflime geçerek müsküloelastik duvar dokular›n›n fibrinoid ve fibröz doku kar›fl›m›yla yer de¤ifltirmesi sa¤lanm›fl olur.3 Bu ikinci faz gebelik döneminin 14-24 haftalar› aras›nda gerçekleflir. Bu nedenle, küçük musküler spiral arterlerin genifl vasküler kanallar halini almas›yla uteroplasental dolafl›m yüksek dirençten alçak dirençli bir vasküler sisteme dönüflmüfl olur. Preeklampsi ve/veya SGA fetüslarla komplike olan gebeliklerde trofoblastik invazyon neredeyse tamamen spiral arterlerin desidual segmentiyle s›n›rl›d›r, desidua d›fl›nda in- 224 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ Fallop tüpü Ovaryan arter Over Uterin horn Ovaryan ven Uterin arter Uterin istmus Uterin ven Serviks Servikal arter Vajen fiekil 10-1. Uterusun kanlanmas› (Cunningham FG, MacDonald PC, Gant NF, et al. In: Cunningham FG, MacDonald PC, Leveno K, Gilstrap LC II, eds. Williams Obstetrics. Norwalk, CT: Appleton & Lange; 1993:57–79’den izinle al›nm›flt›r). vazyon izine neredeyse rastlanmaz. 24-26 haftalardan sonra normal trofoblastik invazyonun baflar›s›zl›¤› uteroplasental dolafl›mda yüksek impedansl› ak›ma neden olur ki, bu da ilerleyen haftalarda preeklampsi geliflimi ile ba¤lant›l›d›r. Bu nedenle, uterin arter Doppler velosimetrisinin kan ak›m›ndaki yüksek impedans› ve dolay›s›yla preeklamsi ve SGA fetüs geliflim riski bulunan hastalar› da saptama potansiyeli bulunmaktad›r.4-10 ENSTRÜMANTASYON VE ‹NCELEME TEKN‹⁄‹ Uteroplasental dolafl›m çal›flmalar›nda hem sürekli dalga (CW) hem de pulse dalga (PW) Doppler yöntemleri kullan›lmaktad›r. CW Doppler daha ucuz olmas›na ra¤men örnekle- nen damarlar›n görüntülenmesine olanak vermez. Bu nedenle, yöntemin tekrarlanabilirli¤i konusunda kayg› uyand›ran dalga formu paterninden görsel ve iflitsel flekilde tan›mlanmas› gerekir. Bu konu 20-40 hafta aras›ndaki 35 normal gebelikte sa¤ uterin arterin gözlemciler aras› varyasyonu azaltmak için ayn› araflt›rmac› taraf›ndan CW ve PW ile de¤erlendirildi¤i çal›flmada araflt›r›lm›flt›r.11 CW veya PW Doppler ile elde edilen sistol-diyastol (S/D) oranlar› 2.03 ± 0.67 karfl› 2.03 ± 0.46; P > 0,10) aras›nda hiçbir farkl›l›k gözlenmedi. ‹ki yöntem aras›ndaki korelasyon düflük olmas›na ra¤men, istatistiksel olarak anlaml› idi (r = 0.58, P <0.01). Ancak, uterin arter S/D oranlar›n›n yüksek oldu¤u durumlarda (>3.0), CW Doppler ile elde edilen endeksler, PW ile elde edilen endekslerden belirgin flekilde yüksekti; bu da uterin arter S/D oran› yüksek oldu¤u zaman bu dalga formu paterninden görsel ve iflitsel flekilde tan›mlanma yönteminin daha az güvenilir olabilece¤ini düflündürmektedir. Bu durumda elde edilen dalga formu iliak arter sinyaliyle benzerlik gösterdi¤inden kar›flt›r›labilir. Renkli Doppler görüntüleme uterin arterlerin eksternal iliak arterleri çaprazlad›¤› noktada do¤ru ve gerçek zamanl› incelemesine olanak sa¤lar. Pulse Doppler ölçüm aral›¤›n›n da do¤ru yerlefltirilmesi ile uterin arter Doppler velosimetrisi için tercih edilen yöntedir.12 Ikinci trimesterde araflt›rma yap›laca¤› zaman, önce genel bir obstetrik ultrasonla plasentan›n konumu belirlenir. Daha sonra prob iliak fossaya do¤ru yönlendirilir, external iliak arteri uzunlamas›na görüntülenir ve renkli Doppler ile uterin arter external iliak arteri çaprazlad›¤› noktada görüntülenir (fiekil 10-3). Bu yöntemle pulse Doppler ölçüm aral›¤›n›n damar lümeni içine do¤ru flekilde yerlefltirilmesi ve spektral analiz için uygun dalga formlar›n›n elde edilmesi mümkün olmaktad›r (fiekil 10-4). Transvajinal ultrasonografi, birinci trimester (fiekil 10-5) s›ras›nda yap›lan çal›flmalarda kullan›l›r. Pelvik yap›lara yak›nl›k, yüksek frekansl› problar, ve düflük insonasyon aç›s› gibi unsurlar Doppler sinyallerini ve görüntü kalitesini art›rmaktad›r. PER‹TON ARKUAT ARTER Uterin Arter Radyal arter Ana uterin arter Spiral arter M‹YOMETR‹YUM Arkuat arter DES‹DUA BAZAL PLAK PLASENTANIN ‹NTERV‹LLÖZ BOfiLU⁄U fiekil 10-2. Endometriyumun kanlanmas› (Brosens I, Robertson WB, Dixon HG. J Obstet Gynecol Br Commonw. 1966; 73:357–63’den izinle al›nm›flt›r). Eksternal iliak arter fiekil 10-3. Uteri arterin eksternal iliak arterle çapraz yapt›¤› noktadaki renkli Doppler görüntüsü. Buras› dalga formu elde etmek için tercih edilen bir bölgedir. Bölüm 10 Uteroplasental Dolafl›m›n Doppler Velosimetrisi fiekil 10-4. Normal uterin arter ak›m h›z› dalga formu. Diyastol s›ras›ndaki yüksek h›zlara dikkat edin. Doppler ak›m h›z› dalga formlar›ndan yap›lan ölçümler örnekleme bölgesindeki kan ak›m›na karfl› direnç derecesini yans›tan aç›dan ba¤›ms›z Doppler indekslerinin hesaplanmas›n› sa¤lar: (1) sistol /diyastol oran› (S/D), (2) rezistans indeksi (RI) ve (3) pulsatilite indeksi (PI). Defektif trofoblast invazyonu ve uterin damarlar›n fizyolojik dönüflümündeki yetersizlik uterin arterlerde persistan çentik ve/veya uterin arter Doppler indekslerinde art›fla neden olmaktad›r. Vasküler direnç, sistolik ve diyastolik dalga formlar› karfl›laflt›r›larak hesaplanmaktad›r. Normalde, uterin vasküler yatak düflük dirençli devre gibidir ve kan ak›m› diyastol boyunca devam eder. Ancak, direnç artt›kça sistolik ak›ma göre diyastolik h›z azal›r. Anormal uterin arter Doppleri mutlak bir kesme de¤erin (örne¤in, rezistans indeksi>0.58), ya da belirli bir referans aral›¤›na ait persantilin üzerindeki ölçümlerin varl›¤› olarak tan›mlan›r. ROC e¤rileri kullan›larak yap›lan çal›flmalar, preeklampsi ve SGA geliflimini öngörmede PI >1.5,13 RI >0.6814 veya 90 persantilin15 üzerindeki de¤erlerin anlaml› oldu¤unu göstermifltir. fiekil 10-5. Transvaginal görüntüleme ile ilk trimesterde (11 hafta) elde edilen uterin arter ak›m h›z› dalga formu. Diyastolik çentik bu dalga formunun özelli¤idir. 225 Pulsatilite indeksi uterin arter Doppler dalga formu paternlerinin de¤erlendirilmesi için en yayg›n olarak kullan›lan endekstir.16 Genel olarak, arteriyel ve venöz Doppler ak›m h›z› dalga formlar› analizi için PI kullanman›n çeflitli yararlar› vard›r. PI ak›m h›z› dalga formunun fleklini formüldeki e¤rinin alt›ndaki bölgeyi de içerdi¤i için daha iyi tan›mlar. Örne¤in, uterin arter çentik varl›¤› ortalama h›z›n zaman içinde yans›mas›d›r ve buna göre, PI d›fl›ndaki S/D oran›, RI gibi indeksler taraf›ndan kaç›r›lm›fl olacakt›r. Buna ek olarak, S/D oran› ile yap›sal sorunlar vard›r. Bu D s›f›ra yaklaflt›kça oran›n da sonsuza yaklaflma e¤ilimidir. Böylece, düflük diyastol sonu h›zlarda, PI (S/D oran› yerine) kullan›l›r ve ölçümlerin hata marj›nda bir azalma olacakt›r. Uterin arter dalga formu elde edildikten sonra, ayn› zamanda sübjektif bir de¤erlendirme ilerleyen haftalarda preeklampsi geliflimi ile iliflkili olan erken diyastolik çentik varl›¤› bak›labilir.17-21 (fiekil 10-6). Erken diastolik çentik, erken diyastolik kan ak›m h›z›nda diyastolik tepe h›z›n›n alt›nda kalan kal›c› bir azalma olarak tan›mlan›r.16 Diyastolik çentik yüksek dirençli damarlar›n karakteristik özelli¤idir ve damarlar›n esnekli¤ini temsil etti¤i düflünülmektedir.22 Her ne kadar diastolik çentik subjektif de¤erlendirmesinde özellikle deneyimli operatörlerin19,23 gözlemciler aras› uyumunun iyi oldu¤unun gösterilmesine ra¤men özellikle uterin arter dalga fleklini objektif olarak de¤erlendirmek için yeni Doppler indeksleri ileri sürülmüfltür (fiekil 10-7).13,24,25 Bu endeksler tepe sistolik/ protodiastolik oran› (A/C)13,24,25 maksimum diastolik h›z› eksi protodiastolik/ maksimum diastolik h›z› (D–C/B) (fiekil 10-8 ve 10-9).13 Irion ve ark.25 A/C oran›n›n >2.5 oldu¤u durumlar›n çentik saptamada %88 duyarl›l›k ve %86 özgüllü¤e sahip oldu¤unu bildirdi. Bower ve ark.13 50 anormal uterin Doppler dalga formu üzerinden objektif ve subjektif de¤erlendirmeleri karfl›laflt›ran çal›flmalar›nda (D-C/B) oran› 0.15’den daha fazla oldu¤unda subjektif diastolik çentik tan›s›yla en yak›n uyuma ulaflt›¤›n› bildirmifllerdir. fiekil 10-6. Yirmi alt›nc› gebelik haftas›ndaki anormal uterin arter ak›m h›z› dalga formu. Dalga formu düflük diyastolik h›z, artm›fl rezistans indeksi, pulsatil indeksi ve sistol/diyastol oranlar› ve persistan diyastolik çentik (ok) ile karakterizedir. Bölüm 11 Fetal Dolafl›m›n Doppler ‹ncelenmesi 257 Bölüm 11 FETAL DOLAfiIMIN DOPPLER ‹NCELEMES‹ Francesca Gotsch ● ● Laura Cruciani ● Fabio Ghezzi Lami Yeo ● Roberto J. Romero ● Giovanna Ogge’ Çeviri: Dr. ‹smail Özdemir G‹R‹fi Bu bölüm, fetal dolaşımın Doppler incelemesine odaklanmaktadır. Bu kitabın diğer bölümleri ise uterin arterlerin Doppler velosimetrisi ile fetal ekokardiyografiye odaklanmaktadır. Randomize klinik çalışmalar, umbilikal arterlerin Doppler tetkiklerinin perinatal mortaliteyi azaltabileceğini ve bu nedenle, bu teknik artık araştırma aşamasında olarak düşünülmemektedir. Üstelik umbilikal arterin anormal bir Doppler velosimetrisinin saptanması, SGA’lı (gebelik yaşına göre küçük bebekler) fetüslerin “plasental hastalığı” (anormal bir umbilikal arter Doppler dalga formu olarak tanımlanır) bulunanlar ve küçük boyutlarının nedeni olabilecek diğer kondisyonlara sahip olanlar olarak sınıflandırılmasına olanak sağlamaktadır. SGA’lı fetüslerin bir bölümüne doğumda tanı konmakta ve sıklıkla herhangi bir umbilikal arter Doppler anormallikleri bulunmamaktadır, ancak serebral dolaşımda (anterior serebral arter ya da orta serebral arter) değişiklikler bulunabilir. Bu nedenle de uygulayıcıların, bu damarlardan örnekleme, yorumlama ve klinik önemlerine aşina olmaları gerekmektedir. Benzer şekilde venöz sistemin (duktus venozus, inferior vena kava (IVC) ve umbilikal ven) Doppler tetkikleri, kardiyak fonksiyon ve yaklaşan intrauterin ölüm için riski bulunan fetüsün saptanması konusunda bilgilendiricidir. Son olarak, orta serebral arterin pik sistolik hızının incelenmesi, fetal anemiyi değerlendirmede önemli hale gelmiştir. Böylelikle bu bölüm, ayrıntılı bir şekilde anatomi, fizyoloji, Doppler dalga formu morfolojisi, normal aralıklar ve klinik uygulamada anormal bir dalga formunun yorumlanmasını incelemektedir. UMB‹L‹KAL ARTER Umbilikal arter Doppler velosimetrisi (UADV), obstetrik uygulamada önemli bir klinik araç haline gelmiştir. UADV, plasentadaki kan akışına empedansı incelemektedir ve bu nedenle de plasental aşamaların bir testidir. Umbilikal damarların örneklenmesi kolaydır, çünkü uzun ve dalsız olup, amniyotik sıvı ile çevrelenmişlerdir. Umbilikal Arterlerin Anatomisi Umbilikal arterler, fetal mesanenin etrafında pelvik bir segment olarak iliak arterin dallarıdır (Şekil 11-1). Bundan son- ra, umbilikal kordonun bir parçası olmak üzere umbilikusa doğru gittiklerinden, umbilikal arterlerin fetal abdomen içinde yukarı doğru bir yörüngeleri vardır. Damarlar, plasenta insersiyonuna kadar umbilikal kordonda giderler. Umbilikal arterlerin, plasental insersiyonun yaklaşık 3 cm uzağında bulunan ve basınç eşitleyici bir sistem işini gören anastomozları, ultrasonla gösterilebilir ve buna “Hyrtl anastomozu” adı verilir.1,2 Umbilikal kordon 2 arterle 1 ven içerir. Arterler oksijensiz kanı fetüsten plasentaya taşır. Bu kan, villöz ağaçta oksijenle zenginleştirilir ve daha sonra umbilikal ven aracılığıyla fetüse geri döner. Bu nedenle umbilikal arterler PO2 ve pH’ı, umbilikal vendekinden daha düşük olan bir kan içerirler. Umbilikal Arterlerin Fizyolojisi Umbilikal dolaşım, düşük dirençli bir vasküler yataktır. Plasentaya kan akışı gebelik yaşı ile birlikte artar ve bu artış, plasentanın vasküler direncindeki bir azalma ile elde edilir. Umbilikal damarlar ve plasental damarlar innervasyondan yoksun olup, vazokonstriktörlere cevap vermezler. Örnekleme Teknikleri Doppler sinyalleri, görünen herhangi bir segmentten elde edilebilir: fetal mesanenin çevresinde, umbilikal kordonun abdominal insersiyonunda, serbest bir kıvrımda ya da umbilikal kordonun plasental insersiyonunda. Doppler indekslerinin sinyallerin alındığı yere bağlı olarak değiştiği üzerine bulgular vardır.3-6 Genel olarak Doppler indeksleri, umbilikal kordonun abdominal insersiyonunda, plasental innersiyondan daha yüksektir.5,6 Fazla fark olmamakla birlikte standart bir öneri, özellikle riski bulunan bir fetüste seri çalışmalar yapıldığında, örneklemek için aynı bölgenin kullanılmasıdır. Çoğu olguda, akizyon kolaylığı nedeniyle Doppler sinyalleri, umbilikal kordonun serbest bir kıvrımından alınır. Plasental insersiyon ile abdominal insersiyonun, yerleşim yerine bağlı dezavantajları vardır. Örneğin, posterior plasentalarda plasental insersiyon bölgesinden umbilikal kordonu örneklemek zor olacaktır. Benzer şekilde fetüsün pozisyonu abdomen girişinde umbilikal kordon, örneklem için uygun olma- 258 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ TEK UMB. ARTER fiekil 11-2. ‹ki damarl› kord. Bir umbilikal ven ve tek umbilikal arteri içeren umbilikal kordonun aksiyal kesiti. fiekil 11-1. Fetus mesanesini çevreleyen iki umbilikal arter. yabilir (fetüs yüz üstü pozisyonda iken). Tersine, umbilikal arterler mesanenin her iki yanında güvenilir bir şekilde saptanabilir ve örneklenebilir. Bu, tek umbilikal arterin dışlanmasına (Şekil 11-2) ve standardizasyona da imkân sağlar. Bununla birlikte bu işlem daha fazla beceri gerektirdiğinden, uygulamada serbest kıvrımın kullanılmasına devam edilmektedir. Pulse Doppler sistemini, örneklem hacmini 1 umbilikal arter ve 1 ven (Şekil 11-3A) içerecek şekilde yerleştirerek Doppler dalga formlarını elde ederiz. Ancak diyastol sonu akım hızı yokluğunda, ters akımın atlanmasından kaçınmak için yalnızca umbilikal arterden örneklemeyi tercih ederiz.7 Ayrıca damar duvarı tarafından oluşturulan düşük frekanslı sinyalleri elimine eden (yüksek frekanslar›n geçmesine izin veren sinyal filtresini) (high-pass filter) (wall thump filter) A B fiekil 11-3. Umbilikal arter dalga formlar›. A: Normal. B: Diyastol sonu ak›m yoklu¤u. C: Diyastol sonu ters ak›m. Bölüm 11 Fetal Dolafl›m›n Doppler ‹ncelenmesi 259 C fiekil 11-3. (Devam›) kaldırmak da önemlidir. İyi bilinen bir artefakt, yüksek geçirgen filtresinin açık olmasından dolayı zayıf diyastol sonu sinyali suprese eden diyastol sonu hızların artifisyal yokluğunun oluşumudur (Şekil 11-4A ve B). Elde edilecek dalga formları sayısının 3 ila 5 arasında olması önerilmektedir.8-10 Önemli bir konu, akışa karşı vasküler direncin doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için dalga formlarının düzenli olması gerektiğidir. İdeal olarak bu dalga formları, fetüs nefes alıp vermezken ve hareketsizken elde edilmelidir. Fetal soluma, dalga formunda değişikliğe neden olabilir (Şekil 11-5).10,11 Benzer şekilde irregüler fetal kalp atış hızı yapay Doppler sinyalleri üretebilir.11-17 Normal aralıkta olduğunda fetal kalp atış hızı için Doppler indekslerinin düzeltilmesi gerekmemektedir.14 Umbilikal arter akış hız dalga formu diurnal değişkenliğe bağlı olmadığı gibi18-21 maternal egzersizden de etkilenmez.22,23 Maternal supin pozisyonun anlamlı derecede yüksek sistolik/diyastolik (S/D) oranı ile ilişkili olduğu bildirilmiştir;24 ancak bu bulgu doğrulanmamıştır.18 Geçmişte Doppler sinyalleri bir alan ölçer (planimetre) kullanılarak ya da manuel olarak hesaplanmıştır. Bugün ise AutoTrace fonksiyonu, çeşitli dalga formlarına dayalı olarak hesaplamanın yapılmasına imkân sağlamaktadır. Benzer şekilde modern ekipmanlar S/D oranı, rezistans indeks (RI) ve pulsatilite indeksini (PI) vermektedir. Bu indeksler açıdan bağımsızdır. Artık klinisyenlerin çoğu dalga formlarını analiz etmek için PI’i kullanmaktadır. Hesaplanmasının kolay olu- A B fiekil 11-4. Umbilikal arter dalga formlar›. A: High-pass filter kapal›. B: High-pass filter aç›k. Bölüm 12 Obstetrikte Renkli Doppler Sonografi 309 Bölüm 12 OBSTETR‹KTE RENKL‹ DOPPLER SONOGRAF‹ Dario Paladini G Gabriella Sglavo G Paolo Volpe Çeviri: Dr. Özgür Deren, Dr. Mert Tur¤al Tan›mlar G‹R‹fi 1. Aliasing: ‘Nyquist limiti’ afl›ld›¤›nda bir Doppler sinyal örtüflmesi oluflur. Pals veya renkli Doppler sinyallerinden ikisi de bu ‘çevresi sar›lm›fl’ görünüm ak›m yönü ve bilgisinin görülmesinde belirsizli¤e neden olur. 2. ‹nsonasyon aç›s›: Ultrason ›fl›n›n›n yönü ile damar›n uzun ekseni aras›ndaki aç›d›r. Bu de¤er fetal pozisyon üzerine transduserin yerleflimine ba¤l›d›r. 3. B-flow: Damar içindeki k›rm›z› kan hücrelerinin hareketinin sinyal amplitütleri analiz edilerek tespit edildi¤i aç› ba¤›ms›z bir tekniktir. Bu teknik sadece hareketli kan ak›fl› izlendi¤i algoritma ç›karmay› kullan›r, ancak damar duvar› gibi hareketsiz yap›lar› göstermez. 4. RDUS/PDUS: Renkli Doppler ultrasonografi/Power Doppler ultrasonografi. 5. Glassbody rendering: Renkli veya pals Doppler ultrasonografi kullan›larak damarlar›n görüldü¤ü teknik, üç boyutlu hacmi verir. Bu vasküler yap›lar, çevreleyen anatomik yap›lar ile efl zamanl› görülürler ve gri-skala fleffaf üç boyutlu pikseller de¤iflerek yeniden infla edilir. 6. Nyquist s›n›r›: Belirlenmifl maksimum frekansl› data içeren bir ultrason sinyal örneklemesi için gereken oran için teorik limit. Tamamen ultrason sinyalini yeniden yap›land›rmak için verilen bir örnekleme oran› (PRF) ile kodlanabilen en yüksek frekans› belirtir. Ferekans örneklenen frekans›n yar›s›ndan daha büyükse Nyquist limiti afl›l›r. 7. Pals tekrarlama frekans› (PRF): Saniyede iletilen Doppler dalga say›s›d›r. PFR’ de oldu¤u gibi belirli bir transduser taraf›ndan ölçülebilen en büyük h›z prob ile damar aras›ndaki uzakl›¤a ba¤l›d›r. 8. Umbilikal sarmal indeksi (UCI): UCI, toplam komplet vasküler sarmal say›s›n›n umbilikal kord uzunlu¤una bölünmesi ile elde edilir. Hypercoiling UCI> 0.3 sarmal/cm olarak tan›mlan›rken, hypocoiling UCI< 0.1 sarmal/cm’dir. Ultrasonografik inceleme genellikle iki boyutlu (2D) gri-skala ultrasonografi ile gerçekleflir, ancak daha ileri çal›flmalar üç boyutlu (3D) ultrasonografi, renkli Doppler sonografi, pals Doppler sonografi, de¤iflken dalga Doppler sonografi, sürekli dalga Doppler sonografi, doku Doppler sonografi ve B-flow görüntülemeyi kapsayan genifl bir teknoloji dizisi günümüzde kullan›lmaktad›r. Bu tekniklerin ço¤u sadece tecrübeli operatörlerce uygulan›r, ama renkli Doppler (RDUS) ve power Doppler (PDUS), özellikle maternal obezite nedeniyle yetersiz akustik pencere olan olgularda, ultrasonografi tan›sal güvenirli¤i artt›rmak ve inceleme süresini k›saltmak için kullan›labilir. Son zamanlarda RDUS/PDUS, kalp ve çeflitli organlar›n vasküler mimarisini göstermek için 3D ve dört boyutlu (4D) teknikler ile birlikte de kullan›lmaktad›r. Bu bölümde, RDUS/PDUS kullan›m›n›n günlük pratikteki baz› yararl› araçlar› sonografistlere sa¤lanmas› gösterildi. Konjenital kalp hastal›klar›n›n ve vasküler anomalilerin prenatal tan›s› için 3D ve 4D RDUS/PDUS kullan›lmas› da tart›fl›ld›. RDUS/PDUS ileri prenatal tan›da afla¤›da listelendi¤i gibi çeflitli yollar ve farkl› amaçlarla kullan›labilir. 1. Normal/anormal fetal kardiyovasküler anatomiyi göstermek için: RDUS, fetal ekokardiyografide hem kardiyak fonksiyonlar›n de¤erlendirilmesi hem de ard›fl›k analiz için kullan›labilir. ‹kinci bir durumda, kapak yetmezli¤i ve darl›¤›n› göstermek veya komplet t›kan›kl›k olgular›nda retrograd kan ak›m›n›n tan›s› için kullan›l›r.1 Ard›fl›k analize göre RDUS/PDUS pulmoner ve sistemik venöz dönüfllerin ve normal/anormal ventriküloarterial ba¤lant›larun daha h›zl› tan›mlanmas›na izin verir. Galen veni anevrizmas› gibi fetal arteriovenöz malformasyonlar, ikizden ikize transfüzyon sendromu, TRAP (twin reversed arterial perfusion) sendromu ve sakrokoksigeal teratomun ileri incelemesi için RDUS gerekmektedir. 2. Non-vasküler fetal organlar›n dolafl›msal özelliklerinin tan›mlanmas›na yard›m için: RDUS özellikle küçük akustik pencere olgular›nda fetal organlar›n gri-skala tan›mlanmas›n› artt›rmak için de kullan›labilir. Örne- 310 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ ¤in, yumuflak dokular›n vizualizasyonu fliddetli obez hastalarda çok zor olabilir. Bu vakalarda RDUS baz› organlar›n varl›¤› veya yoklu¤unu kan›tlamak için damarlanmay› göstermek amac›yla kullan›labilir. Bu ilkenin yayg›n bir uygulamas› böbreklerin varl›¤›n› do¤rulamak için renal arterlerin izlendi¤inin gösterilmesidir. Bir baflka örnekte; fetal mesanenin varl›¤›n›n do¤rulanmas› için fetal pelviste her iki umbilikal arterin izlenmesidir. 3. Maternal ve fetal damarlar›n Pals Doppler örneklemesinde yol göstermek için: Özellikle uterin arter velositometrisinin de¤erlendirilmesinde gri-skala görüntüleme ile saptanamayan eksternel iliak arteri çaprazlayan uterin arterlerin gövdesinin belirlenmesi RDUS kullan›m›n› gerektirir.2 Ayn› flekilde orta serebral arterde optimal pik sistolik velosite ölçümü Willis halkas›na bitiflik olan damar segmentinin RDUS incelemesini gerektirir.3 4. Plasenta, umbilikal kord ve fetal adneksial anormalliklerden flüphelenilen nadir durumlar› de¤erlendirmek için: Plasenta akreata, vasa previa veya velamentöz kord insersiyonunu içerir.4,5 Ayr›ca RDUS/PDUS kord morfolojisini (tek umbilikal arter, coiling indeks vb.) de¤erlendirmeyi kolaylaflt›rmak içinde kullan›labilir. TEMEL FAKTÖRLER RDUS/PDUS s›kl›kla kesin tan›ya götüren eflsiz klinik bulgular sa¤layan önemli bir tekniktir. Bununla birlikte RDUS/PDUS’ den yararl› bilgilerin ç›kar›lmas› do¤ru ayarlara ba¤l›d›r. Asl›nda uygulamalar›n de¤iflik tipleri tamamen farkl› ve s›kl›kla karfl›t ayarlar› gerektirir. Temel faktörler ultrasonografik transduserin vasküler yap›lara uzakl›¤›, kan ak›m velosite ve pulsatilitesi ile incelenen anatomik bölgede hareketlerin ihtimalini içerir. Tüm bu de¤iflkenler maternal ve fetal damarlar›n RDUS/PDUS kullan›larak Doppler incelemesinde öncelikle dikkate al›nmal›d›r. ‹nceleyiciler Doppler fizi¤i ilkelerini ve kendi ultrasonografi sistemleri ile ilgili ayarlar› nas›l optimize edeceklerini pratik olarak anlamal›d›r. Bu bölümde, RDUS/PDUS hassasiyetini optimize etmeyi ve obstetrik araflt›rmalar›n belirli türlerinde kullan›lan anahtar ayarlar› k›saca gözden geçirece¤iz. 1. ‹nsonasyon aç›s›. Baflar›l› bir RDUS/PDUS incelemesi için anahtar, insone damardaki ak›fl ekseni ile ultrasonografi ›fl›n› aras›ndaki do¤ru bir uyumdur. Bu aç› 0 dereceye kadar mümkün oldu¤unca yak›n olmal›d›r; yaklafl›k 20 derecenin üzerinde mutlak kan ak›m› ölçülür ise örnekleme hatas› ve ak›fl de¤erlendirme giderek güvenilmez hale gelir. 2. Arteriyel kan ak›m›. Arteriyel kan ak›m› midgestasyonda ana arterlerde 40-80 cm/sn aras›nda de¤iflir ve pulsatil olarak tan›mlan›r. Doppler ayarlar›n› yaparken bu iki faktör göz önüne al›nmal›d›r. Özellikle arteriyel kan ak›m› için pals tekrarlama frekans› nispeten yüksek ve duvar filtresi orta düzeyde tutulmal›d›r. Prob iletim frekans›, daha derin incelemeler için düflük frekans ile belirli bir bölge üzerine hedeflenmelidir. Görüntü sabit- fiekil 12-1. Arteriyel kan ak›m› için Renkli Doppler ayarlar› (22 haftal›k fetus). A: ‹nterventriküler septumu geçen ‘kanama’n›n olmad›¤› tek renk griskala sinyalin önceli¤i ve yeterli renkli Doppler gain, nispeten yüksek pals tekrarlama frekans› (PRF) ile do¤ru ayar. B: Düflük PRF nedeniyle görünüflte türbülan kan ak›m› ve interventriküler septumu geçen ‘renkli dopler kanamas›’ ile yanl›fl ayar. (LV, sol ventrikül; RA sa¤ atrium). lenmesi, görüntünün optimal olmas› için genellikle pulsatil ak›m›n düflük-orta olarak ayarlanmas› ile oluflur (fiekil 12-1). Bu ayarlar›n benimsenmesinden sonra, fetal kalp ve periferik dolafl›m›n orta derecede iyi RDUS/PDUS görüntüleri elde edilebilir. ‹kincisi, kan ak›m h›z›n›n kalpten perifere do¤ru azald›¤› dikkate al›narak PRF biraz azalt›lmal›d›r. Son olarak öncelik (priority) ve ‘balans’, optimal renkli Doppler bilgisi bitiflik gri skala anatomiyi anlafl›lmas› güç olmayacak flekilde görüntülenmeyi sa¤lamak için ayarlanmal›d›r. 3. Venöz kan ak›m›. Venöz kan ak›m› arteriyel olandan daha az pulsatildir ve h›z 10-30 cm/sn aral›¤›nda görünür. Bu nedenle, Doppler ayarlar› düflük PRF ve düflük duvar filtresi fleklinde ayarlanmal›d›r. Öncelikli olarak, gri-skala görüntülemede vizüalize edilmesi tipik olarak güç olan intraparankimal pulmoner venler gibi küçük damarlar› görüntülemek için renkli Doppler sinyali uygulanmal›d›r (fiekil 12-2). fiekil 12-2. Venöz kan ak›mlar›n›n Renkli Doppler ayar› (22 haftal›k fetus). A: ‹leri derecede düflük boyutlar› nedeniyle gri-skalada mevcut damarlar›n görünmemesine ra¤men nispeten düflük Pals tekrarlama frekans› (PRF), gri-skala görüntü üzerinde renkli sinyal önceli¤i ve yeterli Doppler gain ile iki pulmoner venden (okucu) gelen sinyalin görünmesine izin veren do¤ru ayar. B: Renkli Doppler kayd› ve pulmoner venöz kan ak›m›n›n yüksek PRF blokaj› ile yanl›fl ayar. Sol atriuma aç›lan iki pulmoner venin girifli görülmektedir (okucu). (LV, sol ventrikül; RA, sa¤ atrium). Bölüm 12 Obstetrikte Renkli Doppler Sonografi 311 fiekil 12-3. Renkli Doppler sonografi ile santral kardiyak ak›mlar›n gösterilmesi (24. gebelik haftas›ndaki fetüs). A: Diastol s›ras›nda atriumdan ventriküle laminar kan ak›m›n›n görünümü. B: Kan›n sol ventrikül ç›k›fl› boyunca sol ventrikülden aortaya sistolik ejeksiyonu. Valvuler stenoz yoklu¤unda laminar kan ak›m› gözlenir. C: Kan›n sa¤ ventrikül ç›k›fl› boyunca sa¤ ventrikülden pulmoner trunka sistolik ejeksiyonu. Bu olguda da valvuler stenozun yoklu¤undaki laminar kan ak›m› gözlenmektedir. (Ao, ç›kan aorta; LV, sol ventrikül; RV, sa¤ ventrikül; Pa, pulmoner arter; RA, sa¤ atrium) 4. RDUS ve PDUS aras›ndaki farklar. RDUS ve PDUS aras›nda okuyucunun bilincinde olmas› gereken baz› temel farklar vard›r. Bu farklar de¤iflik amaçlar ve uygulamalar için iki Doppler metodundan birisinin tercihli kullan›m›n›n aç›klanmas›d›r. RDUS ve PDUS aras›ndaki ana teknik farklar velosite, yön ve kan ak›m türbülans› ile ilgilidir. RDUS özellikle yüksek h›zlarda aç›k renkli izlenen mavi ve k›rm›z› renkler ile damar içindeki ak›m yönünü göstermektedir. Baz› ultrasonografi sistemlerinde mevcut olan ak›m›n türbülans derecesi hakk›nda ek bilgi sa¤layan de¤iflik renkli haritalar›n özel türleri mevcuttur. Ayn› zamanda laminar ak›m ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda turbulan ak›m mavi ve k›rm›z› piksellerin kar›fl›m› olan mozaik ak›m olarak görülür. Aksine PDUS, RDUS’ye göre daha az aç› ba¤›ml›d›r ve küçük damarlar ile düflük ak›mlar› göstermede daha etki- lidir. PDUS’nin baz› daha yeni hibrid formlar› sadece düflük kan ak›m h›z›n›n saptanmas›nda de¤il ak›m›n yön bilgisi hakk›nda da nispeten geliflmifl hassasiyet sa¤lamaktad›r. Sonuç olarak, RDUS genellikle santral kardiyovasküler ba¤lant›lar› (fiekil 12-3) ve kapak yeterlili¤ini (fiekil 12-4) de¤erlendirmede kullan›l›rken PDUS ise venöz dönüfl, aortik ark dallanma paternleri ve periferik dolafl›m› (fiekil 12-5) de¤erlendirmede daha uygun flekilde kullan›l›r. 3D ve 4D ultrasonografi ile birlikte kullan›ld›¤›nda RDUS/ PDUS için kullan›lan terminoloji ile ilgili son bir not: Literatürde birkaç tan›m kullan›lmaktad›r, ancak bu bölümde sadece basit ‘glassbody’ mod, yumuflak doku ve damarlardaki ayn› hacim verilerini efl zamanl› tan›mlamak için kullan›lacakt›r. Bu modalite kardiyovasküler yap›lar›, bu ba¤lam- fiekil 12-4. Fetal ekokardiyografide kapak stenoz veya yetmezli¤ininin gösterilmesi için renkli Doppler görüntüleme kullan›l›r. A: 4 oda görününmünde intakt ventriküler septum olan pulmoner atrezi ile birliktelik gösteren displastik triküspit kapa¤›n fliddetli yetmezlik görüntüsü. B: Sa¤ ç›k›fl yolunda 3 boyutlu teknik ile pulmoner kapak anulusundan hemen sonra bafllayan aliasing ve türbülans›n hafif kapak stenozuda gösterimi (ok). (LA, sol atrium; Pa, pulmoner arter; RV, sa¤ ventrikül). Bölüm 13 Ço¤ul Gebelikte Sonografi 337 Bölüm 13 ÇO⁄UL GEBEL‹KTE SONOGRAF‹ Alexandra Matias ● Philippe Jeanty ● Eugene C. Toy Çeviri: Dr. Murat Yayla, Dr. Rahime Nida Ergin Tan›mlar 1. Monozigot ikizler: fertilizasyon günü ile sonras›ndaki 14.gün aras›nda ayn› zigottan bölünerek oluflan 2 fetuslu gebelik. Fenotip ve genotip farkl›l›klar› olabilir ve dikoryonik ya da monokroyonik plasenta yap›s›na sahip olabilirler. 2. Dizigot ikizler: ayn› siklusta oluflan 2 oositin fertilizasyonu ile 2 farkl› zigottan geliflen 2 fetuslu gebelik. Daima dikoryonik plasenta yap›s›na sahiptirler. 3. Koryonisite: ço¤ul gebelikte koryon say›s› ile tan›mlanan plasenta yap›s› 4. Lambda iflareti: dikoryonik ikiz gebelikte 2 amniyon tabakas› ve 2 koryon tabakas›n›n yan yana gelmesinden kaynaklanan sonografik bulgu. re 5-10 kat daha fazlad›r (fiekil 13-2A ve B). Monokoryonik ikizlerin perinatal mortalitesi 26/100’dür ve bu oran dikoryonik (DK) gebeliklere (9/100) göre 3 ile 5 kat daha fazlad›r. Yirmi dört hafta öncesinde perinatal kay›p oran› DK gebeliklerdeki %1.8’e karfl›n monokoryoniklerde %12.2’dir.6 Ço¤ul gebeliklerin ve iliflkili komplikasyonlar›n›n erken tan›s›ndaki amaç perinatal mortalite ve morbiditenin azalt›lmas›d›r. Sonografi fetus say›s›n›n, amniyositenin, koryonisitenin, plasenta yerlefliminin, fetal prezantasyonun tayinine ve büyüme uyumsuzlu¤u, anormal vasküler anastomozlar, amniyotik s›v› hacim dengesizli¤i, fetal malformasyonlar ve kordon dolanmas› gibi komplikasyonlar›n saptanmas›na yard›mc› olur. Bu bölümde, ultrasonografik incelemenin farkl› yönlerini, en s›k görülen komplikasyonlar› ve ço¤ul gebeliklerin takibinde invaziv ifllemlerin rolünü tart›flaca¤›z. G‹R‹fi EMBR‹YOLOJ‹ Ço¤ul gebelikler tüm gebeliklerin yaklafl›k %1.2’sini kapsamaktad›r. ‹kiz do¤um prevalans›ndaki 15 kata kadar de¤iflebilen genifl bölgesel ve ›rksal farkl›l›klar uzun y›llard›r bilinmektedir (fiekil 13-1). Çevresel ve beslenme faktörleri, mevsimsellik ve ailesel kümelenme önemli ölçüde ikiz oluflma oran›n› etkilemektedir. Bat› ülkelerinde ço¤ul gebeliklerin yaklafl›k %30’u iyatrojeniktir (hipotetik 10.000 yenido¤an popülasyonunda 84 tanesi spontan ikiz olup 36 tanesi yard›mc› üreme kaynakl›d›r), ki bunlardan 27 ikiz spontan monozigot ve 2 tanesi iyatrojenik olacakt›r.1 Artan ovülasyon indüksiyonu ve yard›mc› üreme tekniklerinin (YÜT) kullan›m›, gebe kad›nlar›n üreme yafl›ndaki gecikme ile birilikte ço¤ul gebeliklerde art›fla neden olmufltur.1-3 Bu iyatrojenik gebelikler sadece dizigot ikiz (DZ) oran›nda de¤il ayn› zamanda monozigot ikiz (MZ) oran›nda da art›fla neden olmufltur.2,3 ‹yatrojenik gebeliklerde oran de¤iflmifltir ve MZ ikiz gebelikler daha s›k görülmektedir (6 kat art›fl).2-5 Ço¤ul gebelikler ile ilgili artan endifle, tekil gebeliklere göre daha yüksek mortalite ve olumsuz perinatal sonuç insidans›nda art›fl,6 yap›sal defekt riskinin iki kat›na ç›kmas›7,8 ve kromozomal anomali riskinin daha yüksek olmas›ndan9 kaynaklanmaktad›r. Ço¤ul gebelikler popülasyonun %1.2’sini temsil etmesine ra¤men, toplam perinatal mortalitenin %10-14’ünden sorumludur ki bu oran tekillere gö- Tipik insan siklusu sadece bir yumurta üretir. Bu nedenle, spontan gebeliklerin yaklafl›k %99’unda bir benzersiz fetus bir tek zigottan geliflir. Spontan gebeliklerin %0.8’inde var olan bir üreme varyant›n›n sonucu olarak bir siklusta birden daha fazla oosit üretilir ve bunlar döllenerek çok zigotlu ço¤ul gebelik oluflur. Bu tip ikiz geliflimi genetik olarak farkl› bireylerin oluflmas›na neden olur (polizigot, özdefl olmayan ya da kardefl ikiz olarak tan›mlan›r) ve kal›tsal e¤ilim gösterir. Genel popülasyona göre 3 kat daha yüksek tekrarlama riskine sahiptir. Her zigot kendi fetus-plasenta-amniyon kompartman›n› oluflturur ve aralar›nda vasküler ba¤lant› hiç yoktur (veya çok nadirdir). Spontan gebeliklerin di¤er %0.4’ünde üreme anomalisinin bir sonucu olarak normalde sadece bir embriyo oluflturmas› gereken tek bir yumurta MZ ço¤ullar› oluflturmak üzere bölünür. MZ ikiz geliflimi birden fazla bireyin bir tek zigottan olufltu¤u bir üreme fleklidir. Bir zigotun bölünmesi neden olmaktad›r? Günümüzde, zigot bölünmesinin mekanizmas›n› aç›klayan dört teori mevcuttur: itme hipotezi, yard›mc› bask›n eksenlerin varl›¤›, erken embriyoda bask›lanm›fl kalsiyum seviyeleri ve zona pellusida içindeki aç›kl›ktan blastomer herniasyonu. Ancak, bu teorilerin hepsi MZ üçüz ve dördüzlerin kökenini izah etmek 338 K›s›m 1 GENEL OBSTETR‹K SONOGRAF‹ cil bölünmeler ile oluflan çeflitli kombinasyonlara u¤rayabilme kapasitesine sahiptir (fiekil 13–3). Bu sonuncu teori MZ üçüz ve dördüzleri, “ayna-görüntüsü” karakteristiklerini ve yine MZ ikizlerindeki baz› orta hat asimetrilerini aç›klayabilmektedir. BÖLÜNME ZAMANLAMASI fiekil 13-1. Farkl› toplumlarda DZ ikizlerin insidans› de¤iflkenlik göstermektedir. Soldan sa¤a do¤ru: Japonya, Avrupa-Amerikan toplumu, AfrikaAmerikan toplumu ve Nijerya. için inand›r›c› derecede aç›k de¤ildir ve YÜT tekniklerine ba¤l› yüksek MZ ikiz oran›n› ayd›nlatmamaktad›r. Çok daha yak›n bir zamana ait bir hipoteze göre, t›pk› 9 bantl› armadillo’da oldu¤u gibi, bölünmeye-meyilli döllenmifl insan oositleri 1 ya da 2 ard›fl›k ikili bölünmeye10 ya da takip eden ikin- MZ ikiz oluflma süreçlerinin zamanlamas›, plasenta tipi, k›z MZ ikizlerde X kromozom inaktivasyonu, serebral hemisferlerde asimetrik dil fonksiyonu ve asimetrik dermatogliflerden anlafl›labilir. Dizigot (kardefl ya da özdefl olmayan) ikizler 2 yumurtan›n farkl› spermatozoidler ile fertilizasyonundan oluflur ki neticede farkl› genetik içeri¤e sahiptirler. Yumurta implantasyonundan önce trofoblast oluflumunun görüldü¤ü bu fertilizasyon sürecinden kaynaklanan plasenta tipinde 2 koryon 2 amniyon kesesi bulunur ve dikoryonik diamniyotik gebelik olarak tan›mlan›r. Bu nedenle, DZ ikizlerinde her zaman dikoryonik plasenta bulunur. Monozigot ikizler tüm ikiz gebeliklerin üçte birini oluflturur. Bu özdefl ya da tek yumurta ikizleri (bir oosit ile bir tek spermatozoidin fertilizasyonundan köken alan) tek bir yumurtan›n erken dönemde, (heterokaryotip monozigotlar hariç) ayn› genotipi içeren az çok birbirine yak›n 2 hücre kümesine bölünmesinden kaynaklan›r. Bu bölünme fertilizasyon ile gastrülasyon dönemi aras›nda olur (fiekil 13–4). Bireysel farkl›l›klar zigot sonras› mutasyonlara ve mitokondri DNA’s›n›n rasgele bölünmesinden kaynaklanmaktad›r. Bu ikizlere özgü plasenta oluflum süreci bölünmenin gerçekleflti¤i zamana ba¤l› olan daha karmafl›k bir süreçtir. Çok daha az s›kl›kla, MZ ve DZ ikiz oluflumu 3 ya da daha fazla embriyolu gebeliklerde efl zamanl› olabilir (fiekil 13-5). MZ dördüz Tekiller ‹kizler MZ ikiz Genel mortalite Ölü do¤umlar MZ ikiz MZ ikiz Kaybolan ikiz Kaybolan ikiz Monokoryonik Dikoryonik Neonatal ölümler fiekil 13-2. A: ‹kizlerdeki afl›r› yüksek mortalite önemli oranda monokoryonik ikizlere ba¤l›d›r. B: Tekiller ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, ikizlerin mortalitesi 4 ile 11 kat yüksektir, ölü do¤umlar 3 ile 13 kat yüksektir ve neonatal ölüm 6 ile 7 kat daha yüksektir. fiekil 13-3. Monozigot bölünmeyi aç›klayan ikili bölünme teorisi. (O. Blickstein’›n katk›s› ile. Blickstein I, Keith LG. On the possible cause of monozygotic twinning: lessons from the 9-banded armadillo and from assisted reproduction. Twin Res Hum Genet 2007;10(2):394-9.) Bölüm 13 Ço¤ul Gebelikte Sonografi 339 < 4 gün 4-8 gün 8-16 gün fiekil 13-5. Trikoryonik diamniyotik üçüz gebeli¤e ait üç-boyutlu tarama (K. Baba ve A. Kurjak’›n katk›s› ile). > 13 gün fiekil 13-4. Erken embriyolojik hayattaki farkl› evrelerde ikiz gelifliminin sonucunu gösteren flematik çizim. (Üstte) ‹ç hücre kümesinin ve herhangi bir farkl›laflman›n oluflmas›ndan önceki bir bölünme, 2 ayr› koryon, amniyon ve plasental› 2 embriyo meydana getirecektir. (Ortada) ‹ç hücre kümesinin geliflmesinden sonra erken blastokist evresinde ikiz oluflumu 1 plasenta ve 1 koryonlu ancak 2 farkl› amniyonlu 2 embriyo geliflmesine neden olur. (Altta) Embriyonik disk olufltuktan sonra ayr›lma gerçekleflirse, amniyonun çoktan geliflmifl olmas› nedeni ile monoamniyotik monokoryonik gebelik oluflur. Bu evrede veya daha sonras›nda tam olmayan bölünme yap›fl›k ikiz geliflimine neden olacakt›r. Do¤al geliflen MZ ikizlerin yaklafl›k üçte birinde, bölünme gebelik oluflmas›ndan sonraki ilk 72 saat içerisinde (2-8 hücre aras›ndaki evrelerde) olur ve dikoryonik diamniyotik gebelik oluflur (fiekil 13-6). Her ikizin hücre kitleleri içerisinde trofoblastik ve somatik kök hücreler bulunur. Bu nedenle, konsepsiyon sonras› yaklafl›k 3. günündeki kavitasyon gösteren blastokist evresinde, somatik ve trofoblastik hücrelerin s›ras›yla iç ve d›fl hücre kümeleri fleklinde farkl›laflmas› ve fiziksel ayr›m›ndan önce ikiz oluflumu gerçekleflmifl olmal›d›r. Dikoryonik diamniyotik plasentalar yaklafl›k 8 blastomerin bölünmesinden oluflur. Monozigot ‹kizler Asimetrik Simetrik Ayr› Yap›fl›k (D›fl) Akardiyak (TRAP) (Birleflik) EktoHeteroparazit fiekil 13-6. Simetrilerine göre veya simetri içermemelerine göre monozigot ikizlerin bir s›n›flamas›. (‹ç) Fetus içinde fetus 375 KISIM 2 FETUSTAK‹ ANORMALL‹KLER VE BOZUKLUKLAR 376 K›s›m 2 FETUSTAK‹ ANORMALL‹KLER VE BOZUKLUKLAR Bölüm 14 FETUSUN ANOMAL‹LER‹: GENEL BAKIfi Lami Yeo ● Roberto J. Romero ● Sun Kwon Kim ● Luís F. Gonçalves Çeviri: Dr. ‹brahim Kalelio¤lu, Dr. Ayfle Filiz Gökmen Tan›mlar 1. Asosiyasyon: Bir politopik alan defekti, bir sendrom ya da bir sekans› temsil etmedi¤i bilinen iki veya daha fazla kiflide bulunan rastlant›sal olmayan multipl anomali. 2. Deformasyon: Disrüptif olmayan mekanik kuvvetlerin neden oldu¤u vücudun anormal form, flekil veya pozisyonu. 3. Disrüpsiyon: Normal geliflimsel süreçte meydana gelen aksakl›klar veya geliflimin engellenmesiyle ortaya ç›kan bir organ›n, organ parças›n›n veya vücudun daha genifl bir k›sm›n›n morfolojik bozuklu¤u. 4. Displazi: Hücrelerin doku(lar)da anormal organizasyonu ve bunun morfolojik sonuçlar›. 5. Malformasyon: ‹ntrinsik anormal geliflimsel sürecin yol açt›¤›; bir organ›n, organ parças›n›n veya vücudun daha genifl bir k›sm›n›n morfolojik bozuklu¤u. 6. Sekans: Daha önceden bilinen veya olas› bir anomalinin veya mekanik faktörün yol açt›¤› multipl anomaliler paterni. 7. Sendrom: Tek bafl›na bir sekans›n veya politopik alan defektinden kaynaklanmad›¤› bilinen birbiriyle patojenik olarak iliflkili olan anomaliler paterni. G‹R‹fi Anatomik konjenital anomalilerin tespiti prenatal tan›n›n hedeflerindendir.1 Fetusunda konjenital anomali olan hastan›n fetusunun tan›s›n›n koyulmas› ve yönetimi için multidisipliner alanlarda bilgi gerekir; embriyoloji, anatomi, genetik, obstetri, pediatrik cerrahi, teratoloji ve diyagnostik görüntüleme. Bu bölümün amac› okuyucuya konjenital anomalileri tan›tmak ve gros konjenital anomalilerin tan›m›, yaratabilece¤i problemlerin önemi ve patogenetik mekanizmas›na genel bak›fl kazand›rmakt›r. Ultrasonla prenatal tan›n›n ilkeleri, ultrasonun konjenital anomalilerin tan›nmas›nda tarama testi olarak kullan›lmas› ve konjenital anomali saptand›¤›nda yönetim seçenekleri de ayr›ca tart›fl›lacakt›r. TEMEL KAVRAMLAR Konjenital anomali bir organ›n veya sistemin normal anatomik yap›s›ndan sapmay› içerir. Anomaliler ya intrinsik olarak anormal bir primordiyumdan kaynaklan›r veya normal bir primordiumun geliflim s›ras›nda eksternal faktörler taraf›nda etkilenmesiyle oluflur.2-4 Prenatal geliflime dair duyulan gittikçe artan ilgi ve morfogenezde meydana gelen aksakl›klara at›fta bulunmak için ortak bir terminoloji gereklili¤i uluslararas› bir çal›flma grubunun anatomik konjenital anomalilerin s›n›fland›r›lmas›nda faydal› olabilecek terimler kümesi önermesine yol açt›. Biçim ve form aç›s›nda ayr› de¤ifliklikler böylece malformasyon, deformasyon, disrüpsiyon olarak s›n›fland›r›labiliyor.Fakat her anomalinin her zaman spesifik bir s›n›fa dahil edilemeyece¤i vurgulanmal›d›r. Malformasyonlar,deformasyonlar ve disrüpsiyonlar asl›nda örtüflebilirler (bkz: Sekanlar ile ilgili bölüm) Malformasyon Malformasyon intrinsik anormal geliflimsel sürecin yol açt›¤›; bir organ›n, organ parças›n›n veya vücudun daha genifl bir k›sm›n›n morfolojik bozuklukdur. “‹ntrinsik anormal geliflim süreci” terimi bir organ›n primordiumunda bir anomaliye iflaret eder. Bu anomali geliflimin erken evrelerinde tan›nmayabilir. Bunun tipik örne¤i embryonik dönemde normal olarak gözlenen bir ekstremite tomurcu¤unun sonradan ekstra bir parmak kazanmas›d›r. Malformasyonlar›n primordiumun geliflimsel duraklamas› (inkomplet morfogenez), gereksiz morfogenez veya aberant morfogenez kaynakl› oldu¤u kabul edilebilir. (fiekil 14-1). Bu malformasyonlar›n örnekleri Tablo 14-1’de verilmifltir. Malformasyonlar genelde embryonik dönemde ortaya ç›ksa da5 baz›lar› geliflimin erken evrelerinde de ortaya ç›kabilir. Genel prensip olarak malformasyon ne kadar erken bafllam›flsa ortaya ça›kacak olan anomali o kadar kompleks olacakt›r. Deformasyon Deformasyon disrüptif olmayan mekanik kuvvetlerin neden oldu¤u vücudun anormal form, flekil veya pozisyonunu iflaret eder. Organ›n primordiumu normaldir fakat geliflimi fetusa intrinsik veya ekstrinsik olan mekanik güçler taraf›ndan etkilenmektedir. Örne¤in club-foot deformitesi (fiekil 14-2) oligohidramniyosa ba¤l› intrauterin bask›(eksternal faktör) Bölüm 14 Fetusun Anomalileri: Genel Bak›fl 377 fiekil 14-2. Three-dimensional image of club foot, an example of deformation. fiekil 14-1. ‹nkomplet Morfogeneze ba¤l› bir malformasyon örne¤i. Bu ayakta 4 parmak izleniyor. veya spina bifidayla iliflkili nöral tüp defektinin (intrinsik faktör) yol açt›¤› hareket k›s›tl›l›¤›n›n sonucu olabilir. Tablo 142 deformasyonlara yol açan genel faktörleri göstermektedir. Deformasyonlar›n patogenezini 4 ana faktör etkilemektedir: bas›nç, fetus plastisitesi, fetusun hareketlili¤i ve fetun geliflim h›z›. Deformasyonlar gestasyonun geç evresinde oluflma e¤limindedirler çünkü bu dönemde k›s›tl› bir intrauterin ortamda fetusun h›zl› büyümesi söz konusudur. Deformasyona yol açan mekanik faktörün ortadan kald›r›lmas›yla anomalinin normalleflmesi veya iyileflmesiyle olur. Deformasyonlar›n %90’unda do¤um sonras› spontan rezolüsyon görülür.12 TabTablo 14-1 lo 14-3 malformasyonlar ve deformasyonlar› karfl›laflt›rmaktad›r. Bu nedenle genelde malformasyon terimi organogenez döneminde oluflan defektleri, deformasyon terimi ise embryonik dönemden sonra ortaya ç›kan defektleri ifade eder. Disrüpsiyon Disrüpsiyon normal geliflimsel süreçte meydana gelen aksakl›klar veya geliflimin engellenmesiyle ortaya ç›kan bir organ›n, organ parças›n›n veya vücudun daha genifl bir k›sm›n›n morfolojik bozuklu¤udur. Bunun tipik örne¤i amniotik band sendromu ile iliflkili dijital amputasyondur (fiekil 14-3) (1315). Disrüpsiyonlar sporadik olaylard›r. MALFORMASYONLARA YOL AÇAN ANORMAL MORFOGENEZ TÜRLER‹ Anormal Morfogenez Tipleri Malformasyon Örnekleri Göreceli S›kl›k ‹nkomplet Morfogenez Geliflme eksikli¤i Hipoplazi ‹nkomplet kapanma ‹nkomplet ayr›flma ‹nkomplet septasyon ‹nkomplet migrasyon ‹nkomplet rotasyon Embryolojik formun inkomplet rezolüsyonu Embryolojik formun persistans› Nostril yoklu¤u, renal agenezi Mikrosefali, mikrognati Yar›k damak, iris kolobomu Sindaktili Ventiküler septal defekt Kloaka ekstrofisi Barsak malrotasyonu Meckel divertikülü, koanal atrezi Düflük kulak, inmemifl testis Gereksiz Morfogenez Polidaktili, ekstra kulak memesi Nadir Aberant Morfogenez Mediyastinal tiroid bezi, paratestiküler dalak Ender S›k Kaynak: Cohen MM.The Child with Multiple Birth Defects. New York : Raven Press;1982:2 izniyle yay›nlanm›flt›r K›s›m 2 FETUSTAK‹ ANORMALL‹KLER VE BOZUKLUKLAR 378 Tablo 14-2 DEFORMASYONLARIN NEDENLER‹ Tablo 14-3 Ekstrinsik Anneye ait K›sa anne boyu Dar anne pelvisi Uterus malformasyonu (örn: bikornuat uterus) Uterus leimyomu Fetusa ait Bafl›n erken pelvik angajman› Pozisyon anomalisi Oligohidramniyos ‹ri fetus Ço¤ul gebelik ‹ntrinsik Malformasyona Ba¤l› CSantral sinir sistemi malformasyonu (örn: spina bifida) Üriner sistem malformasyonu ( örn: bilateral renal agenezi veya bilateral polikistik böbreklerin yol açt›¤› oligohidramniyos ve sonuçlar›) Fonksiyonel Nöromusküler hastal›klara ba¤l› konjenital hipotoni ( örn: artrogripozis) Kaynak: DCohen MM.The Child with Multiple Birth Defects. New York : Raven Press;1982:2, Smith DW. In: Schaffer AJ, Markowitz M,eds. Major Problems in Clinical Pediatrics, vol 21. Philadelphia: WB Saunders 1981:101 izniyle yay›nlanm›flt›r Displazi Dismorfoljistler taraf›ndan s›kça kullan›lan baflka bir kavram ise “displazi”dir. Hücrelerin doku(lar)da anormal organizasyonu ve bunun morfolojik sonuçlar›n› ifade etmek için kullan›lan bir terimdir. Dismorfolojideki kullan›m› daha yayg›nd›r ve herhangi bir doku düzensizli¤ini kasteder. Osteogenezis imperfekta primer olarak kollajenin etkilendi¤i bir disolazidir. Bu durumda etkilenen kolajen tipini anlaml› miktarlarda içeren dokular etkilenmektedir. fiekil 14-3. Bir disrüpsiyon örne¤i. Amniyotik bant sendromu olan bir çocukta parmaklar›n ampütasyonu MALFORMASYON VE DEFORMASYONLARIN KARfiILAfiTIRILMASI Malformasyon Deformasyon Oluflma zaman› Embryonik dönem Fetal dönem Etkilenme düzeyi Organ Bölge 20. gebelik haftas›ndan önce insidans› %5 (tahmini) %0.1 28. gebelik haftas›ndan sonra insidans› %3.7 %2 Perinatal mortalite + %(41) – (%6) Spontan düzelme — + Düzelme — + Kaynak: Cohen MM.The Child with Multiple Birth Defects. New York : Raven Press;1982:2. Dunn PM: Congenital postural deformities:perinatal associations, Proc R Soc Med. 1972;65:735 izniyle yay›nlanm›flt›r Multipl Anomalileri Olan Fetus Bir Fetusta multip konjenital anomaliler olabilir. Bu tesadüfi olabilir veya patogenetik olarak ba¤›nt›l› bir olayla iliflkili olabilir. Eflzamanl› mevcut olan anomalileri tarif etmek için bir terimler kümesi oluflturulmufltur: politopik geliflimsel alan defekti, sekans, sendrom ve assosiyasyon. Politopik Alan Defekti Politopik alan defekti tek bir geliflim alan›n›n bozulmas›ndan kaynaklanan bir anomali grubudur. Geliflimsel alan embriyonik etkileflimlere tek bir birim olarak yan›t verdi¤i embriyonun bir alan veya bölgesidir çok say›da ve kompleks anatomik yap›y› oluflturur. Opitz geliflimsel alan kavram›n›n anlam ve yorumlar›n› ayr›nt›l› olarak ele alm›flt›r.4,16-19 Embriyo belirli bir zamana kadar omnipotenttir (primer alan). Sonras›nda ise farkl› otonom geliflimsel alanlarda daha ileri farkl›laflma ve organizasyon (sekonder alan) izlenir. Geliflimsel alanda meydana gelen bozukluklar genelde çok say›da birbirine komflu olan(monotopik alan defekti) veya çok say›da birbirinden uzak lokalizasyonlarda anomalilere neden olabilirler(politopik alan defekti). Monotopik alan defektine bir örnek santral sinir sistemiyle efl zamanl› olarak yüz anomalilerinin de tespit edildi¤i holoprosansefalidir (fiekil 14.4 ve 14.5). Akrorenal alandaki anomaliler ise politopik alan defektleri için bir örnektir. Embriyogenez s›ras›nda mezonefroz ve ekstremite tomurcuklar› aras›ndaki iliflki aç›klanarak böbrek ve ekstremitelerin beraber etkilendi¤i en az 24 genetik durum tan›mlanm›flt›r. Bu kavram böbrek ve ekstremitelerin erken dönemde biribirleriyle komflulu¤u ve mezonefrozun ekstremite tomurcu¤u k›k›rda¤›n›n proliferasyonu ve diferansiyasyonu üzerindeki indükleyici etkisinin deneysel çal›flmalarla gösterilmesiyle desteklenmifltir. ‹nsan embriyosunun geliflimsel alanlar›n›n tüm haritas› mevcut de¤ildir fakat insanlarda görülen bütün malformasyonlar› s›n›fland›rarak ve Bölüm 15 Merkezi Sinir Sistemi Anomalilerinin Prenatal Tan›s› 413 Bölüm 15 MERKEZ‹ S‹N‹R S‹STEM‹ ANOMAL‹LER‹N‹N PRENATAL TANISI Gianluigi Pilu Çeviri: Dr. Selim Büyükkurt Tan›mlar 1. Arnold-Chiari ya da Chiari tip II malformasyonu*: Aç›k spina bifida spektrumu içinde yer alan kranium ve beyincik anomalileri 2. Kapal› spina bifida: Omurgan›n arka k›sm›ndaki elemanlar›n›n, üzeri cilt ile kapl› aç›kl›¤›d›r. Buna ço¤unlukla ciltalt›ndaki kistik bir lezyon da efllik eder. 3. Dandy-Walker süreklili¤i: Arka boflluktaki anomaliler spektrumudur. Tümünde arka bofllukta s›v› art›fl› ve/veya yerleflimi ya da flekli anormal vermis vard›r. 4. Holoprozensefali: Beyin yar›kürelerinin tam olmayan ayr›flmas›n› içeren bir beyin anomalisi spektrumudur. 5. Aç›k spina bifida: Omurgan›n arka k›sm›ndaki elemanlar›n yoklu¤una ba¤l› olarak nöral kanal içeri¤inin d›flar›da olmas›d›r. Ço¤u kez dismorfik nöral kanal ve meninkslerden oluflan bir kistik lezyon da arkada izlenmektedir (meningomyelosel). 6. Ventrikülomegali: Yan ventriküllerin genifllemesidir. Genellikle atriumun iç çap›n›n 10 mm’den fazla olmas› olarak tan›mlan›r. G‹R‹fi Merkezi sinir sistemi (MSS) malformasyonlar›, en s›k görülen konjenital anomalilerden biridir. Nöral tüp defektleri (NTD) ise do¤umda en s›k görülen MSS malformasyonudur ve 1000 do¤umda 1–2 olguya rastlan›r. Nöral tüpün sa¤lam oldu¤u hastalardaki kafa içi anomalilerin insidans› ise belli de¤ildir. Bunun nedeniyse ço¤unun do¤umda tan›s›n›n konulamay›p, hayat›n ilerleyen dönemlerinde belirgin hale gelmesidir. Uzun dönemli takibin yap›ld›¤› çal›flmalara göre insidans›n 100 do¤umda 1 kadar yüksek olabilece¤i düflünülmektedir.1 MSS, belki de, fetusun ultrasonografiyle incelemeye al›nd›¤› ilk önemli organ sistemidir. O zamanlardan beri fetusun nöral aks›n›n incelenmesi, do¤um öncesi sonografinin ana konular›ndan biri olmufltur. Bu yo¤un ilgi için pek çok neden bulunmaktad›r. MSS anomalileri hem s›kt›r, hem de sonuçlar› ço¤u kez a¤›rd›r. Ço¤u olguda genetik alt yap›ya dayan›r. Buna ba¤l› olarak da risk alt›ndaki çok say›daki çiftin do¤um öncesi tan› talebi bulunmaktad›r. Modern, yüksek çözünür- lüklü ultrasonografi cihazlar› ise fetusun nöral aks›n›n gelifliminin çok erken aflamalar›ndan itibaren normal ve anormal yap›lar›n saptanmas› konusunda tek bafl›na önemli rol üstlenmektedir. Yine de seçilmifl anomalilerin tan›s›, ço¤u olguda, zordur. Son y›llarda fetal magnetik rezonans görüntüleme (MRG) seçilmifl olgularda önemli bilgilerin elde edilebilece¤i umut verici, yeni bir teknik olarak belirmifltir.2,3 Ancak bunun ultrasonografiye olan üstünlü¤ü halen tam olarak tan›mlanamam›flt›r.4,5 Bu bölümde fetusun beyninin sonografik incelemesi ve MSS anomalilerinin tan›nmas› ele al›nm›flt›r. FETUSUN MERKEZ‹ S‹N‹R S‹STEM‹N‹N NORMAL SONOGRAF‹K ANATOM‹S‹ Yüksek frekansl› ve yüksek çözünürlüklü transvajinal problar, geliflmekte olan beyin hakk›nda ince detaylar sunmaktad›r (fiekil 15–1). Son adet tarihine göre 7. haftadan itibaren birincil beyin kesecikleri transvajinal sonografide içi s›v› dolu yap›lar olarak görüntülenmeye bafllan›r. 11. haftadan itibarense genifl ventriküllerin içini dolduran, parlak ve ekojenik koroid pleksuslar, kafa içindeki en belirgin yap›lar olarak dikkati çekerler. ‹kinci üçayda büyük ölçüde geliflmifl olan serebral yap›lar›n detayl› bir flekilde sonografik incelemesiyle birçok anomalinin tan›s› mümkündür. Ancak, yap›lacak bir obstetrik sonografinin sonuçlar› esas olarak incelemeyi yapan›n bilgisine ve ay›rd›¤› zamana ba¤l›d›r. Fetusun beynini incelerken temel muayeneyle (standart tarama ya da 1. düzey olarak adland›r›l›r) nörosonogram› (2. düzey) birbirinden ay›rmak gerekir. Temel muayene düflük riskli hastalara uygulanan 1. basamak de¤erlendirmedir. Bu muayenede fetusun bafl› 2 ya da 3 aksiyel kesitte de¤erlendirilip yan ventriküller, bazal gangliyonlar ve arka boflluk gösterilir (fiekil 15–2).6,7 Bu s›rada bipariyetal çap, kafa çevresi ve atriumun iç çap›n›n ölçülmesi de önerilmektedir. Baz›lar›ysa bunlara ek olarak beyinci¤in enine çap›n›n ve/veya sisterna mangan›n geniflli¤inin de ölçülmesi gerekti¤ini düflünmektedirler. Nörosonogram ise tan› koymaya yönelik olarak, fetal anomali için yüksek riskli hastalara uygulanan bir ifllemdir. Elde edilmesi göreceli olarak daha güç olan koronal ve sajital planlar da kullan›l›r. Bu sayede kafa içi anatomi hakk›nda da- 414 K›s›m 2 FETUSTAK‹ ANORMALL‹KLER VE BOZUKLUKLAR hafta hafta hafta Koroid pleksuslar fiekil 15-1. Embriyon ve erken fetus evresindeki beynin sonografik bulgular›. Üst dizide sajital, alt dizide aksiyel kesitler görülmektedir. 