Sayı 6 | 2017 Türkçe Sağlık Dergisi | Türkisches Gesundheitsmagazin ESTETİK Estetikte bilgi sahibi olmak doğru kararı getirir Kepçe Kulak Estetiği Bilinçsiz Spor Yapmayın Sağlığın Baş Düşmanı: Sıgara MS Hakkında Bilmeniz Gerekenler Platform- Sağlık Dergimizin bu sayısında estetik işlemler ve estetik cerrahiyi ön plana çıkardık. Gelişen teknolojiyle estetik işlemler hem daha kolay, hem daha etkili, hem de daha güvenli hale geldi. Üstelik bu hizmetler artık eskisine göre daha uygun ücret karşılığında alınabiliyor. Türkiye son yıllarda estetik müdahale ve estetik işlemler konusunda dünya bazında hatırı sayılır bir konuma yükseldi. Bilgi ve yetenekleri ile Türk doktorlar estetik işlemlerde kendilerini ispatlamış durumda. Burun Estetiği, Meme Estetiği, Laser Liposuction ile Vücut Şekillendirme, Karın Germe, Yüz Germe, Kepçe Kulak Anomalisi, Göz Kapak Ameliyatları, Saç Ekimi ve Yağ Enjeksiyonu Uygulamaları en sıklıkla uygulanan operasyonlar arasında görülüyor. Mayıs sayımızda, Türkiye’den alanında uzman doktorlar, işte bu estetik müdahalelerdeki son gelişmeler ve yeni uygulamalar hakkında bizlere detaylı bilgiler veriyor. Künye / Impressium Editörden Değerli Okuyucularımız, Dergisi Werrastr. 36 12059 Berlin +49 30 589 106 98 www.platform-saglik.com info@platform-saglik.com Redaktion: Hakan Yazanel Erdem Nedim Enes Çıtak Ayşe Altuğ Reklam: Bu Sayımızda önem vermiş oldugumuz diğer bir konuda sinsi bir hastalık olan Multiple Skleroz Hastalığı, nasıl teşhis edilir, tedavi süreci nasıl ilerler? gibi sorulara uzmanlarımızla cevap bulmaya çalıştık. Hakan Yazanel Dergimizin diğer konu başlıklarını ise, Sigaranın sağlığa olumsuz etkileri, Göz tansiyonu, Baş dönmesi, ‘Apiterapi’ yani Arı zehrinin ve diğer ürünlerinin tedavide kullanılması, Oyunun çocukların yetişmesindeki önemi, Bahar yorgunluğu konusunda öneriler, Bilinçli spor yapma alışkanlığı, Kimyasallar ve hormon ilişkisi, Fazla kiloların çocuk sağlığına etkileri oluşturmakta. Dr. Mehmet Altuğ, Bir sonraki sayımızda yine görüşmek dileğiyle … Baskı: reklam@platform-saglik.com Danışman: Lokman Hekim Hastaneleri, Memorial Sağlık Grubu, Tasarım ve düzenleme: Ajans B foto Impressium Concept Medienhaus GmbH Kapak Shutterstock.com, Yuganov Konstantin | sayfa 4, Shutterstock.com, Spectral-Design, üst sag, Image Point Fr | diz, SvetlanaFedoseyeva | göz, air009 | dız, Monika Wisniewska | ve 17 sol Sigara, Stock-Asso | hormon, kichigin19 | MS, lighthunter | Arı, Shaiith | sayfa 6, Shutterstock.com, Spectral-Design | sayfa 7 Shutterstock.com, sumroeng chinnapan | sayfa 8 Shutterstock.com, Lightspring | sayfa 9 Shutterstock.com, ChaNaWiT, Andrey_Popov, Intarapong | sayfa 10 Shutterstock.com, Satyrenko | sayfa 12 Shutterstock.com, LADO | sayfa 13 Shutterstock.com, Kotin | sayfa 14 Shutterstock.com, RomarioIen, Kotin | sayfa 15 Shutterstock.com, Vladimir Gjorgiev, Lada Hunt | sayfa 16, Shutterstock.com, Protasov AN | sayfa 18, Shutterstock.com, sfam_photo | sayfa 19, Shutterstock.com, Ralwel, Zetar Infinity | sayfa 20 Shutterstock.com, Miriam Doerr Martin Frommherz, Romaset | sayfa 21 Schutterstock.com, Monkey Business Images | sayfa 22 Shutterstock.com, Sergey Nivens | sayfa 23 Shutterstock.com, Romaset | sayfa 24 Shutterstock.com, Honored_member | sayfa 26 Shutterstock.com, irin-k, Peter Waters | sayfa 27 Shutterstock.com, Dancestrokes| sayfa 32 Shutterstock. com, dreamerve| sayfa 34 Shutterstock.com, Pressmaster | sayfa 35 Shutterstock.com, Masterchief_Productions, Szasz-Fabian Ilka Erika | sayfa 36 Shutterstock.com, Ruslan Shugushev| Hakan Yazanel | pixabay.com Bülowstraße 56 - 57 10783 Berlin www.conceptmedienhaus.de Platform- Sağlık Dergisi Berlin‘de 10.000 Adet basılmıştır. PlatformDergisi bir Ajans B yayın organıdır. Dergide çıkan yazıların ve içerikleri, sorumluluğu ve doğruluğu yazara aittir. Gelecek Sayıda Karın Germe Diyet Yaparken Motivasyonu Azaltan 5 Yanlış Cildinizde Yılların İzlerini Dolgu İle Silmek Mümkün Hastalıktan Kurtulayım Derken Daha Çok Hastalanmayın Uzun Süren Kabızlığa Dikkat Oyunun Unutulmuş Gücü İÇİNDEKİLER 6 Kemik Sağlığınızı Korumak İçin Bu Faktörlere Dikkat! 12 10 15 Estetikte Bilgi Sahibi Olmak Doğru Kararı Getirir Vücudunuzu Kısa Sürede Yeniden Şekillendirebilirsiniz Kepçe Kulak Estetiği Sağlığın baş düşmanı: SİGARA Diz Kireçlenmesinin Sebepleri 7 18 16 22 40 Yaşından Sonra Göz Tansiyonuna Dikkat MS Hakkında Bilmeniz Gerekenler Baş Döndüren Rahatsızlıklar 24 28 26 Zehirden Doğan Şifa APİTERAPİ Bu Kimyasallar Hormon Dengesini Bozuyor Süper Baba Olmak Hiç de Zor Değil! 34 Fazla kilolu çocukları bekleyen 6 rahatsızlığa dikkat! 32 Maden Suyunun Faydaları 38 Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 5 Kemik Sağlığınızı Korumak İçin Bu Faktörlere Dikkat! Vücudu oluşturan dokular arasındaki en sert yapı olan kemik, gençlik döneminde daha dayanıklıyken ilerleyen yaşlarda bu sağlamlığını yitirebiliyor. Yaş faktörünün yanı sıra, bazı hastalıklar ve çevresel faktörler de kemik sağlığını olumsuz etkiliyor. Prof. Dr. A. Mehmet DEMİRTAŞ Ortopedi ve Travmatoloji Memorial Ankara Hastanesi Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 6 Kemik sağlığını olumsuz etkileyen ve işlevlerini bozan hastalıkların başında; tiroit ve paratiroid bezlerinin hastalıkları gelmektedir. Böbrek rahatsızlıkları da kalsiyumfosfor metabolizmasını etkilendiği için kemiklerde yumuşamaya neden olabilmektedir. Romatoid artrit ve bağ dokusu hastalıklarının tedavisinde kullanılan kortizon, kemiklerin ekleme yakın yerlerinde bölgesel doku ölümüne yol açarak eklemlerin fonksiyonun bozar. Ayrıca karaciğer hastalıklarında da kemik metabolizmasını kontrol eden enzimlerin etkilenmesi durumunda kemik döngüsünün bozulmasına bağlı yumuşamalar görülebilmektedir. Bilinçsiz ilaç kullanımı kemik erimesine yol açabilir Kemiklerde oluşabilecek sorunlar yalnızca hastalıklardan kaynaklanmamaktadır. Bunun yanında; yaşam şekli ve ilaç kullanımı gibi değişkenlerin de kemik sağlığı üzerinde etkileri bulunmaktadır. Hareket etmek genel sağlık açısından olduğu gibi kemik sağlığı açısından da çok önemlidir. Bununla birlikte kortizon, kan sulandırıcılar, sara, kanser ilaçları, guatr, mide ve psikiyatri ilaçları gibi bazı ilaçlar da kemik metabolizmasını bozabileceği için uygun kullanımı mutlaka doktor yönlendirmesi ile olmalıdır. Obezite kemikleri daha kırılgan hale getiriyor Sigara ve aşırı alkol tüketimi ile düzensiz beslenmenin neden olduğu obezite de kemik sağlığını olumsuz etkileyen diğer faktörlerdir. Kemik kaybı hızı özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda önemli ölçüde artar. Kahve, şekerli ve asitli içecekler gibi yüksek düzeyde kafein içeren besinler, aşırı protein alımı, tuz tüketimi ve idrarla kalsiyum atımını arttırır. Kemik ağrılarının sebebi tümör olabilir Kemik yoğunluğu, kemikteki kalsiyum minerali miktarı ile ilişkilidir. Bu yoğunluk 25-30 yaşlarında maksimum düzeye ulaşır. Bu yaş döneminden sonra kemik yoğunluğunun devamını sağlayacak hususlara dikkat edilmeli ve kemik kaybı hızı azaltılmaya çalışılmalıdır. Kemiklerde oluşan sorunların en önemli nedenleri; gençlerde spor yaralanmaları, yanlış beslenme, fiziksel aktivite azlığıdır. İleri yaştaki kişilerde ise yaşın ilerlemesine bağlı olarak ek sistemik hastalıkların görülme oranı artar. Bunların yan etkisi olarak kemiklerde tümör oluşma riski de bulunmaktadır. Kemiklerde meydana gelen ağrılar bu tümörlere işaret ediyor olabilir. Kemik tümörlerinin bir kısmı sinsi bir şekilde yayılmaya başladığı için anlamlandırılamayan kemik ağrılarında mutlaka doktora başvurulmalıdır. DİZ KİREÇLENMESİNİN SEBEPLERİ En sık karşılaşılan diz problemi olan “diz eklem kireçlenmesi”, eklem kıkırdağının zaman içerisinde bozulmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Kıkırdağın yumuşamasıyla başlayan tablo, kıkırdağın kalınlığının kaybolmasıyla devam eder ve en sonunda tamamen kıkırdak kaybı ortaya çıkar. Dr. Koray BALOĞLU Ortopedi ve Travmatoloji Lokmanhekim Hastaneleri SPOR HAYATI, MESLEĞİ SORGULANMALI Diz kireçlenmesi vakasında, öncelikle hastanın daha önceden geçirilmiş bir diz travması olup olmadığının araştırılması ve kişinin sportif faaliyetleri ile mesleğinin sorgulanması gerekir. Bazen çocukluk çağında yaşanmış diz ve eklem problemleri de diz kireçlenmesinin nedeni olarak ortaya çıkabilir. Diz ireçlenmesinde en sık görülen belirti ağrıdır. Mekanik özelliği vardır. Yani, kişi üzerine basıp yürüdüğü zaman şiddetlenir ve zaman içinde istirahat halindeyken de ağrı görülmeye başlayabilir. İkinci en sık görülen belirti ise dizde zaman zaman oluşan şişmelerdir. Bu şişlik dizin önünde, diz kapağının üstünde oluşabileceği gibi bazen de dizin arkasında bir tümör oluşumu şeklinde de görülebilir. Diz kireçlenmesinde, özelikle üçüncü evrede görülen bir diğer belirti de hareket açıklığının kısıtlanmasıdır. En sık görülen durum dizin tam açılamamasıdır. Bir başka belirti ise çok ufak bir travmayla ortaya çıkan yıpranmaya bağlı menüsküs yırtıklarıdır. Bu yırtıkları genç yaşta ciddi travmalar sonucu oluşan menüsküs yırtıklarından ayırmak ve hastayı konuyla ilgili bilgilendirmek çok önemlidir. MUAYENE, HASTA ODAYA GİRERKEN BAŞLIYOR Diz kireçlenmesi tedavisi, hasta daha muayene odasına girerken başlar. Kişinin yürüyüş şekli, bacaklarındaki eğrilik, bastığı zaman dizini tam açamaması ve dizdeki güvensizlik hissi hastalığa dair ipuçları verir. Tedavi sırasında hasta yatırılarak dizin hareket açıklığı ve ağrılı noktalar saptanır. Son olarak da bağ ve menüsküs muayeneleri yapılır. Hastanın durumuna göre, diz kireçlenmesine bağlı olmamakla birlikte rutin bir muayenenin bileşeni olarak damar dolaşımı ve nörolojik muayeneye de ihtiyaç duyulur. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 7 Diz kireçlenmesi, kıkırdak kaybının derecesine ve oluştuğu yere göre sınıflandırılıyor. İleri evre kireçlenmelerde artık menüsküs yırtıkları da tabloya eşlik etmeye başlıyor. Diz kireçlenmesi fazla kilo, eklem içi travma, romatizmalı hastalıklar ve metabolik hastalıklardan kaynaklanıyor. Vücudunuzu Kısa Sürede Yeniden Şekillendirebilirsiniz Sağlıksız beslenme ve hareketsizlikle ortaya çıkan vücuttaki fazla yağlanma ve şekil bozuklukları fiziksel görünüm ile psikolojiyi olumsuz etkiliyor. Op. Dr. Mehmet Gökhan ŞAHİN Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Memorial Kayseri Hastanesi Spor ve diyete rağmen bölgesel yağlarından kurtulamayanlar için lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz gibi modern uygulamalar hasta konforu ve etkili sonuçları ile öne çıkıyor. