Ezgi Aksoy aksoyezgi@gmail.com Juan Ramón Mora; Katalunya’da doğdu, ama uzun yıllardır İspanya’nın Endülüs bölgesinde yaşıyor. 90’ların ortalarından beri karikatür çizerek para kazanıyor. Karikatür çizmeye önce fanzinlerle başladı, sonraları yerel yayınlarda karikatürleri yayınlandı. İnternetin yükselişiyle internet siteleri için de çizmektedir. Gündem vinyetlerinden ve politik karikatürlerden önce sanatsal resimler ve tablolar da boyamış ve o tarz çalışmalardan da büyük keyif almıştır. Twitter üzerinden Yücel Barakazi’nin LeMan’a açtığı davayı İspanyolca konuşan karikatürist, çizer ve yazarlar arasında yaymamıza yardımcı olan ve meseleyi kendi internet sitesine de taşıyan Juan Ramón ile siyasi mizahtan Erdoğan’ın mizacına ve Türkiye’nin imajına kadar çeşitli meseleleri konuştuk. Karikatürcü gözüyle Katalunya’nın direngen yüzünden ve Endülüs’ün rakkaslı ortamlarından Ortadoğu semalarına bir bakış attı Juan Ramón... Bingöl Belediye Başkanının LeMan’a açtığı dava ile oldukça ilgilendiniz ve olayın uluslararası kamuoyuna yayılmasına da yardımcı oldunuz. Dava ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz? LeMan’a açılan davayı tam anlamıyla absürt ve komik buluyorum. Bu dava yanlış bir dava, Türkiye toplumunun imajını zedeliyor, yanlış bir imaja dönüşüyor. Tıpkı Erdoğan gibi, Yücel Barakazi de yanılıyor. Üstelik bu dava ile yapılmak istenenin tam tersi gerçekleştirilmiş oluyor. Yani sunmak istedikleri özgürlükçü imajla hiç uymuyor. Christian Andersen’in meşhur hikayesindeki “Çıplak Kral” gibi yaşamaya devam etmek istiyorlar. Ama günümüzde bu artık mümkün değil. İspanya’da da geçenlerde mizah dergilerinden El Jueves’le (Perşembe Dergisi. “Çarşamba günleri çıkan derginiz Perşembe” mottosuyla yayınlanıyor) ilgili bir mesele yaşadık. Kral Felipe ile ilgili yayınlanan bir karikatür yüzünden dergiye para cezası kesildi. Hatta dergi bazı yerlerde toplatıldı. Ama bu tür müdahaleler ortaçağ zihniyeti olarak, hatta daha da kötüsü olarak görülüyor. Diktatörlük ve baskı döneminin etkileri çok az kişi tarafından hatırlanıldığından; modern, çoğulcu ve kültürlü bir toplum olmaktan uzaklaşıyoruz zamanla. El Jueves’in kapağındaki karikatürlerin çizildiği ve para cezası alarak “yırttığı” ülkeler olduğu gibi; bazı karikatürlerin hiç çizilemediği ve karikatüristlerin “darbeci” ya da hatta “terörist” gibi sıfatlarla anıldığı ülkeler de var. Musa Kart davası, LeMan’a açılan son davaya falan da bakacak olursak, sayıları da giderek artıyor... Evet mesela biz İspanya’da henüz bir karikatüriste “darbeci” ya da “hain” gibi sıfatlar yakıştıracak düzeye gelmedik. Sosyal faaliyetlerden kolaylıkla ve sıklıkla darbe gibi bahsedilen çok ülke var ki, bu da çok korkutucu. Ama İspanya’da da bazı köşe yazarlarının, politik yorumcuların, hatta PP milletvekillerinin (Partido Popular); gerçekleştirilen bazı protesto ve faaliyetleri yapanları