7 haftal›k gebelikte (transvajinal inceleme) ileride 4. ventrikülü (4v) oluflturacak olan rombansefalik kese gösterilebilen tek yap›d›r. 8. haftada (transvajinal inceleme) beynin di¤er 2 ilkel kesesi de gösterilebilmektedir: ileride akuaduktus Sylvius’u (AS) oluflturacak mezensefalik kese ve ileride 3. ventrikülün (3v) geliflebilece¤i porensefalik kese. Yan ventriküllerin (LV) ince bofllu¤u da görülebilmektedir. 10. haftada yan ventriküllerin koroid pleksuslar› da görülebilir. ha detayl› bilgi edinilebilmektedir. Bafl geliflindeki fetuslarda vajinal probun kullan›lmas›yla elde edilen görüntüler daha da kaliteli olmaktad›r (fiekil 15–3 ve 15–4).7 2 boyutlu ultrasonografiyle elde edilmesi çok zor, belki de imkans›z olan, inceleme planlar› 3 boyutlu ultrasonografiyle elde edilebilmektedir (fiekil 15–5).8 Fetusun omurgas›n›n de¤erlendirilmesiyse deneyim ve özen gerektirir. Fetusun pozisyonu da sonuçlar üzerine oldukça etkilidir. Sonografide omurlar›n parlak, ekojenik kemikleflme merkezleri gösterilir (iç k›s›mda bir adet omurun gövdesine ait ve her iki yanda birer adet lamina ve pedikülün birleflme noktas›nda). Omurgan›n bütünlü¤ünü incelemede 3 plan kullan›labilir. Transvers planlarda omurlar›n de¤iflik anatomik yap›lanmalar› vard›r (fiekil 15–6). Toraks ve lumbar omurlar üçgen flekillidirler. Kemikleflme merkezleri nöral kanal› çevrelemektedirler. ‹lk servikal omur dörtgen flekillidir ve sakral omurlar ise yass›d›r. Omurgan›n incelenmesi dinamik bir süreçtir. Aksiyel kesitler kullan›l›rken ultrasonun probu omurga boyunca kayd›r›larak bir inceleme yap›l›r. Sajital planlarda omurlar›n gövdesi ve arka k›sm›ndaki kemersi yap›n›n kemikleflme merkezleri, sakrumda birleflen iki paralel çizgi olarak uzan›r. Fetusun yüzüstü oldu¤u pozisyonlarda gerçek sajital kesitler elde edilebilir. Ultrasonun ses dalgalar› henüz kemikleflmemifl spinöz ç›k›nt›ya yönlendirildi¤inde nöral tüp ve içindeki nöral kord görüntülenebilir. Gebeli¤in 2. ve 3. üçay›nda konus medüllaris s›kl›kla L2-L3 seviyesinde bulunur (fiekil 15–7).9 Koronal planlardaysa ses dalgas›n›n yönlendirildi¤i aç›ya ba¤l› olarak, birbirine paralel uzanan 1, 2 ya da 3 çizgi izlenir (fiekil 15–8). Nöral kanal›n bütünlü¤ünü tayin etmek için omurlar›n kemikleflme merkezlerinin düzenli dizilimi ve omurgan›n üstünü kaplayan yumuflak dokunun varl›¤› gösterilmelidir. E¤er gerçekten do¤ru bir sajital kesit elde edilir ve bu s›rada konus medüllaris normal yerinde gösterilebilirse, bu durum normalli¤in tan›s›n› için oldukça kuvvetli bir dayanak olacakt›r. Temel bir inceleme s›ras›nda omurgan›n uzunlamas›na görüntüsü mutlaka gösterilmelidir. Detayl› inceleme karmafl›k bir süreç oldu¤undan deneyim de gerektirir.10 VENTR‹KÜLOMEGAL‹ Beynin yan ventriküllerinin genifllemesi (fiekil 15–9), anormal beyin gelifliminin özgün olmayan bir belirteci olarak kabul edilebilir. Ventrikülomegaliye pek çok beyin anomalisi efllik edebilir. Bu nedenle yan ventriküllerin normalli¤inin de¤erlendirilmesi, fetusunun beyninin anomaliler aç›s›ndan Bölüm 15 Merkezi Sinir Sistemi Anomalilerinin Prenatal Tan›s› 415 Kavum suptum pellisidum Frontal boynuz Atrium Koroid pleksus Talamuslar Hipokompal girus Beyincik Sisterna magna fiekil 15-2. Bafl›n aksiyel kesitleri: (A) ventriküllerden geçen plan; (B) talamuslardan geçen plan; (C) beyincikten geçen plan. (Sonographic examination of the fetal central nervous system: guidelines for performing the “basic examination” and the “fetal neurosonogram”. Ultrasound Obstet Gynecol 2007; 29 (1): 109-16’dan izinle al›nt›lanm›flt›r.) Oksipital boynuzlar Frontal boynuzlar Talamuslar Beyincik fiekil 15-3. Bafl›n koronal kesitleri: (A) al›ndan geçen kesit; (B) kaudat çekirdekten geçen kesit; (C) talamuslardan geçen kesit; (D) beyincikten geçen kesit. IHF: yar›küreler aras› fissür, CSP: kavum septum pellisidum. (Sonographic examination of the fetal central nervous system: guidelines for performing the “basic examination” and the “fetal neurosonogram”. Ultrasound Obstet Gynecol 2007; 29 (1): 109-16’dan izinle al›nt›lanm›flt›r.) Bölüm 16 Fetal Boyun ve Toraks Anomalileri 441 Bölüm 16 FETAL BOYUN VE TORAKS ANOMAL‹LER‹ Mieke Cannie ● Jacques Jani Çeviri: Dr. Cem Batukan Tan›mlar 1. Konjenital diafragmatik herni (KDH): gestasyonun dokuzuncu haftas›nda meydana gelir ve abdominal organlar›n torasik kaviteye herniye olmas›na neden olur. Bu durum pulmoner hipoplazi ve/veya hipertansiyon geliflmesine neden olur. 2. Ekstrakorporal membran oksijenasyonu (EKMO): kan› oksijenasyon sa¤layan bir üniteden geçiren bir yaflam destek sistemidir. Bu teknik esas›nda kalp ve akci¤erlerin görevini üstlenen bir makinedir. Konjenital diyafragmatik hernisi olan fetuslarda, periferik dokular›n konvansiyonel ventilasyon ile yeterince oksijenlenemedi¤i durumda, postnatal hayat›n ilk günlerinde endikedir. 3. Fetal endoskopik trakeal oklüzyon (FETO): fetal trakeaya perkütan yolla sistemden ayr›labilen balon yerlefltirilmesini sa¤layan minimal invaziv prenatal cerrahi teknik. Özellikle izole a¤›r diyafragmatik hernisi olan fetuslar›n akci¤er geliflimini iyilefltirmede endikedir. 4. Akci¤er alan›n›n bafl çevresine oran› (ABO): konjenital diyafragmatik hernisi olan fetuslarda kullan›l›r. Akci¤er alan›n›n (diyafragmadaki defektin karfl›s›ndaki akci¤er) bafl çevresine oran› olarak ifade edilir. Akci¤er alan› kalbe ait dört odac›k görüntüsünün izlendi¤i toraksa ait aksial kesitte iki boyutlu ultrason ile ölçülür. ABO konjenital diyafragmatik hernisi olan fetuslarda indirekt olarak akci¤er büyüklü¤ünü de¤erlendirmek için kullan›l›r. 5. Hesaplanan/beklenen ABO (h/b ABO): hesaplanan/beklenen ABO konjenital diyafragmatik hernisi olan fetuslarda akci¤er büyüklü¤ünün gestasyonel yafltan ba¤›ms›z olarak belirlenmesini sa¤layan bir yöntemdir. Ultrasonla elde edilen ABO’nun o gebelik haftas›ndaki normal ortalama ABO’ya bölmek suretiyle elde edilir. 6. Hesaplanan/beklenen total fetal akci¤er hacmi (h/b TFAH): konjenital diyafragmatik hernili fetuslarda akci¤er hacmi üç boyutlu ultrasonografi veya manyetik rezonans görüntüleme yard›m› ile belirlenmesini sa¤lar. Total fetal akci¤er hacminin, gebelik haftas›na göre normal ortalamaya bölmek suretiyle hesaplan›r. G‹R‹fi Fetal boyun kitleleri iyi ve kötü prognoza sahip olabilir. Ultrasonografi ve/veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) fetal boyun kitlelerinin ay›r›c› tan›s›nda fayda sa¤layabildi¤inden, bu tip anomalileri olan fetusa sahip çiftlere uygun dan›flma verilmesinde yard›mc› olabilir. Baz› durumlarda boyundaki kitlelerin gerilemesini sa¤layacak prenatal tedaviler mevcut olabilir. Bazen ise, boyundaki kitle çok büyük oldu¤unda solunum yollar›n› daraltarak do¤umdan sonra ölüme neden olabilir. Bu gibi durumlarda prenatal dönemde kitlenin hava yollar›n› oluflturan yap›lar ile iliflkisi belirlenerek, do¤umdan sonra fetal ak›betin optimize edilmesini sa¤lamak amac›yla, daha fetomaternal dolafl›m devam ederken fetal hava yollar›na müdahale edilebilmesini sa¤layacak “ex-utero intrapartum treatment” (EX‹T)’e ihtiyaç olup olmayaca¤›n›n belirlenmesi önemlidir. Erken perinatal dönemde, yenido¤an›n hayatta kalabilmesinde en önemli rolü kuflkusuz kardiyovasküler ve pulmoner sistem oynar. Akci¤er geliflimi, gebeli¤in erken döneminde, fertilizasyondan yaklafl›k 26 gün sonra, primitif foreguttan iki ventrolateral tomurcu¤un belirmesi ile bafllayan çok titiz bir süreçtir. Akci¤erler, postnatal dönemde kan›n oksijenlenmesini sa¤layan bir organa dönüflmek için, gebelik süresince giderek daha karmafl›k ve ileri derecede özelleflmifl bir hal al›r. Bunu etkin bir flekilde yapabilmek için akci¤erlerin 5 farkl› matürasyon evresinden geçmesi gerekir.1 Her bir evreyi etkileyen farkl› olaylar›n heterojen bir grup akci¤er patolojilerinin geliflmesine neden olmas› mant›kl›d›r. Pseudoglandüler evrenin yetersiz geliflmesi bronflial ve arteriyel yap›lar›n dallanmas›n› etkiler.2 Akci¤er gelifliminin kanaliküler faz›ndaki etkiler respiratuar asinuslar›n geliflimini olumsuz etkileyerek akci¤er matürasyonunu bozulmas›na neden olur. Bu bölümün amac› öncelikle fetal boyun anomalilerini tan›mlamakt›r, ki bunlar anteroservikal ve posteroservikal patolojilere ayr›l›r. Biz burada primer olarak akci¤er geliflimi ve fonksiyonu ile iliflkili gö¤üs anomalilerinden bahsedece¤iz. Konjenital diyafragmatik herni (KDH) gibi diyafragmaya ait patolojiler, abdominal organlar›n toraks içine f›t›klaflmas›na neden olur, ve yer kaplay›c› etkilerinden dolay› normal akci¤er geliflimini olumsuz etkileyebilir. A¤›r KDH olgular›nda fetal tedavi imkanlar›n›n ortaya ç›kmas›yla bu alanda çok fazla araflt›rma yap›lm›fl ve bunlar bu bölümde özetlenmifltir. 442 Part 2 FETAL ANOMALIES AND DISORDERS FETAL BOYUN ANOMAL‹LER‹ Fetal boyun anomalilerini do¤um eylemi s›ras›nda bafl›n pozisyonunu etkileyebilmeleri ve do¤um sonras› solunum yolu obstrüksiyonuna neden olabilmeleri bak›m›ndan klinik öneme sahiptir. Bunlar anteroservikal ve posteroservikal patolojiler olarak ikiye ayr›l›rlar. Anteroservikal Patolojiler Tiroid Gland›n Büyümesi veya Guatr Fetal guatr hipertiroidik, hipotiroidik veya ötiroidik bir duruma neden olabilir. Olas› nedenler intrauterin dönemde antitiroid ilaçlara maruziyet, tiroid sentezi ile ilgili konjenital hastal›klar ile iod fazlal›¤› veya azl›¤› olabilir. Prenatal sonografik incelemede boyunun ön k›sm›nda bafl›n hiperekstansiyona gelmesine neden olan simetrik solid kitle izlenir. Ösefagusun mekanik obstrüksiyonuna ba¤l› olarak polihidramnios izlenebilir. T1 a¤›rl›kl› MR görüntülemede normal tiroid bezinin kolayl›kla seçilebilir oluflu, boyuna ait baflka kitlelerin ay›r›c› tan›s›nda faydal›d›r (fiekil 16-1). Prognoz, guatra neden olan primer nedene ba¤l›d›r. Ço¤u olgu tiroid hastal›¤› hikayesi olan annelerde ortaya ç›kar. Özellikle Graves hastal›¤› nedeni ile tiroid ilaçlar›n veya tiroid-stimülan antikorlar›n transplasental geçerek fetal guatra neden olabildi¤i durumlarda, fetal kan örneklemesi fetal tiroid durumunun belirlenmesinde yard›mc› olabilir. Annenin tedavi edilmesi genelde fetal hipertiroidinin düzelmesini sa¤lar. Fetal hipotiroidi durumunda amniyosentez fiekil 16-1. T1-a¤›rl›kl› MR’da (sagital plan) 26. gebelik haftas›ndaki bir fetusta normal tiroid bezi hiperintens sinyal fleklinde görülüyor. veya kordosentez ile do¤rudan fetal tedavi yap›larak fetal guatr›n gerilemesi sa¤lanabilir. Servikal Teratom Teratomlar birden fazla germ tabakas›ndan kaynak alan çeflitli parankimal hücre tiplerinden meydana gelir. Totipotent hücrelerden kaynaklanan bu tümörler, tipik olarak orta hatta veya paraaksiyal konumdad›r. Benign karaktere sahip iyi differansiye kistik lezyonlardan, solid olup malign davranan lezyonlara kadar farkl› tipte olabilirler. Teratomlar en s›k sakrokoksigeal bölgede lokalizedir. Servikal yerleflim gösterenler yenido¤anlarda görülen teratomlar›n %5’ini oluflturur.3 Sonografik olarak tek tarafl› iyi s›n›rl› ve k›smen solid k›smen kistik multiloküle kitle fleklindedirler. Olgular›n %50’sinde kalsifikasyonlar vard›r. Servikal teratomlar tiroid bezi ile yak›nl›k gösterebilir ve trakeal obstrüksiyonun yan› s›ra ösefagusa da bas› yaparak polihidramniosa neden olabilir. MR görüntüleme, özellikle servikal teratomlarda en uygun do¤um fleklinin belirlenmesinde yard›mc›d›r. Buradan elde edilen bilgi olas› bir EX‹T prosedürü için olgular›n klinik yönetiminde faydal›d›r (fiekil 16-2).4 Fetal hidrops varl›¤›nda prognoz kötü olup intrauterin veya neonatal mortalite yaklafl›k %75 dir.5 Bu, özellikle lezyonlar nedeni ile hava yollar›n›n obstrüksiyona u¤ramas›na ba¤l›d›r. Hidropsun efllik etmedi¤i olgularda cerrahi sonras› sa¤ kal›m oran› yüksektir, ancak bu tümörler büyük oldu¤undan kitlenin tamam›yla rezeksiyonu ile birlikte kabul edilebilir fonksiyon ve kozmetik sonuç elde edilmesi için genifl boyun diseksiyonu ve çok say›da ek giriflimlere ihtiyaç vard›r. Di¤er nadir anteroservikal kitleler brakial yar›klara ait kistler ve hemangiomlar gibi vasküler anomalilerdir.6 fiekil 16-2. T2-a¤›rl›kl› MR’da servikal teratomu (kare uçlu ok) olan 36. gebelik haftas›ndaki bir fetusta sagital (A), aksiyal (B) ve koronal (C) planlarda üst hava yollar›n›n (ok) ve trakean›n (aç›k ok) laterale deviye oldu¤u izleniyor. Bu bulgular tedavi öncesi “ex utero intrapartum treatment” prosedürünün planlanmas› gerekti¤ini gösterir. Bölüm 16 Fetal Boyun ve Toraks Anomalileri 443 Posteroservikal Patolojiler ‹kinci Trimester Ense Pilisi Kal›nl›¤› Ense pilisi kal›nl›¤›, 11-13+6 hafta ultrason incelemesi s›ras›nda ölçülen nukal saydaml›k kal›nl›¤›n›n ikinci trimesterdeki karfl›l›¤›d›r. Ense pilisini ölçerken dikkat edilmesi gereken anatomik yap›lar kavum septum pellusidum, serebral pediküller ve cerebellar hemisferlerdir. Ense pilisi kal›nl›¤›n› ölçerken, kaliperler kafa kemi¤inin d›fl kenar› ve üzerindeki cildin d›fl yüzüne yerlefltirilmelidir (fiekil 16-3). Ölçümün 6 mm den büyük olmas› patolojik kabul edilmektedir. Tek bafl›na artm›fl ense pilisi kal›nl›¤› trizomi 21’e ait bazal riski 10 kat art›rabilir. Bu bulgu kromozom anomalisi, kardiyak anomali, enfeksiyon ve genetik sendromlar ile iliflkili olabilir.7-11 Ensefalosel Ensefalosel, genifl bir grup olan nöral tüp defektlerinin (NTD) bir parças›d›r. NTD s›kl›¤› yaklafl›k 1000 do¤umda 1 olup, ensefalosel bu gruptaki anomalilerin %10’nunu oluflturur. Bu tipteki NTD’lerin kesin etyolojik nedeni olgular›n %90’›nda bilinmemektedir. Kromozom anomalileri, MeckelGruber, von Voss, Chemke, Roberts ve Knobloch sendromu gibi de¤iflik genetik sendromlar, maternal diyabet veya warfarin gibi teratojen ajanlara maruziyet bilinen nedenlerdir. Spina bifida, kallosal disgenezi, Arnold-Chiari tip II malformasyon, Dandy-Walker malformasyonu ve beyin migrasyon anomalileri tek bafl›na veya baflka genetik veya non-genetik sendromlar›n bir parças› olarak efllik edebilir. En s›k rastlanan kromozom anomalisi trizomi 18’dir. Ensefaloseller ultrasonda kranial defektlerden herniye olan beyin dokusu veya s›v› ile dolu kistler fleklinde görülür (fiekil 16-4). En s›k olarak oksipital bölgede bulunurlar (olgular›n %75’i), ancak frontoetmoidal ve pariyetal bölgelerde fiekil 16-4. 25. gebelik haftas›ndaki bir fetusta beyin seviyesinden geçen aksiyal kesitte görünen (A) oksipital omfaloselde (ok) kemik defekti (aç›k ok) görünmesi bu lezyonun (B) saçl› deriye ait basit kistten (ok) ay›rt edilmesini sa¤lar. Burada kranial defekt olmad›¤›na dikkat ediniz (aç›k ok). fiekil 16-3. 22. gebelik haftas›ndaki bir fetusta kavum septum pellusidum, serebral pediküller ve serebellar hemisferler hizas›ndan geçen bir aksiyal kesite ait ultrason görüntüsünde, kaliperlerin kafa kemi¤in ve cildin d›fl yüzeyine yerlefltirilerek ense pilisi kal›nl›¤›n›n ölçülmesi. de bulunabilirler. Saçl› deriye ait selim epidermal kistlerle ayr›c› tan›s› yap›lmal›d›r, ki bu durumda kranial kemiklerde defekt izlenmez (fiekil 16-4).12 Ensefaloselin prognozu herniye olan beyin dokusu miktar› ile ters orant›l›d›r. Genel olarak neonatal mortalite incelenen serinin pediatrik mi fetal mi olmas›na göre %10 ile %80 aras›nda de¤iflir; sa¤ kalmay› baflaran olgular›n %50’sinden fazlas›nda hafif ile a¤›r derecede nöromotor retardasyon vard›r.12,13 E¤er ebeveynlerden veya daha önceki kardefllerden birisinde NTD varsa tekrarlama riski %5’dir. Maternal diyetin Bölüm 17 Fetal Gastrointestinal Sistem Anomalileri 461 Bölüm 17 FETAL GASTRO‹NTEST‹NAL S‹STEM ANOMAL‹LER‹ Paolo Volpe ● Dario Paladini ● Valentina De Robertis ● Georgios Rembouskos ● Cristina Rossi Çeviri: Dr. Meryem Hocao¤lu, Dr. At›l Yüksel Tan›mlar 1. Atrezi: yunanca aç›lman›n olmamas› anlam›na gelen ‘α−τρησια’den çevrilmifltir. Gastrointestinal sistem atrezisinde gastrointestinal ‘tüpün’ bir bölümünde lümenin devaml›l›¤›nda kesinti ve geride kalan kör parçada geniflleme izlenir. Bilinen en s›k gastrointestinal atreziler, özofagus atrezisi, duedonum atrezisi ve anal atrezidir. 2. Omfalosel ve gastroflizis: her iki terim Yunanca’ dan al›nm›flt›r; ‘ομϕαλο’ ve ‘γαστρσ−σχισιç’ demek olan bat›n içi yap›lar›n ‘umbilikal kordon girifl yerinden’ve ‘bat›n duvar›n›n zay›f noktas›ndan d›flar›ya ç›k›fl›’anlam›na gelmektedir. Her iki patolojide,fetal gastrointestinal yap›lar bat›n duvar›ndan f›t›klafl›rlar. Omfaloselde f›t›klaflan yap›lar periton ve umbilikal kordonun amniyon zar› ile örtülüdür. Ancak gastrofliziste bu yap›lar do¤ruca amniyos s›v›s› ile temas halindedirler. 3. Fizyolojik ba¤›rsak f›t›¤›: S›kl›kla 7-11. gebelik haftalar›nda, bat›n bofllu¤unun göreceli olarak küçük olmas› nedeniyle orta ba¤›rsak anslar›n›n, umbilikal kordun proksimal parças›na do¤ru f›t›klaflt›¤› görülür (fizyolojik omfalosel). Ancak 11. haftalarda orta ba¤›rsak tamamen bat›n bofllu¤una dönmüfl olmal›d›r. G‹R‹fi Rutin ultrason incelemesinde gastrointestinal sistem organlar›n›n (G‹S) büyük k›sm› ‘sessiz’yap›lar olarak izlenir; anomali sözkonusu ise, ekojenite art›fl› veya t›kan›kl›¤a ikincil geniflleme meydana gelip, bu yap›lar belirginlik kazan›r. Bununla birlikte dikkatli bir ultrason muayenesi ile fetal gastrointestinal sistemin kendine has özellikleri saptanarak di¤er sistemlerden ay›r›c› özellikleri belirlenir. Tek bir ultrason in- celemesi s›ras›nda bile yutkunma, mide boflalmas› ve ba¤›rsak peristaltizmi gibi de¤ifliklikler de¤erlendirilebilir. Bat›n bofllu¤unda G‹S, genitoüriner sistem, adrenal bezler, dalak, karaci¤er, pankreas ve akci¤erleri içeren birçok sistem/organ›n yer almas› nedeniyle bat›n içinde çok çeflitli anomali görmek mümkün, bu anomalileri araflt›rmak ilgi çekicidir. Bu anomalilerin ço¤u ultrason incelemesi s›ras›nda bize do¤rudan bir iflaret vermez, ancak de¤erlendirme s›ras›nda dolayl› bir tak›m anormal de¤iflikliklerden flüphe edebiliriz. Anomalinin kayna¤›n› saptamada, yerleflimi, fetusun cinsiyeti ve gebelik yafl› gibi bilgiler yol göstericidir. G‹S anomalilerinin bir di¤er özelli¤i de, ultrason muayenesinde s›kl›kla üçüncü trimestirden önce bulgu vermemeleri nedeniyle antenatal tan›lar›n›n zor olmas›d›r..Bununla birlikte baz› anomaliler tüm gebelik boyunca yap›lan ultrason incelemeleri ile saptanamaz; örne¤in midenin ço¤unlukla s›v› ile dolu olmas› nedeniyle, trakeal fistül ile birlikte olan özofagus atrezisi bu grup anomalilerdendir. Gastrointestinal sistem anomalilerinin perinatal ak›beti di¤er sistemlerde oldu¤u gibi cerrahi müdahalenin mümkün olufluna, hasar›n büyüklü¤üne ve di¤er yap›sal anomaliler ve kromozom anomalileri ile birlikteliklerine ba¤l›d›r. Dalak ile ilgili bilgiler bu bölümde yer almaktad›r. Dala¤›n gastrointestinal sistemine ait bir organ olmamas›na ra¤men ultrason aç›s›ndan bak›ld›¤›nda dalak ve immun sistemin ayr› bir bölümde incelenmesi gereklili¤i yoktur. Bir konjenital anomaliyi anlamak için normal embriyolojik gelifliminin ve ultrasonografik normal görüntüsünün bilinmesi gerekir. GASTRO‹NTEST‹NAL S‹STEM‹N EMBR‹YOLOJ‹K GEL‹fi‹M‹ ‹lkel Ba¤›rsak Döllenmeden sonraki üçüncü hafta boyunca embriyo, amniyotik boflluk ve ikincil yolk kesesi aras›nda yer alan bir üç tabakal› germ diski olarak belirir. Üç embriyonik tabaka mevcuttur; amniyotik bofllu¤a bakan ektoderm; yolk kesesine bakan endoderm ve bu iki tabaka aras›nda bulanan mezoderm (fiekil 17-1). Fetusun dördüncü haftas›nda, ikiye katlanarak 462 K›s›m 2 FETAL ANOMAL‹LER VE BOZUKLUKLARI Body stalk Amniyon OP Allantois CP Allantois Yolk sak duvar› Endoderm ‹ntraembryonik mezoderm fiekil 17-1. Embriyonun üç tabakal› yap›s›. Endoderm tabakas›, ilkel ba¤›rsak tüpünü oluflturacak. Orofaringeal (OP) ve kloaka tabakalar› (CP), ilkel gastrointestinal sistemin iki parças›n› temsil ederlerler. Ayr›ca endoderm ve ektoderm tabakalar› yaln›zca bu iki noktada birbirine temas ederler. (Mor alan ektodermi; k›rm›z› alan intra ve ekstraembriyonik mezodermi; yeflil alan ise endodermi temsil eder). üstten afla¤›ya ve yan- yan yönlerde büyümesi ile bafllang›çta yass› olan embriyonik disk k›vr›lm›fl, tübüler flekilde bir embriyo haline gelir. Bu süreçte embriyonun yan ve ön duvarlar› ikincil yolk kesesinin dorsal parças›n› oluflturmak üzere de¤iflir. Yolk kesesinin intraembriyonik parças› olarak biçimlenmifl endoderm tabakas› ilkel ba¤›rsak tüpünü oluflturur. Di¤er taraftan kalan ekstraembriyonik parça yolk kesesinin son halini oluflturur. Yolk kesesinin iki parças› aras›ndaki ba¤lant›lar giderek daha s›k› hale gelir; ‘yolk stalk’(yolk stalk) di¤er de¤iflle omfalomezenterik veya vitellin kanal denilen dar bir kanala dönüflür. Embriyonun alt ucundaki yolk kesesinin endoderm tabakas› bir ç›k›nt› meydana getirir; ‘body stalk’(body stalk) (vücut birleflme noktas›)’na do¤ru ilerler ve allantoisi oluflturur (fiekil 17-2). Gebeli¤in 7-8. haftalar›nda ‘yolk stalk’ tamamen yok olur. ‘yolk stalk’ (yolk stalk) ve allontoisi içeren ‘body stalk’ (body stalk) birleflerek umbilikal kordonu olufltururlar. Daha önce bahsedilen ilkel ba¤›rsa¤›n üst taraf› ön ba¤›rsak (foregut), orta taraf› orta ba¤›rsak (midgut) ve alt taraf› arka ba¤›rsak (hindgut) olarak flekillenir. fiekil 17-1’de görüldü¤ü gibi ilkel ba¤›rsa¤›n her bir bölümü gastrointestinal ve solunum sistemine ait yap›lar›n tamam›n› oluflturacakt›r. Orofaringeal zar ilkel G‹S’in bafl taraftaki parçalar›n› oluflturuken alt ucu kloakal veya anal zar olarak sonlan›r. Bu zarlar embriyoda arada mezoderm olmadan endoderm ve ektoderm tabakalar›n›n do¤rudan birbiriyle iliflkili oldu¤u iki noktay› oluflturur (fiekil 17-1’de görülüyor). Orofaringeal zar›n erken delinmesi G‹S’in üst parças›n›n aç›lmas›na ve içinin amniyos s›v›s› ile dolmas›na olanak tan›r. Alt uçta arka barsa¤›n son k›s›mlar›n›n allontoisle birleflmesi sonucunda ise kloakal boflluk meydana gelir. Kloakal zar, kloakal bofllu¤u anüsün ektoderm parças› ve proktodeum olarak ay›r›r. Döllenmeden sonraki dördüncü haftada bir tanesi üstte yerleflen, di¤eri kloakal zar› kapatmak üzere geliflen iki mezodermal katlant›dan ürorektal septum oluflur. Orta düzeyde birleflince- Orofaringeal membran Klokal membran fiekil 17-2. ‹lkel gastrointestinal tüp. Üç ayr› parçaya ayr›l›r; ön ba¤›rsaktan farinks (P), özefagus, mide (S), duedonumun proksimal üçte ikilik k›sm›, karaci¤er (L), safra kesesi, ön pankreas (vp) ve arka pankreas (dp); orta ba¤›rsaktan duedonumun distal üçte birlik bölümünden transvers kolonun proksimal üçte ikilik k›sm›na kadar olan, G‹S’in orta bölümü; arka ba¤›rsaktan ise ba¤›rsaklar›n geriye kalan bölümü oluflur. (FBA, f›t›klaflan orta ba¤›rsak ans›; vk, vitellin kanal›; a, allontois). ye kadar bu iki katlant› yavaflça, karfl› yönlerde büyümeye devam ederler. Oluflan ürorektal septum kloakay› iki ayr› bofllu¤a böler: önde ürogenital sinus arkada ise rektum oluflmufltur. Ürorektal septumun distal ucu, kloakal zar› önde ürogenital, arkada anal zar olmak üzere iki parçaya ay›r›r. Daha sonra bu iki zar›n delinmesi s›ras›yla ürogenital ve anal orifisleri oluflturur. Orta Ba¤›rsa¤›n Fizyolojik F›t›klaflmas› ve Bat›na Geri Dönüflü Mensturasyondan sonraki 6-7. haftalarda fetal bat›n bofllu¤unun (karaci¤er ve böbrekler taraf›ndan doldurulur) görece küçük olmas› nedeniyle orta ba¤›rsak ans›, umbilikal kordon proksimal k›sm›na do¤ru f›t›klafl›r (fizyolojik omfalosel). 8-9. haftalara gelindi¤inde ise orta ba¤›rsak ans› umbilikal söloma do¤ru ilerleyerek en genifl çap›na ulafl›r. Bu aflamadan sonra f›t›klaflm›fl orta ba¤›rsak ans› kademeli olarak fetal bat›n bofllu¤una geri döner, 11. hafta civar›nda ise orta ba¤›rsak tamamiyle fetal bat›n bofllu¤unda yer al›r. Bu süreçte meydana gelen anormallikler Meckel divertikülü, umbilikoileal fistül veya vitellin kisti oluflumuna neden olur. Fizyolojik f›t›klaflma Bölüm 17 - Sigma - Rektum Karaci¤er, Safra Yollar›, Pankreas ve Dalak - Anal kanal›n prepektinat çizgi bölümü Döllenmeden sonraki otuzuncu gün civar›nda, duedonumun ön yüzünde tomurcuklanan endoderm ç›k›nt›s› üç divertiküle ayr›l›r; distal bölümünden karaci¤er divertikülü, orta bölümünden sistik divertikül ve proksimal bölümünden ön pankreas tomurcu¤unu geliflir (fiekil 17-2). Karaci¤er divertikülü, transvers septumun (midenin mezenterik ön yüzü) içinden tomurc›klanarak perikard ve yolk stalk aras›nda yer alan mezoderm diskini oluflturur. Karaci¤er divertikülünün endoderm kökenli hepatoblastlar› ve mezoderm hücreleri, transvers septumun kapiller a¤› ile karaci¤erin karmafl›k yap›s›n›n oluflumuna katk›da bulunur. Di¤er taraftan sistik divertikülden safra kesesi ve safra yollar› meydana gelir. Karfl› taraftan duedonumun arka yüzündeki endoderm tabakas›, arka pankreas tomurcu¤unu oluflturur. Dönüfl sonras› ön ve arka pankreas tomurcu¤u birleflirler; arka tomurcuk pankreas›n gövde ve kuyru¤unu, pankreas bafl›n›n ön yüzünü oluflturur. Ön tomurcuk ise unsinat ç›k›nt›y› ve pankreas bafl›n›n arka yüzünü oluflturur. ‹ki tomurcu¤un kanal› oluflturacak k›s›mlar› tekrar birleflirler, büyük duedonal papillaya dökülen ve safra kanal› ile birleflen büyük pankreatik kanal› olufltururlar. Baz› insanlarda arka pankreas tomurcu¤unun kanal k›sm› sebat eder ve küçük pankreatik kanal› oluflturur. Bu kanal, küçük duedonal papilladan, büyük kanaldan ayr› olarak do¤rudan duedonuma dökülür. ‹ki bafll› Oluflan Ba¤›rsak Yap›lar› Oluflan Ba¤›rsak ile ‹liflkili Yap›lar, Solunum Sistemi Yap›lar› Farinks Özofagus Ön Ba¤›rsak Trakea, akci¤erler Mide Duedonum proksimal 2/3’lük k›sm› Karaci¤er Safra yollar› Pankreas - Duedonum distal 1/3’lük k›s›m - Jejunum - ‹leum Orta Ba¤›rsak - Çekum - Ç›kan kolon - Transvers kolon proksimal 2/3’lük k›s›m - Transvers kolon distal 1/3’lük k›s›m - ‹nen kolon Arka Ba¤›rsak 463 do¤ru yer de¤ifltirir, süperior mezenterik arterin soluna geçer. Böylelikle fetal bat›n›n sol kadran›na yerleflir. Geriye kalan küçük ba¤›rsak parças› giderek süperior mezenterik arterin üzerine do¤ru yer de¤ifltirir, fetal abdomenin sa¤ yar›s›na do¤ru yerleflir. Çekal divertikülum bölümü, f›t›klafl›p geri dönen ba¤›rsa¤›n son parças›d›r ve bafllang›çta karaci¤erin alt›nda, fetal abdomenin sa¤ üst kadran›nda yer alm›flt›r. Son ba¤›rsak göçü çekumun bafllang›çta yer ald›¤› karaci¤er alt› bölgeden as›l yeri olan sa¤ alt kadrana harekettir. Böylece ç›kan kolon ve hepatik fleksura oluflur. Bu yerleflme sürecinde G‹S bölümleri ikincil retroperitoneal yap›lar› ve mezenterleri meydana getirirler. Bu flekilde ba¤›rsak anslar› pariyetal ve viseral peritonun birleflmesi ile bat›n arka duvar›na s›k›ca as›lm›fllard›r. Böylece ba¤›rsa¤›n özel baz› bölümlerinin, peristaltik hareketler ile kendi ekseninde dönüfl yaparak bo¤ulmamas› için (volvulus) sabitlendi¤i bilinmektedir. Birleflmifl periton yapraklar› sayesinde bat›n duvar›na sabitlenmifl ba¤›rsak yap›lar› aras›nda duedonumun alt bölümü, pankreas, transvers mezokolon, k›sa ba¤›rsak mezenteri ve omentum majus yer al›r. Orta ba¤›rsa¤›n dönüflü ve bat›na yerleflmesi s›ras›nda meyana gelen anomaliler (dönüflün olmamas›, tersine dönüfl, kontrolsüz dönüfl ve yanl›fl dönüfl) ba¤›rsa¤›n tümünde veya bir parças›nda pozisyon anomalisi ile sonuçlan›r. Üstelik, normal sürecin d›fl›na ç›k›ld›¤› durumlar bat›n duvar› defektlerine, diafragma hernisine, volvulusa veya ba¤›rsak bo¤ulmas›n›n di¤er çeflitlerine yol açabilir. Ayr›ca aspleni veya polispleniden birisi ile birlikte olan heterotaksi sendromlar›n›n ba¤›rsak dönüfl anomalileri ile yak›ndan iliflkili oldu¤unu bilmek gerekir. GASTRO‹NTEST‹NAL S‹STEM‹N EMB‹R‹YOLOJ‹S‹ Tablo 17-1 ‹lkel Ba¤›rsak Fetal Gastrointestinal Sistem Anomalileri sürecinde orta ba¤›rsak, kademeli olarak kendi ekseninde dönecek ve ard›ndan fetal bat›n bofllu¤una yerleflecektir. F›t›klaflm›fl orta ba¤›rsak ans› bafllang›çta orta sajittal planda bulunmaktad›r ve tepesi vitellin kanal› ile ba¤lant›l›d›r. Üst ve alt bölümleri s›ras›yla ba¤›rsak ans›n›n kraniyal ve kudal bölümüne denk gelir. Ba¤›rsak ans› umbilikal kordon içinde embriyoya göre saat yönünde ve kendi ekseninde 90° dönüfl yapar. Dönüfl ekseni süperior mezenterik arteri gösterir. Böylece orta ba¤›rsak horizontal planda yerleflmifl olur; üst parças› süperior mezenterik arterin embriyoya göre sa¤›na, alt parças› ise soluna yaslanm›flt›r. Üst parça ileri do¤ru uzayarak birden fazla bölüme ayr›l›r; bu yap›dan duedonum (postduedonal papilla parças›), jejenum ve ileumun büyük k›sm› meydana gelir. Alt parça üst parçan›n aksine ayn› süreci takip etmeyerek daha yavafl biçimde uzar; ileumun geriye kalan küçük parças›n› ve çekum/kolonu verir. Bat›n bofllu¤unun giderek genifllemesi, f›t›klaflm›fl orta ba¤›rsa¤›n kendili¤inden bat›na dönmesine izin verir. Bu süreçte ayr›ca saat yönünde 180°’lik bir dönüfl gerçekleflir; ilk bölüm olan üst parçan›n proksimal bölümü umbilikal sölomdan içeri girer, alta Bölüm 18 Fetal Ürogenital Sistem 509 Bölüm 18 FETAL ÜROGEN‹TAL S‹STEM Carol B. Benson ● Peter M. Doubilet Çeviri: Dr. Meryem Hocao¤lu, Dr. At›l Yüksel Tan›mlar 1. Renal agenezi: böbreklerin yap›sal yoklu¤u. 2. Potter sendromu: böbreklerin yoklu¤u nedeniyle geliflen a¤›r oligohidroamniyos sonucu meydana gelen akci¤er hipoplazisi, yüz ve iskelet sistemi anomalileri ile seyreden fetal ve neonatal komplikasyonlar› olan bir sendrom. 3. Hidronefroz: ço¤unlukla üriner sistemde k›smi t›kan›kl›¤a ba¤l› olarak geliflen böbre¤in toplay›c› sisteminde meydana gelen geniflleme. G‹R‹fi Fetal böbrekler, gebeli¤in yaklafl›k 7. haftas›nda, pelviste, metanefrik mezoderm ve üreter tomurcu¤undan geliflmeye bafllarlar. Metanefrik dokudan böbrek nefronlar›; üreter tomurcu¤undan ise toplay›c› kanallar, kalisler, renal pelvis ve üreterler geliflir. 7-11. gebelik haftalar›nda fetus uzunlamas›na büyürken kaudal yap›lar›n›n görece daha fazla geliflimi nedeniyle böbrekler, normal anatomik konumlar›na do¤ru yer de¤ifltirirler.1 Bafllang›çta böbrek, birbirlerine hafifçe ba¤l› ve her birinin ince bir korteksi olan birkaç adet lobtan oluflur. ‹kinci trimestir boyunca bu loblar birbirleri ile kaynaflarak daha az belirgin hale gelirler, korteks kal›nlafl›r ve böbrek, lobullere ayr›l›r; bu durum do¤umdan sonra birkaç y›l sürer.1-2 Gebeli¤in 10-11. haftas›ndan itibaren idrar üretmeye bafllayan böbre¤in bu fonksiyonu, gebelik büyüdükçe artarak süregelir. ‹kinci trimestirden itibaren amniyos s›v›s›n›n en önemli kayna¤› fetal böbreklerdir.3,4 Böylece oluflan normal miktardaki amniyos s›v›s› fetal akci¤erlerin ve iskelet sisteminin geliflimi için önemlidir. Yeterli miktarda amniyos s›v›s› fetal hareketler ve büyüme için mekan oluflturur. Fetal akci¤erlerin ve iskelet sisteminin normal geliflimi için amniyos s›v›s› miktar› normal s›n›rlarda olmal›d›r.5-7 Vajinal ultrason ile fetal böbrekler gebeli¤in 9. haftas›ndan itibaren görüntülenebilirse de ilk trimestir sonlar›ndan itibaren görülebilmelidir. Abdominal ultrason ile 13-14. haftadan itibaren görülebilen fetal böbrekler ço¤u fetusta 16-18. haftalarda ay›rtedilebilmektedirler (fiekil 18-1). Maternal fliflmanl›k ve büyük uterus myomlar›nda böbreklerin görüntülenebilmesi gecikebilir. Fetal mesane ise vajinal yaklafl›mla 11. gebelik haftas›nda görülebilir. Abdominal ultrasonda 16. gebelik haftas›nda mesane neredeyse tüm fetuslarda görülmelidir.8-9 Do¤umda ürogenital sistem anomalilerine rastlanma oran› %0.2-0.6’d›r.10-12 Ürogenital sistem anomalileri, yap›sal konjenital anomalilerin yaklafl›k dörtte birini oluflturur.12 Bu anomaliler organogenez döneminde geliflimin durmas›, böbreklerin pelvisten kraniyale do¤ru yer de¤ifliminin olamamas›, toplay›c› sistemde veya idrar ç›k›fl›nda obstrüksiyonlar olmas› ve renal tübüllerin anormal geliflimi ile oluflabilmektedir. Ürogenital sistem anomalileri genellikle izoledir ancak di¤er sistem anomalileri ile birliktelik gösterebilir veya bunlara neden olabilir. Ürogenital sistem anomalilerinin di¤er organ anomalileri ile birliktelikleri, genifl bir spektrum içinde, kal›tsal ve sporadik sendromlar ya da kromozom anomalilerini içerebilir.4,5,13,14 Ayr›ca, üriner sistem anomalilerinde idrar ç›k›fl› azl›¤›na ba¤l› olarak geliflebilen oligohidramniyos di¤er fetal organlarda deformasyonlara neden olabilir. Özellikle 20. gebelik haftas›ndan önce bafllayan a¤›r oligohidramniyosta akci¤er hipoplazisi, talipes, di¤er ekstremite pozisyon anomalileri ile bas›k burun, afla¤› yerleflimli kulaklar gibi yüz anomalileri geliflebilir.15 Prenatal ultrason ile ürogenital sisteme ait birçok anomalinin tan›s› koyulabilir. ‹kinci ve üçüncü trimestirlerde ultrason ile ürogenital sistem anomalilerinin en az %80-85’i tan›nabilmektedir.11,16 Böylece antenatal evrede dan›flma verilebilece¤i gibi, do¤um sonras› erken evrede de¤erlendirme ve tedavi imkan› do¤ar. Bu ise tedavideki gecikmeler nedeni ile geliflebilecek böbrek fonksiyon hasar›n›n önüne geçilmesine imkan sa¤lar.17 RENAL AGENEZ‹ Üreter tomurcu¤unun gelifliminin olmamas› renal ageneziye yol açar. Renal agenezi, tek tarafl› ya da iki tarafl› olabilir. Tek tarafl› agenezi 0.3/1000 s›kl›kla görülür ve mükemmel prognoza sahiptir. Prenatal ultrason incelemesinde, etkilenmifl tarafta renal fossa boflken, karfl› taraftaki böbrek gebelik haftas›na göre beklenenden büyük izlenir. Abdominal aortan›n renkli Doppler ile de¤erlendirilmesinde tek tarafl› renal arter görülürken di¤er taraf izlenmemektedir. Etkilenmifl tarafta kolumda vertebralisin yan›ndaki düzleflmifl ve “alt ucu kaudale do¤ru uzam›fl” böbrek üstü bezinin böbrekle kar›flt›r›lmamas› önemlidir (fiekil 18-2). Uzunlamas›na planda fetal 510 K›s›m 2 FETAL ANOMAL‹LER VE BOZUKLUKLARI fiekil 18-1. Normal böbrekler. A: Kendisine has flekli ve hipoekojen piramitleri ile normal bir böbre¤in (oklar) uzunlamas›na kesiti. B: Her iki böbre¤in enlemesine kesiti (oklar). Böbrekler, omurga (S) ve omurgaya ait akustik gölgenin her iki yan›nda yer al›r. Her iki böbre¤in renal pelvisinde az miktarda s›v› izleniyor. böbre¤e ait santral sinus ekosunun görülmemesi ve fetal böbreküstü bezinin böbre¤e ait tipik görüntüden yoksun olmas› ay›r›ma yard›mc› olur. Di¤er taraftan fetal pelvisin dikkatli bir flekilde incelenmesi, ektopik böbre¤in olmad›¤›n›n ve gerçek anlamda böbrek yoklu¤unun anlafl›lmas› aç›s›ndan önem tafl›r.19,20 Bilateral renal agenezi ise her iki böbre¤in geliflmedi¤i ölümcül bir anomalidir. Bu durumun görülme s›kl›¤› 14/10.000’dir ve erkek/k›z oran› 2.5/1’dir. Bu anomalide, ikinci trimestirin bafl› ya da ortalar›ndan itibaren bafllayan a¤›r fiekil 18-2. Tek tarafl› renal agenezi. A: Böbrekler düzeyindeki enlemesine kesitte, omurgan›n (S) sa¤ taraf›nda normal böbrek (ok) izlenirken; sol taraf›nda böbrek görülememektedir. B: Sajittal planda sol adrenal bez (ok) vertebraya paralel olarak “alt ucu kaudale do¤ru uzam›fl” olarak izleniyor. C: Uzunlamas›na planda renkli Doppler ultrason ile abdominal aortan›n de¤erlendirmesinde sa¤da renal arter izlenirken (ok) solda izlenmiyor. Bölüm 18 Fetal Ürogenital Sistem 511 fiekil 18-3. ‹ki tarafl› renal agenezi. Renal agenezili 17 haftal›k fetusun koronal planda de¤erlendirilmesinde fliddetli oligohidroamniyos mevcut, böbrekler ve mesane görülmüyor. Her iki adrenal bez vertebraya paralel olarak (alt ucu kaudale do¤ru uzam›fl) (oklar) görülüyor. oligohidramniyos söz konusudur. Bilateral renal agenezi, oligohidramniyosa ba¤l› olarak geliflen akci¤er hipoplazisi, yüz ve pozisyona ba¤l› ekstremite deformiteleri gibi anomalilerle birlikte Potter sendromu olarak adland›r›l›r.15 Bilateral renal agenezili bebek tipik olarak do¤umdan hemen sonra akci¤er hipoplazisine ba¤l› olarak yaflam›n› yitirir. Sonraki gebeliklerde tekrarlama nadirdir. Bilateral renal agenezinin prenatal ultrason ile tan›s›, a¤›r oligohidramniyoslu bir vakada, her iki böbre¤in ve mesanenin görülememesi ile mümkün olur (fiekil 18-3). Oligohidramniyos nedeni ile görüntü kalitesi bozulaca¤›ndan incelemenin çok dikkatli yap›lmas› gerekir. Di¤er ultrason bulgular› ise azalm›fl amniyos s›v›s› nedeniyle oluflan uterus bas›s› sonucu ortaya ç›kan dolikosefali ve ufak torakst›r.21,22 EKTOP‹K BÖBREK Bir ya da iki böbrek geliflirken renal fossadaki normal konumuna yükselemezse ektopik böbrek söz konusu olacakt›r. Bu anomalinin do¤umda görülme s›kl›¤› 1/1200’dür. En s›k rastlanan ektopik böbrek tipi pelvik lokalizasyonlu olan›d›r. Daha seyrek olarak, her iki böbre¤in alt kutuplar›ndan birbirleri ile ifltirakli oldu¤u ve böbreklerin renal fossalardaki normal konumlar›na k›smen yükselebildi¤i at nal› böbrek görülebilir. Bu anomalide, böbreklerin uzunlamas›na eksenleri alt uçta birbirleri ile çaprazlafl›r. Nadir olarak bir böbrek karfl› taraftaki böbre¤in alt kutbuna yap›fl›k olabilir. Torasik böbrek gibi di¤er ektopik böbrek tipleri çok daha nadirdir.19,21 Pelvik böbre¤in ultrason bulgular› içinde; böbre¤in pelviste mesaneye komflu olarak görülmesi ve etkilenmifl tarafta renal fossan›n bofl olup, yass›laflm›fl böbreküstü bezinin izlenmesi say›labilir (fiekil 18-4).19-21 Pelvik böbrekte üriner obstrüksiyon riski artt›¤›ndan hidronefroz görülebilir.23 Bir böbre¤in karfl› taraftaki böbre¤in alt kutbuna yap›fl›k olmas› fiekil 18-4. Pelvik böbrek. A: Alt abdomen ve pelvisin koronal planda de¤erlendirmesinde sa¤ (RT) böbrek (ok) mesane (BLAD) ile komflu izleniyor. Sa¤ renal bofllukta böbrek görülmüyor. B: Uzunlamas›na planda sa¤ adrenal bez vertebraya paralel (alt ucu kaudale do¤ru uzam›fl) pozisyonda görülüyor. halinde renal fossalardan biri bofltur, di¤er tarafta ise normalden uzun ve tuhaf flekilli bir böbrek görülür.21 Bu taraftaki böbreklerin altta bulunan› hidronefrotik olabilece¤i gibi obstrüksiyona ba¤l› kistik dispazi bulgular› gösterebilir.24 Ultrason incelemesinde atnal› böbre¤in lokalizasyonu alt abdomendedir ve alt kutuplar› orta hatta do¤ru yer de¤ifltirmifltir. Fetal omurgan›n önünden geçen renal parenkim görüntülenebilir (fiekil 18-5).21 Bu böbreklerde obstrüksiyon riski artm›fl olup kistik displazi saptanabilir.25 Bölüm 19 Fetal ‹skelet Anomalileri 523 Bölüm 19 FETAL ‹SKELET ANOMAL‹LER‹ Lami Yeo ● Roberto J. Romero ● Francesca Gotsch ● Edi Vaisbuch ● Gianluigi Pilu Çeviri: Dr. Semih Özeren, Dr. Yi¤it Çak›ro¤lu Tan›mlar 1. Amelia: ekstremite ya da ekstremitelerin yoklu¤u. 2. Disostozis: kemiklere ait tekli ya da kombine bozukluk; lezyonlar lokaldir ve ilerleyici de¤ildir. 3. Hemimelia: radial hipoplazi ya da aplazi gibi bir ekstremitenin longitudinal segmentinin yoklu¤u. 4. Mikromeli: mevcut ekstremitenin k›sal›¤›. 5. Osteokondroplazi: kemik ve/veya k›k›rdak dokunun anormal büyüme ve geliflimi sonucunda ortaya ç›kar; lezyonlar generalize ve ilerleyici tarzdad›r. 6. Fokomeli: ekstermitelerin hipoplazisi ile birlikte omuz ve kalçalara, el ve ayaklar›n tutunmas› durumu. 7. Polidaktili: beflten fazla parmak varl›¤›. G‹R‹fi ‹nsan iskeleti (Yunanca skeletos, kurutulmufl kelimesinden gelmektedir) toplam 206 kemikten oluflan karmafl›k bir organd›r. Birçok embryonik kaynaktan köken al›r ve hareket için mekanik destek, vital organlar›n korunmas›, kan ve mineraller için depo görevi gibi birçok fonksiyonu mevcuttur.1 Fetal iskelet displazileri heterojen bir grup bozukluk olup büyüme, geliflme ve/veya farkl›laflmada bozulmaya ba¤l› olarak iskeletin farkl› segmentlerinde boyut ve flekil anomalilerine yol açar. Bu grupta yaklafl›k 300 bozukluk yer almaktad›r;büyük bölümünü kal›t›msal hastal›klar oluflturur.2 Hastal›klar›n büyük k›sm› nadir olmas›na karfl›l›k iskelet displazisi genel anlamda s›k bir bozukluktur. ‹ki çeflit iskelet displazisi mevcuttur: osteokondroplazi ve disostozis.2 Osteokondroplazi, kemik ve/veya k›k›rdak dokunun anormal büyüme ve geliflmesi sonucunda ortaya ç›kar, lezyonlar yayg›n ve progresifdir. Örnekler aras›nda akondrodisplazi ve osteogenezis imperfekta yer al›r. Bunun aksine, disostozis tek bafl›na ya da kombine halde kemiklerin bozuklu¤udur; lezyonlar lokal ve ilerlemeyici tarzdad›r. Örnek hastal›klar aras›nda poli/sindaktili ve kraniosinostozis yer al›r. Daha önceleri iki durumun farkl› oldu¤u ve osteokondrodisplazinin genetik bir bozukluk oldu¤u kabul edilirken, disostozisin embryonik geliflim s›ras›nda hatal› düzenlenme sonucunda ortaya ç›kt›¤› (genlerden ba¤›ms›z) düflünülürdü.2 Ancak, bugün için her ikisinin de genetik anomaliler sonucunda ortaya ç›kt›¤› bilinmektedir. ‹skelet displazisinden sorumlu genler pozisyonel klonlama ile 150’den fazla hastal›kta tan›mlanm›flt›r.2 Son y›llarda kondrodisplazi ile iliflkili mutasyonlar›n belirlenme- sinde önemli ilerlemeler kaydedilmifltir. Bu bölümde bu alanda kaydedilen ilerlemeler, do¤umdaki prevalanslar› ve iskelet displazilerinin klasifikasyonu derlenmifl ve bu durumlara in utero tan›sal yaklafl›m tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r. KONDROD‹SPLAZ‹LER‹N MOLEKÜLER GENET‹K TEMELLER‹ ‹skelet oluflum ve gelifliminde mezenkimal hücreler, kemik enkondral ossifikasyonu için k›k›rdak oluflturmak üzere farkl›lafl›rlar. Uzun kemiklerin geliflimi büyüme plaklar›ndaki kondrositlerin farkl›laflmas› ve intramembranöz ossifikasyon arac›l›¤›yla gerçekleflir.3,4 Bu süreçlerin herhangi bir aflamas›nda ortaya ç›kabilecek bozukluklar iskelet anomalileri ile sonuçlan›r.5 Osteokondrodisplaziler ile birliktelik gösteren birçok fenotipik bozukluk tan›mlanm›fl olmas›na karfl›l›k, iskelet displazilerinin moleküler temellerini anlamaya yönelik son zamanlardaki geliflmeler bir grup fenotipik bozuklu¤un benzer genetik temeli paylaflt›¤›n› göstermifltir.6,7 Her ne kadar kondrodisplazilere ailesel yatk›nl›k uzun zamand›r bilinmesine karfl›l›k, baz› durumlar için moleküler temel son birkaç y›lda netlik kazanm›flt›r (Tablo 19.1).8,9 ANORMAL MEZENK‹MAL FARKLILAfiMA Kemik Morfogenetik Proteinler Kemik Morfogenetik Proteinler (BMP) erken mezenkimal hücrelerin kondrojenik ve osteogenik hücre dizilerine dönüflmesini düzenleyen ve iskelet elemanlar›n›n boyut ve fleklinin belirlenmesinde rol alan bir grup gen ailesinin ürünüdür.10,11 Cilt alt› implante edildi¤inde ya da kas içine uyguland›¤›nda BMP’lerin ektopik kemik oluflumunu uyarma yetene¤i mevcuttur.12,13 BMPler transforme edici büyüme faktörleri-‚ üst ailesi ile homojenite gösterirler.14-16 K›k›rdak-kaynakl› morfojenik protein-1 (CDMP-1)’deki materyallerin akromezomelik kondrodisplazilere (Hunter-Thompson tip) ve otozomal dominant brakidaktili tip C’ye (Tablo 19-1’e bak›n›z) neden oldu¤u gösterilmifltir.17-20 Transkripsiyon Faktör Genlerinde Mutasyon Transkripsiyon faktörleri, düzenleyici gen ekspresyonunda önemli rol alan bir grup proteindir. 524 K›s›m 2 FETAL ANOMAL‹LER VE BOZUKLUKLARI Tablo 19-1 Gen ‹NSAN ‹SKELET D‹SPLAZ‹LER‹NDEK‹ MUTASYONLAR Sendrom Mezenkimal kondensasyon ve farkl›laflma bozukluklar› SSOX-9 Kampomelik displazi HOX-13 Sinpolidaktili PAX-3 Waardenburg Sendromu CDMP-1 Hunter-Thompson tip akromezomelik displazi Brakidaktili tip C TBX-5 Holt-Oran Sendromu Kartilaj maturasyon bozukluklar› FGFR1 Pfeiffer Sendromu FGFR2 Pfeiffer Sendromu Apert Sendromu Jakcson-Weiss Sendromu Crouzon Sendromu FGFR3 Tanatotrofik displazi Akondroplazi Hipokondroplazi PTHrPR Jansen metafizyel kondrodisplazi Blomstrand osteokondrodisplazi Kollajenöz ve kollajenöz olmayan ekstraselüler matriks bozukluklar› COL1A1, A2 Osteogenezis imperfekta tip I-IV COL2A1 Akondrogenez Hipokondrogenez Kniest displazi Stickler displazi COL9A2 Multipl epifizyal displazi COL10A1 Schmid metafizyel kondrodisplazi COMP Pseudoakondroplazi DTDST Akondrogenez tip IB Atelosteogenez tip II Diastrofik displazi DNA promotor ya da yükselticileri, düzenleyici elemanlara ba¤lanarak gen transkripsiyonu ve mRNA oluflumunda stimülasyon ya da inhibisyona yol açarlar.21-23 Farkl› domainlere ayr›lm›fllard›r ve embryo geliflimi için önem tafl›rlar. Bu grup proteinleri kodlayan genlerdeki mutasyonlar kondrodisplazilere yol açabilir. Homeotik Genler Homeotik de¤iflim, bir vücut bölümünün di¤erine transformasyonu demektir. Homeotik (HOX) genler morfogenezi kontrol ederler. Bu genler homeodomain ya da homeobox olarak isimlendirilen DNA ba¤lay›c› domainlere sahip protein ailelerini (transkripsiyon faktörleri) kodlarlar.24-28 Transkripsiyon faktörleri gen ekspresyonunu DNA’ya ba¤lanarak düzenlerler ve iskelet sisteminin oluflumunda esas rol üstlenirler.28-33 Bu genlerin inaktivasyonu ya da patolojik ekspresyonu iskelet elemanlar›nda delesyon ya da art›fla yol açar.31-32 HOXA ve HOXD komplekslerinin 5’ k›sm›nda yer alan homeobox genleri ekstremitelerin iskelet progenitör hücre proliferasyonu için gereklidir. Gen ürünlerinin özel kombinas- yonlar› üst kol (9 ve 10. gruba ait genler), alt kol (Grup 10,11,12) ve parmaklar›n (Grup 11,12 ve 13) uzunlu¤unu belirlerler.34 ‹nsanlarda HOXD-13 geninde mutasyon heterozigot bireylerde sindaktiliye (perdeleflme ve ekstra parmak yerleflmesi) yol açar.35 PAX (homeobox geni içerir gibi çiftleflmifl) genleri paired box isimli sekans› paylaflan gen ailesi olup DNA ba¤lay›c› yap›lar ile bir protein domaini kodlar.36,37 Bu transkripsiyon faktörü ayn› zamanda iskelet oluflumunda da yer al›r. PAX-3 mutasyonu kraniofasiyal anomaliler ile birlikte seyreden otozomal dominant bir iskelet displazisi olan Waardenburg Sendromu’nda gösterilmifltir.38-42 Bir di¤er transkripsiyon faktör geni olan MSX2’de mutasyon Boston tipi kraniosinostoza neden olur.43,44 SOX ve TBX Genleri Kampomelik displaziden sorumlu gen 17. kromozomda tan›mlanm›flt›r.45-47 Kampomelik displazili XY hastalar›n bir k›sm›nda (%75) cinsiyet-de¤iflim sendromu gösterilmifltir. Memelilerde testis geliflimi sex belirleyici bölge Y (SRY) genine ihtiyaç gösterir ve bu gen taraf›ndan kodlanan protein HMG box olarak tan›mlanan yüksek mobilite grup (HMG) domaini içerir. JRY HMG Box, DNA transkripsiyon faktörlerini belirleyen spesifik DNA sekans›na ba¤lan›r. HMG Box ile iliflkili proteinleri kodlayan çok say›da di¤er baflka genler de tan›mlanm›flt›r ve SRY HMG bölgesi ile %60’dan fazla benzerlik gösteren proteinleri kodlayan genler SOX (SRY box) olarak tan›mlanm›flt›r.52-54 SRY geni hemen yan›ndaki SOX-9 geni ile etkileflerek etkisini gösterir.55 SOX-9 k›k›rdak oluflumu için gereklidir ve birkaç hastada SOX-9’da mutasyon gösterilmesi hem kampomelik displazinin hem de cinsiyet de¤iflininin bu mutasyondan kaynaklanabilece¤ini göstermektedir.58-69 Holt-Oram Sendromu kardiyak septasyon defektleri ve üst ekstermite malformasyonlar› ile karakterizedir. Ba¤lant› çal›flmalar› bu durumdan sorumlu genin haritas›n› 12q2 kromozom olarak belirlemifltir. ‹nsan T-box transkripsiyon faktör aile genlerinden (TBX-5) birisinde ortaya ç›kan mutasyonlar bu iskelet bozuklu¤unun alt›nda yatmaktad›r.70-74 ANORMAL KONDROS‹T MATURASYONU Fibroblast Büyüme Faktör Reseptörleri Fibroblast büyüme faktörleri geliflimin farkl› evrelerinde birçok farkl› hücre tipine pleotropik etki gösteren, en az 9 heparin ba¤lay›c› polipeptid büyüme faktöründen oluflan bir gruptur.75,76 Bu proteinlere hücresel cevap hücre yüzey reseptörleri arac›l›¤›yla gerçeklefltirilir.77 Farkl› genler farkl› fakat yüksek oranda homolog reseptörler taraf›ndan kodlan›r. Fibroblast büyüme faktör reseptör (FGFR) mutasyonlar› reseptör aktivasyon derecesine ba¤l› birtak›m bozukluklara yol açar.78 FGFR3’ün transmembran domainindeki tek amino asit üzerindeki tekrarlay›c› mutasyonlar birtak›m bozukluklara yol açar. Akondroplazi, tanatotrofik displazi ve hipokondroplazi FGFR3 mutasyonundan kaynaklanan iskelet displazileridir.70-85 Mutasyon sonras›nda FGFR3 aktivasyo- Bölüm 19 nu akondroplazi ve tanatotrofik displaziye neden olur.80 Ölümcül olmayan akondroplazi tirozin kinaz reseptörünün transmembran domanininde 380. pozisyonda glisinden arjinine de¤iflim sonucunda ortaya ç›kar.81 FGFR3’de mutasyon iki farkl› tipte tanatotrofik displaziye yol açar.82 Di¤er taraftan FGFR1 ve FGFR2’de mutasyonlar Pfeiffer Sendromun’nda83 tan›mlanm›flken Apert Sendromu84-88, JacksonWeiss Sendromu89 ve Crouzon Sendromu FGFR2 mutasyonlar› ile iliflkilidir. Paratroid Hormon ‹liflkili Protein Reseptörü Jansen metafizyel kondroplazisi büyüme pla¤›n›n anormal geliflimi nedeniyle ortaya ç›kan k›sa ekstremiteli bir cücelik tipidir. Hiperkalsemi ve hipofosfotemi ile birlikte normal ya da düflük paratroid hormon (PTH) ve PTH-iliflkili protein reseptör (PTHrPR) seviyeleri bu bozuklu¤un karakteristi¤idir.96 Schipani ve ark. Jansen metafizyel kondrodisplazili bir hastada bu reseptörü kodlayan gende mutasyon saptam›fllard›r.97 Mutasyon bu iki hormon taraf›ndan paylafl›lan reseptörde devaml› aktivasyona yol açar ve Jansen metafizyel kondrodisplazisine neden olur.98,99 Mutasyon histidinin arjinine rezidu ile de¤iflimine yol açarak reseptörün ligand-ba¤›ms›z aktivasyonuna yol açar.100,101 Yak›n zamanda Jansen hastal›¤› olan alt› hastadan elde edilen genomik DNA analiz edilmifl ve PTH/PTHrPR’de ikinci bir aktivasyon mutasyonu belirlenmifltir.102 Bu mutasyon treoninin proline (T10P) de¤iflimine yol açar.103,104 Blomstrand osteokondrodisplazi (BOCD) akselere endokondral ve intramembranöz ossifikasyon ile karakterize nadir bir letal iskelet displazisidir.105,106 BOCD ile tip 1 PTH/PTHrPR-ablate edilmifl farelerin özellikleri karfl›laflt›r›ld›¤›nda, en belirgin olarak büyüme pla¤›nda olmak üzere benzerlik özellikler saptanm›flt›r. Bu sebepten dolay› toplamdaki bu benzerlik, BOCD’ye neden olan genetik bozuklu¤un PTH/PTHrPR’de inaktive edici mutasyon olabilece¤ini düflündürmüfltür. PTH/PTHrPR’yi inaktive edici mutasyonlar yak›n geçmiflte bildirilmifltir.106-111 EKSTRASELÜLER MATR‹KS B‹LEfiENLER‹NDEK‹ BOZUKLUKLAR Kollajen Kollajen en yayg›n ekstraselüler matriks proteinidir. α zincir olarak bilinen üç promolekülden sentezlenir.112,113 Tip 1 kollajen 1 (α1) ve 2 (α2) zincirlerinin heterotrimeridir ve kemikte bulunan en yayg›n proteindir.114 Bir homotrimer olan tip 2 kollajen k›k›rda¤›n en s›k major yap›sal bileflenidir. Vitröz cisim, intervertebral disk, iç kulaktaki tentoryal membran gibi baz› di¤er yap›lar›n da yap›s›nda yer al›r.115,117 Tip 1 kolajen gen lokusu α1 (COL1A1) ve COL1A2 genlerindeki mutasyonlar osteogenezis imperfektaya yol açar.118-126 Mutasyonun kayna¤› ve ard›ndaki protein yap› fenotipik bozuklu¤un derecesini etkiler.127 Mutasyon molekülün amino terminal k›sm›na do¤ru kayd›kça bu etki azal›r. Tip 2 kollajen gen lokusunda (COL2A1) 30’dan Fetal ‹skelet Anomalileri 525 fazla mutasyon tespit edilmifltir.128-132 Çoklu