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 8 Yaşam biçiminiz vücut şeklinizi de etkiliyor Hazır gıdalar nedeniyle değişen beslenme alışkanlığı, öğün saatlerinin düzensiz olması, televizyon karşısında atıştırma, durağan yaşam nedeniyle ortaya çıkan hareketsizlik, gün geçtikçe kilo alımına neden olmaktadır. Doğum sonrası alınan kilolarla birlikte de vücutta şekil bozuklukları oluşmaktadır. Vücutlarındaki şekilsel bozukluklardan şikayet edenlerin sayıları bu mevsimde artış göstermektedir. Kış aylarında geniş elbiselerle saklanabilen bölgesel kilolar, ilkbahar ve yaz aylarındaki ince ve dar kıyafetlerin giyilmesiyle sorun haline gelmektedir. Bu dönemde hem kadınlar hem de erkekler için estetik müdahaleler yaşam kalitesini de arttırmaktadır. Diğer sağlık sorunları iyi Diyet ve spor yapmalarına rağmen bölgesel yağlardan kurtulamayanlar için lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz işlemleri önemli bir seçenektir. Genetik faktörler ve hormonal değişimlere bağlı metabolizmanın yavaşlaması sonucu ortaya çıkan bölgesel yağ dokusundaki fazlalıkların parçalanarak alınmasında, başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bölgesel olarak zayıflamak isteyen kişilerin varsa diğer sağlık sorunları iyi araştırılmalıdır. Yapılacak fiziki muayene ve detaylı tetkiklerin ardından hasta uygun ise cerrahi operasyon önerilebilmektedir. az miktardaki yağ dokusunun alınmasında lazer lipoliz yöntemi kullanılır. Lazer liposuction ise yağ parçalama ve yağ alma işlemlerinin aynı anda kombine bir şeklide yapıldığı operasyonlardır. Eğer fazla miktarda yağ alınacak ise eriyen yağ hücreleri vücutta bırakılmadan, yani beden yorulmadan vücuttan uzaklaştırılır. Yapılacak operasyon sonrasında kişi ertesi gün günlük hayatına dönebilir. ile fazlalıklar vücut dışına çıkartılmaktadır. Operasyonun yapılacağı alan miktarına göre yapılacak yöntem değişmektedir. Uzman doktorlar tarafından uygulanmalı Vücuttaki fazlalıklar konforu bir şekilde alınabiliyor Bölgesel yağ alma konusunda öncelikle uygun kişilere; kan, kesi, dikiş olmadan sonuç verecek yöntemler iyi anlatılmalıdır. Operasyonlar için çok sık sorulan, ‘fiziki zarar verir mi?’ sorusu ile ilgili net yanıtlar ve doğru bilgi verilmelidir. Vücut şekillendirme Lazer lipoliz yönteminde, yağ alma işlemi olmadan sadece belirli bir bölgedeki yağlar parçalanır ve yağlar vücut tarafından emilmek üzere bırakılabilir. Bu yöntem belirli ve dar alanlarda uygulanır. Örneğin çene altındaki (gıdı) ve kol içlerindeki sarkmalara neden olan Lazerlipo, vaserlipo ya da radyofrefkanslı lipoliz (Bodytite) işlemlerindeki başarı seviyesini cerrahın yeteneği ve kullanılacak cihazın ileri teknolojisi belirler. Bu işlemlerin doğru kişiler üzerinde uygulanması başarıyı arttırmaktadır. İşlem sırasında kontrollü ısı etkisi ile (kollajen uyarımı sonucu) sıkılaşan deri ile bölgesel olarak cildin uygun bir form alması sağlanır. Dolayısıyla işlem sonrasında bazı bölgelerde sarkmanın önüne geçilmiş olur. Yapılan bu işlemlerin ardından kişilerin görüntüsünü uzun süre koruyabilmeleri için diyet ve spora devam etmesi önemlidir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 9 araştırılmalı ve yağ alma işlemleri küçük bir kesiden sorunlu yağ bölgesine ulaşılarak gerçekleştirilir. Lazer, ultrason ya da radyofrekans enerjisi kullanılarak da yağ dokusu eritildikten sonra aynı delikten liposuction yöntemi Bilinçsiz Spor Yapmayın Spor yaparken kalbe aşırı yüklenmek, ani ölüm riskini artırır. Kalp kaynaklı ölümlerin önlenmesinde düzenli egzersizin büyük önemi vardır. Bilinçsiz yapılan spor ve ağır egzersizler ise kalp krizi ve ani ölüm riskini artırır. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 10 Diyet ve Beslenme Danışma Merkezi Dünyada ve ülkemizde kalp sağlığının önemi gittikçe artmaktadır. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli maddelerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birinin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Düzenli Spor Yapın Sporun düzenli yapıldığı takdirde kalp sağlığı açısından yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir. Kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olum- lu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir. Spor Yaparken Ani Ölümlere Dikkat Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında bklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde spora bağlı ani ölümler; şaşırtıcı ve trajik olaylardır. Sporla ilgili ani ölümler bir taraftan hekimlerin dikkatini çekerken, diğer taraftan ebeveynlerde, spor yapan ve yapmak isteyenlerde endişe uyandırmaktadır. Onun için spora bağlı ani ölümlerin altında yatan nedenleri ve alınması gereken önlemleri bulup ortaya çıkarmak son derece önemli bir hale gelmiştir. Sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler travmatik ve kardiyak nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genellikle kardiyak ani ölümlerin nedenlerini kalp krizi, doğuştan kalp hastalıkları ve kalp kapak hastalıkları oluşturmaktadır. Hipertrofik Kardiyomiyopati, Miyokardit ve Koroner Arter Anomalileri en önemli nedenlerin başında gelmektedir. ( Kalp kası ve kalbi besleyen damarlarla ilgili hastalıklar ) Travmatik ölümlerde ani ölüm nedeni belli iken kardiyak nedenli ani ölümlerde ölüm nedeni ancak otopsi yapılarak belirlenmektedir. Genellikle 35 yaş üzerinde kimselerin spor yapmaya başlamadan önce kardiyak yönden araştırılmaları gerekir. Bunun için fizik muayene, EKG, gerekirse ekokardiyografi ve egzersiz testiyle değerlendirilmeleri gerekir. 35 yaş üzeri olan ve koroner kalp hastalığı için en az bir risk faktörüne sahip kimselerde spora başlangıç öncesi efor testini kesinlikle önermekteyiz. Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 11 BeoVıta GmbH & Co Kg Tel.: +49 (0) 30 614 34 80 www.parodontcreme.de ESTETİKTE BİLGİ SAHİBİ OLMAK DOĞRU KARARI GETİRİR Vücudunuzdaki ya da yüzünüzdeki, sizi rahatsız eden görüntüsel problemin düzeltilmesi için niyetlendiniz, ancak çevreden duyduklarınızla ürktünüz ve ömür boyu bu sıkıntı ile yaşamayı seçtiniz. Oysa ki gelişen estetik cerrahi veya ameliyatsız estetik yöntemleriyle sağlıklı ve etkin bir çözüme kavuşma ihtimalini kaçırmış olabilirsiniz. Bu aşamada, doğru bilgi sahibi olmanın, doğru kararı getireceği unutulmamalıdır. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 12 Dr. Orhan ERBAŞ Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uygun fiyatlı hale gelmesiyle birleşince, yani insanlar çözüm buldukça estetik operasyonlara talep artıyor. TÜRKİYE ESTETİKTE KENDİNİ İSPATLADI ESTETİK OPERASYONLARA İLGİ ARTIYOR İnsanların kendine verdiği değer arttıkça, estetik operasyonlara olan ilgi de artmaktadır. Ayrıca iş ve sosyal hayatta daha güzel ve sağlıklı gözükenin bir adım önde olması da teşvik edici bir gerçek. Bütün bunlar işlemlerin daha kolay, güvenli, başarılı, hatta Bilgi ve yetenekleri ile estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi alanında Türk doktorları kendini ispatlamış durumda. Teknoloji açığımızı da ithalat ile gidermekteyiz. Amerikan FDA onaylı cihaz ve malzemeler tercih edilerek üst düzeyde tedavilerin yapılması, hasta bakım ve konaklama hizmetinin başarısı, ulaşım kolaylığı ve maliyet düşüklüğü yurt dışında yaşayan çok sayıda hastanın bizi tercih etmesini sağladı DOĞAL SONUÇLAR ELDE EDİLİYOR Estetik işlem lere dair “Çok mu zor, güvenli mi, işime ne zaman dönerim?’’ gibi birçok soru bu işlemleri düşünenlerin zihninde. Bu sorulara çözüm arayışı için, hücresel düzeyden başlayan, ultrason ve lazer gibi geniş bir alana yayılan bilimsel ve teknolojik gelişmeler hızla devam etmekte. Bu gelişmeler sayesinde, artık eskisinden daha kolay uygulanabilen, daha etkili, üstelik daha da güvenli estetik işlemler mümkün. Lazer Lipoliz ile vücut şekillendirme, fibroblast hücre kültürleri ile genç ve gergin cilt, odaklı ultrason ile yüzün sarkmasını azaltmak bunlara birkaç örnek olabilir. Bunun yanında dolgu maddelerinin içeriği çok geliştirildi. Bu sayede yüzün farklı yerleri ve dudak için daha spesifik çözümler üretildi, yabancı cisim Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 13 Doğru karar vermenin tek yolu doğru bilgi sahibi olmaktır. Olmayı düşündüğünüz işlem hakkında olumlu veya olumsuz her yönüyle bilgi sahibi olmanız ancak bu konuda uzman bir hekim tarafından yapılabilir. İnternet tabii ki önemli bir bilgi kaynağı, ancak birçok yanlış bilgiyi de içermekte. Her hastanın durumunun birbirinden farklı olduğu unutulmamalı. Bir yöntem birçok kişi için iyiyken, size uygun olmayabilir. Yanlış bilgilerle bir tedaviden vazgeçmek ise belki de kolaylıkla düzeltilecek bir problemi ömür boyu taşımanıza neden olabilir. Plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahlar beş veya altı yıllık uzmanlık eğitimi yapmıştır, karar verme aşamasında bu birikimlerinden faydalanılmasını öneririm. Bu işlemleri olası bir komplikasyon durumunda çözüm üretebilecek kişiler yapmalıdır. İşimizin uygulamasında büyük bir efor ve konsantrasyon gerekmekte ama zor olan kısmı bu değil. Yetersiz donanıma sahip kişilerce yapılan uygulamalar toplumdaki estetik algısını negatif etkiliyor. Ayrıca bazı tedavilerin hak ettiğinden fazla abartılarak anlatılması da aşırı beklenti yaratıyor. Yanlış bilginin düzeltilmeye çalışılması da bizim işimizi zorlaştırıyor. reaksiyonu riski büyük oranda düştü. Daha doğal sonuçlar elde edilmeye başlandı. OPERASYONLARIN BAŞARISI Meme implantlarının şekil, boyut ve içerik alternatifleri o kadar arttı ki meme büyütme ve dikleştirme işlemlerinde doğala yakın görünümler elde edilmekte. Karın germe ameliyatlarında Lazer Lipoliz ile kombine edilerek daha iyi vücut konturları sağlanmakta. Burun estetik ameliyatlarında, nefes almayı ön planda tutan teknikler daha çok kullanılmakta. Yüzün diğer kısımlarıyla burnun uyumu daha detaylı irdelenmekte ve bilgisayar programlarıyla hastaya işlem sonrası için daha net öngörü sağlanmakta. Burnun dinamik yani hareketli bir organ olmasını nefes almayı bozmamak adına korumaktayız. Yüz germe ameliyatlarında germe vektörünün yönünü yukarı doğru tutarak daha doğal sonuçlar elde etmekteyiz. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 14 Burun estetiği, meme estetiği, lazer liposuction ile vücut şekillendirme, karın germe, yüz germe, göz kapak ameliyatları, saç ekimi ve yağ enjeksiyonu uygulamaları sıklıkla yapılan estetik operasyonlardır. LAZER LİPOLİZ UYGULAMASI Lazer Lipoliz vücut kontur bozuklukları için ideal bir sistem. Mesela bel, basen, diz çevresi, bacak üst iç, sırt ve karın bölgesinde çok etkili. Kol, gıdık ve ayak bileği inceltilmesi için de kullanılmakta. Erkek meme büyümesi çok ileri evre değil ise bu sistemle çözüm mümkün. Aşırı kilolu hastalarda kilo vermek için, ya da yüksek miktarda kilo verme sonucu oluşan sarkmalarda ise başka yöntemler kullanılmalı. AMELİYATSIZ YÜZ VE BOYUN GERME Ultrasonik ses dalgaları istenen doku derinliğine odaklanmakta ve cildin üst tabakasına zarar vermeden, deri altındaki bağ dokusunda kollajen üretimini artıran küçük ısı hasarları oluşturulmaktadır. Bu sayede cilt kendi onarım sürecini oluşturarak yeni kollajen üretimine başlar ve ciltte sıkılaşma, yukarı doğru gerilme etkisi kendini gösterir. Burada dokuyu ısıtarak küçültmeyi hedefleyen diğer yöntemlerden en önemli farklılık, ultrason enerjisini derinin üst tabakalarını pas geçirerek, yüz germe ameliyatlarında küçültmeyi hedeflediğimiz SMAS denilen dokuya odaklamaktır. Uygulama ardından rejenerasyon süreci hemen başlar, ilk anda bile hafif bir gerilme etkisi görülmektedir. Cilt, uygulama sonrası her geçen gün daha iyi görünmeye başlar, bir hafta sonrasında cildinizi daha iyi hissedersiniz, bir ay sonra etkiler görünür hale gelir, üç ayın sonunda istenen sonuç gözlenir. Odaklı ultrason ile cilt germe tek seanslık bir uygulama olup en erken altı ay, en geç bir yıl içerisinde tekrarlanmaktadır. Ciltte kollajen üretimini uyardığı ve SMAS dokusunda küçülmeye neden olduğu için elde edilen sonuç uzun süreli kalıcı olmaktadır. Enerjiyi istenilen derinliğe odaklayabilen farklı başlıklarının olması yüz, boyun ve vücut için, kırışıklık azaltma ve germe amacıyla çok geniş bir tedavi alternatifi sunmaktadır. Kişi işlem sonrası rahatlıkla günlük hayatına devam edebilir ve herhangi bir kısıtlama yaşamaz. İşlem yaklaşık yarım saat sürer. Kepçe Kulak Estetiği Kulak kişinin görünümünü doğrudan etkileyen, estetik ve fonksiyonel önemi olan bir organdır. Kulak kepçesini ilgilendiren bir çok anomali ile sıklıkla karşılaşmaktayız. Bunlardan en çok karşımıza çıkan ise kepçe kulak (prominent ear) anomalisidir. Op. Dr. Orhan Erbaş Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi sonrası hastanede yatmak gerekmez. Fazla bir ağrı olmaz, ağrı olursa ağrı kesiciler yeterli olur. Operasyon sonrası okul yada işe 1 yada 2 hafta içerisinde dönülür. Kulak kepçesi ile ilgili diğer şekilsel problemler de yine otoplasti operasyonu ile düzeltilebilir. Kulak kepçesi büyüklüğü, kulak memesi büyüklüğü, küpe deliğinin yırtılması bunlar arasındadır. İyi yapılmış bir kulak estetiği, görünüşünüzü daha güzel hale getirir, özgüveninizi artırır toplum içinde kendinizi daha iyi görünmeniz ve daha iyi hissetmeniz konusunda yardımcı olur. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 15 Kepçe kulak anomalisi kulak kepçesinin olması gereken normal görünümünden farklı olarak öne doğru açık olmasıdır. Bu anomali nedeniyle çocuklar okul ve diğer sosyal ortamlarda kendileriyle ilgili konuşmalardan etkilenebilirler, arkadaşları tarafından alay konusu olabilirler. Bu da çocukların hem psikolojik gelişimlerini hem de okuldaki başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle bu çocukların ideal ameliyat zamanı okul başlamadan önce 6 yaştır. Fakat bu dönemde opere olamayanlar daha sonrada her yaşta ameliyat edilebilirler. Kulağın estetik görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan cerrahi girişime otoplastidenir. Bu prosedür ile genellikle büyük kulağın boyutunu küçültmek, kepçe kulakları başa daha yakın hale getirmek ve kulağı estetik olarak şekillendirmek amaçlanır. Otoplasti ameliyatı genellikle sedasyon ve lokal anestezi ile yapılır. Çocuklarda bazen genel anestezi gerekebilir. Operasyon ortalama 1 saat kadar sürer. Kulak kepçesi arka yüzünden kafaya doğru yatırılır, kulak kepçesinin kıvrımları oluşmamış ise oluşturulur. Kullanılan dikişler eriyen dikiştir, alınması gerekmez. Operasyon izi kulak arkasındaki kıvrımda kaldığı için hiçbir zaman iz sorunu olmaz. Ameliyat sonrası kafaya ve kulakların üzerine sporcu bandı takılır. Ameliyat SAĞLIĞIN BAŞ DÜŞMANI: SİGARA Sigara dumanı içinde 4.000‘ den fazla zehirli madde bulunmaktadır. Boya sökücü aseton, akü yapımında kullanılan kadmiyum, roket yakıtı metanol, çakmak gazı bütan, temizlik maddesi amonyak, fare zehiri, arsenik, öldürücü zehir hidrojen siyanür, naftalin. Bunlar 4000 maddeden sadece birkaç tanesidir. Aile Hekimi Lokman Hekim Hastaneler Grubu Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 16 Nikotin ise sigarada bulunan bağımlılıktan sorumlu ana maddedir. Sigarayla ilgili bilmeniz gereken gerçekler şunlar: • Her gün dünyada 5.000 kişi sigaraya başlamaktadır. • Sigara içmeyi bir kez deneyen 4 kişiden 3 tanesi sigara tiryakisi olmaktadır. • Dünyada her yıl 4 milyon insan sigara yüzünden hayatını kaybetmektedir. • Türkiye‘de her yıl 100.000 kişi erken yaşlarda sigara nedeniyle hayatını kaybetmektedir. • Sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör, iş kazaları vb. tüm ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır. • Pilotlarda sigara kullanımı üzerine yapılan bir araştırmaya göre, uçuştan bir saat önce bir sigara içen pilotun, görme alanında ve renk algılama yeteneğinde %20 oranında azalma olmaktadır. Bu nedenle pilotlar gibi sürücülerin de sigara kullanmaması gerektiği belirtilmektedir. • Dünya Sağlık Örgütü‘nün (WH0) verdiği rakamlara göre, dünyada her 13 saniyede bir kişi sigara yüzünden hayatını kaybetmektedir. • İçilen her, sigara yaşamdan 5,5 dakika çalmaktadır. • Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha çok sırt ve eklem ağrısı çeker. • Ağır derecede sigara içenler, sözlü anlatım sırasında hafızalarını toparlamada güçlük çekerler. • Sigara içilen ortamda maruz kalınan duman, pasif içicilerden çok çocukları ve hamile kadınları etkiler. • Pasif sigara içiciliği, ileri yaşlarda akciğer kanserlerinin en önemli nedenlerinden biridir. • Çevresel sigara dumanı, herkes için tehlikelidir. • Türkiye‘de her yıl 10.000 insan, kendi sigara içmediği halde, yanında sigara içildiği için hayatını kaybetmektedir. • Sigara, her nefeste 50.000 hücrenin ölümüne sebep olur. SAĞLIĞIN BAŞ DÜŞMANI Sigara kullanımının risk faktörü olarak rol oynadığı hastalıkları sistematik olarak inceleyecek olursak: Solunum Sisteminde: Kronik farenjit, larenjit, tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, sesteli nodülleri, boğaz, larenks ve akciğer kanserleri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astımın ortaya çıkmasını kolaylaştırır ve atakların sıklık ve ağırlığını artırır. Sigara içenlerde akciğer kanserinden ölüm oranı 15-20 kat daha fazladır. Dolaşım Sisteminde: Damar sertliği gelişimi, kol ve bacak damarlarında tıkanıklık, yüksek tansiyon, kalp krizi, çarpıntı, kan akışında azalma ve pıhtı oluşması. Santral Sinir Sisteminde: Beyin damarlarında daralma ve beyin kan akımında azalma, beyin kanaması, felç gelişimi. Sindirim Sisteminde: Mide asidinde artma, gastrit, mide ve ince bağırsak ülserleri, ağız, dudak, yemek borusu ve mide kanserleri yapabilir. Diğer organlarda etkileri: Mesane ve böbrek kanseri, safra kesesi ve pankreas kanserleri, kemik erimesi, dişlerde sararma, ağızda kötü koku yapabilir. Erkekte impotans ve sperm anomalileri, kadınlarda erken menopoz ile ilişkilidir. Katarakt ve diğer göz sorunları yapabilir. Sigara, hamililerde erken doğum ve düşük nedenidir. Ayrıca, yüzde kırışma, saçlarda grileşme, saç kaybı ve erken yaşlanmaya yol açar. SİGARA NASIL BIRAKILIR? Sigara bırakmak için salt irade gücü yetmemektedir. Sigarayı bırakmak için bir tedavi süreci gereklidir. Sadece irade gücü ile bırakmaya çalışanların bu girişimlerinin çok büyük bir bölümü başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Doktorunuzdan tavsiye almak, sizin için doğru olan bırakma yöntemini belirlemek ve başarmanıza yardımcı olacak bir plan yapmak, başarı olasılığınızı yükseltecektir. Yapılan bir araştırmaya göre, irade gücüyle sigarayı bırakabilenler %5 oranında başarılı olurken, tıbbi yardım ile sigarayı bırakanların oranı %30 olmaktadır. Sigarayı bırakmaya karar vermek, başarı için en önemli malzemedir. Fakat, sigarayı bırakmak isteyenlerin ilk veya ikinci denemelerinde başarısız olmaları, sık rastlanılan bir durumdur. SİGARAYI BIRAKTIKTAN SONRA NELER KAZANACAKSINIZ? • 20 dakika sonra kan basıncı ve nabız normale döner. • 8 saat sonra vücudunuz kendi kendini tamire başlar, karbon monoksit düzeyi düşerken oksijen seviyesi normale yükselir. • 24 saat sonra karbon monoksit vücudunuzdan tamamen atılır. Akciğeriniz sigaranın neden olduğu mukusu temizleye başlar. Kalp krizi geçirme şansızlığı azalır. • 48 saat sonra tat ve koku hissinizde artış kaydedilir. Vücudunuzdaki nikotin tamamen temizlenir. • 72 saat sonra akciğer kapasitesi artar ve solunum daha kolay hale gelir. • 2 hafta-3 ay sonra dolaşım düzelir, yürüme rahat hale gelir ve akciğer fonksiyonları %30 artar. • 1-9 ay sonra akciğerin kendini temizleme kabiliyeti artar. Enfeksiyon riski, öksürük, geniz akıntısı ve nefes darlığı azalırken, vücudunuzun enerjisi artar. • 1 yıl sonra kalp krizi riski, sigara içmeye devam eden birinin taşıdığı riskin yaklaşık yarısına iner. • 5 yıl sonra akciğer kanserinden olan ölümler %50 azalır, kalp krizi riski hiç içmeyenlerin seviyesine iner. • 10 yıl sonra akciğer kanserinden ölme riski, hiç içmeyenlerin seviyesine iner. • 15 yıl sonra felç geçirme ve kalp krizi riski, hiç sigara içmemiş birinin taşıdığı riskle aynı seviyeye iner. MS Hakkında Bilmeniz Gerekenler MS (Multipl Skleroz) hastalığı, kişinin bağışıklık sistemindeki bozukluk sonucu beyin ve omurilikte çok sayıda plakların oluşmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Genç yaşlarda görülebilen MS (Multipl Skleroz) hastalığı, dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye’de ise 35 bin kişiyi etkilemektedir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 18 Memorial Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü MS hastalığı ataklar halinde gelişir ve ancak uygun tedavi ve düzenli takiple kontrol altında tutulabilmektedir. Multipl Skleroz hastalığı genellikle 20- 40 yaşları arasında ortaya çıkar. MS Hastalığı Nedir? Halk arasında MS hastalığı olarak bilinen Multiple Skleroz; hareket aksaklığı, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, dengesizlik, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Ataklar halinde görülen MS, erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülüyor. MS (Multipl Skleroz) hastalığı, santral sinir sisteminin yani beynin ve omuriliğin inflamatuar (yangısal) bir hastalığıdır. Özellikle santral sinir sistemindeki beyaz madde yapıları hastalanır. Beyaz madde, santral sinir sisteminin kendi içerisinde ve bu bölüm ile vücudun diğer bölümleri arasında iletişimi sağlayan sinir liflerinden oluşur. MS’li hastalarda santral sinir sistemindeki bu beyaz maddede plak veya lezyon diye adlandırılan hasarlı alanlar görülür. Bu hasarlı alanlarda siniri çevreleyen miyelin denilen bir maddede MS hastalığının belirtileri ve tedavisi kişiye özeldir. Benzer şekilde gelişen ve aynı bulgularla seyreden iki MS’li hasta bulabilmek mümkün değildir. Hastalığın bireyin kendisinde ve hastalar arasında farklı seyretmesi, hastalığın zamanlamasını, beyinde tuttuğu yeri ve bulguların şiddetini farklı kılmaktadır. Genel alarak MS’li olgularda, beynin veya omuriliğin kontrol ettiği her hangi bir fonksiyonun tam veya yarı tam kaybı gözlenir. MS Hastalığı (Multiple Skleroz) Belirtileri Nelerdir? MS hastalığının belirtileri kişiye göre değişebilmektedir. MS’li hastalar, aşağıdaki problemlerin herhangi birini ataklar ve düzelmeler veya yavaş kötüleşen bir seyir izleyerek yaşayabilirler: •Uyuşukluk, karıncalanma, iğnelenme, •Güç kaybı, spazm, kas sertliği, kramp, ağrı. Güç kaybı vücudun bir tarafındaki kol ve bacakta veya her iki bacakta birden olabilir. •Görme kaybı, çift görme, •İdrar kaçırma ve idrar aciliyeti, •Kabızlık, •Konuşma bozukluğu, •Cinsel fonksiyon bozuklukları, •Denge kaybı, bulantı, •Yorgunluk, •Depresyon, •Kısa süreli hafıza problemleri, •Yutma zorluğu MS hastalığının ilk belirtileri, kol ya da bacakta kuvvet azalmasıgüçsüzlük şikayeti ile başlar. MS’li hastalar genellikle yeni gelişen duyu bozuklukları, bulanık görme, denge bozuklukları, çift görme gibi belirtilerile doktora başvurular. MS hastalığının belirtilerinin her hastada birbirinden farklı olabileceğini akılda tutmak gerekir. En belirgin MS belirtileri,halsizlik, yüzde veya vücutta uyuşma ve karıncalanma, hissizlik, yorgunluk, denge problemleri, görme bozuklukları, kas sertleşmesi, bozuk konuşma, bağırsak veya mesane problemleri, dengesiz yürüme (ataksi), cinsel işlev sorunları, ısıya hassasiyet ve kısa süreli bellek sorunları şeklinde sıralanabilir. MS Hastalığı Neden Olur? MS Hastalığı Genetik Midir? MS hastalığı genetik midir sorusu hastalıkla ilgili doğru bir şüpheye işaret eder. MS hastalığının oluşumunda genetik faktörler oldukça etkilidir. MS’in nedeni Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 19 kayıp gözlenir. MS hastalığında gelişebilecek reaksiyonlar önceden tahmin edilemez ve oldukça değişkenlik gösterir. Bu nedenle MS hastalığını tanımlayabilmek çok zor bir durumdur. Sinir sisteminde etkilenen yere ve etkilenme derecesine göre, MS hastalığının tipi ve şiddeti hastadan hastaya değişebilir. MS hastalığı belirtileri, miyelin konusu ile doğrudan bağlantılıdır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen ve koruyan “miyelin” isimli bir tür kılıf vardır ve bu kılıf sinir liflerinin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olur. MS’de miyelin kılıfı hasara uğrar ve bazı bölgelerde yok olur. Hasar gören bu bölgeler ‘plak’ olarak da bilinir. Miyelin sadece sinir liflerini korumakla kalmayıp, görevlerini yerine getirmelerini de sağlar. Miyelin yok olduğunda veya hasar gördüğünde, sinirlerin beyine giden veya beyinden gelen elektrik uyarılarını iletebilme kapasiteleri kesintiye uğrar; bu durum çeşitli MS belirtilerineneden olur. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 20 olarak birkaç teori vardır, fakat bunlarla hastalık oldukça zayıf bir şekilde anlaşılabilmektedir. MS hastalığının nedenleri kişiden kişiye değişse de, genetik faktörler tüm hastalarda sabittir. MS hastalığı neden olur sorusuna birkaç şekilde cevap verilebilir; •Çevresel faktörler: Organik çözücülere ve cıvaya maruz kalma, böcek ilaçları ve radyasyon teması. •Etnik köken: Kafkas, Kuzey Afrika kökenlilerde hastalık görülebilir. Sarı ve kısmen siyah ırkta koruyuculuk beyaz ırka göre daha fazladır. Ayrıca Kuzey Avrupa, Amerika ve Kanada‘nın kuzeyinde hastalık yüksek, ekvator bölgesinde düşük oranda görülmektedir. ••Virüslerin etkisi: Geçmişte “herpes”, “varisella zoster” virüslerine maruz kalma. ••Kalıtım: Çevresel tetikleyicilerden etkilenen genetik faktörler mevcuttur. ••Genetik faktörler: MS‘li anne veya babanın çocuklarında aynı hastalığın görülme oranı, toplumdaki aynı yaş grubu kişilerle kıyaslandığında 7-10 kat fazladır. Ancak genler, hastalığın oluşmasında tek faktör değildir. Örneğin; genetik olarak birbirinin aynı olan tek yumurta ikizlerinden birinde MS gelişse bile, diğerinde gelişme riski %25’tir. Bu faktörlerin dışında MS hastalığı nedenleri arasında; •Kan ve beyin arasındaki bariyerin hasarı •Anne karnında oluşan biyokimyasal olaylar •Diyet ve vitamin yetmezlikleri •Alerjik reaksiyonlar da sıralanabilir. MS Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir? MS hastalığı tanısının konulması çok da kolay değildir. MS hastalığını teşhis edebilecek özel bir test henüz geliştirilmemiştir. MS hastalığına tanısı konması demek aslında diğer olasılıkları elemek anlamına gelir. MS hastalığını teşhis etmek için kullanılan tetkikler nelerdir? sorusuna ise bu şekilde yanıt verilebilir: •MRI: MRI filmleri beyin ve omurilik hakkında detaylı bilgi verir ve MS hastalığı teşhisi için son derece önemlidir. MS hastalığı lezyonları bu filmlerde soluk alanlar olarak görülür. •Beyin omurilik sıvısının incelenmesi: Bu sıvıda, bağışıklık sisteminin aktivitesini gösteren ligklnal bandlar, miyelin proteini saptanabilir. •Uyarılmış yanıtlar: Bu testler, sinirlerin ileti hızlarını ölçme teknikleridir. Miyelin kılıfı hasarlanmış sinirler, iletileri daha yavaş iletirler. 3 ana tipi vardır: •Görsel uyarılmış yanıtlar: Görme ile ilgili sinirleri inceler. •İşitsel uyarılmış yanıtlar: İşitme ile ilgili sinirleri inceler. •Smatsensriyel uyarılmış yanıtlar: Kol ve bacaklardaki duyusal sinirleri inceler. MS Hastalığı Tedavisi MS hastalığı tedavisi kişiye özel olmalı ve mutlaka erken dönemde başlamalıdır. Hastalık genellikle 20-50 yaş arasında görülmektedir. MS hastalığı ne kadar erken başlarsa o kadar sert seyretmektedir. MS atağı geçiren hasta hayatı boyunca başka bir atak geçirmeyebileceği gibi değişken sıklıkta atak yaşayabilmektedir. Ataklar halinde görülmediği ve düzelmeye izin vermeyen sürekli ilerleyen formları çok daha ağır ilerlemektedir. MS’in ataklarla başlayıp daha sonra ara vermeden devam eden tipleri de mevcut. MS hastalığının tedavisine ataklar sırasında gecikmeden başlanmalıdır. Erken dönemde başlanan MS hastalığı tedavisi hastalığın ileride hasar bırakmasını olmadığı bilinmelidir. Hatta bazı vakalarda hamilelik MS ataklarını yatıştırmaktadır. Ancak doğum sonrası ataklar tekrarlanabileceği için MS hastalığının yakın takibi çok önemlidir. MS Ataklarına Karşı Aşı MS hastalığının tedavisinde koruyucu tedaviler (aşı) da büyük rol oynamaktadır. MS atakları hissedilir hissedilmez vakit kaybetmeden uzman bir doktora görünmek, MS hastalığı tedavisinin ilk adımıdır. MS ataklarını teşhis edebilecek beyin ve omurilik MR’larının çekilmesi, beyin omurilik sıvısından örnek alınarak yapılan testler ve elektro fizyolojik testler tedavide uygulanacak yöntemler için belirleyici olmaktadır. Yapılan tetkikler sonrasında beyinde görülen plakların sayısı MS hastalığının seyrini ve derecesini göstermektedir. MS hastalığın tam tedavisi bulunmamaktadır. MS ataklarını ve olağan atakların etkilerini azaltmaya yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Sürekli MS atağı geçiren hastalara atakları %30-40 oranında önleyen koruyucu tedaviler (aşı) uygulanır. Ayrıca bu koruyucu tedavi atak sonrası engelli kalma riskini de azaltır. Çok sık MS atağı geçiren hastalarda atak sayısının azaltılması için interferon tedavisi uygulanmaktadır. MS hastalığı tedavisinde dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da, kronik MS hastası olma riski taşıyan, tek atak geçiren hastalarda bağışıklık sistemini baskılayan koruyucu tedavilerin uygulanması önerilmemektedir. MS hastalığının tedavisinde özellikle hastalığın az görülen ağır tipleri için de artık tedavi seçenekleri bulunmaktadır. MS tedavileri bağışıklık sistemini baskıladıkları için ciddi risklere neden olabilmektedir. Bu nedenle MS hastalığı tedavisi yakın kontrol altında tutulmalı ve uzman sağlık kuruluşlarında uygulanmalıdır. MS hastalığı doğru tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile kontrol altında tutulabilir. •Sizi çok yoracak etkinlik ve işlerden kaçının •Düzenli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin •Alkol ve sigara gibi zararlı maddeleri hayatınızdan uzak tutun •Hareket edin! •MS şikayetlerini artırabilecek olan hamam, sauna gibi sıcak ortamlar yerine ılık su tercih edin. •Depresyondan uzak durmaya çalışın. MS Hamileliğe Engel Mi? MS hastalarının bilinenin aksine hamilelik planlarını ertelemelerine gerek yoktur. MS hastaları rahatlıkla hamile kalabilir ve çocuklarını sağlıklı bir şekilde dünyaya getirebilr. Eğer MS atakları çok ağır şekilde seyretmeye başlarsa hastaların ağır işlerden kaçınmaları yeterlidir. MS hastalığının doğuma ve doğurganlığa engel bir hastalık MS Hastalığının Kötü Bir Seyir İzleyeceğini Gösteren Bulgular Nelerdir? •Başlangıçta etkilenen alanların çok olması •Başlangıçta MR lezyonlarının çok olması •Başlangıçta beyinin güç, denge ve sfinkter fonksiyonları ile ilgili bölümlerinin etkilenmiş olması •Başlangıçta hastalığın progresif seyir izlemesi •Hastalığın erken seyrinde beyin omurilik sıvısında oligoklonal bant olması •Hastalığın 40 yaşından sonra başlaması •2 atak arasında 1 yıldan daha az bir süre olması •Başlangıçta motor bulguların olması •Başlangıçta beyin sapı ile ilgili bulguların olması •Hastanın erkek olması Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 21 engellemektedir. MS Hastalığının İyi Bir Seyir İzleyeceğini Gösteren Bulgular Nelerdir? •İlk bulgusu duyusal veya görme ile ilgili olanlar •2 atak arasındaki sürenin uzun olması •Hastalığın 25 yaşından önce olması •Başlangıçta MR’da çok az lezyon görülmesi •Başlangıçtan 5 yıl sonra etkilenen nörolojik bölümlerin az sayıda olması •Başlangıçtan 5 yıl sonra nörolojik sekelin az olması •Geçirilen ataklardan sonra düzelmenin tama yakın olması •Ataklar dışında beyin omurilik sıvısında myelin proteininin olmayışı •Başlangıcın sadece tek bölgeden olması Hastanın kadın olmasının da bir avantaj olduğu unutulmamalıdır. 