ETA militanı ya da Nazi olmakla suçlandıklarına tanık olduk. Neticede, aslında baktığımızda, temelde çok da farklı olmadığımız görülebilir. Karikatürleriniz yüzünden size hiç dava açıldı mı, ya da sansüre ya da baskıya maruz kaldınız mı? Bana hiç dava açılmadı, ama çeşitli karikatürlerime sansür girişimlerine maruz kaldığım oldu. Sansür ve uyarılar, karikatürlerde yapılması talep edilen ufak-tefek değişiklikler olarak da gelebilir; ya da sizden belirli konularda çizmemenizi, o konulara hiç girmemenizi isteyebilirler. Bunlar hep sansürdür. Gündem çizen her karikatürist, hayatının bir döneminde sansürü tadacaktır. Her zaman bir düşünceden tedirgin olan ve kendisini ya da başkalarını incittiğini düşünen ve de neticede amatör bir yargıca dönüşen birileri olacaktır. Ben tamamen özgür olduğumu hissettiğim, kendi özgün filtremin dışında hiçbir filtreye maruz kalmadığım yayınlarda çizmeyi prensip edindim; buna editoryal çizgi deniyor. İspanya’da diyebiliriz ki baskı birileri size dava açmaya karar verene kadar pek de hissedilmez. Kendi kendini özgürce ifade edebilmek gibi gereklidirler. Vinyetler, karikatürler; hayatla başa çıkmamızı sağlayan ve gerçekliğin ötesine doğru atılan birer adımdır. Türkiye bir süredir medyanın her alanında sansürü ve otokontrolü tartışıyor. Bir karikatür sanatçısı, dilediği konuyu dilediği gibi çizebilir mi? Sizce bir limit, bir sınır ya da otokontrol mekanizması var mı bu işlerde? Sadece çok aşırı işlerde bir limit olabilir belki. Karikatüristlerin açık bir şekilde, doğrudan ve gerçek hakaret içeren işlerinde olabilir. Onun dışında, karikatürün söylediği haddinden fazla müstehcen ya da gerçekten de haddini aşan bir şeyler değilse; örneğin bir belediye başkanını maymundan dönüşmüş olarak çizmekte, ya da bir başbakanı kene olarak çizmekte bir problem olduğunu düşünmüyorum. İspanya’da “animus iocandi”* (Latince bir tamlama: “esprinin ruhu”, ya da “esprinin tabiatı” anlamında) adlı yasal figür vardır. Neticede mizah, sadece gerekli değil, sağlıklıdır da... MÜYESSER TEYZE SENİN KULAĞIN DELİKTİR ISINACAKMIŞ HAVALAR?? BAK AYŞİN ŞU KIZ VAR YA, ESKİDEN BENİM 1 NUMARALI KANKİMDİ. SONRA Bİ ERKEK DAVASI OLDU ARAMIZDA... VAYY BE AYNI OĞLANA MI AŞIK OLDUNUZ YANİ? YOK CANIM... ABİMLE EVLENDİ... AKP’de “Kadının Adı Yok”! 1166 AKP’li Bingöl Bele diye Başkanı Yüce icraatı belediyeyi l Barakazi’nin ilk kadı “Dinen ve örfen uygu nlara kapatmak oldu! Barakazi, n değil. Başkan dımcılığı için kad ınlara görev verm vekilliği ve yareyeceğiz” dedi!. HÖÖYT! KADIN GELEMEZ , CAİZ DİİL! GÜNERİ-ASLAN Erdoğan’ın imajı bizzat Türkiye’nin kendisi için hiç de hayırlı değil. Erdoğan yüzünden Türkiye, özgürlüklerin kısıtlandığı bir baskılar ülkesi gibi algılanıyor. Ve ne zaman bir uluslararası organizasyon, düşünce özgürlüğüne ya da ifade özgürlüğüne saldırı üzerine bir araştırma yayınlasa, bu listelerde Türkiye hep