epifizyal displazi ve Schmid metafizyel kondrodisplazisi ile birlikte di¤er kollajen tiplerine ait mutasyonlar tan›mlanm›flt›r.133-146 Tablo 19-1’de önemli mutasyonlar ve onlarla iliflkili klinik fenotipik bozukluklar sunulmufltur. K›k›rdak Oligomerik Matriks Proteini K›k›rdak oligomerik matriks proteini (COMP) k›k›rdak matriksin non-kollajenöz bir bileflenidir.147 Trombospondin ailesine ait 5 idantik alt unitenin pentameridir ve kondrositler yer al›r.148-150 GMP için gen 19. kromozomda lokalize edilmifltir. GMP geninde ortaya ç›kan bir mutasyon otozomal dominant bir kondroplazi olan pseudoakandroplaziye yol açar.151-158 PROTEOGL‹KAN SULFATASYON BOZUKLUKLARI Diastrofik Displazi (DTD) cücelik,159,160 spinal deformasyon161 ve eklem anomalileri162,163 ile karakterize otozomal resesif bir osteokondrodisplazidir. K›k›rdak matriksde proteoglikanlar›n yetersiz sülfatasyonu,164 kondrositlerde anomaliler ve kollajen fibrillerin desorganizasyonu bu bozuklukta bildirilmifltir.163-166 Hastal›k Finlandiya’da oldukça yayg›nd›r.167 Sülfat transport proteinini kodlayan gen DTDST (distrofik displazi sülfat tafl›y›c›) olarak isimlendirilir ve DTD (kromozom 5q) geni ile ayn›d›r. Bu gende mutasyonlar proteoglikanlar›n hatal› sülfatasyonuna neden olur.168-170 DTDST’de mutasyonlar akondrogenezis IB ve atelosteogenezis tip II’de saptanm›flt›r.171-176 DO⁄UMDAK‹ PREVALANSI VE PER‹NATAL MORTAL‹TEYE KATKISI Tan›mlanabilir iskelet displazilerinin tahmini prevalans› ekstremite amputasyonlar› hariç tutuldu¤unda 10000 do¤umda 2.4 s›kl›¤›ndad›r.177 Genifl bir seride, etkilenmifl infantlar›n %23’ünün ölü do¤umla sonuçland›¤› ve %32’sinin hayat›n ilk haftas›nda öldü¤ü bildirilmifltir. ‹skelet displazilerinin perinatal ölümler içerisindeki toplam s›kl›¤› 1000 do¤umda 9.1’dir. Bu çal›flmadaki farkl› iskelet displazilerinin do¤um prevalans› ve perinatal ölümler içerisindeki rölatif s›kl›¤› Tablo 19-2’de gösterilmifltir. En s›k 4 iskelet displazisi tanatotrofik displazi, akondroplazi, osteogenezis imperfekta ve akondrogenezis olarak saptanm›flt›r. Tanatotrofik displazi ve akondrogenezis tüm lethal iskelet displazilerinin %62’ni oluflturur.177 Lethal olmayan en s›k iskelet displazisi ise akondroplazidir. Bat› ‹skandinavya’da lethal neonatal iskelet displazilerinin prevalans ve klasifikasyonunu rapor eden daha genifl di¤er bir seride prevalans 10000 do¤umda 1.1 olarak bildirilmifltir ve en s›k tan› alm›fl bozukluklar tanatotrofik displazi (1/42000), osteogenezis imperfekta (1/56000), kondrodisplazi punktata (1/84000), kampomelik sendrom (1/112000) ve akondrogenezis (1/111000) olarak tan›mlanm›flt›r.178 Rasmussen ve ark. elektif gebelik terminasyonu, 20. gebelik haf- Bölüm 20 Fetal Sendromlar 593 Bölüm 20 FETAL SENDROMLAR Juliana Moyses L Abdalla ● Sandra R. Silva ● Philippe Jeanty Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has G‹R‹fi Konjenital anomaliler tipik olarak organ sistemi taraf›ndan organize edilir. Bu, benzer hastal›klar›n birlikte grupland›¤› mükemmel bir organizasyondur. Multi-sistem sendromlar ise, organ kategorisindeki düzene uymaz. Genellikle en çarp›c› bulgu, ya da ender görülen bir bulgu, sendromun belirli bir gruba dahil edilmesine sebep olur. Günümüzde, art›k daha kesin bilgiler elde edilebildi¤i için, sendromlar›n ayr› bir konu olarak ifllenmesi gerekmektedir. ‹lerleyen sayfalarda, s›k görülen, karakteristik, ya da tan›s› gebeli¤in yönetimini etkiledi¤i için hekimlerin aflina oldu¤u birçok sendromu inceleyece¤iz. Bahsedilen sendromlar›n seçimi rastgeledir, ancak hepsi prenatal dönemde tan›nabilir ve gebeli¤i etkiler. Aç›kças›, bu derleme çok genifl kapsaml› de¤ildir. Do¤um Defektleri Ansiklopedisi yaklafl›k 2000 sendrom içermektedir. Aral›k 1995’te oluflturulan OMIM’deki (Online ‹nsan Mendel Kal›t›m›) sendromlar 18,000’i geçmifltir.1 Bu alanla ilgilenen hekimler için bile bu bilgi miktar› çok fazlad›r. Okumaya çal›flmak yerine ender olgular›n nas›l araflt›r›lmas› gerekti¤ini ö¤renmek daha önemlidir. Bu bölümde göstermeye çal›flt›¤›m›z fley budur. Kritik bulgular nelerdir? Onlar› baz› görüntülerle karfl›laflt›r›p ve spesifik tan›y› bulmaya çal›flmal›s›n›z. Daha fazla bilgiye ihtiyac›n›z varsa, internet a¤› yoluyla OMIM’de arayabilirsiniz.1 Bir sendromun prenatal tan›s›n›n ak›lda tutulmas› gereken baflka bir yönü de moleküler genetikteki inan›lmaz geliflmelerdir. Fibroblast büyüme faktörü reseptörü (FGFR) bozukluklar›n›n tan›nmas› ile iskelet displazileri (bak›n›z Akondroplazi) s›n›fland›rmas› tamamen yenilenmifltir. Bu hastal›klar›n tan›s›n› kesin olarak koymak için biyokimyasal ya da genetik test yap›labilece¤inden, bu nedenler araflt›r›lmal›d›r. Son olarak, prenatal tan›n›n önemli bir yönü de, ailenin yönetim karar›na yard›mc› olmakt›r. Bu, en iyi flekilde, destek gruplar›yla iletiflimleri sa¤lanarak yap›l›r ve burada da önceden dünyan›n farkl› yerlerinde izole gruplar halindeyken, internet aileler aras›ndaki iletiflimi gelifltirmifltir. Ender hastal›klar› bulunan insanlara yard›m amaçl› kurulmufl bir a¤ sitesi olan NORD (Ulusal Ender Hastal›klar Organizasyonu) iyi bir kaynakt›r. Bu a¤ sitesinde 2000’den fazla hasta organizasyonu ve di¤er yard›m kaynaklar› bulunmaktad›r.2 Son 10 y›lda hekimin görevi baz› bulgular› saptamaktan ziyade aktif olarak ay›r›c› tan›y› yapmak ve tedavi plan›n› ortaya koymak fleklinde de¤iflmifltir. Ço¤u kez sonologlar hastal›¤› ilk saptayanlard›r ve genetik bölümü, dismorfoloji uzmanlar›, kardiyolog ve cerrahlarla ba¤lant›y› sa¤layacak olanlard›r. Aileye net yönler çizebilmek önemlidir ve aile için bu telafll› zamanda geri dönebilecekleri bir baflvuru noktas› olmak önemlidir. Biz rutin olarak hastalar›m›za araflt›rma ve kaynak sa¤lar›z. Daha önce benzer durumdan etkilenmifl ailelerden “destek gruplar›” oluflturmaya çal›fl›r›z ki, bu ailelerden al›nan bilgiler, anne-baba aday› için sa¤l›k sisteminin sa¤lad›¤› bilgilerden daha gerçekçidir. AKONDROGENEZ‹ EfiANLAMLILARI: Tip IA Houston-Harris tipidir; tip IB Parenti-Fracco tipidir; tip II Langer-Saldino tipidir ve kondrogenezis imperfekta, akondrogenezi-hipokondrogenezi tip II olarak da isimlendirilir, tip IB akondrogenezi idi. Tip III ve tip IV daha seyrek görülmektedir. Tip II ve IV Whitley ve Gorlin taraf›ndan femoral ölçümde bulunmufltur. Bu son 2 tipin geçerlili¤i sorgulanabilir, tip III olas›l›kla tip II’yi temsil etmektedir ve tip IV olas›l›kla hipokondrogeneziyi temsil etmektedir. Bu radyolojik kategoriler defalarca kez de¤ifltirilmifl ve yerini genetik s›n›flamaya b›rakm›flt›r (afla¤›ya bak›n›z) ve geçmiflte kalm›flt›r.3,4 TANIMLAMA: K›sa ekstremite displazisiyle giden bu letal neonatal kondrodisplazi grubu birçok hastal›¤› içermektedir.5 SIKLIK: 100’den az vaka bildirilmifl olup nadirdir. ETYOLOJ‹: Otozomal resesif (IB) ve dominant (II) TANI: • Tip I akondrogenezi radyografik olarak omur (fiekil 20-1) ve pelvik kemiklerin zay›f ossifikasyonuyla karakterize ölü do¤um ya da erken ölüme sebep olan a¤›r bir kondro- 594 K›s›m 2 FETAL ANOMAL‹LER VE BOZUKLUKLARI fiekil 20-1. Omurgada mineralizasyon yoklu¤u (spinal kordda de¤il). fiekil 20-3. Mikromeli ve gö¤sün önünde birleflmeyen kollar. distrofidir. Ultrason bulgular› çok k›sa ekstremiteler ve k›sa, ince ve k›r›klar›n olabildi¤i kaburgalard›r. K›sa kaburgalar, letal pulmoner hipoplaziden ve özofagus bas›s›na ba¤l› polihidramniyostan sorumludur. Anormal mineralizasyon sonografik olarak saptanabilir veya saptanamayabilir, kemikler ekopenik olabilir ya da her iki kortikal yüz görüntülenebilir (fiekil 20-2). Normalde sadece proksimal kortikal taraf görüntülenir ve distal taraf proksimal yüz taraf›ndan gölgelenir.6-9 • Tip II ayn› bulgularla ortaya ç›kar fakat mineralizasyon eksikli¤i daha az a¤›rd›r ve uzun kemikler daha az k›sad›r (fiekil 20-3 ve 20-4). fiekil 20-2. Her iki kortikal yüzün görülebildi¤i kemiklerin saydam görüntüsü. ANAHTAR NOKTALAR: Afl›r› k›sa ekstremiteler, kafatas› ossifikasyonunun normal veya zay›f olmas›, pelvis ve omurlar›n zay›f ossifikasyonu ve a¤›r pulmoner hipoplazi. GENET‹K ANOMAL‹LER: Tip IA:bilinmiyor. Tip IB: 5. kromozomun uzun kolundaki (lokus 32-33) diastrofik displazi sülfat transport geninde (DTDST) mutasyon. Bu durumlarda hücre zar›nda sülfat transportu bozulur, k›k›rdak proteog- fiekil 20-4. 19. gebelik haftas›nda fetusun görünümü. Bölüm 20 Fetal Sendromlar 595 likanlar›n›n sülfatlanmas›n›n yetersiz olmas›na yol açar ve böylece k›k›rda¤›n sülfat içeri¤i anormal düzeyde düflük olur. Diastrofik displazi sülfat transport geni resesif olarak kal›t›l›r ve diastrofik displazi geninin alelidir. Bu önemlidir çünkü tip II otozomal dominant bir mutasyondur (böylelikle her vakada yeni mutasyon oluflmaktad›r çünkü hastal›k letaldir) ve tekrarlama ihtimali %25 olan tip IB’nin tekrarlama riskinden oldukça azd›r. Riskli çiftlerde tan› koryon villus örneklemesi (CVS) ile koyulur. Tip II akondrogenezi Langer-Saldino tipidir ve 12. kromozomdaki tip II kollajen geninde (COL2A1 geni) yeni bir dominant mutasyonla ortaya ç›kar.13 Hipokondroplazi, spondiloepifizyal displazi ve Kniest-Stickler sendromu ile daha yak›ndan iliflkilidir.14 Hipokondroplazi akondroplazi ile iliflkili oldu¤undan, bunlar da, hipokondrogenezisin akondrogenezi ile iliflkili allelik varyantlar› olabilir. AYIRICI TANI: Osteogenezis imperfekta (tip II ve bazen IIIc) ve hipofosfatazya da demineralizasyon ile prezente olabilir, ancak ekstremite k›sal›¤› genellikle a¤›r de¤ildir. fiekil 20-5. K›sa ekstremiteler (bu görüntüde kollar). Polihidramniyosa (k›sa kaburgalar›n özofagus bas›s›na ba¤l›) dikkat ediniz. PROGNOZ: Pulmoner hipoplaziye ba¤l› ölümcül hastal›kt›r.4 YÖNET‹M: Viabiliteden önce gebeli¤in sonland›r›lmas› önerilebilir. Gebeli¤in devam›n›n tercih edildi¤i olgularda standart prenatal takip de¤ifltirilmez. Genetik dan›flma için do¤um sonu tan›n›n do¤rulanmas› önemlidir. AKONDROPLAZ‹ EfiANLAMLILARI: Yok. TANIMLAMA: Frontal bossing ve bas›k burun kökü ile iliflkili rizomelik mikromelidir.1 SIKLIK: S›kt›r: 10,000’de 0.5-1.5’tir. ET‹YOLOJ‹: Kemik öncüsü olan k›k›rda¤›n defektif bir kal›p oluflturmas›d›r. Tam penetrasyon gösteren otozomal dominant bir hastal›kt›r. Olgular›n yaklafl›k %80’i yeni mutasyonlara ba¤l›d›r. Paternal yafl›n etkisi mevcuttur.15,16 land›r›lmaktayd›. Bu yaz›lar iskelet displazilerinin yo¤un ve baflar›l› gen haritalanmas›n›n bafllang›c›na iflaret etmektedir, ço¤unun fibroblast büyüme faktöründeki bozukluklar (I-III) sonucu ortaya ç›kt›¤› tespit edilmifltir.15,16,18 AYIRICI TANI: Afla¤›daki gibi bir çok hastal›k ay›r›c› tan›ya girmektedir. • Tanatoforik displazi (dar toraks, platispondili, daha a¤›r mikromeli, daha a¤›r polihidramniyos, trident el yoktur) • Akondrogenezi (çok zay›f mineralizasyon—kemiklerde ekojenite yoklu¤u—daha a¤›r mikromeli, daha a¤›r polihidramniyos) • Osteogenezis imperfekta tip II (zay›f mineralizasyon— beynin proksimal taraf› transparan kafatas› sebebiyle ço- TANI: 20. haftadan sonra 5. persantilden k›sa ekstremitelerin oldu¤u mikromeli en belirgin bulgudur (fiekil 20-5). Frontal bossing (fiekil 20-6) ve bas›k burun kökü saptanabilir. Bazen trident el (üçüncü ve dördüncü parmaklar aras›ndaki bofllu¤un genifl olmas›) ya da lumbar kanalda genifllemenin olmamas› gibi daha hafif anomaliler izlenebilir (fiekil 207).15-17 ANAHTAR NOKTALAR: Frontal bossing, megalensefali, rizomelik k›sal›k, trident el. GENET‹K ANOMAL‹LER: Akondroplazi 4. kromozomun k›sa kolundaki 16.3 lokusunda yerleflen fibroblast büyüme faktörü reseptörü-3 genindeki mutasyona ba¤l› oluflan otozomal dominant iskelet displazisidir.15,18 Bellus anomalinin 380.kodonda glisin yerine arjinin geçmesi nedeniyle olufltu¤unun kan›tlam›flt›r.19 Bu yay›nlar iskelet displazileri konusundaki bilgilerimiz aç›s›ndan dönüm noktas›d›r. Bu yay›nlardan önce iskelet displazileri radyolojik ölçütlere göre s›n›f- fiekil 20-6. Frontal bossing. Bölüm 21 Kromozom Anomalilerinin Ultrason ‹le Saptanmas› 651 Bölüm 21 KROMOZOM ANOMAL‹LER‹N‹N ULTRASON ‹LE SAPTANMASI Philippe Jeanty ● Werther Adrian Clavelli ● Silvia Susana Romaris Çeviri: Dr. ‹brahim H. Kalelio¤lu, Dr. Asl› Nehir Yirminci bölümde (Fetusa ait Sendromlar), genelinde genetik anomaliler saptanan baz› sendromlar› incelemifltik. Bu bölümde ise kromozom anomalilerine götürebilecek bulgular› ve sendromlar› inceleyece¤iz. Bu bölümü yazmak için bir çok standart ders kitab›1-7 ve farkl› kaynaklar8,9 kullan›ld›. Bu yüzden, çok özel belirli noktalara de¤inilmedi; bunlar temel kaynaklar olarak nitelendirildi¤i için her kütüphanede bulunmal›d›r. fiekil 21-1 ilerleyen anne yafl›na ba¤l› olan anöploidi frekans›ndaki art›fl› göstermektedir.10,11 Otuzbefl yafl›ndan sonra, genel olarak sadece trizomi 21 için de¤il ayr›ca baflka anöploidiler de dereceli olarak artar. Trizomi 13, 18 ve 21’i de kapsayan baz› kromozom anomalilerinin riski ilerleyen anne yafl› ile birlikte artarken, baz›lar›n›n da anne yafl› ile alakas› yoktur; özellikle triploidi ve seks kromozom anöploidilerinin anne yafl›na ba¤l› olarak riskleri artmaz. Yap›sal anomalileri olan fetuslarda genelde kromozom anomalileri de bulunmaktad›r (fiekil 21-2). Wladimiroff12 ve arkadafllar› ve Palmer13 ve arkadafllar›, yap›sal anomalileri olan fetuslar›n %10-30’unda ayr›ca kromozom anomalilerinin de oldu¤unu göstermifllerdir. Çal›flmalar›nda, fetuslar›n neredeyse yar›s›nda trizomi, dörtte birinde monosomi, neredeyse %10’u ile %15’inde mozaisizm ve geri kalanlar›ndaysa triploidiler ve çeflitli anöploidiler bulunmaktad›r. Ayr›ca, Nicolaides14 ve arkadafllar› da anomalileri birden fazla olan bebeklerde büyük olas›l›kla kromozom anomalileri oldu¤unu göstermifltir ve çal›flmalar›ndaki grafikler de bu ba¤lant›y› aç›k bir flekilde gösterir. Plachot15 ve arkadafllar› enteresan bir çal›flma gerçeklefltirmifltir. Bu çal›flmas›nda in vitro döllenen yumurtalar fertilize yumurtalardaki kromozom anomali frekans›n› belirlemek için kullan›lm›flt›r. Bu deneylerde, fertilize yumurtalar›n %38’inde anöploidi oldu¤u belirlenmifltir (anöploid oositlerinden dolay› %26, anöploid spermden dolay› %8, poliploidden dolay› %2 ve partenogenezden dolay› da %6’d›r). Ancak gerçekte embriyolar›n %38’inde anöploidiler görülmez çün- ∗ Adapted from The Ultrasound Detection of Chromosomal Anomalies—A Multimedia Lecture by Philippe Jeanty. ISBN (0-9667878-0-3). Available from: http://www.prenataldiagnosis. com and http://www.TheFetus.net. (Reprinted with permission from http://www.TheFetus.net.) kü embriyolar›n neredeyse dörtte biri yok olur ve implantasyon gerçeklefltiremezler. ‹mplante olanlar›n neredeyse yar›s› ilk trimesterde hayatta olabilir. ‹lk trimester süresince bu embriyolar›n ço¤u düflükler s›ras›nda kaybolur ve ikinciyle üçüncü trimesterlerde de anöploidilerin say›s› neredeyse %1’e kadar düfler. TAMAMLAYICI ARAfiTIRMALAR Genel anöploidi bulgular› biyokimyasal farkl›l›klar›, yap›sal anomalileri ve sonraki bölümlerde incelenecek olan büyüme k›s›tl›klar›n› da içerir. Fetusta anöploidi oldu¤undan flüphelenilirse karyotip koryon villus biyopsisi, aminosentez ya da fetal kan öeneklemesi ile temin edilir. Önceden bu fetuslara ekokardiyografi uygulanm›flt›r, ama günümüzde ekokardiyografi rutin de¤erlendirmenin bir parças› olarak tercih edilir. Üçlü Tarama Genelde biyokimyasal farkl›l›klar üçlü tarama denilen bir test ile de¤erlendirilir. Bu anneye uygulanan, anne serum de¤erlerinin belirlendi¤i ve mediyan›n katlar› olarak ifade edildi¤i kan testidir. Üçlü tarama testinin üç bilefleni vard›r ve bunlar flunlard›r; α-fetoprotein, β-human koryonik gonadotropin (β-hCG) ve konjuge olmam›fl östriol. Bu serum bileflenlerinin de¤erlerinin kombinasyonu trizomi 21 ve 18’in öngörüsünde de¤erlidir (fiekil 21-3). Araflt›r›lan baflka belirteçler de vard›r. Örne¤in, serbest αhCG, α- hCG ve gebelikle iliflkili plazma proteini A (PAPPA). Baflka araflt›rmac›lar da kan testlerine karfl› idrar testlerini araflt›r›yorlar. Ayr›ca baz› çal›flmalarda üçlü test ya da baz› farkl› kombinasyonlar yerine dörtlü test öne ç›kar›l›r. Tüm uygulanan üçlü testin neredeyse %5’i pozitifken, bu pozitiflik %95’inde yanl›fl pozitifliktir.16 Üçlü tarama testi sayesinde trizomi 21’li fetuslar›n 35 yafl›n alt›ndaki kad›nlarda %60’› ve 35 yafl›n üzerindeki kad›nlarda neredeyse %100’ü, trizomi 18’li fetuslar›n %40’›, nöral tüp defektli fetuslar›n %85’i ve abdominal duvar defektli fetuslar›n %75’i saptan›r. K›sacas› basit kan testleriyle hamileli¤e ba¤l› olan önemli bilgiler ortaya ç›kar›labilinir. Ortada klinisyenlere ve hastalara için önemli bir soru vard›r. Normal ultrason bulgular›n›n varl›¤› üçlü tarama testindeki riskleri ne dereceye kadar düflürür? Ne yaz›k ki literatürde bu soruyu cevaplayacak tutarl› veriler bu- 652 K›s›m 2 FETAL ANOMAL‹LER VE BOZUKLUKLARI Trizomi 21 Trizomi 18 α-Fetoprotein 0.7 MoM 0.75 MoM β-human koryonik gonadotropin 2 0.6 Unkonjuge östriol 0.6 0.55 fiekil 21-3. Üçlü tarama testi bileflenlerinin anormal de¤erlerinin kombinasyonlar›n›n trizomi 18 ve 21’in belirlenmesinde öngörü de¤eri vard›r. fiekil 21-1. Do¤um s›ras›ndaki anne yafl›na ba¤l› olarak, 10.000 do¤umda bir olan anöplodi frekans› (Hecht CA, Hook EB. Prenat Diagn. 1994;14: 729–738; Bray I, Wright DE, Davies C, Hook EB. Prenat Diagn. 1998;18:9–20’den izinle). lunmamaktad›r; Nyberg17 ve arkadafllar› risk düflüflünün yaklafl›k %45 oldu¤unu bildirirken, Bahado-Singh18 ve arkadafllar› bu düflüflün neredeyse %800 oldu¤unu bildirmifltir. Doktorlar olarak, bizler hastalar›m›zla konuflurken Nyberg’in sundu¤u de¤erleri kullan›yoruz; böylece 1/180’lik bir risk kabaca 1/270’e düflüyor. GENET‹K KAVRAMLARIN YEN‹DEN ELE ALINMASI VE TERM‹NOLOJ‹ Kromozom p harfinin temsil etti¤i k›sa kol ve p den sonra gelen q harfinin temsil etti¤i uzun kolun sentromer ile birbirine ba¤land›¤› linear bir yap›d›r (fiekil 21-4). Normal say›da kromozom tak›m› içeren hücreye öploid denir. Bu yüzden 23 kromozom içeren gamatlerde (ovum ya da sperm) hücrede tek tak›m kromozom olmas› nedeni ile haploid denir. Vücuttaki di¤er hücreler iki tak›m kromozom içermektetir ve bunlara da diploid denir. Kromozomlar, k›sa kol p yukar›da ve uzun kol q altta olmak üzere karyotiplemede azalan boyutlar›na göre gösterilir. Karyotipte gösterilen en son çift ise seks kromozomudur. Di¤er 22 çift kromozom otozom olarak adland›r›l›r. Floresan in situ hibridizasyonu kromozomlar›n floresanl› proplarla etiketlenerek tan›mland›¤› tekniktir. Bu tekni¤in sonuçlar› çok h›zl› bir flekilde al›n›r, yani aminosentezden günler sonra yerine saatler sonra sonuca ulafl›labilinir, ancak sadece kromozomlar›n seçilen k›s›mlar›na ait bilgileri sa¤lar. Mitoz Hücre bölünmesinin en önemli formlar›ndan biri mitozdur. Mitoz bölünmede ana hücreyle özdefl iki kardefl hücre ortaya ç›kar. DNA içeren hücre, bölünmeden önce kromatidlerine ayr›l›r. Özdefl hücrelerin her ikisi de anneden bir kromozom, babadan bir kromozom içermektedir, bunlara homolog kromozomlar denir. ‹nsan hücrelerinde 23 çift kromozom bulunmaktad›r, bu totalde 46 kromozom demektir. Hücre bölünmesinin ilk aflamalar›nda kromotidler kardefl kromatid denilen özdefl kopyalar› üretirler. Kardefl kromatidler birbirinden ayr›larak kardefl hücrelere geçerler. Bölünmenin sonunda birbiriyle ayn› iki ana hücre üretilmifl olur. Mayoz Mayoz hücre bölünmesinin gametlerde (germ hücrelerinde) gerçekleflmesidir. Mayozda ortaya ç›kan kardefl hücreler ana hücreye ait olan genetik materyalin yar›s›n› içermektedir. Mayoz ve mitoz aras›ndaki fark; mayozun ilk faz›nda gametositlerin (oosit ya da spermatositten herhangi birinin) bölünmemifl kromozomlar tafl›yan ikincil gametositlere bölünmesidir. Mayozun ilk faz›ndaysa, homolog kromozom sinapsis ile rekombinasyon olarak adland›r›lan iki olay s›ras›nda çiftleflir ve segmentleflir. Böylece, bir kromozomun segmenti di¤er homolog kromozoma geçmifltir. Mayoz bölünmenin fiekil 21-2. Anomali say›lar› ile anöploidi s›kl›¤›, (Nicolaides KH, Brizol All, Smjders RJ’den Uyarlanan Veriler: Fetal ense fleffafl›¤›: hamileli¤in ilk trimesteri s›ras›nda fetal trizomi için yap›lan ultrason taramas›. Br I Obstet Jinekol. 1994:101: 782-786) fiekil 21-4. Linear yap›l› kromozom tasla¤›. Bölüm 23 Fetal Biofizik Skorlama: Teorik Düflünceler Ve Pratik Uygulama 705 Bölüm 23 FETAL B‹OF‹Z‹K SKORLAMA: TEOR‹K DÜfiÜNCELER VE PRAT‹K UYGULAMA Frank A. Manning Çeviri: Dr. Elif Demirci, Dr. Oya Demirci, Dr. Fuat Demirci Tan›mlar 1. Antepartum fetal testler: do¤umun bafllang›c›ndan önce normal fetuslar› tehlikede olanlardan ay›rt etmek için kullan›lan yöntemlerin derlemesidir. Bu yöntemler maternal serumdaki endokrin belirteçlere, doppler ultrason bazl› sürekli fetal kalp h›z› monitörizasyonuna ya da eflzamanl› ultrasonla fetal biofizik de¤iflkenleri ve amniotik s›v› volümünün de¤erlendirilmesine dayal›d›r. 2. Fetal biyofizik skorlama: dört ayr› dinamik fetal biofizik de¤iflkenlerinin (fetal hareketlere tepki olarak kalp h›z›nda art›fl [non-stres test ya da NST], fetal solunum, büyük vücut haraketleri, tonus) ve bir sabit de¤iflkenin (amniotik s›v› volümü) gözlenmesinden türetilen bir skordur. Skor 10/10 (tüm de¤iflkenler normal) dan 0/10 (tüm de¤iflkenler anormal)a kadar de¤iflebilir. Bu yöntem sa¤l›kl› olanlar› tehlikedeki fetuslardan ay›rt etmede yüksek oranda do¤rulu¤a sahiptir. 3. Perinatal asfiksi: hipoksi veya iskemiye maruz kalarak hipoksemi ve metabolik asidoz(anormal baz a盤›) sergileyen fetuslar› tan›mlamada kullan›lan genel bir terimdir. Perinatal asfiksi akut ya da kronik olabilir. Fetusun perinatal asfiksiye adaptasyon için verdi¤i yan›t fetal dinamik biofizik de¤iflkenlerinin ve amniotik s›v› volümünün de¤erlendirilmesinin temelini oluflturur. Perinatal asfiksi perinatal ölümle tan›nabilece¤i gibi etkilenmifl ama yaflayan bebeklerde serebral palsi gibi morbiditelere de neden olabilmektedir. G‹R‹fi Anne karn›nda fetal ölüm ya da zarar görme riski olan fetuslar›n saptanabilmesi için objektif klinik yöntemlar›n gelifltirilmesi maalesef son birkaç y›lda olmufltur. ‹lk çal›flmalar plasentadan anne dolafl›m›na salg›lanan ürünlerin ölçümüyle bafllam›flt›r. Plasental enzimler (alkalen fosfataz, lösin aminopeptidaz), plasental spesifik hormonlar (plasental laktojen), plasental dönüflüm ürünleri (östriol, estetrol) gibi pekçok bileflik çal›fl›lm›flt›r. Ço¤unun fetal iyilik haliyle ilgisi olsa da bu ölçümler yeterli do¤rulu¤u sa¤lay›p klinik yaklafl›ma faydal› olamam›flt›r.1960’lar›n bafllar›nda biri Yale’den Hon’un di¤eri Uruguay’dan Caldero-Barcia’n›n bafl›n› çekti¤i iki klinik araflt›rma grubu fetal kalp h›- z›n›n sürekli kay›t metotlar›n› bildirmifllerdir.1,2 Bu yenilik dinamik biofiziksel monitorizasyona ba¤l› fetal de¤erlendirme ça¤›n› bafllatt›. Her nekadar intrapartum dönem için tasarlanm›fl olsa da antepartum dönemde de kalp h›z› monitorizasyonunun uygulanabilirli¤i çabucak farkedilmifl ve kontraksiyonlara, (CST) fetal hareketlere (NST) ya da her ikisine kalp h›z› tepkisine dayal› testler çok kullan›l›r olmufl ve biokimyasal testlere üstün gelmifltir. 1960’lar›n sonlar›nda Oxford’dan Dawes ve Paris’ten Tchobroutsky fetal solunum hareketlerinin intrauterin hayatta normal olarak izlendi¤ini göstermifllerdir.3,4 Dawes ve arkadafllar› kronik fetal kuzu preparatlar›nda pek çok iyi planlanm›fl deney yapm›fllar ve deneysel hipoksemiye5 fetal solunum merkezinin mükemmel duyarl›l›¤›n› göstermifllerdir. Bu bulgular insan fetal iyili¤inin tahmininde bu ölçümlerin kullan›m potansiyeli hakk›nda ilgi uyand›rm›flt›r. Bu gözlemlerin klinik uygulan›mlar› insan fetal solunumunun do¤ru olarak kaydedilememesinden dolay› uygulamaya girmemifltir. 1970’lerin ortalar›nda, devrim niteli¤inde bir klinik araç olan dinamik real-time B-mod ultrason kullan›lmaya baflland›. Bu alet sayesinde dinamik fetal biyofiziksel aktivitelerin büyük k›sm› klinik olarak uygulanabilir oldu. Klinik de¤erlendirmeler fetal solunum hareketlerinin varl›¤› veya yoklu¤unun gözlemlenmesinin NST6 kadar öngörülebilir oldu¤unu ve CST’nin gerçek ve yalanc› pozitifli¤ini ay›rt etmede faydal› oldu¤unu7, kalp h›z› testleriyle kombine edildi¤inde herhangi bir tek testten8 daha iyi belirteç oldu¤unu göstermifltir. Ayr›ca gros vücut hareketlerinin objektif kayd›, fetal hastal›k9 ve sa¤l›¤›n göstergesi oldu¤u gibi di¤er biyofiziksel de¤erlerle birlefltirildi¤inde öngörü do¤rulu¤u artmaktayd›. Gözlemlerin ön sonuçlar› antepartum risk de¤erlendirilmesi için temel görüfl yaklafl›m›n› oluflturdu. Fetal de¤erlendirme yöntemlerinin öngörü do¤rulu¤u, fetal parametrelerin say›s› artt›kça artar. Bugünün standartlar›na göre bu kaba görüntülerle bile anlafl›ld› ki fetusla ilgili elde edilebilecek bilgi çok geniflti. Gros vücut hareketlerinden ince parmak kontrolüne, amniyotik s›v› da¤›l›m›n›n objektif de¤erlendirilmesine, fetal yap›lar›n dikkatli ölçümüne (morfometri), organ sistemlerinin yap›sal ve fonksiyonel birli¤ine (morfoloji) kadar genifl ve akut bir dinamik biyofiziksel aktivite spektrumunu içermekteydi. Fetal biyofizik profil skorlama yöntemi(BPS) bu zengin klinik ortam› ve dinamik biyofiziksel aktiviteleri çal›fl›labi- 706 K›s›m 3 R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ lir bir klinik formatla10 birlefltirme ihtiyac›ndan do¤mufltur. BPS’n›n bulunmas›ndan itibaren sonuçlar›n dinamik fetal ultrason görüntüleriyle elde edilen bilgilerle yorumlanmas› önemlidir. Bu bölümün amac› fetal BPS’nun klinik rolünü hat›rlatmak, antenatal asidozla yans›t›lan ani neonatal risk ve uzun dönem sekelleri olan perinatal morbidite ve mortaliteyi öngörüp önlemek ve riskli gebelik katagorileri oluflturarak bu test yönteminin uygulanmas›n› an›msatmakt›r. FETUSUN AKUT VE KRON‹K H‹POKSEM‹ VEYA AS‹DEM‹YE VERD‹⁄‹ ADAPTASYON YANIT MEKAN‹ZMALARI Seksen iki bin kat›l›ml› genifl bir klinik çal›flma temel al›nd›¤›nda, yüksek riskli gebeliklerin ço¤unda plasental solunum fonksiyonunda ciddi bozulma yada fonksiyon bozan olaylar olsa bile ya hiç ya da %2-3 gibi küçük bir yüzdede kötü fetal sonuçlar izlenmektedir. Kendine düflman bu çevreden kendini kurtaramayan memeli fetuslar etkileyici kompansatuar koruma mekanizmalar› gelifltirmifllerdir. Hipoksemi ve asidemiye karfl› gelifltirilen adaptasyonlar BPS’in komponentlerinin normalden sapmas›na neden olur. Ölümcül preeklempsi veya dekolmanda oldu¤u gibi akut hipoksemiye yan›t olarak fetusun hayatta kalmas› için o an gerekli olmayan tüm akut biyofizik aktivitelerini keser, hareket etmez, solunum yapmaz ve fleksiyon tonusunu kaybeder. Fetal kuzuda, ilaçla ayak taban› blokaj› sonucu (gallamine ile) tüm iskelet kaslar›n›n aktivitesinin kayb›, oksijen tüketimini aniden %17 kadar azaltarak fetal PO2’yi artt›r›r.11 ‹nsan fetuslar›nda da benzer bir etki gözlemledik. Alloimmun anemik fetuslarda intravasküler transfüzyon yap›ld›¤›nda venöz kanda ölçülen PO2 pancuronium blokaj› sonras› yükselir.12 Bu adaptasyon tepkisi santral sinir sistemi nöronlar›nda geliflen akut doku hipoksisi taraf›ndan düzenlenir ve biyofiziksel aktivitelerde devams›zl›k bafllar (fiekil 23-1). Yüksek riskli insan fetuslar›ndaki bu adaptasyon tepkilerinin kan›t› antenatal venöz kordon kan› analiziyle gösterilir. Herhangi bir ba¤›ms›z, akut biyofi- Normal biyofizik değer Normal oksijen taşınım Normal metabolizma Normal sinyal çıkışı Merkezi Sinir Sistemi Ritim Jeneratörlerinin Baskılayıcı etkisi Anormal oksijen taşınımı Hipoksemi Anemi İskemi Anormal metabolik ürünler Hidrojen iyonu fazlası (asidoz) Laktik asit birikimi Prostaglandinler İnterlökin 2 Substrat açığı Hipoglisemi Ekzojen farmoaktif ajanlar Trankilizanlar Nikotin Alkol Narkotikler Anormal Sinyal çıkışının baskılanışı ya da yokluğu Anormal biyofizik değer fiekil 23-1. A: Dinamik fetal biofizik aktiviteleri düzenleyen normal ve patolojik intrensek faktörlerin flemas›. Normal biofiziksel aktivitenin gözlenmesi MSS düzenleyici nöronlar›n hipoksik olmad›¤›n›n güçlü olas› tan›s›d›r. Tersine bir de¤erin gözleminin kayb› ay›r›c› tan› gerektirir. (Reproduced with permission from Manning FA, ed. Fetal Medicine: Principles and Practice. Norwalk, CT: Appleton & Lange, 1995.) Fetal Biofizik Skorlama: Teorik Düflünceler ve Pratik Uygulama Anteparium umblikol ven PH’ı Bölüm 23 Beofiziksel değer fiekil 23-2. Antenatal kordon kan›nda (kordosentez) biyofizik profil skor komponentlerinin her biri için [ortalama pH ± 2SD], (normal aç›k renk daireler) ve anormal de¤erler (koyu renkli daireler)]. Ay›r›c› etki en az pH de¤iflikli¤ini gösteren NST’de izlenirken, fetal hareketlerde en fazla düfler. (ASV: amniyotik s›v› volümü, FSH: fetal solunum hareketleri, FH: fetal hareket, FT: fetal tonus) (Manning FA, Snijders RL, Harman CR et al’›n izniyle kopyalanm›flt›r:Fetal biophysical profile score 6. Correlation with antepartum umblical venous fetal PH. Am J Obstet Gynecol 1993;165:755. ziksel de¤er için ortalama pH, aktivite izlendi¤inde izlenmedi¤ine oranla anlaml› olarak daha yüksektir (fiekil 232).13 Ayr›ca bu akut de¤iflkenler aras›nda diferansiyel sensitivite vard›r: pH’da en hafif düflme NST’de fetal solunum hareketleri yokken izlenirken, büyük fetal hareketlerden ve anormal tonus oluflumundan önce büyük düflmeler izlenir. Hafif ve orta dereceli stabil asidemik olmayan hipoksemiden zarar gören hayvan fetuslar›nda, daha az s›kl›kla olsa da akut biyofizik aktivitelerde geri dönüfl olabilir.14 Bu parsiyel iyileflmenin fizyolojik temeli kar›fl›kt›r, artm›fl oksijen tafl›ma kapasitesini, daha iyi oksijen ç›kar›m›n›, reseptör efli¤inin yeniden yap›lanmas›n› ve serebral kan ak›m›nda art›fl› içerir. Ayr›ca BPS doku hipoksemisinin yans›mas›d›r ancak dolafl›mdaki PO2’yi öngöremez. Fetal BPS ve antenatal venöz PO2 aras›ndaki istatistiksel olarak anlaml› ama klinik olarak ba¤lant›s›zl›k bu aç›klamay› destekler. ‹lerleyici hipoksemi, asidemik hipoksemi(asfiksi) veya her ikisinin insan veya hayvan fetuslar›nda akut biyofizik de¤erlerin tekrar ortaya ç›k›fl›yla iliflkili bulunamamas› klinik olarak anlaml›d›r. 707 Fetusun hipoksemiye ikincil adaptasyon tepkisi aort topuzundaki kardiyak outputun da¤›t›m›n› düzenleyen kemoreseptör reflekstir. Bu refleks ciddi asidemi ya da hipoksemi taraf›ndan tetiklenerek kan ak›m›n› hayati olmayan organlardan kalp, beyin, plasenta ve adrenaller gibi hayati organlara yönlendirir.15 Ölçülebilen klinik etkiler günler içinde ortaya ç›kan oligohidramnios ve haftalar içinde geliflen intrauterin büyüme k›s›tlanm›fll›¤›d›r (‹UGR). Bu refleks BPS ile fetal de¤erlendirmede önemli bir kural oluflturur: sa¤lam membranlar ve fonksiyon gören genitoüriner sistem varl›¤›nda oligohidramnios fetal s›k›nt›n›n muhtemel göstergesidir. Bu hükmün istisnalar› olsa da çok nadirdir, bizim grubumuzda 160,000’in üzerindeki testlerin yaln›zca 1’inde saptanm›flt›r. Hipoksemi, asidemi (akut biyofiziksel de¤erlerin kayb›) veya her ikisine ani adaptasyon tepkisi ile (oligürik oligohidramnios) geç refleks cevap aras›ndaki zaman aral›¤› s›k›nt›n›n kronikleflti¤ini gösterir. Düzenleme merkezlerinin farkl› sensitiviteleri olay›n ciddiyetine iç görü sa¤lar. Bu iki komponent, test s›kl›¤›n› belirlemede ve spesifik risk kategorilerinin yorumlanmas›nda kritik öneme sahiptir. Örne¤in fetal flartlar›n çabuk de¤iflti¤i durumlarda (insuline ba¤›ml› DM) testler akut biyofizik de¤erler aç›s›ndan s›k bak›l›r (haftada iki). Fetal tehlikenin çabuk ilerledi¤i ciddi alloimmun anemi gibi durumlarda testler akut de¤erlere önem vererek s›k yap›l›r (günlük veya sabah-akflam) ve tedavi normal oksijen tafl›ma kapasitesini onarana dek devam edilir. Postterm gebelik gibi yavafl ilerleyen plasental yetmezlikte biyofizik skorlamada amaç kronik adaptasyon bulgular›n› saptamak (oligohidramniyos) ve kronik hipoksemi üzerine akut hipokseminin eklenmesini (tüm ya da baz› de¤erlerin kayb›) de¤erlendirmektir. Bu durumlarda gerileme h›zl› olabilece¤inden test aral›¤› haftada ikiye al›n›r. Di¤er anormal fetal kondisyonlar›n patofizyolojisini anlamam›z ilerledikçe fetal biyofizik profilin önemi ve kullan›m s›kl›¤› de¤iflecektir. FETAL B‹YOF‹Z‹K PROF‹L SKORU: YÖNTEM VE MOD‹F‹KASYON Fetal biyofizik skorlaman›n orjinali befl kesin de¤iflkenin birleflimidir: fetal solunum, gros vücut hareketleri, tonus, fetal hareketlerle kalp h›z›nda akselerasyon (NST), yar› kantitatif olarak en genifl vertikal cepten amniyotik s›v› volümü ölçümüdür. Fetal tonus harici her de¤er farkl› çal›flmalarla de¤erlendirilmifl ve normlar ve do¤ruluk öngörüleri karfl›laflt›r›lm›flt›r.6,16,17 Deneyimlerimizin birikimi sonucu olarak orijinal kriterlere modifikasyon getirdik; oligohidramniyos tan›m› 1 cm’lik cepten 2 cm’lik18 cebe ç›kar›ld›, ve fetal tonusun tan›m› fetal elin aç›l›p kapan›fl›n› ve aktivite olmad›¤›nda19 kapal› kal›fl›n› kapsad›. BPS de¤erlerinin yorumlanmas› için güncel kriterler Tablo 23-1’de verilmifltir. Prospektif bir çal›flmaya dayanan modifikasyonda, di¤er de¤erleri dinamik ultrasonla monitorize edilerek normal bulunan fetuslarda NST ç›kart›ld›20 ve böylece 8/8’lik yeni bir modifikasyon sistemi oluflturuldu. Bölüm 24 Koryonik Villus Örneklemesi 715 Bölüm 24 KORYON‹K V‹LLUS ÖRNEKLEMES‹ Ronald J. Wapner ● Eugene C. Toy Çeviri: Dr. Mert Kazand› Tan›mlar 1. Koryonik villus örneklemesi (CVS): birinci trimesterde prenatal tan› amac›yla yap›lan invaziv bir prosedürdür. CVS, genellikle son menstrüel periyottan sonraki 70. ve 91. günler aras›nda yap›l›r. Bu prosedürde plasentan›n bir parças› olan koryon villuslar›ndan doku al›n›r ve incelenir. 2. Koryon frondozum: ekstraembriyonik membran›n en d›fl k›sm›nda, trofoblastik hücrelerden oluflmufl ve villular›n geliflti¤i plasentan›n fetal komponentidir. 3. Floresan in situ hibridizasyon (FISH): trizomi 21,18 ve 13 gibi kromozomal anomalilerin h›zl› bir flekilde belirlenmesinde kullan›lan h›zl› bir metoddur. 4. Birinci trimester taramas›: birinci trimesterde kromozomal anomalileri tarama amac›yla PAPP-A ve hCG gibi iki biyokimyasal test ve ense kal›nl›¤›n›n (Nuchal Translucency, NT) ultrasonografik olarak ölçümünden oluflan bir metottur. CVS’nin avantajlar›na ra¤men prosedürün evrensel olarak kabul görebilmesi için çok çaba harcanm›flt›r. Bunun alt›nda yatan esas neden ise örnek al›nmas› ve ard›ndan yap›lan laboratuvar ifllemlerinin amniyosenteze göre daha kompleks olmas› ve bu ifllemin fetal ekstremite deformitelerine yol açabilece¤ine dair endiflelerde bulunmas›d›r. Yak›n zamanda CVS’e karfl› yeniden bir flevk ve ilgi olufltu. ‹lk olarak yap›lan uzun soluklu çal›flmalar laboratuvar sonuçlar›n›n do¤rulu¤unu, örneklemenin güvenilirli¤ini ve gebeli¤in 10. haftas›ndan sonra deneyimli hekimler taraf›ndan uyguland›¤›nda prosedürün güvenlili¤ini ortaya koymufltur. ‹kinci olarak çal›flmalar, güvenlilik aç›s›ndan ilk trimester amniyosentezine göre CVS’nin üstünlü¤ünü ortaya koymufltur.3-5 Ek olarak son on y›lda CVS’e ba¤l› problemlerde azalmayla birlikte komplikasyon oranlar› aç›s›ndan amniyosentez ile karfl›laflt›r›labilir de¤erlerdedir.6 Üçüncü olarak birinci trimesterde fetal kromozomal anomali taramalar›ndaki baflar›lar birinci trimester fetal karyotip tayini amaçl› tan›sal prosedürler için itici güç olmufltur.7 G‹R‹fi KORYON V‹LLUS ÖRNEKLEMES‹ ‹Ç‹N GÖRÜfi VE END‹KASYONLAR Sonografi eflli¤inde koryon villus örneklemesi, ABD’de 1980’lerin bafllar›ndan itibaren genetik riski olan çiftlere erken ve h›zl› prenatal tan› arac› olarak önerilmektedir.1 Gebeli¤in ilk 10 haftas› gibi erken dönemde yap›labilen bu prosedürde ilk aflamada 48 saat içerisinde sitogenetik sonuçlar, ard›ndan 7 gün içerisinde kültür sonuçlar› al›n›r. Buna karfl›l›k 7-10 günlük amniyotik s›v› hücre kültürü gerektiren genetik amniyosentez ifllemi 16. gebelik haftas›na kadar rutinde uygulanmaz. Floresan in situ hibridizasyon tekni¤i (FISH) her iki teknikte kullan›labilinir. Bu nedenle amniyosentezle tan›mlay›c› bir tan› oluflturulmadan önce gebeli¤in neredeyse yar›s› tamamlanm›fl olmaktad›r. Amniosentezle belirgin bir fetal anomali saptand›¤› takdirde ebeveynleri gebeli¤in sonland›r›lmas› yada devam› konusunda zor bir karar beklemektedir. Bu karar›n ikinci trimestire b›rak›lmas› çok zordur çünkü bu dönemde bebek hareketleri alg›lanmaya bafllanmakta ve anne ile fetüs aras›nda belirgin bir ba¤ kurulmaktad›r. Ek olarak gebelik toplum taraf›ndan bilinen bir durumdur ve karar verme özgürlü¤ünü engelleyen bir durumdur. Terminasyon seçildi¤i takdirde maternal riskler ilk trimestere göre yaklafl›k 5 kata kadar art›fl göstermektedir.2 Uzun y›llar boyunca prenatal tan›, fetal genetik yap›n›n indirek yans›mas› olan amniyotik s›v› fibroblastlar›n›n analizine dayan›larak yap›ld›. Benzer flekilde koryonik villuslar da fetal orjinlidir ve fetal genetik hastal›klar›n de¤erlendirilmesinde uygun ve yararl› bir doku kayna¤›d›r. Bunlar›n sitogenetik, moleküler ve biyokimyasal özellikleri fetüsü yans›t›r. Ek olarak villuslar k›smen sitotrofoblast hücrelerinden oluflur ki bu hücreler spontan olarak bölünebilme yetene¤ine sahip olduklar› için h›zl› kromozomal analizinde kullan›labilirler. Son olarak villuslardan koryonik membran ya da amniyotik membran› delmeye gerek kalmadan da kolayl›kla örnek al›nabilir. Alfa fetoprotein analizi hariç tutuldu¤unda CVS için olan endikasyonlar temelde amniyosentez endikasyonlar› ile benzerlik gösterir. Majör endikasyonlar tablo 24-1’de listelenmifltir. ‹leri anne yafl› (35 yafl üstü) en s›k endikasyondur ve prosedürün yap›lmas›nda %90 nedendir.8 Ayr›ca daha önceden fetal kromozomal anomalili bebek öyküsü olan hastalarda, kromozomal translokasyonu olan ya da otozomal resesif biyokimyasal veya moleküler hastal›k tafl›y›c›l›¤› olan çiftlerde erken invaziv testler yap›labilir. Birinci trimester prenatal tan› s›kl›kla cinsiyet ba¤l› genetik hastal›k tafl›y›c›s› olan ka- 716 K›s›m 3 R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ Tablo 24-1 CVS IÇIN MAJÖR ENDIKASYONLAR Maternal yafl: 35 yafl ve üstü gebelikler, Nondisjunctional kromozomal anomalili bebek öyküsü, Dengeli translokasyonu ya da di¤er kromozomal hastal›¤› olan ebeveynler, Her iki ebveynde de otozomal resesif hastal›¤› olan çiftler, Cinsiyete ba¤l› kal›t›m gösteren hastal›¤› olan kad›nlar, Pozitif birinci trimester trizomi 21 ve 18 taramas› sonucu olanlar. d›nlar taraf›ndan talep edilmektedir bu hastalar›n erkek çocuklar›nda hastal›¤›n görülme oran› %50’dir. Son dönemde birinci trimesterde fetal trizomi 21 ve 18 taramas›, PAPP-A (gebelikle iliflkili plazma proteini -A) ve hCG (insan koryonik gonadotropini)’nin biyokimyasal analizi ve fetal NT(ense kal›nl›¤›) ölçümünün kombine edilmesi ile mümkün hale gelmifltir.7 Bafllang›ç çal›flmalar› yaklafl›k %90 sensitivite gösterdi¤i takdirde pozitif tarama sonucu CVS için majör endikasyon olabilir. KORYON V‹LLUS ÖRNEKLEMES‹N‹N TAR‹H‹ Birinci trimester taramas› yeni bir konu de¤ildir. Villus dokular›n›n örneklenmesi ve analizi ifllemi 25 y›ldan daha fazla bir süre önce Çinliler taraf›ndan, fetal cinsiyetin önceden belirlenmesi amac›yla, uterus içerisine ince bir kateterle sadece dokunma duyusu kullan›larak girilmesiyle ortaya konmufltu.9 Gestasyonel kesenin direnci hissedildi¤inde kateterden küçük villus parçalar› aspire edilerek örnek al›n›rd›. Günümüzde ultrason eflli¤inde invaziv ifllemlerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda kaba bir metod olarak görünmesine ra¤men diyagnostik baflar›s› ve düflük gebelik kayb› oran›yla ilk trimester taramas›nda yararl› oldu¤unu göstermifltir. 1968’de Hahnemann ve Mohr, 12 hasta üzerinde 6 mm çapl› bir enstrüman kullanarak kör transservikal (TC) trofoblast biyopsisi yapm›fllard›r.10 Baflar›l› hücre kültürleri elde edilmesine ra¤men hastalar›n yar›s›nda düflük görülmüfltür. 1973’te Kullander ve Sandhal, 5 mm çapl› fiberoptik endoservoskop ile biyopsi forsepsi kullanarak gebelik terminasyonu talep eden hastalarda TC CVS ifllemini yapm›fllard›r.11 Vakalar›n yar›s›nda baflar›l› kültür sonuçlar› al›nmakla birlikte 2 vakada sepsis geliflmifltir. 1974’te Hahnemann 2.5 mmlik histereskop ve silindirik biyopsi b›ça¤› kullanarak birinci trimester prenatal tan›s›nda yeni bir yol denemifltir.12 Bir kez daha amniyotik membran›n rüptürü gibi önemli komplikasyonlar görülmüfltür. Bu s›rada 2. trimester genetik amniyosentezin güvenli¤inin görülmesi üzerine, birinci trimester prenatal tan› uygulamalar› bir süreli¤ine Do¤u Hempshire’da yasaklanm›flt›r. 1980’lerde CVS için iki yeni teknolojik ilerleme gelifltirilmifltir. Bunlardan ilki gerçek zamanl› sonografinin gelifltirilmesidir ki eflzamanl› ve sürekli rehberli¤i mümkün k›lm›flt›r. Ayn› zamanda örnekleme araçlar› daha da küçülmüfl ve basitleflmifltir. 1982’de Kazy ve ark. taraf›ndan ilk gerçek zamanl› sonografi rehberli¤inde TC CVS bildirilmifltir.13 Ayn› y›l sonografi eflli¤inde 1.5 mm çapl› polietilen kateter kullan›larak TC aspirasyonu ile koryonik villuslardan elde edilen DNA ile β-talasemi majör tan›s› konmufltur.14 Benzer bir tekni¤i kullanarak Brambati ve Simoni 11. gebelik haftas›nda trizomi 21 tan›s›n› koymufllard›r.15 Bu ilk çal›flmalar›n ard›ndan avrupa ve birleflik devletler’de pek çok CVS program› kurulmufl ve sonuçlar› Dünya Sa¤l›k Örgütü(DSÖ) taraf›ndan desteklenen Jefferson T›p Okulu’nda raporlanm›flt›r. 1989’a kadar bu tek merkezli raporlar CVS’in güvenilirli¤ini göstermek için kullan›lm›fl, daha sonra 1’i Kanada’dan16 ve di¤eri Birleflik Devletler’den17 olan prosedürün güvenilirli¤ini destekleyen iki prospektif çal›flma yay›nlanm›flt›r. KORYON V‹LLUS ÖRNEKLEMES‹: PROSEDÜR Prosedürle ‹liflkili Anatomi (fiekil 24-1) Son adet tarihinden sonraki 9 ile 12 haftalar aras›nda geliflen gebelik henüz uterin kaviteyi doldurmam›flt›r. Kese, içerisinde hem amniyotik kavite hem de ekstraembriyonik çölom bulunan kal›n koryonik membranlar ile sar›lm›flt›r. Amniyotik kavite embriyoyu içerir ve ince, serbestçe hareket edebilen amniyotik membran ile çevrelenmifltir. Ekstraembriyonik çölom amniyotik ve koryonik membranlar aras›nda yerleflmifltir ve yap›flkan, mukus benzeri madde içerir ve amniyotik kese koryona do¤ru büyüdükçe kaybolur ve iki membran birleflir. 9. gebelik haftas›ndan önce koryonik villuslar gestasyonel kesenin tüm d›fl yüzeyini çevreler. Haftalar ilerledikçe geliflen kese uterin kaviteyi doldurmaya bafllar ve desidua basalis ile iliflkili implantasyon bölgesi haricindeki villuslar›n ço¤u regrese olmaya bafllar (fiekil 24-1). ‹mplantasyon bölgesindeki villuslar h›zla prolifere olarak koryon frondosumu veya plasentan›n fetal komponent k›sm›n› oluflturur. 9 ve 12. gebelik haftalar› aras›nda villuslar intervillöz boflluktaki kan içerisinde serbestçe bulunur ve altta yatan desidua basalise zay›fça ba¤lanm›fllard›r. Örnekleme Tekni¤i CVS ile örnek al›nmas› genellikle son adet tarihinden sonraki 70 ile 91. günler aras›nda yap›l›r. Bu aral›¤›n seçilmesinin amac› erken gebelikteki spontan düflük oran›n›n minimize edilmesidir. Koryon frondosum ultrasonografi ile bu gebelik haftas›nda kolayl›kla hiperekojen homojen bir alan olarak izlenir (fiekil 24-2). Ek olarak amniyon ve koryonun füzyonu henüz gerçekleflmedi¤i için ifllem esnas›nda amniyotik membran›n rüptür olas›l›¤› azal›r. Erken gebelikte örnekleme yap›lmas›n›n fetal anomalilerle iliflkili olabilece¤i bildirilmifl ve rutin olarak yap›lmamas› önerilmektedir.18 Uterusun büyümesi ile birlikte plasenta ve serviks aras›ndaki mesafenin artmas› nedeniyle transservikal örnekleme 12. haftadan sonra daha zor olmaktad›r. Koryonik villus örneklemesi (CVS), transservikal (TC) ya da transabdominal (TA) yaklafl›mla uygulanabilir (fiekil 243). Her iki yaklafl›m da eflit güvenilirlik ve etkinliktedir ve hastalar›n ço¤u herhangi biriyle örneklenebilir.19 Ço¤u vakada hekim ya da hastan›n seçimi yaklafl›m› belirler, bazen hastalar›n yaklafl›k %3-5’inde klinik nedenler bir yaklafl›m› di¤erine Bölüm 24 717 Koryonik Villus Örneklemesi Yolk sac Koryon frondozun Desidual s›n›r Ekstroembryonik s›n›r Amniotik membran Koryon leave fiekil 24-1. ‹lk trimester gebelikte iliflkili anatomik yap›lar› gösteren diyagram. 3.5 mHz biyopsi k›lavuzu sektör transduser üstün k›lar (Tablo 24-2) bu nedenle operatör her iki yöntemde de tecrübeli olmal›d›r19-20 Transservikal CVS, plasenta uterin duvar›n posteriorunda yerleflmifl ise tercih edilir. Transabdominal yaklafl›m ise özellikle plasenta fundal ya da üstön yerleflimli oldu¤unda tercih edilir. TC yaklafl›m hastan›n konforu aç›s›ndan daha avantajl› olmakla birlikte ö¤renilmesi daha zordur.21 Her iki yaklafl›m da en iyi 2 kifliyle birlikte uygulan›r. Bir kifli ultrasonografi ile rehberlik yaparken di¤er kifli örnekleme yapar. Ultrasonografiyi yapan kifli ve örneklemeyi yapan kifli aras›ndaki iletiflim flartt›r ve çok önemlidir. En iyi sonuçlar, s›n›rl› say›daki ultrasonografi yapan ve örnekleme yapan kiflilerin bulundu¤u merkezlerde elde edilmifltir. 5 cc RPMI ile birlikte 20 cc enjektör iç çap› 0.58 mm olan 20 G spinal i¤ne Transabdominal koryon villus örneklenmesi 5 cc RPMI ile birlikte 20 cc enjektör ‹ç çap› 0.89 mm olan porteks kateter Tenekulum (opsiyonel) Transabdominal koryon villus örneklenmesi fiekil 24-2 10.8 gebelik haftas›nda ultrasonografi görüntüsü. Koryon frondosum(plasenta) posteriorda yerleflmifl ve homojen hiperekojen alan olarak izlenmekte. fiekil 24-3. Ultrasonografi rehberli¤inde koryonik villus örneklemesi görülmekte. (A) Transabdominal koryonik villus örneklemesi, (B) Transservikal koryonik villus örneklemesi. Bölüm 25 Amniyosentez 733 Bölüm 25 AMN‹YOSENTEZ Juan Pedro Kusanovic ● Cristiano Jodicke ● Lami Yeo ● Roberto J. Romero ● Luís F. Gonçalves ● Maria-Teresa Gervasi ● Mark Redman ● Fabio Ghezzi Çeviri: Dr. Ayfle F. Gökmen Karasu, Dr. Alkan Y›ld›r›m Tan›mlar 1. Filtrasyon tekni¤i ile amniyosentez: amniyosentez enjektörü ile i¤ne aras›nda kurulan bir filtrasyon membran› arac›l›¤›yla amniyotik hücre elde edilmesi ve amniyos mayinin geri amniyotik kaviteye verilmesi. 2. Erken amniyosentez: 15. gebelik haftas›ndan önce uygulanan amniyosentez. 3. Floresan in situ hibridizasyon (FISH): kromozomlarda spesifik DNA sekanslar›n›n varl›¤›n› veya yoklu¤unu tespit etmek için kullan›lan sitogenetik teknik. Floresan problar kromozomlar›n sadece benzerlik gösteren bölümlerine ba¤lan›r. Bu yöntem genetik dan›flma alan›nda kullan›l›r. 4. Gram boyama: bakteriyolojide en yayg›n olarak kullan›lan metottur. Bakterilerin hücre duvar›n›n kristal viyole tutmas›na dayanarak bakteriler gram pozitif ve gram negatif olarak adland›r›l›rlar. Gram pozitif bakteriler kristal viyole boyas›n› tutarlar ve mikroskop alt›nda mor gözükürler. Gram negatif bakteriler ise kristal viyole uyguland›ktan sonra organik bir çözücünün ard›ndan karbol fuksin boyamas› uygulamas›yla mikroskop alt›nda pembe gözükürler. 5. Klehauer-Betke testi: düflük, ölü do¤um, invazif giriflimler, travma veya do¤um sonras› fetomaternal transfüzyonun miktar›n› belirlemek için anne kan›nda fetal hemoglobin miktar›n› tayin etmek için yap›lan bir testtir. Bu test ayn› zamanda Rh izoimmunizasyonunu önlemek amaçl› uygulanacak olan anti-D immunglobulin miktar›n› belirlemekte kullan›l›r. 6. Membran çad›rlaflmas›: i¤ne girifli s›ras›nda koryoamniyotik zar›n uterus ön duvardan ayr›flmas›. Membranlar i¤ne taraf›ndan yayland›r›l›r ancak penetrasyon olmaz. 7. MMP-8 PTD check: intraamniyotik inflamasyon ve infeksiyon varl›¤›n› belirlemek için oldukça sensitif ve spesifik bir testtir. Az miktarda amniyotik mayi yeterlidir, labaratuar teçhizat› gerekmemektedir ve 15 dakika içerisinde sonuç vermektedir. Kullan›m› kolayd›r ve Standard labaratuar test sonuçlar› ile koreledir. 8. Polimeraz zincirleme tepkimesi (polymerase chain reaction-PCR): az miktarda DNA fragman›n›n kopyalanmas›yla çok say›da DNA kopyas› elde edilmesi yöntemidir. Moleküler mikrobiyoloji ve çok say›da DNA kopyas› elde edilmesi gereken di¤er alanlarda kullan›lan sensitif, spesifik kalitatif ve kantitif bir tekniktir. 9. Ultrason rehberli¤inde amniyosentez: amniyosentez i¤nesinin girifli için uygun lokalizasyonu belirlenmesinin ard›ndan amniyotik kaviteye körlemesine i¤ne giriflini ifade etmektedir 10. Ultrasonla monitörize amniyosentez: fetüsün hareketlerini gözeterek; i¤ne giriflinden itibaren ultrasonun amniyosentez ifllemi s›ras›nda devaml› kullan›lmas›n› ifade etmektedir TAR‹H‹ GEL‹fi‹M Amniyosentez prenatal tan› için kullan›lan en eski invazif prosedürdür. Polihidramniyosun tedavisinde ilk olarak 19. yüzy›lda kullan›lmas›ndan bu yana yüzy›ldan fazla bir süre geçmifltir.1-3 Sonras›nda ise amniyosentez amniografi ve elektif gebelik terminasyonu amaçl› kullan›lm›flt›r Amniyosentez son 50 y›ld›r genetik hastal›klar ve izoimmünizasyonla beraber seyreden gebelikler gibi durumlar›n yönetiminde önem kazanm›flt›r.7 Fuchs ve Riis8 1956’da amniyosentez yoluyla elde edilen hücrelerin seks kromatinlerini inceleyerek cinsiyet tayini elde edebildiklerini rapor etmifllerdir. 