40 YAŞINDAN SONRA GÖZ TANSİYONUNA DİKKAT Halk arasında göz tansiyonu veya karasu hastalığı olarak bilinen glokom, göz içi basıncın yükselmesi ile görme sinir liflerinin hasara uğramasıdır. Hastalık zamanla körlüğe kadar ilerleyebilir. Dr. Hakan TERZİ Glokomun Belirtileri Sabahları belirginleşen baş ağrıları Zaman zaman bulanık görme Geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görülmesi Televizyon izlerken göz etrafında ağrı dir. Göz Hastalıkları Glokom, ailesinde bu hastalığı taşıyanlarda daha sık görülür. Aynı zamanda, miyop, hipermetrop olanlarda da bu rahatsızlığa rastlanabilir. Uzun süreli kortizon tedavisi görenlerde, göz ameliyatı, göz travması, göz iltihabı geçirenlerde, şeker hastalarında ve ileri yaşlarda glokom görülebilir. NASIL TEŞHİS EDİLİR? Göz tansiyonunun ölçümü, optik sinir başının incelenmesi, OCT, HRT, görme alanı testi, kamera açısının gonioskopik incelenmesi gibi tetkikler yapılarak glokom teşhis edilebilir. Glokom Riskini Artıran Faktörler Nelerdir? BELİRTİLERİ NEDİR? Hasta, göz tansiyonundaki hafif artışların farkına varamaz. Orta dereceli artışlarda hafif baş ağrısı, görme bulanıklığı, kızarıklık olur. Ani ve yüksek artışlarda gözde şiddetli ağrı, bulanık görme, kızarıklık, bulantı, kusma görülür. Tedavi edilmeyen hastalarda görme alanı daralması, görmede azalma ve görme kaybı oluşur. TEDAVİSİ NEDİR? Glokom hastalarında öncelikle ilaç ve lazer tedavisi, sonuç alınmayanlarda ise cerrahi tedavi uygulanmaktadır. NE YAPMALIYIZ Yukarıda saydığımız risk grubunda olanların göz tansiyonlarını ölçtürüp takipte olması, risk grubunda olmasa bile 40 yaşından sonra sadece göz tansiyonlarını ölçtürmeleri uygun olur. • Ailede glokom geçmişinin olması (genetik yatkınlık) • 40 yaşın üzerinde olunması • Şeker hastalığı • Şiddetli kansızlık veya şoklar • Yüksek-düşük sistemik kan basıncı (vücut tansiyonu) • Yüksek miyopi • Yüksek hipermetropi • Migren • Uzun süreli kortizon tedavisi • Göz yaralanmaları Irksal faktörler Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 23 Halk arasında „Göz Tansiyonu“ ya da „Karasu Hastalığı“ olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesidir. Buna bağlı olarak kişinin görme alanı yavaş yavaş daralır. Kendini hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda görme sinirinde onarılması mümkün olmayan ciddi tahribatlar oluşturabilmektedir. BAŞ DÖNDÜREN RAHATSIZLIKLAR Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 24 Baş dönmesi, dengeden sorumlu sistemlerin herhangi birinde meydana gelen bir bozukluk sonucu oluşan anormal duygudur. Dr. Umut TEKER Lokmanhekim Hastaneleri Nöroloji Bölümü Baş dönmesi, dengeden sorumlu sistemlerin herhangi birinde meydana gelen bir bozukluk sonucu oluşan anormal duygudur. Etraftaki cisimlerin dönüyor gibi hissedilmesi, göz kararması, kişinin kendini dönüyor, düşüyor veya bir yöne doğru savruluyor gibi hissetmesi, bayılma hissi, yerin kayıyor veya sallanıyor gibi hissedilmesi, başta boşluk veya sersemlik hissi gibi yakınmalar ile ifade edilir. Baş dönmesi olan hastalarda, sebebin ne olduğuna göre başka belirtiler de eşlik edebilir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde, baş ağrısı, konuşmada peltekleşme, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler, çift görme olabilir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde ise kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı- kusma ve kulak akıntısı gibi yakınmalar eşlik eder. Baş dönmesi çok sayıda ve farklı sistem hastalıklarının ortak bulgusudur ve çok farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Örneğin tansiyon düşüklüğü, kalp ritim bozuklukları, şeker hastalığı, kansızlık, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, böbrek yetmezliği, psikolojik nedenler, B12 vitamin eksikliği ve guatr gibi denge ile ilgili sistemleri etkiyebilecek çok sayıdaki hastalık baş dönmesi yakınmasına yol açabilir. Baş dönmesi şikâyeti yaratan hastalıkların sık görülenleri şunlardır: Baş dönmesi, tek başına bir hastalık olmadığı için “baş dönmesi tedavisi” şeklinde tanımlanabilecek özel bir tedavi yöntemi yoktur. Baş dönmesi, baş dönmesine neden olan hastalık saptandıktan sonra bu hastalığın tedavisi ile düzeltilir. * Denge sinirinin sıklıkla bir viral enfeksiyon sonucunda iltihaplanması: Bu hastalıkta baş dönmesi uzun sürelidir. Şikâyetler saatler, günler sürer. İlaçlar ile tedavi edilmektedir. * Meniere sendromu: İç kulaktaki salyangoz isimli organ içindeki sıvı basıncının artması izlenmektedir. Hastaların kulaklarında çınlama, özellikle yüksek frekanslı sesleri iyi duyamama gibi yakınmaları baş dönmesine eşlik eder. Bu hastalıkta iç kulak içinde basıncı azaltan ilaçlar, idrar söktürücüler ve bazen kortizon kullanılması gerekebilir. * Beyin damar tıkanıklıkları ya da beyin kanamalarına (inme) bağlı baş dönmeleri: Beyindeki denge merkezlerine giden damarlar ya tıkanır ya da kanar. Bu durumda hastada ani gelişen baş dönmesi dışında çift görme, peltek konuşma, baş ağrısı, felç, vücudun bir tarafında uyuşma ve bilinç kaybı gibi bulgular da olmaktadır. * Beyin tümörlerine bağlı baş dönmesi: Tümörler sıklıkla tek bulgu olarak baş dönmesi oluşturmaz. İç kulaktaki işitme sinirinde, beyin sapında veya beyincik tümörlerinde baş dönmesinin yanı sıra baş ağrısı, işitme kaybı, çift görme ve felçler izlenebilir. Hastaların yakınmaları sıklıkla süreklidir ve zaman içinde tümörün büyümesi ile artış gösterir. * Multipl skleroz (MS): Bu rahatsızlık baş dönmesi yapabilir. Ancak baş dönmesinden çok dengesizlik ya da beceriksizleşme yapar. Beyin sapındaki denge merkezlerinin tutulması durumunda, eğer hastalık küçük bir yeri tuttuysa sadece baş dönmesine de neden olabilir. Baş dönmesine neden olan diğer beyin hastalıkları; beyine kan götüren damarlarda yetmezlik, epilepsi ve migrenin nadir görülen bazı tipleridir Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananlarda, yaşlı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan hastalarda, daha önceden felç geçirmiş ve baş ağrısı ile beraber oluyorsa beyin kaynaklı baş dönmesi olabilir. Bu hastalar acil olarak değerlendirilmeli ve beyin görüntülemesi yapılmalıdır. Baş dönmesi, tek başına bir hastalık olmadığı için “baş dönmesi tedavisi” şeklinde tanımlanabilecek özel bir tedavi yöntemi yoktur. Baş dönmesi, baş dönmesine neden olan hastalık saptandıktan sonra bu hastalığın tedavisi ile düzeltilir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 25 * İç kulak kristallerine bağlı baş dönmesi: Bu hastalık iç kulakta sıvı ile dolu kanallar içinde oluşan kristallerin başın hareketi ile yer değiştirmesine bağlı olarak gelişir. Hastalar sıklıkla sabah kalktıkları sırada baş hareketi ile şiddetli baş dönmesi hissederler. Baş dönmesinin şiddetine göre bulantı ve kusma da olabilir. Tedavisi başın hasta kanala göre değişen özel hareketleri ile yapılan manevralar ile gerçekleştirilmektedir. Zehirden Doğan Şifa APİTERAPİ Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini Apiterapi üzerine çekmekte. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Dr. Gökhan Aydogdu Apiterapi, arı ve arı ürünlerinin hastalıklardan korunmada kullanıldığı, geleneksel ve tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Apiterapi denilince anlatılmak istenilen tedavi yöntemi, aslında arı zehri terapisidir (tedavisidir). Arı zehri kırktan fazla madde içerir ve bu maddelerin çoğunun fizyolojik etkileri vardır. En fazla bulunan bileşen ise iltihap sökücü özelliği olan melitindir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 26 Sağlık Bakanlığı‘nın da destekleyici ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında onay verdiği arı ürünleri, hem hastalık önleyici hem de tedaviyi tamamlayıcı niteliktedir. Apiterapide kullanılan ürünler nelerdir? Bal, polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği, balmumu, larva, kovan havası ve en önemlisi de arı zehridir. Genellikle nörolojik problemler ve diğer önem arz eden hastalıklarda, başta arı zehri olmak üzere destek amaçlı da diğer arı ürünleri de kullanılır. Apiterapi ile hangi hastalıklar tedavi ediliyor? Arı ürünlerinin hastalık önleyici, yani koruyucu hekimlik özelliklerinin olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanında Apiterapi 500 den fazla sağlık probleminde kullanılmaktadır. Bunların başlıcaları; multipl skleroz, romatizmal artrit, solunum yolu hastalıkları (Astım ve koah gibi), deri hastalıkları, bağışıklık sistemine bağlı hastalıklar, kronik ağrılar, kapanmayan yaralar, enfeksiyon hastalıkları, mide ülseri ve bazı kanser türleridir. Örneğin Apiterapi ile MS nasıl tedavi ediliyor? MS tedavisinde özellikle uzun bir süreç göz önüne alınmalıdır. Hasta ve hasta yakınları bu süreç ile ilgili tedavi öncesi bilinçlendirilmelidir. Bee venom test sonuçları negatif ise tedbirli olmak açısından ilk seans 1 arı ile gerçekleştirilmelidir. Arının canlı iğnesi akupunktur noktasına (Bağışıklık sistemi noktası LI11) uygulanabilir. Haftada 2 seans en uygun tedavi yöntemidir. Her seansta hastanın direncine ve psikolojisine bağlı olarak 50 iğneye kadar çıkılabilir. Ancak ortalama seans başına 15-20 arı yeterli olacaktır. Arı iğnesi uygulamasından hemen sonra başta bal olmak üzere polen ve propolis destek olarak verilebilir. Bunun yanında özel yapılmış ve içeriğinde arı zehri olan krem ile sırt bölgesi ve iğnelerin bırakıldığı noktalar kremlenir. Hasta aynı zamanda bu tedavi sürecinde kesinlikle fizyoterapi de almalıdır. Macaristan’da 64 yaşında bir MS hastasına 1700 civarında arı 18 ay boyunca uygulanmış ve hasta normal hayatına geri dönmüştür. Arı sokması insana nasıl zarar verir ve neler yapmalıdır? Dünyada arı sokmasından dolayı her yıl onlarca insan hayatını kaybetmektedir. Bunun başlıca nedeni, kişinin arı zehrine karşı alerjisinin olmasıdır. Arı zehri alerjisi olmayan sağlıklı bir insan 500 arı sokmasına dayanabilir. Alerji her 1000 kişiden 7 sinde mevcuttur (AAS). Doğada yürürken veya bilmeyerek bir arı kolonisinin yanından geçerken arıların saldırısına mazur kalabilirsiniz. Eğer alerjiniz varsa böyle durumlarda mutlaka yanınızda Apipen (kalem iğne) veya Adrenalin iğne ve Antihistamin tablet bulundurmalısınız. Önce iğneyi bulunduğu yerden hemen çıkartmalısınız ve daha sonra imkan varsa sokulan bölgeye buz uygulamalısınız. Amonyak ta kısmen geçici ağrıyı Apiterapide hangi ürünlerkullanılır? Apiterapi dendiğinde aklımıza ilk arı zehri gelirken; bal, propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği, larva, bal mumu ve kovan havası da sözkonusu tedavilerde kullanılmaktadır. Bununla birlikte bir çok ülkede, ölmüş arıların kafaları ve kendileri de yine tedavi amaçlı kullanılabilmektedir. Arı Zehri: Aslında arı kendini savunmak amaçlı olarak iğnesini düşmanı olarak gördüğü canlının seçilmiş noktasına bırakır. % 88 i sudan oluşan zehrin içeriğinde 18 ‘den fazla farmakolojik bileşik bulunur. Arı zehrinin, nörotoksit zehir bileşikleri sayesinde Eğer alerjiniz yoksa ve arı sizi gelişigüzel sokmuşsa, şunu bilin ki siz çok şanslısınız vücudunuza bırakmış olduğu zehir sizin sağlığınızın sigortasıdır. özellikle Lyme ve sara hastaları üzerinde önemli etkilerinin olduğu gözlemlenmiştir. Bugün arı zehri bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmakta ve bu konuda ki bilimsel araştırmalar devam etmektedir. Arı zehri halen, eklem iltihapları, MS, nörolojik problemler, kas hastalıkları, bazı kanser türleri, migren ve diğer kronik ağrılar, sıtma, bel ve boyun fıtıkları, epilepsi, kan hastalıkları ve solunum yolu hastalıkları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilmekte. Bal: Sofralarımızın vazgeçilmez gıdasıdır bal. Vitamin ve mineral kaynağı olup, insanlar için gerçek bir enerji deposudur. Aynı zamanda antibakteriyal ve antimikrobiyal özelliğe sahiptir. Balın fayda sağlaması, doğal ortamda kovandan alındıktan sonra işlem görmemesine bağlıdır. Balda yaklaşık 200 değişik madde bulunmaktadır. (White 1979). Yine balın en önemli özelliği antioksidan içermesidir ki bu yüzden de vücut direncini yükselterek, bağışıklık sistemini güçlendirmesi söz konusudur. Tatlı olmasının sebebi içindeki %76 oranındaki doğal şekerdir. Fruktoz, Sakkaroz ve Levuloz (meyve şekeri). Balın % 17 ‘si sudan ve geri kalan % 7’lik bölümü ise demir, sodyum, kükürt, magnezyum, ürünleri gibi antibakteriyel özelliklere sahiptir. Metabolizmayı hızlandırır ve bu sayede dinginlik sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisinin yanı sıra, hücre yenileme özelliklerinden dolayı da yaşlanmayı geciktirici