başrollerde. Ve diyebiliriz ki Erdoğan, yıllar içinde, kendi kendinin karikatürünü hapse tıkmaya çalışan bir karikatüre dönüştü. Geçtiğimiz günlerde The Guardian karikatüristlerinden Martin Rowson, Musa Kart davasından yola çıkarak dünyanın tüm karikatüristlerini Tayyip Erdoğan’ı çizmeye davet etmişti. Bu da mı haber olmadı? Siz ne düşünüyorsunuz Erdoğan’ın yarattığı kendi imajıyla ilgili? Musa Kart davası İspanya’da ana akım medya tarafından çok da önemli bir haber olarak görülmedi. Hatta çok az kişinin haberi oldu diyebiliriz. Ortadoğu’daki bir ülkedeki bir karikatüriste açılmış dava yeterince ilgi çekici değildi belki de! *Animus Iocandi: İspanya’nın ceza yasasında yer alan bir kanundur. Yapılan esprinin ya da çizilen karikatürün kimseyi incitmek için değil, “esprinin tabiatı” gereği öyle yapıldığına dair savunmalarda sıklıkla kullanılır. En çarpıcı örneklerden biri şu: Fransa’da İslami örgütlerin Charlie Hebdo’ya Hz. Muhammed karikatürleri yüzünden açtığı davada, mahkeme sürerken “animus iocandi hakkı” gündeme gelmiş ve derginin amacının kimseyi incitmek olmadığı, ancak espirinin gelişi nedeniyle karikatürlerin o şekilde çizildiği belirtilmişti. HERŞEYİ DE BENDEN SORMAYIN KIZIM.. BENİM MINTIKAM MAHALLEDEN İBARET... ULAN HANİ BU AY KARINI BOŞAYIP BENİ ALIYODUN?? KOLAY MI BU ZAMANDA PINAR? “AZGIN TEKE” DEYİVERİYORLAR İNSANA... Erdoğan’ın “Amerika’yı Cristof Kolomb değil, Müslümanlar buldu” çıkışı hakkında neler söyleyeceksiniz? Wow! Gerçekten bunu söyledi mi? Wow! Pek tarihi gerçeklerle falan ilgilenmiyor kendisi, değil mi? FETİYE NENE KAPAK KIZI OLMUŞSUN!! OLDUM VALLA... BAYAN YANI KASIM SAYISINI OKUMAYAN BENİ FEYSTEN SİLSİN!!! 36 1 2014- 1 Kasım #fetiye 5 TL (KD ) K.K.T. V Dahil C 6 TL. nene BEN “TAVUK DÖNER” YEMEK A ZORUND MIYIM YEEA!? 8 /9 (KDV Dahil) K.K.T.C: 2,75 TL. Türkiye son dönemde dış basında çeşitli enteresanlıklarıyla, komik ve absürt bir ülke olarak gündeme geliyor. Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz? Çok fazla bilmediğim bir ülke hakkında yorum yapmak çok da kolay sayılmaz. Hele buralarda Türkiye’nin adının nasıl anıldığına bakarak genel bir yorum yapmak daha da zor. Buralarda Türkiye ile ilgili sandığınız kadar çok haber yapılmıyor. Türkiye’nin adı en çok Ortadoğu meselesinin içinde anılıyor. Suriye Savaşı ile birlikte, ya da Rusya’yla uyuşmazlık gibi... Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye dendiğinde en çok konuşulan şey, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığıydı. “Erdoğan, yıllar içinde, kendi kendinin karikatürünü hapse tıkmaya çalışan bir karikatüre dönüştü.” O klasik soruyu soruyorum; politik karikatür nedir, toplumdaki rolü nedir? Karikatürlerin rolü, spontane gelişen diğer herhangi bir ifade biçiminden farklı değildir. 9 Nisan 2014 Çarşamb a Sayı: 2014/15 2,5 TL GİDER GELİR ETERİ, !! BETERİ EKMEK ÇEYREK A HELV RLER Rİ YEDİ BAK!