1966’da Steele ve Breg’in9 amniyosentezle elde edilmifl olan hücre kültürlerinden insan karyotipinin belirlenebildi¤ini rapor etmesiyle insan sitogeneti¤i yeni bir disiplin olarak ortaya ç›kt›. Bir y›l sonra 1967’de dengeli translokasyon prenatal tan› alan ilk kromozomal anomali olarak tan›mlanm›flt›r.10 Trizomi 21 Valenti ve ark11 taraf›ndan ilk olarak 1968’de tan›mlanm›flt›r. Prenatal olarak ilk teflhis edilen metabolik hastal›k olan adrenogenital sendrom ise 1965’de tan› alm›flt›r.12 END‹KASYONLAR Tablo 25-1’de amniyosentezin en s›k endikasyonlar› gösterilmifltir. En s›k endikasyonu prenatal tan› teflkil etmektedir. Son trimesterde ise fetal akci¤er matürasyonu tayini ilk s›ra- 734 K›s›m 3 R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ Tablo 25-1 Amaç AMN‹YOSENTEZ END‹KASYONLARI Endikasyon Geç ilk trimester ve ikinci trimester tan› Sitogenetik tan› Nöral tüp defektleri tan›s› Metabolik hastal›k tan›s› Geç ikinci trimester ve üçüncü trimester tan› ‹zoimmünizasyonun ciddiyetini belirleme isoimmunization Fetal akci¤er matürasyonunu de¤erlendirme ‹ntraamniyotik enfeksiyon tan›s› Membran rüptürü tan›s›n›n konfirmasyonu Teröpöfik Polihidramiyön drene edilmesi Fetal anomalilerin medikal tedavisi küçük i¤neler ise hem ifllem süresini uzatmakta hem de intrauterin operatif prosedür gerekti¤inde manipülasyonu zorlaflt›rmaktad›r. Spinal i¤nenin standart uzunlu¤u 8.89 cm’dir (Sap› hariç olmak üzere). Obez hastalar için daha uzun i¤neler gerekmektedir. Ticari olarak kullan›lmakta olan i¤neler sonografik olarak görünebilir niteliktedir. ‹¤nenin afl›nd›r›lmas›yla akustik vizualizasyon artt›rabilir ve teflon kaplamayla sürtünme azalt›labilir. Kenarlara eklenmifl ekstra delikli i¤neler de mevcuttur. Bunlar oligohidramniyos gibi baz› durumlarda avantajl› olabilmektedir. ‹n vitro çal›flmalarda yan delikleri olan 22 gaugeluk i¤nelerle ak›m h›z›n›n iki kat›na ç›kt›¤› gösterilmifl olsa da i¤ne seçimi yeterli klinik çal›flmalar mevcut olana kadar operatörün seçimine ba¤l›d›r. Ultrason y› almaktad›r. ‹ntrauterin enfeksiyon tan›s›nda amniyotik s›v› analizi son on y›lda giderek daha fazla önem kazanm›flt›r ve bu bölümde tart›fl›lacakt›r. Amniyosentezin endikasyonundan ba¤›ms›z olarak bütün hastalara ifllem Öncesi amniyosentezin amac›, ifllemin nas›l uygulanaca¤› ve olas› komplikasyonlar hakk›nda bilgi verilmelidir ayr›ca öncesinde bilgilendirilmifl onam formu imzalanmal›d›r. PROSEDÜRÜN TEKN‹K YÖNLER‹ Amniyosentez öncesi fetal viabiliteyi, gestasyonel yafl›, plasenta yerleflimini, amniyos mayi yeterlili¤ini, fetüs say›s›n› ve ifllemi etkileyebilecek anomali varl›¤›n› tespit etmek amaçl› ultrason muayenesi flartt›r. Gestasyonel Yafl Genetik amniyosentez genelde 15. gebelik haftas›ndan sonra (en s›k 16-18 hafta aras›) uygulanmaktad›r. Amniyosentezin ultrason rehberli¤inde yap›lmas›ndan önce; 15. Gebelik haftas› ve daha öncesinde yap›lan amniyosentezde amniyotik s›v› elde etmekte daha düflük baflar› sergilenmekteydi. Geç ikinci trimester amniyosentezle iliflkilendirilen olas› maternal riskler, ultrasonda izlenen ve fetal hareketlerin hissedildi¤i dönemde gebelik terminasyonun annede yarataca¤› psikolojik travma daha erken prenatal tan› için alternatif prosedürler aramaya yol açm›flt›r. Bunlar s›ras›yla koryon villüs örneklemesi (CVS) ve erken amniyosentezdir.1335 Erken amniyosentez bu bölümde tart›fl›lacakt›r. CVS için 24. bölüme bak›n›z. ‹¤ne Seçimi Amniyosentez normal bir spinal i¤ne ile uygulanmaktad›r. Genelde 20-22 gauge bir i¤ne kullan›lmaktad›r. Daha büyük i¤neler artm›fl fetal kay›p ile iliflkilendirilmifllerdir.13,15 Daha Ultrason amniyosentezin ayr›lmaz bir parças› olmufltur. “Ultrason rehberli¤inde amniyosentez” terimi amniyosentez i¤nesinin girifli için uygun lokalizasyonun belirlenmesinin ard›ndan amniyotik kaviteye körlemesine i¤ne giriflini ifade etmektedir. “Ultrasonla monitörize amniyosentez” ise fetüsün hareketlerini gözeterek; i¤ne giriflinden itibaren ultrasonun devaml› kullan›lmas›n› ifade etmektedir.36 Ultrasonun ifllem boyunca devaml› kullan›lmas› yöntemiyle; mayi elde edebilmek için çok say›da i¤ne girifli kanl› mayi elde edilmesi ve mayi elde edilememesinin azald›¤› gösterilmifltir.36 Ultrasonun sürekli kullan›lmas› operatörün karfl›labilece¤i uterin kontraksiyonlar veya membranlar›n çad›rlaflmas› gibi çeflitli zorluklarla mücadele edebilmesini kolaylaflt›r›r. Bu yöntem ayr›ca hastan›n ifllemi anlamas›n›, ifllemin yararl›¤›n› kavrayabilmesini kolaylaflt›r›r. Operatif Yöntem fiekil 25-1’de amniyosentez uygulamas› için gerekli araçlar sergilenmektedir. Ultrason muayenesinin ard›ndan genifl bir alan asepsi uygulanarak örtülmelidir (fiekil 25-2). Amniyosentez için çeflitli teknikler uygulanmaktad›r. Bizim kurumumuzda halen uygulamakta oldu¤umuz yöntemi tarif edece¤iz.36,37 Cilde steril su bazl› bir jel uygulan›r. Ultrason probuna nonsteril bir jel uyguland›ktan sonra proba steril eldiven veya steril bir k›l›f geçirilir (fiekil 25-4 ve 255). ‹¤ne girifli için umblikustan ve myomlardan uzak bir alan seçilir. Girifl yeri seçildikten sonra ultrason probunun alt›na bir parmak yerlefltirilir. Parma¤›n cilt yüzeyinden ayr›lmas›yla ultrasonda bir gölgelenme oluflur ve bu gölgelenme i¤nenin geçifl güzergah› hakk›nda yard›mc› olur. Direk sonografik görüntülemeyle i¤ne ultrason probunu hemen yan›ndan ilerletilir. ‹¤nenin ucu ultrasonda hiperekojen olarak izlenir ve ifllem boyunca sürekli monitörize edilir (fiekil 25-7). ‹¤nenin stilesi ç›kar›l›r ve amniyotik s›v›y› aspire etmek için bir enjektör yerlefltirilir (fiekil 25-8) Alternatif olarak i¤nenin cildin üzerinde kalan di¤er ucuna Bölüm 25 Amniyosentez 735 fiekil 25-1. Amniyosentez tepsisi; steril eldiven, steril jel, 22 gauge i¤ne, enjektör, toplama kaplar› ve ekstansiyon tüpü. fiekil 25-4. Ultrason probuna nonsteril jel uyguland›ktan sonra prob steril bir eldivene geçirilir. bir uzatma tüpü yerlefltirildikten sonra enjektöre ba¤lanabilir (fiekil 25-9). ‹¤nenin ucuna gelen ilk 0.5 cc maternal hücrelerle kontaminasyon olas›l›¤› oldu¤u düflünülerek at›l›r. Yeterli miktarda amniyotik s›v› elde edildikten sonra stile yerine yerlefltirilerek i¤ne ç›kar›l›r. ‹fllem sonras› fetal kardiak aktiviteye mutlaka bak›lmal›d›r. ‹nvazif prenatal fiekil 25-2. Antiseptik solüsyon ve steril örtü kullan›larak steril saha preparasyonu. fiekil 25-3. Cilde steril su bazl› jel uygulamas›. fiekil 25-5. Ultrason probu steril eldivenle tamamen örtülmüfltür. Bölüm 26 Fetal Kan Örneklemesi 775 Bölüm 26 FETAL KAN ÖRNEKLEMES‹ Fabio Ghezzi ● Antonella Cromi ● Edi Vaisbuch ● ● Francesca Gotsch Roberto J. Romero ● Gabriele Siesto Çeviri: Dr. Lemi ‹brahimo¤lu Tan›mlar 1. Fluoresan in situ hibridizasyon (FISH):Kromozomlardaki spesifik DNA sekanslar›n›n varl›¤›n› veya yoklu¤unu görme, varl›¤› halinde yerini saptamak için kullan›lan sitogenetik teknik. 2. Perkutan umblikal kord örneklemesi (PUBS): Kordosentez ve funipuncture olarak da bilinir. 3. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR): DNA zincirindeki spesifik bölgelerin ço¤alt›lmas› için moleküler biyolojide kullan›lan teknik G‹R‹fi ‹lk fetal kan örneklemesi 30 y›ldan daha eskiye dayan›r ki; fetoskopik görüntüleme alt›nda yap›lm›flt›.1 80’lerin bafl›nda perkutan umblikal kord örneklemesi olarak da bilinen USG alt›nda kordosentez ifllemi yap›lmaya baflland› ve fetal de¤erlendirme ve tedavi için yeni bir alan aç›lm›fl oldu. Kordosentez ile elde edilen fetal kan, fetal hematolojik, metabolik ve endokrin parametreleri ölçmek için optimal materyaldir. Kordosentez ile elde edilen kanda genetik testler de yap›labilir (kromozom ve tek gen çal›flmalar›), fetal hipoksemi ve/veya asidoz tespit edilebilir, konjenital enfeksiyonlar›n tan› ve takibi yap›labilir.3-5 Son y›llarda moleküler geneti¤in ilerlemesi ve antenatal takipte non invaziv tetkiklerin geliflmesi kordosentez ihtiyac›n› art›rd›. Ayr›ca fetal dolafl›ma müdahale etmeden FISH ve kantitatif floresan PCR gibi h›zl› tekniklerin geliflmesi ile birkaç saatte fetal kromozom incelemesi mümkün oldu. Paternal geçiflli fetal genlerin anne kan›ndaki serbest fetal DNA’dan incelenebilmesi ve anöploidinin invaziv ifllem kullanmadan antenatal takiplerde tan›nabilmesi gelecekteki kordosentez ihtiyac›n› azaltacak gibi durmaktad›r. Toksoplaz- mozis, CMV ve VZV gibi enfeksiyonlar için yüksek riskli gebeliklerde amniotik s›v›n›n bakterial veya viral RNA/DNA için PCR ile incelenebilmesinin düflük riskli ve yüksek pozitif ve negatif prediktif de¤ere sahip oldu¤u gösterilmifltir. Kordosentezin en s›k endikasyonlar›ndan olan anemi riski olan fetusun taranmas›, saptanmas› ve takibi Doppler USG ile orta serebral arterde PSV (peak systolic velocity) bak›lmas› ile azalt›ld›. Hatta kal›t›msal hematolojik patolojilerin fenotipik tan›s› ve primer immün yetersizliklerin tan›s› 1. trimesterde CVS ile yap›labilir oldu. Son 10 y›lda alloimmün trombositopenide de hasta bazl› yaklafl›mlar oluflturulmufl, riske göre yaklafl›m ve tedavi planlanm›fl ve invaziv tetkiklere baflvuru azalm›flt›r.19 Sonuç olarak daha az invaziv veya tamamen invaziv olmayan tetkikler kordosentez ihtiyac›n› azaltsa da fetal kana ulafl›m diagnostik ve terapotik amaçla hala kimi hastalarda esast›r (intrauterin trombosit ve eritrosit transfuzyonu gibi). Bu bölümün amac› kordosentez endikasyonlar› ve tekniklerini incelemek, klinik pratikteki rolünü tart›flmakt›r. FETAL KAN ÖRNEKLEME TEKN‹KLER Kordosentez Viabilite s›n›r›n›n alt›nda kordosentez günübirlik ifllem olarak yat›r›labilir fakat fetal viabilite s›n›r› afl›l›nca ameliyathane koflullar›n›n oldu¤u yerde ifllem yap›lmal› çünkü ifllem esnas›nda veya sonras›nda acil sezeryan gerekebilmektedir. ‹fllem öncesi fetal USG yap›lmal›, fetal kalp at›m›, fetal pozisyon incelenmeli, fetal ölçümler al›nmal›, fetal anatomiye bak›lmal›, umblikal kordun plasentaya girifl yeri belirlenmeli. Fetal kordun insersiyonu önemlidir çünkü ço¤u hekim e¤er mümkünse kordun plasentaya giriminden 1-2 cm uzakl›kta umblikal vene girmeye çal›fl›rlar (fiekil 26-1) Plasenta arka duvar yerleflimli ise fetal umblikal korda ulafl›m zor ola- 776 K›s›m 3 R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ fiekil 26-1. Fetal kan elde etme tekni¤i. En favori ponksiyon yeri kordun en az hareketli oldu¤u plasentaya insersiyon yeridir. Ön yerleflimli plasentada, i¤ne plesanta insersiyon yerinin 1-2 cm yak›n›ndaki umbilikal vene do¤ru ilerletilir. bilir. Fetusun hareketini sa¤lamak amac› ile d›fltan maternal abdomene manuplasyon uygulanmas›na ra¤men giriflim baflar›l› olmaz ise uygun looptan ifllem uygulanabilir (fiekil 26-2) Abdomen antiseptik solusyonla temizlendikten sonra örtülür,kullanacagimiz lokal anestezik maddeler secti¤imiz diagnostik ifllem aç›s›ndan önem tafl›makla beraber uzayan ifllemlerde hastan›n konforuna yard›mc›d›r. Uzayabilicek olan tedavi prosedürlerinde maternal sedasyon (diazepam) kullan›labilir. Diazepam meperidine tercih edilir çünkü meperidin bulant› ve kusma oluflumuna neden olabilir. Birçok merkez profilaktik antibiyotik tedavisi rutinde vermekte çünkü koryoamnionit riski bulunmaktad›r. Baz› yay›nlarda kor- fiekil 26-2. Plasenta posterior yerleflimli oldu¤undan, i¤ne amnion içinden geçerek umbilikal kordun plasentaa yap›flma yerine ulaflt›r›larak, umbilikal venden örnekleme yap›l›r. yoanmionit gelifliminin %40 fetal kay›pla sonlanaca¤› bildirilmifltir ve antibiyotik kullan›m›n›n yan etkileri bu riskin yan›nda cok da önem arzetmemektedir. ‹fllem öncesi maternal kan örneklerini toplamak fetal kan örneklerinin kalite kontrolünün guvenli¤ini göstermede etkindir. Kordosentez için birkaç farkl› yaklafl›m bulunmaktad›r. Deneyimli operatorler ”free hand “tekni¤ini tercih etmekte,çünkü bu teknikte i¤nenin yolu boyunca esnekli¤i ayarlanabilir. Tüm yaklafl›mlalrda i¤ne ultrason k›lavuzlu¤u alt›nda sokulur, bununla birlikte transduser seçimi, operatöür veya sistem taraf›ndan tutulmas›, proba i¤neyi ba¤layan i¤ne k›lavuzunun seçimi, serbest el tekni¤i opsiyoneldir. ‹¤ne k›lavuzunun avantaj› kord lazerasyonunu önlemesi ve i¤ne uçunun yer de¤ifltirmesini önlemesidir. Fakat i¤nenin lateral hareketini engeller ki i¤ne tekrar pozisyon vermede bu sorun olur. Böyle durumlarda k›lavuzu ç›karmak gerekebilir. Kordosentezde 20 ile 25 gauge spinal i¤neler kullan›lmaktad›r. 20 ile 22 gauge i¤neler ço¤u merkezde daha çok tercih edilmektedir. Büyük çapl› i¤nelerin diagnostik ya da terapatik kullan›m› gerekli de¤ildir. Küçük çapl› i¤neler ise uzayan ifllemlerde fetal kan örneklemesinde avantajl› de¤ildir.Bununla beraber bu i¤nelerin kullan›m› intraoperatif manuplasyonlar›n monitörde gösterimi oldukça zordur. Amnyiotik kavite örneklemesinde 20 gauge,ancak i¤ne ile e¤er umbilikal kord yak›n›nda çal›fl›lacaksa 25 gauge i¤ne tercih edilmelidir. Umbilikal vende çal›fl›lacaksa 20 gauge i¤neler daha avantajl›d›r. Bu ifllemle ilgili komplikasyonlar›n i¤ne ve i¤ne kullan›m tekni¤inden geliflti¤i iddia edilmektedir. Tek i¤nenin kullan›ld›¤› ifllemlerde riskler daha azalm›flt›r (‹fllem bölgesinde delinmeye ba¤l› kanama %23.1; fetal bradikardi %0; ve gebelik kayb› oran› %0.9). Spinal i¤nenin standart uzunlu¤u 8.89 cm’dir. ‹¤ne uzunlu¤u hesaplan›rken maternal cilt kal›nl›¤›, adipoz doku ve lokalize edilen segmentin kord ile uterus mesafesi göz önüne al›nmal›d›r.ifllem s›ras›nda uterus kontraksiyonlar›n›n da oluflabilece¤i düflünülürse birkac cm de bunun için eklenmelidir. Ifllem esnas›nda p›ht›laflmay› önlemek aç›s›ndan ifllem öncesi i¤ne sodyum sitrat solüsyonuna bat›r›lmal›d›r. E¤er efl zamanl› amniosentez planlan›yorsa spesmen ile amnion mayi kontaminasyonu olmamas› için kordosentez öncesinde yap›lmal›d›r. Bu vakalarda i¤nenin tek bir girifl yerinden elverdigi ölçüde amniosentez ve kordosentez yap›lmal›d›r. Öncelikle i¤ne ile amniotik kaviteye girirlir ve amniotik s›v› aspire edilir.plasentan›n ön duvar yerleflimli oldu¤u vakalarda i¤ne kordun içerisine do¤ru ilerletilirken beraberinde plasental kütle de çekilebilir.Umbilikal kord ven örneklemesi arterden hem daha güvenilir hem de daha kolayd›r. Arter yaralanmalar›nda fetal bradikardi ve ifllem sonras› kanama insidans› daha yüksektir.23 Umblikal kord girifl yerinde fetal kan› toplarken fl›r›nga i¤nenin merkezine yerlefltirilir. fi›r›nga örnekleme yapmadan önce az miktarda heparin ya da sitrat benzeri antikoagulan bir madde ile y›kan›r. Kan örneklemesi yap›ld›ktan Bölüm 26 1000 1000 800 Hücre say›s› Hücre say›s› Maternal Fetal 800 600 400 A 600 400 200 200 0 777 Fetal Kan Örneklemesi 60 80 100 120 140 160 180 0 200 Hücre hacmi (fl) 60 80 100 120 140 160 180 200 Hücre hacmi (fl) B 1000 Maternal Hücre say›s› 800 600 400 Fetal Fetal 200 0 C 60 80 100 120 140 160 180 200 Hücre hacmi (fl) fiekil 26-3. A: Maternal ve fetal kanda hücre boyutu da¤›l›m›. A: %100 hücre hacmi, B: %100 maternal kan, C: maternal ve fetal kan›n (30%) kar›fl›m›. (A ve C De Vore GR, Venus I, Hobbins JC, et al. Fetoscopy: general clinical approach. In: Rocker I, Laurence KM, eds. Fetoscopy. Amsterdam: Elsevier/North Holland Biomedical Press; 1981;60’izniyle B reprinted with permission from Romero R, Hobbins JC, Mahoney MJ. Fetal blood sampling and fetoscopy. In: Milunsky A, ed. Genetic disorders and the fetus: diagnosis, prevention and treatment. New York: Plenum; 1986;579 izniyle) sonra fetal ve maternal kan hücrelerini incelemek için elektronik hücre analizatorlerine(Coulter Electronics, Hialeah, FL, USA) teslim edilir (Tablo 26.3).25,26 ‹¤nenin uygun pozisyonda oldu¤unu do¤rulamak için i¤neden salin solusyonu verilir ve bu ifllem boyunca damarda turbulan ak›m izlenir. Paralitik ajanlar›n kullan›m› fetusun hareketlerinde azalmaya yol açabilmesi nedeniyle kullan›m› operatore kalm›flt›r. Atrakuronyum (0.4 mg/kg fetal a¤›rl›k, IV) ya da pankuronyum (0.1 mg/kg fetal a¤›rl›k) kullan›labilir. I¤neden örnek al›rken farkl› fl›r›ngalara birden çok örnek al›narak farkl› tüplere transfer edilmelidir. Etilen-diaminetetraastik asit ile mu- amele edilmifl tüpe al›nan örnekte tam kan hücrelerinin say›m› ve tiplendirmesi yap›l›r, karyotip ve molekuler biyolojik analiz için heparin ile antikoagulasyon gereklidir. Kan gaz› analizini heparinli fl›r›nga ile al›nan örnekten yap›l›r. Kan volumu ve al›nan örneklerin sonuçlar›n›n hesaplamas› gebelik haftas› gözönüne al›narak yap›lur. Fetal a¤›rl›¤›n her kilosu bafl›na fetoplasental kan volumu ml cinsinden eksprese edilir,bu durum gestasyonel yafl ilerledikçe azal›r.28 Birkaç cal›flmada fetoplasental kan volumu farkl› yöntemler kullan›larak ölçülmüfl. Yaklafl›k olarak fetoplasental kan volumu fetusun ultrasonda ölçülen tahmini a¤›rl›¤›na göre 125 mL/kg olarak hesaplanm›fl. Bölüm 27 Maternal Fetal Cerrahi ve Perkütan Ultrason Eflli¤inde Fetal Tedavi Teknikleri 793 Bölüm 27 FETAL TEDAV‹: KONJEN‹TAL ANOMAL‹LER ‹Ç‹N MATERNAL FETAL CERRAH‹ VE PERKÜTAN ULTRASON EfiL‹⁄‹NDE FETAL TEDAV‹ TEKN‹KLER‹ R. Douglas Wilson Çeviri: Dr. Ahmet fiahbaz, Dr. Ahmet Gül Tan›mlar 1. Bipolar kord koterizasyonu: 4.0-mm trokar k›l›f›ndan 3.0-mm bipolar koter aleti geçirilerek endoskopik de¤erlendirme özelli¤i ile ve ultrason rehberli¤inde perkütan ultrason-rehberlikli uygulanan teknik, umbilikal kord bipolar aletin ‘’çeneleri’’ aras›nda kavran›r ve Doppler de¤erlendirmesinde umbilikal kord kan ak›m›n›n olmad›¤› görülünceye kadar kord/vasküler oklüyoz oluflturmak için 2 ile 3 bölgeye 60 ile 100 W’l›k güç uygulan›r; kord koterizasyon bölgeleri endoskopik olarak görüntülenebilir ancak tam oklüzyon görsel olarak do¤rulanamaz. 2. Konjenital anomaliler/do¤um kusurlar› terminolojisi: a. Deformasyon: fetal organ veya vücut k›sm›n›n yüzey/pozisyon anormalli¤ine (konjenital diafragma hernisi veya plevral efüzyonlar›n, veya konjenital adenomatoid malformasyonlar›n veya uzam›fl erken bafllang›çl› oligohidramniosa ikincil geliflen pulmoner hipoplazi) neden olan normal geliflim sürecini bozabilecek mekanik kuvvet. b. Bozulma: fetal organ ve vücut k›s›m›n›n anormal yap›sal/geliflimsel sonuçlar›na(ikizden-ikize transfüzyon sendromunda al›c› ikizde kardiak patoloji, nöral kayb›n efllik etti¤i germinal matriks kanamas› veya viral nedenlere ikincil geliflen serebral ventrikülomegali) neden olan normal geliflim sürecine müdahelede bulunan teratojenik olay veya y›k›c› sald›r› (vasküler, enfeksiyöz, metabolik, ilaç). c) Displazi/aplazi/hipoplazi: hücre yap›s›n›n patolojik organizasyon bozuklu¤u veya doku veya belli yap›lardaki dokular içindeki hücrelerin yap›sal anomazliye nede olabilecek organizasyon bozuklu¤u; eksik hücresel geliflme ba¤l›, doku veya organ eksikli¤i; geliflim eksikli¤ine (renal displazi; renal agenezi, renal hipoplazi) neden olan yetersiz hücresel ço¤alma. d) Malformasyon: genellikle embriyonik 8. haftadan önce, fetal organ veya vücut k›sm›n›n birincil yap›sal/geliflimsel yanl›fl organizasyonu (konjenital kalp hastal›klar›, myelomeningosel, sakrokoksigeal teratom, uretral obstrüksiyon) 3. Endoskopik lazer koagülasyon: plasental/umbilikal kord yerleflim ‘’haritalanmas›’’ ile ilk ultrason de¤erlendirmesini takiben, bu perkütan ultrason-rehberlikli teknikte, lokal anestezi veya bilinçli maternal sedasyon ile ikizden ikize transfüzyon sendromlu monokoryonik ikizler aras›ndaki plasental yüzey üzerindeki vasküler anastomozlar›n araflt›r›lmas› ve belirlenmesi için uterin kavite içine 2.0-mm fiber optik endoskop yerlefltirilir; lazer koagülasyon ile ‘’cerrahi’’ olarak dikoryonik plasenta oluflturulmas› suretiyle anastomozlar ayr›l›r. 4. EXIT do¤um: ex utero intrapartum (gebelikte uterus d›fl›) tedavi (EXIT) ilk olarak, ciddi diafragma hernili fetuslarda trakeal okluzyonun tersine çevrilmesi için gelifltirildi; fetal boyun ve toraks›n cerrahisine 50 ile 70 dakika olanak sa¤layan uteroplasental bypass’l› fetusda bu do¤um stratejisi optimal bir ortam sa¤lar. 5. Maternal-fetal cerrahi: artm›fl maternal ve fetal riskli fetusa eriflilmesini sa¤layan maternal laparatomi ve histerotomi gerektiren fetal tedavi. 6. Radyofrekans ablasyon: perkütan ultrason rehberlikli teknik 2- ile 3-mm’lik radyofrekans cihaz›n›n do¤ru vasküler/doku lokalizasyonuna yerlefltirilmesine olanak sa¤lar ve elektrodlar aras›nda yüksek frekans artm›fl de¤iflken ak›m ile s›cakl›k de¤ifliklikleri oluflturur ve koagülasyon, doku kurumas›n› sa¤lar, sonras›nda Doppler incelemesi ile vasküler oklüzyonu de¤erlendirmek mümkün olabilmektedir. 7. Torakoamniotik flant: tek yönlü s›v› ak›m ‘’pigtailed’’ flant, perkütan ultrason rehberli¤inde bir ucu s›v› dolu gö¤üs lokalizasyonuna di¤er ucu amniotik s›v› bofllu¤una yerlefltirilir; torasik yer kaplayan lezyonda küçülme ile birlikte gö¤üsteki s›v›n›n amniotik s›v›ya drenaj›na olanak sa¤lar. 8. Torakosentez/vezikosentez/fetal kist aspirasyonu: bu tan›sal/terapotik ultrason-rehberlikli teknikler amniosenteze benzer ancak i¤ne fetusa yerlefltirilir ve hücre, biyokimya veya hormonal inceleme için s›v›, fetal gö¤üs, mesane veya kistik boflluktan aspire edilir. 794 K›s›m 3 R‹SK DE⁄ERLEND‹RMES‹ VE TERAP‹ 9. Vezikoamniotik flant: yukar›da tarif edilen ayn› flant ve teknik, t›kanm›fl ve genifllemifl mesaneden amniotik s›v›ya mesane boyun t›kan›kl›¤›n› atlayarak fetal idrar›n drene edilmesinde kullan›l›r. G‹R‹fi Fetal terapi alan› oldukça genifltir ve di¤er çok özel deneysel tekniklerden farkl› olarak, multidisipliner yaklafl›m› gerektirir. Çal›flmalar› ilerletmek ve fetal yaflamdan neonatal morbiditiye kadar olan beklentileri de¤ifltirmek için konsepsiyondan neonatal yo¤un bak›m ünitesine kadar uzmanlaflmak gereklidir. Gerçek zamanl› ultrason görtülemenin, 1980 bafllar›nda obstetri prati¤ine girmesiyle prenatal tan› teknikleriyle konjenital anomali ve genetik hastal›klar›n deneysel tedavisine kadar uzanan maternal/fetal/uterin unite olufltu. Prenatal tan› yöntemlerini (amniosentez, erken amniosentez, koryonik villüs örneklemesi) de¤erlendiren randomize klinik çal›flmalar (RKÇ) olmas›na ra¤men, fetal tedaviyi de¤erlendiren RKÇ s›n›rl› say›dad›r. Fetal tedaviyi monokoryonik diamniotik ikiz gebelik komplikasyonlar›nda, özellikle ikizden ikize transfüzyon sendromunda, amnioredüksiyon ile septostomiyi ve lazer vasküler koagulasyon ile amnioredüksiyonu karfl›laflt›ran RKÇ vard›r. Fetal tedavinin ço¤u yaln›zca kohort karfl›laflt›rma ve uzman görüflü olarak de¤erlendirilmifltir. Fetal tedavi için ‘’Kan›ta dayal› sonuç analizlerinin’’ gelifltirilmesine gerek vard›r. Kan›t kalitesi ve tavsiye de¤eri her k›s›m için belirlenmifltir (Tablo 27-1). Bu bölüm yarar/zarar olarak afla¤›daki gibi 2 k›sma ayr›lm›flt›r: K›s›m I: maternal-fetal cerrahi ile (fetal kötülük/yaflam için acil cerrahi veya neonatal morbiditeyi düzeltmek için Tablo 27-1 KANIT SINIFLANDIRMA KAL‹TES‹ Kan›t (Düzeyi) Kalitesi Ia Randomize Kontrollü çal›flmalar›n metaanalizinden elde edilen kan›t Ib En az 1 randomize kontrollü çal›flmadan elde edilen kan›t IIa En az 1 adet iyi-tasarlanm›fl randomize olmayan kontrollü çal›flmadan elde edilen kan›t IIb En az 1 adet iyi-tasarlanm›fl yar›-deneysel çal›flmalardan elde edilen kan›t III Karfl›laflt›rma çal›flmas›, korelasyon çal›flmas› ve vaka çal›flmas› gibi deneysel olmayan tan›mlay›c› çal›flmalardan elde edilen kan›t IV Eksper komite raporlar› veya görüflleri ve/veya sayg›n otorlerin klinik deneyimlerinden elde edilen kan›t Öneri Derecesi A B C Genel olarak iyi kalite bir literatürün parças› ve belirli öneriye hitap eden tutarl›l›kta en az 1 adet randomize kontrollü çal›flma (Kan›t Düzeyi Ia veya Ib) ‹yi-kontrollü klinik çal›flmalar mevcut ancak önerinin konusu üzerinde randomize kontrollü çal›flma yok (Kan›t Düzeyleri IIa, IIb, veya III) Uzman komite bildirilerinden veya görüfllerinden ve/veya sayg›n otorlerin klinik deneyimlerinden elde edilen kan›tlar. ‹yi kaliteli do¤rudan uygulanabilir klinik çal›flmalar›n olmad›¤›n› gösterir. (Kan›t Düzeyi IV) Kaynak: James DK, Weiner CP, Steer PH, et al. Evidence-Based Summary of High Risk Pregnancy, 3rd ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier, 2006:xvii. elektif cerrahi) maternal laparatomi ve uterin histerotomi, histerotomi saha lokalizasyonu ve girifli için ultrason katk›s› ve fetal kardiak fizyoloji/gözetimi için intraoperatif ultrason (fiekil 27-1). fiekil 27-1. A: Maternal-fetal cerrahide, 23. gebelik haftas›nda fetal myelomeningosel. B: EXIT do¤umda 37. gebelik haftas›nda fetal boyun teratomu. Bölüm 27 Fetal Tedavi: Konjenital Anomaliler ‹çin Maternal Fetal Cerrahi K›s›m II: ultrason eflli¤inde perkütan veya kapal› teknikler ve tan› için fetoskopik görüntüleme, fetusun tedavisi, gözetimi, lokalizasyonu ve önerilen maternal morbidite/riskte azalma. Bu kitab›n önceki bask›s›nda, Giriflimsel ve Di¤er Tedaviler bölümü fetal üropati, obstruktiktif hidrosefali ve izole plevral efüzyon ile s›n›rl› idi. Bu yeni bask› fetal tedavi konusunda okuyucunun ilgisine geniflletilmifl ve yeni konular için referans destekli ayr›nt›l› bir derlemesini sunmaktad›r. Bu bölüm cerrahi fetal tedavi yaklafl›m› ile s›n›rl›d›r. Fetal anemi, kardiak aritmi veya endokrin yetmezlik gibi durumlar için ultrason efllikli düzeltmelerden bahsedilmemifltir. BÖLÜM I: MATERNAL FETAL CERRAH‹ Kan›t Kalitesi IIa Önerinin Gücü B Ultrasonun katk›s›: 1. Fetal anomali/durumun, Doppler çal›flmalar dahil ayr›nt›l› görüntülenmesiyle prenatal tan›s› 2. Maternal laparatomi ve histerotomi lokalizasyonun planlanmas›nda plasentan›n yeri, amniotik s›v›n›n tahmini ve fetal pozisyonu 3. ‹ntravasküler resüsitasyon kullan›m› veya fetal/kord poziyonunu düzeltmek için operasyon s›ras›nda fetal kardiak ve fizyolojik takip 4. Transuterin ultrason görüntüleme histerotomi sonras›nda normal amniotik s›v› hacminin yeniden kurulmas›n› sa¤lamak ve anne bat›n›n kapat›lmas› sonras›nda transabdominal ultrason, fetal durumu de¤erlendirmek için kullan›l›r (kalp h›z›, umbilikal arter/umbilikal ven [UA/UV] ve duktus venozus [DV] Doppleri) 5. Do¤uma kadar, antepartum fetal ultrason ile izlem haftal›k olarak devam eder. gastrosifliziz, rüptüre omfalosel, hidrops fetalis, in utero geliflim gerili¤i, baz› kardiak aritmilerde önerilmektedir. Maternal-fetal cerrahi için düflünülen konjenital anomaliler 2 ana kategoriye ayr›l›r- fetal hayat› tehdit eden defektler ve fetal ölümcül olmayan defektler-neonatal/çocukluk ça¤› morbiditesini azaltmak amaçl›. Fetal hayat› tehdit edici konjenital defektler, baz› konjenital anomalilerin (tedavisi olmayan) do¤al seyri de¤erlendirildikten sonra belirlenmifl ve sonras›nda cerrahi müdaheleyle do¤al seyrin de¤iflmesi aç›s›ndan muhtemel risk/yarar de¤erlendirilmifltir. Maternal-fetal tedavi endikasyonu olan konjenital anomaliler 1) konjenital kistik adenomatoid malformasyona ikincil (CCAM) fetal hidrops (mevcut veya fizyolojik olarak tahmin edilen), bronkopulmoner sekestrasyon (BPS), ve sakrokoksigeal teratom (SCT) (tip 1) ve (tip 2), nonhidropik konjenital diafragma hernisi. Günümüzde maternal-fetal cerrahi uygulanan ölümcül olmayan tek konjenital anomali myelomeningoseldir (MMC) (“alt›n” standart postnatal MMC tamiri ile deneysel in utero MMC tamirinin karfl›laflt›ran randomize araflt›rma çal›flmas›n bir parças› olarak). Aç›k fetal cerrahi teknikleri di¤er yay›nlarda özetlenmifltir ve bu bölümde detayl› olarak anlat›lmayacakt›r.5 Risk alt›ndaki fetusda prenatal görünteleme ile belirli bir konjenital anomali saptand›¤›nda “kan›ta dayal›” yaklafl›m ile dan›flmanl›k sunulan ailelere fetus için yarar/risk ve anne için risk/yarar, yay›nlanan sonuçlar özetlenmifltir. Maternal-fetal cerrahi için endikasyonlar merkezdenmerkeze de¤iflebilir ancak Philadelphia Çocuk Hastanesi için endikasyonlar tablo 27-2’de verilmifltir (fiekil 27-2). Tablo 27-2 Cerrahi bir hasta olarak fetusun, kliniklede deneysel tedavi olana¤› ancak koyun ve maymunlarda, yayg›n cerrahi deneyler yap›ld›ktan sonra 1990 bafllar›ndan itibaren yap›lmaya bafllanm›flt›r.5 Harrison, fetal tedaviyi seçim, uygulanabilirlik ve risk aç›s›ndan gerekçelerini gözden geçirmifltir.6 ‹n utero tesbit edilen ancak term do¤umda en iyi düzeltilen konjenital anomaliler flunlard›r; gastrointestinal atrezi, mekonyum ileusu, enterik duplikasyon/kistleri, küçük sa¤lam omfalosel, küçük sa¤lam meningosel, unilateral hidronefroz, kraniofasial/ekstremite/gö¤üs duvar anomalileri, kistik higroma, küçük konjenital tümör ve benign kistler (ovaryan, mezenterik, koledok). Plasental bypass ile maternal derin genel anestezi alt›nda do¤um (EXIT; uterus d›fl› intrapartum tedavi) ile düzeltmeden faydan görecek di¤er konjential anomaliler; servikal teratom ile neonatal havayolu t›kan›kl›¤›, kistik higroma veya konjenital üst solunum yolu t›kan›kl›¤› (CHAOS), yeterli ventilasyonu önleyen akci¤er kitleleri (kistik adenomatoid malformasyon, bronkopulmoner sekastrasyon, mediastinal teratom, bronflial atrezi). Düzeltmeye olanak sa¤layacak erken do¤umdan fayda görecek konjenital anomaliler hakk›nda tart›flma halen devam etmekte ancak vaka bazl› uygulamalar ile s›n›rl›d›r ve neonatal prematurite morbiditesi ile dengelenmifltir. Bu uygulama henüz yayg›n olarak kabul görmemekle beraber üriner sistem obstrüksiyonlar›, hidrosefali, 795 MATERNAL-FETAL CERRAH‹ VE EXIT DO⁄UM END‹KASYONLARI: ÇOCUK HASTAKLARI HASTANES‹, PHILEDELPH‹A , PA Maternal Fetal Cerrahi (Fetal Kötülük Halinde) 1. Gebelik haftas›: 23 ile 30.gebelik haftas› 2. Plasentamegali olmadan fetal hidrops: SCT, CCAM, BPS 3. Belirtilen baz› çoklu konjenital anomali(MCA) modelleri/iliflki/ sekanslar(örnek, 22Q bitiflik gen lokusu) için delesyon analizlerinide içeren normal fetal karyotip 4. Operasyon s›ras›nda veya postnatal morbidite/mortaliteyi etkileyebilecek di¤er ciddi konjenital anomalilerin bulunmamas› 5. Maternal medikal, cerrahi, veya genetik kontraendikasyonun bulunmamas› 6. Anestezi riskinin bulunmamas› EXIT Do¤um (Plasental Bypass ile Maternal-Fetal Cerrahi) 1. Gebelik haftas› 32 haftadan büyük 2. Solunum ile ilgi fetal anomaliler: trakeal obstruksiyon ve boyun, mediasten veya akci¤er kitleleri (s›kl›kla izole) 3. Normal fetal karyotip 4. Maternal medikal, cerrahi veya genetik kontraendikasyonun bulunmamas› 5. Anestezi riskinin bulunmamas› BPS, bronkopulmoner sekestrasyon; CCAM, konjenital kistik adenomatoid malformasyon; SCT, sakrokoksigeal teratom.BPS, bronkopulmoner sekestrasyon; CCAM, konjenital kistik adenomatoid malformasyon; SCT, sakrokoksigeal teratom. 815 KISIM 4 MATERNAL HASTALIKLAR K›s›m 4 MATERNAL HASTALIKLAR 816 Bölüm 28 UTER‹N SERV‹KS‹N SONOGRAF‹K ‹NCELENMES‹ Sonia S. Hassan ● Tinnakorn Chaiworapongsa ● Edi Vaisbuch ● Maria-Teresa Gervasi ● Roberto J. Romero Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has Tan›mlamalar 1. 2. 3. 4. Servikal huni: huni servikal kanal›n üst k›sm›n›n genifllemesi olarak tan›mlanm›flt›r. Servikal uzunluk: uterus serviksinin internal ve eksternal osu aras›ndaki mesafe, endoservikal kanal olarak da bilinir. Servikal olgunlaflma: serviks k›vam›, efasman ve dilatasyonda de¤iflikliklere yol açan, spontan do¤um öncesinde ortaya ç›kan anatomik, biyofizik ve biyokimyasal süreçtir. Çamur: serviksin transvajinal sonografik incelemesinde internal servikal osa yak›n amniyotik s›v›n›n partiküllü saptanmas›d›r. G‹R‹fi Uterus serviksi normal gebeli¤in devam›nda ve do¤umda önemli rol oynamaktad›r. Bu nedenle, “servikal yetersizlik,”1 preterm eylem, anormal term do¤um2 gibi s›k görülen obstetrik komplikasyonlarda servikal hastal›klar suçlanmaktad›r. Gebelikte zamans›z servikal efasman ve dilatasyonun fizyoloji ve patolojisi tam olarak anlafl›lamam›flt›r. ‹kinci trimesterde serviks dilatasyonunun tan›s› ve tedavisi zordur ve araflt›rmac› ve klinisyenler aras›nda farkl› görüfller mevcuttur. Normal gebelik sürecinin ço¤unda fetusun büyüklü¤ündeki art›fla ve uterusun büyümesine ra¤men serviks sert ve kapal›d›r. Gebeli¤in sonunda ve do¤umda serviksin k›vam› de¤iflir (yumuflar), k›sal›r (efase olur) ve fetusun ç›kabilmesi için dilate olur. Eylem, do¤um ve postpartum dönem uterus serviksinde dramatik de¤iflikliklerle birliktedir.3-10 Servikal olgunlaflma terimi, serviksin k›vam›, efasman ve dilatasyonda de¤iflikliklere yol açan, spontan do¤um öncesinde ortaya ç›kan anatomik, biyofizik ve biyokimyasal süreci tan›mlamaktad›r. Y›llarca inan›lan›n aksine, servikal olgunlaflma, servik- sin hücred›fl› matriks bileflenlerini etkileyen aktif metabolik bir süreçtir. Bu de¤ifliklikler serviksin dayan›kl›l›¤›n› art›r›r. Erken servikal olgunlaflma gebelik komplikasyonlara yol açabilir. Örne¤in, termde miyometriyal aktivasyondan önce servikal olgunlaflman›n gerçekleflmemesi (örn. art›fl uterin kontraklilite bafllang›c›nda) eylemin latent faz›n›n uzamas›na yol açabilir; preterm erken servikal olgunlaflma ikinci trimester spontan düflüklerine ve spontan preterm eylem ve do¤uma neden olur. GEBEL‹KTE SERV‹KAL DE⁄‹fi‹KL‹⁄‹N F‹ZYOLOJ‹S‹ Uterus serviksi temelde konnektif doku organ›d›r, düz kas hücreleri serviksin distal k›sm›n›n sadece %10-15’ini oluflturmaktad›r.11 Serviksin gebelik boyunca fetusu tutmas› geleneksel sfinkter mekanizmas›na ba¤l› de¤ildir. Asl›nda insan serviks parçalar›n›n düz kas kas›lmas›n› uyaran vazopressin ile perfüzyonu, daha çok kas içeren uterus istmus ve fundusa oranla daha hafif kontraktil cevaba yol açar.12 Gebelikte uterus serviksinin normal ifllevinin büyük oranda konnektif doku metabolizmas›na ba¤l› oldu¤u anlafl›lm›flt›r. Bu doku hücrelerin etraf›ndaki ekstraselüler matriks taraf›ndan oluflturulur. Ekstraselüler matriksin ana bileflenleri kollajen, proteoaminoglikan, elastin ve fibronektin gibi de¤iflik glikoproteinlerdir.11 Fibröz ba¤ dokusunun gerilim gücünü belirleyen kollajen, ekstraselüler matriksin en önemli bilefleni olarak kabul edilmektedir. Gebelikte servikal karakteristiklerin de¤iflimi kollajen içerik ve metabolizmas›na ba¤l›d›r.13 Proteoaminoglikanlar da serviks fizyolojisinde suçlanm›flt›r. Dekorin proteoglikan›n›n kollajene yüksek afinitesi vard›r ve kollajen fibrillerinin yüzeyini kaplar, onlar› sabitler ve daha kal›n kollajen bantlar› ve lifleri oluflmas›n› sa¤lar. Gebelik olmayan durumda en çok bulunan proteoglikan dekorindir, gebelik durumunda biglikand›r.14 Bölüm 28 Uterin Serviksin Sonografik ‹ncelenmesi Servikal Olgunlaflma Gebelikte, eylemde ve do¤umda servikal de¤ifliklikten sorumlu biyokimyasal olaylar flunlard›r, olgunlaflmam›fl servikse oranla (1) kollajen lif s›ralanmas›nda azalma, (2) kollajen çözünürlü¤ünde art›fl, (3) artm›fl kollajenolitik aktivite (kollajenaz ve lökosit elastaz), (4) artm›fl interlökinler (IL-1, IL-8, tümör nekroz faktörü α) ve (5) artm›fl matriks metalloproteinazlar› [MMPler] (matriks y›k›c› enzimler), MMP-1 ve MMP-8.6,7,11,15 Peterson ve Uldbjerg16 “servikal yetersizlik” öyküsü olan gebe olmayan kad›nlarla, gebe kad›nlar›n servikal kollajen içeri¤ini karfl›laflt›rm›fllard›r. Servikal yetersizlik, “öykü hariç di¤er servikal yetersizlik nedenleri olmaks›z›n 12. gebelik haftas›ndan sonra geç spontan abort ve preterm do¤um” olarak tan›mlanm›flt›r. Servikal yetersizlik öyküsü olan hastalarda normal do¤um yapanlara k›yasland›¤›nda daha düflük servikal hidroksiprolin konsantrasyonu ve daha yüksek oranda ekstrakte edilebilir kollajen vard›r (kollajen çözünürlü¤ünü gösterdi¤i düflünülmektedir). Ayr›ca, do¤um yapm›fl kad›nlarda serviksin hidroksiprolin içeri¤i nulligravid ve nullipar kad›nlara göre önemli düzeyde düflüktür. Yazarlar servikal yetersizli¤i olan kad›nlar›n saptanmas›nda 0.9 duyarl›l›k ve 0.8 özgünlükle hidroksiprolin eflik de¤er düzeyini 13 mg olarak tan›mlam›fllard›r.16 Liggins servikal olgunlaflmay› ilk enflamatuvar süreçlere benzetmifltir.17 Bu kavram serviks biyolojisi araflt›rmalar›n› etkilemifltir. Bununla beraber, yeni gözlemler servikal olgunlaflmada enflamasyonun önemine karfl› ç›kmaktad›r.9,10,18,19 Sakamoto ve ark.9 servikal olgunlaflman›n derecesi ile servikal dokudaki IL-8 konsantrasyonlar› aras›nda iliflki olmad›¤›n› göstermifllerdir (servikal dokudaki IL-8 düzeyleri eylem ve do¤umda artmas›na ra¤men). Word ve ark.10 uterin kontraksiyonlara ra¤men termde sert esnek olmayan serviks nedeniyle do¤umun gerçekleflmedi¤i hayvan modeli bildirmifllerdir. Bu dokuya nötrofil ve makrofaj infiltrasyonuna ra¤men servikal olgunlaflma gerçekleflmez (farelerde 6. kromozomda transgen insersiyonu bulunur).10 Timmons ve Mahendroo18 enflamatuvar hücre ak›n›n›n servikal olgunlaflman›n bafllat›lmas›nda esas düzenleyici olay oldu¤una, steroid 5 α redüktaz tip 1 olmayan fareleri (Srd5a1 –/–) kullanarak karfl› ç›km›fllard›r. Araflt›rmac›lar, servikal olgunlaflma için tipik enflamatuvar cevap aktivasyonu gerekmedi¤ini bulmufllard›r, çünkü makrofajlar, eozinofiller ve myeloperoksidaz aktivitesi servikal olgunlaflma sürecinde artmaz. Do¤umdan önce nötrofil say›lar›n›n azalmas›, do¤um zamanlamas› ya da baflar›s›na etkisi yoktur. Yazarlar, normal servikal olgunlaflman›n tipik enflamatuvar yan›t gerektirmedi¤ini öne sürmüfllerdir ve do¤umdan sonra servikal remodelling için haz›rl›k aflamas›nda, hyaluronan ve di¤er hücred›fl› matriks bileflenlerinin (kollajen) kald›r›lmas› için enflamatuvar hücrelerin geldi¤ini ifade etmifllerdir.18 Term 817 gebelerde olgunlaflm›fl ve olgunlaflmam›fl serviks dokusunun mikroarray analizi, enflamasyonla iliflkili genlerin farkl› ekspresyon göstermedi¤ini do¤rulam›flt›r.19 Gen ontoloji analizi, servikal olgunlaflman›n özel biyolojik ifllemler (hücre adezyonu, hareketin düzenlenmesi) ve metabolik fonksiyonlarla (fosfat transferi) iliflkili oldu¤unu göstermifltir. Yolak analizleri fokal adezyon, ekstraselüler matriks (ECM) reseptör iliflkisi, hücre iletiflimi ve hücre adezyon molekül yollar›n›n rol ald›¤›n› saptam›flt›r.19 Bir çok kan›t steroid hormonlar›n servikal olgunlaflmadaki rolünü desteklemektedir, bu kavram›n önemli klinik sonuçlar› vard›r. Bu kan›tlar: (1) 17 β-östradiolün intravenöz olarak verilmesi servikal olgunlaflmay› uyar›r,6 (2) östrojen in vitro kollajen y›k›m›n› uyar›r,6 (3) progesteron ve 17 β-östradiol uterin servikal fibroblastlarda metalloproteinaz doku inhibitörü yap›m›n› art›rarak ve kollajenaz ile stromelizin üretimini azaltarak kollajenolizi inhibe eder20 ve (4) progesteron reseptör antagonisti verilmesi gebeli¤in ilk trimesterinde servikal olgunlaflmay› bafllat›r.21 Bununla beraber, yeni deneysel kan›tlar, steroid hormonlar›n servikal olgunlaflmadaki rolünün daha karmafl›k oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Örne¤in, kobaylarda servikal olgunlaflman›n serum progesteron düzeyleri azalmadan çok önce bafllamas›, bu türlerde progesteron ba¤›ms›z bir mekanizman›n servikal olgunlaflmay› bafllatabilece¤ini düflündürmektedir.22 Gebe kad›nlara östrojen verilmesi her zaman servikal olgunlaflma ile sonuçlanmaz. Kobaylara östradiol ya da öncüsünün (androstenedion) verilmesi, progesteron düzeyleri yüksekse, servikal olgunlaflmaya yol açmaz.22 Baflka bir kafa kar›flt›r›c› gözlem ise onapriston (servikal olgunlaflmay› uyaran progesteron reseptör antagonisti) ile tedavi edilmifl kobaylara östradiol verilmesi servikal olgunlaflmay› h›zland›r›r. Dolay›s›yla,cinsiyet steroidlerinin servikal olgunlaflmadaki kesin rolünün tespiti için ileri çal›flmalara ihtiyaç vard›r. Serviks Dilatasyonu Servikal olgunlaflman›n aksine, servikal dilatasyon sürecine ve do¤um sonu servikal remodellinge enflamatuvar hücre istilas› efllik eder. IL-8,CXCL1, CXCL2, CXCL3, CXCL5 ve CCL20 gibi kemokinler nötrofillerin servikse birikmesinden sorumludur.5,7,17,23-33 Gebelik ve do¤umdaki servikal de¤ifliklikler, fizyolojik ve biyokimyasal (yumuflama) olanlarla k›s›tl› de¤ildir, ultrason ile de¤erlendirilebilen anatomik de¤ifliklikleri de (efasman ve dilatasyon) kapsar. UTER‹N SERV‹KS‹N SONOGRAF‹K DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Serviksin sonografik görüntülemesi, serviksin durumunu tufleye oranla daha az invazif, daha kesin ve objektif olarak de¤erlendirir. Efasman (ya da servikal k›salma), internal os ana- 818 K›s›m 4 MATERNAL HASTALIKLAR tomisindeki de¤ifliklikler (hunileflme), endoservikal kanal dilatasyonu ve spontan ya da uyar›ya ba¤l› (transfundal bas›nç) de¤ifliklikler ultrason incelemesi ile tan›nabilir. Eksternal Os ‹nternal Os Eksternal Os Teknik ve Özellikler Serviks transabdominal, endovajinal ve transperineal yaklafl›mla incelenebilir. Biz serviksin optimal de¤erlendirmesi için endovajinal tekni¤i tercih ediyoruz. Probun servikse yak›nl›¤› ve yüksek frekansl› transdüser kullan›m› görüntü kalitesini art›rabilir. Transabdominal sonografide serviksin yeterli olarak görüntülenebilmesi için mesanenin dolu olmas› gerekir. Mesanenin afl›r› dolu olmas› servikse bas› yaparak yanl›fll›kla uzun gösterir.34,35 Andersen’in 186 gebe kad›ndan elde etti¤i transabdominal servikal uzunluk ölçümleri endovajinale oranla daha uzundur (ortalama 5.2). Transabdominal ultrasonun aksine, endovajinal görüntülemede mesane dolulu¤una gerek yoktur. Endovajinal transdüser yoksa transperineal teknik kullan›labilir ve dolu mesane gerektirmez.36-41 Transperineal sonografi ile servikal uzunluk hastalar›n %80’inde yeterli olarak izlenebilir ve ölçülebilir. Bununla beraber, vajende hava varsa, inceleme bilgi vermeyebilir. Bir çal›flmada servikal uzunluk aç›s›ndan endovajinal ve transperineal yöntemler aras›nda yüksek uyum saptanm›flt›r [s›n›flararas› korelasyon katsay›s› 0.83 (%95 güven aral›¤› 0.79-0.86)]. Meijer-Hoogeveen ve ark.41 yeni bir çal›flmada transvajinal sonografik görüntüleme transperineale göre daha tercih edilebilir oldu¤unu bildirmifllerdirir. Hertzberg ve ark.39 14 ile 38.2 gebelik haftalar› aras›ndaki 64 gebeyi transvajinal ve transperineal ultrason ile prospektif olarak de¤erlendirmifllerdir. Araflt›rmac›lar taraf›ndan transvajinal sonografi uygulamas›n›n transperineale tercih edilmesinin (p<.001) en s›k sebebi barsak gazlar› nedeniyle servikal eksternal osun görülememesi ve di¤er anatomik noktalar›n transperineal görüntülerde net olmamas›d›r. 1420. haftalarda endovajinal ultrason ile elde edilen ortalama servikal uzunluk transperinealden anlaml› olarak uzundur (34 mm’e 28.6 mm, p<.006).39 Di¤erlerine göre, serviks iyi görüntülenebiliyorsa, transperineal tekni¤in duyarl›l›¤› %77, yanl›fl pozitiflik oran› %17’dir, 24. haftada servikal uzunluk 32.4mm oldu¤unda 36. haftadan önce preterm do¤um aç›s›ndan relatif risk 4.5’tir.40 Endoservikal kanal Endoservikal kanal fiekil 28-1. Normal uterin serviksin transvajinal sonografik görüntüsü; internal os, eksternal os, endoservikal kanal kolayca görülmektedir (Schematic from Gomez R, Galasso M, Romero R, et al. Am J Obstet Gynecol 1994;171(4):956-64’den izinle). Operatör vajinal prob serviksin alt uterin segment ve serviksin orta hat sagittal görüntüsünü buluncaya dek anterior fornikse do¤ru ilerletir. ‹nternal os, eksternal os, servikal kanal ve endoservikal mukoza net olarak izlenmelidir (fiekil 28-1). Endoservikal mukoza serviksin üst kenar›n› tan›mlamakta kullan›l›r. Yoksa, servikal uzunluk yanl›fll›kla alt uterin segmenti de içerebilir. Prob ile uygulanan afl›r› bas›nç serviksi uzatabilir. Bu yanl›fll›¤› önlemek için görüntü bulan›klaflana kadar prob yavaflça geri çekilir ve görüntünün netleflti¤i yere kadar tekrar uygulan›r. Bu, servikal kal›nl›¤›n ve endoservikal kanal›n anterior ve posterior dudaklar›n›n yo¤unlu¤unun eflit oldu¤unun do¤rulanmas› ile önlenebilir (fiekil 28-2).45,46 Teknik Endovajinal ultrasondan önce hastalar›n mesanesini boflaltmas› istenir. ‹fllem s›ras›nda hastalar s›rtüstü uzan›r ve diz ve kalças›n› fleksiyona getirir. Baz›lar› servikal uzunluk ölçümünün ayakta yap›lmas›n› önerirken,42 di¤erleri, yatarak ve ayakta yap›lan ölçümler aras›nda korelasyon saptam›flt›r.43 Proba eldiven ya da uygun bir k›l›f geçirilir. Endovajinal prob kullan›m› sonucu mikrobiyal inokulasyon riski yoktur.44 Transdüser ile k›l›f aras›na ve k›l›f›n üzerine jel dökülür. fiekil 28-2. Serviksin transvajinal sonografik görüntüsü ve anatomik noktalar› gösteren flemas›: (1) internal os; (2) tüm endoservikal kanal; (3) eksternal os; (4) serviksin anterior duda¤› ile servikal kanal aras›ndaki ve serviksin posterior duda¤› ile servikal kanal aras›ndaki uzakl›k eflittir. (Schematic from Burger M, Weber-Rossler T, Willmann M. Ultrasound Obstet Gynecol 1997;9(3):188-93’den izinle). Bölüm 29 Trofoblastik Hastal›klar›n Sonografisi 849 Bölüm 29 TROFOBLAST‹K HASTALIKLARIN SONOGRAF‹S‹ Arthur C. Fleischer ● Howard W. Jones III ● Eugene C. Toy Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has Tan›mlar 1. Komplet mol: hidropik villuslar, trofoblastik proliferasyon ve fetal doku bulunmamas› ile karakterize gestasyonel trofoblastik hastal›k (GTH) tipidir. Karyotip genellikle tamam› paternal olan 46 XX’dir. 2. Gestasyonel trofoblastik hastal›k: plasentadan kaynaklanan çeflitli hastal›klar› betimlemektedir. En s›k görüleni mol hidatiformdur. 3. Gestasyonel trofoblastik neoplazi: Lokal invazyon ve/veya metastaz yetene¤ine sahip oluflumlard›r ve invaziv mol, gestasyonel koryokarsinom ve plasental site tümörlerini kapsamaktad›r. 4. Parsiyel mol: fetal doku veya fetal eritrositlerin bulundu¤u bir gestasyonel trofoblastik neoplazidir. Karyotip genellikle, hem maternal hem de paternal kaynakl› 69XXX veya 69XXY’dir. G‹R‹fi Gestasyonel trofoblastik hastal›k (GTH) plasentadan kaynaklanan çeflitli hastal›klar› betimlemektedir. En s›k görüleni mol hidatiformdur. Gestasyonel trofoblastik neoplazi (GTN), lokal invazyon ve/veya metastaz yetene¤ine sahip oluflumlar› tan›mlamaktad›r ve ve invaziv mol, gestasyonel koryokarsinom ve plasental site tümörlerini kapsamaktad›r.1 Birleflik Devletler’de mol hidatiform insidans› yaklafl›k 1000 ile 1200 gebelikte 1’dir. Mol tahliyesinin ard›ndan yaklafl›k %20 habis sekel ortaya ç›kmaktad›r. Gestasyonel koryokarsinom 20,000 ile 40,000 gebelikte 1 ortaya ç›kmaktad›r. Bu hastal›klar s›k olmamas›na ra¤men, GTH’l› kad›nlar gebelik için tetkik edilirken ya da kanamayla acile baflvurduklar›ndan hemen her zaman yap›lan ilk görüntüleme yöntemi sonografidir.1 Gestasyonel trofoblastik hastal›klar, ovumun bir ya da daha fazla sperm taraf›ndan normal veya anormal flekilde fertilizasyonu ile ortaya ç›kt›¤› düflünülen bir hastal›klar grubudur. Bu, over ya da testisten kaynaklanabilen ve fertilizasyonla veya önceki gebelik durumu ile iliflkisiz gestasyonel olmayan koryokarsinom tiplerinin tersidir. Trofoblastik neop- lazmlar, geliflen blastokistin trofoblastik elemanlar›ndan kaynaklanmaktad›r ve böylece alt›ndaki dokulara yay›labilme, insan koryonik gonadotropini sentezleyebilme gibi özelleflmifl yeteneklerini korumaktad›r. Gestasyonel trofoblastik hastal›kta sonografinin ana rolü mol hidatiform tan›s›n›n koyulmas›d›r.2 Hidropik villuslar›n karakteristik sonografik görüntüsü molar gebeliklerin ço¤unda izlenmektedir. Malign trofoblastik hastal›kta sonografi, seri β−hCG ölçümlerine önemli bir yard›mc› yöntem olarak kabul edilmektedir. Sonografi ile, bazen, uterusun trofoblastik doku taraf›ndan invazyonunu göstermek mümkündür.3 Tümörün tedaviye yan›t›n›n takip edilmesi için de kullan›labilmektedir ve di¤er metastatik alanlar›n varl›¤› saptanabilir.4 Renkli Doppler sonografi miyometriyumdaki anormal kan ak›m› alanlar›n›n saptanmas›na olanak sa¤lamakta ve kemoterapinin etkinli¤inin izlenmesinde bir yöntem olarak kullan›labilmektedir (fiekil 29-1).5 Gestasyonel trofoblastik hastal›k farkl› flekillerde s›n›fland›r›lm›flt›r (Tablo 29-1). ‹lk s›n›fland›rma histopatolojik ölçütlere dayanmaktayd›. Günümüzde, hCG takibinin kullan›lmas›yla, hastalar klinik evreleme sistemine göre s›n›fland›r›lmaktad›r. Farkl› s›n›fland›rma sistemlerinin kullan›lmas›, hekimler aras›ndaki sonografik grupland›rma ile iliflkili fikir uyuflmazl›klar›na olas›l›kla katk›da bulunmaktad›r. Bu bölümde, patolojik ve klinik s›n›flamalarla ilgili olarak farkl› GTH flekillerinin ultrasonografik özellikleri sunulmaktad›r. ‹nvaziv mol ve koryokarsinomun sonografik görüntüleri benzer oldu¤undan ayn› bafll›k alt›nda sunulmufltur. Buna göre, konunun tart›flma k›sm› iki ana GTH bölümüne ayr›lm›flt›r: molar gebelikler ve habis GTH. Sadece ultrasonografik görüntülerine göre farkl› gestasyonel trofoblastik hastal›klar›n patolojik tiplerinin ayr›m› zor olsa da, klinik, laboratuvar ve sonografi bulgular›n›n birleflimi, mevcut trofoblastik hastal›¤›n tipi ve yay›l›m›n› genellikle belirlemektedir. SINIFLANDIRMA CETVEL‹ Histopatolojik Bu s›n›fland›rma histopatolojik ölçütlere göre trofoblastik hastal›klar›, hidatiform mol, invaziv mol ( koryoadenoma destruens), koryokarsinom, plasental site trofoblastik tümör alt tiplerine ay›r›r. K›s›m 4 MATERNAL HASTALIKLAR 850 fiekil 29-1. Parsiyel molün renkli Doppler sonogram› (RDS) A: Noktasal hipoekoik alanlarla yayg›n plasenta kal›nlaflmas› gösteren transvajinal sonogram. B: Ayn› hastan›n molar dokuda artm›fl ak›m gösteren transabdominal RDS incelemesi. C: B’deki alan›n düflük impedans-yüksek diyastolik ak›m gösteren transabdominal RDS incelemesi. D: B ve C’deki alan›n transvajinal RDS incelemesi. Tablo 29-1 GESTASYONEL TROFOBLAST‹K HASTALIKLARIN SINIFLANDIRMA fiEMALARI Patolojik Klinik Mol hidatiform Komplet Parsiyel Fetus ile birlikte Mol gebeli¤i Komplet Parsiyel Fetus ile birlikte ‹nvaziv mol (koryoadenoma destruens) Koryokarsinom Malign, metastatik olmayan trofoblastik hastal›k Malign, metastatik trofoblastik hastal›k Kaynak: Adapted with permission from Jones H III. In: Jones H Jr, Jones S, eds. Novak’s Textbook of Gynecology, 10th ed. Baltimore: Williams & Wilkins; 1981; 659–689. Hidatiform mol, veziküllü yap›lar oluflturacak flekilde, koryon villuslar›n›n belirgin olarak ödemli ve büyümüfl olmas› ile tan›mlanmaktad›r. Sonografik olarak saptanmas›na olanak sa¤layan özellik veziküllerdir. Bu de¤iflikliklere villus kan damarlar›n›n kayb› ve villusu çevreleyen trofoblastlar›n (sitotrofoblast ve sinsityotrofoblast) proliferasyonu efllik eder (fiekil 29-2). Ço¤alan trofoblastlar›n yo¤un oldu¤u mollerin habis olma ihtimali daha fazla olsa da, histolojik görüntüye dayanarak molün malignite potansiyelini do¤ru olarak kestirmek mümkün de¤ildir. Komplet mollerin yaklafl›k %20’sini invaziv mol ya da koryokarsinom gibi habis bir sekel takip etmektedir.6 Histopatolojik ölçütlere göre daha ileri bir s›n›flaman›n, mol gebeli¤inin habis hastal›¤›n ortaya ç›kacak %20’sinin belirlenmesinde do¤ru bir prognostik gösterge oldu¤u kan›tlanamam›flt›r.7 Bölüm 29 fiekil 29-2. Hidatiform molün mikroskopik görüntüsü. Büyük avasküler ödemli villuslara ve ince s›n›r yapan proliferatif trofoblastik hücrelere dikkat ediniz. ‹nvaziv mol (koryoadenoma destruens) miyometriyuma invazyonun oldu¤u trofoblastik hastal›¤› tan›mlamak için kullan›lan terimdir. Makroskopik olarak veziküler yap› korunmufltur (fiekil 29-3). Mikroskopik incelemede miyometriyumu invaze eden ödemli villuslar saptan›r. Ço¤unlukla geri kalan villuslarda belirgin trofoblastik ço¤alma mevcuttur. Villuslar›n altta yatan miyometriyumu invaze etti¤i yerde bir miktar kanama oluflur. Bununla beraber, nekroz yoktur. Günümüzde trofoblastik hastal›¤›n tedavisinde histerektomi nadiren kullan›lmaktad›r. Bu nedenle invaziv molün tan›s› nadiren cerrahi patolojiye dayanarak koyulur. Koryokarsinom villus yap›s›n›n olmamas› ile karakterizedir. Mikroskopik incelemede sitotrofoblast ve sinsityal trofoblastlar›n proliferasyonunun oldu¤u ileri derecede habis trofoblast tabakalar› gözlenir (fiekil 29-4). Koryokarsinomun baflka bir ay›r›c› özelli¤i olan kanama ve nekroz alan› vard›r. Koryokarsinom tüm GTH’lar›n yaklafl›k %5’ini oluflturur.7 En s›k metastazlar lokal pelvik ve akci¤er metastazlar›d›r, an- fiekil 29-3. Koryokarsinom. Büyük büyütmede pleomorfik trofoblastik hücre tabakalar› görülmektedir. Villus yoktur. Trofoblastik Hastal›klar›n Sonografisi 851 fiekil 29-4. ‹nvaziv molde miyometriyumun veziküler doku taraf›ndan perforasyonu. cak karaci¤er, beyin, böbrek ve barsak metastazlar› da ortaya ç›kabilir. Plasental site trofoblastik tümörler (PSST) oldukça nadirdir ve plasenta yap›flma alan›ndan geliflir, sinsityal endometrite benzer. Miyometriyum trofoblast hücreleri taraf›ndan invaze edilir ve s›kl›kla damar invazyonu görülür. ‹nsan koryonik gonadotropin düzeyleri düflüktür, oysa hücreler taraf›ndan insan plasental laktojeni salg›lan›r. Di¤er GTN tipleri kemoterapiye yan›t verirken, PSST’ler medikal tedaviye yan›ts›zd›r ve histerektomi ile tedavi edilir.1 Klinik Yönleri hCG ölçümü ile hastalar›n dikkatli bir flekilde takibi ve kemoterapinin cerrahi yerine ana tedavi yöntemi olmas›, histopatolojik s›n›fland›rman›n yerini daha pratik olan klinik GTH s›n›fland›rmas›na b›rakmas›na sebep olmufltur. Bu klinik s›n›fland›rma halen, hem komplet hem de parsiyel tip hidatiform molleri içermektedir. 