etkisinin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, azot, protein ve asitlerden oluşur. Kalitesini ise bu % 7’lik karışım belirler. Biz bunu ancak özel analiz raporlarında görebiliriz. Apiterapinin tarihi oldukça eskidir. Yıllar önce akupunktur enstitüsünde akupunktur iğnelerinin sinirlere daha fazla nasıl etki sağlayabileceğini tartışırdık. İğnelerin ucuna bağlanan elektrik kabloları, moksa ve buna benzer yöntemler halen kullanılmaktadır. Ancak arının iğnesindeki şifanın bir çok kişi gibi bende farkındaydım. Yapmış olduğum araştırmalar gösterdi ki arılar düşman olarak algıladığı canlıyı gelişi güzel sokmuyor; özellikle insanın öldürücü noktalarına yöneliyorlar. Akupunktur ile bu öldürücü noktaların arasında öyle bir bağ keşfettik ki; arılar vücudumuzda bulunan çok önemli sayılan akupunktur noktalarına yöneliyor, o noktaları titizlikle seçiyor ve iğnesini oraya bırakıyor. Günümüzde profesyonel olarak tedavi yapılan Apiterapi merkezlerinde de arının özellikle canlı iğnesi işte bu akupunktur noktalarına uygulanıyor. Bugün bir çok ulusal ve uluslararası konferanslar ve kongreler Apiterapiyi sahiplenmiş durumdadır. Propolis: Gerçek bir şifa kaynağından bahsediyoruz. Propolis diğer adıyla arı tutkalı. Arıların kovanlarında hijyeni sağlamaları, kovanlarını sterilize etmeleri ve açık olan alanları kapatmaları için gerekli bir maddedir. Aynı zamanda arılar, kovanlarına giren yabancı bir canlıyı öldürdükten sonra kovan dışına atmaya güçleri yetmiyorsa hemen propolis ile o canlıyı mumyalayıp kendilerini ve kovanlarını koruma altına alırlar. Propolis inanılmaz bir koruyucudur ki içeriğinde 300 kadar aktif madde bulunur. Bu maddelerin çoğunun bir çok kanserli hücre ile mücadele ettiği de tesbit edilmiştir. Arı sütü: İşçi arıların yutak üstü salgı bezlerinden salgıladıkları bir maddedir. Kraliçe arıları ve larvaları beslemek amacıyla üretilir. Arı sütü hafif bej renkli akıcı bir maddedir. Diğer arı Polen: İşçi arıların erkek çiçeklerden topladıkları ve kendi sistemlerinde enzimleyerek ayaklarındaki torbalarda kovana taşıdıkları, hem kendileri için, hem de insanlar için çok önemli bir besin maddesidir. İşçi arılar, poleni hem kendileri için, hem de kraliçe arının petek hücrelerine bıraktıkları larvaları beslemek için üretirler. İçeriğinde çeşitli vitaminler, mineraller, yağ asitleri ve protein bulunur. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 27 hafifletecektir. İğneyi uyguladıktan hemen sonra da en yakın sağlık kuruluşuna gidip durumu yetkililere bildirmelisiniz.” SÜPER BABA OLMAK HIÇ DE ZOR DEĞIL! Bütün çocuklar babalarını “evin direği” ya da “eve para getiren kişi” olarak tanımlar. Oysaki siz çocuğunuza arkadaş ve sırdaş olmak isteyebilirsiniz. Çocuklarınız için “süper bir baba” olmak istiyorsanız öncelikle yapmanız gereken, kısa da olsa, onlara zaman ayırmak olacaktır. Uzm. Psi. Özge Merve TÜRK Memorial Şişli Hastanesi bilmek, tanımak gerekir. Ergen, toplum içinde yeni bir kimlik edinmeye çalışmaktadır, yeni düşünce ve inanç sistemleri ortaya çıkar. İşte bu dönemde baba destekleyen, yönlendiren olmalıdır. Sorunları tehdit ve azar olmadan paylaşmalısınız. Birlikte zaman geçirmek ve güven veren konumda olmak ergen-baba ilişkisinde temel noktalardır. Bu, anlaşmazlıkların en aza indirgenmesini sağlar. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 28 Aranızdaki yaş farkı kaç olursa olsun paylaşım önemli Bebeklik döneminden itibaren anne ile paylaşım içerisinde çocuğun temel bakım ve gereksinimlerine katılan, sınır ve kuralları ihmal etmeden çocuk ile eğlenen, oynayan, anlayan bir baba modeli baba-çocuk ilişkisi için ideal bir model oluşturmakta, ergenlikteki sorunlarla daha iyi baş edebilmeye zemin hazırlamaktadır. baba ve çocuğun oyun oynaması, zaman geçirerek birbirleri ile iletişim içinde olmaları ergenlik sürecini de etkilemektedir. Ergenler otorite sahibi, güvenilir bir baba figürüne sahip olmak isterler. Üç-beş yaşları cinsel kimliğin oluşmaya başladığı yaşlardır ve bu yaşlarda erkek çocuğun özdeşim figürü “baba” olmaktadır. Çocuklar nasıl bir “Baba” ister? Ona “güven veren” olun Erken dönemde baba ve çocuk arasında kurulan ilişki oldukça önemlidir. Çocukluk döneminde Ergenlik büyümektir, değişimdir. Ergenin fiziksel ve ruhsal açıdan değiştiği bu dönemleri Çocuğunuz ile aranızdaki yaş farkı kaç olursa olsun aranızdaki paylaşım çok önemlidir. Oyun oynayarak zaman geçirmek, beraber etkinlik yapmak babaçocuk etkileşimini arttırır. Sürekli olarak emirler yağdıran, tehdit eden bir baba çocuk ile iyi iletişim kuramaz. Anlamak, dinlemek ve düşünceleri paylaşmak gerekmektedir. Bir baba olarak çocuğunuz ile beraber katılacağınız çeşitli aktivitelere bulun. Kısacası zaman geçirmek için ortam yaratın. Tabi burada çocuğun nelerden hoşlanabileceği göz önünde tutun Yaş farkına odaklanmak çocuk ile geçirilecek kaliteli zamanı engeller. Geçirdiğiniz zamanın süresine Sevgi ve saygı bir bütündür Sevgi ve saygı iletişimde bir bütündür. İkisi olmadan iyi bir iletişim söz konusu değildir. Aşırı sevgi göstermeye çalışan babalar zaman zaman baba otoritesini çocuğa bırakmakta; yani çocuğun yönettiği, kuralları koyduğu bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu yanlıştır, çocuğa her zaman baba olduğunuzu ve sınır-kuralları koyduğunuzu göstermelisiniz. Aynı zamanda onunla eğlenceli vakit geçirebilmeli, sorunları ile ilgili olarak paylaşmalı, yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Bu şekilde karşılıklı sevgi-saygı zemini oluştuğunda iyi bir baba –çocuk ilişkisinin temelleri atılmış olmaktadır. Babalar her şeyi en son mu duymalı? Bu durumda annenin rolü çok önemlidir. Anne ve baba ortak bir noktada buluşabiliyor ise babanın ne tepki göstereceği endişesi en az seviyede olur. Çocuk, baba ve annenin bir olaya nasıl tepki göstereceğini tahmin edebilir. Buna göre davranışlarını düzenleyebilir. İstenilmeyen davranışta sorun baba ile paylaşılır ve baba çocuk ile karşılıklı konuşarak, çocuğun sebeplerini anlar ve kendi düşüncelerini paylaşarak ona nasıl davranması gerektiğini anlatmaya çalışır. Bu noktada korkutmamak, tehdit etmemek önemlidir. Korkulan bir baba figürü çocuğun daha fazla hata yapmasına neden olur. Çocuk birçok konuyu paylaşmaz, yalan söyleyebilir. Bu nedenle net, anlaşılır şekilde sorunları doğrudan konuşarak paylaşmak, karşılıklı duygu paylaşımı sorunları daha iyi çözümlemeye yardımcı olacaktır. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 29 takılmayın. Önemli olan kaliteli zaman geçirmek; yani çocuğunuz ile geçirdiğiniz sürede neler paylaştığınız, iyi bir iletişim içinde olunduğu zamandır. Bahar Yorgunluğundan Sağlıklı Beslenerek Kurtulun Havaların ısınmasıyla birlikte birçok insanda halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, sindirim problemi ve uyku isteği gibi sorunların arttığı gözleniyor. Sıkça karşılaşılan bu şikayetlerin temelinde ise hava değişimi yatıyor. Bahar yorgunluğunu atlatabilmek yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi gerekiyor. Dyt. Merve SARPTAŞ BÜYÜKİNCE Beslenme ve Diyet Bahar aylarında güne daha zinde başlayabilmek için kesinlikle kahvaltı yapılmalıdır. Kahvaltıda, besleyici ancak hafif yiyecekler tercih edilmelidir. Günün diğer öğünlerde ise yağlı yiyeceklerin yerine daha hafif ve besleyici özelliği olan sebze ağırlıklı yemekler yenilmelidir. Baharla birlikte vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı vardır. Sebze ve meyveler bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlayan, artan vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması açısından önemli bir besin grubudur. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 30 Bu besinler bahar yorgunluğuna iyi geliyor Bahar yorgunluğundan etkilenmemek için A, C ve E vitaminleri açısından zengin sebze ve meyveler tüketilmelidir. A vitaminini en çok balık, yumurta sarısı, kırmızı et, süt, yoğurt, havuç, kayısı, tatlı kabak, kavun, şeftali, ıspanak, brokoli, tere, maydanoz, dereotu ve rokada bulunmaktadır. C vitamini içeren besinler ise maydanoz, biber, turunçgiller, soğan, kereviz, brokoli, çilek ve kividir. Bitkisel yağlar, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve kepeği ayrılmamış un ise E vitamini açısından zengindir. Bu dönemde organik olan mevsim sebze ve meyvelerinin tüketilmesi önerilmektedir. Bahar yorgunluğuna karşı önleminizi alın Bu dönemde günlük • tüketilen su miktarını arttırmak, vücut direncinin sağlanması ve toksinlerin atılması için faydalı olacaktır. Günde 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Kahve, çay, kola, kakao • ve benzerleri gibi kafeinli içecekler azaltılmalıdır. Kafeinli içecekler yerine, metabolizmayı rahatlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici bitki çayları tercih edilebilir. • Aşırı tuz, vücutta su birikimi arttırarak yorgunluk hissini artırabileceğinden tüketilmemelidir. • Düzenli olarak haftada 3 gün ve yaklaşık 45 dakika süren tempolu yürüyüşler yapmak, bu dönemdeki yorgunluk şikayetlerinin azalmasında faydalı olacaktır. • Uyku düzenine dikkat edilmeli, gece geç saatlerde yatılmamalıdır. • Yeterli fiziksel aktivitede bulunmak çok önemlidir. Her gün açık havada yüryüş yapılabilir. YA N A M L E A İ F E LE R ! V E Y İ TÜRK AKILLI TAR İÇİN EN Oyun sağlıklı aileler için önemli Oyunlar sayesinde çocuklar: bir güçtür. Ailecek oynanan •Beceri geliştirme ve oyunlar, çocuklar ve anne-baba koordinasyon arasındaki iletişimi ve bağı •Zihinsel gelişim ve problem kuvvetlendirir. Hep beraber çözme oynayan ailelerin birbirlerine •Hayal gücü ve yaratıcılık karşı daha işbirlikçi, destekleyici •İletişim ve sosyal beceriler olduğu ve birbirleri ile iletişimi •Benlik gelişimi ve kendine daha güçlü olduğu görülmektedir. güven kazanıyorlar. Ailede yaşanan günlük Bunların yanında, yapılan problemler (kavga, tartışmalar, araştırmalarda; kabalık, tembellik, öfke nöbetleri •Babasıyla oyun oynayan gibi) oyunun gücüyle aşılabilir. çocukların, babası oyun Anne-Babalara öneriler oynamayan çocuklara oranla Birçok anne-baba çocuklarıyla daha geniş bir hayal gücüne ve nasıl oyun oynayacaklarını bilişsel beceriye sahip olduğu; bilememektedir. Oyun yaratıcıdır, •Annesiyle oyun oynayan bir kural gerektirmemektedir çocukların, çocuğuyla oyun ve her seferinde öğretici olması oynamaya zaman ayıramayan gerektirmemektedir. annelerin çocuklarına göre •Çocuklarınıza serbest, annesiyle daha sağlam/güvenli yapılandırılmamış, yaratıcılığını bir bağ kurduğu ve daha olumlu yansıtabileceği yeterli oyun gelişme gösterdikleri; zamanları sağlayın. Bu serbest •Ailesiyle beraber oyun oynayan zamana siz de katılarak daha büyük çocukların, ailesi çocuklarınızla oyun oynayın. oyun oynamayan çocuklara •Fiziksel aktiviteden, oranla okulla daha olumlu bir yaratıcılıktan yoksun bağ kurduğu, ruhsal olarak daha bilgisayar ve televizyon sağlıklı olduğu, arkadaşları ile Turkcell Europe‘lularla görüşme yerine, çocuğunuzun aktif ilişkilerinin daha güçlü olduğu ve oyunlar oynamasını sağlayın. ailevi yakınlıktan daha fazla keyif Çocuğunuzun bilgisayar ve aldıkları bulunmuştur. Almanya ve Türkiye‘de her yöne televizyona maruz kalma Oyun sadece çocuklar için değil! zamanını kısıtlayarak ona Yaşınız ne olursa olsun, oyun yardımcı olabilirsiniz. oynamak için asla yaşınız ileri •Çocuğunuzun yaşına uygun, değildir. Oyun sadece çocuklar onların hayal gücünü ve Oyun çocuk için önemli! için değildir; yetişkinler de Almanya ve Türkiye‘de geçerli! yaratıcılığını destekleyen Ayda (bloklar, Çocuklar sosyal, duygusal, oyun oynayabilirler. İnsanlarda, bebekler gibi) oyuncaklar alın.