2000 FIGO evrelemesinde tan›mland›¤› gibi, plato çizen ya da artan hCG düzeylerinde oldu¤u gibi, koryokarsinom ya da invaziv mol patolojik tan›s› alan hastalarda da habis GTH düflünülür. Hastalar sadece hidatiform mol patolojik tan›s›na dayanarak habis GTH olarak s›n›fland›r›lmazlar; bu hastalar habis klinik seyir gösterebilir veya göstermeyebilir.4 Habis GTH’l› hastalar ek olarak metastatik ve metastatik olmayan gruplara ayr›l›r. Trofoblastik hastal›¤› bulunan olgular›n tedavisinde klinik deneyim ile, metastatik hastal›¤› bulunan bir grup ayr›ca yüksek riskli olarak tan›mlanm›flt›r.8,9 Bunlar, karaci¤er ya da beyin metastazl› hastalar, tedaviden önce 40,000 mIU/mL’den yüksek bHCG düzeyi, tedavi bafllanmas› ile gebelik aras›ndaki sürenin 4 aydan fazla olmas›, önceki kemoterapi baflar›s›zl›¤› ve term gebelik sonras› geliflen trofoblastik hastal›kt›r.10 Bu yüksek riskli hastalar›n takibinde özellikle dikkatli radyolojik ve sonografik de¤erlendirme gereklidir. Bölüm 30 Postpartum Ultrason 859 Bölüm 30 POSTPARTUM ULTRASON Eugene C. Toy Çeviri: Dr. Yasemin Do¤an, Dr. Recep Has Tan›mlamalar 1. Endomiyometrit: endometriyum ve miyometriyumu kapsayan puerperal enfeksiyondur, genellikle gram negatif enterik bakterileri ve anaerobik bakterileri içeren çoklu bakteriyel organizmalarca oluflturulur. Hastada genellikle atefl, uterin hassasiyet bulunur ve sezaryen yap›lm›flt›r. 2. Hepatik subkapsüler hematom: karaci¤er kapsülünün gerilmesine sebep olan karaci¤er parenkimi içine olan kanamad›r. Bu durum preeklampsinin bir komplikasyonu olup hastay› hematom rüptürü ve kanama aç›s›ndan riske sokar. 3. Over ven trombozu: gonadal veni de içeren pelvik venlerde genellikle enfekte trombüsün (p›ht›) bulundu¤u bir durumdur. Hasta genellikle atefl, yan a¤r›s› ile baflvurur ve palpabl pelvik kitlesi olabilir. 4. Plasenta akreata: plasentan›n endometriyumun desidua tabakas›na anormal penetrasyonu sonucu plasentan›n uterusa anormal yap›flmas›d›r. Bu durum geçirilmifl sezaryen say›s› ile artmaktad›r. 5. Postpartum kanama: vajinal do¤um sonras› 500 mL’den, sezaryenden sonra 1000mL’den fazla olan kanamad›r. Erken postpartum kanama do¤umdan 24 saat önce, geç postpartum kanama do¤umdan 24 saat sonra anlam›na gelir. 6. Lohusal›k: do¤umdan sonra postpartum 6. haftaya kadar olan süredir. 7. Plasenta retansiyonu: tipik olarak kanama ve enfeksiyona yol açacak flekilde uterusta belli bir miktar koryonik villus ve gebelik ürününün kalmas›d›r. G‹R‹fi Gebelik süresince bir çok fizyolojik de¤ifliklik meydana gelir, vajinal veya sezaryen de olsa do¤um sonras› bu de¤ifliklikler h›zl› bir flekilde geriye döner. Bu geriye dönüfl süreci do¤um sonras› 6 hafta olan lohusal›kta olur. 1972’de Robinson ilk kez postpartum pelvik organlar›n görüntülenmesinde tan›sal ultrasonun kullan›m›n› tarif etmifllerdir.1 O zamandan beri postpartum anatomik yap›lar›n tan›s›nda özellikle enfeksiyon, kanama ya da plasenta retansiyonu flüphesi gibi durumlarda önemli rol oynamaya devam etmektedir; görüntüleme gerektiren durumlar, sebat eden postpartum endomiyometrit, pelvik abse, plasenta parçalar›n›n retansiyonu, uterus, mesane, periton flebi ya da bat›n duvar› hematomlar›d›r. Postpartum kad›nlar›n %5 ila %10’unda bu komplikasyonlar görülebilir.2 Bu bölüm, özellikle pelvik organlar olmak üzere, üriner sistem, hepatobilier sistem ve damarlanmay› da içerecek flekilde, lohusal›k sürecindeki normal ve patolojik sonografik bulgular› incelemektedir. Varyasyonlar, normal anatomi, gebelikle ilgili de¤ifliklikler ve çeflitli hastal›klardaki ortaya ç›kan bozukluklar gözden geçirilmifltir. J‹NEKOLOJ‹K ORGANLAR Normal Anatomi Uterus Gebe olmayanda uterus yaklafl›k 8 cm uzunlukta orta hat yerleflimlidir. Uterus büyüklü¤ü pariteden ya da leiomiyom ve adenomiyozis gibi patolojik durumlardan etkilenebilir.3 Uterus termde gebelik öncesi a¤›rl›¤› olan 140 g’dan 1 kg’a ulafl›r; termde uterus kan ak›m› 50 mL/dk’dan 500 mL/dk’a yükselir.2 Lohusal›kta uterus hücre y›k›m› olmaks›z›n belirgin olarak küçülür; bunun yerine doku s›v›s› ve kontraktil proteinlerin kayb› ve emilimi ile hücre boyutlar›nda küçülme olur. Benzer flekilde, hayvan modelleri hücresel yap›lanman›n doku nekrozu olmaks›z›n programl› flekilde sitoplazma ve kollajenin parçalanmas› ile oldu¤unu göstermektedir. Beklenen uterus büyüklü¤ünün bilinmesi ultrason bulgular›n›n yorumlanmas›nda esast›r (fiekil 30-1). Uterus involusyonunun en h›zl› gerçekleflti¤i zaman, boyutta yaklafl›k %50 küçülmenin görüldü¤ü postpartum ilk 2 haftad›r.4-7 Wachsberg ve ark.6 postpartum uterusun do¤umdan sonra 6 ila 8 haftada normale döndü¤ünü göstermifllerdir. Bu araflt›rmac›lar, uterus kontraksiyonlar› ve mesane dolulu¤unun ölçümleri etkileyebilece¤ini bildirmifllerdir. Do¤um flekli postpartum uterus boyutlar›n› etkilemez. 860 K›s›m 4 MATERNAL HASTALIKLAR fiekil 30-1. Do¤umdan 12 saat sonra (A1 ve 2) ve 36 saat sonra (B1 ve 2) regrese olan normal uterusun sonografik görüntüleri. Transabdominal sonografi ile longitudinal ve transvers kesitler gösterilmifltir. (A1)’deki endometriyal çizgi mesane boyutuna ve sakruma ba¤l› aç›lanma göstermektedir. Postpartum uterus h›zla küçülür.4 • • • 24. saat: U 17.5 cm x G 12.3 cm x ön arka (ÖA) 9.0 cm; endometriyal ÖA kavite=1.2 cm 1. hafta: U 12.9 cm x G 11.3 cm x ÖA 8.7 cm; endometriyal ÖA kavite=1.3 cm 2. hafta: U 11 cm x G 7.7 cm x ÖA 7.8 cm; endometriyal ÖA kavite=1.0 cm Postpartum miyometriyum gebeli¤e ba¤l› de¤iflikliklerle iliflkili heterojen eko gösterir:artm›fl damarlanma, ödem ve s›v› içeri¤inin çözünmesi gibi. Damarlanma genellikle do¤um sonras› 3 ila 4 hafta gibi k›sa bir sürede geriye döner (bak›n›z fiekil 30-2), vasküler kanallar gebelik öncesi görüntüsüne döner.6 Uterus fibroidleri genellikle heterojen görüntüyü bozar. Erken lohusal›k döneminde endometriyal kal›nl›k 2 cm’den ince ve düzenlidir. Varyasyanlar olabilir. Örne¤in, normal postpartum uteruslar›n bir ço¤unda az miktarda s›v› izlenebilir ve patolojik olarak kabul edilmemelidir. Ayr›ca, endometriyal-miyometriyal bileflke de¤iflken olabilir, s›n›rlar› net ve düzenli olabilir ya da düzensiz ve heterojen olabilir. Sonografinin postpartum uterusta en önemli rollerinden biri kalan plasenta ve gebelik ürünlerini saptamakt›r. Artm›fl en- Chapter 30 Postpartum Ultrasound 861 fiekil 30-2. ‹nvolüsyona u¤rayan uterusta erken dönemde büyük vasküler kanallar longitudinal (A) ve transvers (B) kesitlerde gösterilmifltir. Bu kanallar zamanla kapan›r. dometriyal kal›nl›k (transabdominal sonografide ön arka çap>2.5cm) s›kl›kla hipotonik uterus ya da plasenta retansiyonu ile iliflkilidir. Kan p›ht›lar›n› plasenta parçalar›ndan ay›rt etmek s›kl›kla zordur; bununla beraber, postpartum kanaman›n varl›¤›nda uterin kavitedeki ekojen kitle, plasenta retansiyonu aç›s›ndan oldukça güçlü bir kan›tt›r.9,10 Deans ve Dietz11 prospektif olarak 94 postpartum kad›n üzerinde çal›flma yapm›fllar ve normal uterus bulgular› ile klinik seyri iliflkilendirmifllerdir ve sonografik bulgular›n› üst ve alt uterus olarak ay›rm›fllard›r. Üst uterin segmentin ortalama kal›nl›¤› 13.8 mm ve ortalama hacmi 35.6 cm3 ve alt segment/servikal alan ortalama 54.8 cm3 olmak üzere daha fazla kütleye sahiptir. Endometriyal eko görüntüsü uterus büyüklü¤üne ve postpartum olufluna göre de¤iflir. tansiyel boflluklara do¤ru ciddi kan kaybedebilirler. Anatomik bofllu¤un yap›s›na ba¤l› olarak ve genital yol hematomlar›n›n hassas olmas› sebebiyle bilgisayarl› tomografi (BT) ya da MR ile görüntüleme bu durumlar›n de¤erlendirilmesinde ultrasona üstündür. Genifl Ligament Genifl ba¤lar pelvik yan duvardan uterusa uzanan çift kat parietal peritondur. Uterus damarlar›n›, fallop tüplerini ve k›smen overleri sarar. Normal bir kiflide genifl ba¤lar sonografide kolayl›kla seçilemez. Yine de, genifl ligamentteki hematom, abse, s›v› kolleksiyonu ya da fibroid gibi patolojik durumlar kolayl›kla gözlenir (fiekil 30-3). Vulva, Vajen ve Pararektal Boflluk Vajen, vulvar vestibülden uterusa uzanan içi bofl müsküler bir tüptür. Vajenin alt üçte biri ürogenital diyafram ve pelvik diyaframa yaslan›rken, vajenin üst ve orta üçte biri levator ani ve kardinal ba¤larla desteklenir. Vajen do¤um eylemi s›ras›nda belirgin derecede genifllemektedir. Vajen laserasyonlar› ya da vajene komflu kan damarlar›nda hasar meydana gelebilir. Operatif vajinal do¤um yapan kad›nlarda ya da plasenta dekolman› gibi durumlarla iliflkili koagülasyon bozuklu¤u olan hastalarda, vulvar, vajinal hematomlar seyrek de¤ildir. Ultrason vajinal hematomun s›n›rlar›n›n belirlenmesine yard›m edebilir, ancak muhtemelen manyetik rezonans görüntüleme (MRI) retroperitoneal alana uzan›m›n de¤erlendirilmesinde daha üstündür.11 Ayr›ca, yönetimi genellikle klinik bulgular belirlemektedir. Benzer biçimde, distal vajen ve vulva hematomlar› paravajinal ya da pararektal bofllu¤a uzanabilir. Bu flekilde kad›nlar d›fla kanama veya hematom bulgular› olmaks›z›n bu po- fiekil 30-3. Uterus, tüpler ve overleri örten genifl ligamentin flematik görüntüsü. U, uterus; O, over; FT, fallop tüpü; TOV, tuboovaryen venler; BL, genifl ligament; IV, iliak venler; BP, kemik pelvis.(Reprinted with permission from Fleischer AC, Romero R, Manning FA et al, eds. The Principles and Practice of Ultrasonography in Obstetrics and Gynecology, 4th ed. Norwalk, CT: Appleton and Lange, 1990). 869 KISIM 5 JiNEKOLOJiK SONOGRAFi 870 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAP‹ Bölüm 31 TRANSABDOM‹NAL VE/VEYA TRANSVAJ‹NAL ULTRASONOGRAF‹ ‹LE PELV‹K K‹TLELER‹N ULTRASONOGRAF‹K DE⁄ERLEND‹RMES‹ Arthur C. Fleischer Dr. Özlem Ç›nar Dural, Dr. A. Cem ‹yibozkurt Tan›mlar 1. Adneksiyel: tüp ve oveR ile ilgili. 2. KomplekS kitle: hem kistik hem solid komponetler içerir. 3. Kistik kitle: içinde s›v› olan ve ince düzenli bir duvar› olan kitle. 4. Solid kitle: orta k›sm› solid yap›da olan kitle. 5. Torsiyon: adneksin kendi etraf›ndan dönmesi. Genelde kan ak›m›n›n bozulmas›na yol açar. G‹R‹fi Ultrasonografi, özellikle iyi huylu oldu¤u düflünülen birçok pelvik kitlenin ön de¤erlendirmesinde kullan›lan bir tan› yöntemidir. Bir pelvik kitlenin ultrasonografik özellikleri genellikle kesin bir histopatolojik tan› konmas›na izin vermese de ultrasonografi, pelvik kitleler için klinik aç›dan önemli parametreler sunmaktad›r.1 Bu parametreler: 1. Pelvik kitlenin varl›¤›n›n veya yoklu¤unun teyit edilmesi 2. Kitlenin boyut, iç yap›s› ve s›n›rlar›n›n gösterilmesi 3. Kitlenin orijininin ve di¤er pelvik yap›lar ile anatomik iliflkisinin saptanmas› 4. Asit ve metastatik lezyonlar gibi malign hastal›klara ba¤l› anomalilerin varl›¤› veya yoklu¤unun saptanmas› 5. Belirlenen pelvik kitlelerin aspirasyon veya biyopsileri için yol gösterme Belirli pelvik kitle tipleri de dahil olmak üzere bu parametrelerin her birinin üzerinde durulacakt›r. Bu bölüm, klinik aç›dan önemli parametrelerden spesifik lezyonlar›n de¤erlendirilmesini kapsayan bir yelpazede pelvik kitlelerin ultrasonografik de¤erlendirme fleklini vurgulamak amac›yla haz›rlanm›flt›r. Ultrasonografi kullan›larak edinilen bilgiler, cerrahi müdahaleye karar vermede jinekolo¤u yönlendirmesi aç›s›ndan çok yararl›d›r. Genellikle, ortalama ebatlar› 5 cm’nin üzerinde olan, düzensiz solid alanlar içeren veya ciddi miktarlarda interperitoneal s›v› içeren (20 ml’nin üzerinde) kitleler cerrahi müdahale gerektirir.2 Benzer olarak, akut pelvik a¤r›ya sebebiyet veren pelvik kitleler de, adneksiyal torsiyon ile iliflkilendirilebilece¤inden acil cerrahi müdahale gerektirebilirler.3 Buna karfl›n, 4 ila 5 cm’den daha küçük olan ve tamamen kistik kitleler, boyutlar›ndaki muhtemel de¤iflikliklerin izlenmesi kayd›yla birkaç ay tekrarlayan ultrasonografiler ile gözlem alt›nda tutulabilir. Küçük adneksial kitleler (<5 cm)postmenopozal kad›nlarda görülmekle beraber, bunlar›n küçük bir oran› (%3) malign tümör içerir.4,5 Ultrasonografinin, nükseden ovaryan karsinom hastalar›nda asitin saptanmas›nda çok etkili oldu¤u saptanm›fl, buna karfl›n diffüz küçük peritoneal implantlar›n ortaya konulmas›nda pek de etkin olmad›¤› anlafl›lm›flt›r.6 Ultrasonografi’ye karfl› Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) ve Bilgisayarl› Tomografinin (BT) rolü de göz önünde bulundurulmal›d›r. Genel olarak BT ve MR, servikal karsinom gibi malign histopatolojik tümörlerin evrelendirilmesinde ultrasonografiden daha etkilidir.7 Öte yandan, yüksek maliyet ve k›s›tl› eriflim sebebiyle bu modaliteler, pelvik kitlelerin ön de¤erlendirmelerinde ultrasonografi kadar s›k kullan›lmamaktad›rlar. Genelde, kitlenin malignite ihtimali yüksek ise, BT ve MR ikincil tan› yöntemi olarak kullan›l›rlar. Transvajinal ultrasonografi, konvansiyonel ultrasonografik muayeneye baz› alanlarda üstünlük katabilir. Transvaginal problar›n ço¤unda görüntü alan›n›n k›s›tl› olmas› bu problar›n organlar›n s›n›rlar›n›n teflhise yard›m etti¤i bir alan olan pelvis ile s›n›rl› olmas›na yolaçar; ancak tümör kompozisyonu ve lokalizasyonu hakk›ndaki ek bilgiler ultrasonun özgüllü¤ünü artt›rabilir. Renkli Doppler Sonografinin ise (RDS), benign ve malign ovaryan kitlelerin ay›r›c› tan›s›nda ve adneksiyal torsiyonlar›n de¤erlendirmesinde, özellikle ovaryan kitlelerin morfolojik incelemelerine ek olarak, tan›ya katk›s›n›n oldu¤u öngörülmektedir.9 Bu konuya Bölüm 32’de de¤inilmifltir. Bu bölümün amac›, pelvik kitlesi olan bir hastan›n transabdominal veya transvajinal ultrasonografi ya da her ikisi ile birlikte de¤erlendirilmesi esnas›nda klinik olarak vurgulanmas› gereken baz› bilgileri okuyucu ile paylaflmakt›r. Bölüm 31 Transabdominal ve/veya Transvajinal Ultrasonografi ‹le Pelvik Kitlelerin Ultrasonografik De¤erlendirmesi SONOGRAF‹K PARAMETRELER Pelvik Kitlenin Varl›¤› veya Yoklu¤u Pelvik ultrasonografi, pelvik muayene esnas›nda palpe edilen veya flüphe edilen bir pelvik kitlenin varl›¤›n› saptamada önemli bir role sahiptir. Bu yöntem özellikle, yeterli pelvik muayene uygulanamayan veya muayene esnas›nda saptanan pelvik kitlenin belirgin olmad›¤› hastalarda çok faydal›d›r. Baz› kitlelerin muayene eden kiflinin parmak mesafesinin d›fl›nda olmas› sebebiyle ultrasonografi, elle yap›lan muayeneyle saptanamayan kitleleri belirleyebilmektedir. Bu gibi durumlarda, herhangi bir kitlenin varl›¤›n› veya yoklu¤unu saptamak için pelvik muayene ile efl zamanl› bir ultrasonografik inceleme yap›labilir.10 Obez hastalarda uterus ve overin görüntülenmesi esnas›nda transvajinal sonografinin kullan›lmas› ise avantaj 871 sa¤lamaktad›r. Esasen, normal overlerin saptanmas› için ultrasonografi kullan›m›n›n, postmenopozal kad›nlarda da elle muayeneden daha güvenilir oldu¤u öngörülmektedir.11 Peristaltizme ba¤l› ba¤›rsak anslar›ndaki hareketlilik, gerçek bir pelvik kitleyi ba¤›rsak anslar›n›n oluflturduklar›ndan ay›rmada çok faydal›d›r. Feçes ile dolu bir çekum, adneksiyal bölgedeki yap›fl›k omentum veya ya¤ dokusu varl›¤›nda da görülebilece¤i gibi, bazen solid bir adneksiyal kitleye benzeyebilir. Transvajinal ultrasonografi ise bu gibi durumlarda gerçek pelvik kitleleri ba¤›rsaklar taraf›ndan oluflturulanlardan ay›rmada yard›mc›d›r. Boyut ve Lokalizasyon Pelvis içindeki bir kitlenin yerinin belirlenmesi s›ras›nda uterus, santral bir nirengi noktas› görevi görür (fiekil 31-1). Uterusun içindeki ekojenik endometriyal katman ise, s›n›rlar›n›n fiekil 31-1. Tamamen kistik kitleler. A: Tamamen kistik bir kitlenin (RT OV, sa¤ over) longitudinal uzunlamas›na transabdominal ultrasonografisi. B: (A)’daki hasta, 1 ay sonra neredeyse tam bir rezolüsyon göstermekte. C: Kistik sa¤ adneksiyal kitlenin (+’lar aras›ndaki) transabdominal sonogram›. D: Sa¤ over içerisinde ince duvarl› foliküler kistin görüldü¤ü, (C)’nin transvajinal sonogram› (TVS). Çevreleyen over dokusu (Okla gösterilen), kist taraf›ndan s›k›flt›r›lm›fl durumdad›r. 872 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAP‹ fiekil 31-1. (Devam›) E: Peritoneal kist, sol overi (okla gösterilen) çevreleyen kistik dominant komponentli kitlenin transvers ultrasonografisi. F: Hidrosolpenkste tubal katlant›lar sonucu oluflan küçük intraluminal projeksiyonlu (okla gösterilen) kistik kitlenin transvajinal ultrasonografisi. G: Yer yer immatür foliküller içeren ovaryan dokunun çevreledi¤i ve foliküler kistten daha kal›n bir duvara sahip luteal kistin transvajinal ultrasonografisi. H: Cul de sac’da ekojenik kan p›ht›s› ile çevrelenmifl rüptüre hemorajik korpus luteum kistinin transvajinal ultrasonografisi. I: Kistik kitlenin içerisindeki ince septasyon (okla gösterilen). Bu, TVS’nin kontrolü alt›nda sorunsuz bir flekilde aspire edilmifltir. J: Büyük bölümü kistik bir kitle içerisindeki küçük kabart›. Aspirasyon materyelinde benign sitoloji bulunmufltur. Bölüm 32 Pelvik Kitlelerin Renkli Doppler Ultrasonografisi 897 897 Bölüm 32 PELV‹K K‹TLELER‹N RENKL‹ DOPPLER ULTRASONOGRAF‹S‹ Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Fuat Demirk›ran, Dr. fi. Onur Güralp Tan›mlar: 1. Fraktal matematik: Do¤adaki süreçleri say›sal (kantitatif) hale getiren yöntemdir. Tümörlerin kanlanmas›n›n fraktal ölçümü, tekrarlanabilen dallar›n göreceli olarak ölçülmesini tan›mlamaktad›r. 2. Güç a¤›rl›kl› piksel yo¤unlu¤u: Renk sinyalinin fliddetine göre damarlanman›n yo¤unlu¤unun belirlenmesidir. 3. Tümörün neovaskularitesi: Kona¤›n damar sisteminden köken alan ve tümörü besleyen anormal damarlardan oluflan mikroskopik damar a¤›. 4. Damarlanma indeksi: Renk içeren piksellerin toplam doku hacmine bölümünün say›sal olarak ifade edilmesi. G‹R‹fi Transvajinal ultrasonografi (TVUSG) pelvik kitlelerin morfolojileri hakk›nda detayl› bilgi sa¤lar ancak bu bilgiler bazen kitlenin morfolojisisine özgün olmaz. Spektral renkli Doppler sonografi (RDUSG) bu kitlelerin damarlanma fleklinin belirlenmesinde ve da¤›l›m›n›n de¤erlendirilmesinde ilave bilgiler verir. ‹ki boyutlu ve/veya üç boyutlu RDUSG kullan›larak kitlelerin köken ald›klar› bölge ve anormal neovaskularizasyon da¤›l›m› belirlenebilir. RDUSG ile overler ve uterusu besleyen pelvik damarlar görüntülenebilir. Spektral inceleme bir çok anatomik ve fizyolojik parametre içermektedir. Bu parametreler: 1. Damarlar›n kas tabakas› içerip içermedi¤i 2. Vazodilatasyon veya vazokonstriksiyon gibi baz› fizyolojik özellikler 3. Parankimal dokunun vasküler yap›s› 4. Tümör içindeki interstisyel bas›nç Genelde RDUSG morfolojik de¤erlendirmeye ilave veriler sa¤lar (fiekil 32-1). Klini¤imizde yap›lan bir çift kör çal›flmada, TVUSG ile pelvik kitlelerde elde edilen verilere RDUSG’nin sadece %40 oran›nda önemli ek klinik yarar verdi¤i gösterilmifltir.1 TVUSG ile RDUSG’nin birlikte kullan›- m›, adneksiyel kitlelerin morfolojilerini belirlemekten çok fizyolojik özlelliklerini belirlemeyi sa¤lamaktad›r.2,3 Bu bölümde pelvik kitle görülen hastalarda RDUSG’nin kullan›m› tart›fl›lacak ve teknikleri anlat›lacak, ayn› zamanda adneksiyel kitlelerin iyi huylu ve kötü huylu ayr›m›nda RDUSG’nin kullan›m›na de¤inilecek ve iyi huylu ile kötü huylu tümör ayr›m›ndaki k›s›tl›l›k ve incelemedeki püf noktalar› irdelenecektir.4,5 Ayr›ca tarama programlar› ve adneksiyel kitlesi olan postmenopozal kad›nlardaki özel kullan›m endikasyonlar› anlat›lacakt›r.6 OVERLER‹N ANATOM‹S‹ VE KAN AKIMI Over, orta hatta uterus ile lateral pelvik yan duvar boyunca seyreden internal iliyak damarlar aras›nda yer alan ovoid flekilli bir yap›d›r. Hormonal duruma ba¤l› olarak overin hacmi de¤iflir ve adolesan dönemde yaklafl›k 4.2 cm3, perimenopozal dönemde 9.8 cm3 ve postmenopozal kad›nda ise yaklafl›k 5.8 cm3 hacime sahiptir.2 Overin boyutlar›n›n hesaplanmas›nda kullan›lan formül, 0.523’e (uzunluk x yükseklik x genifllik) eflit olan yumurta fleklindeki bir elips için kullan›lan formüldür.7 Reprodüktif dönemdeki kad›nlarda overlerde küçük, yuvarlak, anekojen alanlar ile karakterize folikül veya korpus luteum bulunmaktad›r. Postmenopozal kad›nlarda barsaklar ile olan komflulu¤u ve boyutlar›n›n küçülmesi nedeniyle, overler olgular›n sadece %60’›nda görülebilir.8 Bazen inklüzyon kistleri gibi görünen ve 3 cm’e kadar ulaflabilen kistik yap›lar içermektedir. Overler çift kaynaktan kanlanmaya sahiptirler. Bu kan ak›mlar›ndan biri abdominal aorta ve a. ovarica’dan köken alan ve infindubulopelvik ligament boyunca seyrederek overlere ulaflan damarlardan oluflur. Di¤er kan ak›m› ise a. uterina’n›n adneksiyel dallar›ndan sa¤lan›r. Besleyici damarlar over kapsülünü geçtikten sonra over içine giren, özellikle folikülerin geliflti¤i alanlarda, burgusal ve k›vr›ml› bir hal al›r. Korpus luteum olufltu¤unda, küçük damarlardan oluflan bir kemer ortaya ç›kmaktad›r. Damarlardan oluflan bu kemerde, kan ak›m›n›n diyastolik bas›nc› göreceli olarak yüksektir ve zay›f pulsasyona sahiptir. Bu özelliklerinden dolay› damar halkas› (atefl halkas›) fleklinde görünür (fiekil 32-2). 898 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ fiekil 32-1. fiemada transvajinal renkli Doppler sonografi gösterilmektedir. Görüntü alan›ndaki anatomiyi gösteren siyah-beyaz görüntü, iki boyutlu Dopplerde overe ait bir damar ve dalga formu görülmektedir. Bu anatomik yap›lanman›n anlafl›lmas›, adneksiyel kitlelerin incelenmesinde TV-RDUSG’nin herkes taraf›ndan ayn› flekilde kullan›lmas›n› sa¤lar. ‹lk olarak, e¤er inceleme luteal fazda yap›l›rsa premenopozal kad›nlar›n overlerinde ak›ma karfl› düflük dirençli damarlar›n oldu¤u bilinmelidir. Bu nedenle adneksiyel kitlelerin incelemesi bu fazda yap›lmamal›d›r. Bu damarlar›n varl›¤› hangi damar›n örneklendi¤ine veya damar›n tümöre uzakl›¤›na ba¤l› olarak de¤iflir. Premenopozal kad›nlarda overlerdeki kan ak›msal de¤iflim, ifllevsel bir korpus luteumun bulunmas›na, neovaskulariteye ve menstruel siklus boyunca de¤iflen hormon düzeyleri ile ilgilidir. Menstruel ve foliküler fazlarda diyastolik kan ak›m›na karfl› büyük bir direnç vard›r. Korpus luteumun oluflumundan sonra neovaskularite art›fl›na ba¤l› düflük dirençli ak›m flekli ortaya ç›kar.9,10 Postmenopozal kad›nlarda overlerde damarlanma azal›r ve sadece ana dallar görüntülenebilir. Östrojen replasman›n›n, over kan ak›m› üzerine etkisinin RDUSG ile belirlenmesi için daha fazla çal›flma yap›lmas› gerekmektedir. RDUSG taray›c›lar›n›n duyarl›l›¤› artt›kça, daha yavafl ak›ma sahip küçük damarlardaki ak›m gösterilebilecektir. ADNEKS‹YEL K‹TLELER‹N MORFOLOJ‹S‹ Bu bölüm adneksiyel kitlelerinin de¤erlendirilmesinde RDUSG’nin kullan›m›na odaklanm›flt›r. Ancak bu ifllem öncesinde siyah-beyaz (konvansiyonel) USG ile adneksiyel kitlelerin morfolojilerinin bilinmesi önemlidir ve burada bu konuda ifllenecektir. Tüm overiyal kitlelerin %80’i iyi huylu, %10 ila %15’i kötü huylu ve %5’i metastatik tümörlerdir. Yafla göre s›n›fland›r›rsak 40 yafl alt›nda iyi huylu, 40 yafl üstün- de ise kötü huylu kitlelerin görülme olas›l›¤› daha yüksektir. Over histolojik olarak üç hücre grubundan, baflka bir deyiflle tabakadan oluflur. Bunlar çölemik epitel tabakas›, germ hücre tabakas› ve stromal tabakad›r. Epitelyal olanlar tüm over neoplaz›mlar›n›n %75 ila %80’ini ve tüm over malignitelerinin %90’dan fazlas›n› oluflturur. Seröz tümörler over tümörlernin %30’undan, müsinöz tümörler ise %20’sinden sorumludur. Endometrioid karsinom ve Brenner hücre tümörü gibi di¤er epitelyal tümörler overiyal kitlelerin %14’ünü oluflturur. En s›k görülen malign epiteliyal tümör seröz kistadenokanserdir. Genel olarak overiyal kitlelerin %20’si germ hücre tümörleridir. Bunlar›n büyük ço¤unlu¤u iyi huylu teratomlard›r fakat kötü huylu formlar› genç populasyonda görülebilir. Stromal veya seks-kord tümörleri overiyal kitlelerin %10’unu oluflturur ve hormonal olarak aktiftirler. Tipik olarak bu tümörlerde düflük impedansl› kan ak›m› vard›r. Çünkü bu kitlelerin perfüzyonu artm›flt›r ve damarlarda vazodilatasyon vard›r. Kistik adneksiyel kitlelerin büyük bölümü fizyolojik kistler, endometriomalar ve paratubal kistlerdir. Ayn› zamanda kistik adneksiyel kitlelerin bir bölümü iyi huylu ve kötü huylu over tümörlerinden oluflur. Günümüz ultrasonlar›n›n sahip oldu¤u çözünürlük derecesinde pek çok iyi huylu kitle, içinde düflük seviyede eko verirler. Bu eko kist içindeki proteinöz s›v›dan kaynaklan›r. Bir çok ovariyal kitle kompleks kitleler fleklinde görüntü verir. Bunlar over teratomlar›, tubaovariyal kistler-apseler, endometriyomalar ve p›ht› içeren hemorajik kistler gibi iyi huylu ovariyal kitleler olabilir. Solid adneksiyel kitlelerin ço¤unlu¤u malign tümörlerdir. Bunlar s›kl›kla germ veya stromal hücrelerden kaynaklanmaktad›r. Bölüm 32 Pelvik Kitlelerin Renkli Doppler Ultrasonografisi 899 A B fiekil 32-2. Overin transvajinal renkli doppler sonografisi (TV-RDS). A: fiema overin arteryal damarlanmas›n› göstermektedir. Overin besleyici damarlar› uterin artein adneksiyal dal›ndan köken alan ve infindubulopelvik ligaman boyunca seyreden ovaryen arterlerdir. Intraovaryen arteriyoller k›vr›ml› ve iç içedir. Korpus luteumun oluflmas›yla duvarda damarlanma miktar›nda art›fl görülür. B: Sa¤ overin de¤iflik dalga formlar› TV-RDS gösterilmifl (sol üst) korpus luteum duvar› içindeki düflük dirençli ak›m; (sa¤ üst) kapsüler arterdeki yüksek dirençli ak›m; (sol alt) hipogastrik arter içindeki trifazik ak›m; (sa¤ alt) korpus luteum içindeki düflük dirençli ak›m. Bölüm 33 Uterin Hastal›klar›n Sonografik De¤erlendirilmesi 933 Bölüm 33 UTER‹N HASTALIKLARIN SONOGRAF‹K DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Arthur C. Fleischer ● Rochelle F. Andreotti Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. O¤uzhan Kuru Tan›mlar 1. Uterin bikornis: 2 ayr› uterin horn ile sonuçlanan uterin füzyon anomalisi. 2. Füzyon anomalisi: Normal birleflmeyi sa¤layarak uterusu oluflturacak embriyolojik dokunun birleflme bozuklu¤u neticesinde oluflan uterin malformasyon. 3. Hidrometrokolpos/hematometrokolpos: Uterus lümeninde veya üst vajende s›v› (hidro) veya kan (hemato) birikmesi. 4. Septat uterus: Fundusun düz fleklinin korundu¤u, kal›n septum ile iliflkili uterin malformasyon. 5. T-flekilli uterus: T fleklinde endometrial kaviteye sahip, normalden daha genifl olan malforme uterus. 6. Uterin arter (fibroid) embolizasyonu: Myomlara giden kan ak›m›n› embolize etmek için kateterlerin kullan›ld›¤› giriflimsel radyolojik teknik. G‹R‹fi Transvajinal sonografide (TVS) daha belirgin olmak üzere ultrasonun, endometrium ve myometriumdaki ufak de¤ifliklikleri bile tesbit etmedeki kabiliyeti, onu birçok uterus hastal›klar›nda tan›sal görüntülemede tercih sebebi yapar. Ultrason yard›m› ile uterus, birçok düzlemde görüntülenebilir. Görüntüler gerçek zamanl› elde edildi¤inden, ultrasonu yapan kifli, endometrium ve myometriumun ideal görüntülenmesi için tarama düzlemini de¤ifltirebilir ve ayarlamalar yapabilir. Uterusa olan yak›nl›¤› nedeniyle transvajinal bir prob veya transduser, uterus ve endometriumun sonografik görüntülenmesini kolaylaflt›r›r. Klinik olarak uterin bir lezyondan flüphelenildi¤inde; lezyonun varl›¤›n›, boyutlar›n›, uzan›m›n›, iç yap›s›n› ve efllik edebilecek bir patolojiyi tesbit etmede transvajinal ultrason kullan›labilir. Ele gelen uterin kitleleri adneksiyel kitlelerden ay›rt etmede ultrasonun önemi büyüktür. Spesifik tan›; dilatasyon ve küretaj (D&C) yard›m›yla endometrial biopsi al›narak, histerosalfingografi gibi görüntüleme yöntemleriyle veya baz› durumlarda direkt histeroskopik görüntülemeyle do¤rulanabilir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarl› tomografi (BT); uterin ve parauterin anatomiyi gösterebilir ve özellikle bilinen uterin neoplazmlar›n evrelendirmesinde faydal›d›r. Transvajinal ultrasonun; pelvik a¤r›n›n yayg›n bir sebebi olan, adenomyozis varl›¤›n› göstermede de önemli rolü vard›r. TVS bulgular› belirleyici olmayabilir ama a¤r›n›n uterusun görüntülenmesi esnas›nda fliddetlenmesi olas› adenomyozis için bir ipucudur. Transrektal (TRS) ve transabdominal sonografi (TAS); zorlan›lan D&C veya lokal radyoterapi uygulanmas› amac›yla uterin kavite içerisine tandem yerlefltirilmesi gibi baz› operatif ifllemlerde yard›mc› olabilir. 3 boyutlu (3B) sonografinin uterin anomalilerin de¤erlendirilmesinde faydal› oldu¤u gösterilmifltir. 3 boyutlu ultrason (US), uterin bikornisin septat uterustan ayr›m›nda kritik bir öneme sahip olan, koronal düzlemde uterin fundusun tasvir edilmesine yard›mc› olur. Daha ayr›n›t›l› bilgi için Bölüm 47’ye bakabilirsiniz. Bu bölümde; en s›k görülen uterin malformasyonlar ve hastal›klar›n sonografik özellikleri tart›fl›lm›fl ve flekillerle gösterilmifltir. Endometriumun sonografik de¤erlendirmesi ise bölüm 34’te tart›fl›lm›flt›r. Ultrasonu yapan›n, normal ve patolojik bulgular› ay›rt edebilmesi için; görüntüleme tekni¤i ile ilgili yorumlar› takiben normal uterusun sonografik özellikleri ile ilgili de k›sa bir tart›flma sunulmufltur. GÖRÜNTÜLEME TEKN‹⁄‹ Hem TVS’nin hem de TAS’›n uterusun de¤erlendirmesinde rolü vard›r. TVS, uterusun ayr›nt›l› görüntülenmesini sa¤lasa da büyük uteruslarda veya 5 cm’den büyük kitlelerde TAS daha iyi görüntü sa¤layabilir. TAS’da, uterusun sonografik görüntülenmesi, mesane tam doldurularak yap›l›r. Tam dolu bir mesane, gaz dolu barsak anslar›n› pelvisten uzaklaflt›r›r ve uterusu daha yatay bir düzleme oturtur. Uterusun transdusera göre bu duruflu avantajl›d›r çünkü uterus; lateral rezolüsyona karfl›n daha iyi özellikleri olan aksiyal rezolüsyon ile görüntülenir. Bazen tam dolu mesane; uterusu, odaklanm›fl transduser›n etki alan›n›n d›fl›na kayd›r›r. Bu durumda, bir miktar idrar boflaltma, uterusu istenilen odak alan›na getirecektir. Çok büyük uterin kitleleri olan hastalarda, mesaneyi tam olarak doldurmak mümkün olmayabilir ve bu durumda uterusun sonografik görüntülenmesi mesaneyi tam doldurmadan yap›lmal›d›r. 934 K›s›m 5 GYNECOLOGIC SONOGRAPHY Uterus kaynakl› oldu¤u düflünülen bir pelvik kitleyi de¤erlendirirken bu kitlenin uterus ile devaml›l›¤›n› göstermek önemlidir.1 Bir kitlenin uterus oldu¤unu söyleyebilmek için bu yap›n›n vagina ile devaml›l›¤› olmal› ve lineer, ekojenik bir arayüzü yani endometriumu içermelidir. Transvajinal sonografi bu özellikleri tesbit etmede kullan›labilir. TVS’de mesane tam olarak dolu olmamal›d›r. Uterus ilk olarak, prob aç›land›r›l›p sa¤dan sola döndürülerek uzun ekseninde görüntülenmelidir. K›sa eksenli görüntüler daha sonra elde edilebilir. Uterusu en iyi görüntüleyen prob do¤rultusu, uterusun pozisyonu hakk›nda fikir verir. Örne¤in, uterus e¤er en iyi arkaya do¤ru aç›lanmayla görüntüleniyorsa muhtemelen retrofleks pozisyondad›r. Endometrium, hastalar›n ço¤unda ekojenik bir arayüz veya uterusun merkezinde bir grup arayüzler olarak gözükür. Menstruasyon ile dökülen endometrium parçalar› genellikle ince, devaml›l›¤› olmayan ekojen bir arayüz oluflmas›na neden olur. Sekretuar dönemin geliflmesiyle endometrium kal›nlafl›r ve ekojen bir hal al›r. Endometrium kal›nl›¤›; endo- metriumu çevreleyen hipoekoik hale (s›k› ve hipovasküler olan myometrium iç tabakas›na karfl›l›k gelir) ile daha ekojen olan endometrium aras›ndaki, proksimalden distale olan aral›¤›n ölçülmesiyle tahmin edilebilir. Endometrium ile sa¤lanan do¤al ayr›m; uterusu çevreleyen ya da yap›s›n› bozan kitleler ile uterusun iliflkisini kesin olarak belirlemede kullan›labilir.2 3 boyutlu US, uterus bikornisi septat uterustan ay›rt etmede kullan›fll›d›r. 3 boyutlu US, serbest el tekni¤i veya otomatik dönebilen transduser yard›m›yla yap›labilir. NORMAL UTERUSUN SONOGRAF‹K ÖZELL‹KLER‹ Sonografi, uterusun pozisyonunu, boyutunu, fleklini ve içeri¤ini kesin olarak ortaya koyar. Bu özelliklerin herbiri dikkatlice de¤erlendirilmeli ve not edilmelidir (fiekil 33-1’den fiekil 33-4’e kadar). fiekil 33-1. Normal uterus. A: Nullipar bir hastada normal uterusun longitudinal sonogram› (TAS). Endometrium (ok) uterusun ortas›nda bir grup lineer, ekojenik arayüzler olarak görünür. B: Uterusa yap›lan transvers TAS’da myometriumun d›fl›nda seyreden arkuat damarlar (ok) görünmekte. C: Transvajinal sonogramda myometriumun d›fl›nda seyreden arkuat ven (ok) görünmekte. D: Semikoronal düzlemde transvajinal sonogramda bütün uterus görüntülenmekte. Endometrium (düz oklar›n aras›) erken sekretuar faz ile uyumlu olarak kal›n ve ekojenik izlenmekte. Periovulatuar dönemde endoservikal kanalda s›v›ya benzer mukus (e¤ri ok) bulunmakta. Bölüm 33 Uterin Hastal›klar›n Sonografik De¤erlendirilmesi 935 fiekil 33-1. (Devam›) E: Uterin ve adneksiyel damarlanmay› gösteren transvajinal Doppler sonografinin flemas›. F: Transvajinal renkli Doppler sonogram; uterin arter ve veni, arkuat damarlara dahil olmas›yla birlikte göstermekte. G: Bileflik transvajinal renkli Doppler sonogram, ana uterin damarlanmay› ve myometrium içindeki damarlar› göstermekte. Bölüm 34 Endometrial Hastal›klar›n Transvaginal Sonografisi 961 Bölüm 34 ENDOMETR‹AL HASTALIKLARIN TRANSVAG‹NAL SONOGRAF‹S‹ Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Serhat fien Tan›mlar 1. Bilateral kal›nl›k: Ön arka boyutta endometriumun her iki yapra¤›n›n birlikte ölçülmesi 2. Endometrial genifllik: Koronal boyutta endometriumun en kal›n yernin milimetre cinsinden ölçülmesi 3. Sonohistererografi: Serum fizyolojik kullanarak endometrial yüzeylerin de¤erlendirilmesi G‹R‹fi Son y›llarda olas› endometrial problemi olan hastalar›n de¤erlendirilmesinde transvaginal ultrasonografi (TVS) vazgeçilmez bir araç olmufltur.1 TVS endometrial kal›nl›¤›n s›n›rlar›n› ve yap›s›n› ayr›nt›l› olarak incelenmesine olanak sa¤lar. Sonografik bulgular hangi hastalardan biyopsi al›naca¤›na veya dilatasyon küretaj yap›laca¤›na, hangi hastalarda gözlem veya ilaç tedavisi verilece¤ine karar vermede önemli veriler ortaya koyar. Sonohisteregorafinin (SHS) (endometrial lümenin s›v› ile doldurulmas›)endometrial problemi olan hastalara›n de¤erlendirmesini önemli oranda de¤ifltirmifltir. Bu bölümde endometrial hastal›klar›n de¤erlendirilmesinde klinik olarak önemli bir uygulama olan TVS’yi tart›fl›lacak ve ortaya konacak. Ayn› zamanda bu tekni¤in baz› k›s›tlamalar› ve teknik özellikleri tart›fl›lacak. KL‹N‹K BAKIfi Jinekologlar taraf›ndan en çok karfl›lafl›lan ve de¤erlendirilen sorunlardan bir tanesi beklenmeyen veya afl›r› uterin kanamad›r. Postmenopozal kanama ile gelen hastalar›n ancak %10-15’inde endometrial kanser oldu¤unu vurgulamak gerekir; ço¤unlukla kanamalar›n sebebi endometrial hiperplazi, atrofi gibi benign sebeplerdir.2 Ultrasonun rolü hangi hastalardan biyopsi al›naca¤›na, tamoksifen veya hormon tedavilerinin di¤er flekillerinin alan hastalarda hangilerinin takip edilece¤ine karar vermede çok önemlidir. Kombine hormon replasman tedavisi (HRT) alan hastalar›n yaklafl›k %30’unda fazla kanama olur. Bu hastalardan kimlerin endometrial biyopsi veya dilatasyon küretaja gidce¤ine veya hangilerinde ilac›n de¤ifltirilece¤ine veya takip yap›laca¤›na karar ermede ultrason çok önemli bir role sahiptir. Endometrium kanseri over kanserinden daha s›k görülmesine karfl›n mortalitesi daha azd›r. Bu çok aç›k olarak endometium kanserinin erken bulgular›ndan birisi olan vaginal kanaman›n varl›¤› ile iliflkilidir. Bunun yan›nda endometrium kanseri tan› an›nda ço¤unlukla uterus ile s›n›rl›d›r, oysa over kanserli hastalar›n üçte ikisi tan› aflamas›nda ileri evrede bulunurlar (Bölüm 35’te over ve endometrium kanseri erken tan›s›na bak›n›z). Premenapozal kad›nlar peri veya postmenapozal ça¤daki kad›nlarla k›yasland›¤›nda uterin kanamalar›n sebeplerinin ayr›m› kavramsal olarak önemlidir. Do¤urgan ça¤daki bir kad›nda kanamalar genellikle anovulatuar sikluslara ba¤l›d›r. Bu da tipik olarak yetersiz korpus luteum fonksiyonu ve endometriuma zay›f progesteron deste¤i ile iliflkilidir. Fibroidler de bu yafl grubunda oldukça s›k görülen bir di¤er sebeptir. Fibroidlerin endometrium yüzeyini soyarak afl›r› kanamaya neden oldu¤u düflünülmektedir. Postmenapozal kad›nda kanama atrofi, hiperplazi, polipler, kanser, fibroidleri kapsayan çeflitli bozukluklara ba¤l› oluflabilir. Atrofi kanaman›n en s›k nedeni olup endometriumun afl›r› incelmesine ba¤l› k›r›lgan ve hassas hale gelmesiyle kanama oluflur. Poliplerin SHG ile veya SHG’siz olarak TVS ile taramas› histeroskopik polipektomi yolunu açarak kanamay› tedavi eder. Aksine SHG’ de diffüz kal›nlaflm›fl endometrium görüldü¤ünde endometriyal biyopsi yeterlidir. HRT alan kad›nlar›n yaklafl›k %30 kadar›nda tedavinin ilk birkaç ay›nda kanama gözlenir. Siklik HRT kullanan baz› kad›nlarda oluflan yalanc› siklusta 12. ile 14. günler civar› progesteron seviyelerinin azalmas›na ba¤l› kanama görülmesi hiç de seyrek de¤ildir. Bu günler haricinde oluflan kanamalar endometriyal patolojiye ba¤l› olabilir. TVS bu hastalarda endometriumda kal›nl›k art›fl› veya anormal görünüm aç›s›ndan de¤erlendirmeye yard›mc› olabilir. Tamoksifen kullanan kad›nlarda hiperplazi ve kanser riskinde art›fl olmas› nedeniyle TVS bu grup hastalarda da kullan›fll›d›r. Öte yandan endometrium kal›nlaflmas› olan hastalar›n hepsinde biyopsi pozitif gelmez. Bu durum örnekleme hatas›ndan veya kistik atrofiye ba¤l› endometriumun multipl ara yüz üretmesi sonucu endometrium çizgisinin kal›n olarak tariflenebilmesinden kaynaklan›r. Ek olarak tamoksifen maruziyeti adenomyozis reaktivasyonu olarak düflünülen iç mometrium tabakas›nda noktasal kistik alanlar›n oluflumuna neden olur.3 962 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAF‹ Son zamanlarda üç boyutlu (3D) sonografi koronal planda da görüntü saptayabilmesi sayesinde tüm endometriumu daha iyi izlemeye imkan sa¤lamaktad›r. Üç boyutlu ultrasonografi serbest taray›c› veya daha iyisi otomatik taray›c›yla uygulan›r. Her iki teknikte de koronal plan da dahil multiplanar görünümler saptanmaktad›r. Tarama aç›s› tüm endometrial geniflli¤i de¤erlendirebilecek flekilde de¤ifltirilebilir. 3D ultrasonografinin jinekolojide kullan›m› ile ilgili daha detayl› tart›flma için Bölüm 47’yi inceleyiniz. ENSTRÜMANTASYON VE TARAMA TEKN‹⁄‹ Endometriumun geometrik olmayan bir flekli vard›r. Bu nedenle e¤er uygun aç›dan de¤erlendirme yap›lmazsa ölçüm hatalar› olur. Ek olarak 2 mm kadar gözlemciler aras› ölçüm farklar› rapor edilmifltir. K›sa eksen kesitinde oblik yap›lan ölçümler yanl›fl yüksek de¤erler bulmaya neden olur. Ayn› flekilde myometriyumun hipoekoik iç bölgesinin ölçüme dahil edilmesi sonucu de¤ifltirir. Bu nedenle uzun eksende çift tabakan›n do¤ru ölçümüne gayret edilmelidir. Endometriumun yap›s› ve kal›nl›¤› mutlaka de¤erlendirilmelidir. Do¤urgan ça¤daki kad›nlarda siklusun erken foliküler faz›ndan midsekretuar faza geçiflte hipoekoik görünümün ekojenitesinde belirgin art›fl oldu¤u gözlemlenebilir. Sekretuar veya luteal fazda stromada s›v› art›fl› (ödem) nedeniyle endometrium genifller. Normal postmenapozal bir kad›ndaki endometrium, myometriumun spiral (orta) tabakas›na k›yasla biraz daha ekojen görünür. Endometriumun de¤erlendirilmesi uzun eksende uterusun görüntülenmesiyle bafllar. Uzun eksende myometriumun iç, spiral veya orta, d›fl kas liflerinden oluflan yap›s›n›n gözlenmesi do¤ru ölçüm yap›lmas› için uygun bir referanst›r (fiekil 34-1). Endometrium en uygun uzun eksende anteroposterior boyuttan ölçülür. Bu ölçüm hipoekoik iç myometriyal tabakay› d›fllayarak çift tabakay› temsil etmektedir. Endometrium sagital planda en ince haliyle görüntülendikten sonra prob 90 derece çevrilerek endometrium k›sa eksende de¤erlendirilmelidir. Bu ölçüm de¤iflkenli¤e aç›k olup endometrium oblik olarak de¤erlendirilebilece¤inden endometrial kal›nl›k yanl›fl yüksek ölçülebilir. Endometrium özellikle sekretuar fazda olmak üzere tubal ostium çevresine yay›lm›fl halde de izlenebilir, bu bölge endometriumun de¤erlendirmesinde anatomik belirteç vazifesi görür. Endometrium “geniflli¤i” koronal planda tubal ostiyum civar›nda ölçülen endometrium kal›nl›¤›n› tan›mlar. E¤er yükseklik olarak ölçülürse endometriyal kal›nl›k abart›l› bulunur. Yine de bu ölçümler endomertium hacmi ölçülmesi planland›¤›nda faydal› olur ki endometrium uzunlu¤u, anteroposterior yüksekli¤i ve geniflli¤i hesaba kat›l›r. A B C fiekil 34-1. Endometriyal geometri. A: Üç boyutlu diyagram endometriumu göstermekte (mavi renkli). Serviko-korporal bileflkede incelmekte, fundusa yaklaflt›kça kornular düzeyinde incelip fundus etraf›nda kal›nlaflmaktad›r (Paul Gross çizimleriyle, MS). B: Retrovert uterusta uzun eksende endometriyal tabaka tariflenmifltir. C: Endometriyal kal›nl›k (yükseklik) ve genifllik B resmindeki ayn› hastada k›sa eksende gösterilmektedir. Endometrium hacmi (cc) uzunluk x yükseklik x genifllik x 0.5 formülüyle hesaplan›r. Bölüm 34 Endometrial Hastal›klar›n Transvaginal Sonografisi Sonografiyi yapan kifli uterusun fleksiyon (fundus ile korpus aras›ndaki aç›) ve versiyonunu (serviks ile vagina aras›ndaki aç›) ampirik olarak atayabilecek deneyimde olmal›d›r. Çok antefleksiyonda olan uterusta probu posterior fornikse kadar itilip keskin anterior aç›lanma oluflturulmal›d›r; retrofleksiyonda probu keskin bir aç›yla posteriora çevrilmelidir. Endometrium yerini de¤ifltiren fibroidleri olan hastalarda endometriumun yorumlanmas› güçleflir. Bizim çal›flmam›z üç boyutlu (3D) ultrasonun, en çok iki boyutlu USG’de kuflkulu anormal görünüm halinde kullan›fll› oldu¤unu ve iki boyutlu sonografide normal görünüm halinde 3D US’ ye ihtiyaç olmad›¤›n› göstermifltir. Üç boyutlu US özellikle poliplerini submukozal fibroidlerin ve adezyonlar›n tan›mlanmas›nda yard›mc›d›r. NORMAL (fiekiller 34-1, 34-2 ve 34-3) A Left A Right B C 963 Endometriumun yap›s› ve kal›nl›¤› do¤urganl›k ça¤›nda postmenapozal döneme göre oldukça farkl›d›r. Do¤urganl›k ça¤›ndaki bir kad›nda endometrium d›flta dökülmeyen bazal tabaka ve içte stromal ve glanduler elemanlar› olan fonksiyonel tabakadan oluflur. Serviksten reflü olan mukus tipik ince ve ekojen median ekoyu oluflturur. Tersine postmenapozal bir kad›nda endometrium yanl›zca bazal tabakadan oluflur ve düzenli yap›da ve ince (<5 mm) olmal›d›r. Do¤urganl›k çap›nda siklusun 3. ile 5. günleri aras›nda dökülmektedir. Bu süre zarf›nda endometrium p›ht›laflmam›fl kan ve endometrial at›klar› temsil eden fokal hipoekoik fiekil 34-2. Endometriumun tan›mlanmas›nda transvaginal düzlemler (fiekiller Paul Gross, MS) A: Antefleksiyondaki uterusta uzun eksen görünümü endometriumla transducer aras›ndaki oryantasyon görülmekte (sol). Daha iyi tan›mlama için transducer ön fornikse ilerletilmelidir (sa¤). Tersi retrofleksiyondaki uterusta geçerlidir. B: Endometriumun k›sa eksen görünümü. Probun uç k›sm› ön fornikse konularak bas›nç uyguland›¤›nda antefleksiyondaki uterusta k›sa eksen görntüsü elde edilir. C: Koronal planda "endometriyal genifllik" tan›mlanmas›. Bu plana en iyi ante veya retrofleksiyona gelmemifl nötral pozisyondaki uterusta ulafl›l›r. Bölüm 35 Over Ve Endometrium Kanseri Erken Tan›s›nda Ultrasonografik Teknikler 979 Bölüm 35 OVER VE ENDOMETR‹UM KANSER‹ ERKEN TANISINDA ULTRASONOGRAF‹K TEKN‹KLER Arthur C. Fleischer ● Debbie J. Lee ● Andréj Lyshchik ● Howard W. Jones, III ● Marta Crispens ● Phillip K. Williams ● David A. Fishman Çeviri: Dr. Samet Topuz, Dr. Mehmet Özsürmeli, Dr. Murat Do¤an Tan›mlar 1. Erken tan›: Özel bir hastal›k için risk alt›nda olanlar› de¤erlendirme. 2. “Lead time” bias: hastal›¤›n tan›s› ile klinik bulgular›n ortaya ç›kmas› aras›nda zaman›n etkisi 3. “Lenght time” bias: sa¤kal›ma intrensek büyüme faktörlerinin etkisi 4. Tarama: Özel bir hastal›k için seçilmemifl bir toplulu¤un de¤erlendirilmesi GENEL BAKIfi Bu bölümde transvaginal sonografi (TVS) ve bununla ba¤lant›l› teknikler olan renkli Doppler sonografi (RDS), üç boyutlu sonografi (3DS) ve kontrastl› harmonik TVS’nin (CETVS) over ve endometrium kanseri erken tan›s›nda ve taramas›nda etkinli¤ini etkileyen faktörler üzerinde durulacakt›r. Ultrasonografi ile her iki kanseri birlikte de¤erlendirebilme olana¤› oldu¤u için, bu iki jinekolojik kanser ayn› bölümde tart›fl›lacakt›r. Ultrasonografi çoklu düzlemde görüntü elde edebilmeye olanak sa¤lad›¤› için laboratuar tahlilleri ile birlefltirildi¤inde bu iki kanserin tan›s›nda ve de¤erlendirmesinde muhtemelen en uygun görüntüleme tekni¤idir.1-12 Bu iki kanserden over kanserinde ultrasonografinin erken tan›da daha önemli bir rolü vard›r. Çünkü over kanserinin semptomlar› ya nonspesifiktir ya da minimaldir, buna karfl›l›k endometrium kanseri genellikle tipik olarak postmenopozal kanama ile kendini belli eder. Bu bölümde biz TVS’nin over ve endometrium kanseri erken tan›s›nda potansiyel rolünü, bu iki kanserin bulgular›n›, klinik gidifllerini ve erken tan›daki farkl›l›klar›n› vurgulamak amac›yla tan›mlad›k. Bu iki kanserin bu bölümde birlikte tart›fl›lmas›n›n bir di¤er nedeni her iki kanserinde erken tan›s›nda TVS’nin tan›nabilir bulgular›n›n mevcut olmas›d›r. Her iki klinik antite ayn› hastada TVS ile ayn› zamanda de¤erlendirilebilir. Di¤er yandan bu iki kanserin prevalans›, mortalitesi ve klinik bulgular› oldukça farkl›d›r. Bu bölümde over kanseri için klinik öykü, CA-125 de¤erleri, meme/over kanseri genetik analizleri (BRCA1 ve BRCA2) ve proteomiksler aç›s›nda yüksek risk grubu oluflturan uygun tarama popülasyonu tan›mlanacakt›r. Endometrium kanseri için risk grubunu oluflturan, obez, hipertansiyonlu, anovulatuvar ve polikistik overli hastalar erken taramadan yararlanmak için ideal hastalard›r.1,2 Bu amaçla kullanmak için TVS’nin yüksek negatif belirleyicilik de¤eri vard›r ancak di¤er yandan nispeten yüksek yanl›fl pozitiflik oran› kullan›m›n› k›s›tlar. Üç boyutlu ve/veya kontrastl› sonografik tetkiklerin eklenmesi over kanseri erken yakalama oran›n› art›rabilir.13-16 ‹lerleyen bölümlerde, bu yeni tekniklerin tarama gücünü art›rmas›, maliyeti art›rmas› ve yüksek teknik gerektirmeleri konusundan bahsedilecektir. G‹R‹fi Tablo 35-1’de görüldü¤ü gibi over ve endometrium kanserlerinin her biri Amerikal› kad›nlarda y›ll›k 22.000 ölüme sebep olur ki bu yaklafl›k meme kanserinden ölenlerin yar›s›na eflittir. Bununla birlikte meme kanserinin aksine bu ölümleri azaltmak için hali haz›rda çok etkili bir tarama yöntemi bulunmamaktad›r. Bu bölümün girifl k›sm›nda bu kanserlerin erken tan›s›nda zorluklar ve f›rsatlardan bahsederek ve ultrasonografinin bu amaçla kullan›labilirli¤ini tart›flmaya açt›k, bu tart›flma over ve endometrium kanserinin her biri için ayr› ayr› devam edecek. OVER VE ENDOMETR‹UM KANSER‹N‹N MULT‹MODAL TARAMASINDA ULTRASONOGRAF‹N‹N ROLÜ Yak›n zamandaki çal›flmalar TVS’nin RDS, 3D ve/veya kontrastl› ultrasonografi ile birlikte kullan›m›n›n over ve endometrium kanseri sekonder taramas›nda etkili olabilece¤i ve bu sayede kanserlerin erken aflamada tan›nabilece¤ini belirtmektedirler. Hatta ultrasonografi ile over ve endometrium kanseri tarama sonuçlar›n›n mamografi ile meme kanseri ya- 980 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ Tablo 35-1 B‹RLEfi‹K DEVLETLERDE KADINLARDA 2007 YILINDA SIK GÖRÜLEN KANSERLER Tarama kanser prevalans›/1000 ‹nsidans Prevalans Mortalite 178,480 2,407,943 40,460 5.3 Endometrial (uterin korpus) 39,080 568,407 7400 1.04-2.23 1.35-2.54 Over 22,430 172,765 15,280 0.31 Serviks 11,150 250,726 3670 5.69 Meme Kaynak: Gözetim epidemiyolojisi ve nihai sonuçlar (SEER) kalama oran›na ulaflabilece¤ini iddia ettiler (Tablo 35-1). Asl›nda laboratuar testlerinin ve görüntülemenin birlikte kullan›lmas›n›n gerçek etkinli¤i, Birleflik Devletler, Birleflik Krall›k, ‹skandinav ülkeleri ve Japonya gibi dünyan›n de¤iflik ülke ve bölgelerinde flu an yürütülen genifl ölçekli çal›flmalar›n 5-10 y›l sonra sonuçlanmas›yla belirlenecektir. Bununla birlikte baz› jinekologlar hastalar›na ultrasonografi ile rutin tarama önerirken baz›lar› ise bu öneriyi sadece yüksek riskli grup ile s›n›rl› tutmaktad›rlar.3,4 Ultrasonografik görüntülemede ve serum taramas›ndaki yenilikler multimodal taramaya ilgiyi art›rm›flt›r. Serum biyomarker de¤erlendirmeleri, baz› serum proteinlerinin immunulojik incelemesini, proteinlerin toplu spektroskopisini, gen ürünlerininin (proteomiksler) ölçümünü içerir. Yüksek performansl› mikrokapiller s›v› kromotografisi (HPLC) yöntemini kullanan proteomik analizler ve kitle spektroskopisi, serum proteinlerini fentomolar konsantrasyonlarda saptayabilir ve hayli hassast›r.5 Over kanserli oldu¤u bilinen 50 kad›n ve kanseri olmayan 66 kad›n› içeren bir çal›flmada duyarl›l›k %100, özgüllük %99, pozitif belirleyicilik de¤eri %94 bulunmufl.5 Leptin, prolaktin, osteopontin ve insülin benzeri büyüme faktörünü içeren 106 kontrol grubu ve 100 bilinen over kanserli hastada yap›lan bir çal›flmada duyarl›l›k %95, özgüllük %95, pozitif belirleyicilik de¤eri %95 ve negatif belirleyicilik de¤eri %94 bulunmufl.6 Bu testlerin hiç birisi flu an klinik kullan›mda de¤ildir, ancak TVS’yi de içeren multimodal taraman›n komponenti olmak için büyük potansiyel tafl›rlar. 70 yafl öncesi over kanser riskini art›ran (%30-40) di¤er bir faktör BRCA1 ve BRCA2 mutasyonlar›d›r.7 Over ve meme kanserine neden olan genler kromozom 13 ve 17’nin uzun kolunda birbirlerine komflu olarak bulunurlar.17 Pelvik kitlesi olan hastalar›n de¤erlendirmesinde RDS TVS’nin önemli bir yard›mc›s› olarak kabul edilir.2,8,9 RDS morfolojik olarak anormal alanlardaki düflük dirençli, yüksek h›zl› ak›mlar› saptayarak malignite saptanmas›na yard›mc› olur (fiekil 35.1). Bununla birlikte RDS ile yanl›fl-pozitif ve yanl›fl-negatif sonuçlar ortaya ç›kabilir. Ara s›ra RDS morfolojik olarak flüpheli olmayan alanlarda da maligniteyi iflaret A B fiekil 35-1. Transvaginal Doppler sonografi (TV-RDS) ile tümör yakalama prensipleri A: Over arter ve veninin tipik dalga formlar›. Dalga formu verilerin folikülogenez bölgesinden veya korpus luteum alan›ndan al›nmas›na göre de¤iflkenlik gösterir. Foliküllerin olmad›¤› alanlarda direnç yüksektir, damarlanman›n çok oldu¤u korpus luteum bölgesinde düflük direnç ve yüksek ak›m saptan›r (Paul Gross taraf›ndan çizilmifltir). B: Fonksiyonel korpus luteum çevresindeki intaovarian arterioldeki düflük ak›m› gösteren normal TV-RDS Bölüm 35 Over ve Endometrium Kanseri Erken Tan›s›nda Ultrasonografik Teknikler C Sol C Sağ D E F G 981 fiekil 35-1. (Devam›) C: Over mikro damarlanmas›n›n yeniden oluflturulmufl üç boyutlu görüntüsü. Sol tarafta normal over dokusu içinde normal dallanmaya ve sa¤da torsiyone over içinde kaotik damarlanmaya dikkat edin. (Schoenfeld A, LevaniH, Tempperal L, ve ark. Ultrasound Obstet Gynecol 1994;4:516-8 den izinle ço¤alt›lm›flt›r) D: Mikrofoto¤raf normal over dokusunda arteriolün içindeki kas tabakas›n› (ok) gösteriyor. E: Erken aflamada over tümörü. Damarlar›n düzensiz dallanma flekilleri mevcut (Paul Gross, MS taraf›ndan çizildi) F: Over tümörünün transvaginal Doppler sonografisinde anormal dalga formu. G: Tümör damarlar›nda tipik kas tabakas›n›n (ok) olmad›¤› izleniyor Bölüm 36 Akut Pelvik A¤r›: Transvaginal ve Doppler ‹le De¤erlendirme 1001 Bölüm 36 AKUT PELV‹K A⁄RI: TRANSVAG‹NAL VE DOPPLER ‹LE DE⁄ERLEND‹RME Rochelle F. Andreotti Çeviri: Dr. Selen Gürsoy, Dr. A. Cem ‹yibozkurt Tan›mlar Akut pelvik a¤r›: genellikle aniden bafllayan fliddetli a¤r› olarak tan›mlan›r. G‹R‹fi Akut pelvik ço¤u zaman diagnostik bir ikilem olarak ortaya ç›kabilir. Bu ikilem s›kl›kla bulant›, kusma ve lökositoz gibi benzer semptom ve bulgular›n ço¤u hastada mevcut olmas›ndan kaynaklan›r. Ay›r›c› tan›da hemorajik ovaryan kistler, pelvik inflamatuar hastal›k, ektopik gebelik, ovaryan torsiyon gibi birçok jinekolojik neden olabilece¤i gibi akut apandisit, üriner kalkül, inflamatuar barsak hastal›¤›, divertikülit, mezenterik lenfadenit gibi jinekolojik olmayan etyolojiler de yer almaktad›r. Transvaginal (TVS) ve transabdominal (TAS) pelvik sonografi ay›r›c› tan›lar› daraltmakta ve jinekolojik etyoloji flüphesinde görüntülemede esas seçenekleri oluflturmaktad›r. Ultrason, noninvaziv olmas›, radyasyon içermemesi ve maliyetinin uygun olmas›n›n yan› s›ra uterus ve overlerin yap›s›n› ortaya ç›kar›r.1 Bilgisayarl› tomografi (BT) ise daha s›kl›kla gastrointestinal veya genitoüriner hastal›klar düflünülüyorsa kullan›l›r. Akut pelvik a¤r›da pelvik sonografinin rolü çok iyi tan›mlanm›flt›r. Anatomik rezolusyonunun daha iyi olmas› nedeniyle mümkün oldukça TAS’dan çok TVS kullan›lmal›d›r. TAS ise TVS ile uterin ve adneksiyel yap›lar›n görüntü alan›na girmedi¤i örne¤in yalanc› pelvis lokalizasyonlu patolojilerde kullan›l›r. Vaginal probun vaginaya yerlefltirilmesi ile pelvik yap›lar›n birbiri üzerinden ba¤›ms›z olarak kay›p kaymad›¤›na ve probun hareketi s›ras›nda hastan›n a¤r›s›n›n nereden kaynakland›¤›na bak›lmal›d›r. Buna ek olarak duplex ve renkli veya power Doppler görüntüleme, overlerin, adnekslerin ve uterusun vaskülarizasyonunu göstererek ay›r›c› tan›y› daralt›r. Serumda‚ human koriyonik gonadotropin (hCG) seviyeleri reprodüktif ça¤daki akut pelvik a¤r›l› kad›nda bak›lmal›d›r. Gebeli¤in bilinmesi tan› (a¤r› ektopik gebeli¤e ba¤l› olabilir) ve güvenlik aç›s›ndan (BT planlanan hasta gebeyse iyonize radyasyondan korunmufl olur)son derece önemlidir. hCG konsepsiyondan yaklafl›k 9 gün sonra pozitifleflti¤inden hCG test sonucu negatifise canl› intrauterin gebelik ve akut ektopik gebelik ekarte edilir. 1980’li y›llarda yap›lan çal›flmalarda‚ hCG seviyesi ile ba¤lant›l› olacak flekilde TVS’de gestasyonel kese görülmesinin tan›da oldukça önemli oldu¤u belirtilmifltir. Bu çal›flmalar›n sonucunda hCG seviyesi 1000 ile 2000 mIU/mL(IRP [‹nternasyonnel Referans Preparasyon])2-4 aras›nda oldu¤u zaman gestasyonel kesenin görülmesi beklenir. Bu seviyenin üzerindeki hCG de¤erinde mutlaka gestasyonel kesenin görülmesi gerekmektedir, görülmemesi yüksek olas›l›kla ektopik gebeli¤e iflaret eder. Klasik tubal halka olarak bilinen adneksiyel bulgular›n varl›¤› özgüllü¤ü artt›r›r. Daha ayr›nt›l› tart›flma, Bölüm 4’te “Ektopik gebelik” bafll›¤› alt›nda anlat›lm›flt›r. Konunun devam›nda akut pelvik a¤r›da s›k karfl›lafl›lan etyolojideki karakteristik sonografik bulgular anlat›lacakt›r. Sonografi jinekolojik olan ve olmayan etyolojileri efl zamanl› de¤erlendirme imkan› tan›d›¤›ndan s›k karfl›lafl›lan jinekolojik olmayan nedenler de ayr›ca tart›fl›lacakt›r. Bu etyolojiler: 1. 2. 3. 4. 5. 6. Adneksiyel torsiyon Ovaryan folikül kistleri Pelvik inflamatuar hastal›k Üreteral kalkül Apandisit ‹nflamatuar barsak hastal›¤› (iskemik barsak) AKUT PELV‹K A⁄RININ J‹NEKOLOJ‹K NEDENLER‹ Adneksiyel Torsiyon A¤r›n›n jinekolojik aç›dan de¤erlendirilmesinde, TVS etyolojiyi belirlemeye yard›mc› olmakla beraber cerrahi gerektirebilecek durumlar› medikal tedavi uygulanacak durumlardan ay›rt etmeye de yarar. Örne¤in fonksiyonel over kistleri veya pelvik inflamatuar hastal›k medikal tedavi gerektirirken ovaryan torsiyon cerrahi bir acildir. Ovaryan torsiyon flüphe- 1002 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAF‹ fiekil 36-1. Bir over kistinin mirengi noktas› gibi davranarak torsiyonu tetikledi¤i fliddetli sa¤ alt kadran a¤r›s› olan 19 yafl›nndaki hasta. A: Sa¤ overin sagital kesitinde hemorajik fonksiyonel kist içeren büyümüfl ödematöz over dokusu izlenmekte. B: Sa¤ overin renkli Doppler incelemesinde overde ak›m görülmemekte. Komflu iliak damarlarda ise renkli Doppler’de ak›m izlenmekte. si olan hastalarda sonografinin birinci rolü, apandisit, pelvik inflamatuar hastal›k, over kist rüptürü, ektopik gebelik gibi di¤er akut bat›n oluflturabilecek nedenlerini ekarte etmektir.5-6 Transvaginal ve transabdominal sonografide rutin olarak karakteristik bulgular görülebilece¤i gibi nonspesifik bulgular da izlenebilir. Örne¤in, ovaryan torsiyonda en s›k saptanan bulgu, genifllemifl over veya ovaryan kitle kompleksidir (fiekil 36-1A). Çeflitli çal›flmalarda, tüm vakalarda adneksiyel kitle veya genifllemifl over dokusu izlenmifltir. Bu çal›flmalarda ovaryan volüm 26-4308 cm3 7-10 aras›nda bulunmufltur. Ancak sa¤ alt kadranda lokalize olmufl bir over torsiyonu apendiks absesi olarak yanl›fl tan› alabilir. fiekil 36-2. Puberte öncesi hastada periferik foliküler kistler içeren büyümüfl over dokusu. 9 yafl›ndaki hasta sa¤ alt kadran a¤r›s› ile baflvurmufl. Transabdominal sonografide sagital (A) ve transvers (B) kesitlerde puberte öncesi yafl grubunda torsiyonun karakteristik bulgusu, periferinde foliküler kistler içeren ödematöz over dokusu. Çocuklarda ve adölesanlarda ovaryan torsiyonun çeflitli ay›rt edici bulgular› transabdominal sonografide izlenebilir. Yenido¤anlarda içinde internal debris olan büyük kistik kitle torsiyon aç›s›ndan oldukça özgüldür.11-14 Daha büyük çocuklarda ve adölesanlarda, vakalar›n yaklafl›k %74’ünde periferik foliküler kistleri olan unilateral genifllemifl over dokusu, torsiyon aç›s›ndan karakteristik bulgu olarak tan›mlanm›flt›r. (fiekil 36-2) Weed ve Collins hayvan modeli kullanarak yapt›klar› çalflmada ovaryan damarlar›n ligasyonunu takiben pasif kongesyon ve foliküllerde kistik dilatasyon görmifllerdir. Foliküler genifllemenin parsiyel olarak damarlanman›n bozulmas›n› takiben s›v›n›n transüdasyonu olarak geliflti¤i düflü- Bölüm 36 Akut Pelvik A¤r›: Transvaginal ve Doppler ‹le De¤erlendirme fiekil 36-3. ‹ntraovaryan hemorajide overin düzensiz iç yap›s› izlenmekte. 22 yafl›ndaki hasta, rekürren sa¤ alt kadran a¤r›s› mevcut. Laparoskopide hemorajik kistin efllik etti¤i hemorajik, ödematöz over dokusuna ba¤l› torsiyon olgusu izlenmifl. Kist drenaj› ile birlikte detorsiyon yap›lm›fl. Transvaginal sonografide sagital (A) ve transvers (B) planda parenkimal hemoraji ve ödeme ba¤l› (uzun oklar) periferde düzensiz, heterojen yap›, santralde ise kist içinde hemorajiye ba¤l› k›smen daha iyi s›n›rl›, ekojenik alan (k›sa oklar) izlenmekte. nülmüfltür. Parsiyel over torsiyonu olarak atfedilen masif ovaryan ödem vakalar›nda, genifllemifl overin korteksinde benzer foliküler yap›lar tan›mlanm›flt›r.17 Bu bulgular› birlefltirecek olursak puberte öncesi yafl grubunda foliküler genifllemenin beklenmemesi ola¤and›r ve ovaryan torsiyon aç›s›ndan özgül olabilir. Menarfl sonras› populasyonda ise ovaryan sonografik görüntüyü yorumlamak daha zordur. Overin düzensiz iç yap›s› intraovaryan hemoraji ile uyumlu olabilir (fiekil 36-3). Büyümüfl ovaryan dokuda ödem ile uyumlu periferik yerleflmifl foliküller ve santralde homojen ekolar bildirilmifl olmas›na ra¤men bu bulgular özgül de¤ildir. Endometrioma, hemorajik kistler, tubo-ovaryan kompleksler ve ovulasyon indüksiyonu sonras› geliflen hiperstimule overler gibi durumlarda da ço¤u kez benzer sonografik bulgular izlenebilir. Douglasta serbest s›v›n›n görülmesi de ovaryan torsiyona s›kl›kla efllik eden bir di¤er özgül olmayan bulgudur.15 Douglastaki bu serbest s›v›, 1003 venlerin ve lenfatiklerin obstrüksiyonuna sekonder olarak ovaryan kapsülden kaynaklanan transüda vasf›nda birs›v›d›r.18 Di¤er bir taraftan az miktarda serbest s›v›n›n reprodüktif ça¤daki kad›nlarda görülmesi s›kl›kla fizyolojiktir. Renkli Doppler ve spektral Doppler’in kullan›lmas›yla beraber ovaryan arteriyel ve venöz dalga formlar› analizi yap›labilmekte ve bunun ovaryan torsiyon de¤erlendirmesinde kullan›lan hassas bir araç olaca¤› kabul edilmektedir. Gerçekte, çal›flmalarda torsiyondaki Doppler ak›m paternleri torsiyon derecesine ve olay›n üzerinden geçen süreye göre de¤iflkenlik göstermektedir. Baz› torsiyon vakalar›nda fokal kan ak›m› mevcut iken di¤er baz› vakalarda ise intraovaryan venöz veya arteriyel ak›m›n tamamen yok oldu¤u saptanm›flt›r (fiekil 36-1B). Arteriyel ve venöz Doppler ak›m›n›n yoklu¤u, tan›y› güvenilir k›lmas›na ra¤men ultrasonun mevcut yetene¤inden daha derin penetrasyon seviyesinde ölçüm yap›lmas›, uygunsuz Doppler veya öncelikli gri ölçe¤i ayarlar› ve yüksek filtreli vurum tekrarlama frekans› ayarlar› (PRF) nedeniyle yanl›fl pozitif sonuçlar elde edilebilmektedir.19-21 Bunun tersine, cerrahi olarak kan›tlanm›fl torsiyon vakalar›nda ovaryan renkli Doppler s›kl›kla pozitif olarak bildirilmifltir.7,8 Ço¤u çal›flmada torsiyon de¤erlendirilmesinde, overin Doppler incelenmesi desteklenmektedir. Ben-Ami ve arkadafllar›19 venöz ak›m yoklu¤unda pozitif prediktif de¤erin %94 oldu¤unu, ancak venöz ak›m›n ortaya kondu¤u Doppler incelemelerinde ise torsiyonun yüksek olas›l›kla ihtimal dahilinde olmad›¤›n› belirtmifllerdir. Fleisher ve arkadafllar›20 ile Lee ve arkadafllar›21 adnekslerde arteriyel ve venöz ak›m varl›¤›n›n, sonradan yap›lan cerrahi eksplorasyon s›ras›nda torsiyon saptanan olgularda organlar›n nihai viabilitesini belirledi¤ini ileri sürmüfllerdir. Lee ve arkadafllar›n›n yapt›klar› çal›flmada cerrahi olarak do¤rulanm›fl 32 torsiyon vakas›n›n 28’inde preoperatif gri-ölçek ve renkli Doppler sonografi ile do¤ru olarak torsiyon tan›s› konulabilmifltir (fiekil 36-4). Ayn› çal›flmada, vakalar›n %57’sinde vasküler pedikül içinde hem arteriyel hem de venöz ak›m›n var oldu¤u ancak daha sonras›ndaki patolojik bulgularla veya detorsiyon sonras›ndaki klinik takip s›ras›nda bu 16 overin 15’nin viabl oldu¤u gösterilmifltir. Fleisher ve arkadafllar› taraf›ndan yap›lan araflt›rmada, 10 tane cerrahi olarak do¤rulanm›fl nonviabl over vakas›nda venöz Doppler ak›m› gösterilememifltir. Buna ek olarak, 3 tane cerrahi olarak kan›tlanm›fl viabl over vakas›nda santralde venöz Doppler ak›m›n›n varl›¤› gösterilmifltir. Ancak bu bulgular Tepper ve arkadafllar›n›n22 yapt›klar› di¤er çal›flmalarda teyit edilememifltir. Di¤er araflt›rmalarda Doppler bulgular› daha az güvenilir bulunmufltur. Çeflitli olgu sunumlar›nda ve retrospektif olarak yap›lan cerrahi s›ras›nda teflhis edilmifl adneksiyel torsiyon çal›flmalar›nda, overin anormal görünümünün yan›s›ra normal arteriyel ve venöz Doppler bulgular› saptanm›flt›r (fiekil 36-5).7,8,23,24 Bir retrospektif çal›flmada, Albayram ve Hamper8 15 tane patolojik olarak do¤rulanm›fl torsiyone overin %53’ünde arteriyel, %27’sinde ise venöz bulgular saptanm›flt›r. ‹lginç olarak 15 vakan›n 14’ünde normal kontralateral overe k›yasla torsiyone overde anormal Doppler ak›m› saptanm›flt›r. Vanderbilt Üniversitesi’nde patolojik olarak do¤rulanm›fl over torsiyonunu içeren 39 hastal›k retrospektif çal›flmada benzer sonuçlara rastlanm›flt›r.25 Torsiyone overli yirmibir (%54) hastada arteriyel, 13 hastada (%33) ise venöz Doppler ak›m varl›¤› gösterilmifltir. Bölüm 37 Jinekolojik ‹nfertilitede Transvaginal Sonografi 1011 Bölüm 37 J‹NEKOLOJ‹K ‹NFERT‹L‹TEDE TRANSVAG‹NAL SONOGRAF‹ Elizabeth E. Puscheck ● Michael P. Diamond ● Arthur C. Fleischer ● Jaime M. Vasquez ● Anna K. Parsons ● Jill Herzog Çeviri: Dr. Faruk Buyru, Dr. Zeki Duman Tan›mlar 1. ‹nfertilite: bir y›l korunmas›z iliflki sonras› gebelik oluflmamas›. 2. IVF (in vitro fertilizasyon): ovulasyon indüksiyonu, follikül aspirasyonu ve zigotun in vitro fertilizasyonu ile fertilize zigotun uterus lümenine transferini kapsayan t›bbi ifllem 3. Ovaryen Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS): Ovulasyon indüksiyonu taraf›ndan bafllat›lan over büyümesi ve asit semptomatolojisi ile birlikte s›v› yer de¤ifltirmesi ve olas› elektrolit dengesizli¤ini kapsayan bir grup semptom G‹R‹fi ‹nfertilite, bir y›ll›k sürede korunmas›z iliflki ile gebelik elde edilememesidir, çiftlerin yaklafl›k %10-15’ini etkiler ve s›kl›¤› giderek artmaktad›r. Son ony›lda infertilite de¤erlendirme ve tedavisinde çarp›c› ilerlemeler olmufltur. Ayn› zamanda, transvajinal sonografi (TVS) baz› jinekolojik hastal›klarla iliflkili olarak infertilite de¤erlendirme ve yönetiminde hayati bir öneme sahip olmufltur.1,2 Transvajinal ultrason son 20 y›lda infertilite prati¤inde devrim yaratm›flt›r. Özellikle TVS’nin en büyük klinik uygulamalar› folikül monitorizasyonu ve rehberli folikül oosit aspirasyonudur. Transabdominal sonografi (TAS) ve TVS ayn› zamanda infertilitenin ilk de¤erlendirmesi ve rehberli embriyo transferine de önemli ölçüde girmifltir. ‹nfertilitenin ilk de¤erlendirmesi pelvis, uterin kavite ve tubal geçirgenli¤in de¤erlendirilmesini kapsar. Bu temel pelvik sonogram fertiliteyi etkileyen miyom, konjenital uterin anomaliler ve ovaryen veya tubal etyolojili adneksiyel kitleler (örn. Edrometriomalar, dermoitler, di¤er neoplazmlar ve hidrosalpenks gibi) herhangi mevcut bir patolojinin belirlenmesini sa¤lar. Ek olarak, bu temel de¤erlendirme infertilite dan›flmanl›¤›nda over rezervinin belirlenmesinde ve ovulasyon indüksiyonu dozunun rehberli¤inde çok önemli bir duruma gelmifltir. S›v› verilmesi ile birlikte sonografi, uterin dolufl defektlerini belirlemede ve tu- bal geçirgenli¤i de¤erlendirmede yard›mc› olabilir. ‹nfertilite ile iliflkili endometriyozis, miyom ve overkistleri gibi hastal›klar da TVS ile izlenebilir. Bu bölüm en s›k kullan›lan uygulamalara de¤inmekte ve özellikle transvajinal transduser/problar›n rolünü vurgulamaktad›r. ALETLER Transvajinal sonografi, pek çok durumda uterus ve overlerin ilk de¤erlendirmesi için seçkin bir yöntemdir. Bununla birlikte transabdominal taraman›n aksine, transvajinal tarama gelenksel olmayan görüntüleme kesitleri sunar. Ek olarak ilgilenilen bölgeler probtan yaklafl›k 6-10 cm ile s›n›rl›d›r ve transabdominal taramada oldu¤u gibi baz› olgularda pelvik yap›lar›n tümünün s›n›rlar›n›n belirlenmesinde global olarak belirlenmesinde yeterli olmayabilir. TVS tipik olarak bofl mesane ile yap›l›r, asl›nda dolu mesane jinekolojik yap›lara bask› yaparak anatomiyi bozabilir ve görüntüleri uzaklaflt›rabilir. TVS’de çevredeki barsak anslar› genellikle prob ve adneksler aras›na girmez. E¤er girerse, nazik manuel abdominal palpasyon veya probun manipülasyonu veya her ikisi birlikte komflu barsaklar› uzaklaflt›rmak için kullan›labilir. Ek olarak, bu teknik pelvik muayenenin devam› gibi kullan›labilir ve ‘ultrason rehberli¤inde pelvik muayene’ olarak tan›mlanabilir. Bu yaklafl›m uterus ve overler aras›nda adezyon ve olup olmad›¤›n› belirlemede yard›mc› olabilir. Overler mobil olmal› ve uterustan serbestlefltirilebilmelidir. Bununla birlikte, overler uterusa bitiflik ise ve TVS esnas›nda abdominal palpasyonla hareket etmiyorlarsa, overler muhtemelen uterusa yap›fl›kt›r. Bazen bu teknik, e¤er adezyonlar varsa hasta için hafif rahats›zl›¤a neden olur. Ek 37.1’de donan›m ve dökümentasyon k›lavuzlar› ve infertilite hastalar›nda transa sonografi uygulamas› için Amerikan Ultrason Enstitüsü (American Institute of Ultrasound-AIUM) taraf›ndan önerilen k›lavuzlar› listelenmektedir. E¤imli lineer ›fl›nl›, fazl› ›fl›nl› ve mekanik sektör olmak üzere çeflitli tiplerde transvajinal transduser/problar mevcuttur. Bu problar›n ço¤unun tarama alan› 100 derecedir. E¤imli lineer taray›c› problar genifl bir alan›n taramas›n› sa¤lar. Fazl› ›fl›nl› problar›n yan lob artefaktklar› nedeni ile imaj›n lateral görüntülenmesinde rezolusyon problemi olabilir. Ço¤u transvajinal taray›c›ya renkli Doppler yetene¤i eklenmifltir. 1012 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAF‹ Renkli Doppler sonografinin eklenmesi, birçok vakan›n görüntülenmesinde kullan›lan termal yo¤unluklar› önemli ölçüde artt›rmaz ve renkli Doppler vasküler yap›lar› ortaya koyar. RDS damarlar›n ve pulsed Doppler tekni¤i ile araflt›r›lan alanlar›n spesifik seçimini sa¤lar. Ak›m, ak›ma göre relatif impedans› ortaya koyan dalga formu analizi ve özellikle baz› alanlarda relatif damar yo¤unlu¤u ile iliflkili olarak uterus alan›nda gösterilen renk genel de¤erlendirilmesi ile saptanabilir. Üç boyutlu (3D) sonografi baz› transvaginal ultrason problar›nda mevcuttur. Üç boyutlu sonografi uterin anomalilerin ve myomlar›n de¤erlendirilmesinde kullan›labilir ve sonohisterografiye eklenebilir. Di¤er uygulamalar araflt›rma aflamas›ndad›r. KL‹N‹K BAKIfi AÇISI VE END‹KASYONLAR Bir y›l korunmas›z iliflki sonras› gebe kalamama olarak tarif edilen infertilite, Birleflik Devletler’deki çiftlerin yaklafl›k olarak %10 ile %15’ini etkiler. Yafllar› 18 ile 28 aral›¤›ndaki çiftlerin %80’i bir y›l içinde, %10’u da takip eden bir y›l içinde gebe kal›r, Birleflik Devletler’deki çiftlerin %10’unda (yaklafl›k olarak 2.4 milyon çift) üreme bozukluklar› vard›r. Olgular›n üçte ikisinde infertilite kad›na ait etkenlerle, üçte birinde erke¤e ait etkenlerle ve yaklafl›k %25’inde birden çok etkenle iliflkilidir. ‹nfertilite ile iliflkisi olan jinekolojik bozukluklar›n en s›k görülenleri t›kay›c› tipte tüp hastal›klar› veya endometriyozis (%30-%50), ovulasyon bozukluklar› (%40) ve uterus ve serviksle ilgili etkenlerdir (%10).3 Yüzde 10 ile %15 kadar olguda infertilitenin nedeni belli de¤ildir.3,4 ‹nfertilitenin bafllang›ç de¤erlendirmesi bu etkenlerin her birinin de¤erlendirilmesini içerir.5,6 Çiftin t›bbi öyküsünün al›nmas› ve fizik muayenesinin yap›lmas›ndan sonra genellikle spermiyogram çal›flmas› yap›l›r, luteal dönem ortas› progesteron düzeyi ölçümü veya ovulasyonu tahmin eden setlerle ovulasyonun olup olmad›¤› hakk›nda kan›tlar toplanmaya çal›fl›l›r, uterus bofllu¤u ve tüplerin aç›kl›¤› hakk›nda (geleneksel olarak histerosalpingografi ile) bilgi edinilir, hormonal inceleme (Tiroid uyar›c› hormon (TSH), prolaktin ve bazen gonadotropinler) yap›l›r. 1990’l› y›llar›n bafllar›nda endometriyozis ve pelvik yap›fl›kl›klar›n de¤erlendirilmesi için bafllang›çta tan›sal laparoskopi yap›lmas› da bu incelemelerin bir parças›yd›. Ama sonografi teknolojisindeki geliflmeler ve gonadotropinlerle yap›lan ovulasyon indüksiyonlar› ve in vitro fertilizasyon (IVF) gibi baflar›l› tedaviler nedeni ile, t›bbi endikasyon yoksa (pelvik a¤r›, adneksiyal kitle gibi) infertilite incelemesinin bafllang›c›nda laparoskopik inceleme yapmak kullan›mdan kalkm›flt›r. Sonografinin infertilite tedavisi ve incelemesindeki yeri daha da önemli hale gelmifltir. ‹nfertilitede sonografi kullan›m›n›n en s›k endikasyonlar› flunlard›r: 1. Temel pelvik sonografi a. Adneksler veya uterusa ait patolojileri d›fllamak b. Over rezervini de¤erlendirmek 2. Uterusu, endometriyumu, uterus bofllu¤unu ve tüplerdeki aç›kl›¤› de¤erlendirmek 3. 4. 5. 6. 7. Tedavi s›ras›nda follikül geliflimini izlemek Endometriyumun geliflimini de¤erlendirmek7 Folliküler oosit aspirasyonuna rehberlik etmek Embriyo transferine rehberlik etmek Uterus içi gebeli¤i saptamak (daha fazla tart›flma için Bölüm 3 ve 4’e bak›n›z) Seyrek olarak intrafallopian transluminal gamet transferinde (GIFT) ve endometriyotik kistlerin de¤erlendirilmesinde de transvajinal sonografi kullan›l›r. Temel sonografi s›ras›nda konjenital uterus malformasyonlar›n›n tan›s› ve uterus içindeki kitlelerin de¤erlendirilmesinde üç boyutlu (3D) sonografiden faydalan›l›r.9 Giriflimsel olmayan ultrasonografi yöntemi s›ras›nda en do¤ru sonucu alabilmek için, 3D sonografi myometriyumun daha fazla hiperekojen olup kontrast yaratt›¤› luteal dönemde gerçeklefltirilmelidir. Buna ek olarak uterus içi anormalliklerin ayr›nt›lar›n›n belirlenmesi için erken folliküler dönemde steril su veya serum fizyolojik infüzyon sonohisterografisi ile 3D ultrasonografi birlikte kullan›labilir. Son zamanlarda General Electric (GE) firmas› taraf›ndan “sonoAVC” isimli bir 3D sonografi teknolojisinin tan›t›m› yap›lm›flt›r. Bu yöntemle yap›lan 3D sonografide negatif görüntüleme modunda yap›lan görüntüleme ve ek yaz›l›mlar sayesinde overin içindeki bütün folliküller birkaç dakika içinde otomatik olarak ölçülmektedir. Bu teknoloji flu an mevcuttur. Bu sayede follikülleri ölçmek için gerekli zaman azal›r, stimulasyon s›ras›nda folliküllerin günlük geliflimi daha hassas bir flekilde ölçülebilir, ama bu teknolojinin infertilite merkezlerindeki etkilerini veya gebelik sonuçlar›n› gerçekten artt›r›p artt›rmad›¤›n› anlamak için henüz çok erkendir. Renkli Doppler sonografi (RDS) overlerin veya endometriyumun fizyolojik de¤erlendirmesi için kullan›labilir. Korpus luteumun içindeki tipik düflük dirençli, yüksek diyastolik ak›mla birlikte uterus veya endometriyal kanlanmadaki azalma luteal dönem yetmezli¤ine iflaret edebilir.10 Gri ölçekte veya sonohisterografide endometriyal anormallikler saptand›¤› zaman renkli Doppler, içlerindeki damar yap›lar›n› kullanarak bir polip veya myomu tan›mlayabilir. Renkli Doppler sonografisi serum fizyolojik veya kontrast maddenin tüplere verilmesi ile oluflan ak›m› saptamada oldukça duyarl› oldu¤undan tüpteki aç›kl›¤›n de¤erlendirilmesinde faydal› olabilir. Spontan Sikluslar ‹nfertilitede yap›lan temel sonografinin önemini daha iyi kavramak için do¤al spontan siklusun fizyolojisini anlamak gereklidir. Do¤um zaman›nda k›z yenido¤an›n her bir yumurtal›¤›nda yaklafl›k 2 milyon oosit vard›r. Menarfl bafllad›¤›nda her overde geriye 200.000 oosit kal›r. Çocuk do¤urma ça¤›nda yaklafl›k olarak 200 oosit yumurtlanacakt›r. Bu durum primer oositlerin yaklafl›k olarak %99,9’unun atreziye u¤rayaca¤›n› veya hiçbir zaman geliflmeyece¤ine iflaret eder. Oosit ve follikülün olgunlaflmas› esas olarak dolafl›mdaki folllikül uyar›c› hormon (FSH), lüteinlefltirici hormon (LH) seviyesi ve dolafl›mdaki estradiol (E2) seviyesine duyarl›d›r. Bölüm 37 Jinekolojik ‹nfertilitede Transvaginal Sonografi Geç sekretuvar dönemdeki hassas FSH sal›n›m› ile bafllat›lan olaylar zinciri, takip eden spontan siklusta 1 veya bazen 2 tane bask›n follikül geliflimine neden olur. Yaklafl›k 10 mm büyüklü¤üne eriflen 2 follikülün bir tanesinin bask›n ç›k›p büyümeye devam ederken di¤erinin geriledi¤ini gözlemlemek seyrek görülen bir olay de¤ildir. Estradiol, granuloza hücreleri taraf›ndan sentezlenir ve hipofizin FSH ve LH üretmesinde önemli geri bildirim sa¤lar. Artm›fl estradiol düzeylerinin LH düzeyindeki ani art›fllar› tetikleyen sürecin bir parças› oldu¤u düflünülmektedir. Lutenlefltirici hormon oosit miyozunu tekrardan bafllat›r ve dolafl›mdaki LH düzeylerindeki “ani art›fla” ba¤l› olarak 36 ile 40 saat aras›nda ovulasyon olur. Ovulasyon sonras› geri kalan follikül korpus luteum olur. Korpus luteumun oluflmas› ile over kist duvar›nda damarlanmada art›fl olur ve TV-RDS incelemesinde baz› kimseler bu durumu “atefl halkas›” olarak tarifler. 1013 Menarfl›n bafllamas› ile ortaya ç›kan spontan sikluslar 3 ile 5 mm aras› boylarda olan bir dizi follikülün geliflmesi ile bafllar. Spontan siklusta genellikle 1 veya en fazla 2 follikül 10 mm boyuta ulafl›r. Follikül olgunlaflt›kça merkezinde s›v› birikmesi ve follikül duvar›ndaki granuloza hücrelerinin birikmesi ile günlük olarak ortalama 1.5 ile 2 mm büyümeye devam eder. Oositin kendisi granuloza hücreleri kümesi ile çevrilidir ve büyüklü¤ü yaklafl›k olarak 1 milimetredir. Bu çok parçal› yap›ya cumulus oophorus ad› verilir. Yaklafl›k olarak 1 mm büyüklü¤ündedir ve seyrek olarak olgun folliküllerin içinde gösterilebilir (fiekil 37-1 ve 37-2B). Olgunlu¤a eriflmifl follikülün iç çap› 17 ile 25 mm aras›nda de¤iflir.12 Ayn› kiflinin olgunlaflm›fl follikül çap› bütün sikluslarda göreceli olarak sabittir. Olgun folliküllerde ovulasyona yak›n zamanlarda muhtemelen duvardan ayr›lm›fl granuloza hücreleri kümelerinin art›fl›na ba¤l› olarak follikül içi ekojenite- fiekil 37-1. Normal follikül geliflimi. A: Spontan bir siklusta sa¤ overdeki olgun follikülün transvajinal sonografisi (TVS) B: Muhtemelen korpus luteum içine olan bir kanamadan kaynaklanan düflük-düzeyli ekojeniteler içeren erken korpus luteumun transvajinal sonografisi (+ iflaretlerinin aras›nda) C: Ovulasyona ba¤l› periton içi serbest s›v›y› (*) gösteren transvajinal sonografi D: Olgun follikülün TVS ile ayr›nt›l› görüntüsü (imleçler aras›nda) Bölüm 38 Sonohisterografi ve Sonohisterosalfingografi 1043 Bölüm 38 SONOH‹STEROGRAF‹ VE SONOH‹STEROSALF‹NGOGRAF‹ Daniel M. Breitkopf Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Bülent Baysal Tan›mlar 1. Sonohisterografi: kontrast madde kullanarak, uterusun sonografik görüntülenmesi. 2. Sonohisterosalfingografi: Kontrast madde kullanarak, fallop tüplerinin sonografik görüntülenmesi ve fallop tüp aç›kl›¤›n›n de¤erlendirilmesi gulanabilir. Standart ayakl›kl› bir jinekolojik masada uygulanmas› önerilir. Tek bir asistan yeterlidir ve kullan›lan alet ve ekipman kolay ulafl›labilir, ucuzdur. Sonohisterografi ayr›ca histerosonografi ya da salin infüzyon sonografisi olarak adland›r›lmaktad›r. En önemlisi SHG ödemeler için bir CPT kodu içerir. SHG, HSG ile kar›flabilir. Bu da yanl›fl uygulama ve planlamalara yol açabilir. SONOH‹STEROGRAF‹ Transabdominal Tekni¤in Kullan›m›n›n Tarihsel Geliflimi G‹R‹fi Kad›nlar›n çare arad›¤› jinekolojik problemlerin bafl›nda afl›r› ya da zamans›z adet kanamalar› gelmektedir. TVUSG fizik muayenede görülmeyen d›fl genital ve serviks üzerindeki bölgelere ait patolojilerin de¤erlendirilmesine olanak sa¤lar. Bu yolun jinekolojik tan›larda mükemmellik sa¤lamas›n›n bir nedeni kontrastl› ortam› kullan›yor olmas›d›r. S›v›lar uterin ve pelvik kavitedeki yumuflak doku anormalliklerinin lokalizasyonunu net tan›mlamay› sa¤lamaktad›r. Ekojenik kontrast ortam Doppler yard›ml› olsun yada olmas›n tubal aç›kl›¤› kabul edilebilir bir biçimde ortaya koyabilmektedir. Asl›nda sonohisterografi ve sonohisterosalfingografi transservikal yoldan iyotlu kontrast madde verilerek floroskopi alt›nda uterin kavitenin de¤erlendirildi¤i histerosalfingografinin birer varyant›d›r. Uterin kavitenin sonografik ve kontrasl› de¤erlendirilmesi tüplerin de¤erlendirilmesi ile kombine edildi¤inde sono histerosalfingografi (SONO HSG) olarak adland›r›lmaktad›r. “Çift kontrast” teriminin kullan›m› transservikal yoldan salin enjeksiyonu salinin uterin kavitenin d›fl›na ç›kmas› ve cul de sac’ta göllenmesini ifade etmektedir. Tubal lümen bu flekilde ortaya ç›kart›lm›fl olup fimbrial ucun over ile olan iliflkisi belirlenmifl olmaktad›r. Kontrast destekli TVUSG detayl› yap›sal özellikleri ortaya koyarken iyonize radyasyon ve iyotlu kontrast madde maruziyetini de engellemifl olur. Küçük bir muayene odas›nda uy- ‹ntrauterin kavitenin detaylar›n›n amniyotik s›v› ya da intrauterin s›v› varl›¤›nda kolay seçilebildi¤i iyi bilinen bir fleydir. TAUSG kullan›larak intrauterin kavitenin artifisyal s›v› varl›¤›nda de¤erlendirilmesini amaçlayan çabalar efektif fakat kullan›fls›z bulunmufltur. 1984’te Richmann ve arkadafllar› rijit uterin kanülden %70 dekstran göndererek 34 hastay›, henüz standart HSG kullan›ma girmeden TAUSG ile de¤erlendirmifllerdi. Ancak onlar›n ilgi alanlar› tubal obstrüksiyona ba¤l› uterin kavitede olan genifllemeyi tespit edebilmekle s›n›rl›yd›. 34 hastan›n 25’inde görülen peritoneal kavitede s›v› birikimi en az›ndan tek tarafl› tubal aç›kl›¤›n tabi oldu¤unu %97 do¤rulukla saptam›flt›r. Rahndoup ve arkadafllar› da benzer bir yaklafl›m› 1986’da L/S ve H/S yap›lacak kad›nlarda steril salin arac›l›¤›yla patolojik bulgular› tespit etmek için kulland›. 54 uterusun 53’ünü tan›mlayarak unikornuat uterus, septum, polipler ve intrakaviter ya da submukoz myom gibi patolojileri tariflediler. Sadece tek bir unikorn uterus küçük normal bir uterus olarak tan›mlanm›fl olup %98 sensitivite ve %100 spesivite ile intrauterin anomalileri tan›mlam›fl oldular. Ayr›ca posterior cul de sac’ta s›v› birikiminin en az›ndan tek tarafl› tubal aç›kl›¤›n varl›¤›n›n gösterdi¤i %100 sensitivite ve %91 spesivite ile gösterilmifl oldu. Tüpleri ve fimbrialar› görüntüleyebilmek için cul de sac’ta 100 cc s›v› göllenmesine ihtiyaç duyuyorlard›. Ayr›ca fundus üzerinde izole s›v› birikiminin adezyonu ya da cul de sac’› oblitere eden bir kitlenin varl›¤›n› gösterece¤ini 1044 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K SONOGRAF‹ belirtmifllerdi. Kolayl›kla tan›nan hidrosalfinksler de yapt›klar› distal obstrüksiyon ile identifiye ediliyordu. Di¤er küçük seriler de abdominal USG’nin cul de sac’ta s›v› birikimi ile beraber kullan›m›n› tek bir görüntüleme tekni¤inde birlefltirmenin tek tarafl› uterin aç›kl›k için iyi bir yöntem oldu¤unu ancak uterin kavite için küçük bir katk›da bulundu¤unu desteklediler.1.3 Belçika’da Von Roussel ve arkadafllar› 30 uterusta dekstran ile yap›lan histeroskopiyi USG ve endoskopik tan› ile k›yaslad›. Küçük prosedürel artefaktlar d›fl›nda sadece 2 mm’lik bir polip gözden kaçt›. 8 normal uterus tamamen normal olarak tespit edildi, 3 myom, 3 septum, 6 polipoid lezyon tan›mland›. Al›fl›lm›fl›n d›fl›nda k›rm›z› çizgilenme gösteren 7 uterustan 1 tanesi kanser, 3 tanesi hiperplazi, 3 tanesi normal proliferatif endometriumdu. Kontrast madde ile yap›lan USG hem polipoid lezyonlar› hem de normalden kal›n ya da irregülar endometriumlar›n tan›mlanmas›na olanak sa¤lad›. Biri myometriuma gömüldü¤ü için histeroskopide görülemeyen 2 R‹A’n›n yeri tam olarak tespit edildi. 3 adet septat uterus tan›s› kondu ve 2 vakada USG alt›nda rezeksiyon laparoskopiye göre daha baflar›l› bir biçimde gerçeklefltirildi. Ancak uterin distansiyon nedeniyle di¤er kanserlerin tan›s›nda baflar›s›z kald›. Normal gözüken 21 uterusun 10’unda uterin kavitenin fliflirilmesi sayesinde anormallik tespit edildi. Ayr›ca konvansiyonel USG’nin anormal dedi¤i 9 uterustan 5’inde de tan›y› destekledi. Tv-USG’nin S›n›rl›l›klar› Yüksek çözünürlüklü TV USG’nin yayg›n kullan›m› 1980lerin sonlar›na do¤ru pelvik organ görüntülenmesinde ilgi çekici detaylar› ortaya koymufltur. Önceleri siklik endometrial de¤ifliklikler ve endometrial kal›nl›¤›n normal de¤erleri sadece TA USG ile tan›mlanabiliyordu.5,7 Uterin anomaliler ve sinefli gibi distansiyon, kanser veya hiperplaziye ba¤l› patolojik kal›nlaflma da ayr›ca tan›mlanabiliyordu. Günümüzde endometrium ve overlerin TV USG ile detayl› görüntülenmesi ile hormonal de¤ifliklik ya da yap›sal nedenli anormal uterin kanama,11,12 amenore13,15 ve infertilite16 tan›s›nda TVUSG, rutin kullan›ma girmifltir. Ama yüksek çözünürlüklü transduserlere ra¤men bir uterin kanaman›n nedeni her zaman görüntülenemeyebilir. Fedele ve arkadafllar› submukoz myom tan›s›nda HSG ve TV USG yi karfl›laflt›r›labilir bulsa da myom ve poliplerin ayr›m›nda zorlukla karfl›laflm›fllard›r.17 Tipik olarak hiperekojen endometrial polipler en iyi proliferatif faz s›ras›nda görüntülenebilir. Ancak kendisi de ekojen olan sekratuar bir endometriumdan ay›rmak zor olabilir. Dolay›s›yla hipoekojen olan myomlar en iyi sekratuar endometrium varl›¤›nda görüntülenebilir. Ancak akustik gölgelenmesiyle uterin girifli ve kaviteyi belirsizlefltirebilir. Sinefliler ve kaviter anomaliler en iyi periovulatuar ve sekratuar dönemde görüntülenebilir. ‹ntrauterin sinefli, hematometra birikimi ile parlayabilir ama bazen endometrial defekt çok belirsiz olabilir. Datson anormal uterin kanamas› olan 45 kad›n› de¤erlendirdi ve 1/3’ünde yap›sal anormallikler tespit etti.12 Zemindeki fonksiyonel ovulatuar anormallikleri tespit etmek için ovaryal ve endometrial inceleme yapt›. ‹ntermenstrüel kanamas› olan 3 ovulatuar hastada kal›nlaflm›fl hiperekoik endometrium tespit etti. Büyük olas›l›kla sekretuar endometriumun gizledi¤i poliplerin varl›¤› düflünüldü. Narayan ve Goswamy TV USG’yi infertilite tan›s›nda kullanmay› önerdiler ve 193 kad›n›n 183’ünde (%94) anormallik saptad›lar.16 200 kad›n› sikluslar›n› histeroskopi ile takip ederek 1 hafta izledikten sonra periovulatuar çok tabakal› endometriumun intra kaviter lezyonlar› ve uterotubal ba¤lant›lar› en iyi gösterdi¤ini buldular. 14 hastada USG de non spesifik irregülarite gösterdiler ve tan›sal histeroskopi yapt›lar. Histeroskopide 2 tanesi normal kavite, 4 tanesi polipoid, 2 tanesinde sinefli, 1 tanesinde septum ve 3 tanesinde endometrit tespit edildi. Ayr›ca USG’de gözlenen 51 submukoz myomdan sadece 44’ü gerçekten intrakaviterdi. 76’dan sinefli’den 71’i, 49’da 43 polip ve 6’da 5 septa ultrasonla gözlemlenmifltir. Yanl›fl pozitiflik oran› %5.5’ti. Bunlar terapötik cerrahi öncesinde salin infüzyonla tan›dan fayda gören vakalard›. Postmenapozal dönemdeki endometrial atrofi, do¤rudan bir myom ve adenomyozisin yoklu¤u fleklinde de¤erlendirmeye yol açar. Endometrial kal›nl›k ölçümü endometrial plazilerin tan›s›n› koymada etkili bir yoldur. Simith Bindman ve arkadafllar› postmenapozal kad›nlarda endometrial kal›nl›¤›n ölçümüyle ilgili 3500 kad›n ve 35 çal›flmay› bir araya getirerek bir metaanaliz oluflturmufllard›r. 5 mm ve üstü %96 sensitivite ile endometrial kanser tan›s›nda anlaml› bulunmufltur. Kanama ile gelen post menopozal bir kad›nda 4.5 mm’lik endometrium kal›nlaflmas› %90 oran›nda endometrium ca için primer risk kabul edilebilir.18,19 Öncesinde kanser oldu¤u bilinen 3 olguda 7 MHZ vajinal USG’de çift duvar ölçüm kal›nl›¤› 3.3 ve 2 mm olan uteruslarda kanseri destekleyen herhangi bir bulgu tespit edilemememifltir. Bu nedenle atrofik endometriumlarda distorsiyon ya da uterin pozisyondan dolay› uygun görüntüleme yap›lamad›¤›nda, teknik bir hata yap›labilece¤inden gözden kaçan bir endometrial kanser olabilece¤i unutulmamal›d›r. Endometrial kavite 3 boyutlu bir yap›d›r, patolojik de¤ifliklikler fokal olabilir, tek tarafl› frozen kesisi anormalli¤i gözden kaç›rabilir, bu nedenle 3 boyutlu yap›y› kurgulayabilmek için multipl görüntülemeler al›nmal›d›r. Etkili kavite izlem yolu ise 3 boyutlu USG’nin en büyük avantaj›d›r. ‹ncelmifl endometriumu olanlardan biyopsi örne¤i alman›n zor olmas› fokal alanlar›n tan›s›n›n yetersiz olmas›na yol açmaktad›r. Bu belki de fokal hiperplazili alanlarda da uygun olmayabilir. Mesela atrofik endometriumdan 2 mm’lik bir suction21 ile fibröz polip ç›kart›lmas›, myom distorsiyonu22 Bölüm 38 ya da tamoksifen kullanan kad›nlarda görülen kaviter de¤ifliklikler23 gibi. Bu yüzden endometrial kavite görüntülemesinde konsvansiyonel TVUSG, alt›n standart olan histeroskopik de¤erlendirme ile yaklafl›k efl sensitiviteye sahiptir ancak onun kadar spesifik de¤ildir. SHG sonografik tan›mlama lokalizasyon ve intrakaviter lezyonlar›n tespitine yard›m etmektedir. Transvaginal Sonohisterografi Dünya çap›nda birçok araflt›rmac› uterin kaviteye s›v› verilerek elde edilen görüntünün kalitesini artt›rmaya çal›flm›fllard›r. Genellikle uterin kaviteye ince bir kateterin ucundan steril salin infüze edilmesi yöntemi kullan›lm›flt›r. 1988’de Deichart ve arkadafllar› uterin kavitede s›v›n›n etkileri üzerine olan, Alman literatüründe bu konuda öncülük etmifl olan çal›flmalar›n› yay›nlam›fllard›r. Ama ard›ndan çal›flmay› kontrastl› ajanlar›n etkisi yönüne çevirmifllerdir.25,26 1991’de Güney Afrika’da Mitri ve arkadafllar› 8 Frenchlik foley kateter kullanarak SHG nin HSG den daha tan›mlay›c›, tan› koydurucu oldu¤unu göstermifllerdir.27 50 tane normal kavite 2 metotla da görüntülenmifl ancak 9 kad›nda bu yöntemlerle tespit edilemeyen sadece USG ile görüntülenebilmifl, ekstrauterin myom bulunmufltu. Tüm submukoz myomlar iki metotla da tespit edilmiflti. 4 tane bifid uterus HSG taraf›ndan septat olarak tan›mlanm›fl, USG taraf›ndansa 3 septat ve 1 intramural myomlu uterus olarak tan› alm›flt›. 2 metott da bir adet intra uterin sineflili uterusa ortak karar vermiflti. 1 tane HSG kontrast maddenin intravazasyonuna ba¤l› olarak baflar›s›z olmufltu. ‹spanya’da Bonilla-Musoles ve arkadafllar› HSG’nin sensitivitesini %96 spesivitesini %97 pozitif prediktif de¤erini %96 negatif prediktif de¤erini %97 olarak buldu.28 22 normal sa¤l›kl› kad›n 16 menometrorajili kad›n ve 16 infertil kad›n çal›flmaya dahil edildi. A¤r› ve stenoz nedeniyle 2 vaka d›flar›da b›rak›ld›. Submukoz myom, hiperplazi, sinefli ve septum tan›lar› konuldu. Fokal hiperplaziler d›fl›nda SHG ve histeroskopi tan› koyma aç›s›ndan eflit olarak de¤erlendirildi. Syrop ve Sahakian ‹VF öncesi USG incelemeleri s›ras›nda anormal görüntüleri olan 14 infertil hastaya rijit Rubin kanülü ve ringer laktat ya da tubal s›v› kullan›larak HSG yapm›fl ve polipleri, ölçümlerini, yerleflimlerini do¤ru olarak HSG ile tan›mlam›fllard›r.29 Parson ve Lense anormal kanama ve HSG ya da histerektomi materyalinde anormal endometrial görüntülemeleri olan 39 hastay› rapor etmifllerdir.30 Polipler, myom, sinefli ve irregüler kal›nlaflmalar (kanser ya da hiperplazi) tan›mlam›fllard›. Kanser – hiperplazi ayr›m› net yap›lmam›flt›. Çünkü ikisi de endometrial yüzeyin irregüler kal›nlaflmas› ile kendini gösteriyordu. SHG ile normal kaviteli olarak tan› alan 20 Sonohisterografi ve Sonohisterosalfingografi 1045 infertil hasta HSG ve histeroskopi ile de normal olarak de¤erlendirildi. Goldstein anormal uterin kanama ile baflvuran 21 postmenopozal hastada SHG ile do¤ru tan›lar› koydu. 11 fokal lezyon tespit etti. 8’i polip 3’ü submukoz myom olarak bulundu.31 Geriye kalan 10 hastan›n 9’unda histeroskopi ya da D/C ile al›nan biyopside erken proliferatif lezyonlara rastland›. Di¤er bir hastada hiperplazi tespit edildi. Tamoksifen tedavisi alt›nda USG monitorizasyonu yap›lan 5 hastaya da HSG yap›ld›. Birinde kal›nlaflm›fl ve delik delik bir endometrium, dolay›s›yla yetersiz HSG ya da küretaj materyaline rastland›. ‹nfüzyon sonras›nda endometrium simetrik olarak gözlemlenerek myometrial anormallik saptanan her olgu biyopsi ile do¤ruland›. Farquar ve arkadafllar› anormal uterin kanama ile baflvuran hastalar› TV USG, SHG ve HSG ile incelediler.32 Submukoz fibroid tan›s› alanlar› yaklafl›k olarak 29.7 olarak buldular. Histeroskopi ile de benzer bir oran elde edildi. Dueholm ve arkadafllar› 189 kad›n› TV USG ve SHG ile incelediler. Ve bulgular›n› histeroskopi ve histerektomi materyalleri ile k›yaslad›lar.33 Anormal kanamal› kad›nlarda polip tan›s› %99 sensitivite ve %72 spesivite ile kondu. Yazarlar SHG’nin anormal uterin kanamal› kad›nlarda güvenilir bir tan› yöntemi oldu¤unu kararlaflt›rd›lar. Benzer flekilde Krample ve arkadafllar› anormal uterin kanamal› 100 hastada TV USG, sonografi, SHG ve operatif HS’yi k›yaslad›lar.34 Fokal intrauterin patolojilerin taramas›nda SHG nin kullan›m›n› tek bafl›na TV USG kullan›m›na göre tan›sal olarak daha de¤erli buldular. Histeroskopi ile görüntülemede SHG’nin bulgular›n›n d›fl›nda farkl› bir görüntüye rastlanmad›. Sonuç olarak 5 mm’den daha az endometrial kal›nl›¤› olmas›na ra¤men anormal uterin kanama ile baflvuran kad›nlarda SHG ile görüntülenen ancak TV USG’nin gözden kaç›rd›¤› %20 oran›nda intrakaviter patoloji oldu¤u tespit edildi.35 SHG’nin Endikasyonlar› En belirgin endikasyonu anormal uterin kanaman›n nedenini tespit etmektir. Ana kontrendikasyon ise bilinen ya da flüpheli intrauterin gebeliktir. Ço¤u vakada periovulatuar dönemde yap›lan SHG’nin daha h›zl› tan› koydurdu¤u tespit edilmifltir. Anormal hormonal profiline ba¤l› olan disfonksiyonel uterin kanamalar ço¤unlukla anovulasyon ve dolay›s›yla periovulatuar multi katmanl› endometriumun yoklu¤u ile sonuçlan›r. Endometrium asimetrik, afl›r› kal›nlaflm›fl, ya da zorla görüntülenebilir oldu¤u zaman SHG anatomiyi oldukça netlefltirebilir. Tabi afl›r› kanama sonucu oluflan p›ht›lar kar›fl›kl›¤a yol açmamak için öncelikle uzaklaflt›r›lmal›d›r. Endometrial kitlelere tan› konmas›nda as›l yöntem D/C ya da ofis biyopsi ile al›nan örnekten histolojik örnekleme oldu¤u için SHG problemin fokal mi global m› oldu¤unu ay›rt Bölüm 39 Transvajinal, Transperineal ve Transrektal Sonografi ile Yap›lan ‹fllemler 1063 Bölüm 39 TRANSVAJ‹NAL, TRANSPER‹NEAL VE TRANSREKTAL SONOGRAF‹ ‹LE YAPILAN ‹fiLEMLER ● Jodi P. Lerner ● Ana Monteagudo Ilan E. Timor-Tritsch ● Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Ercan Bafltu, Dr. Cemil Akgül Tan›mlar 1. Kompleks yumurtal›k kistleri: Basit morfoloji d›fl› yap›ya sahip olan her türlü kist. 2. Ektopik gebelik: Normal endometriyal yer d›fl›nda oluflan her türlü gebelik. 3. Ekstraembriyonik kolum: Koriyon içinde olmas›na ra¤men amniyotik boflluk aras›nda olan erken gebeli¤in bir k›sm›. 4. Multi-fetal gebelik redüksiyonu: Herhangi bir gebelikte, fetüs say›s›n› daha az ve istenen bir say›ya indirme prosedürü. 5. Peritoneal inklüzyon kisti: Genelde genifl, multi-lokülasyonlu s›v› ve pelvik yap›fl›kl›k koleksiyonu. 6. Basit yumurtal›k kistleri: Anekoik, ince, düzgün duvarl›, septasyonsuz ve duvar düzensizlikleri olmayan yumurtal›k kistleri. y›fla olan üstünlükleri: teknik olarak uygulaman›n kolay olmas›, kullan›lan i¤nenin do¤ru yere yerleflimi, çevre organlarda nadiren yaralanma olmas›, tafl›nabilir olmas›, ucuz olmas›, bunlar›n hepsine ilave olarak hastan›n memnuniyeti ve rahat› fleklinde s›ralanabilir. Nadir olmakla beraber olas› riskleri: kanama, enfeksiyon, baflka organlar›n delinmesi ve ço¤ul gebelik redüksiyonundaki düflük geliflmesi halidir. Delme ifllemi, ‘ultrason’ ekran›ndaki sadece iki boyutlu görüntüde de¤il, üç boyutta gerçekleflir. Bu üçüncü boyut, sesin özelliklerinden dolay› probun fokal kaplama alan›nda en incedir ve transduser kristalinin frekans› ile ters orant›l›d›r. Bu kavram dilim kal›nl›k artefakt› olarak adland›r›l›r ve operatörün görüntüye ait üçüncü boyutu dikkate almas› gerekti¤i anlam›na gelir: Bazen i¤nesel giriflimler s›ras›nda i¤nenin ucu hedeflenmifl yap›n›n içinde görülürken, gerçekte görüntülenen yap›n›n önünde yada arkas›ndad›r. G‹R‹fi TEMEL B‹LG‹LER Vajinal ultrasonografi tekni¤i ve ekipman›ndaki güncel geliflimler sayesinde vajinal ultrason rehberli¤indeki i¤nesel ifllemler, bir çok olguda abdominal yoldan geçmiflten beri uygulanan giriflimlerin yerini alm›flt›r. Muhakkak ki, amniyosentez gibi ifllemler her zaman abdominal yoldan uygulanacakt›r. Fakat özellikle in vitro fertilizasyon ve insan yumurtas› toplanmas›ndaki gibi yard›mla üreme tekniklerindeki belirgin de¤ifliklikler, vajinal ultrason rehberli¤indeki teknikler için flartlar›n olgunlaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Günümüzde halen uygulanmakta olan yada üzerinde deneysel olarak çal›fl›lmakta olan vajinal ultrason rehberli¤indeki çeflitli i¤nesel ifllemleri ve bugüne kadar kazan›lm›fl olan deneyimi tan›mlamak bu bölümün amac›n› oluflturmaktad›r. Delme ifllemi abdominal yoldan yap›laca¤› zaman i¤ne rehberi kullan›m› yada serbest el tekni¤i olmak üzere iki teknikten biri kullan›l›r. ‹¤ne bir vücut bölümüne yönlendirilecek ise, operatör s›kl›k ile transabdominal i¤ne rehberi kullan›r. ‹¤ne tutuluflunda ve onu görüntü alan›nda tutmada sa¤lad›¤› kolayl›kla, serbest el tekni¤i giderek artan tecrübe ile baflar›l› bir biçimde kullan›lmaktad›r. Bununla beraber bu tekni¤e ait bir s›n›rlama vard›r ki, nadiren i¤nenin ucun haricindeki görüntüsü i¤nenin transvers kesitidir ve i¤ne ucunun o anda ki yeri operatör taraf›ndan bilinmeyebilir. Delme ifllemi abdominal yoldan yap›l›yorsa i¤ne ucunu bulmak üzerek tarama sahas›nda h›zla yeniden uyum göstermek gerekebilir. Delme ifllemi transvajinal yoldan yap›l›yor ise, prob ve i¤nenin k›s›tl› mobilitesi serbest el tekni¤ini s›k›c› hale getirir. Prob eksenine tutturulmufl sabit bir i¤ne rehberi görüntü alan›ndaki i¤nenin tüm uzunlu¤unca daha kolay görüntülenmesini ve do¤ru i¤ne yerleflimininin daha iyi kontrolünü sa¤lar. Yeni gelifltirilen otomatik yayl› delici alet (Labotect, Götingen, Germany) laboratuvar›m›zda i¤ne rehberi kullan›m› ve manuel inersiyon tekniklerinin yerini alm›flt›r (fiekil 39-1). Bu alet vajinal probun eksenine sabitlenerek, güvenlik GENEL KAVRAMLAR 1974’de Smith ve Bartrum’un1 bat›n içi absenin perkutan yol ile aspirasyonunu, Gerzof ve arkadafllar›n›n ise ultrasonografi eflli¤inde abdominal kateter yerlefltirerek pürülan koleksiyon drenaj›n›2,3 gerçeklefltirmesinden beri ultrasonografi eflli¤inde yap›lan ifllemler hem diagnostik, hem terapötik amaçlarla kullan›lmaktad›r. Bu ifllemlerin klasik cerrahi anla- 1064 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ fiekil 39-1. Vajinal proba ba¤lanm›fl otomatik delme aleti. 1. ‹¤ne. 2. ‹¤ne yön gösterici. 3. Derinlik göstergeci. 4. Trigger. 5. Güvenlik dü¤mesi. Ufak resim: Santimetreli biyopsi rehberi. ve kesinlik sa¤layarak anestezi veya analjezi kullanmadan yüksek h›zl› serbestlefltirici mekanizmalar› ile a¤r›s›z ifllemleri gerçeklefltirmektedir. Bir yaz›l›m program›n›n sa¤lad›¤› kesik çizgili yönlendirme fonksiyonu ekranda görünerek biyopsiye rehberlik yapar. Bu rehber, yeterli penetrasyon için geçerli olan derinli¤i ölçer ve buna göre delici aletin derinli¤i ayarlan›r. Aletin üzerindeki tetik serbestlefltirildi¤inde (uygun olan i¤neler no: 16, 19 ve 21) i¤ne istenen alana tatbik edilmifl olur ve aspirasyon veya enjeksiyon ifllemi gerçeklefltirilebilir. Tarihsel olarak, bu teknik ilk kez yard›mla üreme teknikleri programlar›nda ovum toplanmas› için kullan›lm›flt›r (4), fakat her yeni folikül aspirasyonu için yeni bir iflleme ihtiyaç oldu¤undan dolay› k›sa zamanda terkedilmifltir. Transvajinal prob rehberli¤i ve kontrolünde i¤ne uygulan›fl›nda yüksek titizli¤in gösterildi¤i bölümümüzde, otomatik delici aletlerin kullan›m› elzem görülmektedir.5-10 ‹¤nenin yüksek h›zla girmesinden dolay› a¤r›s›z olan bu teknikte anestezi ve analjezi kullan›lmaktad›r. ‹n vitro olarak i¤nenin uygulama güvenli¤i test edildi¤inde 1-2mm olarak bulunmufltur. ‹¤nenin rölatif olarak daha yavafl ileri hareketinin hedefe do¤rudan penetre olmak yerine mobil organlar› itmesinden ötürü, manuel i¤ne uygulamas› daha az güvenilir ve potansiyel olarak daha a¤r›l›d›r. Manuel giriflimin uyguland›¤› birçok olguda analjezi kimi zaman da lokal anestezi kullan›l›r. Bu ifllemde parenteral yol ile Meperidin (25 ile 50mg) ve Diazepam (5 ile 10mg) verilir. Delinecek olan alana yak›n vajinal mukozaya i¤ne rehberi yard›m›yla %1’lik lidocaine lokal olarak 2-3 ml enjekte edilir. TEKN‹K Burada yayg›n delme ifllemlerinin ço¤unda kullan›lan teknik hakk›nda genel bilgi verilmifltir. Ancak birçok ifllem farkl› protokoller gerektirmektedir. Bunlar›n hepsi ayr› ayr› tart›fl›lacakt›r. Delme ifllemi, s›kl›kla probun eksenine tutturulmufl i¤ne rehberi ile 5.0-7.5 Mhz’lik vajinal probun rehberli¤inde yap›l›r. Birçok flirket tek kullan›ml›k i¤ne rehberlerini ve eklerini tavsiye etmektedir. Ancak, biz her kullan›mdan sonra otoklavda sterilize edilen çelik aletleri kullanmaktay›z. Yaz›l›m programlar›n›n gerçeklefltirdi¤i sabit ‘biyopsi rehberi’ çizgisi ultrason ekran›nda görünür ve i¤nenin derinli¤ini ölçmek için operatöre cm olarak bir ölçek verir (fiekil 39-1). ‹fllemin özelli¤ine ba¤l› olarak 14-21 numara aras›nda i¤neler kullan›l›r. ‹fllemde uygun olan en ince i¤ne kullan›lmaktad›r. ‹yi bir görüntüleme için kullan›lan alette ‘zoom’ fonkisyonu bulunmal›d›r. Yak›n zamanda zor dilatasyon ve küretaj vakalar›nda, intrauterin araç yerlefltirildi¤inde ve servikal serklaj ifllemlerinde transrektal ve transperineal ultrasonografinin rehberli¤i yararl› bulunmufltur. Bu ifllemin temel tekni¤i ve uygulanmas›, delme ifllemleri detayl›ca anlat›ld›ktan sonra bu bölümün sonunda tart›fl›lacakt›r. Hastaya ifllemden önce bilgi verilmeli, hastan›n izni yaz›l› olarak al›nmal›d›r. Ço¤ul gebelik redüksiyonu, ektopik gebelik ponksiyonu gibi özel ifllemlerde özel olarak haz›rlanm›fl hasta izin formlar› kullan›l›r. Yap›lan ifllem, resim veya video ile kaydedilmelidir. ‹¤ne ç›kart›ld›ktan sonra muhtemel bir kanamay› saptamak amac› ile pelvik yap›lar ve Douglas 10 dakika veya gerekli bir süre ile izlenmelidir. Hasta 2-3 saat gözlemden sonra daha önce saptanamam›fl bir komplikasyonu yada bir kanamay› belirlemek amac› ile tekrar ultrasonografi ile de¤erlendirilmelidir. Yap›lan ifllemi anlatan ayr›nt›l› bir rapor yaz›larak ifllem bitirilmelidir. TRANVAJ‹NAL DELME ‹fiLEMLER‹ En çok kullan›lan delme ifllemleri, endikasyonlar› ve özel uygulama alanlar› belirtilerek k›saca tan›mlanacakt›r. 1. Yard›mc› üreme tekniklerinde transvajinal delme kateterizasyon ifllemi 2. Over kisti ponksiyonu 3. Ço¤ul gebelik redüksiyonu 4. Ektopik gebelik tedavisi 5. Pelvik (s›v›) içeri¤inin drenaj› 6. Kuldosentez 7. Kalosentez Yard›mc› Üreme Tekniklerinde Transvajinal Delme/Kateterizasyon ‹fllemleri Oosit Toplanmas› Rutin transabdominal ve transvesikal folikül aspirasyonundan sonra ilk transvajinal delme ifllemi oosit toplanmas› amac›yla olmufltur. Transvajinal oosit toplanmas› tüm dünyaca tercih edilen bir tekniktir.11-14 Bu teknikte vajinal proba i¤ne rehberi tutturulmufltur ve ‘real time’ ultrason eflli¤inde i¤ne Bölüm 39 Transvajinal, Transperineal ve Transrektal Sonografi ile Yap›lan ‹fllemler 1065 fiekil 39-2. Oosit aspirasyonu. A: Çoklu folikülle stimüle olmufl yumurtal›k. B: Folikülün aspirasyonu. C: Tam aspire olmufl yumurtal›k. yönlendirilebilmektedir.15,16 (fiekil 39-2). Baz› programlarda vajinal prob eksenine tutturulmufl otomatik yayl› delme aleti kullan›lmaktad›r.