√ zihinsel ve fiziksel becerilerini oyun oynarken salgılanan SMART M 500 MB 14,99 •Okulda aktif bir rol alarak geliştirmek için oyun oynamaya hormonlar bireyin gevşemesine SMARTçocuğun L 1 GB 19,99 √ yeterli serbest oyun ihtiyaç duyarlar. Oyun ve sakinleşmesine yardımcı XL aldığına3emin GB olun. 24,99 √ Highspeed İnternetin çocukların kendi becerilerini olmaktadır. Oyun, yetişkinleri SMARTzamanı test etmeleri için ile uygun bir stresten uzaklaştırarak, bittiğinde, SpeedOn ortam sunar. Oyun, kendilerini iyi hissetmelerini ve tekrar doldur, tam hız çocuklara diğer insanlarla nasıl iletişim yaratıcı çözümler üretmelerini devam et. kuracaklarını öğretir, çocukların sağlar. Anne-babaların işten problemlerini çözmeye ve içsel geldiğinde çocuğuyla oyun çatışmalarını çözümlemeye oynaması hem aralarındaki bağı yardımcı olur. Oyun, yetişkinlerin kuvvetlendirir, hem de yoğun www.turkcell.de öğretemeyeceği gerçek hayatın bir iş gününün ardından stres facebook.com/TurkcellEurope korkulu, cüretkâr ve çekingen atmaya birebirdir. Çocuğunuzla taleplerini öğrenme yoludur. beraber gülmek, gevşemek, Şimdi tüm Turkcell Europe bayilerinde, Telekom Shop‘larda veya www.turkcell.de adresinde! Oyunlar sayesinde çocuk, diğer eğlenmek sizin sağlığınıza da SMART M/ L/ XL paketiniyaşamayı var olan ana tarifenize olarak satın alabilirsiniz. Aylık miktarı 14,99 √/ 19,99 √/ 24,99 √‘dur. Paketin geçerlilik süresi 1 aydır, yani diğer bir ifadeyle satın alınan günden başlayarak bir sonraki ayın insanlarla ve ekyaratıcı iyiaidatgelecektir. Aynı zamanda, aynı gününden bir önceki gününe kadar geçerlidir. Sözleşme süresince Turkcell Europe kullanıcıları ile yapılan bütün görüşmeler ücretsizdir. Tarife Almanya ve Türkiye içi 500 MB/ 1 GB/ 3 GB hızlı internet kullanımını da içermektedir. düşünmeyi Maksimum veri bağlantı hızı: 7,2 Mbit/Oyun saniyedir ile (Ücretlendirme 50 MB‘lıkönemsendiğini, veri bloğuna göre yapılır). Tahsis edilen 200 dakika ile bütün Alman mobil ve sabit hatlar ve, Türkiye ve Suriye‘deki mobil ve sabit hatlar aranabilir. öğrenir. ilgilenildiğini Aynı 200 dakikaya Türkiye’de iken de bütün Alman mobil ve sabit hatlar ve Türkiye‘deki mobil ve sabit hatlar ile yapılan görüşmeler ve gelen aramalar da dahildir (Bu özel ve hizmet numaraları için geçerli değildir). Paket dakikaları bittiğinde Almanya içi standart aramalar 0,09 √/ dakika, Türkiye ve Suriye‘deki sabit hatlara yapılançocuğun standart aramalar 0,05 √/ dakika,olan Türk ve Suriye cep telefonu hatlarına yapılan görüşmelerin ücreti 0,15 √/ dakika olarak hesasağlanan bütün bunlar, çocuğun hisseden kendine planır. Paket sözleşme süresince istenildiği kadar satın alınamaz. Ücretlendirme dakika bazlı olarak gerçekleştirilir. Paketin geçerlilik süresi bittiğinde, müşterinin hesabındaki bakiye, ek bir aylık aidatı karşılayacak miktarda ise, sağlam bir gelecek oluşturması güveni artar. Çocuk, bu dünyada paket otomatik olarak bir ay daha uzar, aksi takdirde geçerlilik süresinin sonunda otomatik olarak feshedilir (fesih ihbar süresi: 1 gün). Aylık aidat otomatik olarak hesaptan tahsil edilir. Kullanılmayan dakikalar ve veri hacmi bir sonraki aya devrolmaz. 500 MB/ 1 GB/ 3 GB‘lık internet kullanımı aşıldığında maksimum hız 50 KB‘a Downlink: 64 Kbit/ saniyeye, Uplink 16 Kbit/ saniyeye düşürülür. için hizmeti önemli temelleri olduğu hissini kazanır. »SpeedOn« kapsamında SMART M/ L/oluşturur. XL, MAXIFLAT M/ L/ XL veyabir SURFyeri FLAT XL/ XXL opsiyonlarına dahil olan internet hacmi tüketildiği takdirde 3,-√ karşılığında 200 MB, 5,-√ karşılığında 500 MB veya 10,-√ Dükkânların oyuncak bölümünü gezerken genelde anne ve babalar her seferinde çocuklarına “Oyun yaşını çoktan geçtin oğlum/kızım...” gibi cümleler söylerler. Eğitim sisteminin ağırlığı ile zaten çocuklar oyunu unutmuş; tamamen derslere, sınavlara ve ev ödevlerine eğilmiş durumdalar. Okulda kısıtlı olan oyun oynama zamanı, evde de çalışan annebabaların yoğun hayat tarzı ile engellenebiliyor. Anne-babalar da çocuğun akademik başarısına bir hayli yoğunlaşarak oyunun gücünü ve önemini unutmuş durumdalar. Hafta sonları, bazı anne-babalar çocuğu sosyal aktivitelere göndererek bir nebze olsun çocuğa nefes aldırdıklarını düşünüyorlar. Oysa bir spor/sanat aktivitesi oyunun yerini tutmamaktadır. Örneğin; bir spor aktivitesi genellikle bir yetişkin tarafından kontrol edildiği için çocuk kendi kararlarını verme ve kendi davranışının sorumluluğunu alma gibi fırsatlardan yoksun kalmış oluyor. Buna karşın, çocuk kendi oyununu oynarken kendisi kurallar koyuyor, takım kuruyor ve kendi davranışının sorumluluğunu alıyor. YENİ! e rkiye‘d Tü net interl. dahi FLAT 200 DAKİKA İNTERNET N Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 31 SPEEDO karşılığında 1 GB ek olarak opsiyon süresinin (30 gün) geri kalan süresi içerisinde Highspeed İnternet sunulur. SMART M/ L/ XL tarifesine ek olarak »SpeedOn« sipariş edildiği takdirde, »SpeedOn« Türkiye’de de geçerlidir. Kullanılmayan İnternet hacmi bir sonraki aya devrolmaz. Teklif sahibi: Telekom Deutschland Multibrand GmbH, Landgrabenweg 151, 53227 Bonn. Değişiklik yapma ve baskı hata hakkı saklıdır. BU KİMYASALLAR HORMON DENGESİNİ BOZUYOR Temizlik malzemeleri, boyalar, böcek ilaçları ve plastik kapların içinden yiyeceklere karışan maddeler gibi pek çok kimyasalla gün boyu iç içe yaşıyoruz. “Endokrin bozucu” olarak adlandırılan bu kimyasallar, sadece hormon sistemini etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda kansere ve kalp hastalıklarına da zemin hazırlıyor. Doç. Dr. Bülent BOZKURT Allerji İmmunoloji Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 32 zarar vermelerinin yanı sıra; savunma sistemini zayıflatır, obezite, tip 1 ve 2 diyabet ve anne karnındaki bebeklerde anomalilere sebep olabilmektedir. Farklı kimyasal maddeler, farklı biyolojik basamaklarla, hücrelerin çalışmasını etkileyerek bu hastalıkları tetikleyebilmektedir. Endokrin bozucu kimyasal maddelerin olumsuz etkilerinden korunmak için bazı önlemler almak gerekiyor. Şampuan, oje ve kokulu mumlar her zaman masum olmayabilir “Endokrin bozucular” hormon sistemini etkileyen, vücuda dışarıdan giren maddeler ve madde karışımlarıdır. Gıda maddelerinin içindeki bozulmayı önleyen kimyasal katkı maddeleri, boyalar, plastik mutfak eşyalarındaki maddeler, duvar kağıdı, boya, şampuan, oje, kozmetik malzemeleri, kokulu mumlar, çocuk oyuncaklarındaki boyalar, kıyafetlerdeki kimyasallar ile vücudumuza giren maddeler bunlardan bazılarıdır. Hatta çoğu kişinin sevdiği ‘’yeni araba kokusu’’ fitalat denilen kimyasal madde kaynaklıdır. Bu kimyasallar hormon sistemine Bu maddelere dikkat edin! 1.Bisfenol-A (BPA): Plastik kapların ve boyaların içinde bulunur. Östrojen benzeri etki gösterebilir. Obeziteyi, nörolojik hastalıkları, üreme sistemi ile ilgili hastalıkları, astımı, hormon bağlantılı kanserleri tetikleyebilir. Tiroit testlerini bozar ve kalp-damar hastalıklarında rol oynayabilir. Pek çok plastik eşya BPA içermese de güneşe maruz kaldığında ortama vücuda östrojenik etkisi olan maddeler salar. 2.Di-(2-etil heksil)-fitalat (DEHP) ve diğer fitalatlar: PVC gibi sert plastik eşyaların yapımında esnekleştirici olarak kullanılır. Ayrıca besin takviyeleri, bitkisel ilaçlar, kozmetik malzemeler ve oyuncaklarda da bulunabilir. Süt, peynir ve suya karışabilir. Obezite, üreme sistemi, karaciğer ve kalp kan basıncını artırıcı etkileri vardır. 3.Nonilfenol (NP): Böcek ilaçları, boyalar, yağ katkı maddeleri, temizlik malzemeleri, deterjanların içinde bulunur. Östrojen benzeri etki yapar. 4.Poliklorlu bifeniller: Boya-yapı malzemelerinde bulunur. Testis üzerine olumsuz etkileri vardır. 5.Polisiklik aromatik hidrokarbonlar(PAH): Odun, kömür ve diğer organik maddelerin yanması sonucu ortaya çıkar. Testosteron üretimini bozar. 6.Vinklozolinler: Kadınlarda kıllanma artışı, yumurta olgunlaşmasında problemler, erkekte testosteron düzeyi ve sperm azalması gibi ters etkilere yol açabilir. Bu maddelerin olumsuz etkilerini azaltmak için… •Özellikle gıda malzemelerinde plastik yerine, cam kap içindeki ürünler tercih edilmelidir. •Plastik poşet ve kapların kullanımını en aza indirilmeli, bez veya karton çanta gibi alternatifler üretilmelidir. •Karton-kağıt bardaklar ve plastik kaplar sıcak içecekler için mümkün olduğunca kullanılmamalıdır. •Çocuk oyuncaklarında plastik yerine, ahşap gibi doğal malzemeler tercih edilmeli, kurşunlu boyalar içeren oyuncaklardan uzak durulmalıdır. •Yeni boya yapılmış ya da yapıştırıcı uygulanmış kokulu ortamlarda uzun süre kalınmamalıdır. •Gerekmedikçe kapalı mekanlarda oda parfümü, kokulu mum gibi ürünler kullanılmamalıdır. •Uzun süre vakit geçirilen yaşam alanları sık sık havalandırılmalıdır. •Plastik ürünlerin ve tekstil ürünlerinin etiketleri içerik açısından kontrol edilmeli, uygun fiyatlı diye içeriğinde zararlı kimyasallar bulunan ürünler kesinlikle alınmamalıdır. •Plastik kaplar bulaşık makinesinde yıkanmamalıdır. •İlaçlama yapılan ortamlardan mümkün oldukça uzak durulmalı, cilde temas ettiyse en kısa sürede bol sabunlu suyla yıkanıp durulanmalıdır. •Bitkisel ve kimyasal takviye ürünleri içeren tabletler doktora danışılmadan, fazla miktarlarda, gereksiz şekilde ve uzun süreli kullanılmamalıdır. •Basit temizliklerde kimyasal ürünler ve deterjanlar kullanmamak yerine; limon, sirke veya karbonat tercih edilmelidir. •Katkı maddeli, dondurulmuş, işlenmiş yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. •Şeker ve yağ tüketimi azaltılmalıdır. •Elektronik aletlerin bulundukları odalarda uzun vakit geçirilmemelidir. •Hafta sonu veya tatillerde fırsat buldukça kapalı mekanlardan çok açık hava ve doğal ortamlar tercih edilmelidir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 33 hastalıkları ile ilişkili sorunlara yol açar. Erkeklik hormonu, tiroit hormonu ve kortizol hormonunun etkisini değiştirir. Kolesterol değerlerini yükseltir, FAZLA KİLOLU ÇOCUKLARI BEKLEYEN 6 RAHATSIZLIĞA DİKKAT! Ebeveynlerin bilinçsiz yaklaşımları, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik gibi nedenlerle son yıllarda dünyada ve ülkemizde şişman çocuk sayısı hızla artıyor. Sindirim sistemi rahatsızlıklarından ruhsal sorunlara kadar birçok tabloya neden olan bu durumun anne babalar tarafından ciddiye alınması önem taşıyor. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 34 Uz. Dr. İncilay Üstündağ Memorial Hastaneleri Obezite sadece kilo fazlalığı değil, vücutta yağ dokusunun olması gerekenin üzerinde olmasıdır. Bu anlamda erişkin tipi obezite ile çocuklardaki obezite aslında birbirinden farklıdır. Erişkinlerde kilo artınca yağ hücreleri genişlemekte ve kilo verince daralmaktadır. Çocuklarda ise kilo arttıkça yağ hücre sayısı da artmakta ve ömür boyu bu hücreler vücutta korunmaktadır. Bu nedenle şişmanlık, çocukluk çağından itibaren dikkatle izlenmesi ve önlenmesi gereken bir sağlık sorunudur. Obezitenin neden olduğu sağlık sorunları erken yaşlarda ortaya çıkıyor Çocuğun fazla kilolu olup olmadığına; boyuna göre ağırlık kiloların neden olduğu sağlık sorunları erken yaşlarda kendini göstermekte ve genç yaşta hayat kayıplarının daha sık görülmesiyle sonuçlanmaktadır. yüzdesinin oranına bakılarak karar verilmektedir. Bununla birlikte beden kitle endeksi, bel çevresi, boyun çevresi gibi ölçümler şişmanlığın boyutunu daha net bir şekilde göstermektedir. Eskiden kilolu çocuk sağlıklıdır düşüncesi ön plandayken günümüzde çocuklarda şişmanlığın hastalık olarak değerlendirilmesinin nedeni; yetişkin şişmanlığında karşılaşılan sorunların temelinin çocukluk döneminden atılması ve kişinin sağlığını tehdit etmeye başlamasıdır. Çocuklarda fazla Çocuklarda şişmanlık sorununun neden olduğu diğer rahatsızlar şu şekilde sıralanabilir: • Metabolik Sorunlar: Kan şekerinin yükselip insülin direncinin artması sonucunda, eskiden sadece yetişkinlerde görülen Tip II şeker hastalığı oluşumu tetiklenmektedir. • Kardiyolojik Sorunlar: Kan yağlarının yükselmesiyle birlikte yüksek tansiyon, kalp büyümesi, kalp damarlarında bozulma ve buna bağlı kalp hastalıklarında artış görülmektedir. • Ortopedik Sorunlar: Geç çikolata ve cips vermeyin Çocuğunuz için doğru bir rol model olun Şişmanlık harcanandan daha fazla enerji alınması sonucu yağ dokusunun birikmesiyle ortaya çıkmaktadır. Oluşumunda hormonal nedenlerin dışında esas olarak genetik faktörler ve çevresel etmenler en önemli rolü oynamaktadır. Özellikle ebeveyn obezitesi, ailenin yanlış beslenme alışkanlığı ve fiziksel aktivite yetersizliği şişmanlığın altında yatan temel etkenlerdir. Uzun süre TV seyreden, saatlerce bilgisayar başından kalkmayan ve o sırada sürekli yüksek yağ ve enerji içeren abur cubur atıştıran çocukları bekleyen en büyük tehlike şişmanlıktır. Şişmanlığın önlenmesi için ilk olarak diyetin düzenlenmesi ve fiziksel aktivitenin artırılması gerekmektedir. Bu noktada önemli görev ebeveynlere düşmektedir. Çocuğun doğru beslenme alışkanlığı kazanması, aile içindeki eğitimle sağlanabilir. Çocuğunuza ödül olarak şeker Televizyon karşısında hipnotize olmuş bir çocuğa yemek yedirmek oldukça yanlıştır. 06-18 yaş arasını kapsayan okul ve adölesan döneminde ise; öğün atlanmaması sağlanmalı, varsa yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilmeli, fast-food yiyecek tüketimi sınırlandırılmalı ve çocuk tencere yemeğine yönlendirilmelidir. Bu yaş grubundaki çocuklara asla düşük kalorili veya yüksek proteinli diyetler yaptırılmamalıdır. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 35 yürüme, yürüme bozuklukları, eklemlerde aşınma, omurga bozuklukları gibi pek çok sorun ortaya çıkabilmektedir. • Bağışıklık Sistemi Sorunları: Enfeksiyona yatkınlık oluşmakta, otoimmün hastalıklar ve bazı kanser türleri tetiklenmektedir. • Sindirim Sistemi Sorunları: Ülser, reflü, karaciğer yağlanması, safra taşı oluşumu artmaktadır. • Ruhsal Sorunlar: Özgüven eksikliği, sosyal ayırımcılık, madde kullanımında artış, depresyon ve intihar eğilimine varan sorunlarla karşı karşıya kalınabilmektedir. Çocukların obezite sorunuyla karşı karşıya kalmamaları için bebeklik döneminden itibaren bazı önlemler alınmalıdır. Bebek beslenmesinde 1 yaşına kadar olan dönemde; ilk 6 ay sadece anne sütü verilmeli ek gıdalara erken başlanmamalıdır. Ek gıdaya geçildiğinde unlu şekerli muhallebi gibi besinler tercih edilmemeli, çocuk kaşıkla beslenmeli, biberon ve blender ile çekilmiş gıdalardan kaçınılmalı, miktarlar doğru ayarlanmalı ve çocuk yemeye zorlanmamalıdır. 6 yaşına kadar olan okul öncesi dönemde; çocuğun öncelikle ne yediğinin farkında olması sağlanmalıdır. Televizyon karşısında hipnotize olmuş bir çocuğa yemek yedirmek oldukça yanlıştır. Şeker, çikolata, cips gibi paketli gıdalar ödül olarak kullanılmamalı, gazlı ve şekerli içecekler yerine ayran tercih edilmelidir. Bu dönemde aile bireyleri çocuğa örnek olacak şekilde beslenmeli ve çocuğun fiziksel aktivitesi artırılmalıdır. Hamilelikte kaç kilo almak normal sayılır? SORU | CEVAP Hamilelikte 6 ile 20 kilo almak normal sayılır. Günde 2800 kalori tüketebilirsiniz. Vitamin, mineral, kalsiyum yönünden zengin besinler tercih edilmeli. Kepekli ürünler mutlaka bulunmalı. Çay ve kahve gibi içeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Bol su içmek faydalıdır. Salatayı daima çok iyi yıkayın. Çiğ ürünlerden uzak durmanızda fayda var. Gözyaşı tıkanıklığı nedir? Ne gibi etkileri vardır? Gözde sulanma, iltihaplanma, gözyaşı kesesi bölgesinde şişlik, apse gibi belirtilerle ortaya çıkan gözyaşı kanal tıkanıklığı, göz sağlığını tehdit eden hastalıkların başında geliyor. Enfeksiyonlara karşı direnç oluşturma görevine sahip olan gözyaşı, bir tıkanıklık sebebiyle “gözyaşı kanalı” vasıtasıyla göz çevresinden vaktinde ayrılamazsa, gözlerimiz dış etkenlere karşı savunmasız kalabilir. Sürekli uykusuzluk çekiyorum. Neler yapabilirim? Erken yemek yiyin, uykudan 2 saat önce içecek almayın. Özellikle uyku kaçırıcı içeceklerden; çay, kahve, çikolatadan, alkollü içeceklerden kaçının. Kafeinli içecekleri ve nikotini uyumadan 4-6 saat önce tüketmeyin. Uyumadan 2 saat önce TV, bilgisayar kullanmayın, ortamın aşırı ışıklı olmasını engelleyin. Yatağa, uykunuz geldiğinde gidin. Uykusuzluk probleminizi sürekli yaşıyorsanız hekime başvurun. Çok sık unutkanlık yaşıyorum. Nedeni ne olabilir? Unutkanlık her yaştan insanın en sık yakınmasıdır ancak çoğunlukla bir hastalık belirtisi olarak görülmemektedir. Oysa unutkanlık altta yatan bir hastalığın belirtisi olarak düşünülmeli ve uzman bir hekim tarafından araştırılmalıdır. Kalp hastalığı, beyin damar hastalıkları, travmatik beyin hasarları, depresyon, uzun süreli stres, sigara, yaşam tarzı, düşük eğitim düzeyi gibi faktörler hastalığın ortaya çıkışında rol oynar. Bebeğimin gelişimi ile zekası doğru orantılı mı? SORU | CEVAP Sağlıklı bebeklerde yürüme yaşı 12-18 aylar arasında değişir. Bazı bebekler, 12. aydan da önce yürüyebilirler. Çocuğun yürüme yaşı zekası ile ilgili değildir. Bebeğin 18. aya kadar 5-10 kelimeyi anlamlı olarak söylemesi, istediğini işaret etmesi, söylenenlerin kendi yaşına uygun olanları anlaması gerekir. Bu basamaklarda sorun varsa mutlaka çocuk nöroloji doktoruna götürülmelidir. Dişlerimi her gün fırçalamama rağmen beyaz görünmüyor. Ne yapabilirim? Kalsiyumun dişlere faydası yıllardır bilinen bir gerçektir. Yemeklerden sonra ufak bir parça peynir yemenin diş minerallerini güçlendirdiğini ortaya koyan araştırmalar var. Peynirden hoşlanmıyorsanız bir miktar süt ve yoğurt da yemeklerden sonra tercih edebilirsiniz. Elma, havuç, ayva gibi sert meyveleri doğramadan, kabuğuyla yiyin. Bu sert meyveler doğal diş fırçası gibidir. Meme kanserinde ağrı hissedilir mi? Kanser hastalarında genellikle meme ağrısı görülmez. Kanser genellikle sert, ağrısız, düzensiz bir kitle ile başlar. Kanserde ağrı ancak hastaların yüzde 15’inde görülür. Meme ağrıları, dört ana grupta sınıflandırılabilir. Bunlar; adet düzeniyle ilişkili olan ağrılar, adet düzeniyle ilişkili olmayan ağrılar, göğüs duvarı ağrıları ve göğüs duvarı dışı ağrılardır. Kalp ameliyatı olduktan sonra neler yiyebilirim? Diyabet, böbrek, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığınız yoksa, istediğiniz her gıdayı abartıya kaçmadan yiyebilirsiniz. Özellikle protein ve posalı yiyecekler kabızlığın önlenmesini sağlıyor. Kırmızı et, haftada iki kez yenebilir. Mümkünse balığın sıklıkla tüketilmesi öneriliyor. Sebze ağırlıklı beslenmeli ve katı yağdan uzak durmalısınız. Bu tip beslenme alışkanlığının ömür boyu devam ettirilmesi, kalp sağlığı açısından oldukça önemli. Maden Suyunun Faydaları Maden Suyu yeryüzünün derinliklerinden karbondioksit gazının sürüklemesiyle yeryüzüne çıkan doğal bir içecektir. Oluşumu safhasında kalsiyum, sodyum, bikarbonat, klor, magnezyum, flor, demir ve çinko gibi bir çok minerali içerisinde barındırmaktadır. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 38 Prof. Dr. Mehmet Tahir ÜNAL Beslenme ve Diyetetikİç Hastalıkları Doğal bir içecek olan maden suyu bu özelliklerinden dolayı tüketilmesi durumunda bir çok yararlar sağlamaktadır. Halk arasında mide gazı olarak da bilinen dispepsinin tedavisinde çok yararlıdır. Vücudumuzun sağlığının korunmasında elektrolitlerin oluşturduğu denge hayati bir öneme sahiptir. Doğumdan ileri yaşlara kadar olan safhalarda bu elektrolitlere değişik miktarlarda ihtiyaçlar artmaktadır. Maden suyunda bir çok mineral bulunduğundan elektrolit dengesinin sağlanmasında çok önemli katkıları vardır. Çocukluk yaşlarında tüketilmesi durumunda kemik gelişimi, kan hücrelerinin gelişimi, ağız ve diş sağlığı ve çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesinde çok yararlıdır. İleri yaşlarda kemik erimesi olarak bilinen osteoporozu durumunda hem minerallerin alınmasını hem de günlük sıvı gereksiniminin sağlanmasında yararlıdır. Günümüzde Batı ülkelerinde normal su yerine maden suları (minerallı sular) tüketilmektedir. önleyici etkileri vardır. Vücudumuzdaki demir ve çinko oranlarının yeterli düzeyde olmalarına katkı sağlar. En hızlı değişen organımız olarak kabul edilen derinin sağlıklı ve pürüzsüz olmasına katkı sağlar. Yaşlı hastalarda başta hipertansiyon olmak üzere bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar vücudumuzdaki sodyum, potasyum, kalsiyum dengesini bozabilmektedir. Bu hastalara uygun miktarlarda maden suyunun tüketilmesi dengenin bozulmasını engeller. Maden suyunun günde en az 1 litre kadar tüketilmesi Maden sularının doğal kaynaklardan temin edildiği ve içeriğinde neler ihtiva ettiğini dikkatlice incelemek gerekir. Çünkü doğal ve korunmuş kaynaklardan elde edilmeyen maden suları içerisinde zararlı bazı madde ve bakteriler olabilmektedir. Hipertansiyonu olan hastalarda maden suyunda bol miktarda sodyum bulunduğundan bu hastaların maden suyu tketiminin tansiyon düzeylerini yükseltmeyecek şekilde almaları önerilmektedir. Sonuç olarak mineral bakımından zengin bir doğal içecek olan maden suyunun tüketilmesi, sağlıklı bir yaşam için gereklidir. Platform-Sağlık | 6. Sayı 2017 | Sayfa 39 Ihr Partner für Versicherungen, Vorsorge und Vermögensplanung Bedarfsgerechte Vorsorge braucht fachkundige Beratung. Bei uns erhalten Sie beides! LVM-Versicherungsagentur Fikret Odag Buschkrugallee 94 12359 Berlin Telefon (030) 66 86 94 36 www.odag.lvm.de