+ Pelvik bir damar›n delinmesi ya da ifllem sonras› pelvik enfeksiyon gibi komplikasyonlar az da olsa delme ifllemi sonras› görülebilmektedir.17-20 1996’da Coccia ve arkadafllar› transvajinal oosit toplama ifllemi görmüfl bir hastan›n dermoid kist rüptürü sonras› yaflad›¤› akut bat›n komplikasyonunu paylaflm›fllard›r.21 Vajinal perforasyon ve rektus k›l›f› hematomu gibi komplikasyonlar da literatürde paylafl›lm›flt›r.22,23 Ludwig ve arkadafllar›, 100 oosit toplama ifllemi sonras› hastalar›n operasyon öncesi ve sonras› komplikasyonlar›n› prospektif olarak de¤erlendirmifltir. Sedasyona veya genel anesteziye ba¤l› hiçbir komplikasyon bulmam›fllard›r (24). %2,8’de vajinal kanama görülürken, hiçbir bat›n içi kanama vakas›na rastlanmam›flt›r. Bir tane üretral lezyon görülmüfltür. Pelvik enfeksiyona hiç rastlanmam›fl, bir hastada aç›klanamayan atefl olmufltur. A¤›r ovaryan hiperstimülasyon sendromu (OHSS) hastalar›n %2,7’sinde görülmüfltür. Hastalar›n ço¤u oosit toplanmas›n› iyi tolere edebilmiflken, ifllem sonras› hastalar›n %3’ü a¤›rla çok a¤›r efli¤inde a¤r›, hastalar›n %2’si ise ifllemden 2 gün sonra dahi a¤r› flikayetinde bulunmufllard›r. Toplanan oosit say›s›n›n artmas›yla a¤r› seviyeside artm›flt›r. Shalev ve arkadafllar› transvajinal sonografi eflli¤inde oosit aspirasyonundan 3-5 gün sonras›ndaki s›v› hacmini incelemifltir.25 S›v› hacminin a¤r›, muhtemel intraperitoneal kanama, OHSS oluflumu ile ilintili olabildi¤i bilinmektedir. Pelvik kan hacmi, üç boyutlu ulturason arac›l›¤› ile, aspirasyondan 3-5 saat sonra, embriyo transferinden önce (toplamadan 2-3 gün sonra) ölçülmüfltür. Tüm çal›flma verileri sabit tutuldu¤unda, oosit say›s›n›n ve serum östradiol seviyelerinin, pelvisteki s›v› miktar› tahmininde önemli ölçütler oldu¤u görülmüfltür. ‹ki boyutlu ultrason kullan›lsayd›, s›v› hacmi tahmininde en iyi ölçütün pelviste taranm›fl s›v›n›n eni oldu¤u belirlenmifltir. Bu çal›flma grubu, transvajinal oosit toplanmas› sonras› pelviste olan kan toplanmas›n›n klinik olarak kabul edilebilir limitlerde oldu¤u karar›na varm›fllard›r. Bu ç›kar›m ifllem sonras› bak›m›n iyileflmesinde önemli faydalar sa¤lar. Fertilize Oositin ‹ntrauterin Transferi Bu ifllem kesinlikle bir delme olay› olmasa da, burada bahsedilme nedeni embriyo transferinin yönlendirilmesinde transvajinal ultrasonografinin (TVS) nadiren kullan›lmas›d›r. Birçok merkez bu ifllem esnas›nda ultrason kullanmamaktad›r. E¤er kullan›rsa da, uygulama kolayl›¤›ndan ve eksternal os manüplasyon ile daha az ilgili olmas›ndan ötürü s›kl›kla transabdominal ultrasonografi tercih edilen yöntem olmaktad›r.26 Transvajinal prob kullan›larak embriyonun do¤rudan myometrimu geçerek kavite içine transferi nadiren ugulanmaktad›r.27,28 Tubal Kateterizasyon veya Embriyo Transferi Transvajinal ultrason rehberli¤inde kateter serviksten ilerletilerek fallop tüplerine eriflilebilinir29 ve bu flekilde diagnostik veya terapötik teknikler uygulanabilir. Tubal aç›kl›¤›n tan›s› enjekte edilen s›v›n›n pelviste görülmesi ile konulabilir.30 Fertilize ovum tuban›n ampulla k›sm›na tafl›nabilir.31,32 Otoritelerin bir k›sm› transvajinal yaklafl›mdan tatmin olmamakta ve transabdominal yolu tercih etmektedirler.33 Over Kisti Ponskiyonu Over kisti ponksiyonu, tüm delme ifllemleri aras›nda muhtemelen en kolay olan›d›r ve bu tekni¤in uyguland›¤› en yayg›n endikasyonlardan birisidir. Teknik olarak kistin merkezi hedeflenir, i¤ne yerlefltirilir ve ucunun yavaflça fulan sonolüsen yap›n›n ortas›nda kalmas› sa¤lanarak tüm aspirasyon boyunca izlenir (fiekil 39-3). Teknik olarak oldukça iyi tolere edilir Bölüm 40 Pelvis Taban› Ultrasonografisi 1087 Bölüm 40 PELV‹S TABANI ULTRASONOGRAF‹S‹ Hans Peter Dietz Çeviri: Dr. Önay Yalç›n Tan›mlar 1. Balonlaflma: valsalva s›ras›nda levator hiatusun 25 cm2 veya daha fazla genifllemesi, 2. Mesane boynununda afla¤›ya do¤ru inifli (mobilite): maksimal valsalva ile mesane boynunun semfizden kaudal yönde inmesi, 3. Detrusor duvar kal›nl›¤›: mesane duvar kal›nl›¤›n›n 50 ml alt›nda bir idrar völümünde fundusda mukoza-periton mesafesi aras› ölçümü, 4. Hunileflme: valsalva ile mesane boynunun aç›lmas›, 5. Levatorun Ayr›lmas›: puborektal kas›n pelvis yan duvar›na (inferior ramus pubislere) yap›flt›¤› yerden ayr›lmas›, 6. Levator Hiatus: semfiz pubis ve inferior pubik ramuslar önde, arkada ve yanlarda puborektal kas yap›lar› aras›ndaki minimal aç›kl›k düzlemi, 7. Gerçek Rektosel: valsalva ile vaginaya rektal muhtevan›n hernizasyonuna neden olan, anal kanal ve rektal ampulan›n birleflti¤i yerde ön rektal duvar›n 90°’lik bir aç›lanma ile oluflturdu¤u divertukulum. G‹R‹fi Kad›n pelvik organ prolapsusu, üriner ve fekal inkontinans ve defekasyon disfonksiyonlar›n›n araflt›r›lmas›nda görüntülemenin bir temel tan›sal yöntem olarak yerini almas› 20 y›l› aflan bir süreç gerektirmifltir. Hekimler, pelvis taban› fonksiyon ve anatomisinin sadece klinik olarak de¤erlendirilmesinin çok yetersiz olaca¤› gerçe¤ini anlamakta geç kalm›fllard›r. Muayene ile elde edilen bilgiler sadece yüzey anatomi odakl› oldu¤u ve gerçek yap›sal anamalileri de¤erlendirmedi¤i için yetersiz kalmakta ve pelvis rekonstrüktif cerrahiden sonra rekürrenslere s›k olarak rastlanmaktad›r.1 Klinisyenlerin pelvis taban ultrasonografisi konusundaki fark›ndal›¤›, bir uzmanl›k dal›ndan di¤erine de¤iflmektedir; obstetrik-jinekoloji uzmanlar›n›n günümüz jenerasyonunun tümü ultrasonografik görüntüleme ile birlikte yetiflti¤i için ürolog ve kolorektal cerrahlara göre daha avantajl› görünmektedirler. Ultrasonografi hem obstetrik hem de jinekolojinin hemen bütün klinik de¤erlendirmelerinde yerini alm›fl olan bir yöntemdir; dolay›s›yla bu durum niye ürojinekoloji ve kad›n ürolojisi için gerçek olmas›n? Teorik olarak, bir çok olguda, klinik de¤erlendirme becerileri görüntülemeyi gereksiz k›lacak kadar gelifltirilmifl olabilir. Ancak bugün için bu durum söz konusu de¤ildir ve görüntüleme tekniklerinin yard›m› ile gerçek sorunun ne (ve nerede) oldu¤unu gösterene kadar da mümkün görünmemektedir. Buna bir örnek vermek gerekirse; vaginal do¤um ve prolaps aras›ndaki gözden kaçan iliflki; pelvis yan duvar›ndan puborektal kas›n anteromedial yönünde ayr›lmas›na neden olan major levator travma;2,3 Bu durum palpasyonla fark edilebilir; ancak levator travma bulgusunun palpasyonu önemli bir beceri ve ö¤renim gerektirir,4-6 tercihen görüntüleme ile teyit edilmelidir. Do¤al olarak, görüntüleme ile tan›lama tekrar› mümkün oldu¤u için palpasyonla tan›lamaya göre daha uygun6 ve ö¤retilmesi de daha kolayd›r. Levator travma veya anormal gerilme (“balonlaflma”) flüphesi varsa pelvik taban görüntüleme endikasyonu da vard›r. (Tablo 40-1) METODOLOJ‹ VE ENSTÜRÜMANTASYON ‹ki Boyutlu Görüntü Translabial pelvis taban› ultrasonografisi için temel gereçler; cine loop fonksiyonuna sahip B mode kapasitesi olan iki boyutlu (2D) ultrason (US) sistemi, 3.5-6 MHz curved array transduser ve bir video printerden ibarettir. Midsagittal bir görüntü elde etmek için 3.5-8 MHz frekans aral›¤›nda, genellikle curve array transduser; bir eldiven, kondom veya ince plastik bir k›l›fa sar›ld›ktan sonra perineye uygulan›r. (fiekil 40-1) ‹ntrakaviter uygulamalarda oldu¤u gibi transduserin sterilizasyonun gereksiz oldu¤u genelde düflünülmektedir. Kendi prati¤imizde her hastadan sonra transduser alkolle silinerek temizlenir, ancak uygulamada düzenlemeye göre farkl›l›klar olabilir. Pudralanm›fl veya baflka türlü kaplanm›fl eldivenlerle görüntü kalitesi bozuldu¤u için yan›lmalara neden olur ve bundan kaç›n›lmal›d›r. De¤iflik prob k›l›flar›n› uygulama kolayl›¤› ve elde edilen görüntü kalitesi aç›s›ndan de¤erlendirmek uygun olur. Görüntüleme genellikle dorsal litotomi pozisyonunda, kalçalar fleksiyonda ve hafifçe abdüksiyon durumunda veya ayakta iken yap›l›r. Hastalar, topuklar›n› kalçalar›na yak›n tutmal› ve daha sonra kalçalar›n› pelvis e¤imini artt›racak flekilde kayd›rmal›d›rlar. Mesanenin dolulu¤u duruma göre ayarlanmal›d›r; genellikle muayene öncesi boflalt›lmas› tercih edilir. Rektumun dolulu¤u tan›sal do¤rulu¤u olumsuz etkiler ve bazen barsa¤›n boflalt›lmas›ndan sonra yeniden de¤erlendirme gerektirebilir. Labiumlar›n ayr›larak iki yana itilmesi görüntü 1088 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ Tablo 40-1 Midsagital plan görüntü oriyentasyonuna ait fikir birli¤i olmamas›na ra¤men otörler konvansiyonel transvaginal ultrasona benzer yöntem (sola kranioventral sa¤a dorsokaudal yönde) tercih ederler. Üç boyutlu (3D) ve dört boyutlu (4D) ultrason sistemlerinde de bu uygulama daha kullan›fll›d›r. PELV‹S TABANI ULTRASON END‹KASYONLARI Tekrarlayan üriner sistem infeksiyonlar›, Afl›r› aktif mesane semptomlar›: s›k›flma, s›k idrara ç›kma, nokturi, ve/veya s›k›flma inkontinans›, Stres üriner inkontinans, Fark etmeden idrar kaç›rmas›, Mesane kaynakl› a¤r›, Persistan dizuri, Miksiyon disfonksiyonlar› semptomlar›: idrar boflaltmada güçlük, yavafl idrar ak›m›, ›k›narak idrar yapma, kesik kesik idrar yapma, Pelvik organ prolapsusu semptomlar›: Kitle hissi veya afla¤›ya do¤ru bas›nç hissi, Defekasyon güçlü¤ü semptomlar›: Ik›narak d›flk›lama, kronik konstipasyon, vaginal veya perineal dijitasyon ve barsa¤›n tam boflalt›lamad›¤› hissi, Fekal inkontinanas, ‹nkontinans veya prolapsus cerrahisi sonras› geliflen pelvik veya vaginal a¤r›, ‹nkontinans veya prolapsus cerrahisi sonras› geliflen vaginal ak›nt› veya kanama, Disparoni, vaginal gevflekli¤e ba¤l› seksüel disfonksiyon. Üç Boyutlu/Dört Boyutlu Görüntü Pelvis taban› görüntülemesinde, 4D ultrasonun uygulamaya girmesi büyük de¤iflikliklere yol açm›flt›r. 4D ultrasonunun Obstetrik-Jinekoloji alan›nda tan›ya olan katk›s› tart›flmas›z di¤er bütün branfllara göre daha fazla olmufltur. Bunun bafll›ca sebebi 4D ultrasonun, geçmiflte intrakavital transduserlerle sa¤lan›ndan kat kat üstün bir flekilde ve kolayl›kla aksial planda görüntü sa¤layabilmesidir. ‹stirahatte 70 derece veya üzerindeki aç›kl›k ve uyum aç›lar›nda tek volümde, semfiz pubisle bütün levator hiatus, üretra, paravaginal dokular, vagina, anorektum, pelvik yan duvarlardan arka yönde anorektal bileflkeye kadar uzanan levator ani kas›n› içine alana ait görüntü elde edilebilmektedir. 3D/4D pelvis taban› ultrasonu temel gereksinimi,belirli bir volümde mesafe ve alanlar› ölçebilen ve setlerine ulaflma, düzeltme ve analiz edebilen bir sistemi içeren ultrasonografi olmas›d›r. Bu kapsamda motorize ve eksternal pozisyon sensörü ile serbest elle verilere ulafl›m söz konusudur ki, asl›nda son seçenek flimdilerde modas› geçmifl olarak de¤erlendirilmektedir. Zaman›m›zda 3D problar› ço¤u zaman mekanik sektör teknolojisi ile 3-8 MHz elektronik curved array kombine tiplerinden oluflmaktad›r ki,bu vizyon alan›n h›zla motorize taranmas›n› sa¤lar. Görünen o ki gelecekte bu transduserler, elektronik 3D arraylar veya daha h›zl› görüntü elde etme özelli¤ine sahip matrix transduserler’e b›rakacaklard›r. Asl›nda yeterli 3D görüntü sa¤layabilen herhangi bir abdominal obstetrik prob uygun görüntü elde etme aç›s› ile (örne¤in 700 veya üstü) bütün levator hiatusu görüntüleyebilir . Optimal olarak 80-85 derecelik ulafl›m aç›s› ile volümler elde edilebilir ve en az 5 saniye depolayabilir. Bu daha sonra de- kalitesini artt›rabilir; bu durum en iyi gebelikte söz konusudur. Menapozal kad›nlarda belirgin atrofi, dokular›n muhtemelen de¤iflik derecede hidratasyonuna ba¤l›d›r; ve sonucu olumsuz etkileyebilir. Vaginal skar dokular› da görüntüyü bozabilir, buna karfl›l›k obezite gerçekte bir problem oluflturmaz. ‹leri derecede bir atrofi söz konusu de¤ilse transduser, perine ve semfiz pubise herhangi bir rahats›zl›¤a yol açmadan s›k›ca uygulanabilir. Neticede önde semfiz pubis, uretra, mesane boynu, vagina, serviks ve rektumla anal kanala ait görüntüler elde edilir (bak›n›z fiekil 40-1). Anorektal bileflkenin posteriorundaki hiperekojenik alan, levator plate sentral bölümünü gösterir, örne¤in: puborektal kas, kul-de sak içinde az miktarda s›v›, ekojenik intraperitoneal ya¤ veya peristaltik hareketlerle ince barsaklarla dolu olarak görülebilir. Parasagital veya transvers görüntüler ek bilgiler verebilir, örne¤in; levator an› kas› ve arkus tendineus levator aniye insersiyonu veya implantlar›n görüntüleri elde edililebilir. Üretra Vagina Anal kanal Sismfisis Mesane Ampulla rekti Uterus Kul de sak Kranial fiekil 40-1. Translabial/perineal ultrasonografi, midsagital plan.Transduserin yerlefltirilmesi (solda) ve görüntü alan› (sa¤da) (Dietz HP. Pelvic floor ultrasound. ASUM Ultrasound Bulletin 2007; 10: 17-23, izniyle). Bölüm 40 Pelvis Taban› Ultrasonografisi 1089 ‹nferior pubik kol fiekil 40-2. 3D Pelvik taban ultrasonografisinde standart görüntüler.Voluson tipi sistemlerde görüntü elde etme ve de¤erlendirme taramas› 3 ortogonal planda sa¤lan›r: Sagital (A), koronal (B), ve aksial (C) ayn› zamanda yeterli volüme ulaflma (D), yeterli volüm içinde bütün gri skala verilerin semi- transparan görüntüsü (örn: kutu A-C içinde görülebilir) (Dietz HP. Pelvic floor ultrasound. ASUM Ultrasound Bulletin 2007; 10:1723, izniyle). ¤erlendirme için sistemin hard diskinde peflis›ra gelen volümlerin biriktirilmesine uygundur. Görüntü Elde Etme fiekilleri Günümüzde 3D ultrason sistemlerinde kullan›lan 2 temel görüntü elde etme fleklini (fiekile 40-2’de) bulmak mümkündür. Multiplanar veya orthogonal görüntü modu ile bofllu¤u bafltan bafla cross-sectional planda göstermesi flüphelidir. Pelvik taban›n en yeterli görüntüleri midsagital (üst sol), koronal (üst sa¤da) ve aksial (alt sol) planlarda elde edilir. 3D ultrasonda ister görüntü elde etmede, isterse daha sonra offline aflamas›nda görüntü planlar› ve kalitesini artt›rmak tamamen kifliye özgüdür. Örne¤in levator ani hafifce ventrokaudalden dorsokranial yönde e¤ildi¤i için genellikle aksial planda de¤erlendirilmesi gerekir. Özellikle de¤erlendirilecek alan› olan ve “kutu” olarak keyfi bir tan›mlama ile bütün volxellerin yan sunumlar›n› kaps›yan bölüm, tamamlay›c› olarak 3 orthogonal görüntüye kat›l›rlar. (fiekile 40-2D) Levator hiatusun standart görüntüsünü vermektedir; buarada hiatusun en uygun görüntüleri, kaudaldan kraniale uzanan bu görüntüler zinciri do¤rultusunda sunulmaktad›r. ‹fllem sonras› imkanlar sadece bu maksatla kullan›lan yaz›l›m taraf›ndan s›n›rland›r›labilir. Dört Boyutlu (4D) Görüntü Dört boyutlu görüntünün kapsam›nda; orthogonal planlarda veya ilgili volümlerde gösterilebilen real time ultrason görüntüleri vard›r. Zaman›m›zda bir çok sistem çok say›da volüm sine loplar›n› depolama kapasitesine sahiptir; bu durum pel- vis taban› için son derecede önemlidir, çünkü fonksiyonel anatominin dokumantasyonunu daha ileri bir boyuta tafl›maya imkan verir. Sadece 2D tek plan görüntüsünde, istirahattaki statik bir görüntü ile çok daha yetrsiz kalmaktad›r. Hareketle elde edilebilen görüntüler, valsalva veya levatorun kontraksiyonu ile elde edilen verilerde, levator veya fasiyal travman›n fleklini daha net olarak ortaya ç›karmaktad›r. Pelvis taban yap›lar›n›n, real-time 3D (veya 4D) ile de¤erlendirilebilmesi, magnetik rezonans görüntüleme (MRI) ye göre daha üstün bir teknolojiyi ortaya koymufltur. Prolapsusun MRG ile de¤erlendirilmesi ultra h›zl› bir ulafl›m gerektirir ki MRG’da bu s›n›rl› olmakta ve optimal düzeyde elde edilememektedir. Baz› sistemler oturur veya ayakta durur pozisyonda görüntü almaya imkan vermekte ise de ancak yak›n gelecekte bu imkanlara kolay ulafl›lacak gibi görünmemektedir. MRI sistemleri gerçek fiziksel karakteristiklerinin, operatörün yeterli manevralar yapt›rabilmesi konusunda güçlükleri vard›r; çünkü kad›nlar›n % 50’sinden fazlas› istenildi¤i zaman yeterli düzgün bir pelvik taban kontraksiyonu yapamamakta ve valsalva s›k›l›kla birlikte yap›lan levator aktivitesi taraf›ndan de¤ifltirilerek bozulmaktad›r.9 Bu kar›fl›kl›klar›n real-time görüntüleme olmadan kontrol edilmesi imkans›zd›r. Dolay›s›yla ultrason prolapsusun tan›mlanmas›nda büyük bir avantaja sahiptir. Özellikle fasiyal veya müsküler defekt ile birlikte olmas› ve fonksiyonel anatominin tan›mlanmas›nda önem kazanmaktad›r. Offline analiz paket programlar›, kullan›c› taraf›ndan belirlenmifl planda (oblik veya ortogonal) mesafe, alan ve volum ölçümlerini mümkün k›lmaktad›r. Elde edilen veriler, günümüzde tek plan MRG görüntülerinin standart setine ait T›pta Digital Görüntüleme ve Kominikasyonlar (DICOM)’un al›c› yaz›l›m ile sa¤lanan görüntülerden çok daha üstün oldu¤u görülmektedir. Bölüm 41 Temel Meme Sonografisi 1111 Bölüm 41 TEMEL MEME SONOGRAF‹S‹ John G. Huff ● Tamarya L. Hoyt Çeviri: Dr. Memduh Dursun Tan›mlar 1. Elastografi: kitlelerin belirlenmesinde kullan›lan, doku sertli¤i ölçümüne dayal› giriflimsel olmayan bir teknik. 2. Fibroadenom: hem epitel hem de mikst stromal elemanlar içeren benign fibroepitelyal bir tümör. 3. Papilloma: fibrovasküler bir sap ile desteklenmifl miyoepitelyal ve epitelyal hücre proliferasyonu ile meydana gelen duktal kökenli benign bir tümör. 4. Filloides tümör: borderline olgu da dahil, benignden maligne kadar de¤iflebilen bir tümör. Çift fazl› bir tabiat› olup, prolifere stromalar taraf›ndan çevrili iki katl› bir epitelyal bileflene sahiptir. 5. Mastodini: meme a¤r›s› 6. Neoadjuvant kemoterapi: cerrahi müdahale öncesi kemoterapi uygulanmas›. G‹R‹fi Sonografi, meme de¤erlendirmesinde önemli bir yöntemdir. ‹lk olarak, solid kitleleri kistik yap›daki kitlelerden ay›rmak için mamografinin yan›nda kullan›lan bir modalite olmas›na ra¤men, kullan›lan cihazlardaki geliflmeler ve genifl klinik deneyimi; sonografinin solid kitlenin belirlenmesi, giriflimsel prosedürlere rehberlik etme ve görüntüleme gibi görevler edinmesini sa¤lam›flt›r. Sonografi, uygulay›c›ya ba¤›ml› bir yöntemdir.1 Bu durum özellikle standart anatomik referanslar›n s›n›rl› oldu¤u memede daha da önemlidir. Kabul edilebilir seviyelerde bir duyarl›l›k ve özgüllük elde edebilmek için teknik parametreleri en iyi hale getirmek, standart inceleme protokollerini gelifltirmek ve dikkatli bir flekilde sonografik bulgular› di¤er görüntüleme yöntemleri ve klinik bulgularla birlikte de¤erlendirmek çok önemlidir. END‹KASYONLAR Tan›sal Endikasyonlar Tan›sal de¤erlendirme, meme sonografisi için temel endikasyon olup, birincil görüntüleme testi veya di¤er görüntüleme yöntemlerine ek olarak kullan›labilir. Sonografi, genç kad›nlarda ve hamile kad›nlarda yeni bir kitle veya baflka fokal me- me hastal›klar› için yap›lan ilk testtir.2 Sonografik de¤erlendirme klinik sorunu yeterince aç›kl›yorsa, baflka herhangi bir testin yap›lmas›na gerek kalmayabilir. Sonografi herhangi bir bulgu ortaya koyam›yorsa, ek olarak bir mamografi de¤erlendirmesi gerekecektir. Di¤er kad›nlarda, klinik sorunun tan›sal olarak de¤erlendirilmesi genellikle mamografiyle bafllar, sonografi ek de¤erlendirme için kullan›l›r. Bu ek de¤erlendirme mamografik bir bulgunun netlefltirilmesi veya hiçbir anormallik bulunmamas› halinde de¤erlendirmenin duyarl›l›¤›n› art›rmak için yap›l›r. ‹mplant de¤erlendirmesi; mamografi, sonografi veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile yap›labilir. Sonografi, MRG kadar duyarl› olmamas›na ra¤men, bir silikon implant rüptüründen flüphelenildi¤inde ilk olarak yap›lan basit bir testtir. Asemptomatik kad›nlarda sonografi, mamografi taramas›ndaki patolojileri netlefltirmek için kullan›labilir. Sonongrafi, mamografide görülmeyen ancak MRG ile saptanm›fl patolojilerin de¤erlendirilmesinde kullan›lacak bir sonraki yöntem haline gelmektedir. (“second look” ultrasonografi) Görüntüleme Sonografinin tarama amaçl› kullan›lmas› tart›flma konusudur. Sonografinin bu alanda, özellikle de meme dokusu yo¤un olan yüksek riskli hastalarda kullan›m›n› destekleyecek yeterli kan›t bulunmaktad›r4,5; fakat uygulay›c›ya ba¤›ml› bir yöntem olmas› rutin klinik uygulamada kullan›lmas›na engel oluflturmufltur. Amerikan Radiology Imaging Network School6 taraf›ndan yay›mlanan bir haber son zamanlarda bir yandan bu grup için duyarl›l›¤›n artt›¤›n›, öte yandan birçok yanl›fl pozitif çal›flma ve gereksiz biyopsilerin masraf›n›n da artt›¤›n› do¤ruluyor. Sonografi, güvenilir flekilde mikrokalsifikasyonlar› veya malign tümör belirtisi olan di¤er mamografik iflaretleri göstermedi¤i için mamografi taramas› yerine kullan›lmamal›d›r. Meme MRG, yüksek risk tafl›yan kad›nlar için güvenilir bir görüntüleme arac› olarak ortaya ç›kt›¤› için tarama sonografisinin rolü tart›flma konusudur. 1112 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ Mamografi, 30 yafl üstü kad›nlarda meme hastal›¤›n›n taramas›nda kullan›lan standart bir yöntemdir. Standart bilateral CC (kraniokaudal) ve MLO (mediyolateral oblik) görüntüleri, ara de¤ifliklikler veya flüpheli temel bulgular için de¤erlendirilir. Daha fazla de¤erlendirmeye ihtiyaç duyulursa, spot kompresyon ve magnifikasyon görüntüleri gibi ek mamografik görüntüler yap›labilir. Ek görüntüleme sadece bunlarla s›n›rl› de¤ildir, mamografik bulgulara dayanarak sonografiyle ek bir de¤erlendirme daha yap›lmas› uygun olabilir. Giriflimsel Prosedürler Günümüzde meme biyopsilerin ço¤u, görüntüleme rehberli¤inde gerçeklefltirilir. Sadece mamografide görülebilen lezyonlar için biyopsiler stereotaktik yöntemle yap›l›r. Sonografide iyi bir flekilde görülebilen lezyonlar için ise hastan›n rahat bir pozisyon almas›n› ve noktasal hedef yap›labilmesini sa¤layan ultrason yöntemi kullan›l›r.7 Sonografi, ince i¤ne aspirasyon biyopsisi, trucut biyopsi veya vakumlu cor biyopsilerine klavuz olarakda kullan›labilir.8 Kal›n i¤neli (8-12 gauge) vakumlu cor biyopsiler, küçük fibroadenomlar›n yok edilmesinde oldukça uygun bir yöntemdir ve bu yöntemle hastay› takip etmeye gerek kalmayabilir. Sonografik yöntem özellikle kistlerin, seromalar›n, apselerin ve gö¤üsteki di¤er s›v› birikintilerin aspirasyonunda oldukça faydal›d›r. Bu yöntem meme kanseri için neo-adjuvan terapi gören hastalarda iflaretleme klipslerinin yerlefltirilmesi için giderek artan s›kl›kta kullan›lmaktad›r.9 ALETLER Sonografinin meme görüntülemede çok fazla ilerlemesi, kullan›lan cihazlardaki teknik geliflmelere ba¤l›d›r. Meme sonografisi, ço¤u standart transdüserde bulunmayan yüksek çözünürlüklü yak›n alan görüntüleyebilmeyi gerektirir. Meme için kullan›lan transdüserler rutin olarak lineer dizilimlidirler ve 5-10 MHz’den 8-10 MHz’e kadar de¤iflen bant geniflli¤i frekanslar›nda çal›fl›r. Renkli ve Power Doppler’ler memede vaskülarite de¤erlendirmesinde kulla›lmaktad›r, fakat ayr›nt›l› Doppler karakterizasyonu ultrasonun di¤er alanlar› kadar sa¤lam bir temele sahip de¤ildir. Uzaysal birlefltirme ve doku harmonik görüntüleme, daha yüksek frekans ve bant genifllikleri taraf›ndan üretilen artefaktlar› engelleyerek daha fazla ayr›nt›ya ulaflmam›z› sa¤lam›flt›r. Birleflik görüntüleme, transdüser yüzeyi boyunca üretilen çoklu ses huzmesinden bilgi ifllenmesi yoluyla gerçeklefltirilir. Harmonik görüntüleme, ana frekans ve iliflkili artefaktlardan alg›lan›labilen ve ayr›labilen harmonik frekanslar›n yans›malar›ndan faydalan›r. En az 7-10 Mhz13’de çal›flabilen ve yak›n alana iyi bir flekilde odaklanabilen iyi bir lineer dizilimli transdüser kullan›lmal›d›r. TARAMA TEKN‹⁄‹ VE RAPOR VERME Birçok hata yanl›fl tekni¤e ba¤l› oldu¤u için, bu bölüme oldukça önem verilmifltir.13,14 Teknik, incelemenin amac›na göre uygulan›l›r. Ço¤u meme ultrasonografi incelemesi, belirli bir klinik sorun veya gö- rüntüleme anormalli¤i üzerine yo¤unlafl›lm›fl de¤erlendirmelerdir. Devaml› ve fokal bir klinik anormallik de¤erlendirildi¤inde sonografik incelemenin odaklamas› genellikle kolay olur. Ancak gizli veya tutars›z bir flekilde tekrarlayan klinik bulgular için ise odaklanma daha zor olabilir. Fakat tüm koflullarda her bir de¤erlendirme sonografik bulgunun eldeki klinik bulguyla ba¤lant›l› olup olmad›¤›na karar vermek amac›yla yap›lmal›d›r. Sonografi, baflka bir görüntüleme testinde saptanan bir anormallik için yap›l›yorsa, saptanan sonografik patolojinin mamografi veya meme MRG’de saptanan patoloji ile örtüflüp örtüflmedi¤ine karar vermek de önemlidir. Kadran pozisyonu, memede bir dereceye kadar lokalizasyon sa¤lanmas›n›n uluslar aras› yoludur, ama radyal bilgi veya derinlik bilgisi vermez. Radyal koordinatlar meme ucuna olan uzakl›¤a göre verilebilir (örn. meme ucundan bafllayan 3 konsantrik daire). Gerçek uzakl›k hastan›n pozisyonuna göre de¤iflebilece¤i için, derinlik koordinatlar› 3 bölge veya deriden gö¤üs duvar›na uzanan 3 katman olarak verilir. Hasta pozisyonu genellikle s›rt üstü olur, ancak özellikle s›rt üstü durumda iken hastadan palpasyonla bir bulgu elde etmek zorsa, hastay› ayakta muayene etmek baz› durumlarda yararl› olabilir. ‹psilateral kol, meme dokusunu gerdirmek ve doku kal›nl›¤›n› azaltmak için uzat›larak kald›r›l›r. ‹lk olarak memenin pozisyonu, memenin ortas›ndaki meme bafl›yla gö¤üs duvar› simetrik olacak flekilde ayarlanmal›d›r. Radyal ve derinlik koordinatlar› di¤er pozisyonlarda büyük ölçüde de¤iflebilece¤i için, multiplanar koordinatlar bu pozisyondan elde edilmelidir. Daha sonra taramay› daha ayr›nt›l› hale getirmek için hastan›n pozisyonu de¤ifltirilebilir. Örne¤in memenin üst d›fl kadran derinliklerindeki bir lezyonu de¤erlendirirken, hastay› doktordan uzak olacak flekilde döndürmek yararl› olabilir. Böylece meme dokusu ortada bulunur, doku yana do¤ru incelir, derinlik azal›r ve tarama ayr›nt›s› artar. Tüm fokal anomaliler 2 düzlemde kaydedilmelidir. Transvers ve sagittal tarama planlar› vücudun ço¤u bölgesinde yayg›nken, meme ve memenin duktal sistemi radyal olarak düzenlenir. Radyal ve radyal olmayan düzlemlerin kullan›m› konumland›rmada faydal› olup, benzer flekilde radyal tarama agresif malign tümörlerde görülebilen damar genifllemesi gibi bir duktal patolojiyi belirlemede de yard›mc›d›r. Tercih edilen tarama düzlemi ne olursa olsun bütün lezyonlar 3 boyutlu olarak ölçülmelidir ve bütün görüntüler uygun tan›mlay›c› bilgiler içermelidir. Gain, görüntülenen dokunun derinli¤i boyunca hala ekojenli¤in bulunabilece¤i ve meme ya¤› orta gri renk olacak flekilde ayarlanmal›d›r.15 Dokunun meme ya¤›na k›yasla hipoekoik veya hiperekoik oldu¤una karar verilir. Doppler de¤erlendirmesi tamamen anekoik olmayan bütün kitleler için önerilir. Bu de¤erlendirme, kan ak›m›n›n do¤as›n› belirlemek için de¤il, sadece kitle içerisinde kan ak›fl› olup olmad›¤›na karar vermek için yap›l›r. Kan ak›fl›n›n olmas› bu kitlenin solid kitle oldu¤unu gösterir. Yüzeyde bu- Bölüm 41 lunan lezyonlar için ise bir ultrason prob bafll›¤› kullan›lmal› veya daha detayl› bilgi almak için kal›n bir tabaka jel kullan›lmal›d›r. Transdüser bas›nc› ve aç›s› alttaki dokunun görünümünü önemli derecede etkileyebilir. Transdüser üzerinde hafif veya orta derece bas›nç uygulamak genellikle en iyi yöntemdir. Bas›nc› art›rmak kenar gölgelerinin ve di¤er artefaktlar›n kald›r›lmas›n› sa¤layabilirken, bas›nc› azaltmak ise fazla bas›nçla gözükmeyebilecek ince vaskülerizasyonu belirlemede yard›mc› olabilir. Transdüsere aç› vermek ya da transdüseri ileri geri hareket ettirmek daha fazla alan›n de¤erlendirilmesini sa¤lar. Transdüserin döndürülmesi ise bulgunun üç boyutlu oldu¤unun do¤rulanmas›n› sa¤lar. Meme sonografi taramas› yap›l›rken, tüm memenin 2 düzlemde tarand›¤›ndan emin olmak için sistemli bir yaklafl›m gelifltirmek gerekir. Bu yöntem, özellikle büyük memelerde fazla zaman alabilir. Benign sonografik bulgulara taramalarda s›kça rastlanmaktad›r, fakat bu bulgular doktoru ilk amac›ndan sapt›rmamal›, flüpheli sonografik lezyonlar› araflt›rmaktan al›koymamal›d›r. Hemen göze çarpmayan kanserler hafife al›n›r veya benign bulgular abart›l›rsa sonografi taramas›n›n hiçbir önemi kalmaz. Sonografik bir bulguyu bütün olarak nitelendirmek için görüntü üretmek ne kadar önemliyse, meme görüntüleme raporundaki bu bulguyu do¤ru olarak tan›mlamak da o kadar önemlidir. Amerikan Radyoloji Koleji Meme Görüntüleme Raporlama ve Veri Sistemi (BI-RADS) veri sözlü¤ü, mamografi, meme sonografisi ve meme MRG’si üzerine standart hale getirilmifl raporlama sa¤lamak amac›yla gelifltirilmifltir. Standart sözlük terminolojisini kullanmak sonuçlar› bildirmek ve anlayabilmek aç›s›ndan tavsiye edilir. BI-RADS sonuç kodlamas› sadece mamografi için yap›lsa da, sonografi ve di¤er meme görüntüleme yöntemlerindeki kullan›m› teflvik edilmektedir. NORMAL ANATOM‹ Memenin makroskopik anatomisi oldukça basittir. Yüzeyden derine do¤ru s›ras›yla cilt, cilt alt› ya¤ dokusu, meme ba¤ dokusu tabakas›, retromamaryan ya¤ dokusu ve pektoral kastan oluflur (fiekil 41-1 ile 41-2). Cooper ba¤lar›, meme ba¤ doku- fiekil 41-1. Anatomi deriyi (A), Cooper ba¤lar›n› (B), ya¤ lobullerini (C), glandüler dokuyu (D) ve kas› (E) göstermektedir. Temel Meme Sonografisi 1113 fiekil 41-2. Anatomi meme önü ya¤› (A), ön meme fasyas›n› (B), glandüler dokuyu (C), arka meme fasyas›n› (D) ve retromammarian ya¤› (E) göstermektedir. sunun s›ras›yla deriye ve gö¤üs duvar›na do¤ru ön ve arka uzant›lar›n› gösterir. Meme bafl› areola kompleksi 10 ile 20 aras›nda laktifer duktusun orijin ald›¤› meme bafl›n› ve çeflitli pigment ve boyutlarda olabilen çevresindeki areolay› içerir. Montgomery bezleri areolada bulunurlar ve bitifli¤indeki laktifer duktuslarla ifltirakl› olmas› nedeniyle iltihaplanabilir veya enfeksiyon kapabilir. Subareolar duktuslar de¤iflik çaplarda izlenebilirler ve duktusun çap›n›n önemi duruma ba¤l›d›r. Asimetrik, izole veya artan duktal dlatasyon; s›kl›kla duktal ektazi veya normal varyasyonu gösteren bilateral çok say›da duktusun belirginleflmesinden çok daha önemlidir. Duktuslar arka bölgede dizildi¤i için, dahada küçülürler ve zor görüntülenirler. Sonunda, terminal duktal-lobuler üniteleri oluflturan küçük terminal duktuslar olarak sonlan›rlar. Meme bafl›ndaki laktifer duktuslar›n bir a¤ac›n kökü oldu¤unu düflününürsek; arkas›ndaki dallanan duktuslar a¤ac›n dallar›na, terminal duktuslar ile terminal duktal-lobuler üniteler ise a¤ac›n yapraklar›na benzerler. Terminal duktal-lobuler üniteler; kistler, fibroadenomlar ve ço¤u meme kanserleri dahil olmak üzere meme patolojisinin meydana geldi¤i yer olmas› aç›s›ndan oldukça önemlidir. Normal terminal duktal-lobuler ünite yaklafl›k 3 mm çap›nda olup, zemin dokuya ba¤l› olarak yüksek kalitede mamografi ve sonografi ile görüntülenebilir (fiekil 41-3). Koltuk alt› ve meme içi lenf nodlar› memedeki di¤er benign patolojilerdendir. Meme içi lenf nodlar›n›n önceden yayg›n olmad›¤› san›l›yordu, fakat meme MRG’sinin kullan›lmas›yla asl›nda yayg›n olduklar›n›n fark›na varm›fl bulunmaktay›z. Memedeki lenf nodlar›n›n, özellikle de koltuk alt›ndakilerin boylar› çok büyük de¤ifliklikler gösterir, bu yüzden nodlar›n boydan ziyade morfolojik olarak de¤erlendirilmesi daha iyidir. Benign lenf nodlar› tipik olarak korunmufl ya¤l› hiluslar› ve simetrik kortikal kal›nl›klar› ile birlikte genellikle böbrek fleklini al›rlar. Derinin sonografik görüntüsünü anlayabilmek birçok yüzeysel lezyon dermal orijinli oldu¤u için çok önemlidir. Deri, ince bir hipoekoik flerit taraf›ndan ayr›lm›fl 2 ekojen çizgi ola- Bölüm 42 Geliflmifl Meme Ultrasonu 1119 Bölüm 42 GEL‹fiM‹fi MEME ULTRASONU David O. Cosgrove ● William E. Svensson Çeviri: Dr. Memduh Dursun Tan›mlar 1. Elastografi: elastografide bas›nç = uygulanan güç, stres = karfl›l›k olarak dokunun deformasyonu. Young'›n esneklik modülü gerilme/bas›nç (gerginlik)'d›r. Kesme dalgas›, bir akustik radyasyon kuvvetinden itme kuvvetine do¤ru hareket eden enine bir bas›nçt›r. 2. Tsukuba elastografi puanlamas›: bir lezyonun sertli¤inin miktar›n› ve derecesini ölçen 1'den 5'e kadar yap›lan subjektif bir puanlama sistemi. 3. Fibroadenom: glandüler ve fibröz dokudan oluflan s›k görülen benign bir tümör. 4. Neovaskülarizasyon: tümör taraf›ndan sal›nan anjiyogenez faktörlerince uyar›lan kanseri çevreleyen dokulardan kaynaklanan yeni damarlard›r. 5. Dezmoplastik reaksiyon: meme dokusu taraf›ndan içerisindeki maligniteye karfl› verdi¤i verdi¤i yo¤un fibröz cevap. 6. Granülom: kronik inflamasyona reaksiyon olarak oluflan fibrotik kitle. 7. Jinekomasti: ya¤ veya glandüler doku birikimi nedeniyle erkek memesinin büyümesi. 8. Benign meme de¤ifliklikleri: yeterince tan›mlanamayan ve anlafl›lamayan periyodik olarak sanc›l› olabilen, meme yap›s›ndaki benign de¤ifliklikler. 9. Filloides tümörler: fibroadenoma benzer bir yap›ya sahip, ama malign olma potansiyeli olan nadir görülen bir meme tümörü. 10. ‹nsitu karsinom: bazal membran› infiltre etmemifl preinvazif bir malignite. G‹R‹fi Ultrason; meme lezyonlar›n› çevresindeki normal dokudan yap›sal, dinamik ve vasküler farkl›l›klar›n› göstererek tespit eder.1-6 Yap›sal farkl›l›klar gri skalada; dinamik farkl›l›klar, geleneksel olarak prob palpasyonu ve parmakla lezyonu hareket etirmeye çal›flarak veya en iyisi elastografi kullanarak (Bkz. fiekil 42-1B); vasküler farklar ise, kontrast madedede kullan›labilen Doppler yöntemiyle gösterilir. Çap› 1 cm'den daha fazla olan az say›da lezyon bütün bu farklar› içermez (bu lezyonlar, tespit edilemeyen “kitle olmayan” lezyonlard›r”. Ayr›ca küçük lezyonlarda, (<0.5 cm) de¤iflikliklerin güvenilir bir flekilde alg›lanmas› ve tan›mlanmas› oldukça güçtür ya da hiçbir de¤ifliklik yoktur, bu yüzden ay›r›c› tan›sal özellikler izlenemeyebilir.7 Bütün bunlar, daha iyi taray›c›lar ve yeni teknikler ç›kt›kça sürekli geliflen ultrasonu’nun duyarl›l›k ve özgüllük s›n›rlar›n› belirler.8-9 Yüksek frekansl› (en az 7 MHz ve tercihen 12 MHz) lineer dizilimli transdüserler, meme görüntülemesi için en uygun yöntem iken, karma mekanik ve elektronik sistemler üç ve dört boyutlu (3D/4D) görüntüleme için kullan›l›r. Dokular›n esneklik özellikleriyle ilgili olan deformabilite, rutin meme ultrasonununda malignite ç›kma ihtimalini saptamak için uygulanan algoritman›n bir parças›d›r. Doku görüntülerinin deformasyondan önce ve sonraki halinin görsel karfl›laflt›rmas›, esneklikteki afl›r› farkl›l›klar d›fl›nda duyarl›l›¤a sahip de¤ildir. Görsel alg› için gösterilebilenden daha fazla bilgi içeren ham ultrason görüntü verisinin incelenmesi, çok küçük deformasyonlar› alg›layabilir. Geri dönen ultrason ekolar›n›n incelenmesiyle yap›lan doku deformasyonunun (kuvvet) uygulanan güçle (gerilim) ölçümü 25'i aflk›n y›l önce tan›mlanm›flt›.10-11 Geçti¤imiz 20 seneden bu yana bu konuda h›zl› bir geliflim göstermektedir.12-14 Tümörler büyüdü¤ünde veya dokular› infiltre etti¤inde dokunun sertli¤ini art›r›rlar. Ultrasonun sertlikteki de¤iflikli¤e karfl› yüksek derecede duyarl›l›¤›, esneklik görüntülemesinin klasik ultrason görüntülemesinde saptanamayan de¤ifliklikleri göstermesini sa¤lar. Çevre dokularla ayn› B-mod görüntüye sahip olan alan elle hissedilemese de çok az daha serttir ve patoloji olarak tan›mlanabilir. Farkl› dokular›n esnekli¤i, dokuya kuvvet uygulan›rken ham ultrason verisini (demodülasyondan önceki veri) karfl›laflt›rarak belirlenir. Radyasyon kuvveti (RK) verisinin ekrandan ekrana de¤iflmesi, dokulardaki sertlik farklar›na ba¤l› olan bozulmalardan kaynaklan›r. Uygulanan kuvvete karfl›, sert dokular yumuflak dokulardan daha az bozulur. RK verisinde alg›lanan bozulma miktar›ndaki de¤ifliklik, inceleme alt›ndaki dokular›n esneklik özellikleri ile ilgili bilgi sunar. 1120 K›s›m 5 J‹NEKOLOJ‹K ULTRASONOGRAF‹ El ile yap›lan elastografide, ham veri incelenirken ve önceki görüntü ekranlar› ile karfl›laflt›r›l›rken dokulara transdüserle bask› uygulan›r. Probla dokuya bas›nç uygulan›rken muayene edilen alan ekranda gösterilir. Yer de¤ifltirmeyi ölçmek amac›yla çeflitli yöntemler gelifltirilmifltir.15 Yöntemlerden biri ekranlar aras›ndaki küçük çaptaki yer de¤ifltirmeleri (%0.5-%1) takip eder, di¤eri faz alan iflleme yöntemi (puls Doppler'a benzer bir yöntem) ile birlikte otokorelasyon kullan›r.16 Bir di¤eri ise aktif kompresyon s›ras›nda doku sertli¤ini ölçmek için düflük frekansta doku doppler kayma de¤iflikli¤i yöntemini kullan›r.17 Akustik radyasyon güç görüntülemede (transient elastografi) farkl› bir yaklafl›m kullan›l›r: Odakl› ultrason, enine kesme dalgas› üretmek için itici bir güç oluflturur.18-19 Ultra h›zl› ultrason görüntülemesi, en küçük doku hareketlerini alg›lar, dokunun esneklik katsay›s›na orant›l› olan kesme dalgas›n›n h›z›n›n hesaplanmas›n› sa¤lar. Kullan›lan yöntem hangisi olursa olsun, hareket miktar› dokular›n sertli¤iyle ba¤lant›l›d›r. Hareketteki de¤ifliklikler, ya¤, Cooper ba¤lar› ve normal parenkim aras›ndaki sertlik aç›s›ndan farkl›l›klar anlafl›lacak flekilde orant›l› esnekli¤in uzama haritas›n›n kurulmas›n› sa¤lar. Malign lezyonlar memeden daha sert iken, beningn lezyonlar›n sertlik de¤erleri genellikle düflüktür. NORMAL BULGULAR Meme, süperfisyal fasyan›n yüzeyel ve derin katmanlar› aras›nda bulunan tabakal› bir yap›d›r.20 Deri ve fibroglandüler tabaka (meme parenkimi) nispeten ekojendir, öte yandan deri alt› ve retromamarian ya¤ tabakalar› yeterince eko içermez. Glandüler tabaka, d›fl üst kadranda daha kal›nd›r. (fiekil 42-1) Gö¤üs duvar› kaslar› da genç kad›nlarda yeterince eko içermez, fakat yafllanma sonucu ya¤ infiltrasyonuyla git- fiekil 42-1. Normal meme. A: Meme bafl›ndan bir kesitte, huni fleklindeki fibroglandüler tabaka ekodan fakir subkütan ve retromamarian ya¤ tabakalar› ile birlikte görülmektedir. Meme bafl›nda normal gölgelenme gerçekleflti¤ine dikkat ediniz. Cooper ba¤lar› da burada görülmektedir. (ok bafllar›) B: Elastografide (sa¤ panel), sert glandüler tabaka, daha az sert olan, yüzeysel ve derin tabakalardan oluflan ya¤l› dokunun aksine koyu bir flerit olarak görülmektedir. Söz konusu ya¤l› doku daha aç›k gri alanlarda tarif edilmifltir. Bu meme ayr›ca basit bir kist içerirk, elastogramda çevre dokunun yapt›¤› bask›dan kaynaklanan daha sert bir kenar taraf›ndan çevrelenmifltir. (ok bafllar›) Kist içerisinde 3 bandl› bir patern görülmektedirki: bu görünümün orijini tam olarak tespit edilememiflti,kitab›n yaz›m› aflamas›nda, ancak büyük ihtimalle bir çeflit artefaktt›r. Bu patern, flekline göre hamburger, hedef veya halka iflareti olarak adland›r›l›r. (C, kist; F, ya¤; G, gland; M, kaslar; N, meme bafl›; P, plevra; S, gölge.) Bölüm 42 tikçe daha ekojen hale gelir. Cooper'›n as›c› ba¤lar›, süperfisyal fasyadan derinin alt›na do¤ru giden ekojen bantlar› oluflturur. Laktifer duktuslar areola alt›nda son noktalar›nda en genifl çaplar›n› al›rlar. Bu duktuslar, eko bak›m›ndan yoksun olan ince çizgi fleklindeki glandlar›n çevresine do¤ru gidebilirler. Duktal sisteme göre hizalanm›fl radyal projeksiyon taramalar, memenin lober anatomisini ve içerdi¤i lezyonlar› gösterir. Memedeki hormon kaynakl› de¤ifliklikler sonucu, tabakalar›n orant›l› boyutlar› büyük oranda çeflitlilik gösterir. Yetiflmekte olan genç k›zlarda ve genç kad›nlarda ya¤ olmayabilir, ayr›ca glandüler katman›n afl›r› derecede büyüdü¤ü hamilelik ve emzirme dönemlerinde de ya¤ olmayabilir. Menopoz sonras› atrofi ile birlikte glandüler katman incelir ve k›smen veya tamamen ya¤l› doku yerini al›r. Elastografide normal parenkim ya¤dan daha serttir ve Cooper ba¤lar› sertlik oran› daha yüksek olan çizgisel alanlar olarak görülür. Renkli Doppler'de, normal damarlar do¤rusal veya hafifçe k›vr›lm›fl seyir gösteren Cooper ba¤lar› gibi do¤rusal ve düzgün dallanan flekillerde izlenirler. 3 ayr› vasküler dal görülür: memenin ön k›sm›nda bulunan lateral torasik arterden ç›kan dallar, parasternal bölgeden memeye do¤ru uzanan internal mamarian arterinden ç›kan dallar ve gland›n arka yüzeyinin içine giren interkostal arterler. PATOLOJ‹K ÖZELL‹KLER Benign lezyonlar›n düzgün s›n›rlar› ve üniform iç ekolar› vard›r ve genellikle basit yap›l›d›r. Memeyi çevreleyen yap›ya zarar vermezler.4 Prob ile kompresyon veya palpasyon s›ras›nda lezyonlar dokular›n içinden serbestçe geçerler veya flekilleri bozulur. Benign lezyonlar genellikle basit damar yap›s›yla vaskülarize olmazlar. Ueno veya Tsukuba skor metodu kullan›ld›¤›nda düflük elastografi de¤erleri gösterirler21-23 ve B-mod'da ayn› boyutta veya daha küçük olarak görünürler. Malign lezyonlar ise, tam tersine genellikle karmafl›k ve düzensiz bir yap›ya sahiptir. Düzensiz, belirsiz s›n›rlar› ve infiltre eden köfleleri vard›r.24,25 ‹ç ekolar› heterojendir ve fibröz doku içerdikleri takdirde, yo¤unluk bak›m›ndan da düzensiz olan akustik bir gölge olufltururlar. Çevresindeki meme yap›s›na zarar verirler ve infiltre edici olduklar› için hareket ettikçe çevresindeki dokular› da beraberinde çekerler. Serttirler ve elastogramda B-mod'da oldu¤undan daha büyük görünürler.26 Genellikle vasküler olup, vasküler yap›lar› tortiöz ve düzensizdir ve radyal olarak lezyonun içine do¤ru girerler.27-28 Bazen intervasküler flantlar görülebilir. Bütün bu görüntüler, benign ve malign lezyonlar›n ay›rt edilmesinde kullan›lan BIRADS'in meme ultrasonu tan›mlay›c› sözlü¤ünde daha ayr›nt›l› olarak anlat›lm›flt›r. BIRADS sistemi, normal lezyonlar› 1. s›n›f, benign lezyonlar› 2. s›n›f, muhtemelen benign bulgular› 3. s›n›f, flüpheli anormallikleri 4. s›n›f ve yüksek ihtimal malign lezyonlar› 4. s›n›f olarak s›n›fland›rm›flt›r. Her bir lezyon türünün klasik ultrason özellikleri ve önemli istisnalar› afla¤›da anlat›lm›flt›r. K‹STLER Normal kistler, düzgün duvarlar ile çevrilmifl ekosuz alanlar ve artm›fl ses iletimiyle (“akustik güçlenme) iyi tan›mlanm›fl Geliflmifl Meme Ultrasonu 1121 fiekil 42-2. Meme kisti. Artm›fl ses iletimine sahip, iyi s›n›rl› ve ekosuz lezyon tipik bir basit kisttir. Daha baflka bir incelemeye gerek yoktur. Yeri de¤iflmifl normal duktusa dikkat ediniz. (D, duktus.) alanlard›r (fiekil 42-2).30 Genellikle yuvarlakt›rlar, fakat gevflek hale geldiklerinde düzleflebilirler. Genellikle demet halinde oluflurlar. Duktal ve glandüler yap›lardan olufltuklar› için, çevresindeki meme dokusuna k›smen ba¤l›d›rlar, bu yüzden çok hareket etmezler. Her zaman damars›zlard›r. Kistlerin elastografik görüntüleri kullan›lan tekni¤e göre de¤iflir. Kompresyon elastografisinde, kistteki viskozite çeflitleri ve parçac›klar, geri dönen sinyallerin hareketlerinde farkl›l›klara sebep olur ve sonuç olarak farkl› elastografik flekiller ortaya ç›kar. Ak›flkan kistteki reflektörlerin hareketi, prob hareketinden veya sertlik d›fl›nda akustik ak›m güçlerinden kaynaklan›r. Esneklik algoritmalar› kist içeriklerinin küçük hareketlerini bozukluklara neden olan bir tür deformasyon olarak yorumlayabilir (Bkz. fiekil 42-1B). Gerçek ak›flkan kistler, kat› doku gibi enine dalga iletmezler ve geçici elastografide geçersiz sinyal olarak görülür. Fakat, birçok kist yap›flkan madde içerir ve bu yüzden düflük seviyelerde enine dalga sertli¤i gösterebilir. Yüksek çözünürlüklü ultrason 1 mm kadar küçük kistleri güvenilir bir flekilde alg›layabilir. Mamografiden veya palpasyondan daha çok kistin ultrasonda görülmesi flafl›rt›c›d›r. Bütün ultrason kriterleri karfl›land›¤› takdirde, teflhis tamamen güvenilir ve daha fazla araflt›rmaya ihtiyaç duyulmasada a¤r›y› gidermek için ya da hastaya veya doktorun endiflesini gidermek amac›yla aspirasyon yap›labilir. Bu mutlak kriterlere dahil olmayan kistlere aspirasyon yap›lmal› ve sitoloji için numune gönderilmelidir, çünkü intrakistik bir tümör bulunabilir veya nadir de olsa nekrotik malign tümör veya tesadüfen bir kistin yan›nda bir tümör ç›kabilir. Duvar›n kal›nlaflmas› veya düzensizli¤i damarlanma gibi endifle verici bir durumdur. Bu görüntülerin benzeri i¤ne aspirasyonundan sonra kistin içine kanamas› ile olabilir: ultrason (ve mamografi) i¤ne ile ifllemden önce yap›lmal›d›r.31 Baz› basit kistler düflük seviyede ekolar gönderir, çünkü selüler debris, kolestrol kristalleri, ya¤/su emilsiyonlar› veya kan 1133 KISIM 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME MODALiTELERi 1134 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME MODAL‹TELER‹ Bölüm 43 HAC‹M SONOGRAF‹S‹: KL‹N‹K UYGULAMA ‹Ç‹N TEMEL KAVRAMLAR George Bega Çeviri: Dr. Artür Salmasl›o¤lu Tan›mlar 1. Üç-boyutlu ultrasonografi (3BUS veya hacim sonografisi): temel olarak dijital 2B resim elementlerini (pikseller) 3B voksellere çeviren görüntüleme yöntemi. 2. Dört-boyutlu ultrasonografi: 3BUS’de elde edilen hacim verilerine zaman boyutunu ekleyen, özellikle fetal kalp ve hareketli ekstremiteler için faydal› olan bir görüntüleme yöntemi. 3. Multiplanar görüntüleme: birbirlerine dik aç› yapan üç görüntünün (sagittal, transvers ve koronal görüntüler) efl-zamanl› ve etkileflimli gösterimi 4. Voksel: volüm pikseli teriminin k›saltmas›. 2B bir görüntüde piksele efl de¤er olan, üç-boyutlu bir görüntünün en küçük birimi. 5. Rendering (görsellefltirme): ard-ifllem yaz›l›m›yla voksel gruplar›n›n yüzey özelliklerini (yüzey görsellefltirmesi) veya internal anatomik yap›lar› (hacimsel görsellefltirme) temsil edecek flekilde gösterilmeleri. 6. Tekrar biçimlendirme: Multiplanar veya görsellefltirilmifl görüntüden elde edilmifl özel görüntü planlar›nda hacimsel inceleme. 7. STGK (spasyo-temporal görüntü korrelasyonu): Fetal kalbin hareketli hacimsel görüntülerinin elde edilmesi ve gösterilmesi için gelifltirilmifl bir hacim analizi tekni¤i. 8. Matriks 2B dizilim: fetal kalp gibi hareketli cisimlerin gerçek-zamanl› görüntülerinin elde edilmesini ve elektronik yönlendirmeyi sa¤layan, çok say›da piezoelektirk elementten meydana gelen bir transdüser. 9. Hacim kontrast görüntüleme: 2B ultrasonografide kullan›lan ince bir piksel tabakas› yerine birkaç tabaka vokselden meydana gelen (“kal›n kesit”) 3B bir görüntü projeksiyonu. G‹R‹fi Konvansiyonel iki-boyutlu, yüksek çözünürlülüklü ultrasonografi (2BUS) farkl› endikasyonlarla obstetrik ve jinekolojide s›k olarak kullan›lan ve klinik faydas› genel olarak kabul görmüfl bir tekniktir. Bu görüntüleme teknolojisinde operatörün, kesitsel planlar oluflturabilmek için hasta anatomisini 2B bir ultrason dalgas› ile taramas› gerekir. 2B görüntüleme planlar› tipik olarak incedirler ve sadece kesitsel bilgiyi gösterirler. Ultrasonografi operatörleri ilgilenilen bölgenin derinlik ve perspektifini içeren üç boyutlu (3B) bir görüntü konseptini zihinsel olarak oluflturmak için çok efor sarfederler ve uzun bir zamana ihtiyaç duyabilirler. Ayr›ca baz› görüntüleme planlar› 2BUS tekni¤i ile çok zor elde edilebilirler veya elde edilmeleri mümkün olmayabilir. 3B hacim eldesi ve gösterimi ile ilgili ilk araflt›rmalar 1970’lerde bafllam›flt›r.1 ‹lk prototipler, o zamana göre sofistike say›labilecek kurulumlara sahip olup, daha ileride elde edilen 2B verinin zaman ve uzaydaki konumunun daha güvenilir bir flekilde kaydedilmesini sa¤layan pozisyon sensörleri ile donat›lacak olan statik kollar içermekteydiler. Bu teknoloji ancak 1990’lar›n bafl› ile ortalar›nda endüstrinin araflt›rma ve gelifltirme laboratuarlar›ndan ç›karak daha cazip bir klinik araç olmaya bafllad›.2-6 Transdüser teknolojilerindeki önemli geliflmeler ve bilgisayarlar›n sinyal iflleme ve görüntü gösterme alanlar›nda katedilen ilerlemeler sayesinde ultrasonografide hacimlerin elde edilme ve görsellefltirilmesini sa¤layacak güvenilir tekniklerin gelifltirilmeleri mümkün oldu.7 Üç-boyutlu ultrasonografi (3BUS) ilgilenilen bölgenin anatomisini statik ve hatta hareketli görüntüler halinde gösterebilir. Ekranlar tamam›yla etkileflimli olarak operatöre tarama planlar üzerinde tam bir kontrol sa¤lamakta ve anatominin üniplanar, biplanar, ortogonal ve multiplanar görüntülere ek olarak 3B görsellefltirmeler ile de de¤erlendirilmesini sa¤lamaktad›r. Hacimsel görüntüleme teknikleri yeni teknikler de¤ildirler. Radyologlar bilgisayarl› tomografi (BT) ve magnetik rezonans (MR) kesitlerini y›llard›r 3 boyutlu olarak elde etmekte ve görsellefltirmektedir. 3BUS ile hacim eldesi ve gösterimi için eflsiz olan nokta, klasik hacimsel görüntüleme tekniklerinin çok daha küçük ölçekli bir anatomide, hatta intrakaviter olarak, ultrasonografinin bilinen verimlili¤i ve ekonomik özellikleri ile birlikte kullan›labilmesine imkan tan›malar›d›r. Literatürde 3B ultrasonografi ve hacim ultrasonografisi terimleri birbirleri yerine s›kça kullan›lmaktad›r. Burada da iki terim benzer flekilde, ayn› konsepti temsil ettikleri ak›lda tutularak kullan›lacaklard›r. 3BUS’de (bir kesit yerine) ultrasonik bir hacim elde edilir ve saklan›r. Saklanan veri farkl› flekillerde görsellefltirilebilir, tekrar biçimlendirilebilir ve analiz edilebilir. Hacimsel veri nicellefltirilebilir. Günümüzde herhangi bir organ sisteminin hacimleri, hacim eldesi kutusuna s›¤mas› ve organ›n s›n›rlar›n›n iyi bir arayüze sahip olmas› flart›yla, güvenilir bir flekilde hesaplanabilmektedir. Bu bilgiler dijital olarak kaydedilip, daha ilerde tekrar yüklenebilir. Bu hacimlerin, derinlik alg›s›n› kuvvetlendiren farkl› projeksiyonlar›nda kaydedilmifl k›sa filmleri oluflturulabilir ve de kaydedilebilir. Bölüm 43 1135 Hacim Sonografisi: Klinik Uygulama ‹çin Temel Kavramlar 3BUS’nin obstetrik ve jinekolojideki klinik uygulamalar› çeflitli bas›l› çal›flmalarda araflt›r›lm›flt›r.8-19 3BUS’nin obstetrik uygulamalar› üzerine çok daha fazla çal›flma mevcut olmakla birlikte, literatürde 3BUS’nin jinekolojide de çok önemli uygulamalar› oldu¤una dair kan›tlar artmaktad›r.10,20-24 3BUS’de hacimsel veri belli say›da 2B verinin eldesini gerektirir ve konvansiyonel tekni¤in bir uzant›s›n› temsil eder. Bu haliyle, 3BUS 2BUS’nin yerini tutmaz ama yeteneklerini artt›r›r. 3BUS’nin klinik uygulamada kullan›lmas› inceleme süresinin uzamas›na neden olabilir (tipik olarak 3 ile 5 dakika). Baz› uygulamalarda bu süre olgunun karmafl›kl›¤›na ve inceleyicinin deneyimine ba¤l›d›r. Ek süre tarama ve hacim eldesinden çok kaydedilen hacim verisinin araflt›r›lmas› için gereklidir. Sonuçta, ifllenen veri miktar›n›n fazlal›¤› sebebiyle tetkikin toplam süresi uzamakla birlikte, tarama süresi veya hastan›n ultrasonografik dalgalara maruz kald›¤› süre, deneyim ile birlikte daha k›sal›r. ‹nceleme esnas›nda elde edilen hacim sadece k›sa bir süre için, ilgilenilen alan›n uygun bir flekilde görüntü içerisinde oldu¤u ve artefaktlar›n mevcut olmad›klar›n› ortaya koymak için de¤erlendirilmektedir. E¤er bu durum gerçekleflmiflse hacim cihaz›n sabit diskine kaydedilmekte ve bir arfliv sunucusuna veya görüntü arflivi ve iletiflim sistemine (Picture Archive and Communication System – PACS) gönderilmektedir. Kaydedilen hacimlerin incelenmesi, hasta odadan ç›kt›ktan, hatta evine gönderildikten sonra yap›labilir. 3BUS sisteminin kullan›ld›¤› tipik bir sonografik incelemenin ifl ak›fl› (1) konvansiyonel gerçek zamanl› 2BUS ile anatominin taranmas›, görsellefltirilecek organlar›n konum ve yönelimlerinin ses dalgas› aks›na ba¤l› olarak haritalanmalar›, ve hacim kayd› için standart görüntü planlar›n›n elde edilmesi; (2) hacimlerin istenilen planlarda gösterilmelerini sa¤lad›klar› bilinen spesifik planlarda, yavafl veya h›zl› olarak (hedefin hareketli olup olmamas›na ba¤l› olarak) kaydedilmeleri; (3) istenilen artefakts›z planlarda hacimsel inceleme; (4) kaydedilen hacim verisinin multiplanar inceleme, görsellefltirme, hacim hesaplama, ve ihtiyaç halinde k›sa film klipleri oluflturma gibi nitel ve nicel analizlerinin gerçeklefltirilmesi; ve (5) hacim verisinin sabit diskte depolanmas› basamaklar›n› içerir (fiekil 43-1). Kulitatik ardifllem Hacim keflfi Çok planl› görsellefltirme 1. Hacim sonografisi, elde etmesi imkans›z veya çok güç olan görüntü planlar›nda görüntü elde edebilir. 2. Hacim ultrasonografisinde, 2B ultrasonografi ile sa¤lanamayan derinlik bilgisi mevcuttur. 2B/3B/4B Ultrason siklusu Anahtar kareli video sekans› Sabit diste depolama 3B/4B hacil eldesi 2B hedefleme iyilefltirme fiekil 43-1. 2B ve 3B/4B ultrasonografide taraman›n ana basamaklar›n› tarif eden ak›fl flemas›. Taramaya her zaman 2B’de bafllan›r ve ilgilenilen alan 3B/4B ultrasonografi ile haritalan›r.Hacim eldesi plan›n›n uygunlu¤u öncelikle konvansiyonel 2B ile de¤erlendirilir. Hacim elde edildikten sonra kullan›c› taraf›ndan seçilen veya üreticinin belirledi¤i görüntüleme modunda gösterilir. Veri h›zl› bir flekilde incelenilerek istenilen görüntü planlar›n›n hacime dahil olduklar›ndan ve artefakt bulunmad›¤›ndan emin olunur. Klinik ihtiyaca göre, bazen k›sa bir video klibi de oluflturularak, kalitatif veya kantitatif analiz yap›l›r. ‹fllenmifl verinin karfl›laflt›rma için yeterli ve faydal› bilgi içerdi¤ine karar verilirse, öncelikle makinenin sabit diskine kaydedilip daha sonra bir sunucu veya DVD disk gibi daha uzun süreli bir kay›t ortam›na aktar›l›r. Günlük klinik çal›flma ortam›nda, bir ultrasonografi operatörü standart ultrasonografi görüntü planlar› elde edip bu görüntülerden klinik olarak faydal› bilgileri süzmek zorundad›r. Bu standart görüntüler, uygun e¤itime sahip operatörlerin büyük ço¤unlu¤u taraf›ndan elde edilebilme özelli¤ine sahiptirler. Ayr›ca majör anomalilerin ekarte edilebilmeleri aç›s›ndan da faydal›d›rlar. Örnekler aras›nda fetal baflta bipariyetal çap (BPD), posterior fossa, lateral ventriküllerin atriumlar›, 4-boflluk görüntüsü, ve ç›k›fl traktlar›, umbilikal insersiyon, jinekolojide uterus ve endometriyal kavitenin sagittal ve transvers görüntüleri gibi planlar yer al›r. Bu stan- HAC‹M SONOGRAF‹S‹ KULLANIMI ‹Ç‹N GEREKÇELER Ultrasonografi operatörleri taraf›ndan s›kl›kla sorulan bir soru, herhangi bir klinik olguda 3BUS kullan›m›n›n neden gerekli olabilece¤idir. Özellikle deneyimli 2BUS operatörleri, y›llar boyunca baflar›l› bir flekilde kullan›lm›fl olan 2BUS’ye ek olarak neden 3BUS’ye ihtiyaç duyabilecekleri konusunda kendilerini ikna etme zorunlulu¤unu hissetmektedir. E¤er 3BUS’nin faydal› oldu¤u kan›tlan›rsa, bu kiflilerin günlük klinik pratiklerinde 3B US’yi ö¤renmek, sat›n almak ve kullanmak için ciddi efor sarfetmeleri gerekecektir. Bir klinisyenin 3BUS kullan›m›n› gerektirebilecek 2 ana sebep mevcuttur (fiekil 43-2): Kuantitatif ardifllem ‹mkansiz plantar 3B/4B Konvansiyonel veya nonkovansiyonel plantar Derinlik Zor plantar fiekil 43-2. 3B ve 4B hacim ultrasonografisi 2B ultrasonografinin yeteneklerine göre çok daha derin bilgiler elde edebilir. 1136 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME MODAL‹TELER‹ fiekil 43-3. Bu görüntüde 27. gebelik haftas›ndaki bir fetusun posterior fossa’s›n›n multiplanar görüntüsü izlenmektedir. Hacim aksiyal görüntüde, (A) penceresinde de izlenebildi¤i gibi, ultrason probu serebellumu en iyi flekilde gösterecek pencereyi sa¤layan lambdoid suturun hemen üstüne yerlefltirilerek kaydedilmifltir. (C) penceresinde serebellar vermisin, tentoryumun, ve sisterna magnan›n görsellefltirilmesine ek olarak beyin sap›n›n üst k›sm› da (beyaz oklar) dördüncü ventrikülün önünde gösterilebilmektedir. Bu olguda beyin sap› ultrason huzmesine 90 derece aç› yapan bir görüntüde, ki 24-28. gebelik haftalar› aras›nda mümkündür, görsellefltirilmektedir. Her halukarda beyin sap› her zaman ultrason ile gösterilemeyebilir ancak hacim 22 ile 28. gebelik haftalar› aras›nda , ideal olarak probun oksipital sagittal yönlendirilmesi ile veya alternatif olarak (bu olguda oldu¤u gibi) lambdoid sutur üzerinden aksiyal planda daha kolay gösterilebilir. dart planlar, hastalar›n büyük bir ço¤unlu¤unda baflar›l› bir flekilde elde edilebilmekle birlikte, fetal pozisyon gibi baz› faktörler bu planlar›n gösterimini çok güç ve hatta imkans›z hale getirebilir. Görüntülenememe dolay›s›yla hasta tekrar kontrol ultrasonografiye ça¤›r›lmak zorunda kal›nabilir. Hacim ultrasonografisinin kullan›m› bu baflar›s›zl›klar› önemli ölçüde azaltabilir. Ayr›ca normalde uzun süreli tarama ve prob manipülasyonu gerektiren baz› anatomik görüntülerin de daha k›sa sürede elde edilmelerini sa¤lar. Bu görüntüler, 2B modda istenen planlara do¤rudan eriflim mevcut olmasa bile, taranan hacim verisi kullan›larak yarat›labilirler. Buna ek olarak hacimsel ultrasonografik görüntüleme, standart kabul edilmeyen baz› nonkonvansiyonel görüntü planlar›na eriflimi sa¤lar. Bu nonkonvansiyonel görüntüleme planlar› tipik olarak ya elde edilmesi güç olan (ama imkans›z olmayan), korpus kallozumun gösterilmesi için fetal beynin orta hat sagittal görüntüsü, serebellar vermisin ve/veya beyin sap›n›n uzun aks görüntüsü (fiekil 43-3) gibi planlar veya elde edilmesi imkans›z olan planlard›r. ‹mkans›z görüntü planlar› tipik olarak ultrasonografi dalgalar›na dik olan veya dike yak›n derecede aç›l› olan planlard›r (fiekil 43-4). Buna ba¤l› olarak 2B ultrasonografide elde edilmeleri fiziksel aç›dan mümkün de¤ildir ve dolay›s›yla protokollerde gerekli olarak kabul edil- 3B Mulltiplanar Tarama fiekil 43-4. Bu görüntüde konvansiyonel 2B ve 3B ultrasonografide al›nmas› mümkün olan ve imkans›z olan planlar izlenmektedir. Konvansiyonel bir 2B transdüser, ultrason huzmesinin aks› içerisinde yer ald›klar›ndan, fetal omurgan›n sadece transvers ve sagittal görüntülerini gösterebilir. Hacim probu, 2B transdüser ile ayn› aksta tarama yapmas›na ra¤men, 2B veriden oluflan bir hacim tarar. Bu hacimden, fiziksel olarak 2B bir transdüser ile elde edilmeleri imkans›z olan, ultrason huzmesine dik (veya dike yak›n) planlar elde edilebilir (örne¤in koronal planda). Bölüm 44 Üç Boyutlu Ultrasonografinin Obstetride Kullan›m› 1171 Bölüm 44 ÜÇ BOYUTLU ULTRASONOGRAF‹N‹N OBSTETR‹DE KULLANIMI Wesley Lee ● Dolores Pretorius Çeviri: Dr. Funda Güngör U¤urlucan G‹R‹fi Üç boyutlu ultrasonografi (3DUS), normal ve anormal fetal anatominin de¤erlendirilmesinde iki boyutlu ultrasonografi (2DUS) ile kombine edilerek kullan›labilir. Yüksek performansl› ve nispeten ucuz bilgisayar programlama sistemlerinin ve görüntü analiz yöntemlerinin gelifltirilmesi üç boyutlu de¤erlendirmenin standart yöntemlere eklenebilmesine olanak vermifltir. Bir önceki bölümde ultrasonografik hacim verilerinin elde edilmesindeki temel kavramlar anlat›lm›flt›r. Bu bölümde ise, bu verilerin gebelikte karfl›lafl›lan özel problemlerde kullan›m› anlat›lacakt›r. 3DUS yöntemleri 20 y›ld›r bilinmesine ra¤men, karfl›laflt›¤›m›z ilk problem geliflmekte olan teknolojik yöntemler aras›nda 3DUS’nin klinik öneminin belirlenmesi olmufltur. 2005 y›l›nda, 500 makalenin derlemesinde; yüz anomalileri, nöral tüp defektleri ve iskelet malformasyonlar›n›n tan›nmas›nda ek yarar sa¤lad›¤› gösterilmifltir.1 Di¤er potansiyel yararlar› erken gebeli¤in de¤erlendirilmesi, ense plisi kal›nl›¤› ölçümü, fetal a¤›rl›k ölçümü, fetal akci¤er volüm hesaplanmas›, büyüme de¤erlendirmesi ve maternal- fetal ba¤›n kuvvetlenmesi olarak say›labilir. Spatiotemporal görüntü korrelasyon (STIC) algoritmalar› gibi teknik geliflmeler fetal kalp h›z›ndaki h›zl› de¤iflimlerin gözlenebilmesini sa¤lamaktad›r. Bölüm 45’te ise dört boyutlu ultrasonografi tart›fl›lacakt›r. VOLÜM ULTRASONOGRAF‹S‹NDE ÖNEML‹ NOKTALAR Görüntü analiz yöntemlerinde son y›llarda önemli geliflmeler kaydedilmifltir. Bu teknoloji, Bölüm 43’te anlat›ld›¤› gibi, uygulay›c›n›n çeflitli görüntüleme teknikleri ve bunlar›n çeflitli ç›kt› flekillerinden en uygun olan›n›n› seçmesini sa¤lar. Ço¤u durumda, 3DUS, 2DUS’yi tamamlay›c› olarak kabul edil- mektedir. Gebelikte 3DUS kullan›m›na geçmeden önce, birkaç genel noktadan bahsedilecektir. 2 Boyutlu Ultrasonografinin ‹lk De¤erlendirmede Kullan›m› Sa¤l›k çal›flanlar› 2DUS ile elde ettikleri verileri, hacim görüntülerine dönüfltürerek konjenital anomali tan›s› koyma e¤itimi almaktad›r. Volüm sonografisi ise, ultrasonografiyi yapan kiflinin, kifliden kifliye fark azalt›larak, anatomik yap›lar› sistematik olarak de¤erlendirmesini sa¤lar. Bu bazen konvansiyonel 2DUS ile mümkün olmayabilir. Bafllang›ç taramas›nda 2DUS kullan›m› flüpheli fetal anomalilerin de¤erlendirilmesinde yararl›d›r ve elde edilen veriler 3DUS’yi yönlendirebilir. Ay›r›c› tan› gelifltirilebildi¤inde, tan› olas›l›¤›n›n kesinlefltirilmesinde 3DUS’nin yararl› olup olmayaca¤› çeflitli noktalar de¤erlendirilerek sorgulanmal›d›r. Örnek olarak, spina bifida saptand›ysa, defektin anatomik seviyesinin saptanmas› önemli olabilir. Bu seviyenin tespiti, hareket k›s›tl›l›¤› ve ba¤›rsak ve mesane fonksiyonlar› hakk›nda bilgi verebilir. Konvansiyonel görüntüleme yöntemlerinin 3DUS’ye katk›lar›n› anlamak için, Gonçalves et al2 ortalama gestasyonel haftalar› 24.4 ± 6.5 hafta olan 99 fetusta kör olarak 2 modaliteyi karfl›laflt›rm›flt›r. Olgular›n %90.4’ünde 2DUS ve 3DUS bulgular› tam olarak örtüflmektedir. Volüm sonografi ile 6 anomali atlanm›flt›r (ventriküler septal defekt (n = 2), azigos ile devaml›l›k gösteren interrupted inferior vena cava (n = 1), Fallot tetralojisi ( n =1), kistik adenoid malformasyon. (n = 1) 12 tan›da 2DUS ve 3DUS aras›nda diskordans saptanm›flt›r. Postnatal tan›lar ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda (n=106), volüm ultrasonografinin duyarl›l›¤› %92.2, özgüllü¤ü ise %76.4 olarak bulunmufltur. Ancak 2DUS ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda duyarl›l›k (%96.1) ve özgüllük (%72.7) aç›s›ndan anlaml› fark saptanmam›flt›r (p = .23) Bu çal›flman›n sonucunda 2DUS ile 3DUS’nin tan› sonuçlar›n›n uyumlu oldu¤u saptanm›flt›r. 1172 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER‹ 3 Boyutlu Ultrasonografinin Özel Sorun ‹le ‹liflkilendirilmesi Volüm sonografinin getirece¤i fayda, taramay› yapan kiflinin beklentileri ve tarama yap›lma nedeni ile do¤ru orant›l›d›r. Ço¤u hastan›n, volüm sonografiyi isteme nedeni fetal yüzün görülerek fetusa ba¤lanma hislerinin artmas› olsa da, düflük riskli gebeliklerde bu bir endikasyon olarak kabul edilemez. 3DUS’nin fetal yüzün gösterilmesi d›fl›nda faydalar› oldu¤u kabul edilmelidir. Daha önceki bölümlerde anlat›ld›¤› gibi, temel teknolojik geliflmeler sonucunda mevcut soruna çözüm bulabilecek veya bulamayacak çeflitli görüntüleme yöntemleri yarat›lm›flt›r. Multiplanar görüntüleme, yüzey rendering, hacim rendering, thick-slice kal›n kesit tarama, tomografik kesitler, inversiyon modu ve 3D Doppler ultrasonografi (fiekil 44-1’den 44-7’ye dek) olarak s›ralanabilir. Örnek olarak, 2DUS’de hemivertebra flüphesi olan bir olguda maksimum intensite projeksiyon algoritmas› en uygun inceleme yöntemi olabilir. Yard›mc› görüntüleme biçimleri (multiplanar görüntüleme, paralel tomografik kesitler) de fayda sa¤layabilir. Aksine, yüzeyrendering algoritmas› kranial sütürler veya spina anomalileri gibi kemik yap›lar›n›n de¤erlendirmesinde yeterli bilgi vermeyecektir. Bu mod daha çok yumuflak doku problemlerinde (yar›k dudak gibi) yarar sa¤lamaktad›r. Baz› volüm analiz programlar› çeflitli algoritmalar› kombine ederek volüm rekonstrüksiyonlar›n›n incelenmesini sa¤layabilir. Bundan baflka, artrogripozis flüphesi olan bir vakada bilek eklem hareketinin gösterilebilmesi için dört boyutlu ultrasonografi (4DUS) kullanabilir. Dolay›s›yla, taramay› yapan kiflinin 2DUS ile flüphelenilen noktalar› tespit etmesi en uygun görüntülemenin seçilmesine olanak verir. fiekil 44-2. Hacim sonografisi. Normal 14 haftal›k fetusun bileflik görüntüleri, 3DUS’nin hem yüzey hem de hacim imgeleri oluflturma (rendering) imkan› oldu¤unu göstermektedir. Normal fetal dolafl›m ve bilateral yar›k dudak (üstsoldan sa¤a pencereler) Alttaki görüntüler (soldan sa¤a) normal kardiyak ventriküller ve bunlar›n anatomik iliflkisi (3D power Doppler ultrasonografi ile); dilate üriner toplay›c› sistem (3D inversiyon modu ile) ve akardiyak ikiz. 3D Multiplanar Görüntülemeyi Gözard› Etmeyin Volüm rendering’e çok önem verildiyse de, standard ortogonal görüntülerden elde edilen multiplanar görüntü kesitlerin incelenmesinin önemi oldu¤u unutulmamal›d›r. Bizim prati¤imizde, fetal organ de¤erlendirmesinde ilk olarak bu yöntemin kullan›lmas› da nadir de¤ildir. Standart ortogonal planlar görüntülendikten sonra, anatominin daha net gösterilmesi için sistemik de¤erlendirme yap›lmas› mümkündür. Bu modalitenin en s›k kullan›ld›¤› yerlerden biri fetal yüz de¤erlendirmesidir. Bu görüntüler ile, uzakl›k ölçümleri, aç› ve alan ölçümleri yapmak mümkündür. Çok-Planl› Görüntüleme fiekil 44-1. Fetal yüzün üç boyutlu muliplanar görüntüsü. Her bir pencere ayn› hacim veri setinden al›nan ortogonal tarama planlar›n› göstermektedir. fiekil 44-3. Fetal anatomide yüzey hacim imgeleri oluflturma (rendering). Üçüncü trimesterdeki fetusta normal fetal yüz (sol) ve eller (sa¤). Bölüm 44 Üç Boyutlu Ultrasonografinin Obstetride Kullan›m› 1173 Hacim Kontrast Görüntüleme ‹nce Kesit Tarama Kal›n Kesit Tarama fiekil 44-4. Hacim kontrast görüntülemenin temel prensipleri. Fetal yüzün ve burun deliklerinin koronal görüntüsü daha kal›n vokseller ile daha kal›n tarama plan› al›narak daha net görüntülenebilir. Görüntüyü çevreleyen yüz dokusu, her voksele çeflitli derecelerde transparanl›k eklenerek daha derin sahada görüntülenmektedir. ‹yi Bir 2 Boyutlu Görüntüleme Yeterli 3 Boyutlu Volüm Edinilmesini Sa¤lar En faydal› volüm veri setleri, teknik faktörlerin görüntüyü bozmad›¤› optimal sonografik teknik ile elde edilir. Sistem gain ve akustik fokus gibi tarama parametrelerinin ayarlanma prensipleri hat›rlanmal›d›r. ‹lgilenilen alan, ekran›n 2/3’ünü kaplamal›d›r. De¤iflik perspektiflerden optimal görüntüler elde edilmelidir. Örnek olarak, fetal spina ve üs- tündeki deri hatt› ayakta fetusta al›nmal›d›r, supin pozisyonda de¤il. S›kl›kla sorulan soru fludur: “E¤er taramay› yapmak için yaln›zca probu annenin karn›na yerlefltirmemiz ve start tufluna basmam›z yeterliyse, ultrasonografiste ihtiyaç var m›?” Tabii ki var çünkü, görüntülerin do¤ru olarak yorumlanabilmesi için görüntülerin orijinal kalitesinin iyi olmas› önemlidir. Ultrasonografiyi yapan kifli, maternal kar›na afl›r› bas›nç uygulamadan uygun prob pozisyonlar› bularak ka- fiekil 44-5. Hacim kontrast görüntüleme örnekleri. Normal anal k›vr›m (A) ve polidaktili (B); kal›n-kesit tarama tekni¤i ile elde edilmifltir. Bölüm 45 3D ve 4D Ultrasonografi ‹le Fetal Kardiyak De¤erlendirme 1205 Bölüm 45 3D ve 4D ULTRASONOGRAF‹ ‹LE FETAL KARD‹YAK DE⁄ERLEND‹RME Greggory R. DeVore Çeviri: Dr. Rukiye Eker Ömero¤lu G‹R‹fi Fetal ekokardiyografi M-mod, gerçek zamanl› rehberli¤inde M-mod ve gerçek zamanl› ultrason kullan›larak fetal kalbin anatomi ve aritmilerinin de¤erlendirildi¤i raporlar›n bildirilmeye baflland›¤› erken 1980’li y›llarda klinik t›p uygulamalar›na sokulmufltur.1-21 Bafllang›çta araflt›r›c›lar›n amac› do¤umsal kalp hastal›klar›n›n prenatal tan›s› olsa da, yap›sal malformasyon riski alt›ndaki fetuslar›n saptanmas› için 4 boflluk görünümün ilk ad›m tarama olarak kullan›lmas› önerilinceye kadar tutarl› bir yaklafl›m mevcut de¤ildi.22-26 Bu uygulama epeyce umut verici oldu, ancak baflar› oranlar› çok de¤iflikti.27-32 Bunun en önemli nedeni ço¤u major kalp anomalilerinin kalbin boyutlar›n›, fleklini veya 4 boflluk planda görülebilen yap›lar› etkilememesiydi. Bundan dolay› araflt›r›c›lar, fetal kardiyovasküler sistemin tarama muayenesinde ç›k›fl yollar›n›n incelenmesini de önerdiler.29-32 American Institute of Ultrasound Medicine (AIUM Practice Guideline for the Performance of an Antepartum Obstetric Ultrasound Examination, 2003), American College of Radiology (ACR Practice Guidelines for the Performance of the Antepartum Obstetrical Ultrasound, 2003) ve American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG Practice Bulletin #58: Ultrasonography in Pregnancy, December 2005) gibi bir çok kurulufl düflük riskli fetus taramalar›nda ç›k›fl yollar›n›n da incelenmesi gerekti¤i hakk›nda öneriler yay›mlad›. Günümüzde, M-mod, pulsed Doppler, kontinü Doppler, renkli Doppler ve doku Doppleri gibi ilave görüntüleme modaliteleri kullan›lmas›na ra¤men fetus kalbinin de¤erlendirilmesi hala güçtür.33,33-84 On y›l› aflk›n bir zaman önce, araflt›r›c›lar fetal kalbin üç boyutlu (3D) imaj toplama olas›l›¤›n› de¤erlendirmeye bafllad›lar.85-94 Son birkaç y›lda 3D ve dört boyutlu (4D) ultrasonografi kalp defektlerinin prenatal tan›s›nda kullan›labilecek ticari ürünler haline geldi.95-133 Konjenital kalp hastal›klar›n›n prenatal tan›s› çeflitli uzmanl›klar (radyololog, obstetrisyen, maternal-fetal t›p uzmanlar› ve pediatrik kardiyologlar) taraf›ndan paylafl›ld›¤› için bütün ekipman ve yaklafl›mlar aras›nda birlik olmayabilir. Bu iletiflim, tarama veya fetal ekokardiyogram için yap›lan fetal kalp incelemesine 3D ve 4D ultrasonografik yaklafl›m›n kullan›m› üzerine odaklanacakt›r. ÜÇ BOYUTLU ULTRASONOGRAF‹N‹N TEMEL GÖRÜNTÜLEME PRENS‹PLER‹ Mekanik Array Transdüser 3D ultrasonografi ticari bir ürün olarak piyasaya girdi¤inde ilgilenilen bölgeden manüel ya da otomatize olarak taranarak elde edilen, birbiri ard›s›ra dizilmifl çok say›da iki boyutlu (2D) görüntüler içerirdi (Bkz. fiekil 45-1). Bu birbine dik X, Y, Z düzlemlerinden simultane incelenebilen kardiyovasküler ve kardiyovasküler olmayan anatominin statik imajlar›yla sonuçland› (fiekil 45-2). X plan en yüksek rezolusyona sahipti ve 3D volüm toplamas› boyunca elde edilen 2D imaja eflitti (Bkz. fiekil 45-2). X plan imaj, tipik 2D imaja eflde¤er aksiyal ve lateral rezolüsyon özelliklere sahip pikseller ihtiva eder. Aksiyal rezolüsyon ultrason hüzmesi içindeki dokular›n ayr›nt›l› detaylar›n› sa¤layabilirken, lateral rezolüsyon daha az detay sa¤layabilir çünkü ultrason hüzmesi lateralindeki dokular› gösterir (Bkz. fiekil 45-2). Yani X-plan imaj fetusun 3D olmayan incelemesi s›ras›nda elde edilen 2D imaja eflittir. 3D volüm toplama esnas›nda 2D imajlar birbiri ard›na istiflenirken X, Y ve Z komponentlere sahip voksel yarat›l›r (Bkz. fiekil 45-2). Vokselin boyutu Y ve Z planlar›ndaki imajlar›n rezolusyonunu tayin eder (Bkz. fiekil 45-2). 3D, Y plan› X plana dik imajlar› vertikal oryantasyonda gösterir (Bkz. fiekil 45-2). Bu imaj, X plan imajdan daha az detayl›d›r çünkü volüm bilgi seti içindeki voksellerden yeniden yap›land›r›lm›flt›r. Yplan imaj, X-plan imajdan daha az detayl› olmas›na ra¤men Z-plan imajdan daha detayl›d›r. Z-plan imaj X-plana diktir ve horizontaldir (Bkz. fiekil 45-2). 1206 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER‹ 2D tek plan tarama 3D volüm tarama fiekil 45-1. A: Bu resim tek 2D imaj toplama (sol panel) ve transdüser gö¤sü tararken çok say›da 2D imajlardan oluflturulan 3D volüm toplamay› k›yaslamaktad›r. B: Bu resim transdüserin fetal kalbi taramas› s›ras›nda elde edilen çoklu 2D imajlar›n toplanmas›n› göstermektedir. Bu görüntüler kalbin 3D ve 4D görüntülerini yap›land›ran voksel bilgi setlerinin oluflturulmas›nda kullan›lmaktad›r. Bu teknik pediatrik olmayan 3D ve 4D ultrason makinelerinin mekanik transdüserlerinde kullan›l›r. ÜÇ BOYUTLU STAT‹K VOLÜM TARAMA Güncel 3D ultrason sistemleri, ilgilenilen alandan bir defada tarayarak geçen transdüser hüzmesiyle kazan›lan voksellerden tek volüm elde ederler (Bkz. fiekil 45-2). Kardiyovasküler olmayan yap›lar için bu standart bir yaklafl›m olmas›na ra¤men gerçek zamanl› 2D imaj görüntülemeye göre 2 k›s›t- l›l›¤› vard›r. Birincisi bu imaj statiktir, böylece duvar hareketleri ve kapaklar›n aç›l›m› gibi kardiyak yap›lar›n gerçek zamanl› imajlar›n› göstermez. Bu, video-teyp oynat›c›s›n› durdurup imaj dondurulunca veya canl› gerçek-zamanl› 2D inceleme yap›l›rken imaj dondurmaya eflittir. ‹kinci k›s›tl›l›k ise fiekil 45-2. Ard›fl›k, paralel 2D imajlar›n›n toplanmas›n› takiben, vokselleri içeren volüm bilgi setleri oluflturulur. Her voksel X, Y ve Z komponente sahip imaj pikselleri volümü içerir. X plan bafllang›ç toplama s›ras›nda elde edilir ve transdüser hüzmesinin karakteristik bir fonksiyonu olan 2D imaj›n karakteristik aksiyal (A) ve lateral (L) rezolüsyona sahiptir. Y ve Z planlar› da keza aksiyal ve lateral rezolüsyona sahiptir. Ancak bu planlardaki rezolüsyonlar transdüserin fonksiyonu oldu¤u kadar orijinal volüm bilgi setinden yarat›lan voksellerin boyutunun da bir fonksiyonudur. Bu nedenle Y ve Z imajlar›n›n rezolüsyonu X plan imaj›ndan daha düflüktür. Bölüm 45 3D ve 4D Ultrasonografi ‹le Fetal Kardiyak De¤erlendirme 1207 Artefakt Yüksek rezolüsyon - düflük tarama h›z› 4- boflluk görünüm fiekil 45-3. Kardiyak yap›lar› kapsayan fetal gö¤sün statik 3D taramas›. Bu imaj toplama sagital soldan sa¤ad›r. Y plan yap›land›r›lm›fl 5-boflluk kalp görüntüsüdür. Tarama h›z›, 3D bilgi setine çok say›da 2D imaj kazand›rmak için düflük h›za ayarlanm›flt›r. Ancak düflük tarama h›z› nedeniyle imaj toplama s›ras›nda kalbin kontraksiyonlar›na ba¤l› olarak Y planda artefakt vard›r. volüm bilgi seti elde edilmenin h›z›d›r. Bütün 3D ultrason cihazlar› imaj toplama esnas›nda, kullanana tarama h›z›n› kontrol etme imkan› verir. Tarama h›z› yavafllad›kça, Y ve Zplanlar›nda görünen imajlar›n rezolüsyonu artar. Ancak yavafl h›zlarda fetal somatik ve kardiyak hareketler nedeniyle Y ve Z planlar›nda artefaktlar oluflur (Bkz. fiekil 45-3), bu da 3D volum bilgi setinin yarar›n› olumsuz etkiler. Tersine h›z art›nca X ve Y planlar›nda rezolüsyon azal›r. Ancak yüksek h›zda kardiyak hareketlere ba¤l› artefakt girifl flans› azal›r (Bkz. fiekil 45-4). 3D statik tarama, kardiyak siklus içinde kardiyak yap›lar› randomize olarak yakalad›¤› için, odac›k ve ç›k›fl yollar›n›n sistol sonu ve diyastol sonu ölçümleri yap›lamaz. Bundan dolay› fetal kalbin 3D statik volüm bilgi seti elde edilirken, transdüser tarama h›z›, Y ve Z planlar›nda hareket artefakt›n›n girmesine izin vermeyen optimal imaj rezolüsyonu sa¤layacak h›zda olmal›d›r. 4. boflluk görünüm Düflük rezolüsyon - yüksek tarama h›z› fiekil 45-4. Kardiyak yap›lar› kapsayan fetal gö¤sün statik 3D taramas›. Bu imaj toplama sagital, soldan sa¤ad›r. Y plan yap›land›r›lm›fl 4-boflluk kalp görüntüsü göstermektedir. fiekil 45-3 ile k›yasland›¤›nda tarama h›z› art›r›lm›flt›r, bu da Y plan içindeki artefaktlar› azalm›fl olabilir. Bu örnekte, Y plan artefakt göstermez. Y plan imajdaki interventriküler septumun incelemesi fiekil 45-3’deki imajdan daha düflük rezolüsyon gösterir. Bölüm 46 Obstetrikte Manyetik Rezonans Görüntüleme 1235 Bölüm 46 OBSTETR‹KTE MANYET‹K REZONANS GÖRÜNTÜLEME Diane M. Twickler Çeviri: Dr. Bar›fl Bak›r, Dr. Erdem Y›lmaz Tan›mlar 1. Difüzyon a¤›rl›kl› görüntüleme: su difüzyonu görüntüleriyle oluflan, beyinde hipoksik ödemi gösteren MR sekans›. 2. MR Görüntüleme: vücut anatomisinin detayl› olarak görüntülenmesini sa¤layan yüksek alan güçlü m›knat›s, radyofrekans ve bilgisayar analizinin kullan›ld›¤› modalite. 3. Ortogonal görüntüler: tipik olarak fetusta aksiyal, koronal ve sagittal planlarda birbirlerine dik aç›larla oluflturulan MR görüntüleri. 4. Sinyal void (Sinyalsiz alan): dokular›n ve s›v›lar›n belirli sekanslarda karakterizasyonunu sa¤layan, düflük MR sinyalleri sonucu oluflan imajlardaki siyah görünüm. 5. T2-a¤›rl›kl› görüntüleme: Uzun tekrarlama zamanl› (repetation time) ve uzun eko zamanl› (echo time) özel spin eko sekans› kullan›larak kendine özgü doku karakterizasyonuyla fetal anatomi ve dismorfilerini gösteren MR tekni¤i. 6. T1-a¤›rl›kl› görüntüleme: k›sa tekrarlama zamanl› (repetation time) ve k›sa eko zamanl› (echo time) özel spin eko sekans› kullan›larak anatomi için daha az spesifik olan ancak ya¤, kanama zaman›, karaci¤er ve geç gestasyon haftalar›nda kolondaki mekonyumu belirgin olarak gösteren MR tekni¤i. 7. Volumetri: kesit kal›nl›¤›yla alanlar›n çarp›larak hesapland›¤› hacim ölçümü. G‹R‹fi MR görüntü elde edimi 1980’in ortalar›nda ilk olarak kullan›lmaya baflland›¤›nda çok yavaflt›, maternal sedasyon ve hareket artefakt›n› s›n›rland›rmak için geçici fetal paraliziye yönelik intramuskuler enjeksiyon gerektirmekteydi. Son birkaç on y›lda birçok teknik ilerleme sayesinde h›zl› MR görüntü elde edilmesi sa¤lanm›flt›r. Yeni özel firma protokolleri fetus görüntülemede baflar›l› olarak kullan›lm›flt›r. Sedasyona gerek kalmadan görüntüler 1 saniye veya daha az zamanda elde edilebilmifltir. Hareket artefakt› hala olmas›na ra¤men belirgin olarak azalt›lm›flt›r. Kemik gölgelerine sebep olmamas›, maternal obezite, oligohidramnios veya angaje fetus kafas› gibi durumlardan etkilenmemesi sebebiyle MR, US’a göre tek- nik olarak daha iyi görüntü rezolüsyonuna sahiptir. MR de¤erlendirme için baflvurularda, en s›k flüpheli fetal santral sinir sistemi, toraks, genitoüriner ve gastrointestinal sistem anomalileriyle karfl›lafl›lmaktad›r. Maternal endikasyonlar› aras›nda flüpheli pelvik kitle, plasenta invazyonu, pelvimetri, pelvik taban ve serviks de¤erlendirmesi bulunmaktad›r. Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Kurulu afla¤›da da tart›fl›ld›¤› gibi fetal görüntüleme teknolojisi, günümüzdeki ve gelecekteki fetal MR uygulamalar›n› da içeren Ulusal Sa¤l›k Enstitüsü uygulamal› çal›flmas›n›n özetini yay›nlanm›flt›r. GÜVENL‹K Hekim ve hastalar›n en temel ilgilendi¤i konu anne ve fetusun güvenli¤idir. MR‘da iyonizan radyasyon kullan›lmamas›na ra¤men ifllem süresince elektromanyetik alan dalgalanmalar›, yüksek ses fliddeti düzeyleri ve fetal kalp at›m paternleri sebebiyle soru iflaretleri ortaya ç›kmaktad›r. Elektromanyetik alan›n biyolojik etkilerini belirlemek için birbiriyle uyuflmayan raporlar› olan birkaç hayvan ve doku çal›flmas› yürütülmüfltür. Bir çal›flmada insan akci¤er fibroblastlar›nda tekrarlayan 1.5 tesla (T) manyetik alan maruziyetinin uzun dönem etkilerine bak›lm›flt›r.2 Çal›flma ve kontrol grubu sonuçlar› benzer olup tekrarlayan MR maruziyetinin yan etkisinin olmad›¤› gösterilmifltir. ‹nsan çal›flmalar› ise nadirdir. Genifl epidemiyolojik retrospektif bir çal›flma MR hemflireleri ve MR teknisyenlerinde MR’la çal›flma öncesinde ve sonras›nda spontan düflük, infertilite, düflük do¤um a¤›rl›¤› ve prematür do¤um oranlar› karfl›laflt›r›lm›flt›r.3 MR maruziyeti olan grupta yan etki insidans›nda art›fl izlenmemifltir. Anne karn›nda MR maruziyeti olan çocuklar›n takibinin rapor edildi¤i iki çal›flma bildirilmifltir. ‹lkinde Baker ve arkadafllar› 20 çocu¤un 3 y›ll›k takiplerinde kan›tlanabilir hastal›k ve sakatl›kta art›fl meydana gelmedi¤ini göstermifltir.4 Bu hastalar 0.5 T süperiletken m›knat›sla 21 haftadan terme dek görüntülenmifllerdir. ‹kincisinde ekoplanar görünütüleme uygulanan 20 infanta kontrollü prospektif gözlem çal›flmas› yap›lm›fl, 9 ayl›kken pediatrik de¤erlendirme normal bulunmufl ve çal›flma tamamlanm›flt›r.5 Ses yo¤unlu¤u ve maruziyeti ile ilgili, MR ifllemi süresince fetus kula¤›n›n maruz kald›¤› ses düzeyini belirlemek için amniotik keseyi taklit edecek bir mideye bir litre s›v› doldurulup ince kurfluna ba¤lanm›fl mikrofon gönüllüye yutturularak çal›flma yap›lm›flt›r. Akustik ses bas›nc›n› tehlikeli eflik 1236 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER‹ de¤er olan 120 dB’den kabul edilebilir 90 dB’e indiren su dolu mide ile vücut yüzeyi aras›nda en az 30 dB’e ulaflan yo¤unlukta azalma saptanm›flt›r. Vibroakustik uyar›mla bu ses yo¤unlu¤una maruz kalan 450 bebekte yap›lan çal›flmada duyma kayb› bulgusu saptanmam›flt›r.7 MR ifllemleri s›ras›nda fetal kalp at›m oranlar› incelenen çal›flmalarda kalp at›m paternlerinde veya fetal hareket insidanslar›nda de¤ifliklik saptanmam›flt›r.8 Amerikan Radyoloji Kurulu taraf›ndan son günlerde haz›rlanan güvenli MR uygulama ile ilgili önerilerin gebelikte fetus ve annenin bak›m›n› etkileyecek bilgiler gerekti¤inde MR’›n uygulanabilece¤i belirtilmifltir.9 Amniotik s›v›da flelat moleküllerinin ayr›flma potansiyeli sebebiyle MR kontrast maddeleri rutin olarak kullan›lmamal›d›r. Eriflkinlerde nefrojenik sistemik fibroz riski belli olan potansiyel toksik gadolinyum iyonunun flelat molekülleri amniotik kese gibi s›n›rl› bir alanda ne kadar uzun süre kal›rsa ayr›flma potansiyeli o kadar artmaktad›r.9 Ayr›ca gebelik sürecinde MR görüntüleme yap›lacak kad›nlara prosedürün potansiyel riskleri ve faydalar›n› anlad›klar›n› dokümante eden yaz›l› ayd›nlat›lm›fl onam formlar›n›n sa¤lanmas› önerilmektedir. TEKN‹K 1.5–T veya alt› magnette uygulanan tüm fetal ve maternal çal›flmalarda enstitü denetim heyeti- onay protokolü veya klini¤in gösterdi¤i prosedüre uyularak tüm hastalardan ayd›nlat›lm›fl onam al›nmal›d›r. Ek olarak tüm kad›nlar çal›flmay› etkileyebilecek metalik implant, pacemaker, di¤er metaller veya demir içeren araçlar› sorgulayan yaz›l› MR güvenlik görüntüleme sorular›n› tamamlamal›d›r.9 Demir takviyesi kolonda nadiren artefaktlar yapabilir ancak ço¤unlukla fetal rezolüsyona etki etmez. Tafl›nabilir cihazlar ve monitörler güvenli olmayan MR alanlar›ndan demir cisimlerin geçmesini engellemek için FDA kriterleriyle de¤erlendirilmelidir.9 Geçen 8 y›lda 1500’den fazla MR iflleminde klostrofobiye sekonder maternal anksiyete ve/veya MR ekipman korkusu bizim hastalar›m›z›n %1’den az›nda ortaya ç›km›flt›r. Bu küçük gruptaki kad›nlarda maternal anksiyeteyi azaltmada sedasyon için oral Valium (5-10 mg) veya Ativan (1-2 mg) reçete edildi ve obstetrisyen ifllem esnas›nda haz›r bulunmufltur. Bunun d›fl›nda anksiyolitikler rutin olarak kullan›lmam›flt›r. Mevcut MR ünitemizde önerilen a¤›rl›k limiti 158 kilo (350 pound) oldu¤undan afl›r› obez kad›nlar MR görüntüleme için aday olamam›flt›r. Kad›nlar supin ve sa¤ lateral dekübit pozisyonda yat›r›lm›flt›r. En s›k olarak gövde coil’i kullan›lmakla beraber ara s›ra maternal boyuta, fetal boyuta ve ilgilenilen alana ba¤l› olarak vücut ve kardiyak coiller de kullan›lm›flt›r. Maternal koronal, sagittal ve aksiyal 3 plan seri olarak yer saptay›c› görüntüler (localizer) elde edilmifltir. Her fetal olguda gebe uterusu maternal aksiyel planda (7 mm kesit, 0 boflluk) cihaz markas› ve imalatç›lara ba¤l› olarak T2 a¤›rl›kl› h›zl› görüntüleme, tipik single-shot fast spin eko (SSFSE), half-Fourier acquisition single-shot turbo spin eko (HASTE) veya RARE (rapid acquisition with relaxation enhancement) ile görüntülenebilir (Tablo 46-1 ve 46-2). Bu sekanslar özellikle fetal ve maternal anatomiyi iyi belirler. Sonra h›zl› T1 a¤›rl›kl› spoiled gradient eko (SPGR) ile görüntü elde etme uygulanm›flt›r (7 mm kal›nl›k, 0 aral›k). MR hasta raporlar›na bu sekanslardaki uygun fetal ve maternal anatomik parametreler eklenmifltir. Sonra fetal ve maternal yap›lar›n hedeflendi¤i ortogonal görüntüler elde edilmifltir. Bu olgularda 3-5 mm kesit kal›nl›¤›, 0 aral›kta T2 a¤›rl›kl› görüntüler koronal, sagittal ve aksiyal planlarda elde edilmifltir (fiekil 46-1). Anatomiye ve alttaki flüphelenilen anomaliye ba¤l› olarak subakut hemoraji ve ya¤ için T1 a¤›rl›kl› görüntüler elde edilebilir veya bu sekansda normal yap›lardan daha parlak görülen karaci¤er ve kolondaki mekonyum de¤erlendirilebilir (fiekil 46-2). Short T1 inversion recovery görüntüler (STIR) torasik kitle ve normal akci¤er gibi birbirine benzeyen s›v› içeri¤indeki olgularda normal ve anormal yap›lar› ay›rmay› sa¤layabilir. Bazen fluid-attenuated inversion recovery (FLAIR) görüntüler santral sinir sistemi anomalilerinde ventriküler sistem ve di¤er serebral spinal s›v› içeren boflluklar› de¤erlendirmede, difüzyon a¤›rl›kl› görüntüler (DWI) k›s›tlanm›fl difüzyon ve iskemi de¤erlendirmede kullan›labilir.10,11 Bizim serimizde tüm olgularda bafl biyometrisiyle uygun gestasyonal yafl› belirlemek için biparietal çap ve bafl çevresi T2 a¤›rl›kl› sekansta 3-5 mm aksiyel görütülerle elde edilmifltir (fiekil 46-1A’ya bak›n).12 Kesit kal›nl›¤› fetus boyutu, ilgilenilen alan geniflli¤i, sinyal gürültü oran› ve görüntü potansiyeli de¤erlendirilerek uygulanmal›d›r. Kesit kal›nl›¤› azald›kça rezolüsyonu etkileyen daha az sinyal gürültü oran› oluflur. Sadece beyni içeren baz› kafa nomogramlar› yap›lm›flt›r, ancak gerçek beyin volümünü daha iyi belirleyebilecek kalvaryumu da içeren çal›flmalar yap›lmam›flt›r.13 Çal›flmam›zda gestasyonel yafl› belirlemek için tarihi ultrasonografik nomogramlarda oldu¤u gibi daha standart olan kalvaryumu içeren normogramlar› tercih ettik.14,15 Beyinde anomali oldu¤unda ve flüpheli parenkim kayb› düflünüldü¤ünde beyin ölçümü yap›labilir. FETAL SANTRAL S‹N‹R S‹STEM‹ USG de¤erlendirmede saptanan flüpheli santral sinir sistemi anomalileri en s›k fetal MR endikasyonu olup rutinimizin %70’ini oluflturmaktad›r. Artm›fl rezolüsyondan dolay› fetal santral sinir sistemi MR görüntülemenin US’dan daha iyi oldu¤u düflünülmektedir. Santral sinir sistemi anomalileri tan›s›nda USG hala tercih edilen modalitedir. Ancak MR, flüpheli santral sinir sistemi anomalilerinde antenatal tan›da faydal› yard›mc› görüntüleme yöntemidir. H›zl› T2 a¤›rl›kl› görüntüler serebrospinal s›v› içeren yap›lar› parlak göstererek mükemmel doku kontrast› oluflturur. Bu arka fossada, orta hat yap›lar›nda ve kortekste mükemmel detaylar sa¤lar. US’de fetal kafatas› komflulu¤undaki alanda görüntü kalitesinde azalma MR ile izlenmez ve böylece Bölüm 46 Tablo 46-1 Çal›flma Türü Edinilen Görüntü Skalas› Genel temel 3-plan görüntü localizerb H›zl› T-2 A¤›rl›kl› (1) H›zl› T-1 A¤›rl›kl› (2) Fetal beyin H›zl› T-2 A¤›rl›kl› Nefes Tutmal› H›zl› T1 A¤›rl›kl› (3) FLAIR (4) DWI (5) 1237 Obstetrikte Manyetik Rezonans Görüntüleme TEMEL MR PROTOKOLLER‹ Kesit Tekni¤i (mm, boflluk) Eko Zaman› (TE) (msn) Tekrarlama Zaman› TR (msn) Çevirme Aç›s› (derece) Görüntü Alan› (mm) Matriks 6,0 4.3 1.74 54 350 256 Gebe uterusa aksiyel 7,0 1110 77 171 300 256 Gebe uterusa aksiyel 7,0 112 4.76 70 300 256 Fetal bölümde aksiyel, sagital, koronal Fetal bölümde aksiyel veya koronal 3-5,0 1110 87 150 300 256 5,0 112 4.76 70 300 256 Fetal bölümde aksiyel veya koronal Fetal bölümde aksiyel veya koronal 5,0 87 2690 150 300 256 5,0 5100 104 150 300 192 Plan Oryanstasyonu Fetal omurga H›zl› T-2 A¤›rl›kl› Fetal bölümde aksiyel ve sagital 3-5,0 1110 87 150 300 256 Fetal toraks H›zl› T-2 A¤›rl›kl› STIR (6) Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal kesimde koronal 3-5,0 1110 87 150 300 256 5,0 1600 70 150 300 256 5,0 112 4.76 70 300 256 Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal bölümde koronal 3-5,0 1110 87 150 300 256 5,0 1600 70 150 300 256 5,0 112 4.76 70 300 256 Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal bölümde aksiyel, sagital ve koronal Fetal bölümde aksiyel, ve koronal 3-5,0 1110 87 150 300 256 5,0 1600 70 150 300 256 5,0 112 4.76 70 300 256 Nefes tutmal› h›z› T-1 a¤›rl›kl› (7) Fetal Abdomen Fast T-2 Weighted STIR Nefes tutmal› h›z› T-1 a¤›rl›kl› (8) Fetal Boyun Fast T-2 Weighted STIR Nefes tutmal› h›z› T-1 a¤›rl›kl› a Siemens Magnetom Avanto Syngo MRB 15’e dayal› bilgilerdir. Özellikler cihaza ba¤l› olarak de¤iflebilir; sekanslar›n tüm özellikleri gösterilmemifltir. b Localizer’a paralel edinilen sekanslar görüntüleme süresini azalt›r. (1) “H›zl›” sekans, single-shot turbo spin eko. (2) “H›zl›” sekans, single-shot spoiled gradient eko. (3) Nefes tutma sekans süresi 25 sn ve daha azken uygulan›r; belirli serebral olgularda kan ve ya¤ varl›¤› de¤erlendirilir. (4) Fluid-attenuated inversion recovery. (5) Difüzyon a¤›rl›kl› görüntüleme. (6) Short T1 inversion recovery. (7) Herni flüphesinde karaci¤erin herniye efllik edip etmedi¤i de¤erlendirilir. (8) Belirli olgularda kolonda mekonyum varl›¤› de¤erlendirilir. santral sinir sistemi lezyonlar›n›n iki tarafl› kolayca saptanmas›na izin verir. MR’›n di¤er major avantaj› fetus veya maternal pelvisi aksiyal, sagittal ve koronal planlarda görüntüleyebilmektir. Örne¤in hafif ventrikülomegali olgular›nda korpus kallozumu de¤erlendirmede sagittal fetal görüntüler çok yard›mc›d›r (fiekil 46-3). T1 a¤›rl›kl› görüntüler de ya¤ veya hemoraji içeren santral sinir sistemi lezyonlar›nda kullan›l›r (fiekil 46-4). Sonografik de¤erlendirmelere benzer olarak, santral sinir sistem biyometri ölçümü yap›labilir ve bizim olgular›m›zda da rutin olarak yap›lm›flt›r. Rutin ölçümler biparyetal mesafe, oksipito-frontal mesafe, serebellar genifllik, sisterna mag- Bölüm 47 Jinekolojide Üç-Boyutlu Hacimsel Sonografi 1263 Bölüm 47 J‹NEKOLOJ‹DE ÜÇ-BOYUTLU HAC‹MSEL SONOGRAF‹ Beryl R. Benacerraf ● Arthur C. Fleischer Çeviri: Artür Salmasl›o¤lu Tan›mlar 1. Koronal plan: koronal akstan geçen görüntü. 2. Yüzey görsellefltirmesi: 3B bir hacimde yüzey özelliklerinin bir resmi. 3. Üç-boyutlu inversiyon görüntüsü: bir hacmin içerisindeki tüm kistik alanlar›n bir kal›b›n›n ç›kart›ld›¤› ve solid alanlar›n fleffaf hale getirilerek sadece kal›b›n görünür hale geldi¤i yöntem. Anekoik yap›lar›n pozitif gösterimi. 4. Hacimsel görüntüleme: hacimsel özelliklerin de¤erlendirilmesi. G‹R‹fi Kad›nda pelvisin üç boyutlu (3B) hacimsel görüntülemesi son on y›lda jinekolojik görüntülemedeki en önemli geliflmelerden biridir.1,2 Hacimsel görüntüleme, bilgisayarl› tomografi (BT) ve magnetik rezonans (MR) görüntülemenin bir parças› olarak yayg›n bir flekilde kullan›lmakta oldu¤undan radyoloji için yeni bir kavram de¤ildir. Ancak ultrasonografi 30 y›ldan uzun bir süredir iki boyutlu (2B) görüntülerin, operatöre çok ba¤›ml› ve çok zaman gerektiren bir flekilde tek tek al›nmalar›na mahkum olarak kalm›flt›r.3 Bu 2 boyutlu görüntüler, onlar› oluflturan operatörün deneyimine çok ba¤l› olup, operatör bulguyu farketmemifl ise, anatominin bu tekli görüntüler taraf›ndan ortaya konmas› mümkün de¤ildir. Yak›n zamanlarda 3B sonografi ultrasonografiyi h›zl›, otomatize, ve genifl alanlar› görüntüleyebilen bir modalite haline getirmifltir.1-4 Pelvisin tümünün sadece 3 hacim eldesi ile görüntülenebilmesi mümkündür: uterus için 1, ve her bir over için birer tane tarama.4 Bu hacimsel taramalar tipik olarak pelvisin tüm sonografik anatomisini içerirler ve o anda ifllem bölgesinde bulunmayan baflka bir operatör taraf›ndan, daha sonra, herhangi bir planda elektronik olarak tekrar taranabilirler.1-4 TEKN‹KLER (fiEK‹L 47-1‘DEN 47-7’YE) Günümüzde sonografik hacim eldesi için güncel yöntem, probun bir yan›ndan öbür yan›na do¤ru mekanize bir flekilde 2B ultrason bilgisini toplayan, bu ifl için özel tasarlanm›fl otomatize 3B problar›n kullan›m›d›r. Kullan›c› probu sabit tutarken prob muhafazas› içerisinde bir taraftan öbürüne do¤ru tarama yaparak sistematik ve tekrarlanabilir bir flekilde hacim eldesi gerçeklefltirilir. Ancak bu mekanik yöntemin h›z› artt›kça, görüntülerin çözünürlülü¤ü azal›r. Ayr›ca harmoniklerin kullan›m› ve di¤er görüntü de¤ifltirici ayarlar›n kullan›m› gibi farkl› iflleme yöntemleri, elde edilen hacim verisinin kalitesini ve görünümünü de¤ifltirebilir. 3B hacim elde edildikten sonra, bu genifl miktardaki sonografik veri çok farkl› flekillerde gösterilebilir: Hacimlerin içerisindeki ham veri herhangi bir yönlenim plan›nda – hatta direkt olarak elde edilemeyecek olan ve tamamen hacim verisinden tekrar infla edilmeleri gereken planlarda izlenebilir.1,2,4-6 Bu planlar aras›nda t›pk› pelvik anatomiyi en iyi flekilde gösteren Netter’in anatomik diagramlar›nda oldu¤u gibi, uterus ve adnekslerin koronal görüntüsü yer al›r.7 Diflide pelvisin bu flekilde koronal plandaki görüntüsü uterus ve tuba patolojilerinin tan›s›nda en do¤ru ve en fazla bilgi sa¤layan görüntüdür. Bir hacimin de¤erlendirilmesinde bafllang›ç evresinde en s›k kullan›lan görünüm birbirlerine dik aç› yapan 3 ayr› resimden oluflan çok planl› görüntü setidir. Bu 3 plan›n kesiflmesini temsil eden tek bir nokta mevcut olup kullan›c› hacim içerisinde 4 temel alet olan X, Y, ve Z rotasyonu ve hacimin bir ucundan di¤er ucuna kesitler tarz›nda ilerleme yöntemleri ile gezinebilir.8 Bu 3 adet birbirine dik plan›n gösterimi genellikle hacimlerin operatöre manipulasyon öncesi ilk kez sunuldu¤u flekildir. 3B bilgi hacimleri ayr›ca s›v›n›n bir organ›n yüzeyini göstermede ara yüz olarak kullan›ld›¤› yüzey görsellefltirme teknikleri ile de ortaya konabilir.9 E¤er hacim içerisinde s›v› mevcutsa, kat› alan ile arayüzüne yak›n bir noktaya bir görsellefltirme görüfl hatt› çizilerek, kat› alan›n topografik yüzeyi gösterilebilir. Alternatif olarak, hacim içerisindeki tüm veri, t›pk› bir BT veya MR görüntüsünde oldu¤u gibi, birbirinden efl uzakl›kta tomografik kesitler al›narak ortaya konabilir.10 Multipl tomografik kesitlerin al›nabilmesi için hacim içerisinden tek bir plan seçilir ve tüm hacim bu yönde kesilir. Ayr›ca hacim, kat› k›s›mlar›n kayboldu¤u ve kistik alanlar›n hacim içerisinde modellendirildikleri bie invers modda da 1264 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME MODAL‹TELER‹ fiekil 47-3. Belirgin assiti bulunan bir hastada uterus ve adnekslerin üç boyutlu yüzeysel görsellefltirmesi. Uterus fundusunun, her iki yan›nda adneskleri ile izlenmekte olan kubbesine dikkat ediniz. Uterusun ventralinde mesane izleniyor. fiekil 47-1. Uterusun her iki kornual bölgesinin ve alt uterin segmentinin de dahil oldu¤u normal triangüler kavitesinin gösterildi¤i koronal görüntü. gösterilebilir.11,12 Hacim elde edildikten donra, veri setleri içerisinde hacimsel ölçümler de yap›labilir ve anatominin çeflitli bölgeleri ile ilgili spesifik kantitatif ölçümler yap›labilir.13 Son olarak, hacim eldesi esnas›nda Doppler de kullan›labilir, ve kan ak›m› verisi hacim içerisine yerlefltirilebilir.14 Daha sonra Doppler görüntüsü kalitatif olarak haritalama amaçl› veya kantitatif olarak kan ak›m h›z› ve dalga formu aç›s›ndan de¤erlendirilebilir.14-17 fiekil 47-2. Normal uterusun X plan›nda transvers görünümünü (veya A), Y plan›ndaki longitüdinal görünümünü (veya B), ve Z plan›nda tamam›yla rekonstrükte görünümünü (veya C) gösteren multiplanar rekonstrüksiyon. Tüm bu görsellefltirme teknikleri ve daha fazlas›, elde edilifl fleklinden ba¤›ms›z olarak hacim içerisindeki de¤erli ham sonografik verinin ortaya konmas› için kullan›lmaktad›r. Bu durum pelvisin 3B hacimsel görüntülemesini, tek tek 2B US görüntülerin al›nd›¤› geleneksel yöntem ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda çok daha kapsaml› bir hale sokmaktad›r.1,2 Hacim bir kez elde edildikten sonra, tüm bilgi hacim içerisinde, sanki hasta hala oradaym›fl gibi mevcuttur. Daha sonra hacim taraman›n yap›ld›¤› merkezden farkl› bir merkeze gönderilerek, sanki hasta o merkeze gitmifl gibi, bir veya daha fazla uzman taraf›ndan de¤erlendirilebilir.1,2,4 Hacmin içerisinde mevcut olan ham veri ultrasonun daha az kullan›c›ya ba¤›ml› ve daha otomatize olmas›n› sa¤layarak, görüntüleri kaydeden kiflinin o anda farketmemifl olabilece¤i tan›lar›n konulabilmesine imkan verir. Geleneksel 2B ultrasonografide, operatör hangi görüntülerin bas›ld›¤› veya kaydedildi¤i konusunda tüm kontrole sahip olup, bazen önemli anatomik detaylar› gözden kaç›r›p kaydetmeyebilir. Di¤er taraftan, hacimsel görüntülemede hacimin tümü, operatör taraf›ndan önemli kabul edilsin veya edilmesin, kaydedilebilir. Operatörün filmleri de¤erlendiren kifli kadar deneyimli olmasa bile, operatör için çok bariz olmayan bir veri, hacim içerisinden oluflturulabilir. Bu durum, geçmiflte ultrasonografinin en önemli sorunlar›ndan biri olan operatöre ba¤›ml›l›¤› ortadan kald›r›r. Dört boyutlu sonografi (4B), hareketli 3B görüntüyü veya gerçek zamanl› 3B görüntülemeyi temsil eder.1 Güncel cihazlar›n ço¤unlu¤u hala mekanik 3B transdüserler sunmaktad›rlar, ve bu sebeple 4B görüntüler kesintilidir. Bu durumlarda görüntünün çözünürlülü¤ü veya çerçeve h›z›ndan ödün verilmesi gerekecektir ki bu da görüntüyü bulan›k ve sars›nt›l› hale sokacakt›r. Hacimleri an›nda kaydedebilen, bir uçtan di¤erine mekanik olarak taramaya ihtiyaç duymayan matriks dizilimli transdüserlerin kullan›ma girmeleri ile çözünürlülük iyileflecek ve kesintisiz gerçek zamanl› görüntüler elde edilebilecektir. Dolay›s›yla, gelecekte kullan›lacak ci- Bölüm 47 Jinekolojide Üç-Boyutlu Hacimsel Sonografi 1265 fiekil 47-4. Uterusun koronal görüntüsünden geçen çok say›da kesitte kollar› boynuzlar›n hemen alt›nda myometriyuma k›smi olarak gömülmüfl bir RIA’y› gösteren tomografik görüntüleme. fiekil 47-5. Büyük bir uterus polibinin Doppler kullan›larak gerçeklefltrilen multiplanar rekonstrüksiyonunda polipin damarsal beslenmesi gösteriliyor. Kan damarlar›n›n merkezi bir konumdan d›fla do¤ru yelpaze fleklinde yay›ld›klar›na dikkat ediniz. Bölüm 48 Pelviste Manyetik Rezonans Görüntüleme: Sonografik Belirsizliklerin Çözümünde 1295 Bölüm 48 PELV‹STE MANYET‹K REZONANS GÖRÜNTÜLEME: SONOGRAF‹K BEL‹RS‹ZL‹KLER‹N ÇÖZÜMÜNDE Marcia C. Javitt ● Arthur C. Fleischer Çeviri: Dr. Bar›fl Bak›r, Dr. Vinil Akbulut Tan›mlar 1. Fibröz Stroma: servikste bulunan, uterin korpus geçifl zonu ile devaml›l›k gösteren ve servikal kanser evrelemesinde önemli belirleyicilerden olan, T2 a¤›rl›kl› görüntülerde düflük sinyalli bant. 2. Geçifl zonu: T2 a¤›rl›kl› görüntülerde koyu görünen myometrium iç tabakas›. 3. Mülleryan anomaliler: pelvik a¤r› ve/veya infertilite öyküsü ile prezente olan konjenital uterus malformasyonlar›. 4. Submukozal leiyomyoma: endometriyal tabaka ile yüzeyinin %50’sinden fazlas› ba¤lant›l› olan leiomyoma. 5. T2 gölgelenme: endometriyomalara özgü, T1 a¤›rl›kl› görüntülerde yüksek sinyal insentisitesinin T2 a¤›rl›kl› görüntülerde düflük hale gelmesi. G‹R‹fi Magnetik rezonans görüntüleme (MRG) tekniklerindeki geliflmeler, MRG’yi genitoüriner ve jinekolojik görüntülemede daha da önemli hale getirmifltir. Sadece doku karakterizasyonu ve tümör evrelemede de¤il, ayn› zamanda pelvik taban relaksasyonu, üriner inkontinans ve fetal görüntülemede de MRG modern t›pta ana yol gösterici haline gelmifltir. Ultrasonografi (USG), MRG’den daha ucuz, h›zl› ve kolay ulafl›labilirdir. Ancak küçük görme alan›, barsak gaz› ya da ya¤l› doku nedeni ile gizlenen bulgular ve operatör ba¤›ml›l›¤› ultrasonografinin dezavantajlar›d›r. Obez hastalarda ve derin yerleflimli lenf nodlar›n›n görüntülenmesinde ultrasonografi yetersiz olabilmektedir. MRG, ultrasonografiye göre üstün kontrast rezolüsyonuna, volümetrik- multiplanar görüntüleme kapasitesine ve daha büyük görüntüleme alan›na sahiptir ancak MRG’nin maliyeti kullan›m›n› k›s›tlayan bir nedendir. MRG, ultrasonografi sonras› problem çözücü olarak kullan›lmaktad›r (fiekil 48-1). Birçok pelvik bozukluk için pelvik Bu bölüm FIGO 2007 standartlar› referans al›narak haz›rlanm›flt›r. sonografi ilk inceleme yöntemi olmakla beraber baz›lar› MRG ile daha iyi de¤erlendilir. Bu durumlara örnek olarak adenomyozis, büyük kitleler, dermoidler ve pelvik tümörlerin evrelenmesi verilebilir.1,2 Üç boyutlu (3D) ultrasonografi klinik uygulamada yeni kabul görmeye bafllamaktad›r. Üç boyutlu ultrasonografi her hangi bir görüntüleme plan›nda volümetrik görüntüleme sa¤lamaktad›r ve operatör ba¤›ml›l›¤›n› neredeyse ortadan kald›rmaktad›r. Daha kesin ve tekrarlanabilir volüm datas› yard›m› sayesinde tedaviye yan›t› de¤erlendirmede kesin tümör volümü ölçümleri ve biyopsiye yol gösterici olarak kullan›l›r. Daha büyük data gruplar›, ek ö¤renim ve yaz›l›m gerektirmekle beraber 3D ultrasonografinin pelvik görüntülemede en çok kabul gören uygulamalar› fetal anomalilerin tan›mlanmas›, konjenital uterin anomaliler ve 3D sonohistografidir.3 Dört boyutlu (4D) ultrasonografi, yani gerçek zamanl› 3D ultrasonografi, power doppler ile kombine edilmifltir ve over kanseri gibi lezyonlar›n vasküleritelerinin belirlenmesi ile doku karakterizasyonunda geliflme sa¤lam›flt›r. Vasküler yap›lar›n 4D görüntülenmesi tümör yeni damarlanmas›n› gösterebilmektedir.4,5 Pelvik MRG’nin birçok avantaj› vard›r. ‹ki boyutlu ultrasonografiye göre daha az operatör ba¤›ml›d›r ve pelvik patolojileri çoklu görüntüleme planlar›nda ay›rt eder. T1 ve T2 a¤›rl›kl› sekanslar›n birlikte kullan›lmas› baz› doku spesifik paternlerin belirlenmesini sa¤lar. Gadolinyumun kontrast madde olarak kullan›lmas› doku planlar›n›n daha iyi belirlenmesi ve biyopsi veya cerrahi için canl› tümör bölgelerinin seçilmesine yard›mc› olur. Ancak ek maliyet kontrastl› görüntülemenin selektif kullan›m›n› gerektirmektedir. Bu bölümde MRG’nin problem çözücü olarak kullan›ld›¤› pelvik hastal›klar vurgulanacakt›r. Görüntüleme modalitelerinin kullan›m› merkezden merkeze tan›sal görüntüleme uzmanlar›n›n deneyimine göre de¤ifliklik göstermektedir. 1296 K›s›m 6 TAMAMLAYICI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLER‹ Tablo 48-1 MÜLLERYEN ANOMAL‹LER‹N SINIFLANDIRILMASI S›n›f 1: Hipoplazi/Agenezi S›n›f 2: Unikornuat uterus S›n›f 3: Uterus didelfis S›n›f 4: Bikornuat uterus S›n›f 5: Septat uterus S›n›f 6: Arkuat uterus S›n›f 7: DES maruziyeti UTERUSUN SEL‹M PATOLOJ‹LER‹ Mülleryen Anomaliler fiekil 48-1. Over kitlesi ile kar›flan broad ligaman fibroidleri. A: Aksiyel T2 a¤›rl›kl› MRG’de sol broad ligaman fibroidi (f) sol overe (o) komflu olarak görülmektedir. B: Sa¤da bir baflka broad ligaman fibroidi (f) sa¤ overe (o) komflu olarak görülmektedir. Pelvik muayenede ve transabdominal ultrasonografide bu fibroidler over kitlelerinden ay›rt edilememektedir. Mülleryen anomaliler genel popülasyonda %1 ve infertil hastalarda %3 insidansta görülmektedir. Konjenital uterin malformasyonu bulunan hastalar pelvik a¤r› ve/veya infertilite flikayeti ile baflvurmaktad›r. Uterin malformasyonlu hastalar›n ilk de¤erlendirilmesi transabdominal ve transvaginal USG’yi içerir. Endometrial kanal› de¤erlendirmek için sonohisterografi kullan›labilir. Uterin morfolojinin do¤ru belirlenmesi uygun tedavi seçiminde önemlidir. Bu konuda MRG’nin güvenirlili¤i %100’e ulaflmaktad›r. American Society of Reproductive Medicine taraf›ndan mülleryen anomaliler 3 kategoriye ayr›lm›flt›r: (1) agenezi veya hipoplazi (2) mülleryen kanal çiftlerinin füzyonunun olmamas› (3) füzyon oluflmufl kanallar aras› dokunun reZorpsiyonunun olmamas›. Yedi anomali s›n›f› bulunmaktad›r (Tablo 48-1). En s›k görülen anomali septat uterustur (fiekil 48-2). Tedavilerinin farkl› olmas› nedeniyle septat uterus ile bikornuat uterus ayr›m›n›n yap›lmas› önemlidir. Bu ayr›m uterin fundusun dikkatli incelenmesi ile yap›labilir (fiekil 48-3). Bikornuat uterusta, fundus düzeyinde iki uterin boynuz aras›nda anlaml› derinlikte (>1 cm) bir çentik bulunur. Septat uterusta, fun- MANYET‹K REZONANS GÖRÜNTÜLEME TEKN‹⁄‹ Görüntüleme s›ras›nda kullan›lacak sekanslar pelvik MRG’nin amac›na göre seçilir. T1 a¤›rl›kl› gradient eko; nefes tutmal› triplanar T2 a¤›rl›kl› [half-Fourier acquisition single shot turbo spin echo (HASTE)] veya single shot fast spin eko (SSFSE) gibi yeni h›zl› görüntüleme teknikleri büyük lezyonu olan veya olas› benin lezyonu bulunan hastalarda doku karakterizasyonu yap›lmas› için yararl›d›r. Ancak bu h›zl› görüntüleme yöntemlerinde daha yüksek rezolüsyona sahip echo-train tekniklere göre rezolüsyon azd›r.6,7 Ya¤ bask›lama tekni¤i kullan›lmas› lezyonun ya¤ ya da kan ürünü içeri¤inin ayr›m›nda önemlidir.1,2 fiekil 48-2. Septat uterus. A: 34 yafl›nda infertil hasta. Transvajinal ultrasonografi septat ile bikornuat uterusu ay›rt edemez. ‹ki endometrial kanal (E) görülmektedir. Bölüm 48 Pelviste Manyetik Rezonans Görüntüleme: Sonografik Belirsizliklerin Çözümünde 1297 fiekil 48-2. (Devam›) B: Histerosalfingografide iki boynuz görülmekte ancak fundal kontur ay›rt edilmemektedir. C: Koronal T2 a¤›rl›kl› MRG’de fundal konturun indentasyon olmadan neredeyse normal oldu¤u görülmekte. Bu vakada septum, serviks komflulu¤unda fibröz dokudan ve fundus komflulu¤unda myometriumdan oluflmufltur. dus normaldir ya da fundal çentik <1 cm’dir. Uterin septum kal›nl›¤›, sonohisterografi ya da histerosalphingografi ile de¤erlendirilebilir. MRG ise d›fl fundal konturu göstermekle beraber ayn› zamanda septumun fibröz ve musküler kompozisyonu ile uzan›m›n› da belirler. Septat ve bikornuat uterusun ayr›m›, bikornuat uterus tedavi edilmezken, septat uterusun histeroskopik septektomi ile tedavi edilebilmesi nedeni ile oldukça önemlidir. MRG ile ayr›ca uterus, serviks ve vajina görüntülenir ve s›k efllik eden renal malformasyonlar belirlenir.9,10 Unikornuat uterus iki mülleryan kanaldan birisinin yetersiz geliflimi sonucu oluflur. Unikornuat uterusta endo- metriyal tabaka bulunan rudimenter boynuz varl›¤› ve boynuzun t›kal› olup olmamas›n›n belirlenmesi önemlidir. E¤er endometriyal tabakas› bulunan rudimenter boynuz t›kal› (non-komunikan) ise menstrüasyon ile bafllayan a¤r›n›n giderilmesi ve fatal komplikasyonlar› olabilecek rudimental boynuz ektopik gebeli¤inin önlenmesi için cerrahi gerekmektedir (fiekil 48-4).8,9 Uterus didelfis, iki mülleryan kanal›n birleflmemesi sonucu uterus ve serviksin komplet duplikasyonudur. T›kay›c› (transvers) vajinal septum yok ise genelde asemptomatiktir. MRG’de longitudinal vajinal septum bulunan iki ayr› uterus ve serviks görülür (fiekil 48-5). fiekil 48-3. Bikornuat uterus, 36 yafl›nda kad›n. A: ‹ki boyutlu koronal transvajinal ultrasonografide fundal indentasyon görülmekte (ok). B: Koronal T2 a¤›rl›kl› MRG’de bikornuat uterus için karakteristik olan derin (>1 cm) fundal çentik görülmektedir.